Atatürk İlkeleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün yürürlüğe koyduğu, döneminin pragmatik politikalarını belirlemiş altı ilkedir. "Altı Ok" denilen altı ilkeye ilk olarak 1931'de "Kemalizm" adı verildi ve Atatürk'ün Dil Devrimi sürecinde, 1935'te Arapça Kemal adını 1937'ye dek kullanacağı Eski Türkçe (Kamâl) adıyla değiştirmesini takiben 13 Mayıs 1935'te "Kamâlizm" adıyla ülkenin kurucu ve tek partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin program ilkeleri olarak benimsendi. Daha sonra, 1937'de çıkarılan bir kanunla 1924 Anayasası'na eklenen ilkeler, anayasal olarak Türkiye'nin ulusal ideolojisi hâline geldi.
Ahmet Taner Kışlalı'ya göre bu ilkelerden laiklik, milliyetçilik ve cumhuriyetçilik, Fransız Devrimi'nin etkisinde, diğer üç ilke olan halkçılık, devrimcilik ve devletçilik ise Sovyet Devrimi'nin etkisinde oluşmuştur.
Temel ilkeler
Cumhuriyetçilik
Vikisöz'de Mustafa Kemal Atatürk/Cumhuriyetçilik ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. |
Cumhuriyet; egemenliğin halkta olduğu devlet yönetimi demektir. Cumhuriyet, demokrasinin bir uygulama şekli olup halkın kendi kendini yöneterek yönetimde söz sahibi olduğu rejim demektir. Cumhuriyetçilik ise devlet yönetiminde cumhuriyetin bulunması demektir. Arapçada halk demek olan "cumhur" kelimesinden gelir. Bu bakımdan, halk ve yönetim kelimelerinin bir araya geldiği "demos" ve "kratos", yani demokrasi sözcüğünün eş anlamlısı kabul edilebilir. Atatürk, demokrasi ve cumhuriyetin birbirinden ayrı olmadığını “Demokrasinin tam ve en belirgin şekli cumhuriyettir” sözüyle ifade etmiştir.
Cumhuriyet yönetimi 1923 yılından itibaren anayasaya eklenmiştir ve anayasanın birinci maddesidir. Anayasanın ikinci maddesinde de cumhuriyetin nitelikleri belirtilmiştir. Buna göre Türkiye, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.
Atatürk, liberal demokrat bir cumhuriyet rejimini benimsemiştir ve kurmak istediği rejim hakkında şunları söylemiştir: “Biz öyle bir rejim, öyle bir düzen istiyoruz ki; ileride padişah yanlıları da parti kursunlar”. Aynı zamanda Atatürk, cumhuriyeti Türk gençliğine emanet etmiş ve cumhuriyet için “Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare” ifadesini kullanmıştır.
Kavramın gelişimi
Ali Suavi, Namık Kemal ve başka Genç Osmanlılar özellikle Amerikan ve Fransız devrimlerinin de etkisiyle sultanın otoritesini kısıtlayacak bir rejim talep ediyorlardı. Özellikle Sultan II. Abdülhamit döneminde Fransız filozofların görüşleri Jön Türkler arasında geniş ölçüde yayıldı. Atatürk de bu oluşumun bir parçasıydı. Bununla birlikte, Atatürk'e kadar reform düşüncesi meşrutiyet fikrinin ötesine geçmemişti.
Cumhuriyet düşüncesinin gelişme fırsatı bulması özellikle I. Dünya Savaşı'nı izleyen dönemde mümkün oldu. Savaştan sonra Rusya, Almanya ve Avusturya gibi imparatorluklar yerlerini cumhuriyet rejimlerine bıraktı. 1918'de Azerbaycan ilk Müslüman cumhuriyet olarak kuruldu. Rusya'daki diğer Müslüman halklar da kendilerini cumhuriyet olarak ilan etti. Cumhuriyet fikri böylece bütün Orta Doğu ve Kuzey Afrika'ya yayıldı.
Atatürk'ün cumhuriyet kurma projesini ne zaman planlamaya başladığı tam olarak bilinmemektedir. Buna karşın, daha 1919'daki milliyetçi toplantıların raporlarına bakarak bağımsızlık mücadelesinin başından itibaren Atatürk'ün cumhuriyetçi fikirlerinden etkilenmiş olduğu söylenebilir. Ancak sultanlığa ve halifeliğe bağlılığın kuvvetli olması nedeniyle Atatürk ve onun gibi düşünenler fikirlerini gerçekleştirmek için beklemek zorunda kaldılar. Cumhuriyet, saltanatın kaldırılmasından neredeyse bir yıl sonra ilan edilmiştir.
Milliyetçilik
Atatürk'e göre millet, geçmişte bir arada yaşamış, bir arada yaşayan, gelecekte de bir arada yaşama inancında ve kararında olan, aynı vatana sahip, aralarında dil, kültür ve siyasi birlik olan insanlar topluluğudur. Atatürk'ün tanımladığı milliyetçilik; din ve ırk ayrımı gözetmeksizin, ulus tanımını vatandaşlık ve üst kimlik değerlerine dayandıran sivil milliyetçi bir vatanperverlik anlayışıdır.
Afet İnan'ın Medeni Bilgiler isimli kitabında Atatürk kendi millet tanımını açıklamış bu tanımın içine ırk, etnik köken ve din gibi hususları katmamıştır.
Atatürk, milleti “Türkiye halkı, ırken veya dinen veya harsen birleşik ve yekdiğerine karşı hürmet ve fedakârlık hisleriyle dolu ve mukadderat ve menfaatleri ortak olan bir toplumsal hey’ettir” diyerek tarif etmektedir. Ayrıca Atatürk, Ziya Gökalp gibi Türkçülerin hars-medeniyet ayrımına katılmamış ve "medeniyet, harstan başka bir şey değildir" yorumunu yapmıştır.
Atatürk milliyetçiliğini yansıtan 1982 Anayasası'nın 66. maddesinde "Türk Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür." denmektedir. Atatürk, Vatandaş İçin Medenî Bilgiler kitabında millet tanımını "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir." şeklinde yapmıştır.
Halkçılık
Halkçılık ilkesi, her şeyden önce “Halkın halk tarafından halk için idaresi” anlamına gelen ilerici, batılı gerçek bir demokrasinin gerçekleşip yerleşmesi amacına yönelmiştir. Aynı zamanda ulusal egemenliği ön planda tutar. Devlet, vatandaşın refah ve mutluluğunu amaçlar. Vatandaşlar arasında iş bölümü ve dayanışmayı öngörür. Ulusun devlet hizmetlerinden eşit bir şekilde yararlanmasını sağlar. Atatürk’ün halkçılık ilkesinden anlaşılan; toplumda hiçbir kimseye, zümreye ya da herhangi bir sınıfa ayrıcalık tanınmamasıdır. Herkes kanun önünde eşittir. Halkçılık ilkesine göre; hiçbir kimse başkalarına karşı dinsel, dilsel, ırksal veya mezhepsel açıdan üstünlük sağlayamaz.
Halkçılık, Mustafa Kemal tarafından kurulan Cumhuriyet Halk Partisi'nin programında şu şekilde tanımlanmıştır: "Bizim için insanlar yasa önünde tamamen eşit muamele görmek zorundadır. Sınıf, aile, fert arasında bir ayrım yapılamaz. Biz, Türkiye halkını çeşitli sınıflardan oluşan bir bütün olarak değil, sosyal yaşamın gereksinimlerine göre çeşitli mesleklere sahip olan bir toplum olarak görmekteyiz." Fakat kolektivizm ile karıştırılmamalıdır, Atatürk'ün burada bahsettiği "halkçılık", sol ülkelerin kullandığı toplumcu bir ideoloji değildir ve bireycilik ile ters değildir. Atatürk'ün halkçılığı, 1935 CHP programında ve Atatürk'ün Medeni Bilgiler kitabında bahsedildiği üzere sınıfların ortak dayanışması üzerine kurulu solidarizmi ve toplumsal ayrımcılığın (din, dil, ırk vb.) bitirildiği egaliteryenizmi savunur.
Kadın-erkek eşitliği konusunda gerekli önlemlerin alınmış olması; öğretim birliğinin gerçekleştirilmiş olması; her yurttaşın öğrenebileceği yeni bir Türk alfabesinin hazırlanması ve her yurttaşın devlet organları önünde eşit muamele görmesi konusunda alınan önlemler halkçılık ilkesini destekler niteliktedir.
Ahmet Taner Kışlalı'ya göre Kemalist halkçılık, toplumun en yoksul ve en eğitimsiz kesimini güçlendirmek, toplumsal dayanışmayı sağlamak istiyordu.
Tarihçe
Sultan Abdülaziz döneminde başta Ali Suavi olmak üzere kimi Osmanlı aydınları Rusya'daki Narodnik hareketinden etkilenerek halkın sorunlarıyla ilgilenmeye başladılar. 19. yüzyılın sonlarında başta Mehmet Emin Yurdakul olmak üzere birçok edebiyatçı halkçılıktan etkilenmişti. 1908 Devrimi'nden sonra halk sözcüğü geniş bir kullanım alanı buldu. Halkçılık, uzun bir süre iyiliksever aydınların kitlelerin yararına harekete geçmesi olarak düşünülmüştü.
Bu anlayış I. Dünya Savaşı sonrasında değişmeye başladı. Ziya Gökalp 1918'de Sovyet Devrimi'nden kısa bir süre sonra, Durkheim'in etkisiyle sınıf çatışmasının kötü olduğu sonucuna varıyor, karşı çıkıyor ve buna karşı halkçılığı savunuyordu. Gökalp halkçılığı şöyle tanımlıyordu:
"Eğer bir toplum birkaç katman veya sınıftan oluşuyorsa, o zaman eşitlikçi bir toplum değildir. Halkçılığın amacı katman veya sınıf farklılıklarını bastırmak ve bunların yerine, birbirleriyle dayanışma içinde olan meslek gruplarından bir sosyal yapı oluşturmaktır. Başka bir deyişle, halkçılığı şöyle özetleyebiliriz: sosyal sınıflar yoktur, meslekler vardır!"
Bu yaklaşım büyük oranda solidarizme işaret ediyordu.
Yusuf Akçura da kendi görüşlerindeki 2 esas fikri şöyle açıklamıştı:
"İki esâsi (esaslı) fikir vardır ki onların doğruluğuna tâ gençliğimden beri, kâni ve mümin (ikna olmuş ve inanmış) idim; ve elimden geldiği kadar da o iki fikrin hizmetçisi olmaya çalıştım. Bu iki fikirden birisi milliyetçilik (nasyonalizm), diğeri halkçılık (demokratizm)’dır."
Bu anlayış Türk Kurtuluş Savaşı boyunca milliyetçileri, özellikle de Kemalistleri büyük oranda etkiledi. Her ne kadar Gökalp'in önerdiği korporasyonlar gerçekleştirilmediyse de, halkçılık ilkesi, sınıf dayanışması fikriyle Kemalist liderler tarafından kabul edildi. Başta Atatürk olmak üzere Kemalist liderler Türkiye'de henüz sınıfların gelişmemiş olduğunu vurguladılar. Dayanışma fikrini de olası bir komünist devrimle ve sınıf çatışması düşüncesiyle mücadele edebilmek üzere benimsediler. Ayrıca bunu tek parti sisteminin gerekçesi olarak gördüler.
Laiklik
Vikisöz'de Mustafa Kemal Atatürk/Laiklik ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. |
Laiklik, devletin vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde inançlara göre ayrım yapmaması ve ayrıca, herhangi bir inancın, özellikle de bir toplumda egemen olan inancın, aynı toplumda azınlıkların benimsediği inançlara baskı yapmasını önlemesi demektir. Diğer bir tanımlamayla da devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensiptir ki devlet düzeninin, eğitim kurumlarının ve hukuk kurallarının dine değil, akla ve bilime dayandırılmasını amaçlar. Ayrıca, din işlerini kişinin vicdanına bırakarak bireyin din özgürlüğünü koruyabilmesini sağlar.
Laikliğe göre, insan yaşamında ibadetin dışında her türlü tasarruf, dine (kutsal kitaba) göre değil, anayasaya, yasalara ve kurallara göre yapılır. Din, kişinin özel yaşamının bir parçasıdır. Laiklik ise din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.
Mustafa Kemal 1924 yılında yaptığı bir konuşmada "Dünyada her şey için; medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir." demiştir.
Laiklik, devletçilik dışındaki diğer ilkelerin hepsinin de ön koşulları içinde yer alır: Demokrasinin ön koşuludur; çünkü laiklik olmadan gerçek bir düşünce özgürlüğü de olamaz. Devrimciliğin ön koşuludur; çünkü laikliği kabul etmemiş bir toplumda, bilimin ve çağın gereklerinin gerisinde kalmış kurumları değiştirmenin tartışması bile genellikle yapılamaz. Halkçılığın ön koşuludur; çünkü bir din devletinde halkın istekleri değil, dinsel "seçkin"lerin düşünceleri önemlidir. Atatürk, laiklik anlayışını, kendi el yazısı ile kaleme aldığı "Medeni Bilgiler" kitabında, sadece din ve devlet işlerinin değil, dinin de siyasetten ayrılması ve yasaların dine göre değil, toplumun gereksinmelerine göre yapılması ilkelerine bağlamaktadır.
Türkiye'de laikleşme aşamaları şunlardır:
- Saltanatın kaldırılması (1922)
- Halifeliğin kaldırılması (1924)
- Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu'nun (Öğretim Birliği Yasası) çıkarılması (1924)
- Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması (1925)
- Medenî Kanun'un kabulü (1926)
- “Devletin dini İslam’dır.” ibaresinin anayasadan çıkarılması (1928)
- Atatürk İlkeleri'nin anayasaya girmesi (1937)
Devletçilik
Vikisöz'de Devletçilik (Atatürk İlkesi) ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. |
Atatürk’ün devletçilik ilkesi, Türk toplumunu çağdaş ve modern bir düzene ulaştırabilmek için gerekli olan ekonominin güçlendirilmesi ve millî bir burjuva sınıfının oluşturulmasıdır. Devletçilik ilkesi, Atatürk'ün adlandırdığı üzere "ılımlı devletçilik"tir. Ilımlı devletçiliğe göre Kemalist ekonomi serbest piyasa ve birey esaslı olmasına rağmen, serbest piyasanın giremeyeceği veya girmek istemediği yerlere devlet el atabilmektedir fakat devlet hiçbir zaman bireyin önüne geçmemelidir, bu sebeple sosyal liberal ekonomiye benzer yapıdadır. Atatürk, Kemalizm'in Devletçilik ilkesini "sosyalizm ilkesine dayanan kolektivizm ve komünizm"den farklıdır diyerek sosyalist devletçilikten ayırmıştır ve kendi ekonomi anlayışını şu sözlerle açıklamıştır:
"Devlet bireyin yerini alamaz, fakat, bireyin gelişme ve kalkınması için genel koşulları göz önünde bulundurmalıdır. Devlet eliyle yapılacak işler, bireyin büyük kar getirmediğinden dolayı yapmayacağı işler veya milli çıkarlar için gerekli olan ekonomik işleri kapsar. Özgürlüklerin ve yurt bağımsızlığının sağlanması ve korunması ile iç işlerinin düzenlenmesi nasıl devletin görevi ise, devlet vatandaşların öğretimi, eğitimi, sağlığıyla ilgilenmek zorundadır. Devlet, memleketin asayiş ve savunması için yollarla, demir yolları ile, telgrafla, telefonla, memleketin hayvanlarıyla, her türlü taşıtlarıyla, milletin genel servetiyle yakından ilgilidir. Memleket yönetiminde ve savunmasında, bu saydıklarımız, toptan, tüfekten, her türlü silahtan daha önemlidir. (...) Özel çıkarlar çoğunlukla, genel çıkarlarla tezat halinde bulunur. Bir de, özel çıkarlar, en nihayet rekabete dayanır. Oysa, yalnız bununla ekonomik düzen kurulamaz. Bu kanıda olanlar kendilerini, bir serap karşısında, aldatılmaya terk edenlerdir. (...) Bir de, ferdin kişisel çalışmaları, ekonomik kalkınmanın esas kaynağı olarak kalmalıdır. Ferdin gelişimine mani olmamak bilhassa iktisadi sahadaki özgürlük ve teşebbüsler önünde devletin kendi faaliyeti ile bir engel yaratmaması demokrasi prensibinin önemli esasıdır."
Devletin sosyal adaleti sosyal yardımlarla yerine getirmesini savunan Atatürk, sosyal devlet modelini benimsediğinden şöyle bahsetmektedir:
"Demokrasi, vatandaşa hayatını gerçekleştirmek ve her türlü bireysel ve sosyal görevlerinin yerine getirilmesi hürriyetini ve imkânını bırakır. Ancak, diğer taraftan, hastalar, zayıflar, sakatlar gibi hürriyetlerinden tamamen yararlanamayan bazı vatandaşlara da bir hayat sağlamak zorundadır. Bu gibi görevleri, sosyal yardım kurumu görür. (...) Devlet tarafından hastaneler açılması ve bunlara, yerel yönetimin kararıyla bazılarının parasız olarak kabulü sosyal yardım kurumunun gördüğü hizmetlerdendir. Bundan başka, memur ve hizmetlilerin işçi ve köylülerin emekli sandıkları ve kaza ve ölüm halleri için sigorta kasaları gibi sosyal bakımdan kurumlan da vardır. Birçok devletlerde, yaşlılık, işsizlik ve ölüm gibi durumlara karşı, herkes için “sosyal sigorta” uygulanmaktadır."
Üstelik Atatürk, 1 Kasım 1937'deki meclis açılış konuşmasında şunu da eklemiştir:
"Kesin zorunluluk olmadıkça piyasalara karışılmaz; bununla birlikte hiçbir piyasa da başı boş değildir."
İçeriği ve gelişmesi
Atatürk, Devletçilik ilkesini, Halkçılık ilkesi ile bağlantılı olarak değerlendirmektedir. Yoksul, yüzyıllardır ihmal edilmiş olan halkın kalkınması ve çağdaş yaşam düzeyine ulaşması için 1923-1930 yılları arasında, kalkınma için gerekli yatırımları yapması özel girişimcilerden beklendi. Ama bu işlevi yerine getirmeye özel kişilerin yeterli parası, yeterli deneyimleri ve yeterli teknolojik birikimi yoktu. Atatürk ülkeyi kalkındırmak, halkı çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak için "Devletçilik" ilkesini benimsedi. Böylece hem üretim artırılacak, sanayi gerçekleştirilecek ve ülke içindeki serbest piyasa toparlanana kadar devlet ekonomiye müdahale edecekti.
Atatürk tüm bu ulusal ekonomiyi inşa etme döneminde yabancı sermayeye hiç de düşmancıl yaklaşmamış, aksine "ülkesi üzerinde emelleri olmayan bütün sermayedarlarla ve ülkelerle" işbirliği yapıldığını ve yapılacağını söylemiştir.
Bu ilke Atatürk'ün ulusal ekonomiyi, sağlam temeller üzerine oturtma amacına yönelik olarak "İktisaden zayıf bir ulus, fakirlik ve sefaletten kurtulamaz. Toplumsal ve siyasi felaketten yakasını kurtaramaz." felsefesine dayalı şekilde yerini almıştır. Atatürk bu ilkenin amacını "Özetle, bizim izlediğimiz devletçilik, bireysel emek ve çalışmayı esas tutmakla birlikte, mümkün olduğu kadar az zaman içinde milleti zenginliğe ve ülkeyi bayındırlığa ulaştırmak için milletin genel ve yüksek menfaatlerinin gerektirdiği işlerde özellikle ekonomik alanda devleti bizzat ilgili tutmaktır." diyerek açıklamaktadır.
Devrimcilik (İnkılapçılık)
Devrimcilik (inkılapçılık), Türk ulusunun çağdaşlaşması yolunda yapılan Atatürk Devrimleri'nin benimsenmesi, geliştirilmesi ve her türlü tehlikelere karşı korunmasıdır.
Bu ilke, seçkinciliği açıkça yadsıyan, halkla bütünleşmeye ve dolayısıyla demokratik yöntemlere büyük önem veren Türk milliyetçisi bir devrimcilik anlayışıdır. Kemalist Devrimcilik anlayışının iki yanı bulunur. Birinci yanı, eski düzenin geçerliliğini yitirmiş kurumlarını yıkıp, yerlerine çağın gereksinimlerini karşılayacak kurumları koymakla ilgilidir. Ama Kemalizm, bununla yetinmemekte, devrimciliği aynı zamanda sürekli olarak yeniliklere, değişimlere açıklık biçiminde anlatmakta ve kalıplaşmaya karşı çıkmaktadır.
Atatürk, yaptığı devrimin ülkeye kazandırdıklarının korunmasını devrimcilik ilkesinin bir gereği sayıyordu. Ama onun açısından sorun o noktada bitmiyordu. Koşulların değişeceğinin, değişen koşulların yeni kurumları, yeni atılımları gerektireceğinin bilincindeydi. Bu nedenledir ki, Atatürkçülüğün kalıplaşmasına, bir anlamda devrimin dondurulmasına karşıydı. Koşullara koşut olarak sadece kurumların değil, düşüncelerin de değişmesinin gerekliliğini biliyordu. İşte bu nedenledir ki, Kemalizm'in Devrimcilik ilkesi, aynı zamanda bir "Sürekli Devrimcilik" anlayışını da yansıtmaktadır. En ilerici kurumlar bile, koşullar içinde eskir. En ileri bir devrimin bekçiliği ile yetinenler, günün birinde değişen koşulların gerisinde kalmaktan, tutuculaşmaktan kurtulamazlar. Kemalizm'in sürekli devrimcilik anlayışının temel sebebi budur.
Bütünleyici ilkeler
Ulusal bağımsızlık
Vikisöz'de Atatürkçülük#Ulusal bağımsızlık ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. |
"Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Atatürk, modern Türkiye'nin kuruluşunda bu düşüncesinden güç almıştır. Bağımsız olmak, başkaca güçlerin güdümüne girmemek, diğer devletlerle birlikte oluşan topluluklarda Türkiye'nin millî çıkarlarının gerektirdiği biçimde davranabilmektir. Atatürk için tam bağımsızlık "siyasi, malî, iktisadî, adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta" gerçekleşmelidir. Bunun için birçok devrim gerçekleştirmiştir. Bu doğrultuda Atatürk, başlattığı Türk Kurtuluş Savaşı'nın parolasını ise "Ya istiklâl ya ölüm!" olarak belirlemiştir.
Ulusal egemenlik
Ulusal egemenlik; devleti kurup yöneten en üstün güç olan egemenliğin kişilere veya belli zümrelere değil, doğrudan doğruya millete ait olmasıdır.
Atatürk, TBMM'nin toplanmaya başladığı ilk günden başlayarak sırası geldikçe bütün gücün millette olduğunu belirtmiştir. Ona göre, Millet her türlü isteğini yerine getirme gücüne sahiptir. Millet girişimlerinin önüne geçebilecek hiçbir kuvvet yoktur.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığı gün olan 23 Nisan Türkiye'de her yıl Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaktadır.
Ulusal birlik
Ulusal birlik ve beraberlik ilkesi, Atatürk milliyetçiliğinin zorunlu bir sonucudur. Bu görüş ve anlayışa göre, millet ülkesiyle birlikte bölünmez bir bütündür.
Atatürk, Türk milleti bir bütün haline gelmeden Türk Kurtuluş Savaşı'nı başlatmamıştı. Ancak bölücü, zedeleyici akımları ve ayaklanmaları bastırdıktan sonra başarı yolları kendisine açılmıştır. Atatürk konuşmalarında, sırası geldikçe, hem zaferin hem de devrimlerin ulusal birlikle gerçekleştiğini belirtmiştir. O, hiçbir zaman vatanı milletten ayrı düşünmemiştir.
Atatürk, bu görüşünü "Biz esasen milli mevcudiyetin temelini milli şuurda ve milli birlikte görmekteyiz." sözüyle ifade etmiştir.
Ulusal birlik ilkesi doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 3. maddesi "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir." şeklinde düzenlenmiştir.
Çağdaşlık
Çağdaşlık, siyasal bilimler açısından sanayileşmeye eşlik eden siyasal ve toplumsal değişiklikler olarak tanımlanır.
Atatürk, uygarlığı bir milletin devlet hayatında, fikir hayatında ve ekonomik hayatta gösterdiği ilerlemenin bileşkesi olarak tanımlamaktadır. Atatürk önderliğinde başlatılan Türk çağdaşlaşması, herhangi bir dış baskıdan kaynaklanmamaktadır. Atatürkçü çağdaşlaşmanın temelinde devlet olarak tam bağımsızlık, millet olarak egemenlik, birey olarak hak ve hürriyetler söz konusudur. Çağdaşlaşma ilkesi de Ulusal Egemenlik ve Halkçılık anlayışının zorunlu bir sonucudur.
Akılcılık
Atatürk, "Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma ve hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır." sözüyle bilime ve akla verdiği önemi açıkça ortaya koymaktadır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye'de bilimin gelişmesi hususunda, yüksek okulları da içine alan 2252 sayılı yasanın 31 Mayıs 1933'te kabul edilmesi önemli bir adım olmuştur. Bu yasa gereğince İstanbul Dârülfünun'u 31 Haziran 1933 günü kapatılarak, onun yerine 1 Ağustos 1933 tarihinde Batı Avrupa örneğine uygun İstanbul Üniversitesi açılmıştır. Bu üniversiteyi, Türkiye’de birçok yeni okulun veya bölümün açılması ya da modernize edilmesi takip etmiştir. Mesela, İstanbul Yüksek Teknik Okulu'nda Mimarlık Bölümü, Ankara’da Tarım ve Veterinerlik Okulu, Devlet Konservatuvarı ve diğer bazı okullar sayılabilir.
Atatürk’ün gerçekleştirdiği Üniversite Reformu, gerek fen bilimleri ve gerekse sosyal bilimler alanlarında üniversitelerin batı örneklerine uygun araştırma geleneklerine ayak uydurmalarını birinci planda olmak üzere öngörmekte idi. Tarih ve dil alanlarında Atatürk, canlandırmak istediği bu akımı Tarih ve Dil Kurumlarını kurmak suretiyle güçlü biçimde destekledi.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ . 1 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b c Meydan, Sinan. . Sözcü Gazetesi. 13 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Eylül 2021.
- ^ Murat Belge, Tanıl Bora, Murat Gültekingil. Milliyetçilik (2002), İletişim Yayınları, s. 254 4 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ "Kamal - Nişanyan Adlar". 27 Ocak 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Ocak 2024.
- ^ Enis Dinç, Atatürk on Screen: Documentary Film and the Making of a Leader
- ^ Kışlalı, Ahmet Taner (31 Aralık 1999). . Ahmet Taner Kışlalı. Cumhuriyet Gazetesi. 11 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ağustos 2022.
- ^ İlhan, Atilla. Hangi Atatürk. s. 111.
- ^ Kili, Suna. Türk Devrim Tarihi. s. 240.
- ^ Soyak, Hasan Rıza. Atatürk'ten Hatıralar. s. 58.
- ^ Paul Dumont (1999). Kemalist İdeolojinin Kökenleri. Jacob M. Landau (Yay. Haz.) (1999). Atatürk ve Türkiye'nin Modernleşmesi, İstanbul: Sarmal, (s. 49-72) içinde. s.53.
- ^ Medeni Bilgiler. Toplumsal Dönüşüm Yayınları. 1930. s. 48.
- ^ Kısa Türkiye Tarihi. Sina Akşin. s. 117.
- ^ Gazi Mustafa Kemal. İlber Ortaylı. s. 295.
- ^ (PDF). 22 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Aralık 2016.
- ^ (PDF). Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları. 11 Kasım 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2021.
- ^ . Türk Tarih Kurumu. 22 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Irk kelimesi cumhuriyetin ilk yıllarında "ulus" ile aynı anlamda kullanılmıştır. (Zafer Toprak, Cumhuriyet ve Antropoloji, 2021, sf. 276)
- ^ "Milliyetçilik". Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı. 20 Aralık 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Aralık 2022.
- ^ M. Kemal Atatürk'ten yazdıklarım. Afet İnan. s. 43.
- ^ a b . www.mevzuat.gov.tr. 23 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2021.
- ^ Medenî Bilgiler. Toplumsal Dönüşüm Yayınları. s. 40.
- ^ . Türk Tarih Kurumu. 22 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Medeni Bilgiler PDF. Toplumsal Dönüşüm Yayınları. 1930. s. 107.
- ^ Medeni Bilgiler PDF. Toplumsal Dönüşüm Yayınları. 1930. ss. 101-102.
- ^ Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi. İmge Kitabevi. s. 49.
- ^ Zafer Toprak (1977). Meşrutiyette Solidarist Düşünce: Halkçılık. Toplum ve Bilim, 1, s. 92.
- ^ . Dergipark. 24 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Siyaset ve İktisat. Yusuf Akçura. s. 173.
- ^ Paul Dumont (1999). Kemalist İdeolojinin Kökenleri. Jacob M. Landau (Yay. Haz.) (1999). Atatürk ve Türkiye'nin Modernleşmesi, İstanbul: Sarmal, (s. 49-72) içinde. s.60.
- ^ . www.ktb.gov.tr. 3 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2021.
- ^ a b Medeni Bilgiler. s. 212.
- ^ Medeni Bilgiler. s. 209.
- ^ Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk'ün El Yazıları. 1930. ss. 46-47.
- ^ Medeni Bilgiler. Toplumsal Dönüşüm Yayınları. ss. 102-103.
- ^ . Türkiye Büyük Millet Meclisi. 1 Kasım 1937. 13 Ocak 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Büyük LAROUSSE Ansiklopedisi Cilt 10
- ^ Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk. Kaynak Yayınları. s. 107.
- ^ Medeni Bilgiler PDF. Toplumsal Dönüşüm Yayınları. 1930. s. 78.
- ^ CHP'nin 4. Büyük Kurultayı'nda onaylanmış 1935 tarihli parti programı (PDF). 1 Mayıs 1935. s. 12. Erişim tarihi: 25 Ağustos 2022.
- ^ . www.ktb.gov.tr. 3 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2021.
- ^ Kemal., Atatürk, Mustafa. Nutuk. s. 13. ISBN . OCLC 1081172824.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 10 Aralık 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Eylül 2011.
Kaynakça
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Ataturk Ilkeleri Turkiye Cumhuriyeti nin ilk cumhurbaskani Mustafa Kemal Ataturk un yururluge koydugu doneminin pragmatik politikalarini belirlemis alti ilkedir Alti Ok denilen alti ilkeye ilk olarak 1931 de Kemalizm adi verildi ve Ataturk un Dil Devrimi surecinde 1935 te Arapca Kemal adini 1937 ye dek kullanacagi Eski Turkce Kamal adiyla degistirmesini takiben 13 Mayis 1935 te Kamalizm adiyla ulkenin kurucu ve tek partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi nin program ilkeleri olarak benimsendi Daha sonra 1937 de cikarilan bir kanunla 1924 Anayasasi na eklenen ilkeler anayasal olarak Turkiye nin ulusal ideolojisi haline geldi Alti Ok Ataturk un ilkelerini simgeler Ahmet Taner Kislali ya gore bu ilkelerden laiklik milliyetcilik ve cumhuriyetcilik Fransiz Devrimi nin etkisinde diger uc ilke olan halkcilik devrimcilik ve devletcilik ise Sovyet Devrimi nin etkisinde olusmustur Temel ilkelerCumhuriyetcilik Vikisoz de Mustafa Kemal Ataturk Cumhuriyetcilik ile ilgili sozleri bulabilirsiniz Cumhuriyet egemenligin halkta oldugu devlet yonetimi demektir Cumhuriyet demokrasinin bir uygulama sekli olup halkin kendi kendini yoneterek yonetimde soz sahibi oldugu rejim demektir Cumhuriyetcilik ise devlet yonetiminde cumhuriyetin bulunmasi demektir Arapcada halk demek olan cumhur kelimesinden gelir Bu bakimdan halk ve yonetim kelimelerinin bir araya geldigi demos ve kratos yani demokrasi sozcugunun es anlamlisi kabul edilebilir Ataturk demokrasi ve cumhuriyetin birbirinden ayri olmadigini Demokrasinin tam ve en belirgin sekli cumhuriyettir sozuyle ifade etmistir Cumhuriyet yonetimi 1923 yilindan itibaren anayasaya eklenmistir ve anayasanin birinci maddesidir Anayasanin ikinci maddesinde de cumhuriyetin nitelikleri belirtilmistir Buna gore Turkiye insan haklarina saygili Ataturk milliyetciligine bagli demokratik laik sosyal bir hukuk devletidir Ataturk liberal demokrat bir cumhuriyet rejimini benimsemistir ve kurmak istedigi rejim hakkinda sunlari soylemistir Biz oyle bir rejim oyle bir duzen istiyoruz ki ileride padisah yanlilari da parti kursunlar Ayni zamanda Ataturk cumhuriyeti Turk gencligine emanet etmis ve cumhuriyet icin Turk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare ifadesini kullanmistir Kavramin gelisimi Ali Suavi Namik Kemal ve baska Genc Osmanlilar ozellikle Amerikan ve Fransiz devrimlerinin de etkisiyle sultanin otoritesini kisitlayacak bir rejim talep ediyorlardi Ozellikle Sultan II Abdulhamit doneminde Fransiz filozoflarin gorusleri Jon Turkler arasinda genis olcude yayildi Ataturk de bu olusumun bir parcasiydi Bununla birlikte Ataturk e kadar reform dusuncesi mesrutiyet fikrinin otesine gecmemisti Cumhuriyet dusuncesinin gelisme firsati bulmasi ozellikle I Dunya Savasi ni izleyen donemde mumkun oldu Savastan sonra Rusya Almanya ve Avusturya gibi imparatorluklar yerlerini cumhuriyet rejimlerine birakti 1918 de Azerbaycan ilk Musluman cumhuriyet olarak kuruldu Rusya daki diger Musluman halklar da kendilerini cumhuriyet olarak ilan etti Cumhuriyet fikri boylece butun Orta Dogu ve Kuzey Afrika ya yayildi Ataturk un cumhuriyet kurma projesini ne zaman planlamaya basladigi tam olarak bilinmemektedir Buna karsin daha 1919 daki milliyetci toplantilarin raporlarina bakarak bagimsizlik mucadelesinin basindan itibaren Ataturk un cumhuriyetci fikirlerinden etkilenmis oldugu soylenebilir Ancak sultanliga ve halifelige bagliligin kuvvetli olmasi nedeniyle Ataturk ve onun gibi dusunenler fikirlerini gerceklestirmek icin beklemek zorunda kaldilar Cumhuriyet saltanatin kaldirilmasindan neredeyse bir yil sonra ilan edilmistir Milliyetcilik Ataturk e gore millet gecmiste bir arada yasamis bir arada yasayan gelecekte de bir arada yasama inancinda ve kararinda olan ayni vatana sahip aralarinda dil kultur ve siyasi birlik olan insanlar toplulugudur Ataturk un tanimladigi milliyetcilik din ve irk ayrimi gozetmeksizin ulus tanimini vatandaslik ve ust kimlik degerlerine dayandiran sivil milliyetci bir vatanperverlik anlayisidir Afet Inan in Medeni Bilgiler isimli kitabinda Ataturk kendi millet tanimini aciklamis bu tanimin icine irk etnik koken ve din gibi hususlari katmamistir Ataturk milleti Turkiye halki irken veya dinen veya harsen birlesik ve yekdigerine karsi hurmet ve fedakarlik hisleriyle dolu ve mukadderat ve menfaatleri ortak olan bir toplumsal hey ettir diyerek tarif etmektedir Ayrica Ataturk Ziya Gokalp gibi Turkculerin hars medeniyet ayrimina katilmamis ve medeniyet harstan baska bir sey degildir yorumunu yapmistir Ataturk milliyetciligini yansitan 1982 Anayasasi nin 66 maddesinde Turk Devleti ne vatandaslik bagi ile bagli olan herkes Turk tur denmektedir Ataturk Vatandas Icin Medeni Bilgiler kitabinda millet tanimini Turkiye Cumhuriyeti ni kuran Turkiye halkina Turk milleti denir seklinde yapmistir Halkcilik Halkcilik ilkesi her seyden once Halkin halk tarafindan halk icin idaresi anlamina gelen ilerici batili gercek bir demokrasinin gerceklesip yerlesmesi amacina yonelmistir Ayni zamanda ulusal egemenligi on planda tutar Devlet vatandasin refah ve mutlulugunu amaclar Vatandaslar arasinda is bolumu ve dayanismayi ongorur Ulusun devlet hizmetlerinden esit bir sekilde yararlanmasini saglar Ataturk un halkcilik ilkesinden anlasilan toplumda hicbir kimseye zumreye ya da herhangi bir sinifa ayricalik taninmamasidir Herkes kanun onunde esittir Halkcilik ilkesine gore hicbir kimse baskalarina karsi dinsel dilsel irksal veya mezhepsel acidan ustunluk saglayamaz Halkcilik Mustafa Kemal tarafindan kurulan Cumhuriyet Halk Partisi nin programinda su sekilde tanimlanmistir Bizim icin insanlar yasa onunde tamamen esit muamele gormek zorundadir Sinif aile fert arasinda bir ayrim yapilamaz Biz Turkiye halkini cesitli siniflardan olusan bir butun olarak degil sosyal yasamin gereksinimlerine gore cesitli mesleklere sahip olan bir toplum olarak gormekteyiz Fakat kolektivizm ile karistirilmamalidir Ataturk un burada bahsettigi halkcilik sol ulkelerin kullandigi toplumcu bir ideoloji degildir ve bireycilik ile ters degildir Ataturk un halkciligi 1935 CHP programinda ve Ataturk un Medeni Bilgiler kitabinda bahsedildigi uzere siniflarin ortak dayanismasi uzerine kurulu solidarizmi ve toplumsal ayrimciligin din dil irk vb bitirildigi egaliteryenizmi savunur Kadin erkek esitligi konusunda gerekli onlemlerin alinmis olmasi ogretim birliginin gerceklestirilmis olmasi her yurttasin ogrenebilecegi yeni bir Turk alfabesinin hazirlanmasi ve her yurttasin devlet organlari onunde esit muamele gormesi konusunda alinan onlemler halkcilik ilkesini destekler niteliktedir Ahmet Taner Kislali ya gore Kemalist halkcilik toplumun en yoksul ve en egitimsiz kesimini guclendirmek toplumsal dayanismayi saglamak istiyordu Tarihce Sultan Abdulaziz doneminde basta Ali Suavi olmak uzere kimi Osmanli aydinlari Rusya daki Narodnik hareketinden etkilenerek halkin sorunlariyla ilgilenmeye basladilar 19 yuzyilin sonlarinda basta Mehmet Emin Yurdakul olmak uzere bircok edebiyatci halkciliktan etkilenmisti 1908 Devrimi nden sonra halk sozcugu genis bir kullanim alani buldu Halkcilik uzun bir sure iyiliksever aydinlarin kitlelerin yararina harekete gecmesi olarak dusunulmustu Bu anlayis I Dunya Savasi sonrasinda degismeye basladi Ziya Gokalp 1918 de Sovyet Devrimi nden kisa bir sure sonra Durkheim in etkisiyle sinif catismasinin kotu oldugu sonucuna variyor karsi cikiyor ve buna karsi halkciligi savunuyordu Gokalp halkciligi soyle tanimliyordu Eger bir toplum birkac katman veya siniftan olusuyorsa o zaman esitlikci bir toplum degildir Halkciligin amaci katman veya sinif farkliliklarini bastirmak ve bunlarin yerine birbirleriyle dayanisma icinde olan meslek gruplarindan bir sosyal yapi olusturmaktir Baska bir deyisle halkciligi soyle ozetleyebiliriz sosyal siniflar yoktur meslekler vardir Bu yaklasim buyuk oranda solidarizme isaret ediyordu Yusuf Akcura da kendi goruslerindeki 2 esas fikri soyle aciklamisti Iki esasi esasli fikir vardir ki onlarin dogruluguna ta gencligimden beri kani ve mumin ikna olmus ve inanmis idim ve elimden geldigi kadar da o iki fikrin hizmetcisi olmaya calistim Bu iki fikirden birisi milliyetcilik nasyonalizm digeri halkcilik demokratizm dir Bu anlayis Turk Kurtulus Savasi boyunca milliyetcileri ozellikle de Kemalistleri buyuk oranda etkiledi Her ne kadar Gokalp in onerdigi korporasyonlar gerceklestirilmediyse de halkcilik ilkesi sinif dayanismasi fikriyle Kemalist liderler tarafindan kabul edildi Basta Ataturk olmak uzere Kemalist liderler Turkiye de henuz siniflarin gelismemis oldugunu vurguladilar Dayanisma fikrini de olasi bir komunist devrimle ve sinif catismasi dusuncesiyle mucadele edebilmek uzere benimsediler Ayrica bunu tek parti sisteminin gerekcesi olarak gorduler Laiklik Vikisoz de Mustafa Kemal Ataturk Laiklik ile ilgili sozleri bulabilirsiniz Laiklik devletin vatandaslariyla olan iliskilerinde inanclara gore ayrim yapmamasi ve ayrica herhangi bir inancin ozellikle de bir toplumda egemen olan inancin ayni toplumda azinliklarin benimsedigi inanclara baski yapmasini onlemesi demektir Diger bir tanimlamayla da devlet yonetiminde herhangi bir dinin referans alinmamasini ve devletin dinler karsisinda tarafsiz olmasini savunan prensiptir ki devlet duzeninin egitim kurumlarinin ve hukuk kurallarinin dine degil akla ve bilime dayandirilmasini amaclar Ayrica din islerini kisinin vicdanina birakarak bireyin din ozgurlugunu koruyabilmesini saglar Laiklige gore insan yasaminda ibadetin disinda her turlu tasarruf dine kutsal kitaba gore degil anayasaya yasalara ve kurallara gore yapilir Din kisinin ozel yasaminin bir parcasidir Laiklik ise din ve devlet islerinin birbirinden ayrilmasidir Mustafa Kemal 1924 yilinda yaptigi bir konusmada Dunyada her sey icin medeniyet icin hayat icin muvaffakiyet icin en hakiki mursit ilimdir fendir Ilim ve fennin haricinde mursit aramak gaflettir cehalettir dalalettir demistir Laiklik devletcilik disindaki diger ilkelerin hepsinin de on kosullari icinde yer alir Demokrasinin on kosuludur cunku laiklik olmadan gercek bir dusunce ozgurlugu de olamaz Devrimciligin on kosuludur cunku laikligi kabul etmemis bir toplumda bilimin ve cagin gereklerinin gerisinde kalmis kurumlari degistirmenin tartismasi bile genellikle yapilamaz Halkciligin on kosuludur cunku bir din devletinde halkin istekleri degil dinsel seckin lerin dusunceleri onemlidir Ataturk laiklik anlayisini kendi el yazisi ile kaleme aldigi Medeni Bilgiler kitabinda sadece din ve devlet islerinin degil dinin de siyasetten ayrilmasi ve yasalarin dine gore degil toplumun gereksinmelerine gore yapilmasi ilkelerine baglamaktadir Turkiye de laiklesme asamalari sunlardir Saltanatin kaldirilmasi 1922 Halifeligin kaldirilmasi 1924 Tevhid i Tedrisat Kanunu nun Ogretim Birligi Yasasi cikarilmasi 1924 Tekke zaviye ve turbelerin kapatilmasi 1925 Medeni Kanun un kabulu 1926 Devletin dini Islam dir ibaresinin anayasadan cikarilmasi 1928 Ataturk Ilkeleri nin anayasaya girmesi 1937 Devletcilik Vikisoz de Devletcilik Ataturk Ilkesi ile ilgili sozleri bulabilirsiniz Ataturk un devletcilik ilkesi Turk toplumunu cagdas ve modern bir duzene ulastirabilmek icin gerekli olan ekonominin guclendirilmesi ve milli bir burjuva sinifinin olusturulmasidir Devletcilik ilkesi Ataturk un adlandirdigi uzere ilimli devletcilik tir Ilimli devletcilige gore Kemalist ekonomi serbest piyasa ve birey esasli olmasina ragmen serbest piyasanin giremeyecegi veya girmek istemedigi yerlere devlet el atabilmektedir fakat devlet hicbir zaman bireyin onune gecmemelidir bu sebeple sosyal liberal ekonomiye benzer yapidadir Ataturk Kemalizm in Devletcilik ilkesini sosyalizm ilkesine dayanan kolektivizm ve komunizm den farklidir diyerek sosyalist devletcilikten ayirmistir ve kendi ekonomi anlayisini su sozlerle aciklamistir Devlet bireyin yerini alamaz fakat bireyin gelisme ve kalkinmasi icin genel kosullari goz onunde bulundurmalidir Devlet eliyle yapilacak isler bireyin buyuk kar getirmediginden dolayi yapmayacagi isler veya milli cikarlar icin gerekli olan ekonomik isleri kapsar Ozgurluklerin ve yurt bagimsizliginin saglanmasi ve korunmasi ile ic islerinin duzenlenmesi nasil devletin gorevi ise devlet vatandaslarin ogretimi egitimi sagligiyla ilgilenmek zorundadir Devlet memleketin asayis ve savunmasi icin yollarla demir yollari ile telgrafla telefonla memleketin hayvanlariyla her turlu tasitlariyla milletin genel servetiyle yakindan ilgilidir Memleket yonetiminde ve savunmasinda bu saydiklarimiz toptan tufekten her turlu silahtan daha onemlidir Ozel cikarlar cogunlukla genel cikarlarla tezat halinde bulunur Bir de ozel cikarlar en nihayet rekabete dayanir Oysa yalniz bununla ekonomik duzen kurulamaz Bu kanida olanlar kendilerini bir serap karsisinda aldatilmaya terk edenlerdir Bir de ferdin kisisel calismalari ekonomik kalkinmanin esas kaynagi olarak kalmalidir Ferdin gelisimine mani olmamak bilhassa iktisadi sahadaki ozgurluk ve tesebbusler onunde devletin kendi faaliyeti ile bir engel yaratmamasi demokrasi prensibinin onemli esasidir Devletin sosyal adaleti sosyal yardimlarla yerine getirmesini savunan Ataturk sosyal devlet modelini benimsediginden soyle bahsetmektedir Demokrasi vatandasa hayatini gerceklestirmek ve her turlu bireysel ve sosyal gorevlerinin yerine getirilmesi hurriyetini ve imkanini birakir Ancak diger taraftan hastalar zayiflar sakatlar gibi hurriyetlerinden tamamen yararlanamayan bazi vatandaslara da bir hayat saglamak zorundadir Bu gibi gorevleri sosyal yardim kurumu gorur Devlet tarafindan hastaneler acilmasi ve bunlara yerel yonetimin karariyla bazilarinin parasiz olarak kabulu sosyal yardim kurumunun gordugu hizmetlerdendir Bundan baska memur ve hizmetlilerin isci ve koylulerin emekli sandiklari ve kaza ve olum halleri icin sigorta kasalari gibi sosyal bakimdan kurumlan da vardir Bircok devletlerde yaslilik issizlik ve olum gibi durumlara karsi herkes icin sosyal sigorta uygulanmaktadir Ustelik Ataturk 1 Kasim 1937 deki meclis acilis konusmasinda sunu da eklemistir Kesin zorunluluk olmadikca piyasalara karisilmaz bununla birlikte hicbir piyasa da basi bos degildir Icerigi ve gelismesi Ataturk Devletcilik ilkesini Halkcilik ilkesi ile baglantili olarak degerlendirmektedir Yoksul yuzyillardir ihmal edilmis olan halkin kalkinmasi ve cagdas yasam duzeyine ulasmasi icin 1923 1930 yillari arasinda kalkinma icin gerekli yatirimlari yapmasi ozel girisimcilerden beklendi Ama bu islevi yerine getirmeye ozel kisilerin yeterli parasi yeterli deneyimleri ve yeterli teknolojik birikimi yoktu Ataturk ulkeyi kalkindirmak halki cagdas uygarlik duzeyine ulastirmak icin Devletcilik ilkesini benimsedi Boylece hem uretim artirilacak sanayi gerceklestirilecek ve ulke icindeki serbest piyasa toparlanana kadar devlet ekonomiye mudahale edecekti Ataturk tum bu ulusal ekonomiyi insa etme doneminde yabanci sermayeye hic de dusmancil yaklasmamis aksine ulkesi uzerinde emelleri olmayan butun sermayedarlarla ve ulkelerle isbirligi yapildigini ve yapilacagini soylemistir Bu ilke Ataturk un ulusal ekonomiyi saglam temeller uzerine oturtma amacina yonelik olarak Iktisaden zayif bir ulus fakirlik ve sefaletten kurtulamaz Toplumsal ve siyasi felaketten yakasini kurtaramaz felsefesine dayali sekilde yerini almistir Ataturk bu ilkenin amacini Ozetle bizim izledigimiz devletcilik bireysel emek ve calismayi esas tutmakla birlikte mumkun oldugu kadar az zaman icinde milleti zenginlige ve ulkeyi bayindirliga ulastirmak icin milletin genel ve yuksek menfaatlerinin gerektirdigi islerde ozellikle ekonomik alanda devleti bizzat ilgili tutmaktir diyerek aciklamaktadir Devrimcilik Inkilapcilik Devrimcilik inkilapcilik Turk ulusunun cagdaslasmasi yolunda yapilan Ataturk Devrimleri nin benimsenmesi gelistirilmesi ve her turlu tehlikelere karsi korunmasidir Bu ilke seckinciligi acikca yadsiyan halkla butunlesmeye ve dolayisiyla demokratik yontemlere buyuk onem veren Turk milliyetcisi bir devrimcilik anlayisidir Kemalist Devrimcilik anlayisinin iki yani bulunur Birinci yani eski duzenin gecerliligini yitirmis kurumlarini yikip yerlerine cagin gereksinimlerini karsilayacak kurumlari koymakla ilgilidir Ama Kemalizm bununla yetinmemekte devrimciligi ayni zamanda surekli olarak yeniliklere degisimlere aciklik biciminde anlatmakta ve kaliplasmaya karsi cikmaktadir Ataturk yaptigi devrimin ulkeye kazandirdiklarinin korunmasini devrimcilik ilkesinin bir geregi sayiyordu Ama onun acisindan sorun o noktada bitmiyordu Kosullarin degiseceginin degisen kosullarin yeni kurumlari yeni atilimlari gerektireceginin bilincindeydi Bu nedenledir ki Ataturkculugun kaliplasmasina bir anlamda devrimin dondurulmasina karsiydi Kosullara kosut olarak sadece kurumlarin degil dusuncelerin de degismesinin gerekliligini biliyordu Iste bu nedenledir ki Kemalizm in Devrimcilik ilkesi ayni zamanda bir Surekli Devrimcilik anlayisini da yansitmaktadir En ilerici kurumlar bile kosullar icinde eskir En ileri bir devrimin bekciligi ile yetinenler gunun birinde degisen kosullarin gerisinde kalmaktan tutuculasmaktan kurtulamazlar Kemalizm in surekli devrimcilik anlayisinin temel sebebi budur Butunleyici ilkelerUlusal bagimsizlik Vikisoz de Ataturkculuk Ulusal bagimsizlik ile ilgili sozleri bulabilirsiniz Ozgurluk ve bagimsizlik benim karakterimdir diyen Ataturk modern Turkiye nin kurulusunda bu dusuncesinden guc almistir Bagimsiz olmak baskaca guclerin gudumune girmemek diger devletlerle birlikte olusan topluluklarda Turkiye nin milli cikarlarinin gerektirdigi bicimde davranabilmektir Ataturk icin tam bagimsizlik siyasi mali iktisadi adli askeri kulturel ve benzeri her hususta gerceklesmelidir Bunun icin bircok devrim gerceklestirmistir Bu dogrultuda Ataturk baslattigi Turk Kurtulus Savasi nin parolasini ise Ya istiklal ya olum olarak belirlemistir Ulusal egemenlik Ulusal egemenlik devleti kurup yoneten en ustun guc olan egemenligin kisilere veya belli zumrelere degil dogrudan dogruya millete ait olmasidir Ataturk TBMM nin toplanmaya basladigi ilk gunden baslayarak sirasi geldikce butun gucun millette oldugunu belirtmistir Ona gore Millet her turlu istegini yerine getirme gucune sahiptir Millet girisimlerinin onune gecebilecek hicbir kuvvet yoktur Turkiye Buyuk Millet Meclisinin acildigi gun olan 23 Nisan Turkiye de her yil Ulusal Egemenlik ve Cocuk Bayrami olarak kutlanmaktadir Ulusal birlik Ulusal birlik ve beraberlik ilkesi Ataturk milliyetciliginin zorunlu bir sonucudur Bu gorus ve anlayisa gore millet ulkesiyle birlikte bolunmez bir butundur Ataturk Turk milleti bir butun haline gelmeden Turk Kurtulus Savasi ni baslatmamisti Ancak bolucu zedeleyici akimlari ve ayaklanmalari bastirdiktan sonra basari yollari kendisine acilmistir Ataturk konusmalarinda sirasi geldikce hem zaferin hem de devrimlerin ulusal birlikle gerceklestigini belirtmistir O hicbir zaman vatani milletten ayri dusunmemistir Ataturk bu gorusunu Biz esasen milli mevcudiyetin temelini milli suurda ve milli birlikte gormekteyiz sozuyle ifade etmistir Ulusal birlik ilkesi dogrultusunda Turkiye Cumhuriyeti Anayasasi nin 3 maddesi Turkiye Devleti ulkesi ve milletiyle bolunmez bir butundur Dili Turkcedir seklinde duzenlenmistir Cagdaslik Cagdaslik siyasal bilimler acisindan sanayilesmeye eslik eden siyasal ve toplumsal degisiklikler olarak tanimlanir Ataturk uygarligi bir milletin devlet hayatinda fikir hayatinda ve ekonomik hayatta gosterdigi ilerlemenin bileskesi olarak tanimlamaktadir Ataturk onderliginde baslatilan Turk cagdaslasmasi herhangi bir dis baskidan kaynaklanmamaktadir Ataturkcu cagdaslasmanin temelinde devlet olarak tam bagimsizlik millet olarak egemenlik birey olarak hak ve hurriyetler soz konusudur Cagdaslasma ilkesi de Ulusal Egemenlik ve Halkcilik anlayisinin zorunlu bir sonucudur Akilcilik Ataturk Ben manevi miras olarak hicbir ayet hicbir dogma ve hicbir kaliplasmis kural birakmiyorum Benim manevi mirasim bilim ve akildir sozuyle bilime ve akla verdigi onemi acikca ortaya koymaktadir Cumhuriyetin ilk yillarinda Turkiye de bilimin gelismesi hususunda yuksek okullari da icine alan 2252 sayili yasanin 31 Mayis 1933 te kabul edilmesi onemli bir adim olmustur Bu yasa geregince Istanbul Darulfunun u 31 Haziran 1933 gunu kapatilarak onun yerine 1 Agustos 1933 tarihinde Bati Avrupa ornegine uygun Istanbul Universitesi acilmistir Bu universiteyi Turkiye de bircok yeni okulun veya bolumun acilmasi ya da modernize edilmesi takip etmistir Mesela Istanbul Yuksek Teknik Okulu nda Mimarlik Bolumu Ankara da Tarim ve Veterinerlik Okulu Devlet Konservatuvari ve diger bazi okullar sayilabilir Ataturk un gerceklestirdigi Universite Reformu gerek fen bilimleri ve gerekse sosyal bilimler alanlarinda universitelerin bati orneklerine uygun arastirma geleneklerine ayak uydurmalarini birinci planda olmak uzere ongormekte idi Tarih ve dil alanlarinda Ataturk canlandirmak istedigi bu akimi Tarih ve Dil Kurumlarini kurmak suretiyle guclu bicimde destekledi Ayrica bakinizAlti Ok Uc Halk Ilkesi PancasilaKaynakca 1 Mart 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b c Meydan Sinan Sozcu Gazetesi 13 Ocak 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 27 Eylul 2021 Murat Belge Tanil Bora Murat Gultekingil Milliyetcilik 2002 Iletisim Yayinlari s 254 4 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kamal Nisanyan Adlar 27 Ocak 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Ocak 2024 Enis Dinc Ataturk on Screen Documentary Film and the Making of a Leader Kislali Ahmet Taner 31 Aralik 1999 Ahmet Taner Kislali Cumhuriyet Gazetesi 11 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Agustos 2022 Ilhan Atilla Hangi Ataturk s 111 Kili Suna Turk Devrim Tarihi s 240 Soyak Hasan Riza Ataturk ten Hatiralar s 58 Paul Dumont 1999 Kemalist Ideolojinin Kokenleri Jacob M Landau Yay Haz 1999 Ataturk ve Turkiye nin Modernlesmesi Istanbul Sarmal ISBN 975 8304 18 6 s 49 72 icinde s 53 Medeni Bilgiler Toplumsal Donusum Yayinlari 1930 s 48 Kisa Turkiye Tarihi Sina Aksin s 117 Gazi Mustafa Kemal Ilber Ortayli s 295 PDF 22 Temmuz 2020 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 24 Aralik 2016 PDF Cukurova Universitesi Turkoloji Arastirmalari 11 Kasim 2011 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 20 Agustos 2021 Turk Tarih Kurumu 22 Aralik 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Irk kelimesi cumhuriyetin ilk yillarinda ulus ile ayni anlamda kullanilmistir Zafer Toprak Cumhuriyet ve Antropoloji 2021 sf 276 Milliyetcilik Kutahya Dumlupinar Universitesi Ataturk Ilkeleri ve Inkilap Tarihi Bolum Baskanligi 20 Aralik 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Aralik 2022 M Kemal Ataturk ten yazdiklarim Afet Inan s 43 a b www mevzuat gov tr 23 Subat 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 17 Ekim 2021 Medeni Bilgiler Toplumsal Donusum Yayinlari s 40 Turk Tarih Kurumu 22 Aralik 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Medeni Bilgiler PDF Toplumsal Donusum Yayinlari 1930 s 107 Medeni Bilgiler PDF Toplumsal Donusum Yayinlari 1930 ss 101 102 Kemalizm Laiklik ve Demokrasi Imge Kitabevi s 49 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Zafer Toprak 1977 Mesrutiyette Solidarist Dusunce Halkcilik Toplum ve Bilim 1 s 92 Dergipark 24 Mart 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Siyaset ve Iktisat Yusuf Akcura s 173 Paul Dumont 1999 Kemalist Ideolojinin Kokenleri Jacob M Landau Yay Haz 1999 Ataturk ve Turkiye nin Modernlesmesi Istanbul Sarmal ISBN 975 8304 18 6 s 49 72 icinde s 60 www ktb gov tr 3 Temmuz 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 17 Ekim 2021 a b Medeni Bilgiler s 212 Medeni Bilgiler s 209 Medeni Bilgiler ve M Kemal Ataturk un El Yazilari 1930 ss 46 47 Medeni Bilgiler Toplumsal Donusum Yayinlari ss 102 103 Turkiye Buyuk Millet Meclisi 1 Kasim 1937 13 Ocak 2006 tarihinde kaynagindan arsivlendi Buyuk LAROUSSE Ansiklopedisi Cilt 10 Mustafa Kemal Ataturk Nutuk Kaynak Yayinlari s 107 Medeni Bilgiler PDF Toplumsal Donusum Yayinlari 1930 s 78 CHP nin 4 Buyuk Kurultayi nda onaylanmis 1935 tarihli parti programi PDF 1 Mayis 1935 s 12 Erisim tarihi 25 Agustos 2022 www ktb gov tr 3 Temmuz 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 17 Ekim 2021 Kemal Ataturk Mustafa Nutuk s 13 ISBN 978 975 445 157 3 OCLC 1081172824 Arsivlenmis kopya 10 Aralik 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Eylul 2011 Kaynakca