Bu maddenin konusunda kuşkular bulunmaktadır.Şubat 2021) () ( |
Reenkarnasyon veya ruh göçü, ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğine inanan spiritüalistlerin bu olaya verdiği addır. Reenkarnasyon kavramı Asya dinlerindeki tenasüh kavramından biraz farklı olmakla birlikte, benzerlik arz eder. Günümüzde ruh göçüne inanan insanların sayısı bir milyarı aşmaktadır.[1] (Hindular, Budistler, Jainistler, Vikanlar, Kaodaistler, Ekistler, deneysel Spiritüalistler vs.) Ayrıca Dürzîlik ve Nusayrîlik gibi Orta Doğu'da yayılmış bazı dinlerde de bu inanış mevcuttur.
Ruh göçü kavramına inanmış topluluklar
Bilinen Batı tarihinde ilk kez Pisagor ve Platon gibi bazı eski Yunan bilgin ve filozofları tarafından dile getirilmiş olan ruh göçü kavramı, aslında çok eski çağlardan beri, eski Mısır, Kelt, Maya ve İnka uygarlıkları gibi birçok uygarlıkta bilinen ve kabul görmüş olan bir kavramdır. de ruh göçüne ilişkin ögeler bulunmaktadır. Platon ruh göçü fikrine özellikle "le Phedon", "le Banquet" ve "Er’in Öyküsü" eserlerinde değinmiştir. Antik çağın Yunanistan’ından sonra Gnostiklerce de kabul edilmiş ve Roma Uygarlığı’nda özellikle Mitraizm misterlerinde benimsenmiş bu kavrama Kabbala’da (gilgulim) ve belirgin ifadelerde bulunan sufilerin (Ferideddin Attar, Bahram Elahi) sayısı az olmakla birlikte tasavvufta da rastlanır. Günümüzde de ruh göçü kavramını kabul eden birçok inanç sistemi, tarikat ve felsefi akım bulunmaktadır. Ruh göçü fikrini kabul etmiş eski ve yeni inanç sistemlerinin mensupları arasında, Hindular (Yoga, Vaishnavism, Shaivism), Katharlar (Cathares), Eseniler (Esseniens), Caynacılar (Jainistler), Sihistler, Umbanda'cılar (, Brezilya), Yezidiler, Nusayriler, Dürzîler, Anadolu Kızılbaşları ve birçok mezhep sayılabilir. Bu kavram Asya’nın Şamanist toplumlarının birçoğunda ve birçok Kızılderili kabilesinde de mevcuttur. Kimi zaman Budist yeniden doğum anlayışı da reenkarnasyon olarak nitelenmektedir.
İskandinav mitolojisinde ruh göçü
Reenkarnasyon kavramına İskandinavya veya Viking mitolojisi de denilebilecek İskandinav mitolojisinde, manzum olarak yazılmış Edda destanında rastlanır. Edda destanını kaleme alan, Helgi Hjörvarðsson ve üstadı valkür Sváfa’nın aşk hikâyelerinin Helgakviða Hjörvarðssonar’da anlatıldığını söyler. Onlar Helgi Hundingsbane ve valkür Sigrún olarak yeniden doğmuşlardı. Helgi and Sigrún’un aşk hikâyesi Völsunga destanının bir kısmına ve kahraman I. ve II. Helgakviða Hundingsbana’nın maceralarına konu teşkil eder. Onlar ikinci kez Helgi Haddingjaskati ve valkür Kára olarak doğmuşlardı. Fakat ne yazık ki, hikâyeleri olan Káruljóð, yalnızca Hrómundar saga Gripssonar (Hromund Gripsson) destanında ve muhtemelen değiştirilmiş bir biçimde bulunmaktadır. Vikingler’de ruh göçü inanışının olağan (sıradan) bir inanış olması gerekir. Nitekim Edda Destanı’nın yorumcusu insanların ruh göçüne inanmaya alışkın olduklarını yazar.[2]
Şamanizm'de ruh göçü
Asya şamanizminde, bazı Kuzey Amerika ve Güney Amerika Kızılderililerinde ve kimi Afrika kabilelerinde ölüm olayı ile bedenini terk edenlerin yaşadığı öte-âleme ruhlar diyarı adı verilir. Kuzey Asya halkları, insanın birden fazla, üç ya da yedi “can”ı olduğuna inanırlar. Örneğin Yakut Türkleri, Çukçiler ve Yukagirler, insanın üç “can”ı olduğuna inanırlar. Ölüm olayında biri mezarda kalır, biri “ruhlar diyarı”na iner, üçüncüsü “Göğe” çıkar. İnsanın “ruhlar can”ı öte-âlemin eşiğini bekleyen eşik bekçisine rastlar; sonra kayıkla öte yakaya geçer. Gölgeler diyarı’nda ölü, yeryüzünde sürdüğü yaşamı sürer. Ölüler, bir süre sonra, yeryüzünde tekrar doğabilirler. Uygurlar, inandıkları sürekli olarak tekrar doğma olgusuna “sansar” adını verirler.
Kişinin ölüm olayı ile bedenini terk etmesinden sonra içine düşeceği Asya şamanizminin kimi tradisyonlarında günahkârların ölüm sonrasında ifritlerle karşılaşma veya “köprü”den geçme dönemi olarak belirtilir. Şamanların görevlerinden biri de ölen kimseye bu ifritlerden kurtulmada yardım etmektir. Şamanist geleneğe göre insanlar günahkâr olduklarından ilâhî yasalar gereği öldükten sonra bu ifritlerle karşılaşmak zorunda kalırlar; fakat Tanrı insana acıdığından şamanların insanlara bu konuda yardım etmesi için yeryüzünde şamanlık kurumunu kurmuştur.
Asya Şamanizmin'de ölümden sonraki yolculukta ölünün geçemediği takdirde azap çekmesinin söz konusu olduğu bir köprüyle karşılaşılır. Şaman bu köprüyü kolayca geçebildiği gibi, ölenlere de bu köprüyü geçmelerinde yardım edebilir. Orta Sibirya şamanizmine göre, şaman, birkaç ‘ırmağı’ ve bir “köprü”yü geçtikten sonra “gölgeler diyarı”nın uzandığı “büyük su”ya gelir. Altay Türkleri tradisyonunda şamanın gölgeler diyarını ziyaret edişinde bir dağa çıkış olgusu da bulunur. Bu diyarda ölüler aynen dünyadaki yaşamlarını sürmektedirler. Onlar orada yeryüzünde tekrar doğmaya hazırlanırlar.[3][4] Ruh göçü kavramına Amerika’nın birçok Kızılderili kabilesinde rastlanır. Inuit’lerde ruh göçü kutsal kabul edilen bir kavramdır. Kuzey Amerika kızılderililerinin birçok kabilesine göre, ölüm olayından sonra ruh ve gölge bedenden ayrılır. Ruh, “kurt”un hükmettiği âleme gider; yeryüzündekilerin ilişki kurabilecekleri onun “gölge”sidir. Ruh, “gölge”yle birleşince yeni bir varlık oluşturur ve yeryüzünde tekrar doğar. Güney Amerika kızılderililerinin çoğunun dillerinde, ruh, gölge ve imaj kavramları aynı sözcükle karşılanır.
Taoizm’de Ruh Göçü
Ruh göçünden bahseden en erken Taoist belgeler Han Sülalesi dönemine dayanır. Bu belgelerde “Lao Zi’nin Üç Hükümdar ve Beş İmparator Dönemi”nden itibaren farklı dönemlerde farklı kişiler olarak yaşadığı anlatılır. [5] Taoizm’in kutsal kitaplarından Chuang Tzu’da (M.Ö.4.yy.) şöyle denir: “Doğum başlangıç değildir, ölüm de son değildir. Varoluş sınırsız, sonsuzdur; bir başlangıç noktası olmayan süreklilik söz konusudur. Sınırı olmayan varoluş (varlık) uzaydır. Başlangıç noktası olmayan süreklilik zamandır. Doğum da vardır, ölüm de; biri dışarı doğru olan sonuçtur, diğeri içeriye doğru olan sonuçtur. Böylece, biçimini görmeksizin, 'İlâhî Olanın Kapısı'ndan bir içeri bir dışarı geçilir.” (Zhuang Zi, 23)
Grek kültüründe ruh göçü
Ruh göçü inanışının Batı tarihindeki kökenleri bir yandan Kelt rahipleri Drüidler’e ve diğer pagan gruplara bir yandan Grek kültürüne dayanır. Grek uygarlığında ruh göçü inanışının adı «ruhların göçü» anlamına gelen «metempsycose» (Latince’de metempsychosis) idi. Tarihçi Herodot’a göre Grek uygarlığındaki bu inanışın kökeni eski Mısır’dı. Hermes Trismegistus'a dayandırılan Hermetika’da reenkarnasyon doktrini merkezî konumdadır. Bu inanışın Grek uygarlığında M.Ö. 8. yy. ile M.Ö. 6. yy. arasında yeşerdiği sanılmaktadır. Kökeni tam olarak bilinmemekteyse de birçok araştırmacı Orfe ve Pisagor’la başladığı düşüncesindedir. Sokrat ve Platon da ruh göçüne inanmışlar ve Pisagor ile Platon reenkarnasyon doktrinini çevrelerine inisiyatik eğitimle açıklamışlardır. Birçok eski kaynak Pisagor’un önceki yaşamlarını hatırlayabildiğini doğrulamaktadır.[6]
Orfecilik (Orfizm) ve Pisagorculuk ruh göçü doktrininin antik çağdaki temel taşlarını oluştururlar. Bu öğretinin daha sonra Pindar gibi şairleri ve Platon gibi filozofları etkilediği görülmektedir. Platon benimsediği reenkarnasyon ilkesinden Phédon, Ménon, «Şölen» (Le Banquet) adlı eserlerinde ve özellikle «Er’in Öyküsü»nde doğrudan veya dolaylı olarak söz etmiştir. Romanlaştırdığı Phédon adlı diyaloglarının son kısmında Platon, Sokrat’ın şu sözlerine yer verir: “Yeniden yaşamak… Eminim ki gerçekten böyle bir şey var; bu, ölüden çıkan bir yaşam.”
Buna karşılık Sokrat’ın yaşamı hakkında bilgi veren diğer kaynak olan Xenophon Sokrat’tan ruh göçüne inanan biri olarak söz etmez. Platon çalışmalarında reenkarnasyon hakkında ayrıntılı açıklamalarda bulunmuştur.
Orfe’den ve Pisagor’dan esinlenen akımlar Roma uygarlığında her zaman mevcut olmuşlardır. Roma uygarlığında ruh göçü kavramına inanlar özellikle maddi durumu iyi sınıflar, filozoflar ve sanatçılardan oluşuyordu. Virgilius ünlü “Aeneide” eserinde ruh göçüne birçok yerde göndermelerde bulunur (örneğin VI, 713)
Yahudilikte ruh göçü
Ruh göçü doktrini kıyamet inanışına sahip geleneksel Yahudilikte bulunmamakla birlikte, popüler Yahudi inanışlarında ruh göçü kavramına ilişkin bazı unsurların yer aldığı görülmektedir. Örneğin birçok Yahudi; Âdem’in önce Nuh, sonra İbrahim, sonra Musa olduğuna inanır.
Ayrıca vaktiyle inisiyatik bir örgütlenme içinde olmuş Esseniler adlı Yahudi topluluğunun ruh göçünü kabul ettiği bilinmektedir. Öte yandan Yahudiler’in mistik ve ezoterik tradisyonu olan Kabala’da ruh göçü kavramının bulunduğu görülür. Ruh göçüne özellikle Sha'ar Ha'Gilgulim’de değinilmektedir. İbranice’de bu kavram ruhların devreleri anlamında kullanılan Gilgulei Ha Neshamot terimiyle ifade edilir. Eserde ruhların tekâmül için çeşitli enkarnasyonlardan (doğumlardan, yaşamlardan) geçmesi gerektiği kavramı işlenir. [7]
Hristiyanlıkta ruh göçü
19. yüzyılda doğmuş birçok akım ruh göçü inanışını benimsemiş durumdadır. Bunlar arasında spiritüalistler, okültizmden esinlenen teozofi, antropozofi gibi akımlar sayılabilir. Özellikle teozoflar ve New Age Hristiyanları geçmişteki birçok din ve inanışta ruh göçü kavramının yer almış olduğunu ileri sürerler. Onlara göre, ilk Hristiyanlar reenkarnasyona inanmaktaydı, fakat yanlış çeviriler ve önyargılar bu inanışın yer aldığı metinlerin kaybolmasına veya tahrif edilmesine neden olmuştur.[8] Nitekim II. İstanbul Konsilinde bu inanış politik nedenlerle sansürlenmiş ve «heretik» [9] olarak ilan edilmiştir. Politik nedenler arasında, Doğu Roma İmparatorluğu ile Batı Roma İmparatorluğu arasındaki iktidar çatışması, ilk yüzyıllardaki farklı kiliseler ve patrikler arasındaki güç çatışması ve özellikle Hristiyanlık öğretisinin henüz hararetli münakaşalar yaşadığı dönemdeki origencilik, , , ortodoksluk vs. farklı teolojik görüşler arasındaki çatışmalar sayılabilir.[10]
İlk Hristiyanların ruh göçüne inandığını ileri süren teozoflar ve Batılı spiritüalistler İncil’lerdeki bazı pasajları da iddialarına örnek olarak gösterirler. «Kilise Babaları»nın çoğu ruh göçü inanışını mahkûm etmişlerse de, bu inanışa ait birçok imalı söz hâlen kayıtlarda bulunmaktadır. Örneğin Kilise Babaları’nın en etkilisi sayılan Augustinus «İtiraflar»ında şöyle der: «Söyle bana Tanrım, söyle bana çocukluğum daha önce yaşamış olduğum, önceki ölümümle ayrılmış olduğum bir neslin devamı mıdır? (…) Bu yaşamdan önce neredeydim ey Tanrım, başka bir bedende mi?» Augustinus Contra Academicos diyaloglarında ise şöyle der : "Tüm felsefenin en saf ve en aydınlığı olan Platon’un mesajı sonunda hatanın gölgesini dağıttı ve şimdi özellikle Plotin’de parlıyor. Belki de üstadına benzeyen Plâtoncu Plotin onunla vaktiyle aynı dönemde yaşamıştır ve hatta belki de Platon Plotin olarak yeniden doğmuştur. » [11]
Fakat Teozofların bu yaklaşımı teologlar tarafından, özellikle Katolik teologlar tarafından şiddetle reddedilmiştir.
Ruh göçünü kabul eden Kilise Babaları’ndan, üçüncü yüzyılda ölen Origen’den kaynaklanan Origencilik de 553’deki II. İstanbul Konsili’nde «anatema»[12] olarak ilan edildi.
Sonuç olarak, öyle görünüyor ki, Hristiyanlığın erken dönemindeki Sethianism ve Valentinus’un Gnostik Kilisesi gibi bazı Hristiyan mezhepleri reenkarnasyonu gerçekten ilke edinmişler ve bu yüzden Romalılar tarafından zulme uğramışlardır.[13]
19. ve 20. yüzyılda Hristiyanlık ile ruh göçünü bağdaştırmaya çalışan girişimler olmuştur. Bu konuda Geddes Macgregor’ın “Hristiyanlık ve Reenkarnasyon: Hristiyan Düşüncede Yeniden Doğmaya Yeni Bir Bakış” (Reincarnation in Christianity: A New Vision of Rebirth in Christian Thought) adlı kitabı, Antropozofi’nin kurucusu Rudolf Steiner’in “Hristiyanlık ve Mistik Hakikat” (Christianity as Mystical Fact) adlı kitabı ve Tommaso Palamidessi’nin, önceki yaşam kayıtlarını edinebilmeye yardımcı bazı yöntemlerin önerildiği “Önceki Yaşamların Hafızası ve Kendiliğinden Hatırlama Tekniği” (Memory of Past Lives and Its Technique) adlı kitabı belirtilebilir. [14] Günümüzde reenkarnasyonu kabul eden birçok Hristiyan kurum ve mezhep bulunmaktadır. Bunlar arasından Christian Community, Liberal Catholic Church, Unity Church, Christian Spiritualist Movement, Rosicrucian Fellowship ve Lectorium Rosicrucianum örnek olarak gösterilebilir.
Gnostisizm'de ruh göçü
Ruh göçünü kabul eden akımlardan biri de Gnostisizm’dir. Gnostikler, özellikle Ürdün, Anadolu ve Mısır’da yaşamışlardır. Gnostik öğretiler çeşitli olmakla birlikte ortak hareket noktalarının şu ilkelerde toplandığı söylenebilir:
- Hakikatlere ulaşabilmede dinler yetersizdir.
- Hakiki bilgiler, yani hakikate ait ya da hakikate yakın bilgiler ancak ruhsal ve psişik gelişim yoluyla edinilebilir.
- Ruh ölümsüzdür. Ruh dünya yaşamında bir tür hapishane yaşamı geçirmektedir.
- Gerçek olan, fiziksel dünya yaşamı değil, ruhsal yaşamdır.
- Dünya düalite ilkesinin geçerli olduğu bir gelişim ortamıdır.
- Ruhsal gelişim yolunda en önemli bilgi kaynaklarından biri, ruhsal âlemden ruhsal irtibatlarla alınabilecek yüksek bilgiler içeren tebliğlerdir ki, bunlar ruhsal bakımdan seçkin insanlara verilir.[15]
Gnostik bilgelerin hemen hemen hepsi, reenkarnasyonu kabul eder. Bu bağlamda gnostikler dünya yaşamının kendilerini kurtuluşa götürecek “gnosis”in elde edilmesine bir araç olarak görürler. Kurtulanlar ilahi âleme nüfuz eder, o âlemle birleşirler; kurtulamayanlar da kurtuluşa kadar bu dünyada yeniden doğarlar. [16]
En önemli gnostik üstatlar arasında Simon Magus, Valentin, Basilide, Carpocrade, Saturnin, Marcion’un isimleri sayılabilir. M.S. I ve II.yy.’larda okutulan gnostisizmi Kilise hep sapkın bir yol olarak görmüş ve göstermiştir. Gnostisizm’den Orta Çağ’da etkilenen topluluklar arasında Katharlar ve Bogomiller sayılabilir. Bunların görüşlerini heretik [17]kabul eden Kilise tarafından yok edilmişlerdir.
Katharlarda ruh göçü
Katharizm ya da Katarcılık (-okunuşu "katar"-) Orta Çağ’da Fransa’nın Albi bölgesinde ortaya çıkan, 12. ve 13. yüzyıllarda Avrupa’nın batı kısmındaki ülkelerde etkili olan bir tarikattır. Din tarihçilerinden bazıları bu tarikatı Hristiyan tarikatlar sınıfına sokmaya çalışmışsa da, Kilise’nin görüşlerine karşı çıkmış ve reenkarnasyonu kabul eden bir tarikattır. “Kathar” adı, sözcük anlamıyla arınmış anlamına gelir. Albigeois olarak da adlandırılan Katharlar’ın (Cathares) temel görüşleri şöyle özetlenebilir:
- Ruhun dünyevi kurtuluşa ermesi için pek çok defa bedenlenmesi gerekir.
- Ruhun kurtuluşunu maddi bağlardan kopma yoluyla aramak gerekir.
- Nefis terbiyesi ruhun kurtuluş sürecini hızlandırıcı bir yoldur.
- Dünyada düalite (ikilem) ilkesi geçerlidir.
- Dünya’da Satan’ın (şeytanın) egemenliği hüküm sürdüğünden, Dünya yaşamı ötesinde bir cehennemden söz etmeye gerek yoktur. (Yani cehennem bizzat yaşadığımız kötülük dolu yeryüzü olarak kabul edilebilir.)
- Kötülüğün kaynağı bedensel istekler, maddi hırslardır.
- İsa'nın dediği gibi, mal mülk edinme kaygısı kaçınılması gereken nefsanî bir kaygıdır.
- İsa Tanrı’nın oğlu değildir, o da hepimiz gibi, bir ruhtur.
- Katoliklik boş inançlardan başka bir şey değildir.
Kilise ve krallık Katharlar’ı birkaç kez imha girişiminde bulunmuş ve bunu sonunda 13. yy.’da Haçlı orduları başarmıştır. 20.000 kişinin katledilmesi ve keşişlerin yakılmasından sonra, Kathar tradisyonu kısmen Trubadur’lar tarafından sürdürülmeye çalışılmışsa da, bunların yaymaya çalıştıkları öğreti de yine Engizisyon tarafından yasaklanmıştır. [18]
İslam’da ruh göçü
Kıyamet kavramını kabul eden diğer tek tanrılı dinlerde olduğu gibi, İslam’da da genel olarak ruh göçü kavramı yoktur.
Tenasühü reddedenlerin delilleri
Birçok İslam bilgini, bu öğretiyi İslamiyet kapsamında görmez.[] İslâm'da tenasüh olmadığını savunanların[] argümanları şu âyetlerdir:
"Nihâyet onlardan birine ölüm gelip çattığında der ki, Rabbim beni geri gönder! Ta ki boşa geçirdiğim dünya hayatımda artık iyi ameller işleyeyim. Hayır! O, söylediği boş bir lâftan ibarettir. Onların arkalarında ise, yeniden diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır.”[]
"Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice kuşakları helak etmişiz. Onlar artık kendilerine dönüp gelmiyorlar."[]
"Can boğaza dayandığı zaman, ki o zaman siz (ölmek üzere olana) bakar durursunuz. Biz ona sizden daha yakınız, fakat siz görmezsiniz. Eğer cezalandırılmayacak iseniz, onu geri çevirsenize; şayet iddianızda doğru iseniz. Fakat ölen kişiye gelince, eğer o (Allah'a) yakın kılınanlardan ise, Ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır. Eğer O, sağın adamlarından ise, "(ey sağcı), sana sağcılardan selam!" (denir) Ama yalanlayıcı sapıklardan ise; İşte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır. Ve cehenneme atılma vardır. Kesin gerçek budur işte.[]
"Hayır hayır, ne zaman ki can köprücük kemiklerine dayanır, "Tedavi edebilecek kimdir?" denilir. Can çekişen bunun o ayrılık anı olduğunu anlar. Bacak bacağa dolaşır.. İşte o gün sevk, ancak Rabbinedir.[]
Tenasühü savunanların delilleri
Tenasühü savunan akımlar, özellikle Bâtınîler, Kuran'da tenâsühle (ruh göçüyla) ilişkili bazı bâtınî (üstü kapalı, sembolik) ifâdeler olduğuna inanırlar. Tenâsühün, İslâm'da var olduğunu savunanlar şu âyetleri delil olarak getirirler:
"Allah'ı nasıl inkâr edersiniz ki, ölü idiniz sizleri diriltti. Sonra sizleri yine öldürecek, sonra yine diriltecek, sonra da döndürülüp ona götürüleceksiniz."
"Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez. Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir yaratılışta tekrar var edelim diye (böyle yapıyoruz)."
Mevlana Celaleddin Rumi'nin ve Yunus Emre'nin şu sözlerinde de reenkarnasyonun ima edildiği düşünülmektedir, ama bu düşünceler tasavvufu yeterince özümsememiş düşüncelerdir:
“Ben de cansız varlıkken öldüm, yetişip gelişen bitki oldum; bitkiyken öldüm, hayvan biçiminde tezahür ettim. Hayvanlıktan geçip öldüm, insan oldum; öyleyse ölmekten korkmak niye? Hiç daha kötüye dönüştüğüm, alçaldığım görüldü mü?”(Mevlana Celaleddin Rumi)
"Ete kemiğe büründüm, Yunus olarak göründüm (…) Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası."(Yunus Emre)
Gnostisizm etkisi altındaki Dürzîlik ve Nusayrilik gibi bazı Şii mezheblerinde de ruh göçüne inanılmaktadır. Örneğin, (Yaşar Nuri Öztürk)'e göre reenkarnasyon hayatın en muhteşem gerçeklerinden biridir.
Yarsanizm’de ruh göçü
Kürt ezoterizminde reenkarnasyonu kabul eden metinler bulunmaktadır. Örneğin, İranlı sufi üstadı Bahram Elahi, Kemâl Yolu eserinde kişinin ruhsal tekâmül yolundaki kurtuluşa ermesi için yaklaşık 50.000 yıl boyunca çeşitli bedenlerde reenkarne olması gerektiğini ifade eder.
Hinduizm’de ruh göçü
Ruh göçü Hinduizm’in temel inanışlarından biridir. Hint’in diğer geleneksel dini sayılan Jainizm’de de mevcuttur. Bu dinlerdeki ruh göçü kavramı Türkçede tenasüh olarak bilinir.
Reenkarnasyon ve tenasüh kavramları, aynı ilkeleri içerdikleri sanılarak birbirleriyle sık sık karıştırılmaktadır. Oysa bu iki kavram arasında çok temel farklılıklar bulunmaktadır.
Bu temel farklar şöyle açıklanır:
- Tenasüh inanışında ruhların sürekli olarak tekrar bedenlenmesi ilkesi bulunmakla birlikte, deneysel spiritüalizmin reenkarnasyon kavramındaki ruhsal tekâmül ilkesi bulunmaz. Oysa reenkarnasyon kavramında ruhsal tekamül ilkesi vardır; yani ruhların dünyada bedenlenmeleri tekamülleri içindir.
- Tenasüh inanışı, ruhların dünyaya gelip gitmelerini ceza ve ödül düalitesine dayandırır Deneysel ruhçuların reenkarnasyon kavramında ise varlığın cezalandırılması veya ödüllendirilmesi gibi şeyler söz konusu değildir. Reenkarnasyonizme göre, dünya yaşamı, yapılmış hataların intikamının alınması için oluşturulmuş olamaz. Kısaca, insan dünyaya bir önceki yaşamında neden başarılı olamadığının hesabını vermek için değil, gelişmek için gelir. (Bir insan ruhunun bir sonraki yaşamında dünyaya geleceği beden onun tekâmül gereksinimlerine ve nedensellik kuralına göre belirlenir.)
- Tenasüh inanışına göre, bir insan ruhu ceza aldığı takdirde bir sonraki bedenlenmesinde dünyaya bir hayvan bedeninde gelebilir. Reenkarnasyon kavramına göreyse tekâmülde geri dönüş, yani gerileme yoktur; zaten bir hayvan bedeni bir insan ruhunun gelişim gereksinimleri için yeterli olamaz. [19]
Kimi spiritüalistlere göre tenasüh inanışı, eski inisiyelerin ezoterik bilgilerine sahip olmayan Hint rahip sınıfının sembolleri yanlış yorumlamasından kaynaklanmıştır.
Çağdaş gelişmeler
Modern düşünürler
Rönesans sırasında kamunun ilgisini çeken ve yeni yeşeren bir konu da ruh göçü olmuştu. Yeniden doğma konusunda önde gelen figürlerden biri İtalya’nın baş filozofu ve şair Giordano Bruno (1548-1600) olmuştur. Fakat ruh göçü hakkındaki öğretimi yüzünden Engizisyon tarafından kazıkta yakılmaya mahkûm edilmiştir. [20]
Ruh göçü kavramı Alman edebiyatının klasik dönemi sırasında çok ilgi çekmiştir. Örneğin Goethe (1749-1832) eserinde bu kavramı canlandırmış ve Lessing (1729-1781), Charles Bonnet ve Herder’den edindiği ruh göçü fikrini daha ciddi olarak ele almıştır. Hume (1711 -1776) ve Schopenhauer (1788 – 1860) da ruh göçü fikrinden saygıyla söz etmişlerdir.
Nobel ödüllü İrlandalı şair William Butler Yeats (1865-1939) okült tezinde yeni reenkarnasyon teorisini sunuyordu. Yeats’e göre, reenkarnasyon linear zaman taslağı içinde gerçekleşiyor olamazdı.
Ruh göçü kavramının sistematize edilişi: Reenkarnasyonizm
19.yy.sonlarına doğru Batı’da, gerek okültizme artan ilgi etkisiyle, gerekse Hint dinlerinin antropolog ve filozoflarca daha sistemli incelenmesiyle reenkarnasyona doğru büyük bir dönüş yaşanmıştır.
Birçok ezoterik grup reenkarnasyon kavramını öğretilerinin merkezine yerleştirdi. Bu yayılım meyvelerini iki güçlü ekolün kurulmasıyla verdi: Bunlardan biri Avrupa’da spiritizm adıyla ortaya çıkan, Allan Kardec tarafından kurulan deneysel ruhçuluk, diğeri Ukrayna doğumlu H.P. Blavatsky tarafından 1857’de kurulan Teozofi Cemiyeti’dir.
Ruh göçü ya da sürekli olarak tekrar doğmak kavramı ilk kez Fransız fizikçi ve yazar Allan Kardec (1804-1869) tarafından sistemli bir hale getirilmiş ve adına “tekrar ete girme” anlamında reenkarnasyon denilmiştir. Kardec, kurduğu “deneysel spiritüalizm”i "spiritizm" adıyla ilk kez 18 Nisan 1857’de yayımladığı “Ruhların Kitabı” adlı eserinde açıkladı. Ardından yazdığı diğer eserlerle konuyu ayrıntılı bir şekilde ele aldı.
Spiritizm'in ilkelerinden bazıları şunlardır:
- İnsan üç bölümden oluşur: Ruh, ‘perispri’ ve fiziksel beden. Perispri, ruh ve fiziksel beden arasında irtibatı sağlar, yarı-maddi bir yapısı vardır.
- Can dediğimiz, ölüm olayı ile bedeni terk ettiğinde “ruhlar âlemi”nde doğar. Dünyada iken yaptığı iyilik ve kötülükler orada, hafızasında canlanır. Bir süre sonra, tekrar dünyada bedenlenir. Sınavlar geçireceği dünyada defalarca doğmasının amacı tekâmül etmektir. Fakat insan ruhu hiçbir zaman yeniden hayvan bedeninde doğmaz. Çünkü tekâmülde gerileme söz konusu değildir.
- Bütün ruhlar eşit yaratılmıştır denebilir. Fakat tekâmül dereceleri aynı kalmadığından aralarında, tekâmül farklarından kaynaklanan bir ruhsal hiyerarşi oluşmuştur.
- Ruhlar yalnız Dünya’da değil, evrenin diğer dünyalarında da bedenlenirler.
- Ruhlar âlemindeki bedensiz varlıklar, dünyadaki bedenlilerle gerek maddi gerekse manevi etkileşim içindedir. Ayrıca ‘medyum’lar aracılığıyla, bedensiz varlıklarla sesli veya yazılı iletişim kurulabilir.
Fransa ve İspanya Kiliseleri Kardec’in eserlerinin büyük ilgi görmesinden rahatsızlık duymuşlar ve karşı tavır almışlarsa da, Kardec’in açtığı yoldan giden izleyicilerinin sayısı hızla çoğalmıştır. Deneysel Spiritüalizm Latin Amerika ülkelerinde Kardesizm adını almıştır. Spiritüalistler reenkarnasyon ilkesini kabul etmese de tüm inanç sistemlerine saygı gösterilmesi gerektiğini düşünürler ve inanç ve fikirlerin farklı farklı olmasını doğal karşılarlar. Çünkü spiritüalistlere göre herkesin gelişim gereksinmeleri bir değildir, dolayısıyla herkesin yürüyeceği yollar farklıdır; zaten dünyadaki insanların hepsi aynı fikirde, aynı görüşte olsaydı ve hiçbir anlaşmazlık olmasaydı ne ruhsal gelişim olanağı olurdu, ne de yaşamın tadı kalırdı; herkes robotlardan farksız olurdu. Bu nedenle Neo-spiritüalistler kimseye "kendi yolunuzu bırakın, bizim yolumuza gelin" diye çağrıda bulunmaz.
Spiritizm’deki ya da diğer adıyla deneysel spiritüalizmdeki reenkarnasyon kavramı, yukarıda açıklandığı gibi, Hinduizmdeki “tenasüh” adı verilen kavramdan birçok bakımdan farklıdır.
Günümüzde bu reenkarnasyon geleneğinin devamı New Age denilen akımda bulunmaktadır. Günümüzde Yeni Çağ (New Age) oluşumlarının da ilgi gösterdiği reenkarnasyon kavramını kabul eden örgütlü topluluklardan başlıcaları spiritüalistler, teozoflar ve antropozoflar adlarıyla bilinirler. Ayrıca, ABD’nde de ruh göçü kavramları spiritüalizmdeki reenkarnasyon kavramına yakın olmakla birlikte, bu terimi kullanmayan ve kullanan çeşitli topluluklar ve dernekler bulunmaktadır. [21]
Antropozofi
Rudolf Steiner tarafından kurulan Antropozofi akımında reenkarnasyon kavramının önemli bir yeri vardır. Steiner ruhları, gelişim amacıyla yeni deneyimler edinmek üzere, her devirde farklı ırklarda, farklı uluslarda bedenlenen varlıklar olarak tanımlamıştır.
Zaafları, kudret ve yetenekleriyle ruhların kişisel yapıları bulundukları fiziksel bedenin genetik kalıtımının yansımasından ibaret değildir. Her ruh, gelişim gereksinimlerine göre, gelecek yaşamında bedenleneceği aileyi kendisi seçer. Kişinin karakteri, geçmiş yaşamlarıyla belirlenir.
Antropozofiye göre “şimdi” “geçmiş” ve “geleceğin” bir tür bileşkesi gibidir. Şimdiye kadar belirlenmiş, kaçınılmaz hale gelmiş mukadderatımız geçmişteki fiillerimizin bir sonucudur. Karşılaştığımız kimi olaylar, geçmişteki fiillerimizin sonucu olarak karşımıza çıkmakta, kimi olaylar da bizi geleceğe doğru biçimde hazırlamak üzere karşımıza çıkmaktadır (sınavlar vs.). Her ikisinde de insana özgür irade hakkı tanınmıştır; mukadderatımızı bizzat kendimiz yaratıyoruz. Antropozofinin mukadderata bu bakış açısı neo-spiritüalist bakış açısına çok yakındır. (Bkz. Mukadderat). Antropozofi geçmiş yaşamları ve insan varlığının en derin doğasını idrak edebilme yeteneğini geliştirmek üzere çeşitli spiritüel egzersizler geliştirmiştir. Ayrıca Steiner, Julianus’tan Karl Marx’a kadar tarihsel önemi olan birçok kişiyikarmik ilişkileri bakımından incelemiştir. [22]
Teozofi
Batı teozofisinin kurucusu, daha doğrusu 1857’de Teozofi Cemiyeti’ni kurarak teozofiyi Batı'da kurumsallaştıran kişi Helena Petrovna Blavatsky'dir. Teozofi Cemiyeti'ne üye olan ünlü isimlerden bazıları Thomas Alva Edison, talyum elementini keşfeden William Crookes, sonradan Antropozofi'yi kuran Rudolf Steiner'dir. Batı teozofisi bir yandan okült tradisyon, diğer yandan Doğu (özellikle Hint) tradisyonları üzerine kurulmuş, ezoterik bilgilerden yararlanan felsefi bir sistemdir.
Teozofi kurumu üç ilkesini şöyle açıklar:
- İnsanlığın evrensel birliği için ırk, renk, inanç ve cinsiyet ayrımı yapmamak.
- Din kuralları, felsefe ve bilim sınırlarının ötesinde çalışabilmek.
- Doğanın keşfedilmemiş yönlerini ve insanın bilinmeyen yönlerini araştırmak.
Reenkarnasyon modern teozofinin ana ilkelerinden biridir ve bir teozof yazara göre, “modern sorunları çözmede üstat-anahtar’dır.”[23]
Scientoloji
Reenkarnasyonu kabul eden dini akımlardan biri de temeli Amerikalı bilimkurgu yazarı L. Ron Hubbard tarafından 1952'de atılan Scientoloji’dir. “Geçmiş reenkarnasyonlar” anlamında kullanılan “geçmiş yaşamlar” ifadesi Scientoloji Kilisesi’nin ilke ve uygulamalarında anahtar rolündedir. ABD'de aralarında , John Travolta, Tom Cruise, Juliette Lewis, Catherine Bell, Isaac Hayes, Chick Corea ve Beck gibi ünlü isimlerin de bulunduğu, [24] milyonlarca izleyicisi olan bu dini akımda, "kişisel manevi denetleme"nin amacı, kişinin yüksek bir spiritüel idrak haline ulaşarak "yaşam-sonrası" rahatsızlıklardan kurtulabilmesi ve "yaşam-sonrası hafıza"sını tekrar edinebilmesidir.
Reenkarnasyon üzerine bilimsel araştırmalar
Ünlü İngiliz biyolog Thomas Huxley reenkarnasyon fikrinin makul bir fikir olduğunu düşünmüş ve “Evrim ve Etik” (Evolution and Ethics) ve “Denemeler” (Essays) adlı kitaplarında bu fikri tartışmalı olarak ele almıştır.
ABD'de son zamanlarda, kimilerince 20. yüzyılın Galilesi sayılan Kanadalı-Amerikalı psikiyatrist Ian Stevenson tarafından sürdürülen bilimsel araştırmaların sonuçlarının yayımlanmasıyla reenkarnasyona olan ilgi biraz daha popüler hale getirilmiştir.
Reenkarnasyonun varlığının lehindeki en ayrıntılı kişisel rapor dosyaları Virginia Üniversitesi’nden Prof. Ian Stevenson tarafından “Yirmi Açık Reenkarnasyon Vakası” Twenty Cases Suggestive of Reincarnation, “Reenkarnasyon ve Biyoloji: Doğum İşaretlerinin ve Doğum Kusurlarının Etiyolojisine Bir Katkı, Cilt 1: Doğum İşaretleri” (Reincarnation and Biology: A Contribution to the Etiology of Birthmarks and Birth Defects Volume 1: Birthmarks) ve “Reenkarnasyon ve Biyoloji: Doğum İşaretlerinin ve Doğum Kusurlarının Etiyolojisine Bir Katkı, Cilt 2: Doğum İşaretleri ve Diğer Anormallikler” (Reincarnation and Biology: A Contribution to the Etiology of Birthmarks and Birth Defects Volume 2: Birth Defects and Other Anomalies) adlı kitaplarda yayımlanmıştır. (İncelemelerinin bir kısmı Charlottesville Üniversitesi tarafından İngilizce olarak,6 büyük cilt halinde yayımlanmıştır.)
Prof. Stevenson 40 yılını, geçmiş yaşamlarını hatırlıyor gibi görünen çocukları incelemeye hasretti. Yaklaşık 1000 çocuk üzerinde incelemelerde bulundu. (İncelediği vakaların sayısı 2002 yılında 2006’yı bulmuştur.) Prof. Stevenson her vakada çocukların raporlarını metotlu olarak belgeledi. Böylece, çocukların anlattıkları ile ölen kişilere ait olguların paralellik göstermekte olduğunu doğrulamayı başardı. Aynı zamanda söz konusu ölen kişilerde ölüm ve yaralanmaya yol açmış yara izlerinin söz konusu çocuklarda doğum işareti ve doğum kusuru olarak belirmiş olduğunu, otopsi fotoğrafları gibi tıbbi kayıtlarla doğruladı.[25][26] Prof. Stevenson’un yardımcılarıyla bilimsel anlamda son derece titiz bir şekilde incelediği bu vakalarda, geçmiş yaşamlarını (reenkarnasyonlarını) hatırladıklarını söyleyen bütün çocukların iddiaları araştırılmış ve hepsi doğrulanmıştır. İncelemelerini genellikle reenkarnasyona inanılan ülkelerde sürdürmüş olan Stevenson, yayımlanan son kitabında ise Batı’da rastladığı 6 vakayı sunmuştur. [27]
Stevenson tarafından belgelenmiş tipik bir vakada, Beyrut’taki bir çocuk 25 yaşında bir motor tamircisiyken plaj yolu üzerinde hız sınırını aşmış bir arabanın çarpmasıyla ölmüş olduğunu anlatmaktaydı. Çeşitli tanıklıklara göre, çocuk sürücünün adını, kazanın tam olduğu yeri, motor tamircisinin kızkardeşlerinin, anne ve babasının, kuzenlerinin ve birlikte ava gittiği arkadaşlarının adlarını veriyordu. Vaka doğrulandı, çocuk söz konusu motor tamircisinin ölümünden birkaçyıl sonra doğmuştu ve çocuğun ailesinin ölen adamla görünür hiçbir irtibatı yoktu.[28]
Stevenson’un ilk incelemelerini daha ziyade, reenkarnasyona inancının yoğun olduğu ülkelerde yapmıştı. Bu bakımdan bir eleştiri aldığında, bu kez incelemelerini Batılı ülkelerde de yaptı ve Avrupa’da incelediği bu tür reenkarnasyon vakaları üzerine bir kitap yayımladı.[29]
Daha başka birçok kişi reenkarnasyon fenomenini sorgulamış ve bunun makul bir fenomen olduğu sonucuna varmıştır. Bu kişiler arasında Peter Ramster, Dr. Brian Weiss, Dr. Walter Semkiw ve başkaları sayılabilir. Fakat bu kişilerin çalışmaları bilim çevreleri tarafından genellikle kuşkuyla karşılanmıştır. Dr. Karl Sagan gibi bazı kuşkucular, daha fazla reenkarnasyon araştırmasının yapılması gerektiği düşüncesindedirler.[30]
Stevenson’un Reenkarnasyon Araştırmalarının özellikleri
- Vakaların ve verilerin ulaştığı miktarın çokluğundan, reenkarnasyon taraftarları için teorinin doğru olduğu kesin sayılır.
- Araştırmaların büyük bölümü üniversiteler tarafından gerçekleştirildi.
- Madde ve metotlar açıkça ortaya konulmuştur.
- Uzman dergilerinde bilimsel tartışmalar olmuştur.
- Dört üniversite tarafından tekrarlanan deneylerin benzer neticeler gösterdiği bilinir.
- Araştırmalar dinlerden bağımsız gerçekleşmiştir.
- Araştırmalarda maddi çıkarlar gözetilmemiştir.
- Araştırma tekniklerindeki titizlik eleştiriciler tarafından da kabul edilmiştir. Tartışma konusu sadece verilerin yorumu üzerinedir.
Sembolizm'de reenkarnasyon
Eski uygarlıklarda ve çeşitli geleneklerde ruh göçünün simgelenmesinde şu sembol ve sembolizmlerin kullanıldıkları ileri sürülür: Kuyruğunu ısıran yılan, ağaca dolanmış yılan, kelebek, spiral, feniks, mumya üzerine konulan ankh, kemik, daire, bilgi ağacının ya da hakikat ağacının meyvesinin yenilmesi, yaşam çarkı (budizm), geyik (şamanizm), ırmağın karşı kıyısına geçen ak koyunun kara koyuna dönüşmesi (Gal), suyun bir vazodan ötekine aktarılması (eski Yunan). Fakat bu semboller tekanlamlı olmadıklarından, yalnızca ruh göçünü simgelemek üzere kullanılmadıkları, çokanlamlı bu sembollerin farklı bağlamlarda farklı anlamlarda kullanıldıkları belirtilir. [31]
Filmlerde reenkarnasyon
Batı’da, reenkarnasyonu konu alan veya reenkarnasyonla ilgili olan filmlerden bazıları şunlardır: [32]
- The Three Lives of Thomasina29 Mart 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (1964)(İngilizce)
- On a Clear Day You Can See Forever5 Mart 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (1970)(İngilizce)
- The Reincarnation of Peter Proud5 Aralık 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (1975)(İngilizce)
- Audrey Rose (film)|Audrey Rose21 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (1977)(İngilizce)
- Karz8 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (1980)(İngilizce)
- Sarumai Reincarnation (Makai Tehsho) (1981)(İngilizce)
- Star Trek III: The Search for Spock20 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (1984)(İngilizce)
- Chances Are29 Şubat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (1989)(İngilizce)
- Dead Again21 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (1991)(İngilizce)
- Defending Your Life27 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (1991)(İngilizce)
- Little Buddha3 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (1993)(İngilizce)
- Fluke9 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (1995)(İngilizce)
- Kundun21 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (1997)(İngilizce)
- What Dreams May Come (film) (1998)
- Yesterday's Children (2000)
- Birth 22 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (2004)(İngilizce)
- P.S. (2004)(İngilizce)
- Reincarnation25 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (2005)(İngilizce)
- Om Shanti Om24 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (2007)(İngilizce)
- Eega2 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (2012)(İngilizce)
- I Origins (2014)(İngilizce)
- Apocalypto(2006)
Müzikte reenkarnasyon
Reenkarnasyonla ilgili müzik parçaları ve albümlerden bazıları şunlardır:
- The Reincarnation of Benjamin Breeg by Iron Maiden
- by
- by
- by
- Highwayman4 Şubat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. by
- Tommy29 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. by The Who
- "Galileo" by
- Metropolis Pt. 2: Scenes from a Memory25 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. by Dream Theater
- by Within Temptation, itself a recapturing of the central story of the
Video oyunlarında reenkarnasyon
- Megami Tensei (MegaTen)
Ayrıca bakınız
Dış bağlantılar
- Helen Wambach17 Aralık 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Reincarnation9 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Reincarnation: Socrates to Salinger22 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Ayrıca bakınız
Bibliyografya
- "Encyclopedia of Mystical and Paranormal Experience", GUILEY, Rosemary Ellen. Grange Books, London,1991
- "A Encyclopedia of Occultism and Parapsychology", SHEPARD, Leslie.
- "Reenkarnasyon", ÇOBANLI,Cem. Dharma Yayınları
- “Dharma Ansiklopedi”,SALT, Alparslan ve ÇOBANLI, Cem, Dharma Yayınları, İstanbul,2001,
Kaynakça
- ^Bellow's translation of Helgakviða Hundingsbana II.16 Aralık 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^"Şamanizm",ELİADE, Mircea.
- ^“Semboller Ansiklopedisi, SALT,Alparslan. Ruh ve Madde Yayınları, 2006, İstanbul
- ^Reincarnation: Socrates to Salinger22 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^
- ^Much of this is documented in R.E. Slater's book Paradise Reconsidered.
- ^“Dharma Ansiklopedi”,SALT,Alparslan ve ÇOBANLI,Cem,Dharma Yayınları,İstanbul,2001,s.141- “Dictionary of Mysticism”, DRURY, Nevill.– “Gnosticism”, EYLON, Dina Ripsman.
- ^“Dharma Ansiklopedi”,SALT,Alparslan ve ÇOBANLI,Cem.Dharma Yayınları,İstanbul,2001,s.141- “Dictionary of Mysticism”, DRURY, Nevill.– “Gnosticism”, EYLON,Dina Ripsman.
- ^”Les cathares et la réincarnation”, Editions Payot, Paris, 1971
- ^"Bilinmeyen Mevlana", YILMAZ, Burhan. Kozmik Kitaplar- "Mevlana", Bilim Araştırma Merkezi Yayınevi- "Reenkarnasyon", ÇOBANLI, Cem. Dharma Yayınları
- ^"Yunus Emre",BAŞGÖZ,İlhan.
- ^"Ruh ve Kainat", RuUHSELMAN, Bedri. Gayret Kitabevi, 1946, İstanbul.
- ^Boulting, 1914. pp. 163–64
- ^"Encyclopedia of Mystical and Paranormal Experience", GUILEY, Rosemary Ellen. Grange Books, London,1991
- ^Steiner, various dates
- ^Theosophy and reincarnation18 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^
- ^
- ^Ian Stevenson; Sought To Document Memories Of Past Lives in Children14 Mayıs 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^Stevenson, Ian (2003). European Cases of the Reincarnation Type.
- ^Tucker, 2005
- ^“Semboller Ansiklopedisi, SALT, Alparslan. Ruh ve Madde Yayınları, 2006, İstanbul
- ^IMDb Keyword: Reincarnation12 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Notlar
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddenin tarafsizligi konusunda kuskular bulunmaktadir Konuya dair fikir alisverisi tartisma sayfasinda bulunabilir Sablonu kaldirmadan once lutfen gerekli sartlarin olustugundan emin olun Subat 2021 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Reenkarnasyon veya ruh gocu ruhun surekli olarak tekrar bedenlendigine inanan spiritualistlerin bu olaya verdigi addir Reenkarnasyon kavrami Asya dinlerindeki tenasuh kavramindan biraz farkli olmakla birlikte benzerlik arz eder Gunumuzde ruh gocune inanan insanlarin sayisi bir milyari asmaktadir 1 Hindular Budistler Jainistler Vikanlar Kaodaistler Ekistler deneysel Spiritualistler vs Ayrica Durzilik ve Nusayrilik gibi Orta Dogu da yayilmis bazi dinlerde de bu inanis mevcuttur Kurtulus la sona eren reenkarnasyonu gelisim asamalariyla tasvir eden bir sanat eseriRuh gocu kavramina inanmis topluluklarBilinen Bati tarihinde ilk kez Pisagor ve Platon gibi bazi eski Yunan bilgin ve filozoflari tarafindan dile getirilmis olan ruh gocu kavrami aslinda cok eski caglardan beri eski Misir Kelt Maya ve Inka uygarliklari gibi bircok uygarlikta bilinen ve kabul gormus olan bir kavramdir de ruh gocune iliskin ogeler bulunmaktadir Platon ruh gocu fikrine ozellikle le Phedon le Banquet ve Er in Oykusu eserlerinde deginmistir Antik cagin Yunanistan indan sonra Gnostiklerce de kabul edilmis ve Roma Uygarligi nda ozellikle Mitraizm misterlerinde benimsenmis bu kavrama Kabbala da gilgulim ve belirgin ifadelerde bulunan sufilerin Ferideddin Attar Bahram Elahi sayisi az olmakla birlikte tasavvufta da rastlanir Gunumuzde de ruh gocu kavramini kabul eden bircok inanc sistemi tarikat ve felsefi akim bulunmaktadir Ruh gocu fikrini kabul etmis eski ve yeni inanc sistemlerinin mensuplari arasinda Hindular Yoga Vaishnavism Shaivism Katharlar Cathares Eseniler Esseniens Caynacilar Jainistler Sihistler Umbanda cilar Brezilya Yezidiler Nusayriler Durziler Anadolu Kizilbaslari ve bircok mezhep sayilabilir Bu kavram Asya nin Samanist toplumlarinin bircogunda ve bircok Kizilderili kabilesinde de mevcuttur Kimi zaman Budist yeniden dogum anlayisi da reenkarnasyon olarak nitelenmektedir Iskandinav mitolojisinde ruh gocu Uc enkarnasyonundan ilkinde Svafa ve Helgi Reenkarnasyon kavramina Iskandinavya veya Viking mitolojisi de denilebilecek Iskandinav mitolojisinde manzum olarak yazilmis Edda destaninda rastlanir Edda destanini kaleme alan Helgi Hjorvardsson ve ustadi valkur Svafa nin ask hikayelerinin Helgakvida Hjorvardssonar da anlatildigini soyler Onlar Helgi Hundingsbane ve valkur Sigrun olarak yeniden dogmuslardi Helgi and Sigrun un ask hikayesi Volsunga destaninin bir kismina ve kahraman I ve II Helgakvida Hundingsbana nin maceralarina konu teskil eder Onlar ikinci kez Helgi Haddingjaskati ve valkur Kara olarak dogmuslardi Fakat ne yazik ki hikayeleri olan Karuljod yalnizca Hromundar saga Gripssonar Hromund Gripsson destaninda ve muhtemelen degistirilmis bir bicimde bulunmaktadir Vikingler de ruh gocu inanisinin olagan siradan bir inanis olmasi gerekir Nitekim Edda Destani nin yorumcusu insanlarin ruh gocune inanmaya aliskin olduklarini yazar 2 Samanizm de ruh gocu Farkli kulturlerden samanlar Asya samanizminde bazi Kuzey Amerika ve Guney Amerika Kizilderililerinde ve kimi Afrika kabilelerinde olum olayi ile bedenini terk edenlerin yasadigi ote aleme ruhlar diyari adi verilir Kuzey Asya halklari insanin birden fazla uc ya da yedi can i olduguna inanirlar Ornegin Yakut Turkleri Cukciler ve Yukagirler insanin uc can i olduguna inanirlar Olum olayinda biri mezarda kalir biri ruhlar diyari na iner ucuncusu Goge cikar Insanin ruhlar can i ote alemin esigini bekleyen esik bekcisine rastlar sonra kayikla ote yakaya gecer Golgeler diyari nda olu yeryuzunde surdugu yasami surer Oluler bir sure sonra yeryuzunde tekrar dogabilirler Uygurlar inandiklari surekli olarak tekrar dogma olgusuna sansar adini verirler Kisinin olum olayi ile bedenini terk etmesinden sonra icine dusecegi Asya samanizminin kimi tradisyonlarinda gunahkarlarin olum sonrasinda ifritlerle karsilasma veya kopru den gecme donemi olarak belirtilir Samanlarin gorevlerinden biri de olen kimseye bu ifritlerden kurtulmada yardim etmektir Samanist gelenege gore insanlar gunahkar olduklarindan ilahi yasalar geregi oldukten sonra bu ifritlerle karsilasmak zorunda kalirlar fakat Tanri insana acidigindan samanlarin insanlara bu konuda yardim etmesi icin yeryuzunde samanlik kurumunu kurmustur Asya Samanizmin de olumden sonraki yolculukta olunun gecemedigi takdirde azap cekmesinin soz konusu oldugu bir kopruyle karsilasilir Saman bu kopruyu kolayca gecebildigi gibi olenlere de bu kopruyu gecmelerinde yardim edebilir Orta Sibirya samanizmine gore saman birkac irmagi ve bir kopru yu gectikten sonra golgeler diyari nin uzandigi buyuk su ya gelir Altay Turkleri tradisyonunda samanin golgeler diyarini ziyaret edisinde bir daga cikis olgusu da bulunur Bu diyarda oluler aynen dunyadaki yasamlarini surmektedirler Onlar orada yeryuzunde tekrar dogmaya hazirlanirlar 3 4 Ruh gocu kavramina Amerika nin bircok Kizilderili kabilesinde rastlanir Inuit lerde ruh gocu kutsal kabul edilen bir kavramdir Kuzey Amerika kizilderililerinin bircok kabilesine gore olum olayindan sonra ruh ve golge bedenden ayrilir Ruh kurt un hukmettigi aleme gider yeryuzundekilerin iliski kurabilecekleri onun golge sidir Ruh golge yle birlesince yeni bir varlik olusturur ve yeryuzunde tekrar dogar Guney Amerika kizilderililerinin cogunun dillerinde ruh golge ve imaj kavramlari ayni sozcukle karsilanir Taoizm de Ruh Gocu Efsanelere gore Asya su buffalo su uzerinde Lao Zi Ruh gocunden bahseden en erken Taoist belgeler Han Sulalesi donemine dayanir Bu belgelerde Lao Zi nin Uc Hukumdar ve Bes Imparator Donemi nden itibaren farkli donemlerde farkli kisiler olarak yasadigi anlatilir 5 Taoizm in kutsal kitaplarindan Chuang Tzu da M O 4 yy soyle denir Dogum baslangic degildir olum de son degildir Varolus sinirsiz sonsuzdur bir baslangic noktasi olmayan sureklilik soz konusudur Siniri olmayan varolus varlik uzaydir Baslangic noktasi olmayan sureklilik zamandir Dogum da vardir olum de biri disari dogru olan sonuctur digeri iceriye dogru olan sonuctur Boylece bicimini gormeksizin Ilahi Olanin Kapisi ndan bir iceri bir disari gecilir Zhuang Zi 23 Grek kulturunde ruh gocu Pisagor Ruh gocu inanisinin Bati tarihindeki kokenleri bir yandan Kelt rahipleri Druidler e ve diger pagan gruplara bir yandan Grek kulturune dayanir Grek uygarliginda ruh gocu inanisinin adi ruhlarin gocu anlamina gelen metempsycose Latince de metempsychosis idi Tarihci Herodot a gore Grek uygarligindaki bu inanisin kokeni eski Misir di Hermes Trismegistus a dayandirilan Hermetika da reenkarnasyon doktrini merkezi konumdadir Bu inanisin Grek uygarliginda M O 8 yy ile M O 6 yy arasinda yeserdigi sanilmaktadir Kokeni tam olarak bilinmemekteyse de bircok arastirmaci Orfe ve Pisagor la basladigi dusuncesindedir Sokrat ve Platon da ruh gocune inanmislar ve Pisagor ile Platon reenkarnasyon doktrinini cevrelerine inisiyatik egitimle aciklamislardir Bircok eski kaynak Pisagor un onceki yasamlarini hatirlayabildigini dogrulamaktadir 6 Orfecilik Orfizm ve Pisagorculuk ruh gocu doktrininin antik cagdaki temel taslarini olustururlar Bu ogretinin daha sonra Pindar gibi sairleri ve Platon gibi filozoflari etkiledigi gorulmektedir Platon benimsedigi reenkarnasyon ilkesinden Phedon Menon Solen Le Banquet adli eserlerinde ve ozellikle Er in Oykusu nde dogrudan veya dolayli olarak soz etmistir Romanlastirdigi Phedon adli diyaloglarinin son kisminda Platon Sokrat in su sozlerine yer verir Yeniden yasamak Eminim ki gercekten boyle bir sey var bu oluden cikan bir yasam Buna karsilik Sokrat in yasami hakkinda bilgi veren diger kaynak olan Xenophon Sokrat tan ruh gocune inanan biri olarak soz etmez Platon calismalarinda reenkarnasyon hakkinda ayrintili aciklamalarda bulunmustur Orfe den ve Pisagor dan esinlenen akimlar Roma uygarliginda her zaman mevcut olmuslardir Roma uygarliginda ruh gocu kavramina inanlar ozellikle maddi durumu iyi siniflar filozoflar ve sanatcilardan olusuyordu Virgilius unlu Aeneide eserinde ruh gocune bircok yerde gondermelerde bulunur ornegin VI 713 Yahudilikte ruh gocu Ruh gocu doktrini kiyamet inanisina sahip geleneksel Yahudilikte bulunmamakla birlikte populer Yahudi inanislarinda ruh gocu kavramina iliskin bazi unsurlarin yer aldigi gorulmektedir Ornegin bircok Yahudi Adem in once Nuh sonra Ibrahim sonra Musa olduguna inanir Ayrica vaktiyle inisiyatik bir orgutlenme icinde olmus Esseniler adli Yahudi toplulugunun ruh gocunu kabul ettigi bilinmektedir Ote yandan Yahudiler in mistik ve ezoterik tradisyonu olan Kabala da ruh gocu kavraminin bulundugu gorulur Ruh gocune ozellikle Sha ar Ha Gilgulim de deginilmektedir Ibranice de bu kavram ruhlarin devreleri anlaminda kullanilan Gilgulei Ha Neshamot terimiyle ifade edilir Eserde ruhlarin tekamul icin cesitli enkarnasyonlardan dogumlardan yasamlardan gecmesi gerektigi kavrami islenir 7 Hristiyanlikta ruh gocu OrigenAugustinus 19 yuzyilda dogmus bircok akim ruh gocu inanisini benimsemis durumdadir Bunlar arasinda spiritualistler okultizmden esinlenen teozofi antropozofi gibi akimlar sayilabilir Ozellikle teozoflar ve New Age Hristiyanlari gecmisteki bircok din ve inanista ruh gocu kavraminin yer almis oldugunu ileri surerler Onlara gore ilk Hristiyanlar reenkarnasyona inanmaktaydi fakat yanlis ceviriler ve onyargilar bu inanisin yer aldigi metinlerin kaybolmasina veya tahrif edilmesine neden olmustur 8 Nitekim II Istanbul Konsilinde bu inanis politik nedenlerle sansurlenmis ve heretik 9 olarak ilan edilmistir Politik nedenler arasinda Dogu Roma Imparatorlugu ile Bati Roma Imparatorlugu arasindaki iktidar catismasi ilk yuzyillardaki farkli kiliseler ve patrikler arasindaki guc catismasi ve ozellikle Hristiyanlik ogretisinin henuz hararetli munakasalar yasadigi donemdeki origencilik ortodoksluk vs farkli teolojik gorusler arasindaki catismalar sayilabilir 10 Ilk Hristiyanlarin ruh gocune inandigini ileri suren teozoflar ve Batili spiritualistler Incil lerdeki bazi pasajlari da iddialarina ornek olarak gosterirler Kilise Babalari nin cogu ruh gocu inanisini mahkum etmislerse de bu inanisa ait bircok imali soz halen kayitlarda bulunmaktadir Ornegin Kilise Babalari nin en etkilisi sayilan Augustinus Itiraflar inda soyle der Soyle bana Tanrim soyle bana cocuklugum daha once yasamis oldugum onceki olumumle ayrilmis oldugum bir neslin devami midir Bu yasamdan once neredeydim ey Tanrim baska bir bedende mi Augustinus Contra Academicos diyaloglarinda ise soyle der Tum felsefenin en saf ve en aydinligi olan Platon un mesaji sonunda hatanin golgesini dagitti ve simdi ozellikle Plotin de parliyor Belki de ustadina benzeyen Platoncu Plotin onunla vaktiyle ayni donemde yasamistir ve hatta belki de Platon Plotin olarak yeniden dogmustur 11 Fakat Teozoflarin bu yaklasimi teologlar tarafindan ozellikle Katolik teologlar tarafindan siddetle reddedilmistir Ruh gocunu kabul eden Kilise Babalari ndan ucuncu yuzyilda olen Origen den kaynaklanan Origencilik de 553 deki II Istanbul Konsili nde anatema 12 olarak ilan edildi Sonuc olarak oyle gorunuyor ki Hristiyanligin erken donemindeki Sethianism ve Valentinus un Gnostik Kilisesi gibi bazi Hristiyan mezhepleri reenkarnasyonu gercekten ilke edinmisler ve bu yuzden Romalilar tarafindan zulme ugramislardir 13 19 ve 20 yuzyilda Hristiyanlik ile ruh gocunu bagdastirmaya calisan girisimler olmustur Bu konuda Geddes Macgregor in Hristiyanlik ve Reenkarnasyon Hristiyan Dusuncede Yeniden Dogmaya Yeni Bir Bakis Reincarnation in Christianity A New Vision of Rebirth in Christian Thought adli kitabi Antropozofi nin kurucusu Rudolf Steiner in Hristiyanlik ve Mistik Hakikat Christianity as Mystical Fact adli kitabi ve Tommaso Palamidessi nin onceki yasam kayitlarini edinebilmeye yardimci bazi yontemlerin onerildigi Onceki Yasamlarin Hafizasi ve Kendiliginden Hatirlama Teknigi Memory of Past Lives and Its Technique adli kitabi belirtilebilir 14 Gunumuzde reenkarnasyonu kabul eden bircok Hristiyan kurum ve mezhep bulunmaktadir Bunlar arasindan Christian Community Liberal Catholic Church Unity Church Christian Spiritualist Movement Rosicrucian Fellowship ve Lectorium Rosicrucianum ornek olarak gosterilebilir Gnostisizm de ruh gocu Gnostiklere ait bir abraxas tasindan oyma Ruh gocunu kabul eden akimlardan biri de Gnostisizm dir Gnostikler ozellikle Urdun Anadolu ve Misir da yasamislardir Gnostik ogretiler cesitli olmakla birlikte ortak hareket noktalarinin su ilkelerde toplandigi soylenebilir Hakikatlere ulasabilmede dinler yetersizdir Hakiki bilgiler yani hakikate ait ya da hakikate yakin bilgiler ancak ruhsal ve psisik gelisim yoluyla edinilebilir Ruh olumsuzdur Ruh dunya yasaminda bir tur hapishane yasami gecirmektedir Gercek olan fiziksel dunya yasami degil ruhsal yasamdir Dunya dualite ilkesinin gecerli oldugu bir gelisim ortamidir Ruhsal gelisim yolunda en onemli bilgi kaynaklarindan biri ruhsal alemden ruhsal irtibatlarla alinabilecek yuksek bilgiler iceren tebliglerdir ki bunlar ruhsal bakimdan seckin insanlara verilir 15 Gnostik bilgelerin hemen hemen hepsi reenkarnasyonu kabul eder Bu baglamda gnostikler dunya yasaminin kendilerini kurtulusa goturecek gnosis in elde edilmesine bir arac olarak gorurler Kurtulanlar ilahi aleme nufuz eder o alemle birlesirler kurtulamayanlar da kurtulusa kadar bu dunyada yeniden dogarlar 16 En onemli gnostik ustatlar arasinda Simon Magus Valentin Basilide Carpocrade Saturnin Marcion un isimleri sayilabilir M S I ve II yy larda okutulan gnostisizmi Kilise hep sapkin bir yol olarak gormus ve gostermistir Gnostisizm den Orta Cag da etkilenen topluluklar arasinda Katharlar ve Bogomiller sayilabilir Bunlarin goruslerini heretik 17 kabul eden Kilise tarafindan yok edilmislerdir Katharlarda ruh gocu Katharlar in 1209 da Carcassonne dan surgun edilmesi Katharizm ya da Katarcilik okunusu katar Orta Cag da Fransa nin Albi bolgesinde ortaya cikan 12 ve 13 yuzyillarda Avrupa nin bati kismindaki ulkelerde etkili olan bir tarikattir Din tarihcilerinden bazilari bu tarikati Hristiyan tarikatlar sinifina sokmaya calismissa da Kilise nin goruslerine karsi cikmis ve reenkarnasyonu kabul eden bir tarikattir Kathar adi sozcuk anlamiyla arinmis anlamina gelir Albigeois olarak da adlandirilan Katharlar in Cathares temel gorusleri soyle ozetlenebilir Ruhun dunyevi kurtulusa ermesi icin pek cok defa bedenlenmesi gerekir Ruhun kurtulusunu maddi baglardan kopma yoluyla aramak gerekir Nefis terbiyesi ruhun kurtulus surecini hizlandirici bir yoldur Dunyada dualite ikilem ilkesi gecerlidir Dunya da Satan in seytanin egemenligi hukum surdugunden Dunya yasami otesinde bir cehennemden soz etmeye gerek yoktur Yani cehennem bizzat yasadigimiz kotuluk dolu yeryuzu olarak kabul edilebilir Kotulugun kaynagi bedensel istekler maddi hirslardir Isa nin dedigi gibi mal mulk edinme kaygisi kacinilmasi gereken nefsani bir kaygidir Isa Tanri nin oglu degildir o da hepimiz gibi bir ruhtur Katoliklik bos inanclardan baska bir sey degildir Kilise ve krallik Katharlar i birkac kez imha girisiminde bulunmus ve bunu sonunda 13 yy da Hacli ordulari basarmistir 20 000 kisinin katledilmesi ve kesislerin yakilmasindan sonra Kathar tradisyonu kismen Trubadur lar tarafindan surdurulmeye calisilmissa da bunlarin yaymaya calistiklari ogreti de yine Engizisyon tarafindan yasaklanmistir 18 Islam da ruh gocu Kiyamet kavramini kabul eden diger tek tanrili dinlerde oldugu gibi Islam da da genel olarak ruh gocu kavrami yoktur Tenasuhu reddedenlerin delilleri Bircok Islam bilgini bu ogretiyi Islamiyet kapsaminda gormez kaynak belirtilmeli Islam da tenasuh olmadigini savunanlarin kaynak belirtilmeli argumanlari su ayetlerdir Nihayet onlardan birine olum gelip cattiginda der ki Rabbim beni geri gonder Ta ki bosa gecirdigim dunya hayatimda artik iyi ameller isleyeyim Hayir O soyledigi bos bir laftan ibarettir Onlarin arkalarinda ise yeniden diriltilecekleri gune kadar bir berzah vardir kaynak belirtilmeli Gormediler mi ki kendilerinden once nice kusaklari helak etmisiz Onlar artik kendilerine donup gelmiyorlar kaynak belirtilmeli Can bogaza dayandigi zaman ki o zaman siz olmek uzere olana bakar durursunuz Biz ona sizden daha yakiniz fakat siz gormezsiniz Eger cezalandirilmayacak iseniz onu geri cevirsenize sayet iddianizda dogru iseniz Fakat olen kisiye gelince eger o Allah a yakin kilinanlardan ise Ona rahatlik guzel rizik ve Naim cenneti vardir Eger O sagin adamlarindan ise ey sagci sana sagcilardan selam denir Ama yalanlayici sapiklardan ise Iste ona da kaynar sudan bir ziyafet vardir Ve cehenneme atilma vardir Kesin gercek budur iste kaynak belirtilmeli Hayir hayir ne zaman ki can koprucuk kemiklerine dayanir Tedavi edebilecek kimdir denilir Can cekisen bunun o ayrilik ani oldugunu anlar Bacak bacaga dolasir Iste o gun sevk ancak Rabbinedir kaynak belirtilmeli Tenasuhu savunanlarin delilleri Tenasuhu savunan akimlar ozellikle Batiniler Kuran da tenasuhle ruh gocuyla iliskili bazi batini ustu kapali sembolik ifadeler olduguna inanirlar Tenasuhun Islam da var oldugunu savunanlar su ayetleri delil olarak getirirler Allah i nasil inkar edersiniz ki olu idiniz sizleri diriltti Sonra sizleri yine oldurecek sonra yine diriltecek sonra da dondurulup ona goturuleceksiniz Aranizda olumu takdir eden biziz ve bizim onumuze gecilmez Boylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediginiz bir yaratilista tekrar var edelim diye boyle yapiyoruz Mevlana Celaleddin Rumi nin ve Yunus Emre nin su sozlerinde de reenkarnasyonun ima edildigi dusunulmektedir ama bu dusunceler tasavvufu yeterince ozumsememis dusuncelerdir Ben de cansiz varlikken oldum yetisip gelisen bitki oldum bitkiyken oldum hayvan biciminde tezahur ettim Hayvanliktan gecip oldum insan oldum oyleyse olmekten korkmak niye Hic daha kotuye donustugum alcaldigim goruldu mu Mevlana Celaleddin Rumi Ete kemige burundum Yunus olarak gorundum Her dem yeni dogariz bizden kim usanasi Yunus Emre Gnostisizm etkisi altindaki Durzilik ve Nusayrilik gibi bazi Sii mezheblerinde de ruh gocune inanilmaktadir Ornegin Yasar Nuri Ozturk e gore reenkarnasyon hayatin en muhtesem gerceklerinden biridir Yarsanizm de ruh gocu Kurt ezoterizminde reenkarnasyonu kabul eden metinler bulunmaktadir Ornegin Iranli sufi ustadi Bahram Elahi Kemal Yolu eserinde kisinin ruhsal tekamul yolundaki kurtulusa ermesi icin yaklasik 50 000 yil boyunca cesitli bedenlerde reenkarne olmasi gerektigini ifade eder Hinduizm de ruh gocu Ruh gocu Hinduizm in temel inanislarindan biridir Hint in diger geleneksel dini sayilan Jainizm de de mevcuttur Bu dinlerdeki ruh gocu kavrami Turkcede tenasuh olarak bilinir Reenkarnasyon ve tenasuh kavramlari ayni ilkeleri icerdikleri sanilarak birbirleriyle sik sik karistirilmaktadir Oysa bu iki kavram arasinda cok temel farkliliklar bulunmaktadir Bu temel farklar soyle aciklanir Tenasuh inanisinda ruhlarin surekli olarak tekrar bedenlenmesi ilkesi bulunmakla birlikte deneysel spiritualizmin reenkarnasyon kavramindaki ruhsal tekamul ilkesi bulunmaz Oysa reenkarnasyon kavraminda ruhsal tekamul ilkesi vardir yani ruhlarin dunyada bedenlenmeleri tekamulleri icindir Tenasuh inanisi ruhlarin dunyaya gelip gitmelerini ceza ve odul dualitesine dayandirir Deneysel ruhcularin reenkarnasyon kavraminda ise varligin cezalandirilmasi veya odullendirilmesi gibi seyler soz konusu degildir Reenkarnasyonizme gore dunya yasami yapilmis hatalarin intikaminin alinmasi icin olusturulmus olamaz Kisaca insan dunyaya bir onceki yasaminda neden basarili olamadiginin hesabini vermek icin degil gelismek icin gelir Bir insan ruhunun bir sonraki yasaminda dunyaya gelecegi beden onun tekamul gereksinimlerine ve nedensellik kuralina gore belirlenir Tenasuh inanisina gore bir insan ruhu ceza aldigi takdirde bir sonraki bedenlenmesinde dunyaya bir hayvan bedeninde gelebilir Reenkarnasyon kavramina goreyse tekamulde geri donus yani gerileme yoktur zaten bir hayvan bedeni bir insan ruhunun gelisim gereksinimleri icin yeterli olamaz 19 Kimi spiritualistlere gore tenasuh inanisi eski inisiyelerin ezoterik bilgilerine sahip olmayan Hint rahip sinifinin sembolleri yanlis yorumlamasindan kaynaklanmistir Cagdas gelismelerModern dusunurler Giordano Bruno yu animsatici armalardan biriWilliam Butler Yeats Ronesans sirasinda kamunun ilgisini ceken ve yeni yeseren bir konu da ruh gocu olmustu Yeniden dogma konusunda onde gelen figurlerden biri Italya nin bas filozofu ve sair Giordano Bruno 1548 1600 olmustur Fakat ruh gocu hakkindaki ogretimi yuzunden Engizisyon tarafindan kazikta yakilmaya mahkum edilmistir 20 Ruh gocu kavrami Alman edebiyatinin klasik donemi sirasinda cok ilgi cekmistir Ornegin Goethe 1749 1832 eserinde bu kavrami canlandirmis ve Lessing 1729 1781 Charles Bonnet ve Herder den edindigi ruh gocu fikrini daha ciddi olarak ele almistir Hume 1711 1776 ve Schopenhauer 1788 1860 da ruh gocu fikrinden saygiyla soz etmislerdir Nobel odullu Irlandali sair William Butler Yeats 1865 1939 okult tezinde yeni reenkarnasyon teorisini sunuyordu Yeats e gore reenkarnasyon linear zaman taslagi icinde gerceklesiyor olamazdi Ruh gocu kavraminin sistematize edilisi Reenkarnasyonizm 19 yy sonlarina dogru Bati da gerek okultizme artan ilgi etkisiyle gerekse Hint dinlerinin antropolog ve filozoflarca daha sistemli incelenmesiyle reenkarnasyona dogru buyuk bir donus yasanmistir Bircok ezoterik grup reenkarnasyon kavramini ogretilerinin merkezine yerlestirdi Bu yayilim meyvelerini iki guclu ekolun kurulmasiyla verdi Bunlardan biri Avrupa da spiritizm adiyla ortaya cikan Allan Kardec tarafindan kurulan deneysel ruhculuk digeri Ukrayna dogumlu H P Blavatsky tarafindan 1857 de kurulan Teozofi Cemiyeti dir Ruh gocu ya da surekli olarak tekrar dogmak kavrami ilk kez Fransiz fizikci ve yazar Allan Kardec 1804 1869 tarafindan sistemli bir hale getirilmis ve adina tekrar ete girme anlaminda reenkarnasyon denilmistir Kardec kurdugu deneysel spiritualizm i spiritizm adiyla ilk kez 18 Nisan 1857 de yayimladigi Ruhlarin Kitabi adli eserinde acikladi Ardindan yazdigi diger eserlerle konuyu ayrintili bir sekilde ele aldi Spiritizm in ilkelerinden bazilari sunlardir Insan uc bolumden olusur Ruh perispri ve fiziksel beden Perispri ruh ve fiziksel beden arasinda irtibati saglar yari maddi bir yapisi vardir Can dedigimiz olum olayi ile bedeni terk ettiginde ruhlar alemi nde dogar Dunyada iken yaptigi iyilik ve kotulukler orada hafizasinda canlanir Bir sure sonra tekrar dunyada bedenlenir Sinavlar gecirecegi dunyada defalarca dogmasinin amaci tekamul etmektir Fakat insan ruhu hicbir zaman yeniden hayvan bedeninde dogmaz Cunku tekamulde gerileme soz konusu degildir Butun ruhlar esit yaratilmistir denebilir Fakat tekamul dereceleri ayni kalmadigindan aralarinda tekamul farklarindan kaynaklanan bir ruhsal hiyerarsi olusmustur Ruhlar yalniz Dunya da degil evrenin diger dunyalarinda da bedenlenirler Ruhlar alemindeki bedensiz varliklar dunyadaki bedenlilerle gerek maddi gerekse manevi etkilesim icindedir Ayrica medyum lar araciligiyla bedensiz varliklarla sesli veya yazili iletisim kurulabilir Fransa ve Ispanya Kiliseleri Kardec in eserlerinin buyuk ilgi gormesinden rahatsizlik duymuslar ve karsi tavir almislarsa da Kardec in actigi yoldan giden izleyicilerinin sayisi hizla cogalmistir Deneysel Spiritualizm Latin Amerika ulkelerinde Kardesizm adini almistir Spiritualistler reenkarnasyon ilkesini kabul etmese de tum inanc sistemlerine saygi gosterilmesi gerektigini dusunurler ve inanc ve fikirlerin farkli farkli olmasini dogal karsilarlar Cunku spiritualistlere gore herkesin gelisim gereksinmeleri bir degildir dolayisiyla herkesin yuruyecegi yollar farklidir zaten dunyadaki insanlarin hepsi ayni fikirde ayni goruste olsaydi ve hicbir anlasmazlik olmasaydi ne ruhsal gelisim olanagi olurdu ne de yasamin tadi kalirdi herkes robotlardan farksiz olurdu Bu nedenle Neo spiritualistler kimseye kendi yolunuzu birakin bizim yolumuza gelin diye cagrida bulunmaz Spiritizm deki ya da diger adiyla deneysel spiritualizmdeki reenkarnasyon kavrami yukarida aciklandigi gibi Hinduizmdeki tenasuh adi verilen kavramdan bircok bakimdan farklidir Gunumuzde bu reenkarnasyon geleneginin devami New Age denilen akimda bulunmaktadir Gunumuzde Yeni Cag New Age olusumlarinin da ilgi gosterdigi reenkarnasyon kavramini kabul eden orgutlu topluluklardan baslicalari spiritualistler teozoflar ve antropozoflar adlariyla bilinirler Ayrica ABD nde de ruh gocu kavramlari spiritualizmdeki reenkarnasyon kavramina yakin olmakla birlikte bu terimi kullanmayan ve kullanan cesitli topluluklar ve dernekler bulunmaktadir 21 Antropozofi Antropozofi nin kurucusu Rudolf Steiner Rudolf Steiner tarafindan kurulan Antropozofi akiminda reenkarnasyon kavraminin onemli bir yeri vardir Steiner ruhlari gelisim amaciyla yeni deneyimler edinmek uzere her devirde farkli irklarda farkli uluslarda bedenlenen varliklar olarak tanimlamistir Zaaflari kudret ve yetenekleriyle ruhlarin kisisel yapilari bulunduklari fiziksel bedenin genetik kalitiminin yansimasindan ibaret degildir Her ruh gelisim gereksinimlerine gore gelecek yasaminda bedenlenecegi aileyi kendisi secer Kisinin karakteri gecmis yasamlariyla belirlenir Antropozofiye gore simdi gecmis ve gelecegin bir tur bileskesi gibidir Simdiye kadar belirlenmis kacinilmaz hale gelmis mukadderatimiz gecmisteki fiillerimizin bir sonucudur Karsilastigimiz kimi olaylar gecmisteki fiillerimizin sonucu olarak karsimiza cikmakta kimi olaylar da bizi gelecege dogru bicimde hazirlamak uzere karsimiza cikmaktadir sinavlar vs Her ikisinde de insana ozgur irade hakki taninmistir mukadderatimizi bizzat kendimiz yaratiyoruz Antropozofinin mukadderata bu bakis acisi neo spiritualist bakis acisina cok yakindir Bkz Mukadderat Antropozofi gecmis yasamlari ve insan varliginin en derin dogasini idrak edebilme yetenegini gelistirmek uzere cesitli spirituel egzersizler gelistirmistir Ayrica Steiner Julianus tan Karl Marx a kadar tarihsel onemi olan bircok kisiyikarmik iliskileri bakimindan incelemistir 22 Teozofi Teozofi Cemiyeti nin kurucusu H P Blavatsky Bati teozofisinin kurucusu daha dogrusu 1857 de Teozofi Cemiyeti ni kurarak teozofiyi Bati da kurumsallastiran kisi Helena Petrovna Blavatsky dir Teozofi Cemiyeti ne uye olan unlu isimlerden bazilari Thomas Alva Edison talyum elementini kesfeden William Crookes sonradan Antropozofi yi kuran Rudolf Steiner dir Bati teozofisi bir yandan okult tradisyon diger yandan Dogu ozellikle Hint tradisyonlari uzerine kurulmus ezoterik bilgilerden yararlanan felsefi bir sistemdir Teozofi kurumu uc ilkesini soyle aciklar Insanligin evrensel birligi icin irk renk inanc ve cinsiyet ayrimi yapmamak Din kurallari felsefe ve bilim sinirlarinin otesinde calisabilmek Doganin kesfedilmemis yonlerini ve insanin bilinmeyen yonlerini arastirmak Reenkarnasyon modern teozofinin ana ilkelerinden biridir ve bir teozof yazara gore modern sorunlari cozmede ustat anahtar dir 23 Scientoloji Reenkarnasyonu kabul eden dini akimlardan biri de temeli Amerikali bilimkurgu yazari L Ron Hubbard tarafindan 1952 de atilan Scientoloji dir Gecmis reenkarnasyonlar anlaminda kullanilan gecmis yasamlar ifadesi Scientoloji Kilisesi nin ilke ve uygulamalarinda anahtar rolundedir ABD de aralarinda John Travolta Tom Cruise Juliette Lewis Catherine Bell Isaac Hayes Chick Corea ve Beck gibi unlu isimlerin de bulundugu 24 milyonlarca izleyicisi olan bu dini akimda kisisel manevi denetleme nin amaci kisinin yuksek bir spirituel idrak haline ulasarak yasam sonrasi rahatsizliklardan kurtulabilmesi ve yasam sonrasi hafiza sini tekrar edinebilmesidir Reenkarnasyon uzerine bilimsel arastirmalarUnlu Ingiliz biyolog Thomas Huxley reenkarnasyon fikrinin makul bir fikir oldugunu dusunmus ve Evrim ve Etik Evolution and Ethics ve Denemeler Essays adli kitaplarinda bu fikri tartismali olarak ele almistir ABD de son zamanlarda kimilerince 20 yuzyilin Galilesi sayilan Kanadali Amerikali psikiyatrist Ian Stevenson tarafindan surdurulen bilimsel arastirmalarin sonuclarinin yayimlanmasiyla reenkarnasyona olan ilgi biraz daha populer hale getirilmistir Reenkarnasyonun varliginin lehindeki en ayrintili kisisel rapor dosyalari Virginia Universitesi nden Prof Ian Stevenson tarafindan Yirmi Acik Reenkarnasyon Vakasi Twenty Cases Suggestive of Reincarnation Reenkarnasyon ve Biyoloji Dogum Isaretlerinin ve Dogum Kusurlarinin Etiyolojisine Bir Katki Cilt 1 Dogum Isaretleri Reincarnation and Biology A Contribution to the Etiology of Birthmarks and Birth Defects Volume 1 Birthmarks ve Reenkarnasyon ve Biyoloji Dogum Isaretlerinin ve Dogum Kusurlarinin Etiyolojisine Bir Katki Cilt 2 Dogum Isaretleri ve Diger Anormallikler Reincarnation and Biology A Contribution to the Etiology of Birthmarks and Birth Defects Volume 2 Birth Defects and Other Anomalies adli kitaplarda yayimlanmistir Incelemelerinin bir kismi Charlottesville Universitesi tarafindan Ingilizce olarak 6 buyuk cilt halinde yayimlanmistir Prof Stevenson 40 yilini gecmis yasamlarini hatirliyor gibi gorunen cocuklari incelemeye hasretti Yaklasik 1000 cocuk uzerinde incelemelerde bulundu Inceledigi vakalarin sayisi 2002 yilinda 2006 yi bulmustur Prof Stevenson her vakada cocuklarin raporlarini metotlu olarak belgeledi Boylece cocuklarin anlattiklari ile olen kisilere ait olgularin paralellik gostermekte oldugunu dogrulamayi basardi Ayni zamanda soz konusu olen kisilerde olum ve yaralanmaya yol acmis yara izlerinin soz konusu cocuklarda dogum isareti ve dogum kusuru olarak belirmis oldugunu otopsi fotograflari gibi tibbi kayitlarla dogruladi 25 26 Prof Stevenson un yardimcilariyla bilimsel anlamda son derece titiz bir sekilde inceledigi bu vakalarda gecmis yasamlarini reenkarnasyonlarini hatirladiklarini soyleyen butun cocuklarin iddialari arastirilmis ve hepsi dogrulanmistir Incelemelerini genellikle reenkarnasyona inanilan ulkelerde surdurmus olan Stevenson yayimlanan son kitabinda ise Bati da rastladigi 6 vakayi sunmustur 27 Stevenson tarafindan belgelenmis tipik bir vakada Beyrut taki bir cocuk 25 yasinda bir motor tamircisiyken plaj yolu uzerinde hiz sinirini asmis bir arabanin carpmasiyla olmus oldugunu anlatmaktaydi Cesitli tanikliklara gore cocuk surucunun adini kazanin tam oldugu yeri motor tamircisinin kizkardeslerinin anne ve babasinin kuzenlerinin ve birlikte ava gittigi arkadaslarinin adlarini veriyordu Vaka dogrulandi cocuk soz konusu motor tamircisinin olumunden birkacyil sonra dogmustu ve cocugun ailesinin olen adamla gorunur hicbir irtibati yoktu 28 Stevenson un ilk incelemelerini daha ziyade reenkarnasyona inancinin yogun oldugu ulkelerde yapmisti Bu bakimdan bir elestiri aldiginda bu kez incelemelerini Batili ulkelerde de yapti ve Avrupa da inceledigi bu tur reenkarnasyon vakalari uzerine bir kitap yayimladi 29 Daha baska bircok kisi reenkarnasyon fenomenini sorgulamis ve bunun makul bir fenomen oldugu sonucuna varmistir Bu kisiler arasinda Peter Ramster Dr Brian Weiss Dr Walter Semkiw ve baskalari sayilabilir Fakat bu kisilerin calismalari bilim cevreleri tarafindan genellikle kuskuyla karsilanmistir Dr Karl Sagan gibi bazi kuskucular daha fazla reenkarnasyon arastirmasinin yapilmasi gerektigi dusuncesindedirler 30 Stevenson un Reenkarnasyon Arastirmalarinin ozellikleri Vakalarin ve verilerin ulastigi miktarin coklugundan reenkarnasyon taraftarlari icin teorinin dogru oldugu kesin sayilir Arastirmalarin buyuk bolumu universiteler tarafindan gerceklestirildi Madde ve metotlar acikca ortaya konulmustur Uzman dergilerinde bilimsel tartismalar olmustur Dort universite tarafindan tekrarlanan deneylerin benzer neticeler gosterdigi bilinir Arastirmalar dinlerden bagimsiz gerceklesmistir Arastirmalarda maddi cikarlar gozetilmemistir Arastirma tekniklerindeki titizlik elestiriciler tarafindan da kabul edilmistir Tartisma konusu sadece verilerin yorumu uzerinedir Sembolizm de reenkarnasyonEski uygarliklarda ve cesitli geleneklerde ruh gocunun simgelenmesinde su sembol ve sembolizmlerin kullanildiklari ileri surulur Kuyrugunu isiran yilan agaca dolanmis yilan kelebek spiral feniks mumya uzerine konulan ankh kemik daire bilgi agacinin ya da hakikat agacinin meyvesinin yenilmesi yasam carki budizm geyik samanizm irmagin karsi kiyisina gecen ak koyunun kara koyuna donusmesi Gal suyun bir vazodan otekine aktarilmasi eski Yunan Fakat bu semboller tekanlamli olmadiklarindan yalnizca ruh gocunu simgelemek uzere kullanilmadiklari cokanlamli bu sembollerin farkli baglamlarda farkli anlamlarda kullanildiklari belirtilir 31 Filmlerde reenkarnasyonBati da reenkarnasyonu konu alan veya reenkarnasyonla ilgili olan filmlerden bazilari sunlardir 32 The Three Lives of Thomasina29 Mart 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 1964 Ingilizce On a Clear Day You Can See Forever5 Mart 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 1970 Ingilizce The Reincarnation of Peter Proud5 Aralik 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 1975 Ingilizce Audrey Rose film Audrey Rose21 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 1977 Ingilizce Karz8 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 1980 Ingilizce Sarumai Reincarnation Makai Tehsho 1981 Ingilizce Star Trek III The Search for Spock20 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 1984 Ingilizce Chances Are29 Subat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 1989 Ingilizce Dead Again21 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 1991 Ingilizce Defending Your Life27 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 1991 Ingilizce Little Buddha3 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 1993 Ingilizce Fluke9 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 1995 Ingilizce Kundun21 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 1997 Ingilizce What Dreams May Come film 1998 Yesterday s Children 2000 Birth 22 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 2004 Ingilizce P S 2004 Ingilizce Reincarnation25 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 2005 Ingilizce Om Shanti Om24 Mayis 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 2007 Ingilizce Eega2 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 2012 Ingilizce I Origins 2014 Ingilizce Apocalypto 2006 Muzikte reenkarnasyonReenkarnasyonla ilgili muzik parcalari ve albumlerden bazilari sunlardir The Reincarnation of Benjamin Breeg by Iron Maiden by by by Highwayman4 Subat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi by Tommy29 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi by The Who Galileo by Metropolis Pt 2 Scenes from a Memory25 Mayis 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi by Dream Theater by Within Temptation itself a recapturing of the central story of theVideo oyunlarinda reenkarnasyonMegami Tensei MegaTen Ayrica bakinizHayali ani sendromu psikolojik kurmacalar Ksenoglosi Olum otesi deneyimi Ruhsal es Perispri Yasam plani Yeniden dogum Budizm Mitoz Parazitik ikizlerDis baglantilarHelen Wambach17 Aralik 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Reincarnation9 Mayis 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Reincarnation Socrates to Salinger22 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ayrica bakinizHayali ani sendromu SpiritualizmBibliyografya Encyclopedia of Mystical and Paranormal Experience GUILEY Rosemary Ellen Grange Books London 1991 A Encyclopedia of Occultism and Parapsychology SHEPARD Leslie Reenkarnasyon COBANLI Cem Dharma Yayinlari Dharma Ansiklopedi SALT Alparslan ve COBANLI Cem Dharma Yayinlari Istanbul 2001 Kaynakca Bellow s translation of Helgakvida Hundingsbana II 16 Aralik 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Samanizm ELIADE Mircea Semboller Ansiklopedisi SALT Alparslan Ruh ve Madde Yayinlari 2006 Istanbul Reincarnation Socrates to Salinger22 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Much of this is documented in R E Slater s book Paradise Reconsidered Dharma Ansiklopedi SALT Alparslan ve COBANLI Cem Dharma Yayinlari Istanbul 2001 s 141 Dictionary of Mysticism DRURY Nevill Gnosticism EYLON Dina Ripsman Dharma Ansiklopedi SALT Alparslan ve COBANLI Cem Dharma Yayinlari Istanbul 2001 s 141 Dictionary of Mysticism DRURY Nevill Gnosticism EYLON Dina Ripsman Les cathares et la reincarnation Editions Payot Paris 1971 Bilinmeyen Mevlana YILMAZ Burhan Kozmik Kitaplar Mevlana Bilim Arastirma Merkezi Yayinevi Reenkarnasyon COBANLI Cem Dharma Yayinlari Yunus Emre BASGOZ Ilhan Ruh ve Kainat RuUHSELMAN Bedri Gayret Kitabevi 1946 Istanbul Boulting 1914 pp 163 64 Encyclopedia of Mystical and Paranormal Experience GUILEY Rosemary Ellen Grange Books London 1991 Steiner various dates Theosophy and reincarnation18 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ian Stevenson Sought To Document Memories Of Past Lives in Children14 Mayis 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Stevenson Ian 2003 European Cases of the Reincarnation Type Tucker 2005 Semboller Ansiklopedisi SALT Alparslan Ruh ve Madde Yayinlari 2006 Istanbul IMDb Keyword Reincarnation12 Aralik 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Notlar Kuran 23 99 100 Kuran 36 31 Kuran 56 83 95 Kuran 75 26 30 Kuran 2 28 Kuran 56 60 61 Not 2 Buradaki dirilmekten kasit Bana benzeyen ve ayni hislerimi terennum eden ve paylasan pek cokYunusbenden once de bu alemden gecmistir manasinddir Ahiret inanci ve reenkarnasyon