Lav ya da püskürtü, yanardağ patlaması sırasında çıkan çok sıcak, sıvı ve akıcı erimiş maddeye denilmektedir. Yanardağ ağzından ilk çıktığında sıvı halde bulunmaktadır. Lavın sıcaklığı "700 °C "ile "1200 °C" (1300 °F ve 2200 °F) arasında değişmektedir.
Lavın, viskozitesi sudan 100.000 kat daha fazla olabilse de, soğuyup katılaşmadan önce onlarca mil akabilmektedir. Bunun nedeni ise havaya maruz kalan lav, hızlı bir zaman diliminde katı bir kabuk geliştirmektedir. Bu kalan sıvı lavı yalıtır, sıcak ve viskoz olmamasına yardımcı olmaktadır.
Lav kelimesi Fransızca lave "yanardağ akıntısı" sözcüğünden alıntılanmaktadır. İlk kullanımı 1739 yılında "Charles de Brosses" adlı bilim insanı tarafından kullanılmıştır. Bir diğer düşünce ise İtalyancadan türetilmiş bir kelime olduğu düşüncesidir ve muhtemelen düşme veya kayma anlamına gelen Latince "labes" kelimesinden türetilmiştir. Dünya yüzeyinin altındaki erimiş kaya ile bağlantılı olarak ilk kullanım, görünüşe göre Francesco Serao tarafından 1737'de" Vezüv patlaması" üzerine yazılan kısa bir hesapta bulunmuştur. Serao, "ateşli lav akışını" şiddetli yağmurun ardından volkanın kenarlarından aşağı su ve çamur akışına bir benzetme olarak tanımlanmıştır.
Lavın özellikleri
Kompozisyon
Lavlar, ağırlıkları bakımından %45-%70 SiO2 arasında değişen silikat eriyikleridir. Çoğunlukla feldispatlar, feldspatoidler,olivin, piroksenler, amfiboller, mikalar ve kuvars yapılarında hakimdir. Bütün lavların bileşiminde silikat bulunmaktadır. Nadir silikatsız lavlar, silikat olmayan mineral yataklarının yerel erimesi sonucunda oluşmaktadır.
Silikat lavlar
Silikat lavlar, yapısında daha az alüminyum, kalsiyum, magnezyum, demir, sodyum ve potasyum gibi birçok elementin az miktarı ile dünyanın en bol elementi olan "oksijenin" "silikonile etkileşmesiyle hakim olunan karışımdır.Silikat magmaların fiziksel davranışlarında "silis" bileşeni hakimdir. Lavda bulunan silikon iyonları, dört yüzlü bir düzenlemede dört oksijen iyonuna güçlü bir şekilde bağlanmaktadır. Bir oksijen iyonu eriyikte bulunan iki silikon iyonuna bağlanırsa, bu bir köprü olan oksijen olarak tanımlanmaktadır. Oksijen iyonlarını köprü görevinde kullanarak birbirine bağlanan birçok silikon iyonu kümesine veya zincirine sahip "lav" olarak tanımlanmaktadır. Alüminyum, alkali metal oksitlerle (sodyum ve potasyum) kombinasyon halinde lavı polimerize etme eğiliminde bulunmaktadır.Demir, kalsiyum ve magnezyum gibi diğer katyonlar, oksijene çok daha zayıf bağlanmaktadır ve polimerleşme eğilimini azaltabilmektedir. Kısmi polimerizasyon lavı yapışkan hale getirmektedir. Bu nedenle silika bakımından yüksek lav, silika bakımından düşük lavdan çok daha viskoz durumda olabilmektedir.
Silikanın viskoziteyi belirlemedeki rolü ve bir lavın sıcaklığı gibi diğer birçok özelliğinin silika içeriği ile ilişkili olduğu gözlemlendiğinden dolayı silikat lavlar silika içeriğine göre dört kimyasal türe ayrılmaktadır:
- Felsik Lavlar
- Ortaç Lavlar
- Mafik Lavlar
- Ultramafik Lavlar
Felsik favlar
Felsik veya silisli lavların "silis içeriği %63'ten" fazla bulunmaktadır. Riyolit ve dakit lavları içerirler. Böylesine yüksek bir silis içeriğiyle, bu lavlar, 1.200 °C'de (2.190 °F) sıcak riyolit lav için 108 cP'den 800 °C'de (1.470 °F) soğuk riyolit lav için 1011 cP'ye kadar değişen son derece viskozsuz bir yapıya sahiptirler.
Karşılaştırma için, suyun viskozitesi yaklaşık 1 cP'dir. Bu çok yüksek viskozite nedeniyle, felsik lavlar genellikle patlayarak parçalı tortular oluşturmaktadır. Bununla birlikte riyolit lavlar, lav dikenleri, lav kubbeleri veya "kuleler" oluşturmak için zaman zaman etkin bir şekilde püskürmektedirler. Lavlar tipik olarak dışarı çıktıkça parçalanmaktadır ve bunun sonucunda blok lav akıntıları oluşturur. Bunlar genellikle yapılarında obsidyen içermektedir. Kısaca tipik olarak 1 km mesafeden az aktıkları için kırılmış veya parçalanmış bir durumda gözüktüğünü söylenebilmektedir.
Ortaç lavlar
Ara veya andezit lavlar, yapılarında %52 ile %63 arasında silika maddesi içermektedir. Alüminyum oranı daha düşük olduğu için genellikle magnezyum ve demir oranları felsik lavlara göre biraz daha zengindir. Ayrıca 850 ile 1.100 °C (1.560 ile 2.010 °F) aralığında daha sıcaktırlar. Ortaç lavlar daha yavaş akım gücüne sahip olmaktadırlar. Akış mesafeleri ise 10 kilometreden az ilerleyebilmektedir. Volkan ağzının üzerindeki tümsekten viskoz olarak yavaş yavaş akar ve dış bölümleri soğuk kesikli olarak akmaktadır. Ara lavlar, fenokristal oluşturma eğilimi göstermektedirler. Daha yüksek demir ve magnezyum, amfibol veya piroksen fenokristalleri de dahil olmak üzere daha koyu bir ana kütle olarak tezahür etme eğilimindedirler.
Mafik lavlar
Mafik veya bazaltik lavların silika içeriği %52 ile %45'tir. Yüksek ferromagnezyen içerikleri ile tipiktirler ve genellikle 1.100 ile 1.200 °C (2.010 ile 2.190 °F) sıcaklıklarda ortaya çıkmaktadırlar. Bazalt lavlar, düşük profilli kalkan volkanları veya taşkın bazaltları üretme eğilimindedir. Akışkan lav, havalandırma deliğinden uzun mesafeler boyunca akmaktadır. Bazalt lavın kalınlığı, özellikle düşük bir eğimde, herhangi bir anda hareket eden lav akışının kalınlığından çok daha büyük olabilmektedir çünkü bazalt lavlar, katılaşmış bir kabuğun altındaki lav tedarikiyle "şişebilmektedir". Örnek olarak "AA" veya "pāhoehoe" lavları örnek olarak gösterilebilir. Su altında, yapısı "pahoehoe lavlara" oldukça benzeyen yastık lavlar oluşturabilmektedir.
Ultramafik lavlar
Boninit oluşturan komatit ve yüksek magnezyen magmalar gibi ultramafik lavlar, püskürmelerin bileşimini ve sıcaklıklarını en uç noktalarına taşımaktadır. Hepsi %45'in altında silika içeriğine sahiptedirler. Komatitler, %18'in üzerinde magnezyum oksit içerir ve 1.600 °C (2.910 °F) sıcaklıklarda patladığı düşünülmektedir. Dünya'nın mantosu yüksek derecede magnezyum magmalar üretemeyecek kadar soğuduğu için, hiçbir modern komatit lavı bilinmemektedir.
Alkali lavlar
Bazı silisli lavlar, özellikle kıtasal çatlak bölgelerinde, derine batmış plakaları örten alanlarda veya plaka içi sıcak noktalarda yüksek alkali metal oksit (sodyum ve potasyum) içeriğine sahip olmaktadırlar. Silika içerikleri, ultramafik maddelerden (nefelinitler, basanitler ve tefritler) felsik maddeler (trakitler) arasında değişebilmektedir. Subalkalin magmalardan daha fazla manto derinliklerinde üretilmeleri daha olası durumdadır. Olivin-nefelinit lavları hem ultramafiktir hem de oldukça alkali özellikler taşımaktadır. Ve Dünya'nın mantosunun diğer lavlardan çok daha derinden geldiği düşünülmektedir.
Lav Bileşim Oranları (%)
| Toleitik Bazalt Lav Oranı SiO2 (53.8%) Al2O3 (13.9%) FeO (9.3%) CaO (7.9%) MgO (4.1%) Na2O (3.0%) Fe2O3 (2.6%) TiO2 (2.0%) K2O (1.5%) P2O5 (0.4%) MnO (0.2%) | Riyolit Lav Oranı SiO2 (73.2%) Al2O3 (14%) FeO (1.7%) CaO (1.3%) MgO (0.4%) Na2O (3.9%) Fe2O3 (0.6%) TiO2 (0.2%) K2O (4.1%) P2O5 (0.%) MnO (0.%) |
---|
Silis olmayan lavlar
Dünya yüzeyine sıra dışı bileşime sahip bazı lavlar günümüze kadar püskürmüştür. Bunlar yapısında şunları içerir:
Karbonatit ve natrokarbonatit lavları, aktif karbonatit yanardağının tek örneği olan Tanzanya'daki Ol Doinyo Lengai yanardağından olduğu bilinmektedir.
Jeolojik kayıttaki karbonatitler tipik olarak "%75" karbonat mineralleridir ve daha az miktarda doymamış silikat mineralleri (mikalar ve olivin gibi), apatit, manyetit ve piroklor içermektedir. Bu, daha sonra hidrotermal aktivite ile uzaklaştırılan sodyum-karbonat içeren lavın orijinal bileşimini yansıtmayabilir ancak laboratuvar deneyleri kalsit açısından zengin bir magmanın mümkün olduğunu göstermektedir. Ol Doinyo Lengai'nin natrokarbonatit lavları çoğunlukla sodyum karbonattan, yaklaşık yarısı kadar kalsiyum karbonattan ve yine yarısı kadar potasyum karbonattan ve az miktarda halojenür, florür ve sülfattan oluştuğunu gözlemlemekteyiz. Lavlar son derece akışkandır, viskoziteleri sudan yalnızca biraz daha yüksektir ve 491 ile 544 °C (916 ile 1.011 °F) arasında ölçülen sıcaklıklarla çok soğuk durumda oldukları gözlemlenmektedir.
İsveç'in Kiruna kentinde Proterozoik sırasında oluşan demir cevherinin kaynağının demir oksit lavları olduğu düşünülmektedir. Şili-Arjantin sınırındaki El Laco volkanik kompleksinde Pliyosen yaşlı demir oksit lavları bulunur. Demir oksit lavlarının veya alkali bileşimli bir ebeveyn magmadan karışmaz şekilde ayrılmasının bir sonucu olduğu düşünülmektedir.
Şili'deki Lastarria yanardağında 250 metre (820 ft) uzunluğunda ve 10 metre (33 ft) genişliğe kadar kükürt lav akmaktadır. Kükürt yataklarının 113 °C (235 °F) kadar düşük sıcaklıklarda erimesi ile oluşmuşlardır. "Lav" terimi, Güneş Sistemi'nin gaz devlerinin buzlu uyduları üzerindeki patlamalarda erimiş "buz karışımlarını" ifade etmek için de kullanılabilmektedir.
Reoloji
Lav akışlarının davranışı çoğunlukla lavın viskozitesine göre belirlenmektedir. Sıradan silikat lavlardaki sıcaklıklar felsik lavlar için yaklaşık 800 °C (1.470 °F) olabilmektedir. Bu durum mafik lavlar için 1.200 °C (2.190 °F) bir sıcaklık bandında görülmektedir. Lav viskozitesi, lav patladığında meydana gelen volkanik aktivitenin türünü belirlemektedir. Viskozite ne kadar yüksek olursa, püskürmelerin efüzif olmaktan çok patlayıcı olma olasılığı o kadar artmaktadır. Sonuç olarak, Dünya, Mars ve Venüs'teki lav akışlarının çoğu bazalt lavlardan oluşmaktadır. Yeryüzünde lav akışlarının%90'ı mafik veya ultramafiktir. Akışların%8'ini orta lav ve akışların sadece%2'sini felsik lav oluşturmaktadır. Viskozite ayrıca akışların yönünü yanal boyuta göre kalınlık, akışların hareket etme hızını ve akışların yüzey karakterini belirlemektedir. Etkili bir şekilde püskürdüklerinde, yüksek viskoziteli lavlar yalnızca yüksek açılı akışlar veya kubbeler şeklinde patlamaktadır. Akışlar AA veya "Pahoehoe "yerine blok lav şeklini alır. Obsidyen akışları yaygındır. Orta dereceli lavlar, efüzif püskürmelerden kaynaklanan lav yatakları ve patlayıcı püskürmelerden kaynaklanan tefra ile birlikte dik "(Stratovolkanlar) "oluşturma eğilimindedir. Mafik lavlar, büyük mesafeleri hareket ettirebilen nispeten ince akışlar oluşturan ve çok yumuşak eğimli kalkan volkanları oluşturmaktadır. Lavların çoğu, çeşitli minerallerin katı kristallerini, ksenolit olarak bilinen egzotik kayaların parçalarını ve önceden katılaşmış lav parçalarını içerir. Lavların çoğunun kristal içeriği onlara tiksotropik ve kayma inceltici özellikler vermektedir. Başka bir deyişle, lavların çoğu akış hızının kayma gerilmesiyle orantılı olduğu Newton sıvısı gibi davranmamaktadır. Bunun yerine tipik bir lav, akma gerilimi olarak adlandırılan bir gerilim eşiği geçilene kadar akmaya karşı önemli bir direnç gösteren bir Bingham sıvısıdır. Bu, neredeyse kristalin lavın tıpa görevi gören bir akışa neden olabilmektedir. Tıpa akışının tanıdık bir örneği, diş macunu tüpünden sıkılan "diş macunudur". Diş macunu, yarı katı bir tıpa olarak çıkar çünkü kesme, tüpün yanındaki diş macununda ince bir tabaka halinde yoğunlaşır ve sadece burada diş macunu bir sıvı gibi davranmaktadır. Tiksotropik davranış aynı zamanda kristallerin lavdan çökelmesini de engellemektedir. Kristal içeriği yaklaşık%60'a ulaştığında lav, sıvı gibi davranmayı bırakır ve katı gibi davranmaya başlayabilmektedir. Eriyen kaya ile bu tür bir kristal karışımı bazen kristal lapa olarak tanımlanmıştır. Lav akış hızları, öncelikle viskoziteye ve eğime göre değişim gösterir. Genelde lav, dik yamaçlarda tipik 0,25 mph (0,40 km/s) hız ve maksimum 6 ile 30 mph (9,7 ile 48,3 km/s) hızlarda yavaş akar. Nyiragongo Dağı'ndaki bir lav gölünün çökmesinin ardından 20 ile 60 mil/saat (32 ile 97 km/saat) arasında olağanüstü bir hız kaydedilmiştir. Lavlar için ölçekleme ilişkisi, bir akışın ortalama hızının, kalınlığının karesinin viskozitesine bölünmesiyle ölçeklenmesiyle bulunmaktadır. Bu, bir riyolit akışının benzer bir hızda akması için bir bazalt akışının yaklaşık 1000 katı kalınlığında olması gerektiği anlamına gelmektedir.
Termal sıcaklık
Lavlar, yaklaşık 800 °C (1.470 °F) ile 1.200 °C (2.190 °F) arasında değişen bir sıcaklık aralığında değerlendirilebilmektedirler. Örneğin bu olay, basınçlı hava kömür ocağıyla elde edilebilen en yüksek sıcaklıklara benzetilebilmektedir. Bir lav, ilk patladığı anda en sıvı haldedir ve sıcaklığı düştükçe çok daha viskoz hale gelme olasılığı bulunmaktadır. Lav akışları, ısı kaybının bir sonucu olarak hızla yalıtkan bir katı kaya kabuğu geliştirmektedir. Bundan sonra lav, kayalık kabuktan çok yavaş ısı iletimi ile soğuma işlemine geçmektedir. Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırması jeologları, 1959'da bir patlamada oluşan Kilauea Yanardağı patlamasında iki lav gölünü düzenli olarak kazdılar. Göl yaklaşık 100 m (330 ft) derinliğindeydi. Üç yıl sonra, tabanı 1.065 °C (1.949 °F) olan katı yüzey kabuğu hala sadece 14 m (46 ft) kalınlığındaydı. Artık sıvı, püskürmeden on yedi yıl sonra yaklaşık 80 m (260 ft) derinliklerde hala mevcuttur. Soğuma ile lav akışları küçülür ve bu, akışın kırılmasına neden olabilir. Bazalt akışlarında bu, karakteristik bir kırık modeli oluşturur. Akışın en üst kısımları düzensiz aşağı doğru yayılan kırıklar gösterirken, akışın alt kısmı akışı beş veya altı taraflı kolonlara bölen çok düzenli bir kırık deseni gösterir. Katılaşmış akışın düzensiz üst kısmına saçaklanma, sütunlu birleşme gösteren alt kısma ise koloni adı verilir. Terimler Yunan tapınak mimarisinden ödünç alınmıştır. Aynı şekilde kolon kenarlarında periyodik kırılma ile soğutularak üretilen düzenli dikey desenler de keski işaretleri olarak tanımlanır. Bunlar soğutma, termal kasılma ve kırılma fiziğinin ürettiği doğal özelliklerdir.
Lav soğudukça, sınırlarından içe doğru kristalleştirme işlemi gerçekleşmektedir. Bunun sonucunda lavın içerisindeki gaz oranı düşmektedir. Ve alt ve üst sınırlarda veziküller oluşmaktadır. Bunlar boru sapı vezikülleri olarak tanımlanabilmektedir. Soğutma kristalinden dışarı atılan sıvılar, soğutma akışının durgun sıvı merkezine yukarı doğru yükselir ve dikey kesecik silindirleri üretir. Bunların akışın tepesine doğru birleştiği yerde, bazen gaz boşluklarıyla kapatılan veziküler bazalt tabakaları oluşmaktadır. Bunlar bazen ikincil minerallerle doldurulur. Güney Amerika'daki sel bazaltlarında bulunan güzel ametist jeotları bu şekilde oluşmaktadır. Taşkın bazaltları tipik olarak akışları kesilmeden önce çok az kristalleşme yaşarlar ve sonuç olarak daha az silisli akışlarda akış dokuları nadirdir. Öte yandan felsik akışlarda akış bandı yaygın olarak görülebilmektedir.
Lav morfolojisi
Lavın fiziksel davranışı, bir lav akışının veya yanardağın fiziksel şekillerini oluşturur. Daha akışkan bazaltik lav akıntıları düz tabaka benzeri cisimler oluşturma eğilimindeyken, viskoz riyolit lav akıntıları engebeli, bloklu kaya kütleleri oluşturur. Suyun altında püsküren lavların kendine özgü özellikleri vardır.
ʻAʻā lavı
Aa'ā lavı üç temel akış lav türlerinden biridir. Aa'ā lavı, klinker adı verilen kırık lav bloklarından oluşan kaba veya moloz bir yüzey ile karakterize edilen bazaltik lavlardır. Hawaii kelimesi, "Clarence Dutton" tarafından jeolojide teknik bir terim olarak tanıtılmıştır.
A'ā lavı akışının gevşek, kırık, keskin ve dikenli yüzeyi, yürüyüşü yavaşlatır veya zorlaştırır. Klinker yüzeyi aslında akışın en aktif kısmı olan kocaman ve yoğun bir çekirdeği kaplar. Çekirdekteki macunsu yapı lav eğimden aşağı doğru ilerledikçe, klinkerler yüzeye doğru taşınmaktadır. Bununla birlikte bir ʻAʻā lavı akışının ön kenarında bu soğutulmuş parçalar dik cepheden aşağı yuvarlanmaktadır ve ilerleyen akış tarafından gömülmektedir. Bu durum A'ā akışının hem alt hem de üst kısmında bir lav parçası tabakası oluşturmaktadır.
A'ā lav akışlarında 3 metre (10 ft) kadar büyük yığınlı lav topları yaygın bir şekilde görülmektedir. A'ā lavı genellikle "Pāhoehoe'den" daha yüksek viskoziteye sahiptir. Pāhoehoe lavları, engellerle veya dik yamaçlarla karşılaşmaktan çalkantılı hale gelse de A'ā 'ya dönüşebilir. Keskin, açılı doku, A'ā'yı güçlü bir radar reflektörü yapmaktadır. Yörüngedeki bir uydudan rahatça görülebilir. (parlak Macellan resimleri).
A'ā lavları tipik olarak 1.050-1.150 °C (1.920-2.100 °F) veya daha yüksek sıcaklıklarda patlamaktadır. Bu kelime aynı zamanda aa, a'a, aa'a ve a-aa olarak yazılmaktadır. "Taşlı kaba lav" anlamına gelen "A'ā", aynı zamanda "yakmak" veya "alevlemek" anlamına gelmektedir.
Pāhoehoe lavı
Pāhoehoe "Hawaii'den [paːˈhoweˈhowe],"pürüzsüz, kırılmamış lav" anlamına gelmektedir. Ayrıca Pahoehoe lavları, pürüzsüz, dalgalı veya kıvrımlı bir yüzeye sahip bazaltik lavlardır. Hawaii kelimesi, "Clarence Dutton" aracılığıyla jeolojide teknik bir terim olarak tanıtılmıştır.
Bir Pāhoehoe lav akışı tipik olarak soğutulmuş bir kabuktan sürekli olarak çıkan bir dizi küçük lob ve ayak parmağı olarak ilerlemektedir. Pāhoehoe lav akışlarının yüzey dokusu, genellikle lav heykeli olarak adlandırılan her türlü tuhaf şekli sergileyerek geniş ölçüde değişimektedir. Kaynağa olan mesafenin artmasıyla, Pāhoehoe lav akışları, ısı kaybına ve bunun sonucunda viskozitede artışa yanıt olarak A'ā lav akışlarına dönüşebilmektedir. Pahoehoe lavları tipik olarak 1.100-1.200 °C (2,010-2.190 °F) arasında bir sıcaklığa sahiptir.
Yeryüzünde, çoğu lav akışı 10 km'den (6.2 mil) daha kısa sürebilmektedir. Ancak bazı Pāhoehoe lav akışları 50 km'den (31 mil) daha uzun sürmüştür. Jeolojik kayıtlardaki bazı taşkın bazalt akışları yüzlerce kilometre uzadı. Yuvarlak doku Pāhoehoe'yi zayıf bir radar reflektörü yapar ve yörüngedeki bir uydudan görmek zordur.
Blok lav akıntıları
Blok lav akıntıları, (stratovolkanlardan) gelen andezitik lavların tipik bir örneğidir. A'ā lav akışlarına benzer şekilde davranış göstermektedirler. Ancak daha viskoz yapıları, yüzeyin klinkerler yerine düzgün kenarlı açısal lav parçaları (bloklar) ile kaplanmasına neden olabilmektedir. A'ā akışlarında olduğu gibi, katılaşmış bloklu yüzey tarafından izole edilen akışın erimiş iç kısmı, akış cephesinden düşen moloz üzerinde ilerler. Ayrıca yokuş aşağı çok daha yavaş hareket ederler ve Aa'ā akışlarından daha derinlikte olabilmektedirler.
Kubbeler ve dökümler
Lav domları ve kuleleri, dasitten riyolite kadar değişen felsik lav akışlarıyla ilişkilidir. Bu lavların çok akışkan doğası, lavın havalandırma deliğinden uzağa akmamasına engel olarak lavın havalandırma deliğinde bir lav kubbesi oluşturmasına neden olur. Eğimli bir yüzey üzerinde bir kubbe oluştuğunda kubbe (kubbe akışı) adı verilen kısa, kalın akışlarda akabilir. Bu akışlar genellikle havalandırma deliğinden yalnızca birkaç kilometre uzaklıktadır.
Yastık lav
Yastık lav, tipik olarak bir deniz altı volkanik havalandırma deliğinden veya buzul altı yanardağda ortaya çıktığında veya bir lav akışı okyanusa girdiğinde oluşan lav yapısıdır. Bununla birlikte, kalın buzul buzunun altında lav püskürdüğünde yastık lav da oluşabilir. Viskoz lav, su ile temas ettiğinde katı bir kabuk kazanır ve bu kabuk, ilerleyen akıştan daha fazla lav çıktıkça ek büyük lekeler veya "yastıklar" halinde çatlar ve sızar. Su, Dünya yüzeyinin büyük bir bölümünü kapladığından ve çoğu yanardağ su kütlelerinin yakınında veya altında bulunduğundan, yastık lav çok yaygındır.
Lavların oluşturduğu yer şekilleri
Lav akıntıları ve patlamaları, viskoz erimiş kayalardan oluştuğu için makroskopik işlemden mikroskobik işleme kadar farklı oluşumlar, yer şekilleri ve topografik özellikler yaratmaktadır.
Volkanlar
Volkanlar, zaman içinde tekrarlanan lav ve kül püskürmeleriyle oluşan birincil yer şekilleridir. Şekil olarak, nispeten akışkan bazaltik lav akışlarının ağırlıklı olarak efüzif püskürmelerinden oluşan geniş, sığ yamaçlara sahip kalkan volkanlarından, alternatif kül katmanlarından oluşan dik kenarlı stratovolkanlar kompozit volkanlar olarak da bilinmektedir. Bu nedenle orta ve felsik lavlara özgü daha viskoz lav akışlarına kadar çeşitlilik göstermektedirler.
Büyük bir çökme krateri olan kaldera, magma odası büyük patlayıcı püskürmelerle kısmen veya tamamen boşaltılırsa, bir stratovolkan içinde oluşabilir; zirve konisi artık kendisini desteklemez ve bu nedenle daha sonra kendi içine çöker. Bu özellikler, olaydan sonra volkanik krater göllerini ve lav kubbelerini içerebilir. Ancak kalderalar, kademeli magma çökmesi gibi patlayıcı olmayan yollarla da oluşabilir. Bu, çoğu kalkan volkanının tipik bir örneği olabilmektedir.
Kül ve sıçratma konileri
Kül konileri ve sıçrama konileri, volkanik bir yapı üzerinde bulunan küçük bir havalandırma deliğinin etrafında lav birikmesiyle oluşan küçük ölçekli konilerdir. Kül konileri, patlayıcı bir havalandırma deliğinden fırlatılan piroklast, kül ve tüften oluşmuşlardır. Sıçrama konileri, erimiş volkanik cüruf ve cürufların daha sıvı bir formda püskürtülmesi sonucunda oluşmaktadır.
Kīpukalar
Hawaii dilinden türetilen başka bir Hawaii İngilizcesi terimi olan kīpuka, aktif bir volkanizma alanının içindeki veya aşağı eğimli bir tepe, sırt veya eski lav kubbesi gibi yüksek bir alanı belirtmektedir. Yeni lav akıntıları çevredeki araziyi kaplayacak ve kīpukayı izole edecektir. Böylece çorak lav akıntısında (genellikle) ormanlık bir ada olarak görünecektir.
Lav kubbeleri
Lav kubbeleri, viskoz felsik magmanın ekstrüzyonundan oluşmaktadır.
Valles Caldera'da olduğu gibi belirgin yuvarlak çıkıntılar oluşturabilirler. Bir volkan silisli lav çıkardığında, bir şişirme kubbesi veya endojen kubbe oluşturarak, kademeli olarak çatlayan, çatlaklar oluşturan ve soğutulmuş kaya ve moloz parçalarını serbest bırakabilen büyük, yastık benzeri bir yapı oluşturabilir. Şişen bir lav kubbesinin üst ve yan kenarları kaya, breş ve kül parçaları ile kaplı olma eğilimindedir. Lav kubbe patlamalarının örnekleri arasında Novarupta kubbesi ve St. Helens dağının ardışık lav kubbeleri içermektedir.
Lav tüpleri
Lav tüpleri, nispeten akışkan bir lav akışı üst yüzeyde bir kabuk oluşturmak için yeterince soğuduğunda oluşmaktadır. Kayadan yapılan bu kabuğun altında mükemmel bir yalıtkan olan lav, sıvı olarak akmaya devam edebilir. Bu akış uzun bir süre boyunca meydana geldiğinde, lav kanalı tünel benzeri bir açıklık veya lav tüpü oluşturabilir. Bu da delikten kayda değer ölçüde kilometrelerce ötede erimiş kayayı iletebilir. Genellikle bu lav tüpleri, taze lav kaynağı durduktan sonra boşalır ve lav akışı içinde önemli bir uzunlukta açık tünel bırakır. Lav tüpleri, Kīlauea'nın günümüzdeki püskürmelerinden bilinmektedir. Kuzey Queensland, Avustralya'dan, bazıları 15 kilometre (9 mil) kadar uzanan Tersiyer çağındaki önemli, geniş ve açık lav tüpleri bilinmektedir.
Lav gölleri
Nadiren, bir volkanik koni lavla dolabilir ama patlamaz. Kaldera içinde biriken lav, lav gölü olarak bilinmektedir. Lav gölleri genellikle uzun süre dayanmamaktadır. Ya basınç tahliye edildikten sonra magma odasına geri akar ya da lav akışlarının püskürmesi veya piroklastik patlama yoluyla tahliye olayıyla bu olay yaşanmaktadır.
Dünyada kalıcı lav göllerinin bulunduğu sadece birkaç yer bulunmaktadır. Bunlar şunlardır:
- Erebus Dağı, Antarktika
- Erta Ale, Etiyopya
- Nyiragongo, Kongo DC
- Ambrym, Vanuatu
Lav Deltası
Lav deltaları, lavların hava altı akışlarının duran su kütlelerine girdiği her yerde oluşmaktadır.Lav, suyla karşılaştıkça soğur ve parçalanır ve sonuçta ortaya çıkan parçalamaktadır. Deniz tabanındaki topoğrafyayı doldurur böylece deniz altı akışı daha da açık denizde hareket edebilir. Lav deltaları çoğunlukla büyük ölçekli, "efüzyonlu tip" ile "bazaltik volkanizma" ile ilişkilendirilebilir.
Lav çeşmeleri
Lav çeşmesi, lavın bir kraterden, havalandırma deliğinden veya yarıktan güçlü bir şekilde ancak patlamadan fırlatıldığı volkanik bir olgudur. Kaydedilen en yüksek lav çeşmeleri, 2.000 m (6.562 ft) yüksekliğe ulaşan İtalya'daki Etna Dağı'nın 1999 patlaması sırasında gerçekleşti. Ancak Vezüv Yanardağı'nın 1779 patlaması sırasında gözlemlenen lav çeşmelerinin en az 3.000 m'ye (9.843 ft) ulaştığına inanılıyor. Lav çeşmeleri, bir dizi kısa darbe veya sürekli bir lav fıskiyesi olarak ortaya çıkabilir. Genellikle Hawaii patlamalarıyla ilişkilendirilebilirler.
Tehlikeler
Lav akışları, yollarındaki varlıklara son derece yıkıcıdır. Buna rağmen, akışlar genellikle insanların ve hayvanların kaçması için yeterince yavaş olduğu için kayıplar nadirdir ancak bu durum lavın viskozitesine bağlıdır. Yine de, kaçış yolları kesildiği için, akıntıya çok yaklaştıkları için ya da daha nadiren, lav akışı çok hızlı giderse yaralanmalar ve ölümler meydana gelebilmektedir. Bu özellikle Nyiragongo'nun Zaire'de patlaması sırasında gerçekleşmiştir. 10 Ocak 1977 gecesi bir krater duvarı kırıldı ve bir saatten kısa bir sürede sıvı lav gölü boşaldı. Ortaya çıkan akış, dik yokuşlardan saatte 100 km (62 mil/h) kadar hızlandı ve yerleşimciler uyurken birkaç köyü ezdi. Bu felaketin bir sonucu olarak, dağ 1991'de "Onyılların Volkanı" olarak belirlendi. Volkanlara dayandırılan ölümlerin sıklıkla farklı bir nedeni vardır. Örneğin volkanik püskürme, çökmekte olan bir lav kubbesinden gelen piroklastik akış, laharlar, lavın önünden geçen zehirli gazlar veya akış suyla temas ettiğinde meydana gelen patlamalar sonucunda görülmektedir.
Özellikle tehlikeli bir alana denmektedir. Bu çok genç zemin tipik olarak kırılacak ve denize düşecektir. Son zamanlarda lav akışlarının olduğu alanlar, lav soğuduktan çok sonra da bir tehlike oluşturmaya devam etmektedir. Genç akıntının yeni topraklar yarattığı yerlerde, arazi daha dengesizdir ve denize girebilir. Akışlar genellikle derin bir şekilde çatlayarak tehlikeli uçurumlar oluşturmaktadır. Lav akıntılarını geçerken sağlam yürüyüş botları, uzun pantolonlar ve eldivenler önleyici unsur olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Lav akışını başka yöne çevirmek son derece zordur, ancak bir zamanlar Vestmannaeyjar, İzlanda'da kısmen başarıldığı gibi bazı durumlarda da başarılabilmesi söz konusudur.
Lav akıntıları yüzünden zarar gören yerleşmeler
- 1986'dan bu yana aktif olan Hawaii'nin en genç volkanı " Kilauea Volkanı" 1990 yılında "Kalapana Gardens "kasabasını tamamen yok etmiştir.
- Hawaii’deki Kilauea Yanardağının 1960 yılında patlaması sonucunda "Koae ve Kapoho" bölgelerinde yaşayan insanlar yaşadıkları kasabaları terk etmişlerdir.
- Kapoho bölgesi, haziran 2018'de büyük ölçüde lav suları altında kalmıştır. (terk edilmiştir)
- İtalya'nın "San Sebastiano al Vesuvio" köyü, 1944 yılında Vezüv yanardağının patlamasıyla yok olmuştur. (yeniden inşa edilmiştir)
- Cagsawa Harabeleri, 16. yüzyıldan kalma bir Fransisken kilisesi olan Cagsawa kilisesinin kalıntıları durumundadır. İlk olarak 1587'de Cagsawa kasabasında inşa edilmiştir ancak 1636'da Hollandalı korsanlar tarafından yakıldı ve yok edildi. 1 Şubat 1814'te "Mayon Yanardağı'nın" patlaması ile Cagsawa kasabası tekrar harabe durumuna gelmiştir.
- .Kanada'nın kuzeybatısındaki British Columbia, Kanada'daki Lax Ksiluux ve Wii Lax Kabit'in Nisga'a köyleri, 1700'lerde Tseax Cone'nin patlaması sırasında yoğun lav akışları tarafından tahrip edilmiş vaziyettedir.
- Tenerife adasındaki Garachico, 1706 yılında "Trevejo patlamasıyla" yıkılmıştır. (yeniden inşa edildi)
- 1669 yılında Etna yanardağının püskürmesi sonucunda Katanya (Catania) bölgesi harabe olmuştur.
- Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Nyiragongo volkanının patlaması sonucunda Goma kentinde 2002 yılında 45 kişi ölmüştür.
Tefra tarafından yıkılan kasabalar
Bir yanardağ patladığında bazen kaya parçaları gibi maddeleri atmosfere fırlatır. Bu malzeme tefra veya piroklast olarak bilinmektedir.
Piroklast, "volkanik kül, lapilli, volkan bombaları veya " olarak bilinmektedir.
- M.S 79 yılında Vezüv Yanardağı'nın patlaması sırasında "Pompeii" örnek olarak gösterilmektedir.
- M.S. 79 yılında Vezüv Yanardağı'nın patlamasıyla "Herculaneum "yok olmuştur.
- İlopango'nun M.S 410 ile 535 yılları arasında patlaması sonucunda "Joya de Cerén" harabe olmuştur.
- 1995 yılında "" aktifleşen volkanik hareketler sonucunda Plymouth Montserrat kolonisi terk edilmiştir.
- 1815 yılında Tambora yanardağının patlaması sonucunda "Sumbawa Adası" boşaltılmıştır.
Galeri
- Pāhoehoe lavı, Pasifik ile buluşuyor
- 1984'te İzlanda, Krafla'da bir yarık patlaması sırasında lav akışı
- Kalapana evlerinin, Kilauea Volkanı tarafından 1990 yılında yok oluşu.
- Hawaii bölgesinde Pāhoehoe ve Aa lav akıntıları yan yana akıyor
- Denize giren süzülmüş lav. (Reunion Adası, 2004).
-
- Stromboli Eruption (İtalya)
- Jeolog çekici ve kova ile lav örneği alan bir jeolog.
- Kilauea Volkanı yakınlarında akan Pahoehoe akıntısını inceleyen bilim insanı.
- Pompeii kentinin kalıntıları
- Patlama sonucunda sadece toz kalıntıları bulunan "Joya de Cerén" bölgesi.
- Nea Kameni, Santorini, Thera'dan görüntü
Kaynakça
- ^ . Etimoloji. Merriam-Webster Online Sözlük. 2 Ocak 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ . Alıntı. Francesco Serao. 21 Ekim 2015. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ . 3 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ocak 2021.
- ^ a b c "PEARSON" (PDF). ESSENTIALS OF GEOLOGY. Frederick K. Lutgens, Edward J. Tarbuck. 21 Ocak 2021 tarihinde kaynağından (PDF).
- ^ a b c d e f g h i j k "Cambridge, UK: Cambridge University Press. pp. 53–55. ISBN 9780521880060". Igneous ve Metamorfik PetrolojiNin İlkeleri. Philpotts, Anthony R.; Ague, Jay J. Ocak 2009. 21 Ocak 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ocak 2021.
- ^ a b c d e "Lavın". Volcanism. Schmincke, Hans-Ulrich. Şubat 2005. 21 Ocak 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ocak 2021.
- ^ "Volkanizma" (PDF). Volkanlar ve Volkanik Püskürmeler. 21 Ocak 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 2 Ocak 2021.
- ^ "Coğrafi Bilimler Dergisi". Meydan Kalderası ve Gürgürbaba Domu Çevresinin Jeomorfolojik Özellikleri. Ebru Akköprü, Remzi Tunç, Anne Kyria Robin, Damase Mouralis. 6 Haziran 2020.
- ^ . GÜÇLÜ ALKALİN LAVLAR. 30 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b c d e "Bulletin of Volcanology". Oldoinyo Lengai'nin etkili natrokarbonatit aktivitesi,. Keller, Jörg; Krafft, Maurice. Kasım 1990. 21 Ocak 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ocak 2021.
- ^ a b . El Laco ve Lastarria Volkanik Komplekslerindeki Eşsiz Demir Oksit ve Kükürt Akışlarının Korunması için Jeolojik, Coğrafi ve Yasal Hususlar, Orta And Dağları, Kuzey Şili. Guijón, R.; Henríquez, F.; Naranjo, J.A. Aralık 2011. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b c d "Applied Energy". Odun kömürü yanmasının özellikleri ve demir cevheri sinterleme performansı üzerindeki etkileri. Cheng, Zhilong; Yang, Jian; Zhou, Lang; Liu, Yan; Wang, Qiuwang. Haziran 2016. 21 Ocak 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ocak 2021.
- ^ Ali Osman Öncel. "Dünya Afetler Coğrafyası: Volkanik Aktiviteler".
- ^ (PDF). 11 Şubat 2004. 4 Kasım 2004 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.
- ^ "New York: D. Van Nostrand". Kemp, James Furman. 1918. 21 Ocak 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Ocak 2021.
- ^ "Volkanoloji ve Jeotermal Araştırma Dergisi". Pinkerton, H.; Bagdassarov, N. 30 Nisan 2004. 21 Ocak 2021 tarihinde kaynağından .
- ^ "Jeoloji". Polijenetik bir volkanizma ve petrografik-jeokimyasal özellikleri: Harput (Elazığ) Karataş tepe volkanizması. Sevcan Kürüm, Esen Özbulut. 2007. 21 Ocak 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Ocak 2021.
- ^ "Journal of Volcanology and Geothermal Research". Magma karışımı: petrolojik süreç ve volkanolojik araç. Anderson. Haziran 1976. 21 Ocak 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Ocak 2021.
- ^ "113 (1–2): 159–176". "Surface temperature measurements of active lava flows on Kilauea volcano, Hawai′i". Journal of Volcanology and Geothermal Research. Pinkerton, Harry; James, Mike; Jones, Alun. Mart 2002. 21 Ocak 2021 tarihinde kaynağından .
- ^ . Archived 2012-09-18 at. Archive.today. 5 Haziran 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ . Volcanic Features of Hawaii and Other Worlds. Lunar and Planetary Institute. McGounis-Mark, Peter. 18 Mart 2017. 9 Aralık 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b Volcanoes in the sea : the geology of Hawaii (2nd ed.). Volcanoes in the sea : the geology of Hawaii (2nd ed.). Honolulu: University of Hawaii Press (İngilizce). 1983. s. 23. ISBN . 9 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b c Volkanizma. Volkanizma (İngilizce). Schmincke, Hans-Ulrich. 2003. ISBN .
- ^ a b Volcanoes in the sea : the geology of Hawaii (2nd ed.) (İngilizce). Macdonald, Gordon A.; Abbott, Agatin T.; Peterson, Frank L. 1983. ss. sayfa 22-23. ISBN . 29 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ocak 2021.
- ^ a b . Atkinson, A.; Griffin, T. J.; Stephenson, P. J. Haziran 1975. 8 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b . Lev, Einat; Ruprecht, Philipp; Oppenheimer, Clive; Peters, Nial; Patrick, Matt; Hernández, Pedro A.; Spampinato, Letizia; Marlow, Jeff. 2019. 6 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ . Burgi, P.-Y.; Darrah, T. H.; Tedesco, D.; Eymold, W. K. 2014. 12 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ . Bosman, Alessandro; Casalbore, Daniele; Romagnoli, Claudia; Chiocci, Francesco Latino. Temmuz 2014. 8 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b . Klemetti, Eric. 25 Şubat 2013. 31 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ . "ERTH15: Most Significant Eruptions at Mt. Vesuvius". 2013. 16 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ocak 2021.
- ^ . www.usgs.gov. 30 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ocak 2021.
- ^ . 11 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b c . 30 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ . 2013. 21 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ocak 2021.
- ^ "Lav Akıntılarıyla Zarar Gören Yerleşmeler".[]
- ^ . 7 Ağustos 1997 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ . Central America: Geology, Resources and Hazards, volume 1, p. 56, London, Taylor and Francis. Bundschuh, J. and Alvarado, G. E (editors). 2007. 8 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
Dış Bağlantılar
- AA'nın USGS Tanımı 27 Mayıs 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Pahoehoe'nin USGS Tanımı 27 Mayıs 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Lav akışlarıyla ilişkili USGS tehlikeleri 14 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Hawaii Volkan Gözlemevi 8 Ocak 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Lav ya da puskurtu yanardag patlamasi sirasinda cikan cok sicak sivi ve akici erimis maddeye denilmektedir Yanardag agzindan ilk ciktiginda sivi halde bulunmaktadir Lavin sicakligi 700 C ile 1200 C 1300 F ve 2200 F arasinda degismektedir Hawaii de bulunan 10 metre yuksekligindeki Pahoehoe turu lav cesmesi Lavin viskozitesi sudan 100 000 kat daha fazla olabilse de soguyup katilasmadan once onlarca mil akabilmektedir Bunun nedeni ise havaya maruz kalan lav hizli bir zaman diliminde kati bir kabuk gelistirmektedir Bu kalan sivi lavi yalitir sicak ve viskoz olmamasina yardimci olmaktadir Lav kelimesi Fransizca lave yanardag akintisi sozcugunden alintilanmaktadir Ilk kullanimi 1739 yilinda Charles de Brosses adli bilim insani tarafindan kullanilmistir Bir diger dusunce ise Italyancadan turetilmis bir kelime oldugu dusuncesidir ve muhtemelen dusme veya kayma anlamina gelen Latince labes kelimesinden turetilmistir Dunya yuzeyinin altindaki erimis kaya ile baglantili olarak ilk kullanim gorunuse gore Francesco Serao tarafindan 1737 de Vezuv patlamasi uzerine yazilan kisa bir hesapta bulunmustur Serao atesli lav akisini siddetli yagmurun ardindan volkanin kenarlarindan asagi su ve camur akisina bir benzetme olarak tanimlanmistir Lavin ozellikleriKompozisyon Lavlar agirliklari bakimindan 45 70 SiO2 arasinda degisen silikat eriyikleridir Cogunlukla feldispatlar feldspatoidler olivin piroksenler amfiboller mikalar ve kuvars yapilarinda hakimdir Butun lavlarin bilesiminde silikat bulunmaktadir Nadir silikatsiz lavlar silikat olmayan mineral yataklarinin yerel erimesi sonucunda olusmaktadir Silikat lavlar Pahoehoe turu lavlar Hawaii de yan yana akiyor Silikat lavlar yapisinda daha az aluminyum kalsiyum magnezyum demir sodyum ve potasyum gibi bircok elementin az miktari ile dunyanin en bol elementi olan oksijenin silikonile etkilesmesiyle hakim olunan karisimdir Silikat magmalarin fiziksel davranislarinda silis bileseni hakimdir Lavda bulunan silikon iyonlari dort yuzlu bir duzenlemede dort oksijen iyonuna guclu bir sekilde baglanmaktadir Bir oksijen iyonu eriyikte bulunan iki silikon iyonuna baglanirsa bu bir kopru olan oksijen olarak tanimlanmaktadir Oksijen iyonlarini kopru gorevinde kullanarak birbirine baglanan bircok silikon iyonu kumesine veya zincirine sahip lav olarak tanimlanmaktadir Aluminyum alkali metal oksitlerle sodyum ve potasyum kombinasyon halinde lavi polimerize etme egiliminde bulunmaktadir Demir kalsiyum ve magnezyum gibi diger katyonlar oksijene cok daha zayif baglanmaktadir ve polimerlesme egilimini azaltabilmektedir Kismi polimerizasyon lavi yapiskan hale getirmektedir Bu nedenle silika bakimindan yuksek lav silika bakimindan dusuk lavdan cok daha viskoz durumda olabilmektedir Silikanin viskoziteyi belirlemedeki rolu ve bir lavin sicakligi gibi diger bircok ozelliginin silika icerigi ile iliskili oldugu gozlemlendiginden dolayi silikat lavlar silika icerigine gore dort kimyasal ture ayrilmaktadir Felsik Lavlar Ortac Lavlar Mafik Lavlar Ultramafik LavlarFelsik favlar Pahoehoe patlamasi sonucunda orulmus lav Felsik veya silisli lavlarin silis icerigi 63 ten fazla bulunmaktadir Riyolit ve dakit lavlari icerirler Boylesine yuksek bir silis icerigiyle bu lavlar 1 200 C de 2 190 F sicak riyolit lav icin 108 cP den 800 C de 1 470 F soguk riyolit lav icin 1011 cP ye kadar degisen son derece viskozsuz bir yapiya sahiptirler Karsilastirma icin suyun viskozitesi yaklasik 1 cP dir Bu cok yuksek viskozite nedeniyle felsik lavlar genellikle patlayarak parcali tortular olusturmaktadir Bununla birlikte riyolit lavlar lav dikenleri lav kubbeleri veya kuleler olusturmak icin zaman zaman etkin bir sekilde puskurmektedirler Lavlar tipik olarak disari ciktikca parcalanmaktadir ve bunun sonucunda blok lav akintilari olusturur Bunlar genellikle yapilarinda obsidyen icermektedir Kisaca tipik olarak 1 km mesafeden az aktiklari icin kirilmis veya parcalanmis bir durumda gozuktugunu soylenebilmektedir Ortac lavlar Ara veya andezit lavlar yapilarinda 52 ile 63 arasinda silika maddesi icermektedir Aluminyum orani daha dusuk oldugu icin genellikle magnezyum ve demir oranlari felsik lavlara gore biraz daha zengindir Ayrica 850 ile 1 100 C 1 560 ile 2 010 F araliginda daha sicaktirlar Ortac lavlar daha yavas akim gucune sahip olmaktadirlar Akis mesafeleri ise 10 kilometreden az ilerleyebilmektedir Volkan agzinin uzerindeki tumsekten viskoz olarak yavas yavas akar ve dis bolumleri soguk kesikli olarak akmaktadir Ara lavlar fenokristal olusturma egilimi gostermektedirler Daha yuksek demir ve magnezyum amfibol veya piroksen fenokristalleri de dahil olmak uzere daha koyu bir ana kutle olarak tezahur etme egilimindedirler Mafik lavlar Mafik veya bazaltik lavlarin silika icerigi 52 ile 45 tir Yuksek ferromagnezyen icerikleri ile tipiktirler ve genellikle 1 100 ile 1 200 C 2 010 ile 2 190 F sicakliklarda ortaya cikmaktadirlar Bazalt lavlar dusuk profilli kalkan volkanlari veya taskin bazaltlari uretme egilimindedir Akiskan lav havalandirma deliginden uzun mesafeler boyunca akmaktadir Bazalt lavin kalinligi ozellikle dusuk bir egimde herhangi bir anda hareket eden lav akisinin kalinligindan cok daha buyuk olabilmektedir cunku bazalt lavlar katilasmis bir kabugun altindaki lav tedarikiyle sisebilmektedir Ornek olarak AA veya pahoehoe lavlari ornek olarak gosterilebilir Su altinda yapisi pahoehoe lavlara oldukca benzeyen yastik lavlar olusturabilmektedir Ultramafik lavlar Boninit olusturan komatit ve yuksek magnezyen magmalar gibi ultramafik lavlar puskurmelerin bilesimini ve sicakliklarini en uc noktalarina tasimaktadir Hepsi 45 in altinda silika icerigine sahiptedirler Komatitler 18 in uzerinde magnezyum oksit icerir ve 1 600 C 2 910 F sicakliklarda patladigi dusunulmektedir Dunya nin mantosu yuksek derecede magnezyum magmalar uretemeyecek kadar sogudugu icin hicbir modern komatit lavi bilinmemektedir Alkali lavlar Bazi silisli lavlar ozellikle kitasal catlak bolgelerinde derine batmis plakalari orten alanlarda veya plaka ici sicak noktalarda yuksek alkali metal oksit sodyum ve potasyum icerigine sahip olmaktadirlar Silika icerikleri ultramafik maddelerden nefelinitler basanitler ve tefritler felsik maddeler trakitler arasinda degisebilmektedir Subalkalin magmalardan daha fazla manto derinliklerinde uretilmeleri daha olasi durumdadir Olivin nefelinit lavlari hem ultramafiktir hem de oldukca alkali ozellikler tasimaktadir Ve Dunya nin mantosunun diger lavlardan cok daha derinden geldigi dusunulmektedir Lav Bilesim Oranlari Bilesen Nefelinit Toleitik pikrit Toleitik bazalt Andezit RiyolitSiO2 39 7 46 4 53 8 60 0 73 2TiO2 2 8 2 0 2 0 1 0 0 2Al2O3 11 4 8 5 13 9 16 0 14 0Fe2O3 5 3 2 5 2 6 1 9 0 6FeO 8 2 9 8 9 3 6 2 1 7MnO 0 2 0 2 0 2 0 2 0 0MgO 12 1 20 8 4 1 3 9 0 4CaO 12 8 7 4 7 9 5 9 1 3Na2O 3 8 1 6 3 0 3 9 3 9K2O 1 2 0 3 1 5 0 9 4 1P2O5 0 9 0 2 0 4 0 2 0 0 Toleitik Bazalt Lav Orani SiO2 53 8 Al2O3 13 9 FeO 9 3 CaO 7 9 MgO 4 1 Na2O 3 0 Fe2O3 2 6 TiO2 2 0 K2O 1 5 P2O5 0 4 MnO 0 2 Riyolit Lav Orani SiO2 73 2 Al2O3 14 FeO 1 7 CaO 1 3 MgO 0 4 Na2O 3 9 Fe2O3 0 6 TiO2 0 2 K2O 4 1 P2O5 0 MnO 0 Silis olmayan lavlarDunya yuzeyine sira disi bilesime sahip bazi lavlar gunumuze kadar puskurmustur Bunlar yapisinda sunlari icerir Karbonatit ve natrokarbonatit lavlari aktif karbonatit yanardaginin tek ornegi olan Tanzanya daki Ol Doinyo Lengai yanardagindan oldugu bilinmektedir Hawaii de gorulmus olan lav dokulmesi Jeolojik kayittaki karbonatitler tipik olarak 75 karbonat mineralleridir ve daha az miktarda doymamis silikat mineralleri mikalar ve olivin gibi apatit manyetit ve piroklor icermektedir Bu daha sonra hidrotermal aktivite ile uzaklastirilan sodyum karbonat iceren lavin orijinal bilesimini yansitmayabilir ancak laboratuvar deneyleri kalsit acisindan zengin bir magmanin mumkun oldugunu gostermektedir Ol Doinyo Lengai nin natrokarbonatit lavlari cogunlukla sodyum karbonattan yaklasik yarisi kadar kalsiyum karbonattan ve yine yarisi kadar potasyum karbonattan ve az miktarda halojenur florur ve sulfattan olustugunu gozlemlemekteyiz Lavlar son derece akiskandir viskoziteleri sudan yalnizca biraz daha yuksektir ve 491 ile 544 C 916 ile 1 011 F arasinda olculen sicakliklarla cok soguk durumda olduklari gozlemlenmektedir Isvec in Kiruna kentinde Proterozoik sirasinda olusan demir cevherinin kaynaginin demir oksit lavlari oldugu dusunulmektedir Sili Arjantin sinirindaki El Laco volkanik kompleksinde Pliyosen yasli demir oksit lavlari bulunur Demir oksit lavlarinin veya alkali bilesimli bir ebeveyn magmadan karismaz sekilde ayrilmasinin bir sonucu oldugu dusunulmektedir Sili deki Lastarria yanardaginda 250 metre 820 ft uzunlugunda ve 10 metre 33 ft genislige kadar kukurt lav akmaktadir Kukurt yataklarinin 113 C 235 F kadar dusuk sicakliklarda erimesi ile olusmuslardir Lav terimi Gunes Sistemi nin gaz devlerinin buzlu uydulari uzerindeki patlamalarda erimis buz karisimlarini ifade etmek icin de kullanilabilmektedir ReolojiBir Pahoehoe ayak parmaklari Hawaii Amerika Birlesik Devletleri ndeki Kilauea Yanardagi nin dogu yarik bolgesinde Kalapana da bir yol boyunca ilerliyor Lav akislarinin davranisi cogunlukla lavin viskozitesine gore belirlenmektedir Siradan silikat lavlardaki sicakliklar felsik lavlar icin yaklasik 800 C 1 470 F olabilmektedir Bu durum mafik lavlar icin 1 200 C 2 190 F bir sicaklik bandinda gorulmektedir Lav viskozitesi lav patladiginda meydana gelen volkanik aktivitenin turunu belirlemektedir Viskozite ne kadar yuksek olursa puskurmelerin efuzif olmaktan cok patlayici olma olasiligi o kadar artmaktadir Sonuc olarak Dunya Mars ve Venus teki lav akislarinin cogu bazalt lavlardan olusmaktadir Yeryuzunde lav akislarinin 90 i mafik veya ultramafiktir Akislarin 8 ini orta lav ve akislarin sadece 2 sini felsik lav olusturmaktadir Viskozite ayrica akislarin yonunu yanal boyuta gore kalinlik akislarin hareket etme hizini ve akislarin yuzey karakterini belirlemektedir Etkili bir sekilde puskurduklerinde yuksek viskoziteli lavlar yalnizca yuksek acili akislar veya kubbeler seklinde patlamaktadir Akislar AA veya Pahoehoe yerine blok lav seklini alir Obsidyen akislari yaygindir Orta dereceli lavlar efuzif puskurmelerden kaynaklanan lav yataklari ve patlayici puskurmelerden kaynaklanan tefra ile birlikte dik Stratovolkanlar olusturma egilimindedir Mafik lavlar buyuk mesafeleri hareket ettirebilen nispeten ince akislar olusturan ve cok yumusak egimli kalkan volkanlari olusturmaktadir Lavlarin cogu cesitli minerallerin kati kristallerini ksenolit olarak bilinen egzotik kayalarin parcalarini ve onceden katilasmis lav parcalarini icerir Lavlarin cogunun kristal icerigi onlara tiksotropik ve kayma inceltici ozellikler vermektedir Baska bir deyisle lavlarin cogu akis hizinin kayma gerilmesiyle orantili oldugu Newton sivisi gibi davranmamaktadir Bunun yerine tipik bir lav akma gerilimi olarak adlandirilan bir gerilim esigi gecilene kadar akmaya karsi onemli bir direnc gosteren bir Bingham sivisidir Bu neredeyse kristalin lavin tipa gorevi goren bir akisa neden olabilmektedir Tipa akisinin tanidik bir ornegi dis macunu tupunden sikilan dis macunudur Dis macunu yari kati bir tipa olarak cikar cunku kesme tupun yanindaki dis macununda ince bir tabaka halinde yogunlasir ve sadece burada dis macunu bir sivi gibi davranmaktadir Tiksotropik davranis ayni zamanda kristallerin lavdan cokelmesini de engellemektedir Kristal icerigi yaklasik 60 a ulastiginda lav sivi gibi davranmayi birakir ve kati gibi davranmaya baslayabilmektedir Eriyen kaya ile bu tur bir kristal karisimi bazen kristal lapa olarak tanimlanmistir Lav akis hizlari oncelikle viskoziteye ve egime gore degisim gosterir Genelde lav dik yamaclarda tipik 0 25 mph 0 40 km s hiz ve maksimum 6 ile 30 mph 9 7 ile 48 3 km s hizlarda yavas akar Nyiragongo Dagi ndaki bir lav golunun cokmesinin ardindan 20 ile 60 mil saat 32 ile 97 km saat arasinda olaganustu bir hiz kaydedilmistir Lavlar icin olcekleme iliskisi bir akisin ortalama hizinin kalinliginin karesinin viskozitesine bolunmesiyle olceklenmesiyle bulunmaktadir Bu bir riyolit akisinin benzer bir hizda akmasi icin bir bazalt akisinin yaklasik 1000 kati kalinliginda olmasi gerektigi anlamina gelmektedir 1972 1974 Kilauea Yanardagi patlamasi sonucunda akan lav Termal sicaklikKuzey Irlanda daki Giant s Causeway de sutunlu birlestirme Lavlar yaklasik 800 C 1 470 F ile 1 200 C 2 190 F arasinda degisen bir sicaklik araliginda degerlendirilebilmektedirler Ornegin bu olay basincli hava komur ocagiyla elde edilebilen en yuksek sicakliklara benzetilebilmektedir Bir lav ilk patladigi anda en sivi haldedir ve sicakligi dustukce cok daha viskoz hale gelme olasiligi bulunmaktadir Lav akislari isi kaybinin bir sonucu olarak hizla yalitkan bir kati kaya kabugu gelistirmektedir Bundan sonra lav kayalik kabuktan cok yavas isi iletimi ile soguma islemine gecmektedir Amerika Birlesik Devletleri Jeoloji Arastirmasi jeologlari 1959 da bir patlamada olusan Kilauea Yanardagi patlamasinda iki lav golunu duzenli olarak kazdilar Gol yaklasik 100 m 330 ft derinligindeydi Uc yil sonra tabani 1 065 C 1 949 F olan kati yuzey kabugu hala sadece 14 m 46 ft kalinligindaydi Artik sivi puskurmeden on yedi yil sonra yaklasik 80 m 260 ft derinliklerde hala mevcuttur Soguma ile lav akislari kuculur ve bu akisin kirilmasina neden olabilir Bazalt akislarinda bu karakteristik bir kirik modeli olusturur Akisin en ust kisimlari duzensiz asagi dogru yayilan kiriklar gosterirken akisin alt kismi akisi bes veya alti tarafli kolonlara bolen cok duzenli bir kirik deseni gosterir Katilasmis akisin duzensiz ust kismina sacaklanma sutunlu birlesme gosteren alt kisma ise koloni adi verilir Terimler Yunan tapinak mimarisinden odunc alinmistir Ayni sekilde kolon kenarlarinda periyodik kirilma ile sogutularak uretilen duzenli dikey desenler de keski isaretleri olarak tanimlanir Bunlar sogutma termal kasilma ve kirilma fiziginin urettigi dogal ozelliklerdir Lav sogudukca sinirlarindan ice dogru kristallestirme islemi gerceklesmektedir Bunun sonucunda lavin icerisindeki gaz orani dusmektedir Ve alt ve ust sinirlarda vezikuller olusmaktadir Bunlar boru sapi vezikulleri olarak tanimlanabilmektedir Sogutma kristalinden disari atilan sivilar sogutma akisinin durgun sivi merkezine yukari dogru yukselir ve dikey kesecik silindirleri uretir Bunlarin akisin tepesine dogru birlestigi yerde bazen gaz bosluklariyla kapatilan vezikuler bazalt tabakalari olusmaktadir Bunlar bazen ikincil minerallerle doldurulur Guney Amerika daki sel bazaltlarinda bulunan guzel ametist jeotlari bu sekilde olusmaktadir Taskin bazaltlari tipik olarak akislari kesilmeden once cok az kristallesme yasarlar ve sonuc olarak daha az silisli akislarda akis dokulari nadirdir Ote yandan felsik akislarda akis bandi yaygin olarak gorulebilmektedir Lav morfolojisiLavin fiziksel davranisi bir lav akisinin veya yanardagin fiziksel sekillerini olusturur Daha akiskan bazaltik lav akintilari duz tabaka benzeri cisimler olusturma egilimindeyken viskoz riyolit lav akintilari engebeli bloklu kaya kutleleri olusturur Suyun altinda puskuren lavlarin kendine ozgu ozellikleri vardir ʻAʻa lavi Aa a lavi uc temel akis lav turlerinden biridir Aa a lavi klinker adi verilen kirik lav bloklarindan olusan kaba veya moloz bir yuzey ile karakterize edilen bazaltik lavlardir Hawaii kelimesi Clarence Dutton tarafindan jeolojide teknik bir terim olarak tanitilmistir Lav Hawaii nin buyuk adasini Hawaii Volkanlar Milli Parki ni genisletmek icin denize giriyor A a lavi akisinin gevsek kirik keskin ve dikenli yuzeyi yuruyusu yavaslatir veya zorlastirir Klinker yuzeyi aslinda akisin en aktif kismi olan kocaman ve yogun bir cekirdegi kaplar Cekirdekteki macunsu yapi lav egimden asagi dogru ilerledikce klinkerler yuzeye dogru tasinmaktadir Bununla birlikte bir ʻAʻa lavi akisinin on kenarinda bu sogutulmus parcalar dik cepheden asagi yuvarlanmaktadir ve ilerleyen akis tarafindan gomulmektedir Bu durum A a akisinin hem alt hem de ust kisminda bir lav parcasi tabakasi olusturmaktadir A a lav akislarinda 3 metre 10 ft kadar buyuk yiginli lav toplari yaygin bir sekilde gorulmektedir A a lavi genellikle Pahoehoe den daha yuksek viskoziteye sahiptir Pahoehoe lavlari engellerle veya dik yamaclarla karsilasmaktan calkantili hale gelse de A a ya donusebilir Keskin acili doku A a yi guclu bir radar reflektoru yapmaktadir Yorungedeki bir uydudan rahatca gorulebilir parlak Macellan resimleri A a lavlari tipik olarak 1 050 1 150 C 1 920 2 100 F veya daha yuksek sicakliklarda patlamaktadir Bu kelime ayni zamanda aa a a aa a ve a aa olarak yazilmaktadir Tasli kaba lav anlamina gelen A a ayni zamanda yakmak veya alevlemek anlamina gelmektedir Pahoehoe lavi Lav buyuk Hawaii adasindan Pasifik e giriyor Pahoehoe Hawaii den paːˈhoweˈhowe puruzsuz kirilmamis lav anlamina gelmektedir Ayrica Pahoehoe lavlari puruzsuz dalgali veya kivrimli bir yuzeye sahip bazaltik lavlardir Hawaii kelimesi Clarence Dutton araciligiyla jeolojide teknik bir terim olarak tanitilmistir Bir Pahoehoe lav akisi tipik olarak sogutulmus bir kabuktan surekli olarak cikan bir dizi kucuk lob ve ayak parmagi olarak ilerlemektedir Pahoehoe lav akislarinin yuzey dokusu genellikle lav heykeli olarak adlandirilan her turlu tuhaf sekli sergileyerek genis olcude degisimektedir Kaynaga olan mesafenin artmasiyla Pahoehoe lav akislari isi kaybina ve bunun sonucunda viskozitede artisa yanit olarak A a lav akislarina donusebilmektedir Pahoehoe lavlari tipik olarak 1 100 1 200 C 2 010 2 190 F arasinda bir sicakliga sahiptir Amerika Birlesik Devletleri Hawaii deki Kilauea kiyi duzlugunde Pahoehoe uzerinden ilerleyen parlayan A a lavi akis cephesi Yeryuzunde cogu lav akisi 10 km den 6 2 mil daha kisa surebilmektedir Ancak bazi Pahoehoe lav akislari 50 km den 31 mil daha uzun surmustur Jeolojik kayitlardaki bazi taskin bazalt akislari yuzlerce kilometre uzadi Yuvarlak doku Pahoehoe yi zayif bir radar reflektoru yapar ve yorungedeki bir uydudan gormek zordur Blok lav akintilari Blok lav akintilari stratovolkanlardan gelen andezitik lavlarin tipik bir ornegidir A a lav akislarina benzer sekilde davranis gostermektedirler Ancak daha viskoz yapilari yuzeyin klinkerler yerine duzgun kenarli acisal lav parcalari bloklar ile kaplanmasina neden olabilmektedir A a akislarinda oldugu gibi katilasmis bloklu yuzey tarafindan izole edilen akisin erimis ic kismi akis cephesinden dusen moloz uzerinde ilerler Ayrica yokus asagi cok daha yavas hareket ederler ve Aa a akislarindan daha derinlikte olabilmektedirler Kubbeler ve dokumler Lav domlari ve kuleleri dasitten riyolite kadar degisen felsik lav akislariyla iliskilidir Bu lavlarin cok akiskan dogasi lavin havalandirma deliginden uzaga akmamasina engel olarak lavin havalandirma deliginde bir lav kubbesi olusturmasina neden olur Egimli bir yuzey uzerinde bir kubbe olustugunda kubbe kubbe akisi adi verilen kisa kalin akislarda akabilir Bu akislar genellikle havalandirma deliginden yalnizca birkac kilometre uzakliktadir Lassen Volkanik Ulusal Parki ndaki kul konisi yakinindaki fantastik lav yataklarinda blok lavYastik lav Hawaii yakinlarindaki okyanus tabaninda bulunan yastik lav Yastik lav tipik olarak bir deniz alti volkanik havalandirma deliginden veya buzul alti yanardagda ortaya ciktiginda veya bir lav akisi okyanusa girdiginde olusan lav yapisidir Bununla birlikte kalin buzul buzunun altinda lav puskurdugunde yastik lav da olusabilir Viskoz lav su ile temas ettiginde kati bir kabuk kazanir ve bu kabuk ilerleyen akistan daha fazla lav ciktikca ek buyuk lekeler veya yastiklar halinde catlar ve sizar Su Dunya yuzeyinin buyuk bir bolumunu kapladigindan ve cogu yanardag su kutlelerinin yakininda veya altinda bulundugundan yastik lav cok yaygindir Lavlarin olusturdugu yer sekilleriLav akintilari ve patlamalari viskoz erimis kayalardan olustugu icin makroskopik islemden mikroskobik isleme kadar farkli olusumlar yer sekilleri ve topografik ozellikler yaratmaktadir Volkanlar Volkanlar zaman icinde tekrarlanan lav ve kul puskurmeleriyle olusan birincil yer sekilleridir Sekil olarak nispeten akiskan bazaltik lav akislarinin agirlikli olarak efuzif puskurmelerinden olusan genis sig yamaclara sahip kalkan volkanlarindan alternatif kul katmanlarindan olusan dik kenarli stratovolkanlar kompozit volkanlar olarak da bilinmektedir Bu nedenle orta ve felsik lavlara ozgu daha viskoz lav akislarina kadar cesitlilik gostermektedirler Kosta Rika bolgesinde bulunan bir stratovolkan Buyuk bir cokme krateri olan kaldera magma odasi buyuk patlayici puskurmelerle kismen veya tamamen bosaltilirsa bir stratovolkan icinde olusabilir zirve konisi artik kendisini desteklemez ve bu nedenle daha sonra kendi icine coker Bu ozellikler olaydan sonra volkanik krater gollerini ve lav kubbelerini icerebilir Ancak kalderalar kademeli magma cokmesi gibi patlayici olmayan yollarla da olusabilir Bu cogu kalkan volkaninin tipik bir ornegi olabilmektedir Kul ve sicratma konileri Kul konileri ve sicrama konileri volkanik bir yapi uzerinde bulunan kucuk bir havalandirma deliginin etrafinda lav birikmesiyle olusan kucuk olcekli konilerdir Kul konileri patlayici bir havalandirma deliginden firlatilan piroklast kul ve tuften olusmuslardir Sicrama konileri erimis volkanik curuf ve curuflarin daha sivi bir formda puskurtulmesi sonucunda olusmaktadir Lavlarla cevrili bir Kipuka Kilauea yanardag civariKipukalar Hawaii dilinden turetilen baska bir Hawaii Ingilizcesi terimi olan kipuka aktif bir volkanizma alaninin icindeki veya asagi egimli bir tepe sirt veya eski lav kubbesi gibi yuksek bir alani belirtmektedir Yeni lav akintilari cevredeki araziyi kaplayacak ve kipukayi izole edecektir Boylece corak lav akintisinda genellikle ormanlik bir ada olarak gorunecektir Lav kubbeleri Lav kubbeleri viskoz felsik magmanin ekstruzyonundan olusmaktadir 2008 2010 yilinda Chaiten Yanardagi nin patlamasi sirasinda olusan riyolitik lav kubbesi Valles Caldera da oldugu gibi belirgin yuvarlak cikintilar olusturabilirler Bir volkan silisli lav cikardiginda bir sisirme kubbesi veya endojen kubbe olusturarak kademeli olarak catlayan catlaklar olusturan ve sogutulmus kaya ve moloz parcalarini serbest birakabilen buyuk yastik benzeri bir yapi olusturabilir Sisen bir lav kubbesinin ust ve yan kenarlari kaya bres ve kul parcalari ile kapli olma egilimindedir Lav kubbe patlamalarinin ornekleri arasinda Novarupta kubbesi ve St Helens daginin ardisik lav kubbeleri icermektedir Lav tupleri Lav tupleri nispeten akiskan bir lav akisi ust yuzeyde bir kabuk olusturmak icin yeterince sogudugunda olusmaktadir Kayadan yapilan bu kabugun altinda mukemmel bir yalitkan olan lav sivi olarak akmaya devam edebilir Bu akis uzun bir sure boyunca meydana geldiginde lav kanali tunel benzeri bir aciklik veya lav tupu olusturabilir Bu da delikten kayda deger olcude kilometrelerce otede erimis kayayi iletebilir Genellikle bu lav tupleri taze lav kaynagi durduktan sonra bosalir ve lav akisi icinde onemli bir uzunlukta acik tunel birakir Lav tupleri Kilauea nin gunumuzdeki puskurmelerinden bilinmektedir Kuzey Queensland Avustralya dan bazilari 15 kilometre 9 mil kadar uzanan Tersiyer cagindaki onemli genis ve acik lav tupleri bilinmektedir Lav golleri Nadiren bir volkanik koni lavla dolabilir ama patlamaz Kaldera icinde biriken lav lav golu olarak bilinmektedir Lav golleri genellikle uzun sure dayanmamaktadir Ya basinc tahliye edildikten sonra magma odasina geri akar ya da lav akislarinin puskurmesi veya piroklastik patlama yoluyla tahliye olayiyla bu olay yasanmaktadir Dunyada kalici lav gollerinin bulundugu sadece birkac yer bulunmaktadir Bunlar sunlardir Erebus Dagi Antarktika Ponta dos Biscoitos un lav deltasi Sant Cruz das Ribeiras Pico AdasiErta Ale Etiyopya Nyiragongo Kongo DC Ambrym VanuatuLav Deltasi Lav deltalari lavlarin hava alti akislarinin duran su kutlelerine girdigi her yerde olusmaktadir Lav suyla karsilastikca sogur ve parcalanir ve sonucta ortaya cikan parcalamaktadir Deniz tabanindaki topografyayi doldurur boylece deniz alti akisi daha da acik denizde hareket edebilir Lav deltalari cogunlukla buyuk olcekli efuzyonlu tip ile bazaltik volkanizma ile iliskilendirilebilir Lav cesmeleriKilauea da 450 metre yuksekliginde gorulmus olan lav cesmesi Lav cesmesi lavin bir kraterden havalandirma deliginden veya yariktan guclu bir sekilde ancak patlamadan firlatildigi volkanik bir olgudur Kaydedilen en yuksek lav cesmeleri 2 000 m 6 562 ft yukseklige ulasan Italya daki Etna Dagi nin 1999 patlamasi sirasinda gerceklesti Ancak Vezuv Yanardagi nin 1779 patlamasi sirasinda gozlemlenen lav cesmelerinin en az 3 000 m ye 9 843 ft ulastigina inaniliyor Lav cesmeleri bir dizi kisa darbe veya surekli bir lav fiskiyesi olarak ortaya cikabilir Genellikle Hawaii patlamalariyla iliskilendirilebilirler TehlikelerLav akislari yollarindaki varliklara son derece yikicidir Buna ragmen akislar genellikle insanlarin ve hayvanlarin kacmasi icin yeterince yavas oldugu icin kayiplar nadirdir ancak bu durum lavin viskozitesine baglidir Yine de kacis yollari kesildigi icin akintiya cok yaklastiklari icin ya da daha nadiren lav akisi cok hizli giderse yaralanmalar ve olumler meydana gelebilmektedir Bu ozellikle Nyiragongo nun Zaire de patlamasi sirasinda gerceklesmistir 10 Ocak 1977 gecesi bir krater duvari kirildi ve bir saatten kisa bir surede sivi lav golu bosaldi Ortaya cikan akis dik yokuslardan saatte 100 km 62 mil h kadar hizlandi ve yerlesimciler uyurken birkac koyu ezdi Bu felaketin bir sonucu olarak dag 1991 de Onyillarin Volkani olarak belirlendi Volkanlara dayandirilan olumlerin siklikla farkli bir nedeni vardir Ornegin volkanik puskurme cokmekte olan bir lav kubbesinden gelen piroklastik akis laharlar lavin onunden gecen zehirli gazlar veya akis suyla temas ettiginde meydana gelen patlamalar sonucunda gorulmektedir Ozellikle tehlikeli bir alana denmektedir Bu cok genc zemin tipik olarak kirilacak ve denize dusecektir Son zamanlarda lav akislarinin oldugu alanlar lav soguduktan cok sonra da bir tehlike olusturmaya devam etmektedir Genc akintinin yeni topraklar yarattigi yerlerde arazi daha dengesizdir ve denize girebilir Akislar genellikle derin bir sekilde catlayarak tehlikeli ucurumlar olusturmaktadir Lav akintilarini gecerken saglam yuruyus botlari uzun pantolonlar ve eldivenler onleyici unsur olarak goz onunde bulundurulmalidir Lav akisini baska yone cevirmek son derece zordur ancak bir zamanlar Vestmannaeyjar Izlanda da kismen basarildigi gibi bazi durumlarda da basarilabilmesi soz konusudur Lav akintilari yuzunden zarar goren yerlesmeler1986 dan bu yana aktif olan Hawaii nin en genc volkani Kilauea Volkani 1990 yilinda Kalapana Gardens kasabasini tamamen yok etmistir Hawaii deki Kilauea Yanardaginin 1960 yilinda patlamasi sonucunda Koae ve Kapoho bolgelerinde yasayan insanlar yasadiklari kasabalari terk etmislerdir Kapoho bolgesi haziran 2018 de buyuk olcude lav sulari altinda kalmistir terk edilmistir Italya nin San Sebastiano al Vesuvio koyu 1944 yilinda Vezuv yanardaginin patlamasiyla yok olmustur yeniden insa edilmistir Cagsawa Harabeleri 16 yuzyildan kalma bir Fransisken kilisesi olan Cagsawa kilisesinin kalintilari durumundadir Ilk olarak 1587 de Cagsawa kasabasinda insa edilmistir ancak 1636 da Hollandali korsanlar tarafindan yakildi ve yok edildi 1 Subat 1814 te Mayon Yanardagi nin patlamasi ile Cagsawa kasabasi tekrar harabe durumuna gelmistir 1990 yilinda Amerika Birlesik Devletleri Hawaii Kalapana da lav akisinin yiktigi 100 den fazla evden birini gostermektedir Kanada nin kuzeybatisindaki British Columbia Kanada daki Lax Ksiluux ve Wii Lax Kabit in Nisga a koyleri 1700 lerde Tseax Cone nin patlamasi sirasinda yogun lav akislari tarafindan tahrip edilmis vaziyettedir Tenerife adasindaki Garachico 1706 yilinda Trevejo patlamasiyla yikilmistir yeniden insa edildi 1669 yilinda Etna yanardaginin puskurmesi sonucunda Katanya Catania bolgesi harabe olmustur Demokratik Kongo Cumhuriyeti Nyiragongo volkaninin patlamasi sonucunda Goma kentinde 2002 yilinda 45 kisi olmustur Tefra tarafindan yikilan kasabalarBir yanardag patladiginda bazen kaya parcalari gibi maddeleri atmosfere firlatir Bu malzeme tefra veya piroklast olarak bilinmektedir Piroklast volkanik kul lapilli volkan bombalari veya olarak bilinmektedir 12 Temmuz 1997 ye kadar piroklastik akislardan etkilenmeyen bolgeler piroklastik akintiya maruz kalmistir Plymouth Montserrat M S 79 yilinda Vezuv Yanardagi nin patlamasi sirasinda Pompeii ornek olarak gosterilmektedir M S 79 yilinda Vezuv Yanardagi nin patlamasiyla Herculaneum yok olmustur Ilopango nun M S 410 ile 535 yillari arasinda patlamasi sonucunda Joya de Ceren harabe olmustur 1995 yilinda aktiflesen volkanik hareketler sonucunda Plymouth Montserrat kolonisi terk edilmistir 1815 yilinda Tambora yanardaginin patlamasi sonucunda Sumbawa Adasi bosaltilmistir GaleriPahoehoe lavi Pasifik ile bulusuyor 1984 te Izlanda Krafla da bir yarik patlamasi sirasinda lav akisi Kalapana evlerinin Kilauea Volkani tarafindan 1990 yilinda yok olusu Hawaii bolgesinde Pahoehoe ve Aa lav akintilari yan yana akiyor Denize giren suzulmus lav Reunion Adasi 2004 Azor Adalari Portekiz Stromboli Eruption Italya Jeolog cekici ve kova ile lav ornegi alan bir jeolog Kilauea Volkani yakinlarinda akan Pahoehoe akintisini inceleyen bilim insani Pompeii kentinin kalintilari Patlama sonucunda sadece toz kalintilari bulunan Joya de Ceren bolgesi Nea Kameni Santorini Thera dan goruntuKaynakca Etimoloji Merriam Webster Online Sozluk 2 Ocak 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Alinti Francesco Serao 21 Ekim 2015 8 Aralik 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi 3 Mart 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Ocak 2021 a b c PEARSON PDF ESSENTIALS OF GEOLOGY Frederick K Lutgens Edward J Tarbuck 21 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan PDF a b c d e f g h i j k Cambridge UK Cambridge University Press pp 53 55 ISBN 9780521880060 Igneous ve Metamorfik PetrolojiNin Ilkeleri Philpotts Anthony R Ague Jay J Ocak 2009 21 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Ocak 2021 a b c d e Lavin Volcanism Schmincke Hans Ulrich Subat 2005 21 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Ocak 2021 Volkanizma PDF Volkanlar ve Volkanik Puskurmeler 21 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 2 Ocak 2021 Cografi Bilimler Dergisi Meydan Kalderasi ve Gurgurbaba Domu Cevresinin Jeomorfolojik Ozellikleri Ebru Akkopru Remzi Tunc Anne Kyria Robin Damase Mouralis 6 Haziran 2020 GUCLU ALKALIN LAVLAR 30 Haziran 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b c d e Bulletin of Volcanology Oldoinyo Lengai nin etkili natrokarbonatit aktivitesi Keller Jorg Krafft Maurice Kasim 1990 21 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Ocak 2021 a b El Laco ve Lastarria Volkanik Komplekslerindeki Essiz Demir Oksit ve Kukurt Akislarinin Korunmasi icin Jeolojik Cografi ve Yasal Hususlar Orta And Daglari Kuzey Sili Guijon R Henriquez F Naranjo J A Aralik 2011 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b c d Applied Energy Odun komuru yanmasinin ozellikleri ve demir cevheri sinterleme performansi uzerindeki etkileri Cheng Zhilong Yang Jian Zhou Lang Liu Yan Wang Qiuwang Haziran 2016 21 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Ocak 2021 Ali Osman Oncel Dunya Afetler Cografyasi Volkanik Aktiviteler PDF 11 Subat 2004 4 Kasim 2004 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi New York D Van Nostrand Kemp James Furman 1918 21 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Ocak 2021 Volkanoloji ve Jeotermal Arastirma Dergisi Pinkerton H Bagdassarov N 30 Nisan 2004 21 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Jeoloji Polijenetik bir volkanizma ve petrografik jeokimyasal ozellikleri Harput Elazig Karatas tepe volkanizmasi Sevcan Kurum Esen Ozbulut 2007 21 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Ocak 2021 Journal of Volcanology and Geothermal Research Magma karisimi petrolojik surec ve volkanolojik arac Anderson Haziran 1976 21 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Ocak 2021 113 1 2 159 176 Surface temperature measurements of active lava flows on Kilauea volcano Hawai i Journal of Volcanology and Geothermal Research Pinkerton Harry James Mike Jones Alun Mart 2002 21 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Archived 2012 09 18 at Archive today 5 Haziran 2004 tarihinde kaynagindan arsivlendi Volcanic Features of Hawaii and Other Worlds Lunar and Planetary Institute McGounis Mark Peter 18 Mart 2017 9 Aralik 2004 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b Volcanoes in the sea the geology of Hawaii 2nd ed Volcanoes in the sea the geology of Hawaii 2nd ed Honolulu University of Hawaii Press Ingilizce 1983 s 23 ISBN 0824808320 9 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b c Volkanizma Volkanizma Ingilizce Schmincke Hans Ulrich 2003 ISBN 9783540436508 a b Volcanoes in the sea the geology of Hawaii 2nd ed Ingilizce Macdonald Gordon A Abbott Agatin T Peterson Frank L 1983 ss sayfa 22 23 ISBN 0824808320 29 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Ocak 2021 a b Atkinson A Griffin T J Stephenson P J Haziran 1975 8 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b Lev Einat Ruprecht Philipp Oppenheimer Clive Peters Nial Patrick Matt Hernandez Pedro A Spampinato Letizia Marlow Jeff 2019 6 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Burgi P Y Darrah T H Tedesco D Eymold W K 2014 12 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Bosman Alessandro Casalbore Daniele Romagnoli Claudia Chiocci Francesco Latino Temmuz 2014 8 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b Klemetti Eric 25 Subat 2013 31 Mart 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi ERTH15 Most Significant Eruptions at Mt Vesuvius 2013 16 Ocak 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Ocak 2021 www usgs gov 30 Eylul 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Ocak 2021 11 Mayis 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b c 30 Mayis 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi 2013 21 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Ocak 2021 Lav Akintilariyla Zarar Goren Yerlesmeler olu kirik baglanti 7 Agustos 1997 tarihinde kaynagindan arsivlendi Central America Geology Resources and Hazards volume 1 p 56 London Taylor and Francis Bundschuh J and Alvarado G E editors 2007 8 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Dis BaglantilarAA nin USGS Tanimi 27 Mayis 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Pahoehoe nin USGS Tanimi 27 Mayis 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Lav akislariyla iliskili USGS tehlikeleri 14 Mayis 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Hawaii Volkan Gozlemevi 8 Ocak 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde