Marcus Ulpius Nerva Traianus (18 Eylül 53 - 8 Ağustos 117), yaygın adıyla Trajan, Roma İmparatorluğu'nun Beş İyi İmparatorundan ikincisidir. Tahta çıktığı MS 98 yılından öldüğü 117 yılına kadar Roma İmparatorluğu’na altın çağını yaşatmıştır. Mütevazı kişiliği sayesinde hem halk hem de ordu tarafından sevilmiştir. Ortaya koyduğu politikalar ve savaşçı kişiliği sayesinde Roma’yı tarihinin en geniş sınırlarına ulaştırmakla kalmayıp, Augustus’un tuğla, Nero’nun mermer yapılarla zenginleştirdiği Roma şehrinde mermer ve beton yapıları birleştirerek Roma’yı döneminin en harika mimari eserleriyle donatmıştır. Traianus, savaşçı kişiliğinin yanında sanat ve edebiyata da destek vermiş ve bunlarla uğraşan kişileri korumuştur. İmparatorluk hazinesinden fakirlere ve çocuklara destek olunması için ödenek hazırlatmıştır. Döneminde birçok yazar Roma ve Grek dünyasını ele alan eserler yazmıştır. Halefleri tarafından, vasıfları nedeniyle ideal yönetici olarak görülen Traianus, her daim asalet, erdem ve doğru yöneticiliğin sembolü olarak görülmüştür.
Trajan | |
---|---|
Optimus Princeps | |
İmparator Trajan'ın mermer heykeli | |
13. Roma İmparatoru | |
Hüküm süresi | 28 Ocak 98 - 11 Ağustos 117 |
Önce gelen | Nerva |
Sonra gelen | Hadrianus |
Doğum | Marcus Ulpius Traianus 18 Eylül 53 , Hispania Baetica |
Ölüm | 8 Ağustos 117 Selinus, Kilikya, modern zamanda Türkiye |
Defin | Roma, Trajan Forumu'nun bir parçası olan Traianus Sütunu |
Eş(ler)i | Pompeia Plotina |
Çocuk(lar)ı | (Evlatlık) Hadrianus ve |
Hanedan | Nervan-Antoninler Hanedanı |
Babası | Marcus Ulpius Traianus (Trajan'ın babası), Nerva (Evlatlık edinildi) |
Annesi | Marcia |
Dini | Antik roma dini |
Erken yılları
Traianus İtalya yarımadası dışında doğan ilk Roma İmparatoru’dur. Buna karşın ’i antik Umbria’nın kuzey sınırındaki Tuder kasabasıyla ilişkilidir. Traianus’un annesinin doğum yeri olan ve bu bölgeye yakın aile bağları kurma olasılığını güçlendiren bazı Ameria yerel yönetimlerinde de Ulpius adı görülmektedir. Resmi adının Marcus Ulpius Traianus olması bu ilişkiyi desteklemektedir. Marcus, Roma dünyasında yeterince ortak bir isim iken Ulpius ise bölgeye özgü bir isim olarak görülmektedir. Ulpius adının Latince lupus (kurt) kökeninden geldiği düşünülmektedir. Diğer ismi Traianus’u onunla aynı adı kullanan akrabalarından ayırmak için kullanılmıştır. Traianus doğduğu sırada ailesi Hispania’nın güneyindeki Italica’ya (Santiponce) yerleşmişti. Ailesinin bu bölgeye yerleşmesinden sonra tarihî kaynaklarda ilk kez Ulpius’un torunlarının MÖ I. yüzyıl başlarında vatandaşlıklarını kaybetmişlerdir. MÖ I. yüzyılın sonlarında ise patrici olan Ulpia ailesi gerçekleştirdikleri ekonomik faaliyetlerle öne çıkmıştır ancak Italica’dan Roma’ya geçişleri Augustus’un reformları sayesinde olmuştur.
Traianus’un tarih sahnesine girişi, MS 89 yılında gerçekleşen Germen ayaklanmasıyla bağlantılıdır. Aldığı eğitimin o dönemin geleneksel çizgilerinde olması muhtemeldir. Eğitimini tamamladığı sırada, farklı pedagoji okulları kendi resmi müfredatlarını geliştirmişti. Traianus'da muhtelemelen yeni metodların öncülerinden biri olan Fabius Quintilianus'un eğitim metodunu almıştır. Grekçe öğrendiği bilinmesine rağmen bu dili kullanma becerisi yeni mezun bir öğrenci düzeyinden daha fazla değildi. Ancak rhetor’dan aldığı edebi öğretimin ötesinde kendini daha fazla geliştirmiş olabileceğine dair birkaç kanıt vardır. Tarihçi C. Dio'ya göre Traianus’un eğitimi hatiplik seviyesine uzanmamış, ancak temel ilkeleri anlamış ve uygulamıştır. Diğer bir kaynakta: “Zekâsı öğrenmesinden daha sezgisel oldu ancak bilgisi sürekli artıyordu, birçok meselede elverişli ve yeterli bir konuşmacıydı ve imparator olduğunda, rutin olarak araştırma yapmak ve konuşmalarını yazmak için başkalarını kullandı” denilmiştir. İmparatorluk döneminde, Yaşlı Plinius'a gönderdiği ellinin üzerinde mektuplara bakarak Traianus'un grammaticus'un ustaca öğretimini yansıtmakla birlikte eğitiminde kullanılan edebi eserler hakkında da bilgiler göstermektedir. Yazılarında vecizeler ve nesirler, özlü ve mükemmel bir Latince kullanmıştır.
Askeri Kariyeri
Traianus MS 73 yılı Eylül ayında ve vigintivirate seçilmiştir. Ancak bu göreve seçilirken öncesinde hangi makamlarda görev aldığı konusunda doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır. İlerleyen süreçte olarak seçilmesi ve gayretli bir hukukçu olduğunun bilinmesi, daha sonra yapacağı birçok yargı reformu açısından büyük önem taşımaktadır. Askeri kariyerine dair bilgiler Genç Plinius’un adlı eserinde şu şekilde zikredilmiştir;
"zaferlerini büyütürken bu zaferleri baltalayan gruplar arasından neredeyse hiç çıkmıyordunuz. Babanızın şöhretine layık olduğunuzda, Germanicus adını almayı hak ettiğinizde Partlar’ın barbar ve kibirli kalplerinde terör estirdiğinizde, Euphrates ve Ren sizin hayranlığınızla birleşti.”… Doğrusunu söylemek gerekirse, hâlâ tecrübesiz bir yaşta iken tribunus olarak imparatorluğun en ücra köşelerinde hizmet verdiniz ve erkekliğinizi kanıtladınız, çünkü talih daha sonra öğrenmeniz gereken dersleri acele etmeksizin, dikkatle öğrenmenizi sağladı. Bir seferi, kısa süreli göreviniz boyunca uzaktan izlemek sizin için yeterli değildi: bir tribunus iken nitelikli bir kumandan olmayı ve bilgilerinizi başkalarına aktarmayı arzu ettiniz, böylece öldüğünüzde öğrenilecek/öğretilecek bir şeyiniz kalmayacaktı. On yıllık hizmetiniz boyunca halkların geleneklerini, ülkelerin yerlerini, topoğrafik şartların uygunluğunu ve her türlü nehri geçmeyi, her türlü hava ve arazi koşullarına tahammülü öğrendiniz. Pek çok defa savaş atınızı değiştirdiniz, pek çok defa silahlarınız hizmet ederken yıprandı!"
Buna göre; Genç yaşta tribunus görevine başlamasına atıfta bulunmuş ve babası Traianus’a zafer nişanesi verildiğini belirtmiştir. Bundan dolayı, bu göreve geldiğinde gençlik yıllarının sonunda olduğunu ve babasının idaresindeki Syria lejyonuna atandığı tespit edilmiştir. Daha sonra Traianus’un Syria’daki hizmetinden sonra Ren sınırında bulunan bir lejyona atanmıştır. Plinius'a göre bir lejyondan diğerine muhtemel transferini stipendia decem’de on yıllık askeri hizmeti vasıtasıyla yapmıştır. Ancak bu açıklama oldukça kafa karıştırıcıdır çünkü Tiberius’un saltanatından sonra, üst düzey generaller bile tüm ulusu ilgilendiren nadir durumlar dışında yetkilerini uzun süre ellerinde tutamamışlardır. Öte yandan methiyeye bağlı kalarak Traianus’un belirtildiğinden daha uzun süre tribunus görevi yaptığını da söyleyebiliriz. Çünkü Traianus her zamanki kısa hizmet süresinden memnun olmadığını belirtmiştir. Bundan ötürü askerlik kariyerinin ilk evresini MS 78 yılında, yirmi beş yaşında tamamladığını kabul edilir. MS 79 yılı Eylül’ünde quaestor seçilmiştir. Hayatı boyunca yirmi kez yaptığı quaestorluğun; on ikisi senato eyaletlerinde finans memurluğu, ikisi quaestores urbani olarak Curia’da idari görevi, dördü consul yardımcılığı ve ikisi de imparatorluk sekreterlik üyeliğidir.Quaestorluğu muhtemelen MS 81/82 Ocak’ta sona ermiş ve bundan sonra da praetorlük öncesi zorunlu olarak beş yıl beklemiştir. Bir patrici olarak, sivil bir görevden de mahrum bırakılmıştır, öte yandan pleb meslektaşlarıysa bu dönemin bir kısmında aedile ya da plebeian tribunus olarak hizmet vermişlerdir. Traianus ve benzeri statü sahibi kişilerin bu zorunlu emekliye ayrılma durumunu kamusal alanda nasıl kullandığı ise belirsizdir. MS 85 yılında praetor olarak seçildiği belirtilir. Historia Augusta'daki Vita Hadriani bölümünde Traianus’un yeğeni Hadrianus’un on yaşında yetim kaldığını, daha sonra P. Acilius Attianus ve Traianus’un vasiliğine yerleştirildiğini ve sonra da Traianus’un praetor rütbesini aldığı geçer. MS 86-89 yılları arasında consullüğe seçilmiş ve Domitianus tarafından desteklenen tek patrici olarak ’nın komutanlığına atanmıştır.
Yükselişi ve Öncesi
İmparator Titus’un MS 81’deki ani ölümünden sonra tahta kardeşi Domitianus geçmiştir. Domitianus genel özellikleriyle hoşgörüsüzlüğü ve bağnazlığı ile ön plana çıkmıştır. Saltanatının son yılları kanlı olaylarla geçmiş, bu faaliyetlerinden dolayı pek çok kişinin nefretini kazanmıştır. Tahta geçişinden sonra sosyo-ekonomik konularda iyileştirmeler yapmış ve imparatorluğunu pekiştirmek için siyasî faaliyetlere girişmiştir. Domitianus, bu faaliyetler noktasında ’nın komutanlığına atadığı Traianus’u kuzey kavimlerinden Chatti’ler üzerine gitmesi için görevlendirmiştir. Traianus MS 12 Ocak 89’da Chatti’lere karşı saldırıya geçmiştir. Ancak kaynaklar Traianus’un bölgedeki faaliyeti hakkında bilgi vermemektedir. Nihayetinde isyan bastırılmış ve Domitianus dikkatini Tuna bölgesine vermiştir.Babası gibi, Traianus’da Flavian hanedanının sarsılmaz destekçisidir. MS 91 yılı consullüğünü Domitianus’un saltanatında seçilmiş imperial olmayan consules ordinarii olan ile paylaşmıştır. Consullükten sonra iki kez Germania’da, iki kez Moesia’da ve Kapadokya-Galatia veya Syria-Filistin’de görev yapmıştır. Domitianus tiranlığı altında dikkat çekmeden yükselmeye çalışmıştır. Genç consuller için ayrılan iki eyalet Germania Superior veya Inferior’da 92-93 yıllarında görev yapmıştır. Plinius’un 93-96 yıllarını anlattığı methiyesinde: “korkularımızı, tehlikelerimizi ve hayatlarımızı paylaştınız” sözü Domitianus’un altında bile başarılı olduğunu gösterir. Tuna’daki isyanda da Domitianus’un generallerinden birisidir. Nerva, MS 96 yılında Domitianus’un ölümü sonrasında başa geçmiştir. İmparator Nerva birçok kayda değer hizmet gerçekleştirmiş, buna rağmen ne eyalet valiliği ne de askerî komutanlık yapmıştır. Ülke iç işlerine yönelmiş, kapalı ve denge politikası izlemiştir. Domitianus dönemindeki sertlik Nerva döneminde yerini yumuşamaya bırakmıştır. Nerva’nın bu faaliyetlerine karşın otoritesinde zayıflık meydana gelmiş ve yönetimine karşı saldırılar gerçekleşmiştir. Bu koşullar mevcut rejimin ayakta kalması için iyiye işaret değildi ve Nerva’nın otoritesindeki zayıflığın yanında, senato da Nerva’ya destek vermiyordu. Uzun istişareler sonunda Nerva, mutsuz yıllarına dönüşü engellemek için lejyonların sadakatini sağlayabilecek, Praetorianları korkutacak ve principate otoritesini yeniden düzenleyebilecek olan halefine karar vermiş ve MS 97 sonbaharında, Jüpiter Tapınağı’na doğru yola koyuldu ve orada yüksek sesle halefini Traianus olarak deklare etmiştir. Halef olma doğrultusunda ilk hedef doğal olarak dönemin en saygın kişiliklerinden biri olarak ön plana çıkan Traianus’du. Halef olarak seçilmesiyle tüm karışıklıklar son buldu. Nerva’nın sarsılan otoritesi, Traianus’un kişiliği ve saygınlığı sayesinde düzeldi. Traianus, Nerva tarafından evlâtlık edinilmeden önce vir militaris olarak görev yapmıştır.Plinius’un ’u ve Historia Augusta’daki Hadrianus bölümlerinde, Traianus’un evlâtlık edinilmeden önce Yukarı Germania valisi olduğu ve evlât edinildiği sırada Moguntiacum’da olduğu vurgusu yapılmıştır. Nerva, Traianus’a ilk olarak Caasar ismini principate’ye mirasçı ve halefi olarak seçtiğini belirten bir işaret olarak vermiştir. Bu statü her ikisinin de Suebilere karşı kazanılan zafer sonrası Germanicus unvanını aldığında vurgulanmıştır. Traianus, princeps ve selefi ile sınırlı bir unvan olan Imperator olarak ilan edilmiştir. Senato’daki resmî evlât edinme merasiminden sonra Traianus tüm Germen eyaletlerinin komutasına tam yetkilerle atanmıştır.
İmparatorluk Dönemi
MS 97/98 yıllarında ağır kış şartlarından dolayı yüksek ateş ve sürekli tekrarlayan nöbetler nedeniyle Nerva ölmüştür. Traianus üzücü haberi aldıktan sonra öncelikle senatoya iyi niyet mektubu göndermiştir. Tiranlıktan uzak duracağına dair yemin etmiş ve Nerva’nın hiçbir senatörün doğrulanmadan öldürülmeyeceğine dair ilkesini de yeniden teyit etmiştir. Ayrıca Augustus için düzenlenen cenaze töreninin aynısının Nerva için yapılmasını istemiştir. Nerva’nın onuruna dikilmiş bir tapınak, sunak ve rahip ile bir kült oluşturulmasını istemiştir. Nerva’nın cenaze töreninin bitmesiyle Traianus resmi olarak Roma İmparatoru olmuştur. Bu bilgiler doğrultusunda Traianus’un ileri görüşlü yöneticiliği ve askeri dehasının yanında gelenekçiliğiyle de ön plana çıktığını görmekteyiz. Resmi yas dönemi sona erdikten sonra, Senato Traianus’u Nerva’nın halefi olarak onaylamak için bir araya gelmiş ve onu Pontifex Maximus (Başrahip) ve Pater Patriae (Vatanın Babası) seçmiştir. Paralar hızla yeni imparatorun resmiyle değiştirildi ve Augustus adı hem Plotina hem de Marciana için oylandı. Bunları haber alan Traianus, Pontifex Maximus haricindeki diğer unvanı reddetti. Senatonun bu unvanı da kabul etmesi için ısrarı neticesinde Traianus sonunda kabul etmek zorunda kalmıştır. Kendine olan güveni ve sarsılmaz otoritesiyle Traianus, halkın isteğiyle alelacele başkente dönmemiş, bunun yerine bir süre daha Ren sınırında kalarak bölgenin yeniden düzenlenmesi için çalışmıştır. Nerva’yı küçük düşüren ve suç ortaklarını dikkat çekmemek için Germania’da kendisine katılmalarını emretmiştir. Belki de Aelianus, Iudaea ve Mısır’da Vespasianus’la birlikte çalıştığı ve bu nedenle muhtemelen Traianus tarafından tanındığı için korkacak hiçbir şeyi olmadığını düşünüyordu. Lakin Traianus onu ve elebaşlarını Nerva’yı küçük düşürdüğü için idam ettirerek ortadan kaldırmıştır. Traianus, Aelianus’un yerine ’u atamıştır. Ona sembolik olarak kılıç takdim etmiş ve “Bu kılıcı al, eğer iyi yönetirsem benim için, kötü yönetirsem bana karşı kullan” diyerek emir vermiştir. MS 98 yılının sonuna doğru, başkentte bulunamayacağı gerekçesiyle 99 yılı consullüğünü geri çevirmiş ve Tuna sınırını gözden geçirmeye başlamıştır. Görünüşe göre bunu yapmaktaki amacı iki yönlüydü. İlk olarak leyjonların kayıtsızlık, saygısızlık ve başkalarını küçük görmelerini baştan sona bitirerek “disiplini düzeltmek” ikinci olarak da kuzeydeki diğer eyaletlerde bulunan legates’ler ve hâkim durum hakkında bilgi edinmekti. O sıralar Dacia sürgününden dönen Filozof Dio Chrysostom’un ifade ettiğine göre Tuna ordusu savaşa hazırdı: "her yerde kılıçlar, mızraklar ve kalkanlar görülebiliyordu ve pek çok at vardı, pek çok silah, pek çok silahlı adam […] hepsi de özgürlük ve toprakları için savaşan rakiplerine karşı mücadele etmek üzere hazırlanıyorlardı." Traianus Tuna’da kaldığı süre boyunca muhtemelen askerî disiplin ve sınır güvenliğiyle ilgilenmiştir. Domitianus’un hükümdarlığı döneminde Roma ve Dacia arasındaki aralıklı savaş, komşusunun beklenmedik bir şekilde iyi organize edildiğini ve askerî açıdan başarılı olduğunu gösteriyordu. Decabalus ve Domitianus arasındaki barış, Dacia kralının Roma tarafından gönderilen maddi desteği ve teknisyenleri kullanarak askerî gücünü arttırmasına ve müttefik kabileler arasında başkaldırı seslerine neden olmuştur. Traianus, Roma’nın tüm gücü ve ihtişamını buradaki kabilelere göstermek amacıyla ordusunu Tuna’nın donmuş kısmından karşıya geçirmiştir. Korkan kabileler, savaştan kaçınmak ve gergin ortamı düzeltmek için rehineler göndermişlerdir. Traianus Dacia’ya Roma otoritesini geri getirmek için gelecekte bir saldırı tasarlıyordu ve buradaki sınırın güvence altına alınmasının zorunlu olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden Tuna’nın sağ yakasındaki Djerdap patikasının yeniden inşası ve kötü ünüyle meşhur Demir Kapılar’daki kanalın taşkınını engellemek için başka bir kanalın kazılması emrini vermiştir. Her iki önlem de sadece nehir kıyısı boyunca yerleştirilen garnizonların ihtiyaç duyduğu malzemelerin su üzerinde taşınmasına kolaylık sağlamak için değil aynı zamanda sınır devriyesi işinin Moesia filo komutanına devredilmiş olması nedeniyle gerekliydi. Ancak bu girişimler başkentin yeni imparatoru çağırmasıyla tam anlamıyla tamamlanamamıştır. Traianus, MS 99’a doğru Roma’dan gelen çağrılara daha fazla kayıtsız kalamamış ve çok sevdiği askerî kariyerini şimdilik rafa kaldırıp başkente dönmeye karar vermiştir. Danubia eyaletlerinden Roma’ya dönüşü sessiz ve telaşsızdır. Dönüş için gereken hazırlığı yol boyunca konaklama masraflarını kendi cebinden karşılamıştır. Bu sebeple halk tarafından alçakgönüllü ve saygın olarak anılmıştır. Roma’ya geldiğinde ilk iş olarak iç düzeni yeniden kurmuş ve kuzey eyaletlerin valiliklerine deneyimli kişileri atamıştır.
İmar ve Kültürel Faaliyetler
Roma İmparatorluk Dönemi’nde hükümdarların kendi otoritelerini güçlü kılmalarının ana unsurlarından biri de gerçekleştirdikleri imar faaliyetleridir. Örneğin imparator Augustus’un principate unvanını almasında Roma ve İtalya’da gerçekleştirdiği kamu arzlarının inşası ve çeşitli imar faaliyetlerinin etkili olduğu söylenebilir. Augustus’un halefleri de bu yolu seçmiş, Roma halkının sevgisini ve taraftarlığını kazanmak için yapılan kamu arzlarını bir ilke hâline getirmişlerdir.
Tadilat Faaliyetleri
Traianus, Dacia Savaşları sonucunda elde ettiği altın gümüş sayesinde mimari yapılanmalarıyla Augustus’un halefi olduğunu tüm Roma’ya duyurmuştur. MS 106'da Roma’ya dönmesinden kısa bir süre sonra, Dacia’yı ilhak etmesinin getirdiği güç ile kentin kutsal sınırı olan meyve bahçesinin yeniden yapılması ve genişletilmesi niyetini ortaya koymuştur. İmparatorluk sarayı olan ’yı genişletmemiş ve herhangi bir ölçekte saray inşa etmeyi de reddetmiştir. Nero ve Domitianus ile kıyaslanabilecek ölçüde aşırılıklardan da olabildiğince kaçınmış, bunun yerine Pater Patriae olarak popülaritesini, halkın rahatını düşünerek ve pleblere faydaları ile ayırt edilen yapıları kurarak itibarını arttırmıştır. Traianus, önceliğini Domitianus tarafından başlatılan ancak tamamlanamamış olan, özellikle MS 64 ve 80 yıllarındaki iki büyük yangında hasar gören, kamu binalarının onarımının tamamlanmasına vermiştir. Çalışmalar Augustus Tapınağı’nın kütüphanesinin tamamlanması ve Flavian amfitiyatrosu ile başlamış, yangında büyük zarar gören Circus Maximus’un Nerva ve Domitianus dönemlerinde yapılan tadilatların tamamlanması ile devam etmiştir. Circus Maximus’u Palatine tarafına uzatmış ve koltuk sıralarını tepenin yamacında taşıyarak, kapasitesini 5.000 kişi daha arttırmış ve soylu bir davranış sergileyerek Roma’nın yirmi beş büyük ailesi onuruna bir heykel diktirmiştir. Ayrıca MS 105/106 yıllarında Jupiter Victor Tapınağı, 112 yılında Domitianus döneminde kurulan dört büyük gladyatör okulundan biri olan Ludus Magnus, 113 yılında Venus Genetrix Tapınağı, ve muhtemelen günümüzde Palazzo Massimo alle Colonne’nin altında bulunan, müzikal ve tiyatro gösterileri için yapılmış olan Odeum’un onarımı tamamlanmıştır.
Limanlar
Plinius eserinde, Traianus’un karayolları ağını iyileştirmesini yeni limanlar kurma programına sıkı sıkıya bağlamış; “uzaktaki insanları ticaretle birbirine bağlıyor, böylece artık herhangi bir yerdeki doğal ürünler artık herkese ait görünüyor” demiştir. Bu stratejinin en somut ifadesi, Traianus’un Ostia’nın kuzeyinde yeni bir ticari cazibe bölgesi kurmasıdır.Tiber Nehri’nin ağzında bulunan ve Roma’dan 19 km uzaklıkta olan Ostia, Roma’nın başlıca limanıydı. İmparator Claudius döneminde gemi yapım teknolojisindeki hızlı gelişmelerin neticesinde inşa edilen büyük gemiler limana giremiyordu. Liman girişi oldukça sınırlıydı ve nehir ağzı çökmeye meyilliydi. Büyük gemiler Napoli Körfezi’nin kuzey tarafındaki Puteoli’nin daha derin liman girişinden daha fazla yararlanmaya başlamıştı. Caesar’ın ticari hayatı canlandırma projesini İmparator Cladius devralmış ve Ostia doğrudan bir kanal ile Tiber’e bağlanmıştı. Traianus’un yeni limanı olan Portus Traiani Felicis, Claudius’un kurduğu rıhtımın güney-doğusuna inşa edildi ve mevcut kanalın yeni ticari limana giriş olarak kullanılmasına karar verildi. Buraya girişe bakan ve hem yeni hem de eski kentlerin manzarasını gören bir hamam, küçük bir tiyatro, bir tapınak ve büyük odalarla çevrili büyük bir atriyum ile zengin bir şekilde dekore edilmiş binalardan oluşan bir kompleks yapı inşa edilmiştir. Bunun dışında Centumcellae ve Ancona limanları da Traianus döneminde inşa edilmiştir.
Su Kanalları
Traianus Tiber Nehri’nin taşkınlarını önlemek için selefleri gibi bir dizi idari ve pratik reformlar yoluyla tedavi etmek yerine sorunu çözmeye karar vermiştir. Bunun için curator alvei et riparum Tiberis et cloacurum urbis ofisini kurmuş ve mevcut olan Tiber kıyılarını denetleme görevi ile hem kanalizasyon hem de nehir suyunu kontrol etme yetkisini bu ofise devretmiştir. Daha sonra Traianus, Roma’nın daha fazla su baskını tehlikesini azaltmak için bir yardımcı tahliye kanalı olan fossa Traiana’nın inşa edilmesini emretmiştir. Nehir cephesi gözden geçirildikten sonra Traianus, Tiber’i kontrol altına almak ve taşkın olasılığını azaltmak için Emporium’daki limanı iyileştirme programını başlatmıştır. Halka temiz su sağlanması için çalışmalar yapmıştır. Nerva tarafından curator aquarum ofisine atanan Sextus Iulius Frontinus ofiste geçirdiği zamanı kente su temini ve su yolları üzerinde bir tez yazmak için kullanmıştı ve Traianus’un mevcut kaynakların kalitesini ve standardını geliştirmek için çalışmalar başlattığını bildirmiştir. 342 Şehrin altyapısını iyileştirmek için gerekli olan projeleri hayata geçiren Traianus, dikkatini süslemelere yöneltmiştir.
Mimari Faaliyetleri
İlk olarak MS 11 Kasım 109’da deniz savaşları için yapılmış yapay bir havuz olan Naumachia Traiani (Traianus Göleti) yapılmıştır. Domitianus’un benzer yapısının yerine geçmesi ve Circus Maximus’un alanının genişletilmesi için yapılmıştı.Esquiline’nin güney yamaçlarına kurulan ve MS 22 Haziran 109 yılında yapımı tamamlanan Thermae Traiani (Traianus Hamamı), dönemin mimarisinin şaheserleri arasında en önemlilerinden birisidir. Şamlı Apollodorus, 104 yılındaki yangında tahrip olmuş Nero Domus Aurea’nın ayakta kalan alt katını, mevcut yerleşim alanına taraçalı bir uzantı sağlamak, kalan odaları molozla doldurmak ve dış iskeletini sağlam bir duvar temeli oluşturarak sağlamlaştırmak için ustaca kullanmıştır. Büyük imparatorluk banyolarının ilki olan kendinden önce yapılmış ’ndan daha gelişmiş ve Titus Hamamı’ndan üç kat büyüktü ve Antonin, Diocletian ve Constantin Hamamlarının tasarımlarına kaynak olmuştur. Hamam genel olarak erkekler için inşa edilmiş olsa da Traianus döneminde kadınlar için de özel yer yapılmıştır. 112’de Forum Traiani'yi inşa ettirmiştir. Yapılan arkeolojik kazılardan Trajan Formunda bulunan Bibliotheca Ulpia ile çağdaş olduğu öğrenilen ve 12 Mayıs 113’de yapıldığı düşünülen Traianus Sütunu, imparatorun saltanatının zirvesinde yer almasından bu yana başkentin önemli bir simgesi ve emperyal gücünün bir sembolü olarak görülmüştür. Forumun kuzey-doğusunda, Quirinal'in yamaçlarındaki alan üst üste taraçalandırılmış ve bugün Mercati di Traiano (Traianus Pazarları) olarak bilinen büyük bir bina kompleksinin inşası burada yükselmiştir. Roma’nın şimdiye dek bilinen en büyük yapı serisi olan bu anıtlar, ayakta kaldıkları dört yüzyıl boyunca görenlerin Roma’ya duydukları hayranlığı uyandırdı ve harap oldukları halde görkemli kalıntıları hâlâ modern turistleri etkilemeye devam etmektedir.
Sosyal ve Ekonomik Faaliyetler
Hukuk
Antik kaynaklar Traianus’u adaletli yönetimin bir savunucusu olarak oldukça öne çıkarmaktadır. Domitianus dönemindeki tiran yasalarını kaldırdığı ve yerine yeni yasaları getirdiği için övgüde bulunurlar. Emperyal kararları olan edicta’yı heyetine danışarak oluşturmuştur. Aldığı kararlarda yargısal üstünlüğü tartışmasızdı ve Pater Patriae olarak, vatandaş topluluğunun ve tam anlamıyla çocukların aile babasıydı.
"İmparatorun karar verdiği şey halk yasasıyla aynı yetkiye sahiptir, çünkü insanlar onu egemen kılmıştır."
Iustinianus’un belirttiği gibi Traianus’un heyetindeki hukukçuların yasal reformlarında önemli bir rol oynadığını söylemektedir. Ancak bu heyettekilerin birçoğu consullük makamıyla ödüllendirilmemişlerdir. Bu nedenle Traianus hukuksal kararlarının çoğunu siyasi hamleden ziyade insanî çıkarlar gözeterek yapmıştır. Başlangıçta, Domitianus’un isimsiz ve asılsız suçlamalar yapan muhbirlerinin haydutça davranışına olan güvensizlik ortamını düzeltmiştir.Titus döneminde halkın güvenliğini arttırmak için yasa çıkarılmıştır. Bu yasa daha sonra Nerva tarafından elden geçirilerek belirli önlemler eklenmiştir. Ancak yasaya güç katan Traianus’dur. MS 99'da Roma’ya geri döndüğü için Flavian Amfitiyatrosu’nda bu haydutları kınamış ve ardından ordu içindeki düzeni sağlamak için araştırmacılar görevlendirmiştir. Ardından asılsız ve isimsiz suçlamaları yasaklayan hükümler de yayınlamıştır. İhanet durumunda cinayetler veya şüpheli ölümler meydana gelse de kişinin öldürülmesini veya kölesine işkence yapılmasını yasaklamıştır. Bu önlemlerle, sanıkların adil bir şekilde yargılanmalarına ve çoğunlukla haydutlar tarafından getirilen suçlamaların bir sonucu olarak yokluğunda mahkûm edilmemeleri için geliştirdiği bu sistemle modern adaletin temel taşlarını atmıştır.
Traianus’un Roma Hukuku’na yaptığı en büyük katkı, küçük çocuklar ve terkedilmiş bebekler için çıkardığı kanundur. Çocuk sağlığı ve gelişimi hakkındaki düşünceler o döneme kadar bilinen dünyada bulunmuyordu ve Traianus hükümdarlığına kadar 'ın güçleri hakkında çok az yasal kontrol vardı. Onun tarafından başlatılan bu büyük değişiklikle yeni doğan çocuklarda bu yeni yasaya dâhil edilmiştir. Velayet ile ilgili yasalar sıkılaştırılmış ve mirasın korunmasının bir aracı olarak, sulh hâkimlerinin iflas edenlere miras geçirme veya el koyma gibi sorumluluk verilmesinin önüne geçilmesi için çıkarılan yasalar sonucunda potansiyel mirasçıların hakları güvence altına alınmıştır.
Çocuk haklarının yanında askerlerin evlilik haklarıyla ilgili bir takım düzenlemeler yapılmıştır. Ancak Roma yasalarının gözünde herhangi bir çocuk meşru olmadıkça veya vasiyet ile mirasçıları olmadıkça, babalarının mülklerini ve tasarruflarını miras alma hakkından mahrum bırakılmıştır. Traianus, bunun neden olduğu zorlukları hafifletmek için belirsiz vasiyetleri olan askerlerin vasiyetlerinin yerine getirilmesine karar vermiştir. Böylece, eşleri ve çocukları veya mirasçılarının hak alması kolaylaştırıldı. Bununla birlikte bir askerin mirasçısına isim vererek kişisel eşyalarını doğrudan devretmesi için şahitler önünde yemin etmesi zorunluluğu da getirildi.
Maliye
Traianus, Nerva’nın katı mali reformlarını devam ettirmiştir. Praetor Fiscalis ofisinin korunması ve teşviki ile miras vergisinin uygulanmasında belirli eksikliklerin giderilmesi için önlemler almıştır. Yeni finansal önlemler sayesinde, mali kaynakları ile fiscus veya patrimonium ve aerarium arasındaki durumu açıklığa kavuşturmuştur. Çok eskiden beri yönetim alanı ve sınırları belli olmayan bu mali kaynaklar, başa geçen hükümdarların sorumsuzca para harcamalarına imkân veriyordu. Bu karışık durum Traianus döneminde çözüme kavuşmuştur. Plinius, imparatorun mali sekreteri olan rationibus’un yalnızca fiscustan sorumlu olduğunu ve Traianus’un şahsi fonları ve ‘kamu’ fonlarını ayırmada dikkatli olduğunu bildirmiştir. Halkın yanında olması ve senatoya karşı dürüst olması sayesinde emperyal darphaneyi yeniden düzenlemiş ve aslen Capitoline’daki ’da olan yerini Coelian Tepesi’ne taşımıştır. Söz konusu bu davranışın sebebi MS 80 yılında Domitianus döneminde çıkan yangın sonrası ortaya çıkan hasardan dolayı olabilir, ancak Plinius buranın yalnızca Traianus’un hükümdarlığı sırasında emperyal para deposu olarak kullanıldığını söylemiştir.Domitianus’un gasp edici, Nerva’nın ise aşırı tutumlu mali politikaları sayesinde Traianus döneminde mali durum sağlamlığını korumuş ve halk üzerindeki vergi yükünü hafifletmek için önlemler alınmıştır. Miras vergisinin kapsamını sınırlandırmış, kişilerin ödenmemiş borçlarını affetmiş ve fiscus’tan gönderilen maddi armağanları reddetmiştir. Ardından geleneksel olarak her imparatorun tahta çıkışını tebrik etmek gayesiyle tüm eyaletlerin ortak olarak gönderdiği altın taç aurum coronarium da onun döneminde iptal edilmiştir. Traianus tarafından elde edilen ganimetlerle Roma ekomomisi düzelmeye başlamış, altın ve gümüş madenlerinin etkin olarak kullanılması sayesinde de piyasada madenî para kıtlığı aşılmıştır. Ekonomik faaliyetlerinde seleflerinin cömertliğini ve bereketli yaşamı gibi devletin yararına olan ahlâkî niteliklerini almış ve bunu bünyesinde geliştirmiştir.
Edebiyat
Anayasal meselelerin çözüme kavuşmasından önce bile, eleştirel yazılar kaleme alanları cezalandırmayı kendine ilahi görev saymış seleflerinin aksine, Optimus Princeps'in düzen ve göreve olan eğilimi Roma edebiyatında Rönesans ortamı oluşturmuş, barış ve güvenlik duygusu uyandırmıştı. Traianus ve eşi Plotina serbest sanatlara yakınlık göstermişlerdir. Güzel konuşma ve yazı konularına eğilen imparator ve eşi adında iki yeni kütüphane kurmuşlardır.
Traianus’un başa geçmesiyle birlikte birçok yazar yeni rejimi karakterize eden özgürlük havasını memnuniyetle kucaklamıştır. Aralarında tarihçi Cornelius Tacitus, otokratik kuralların biteceğini kesin olarak kabul etse de yazılarında cumhuriyet dönemindeki ideal senatör anlayışını vurgulamış ve dalkavukluk etmeden görevlerini yerine getiremeyeceği konusunda endişelerini dile getirmiştir.
Dönemin önde gelen yazarlarından birisi de Genç Plinius’dur. Tacitus ve Plinius’un yanında dönemin bilinen tarihçisi ve filozofu Mestrius Plutarkhos’tur. Diğer ikisiyle tanıştığı bilinemese de Flavian Hanedanlığı döneminde Roma’da ders verdiği bilinmektedir. Bu dönemde öne çıkan bir diğer Grek kökenli edebiyat adamı Dio Chrysostom’dur. Yazdıklarından günümüze, kendisine atfedilen yetmiş üç söylev dışında bir şey kalmamıştır. Doğası gereği ‘âlim ve beyefendi’ olan Suetonius Tranquillus ise bu dönemin bilinen yazarlarındandır.
Traianus dönemiyle birlikte gelen baskıdan kurtuluş ve Roma toplumunun iki üst safhasında teşvik ettiği düzen duygusu, temelinde edebiyattaki güven duygusunda yatmaktadır. Bahsedilen edebî figürlerin dışında pek çok kişi, günümüzde sadece fragmanları kalsa da çağdaşları tarafından çokça saygı duyulan eserler üretme konusunda ilham almıştır. Bunlar arasında Domitianus, Nerva ve Traianus’u ab epistulis eserinde ele alan, mısralarının yanı sıra Ünlü İnsanların Ölümleri adlı nesir niteliğinde bir eser yazdığı bilinen, Plinius tarafından edebî çevrelere öncü bir ışık olarak tanıtılan ve çalışmaları için övgülerde bulunduğu da vardır. Ayrıca Traianus’un Dacia Savaşları sırasında hekimi olan T. Statilius Crito da Getica ve Cosmetica adında en az iki bilimsel eser kaleme almıştır. Traianus rejiminin teşvik ettiği çözümleyici ve hukukî detayların ön plana çıkması, II. yüzyılın son yarısını karakterize eden büyük sentez eserlerini ortaya çıkaran iklimin temelini oluşturmuştur. Edebiyatın yeniden doğuşu, Traianus’un arzuladığı tarafsız yargı ve mali inancı yansıtmış ve edebî alandaki gelişmeler egemenliğini korumak için yaptığı diğer çalışmalarla bir bütün oluşturmuştur.
Daçya Savaşları
Traianus, Roma İmparatorluğu'nun topraklarını tüm zamanlara kıyasla en geniş topraklarına taşımıştır. Daçya Kralı Burebista bütünlük politikası izlemesi sonucunda devletleşmiştir ve Roma için bir problem haline gelmiştir. Caesar döneminde bir dizi mücadele yaşanmıştır fakat Burebista ve Caesar'ın aynı dönemde hayatını kaybetmesiyle kesin bir sonuç elde edilememiştir. Domitianus’un, döneminde izlediği politikalar ve Daçyalılara sağladığı imtiyazlar sonucunda, dolaylı yoldan güç kazanmalarına yol açmıştır. Traianus Germen eyaletleri komutanı olduğu dönemde Daçya'nın Roma için ne kadar büyük bir tehlike yaratacağını farketmiştir ve Tuna Nehri'nin sol yakasında önlemler almıştır. Djerdap patika yolunun yeniden inşa edilmesini, yol üzerinde bulunan kalelerin taştan yeniden inşasını ve Ister nehrindeki taşımacılığın yol açtığı tehlikeleri ortadan kaldırmak için Karatash—Gradac kanalının kesilmesini emretmiştir. Bu yapım ve onarım hareketleri Traianus’un Dacia’yı istilâ etmeye karar vermiş olduğu anlamına geliyordu. Decebalus bu durumu Dacia ile mevcut ticareti genişletme faaliyetleri olduğunu sanarak düzenlemelerden memnun kalmış ve herhangi bir karşı harekette bulunmamıştır. Traianus ise oldukça ihtiyatlı davranmış, savunmayı ve lojistik desteği güvence altına alacak bir politika yürütmüştür.
I. Daçya Savaşı Öncesi
Traianus tahta geçtikten sonra bir süre daha Tuna eyaletlerinde faaliyetlerde bulunmuş ve kafasında planladığı Dacia seferini bizzat kontrol etmek için başkent Roma’ya dönmüştür. Traianus’un Dacia seferi için uygun şartlar MS 101 yılı consullüğünü geri çevirdiğinde oluşmuştur.C. Dio’nun da eserinde belirttiği gibi Traianus, Decabalus’u en az kayıpla yenme stratejisi gütmüştür. Bu düşünce fetihten ziyade cezaî bir savaşın göstergesidir. Bu sefer, Mars Ultor’un resmini taşıyan 101 yılı madeni paralarında da belirtilmektedir. Dacia seferi için gereken hazırlıklar bir önceki yılda başlamıştır. Traianus bölgedeki eyaletlerden, Moesia Superior’a ; Moesia Inferior’a M. Laberius Maximus; Pannonia’ya L. Iulius Ursus Servianus gibi atamıştır. Sonuncusu Traianus’un yakın adamlarından biri olmasına rağmen savaş başladığında L. Iulius Ursus Servianus’un yerine Q.Glitius Atilius Agricola’yı getirmiştir. Traianus, kazasız yolculuk ve dönüş için kültüne dualar sunmasının ardından MS 25 Mart 101 yılında Dacia seferi için Roma’dan ayrılmıştır. Bu sefer için kayda değer bir güç oluşturulmuştu. Otuz lejyondan dokuzu birkaç yardımcı alae (süvari) ve cohors (piyade) ile birlikte ön cepheye yerleştirilmişti. İmparator, Praetorian Muhafızları’ndan ve sırdaşı ’nın eşliğinde son zamanlarda Germania Inferior’dan dönmüştü. Traianus’un yakın çevresinde imparatorluğun en yetenekli generallerinden birkaçı vardı. En tanınmış olanları; büyük stratejist Frontinus’un kayınpederi olan S. Sosius Senecio ve Domitianus’un Dacia seferi sırasında ’da tribunus olan C. Iulius Quadratus Bassus ve MS 93 ve 96 yılları arasında Moesia Superior valisi ve Traianus’un Pannonia’daki halefi olan ’tur. Ayrıca ordunun merkezinde olan Afrikalı süvarilerin komutanı ; equestrian C.Manlius Felix, seferin levazım subayı ve Traianus’un yeğeni olan P. Aelius Hadrianus’da Traianus’un çevresindeki önemli kişilerdir. Roma ordusunun başlıca savaş gücü olan lejyonlar, en az 5.500 Roma vatandaşından oluşmaktaydı. Lejyonlardaki her asker başlarını korumak için lorica segmentata adı verilen demir kasklar ve vücutlarını korumak için demirden yapılmış şekilli vücut zırhı lorica hamata ya da squamata giyiyorlardı. Bazıları ise kollarını Dac falkslarından korumak için vambraces adı verilen kollukları kullanıyorlardı. Her lejyonerde dikdörtgen bir skutum, kısa bıçaklama gladiusu ve altı ayak uzunluğunda bir pilum vardı. Ayrıca lejyona destek veren ağır silahlar ve okçu birlikleri de bulunmaktaydı. Lejyonlar ilk çatışma, savaş ve kanatların sorumluluğunu alarak harekâtın merkezini oluştururken bu görevler daha sonra Roma vatandaşı olmayan piyade ve süvari destek birimlerine devredilmiştir. Piyadeler demir zırh, oval kalkan ve bronz kasklar takıyor, uzun spatha ve mızrak kullanıyorlardı. Altıgen veya oval bir kalkan taşıyan ve demir ya da bronz örgülü zırh giyen süvariler de aynı şekilde silahlanmıştı. Traianus’un ordusunda çok sayıda millet Roma’ya karşı yaptığı antlaşma yükümlülüklerini yerine getirmek için bulunuyorlardı. De Munitionibus Castrorum, 157 Birinci Dacia Savaşı’na katılan 500 Palmyralı, 900 Get, 700 Dacialı, 500 Briton ve 700 Cantabrialılar’ın olduğunu belirtmiştir. Bunlara ek olarak C. Dio, Lusius Quietus’un önderlik ettiği Afrikalı süvari birliklerinin de savaşa dâhil olduğunu ve Balear sapancıları ile birlikte yaklaşık olarak 50.000 kişinin savaşta bulunduğunu belirtir. 158 Bu birimler kendi milli silahları, kıyafetleriyle savaşmış ve keşif ekibi olarak yardımcı hizmette kullanılmışlardır.
I. Daçya Savaşı
Traianus ordusunu Tuna Nehri’nden iki portatif köprü yaptırarak geçirmişti. Dacialılar Demir Kapılar Geçidi önlerindeki birinci seferde çok az direnç göstermişlerdir. Traianus, sayısal üstünlüğünü kullanarak kaleleri ele geçirmek için kuşatma savaşını tercih etmiştir. Apus Flavius’tan Caput Bubali’ye kadar yol üzerinde bulunan kaleler ele geçirilmiş, burada ilk Dacialı esirler imparator ve heyetinin önüne getirilmiştir. Dacia başkenti Sarmizegetusa, Roma ordusunun görüş alanına girmişti. Traianus tarafından emir gelmesiyle birlikte yardımcı süvari birlikleri Dacia ordusunun kanatlarını bozguna uğratırken; yardımcı piyadeler mızraklar ve oklarıyla onlara set oluşturmuşlardır. Yarıçıplak milletler ordusu (Roma’ya antlaşma ile yükümlü olan kavimler) ise kılıçlarıyla acımasız bir şekilde Dacia ordusunun merkezine ilerlemişlerdir. Traianus, yaşlı, kadın ve çocuklara zarar verilmemesini emretmiştir. Savaş bir dizi mücadeleler sonucunda Dacialılar’ın yenilgisi ve geri çekilmesiyle sona ermiştir. Savaşın sona ermesiyle bir Dacialı comati (uzun saçlılar) elçisi imparator ile görüşmek için gelmiş, ancak Traianus tarafından reddedilmiştir. Caput Bubali’yi geçen süvariler Poganis’ten Tibiscum’a kadar kırsal bölgeleri kontrolü altına alırken piyadeler kaçan Dac askerlerinin peşinden gitmiştir. Kaçakların bir kısmı nehirden geçerken boğulmuş, diğerleri piyadeler tarafından esir edilmiştir. Romalılar Tapae’de gerçekleşen ikinci sefer öncesinde Apus Fluvius’ta olağanüstü derecede güçlü bir savunma sistemi kurmuşlardı, çünkü Dacialıların hâlâ Arcidava’da olduğunu düşünüyorlardı. Traianus, bu sıralarda Decebalus’tan bir elçilik heyeti daha kabul etmiştir. Elçilik heyeti "silahlarını bıraktılar ve yere kapandılar ve mümkünse Decabalus’un huzuruna gelmesine ve onunla şahsen konuşmasına ve yapmasını emrettiği her şeyi yapacağını taahhüt etmek, aksi takdirde onunla barış şartlarını ayarlaması için birini yollaması için izin istediler". Ardından, Decabalus tarafından kendisine gönderilen elçilik heyetinin teminatlarına inanan Traianus geri dönüş hazırlıkları yaparken Decabalus sözünden dönmüş, Roxolan atlılarıyla takviye edilmiş ordusuyla Moesia eyaletine baskın düzenlemiştir. Traianus’un yetişmesiyle baskın güçlükle geri püskürtülmüştür. M.S. 102 yılında Roma orduları Demir Kapılar Geçidi’nde yeniden konuşlanmıştır. İmparator Demir Kapılar Geçidi’ndeki savaşı bizzat kontrol ederken, başka yönden kıskaç saldırıları yapılması için emir vermiştir. Lusius Quietus ve onun hafif silahlı Afrikalı süvarileri, Doğu Karpatlar’daki Vulcan Geçidi aracılığıyla, birçok Dacia askerini öldürmüş ve çok fazla esir alarak Decebalus’a arkadan saldırmıştır. Olt vadisi boyunca Laberius Maximus’un önderlik ettiği ikinci bir saldırı ise Kızıl Kule Geçidi’ni almıştır. Laberius Maximus, Decebalus’un kız kardeşini ve önemli birkaç kaleyi birliklerine zarar gelmeden ele geçirmeyi başarmıştı. Decabalus’un kız kardeşini geri almak için Maximus’un ordusuna yaptığı sürpriz saldırı geri püskürtülmüş ve Decebalus tarafından Part kralı II. Pacorus’a sunulan hane kölesi Callidromus’un yakalanmasıyla sonuçlanmıştır. Quietus ve Maximus, Dacia başkentine 32 km kala Aquae (Calan) kaplıcaları bölgesinde Traianus’un ana kuvvetlerine dâhil olmuşlardır. Ardından Decabalus tarafından yine bir elçilik gönderilmiştir. C Dio'nun açıkladığına göre: "Bu nedenlerden dolayı […] Decebalus başka bir birinci sınıf pileati elçiliği gönderdi ve imparatora başvurdu ve istisnasız olarak kendisine emredilen tüm şartları kabul etmeye hazırdı.[…] silahları, makineleri ve mühendisleri teslim edeceğini, kaçakları iade edeceğini, kaleleri yıkacağını, [Roma tarafından] ele geçirilen [Dacia] topraklarından feragat edeceğini, bundan sonra Roma’nın dostunu dost, düşmanını düşman belleyeceğini ve ne asker kaçaklarını barındıracağını ne de Roma’nın hâkimiyet bölgelerinden asker toplamayacağını söyledi […] ve Traianus’un huzuruna geldi ve silahlarını yere atarak imparatorun önünde yere kapandı ve ona itaat etti".
I. Daçya Savaşı'nın sonuçları
Birinci Dacia Savaşı, bu yeni antlaşmayı güvence altına almak ve Dacialıları dağlık bölge içinde sınırlandırmak gayesiyle özel hedefinde başarılı olmuştur. Traianus, yaklaşık yirmi bir ay sonra MS 102 yılının sonuna doğru İtalya’ya dönmüştür. Cumhuriyetçi gelenek doğrultusunda Decebalus’un elçileri barışı onaylamak için senatonun önüne getirilmiştir. C. Dio senatoda yaşanan olayları şu şekilde açıklamıştır: "silahlarını yere bırakarak ellerini kelepçeli mahkûmlar gibi bir araya getirdiler ve yalvardılar ve böylece anlaşmayı tamamladılar ve silahlarını geri aldılar." MS 10-31 Aralık 102 tarihleri arasında Traianus’a senato tarafından Dacicus unvanı ve bir zafer nişanesi verilmiştir. Onuruna oyunlar düzenlenmiştir. Bu onurları zaferini kazandığını gösteren savaş arabası şeklinde basılan hatıra parası ile kutladı. Campus Martius’ta muzafferin konuşma yapması, nişan takdim edilmesi ve sonrasında tanrılara kurbanlar adanarak etkinlikler başladı. Ardından Jüpiter’in heykeli için kullanılan kırmızı boya yüzüne sürüldü ve ona üstün tanrının niteliklerini üstlenmesini sağlamak için yaldızlı bir at arabası hediye edildi. Zaferinin sembolü olan beyaz tunik üzerine işlenmiş defneyaprakları olan mor toga giymişti. Consuller, magistralar ve senatörler ele geçirilen ganimetleri, zincirlere vurulan savaş esirlerini ve seferin bölümlerini gösteren tabloları Circus Flaminius, Porta Triumphalis, Circus Maximus ve Palatine’den Sacra ve Forum Romanum’a geçen alayı yönetmişti. Bu alayın heybeti ve şatafatı Capitoline’de doruğa ulaştı. Jüpiter’e kurbanlar sunuldu ve tapınakta bir ziyafet düzenlendi. (para dağıtımı) vererek halkın gönlünü kazanmış ve halka çeşitli tiyatro gösterileriyle daha fazla eğlence gösterileri vermiştir. Bununla birlikte gösteriler için tamir edilip genişletilen Circus Maximus da düzenlenen törenle açılmış ve daha büyük oyunlar düzenlenmiştir. Oturma şekli rütbelere göre düzenlenmiş olsa da girişler gibi imparatorun cömertliğini sembolize ettiği için ücretsizdi. Öğle vakti yapılan infazların ardından gladyatör dövüşleri yapılırdı. Savaşçıların arzı oldukça fazlaydı. Birçoğu profesyonel gladyatör iken kalan kısmı Dacia Savaşı esirleriydi. Tuna’daki durum bir kriz noktasına ulaşmadan iki yıldan fazla bir süre geçmemiş olsa da, kutlamalar bir süre daha devam etmiştir.
II. Daçya Savaşı
Traianus, Decebalus’a karşı zaferini kutlarken Dacialılar MS 102 yılı antlaşmasını destekleyenlerden intikam almaya başlamıştı. Ayrıca, Decebalus anlaşmayı bir kez daha açıkça ihlal ederek silah tedarik etmeye başlamıştır. Roma topraklarından asker toplamaya başlamış, krallığını yeniden finanse etmiş ve Roma’nın en eski düşmanı Parthia’yı da içeren Roma’ya düşman komşu kabilelere elçilikler göndermiştir. Birinci savaştakinden daha büyük bir kuvvetin toplanması diplomatik faaliyetlerin artmasına neden olmuştur. C. Dio, birçok Dacialının bu zamanda Decabalus’u terk ettiğini ve onu barışa sürüklediğini anlatır. Traianus, Decebalus’un teslim olmasını ve yakın zamanda edinilen silahları teslim etmesi şartıyla barış yapacağını bildirmiştir. Decabalus ise komşularıyla askerî ittifaklar yapmak için girişimlerini arttırmıştı. Decebalus'un, Traianus'un çağrılarına kulak vermemesi sonucunda diplomasi sona ermiş ve Dacia’ya boyun eğdirme seferi MS 106 yılı baharında başlamıştır. Traianus, Berzobis ve Demir Kapılar Geçidi yerine, doğrudan 1621 m. yüksekliğindeki Vulcan Geçidi yolu ile Sarmizegethusa Regia’yı hedef almıştır. Bumbesti büyük bir tahkimat ile korunurken ihmal edilen Vulcan Geçidi Havzası’na kolay erişim sağlamış ve bir dizi küçük vadi aracılığıyla Dacia başkentine çeşitli yollardan yaklaşmalarına olanak sağlamıştır. Yapılan müzakereler neticesinde Traianus, Dacia başkenti Sarmizegethusa Regia’ya ulaşmıştı. Başkent her iki taraftaki derin vadiler ve iyi takviye edilmiş ağ geçidine açılan dar bir eğim ile korunan şehir ele geçirilemez gibi görünüyordu, ancak sütunda şehrin savaşmadan teslim edildiğinin betimlendiği görülmektedir. Saray halkından birçoğu Decebalus'un Traianus ile anlaşması için yalvarmışlardı, fakat sonuç nafileydi. Decabalus, ailesi ve şahsi korumalarıyla birlikte dağlara kaçarken Sarmizegethusa Regia teslim olmuş, yağmalanmış ve ateşe verilmiştir. Traianus kalelerin temizlenmesini ve burçlara Roma bayraklarının dikilmesini emretmiştir. Sonunda Decabalus’un kaçışı MS 2 Eylül 106 yılında bir süvari grubunun takibine takılmıştır. Yakalanacağını anlayan Decabalus, Roma komutanından önce davranarak kendi boğazını keserek intihar etmiştir. İki çocuğu da dâhil olmak üzere Decebalus’un grubundan kalanlar hızla Roma askerleri tarafından tutsak edilmiştir. Kralın başı vücudundan ayrılmış ve bir Dacia yerleşimi olan Piatri Craivii’de bulunan Traianus’a teslim edilmiştir.
II. Daçya Savaşı'nın sonuçları
Traianus zaferinin bir parçası olarak fethedilen bölgelerden 500.000 kadar Dacialı esir almış ve bunların çoğu Roma’ya gladyatör dövüşlerinde kullanılmak amacıyla gönderilmiştir. Dacia’daki erkek nüfusu olabildiğince azalmış, kalanlar dağlık bölgelere çekilmek durumunda bırakılmış ve bu arazilere bölgeye getirilen kolonistler yerleştirilmiştir. Roma’da Augustus mezar anıtını taklit eden, 30 m çapında, tambur şeklinde bir anıt inşa edilerek M.S. 107/108 yılı Mars Ultor, “Yenilmez Mars” yılı olarak kabul edilmiştir. Bu anıtta Traianus’un yakınlarda kurulmasını emrettiği ve Municipium Tropaeum Traiani (Adamklissi, Romanya) adını alan yeni kasabaya giden kolonistler, imparatorun askeri kazanımlarının getirdiği güvenceyle bölgeye yerleştirildi. İkinci zaferinde birincisinden bile daha görkemli festivaller düzenlenmeye başlanmıştır. İkinci festivalin başı, imparatorun kişi başı 500 denarius dağıttığı ve on iki gün süren en az 322 gladyatörün dövüştüğü 25 Mayıs ya da 26 Haziran 107 yılında başlamıştır. İkinci festivalin başı, imparatorun kişi başı 500 denarius dağıttığı ve on iki gün süren en az 322 gladyatörün dövüştüğü 25 Mayıs ya da 26 Haziran 107 yılında başlamıştır. Sonunda, 11 Kasım 109 yılında Traianus, sahte deniz savaşlarına adanmış bir yapı olan bir naumachia düzenlenmesini emretmiş ve Dacia’nın fetih kutlamaları 24 Kasım 109 yılında tamamlanmıştır.
Parth Savaşları
Parth-Roma İlişkileri
Parthlar yayılmacı bir politika izlemeleri sebebiyle Anadolu topraklarına kadar genişlemeyi başarmışlardır. Kendilerini Persler’in devamı olarak nitelendirdikleri için devlet yapılanması ve savaş konusunda kendilerine güvenmekteydiler. Aynı zamanda Seleukos devlet yapılanmasını da bünyelerine dâhil ettikleri için Hellen ve Doğu medeniyetlerini sentezlemişlerdi. Roma ile Parthlar arasındaki ilk ciddi ilişkiler Cumhuriyet Dönemi’nde başlamış olup Pompeius’un doğuya yönelmesi ve sonucunda yapılan anlaşma ile Fırat Nehri (Euphrátês) iki devlet arasında sınır olarak kabul edilmişti. Sonrasında M. Crassus’un önderliğinde yapılan savaşta Roma, Parthlar tarafından büyük bir yenilgiye uğramıştır. Bunun sonucunda Roma’da bir intikam alma düşüncesi oluşmuştur. Roma ile Parthlar arasındaki asıl sorun Armenia bölgesinin kime ait olduğu konusunda yaşanan çatışmalar olarak gösterilebilir. İki devlet arasındaki ilişkilerde bir diğer önemli olay ise Vespasianus’un yönetimi sırasında Kapadokya’nın doğu sınırına iki lejyon yerleştirmeye karar vermesidir. İkili ilişkilere baktığımızda Parthlar, Roma’nın yayılmacı ve otoriter politikalarına karşın daha ılımlı bir politika izledikleri de söylenebilir. Roma ve Parthlar arasındaki ilişkiler MÖ 20 yılında imparator Augustus tarafından müzakere edilen ve daha sonra imparator Nero tarafından yeniden onaylanan anlaşma ile geçici bir çözüme kavuşturulmuştur. Bu anlaşmaya göre; sorun teşkil eden Armenia bölgesi, Roma’ya bağlı tampon bir devlet olacak ancak yönetici Arsak hanedanından seçilecektir ve bu seçim her iki devletin onayına tabii olacaktır. Böylelikle iki devlet arasındaki barış havası Traianus dönemine kadar sürdürülmüştür.
Parth Savaşları
Traianus’un ilkin Parthia’ya saldırmak için doğrudan bir bahanesi yoktu. Bunun yerine Traianus, Parthia kralının yeni Armenia kralı seçilirken Roma’dan kraliyet tacını giymesi gerektiği bahanesini kullanmıştı. C. Dio’ya göre Traianus’un Parthia’ya karşı düşmanlığı açıkça şöhret kazanma arzusundan kaynaklanıyordu. Sonuçta Traianus’un ‘savaş sever’ bir adam olduğu yaygın bir bilgiydi. Ancak, Roma’nın saygınlığına dikkat eden Traianus’un Parthia ile çatışmayı önlemek için elinden geleni yaptığını ve Parthların status ante quo’ya geri dönmeyi reddettiği zaman savaşa girdiği de belirtilmektedir. İki güç arasındaki anlaşma şimdiye dek iki tarafın yararınaydı ve kuşkusuz az sayıdaki kaynak Parthia’nın Roma’ya karşı tehdit edici hareketlerde bulunduğunu ima etmiştir. Birbiri ardına gelen Parthia kralları ise Roma ile çarpışmak yerine evrensel barış içinde bir arada yaşama arzusundaydı.
Traianus, MS 113’ün sonbaharında şenlikler eşliğinde Roma’dan yola çıkmıştır. Daha sonra Satala’ya ilerlemesinin ikinci ayağında, yine Fırat’ı geçtikten sonra günümüz Elazığ Geçidini kullanarak direniş ile karşılaşılmadan zaptedilen güney Armenia kenti Arsamosata’ya (Palu) girmiştir. Kuzeye doğru Pülümür Geçidi’ni kullanarak Fırat’ı muhtemelen Eriza’da bir kez daha geçerek MS 114 Mayıs’ında legio XVI Flavia Firma’nın karargâhı Satala’ya varmıştır. Traianus, ordusunu topladıktan ve Heniochi hükümdarı Anchialus ile Çoruh Nehri bölgesi yöneticisi Machelones’in bağlılıklarını kabul ettikten sonra Armenia’ya girmiştir. Parthamasiris, ordugâhta bir mahkeme kuran Traianus’un yanına gelmiş, onu selamlamış ve kraliyet tacını kendine geri verileceğinden emin bir şekilde İmparator’un ayaklarının önüne bırakmıştır. Parthamasiris Armenia tahtına yasal Parth adayı olması, açıkça rica etmesine ve kendi isteğiyle Traianus’dan tac giymek istemesine rağmen İmparator, Armenia’nın bir Roma eyaleti olarak ilhak edildiğini ilan etmiştir. Bölgeyi kimseye teslim etmeyeceğini söyleyen Traianus, tanınmış eski consul L. Catilius Severus’u ilk Armenia valisi olarak atamıştır. Rivayetlere göre, Parthamasiris’in ölümünden Traianus sorumluydu. Ancak Osroes’e yazdığı bir mektupta, Parthamasiris’in korumalarından kaçmaya çalışarak kendi ölümüne yol açtığını ileri sürmüştür. Traianus manda altında bir bölge olarak Armenia’yı Roma çatısı altında birleştirmek için generallerini görevlendirmiştir. MS 114’ün sonunda, tüm Armenia ele geçirilmiştir. Kilit vadiler ve nehir geçitleri işgal edilmiş ve Van Gölü etrafındaki yaylalarda Quietus ve Praesens önderliğindeki bölümler tarafından izole edilmiş bölgelerde herhangi bir karşı koyma yaşanmamıştır. Komutanları Armenia’nın tamamına boyun eğdirirken, Traianus o yazı yerel satrapların ve küçük kralların kendine bağlılığını kabul ederek geçirmiştir.
Arrianus'a göre Doğu Pontus sahili boyunca uzanan üç kabile kralının -Lazlar, Abhaz ve Sanig- Traianus’a itaat etmiştir. C. Dio ise Traianus’un Armenia’yı ilhak ettiği zaman yerel satrapların çoğunun ona itaat ettiğini anlatmıştır. Ayrıca Eutropius, Traianus’un hükümdarlık döneminde Pontus Iberyalıları, Kırım ve Colchi krallarının kendisine itaat ettiğini de bildirmiştir. Roma bu bölgelerdeki geçici düzenlemelerini resmileştirmeye çalışmış ve Kafkasya içlerinde garnizon ağı kurmaya başlamıştır. Tüm bu başarılarından sonra MS 114 yılının yazında, senato bir kez daha Traianus’a unvan vermiştir. Senato, bundan sonra ilk olarak hatırlanacağı, askerî yeteneklerinden ziyade kişisel yeteneklerine atıfta bulunan ve en fazla gurur duyduğu ‘Optimus’ (En mükemmel) unvanını vermiştir. Traianus, Parthia’dan ilhak ettiği Roma’nın iki yeni eyaleti Armenia ve Mezopotamya’yı ‘Roma halkının gücüne tabi’ olduğunu duyurmak için madenî paralar bastırmış ve Traianus’a senato tarafından Parthicus unvanı verilmiştir. Onuruna düzenlenen festivallerin ardından MS 115/116 kışını geçirmek için Antakya’ya geri dönmüştür. Burada neredeyse hayatını kaybedeceği ve bölgeyi harap eden büyük bir deprem meydana gelmiştir. Traianus MS 116 yılı başında Antakya’dan Partlar’ı tamamen hâkimiyeti altına almak için son seferini gerçekleştireceği Tigres’e doğru hareket etmiştir. Ordunun bir bölümü Büyük İskender’in kullandığı rotayı kullanarak Ninus, Arbela ve Guagamela’yı baştan sona ele geçirmiştir. Ayrıca, bir Roma centurion’un orada tutsak tutulan bazı kişilerle kaçmayı başardığı, garnizon komutanını öldürdüğü ve şehrin kapılarını dışarıdaki Roma kuvvetlerine açması sayesinde Adenystrae savaşmadan ele geçirilmiştir. Savunması kırılan Adiabene resmen Roma orduları tarafından işgal edilmiştir. Eutropius ve Festus’a göre; Traianus daha sonra bölgeyi Asur eyaletine katmıştır. Ardından Seleucia’nın batı yakasını ele geçirmiş ve sorunsuz bir şekilde Dicle’den ilerleyerek savaşmadan Ctesiphon şehrine girmiştir. Şehir düşmeden önce Osroes ve çevresi kaçmış, geride bıraktığı kızı ve altın tahtı İmparator tarafından ele geçirilmiştir.
İmparator Partia başkenti Ctesiphon’un ele geçirilmesinden sonra PARTHIA CAP(ta) yazılı madenî paraların basılması emrini vermiştir. Ardından ele geçirdiği bölgeyi yeniden yapılandırarak birleştirmeye, belki de bir Babylonia eyaleti kurmaya karar vermişti. Traianus, Fırat filosundaki gemileri kullanarak Dicle üzerinden Basra Körfezi’ne inmiş, yol güzergâhında bulunan Athambelus ve Mesene ve Spasinus’ta duraklayarak bölge sakinlerinin kendisine itaatlerini almıştır. Senato’ya başka bir mektup gönderen Traianus, başarılarını duyurmuş ve ele geçirdiği bölgelerin sınırını belirten bir heykel inşa ettirmiştir. Bu başarıları karşısında senato Traianus onuruna birçok zafer alayı ve zafer nişanesi vermiştir. FORT(una) RED(ux) yazılı madeni paralar yeniden basılmış ve İmparator’un İtalya’ya güvenli bir şekilde geri dönmesi dilenmiştir.
Traianus Doğu’daki meseleleri bitirmemişti. Semiramis’in mezarını görmek ve İskender’in MÖ 323’te öldüğü evde bir kurban sunmak için bölgeyi ziyaret etmiştir. Babil’e geldiğinde, yokluğunda Ctesiphon’u ele geçirmesinin neden olduğu şokun Parthlar’ın iç sorunlarını çözmelerine neden olduğunu görmüştür. Parthlar, Armenia’nın sürgündeki kralı Parthamasiris’in yerine aday gösterilen Osroes’in diğer yeğeni Sanatrukes’in kışkırtmasıyla geniş bir isyan hazırlığı içindeydiler. İsyan haberini alan Traianus, yanına yeterli kuvvet almadan hızlıca bölgeye gitmişti. Malalas ve C. Dio’nun anlattıklarına göre Sanatrukes mükemmel bir örgütleyiciydi. Çünkü isyanlar geniş bir alanda aynı anda patlak vermişti. Roma garnizonları Mezopotamya ve Armenia boyunca ya kovulmuş ya da katledilmişlerdi. İmparator asilere karşı derhal üç ordu hazırlanmasını emretmiştir. Malalas’ın aktardığına göre Traianus’a katılan bu üç ordu Ctesiphon yakınlarında Parth ordusunu mağlup etmiş, daha sonrasında ise Sanatrukes öldürülmüştür. Bu başarılara rağmen, Armenia, Sanatrukes oğlu Vologaesus komutasındaki bir Parth ordusu tarafından tehdit altındaydı. Traianus, bir bölgenin kendisine verilmesi karşılığında bir ateşkes teklif ettiğinde, bu durum kısa sürede kabul görmüştür. Traianus Babil’deki ayaklanmayı yatıştırmak ve Vologaesus’a karşı bir otorite öne sürmek için Ctesiphon’a gitmiş ve Osroes’in oğlu Parthamaspates’i Parthlara vekilkral tayin etmiştir. Kraliyet tacı şahsen Traianus tarafından giydirilmiştir. Parthamaspates, toplanan halk önünde Traianus’a itaat ederek alt-üst statüsünü doğrulamıştır. Senato’daki bazı kimseler bu olayı Roma için son zamanlarda kazandığı tüm bölgelerin terk edilmesine işaret ettiğini düşünmekteydi. Ancak Traianus Senato’ya yazdığı bir mektupta, eylemini; "...bu yüzden burası çok büyük ve sınırsız bir alandır ve Onu Roma’dan ayıran mesafe sınırsızdır, onu yönetecek pusulamız yoktur. O zaman biz de [bunun yerine] insanlara Roma’ya tabi bir kral sunduk" sözleriyle açıklıyordu.
Parthia ve Armenia’nın büyük kısmını bu vekil-krala devreden Traianus, Mezopotamya’yı kurtarabilmek için acele bir şekilde kuzeye hareket etmiştir. Öncelikli olarak Hatra ele geçirilmiş ve buradaki nüfus, popülasyonu azaltmak için başka yerlere gönderilmiştir. Ayrıca burada Dicle’nin batısındaki bozkırlar ile Mezopotamya ve Babil arasındaki hayatî öneme sahip yolun kontrol altına alınması için kalıcı kale-şehir de inşa edilmiştir.
Parth isyanı sırasında nedeni bilinmeyen bir şekilde Grekçe konuşan Yahudi topluluklar da isyan başlatmıştır. Yahudilerin katı tek tanrı inancı, zamanla bazı antisemitik olayları da ortaya çıkarmıştı. Asıl gerilim kaynağı, Yahudiler’in diğer Doğu topluluklarından daha fazla olan imtiyazlı konumlarıydı. Çünkü hem tüccarlıkları hem de askeri yetenekleri sayesinde asiller tarafından tercih ediliyorlardı. Roma hâkimiyeti altındaki bazı Yahudi topluluklarına ayrı bir yasal statü verilmişti. Bu statü sayesinde Roma yasalarına doğrudan tabi olmak zorunda kalmadan şehir hayatının yararlarından faydalanıyorlardı. Yasa, Yahudiler’in dini ayrımını ortadan kaldırmak yerine izole olmalarına sebep olmuştu. Çünkü bazı Yahudi grupları arasında dini hoşgörüsüzlük yaygındı ve Grek milliyetçileriyle gerginlik yaşıyorlardı. Traianus isyanı bastırmak için ’yu yardımcı kuvvetle İskenderiye’ye, Lusius Quietus’u ise Mezopotamya’ya göndermişti.
Ölümü ve Veraseti
Yahudi isyanının patlak vermesinin ardından MS 117 yılında Traianus tekrar Mezopotamya’ya girme niyetindeydi. Ancak sağlığı kötüleşmiş ve kısmî felç geçirmiştir. Ömrü seferlerde geçen Traianus’un vücudu artık daha fazla hareketi kaldıramıyordu. Doğudaki Yahudi isyanları nedeniyle Armenia neredeyse elden çıkmıştı ve Mezopotamya’nın kaderi ise belirsizdi. Rahatsızlığı yüzünden oldukça acı çeken imparator, Hadrianus’u doğudaki orduların genel kumandanlığına atayarak Roma’ya dönme kararı vermişti. Yazın deniz yolculuğuna en uygun olduğu zamanda Seleucia, Pieria’daki limandan geri dönüş yolculuğuna çıkmıştı. Ağustos ayının başlarında Kilikya kıyılarına geldiğinde durumu aniden kötüleşmeye başladı. Gemi, İmparator’u en yakın liman Selinus’a (Gazipaşa) çıkarmak için yanaştığı sırada Traianus gemideki yatağında ölmüştür. Traianus’un ölümünde zehirlendiğinin kesin bir kanıtı yoktur. Ölümündeki temel sebep muhtemelen kalp rahatsızlığıydı ve bunu tetikleyen de muhtemelen Doğu’da enfeksiyon kapmasıydı. Traianus hiçbir zaman açık bir şekilde vasiyet bırakmamıştı. Çünkü ölümün ona bu kadar erken geleceği düşüncesine hiçbir zaman inanmıyordu. Hadrianus 9 Ağustos’ta Antakya’da iken imparator tarafından evlat edinildiğini açıklayan belgeleri ortaya çıkarmış ve iki gün sonra Traianus’un fiilen öldüğünü öğrendiğinde kendisinin imparator olduğunu duyurmuştur. Bu duyuruya itiraz edilmemiştir çünkü Hadrianus’un emrinde, birçoğunun da bildiği gibi önemli bir ordusu vardı. Traianus’da tıpkı Nerva gibi halefinin en yetenekli ve tahtı en çok hak eden kişinin olmasını düşünüyordu. Ancak şu anda emperyal yazışmaların Plotina tarafından Traianus adına imzaladığı şüpheleri artmıştı. Bu şüphelere göre Hadrianus’a âşık olduğuna inanılan Plotina, Traianus’un ölümünü gizlemiş ve onun adına yazışmalar yapmıştı. Böylece, Hadrianus’un eski muhafızı Praetorian Valisi Attianus ile görüşebilir ve Hadrianus’un evlat edinilmesinin, ölüm haberi duyurulmadan önce sağlayabilirdi. Ancak bu suçlamalar, esasen Hadrianus’a sürekli düşmanlık eden senatoryal geleneğe dayanıyordu. Gerçekler incelendiğinde Traianus’un yeğeni ve tek erkek varisi olarak Hadrianus lehine eğilim gösterdiği açıkça görülebilir. Hadrianus daha bir tribunus iken emperyal çevreye dâhil edilmişti ve İmparator’un büyük yeğeniyle evlendirilmişti. Traianus’un seferlerinde aktif olarak görev almış ve zaferlerini senatoya bildirmekle görevlendirilmişti. İnisiyatif kullanma hakkıyla Pannonia Inferior eyaletinin komutası da Hadrianus’a verilmişti. Hadrianus, Traianus’un yakın arkadaşı Sura’ya imparatorun kendisini evlat edinmeyi düşündüğünü de söylemişti. Ayrıca Traianus’un yakın çevresiyle de ilişkisini oldukça geliştirmişti. Son olarak Traianus’un Doğu seferini organize etmesi için Syria Valiliği’ne atanmış ve imparatorun MS 117’deki rahatsızlığından sonra Doğu ordularının genel kumandanlığına atanmıştı.
Traianus’un ölüm haberinin senatoya bildirilmesiyle aynı gün Hadrianus, Roma sınırlarının Augustus politikası gereği doğal sınırlar içinde tutulması gerektiğini duyurdu. Bu yeni düzende Traianus’un agresif generallerine yer yoktu ve kısa sürede çoğu görevden alınmış yahut esrarengiz şekilde ölmüştür. Ardından Fırat’ın Doğusu’ndaki tüm topraklar hızlıca terk edilmiştir. Bu arada, Babil Parthları tarafından reddedilen Parthamaspates, Abgarus’un yerine Osrhoene yönetimine atanmıştır. Sanatrukes’in oğlu Vologaesus’un da Armenia’yı elinde tutmasına izin verilmiştir. Ayrıca Mezopotamya’nın eyalet statüsü ve vergileri kaldırılmıştır. Yeni imparator, muhtemelen ’un ölümüne yol açan Iazygi veya Roxolani ile bağlantılı iç huzursuzluklar nedeniyle Dacia’dan vazgeçmeyi bile düşünmüştü. Bu eyalette yaşayan kolonistlerin sayısı yüzünden bunu yapmaktan vazgeçmiştir. Tüm bu eylemler yalnızca Roma’nın yayılmacı kaderini ve Traianus’un başarılarını reddetmekle kalmamış, aynı zamanda senatörlerin arzu ettiği üst düzey görevlerinde azalmasına neden olmuştur. Bu arada Plotina, Matidia ve Attianus tarafından Traianus’un cesedi Pieria, Seleucia’ya getirilmiş, Hadrianus tarafından cesedi törenle yakılmış ve külleri adına inşa edilen Sütun’un girişine koyulmak üzere altın bir kaba koyularak Roma’ya götürülmüştür. Hadrianus, Optimus Imperator’un (İmparatorların En Mükemmeli) hayattayken kazandığı onurların ölümünde inkâr edilmemesi gerektiğini söylemiş ve Traianus’un heykeli törenle zafer arabasında taşınmıştır. Ayrıca senato, Traianus’un Partia zaferini anmak için oyunlar ve zafer alayı düzenlemiştir. Yıl sona ermeden önce Traianus tanrılaştırılmış ve gücün Traianus’un evlatlık oğluna transferini gösteren paralar basılmıştır. Hadrianus imparatorluk içindeki huzursuzlukların giderilmesi ve askerî muhalefetin kalkmasıyla birlikte yeni politikası pasif savunma siyasetini başlatmaya karar vermiştir.
Kaynakça
- ^ C. Dio, LXVIII. 4.1.
- ^ a b A. Victor, Epitome de Caesaribus, XIII.
- ^ J. Bennett, Trajan Optimus Princeps: A Life and Times, Routledge, London 1997.
- ^ Appianus, Histoira Romana, The Spanish Wars, VIII.38.
- ^ P.A. Brunt, Italian Manpower, 225 B.C.-A.D. 14.
- ^ Plinius, Epistulae, I.19; II.4; III.19.
- ^ L.A. Curchin, The Local Magistracies of Roman Spain.
- ^ "J. Lendering, "Batavian Revolt"". 22 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Mayıs 2024.
- ^ XX.4, Plinius.
- ^ Epistulae, III.3.
- ^ C. Dio, LII.26.1-2.
- ^ C. Dio, LXVIII.7.
- ^ A. Victor, Epitome De Caesaribus, XIII.
- ^ Historia Augusta, Hadrian, III.8.
- ^ A.N. Sherwin-White, The Letters of Pliny: A History and Social Commentary, Oxford University Press, Oxford 1966. s. 536-546.
- ^ F.A. Lepper ve S.S. Frere, Trajan's Column: A New Edition of the Cichorius Plates, Introduction, Commentary and Notes, Sutton, Gloucester 1988, s.226-228.
- ^ Plinius, Panegyricus, XIV.1-3.
- ^ J. Bennett, a.g.e., s.24.
- ^ Plinius, Panegyricus, XIV.
- ^ Plinius, Epistulae. VIII.3.2.
- ^ Polybios, Historiae, VI.19.2.
- ^ J. H.M. Strubbe, “The Imperial Cult at Pessinous”, Lukas de Blois (ed.), The Impact of Imperial Rome on Religions, Ritual and Religious Life in The Roman Empire, Brill Leiden, Boston, 2006, s.110.
- ^ Historia Augusta, Hadrian, I.4.; R. Syme, “Hadrian and Italica”, The Journal of Roman Studies, C:54 S:1/2 (1964). s. 142.
- ^ Historia Augusta, Hadrian, X.1.
- ^ T.A. Dorey, “Agricola and Domitian”, Greece & Rome, C:7 S:1 (1960), s.66-71.
- ^ Domitian, VIII.3.
- ^ Dio, LXVIII.13.1.
- ^ Domitian, VII.1-3.
- ^ Plinius, Panegyricus, XIV.5.
- ^ E. L. Wheeler, “Rome’s Dacian Wars: Domitian, Trajan, and Strategy on the Danube, Part I”, The Journal of Military History, C:74 S:4 (2010),. s. 1185-1227.
- ^ A. R. Birley, The Roman Government Of Britain, Oxford Unviersity Press, Oxford 2005, s.115.
- ^ Plinius, Panegyricus, XCV.3.
- ^ Plinius, Panegyricus, XLIV.1.
- ^ J. Bennett, a.g.e., s.46.
- ^ Tacitus. Annales, XV.72.
- ^ Plinius, Epistulae, IV.22.
- ^ C. Dio, LXVIII.2.3.
- ^ Plinius, Panegyricus,VI.3.;VIII.1.;X.1.
- ^ Plinius, Panegyricus, I.5; I.5.3-4.
- ^ J.B. Campbell, The Emperor and the Roman Army, 31 BC/AD 235,Routledge, London 1996,s.142
- ^ Plinius, Panegyricus,IX.2.; Historia Augusta, Hadrian, II.5.
- ^ O. Akşit, Roma İmparatorluk Tarihi I, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1976. s. 178.
- ^ Plinius, Panegyricus, IX.3.
- ^ Plinius, Panegyricus,VI.6.; VIII.6.; IX.3.
- ^ Plinius, Panegyricus, IX.2.
- ^ a b C. Dio, LXVIII.5.
- ^ A.R. Birley, “The Oath Not to Put Senators to Death”, The Classical Review, C:12 S:3 (1962), s.198.
- ^ Plinius, Panegyricus,XXI.5.; LXXXIV.6.
- ^ C. Dio, LXVIII. 5.4.
- ^ Panegyricus, LXVII.8.
- ^ A.Victor, XIII.9.
- ^ Plinius, Panegyricus, X.1-2.;XVIII.1.
- ^ Epistulae, VIII.14.7.; X.29.1.
- ^ Dio Chrysostom, Orationes, XII.16-20.
- ^ J. Šašel, “Trajan's Canal at the Iron Gate”, The Journal of Roman Studies, C:63 (1973). s. 80-81.
- ^ Plinius, Panegyricus, XX.1.;XXII.
- ^ Martial, Epigrams, X.6.7.
- ^ R.J. Starr, “Augustus as "Pater patriae" and Patronage Decrees”, Zeitschrift für Papyrologie und Epigraphik, S:172 (2010), s.296.
- ^ Tacitus, Annales, XII.23-24.
- ^ H. Mattingly, a.g.e., s.829
- ^ Plinius, Panegyricus, LI.
- ^ C. Dio, LXVIII.7.2
- ^ Suetonius, Domitian, V
- ^ P.V.Hill, “Buildings and Monuments of Rome: PART 1I” s. 83
- ^ H. Mattingly, a.g.e., s. 827-828 ve 853-856.
- ^ P.V.Hill, “Buildings and Monuments of Rome: PART 1”, s.49.; H. Mattingly, a.g.e., s.863-865
- ^ L. Richardson, A New Topographical Dictionary of Ancient Rome, The Johns Hopkins University Press, Maryland 1992, s.237
- ^ W.L. MacDonald, The Architecture of The Roman Empire, s.102-103.
- ^ C. Dio, LXIX.4.1
- ^ Suetonius, Domitian, V.
- ^ Plinius, Panegyricus, XXIX.2
- ^ Ostia için bkz. R. Meiggs, Roman Ostia, Clarendon Press, Oxford 1973, s.16-62
- ^ Suetonius, Claudius, XX.3.
- ^ C. Dio, LX.11.4
- ^ R. Meiggs, a.g.e., s.161-166
- ^ J. Bennett, a.g.e., s.143.
- ^ a b O. Akşit, a.g.e., s.192
- ^ Plinius, Epistulae, II.11
- ^ Plinius, Epistulae, VIII.17
- ^ Frontinus, De Aquaeductu Urbis Romae, II.87 ve II.93
- ^ L. Richardson, a.g.e., s.266.
- ^ J. Bennett, a.g.e.,s.151.
- ^ L. Richardson, a.g.e., s.387-397
- ^ J. Bennett, a.g.e., s.152-155
- ^ W.L. MacDonald, a.g.e., s.76-93.
- ^ L. Richardson, a.g.e., s.252.
- ^ Iustinianus, Digesta Seu Pandectae, I.1-4.
- ^ Çoğunluk onları bir sebepten dolayı faydalı buluyordu. Ancak vatandaşları ve devleti yok etmeye niyetli görünüyorlardı. Ve hiçbir zaman yasalar ve hatta ağır cezalar tarafından yeterince kontrol edilemediler. Tacitus, Annales, IV.30.
- ^ Suetonius, Titus, VIII.5.
- ^ Plinius, Panegyricus, XXXV. 1-5.
- ^ Historia Augusta, Hadrian, XI.4.
- ^ Plinius, Epistulae, X.97.
- ^ Plinius, Panegyricus, XLII,1-4.
- ^ Tacitus, Historiae, I.2.6.
- ^ Plinius, Epistulae, X.66.
- ^ Iustinianus,, XLVIII..19.
- ^ Plinius, Epistulae, LXV,LXVI.
- ^ Iustinianus, XXXVII.12.
- ^ Plinius, Panegyricus, XLIII.1
- ^ Iustinianus, XXIV.1
- ^ Cladius tarafından yürürlüğe giren emekli askerlere evlilik hakkı, Traianus döneminde genişletilmiş ve aile planlaması için sendikalar kurulmuştur. C. Dio, LX,24.
- ^ Iustinianus, XXIX.1.
- ^ Gaius, Institutiones, II.110
- ^ Iustinianus, II.11.
- ^ Plinius, Epistulae, VIII.6.7.
- ^ Panegyricus, XXXVI.3.
- ^ Plinius, Panegyricus, XXXVI.1.
- ^ J. Bennett, a.g.e., s.133.
- ^ Plinius, Panegyricus, XLVII.1-3. ve XLIX.8.
- ^ Epistulae, IX.28.1
- ^ M.S. Benek, “Genç Plinius’un Anadolu Mektupları Işığında Traianus Döneminde Bithynia Eyalet Yönetimi”, Sosyal Ve Beşeri Bilimler Araştırmaları Dergisi, C: 17 S: 36 (2016), s.86-87.
- ^ Tacitus, De vita Agricolae, III.1
- ^ R. Syme, Tacitus I, s.86-99.
- ^ P.A. Stadter, “Plutarch and Rome”, Mark Beck (Ed.), A Companion to Plutarch, içinde, Blackwell Publishing Limited, New Jersey 2013, s.13-31.
- ^ Plinius, Epistulae, I.17 ve VIII.12.
- ^ J. Bennett, a.g.e., s.139.
- ^ J. Bennett, a.g.e., s.89.
- ^ F.A. Lepper ve S.S. Frere, a.g.e. s. 277-282.
- ^ C. Dio, LXVIII.6.1.
- ^ J. Bennett, a.g.e., s.90
- ^ L.Keppie, The Making of the Roman Army: From Republic to Empire, Routledge, London 1998
- ^ C.P. Jones, “Sura and Senecio”, The Journal of Roman Studies, C:60 (1970), s.98-104
- ^ M. B. Şenocak, Anadolu’da Roma Lejyonları ve Askeri Birlikleri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Konya, Selçuk Üniversitesi, 2014, s.15-21
- ^ M.C. Bishop ve J.C.N. Coulston, Roman Military Equipment: From The Punic Wars to The Fall of Rome, Owbow Books, Oxford 2006, s.4-5,188 ve 269.
- ^ E. B. Birley, “Hyginus and the First Cohort: Notes”, Britannia, C:12 (1981), s.287
- ^ Tacitus, De vita Agricolae, XXXV.
- ^ F.A. Lepper ve S.S. Frere, a.g.e., s.79-80.
- ^ G.A.T. Davies, a.g.m., s.83
- ^ C. Dio, VIII.2.; LXVIII.9.2.
- ^ C.Dio, LXVIII.8.3.1.
- ^ Plinius, Epistulae, X.74.
- ^ C. Dio, VIII.3.2.; LXVIII.9.4-7.
- ^ C.Dio, LXVIII.10.1.
- ^ H. Mattingly, a.g.e., s.762.
- ^ J. Bennett, a.g.e., s.98-99.
- ^ C.Dio, LXVIII.10.2.
- ^ C.Dio, VII.1.
- ^ C. Dio, LXVIII.10.3.
- ^ C. Dio, LXVIII.11.2.
- ^ E. L. Wheeler, “Rome’s Dacian Wars: Domitian, Trajan, and Strategy on the Danube: Part II”, The Journal of Military History, C:75 S:1 (2011), s.210-211
- ^ C. Dio, LXVIII.14.3.
- ^ Plinius, Epistulae,VIII.4.2.
- ^ J. Bennett, a.g.e., s.104.
- ^ M. Speidel, “The Captor of Decebalus a New Inscription from Philippi”, The Journal of Roman Studies, C:60 (1970), s.142-153
- ^ Eutropius, VIII.6.2.
- ^ J. Bennett, a.g.e., s.104.
- ^ C. Dio, XV.1.
- ^ Plinius, Epistulae, VIII.4.2.
- ^ H. Mattingly, a.g.e., s.769
- ^ H. Mattingly, a.g.e., s.769.
- ^ C. Dio, LXVIII.15.1.
- ^ K.Taşdöner, “Augustus Dönemi’nde Armenia: Roma-Parth Hâkimiyet Mücadelesi”, Tarih Araştırmaları Dergisi, C:33 S:56, Ankara 2014, s.57
- ^ C. Dio, XL, 25.1.; 28.2
- ^ M. Brosius, The Persians, Routledge, London 2006, s.94-97.
- ^ K. Farrokh, Shadows in the Desert: Ancient Persia at War, Osprey Publishing, Oxford 2007, s.149-151.
- ^ C. Dio, LXVIII. 7.5. ve 17.1.
- ^ B. H. Isaac, The Limits of Empire: The Roman Army in the East, Clarendon Press, Oxford 1993, s.22-33
- ^ C. S. Lightfoot, “Trajan’s Parthian War and the Fourth-Century Perspective”, The Journal of Roman Studies, C:80 (1990), s.117-118
- ^ C. Dio, LXVII.7.3. ve LXVIII. 19.2.
- ^ J. Bennett, a.g.e., s.196
- ^ C. R. Haines, The Correspondence of Marcus Cornelius Fronto with Marcus Aurelius Antoninus, Lucius Verus, Antoninus Pius and Various Friend, C:II, G.P. Putnam’s Sons, New York 1920, s.21
- ^ Krallardan biri Traianus’a hediye olarak ön ayaklarının üzerine çökerek hürmet gösteren bir at getirmiştir. C. Dio, LXVIII. 18.2 ve 3.
- ^ Arrianus, Periplus Ponti Euxini, (çev: M. Aslan), Odin Yayıncılık, İstanbul 2005, s.23.
- ^ C. Dio, LXVIII.18.2.
- ^ Eutropius,VIII.3.
- ^ Festus, Breviarium,XX.
- ^ Plinius, Epistulae, X.63,64 ve 67.
- ^ J. Bennett, “Plumbatae from Pitsunda (Pityus), Georgia, and some observations on their probable use”, Journal of Roman Military Equipment Studies, C:2 (1991), s.61.
- ^ C. Dio, LXVIII.23.1
- ^ C. Dio, LXVIII.26
- ^ C.S. Lightfoot, a.g.m., s.118.
- ^ Eutropius, VIII.3.2 ve 6.2.
- ^ C. S. Lightfoot, a.g.m., s.121-124
- ^ Historia Augusta, Hadrian, XII.8.; Antoninus Pius, IX.7.
- ^ H. Mattingly, a.g.e., s.606
- ^ C. Dio, LXVIII.29.
- ^ J. Bennett, a.g.e., s.202.
- ^ C. Dio, LXVIII.30-32. ve LXXV.9.
- ^ J. Malalas, XI.273-XX.274
- ^ H. Mattingly, a.g.e., s.1054.
- ^ C. Dio, LXVIII.31.
- ^ B. H. Isaac, a.g.e., s.152-156.
- ^ MÖ 29 ve MS 41’de İskenderiye’de kanlı ayaklanmaların gerçekleştiği ciddi olaylar yaşanmıştır ve görünüşe göre iki toplum arasındaki dini gerilimler birçok yerde patlak vermeye başlamıştır. İddialara göre Yahudiler çoğunlukta oldukları İskenderiye ve Kıbrıs’ta 240.000, Cyrene’de 220.000 Roma vatandaşını katletmişlerdir. İddia edilen bu katliamların aşırı derecede abartılmış olması muhtemeldir (A. Fuks, “Aspects of the Jewish Revolt in A.D. 115-117”, The Journal of Roman Studies, C:51 (1961), s.115-117).
- ^ O. Akşit, a.g.e., s.190.
- ^ C. Dio, LXVIII.33.
- ^ Historia Augusta, Hadrian, IV-VII. ve XI.2
- ^ C. Dio, LXVIII.33.1
- ^ a b Eutropius, VIII.5
- ^ C. Dio, LIII.30.
- ^ Ayrıca Traianus’un 114-116 arasında bastırdığı tahmin edilen esrarengiz HADRIANO TRAIANO CAESARI parası Hadrianus’un daha erken dönemlerde evlât edinildiğini düşündürmektedir (H. Mattingly, a.g.e., s.124).
- ^ Asya komutanı ; Hispania Citerior ve Syria Valisi ; Dacia Valisi ve Iudaea Valisi esrarengiz şekilde ölmüşlerdi (Tacitus, Annales, I.11).
- ^ M. A. Kaya, “Roma İmparatoru Septimius Severus Döneminde Anadolu”, Tarih Araştırmaları Dergisi, C: 25 S: 39 (2006), s.28
- ^ C. Dio, LXVIII.33.2.
- ^ Historia Augusta, Hadrian,V.4 ve XX.10-12
- ^ Eutropius, VIII.6.2.
- ^ Historia Augusta, Hadrian,V.9 ve VI.3.
- ^ C. Dio, LXIX.2.3.
- ^ H. Mattingly, a.g.e., s.5 ve 49.
- ^ C. Dio, LXVIII.33.1.
- ^ Tacitus, Historiae, I.2.
- Notlar
- ^ Gens, kan bağı ile ortak bir atadan gelme ve yasal olarak tanımlanmış bir Roma toplumu birimidir (The Oxford Classical Dictionary (4th ed.), Oxford University Press, 2012).
- ^ Caracalla’nın hükümdarlığına kadar sadece vatandaşlık hakları bulunanlar, çocuklarına connubium (vatandaşlık statüsü olan ile vatandaş olmayanın yasal yollarla evliliği) ile bir Romaya da Latin vatandaşlığı talep edebilirdi. Italica’ya yeni yerleşmiş olan emekli askerler için uygun gelinleri sağlayan nüfuzlu aileler muhtemelen çok azdı. Ailelerin birleşiminden doğan melezler ise ebeveynlerinin medeni statüsünde bir hakka sahip değillerdi.
- ^ Traianus zamanında birkaç patres familiae, oğullarına tüm müfredat dallarında şahsi olarak eğitim vermesi için bir erdem örneği olan Cato’nun peşine düşmüştür. Lakin soylular kendi özel eğitimli kölelerini kullanıyordu. Güç olarak daha azınlıkta olan aileler evde öğretim için öğretmenler kiralamış ya da çocuklarını ludus’a göndermişlerdi (Plutarkhos, Bioi Paralleloi, The Life of Cato the Elder).
- ^ Bu eğitim hem imtiyazlı hem de özeldi. MS 1. yüzyıla kadar, çoğu öğretmen Livius Andronicus tarafından benimsenen kuralları takip etti. Yunan ve Latin klasiklerini sağlam bir şekilde öğretmek, medeni bir insan yetiştirmek için o dönemde gerekli görülüyordu. Ancak Roma toplumu kendi içinde daha politik hale gelmiş ve bu nedenle öğretim sistemi, hatiplik sanatında giderek artan talebi karşılamak gayesi doğrultusunda uyum sağlamıştı (J. Bennett, a.g.e., s.20-21).
- ^ ’e göre, çocuğun örgün eğitimindeki ilk aşaması, yedi yaşındayken okuma ve yazma ögelerini öğretmekle sorumlu olan, genellikle Grek kökenli paedagogus’un rehberliği altına alındığında başlamalıydı. İyi yetiştirilmiş her Romalı’nın Grekçe ve Latince’yi öğrenmesi bekleniyordu. Grekçe öğretimi ön plandaydı çünkü çocuğun evde Latince’yi öğrenmesi beklendiğinden, vurgu daha çok Grekçe’yeydi. On ve on iki yaşlarında kişinin iyi bir şekilde ilerlemesini sağlamak için bir grammaticus altında atletizm, müzik ve geometrinin yanı sıra; değerlendirme, yorumlama ve çözümleme üzerine vurgu yapılarak temelde kapsamlı bir eğitim veriliyordu. Grammaticus altında kabul edilebilir bir ilerleme kaydedildiğinde, çocuk son resmi öğretmeni olan rhetor’dan hitabet sanatını öğrenir ve mezun olurdu. Eğitimini tamamlayan gençler, Roma Forum’unda düzenlenen geleneğe göre erkekliği ifade eden beyaztoga virilis’ler giyerek halkın karşısına çıkarılırdı. Bu gelenek erkekliğe adım atan gençleri bir nevi halka tanıtma seramonisiydi. Bundan sonra gençler, Augustus’un Romanitas ve temel askeri yetenek ve kavramları öğretmek için kurduğu bir gençlik örgütü olan ’a kaydolur ve kamu hizmetine girmeye hazırlanırdı (, Institutio Oratoria, I.1.15 & 12-14)
- ^ Öte yandan kaynaklarda, Traianus’un deneyimli bir hukukçu olma yolunda ilerlediği ya da sivil bir kariyere devam etmeyi amaçladığı yönünde bir işaret yoktur ve çok az decemviri yüksek askeri rütbeye eriştiğinden bu görevde ilerlemesi pek olası görünmemektedir.Babasının sosyal statüsü ve oğlunun kariyerinde izlediği yol göz önüne alındığında, Traianus’un ve ardından olması daha makul bir seçim gibi gözükmektedir (J. Bennett, a.g.e., s.22).
- ^ Vespasianus Ren Nehri karşısında Agri Decumantes olarak bilinen bölgeyi ele geçirmek için birlikleri sevk etmiştir. Domitianus bu birlikleri yeniden düzenleyerek Chatti'lere karşı bir sefer başlatmıştır. Domitianus, Chatti Savaşı’na MS 83 yılında Ren karşısına yapılan sürpriz bir saldırıyla başlamış ve 84 Eylül’e gelindiğinde Chattileri mağlup etmeyi başarmıştır. Sonrasında ise Germanicus ünvanını almıştır.
- ^ Pater Patriae unvanını kabul etme konusundaki isteksizliği, muhtemelen senatonun geçmişte özellikle seçkin eylemlerinden dolayı bir vatandaşa verebileceği nihai ödül olmasından ve Augustan’ın saygın unvanından kaynaklanmaktadır. İlk olarak bu unvanı Cicero almıştır. Caesar da MÖ 45’te Cumhuriyet’e yaptığı hizmetler için benzer şekilde onurlandırılmıştır. MÖ 2’de Augustus’a verildiğinde, hâlâ onur unvanıdır, ancak o zamandan sonra kademeli olarak emperyal unvanın düzenli bir parçası haline gelmiştir. Nerva’da tahta çıktığı ilk gün bu unvanı kullanmıştır (Plinius, Panegyricus,LVII.5.; LXXXIV. 6 & 10.).
- ^ Tuna Nehri'nde bulunan Demir Kapılar, günümüzde Romanya ve Sırbistan'ı birbirinden ayıran dört dargeçit ve üç geniş havzadan oluşmaktadır (G.E. Farquhar-Chilver, “Dacia”, Encyclopaedia Britannica,2019).
- ^ Plinius, Caecilius Macrinus’a yazdığı bir mektupta durumu şu şekilde açıklamıştır: "Tiber yine yatağını aştı ve alt bölgeleri bir miktar derinliğe kadar su bastı, öyle ki imparatorun her zamanki öngörüsüyle açtığı kanal tarafından boşaltılırken bile, vadileri su basmış ve tarlaları su altında bırakmıştır. Zemin seviyesinde bile, sudan başka görülecek bir şey yoktur." (R. Meiggs, a.g.e., s.172)
- ^ Roma İmparatorluk yapısında familia kelimesi aileden çok köleler (servi), cariyeler (ancillae), çocuklar ve eşten (domina) oluşan tüm ev ahalisini belirtir. Bu yüzden paterfamilias küçük çapta bir tebaaya sahip olan bir despot olarak görülebilir. Kendisine inanılmaz haklar verilmişti ki bunlardan en önemlilerinden biri olan ius vitae necisque (yaşam ve ölüm hakkı), ev ahalisi içinde doğan çocukların yaşamalarına izin verilip verilmeyeceğine dahi karar verme yetkisini beraberinde getirmiştir. Paterfamilias aile hakkında devlete karşı sorumluydu, kölelerinin işlediği bir suç sonucu kendisi de cezalandırılırdı. Cumhuriyetin kendisini İmparatorluğa bırakmasıyla tüm devlet sistemi gibi devletin en küçük parçası olan familia sistemi de değiştirilmiştir. Manus (el) kelimesinden türemiş olan emancipatio (babanın/erkeğin elinden çıkma), paterfamilias’ın sonunu hazırlamış, kadınlara ve ailenin çocuklarına da mülk sahibi olma hakkı vermiştir. Digest of Justinian, Volume 1, (çev: Alan Watson), University of Pennsylvania Press, Philadelphia 1985, s. xxv.
- ^ Nerva tarafından kurulan Praetor Fiscalis, Roma hukukunda devlet hazinesinin çıkarlarını koruyan ve hükümetle özel bireyler arasındaki anlaşmazlıkları çözen bir yargı yetkisine sahip olan bir yetkili makamıdır. Encyclopædia Britannica. (1879). Praetor Fiscalis. In The Encyclopædia Britannica: A Dictionary of Arts, Sciences, and General Literature (Vol. 18, p. 647). Edinburgh: Adam and Charles Black.
- ^ C. Dio, söz konusu paraların fiscustan ya da bölgeden gelip gelmediğini tespit edememiş “insanlar ve hükümdarın birbirlerinin fonlarını serbestçe kullandıklarını” belirtmiştir (C. Dio, LIII.22.). Bir hesaptan diğerine para transferlerinin sürekli olduğunu söyleyen Tacitus, ikisi arasında gerçek bir fark olup olmadığını bilemediğini söylüyordu (Tacitus, Annales, VI.2.1). Ancak Seneca’nın söylediği gibi, fiscus tek başına şahsi zenginlik ve mülk anlamına geliyor olsa da anayasal konumu sebebiyle doğrudan devletin kontrolü altındaydı (Seneca, De Beneficiis, VII.6.3.; VII.17.3.).
- ^ Tacitus kayınbabası Iulius Agricola’nın yaşamını ele aldığı eserinde, senatör özgürlüğü ile yönetici ve otorite arasındaki kritik dengede Traianus yönetiminin zar zor gizlenmiş mutlakiyetçiliğine yönelik birkaç imalı yazılar içermesine rağmen, Tacitus’un Traianus yönetiminden hoşnutsuzluğu bulunmamaktadır (Tacitus, Historiae, I.1.; R.E. Martin, Tacitus, University of California Press, Los Angeles 1981, s.29- 38).
- ^ Caesar’ın tüm Galia için on, Augustus’un Germania için altı, Cladius’un Britanya için dört lejyon kullandığı dikkate alındığında Traianus’un ordusunun büyüklüğü daha iyi anlaşılır.
- ^ Ön sıralara senatörler ve yabancı elçiler, arkalarına atlı sınıftakiler ve kalan katlar en üst sıra hariç (bu katlar kadınlara ayrılmıştı) pleblere ayrılmıştı.
- ^ MÖ 54'te, Büyük İskender’i taklit etmek isteyen yaşlı ve megaloman consul M. Crassus bir orduyu Mezopotamya’ya getirmiş ve ertesi yıl Armenia kralının yakınlığı ve askeri desteğiyle, Seleucia ve Ctesiphon’a doğru ilerlemiştir. Carrhae (Harran, Türkiye) yakınlarında Parth süvari tugaylarıyla karşı karşıya kalmıştır. Savaşın sonucu Roma için görülmemiş bir felaket olmuştur. Crassus’un 35 bin kişilik ordusu, üç gün içinde çoğunlukla atlı-okçulardan oluşan Parth süvarileri tarafından yok edilmiştir. Bu olay triumvirliğin çöküşünü hızlandırmış ve Roma kuvvetleri Fırat’ın gerisine çekilmek durumunda kalmıştır.
- ^ Caesar’ın zamansız ölümü Roma’ın Carrhae’deki faciayı düzeltme çabalarını ortadan kaldırmış ve Parthlar Roma’daki karışıklıktan faydalanmaya karar vermiştir. MÖ 40 civarında ilk defa Roma topraklarına saldırmış ve MÖ 38’de Anadolu’da neredeyse rakipsiz olan süvari birliğini kurmuşlardır. Marcus Antonius ise bu olayı Parthia’yı istila etmek için bahane olarak kullanmıştır. IV. Phraates hükümdarlığındaki Parthlar, tedarik hatlarını yok ederek onu günümüzdeki Azerbaycan’ın dağlık bölgesinde geri çekilmeye zorlamış ve Marcus Antonius’un keşif yolculuğu MÖ 35’te başarısızlıkla sonuçlanmıştır. MÖ 34'te Roma Armenia’yı işgal ederek bu aşağılanmanın intikamını almak için harekete geçmiş, ancak birkaç yıl boyunca, hem Roma hem de Parthia, dış ilişkilerden daha öncelikli olan iç problemlerle mücadele etmek zorunda kalmışlardır (Tacitus, Annales, XII.43.).
- ^ Augustus, her iki devlet için tatmin edici diplomatik bir çözüm önererek olayları MÖ 20 yılında sona erdirmiştir. Augustus, Roma’nın Armenia meselelerine müdahalesini devam ettirerek bölgenin her iki devlet tarafından da ele geçirilemeyeceğini, Parthlar’ın taht adayının Roma’nın onayına tabi olmasını ve küçük bir krallık olarak kalacağını kabul ettirmiştir. Bu durum her iki devlet için adil bir çözüm gibi görünüyordu.
- ^ C. Dio bu olayı şu şekilde aktarmaktadır: Otokrator bu kış Antakya’da dinlenirken korkunç bir deprem oldu. Birçok şehir bundan zarar gördü, ancak Antakya en talihsiz olanıydı. Traianus kışı orada geçirirken, sayısız asker vardı ve imparatorluğun her köşesinden birçok sivil dava, elçilik, iş ve sadece meraktan oraya akın etmişti. Böylece felaket tek bir ulus ya da topluma [sınıfına] dokunmamış, bütün Roma dünyasını felakete uğratmıştı.Zemin yükseldi ve binalar havadan düştü. Bazıları havadayken çöktü ve kırılan parçaları etrafa saçıldı. Diğerleri sanki deniz kabarcığı gibi patlayıp etrafa saçıldı ve tersine döndü ve enkaz büyük ölçüde kırsal alanlara yayıldı. İnsanlara gelince, birçoğu yaralandı, evlerinin dışındakiler bile kapıldı ve şiddetle fırlatıldı ve sonra sanki bir uçurumdan düşer gibi yere düştü. Bazıları sakatlandı, bazıları öldü. Ağaçlar ve kökler bile havaya fırlatıldı. Evlerinde mahsur kalan ve ölenlerin sayısı tespit edilemedi, düşen molozların gücü yüzünden çok sayıda kişi öldü, diğerleri harabelerde boğuldu. Daha da kötüsü, uzun süre taş veya kereste altında kalanlar acı çekerek öldüler. Yine de bu kadar talihsiz bir durumdan beklendiği gibi kapana kısılmış olanların birçoğu kurtarıldı, fakat hepsi yaralıydı. Birçoğunun kolu veya bacağı kopmuştu, bazılarının başı kırılmıştı. Traianus mucizevi bir şekilde kaldığı odadaki bir pencereden kaçtı. İnsandan daha büyük olan bazı varlıklar gelip onu oradan çıkardı, böylece sadece hafif yaralanmalara maruz kaldı. Ve birkaç gün boyunca devam eden şoklar yüzünden hipodromdaki kapılardan dışarı çıktı. O zamanlar Antakya’ya saldıran felaketler büyüktü. Kasios Dağı bile o kadar sarsıldı ki zirveleri öne doğru eğildi, parçalandı ve şehre düştü. Diğer tepeler küçüldü ve kuruyan birçok akıntının yerine yenileri ortaya çıktı (C. Dio, LXVIII.24-25.).
Trajan Doğumu: 18 Eylül 53 Ölümü: 9 Ağustos 117 | ||
Resmî unvanlar | ||
---|---|---|
Önce gelen: Nerva | Roma İmparatoru 98 - 117 | Sonra gelen: Hadrianus |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Marcus Ulpius Nerva Traianus 18 Eylul 53 8 Agustos 117 yaygin adiyla Trajan Roma Imparatorlugu nun Bes Iyi Imparatorundan ikincisidir Tahta ciktigi MS 98 yilindan oldugu 117 yilina kadar Roma Imparatorlugu na altin cagini yasatmistir Mutevazi kisiligi sayesinde hem halk hem de ordu tarafindan sevilmistir Ortaya koydugu politikalar ve savasci kisiligi sayesinde Roma yi tarihinin en genis sinirlarina ulastirmakla kalmayip Augustus un tugla Nero nun mermer yapilarla zenginlestirdigi Roma sehrinde mermer ve beton yapilari birlestirerek Roma yi doneminin en harika mimari eserleriyle donatmistir Traianus savasci kisiliginin yaninda sanat ve edebiyata da destek vermis ve bunlarla ugrasan kisileri korumustur Imparatorluk hazinesinden fakirlere ve cocuklara destek olunmasi icin odenek hazirlatmistir Doneminde bircok yazar Roma ve Grek dunyasini ele alan eserler yazmistir Halefleri tarafindan vasiflari nedeniyle ideal yonetici olarak gorulen Traianus her daim asalet erdem ve dogru yoneticiligin sembolu olarak gorulmustur TrajanOptimus PrincepsImparator Trajan in mermer heykeli13 Roma ImparatoruHukum suresi28 Ocak 98 11 Agustos 117Once gelenNervaSonra gelenHadrianusDogumMarcus Ulpius Traianus 18 Eylul 53 Hispania BaeticaOlum8 Agustos 117 Selinus Kilikya modern zamanda TurkiyeDefinRoma Trajan Forumu nun bir parcasi olan Traianus SutunuEs ler iPompeia PlotinaCocuk lar i Evlatlik Hadrianus veHanedanNervan Antoninler HanedaniBabasiMarcus Ulpius Traianus Trajan in babasi Nerva Evlatlik edinildi AnnesiMarciaDiniAntik roma diniErken yillariTraianus Italya yarimadasi disinda dogan ilk Roma Imparatoru dur Buna karsin i antik Umbria nin kuzey sinirindaki Tuder kasabasiyla iliskilidir Traianus un annesinin dogum yeri olan ve bu bolgeye yakin aile baglari kurma olasiligini guclendiren bazi Ameria yerel yonetimlerinde de Ulpius adi gorulmektedir Resmi adinin Marcus Ulpius Traianus olmasi bu iliskiyi desteklemektedir Marcus Roma dunyasinda yeterince ortak bir isim iken Ulpius ise bolgeye ozgu bir isim olarak gorulmektedir Ulpius adinin Latince lupus kurt kokeninden geldigi dusunulmektedir Diger ismi Traianus u onunla ayni adi kullanan akrabalarindan ayirmak icin kullanilmistir Traianus dogdugu sirada ailesi Hispania nin guneyindeki Italica ya Santiponce yerlesmisti Ailesinin bu bolgeye yerlesmesinden sonra tarihi kaynaklarda ilk kez Ulpius un torunlarinin MO I yuzyil baslarinda vatandasliklarini kaybetmislerdir MO I yuzyilin sonlarinda ise patrici olan Ulpia ailesi gerceklestirdikleri ekonomik faaliyetlerle one cikmistir ancak Italica dan Roma ya gecisleri Augustus un reformlari sayesinde olmustur Traianus un tarih sahnesine girisi MS 89 yilinda gerceklesen Germen ayaklanmasiyla baglantilidir Aldigi egitimin o donemin geleneksel cizgilerinde olmasi muhtemeldir Egitimini tamamladigi sirada farkli pedagoji okullari kendi resmi mufredatlarini gelistirmisti Traianus da muhtelemelen yeni metodlarin onculerinden biri olan Fabius Quintilianus un egitim metodunu almistir Grekce ogrendigi bilinmesine ragmen bu dili kullanma becerisi yeni mezun bir ogrenci duzeyinden daha fazla degildi Ancak rhetor dan aldigi edebi ogretimin otesinde kendini daha fazla gelistirmis olabilecegine dair birkac kanit vardir Tarihci C Dio ya gore Traianus un egitimi hatiplik seviyesine uzanmamis ancak temel ilkeleri anlamis ve uygulamistir Diger bir kaynakta Zekasi ogrenmesinden daha sezgisel oldu ancak bilgisi surekli artiyordu bircok meselede elverisli ve yeterli bir konusmaciydi ve imparator oldugunda rutin olarak arastirma yapmak ve konusmalarini yazmak icin baskalarini kullandi denilmistir Imparatorluk doneminde Yasli Plinius a gonderdigi ellinin uzerinde mektuplara bakarak Traianus un grammaticus un ustaca ogretimini yansitmakla birlikte egitiminde kullanilan edebi eserler hakkinda da bilgiler gostermektedir Yazilarinda vecizeler ve nesirler ozlu ve mukemmel bir Latince kullanmistir Askeri Kariyeri Traianus MS 73 yili Eylul ayinda ve vigintivirate secilmistir Ancak bu goreve secilirken oncesinde hangi makamlarda gorev aldigi konusunda dogrudan bir bilgi bulunmamaktadir Ilerleyen surecte olarak secilmesi ve gayretli bir hukukcu oldugunun bilinmesi daha sonra yapacagi bircok yargi reformu acisindan buyuk onem tasimaktadir Askeri kariyerine dair bilgiler Genc Plinius un adli eserinde su sekilde zikredilmistir zaferlerini buyuturken bu zaferleri baltalayan gruplar arasindan neredeyse hic cikmiyordunuz Babanizin sohretine layik oldugunuzda Germanicus adini almayi hak ettiginizde Partlar in barbar ve kibirli kalplerinde teror estirdiginizde Euphrates ve Ren sizin hayranliginizla birlesti Dogrusunu soylemek gerekirse hala tecrubesiz bir yasta iken tribunus olarak imparatorlugun en ucra koselerinde hizmet verdiniz ve erkekliginizi kanitladiniz cunku talih daha sonra ogrenmeniz gereken dersleri acele etmeksizin dikkatle ogrenmenizi sagladi Bir seferi kisa sureli goreviniz boyunca uzaktan izlemek sizin icin yeterli degildi bir tribunus iken nitelikli bir kumandan olmayi ve bilgilerinizi baskalarina aktarmayi arzu ettiniz boylece oldugunuzde ogrenilecek ogretilecek bir seyiniz kalmayacakti On yillik hizmetiniz boyunca halklarin geleneklerini ulkelerin yerlerini topografik sartlarin uygunlugunu ve her turlu nehri gecmeyi her turlu hava ve arazi kosullarina tahammulu ogrendiniz Pek cok defa savas atinizi degistirdiniz pek cok defa silahlariniz hizmet ederken yiprandi Buna gore Genc yasta tribunus gorevine baslamasina atifta bulunmus ve babasi Traianus a zafer nisanesi verildigini belirtmistir Bundan dolayi bu goreve geldiginde genclik yillarinin sonunda oldugunu ve babasinin idaresindeki Syria lejyonuna atandigi tespit edilmistir Daha sonra Traianus un Syria daki hizmetinden sonra Ren sinirinda bulunan bir lejyona atanmistir Plinius a gore bir lejyondan digerine muhtemel transferini stipendia decem de on yillik askeri hizmeti vasitasiyla yapmistir Ancak bu aciklama oldukca kafa karistiricidir cunku Tiberius un saltanatindan sonra ust duzey generaller bile tum ulusu ilgilendiren nadir durumlar disinda yetkilerini uzun sure ellerinde tutamamislardir Ote yandan methiyeye bagli kalarak Traianus un belirtildiginden daha uzun sure tribunus gorevi yaptigini da soyleyebiliriz Cunku Traianus her zamanki kisa hizmet suresinden memnun olmadigini belirtmistir Bundan oturu askerlik kariyerinin ilk evresini MS 78 yilinda yirmi bes yasinda tamamladigini kabul edilir MS 79 yili Eylul unde quaestor secilmistir Hayati boyunca yirmi kez yaptigi quaestorlugun on ikisi senato eyaletlerinde finans memurlugu ikisi quaestores urbani olarak Curia da idari gorevi dordu consul yardimciligi ve ikisi de imparatorluk sekreterlik uyeligidir Quaestorlugu muhtemelen MS 81 82 Ocak ta sona ermis ve bundan sonra da praetorluk oncesi zorunlu olarak bes yil beklemistir Bir patrici olarak sivil bir gorevden de mahrum birakilmistir ote yandan pleb meslektaslariysa bu donemin bir kisminda aedile ya da plebeian tribunus olarak hizmet vermislerdir Traianus ve benzeri statu sahibi kisilerin bu zorunlu emekliye ayrilma durumunu kamusal alanda nasil kullandigi ise belirsizdir MS 85 yilinda praetor olarak secildigi belirtilir Historia Augusta daki Vita Hadriani bolumunde Traianus un yegeni Hadrianus un on yasinda yetim kaldigini daha sonra P Acilius Attianus ve Traianus un vasiligine yerlestirildigini ve sonra da Traianus un praetor rutbesini aldigi gecer MS 86 89 yillari arasinda consulluge secilmis ve Domitianus tarafindan desteklenen tek patrici olarak nin komutanligina atanmistir Yukselisi ve Oncesi Trajan in Askeri kiyafet giymis halde bir Heykeli bugun Almanya Imparator Titus un MS 81 deki ani olumunden sonra tahta kardesi Domitianus gecmistir Domitianus genel ozellikleriyle hosgorusuzlugu ve bagnazligi ile on plana cikmistir Saltanatinin son yillari kanli olaylarla gecmis bu faaliyetlerinden dolayi pek cok kisinin nefretini kazanmistir Tahta gecisinden sonra sosyo ekonomik konularda iyilestirmeler yapmis ve imparatorlugunu pekistirmek icin siyasi faaliyetlere girismistir Domitianus bu faaliyetler noktasinda nin komutanligina atadigi Traianus u kuzey kavimlerinden Chatti ler uzerine gitmesi icin gorevlendirmistir Traianus MS 12 Ocak 89 da Chatti lere karsi saldiriya gecmistir Ancak kaynaklar Traianus un bolgedeki faaliyeti hakkinda bilgi vermemektedir Nihayetinde isyan bastirilmis ve Domitianus dikkatini Tuna bolgesine vermistir Babasi gibi Traianus da Flavian hanedaninin sarsilmaz destekcisidir MS 91 yili consullugunu Domitianus un saltanatinda secilmis imperial olmayan consules ordinarii olan ile paylasmistir Consullukten sonra iki kez Germania da iki kez Moesia da ve Kapadokya Galatia veya Syria Filistin de gorev yapmistir Domitianus tiranligi altinda dikkat cekmeden yukselmeye calismistir Genc consuller icin ayrilan iki eyalet Germania Superior veya Inferior da 92 93 yillarinda gorev yapmistir Plinius un 93 96 yillarini anlattigi methiyesinde korkularimizi tehlikelerimizi ve hayatlarimizi paylastiniz sozu Domitianus un altinda bile basarili oldugunu gosterir Tuna daki isyanda da Domitianus un generallerinden birisidir Nerva MS 96 yilinda Domitianus un olumu sonrasinda basa gecmistir Imparator Nerva bircok kayda deger hizmet gerceklestirmis buna ragmen ne eyalet valiligi ne de askeri komutanlik yapmistir Ulke ic islerine yonelmis kapali ve denge politikasi izlemistir Domitianus donemindeki sertlik Nerva doneminde yerini yumusamaya birakmistir Nerva nin bu faaliyetlerine karsin otoritesinde zayiflik meydana gelmis ve yonetimine karsi saldirilar gerceklesmistir Bu kosullar mevcut rejimin ayakta kalmasi icin iyiye isaret degildi ve Nerva nin otoritesindeki zayifligin yaninda senato da Nerva ya destek vermiyordu Uzun istisareler sonunda Nerva mutsuz yillarina donusu engellemek icin lejyonlarin sadakatini saglayabilecek Praetorianlari korkutacak ve principate otoritesini yeniden duzenleyebilecek olan halefine karar vermis ve MS 97 sonbaharinda Jupiter Tapinagi na dogru yola koyuldu ve orada yuksek sesle halefini Traianus olarak deklare etmistir Halef olma dogrultusunda ilk hedef dogal olarak donemin en saygin kisiliklerinden biri olarak on plana cikan Traianus du Halef olarak secilmesiyle tum karisikliklar son buldu Nerva nin sarsilan otoritesi Traianus un kisiligi ve sayginligi sayesinde duzeldi Traianus Nerva tarafindan evlatlik edinilmeden once vir militaris olarak gorev yapmistir Plinius un u ve Historia Augusta daki Hadrianus bolumlerinde Traianus un evlatlik edinilmeden once Yukari Germania valisi oldugu ve evlat edinildigi sirada Moguntiacum da oldugu vurgusu yapilmistir Nerva Traianus a ilk olarak Caasar ismini principate ye mirasci ve halefi olarak sectigini belirten bir isaret olarak vermistir Bu statu her ikisinin de Suebilere karsi kazanilan zafer sonrasi Germanicus unvanini aldiginda vurgulanmistir Traianus princeps ve selefi ile sinirli bir unvan olan Imperator olarak ilan edilmistir Senato daki resmi evlat edinme merasiminden sonra Traianus tum Germen eyaletlerinin komutasina tam yetkilerle atanmistir Imparatorluk DonemiINC 1573 a Trajan Aureus u y 116 117 on yuz MS 97 98 yillarinda agir kis sartlarindan dolayi yuksek ates ve surekli tekrarlayan nobetler nedeniyle Nerva olmustur Traianus uzucu haberi aldiktan sonra oncelikle senatoya iyi niyet mektubu gondermistir Tiranliktan uzak duracagina dair yemin etmis ve Nerva nin hicbir senatorun dogrulanmadan oldurulmeyecegine dair ilkesini de yeniden teyit etmistir Ayrica Augustus icin duzenlenen cenaze toreninin aynisinin Nerva icin yapilmasini istemistir Nerva nin onuruna dikilmis bir tapinak sunak ve rahip ile bir kult olusturulmasini istemistir Nerva nin cenaze toreninin bitmesiyle Traianus resmi olarak Roma Imparatoru olmustur Bu bilgiler dogrultusunda Traianus un ileri goruslu yoneticiligi ve askeri dehasinin yaninda gelenekciligiyle de on plana ciktigini gormekteyiz Resmi yas donemi sona erdikten sonra Senato Traianus u Nerva nin halefi olarak onaylamak icin bir araya gelmis ve onu Pontifex Maximus Basrahip ve Pater Patriae Vatanin Babasi secmistir Paralar hizla yeni imparatorun resmiyle degistirildi ve Augustus adi hem Plotina hem de Marciana icin oylandi Bunlari haber alan Traianus Pontifex Maximus haricindeki diger unvani reddetti Senatonun bu unvani da kabul etmesi icin israri neticesinde Traianus sonunda kabul etmek zorunda kalmistir Kendine olan guveni ve sarsilmaz otoritesiyle Traianus halkin istegiyle alelacele baskente donmemis bunun yerine bir sure daha Ren sinirinda kalarak bolgenin yeniden duzenlenmesi icin calismistir Nerva yi kucuk dusuren ve suc ortaklarini dikkat cekmemek icin Germania da kendisine katilmalarini emretmistir Belki de Aelianus Iudaea ve Misir da Vespasianus la birlikte calistigi ve bu nedenle muhtemelen Traianus tarafindan tanindigi icin korkacak hicbir seyi olmadigini dusunuyordu Lakin Traianus onu ve elebaslarini Nerva yi kucuk dusurdugu icin idam ettirerek ortadan kaldirmistir Traianus Aelianus un yerine u atamistir Ona sembolik olarak kilic takdim etmis ve Bu kilici al eger iyi yonetirsem benim icin kotu yonetirsem bana karsi kullan diyerek emir vermistir MS 98 yilinin sonuna dogru baskentte bulunamayacagi gerekcesiyle 99 yili consullugunu geri cevirmis ve Tuna sinirini gozden gecirmeye baslamistir Gorunuse gore bunu yapmaktaki amaci iki yonluydu Ilk olarak leyjonlarin kayitsizlik saygisizlik ve baskalarini kucuk gormelerini bastan sona bitirerek disiplini duzeltmek ikinci olarak da kuzeydeki diger eyaletlerde bulunan legates ler ve hakim durum hakkinda bilgi edinmekti O siralar Dacia surgununden donen Filozof Dio Chrysostom un ifade ettigine gore Tuna ordusu savasa hazirdi her yerde kiliclar mizraklar ve kalkanlar gorulebiliyordu ve pek cok at vardi pek cok silah pek cok silahli adam hepsi de ozgurluk ve topraklari icin savasan rakiplerine karsi mucadele etmek uzere hazirlaniyorlardi Traianus Tuna da kaldigi sure boyunca muhtemelen askeri disiplin ve sinir guvenligiyle ilgilenmistir Domitianus un hukumdarligi doneminde Roma ve Dacia arasindaki aralikli savas komsusunun beklenmedik bir sekilde iyi organize edildigini ve askeri acidan basarili oldugunu gosteriyordu Decabalus ve Domitianus arasindaki baris Dacia kralinin Roma tarafindan gonderilen maddi destegi ve teknisyenleri kullanarak askeri gucunu arttirmasina ve muttefik kabileler arasinda baskaldiri seslerine neden olmustur Traianus Roma nin tum gucu ve ihtisamini buradaki kabilelere gostermek amaciyla ordusunu Tuna nin donmus kismindan karsiya gecirmistir Korkan kabileler savastan kacinmak ve gergin ortami duzeltmek icin rehineler gondermislerdir Traianus Dacia ya Roma otoritesini geri getirmek icin gelecekte bir saldiri tasarliyordu ve buradaki sinirin guvence altina alinmasinin zorunlu oldugunu dusunuyordu Bu yuzden Tuna nin sag yakasindaki Djerdap patikasinin yeniden insasi ve kotu unuyle meshur Demir Kapilar daki kanalin taskinini engellemek icin baska bir kanalin kazilmasi emrini vermistir Her iki onlem de sadece nehir kiyisi boyunca yerlestirilen garnizonlarin ihtiyac duydugu malzemelerin su uzerinde tasinmasina kolaylik saglamak icin degil ayni zamanda sinir devriyesi isinin Moesia filo komutanina devredilmis olmasi nedeniyle gerekliydi Ancak bu girisimler baskentin yeni imparatoru cagirmasiyla tam anlamiyla tamamlanamamistir Traianus MS 99 a dogru Roma dan gelen cagrilara daha fazla kayitsiz kalamamis ve cok sevdigi askeri kariyerini simdilik rafa kaldirip baskente donmeye karar vermistir Danubia eyaletlerinden Roma ya donusu sessiz ve telassizdir Donus icin gereken hazirligi yol boyunca konaklama masraflarini kendi cebinden karsilamistir Bu sebeple halk tarafindan alcakgonullu ve saygin olarak anilmistir Roma ya geldiginde ilk is olarak ic duzeni yeniden kurmus ve kuzey eyaletlerin valiliklerine deneyimli kisileri atamistir Imar ve Kulturel Faaliyetler Roma Imparatorluk Donemi nde hukumdarlarin kendi otoritelerini guclu kilmalarinin ana unsurlarindan biri de gerceklestirdikleri imar faaliyetleridir Ornegin imparator Augustus un principate unvanini almasinda Roma ve Italya da gerceklestirdigi kamu arzlarinin insasi ve cesitli imar faaliyetlerinin etkili oldugu soylenebilir Augustus un halefleri de bu yolu secmis Roma halkinin sevgisini ve taraftarligini kazanmak icin yapilan kamu arzlarini bir ilke haline getirmislerdir Tadilat Faaliyetleri Traianus Dacia Savaslari sonucunda elde ettigi altin gumus sayesinde mimari yapilanmalariyla Augustus un halefi oldugunu tum Roma ya duyurmustur MS 106 da Roma ya donmesinden kisa bir sure sonra Dacia yi ilhak etmesinin getirdigi guc ile kentin kutsal siniri olan meyve bahcesinin yeniden yapilmasi ve genisletilmesi niyetini ortaya koymustur Imparatorluk sarayi olan yi genisletmemis ve herhangi bir olcekte saray insa etmeyi de reddetmistir Nero ve Domitianus ile kiyaslanabilecek olcude asiriliklardan da olabildigince kacinmis bunun yerine Pater Patriae olarak popularitesini halkin rahatini dusunerek ve pleblere faydalari ile ayirt edilen yapilari kurarak itibarini arttirmistir Traianus onceligini Domitianus tarafindan baslatilan ancak tamamlanamamis olan ozellikle MS 64 ve 80 yillarindaki iki buyuk yanginda hasar goren kamu binalarinin onariminin tamamlanmasina vermistir Calismalar Augustus Tapinagi nin kutuphanesinin tamamlanmasi ve Flavian amfitiyatrosu ile baslamis yanginda buyuk zarar goren Circus Maximus un Nerva ve Domitianus donemlerinde yapilan tadilatlarin tamamlanmasi ile devam etmistir Circus Maximus u Palatine tarafina uzatmis ve koltuk siralarini tepenin yamacinda tasiyarak kapasitesini 5 000 kisi daha arttirmis ve soylu bir davranis sergileyerek Roma nin yirmi bes buyuk ailesi onuruna bir heykel diktirmistir Ayrica MS 105 106 yillarinda Jupiter Victor Tapinagi 112 yilinda Domitianus doneminde kurulan dort buyuk gladyator okulundan biri olan Ludus Magnus 113 yilinda Venus Genetrix Tapinagi ve muhtemelen gunumuzde Palazzo Massimo alle Colonne nin altinda bulunan muzikal ve tiyatro gosterileri icin yapilmis olan Odeum un onarimi tamamlanmistir Limanlar Trajan Hamamlari nin bir haritasi Plinius eserinde Traianus un karayollari agini iyilestirmesini yeni limanlar kurma programina siki sikiya baglamis uzaktaki insanlari ticaretle birbirine bagliyor boylece artik herhangi bir yerdeki dogal urunler artik herkese ait gorunuyor demistir Bu stratejinin en somut ifadesi Traianus un Ostia nin kuzeyinde yeni bir ticari cazibe bolgesi kurmasidir Tiber Nehri nin agzinda bulunan ve Roma dan 19 km uzaklikta olan Ostia Roma nin baslica limaniydi Imparator Claudius doneminde gemi yapim teknolojisindeki hizli gelismelerin neticesinde insa edilen buyuk gemiler limana giremiyordu Liman girisi oldukca sinirliydi ve nehir agzi cokmeye meyilliydi Buyuk gemiler Napoli Korfezi nin kuzey tarafindaki Puteoli nin daha derin liman girisinden daha fazla yararlanmaya baslamisti Caesar in ticari hayati canlandirma projesini Imparator Cladius devralmis ve Ostia dogrudan bir kanal ile Tiber e baglanmisti Traianus un yeni limani olan Portus Traiani Felicis Claudius un kurdugu rihtimin guney dogusuna insa edildi ve mevcut kanalin yeni ticari limana giris olarak kullanilmasina karar verildi Buraya girise bakan ve hem yeni hem de eski kentlerin manzarasini goren bir hamam kucuk bir tiyatro bir tapinak ve buyuk odalarla cevrili buyuk bir atriyum ile zengin bir sekilde dekore edilmis binalardan olusan bir kompleks yapi insa edilmistir Bunun disinda Centumcellae ve Ancona limanlari da Traianus doneminde insa edilmistir Su Kanallari Trajan Forumu ve Trajan Sutunu arkasinda Traianus Tiber Nehri nin taskinlarini onlemek icin selefleri gibi bir dizi idari ve pratik reformlar yoluyla tedavi etmek yerine sorunu cozmeye karar vermistir Bunun icin curator alvei et riparum Tiberis et cloacurum urbis ofisini kurmus ve mevcut olan Tiber kiyilarini denetleme gorevi ile hem kanalizasyon hem de nehir suyunu kontrol etme yetkisini bu ofise devretmistir Daha sonra Traianus Roma nin daha fazla su baskini tehlikesini azaltmak icin bir yardimci tahliye kanali olan fossa Traiana nin insa edilmesini emretmistir Nehir cephesi gozden gecirildikten sonra Traianus Tiber i kontrol altina almak ve taskin olasiligini azaltmak icin Emporium daki limani iyilestirme programini baslatmistir Halka temiz su saglanmasi icin calismalar yapmistir Nerva tarafindan curator aquarum ofisine atanan Sextus Iulius Frontinus ofiste gecirdigi zamani kente su temini ve su yollari uzerinde bir tez yazmak icin kullanmisti ve Traianus un mevcut kaynaklarin kalitesini ve standardini gelistirmek icin calismalar baslattigini bildirmistir 342 Sehrin altyapisini iyilestirmek icin gerekli olan projeleri hayata geciren Traianus dikkatini suslemelere yoneltmistir Forum ve Trajan sutunuTraianus Pazarlari RomaMimari Faaliyetleri Ilk olarak MS 11 Kasim 109 da deniz savaslari icin yapilmis yapay bir havuz olan Naumachia Traiani Traianus Goleti yapilmistir Domitianus un benzer yapisinin yerine gecmesi ve Circus Maximus un alaninin genisletilmesi icin yapilmisti Esquiline nin guney yamaclarina kurulan ve MS 22 Haziran 109 yilinda yapimi tamamlanan Thermae Traiani Traianus Hamami donemin mimarisinin saheserleri arasinda en onemlilerinden birisidir Samli Apollodorus 104 yilindaki yanginda tahrip olmus Nero Domus Aurea nin ayakta kalan alt katini mevcut yerlesim alanina taracali bir uzanti saglamak kalan odalari molozla doldurmak ve dis iskeletini saglam bir duvar temeli olusturarak saglamlastirmak icin ustaca kullanmistir Buyuk imparatorluk banyolarinin ilki olan kendinden once yapilmis ndan daha gelismis ve Titus Hamami ndan uc kat buyuktu ve Antonin Diocletian ve Constantin Hamamlarinin tasarimlarina kaynak olmustur Hamam genel olarak erkekler icin insa edilmis olsa da Traianus doneminde kadinlar icin de ozel yer yapilmistir 112 de Forum Traiani yi insa ettirmistir Yapilan arkeolojik kazilardan Trajan Formunda bulunan Bibliotheca Ulpia ile cagdas oldugu ogrenilen ve 12 Mayis 113 de yapildigi dusunulen Traianus Sutunu imparatorun saltanatinin zirvesinde yer almasindan bu yana baskentin onemli bir simgesi ve emperyal gucunun bir sembolu olarak gorulmustur Forumun kuzey dogusunda Quirinal in yamaclarindaki alan ust uste taracalandirilmis ve bugun Mercati di Traiano Traianus Pazarlari olarak bilinen buyuk bir bina kompleksinin insasi burada yukselmistir Roma nin simdiye dek bilinen en buyuk yapi serisi olan bu anitlar ayakta kaldiklari dort yuzyil boyunca gorenlerin Roma ya duyduklari hayranligi uyandirdi ve harap olduklari halde gorkemli kalintilari hala modern turistleri etkilemeye devam etmektedir Sosyal ve Ekonomik Faaliyetler Hukuk Antik kaynaklar Traianus u adaletli yonetimin bir savunucusu olarak oldukca one cikarmaktadir Domitianus donemindeki tiran yasalarini kaldirdigi ve yerine yeni yasalari getirdigi icin ovgude bulunurlar Emperyal kararlari olan edicta yi heyetine danisarak olusturmustur Aldigi kararlarda yargisal ustunlugu tartismasizdi ve Pater Patriae olarak vatandas toplulugunun ve tam anlamiyla cocuklarin aile babasiydi Imparatorun karar verdigi sey halk yasasiyla ayni yetkiye sahiptir cunku insanlar onu egemen kilmistir Iustinianus un belirttigi gibi Traianus un heyetindeki hukukcularin yasal reformlarinda onemli bir rol oynadigini soylemektedir Ancak bu heyettekilerin bircogu consulluk makamiyla odullendirilmemislerdir Bu nedenle Traianus hukuksal kararlarinin cogunu siyasi hamleden ziyade insani cikarlar gozeterek yapmistir Baslangicta Domitianus un isimsiz ve asilsiz suclamalar yapan muhbirlerinin haydutca davranisina olan guvensizlik ortamini duzeltmistir Titus doneminde halkin guvenligini arttirmak icin yasa cikarilmistir Bu yasa daha sonra Nerva tarafindan elden gecirilerek belirli onlemler eklenmistir Ancak yasaya guc katan Traianus dur MS 99 da Roma ya geri dondugu icin Flavian Amfitiyatrosu nda bu haydutlari kinamis ve ardindan ordu icindeki duzeni saglamak icin arastirmacilar gorevlendirmistir Ardindan asilsiz ve isimsiz suclamalari yasaklayan hukumler de yayinlamistir Ihanet durumunda cinayetler veya supheli olumler meydana gelse de kisinin oldurulmesini veya kolesine iskence yapilmasini yasaklamistir Bu onlemlerle saniklarin adil bir sekilde yargilanmalarina ve cogunlukla haydutlar tarafindan getirilen suclamalarin bir sonucu olarak yoklugunda mahkum edilmemeleri icin gelistirdigi bu sistemle modern adaletin temel taslarini atmistir Imparator Domitianus 81 96 Traianus un Roma Hukuku na yaptigi en buyuk katki kucuk cocuklar ve terkedilmis bebekler icin cikardigi kanundur Cocuk sagligi ve gelisimi hakkindaki dusunceler o doneme kadar bilinen dunyada bulunmuyordu ve Traianus hukumdarligina kadar in gucleri hakkinda cok az yasal kontrol vardi Onun tarafindan baslatilan bu buyuk degisiklikle yeni dogan cocuklarda bu yeni yasaya dahil edilmistir Velayet ile ilgili yasalar sikilastirilmis ve mirasin korunmasinin bir araci olarak sulh hakimlerinin iflas edenlere miras gecirme veya el koyma gibi sorumluluk verilmesinin onune gecilmesi icin cikarilan yasalar sonucunda potansiyel mirascilarin haklari guvence altina alinmistir Cocuk haklarinin yaninda askerlerin evlilik haklariyla ilgili bir takim duzenlemeler yapilmistir Ancak Roma yasalarinin gozunde herhangi bir cocuk mesru olmadikca veya vasiyet ile mirascilari olmadikca babalarinin mulklerini ve tasarruflarini miras alma hakkindan mahrum birakilmistir Traianus bunun neden oldugu zorluklari hafifletmek icin belirsiz vasiyetleri olan askerlerin vasiyetlerinin yerine getirilmesine karar vermistir Boylece esleri ve cocuklari veya mirascilarinin hak almasi kolaylastirildi Bununla birlikte bir askerin mirascisina isim vererek kisisel esyalarini dogrudan devretmesi icin sahitler onunde yemin etmesi zorunlulugu da getirildi Maliye Traianus Nerva nin kati mali reformlarini devam ettirmistir Praetor Fiscalis ofisinin korunmasi ve tesviki ile miras vergisinin uygulanmasinda belirli eksikliklerin giderilmesi icin onlemler almistir Yeni finansal onlemler sayesinde mali kaynaklari ile fiscus veya patrimonium ve aerarium arasindaki durumu acikliga kavusturmustur Cok eskiden beri yonetim alani ve sinirlari belli olmayan bu mali kaynaklar basa gecen hukumdarlarin sorumsuzca para harcamalarina imkan veriyordu Bu karisik durum Traianus doneminde cozume kavusmustur Plinius imparatorun mali sekreteri olan rationibus un yalnizca fiscustan sorumlu oldugunu ve Traianus un sahsi fonlari ve kamu fonlarini ayirmada dikkatli oldugunu bildirmistir Halkin yaninda olmasi ve senatoya karsi durust olmasi sayesinde emperyal darphaneyi yeniden duzenlemis ve aslen Capitoline daki da olan yerini Coelian Tepesi ne tasimistir Soz konusu bu davranisin sebebi MS 80 yilinda Domitianus doneminde cikan yangin sonrasi ortaya cikan hasardan dolayi olabilir ancak Plinius buranin yalnizca Traianus un hukumdarligi sirasinda emperyal para deposu olarak kullanildigini soylemistir Domitianus un gasp edici Nerva nin ise asiri tutumlu mali politikalari sayesinde Traianus doneminde mali durum saglamligini korumus ve halk uzerindeki vergi yukunu hafifletmek icin onlemler alinmistir Miras vergisinin kapsamini sinirlandirmis kisilerin odenmemis borclarini affetmis ve fiscus tan gonderilen maddi armaganlari reddetmistir Ardindan geleneksel olarak her imparatorun tahta cikisini tebrik etmek gayesiyle tum eyaletlerin ortak olarak gonderdigi altin tac aurum coronarium da onun doneminde iptal edilmistir Traianus tarafindan elde edilen ganimetlerle Roma ekomomisi duzelmeye baslamis altin ve gumus madenlerinin etkin olarak kullanilmasi sayesinde de piyasada madeni para kitligi asilmistir Ekonomik faaliyetlerinde seleflerinin comertligini ve bereketli yasami gibi devletin yararina olan ahlaki niteliklerini almis ve bunu bunyesinde gelistirmistir Edebiyat Ulpiae Kutuphanesi nin bir maketi Anayasal meselelerin cozume kavusmasindan once bile elestirel yazilar kaleme alanlari cezalandirmayi kendine ilahi gorev saymis seleflerinin aksine Optimus Princeps in duzen ve goreve olan egilimi Roma edebiyatinda Ronesans ortami olusturmus baris ve guvenlik duygusu uyandirmisti Traianus ve esi Plotina serbest sanatlara yakinlik gostermislerdir Guzel konusma ve yazi konularina egilen imparator ve esi adinda iki yeni kutuphane kurmuslardir Traianus un basa gecmesiyle birlikte bircok yazar yeni rejimi karakterize eden ozgurluk havasini memnuniyetle kucaklamistir Aralarinda tarihci Cornelius Tacitus otokratik kurallarin bitecegini kesin olarak kabul etse de yazilarinda cumhuriyet donemindeki ideal senator anlayisini vurgulamis ve dalkavukluk etmeden gorevlerini yerine getiremeyecegi konusunda endiselerini dile getirmistir Donemin onde gelen yazarlarindan birisi de Genc Plinius dur Tacitus ve Plinius un yaninda donemin bilinen tarihcisi ve filozofu Mestrius Plutarkhos tur Diger ikisiyle tanistigi bilinemese de Flavian Hanedanligi doneminde Roma da ders verdigi bilinmektedir Bu donemde one cikan bir diger Grek kokenli edebiyat adami Dio Chrysostom dur Yazdiklarindan gunumuze kendisine atfedilen yetmis uc soylev disinda bir sey kalmamistir Dogasi geregi alim ve beyefendi olan Suetonius Tranquillus ise bu donemin bilinen yazarlarindandir Traianus donemiyle birlikte gelen baskidan kurtulus ve Roma toplumunun iki ust safhasinda tesvik ettigi duzen duygusu temelinde edebiyattaki guven duygusunda yatmaktadir Bahsedilen edebi figurlerin disinda pek cok kisi gunumuzde sadece fragmanlari kalsa da cagdaslari tarafindan cokca saygi duyulan eserler uretme konusunda ilham almistir Bunlar arasinda Domitianus Nerva ve Traianus u ab epistulis eserinde ele alan misralarinin yani sira Unlu Insanlarin Olumleri adli nesir niteliginde bir eser yazdigi bilinen Plinius tarafindan edebi cevrelere oncu bir isik olarak tanitilan ve calismalari icin ovgulerde bulundugu da vardir Ayrica Traianus un Dacia Savaslari sirasinda hekimi olan T Statilius Crito da Getica ve Cosmetica adinda en az iki bilimsel eser kaleme almistir Traianus rejiminin tesvik ettigi cozumleyici ve hukuki detaylarin on plana cikmasi II yuzyilin son yarisini karakterize eden buyuk sentez eserlerini ortaya cikaran iklimin temelini olusturmustur Edebiyatin yeniden dogusu Traianus un arzuladigi tarafsiz yargi ve mali inanci yansitmis ve edebi alandaki gelismeler egemenligini korumak icin yaptigi diger calismalarla bir butun olusturmustur Dacya SavaslariTraianus Roma Imparatorlugu nun topraklarini tum zamanlara kiyasla en genis topraklarina tasimistir Dacya Krali Burebista butunluk politikasi izlemesi sonucunda devletlesmistir ve Roma icin bir problem haline gelmistir Caesar doneminde bir dizi mucadele yasanmistir fakat Burebista ve Caesar in ayni donemde hayatini kaybetmesiyle kesin bir sonuc elde edilememistir Domitianus un doneminde izledigi politikalar ve Dacyalilara sagladigi imtiyazlar sonucunda dolayli yoldan guc kazanmalarina yol acmistir Traianus Germen eyaletleri komutani oldugu donemde Dacya nin Roma icin ne kadar buyuk bir tehlike yaratacagini farketmistir ve Tuna Nehri nin sol yakasinda onlemler almistir Djerdap patika yolunun yeniden insa edilmesini yol uzerinde bulunan kalelerin tastan yeniden insasini ve Ister nehrindeki tasimaciligin yol actigi tehlikeleri ortadan kaldirmak icin Karatash Gradac kanalinin kesilmesini emretmistir Bu yapim ve onarim hareketleri Traianus un Dacia yi istila etmeye karar vermis oldugu anlamina geliyordu Decebalus bu durumu Dacia ile mevcut ticareti genisletme faaliyetleri oldugunu sanarak duzenlemelerden memnun kalmis ve herhangi bir karsi harekette bulunmamistir Traianus ise oldukca ihtiyatli davranmis savunmayi ve lojistik destegi guvence altina alacak bir politika yurutmustur I Dacya Savasi Oncesi Traianus tahta gectikten sonra bir sure daha Tuna eyaletlerinde faaliyetlerde bulunmus ve kafasinda planladigi Dacia seferini bizzat kontrol etmek icin baskent Roma ya donmustur Traianus un Dacia seferi icin uygun sartlar MS 101 yili consullugunu geri cevirdiginde olusmustur C Dio nun da eserinde belirttigi gibi Traianus Decabalus u en az kayipla yenme stratejisi gutmustur Bu dusunce fetihten ziyade cezai bir savasin gostergesidir Bu sefer Mars Ultor un resmini tasiyan 101 yili madeni paralarinda da belirtilmektedir Dacia seferi icin gereken hazirliklar bir onceki yilda baslamistir Traianus bolgedeki eyaletlerden Moesia Superior a Moesia Inferior a M Laberius Maximus Pannonia ya L Iulius Ursus Servianus gibi atamistir Sonuncusu Traianus un yakin adamlarindan biri olmasina ragmen savas basladiginda L Iulius Ursus Servianus un yerine Q Glitius Atilius Agricola yi getirmistir Traianus kazasiz yolculuk ve donus icin kultune dualar sunmasinin ardindan MS 25 Mart 101 yilinda Dacia seferi icin Roma dan ayrilmistir Bu sefer icin kayda deger bir guc olusturulmustu Otuz lejyondan dokuzu birkac yardimci alae suvari ve cohors piyade ile birlikte on cepheye yerlestirilmisti Imparator Praetorian Muhafizlari ndan ve sirdasi nin esliginde son zamanlarda Germania Inferior dan donmustu Traianus un yakin cevresinde imparatorlugun en yetenekli generallerinden birkaci vardi En taninmis olanlari buyuk stratejist Frontinus un kayinpederi olan S Sosius Senecio ve Domitianus un Dacia seferi sirasinda da tribunus olan C Iulius Quadratus Bassus ve MS 93 ve 96 yillari arasinda Moesia Superior valisi ve Traianus un Pannonia daki halefi olan tur Ayrica ordunun merkezinde olan Afrikali suvarilerin komutani equestrian C Manlius Felix seferin levazim subayi ve Traianus un yegeni olan P Aelius Hadrianus da Traianus un cevresindeki onemli kisilerdir Roma ordusunun baslica savas gucu olan lejyonlar en az 5 500 Roma vatandasindan olusmaktaydi Lejyonlardaki her asker baslarini korumak icin lorica segmentata adi verilen demir kasklar ve vucutlarini korumak icin demirden yapilmis sekilli vucut zirhi lorica hamata ya da squamata giyiyorlardi Bazilari ise kollarini Dac falkslarindan korumak icin vambraces adi verilen kolluklari kullaniyorlardi Her lejyonerde dikdortgen bir skutum kisa bicaklama gladiusu ve alti ayak uzunlugunda bir pilum vardi Ayrica lejyona destek veren agir silahlar ve okcu birlikleri de bulunmaktaydi Lejyonlar ilk catisma savas ve kanatlarin sorumlulugunu alarak harekatin merkezini olustururken bu gorevler daha sonra Roma vatandasi olmayan piyade ve suvari destek birimlerine devredilmistir Piyadeler demir zirh oval kalkan ve bronz kasklar takiyor uzun spatha ve mizrak kullaniyorlardi Altigen veya oval bir kalkan tasiyan ve demir ya da bronz orgulu zirh giyen suvariler de ayni sekilde silahlanmisti Traianus un ordusunda cok sayida millet Roma ya karsi yaptigi antlasma yukumluluklerini yerine getirmek icin bulunuyorlardi De Munitionibus Castrorum 157 Birinci Dacia Savasi na katilan 500 Palmyrali 900 Get 700 Daciali 500 Briton ve 700 Cantabrialilar in oldugunu belirtmistir Bunlara ek olarak C Dio Lusius Quietus un onderlik ettigi Afrikali suvari birliklerinin de savasa dahil oldugunu ve Balear sapancilari ile birlikte yaklasik olarak 50 000 kisinin savasta bulundugunu belirtir 158 Bu birimler kendi milli silahlari kiyafetleriyle savasmis ve kesif ekibi olarak yardimci hizmette kullanilmislardir I Dacya Savasi Traianus un ordusunu Tuna Nehri nden kopru yaptirarak gecirdigi sutun Koprunun yapildigi yer muhtemelen Tuna ve Csernovec in birlestigi Lederata Palanka dir Trajan in onunde yalvararak yere kapanmis Decebalus u tasvir eden bir sutun Traianus ordusunu Tuna Nehri nden iki portatif kopru yaptirarak gecirmisti Dacialilar Demir Kapilar Gecidi onlerindeki birinci seferde cok az direnc gostermislerdir Traianus sayisal ustunlugunu kullanarak kaleleri ele gecirmek icin kusatma savasini tercih etmistir Apus Flavius tan Caput Bubali ye kadar yol uzerinde bulunan kaleler ele gecirilmis burada ilk Daciali esirler imparator ve heyetinin onune getirilmistir Dacia baskenti Sarmizegetusa Roma ordusunun gorus alanina girmisti Traianus tarafindan emir gelmesiyle birlikte yardimci suvari birlikleri Dacia ordusunun kanatlarini bozguna ugratirken yardimci piyadeler mizraklar ve oklariyla onlara set olusturmuslardir Yariciplak milletler ordusu Roma ya antlasma ile yukumlu olan kavimler ise kiliclariyla acimasiz bir sekilde Dacia ordusunun merkezine ilerlemislerdir Traianus yasli kadin ve cocuklara zarar verilmemesini emretmistir Savas bir dizi mucadeleler sonucunda Dacialilar in yenilgisi ve geri cekilmesiyle sona ermistir Savasin sona ermesiyle bir Daciali comati uzun saclilar elcisi imparator ile gorusmek icin gelmis ancak Traianus tarafindan reddedilmistir Caput Bubali yi gecen suvariler Poganis ten Tibiscum a kadar kirsal bolgeleri kontrolu altina alirken piyadeler kacan Dac askerlerinin pesinden gitmistir Kacaklarin bir kismi nehirden gecerken bogulmus digerleri piyadeler tarafindan esir edilmistir Romalilar Tapae de gerceklesen ikinci sefer oncesinde Apus Fluvius ta olaganustu derecede guclu bir savunma sistemi kurmuslardi cunku Dacialilarin hala Arcidava da oldugunu dusunuyorlardi Traianus bu siralarda Decebalus tan bir elcilik heyeti daha kabul etmistir Elcilik heyeti silahlarini biraktilar ve yere kapandilar ve mumkunse Decabalus un huzuruna gelmesine ve onunla sahsen konusmasina ve yapmasini emrettigi her seyi yapacagini taahhut etmek aksi takdirde onunla baris sartlarini ayarlamasi icin birini yollamasi icin izin istediler Ardindan Decabalus tarafindan kendisine gonderilen elcilik heyetinin teminatlarina inanan Traianus geri donus hazirliklari yaparken Decabalus sozunden donmus Roxolan atlilariyla takviye edilmis ordusuyla Moesia eyaletine baskin duzenlemistir Traianus un yetismesiyle baskin guclukle geri puskurtulmustur M S 102 yilinda Roma ordulari Demir Kapilar Gecidi nde yeniden konuslanmistir Imparator Demir Kapilar Gecidi ndeki savasi bizzat kontrol ederken baska yonden kiskac saldirilari yapilmasi icin emir vermistir Lusius Quietus ve onun hafif silahli Afrikali suvarileri Dogu Karpatlar daki Vulcan Gecidi araciligiyla bircok Dacia askerini oldurmus ve cok fazla esir alarak Decebalus a arkadan saldirmistir Olt vadisi boyunca Laberius Maximus un onderlik ettigi ikinci bir saldiri ise Kizil Kule Gecidi ni almistir Laberius Maximus Decebalus un kiz kardesini ve onemli birkac kaleyi birliklerine zarar gelmeden ele gecirmeyi basarmisti Decabalus un kiz kardesini geri almak icin Maximus un ordusuna yaptigi surpriz saldiri geri puskurtulmus ve Decebalus tarafindan Part krali II Pacorus a sunulan hane kolesi Callidromus un yakalanmasiyla sonuclanmistir Quietus ve Maximus Dacia baskentine 32 km kala Aquae Calan kaplicalari bolgesinde Traianus un ana kuvvetlerine dahil olmuslardir Ardindan Decabalus tarafindan yine bir elcilik gonderilmistir C Dio nun acikladigina gore Bu nedenlerden dolayi Decebalus baska bir birinci sinif pileati elciligi gonderdi ve imparatora basvurdu ve istisnasiz olarak kendisine emredilen tum sartlari kabul etmeye hazirdi silahlari makineleri ve muhendisleri teslim edecegini kacaklari iade edecegini kaleleri yikacagini Roma tarafindan ele gecirilen Dacia topraklarindan feragat edecegini bundan sonra Roma nin dostunu dost dusmanini dusman belleyecegini ve ne asker kacaklarini barindiracagini ne de Roma nin hakimiyet bolgelerinden asker toplamayacagini soyledi ve Traianus un huzuruna geldi ve silahlarini yere atarak imparatorun onunde yere kapandi ve ona itaat etti I Dacya Savasi nin sonuclari Birinci Dacia Savasi bu yeni antlasmayi guvence altina almak ve Dacialilari daglik bolge icinde sinirlandirmak gayesiyle ozel hedefinde basarili olmustur Traianus yaklasik yirmi bir ay sonra MS 102 yilinin sonuna dogru Italya ya donmustur Cumhuriyetci gelenek dogrultusunda Decebalus un elcileri barisi onaylamak icin senatonun onune getirilmistir C Dio senatoda yasanan olaylari su sekilde aciklamistir silahlarini yere birakarak ellerini kelepceli mahkumlar gibi bir araya getirdiler ve yalvardilar ve boylece anlasmayi tamamladilar ve silahlarini geri aldilar MS 10 31 Aralik 102 tarihleri arasinda Traianus a senato tarafindan Dacicus unvani ve bir zafer nisanesi verilmistir Onuruna oyunlar duzenlenmistir Bu onurlari zaferini kazandigini gosteren savas arabasi seklinde basilan hatira parasi ile kutladi Campus Martius ta muzafferin konusma yapmasi nisan takdim edilmesi ve sonrasinda tanrilara kurbanlar adanarak etkinlikler basladi Ardindan Jupiter in heykeli icin kullanilan kirmizi boya yuzune suruldu ve ona ustun tanrinin niteliklerini ustlenmesini saglamak icin yaldizli bir at arabasi hediye edildi Zaferinin sembolu olan beyaz tunik uzerine islenmis defneyapraklari olan mor toga giymisti Consuller magistralar ve senatorler ele gecirilen ganimetleri zincirlere vurulan savas esirlerini ve seferin bolumlerini gosteren tablolari Circus Flaminius Porta Triumphalis Circus Maximus ve Palatine den Sacra ve Forum Romanum a gecen alayi yonetmisti Bu alayin heybeti ve satafati Capitoline de doruga ulasti Jupiter e kurbanlar sunuldu ve tapinakta bir ziyafet duzenlendi para dagitimi vererek halkin gonlunu kazanmis ve halka cesitli tiyatro gosterileriyle daha fazla eglence gosterileri vermistir Bununla birlikte gosteriler icin tamir edilip genisletilen Circus Maximus da duzenlenen torenle acilmis ve daha buyuk oyunlar duzenlenmistir Oturma sekli rutbelere gore duzenlenmis olsa da girisler gibi imparatorun comertligini sembolize ettigi icin ucretsizdi Ogle vakti yapilan infazlarin ardindan gladyator dovusleri yapilirdi Savascilarin arzi oldukca fazlaydi Bircogu profesyonel gladyator iken kalan kismi Dacia Savasi esirleriydi Tuna daki durum bir kriz noktasina ulasmadan iki yildan fazla bir sure gecmemis olsa da kutlamalar bir sure daha devam etmistir Savaslarin asamalarini tasvir eden bir sutunII Dacya Savasi Traianus Decebalus a karsi zaferini kutlarken Dacialilar MS 102 yili antlasmasini destekleyenlerden intikam almaya baslamisti Ayrica Decebalus anlasmayi bir kez daha acikca ihlal ederek silah tedarik etmeye baslamistir Roma topraklarindan asker toplamaya baslamis kralligini yeniden finanse etmis ve Roma nin en eski dusmani Parthia yi da iceren Roma ya dusman komsu kabilelere elcilikler gondermistir Birinci savastakinden daha buyuk bir kuvvetin toplanmasi diplomatik faaliyetlerin artmasina neden olmustur C Dio bircok Dacialinin bu zamanda Decabalus u terk ettigini ve onu barisa surukledigini anlatir Traianus Decebalus un teslim olmasini ve yakin zamanda edinilen silahlari teslim etmesi sartiyla baris yapacagini bildirmistir Decabalus ise komsulariyla askeri ittifaklar yapmak icin girisimlerini arttirmisti Decebalus un Traianus un cagrilarina kulak vermemesi sonucunda diplomasi sona ermis ve Dacia ya boyun egdirme seferi MS 106 yili baharinda baslamistir Traianus Berzobis ve Demir Kapilar Gecidi yerine dogrudan 1621 m yuksekligindeki Vulcan Gecidi yolu ile Sarmizegethusa Regia yi hedef almistir Bumbesti buyuk bir tahkimat ile korunurken ihmal edilen Vulcan Gecidi Havzasi na kolay erisim saglamis ve bir dizi kucuk vadi araciligiyla Dacia baskentine cesitli yollardan yaklasmalarina olanak saglamistir Yapilan muzakereler neticesinde Traianus Dacia baskenti Sarmizegethusa Regia ya ulasmisti Baskent her iki taraftaki derin vadiler ve iyi takviye edilmis ag gecidine acilan dar bir egim ile korunan sehir ele gecirilemez gibi gorunuyordu ancak sutunda sehrin savasmadan teslim edildiginin betimlendigi gorulmektedir Saray halkindan bircogu Decebalus un Traianus ile anlasmasi icin yalvarmislardi fakat sonuc nafileydi Decabalus ailesi ve sahsi korumalariyla birlikte daglara kacarken Sarmizegethusa Regia teslim olmus yagmalanmis ve atese verilmistir Traianus kalelerin temizlenmesini ve burclara Roma bayraklarinin dikilmesini emretmistir Sonunda Decabalus un kacisi MS 2 Eylul 106 yilinda bir suvari grubunun takibine takilmistir Yakalanacagini anlayan Decabalus Roma komutanindan once davranarak kendi bogazini keserek intihar etmistir Iki cocugu da dahil olmak uzere Decebalus un grubundan kalanlar hizla Roma askerleri tarafindan tutsak edilmistir Kralin basi vucudundan ayrilmis ve bir Dacia yerlesimi olan Piatri Craivii de bulunan Traianus a teslim edilmistir II Dacya Savasi nin sonuclari Traianus zaferinin bir parcasi olarak fethedilen bolgelerden 500 000 kadar Daciali esir almis ve bunlarin cogu Roma ya gladyator dovuslerinde kullanilmak amaciyla gonderilmistir Dacia daki erkek nufusu olabildigince azalmis kalanlar daglik bolgelere cekilmek durumunda birakilmis ve bu arazilere bolgeye getirilen kolonistler yerlestirilmistir Roma da Augustus mezar anitini taklit eden 30 m capinda tambur seklinde bir anit insa edilerek M S 107 108 yili Mars Ultor Yenilmez Mars yili olarak kabul edilmistir Bu anitta Traianus un yakinlarda kurulmasini emrettigi ve Municipium Tropaeum Traiani Adamklissi Romanya adini alan yeni kasabaya giden kolonistler imparatorun askeri kazanimlarinin getirdigi guvenceyle bolgeye yerlestirildi Ikinci zaferinde birincisinden bile daha gorkemli festivaller duzenlenmeye baslanmistir Ikinci festivalin basi imparatorun kisi basi 500 denarius dagittigi ve on iki gun suren en az 322 gladyatorun dovustugu 25 Mayis ya da 26 Haziran 107 yilinda baslamistir Ikinci festivalin basi imparatorun kisi basi 500 denarius dagittigi ve on iki gun suren en az 322 gladyatorun dovustugu 25 Mayis ya da 26 Haziran 107 yilinda baslamistir Sonunda 11 Kasim 109 yilinda Traianus sahte deniz savaslarina adanmis bir yapi olan bir naumachia duzenlenmesini emretmis ve Dacia nin fetih kutlamalari 24 Kasim 109 yilinda tamamlanmistir Parth SavaslariParth Roma Iliskileri Parthlar yayilmaci bir politika izlemeleri sebebiyle Anadolu topraklarina kadar genislemeyi basarmislardir Kendilerini Persler in devami olarak nitelendirdikleri icin devlet yapilanmasi ve savas konusunda kendilerine guvenmekteydiler Ayni zamanda Seleukos devlet yapilanmasini da bunyelerine dahil ettikleri icin Hellen ve Dogu medeniyetlerini sentezlemislerdi Roma ile Parthlar arasindaki ilk ciddi iliskiler Cumhuriyet Donemi nde baslamis olup Pompeius un doguya yonelmesi ve sonucunda yapilan anlasma ile Firat Nehri Euphrates iki devlet arasinda sinir olarak kabul edilmisti Sonrasinda M Crassus un onderliginde yapilan savasta Roma Parthlar tarafindan buyuk bir yenilgiye ugramistir Bunun sonucunda Roma da bir intikam alma dusuncesi olusmustur Roma ile Parthlar arasindaki asil sorun Armenia bolgesinin kime ait oldugu konusunda yasanan catismalar olarak gosterilebilir Iki devlet arasindaki iliskilerde bir diger onemli olay ise Vespasianus un yonetimi sirasinda Kapadokya nin dogu sinirina iki lejyon yerlestirmeye karar vermesidir Ikili iliskilere baktigimizda Parthlar Roma nin yayilmaci ve otoriter politikalarina karsin daha ilimli bir politika izledikleri de soylenebilir Roma ve Parthlar arasindaki iliskiler MO 20 yilinda imparator Augustus tarafindan muzakere edilen ve daha sonra imparator Nero tarafindan yeniden onaylanan anlasma ile gecici bir cozume kavusturulmustur Bu anlasmaya gore sorun teskil eden Armenia bolgesi Roma ya bagli tampon bir devlet olacak ancak yonetici Arsak hanedanindan secilecektir ve bu secim her iki devletin onayina tabii olacaktir Boylelikle iki devlet arasindaki baris havasi Traianus donemine kadar surdurulmustur Parth Savaslari Traianus un ilkin Parthia ya saldirmak icin dogrudan bir bahanesi yoktu Bunun yerine Traianus Parthia kralinin yeni Armenia krali secilirken Roma dan kraliyet tacini giymesi gerektigi bahanesini kullanmisti C Dio ya gore Traianus un Parthia ya karsi dusmanligi acikca sohret kazanma arzusundan kaynaklaniyordu Sonucta Traianus un savas sever bir adam oldugu yaygin bir bilgiydi Ancak Roma nin sayginligina dikkat eden Traianus un Parthia ile catismayi onlemek icin elinden geleni yaptigini ve Parthlarin status ante quo ya geri donmeyi reddettigi zaman savasa girdigi de belirtilmektedir Iki guc arasindaki anlasma simdiye dek iki tarafin yararinaydi ve kuskusuz az sayidaki kaynak Parthia nin Roma ya karsi tehdit edici hareketlerde bulundugunu ima etmistir Birbiri ardina gelen Parthia krallari ise Roma ile carpismak yerine evrensel baris icinde bir arada yasama arzusundaydi Traianus MS 113 un sonbaharinda senlikler esliginde Roma dan yola cikmistir Daha sonra Satala ya ilerlemesinin ikinci ayaginda yine Firat i gectikten sonra gunumuz Elazig Gecidini kullanarak direnis ile karsilasilmadan zaptedilen guney Armenia kenti Arsamosata ya Palu girmistir Kuzeye dogru Pulumur Gecidi ni kullanarak Firat i muhtemelen Eriza da bir kez daha gecerek MS 114 Mayis inda legio XVI Flavia Firma nin karargahi Satala ya varmistir Traianus ordusunu topladiktan ve Heniochi hukumdari Anchialus ile Coruh Nehri bolgesi yoneticisi Machelones in bagliliklarini kabul ettikten sonra Armenia ya girmistir Parthamasiris ordugahta bir mahkeme kuran Traianus un yanina gelmis onu selamlamis ve kraliyet tacini kendine geri verileceginden emin bir sekilde Imparator un ayaklarinin onune birakmistir Parthamasiris Armenia tahtina yasal Parth adayi olmasi acikca rica etmesine ve kendi istegiyle Traianus dan tac giymek istemesine ragmen Imparator Armenia nin bir Roma eyaleti olarak ilhak edildigini ilan etmistir Bolgeyi kimseye teslim etmeyecegini soyleyen Traianus taninmis eski consul L Catilius Severus u ilk Armenia valisi olarak atamistir Rivayetlere gore Parthamasiris in olumunden Traianus sorumluydu Ancak Osroes e yazdigi bir mektupta Parthamasiris in korumalarindan kacmaya calisarak kendi olumune yol actigini ileri surmustur Traianus manda altinda bir bolge olarak Armenia yi Roma catisi altinda birlestirmek icin generallerini gorevlendirmistir MS 114 un sonunda tum Armenia ele gecirilmistir Kilit vadiler ve nehir gecitleri isgal edilmis ve Van Golu etrafindaki yaylalarda Quietus ve Praesens onderligindeki bolumler tarafindan izole edilmis bolgelerde herhangi bir karsi koyma yasanmamistir Komutanlari Armenia nin tamamina boyun egdirirken Traianus o yazi yerel satraplarin ve kucuk krallarin kendine bagliligini kabul ederek gecirmistir 117 de Trajan hukumdarligi doneminde Roma Imparatorlugu nun sinirlari Arrianus a gore Dogu Pontus sahili boyunca uzanan uc kabile kralinin Lazlar Abhaz ve Sanig Traianus a itaat etmistir C Dio ise Traianus un Armenia yi ilhak ettigi zaman yerel satraplarin cogunun ona itaat ettigini anlatmistir Ayrica Eutropius Traianus un hukumdarlik doneminde Pontus Iberyalilari Kirim ve Colchi krallarinin kendisine itaat ettigini de bildirmistir Roma bu bolgelerdeki gecici duzenlemelerini resmilestirmeye calismis ve Kafkasya iclerinde garnizon agi kurmaya baslamistir Tum bu basarilarindan sonra MS 114 yilinin yazinda senato bir kez daha Traianus a unvan vermistir Senato bundan sonra ilk olarak hatirlanacagi askeri yeteneklerinden ziyade kisisel yeteneklerine atifta bulunan ve en fazla gurur duydugu Optimus En mukemmel unvanini vermistir Traianus Parthia dan ilhak ettigi Roma nin iki yeni eyaleti Armenia ve Mezopotamya yi Roma halkinin gucune tabi oldugunu duyurmak icin madeni paralar bastirmis ve Traianus a senato tarafindan Parthicus unvani verilmistir Onuruna duzenlenen festivallerin ardindan MS 115 116 kisini gecirmek icin Antakya ya geri donmustur Burada neredeyse hayatini kaybedecegi ve bolgeyi harap eden buyuk bir deprem meydana gelmistir Traianus MS 116 yili basinda Antakya dan Partlar i tamamen hakimiyeti altina almak icin son seferini gerceklestirecegi Tigres e dogru hareket etmistir Ordunun bir bolumu Buyuk Iskender in kullandigi rotayi kullanarak Ninus Arbela ve Guagamela yi bastan sona ele gecirmistir Ayrica bir Roma centurion un orada tutsak tutulan bazi kisilerle kacmayi basardigi garnizon komutanini oldurdugu ve sehrin kapilarini disaridaki Roma kuvvetlerine acmasi sayesinde Adenystrae savasmadan ele gecirilmistir Savunmasi kirilan Adiabene resmen Roma ordulari tarafindan isgal edilmistir Eutropius ve Festus a gore Traianus daha sonra bolgeyi Asur eyaletine katmistir Ardindan Seleucia nin bati yakasini ele gecirmis ve sorunsuz bir sekilde Dicle den ilerleyerek savasmadan Ctesiphon sehrine girmistir Sehir dusmeden once Osroes ve cevresi kacmis geride biraktigi kizi ve altin tahti Imparator tarafindan ele gecirilmistir Imparator Partia baskenti Ctesiphon un ele gecirilmesinden sonra PARTHIA CAP ta yazili madeni paralarin basilmasi emrini vermistir Ardindan ele gecirdigi bolgeyi yeniden yapilandirarak birlestirmeye belki de bir Babylonia eyaleti kurmaya karar vermisti Traianus Firat filosundaki gemileri kullanarak Dicle uzerinden Basra Korfezi ne inmis yol guzergahinda bulunan Athambelus ve Mesene ve Spasinus ta duraklayarak bolge sakinlerinin kendisine itaatlerini almistir Senato ya baska bir mektup gonderen Traianus basarilarini duyurmus ve ele gecirdigi bolgelerin sinirini belirten bir heykel insa ettirmistir Bu basarilari karsisinda senato Traianus onuruna bircok zafer alayi ve zafer nisanesi vermistir FORT una RED ux yazili madeni paralar yeniden basilmis ve Imparator un Italya ya guvenli bir sekilde geri donmesi dilenmistir Traianus Dogu daki meseleleri bitirmemisti Semiramis in mezarini gormek ve Iskender in MO 323 te oldugu evde bir kurban sunmak icin bolgeyi ziyaret etmistir Babil e geldiginde yoklugunda Ctesiphon u ele gecirmesinin neden oldugu sokun Parthlar in ic sorunlarini cozmelerine neden oldugunu gormustur Parthlar Armenia nin surgundeki krali Parthamasiris in yerine aday gosterilen Osroes in diger yegeni Sanatrukes in kiskirtmasiyla genis bir isyan hazirligi icindeydiler Isyan haberini alan Traianus yanina yeterli kuvvet almadan hizlica bolgeye gitmisti Malalas ve C Dio nun anlattiklarina gore Sanatrukes mukemmel bir orgutleyiciydi Cunku isyanlar genis bir alanda ayni anda patlak vermisti Roma garnizonlari Mezopotamya ve Armenia boyunca ya kovulmus ya da katledilmislerdi Imparator asilere karsi derhal uc ordu hazirlanmasini emretmistir Malalas in aktardigina gore Traianus a katilan bu uc ordu Ctesiphon yakinlarinda Parth ordusunu maglup etmis daha sonrasinda ise Sanatrukes oldurulmustur Bu basarilara ragmen Armenia Sanatrukes oglu Vologaesus komutasindaki bir Parth ordusu tarafindan tehdit altindaydi Traianus bir bolgenin kendisine verilmesi karsiliginda bir ateskes teklif ettiginde bu durum kisa surede kabul gormustur Traianus Babil deki ayaklanmayi yatistirmak ve Vologaesus a karsi bir otorite one surmek icin Ctesiphon a gitmis ve Osroes in oglu Parthamaspates i Parthlara vekilkral tayin etmistir Kraliyet taci sahsen Traianus tarafindan giydirilmistir Parthamaspates toplanan halk onunde Traianus a itaat ederek alt ust statusunu dogrulamistir Senato daki bazi kimseler bu olayi Roma icin son zamanlarda kazandigi tum bolgelerin terk edilmesine isaret ettigini dusunmekteydi Ancak Traianus Senato ya yazdigi bir mektupta eylemini bu yuzden burasi cok buyuk ve sinirsiz bir alandir ve Onu Roma dan ayiran mesafe sinirsizdir onu yonetecek pusulamiz yoktur O zaman biz de bunun yerine insanlara Roma ya tabi bir kral sunduk sozleriyle acikliyordu Parthia ve Armenia nin buyuk kismini bu vekil krala devreden Traianus Mezopotamya yi kurtarabilmek icin acele bir sekilde kuzeye hareket etmistir Oncelikli olarak Hatra ele gecirilmis ve buradaki nufus populasyonu azaltmak icin baska yerlere gonderilmistir Ayrica burada Dicle nin batisindaki bozkirlar ile Mezopotamya ve Babil arasindaki hayati oneme sahip yolun kontrol altina alinmasi icin kalici kale sehir de insa edilmistir Parth isyani sirasinda nedeni bilinmeyen bir sekilde Grekce konusan Yahudi topluluklar da isyan baslatmistir Yahudilerin kati tek tanri inanci zamanla bazi antisemitik olaylari da ortaya cikarmisti Asil gerilim kaynagi Yahudiler in diger Dogu topluluklarindan daha fazla olan imtiyazli konumlariydi Cunku hem tuccarliklari hem de askeri yetenekleri sayesinde asiller tarafindan tercih ediliyorlardi Roma hakimiyeti altindaki bazi Yahudi topluluklarina ayri bir yasal statu verilmisti Bu statu sayesinde Roma yasalarina dogrudan tabi olmak zorunda kalmadan sehir hayatinin yararlarindan faydalaniyorlardi Yasa Yahudiler in dini ayrimini ortadan kaldirmak yerine izole olmalarina sebep olmustu Cunku bazi Yahudi gruplari arasinda dini hosgorusuzluk yaygindi ve Grek milliyetcileriyle gerginlik yasiyorlardi Traianus isyani bastirmak icin yu yardimci kuvvetle Iskenderiye ye Lusius Quietus u ise Mezopotamya ya gondermisti Olumu ve VerasetiTraianus un halefi Hadrianus un bustu y 117 138 Capitol Tepesi Palazzo dei Conservatori Yahudi isyaninin patlak vermesinin ardindan MS 117 yilinda Traianus tekrar Mezopotamya ya girme niyetindeydi Ancak sagligi kotulesmis ve kismi felc gecirmistir Omru seferlerde gecen Traianus un vucudu artik daha fazla hareketi kaldiramiyordu Dogudaki Yahudi isyanlari nedeniyle Armenia neredeyse elden cikmisti ve Mezopotamya nin kaderi ise belirsizdi Rahatsizligi yuzunden oldukca aci ceken imparator Hadrianus u dogudaki ordularin genel kumandanligina atayarak Roma ya donme karari vermisti Yazin deniz yolculuguna en uygun oldugu zamanda Seleucia Pieria daki limandan geri donus yolculuguna cikmisti Agustos ayinin baslarinda Kilikya kiyilarina geldiginde durumu aniden kotulesmeye basladi Gemi Imparator u en yakin liman Selinus a Gazipasa cikarmak icin yanastigi sirada Traianus gemideki yataginda olmustur Traianus un olumunde zehirlendiginin kesin bir kaniti yoktur Olumundeki temel sebep muhtemelen kalp rahatsizligiydi ve bunu tetikleyen de muhtemelen Dogu da enfeksiyon kapmasiydi Traianus hicbir zaman acik bir sekilde vasiyet birakmamisti Cunku olumun ona bu kadar erken gelecegi dusuncesine hicbir zaman inanmiyordu Hadrianus 9 Agustos ta Antakya da iken imparator tarafindan evlat edinildigini aciklayan belgeleri ortaya cikarmis ve iki gun sonra Traianus un fiilen oldugunu ogrendiginde kendisinin imparator oldugunu duyurmustur Bu duyuruya itiraz edilmemistir cunku Hadrianus un emrinde bircogunun da bildigi gibi onemli bir ordusu vardi Traianus da tipki Nerva gibi halefinin en yetenekli ve tahti en cok hak eden kisinin olmasini dusunuyordu Ancak su anda emperyal yazismalarin Plotina tarafindan Traianus adina imzaladigi supheleri artmisti Bu suphelere gore Hadrianus a asik olduguna inanilan Plotina Traianus un olumunu gizlemis ve onun adina yazismalar yapmisti Boylece Hadrianus un eski muhafizi Praetorian Valisi Attianus ile gorusebilir ve Hadrianus un evlat edinilmesinin olum haberi duyurulmadan once saglayabilirdi Ancak bu suclamalar esasen Hadrianus a surekli dusmanlik eden senatoryal gelenege dayaniyordu Gercekler incelendiginde Traianus un yegeni ve tek erkek varisi olarak Hadrianus lehine egilim gosterdigi acikca gorulebilir Hadrianus daha bir tribunus iken emperyal cevreye dahil edilmisti ve Imparator un buyuk yegeniyle evlendirilmisti Traianus un seferlerinde aktif olarak gorev almis ve zaferlerini senatoya bildirmekle gorevlendirilmisti Inisiyatif kullanma hakkiyla Pannonia Inferior eyaletinin komutasi da Hadrianus a verilmisti Hadrianus Traianus un yakin arkadasi Sura ya imparatorun kendisini evlat edinmeyi dusundugunu de soylemisti Ayrica Traianus un yakin cevresiyle de iliskisini oldukca gelistirmisti Son olarak Traianus un Dogu seferini organize etmesi icin Syria Valiligi ne atanmis ve imparatorun MS 117 deki rahatsizligindan sonra Dogu ordularinin genel kumandanligina atanmisti Traianus un esi Pompei Plotina nin bustu Vatikan Muzeleri Traianus un olum haberinin senatoya bildirilmesiyle ayni gun Hadrianus Roma sinirlarinin Augustus politikasi geregi dogal sinirlar icinde tutulmasi gerektigini duyurdu Bu yeni duzende Traianus un agresif generallerine yer yoktu ve kisa surede cogu gorevden alinmis yahut esrarengiz sekilde olmustur Ardindan Firat in Dogusu ndaki tum topraklar hizlica terk edilmistir Bu arada Babil Parthlari tarafindan reddedilen Parthamaspates Abgarus un yerine Osrhoene yonetimine atanmistir Sanatrukes in oglu Vologaesus un da Armenia yi elinde tutmasina izin verilmistir Ayrica Mezopotamya nin eyalet statusu ve vergileri kaldirilmistir Yeni imparator muhtemelen un olumune yol acan Iazygi veya Roxolani ile baglantili ic huzursuzluklar nedeniyle Dacia dan vazgecmeyi bile dusunmustu Bu eyalette yasayan kolonistlerin sayisi yuzunden bunu yapmaktan vazgecmistir Tum bu eylemler yalnizca Roma nin yayilmaci kaderini ve Traianus un basarilarini reddetmekle kalmamis ayni zamanda senatorlerin arzu ettigi ust duzey gorevlerinde azalmasina neden olmustur Bu arada Plotina Matidia ve Attianus tarafindan Traianus un cesedi Pieria Seleucia ya getirilmis Hadrianus tarafindan cesedi torenle yakilmis ve kulleri adina insa edilen Sutun un girisine koyulmak uzere altin bir kaba koyularak Roma ya goturulmustur Hadrianus Optimus Imperator un Imparatorlarin En Mukemmeli hayattayken kazandigi onurlarin olumunde inkar edilmemesi gerektigini soylemis ve Traianus un heykeli torenle zafer arabasinda tasinmistir Ayrica senato Traianus un Partia zaferini anmak icin oyunlar ve zafer alayi duzenlemistir Yil sona ermeden once Traianus tanrilastirilmis ve gucun Traianus un evlatlik ogluna transferini gosteren paralar basilmistir Hadrianus imparatorluk icindeki huzursuzluklarin giderilmesi ve askeri muhalefetin kalkmasiyla birlikte yeni politikasi pasif savunma siyasetini baslatmaya karar vermistir Kaynakca C Dio LXVIII 4 1 a b A Victor Epitome de Caesaribus XIII J Bennett Trajan Optimus Princeps A Life and Times Routledge London 1997 Appianus Histoira Romana The Spanish Wars VIII 38 P A Brunt Italian Manpower 225 B C A D 14 Plinius Epistulae I 19 II 4 III 19 L A Curchin The Local Magistracies of Roman Spain J Lendering Batavian Revolt 22 Mayis 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Mayis 2024 XX 4 Plinius Epistulae III 3 C Dio LII 26 1 2 C Dio LXVIII 7 A Victor Epitome De Caesaribus XIII Historia Augusta Hadrian III 8 A N Sherwin White The Letters of Pliny A History and Social Commentary Oxford University Press Oxford 1966 s 536 546 F A Lepper ve S S Frere Trajan s Column A New Edition of the Cichorius Plates Introduction Commentary and Notes Sutton Gloucester 1988 s 226 228 Plinius Panegyricus XIV 1 3 J Bennett a g e s 24 Plinius Panegyricus XIV Plinius Epistulae VIII 3 2 Polybios Historiae VI 19 2 J H M Strubbe The Imperial Cult at Pessinous Lukas de Blois ed The Impact of Imperial Rome on Religions Ritual and Religious Life in The Roman Empire Brill Leiden Boston 2006 s 110 Historia Augusta Hadrian I 4 R Syme Hadrian and Italica The Journal of Roman Studies C 54 S 1 2 1964 s 142 Historia Augusta Hadrian X 1 T A Dorey Agricola and Domitian Greece amp Rome C 7 S 1 1960 s 66 71 Domitian VIII 3 Dio LXVIII 13 1 Domitian VII 1 3 Plinius Panegyricus XIV 5 E L Wheeler Rome s Dacian Wars Domitian Trajan and Strategy on the Danube Part I The Journal of Military History C 74 S 4 2010 s 1185 1227 A R Birley The Roman Government Of Britain Oxford Unviersity Press Oxford 2005 s 115 Plinius Panegyricus XCV 3 Plinius Panegyricus XLIV 1 J Bennett a g e s 46 Tacitus Annales XV 72 Plinius Epistulae IV 22 C Dio LXVIII 2 3 Plinius Panegyricus VI 3 VIII 1 X 1 Plinius Panegyricus I 5 I 5 3 4 J B Campbell The Emperor and the Roman Army 31 BC AD 235 Routledge London 1996 s 142 Plinius Panegyricus IX 2 Historia Augusta Hadrian II 5 O Aksit Roma Imparatorluk Tarihi I Istanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi Yayinlari Istanbul 1976 s 178 Plinius Panegyricus IX 3 Plinius Panegyricus VI 6 VIII 6 IX 3 Plinius Panegyricus IX 2 a b C Dio LXVIII 5 A R Birley The Oath Not to Put Senators to Death The Classical Review C 12 S 3 1962 s 198 Plinius Panegyricus XXI 5 LXXXIV 6 C Dio LXVIII 5 4 Panegyricus LXVII 8 A Victor XIII 9 Plinius Panegyricus X 1 2 XVIII 1 Epistulae VIII 14 7 X 29 1 Dio Chrysostom Orationes XII 16 20 J Sasel Trajan s Canal at the Iron Gate The Journal of Roman Studies C 63 1973 s 80 81 Plinius Panegyricus XX 1 XXII Martial Epigrams X 6 7 R J Starr Augustus as Pater patriae and Patronage Decrees Zeitschrift fur Papyrologie und Epigraphik S 172 2010 s 296 Tacitus Annales XII 23 24 H Mattingly a g e s 829 Plinius Panegyricus LI C Dio LXVIII 7 2 Suetonius Domitian V P V Hill Buildings and Monuments of Rome PART 1I s 83 H Mattingly a g e s 827 828 ve 853 856 P V Hill Buildings and Monuments of Rome PART 1 s 49 H Mattingly a g e s 863 865 L Richardson A New Topographical Dictionary of Ancient Rome The Johns Hopkins University Press Maryland 1992 s 237 W L MacDonald The Architecture of The Roman Empire s 102 103 C Dio LXIX 4 1 Suetonius Domitian V Plinius Panegyricus XXIX 2 Ostia icin bkz R Meiggs Roman Ostia Clarendon Press Oxford 1973 s 16 62 Suetonius Claudius XX 3 C Dio LX 11 4 R Meiggs a g e s 161 166 J Bennett a g e s 143 a b O Aksit a g e s 192 Plinius Epistulae II 11 Plinius Epistulae VIII 17 Frontinus De Aquaeductu Urbis Romae II 87 ve II 93 L Richardson a g e s 266 J Bennett a g e s 151 L Richardson a g e s 387 397 J Bennett a g e s 152 155 W L MacDonald a g e s 76 93 L Richardson a g e s 252 Iustinianus Digesta Seu Pandectae I 1 4 Cogunluk onlari bir sebepten dolayi faydali buluyordu Ancak vatandaslari ve devleti yok etmeye niyetli gorunuyorlardi Ve hicbir zaman yasalar ve hatta agir cezalar tarafindan yeterince kontrol edilemediler Tacitus Annales IV 30 Suetonius Titus VIII 5 Plinius Panegyricus XXXV 1 5 Historia Augusta Hadrian XI 4 Plinius Epistulae X 97 Plinius Panegyricus XLII 1 4 Tacitus Historiae I 2 6 Plinius Epistulae X 66 Iustinianus XLVIII 19 Plinius Epistulae LXV LXVI Iustinianus XXXVII 12 Plinius Panegyricus XLIII 1 Iustinianus XXIV 1 Cladius tarafindan yururluge giren emekli askerlere evlilik hakki Traianus doneminde genisletilmis ve aile planlamasi icin sendikalar kurulmustur C Dio LX 24 Iustinianus XXIX 1 Gaius Institutiones II 110 Iustinianus II 11 Plinius Epistulae VIII 6 7 Panegyricus XXXVI 3 Plinius Panegyricus XXXVI 1 J Bennett a g e s 133 Plinius Panegyricus XLVII 1 3 ve XLIX 8 Epistulae IX 28 1 M S Benek Genc Plinius un Anadolu Mektuplari Isiginda Traianus Doneminde Bithynia Eyalet Yonetimi Sosyal Ve Beseri Bilimler Arastirmalari Dergisi C 17 S 36 2016 s 86 87 Tacitus De vita Agricolae III 1 R Syme Tacitus I s 86 99 P A Stadter Plutarch and Rome Mark Beck Ed A Companion to Plutarch icinde Blackwell Publishing Limited New Jersey 2013 s 13 31 Plinius Epistulae I 17 ve VIII 12 J Bennett a g e s 139 J Bennett a g e s 89 F A Lepper ve S S Frere a g e s 277 282 C Dio LXVIII 6 1 J Bennett a g e s 90 L Keppie The Making of the Roman Army From Republic to Empire Routledge London 1998 C P Jones Sura and Senecio The Journal of Roman Studies C 60 1970 s 98 104 M B Senocak Anadolu da Roma Lejyonlari ve Askeri Birlikleri Yayinlanmamis Doktora Tezi Konya Selcuk Universitesi 2014 s 15 21 M C Bishop ve J C N Coulston Roman Military Equipment From The Punic Wars to The Fall of Rome Owbow Books Oxford 2006 s 4 5 188 ve 269 E B Birley Hyginus and the First Cohort Notes Britannia C 12 1981 s 287 Tacitus De vita Agricolae XXXV F A Lepper ve S S Frere a g e s 79 80 G A T Davies a g m s 83 C Dio VIII 2 LXVIII 9 2 C Dio LXVIII 8 3 1 Plinius Epistulae X 74 C Dio VIII 3 2 LXVIII 9 4 7 C Dio LXVIII 10 1 H Mattingly a g e s 762 J Bennett a g e s 98 99 C Dio LXVIII 10 2 C Dio VII 1 C Dio LXVIII 10 3 C Dio LXVIII 11 2 E L Wheeler Rome s Dacian Wars Domitian Trajan and Strategy on the Danube Part II The Journal of Military History C 75 S 1 2011 s 210 211 C Dio LXVIII 14 3 Plinius Epistulae VIII 4 2 J Bennett a g e s 104 M Speidel The Captor of Decebalus a New Inscription from Philippi The Journal of Roman Studies C 60 1970 s 142 153 Eutropius VIII 6 2 J Bennett a g e s 104 C Dio XV 1 Plinius Epistulae VIII 4 2 H Mattingly a g e s 769 H Mattingly a g e s 769 C Dio LXVIII 15 1 K Tasdoner Augustus Donemi nde Armenia Roma Parth Hakimiyet Mucadelesi Tarih Arastirmalari Dergisi C 33 S 56 Ankara 2014 s 57 C Dio XL 25 1 28 2 M Brosius The Persians Routledge London 2006 s 94 97 K Farrokh Shadows in the Desert Ancient Persia at War Osprey Publishing Oxford 2007 s 149 151 C Dio LXVIII 7 5 ve 17 1 B H Isaac The Limits of Empire The Roman Army in the East Clarendon Press Oxford 1993 s 22 33 C S Lightfoot Trajan s Parthian War and the Fourth Century Perspective The Journal of Roman Studies C 80 1990 s 117 118 C Dio LXVII 7 3 ve LXVIII 19 2 J Bennett a g e s 196 C R Haines The Correspondence of Marcus Cornelius Fronto with Marcus Aurelius Antoninus Lucius Verus Antoninus Pius and Various Friend C II G P Putnam s Sons New York 1920 s 21 Krallardan biri Traianus a hediye olarak on ayaklarinin uzerine cokerek hurmet gosteren bir at getirmistir C Dio LXVIII 18 2 ve 3 Arrianus Periplus Ponti Euxini cev M Aslan Odin Yayincilik Istanbul 2005 s 23 C Dio LXVIII 18 2 Eutropius VIII 3 Festus Breviarium XX Plinius Epistulae X 63 64 ve 67 J Bennett Plumbatae from Pitsunda Pityus Georgia and some observations on their probable use Journal of Roman Military Equipment Studies C 2 1991 s 61 C Dio LXVIII 23 1 C Dio LXVIII 26 C S Lightfoot a g m s 118 Eutropius VIII 3 2 ve 6 2 C S Lightfoot a g m s 121 124 Historia Augusta Hadrian XII 8 Antoninus Pius IX 7 H Mattingly a g e s 606 C Dio LXVIII 29 J Bennett a g e s 202 C Dio LXVIII 30 32 ve LXXV 9 J Malalas XI 273 XX 274 H Mattingly a g e s 1054 C Dio LXVIII 31 B H Isaac a g e s 152 156 MO 29 ve MS 41 de Iskenderiye de kanli ayaklanmalarin gerceklestigi ciddi olaylar yasanmistir ve gorunuse gore iki toplum arasindaki dini gerilimler bircok yerde patlak vermeye baslamistir Iddialara gore Yahudiler cogunlukta olduklari Iskenderiye ve Kibris ta 240 000 Cyrene de 220 000 Roma vatandasini katletmislerdir Iddia edilen bu katliamlarin asiri derecede abartilmis olmasi muhtemeldir A Fuks Aspects of the Jewish Revolt in A D 115 117 The Journal of Roman Studies C 51 1961 s 115 117 O Aksit a g e s 190 C Dio LXVIII 33 Historia Augusta Hadrian IV VII ve XI 2 C Dio LXVIII 33 1 a b Eutropius VIII 5 C Dio LIII 30 Ayrica Traianus un 114 116 arasinda bastirdigi tahmin edilen esrarengiz HADRIANO TRAIANO CAESARI parasi Hadrianus un daha erken donemlerde evlat edinildigini dusundurmektedir H Mattingly a g e s 124 Asya komutani Hispania Citerior ve Syria Valisi Dacia Valisi ve Iudaea Valisi esrarengiz sekilde olmuslerdi Tacitus Annales I 11 M A Kaya Roma Imparatoru Septimius Severus Doneminde Anadolu Tarih Arastirmalari Dergisi C 25 S 39 2006 s 28 C Dio LXVIII 33 2 Historia Augusta Hadrian V 4 ve XX 10 12 Eutropius VIII 6 2 Historia Augusta Hadrian V 9 ve VI 3 C Dio LXIX 2 3 H Mattingly a g e s 5 ve 49 C Dio LXVIII 33 1 Tacitus Historiae I 2 Notlar Gens kan bagi ile ortak bir atadan gelme ve yasal olarak tanimlanmis bir Roma toplumu birimidir The Oxford Classical Dictionary 4th ed Oxford University Press 2012 Caracalla nin hukumdarligina kadar sadece vatandaslik haklari bulunanlar cocuklarina connubium vatandaslik statusu olan ile vatandas olmayanin yasal yollarla evliligi ile bir Romaya da Latin vatandasligi talep edebilirdi Italica ya yeni yerlesmis olan emekli askerler icin uygun gelinleri saglayan nufuzlu aileler muhtemelen cok azdi Ailelerin birlesiminden dogan melezler ise ebeveynlerinin medeni statusunde bir hakka sahip degillerdi Traianus zamaninda birkac patres familiae ogullarina tum mufredat dallarinda sahsi olarak egitim vermesi icin bir erdem ornegi olan Cato nun pesine dusmustur Lakin soylular kendi ozel egitimli kolelerini kullaniyordu Guc olarak daha azinlikta olan aileler evde ogretim icin ogretmenler kiralamis ya da cocuklarini ludus a gondermislerdi Plutarkhos Bioi Paralleloi The Life of Cato the Elder Bu egitim hem imtiyazli hem de ozeldi MS 1 yuzyila kadar cogu ogretmen Livius Andronicus tarafindan benimsenen kurallari takip etti Yunan ve Latin klasiklerini saglam bir sekilde ogretmek medeni bir insan yetistirmek icin o donemde gerekli goruluyordu Ancak Roma toplumu kendi icinde daha politik hale gelmis ve bu nedenle ogretim sistemi hatiplik sanatinda giderek artan talebi karsilamak gayesi dogrultusunda uyum saglamisti J Bennett a g e s 20 21 e gore cocugun orgun egitimindeki ilk asamasi yedi yasindayken okuma ve yazma ogelerini ogretmekle sorumlu olan genellikle Grek kokenli paedagogus un rehberligi altina alindiginda baslamaliydi Iyi yetistirilmis her Romali nin Grekce ve Latince yi ogrenmesi bekleniyordu Grekce ogretimi on plandaydi cunku cocugun evde Latince yi ogrenmesi beklendiginden vurgu daha cok Grekce yeydi On ve on iki yaslarinda kisinin iyi bir sekilde ilerlemesini saglamak icin bir grammaticus altinda atletizm muzik ve geometrinin yani sira degerlendirme yorumlama ve cozumleme uzerine vurgu yapilarak temelde kapsamli bir egitim veriliyordu Grammaticus altinda kabul edilebilir bir ilerleme kaydedildiginde cocuk son resmi ogretmeni olan rhetor dan hitabet sanatini ogrenir ve mezun olurdu Egitimini tamamlayan gencler Roma Forum unda duzenlenen gelenege gore erkekligi ifade eden beyaztoga virilis ler giyerek halkin karsisina cikarilirdi Bu gelenek erkeklige adim atan gencleri bir nevi halka tanitma seramonisiydi Bundan sonra gencler Augustus un Romanitas ve temel askeri yetenek ve kavramlari ogretmek icin kurdugu bir genclik orgutu olan a kaydolur ve kamu hizmetine girmeye hazirlanirdi Institutio Oratoria I 1 15 amp 12 14 Ote yandan kaynaklarda Traianus un deneyimli bir hukukcu olma yolunda ilerledigi ya da sivil bir kariyere devam etmeyi amacladigi yonunde bir isaret yoktur ve cok az decemviri yuksek askeri rutbeye eristiginden bu gorevde ilerlemesi pek olasi gorunmemektedir Babasinin sosyal statusu ve oglunun kariyerinde izledigi yol goz onune alindiginda Traianus un ve ardindan olmasi daha makul bir secim gibi gozukmektedir J Bennett a g e s 22 Vespasianus Ren Nehri karsisinda Agri Decumantes olarak bilinen bolgeyi ele gecirmek icin birlikleri sevk etmistir Domitianus bu birlikleri yeniden duzenleyerek Chatti lere karsi bir sefer baslatmistir Domitianus Chatti Savasi na MS 83 yilinda Ren karsisina yapilan surpriz bir saldiriyla baslamis ve 84 Eylul e gelindiginde Chattileri maglup etmeyi basarmistir Sonrasinda ise Germanicus unvanini almistir Pater Patriae unvanini kabul etme konusundaki isteksizligi muhtemelen senatonun gecmiste ozellikle seckin eylemlerinden dolayi bir vatandasa verebilecegi nihai odul olmasindan ve Augustan in saygin unvanindan kaynaklanmaktadir Ilk olarak bu unvani Cicero almistir Caesar da MO 45 te Cumhuriyet e yaptigi hizmetler icin benzer sekilde onurlandirilmistir MO 2 de Augustus a verildiginde hala onur unvanidir ancak o zamandan sonra kademeli olarak emperyal unvanin duzenli bir parcasi haline gelmistir Nerva da tahta ciktigi ilk gun bu unvani kullanmistir Plinius Panegyricus LVII 5 LXXXIV 6 amp 10 Tuna Nehri nde bulunan Demir Kapilar gunumuzde Romanya ve Sirbistan i birbirinden ayiran dort dargecit ve uc genis havzadan olusmaktadir G E Farquhar Chilver Dacia Encyclopaedia Britannica 2019 Plinius Caecilius Macrinus a yazdigi bir mektupta durumu su sekilde aciklamistir Tiber yine yatagini asti ve alt bolgeleri bir miktar derinlige kadar su basti oyle ki imparatorun her zamanki ongorusuyle actigi kanal tarafindan bosaltilirken bile vadileri su basmis ve tarlalari su altinda birakmistir Zemin seviyesinde bile sudan baska gorulecek bir sey yoktur R Meiggs a g e s 172 Roma Imparatorluk yapisinda familia kelimesi aileden cok koleler servi cariyeler ancillae cocuklar ve esten domina olusan tum ev ahalisini belirtir Bu yuzden paterfamilias kucuk capta bir tebaaya sahip olan bir despot olarak gorulebilir Kendisine inanilmaz haklar verilmisti ki bunlardan en onemlilerinden biri olan ius vitae necisque yasam ve olum hakki ev ahalisi icinde dogan cocuklarin yasamalarina izin verilip verilmeyecegine dahi karar verme yetkisini beraberinde getirmistir Paterfamilias aile hakkinda devlete karsi sorumluydu kolelerinin isledigi bir suc sonucu kendisi de cezalandirilirdi Cumhuriyetin kendisini Imparatorluga birakmasiyla tum devlet sistemi gibi devletin en kucuk parcasi olan familia sistemi de degistirilmistir Manus el kelimesinden turemis olan emancipatio babanin erkegin elinden cikma paterfamilias in sonunu hazirlamis kadinlara ve ailenin cocuklarina da mulk sahibi olma hakki vermistir Digest of Justinian Volume 1 cev Alan Watson University of Pennsylvania Press Philadelphia 1985 s xxv Nerva tarafindan kurulan Praetor Fiscalis Roma hukukunda devlet hazinesinin cikarlarini koruyan ve hukumetle ozel bireyler arasindaki anlasmazliklari cozen bir yargi yetkisine sahip olan bir yetkili makamidir Encyclopaedia Britannica 1879 Praetor Fiscalis In The Encyclopaedia Britannica A Dictionary of Arts Sciences and General Literature Vol 18 p 647 Edinburgh Adam and Charles Black C Dio soz konusu paralarin fiscustan ya da bolgeden gelip gelmedigini tespit edememis insanlar ve hukumdarin birbirlerinin fonlarini serbestce kullandiklarini belirtmistir C Dio LIII 22 Bir hesaptan digerine para transferlerinin surekli oldugunu soyleyen Tacitus ikisi arasinda gercek bir fark olup olmadigini bilemedigini soyluyordu Tacitus Annales VI 2 1 Ancak Seneca nin soyledigi gibi fiscus tek basina sahsi zenginlik ve mulk anlamina geliyor olsa da anayasal konumu sebebiyle dogrudan devletin kontrolu altindaydi Seneca De Beneficiis VII 6 3 VII 17 3 Tacitus kayinbabasi Iulius Agricola nin yasamini ele aldigi eserinde senator ozgurlugu ile yonetici ve otorite arasindaki kritik dengede Traianus yonetiminin zar zor gizlenmis mutlakiyetciligine yonelik birkac imali yazilar icermesine ragmen Tacitus un Traianus yonetiminden hosnutsuzlugu bulunmamaktadir Tacitus Historiae I 1 R E Martin Tacitus University of California Press Los Angeles 1981 s 29 38 Caesar in tum Galia icin on Augustus un Germania icin alti Cladius un Britanya icin dort lejyon kullandigi dikkate alindiginda Traianus un ordusunun buyuklugu daha iyi anlasilir On siralara senatorler ve yabanci elciler arkalarina atli siniftakiler ve kalan katlar en ust sira haric bu katlar kadinlara ayrilmisti pleblere ayrilmisti MO 54 te Buyuk Iskender i taklit etmek isteyen yasli ve megaloman consul M Crassus bir orduyu Mezopotamya ya getirmis ve ertesi yil Armenia kralinin yakinligi ve askeri destegiyle Seleucia ve Ctesiphon a dogru ilerlemistir Carrhae Harran Turkiye yakinlarinda Parth suvari tugaylariyla karsi karsiya kalmistir Savasin sonucu Roma icin gorulmemis bir felaket olmustur Crassus un 35 bin kisilik ordusu uc gun icinde cogunlukla atli okculardan olusan Parth suvarileri tarafindan yok edilmistir Bu olay triumvirligin cokusunu hizlandirmis ve Roma kuvvetleri Firat in gerisine cekilmek durumunda kalmistir Caesar in zamansiz olumu Roma in Carrhae deki faciayi duzeltme cabalarini ortadan kaldirmis ve Parthlar Roma daki karisikliktan faydalanmaya karar vermistir MO 40 civarinda ilk defa Roma topraklarina saldirmis ve MO 38 de Anadolu da neredeyse rakipsiz olan suvari birligini kurmuslardir Marcus Antonius ise bu olayi Parthia yi istila etmek icin bahane olarak kullanmistir IV Phraates hukumdarligindaki Parthlar tedarik hatlarini yok ederek onu gunumuzdeki Azerbaycan in daglik bolgesinde geri cekilmeye zorlamis ve Marcus Antonius un kesif yolculugu MO 35 te basarisizlikla sonuclanmistir MO 34 te Roma Armenia yi isgal ederek bu asagilanmanin intikamini almak icin harekete gecmis ancak birkac yil boyunca hem Roma hem de Parthia dis iliskilerden daha oncelikli olan ic problemlerle mucadele etmek zorunda kalmislardir Tacitus Annales XII 43 Augustus her iki devlet icin tatmin edici diplomatik bir cozum onererek olaylari MO 20 yilinda sona erdirmistir Augustus Roma nin Armenia meselelerine mudahalesini devam ettirerek bolgenin her iki devlet tarafindan da ele gecirilemeyecegini Parthlar in taht adayinin Roma nin onayina tabi olmasini ve kucuk bir krallik olarak kalacagini kabul ettirmistir Bu durum her iki devlet icin adil bir cozum gibi gorunuyordu C Dio bu olayi su sekilde aktarmaktadir Otokrator bu kis Antakya da dinlenirken korkunc bir deprem oldu Bircok sehir bundan zarar gordu ancak Antakya en talihsiz olaniydi Traianus kisi orada gecirirken sayisiz asker vardi ve imparatorlugun her kosesinden bircok sivil dava elcilik is ve sadece meraktan oraya akin etmisti Boylece felaket tek bir ulus ya da topluma sinifina dokunmamis butun Roma dunyasini felakete ugratmisti Zemin yukseldi ve binalar havadan dustu Bazilari havadayken coktu ve kirilan parcalari etrafa sacildi Digerleri sanki deniz kabarcigi gibi patlayip etrafa sacildi ve tersine dondu ve enkaz buyuk olcude kirsal alanlara yayildi Insanlara gelince bircogu yaralandi evlerinin disindakiler bile kapildi ve siddetle firlatildi ve sonra sanki bir ucurumdan duser gibi yere dustu Bazilari sakatlandi bazilari oldu Agaclar ve kokler bile havaya firlatildi Evlerinde mahsur kalan ve olenlerin sayisi tespit edilemedi dusen molozlarin gucu yuzunden cok sayida kisi oldu digerleri harabelerde boguldu Daha da kotusu uzun sure tas veya kereste altinda kalanlar aci cekerek olduler Yine de bu kadar talihsiz bir durumdan beklendigi gibi kapana kisilmis olanlarin bircogu kurtarildi fakat hepsi yaraliydi Bircogunun kolu veya bacagi kopmustu bazilarinin basi kirilmisti Traianus mucizevi bir sekilde kaldigi odadaki bir pencereden kacti Insandan daha buyuk olan bazi varliklar gelip onu oradan cikardi boylece sadece hafif yaralanmalara maruz kaldi Ve birkac gun boyunca devam eden soklar yuzunden hipodromdaki kapilardan disari cikti O zamanlar Antakya ya saldiran felaketler buyuktu Kasios Dagi bile o kadar sarsildi ki zirveleri one dogru egildi parcalandi ve sehre dustu Diger tepeler kuculdu ve kuruyan bircok akintinin yerine yenileri ortaya cikti C Dio LXVIII 24 25 TrajanNervan Antoninler HanedaniDogumu 18 Eylul 53 Olumu 9 Agustos 117Resmi unvanlarOnce gelen Nerva Roma Imparatoru 98 117 Sonra gelen Hadrianus