İstanbul'un Fethi, Konstantinopolis'in Düşüşü (Yunanca: Άλωση της Κωνσταντινούπολης) veya Kostantiniyye'nin Fethi, 6 Nisan - 29 Mayıs 1453 tarihleri arasında, 53 gün süren yoğun bir kuşatmanın sonucunda Osmanlı padişahı II. Mehmed komutasındaki Osmanlı ordusunun Bizans İmparatorluğu’nun başkenti olan Konstantinopolis'i ele geçirmesidir. Olayın sonucunda, bin yılı aşkın bir süredir varlığını sürdürmüş olan Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu yıkılmış ve Osmanlı Devleti bir imparatorluk hâline gelmiştir. Bu fetih, bazı modern tarihçiler tarafından Orta Çağ'ı sona erdirip Yeni Çağ'ı başlatan olaylardan biri olarak kabul edilir.
İstanbul'un Fethi | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Bizans-Osmanlı savaşları | |||||||||||
Fausto Zonaro'nun II. Mehmed'i Konstantinopolis'e girerken tasvir eden tablosu. | |||||||||||
| |||||||||||
Taraflar | |||||||||||
Osmanlı Devleti Sırp Despotluğu | Bizans İmparatorluğu Destek: | ||||||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||||||
II. Mehmed Çandarlı Halil Paşa Zağanos Paşa Baltaoğlu Süleyman Bey | XI. Konstantinos (ölü) Lukas Notaras Giovanni Giustiniani Orhan Çelebi | ||||||||||
Güçler | |||||||||||
Kara ordusu:
(Batılı kaynaklar)
Donanma ordusu:
| Kara ordusu: 11.200 asker (profesyonel ordu)
Donanma ordusu: | ||||||||||
Kayıplar | |||||||||||
4.000 |
|
İstanbul, jeopolitik konumu nedeniyle daha önce de defalarca kuşatılmıştı. 7. ve 8. yüzyıllarda Emevîler ve Abbâsîler tarafından kuşatıldı, ancak başarısız olundu. 1204 yılında, IV. Haçlı Seferi sırasında Haçlılar, İstanbul'u kuşatıp zapt ettiler. Klasik ve Orta Çağ'ın kültür hazineleriyle dolu olan şehri yakıp talan ettiler. 1204'te, kendi Orta Çağ ve Katolik inançlarına uyan Latin İmparatorluğu'nu kurdular ve Bizans İmparatorluğu'nun parçalanmasına neden oldular. Haçlıların bu yağmasından kaçan bazı Bizans aileleri, İznik ve Trabzon gibi bölgelere kaçıp orada bağımsız devletler kurdular.
Osmanlılar da şehri daha önce kuşatmıştı. Orhan Gazi döneminde Matheos Kantakuzinos'un Bizans tahtına geçmesini sağlamışlar ve karşılık olarak da Gelibolu Yarımadası'ndaki Çimpe Kalesi'ni alarak Rumeli'de ilk kez toprak kazanmışlardı. Rumeli'ye geçişle beraber bölgede sınırları genişleyen Osmanlı Devleti, ilk kez I. Bayezid komutasında, 1395 yılında İstanbul'u kuşattı. Bazı kaynaklarda ise 1391 tarihli farklı bir kuşatmadan söz edilmektedir. I. Bayezid'in bu kuşatmasında mancınıklar kullanıldı ve kuşatma üzerine Macar Krallığı, günümüz Bulgaristan topraklarına (Niğbolu civarı) taarruz edince kuşatma sonlandırıldı. Ertesi yıl kuşatma tekrar başladı ve bu sefer I. Bayezid, deniz bağlantısını tümüyle koparmak için Anadolu Hisarı'nı inşa ettirdi. Bizans imparatorunun ateşkes talebi üzerine bu kuşatma da kaldırıldı. 1402 yılındaki Ankara Muharebesi ile beraber Osmanlı Devleti, hükümdarsız bir şekilde 11 yıl sürecek olan Fetret Devri'ne girdi. Bu dönemde, I. Bayezid'in oğullarından olan Musa Çelebi tarafından 1412 yılında İstanbul tekrar kuşatıldı. Musa Çelebi, kargaşanın Bizans yüzünden olduğuna ve bazı rakip şehzadelerin Bizans tarafından desteklendiğine inanıyordu. Ancak rakip şehzadelerden olan kardeşi Mehmed Çelebi'nin harekete geçmesi sebebiyle bu kuşatma da kaldırıldı.
İstanbul'un bir diğer kuşatılması ise II. Murad döneminde oldu. Düzmece Mustafa'nın isyanı ile uğraşan II. Murad, Mustafa'ya yardım ettiğine inandığı Bizans'ın üzerine doğru yürüdü ve kuşatma başladı. Bizans İmparatoru VIII. İoannis'in, Karadeniz kıyılarında bulunan bazı toprakları ve haraç vermeyi teklif etmesiyle bu kuşatma da kaldırıldı.
II. Mehmed, 1451 yılında 19 yaşında Osmanlı tahtına geçtiğinde etrafı bütünüyle sarılmış olan bir şehirle karşı karşıyaydı.
Kuşatma öncesi
Bizans
Dördüncü Haçlı Seferi'nde zincir kullanan Bizans İmparatorluğu, bu kuşatmada da Haliç'e zincir gerdi. Dövme demirden imal edilen zincir farklı biçimdeki baklalardan oluşmaktaydı. Önceden farklı devletlerin saldırılarına maruz kalan Bizans, zincir kullanımıyla ilgili geçmişteki eksikleri giderebilmişti. 1204 yılındaki Haçlı saldırısında zincirin Galata'da bağlı olduğu kule Haçlılar tarafından ele geçirilmiş ve zincir saf dışı bırakılmıştı. Bundan dolayı Bizanslılar kuleyi güçlendirdi ve etrafını surlarla çevirdi. 1453 yılındaki kuşatma için Bizans donanması takviye edildi, Şubat 1453'te limandaki gemilerin kalması rica edildi fakat birçoğu şehirden kaçtı; sonuç olarak 2 Nisan 1453'te Bartalomeo Soligo tarafından yaptırılan zincir Kastellion ile Eugenios kuleleri arasına çekilerek Haliç kapatıldı ve zincirin arkasında Bizans donanması nöbete başladı. Zincir halkaları aynı değildi, kalınlıkları 1,9 ilâ 6,2 cm arasında değişebilmekteydi.
Bizans'ın bir başka savunma aracı ise grejuva idi. Grejuva, suda sönmüyordu ve hem kara hem deniz savaşında etkin şekilde kullanılacaktı. Fakat Bizans başkenti mezhepsel iç sorunlarla uğraşmaktaydı; 1439 yılında Katolik-Ortodoks kiliselerinin birleşmesi kabul edildi ve olaya Bizans halkı tepki gösterdi. Bazı kaynaklar, halkın "Konstantinopolis'te Latin serpuşu görmektense Türk sarığı görmeyi tercih ederim!" düşüncesini paylaştığını belirtmektedir. İmparator Konstantin'in Avrupalı devletlerden istediği yardımlar da mezhepsel sorunlar sebebiyle aksamaktaydı. Kuşatmadan önce Bizans halkına moral aşılamak için önünde Meryem Ana resmi bulunan bir kafile İstanbul sokaklarında dualar eşliğinde ilerlemeye başladı; resmin yere düşmesi ve ardından yağmur yağması sebebiyle Bizans halkı endişelendi. Halk arasında olumsuz söylentiler dolaştı. Kuşatmadan önce ortalıkta dolaşan bazı kehanet söylentileri şehrin düşeceği yönündeydi; bunun da halk üzerinde olumsuz etki yaptığı düşünülmektedir. Kuşatma esnasında sıkıntı çekilmemesi için erzak, mühimmat depoları takviye edildi; çeşitli ülkelerden gelen askerlerle muhafızların sayısı arttırıldı ve şehir surları güçlendirildi.Papalık tarafından üç kadırgayla beraber 200 asker ve mühimmat gönderildi, 30 geminin ise sefer için hazırlanmakta olduğu bildirildi. Ocak 1453'te iki gemiyle beraber Cenevizli komutan Giovanni Giustiniani komutasındaki 700 askerle yardıma geldi. İmparator Konstantin tarafından Guistiniani başkomutan olarak atandı. Muharebe Bizans zaferiyle sonuçlanırsa Giustiniani'ye Limni adası verilecekti.
Bizans'ın savunma planında ana unsur İstanbul surları idi. İlk olarak 410-442 yılları arasında, 1400 hektarlık alanı kapsayacak şekilde 19 kilometre uzunluğunda Konstantin surları inşa edilmişti. Nüfusun artmasına bağlı olarak II. Theodosius, yaklaşık 1400 metre açığa yeni surlar inşa ettirdi. Bu surların yüksekliği 11 metre, genişliği ise 4,8 metre idi. Surlar tek sıradan oluşmuyordu, ana surun 14,5 metre önünde 8 metre yükseklikte ön surlar bulunuyordu. Bu surların genişliği ise 0,5 ila 1,5 metre arasında değişmektedir. Ön surların da önü tahminen 1000'li yıllarda yapılan çalışmalarla 18 metre genişlikteki hendeklerle çevrilmişti. İstanbul surları sadece karadan gelebilecek taarruza karşı tasarlanmamıştı; kentin deniz kıyısı da bütünüyle surlarla çevriliydi. Günümüzde Sarayburnu olarak bilinen bölge bütünüyle denizden izole edilmişti. 8,5 kilometre uzunluktaki deniz surları yine II. Theodosius tarafından yaptırılmıştı. 36 kapısı, 101 kulesi ve 27 burcu bulunmaktaydı. Haliç kıyısını ören Galata surlarının yapımı ise 439'da başlamıştı. 5,2 kilometre uzunluğa sahip bu surlar 2 ilâ 3 metre genişlikteydi ve 20 kapısı, 172 kulesi bulunmaktaydı.Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin bulunduğu yerde de bir iç kale bulunuyordu. XIV. yüzyılda yaşanan Bizans-Ceneviz Savaşı sebebiyle Galata surlarının da önü hendeklerle çevrilmiştir. İstanbul'un su sistemi de geliştirilmişti. Yaklaşık 250 kilometre uzaklıktaki Yıldız Dağlarından, civardaki derelerden kemerlerle su getirilmekteydi. Getirilen sular, sarnıçlara aktarılmaktaydı.
Osmanlı
1444'te tahtından feragat eden II. Murad, kendi isteğiyle yerini oğlu Mehmed'e bıraktı. II. Mehmed 12 yaşındaydı ve acemi görülüyordu, dönemin sadrazamı Çandarlı Halil Paşa bu kararı uygun bulmamıştı. Bu taht değişikliği üzerine bir Haçlı ordusu kuruldu ve Osmanlı üzerine yürüdü, Sultan Mehmed 12 yaşında olmasına rağmen babasına şu tarihi mektubu yolladı: "Baba, eğer padişah siz iseniz geliniz ve ordunun başına geçiniz, yok eğer padişah ben isem size emrediyorum gelip ordunun başına geçiniz." Bu mektubun etkisi ve devlet adamlarının ricasıyla II. Murad geri geldi ve başkomutan olarak yönettiği Varna Muharebesi'ni kazandı. Bu muharebeden sonra devlet adamlarının da telkinleriyle II. Murad tekrar tahta çıktı, tahttan indirilen veliaht Mehmed Manisa'ya gönderildi. Kasım 1445'te II. Murad tekrar tahtı oğlu Mehmed'e bıraktı, Mehmed'in ikinci hükümdarlığında Edirne'de yangın ve yağma olayları yaşandı. Halil Paşa'nın ve diğer devlet adamlarının girişimleriyle Mehmed tekrar tahttan indirildi.Hammer'a göre II. Mehmed'e tekrar tahttan inmesi teklif edilmedi, Halil Paşa kendisine birlikte ava gitmeyi önerdi ve genç Mehmed tahttan indirildiğini avdan dönünce öğrendi. 1444-46 arasında geçici olarak hükümdarlık yapan II. Mehmed, 1451'de babasının ölümü üzerine son defa tahta çıktı. Sadrazam Halil Paşa tarafından sürgün edilen Zağanos Paşa, II. Mehmed'in müdahalesiyle Edirne'ye geri döndü. Halil ile Zağanos paşaların arasındaki anlaşmazlık kuşatmada da görülecek; Halil Paşa kuşatmadan vazgeçilmesini, Zağanos Paşa ise tam aksine kuşatmanın sürdürülmesini isteyecekti. Tahttan indirilmesine sebep olduğu ve kuşatmayı uygun görmediği için Halil Paşa'nın II. Mehmed tarafından düşman olarak algılandığı belirtilmektedir.
İstanbul'un deniz bağlantısını tümüyle kesmek, kuşatma esnasında şehre herhangi bir yardımın gelmesini önlemek için II. Mehmed, Rumeli Hisarı'nın yapımını gerekli gördü. Konumu I. Bayezid'in yaptırdığı Anadolu Hisarı'nın karşısıydı; 1452 yılının nisan ayında inşa çalışmaları başladı. Hisarın yapımında beş veya altı bin işçinin çalıştığı belirtilmektedir. II. Mehmed inşaatla bizzat ilgileniyordu. Ağustos ayında inşaat bitti; hisarın on üç burcu bulunmaktaydı. Üç büyük burcun üstü kurşun çatı ile örtüldü. 400 askerin ve hisarın komutası Firuz Ağa'ya verildi. Rumeli Hisarı'nın inşası ve boğaz trafiğinin kapatılması Bizans İmparatorluğu'nu endişelendirmiştir. Hisarın yapımının durdurulması için gönderilen iki Bizans elçisi, II. Mehmed'in emriyle idam edildi. Kasım 1452'de iki Venedik gemisi boğazdan geçme teşebbüsünde bulundu, iki hisardan da ateş açıldı ve Antonio Rizzo adlı kaptanın gemisi batırıldı. Denize atlayarak kurtulan Rizzo, esir alındı ve Edirne'ye götürülerek kazığa oturtuldu. Kaptanın affedilmesi için İstanbul'dan ayrılan Venedik elçisi, infazın yapıldığını görünce geri döndü ve Osmanlıların Venedik'e de savaş açtığı kabul edildi.
Askerî hazırlıklarda dönemine göre büyük topların yapımına başlandı. Bizans zindanlarından lağımcılar tarafından kaçırılan Urban adlı bir mühendisin yaptırdığı şahi topu bunlardan biriydi, tek güllesi 550 kilogram civarındaydı ve topun uzunluğu 8, çevresi de 2.5 metreydi. Bu topun İstanbul'a götürülmesini Rumeli Beylerbeyi Dayı Karaca Paşa üstlendi. Osmanlı ordusunun mevcudu hakkında çeşitli düşünceler bulunmaktadır, Hammer'a göre 250.000, Barbaro'ya göre 160.000, Sfrantzes ve Dukas'a göre 200.000 asker idi. Kuşatmaya denizden destek vermesi için Osmanlı Donanması da hazırlanmıştı; Baltaoğlu Süleyman Paşa'nın komutasına verilen filonun mevcudiyeti hakkında farklı düşünceler mevcuttur; Dukas 300, Yeorgios Francis ise 160 demektedir.
Kuşatma
Kuşatmadan önce kentin çevresindeki bazı kaleler ve kasabalar Karaca Paşa komutasındaki 10.000 asker tarafından ele geçirildi. Bizans İmparatoru Konstantin, son diplomatik girişim olarak kent dışındaki Rum köylerinin ve bu köylerde yaşayan sivillerin zarar görmemesini rica etti ancak II. Mehmed tam aksini yaparak Rum köylerinde hayvanların otlanmasını ve rastlanılan köylülerin derhal öldürülmesini emretti. İmparator Konstantin'in tepkisi ise İstanbul kapılarını kapatmak ve kentteki Türkleri hapsetmek oldu. Konstantin'in kardeşleri tarafından yönetilen Mora Despotluğu üzerine Osmanlı saldırıları başladı.
6 Nisan 1453'te Osmanlı kara ordusu, Haliç'ten Marmara'ya uzanacak şekilde surların önüne mevzilendi. Aynı gün, Bizans ve müttefikleri tarafından zayıf bulunan Adrianopolis Kapısına (Edirnekapı) Bizans İmparatoru Konstantin ve askerleri konuşlandı. MegadükLukas Notaras ise yüz süvariyle birlikte limanı ve çevresini korumakla görevliydi. Konstantinopolis'te tutulan şehzade Orhan Bey ise askerleriyle birlikte kıyıdaki mahalleleri korumaktaydı. 6 Nisan'da moralleri yükseltme amacıyla imparatorun emriyle zırhlı ve silahlı yaklaşık bin asker, Osmanlı ordusu görecek biçimde surlarda yürüyüş yaptı. Bizans savunmasının biçimi şöyleydi; St. Romanos Kapısı (Topkapı) Giustiniani ve askerlerince tutulmaktaydı, St. Romanos ve Adrianapolis kapıları arası genel olarak Bizans-Ceneviz kuvvetlerince muhafaza ediliyordu. St. Romanos ile güneydeki Selymbria (Silivri) Kapısı arası savunmayı ise Bizans-Venedik kuvvetleri üstlendi. Osmanlı ordusu, hücumdan önce kentin etrafındaki varoşları yıktı. Topların konuşlanacağı yerleri seçmek için surların en zayıf kesimleri tespit edildi. Galata cephesinde Zağanos Paşa'nın kuvvetleri, surların güney kısmında Anadolu Beylerbeyi İshak Paşa, kuzey kısmında da Rumeli Beylerbeyi Karaca Paşa konuşlandı. St. Romanos ile Adrianopolis kapıları arasındaki merkez cephesinde ise II. Mehmed, yeniçerileriyle birlikte konuşlandı. Bu bölgede Bizans tarafının en zayıf bulduğu surlar bulunmaktaydı. En zayıf kesimi tespit eden Osmanlılar, toplarını buna göre 11 Nisan'da konuşlandırdı; üç top Blaherne Sarayı, üç top Piyi (Silivrikapı), iki top Adrianapolis (Edirnekapı), dört top da St. Romanos (Topkapı) Kapısı önüne yerleştirildi. Osmanlıların döktürdüğü en büyük top, başta Kaligaria Kapısı (Eğri Kapı) önüne yerleştirildiyse de kapı dayanıklı bulundu ve daha zayıf görülen St. Romanos Kapısı önüne kaydırıldı, günümüzdeki "Topkapı" ismi bundan gelmektedir. Topların konuşlanmasından iki gün sonra Baltaoğlu Süleyman Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması Prinkipos'u (Büyükada) ve Antigoni'yi (Burgaz Adası), Tarabya'daki bir Bizans kalesini de Osmanlı ordusu ele geçirdi.
Topların da konuşlanmasından sonra, II. Mehmed veziri Veli Mahmud Paşa'yı İmparator Konstantin'e göndererek şehrin teslimini istedi. Konstantin, şehri korumaya yeminli olduğunu ancak istenilirse vergi verebileceğini söyledi. 12 Nisan 1453'te Osmanlı topçu ateşi başladı. Dönemine göre kuvvetli görülen bu toplar, birçok kaynağa göre büyük gürültü çıkarmaktaydı ve şehri savunanların moralini bozmaktaydı. Osmanlı topları yaklaşık iki saatte dolduruluyordu, bundan dolayı topçu ateşi sık değildi. II. Mehmed, topların daha sık ateşlenmesini istedi ve sonuç olarak bir top patlayarak parçalandı, topu döken usta Urban ile çevresindekiler öldü. Topların bakımı için ordugahta bir tamirathane kurulmuş olsa da, tarihçi Hammer'a göre Urban'ın ölmesi sebebiyle parçalanan top tamir edilemedi.Macaristan Krallığı komutanı János Hunyadi'den mektup getiren bir elçi, Osmanlı topçularını acemi buldu ve topçular tarafından benimsenecek bir taktik öğretti; küçük toplarla sur üzerinde belirlenen bir hedef noktasının etrafı zayıflatılıyor, sonra büyük toplarla hedef noktasına gülle isabet ettirilerek surdan parçalar düşürülüyor ve gedik açılıyordu. Cenevizli komutan Giustiniani'nin askerleri, gediklere süratle demir kazıklar çakıyor ve üstlerini kayalarla, kum dolu varillerle dolduruyordu. Ayrıca şehirdeki ağaçlar da kesilerek bu gediklere yığılıyordu. Venedikli askerler de bir yöntem keşfetti; surların şehre bakan kısmını asmalarla donatıyorlar ve asma dallarını ıslatarak surla kaynaşmalarını sağlıyorlardı, böylece surdan parçaların düşmesi zorlaşmaktaydı. Osmanlı topçu ateşi, 18 Nisan gününe kadar devam etti.
Savaşta Osmanlıların haricinde Rumların da ateşli silahlara sahip olduğu bilinmektedir. 12-18 Nisan arasında süren Osmanlı topçu ateşi esnasında Rumların bir ağır topu parçalandı; olaya öfkelenen Rumlar topçu kumandanını hain olmakla suçladı ve öldürmek istedi. Ancak yeterli delil bulunamadığından kumandan serbest bırakıldı; bu sırada şehirde mahsur kalanlardan biri olan Alman mühendis Jean Grant, grejuvanın kullanım inceliklerini askerlerlere öğretmekteydi. Grejuvayı artık daha iyi kullanan askerler, St. Romanos kapısı önündeki bir Osmanlı topunu imha etmeyi başardı.
18 Nisan günü Osmanlı merkez ordusunun bulunduğu noktada, Bayrampaşa Deresi taraflarında birinci ve ikinci surlarda gedik açıldı. II. Mehmed'in emriyle surların önündeki hendek taşlarla, kum torbalarıyla dolduruldu. Osmanlı ordusu, gece taarruzu başlattı. Taarruzu desteklemek için II. Mehmed'in emriyle savaş kuleleri inşa edilmişti. Ancak Osmanlılar gece taarruzundan bir sonuç alamadı; yürüyen kuleler grejuvayla tutuştu ve surlara çıkmayı başaran Osmanlı askerleri de inatçı bir savunmayla karşılaştı. Aynı günlerde Osmanlılar deniz taarruzu da başlatmıştı; 15 Nisan 1453 tarihinde Haliç önlerine yığılan Osmanlı donanması, Bizans ve müttefik donanmalarının savunması sebebiyle zinciri kıramayarak geri çekilmek zorunda kaldı. Her iki taarruzun da başarısızlığa uğraması Bizans tarafında moralleri yükseltti.
20 Nisan'da kaptan Flantanellas'ın komuta ettiği bir Bizans ve üç Ceneviz kalyonundan oluşan yardım filosu İstanbul'a yaklaştı. II. Mehmed, Baltaoğlu Süleyman Bey'i 18 gemi ile yardım filosunun üstüne gönderdi. Rüzgârı arkasına alan yardım filosu daha hızlı ilerlemekteydi ve Osmanlı gemileri bir türlü yanaşamamaktaydı. Günümüzde Yeşilköy adını taşıyan bölgenin açıklarında rüzgâr kesilince dört kalyon hareketsiz kaldı; Osmanlı gemileri kürek çekerek kalyonlara yetişti. Çarpışmaların uzaması sebebiyle arkadan gelen Osmanlı gemileri de yetişti ve dört gemiden oluşan Ceneviz-Bizans filosunun etrafını yaklaşık 150 Osmanlı gemisi sardı. Ancak kalyonların Osmanlı kadırgalarından daha yüksek olması, en öndeki Osmanlı gemilerindeki tayfaların acemiliği sebebiyle üstünlük kurulamadı. Ağır kayıp verildiğini gören Baltaoğlu Süleyman Bey, donanmaya geri çekilme emri verdi. Hakim bir tepeden yenilgiyi gören II. Mehmed sinirlendi ve atını denize sürerek Baltaoğlu Süleyman'a emirlerini duyurmaya çalıştı. Ancak Osmanlı donanması yenilmişti, yardım filosu yoluna devam etti ve karanlık bastırınca Haliç'i kapatan zincirin gevşetilmesiyle iki Venedik gemisinin eşliğinde limana sığınarak Konstantinopolis'e yardımını başarıyla ulaştırdı. Ertesi gün II. Mehmed, on bin atlıyla beraber yenilginin hesabını sormak için donanma komutanlığına gitti. Baltaoğlu Süleyman Bey'i idam etmek isteyen öfkeli padişah, diğer devlet adamlarının yalvarması sonucu idamdan vazgeçti ancak Baltaoğlu'nu döverek azletti; boşalan kaptan-ı deryalığa Çalıbeyoğlu Hamza Bey getirildi.
Gemilerin karadan yürütülmesi
Şehre yapılan hücumların başarısızlığından sonra yardım getiren kalyonların Osmanlı donanmasını yarıp geçmesi üzerine II. Mehmed, devlet adamlarıyla ve komutanlarla toplantı yaptı. Toplantıda Avrupa devletlerinin yardıma geleceğini tekrarlayan Çandarlı Halil Paşa, kuşatmanın kaldırılmasını ve Bizans'ın 70.000 duka altın vergiye bağlanmasını önerdi. Ancak aralarında II. Mehmed'in eniştesi Zağanos Paşa ile hocası Molla Gürani'nin de bulunduğu diğer kişiler bu öneriye itiraz etti. Buna rağmen toplantıda Haliç'e nasıl girileceği konusunda kimse teklifte bulunamıyordu. Mehmed tahta geçmeden 14 yıl önce Venedikli komutan , (Adige)'den Garda Gölü'ne gemilerini karadan götürmüştü. Gemilerin karadan yürütülmesinde bu olayın örnek alındığı tahmin edilmektedir.
İlk olarak Zağanos Paşa'ya Galata ile Konstantinopolis surları arasında kara bağlantısı kurmak için Haliç üzerine köprü kurması emredildi. Fakat bu köprünün Haliç'teki Bizans ve müttefik gemilerine karşı savunmasız olacağı düşünüldü. Bunun üzerine II. Mehmed, Diplonsion (Günümüz adı Beşiktaş) önlerindeki Osmanlı donanmasının Galata surları önünden kaydıralarak Haliç'e indirilmesini emretti. Ek olarak, Haliç surlarını ve Haliç'teki donanmayı vurmak için Galata civarında hakim tepelere toplar yerleştirildi. Gemilerin geçeceği mesafe 2 ilâ 4 kilometreydi ve ormanlıktı; güzergâh üzerindeki ağaçlar kesiliyor sonra da ağaçlar Cenevizlilerin verdiği zeytinyağı ile kayganlaştırılarak toprağa sabitleniyordu. Cenevizliler, savaş boyunca denge politikası izlemiş ve hem Bizans hem Osmanlı tarafına yardım etmiştir. Gemiler yürütülmeden önce, Galata taraflarına mevzilenen Osmanlı topçuları Haliç'teki gemileri topa tuttu. Bizanslıların fark etmemesi için gemiler 21-22 Nisan gecesi yürütüldü. Bu sırada dikkatlerini başka yöne çekecek biçimde St. Romanos Kapısı civarında büyük bir gedik açıldı. O gece şehirde bulunanlar, bu gediği kapatmakla meşgul oldu. Sabah olduğunda 72 Osmanlı savaş gemisi başarıyla indirilmiş ve Haliç'i kapatan zincir işlevsiz kalmıştı. Osmanlılar, planın ikinci aşaması olan ahşap köprünün yapımına başladı. 24 Nisan'da Giustiniani'nin bir kadırgası gemileri yakmak üzere yaklaştıysa da Osmanlı topçuları tarafından batırıldı. Olayın ardından Bizans tarafındakiler St. Maria Kilisesi'nde toplandı ve ikinci bir saldırı yaparak gemileri yakmayı gerekli gördü. Saldırı, Venedikli kaptan Jacomo Coco'nun komutasında gece vakti yapılacaktı. Gemileri saldırıya hazırlama bahanesiyle saldırıyı bir gün erteleten Galata Cenevizlileri, kazandıkları vakitten istifade ederek planı II. Mehmed'e gizlice iletti. Planı öğrenen II. Mehmed, Haliç'teki gemilerin takviye edilmesini ve kıyılara iki top daha yerleştirilmesini emretti. 28 Nisan gecesi Jacomo Coco komutasında grejuvayla yüklü iki veya üç gemi, Osmanlı gemilerine yaklaştı. Fakat saldırıdan haberdar olan Osmanlı donanması ateş açtı; Coco'nun gemisi batırıldı. Cabriel Trivixan komutasındaki diğer kadırga, topların gürültüsü sebebiyle Coco'nun gemisine olanları farketmedi ve ilerlemeye devam etti. Osmanlı topçuları bu kadırgayı da vurdu; gövdesinde delik açıldı, ancak iki mürettebatın pelerinlerini deliğe sıkıştırması sayesinde kadırganın su alması önlendi. Buna karşılık Osmanlıların bir gemisi yanmıştı, esir alınan denizciler şehirden görülecek biçimde öldürüldü. Misilleme olarak Bizanslılar da ellerinde bulunan 260 esiri infaz etti ve kesik başlarını surlara dikti.
Haliç surlarının dövülmesi
Osmanlı gemilerinin Haliç'teki Bizans karşı taarruzlarını savuşturmasından sonra Galata'da mevzilenen topçular Haliç'teki gemilerle birlikte surları da bombalamaya başladı. Bunun üzerine Bizanslılar, Haliç surlarına asker kaydırmak zorunda kaldı. Yine de Osmanlı topçusu uzun mesafeden dolayı surları yıkamıyordu; 150 atıştan sadece 1 tanesi isabet etmiş ve bir kadın ölmüştü. Bombardımanda batan gemiler arasında Osmanlı'ya gizlice yardım eden Cenevizlilerin de gemileri vardı; Cenevizlilerin şikayetlerine cevaben II. Mehmed, Haliç'teki bütün gemilerin korsanlık yaptığını ve hasmane bir tutum gösterdiğini söyledi. Haliç surlarının hasar görmemesinden dolayı rahatlayan Bizanslılar, yoğun ateş altındaki gemilerini korumak için 3 Mayıs'ta Haliç surlarına iki adet top yerleştirdi. Açılan ateş sonucunda iki Osmanlı gemisi batırıldı. Osmanlıların tepkisi ise karşı kıyıya üç top getirerek bu iki topu ateş altına almak oldu, gece gündüz devam eden çatışmaya rağmen iki taraf da birbirinin toplarını imha edemedi.
Haliç'te karşılıklı bombardıman devam ederken, St. Romanos civarındaki surlar da bombalanmaktaydı. Sayısı arttırılan yürüyen kuleler şehir surlarından yüksekti ve içlerine küçük toplar yerleştirilmişti, bu kuleler vasıtasıyla Osmanlı askerleri açılan gediklerin kapatılmasına mani oluyordu. Surlardan düşen parçalarla dolan hendekler, Osmanlı ordusuna taarruz yapma fırsatı veriyordu. Bizans savunması Osmanlılara kayıp verdirmeye devam ediyordu; dört yürüyen kule yakılmıştı. Surların yeterince yıprandığını düşünen II. Mehmed, 6 Mayıs akşamı taarruz başlattı. Fakat sonuç alınamadı ve ağır kayıp veren ordu geri çekildi. Bu taarruzun ardından surların en yıpranmış bölgesi olan St. Romanos, 400 kadar Venedikli denizciyle takviye edildi. Bundan sonra topçu ateşi Kaligaria Kapısı (Eğri Kapı) ile Blakernai Sarayı arasındaki surlara yoğunlaştı. 12 Mayıs günü açılan gediklere giren Osmanlı ordusu, başlarda üstün geldiyse de Bizans ihtiyat güçlerinin yetişmesi sonucu püskürtüldü. Ardından tekrar taarruz yapıldı; bunda da Kaligaria'dan yardıma gelen bin kişilik Bizans kuvveti sebebiyle Osmanlılar sonuç alamadan geri çekildi.
Şehir savunması son taarruzları da püskürtmüştü ancak kıtlık başlamıştı. Papa Nicholas'ın söz verdiği Jacomo Loredan komutasındaki 30 kalyonluk filodan haber yoktu, İmparator Konstantin filonun ne zaman yetişeceğini öğrenmek üzere bir tekneyi gönüllü 10 kişiyle birlikte Euboea Adası'na (Eğriboz Adası) gönderdi. Osmanlı bayrağı çeken tekne, hiç kimseye yakalanmadan adaya ulaştı ve filonun gelmediğini gördü. Döndüklerinde şehrin düşmüş olmasından endişelenen gönüllüler, imparatora haberi ulaştırmayı gerekli gördü ve şehre geri döndü. Kuşatma sırasında şehirde bulunan Venedikli doktor Barbaro, filonun gelmediğini öğrenen Konstantin'in ümitlerini yitirdiğini ve ağladığını yazmaktadır.
Surlardaki direncin zayıflaması sebebiyle 13 Mayıs günü kaptan Trivixan ve askerleri gemilerini terkederek surlarda konuşlandı. Ertesi gün II. Mehmed, Haliç surlarına ve Bizans gemilerine ateş açan Galata'daki topların Blaherne Sarayı yakınlarına getirilmesini emretti. Bu toplar o güne kadar 91 kiloluk güllelerle 212 atış yapmıştı. Bizans tarafı ise kuşatma boyunca en fazla hasarı alan St. Romanos Kapısını tehlikede görerek 300 kadar piyade ve arbaletli askerle takviye etti. 16 Mayıs gecesi birkaç küçük Osmanlı gemisi süratle Haliç'e ilerledi, buna anlam veremeyen Bizans ve müttefik denizcileri gemilerde Osmanlı'dan kaçan Hristiyanların olduğunu zanneti ve ateş açmadı; fakat yaklaşan gemiler saldırınca karşılık verildi. İki tarafın da kaybı olmadı. 17 Mayıs'ta beş Bizans gemisi Haliç'in ağzına yaklaşarak zincir dışındaki Osmanlı donanmasına ateş açtı; yetmişten fazla gülle atıldıysa da herhangi bir isabet kaydedilemedi. 19 Mayıs sabahı Osmanlı ordusu, surlardan yüksek bir yürüyen kuleyi Adrianapolis Kapısı yakınlarına getirdi. Kat kat öküz/deve derisiyle kaplanmış ahşap bir iskeletten oluşuyordu ve iskeletin boşlukları toprakla doldurulmuştu, ok taş ve ufak güllelerin zarar veremediği bu kule sayesinde surdaki askerlere ok atılırken hendekler de toprakla dolduruldu. Aynı gün Osmanlı ordusu Haliç'in daraldığı yerde birbirine bağlanmış fıçılardan oluşan bir köprü inşa etti; Bizanslıların açabileceği bir ateşle yok edilmemesi için Haliç surlarındaki Kynegos Kapısı'na uzatılmadı. Bizans tarafı, yarım kalmış bu köprünün Kynegos Kapısı'na uzatılması ihtimaline karşın Haliç surlarına asker konuşlandırmak zorunda kaldı. 21 Mayıs'ta bütün Osmanlı donanması Haliç önlerine geldi, genel taarruzun başlayacağını zanneden şehir halkı paniğe kapıldı ve kiliselerde çanlar çalındı; fakat herhangi bir kara taarruzu olmadığı gibi Osmanlı donanması da birkaç saat sonra geri döndü. Kuşatma esnasında şehirde bulunan Venedikli doktor Barbaro'ya göre surlar aralıksız her gün bombalanmaktaydı; tarif ettiği bir top 544 kiloluk gülle atıyordu ve her atışı şehir içerisinde paniğe yol açıyordu.
Yeraltı savaşları
16 Mayıs sabahı Kaligaria Kapısı civarında yeraltından sesler işiten muhafızlar, Osmanlı lağımcılarının tünel kazdığını fark etti ve bunu durdurmak üzere kendileri de bir tünel kazmaya başladı. Kısa süre içerisinde iki tünel buluşunca yeraltı savaşı başladı; Osmanlıların tünelini her ne pahasına olursa olsun yok etmekle görevli Bizans lağımcılarının kasten çıkarttığı yangın kendileriyle beraber Osmanlı lağımcılarının da ölümüne, her iki tünelin de çökmesine sebep oldu. Tünel girişimi önlenmişti ancak şehir halkıyla beraber İmparator Konstantin endişeye kapılmıştı; henüz keşfedilmemiş Osmanlı tünelleri olabilirdi. Nitekim 21 Mayıs günü Osmanlı lağımcıları, gözetleme kulelerinden yoksun Kaligaria Kapısı civarında ikinci bir tünel daha açtı ve o da şehirdekiler tarafından fark edildi; önceki tünelde olduğu gibi Bizans lağımcılarının yine yangın çıkartacağını tahmin eden Osmanlı lağımcıları fırsat vermeden kendi tünellerini ateşe vererek kendileriyle beraber Bizans lağımcılarının da ölümüne yol açtı. Ertesi gün aynı yerde bir tünel daha keşfedildi; muhafızların döktüğü kızgın yağlar ile içerisindeki lağımcılar öldürüldü ve tünel ateşe verildi, aynı gün yakınlardaki henüz keşfedilmemiş bir Osmanlı tüneli çöktü. Şehri savunanlar arasında bulunan mühendis Jean Grant, başka tünellerin olup olmadığını öğrenmek için çalışmaya başladı ve kuşatmanın son haftasına girilirken her gün birkaç Osmanlı tüneli daha keşfedilir oldu; 23-24-25 Mayıs günleri yine aynı yerde başka tüneller bulundu. 25 Mayıs'ta fark edilen tünel surların altına ulaşmıştı; imha edilmesi halinde surların çökmesi mümkündü; Bizans lağımcıları tüneli duvarla kapatmakla yetindi.
Son hücum
İmparatora teslim teklifi
"Şehri sana teslim etme konusuna gelince, bu ne benim ne de başka birinin yapabileceği bir şeydir. Daha açık konuşmak gerekirse, bunun için hepimizi öldürmen gerekiyor. Bu, senatomuzun oy birliğiyle aldığı karardır. Direneceğiz. Bu uğurda ölmeye de hazırız."
—İmparator XI. Konstantinos
Haliç'e indirilen donanma, şehirde başlayan kıtlık, yeraltındaki savaşlar ve surlardan yüksek yürüyen kuleden sonra Osmanlı ordusunun son hücum için hazırlıkları başlamıştı; 23 veya 24 Mayıs günü II. Mehmed, eniştesi İsfendiyaroğlu Kasım Bey'i İmparator Konstantin'e elçi olarak gönderdi. Teslim olmaları halinde Konstantin ve ailesinin arzu ettikleri yere güvenle gidebileceği, halkın canına ve malına dokunulmayacağı, son olarak Paleologos Hanedanı'yla dostane ilişkilerin kurulacağı ancak teslim olmazlarsa imparator ve diğer asillerin öldürüleceği, şehir halkının esir edileceği, orduya yağma için müsaade verileceği belirtiliyordu. İmparator şehri teslim etmeyi reddetti fakat vergi vermeye hazır olduğunu belirtti. Konstantin-Mehmed arası diyalogdan hemen sonra 25 veya 26 Mayıs günü Macaristan Krallığı elçisi ordugâha geldi, kuşatmanın kaldırılmaması halinde Macar-Bizans ittifakının kurulacağını ve büyük bir Haçlı donanmasının da yola çıkmış olduğunu iletti. Bahsedilen Haçlı donanması, Konstantin'in beklemekte olduğu Jacomo Loredan komutasındaki donanmaydı ve Sakız Adası'na ulaşmıştı. Bu tehditten sonra 27 Mayıs günü Osmanlı ordugâhında toplantı yapıldı; Sadrazam Çandarlı Halil Paşa'nın endişelerine rağmen kuşatmanın sürdürülmesine ve 29 Mayıs'ta son hücumun yapılmasına karar verildi. Macar elçisi hapsedildi, hücum kararı ve günü Osmanlı ordusuna duyuruldu; şehrin fethedilmesi halinde bütün askerlerin üç gün boyunca şehri yağmalama hakkına sahip olduğu padişah tarafından ilan edildi. Ayrıca padişah, surların üzerine çıkacak ilk askere ödül vereceğini fakat savaştan kaçanları da idam ettireceğini ilan etmişti; yağma izninin çıkmasından sonra Osmanlı ordusunda şenlikler başladı ve çadırlar, gemiler ışıklandırıldı; şehirdekiler duyacak biçimde tekbir sesleri yükselmekteydi.
"Buradan gitmem mümkün değildir, ya ben şehri zapt ederim yahut şehir beni ölü veya diri olarak zapt eder. Eğer şehirden sulhen çekilirsen sana Aforo'yu ve kardeşlerine diğer eyaletleri vereceğim; bu suretle dost oluruz. Şayet şehre harben girecek olursam eşraf ve ayanını ve seni öldürüp halkını esir edip mallarını yağmalatırım."
—Sultan II. Mehmed
Artık surlar geceleri de bombalanıyordu ve savunmacılara gedikleri kapatmak için fırsat verilmiyordu, 28 Mayıs'ta St. Romanos Kapısı'nda açılan bir gediğe giren Osmanlı birlikleri Cenevizli Giustiniani'nin birlikleriyle çarpıştı ve püskürtüldü. Çarpışma esnasında komutan Giustiniani'yle dövüşen Murad Paşa, Giustiniani tarafından öldürüldü. O gece halkın ve asillerin katılımıyla Ayasofya'da ayin yapılarak insanların görev yerlerine gitmesi için gün boyu çanlar çalındı. Surların mazgallarına yerleştirilmek üzere Venedik elçisi Bailo tarafından getirtilen yedi araba dolusu kalkan, Bizanslı hamalların istediği paranın zamanında karşılanmaması sebebiyle yerleştirilemedi ve ertesi günkü son muharebede kullanılamadı. Sabah olmadan önce Giustiniani, hasar gören yerlerin tamiratıyla meşguldü ve harap haldeki St. Romanos Kapısı'nın ardına derin bir hendek ile siper yaptırdı. Giustiniani, yaptırdığı sipere yerleştirilmek üzere birkaç top istediyse de Megadük Notaras bunu reddetti.
Muharebe
Sultan Mehmed ordusunu üç gruba ayırmıştı; ilk grup yaşlılardan ve Hristiyanlardan, ikinci grup orduya katılmış Müslüman köylülerden ve azablardan, üçüncü grup ise yeniçerilerden oluşmaktaydı. Her grubun yaklaşık 50 bin askerden oluştuğu kaydedilmiştir. Ordunun büyük kısmı ağır hasarlı St. Romanos Kapısı önlerindeydi. İmparator Konstantin ve Giustiniani de bu hattı savunmak üzere birlikleriyle beklemekteydi. 29 Mayıs Salı günü güneş doğmadan Osmanlı ordusu namaz kıldı ve mehter takımı hücum marşı çalmaya başladı. Yaşlılardan ve Hristiyanlardan oluşan ilk grubun öncelikli görevi merdivenleri surlara taşımak idi. Güneş doğmadan muharebe başlamıştı fakat surlara dikilen merdivenler derhal Bizans askerleri tarafından devriliyor, surlara yaklaşan askerler de fırlatılan taşlarla ve oklarla öldürülüyordu. Bu grubun taarruzu iki saat sürdü. Çoğunluğu imha edilen bu grup, ordugâha doğru kaçmaya başladı. Fakat bir gün önce II. Mehmed'in verdiği emir uygulandı; kaçmakta olan askerler kılıçtan geçirildi ve surlara geri dönmeleri için zorlandı. Sıra ana muharip askerlerden oluşan ikinci gruptaydı, bu grubun da hücumu başladı. Saldırı giderek St. Romanos civarında yoğunlaşıyordu fakat ikinci grubun askerleri bir türlü surlara çıkamıyor, merdivenleri dikemiyordu. Bizans askerleri kızgın yağ, grejuva, ok ve taş kullanarak bütün saldırıları püskürtüyordu. İkinci grup da bitkin düşmekteydi ve bu durum Bizans kuvvetlerinin morali üzerinde olumlu etki yaratıyordu; bir buçuk saatlik savaşın ardından ikinci gruptan da bazı askerler geri kaçmaya başladı. Savaştan kaçanlar da yine komutanlarının infazlarıyla karşılaştı ve Sultan II. Mehmed, birkaç kaçak askeri cezalandırdı. II. Mehmed elinde kalan son grup olan yeniçerileriyle birlikte surlara yaklaştı. Bizans birlikleri artık yorgun düşmüştü, dinç ve tecrübeli yeniçeriler saflarını bozmaksızın surlara ulaştı; bir gece önce karşı taarruz için Konstantin'in emriyle açılan Kerkoporta Kapısı, elli kadar Osmanlı askerinin içeri girmesine olanak sağlayınca Bizans askerlerinin morali bozuldu. O esnada büyük Osmanlı topu ateşlendi ve yeniçerilere bir geçit açıldı, toz bulutunun içerisinde yeniçerilerle Bizans askerlerinin çarpışması başladı. Gözetleme kulesine girmeyi başaran Osmanlı askerlerini imha eden ve yeniçerileri de püskürttüğünü gören Bizans askerleri zafer sevinci yaşamaya başladı ancak Osmanlı topu tekrar ateşlendi; geride kalan Osmanlı birliklerinin taarruzu başlamıştı. Direnci kalmayan ilk sur Osmanlıların eline geçti, azabların da desteğiyle burayı sağlama alan yeniçeriler var güçleriyle ikinci sura yönelik saldırıyı başlatmıştı.
Her iki sur da harap haldeydi ve çarpışmalar sürüyordu. Bu esnada Cenevizli komutan Giustiniani ağır yaralandı, İmparator Konstantin'in ricalarına rağmen yarasının tedavisi için limana götürüldü. Komutan Giustiniani'nin yaralandığı haberi Bizans birliklerinde bozguna yol açtı, Bizanslı askerler şehrin sokaklarında kaçışmaya başladı; Venedik ve Ceneviz askerleri de gemilerine binip kaçmak üzere limana yöneldi. Bozgunun etkisiyle güneydeki Piyi Kapısı da düştü, Osmanlı askerlerinin yağması başlamıştı. Ordunun ağırlığı şehrin merkezine doğru ilerlemekteydi, oradaki zenginlikler daha fazlaydı ve sancaktarlar bir an önce Osmanlı bayraklarını dikmek istiyordu. Öğle olduğunda şehir düşmüş ve yağma başlamıştı ancak Haliç surlarında, Vasileos, Leon, Alexius burçlarında direniş devam ediyordu; daha sonra Haliç surları düşürüldüyse de üç burç direnmeye devam etti, Giritli denizciler tarafından savunulan bu üç burç vire ile teslim oldu ve denizcilere evlerine dönmeleri için II. Mehmed tarafından izin verildi.
Şehir düşerken İmparator Konstantin'e ne olduğu konusunda kesin bilgi bulunmamaktadır. Kaynakların çoğunluğu Konstantin'in savaşırken yüzünden ve sırtından aldığı kılıç darbeleriyle öldürüldüğünü belirtmektedir. Kaçışan askerlerin altında ezilerek öldüğü, kaçma fırsatı bulduğu fakat kendini astığı, kesik başının Megadük Notaras tarafından tanındığı ve diğer Müslüman ülkelere gönderildiği de iddialar arasındadır. Küçük direnişlere rağmen şehirde yağma ve talan devam ediyordu; Osmanlı denizcileri de Galata'ya çıkarak Giudecca adlı Yahudi mahallesini yağmalamaya koyuldu. Sakız Adalı Leonard'a göre rahibeler tecavüze uğradı, manastır ve kiliseler yağmalandı; 50 ilâ 60 bin sivil köle edildi. Bazı kadınların tecavüze uğramamak için intihar ettiği belirtilmektedir. Fakat bazı Osmanlı tarihçileri, sadece şüpheli görülenlerin öldürüldüğünü ve çoğu insanın sadece köle edildiğini yazmaktadır. Talandan kaçan bazı denizciler, kadırgalarıyla beraber denize açılmayı ve yağmayla meşgul olan Osmanlı donanmasını atlatmayı başarmıştı; İstanbul'un Fethi hakkında birçok bilgiye kaynaklık eden Sakız Adalı Leonard ve Niccolò Barbaro da kaçanlar arasındaydı. Yine de denizcilerin çoğunluğu esir edilmiş veya öldürülmüştü, kaptan Cabriel Trivixan esirler arasındaydı. O gün Konstantinopolis'te 300 bin Venedik dukası değerinde yağma yapıldığı tahmin edilmektedir.
II. Mehmed, vezirleri ve komutanlarıyla birlikte St. Romanos Kapısı'ndan (Topkapı) şehre girdi. Ayasofya'nın önüne gelen II. Mehmed, secdeye kapanarak toprağı öptü ve kiliseye sığınan kalabalığın köle yapılmakla yetinileceğini söyleyerek dışarı çıkmalarını istedi; canlarına dokunulmadı. Ayasofya'daki mozaikleri ve değerli mermerleri incelediği tarihî kaynaklarda geçmektedir. Bu sırada mermerleri sökmeye çalışan bir askeri görünce tepki gösterdi ve şehirdeki binaların kendi mülkü olduğunu söyledi. Hücumdan önce askerlere verdiği üç günlük yağma iznine rağmen yağma ve talanın derhal bitirilmesini, itaat etmeyenlerin idam edilmesini emretti.
Marmara surlarını savunan Şehzade Orhan, şehrin düştüğünü anlayınca surlardan aşağı atlayarak intihar etmiş ve başı II. Mehmed'e götürülmüştür. Megadük Notaras tutuklandı, sonra da idam edildi. Kuşatma boyunca Konstantin'in yanında çarpışan Giustiniani ise yaralarından dolayı öldü. İki tarafa destek veren Galata'daki Ceneviz kolonisi sakinleri diğerleri gibi saldırıya uğramaktan korkuyordu ancak Zağanos Paşa'nın telkinleriyle sakinleştirildiler, Vali Giovanni Lomellino, Galata'yı Osmanlılara teslim etti. II. Mehmed'in öldürmekle tehdit ettiği Paleologos ailesi ve birçok asil, Osmanlı donanmasının yağmayla meşgul olmasından istifade ederek Mora'ya kaçtı. Yine de kaçamayan asillerin canına dokunulmadı, esir alınan 29 Venedikli asil 800 ilâ 2000 duka altın fidyeyle serbest bırakıldı, Konstantin'in yeğeni Osmanlı sarayında yaşamına devam etti ve İslamı seçerek Mesih Paşa ismiyle sadrazamlık yaptı.
Sonuçları
İstanbul
Hristiyanların şehirde kalabileceği duyuruldu, İslam hukukuna göre yargılanmadılar, ibadetlerini özgürce sürdürdüler ancak ata binmeleri, silah taşımaları ve askerlik yapmaları yasaklandı. Scholarius adlı bir rahip, II. Gennadios ismiyle patrik seçildi ve II. Mehmed'ten bir takım imtiyazlar aldı; patrik tarafından Ortodokslara özel mahkemeler kurulabilecekti ve bu mahkemelerin üyeleri de ruhbanlardan seçilecekti. 1461'de II. Mehmed tarafından Ermeni Patrikhanesi kuruldu ve Bursalı I. Hovagim patrik olarak seçildi. Ortodoks patriği gibi Ermeni patriği de imtiyazlar aldı; Süryani, Habeş ve Kıpti kiliseleri bu patrikhaneye bağlandı.Yahudilere de haklar tanındı, Osmanlı himayesindeki ilk hahambaşı Moş Kapsari oldu.
Padişahın koruyucu tutumu sayesinde Ayasofya tahrip edilmedi, daha sonra Ayasofya'nın camiye çevrilmesi sebebiyle mozaiklerinin sökülmesi icap etti ancak sultanın emriyle mozaikler sökülmeyerek kireçle kaplandı. 1847-1849 arası tamiratta Bizans mozaiklerinin korunmuş olduğu görüldü. Çan kuleleri yıkılmadı, geçici olarak ahşap minareler eklendi. Günümüzdeki minareler II. Selim zamanında inşa edilmiştir. Ayasofya'yla beraber çok sayıda kilise ve manastır camiye ve medreseye çevrildi. Medreselerde eğitim vermeleri ve bilim çalışmaları yapmaları için Semerkant, Bağdat, Kahire, Şam, Buhara gibi şehirlerden âlimler davet edildi. Daha sonra tamamlanan Sahn-ı Seman Medresesi'ne gelir getirmesi için bazı binalar ve araziler bağışlandı.
İstanbul'da Osmanlı hâkimiyetinin başlamasıyla beraber, demografik yapı da ciddi değişime uğradı. Şehir fethedildiğinde nüfusunun 30 ilâ 40 bin arasında olduğu tahmin edilmektedir. Başta sanatkârlar olmak üzere birçok insanın İstanbul'a iskân edilmesi emredildi; gönüllü gelenlerin istedikleri mülke sahip olabileceği duyurusundan sonra birçok insan şehre yerleşti. İstanbul çevresindeki tarım arazilerinin işlenmesi için Avrupa'da esir alınan insanlar getirildi. Bunun haricinde isyan tehlikelerinin olduğu Konya, Karaman ve Aksaray yörelerinden de mecburi iskân yapılmıştır. 1477 yılında İstanbul'un nüfus sayımı yapıldığında ortaya çıkan tablo şöyleydi;
Millet | Aile sayısı |
Müslümanlar | 9.486 |
Rum-Ortodoks | 3.743 |
Yahudi | 1.647 |
Ermeni | 434 |
Karamanlı Rumlar | 384 |
Galata halkı | 332 |
Diğer gayrimüslimler | 267 |
Çingeneler | 31 |
Ek olarak İstanbul ile Galata'da toplam 16.324 ev ve 3.927 dükkân kaydedilmiştir.
Osmanlı Devleti
Çandarlı Halil Paşa'nın idamı
Osmanlı Devleti için İstanbul'un Fethi'nin sonuçlarından ilki, 1 Haziran 1453'te Sadrazam Çandarlı Halil Paşa'nın azledilmesi oldu. Çandarlı Halil Paşa'nın kuşatma sırasında ordudaki olumsuz söylentilere sebep olduğu ve Bizans'tan rüşvet aldığı düşünülmekteydi ancak herhangi bir kanıt bulunamadı. Şehir düştükten sonra Megadük Lukas Notaras'ın, Çandarlı'nın Bizans'la hep iletişim içerisinde olduğunu padişaha söylemesi üzerine şüpheler kuvvetlendi ve sadrazamın mallarına el konuldu, düzenlenen divan toplantısında azledildiği bildirilerek hapse atıldı. Olayı yorumlayan tarihçilerin genel kanısı, Osmanlı Devleti'ne hizmet eden Çandarlı ailesiyle Osmanlı hanedanı arasındaki rekabetin bu idama yol açtığı yönündedir.
Yedikule Zindanlarına kapatılan Çandarlı Halil Paşa, zindandaki ilk günlerinde nazik muamele gördü. Kendisinden önce idam edilmiş başka bir vezir olmadığı ve ailesi, kısa aralıklarla 154 yıldır iktidarda olduğu için son ana kadar idam edileceğine inanmadı. Çandarlı, azlinden kırk gün sonra, 10 Temmuz 1453'te Edirne'de infaz edildi.
İdamından önce gözlerine mil çekilirken, cellat: "Padişahın yüzüne dik bakanların akıbeti işte budur." dediğinde, "Zağanos'un bayramı olsun, ahirette iki elim yakasındadır." dedi.[]
Çandarlı Halil'in 120.000 dukalık hazinesi ve tüm mal varlığı müsadere edildi. Kuşatmanın sürdürülmesini destekleyen devşirme Zağanos Paşa sadrazam oldu, yüksek devlet kadrolarına devşirmeler yerleştirildi ve böylece devlet üzerinde Osmanlı hanedanının otoritesi kurulmuş oldu. Diğer Türk soyluların da Osmanlı hanedanına rakip olmasından endişelenen II. Mehmed, birçoğunun mallarına el koydu ve Türk aristokrasisi saf dışı bırakıldı. Hanedanına rakip aile bırakmayan II. Mehmed, halk arasında "Fatih" diye anılır oldu. Fatih Sultan Mehmed artık divan toplantılarına katılmıyor ve halkla teması eskiye nazaran düşük tutuyordu; böylece Osmanlı padişahlarının halktan kopuk yaşamı başlamış oldu.
Düzenlenen seferler
Osmanlıların İstanbul'u almasından sonra II. Mehmed Memlûk Sultanlığı'na, Memlûk himayesindeki Mekke şerifine,Karakoyunlularafetihnâmeler gönderdi ve bu devletlerden cevap olarak hediyeler, tebrikler geldi.Avrupa'da ise genellikle mücadele hakimdi; Fransa Krallığı ile İngiltere Krallığı arasındaki Yüz Yıl Savaşları yeni bitmiş, savaştan mağlup çıkan İngiltere'de York- hanedanları arası mücadeleyle iç savaş çıkmış, İskandinavya'da da Danimarka Krallığı ile İsveç Krallığı arasındaki savaş bitmemişti.Rodos'un hakimi Hospitalier Şövalyeleri haricinde bütün Avrupa devletlerinden tebrik için elçiler geldi, Sırp Despotluğu'nun elçisi hediye maksatlı iki kale anahtarı getirdi fakat II. Mehmed sinirlendi, iki kalenin zaten Osmanlı himayesinde olduğunu ve Sırpların Macaristan Krallığı'yla işbirliği yaptığını söyledi.Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun desteğine rağmen Papa V. Nicolaus'un Haçlı girişimleri sonuç vermedi, bilakis Cenevizliler, Eflak Prensliği ve Mora Despotluğu Osmanlı'ya vergi vereceğini duyurmuş, Venedikliler de Osmanlı'yla ticarete başlamıştı. Bundan sonra diğer Rum topraklarına ve Sırbistan'a yönelen Osmanlılar 1454-55 yıllarında Sırp Despotluğu üzerine sefer yaptı, Belgrad kuşatıldı ve Sırbistan tümüyle ilhak edildi. Mora'da ise Konstantin'in kardeşleri Tomas ile Dimitrios taht kavgasına girişti ve tam bu sırada Osmanlıların seferi başladı, 1458'de imzalanan anlaşma ile Korint teslim oldu fakat güney kesim despotluğa ve Venediklilere bırakıldı; üç ay sonra despotluktaki taht kavgası tekrar başlayınca Tomas üstün geldiyse de on bin duka altınlık vergisini vermeyince II. Mehmed taarruza geçti; her iki kardeşin de bütün kaleleri ele geçirildi ve Mora Despotluğu yıkıldı. Dimitrios Osmanlı himayesinde yaşamaya başladı, rakip kardeşi Tomas Avrupa'ya kaçtı ve Bizans tacını VIII. Charles'a satmak zorunda kaldı. Mora meselesi, Osmanlı-Venedik ilişkilerinin bozulmasına yol açtı ve 1463'te Venedik donanması iki kez Mora'ya saldırdı. Mora ile Sırbistan'ın ilhakından sonra Osmanlılar, vergi veren Limni, Midilli, Gökçeada, Eğriboz, Semadirek, Taşoz adalarını ele geçirdi.
Osmanlı Devleti'nin kurumsallaşmasına katkıları
- Bazı tarihçilere göre İstanbul’un fethedilmesi ile Orta Çağ kapanmıştır. 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul’a giren Osmanlı Devleti devletlikten imparatorluğa geçiş yapmıştır.
- İstanbul'un başkent olması ile İslam coğrafyasının merkezi durumuna gelmiştir. İslam coğrafyasında bulunan bilim adamları ve Müslüman din alimleri İstanbul’a gelmeye başlamışlardır.
- Osmanlı İmparatorluğu İstanbul Boğazı'nın kontrol edilmesi ile ticaret yollarını ele geçirmiştir. Ticaretin merkezi durumuna gelmiştir.
- İstanbul’un fethi ile sadece Müslümanlardan oluşan bir devlet değil farklı milletlerden oluşan bir yapıya geçmiştir.
- Kurulmaya başlanan medreseler ve eğitim kurumları ile kurumsallaşmaya başlanmıştır.
- Bizans İmparatorluğu’nun sahip olduğu tecrübelerden yararlanarak imparatorluğun yönetimi ve gelişmesine katkı sağlamışlardır.
II. Mehmet
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten sonra Kayser-i Rûm unvanını, başka bir deyişle Roma İmparatoru unvanını almıştır. Basılan yeni paralarda da Yunanca olarak "Bizans İmparatoru" unvanını kullanmıştır. Bu unvan Batı dünyasınca da kabul edilmiştir ki 1481 tarihinde Rönesans sanatının bazı açılardan nadide örneklerinden olan ve II. Mehmet'e hediye edilen 'nda da "Bizans İmparatoru" unvanı yer almaktadır. II. Mehmet kendisini Roma İmparatoru olarak görmekte ve devletini de Roma İmparatorluğu'nun varisi saymaktaydı. Bu ideal doğrultusunda İstanbul'dan sonraki ikinci hedefi de Roma şehriydi.[]
Efsaneler ve söylentiler
53 günlük kuşatma çeşitli söylentilere de yol açtı.
- Stavros Sütunu — Bizanslı birçok falcının kehanetine göre kuşatmanın galibi Osmanlılar olacak fakat Osmanlı birlikleri Stavros Sütunu'na geldiklerinde bir melek elinde kutsal bir kılıçla gökten inerek bu kılıcı sıradan bir Bizanslıya verecek ve kılıç sayesinde Osmanlılar İran'a kadar sürülecekti. Bu kehanet sebebiyle birçok insanın Ayasofya'ya sığındığı tahmin edilmektedir çünkü Ayasofya Stavros Sütunu'nun gerisindeydi.
- Ayasofya'daki keşiş — Muharebeden sonra Ayasofya'yı inceleyen II. Mehmed, rivayete göre iniltiler duydu ve bunun kaynağını bulmaları için askerlerini görevlendirdi. Ayasofya'nın mahzeninden çıkartılarak padişahın huzuruna getirilen keşiş İmparator Konstantin'in falında yenilgi gördüğü için mahzene atıldığını söyledi.
- Molla Fenari'nin kehaneti — Osmanlı tarafındaki bir diğer rivayete göre II. Murad başkanlığında divan toplantısı yapılırken, Şeyhülislam Molla Fenari dışarıdaki bir çocuğu izlemekteydi. II. Murad'ın uyarısı üzerine cevap veren Molla Fenari İstanbul'u fethedecek kişinin bu çocuk olduğunu söyledi. Kuyu başındaki çocuk II. Mehmed idi. Hacı Bayram-ı Veli ve Akşemseddin'in de aynı kehanette bulunduğu belirtilmektedir.
- Pişmiş balık söylentisi — Bizans tarafındaki yaygın bir inanışa göre felaket zamanı tavada pişirilmekte olan balıklar denize dönmek için çaba sarf eder ve tavadan atlamaya çalışırdı. Rivayete göre 29 Mayıs günü bir manastırda Rum papazlar balık pişirmekteydi ve surların düştüğü haberi duyulunca balıklar tavadan çıkarak yandaki havuza atladı.
- Cibali efsanesi — Mısır'da şeyhlik yapan Cebe Ali, üç yüz dervişiyle birlikte Anadolu'ya gelir ve Osmanlı ordusuna katılır. Kuşatma sırasında ekmek yapmakla görevlendirilen Cebe Ali, rivayete göre tek fırından yüz binlerce kişiye ekmek çıkartır ve söylentiler ordu içerisinde dolaşır. 29 Mayıs günü üç yüz dervişiyle birlikte Haliç'i geçen Cebe Ali, Haliç surlarının önüne çıkar ve burada öldürülür. Öldüğü yer onun ismiyle anılır; günümüzde Cibali semtinin ismi buradan gelmektedir.
- Ulubatlı Hasan — Birçok kaynakta ismi geçen Ulubatlı Hasan'ın gerçek olup olmadığı kesin değildir. Rivayete göre son hücum yapılırken Kaligaria Kapısı (Eğrikapı) surlarına 30 arkadaşıyla birlikte tırmanan Hasan, burcun tepesine çıkmayı başardı. Burca çıktığında 18 arkadaşı ölmüştü, palasıyla muhafızları deviren Hasan, Osmanlı bayrağını burcun tepesine dikti. Savaşçıların bütün dikkatini üzerinde toplayan Hasan'a 30-40 kadar ok saplandı fakat Hasan bayrağı dimdik tutmaya devam etti. Bu olay Osmanlı ordusunda şevke yol açtı, morali bozuk askerler taarruza geçti ve surlar aşıldı.
- Yavedud Sultan — Rivayete göre kuşatma altındaki Konstantinopolis'te Yavedud adında bir aziz şehrin düşmemesi için her gün dua etmekteydi. Şehrin uzun süre dayanmasının sebebi olduğu düşünülen Yavedud Sultan, 29 Mayıs'ta ölmüştür. Cesedini bulan Osmanlılar cesedini yıkayarak tabuta koymuş ve törenle defnetmiştir; defnedilirken mezarından "Yavedud" sesi duyulduğu rivayet olunur.
- Ebu Eyyûb el-Ensarî'nin mezarı — MS 672 yılında Konstantinopolis'i kuşatırken ölen Ebu Eyyûb el-Ensarî'ye ait olduğu düşünülen mezar fetihten sonra Akşemseddin tarafından bulunmuştur. II. Mehmed'in emriyle buraya tekke ve medrese yapıldı; Eyüp Sultan Camii'nin temelleri atıldı. Rivayete göre orada yaşayan bir çoban, hayvanların bu bölgeye girmekten kaçındığını söyledi.
- II. Mehmed'in bedduası — Şehirde yaşayan bir kâhine danışan padişah şehrin Osmanlılarda kalıp kalmayacağını sordu. Kâhin şehrin hiçbir zaman savaşla işgal edilmeyeceğini fakat zamanla şehirdeki malların ve mülklerin yabancılara satılacağı, bir zaman sonra şehrin adeta yabancı toprağı olacağını söyler. Bunu duyan padişahın sinirlenerek "Kendi arazisini yabancılara satanlar Allah'ın gazabına uğrasın" dediği rivayet edilir.
İstanbul'un ismi
Günümüzde yaygın adıyla bilinen İstanbul'un isim kökeni hakkında farklı bilgiler mevcuttur. Niğbolu Muharebesi'nde esir düştükten sonra Osmanlıların hizmetine giren Johannes Schiltberger, anılarında Bizans hakimiyetindeki İstanbul'a ve İstanbul halkının yaşamına yer vermiştir. Schiltberger'in anılarına göre 1453'ten önce Rumlar şehre "İstimboli", Türkler ise "Stanpol" demekteydi. Galata, Rumlar ve Türkler arasında ortakça "Kalathan" diye adlandırılmaktaydı. İstanbul Boğazı ise Rumlar arasında "Hellespont", Türkler arasında "Boghes" biçiminde bilinmekteydi. Osmanlı hakimiyetindeki İstanbul, "Kostantiniyye" (Konstantin'in Şehri), "Stanpolis" (Şehre Doğru), "Dersaadet" (Mutluluk Şehri), "Asitane" (Büyük Dergah), "Makarr-ı Saltanat" (Saltanatın Merkezi) ve "Dârülhilâfe" (Hilâfet Merkezi) gibi farklı isimlerle anıldı. Genel olarak Osmanlı padişahları İstanbul için isim seçimi yapmadı, sadece III. Mustafa İslam Şehri anlamına gelen "İslambol"u kullanmaya gayret etti. Fetihten önce de Türkler tarafından yaygınca kullanılan ve "İstanbul" isminin kökeni olduğu tahmin edilen "Stanpol", Rumca iki kelimenin birleşiminden oluşmaktadır.Türkiye Cumhuriyeti döneminde resmî isim olarak sadece "İstanbul" seçildi. Tarih boyunca farklı dillerde İstanbul'a verilen isimler "Çargrad", "Konstantingrad", "Eskomboli", "Megali Polis", "Kalipolis", "Vizantion", "Nova Roma", "Alma Roma", "Bizantiya", "el-Mahsura" idi.
Popüler kültür
Baş rollerini II. Mehmed rolüyle Sami Ayanoğlu, Konstantin rolüyle Cahit Irgat ve Çandarlı Halil Paşa rolüyle Reşit Gürzap'ın paylaştığı 1951 yapımı siyah-beyaz İstanbul'un Fethi adlı film, fetih hakkındaki ilk Türk filmidir. 2012'de yayına giren Fetih 1453, yönetmeni Faruk Aksoy'un verdiği bilgiye göre 18.200.000$ bütçeyle en yüksek bütçeli Türk filmlerinden oldu. 17 ülkede vizyona giren Fetih 1453, toplamda 6.000.000'dan fazla seyirci tarafından izlendi. 2013'te yayına giren Da Vinci's Demons (Da Vinci'nin Şeytanları) adlı ABD-Birleşik Krallık yapımı dizinin 4. bölümünde İstanbul'un Fethi anlatıldı. 2006 yılında çekilen Alman yapımı Sturm über dem Bosporus (İstanbul Boğazı Üzerinde Fırtına), fethi ele alan bir belgeseldir.Netflix tarafından 24 Ocak 2020 tarihinde yayınlanan 6 bölümlük dizi belgesel türündeki Rise of Empires: Ottoman isimli yapımda İstanbul’un Fethi anlatıldı.
Galeri
- Kuşatmayı temsil eden bir Fransız minyatürü (c. 1455, Bertrandon de la Broquière)
- 1453-1475 yılları arasında çizilmiş bir "İstanbul Kuşatması" minyatürü.
- Kuşatmayı gösteren harita.
-
- Kuşatmaya giden Osmanlı ordusu ve II. Mehmed. Fausto Zonaro tarafından 1903'te resmedildi.
- Kuşatma için döktürülen toplardan biri.
- Konstantinopolis'i temsil eden bir resim.
- Hipodrom'dan bir Kostandinapolis görünüşü ve Bukoleon sarayı.
Notlar
- ^ 1854–1929 yılları arasında yaşamış olan İtalyan ressam Fausto Zonaro'nun fetih ile ilgili çizdiği tablolarda, o sıralar 21 yaşında olan II. Mehmed'in tam doğru bir şekilde tasvir edilmediği göz önünde bulundurulmalıdır.
- ^ Bazı kaynaklarda bu tarih 1411 olarak geçmektedir.
- ^ O dönemde yaşayan Dukas'ın belirttiği bir ifadedir.
- ^ Konstantinopolis'te imparatordan sonraki en yüksek mevki olarak görülmekteydi. Başkomutanlığa tekabül eder.
- ^ İsmail Hakkı Uzunçarşılı, topun tamir edildiğini ve tekrar kullanıldığını yazmıştır.
- ^ Gemilerin sayısı hakkında belirsizlik bulunmaktadır. Bazı kaynaklar üç veya beş kalyon olduğunu belirtmektedir. Olayın tanığı Barbaro'nun verdiği sayı referans alınmıştır.
- ^ Tarihçi Doukas'ın eserinde yer verdiği cevap bu şekildedir.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Özel
- ^ Robert S. Nelson, The Italian Appreciation and Appropriation of Illuminated Byzantine Manuscripts, Ca. 1200–1450, Dumbarton Oaks Papers 49 (1995): 209-210.
- ^ a b "Fall of Constantinople". Encyclopædia Britannica. Archived from the original on 19 August 2020. Retrieved 2 August 2020.
- ^ Setton, Kenneth M. (1978). The Papacy and the Levant (1204–1571): The Fifteenth Century. Vol. 2. DJane Publishing.
- ^ Sphrantzes, George (1980). The fall of the Byzantine Empire: a chronicle. Translated by Philippides, Marios. Amherst: University of Massachusetts Press.
- ^ a b Pertusi, Agostino, ed. (1976). La Caduta di Costantinopoli, I: Le testimonianze dei contemporanei. (Scrittori greci e latini) [The Fall of Constantinople, I: The Testimony of the Contemporary Greek and Latin Writers] (in Italian). Vol. I. Verona: Fondazione Lorenzo Valla.
- ^ Nicolò Barbaro, Giornale dell'Assedio di Costantinopoli, 1453. The autograph copy is conserved in the Biblioteca Marciana in Venice. Barbaro's diary has been translated into English by John Melville-Jones (New York: Exposition Press, 1969)
- ^ a b Sphrantzes, George. Οικτρός Γεώργιος ο Φραντζής ο και Πρωτοβεσιαρίτης Γρηγόριος τάχα μοναχός ταύτα έγραψεν υπέρ των καθ' αυτών και τινων μερικών γεγονότων εν τώ της αθλίας ζωής αυτε χρόνω [The Pitiful George Frantzes Who was Protovestiaros, Now a Monk, Wrote This for the Βetterment of Others and as Recompense for Some Deeds in His Miserable Life, This Chronicle] (in Greek).
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 21 Kasım 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2024.
- ^ Crowley, Roger (12 Şubat 2013). 1453: The Holy War for Constantinople and the Clash of Islam and the West (İngilizce). Hachette Books. .
- ^ Runciman (1965), p. 152.
- ^ Uzunçarşılı, II. Cilt
- ^ Osmanlı Tarihi, I. Cilt, Anadolu Selçukluları ve Anadolu Beylikleri hakında bir mukaddime ile Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan İstanbul’un fethine kadar, Ord. Prof. İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI, 467-493 ss.
- ^ "Osmanlılar'ın Muhasara Kuvvetleri", Türk Tarih Kurumu
- ^ Michael Lee Lanning: The Battle 100: The Stories Behind History's Most Influential Battles, Sourcebooks, Inc., 2005, , sayfa 139-140 (İngilizce)
- ^ Saul S. Friedman: A history of the Middle East, McFarland, 2006, , sayfa 179 (İngilizce)
- ^ "İstanbul'un fethinde 600 Türk askeri, Fatih'e karşı savaştı" [In the Conquest of Istanbul 600 Turkish Military Fought Against the Conqueror]. Osmanlı Arauştırmalarlı (in Turkish). Archived from the original on 15 April 2015. Retrieved 29 April 2015.
- ^ Lilie (2005), p. 464.
- ^ Nicol (2002), p. 57.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Ağustos 2023.
- ^ Crowley, Roger (12 Şubat 2013). 1453: The Holy War for Constantinople and the Clash of Islam and the West (İngilizce). Hachette Books. ISBN . 16 Ocak 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Ocak 2022.
- ^ Philippides, Marios (2007). Mehmed II the Conqueror and the fall of the Franco-Byzantine Levant to the Ottoman Turks : some western views and testimonies. Tempe, Ariz.: ACMRS/Arizona Center for Medieval and Renaissance Studies. s. 197. ISBN . 16 Nisan 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Ağustos 2020.
- ^ Fuller, J.F.C. (1987). A military history of the Western World ([Da Capo Press pbk. ed.]. bas.). New York, N.Y.: Da Capo Press. s. 522. ISBN . 16 Nisan 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Ağustos 2020.
- ^ M.J Akbar (3 Mayıs 2002). The Shade of Swords: Jihad and the Conflict Between Islam and Christianity. Routledge. s. 86. ISBN . 12 Ekim 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Ağustos 2020.
Some 30,000 Christians were either enslaved or sold.
- ^ Foster, Charles (22 Eylül 2006). . Contemporary Review. 11 Haziran 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi.
It is the end of the Middle Ages
- ^ Genç, s. 27
- ^ Genç, s. 65
- ^ a b c Genç, s. 189
- ^ Barbaro, s. 122
- ^ Genç, s. 192
- ^ a b c d e Özdek, s. 411
- ^ Genç, s. 101
- ^ Genç, s. 147
- ^ a b c d e f g h i j k Greece.org web sitesi, "The Fall of Constantinople, 1453" 3 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . başlıklı web sayfası.(İngilizce) (08.03.2015 tarihinde görüntülendi)
- ^ a b c d e Özdek, s. 410
- ^ Algül, s. 49/64
- ^ Şimşirgil, s. 29/138/145
- ^ . 15 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2014.
- ^ a b c Tahavi, s. 43
- ^ . 17 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Haziran 2014.
- ^ Tahavi, s. 43-44
- ^ a b Hammer, s. 279
- ^ Uzunçarşılılı, s. 407
- ^ a b Öztürk, s. 136
- ^ Gregory 2008, s. 316.
- ^ Uzunçarşılı, s. 406
- ^ a b Emeksiz, s. 152
- ^ Hammer, s. 275-276
- ^ a b c d e f g h i j k l m n ""İstanbul'un Fethi", bizimsahife.org sitesi". 12 Haziran 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Haziran 2014.
- ^ Özdek, s. 410-411
- ^ a b Uzunçarşılı, s. 412
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w x ""İstanbul Üzerine Hareket" başlıklı metin, Türk Tarih Kurumu". 3 Haziran 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Haziran 2014.
- ^ Barbaro, s. 120-121
- ^ a b c Altaş, s. 82
- ^ a b Altaş, s. 83
- ^ a b Altaş, s. 84
- ^ TC Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü: 19. Araştırma Sonuçları Toplantısı, Cilt II 22 Ağustos 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde . / s. 29-33. James Crow & Richard Bayliss & Paolo Bono.
- ^ Tektaş, s. 37
- ^ Özdek, s. 396
- ^ Tektaş, s. 38
- ^ a b Özdek, s. 399
- ^ a b Tektaş, s. 39
- ^ Özdek, s. 403
- ^ Tektaş, s. 40
- ^ Tektaş, s. 43
- ^ a b c d e Özdek, s. 412
- ^ a b Uzunçarşılı, s. 404-405
- ^ a b c d Tektaş, s. 44
- ^ Özdek, s. 423-424
- ^ Tahavi, s. 77
- ^ Uzunçarşılı, s. 401-402 / 405
- ^ a b Gregory 2008, s. 315.
- ^ a b c (PDF). 23 Şubat 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Haziran 2014.
- ^ Özdek, s. 407
- ^ Hammer, s. 263
- ^ Şimşirgil, s. 122
- ^ a b "Rumeli Hisarı" başlıklı metin, bizimsahife.org 16 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (29.06.2014 tarihinde görüntülendi)
- ^ "Rumeli Hisarı" başlıklı metin, mimarlikmuzesi.org 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (29.06.2014 tarihinde görüntülendi)
- ^ Uzunçarşılı, s. 403
- ^ Hammer, s. 264
- ^ Şimşirgil, s. 128
- ^ Hammer, s. 262
- ^ a b Barbaro, s. 101
- ^ a b c Hammer, s. 267-268
- ^ Barbaro, s. 102
- ^ Tahavi, s. 45
- ^ Algül, s. 42
- ^ Şimşirgil, s. 126
- ^ Özdek, s. 409
- ^ Gregory 2008, s. 317.
- ^ a b c Tahavi, s. 47
- ^ Hammer, s. 278
- ^ Uzunçarşılı, s. 408
- ^ a b Hammer, s. 265
- ^ Uzunçarşılı, s. 409
- ^ Hammer, s. 266-267
- ^ Barbaro, s. 129-130
- ^ a b Barbaro, s. 131
- ^ Barbaro, s. 133
- ^ Tahavi, s. 46
- ^ Tahavi, s. 46-47
- ^ a b c Uzunçarşılı, s. 413
- ^ Barbaro, s. 134
- ^ Uzunçarşılı, s. 414
- ^ Tektaş, s. 45
- ^ Uzunçarşılı, s. 415
- ^ a b c Tahavi, s. 48
- ^ a b c d Uzunçarşılı, s. 416
- ^ a b Hammer, s. 279-280
- ^ Hammer, s. 280
- ^ Barbaro, s. 145-146
- ^ a b c Hammer, s. 283
- ^ Hammer, s. 291
- ^ Barbaro, s. 139
- ^ a b c Tahavi, s. 49
- ^ a b Uzunçarşılı, s. 417
- ^ a b Gregory 2008, s. 318.
- ^ Barbaro, s. 140-141
- ^ a b Hammer, s. 284
- ^ a b c Uzunçarşılı, s. 418
- ^ Barbaro, s. 143
- ^ Uzunçarşılı, s. 418-419
- ^ a b Hammer, s. 285
- ^ a b Hammer, s. 286
- ^ a b Barbaro, s. 147
- ^ a b Tahavi, s. 50
- ^ Uzunçarşılı, s. 421-422
- ^ Barbaro, s. 146
- ^ a b c Özdek, s. 413
- ^ a b c d Hammer, s. 287
- ^ Barbaro, s. 149
- ^ Barbaro, s. 150-152
- ^ a b Barbaro, s. 153
- ^ a b c d e f Hammer, s. 288
- ^ a b c d Uzunçarşılı, s. 422
- ^ Barbaro, s. 158
- ^ a b c d Özdek, s. 416
- ^ Barbaro, s. 157
- ^ Barbaro, s. 158-159
- ^ Barbaro, s. 160
- ^ a b Barbaro, s. 165
- ^ a b Barbaro, s. 166
- ^ Barbaro, s. 168
- ^ Barbaro, s. 170
- ^ Barbaro, s. 171
- ^ Barbaro, s. 173
- ^ Barbaro, s. 172
- ^ a b c Barbaro, s. 167-168
- ^ Barbaro, s. 173-174
- ^ Tahavi, s. 54
- ^ Barbaro, s. 177
- ^ a b c Tahavi, s. 55
- ^ Hammer, s. 288-289
- ^ a b c d Uzunçarşılı, s. 423
- ^ Tahavi, s. 54-55
- ^ a b Hammer, s. 289
- ^ Uzunçarşılı, s. 423-425
- ^ a b c Özdek, s. 417
- ^ Uzunçarşılı, s. 425
- ^ a b Hammer, s. 293
- ^ a b Tahavi, s. 56
- ^ Barbaro, s. 178-179
- ^ a b Uzunçarşılı, s. 426
- ^ Gregory 2008, s. 319.
- ^ Barbaro, s. 181-182
- ^ Barbaro, s. 181
- ^ Hammer, s. 290
- ^ Barbaro, s. 183-184
- ^ a b c Hammer, s. 294
- ^ Barbaro, s. 205
- ^ a b c Uzunçarşılı, s. 427
- ^ Barbaro, s. 184
- ^ a b c Özdek, s. 420
- ^ Barbaro, s. 185
- ^ Hammer, s. 294-295
- ^ a b c Uzunçarşılı, s. 428
- ^ a b Hammer, s. 295
- ^ Barbaro, s. 187
- ^ Tahavi, s. 57
- ^ a b Barbaro, s. 189
- ^ Barbaro, s. 190
- ^ Tahavi, s. 57-58
- ^ Hammer, s. 296
- ^ a b Barbaro, s. 193
- ^ Hammer, s. 301-302
- ^ Barbaro, s. 191
- ^ Hammer, s. 300
- ^ a b Uzunçarşılı, s. 429
- ^ a b Öztürk, s. 137
- ^ Barbaro, s. 194-195
- ^ Barbaro, s. 195
- ^ Barbaro, s. 196
- ^ a b Hammer, s. 299
- ^ a b Uzunçarşılı, s. 430
- ^ a b Özdek, s. 421
- ^ a b Öztürk, s. 140
- ^ a b Uzunçarşılı, s. 431
- ^ Gregory 2008, s. 320.
- ^ Hammer, s. 301
- ^ Hammer, s. 297
- ^ Hammer, s. 303
- ^ Tahavi, s. 59
- ^ Hammer, s. 302
- ^ Barbaro, s. 199
- ^ Tektaş, s. 79-80
- ^ Gündüz, s. 59
- ^ Gündüz, s. 60
- ^ Uzunçarşılı, II. Cilt, s. 30
- ^ a b Gündüz, s. 61
- ^ Öztürk, s. 138
- ^ a b Öztürk, s. 142
- ^ a b Gündüz, s. 57
- ^ a b Gündüz, s. 55
- ^ a b Kuban, s. 30
- ^ Gündüz, s. 56
- ^ a b c Özdek, s. 424
- ^ Uzunçarşılı, s. 436-437
- ^ a b c d "Kuşatma 1453" (2010), Timaş Yayınları, Oktay Tiryakioğlu. Sayfa 280.
- ^ a b Uzunçarşılı, II. Cilt, s. 33-34
- ^ Gündüz, s. 58
- ^ Gündüz, s. 57-58
- ^ Gündüz, s. 62
- ^ Uzunçarşılı, s. 437
- ^ Ateş, s. 14
- ^ Ateş, s. 24
- ^ Ateş, s. 36
- ^ Ateş, s.21/33/44
- ^ Uzunçarşılı, II. Cilt s. 26-27
- ^ a b Uzunçarşılı, II. Cilt, s. 28
- ^ Uzunçarşılı, II. Cilt, s. 35
- ^ Özdek, s. 424-425
- ^ Uzunçarşılı, II. Cilt, s. 29
- ^ Uzunçarşılı, II. Cilt, s. 35-41
- ^ Uzunçarşılı, s. 44
- ^ Uzunçarşılı, II. Cilt, s. 45-46
- ^ a b Uzunçarşılı, II. Cilt, s. 46
- ^ Uzunçarşılı, II. Cilt, s. 49-56
- ^ Emeksiz, s. 153
- ^ Özdek, s. 470-471
- ^ Emeksiz, s. 154
- ^ a b Özdek, s. 472
- ^ Emeksiz, s. 155
- ^ a b Emeksiz, s. 156
- ^ Emeksiz, s. 156-157
- ^ Emeksiz, s. 158
- ^ Emeksiz, s. 157
- ^ Emeksiz, s. 159
- ^ Schiltberger, s. 175-186
- ^ a b Schiltberger, s. 175
- ^ Schiltberger, s. 176
- ^ a b c d Hürriyet web sitesi, 21 Mart 2012 tarihli "'İstanbul' ismi nereden geliyor" 21 Şubat 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . haberi. (08.03.2015'te görüntülendi)
- ^ Hürriyet web sitesi, 7 Mart 2012 tarihli "Ben rakam vermedim" 2 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . başlıklı röportajı. (28.02.2015'te görüntülendi)
- ^ gazeteciler.com sitesi, 29 Mart 2012 tarihli "Fetih 1453'ün gerçek bütçesi belli oldu" 2 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . başlıklı haberi. (28.02.2015'te görüntülendi)
- ^ Sabah web sitesi, 25 Mart 2012 tarihli "Gişede 6 milyonu geçti!" başlıklı haberi. 2 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (28.02.2015'te görüntülendi)
- ^ Milliyet web sitesi, 6 Mayıs 2013 tarihli "'Da Vinci' İstanbul'un kuşatmasını böyle anlattı" 2 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . başlıklı haberi. (28.02.2015'te görüntülendi)
- ^ alkislarlayasiyorum.com sitesi 15 Mayıs 2013 tarihli "Da Vinci Demons - İstanbul Diyaloğu" 2 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . başlıklı paylaşım. (28.02.2015'te görüntülendi)
- ^ İlgili belgeselin IMDb sayfası. 5 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (28.02.2015'te görüntülendi)
- ^ . 14 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ocak 2020.
- Genel
- "Osmanlıların 1453 Öncesi İstanbul Kuşatmaları" 27 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . başlıklı araştırma yazısı, Haldun Eroğlu.(28.06.2014 tarihinde görüntülenmiştir.)
- "İstanbul'un Osmanlılar Tarafından Fethi, Türk-İslam ve Avrupa Açısından Önemi"[] başlıklı araştırma yazısı, Ahmet Gündüz. (28.06.2014 tarihinde görüntülendi.)
- Türklerin Altın Kitabı, Refik Özdek, Tercüman Yayınları - II. ve III. Cilt
- "Haliç Zincir Problemi" başlıklı yüksek lisans tezi, Uğur Genç.
- "İstanbul'un Fethi ve Fatih" (1981), Hüseyin Algül
- "Birincil Kaynaklardan Osmanlı Tarihi" (2006), Ahmet Şimşirgil -
- , Abdülkadir Emeksiz.
- "İstanbul'da Bulunan Erken Bizans Dönemi Savunma Yapılarında Kullanılan Horasan Harçlarının Özelliklerinin İncelenmesi"[] başlıklı araştırma metni (2013). Gülçin Altaş & Seden Acun Özgünler & Erol Gürdal.
- "Konstantiniyye'den İstanbul'a" (2002). Hâtim Abdurrahman et-Tâhâvi. Sayfa 99'dan itibaren Nicolo Barbaro'nun günlüğüne yer verilmiştir. Çeviren: Muharrem Tan. .
- "Sadrazamlar" (2002). Nazım Tektaş.
- "Osmanlı Tarihi" (1988) Cilt I-II, İsmail Hakkı Uzunçarşılı. Türk Tarih Kurumu Basımevi.
- "Büyük Osmanlı Tarihi" Cilt II, Joseph von Hammer.
- Gregory, Timothy E. (2008), Bizans Tarihi, Yapı Kredi Yayınları, ISBN
- "İstanbul'un Fethinden Sonra Ayasofya'nın Camiye Çevrilişi", Said Öztürk.
- "İstanbul'un Tarihi Yapısı", İstanbul Teknik Üniversitesi, Prof. Doğan Kuban.
- "İstanbul'un Fethine Dair Fatih Sultan Mehmet Tarafından Gönderilen Mektublar ve Bunlara Gelen Cevablar" (1953), Tarih Dergisi-Cilt IV, Osman Yalçın Matbaası, Ahmet Ateş.
- "Als Sklave im Osmanischen Reich und bei dem Tataren: 1394-1427" (Türkçeye çevirisinin ismi Türkler ve Tatarlar Arasında), Johannes Schiltberger—Çev: Turgut Akpınar (1995). İletişim Yayınları, .
Konuyla ilgili yayınlar
- Demir, Uğur; Mazak, Mehmet, (Ed.) (2011). Aydos Kalesi ve İstanbul'un Fethi. İstanbul: Sultanbeyli Belediyesi. ISBN .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Istanbul un Fethi Konstantinopolis in Dususu Yunanca Alwsh ths Kwnstantinoypolhs veya Kostantiniyye nin Fethi 6 Nisan 29 Mayis 1453 tarihleri arasinda 53 gun suren yogun bir kusatmanin sonucunda Osmanli padisahi II Mehmed komutasindaki Osmanli ordusunun Bizans Imparatorlugu nun baskenti olan Konstantinopolis i ele gecirmesidir Olayin sonucunda bin yili askin bir suredir varligini surdurmus olan Dogu Roma Bizans Imparatorlugu yikilmis ve Osmanli Devleti bir imparatorluk haline gelmistir Bu fetih bazi modern tarihciler tarafindan Orta Cag i sona erdirip Yeni Cag i baslatan olaylardan biri olarak kabul edilir Istanbul un FethiBizans Osmanli savaslariFausto Zonaro nun II Mehmed i Konstantinopolis e girerken tasvir eden tablosu Tarih6 Nisan 1453 29 Mayis 1453 53 gun BolgeKonstantinopolis ve cevresi gunumuzde Istanbul Turkiye SebepSehrin jeopolitik onemiSonucOsmanli zaferi Bizans Osmanli Savaslari nin sonu Dogu Roma Imparatorlugu nun yikilisi Konstantinopolis in Osmanli Devleti nin yeni baskenti olusu Aya Sofya nin camiye donusturulmesi Konstantinopolis teki butun kutuphanelerin ve yuzbinlerce el yazmasinin Osmanlilarca yok edilisi Cografi DegisikliklerKonstantinopolis Osmanlilar tarafindan ele gecirildi TaraflarOsmanli Devleti Sirp DespotluguBizans Imparatorlugu Venedik Cumhuriyeti Ceneviz Cumhuriyeti Osmanli ilticacilar Destek Papalik Devleti Macaristan KralligiKomutanlar ve liderlerII Mehmed Candarli Halil Pasa Zaganos Pasa Baltaoglu Suleyman BeyXI Konstantinos olu Lukas Notaras Giovanni Giustiniani Orhan Celebi GuclerKara ordusu 60 000 80 000 100 000 120 000 160 000 250 000 Batili kaynaklar 15 yuzyilda hicbir ordu mevcudu Batili kaynaklarin verdigi sayilara ulasmamistir Bu nedenle bu sayilar abartili olarak kabul edilmistir 30 000 50 000 modern tahminler 70 top 4 sahi 10 buyuk ve 56 kucuk kalibreli Donanma ordusu 140 300 gemiKara ordusu 11 200 asker profesyonel ordu 10 000 Bizans askeri 600 Orhan Celebi ye bagli olan asker 200 Sicilyali okcu 200 Papalik okcusu 200 Katalan askeri 30 000 35 000 halktan toplanan milis askerler Toplam 57 400 Donanma ordusu 26 gemi 10 Bizans 8 Venedik 5 Ceneviz 1 Aragon 1 Ancona 1 ProvensalKayiplar4 00018 000 olu 30 000 kisi kole edildi Istanbul jeopolitik konumu nedeniyle daha once de defalarca kusatilmisti 7 ve 8 yuzyillarda Emeviler ve Abbasiler tarafindan kusatildi ancak basarisiz olundu 1204 yilinda IV Hacli Seferi sirasinda Haclilar Istanbul u kusatip zapt ettiler Klasik ve Orta Cag in kultur hazineleriyle dolu olan sehri yakip talan ettiler 1204 te kendi Orta Cag ve Katolik inanclarina uyan Latin Imparatorlugu nu kurdular ve Bizans Imparatorlugu nun parcalanmasina neden oldular Haclilarin bu yagmasindan kacan bazi Bizans aileleri Iznik ve Trabzon gibi bolgelere kacip orada bagimsiz devletler kurdular Osmanlilar da sehri daha once kusatmisti Orhan Gazi doneminde Matheos Kantakuzinos un Bizans tahtina gecmesini saglamislar ve karsilik olarak da Gelibolu Yarimadasi ndaki Cimpe Kalesi ni alarak Rumeli de ilk kez toprak kazanmislardi Rumeli ye gecisle beraber bolgede sinirlari genisleyen Osmanli Devleti ilk kez I Bayezid komutasinda 1395 yilinda Istanbul u kusatti Bazi kaynaklarda ise 1391 tarihli farkli bir kusatmadan soz edilmektedir I Bayezid in bu kusatmasinda manciniklar kullanildi ve kusatma uzerine Macar Kralligi gunumuz Bulgaristan topraklarina Nigbolu civari taarruz edince kusatma sonlandirildi Ertesi yil kusatma tekrar basladi ve bu sefer I Bayezid deniz baglantisini tumuyle koparmak icin Anadolu Hisari ni insa ettirdi Bizans imparatorunun ateskes talebi uzerine bu kusatma da kaldirildi 1402 yilindaki Ankara Muharebesi ile beraber Osmanli Devleti hukumdarsiz bir sekilde 11 yil surecek olan Fetret Devri ne girdi Bu donemde I Bayezid in ogullarindan olan Musa Celebi tarafindan 1412 yilinda Istanbul tekrar kusatildi Musa Celebi kargasanin Bizans yuzunden olduguna ve bazi rakip sehzadelerin Bizans tarafindan desteklendigine inaniyordu Ancak rakip sehzadelerden olan kardesi Mehmed Celebi nin harekete gecmesi sebebiyle bu kusatma da kaldirildi Istanbul un bir diger kusatilmasi ise II Murad doneminde oldu Duzmece Mustafa nin isyani ile ugrasan II Murad Mustafa ya yardim ettigine inandigi Bizans in uzerine dogru yurudu ve kusatma basladi Bizans Imparatoru VIII Ioannis in Karadeniz kiyilarinda bulunan bazi topraklari ve harac vermeyi teklif etmesiyle bu kusatma da kaldirildi II Mehmed 1451 yilinda 19 yasinda Osmanli tahtina gectiginde etrafi butunuyle sarilmis olan bir sehirle karsi karsiyaydi Kusatma oncesiBizans Dorduncu Hacli Seferi nde zincir kullanan Bizans Imparatorlugu bu kusatmada da Halic e zincir gerdi Dovme demirden imal edilen zincir farkli bicimdeki baklalardan olusmaktaydi Onceden farkli devletlerin saldirilarina maruz kalan Bizans zincir kullanimiyla ilgili gecmisteki eksikleri giderebilmisti 1204 yilindaki Hacli saldirisinda zincirin Galata da bagli oldugu kule Haclilar tarafindan ele gecirilmis ve zincir saf disi birakilmisti Bundan dolayi Bizanslilar kuleyi guclendirdi ve etrafini surlarla cevirdi 1453 yilindaki kusatma icin Bizans donanmasi takviye edildi Subat 1453 te limandaki gemilerin kalmasi rica edildi fakat bircogu sehirden kacti sonuc olarak 2 Nisan 1453 te Bartalomeo Soligo tarafindan yaptirilan zincir Kastellion ile Eugenios kuleleri arasina cekilerek Halic kapatildi ve zincirin arkasinda Bizans donanmasi nobete basladi Zincir halkalari ayni degildi kalinliklari 1 9 ila 6 2 cm arasinda degisebilmekteydi Bizans in bir baska savunma araci ise grejuva idi Grejuva suda sonmuyordu ve hem kara hem deniz savasinda etkin sekilde kullanilacakti Fakat Bizans baskenti mezhepsel ic sorunlarla ugrasmaktaydi 1439 yilinda Katolik Ortodoks kiliselerinin birlesmesi kabul edildi ve olaya Bizans halki tepki gosterdi Bazi kaynaklar halkin Konstantinopolis te Latin serpusu gormektense Turk sarigi gormeyi tercih ederim dusuncesini paylastigini belirtmektedir Imparator Konstantin in Avrupali devletlerden istedigi yardimlar da mezhepsel sorunlar sebebiyle aksamaktaydi Kusatmadan once Bizans halkina moral asilamak icin onunde Meryem Ana resmi bulunan bir kafile Istanbul sokaklarinda dualar esliginde ilerlemeye basladi resmin yere dusmesi ve ardindan yagmur yagmasi sebebiyle Bizans halki endiselendi Halk arasinda olumsuz soylentiler dolasti Kusatmadan once ortalikta dolasan bazi kehanet soylentileri sehrin dusecegi yonundeydi bunun da halk uzerinde olumsuz etki yaptigi dusunulmektedir Kusatma esnasinda sikinti cekilmemesi icin erzak muhimmat depolari takviye edildi cesitli ulkelerden gelen askerlerle muhafizlarin sayisi arttirildi ve sehir surlari guclendirildi Papalik tarafindan uc kadirgayla beraber 200 asker ve muhimmat gonderildi 30 geminin ise sefer icin hazirlanmakta oldugu bildirildi Ocak 1453 te iki gemiyle beraber Cenevizli komutan Giovanni Giustiniani komutasindaki 700 askerle yardima geldi Imparator Konstantin tarafindan Guistiniani baskomutan olarak atandi Muharebe Bizans zaferiyle sonuclanirsa Giustiniani ye Limni adasi verilecekti Bizans in savunma planinda ana unsur Istanbul surlari idi Ilk olarak 410 442 yillari arasinda 1400 hektarlik alani kapsayacak sekilde 19 kilometre uzunlugunda Konstantin surlari insa edilmisti Nufusun artmasina bagli olarak II Theodosius yaklasik 1400 metre aciga yeni surlar insa ettirdi Bu surlarin yuksekligi 11 metre genisligi ise 4 8 metre idi Surlar tek siradan olusmuyordu ana surun 14 5 metre onunde 8 metre yukseklikte on surlar bulunuyordu Bu surlarin genisligi ise 0 5 ila 1 5 metre arasinda degismektedir On surlarin da onu tahminen 1000 li yillarda yapilan calismalarla 18 metre genislikteki hendeklerle cevrilmisti Istanbul surlari sadece karadan gelebilecek taarruza karsi tasarlanmamisti kentin deniz kiyisi da butunuyle surlarla cevriliydi Gunumuzde Sarayburnu olarak bilinen bolge butunuyle denizden izole edilmisti 8 5 kilometre uzunluktaki deniz surlari yine II Theodosius tarafindan yaptirilmisti 36 kapisi 101 kulesi ve 27 burcu bulunmaktaydi Halic kiyisini oren Galata surlarinin yapimi ise 439 da baslamisti 5 2 kilometre uzunluga sahip bu surlar 2 ila 3 metre genislikteydi ve 20 kapisi 172 kulesi bulunmaktaydi Rum Ortodoks Patrikhanesi nin bulundugu yerde de bir ic kale bulunuyordu XIV yuzyilda yasanan Bizans Ceneviz Savasi sebebiyle Galata surlarinin da onu hendeklerle cevrilmistir Istanbul un su sistemi de gelistirilmisti Yaklasik 250 kilometre uzakliktaki Yildiz Daglarindan civardaki derelerden kemerlerle su getirilmekteydi Getirilen sular sarniclara aktarilmaktaydi Osmanli 1444 te tahtindan feragat eden II Murad kendi istegiyle yerini oglu Mehmed e birakti II Mehmed 12 yasindaydi ve acemi goruluyordu donemin sadrazami Candarli Halil Pasa bu karari uygun bulmamisti Bu taht degisikligi uzerine bir Hacli ordusu kuruldu ve Osmanli uzerine yurudu Sultan Mehmed 12 yasinda olmasina ragmen babasina su tarihi mektubu yolladi Baba eger padisah siz iseniz geliniz ve ordunun basina geciniz yok eger padisah ben isem size emrediyorum gelip ordunun basina geciniz Bu mektubun etkisi ve devlet adamlarinin ricasiyla II Murad geri geldi ve baskomutan olarak yonettigi Varna Muharebesi ni kazandi Bu muharebeden sonra devlet adamlarinin da telkinleriyle II Murad tekrar tahta cikti tahttan indirilen veliaht Mehmed Manisa ya gonderildi Kasim 1445 te II Murad tekrar tahti oglu Mehmed e birakti Mehmed in ikinci hukumdarliginda Edirne de yangin ve yagma olaylari yasandi Halil Pasa nin ve diger devlet adamlarinin girisimleriyle Mehmed tekrar tahttan indirildi Hammer a gore II Mehmed e tekrar tahttan inmesi teklif edilmedi Halil Pasa kendisine birlikte ava gitmeyi onerdi ve genc Mehmed tahttan indirildigini avdan donunce ogrendi 1444 46 arasinda gecici olarak hukumdarlik yapan II Mehmed 1451 de babasinin olumu uzerine son defa tahta cikti Sadrazam Halil Pasa tarafindan surgun edilen Zaganos Pasa II Mehmed in mudahalesiyle Edirne ye geri dondu Halil ile Zaganos pasalarin arasindaki anlasmazlik kusatmada da gorulecek Halil Pasa kusatmadan vazgecilmesini Zaganos Pasa ise tam aksine kusatmanin surdurulmesini isteyecekti Tahttan indirilmesine sebep oldugu ve kusatmayi uygun gormedigi icin Halil Pasa nin II Mehmed tarafindan dusman olarak algilandigi belirtilmektedir Kusatmada Osmanlilar tarafindan kullanilmak uzere dokulen agir toplardan biri Istanbul un deniz baglantisini tumuyle kesmek kusatma esnasinda sehre herhangi bir yardimin gelmesini onlemek icin II Mehmed Rumeli Hisari nin yapimini gerekli gordu Konumu I Bayezid in yaptirdigi Anadolu Hisari nin karsisiydi 1452 yilinin nisan ayinda insa calismalari basladi Hisarin yapiminda bes veya alti bin iscinin calistigi belirtilmektedir II Mehmed insaatla bizzat ilgileniyordu Agustos ayinda insaat bitti hisarin on uc burcu bulunmaktaydi Uc buyuk burcun ustu kursun cati ile ortuldu 400 askerin ve hisarin komutasi Firuz Aga ya verildi Rumeli Hisari nin insasi ve bogaz trafiginin kapatilmasi Bizans Imparatorlugu nu endiselendirmistir Hisarin yapiminin durdurulmasi icin gonderilen iki Bizans elcisi II Mehmed in emriyle idam edildi Kasim 1452 de iki Venedik gemisi bogazdan gecme tesebbusunde bulundu iki hisardan da ates acildi ve Antonio Rizzo adli kaptanin gemisi batirildi Denize atlayarak kurtulan Rizzo esir alindi ve Edirne ye goturulerek kaziga oturtuldu Kaptanin affedilmesi icin Istanbul dan ayrilan Venedik elcisi infazin yapildigini gorunce geri dondu ve Osmanlilarin Venedik e de savas actigi kabul edildi Askeri hazirliklarda donemine gore buyuk toplarin yapimina baslandi Bizans zindanlarindan lagimcilar tarafindan kacirilan Urban adli bir muhendisin yaptirdigi sahi topu bunlardan biriydi tek gullesi 550 kilogram civarindaydi ve topun uzunlugu 8 cevresi de 2 5 metreydi Bu topun Istanbul a goturulmesini Rumeli Beylerbeyi Dayi Karaca Pasa ustlendi Osmanli ordusunun mevcudu hakkinda cesitli dusunceler bulunmaktadir Hammer a gore 250 000 Barbaro ya gore 160 000 Sfrantzes ve Dukas a gore 200 000 asker idi Kusatmaya denizden destek vermesi icin Osmanli Donanmasi da hazirlanmisti Baltaoglu Suleyman Pasa nin komutasina verilen filonun mevcudiyeti hakkinda farkli dusunceler mevcuttur Dukas 300 Yeorgios Francis ise 160 demektedir KusatmaIstanbul surlarini ve kapilarini gosteren harita Kusatmadan once kentin cevresindeki bazi kaleler ve kasabalar Karaca Pasa komutasindaki 10 000 asker tarafindan ele gecirildi Bizans Imparatoru Konstantin son diplomatik girisim olarak kent disindaki Rum koylerinin ve bu koylerde yasayan sivillerin zarar gormemesini rica etti ancak II Mehmed tam aksini yaparak Rum koylerinde hayvanlarin otlanmasini ve rastlanilan koylulerin derhal oldurulmesini emretti Imparator Konstantin in tepkisi ise Istanbul kapilarini kapatmak ve kentteki Turkleri hapsetmek oldu Konstantin in kardesleri tarafindan yonetilen Mora Despotlugu uzerine Osmanli saldirilari basladi 6 Nisan 1453 te Osmanli kara ordusu Halic ten Marmara ya uzanacak sekilde surlarin onune mevzilendi Ayni gun Bizans ve muttefikleri tarafindan zayif bulunan Adrianopolis Kapisina Edirnekapi Bizans Imparatoru Konstantin ve askerleri konuslandi MegadukLukas Notaras ise yuz suvariyle birlikte limani ve cevresini korumakla gorevliydi Konstantinopolis te tutulan sehzade Orhan Bey ise askerleriyle birlikte kiyidaki mahalleleri korumaktaydi 6 Nisan da moralleri yukseltme amaciyla imparatorun emriyle zirhli ve silahli yaklasik bin asker Osmanli ordusu gorecek bicimde surlarda yuruyus yapti Bizans savunmasinin bicimi soyleydi St Romanos Kapisi Topkapi Giustiniani ve askerlerince tutulmaktaydi St Romanos ve Adrianapolis kapilari arasi genel olarak Bizans Ceneviz kuvvetlerince muhafaza ediliyordu St Romanos ile guneydeki Selymbria Silivri Kapisi arasi savunmayi ise Bizans Venedik kuvvetleri ustlendi Osmanli ordusu hucumdan once kentin etrafindaki varoslari yikti Toplarin konuslanacagi yerleri secmek icin surlarin en zayif kesimleri tespit edildi Galata cephesinde Zaganos Pasa nin kuvvetleri surlarin guney kisminda Anadolu Beylerbeyi Ishak Pasa kuzey kisminda da Rumeli Beylerbeyi Karaca Pasa konuslandi St Romanos ile Adrianopolis kapilari arasindaki merkez cephesinde ise II Mehmed yenicerileriyle birlikte konuslandi Bu bolgede Bizans tarafinin en zayif buldugu surlar bulunmaktaydi En zayif kesimi tespit eden Osmanlilar toplarini buna gore 11 Nisan da konuslandirdi uc top Blaherne Sarayi uc top Piyi Silivrikapi iki top Adrianapolis Edirnekapi dort top da St Romanos Topkapi Kapisi onune yerlestirildi Osmanlilarin dokturdugu en buyuk top basta Kaligaria Kapisi Egri Kapi onune yerlestirildiyse de kapi dayanikli bulundu ve daha zayif gorulen St Romanos Kapisi onune kaydirildi gunumuzdeki Topkapi ismi bundan gelmektedir Toplarin konuslanmasindan iki gun sonra Baltaoglu Suleyman Pasa komutasindaki Osmanli Donanmasi Prinkipos u Buyukada ve Antigoni yi Burgaz Adasi Tarabya daki bir Bizans kalesini de Osmanli ordusu ele gecirdi Toplarin da konuslanmasindan sonra II Mehmed veziri Veli Mahmud Pasa yi Imparator Konstantin e gondererek sehrin teslimini istedi Konstantin sehri korumaya yeminli oldugunu ancak istenilirse vergi verebilecegini soyledi 12 Nisan 1453 te Osmanli topcu atesi basladi Donemine gore kuvvetli gorulen bu toplar bircok kaynaga gore buyuk gurultu cikarmaktaydi ve sehri savunanlarin moralini bozmaktaydi Osmanli toplari yaklasik iki saatte dolduruluyordu bundan dolayi topcu atesi sik degildi II Mehmed toplarin daha sik ateslenmesini istedi ve sonuc olarak bir top patlayarak parcalandi topu doken usta Urban ile cevresindekiler oldu Toplarin bakimi icin ordugahta bir tamirathane kurulmus olsa da tarihci Hammer a gore Urban in olmesi sebebiyle parcalanan top tamir edilemedi Macaristan Kralligi komutani Janos Hunyadi den mektup getiren bir elci Osmanli topcularini acemi buldu ve topcular tarafindan benimsenecek bir taktik ogretti kucuk toplarla sur uzerinde belirlenen bir hedef noktasinin etrafi zayiflatiliyor sonra buyuk toplarla hedef noktasina gulle isabet ettirilerek surdan parcalar dusuruluyor ve gedik aciliyordu Cenevizli komutan Giustiniani nin askerleri gediklere suratle demir kaziklar cakiyor ve ustlerini kayalarla kum dolu varillerle dolduruyordu Ayrica sehirdeki agaclar da kesilerek bu gediklere yigiliyordu Venedikli askerler de bir yontem kesfetti surlarin sehre bakan kismini asmalarla donatiyorlar ve asma dallarini islatarak surla kaynasmalarini sagliyorlardi boylece surdan parcalarin dusmesi zorlasmaktaydi Osmanli topcu atesi 18 Nisan gunune kadar devam etti Savasta Osmanlilarin haricinde Rumlarin da atesli silahlara sahip oldugu bilinmektedir 12 18 Nisan arasinda suren Osmanli topcu atesi esnasinda Rumlarin bir agir topu parcalandi olaya ofkelenen Rumlar topcu kumandanini hain olmakla sucladi ve oldurmek istedi Ancak yeterli delil bulunamadigindan kumandan serbest birakildi bu sirada sehirde mahsur kalanlardan biri olan Alman muhendis Jean Grant grejuvanin kullanim inceliklerini askerlerlere ogretmekteydi Grejuvayi artik daha iyi kullanan askerler St Romanos kapisi onundeki bir Osmanli topunu imha etmeyi basardi 18 Nisan gunu Osmanli merkez ordusunun bulundugu noktada Bayrampasa Deresi taraflarinda birinci ve ikinci surlarda gedik acildi II Mehmed in emriyle surlarin onundeki hendek taslarla kum torbalariyla dolduruldu Osmanli ordusu gece taarruzu baslatti Taarruzu desteklemek icin II Mehmed in emriyle savas kuleleri insa edilmisti Ancak Osmanlilar gece taarruzundan bir sonuc alamadi yuruyen kuleler grejuvayla tutustu ve surlara cikmayi basaran Osmanli askerleri de inatci bir savunmayla karsilasti Ayni gunlerde Osmanlilar deniz taarruzu da baslatmisti 15 Nisan 1453 tarihinde Halic onlerine yigilan Osmanli donanmasi Bizans ve muttefik donanmalarinin savunmasi sebebiyle zinciri kiramayarak geri cekilmek zorunda kaldi Her iki taarruzun da basarisizliga ugramasi Bizans tarafinda moralleri yukseltti 20 Nisan da kaptan Flantanellas in komuta ettigi bir Bizans ve uc Ceneviz kalyonundan olusan yardim filosu Istanbul a yaklasti II Mehmed Baltaoglu Suleyman Bey i 18 gemi ile yardim filosunun ustune gonderdi Ruzgari arkasina alan yardim filosu daha hizli ilerlemekteydi ve Osmanli gemileri bir turlu yanasamamaktaydi Gunumuzde Yesilkoy adini tasiyan bolgenin aciklarinda ruzgar kesilince dort kalyon hareketsiz kaldi Osmanli gemileri kurek cekerek kalyonlara yetisti Carpismalarin uzamasi sebebiyle arkadan gelen Osmanli gemileri de yetisti ve dort gemiden olusan Ceneviz Bizans filosunun etrafini yaklasik 150 Osmanli gemisi sardi Ancak kalyonlarin Osmanli kadirgalarindan daha yuksek olmasi en ondeki Osmanli gemilerindeki tayfalarin acemiligi sebebiyle ustunluk kurulamadi Agir kayip verildigini goren Baltaoglu Suleyman Bey donanmaya geri cekilme emri verdi Hakim bir tepeden yenilgiyi goren II Mehmed sinirlendi ve atini denize surerek Baltaoglu Suleyman a emirlerini duyurmaya calisti Ancak Osmanli donanmasi yenilmisti yardim filosu yoluna devam etti ve karanlik bastirinca Halic i kapatan zincirin gevsetilmesiyle iki Venedik gemisinin esliginde limana siginarak Konstantinopolis e yardimini basariyla ulastirdi Ertesi gun II Mehmed on bin atliyla beraber yenilginin hesabini sormak icin donanma komutanligina gitti Baltaoglu Suleyman Bey i idam etmek isteyen ofkeli padisah diger devlet adamlarinin yalvarmasi sonucu idamdan vazgecti ancak Baltaoglu nu doverek azletti bosalan kaptan i deryaliga Calibeyoglu Hamza Bey getirildi Gemilerin karadan yurutulmesi Fausto Zonaro nun Osmanli Donanmasi nin Halic e Indirilmesi adli tablosu Sehre yapilan hucumlarin basarisizligindan sonra yardim getiren kalyonlarin Osmanli donanmasini yarip gecmesi uzerine II Mehmed devlet adamlariyla ve komutanlarla toplanti yapti Toplantida Avrupa devletlerinin yardima gelecegini tekrarlayan Candarli Halil Pasa kusatmanin kaldirilmasini ve Bizans in 70 000 duka altin vergiye baglanmasini onerdi Ancak aralarinda II Mehmed in enistesi Zaganos Pasa ile hocasi Molla Gurani nin de bulundugu diger kisiler bu oneriye itiraz etti Buna ragmen toplantida Halic e nasil girilecegi konusunda kimse teklifte bulunamiyordu Mehmed tahta gecmeden 14 yil once Venedikli komutan Adige den Garda Golu ne gemilerini karadan goturmustu Gemilerin karadan yurutulmesinde bu olayin ornek alindigi tahmin edilmektedir Ilk olarak Zaganos Pasa ya Galata ile Konstantinopolis surlari arasinda kara baglantisi kurmak icin Halic uzerine kopru kurmasi emredildi Fakat bu koprunun Halic teki Bizans ve muttefik gemilerine karsi savunmasiz olacagi dusunuldu Bunun uzerine II Mehmed Diplonsion Gunumuz adi Besiktas onlerindeki Osmanli donanmasinin Galata surlari onunden kaydiralarak Halic e indirilmesini emretti Ek olarak Halic surlarini ve Halic teki donanmayi vurmak icin Galata civarinda hakim tepelere toplar yerlestirildi Gemilerin gececegi mesafe 2 ila 4 kilometreydi ve ormanlikti guzergah uzerindeki agaclar kesiliyor sonra da agaclar Cenevizlilerin verdigi zeytinyagi ile kayganlastirilarak topraga sabitleniyordu Cenevizliler savas boyunca denge politikasi izlemis ve hem Bizans hem Osmanli tarafina yardim etmistir Gemiler yurutulmeden once Galata taraflarina mevzilenen Osmanli topculari Halic teki gemileri topa tuttu Bizanslilarin fark etmemesi icin gemiler 21 22 Nisan gecesi yurutuldu Bu sirada dikkatlerini baska yone cekecek bicimde St Romanos Kapisi civarinda buyuk bir gedik acildi O gece sehirde bulunanlar bu gedigi kapatmakla mesgul oldu Sabah oldugunda 72 Osmanli savas gemisi basariyla indirilmis ve Halic i kapatan zincir islevsiz kalmisti Osmanlilar planin ikinci asamasi olan ahsap koprunun yapimina basladi 24 Nisan da Giustiniani nin bir kadirgasi gemileri yakmak uzere yaklastiysa da Osmanli topculari tarafindan batirildi Olayin ardindan Bizans tarafindakiler St Maria Kilisesi nde toplandi ve ikinci bir saldiri yaparak gemileri yakmayi gerekli gordu Saldiri Venedikli kaptan Jacomo Coco nun komutasinda gece vakti yapilacakti Gemileri saldiriya hazirlama bahanesiyle saldiriyi bir gun erteleten Galata Cenevizlileri kazandiklari vakitten istifade ederek plani II Mehmed e gizlice iletti Plani ogrenen II Mehmed Halic teki gemilerin takviye edilmesini ve kiyilara iki top daha yerlestirilmesini emretti 28 Nisan gecesi Jacomo Coco komutasinda grejuvayla yuklu iki veya uc gemi Osmanli gemilerine yaklasti Fakat saldiridan haberdar olan Osmanli donanmasi ates acti Coco nun gemisi batirildi Cabriel Trivixan komutasindaki diger kadirga toplarin gurultusu sebebiyle Coco nun gemisine olanlari farketmedi ve ilerlemeye devam etti Osmanli topculari bu kadirgayi da vurdu govdesinde delik acildi ancak iki murettebatin pelerinlerini delige sikistirmasi sayesinde kadirganin su almasi onlendi Buna karsilik Osmanlilarin bir gemisi yanmisti esir alinan denizciler sehirden gorulecek bicimde olduruldu Misilleme olarak Bizanslilar da ellerinde bulunan 260 esiri infaz etti ve kesik baslarini surlara dikti Halic surlarinin dovulmesi Osmanli gemilerinin Halic teki Bizans karsi taarruzlarini savusturmasindan sonra Galata da mevzilenen topcular Halic teki gemilerle birlikte surlari da bombalamaya basladi Bunun uzerine Bizanslilar Halic surlarina asker kaydirmak zorunda kaldi Yine de Osmanli topcusu uzun mesafeden dolayi surlari yikamiyordu 150 atistan sadece 1 tanesi isabet etmis ve bir kadin olmustu Bombardimanda batan gemiler arasinda Osmanli ya gizlice yardim eden Cenevizlilerin de gemileri vardi Cenevizlilerin sikayetlerine cevaben II Mehmed Halic teki butun gemilerin korsanlik yaptigini ve hasmane bir tutum gosterdigini soyledi Halic surlarinin hasar gormemesinden dolayi rahatlayan Bizanslilar yogun ates altindaki gemilerini korumak icin 3 Mayis ta Halic surlarina iki adet top yerlestirdi Acilan ates sonucunda iki Osmanli gemisi batirildi Osmanlilarin tepkisi ise karsi kiyiya uc top getirerek bu iki topu ates altina almak oldu gece gunduz devam eden catismaya ragmen iki taraf da birbirinin toplarini imha edemedi Halic te karsilikli bombardiman devam ederken St Romanos civarindaki surlar da bombalanmaktaydi Sayisi arttirilan yuruyen kuleler sehir surlarindan yuksekti ve iclerine kucuk toplar yerlestirilmisti bu kuleler vasitasiyla Osmanli askerleri acilan gediklerin kapatilmasina mani oluyordu Surlardan dusen parcalarla dolan hendekler Osmanli ordusuna taarruz yapma firsati veriyordu Bizans savunmasi Osmanlilara kayip verdirmeye devam ediyordu dort yuruyen kule yakilmisti Surlarin yeterince yiprandigini dusunen II Mehmed 6 Mayis aksami taarruz baslatti Fakat sonuc alinamadi ve agir kayip veren ordu geri cekildi Bu taarruzun ardindan surlarin en yipranmis bolgesi olan St Romanos 400 kadar Venedikli denizciyle takviye edildi Bundan sonra topcu atesi Kaligaria Kapisi Egri Kapi ile Blakernai Sarayi arasindaki surlara yogunlasti 12 Mayis gunu acilan gediklere giren Osmanli ordusu baslarda ustun geldiyse de Bizans ihtiyat guclerinin yetismesi sonucu puskurtuldu Ardindan tekrar taarruz yapildi bunda da Kaligaria dan yardima gelen bin kisilik Bizans kuvveti sebebiyle Osmanlilar sonuc alamadan geri cekildi Sehir savunmasi son taarruzlari da puskurtmustu ancak kitlik baslamisti Papa Nicholas in soz verdigi Jacomo Loredan komutasindaki 30 kalyonluk filodan haber yoktu Imparator Konstantin filonun ne zaman yetisecegini ogrenmek uzere bir tekneyi gonullu 10 kisiyle birlikte Euboea Adasi na Egriboz Adasi gonderdi Osmanli bayragi ceken tekne hic kimseye yakalanmadan adaya ulasti ve filonun gelmedigini gordu Donduklerinde sehrin dusmus olmasindan endiselenen gonulluler imparatora haberi ulastirmayi gerekli gordu ve sehre geri dondu Kusatma sirasinda sehirde bulunan Venedikli doktor Barbaro filonun gelmedigini ogrenen Konstantin in umitlerini yitirdigini ve agladigini yazmaktadir Surlardaki direncin zayiflamasi sebebiyle 13 Mayis gunu kaptan Trivixan ve askerleri gemilerini terkederek surlarda konuslandi Ertesi gun II Mehmed Halic surlarina ve Bizans gemilerine ates acan Galata daki toplarin Blaherne Sarayi yakinlarina getirilmesini emretti Bu toplar o gune kadar 91 kiloluk gullelerle 212 atis yapmisti Bizans tarafi ise kusatma boyunca en fazla hasari alan St Romanos Kapisini tehlikede gorerek 300 kadar piyade ve arbaletli askerle takviye etti 16 Mayis gecesi birkac kucuk Osmanli gemisi suratle Halic e ilerledi buna anlam veremeyen Bizans ve muttefik denizcileri gemilerde Osmanli dan kacan Hristiyanlarin oldugunu zanneti ve ates acmadi fakat yaklasan gemiler saldirinca karsilik verildi Iki tarafin da kaybi olmadi 17 Mayis ta bes Bizans gemisi Halic in agzina yaklasarak zincir disindaki Osmanli donanmasina ates acti yetmisten fazla gulle atildiysa da herhangi bir isabet kaydedilemedi 19 Mayis sabahi Osmanli ordusu surlardan yuksek bir yuruyen kuleyi Adrianapolis Kapisi yakinlarina getirdi Kat kat okuz deve derisiyle kaplanmis ahsap bir iskeletten olusuyordu ve iskeletin bosluklari toprakla doldurulmustu ok tas ve ufak gullelerin zarar veremedigi bu kule sayesinde surdaki askerlere ok atilirken hendekler de toprakla dolduruldu Ayni gun Osmanli ordusu Halic in daraldigi yerde birbirine baglanmis ficilardan olusan bir kopru insa etti Bizanslilarin acabilecegi bir atesle yok edilmemesi icin Halic surlarindaki Kynegos Kapisi na uzatilmadi Bizans tarafi yarim kalmis bu koprunun Kynegos Kapisi na uzatilmasi ihtimaline karsin Halic surlarina asker konuslandirmak zorunda kaldi 21 Mayis ta butun Osmanli donanmasi Halic onlerine geldi genel taarruzun baslayacagini zanneden sehir halki panige kapildi ve kiliselerde canlar calindi fakat herhangi bir kara taarruzu olmadigi gibi Osmanli donanmasi da birkac saat sonra geri dondu Kusatma esnasinda sehirde bulunan Venedikli doktor Barbaro ya gore surlar araliksiz her gun bombalanmaktaydi tarif ettigi bir top 544 kiloluk gulle atiyordu ve her atisi sehir icerisinde panige yol aciyordu Yeralti savaslari 16 Mayis sabahi Kaligaria Kapisi civarinda yeraltindan sesler isiten muhafizlar Osmanli lagimcilarinin tunel kazdigini fark etti ve bunu durdurmak uzere kendileri de bir tunel kazmaya basladi Kisa sure icerisinde iki tunel bulusunca yeralti savasi basladi Osmanlilarin tunelini her ne pahasina olursa olsun yok etmekle gorevli Bizans lagimcilarinin kasten cikarttigi yangin kendileriyle beraber Osmanli lagimcilarinin da olumune her iki tunelin de cokmesine sebep oldu Tunel girisimi onlenmisti ancak sehir halkiyla beraber Imparator Konstantin endiseye kapilmisti henuz kesfedilmemis Osmanli tunelleri olabilirdi Nitekim 21 Mayis gunu Osmanli lagimcilari gozetleme kulelerinden yoksun Kaligaria Kapisi civarinda ikinci bir tunel daha acti ve o da sehirdekiler tarafindan fark edildi onceki tunelde oldugu gibi Bizans lagimcilarinin yine yangin cikartacagini tahmin eden Osmanli lagimcilari firsat vermeden kendi tunellerini atese vererek kendileriyle beraber Bizans lagimcilarinin da olumune yol acti Ertesi gun ayni yerde bir tunel daha kesfedildi muhafizlarin doktugu kizgin yaglar ile icerisindeki lagimcilar olduruldu ve tunel atese verildi ayni gun yakinlardaki henuz kesfedilmemis bir Osmanli tuneli coktu Sehri savunanlar arasinda bulunan muhendis Jean Grant baska tunellerin olup olmadigini ogrenmek icin calismaya basladi ve kusatmanin son haftasina girilirken her gun birkac Osmanli tuneli daha kesfedilir oldu 23 24 25 Mayis gunleri yine ayni yerde baska tuneller bulundu 25 Mayis ta fark edilen tunel surlarin altina ulasmisti imha edilmesi halinde surlarin cokmesi mumkundu Bizans lagimcilari tuneli duvarla kapatmakla yetindi Son hucumImparatora teslim teklifi Sehri sana teslim etme konusuna gelince bu ne benim ne de baska birinin yapabilecegi bir seydir Daha acik konusmak gerekirse bunun icin hepimizi oldurmen gerekiyor Bu senatomuzun oy birligiyle aldigi karardir Direnecegiz Bu ugurda olmeye de haziriz Imparator XI Konstantinos Halic e indirilen donanma sehirde baslayan kitlik yeraltindaki savaslar ve surlardan yuksek yuruyen kuleden sonra Osmanli ordusunun son hucum icin hazirliklari baslamisti 23 veya 24 Mayis gunu II Mehmed enistesi Isfendiyaroglu Kasim Bey i Imparator Konstantin e elci olarak gonderdi Teslim olmalari halinde Konstantin ve ailesinin arzu ettikleri yere guvenle gidebilecegi halkin canina ve malina dokunulmayacagi son olarak Paleologos Hanedani yla dostane iliskilerin kurulacagi ancak teslim olmazlarsa imparator ve diger asillerin oldurulecegi sehir halkinin esir edilecegi orduya yagma icin musaade verilecegi belirtiliyordu Imparator sehri teslim etmeyi reddetti fakat vergi vermeye hazir oldugunu belirtti Konstantin Mehmed arasi diyalogdan hemen sonra 25 veya 26 Mayis gunu Macaristan Kralligi elcisi ordugaha geldi kusatmanin kaldirilmamasi halinde Macar Bizans ittifakinin kurulacagini ve buyuk bir Hacli donanmasinin da yola cikmis oldugunu iletti Bahsedilen Hacli donanmasi Konstantin in beklemekte oldugu Jacomo Loredan komutasindaki donanmaydi ve Sakiz Adasi na ulasmisti Bu tehditten sonra 27 Mayis gunu Osmanli ordugahinda toplanti yapildi Sadrazam Candarli Halil Pasa nin endiselerine ragmen kusatmanin surdurulmesine ve 29 Mayis ta son hucumun yapilmasina karar verildi Macar elcisi hapsedildi hucum karari ve gunu Osmanli ordusuna duyuruldu sehrin fethedilmesi halinde butun askerlerin uc gun boyunca sehri yagmalama hakkina sahip oldugu padisah tarafindan ilan edildi Ayrica padisah surlarin uzerine cikacak ilk askere odul verecegini fakat savastan kacanlari da idam ettirecegini ilan etmisti yagma izninin cikmasindan sonra Osmanli ordusunda senlikler basladi ve cadirlar gemiler isiklandirildi sehirdekiler duyacak bicimde tekbir sesleri yukselmekteydi Buradan gitmem mumkun degildir ya ben sehri zapt ederim yahut sehir beni olu veya diri olarak zapt eder Eger sehirden sulhen cekilirsen sana Aforo yu ve kardeslerine diger eyaletleri verecegim bu suretle dost oluruz Sayet sehre harben girecek olursam esraf ve ayanini ve seni oldurup halkini esir edip mallarini yagmalatirim Sultan II Mehmed Artik surlar geceleri de bombalaniyordu ve savunmacilara gedikleri kapatmak icin firsat verilmiyordu 28 Mayis ta St Romanos Kapisi nda acilan bir gedige giren Osmanli birlikleri Cenevizli Giustiniani nin birlikleriyle carpisti ve puskurtuldu Carpisma esnasinda komutan Giustiniani yle dovusen Murad Pasa Giustiniani tarafindan olduruldu O gece halkin ve asillerin katilimiyla Ayasofya da ayin yapilarak insanlarin gorev yerlerine gitmesi icin gun boyu canlar calindi Surlarin mazgallarina yerlestirilmek uzere Venedik elcisi Bailo tarafindan getirtilen yedi araba dolusu kalkan Bizansli hamallarin istedigi paranin zamaninda karsilanmamasi sebebiyle yerlestirilemedi ve ertesi gunku son muharebede kullanilamadi Sabah olmadan once Giustiniani hasar goren yerlerin tamiratiyla mesguldu ve harap haldeki St Romanos Kapisi nin ardina derin bir hendek ile siper yaptirdi Giustiniani yaptirdigi sipere yerlestirilmek uzere birkac top istediyse de Megaduk Notaras bunu reddetti Muharebe Konstantinopolis Kusatmasi 1453 Jean Le Tavernier nin 1455 ten sonra cizdigi Fransiz minyaturu Sultan Mehmed ordusunu uc gruba ayirmisti ilk grup yaslilardan ve Hristiyanlardan ikinci grup orduya katilmis Musluman koylulerden ve azablardan ucuncu grup ise yenicerilerden olusmaktaydi Her grubun yaklasik 50 bin askerden olustugu kaydedilmistir Ordunun buyuk kismi agir hasarli St Romanos Kapisi onlerindeydi Imparator Konstantin ve Giustiniani de bu hatti savunmak uzere birlikleriyle beklemekteydi 29 Mayis Sali gunu gunes dogmadan Osmanli ordusu namaz kildi ve mehter takimi hucum marsi calmaya basladi Yaslilardan ve Hristiyanlardan olusan ilk grubun oncelikli gorevi merdivenleri surlara tasimak idi Gunes dogmadan muharebe baslamisti fakat surlara dikilen merdivenler derhal Bizans askerleri tarafindan devriliyor surlara yaklasan askerler de firlatilan taslarla ve oklarla olduruluyordu Bu grubun taarruzu iki saat surdu Cogunlugu imha edilen bu grup ordugaha dogru kacmaya basladi Fakat bir gun once II Mehmed in verdigi emir uygulandi kacmakta olan askerler kilictan gecirildi ve surlara geri donmeleri icin zorlandi Sira ana muharip askerlerden olusan ikinci gruptaydi bu grubun da hucumu basladi Saldiri giderek St Romanos civarinda yogunlasiyordu fakat ikinci grubun askerleri bir turlu surlara cikamiyor merdivenleri dikemiyordu Bizans askerleri kizgin yag grejuva ok ve tas kullanarak butun saldirilari puskurtuyordu Ikinci grup da bitkin dusmekteydi ve bu durum Bizans kuvvetlerinin morali uzerinde olumlu etki yaratiyordu bir bucuk saatlik savasin ardindan ikinci gruptan da bazi askerler geri kacmaya basladi Savastan kacanlar da yine komutanlarinin infazlariyla karsilasti ve Sultan II Mehmed birkac kacak askeri cezalandirdi II Mehmed elinde kalan son grup olan yenicerileriyle birlikte surlara yaklasti Bizans birlikleri artik yorgun dusmustu dinc ve tecrubeli yeniceriler saflarini bozmaksizin surlara ulasti bir gece once karsi taarruz icin Konstantin in emriyle acilan Kerkoporta Kapisi elli kadar Osmanli askerinin iceri girmesine olanak saglayinca Bizans askerlerinin morali bozuldu O esnada buyuk Osmanli topu ateslendi ve yenicerilere bir gecit acildi toz bulutunun icerisinde yenicerilerle Bizans askerlerinin carpismasi basladi Gozetleme kulesine girmeyi basaran Osmanli askerlerini imha eden ve yenicerileri de puskurttugunu goren Bizans askerleri zafer sevinci yasamaya basladi ancak Osmanli topu tekrar ateslendi geride kalan Osmanli birliklerinin taarruzu baslamisti Direnci kalmayan ilk sur Osmanlilarin eline gecti azablarin da destegiyle burayi saglama alan yeniceriler var gucleriyle ikinci sura yonelik saldiriyi baslatmisti Fransiz ressam Jean Joseph Benjamin Constant tarafindan yapilan II Mehmed in Konstantinopolis e Girisi isimli tablo 1876 Her iki sur da harap haldeydi ve carpismalar suruyordu Bu esnada Cenevizli komutan Giustiniani agir yaralandi Imparator Konstantin in ricalarina ragmen yarasinin tedavisi icin limana goturuldu Komutan Giustiniani nin yaralandigi haberi Bizans birliklerinde bozguna yol acti Bizansli askerler sehrin sokaklarinda kacismaya basladi Venedik ve Ceneviz askerleri de gemilerine binip kacmak uzere limana yoneldi Bozgunun etkisiyle guneydeki Piyi Kapisi da dustu Osmanli askerlerinin yagmasi baslamisti Ordunun agirligi sehrin merkezine dogru ilerlemekteydi oradaki zenginlikler daha fazlaydi ve sancaktarlar bir an once Osmanli bayraklarini dikmek istiyordu Ogle oldugunda sehir dusmus ve yagma baslamisti ancak Halic surlarinda Vasileos Leon Alexius burclarinda direnis devam ediyordu daha sonra Halic surlari dusurulduyse de uc burc direnmeye devam etti Giritli denizciler tarafindan savunulan bu uc burc vire ile teslim oldu ve denizcilere evlerine donmeleri icin II Mehmed tarafindan izin verildi Ayasofya sehrin en buyuk bazilikasi iken fethin ardindan sembolik onemi dolayisiyla camiye cevrilmistir Sehir duserken Imparator Konstantin e ne oldugu konusunda kesin bilgi bulunmamaktadir Kaynaklarin cogunlugu Konstantin in savasirken yuzunden ve sirtindan aldigi kilic darbeleriyle olduruldugunu belirtmektedir Kacisan askerlerin altinda ezilerek oldugu kacma firsati buldugu fakat kendini astigi kesik basinin Megaduk Notaras tarafindan tanindigi ve diger Musluman ulkelere gonderildigi de iddialar arasindadir Kucuk direnislere ragmen sehirde yagma ve talan devam ediyordu Osmanli denizcileri de Galata ya cikarak Giudecca adli Yahudi mahallesini yagmalamaya koyuldu Sakiz Adali Leonard a gore rahibeler tecavuze ugradi manastir ve kiliseler yagmalandi 50 ila 60 bin sivil kole edildi Bazi kadinlarin tecavuze ugramamak icin intihar ettigi belirtilmektedir Fakat bazi Osmanli tarihcileri sadece supheli gorulenlerin olduruldugunu ve cogu insanin sadece kole edildigini yazmaktadir Talandan kacan bazi denizciler kadirgalariyla beraber denize acilmayi ve yagmayla mesgul olan Osmanli donanmasini atlatmayi basarmisti Istanbul un Fethi hakkinda bircok bilgiye kaynaklik eden Sakiz Adali Leonard ve Niccolo Barbaro da kacanlar arasindaydi Yine de denizcilerin cogunlugu esir edilmis veya oldurulmustu kaptan Cabriel Trivixan esirler arasindaydi O gun Konstantinopolis te 300 bin Venedik dukasi degerinde yagma yapildigi tahmin edilmektedir II Mehmed vezirleri ve komutanlariyla birlikte St Romanos Kapisi ndan Topkapi sehre girdi Ayasofya nin onune gelen II Mehmed secdeye kapanarak topragi optu ve kiliseye siginan kalabaligin kole yapilmakla yetinilecegini soyleyerek disari cikmalarini istedi canlarina dokunulmadi Ayasofya daki mozaikleri ve degerli mermerleri inceledigi tarihi kaynaklarda gecmektedir Bu sirada mermerleri sokmeye calisan bir askeri gorunce tepki gosterdi ve sehirdeki binalarin kendi mulku oldugunu soyledi Hucumdan once askerlere verdigi uc gunluk yagma iznine ragmen yagma ve talanin derhal bitirilmesini itaat etmeyenlerin idam edilmesini emretti Marmara surlarini savunan Sehzade Orhan sehrin dustugunu anlayinca surlardan asagi atlayarak intihar etmis ve basi II Mehmed e goturulmustur Megaduk Notaras tutuklandi sonra da idam edildi Kusatma boyunca Konstantin in yaninda carpisan Giustiniani ise yaralarindan dolayi oldu Iki tarafa destek veren Galata daki Ceneviz kolonisi sakinleri digerleri gibi saldiriya ugramaktan korkuyordu ancak Zaganos Pasa nin telkinleriyle sakinlestirildiler Vali Giovanni Lomellino Galata yi Osmanlilara teslim etti II Mehmed in oldurmekle tehdit ettigi Paleologos ailesi ve bircok asil Osmanli donanmasinin yagmayla mesgul olmasindan istifade ederek Mora ya kacti Yine de kacamayan asillerin canina dokunulmadi esir alinan 29 Venedikli asil 800 ila 2000 duka altin fidyeyle serbest birakildi Konstantin in yegeni Osmanli sarayinda yasamina devam etti ve Islami secerek Mesih Pasa ismiyle sadrazamlik yapti SonuclariII Gennadios ile II Mehmed i gosteren mozaik Istanbul Hristiyanlarin sehirde kalabilecegi duyuruldu Islam hukukuna gore yargilanmadilar ibadetlerini ozgurce surdurduler ancak ata binmeleri silah tasimalari ve askerlik yapmalari yasaklandi Scholarius adli bir rahip II Gennadios ismiyle patrik secildi ve II Mehmed ten bir takim imtiyazlar aldi patrik tarafindan Ortodokslara ozel mahkemeler kurulabilecekti ve bu mahkemelerin uyeleri de ruhbanlardan secilecekti 1461 de II Mehmed tarafindan Ermeni Patrikhanesi kuruldu ve Bursali I Hovagim patrik olarak secildi Ortodoks patrigi gibi Ermeni patrigi de imtiyazlar aldi Suryani Habes ve Kipti kiliseleri bu patrikhaneye baglandi Yahudilere de haklar tanindi Osmanli himayesindeki ilk hahambasi Mos Kapsari oldu Padisahin koruyucu tutumu sayesinde Ayasofya tahrip edilmedi daha sonra Ayasofya nin camiye cevrilmesi sebebiyle mozaiklerinin sokulmesi icap etti ancak sultanin emriyle mozaikler sokulmeyerek kirecle kaplandi 1847 1849 arasi tamiratta Bizans mozaiklerinin korunmus oldugu goruldu Can kuleleri yikilmadi gecici olarak ahsap minareler eklendi Gunumuzdeki minareler II Selim zamaninda insa edilmistir Ayasofya yla beraber cok sayida kilise ve manastir camiye ve medreseye cevrildi Medreselerde egitim vermeleri ve bilim calismalari yapmalari icin Semerkant Bagdat Kahire Sam Buhara gibi sehirlerden alimler davet edildi Daha sonra tamamlanan Sahn i Seman Medresesi ne gelir getirmesi icin bazi binalar ve araziler bagislandi Istanbul da Osmanli hakimiyetinin baslamasiyla beraber demografik yapi da ciddi degisime ugradi Sehir fethedildiginde nufusunun 30 ila 40 bin arasinda oldugu tahmin edilmektedir Basta sanatkarlar olmak uzere bircok insanin Istanbul a iskan edilmesi emredildi gonullu gelenlerin istedikleri mulke sahip olabilecegi duyurusundan sonra bircok insan sehre yerlesti Istanbul cevresindeki tarim arazilerinin islenmesi icin Avrupa da esir alinan insanlar getirildi Bunun haricinde isyan tehlikelerinin oldugu Konya Karaman ve Aksaray yorelerinden de mecburi iskan yapilmistir 1477 yilinda Istanbul un nufus sayimi yapildiginda ortaya cikan tablo soyleydi Millet Aile sayisiMuslumanlar 9 486Rum Ortodoks 3 743Yahudi 1 647Ermeni 434Karamanli Rumlar 384Galata halki 332Diger gayrimuslimler 267Cingeneler 31 Ek olarak Istanbul ile Galata da toplam 16 324 ev ve 3 927 dukkan kaydedilmistir Osmanli Devleti Candarli Halil Pasa nin idami Osmanli Devleti icin Istanbul un Fethi nin sonuclarindan ilki 1 Haziran 1453 te Sadrazam Candarli Halil Pasa nin azledilmesi oldu Candarli Halil Pasa nin kusatma sirasinda ordudaki olumsuz soylentilere sebep oldugu ve Bizans tan rusvet aldigi dusunulmekteydi ancak herhangi bir kanit bulunamadi Sehir dustukten sonra Megaduk Lukas Notaras in Candarli nin Bizans la hep iletisim icerisinde oldugunu padisaha soylemesi uzerine supheler kuvvetlendi ve sadrazamin mallarina el konuldu duzenlenen divan toplantisinda azledildigi bildirilerek hapse atildi Olayi yorumlayan tarihcilerin genel kanisi Osmanli Devleti ne hizmet eden Candarli ailesiyle Osmanli hanedani arasindaki rekabetin bu idama yol actigi yonundedir Yedikule Zindanlarina kapatilan Candarli Halil Pasa zindandaki ilk gunlerinde nazik muamele gordu Kendisinden once idam edilmis baska bir vezir olmadigi ve ailesi kisa araliklarla 154 yildir iktidarda oldugu icin son ana kadar idam edilecegine inanmadi Candarli azlinden kirk gun sonra 10 Temmuz 1453 te Edirne de infaz edildi Idamindan once gozlerine mil cekilirken cellat Padisahin yuzune dik bakanlarin akibeti iste budur dediginde Zaganos un bayrami olsun ahirette iki elim yakasindadir dedi daha iyi kaynak gerekli Candarli Halil in 120 000 dukalik hazinesi ve tum mal varligi musadere edildi Kusatmanin surdurulmesini destekleyen devsirme Zaganos Pasa sadrazam oldu yuksek devlet kadrolarina devsirmeler yerlestirildi ve boylece devlet uzerinde Osmanli hanedaninin otoritesi kurulmus oldu Diger Turk soylularin da Osmanli hanedanina rakip olmasindan endiselenen II Mehmed bircogunun mallarina el koydu ve Turk aristokrasisi saf disi birakildi Hanedanina rakip aile birakmayan II Mehmed halk arasinda Fatih diye anilir oldu Fatih Sultan Mehmed artik divan toplantilarina katilmiyor ve halkla temasi eskiye nazaran dusuk tutuyordu boylece Osmanli padisahlarinin halktan kopuk yasami baslamis oldu Duzenlenen seferler Fetih gerceklestiginde papalik makaminda V Nicolaus bulunmaktaydi Osmanlilarin Istanbul u almasindan sonra II Mehmed Memluk Sultanligi na Memluk himayesindeki Mekke serifine Karakoyunlularafetihnameler gonderdi ve bu devletlerden cevap olarak hediyeler tebrikler geldi Avrupa da ise genellikle mucadele hakimdi Fransa Kralligi ile Ingiltere Kralligi arasindaki Yuz Yil Savaslari yeni bitmis savastan maglup cikan Ingiltere de York hanedanlari arasi mucadeleyle ic savas cikmis Iskandinavya da da Danimarka Kralligi ile Isvec Kralligi arasindaki savas bitmemisti Rodos un hakimi Hospitalier Sovalyeleri haricinde butun Avrupa devletlerinden tebrik icin elciler geldi Sirp Despotlugu nun elcisi hediye maksatli iki kale anahtari getirdi fakat II Mehmed sinirlendi iki kalenin zaten Osmanli himayesinde oldugunu ve Sirplarin Macaristan Kralligi yla isbirligi yaptigini soyledi Kutsal Roma Cermen Imparatorlugu nun destegine ragmen Papa V Nicolaus un Hacli girisimleri sonuc vermedi bilakis Cenevizliler Eflak Prensligi ve Mora Despotlugu Osmanli ya vergi verecegini duyurmus Venedikliler de Osmanli yla ticarete baslamisti Bundan sonra diger Rum topraklarina ve Sirbistan a yonelen Osmanlilar 1454 55 yillarinda Sirp Despotlugu uzerine sefer yapti Belgrad kusatildi ve Sirbistan tumuyle ilhak edildi Mora da ise Konstantin in kardesleri Tomas ile Dimitrios taht kavgasina giristi ve tam bu sirada Osmanlilarin seferi basladi 1458 de imzalanan anlasma ile Korint teslim oldu fakat guney kesim despotluga ve Venediklilere birakildi uc ay sonra despotluktaki taht kavgasi tekrar baslayinca Tomas ustun geldiyse de on bin duka altinlik vergisini vermeyince II Mehmed taarruza gecti her iki kardesin de butun kaleleri ele gecirildi ve Mora Despotlugu yikildi Dimitrios Osmanli himayesinde yasamaya basladi rakip kardesi Tomas Avrupa ya kacti ve Bizans tacini VIII Charles a satmak zorunda kaldi Mora meselesi Osmanli Venedik iliskilerinin bozulmasina yol acti ve 1463 te Venedik donanmasi iki kez Mora ya saldirdi Mora ile Sirbistan in ilhakindan sonra Osmanlilar vergi veren Limni Midilli Gokceada Egriboz Semadirek Tasoz adalarini ele gecirdi Osmanli Devleti nin kurumsallasmasina katkilari Bazi tarihcilere gore Istanbul un fethedilmesi ile Orta Cag kapanmistir 29 Mayis 1453 tarihinde Istanbul a giren Osmanli Devleti devletlikten imparatorluga gecis yapmistir Istanbul un baskent olmasi ile Islam cografyasinin merkezi durumuna gelmistir Islam cografyasinda bulunan bilim adamlari ve Musluman din alimleri Istanbul a gelmeye baslamislardir Osmanli Imparatorlugu Istanbul Bogazi nin kontrol edilmesi ile ticaret yollarini ele gecirmistir Ticaretin merkezi durumuna gelmistir Istanbul un fethi ile sadece Muslumanlardan olusan bir devlet degil farkli milletlerden olusan bir yapiya gecmistir Kurulmaya baslanan medreseler ve egitim kurumlari ile kurumsallasmaya baslanmistir Bizans Imparatorlugu nun sahip oldugu tecrubelerden yararlanarak imparatorlugun yonetimi ve gelismesine katki saglamislardir II Mehmet Fatih Sultan Mehmet Istanbul u fethettikten sonra Kayser i Rum unvanini baska bir deyisle Roma Imparatoru unvanini almistir Basilan yeni paralarda da Yunanca olarak Bizans Imparatoru unvanini kullanmistir Bu unvan Bati dunyasinca da kabul edilmistir ki 1481 tarihinde Ronesans sanatinin bazi acilardan nadide orneklerinden olan ve II Mehmet e hediye edilen nda da Bizans Imparatoru unvani yer almaktadir II Mehmet kendisini Roma Imparatoru olarak gormekte ve devletini de Roma Imparatorlugu nun varisi saymaktaydi Bu ideal dogrultusunda Istanbul dan sonraki ikinci hedefi de Roma sehriydi kaynak belirtilmeli Efsaneler ve soylentiler53 gunluk kusatma cesitli soylentilere de yol acti Stavros Sutunu Stavros Sutunu Bizansli bircok falcinin kehanetine gore kusatmanin galibi Osmanlilar olacak fakat Osmanli birlikleri Stavros Sutunu na geldiklerinde bir melek elinde kutsal bir kilicla gokten inerek bu kilici siradan bir Bizansliya verecek ve kilic sayesinde Osmanlilar Iran a kadar surulecekti Bu kehanet sebebiyle bircok insanin Ayasofya ya sigindigi tahmin edilmektedir cunku Ayasofya Stavros Sutunu nun gerisindeydi Ayasofya daki kesis Muharebeden sonra Ayasofya yi inceleyen II Mehmed rivayete gore iniltiler duydu ve bunun kaynagini bulmalari icin askerlerini gorevlendirdi Ayasofya nin mahzeninden cikartilarak padisahin huzuruna getirilen kesis Imparator Konstantin in falinda yenilgi gordugu icin mahzene atildigini soyledi Molla Fenari nin kehaneti Osmanli tarafindaki bir diger rivayete gore II Murad baskanliginda divan toplantisi yapilirken Seyhulislam Molla Fenari disaridaki bir cocugu izlemekteydi II Murad in uyarisi uzerine cevap veren Molla Fenari Istanbul u fethedecek kisinin bu cocuk oldugunu soyledi Kuyu basindaki cocuk II Mehmed idi Haci Bayram i Veli ve Aksemseddin in de ayni kehanette bulundugu belirtilmektedir Pismis balik soylentisi Bizans tarafindaki yaygin bir inanisa gore felaket zamani tavada pisirilmekte olan baliklar denize donmek icin caba sarf eder ve tavadan atlamaya calisirdi Rivayete gore 29 Mayis gunu bir manastirda Rum papazlar balik pisirmekteydi ve surlarin dustugu haberi duyulunca baliklar tavadan cikarak yandaki havuza atladi Cibali efsanesi Misir da seyhlik yapan Cebe Ali uc yuz dervisiyle birlikte Anadolu ya gelir ve Osmanli ordusuna katilir Kusatma sirasinda ekmek yapmakla gorevlendirilen Cebe Ali rivayete gore tek firindan yuz binlerce kisiye ekmek cikartir ve soylentiler ordu icerisinde dolasir 29 Mayis gunu uc yuz dervisiyle birlikte Halic i gecen Cebe Ali Halic surlarinin onune cikar ve burada oldurulur Oldugu yer onun ismiyle anilir gunumuzde Cibali semtinin ismi buradan gelmektedir Ulubatli Hasan Bircok kaynakta ismi gecen Ulubatli Hasan in gercek olup olmadigi kesin degildir Rivayete gore son hucum yapilirken Kaligaria Kapisi Egrikapi surlarina 30 arkadasiyla birlikte tirmanan Hasan burcun tepesine cikmayi basardi Burca ciktiginda 18 arkadasi olmustu palasiyla muhafizlari deviren Hasan Osmanli bayragini burcun tepesine dikti Savascilarin butun dikkatini uzerinde toplayan Hasan a 30 40 kadar ok saplandi fakat Hasan bayragi dimdik tutmaya devam etti Bu olay Osmanli ordusunda sevke yol acti morali bozuk askerler taarruza gecti ve surlar asildi Yavedud Sultan Rivayete gore kusatma altindaki Konstantinopolis te Yavedud adinda bir aziz sehrin dusmemesi icin her gun dua etmekteydi Sehrin uzun sure dayanmasinin sebebi oldugu dusunulen Yavedud Sultan 29 Mayis ta olmustur Cesedini bulan Osmanlilar cesedini yikayarak tabuta koymus ve torenle defnetmistir defnedilirken mezarindan Yavedud sesi duyuldugu rivayet olunur Ebu Eyyub el Ensari nin mezari MS 672 yilinda Konstantinopolis i kusatirken olen Ebu Eyyub el Ensari ye ait oldugu dusunulen mezar fetihten sonra Aksemseddin tarafindan bulunmustur II Mehmed in emriyle buraya tekke ve medrese yapildi Eyup Sultan Camii nin temelleri atildi Rivayete gore orada yasayan bir coban hayvanlarin bu bolgeye girmekten kacindigini soyledi II Mehmed in bedduasi Sehirde yasayan bir kahine danisan padisah sehrin Osmanlilarda kalip kalmayacagini sordu Kahin sehrin hicbir zaman savasla isgal edilmeyecegini fakat zamanla sehirdeki mallarin ve mulklerin yabancilara satilacagi bir zaman sonra sehrin adeta yabanci topragi olacagini soyler Bunu duyan padisahin sinirlenerek Kendi arazisini yabancilara satanlar Allah in gazabina ugrasin dedigi rivayet edilir Istanbul un ismiGunumuzde yaygin adiyla bilinen Istanbul un isim kokeni hakkinda farkli bilgiler mevcuttur Nigbolu Muharebesi nde esir dustukten sonra Osmanlilarin hizmetine giren Johannes Schiltberger anilarinda Bizans hakimiyetindeki Istanbul a ve Istanbul halkinin yasamina yer vermistir Schiltberger in anilarina gore 1453 ten once Rumlar sehre Istimboli Turkler ise Stanpol demekteydi Galata Rumlar ve Turkler arasinda ortakca Kalathan diye adlandirilmaktaydi Istanbul Bogazi ise Rumlar arasinda Hellespont Turkler arasinda Boghes biciminde bilinmekteydi Osmanli hakimiyetindeki Istanbul Kostantiniyye Konstantin in Sehri Stanpolis Sehre Dogru Dersaadet Mutluluk Sehri Asitane Buyuk Dergah Makarr i Saltanat Saltanatin Merkezi ve Darulhilafe Hilafet Merkezi gibi farkli isimlerle anildi Genel olarak Osmanli padisahlari Istanbul icin isim secimi yapmadi sadece III Mustafa Islam Sehri anlamina gelen Islambol u kullanmaya gayret etti Fetihten once de Turkler tarafindan yayginca kullanilan ve Istanbul isminin kokeni oldugu tahmin edilen Stanpol Rumca iki kelimenin birlesiminden olusmaktadir Turkiye Cumhuriyeti doneminde resmi isim olarak sadece Istanbul secildi Tarih boyunca farkli dillerde Istanbul a verilen isimler Cargrad Konstantingrad Eskomboli Megali Polis Kalipolis Vizantion Nova Roma Alma Roma Bizantiya el Mahsura idi Populer kulturBas rollerini II Mehmed roluyle Sami Ayanoglu Konstantin roluyle Cahit Irgat ve Candarli Halil Pasa roluyle Resit Gurzap in paylastigi 1951 yapimi siyah beyaz Istanbul un Fethi adli film fetih hakkindaki ilk Turk filmidir 2012 de yayina giren Fetih 1453 yonetmeni Faruk Aksoy un verdigi bilgiye gore 18 200 000 butceyle en yuksek butceli Turk filmlerinden oldu 17 ulkede vizyona giren Fetih 1453 toplamda 6 000 000 dan fazla seyirci tarafindan izlendi 2013 te yayina giren Da Vinci s Demons Da Vinci nin Seytanlari adli ABD Birlesik Krallik yapimi dizinin 4 bolumunde Istanbul un Fethi anlatildi 2006 yilinda cekilen Alman yapimi Sturm uber dem Bosporus Istanbul Bogazi Uzerinde Firtina fethi ele alan bir belgeseldir Netflix tarafindan 24 Ocak 2020 tarihinde yayinlanan 6 bolumluk dizi belgesel turundeki Rise of Empires Ottoman isimli yapimda Istanbul un Fethi anlatildi GaleriKusatmayi temsil eden bir Fransiz minyaturu c 1455 Bertrandon de la Broquiere 1453 1475 yillari arasinda cizilmis bir Istanbul Kusatmasi minyaturu Kusatmayi gosteren harita Ayasofya daki Meryem ve Isa mozaigi Meryem ve Isa Islam inancinda da kutsaldir Kusatmaya giden Osmanli ordusu ve II Mehmed Fausto Zonaro tarafindan 1903 te resmedildi Kusatma icin dokturulen toplardan biri Konstantinopolis i temsil eden bir resim Hipodrom dan bir Kostandinapolis gorunusu ve Bukoleon sarayi Notlar 1854 1929 yillari arasinda yasamis olan Italyan ressam Fausto Zonaro nun fetih ile ilgili cizdigi tablolarda o siralar 21 yasinda olan II Mehmed in tam dogru bir sekilde tasvir edilmedigi goz onunde bulundurulmalidir Bazi kaynaklarda bu tarih 1411 olarak gecmektedir O donemde yasayan Dukas in belirttigi bir ifadedir Konstantinopolis te imparatordan sonraki en yuksek mevki olarak gorulmekteydi Baskomutanliga tekabul eder Ismail Hakki Uzuncarsili topun tamir edildigini ve tekrar kullanildigini yazmistir Gemilerin sayisi hakkinda belirsizlik bulunmaktadir Bazi kaynaklar uc veya bes kalyon oldugunu belirtmektedir Olayin tanigi Barbaro nun verdigi sayi referans alinmistir Tarihci Doukas in eserinde yer verdigi cevap bu sekildedir Ayrica bakinizBizans Imparatorlugu nun gerilemesi Panorama 1453 Tarih MuzesiKaynakcaOzel Robert S Nelson The Italian Appreciation and Appropriation of Illuminated Byzantine Manuscripts Ca 1200 1450 Dumbarton Oaks Papers 49 1995 209 210 a b Fall of Constantinople Encyclopaedia Britannica Archived from the original on 19 August 2020 Retrieved 2 August 2020 Setton Kenneth M 1978 The Papacy and the Levant 1204 1571 The Fifteenth Century Vol 2 DJane Publishing Sphrantzes George 1980 The fall of the Byzantine Empire a chronicle Translated by Philippides Marios Amherst University of Massachusetts Press a b Pertusi Agostino ed 1976 La Caduta di Costantinopoli I Le testimonianze dei contemporanei Scrittori greci e latini The Fall of Constantinople I The Testimony of the Contemporary Greek and Latin Writers in Italian Vol I Verona Fondazione Lorenzo Valla Nicolo Barbaro Giornale dell Assedio di Costantinopoli 1453 The autograph copy is conserved in the Biblioteca Marciana in Venice Barbaro s diary has been translated into English by John Melville Jones New York Exposition Press 1969 a b Sphrantzes George Oiktros Gewrgios o Frantzhs o kai Prwtobesiariths Grhgorios taxa monaxos tayta egrapsen yper twn ka8 aytwn kai tinwn merikwn gegonotwn en tw ths a8lias zwhs ayte xronw The Pitiful George Frantzes Who was Protovestiaros Now a Monk Wrote This for the Betterment of Others and as Recompense for Some Deeds in His Miserable Life This Chronicle in Greek Arsivlenmis kopya 21 Kasim 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2024 Crowley Roger 12 Subat 2013 1453 The Holy War for Constantinople and the Clash of Islam and the West Ingilizce Hachette Books ISBN 978 1 4013 0558 1 Runciman 1965 p 152 Uzuncarsili II Cilt Osmanli Tarihi I Cilt Anadolu Selcuklulari ve Anadolu Beylikleri hakinda bir mukaddime ile Osmanli Devleti nin kurulusundan Istanbul un fethine kadar Ord Prof Ismail Hakki UZUNCARSILI 467 493 ss Osmanlilar in Muhasara Kuvvetleri Turk Tarih Kurumu Michael Lee Lanning The Battle 100 The Stories Behind History s Most Influential Battles Sourcebooks Inc 2005 ISBN 1 4022 2475 3 sayfa 139 140 Ingilizce Saul S Friedman A history of the Middle East McFarland 2006 ISBN 0 7864 5134 3 sayfa 179 Ingilizce Istanbul un fethinde 600 Turk askeri Fatih e karsi savasti In the Conquest of Istanbul 600 Turkish Military Fought Against the Conqueror Osmanli Araustirmalarli in Turkish Archived from the original on 15 April 2015 Retrieved 29 April 2015 Lilie 2005 p 464 Nicol 2002 p 57 Arsivlenmis kopya 19 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Agustos 2023 Crowley Roger 12 Subat 2013 1453 The Holy War for Constantinople and the Clash of Islam and the West Ingilizce Hachette Books ISBN 978 1 4013 0558 1 16 Ocak 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Ocak 2022 Philippides Marios 2007 Mehmed II the Conqueror and the fall of the Franco Byzantine Levant to the Ottoman Turks some western views and testimonies Tempe Ariz ACMRS Arizona Center for Medieval and Renaissance Studies s 197 ISBN 978 0866983464 16 Nisan 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Agustos 2020 Fuller J F C 1987 A military history of the Western World Da Capo Press pbk ed bas New York N Y Da Capo Press s 522 ISBN 0306803046 16 Nisan 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Agustos 2020 M J Akbar 3 Mayis 2002 The Shade of Swords Jihad and the Conflict Between Islam and Christianity Routledge s 86 ISBN 978 1 134 45259 0 12 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Agustos 2020 Some 30 000 Christians were either enslaved or sold Foster Charles 22 Eylul 2006 Contemporary Review 11 Haziran 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi It is the end of the Middle Ages Genc s 27 Genc s 65 a b c Genc s 189 Barbaro s 122 Genc s 192 a b c d e Ozdek s 411 Genc s 101 Genc s 147 a b c d e f g h i j k Greece org web sitesi The Fall of Constantinople 1453 3 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde baslikli web sayfasi Ingilizce 08 03 2015 tarihinde goruntulendi a b c d e Ozdek s 410 Algul s 49 64 Simsirgil s 29 138 145 15 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 28 Haziran 2014 a b c Tahavi s 43 17 Agustos 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Haziran 2014 Tahavi s 43 44 a b Hammer s 279 Uzuncarsilili s 407 a b Ozturk s 136 Gregory 2008 s 316 Uzuncarsili s 406 a b Emeksiz s 152 Hammer s 275 276 a b c d e f g h i j k l m n Istanbul un Fethi bizimsahife org sitesi 12 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Haziran 2014 Ozdek s 410 411 a b Uzuncarsili s 412 a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w x Istanbul Uzerine Hareket baslikli metin Turk Tarih Kurumu 3 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Haziran 2014 Barbaro s 120 121 a b c Altas s 82 a b Altas s 83 a b Altas s 84 TC Kultur Bakanligi Anitlar ve Muzeler Genel Mudurlugu 19 Arastirma Sonuclari Toplantisi Cilt II 22 Agustos 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde s 29 33 James Crow amp Richard Bayliss amp Paolo Bono Tektas s 37 Ozdek s 396 Tektas s 38 a b Ozdek s 399 a b Tektas s 39 Ozdek s 403 Tektas s 40 Tektas s 43 a b c d e Ozdek s 412 a b Uzuncarsili s 404 405 a b c d Tektas s 44 Ozdek s 423 424 Tahavi s 77 Uzuncarsili s 401 402 405 a b Gregory 2008 s 315 a b c PDF 23 Subat 2019 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 30 Haziran 2014 Ozdek s 407 Hammer s 263 Simsirgil s 122 a b Rumeli Hisari baslikli metin bizimsahife org 16 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde 29 06 2014 tarihinde goruntulendi Rumeli Hisari baslikli metin mimarlikmuzesi org 14 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde 29 06 2014 tarihinde goruntulendi Uzuncarsili s 403 Hammer s 264 Simsirgil s 128 Hammer s 262 a b Barbaro s 101 a b c Hammer s 267 268 Barbaro s 102 Tahavi s 45 Algul s 42 Simsirgil s 126 Ozdek s 409 Gregory 2008 s 317 a b c Tahavi s 47 Hammer s 278 Uzuncarsili s 408 a b Hammer s 265 Uzuncarsili s 409 Hammer s 266 267 Barbaro s 129 130 a b Barbaro s 131 Barbaro s 133 Tahavi s 46 Tahavi s 46 47 a b c Uzuncarsili s 413 Barbaro s 134 Uzuncarsili s 414 Tektas s 45 Uzuncarsili s 415 a b c Tahavi s 48 a b c d Uzuncarsili s 416 a b Hammer s 279 280 Hammer s 280 Barbaro s 145 146 a b c Hammer s 283 Hammer s 291 Barbaro s 139 a b c Tahavi s 49 a b Uzuncarsili s 417 a b Gregory 2008 s 318 Barbaro s 140 141 a b Hammer s 284 a b c Uzuncarsili s 418 Barbaro s 143 Uzuncarsili s 418 419 a b Hammer s 285 a b Hammer s 286 a b Barbaro s 147 a b Tahavi s 50 Uzuncarsili s 421 422 Barbaro s 146 a b c Ozdek s 413 a b c d Hammer s 287 Barbaro s 149 Barbaro s 150 152 a b Barbaro s 153 a b c d e f Hammer s 288 a b c d Uzuncarsili s 422 Barbaro s 158 a b c d Ozdek s 416 Barbaro s 157 Barbaro s 158 159 Barbaro s 160 a b Barbaro s 165 a b Barbaro s 166 Barbaro s 168 Barbaro s 170 Barbaro s 171 Barbaro s 173 Barbaro s 172 a b c Barbaro s 167 168 Barbaro s 173 174 Tahavi s 54 Barbaro s 177 a b c Tahavi s 55 Hammer s 288 289 a b c d Uzuncarsili s 423 Tahavi s 54 55 a b Hammer s 289 Uzuncarsili s 423 425 a b c Ozdek s 417 Uzuncarsili s 425 a b Hammer s 293 a b Tahavi s 56 Barbaro s 178 179 a b Uzuncarsili s 426 Gregory 2008 s 319 Barbaro s 181 182 Barbaro s 181 Hammer s 290 Barbaro s 183 184 a b c Hammer s 294 Barbaro s 205 a b c Uzuncarsili s 427 Barbaro s 184 a b c Ozdek s 420 Barbaro s 185 Hammer s 294 295 a b c Uzuncarsili s 428 a b Hammer s 295 Barbaro s 187 Tahavi s 57 a b Barbaro s 189 Barbaro s 190 Tahavi s 57 58 Hammer s 296 a b Barbaro s 193 Hammer s 301 302 Barbaro s 191 Hammer s 300 a b Uzuncarsili s 429 a b Ozturk s 137 Barbaro s 194 195 Barbaro s 195 Barbaro s 196 a b Hammer s 299 a b Uzuncarsili s 430 a b Ozdek s 421 a b Ozturk s 140 a b Uzuncarsili s 431 Gregory 2008 s 320 Hammer s 301 Hammer s 297 Hammer s 303 Tahavi s 59 Hammer s 302 Barbaro s 199 Tektas s 79 80 Gunduz s 59 Gunduz s 60 Uzuncarsili II Cilt s 30 a b Gunduz s 61 Ozturk s 138 a b Ozturk s 142 a b Gunduz s 57 a b Gunduz s 55 a b Kuban s 30 Gunduz s 56 a b c Ozdek s 424 Uzuncarsili s 436 437 a b c d Kusatma 1453 2010 Timas Yayinlari Oktay Tiryakioglu Sayfa 280 a b Uzuncarsili II Cilt s 33 34 Gunduz s 58 Gunduz s 57 58 Gunduz s 62 Uzuncarsili s 437 Ates s 14 Ates s 24 Ates s 36 Ates s 21 33 44 Uzuncarsili II Cilt s 26 27 a b Uzuncarsili II Cilt s 28 Uzuncarsili II Cilt s 35 Ozdek s 424 425 Uzuncarsili II Cilt s 29 Uzuncarsili II Cilt s 35 41 Uzuncarsili s 44 Uzuncarsili II Cilt s 45 46 a b Uzuncarsili II Cilt s 46 Uzuncarsili II Cilt s 49 56 Emeksiz s 153 Ozdek s 470 471 Emeksiz s 154 a b Ozdek s 472 Emeksiz s 155 a b Emeksiz s 156 Emeksiz s 156 157 Emeksiz s 158 Emeksiz s 157 Emeksiz s 159 Schiltberger s 175 186 a b Schiltberger s 175 Schiltberger s 176 a b c d Hurriyet web sitesi 21 Mart 2012 tarihli Istanbul ismi nereden geliyor 21 Subat 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde haberi 08 03 2015 te goruntulendi Hurriyet web sitesi 7 Mart 2012 tarihli Ben rakam vermedim 2 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde baslikli roportaji 28 02 2015 te goruntulendi gazeteciler com sitesi 29 Mart 2012 tarihli Fetih 1453 un gercek butcesi belli oldu 2 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde baslikli haberi 28 02 2015 te goruntulendi Sabah web sitesi 25 Mart 2012 tarihli Gisede 6 milyonu gecti baslikli haberi 2 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde 28 02 2015 te goruntulendi Milliyet web sitesi 6 Mayis 2013 tarihli Da Vinci Istanbul un kusatmasini boyle anlatti 2 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde baslikli haberi 28 02 2015 te goruntulendi alkislarlayasiyorum com sitesi 15 Mayis 2013 tarihli Da Vinci Demons Istanbul Diyalogu 2 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde baslikli paylasim 28 02 2015 te goruntulendi Ilgili belgeselin IMDb sayfasi 5 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde 28 02 2015 te goruntulendi 14 Ocak 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Ocak 2020 Genel Osmanlilarin 1453 Oncesi Istanbul Kusatmalari 27 Subat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde baslikli arastirma yazisi Haldun Eroglu 28 06 2014 tarihinde goruntulenmistir Istanbul un Osmanlilar Tarafindan Fethi Turk Islam ve Avrupa Acisindan Onemi olu kirik baglanti baslikli arastirma yazisi Ahmet Gunduz 28 06 2014 tarihinde goruntulendi Turklerin Altin Kitabi Refik Ozdek Tercuman Yayinlari II ve III Cilt Halic Zincir Problemi baslikli yuksek lisans tezi Ugur Genc Istanbul un Fethi ve Fatih 1981 Huseyin Algul Birincil Kaynaklardan Osmanli Tarihi 2006 Ahmet Simsirgil ISBN 9789944304009 Abdulkadir Emeksiz Istanbul da Bulunan Erken Bizans Donemi Savunma Yapilarinda Kullanilan Horasan Harclarinin Ozelliklerinin Incelenmesi olu kirik baglanti baslikli arastirma metni 2013 Gulcin Altas amp Seden Acun Ozgunler amp Erol Gurdal Konstantiniyye den Istanbul a 2002 Hatim Abdurrahman et Tahavi Sayfa 99 dan itibaren Nicolo Barbaro nun gunlugune yer verilmistir Ceviren Muharrem Tan ISBN 9789756397961 Sadrazamlar 2002 Nazim Tektas ISBN 975 7645 80 X Osmanli Tarihi 1988 Cilt I II Ismail Hakki Uzuncarsili Turk Tarih Kurumu Basimevi Buyuk Osmanli Tarihi Cilt II Joseph von Hammer Gregory Timothy E 2008 Bizans Tarihi Yapi Kredi Yayinlari ISBN 9789750815072 Istanbul un Fethinden Sonra Ayasofya nin Camiye Cevrilisi Said Ozturk Istanbul un Tarihi Yapisi Istanbul Teknik Universitesi Prof Dogan Kuban Istanbul un Fethine Dair Fatih Sultan Mehmet Tarafindan Gonderilen Mektublar ve Bunlara Gelen Cevablar 1953 Tarih Dergisi Cilt IV Osman Yalcin Matbaasi Ahmet Ates Als Sklave im Osmanischen Reich und bei dem Tataren 1394 1427 Turkceye cevirisinin ismi Turkler ve Tatarlar Arasinda Johannes Schiltberger Cev Turgut Akpinar 1995 Iletisim Yayinlari ISBN 975 470 459 7 Konuyla ilgili yayinlarDemir Ugur Mazak Mehmet Ed 2011 Aydos Kalesi ve Istanbul un Fethi Istanbul Sultanbeyli Belediyesi ISBN 6054052330