Konstantinopolis veya Kostantiniyye (Osmanlıca: قسطنطينيه, romanize: Kostantînīyye; Grekçe: Κωνσταντινούπολις, romanize: Kōnstantinoúpolis; Latince: Constantinopolis), Roma İmparatorluğu (330–395), Bizans İmparatorluğu (395–1204 ve 1261–1453), Latin İmparatorluğu (1204–1261) ve Osmanlı İmparatorluğu'na (1453–1922) başkentlik yapmış tarihî bir şehir. Günümüzde şehir, Atatürk'ün inkılaplarından biri olarak 1928'de Latin harflerine geçilmesi sonrası, kentin Türkçe adının Latin harfleriyle yazılmış hali olan İstanbul olarak adlandırılmaktadır.
Konstantinopolis haritası | |
Konum | Fatih, İstanbul, Türkiye |
---|---|
Bölge | Marmara Bölgesi |
Parçası | |
Tarihçe | |
Kurucu | I. Konstantin |
Kuruluş | 11 Mayıs 330 |
Kültür(ler) | |
Olay(lar) | Konstantinopolis kuşatmaları şehrin düşüşü dahil (1204 ve 1453) |
Etimoloji ve isim
Bizans döneminde kullanılan adıyla Konstantinopolis; 1453'te Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet'in fethinden sonra Kostantiniyye, Dersaadet, İstanbul gibi değişik adlarla anılmıştır. Bunlardan resmî amaçlarla en çok kullanılanı Kostantiniyye'dir.
Şehir Osmanlıların eline geçtikten sonra da Konstantinopolis (Kostantiniyye) ismi kullanılmaya devam edilmiştir, bunun yanında İstanbul adı da yaygın olarak kullanılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun sonlarına doğru İstanbul dışındaki adlar kullanımdan kalkmıştır. Buna karşın diğer dillerde Konstantinopolis adlandırması devam etmiş, kent Osmanlı Türkçesinde استانبول (İstanbul) olarak adlandırılırken Latin harfleriyle yazıldığında Konstantinopolis kullanılmıştır. Türkçede Latin harflerine geçiş sonrasında Türk Devleti diğer ülkelerden kentin Türkçe adını kullanmalarını talep etmeye başlamış, zamanla dünya genelinde İstanbul adı yaygınlaşmıştır.
Modern Yunancada İstanbul'un adı hâlâ Konstantinopolis olarak geçmektedir.
Tarih
Byzantion ve Bizans dönemi (MÖ 667-MS 330)
MÖ 667 yılında Antik Yunanistan'dan gelen Megaralı kolonistler bugünkü tarihî yarımadanın en doğusuna Byzantion (Yunanca: Βυζάντιον) adlı şehir devletini kurdular. Byzantion, MÖ 196'da Romalılar tarafından işgal edilinceye kadar şehir devleti özelliğini korumuştur. Bu antik Yunan şehri bugünkü İstanbul'un kentsel ilk atası olarak kabul edilir.
Konstantinopolis ve Bizans İmparatorluğu dönemi (330-1453)
Roma başkenti Konstantinopolis ve geç Roma dönemi (330-395)
İstanbul'un başkentlik tarihi Roma İmparatorluğu'nun Doğu-Batı ayrılmasından 65 yıl önce başlamıştır. 11 Mayıs 330 tarihinde Roma İmparatoru I. Konstantin Byzantion'u imparatorluğun yeni başkenti seçmiş ve Yeni Roma (Latince: Nova Roma) diye tekrar isimlendirmiştir. İlk zamanlarından itibaren yeni başkentin tarihçileri kurucusunun adından dolayı onu Konstantin'in Şehri; Konstantinopolis diye anmaya başlamışlardır (Yunanca: Κωνσταντινούπολις veya Κωνσταντίνου Πόλις). Şehir hızla eski site sınırlarından taşarak batıya doğru yayılmaya başlamıştır.
Büyük Konstantin döneminden başlayarak Roma İmparatorluğu'nun başkenti ve Roma İmparatorluğu yıkıldığı MS 395'ten itibaren ardılı olan Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkenti olur.
Bizans başkenti Konstantinopolis ve Bizans İmparatorluğu dönemi (395-1204)
Konstantinopolis, önce Doğu Roma İmparatorluğu adıyla kurulan ve Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra zamanla adı Bizans İmparatorluğu'na dönüşen devletin de 395'te başkenti olmuştur. Konstantinopolis erken Orta Çağ'da da dünyanın en parlak ve zengin şehridir. Şehir ve güneyindeki Theodosius Limanı, 13. yüzyıla dek dünyanın en büyük ticaret merkezlerinden biri olur.
Latin şehri Konstantinopolis ve Latin İmparatorluğu dönemi (1204-1261)
1204-1261 yılları arasında Latinlerin işgaline uğrayan Konstantinopolis Latin İmparatorluğu'nun bir parçası haline gelmiştir.
Bizans başkenti Konstantinopolis ve geç Bizans İmparatorluğu dönemi (1261-1453)
Latin egemenliğinden sonra Konstantinopolis daha sonra tekrar 1453'e kadar Bizans İmparatorluğu'nun başkenti olmuştur. 29 Mayıs 1453 tarihinde Fatih Sultan Mehmet'in Konstantinopolis'i ele geçirmesiyle şehir Osmanlı Devleti'nin başkenti olmuştur.
Kostantiniyye ve Osmanlı İmparatorluğu dönemi (1453-1922)
Kostantiniyye ve daha sonra İstanbul adlarını alan şehir, bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olmuştur.
Sultan III. Mustafa 1762 yılında Konstantiniyye adının kullanılmasını yasaklar.
1923'te Ankara'nın yeni Türkiye Devleti'nin başkenti ilan edilmesiyle, MS 330'dan beri sürdürdüğü yaklaşık 1600 yıllık başkentlik özelliğini kaybetmiştir.
Stratejik önem
İstanbul'un stratejik özelliklerinin başında Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlaması gelmektedir. Bir nevi köprü vazifesi görmektedir ve tarih boyunca kültürler arası köprü vazifesini başarıyla yerine getirmiştir. Doğu Roma İmparatorluğuna ve Osmanlı Devletine başkentlik yapmıştır. Tarih boyunca birçok devlet tarafından kuşatmaya uğramıştır ama emsali görülmemiş surlarını kimse aşmayı başaramamıştır. Bu surlar üç aşamadan oluşuyordu ve aralarında boşluklar bulunuyordu bu boşluklara da hendekler kazılmıştı ve içlerinde göletler oluşturulmuştu. Bu surları Osmanlı padişahlarından Fatih Sultan Mehmet geçmeyi başarmıştır ve Osmanlı'nın yeni başkenti olmuştur.
İstanbul ayrıca Yunan mitolojisinde de geçer ve "Altın Boynuz" olarak da bilinen Haliç'in oluşumu mitolojide anlatılagelir.
İstanbul'un Dünya haritasına bakıldığında hem Asya hem de Avrupa'ya hakim bir yapısı bulunmaktadır. İstanbul Boğazı'ndan geçerek Rusya Federasyonu'na deniz yolu ile geçilebilir ya da Akdeniz havzasına inilebilir.
Kilise ve manastırlar
Ayasofya
İstanbul bütün Ortaçağ dünyasının ilgisini önce kilise ve manastırlarıyla kendisine çekmektedir. Özellikle Ayasofya. O tek başına bir efsanedir. Ayasofya'sız bir İstanbul, İstanbul'suz bir Ayasofya düşünülemez. Bünyesinde barındırdığı altı bin rahip ve on yedi bin cemaatle Ayasofya, şehrin en büyük kilisesi ve patriğin merkezidir. Kilisenin ana kapısının üstünde Hz. İsa'nın çarmıhının bir parçası olduğu söylenen tahta bir haç bulunmakta olup tüm Hristiyan seyyahlar bu haçın önünde istavroz çıkarır, daha sonra kiliseye girerler.
Seyyahlar kilisenin içindeki altın ve gümüşün bolluğundan, kullanılan mermerlerin, porfirlerin ve diğer kıymetli taşların güzelliğinden ve özellikle mozaik süslemenin letafetinden dolayı şaşıp kalırlar. Ayasofya'nın çan kulesi yoktur. Novgorodlu Antonius'un belirttiği üzere, ibadete sementron (tahta levhaya vurulan tahta tokmak) ile davet edilmektedir.
Ayasofya sadece mabetten ibaret değildir. O, şehir hayatının, hatta imparatorluk hayatının merkezinde yer almaktadır.
Havariyyun (Agios Apostolos) Kilisesi
Doğu Roma dönemi İstanbul'unun ikinci büyük abidesi, bugün, yerinde Fatih Camii'nin ve II. Mehmet'in türbesinin bulunduğu yerdeydi. Kilise, ismini, kilisede medfun bulunan Hz. İsa'nın üç havarisinden; Aziz Timotheus, Aziz Andreas ve Aziz Lukas ile meşhur din adamı Aziz Ioannes Hırisostomos'tan almaktadır.
Venedik'teki San Marcos Kilisesi ile Efes'teki Agios Ioannes'in (Aziz Yahya) kiliseleri, Havariyyun Kilisesi örnek alınarak yapılmıştır. 1028'e kadar Doğu Roma imparatorlarının gömüldükleri anıt mezar kompleksi olarak kullanılmıştır. Şehrin kurucusu I. Konstantinos ile annesi Helena'nın, II. Theodosius'un ve I. Justinianus'un lahitleri burada bulunmaktadır. Kilise, paraya ihtiyacı olan Doğu Roma İmparatoru III. Aleksios tarafından 1197 yılında "soyulmuş", 1204'te Haçlılar tarafından yağmalanmış, 15. yüzyılın başındaysa neredeyse harabe haline gelmiştir.
Pantokrator Kilisesi (Zeyrek Camii)
Doğu Roma İmparatorluğu'nun daha sonraki hanedanlarının, Komnenos ve Paleologos hanedanlarının defin yeri olmuştur. Kiliseyi yaptıran İmparatoriçe Iriene, 1134'te ölmüş ve buraya defnedilmiştir.
Vaftizci Yahya Kilisesi
Şehrin Haliç'e yakın surlarının içinde yer alan bu kiliseden bugüne hiçbir iz kalmamıştır. Clavijo, kiliseyi şöyle anlatmıştır: "Kilise, Blakharne Sarayı'ndan pek uzakta değildi. Girişindeki kapıda Vaftizci Yahya'nın mozaikle işlenmiş bir resmi göze çarpıyordu. Kapıdan girince dört direğe dayanan ve içi altın yaldızlı mozaikler, mavi, yeşil, kırmızı renklerle boyanmış resimlerle süslü bir kubbenin altından geçiliyordu. Asıl kilise binasının içinde, en büyüğü ortada yer alan, üç bölme ile karşılaşıyordunuz. Duvarlar, tavandan zemine kadar en muhteşem mozaiklerle işlenmişti. Bu kilisede muhafaza edilen mukaddes eşya pek çoktu."
Panagia Peribleptos Kilisesi
Şehrin güneybatısında bulunan bu kilise, bir manastırın iç bahçesinin ortasında yer almaktadır. Clavijo burayı da anlatmıştır: "Kilisenin asıl binasının dışı da birçok resim ve tasvirle süslenmişti. Kiliseye girerken sol tarafta Hz. Meryem'in ayaklarının dibinde otuz kale ve şehrin temsil olunduğu ve isimlerinin Yunan harfleriyle yazılı olduğu bir tasvir dikkatimi çekti. Anlatıldığına göre bu kale ve şehirler, İmparator Romanos (1028-1034) tarafından bu kiliseye vakfolunmuştu. Kilisenin bir köşesinde İmparator Romanos'un mezarı görülmekteydi. Burada Vaftizci Yahya'nın diğer kolunu gördük. Aynı kilisede bize küçük bir haç gösterdiler. Papazların anlattığına göre bu haç, bizzat İsa Efendimiz'in, üzerinde çarmıha gerildiği asıl haçtan yapılmış. Tahtanın rengi siyahtı. İstanbul'u kuran İmparator I.Konstantinos'un annesi Kudüs'e giderek hafriyat yaptırmış ve asıl sahibin bu parçasını buldurmuş."
Meydanlar ve dikilitaşlar
Hipodrom
Roma İmparatoru Septimus Severus'un inşasını başlattığı bu mekan, I. Konstantinos tarafından hem bir tören hem de bir yarış alanı olarak tamamına erdirilmiştir. Tahminen seksen bin kişilik hipodromun çevresinde, atlı arabaların yarıştıkları bir parkur, parkurun orta yerinde de arabaların çevresinde dönerek turlarını tamamladıkları çeşitli abide ve heykellerle anlamlı kılınmış bir ara set, bir spina bulunmaktadır. Boyu dört yüz yirmi metre olan meydanın ortasında bir de arena vardır. Boyu üç yüz yetmiş, eni yüz seksen metredir. Clari, halktan izleyiciler için otuz-kırk sıra olan ve imparator ailesiyle saraylılara mahsus locaların olduğu bir amfiden söz etmektedir.
Dört At Kompozisyonu
Bugün Venedik'teki San Marco Kilisesi'nin üst katındaki müzede muhafaza edilen "Dört At" kompozisyonu hipodromdan Latin İşgali sırasında İtalya'ya götürülmüştür. M.Ö. IV. yüzyılda Grek heykeltıraş Lisipos tarafından yapılan altın varaklarla kaplanmış tunçtan atlar I. Konstantinus tarafından önce Korent'den Roma'ya Trajanus kemerine taşınmış, sonra İstanbul'a getirilerek dört atlı yarış arabalarını temsilen Hipodrom'a yerleştirilmiştir.
Burmalı (Yılanlı) Sütun
M.Ö. 479'da Delfi'de Greklerin Perslere karşı kazandığı zaferin anısına, savaşta ölen Pers askerlerinin bronz kalkanlarının eritilmesiyle yapılan ve bir zamanlar üç ayaklı bir kaide üzerine konulmuş altın bir kazanı taşıyan bu burmalı anıtın kıvrımlarında, savaşı kazanan otuz bir Grek şehir devletinin isimleri yazılıdır. Apollon'a ithaf edilen abidenin altın kazanı, Delfi'yi yağma eden Phokisliler tarafından çalınmış, anıtın temeli olan üçlü burmalı sütun ise M.S. IV yüzyılda I. Konstantinos tarafından İstanbul'a getirilmiştir. I. Konstantinos getirttiği sütunu hipodroma diktirmemiştir. Bununla birlikte sütunun Paleologoslarla Hipodrom'a konulmuş olduğu yaygın olarak kabul edilmektedir. Konstantinopolis'i gören ve anlatan seyyahlar özel günlerde yılan başlarının ağzından halka şarap dağıtıldığını yazmıştır.
Dikilitaş
Hipodromda bulunan en eski eserlerden birisi olan Dikilitaş, yaklaşık 3500 yaşında olup, Mısır'daki Karnak Mabedi'nden getirilmiştir. M.Ö. 1547'de III. Thoutmosis'in emriyle dikilen bu taş, yekpare pembe granittendir. I. Theodosius'un emriyle Haliç'ten taşınarak M.S. IV. yüzyılda İstanbul'a getirilmiştir.
Dikilitaş, Konstantinos VII. Porphyrogenitus tarafından bronz levhalarla kaplatılmıştır. Fakat Haçlıların şehri istilasından sonra bu levhalar eritilip para yapılmıştır.
Atlı Heykel
Ayasofya meydanında bulunan bu atlı heykel I. Justinianus'a atfedilmiştir. Doğu Romalılar, yıllarca bu anıtın şehri koruyan bir tılsım olduğuna inanmışlardır. Olağanüstü yükseklikte ve gerçeklikte olan bu sütunu birçok dönem gezgini anlatırken sütuna karşı olan hayretlerini gizleyememişlerdir. İmparator, barbarlara sınırları içerisinde kalmalarını emredermişçesine elini doğuya doğru uzatmaktadır. Diğer elindeyse üzerinde haç olan altın bir küre tutmaktadır. Bu küre, 1316'daki bir fırtınada düşmüştür. 1325'te tekrar yerine konulan küre, varlığını kısa bir süre daha devam ettirmiştir. Fetihten sonra heykel indirilmiştir. Sütun ise 1520 yılında çıkan bir fırtınaya kadar varlığını sürdürmüştür.
I. Konstantinos Sütunu
Çemberlitaş Meydanı'nda bulunan bu anıt I. Konstantinos tarafından 328'de diktirilmiş olup, üstünde imparatorun heykelini taşımaktadır. 1106'daki bir fırtınaya kadar ayakta kalmıştır. Birçok seyyah, sütunun içinde Hristiyanlığa ait kutsal emanetlerin barındırıldığını söylese de bu henüz kanıtlanabilmiş değildir.
I. Theodosius Dikilitaşı
Beyazıt Meydanı'nın yerinde bulunan Tauri Forumu'nda kırk metreyi aşan bir sütunun üzerinde I. Theodosius'un heykeli bulunmaktadır. Anıtın üzerinde kabartmalarla I. Theodosius'un savaşları tasvir edilmiştir. İçinde merdiven bulunan bu sütunun üzerinde ise bir hücre bulunmaktadır ve bu hücrede bir keşiş yaşamaktadır. Haçlılar şehri zapt ettikten sonra imparatoru şehir ahalisinin önünde bu sütundan aşağı atmışlardır.
Saraylar
Büyük Saray
Büyük İmparatorluk Sarayı, Sultanahmet Meydanı'ndan Marmara Denizi'ne kadar olan çok geniş bir alanı kapsar ve bütün çevresi yüksek surlarla çevrilidir. Ana giriş kapısı, bugün Sultanahmet Türbesi ile Ayasofya arasında bulunan saray, altın mozaiklerle süslü beş yüz odası, birbiri ile bağlantılı olan saray yavruları, büyüklü küçüklü otuz kilise ve şapeli ve bahçeleriyle karmaşık bir saray kompleksidir. Sarayın ilk binaları I. Konstantinuas döneminde inşa edilmeye başlanmıştır ve sonraki dönemlerde çeşitli eklemeler yapılmıştır. Büyük Saray'ın en önemli mekanları damı ve kapı kanatları altın yaldızlı bakırlarla kaplı olan Halki, büyük bir kabul salonu olan on dokuz sedirli Triklinos, yılda bir kez senato üyelerini toplandığı ve sarayın ilk yapılarından birisi olan Daphne, İmparator Theophilos'un yaptırdığı üç yapraklı yonca biçiminde kubbe ve yarım kubbeleri altın yaldızlarla süslü Trikonkhos, II. Justinianus'un yaptırdığı sekizgen biçiminde Altın Triklinos, kırmızı porfir ile döşemeli olduğundan Porphyra olarak adlandırılan ve imparatoriçelerin lohusalığına mahsus olan salon, kıyıda önünde bir boğayı parçalayan bir aslan heykeli olan ve bir dizi pencereleri ve tonozları bugün tren ile içinden geçilirken dikkati çeken Bukoleon Sarayı'dır.
Blaherne Sarayı
Büyük Saray'ın XI. yüzyıldan sonra değerini yitirmesiyle imparatorların ikametgâhı olarak kullanılmaya başlanmıştır. En çok ziyaret edilen ve tasvir edilen saray olmuştur. Altın Boynuz'un yanı başındadır. Sarayın her tarafı değerli taşlar ve mozaiklerle işlenmiştir. İmparator kendine altın ve kıymetli taşlarla sülü bir taht yaptırmış, tahtın hemen üstüne ise altın zincirlerle aşağıya doğru sarkan bir taç, İmparator tahtında otururken başına geçebilecek şekilde yerleştirilmiştir. Sarayda her biri altın mozaiklerle süslü iki yüz oda ve yirmi şapel bulunmaktadır. Hazine dairesinde ise daha eski imparatorlara ait olan pek çok taç korunmaktadır.
Bukoleon Sarayı
Başlangıçta bağımsız bir saray olan ve adını küçük limandaki dövüşen aslan ve boğa heykelinden alır.
Yönetmiş olan devletler
Sırasıyla:
- Roma İmparatorluğu (196-395),
- Bizans İmparatorluğu (395-1204),
- Latin İmparatorluğu (1204-1261),
- Bizans İmparatorluğu (1261-1453),
- Osmanlı İmparatorluğu (1453-1922),
- Türkiye Cumhuriyeti (1923-günümüz).
Başkentlik yaptığı devletler
- Roma İmparatorluğu (330-395)
- Doğu Roma İmparatorluğu (395-1204) (1.)
- Latin İmparatorluğu (1204-1261)
- Doğu Roma İmparatorluğu (1261-1453) (2.)
- Osmanlı İmparatorluğu (1453-1922)
Ayrıca bakınız
Wikimedia Commons'ta Konstantinopolis ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
Kaynakça
- ^ G. Necipoĝlu "From Byzantine Constantinople to Ottoman Kostantiniyye: Creation of a Cosmopolitan Capital and Visual Culture under Sultan Mehmed II" Ex. cat. "From Byzantion to Istanbul: 8000 Years of a Capital", June 5 - September 4, 2010, Sabanci University Sakip Sabanci Museum, Istanbul. Istanbul: Sakip Sabanci Museum, 2010 p. 262
- ^ Stanford and Ezel Shaw (1977): History of the Ottoman Empire and Modern Turkey. Cambridge: Cambridge University Press. Vol II, p. 386
- ^ Zikrullah Kırmızı, Fehime Tunalı Çalışkan (1 Haziran 2012). İstanbul Ulaşım Zaman Dizini. Cinius Yayınları. ss. 100-. ISBN .
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q r s Meriç (2020). Seyyahların Aynasında İstanbul. Albaraka Kültür Sanat ve Yayıncılık.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Konstantinopolis veya Kostantiniyye Osmanlica قسطنطينيه romanize Kostantiniyye Grekce Kwnstantinoypolis romanize Kōnstantinoupolis Latince Constantinopolis Roma Imparatorlugu 330 395 Bizans Imparatorlugu 395 1204 ve 1261 1453 Latin Imparatorlugu 1204 1261 ve Osmanli Imparatorlugu na 1453 1922 baskentlik yapmis tarihi bir sehir Gunumuzde sehir Ataturk un inkilaplarindan biri olarak 1928 de Latin harflerine gecilmesi sonrasi kentin Turkce adinin Latin harfleriyle yazilmis hali olan Istanbul olarak adlandirilmaktadir KonstantinopolisKonstantinopolis haritasiKonumFatih Istanbul TurkiyeBolgeMarmara BolgesiParcasiRoma ImparatorluguBizans ImparatorluguLatin ImparatorluguOsmanli ImparatorluguTarihceKurucuI KonstantinKurulus11 Mayis 330Kultur ler LatinBizansOsmanliOlay lar Konstantinopolis kusatmalari sehrin dususu dahil 1204 ve 1453 Etimoloji ve isimImparator I Konstantin Kostantiniyye ye bakarken Ayasofya c 1000 Bizans doneminde kullanilan adiyla Konstantinopolis 1453 te Osmanli padisahi Fatih Sultan Mehmet in fethinden sonra Kostantiniyye Dersaadet Istanbul gibi degisik adlarla anilmistir Bunlardan resmi amaclarla en cok kullanilani Kostantiniyye dir Sehir Osmanlilarin eline gectikten sonra da Konstantinopolis Kostantiniyye ismi kullanilmaya devam edilmistir bunun yaninda Istanbul adi da yaygin olarak kullanilmistir Osmanli Imparatorlugu nun sonlarina dogru Istanbul disindaki adlar kullanimdan kalkmistir Buna karsin diger dillerde Konstantinopolis adlandirmasi devam etmis kent Osmanli Turkcesinde استانبول Istanbul olarak adlandirilirken Latin harfleriyle yazildiginda Konstantinopolis kullanilmistir Turkcede Latin harflerine gecis sonrasinda Turk Devleti diger ulkelerden kentin Turkce adini kullanmalarini talep etmeye baslamis zamanla dunya genelinde Istanbul adi yayginlasmistir Modern Yunancada Istanbul un adi hala Konstantinopolis olarak gecmektedir TarihI Theodosius henuz bolunmemis Roma Imparatorlugu nda hukum suren son imparatordur II Ioannis Bizans Imparatoru ve karisi Irini Ortada Meryem ana ve cocugu Isa Ayasofya da bir mozaik Istanbul ca 1118 Bati Avrupali hacilar Bizans donemindeki Kostantiniyye de Bati Avrupali Orta Cag doneminden bir minyatur Byzantion ve Bizans donemi MO 667 MS 330 MO 667 yilinda Antik Yunanistan dan gelen Megarali kolonistler bugunku tarihi yarimadanin en dogusuna Byzantion Yunanca Byzantion adli sehir devletini kurdular Byzantion MO 196 da Romalilar tarafindan isgal edilinceye kadar sehir devleti ozelligini korumustur Bu antik Yunan sehri bugunku Istanbul un kentsel ilk atasi olarak kabul edilir Konstantinopolis ve Bizans Imparatorlugu donemi 330 1453 Roma baskenti Konstantinopolis ve gec Roma donemi 330 395 Istanbul un baskentlik tarihi Roma Imparatorlugu nun Dogu Bati ayrilmasindan 65 yil once baslamistir 11 Mayis 330 tarihinde Roma Imparatoru I Konstantin Byzantion u imparatorlugun yeni baskenti secmis ve Yeni Roma Latince Nova Roma diye tekrar isimlendirmistir Ilk zamanlarindan itibaren yeni baskentin tarihcileri kurucusunun adindan dolayi onu Konstantin in Sehri Konstantinopolis diye anmaya baslamislardir Yunanca Kwnstantinoypolis veya Kwnstantinoy Polis Sehir hizla eski site sinirlarindan tasarak batiya dogru yayilmaya baslamistir Buyuk Konstantin doneminden baslayarak Roma Imparatorlugu nun baskenti ve Roma Imparatorlugu yikildigi MS 395 ten itibaren ardili olan Dogu Roma Imparatorlugu nun baskenti olur Bizans baskenti Konstantinopolis ve Bizans Imparatorlugu donemi 395 1204 Konstantinopolis once Dogu Roma Imparatorlugu adiyla kurulan ve Bati Roma Imparatorlugu nun yikilmasindan sonra zamanla adi Bizans Imparatorlugu na donusen devletin de 395 te baskenti olmustur Konstantinopolis erken Orta Cag da da dunyanin en parlak ve zengin sehridir Sehir ve guneyindeki Theodosius Limani 13 yuzyila dek dunyanin en buyuk ticaret merkezlerinden biri olur Latin sehri Konstantinopolis ve Latin Imparatorlugu donemi 1204 1261 1204 1261 yillari arasinda Latinlerin isgaline ugrayan Konstantinopolis Latin Imparatorlugu nun bir parcasi haline gelmistir Bizans baskenti Konstantinopolis ve gec Bizans Imparatorlugu donemi 1261 1453 Latin egemenliginden sonra Konstantinopolis daha sonra tekrar 1453 e kadar Bizans Imparatorlugu nun baskenti olmustur 29 Mayis 1453 tarihinde Fatih Sultan Mehmet in Konstantinopolis i ele gecirmesiyle sehir Osmanli Devleti nin baskenti olmustur Konstantinopolis in anitsal merkeziKostantiniyye ve Osmanli Imparatorlugu donemi 1453 1922 Kostantiniyye ve daha sonra Istanbul adlarini alan sehir bu donemde Osmanli Imparatorlugu nun baskenti olmustur Sultan III Mustafa 1762 yilinda Konstantiniyye adinin kullanilmasini yasaklar 1923 te Ankara nin yeni Turkiye Devleti nin baskenti ilan edilmesiyle MS 330 dan beri surdurdugu yaklasik 1600 yillik baskentlik ozelligini kaybetmistir Stratejik onemBizans Tekfur SarayiAya Irini Kilisesi dis gorunusuChora Kilisesi Kariye Camii Kubbesi ic gorunusu Istanbul un stratejik ozelliklerinin basinda Asya ve Avrupa kitalarini birbirine baglamasi gelmektedir Bir nevi kopru vazifesi gormektedir ve tarih boyunca kulturler arasi kopru vazifesini basariyla yerine getirmistir Dogu Roma Imparatorluguna ve Osmanli Devletine baskentlik yapmistir Tarih boyunca bircok devlet tarafindan kusatmaya ugramistir ama emsali gorulmemis surlarini kimse asmayi basaramamistir Bu surlar uc asamadan olusuyordu ve aralarinda bosluklar bulunuyordu bu bosluklara da hendekler kazilmisti ve iclerinde goletler olusturulmustu Bu surlari Osmanli padisahlarindan Fatih Sultan Mehmet gecmeyi basarmistir ve Osmanli nin yeni baskenti olmustur Istanbul ayrica Yunan mitolojisinde de gecer ve Altin Boynuz olarak da bilinen Halic in olusumu mitolojide anlatilagelir Istanbul un Dunya haritasina bakildiginda hem Asya hem de Avrupa ya hakim bir yapisi bulunmaktadir Istanbul Bogazi ndan gecerek Rusya Federasyonu na deniz yolu ile gecilebilir ya da Akdeniz havzasina inilebilir Kilise ve manastirlarAyasofya Istanbul butun Ortacag dunyasinin ilgisini once kilise ve manastirlariyla kendisine cekmektedir Ozellikle Ayasofya O tek basina bir efsanedir Ayasofya siz bir Istanbul Istanbul suz bir Ayasofya dusunulemez Bunyesinde barindirdigi alti bin rahip ve on yedi bin cemaatle Ayasofya sehrin en buyuk kilisesi ve patrigin merkezidir Kilisenin ana kapisinin ustunde Hz Isa nin carmihinin bir parcasi oldugu soylenen tahta bir hac bulunmakta olup tum Hristiyan seyyahlar bu hacin onunde istavroz cikarir daha sonra kiliseye girerler Seyyahlar kilisenin icindeki altin ve gumusun bollugundan kullanilan mermerlerin porfirlerin ve diger kiymetli taslarin guzelliginden ve ozellikle mozaik suslemenin letafetinden dolayi sasip kalirlar Ayasofya nin can kulesi yoktur Novgorodlu Antonius un belirttigi uzere ibadete sementron tahta levhaya vurulan tahta tokmak ile davet edilmektedir Ayasofya sadece mabetten ibaret degildir O sehir hayatinin hatta imparatorluk hayatinin merkezinde yer almaktadir Havariyyun Agios Apostolos Kilisesi Dogu Roma donemi Istanbul unun ikinci buyuk abidesi bugun yerinde Fatih Camii nin ve II Mehmet in turbesinin bulundugu yerdeydi Kilise ismini kilisede medfun bulunan Hz Isa nin uc havarisinden Aziz Timotheus Aziz Andreas ve Aziz Lukas ile meshur din adami Aziz Ioannes Hirisostomos tan almaktadir Venedik teki San Marcos Kilisesi ile Efes teki Agios Ioannes in Aziz Yahya kiliseleri Havariyyun Kilisesi ornek alinarak yapilmistir 1028 e kadar Dogu Roma imparatorlarinin gomuldukleri anit mezar kompleksi olarak kullanilmistir Sehrin kurucusu I Konstantinos ile annesi Helena nin II Theodosius un ve I Justinianus un lahitleri burada bulunmaktadir Kilise paraya ihtiyaci olan Dogu Roma Imparatoru III Aleksios tarafindan 1197 yilinda soyulmus 1204 te Haclilar tarafindan yagmalanmis 15 yuzyilin basindaysa neredeyse harabe haline gelmistir Pantokrator Kilisesi Zeyrek Camii Dogu Roma Imparatorlugu nun daha sonraki hanedanlarinin Komnenos ve Paleologos hanedanlarinin defin yeri olmustur Kiliseyi yaptiran Imparatorice Iriene 1134 te olmus ve buraya defnedilmistir Vaftizci Yahya Kilisesi Sehrin Halic e yakin surlarinin icinde yer alan bu kiliseden bugune hicbir iz kalmamistir Clavijo kiliseyi soyle anlatmistir Kilise Blakharne Sarayi ndan pek uzakta degildi Girisindeki kapida Vaftizci Yahya nin mozaikle islenmis bir resmi goze carpiyordu Kapidan girince dort direge dayanan ve ici altin yaldizli mozaikler mavi yesil kirmizi renklerle boyanmis resimlerle suslu bir kubbenin altindan geciliyordu Asil kilise binasinin icinde en buyugu ortada yer alan uc bolme ile karsilasiyordunuz Duvarlar tavandan zemine kadar en muhtesem mozaiklerle islenmisti Bu kilisede muhafaza edilen mukaddes esya pek coktu Panagia Peribleptos Kilisesi Sehrin guneybatisinda bulunan bu kilise bir manastirin ic bahcesinin ortasinda yer almaktadir Clavijo burayi da anlatmistir Kilisenin asil binasinin disi da bircok resim ve tasvirle suslenmisti Kiliseye girerken sol tarafta Hz Meryem in ayaklarinin dibinde otuz kale ve sehrin temsil olundugu ve isimlerinin Yunan harfleriyle yazili oldugu bir tasvir dikkatimi cekti Anlatildigina gore bu kale ve sehirler Imparator Romanos 1028 1034 tarafindan bu kiliseye vakfolunmustu Kilisenin bir kosesinde Imparator Romanos un mezari gorulmekteydi Burada Vaftizci Yahya nin diger kolunu gorduk Ayni kilisede bize kucuk bir hac gosterdiler Papazlarin anlattigina gore bu hac bizzat Isa Efendimiz in uzerinde carmiha gerildigi asil hactan yapilmis Tahtanin rengi siyahti Istanbul u kuran Imparator I Konstantinos un annesi Kudus e giderek hafriyat yaptirmis ve asil sahibin bu parcasini buldurmus Meydanlar ve dikilitaslarHipodrom Roma Imparatoru Septimus Severus un insasini baslattigi bu mekan I Konstantinos tarafindan hem bir toren hem de bir yaris alani olarak tamamina erdirilmistir Tahminen seksen bin kisilik hipodromun cevresinde atli arabalarin yaristiklari bir parkur parkurun orta yerinde de arabalarin cevresinde donerek turlarini tamamladiklari cesitli abide ve heykellerle anlamli kilinmis bir ara set bir spina bulunmaktadir Boyu dort yuz yirmi metre olan meydanin ortasinda bir de arena vardir Boyu uc yuz yetmis eni yuz seksen metredir Clari halktan izleyiciler icin otuz kirk sira olan ve imparator ailesiyle saraylilara mahsus localarin oldugu bir amfiden soz etmektedir Dort At Kompozisyonu Bugun Venedik teki San Marco Kilisesi nin ust katindaki muzede muhafaza edilen Dort At kompozisyonu hipodromdan Latin Isgali sirasinda Italya ya goturulmustur M O IV yuzyilda Grek heykeltiras Lisipos tarafindan yapilan altin varaklarla kaplanmis tunctan atlar I Konstantinus tarafindan once Korent den Roma ya Trajanus kemerine tasinmis sonra Istanbul a getirilerek dort atli yaris arabalarini temsilen Hipodrom a yerlestirilmistir Burmali Yilanli Sutun Sultanahmet Meydani nda bulunan Yilanli Burmali Sutun M O 479 da Delfi de Greklerin Perslere karsi kazandigi zaferin anisina savasta olen Pers askerlerinin bronz kalkanlarinin eritilmesiyle yapilan ve bir zamanlar uc ayakli bir kaide uzerine konulmus altin bir kazani tasiyan bu burmali anitin kivrimlarinda savasi kazanan otuz bir Grek sehir devletinin isimleri yazilidir Apollon a ithaf edilen abidenin altin kazani Delfi yi yagma eden Phokisliler tarafindan calinmis anitin temeli olan uclu burmali sutun ise M S IV yuzyilda I Konstantinos tarafindan Istanbul a getirilmistir I Konstantinos getirttigi sutunu hipodroma diktirmemistir Bununla birlikte sutunun Paleologoslarla Hipodrom a konulmus oldugu yaygin olarak kabul edilmektedir Konstantinopolis i goren ve anlatan seyyahlar ozel gunlerde yilan baslarinin agzindan halka sarap dagitildigini yazmistir Dikilitas Hipodromda bulunan en eski eserlerden birisi olan Dikilitas yaklasik 3500 yasinda olup Misir daki Karnak Mabedi nden getirilmistir M O 1547 de III Thoutmosis in emriyle dikilen bu tas yekpare pembe granittendir I Theodosius un emriyle Halic ten tasinarak M S IV yuzyilda Istanbul a getirilmistir Sultanahmet Meydani nda bulunan Dikilitas Dikilitas Konstantinos VII Porphyrogenitus tarafindan bronz levhalarla kaplatilmistir Fakat Haclilarin sehri istilasindan sonra bu levhalar eritilip para yapilmistir Atli Heykel Ayasofya meydaninda bulunan bu atli heykel I Justinianus a atfedilmistir Dogu Romalilar yillarca bu anitin sehri koruyan bir tilsim olduguna inanmislardir Olaganustu yukseklikte ve gerceklikte olan bu sutunu bircok donem gezgini anlatirken sutuna karsi olan hayretlerini gizleyememislerdir Imparator barbarlara sinirlari icerisinde kalmalarini emredermiscesine elini doguya dogru uzatmaktadir Diger elindeyse uzerinde hac olan altin bir kure tutmaktadir Bu kure 1316 daki bir firtinada dusmustur 1325 te tekrar yerine konulan kure varligini kisa bir sure daha devam ettirmistir Fetihten sonra heykel indirilmistir Sutun ise 1520 yilinda cikan bir firtinaya kadar varligini surdurmustur I Konstantinos Sutunu Cemberlitas Meydani nda bulunan bu anit I Konstantinos tarafindan 328 de diktirilmis olup ustunde imparatorun heykelini tasimaktadir 1106 daki bir firtinaya kadar ayakta kalmistir Bircok seyyah sutunun icinde Hristiyanliga ait kutsal emanetlerin barindirildigini soylese de bu henuz kanitlanabilmis degildir I Theodosius Dikilitasi Beyazit Meydani nin yerinde bulunan Tauri Forumu nda kirk metreyi asan bir sutunun uzerinde I Theodosius un heykeli bulunmaktadir Anitin uzerinde kabartmalarla I Theodosius un savaslari tasvir edilmistir Icinde merdiven bulunan bu sutunun uzerinde ise bir hucre bulunmaktadir ve bu hucrede bir kesis yasamaktadir Haclilar sehri zapt ettikten sonra imparatoru sehir ahalisinin onunde bu sutundan asagi atmislardir SaraylarIstanbul Buyuksehir Belediyesi Bizans tarihi eserlerinin restorasyonu icin uretilmis gorsel malzeme Buyuk Saray Buyuk Imparatorluk Sarayi Sultanahmet Meydani ndan Marmara Denizi ne kadar olan cok genis bir alani kapsar ve butun cevresi yuksek surlarla cevrilidir Ana giris kapisi bugun Sultanahmet Turbesi ile Ayasofya arasinda bulunan saray altin mozaiklerle suslu bes yuz odasi birbiri ile baglantili olan saray yavrulari buyuklu kucuklu otuz kilise ve sapeli ve bahceleriyle karmasik bir saray kompleksidir Sarayin ilk binalari I Konstantinuas doneminde insa edilmeye baslanmistir ve sonraki donemlerde cesitli eklemeler yapilmistir Buyuk Saray in en onemli mekanlari dami ve kapi kanatlari altin yaldizli bakirlarla kapli olan Halki buyuk bir kabul salonu olan on dokuz sedirli Triklinos yilda bir kez senato uyelerini toplandigi ve sarayin ilk yapilarindan birisi olan Daphne Imparator Theophilos un yaptirdigi uc yaprakli yonca biciminde kubbe ve yarim kubbeleri altin yaldizlarla suslu Trikonkhos II Justinianus un yaptirdigi sekizgen biciminde Altin Triklinos kirmizi porfir ile dosemeli oldugundan Porphyra olarak adlandirilan ve imparatoricelerin lohusaligina mahsus olan salon kiyida onunde bir bogayi parcalayan bir aslan heykeli olan ve bir dizi pencereleri ve tonozlari bugun tren ile icinden gecilirken dikkati ceken Bukoleon Sarayi dir Blaherne Sarayi Buyuk Saray in XI yuzyildan sonra degerini yitirmesiyle imparatorlarin ikametgahi olarak kullanilmaya baslanmistir En cok ziyaret edilen ve tasvir edilen saray olmustur Altin Boynuz un yani basindadir Sarayin her tarafi degerli taslar ve mozaiklerle islenmistir Imparator kendine altin ve kiymetli taslarla sulu bir taht yaptirmis tahtin hemen ustune ise altin zincirlerle asagiya dogru sarkan bir tac Imparator tahtinda otururken basina gecebilecek sekilde yerlestirilmistir Sarayda her biri altin mozaiklerle suslu iki yuz oda ve yirmi sapel bulunmaktadir Hazine dairesinde ise daha eski imparatorlara ait olan pek cok tac korunmaktadir Bukoleon Sarayi Baslangicta bagimsiz bir saray olan ve adini kucuk limandaki dovusen aslan ve boga heykelinden alir Yonetmis olan devletlerSirasiyla Roma Imparatorlugu 196 395 Bizans Imparatorlugu 395 1204 Latin Imparatorlugu 1204 1261 Bizans Imparatorlugu 1261 1453 Osmanli Imparatorlugu 1453 1922 Turkiye Cumhuriyeti 1923 gunumuz Baskentlik yaptigi devletlerRoma Imparatorlugu 330 395 Dogu Roma Imparatorlugu 395 1204 1 Latin Imparatorlugu 1204 1261 Dogu Roma Imparatorlugu 1261 1453 2 Osmanli Imparatorlugu 1453 1922 Ayrica bakinizWikimedia Commons ta Konstantinopolis ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Byzantion Istanbul un tarihi Istanbul un Fethi Roma Imparatorlugu Bizans Imparatorlugu Latin Imparatorlugu Osmanli ImparatorluguKaynakca G Necipoĝlu From Byzantine Constantinople to Ottoman Kostantiniyye Creation of a Cosmopolitan Capital and Visual Culture under Sultan Mehmed II Ex cat From Byzantion to Istanbul 8000 Years of a Capital June 5 September 4 2010 Sabanci University Sakip Sabanci Museum Istanbul Istanbul Sakip Sabanci Museum 2010 p 262 Stanford and Ezel Shaw 1977 History of the Ottoman Empire and Modern Turkey Cambridge Cambridge University Press Vol II p 386 Zikrullah Kirmizi Fehime Tunali Caliskan 1 Haziran 2012 Istanbul Ulasim Zaman Dizini Cinius Yayinlari ss 100 ISBN 978 605 127 464 5 a b c d e f g h i j k l m n o p q r s Meric 2020 Seyyahlarin Aynasinda Istanbul Albaraka Kultur Sanat ve Yayincilik