Bu maddede bulunmasına karşın yetersizliği nedeniyle bazı bilgilerin hangi kaynaktan alındığı belirsizdir.Şubat 2020) () ( |
Bilişsel bilim, zihin ve zekânın işleyişini ele alan, zeki sistemlerin dinamiklerini ve yapılarını araştıran disiplinler arası bir yaklaşımdır. Çok geniş bir alanı kapsamasından ötürü bilişsel bilim alanında çalışan araştırmacıların bilişsel psikoloji, dil bilimi, sinir bilimi, yapay zekâ, antropoloji ve felsefe gibi alanlarda temel bilgilere sahip olması beklenir.
Bilişin (geniş anlamda) doğasını, görevlerini ve işlevlerini inceler. Bilişsel bilimciler, sinir sisteminin bilgiyi (information) nasıl temsil ettikleri (represent), işledikleri(process) ve dönüştürdükleri (transform) üzerinde durarak zekayı ve davranışı araştırır. Bilişsel bilimcilerin ilgilendikleri zihinsel fakülteler (mental faculties) dil, algı, hafıza, dikkat, akıl yürütme ve duyguyu içerir. Bu fakülteleri anlamak için bilişsel bilimciler dilbilim, psikoloji, yapay zeka, felsefe, nörobilim ve antropoloji gibi alanlardan yararlanır. Bilişsel bilimin tipik bir analizi öğrenmeden karar vermeye ve mantığa; nöral ağlardan modüler beyin organizasyonuna kadar, pek çok organizasyon seviyesini kapsar. Bilişsel bilimin en temel mefhumlarından biri “düşünme, en iyi şekilde, zihindeki temsili yapılar (representational structures) ve onlar üzerinde gerçekleşen işlemsel (computational) süreçler açısından anlaşılabilir.”dir.
Bilişsel bilim insanlarda, hayvanlarda ve makinelerdeki bilişin disiplinlerarası çalışılmasıdır. Psikoloji, bilgisayar bilimi, nörobilim, antropoloji, dilbilim ve felsefenin geleneksel disiplinlerini bir araya getirir. Bilişsel bilimin amacı, zihnin ve öğrenmenin daha iyi anlaşılmasının zeki araçlar geliştirmemize yol açacağı umuduyla zekanın temel prensiplerini anlamaktır. Bilişsel bilim 1950’lerde bilişsel devrim olarak isimlendirilen entelektüel bir hareket olarak başlamıştır.
Bilişselci yaklaşımın savunucuları, davranışçı yaklaşımın görüşlerini eleştirirler. Davranışçılığın bilimsel düşünceye hakim olduğu bir dönemde, 1950'lerin sonunda Noam Chomsky'nin dilin doğuştanlığını vurgulaması, zihin ve beyin araştırmalarında önemli bir dönüm noktasıdır. Davranışçılar, dili bir alışkanlık kazanma süreci olarak tanımlarken, Chomsky, dilin biyolojik bir temeli olduğunu, doğuştan gelen bir yetinin, sosyal ortamda süreç içinde edinime dönüştüğünü ileri sürmüştür.
İlkeler
Analiz Seviyeleri
Bilişsel bilimin temel ilkelerinden biri “zihnin/beynin tam olarak kavranması tek bir seviyenin çalışılması ile mümkün olamaz”dır. Bir telefon numarasını ezberlemek ve daha sonra onu hatırlamak bir misal olabilir. Zihinsel bir süreci anlamak için kullanılabilecek yaklaşımlardan biri doğrudan veya ile davranışı incelemek olabilir. Örneğin, birisine bir telefon numarası sunulur ve bir süre sonra bu kişiden sunulan telefon numarasını hatırlaması istenilebilir; daha sonrasında cevabının doğruluğu ölçülebilir. Bilişsel beceriyi ölçmek için kullanılabilecek bir diğer yaklaşım ise kişinin telefon numarasını hatırlamaya çalışıyorken ateşlenen nöronlarını incelemek olabilir. Bu iki deneyden hiçbiri, kendi başlarına, bir telefon numarasını hatırlama sürecinin nasıl gerçekleştiğini tam olarak açıklayamaz. Beyindeki her bir nöronu anbean eşleştirmek gibi bir teknoloji elimizde olsaydı ve her nöronun ne zaman ateşlendiği bilinebiliyor olsaydı dahi nöronların ateşlenmelerinin gözlemlenmiş davranışa nasıl evrildiğini bilmek imkansız olurdu. Dolayısıyla bu iki seviyenin birbiriyle nasıl etkileştiğini anlamak bilişsel bilim için bir zorunluluk. The Embodied Mind: Cognitive Science and Human Experience ‘ta da bahsedildiği üzere “zihnin yeni bilimleri ufuklarını, hem yaşanmış insani tecrübeleri hem de insani tecrübeye içkin dönüşüm ihtimallerini kapsayacak şekilde genişletmelidir.” Bu ancak söz konusu sürecin işlevsel bir açıklaması ile sağlanabilir. Spesifik bir fenomeni pek çok seviyeden çalışmak, spesifik bir davranışa yol açan beyindeki süreçleri daha iyi anlamamıza yol açar. üç seviyeli bir analiz şemasını şöyle betimlemiştir:
- İşlemlemesel teori, işlemlemenin amaçlarını belirtir.
- Temsil ve algoritmalar, girdi ve çıktıların temsillerini ve birini öbürüne dönüştüren algoritmaları barındırır.
- Donanım implementasyonu, algoritma ve temsillerin nasıl fiziksel olarak gerçekleştirilebilecekleridir.
Disiplinlerarası Doğası
Bilişsel bilim, psikoloji, nörobilim, dilbilim, zihin felsefesi, bilgisayar bilimi, antropoloji ve biyoloji de dahil, pek çok alanın katkılarıyla beraber disiplinlerarası bir alandır. Bilişsel bilimciler kolektif olarak zihni ve onu çevreleyen dünya ile etkileşimini anlama umuduyla çalışır. Alan fiziksel bilimlerle tutarlı bilimsel metodunun yanı sıra simülasyon ve modelleme de kullanır, sıklıkla da modellerin çıktılarını insan bilişi ile kıyaslar. Psikoloji alanına benzer olarak, birleşik bir bilişsel bilim olduğuna dair biraz şüphe vardır ki bu kimi araştırmacıları “bilişsel bilimler” çoğul kelime öbeğini tercih etmeye itmiştir.
Kendini bilişsel bilimci olarak görenlerin çoğu, ama hepsi değil, zihne dair işlevselci (functionalist) bir görüşe – zihinsel durumlar (mental states) ve süreçler işlevleriyle açıklanmalıdır görüşü – sahiptir. İşlevselciliğin (multiple realizability) görüşüne göre, robotlar ve bilgisayarlar gibi gayrı-insan sistemlerin bile bilişe sahip olduğu söylenebilir.
Bilişsel Terimi
“Bilişsel bilim”deki “bilişsel (cognitive)” terimi “net olarak incelenebilen herhangi bir zihinsel süreç ya da yapı” anlamında kullanılıyor (Lakoff ve , 1999). Bu kavramsallaştırma oldukça geniştir ve “bilişsel” kelimesinin analitik felsefedeki kullanımıyla karıştırılmamalıdır. Analitik felsefede “bilişsel” yalnızca formel kurallarla ve doğruluk koşullu semantik (truth conditional semantics) ile ilgilidir.
Oxford İngilizce Sözlüğü’ndeki “bilişsel” kelimesi için ilk girdi, kabaca, “bilme eylemi ya da sürecine ilişkin” anlamına sahip olduğunu söylüyor. 1586’dan olan bu ilk girdi, Platonik bilgi teorileri tartışmaları bağlamında bu kelimenin kullanıldığını gösteriyor.
Kapsamı
Bilişsel bilim bilişe dair geniş bir yelpazedeki konuları kapsıyor. Fakat, bilişsel bilimin, zihnin doğası ve süreçleriyle ilgili olabilecek her şeyle eşit düzeyde ilgilenmediğini ayrımsamak gerekir. Filozoflar arasında, klasik kognitivistler (classical cognitivists) sosyal ve kültürel faktörleri, duyguyu, bilinci, hayvan bilişini, karşılaştırmalı ve evrimsel psikoloji çalışmalarını nispeten önemsiz görürler. Ancak davranışçılığın yavaş yavaş popülerliğini yitirmesiyle beraber, duygulanım (affect) ve duygular (emotions) gibi içsel durumları da, farkındalık ve örtük dikkat (covert attention) gibi konular kadar çalışmak mümkün olmuştur. Örneğin, durumsal ve bedenleşmiş biliş (situated and embodied cognition) teorileri çevrenin etkilerini ve bedenin bilişteki rolünü de dikkate alır. Bilgi işleme (information processing) süreçleri üzerinde durulmaya başlanmasıyla beraber, psikolojinin en temel öğesi gözlemlenebilen davranıştan ziyade modelleme veya zihinsel durumlara dair alınan kayıtlar oldu.
Yapay Zeka
Yapay zeka (YZ) makinelerdeki bilişsel olguları inceler. YZ’nin pratik amaçlarından bir tanesi insan zekasının çeşitli yönlerini bilgisayarlarla gerçekleştirebilmektir. Bilgisayarlar, bilişsel olguların araştırılmasında sıklıkla kullanılan araçlardır. İşlemsel modelleme insan zekasının nasıl yapılandığını araştırmak için simülasyonları kullanır. (Bkz. )
Zihnin, küçük fakat tek başlarına işlevsiz yapıtaşlarının (mesela, nöronlar vb.) devasa bir ürünü olarak mı, yoksa semboller, yapılar, şemalar, planlar ve kurallar gibi daha yüksek seviye yapıların açısından mı daha iyi anlaşılabileceğine dair yapay zeka alanında bir tartışma olagelmiştir. Bahsettiğimiz ilk görüş, zihni araştırmak için bağlantıcılığı (connectionism) kullanırken, ikinci görüş ise sembolik işlemlemeler (symbolic computations) üzerinde durur. Konuya dair bir bakış açısı da, insan beynini tam olarak simüle etmenin, nöronları simüle etmeksizin mümkün olup olmadığıdır.
Dikkat
Dikkat, önemli bilginin (information) diğerleri arasından seçilmesidir. İnsan zihni milyonlarca uyaranın bombardımanı altındadır ve bu bombardıman arasından hangi bilgileri (information) işleyeceğine (process) karar vermesini sağlayan bir mekanizma olmalıdır. Dikkat, kimi zaman bir spot lambası gibi görülebilir, yani bir kimse spot lambasını ancak belirli bir bilgi kümesi üzerine tutabilir. Bu metaforu destekleyen deneylerden bazıları dikotik dinleme (Cherry, 1957) ve istemdışı körlük (Mack ve Rock, 1998) çalışmalarıdır. Çift kulaklı dinlemede, katılımcılar her biri bir kulağa olmak üzere iki farklı mesajın “bombardımanına” tutulur ve mesajlardan yalnızca birine dikkat kesilmeleri istenir. Deneyin sonunda dikkat kesilmedikleri mesajın içeriğine dair bilgi vermeleri istendiğinde katılımcılar bunu yapamazlar.
Problem Çözme
“Problem çözme” bir noktadan bir başka noktaya ulaşmanın hedef olduğu ve bunu yapmanın optimumum yolunun seçilmesi gerektiği durumları ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Günlük ve pratik süreçlerle ilgili olabilir, örneğin aritmetik, satranç oynamak veya bir seyahati planlamak gibi. Önceleri, yapay zeka çalışmalarının en çok odaklandıkları noktalardan biri makinelere problem çözme becerisi kazandırabilmekti.
Bir başlangıç ve bir de hedef durum belirtilir. Makine için görev, hedefe giden yolu bulmaktır. Burada temelde iki yaklaşım vardır: Birincisinde program tüm farklı yolları deneyerek hedefe giden yolu bulmaya çalışır. Buna kaba kuvvet metodu denir (Brute Force Method). Bununla beraber NP-tam sorunlarda olası yolların sayısı o kadar yüksektir ki, bu yaklaşımın sınırlarına erişilir. Çünkü tüm yolları denemek ve sonuca ulaşıp ulaşmadığını görmek makinenin hesaplama kapasitesini aşar. Bu tarz durumlarda A* arama algoritması gibi höristik tarama kullanan algoritmalar gereklidir. Höristik tarama, denemeksizin en olası yolları taramak için bir yöntemdir. Böylece “denenmesi gereken” olası yolların sayısı makinenin hesaplama kapasitesi içinde tutulur.
Höristik kullanarak çalışan ilk program Allen Newell ve Herbet A. Simon tarafından geliştirilen ’dür (General Problem Solver). GPS, Hanoi Kuleleri oyununu çözmeyi başarmış bir algoritmadır. Bu oyunda farklı boyutlarda üç disk ve bu disklerin takılı olduğu üç “kule” vardır. Oyunun en başında tüm bu diskler sol taraftaki kulededir ve oyun tüm diskler boyutlarına göre ve başka belli bir hedef kulede sıralandığında biter.
Hanoi Kuleleri gibi oyunları çözmek yapay zekanın erken dönemlerinde popüler bir işti. Bunun neden burada yalnızca sınırlı sayıda eylemin mümkün olması ve öngörülemeyen olayların yaşanmamasıdır. Bu tarz kısıtlı bir çalışma sahası, bilişsel stratejilerin deneysel olarak da test edilebilmesini kolaylaştırdı. Bugünse çalışmalar bir restorana gidip sipariş vermek gibi karmaşık ve çeşitli açılardan öngörülemez süreçlerin gerçekleştirilmesine odaklanıyor.
Bilişsel Mimariler
Bir bilişsel mimarinin amacı, bilişsel psikolojinin çeşitli alanlarından toplanan verileri bir bilgisayar modelinde bir araya getirmektir. Bunun için toplanan veriler bir bilgisayar modeline temel sağlayacak şekilde formalize edilmelidir. Oldukça ünlü üç bilişsel mimari ACT-R, SOAR ve EPIC’tir.
Ayrıca bkz. Nöroinformatik
Bilgi ve Dil İşleme
Bir dili öğrenmek ve anlamak aşırı derecede karmaşık bir süreçtir. Dil yaşamın ilk birkaç senesi içinde edinilir ve normal şartlarda tüm insanlar dili en iyi şekilde edinebilirler. Teorik dilbilimin majör temellerinden bir tanesi, dilin bu şekilde edinilebilmesi için soyut bir yapıya sahip olması gerekliliğinin keşfidir. Beynin dili nasıl işlediği sorusuna dair yapılan çalışmalardaki temel bazı araştırma soruları: (1) Dilsel bilginin (knowledge) ne kadarı doğuştan gelir, ne kadarı öğrenilir? (2) Neden yetişkinlerin ikinci bir dil edinmesi çocukların ana dillerini edinmelerinden daha zordur? (3) İnsanlar hiç görüp duymadıkları cümlelerle karşılaştıklarında bunları nasıl anlayabiliyorlar?
Bilişsel bilimdeki dil işleme çalışmaları dilbilim alanını yakından ilgilendirmektedir. Dilbilim, geleneksel olarak, tarih, sanat ve edebiyatı da içerecek şekilde beşeri bilimlerin bir alt dalı olarak çalışılıyordu. Ancak Son 50-60 yıl içerisinde araştırmacılar dili, dil bilgisinin (knowledge) nasıl edinildiği, nasıl kullanıldığı ve tam olarak nelerden müteşekkil olduğu gibi soruları merkeze alarak bilişsel bir fenomen olarak inceliyorlar. Dilbilimciler, insanların oldukça karmaşık sistemler vasıtasıyla cümleler üretseler de, kendi konuşmalarını yönlendiren bu kuralların büyük oranda farkında olmadıklarını buldular. Dolayısıyla dilbilimciler, eğer böylesi kurallar gerçekten varsa, bu kuralların neler olduklarına dair dolaylı metotlar benimsemek zorunda kaldılar. Her halükarda, eğer konuşma kurallar tarafından yönlendiriliyorsa, bu kurallar bilinçli bir değerlendirmeye kapalılar.
Öğrenme ve Gelişim
Öğrenme ve gelişim, bilgiyi (knowledge and information) zamanla edindiğimiz süreçlerdir. Bebekler ya çok az bilgiyle ya da bilgisiz doğarlar (bilginin nasıl tanımlandığına bağlı olarak değişebilir), ancak yine de hızlıca dili kullanma, yürüme, gibi beceriler edinirler. Öğrenme ve gelişim alanındaki araştırmalar bu süreçlerin nasıl gerçekleştiğini açıklamayı hedefler.
Bilişsel gelişim alanındaki majör sorulardan biri, becerilerin ne kadarının olduğu ya da ne kadarının öğrenildiği sorusudur. Bu soru sıklıkla “” ismiyle adlandırılır. Nativist (doğuştancı) görüş, bir organizmanın belirli özelliklerinin doğuştan olduğunu ve genetik aktarımı dolayısıyla belirlendiğini vurgular. Emprist görüş ise belirli becerilerin çevreden öğrenildiğini belirtir. Her ne kadar bir çocuğun normal olarak gelişmesi için hem genetik hem de çevresel girdiler gerekse de, genetik bilginin bilişsel gelişime nasıl yol açtığına dair ciddi tartışmalar vardır. Dil edinimi alanında, örneğin, kimileri (örneğin Steven Pinker) evrensel gramer kurallarını içeren bilginin genetikte bulunması gerektiğini savunmuşken, diğerleri (mesela Jeffrey Elman ve Rethinking Innateness’taki meslektaşları) Pinker'ın iddialarının biyolojik olarak gerçekçi olmadığını iddia etmişlerdir ve genlerin, bir öğrenme sisteminin mimarisini belirleyebileceğini ama gramerin nasıl çalıştığına dair spesifik “gerçeklerin (facts)” ancak tecrübe ile öğrenilebileceğini savundular.
Hafıza
Hafıza, daha sonradan “çağırıp” kullanabilmemiz için bilgi depolamamızı sağlar. Hafızanın genelde uzun süreli (long-term) ve kısa süreli (short-term) olmak üzere iki öğeden oluştuğu düşünülür. Uzun süreli hafıza, bizim esnek zaman zarflarında (günler, haftalar, yıllar) bilgi depolayabilmemizi sağlar. Henüz uzun süreli hafızanın sınırlarını tam olarak bilmiyoruz. Kısa süreli hafıza ise kısa vadeli durumlarda (saniyeler veya dakikalar) bilgi depolamamızı sağlar.
Ayrıca hafıza, sıklıkla (declarative) ve (procedural) şeklinde de kategorize edilmiştir. Bildirimsel hafıza, (semantik (semantic) ve epizodik (episodic) hafıza alt kümelerine sahiptir) gerçekler ve spesifik bilgiler, spesifik anlamlar ve spesifik anıların depolandığı hafıza sistemidir (örneğin, “Elmalar yiyecek midir?” veya “Dört gün önce kahvaltıda ne yedim?”) Prosedürel hafıza ise bisiklet sürmek veya yüzmek gibi eylemlerimizi ve motor süreçlerimizi hatırlamamızı sağlar ve genellikle örtük bilgi veya örtük hafıza olarak da anılır.
Bilişsel bilimciler hafızayı psikologların inceledikleri gibi inceleseler de odakları hafızanın bilişsel süreçlerle ilgisi üzerindedir. Bunun bir örneği, uzun süredir kullanılmamış, unutulmuş bir anıyı hatırlamak için ne gibi mental süreçlerin gerektiği veya bilişsel bir süreç olan tanıma (recognition) ile çağırma (recall) arasında ne gibi farklar olduğu olabilir.
Algı ve eylem
Algı (perception), duyular (sense) aracılığı ile bir bilgiyi edinme ve o bilgiyi bir şekilde işleme (process) becerisidir. Görme ve duyma çevremizi algılamamızı mümkün kılan iki baskın duyudur. Görsel algı alanındaki bazı çalışmalar: (1) Nesneleri nasıl tanıyabiliyoruz? (2) Herhangi bir birim zamanda çevrenin yalnızca bir kısmını görsek de onu nasıl süreğen (continuous) olarak algılayabiliyoruz? gibi soruları içerebilir örneğin. Görsel algıyı çalışmak için gerekli bir yol, insanların optik ilüzyonları nasıl işlediğine bakmaktır. Bir Necker kübü bistabilalgıya örnektir (percept), yani küp iki farklı yönden “algılanabilir”.
Dokunsal, kokusal ve tatsal uyaranlar da algının alanındadır.
Eylem (action) ise bir sistemin çıktısına göndermede bulunur. Eylem insanlarda motor tepkiler aracılığı ile sağlanır. Uzamsal planlama ve hareket, konuşma üretimi ve karmaşık motor hareketler eylemin (action) uzantılarıdır.
Bilinç
Bilinç bir şeyin dışsal bir nesne mi yoksa kişinin kendisinden mi kaynaklandığının farkında olmaktır. Bilinç zihnin bir benlik hissine sahip olmasını veya bunu tecrübe edebilmesini sağlar.
Araştırma Metotları
Bilişsel bilimde pek çok farklı metodoloji kullanılagelmiştir. Bilişsel bilim oldukça interdisipliner olduğundan bu alandaki araştırmalar sıklıkla psikoloji, nörobilim, bilgisayar bilimi ve sistemler teorisinden araştırma metotlarını bir araya getirir.
Davranışsal Deneyler
Zeki bir davranışı neyin oluşturduğunu bilmek için davranışın kendisini incelemek zorundayız. Bu tür bir araştırma sahası bilişsel psikoloji ve psikofizik ile yakından ilişkilidir. Farklı uyaranlara verilen davraışlar tepkileri ölçerek o uyaranların nasıl işlendiğine dair bilgi edinebiliriz. Lewandowski ve Strohmetz (2009), davranışlar izler (behavioral traces), davranışsal gözlemler (behavioral observtions) ve davranışsal seçim (behavioral choice) dahil olmak üzere psikolojideki inovatif davranışsal ölçümlerin bir incelemesini yaptılar. Davranışsal izler, davranışın nasıl oluştuğuna dair bir parça delil olsa da davranışı gerçekleştiren özneye dair herhangi bir şey söylemezler. Davranışsal gözlemler ise öznenin davranışı gerçekleştirmesinin doğrudan gözlemlenmesidir. Bunu yanı sıra, davranışsal seçimler bir kimse iki ya da daha fazla seçenek arasından seçim yaptığı durumları kapsar.
- Tepki süresi. Bir uyaranın sunulmasıyla ona karşı verilen bir tepkinin arasındaki süre, iki bilişsel süreç arasındaki farklara ve o süreçlerin doğasına dair bize bilgi sağlayabilir. Örneğin, eğer ki bir “arama görevinde” (search task) tepki süreleri öğelerin sayısına oranlı şekilde artıyorsa, bu bilişsel arama sürecinde dizisel (serial) değil paralel /(parallel) işlemenin söz konusu olduğu aşikardır.
- Psikofiziksel tepkiler. Psikofiziksel deneyler, bilişsel psikoloji tarafından kullanılan eski bir psikolojik tekniktir. Genellikle fiziksel bir niteliğe dair, örneğin bir sesin gürültüsü, yargıda bulunmayı kapsar, Bireyler arasında öznel değerlendirmelerdeki (subjective scales) olası bir korelasyon, fiziksel ölçümlere kıyasla bilişsel veya duyusal eğilimleri (bias) gösterebilir. Örneğin bir rengin, tonun veya dokunun aynılığına dair yargılar veya renk, ton ya da dokuda eşik farklılıkları vs.
- Göz İzleme. Bu metot pek çok bilişsel süreci incelemek için kullanılmışsa da en çok görsel algı ve dil işleme araştırmalarında ön plandadır. Gözlerin fiksasyon (sabitlenme) noktası dikkatin odağı ile ilişkilidir. Dolayısıyla, göz hareketlerini izleyerek, hangi bilgi (information) kümesinin işlendiğini inceleyebiliriz. Göz izleme oldukça kısa zaman aralıklarındaki bilişsel süreçleri incelememizi mümkün kılar. Göz hareketleri bir görev sırasındaki süreçiçi (online) karar verme adımlarını yansıtır ve bu kararların nasıl işlendiğine dair bize içgörü sağlar.
Beyin Görüntüleme
Beyin görüntüleme, beyin, çeşitli işlemler (task) gerçekleştiriyorken analiz edilmesidir. Bu bir davranış ile beyin fonksiyonunu birbiriyle ilişkilendirmemizi ve bilginin nasıl işlendiğini anlamamıza yardımcı olur. Farklı tür görüntüleme teknikleri zamansal (time-based) veya uzamsal (location-based) çözünürlükleri açısından çeşitlilik gösterirler. Betin görünüleme bilişsel nörobilimde sıklıkla kullanılır.
- ve pozitron emisyon tomografi. TFEBT ve PET’de, katılımcının kanına enjekte edilen ve beyine ulaşan radyoaktif izotoplar kullanılır. Radyoaktif izotopların beyinde hangi bölgelerde konumlandığından, hangi bölgelerin daha aktif olduğu anlaşılabilir.. PET fMRI’a oldukça yakın uzamsal çözünürlülüğe sahip olsa da oldukça kötü bir zamansal çözünürlüğü vardır.
- Elektroensefalografi. EEG, katılımcıların kafasına takılan bir kepe, bir grup elektrot yerleştirerek beyindeki nöron gruplarının oluşturduğu elektrik alanlarını ölçmeye yarar. Bu tekniğin çok iyi bir zamansal çözünürlüğü olsa da, uzamsal çözünürlüğü oldukça kısıtlıdır.
- . fMRI kandaki oksijen miktarını ölçerek, beynin farlı alanlarındaki oksijen miktarından hangi bölgelere daha fazla kan akışı olduğunu, dolayısıyla hangi bölgelerin daha fazla aktif olduğunu ölçmemizi sağlar.Bu şekilde farklı işlevlerin beyinde hangi alanlarda gerçekleştirildiğini belirleyebilme imkanımız olur. fMRI’ın uzamsal ve zamansal çözünülürlükleri orta düzeydedir.
- Bu teknik kızılötesi transmiterleri ve alıcıları kullanarak beynin farklı bölgelerindeki kan tarafından yansıtılan ışık miktarını ölçer. Oksijenlenmiş ve oksijensiz kan, ışığı farklı miktarlarda yansıttığından, hangi bölgelerin daha aktif olduğunu inceleyebiliriz, ki bunlar daha fazla oksijenlenmiş kana sahip olan bölgeler demek oluyor. Optik görüntüleme orta seviyede bir zamansal çözünürlüğe ve zayıf uzamsal çözünürlüğe sahip olup, aynı zamanda oldukça güvenli olduğu için bebekler ile yapılan çalışmalarda da kullanılabilme avantajına sahiptir.
- . MEG kortikal aktivite dolayısıyla açığa çıkan manyetik alanları ölçer. EEG’ye benzer olsa da, EEG’den daha fazla uzamsal çözünürlüğe sahiptir, çünkü yaptığı ölçümler EEG’de olduğu gibi kep tarafından filtrelenmemiş, buğulu hale getirilmemiştir. MEG ufak manyetik alanları tespit edebilmek için SQUID sensörleri kullanır.
İşlemsel Modelleme
İşlemsel modeller bir problemin matematiksel ve mantıksal olarak formalize edilmiş olmasını gerektirir. Bilgisayar modelleri zekanın farklı, genel ve spesifik niteliklerinin deneysel olarak doğrulanmasında ve simülasyonlarda kullanılır. İşlemsel modelleme spesifik bir bilişsel olgunun işlevsel organizasyonunu anlamamıza yardımcı olabilir. Bilişsel modellemeye yaklaşımlar aşağıdaki gibi kategorize edilebilir: (1) sembolik, zeki bir zihnin soyut zihinsel işlevlerinin semboller aracılığı ile ele alınması; (2) subsembolik, insan beyninin nöral ve ilişkisel nitelikleri açısından; ve (3) sembolik ve subsembolik kesişimindeki yaklaşımlar.
- Sembolik modelleme bilgisayar bilimindeki bilgi-tabanlı sistemleri (knowledge-based systems) kullanan paradigmalardan türemiştir, örneğin Eski Moda Yapay Zeka (Good Old-Fashioned Artificial Intelligence). İlk bilişsel bilim araştırmacıları tarafından geliştirilip daha sonraları da (information engineering) alanında, uzman sistemler (expert systems) için kullanılmışlardır. 90’ların başından beri alanında insan benzeri zeka modellerinin incelenmesinde kullanılmış ve buna paralel olarak SOAR çevrelerinin geliştirilmesinde kullanılmıştır. Daha güncel olarak, özellikle de bilişsel karar alımı bağlamında, sembolik bilişsel modelleme yaklaşımlarla genişletilmiştir.
- Subsembolik modelleme bağlantıcı (connectionist) / nöral ağ modellerini içerir. Bağlantıcılık zihnin/beynin basit nodlardan oluştuğunu ve onun problem çözme kapasitesinin de bu nodlar arasındaki bağlantılar ve ilişkilerden türediği fikri üzerine kuruludur. Nöral ağlar bu yaklaşımın en bariz uygulamasıdır. Bu yaklaşımı eleştiren bazıları, bu modellerin sistemin nasıl çalıştığının bir representasyonu olması açısından biyolojik tutarlılığa sahip olduklarını ama açıklayıcılıklarının olmadığını dile getirirler. Çünkü onlara göre, basit bağlantı kurallarına sahip bir sistemden bile türeyen yüksek seviye kompleksite o bağlantıları, bağlantı düzleminde yorumlanamaz kılar, aslolan, bu bağlantıların kendilerinden ziyade onların yol açtığı daha yüksek seviye temsillerdir.
- Popüleritesi artmakta olan diğer yaklaşımlar ise (1) dinamik sistemler teorisi, (2) sembolik modelleri bağlantıcı modellere eşleme (nöral-sembolik entegrasyon veya ) ve (3) .
Nörobiyolojik Metotlar
Doğrudan olarak nörobilimden veya nöropsikolojiden alınmış metotlar zekanın kimi yanlarını inceliyorken oldukça faydalı olabilirler. Bu metotlar zeki davranışın fiziksel sistemlerde nasıl “gerçekleştirildiğini” anlamamızı sağlar.
Tarihi
Bilişsel bilim 1950’lerde bilişsel devrim olarak anılan entelektüel bir hareket olarak ortaya çıktı. Bilişsel bilim antik felsefe metinlerine değin izi sürülebilecek bir arka plana sahiptir (bkz. Platon’un Meno’su ve Aristoteles’in De Anima’sı); ki Descares, David Hume, Immanuel Kant, Benedict de Spinoza, Nicholas Malebransche, , Leibniz ve John Locke gibi isimleri de kapsar. Fakat, her ne kadar bu erken dönem yazarlar zihnin felsefi olarak keşfine çokça katkı sağlamış ve bu çalışmalar nihayetinde psikolojinin gelişimine yol açmışsa da, bilişsel bilimcilerinkinden çok daha farklı bir araç ve temel kavram seti ile çalışıyorlardı.
Modern bilişsel bilim kültürü, ve gibi zihnin organizasyon prensiplerini anlamaya çalışan 1930’lardaki ve 1940’lardaki sibernetisistlere değin götürülebilir. McCulloch ve Pitts biyolojik nöral ağların yapısından esinlenilerek oluşturulmuş işlemleme modelleri olan şimdiki yapay nöral ağların ilk türünü geliştirmişlerdir.
1940’lar ve 1950’lerde işlemleme teorisinin (theory of computation) ve dijital bilgisayarların ortaya çıkması da oldukça önemli bir öncüldü. Kurt Gödel, Alonzo Church, Alan Turing ve John von Neumann bu gelişmelerde etkindiler. Modern bilgisayar, ya da , hem zihne dair bir metafor olarak hem de bir inceleme aracı olarak, bilişsel bilimde merkezi bir rol oynayacaktı.
Bilişsel bilim deneyleri akademik bir enstitüde ilk kez ’nda, psikoloji departmanında çalışan ve insan bilişini inceliyorken bilgisayar belleği modellerini kullanarak deneyler yapan J. C. R. Licklider önderliğinde gerçekleşmiştir.
1956 yılında MIT’de, Allen Newell, Herbert. A. Simon ve Marvin Minsky gibi yapay zekanın önderlerinin ve dilbilimci Noam Chomsky’nin katıldığı Symposium on Information Theory gerçekleşti. Chomsky davranışçılığa dair eleştirisini ve daha sonradan oldukça etkili olacak olan ’ini (Transformational Grammar) sundu. Newell ve Simon ise ilk yapay zeka çalışmalarından sayılan sundular.
1959 yılında, Noam Chomsky B. F. Skinner’ın Sözel Davranış (Verbal Behavior) kitabına dair çok sert bir inceleme yayınlandı. O dönemde, Skinner’ın davranışçı paradigması Amerika’daki psikoloji alanını domine etmişti. Çoğu psikolog, içsel temsiller hakkında hipotezler ortaya atmadan, uyaran ve tepki arasındaki işlevsel ilişkilere odaklanmıştı. Chomsky dili açıklayabilmek için, sadece içsel temsiller ileri sürmeyen ama aynı zamanda bu temsillerin altında yatan düzeni de izah eden gibi bir teoriye ihtiyacımız olduğunu iddia etti.
Bilişsel bilim terimi, 1973 yılında, yapay zeka araştırmalarının o dönemki durumunu ele alan yazdığı eleştirisinde tarafından ilk kez kullanılmıştı. Aynı dönemde, Cognitive Science dergisi ve Cognitive Science Society 8 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde . kuruldu. Cognitive Science Society’nin kuruluş toplantısı Kaliforniya Üniversitesi, San Diego’da, 1979 yılında yapıldı. Bu toplantı bilişsel bilimin uluslararası olarak görünür bir girişim olmasını sağladı. Yöneticiliğini ’in yaptığı bilişsel bilim alanındaki ilk lisans düzeyinde eğitim programını 1972’de başlattı. 1982 yılında Profesör Stillings’in de desteği ile Vassar Koleji, bilişsel bilimde lisans diploması veren ilk enstitü oldu. 1986’da dünyanın ilk Bilişsel Bilim Departmanı Kaliforniya Üniversitesi, San Diego’da kuruldu.
1970’lerde ve 1980’lerin ilk yıllarında, bilgisayarlara erişim arttıkça yapay zeka araştırmaları çoğaldı. Marvin Minsky gibi araştırmacılar, insanların, örneğin karar alma ve problem çözme gibi süreçlerdeki adımlarını formel olarak betimlemek amacıyla, LISP gibi programlama dillerinde bilgisayar programları yazıyordu. Bu çalışmalarla insan düşünüşünü daha iyi anlamayı ve yapay zekayı yaratmayı amaçlıyorlardı. Bu yaklaşım “sembolik yapay zeka” olarak bilinir.
Nihayetinde sembolik yapay zeka yaklaşımın limitleri göründü. Örneğin, sembolik bilgisayarlar tarafından kullanılabilecek şekilde, insan bilgi birikiminin tümünü listelemek gerçek dışı görünür oldu. 80’lerin sonların ve 90’larda nöral ağlar ve bağlantıcılık bir araştırma paradigması olarak yükseldi. Sıklıkla ve ’a atfedilen bu bakış açısı ile beraber zihin bir karmaşık ilişkiler kümesi olarak ele alınan ve birden çok katmana sahip bir ağ olarak betimlendi. Bunu eleştirenler sembolik modeller ile daha iyi açıklanan bazı olgular olduğunu ve bağlantıcı modellerin açıklayıcılık güçlerinin az olmasına yol açacak kadar karmaşık olduklarını iddia ettiler. Daha güncel çalışmalarda sembolik ve bağlantıcı modeller bir araya getirildi ve bu birleşim, iki tür açıklama yaklaşımının da avantajını kullanabilmeyi sağladı. Hem bağlantıcılık hem de sembolik yaklaşımlar farklı hipotezleri test etmede ve bilişin farklı yanlarını anlama konusunda kullanışlı yaklaşımlar olsalar da, hiçbiri biyolojik açıdan gerçekçi olmadığından ikisi de nörobilimsel tutarlılık açısından yetersiz bulunmaktadır. Bağlantıcılık, bilişin gelişim süreci boyunca nasıl oluştuğunu ve beyinle olan ilişkisini işlemsel olarak inceleme bağlamında çok faydalı olmuştur ve sıkı sıkıya alana spesifik (domain specific) ve alandan bağımsız (domain general) ayrımları yapan yaklaşımlara alternatif sağlamıştır. Örneğin, Jeff Elman, Liz Bates ve Annette Karmiloff-Smith gibi bilim insanları beyindeki ağların, bu ağlarla çevresel girdi arasındaki dinamik etkileşimden ortaya çıktığını ileri sürmüşlerdir.
Güncel Gelişmeler
Zihnin/beynin veya “zihnin entegre edildiği” herhangi bir fiziksel sistemin fiziksel özelliklerinden bağımsız, bir kurallar, temsiller dizisi, bir algoritma, soyut bir bilgi işlem süreci olarak ele alınabileceğini iddia eden bilgisyar metaforu geçtiğimiz yıllarda çok ciddi eleştirilere maruz kaldı. Bu eleştirilerin temelinde iki büyük perspektif yatıyor: Birincisi, bilişsel nörobilmin gelişmesiyle beraber nörobilimsel süreçleri de inceleyebiliyor olmamız ve beynin bu süreçlere dahlini eskisine nazaran çok daha net görebiliyor olmamız, onu görmezden gelerek yalnızca soyut süreçlere odaklanabilmeyi güçleştirmiştir. Bunun yanı sıra yapay nöral ağlar ve nöron gruplarının faaliyetlerini simüle etmek için kullanılan diğer yöntemler “donanım ve yazılım” gibi bir ayrıma gitmenin hakkaniyetine gölge düşürmüştür.
Bunun yanı sıra bilişsel bilimde çeşitli alternatif paradigmalar da doğmaya başlamıştır, örneğin dinamikçilik (dynamical systems) ve bedensel (embodied) ve durumsal (situated) bilişsel bilim. Dinamikçiliğe göre, bilişsel davranış her zaman zamansal bir bağlamda vuku bulduğundan ve zamansal koordinasyon gerektirdiğinden, dinamik sistemler teorisi uygun bir model sağlayabilir. Dinamikçilik bilgisayar metaforunda ihmal edilen zamansal düzenliliklerin esas olduğunu iddia eder. Ayrıca, bu yaklaşım içsel temsillerin ve sembollerin bilişsel bilimin merkezinde bulunmasına şüpheyle yaklaşır, çünkü bu kavramlar dinamik bir açıklamanın parçası değildirler.
Bunun yanı sıra, bedensel (embodied) ve bilişin spesifik bir bedene (embodied) ve spesifik bir çevreye (situated) referans verilmeksizin anlaşılamayacağını varsayar. Bu bilişin soyut sembolik temsillerin dünyasında gerçekleşen, duyusal, motor ve zamansal etmenlerden azade bir süreç olduğu iddiasından şüphe duyulmasını yol açar. Bu görüşün en ünlü savunucuları , , , Francisco Varela ve ’dır. Bedensel ve durumsal bilişsel bilim bağlamında, Maurice Merleau-Ponty’nin ve Edmund Husserl’in fenomonolojisi ile klasik analitik zihin felsefesi arasında bir bağlantı sıklıkla aranır.
Sunulan bu farklı akımlar (bağlantıcılık, dinamikçilik, durumsallık ve bedensellik), talepleri ve varsayımları benzer olduğu için sıklıkla Yeni Yapay Zeka tabiri altında anılır ve özetlenirler. Fakat bunların birbirleri ile uyumlu oldukları söylenemez çünkü öncülleri, sonuçları ve uygulamaları gibi pek çok açıdan birbirleri ile çelişirler.
Zihni bilgisayar ile özdeşleştiren metaforlara yöneltilen eleştiriler genel olarak bilişsel bilimin sorgulanmasına yol açmıştır. Fakat bu eleştiriler zaman içinde yumuşamıştır.
Bazı Önemli Araştırmacılar
Konu ile ilgili bazı önemli bilim adamları:
Dış bağlantılar
- Boğaziçi Üniversitesi Bilişsel Bilim Yüksek Lisans Programı 13 Nisan 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Stanford Felsefe Ansiklopedisi-Bilişsel Bilim maddesi29 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Dil Bilimi Sitesi-Bilişsel Bilim 28 Kasım 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Books Google'da Bilişsel Bilim Kitapları
- 21. Yüzyıla Girerken Felsefe ve Bilişsel Bilim-Zekiye Kutlusoy[]
- Dilbilgisi, Bilişim ve Bilişsel Bilim-Cem Bozşahin-Deniz Zeyrek 17 Haziran 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Kaynakça
- ^ . American Federation of Teachers (İngilizce). 8 Ağustos 2014. 11 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2020.
- ^ a b Thagard, Paul. . plato.stanford.edu (İngilizce). 2 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2020.
- ^ a b Miller, George A. (1 Mart 2003). "The cognitive revolution: a historical perspective". Trends in Cognitive Sciences (İngilizce). 7 (3): 141-144. doi:10.1016/S1364-6613(03)00029-9. ISSN 1364-6613. (PMID) 12639696. 11 Ekim 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Eylül 2020.
- ^ Varela, F. J., Thompson, E., & Rosch, E. (1991). The embodied mind: cognitive science and human experience. Cambridge, Massachusetts: MIT Press
- ^ Marr, D. (1982). Vision: A Computational Investigation into the Human Representation and Processing of Visual Information. W. H. Freeman.
- ^ Ferrés, Joan; Masanet, Maria-Jose (2017). "La eficacia comunicativa en la educación: Potenciando las emociones y el relato". Comunicar: Revista Científica de Comunicación y Educación (İspanyolca). 25 (52): 51-60. doi:10.3916/C52-2017-05. ISSN 1134-3478. 31 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Eylül 2020.
- ^ Sun, Ron (ed.) (2008). The Cambridge Handbook of Computational Psychology. Cambridge University Press, New York.
- ^ Daniela Isac, Charles Reiss. I-language: An Introduction to Linguistics as Cognitive Science, 2nd edition. Oxford University Press. s. 5. ISBN .
- ^ Pinker, Steven; Bloom, Paul (Aralık 1990). "Natural language and natural selection". Behavioral and Brain Sciences (İngilizce). 13 (4): 707-727. doi:10.1017/S0140525X00081061. ISSN 1469-1825. 9 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Eylül 2020.
- ^ Jr, Gary W. Lewandowski; Strohmetz, David B. (2009). "Actions Can Speak as Loud as Words: Measuring Behavior in Psychological Science". Social and Personality Psychology Compass (İngilizce). 3 (6): 992-1002. doi:10.1111/j.1751-9004.2009.00229.x. ISSN 1751-9004.
- ^ Hafner, K.; Lyon, M. (1996). Where wizards stay up late: The origins of the Internet. New York: Simon & Schuster. p. 32.
- ^ Chomsky, Noam (1959). "Review of Verbal behavior". Language. 35 (1): 26-58. doi:10.2307/411334. ISSN 0097-8507. 16 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Eylül 2020.
- ^ Longuet-Higgins, H. C. (1973). "Comments on the Lighthill Report and the Sutherland Reply". Artificial Intelligence: a paper symposium. Science Research Council. syf. 35–37.
- ^ . Cognitive Science Society (İngilizce). 29 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2020.
- ^ a b . web.archive.org. 9 Temmuz 2015. 9 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2020.
- ^ . cogsci.vassar.edu. 3 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2020.
- ^ d'Avila Garcez, Artur S.; Lamb, Luis C.; Gabbay, Dov M. (2008). Neural-Symbolic Cognitive Reasoning. Cognitive Technologies. Springer.
- ^ Sun, Ron; Bookman, Larry, eds. (1994). Computational Architectures Integrating Neural and Symbolic Processes. Needham, MA: Kluwer Academic.
- ^ . www.encephalos.gr. 25 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2020.
- ^ Wilson, Elizabeth A. (4 Şubat 2016). Neural Geographies: Feminism and the Microstructure of Cognition. Routledge.
- ^ Zorzi, Marco; Testolin, Alberto; Stoianov, Ivilin Peev (2013). "Modeling language and cognition with deep unsupervised learning: a tutorial overview". Frontiers in Psychology (İngilizce). 4. doi:10.3389/fpsyg.2013.00515. ISSN 1664-1078. 29 Kasım 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Eylül 2020.
- ^ Tieszen, Richard (2011). "Analytic and Continental Philosophy, Science, and Global Philosophy". Comparative Philosophy. 2 (2): 4–22.
- ^ Browne, A. (1997). Neural Network Perspectives on Cognition and Adaptive Robotics. CRC Press. ISBN 0-7503-0455-3.
- ^ Pfeifer, R.; Schreter, Z.; Fogelman-Soulié, F.; Steels, L. (1989). Connectionism in Perspective. Elsevier. ISBN 0-444-59876-6.
- ^ Karmiloff-Smith, Annette (2015). "An Alternative to Domain-general or Domain-specific Frameworks for Theorizing about Human Evolution and Ontogenesis". AIMS Neuroscience (İngilizce). 2 (2): 91. doi:10.3934/Neuroscience.2015.2.91. (PMC) 4678597 $2. (PMID) 26682283. 6 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Eylül 2020.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddede kaynak listesi bulunmasina karsin metin ici kaynaklarin yetersizligi nedeniyle bazi bilgilerin hangi kaynaktan alindigi belirsizdir Lutfen kaynaklari uygun bicimde metin icine yerlestirerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Subat 2020 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Bilissel bilim zihin ve zekanin isleyisini ele alan zeki sistemlerin dinamiklerini ve yapilarini arastiran disiplinler arasi bir yaklasimdir Cok genis bir alani kapsamasindan oturu bilissel bilim alaninda calisan arastirmacilarin bilissel psikoloji dil bilimi sinir bilimi yapay zeka antropoloji ve felsefe gibi alanlarda temel bilgilere sahip olmasi beklenir Bilissel bilim disiplinler arasi bir boyut tasimaktadir Dil bilimi felsefe noroloji psikoloji yapay zeka antropoloji egitim bilimi gibi alanlarla iliskilidir Bilissel bilim bu anlamda bu alanlarin karsilikli iliskisinin ortak noktasinda yer almaktadir Bilisin genis anlamda dogasini gorevlerini ve islevlerini inceler Bilissel bilimciler sinir sisteminin bilgiyi information nasil temsil ettikleri represent isledikleri process ve donusturdukleri transform uzerinde durarak zekayi ve davranisi arastirir Bilissel bilimcilerin ilgilendikleri zihinsel fakulteler mental faculties dil algi hafiza dikkat akil yurutme ve duyguyu icerir Bu fakulteleri anlamak icin bilissel bilimciler dilbilim psikoloji yapay zeka felsefe norobilim ve antropoloji gibi alanlardan yararlanir Bilissel bilimin tipik bir analizi ogrenmeden karar vermeye ve mantiga noral aglardan moduler beyin organizasyonuna kadar pek cok organizasyon seviyesini kapsar Bilissel bilimin en temel mefhumlarindan biri dusunme en iyi sekilde zihindeki temsili yapilar representational structures ve onlar uzerinde gerceklesen islemsel computational surecler acisindan anlasilabilir dir Bilissel bilim insanlarda hayvanlarda ve makinelerdeki bilisin disiplinlerarasi calisilmasidir Psikoloji bilgisayar bilimi norobilim antropoloji dilbilim ve felsefenin geleneksel disiplinlerini bir araya getirir Bilissel bilimin amaci zihnin ve ogrenmenin daha iyi anlasilmasinin zeki araclar gelistirmemize yol acacagi umuduyla zekanin temel prensiplerini anlamaktir Bilissel bilim 1950 lerde bilissel devrim olarak isimlendirilen entelektuel bir hareket olarak baslamistir Bilissel bilim beyinin cesitli alanlardaki soyut verimini arastirir Bilisselci yaklasimin savunuculari davranisci yaklasimin goruslerini elestirirler Davranisciligin bilimsel dusunceye hakim oldugu bir donemde 1950 lerin sonunda Noam Chomsky nin dilin dogustanligini vurgulamasi zihin ve beyin arastirmalarinda onemli bir donum noktasidir Davraniscilar dili bir aliskanlik kazanma sureci olarak tanimlarken Chomsky dilin biyolojik bir temeli oldugunu dogustan gelen bir yetinin sosyal ortamda surec icinde edinime donustugunu ileri surmustur IlkelerAnaliz Seviyeleri Bilissel bilimin temel ilkelerinden biri zihnin beynin tam olarak kavranmasi tek bir seviyenin calisilmasi ile mumkun olamaz dir Bir telefon numarasini ezberlemek ve daha sonra onu hatirlamak bir misal olabilir Zihinsel bir sureci anlamak icin kullanilabilecek yaklasimlardan biri dogrudan veya ile davranisi incelemek olabilir Ornegin birisine bir telefon numarasi sunulur ve bir sure sonra bu kisiden sunulan telefon numarasini hatirlamasi istenilebilir daha sonrasinda cevabinin dogrulugu olculebilir Bilissel beceriyi olcmek icin kullanilabilecek bir diger yaklasim ise kisinin telefon numarasini hatirlamaya calisiyorken ateslenen noronlarini incelemek olabilir Bu iki deneyden hicbiri kendi baslarina bir telefon numarasini hatirlama surecinin nasil gerceklestigini tam olarak aciklayamaz Beyindeki her bir noronu anbean eslestirmek gibi bir teknoloji elimizde olsaydi ve her noronun ne zaman ateslendigi bilinebiliyor olsaydi dahi noronlarin ateslenmelerinin gozlemlenmis davranisa nasil evrildigini bilmek imkansiz olurdu Dolayisiyla bu iki seviyenin birbiriyle nasil etkilestigini anlamak bilissel bilim icin bir zorunluluk The Embodied Mind Cognitive Science and Human Experience ta da bahsedildigi uzere zihnin yeni bilimleri ufuklarini hem yasanmis insani tecrubeleri hem de insani tecrubeye ickin donusum ihtimallerini kapsayacak sekilde genisletmelidir Bu ancak soz konusu surecin islevsel bir aciklamasi ile saglanabilir Spesifik bir fenomeni pek cok seviyeden calismak spesifik bir davranisa yol acan beyindeki surecleri daha iyi anlamamiza yol acar uc seviyeli bir analiz semasini soyle betimlemistir Islemlemesel teori islemlemenin amaclarini belirtir Temsil ve algoritmalar girdi ve ciktilarin temsillerini ve birini oburune donusturen algoritmalari barindirir Donanim implementasyonu algoritma ve temsillerin nasil fiziksel olarak gerceklestirilebilecekleridir Disiplinlerarasi Dogasi Bilissel bilim psikoloji norobilim dilbilim zihin felsefesi bilgisayar bilimi antropoloji ve biyoloji de dahil pek cok alanin katkilariyla beraber disiplinlerarasi bir alandir Bilissel bilimciler kolektif olarak zihni ve onu cevreleyen dunya ile etkilesimini anlama umuduyla calisir Alan fiziksel bilimlerle tutarli bilimsel metodunun yani sira simulasyon ve modelleme de kullanir siklikla da modellerin ciktilarini insan bilisi ile kiyaslar Psikoloji alanina benzer olarak birlesik bir bilissel bilim olduguna dair biraz suphe vardir ki bu kimi arastirmacilari bilissel bilimler cogul kelime obegini tercih etmeye itmistir Kendini bilissel bilimci olarak gorenlerin cogu ama hepsi degil zihne dair islevselci functionalist bir goruse zihinsel durumlar mental states ve surecler islevleriyle aciklanmalidir gorusu sahiptir Islevselciligin multiple realizability gorusune gore robotlar ve bilgisayarlar gibi gayri insan sistemlerin bile bilise sahip oldugu soylenebilir Bilissel Terimi Bilissel bilim deki bilissel cognitive terimi net olarak incelenebilen herhangi bir zihinsel surec ya da yapi anlaminda kullaniliyor Lakoff ve 1999 Bu kavramsallastirma oldukca genistir ve bilissel kelimesinin analitik felsefedeki kullanimiyla karistirilmamalidir Analitik felsefede bilissel yalnizca formel kurallarla ve dogruluk kosullu semantik truth conditional semantics ile ilgilidir Oxford Ingilizce Sozlugu ndeki bilissel kelimesi icin ilk girdi kabaca bilme eylemi ya da surecine iliskin anlamina sahip oldugunu soyluyor 1586 dan olan bu ilk girdi Platonik bilgi teorileri tartismalari baglaminda bu kelimenin kullanildigini gosteriyor KapsamiHylobates lar and Homo sapiens jpg Bilissel bilim bilise dair genis bir yelpazedeki konulari kapsiyor Fakat bilissel bilimin zihnin dogasi ve surecleriyle ilgili olabilecek her seyle esit duzeyde ilgilenmedigini ayrimsamak gerekir Filozoflar arasinda klasik kognitivistler classical cognitivists sosyal ve kulturel faktorleri duyguyu bilinci hayvan bilisini karsilastirmali ve evrimsel psikoloji calismalarini nispeten onemsiz gorurler Ancak davranisciligin yavas yavas populerligini yitirmesiyle beraber duygulanim affect ve duygular emotions gibi icsel durumlari da farkindalik ve ortuk dikkat covert attention gibi konular kadar calismak mumkun olmustur Ornegin durumsal ve bedenlesmis bilis situated and embodied cognition teorileri cevrenin etkilerini ve bedenin bilisteki rolunu de dikkate alir Bilgi isleme information processing surecleri uzerinde durulmaya baslanmasiyla beraber psikolojinin en temel ogesi gozlemlenebilen davranistan ziyade modelleme veya zihinsel durumlara dair alinan kayitlar oldu Yapay Zeka Yapay zeka YZ makinelerdeki bilissel olgulari inceler YZ nin pratik amaclarindan bir tanesi insan zekasinin cesitli yonlerini bilgisayarlarla gerceklestirebilmektir Bilgisayarlar bilissel olgularin arastirilmasinda siklikla kullanilan araclardir Islemsel modelleme insan zekasinin nasil yapilandigini arastirmak icin simulasyonlari kullanir Bkz Zihnin kucuk fakat tek baslarina islevsiz yapitaslarinin mesela noronlar vb devasa bir urunu olarak mi yoksa semboller yapilar semalar planlar ve kurallar gibi daha yuksek seviye yapilarin acisindan mi daha iyi anlasilabilecegine dair yapay zeka alaninda bir tartisma olagelmistir Bahsettigimiz ilk gorus zihni arastirmak icin baglanticiligi connectionism kullanirken ikinci gorus ise sembolik islemlemeler symbolic computations uzerinde durur Konuya dair bir bakis acisi da insan beynini tam olarak simule etmenin noronlari simule etmeksizin mumkun olup olmadigidir Dikkat Dikkat onemli bilginin information digerleri arasindan secilmesidir Insan zihni milyonlarca uyaranin bombardimani altindadir ve bu bombardiman arasindan hangi bilgileri information isleyecegine process karar vermesini saglayan bir mekanizma olmalidir Dikkat kimi zaman bir spot lambasi gibi gorulebilir yani bir kimse spot lambasini ancak belirli bir bilgi kumesi uzerine tutabilir Bu metaforu destekleyen deneylerden bazilari dikotik dinleme Cherry 1957 ve istemdisi korluk Mack ve Rock 1998 calismalaridir Cift kulakli dinlemede katilimcilar her biri bir kulaga olmak uzere iki farkli mesajin bombardimanina tutulur ve mesajlardan yalnizca birine dikkat kesilmeleri istenir Deneyin sonunda dikkat kesilmedikleri mesajin icerigine dair bilgi vermeleri istendiginde katilimcilar bunu yapamazlar Problem Cozme Problem cozme bir noktadan bir baska noktaya ulasmanin hedef oldugu ve bunu yapmanin optimumum yolunun secilmesi gerektigi durumlari ifade etmek icin kullanilan bir terimdir Gunluk ve pratik sureclerle ilgili olabilir ornegin aritmetik satranc oynamak veya bir seyahati planlamak gibi Onceleri yapay zeka calismalarinin en cok odaklandiklari noktalardan biri makinelere problem cozme becerisi kazandirabilmekti Bir baslangic ve bir de hedef durum belirtilir Makine icin gorev hedefe giden yolu bulmaktir Burada temelde iki yaklasim vardir Birincisinde program tum farkli yollari deneyerek hedefe giden yolu bulmaya calisir Buna kaba kuvvet metodu denir Brute Force Method Bununla beraber NP tam sorunlarda olasi yollarin sayisi o kadar yuksektir ki bu yaklasimin sinirlarina erisilir Cunku tum yollari denemek ve sonuca ulasip ulasmadigini gormek makinenin hesaplama kapasitesini asar Bu tarz durumlarda A arama algoritmasi gibi horistik tarama kullanan algoritmalar gereklidir Horistik tarama denemeksizin en olasi yollari taramak icin bir yontemdir Boylece denenmesi gereken olasi yollarin sayisi makinenin hesaplama kapasitesi icinde tutulur Horistik kullanarak calisan ilk program Allen Newell ve Herbet A Simon tarafindan gelistirilen dur General Problem Solver GPS Hanoi Kuleleri oyununu cozmeyi basarmis bir algoritmadir Bu oyunda farkli boyutlarda uc disk ve bu disklerin takili oldugu uc kule vardir Oyunun en basinda tum bu diskler sol taraftaki kulededir ve oyun tum diskler boyutlarina gore ve baska belli bir hedef kulede siralandiginda biter Hanoi Kuleleri gibi oyunlari cozmek yapay zekanin erken donemlerinde populer bir isti Bunun neden burada yalnizca sinirli sayida eylemin mumkun olmasi ve ongorulemeyen olaylarin yasanmamasidir Bu tarz kisitli bir calisma sahasi bilissel stratejilerin deneysel olarak da test edilebilmesini kolaylastirdi Bugunse calismalar bir restorana gidip siparis vermek gibi karmasik ve cesitli acilardan ongorulemez sureclerin gerceklestirilmesine odaklaniyor Bilissel Mimariler Bir bilissel mimarinin amaci bilissel psikolojinin cesitli alanlarindan toplanan verileri bir bilgisayar modelinde bir araya getirmektir Bunun icin toplanan veriler bir bilgisayar modeline temel saglayacak sekilde formalize edilmelidir Oldukca unlu uc bilissel mimari ACT R SOAR ve EPIC tir Ayrica bkz Noroinformatik Bilgi ve Dil Isleme Bir dili ogrenmek ve anlamak asiri derecede karmasik bir surectir Dil yasamin ilk birkac senesi icinde edinilir ve normal sartlarda tum insanlar dili en iyi sekilde edinebilirler Teorik dilbilimin major temellerinden bir tanesi dilin bu sekilde edinilebilmesi icin soyut bir yapiya sahip olmasi gerekliliginin kesfidir Beynin dili nasil isledigi sorusuna dair yapilan calismalardaki temel bazi arastirma sorulari 1 Dilsel bilginin knowledge ne kadari dogustan gelir ne kadari ogrenilir 2 Neden yetiskinlerin ikinci bir dil edinmesi cocuklarin ana dillerini edinmelerinden daha zordur 3 Insanlar hic gorup duymadiklari cumlelerle karsilastiklarinda bunlari nasil anlayabiliyorlar Bilissel bilimdeki dil isleme calismalari dilbilim alanini yakindan ilgilendirmektedir Dilbilim geleneksel olarak tarih sanat ve edebiyati da icerecek sekilde beseri bilimlerin bir alt dali olarak calisiliyordu Ancak Son 50 60 yil icerisinde arastirmacilar dili dil bilgisinin knowledge nasil edinildigi nasil kullanildigi ve tam olarak nelerden mutesekkil oldugu gibi sorulari merkeze alarak bilissel bir fenomen olarak inceliyorlar Dilbilimciler insanlarin oldukca karmasik sistemler vasitasiyla cumleler uretseler de kendi konusmalarini yonlendiren bu kurallarin buyuk oranda farkinda olmadiklarini buldular Dolayisiyla dilbilimciler eger boylesi kurallar gercekten varsa bu kurallarin neler olduklarina dair dolayli metotlar benimsemek zorunda kaldilar Her halukarda eger konusma kurallar tarafindan yonlendiriliyorsa bu kurallar bilincli bir degerlendirmeye kapalilar Ogrenme ve Gelisim Ogrenme ve gelisim bilgiyi knowledge and information zamanla edindigimiz sureclerdir Bebekler ya cok az bilgiyle ya da bilgisiz dogarlar bilginin nasil tanimlandigina bagli olarak degisebilir ancak yine de hizlica dili kullanma yurume gibi beceriler edinirler Ogrenme ve gelisim alanindaki arastirmalar bu sureclerin nasil gerceklestigini aciklamayi hedefler Bilissel gelisim alanindaki major sorulardan biri becerilerin ne kadarinin oldugu ya da ne kadarinin ogrenildigi sorusudur Bu soru siklikla ismiyle adlandirilir Nativist dogustanci gorus bir organizmanin belirli ozelliklerinin dogustan oldugunu ve genetik aktarimi dolayisiyla belirlendigini vurgular Emprist gorus ise belirli becerilerin cevreden ogrenildigini belirtir Her ne kadar bir cocugun normal olarak gelismesi icin hem genetik hem de cevresel girdiler gerekse de genetik bilginin bilissel gelisime nasil yol actigina dair ciddi tartismalar vardir Dil edinimi alaninda ornegin kimileri ornegin Steven Pinker evrensel gramer kurallarini iceren bilginin genetikte bulunmasi gerektigini savunmusken digerleri mesela Jeffrey Elman ve Rethinking Innateness taki meslektaslari Pinker in iddialarinin biyolojik olarak gercekci olmadigini iddia etmislerdir ve genlerin bir ogrenme sisteminin mimarisini belirleyebilecegini ama gramerin nasil calistigina dair spesifik gerceklerin facts ancak tecrube ile ogrenilebilecegini savundular Hafiza Hafiza daha sonradan cagirip kullanabilmemiz icin bilgi depolamamizi saglar Hafizanin genelde uzun sureli long term ve kisa sureli short term olmak uzere iki ogeden olustugu dusunulur Uzun sureli hafiza bizim esnek zaman zarflarinda gunler haftalar yillar bilgi depolayabilmemizi saglar Henuz uzun sureli hafizanin sinirlarini tam olarak bilmiyoruz Kisa sureli hafiza ise kisa vadeli durumlarda saniyeler veya dakikalar bilgi depolamamizi saglar Ayrica hafiza siklikla declarative ve procedural seklinde de kategorize edilmistir Bildirimsel hafiza semantik semantic ve epizodik episodic hafiza alt kumelerine sahiptir gercekler ve spesifik bilgiler spesifik anlamlar ve spesifik anilarin depolandigi hafiza sistemidir ornegin Elmalar yiyecek midir veya Dort gun once kahvaltida ne yedim Prosedurel hafiza ise bisiklet surmek veya yuzmek gibi eylemlerimizi ve motor sureclerimizi hatirlamamizi saglar ve genellikle ortuk bilgi veya ortuk hafiza olarak da anilir Bilissel bilimciler hafizayi psikologlarin inceledikleri gibi inceleseler de odaklari hafizanin bilissel sureclerle ilgisi uzerindedir Bunun bir ornegi uzun suredir kullanilmamis unutulmus bir aniyi hatirlamak icin ne gibi mental sureclerin gerektigi veya bilissel bir surec olan tanima recognition ile cagirma recall arasinda ne gibi farklar oldugu olabilir Algi ve eylem Algi perception duyular sense araciligi ile bir bilgiyi edinme ve o bilgiyi bir sekilde isleme process becerisidir Gorme ve duyma cevremizi algilamamizi mumkun kilan iki baskin duyudur Gorsel algi alanindaki bazi calismalar 1 Nesneleri nasil taniyabiliyoruz 2 Herhangi bir birim zamanda cevrenin yalnizca bir kismini gorsek de onu nasil suregen continuous olarak algilayabiliyoruz gibi sorulari icerebilir ornegin Gorsel algiyi calismak icin gerekli bir yol insanlarin optik iluzyonlari nasil isledigine bakmaktir Bir Necker kubu bistabilalgiya ornektir percept yani kup iki farkli yonden algilanabilir Dokunsal kokusal ve tatsal uyaranlar da alginin alanindadir Eylem action ise bir sistemin ciktisina gondermede bulunur Eylem insanlarda motor tepkiler araciligi ile saglanir Uzamsal planlama ve hareket konusma uretimi ve karmasik motor hareketler eylemin action uzantilaridir Bilinc Bilinc bir seyin dissal bir nesne mi yoksa kisinin kendisinden mi kaynaklandiginin farkinda olmaktir Bilinc zihnin bir benlik hissine sahip olmasini veya bunu tecrube edebilmesini saglar Arastirma MetotlariBilissel bilimde pek cok farkli metodoloji kullanilagelmistir Bilissel bilim oldukca interdisipliner oldugundan bu alandaki arastirmalar siklikla psikoloji norobilim bilgisayar bilimi ve sistemler teorisinden arastirma metotlarini bir araya getirir Davranissal Deneyler Zeki bir davranisi neyin olusturdugunu bilmek icin davranisin kendisini incelemek zorundayiz Bu tur bir arastirma sahasi bilissel psikoloji ve psikofizik ile yakindan iliskilidir Farkli uyaranlara verilen davraislar tepkileri olcerek o uyaranlarin nasil islendigine dair bilgi edinebiliriz Lewandowski ve Strohmetz 2009 davranislar izler behavioral traces davranissal gozlemler behavioral observtions ve davranissal secim behavioral choice dahil olmak uzere psikolojideki inovatif davranissal olcumlerin bir incelemesini yaptilar Davranissal izler davranisin nasil olustuguna dair bir parca delil olsa da davranisi gerceklestiren ozneye dair herhangi bir sey soylemezler Davranissal gozlemler ise oznenin davranisi gerceklestirmesinin dogrudan gozlemlenmesidir Bunu yani sira davranissal secimler bir kimse iki ya da daha fazla secenek arasindan secim yaptigi durumlari kapsar Tepki suresi Bir uyaranin sunulmasiyla ona karsi verilen bir tepkinin arasindaki sure iki bilissel surec arasindaki farklara ve o sureclerin dogasina dair bize bilgi saglayabilir Ornegin eger ki bir arama gorevinde search task tepki sureleri ogelerin sayisina oranli sekilde artiyorsa bu bilissel arama surecinde dizisel serial degil paralel parallel islemenin soz konusu oldugu asikardir Psikofiziksel tepkiler Psikofiziksel deneyler bilissel psikoloji tarafindan kullanilan eski bir psikolojik tekniktir Genellikle fiziksel bir nitelige dair ornegin bir sesin gurultusu yargida bulunmayi kapsar Bireyler arasinda oznel degerlendirmelerdeki subjective scales olasi bir korelasyon fiziksel olcumlere kiyasla bilissel veya duyusal egilimleri bias gosterebilir Ornegin bir rengin tonun veya dokunun ayniligina dair yargilar veya renk ton ya da dokuda esik farkliliklari vs Goz Izleme Bu metot pek cok bilissel sureci incelemek icin kullanilmissa da en cok gorsel algi ve dil isleme arastirmalarinda on plandadir Gozlerin fiksasyon sabitlenme noktasi dikkatin odagi ile iliskilidir Dolayisiyla goz hareketlerini izleyerek hangi bilgi information kumesinin islendigini inceleyebiliriz Goz izleme oldukca kisa zaman araliklarindaki bilissel surecleri incelememizi mumkun kilar Goz hareketleri bir gorev sirasindaki surecici online karar verme adimlarini yansitir ve bu kararlarin nasil islendigine dair bize icgoru saglar Beyin Goruntuleme Beyin goruntuleme beyin cesitli islemler task gerceklestiriyorken analiz edilmesidir Bu bir davranis ile beyin fonksiyonunu birbiriyle iliskilendirmemizi ve bilginin nasil islendigini anlamamiza yardimci olur Farkli tur goruntuleme teknikleri zamansal time based veya uzamsal location based cozunurlukleri acisindan cesitlilik gosterirler Betin gorunuleme bilissel norobilimde siklikla kullanilir ve pozitron emisyon tomografi TFEBT ve PET de katilimcinin kanina enjekte edilen ve beyine ulasan radyoaktif izotoplar kullanilir Radyoaktif izotoplarin beyinde hangi bolgelerde konumlandigindan hangi bolgelerin daha aktif oldugu anlasilabilir PET fMRI a oldukca yakin uzamsal cozunurluluge sahip olsa da oldukca kotu bir zamansal cozunurlugu vardir Elektroensefalografi EEG katilimcilarin kafasina takilan bir kepe bir grup elektrot yerlestirerek beyindeki noron gruplarinin olusturdugu elektrik alanlarini olcmeye yarar Bu teknigin cok iyi bir zamansal cozunurlugu olsa da uzamsal cozunurlugu oldukca kisitlidir fMRI kandaki oksijen miktarini olcerek beynin farli alanlarindaki oksijen miktarindan hangi bolgelere daha fazla kan akisi oldugunu dolayisiyla hangi bolgelerin daha fazla aktif oldugunu olcmemizi saglar Bu sekilde farkli islevlerin beyinde hangi alanlarda gerceklestirildigini belirleyebilme imkanimiz olur fMRI in uzamsal ve zamansal cozunulurlukleri orta duzeydedir Bu teknik kizilotesi transmiterleri ve alicilari kullanarak beynin farkli bolgelerindeki kan tarafindan yansitilan isik miktarini olcer Oksijenlenmis ve oksijensiz kan isigi farkli miktarlarda yansittigindan hangi bolgelerin daha aktif oldugunu inceleyebiliriz ki bunlar daha fazla oksijenlenmis kana sahip olan bolgeler demek oluyor Optik goruntuleme orta seviyede bir zamansal cozunurluge ve zayif uzamsal cozunurluge sahip olup ayni zamanda oldukca guvenli oldugu icin bebekler ile yapilan calismalarda da kullanilabilme avantajina sahiptir MEG kortikal aktivite dolayisiyla aciga cikan manyetik alanlari olcer EEG ye benzer olsa da EEG den daha fazla uzamsal cozunurluge sahiptir cunku yaptigi olcumler EEG de oldugu gibi kep tarafindan filtrelenmemis bugulu hale getirilmemistir MEG ufak manyetik alanlari tespit edebilmek icin SQUID sensorleri kullanir Islemsel Modelleme Islemsel modeller bir problemin matematiksel ve mantiksal olarak formalize edilmis olmasini gerektirir Bilgisayar modelleri zekanin farkli genel ve spesifik niteliklerinin deneysel olarak dogrulanmasinda ve simulasyonlarda kullanilir Islemsel modelleme spesifik bir bilissel olgunun islevsel organizasyonunu anlamamiza yardimci olabilir Bilissel modellemeye yaklasimlar asagidaki gibi kategorize edilebilir 1 sembolik zeki bir zihnin soyut zihinsel islevlerinin semboller araciligi ile ele alinmasi 2 subsembolik insan beyninin noral ve iliskisel nitelikleri acisindan ve 3 sembolik ve subsembolik kesisimindeki yaklasimlar Sembolik modelleme bilgisayar bilimindeki bilgi tabanli sistemleri knowledge based systems kullanan paradigmalardan turemistir ornegin Eski Moda Yapay Zeka Good Old Fashioned Artificial Intelligence Ilk bilissel bilim arastirmacilari tarafindan gelistirilip daha sonralari da information engineering alaninda uzman sistemler expert systems icin kullanilmislardir 90 larin basindan beri alaninda insan benzeri zeka modellerinin incelenmesinde kullanilmis ve buna paralel olarak SOAR cevrelerinin gelistirilmesinde kullanilmistir Daha guncel olarak ozellikle de bilissel karar alimi baglaminda sembolik bilissel modelleme yaklasimlarla genisletilmistir Subsembolik modelleme baglantici connectionist noral ag modellerini icerir Baglanticilik zihnin beynin basit nodlardan olustugunu ve onun problem cozme kapasitesinin de bu nodlar arasindaki baglantilar ve iliskilerden turedigi fikri uzerine kuruludur Noral aglar bu yaklasimin en bariz uygulamasidir Bu yaklasimi elestiren bazilari bu modellerin sistemin nasil calistiginin bir representasyonu olmasi acisindan biyolojik tutarliliga sahip olduklarini ama aciklayiciliklarinin olmadigini dile getirirler Cunku onlara gore basit baglanti kurallarina sahip bir sistemden bile tureyen yuksek seviye kompleksite o baglantilari baglanti duzleminde yorumlanamaz kilar aslolan bu baglantilarin kendilerinden ziyade onlarin yol actigi daha yuksek seviye temsillerdir Populeritesi artmakta olan diger yaklasimlar ise 1 dinamik sistemler teorisi 2 sembolik modelleri baglantici modellere esleme noral sembolik entegrasyon veya ve 3 Norobiyolojik Metotlar Dogrudan olarak norobilimden veya noropsikolojiden alinmis metotlar zekanin kimi yanlarini inceliyorken oldukca faydali olabilirler Bu metotlar zeki davranisin fiziksel sistemlerde nasil gerceklestirildigini anlamamizi saglar Dogrudan beyin uyarimi Hayvan modelleriTarihiBilissel bilim 1950 lerde bilissel devrim olarak anilan entelektuel bir hareket olarak ortaya cikti Bilissel bilim antik felsefe metinlerine degin izi surulebilecek bir arka plana sahiptir bkz Platon un Meno su ve Aristoteles in De Anima si ki Descares David Hume Immanuel Kant Benedict de Spinoza Nicholas Malebransche Leibniz ve John Locke gibi isimleri de kapsar Fakat her ne kadar bu erken donem yazarlar zihnin felsefi olarak kesfine cokca katki saglamis ve bu calismalar nihayetinde psikolojinin gelisimine yol acmissa da bilissel bilimcilerinkinden cok daha farkli bir arac ve temel kavram seti ile calisiyorlardi Modern bilissel bilim kulturu ve gibi zihnin organizasyon prensiplerini anlamaya calisan 1930 lardaki ve 1940 lardaki sibernetisistlere degin goturulebilir McCulloch ve Pitts biyolojik noral aglarin yapisindan esinlenilerek olusturulmus islemleme modelleri olan simdiki yapay noral aglarin ilk turunu gelistirmislerdir 1940 lar ve 1950 lerde islemleme teorisinin theory of computation ve dijital bilgisayarlarin ortaya cikmasi da oldukca onemli bir onculdu Kurt Godel Alonzo Church Alan Turing ve John von Neumann bu gelismelerde etkindiler Modern bilgisayar ya da hem zihne dair bir metafor olarak hem de bir inceleme araci olarak bilissel bilimde merkezi bir rol oynayacakti Bilissel bilim deneyleri akademik bir enstitude ilk kez nda psikoloji departmaninda calisan ve insan bilisini inceliyorken bilgisayar bellegi modellerini kullanarak deneyler yapan J C R Licklider onderliginde gerceklesmistir 1956 yilinda MIT de Allen Newell Herbert A Simon ve Marvin Minsky gibi yapay zekanin onderlerinin ve dilbilimci Noam Chomsky nin katildigi Symposium on Information Theory gerceklesti Chomsky davranisciliga dair elestirisini ve daha sonradan oldukca etkili olacak olan ini Transformational Grammar sundu Newell ve Simon ise ilk yapay zeka calismalarindan sayilan sundular 1959 yilinda Noam Chomsky B F Skinner in Sozel Davranis Verbal Behavior kitabina dair cok sert bir inceleme yayinlandi O donemde Skinner in davranisci paradigmasi Amerika daki psikoloji alanini domine etmisti Cogu psikolog icsel temsiller hakkinda hipotezler ortaya atmadan uyaran ve tepki arasindaki islevsel iliskilere odaklanmisti Chomsky dili aciklayabilmek icin sadece icsel temsiller ileri surmeyen ama ayni zamanda bu temsillerin altinda yatan duzeni de izah eden gibi bir teoriye ihtiyacimiz oldugunu iddia etti Bilissel bilim terimi 1973 yilinda yapay zeka arastirmalarinin o donemki durumunu ele alan yazdigi elestirisinde tarafindan ilk kez kullanilmisti Ayni donemde Cognitive Science dergisi ve Cognitive Science Society 8 Eylul 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde kuruldu Cognitive Science Society nin kurulus toplantisi Kaliforniya Universitesi San Diego da 1979 yilinda yapildi Bu toplanti bilissel bilimin uluslararasi olarak gorunur bir girisim olmasini sagladi Yoneticiligini in yaptigi bilissel bilim alanindaki ilk lisans duzeyinde egitim programini 1972 de baslatti 1982 yilinda Profesor Stillings in de destegi ile Vassar Koleji bilissel bilimde lisans diplomasi veren ilk enstitu oldu 1986 da dunyanin ilk Bilissel Bilim Departmani Kaliforniya Universitesi San Diego da kuruldu 1970 lerde ve 1980 lerin ilk yillarinda bilgisayarlara erisim arttikca yapay zeka arastirmalari cogaldi Marvin Minsky gibi arastirmacilar insanlarin ornegin karar alma ve problem cozme gibi sureclerdeki adimlarini formel olarak betimlemek amaciyla LISP gibi programlama dillerinde bilgisayar programlari yaziyordu Bu calismalarla insan dusunusunu daha iyi anlamayi ve yapay zekayi yaratmayi amacliyorlardi Bu yaklasim sembolik yapay zeka olarak bilinir Nihayetinde sembolik yapay zeka yaklasimin limitleri gorundu Ornegin sembolik bilgisayarlar tarafindan kullanilabilecek sekilde insan bilgi birikiminin tumunu listelemek gercek disi gorunur oldu 80 lerin sonlarin ve 90 larda noral aglar ve baglanticilik bir arastirma paradigmasi olarak yukseldi Siklikla ve a atfedilen bu bakis acisi ile beraber zihin bir karmasik iliskiler kumesi olarak ele alinan ve birden cok katmana sahip bir ag olarak betimlendi Bunu elestirenler sembolik modeller ile daha iyi aciklanan bazi olgular oldugunu ve baglantici modellerin aciklayicilik guclerinin az olmasina yol acacak kadar karmasik olduklarini iddia ettiler Daha guncel calismalarda sembolik ve baglantici modeller bir araya getirildi ve bu birlesim iki tur aciklama yaklasiminin da avantajini kullanabilmeyi sagladi Hem baglanticilik hem de sembolik yaklasimlar farkli hipotezleri test etmede ve bilisin farkli yanlarini anlama konusunda kullanisli yaklasimlar olsalar da hicbiri biyolojik acidan gercekci olmadigindan ikisi de norobilimsel tutarlilik acisindan yetersiz bulunmaktadir Baglanticilik bilisin gelisim sureci boyunca nasil olustugunu ve beyinle olan iliskisini islemsel olarak inceleme baglaminda cok faydali olmustur ve siki sikiya alana spesifik domain specific ve alandan bagimsiz domain general ayrimlari yapan yaklasimlara alternatif saglamistir Ornegin Jeff Elman Liz Bates ve Annette Karmiloff Smith gibi bilim insanlari beyindeki aglarin bu aglarla cevresel girdi arasindaki dinamik etkilesimden ortaya ciktigini ileri surmuslerdir Guncel Gelismeler Zihnin beynin veya zihnin entegre edildigi herhangi bir fiziksel sistemin fiziksel ozelliklerinden bagimsiz bir kurallar temsiller dizisi bir algoritma soyut bir bilgi islem sureci olarak ele alinabilecegini iddia eden bilgisyar metaforu gectigimiz yillarda cok ciddi elestirilere maruz kaldi Bu elestirilerin temelinde iki buyuk perspektif yatiyor Birincisi bilissel norobilmin gelismesiyle beraber norobilimsel surecleri de inceleyebiliyor olmamiz ve beynin bu sureclere dahlini eskisine nazaran cok daha net gorebiliyor olmamiz onu gormezden gelerek yalnizca soyut sureclere odaklanabilmeyi guclestirmistir Bunun yani sira yapay noral aglar ve noron gruplarinin faaliyetlerini simule etmek icin kullanilan diger yontemler donanim ve yazilim gibi bir ayrima gitmenin hakkaniyetine golge dusurmustur Bunun yani sira bilissel bilimde cesitli alternatif paradigmalar da dogmaya baslamistir ornegin dinamikcilik dynamical systems ve bedensel embodied ve durumsal situated bilissel bilim Dinamikcilige gore bilissel davranis her zaman zamansal bir baglamda vuku buldugundan ve zamansal koordinasyon gerektirdiginden dinamik sistemler teorisi uygun bir model saglayabilir Dinamikcilik bilgisayar metaforunda ihmal edilen zamansal duzenliliklerin esas oldugunu iddia eder Ayrica bu yaklasim icsel temsillerin ve sembollerin bilissel bilimin merkezinde bulunmasina supheyle yaklasir cunku bu kavramlar dinamik bir aciklamanin parcasi degildirler Bunun yani sira bedensel embodied ve bilisin spesifik bir bedene embodied ve spesifik bir cevreye situated referans verilmeksizin anlasilamayacagini varsayar Bu bilisin soyut sembolik temsillerin dunyasinda gerceklesen duyusal motor ve zamansal etmenlerden azade bir surec oldugu iddiasindan suphe duyulmasini yol acar Bu gorusun en unlu savunuculari Francisco Varela ve dir Bedensel ve durumsal bilissel bilim baglaminda Maurice Merleau Ponty nin ve Edmund Husserl in fenomonolojisi ile klasik analitik zihin felsefesi arasinda bir baglanti siklikla aranir Sunulan bu farkli akimlar baglanticilik dinamikcilik durumsallik ve bedensellik talepleri ve varsayimlari benzer oldugu icin siklikla Yeni Yapay Zeka tabiri altinda anilir ve ozetlenirler Fakat bunlarin birbirleri ile uyumlu olduklari soylenemez cunku onculleri sonuclari ve uygulamalari gibi pek cok acidan birbirleri ile celisirler Zihni bilgisayar ile ozdeslestiren metaforlara yoneltilen elestiriler genel olarak bilissel bilimin sorgulanmasina yol acmistir Fakat bu elestiriler zaman icinde yumusamistir Bazi Onemli ArastirmacilarKonu ile ilgili bazi onemli bilim adamlari Alan Turing Daniel Dennett Daniel Kahneman David Chalmers David Rumelhart Douglas Hofstadter George Lakoff Gerald Edelman Herbert Simon Jerry Fodor John Searle Leon Festinger Marvin Minsky Noam Chomsky Steven PinkerDis baglantilarBogazici Universitesi Bilissel Bilim Yuksek Lisans Programi 13 Nisan 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Stanford Felsefe Ansiklopedisi Bilissel Bilim maddesi29 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Dil Bilimi Sitesi Bilissel Bilim 28 Kasim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Books Google da Bilissel Bilim Kitaplari 21 Yuzyila Girerken Felsefe ve Bilissel Bilim Zekiye Kutlusoy olu kirik baglanti Dilbilgisi Bilisim ve Bilissel Bilim Cem Bozsahin Deniz Zeyrek 17 Haziran 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kaynakca American Federation of Teachers Ingilizce 8 Agustos 2014 11 Ekim 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Eylul 2020 a b Thagard Paul plato stanford edu Ingilizce 2 Aralik 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Eylul 2020 a b Miller George A 1 Mart 2003 The cognitive revolution a historical perspective Trends in Cognitive Sciences Ingilizce 7 3 141 144 doi 10 1016 S1364 6613 03 00029 9 ISSN 1364 6613 PMID 12639696 11 Ekim 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Eylul 2020 Varela F J Thompson E amp Rosch E 1991 The embodied mind cognitive science and human experience Cambridge Massachusetts MIT Press Marr D 1982 Vision A Computational Investigation into the Human Representation and Processing of Visual Information W H Freeman Ferres Joan Masanet Maria Jose 2017 La eficacia comunicativa en la educacion Potenciando las emociones y el relato Comunicar Revista Cientifica de Comunicacion y Educacion Ispanyolca 25 52 51 60 doi 10 3916 C52 2017 05 ISSN 1134 3478 31 Temmuz 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Eylul 2020 Sun Ron ed 2008 The Cambridge Handbook of Computational Psychology Cambridge University Press New York Daniela Isac Charles Reiss I language An Introduction to Linguistics as Cognitive Science 2nd edition Oxford University Press s 5 ISBN 978 0199660179 Pinker Steven Bloom Paul Aralik 1990 Natural language and natural selection Behavioral and Brain Sciences Ingilizce 13 4 707 727 doi 10 1017 S0140525X00081061 ISSN 1469 1825 9 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Eylul 2020 Jr Gary W Lewandowski Strohmetz David B 2009 Actions Can Speak as Loud as Words Measuring Behavior in Psychological Science Social and Personality Psychology Compass Ingilizce 3 6 992 1002 doi 10 1111 j 1751 9004 2009 00229 x ISSN 1751 9004 Hafner K Lyon M 1996 Where wizards stay up late The origins of the Internet New York Simon amp Schuster p 32 Chomsky Noam 1959 Review of Verbal behavior Language 35 1 26 58 doi 10 2307 411334 ISSN 0097 8507 16 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Eylul 2020 Longuet Higgins H C 1973 Comments on the Lighthill Report and the Sutherland Reply Artificial Intelligence a paper symposium Science Research Council syf 35 37 Cognitive Science Society Ingilizce 29 Ekim 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Eylul 2020 a b web archive org 9 Temmuz 2015 9 Temmuz 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Eylul 2020 cogsci vassar edu 3 Eylul 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Eylul 2020 d Avila Garcez Artur S Lamb Luis C Gabbay Dov M 2008 Neural Symbolic Cognitive Reasoning Cognitive Technologies Springer Sun Ron Bookman Larry eds 1994 Computational Architectures Integrating Neural and Symbolic Processes Needham MA Kluwer Academic www encephalos gr 25 Haziran 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Eylul 2020 Wilson Elizabeth A 4 Subat 2016 Neural Geographies Feminism and the Microstructure of Cognition Routledge Zorzi Marco Testolin Alberto Stoianov Ivilin Peev 2013 Modeling language and cognition with deep unsupervised learning a tutorial overview Frontiers in Psychology Ingilizce 4 doi 10 3389 fpsyg 2013 00515 ISSN 1664 1078 29 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Eylul 2020 Tieszen Richard 2011 Analytic and Continental Philosophy Science and Global Philosophy Comparative Philosophy 2 2 4 22 Browne A 1997 Neural Network Perspectives on Cognition and Adaptive Robotics CRC Press ISBN 0 7503 0455 3 Pfeifer R Schreter Z Fogelman Soulie F Steels L 1989 Connectionism in Perspective Elsevier ISBN 0 444 59876 6 Karmiloff Smith Annette 2015 An Alternative to Domain general or Domain specific Frameworks for Theorizing about Human Evolution and Ontogenesis AIMS Neuroscience Ingilizce 2 2 91 doi 10 3934 Neuroscience 2015 2 91 PMC 4678597 2 PMID 26682283 6 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Eylul 2020 KB1 bakim PMC bicimi link