Tarım devrimi ya da neolitik devrim, insan topluluklarının ilk kez tarım yapmasıyla gerçekleşen ve bu toplumların sosyo-ekonomik yapılarında devrimsel dönüşümler yaratan süreçtir. Bu süreç, insan topluluklarının avcılık ve toplayıcılıktan tarıma ve bir daha bırakmamak üzere yerleşik düzene geçişlerini temsil etmektedir. Bu geçiş, kabaca 2,5 milyon yıllık insanlık tarihinde çok önemli bir dönüm noktasına işaret etmektedir. İnsanlık, bu kadar bir süre sürdürdüğü avcılık-toplayıcılık düzeninden, ihtiyaçlarını karşılamak için yaşadığı çevreyi aktif olarak değiştiren bir türe dönüşmüştür. Arkeolojik veriler, çeşitli bitki ve hayvan evcilleştirmelerinin dünya genelinde altı farklı bölgede, birbirinden etkilenmeksizin bağımsız olarak, 10 bin ile 7 bin yıl öncesinde gelişme gösterdiğini ortaya koymaktadır. Bilinen en eski kanıtlar bu bölgelerin Güneybatı Asya, Güney Asya, Kuzey ve Orta Afrika ile Orta Amerika’nın, tropik ve subtropik kuşaklarında yer aldığını ortaya koymaktadır.
Ancak Neolitik Devrim, şu ya da bu sayıda gıda maddesi üretim tekniğinden çok daha fazlasını ifade etmektedir. Sonraki bin yıl boyunca, o ana kadar insan toplulukların temel yaşam biçimini sürdüren küçük ve göçer avcı-toplayıcı gruplar, köy ve kasabalar kuran yerleşik topluluklara dönüştüler. Bu toplumlar, gıda maddesi olarak kullanacakları bitkileri yetiştirmekte uzmanlaşarak kendi doğal çevrelerini değiştirdiler. Doğada mevcut besin kaynaklarından yararlanırken artık, bu kaynaklar üzerinde hakimiyet kurdular. Kuşkusuz bu hakimiyet, oluşturdukları bilgi birikimi, kullanabildikleri teknoloji ve başta yağış olmak üzere bölgesel iklim koşulları tarafından belirlenen bir hakimiyetti. Bu gelişmeler toplulukların yapısında çok önemli değişikliklere yol açmıştır. Bir kişinin, tüketebileceğinden fazla gıda maddesi üretebilmesi (toplumsal artı ürün), bu tarım devrimi üzerinde oluşan gelişme süreçlerinin devamında, nüfus artışına olanak sağladı, işbölümünü çeşitlendirdi, sanatın, mimarinin ve genel olarak kültürün gelişmesine olanak sağladı. Ayrıca toplumsal artı ürünün ortaya çıkması, özel mülkiyetin ortaya çıkmasına olanak sağladığı gibi yönetim biçimlerinin gelişmesini de zorunlu kılmıştır. Ancak şu belirtilmelidir ki, bu gelişmeler Bakır Çağı içinde tam olarak gerçekleşmiştir. Neolitik toplumların toplumsal artı ürün çıkarma kapasitesi yoktur. Bu tarıma dayalı neolitik toplumların, siyasi erki de içeren şekliyle tam gelişmiş örnekleri Orta Doğu’da günümüzden 5.500 yıl öncesinden itibaren ortaya çıkan Sümer kentleridir. Bu kentler aynı zamanda tarihöncesi neolitik dönemin sonunu ifade ederler.
Ancak tarımı keşfeden her neolitik toplulukta toplumsal gelişmenin aynı ya da benzer çizgiyi izlemediği, yukarıda belirtilen aşamaların her toplumda ortaya çıkmadığı ortadadır. Dolayısıyla sosyal dönüşümlerin evrensel bir yasası olmadığı, bölgeden bölgeye değiştiği kabul edilmelidir.
Tarıma geçiş
Neolitik Devrim kavramı ilk kez 1920’li yıllarda Avustralyalı arkeolog Gordon Childe tarafından kullanılmıştır. Childe bu kavrama, Orta Doğu antik tarihinde gerçekleşen bir dizi tarım girişimini ifade etmek için başvurmuştur. Toplumların tarıma geçiş süreçleri, toplumları değiştirme etki ve derecesinin geniş kapsamını vurgulamak için, bir devrim olarak tanımlanmıştır. Bu toplumlarda tarımsal faaliyetler kuşkusuz derece derece benimsendi ve geliştirildi.
Tarım Devrimi’nin farklı bölgelerde başlangıç tarihleri, Melanezya’da günümüzden 10 bin, Sahra altı Afrika’da 4.500 ve bazı önemli gelişmeler dikkate alınarak Bereketli Hilal’de 10.000 – 9.000 gibi olmuştur. Bu geçiş, toplulukların büyük ölçüde göçebe ya da yarı-göçebe avcı-toplayıcı bir yaşam tarzından, tarıma dayalı daha yerleşik düzene geçmeleriyle ilişkili görünmektedir. Ancak bu dönüşümler, kesin çizgilerle ayrımlaşan bir geçiş olmayıp, sonunda tarıma başlayan toplulukların, yine avcılık-toplayıcılığa devam ederek yerleşik yaşam tarzına geçtikleri, daha sonra tarım toplumu oldukları kabul edilmektedir. Örneğin günümüzde Batman ilinin sınırları içinde yer alan ve MÖ 10.-9. binyıllara tarihlenen Hallan Çemi Höyüğü yerleşimi, sürekli ve kalıcı biçimde yerleşik düzene geçmiş bir topluluktu. Ancak kazılarda elde edilen buluntular avcı-toplayıcı bir topluluk olduğunu göstermektedir. Yerleşik duruma geçen avcı-toplayıcı topluluklarda ise, topluluğun günlük gıda maddesi gereksiniminde toplayıcılığın giderek daha baskın hale geldiği düşünülmektedir. Bu baskın hale gelmiş toplayıcılık ve daha sonra tarıma dayalılık, bölgenin flora ve faunasının olanak verdiği çeşitli bitki ve hayvan türlerini evcilleştirmekle başlamış olmalıdır.
Avcılık-toplayıcılıktan tarıma geçişinin oldukça isteksizce, daha doğrusu zorunluluklardan dolayı olduğunu söylemek mümkündür. Her şeyden önce tarım, avcılık ve toplayıcılığa göre çok daha fazla emek harcayarak gerçekleştirilen bir üretim tarzıdır. Bununla birlikte bu toplulukların, ağırlıklı olarak ceylan etinden başta tahıllar olmak üzere tarımsal ürünlere yöneldikleri açıktır.
Kuşkusuz bu evcilleştirme, o toplumun yerleşik kültürünün yönelimleri tarafından belirlenmişti. Birçok tarihöncesi toplulukta tarımın ve hayvancılığın ilahi güçler tarafından insanlara öğretildiği ve bu nimetlerden bolluk içinde yararlanmanın yine ilahi güçlerin izniyle olduğu inancı yerleşmiştir. Örneğin bereketli bir hasat için uygun yağış, tanrıların bir lütfudur ve tanrılar bunun karşılığında insanlardan bir şeyler beklerler. Bazı toplumlarda bu karşılık kurban olabilmektedir.
Hipotezler
Toplulukların tarıma yönelmelerinde etkili olan faktörler hakkında farklı kuramlar geliştirilmiştir. Bu kuramların en bilinenleri:
- Vaha Kuramı, ilk olarak Amerikalı coğrafyacı ve kâşif tarafından 1908 yılında ortaya atılmış, Gordon Childe tarafından ‘’İnsan Kendini Yaratır” çalışmasıyla genişletilmiş ve tanıtılmıştır.Atlantik’in ılıman enlemlerindeki alçak basınçlı hava döngülerinin kuzeye kayması nedeniyle iklimin kuraklaşması, insan topluluklarının vahalara ve yıl boyu kurumayan ırmak kıyılarına çekilmeye ve buradaki hayvanların insanlarla ister istemez daha yakın temas içinde olmaya zorlandıklarını savunmaktadır. Bu topluluklar diğer yandan bitki yetiştirmeyi de bu görece dar coğrafyada keşfettiler. Ancak bugün için bu teori arkeologlar arasında destek görmemektedir. Çünkü iklimsel veriler söz konusu dönemde bu bölgelerde kuraklık yerine tersine yağışlı bir iklim sürmekte olduğunu göstermektedir.
- Çekirdek alan kuramı arkeolog Robert J. Braidwood tarafından 1948 yılında illeri sürülen bir kuramdır. Braidwood tarımın ilk kez Toros Dağları ve Zagros Dağları’nın tepelik yamaçlarında başladığını ileri sürmektedir. Braidwood’a göre insanların yaşam çevrelerindeki canlıları daha iyi tanımalarına yol açan bir kültürel gelişme ile tarıma geçmişlerdir. Bu bölgelerin Childe kuramının dayanağı tersine yağışlı bir iklime sahip olduğunu ve çok çeşitli bitki ve evcilleştirmeye uygun hayvan barındırdığını belirtmektedir.
- Brian Hayden’in ortaya attığı bir kuram da bazı güçlerin debdebeli şölenlerle saygınlık arama çabaları olduğunu, bu şölenlere büyük miktarlarda yiyecek bulma gereğiyle tarımın keşfedildiğini ileri sürer.
- Amerikalı coğrafyacı tarafından ortaya atılan, Lewils Binford ve Kent Flannery tarafından geliştirilen Demografik kurama göre, belirli bir çevrede yerleşik bir topluluk, o çevrenin besleyebileceği kapasite sınırlarına kadar genişledi ve toplayabileceğinden daha fazla yiyeceğe gereksinim duydu. Ancak Saure bu durumun bir kıtlık hali olmadığını kabul etmektedir. Çünkü kıtlık içindeki bir topluluğun tarımı keşfedecek zamanı yoktur.
- David Rindos tarafından geliştirilen amaçlı/evrimsel kuram, tarımı, bitkiler ve insanların evrimsel bir uyumu olarak görmektedir. Yabani bitki türlerinin toplanmasıyla bu bitkiler zaman içinde evcilleşmeye başladı. Belirli bir bölgedeki bu topluluk zamanla bölgedeki flora ve faunayı çok daha iyi tanır hale geldi ve bitki, insan ve hayvan arasında gelişen bir uyum ortaya çıktı. Rindos bunu, “ekolojik bir çerçeve içinde birlikte evrim geçirme” olarak tanımlıyor.
- Peter Richerson, Robert Boyd ve Robert Bettinger, Holosen devirdekine (onbin yıl öncesinden günümüze) uygun şekilde giderek istikrarlı bir iklimde tarımın gelişmesini şemalaştırdılar. Ronald Wright’in toplumsal çöküşler üzerine verdiği bir dizi konferans, Gelişmenin Kısa Tarihi adında bir kitapta toplandı ve bu hipotez bilim çevrelerince ve kamuoyunca tanındı.
- Avustralyalı tarihçi Andrew Moore, Neolitik Devrim şafağını Mezolitik Devir’in sonlarında yer alan uzun bir döneme dayandırmaktadır. “Neolitik Devrim’in Yeniden Değerlendirilmesi” adında bir kitap yazan Frank Hole, hayvanların ve bitkileri evcilleştirilmesi arasındaki ilişkileri çok daha uzağa yaymıştır. Hole, henüz bilinmeyen bölgelerde zamanın farklı dönemlerinde birbirinden bağımsız gelişmelerin ortaya çıkmış olabileceği fikrini ileri atmaktadır. Şam’ın 20 km. güneybatısındaki tarihöncesi bir yerleşim olan ’da 8. Bin yıla kadar evcilleştirilmiş hayvan türlerinden (keçi, koyun, sığır ve domuz) bir kalıntı bulunmadığını fark etmiştir. Eriha’da emmer buğdayı ve arpa yetiştiriciliğiyle ilgili olarak Maria Hopf tarafından ileri sürülen bulguların ortaya koyduğu gibi en eski emmerle birlikte ’nde bulunduğu ileri sürüldü. Hole’un vardığı sonuna göre, Fırat Nehri’nin batı bölgesindeki ve özellikle de Arap Yarımadası’nın en güney kıyılarında son buzul çağında yağmur sularının oluşturduğu kuru vadilerde yapılacak araştırmalar önemliydi.
- Tarımın ortaya çıkışıyla ilgili en geniş kapsamlı kuram Charles Darwin’in kuramıdır. Darwin’in Evrim Teorisi çağdaş biyoloji ve antropoloji üzerinde derin etkiler yaratmıştır. Bu kuram, tarımın ortaya çıkışını bir buluş, ya da keşif olarak kabul etmektedir. Darwin’e göre avcı-toplayıcı topluluklar çevrelerinde yetişen bitkilerden yenebilecek olanları (pişirme ya da kaynatma gerektirse de) deneye yanıla öğrenmişlerdi. Bu bitkilerin tohumları konaklama yerleri civarına ister istemez saçıldı ve aslında oldukça iyi gübrelenmiş bu toprakta yeni filizler çıktı. Bir atık yığınına düşen bir meyve ağacı ya da buğday tohumunun orada yeşermesi, üstelik bunun defalarca ve defalarca gerçekleşmesi insanların bir süre sonra dikkatini çekecektir. Darwin’e göre tarıma geçiş, gözleme ve biraz da esine dayanan bir keşifti. Kuşkusuz burada kast edilen yerleşik düzendeki avcı-toplayıcı bir topluluktur. Darwin de, birçok bilim insanı gibi göçebelerin tarımı geliştiremeyeceği düşüncesindedir.
Genel çerçeve
Bütün bu ve benzeri hipotezler ışığında, tarıma geçişte genel bir çerçeve çizmek mümkündür. Pek çok bilim insanının üzerinde anlaştığı genel çerçeveyi (modeli) şu şekilde belirlemek olanaklıdır.
- Bölgede, tarımı yapılabilir bitkilerin yaygın olması,
- Elde edilen gıda maddelerinin hemen tüketilmeyecek depolanması, belirli bir döneme yayılarak tüketilmesi bağlamında “gecikmeli getiri” ekonomisini uygulayabilecek düzeyde bir sosyal organizasyonun sağlanmış olması,
- Beslenme alışkanlıklarını değiştirmeye itecek bir gereksinimin ortaya çıkması.
Rus tarihçi , hangi bitki ya da bitkiler söz konusu olursa olsun tarımın daima özellikli doğal çevrelerde, örneğin Güneydoğu Asya’da, ortaya çıktığını belirtmektedir. Buna göre hububat tarımının Antik Mısır’da ya da Filistin’de başlamış olması gerektiği düşünülebilir. Grinin, bazı durumlarda kültür bitkilerinin ya da evcil hayvan kemiklerinin 14-15 bin yıl önceye tarihlenmesine karşınTarım Devrimi’nin günümüzden 9 ile 12 bin yıl önce başladığını belirtmektedir.
Günümüzden 12.900 yıl önce dış uzaydan bir ya da birden çok göktaşının dünyaya çarpması ile oluşan etkilerin gezegende son buzul çağını sona erdirdiği saptanmıştır. Bu çarpma büyük çapta özellikle iri otçulların (megafauna) soyunun tükenmesine neden olmuştur. Buzul çağı sonrasında özellikle Akdeniz bölgesi kuşağında kurak bir yaz mevsiminin ortaya çıkmasıyla mevsimsel farklılıkların keskinleştiği biliniyor. Günümüzden yaklaşık 12 bin yıl önce başlayıp halen süren Holosen Dönem içinde, yaklaşık 10 bin yıl önce başlayan (6 bin yıl süren) olarak tanımlanan bir dönem yaşanmıştır. Bu dönem, yerküre genelinde görece daha sıcak bir dönemdir. Örneğin kuzey yarıkürede yazlar 2-4 derece daha sıcak, kışlar ise nispette daha soğuk olmuştur. Yakın Doğu’daki sonuç, kurak mevsimin uzaması ve şiddetlenmesiydi. Tüm bu iklimsel değişmelerle bugünkü Akdeniz iklimi’nin ortaya çıkmaya başlamıştı. Kuşkusuz bu Akdeniz İklimi, hem kuzey yarıkürede, hem de güney yarıkürede bir iklim kuşağı olarak ortaya çıkmıştır. Bu iklimsel durum bölgede bir “eşi görülmemiş kurak mevsim” olarak kendini göstermiştir. Sonuçta bu mevsimsel şartlara daha uyumlu tek yıllık bitki türleri evrimleşti. Bazı tek yıllık bitki türleri bölge faunasının başat bitki türü oldular. Bu evrimsel açılım, insanların yaşadığı çevrelerde ileride tarımı yapılabilecek olan bitkilerin ortaya çıkmasını ve yaygınlaşmasını sağlamaktadır.
Öte yandan bu mevsimsel değişme bölgedeki avcı-toplayıcı toplulukları fazlasıyla etkilemiş olmalıdır. Bir yandan megafaunanın ortadan kalkması, insan toplumları hayatta kalabilmek için daha çok bitkisel besine yönelmek zorunda bırakmıştır. Buzul çağının sona ermesiyle iri otçulların (megafauna) daha kuzey enlemlere çekilmesi avcıların av yöntemlerini değiştirip daha küçük avlar peşinde koşmalarına neden olmuştur. Küçük avlara yönelseler bile, avdan sağlanan etin giderek azalması ile karşı karşıya kalmışlardır. Mevsimsel değişmelerin avcı-toplayı toplulukları karşı karşıya bıraktığı diğer bir güçlük de kurak mevsimde toplayıcıların yeterli gıda maddesi bulmakta zorlanmalarıdır. Dolayısıyla buna olanak bulan toplulukların, gıda stoku yapmaya çalışması kaçınılmaz olmuştur. Yabani tahıl bu iş için uygundur. Ayrıca birçok meyve kurutularak saklanabildiği gibi et ve balık da kurutulabilir. Ancak göçebe ya da yarı göçebe bir topluluğun depolama olanağı da yoktur. Stoklanabilecek yiyecek ve bunun yöntemlerine ulaşan toplulukların yerleşik düzene geçtikleri düşünülmektedir.
Yerleşik düzene geçen bu topluluklar daha çok toplayıcılığa bel bağlıyorlardı. Çünkü, uzun ve kurak mevsim bitki örtüsünü zayıflattığı ölçüde bölgedeki avlanabilir otçulların popülasyonunu da daraltmıştı. Beslenme rejiminde yabani tahıl türleri giderek ağırlık kazandı ve “yabanıl tahıl devşiriciliği”, ana üretim biçimi haline geldi. Bu tahılların toplanması, depolanması sırasında etrafa saçılan tohumlarla bu türlerin yayılma alanı genişledi. Hatta kendi kulübelerinin girişinde dahi görülmeye başlandı. Sonuçta, çakmak taşından ustalıkla araç-gereç yağan, avcılık yöntemleri geliştiren bu insanların, tohumların bir sonraki mevsimde filizlendiğini gözlemlemesi neredeyse kaçınılmazdı.
Tarıma geçen toplulukların avcılık ve toplayıcılığı sürdürdüklerini gösteren kanıtlar vardır. Yeni bitki türleri tarıma alındıkça, tarım dışı üretim faaliyetleri olarak avcılık ve toplayıcılık giderek azalmıştır.
Yabanıl tahıl devşirme konusunda deneysel bir çalışma oldukça dikkat çekicidir. Amerikalı paleobotanikçi Jack Harlan, Güneydoğu Anadolu bölgesinde Amerikan ve Türk arkeologlarca sürdürülen çalışmalara katılmıştı. Harran Ovası’nda, Urfa’nın Bozova ilçesi Biris Mezarlığı’nda bir araştırma yapmıştır. Yabanıl tahıl devşiriciliğinin verimine yönelik bu çalışmada Harlan, ilkel bir devşirme orağıyla yabanıl tahıl biçmiştir. Bir saat içinde bir kilo tahıl elde edebilecek kadar hasat yapmıştır. Harlan’ın hesabına göre beş kişilik bir aile bir hasat döneminde (beş hafta kadar) bir sonraki hasada kadar yetecek miktarda tahıl devşirebilecektir. Üstelik yabanın tahıldaki protein oranı, evcil tahılın neredeyse iki katıdır.
Arkeolojik buluntularla ilgili bir sorun da, bir arkeolojik yerleşimde devşirme bıçaklarının, tahıl depolamakta kullanılan çukurlarının ve öğütme taşlarının bulunması o yerleşimde tarıma geçildiğinin kanıtı sayılmamaktadır. Tüm bunlar, o yerleşkedeki insanların pekala da yabanıl tahıl devşirdiğini ve elde ettikleri tohumları depoladıklarını gösterir. Tarım yapıldığının arkeolojik kanıtı, o yerleşkede evcilleşmiş tahıl morfolojisinin kanıtları bulmakla olabilir.
Bitki kültürlemesi
Tarımsal üretime başlayan toplumlar başlarda yabanıl tohumları kullanıyorlardı. Bir süre sonra tahılda daha büyük taneleri tohumluk olarak ayırmaya başladılar. Tarımı yapılan diğer bitkilerde de tercih edilenlerin hasadı yapıldı, diğerleri bırakıldı. Daha küçük tohumlu ya da beğenilmeyen / tercih edilmeyen bitkilerden tohumluk alınmadı. Tercih edilmeyen tohumlar bitki üzerinde kaldı ve bunların doğal olarak küçük bir bölümü bir sonraki yıl çimlenme fırsatı buldular. Öte yandan tercih edilen tohumlar depolandı ve bir sonraki hasat için ekildiler. Yapay seçilim olarak tanımlanan bu uygulama, insan toplulukları tarafından ekimi yapılan bitkilerin sonunda tümüyle tercih edilir bir tür olarak evrimleşmesine yol açtı. Sonuç olarak tarımı yapılan bitkilerin kültürlenmesi, bu bitkilerin benimsenerek tarımının sürekli yapılmasını sağladı. Sonuçta daha bol ve daha kolay hasat sağlandı, daha güvenle stoklanabildi. Sonuç, bu toplulukların daha bol ve istikrarlı besin kaynaklarına sahip olmalarıydı.
Bu durum özellikle tahıllarda daha büyük taneli ve kırılgan olmayan başak eksenine sahip türleri ortaya çıkardı. Daha iri taneli türlerin insan için sağladığı avantaj ortadadır. Kırılgan olmaya başak ekseni ise hasadın verimliğiyle doğrudan ilintilidir. Yabanıl tahıl türlerinde başak eksenleri kırılgandır ve hafif bir esintide bile taneler etrafa saçılır. Yabanıl tahıl devşirici insanlar bu başakları toplamadan önce zaten bir kısmı dökülmüş oluyordu. Dahası bir o kadarı da hasat sırasında ve taşınırken kaybediliyordu. Evcil türlerde ise kırılgan olmayan başak ekseni hasat öncesindeki kaybı önlediği gibi hasat sırasında tane kaynını da önler.
Birkaç bitki türü bu şekilde gibi bazı insan yerleşimlerinde başarıyla geliştirilmiştir. Bu bitkilerden bazıları başarısız oldu ve bırakıldı. Bazıları tekrar ekime alındı. Sonuçta binlerce yıl boyunca başarılı türler geliştirildi ve dünyaya yayıldı. Örneğin çavdar Anadolu neolitik çağlarında ekimi yapılan fakat daha sonra bırakılan bir tahıldı. İlk tarımsal girişimlerden binlerce yıl sonra Avrupa’ya ulaştılar.
Yabani mercimeğin üstesinden gelinmesi gereken bir sorunu vardır. Bu bitki tohumlardan çoğunun ilk yılda çimlenmemesi gibi farklı bir sorun oluşturmaktaydı. Onun ilk yıldaki bu durgunluğunu gidererek kültürlenmesiyle ilgili ilk kanıtlar, Kuzey Suriye’de Jerf el Ahmar’da bulunmuştur. Hemen ardından ’da görülmeye başlandı.
İncir, arpa ve büyük olasılıkla yulaf Ürdün Vadisi’nde yer alan Eriha’nın 16 km. kuzeyinde ’da kültürlendi. Özellikle incirin bu bölgede 11.400 yıl önce evcilleştirildiğini gösteren kanıtlar vardır. Buradaki neolitik yerleşimde 2006 yılında yapılan kazılarda çok büyük tahıl depolama yerleri bulunmuştur. Buluntular, günümüzden 11 bin yıl öncesine tarihlenmektedir. Gilgal’da bazı başka bitkilerin bir süre yetiştirildiğini fakat daha sonra bu türlerin ekiminden vazgeçildiğini biliniyor. Arkeologlar, bölgede yaşayan insanların geçim stratejilerinin, arpa ve yulafın yabanıl türleri ve meşe palamudu gibi bitkilere dayandığını düşünüyorlar. Bu türlerden bazıları daha sonra dünyanın başka bölgelerinde tarım amaçlı kullanıldılar.
İncir bir yana bırakılırsa ilk kültürlenen bitkilerin yabani tahıllar olduğu kabul ediliyor. Halen bugün tarımı yapılan diğer bitkilerin daha sonraki dönemlerde kültürlenmiş olması gerekir. Örneğin zeytin ve asma, günümüzden 6 bin yıl önce kültürlenmiştir. Bugün tarımı yapılan tüm bitkiler bundan 4 bin yıl öncesinde artık insanlar tarafından üretilmekteydi.
Bu neolitik çiftçiler tarım tekniklerini geliştirdikçe giderek büyüyen bir ürün fazlası ortaya çıkmıştır. Topluluk, tüketeceğinin üstündeki bu ürün fazlasını depolamak durumuna gelmiştir. Çoğu avcı-toplayıcı topluluklar, göçer yaşan tarzları nedeniyle yiyecek saklama olanağına sahip değildir. Ancak yerleşik topluluklar, ürün fazlasını rahatlıkla depolayabilirler. Böylece tahıl ambarları yapıldı ve buralarda daha fazla dayanıklı gıda maddesi depolandı. Bu sayede tüketilebilir daha fazla gıda maddesi o topluluğun nüfusunun artmasına olanak vermiş, bu sayede belli alanlarda uzmanlaşan bir işgücü ve alet yapımı sağlanmıştır.
Tüm bu süreç tek bir toplulukta zaman içinde birbirini izleyen evreler olarak gelişmiş değildir. Farklı bölgelerdeki farklı insan topluluklarında, farklı yollardan gelişen bir süreçtir.
Arkeolojik kanıtlar yetersiz olmakla birlikte neolitik dönemde kadın erkek arasındaki işbölümü, erkeğin çoğunlukla avcılık, kadının ise toplayıcılık faaliyetlerine yönelmesi şeklindeydi. Bu durumu, çağımızdaki avcı-toplayıcı topluluklara bakarak söylemek mümkündür. Buna göre bitkilerin yaşam döngülerini gözlemlemek ve ilk tarımsal girişimlerde bulunmak yönünden kadınlar daha avantajlı görünmektedir. Yenilebilir bitki türlerini bulmak, seçmek ve daha sonra ekimini yapmak kadınlara daha yakın olmalıydı. Böyle olunca Neolitik Devrim’i kadınların bir devrimi sayma eğilimi vardır.
Bu ilk gözlemlerin ve ilk tarımsal faaliyetlerin hangi çerçevede ve ne tarzda geliştiği hakkında günümüze herhangi bir bulgunun kalmamış olması doğaldır. Ancak mantığa dayanan bazı görüşler ileri sürülmüştür. Örneğin, fazla gelen ya da tüketilmek istenilmeyen bitkilerin bir yana atılmasıyla burada yeni bitkilerin yetiştiği gözlemlenmiş olabilir. Yine de ilk tarımsal faaliyetlere girişmeyi birçok etmenin şekillendirdiğini kabul etmek gerekir.
Asya
Güney Asya
Birkaç darı türünün ve çeltiğin Çin’de başta gelen kültürlenmiş bitkiler olduğu biliniyor. Kum darının Doğu Asya’da 10 bin yıl önce ekildiği saptanmıştır. Çeltiğin ilk kültürlendiği bölgenin Çin’in Yangzi Nehri Vadisi olduğu genel kabul görmektedir. Yangzi Nehri üzerindeki Dongting Gölü yakınlarında arkeolojik bir yerleşim olan ’de çok sayıda yabanıl çeltik bulunmuştur. Bu fitolitler günümüzden 11-12 bin yıl öncesine tarihlenmiştir. Yabanıl çeltik fitolitlerinin bulunması bölgede bu tarihlerde yabanıl çeltik devşiriciliğinin yaygın olduğunu, ama henüz tarımının yapılmadığını göstermektedir. Bölgede bulunan çeltik fitolitlerinin yapısı bir tabakada değişmektedir. Bu tabaka günümüzden 8-10 bin yıl öncesine tarihlenmekte olup bu tarihlerde çeltiğin kültürlenmiş olduğunu göstermektedir. Elde edilen tüm arkeolojik buluntular üzerinde 2011 yılında yapılan bir çalışma, çeltiğin kültürlendiği ilk bölgenin Yangzi Nehri Vadisi olduğunu göstermektedir.
Hindistan’da en eski çeltik kalıntıları günümüzden 8-9 bin yıl öncesine ait buluntulardır. Bununla birlikte kültürlenmiş çeltiğin İndus Vadisi Uygarlığı tarafından 2.500-3.000 bin yıl önce kullanıldığı genel kabul görmektedir. Buğday, arpa ve hünnap 11 bin yıl önce evcilleştirilmişti. Nispeten kısa bir süre sonra koyun ve keçi evcilleştirildi. Aynı dönemde fil de evcilleştirilmişti.
Günümüz Pakistan sınırları içindeki Mehrgarh’da buğday, arpa, sığır, koyun ve keçi 10-8 bin yıl önce evcilleştirilmişti.Kaşmir’de tarımcı topluluklar bundan7 bin yıl öncesinde yaygın duruma gelmişti.Pamuğun da bölgede 6-7 bin yıl önce yetiştirmeye başladığına ilişkin kanıtlar bulunmuştur.
Yakın Doğu
Yaygın tarım, bugün için elimizdeki bilgilere göre, bunu sağlayacak birçok faktörün bir araya geldiği Bereketli Hilal genelinde gerçekleşmiştir. Akdeniz iklimi, uzun ve kurak bir mevsimi, görece kısa, fakat yağışlı mevsimiyle buğday ve arpa gibi küçük, ama büyük tohumlu bitkiler için uygun bir iklim ortamıdır. Bu iklim koşulları, hasadı ve ürünü saklamayı kolaylaştırdığı için tarım için çok uygun koşullar sağlamaktadır. Öte yandan kültürlenmiş bu gibi bitkilerin özellikle yüksek protein içermesi, geniş insan topluluklarını besleme olanağı vermektedir. Bereketli Hilal’de farklı coğrafi şekiller ve yükseltiler bulunmaktadır. Bu çeşitlilik, bölgedeki avcı-toplayıcı toplulukların tarıma geçişlerini ivmelendirmiştir. Benzer iklime sahip diğer bölgeler, kültürlenecek bitki türlerinin bölge faunasında yer almaması, coğrafi anlamda çeşitlilik göstermemesi nedenleriyle tarıma daha az elverişli görülmektedir.
Carl Sauer’in dayandığı varsayımlardan biri de bu konuya işaret etmektedir. Sauer, tarımın beşiğinin, bitki ve hayvan çeşitliliğinin olduğu bir bölgede aranması gerektiğini söyler. Böyle bir bölge, farlı topoğrafik ve farlı iklimsel özellikler gösteren bir bölge olmalıdır. Ancak Sauer için tarımın en eski başlandığı bölge Güneydoğu Asya’dır. Sonuç olarak Sauer’in gösterdiği Bereketli Hilal değildir ama, söz konusu varsayımının bu bölgeyi de işaret ettiği görülebilir.
Bereketli Hilal’de sınırları daha belirgin bir bölge aranacaksa buna en yakın aday olarak Ürdün Vadisi görünmektedir. Taberiye Gölü kuzeyi ile Ölü Deniz güneyi arasında uzanan vadi, iki göl arasındaki Ürdün Nehri boyunca uzanır. Tarımın ana geçim kaynağı olma halinin buradan Bereketli Hilal’e yayılmış olması kuvvetle muhtemeldir. Bereketli Hilal’in özellikle güney kesimi son buz çağından Holosen’e kadar neredeyse kesintisiz olarak insan yerleşimlerini görülmüştür. Bu yerleşimlerden en dikkate değerler olanlarından biri, günümüzden 12.500 yıl önce başlayıp 10.500 yıl öncesine kadar yayılan Natufian Kültürü’dür. Natufian Kültürü “geleneksel olarak, başlangıç halindeki tarımsal ekonominin en yakın temsilcisi olarak kabul edilmektedir”. Önceleri yabanıl tahıl devşiren bir üretim biçimi sürdüren bu topluluklar tarıma geçişi sağladılar. Natufian yerleşimi olan yakınlarındaki kazılarda, tarımsal faaliyetlerle ilgili en eski kanıtlar bulunmuştur. Bölgede yabani tahıl türlerinin, özellikle çavdar ekildiği saptanmıştır.
2012 yılındaki arkeolojik araştırmalar sonunda, tarihteki ilk amfitiyatronun Ürdün'ün Faynan Vadisi'nde MÖ 9600 yılı civarında yapıldığı ortaya çıkmıştır. Kömünal binaların bulunduğu tarıma geçiş yapmamış bir köy de bulunmuştur. Tarımdan önce yerleşik hayata geçildiğinin ispatı, Neolitik Devrim kavramının yerleşik hayata geçme nedeninin tarım olduğu varsayımının sorgulanmasına da yol açmıştır. Çiftçi de göçer de olmayan Faynan Vadisi yerleşimcileri, avlanarak ve toplayıcılıkla yaşamlarını sürdürüyorlardı.
Bereketli Hilal’de erken tarıma geçmiş arkeolojik yerleşimlerden bazıları,
- Jarmo. Günümüz Irak sınırları içinde, Zagros Dağları batı eteklerinde yer alan bu yerleşimde günümüzden 8.750 yıl öncesine tarihlenen buğday ve arpa tohumlarıyla keçi kemikleri bulunmuştur.
- Alişar
- Çatalhöyük
- Çayönü. Avcılık-toplayıcılık durumunda yerleşik düzene geçen topluluklarca iskan edilmiş olup, günümüzden 8 bin yıl önce tarıma geçilen bir yerleşkedir.
- . Filistin’de Natufian Kültürü’nün çekirdek yerleşimi.
- Ürdün Vadisi’nde, Eriha’nın 20 km. kuzeyi.
- Evcilleştirilmiş bir buğday türü olan emmer buğdayı tarımı yapıldığına dair, günümüzden 10.800 yıl öncesine tarihlenmiş kanıtlar bulunmuştur.
- Eriha
- Günümüz Suriye. Fırat yakınlarında bir yerleşim.
- Orta Mezopotamya’da, Dicle kıyısında Hassuna-Samarra Kültürü yerleşimi.
Yakındoğu’da evcilleştirilerek tarımı yapılan bitkiler, üç tür tahıl, dört tür bakliyat ve bir de ketendir. Tahılların ikisi yabanıl buğday türleri olan ve olup üçüncü tür arpadır.Çavdar, Neolitik Dönem’de Yakın Doğu’da sadece ’da görülmekte olup yaygın tarımı yapılan bir bitki değildi. Bakliyatlar ise mercimek, bezelye, nohut ve günümüzde hayvan yemi olarak yetiştirilen burçaktı.
Afrika
Neolitik Devrim, sadece Bereketli Hilal’de değil, dünyanın farklı bölgelerinde birbirinden bağımsız ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Afrika anakarasında tarımın birbirinden etkilenmeksizin geliştiği üç bölge tespit edilmiştir. Bunlar Etiyopya-Eritre yükseltileri, Sahel Kuşağı ve Batı Afrika’dır.Nil Vadisi de çok eski tarihlerden itibaren insan yerleşimlerine konu olmuştur.
En ünlü kültürleme bitkisi Etiyopya’nın yüksek kesimlerinde yetiştirilen kahvedir. Ayrıca gat, sorgum bir cins muz olan ensete, diğer bazı yerel bitkiler ile bir tür darı, Etiyopya dağlıklarında kültürlenmiştir. Batı Afrika’da kültürlenmiş bazı bitkiler, Afrika pirinci ve yağ palmiyesidir. Afrika’da kültürlenen bir dizi bitki, izleyen bin yıl içinde dünyanın başka bölgelerine yayılmış ve yetiştirilmeye başlanmıştır.
Nubiya’nın kuzey kesiminde, Nil kıyılarında gelişen Qadan Kültürü ve Sebilian Kültürü yerleşimlerinde çok sayıda tahıl öğütme taşı bulunmuştur. Ayrıca kültürlenmiş bitkilerle beslenmeye dayalı bir toplumun günümüzden 7 bin yıl önce bu yerleşimlerde yaşadığı yönünde kanıtlar vardır.
Eski Dünya’da Geç Paleolitik toplulukların çoğunun, sürücülük, avcı-toplayıcılık ve tarım arasında kararsız durumda bulunduklarını, edinilmiş bilgi ve deneyimin verdiği güvenle rahatlıkla söyleyebiliriz.Orta Doğu’dan farklı olarak bu kanıtlar, Kuzey Afrika’da Neolitik Devrim şafağının “sahte şafak” olduğunu göstermektedir. Çünkü tarıma yönelen bu yerleşimlerden bazıları daha sonraları tarımı ya da yabanıl tahıl devşiriciliğini terk edilmiştir. Örneğin Qadan Kültürü orak ve öğütme taşları kullanıyordu, fakat bu aletlerin 12 bin yıl öncesinden sonra kullanıldığına dair hiçbir bulgu yoktur. Bu durum Sahra Çölü’ndeki kuraklaşmayla açıklanmaktadır.
Dolayısıyla Kuzey Afrika’da yerleşik çiftçilik günümüzden 6.500 yıl öncesine kadar geri itilmiştir. Tarımsal düzene geçen Tasian Kültürü ve Badari Kültürü buna örnektir. Yukarı Nil’de yeleşik Badari Kültürü, Neolitik Devrim konusunda bölgedeki en eski bulguları sağlamaktadır. Bu insanların günümüzden 6.000-6.400 yıl önce buğday, arpa ve mercimek tarımı yaptıkları anlaşılmaktadır. Fakat bu tarih, muhtemelen 7 bin yıl öncesine uzanmış olmalıdır.
Güney Asya’da (çok büyük olasılıkla Papua Yeni Gine’de) ilk kültürlenen bitkilerden olan İki farklı muz türü Afrika’da 5 bin yıl önce yetiştirilmeye başlanmıştır. Gölevez ve yam Afrika’da da yetiştirildi.
Amerika
Meksika’nın güneyinde Oaxaca Vadisi’ndeki 10 bin yıl öncesinde kullanılan bir mağarada, mısır polen parçaları, su kabağı, sakız kabağı bulunmuştur. Bu buluntuların günümüzden 10 bin – 8 bin yıl öncesine dayandığı saptanmıştır. Ancak bu mağaradaki insanlar avcı-toplayıcıydılar. Tarıma dayalı yerleşik düzene geçişleri yaklaşık 4 bin yıl öncesine dayanmaktadır.
Amerika Kıtası’nda Mısır, fasulye ve Kabak, Orta Amerika’da en eski tarihlerde kültürlenmiş bitkilerdendir. İlk evcilleştirilen bitki olan mısır türlerine ilişkin kanıtlar, Meksika’nın vadisinde bulunmuş olup yaklaşık 8,7 bin yıl önceki tarihlere dayanmaktadır. Mısır tarımı bu bölgeden 4.600 yıl öncesinde Panama’ya, 4.600 yıl öncesinde ise Uruguay’a ulaşmıştır. Balkabağı, acı biber, avokado yaklaşık olarak 6.900 – 5.500 yı öncesinde kesin olarak yetiştirilen bitkilerdi.Patates ve manyok Güney Amerika’da kültürlendi. Patates günümüzden 7-10 bin yıl önce Peru’nun güney bölgesinde kültürlenmiştir.Ayçiçeği de yaklaşık olarak 4.500 yıl önce ekimi yapılmaya başlanan bir bitkidir.
Hayvanların evcilleştirilmesi
Her şeyden önce şunu belirtmek gerekir ki pek çok bilim adamı, bitki kültürlenmesinin hayvanların evcilleştirilmesinden önce gerçekleştiği konusunda hemfikirdirler. Bu bağlamda hayvanların evcilleştirilmesi, tarıma dayalı bir yaşam tarzının ikincil bir gelişmesi olarak görülmelidir. Bununla birlikte bu konuda yer ve zaman saptamak çok zordur. Bitkiler konusunda, kültürlenmiş bitkilere ilişkin kanıtların bulunması yeterlidir, ancak hayvanlar için böyle bir durum söz konusu değildir. Tarımcı olmayan ama hayvan evcilleştirmiş bir topluluğun göçebe ya da yarı-göçebe olması beklenir. Dolayısıyla, bu topluluktan geriye kalacak olan evcilleştirilmiş hayvan kemikleri, dağınıktır ve bulunması bir rastlantıya bağlıdır. Yine de hayvan yetiştiriciliğinin, tarımın rolü olmaksızın, doğrudan doğruya avcı toplayıcı bazı topluluklar tarafından geliştirildiğini kabul eden bir araştırmacılar da vardır.
Hayvanların ne şekilde evcilleştirildiği konusu da akademik çevrelerde tartışıla gelmiştir. Bu konuda ilginç bir yaklaşım tarafından ortaya atılmıştır. Hahn, hayvanlardan bir avcının tarzı dışında yararlanmanın, örneğin süt ve işgücü gibi, evcilleştirilmeden önce bilinemeyeceğini fark etti. Ohalde hayvanlar, yararları için evcilleştirilmiş olamazdı. Hahn, insan topluluklarının hayvanları evcilleştirmesindeki güdünün dinsel inançlardan geldiğini ileri sürmüştür. Birçok antik uygarlıktan, mağara resimlerinden ve bugün de izleri görülen inanç uygulamalarından söz ederek, hayvanların önceleri kurban olarak kullanılmaya başlandığını ileri sürmektedir. Bu yaklaşıma göre bazı hayvanlar kurban edilmek üzere canlı ele geçirilmiş, bunlardan bazıları kurban edilmekten vazgeçilerek beslenmiştir.
Öte yandan öldürülen anasının yanından ayrılmayan bir yavrunun daha sonra öldürülüp yenilmek üzere kampa canlı götürülmesi ve beslenmeye devam edilmesi de, insanlığın o çok uzun avcılık-toplayıcılık döneminde pek çok kez yenilendiğini düşünmek mümkündür.
Avcı-toplayıcılıktan tarımcı yerleşik yaşama geçince yakalanan hayvanları bir süre de olsa elde tutmak daha yararlı görünmüş olmalı. Daha sonra bu hayvanlar sürekli el altında tutulmaya gidildi. Her ne kadar göçebe-sürücü topluluklar da hayvanları sürekli kontrolleri altında tutuyorlarsa da, yerleşik çiftçi toplumların hayvanlarla ilişkisi belli bir ölçüde farklı olmuştur. Hayvanların cüssesi, davranış biçimleri, beslenme ve çiftleşme tarzları ile yaşam süreleri, evcilleştirme çabalarında ve başarıda etkili faktörlerdir. İnek, keçi ve koyun gibi hayvanlardan sağlanan süt, insanlar için önemli bir protein kaynağı oldu ve bu yüzden bu hayvanlar oldukça değerliydi. Öte yandan hayvanların, toprağı sürmek ya da çeki hayvanı olarak işgücünden ve etinden yararlanmak da dikkate alınmalıdır. Bazı hayvanlar ise etin yanı sıra deri, post gübre ve yün sağlıyorlardı.
İlk evcilleştirilen hayvanlar, koyun, keçi, inek, domuz ve 15 bin yıl öncesine kadar giden köpekti. Ancak köpek (canis lupus familiaris) evcilleştirilmiş bir tür değildir. Evcilleştirilen tür kurttur. (canis lupus) Ayrıca kurt evcilleştirilmemiş evcilleşmiştir. İnsan kampları çevresinde kalıp avdan, insanların yemediği parçalarla (kemik, deri vs.) beslenme alışkanlığı edinen köpeğin ataları, kuşaklar sonra insanlarla birlikte yaşamaya alışmış olmalıdırlar. Ancak belirtmek gerekir ki, köpeğin insan topluluklarına katılması Neolitik Devir’de değil, Mezolitik Devir’de gerçekleşmiştir, dolayısıyla Neolitik Devrim kavramı dışında kalmaktadır. Koyun, keçi ve domuzun Yakın Doğu’da günümüzden 10.500 ile 9 bin yıl önce evcilleştirildiği söylenebilir. (Ovis gmelini) ve sığır kendilerini daha iyi savundukları ve hızlı olduklarından daha geç tarihlerde, 8.500 yıl önce evcilleştirildi. Deve için öngörülen tarih günümüzden 6 bin yıl öncesidir.
Orta Doğu’da hayvanların evcilleştirilmesi
Orta Doğu’da keçi ve domuz gibi birçok hayvan evcilleştirilmiştir. Bu bölge ayrıca hecin devesinin ilk evcilleştirildiği bölgedir. Bu hayvanların bölgede bulunması, buradaki insan toplulukları için, kültürel ve ekonomik gelişmede büyük bir avantaj sağlamıştır. Orta Doğu’nun iklimi giderek kuraklarken birçok yerleşik çiftçi, hayvanlarını da yanlarına alarak yerleşik düzeni, dolayısıyla çiftçiliği terk edip göçebe-sürücü yaşam tarzına geçmek zorunda kaldılar. Orta Doğu’dan başlayan bu kitlesel göç, daha sonra bu hayvanların Eski Dünya’nın diğer bölgelerine yayılmasını sağlamıştır. Orta Doğu’dan çıkan bu göçler esas olarak, doğu – batı ekseninde, benzer iklim şartlarının hakim olduğu topraklara yayılmıştır. Bu topluluklar sonuçta yine tarım için uygun olmayan bölgelere ulaştılar ve yerleşik yaşam tarzına dönemediler. Örneğin buğday tropik iklimde yetişmez. Yine muz da tropik bir bitki olması dolayısıyla daha soğuk iklimlerde ürün vermez. Jared Diamond, bu doğu – batı ekseninin, bitki ve hayvan evcileştirmesinin Bereketli Hilal’den Eski Dünya’nın diğer bölgelerine ve Kuzey Afrika’ya çok hızlı yayılmasının temel nedeni olduğunu varsaymaktadır. Öte yandan Afrika’nın kuzey – güney ekseninde, örneğin Akdeniz iklimine sahip Güney Afrika’ya ulaşmadı.
Afrika ayrı bir sığır türü olarak, Bereketli Hilal’de evcilleştirilen cinslere oranla sıcak iklimlere çok daha iyi uyum sağlamaktadır. Bu özelliğiyle Tropik Afrika için başarılı bir türdür. Kuzey ve Güney Amerika da benzer şekilde bir tropik kuşakla ayrılmıştır. Bu durum Güney Amerika’ya özgü bir tür olan lamaların daha kuzeye yayılmasını önlemiştir.
Sonuçlar
Ekonomi tarihinde uzun dönemde ekonomik büyümeye zemin hazırlayacak ölçüde köklü değişimler yaratan, bu bağlamda devrim olarak nitelendirilebilecek iki olay vardır. Bunlardan ilki Neolitik Devrim, diğer ise binlerce yıl sonra gerçekleşen Sanayi Devrimidir. Neolitik Devrim, dünyasındaki insan nüfusunun çok büyük bir kısmını, zaman içinde avcılık-toplayıcılıktan koparıp tarımcı - hayvan yetiştiricisi topluluklar haline getirirken Sanayi Devrimi, çeşitli toplumlardaki tarımcı nüfusun büyük bir kısmını tarımdan ve hayvancılıktan koparıp sanayi ve hizmetler sektörlerinde üretim yapar hale getirmiştir. Neolitik Devrim nasıl birkaç bölgede ortaya çıkıp dünyanın bütününe yayıldıysa Sanayi Devrimi de Batı Avrupa'da ortaya çıkmış ve aynı şekilde dünyanın bütününe yayılmıştır. Her iki devrimsel olayın ilk elde gözlemlenen en belirgin etkisi yeryüzündeki insan popülasyonunun ortaya serdiği "patlama"dır. Neolitik Devrim'den önce dünya nüfusunun 5-10 milyon olduğu tahmin edilmekte ve en fazla 20 milyona ulaşabileceği hesaplanmaktadır. Neolitik Devrim'den Sanayi Devrimi'ne kadar geçen 10-12 binyıllık süre sonunda dünya nüfusu 750 milyon civarına ulaşmış, Sanayi Devrimi'nden sonra günümüzde kabaca 7,5 milyara çıkmıştır. Neolitik Devrim'in dünyada yarattığı değişimler ana başlıklar halinde şu şekilde sıralanabilir.
- Nüfus artışı ve yayılma. Nüfus artışının yanı sıra insan toplumlarının yeryüzündeki yayılma alanı genişlemiştir. Bu genişleme tarım yapmaya uygun bölgeler ve tarım yapma olanakları olmadığı halde sürücü-göçebe yaşama olanak sağlayan bölgelere yayılma şeklinde olmuştur. İnsanlar, dünyanın avcılık ve toplayıcılıkla bile yaşayamayacağı bölgelere kadar yayılıp tarım yaparak ya da sürü hayvanlarını güderek yayılmışlardır. Bu yayılma esasen Neolitik Devrim'in yayılmasıdır ve Neolitik Devrim'in kendi iç dinamiklerinin bir sonucudur. Geniş beslenme olanaklarının nüfus artışına neden olması, yeni oluşan "aile"ler için yeni tarım alanları bulmayı zorlamaktadır.
- İstilalar. Tarıma elverişli toprakların sınırlı olması ve tarımcı toplulukların artması - yayılması sonucu giderek kıtlaşması, toplulukların tarım alanları ve otlaklar için çatışmasını getirmiştir. Daha belirgin olarak Kuzey ve Orta Avrupa'da olmak üzere tarımcı toplulukların yayıldığı her bölgede görülen bir olaydır bu. Kazısı yapılmış yerleşimlerde tabakalar arasındaki belirgin ve birdenbire ortaya çıkan kültürel değişme, oradaki yerleşik toplumun yerini, farklı geleneklere sahip başka bir topluluğun aldığı, farklı bir ifadeyle bir halkın başka bir halk tarafından istila edildiği şeklinde yorumlanmaktadır. Buradaki halkın kısmen öldürüldüğü, ama daha büyük ölçüde sürüldüğü ya da köle edildiği düşünülmektedir. Bu tür olaylar "barbar yaşamın tekrar tekrar karşımıza çıkan bir özelliğidir."
- Dünya nüfusu giderek göçebe avcılık-toplayıcılıktan yerleşik yaşama, tarımcı toplumlara dönüşmüştür.
- Bir siyasal organizasyon olarak devlet cihazı ortaya çıktı. Farklı siyasi yapılanışlar gösteren bu devletlerle birlikte devletlerarası, savaşa varan çatışmalar, siyasi istikrarsızlıklar, iktidar mücadeleleri icat edildi.
- Teknoloji yönünden büyük gelişmeler yaşandı, demir ve çelik teknolojileri geliştirildi.
- Ticaret gerçek biçimde ortaya çıkarak, iniş çıkışlar göstermesine karşın sürekli gelişti. Bölgeler arası, uzun mesafeli ticaret, pazar mekanizmaları kendilerine yer buldular. Ticaret, giderek kaynakların dağıtımında ana mekanizmalardan biri haline geldi.
- Yerleşik düzene geçilmesiyle ortaya çıkan köyler, kasabalar ve daha sonra da kentler olarak büyüdüler.
- Çeşitli ekonomik organizasyon modelleri ortaya konuldu. Bu modeller, piyasaların, giderek tüm ekonominin düzenlendiği modellerden, saray ekonomisi gibi yeniden dağıtımcı modellere kadar geniş bir spektrumda ortaya çıkmıştır.
Sosyal değişim
Sıklıkla Neolitik Devrim’in insan topluluklarına besin bulma konusunda büyük bir esneklik sağladığı ileri sürülmektedir. Bununla birlikte neolitik insanın beslenme rejimiyle ilgili bulgulara göre beslenme durumları, avcı-toplayıcı toplumlarınkinden daha iyi değildi. Özellikle hastalıklar nedeniyle ortalama yaşam süresi daha kısaydı. Beslenme kalitesiyle ilgili diğer bir gösterge ise ortalama boydur. Ortalama boy çifti topluluklarda erkeklerde 1.78 cm.den 1.68 cm.ye, kadınlarda ise 1.65 cm.den 1.55 cm.ye düşmüştür. Çiftçi toplumlardaki boy kısalmasının Neolitik Devrim öncesindeki ölçüye yeniden çıkması 20. Yüzyılda ancak gerçekleşebildi. Tahıl ağırlıklı beslenmenin bu toplumlarda boy ve yaşam süresinin kısalması yanında çocuk ölümlerini, enfeksiyon hastalıklarını ve çeşitli kronik hastalıları artırdığı ileri sürülmektedir.
Tarımcı toplumlara geçiş tarımsal gıda üretim fazlalığıyla daha yoğun ve daha geniş toplulukların oluşmasını sağlarken toplumsal işbölümünün yeni ortaya çıkan dallarında uzmanlaşma sağlamıştır. Daha kalabalık ve daha geniş topluluklar ise politik erkin yapısını ve işleyişini değiştirecek yönde bir gelişme süreci yarattı. Gıda maddesi fazlası, tarımdaki çalışmaya katılmayan, ticaret ve zanaatla uğraşan varlıklı bir seçkin sınıfın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu varlıklı sınıf, çeşitli yollarla karar mekanizmalarını ele geçirdi ve kendi toplumlarına politik yönden hakim oldular. Tarıma dayalı yerleşik topluluklar başta küçük köy toplulukları şeklindeyken tarım ve hayvancılıktaki tekniklerin gelişmesiyle daha geniş çaplı toplumsal ve ekonomik birimlere dönüştüler. Bu sürecin ilerleyen aşamalarında ise artan nüfusun yarattığı baskı, üretim tekniklerini geliştirmeyi zorlamıştır. Mezopotamya'da Fırat ve Dicle ırmaklarının yıl içinde ve yıldan yıla düzensiz debileri, daha gelişkin sosyal organizasyonlara ihtiyaç gösterdi ve bu bölgedeki neolitik köy birimlerinin MÖ 5 binlerden itibaren kent devletleri halinde toplanmasına yol açmıştır. Öte yandan bu yerleşik toplumları, onların varlıklarını yağmalamak isteyen göçebe-sürücü topluluklara karşı korumak amacıyla aşağı yukarı düzenli bir askerî güç oluşturmak gerekmiştir. Bu askerî güç, aynı zamanda merkezi otoritenin gücünü de pekiştirmiştir. Kısacası, bugün içinde yaşadığımız ve etkisi altında olduğumuz birçok toplumsal yapı, aile, hukuk düzeni, mülkiyet ve benzeri toplumsal, askeri, idari kurumun temelleri bu tarıma geçiş sürecinde atılmıştır.
Sonraki devrimsel gelişmeler
Sınırları aşağı yukarı belirli bir bölgede yaşamak, kişisel eşya edinmeyi olanaklı hale getiriyordu. Böylece kıtlık zamanları için yiyecek stoklayabildiler ve bu stokları kıtlık gerçekleşmediğinde ise diğer toplumlarla ticarette değerlendirebildiler. Gıda tedarikinin sürdürülmesi güven altına alındıktan ve ticaret başladıktan sonra toplumların nüfusu artmaya başladı. Bunun dolaylı sonucunda toplumda yaşayan bireyler, gıda üretimi ve zanaat olarak ayrıldılar. Gıda üretiminde çalışan kesim, zanaatlarda çalışan, bu yüzden gıda maddesi üretmeyen kesimin ihtiyacını da karşılayabiliyordu. Tarım teknoloji ve uygulamalarındaki gelişme buna olanak sağlamıştı. Toplumdaki bazı bireylerin tam zamanlı olarak zanaatkarlık yapabilmesi, ihtiyaçları olan gıda maddelerinin diğer bireyler tarafından üretiliyor olmasına bağlıydı, onlar zanaatlarla uğraşırken gıda ihtiyaçlarını başkaları sağlayacaktı. Zanaatkarların varlığı ise zamanla teknolojinin ve metal silahların geliştirilmesine olanak sağlamıştır. Bu tür görece karmaşık bir toplulukta, toplumsal yaşamın daha düzenli işleyebilmesi için bir dizi sosyal düzenleme gerekecektir. Bu gereklilik başlarda dinle sağlandı. Öte yandan meslekten askerlerden oluşan bir askerî güç de oluşturuldu. Bir başka gelişme de bu tür toplumlarda özel mülkiyetin tüm bireyler açısından giderek önem kazanmasıydı.
Sabanın tarımda kullanılması da devrimsel nitelikte gelişmeler sağlamıştır. Her şeyden önce saban kullanımı emeğin ve toprağın verimliliğini büyük ölçüde artırmıştır. Diğer yandan toplumsal işbölümünün bir sonucu olan statüyü de kökten değiştirdi. Saban öncesinde toprağı çapayla işleyenler genellikle kadınlardır. Eski Mısır ve Sümer belgelerinde ise tarlaları sürenler hep erkektir. Kaçınılmaz olarak ahşaptan yapılan sabanın ilk olarak nerede ve ne zaman kullanıldığına ilişkin günümüze ulaşan bir kanıt henüz ele geçmemiştir. Bununla birlikte günümüze ulaşan belgelerden Mısır ve Mezopotamya'da sabanın MÖ 3 binde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Çok uzun olmayan bir süre sonra Hindistan'da, MÖ 1400'de Çin'de kullanıldığı anlaşılmaktadır. Sabanın tüm tarımcı topluluklar tarafından kullanılması ise MÖ bin dolayında olmuştur.
İkincil ürünler devrimi
İngiliz arkeolog Andrew Sherratt’a göre Neolitik Devrim’i, ikincil ürünler devrimi olarak tanımladığı süreç izlemiştir. Sherratt’a göre ikincil ürünler devrimi, Eski Dünya tarımıyla eşzamanlı, yaygın ve geniş bir dizi yeni uygulamayı ifade etmektedir. Evcil hayvanlardan yararlanma biçimi, başlarda esas itibarıyla et üretimiyle sınırlıydı. Daha sonra bunun yanı sıra “ikincil ürünler”den de yararlanma yolları bulundu. Bu ikincil ürünler süt, yün, post, deri ve işgücü olarak ifade ediliyor. Hayvanların işgücünden yararlanmak özellikle önemliydi çünkü taşımacılık da, tarla sürmekte kullanmak da toplumlarda, devrimsel nitelikte sosyal ve ekonomik dönüşümlere yol açmıştır. Hayvanların, yararlı başka türlü kullanımlarının olduğu zaman içinde fark edildi ve işte bu keşifler İkincil Ürün Devrimini ortaya çıkardı. Bu kullanım tarzları:
- evcilleştirilmemiş hayvanlardan post ve deri
- tüm evcilleştirilmiş hayvanlardan tarımsal topraklar için gübre
- koyun, lama, tiftik keçisi ve alpaka’dan yün
- keçi, sığır, yak öküzü, koyun, at ve deveden süt
- öküz, zebu, Asya yaban eşeği, eşek, at, deve ve köpek’ten çeki hayvanı
- koruma ve sürü gütmekte köpek
Sherratt’a göre tarımsal üretimin bu aşamasında hayvanların işgücünden yararlanmak, insan toplumlarında tarımı güçlendirilmiş ve istikrarlı bir şekilde sürdürebilme ve işlenmesi güç topraklarda tarım yapabilme olanağı verdi. Ancak, hayvanlardan çeki hayvanı olarak yararlanmak, Bronz Çağı başlarına kadar (5.500 – 6.000 yıl öncesi) tekerleğin ve pulluğun yaygın kullanımı olmadığı için çok sınırlıydı. Yine de arktik ve subarktik Avrasya’da evcilleştirilen ren geyiği kızak çekmede kullanılagelmiştir.
Diğer yandan hayvanlardan bu ikincil ürünlerde yararlanma yarı kurak ve çöllere komşu bölgelerde göçebe hayvancılık yapabilmeyi sağladı. Bu yaşam şekli çoğu kez her iki deve türünün (tek hörgüçlü, çift hörgüçlü) evcilleştirilmesiyle sağlandı. Ancak bu bölgelere yığılan insan toplulukları, aşırı otlatma ve özellikle de keçilerin verdiği zararlarla, çöl alanlarının genişlemesine katkıda bulunmuşlardır.
Göçebe – yerleşik farklılaşması
Zamanla tarıma dayalı üretim biçimi, dünyanın büyük bir bölümüne yayılarak genel bir yaşam tarzı haline gelmiştir. Bununla birlikte yarı kurak bölgelerde göçebe-sürücü topluluklar varlıklarını sürdürdüler. Bu bölgeler arasında Kuzey Afrika, Orta Asya, Arap Yarımadası Güney ve Doğu Afrika’nın ve Sudan’ın kurak bölgeleri sayılabilir. Diğer yandan Kuzey Amerika’da yarı kurak olmayan bölgelerde de, sürü hayvanının olmamasına bağlı olarak göçebe avcı-toplayıcı gruplar var olmaya devam etti. Bu topluluklar, yaşam koşullarının getirdiği sert ve güçlü, savaşçı yapılarıyla güçlü krallıklar, hatta imparatorluklar kurdular. Yerleşik tarımcı toplumlara zaman zaman giriştikleri akınlar, bu topluluklara dayalı krallıkları, imparatorlukları yıkıma uğrattı.
Hastalıklar
Yerleşik çiftçi topluluklarda, avcı-toplayıcı topluluklardan daha fazla hastalık görülmüş ve daha hızlı yayılmıştır. Neolitik Devir boyunca hastalıkların ve hastalıktan ileri gelen ölümlerin yaygınlığı, tıp konusundaki bilgi birikiminin yetersizliği ve hayvanlarla iç içe yaşamakla açıklanabilir. Bazı hastalıklar bu dönemde hayvanlardan insanlara geçmiş ve insan toplulukları içinde hızla yayılmıştır. Hayvanlardan insanlara geçen hastalıklardan bazıları grip, çiçek ve kızamıktır. Bir dizi doğal ayıklama süreciyle toplumlar bu hastalıklara karşı bağışıklık geliştirmişlerdir. Her bir kuşakta bağışıklık geliştirebilmiş olan bireyler daha fazla hayatta kalma şansına sahiptiler ve bağışıklığı içeren genlerini bir sonraki kuşağa aktarabildiler. Onbin yıl boyunca hayvanlarla iç içe yaşayan Eski Dünya halkları, dünyanın diğer bölgelerindeki, örneğin Amerika Kıtası ve Avustralya Kıtası’ndaki insanlarla karşılaştırıldıkları döneme kadar bu hastalıklara dayanıklı hale gelmişlerdi. Öte yandan diğer kıtalardaki toplumlarda bu hastalıklara karşı bir bağışıklık gelişmemişti. Örneğin Avrupalılarla temas sonucu Karayipler ve birkaç Pasifik Adası nüfusunun büyük kısmı bu hastalıklar nedeniyle yok olmuştur. Amerika Kıtası’nda ise belirli bölgelerde yerli nüfusun % 90’ı, Avrupa’dan taşınan bulaşıcı hastalıklardan kırılmıştır. Yerlilerin uğradığı bu felaket, insanlık tarihindeki en büyük yıkımdı. Hatta, Orta çağ Avrupası’nda yaşanan ve ‘’Kara Ölüm’’ olarak da bilinen Büyük Veba Salgını’ndan bile büyük bir yıkıma yol açmıştır. Örneğin İnka İmparatorluğu gibi bazı kültürler, lamaları evcilleştirmişlerdi ancak hem sütünü içmediler hem de çok yakın temas içinde olmadılar. Bu yüzden bu hayvanlardan hastalık kapma riskleri çok azdı.
Salgın hastalıklar Afrika’da ve Hindistan’da İngiliz sömürgeleri yerleştikten sonra artış göstermiştir. Öte yandan bu bölgelerdeki salgın hastalıklara karşı Avrupalılar’ın doğal bir bağışıklığı yoktu. Hindistan’da tarım Neolitik Çağ içinde, geniş bir alanda hayvan evcilleştirmesiyle birlikte gelişim göstermiştir. Sömürge yönetimi sırasında, 1865-1949 yıllar arasında 23 milyon insanın kolera’dan öldüğü tahmin edilmektedir. Ayrıca milyonlarca insan, veba, sıtma, grip ve tüberküloz gibi hastalıklardan öldü. Afrika’da sıtma ve uyku hastalığı da dahil olmak üzere bazı salgın hastalıklar, Avrupa sömürgeciği ile yayılmıştır.
Teknoloji
Avrupalılar ve Doğu Asyalılar, coğrafi avantajlarından yararlanarak Neolitik Devrim’de öncü olmuşlardır. Bir yandan tarım toplumlarını oluşturmak için son derece elverişli bir ılıman iklime dayanıyorlardı, hem de kolayca evcilleştirilebilen bir dizi bitki ve hayvan, bu kıtalarda evrimleşmişti. Ayrıca bu her iki bölgedeki topluluklar, Avrasya kıtasının merkezi kesimlerindeki diğer halklara göre dış saldırılar karşısında daha güvendeydiler. Tarımın ve yerleşik yaşam tarzının sağladığı olanaklardan ve tarıma başlamış diğer topluluklarla temaslarından yararlanan Avrupa ve Doğu Asya toplumları, sonuçta çelik kılıçları ve ateşli silahları geliştirebildiler. Diğer yandan hayvanlarla yakın temastaki yaşamları sayesinde bazı hastalıklara karşı bağışıklık geliştirebildiler.
Notlar
- ^ ""Natufian yerleşimlerindeki hayvan kemiklerinin % 40-80'i ceylanlara aittir"" (PDF). 2 Haziran 2018 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ Fitolit, taban suyundan bitki hücrelerine taşınan monosilisik asit. Arkeolojik bir buluntu olarak insan faaliyetlerini saptamakta kullanılır.
Ayrıca bakınız
Dış bağlantılar
- Alâeddin Şenel, Kemirgenlikten Sömürgenliğe İnsanlık Tarihi İmge Yayınevi – Eylül 2006
- M. Murat Baskıcı, Evcilleştirme Tarihine Kısa Bir Bakış 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Kaynakça
- ^ a b "Tamed 11,400 Years Ago, Figs Were Likely First Domesticated Crop". 3 Eylül 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ Alâeddin Şenel, Neolitik Toplumun Toplumsal Artı üretme Gizilgücü 11 Aralık 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 177
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 20 Ekim 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ Tim P. Denham 2003Origins of Agriculture at Kuk Swamp in the Highlands of New Guinea
- ^ "The Kuk Early Agricultural Site". 14 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ (PDF). 11 Aralık 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ocak 2012.
- ^ a b c d e f g h . 1 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ . 19 Ağustos 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ Gordon Childe, Man Makes Himself 1936 - Oxford university press
- ^ Chris Scarre, (2005). "The World Transformed: From Foragers and Farmers to States and Empires" in The Human Past: World Prehistory and the Development of Human Societies (Ed: Chris Scarre). London: Thames and Hudson. Sh.: 188.
- ^ M. Burhan Erdem, İktisat Tarihi Sh.: 12
- ^ Charles E. Redman, Rise of Civilization: From Early Hunters to Urban Society in the Ancient Near East-1978 - Freeman, San Francisco
- ^ Brian Hayden Models of Domestication -Anne Birgitte Gebauer and T. Douglas Price Transitions to Agriculture in Prehistory 1992 Sh.: 11–18
- ^ Lewis R. Binford 1968, Post-Pleistocene Adaptations, New Perspectives in Archaeology Sh.: 13–342
- ^ David Rindos, 1987 The Origins of Agriculture: An Evolutionary Perspective - Academic Press
- ^ David Rindos, The Origins of Agriculture 2 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Peter J. Richerson, 2001 Was Agriculture Impossible during the Pleistocene but Mandatory during the Holocene? - American Antiquity Sayı 66 Sh.: 387-411
- ^ Ronald Wright, A Short History of Progress - Anansi, 2004
- ^ "Hole, Frank., A Reassessment of the Neolithic Revolution, Paléorient, Volume 10, Issue 10-2, Sh.: 49-60, 1984". 12 Ocak 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ a b Jack R. Harlan, Agriculture as Discovery 19 Ağustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ a b c M. Murat Baskıcı, Evcilleştirme Tarihine Kısa Bir Bakış 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 80
- ^ Grinin L.E. Production Revolutions and Periodization of History: A Comparative and Theoretic-mathematical Approach. / Social Evolution & History. Volume 6, Number 2 / September 2007 [1] 20 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ "Evidence for an extraterrestrial impact 12,900 years ago that contributed to the megafaunal extinctions and the Younger Dryas cooling". 16 Ocak 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ M. Murat Baskıcı, Evcilleştirme Tarihine Kısa Bir Bakış 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 81
- ^ a b Alâeddin Şenel, İnsanlık Tarihi Sh.: 239
- ^ Alâeddin Şenel, İnsanlık Tarihi Sh.: 238
- ^ "TAY Projesi". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ Alâeddin Şenel, İnsanlık Tarihi Sh.: 240-241
- ^ Alâeddin Şenel, İnsanlık Tarihi Sh.: 251
- ^ Alâeddin Şenel, İnsanlık Tarihi Sh.: 252
- ^ a b Weiss Ehud, Autonomous Cultivation Before Domestication Kislev, Mordechai E.; Hartmann, Anat 2006 Sayı 312 Sh.: 1608-1610
- ^ M. Murat Baskıcı, Evcilleştirme Tarihine Kısa Bir Bakış 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 82-83
- ^ Alâeddin Şenel, İnsanlık Tarihi Sh.: 137-250
- ^ "The evolving story of rice evolution". 29 Nisan 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ David R. Harris, The Origins and Spread of Agriculture and Pastoralism in Eurasia|publisher Psychology Press|year -1996 Sh.: 565
- ^ R. S. MacNeish – J. Libby Origins of Rice Agriculture. Publications in Anthropology
- ^ . 13 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ Charles Kahn, World History: Societies of the Past Sh.: 92
- ^ a b Anil K. Gupta, Origin of agriculture and domestication of plants and animals linked to early Holocene climate amelioration Sh.: 57
- ^ Anil K. Gupta, Origin of agriculture and domestication of plants and animals linked to early Holocene climate amelioration Sh.: 54
- ^ a b David R. Harris, C. Gosden, The origins and spread of agriculture and pastoralism in Eurasia: Crops, Fields, Flocks And Herds Sh.: 385
- ^ a b Zaheer Baber, The Science of Empire: Scientific Knowledge, Civilization, and Colonial Rule in India Sh.: 19
- ^ Andrew M. T. Moore, Gordon Hillman, Antony Legge, 2000 Village on the Euphrates: From Foraging to Farming at Abu Hureyra
- ^ Conrad P. Kottak, Window on Humanity: A Concise Introduction to Anthropology 2005 Sh.: 155-156
- ^ Cumhuriyet Bilim ve Teknik Dergisi, sayı:1388, 25 Ekim 2013, derleyen:Reyhan Oksay, s:10.
- ^ a b M. Murat Baskıcı, Evcilleştirme Tarihine Kısa Bir Bakış 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 74
- ^ (PDF). 17 Ekim 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ M. Murat Baskıcı, Evcilleştirme Tarihine Kısa Bir Bakış 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 74, 82
- ^ . 29 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ "AFLP Analysis of a Collection of Tetraploid Wheats Indicates the Origin of Emmer and Hard Wheat Domestication in Southeast Turkey". 15 Nisan 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ Daniel Zohary, Maria Hopf, Domestication of Plants in the Old World third edition. Oxford: University Press, 2000
- ^ G. Hillman, R. Hedges, A. Moore, S. Colledge, P. Pettitt, New evidence of lateglacial cereal cultivation at Abu Hureyra on the euphrates Sh.: 383-393
- ^ a b c Jared Diamond, 1999 Tüfek, Mikrop ve Çelik Norton Press - New York
- ^ "The Cambridge History of Africa". 24 Haziran 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ Philip E.L.Smith, Stone Age Man on the Nile, Scientific American Vol. 235 No. 2, August 1976.
- ^ Ian Shaw, The Oxford History of Ancient Egypt Oxford University Press, 2000 – Sh.: 479
- ^ Barbara Watterson, The Egyptians 1998 – Sh.: 31
- ^ Graeme Barker, The Agricultural Revolution in Prehistory: Why Did Foragers Become Farmers?, Sh.: 252[]
- ^ a b "National Science Foundation, News Release at Eurekalert March 24, 2009 Wild grass became maize crop more than 8,700 years ago". 19 Ocak 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ Anthony J. Ranere, Dolores R. Piperno, Irene Holst, Ruth Dickau, José Iriarte The cultural and chronological context of early Holocene maize and squash domestication in the Central Balsas River Valley, Mexico 31 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ "Office of International Affairs, Lost Crops of the Incas: Little-Known Plants of the Andes with Promise for Worldwide Cultivation (1989)". 2 Aralık 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ M. Murat Baskıcı, Evcilleştirme Tarihine Kısa Bir Bakış 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 1 / dipnot
- ^ Pam J. Crabtree, Douglas V. Campana, Kathleen Ryan-Early animal domestication and its cultural context
- ^ M. Murat Baskıcı, Evcilleştirme Tarihine Kısa Bir Bakış 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 83
- ^ Gordon Childe, Tarinte Neler Oldu, Sh.: 64
- ^ M. Murat Baskıcı, Evcilleştirme Tarihine Kısa Bir Bakış 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 76
- ^ Jack R. Harlan Domestication for Religious Reasons 19 Ağustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ "Origin of dogs traced BBC News". 13 Aralık 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ Alâeddin Şenel, İnsanlık Tarihi Sh.: 233-236
- ^ G. Childe, Tarihte Neler Oldu Sh.: 99
- ^ a b M. Burhan Erdem, İktisat Tarihi Sh.: 4
- ^ M. Burhan Erdem, Sh.: 7
- ^ G. Childe, Tarihte Neler Oldu Sh: 82
- ^ G. Childe, Tarihte Neler Oldu Sh.:83
- ^ Michael Shermer, (2001) The Borderlands of Science, Oxford University Press Sh.: 250
- ^ . 28 Kasım 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ Oral Sander, Siyasi Tarih, İlkçağlardan 1918'e Sh.: 32
- ^ Oral Sander, Siyasi Tarih, İlkçağlardan 1918'e Sh.: 33, 35
- ^ . 29 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2012.
- ^ a b G. Childe, Tarihte Neler Oldu Sh.: 97
- ^ Sherratt 1981
- ^ "Origin of measles virus: divergence from rinderpest virus between the 11th and 12th centuries". 23 Eylül 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2012.
- ^ Tüfek, Mikrop ve Çelik - Jared Diamond, 1997
- ^ Cook, Noble David. Born To Die, Sh.: 13.
Kaynakça
- Oral Sander, Siyasi Tarih, İlkçağlardan 1918'e İmge Kitabevi, 1989
- Alâeddin Şenel, Kemirgenlikten Sömürgenliğe İnsanlık Tarihi İmge Yayınevi – Eylül 2006
- Gordon Childe, Tarihte Neler Oldu Kırmızı Yayınları - 2009
- Gordon Childe, ‘’Man Makes Himself’’ 1936 - Oxford university press
- Chris Scarre, (2005). "The World Transformed: From Foragers and Farmers to States and Empires" in The Human Past: World Prehistory and the Development of Human Societies (Ed: Chris Scarre). London: Thames and Hudson. Sh.: 188.
- Charles E. Redman, Rise of Civilization: From Early Hunters to Urban Society in the Ancient Near East-1978 - Freeman, San Francisco
- Brian Hayden Models of Domestication -Anne Birgitte Gebauer and T. Douglas Price Transitions to Agriculture in Prehistory 1992
- Lewis R. Binford 1968, Post-Pleistocene Adaptations, New Perspectives in Archaeology
- David Rindos, 1987 The Origins of Agriculture: An Evolutionary Perspective - Academic Press
- Peter J. Richerson, 2001 Was Agriculture Impossible during the Pleistocene but Mandatory during the Holocene? - American Antiquity Sayı 66
- Ronald Wright, A Short History of Progress - Anansi, 2004
- Grinin L.E. Production Revolutions and Periodization of History: A Comparative and Theoretic-mathematical Approach. / Social Evolution & History. Volume 6, Number 2 / September 2007
- Weiss Ehud, Autonomous Cultivation Before Domestication Kislev, Mordechai E.; Hartmann, Anat 2006 Sayı 312
- Andrew M. T. Moore, Gordon Hillman, Antony Legge, 2000 ’’Village on the Euphrates: From Foraging to Farming at Abu Hureyra’’
- Conrad P. Kottak, ’’Window on Humanity: A Concise Introduction to Anthropology’’ 2005
- Jared Diamond, 1999 Tüfek, Mikrop ve Çelik Norton Press - New York
- Philip E.L.Smith, Stone Age Man on the Nile, Scientific American Vol. 235 No. 2, August 1976.
- Ian Shaw, ‘’The Oxford History of Ancient Egypt’’ Oxford University Press, 2000
- Barbara Watterson, ‘’ The Egyptians’’ 1998
- Michael Shermer, (2001) The Borderlands of Science, Oxford University Press
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Tarim devrimi ya da neolitik devrim insan topluluklarinin ilk kez tarim yapmasiyla gerceklesen ve bu toplumlarin sosyo ekonomik yapilarinda devrimsel donusumler yaratan surectir Bu surec insan topluluklarinin avcilik ve toplayiciliktan tarima ve bir daha birakmamak uzere yerlesik duzene gecislerini temsil etmektedir Bu gecis kabaca 2 5 milyon yillik insanlik tarihinde cok onemli bir donum noktasina isaret etmektedir Insanlik bu kadar bir sure surdurdugu avcilik toplayicilik duzeninden ihtiyaclarini karsilamak icin yasadigi cevreyi aktif olarak degistiren bir ture donusmustur Arkeolojik veriler cesitli bitki ve hayvan evcillestirmelerinin dunya genelinde alti farkli bolgede birbirinden etkilenmeksizin bagimsiz olarak 10 bin ile 7 bin yil oncesinde gelisme gosterdigini ortaya koymaktadir Bilinen en eski kanitlar bu bolgelerin Guneybati Asya Guney Asya Kuzey ve Orta Afrika ile Orta Amerika nin tropik ve subtropik kusaklarinda yer aldigini ortaya koymaktadir Antik Misir dan bir duvar resmi koyluler ve efendileri Ancak Neolitik Devrim su ya da bu sayida gida maddesi uretim tekniginden cok daha fazlasini ifade etmektedir Sonraki bin yil boyunca o ana kadar insan topluluklarin temel yasam bicimini surduren kucuk ve gocer avci toplayici gruplar koy ve kasabalar kuran yerlesik topluluklara donustuler Bu toplumlar gida maddesi olarak kullanacaklari bitkileri yetistirmekte uzmanlasarak kendi dogal cevrelerini degistirdiler Dogada mevcut besin kaynaklarindan yararlanirken artik bu kaynaklar uzerinde hakimiyet kurdular Kuskusuz bu hakimiyet olusturduklari bilgi birikimi kullanabildikleri teknoloji ve basta yagis olmak uzere bolgesel iklim kosullari tarafindan belirlenen bir hakimiyetti Bu gelismeler topluluklarin yapisinda cok onemli degisikliklere yol acmistir Bir kisinin tuketebileceginden fazla gida maddesi uretebilmesi toplumsal arti urun bu tarim devrimi uzerinde olusan gelisme sureclerinin devaminda nufus artisina olanak sagladi isbolumunu cesitlendirdi sanatin mimarinin ve genel olarak kulturun gelismesine olanak sagladi Ayrica toplumsal arti urunun ortaya cikmasi ozel mulkiyetin ortaya cikmasina olanak sagladigi gibi yonetim bicimlerinin gelismesini de zorunlu kilmistir Ancak su belirtilmelidir ki bu gelismeler Bakir Cagi icinde tam olarak gerceklesmistir Neolitik toplumlarin toplumsal arti urun cikarma kapasitesi yoktur Bu tarima dayali neolitik toplumlarin siyasi erki de iceren sekliyle tam gelismis ornekleri Orta Dogu da gunumuzden 5 500 yil oncesinden itibaren ortaya cikan Sumer kentleridir Bu kentler ayni zamanda tarihoncesi neolitik donemin sonunu ifade ederler Ancak tarimi kesfeden her neolitik toplulukta toplumsal gelismenin ayni ya da benzer cizgiyi izlemedigi yukarida belirtilen asamalarin her toplumda ortaya cikmadigi ortadadir Dolayisiyla sosyal donusumlerin evrensel bir yasasi olmadigi bolgeden bolgeye degistigi kabul edilmelidir Tarima gecisTarima gecilen bolgeleri ve tarimin yayilma hatlarini gosterir harita Bereketli Hilal gunumuzden 11 bin yil once Yangzi Nehri ve Sari Nehir gunumuzden 9 bin yil once Yeni Gine 9 6 bin yil once Meksika 5 4 bin yil once Amerika 5 4 bin yil once Sahra alti Afrika 5 4 bin yil once ABD dogu bolgeleri 4 3 bin yil once Neolitik Devrim kavrami ilk kez 1920 li yillarda Avustralyali arkeolog Gordon Childe tarafindan kullanilmistir Childe bu kavrama Orta Dogu antik tarihinde gerceklesen bir dizi tarim girisimini ifade etmek icin basvurmustur Toplumlarin tarima gecis surecleri toplumlari degistirme etki ve derecesinin genis kapsamini vurgulamak icin bir devrim olarak tanimlanmistir Bu toplumlarda tarimsal faaliyetler kuskusuz derece derece benimsendi ve gelistirildi Tarim Devrimi nin farkli bolgelerde baslangic tarihleri Melanezya da gunumuzden 10 bin Sahra alti Afrika da 4 500 ve bazi onemli gelismeler dikkate alinarak Bereketli Hilal de 10 000 9 000 gibi olmustur Bu gecis topluluklarin buyuk olcude gocebe ya da yari gocebe avci toplayici bir yasam tarzindan tarima dayali daha yerlesik duzene gecmeleriyle iliskili gorunmektedir Ancak bu donusumler kesin cizgilerle ayrimlasan bir gecis olmayip sonunda tarima baslayan topluluklarin yine avcilik toplayiciliga devam ederek yerlesik yasam tarzina gectikleri daha sonra tarim toplumu olduklari kabul edilmektedir Ornegin gunumuzde Batman ilinin sinirlari icinde yer alan ve MO 10 9 binyillara tarihlenen Hallan Cemi Hoyugu yerlesimi surekli ve kalici bicimde yerlesik duzene gecmis bir topluluktu Ancak kazilarda elde edilen buluntular avci toplayici bir topluluk oldugunu gostermektedir Yerlesik duruma gecen avci toplayici topluluklarda ise toplulugun gunluk gida maddesi gereksiniminde toplayiciligin giderek daha baskin hale geldigi dusunulmektedir Bu baskin hale gelmis toplayicilik ve daha sonra tarima dayalilik bolgenin flora ve faunasinin olanak verdigi cesitli bitki ve hayvan turlerini evcillestirmekle baslamis olmalidir Avcilik toplayiciliktan tarima gecisinin oldukca isteksizce daha dogrusu zorunluluklardan dolayi oldugunu soylemek mumkundur Her seyden once tarim avcilik ve toplayiciliga gore cok daha fazla emek harcayarak gerceklestirilen bir uretim tarzidir Bununla birlikte bu topluluklarin agirlikli olarak ceylan etinden basta tahillar olmak uzere tarimsal urunlere yoneldikleri aciktir Kuskusuz bu evcillestirme o toplumun yerlesik kulturunun yonelimleri tarafindan belirlenmisti Bircok tarihoncesi toplulukta tarimin ve hayvanciligin ilahi gucler tarafindan insanlara ogretildigi ve bu nimetlerden bolluk icinde yararlanmanin yine ilahi guclerin izniyle oldugu inanci yerlesmistir Ornegin bereketli bir hasat icin uygun yagis tanrilarin bir lutfudur ve tanrilar bunun karsiliginda insanlardan bir seyler beklerler Bazi toplumlarda bu karsilik kurban olabilmektedir Hipotezler Topluluklarin tarima yonelmelerinde etkili olan faktorler hakkinda farkli kuramlar gelistirilmistir Bu kuramlarin en bilinenleri Vaha Kurami ilk olarak Amerikali cografyaci ve kasif tarafindan 1908 yilinda ortaya atilmis Gordon Childe tarafindan Insan Kendini Yaratir calismasiyla genisletilmis ve tanitilmistir Atlantik in iliman enlemlerindeki alcak basincli hava dongulerinin kuzeye kaymasi nedeniyle iklimin kuraklasmasi insan topluluklarinin vahalara ve yil boyu kurumayan irmak kiyilarina cekilmeye ve buradaki hayvanlarin insanlarla ister istemez daha yakin temas icinde olmaya zorlandiklarini savunmaktadir Bu topluluklar diger yandan bitki yetistirmeyi de bu gorece dar cografyada kesfettiler Ancak bugun icin bu teori arkeologlar arasinda destek gormemektedir Cunku iklimsel veriler soz konusu donemde bu bolgelerde kuraklik yerine tersine yagisli bir iklim surmekte oldugunu gostermektedir Cekirdek alan kurami arkeolog Robert J Braidwood tarafindan 1948 yilinda illeri surulen bir kuramdir Braidwood tarimin ilk kez Toros Daglari ve Zagros Daglari nin tepelik yamaclarinda basladigini ileri surmektedir Braidwood a gore insanlarin yasam cevrelerindeki canlilari daha iyi tanimalarina yol acan bir kulturel gelisme ile tarima gecmislerdir Bu bolgelerin Childe kuraminin dayanagi tersine yagisli bir iklime sahip oldugunu ve cok cesitli bitki ve evcillestirmeye uygun hayvan barindirdigini belirtmektedir Brian Hayden in ortaya attigi bir kuram da bazi guclerin debdebeli solenlerle sayginlik arama cabalari oldugunu bu solenlere buyuk miktarlarda yiyecek bulma geregiyle tarimin kesfedildigini ileri surer Amerikali cografyaci tarafindan ortaya atilan Lewils Binford ve Kent Flannery tarafindan gelistirilen Demografik kurama gore belirli bir cevrede yerlesik bir topluluk o cevrenin besleyebilecegi kapasite sinirlarina kadar genisledi ve toplayabileceginden daha fazla yiyecege gereksinim duydu Ancak Saure bu durumun bir kitlik hali olmadigini kabul etmektedir Cunku kitlik icindeki bir toplulugun tarimi kesfedecek zamani yoktur David Rindos tarafindan gelistirilen amacli evrimsel kuram tarimi bitkiler ve insanlarin evrimsel bir uyumu olarak gormektedir Yabani bitki turlerinin toplanmasiyla bu bitkiler zaman icinde evcillesmeye basladi Belirli bir bolgedeki bu topluluk zamanla bolgedeki flora ve faunayi cok daha iyi tanir hale geldi ve bitki insan ve hayvan arasinda gelisen bir uyum ortaya cikti Rindos bunu ekolojik bir cerceve icinde birlikte evrim gecirme olarak tanimliyor Peter Richerson Robert Boyd ve Robert Bettinger Holosen devirdekine onbin yil oncesinden gunumuze uygun sekilde giderek istikrarli bir iklimde tarimin gelismesini semalastirdilar Ronald Wright in toplumsal cokusler uzerine verdigi bir dizi konferans Gelismenin Kisa Tarihi adinda bir kitapta toplandi ve bu hipotez bilim cevrelerince ve kamuoyunca tanindi Avustralyali tarihci Andrew Moore Neolitik Devrim safagini Mezolitik Devir in sonlarinda yer alan uzun bir doneme dayandirmaktadir Neolitik Devrim in Yeniden Degerlendirilmesi adinda bir kitap yazan Frank Hole hayvanlarin ve bitkileri evcillestirilmesi arasindaki iliskileri cok daha uzaga yaymistir Hole henuz bilinmeyen bolgelerde zamanin farkli donemlerinde birbirinden bagimsiz gelismelerin ortaya cikmis olabilecegi fikrini ileri atmaktadir Sam in 20 km guneybatisindaki tarihoncesi bir yerlesim olan da 8 Bin yila kadar evcillestirilmis hayvan turlerinden keci koyun sigir ve domuz bir kalinti bulunmadigini fark etmistir Eriha da emmer bugdayi ve arpa yetistiriciligiyle ilgili olarak Maria Hopf tarafindan ileri surulen bulgularin ortaya koydugu gibi en eski emmerle birlikte nde bulundugu ileri suruldu Hole un vardigi sonuna gore Firat Nehri nin bati bolgesindeki ve ozellikle de Arap Yarimadasi nin en guney kiyilarinda son buzul caginda yagmur sularinin olusturdugu kuru vadilerde yapilacak arastirmalar onemliydi Tarimin ortaya cikisiyla ilgili en genis kapsamli kuram Charles Darwin in kuramidir Darwin in Evrim Teorisi cagdas biyoloji ve antropoloji uzerinde derin etkiler yaratmistir Bu kuram tarimin ortaya cikisini bir bulus ya da kesif olarak kabul etmektedir Darwin e gore avci toplayici topluluklar cevrelerinde yetisen bitkilerden yenebilecek olanlari pisirme ya da kaynatma gerektirse de deneye yanila ogrenmislerdi Bu bitkilerin tohumlari konaklama yerleri civarina ister istemez sacildi ve aslinda oldukca iyi gubrelenmis bu toprakta yeni filizler cikti Bir atik yiginina dusen bir meyve agaci ya da bugday tohumunun orada yesermesi ustelik bunun defalarca ve defalarca gerceklesmesi insanlarin bir sure sonra dikkatini cekecektir Darwin e gore tarima gecis gozleme ve biraz da esine dayanan bir kesifti Kuskusuz burada kast edilen yerlesik duzendeki avci toplayici bir topluluktur Darwin de bircok bilim insani gibi gocebelerin tarimi gelistiremeyecegi dusuncesindedir Genel cerceve Butun bu ve benzeri hipotezler isiginda tarima geciste genel bir cerceve cizmek mumkundur Pek cok bilim insaninin uzerinde anlastigi genel cerceveyi modeli su sekilde belirlemek olanaklidir Bolgede tarimi yapilabilir bitkilerin yaygin olmasi Elde edilen gida maddelerinin hemen tuketilmeyecek depolanmasi belirli bir doneme yayilarak tuketilmesi baglaminda gecikmeli getiri ekonomisini uygulayabilecek duzeyde bir sosyal organizasyonun saglanmis olmasi Beslenme aliskanliklarini degistirmeye itecek bir gereksinimin ortaya cikmasi Rus tarihci hangi bitki ya da bitkiler soz konusu olursa olsun tarimin daima ozellikli dogal cevrelerde ornegin Guneydogu Asya da ortaya ciktigini belirtmektedir Buna gore hububat tariminin Antik Misir da ya da Filistin de baslamis olmasi gerektigi dusunulebilir Grinin bazi durumlarda kultur bitkilerinin ya da evcil hayvan kemiklerinin 14 15 bin yil onceye tarihlenmesine karsinTarim Devrimi nin gunumuzden 9 ile 12 bin yil once basladigini belirtmektedir Gunumuzden 12 900 yil once dis uzaydan bir ya da birden cok goktasinin dunyaya carpmasi ile olusan etkilerin gezegende son buzul cagini sona erdirdigi saptanmistir Bu carpma buyuk capta ozellikle iri otcullarin megafauna soyunun tukenmesine neden olmustur Buzul cagi sonrasinda ozellikle Akdeniz bolgesi kusaginda kurak bir yaz mevsiminin ortaya cikmasiyla mevsimsel farkliliklarin keskinlestigi biliniyor Gunumuzden yaklasik 12 bin yil once baslayip halen suren Holosen Donem icinde yaklasik 10 bin yil once baslayan 6 bin yil suren olarak tanimlanan bir donem yasanmistir Bu donem yerkure genelinde gorece daha sicak bir donemdir Ornegin kuzey yarikurede yazlar 2 4 derece daha sicak kislar ise nispette daha soguk olmustur Yakin Dogu daki sonuc kurak mevsimin uzamasi ve siddetlenmesiydi Tum bu iklimsel degismelerle bugunku Akdeniz iklimi nin ortaya cikmaya baslamisti Kuskusuz bu Akdeniz Iklimi hem kuzey yarikurede hem de guney yarikurede bir iklim kusagi olarak ortaya cikmistir Bu iklimsel durum bolgede bir esi gorulmemis kurak mevsim olarak kendini gostermistir Sonucta bu mevsimsel sartlara daha uyumlu tek yillik bitki turleri evrimlesti Bazi tek yillik bitki turleri bolge faunasinin basat bitki turu oldular Bu evrimsel acilim insanlarin yasadigi cevrelerde ileride tarimi yapilabilecek olan bitkilerin ortaya cikmasini ve yayginlasmasini saglamaktadir Ote yandan bu mevsimsel degisme bolgedeki avci toplayici topluluklari fazlasiyla etkilemis olmalidir Bir yandan megafaunanin ortadan kalkmasi insan toplumlari hayatta kalabilmek icin daha cok bitkisel besine yonelmek zorunda birakmistir Buzul caginin sona ermesiyle iri otcullarin megafauna daha kuzey enlemlere cekilmesi avcilarin av yontemlerini degistirip daha kucuk avlar pesinde kosmalarina neden olmustur Kucuk avlara yonelseler bile avdan saglanan etin giderek azalmasi ile karsi karsiya kalmislardir Mevsimsel degismelerin avci toplayi topluluklari karsi karsiya biraktigi diger bir gucluk de kurak mevsimde toplayicilarin yeterli gida maddesi bulmakta zorlanmalaridir Dolayisiyla buna olanak bulan topluluklarin gida stoku yapmaya calismasi kacinilmaz olmustur Yabani tahil bu is icin uygundur Ayrica bircok meyve kurutularak saklanabildigi gibi et ve balik da kurutulabilir Ancak gocebe ya da yari gocebe bir toplulugun depolama olanagi da yoktur Stoklanabilecek yiyecek ve bunun yontemlerine ulasan topluluklarin yerlesik duzene gectikleri dusunulmektedir Yerlesik duzene gecen bu topluluklar daha cok toplayiciliga bel bagliyorlardi Cunku uzun ve kurak mevsim bitki ortusunu zayiflattigi olcude bolgedeki avlanabilir otcullarin populasyonunu da daraltmisti Beslenme rejiminde yabani tahil turleri giderek agirlik kazandi ve yabanil tahil devsiriciligi ana uretim bicimi haline geldi Bu tahillarin toplanmasi depolanmasi sirasinda etrafa sacilan tohumlarla bu turlerin yayilma alani genisledi Hatta kendi kulubelerinin girisinde dahi gorulmeye baslandi Sonucta cakmak tasindan ustalikla arac gerec yagan avcilik yontemleri gelistiren bu insanlarin tohumlarin bir sonraki mevsimde filizlendigini gozlemlemesi neredeyse kacinilmazdi Tarima gecen topluluklarin avcilik ve toplayiciligi surdurduklerini gosteren kanitlar vardir Yeni bitki turleri tarima alindikca tarim disi uretim faaliyetleri olarak avcilik ve toplayicilik giderek azalmistir Yabanil tahil devsirme konusunda deneysel bir calisma oldukca dikkat cekicidir Amerikali paleobotanikci Jack Harlan Guneydogu Anadolu bolgesinde Amerikan ve Turk arkeologlarca surdurulen calismalara katilmisti Harran Ovasi nda Urfa nin Bozova ilcesi Biris Mezarligi nda bir arastirma yapmistir Yabanil tahil devsiriciliginin verimine yonelik bu calismada Harlan ilkel bir devsirme oragiyla yabanil tahil bicmistir Bir saat icinde bir kilo tahil elde edebilecek kadar hasat yapmistir Harlan in hesabina gore bes kisilik bir aile bir hasat doneminde bes hafta kadar bir sonraki hasada kadar yetecek miktarda tahil devsirebilecektir Ustelik yabanin tahildaki protein orani evcil tahilin neredeyse iki katidir Arkeolojik buluntularla ilgili bir sorun da bir arkeolojik yerlesimde devsirme bicaklarinin tahil depolamakta kullanilan cukurlarinin ve ogutme taslarinin bulunmasi o yerlesimde tarima gecildiginin kaniti sayilmamaktadir Tum bunlar o yerleskedeki insanlarin pekala da yabanil tahil devsirdigini ve elde ettikleri tohumlari depoladiklarini gosterir Tarim yapildiginin arkeolojik kaniti o yerleskede evcillesmis tahil morfolojisinin kanitlari bulmakla olabilir Bitki kulturlemesiNeolitik Devirden bir el degirmeni Tarimsal uretime baslayan toplumlar baslarda yabanil tohumlari kullaniyorlardi Bir sure sonra tahilda daha buyuk taneleri tohumluk olarak ayirmaya basladilar Tarimi yapilan diger bitkilerde de tercih edilenlerin hasadi yapildi digerleri birakildi Daha kucuk tohumlu ya da begenilmeyen tercih edilmeyen bitkilerden tohumluk alinmadi Tercih edilmeyen tohumlar bitki uzerinde kaldi ve bunlarin dogal olarak kucuk bir bolumu bir sonraki yil cimlenme firsati buldular Ote yandan tercih edilen tohumlar depolandi ve bir sonraki hasat icin ekildiler Yapay secilim olarak tanimlanan bu uygulama insan topluluklari tarafindan ekimi yapilan bitkilerin sonunda tumuyle tercih edilir bir tur olarak evrimlesmesine yol acti Sonuc olarak tarimi yapilan bitkilerin kulturlenmesi bu bitkilerin benimsenerek tariminin surekli yapilmasini sagladi Sonucta daha bol ve daha kolay hasat saglandi daha guvenle stoklanabildi Sonuc bu topluluklarin daha bol ve istikrarli besin kaynaklarina sahip olmalariydi Bu durum ozellikle tahillarda daha buyuk taneli ve kirilgan olmayan basak eksenine sahip turleri ortaya cikardi Daha iri taneli turlerin insan icin sagladigi avantaj ortadadir Kirilgan olmaya basak ekseni ise hasadin verimligiyle dogrudan ilintilidir Yabanil tahil turlerinde basak eksenleri kirilgandir ve hafif bir esintide bile taneler etrafa sacilir Yabanil tahil devsirici insanlar bu basaklari toplamadan once zaten bir kismi dokulmus oluyordu Dahasi bir o kadari da hasat sirasinda ve tasinirken kaybediliyordu Evcil turlerde ise kirilgan olmayan basak ekseni hasat oncesindeki kaybi onledigi gibi hasat sirasinda tane kaynini da onler Birkac bitki turu bu sekilde gibi bazi insan yerlesimlerinde basariyla gelistirilmistir Bu bitkilerden bazilari basarisiz oldu ve birakildi Bazilari tekrar ekime alindi Sonucta binlerce yil boyunca basarili turler gelistirildi ve dunyaya yayildi Ornegin cavdar Anadolu neolitik caglarinda ekimi yapilan fakat daha sonra birakilan bir tahildi Ilk tarimsal girisimlerden binlerce yil sonra Avrupa ya ulastilar Yabani mercimegin ustesinden gelinmesi gereken bir sorunu vardir Bu bitki tohumlardan cogunun ilk yilda cimlenmemesi gibi farkli bir sorun olusturmaktaydi Onun ilk yildaki bu durgunlugunu gidererek kulturlenmesiyle ilgili ilk kanitlar Kuzey Suriye de Jerf el Ahmar da bulunmustur Hemen ardindan da gorulmeye baslandi En eski bicimiyle bir orakMO 3 binlere tarihlenen bir Sumer oragi Incir arpa ve buyuk olasilikla yulaf Urdun Vadisi nde yer alan Eriha nin 16 km kuzeyinde da kulturlendi Ozellikle incirin bu bolgede 11 400 yil once evcillestirildigini gosteren kanitlar vardir Buradaki neolitik yerlesimde 2006 yilinda yapilan kazilarda cok buyuk tahil depolama yerleri bulunmustur Buluntular gunumuzden 11 bin yil oncesine tarihlenmektedir Gilgal da bazi baska bitkilerin bir sure yetistirildigini fakat daha sonra bu turlerin ekiminden vazgecildigini biliniyor Arkeologlar bolgede yasayan insanlarin gecim stratejilerinin arpa ve yulafin yabanil turleri ve mese palamudu gibi bitkilere dayandigini dusunuyorlar Bu turlerden bazilari daha sonra dunyanin baska bolgelerinde tarim amacli kullanildilar Incir bir yana birakilirsa ilk kulturlenen bitkilerin yabani tahillar oldugu kabul ediliyor Halen bugun tarimi yapilan diger bitkilerin daha sonraki donemlerde kulturlenmis olmasi gerekir Ornegin zeytin ve asma gunumuzden 6 bin yil once kulturlenmistir Bugun tarimi yapilan tum bitkiler bundan 4 bin yil oncesinde artik insanlar tarafindan uretilmekteydi Bu neolitik ciftciler tarim tekniklerini gelistirdikce giderek buyuyen bir urun fazlasi ortaya cikmistir Topluluk tuketeceginin ustundeki bu urun fazlasini depolamak durumuna gelmistir Cogu avci toplayici topluluklar gocer yasan tarzlari nedeniyle yiyecek saklama olanagina sahip degildir Ancak yerlesik topluluklar urun fazlasini rahatlikla depolayabilirler Boylece tahil ambarlari yapildi ve buralarda daha fazla dayanikli gida maddesi depolandi Bu sayede tuketilebilir daha fazla gida maddesi o toplulugun nufusunun artmasina olanak vermis bu sayede belli alanlarda uzmanlasan bir isgucu ve alet yapimi saglanmistir Tum bu surec tek bir toplulukta zaman icinde birbirini izleyen evreler olarak gelismis degildir Farkli bolgelerdeki farkli insan topluluklarinda farkli yollardan gelisen bir surectir Arkeolojik kanitlar yetersiz olmakla birlikte neolitik donemde kadin erkek arasindaki isbolumu erkegin cogunlukla avcilik kadinin ise toplayicilik faaliyetlerine yonelmesi seklindeydi Bu durumu cagimizdaki avci toplayici topluluklara bakarak soylemek mumkundur Buna gore bitkilerin yasam dongulerini gozlemlemek ve ilk tarimsal girisimlerde bulunmak yonunden kadinlar daha avantajli gorunmektedir Yenilebilir bitki turlerini bulmak secmek ve daha sonra ekimini yapmak kadinlara daha yakin olmaliydi Boyle olunca Neolitik Devrim i kadinlarin bir devrimi sayma egilimi vardir Bu ilk gozlemlerin ve ilk tarimsal faaliyetlerin hangi cercevede ve ne tarzda gelistigi hakkinda gunumuze herhangi bir bulgunun kalmamis olmasi dogaldir Ancak mantiga dayanan bazi gorusler ileri surulmustur Ornegin fazla gelen ya da tuketilmek istenilmeyen bitkilerin bir yana atilmasiyla burada yeni bitkilerin yetistigi gozlemlenmis olabilir Yine de ilk tarimsal faaliyetlere girismeyi bircok etmenin sekillendirdigini kabul etmek gerekir Asya Guney Asya Birkac dari turunun ve celtigin Cin de basta gelen kulturlenmis bitkiler oldugu biliniyor Kum darinin Dogu Asya da 10 bin yil once ekildigi saptanmistir Celtigin ilk kulturlendigi bolgenin Cin in Yangzi Nehri Vadisi oldugu genel kabul gormektedir Yangzi Nehri uzerindeki Dongting Golu yakinlarinda arkeolojik bir yerlesim olan de cok sayida yabanil celtik bulunmustur Bu fitolitler gunumuzden 11 12 bin yil oncesine tarihlenmistir Yabanil celtik fitolitlerinin bulunmasi bolgede bu tarihlerde yabanil celtik devsiriciliginin yaygin oldugunu ama henuz tariminin yapilmadigini gostermektedir Bolgede bulunan celtik fitolitlerinin yapisi bir tabakada degismektedir Bu tabaka gunumuzden 8 10 bin yil oncesine tarihlenmekte olup bu tarihlerde celtigin kulturlenmis oldugunu gostermektedir Elde edilen tum arkeolojik buluntular uzerinde 2011 yilinda yapilan bir calisma celtigin kulturlendigi ilk bolgenin Yangzi Nehri Vadisi oldugunu gostermektedir Hindistan da en eski celtik kalintilari gunumuzden 8 9 bin yil oncesine ait buluntulardir Bununla birlikte kulturlenmis celtigin Indus Vadisi Uygarligi tarafindan 2 500 3 000 bin yil once kullanildigi genel kabul gormektedir Bugday arpa ve hunnap 11 bin yil once evcillestirilmisti Nispeten kisa bir sure sonra koyun ve keci evcillestirildi Ayni donemde fil de evcillestirilmisti Gunumuz Pakistan sinirlari icindeki Mehrgarh da bugday arpa sigir koyun ve keci 10 8 bin yil once evcillestirilmisti Kasmir de tarimci topluluklar bundan7 bin yil oncesinde yaygin duruma gelmisti Pamugun da bolgede 6 7 bin yil once yetistirmeye basladigina iliskin kanitlar bulunmustur Yakin Dogu Urdun Nehri Vadisi Yaygin tarim bugun icin elimizdeki bilgilere gore bunu saglayacak bircok faktorun bir araya geldigi Bereketli Hilal genelinde gerceklesmistir Akdeniz iklimi uzun ve kurak bir mevsimi gorece kisa fakat yagisli mevsimiyle bugday ve arpa gibi kucuk ama buyuk tohumlu bitkiler icin uygun bir iklim ortamidir Bu iklim kosullari hasadi ve urunu saklamayi kolaylastirdigi icin tarim icin cok uygun kosullar saglamaktadir Ote yandan kulturlenmis bu gibi bitkilerin ozellikle yuksek protein icermesi genis insan topluluklarini besleme olanagi vermektedir Bereketli Hilal de farkli cografi sekiller ve yukseltiler bulunmaktadir Bu cesitlilik bolgedeki avci toplayici topluluklarin tarima gecislerini ivmelendirmistir Benzer iklime sahip diger bolgeler kulturlenecek bitki turlerinin bolge faunasinda yer almamasi cografi anlamda cesitlilik gostermemesi nedenleriyle tarima daha az elverisli gorulmektedir Carl Sauer in dayandigi varsayimlardan biri de bu konuya isaret etmektedir Sauer tarimin besiginin bitki ve hayvan cesitliliginin oldugu bir bolgede aranmasi gerektigini soyler Boyle bir bolge farli topografik ve farli iklimsel ozellikler gosteren bir bolge olmalidir Ancak Sauer icin tarimin en eski baslandigi bolge Guneydogu Asya dir Sonuc olarak Sauer in gosterdigi Bereketli Hilal degildir ama soz konusu varsayiminin bu bolgeyi de isaret ettigi gorulebilir Natufian Kulturu nun yayildigi alan Bereketli Hilal de sinirlari daha belirgin bir bolge aranacaksa buna en yakin aday olarak Urdun Vadisi gorunmektedir Taberiye Golu kuzeyi ile Olu Deniz guneyi arasinda uzanan vadi iki gol arasindaki Urdun Nehri boyunca uzanir Tarimin ana gecim kaynagi olma halinin buradan Bereketli Hilal e yayilmis olmasi kuvvetle muhtemeldir Bereketli Hilal in ozellikle guney kesimi son buz cagindan Holosen e kadar neredeyse kesintisiz olarak insan yerlesimlerini gorulmustur Bu yerlesimlerden en dikkate degerler olanlarindan biri gunumuzden 12 500 yil once baslayip 10 500 yil oncesine kadar yayilan Natufian Kulturu dur Natufian Kulturu geleneksel olarak baslangic halindeki tarimsal ekonominin en yakin temsilcisi olarak kabul edilmektedir Onceleri yabanil tahil devsiren bir uretim bicimi surduren bu topluluklar tarima gecisi sagladilar Natufian yerlesimi olan yakinlarindaki kazilarda tarimsal faaliyetlerle ilgili en eski kanitlar bulunmustur Bolgede yabani tahil turlerinin ozellikle cavdar ekildigi saptanmistir 2012 yilindaki arkeolojik arastirmalar sonunda tarihteki ilk amfitiyatronun Urdun un Faynan Vadisi nde MO 9600 yili civarinda yapildigi ortaya cikmistir Komunal binalarin bulundugu tarima gecis yapmamis bir koy de bulunmustur Tarimdan once yerlesik hayata gecildiginin ispati Neolitik Devrim kavraminin yerlesik hayata gecme nedeninin tarim oldugu varsayiminin sorgulanmasina da yol acmistir Ciftci de gocer de olmayan Faynan Vadisi yerlesimcileri avlanarak ve toplayicilikla yasamlarini surduruyorlardi Bereketli Hilal de erken tarima gecmis arkeolojik yerlesimlerden bazilari Jarmo Gunumuz Irak sinirlari icinde Zagros Daglari bati eteklerinde yer alan bu yerlesimde gunumuzden 8 750 yil oncesine tarihlenen bugday ve arpa tohumlariyla keci kemikleri bulunmustur Alisar Catalhoyuk Cayonu Avcilik toplayicilik durumunda yerlesik duzene gecen topluluklarca iskan edilmis olup gunumuzden 8 bin yil once tarima gecilen bir yerleskedir Filistin de Natufian Kulturu nun cekirdek yerlesimi Urdun Vadisi nde Eriha nin 20 km kuzeyi Evcillestirilmis bir bugday turu olan emmer bugdayi tarimi yapildigina dair gunumuzden 10 800 yil oncesine tarihlenmis kanitlar bulunmustur Eriha Gunumuz Suriye Firat yakinlarinda bir yerlesim Orta Mezopotamya da Dicle kiyisinda Hassuna Samarra Kulturu yerlesimi Yakindogu da evcillestirilerek tarimi yapilan bitkiler uc tur tahil dort tur bakliyat ve bir de ketendir Tahillarin ikisi yabanil bugday turleri olan ve olup ucuncu tur arpadir Cavdar Neolitik Donem de Yakin Dogu da sadece da gorulmekte olup yaygin tarimi yapilan bir bitki degildi Bakliyatlar ise mercimek bezelye nohut ve gunumuzde hayvan yemi olarak yetistirilen burcakti Afrika Neolitik Devrim sadece Bereketli Hilal de degil dunyanin farkli bolgelerinde birbirinden bagimsiz ortaya cikmis ve gelismistir Afrika anakarasinda tarimin birbirinden etkilenmeksizin gelistigi uc bolge tespit edilmistir Bunlar Etiyopya Eritre yukseltileri Sahel Kusagi ve Bati Afrika dir Nil Vadisi de cok eski tarihlerden itibaren insan yerlesimlerine konu olmustur Antik Misir dan bir duvar resmi En unlu kulturleme bitkisi Etiyopya nin yuksek kesimlerinde yetistirilen kahvedir Ayrica gat sorgum bir cins muz olan ensete diger bazi yerel bitkiler ile bir tur dari Etiyopya dagliklarinda kulturlenmistir Bati Afrika da kulturlenmis bazi bitkiler Afrika pirinci ve yag palmiyesidir Afrika da kulturlenen bir dizi bitki izleyen bin yil icinde dunyanin baska bolgelerine yayilmis ve yetistirilmeye baslanmistir Nubiya nin kuzey kesiminde Nil kiyilarinda gelisen Qadan Kulturu ve Sebilian Kulturu yerlesimlerinde cok sayida tahil ogutme tasi bulunmustur Ayrica kulturlenmis bitkilerle beslenmeye dayali bir toplumun gunumuzden 7 bin yil once bu yerlesimlerde yasadigi yonunde kanitlar vardir Eski Dunya da Gec Paleolitik topluluklarin cogunun suruculuk avci toplayicilik ve tarim arasinda kararsiz durumda bulunduklarini edinilmis bilgi ve deneyimin verdigi guvenle rahatlikla soyleyebiliriz Orta Dogu dan farkli olarak bu kanitlar Kuzey Afrika da Neolitik Devrim safaginin sahte safak oldugunu gostermektedir Cunku tarima yonelen bu yerlesimlerden bazilari daha sonralari tarimi ya da yabanil tahil devsiriciligini terk edilmistir Ornegin Qadan Kulturu orak ve ogutme taslari kullaniyordu fakat bu aletlerin 12 bin yil oncesinden sonra kullanildigina dair hicbir bulgu yoktur Bu durum Sahra Colu ndeki kuraklasmayla aciklanmaktadir Dolayisiyla Kuzey Afrika da yerlesik ciftcilik gunumuzden 6 500 yil oncesine kadar geri itilmistir Tarimsal duzene gecen Tasian Kulturu ve Badari Kulturu buna ornektir Yukari Nil de yelesik Badari Kulturu Neolitik Devrim konusunda bolgedeki en eski bulgulari saglamaktadir Bu insanlarin gunumuzden 6 000 6 400 yil once bugday arpa ve mercimek tarimi yaptiklari anlasilmaktadir Fakat bu tarih muhtemelen 7 bin yil oncesine uzanmis olmalidir Guney Asya da cok buyuk olasilikla Papua Yeni Gine de ilk kulturlenen bitkilerden olan Iki farkli muz turu Afrika da 5 bin yil once yetistirilmeye baslanmistir Golevez ve yam Afrika da da yetistirildi Amerika Secici yetistirmeyle solda zaman icinde misira donusmustur sagda Ortada misir teosinte hibriti Meksika nin guneyinde Oaxaca Vadisi ndeki 10 bin yil oncesinde kullanilan bir magarada misir polen parcalari su kabagi sakiz kabagi bulunmustur Bu buluntularin gunumuzden 10 bin 8 bin yil oncesine dayandigi saptanmistir Ancak bu magaradaki insanlar avci toplayiciydilar Tarima dayali yerlesik duzene gecisleri yaklasik 4 bin yil oncesine dayanmaktadir Amerika Kitasi nda Misir fasulye ve Kabak Orta Amerika da en eski tarihlerde kulturlenmis bitkilerdendir Ilk evcillestirilen bitki olan misir turlerine iliskin kanitlar Meksika nin vadisinde bulunmus olup yaklasik 8 7 bin yil onceki tarihlere dayanmaktadir Misir tarimi bu bolgeden 4 600 yil oncesinde Panama ya 4 600 yil oncesinde ise Uruguay a ulasmistir Balkabagi aci biber avokado yaklasik olarak 6 900 5 500 yi oncesinde kesin olarak yetistirilen bitkilerdi Patates ve manyok Guney Amerika da kulturlendi Patates gunumuzden 7 10 bin yil once Peru nun guney bolgesinde kulturlenmistir Aycicegi de yaklasik olarak 4 500 yil once ekimi yapilmaya baslanan bir bitkidir Hayvanlarin evcillestirilmesiHer seyden once sunu belirtmek gerekir ki pek cok bilim adami bitki kulturlenmesinin hayvanlarin evcillestirilmesinden once gerceklestigi konusunda hemfikirdirler Bu baglamda hayvanlarin evcillestirilmesi tarima dayali bir yasam tarzinin ikincil bir gelismesi olarak gorulmelidir Bununla birlikte bu konuda yer ve zaman saptamak cok zordur Bitkiler konusunda kulturlenmis bitkilere iliskin kanitlarin bulunmasi yeterlidir ancak hayvanlar icin boyle bir durum soz konusu degildir Tarimci olmayan ama hayvan evcillestirmis bir toplulugun gocebe ya da yari gocebe olmasi beklenir Dolayisiyla bu topluluktan geriye kalacak olan evcillestirilmis hayvan kemikleri daginiktir ve bulunmasi bir rastlantiya baglidir Yine de hayvan yetistiriciliginin tarimin rolu olmaksizin dogrudan dogruya avci toplayici bazi topluluklar tarafindan gelistirildigini kabul eden bir arastirmacilar da vardir Hayvanlarin ne sekilde evcillestirildigi konusu da akademik cevrelerde tartisila gelmistir Bu konuda ilginc bir yaklasim tarafindan ortaya atilmistir Hahn hayvanlardan bir avcinin tarzi disinda yararlanmanin ornegin sut ve isgucu gibi evcillestirilmeden once bilinemeyecegini fark etti Ohalde hayvanlar yararlari icin evcillestirilmis olamazdi Hahn insan topluluklarinin hayvanlari evcillestirmesindeki gudunun dinsel inanclardan geldigini ileri surmustur Bircok antik uygarliktan magara resimlerinden ve bugun de izleri gorulen inanc uygulamalarindan soz ederek hayvanlarin onceleri kurban olarak kullanilmaya baslandigini ileri surmektedir Bu yaklasima gore bazi hayvanlar kurban edilmek uzere canli ele gecirilmis bunlardan bazilari kurban edilmekten vazgecilerek beslenmistir Ote yandan oldurulen anasinin yanindan ayrilmayan bir yavrunun daha sonra oldurulup yenilmek uzere kampa canli goturulmesi ve beslenmeye devam edilmesi de insanligin o cok uzun avcilik toplayicilik doneminde pek cok kez yenilendigini dusunmek mumkundur Avci toplayiciliktan tarimci yerlesik yasama gecince yakalanan hayvanlari bir sure de olsa elde tutmak daha yararli gorunmus olmali Daha sonra bu hayvanlar surekli el altinda tutulmaya gidildi Her ne kadar gocebe surucu topluluklar da hayvanlari surekli kontrolleri altinda tutuyorlarsa da yerlesik ciftci toplumlarin hayvanlarla iliskisi belli bir olcude farkli olmustur Hayvanlarin cussesi davranis bicimleri beslenme ve ciftlesme tarzlari ile yasam sureleri evcillestirme cabalarinda ve basarida etkili faktorlerdir Inek keci ve koyun gibi hayvanlardan saglanan sut insanlar icin onemli bir protein kaynagi oldu ve bu yuzden bu hayvanlar oldukca degerliydi Ote yandan hayvanlarin topragi surmek ya da ceki hayvani olarak isgucunden ve etinden yararlanmak da dikkate alinmalidir Bazi hayvanlar ise etin yani sira deri post gubre ve yun sagliyorlardi Ilk evcillestirilen hayvanlar koyun keci inek domuz ve 15 bin yil oncesine kadar giden kopekti Ancak kopek canis lupus familiaris evcillestirilmis bir tur degildir Evcillestirilen tur kurttur canis lupus Ayrica kurt evcillestirilmemis evcillesmistir Insan kamplari cevresinde kalip avdan insanlarin yemedigi parcalarla kemik deri vs beslenme aliskanligi edinen kopegin atalari kusaklar sonra insanlarla birlikte yasamaya alismis olmalidirlar Ancak belirtmek gerekir ki kopegin insan topluluklarina katilmasi Neolitik Devir de degil Mezolitik Devir de gerceklesmistir dolayisiyla Neolitik Devrim kavrami disinda kalmaktadir Koyun keci ve domuzun Yakin Dogu da gunumuzden 10 500 ile 9 bin yil once evcillestirildigi soylenebilir Ovis gmelini ve sigir kendilerini daha iyi savunduklari ve hizli olduklarindan daha gec tarihlerde 8 500 yil once evcillestirildi Deve icin ongorulen tarih gunumuzden 6 bin yil oncesidir Orta Dogu da hayvanlarin evcillestirilmesi Orta Dogu da keci ve domuz gibi bircok hayvan evcillestirilmistir Bu bolge ayrica hecin devesinin ilk evcillestirildigi bolgedir Bu hayvanlarin bolgede bulunmasi buradaki insan topluluklari icin kulturel ve ekonomik gelismede buyuk bir avantaj saglamistir Orta Dogu nun iklimi giderek kuraklarken bircok yerlesik ciftci hayvanlarini da yanlarina alarak yerlesik duzeni dolayisiyla ciftciligi terk edip gocebe surucu yasam tarzina gecmek zorunda kaldilar Orta Dogu dan baslayan bu kitlesel goc daha sonra bu hayvanlarin Eski Dunya nin diger bolgelerine yayilmasini saglamistir Orta Dogu dan cikan bu gocler esas olarak dogu bati ekseninde benzer iklim sartlarinin hakim oldugu topraklara yayilmistir Bu topluluklar sonucta yine tarim icin uygun olmayan bolgelere ulastilar ve yerlesik yasam tarzina donemediler Ornegin bugday tropik iklimde yetismez Yine muz da tropik bir bitki olmasi dolayisiyla daha soguk iklimlerde urun vermez Jared Diamond bu dogu bati ekseninin bitki ve hayvan evcilestirmesinin Bereketli Hilal den Eski Dunya nin diger bolgelerine ve Kuzey Afrika ya cok hizli yayilmasinin temel nedeni oldugunu varsaymaktadir Ote yandan Afrika nin kuzey guney ekseninde ornegin Akdeniz iklimine sahip Guney Afrika ya ulasmadi Afrika ayri bir sigir turu olarak Bereketli Hilal de evcillestirilen cinslere oranla sicak iklimlere cok daha iyi uyum saglamaktadir Bu ozelligiyle Tropik Afrika icin basarili bir turdur Kuzey ve Guney Amerika da benzer sekilde bir tropik kusakla ayrilmistir Bu durum Guney Amerika ya ozgu bir tur olan lamalarin daha kuzeye yayilmasini onlemistir SonuclarEkonomi tarihinde uzun donemde ekonomik buyumeye zemin hazirlayacak olcude koklu degisimler yaratan bu baglamda devrim olarak nitelendirilebilecek iki olay vardir Bunlardan ilki Neolitik Devrim diger ise binlerce yil sonra gerceklesen Sanayi Devrimidir Neolitik Devrim dunyasindaki insan nufusunun cok buyuk bir kismini zaman icinde avcilik toplayiciliktan koparip tarimci hayvan yetistiricisi topluluklar haline getirirken Sanayi Devrimi cesitli toplumlardaki tarimci nufusun buyuk bir kismini tarimdan ve hayvanciliktan koparip sanayi ve hizmetler sektorlerinde uretim yapar hale getirmistir Neolitik Devrim nasil birkac bolgede ortaya cikip dunyanin butunune yayildiysa Sanayi Devrimi de Bati Avrupa da ortaya cikmis ve ayni sekilde dunyanin butunune yayilmistir Her iki devrimsel olayin ilk elde gozlemlenen en belirgin etkisi yeryuzundeki insan populasyonunun ortaya serdigi patlama dir Neolitik Devrim den once dunya nufusunun 5 10 milyon oldugu tahmin edilmekte ve en fazla 20 milyona ulasabilecegi hesaplanmaktadir Neolitik Devrim den Sanayi Devrimi ne kadar gecen 10 12 binyillik sure sonunda dunya nufusu 750 milyon civarina ulasmis Sanayi Devrimi nden sonra gunumuzde kabaca 7 5 milyara cikmistir Neolitik Devrim in dunyada yarattigi degisimler ana basliklar halinde su sekilde siralanabilir Nufus artisi ve yayilma Nufus artisinin yani sira insan toplumlarinin yeryuzundeki yayilma alani genislemistir Bu genisleme tarim yapmaya uygun bolgeler ve tarim yapma olanaklari olmadigi halde surucu gocebe yasama olanak saglayan bolgelere yayilma seklinde olmustur Insanlar dunyanin avcilik ve toplayicilikla bile yasayamayacagi bolgelere kadar yayilip tarim yaparak ya da suru hayvanlarini guderek yayilmislardir Bu yayilma esasen Neolitik Devrim in yayilmasidir ve Neolitik Devrim in kendi ic dinamiklerinin bir sonucudur Genis beslenme olanaklarinin nufus artisina neden olmasi yeni olusan aile ler icin yeni tarim alanlari bulmayi zorlamaktadir Istilalar Tarima elverisli topraklarin sinirli olmasi ve tarimci topluluklarin artmasi yayilmasi sonucu giderek kitlasmasi topluluklarin tarim alanlari ve otlaklar icin catismasini getirmistir Daha belirgin olarak Kuzey ve Orta Avrupa da olmak uzere tarimci topluluklarin yayildigi her bolgede gorulen bir olaydir bu Kazisi yapilmis yerlesimlerde tabakalar arasindaki belirgin ve birdenbire ortaya cikan kulturel degisme oradaki yerlesik toplumun yerini farkli geleneklere sahip baska bir toplulugun aldigi farkli bir ifadeyle bir halkin baska bir halk tarafindan istila edildigi seklinde yorumlanmaktadir Buradaki halkin kismen olduruldugu ama daha buyuk olcude suruldugu ya da kole edildigi dusunulmektedir Bu tur olaylar barbar yasamin tekrar tekrar karsimiza cikan bir ozelligidir Dunya nufusu giderek gocebe avcilik toplayiciliktan yerlesik yasama tarimci toplumlara donusmustur Bir siyasal organizasyon olarak devlet cihazi ortaya cikti Farkli siyasi yapilanislar gosteren bu devletlerle birlikte devletlerarasi savasa varan catismalar siyasi istikrarsizliklar iktidar mucadeleleri icat edildi Teknoloji yonunden buyuk gelismeler yasandi demir ve celik teknolojileri gelistirildi Ticaret gercek bicimde ortaya cikarak inis cikislar gostermesine karsin surekli gelisti Bolgeler arasi uzun mesafeli ticaret pazar mekanizmalari kendilerine yer buldular Ticaret giderek kaynaklarin dagitiminda ana mekanizmalardan biri haline geldi Yerlesik duzene gecilmesiyle ortaya cikan koyler kasabalar ve daha sonra da kentler olarak buyuduler Cesitli ekonomik organizasyon modelleri ortaya konuldu Bu modeller piyasalarin giderek tum ekonominin duzenlendigi modellerden saray ekonomisi gibi yeniden dagitimci modellere kadar genis bir spektrumda ortaya cikmistir Sosyal degisim Siklikla Neolitik Devrim in insan topluluklarina besin bulma konusunda buyuk bir esneklik sagladigi ileri surulmektedir Bununla birlikte neolitik insanin beslenme rejimiyle ilgili bulgulara gore beslenme durumlari avci toplayici toplumlarinkinden daha iyi degildi Ozellikle hastaliklar nedeniyle ortalama yasam suresi daha kisaydi Beslenme kalitesiyle ilgili diger bir gosterge ise ortalama boydur Ortalama boy cifti topluluklarda erkeklerde 1 78 cm den 1 68 cm ye kadinlarda ise 1 65 cm den 1 55 cm ye dusmustur Ciftci toplumlardaki boy kisalmasinin Neolitik Devrim oncesindeki olcuye yeniden cikmasi 20 Yuzyilda ancak gerceklesebildi Tahil agirlikli beslenmenin bu toplumlarda boy ve yasam suresinin kisalmasi yaninda cocuk olumlerini enfeksiyon hastaliklarini ve cesitli kronik hastalilari artirdigi ileri surulmektedir Tarimci toplumlara gecis tarimsal gida uretim fazlaligiyla daha yogun ve daha genis topluluklarin olusmasini saglarken toplumsal isbolumunun yeni ortaya cikan dallarinda uzmanlasma saglamistir Daha kalabalik ve daha genis topluluklar ise politik erkin yapisini ve isleyisini degistirecek yonde bir gelisme sureci yaratti Gida maddesi fazlasi tarimdaki calismaya katilmayan ticaret ve zanaatla ugrasan varlikli bir seckin sinifin ortaya cikmasini saglamistir Bu varlikli sinif cesitli yollarla karar mekanizmalarini ele gecirdi ve kendi toplumlarina politik yonden hakim oldular Tarima dayali yerlesik topluluklar basta kucuk koy topluluklari seklindeyken tarim ve hayvanciliktaki tekniklerin gelismesiyle daha genis capli toplumsal ve ekonomik birimlere donustuler Bu surecin ilerleyen asamalarinda ise artan nufusun yarattigi baski uretim tekniklerini gelistirmeyi zorlamistir Mezopotamya da Firat ve Dicle irmaklarinin yil icinde ve yildan yila duzensiz debileri daha geliskin sosyal organizasyonlara ihtiyac gosterdi ve bu bolgedeki neolitik koy birimlerinin MO 5 binlerden itibaren kent devletleri halinde toplanmasina yol acmistir Ote yandan bu yerlesik toplumlari onlarin varliklarini yagmalamak isteyen gocebe surucu topluluklara karsi korumak amaciyla asagi yukari duzenli bir askeri guc olusturmak gerekmistir Bu askeri guc ayni zamanda merkezi otoritenin gucunu de pekistirmistir Kisacasi bugun icinde yasadigimiz ve etkisi altinda oldugumuz bircok toplumsal yapi aile hukuk duzeni mulkiyet ve benzeri toplumsal askeri idari kurumun temelleri bu tarima gecis surecinde atilmistir Sonraki devrimsel gelismeler Sinirlari asagi yukari belirli bir bolgede yasamak kisisel esya edinmeyi olanakli hale getiriyordu Boylece kitlik zamanlari icin yiyecek stoklayabildiler ve bu stoklari kitlik gerceklesmediginde ise diger toplumlarla ticarette degerlendirebildiler Gida tedarikinin surdurulmesi guven altina alindiktan ve ticaret basladiktan sonra toplumlarin nufusu artmaya basladi Bunun dolayli sonucunda toplumda yasayan bireyler gida uretimi ve zanaat olarak ayrildilar Gida uretiminde calisan kesim zanaatlarda calisan bu yuzden gida maddesi uretmeyen kesimin ihtiyacini da karsilayabiliyordu Tarim teknoloji ve uygulamalarindaki gelisme buna olanak saglamisti Toplumdaki bazi bireylerin tam zamanli olarak zanaatkarlik yapabilmesi ihtiyaclari olan gida maddelerinin diger bireyler tarafindan uretiliyor olmasina bagliydi onlar zanaatlarla ugrasirken gida ihtiyaclarini baskalari saglayacakti Zanaatkarlarin varligi ise zamanla teknolojinin ve metal silahlarin gelistirilmesine olanak saglamistir Bu tur gorece karmasik bir toplulukta toplumsal yasamin daha duzenli isleyebilmesi icin bir dizi sosyal duzenleme gerekecektir Bu gereklilik baslarda dinle saglandi Ote yandan meslekten askerlerden olusan bir askeri guc de olusturuldu Bir baska gelisme de bu tur toplumlarda ozel mulkiyetin tum bireyler acisindan giderek onem kazanmasiydi Sabanin tarimda kullanilmasi da devrimsel nitelikte gelismeler saglamistir Her seyden once saban kullanimi emegin ve topragin verimliligini buyuk olcude artirmistir Diger yandan toplumsal isbolumunun bir sonucu olan statuyu de kokten degistirdi Saban oncesinde topragi capayla isleyenler genellikle kadinlardir Eski Misir ve Sumer belgelerinde ise tarlalari surenler hep erkektir Kacinilmaz olarak ahsaptan yapilan sabanin ilk olarak nerede ve ne zaman kullanildigina iliskin gunumuze ulasan bir kanit henuz ele gecmemistir Bununla birlikte gunumuze ulasan belgelerden Misir ve Mezopotamya da sabanin MO 3 binde kullanildigi anlasilmaktadir Cok uzun olmayan bir sure sonra Hindistan da MO 1400 de Cin de kullanildigi anlasilmaktadir Sabanin tum tarimci topluluklar tarafindan kullanilmasi ise MO bin dolayinda olmustur Ikincil urunler devrimi Ingiliz arkeolog Andrew Sherratt a gore Neolitik Devrim i ikincil urunler devrimi olarak tanimladigi surec izlemistir Sherratt a gore ikincil urunler devrimi Eski Dunya tarimiyla eszamanli yaygin ve genis bir dizi yeni uygulamayi ifade etmektedir Evcil hayvanlardan yararlanma bicimi baslarda esas itibariyla et uretimiyle sinirliydi Daha sonra bunun yani sira ikincil urunler den de yararlanma yollari bulundu Bu ikincil urunler sut yun post deri ve isgucu olarak ifade ediliyor Hayvanlarin isgucunden yararlanmak ozellikle onemliydi cunku tasimacilik da tarla surmekte kullanmak da toplumlarda devrimsel nitelikte sosyal ve ekonomik donusumlere yol acmistir Hayvanlarin yararli baska turlu kullanimlarinin oldugu zaman icinde fark edildi ve iste bu kesifler Ikincil Urun Devrimini ortaya cikardi Bu kullanim tarzlari Antik Misir Cift surmekte sigir kullanildigini gosteren bir duvar resmievcillestirilmemis hayvanlardan post ve deri tum evcillestirilmis hayvanlardan tarimsal topraklar icin gubre koyun lama tiftik kecisi ve alpaka dan yun keci sigir yak okuzu koyun at ve deveden sut okuz zebu Asya yaban esegi esek at deve ve kopek ten ceki hayvani koruma ve suru gutmekte kopek Sherratt a gore tarimsal uretimin bu asamasinda hayvanlarin isgucunden yararlanmak insan toplumlarinda tarimi guclendirilmis ve istikrarli bir sekilde surdurebilme ve islenmesi guc topraklarda tarim yapabilme olanagi verdi Ancak hayvanlardan ceki hayvani olarak yararlanmak Bronz Cagi baslarina kadar 5 500 6 000 yil oncesi tekerlegin ve pullugun yaygin kullanimi olmadigi icin cok sinirliydi Yine de arktik ve subarktik Avrasya da evcillestirilen ren geyigi kizak cekmede kullanilagelmistir Diger yandan hayvanlardan bu ikincil urunlerde yararlanma yari kurak ve collere komsu bolgelerde gocebe hayvancilik yapabilmeyi sagladi Bu yasam sekli cogu kez her iki deve turunun tek horguclu cift horguclu evcillestirilmesiyle saglandi Ancak bu bolgelere yigilan insan topluluklari asiri otlatma ve ozellikle de kecilerin verdigi zararlarla col alanlarinin genislemesine katkida bulunmuslardir Gocebe yerlesik farklilasmasi Zamanla tarima dayali uretim bicimi dunyanin buyuk bir bolumune yayilarak genel bir yasam tarzi haline gelmistir Bununla birlikte yari kurak bolgelerde gocebe surucu topluluklar varliklarini surdurduler Bu bolgeler arasinda Kuzey Afrika Orta Asya Arap Yarimadasi Guney ve Dogu Afrika nin ve Sudan in kurak bolgeleri sayilabilir Diger yandan Kuzey Amerika da yari kurak olmayan bolgelerde de suru hayvaninin olmamasina bagli olarak gocebe avci toplayici gruplar var olmaya devam etti Bu topluluklar yasam kosullarinin getirdigi sert ve guclu savasci yapilariyla guclu kralliklar hatta imparatorluklar kurdular Yerlesik tarimci toplumlara zaman zaman giristikleri akinlar bu topluluklara dayali kralliklari imparatorluklari yikima ugratti Hastaliklar Yerlesik ciftci topluluklarda avci toplayici topluluklardan daha fazla hastalik gorulmus ve daha hizli yayilmistir Neolitik Devir boyunca hastaliklarin ve hastaliktan ileri gelen olumlerin yayginligi tip konusundaki bilgi birikiminin yetersizligi ve hayvanlarla ic ice yasamakla aciklanabilir Bazi hastaliklar bu donemde hayvanlardan insanlara gecmis ve insan topluluklari icinde hizla yayilmistir Hayvanlardan insanlara gecen hastaliklardan bazilari grip cicek ve kizamiktir Bir dizi dogal ayiklama sureciyle toplumlar bu hastaliklara karsi bagisiklik gelistirmislerdir Her bir kusakta bagisiklik gelistirebilmis olan bireyler daha fazla hayatta kalma sansina sahiptiler ve bagisikligi iceren genlerini bir sonraki kusaga aktarabildiler Onbin yil boyunca hayvanlarla ic ice yasayan Eski Dunya halklari dunyanin diger bolgelerindeki ornegin Amerika Kitasi ve Avustralya Kitasi ndaki insanlarla karsilastirildiklari doneme kadar bu hastaliklara dayanikli hale gelmislerdi Ote yandan diger kitalardaki toplumlarda bu hastaliklara karsi bir bagisiklik gelismemisti Ornegin Avrupalilarla temas sonucu Karayipler ve birkac Pasifik Adasi nufusunun buyuk kismi bu hastaliklar nedeniyle yok olmustur Amerika Kitasi nda ise belirli bolgelerde yerli nufusun 90 i Avrupa dan tasinan bulasici hastaliklardan kirilmistir Yerlilerin ugradigi bu felaket insanlik tarihindeki en buyuk yikimdi Hatta Orta cag Avrupasi nda yasanan ve Kara Olum olarak da bilinen Buyuk Veba Salgini ndan bile buyuk bir yikima yol acmistir Ornegin Inka Imparatorlugu gibi bazi kulturler lamalari evcillestirmislerdi ancak hem sutunu icmediler hem de cok yakin temas icinde olmadilar Bu yuzden bu hayvanlardan hastalik kapma riskleri cok azdi Salgin hastaliklar Afrika da ve Hindistan da Ingiliz somurgeleri yerlestikten sonra artis gostermistir Ote yandan bu bolgelerdeki salgin hastaliklara karsi Avrupalilar in dogal bir bagisikligi yoktu Hindistan da tarim Neolitik Cag icinde genis bir alanda hayvan evcillestirmesiyle birlikte gelisim gostermistir Somurge yonetimi sirasinda 1865 1949 yillar arasinda 23 milyon insanin kolera dan oldugu tahmin edilmektedir Ayrica milyonlarca insan veba sitma grip ve tuberkuloz gibi hastaliklardan oldu Afrika da sitma ve uyku hastaligi da dahil olmak uzere bazi salgin hastaliklar Avrupa somurgecigi ile yayilmistir Teknoloji Avrupalilar ve Dogu Asyalilar cografi avantajlarindan yararlanarak Neolitik Devrim de oncu olmuslardir Bir yandan tarim toplumlarini olusturmak icin son derece elverisli bir iliman iklime dayaniyorlardi hem de kolayca evcillestirilebilen bir dizi bitki ve hayvan bu kitalarda evrimlesmisti Ayrica bu her iki bolgedeki topluluklar Avrasya kitasinin merkezi kesimlerindeki diger halklara gore dis saldirilar karsisinda daha guvendeydiler Tarimin ve yerlesik yasam tarzinin sagladigi olanaklardan ve tarima baslamis diger topluluklarla temaslarindan yararlanan Avrupa ve Dogu Asya toplumlari sonucta celik kiliclari ve atesli silahlari gelistirebildiler Diger yandan hayvanlarla yakin temastaki yasamlari sayesinde bazi hastaliklara karsi bagisiklik gelistirebildiler Notlar Natufian yerlesimlerindeki hayvan kemiklerinin 40 80 i ceylanlara aittir PDF 2 Haziran 2018 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 19 Ocak 2012 Fitolit taban suyundan bitki hucrelerine tasinan monosilisik asit Arkeolojik bir buluntu olarak insan faaliyetlerini saptamakta kullanilir Ayrica bakinizAlisar Catalhoyuk Asikli Hoyuk Gobeklitepe MehrgarhDis baglantilarAlaeddin Senel Kemirgenlikten Somurgenlige Insanlik Tarihi Imge Yayinevi Eylul 2006 M Murat Baskici Evcillestirme Tarihine Kisa Bir Bakis 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kaynakca a b Tamed 11 400 Years Ago Figs Were Likely First Domesticated Crop 3 Eylul 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2012 Alaeddin Senel Neolitik Toplumun Toplumsal Arti uretme Gizilgucu 11 Aralik 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 177 Arsivlenmis kopya 20 Ekim 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2012 Tim P Denham 2003Origins of Agriculture at Kuk Swamp in the Highlands of New Guinea The Kuk Early Agricultural Site 14 Mayis 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2012 PDF 11 Aralik 2013 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 26 Ocak 2012 a b c d e f g h 1 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Ocak 2012 19 Agustos 2006 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Ocak 2012 Gordon Childe Man Makes Himself 1936 Oxford university press Chris Scarre 2005 The World Transformed From Foragers and Farmers to States and Empires in The Human Past World Prehistory and the Development of Human Societies Ed Chris Scarre London Thames and Hudson Sh 188 ISBN 0 500 28531 4 M Burhan Erdem Iktisat Tarihi Sh 12 Charles E Redman Rise of Civilization From Early Hunters to Urban Society in the Ancient Near East 1978 Freeman San Francisco Brian Hayden Models of Domestication Anne Birgitte Gebauer and T Douglas PriceTransitions to Agriculture in Prehistory1992 Sh 11 18 Lewis R Binford 1968 Post Pleistocene Adaptations New Perspectives in Archaeology Sh 13 342 David Rindos 1987 The Origins of Agriculture An Evolutionary Perspective Academic Press David Rindos The Origins of Agriculture 2 Subat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Peter J Richerson 2001 Was Agriculture Impossible during the Pleistocene but Mandatory during the Holocene American Antiquity Sayi 66 Sh 387 411 Ronald Wright A Short History of Progress Anansi 2004 Hole Frank A Reassessment of the Neolithic Revolution Paleorient Volume 10 Issue 10 2 Sh 49 60 1984 12 Ocak 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2012 a b Jack R Harlan Agriculture as Discovery 19 Agustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b c M Murat Baskici Evcillestirme Tarihine Kisa Bir Bakis 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 80 Grinin L E Production Revolutions and Periodization of History A Comparative and Theoretic mathematical Approach Social Evolution amp History Volume 6 Number 2 September 2007 1 20 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Evidence for an extraterrestrial impact 12 900 years ago that contributed to the megafaunal extinctions and the Younger Dryas cooling 16 Ocak 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2012 M Murat Baskici Evcillestirme Tarihine Kisa Bir Bakis 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 81 a b Alaeddin Senel Insanlik Tarihi Sh 239 Alaeddin Senel Insanlik Tarihi Sh 238 TAY Projesi 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2012 Alaeddin Senel Insanlik Tarihi Sh 240 241 Alaeddin Senel Insanlik Tarihi Sh 251 Alaeddin Senel Insanlik Tarihi Sh 252 a b Weiss Ehud Autonomous Cultivation Before Domestication Kislev Mordechai E Hartmann Anat 2006 Sayi 312 Sh 1608 1610 M Murat Baskici Evcillestirme Tarihine Kisa Bir Bakis 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 82 83 Alaeddin Senel Insanlik Tarihi Sh 137 250 The evolving story of rice evolution 29 Nisan 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2012 David R Harris The Origins and Spread of Agriculture and Pastoralism in Eurasia publisher Psychology Press year 1996 Sh 565 R S MacNeish J Libby Origins of Rice Agriculture Publications in Anthropology 13 Aralik 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Ocak 2012 Charles Kahn World History Societies of the Past Sh 92 a b Anil K Gupta Origin of agriculture and domestication of plants and animals linked to early Holocene climate amelioration Sh 57 Anil K Gupta Origin of agriculture and domestication of plants and animals linked to early Holocene climate amelioration Sh 54 a b David R Harris C Gosden The origins and spread of agriculture and pastoralism in Eurasia Crops Fields Flocks And Herds Sh 385 a b Zaheer Baber The Science of Empire Scientific Knowledge Civilization and Colonial Rule in India Sh 19 Andrew M T Moore Gordon Hillman Antony Legge 2000 Village on the Euphrates From Foraging to Farming at Abu Hureyra Conrad P Kottak Window on Humanity A Concise Introduction to Anthropology 2005 Sh 155 156 Cumhuriyet Bilim ve Teknik Dergisi sayi 1388 25 Ekim 2013 derleyen Reyhan Oksay s 10 a b M Murat Baskici Evcillestirme Tarihine Kisa Bir Bakis 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 74 PDF 17 Ekim 2013 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 19 Ocak 2012 M Murat Baskici Evcillestirme Tarihine Kisa Bir Bakis 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 74 82 29 Eylul 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Ocak 2012 AFLP Analysis of a Collection of Tetraploid Wheats Indicates the Origin of Emmer and Hard Wheat Domestication in Southeast Turkey 15 Nisan 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2012 Daniel Zohary Maria Hopf Domestication of Plants in the Old World third edition Oxford University Press 2000 G Hillman R Hedges A Moore S Colledge P Pettitt New evidence of lateglacial cereal cultivation at Abu Hureyra on the euphrates Sh 383 393 a b c Jared Diamond 1999 Tufek Mikrop ve Celik Norton Press New York The Cambridge History of Africa 24 Haziran 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2012 Philip E L Smith Stone Age Man on the Nile Scientific American Vol 235 No 2 August 1976 Ian Shaw The Oxford History of Ancient Egypt Oxford University Press 2000 Sh 479 Barbara Watterson The Egyptians 1998 Sh 31 Graeme Barker The Agricultural Revolution in Prehistory Why Did Foragers Become Farmers Sh 252 olu kirik baglanti a b National Science Foundation News Release at Eurekalert March 24 2009 Wild grass became maize crop more than 8 700 years ago 19 Ocak 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2012 Anthony J Ranere Dolores R Piperno Irene Holst Ruth Dickau Jose Iriarte The cultural and chronological context of early Holocene maize and squash domestication in the Central Balsas River Valley Mexico 31 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Office of International Affairs Lost Crops of the Incas Little Known Plants of the Andes with Promise for Worldwide Cultivation 1989 2 Aralik 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2012 M Murat Baskici Evcillestirme Tarihine Kisa Bir Bakis 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 1 dipnot Pam J Crabtree Douglas V Campana Kathleen Ryan Early animal domestication and its cultural context M Murat Baskici Evcillestirme Tarihine Kisa Bir Bakis 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 83 Gordon Childe Tarinte Neler Oldu Sh 64 M Murat Baskici Evcillestirme Tarihine Kisa Bir Bakis 2 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 76 Jack R Harlan Domestication for Religious Reasons 19 Agustos 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Origin of dogs traced BBC News 13 Aralik 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2012 Alaeddin Senel Insanlik Tarihi Sh 233 236 G Childe Tarihte Neler Oldu Sh 99 a b M Burhan Erdem Iktisat Tarihi Sh 4 M Burhan Erdem Sh 7 G Childe Tarihte Neler Oldu Sh 82 G Childe Tarihte Neler Oldu Sh 83 Michael Shermer 2001 The Borderlands of Science Oxford University Press Sh 250 28 Kasim 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Ocak 2012 Oral Sander Siyasi Tarih Ilkcaglardan 1918 e Sh 32 Oral Sander Siyasi Tarih Ilkcaglardan 1918 e Sh 33 35 29 Aralik 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Ocak 2012 a b G Childe Tarihte Neler Oldu Sh 97 Sherratt 1981 Origin of measles virus divergence from rinderpest virus between the 11th and 12th centuries 23 Eylul 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2012 Tufek Mikrop ve Celik Jared Diamond 1997 Cook Noble David Born To Die Sh 13 KaynakcaOral Sander Siyasi Tarih Ilkcaglardan 1918 e Imge Kitabevi 1989 Alaeddin Senel Kemirgenlikten Somurgenlige Insanlik Tarihi Imge Yayinevi Eylul 2006 Gordon Childe Tarihte Neler Oldu Kirmizi Yayinlari 2009 Gordon Childe Man Makes Himself 1936 Oxford university press Chris Scarre 2005 The World Transformed From Foragers and Farmers to States and Empires in The Human Past World Prehistory and the Development of Human Societies Ed Chris Scarre London Thames and Hudson Sh 188 ISBN 0 500 28531 4 Charles E Redman Rise of Civilization From Early Hunters to Urban Society in the Ancient Near East 1978 Freeman San Francisco Brian Hayden Models of Domestication Anne Birgitte Gebauer and T Douglas PriceTransitions to Agriculture in Prehistory1992 Lewis R Binford 1968 Post Pleistocene Adaptations New Perspectives in Archaeology David Rindos 1987 The Origins of Agriculture An Evolutionary Perspective Academic Press Peter J Richerson 2001 Was Agriculture Impossible during the Pleistocene but Mandatory during the Holocene American Antiquity Sayi 66 Ronald Wright A Short History of Progress Anansi 2004 Grinin L E Production Revolutions and Periodization of History A Comparative and Theoretic mathematical Approach Social Evolution amp History Volume 6 Number 2 September 2007 Weiss Ehud Autonomous Cultivation Before Domestication Kislev Mordechai E Hartmann Anat 2006 Sayi 312 Andrew M T Moore Gordon Hillman Antony Legge 2000 Village on the Euphrates From Foraging to Farming at Abu Hureyra Conrad P Kottak Window on Humanity A Concise Introduction to Anthropology 2005 Jared Diamond 1999 Tufek Mikrop ve Celik Norton Press New York Philip E L Smith Stone Age Man on the Nile Scientific American Vol 235 No 2 August 1976 Ian Shaw The Oxford History of Ancient Egypt Oxford University Press 2000 Barbara Watterson The Egyptians 1998 Michael Shermer 2001 The Borderlands of Science Oxford University Press