Bu maddedeki bilgilerin için ek kaynaklar gerekli.Mart 2024) () ( |
Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşmesine yönelik çabalar II. Abdülhamid döneminde de devam etmiştir. Bürokraside yapılan reformların yanı sıra Bağdat Demiryolu ve Hicaz Demiryolu'nun inşası gibi projeler bu dönemde yapılmıştır.
Ordu ve donanma
II. Abdülhamid özellikle Osmanlı'nın Çanakkale'deki tabyalarını ve savunma birliklerini güçlendirmiş ve yeni tabyalar inşa ettirmiştir. Bu güçlendirme faaliyeti I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale zaferinin kazanılmasındaki etkenlerden biri olmuştur. Ertuğrul, Orhaniye, Rumeli ve Anadolu Hamidiye tabyaları onun tarafından inşa ettirildi. Sultan Abdülmecid döneminde yaptırılan Bolayır Yıldız, Bolayır Merkez, Bolayır Ay, Anadolu Mecidiye, Nara, Değirmenburnu, Namazgah, Bozcaada Tabyaları; IV. Mehmed ve Köprülü Mehmed Paşa döneminde yaptırılan Seddülbahir ve Kumkale; Fatih Sultan Mehmed döneminde yaptırılan Kale-i Sultaniye; II. Abdülhamid döneminde elden geçirildi ve yeniletildi.
1878'de Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilgisiyle sonuçlanan 93 Harbi'nden sonra, Kıbrıs ve Mısır'ın İngilizler, Tunus'un Fransızlar tarafından işgali, Habeş vilayetlerinin elden çıkması akabinde Sultan II. Abdülhamid, Osmanlı ordusunun modernleşmesi ve ekonomik askeri iş birliği için İngiltere ve Fransa yerine Almanya'ya karar verdi. Aralarında Albay Otto Köhler ve sonradan Müşir rütbesi verilecek olan Baron Von der Goltz'un başkanlığını yapacağı Alman askerî subay kurulu İstanbul'a geldi. Von der Goltz, askerî okullarda köklü düzeltmeler gerçekleştirip genç subayların yetiştirilmesi için ön koşulları saptadı. Goltz'un çalışması önemli engellerle karşılaştı. Yabancı bir uzmana ne kadar yüksek rütbe ve unvanlar verilse de güven tam değildi. Bununla beraber Goltz özellikle genç subayların eğitiminde etkin rol oynadı. 12 yıllık ilk çalışma döneminde, Harbiye Mektebinde ders kitabı olarak okunmak üzere, 4000 sayfadan fazla Türkçe broşür ve ders kitabı yayınladı. Özellikle eğitim gören genç subaylar ve subay adaylarını etkilemeyi bildiğinden, bu gruplarda Alman hayranlığı yarattı.
Von der Goltz, Türk generallerinin günümüze kadar dayanan, herkesten daha çağdaş yöntemlerle eğitilmiş olma ve en yeni askerî teknolojileri takip etme bilincinin temel taşını meydana getirdi. Almanya'ya gününü gününe Osmanlı ve Sultan'ın durumunu bir casus gibi haber verdi ve diğer Alman subayları ile aynı şekilde Alman sanayi ve silah acentelerinin temsilcisi olmakla suçlandı. II. Abdülhamid ile çeşitli sorunlar yaşadı. Fakat tüm bunlara rağmen ilk Alman askeri heyetinin başındaki Albay Kähler'in ölümü üzerine 1885 yılında İstanbul'a gelen - esasında Alman Genel Kurmayında sevilmeyip buraya gelmeyi tercih eden - Von Goltz Türkler tarafından Kahler'den ve gelen diğer Alman subaylardan daha fazla sevilip sayıldı. Öyle ki Türkiye'den ayrılana kadar (1895) tam 3 kere kontratı Osmanlı'nın istemi üzerine yenilendi. Türkiye'den ayrılsa da 1908'de geri çağrıldı. Bununla birlikte bu subaylar Osmanlı ordusunu geliştirmekten çok Alman silah sanayi ve acentelerinin temsilcisi olmakla ve Türk Silah Sanayisinin gelişmesini engellemekle suçlandılar.
II. Abdülhamid'in ordu üzerinde yeterli reformları yaptırmadığı ve önerileri dinlemeyip rafa kaldırdığı Von der Goltz tarafından ifade edilip ağır şekilde eleştirilmiştir.
Von Goltz'un Prusya Anayasası'nın bir diğer temeli olan askerlerin sivil siyasete karışmama ilkesini aşılamakta başarılı olamadığı, Bâb-ı Âli Baskını ile ortaya çıktı.
Bununla birlikte ordunun von der Goltz tarafından yeniden yapılandırılmasıyla birlikte Osmanlılar, İngiliz silahları yerine, Krupp ve Mauser gibi Alman şirketlerine ilk kapsamlı silah siparişlerini 1885-1886 yıllarında verdiler. Von der Goltz, Almanya'nın ve Osmanlı Devleti'nin doğudaki erkini sağlama almak için Bağdat Demiryolu'nun yapılmasını da destekledi. Bu fikir, yeni pazarlar bulmak için tren yollarının yapılmasını destekleyen Alman ekonomisinin çıkarlarıyla da örtüşüyordu. 1888 yılında Sultan II. Abdülhamid, Bağdat Demiryolu inşası lisansını Alman Deutsche Bank tarafından yönetilen bir Alman konsorsiyumuna verdi.
Osmanlı ordusunun çağdaş silâhlar kullanmaya başlaması ve Alman düzeni 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı'nda test edildi. Savaş Osmanlı lehine sonuçlandı. Fakat Osmanlı ordularının Atina'yı tekrar ele geçirmeleri Rus Çarı II. Nikolay'ın ve İngiltere ile Fransa'nın araya girip Sultan II. Abdülhamid'in zaferini tebrik etmekle birlikte haber gönderip ateşkes yönünde baskı yapmaları sebebiyle gerçekleşemedi.
Modern ve özverili bir askerlik sanatı anlayışının uygulanabilmesi subayların uygulama beceri ve arzularına bağlı olmasına karşın, II. Abdülhamid döneminde - hem nicelik ve nitelik hem de askerî hareketlilik bakımından diğer bölge ordularına göre subay kadroları daha iyi bir seviyede olan - Makedonya'daki İkinci ve Üçüncü Ordu subaylarının hatıratı incelendiğinde, kıtadaki Osmanlı subaylarının yeterli bir yetişmişlik seviyesinde olmadıkları, gerekli inisiyatifi alarak hareket edebilecek subay sayısının çok az olduğu, Osmanlı nizamiye ve redif birliklerinin talim ve terbiye durumunun büyük bir ihmal içinde olduğu, talimlerin çoğunlukla muharebenin icap ettirdiği şekillerden uzak kaldığı, subaylar tarafından askerlerin duygu ve düşüncelerine nüfuz edilemediği ve sonuç olarak Osmanlı ordusunun savaş döneminde etkin bir muharebe performansı sergileme imkânının zayıf bulunduğu ortaya çıktı.
31 Mart Olayı'nın hemen öncesinde II. Meşrutiyet dönemi II. Abdülhamid tahta iken 27 Mart 1909'te Mecliste okunan Bahriye Encümeni mazbatası
II. Abdülhamid döneminde kara ordusundaki yenilikçi yaklaşımlar donanma için geçerli olmadı. Borçların artmaması, genel durum, bir kısım tarihçilere göre II. Abdülhamid'in amcası Abdülaziz'in tahttan alınması esnasında Osmanlı Deniz Kuvvetlerinin personelinin de önemli rol oynamasından kaynaklanan kuruntular ve kötüleşen mali durum ile (çünkü gemiler hep borçlarla alınıyordu) Osmanlı donanmasının gücü azaldı. Dahası donanma Haliç'te adeta çürütüldü. Yeni gemiler doğru düzgün alınmayınca da Osmanlı donanması sayı bakımından dünyanın üçüncü büyük donanması konumundan iyice gerilere düştü. Donanmaya bazı eklemeler yapılmakla birlikte, yapılan eklemelerdeki hatalar ve bakımsızlıkla bir işe yaramadı. Örneğin İsveçli silah fabrikatörü Thorsten Wilhelm Nordenfelt buhar gücüyle çalışan Nordenfelt serisi denizaltıları 1884-85'te Stockholm'de üretildi. Nordenfelt 1 denizaltısının Yunanistan donanması tarafından satın alınmasının ardından, II. Abdülhamid karşı bir atağa geçti. Nordenfelt 2 (Abdülhamid) ve Nordenfelt 3 (Abdülmecid) Osmanlı donanmasına II. Abdülhamid tarafından satın alınarak Osmanlı donanmasına dahil edildi. Bu dönemde Dünya'da ilk defa Osmanlı tarafından denenen Abdülhamid ve zırhlı denizaltıları denemelerde başarılı oldu.Fakat bakımsızlık ve teknolojik yenilemelerinin düzenli yapılamamasından bu denizaltılar 1905 sonrası kullanılamadı ve çürümeye terk edildi. Sonrasında da Osmanlı Devleti denizaltı yarışına I. Dünya Savaşı'nda elinde tek bir denizaltı olmadan devam etti.
Sonuç olarak bozuk ve kötü durumdaki donanma 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı'nda bir varlık gösteremediği gibi II. Abdülhamid sonrasında Trablusgarp Savaşı'nda İtalya donanması ile başa çıkılamaması ve I. Balkan Savaşı'nda pek çok Ege adasının kaybedilmesine zemin hazırladı.
Aşağıdaki örneklerde olduğu gibi yabancı devletler donanma gönderip, çeşitli yerlere asker çıkarıp, şartlarını zorla kabul ettirerek Osmanlı'ya karşı gambot diplomasisini uyguladılar:
- Tunus ve Mısır'ın işgalini kolaylaştırdı
- Büyük güçlerin Girit İsyanı'na müdahalesi ile Girit'in fiilen Osmanlı elinden çıkmasına neden oldu
- 1901'de Fransa'nın kendi tabiyetindeki iki Levanten ailenin borçlarının ödenmediğinden bahisle Midilli adasını işgali gerçekleşti
- 1903'te ABD, Beyrut Limanı ablukasını gerçekleştirdi ve İzmir'e gemi gönderdi
- 1904'te ABD savaş gemisi yollayıp tutuklanan vatandaşlarının serbest bırakılmasını talep etti
- 1905'te beş büyük güç Midilli ve Limni adalarını işgal ederek Makedonya'daki şartları kabul ettirdi
İlk deniz müzesi de bu dönemde açıldı (1897). En uzun süre bahriye nâzırlığı yapan ama ağır şekilde eleştirilen Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa döneme damgasını vurmuştur.
Kitap koleksiyonu, kütüphanecilik ve müzecilik alanındaki faaliyetleri
Abdülhamid, matbaa ve yayın işlerine çok meraklıydı. Modern matbaa makinelerini Osmanlı'ya getirtip kaliteli divan eserleri bastırdı. Mesela Cem Sultan Divanı'nı bastırıp bazı nüshalarını Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı'na, Almanya'ya ve Amerika'ya gönderten Abdülhamid, dedektif romanlarına ve seyahatnamelere çok meraklı bir padişahtı. Abdülhamid'in iki ila beş bin adet arasında olduğu rivayet edilen bir polisiye roman koleksiyonu vardı ve bunların birçoğu Yıldız Yağması sırasında ortadan kayboldu. Sherlock Holmes'un bütün maceralarını eksiksiz olarak Osmanlıcaya tercüme ettirdi. Sherkock Holmes'un yazarı Sir Arthur Conan Doyle'u ise 1907'de ikinci dereceden Mecidiye Nişanı ile ödüllendirdi.
Abdülhamid, Yıldız Sarayı'nda çok büyük bir kütüphane kurdu. Bu kütüphane dört bölümden meydana geliyordu. Bunlar arasında yabancı dillerde Türkiye ile ilgili yazılmış eserler vardı. Bu eserlerin içerisinde el yazması pek çok kitap olup özel olarak tercüme ettirilerek telif hakkı ödendi. Dolayısıyla bunları basmak ve dağıtmak yasaktı ve tek nüsha idiler. Gazeteler konusunda kütüphane, Avrupa'da çıkan bütün önemli gazetelere aboneydi. Dolayısıyla son derece zengin bir süreli yayın koleksiyonu mevcuttu. Roman ve hikâyeler bakımından 6.000 kadar kitap özel olarak saray için tercüme edilmişti. Bu romanlar haremde de okunur ve elden ele gezer, sonra kütüphaneye teslim edilirdi. Kütüphanenin bir de Arapça ve Farsça eserleri bulunduran bir kısmı vardı. Fakat bu kısım diğerlerine nazaran fakirdi. Coğrafya ve seyahatnameler konusunda Yıldız Sarayı'na kapanmış bir hayat süren Abdülhamid'in dünyayı bu eserler sayesinde tanıdığı ve takip ettiği söylenir.
Sadece Yıldız Sarayı değil, İstanbul ve Şam'da bir umumi kütüphane kurma fikri de onun zamanında ortaya konuldu. Yine bu dönemde Balıkesir, Eskişehir, Manastır ve Bursa başta olmak üzere İmparatorluk'un dört bir yanında II. Abdülhamid tarafından çeşitli kütüphaneler tesis edildi. Müze-i Hümayun (Eski Eserler Müzesi), Askeri Müze, Bayezid Kütüphane-i Umumisi (Beyazıt Devlet Kütüphanesi) kendi döneminde kuruldu.
Arkeolojik alanda Eski Eserler Müzesine (Müze-i Hümayun) müdür olarak ilk defa bir Türk - Osman Hamdi Bey - onun zamanında seçildi. Osman Hamdi Bey, II. Abdülhamid'e danışmanlık etti ve Nemrut Dağı, Lagina, Mirina ve Kyme gibi Anadolu'nun çeşitli yerlerinde arkeolojik sit alanlarında çeşitli kazılar yaptı.
Diğer yandan Osmanlı Ttopraklarından Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz dönemindeki gibi Abdülhamid döneminde de yurt dışına kaçırılan tarihî eser olayları hız kesmeden devam etti. İçlerinde Milet Pazar Yeri Kapısı, Milet Trajan Tapınağı, Milet Mermer Anıtı, Magnesia Zeus Tapınağı elemanları, Asarhaddon Anıtı, İştar Kapısı, Myrina Heykelcikleri, Zincirli Höyük kazılarındaki Hitit kabartmaları gibi Hitit, Yunan-Roma dönemi eserleri II. Abdülhamid'in bizzat fermanıyla veya izniyle arkeoloji çalışması için antik kentlerde kazı yapan Almanlara, Fransızlara verildi. Aynı şekilde Beyhekim Camii çini mihrabı, Hacı İbrahim Veli Türbesi sandukası gibi Türk-İslam eserleri onarım vs. bahanelerle bizzat II. Abdülhamid'in izni ile Almanya'ya götürüldü, geri alınamadı ve günümüzde Pergamon Müzesinde sergilenmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, Abdülmecid ve Abdülaziz devrinde olduğu gibi II. Abdülhamid döneminde de elden çıkan bu eserleri alabilmek için bir asırdan uzun zamandır hukuk mücadelesi vermektedir.
Eğitim
İlk kız okulları Abdülmecid zamanında açıldı, ancak II. Abdülhamid'in bunları yaygınlaştırıp kızların da eğitim almasına çalıştığı söylenebilir. İlk kız sanat okulu olan günümüzde ise kız-erkek karma eğitimin yapıldığı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi adını alan İnas Sanayi-i Nefise Mektebi II. Abdülhamid zamanında kurulup açıldı. Bilgili bir kişi olan Abdüllatif Suphi Paşa'nın ilk defa bir kız sanat okulu açma girişiminde kararsız kalması ve titizlenmesi üzerine Abdülhamid, "Sen mektebi aç, ben arkandayım" diyerek açıktan destek verdi ve çevresini her zaman kızların okuması için ilk adımları atmaya özendirdi.
Osmanlı tarihinin en canlı eğitim atılımı Abdülhamid dönemine rastlar. Tahta geçtiği yıl 250 olan rüşdiye sayısı, 1909'da 900'e, altı olan idadi sayısı 109'a çıktı. 1877'de İstanbul'da sadece 200 modern ilkokul varken 1905'te 9.000'e çıktı. Eğitim kurumlarının müfredatları da elden geldiğince II. Abdülhamid döneminde elden geçirilip güncellenmeye çalışıldı. Bunun yanında II. Abdülhamid şehzadeliğinden beri ekonomi ile ilgiliydi ve bu ilgisi saltanatında da sürdü. Mekteb-i Mülkiye'de iktisat derslerinin programını bizzat kendisi belirliyordu. Osmanlı'da liberalizmin öncüleri; Sakızlı Ohannes Paşa'nın "İlm-i Servet" ve idadilerde okutulan Mehmet Cavid'in "İlm-i İktisat"ı favori kitaplarıydı. Ama bununla da yetinmeyip bir ticaret okulu kurdu. 1883 yılında II. Abdülhamid tarafından Avrupa'nın en önemli ticaret okullarından bile daha önce kurulmuş olan Hamidiye Ticaret Mekteb-i Alisi Osmanlı'nın gerçek manada ilk ticaret mektebidir. Bu kurum sonrasında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi adını alarak faaliyetini sürdürdü ve günümüzdeki Marmara Üniversitesinin temelini oluşturdu. Okulun başlıca amacı ticaretin gelişmesi ve Müslümanların ticari hayatta söz sahibi olmasıydı. Ancak II. Abdülhamid'in düşünceleri bu şekilde olsa da hayata geçirmek için seçtiği yollar, Osmanlı'nın gerçeklikleri ile o dönemde bağdaşmayan temeli olmayan liberalist yaklaşımları, kötü mali durumdan kaynaklı oluşan koşullar nedeniyle buna tam elverişli olamadı. Türklerin gerçek manada ticaret, sanayi hayatına etkili şekilde girişleri ancak Cumhuriyet döneminde gerçekleşti. Bununla birlikte bu okulun hemen ardında Selanik, Beyrut, İzmir'de de hem devlet eliyle hem de Müslüman müteşebbislerce (İzmir ve Selanik'te) benzer okullar açıldı.
Kürt, Arap ve Arnavut aşiretlerin ve liderlerin 12-16 yaş arası çocukların eğitildiği parasız ve yatılı Aşiret Mektebi 1892'de II. Abdülhamid tarafından açıldı. Önceleri 2 yıl olan eğitim, 5 yıla çıkarıldı. Son derece iyi, başarılı ve seçkin bir eğitim verse de Şubat 1907'de öğrencilerin yemeklere isyanı bahane gösterilerek kapatıldı. Asıl kapanma nedeni ise II. Abdülhamid karşıtı düşüncelerin yanında öğrencilerin içinde de Osmanlı toplumunun o dönemde yaşadığı politik toplumsal kavgaların yaygınlaşmasıdır.
Osmanlı'da Abdülaziz'in son zamanına kadar daha önce iki defa modern anlamda bir üniversite kurulmaya çalışıldı ancak başarısız olundu. Sultan Abdülaziz üçüncü bir girişimde bulundu ve Galatasaray Mektebi Sultanisi'nin bir üstü niteliğinde üniversite olarak Darülfünun-ı Sultânisi'ni dönemin Maarif Müdürü Saffet Paşa'ya bütçeye çok yük olmaması kayıtlı kurdurdu. Ancak daha önceki ilk iki teşebbüste olduğu gibi burada da Darülfünun'un malî kaynakları sağlam bir zemine oturtulmadı. Darülfünun daha çok talebe harçları, vakıfların ve devletin belli ölçüdeki yardımlarına bağımlı kaldı, ayrıca bir kısım Cemaleddin Efgani gibi öğretim görevlilerinin infial yaratan konuşmaları, muhafazakar çevrelerle sürtüşmeler, devletin belli faaliyetlerde onayının alınamaması Darülfünun denemelerinin başarısızlığına yol açan diğer en büyük sebepler oldu. Dârülfünûn-ı Sultânî de benzer nedenlerle başarısız oldu. Çünkü, giderler daha çok Galata Sarayı Mekteb-i Sultânîsi'nin gelirlerinden karşılanmaya çalışılmıştı. İlk yıllarda Mekteb-i Sultânî'de buranın müdürü Ali Suavi'ye göre tam ücret ödeyerek okuyan öğrenci sayısının fazla olması müessesenin harcamalarını karşılamaya yeterken, sonrasında gayrimüslimlerin büyük çoğunluğunun burslu olarak okuması sebebiyle müessesenin gelirleri çok azaldımış ve artan maliyetlerle Dârülfünûn-ı Sultânî de devlete bağımlı olmak zorunda kalmıştır. Müslümanların okuması mali sorunlar vs. etkenlerden dolayı zordu. Kısa bir süre sonra II. Abdülhamid bu sebeplerden ötürü 1877'de önce tasarruf gerekçeleri ve fen kısmına öğrenci bulma sorunu nedeniyle hukuk ve mühendislik şubesi; son olarak 1880-81 yılında edebiyat bölümünü kapatarak Dârülfünûn-ı Sultânî'yi sona erdirdi.
II. Abdülhamid, kendi kontrolünde olan ve Müslüman talebeler aleyhindeki eşitsizliği ortadan kaldırmak üzere ilgili bakanlıklarla organik bir bağ oluşturan, birbirinden bağımsız yüksek mektepler açma yoluna gitti. Böylece Osmanlı hukuk ve mühendislik öğretimi 20. yüzyılın başına kadar Mekteb-i Hukuk ve Mekteb-i Mülkiyye ile Mühendis Mektebi'nde bağımsız olarak devam etti. Ancak 1900'de II. Abdülhamid yeniden yapılandırma ile modern anlamda ve bu sefer kalıcı olacak şekilde Darülfünun-ı Şahane adıyla üniversiteyi tekrar açtı ki burası İstanbul Üniversitesinin esas temelini oluşturur. Burası kuruluşunda hukuk, tıbbiye, felsefe (edebiyat), fen bilimleri (matematik ve mühendislik) ve ilahiyat olmak üzere beş fakülteyi bünyesinde barındırmaktaydı. Bununla birlikte üniversitenin o dönem için bir özerkliği bulunmayıp, doğrudan Maarif Nezareti ve II. Abdülhamid'e bağlı tıpkı bir ortaöğretim kurumu gibi idari yapısı vardı.
Adalet alanında Abdülaziz döneminde 1874 yılında kurulan ve hukuk fakültesinin esasını oluşturan Mekteb-i Hukuk-i Sultani II. Abdülhamid döneminde 1878'de kapatıldı ve yerine kurulan Mekteb-i Hukuk 17 Haziran 1880'de Adliye Nezareti bahçesinde faaliyete geçti. 1 Eylül 1900 yılında açılan Darülfünun-ı Şahane'nin bünyesinde bir hukuk fakültesi haline getirildi. Günümüzde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi olarak bilinmektedir.
Nizami ceza mahkemelerine ilişkin Fransız Ceza Muhakemesi Kanunu'ndan uyarlanan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu 25 Haziran 1879 tarihinde yürürlüğe kondu ve savcılık kurumu düzenlendi. Abdülaziz döneminde hazırlanmaya başlanıp bitirilen Mecelle, II. Abdülhamid döneminde 1877'de yürürlüğe girdi. Fransız ve İtalyan mevzuatından özellikle 1807 tarihli Fransız Usul Kanunu'ndan yararlanılarak Usul-i Muhakeme-i Hukukiyye adlı Medeni Usul Yasası 21 Haziran 1879 tarihinde çıkarılmdı. Ancak Osmanlı hukukundaki şerri ve nizami mahkeme kargaşası devam etti ve bunun giderilmesi yönünde somut adım atılamadı. Yine Abdülhamid döneminde başlangıçta gayrimüslim ve yabancı avukatlarla Türkiye'nin ilk barosu olan İstanbul Barosu 1878'de kuruldu.
Ulaşım
II. Abdülhamid, ulaştırmaya önem vermeye çalışmıştı. Çünkü sürekli tehdit altında ve isyanların olduğu İmparatorluk'ta otoritesinin güçlenmesi için askerî birliklerin vaktinde hızla sevk ve idaresi kadar lojistiğin sevk ve idaresi de hayati bir önem kazanmıştı, yine ticaretin geliştirilmesi açısından da ulaştırma önemli bir gereklilikti. Kendisinin ulaştırmada yapmaya çalıştığı en büyük atılım demiryolları üzerine oldu. Büyük ölçüde gerçekleşen projelerinden birisi Şam ile Medine arasındaki Hicaz Demiryolu'dur. 1 Eylül 1900'de resmi törenle başlanıp, 1 Eylül 1908'de tamamlandı. Toplam 1300 km, yan hatları ile 1750 km ve sonradan 1908'de yapılan eklemelerle 1900 km uzunluğa erişti. Hac yolunu 50 günden 5 güne indirdiği söylenmektedir.[]
Bu proje, Almanların finanse edip Haydarpaşa-Ankara arasında gerçekleştirdikleri Bağdat Demiryolu'nun aksine; Alman mühendis Meissner'in çizdiği projeye göre yapılmasına rağmen, İslâm âleminden toplanan bağışlarla finanse edilmeye çalışılmıştı, hatta II. Abdülhamid bile şahsen bağış yapmıştır. Ancak bu hattın Medine-Mekke ve Mekke-Cidde hatları sonrasında yapılmak istense de bağımsızlık peşinde koşan 1908'de Mekke şerifi olarak atanan Şerif Hüseyin ve çevresindeki Arap şeyhleri sabotaj ve karşı koymalarla bunu engellemişlerdir. Engelleme nedenlerinin sebebi ise Osmanlı'nın bu hattı yalnızca Hac için değil, bu bölgelere kolayca asker sevk etme, toprakların güvenliğini asayişini sağlama amacıyla da yapmasıdır. Nitekim I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı yenilgilerine karşı Osmanlı ordusu Medine çevresinde savaşın son vaktine kadar bu sayede direnebilmiştir.
Abdülhamid'in emri ile Osmanlı askerlerinin yolcularının rahatça sevki seyahati için 1903 yılında yapımına başlanan ancak bitirilemeyen diğer bir demiryolu hattı da Konya-Bağdat arasındaki demiryolu hattıdır. Selefi Sultan Abdülaziz, Türk devletinin Avrupa'daki topraklarına demiryolu hatları kurması için Alman mühendis 'i görevlendirmişti. Bu Alman mühendis, 1869'dan 1871'e kadar Rumeli'de demiryolları inşa etmiş, sonrasında Anadolu'da kurulan ilk demiryolu hattı da yine bu mühendis tarafından 1869'da inşa edilen ve İstanbul'dan Konya'ya kadar uzanan Anadolu Demiryolu Hattı'dır.
Sultan II. Abdülhamid, 1898'de ziyaretine gelen II. Wilhelm'e Abdülaziz döneminde yapılan bu hattın Bağdat'a kadar uzatılmasını ve imtiyaz hakkının Deutsche Bank adlı Alman bankasına verilmesini teklif etti. Alman İmparatoru bu teklifi kabul ederek Bağdat Demiryolu'nun hamisi oldu. Ancak demiryolunun güzergahında Toros ve Amanos Dağları'nın olması sorun teşkil ediyordu. Öte yandan ilk demiryolu projesinde İskenderun sahilden Belen Geçidi üzerinden Halep'e doğru sahilden kolayca demiryolunun geçirilmesi hedeflenmişti. Ancak yapımına başlandıktan hemen sonra demiryolunun sahilde düşman gemilerinin top atışlarının hedefi olabileceği olasılığı fark edilince güzergah değiştirildi. 8 km'ye varan bir demiryolu tüneli Amanoslardan yapılmak zorunda kaldı. I. Dünya Savaşı sonunda bile hem Konya hem Bağdat olmak üzere 2 yönlü ray inşası yapılıp neredeyse yan hatlarla birlikte 2000 km'ye yakın ray döşense de inşaat bitirilemedi ve Nasıriye-Samarra arasında 280 km'lik kısım tamamlanamadı. Bu 280 km'lik kısmı tamamlamak Osmanlı İmparatorluğu ortadan kalktıktan sonra 1940'da Irak hükûmetine ancak nasip olabilmiştir.
Sirkeci ve Haydarpaşa garları Abdülhamid'in yaptırdığı önemli binalardır. 1 Şubat 1888'de temeli atılan Sirkeci Garı, 3 Kasım 1890'da, Avrupa kentlerine yolculuk eden trenlerin durağı olarak hizmete açıldı. Haydarpaşa Garı 1872'de yapılmış olsa bile mevcut istasyon yetersiz kalmış bu sebeple yıkılıp yeni gar yapımına ise 30 Mayıs 1906'da başlanmış ve 19 Ağustos 1908'de hizmete girmiştir. Bu iki gar da Almanlar tarafından planlanıp yapıldı.
1881'de 1780 km olan demir yolu uzunluğu 1907-1908 dönemine kadar 5883 km'yi bularak Abdülhamid'in hükümdarlığı boyunca üç misli bir artış gösterdi.
II. Abdülhamid zamanında bütün Anadolu'yu baştan başa dolaşacak bir kara yolu ağının projelendirilip uygulamaya geçirildiği çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir. Selefi Sultan Abdülaziz tarafından 1869 yılında getirilen bir sistemle halkın kara yollarının yapımına katılması sağlanmıştı. Buna göre 16-60 yaş arası erkek nüfus ile her hanenin sahip olduğu yük ve araba hayvanları senede dört gün yol inşaatında çalışacaktı. Bu sayede inşaatın hızla bitirilmesi sağlandı. Gümüşhane-Bayburt-Erzurum-Doğubayazıt-İran kara yolu (1879) haricinde 12.000 kilometrelik bir güzergâha sahip Samsun-Bağdat şosesi 1895 yılına kadar tamamlandı. Açılan yollar Samsun'a göçü başlattı ve bu şehrin önemli ölçüde büyümesi, Abdülhamid döneminde oldu. Bursa için de durum böyledir. Hem şehir içi, hem de şehirler arası yollarla Bursa, yeniden bölgenin önemli bir karayolu kavşağı haline geldi.
Haberleşme
Osmanlı'da modern posta hizmetleri tam anlamıyla II. Abdülhamid döneminde oluşturuldu ve nezaret, 5 Kasım 1876'da çıkarılan Posta ve Telgraf İdare-i Umumiyyesinin Teşkilât-ı Cedidesine Dair Nizamnâme ile yeniden düzenlendi. Posta hizmetleri, özellikle II. Abdülhamid döneminde önemli ölçüde genişledi. Nitekim 1888'de bütün imparatorlukta taşınan mektup sayısı 11,5 milyon adet iken, 1904 yılında bu sayı 24,38 milyona yükseldi. 30 Ağustos 1901'de postaların yerine daha hızlı ulaşabilmesi için demir yolları şirketiyle özel bir anlaşma yapıldı.
II. Abdülhamid, devlet içinde etkili bir kontrol istemekteydi ve bu amaçla haberleşme önemli bir yer tutmaktaydı. Jurnalciliğe yol açan bazı olumsuzluklara karşın, telgraf bu yönde bir araç olarak II. Abdülhamid tarafından önrmli olarak görüldü. Döneminde İmparatorluk'un en ücra köşelerine kadar telgraf hatları döşendi ve başkent İstanbul, Ege Adaları, Trablusgarp ve hatta ulaşımı çok güç olan Fizan'a bağlandı. Telgrafın geliştiği bu dönemde Yıldız Sarayı'nda da bir telgrafhane (Yıldız Telgrafhanesi) açılarak bütün ülkenin, taşra yöneticilerinin ve halkın sarayla doğrudan bağlantısı kuruldu. 1882'de 23.380 km olan toplam kara hatları uzunluğu, 1904 yılında 49.716 km'ye ulaşırken, denizaltı hatları da 610'dan 621 km'ye çıktı. Aynı dönemde gönderilen telgraf sayısı 1.000.000'dan 3.000.000'a; elde edilen gelir miktarı da yaklaşık 39.000.000 kuruştan 89.000.000 kuruşa yükseldi.
Osmanlı hizmetindeki bir Fransız telgraf mühendisine göre, "Türkiye, yol ve demiryollarının gidemediği yerlere kadar telgraf hatlarını geren ilk ülke" idi. Bununla birlikte bu telgrafhanelere adamlarını yerleştiren veya yandaş edinen İttihat ve Terakki Cemiyeti de şifreli telgraflaşmalarla ülke çapında haberleşebildi. II. Meşrutiyet'in ilanında da bu yönden telgraf hatları önemli yer tuttu. Yine bu telgraf hatları Kurtuluş Savaşı'nda insan ve cephane aktarımında Milli Mücadele Hükûmetine önemli hizmetlerde bulundu.
Telgraf hatları döşenmesine hız verilmesi yanında bu hatların her birinde hava bilgisel gözlemler yapılması için de talimat verildi. Böylece telgraf hatlarının yaygınlaşmasıyla birlikte, hatların ulaştığı noktalardaki hava durumunun merkeze bildirilmesi imkân dahiline girmiş, böylece bu çabalar Türkiye'deki çağdaş hava durumu raporlarının başlangıcını oluşturmuştur.
Telefon Avrupa'da kullanılmaya başlandığı tarihten (1876) sadece beş sene sonra, yani 1881'de İstanbul'a getirildi ve sınırlı da olsa kullanıma sunuldu. 1881 yılında Soğukçeşme'deki telgrafhane binasıyla Yeni Cami'deki eski ahşap postane binası arasında çekilen ve dört telefonun bağlı olduğu hat, Osmanlı'daki ilk telefon hattı olarak bilinmektedir. Yine aynı tarihte, Galata Postanesi ile Yeni Cami Postanesi; Osmanlı Bankasının Galata'daki merkeziyle Yeni Cami şubesi ve Galata Liman İdaresiyle Kilyos Tahlisiye (Kurtarma) Servisi arasında tek telli telefon hatları çekildi. Ancak, Galata-Kilyos hariç, diğer telefon hatları 1886'da kaldırıldığı gibi, genel telefon kullanımı da yasaklandı. Tahttan indirilme ve darbe korkusu yaşayan II. Abdülhamid, "gizli kapaklı işler görülmesine müsait bir icat" olduğu gerekçesiyle telefonu yasakladı ve 1892'den itibaren yasağı iyice sıkılaştırdı. Hatta telefon işletilmesi ve kullanılması için imtiyaz talep eden yabancı şirketlere izin vermediği gibi, telefon malzemesi ithalini de yasak kapsamına aldı. Telefon yasağı II. Meşrutiyet Dönemi'ne kadar sürdü. Bu sebeple telefon II. Abdülhamid döneminde yaygınlaşamadı. 1908 sonrası ise yaygınlaşması son derece yavaş oldu.
Basın, edebiyat ve sansür
2-Ahlâk bakımından Maarif Nazırı ve Ahlak Komisyonu tarafından onaylanmayan hiçbir tefrika yayınlanmayacaktır.
3-Gazetenin bir sayısında yayınlanamayacak kadar uzun hiçbir edebi ve bilimsel makale yayınlanmayacaktır. "Devamı var" veya "Arkası yarın" sözcükleri kullanılmayacaktır.
4-Bir makalede boş beyaz yerler olmayacak, nokta, nokta çizgiler bulunmayacaktır; çünkü bu şekilde ifadeler hatalı varsayımlara neden olabilir ve fikirleri karıştırabilir.
5-Her türlü kişisel suçlamalardan en büyük dikkat gösterilerek kaçınılacaktır ve eğer size şu vali veya bu mutasarrıf hırsızlık, zimmetine para geçirme, cinayet gibi yüz kızartıcı fiillerle suçlanıyor denilirse olayı kanıtlanmamış bir vaka gibi kabul ediniz ve mutlaka saklayınız (gizleyiniz).
6-Sorumluların kötü yönetimlerinden şikâyet eden ve hükümdara sunulan kişilerin veya vilayetlerdeki çeşitli toplulukların dilekçelerinin yayınlanması katiyetle yasaktır.
7-Bütün tarihi ve coğrafi isimlerin ve özellikle "Ermenistan" sözcüğünün zikredilmesi yasaktır.
8-Yabancı hükümdarlara karşı yapılan suikast denemelerinin ve yabancı ülkelerde hangi koşullar altında olursa olsun vuku bulan isyan teşebbüslerinin yayınlanması yasak edilmiştir. Çünkü böyle haberlerin bizim yasalara uyan ve barış içinde yaşayan halkımızca duyulması iyi değildir.
9-Bu yeni kuralları gazetenizin sütunlarında yayınlamanız da yasaklanmıştır, çünkü eleştirilere neden olabilir ve bazı kötü niyetliler tarafından başka yöne çekilebilir.6 Aralık 1888 Tarihli Zabtiye Nazırlığı tarafından Gazete ve Dergilere Gönderildiği ve Osmanlı Arşivinde bulunduğu iddia olunan Talimatname
Osmanlı'da basın ve sansür uygulamaları II. Abdülhamid döneminden öncesinde de vardı. Örneğin 1864 yılında Sultan Abdülaziz döneminde ile basın düzenlemeleri yapılmıştır. Ancak bu nizamnamede sansür uygulamasından bahsedilmemekte fakat gazetelerde devletin güvenliğini ve asayişini bozacak, Padişah'a veya ailesine, nazırlara, hükûmete, dost bir devlete veya hükümdarına, elçilerine yönelik aleyhte yayınlar yapılırsa para veya hapis cezası verilmesi ve gazetelerin bir ay süre ile kapatılması öngörülmüştür. Ancak çıkan gazete ve yayınlarda hükûmete eleştiriler rahatsız edici noktaya gelmiş ve Sadrazam Ali Paşa ve Bâb-ı Âli bu kanunun üzerinden 3 yıl bile geçmeden bir kararname ile () sınırlamaya girişmiştir. İlgili kararname Bâb-ı Âli'ye devletin menfaatine zararlı şekilde neşriyat yapan gazeteleri geçici veya müddetsiz olarak idareten kapatmak yetkisini vermiş, bu suretle, basın hürriyeti ve teminatı ortadan kalkmıştır.
Kararname çıkmadan bir hafta önce, "Muhbir Gazetesi, 8 Mart 1867 tarihinde Belgrad Kalesi'nin bir damla kan dökülmeden Sırplara teslimini eleştiren yayınlarından dolayı, Maarifi Umumiye Nazırı'nın emriyle hemen ertesi gün kapatıldı. Yine Ali Kararnamesi ile Ali Suavi Kastamonu'ya sürgün edilip, kapatılan Tasvir-i Efkar yazarları Namık Kemal ve Ziya Paşa birer memuriyetle İstanbul'dan uzaklaştırıldılar.
II. Abdülhamid dönemine kadar Osmanlı basınında sansür uygulamaları geçici bir özellik olup sistemli tam bir kurumsallaşma söz konusu değildi. Sansürün genele yayılışı, geniş kapsamlı, sistematik ve sürekli hale gelmesi Abdülhamid döneminde gerçekleşti. II. Abdülhamid tahta ilk geçtiğinde ortam daha farklıydı. İlan ettiği Kanun-ı Esasi'nin 12. maddesinde "Matbuat kanun dairesinde serbesttir" hükmü yer almaktadır. Ama atıfta bulunulan kanunlar 1864 tarihli Matbuat Nizamnamesi ve 1867 tarihli Ali Kararnamesi'dir. Fakat bu kanunlar bir süre uygulanmamış ve basın rahat bir nefes almıştır. Fakat aynı Anayasa'nın 117. maddesi padişahın sıkıyönetim ve sürgün yetkisini de düzenlemektedir. 93 Harbi'nde durumun kötüye gitmesi akabinde II. Abdülhamid Kanun-i Esasi'nin 36. maddesine dayanarak 2 Ekim 1877 tarihli İdare-i Örfiye Kararnamesi ile sıkıyönetim ilan etmiş ve bazı mebus ile gazetecileri sürgün etmiştir.
1877-1878 arasında 93 Harbi gerekçesi ile gazetelere ön sansür uygulaması getirmiş, sonradan ise bu uygulamalar giderek ağırlaşarak Abdülhamid'in istibdat devri denen devri başlamıştır. Mizah dergilerinden 1880'de siyasi olmayan yayınlara kadar sansür yayılmıştır. Bu dönemde 1864 Tarihli Matbuat Nizamnamesi 1909'da iktidarının sonuna kadar yürürlükte kalmış; buna karşın 1857 tarihli Matbaa Nizamnamesi yerine 22 Ocak 1888 tarihli Matbaalar Nizamnamesi hazırlanmıştır; bütün matbaaların bastıklarına ön sansür uygulaması getirilmiştir. Daha sonra 1888 tarihli Matbaalar Nizamnamesi de yürürlükten kaldırılarak, 19 Aralık 1894 tarihli Matbaalar ve Kitapçılar Hakkında Nizamname adlı yeni bir nizamname hazırlanmış ön sansür süreci sürdürülerek bu nizamname iktidarının sonuna kadar yürürlükte kalmıştır.
II. Abdülhamid sansür için kurum üstüne kurum kurmuştur.
- Önceden de var olan Dahiliye Nazırlığından Hariciye Nazırlığına geçen Matbuat Müdürlüğünü 1877'de tekrar Dahiliye Nezaretine bağlamakla kalmamış, yurt içi basılı gazete dergi vs. neşriyat için bir sansür kurulu haline bu müdürlüğü getirilmiştir.
- Yurt dışındaki veya gelecek basılı neşriyat ve yayınların sansürlenmesi için önce Hariciye sonra Dahiliye nazırlığına bağlanacak Matbuat-ı Ecnebiye Müdürlüğü 1883'te kurulmuştur.
- Matbaalarda basılı/basılacak kitapların sansürlenmesi için, 1880 yılında Maârif-i Umûmiye Nezâretine bağlı olarak Encümen-i Teftiş ve Muayene Teşkilatı kurulmuştur.
- Sansür kurullarında çalışanların sayısı 1881 yılında 7 kişi olan bir sansür kuruluyken, 1907 yılında 59 kişiye yükselmiştir; ek olarak birçok yardımcı kurul da kurulmuştur. Teftiş ve Muayene Teşkilatında çalışan sayısı ise 74'tür.
Bu yapılan uygulamalar bağlamında 1876'da oluşan özgürlük ortamından 1890'a kadar 4.000'e kadar çıkan her yıl 9-10 yeni yayın çıkaran basılı neşriyat, 1890 sonrasında iyice düşmeye başlamıştır. Yılda 1 yeni neşriyat ancak basın hayatına girer olmuştur. Bu sebeple II. Abdülhamid dönemi basınını 1876-1878 arası meclisin kapatılmasına kadar olan 1,5 yıllık liberal dönemin sonrası 1878-1890 ve 1890-1908 arası dönem diye ikiye ayırmak gerekir.
II. Abdülhamid mizah dergileri ve yayınları açısından da ağır sınırlamalar getirmiştir. 4 Ağustos 1876 tarihli resmi ilan ile mevcut dergiler dışında yeni mizah dergilerine ruhsat verilmemiş sonrasında ise 24 Temmuz 1877'de ülke içinde var olan mizah dergileri kapatılmıştır. Neticede ülke içindeki mevcut mizah dergileri Hayal ile Çaylak, mizah dergisi olarak yayınlarına son verip günlük gazeteye dönüşmüş sonrasında da yayın hayatları son bulmuştur. Osmanlı topraklarında II. Meşrutiyet'e kadar bir mizah dergisi bile çıkarılamamıştır. Ülkeye ancak kaçak yollardan yurtdışına kaçan Jön Türklerin yurt dışında çıkardığı mizah dergileri girebilmiştir.
Gazeteler sansür nedeniyle siyasi konulardan ve toplum sorunlarından uzaklaşıp edebiyat, bilim ve sanata yönelmiştir. Zabtiye Nazırlığı tarafından 6 Aralık 1888 tarihinde gazete ve dergilere gönderildiği belirtilen 9 maddelik talimatname pek çok yasak getirmiştir. Halid Ziya Uşaklıgil'in 40 Yıl adlı anılarında da ifade edildiği üzere 1900 ve 1901 yıllarında kitap bastırmak için zorunlu tutulan ruhsat alma işlemi o kadar zorlaştırılmış ki Kırık Hayatlar adlı romanın en beklenmedik yerlerinde sansür memurunun kırmızı kalemini görünce, II. Meşrutiyet'in ilanına kadar tek bir satır yazmamıştır. İlgili talimatnamenin 7 ve 8. maddesi gereği Girit, Makedonya, Kanun-i Esasi, ulusun hakları, ıslahat, hürriyet, millet, vatan, cumhuriyet, bomba, dinamit, dinamiti çağrıştırıyor diye dinamo hatta tepe (Yıldız Sarayı'na atıfta bulunduğu için) gibi onlarca sözcüğün bile gazetelerde kullanımı yasaklanmıştır. Tarih kitaplarından suikast, ihtilal, isyan gibi kelimeler de kaldırılmıştır. "Büyük burun" kelimesinin kullanımı Padişah'ın burnunu çağrıştırır diye yasaklanmış ve bu sözcük coğrafya kitaplarından çıkarılıp yerine "çıkıntı" kelimesi getirilmiş; tahta kurusu sözcüğü "tahtı kurusun" sözcüğü ile benzeşmesi sebebiyle yasaklanmıştır.
Rusya Çarlığı'nda kurulan parlamentonun haberinin yapılmasına izin verilmemiş, Fransa Cumhurbaşkanı Carnot'un suikasta kurban gittiği haberi ise kalp krizinden öldü şeklinde yansıtılmıştır. Ancak Orhan Koloğlu'nunda belirttiği üzere esasında yapılan araştırmalarda kelime yasaklamalarının II. Abdülhamid'in isteği ile yapılmadığını ortaya koymaktadır. "Murat", "ıslahat", "Türk", "ittihad", "cünun" gibi sözcüklerin iddiaların aksine kullanıldıkları ispatlamıştır. Yine yasaklar arasında sayılan "parlamento" sözcüğüne de Takvim-i Vekayi'de rastlamak mümkündür. Bu karmaşayı yaratan esasında sansür memurlarının işgüzarlıklarıydı. Ama onları işgüzar olmaya yönelten de Abdülhamid'in jurnalcilikte verdiği primdi. Bazı şeylere göz yumduğu suçlamasından korkan memur işin kolayını her şeyi yasaklamakta bulmuştu. Her şeye şahsen karar veren Sultan'dan da buna bir itiraz gelmemişti.
Gazetelerdeki en küçük dizgi yanlışı bile sorun çıkarabilmekteydi. Abdülhamid'in tahta çıkışı vesilesiyle Leylei Mes'ude (mutlu gece) başlığında ufak bir hata yapılıp Leylei Mesude (karanlık gece) olarak çıktığından İkdam gazetesi hakkında soruşturma açılması; Hollanda Kraliçesi'ne ülkesinde nişan verilmesi (nişan itası) kelimesinin; "nişan hatası" şeklinde yazılması neticesi Takvim-i Vekayi gazetesinin, 12 yaşındaki Hollanda Kraliçesi'ne nişan verilmesinin hatalı olduğunun gazetece eleştirildiğinden muhalefet yapıldığından bahisle jurnal edilerek gerekçelerle kapatılması (II. Meşrutiyet'e kadar gazete kapalı kalmıştır) bu döneme rastlamaktadır. Pek çok kitap toplatılıp yasaklanmış, yakılmış, pek çok piyes engellenmiş veya oynanırken kelimeler çıkartılmıştır.
Abdülhamid basında bazı gazetecileri satın almak, bazı gazetelerde gazetecilere nişan dağıtarak ayrıcalık sağlamak gibi yollara da başvurmuştur. Örneğin İkdam'ın sahibi Ahmet Cevdet'in Dahiliye Nezaretine yazdığı dilekçesinden, belli bir kota dâhilinde gazeteci telgraflarından ücret alınmamasını bir ayrıcalık olarak talep ettiği görülür. Ahmet Cevdet dilekçesinde Avrupa kentlerinde gazetesi için çalışan gazetecilerin telgraflarından günde 50 kelimeye kadar ücret alınmaması talebinde bulunmuş ve bu talebinin ileride kurulacak ve doğrudan Osmanlı çıkarlarına hizmet edecek bir Osmanlı haber ajansının kurulmasının ilk adımı olarak ele alınması gereğinin altını çizmiştir. Nitekim dilekçesi oldukça ciddiye alınmış ve II. Abdülhamid'e ulaştırılmıştır. Aynı şekilde sonradan aralarının bozulması ile Konya'ya sürgüne gönderdiği Ebüzziya Tevfik Bey de maaşa bağladığı gazetecilere örnektir.
Hatta sıklıkla yabancı gazeteleri bir yol bulup elde edip çevirttiren Sultan bu gazetelere karşı tekzipler hazırlattırmış, Osmanlı aleyhine ve kendi aleyhine yazılar yazan dış basına kadar giderek para ile gazeteci satın alma girişimlerinde bulunmuştur. Yerli basına karşı değil de dış basına karşı yaptıklarının Koloğlu'nun deyimiyle o günün şartlarında II. Abdülhamid'in oyunu dış basına karşı kurallarına göre oynamaya çalışıp Batı kamuoyunu kendi ve Osmanlı imparatorluğu aleyhine dönmeye engellemeye çalıştığı düşünülebilir. Örnek vermek gerekirse lehine haber yapması için 1 Eylül 1895'te, Times gazetesinin İstanbul muhabiri Garachino'nun ev kirası olan 150 lirayı hükûmetin ödemesi kararlaştırılmıştır. Ertesi sene, bir diğer İngiliz gazeteci Norman'ın her ay aldığı 50 lira ‘harçlığa' 30 lira zam yapılmıştır. 1901'de, Berlinguer Togobalt gazetesinin sahibine 2 bin kuruş aylık bağlanmış ve saraydan maaş alan yabancı gazetecilerin sayısı, zamanla 60'a yükselmiştir. Abdülhamid'in para dağıttığını haber alan bazı Avrupalı gazeteciler, Osmanlı elçiliklerini "Bize de maaş vermezseniz aleyhinizde yazarız" diye tehdide başlayınca hemen tamamına ödeme yapılmıştır. Ancak, 1903 Şubat'ında Le Figaro gazetesinde aleyhinde çıkan son derece ağır bir yazıdan sonra maaşa bağladıklarının çoğunun Avrupa'nın ikinci, hatta üçüncü sınıf yazarları olduğunu fark eden Abdülhamid hükûmeti uyarmış ve "Önemsiz gazetelere para dağıtıyoruz, ödemeler bundan böyle itibarlı gazetelere yapılsın" demiştir. Hükümdarın talimatı üzerine, Osmanlı Bankası vasıtasıyla Paris'teki elçiliğe "önemli gazetecilere dağıtılmak üzere" 400 bin Frank gönderilmiştir.
Sansür uygulaması yerli basın ve Osmanlı devleti açısından II. Abdülhamid'in hedeflediği sonuçları doğurmamıştır.
Orhan Koloğlu bu sansürün olumsuz etkileri şu şekilde sıralamaktadır:
- Hafiyeliğe özel prim verilmesi sonucu Osmanlı toplumunda bu işi meslek haline getiren kişiler belirdi. Açık tartışma dönemine girmekte olan toplum birden eskisinden çok daha kapalı bir yapıya girdi. Daha önceki dönemlerde saygıdeğer bir görev olarak kabul edilen jurnal hazırlayıcılık (yani bir konuyu derinlemesine araştırıp rapor vermek) Abdülhamid döneminde en aşağı ihbarcılık, dedikoduculuk haline dönüştü: "jurnalcilik" oldu. Otuz yıllık dönem bu konuda, bol atiyelerin de etkisiyle, toplu mu öylesine etkiledi ki Türk toplumunun - bugün de - açık toplum olmasını önleyen öğelerin en önemlilerinden birini oluşturdu. Yakın geçmişimizdeki, herkesin bir diğerlerinin fikir sahibi olamayacağı ve değişik düşünce ileri sürenin mutlaka ajan olacağı yolundaki geleneğin kurucusu oldu.
- Dürüst aydınlar inandığı düşünceleri açıklamaktan kaçınmayanlar devlet yönetiminden kaçmayı yeğlediler; namuslu kadrolar uzaklaştı, alan diğerlerine kaldı.
- Murad, Yıldız gibi sözcüklerden korkmak gibi garip bir psikoz topluma hakim oldu. "Haberden korkmak" giderek "Gerçekten korkmak" şekline dönüştü. Çare, çözüm aramak yerine, gerçekleri örtme ya da "boynunu kuma sokma" yöntemi yeğlenir oldu. Gittikçe süreğenleşen sorunların çözüm anları geldiğinde, Osmanlı toplumunun seçenekleri tartışmaya sonunda başlaması gibi bir ortamı hazırladı ve böylece kendinden sonraki dönemin çöküşünü de hazırladı.
- Kurumları gerçek görevlerinden uzaklaştırdı. Özellikle yurt dışı temsilcilikleri Avrupa gazetelerindeki en basit haberleri izleyen ve "Jön Türk" kovalayan kurumlar haline geldiler.
- Kitap yakma, yayın yoketme, muzur arama geleneğini yerleştirdi. Geçmişimize ait, özellikle gazete yayınlarının, bugün tam olarak bulunamamasının nedeni, bunların devlet tarafından yok edilmesinin, özel kitaplıklardakilerin de yok edilmesi sonucunu yaratmasındandır.
- İstanbul, (Abdülmecid, Abdülaziz zamanı) 1860-1878 arasında üstlendiği İslam dünyasının basın ve fikir merkezi olma niteliğini kaybetti. 1875'lerde Mısır'a taşınmaya başlayan Beyrut basını, 1882'de İngilizlerin buralara el koyması üzerine ve İslam dünyasını İngiliz çıkarları yönünde yönlendirmek amacıyla büyük destek gördü. Bu yolda onlara hayli de özgürlük, özellikle Abdülhamid rejimini eleştirme özgürlüğü tanındı. İngilizler amaçlarında tam başarılı olamadılar, fakat Türk-Arap bozuşmasının temeli bu girişimlerle atıldı.
- Liberalizmi ekonomik açıdan kabul edip düşünce açısından reddetme temeline dayanan ve bugün de geçerli olan görüş pekişti.
- Yabancı kurumların (postaneler, konsolosluklar gibi) ülke aleyhine çalıştıkları kabul edilirken, bunların yurt dışındaki "vatansever" sürgün basına aracılık etmeleri sonucu prestijleri arttı. Osmanlı yönetimi hakkında çok büyük yalanlar da yazdığı bilinen Avrupa basını da yine içerde gerçeklerin yazılmaması karşısında, inanılırlık yüzdelerini arttırdılar. Abdülhamid rejiminin yarattığı sansür canavarı saltanatının alaya alınmasının başlıca konusu oldu.
Sansüre rağmen edebiyat ve basın alanında gelişmeler olmamış değildir. Politik sınırlamalara rağmen bu dönemde normal olarak 12-15 bin günlük tiraj yapan, olağanüstü durumlarda 30.000'e kadar çıkan gazeteler vardır. Mesela Ahmed Midhat Efendi bu basın yasaklarına karşın Tercümân-ı Hakîkat gazetesini kurmuş ve gazete 1921 yılına kadar yaşamıştır. Ahmet Midhat, ansiklopedik bilgilerini halka yansıtma çabalarında çok başarılı olmuş, politikanın yasak olduğu bir zamanda halka okuma zevkini aşılamayı başarmıştır. Bir mücadele gazetesi olmaktan çok öğretici gazeteci olmuştur. Bununla birlikte Hüseyin Cahit Yalçın, Halide Edib Adıvar bu gazete bünyesinde çalışmış ve yetişmiştir. Diğer önemli gazete ise 1875'te yayın hayatına başlasa da esas 1882 yılı sonrasında parlamaya başlayan Sabah gazetesidir. Peyam-ı Sabah olarak adını sonradan değiştirilip 1922 yılına kadar faal olarak devam etmiştir. Ancak Milli Mücadele'ye karşı çıkıp kapatılmıştır. Sabah gazetesine rakip olarak 1894'te kurulan 1928'de kapanan İkdam; bunun yanında II. Abdülhamid yanlısı yazıları ile bilinen Tarih (1881) ve Mizan (1886) diğer belli başlı gazetelerdendir.
II. Abdülhamid döneminde dergicilikte en önemli atılım simgesi Ahmet İhsan Tokgöz'ün ilk sayısı 27 Mart 1891'de yayınlanan Edebiyat-ı Cedide (Yeni Edebiyat 1896-1901) akımına da öncülük yapan Servet-i Fünun dergisidir. Başlangıçta aile moda yayını yapan dergi, yazar kadrosuna Halid Ziya Uşaklıgil, Recaizade Mahmud Ekrem gibi şair, yazar, edebiyatçıların gelmesiyle bir kültür, sanat ve edebiyat dergisi haline gelmiştir. Avrupa resimli dergileri kalitesinde bir yayın yapmak amacıyla çıktığını saklamayan Servet-i Fünun, II. Abdülhamid'den maddi yardım görmüş, yeni makineler ve ustalar getirtmiş, böylece 1893 Şikago Uluslararası Fuarı'nda ödül kazanacak bir kaliteyi yakalamıştır. 1944 yılına kadar yayın hayatına devam etmiştir. Dergi o dönem Avrupa'da da beğenilmiştir. Paris'te çıkan Basın Yıllığı da Servet-i Fünûn'un bir sayfasının tıpkı basımını yayımlayarak dergi hakkında övücü sözler yazmıştır.
Hemen hemen aynı kalitede Malumat dergisi çıkmış ise de yazar kadrosunun aynı üstün nitelikte olmaması, hem de sahibinin aşırı çıkarcı kişiliği sebebiyle etkisi sınırlı kalmıştır. Düşünce ve edebiyat ağırlıklı Mecmua-i Ebüzziya 1890-97 arasında etkili olmuştur. II. Abdülhamid kendi güdümünde olması şartıyla basının yaygınlaşmasını istiyordu. 1903'te yayınlanan bir Şura-yı Devlet kararnamesinde belirtildiği üzere, basının illere yayılması, yerel tarım, doğal kaynaklar ve kültür konularının bu basında halkın yararına işlenmesi, konuların sade bir dille yazılması, gazetelerin köylere kadar girmesi istenmekteydi. Teknik aletler baskı makineleri hususunda da basında kalite arttırımı yapılmıştır. Ancak tüm bunlar kendi politikaları ile örtüştüğü sansürünün elvereceği kadar olmuştur. Çoğu yayın kuruluşu ise yurt dışında yayın yapıp ülke topraklarına kaçak girmiştir. Bu kaçak giren Jön Türk dergi ve gazetelerden en bilinenleri ise Ali Şefkati'nin 'i (Napoli, Cenevre, Londra 1879-1895), Ahmed Rıza'nın Meşveret'i (Paris 1895-1898), Şura-yı Ümmet (1902), Osmanlı (1897-1904), Terakki (1906), Türk (1903) adlı yayınlardır, bu yayınlar parlamenter sistemin geri gelmesi ve reform talebinde bulunuyorlardı.
Sağlık
II. Abdülhamid en büyük başarılarından birini sağlık alanında büyük çalışmaları ve uğraşları ile yapmıştır.
1899 yılında, bugün de etkin durumda olan Şişli Etfal Hastanesi'ni kurdu.
Birinci ve İkinci Çiçek Aşısı Nizamnamesi ile yeni doğanlara altı ay içinde aşılanma mecburiyeti ve aşı olmayanların okullara kayıt yapılmama düzenlemesi getirildi. İlaç yapımında kullanılan kimyasal maddelerin ticaretini kontrol altında tutmak amacıyla Ecza Tüccarı Hakkında Nizamname yürürlüğe sokuldu. Attarlar ve Kökçüler Nizamnamesi ile zararlı ve zehirli maddeler listelendi ve aktarların ve kökçülerin bunları satması yasaklandı. Kimyasal ilaç etken maddeleriyle uğraşan memurların çalışmaları Ecza-yı Tıbbiye Teftiş Memurlarının Vezaifini Mübeyyin Talimatı ile düzenlendi. Konuyla ilgili gümrüklerde kimya laboratuvarları kuruldu ve Gümrüklerce İcra Edilecek Muayene-i Sıhhiyeye Dair Nizamname yayımlandı.
Mezun olan askeri hekimlerin iki yıl klinik eğitim görmeleri için kurulan Gülhane Tababet-i Askeriye Tatbikat Mektebi ve Seririyatı (Gülhane Askeri Tıp Akademisi 1898), görme ve duyma konuşma engelliler için Dilsiz ve Amalar Mektebi (1889), askeri sağlık elemanı yetiştirmek üzere Baytar ve Eczacı Rüşdiye-i Askeriyesi, Bahriye teşkilatının eczacı ve cerrah ihtiyacını karşılamak amacıyla Eczacı ve Tımarcı Sıbyan Mektebi, aşıcı yetiştirmek üzere faaliyete geçen Aşı Dershanesi kuruldu. İlaveten ülkenin her yanında askerî hastaneler kuruldu.
Bunun yanında Osmanlı tebaasındaki halklar için de hastane kurulmasına II. Abdülhamid ön ayak olmuştur. İstanbul'daki Bulgar Hastanesi 1894 yılında, Ragıp Paşa tarafından yaptırılmış ve 1900 yılında Sultan II. Abdülhamid tarafından Bulgar tebaya verilmiştir.
Bunun yanında kuduz aşısı çalışmaları için II. Abdülhamid, meşhur Fransız bilim insanı Louis Pasteur ile arasında şahsi bir dostluk tesis edilmişti. Kuduz aşısını bulup 1886'da kuracağı Pasteur Enstitüsü için yardım talep eden bu amaçla Osmanlı'dan da para isteyen bilim insanına II. Abdülhamid ilk mikrobiyologlarımızdan Miralay Dr. Hüseyin Remzi Bey, Zoeros Paşa ve Veteriner Hüseyin Hüsnü Bey'den oluşan heyet Paris'e göndermiş burada staj yapmalarını sağlamaları yanında bu heyet aracılığıyla adı geçen Pasteur Enstitüsüne kurulması için 10 bin altın (veya frank) vermiştir. Louis Pasteur'e ise birinci dereceden Mecidiye Nişanı ve bir madalya hediye etmiştir. Bu sayede kuduz aşısı 1889'da Osmanlı'da üretilir hale gelmiştir. Dahası 1892'de Louis Pasteur'den İstanbul'daki bir salgının çözümü, kolera olup olmadığının tespiti için yardım istemiştir. Pasteur enstitüdeki bilim adamlarından Dr. Şantimas'ı sorunu çözmesi için İstanbul'a göndermiştir. Şantimas bu salgının kolera olduğunu tespit etmiş ve salgının çözümünü sağlamıştır. Sonrasında ise yine onun ricası ile Pasteur, Dr. Nicolle'u Osmanlı topraklarına göndermiş II. Abdülhamid sağlık alanında çalışması ve Osmanlı topraklarında yerleşik olarak kalması için gerekli her türlü desteği vermiştir.
Osmanlı Devleti'ne yapılacak elektrikli araç ve gereç ithali, prensip olarak II. Abdülhamid tarafından yasaklanmıştır. II. Abdülhamid elektrik konusunda bir fen heyetinden izin almadan elektrikli araçların alım ve kullanıma izin vermemiştir. Bunun yansıması sağlık alanında da olmuş, II. Abdülhamid Osmanlı Devleti'nde elektrik kullanımı gerektiren sağlık amaçlı aletlerin girişine de fen heyetinin denetim zorunluluğu getirilmiştir. Bu denetim sayesinde muhtemel zararların önlenmiş olacağı düşünülmüştür. Fakat basında elektrikli aletlerde kullanılan dinamo kelimesinin dinamiti çağrıştırdığından sansürlenmeye çalışılması gibi sağlık gibi önemi bir alanda kullanılacak bu elektrikli makinelerin, 'bombalı eylemlerde de kullanılabilmesinin mümkün olduğu' düşüncesi bile kimi zaman bu heyet tarafından görüş olarak beyan edilmiştir. Ancak yine de sağlık alanında bu aletlerin sınırlı da olsa girişine izin verilmiş, 1908'e kadar bireysel ve toplu kullanımda elektrik ve elektrikli aletler yavaş da olsa Osmanlı'da yayılmıştır. II. Meşrutiyet sonrası izin süreçlerinin kolaylaştırılması ve bu fen heyeti uygulamasından kısmen vazgeçilmesi ile elektriğin hem Osmanlı toplumunda hemde sağlık alanında kullanımı daha fazla artmıştır.
Sosyal yardımlaşma
25 Mart 1906 tarihli fermanıyla Okmeydanı'ndaki Darülaceze'yi kurdurmuştur.
Gerçekleştiremediği projeleri
II. Abdülhamid 20. yüzyılın başlarında İstanbul'da Haliç'e ve Boğaziçi'ne birer köprü yaptırmayı düşündü, bunun için projeler hazırlattı. (1845-1924) adlı Fransız mimarın 1900 tarihinde bir, Boğaziçi Demiryolu Kumpanyasının iki Boğaz köprüsü projesi, gerçekleştirilememiş olsa da belgeleri, çizimleri, resimleri bulunmaktadır.
Gerçekleşemeyen ama projesi çizdirilen, yapılabilirliği çıkartılan ve ihalesi yapılarak inşasına başlanan projelerden birisi de Yemen Demiryolu'dur. Raporu 1898'de o zamanlar Yemen valisi olan (sonradan sadrazam olan) Hüseyin Hilmi Paşa vermiş ve II. Abdülhamid sonrası 1911 yılında inşasına başlanmıştır. Ancak İtalyan kuvvetlerinin Trablusgarp Savaşı sırasında Yemen'deki limanını topa tutmasıyla ve malzemelerin nakline yönelik lojistik sorunlar, Şeyh İdrisi ve Şeyh Yahya isyanları nedeniyle çalışmalar durmuş, proje iptal edilmiştir.
Kaynakça
- ^ Acioğlu, Yusuf (17 Ağustos 2016). "Çanakkale Tabyaları". Sanat Tarihi Dergisi. 25 (1): 1-57. doi:10.29135/std.274151. ISSN 1300-5707. 20 Şubat 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Şubat 2024.
- ^ Çetiner, Selahattin (1999), Çanakkale Savaşı Üzerine Bir İnceleme, İstanbul: Harp Akademileri Komutanlığı Yayınları, ss. 10,11
- ^ (PDF). web.archive.org. ss. 17-19. 31 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Şubat 2024.
- ^ Özyüksel, Murat (22 Kasım 2011). "İkinci Meşrutiyet ve Osmanlı İmparatorluğu'nda Alman-İngiliz Nüfuz Mücadelesi". İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi (38): 0. ISSN 1303-1260. 20 Şubat 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Şubat 2024.
- ^ Özgüldür, Yavuz (1 Mayıs 1993). "YÜZBAŞI HELMUT VON MOLTKE'DEN MÜŞİR LİMAN VON SANDERS'E OSMANLI ORDUSUNDA ALMAN ASKERİ HEYETLERİ". OTAM Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi. 4 (4): -. doi:10.1501/OTAM_0000000329. ISSN 1019-469X. 20 Şubat 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Şubat 2024.
- ^ Ortaylı, İlber (1981). İkinci Abdülhamit döneminde Osmanlı İmparatorluğunda Alman nüfuzu. Ankara Üniversitesi Basımevi. s. 64. 17 Şubat 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Şubat 2024.
- ^ a b Ortaylı, İlber (1981). İkinci Abdülhamit döneminde Osmanlı İmparatorluğunda Alman nüfuzu. Ankara Üniversitesi Basımevi. s. 69. 17 Şubat 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Şubat 2024.
- ^ Wallach, Jehuda Lothar (1976). Anatomie einer Militärhilfe: d. preuss. -dt. Militärmissionen in d. Türkei 1835-1919 (Almanca). Droste. s. 35, 48. ISBN . 23 Şubat 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Şubat 2024.
- ^ http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=917502&Yazar=HASAN 6 Temmuz 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde . CELAL GÜZEL&Date=18.01.2009&CategoryID=97
- ^ Başol, S.; Şahin, V. (2022), "Siyaset ve Ticaretin Gölgesinde Osmanlı Devleti’nde Silah İthalatı Örneği: Alman Mavzer Fabrikasından Osmanlı Merkez Silahhanesine Gönderilen Silah ve Mühimmatlar (1888-1904) (s.291-309)", Mavi Atlas Cilt:10,Sayı:1, s. 297, 27 Nisan 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Kasım 2022
- ^ a b c Onursal, Bilal Furkan; Başaran, Doğacan (2020), Bağdat Demiryolu Projesi Üzerinden Almanya'nın Barışçıl Nüfuz Etme Stratejisine Dair Okuma (s.325-358), Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları Dergisi Cilt: 4 Sayı:2, ss. 334,335,343,344, 4 Mart 2021 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 12 Kasım 2022
- ^ Şakir, Ziya (2011). 1897 Türk-Yunan Harbi ve Sultan Hamid'in Gizli Siyaseti. Akıl Fikir Yayınları. s. 214-215. ISBN . 23 Şubat 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Şubat 2024.
- ^ Artuner, Burak (1 Ağustos 2011). "Girit için savaştığımız Yunanlıları bozguna uğrattık ama; Ada'yı üç ay içinde masa başında elimizden aldılar". Sabah. 4 Eylül 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Ekim 2022.
- ^ "Girit Adasının Osmanlı Elinden Çıkışı: Pınar Şenışık'ın Kitabı Üzerine". Osmanlı Araştırmaları. 41 (41): 403-409. 1 Haziran 2013. ISSN 0255-0636. 22 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Ekim 2022.
- ^ Satılmış, Yunus (2018), II. Abdülhamid Dönemi Osmanlı Piyade Subaylarının Kıta ve Cephe Görevleri (s.217-246), Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi Sayı:29, s. 240, 22 Kasım 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 22 Kasım 2022
- ^ Meclisi Mebusan Zabıt Ceridesi 14 Mart 1325 Devre: I İçtima Senesi:1 Cilt:2 47.İnitikad (Oturum) (PDF), Türkiye Büyük Millet Meclisi, s. 508, 15 Kasım 2022 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 15 Kasım 2022
- ^ a b c d . 18 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ekim 2022.
- ^ Karal, Enver Ziya; Osmanlı Tarihi, C.8, Ankara, 1988, s. 369
- ^ a b Batmaz, Şakir; II. Abdülhamit Devri Osmanlı Donanması, Erciyes Üniversitesi SBE, Doktora Tezi, Kayseri, 2002, s.6,9
- ^ . 4 Temmuz 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2015.
- ^ . www.dogrulukpayi.com. 17 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2022.
- ^ Artuç, Nevzat (Aralık 2008), “Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Osmanlı Denizaltı Gücünü Arttırma ve Denizaltı Subay-Er Yetiştirme Çabaları”, Tarih İncelemeleri Dergisi XXIII/2, s. 159, 9 Aralık 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 9 Aralık 2022
- ^ Örenç, Ali Fuat (1 Ocak 2017). ""Deniz Kuvvetleri ve Deniz Harp Sanayii", Dünya Savaş Tarihi Osmanlı Askeri Tarihi Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri 1792-1918, İstanbul 2017, s. 173-228". TİMAŞ. 23 Şubat 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Şubat 2024.
- ^ Mercan, Evren (2013), “Birinci Dünya Savaşı’nın Stratejik Silahı: Denizaltı ve Çanakkale Cephesindeki Rolü”, Türkiye Günlüğü, Sayı: 113 (Kış), s. 41, 9 Aralık 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 9 Aralık 2022
- ^ Büyüktuğrul, Afif (20 Temmuz 1972). "1897 Osmanlı-Yunan Savaşı için Yeni Belge". BELLETEN. 36 (143): 313-332. ISSN 0041-4255. 23 Şubat 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Şubat 2024.
- ^ Erdoğan Sevgin (Mayıs 1966). "Deniz Müzesi". Hayat Tarih Mecmuası. ss. 42-49.
- ^ Vakkasoğlu, Vehbi (1999). Osmanlı insanı. Nesil. s. 114. ISBN . 24 Şubat 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Şubat 2024.
- ^ Orhan, Koloğlu (1987). Abdülhamit gerçeği. Gür Yayınları. s. 295. ISBN . 24 Şubat 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Şubat 2024.
- ^ "II. Abdülhamid'in çevirttiği polisiye romanlar", Müteferrika, Sayı: 28, Kış 2005-2, s. 25-34.
- ^ a b Uçar, Gülistan (2020), II. Abdülhamit Han'ın Batı Dillerinde Türkçe'ye Çevirttiği Eserler (Yüksek Lisans Tezi) (PDF), Konya: Necmeddin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, ss. 4,5,6..., 3 Kasım 2022 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 3 Kasım 2022
- ^ Küskü, Fırat (1 Ocak 2021). "II. Abdülhamid'in Madalya Siyaseti: Liyakat Madalyası Örneği / Abdul Hamid II's Medal Policy: The Medal of Merit Example". Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi (TKİD). 04 (46): 109. 28 Mart 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Ocak 2022.
- ^ Sultan Abdülhamid, Enver Paşa'yı niye Küba'ya gönderdi., Fikriyat.com internet sitesi, 26 Mayıs 2021, 4 Şubat 2024 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 4 Şubat 2024
- ^ DİLEK, Mehmet Sait (Nisan 2016), Arşiv Belgeleri Işığında Osmanlı Devleti-Küba Siyasi İlişkileri, 20 (2), Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, s. 477, 2 Mart 2024 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 10 Şubat 2024
- ^ a b Erünsal, İsmail E. (2008). Osmanlı vakıf kütüphaneleri: tarihî gelişimi ve organizasyonu. Türk Tarih Kurumu Yayınları. s. 296-297. ISBN . 24 Şubat 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Şubat 2024.
- ^ a b c d e f Ceylan, Simge (2016). Son İmparator Abdülhamit Han Hakkında Bilinmeyenler. İstanbul: Marine Publishing. . 20 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Ekim 2022.
- ^ Ergin, Vahit (2022), ABD Elçisi Terel’e Göre Ermeni Olayları ve II. Abdülhamid, 25 Ekim 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 22 Ekim 2022
- ^ Küçük, Cevdet; “Abdülhamid II” Diyanet İslam Ansiklopedisi ( DİA ) I, İstanbul 1998, s.221
- ^ Osman Hamdi Bey’in Lagina Çalışmaları, Pamukkale Üniversitesi, 23 Ekim 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 24 Ekim 2022
- ^ a b Alman Emperyalizmi Ve Osmanlı Topraklarında Arkeoloji (Doç Dr. Hatice Palaz Erdemir imzalı 15 Aralık 2016 tarihli yazı), Altayli.net, 23 Ekim 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 24 Ekim 2022
- ^ Yabancı ülkeler Türkiye'den kaçırılan tarihi eserlerle dolu (27 Aralık 2001 tarihli haber), Hürriyet Gazetesi, 23 Ekim 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 24 Ekim 2022
- ^ 119 yıldır tarihi mihrabın peşinde (Ömer Erbil İmzalı 24 Haziran 2018 tarihli haber), Hürriyet Gazetesi, 23 Ekim 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 24 Ekim 2022
- ^ a b Kurt, Songül (Mart 2012), II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ’NDE KIZ RÜŞDİYELERİ (s.1-19) (PDF), Türk Dünyası Araştırmalı Vakfı Akademik Bakış Dergisi Sayı:29, ss. 4,18, 26 Kasım 2022 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 26 Kasım 2022
- ^ . 21 Mayıs 2018. 16 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2022.
- ^ Yalçın, Soner (14 Aralık 2008), Krizden Zengin Çıkan Padişah: II. Abdülhamit, Hürriyet Gazetesi, 2 Kasım 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 2 Kasım 2022
- ^ a b c Terzi, Arzu Tozduman (2016), Hamidiye Ticaret Mektebi (Yüksek Lisans Tezi) (PDF), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, ss. 24,25,148,150, 26 Kasım 2022 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 26 Kasım 2022
- ^ Çakırtaş, Şeyhmus (18 Ağustos 2022), Osmanlı'da aşiret mektebi ve hanedanlık, Independent Türkçe, 13 Kasım 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 13 Kasım 2022
- ^ a b İhsanoğlu, Ekmeleddin (1993), Darülfünun, Turkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, ss. 521-525, 4 Aralık 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 4 Aralık 2022
- ^ a b Darülfünun nedir? Darülfünun ne zaman açıldı?, 8 Ocak 2019, 15 Kasım 2020 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 4 Aralık 2022
- ^ Tarihçe 12 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi. 5 Nisan 2017 tarihinde erişildi.
- ^ a b Kayar, Betül (2017), Tanzimat Dönemi Osmanlı Hukuk Reformları (Yüksek Lisans Tezi) (PDF), Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı, ss. 60,61,97, 4 Aralık 2022 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 4 Aralık 2022
- ^ Araştırmaları, THTA Türk Hukuk Tarihi (1 Ocak 2020). "İstanbul Barosu'nun İlk Genel Kurul Toplantısı, İlk Levhası ve Kostaki Sardenski'nin Nutku (5 Nisan 1878) / Tugay Aydın". Türk Hukuk Tarihi Araştırmaları. 19 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Temmuz 2022.
- ^ a b Türetken, Mücahit (1 Eylül 2019), Sultan 2. Abdülhamid'in büyük projesi: Hicaz Demir Yolu, Anadolu Ajansı, 9 Kasım 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 9 Kasım 2022
- ^ Orkan, Semra (22 Kasım 2020), Medine'yi savunan 'Çöl Kaplanı': Fahreddin Paşa, Anadolu Ajansı, 9 Kasım 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 9 Kasım 2022
- ^ Alperen, Altan (2018), Bağdat Demiryolu: Siyasal Sonuçları Olan Bir Türk-Alman Demiryolu Projesi (s.1-22), 21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum Dergisi Cilt:7 Sayı_19, ss. 5,6,9, 26 Mart 2020 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 9 Kasım 2022
- ^ Hazal Bayraktaroğlu, Zeynep (4 Kasım 2022), Osmanlı’nın Batı’ya açılan kapısı: Sirkeci Garı, TRT Haber, 9 Kasım 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 9 Kasım 2022
- ^ "Haydarpaşa railway station" [Haydarpaşa Garı]. . 16 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Haziran 2022.
- ^ S. Shaw-E.K.Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye II, İstanbul 1983, s. 279 nakleden Ahmet Halaçoğlu, Balkan Harbi Sırasında Rumeli'den Türk Göçleri, 3. baskı, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2014, s. 69
- ^ Talay, age, s. 304 vd
- ^ Yazıcı, Nesimi, “Tanzimat Döneminde Osmanlı Haberleşme Kurumu”, 150. Yılında Tanzimat, haz. Hakkı Dursun Yıldız, Ankara 1992, s. 1641-1642.
- ^ a b Stanford-Ezel Kural Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, çev. Mehmet Harmancı, İstanbul 2000, c. 2, s. 282.
- ^ a b c d İstanbul Haberleşme Tarihi (Davut Hut), Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM), 25 Ekim 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 25 Ekim 2022
- ^ Berkes, Niyazi (2002). Türkiye'de çaǧdaşlaşma. Yapı Kredi Yayınları. s. 344. ISBN . 29 Şubat 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Şubat 2024.
- ^ Geçmişten Günümüze Posta (PDF), PTT, 1 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 25 Ekim 2022
- ^ Talay, age, s. 410.
- ^ a b c Ataman, Bora (Ocak 2009), Türkiye'de İlk Basın Yasakları ve Abdülhamit Sansürü (s.21-50), Marmara İletişim Dergisi Sayı:14, ss. 33,42-47, 2 Mart 2024 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 10 Şubat 2024
- ^ a b c d e Topuz, Hıfzı (1996). 100 soruda başlangıçtan günümüze Türk basın tarihi: davalar, hapisler, saldırlar, faili meçhul, cinayetler ve holdingler. Gerçek Yayınevi. s. 51, 58-73. ISBN . 2 Mart 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Mart 2024.
- ^ Tekin, Arslan (10 Temmuz 2019), Basın sansürü deyince…, Yeniçağ Gazetesi, 19 Kasım 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 19 Kasım 2022
- ^ a b c d e f Demirel, Fatmagül (2007). II. Abdülhamid döneminde sansür. Bağlam Yayıncılık. s. 33, 35, 37, 38, 44, 45, 48, 55, 56, 61, 62. ISBN . 2 Mart 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Mart 2024.
- ^ Turgut, Kurt (2011). . Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. s. Cilt 40 473-475. 13 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2022.
- ^ a b Demirkol, Gökhan (Aralık 2016), Tanzimat Mizahının Sonu: 1877 Matbuat Kanunu Tartışmaları ve Osmanlı’da Mizah Dergilerinin Kapanması (s. 687-710), Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl 9, Sayı 2, ss. 696,709, 20 Kasım 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 20 Kasım 2022
- ^ Ortaylı, İlber (25 Eylül 2016), 2. Abdülhamid'i Gerçekten Tanıyor muyuz?, Hürriyet Gazetesi internet sitesi, 29 Kasım 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Kasım 2022
- ^ Topuz, Hıfzı (2003). II. Mahmut'tan holdinglere Türk basın tarihi. Remzi Kitabevi. s. 55. ISBN . 2 Mart 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Mart 2024.
- ^ Köksal, Ahmet (2018), II. Abdülhamid Dönemi'nde Gazetecilik Mesleğine Dair Muhtelif Görüşler (s.815-850), Karadeniz Teknik Üniversitesi Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları Türk Basın Tarihi 2.Cilt, s. 821, 20 Kasım 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 20 Kasım 2022
- ^ a b c d e f g h Koloğlu, Orhan (1992). Osmanlı'dan günümüze Türkiye'de basın. İletişim yayınları. s. 45, 46, 47, 50, 53. ISBN .
- ^ Şahin, Emine (2017), Tanzimattan II.Meşrutiyet'e Osmanlı Mizah Basını (s.20-43), Düzce Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi ,Yıl: 7 Sayı:2, ss. 28-40, 20 Kasım 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 20 Kasım 2022
- ^ Uşaklıgil, Halit Ziya (1987). Kırk yıl: anılar. İnkılâp Kitabevi. s. 545-546. 2 Mart 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Mart 2024.
- ^ Kılınç, Cevdet Cem (29 Kasım 2021), Basın Özgürlüğüne Tarihsel Bir Bakış: II. Abdülhamid Devri, Gazete Bilkent, 20 Kasım 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 20 Kasım 2022
- ^ Başaran, Funda (25 Temmuz 2017), II. Abdülhamit'in ip cambazları, Gazete Duvar, 22 Kasım 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 22 Kasım 2022
- ^ a b Abdülhamid, ‘embedded’ basının kirasını bile öderdi, Hürriyet Gazetesi, 13 Şubat 2005, 22 Kasım 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 22 Kasım 2022
- ^ a b Özsoy, Osman (Ocak 2012), 19. YÜZYILDA MEDYA-SİYASET İLİŞKİLERİNE BAKIŞ (s.53-62), İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi Sayı:23, ss. 55,56,57, 22 Kasım 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 22 Kasım 2022
- ^ ANDI, Kübra (2006), Servet-i Fünûn Mecmuası (s.533-544), Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, Cilt 4, Sayı 7, s. 535, 4 Aralık 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 4 Aralık 2022
- ^ Tokgöz, Ahmet İhsan (2012). Matbuat hatıralarım (1888-1914): Anı. Türkiye iş Bankası. s. 109. ISBN .
- ^ Küskü, Fırat. "II. Abdülhamid Pandemi ile Nasıl Başa Çıkmıştı? / How did Abdul Hamid II Cope With The Pandemic?". ULUSLARARASI KAPADOKYA SALGIN DÖNEMLERI KONGRESI. 28 Ekim 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ekim 2021.
- ^ "Bilim Tarihi". www.bilimtarihi.org. 10 Mart 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2022.
- ^ a b . Anadolu Ajansı. 9 Şubat 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2022.
- ^ Günay, Ramazan; Görür, Halil İbrahim (1 Mayıs 2013). "Osmanlı Devleti'nde sağır, dilsiz ve a'mâ mektebi". Tarih Araştırmaları Dergisi. 32 (53): 58. doi:10.1501/Tarar_0000000534. ISSN 1015-1826. 3 Mart 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Mart 2024.
- ^ . Gazete Vatan. 30 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2022.
- ^ . www.zaferdergisi.com. 25 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2022.
- ^ Damlıbağ, Fatih (2020), Osmanlı Devleti'nde Elektriğin Yayılması, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi Cilt:20 Sayı:40, ss. 149-173, 12 Aralık 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 12 Aralık 2022
- ^ "Kuruluş Amacı". Darülaceze. 5 Kasım 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2022.
- ^ Mutluçağ, Hayri "Boğaziçi köprüsünün yapılması yolunda ilk çabalar". Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Sayı: 4, Ocak 1968, s. 32-33 (3 adet resim ve çizim, 3 adet de belge mevcut).
- ^ Talay, Aydın (2007). Eserleri ve hizmetleriyle Sultan II. Abdülhamid. Armoni. s. 309. ISBN . 2 Mart 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Mart 2024.
- ^ Gülsoy, Ufuk (1 Ocak 1997). "Yemen Demiryolu Projesi". 2 Mart 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Mart 2024.
- ^ Kömürcü, Begül (2019), Amerikan Konsolosluk Raporlarına Göre Yemen ve Yemen Demiryolu Projesi (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 83-90, 25 Ocak 2024 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 25 Ocak 2024
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddedeki bilgilerin dogrulanabilmesi icin ek kaynaklar gerekli Lutfen guvenilir kaynaklar ekleyerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Kaynaksiz icerik itiraz konusu olabilir ve kaldirilabilir Kaynak ara II Abdulhamid in projeleri ve icraatlari haber gazete kitap akademik JSTOR Mart 2024 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Osmanli Imparatorlugu nun modernlesmesine yonelik cabalar II Abdulhamid doneminde de devam etmistir Burokraside yapilan reformlarin yani sira Bagdat Demiryolu ve Hicaz Demiryolu nun insasi gibi projeler bu donemde yapilmistir Ordu ve donanmaII Abdulhamid ozellikle Osmanli nin Canakkale deki tabyalarini ve savunma birliklerini guclendirmis ve yeni tabyalar insa ettirmistir Bu guclendirme faaliyeti I Dunya Savasi nda Canakkale zaferinin kazanilmasindaki etkenlerden biri olmustur Ertugrul Orhaniye Rumeli ve Anadolu Hamidiye tabyalari onun tarafindan insa ettirildi Sultan Abdulmecid doneminde yaptirilan Bolayir Yildiz Bolayir Merkez Bolayir Ay Anadolu Mecidiye Nara Degirmenburnu Namazgah Bozcaada Tabyalari IV Mehmed ve Koprulu Mehmed Pasa doneminde yaptirilan Seddulbahir ve Kumkale Fatih Sultan Mehmed doneminde yaptirilan Kale i Sultaniye II Abdulhamid doneminde elden gecirildi ve yeniletildi 1878 de Osmanli Imparatorlugu nun yenilgisiyle sonuclanan 93 Harbi nden sonra Kibris ve Misir in Ingilizler Tunus un Fransizlar tarafindan isgali Habes vilayetlerinin elden cikmasi akabinde Sultan II Abdulhamid Osmanli ordusunun modernlesmesi ve ekonomik askeri is birligi icin Ingiltere ve Fransa yerine Almanya ya karar verdi Aralarinda Albay Otto Kohler ve sonradan Musir rutbesi verilecek olan Baron Von der Goltz un baskanligini yapacagi Alman askeri subay kurulu Istanbul a geldi Von der Goltz askeri okullarda koklu duzeltmeler gerceklestirip genc subaylarin yetistirilmesi icin on kosullari saptadi Goltz un calismasi onemli engellerle karsilasti Yabanci bir uzmana ne kadar yuksek rutbe ve unvanlar verilse de guven tam degildi Bununla beraber Goltz ozellikle genc subaylarin egitiminde etkin rol oynadi 12 yillik ilk calisma doneminde Harbiye Mektebinde ders kitabi olarak okunmak uzere 4000 sayfadan fazla Turkce brosur ve ders kitabi yayinladi Ozellikle egitim goren genc subaylar ve subay adaylarini etkilemeyi bildiginden bu gruplarda Alman hayranligi yaratti Von der Goltz Turk generallerinin gunumuze kadar dayanan herkesten daha cagdas yontemlerle egitilmis olma ve en yeni askeri teknolojileri takip etme bilincinin temel tasini meydana getirdi Almanya ya gununu gunune Osmanli ve Sultan in durumunu bir casus gibi haber verdi ve diger Alman subaylari ile ayni sekilde Alman sanayi ve silah acentelerinin temsilcisi olmakla suclandi II Abdulhamid ile cesitli sorunlar yasadi Fakat tum bunlara ragmen ilk Alman askeri heyetinin basindaki Albay Kahler in olumu uzerine 1885 yilinda Istanbul a gelen esasinda Alman Genel Kurmayinda sevilmeyip buraya gelmeyi tercih eden Von Goltz Turkler tarafindan Kahler den ve gelen diger Alman subaylardan daha fazla sevilip sayildi Oyle ki Turkiye den ayrilana kadar 1895 tam 3 kere kontrati Osmanli nin istemi uzerine yenilendi Turkiye den ayrilsa da 1908 de geri cagrildi Bununla birlikte bu subaylar Osmanli ordusunu gelistirmekten cok Alman silah sanayi ve acentelerinin temsilcisi olmakla ve Turk Silah Sanayisinin gelismesini engellemekle suclandilar II Abdulhamid in ordu uzerinde yeterli reformlari yaptirmadigi ve onerileri dinlemeyip rafa kaldirdigi Von der Goltz tarafindan ifade edilip agir sekilde elestirilmistir Von Goltz un Prusya Anayasasi nin bir diger temeli olan askerlerin sivil siyasete karismama ilkesini asilamakta basarili olamadigi Bab i Ali Baskini ile ortaya cikti II Abdulhamid doneminde demir yollari Bununla birlikte ordunun von der Goltz tarafindan yeniden yapilandirilmasiyla birlikte Osmanlilar Ingiliz silahlari yerine Krupp ve Mauser gibi Alman sirketlerine ilk kapsamli silah siparislerini 1885 1886 yillarinda verdiler Von der Goltz Almanya nin ve Osmanli Devleti nin dogudaki erkini saglama almak icin Bagdat Demiryolu nun yapilmasini da destekledi Bu fikir yeni pazarlar bulmak icin tren yollarinin yapilmasini destekleyen Alman ekonomisinin cikarlariyla da ortusuyordu 1888 yilinda Sultan II Abdulhamid Bagdat Demiryolu insasi lisansini Alman Deutsche Bank tarafindan yonetilen bir Alman konsorsiyumuna verdi Osmanli ordusunun cagdas silahlar kullanmaya baslamasi ve Alman duzeni 1897 Osmanli Yunan Savasi nda test edildi Savas Osmanli lehine sonuclandi Fakat Osmanli ordularinin Atina yi tekrar ele gecirmeleri Rus Cari II Nikolay in ve Ingiltere ile Fransa nin araya girip Sultan II Abdulhamid in zaferini tebrik etmekle birlikte haber gonderip ateskes yonunde baski yapmalari sebebiyle gerceklesemedi Modern ve ozverili bir askerlik sanati anlayisinin uygulanabilmesi subaylarin uygulama beceri ve arzularina bagli olmasina karsin II Abdulhamid doneminde hem nicelik ve nitelik hem de askeri hareketlilik bakimindan diger bolge ordularina gore subay kadrolari daha iyi bir seviyede olan Makedonya daki Ikinci ve Ucuncu Ordu subaylarinin hatirati incelendiginde kitadaki Osmanli subaylarinin yeterli bir yetismislik seviyesinde olmadiklari gerekli inisiyatifi alarak hareket edebilecek subay sayisinin cok az oldugu Osmanli nizamiye ve redif birliklerinin talim ve terbiye durumunun buyuk bir ihmal icinde oldugu talimlerin cogunlukla muharebenin icap ettirdigi sekillerden uzak kaldigi subaylar tarafindan askerlerin duygu ve dusuncelerine nufuz edilemedigi ve sonuc olarak Osmanli ordusunun savas doneminde etkin bir muharebe performansi sergileme imkaninin zayif bulundugu ortaya cikti Malumdur ki Hukumeti sabika eski Hukumet zamaninda donanmamizi teskil eden sefain halicte lengerendaz demir atip ve palamaz bendi atalet olup hareketsiz kalip ates talimi ve manevra icrasindan sarfi nazar tesebbusu bile ceraimi azimeden suctan madud yasak oluyordu Halicte donanmamizi teskil eden sefalinin adad kol ve ecnasi turleri goruluyordu Fakat murettebati tarafindan talim ve taaieum manevra icra edilmiyor Muhafazalarina ve tathirat temizligine ve telvinatina boyasina olsun bakilmiyarak pastan curutuyorlardi Devairi merkeziyei Devletten Merkezi devlet dairesinden hizmetinden butun butun muhmel mahrum birakilmis bir idare varsa o da Bahriye Idaresi idi Su halde bulunan donanma zabitaninin malumati nazariyeden teorik bilgiden ibaret kalip tatbikat ve ameliyat musahadesi uygulama pratigi ve talim ve taalium ile muktesebati nazariyelerini bilgilerini tevzi ve kavaidi tecribiyyede meleke ve rusuh peyda edememesi hayata gecirememesi tabiidir 31 Mart Olayi nin hemen oncesinde II Mesrutiyet donemi II Abdulhamid tahta iken 27 Mart 1909 te Mecliste okunan Bahriye Encumeni mazbatasi II Abdulhamid doneminde kara ordusundaki yenilikci yaklasimlar donanma icin gecerli olmadi Borclarin artmamasi genel durum bir kisim tarihcilere gore II Abdulhamid in amcasi Abdulaziz in tahttan alinmasi esnasinda Osmanli Deniz Kuvvetlerinin personelinin de onemli rol oynamasindan kaynaklanan kuruntular ve kotulesen mali durum ile cunku gemiler hep borclarla aliniyordu Osmanli donanmasinin gucu azaldi Dahasi donanma Halic te adeta curutuldu Yeni gemiler dogru duzgun alinmayinca da Osmanli donanmasi sayi bakimindan dunyanin ucuncu buyuk donanmasi konumundan iyice gerilere dustu Donanmaya bazi eklemeler yapilmakla birlikte yapilan eklemelerdeki hatalar ve bakimsizlikla bir ise yaramadi Ornegin Isvecli silah fabrikatoru Thorsten Wilhelm Nordenfelt buhar gucuyle calisan Nordenfelt serisi denizaltilari 1884 85 te Stockholm de uretildi Nordenfelt 1 denizaltisinin Yunanistan donanmasi tarafindan satin alinmasinin ardindan II Abdulhamid karsi bir ataga gecti Nordenfelt 2 Abdulhamid ve Nordenfelt 3 Abdulmecid Osmanli donanmasina II Abdulhamid tarafindan satin alinarak Osmanli donanmasina dahil edildi Bu donemde Dunya da ilk defa Osmanli tarafindan denenen Abdulhamid ve zirhli denizaltilari denemelerde basarili oldu Fakat bakimsizlik ve teknolojik yenilemelerinin duzenli yapilamamasindan bu denizaltilar 1905 sonrasi kullanilamadi ve curumeye terk edildi Sonrasinda da Osmanli Devleti denizalti yarisina I Dunya Savasi nda elinde tek bir denizalti olmadan devam etti Osmanli nin satin aldigi Norfelt denizaltilarindan biri 1886 Sonuc olarak bozuk ve kotu durumdaki donanma 1897 Osmanli Yunan Savasi nda bir varlik gosteremedigi gibi II Abdulhamid sonrasinda Trablusgarp Savasi nda Italya donanmasi ile basa cikilamamasi ve I Balkan Savasi nda pek cok Ege adasinin kaybedilmesine zemin hazirladi Asagidaki orneklerde oldugu gibi yabanci devletler donanma gonderip cesitli yerlere asker cikarip sartlarini zorla kabul ettirerek Osmanli ya karsi gambot diplomasisini uyguladilar Tunus ve Misir in isgalini kolaylastirdi Buyuk guclerin Girit Isyani na mudahalesi ile Girit in fiilen Osmanli elinden cikmasina neden oldu 1901 de Fransa nin kendi tabiyetindeki iki Levanten ailenin borclarinin odenmediginden bahisle Midilli adasini isgali gerceklesti 1903 te ABD Beyrut Limani ablukasini gerceklestirdi ve Izmir e gemi gonderdi 1904 te ABD savas gemisi yollayip tutuklanan vatandaslarinin serbest birakilmasini talep etti 1905 te bes buyuk guc Midilli ve Limni adalarini isgal ederek Makedonya daki sartlari kabul ettirdi Ilk deniz muzesi de bu donemde acildi 1897 En uzun sure bahriye nazirligi yapan ama agir sekilde elestirilen Bozcaadali Hasan Husnu Pasa doneme damgasini vurmustur Kitap koleksiyonu kutuphanecilik ve muzecilik alanindaki faaliyetleriBayezid Kutuphane i UmumiMuze i HumayunAskeri Muze Abdulhamid matbaa ve yayin islerine cok merakliydi Modern matbaa makinelerini Osmanli ya getirtip kaliteli divan eserleri bastirdi Mesela Cem Sultan Divani ni bastirip bazi nushalarini Buyuk Britanya ve Irlanda Birlesik Kralligi na Almanya ya ve Amerika ya gonderten Abdulhamid dedektif romanlarina ve seyahatnamelere cok merakli bir padisahti Abdulhamid in iki ila bes bin adet arasinda oldugu rivayet edilen bir polisiye roman koleksiyonu vardi ve bunlarin bircogu Yildiz Yagmasi sirasinda ortadan kayboldu Sherlock Holmes un butun maceralarini eksiksiz olarak Osmanlicaya tercume ettirdi Sherkock Holmes un yazari Sir Arthur Conan Doyle u ise 1907 de ikinci dereceden Mecidiye Nisani ile odullendirdi Abdulhamid Yildiz Sarayi nda cok buyuk bir kutuphane kurdu Bu kutuphane dort bolumden meydana geliyordu Bunlar arasinda yabanci dillerde Turkiye ile ilgili yazilmis eserler vardi Bu eserlerin icerisinde el yazmasi pek cok kitap olup ozel olarak tercume ettirilerek telif hakki odendi Dolayisiyla bunlari basmak ve dagitmak yasakti ve tek nusha idiler Gazeteler konusunda kutuphane Avrupa da cikan butun onemli gazetelere aboneydi Dolayisiyla son derece zengin bir sureli yayin koleksiyonu mevcuttu Roman ve hikayeler bakimindan 6 000 kadar kitap ozel olarak saray icin tercume edilmisti Bu romanlar haremde de okunur ve elden ele gezer sonra kutuphaneye teslim edilirdi Kutuphanenin bir de Arapca ve Farsca eserleri bulunduran bir kismi vardi Fakat bu kisim digerlerine nazaran fakirdi Cografya ve seyahatnameler konusunda Yildiz Sarayi na kapanmis bir hayat suren Abdulhamid in dunyayi bu eserler sayesinde tanidigi ve takip ettigi soylenir Sadece Yildiz Sarayi degil Istanbul ve Sam da bir umumi kutuphane kurma fikri de onun zamaninda ortaya konuldu Yine bu donemde Balikesir Eskisehir Manastir ve Bursa basta olmak uzere Imparatorluk un dort bir yaninda II Abdulhamid tarafindan cesitli kutuphaneler tesis edildi Muze i Humayun Eski Eserler Muzesi Askeri Muze Bayezid Kutuphane i Umumisi Beyazit Devlet Kutuphanesi kendi doneminde kuruldu Arkeolojik alanda Eski Eserler Muzesine Muze i Humayun mudur olarak ilk defa bir Turk Osman Hamdi Bey onun zamaninda secildi Osman Hamdi Bey II Abdulhamid e danismanlik etti ve Nemrut Dagi Lagina Mirina ve Kyme gibi Anadolu nun cesitli yerlerinde arkeolojik sit alanlarinda cesitli kazilar yapti Diger yandan Osmanli Ttopraklarindan Sultan Abdulmecid ve Sultan Abdulaziz donemindeki gibi Abdulhamid doneminde de yurt disina kacirilan tarihi eser olaylari hiz kesmeden devam etti Iclerinde Milet Pazar Yeri Kapisi Milet Trajan Tapinagi Milet Mermer Aniti Magnesia Zeus Tapinagi elemanlari Asarhaddon Aniti Istar Kapisi Myrina Heykelcikleri Zincirli Hoyuk kazilarindaki Hitit kabartmalari gibi Hitit Yunan Roma donemi eserleri II Abdulhamid in bizzat fermaniyla veya izniyle arkeoloji calismasi icin antik kentlerde kazi yapan Almanlara Fransizlara verildi Ayni sekilde Beyhekim Camii cini mihrabi Haci Ibrahim Veli Turbesi sandukasi gibi Turk Islam eserleri onarim vs bahanelerle bizzat II Abdulhamid in izni ile Almanya ya goturuldu geri alinamadi ve gunumuzde Pergamon Muzesinde sergilenmektedir Turkiye Cumhuriyeti Abdulmecid ve Abdulaziz devrinde oldugu gibi II Abdulhamid doneminde de elden cikan bu eserleri alabilmek icin bir asirdan uzun zamandir hukuk mucadelesi vermektedir EgitimInas Sanayi i Nefise MektebiAsiret Mektebi ogrencilerinin toplu halde cekilen bir sinif resmi Ilk kiz okullari Abdulmecid zamaninda acildi ancak II Abdulhamid in bunlari yayginlastirip kizlarin da egitim almasina calistigi soylenebilir Ilk kiz sanat okulu olan gunumuzde ise kiz erkek karma egitimin yapildigi Mimar Sinan Guzel Sanatlar Universitesi adini alan Inas Sanayi i Nefise Mektebi II Abdulhamid zamaninda kurulup acildi Bilgili bir kisi olan Abdullatif Suphi Pasa nin ilk defa bir kiz sanat okulu acma girisiminde kararsiz kalmasi ve titizlenmesi uzerine Abdulhamid Sen mektebi ac ben arkandayim diyerek aciktan destek verdi ve cevresini her zaman kizlarin okumasi icin ilk adimlari atmaya ozendirdi Osmanli tarihinin en canli egitim atilimi Abdulhamid donemine rastlar Tahta gectigi yil 250 olan rusdiye sayisi 1909 da 900 e alti olan idadi sayisi 109 a cikti 1877 de Istanbul da sadece 200 modern ilkokul varken 1905 te 9 000 e cikti Egitim kurumlarinin mufredatlari da elden geldigince II Abdulhamid doneminde elden gecirilip guncellenmeye calisildi Bunun yaninda II Abdulhamid sehzadeliginden beri ekonomi ile ilgiliydi ve bu ilgisi saltanatinda da surdu Mekteb i Mulkiye de iktisat derslerinin programini bizzat kendisi belirliyordu Osmanli da liberalizmin onculeri Sakizli Ohannes Pasa nin Ilm i Servet ve idadilerde okutulan Mehmet Cavid in Ilm i Iktisat i favori kitaplariydi Ama bununla da yetinmeyip bir ticaret okulu kurdu 1883 yilinda II Abdulhamid tarafindan Avrupa nin en onemli ticaret okullarindan bile daha once kurulmus olan Hamidiye Ticaret Mekteb i Alisi Osmanli nin gercek manada ilk ticaret mektebidir Bu kurum sonrasinda Istanbul Iktisadi ve Ticari Ilimler Akademisi adini alarak faaliyetini surdurdu ve gunumuzdeki Marmara Universitesinin temelini olusturdu Okulun baslica amaci ticaretin gelismesi ve Muslumanlarin ticari hayatta soz sahibi olmasiydi Ancak II Abdulhamid in dusunceleri bu sekilde olsa da hayata gecirmek icin sectigi yollar Osmanli nin gerceklikleri ile o donemde bagdasmayan temeli olmayan liberalist yaklasimlari kotu mali durumdan kaynakli olusan kosullar nedeniyle buna tam elverisli olamadi Turklerin gercek manada ticaret sanayi hayatina etkili sekilde girisleri ancak Cumhuriyet doneminde gerceklesti Bununla birlikte bu okulun hemen ardinda Selanik Beyrut Izmir de de hem devlet eliyle hem de Musluman mutesebbislerce Izmir ve Selanik te benzer okullar acildi Kurt Arap ve Arnavut asiretlerin ve liderlerin 12 16 yas arasi cocuklarin egitildigi parasiz ve yatili Asiret Mektebi 1892 de II Abdulhamid tarafindan acildi Onceleri 2 yil olan egitim 5 yila cikarildi Son derece iyi basarili ve seckin bir egitim verse de Subat 1907 de ogrencilerin yemeklere isyani bahane gosterilerek kapatildi Asil kapanma nedeni ise II Abdulhamid karsiti dusuncelerin yaninda ogrencilerin icinde de Osmanli toplumunun o donemde yasadigi politik toplumsal kavgalarin yayginlasmasidir Osmanli da Abdulaziz in son zamanina kadar daha once iki defa modern anlamda bir universite kurulmaya calisildi ancak basarisiz olundu Sultan Abdulaziz ucuncu bir girisimde bulundu ve Galatasaray Mektebi Sultanisi nin bir ustu niteliginde universite olarak Darulfunun i Sultanisi ni donemin Maarif Muduru Saffet Pasa ya butceye cok yuk olmamasi kayitli kurdurdu Ancak daha onceki ilk iki tesebbuste oldugu gibi burada da Darulfunun un mali kaynaklari saglam bir zemine oturtulmadi Darulfunun daha cok talebe harclari vakiflarin ve devletin belli olcudeki yardimlarina bagimli kaldi ayrica bir kisim Cemaleddin Efgani gibi ogretim gorevlilerinin infial yaratan konusmalari muhafazakar cevrelerle surtusmeler devletin belli faaliyetlerde onayinin alinamamasi Darulfunun denemelerinin basarisizligina yol acan diger en buyuk sebepler oldu Darulfunun i Sultani de benzer nedenlerle basarisiz oldu Cunku giderler daha cok Galata Sarayi Mekteb i Sultanisi nin gelirlerinden karsilanmaya calisilmisti Ilk yillarda Mekteb i Sultani de buranin muduru Ali Suavi ye gore tam ucret odeyerek okuyan ogrenci sayisinin fazla olmasi muessesenin harcamalarini karsilamaya yeterken sonrasinda gayrimuslimlerin buyuk cogunlugunun burslu olarak okumasi sebebiyle muessesenin gelirleri cok azaldimis ve artan maliyetlerle Darulfunun i Sultani de devlete bagimli olmak zorunda kalmistir Muslumanlarin okumasi mali sorunlar vs etkenlerden dolayi zordu Kisa bir sure sonra II Abdulhamid bu sebeplerden oturu 1877 de once tasarruf gerekceleri ve fen kismina ogrenci bulma sorunu nedeniyle hukuk ve muhendislik subesi son olarak 1880 81 yilinda edebiyat bolumunu kapatarak Darulfunun i Sultani yi sona erdirdi Darulfunun Istanbul Universitesi II Abdulhamid kendi kontrolunde olan ve Musluman talebeler aleyhindeki esitsizligi ortadan kaldirmak uzere ilgili bakanliklarla organik bir bag olusturan birbirinden bagimsiz yuksek mektepler acma yoluna gitti Boylece Osmanli hukuk ve muhendislik ogretimi 20 yuzyilin basina kadar Mekteb i Hukuk ve Mekteb i Mulkiyye ile Muhendis Mektebi nde bagimsiz olarak devam etti Ancak 1900 de II Abdulhamid yeniden yapilandirma ile modern anlamda ve bu sefer kalici olacak sekilde Darulfunun i Sahane adiyla universiteyi tekrar acti ki burasi Istanbul Universitesinin esas temelini olusturur Burasi kurulusunda hukuk tibbiye felsefe edebiyat fen bilimleri matematik ve muhendislik ve ilahiyat olmak uzere bes fakulteyi bunyesinde barindirmaktaydi Bununla birlikte universitenin o donem icin bir ozerkligi bulunmayip dogrudan Maarif Nezareti ve II Abdulhamid e bagli tipki bir ortaogretim kurumu gibi idari yapisi vardi Mekteb i Hukuk Adalet alaninda Abdulaziz doneminde 1874 yilinda kurulan ve hukuk fakultesinin esasini olusturan Mekteb i Hukuk i Sultani II Abdulhamid doneminde 1878 de kapatildi ve yerine kurulan Mekteb i Hukuk 17 Haziran 1880 de Adliye Nezareti bahcesinde faaliyete gecti 1 Eylul 1900 yilinda acilan Darulfunun i Sahane nin bunyesinde bir hukuk fakultesi haline getirildi Gunumuzde Istanbul Universitesi Hukuk Fakultesi olarak bilinmektedir Nizami ceza mahkemelerine iliskin Fransiz Ceza Muhakemesi Kanunu ndan uyarlanan Ceza Muhakemeleri Usulu Kanunu 25 Haziran 1879 tarihinde yururluge kondu ve savcilik kurumu duzenlendi Abdulaziz doneminde hazirlanmaya baslanip bitirilen Mecelle II Abdulhamid doneminde 1877 de yururluge girdi Fransiz ve Italyan mevzuatindan ozellikle 1807 tarihli Fransiz Usul Kanunu ndan yararlanilarak Usul i Muhakeme i Hukukiyye adli Medeni Usul Yasasi 21 Haziran 1879 tarihinde cikarilmdi Ancak Osmanli hukukundaki serri ve nizami mahkeme kargasasi devam etti ve bunun giderilmesi yonunde somut adim atilamadi Yine Abdulhamid doneminde baslangicta gayrimuslim ve yabanci avukatlarla Turkiye nin ilk barosu olan Istanbul Barosu 1878 de kuruldu Ulasim1914 te Hicaz DmeiryoluAbdulhamid doneminde yapilan Sam Hicaz Gari II Abdulhamid ulastirmaya onem vermeye calismisti Cunku surekli tehdit altinda ve isyanlarin oldugu Imparatorluk ta otoritesinin guclenmesi icin askeri birliklerin vaktinde hizla sevk ve idaresi kadar lojistigin sevk ve idaresi de hayati bir onem kazanmisti yine ticaretin gelistirilmesi acisindan da ulastirma onemli bir gereklilikti Kendisinin ulastirmada yapmaya calistigi en buyuk atilim demiryollari uzerine oldu Buyuk olcude gerceklesen projelerinden birisi Sam ile Medine arasindaki Hicaz Demiryolu dur 1 Eylul 1900 de resmi torenle baslanip 1 Eylul 1908 de tamamlandi Toplam 1300 km yan hatlari ile 1750 km ve sonradan 1908 de yapilan eklemelerle 1900 km uzunluga eristi Hac yolunu 50 gunden 5 gune indirdigi soylenmektedir kimin tarafindan Bu proje Almanlarin finanse edip Haydarpasa Ankara arasinda gerceklestirdikleri Bagdat Demiryolu nun aksine Alman muhendis Meissner in cizdigi projeye gore yapilmasina ragmen Islam aleminden toplanan bagislarla finanse edilmeye calisilmisti hatta II Abdulhamid bile sahsen bagis yapmistir Ancak bu hattin Medine Mekke ve Mekke Cidde hatlari sonrasinda yapilmak istense de bagimsizlik pesinde kosan 1908 de Mekke serifi olarak atanan Serif Huseyin ve cevresindeki Arap seyhleri sabotaj ve karsi koymalarla bunu engellemislerdir Engelleme nedenlerinin sebebi ise Osmanli nin bu hatti yalnizca Hac icin degil bu bolgelere kolayca asker sevk etme topraklarin guvenligini asayisini saglama amaciyla da yapmasidir Nitekim I Dunya Savasi nda Osmanli yenilgilerine karsi Osmanli ordusu Medine cevresinde savasin son vaktine kadar bu sayede direnebilmistir Abdulhamid in emri ile Osmanli askerlerinin yolcularinin rahatca sevki seyahati icin 1903 yilinda yapimina baslanan ancak bitirilemeyen diger bir demiryolu hatti da Konya Bagdat arasindaki demiryolu hattidir Selefi Sultan Abdulaziz Turk devletinin Avrupa daki topraklarina demiryolu hatlari kurmasi icin Alman muhendis i gorevlendirmisti Bu Alman muhendis 1869 dan 1871 e kadar Rumeli de demiryollari insa etmis sonrasinda Anadolu da kurulan ilk demiryolu hatti da yine bu muhendis tarafindan 1869 da insa edilen ve Istanbul dan Konya ya kadar uzanan Anadolu Demiryolu Hatti dir Sultan II Abdulhamid 1898 de ziyaretine gelen II Wilhelm e Abdulaziz doneminde yapilan bu hattin Bagdat a kadar uzatilmasini ve imtiyaz hakkinin Deutsche Bank adli Alman bankasina verilmesini teklif etti Alman Imparatoru bu teklifi kabul ederek Bagdat Demiryolu nun hamisi oldu Ancak demiryolunun guzergahinda Toros ve Amanos Daglari nin olmasi sorun teskil ediyordu Ote yandan ilk demiryolu projesinde Iskenderun sahilden Belen Gecidi uzerinden Halep e dogru sahilden kolayca demiryolunun gecirilmesi hedeflenmisti Ancak yapimina baslandiktan hemen sonra demiryolunun sahilde dusman gemilerinin top atislarinin hedefi olabilecegi olasiligi fark edilince guzergah degistirildi 8 km ye varan bir demiryolu tuneli Amanoslardan yapilmak zorunda kaldi I Dunya Savasi sonunda bile hem Konya hem Bagdat olmak uzere 2 yonlu ray insasi yapilip neredeyse yan hatlarla birlikte 2000 km ye yakin ray dosense de insaat bitirilemedi ve Nasiriye Samarra arasinda 280 km lik kisim tamamlanamadi Bu 280 km lik kismi tamamlamak Osmanli Imparatorlugu ortadan kalktiktan sonra 1940 da Irak hukumetine ancak nasip olabilmistir Abdulhamid doneminde yapilan Sirkeci Gari Sirkeci ve Haydarpasa garlari Abdulhamid in yaptirdigi onemli binalardir 1 Subat 1888 de temeli atilan Sirkeci Gari 3 Kasim 1890 da Avrupa kentlerine yolculuk eden trenlerin duragi olarak hizmete acildi Haydarpasa Gari 1872 de yapilmis olsa bile mevcut istasyon yetersiz kalmis bu sebeple yikilip yeni gar yapimina ise 30 Mayis 1906 da baslanmis ve 19 Agustos 1908 de hizmete girmistir Bu iki gar da Almanlar tarafindan planlanip yapildi 1881 de 1780 km olan demir yolu uzunlugu 1907 1908 donemine kadar 5883 km yi bularak Abdulhamid in hukumdarligi boyunca uc misli bir artis gosterdi II Abdulhamid zamaninda butun Anadolu yu bastan basa dolasacak bir kara yolu aginin projelendirilip uygulamaya gecirildigi cesitli kaynaklarda belirtilmektedir Selefi Sultan Abdulaziz tarafindan 1869 yilinda getirilen bir sistemle halkin kara yollarinin yapimina katilmasi saglanmisti Buna gore 16 60 yas arasi erkek nufus ile her hanenin sahip oldugu yuk ve araba hayvanlari senede dort gun yol insaatinda calisacakti Bu sayede insaatin hizla bitirilmesi saglandi Gumushane Bayburt Erzurum Dogubayazit Iran kara yolu 1879 haricinde 12 000 kilometrelik bir guzergaha sahip Samsun Bagdat sosesi 1895 yilina kadar tamamlandi Acilan yollar Samsun a gocu baslatti ve bu sehrin onemli olcude buyumesi Abdulhamid doneminde oldu Bursa icin de durum boyledir Hem sehir ici hem de sehirler arasi yollarla Bursa yeniden bolgenin onemli bir karayolu kavsagi haline geldi HaberlesmeOsmanli da modern posta hizmetleri tam anlamiyla II Abdulhamid doneminde olusturuldu ve nezaret 5 Kasim 1876 da cikarilan Posta ve Telgraf Idare i Umumiyyesinin Teskilat i Cedidesine Dair Nizamname ile yeniden duzenlendi Posta hizmetleri ozellikle II Abdulhamid doneminde onemli olcude genisledi Nitekim 1888 de butun imparatorlukta tasinan mektup sayisi 11 5 milyon adet iken 1904 yilinda bu sayi 24 38 milyona yukseldi 30 Agustos 1901 de postalarin yerine daha hizli ulasabilmesi icin demir yollari sirketiyle ozel bir anlasma yapildi II Abdulhamid devlet icinde etkili bir kontrol istemekteydi ve bu amacla haberlesme onemli bir yer tutmaktaydi Jurnalcilige yol acan bazi olumsuzluklara karsin telgraf bu yonde bir arac olarak II Abdulhamid tarafindan onrmli olarak goruldu Doneminde Imparatorluk un en ucra koselerine kadar telgraf hatlari dosendi ve baskent Istanbul Ege Adalari Trablusgarp ve hatta ulasimi cok guc olan Fizan a baglandi Telgrafin gelistigi bu donemde Yildiz Sarayi nda da bir telgrafhane Yildiz Telgrafhanesi acilarak butun ulkenin tasra yoneticilerinin ve halkin sarayla dogrudan baglantisi kuruldu 1882 de 23 380 km olan toplam kara hatlari uzunlugu 1904 yilinda 49 716 km ye ulasirken denizalti hatlari da 610 dan 621 km ye cikti Ayni donemde gonderilen telgraf sayisi 1 000 000 dan 3 000 000 a elde edilen gelir miktari da yaklasik 39 000 000 kurustan 89 000 000 kurusa yukseldi Osmanli hizmetindeki bir Fransiz telgraf muhendisine gore Turkiye yol ve demiryollarinin gidemedigi yerlere kadar telgraf hatlarini geren ilk ulke idi Bununla birlikte bu telgrafhanelere adamlarini yerlestiren veya yandas edinen Ittihat ve Terakki Cemiyeti de sifreli telgraflasmalarla ulke capinda haberlesebildi II Mesrutiyet in ilaninda da bu yonden telgraf hatlari onemli yer tuttu Yine bu telgraf hatlari Kurtulus Savasi nda insan ve cephane aktariminda Milli Mucadele Hukumetine onemli hizmetlerde bulundu Telgraf hatlari dosenmesine hiz verilmesi yaninda bu hatlarin her birinde hava bilgisel gozlemler yapilmasi icin de talimat verildi Boylece telgraf hatlarinin yayginlasmasiyla birlikte hatlarin ulastigi noktalardaki hava durumunun merkeze bildirilmesi imkan dahiline girmis boylece bu cabalar Turkiye deki cagdas hava durumu raporlarinin baslangicini olusturmustur Telefon Avrupa da kullanilmaya baslandigi tarihten 1876 sadece bes sene sonra yani 1881 de Istanbul a getirildi ve sinirli da olsa kullanima sunuldu 1881 yilinda Sogukcesme deki telgrafhane binasiyla Yeni Cami deki eski ahsap postane binasi arasinda cekilen ve dort telefonun bagli oldugu hat Osmanli daki ilk telefon hatti olarak bilinmektedir Yine ayni tarihte Galata Postanesi ile Yeni Cami Postanesi Osmanli Bankasinin Galata daki merkeziyle Yeni Cami subesi ve Galata Liman Idaresiyle Kilyos Tahlisiye Kurtarma Servisi arasinda tek telli telefon hatlari cekildi Ancak Galata Kilyos haric diger telefon hatlari 1886 da kaldirildigi gibi genel telefon kullanimi da yasaklandi Tahttan indirilme ve darbe korkusu yasayan II Abdulhamid gizli kapakli isler gorulmesine musait bir icat oldugu gerekcesiyle telefonu yasakladi ve 1892 den itibaren yasagi iyice sikilastirdi Hatta telefon isletilmesi ve kullanilmasi icin imtiyaz talep eden yabanci sirketlere izin vermedigi gibi telefon malzemesi ithalini de yasak kapsamina aldi Telefon yasagi II Mesrutiyet Donemi ne kadar surdu Bu sebeple telefon II Abdulhamid doneminde yayginlasamadi 1908 sonrasi ise yayginlasmasi son derece yavas oldu Basin edebiyat ve sansur1 Basin haberlerinde onceligi hukumdarin saglik durumuna tarim urunlerindeki rekoltenin iyiligine ve Turkiye deki ticaret ve sanayinin gelismesine verecektir 2 Ahlak bakimindan Maarif Naziri ve Ahlak Komisyonu tarafindan onaylanmayan hicbir tefrika yayinlanmayacaktir 3 Gazetenin bir sayisinda yayinlanamayacak kadar uzun hicbir edebi ve bilimsel makale yayinlanmayacaktir Devami var veya Arkasi yarin sozcukleri kullanilmayacaktir 4 Bir makalede bos beyaz yerler olmayacak nokta nokta cizgiler bulunmayacaktir cunku bu sekilde ifade ler hatali varsayimlara neden olabilir ve fikirleri karistirabilir 5 Her turlu kisisel suclamalardan en buyuk dikkat gosterilerek kacinilacaktir ve eger size su vali veya bu mutasarrif hirsizlik zimmetine para gecirme cinayet gibi yuz kizartici fiillerle suclaniyor denilirse olayi kanitlanmamis bir vaka gibi kabul ediniz ve mutlaka saklayiniz gizleyiniz 6 Sorumlularin kotu yonetimlerinden sikayet eden ve hukumdara sunulan kisilerin veya vilayetlerdeki cesitli topluluklarin dilekcelerinin yayinlanmasi katiyetle yasaktir 7 Butun tarihi ve cografi isimlerin ve ozellikle Ermenistan sozcugunun zikredilmesi yasaktir 8 Yabanci hukumdarlara karsi yapilan suikast denemelerinin ve yabanci ulkelerde hangi kosullar altinda olursa olsun vuku bulan isyan tesebbuslerinin yayinlanmasi yasak edilmistir Cunku boyle haberlerin bizim yasalara uyan ve baris icinde yasayan halkimizca duyulmasi iyi degildir 9 Bu yeni kurallari gazetenizin sutunlarinda yayinlamaniz da yasaklanmistir cunku elestirilere neden olabilir ve bazi kotu niyetliler tarafindan baska yone cekilebilir 6 Aralik 1888 Tarihli Zabtiye Nazirligi tarafindan Gazete ve Dergilere Gonderildigi ve Osmanli Arsivinde bulundugu iddia olunan Talimatname II Abdulhamid doneminde 1877 de yasaklanmadan once Hayal dergisinde Sayi 319 20 Subat 1877 yayinlanan ve basinda ifade ozgurlugunu hicveden mizahi karikatur Burada elleri ayaklari zincirlenen Karagoz Nedir bu hal ya Karagoz diye soran Hacivat a Kanun dairesinde serbesti yanitini vermektedir Bu karikaturden 5 ay sonra Hayal mizah dergisi Caylak mizah dergisi ile birlikte yasaklanacaktir Derginin sahibi Teodor Kasap ise bu karikatur nedeniyle tam 3 yil hapis cezasi almis ve hapse atildiktan sonra kefaletle serbest birakilmis ancak tekrar hapse atilmasindan korkup Fransa ya kacmistir Ancak bu yonde II Abdulhamid tarafindan bir af cikartilinca yurda donebilmistir Osmanli da basin ve sansur uygulamalari II Abdulhamid doneminden oncesinde de vardi Ornegin 1864 yilinda Sultan Abdulaziz doneminde ile basin duzenlemeleri yapilmistir Ancak bu nizamnamede sansur uygulamasindan bahsedilmemekte fakat gazetelerde devletin guvenligini ve asayisini bozacak Padisah a veya ailesine nazirlara hukumete dost bir devlete veya hukumdarina elcilerine yonelik aleyhte yayinlar yapilirsa para veya hapis cezasi verilmesi ve gazetelerin bir ay sure ile kapatilmasi ongorulmustur Ancak cikan gazete ve yayinlarda hukumete elestiriler rahatsiz edici noktaya gelmis ve Sadrazam Ali Pasa ve Bab i Ali bu kanunun uzerinden 3 yil bile gecmeden bir kararname ile sinirlamaya girismistir Ilgili kararname Bab i Ali ye devletin menfaatine zararli sekilde nesriyat yapan gazeteleri gecici veya muddetsiz olarak idareten kapatmak yetkisini vermis bu suretle basin hurriyeti ve teminati ortadan kalkmistir Kararname cikmadan bir hafta once Muhbir Gazetesi 8 Mart 1867 tarihinde Belgrad Kalesi nin bir damla kan dokulmeden Sirplara teslimini elestiren yayinlarindan dolayi Maarifi Umumiye Naziri nin emriyle hemen ertesi gun kapatildi Yine Ali Kararnamesi ile Ali Suavi Kastamonu ya surgun edilip kapatilan Tasvir i Efkar yazarlari Namik Kemal ve Ziya Pasa birer memuriyetle Istanbul dan uzaklastirildilar II Abdulhamid donemine kadar Osmanli basininda sansur uygulamalari gecici bir ozellik olup sistemli tam bir kurumsallasma soz konusu degildi Sansurun genele yayilisi genis kapsamli sistematik ve surekli hale gelmesi Abdulhamid doneminde gerceklesti II Abdulhamid tahta ilk gectiginde ortam daha farkliydi Ilan ettigi Kanun i Esasi nin 12 maddesinde Matbuat kanun dairesinde serbesttir hukmu yer almaktadir Ama atifta bulunulan kanunlar 1864 tarihli Matbuat Nizamnamesi ve 1867 tarihli Ali Kararnamesi dir Fakat bu kanunlar bir sure uygulanmamis ve basin rahat bir nefes almistir Fakat ayni Anayasa nin 117 maddesi padisahin sikiyonetim ve surgun yetkisini de duzenlemektedir 93 Harbi nde durumun kotuye gitmesi akabinde II Abdulhamid Kanun i Esasi nin 36 maddesine dayanarak 2 Ekim 1877 tarihli Idare i Orfiye Kararnamesi ile sikiyonetim ilan etmis ve bazi mebus ile gazetecileri surgun etmistir 1877 1878 arasinda 93 Harbi gerekcesi ile gazetelere on sansur uygulamasi getirmis sonradan ise bu uygulamalar giderek agirlasarak Abdulhamid in istibdat devri denen devri baslamistir Mizah dergilerinden 1880 de siyasi olmayan yayinlara kadar sansur yayilmistir Bu donemde 1864 Tarihli Matbuat Nizamnamesi 1909 da iktidarinin sonuna kadar yururlukte kalmis buna karsin 1857 tarihli Matbaa Nizamnamesi yerine 22 Ocak 1888 tarihli Matbaalar Nizamnamesi hazirlanmistir butun matbaalarin bastiklarina on sansur uygulamasi getirilmistir Daha sonra 1888 tarihli Matbaalar Nizamnamesi de yururlukten kaldirilarak 19 Aralik 1894 tarihli Matbaalar ve Kitapcilar Hakkinda Nizamname adli yeni bir nizamname hazirlanmis on sansur sureci surdurulerek bu nizamname iktidarinin sonuna kadar yururlukte kalmistir II Abdulhamid sansur icin kurum ustune kurum kurmustur Onceden de var olan Dahiliye Nazirligindan Hariciye Nazirligina gecen Matbuat Mudurlugunu 1877 de tekrar Dahiliye Nezaretine baglamakla kalmamis yurt ici basili gazete dergi vs nesriyat icin bir sansur kurulu haline bu mudurlugu getirilmistir Yurt disindaki veya gelecek basili nesriyat ve yayinlarin sansurlenmesi icin once Hariciye sonra Dahiliye nazirligina baglanacak Matbuat i Ecnebiye Mudurlugu 1883 te kurulmustur Matbaalarda basili basilacak kitaplarin sansurlenmesi icin 1880 yilinda Maarif i Umumiye Nezaretine bagli olarak Encumen i Teftis ve Muayene Teskilati kurulmustur Sansur kurullarinda calisanlarin sayisi 1881 yilinda 7 kisi olan bir sansur kuruluyken 1907 yilinda 59 kisiye yukselmistir ek olarak bircok yardimci kurul da kurulmustur Teftis ve Muayene Teskilatinda calisan sayisi ise 74 tur Bu yapilan uygulamalar baglaminda 1876 da olusan ozgurluk ortamindan 1890 a kadar 4 000 e kadar cikan her yil 9 10 yeni yayin cikaran basili nesriyat 1890 sonrasinda iyice dusmeye baslamistir Yilda 1 yeni nesriyat ancak basin hayatina girer olmustur Bu sebeple II Abdulhamid donemi basinini 1876 1878 arasi meclisin kapatilmasina kadar olan 1 5 yillik liberal donemin sonrasi 1878 1890 ve 1890 1908 arasi donem diye ikiye ayirmak gerekir II Abdulhamid mizah dergileri ve yayinlari acisindan da agir sinirlamalar getirmistir 4 Agustos 1876 tarihli resmi ilan ile mevcut dergiler disinda yeni mizah dergilerine ruhsat verilmemis sonrasinda ise 24 Temmuz 1877 de ulke icinde var olan mizah dergileri kapatilmistir Neticede ulke icindeki mevcut mizah dergileri Hayal ile Caylak mizah dergisi olarak yayinlarina son verip gunluk gazeteye donusmus sonrasinda da yayin hayatlari son bulmustur Osmanli topraklarinda II Mesrutiyet e kadar bir mizah dergisi bile cikarilamamistir Ulkeye ancak kacak yollardan yurtdisina kacan Jon Turklerin yurt disinda cikardigi mizah dergileri girebilmistir Gazeteler sansur nedeniyle siyasi konulardan ve toplum sorunlarindan uzaklasip edebiyat bilim ve sanata yonelmistir Zabtiye Nazirligi tarafindan 6 Aralik 1888 tarihinde gazete ve dergilere gonderildigi belirtilen 9 maddelik talimatname pek cok yasak getirmistir Halid Ziya Usakligil in 40 Yil adli anilarinda da ifade edildigi uzere 1900 ve 1901 yillarinda kitap bastirmak icin zorunlu tutulan ruhsat alma islemi o kadar zorlastirilmis ki Kirik Hayatlar adli romanin en beklenmedik yerlerinde sansur memurunun kirmizi kalemini gorunce II Mesrutiyet in ilanina kadar tek bir satir yazmamistir Ilgili talimatnamenin 7 ve 8 maddesi geregi Girit Makedonya Kanun i Esasi ulusun haklari islahat hurriyet millet vatan cumhuriyet bomba dinamit dinamiti cagristiriyor diye dinamo hatta tepe Yildiz Sarayi na atifta bulundugu icin gibi onlarca sozcugun bile gazetelerde kullanimi yasaklanmistir Tarih kitaplarindan suikast ihtilal isyan gibi kelimeler de kaldirilmistir Buyuk burun kelimesinin kullanimi Padisah in burnunu cagristirir diye yasaklanmis ve bu sozcuk cografya kitaplarindan cikarilip yerine cikinti kelimesi getirilmis tahta kurusu sozcugu tahti kurusun sozcugu ile benzesmesi sebebiyle yasaklanmistir Rusya Carligi nda kurulan parlamentonun haberinin yapilmasina izin verilmemis Fransa Cumhurbaskani Carnot un suikasta kurban gittigi haberi ise kalp krizinden oldu seklinde yansitilmistir Ancak Orhan Kologlu nunda belirttigi uzere esasinda yapilan arastirmalarda kelime yasaklamalarinin II Abdulhamid in istegi ile yapilmadigini ortaya koymaktadir Murat islahat Turk ittihad cunun gibi sozcuklerin iddialarin aksine kullanildiklari ispatlamistir Yine yasaklar arasinda sayilan parlamento sozcugune de Takvim i Vekayi de rastlamak mumkundur Bu karmasayi yaratan esasinda sansur memurlarinin isguzarliklariydi Ama onlari isguzar olmaya yonelten de Abdulhamid in jurnalcilikte verdigi primdi Bazi seylere goz yumdugu suclamasindan korkan memur isin kolayini her seyi yasaklamakta bulmustu Her seye sahsen karar veren Sultan dan da buna bir itiraz gelmemisti Gazetelerdeki en kucuk dizgi yanlisi bile sorun cikarabilmekteydi Abdulhamid in tahta cikisi vesilesiyle Leylei Mes ude mutlu gece basliginda ufak bir hata yapilip Leylei Mesude karanlik gece olarak ciktigindan Ikdam gazetesi hakkinda sorusturma acilmasi Hollanda Kralicesi ne ulkesinde nisan verilmesi nisan itasi kelimesinin nisan hatasi seklinde yazilmasi neticesi Takvim i Vekayi gazetesinin 12 yasindaki Hollanda Kralicesi ne nisan verilmesinin hatali oldugunun gazetece elestirildiginden muhalefet yapildigindan bahisle jurnal edilerek gerekcelerle kapatilmasi II Mesrutiyet e kadar gazete kapali kalmistir bu doneme rastlamaktadir Pek cok kitap toplatilip yasaklanmis yakilmis pek cok piyes engellenmis veya oynanirken kelimeler cikartilmistir Abdulhamid basinda bazi gazetecileri satin almak bazi gazetelerde gazetecilere nisan dagitarak ayricalik saglamak gibi yollara da basvurmustur Ornegin Ikdam in sahibi Ahmet Cevdet in Dahiliye Nezaretine yazdigi dilekcesinden belli bir kota dahilinde gazeteci telgraflarindan ucret alinmamasini bir ayricalik olarak talep ettigi gorulur Ahmet Cevdet dilekcesinde Avrupa kentlerinde gazetesi icin calisan gazetecilerin telgraflarindan gunde 50 kelimeye kadar ucret alinmamasi talebinde bulunmus ve bu talebinin ileride kurulacak ve dogrudan Osmanli cikarlarina hizmet edecek bir Osmanli haber ajansinin kurulmasinin ilk adimi olarak ele alinmasi gereginin altini cizmistir Nitekim dilekcesi oldukca ciddiye alinmis ve II Abdulhamid e ulastirilmistir Ayni sekilde sonradan aralarinin bozulmasi ile Konya ya surgune gonderdigi Ebuzziya Tevfik Bey de maasa bagladigi gazetecilere ornektir Hatta siklikla yabanci gazeteleri bir yol bulup elde edip cevirttiren Sultan bu gazetelere karsi tekzipler hazirlattirmis Osmanli aleyhine ve kendi aleyhine yazilar yazan dis basina kadar giderek para ile gazeteci satin alma girisimlerinde bulunmustur Yerli basina karsi degil de dis basina karsi yaptiklarinin Kologlu nun deyimiyle o gunun sartlarinda II Abdulhamid in oyunu dis basina karsi kurallarina gore oynamaya calisip Bati kamuoyunu kendi ve Osmanli imparatorlugu aleyhine donmeye engellemeye calistigi dusunulebilir Ornek vermek gerekirse lehine haber yapmasi icin 1 Eylul 1895 te Times gazetesinin Istanbul muhabiri Garachino nun ev kirasi olan 150 lirayi hukumetin odemesi kararlastirilmistir Ertesi sene bir diger Ingiliz gazeteci Norman in her ay aldigi 50 lira harcliga 30 lira zam yapilmistir 1901 de Berlinguer Togobalt gazetesinin sahibine 2 bin kurus aylik baglanmis ve saraydan maas alan yabanci gazetecilerin sayisi zamanla 60 a yukselmistir Abdulhamid in para dagittigini haber alan bazi Avrupali gazeteciler Osmanli elciliklerini Bize de maas vermezseniz aleyhinizde yazariz diye tehdide baslayinca hemen tamamina odeme yapilmistir Ancak 1903 Subat inda Le Figaro gazetesinde aleyhinde cikan son derece agir bir yazidan sonra maasa bagladiklarinin cogunun Avrupa nin ikinci hatta ucuncu sinif yazarlari oldugunu fark eden Abdulhamid hukumeti uyarmis ve Onemsiz gazetelere para dagitiyoruz odemeler bundan boyle itibarli gazetelere yapilsin demistir Hukumdarin talimati uzerine Osmanli Bankasi vasitasiyla Paris teki elcilige onemli gazetecilere dagitilmak uzere 400 bin Frank gonderilmistir Sansur uygulamasi yerli basin ve Osmanli devleti acisindan II Abdulhamid in hedefledigi sonuclari dogurmamistir Orhan Kologlu bu sansurun olumsuz etkileri su sekilde siralamaktadir Hafiyelige ozel prim verilmesi sonucu Osmanli toplumunda bu isi meslek haline getiren kisiler belirdi Acik tartisma donemine girmekte olan toplum birden eskisinden cok daha kapali bir yapiya girdi Daha onceki donemlerde saygideger bir gorev olarak kabul edilen jurnal hazirlayicilik yani bir konuyu derinlemesine arastirip rapor vermek Abdulhamid doneminde en asagi ihbarcilik dedikoduculuk haline donustu jurnalcilik oldu Otuz yillik donem bu konuda bol atiyelerin de etkisiyle toplu mu oylesine etkiledi ki Turk toplumunun bugun de acik toplum olmasini onleyen ogelerin en onemlilerinden birini olusturdu Yakin gecmisimizdeki herkesin bir digerlerinin fikir sahibi olamayacagi ve degisik dusunce ileri surenin mutlaka ajan olacagi yolundaki gelenegin kurucusu oldu Durust aydinlar inandigi dusunceleri aciklamaktan kacinmayanlar devlet yonetiminden kacmayi yeglediler namuslu kadrolar uzaklasti alan digerlerine kaldi Murad Yildiz gibi sozcuklerden korkmak gibi garip bir psikoz topluma hakim oldu Haberden korkmak giderek Gercekten korkmak sekline donustu Care cozum aramak yerine gercekleri ortme ya da boynunu kuma sokma yontemi yeglenir oldu Gittikce suregenlesen so runlarin cozum anlari geldiginde Osmanli toplumunun secenekleri tartismaya sonunda baslamasi gibi bir ortami hazirladi ve boylece kendinden sonraki donemin cokusunu de hazirladi Kurumlari gercek gorevlerinden uzaklastirdi Ozellikle yurt disi temsilcilikleri Avrupa gazetelerindeki en basit haberleri izleyen ve Jon Turk kovalayan kurumlar haline geldiler Kitap yakma yayin yoketme muzur arama gelenegini yerlestirdi Gecmisimize ait ozellikle gazete yayinlarinin bugun tam olarak bulunamamasinin nedeni bunlarin devlet tarafindan yok edilmesinin ozel kitapliklardakilerin de yok edilmesi sonucunu yaratmasindandir Istanbul Abdulmecid Abdulaziz zamani 1860 1878 arasinda ustlendigi Islam dunyasinin basin ve fikir merkezi olma niteligini kaybetti 1875 lerde Misir a tasinmaya baslayan Beyrut basini 1882 de Ingilizlerin buralara el koymasi uzerine ve Islam dunyasini Ingiliz cikarlari yonunde yonlendirmek amaciyla buyuk destek gordu Bu yolda onlara hayli de ozgurluk ozellikle Abdulhamid rejimini elestirme ozgurlugu tanindi Ingilizler amaclarinda tam basarili olamadilar fakat Turk Arap bozusmasinin temeli bu girisimlerle atildi Liberalizmi ekonomik acidan kabul edip dusunce acisindan reddetme temeline dayanan ve bugun de gecerli olan gorus pekisti Yabanci kurumlarin postaneler konsolosluklar gibi ulke aleyhine calistiklari kabul edilirken bunlarin yurt disindaki vatansever surgun basina aracilik etmeleri sonucu prestijleri artti Osmanli yonetimi hakkinda cok buyuk yalanlar da yazdigi bilinen Avrupa basini da yine icerde gerceklerin yazilmamasi karsisinda inanilirlik yuzdelerini arttirdilar Abdulhamid rejiminin yarattigi sansur canavari saltanatinin alaya alinmasinin baslica konusu oldu Sansure ragmen edebiyat ve basin alaninda gelismeler olmamis degildir Politik sinirlamalara ragmen bu donemde normal olarak 12 15 bin gunluk tiraj yapan olaganustu durumlarda 30 000 e kadar cikan gazeteler vardir Mesela Ahmed Midhat Efendi bu basin yasaklarina karsin Tercuman i Hakikat gazetesini kurmus ve gazete 1921 yilina kadar yasamistir Ahmet Midhat ansiklopedik bilgilerini halka yansitma cabalarinda cok basarili olmus politikanin yasak oldugu bir zamanda halka okuma zevkini asilamayi basarmistir Bir mucadele gazetesi olmaktan cok ogretici gazeteci olmustur Bununla birlikte Huseyin Cahit Yalcin Halide Edib Adivar bu gazete bunyesinde calismis ve yetismistir Diger onemli gazete ise 1875 te yayin hayatina baslasa da esas 1882 yili sonrasinda parlamaya baslayan Sabah gazetesidir Peyam i Sabah olarak adini sonradan degistirilip 1922 yilina kadar faal olarak devam etmistir Ancak Milli Mucadele ye karsi cikip kapatilmistir Sabah gazetesine rakip olarak 1894 te kurulan 1928 de kapanan Ikdam bunun yaninda II Abdulhamid yanlisi yazilari ile bilinen Tarih 1881 ve Mizan 1886 diger belli basli gazetelerdendir II Abdulhamid doneminde dergicilikte en onemli atilim simgesi Ahmet Ihsan Tokgoz un ilk sayisi 27 Mart 1891 de yayinlanan Edebiyat i Cedide Yeni Edebiyat 1896 1901 akimina da onculuk yapan Servet i Funun dergisidir Baslangicta aile moda yayini yapan dergi yazar kadrosuna Halid Ziya Usakligil Recaizade Mahmud Ekrem gibi sair yazar edebiyatcilarin gelmesiyle bir kultur sanat ve edebiyat dergisi haline gelmistir Avrupa resimli dergileri kalitesinde bir yayin yapmak amaciyla ciktigini saklamayan Servet i Funun II Abdulhamid den maddi yardim gormus yeni makineler ve ustalar getirtmis boylece 1893 Sikago Uluslararasi Fuari nda odul kazanacak bir kaliteyi yakalamistir 1944 yilina kadar yayin hayatina devam etmistir Dergi o donem Avrupa da da begenilmistir Paris te cikan Basin Yilligi da Servet i Funun un bir sayfasinin tipki basimini yayimlayarak dergi hakkinda ovucu sozler yazmistir Hemen hemen ayni kalitede Malumat dergisi cikmis ise de yazar kadrosunun ayni ustun nitelikte olmamasi hem de sahibinin asiri cikarci kisiligi sebebiyle et kisi sinirli kalmistir Dusunce ve edebiyat agirlikli Mecmua i Ebuzziya 1890 97 arasinda etkili olmustur II Abdulhamid kendi gudumunde olmasi sartiyla basinin yayginlasmasini istiyordu 1903 te yayinlanan bir Sura yi Devlet kararnamesinde belirtildigi uzere basinin illere yayilmasi yerel tarim dogal kaynaklar ve kultur konularinin bu basinda halkin yararina islenmesi konularin sade bir dille yazilmasi gazetelerin koylere kadar girmesi istenmekteydi Teknik aletler baski makineleri hususunda da basinda kalite arttirimi yapilmistir Ancak tum bunlar kendi politikalari ile ortustugu sansurunun elverecegi kadar olmustur Cogu yayin kurulusu ise yurt disinda yayin yapip ulke topraklarina kacak girmistir Bu kacak giren Jon Turk dergi ve gazetelerden en bilinenleri ise Ali Sefkati nin i Napoli Cenevre Londra 1879 1895 Ahmed Riza nin Mesveret i Paris 1895 1898 Sura yi Ummet 1902 Osmanli 1897 1904 Terakki 1906 Turk 1903 adli yayinlardir bu yayinlar parlamenter sistemin geri gelmesi ve reform talebinde bulunuyorlardi SaglikII Abdulhamid en buyuk basarilarindan birini saglik alaninda buyuk calismalari ve ugraslari ile yapmistir 1899 yilinda bugun de etkin durumda olan Sisli Etfal Hastanesi ni kurdu II Abdulhamid in kurdurdugu Sisli Hamidiye Etfal Hastanesi acilis toreni 5 Haziran 1899 Birinci ve Ikinci Cicek Asisi Nizamnamesi ile yeni doganlara alti ay icinde asilanma mecburiyeti ve asi olmayanlarin okullara kayit yapilmama duzenlemesi getirildi Ilac yapiminda kullanilan kimyasal maddelerin ticaretini kontrol altinda tutmak amaciyla Ecza Tuccari Hakkinda Nizamname yururluge sokuldu Attarlar ve Kokculer Nizamnamesi ile zararli ve zehirli maddeler listelendi ve aktarlarin ve kokculerin bunlari satmasi yasaklandi Kimyasal ilac etken maddeleriyle ugrasan memurlarin calismalari Ecza yi Tibbiye Teftis Memurlarinin Vezaifini Mubeyyin Talimati ile duzenlendi Konuyla ilgili gumruklerde kimya laboratuvarlari kuruldu ve Gumruklerce Icra Edilecek Muayene i Sihhiyeye Dair Nizamname yayimlandi Mezun olan askeri hekimlerin iki yil klinik egitim gormeleri icin kurulan Gulhane Tababet i Askeriye Tatbikat Mektebi ve Seririyati Gulhane Askeri Tip Akademisi 1898 gorme ve duyma konusma engelliler icin Dilsiz ve Amalar Mektebi 1889 askeri saglik elemani yetistirmek uzere Baytar ve Eczaci Rusdiye i Askeriyesi Bahriye teskilatinin eczaci ve cerrah ihtiyacini karsilamak amaciyla Eczaci ve Timarci Sibyan Mektebi asici yetistirmek uzere faaliyete gecen Asi Dershanesi kuruldu Ilaveten ulkenin her yaninda askeri hastaneler kuruldu Bunun yaninda Osmanli tebaasindaki halklar icin de hastane kurulmasina II Abdulhamid on ayak olmustur Istanbul daki Bulgar Hastanesi 1894 yilinda Ragip Pasa tarafindan yaptirilmis ve 1900 yilinda Sultan II Abdulhamid tarafindan Bulgar tebaya verilmistir Bunun yaninda kuduz asisi calismalari icin II Abdulhamid meshur Fransiz bilim insani Louis Pasteur ile arasinda sahsi bir dostluk tesis edilmisti Kuduz asisini bulup 1886 da kuracagi Pasteur Enstitusu icin yardim talep eden bu amacla Osmanli dan da para isteyen bilim insanina II Abdulhamid ilk mikrobiyologlarimizdan Miralay Dr Huseyin Remzi Bey Zoeros Pasa ve Veteriner Huseyin Husnu Bey den olusan heyet Paris e gondermis burada staj yapmalarini saglamalari yaninda bu heyet araciligiyla adi gecen Pasteur Enstitusune kurulmasi icin 10 bin altin veya frank vermistir Louis Pasteur e ise birinci dereceden Mecidiye Nisani ve bir madalya hediye etmistir Bu sayede kuduz asisi 1889 da Osmanli da uretilir hale gelmistir Dahasi 1892 de Louis Pasteur den Istanbul daki bir salginin cozumu kolera olup olmadiginin tespiti icin yardim istemistir Pasteur enstitudeki bilim adamlarindan Dr Santimas i sorunu cozmesi icin Istanbul a gondermistir Santimas bu salginin kolera oldugunu tespit etmis ve salginin cozumunu saglamistir Sonrasinda ise yine onun ricasi ile Pasteur Dr Nicolle u Osmanli topraklarina gondermis II Abdulhamid saglik alaninda calismasi ve Osmanli topraklarinda yerlesik olarak kalmasi icin gerekli her turlu destegi vermistir Osmanli Devleti ne yapilacak elektrikli arac ve gerec ithali prensip olarak II Abdulhamid tarafindan yasaklanmistir II Abdulhamid elektrik konusunda bir fen heyetinden izin almadan elektrikli araclarin alim ve kullanima izin vermemistir Bunun yansimasi saglik alaninda da olmus II Abdulhamid Osmanli Devleti nde elektrik kullanimi gerektiren saglik amacli aletlerin girisine de fen heyetinin denetim zorunlulugu getirilmistir Bu denetim sayesinde muhtemel zararlarin onlenmis olacagi dusunulmustur Fakat basinda elektrikli aletlerde kullanilan dinamo kelimesinin dinamiti cagristirdigindan sansurlenmeye calisilmasi gibi saglik gibi onemi bir alanda kullanilacak bu elektrikli makinelerin bombali eylemlerde de kullanilabilmesinin mumkun oldugu dusuncesi bile kimi zaman bu heyet tarafindan gorus olarak beyan edilmistir Ancak yine de saglik alaninda bu aletlerin sinirli da olsa girisine izin verilmis 1908 e kadar bireysel ve toplu kullanimda elektrik ve elektrikli aletler yavas da olsa Osmanli da yayilmistir II Mesrutiyet sonrasi izin sureclerinin kolaylastirilmasi ve bu fen heyeti uygulamasindan kismen vazgecilmesi ile elektrigin hem Osmanli toplumunda hemde saglik alaninda kullanimi daha fazla artmistir Sosyal yardimlasma25 Mart 1906 tarihli fermaniyla Okmeydani ndaki Darulaceze yi kurdurmustur Gerceklestiremedigi projeleriII Abdulhamid 20 yuzyilin baslarinda Istanbul da Halic e ve Bogazici ne birer kopru yaptirmayi dusundu bunun icin projeler hazirlatti 1845 1924 adli Fransiz mimarin 1900 tarihinde bir Bogazici Demiryolu Kumpanyasinin iki Bogaz koprusu projesi gerceklestirilememis olsa da belgeleri cizimleri resimleri bulunmaktadir Gerceklesemeyen ama projesi cizdirilen yapilabilirligi cikartilan ve ihalesi yapilarak insasina baslanan projelerden birisi de Yemen Demiryolu dur Raporu 1898 de o zamanlar Yemen valisi olan sonradan sadrazam olan Huseyin Hilmi Pasa vermis ve II Abdulhamid sonrasi 1911 yilinda insasina baslanmistir Ancak Italyan kuvvetlerinin Trablusgarp Savasi sirasinda Yemen deki limanini topa tutmasiyla ve malzemelerin nakline yonelik lojistik sorunlar Seyh Idrisi ve Seyh Yahya isyanlari nedeniyle calismalar durmus proje iptal edilmistir Kaynakca Acioglu Yusuf 17 Agustos 2016 Canakkale Tabyalari Sanat Tarihi Dergisi 25 1 1 57 doi 10 29135 std 274151 ISSN 1300 5707 20 Subat 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Subat 2024 Cetiner Selahattin 1999 Canakkale Savasi Uzerine Bir Inceleme Istanbul Harp Akademileri Komutanligi Yayinlari ss 10 11 PDF web archive org ss 17 19 31 Agustos 2021 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 20 Subat 2024 Ozyuksel Murat 22 Kasim 2011 Ikinci Mesrutiyet ve Osmanli Imparatorlugu nda Alman Ingiliz Nufuz Mucadelesi Istanbul Universitesi Siyasal Bilgiler Fakultesi Dergisi 38 0 ISSN 1303 1260 20 Subat 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Subat 2024 Ozguldur Yavuz 1 Mayis 1993 YUZBASI HELMUT VON MOLTKE DEN MUSIR LIMAN VON SANDERS E OSMANLI ORDUSUNDA ALMAN ASKERI HEYETLERI OTAM Ankara Universitesi Osmanli Tarihi Arastirma ve Uygulama Merkezi Dergisi 4 4 doi 10 1501 OTAM 0000000329 ISSN 1019 469X 20 Subat 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Subat 2024 Ortayli Ilber 1981 Ikinci Abdulhamit doneminde Osmanli Imparatorlugunda Alman nufuzu Ankara Universitesi Basimevi s 64 17 Subat 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Subat 2024 a b Ortayli Ilber 1981 Ikinci Abdulhamit doneminde Osmanli Imparatorlugunda Alman nufuzu Ankara Universitesi Basimevi s 69 17 Subat 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Subat 2024 Wallach Jehuda Lothar 1976 Anatomie einer Militarhilfe d preuss dt Militarmissionen in d Turkei 1835 1919 Almanca Droste s 35 48 ISBN 978 3 7700 0441 6 23 Subat 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Subat 2024 http www radikal com tr Default aspx aType RadikalYazarYazisi amp ArticleID 917502 amp Yazar HASAN 6 Temmuz 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde CELAL GUZEL amp Date 18 01 2009 amp CategoryID 97 Basol S Sahin V 2022 Siyaset ve Ticaretin Golgesinde Osmanli Devleti nde Silah Ithalati Ornegi Alman Mavzer Fabrikasindan Osmanli Merkez Silahhanesine Gonderilen Silah ve Muhimmatlar 1888 1904 s 291 309 Mavi Atlas Cilt 10 Sayi 1 s 297 27 Nisan 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Kasim 2022 a b c Onursal Bilal Furkan Basaran Dogacan 2020 Bagdat Demiryolu Projesi Uzerinden Almanya nin Bariscil Nufuz Etme Stratejisine Dair Okuma s 325 358 Uluslararasi Kriz ve Siyaset Arastirmalari Dergisi Cilt 4 Sayi 2 ss 334 335 343 344 4 Mart 2021 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 12 Kasim 2022 Sakir Ziya 2011 1897 Turk Yunan Harbi ve Sultan Hamid in Gizli Siyaseti Akil Fikir Yayinlari s 214 215 ISBN 978 605 62227 1 9 23 Subat 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Subat 2024 Artuner Burak 1 Agustos 2011 Girit icin savastigimiz Yunanlilari bozguna ugrattik ama Ada yi uc ay icinde masa basinda elimizden aldilar Sabah 4 Eylul 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Ekim 2022 Girit Adasinin Osmanli Elinden Cikisi Pinar Senisik in Kitabi Uzerine Osmanli Arastirmalari 41 41 403 409 1 Haziran 2013 ISSN 0255 0636 22 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Ekim 2022 Satilmis Yunus 2018 II Abdulhamid Donemi Osmanli Piyade Subaylarinin Kita ve Cephe Gorevleri s 217 246 Hacettepe Universitesi Turkiyat Arastirmalari Dergisi Sayi 29 s 240 22 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 22 Kasim 2022 Meclisi Mebusan Zabit Ceridesi 14 Mart 1325 Devre I Ictima Senesi 1 Cilt 2 47 Initikad Oturum PDF Turkiye Buyuk Millet Meclisi s 508 15 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 15 Kasim 2022 a b c d 18 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Ekim 2022 Karal Enver Ziya Osmanli Tarihi C 8 Ankara 1988 s 369 a b Batmaz Sakir II Abdulhamit Devri Osmanli Donanmasi Erciyes Universitesi SBE Doktora Tezi Kayseri 2002 s 6 9 4 Temmuz 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Mart 2015 www dogrulukpayi com 17 Haziran 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Ekim 2022 Artuc Nevzat Aralik 2008 Birinci Dunya Savasi Yillarinda Osmanli Denizalti Gucunu Arttirma ve Denizalti Subay Er Yetistirme Cabalari Tarih Incelemeleri Dergisi XXIII 2 s 159 9 Aralik 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 9 Aralik 2022 Orenc Ali Fuat 1 Ocak 2017 Deniz Kuvvetleri ve Deniz Harp Sanayii Dunya Savas Tarihi Osmanli Askeri Tarihi Kara Deniz ve Hava Kuvvetleri 1792 1918 Istanbul 2017 s 173 228 TIMAS 23 Subat 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Subat 2024 Mercan Evren 2013 Birinci Dunya Savasi nin Stratejik Silahi Denizalti ve Canakkale Cephesindeki Rolu Turkiye Gunlugu Sayi 113 Kis s 41 9 Aralik 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 9 Aralik 2022 Buyuktugrul Afif 20 Temmuz 1972 1897 Osmanli Yunan Savasi icin Yeni Belge BELLETEN 36 143 313 332 ISSN 0041 4255 23 Subat 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Subat 2024 Erdogan Sevgin Mayis 1966 Deniz Muzesi Hayat Tarih Mecmuasi ss 42 49 Vakkasoglu Vehbi 1999 Osmanli insani Nesil s 114 ISBN 978 975 7055 77 8 24 Subat 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Subat 2024 Orhan Kologlu 1987 Abdulhamit gercegi Gur Yayinlari s 295 ISBN 978 975 6461 22 8 24 Subat 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Subat 2024 II Abdulhamid in cevirttigi polisiye romanlar Muteferrika Sayi 28 Kis 2005 2 s 25 34 a b Ucar Gulistan 2020 II Abdulhamit Han in Bati Dillerinde Turkce ye Cevirttigi Eserler Yuksek Lisans Tezi PDF Konya Necmeddin Erbakan Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Tarih Anabilim Dali ss 4 5 6 3 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 3 Kasim 2022 Kusku Firat 1 Ocak 2021 II Abdulhamid in Madalya Siyaseti Liyakat Madalyasi Ornegi Abdul Hamid II s Medal Policy The Medal of Merit Example Turk Kulturu Incelemeleri Dergisi TKID 04 46 109 28 Mart 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Ocak 2022 Sultan Abdulhamid Enver Pasa yi niye Kuba ya gonderdi Fikriyat com internet sitesi 26 Mayis 2021 4 Subat 2024 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 4 Subat 2024 DILEK Mehmet Sait Nisan 2016 Arsiv Belgeleri Isiginda Osmanli Devleti Kuba Siyasi Iliskileri 20 2 Ataturk Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi s 477 2 Mart 2024 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 10 Subat 2024 a b Erunsal Ismail E 2008 Osmanli vakif kutuphaneleri tarihi gelisimi ve organizasyonu Turk Tarih Kurumu Yayinlari s 296 297 ISBN 978 975 16 2051 4 24 Subat 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Subat 2024 a b c d e f Ceylan Simge 2016 Son Imparator Abdulhamit Han Hakkinda Bilinmeyenler Istanbul Marine Publishing ISBN 978 1 87867 9 20 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Ekim 2022 Ergin Vahit 2022 ABD Elcisi Terel e Gore Ermeni Olaylari ve II Abdulhamid 25 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 22 Ekim 2022 Kucuk Cevdet Abdulhamid II Diyanet Islam Ansiklopedisi DIA I Istanbul 1998 s 221 Osman Hamdi Bey in Lagina Calismalari Pamukkale Universitesi 23 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 24 Ekim 2022 a b Alman Emperyalizmi Ve Osmanli Topraklarinda Arkeoloji Doc Dr Hatice Palaz Erdemir imzali 15 Aralik 2016 tarihli yazi Altayli net 23 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 24 Ekim 2022 Yabanci ulkeler Turkiye den kacirilan tarihi eserlerle dolu 27 Aralik 2001 tarihli haber Hurriyet Gazetesi 23 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 24 Ekim 2022 119 yildir tarihi mihrabin pesinde Omer Erbil Imzali 24 Haziran 2018 tarihli haber Hurriyet Gazetesi 23 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 24 Ekim 2022 a b Kurt Songul Mart 2012 II ABDULHAMID DONEMI NDE KIZ RUSDIYELERI s 1 19 PDF Turk Dunyasi Arastirmali Vakfi Akademik Bakis Dergisi Sayi 29 ss 4 18 26 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 26 Kasim 2022 21 Mayis 2018 16 Agustos 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Ekim 2022 Yalcin Soner 14 Aralik 2008 Krizden Zengin Cikan Padisah II Abdulhamit Hurriyet Gazetesi 2 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 2 Kasim 2022 a b c Terzi Arzu Tozduman 2016 Hamidiye Ticaret Mektebi Yuksek Lisans Tezi PDF Istanbul Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Tarih Anabilim Dali ss 24 25 148 150 26 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 26 Kasim 2022 Cakirtas Seyhmus 18 Agustos 2022 Osmanli da asiret mektebi ve hanedanlik Independent Turkce 13 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 13 Kasim 2022 a b Ihsanoglu Ekmeleddin 1993 Darulfunun Turkiye Diyanet Vakfi Islam Ansiklopedisi ss 521 525 4 Aralik 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 4 Aralik 2022 a b Darulfunun nedir Darulfunun ne zaman acildi 8 Ocak 2019 15 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 4 Aralik 2022 Tarihce 12 Mayis 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Istanbul Universitesi Hukuk Fakultesi 5 Nisan 2017 tarihinde erisildi a b Kayar Betul 2017 Tanzimat Donemi Osmanli Hukuk Reformlari Yuksek Lisans Tezi PDF Samsun Ondokuz Mayis Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Kamu Hukuku Anabilim Dali ss 60 61 97 4 Aralik 2022 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 4 Aralik 2022 Arastirmalari THTA Turk Hukuk Tarihi 1 Ocak 2020 Istanbul Barosu nun Ilk Genel Kurul Toplantisi Ilk Levhasi ve Kostaki Sardenski nin Nutku 5 Nisan 1878 Tugay Aydin Turk Hukuk Tarihi Arastirmalari 19 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Temmuz 2022 a b Turetken Mucahit 1 Eylul 2019 Sultan 2 Abdulhamid in buyuk projesi Hicaz Demir Yolu Anadolu Ajansi 9 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 9 Kasim 2022 Orkan Semra 22 Kasim 2020 Medine yi savunan Col Kaplani Fahreddin Pasa Anadolu Ajansi 9 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 9 Kasim 2022 Alperen Altan 2018 Bagdat Demiryolu Siyasal Sonuclari Olan Bir Turk Alman Demiryolu Projesi s 1 22 21 Yuzyilda Egitim ve Toplum Dergisi Cilt 7 Sayi 19 ss 5 6 9 26 Mart 2020 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 9 Kasim 2022 Hazal Bayraktaroglu Zeynep 4 Kasim 2022 Osmanli nin Bati ya acilan kapisi Sirkeci Gari TRT Haber 9 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 9 Kasim 2022 Haydarpasa railway station Haydarpasa Gari 16 Mayis 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Haziran 2022 S Shaw E K Shaw Osmanli Imparatorlugu ve Modern Turkiye II Istanbul 1983 s 279 nakleden Ahmet Halacoglu Balkan Harbi Sirasinda Rumeli den Turk Gocleri 3 baski Turk Tarih Kurumu Ankara 2014 ISBN 978 975 16 2958 6 s 69 Talay age s 304 vd Yazici Nesimi Tanzimat Doneminde Osmanli Haberlesme Kurumu 150 Yilinda Tanzimat haz Hakki Dursun Yildiz Ankara 1992 s 1641 1642 a b Stanford Ezel Kural Shaw Osmanli Imparatorlugu ve Modern Turkiye cev Mehmet Harmanci Istanbul 2000 c 2 s 282 a b c d Istanbul Haberlesme Tarihi Davut Hut Turkiye Diyanet Vakfi Islam Arastirmalari Merkezi ISAM 25 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 25 Ekim 2022 Berkes Niyazi 2002 Turkiye de caǧdaslasma Yapi Kredi Yayinlari s 344 ISBN 978 975 08 0434 2 29 Subat 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Subat 2024 Gecmisten Gunumuze Posta PDF PTT 1 Agustos 2022 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 25 Ekim 2022 Talay age s 410 a b c Ataman Bora Ocak 2009 Turkiye de Ilk Basin Yasaklari ve Abdulhamit Sansuru s 21 50 Marmara Iletisim Dergisi Sayi 14 ss 33 42 47 2 Mart 2024 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 10 Subat 2024 a b c d e Topuz Hifzi 1996 100 soruda baslangictan gunumuze Turk basin tarihi davalar hapisler saldirlar faili mechul cinayetler ve holdingler Gercek Yayinevi s 51 58 73 ISBN 978 975 7551 23 2 2 Mart 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Mart 2024 Tekin Arslan 10 Temmuz 2019 Basin sansuru deyince Yenicag Gazetesi 19 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 19 Kasim 2022 a b c d e f Demirel Fatmagul 2007 II Abdulhamid doneminde sansur Baglam Yayincilik s 33 35 37 38 44 45 48 55 56 61 62 ISBN 978 975 8803 79 8 2 Mart 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Mart 2024 Turgut Kurt 2011 Turk Diyanet Vakfi Islam Ansiklopedisi s Cilt 40 473 475 13 Mayis 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Kasim 2022 a b Demirkol Gokhan Aralik 2016 Tanzimat Mizahinin Sonu 1877 Matbuat Kanunu Tartismalari ve Osmanli da Mizah Dergilerinin Kapanmasi s 687 710 Hitit Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi Yil 9 Sayi 2 ss 696 709 20 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 20 Kasim 2022 Ortayli Ilber 25 Eylul 2016 2 Abdulhamid i Gercekten Taniyor muyuz Hurriyet Gazetesi internet sitesi 29 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Kasim 2022 Topuz Hifzi 2003 II Mahmut tan holdinglere Turk basin tarihi Remzi Kitabevi s 55 ISBN 978 975 14 0946 1 2 Mart 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Mart 2024 Koksal Ahmet 2018 II Abdulhamid Donemi nde Gazetecilik Meslegine Dair Muhtelif Gorusler s 815 850 Karadeniz Teknik Universitesi Ataturk Arastirma Merkezi Yayinlari Turk Basin Tarihi 2 Cilt s 821 20 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 20 Kasim 2022 a b c d e f g h Kologlu Orhan 1992 Osmanli dan gunumuze Turkiye de basin Iletisim yayinlari s 45 46 47 50 53 ISBN 978 975 470 135 7 Sahin Emine 2017 Tanzimattan II Mesrutiyet e Osmanli Mizah Basini s 20 43 Duzce Universitesi Sosyal Bilimler Dergisi Yil 7 Sayi 2 ss 28 40 20 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 20 Kasim 2022 Usakligil Halit Ziya 1987 Kirk yil anilar Inkilap Kitabevi s 545 546 2 Mart 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Mart 2024 Kilinc Cevdet Cem 29 Kasim 2021 Basin Ozgurlugune Tarihsel Bir Bakis II Abdulhamid Devri Gazete Bilkent 20 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 20 Kasim 2022 Basaran Funda 25 Temmuz 2017 II Abdulhamit in ip cambazlari Gazete Duvar 22 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 22 Kasim 2022 a b Abdulhamid embedded basinin kirasini bile oderdi Hurriyet Gazetesi 13 Subat 2005 22 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 22 Kasim 2022 a b Ozsoy Osman Ocak 2012 19 YUZYILDA MEDYA SIYASET ILISKILERINE BAKIS s 53 62 Istanbul Universitesi Iletisim Fakultesi Dergisi Sayi 23 ss 55 56 57 22 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 22 Kasim 2022 ANDI Kubra 2006 Servet i Funun Mecmuasi s 533 544 Turkiye Arastirmalari Literatur Dergisi Cilt 4 Sayi 7 s 535 4 Aralik 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 4 Aralik 2022 Tokgoz Ahmet Ihsan 2012 Matbuat hatiralarim 1888 1914 Ani Turkiye is Bankasi s 109 ISBN 978 605 360 583 6 Kusku Firat II Abdulhamid Pandemi ile Nasil Basa Cikmisti How did Abdul Hamid II Cope With The Pandemic ULUSLARARASI KAPADOKYA SALGIN DONEMLERI KONGRESI 28 Ekim 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ekim 2021 Bilim Tarihi www bilimtarihi org 10 Mart 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2022 a b Anadolu Ajansi 9 Subat 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Ekim 2022 Gunay Ramazan Gorur Halil Ibrahim 1 Mayis 2013 Osmanli Devleti nde sagir dilsiz ve a ma mektebi Tarih Arastirmalari Dergisi 32 53 58 doi 10 1501 Tarar 0000000534 ISSN 1015 1826 3 Mart 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Mart 2024 Gazete Vatan 30 Eylul 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Ekim 2022 www zaferdergisi com 25 Aralik 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Ekim 2022 Damlibag Fatih 2020 Osmanli Devleti nde Elektrigin Yayilmasi Cagdas Turkiye Tarihi Arastirmalari Dergisi Cilt 20 Sayi 40 ss 149 173 12 Aralik 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 12 Aralik 2022 Kurulus Amaci Darulaceze 5 Kasim 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2022 Mutlucag Hayri Bogazici koprusunun yapilmasi yolunda ilk cabalar Belgelerle Turk Tarihi Dergisi Sayi 4 Ocak 1968 s 32 33 3 adet resim ve cizim 3 adet de belge mevcut Talay Aydin 2007 Eserleri ve hizmetleriyle Sultan II Abdulhamid Armoni s 309 ISBN 978 975 8523 73 3 2 Mart 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Mart 2024 Gulsoy Ufuk 1 Ocak 1997 Yemen Demiryolu Projesi 2 Mart 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Mart 2024 Komurcu Begul 2019 Amerikan Konsolosluk Raporlarina Gore Yemen ve Yemen Demiryolu Projesi Yayinlanmamis Yuksek Lisans Tezi Ankara Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu s 83 90 25 Ocak 2024 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 25 Ocak 2024