Pargalı İbrahim Paşa, Makbul İbrahim Paşa, Frenk İbrahim Paşa, Damat İbrahim Paşa ya da öldürüldükten sonraki ünvanıyla Maktul İbrahim Paşa (1495, Parga - 15 Mart 1536, Kostantîniyye), I. Süleyman saltanatı döneminde 27 Haziran 1523 - 15 Mart 1536 tarihleri arasında sadrazamlık yapan, önemli siyasal ve askerî olaylarda rol oynayan Osmanlı devlet adamı. Sahip olduğu yetkiler sebebiyle Osmanlı İmparatorluğu dış siyasetinin beyni olarak kabul edilmektedir.
Pargalı İbrahim Paşa | |
---|---|
Pargalı İbrahim Paşa'yı gösteren bir gravür (1648) | |
Osmanlı Sadrazamı | |
Görev süresi 27 Haziran 1523 - 15 Mart 1536 | |
Hükümdar | I. Süleyman |
Yerine geldiği | Pîrî Mehmed Paşa |
Yerine gelen | Ayas Mehmed Paşa |
Mısır Beylerbeyi | |
Görev süresi 1525-1525 | |
Hükümdar | I. Süleyman |
Yerine geldiği | Güzelce Kasım Paşa |
Yerine gelen | Güzelce Kasım Paşa |
Kişisel bilgiler | |
Doğum | y. 1495 Parga |
Ölüm | 15 Mart 1536 İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu |
Evlilik(ler) | Hatice Sultan (?) |
Çocuk(lar) | Mehmed Şah |
Kesin memleketi bilinmemekle birlikte, çeşitli kaynaklarda Rum, İtalyan ya da Hırvat asıllı olduğu söylenmektedir. Evliya Çelebi ise ailesinin Razgrad kökenli olduğunu ve bu nedenle orada görkemli İbrahim Paşa Cami'sini ve Kurşunlu Han'ı inşa ettirdiğini iddia etmiştir. Babasının Parga'da bir denizci veya balıkçı olduğu tahmin edilmektedir. Küçük yaşta devşirme yolu ile Manisa'ya getirilen İbrahim, burada Süleyman tarafından maiyetine alındı ve ölümüne kadar onun yanından ayrılmadı. Belgrad ve Rodos seferlerinde yer aldı. Süleyman'ın saltanatının başlamasıyla birlikte, hızla yükselerek önce has odabaşı oldu, daha sonra ise sadrazamlığa yükseldi. Bunların yanında Rumeli ile Anadolu Beylerbeyi ve Seraskerlik makamlarının da sahibi oldu.
Görkemli bir düğünle evlendikten kısa bir süre sonra, Hain Ahmed Paşa'nın isyanı sonrası iç karışıklıklarla uğraşan Mısır'a düzeni sağlaması için gönderildi. Mısır'a kara yolu üzerinden giderken, birçok noktada halkın şikâyetlerini dinleyerek çözüme kavuşturdu. Mısır'da birçok yenilik yaptı. Macaristan'da gerçekleşen Mohaç Muharebesi'nin kazanılmasında büyük rol oynadı. I. Viyana Kuşatması'na katıldı, 1533 yılında Avusturya ile imzalanan ve Avusturya arşidükünü Osmanlı sadrazamına eşit sayan, İstanbul Antlaşması'nın görüşmelerini yürüttü.
14-15 Mart gecesi iftar için saraya davet edilen İbrahim Paşa, padişahın emriyle gece saraydaki odasında dört dilsiz cellat tarafından boğularak idam edildi.
Farsça, Rumca, Sırpça ve İtalyanca dillerini bilen İbrahim Paşa, sanata oldukça meraklıydı. Müzik alanında çocukluğundan itibaren yoğun bir eğitim gördü. Bunun yanında 13 yıllık sadrazamlık görevi süresince birçok cami, medrese, hamam ve çeşme gibi eserler yaptırdı.
Kökeni ve devşirilmesi
Pargalı, Frenk, Makbul ve Maktul gibi ünvanlarla anılan İbrahim Paşa'nın hayatının ilk yıllarına dair ayrıntılı bir bilgi yoktur. Pargalı İbrahim Paşa'nın kökeni ile ilgili farklı bilgiler mevcuttur. Eski Osmanlı kaynakları Efrenci (Frenk) olduğundan bahsetmektedir. Sonradan yazılan kaynaklarda ise babasının Parga'yı yurt edinen Cenevizli ya da Cenovalı bir İtalyan balıkçı olduğu belirtilmektedir. Bunların dışında Pargalı İbrahim Paşa'nın Rum veya Hırvat olduğu iddia edilmektedir. Bazı kaynaklar İbrahim'in bir Slav lehçesi konuştuğunu, 1533'te Habsburglar ile yapılan barış görüşmeleri sırasında I. Ferdinand'ın Hırvat elçisi Jerome ile ana dilinde sohbet ettiğinden bahsetmektedir.Âlî tarihi ile isimli eserlerde Frenk olduğu yazılıdır. Hadikatü'l-vüzera bunun yanında Rum asıllı olduğunu da söylemektedir. Avrupa kaynakları ise Rum, İtalyan ve Arnavut olduğuyla ilgili farklı bilgiler vermektedir.
Doğumunun kesin tarihi bilinmemekle birlikte, İbrahim'in kendisinin 1494'te Süleyman'la aynı hafta doğduğunu söylediğini belirten rivayetler mevcuttur. Bunun dışında doğumuyla ilgili yapılan araştırmalarda genellikle 1493 tarihi verilmektedir. Ayrıca Latîfî ve Yılmaz Öztuna 1495, Hester Donaldson Jenkins ise 1494 yılını zikretmektedir. Rivayetlere göre günümüzde Yunanistan'da kalan Parga yakınlarındaki bir köyde doğdu. Ayrıca Venedik diplomatlarının raporlarında da, İbrahim'in sık sık Parga'da doğduğunu söylediği beyan edildi. Ailesi hakkında çok az bilgi olmasına karşın, babasının bir denizci veya balıkçı olduğu düşünülmektedir.II. Bayezid devrinde korsanlarca ya da askerî bir baskında esir edildiği tahmin edilmektedir. Daha sonra Osmanlı'nın veliaht şehzadelerinin görev yaptığı Manisa'ya (Saruhan Sancağı) götürülen İbrahim'in Manisa sarayına nasıl geldiğine dair farklı rivayetler vardır.
Bir rivayete göre II. Bayezid devrinde Bosna valisi İskender Paşa tarafından, bir akın esnasında ele geçirilen İbrahim, yetenekli olduğu düşünülerek Kefe Sancak Beyi Süleyman'a hediye edildi ve onunla birlikte saraya gitti. Diğer bir rivayete göre ise, Manisa'da zengin ve dul bir kadına satıldı. Bu kadın İbrahim'in, İslamiyet, yabancı dil, şiir ve özellikle keman çalma konusunda iyi bir müzik eğitimi almasını sağladı. Daha sonra ise İbrahim Süleyman'ın hizmetine girdi. Bu son rivayete göre Şehzade Süleyman bir gezinti esnasında ağaçların arasında İbrahim'in çaldığı kemanın sesini duydu ve onu yanına çağırttı. Giyimini ve yeteneğini beğendiği için onu maiyetine aldı.
İbrahim Paşa, kökenini ve ailesini hiçbir zaman unutmadı. 1527'de babası onu ziyaret etmek için Kostantîniyye'ye geldi ve daha sonra annesi ve iki erkek kardeşi sarayda kaldı. Babası İslam'ı kabul ederek Yunus adını aldı ve İbrahim ona bir sancak veya valilik verdi. Bu sayede babası 2.000 altınlık bir yıllık gelir elde etti. Devşirilmeden önce Hristiyan olan İbrahim, İslam'ı benimsedi. O dönemde bir Hristiyan'ın Osmanlı İmparatorluğu'nda bu şekilde bir kariyer yapması olanaksızdı.
Padişahla ilişkisi ve politik yaşamı
İlk yılları
I. Süleyman'ın maiyetinden idamına kadar geçirdiği yıllar boyunca, Pargalı onun yakın arkadaşı ve danışmanı oldu. Süleyman padişah olduktan sonra onunla birlikte İstanbul'a geldi ve Osmanlı Devleti'nde Sadrazamlık, Anadolu ve Rumeli Beylerbeylikleri ve Seraskerlik (1528/29-1536) dâhil olmak üzere en üst düzeylerdeki görevlerde bulundu.
Boğdan Prensi Dimitri Kantemiroğlu, İbrahim'in sekizinci odaya bağlı sıradan bir yeniçeri olduğunu iddia etti. Ancak Hammer onun bu görüşünün doğru olmadığını ve İbrahim'in askerî değil, sivil bir eğitim aldığını belirtti. İbrahim, Kostantîniyye'ye geldikten sonra ilk olarak Enderûn Mektebi'nde eğitim gördü. Süleyman'ın şehzadelik yıllarında olarak görev yapan İbrahim, Süleyman'ın padişah olması ile birlikte ilk olarak hademe-i hassa reisi ve doğancıbaşı makamlarına getirildi. Daha sonra has odabaşılık ve iç şahincilerbaşı görevine atandı. Bu makamlarda yaklaşık 2 yıl 8 ay görev yaptı. Padişah, İbrahim'i daha büyük rütbelere getirmeden önce çeşitli muharebelere götürerek tecrübe kazanmasını sağladı. 1521'de Belgrad'ın Fethi'nde kapı ağası rütbesiyle görev aldı. Bu seferin öncesinde masrafları Süleyman tarafından karşılanan At Meydanı'ndaki İbrahim Paşa Sarayı'nın inşası başladı. Padişahın bir saray inşa ettirmesi, İbrahim'in nüfuz ve gücünün artmasını sağladı. 1522'deki Rodos seferine katıldı. Bilim, cesaret ve düşünce alanlarında kendini geliştirmeyi başaran İbrahim, padişahla düşünce alışverişinde bulunup seferlere katıldı ve devlet yönetiminde de söz sahibi olmaya başladı. Aynı zamanda da, kişisel servetini de arttırdı. Alçak gönüllü kişiliği sayesinde, diğer vezirler İbrahim'e karşı kin beslemeyerek, onu padişahın bir eğlence arkadaşı olarak gördüler.
Sadrazamlığa yükselişi ve Hain Ahmed Paşa'nın isyanı
İbrahim 27 Haziran 1523'te, Osmanlı Devleti'nin kanun ve geleneklerinde görülmeyen bir şekilde, has odabaşılık görevinden Pîrî Mehmed Paşa'nın yerine sadrazam olarak atandı. Aynı zamanda Rumeli Beylerbeyi makamının da yeni sahibi oldu. Bu makamda hiç tecrübesinin olmaması nedeniyle, divan kurallarını öğretmesi amacıyla Celâlzâde Mustafa Çelebi İbrahim Paşa'nın danışmanı olarak görevlendirildi. Bu karar, önceki vezirlerin baskısından ve rekabetlerinden yılmış olan halk tarafından sevinçle karşılandı. İbrahim, sadrazamlığa yükseldikten sonra, bu görevi Rumeli Beylerbeyliği ile birlikte yürüttü. 17. yüzyılda Koçi Bey, IV. Murad'a sunduğu eleştirel tarzdaki Koçi Bey Risalesi'nde, İbrahim'in kanun ve teamüllere aykırı bir şekilde sadrazam yapılmasını şu sözler ile tenkit etti: Harem-i hâss huddâmmdan silâhdârı olan İbrahim Paşa'yı def'aten Vezir-i a'zam idüp evvelki kaideyi gözetmedi. (...) iltifât-ı Pâdişâhîye mağrûr olmağla vukuufu olanlara dakhî suâl itmeğe tenezzül eylemeyüp gafletleri kemâlde olmağın âlemin intizâmı bozuldu.
Pîrî Mehmed Paşa'nın sadrazamlığı döneminde, ikinci vezir makamında bulunan Hain Ahmed Paşa, Has Odabaşı İbrahim'in sadrazam olmasından sonra büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Pîrî Mehmed Paşa'nın gözden düşmesinde etkisi olan Ahmed Paşa,Celâlzâde Mustafa Çelebi tarafından; hemen hemen herkese isyan eden asi bir ruhu vardı. Yükselmeğe pek hırslı olan kalbi bir fesat ocağı idi sözleriyle tanımlanmıştır. Ahmed Paşa ve onu destekleyenler tarafından, Pîrî Mehmed Paşa'nın rüşvet aldığı dedikodusu yayıldı. Padişah, Kazasker Fenarîzade Muhyiddin Çelebi'yi bu iddiaların doğruluğunu araştırması için görevlendirdi. Pîrî Mehmed Paşa'ya kin güden Muhyiddin Çelebi, araştırmanın neticesini Pîrî Mehmed Paşa'nın aleyhine olacak şekilde padişaha bildirdi ve Pîrî Mehmed Paşa suçlu bulunarak sadrazamlıktan azledildi. Sadrazam olan İbrahim'in emrine girmek istemeyen Ahmed Paşa, padişahtan Mısır Beylerbeyliği'ni istemeye başladı. Padişah da, Ahmet Paşa'nın akıbetini merak ettiği için onu Mısır Beylerbeyi olarak atayarak her istediğini verdi.
Ancak Ahmed Paşa, Kahire Sarayı'na ulaşınca, saltanat ve bağımsızlık hevesine kapıldı. Mısır hazinesindeki değerli paraları ve altınları kullanarak, Mısır askerlerinin ele başlarını iradesi altına aldı. Mısır'daki Osmanlı kanun ve düzenini, kendi istek ve arzularına göre değiştirdi. Ahmed Paşa'nın bu yaptıklarını öğrenen Padişah ise, Ahmed Paşa'yı görevden azlederek idam edilmesini emretti. Ancak bu kararı öğrenen Ahmed Paşa ise isyan etti ve "el-Melikü'l-mansur Sultan Ahmed Han" ünvanıyla saltanatını ilan ederek, kendi adına hutbe okutup sikke bastırdı. Ancak daha sonra yakalanarak idam edildi.
Hatice Sultan'la evliliği meselesi
İbrahim Paşa'nın eşinin kimliği devam eden tartışmaların konusudur. Tarihçiler genellikle paşanın Süleyman'ın kız kardeşlerinden biriyle evli olduğunu öne sürme eğiliminde olsalar da, bunu kanıtlayacak hiçbir kayıt bulunamadı. Yazılı kaynaklarda İbrahim Paşa'nın düğünü hakkında ayrıntılı bilgi olmasına karşın, evlendiği kişi ile ilgili hiçbir bilgi yer almamaktadır. İbrahim Paşa, Mayıs 1524'te At Meydanı'nda iki hafta boyunca devam eden bir düğünde evlendi. Düğüne, başta padişah olmak üzere ordunun ve hükûmetin ileri gelenleri davet edildi.
Hammer, Çağatay Uluçay ve M. Tayyib Gökbilgin gibi bazı tarihçiler, padişahın İbrahim Paşa'nın düğününe katılımından ve ihtişamından etkilenerek, İbrahim Paşa'nın eşinin ancak Süleyman'ın kız kardeşlerinden biri olabileceğini sıklıkla varsaydılar. Türk tarihçi İsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın Osmanlı İmparatorluğu isimli kitabında, İbrahim Paşa'nın Hatice Sultan ile evlenip saygınlığını artırdığını belirtmesiyle birlikte bu iddia yirminci yüzyılın ortalarında daha fazla taraftar kazandı. Nitekim 1965 yılında Uzunçarşılı, daha önceki iddiasında yanıldığını ve İbrahim Paşa'nın eşinin Osmanlı prensesi olmadığını kabul eden bir makale yayınladı. Bir yıl sonra, 1966'da Nigar Anafarta, Uzunçarşılı'nın bu argümanını destekleyen kanıtlar elde etti ve eşi tarafından paşaya yazılan "Muhsine" imzalı bir mektup yayınladı. Topkapı Sarayı'nda İbrahim Paşa tarafından gönderilen toplam 11 adet mektup bulunmaktadır. İbrahim Paşa'nın eşi gönderdiği bir mektupta, Valide Sultan Ayşe Hafsa Sultan'ın ölümü dolayısı ile izin almadan saraya baş sağlığı ziyaretine gittiğini belirterek, İbrahim Paşa ise cevaben bunun uygun olduğunu, ancak hastalık ve ölüm dışındaki durumlar haricinde saraya gitmemesini tembihledi. Uzunçarşılı ise İbrahim Paşa'nın verdiği bu tavsiyelere bakarak eşinin Hatice Sultan olamayacağını iddia etti ve eşinin İstanbul'un Kumkapı semtinde İbrahim Paşa Zevcesi Muhsine Hatun Camii olarak da bilinen küçük bir cami yaptıran ve daha sonra bir mahalleye de adı verilen, hanedan damadı olan İskender Çelebi'nin torunu Muhsine Hatun olduğunu ileri sürdü. Yine de, aksine kanıtlara rağmen, İbrahim Paşa'nın Süleyman'ın kız kardeşi Hatice Sultan ile evli olduğu görüşü tarihçiler arasında yaygın olarak savunulmaya devam edildi.
Pietro Zen'in 1523 tarihli raporu İbrahim'in kökeniyle ilgili bilgiler verirken, aynı zamanda paşanın eşinin İskender Çelebi'nin büyük kızı olduğunu belirtmektedir. İbrahim Paşa'nın İskender Çelebi'nin kızıyla yaptığı iddia edilen evliliği, 16. yüzyılın sonlarına ait bir Osmanlı tarihi kitabı Ibtihacüt-tevarih'te de yer almaktadır. Jorga'da İbrahim'in İskender Çelebi'nin kızlarından biriyle evlendiği iddiasını savundu. İkinci elden kaynaklar olan Âlî, Peçevî, Solakzade, Mir'at-ı Kainat, Ravzat-ül ebrar, Enderûn-ı Ata ile Hadikatü'l-vüzera'da da damat olup olmadığı ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır.
Lütuf ve ihsânını itmâm edicek böyle gerek
Her hususa şeref ve kadri kemâlinde iken
Rağbetin illere ‘ilâm edicek böyle gerek
Kimse ‘aybeylemedi lütfuna mahmûl oldu
Padişahın İbrahim Paşa'yı Kızılcaada'ya
giderek ziyaret etmesi sonrasında kaleme alınan bir dize.
Mısır'a gidişi ve Yeniçeri isyanı
İbrahim Paşa, düğününden dört ya da dört buçuk ay sonra padişah tarafından Ahmed Paşa'nın çıkardığı isyan sonrasında, karışık bir durumda olan ve toparlanamayan Mısır'a yeniden düzeni sağlaması için gönderildi. İbrahim Paşa, Kostantîniyye'den maiyetiyle birlikte deniz yoluyla hareket etti. Sonbahar mevsimi olması nedeniyle, Silivri civarında şiddetli rüzgâra yakalanan paşa ve maiyeti, zorlukla Kızılcaada'ya vardı. Bu durumu öğrenen padişah ise kayıkla Kızılcaada'ya gitti. Burada İbrahim Paşa ile birlikte ava çıkıp, vakit geçirdi ve daha sonra tekrar geri döndü. İbrahim Paşa ise, hava şartlarının düzelmesiyle birlikte Gelibolu'ya hareket etti. Burada bir divan kurarak padişahın emirlerini okudu. Daha sonra sırasıyla, Sakız ve Rodos Adası'na uğradı. Ancak daha sonra birkaç deneme yaparak, deniz üzerinden Mısır'a ulaşmaya çalışmasına rağmen, keşişleme esen rüzgâr gemileri geriye doğru sürükledi. Yaklaşık 60 günü denizde geçiren İbrahim Paşa, bunun üzerine deniz ulaşımının elverişsizliği sebebi ile kara yolunu kullanarak, Suriye üzerinden Kahire'ye hareket etti.
Kara ulaşımıyla Haleb'e gidene kadar birçok noktada denetim yapan İbrahim Paşa, zulüm, rüşvet gibi çeşitli konularda halkın şikayetlerini çözüme kavuşturdu. Halkın içinde bulunduğu kötü durumdan dolayı Haleb kadısını idam ettirdi. Daha sonra Mısır'a ulaştı ve üç ay süre ile burada kalarak birçok problemi çözüme kavuşturdu. Uzun süredir karışıklıklarla uğraşan Mısır'da, Beni Havare ve Beni Bakar adındaki iki aşiretin reisi, hainlik yaptıkları gerekçesiyle idam edildi. Mısır'daki diğer aşiret reislerini ise devlete sadakatle bağlı kalacaklarına dair yemin ettirildi. Şehrin her yerine tellallar ile şikayeti olanlara çağrı yapılarak talepleri yerine getirildi. Borçları nedeniyle hapis yatan yaklaşık 300 kişinin borçları, Mısır hazinesinden karşılanarak özgürlüklerine kavuşmaları sağlandı. Mısır'da evsiz, hasta ve kimsesiz çocuklar kayıt altına alındı ve onlara gündelik ücret bağlandı. Kahire'de zarar gören bina ve anıtlar onarılarak şehrin imarına başlandı. Halktan alınan vergiler Kölemenler zamanındaki defterlerde yer alan eski oranlara göre düzenlendi. Mısır hazinesinin muhafaza edilmesi amacıyla iki büyük kule inşa edildi. İmparatorluk defterdarı veya hazinedarı olan İskender Çelebi, Mısır'ın yönetim maliyetini düşürdükten sonra Kostantîniyye'ye yıllık 80.000 duka altın ödenebileceğini hesapladı. İbrahim Paşa, Mısır'ın idari yapısını ve teşkilatını yeniden düzenledi ve başarılı olan bu yapı diğer eyaletlerde de uygulandı. Bunların dışında yeni bir kanunname hazırlayarak yürürlüğe koydu. Ayrıca Portekizlilerin Kızıldeniz'i tehdit eden Umman ve Hint Denizi'ndeki faaliyetleri nedeniyle, Süveyş'te elli kadırgadan oluşan Süveyş Kaptanlığı'nı kurdu ve Selman Reis'i de kaptan olarak atadı. İbrahim Paşa yaptığı birçok düzenleme ile Mısır'ı yeniden Osmanlı iradesi altına aldı.
İbrahim Paşa'nın Mısır'da bulunduğu süre içerisinde, Süleyman 1525 yılının kış ayını geçirmek üzere Edirne'ye hareket etti. Haftada iki gün Divân'a başkanlık ettikten sonra, vaktinin büyük bir kısmını avda geçirdi. Kostantîniyye'deki Yeniçeriler ise bu hareketsiz geçen süreden dolayı memnuniyetsiz bir haldeydiler.Rodos Seferi'nden Kostantîniyye'ye dönülmesinin üzerinden 2 yıldan uzun bir zaman geçti. Savaşsız geçen üçüncü seneye girilirken, Yeniçerilerin bir savaş olmadan ganimet elde etmeleri mümkün değildi. Süleyman'ın Edirne'den Kostantîniyye'ye dönüşünde, saraya gitmek yerine Kâğıthane kasrında kalması, yeniçerilerin bu memnuniyetsizliklerinin açıkça bir isyana dönüşmesine sebep oldu. Yeniçeriler "Veziriazamsız divan olmaz, olduğu takdirde asker zapt olunmaz" gerekçesiyle, sadrazamlığın İbrahim Paşa yerine başkasına verilmesini istediler. 25 Mart 1525 tarihinde padişahın dönüşünden üç gün sonra, İbrahim Paşa ve Ayas Mehmed Paşa ile birlikte defterdarın köşklerine saldırdılar. Gümrüğü ve Yahudi mahallesini yağmaladılar. Süleyman isyanı bastırmak üzere tekrar saraya döndükten sonra, isyanı düzenleyenlerden bazıları asker adına hediye isteyince bunlardan üçünü kendi elleriyle idam etti. Daha sonra ise yeniçerilere bin duka altın dağıtılarak isyan bastırıldı. Fakat yeniçeri ağası Mustafa, Reis-ül küttâb Haydar Çelebi, sipahi ağası, birçok subay ve isyanı teşvik edenler ile göz yumduğundan şüphelenilen birçok kişi idam edildi ve görevlerinden alındı.
İsyanın ardından padişah tarafından acil bir şekilde Kostantîniyye'ye dönüş emrini alan İbrahim Paşa, 14 Haziran 1525'te, Mısır'ın yönetimini Suriye Beylerbeyi Hadım Süleyman Paşa'ya bırakarak oradan ayrıldı. Dönüş yolunda Şam'a uğrayarak, Venediklilerin sahip olduğu imtiyazları yeniledi. Kayseri'deyken Dulkadir Türkmen beylerine, alınan timarlarını geri iade etti. Kostantîniyye'ye dönüşünde, padişahın muhafız askerleri ve vezirler, onu dört günlük yoldan karşıladı. Süleyman, İbrahim Paşa'ya iki yüz bin duka değerinde bir Arap atı hediye etti. İbrahim Paşa da padişaha, aldığı hediyeyle neredeyse aynı değere sahip bir serpuş hediye etti. İbrahim Paşa'nın Mısır Seferi yaklaşık 11 ay 6 gün sürdü.
Mohaç zaferi ve Anadolu isyanları
Habsburglularla yakınlaşan Macaristan'ı bir tehdit olarak gören ve anlaşma girişimlerinden bir sonuç alamayan Osmanlı İmparatorluğu, Macaristan üzerine bir sefer düzenleme kararı aldı. Mısır'daki icraatleri ile padişahın üzerinde nüfuzu artan İbrahim Paşa, bu seferin komutanlığına atandı.Miladî 23 Nisan 1526 tarihinde yüz bin kişilik ordu ve üç yüz topla Kostantîniyye'den hareket edildi. İbrahim Paşa, 3 Haziran'da Rumeli askerleriyle birlikte Sofya'da ordudan ayrıldı. Daha sonra Morava kenarında ordu ile yeniden birleşip, Petervaradin istikametine doğru Rumeli askerlerini alarak, ordunun bir konak ilerisinden öncü olarak hareket etti.Belgrad'a ulaştıktan sonra, Sava ile Tuna Nehri'nin birleştiği yerin güneyine, Macar topraklarını gören hakim bir tepeye padişahın otağını kurdurdu. Ordunun nehirden karşıya geçebilmesi için, dayanıklı uzun zincirleri, nehrin karşılıklı her iki sahiline çaktırdığı büyük kazıklara bağlattı. Daha sonra gemileri de bu zincirlere bağlayarak, gemilerin üzerine kalın ve geniş tahtalar döşetti. Bu sayede geniş bir köprü yaptırdı. Padişah daha sonra, İbrahim Paşa'ya askerleriyle birlikte Tuna kenarında yer alan Petervaradin Kalesi'ni almasını emretti.
İbrahim Paşa, kaleyi almak için bir takım hazırlıklar yaptı. Kaleye çıkmak için iskeleler kuruldu. 14 Temmuz'da kalenin çevresine birlikler yerleştirilmeye başlansa da, kuşatma ordunun gelmesiyle birlikte başladı. 15 Temmuz'da yapılan toplu hücum ile kale dışındaki şehir şehir ele geçirildi. Daha sonra kale kuşatmaya alındı. On üç gün boyunca kuşatılan kalenin duvarlarının altında kazılan iki lağımın patlatılması sonucunda geniş bir gedik açıldı. Bu gedikten içeri girildikten sonra, kaleyi savunan beş yüz muhafız öldürüldü, üç yüz tanesi de esir olarak ele geçirildi. Bu kalenin alınmasından sonra, İlok (Újlak), İrig (Ireg), Gurguriçe (Gregurevac), Cudyek, Araca ve Dimitrofça ve bunun gibi birçok kalede ele geçirildi. Daha sonra İbrahim Paşa padişahı karşıladı. Burada bir divan kuran Süleyman, kalenin ele geçirilmesinde katkısı olan beyleri ödüllendirdi.
Osmanlı Ordusu 28 Temmuz'da Mohaç Ovası'na ulaştı. 2-3 saat süren bir muharebeden sonra, Avrupa'nın çeşitli devletlerinden askerlerinde olduğu Macar ordusunu yenilgiye uğrattı. Macaristan Kralı II. Lajos'ta, bataklıkta boğularak öldü. Celâlzâde Mustafa'nın yazdığına göre, Osmanlı ordusundaki asker zayiatı yalnızca 150 kadardı. Muharebenin ertesi günü, padişahın otağının önüne konulan altın bir kürsü önünde bütün vezir ve ümerâ zaferi kutlamak için padişahın huzuruna çıktı. Süleyman, burada Sadrazam İbrahim Paşa'nın başına kendi eliyle pırlantalarla süslenen bir sorguç taktı ve iltifatlarda bulundu. Süleyman seferin amacının Budin'i almak olduğunu ilân etti.
Mohaç Muharebesi'nin kazanılması, birçok otorite tarafından İbrahim Paşa'ya mâl edildi. Şeyhülislam Kemalpaşazâde ise muharebeye dair şiirsel tarzdaki hikâyesinde, gökyüzünün hiçbir zaman İbrahim Paşa'nın dövüşüne denk başka bir dövüş görmediğini ve bir daha da asla göremeyeceğini söyledi. Süleyman'ın eyaletlere gönderdiği zafer mektuplarında, Sadrazam'ı övdüğü görülmektedir. Süleyman, Varadin ve İllok'un alınmasından dolayı İbrahim Paşa'yı överken, Mohaç Muharebesiyle ilgili ise şu sözleri kullanarak İbrahim Paşa'nın başarısını vurguladı: "Cehennem askerlerinin eşlik ettiği lanetlenmiş Kral (II. Lajos), Rumeli Beylerbeyi olan Vezir-i Azam'ım İbrahim Paşa (Allah onu ebediyen muzaffer kılsın!) yönetimindeki Rumeli ordusu önünde düştü. Yiğit, içindeki cesareti o zaman gösterdi."
Ordu, Mohaç zaferinden üç gün sonra, 3 Eylül 1526'da Budin'e hareket etti. Osmanlı ordusu Budin'e vardığında, bir heyet kalenin anahtarlarını padişaha teslim etti. Böylece Osmanlı ordusu hiç savaşmadan kaleyi de ele geçirdi. Padişah, halkın canına ve malına zarar verilmesini en ağır cezalarla birlikte yasakladı ve İbrahim Paşa ile birlikte iki gün boyunca şehri gezdi. Buradaki Macar Krallığı hazinesi, iki büyük bronz şamdan, Herkül, Apollon ve Diana adındaki bronzdan yapılan mitolojik heykeller, av sarayındaki bütün toplar ve Matyas Corvinus'un kütüphanesindeki kitaplar gemilerle Kostantîniyye'ye nakledildi. İki şamdan Ayasofya mihrabının iki tarafına, mitolojik heykeller ise İbrahim Paşa Sarayı'nın önündeki mermer kaideler üzerine kondu. 25 Eylül 1526 tarihinde padişah Budin'den geri dönüş emrini verdi. Dönüş yolunda Szeged, Baç ve Beçne ele geçirildi.
Macaristan seferi esnasında, Anadolu'da birçok isyan başladı. İlk olarak, padişah seferden dönerken İçel Türkmenleri'nin isyan ettikleri ve bu isyanın hızla yayıldığı haberi ulaştı. Bu isyan girişimi bir süre sonra bastırıldı. Ancak ertesi yıl, Karaman'da Kalenderoğlu Kalenderoğlu'na karşı Rumeli, Anadolu ve Diyarbekir beylerbeyleri bir biri ardına karşı koymaya çalıştılarsa da başarılı olamadılar. Sadrazam İbrahim Paşa, bu yenilgi haberini Dulkadir Eyaleti'ndeyken aldı ve maiyetindeki üç bin yeniçeri ve iki bin sipahi askerle birlikte Elbistan'a kadar ilerledi. Türkmenlere yenilen diğer eyalet askerlerinin, bu yenilgiye dair yayacakları haberlerle kendi ordusunun moralini bozacağını düşünen İbrahim Paşa, yenilen kuvvetlerden takviye asker almadan ilerlemeye devam etti. Kalenderoğlu'nun tarafını tutan aşiretler ile görüşen İbrahim Paşa, onlara alınan dirliklerinin geri iade edileceğini söyleyip ikna ederek kendi tarafına çekti. Bu hamlesinden sonra isyan eden Kalenderoğlu sadece birkaç yüz kişiden ibaret kaldı. Daha sonra İbrahim Paşa'nın gönderdiği küçük bir birlik bu isyancıları mağlup etti ve Kalenderoğlu yakalanarak idam edildi. Bu sefer yaklaşık 3 ay 11 gün sürdü. İbrahim Paşa isyanın bastırılmasının ardından 11 Ağustos 1527'de Kostantîniyye'ye döndü. İsyancıların sancakları zafer göstergesi olarak Kostantîniyye'ye getirildi. Padişah İbrahim Paşa'yı büyük bir iltifat göstererek kabul etti. Bu başarısının ardından, o tarihe kadar senede 1.000.000 akçe olan hassı 2.000.000 akçeye çıkartıldı. Ayrıca değerli mücevherlerle süslenen kılıç, hançer ve buna benzer hediyeler verildi.
Seraskerliğe tayini
Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırlarının genişlemesiyle birlikte, askeri işlerin kontrolünü sağlaması amacıyla, 1527 yılının Mart ayında Sadrazam İbrahim Paşa'ya bir divan toplantısında padişah tarafından serasker rütbesi verildi. Süleyman, divan toplantısında Nişancı Celâlzâde Mustafa Çelebi'ye şu sözler ile bu kararının bir berât taslağı olarak hazırlanmasını emretti:
“ | Allah'ın yardımıyla memleketimiz her tarafa doğru genişledi. Bu memleketin bütün işlerini kendi başıma görmem münasip ve mümkün değildir. Devletin mühim olan askerî işlerinin başarılmasını İbrahim'e bırakıyorum ve kendisine serasker unvanını veriyorum. Bütün kullarımızın ona uyması ve itaat etmesi için bir berat müsveddesi yaz da bana getir. | „ |
Süleyman yazılan berat taslağını onaylayarak tuğrasını bastı. 28 Mart 1529 tarihinde, padişah Yeniçeri Ağası'nı huzuruna çağırttı. Bütün yeniçeriler, saray meydanındaki tören alanında hazır bulundu. Meydanda dokuz adet at yer alırken, bunlardan bir tanesinin dizginleri altından yapılıydı. Tüm atların üzengileri üzerinde değerli taşlar bulunuyordu. Bunların dışında padişahların giyebileceği dört adet hil'at, değerli dokuz bohça kumaş ve değerli taşlarla süslenen bir bilik, İbrahim Paşa'ya hediye olarak verildi. Daha sonra bütün vezirler ve padişahın önde gelen hizmetçileri, paşanın sarayına giderek tebriklerini iletti. İbrahim Paşa'nın seraskerlik beratı, bütün halkın huzurunda okundu. Bu beratta detaylı bir şekilde, padişahtan sonra en yetkili kişinin İbrahim Paşa olduğu, onun emir ve yasaklarına koşulsuz uyulmasının zorunlu olduğu ve İbrahim Paşa'nın sahip olduğu yetkiler detaylı bir şekilde açıklandı. Paşanın yıllık 2.000.000 akçelik hassına 1.000.000 akçe daha zam yapıldı. Bunların haricinde İbrahim Paşa'ya altı tuğ ve yedi sancak verildi. Osmanlı İmparatorluğu'nda düzenlenecek sefer öncesi bir serdar tayin etme geleneği eski bir adetti ve Süleyman'ın İbrahim Paşa'yı seraskerlik makamına getirmesiyle bütün seferlerin baş kumandanlığı daimi olarak bir kişiye verildi. İbrahim Paşa Mohaç Seferi'ne Sadrazam ve Rumeli Beylerbeyi olarak katıldı, sonrasında ise Rumeli Beylerbeyliği Güzelce Kasım Paşa'ya verildi. Çoban Mustafa Paşa'nın ölümüyle birlikte Kasım Paşa vezirliğe yükselirken, Rumeli Beylerbeyliği 27 Nisan 1529'da tekrar İbrahim Paşa'ya verildi. Böylece İbrahim Paşa hem sadrazam, hem serasker ve hem Rumeli Beylerbeyi makamlarının sahibi oldu, böylelikle aynı anda idari ve askerî bütün yetkileri elinde toplamayı başardı.
II. Macaristan Seferi
Osmanlı İmparatorluğu'nun Macaristan Kralı olarak belirlediği I. János'u istemeyen Macar beyleri, kral olarak Ferdinand'ı seçtiler. Ferdinand'ın tekrar Budin'e saldırmasıyla birlikte, János önce Erdel'e oradan da kayın pederi olan Lehistan Kralı'nın yanına çekildi. Ferdinand ise Süleyman'a elçi yollayarak, vergi vermek şartı ile Macar Kralı olarak tanınmasını teklif etti. Gelen bu elçiler yaklaşık 9 ay esir tutuldu. Daha sonra Ferdinand'ın yaptığı teklifin kabul edilmediğini, şehrin János'a iade edilmesini ve Osmanlı İmparatorluğunun sefer hazırlığında olduğunu bildirmeleri için tekrar bırakıldı. János ise padişaha elçi yollayarak himaye talebinde bulundu. Süleyman elçiye, Macar Krallığı'nı János'a iade edip, onu himaye edeceğini bildirerek, 2 Mayıs 1529'da ordusuyla Budin'e sefere çıktı.
Ordu 20 Mayıs'ta Edirne'ye ulaştı ve burada 10 gün süren sefer hazırlığının ardından 30 Mayıs'ta hareket etti. Sadrazam ve Serasker İbrahim Paşa, aynı zamanda Rumeli Beylerbeyi ünvanına da sahip olduğu için, 20 Haziran'da Sofya'ya ulaşan ordudan ayrılarak, Rumeli askerleriyle birlikte öncü birlik olarak hareket etti ve Viyana yakınlarına kadar zaman zaman orduyla birleşmek suretiyle öncü birlik olarak ilerlemeye devam etti.
Yaklaşık 2 senedir Ferdinand'ın elinde olan Budin şehrinin savunması için Alman ve Macar askerleri görevlendirildi. Osmanlı ordusu şehri kuşattıktan sonra bu askerlere teslim olmaları uyarısını yaptı ancak olumlu yanıt alamayınca savaş harekâtına göre konuşlandı. Burada esir olarak ele geçirilen bir Alman asker ise Osmanlı ordusunun düzenini ve gücünü düşman askerlere anlatıp maneviyatlarını zayıflatması amacıyla İbrahim Paşa tarafından "Var gördüğün anlat!" denilerek serbest bırakıldı. 7 Eylül tarihinde Budin Kalesi'nin kapılarından birisi Osmanlı ordusu tarafından ele geçirildi. 8 Eylül'de ise yarım gün süren bir direnişin ardından Budin geri alındı ve yıllık belirli bir vergi karşılığında tekrar János'a iade edildi. Budin alındıktan sonra, ordu yol üzerindeki Estergon'u kuşatarak, Ferdinand'ın bulunduğu Viyana'ya doğru ilerledi. Osmanlı ordusunun bir konak önünde Rumeli askerleriyle hareket eden İbrahim Paşa 26 Eylül tarihinde Viyana'ya ulaştı ve kuşatma düzenini sağlamak için hazırlıklara başladı. 27 Eylül'de Osmanlı ordusunun da gelmesiyle şehir kuşatıldı. Osmanlı ordusunun asker sayısı çeşitli kaynaklara göre 100.000, 120.000, 150.000, 200.000 ve 250.000 olarak değişiklik gösterdi. Viyana'ya ulaşana kadar ele geçirilen çeşitli kaleler ve belirlenen noktalar için ayrılan askerlerle birlikte ordu mevcudu azaldı.I. Viyana Kuşatması olarak bilinen bu kuşatma ile birlikte Viyana'yı kuşatan Osmanlı ordusu, kuşatma için gereken büyük topların olmayışı nedeniyle lağım yöntemini kullandı ve kale duvarlarında gedik açmasına rağmen karşı tarafın taarruz etmesi nedeniyle başarı sağlayamadı. Osmanlı ordusu 14 Ekim günü sabahtan ikindiye kadar açılan büyük bir gedik üzerine üç dalga halinde yaptığı bir hücumda da başarısız oldu ve kuşatmanın 17. gününde yapılan bir divan toplantısıyla kuşatmanın kaldırılmasına karar verildi.
17 gün süren kuşatmanın başarısızlıkla sonuçlanması çeşitli kaynaklarda birkaç farklı nedene bağlandı. Bunlardan ilki Yeniçerilerin Budin'in ele geçirilmesinin ardından şehrin yağmalanmasına izin verilmemesi nedeniyle, savaşmaya istekli olmamaları ve geri dönmek istemeleridir. Bunun yanında eylülden itibaren başlayan soğuklar ve yağışla birlikte erzak mevcudiyedinin azalması da bu nedenlerden bir tanesidir. Bunun yanında V. Karl tarafından Osmanlı ordusuna karşı yollanan Alman askerlerinin yola çıkması mevcut zorlukları artıran askerî bir tehlike olarak görüldü. Bunlara ek olarak İsmail Hami Danişmend gibi bazı tarihçiler, kuşatmanın 17. günde aniden kaldırılmasının İbrahim Paşa'nın Ferdinand ve V Karl ile iş birliği yapmasına bağladı. Hammer ise Venedik, Avusturya ve Osmanlı arşivlerinde bu iddiayı doğrulayacak herhangi bir belgeye rastlanmadığını belirtti. Hester Donaldson Jenkins de, İbrahim Paşa'nın Avusturya elçilerine padişaha sadakatle bağlı olduğunu söylemesinin ihanet iddialarını çürütmek için yeterli olduğunu kaydetti. Bunun yanında Danişmend, bu seferin rûznâmelerini kaynak göstererek, İbrahim Paşa'nın kuşatma kaldırılmadan 2 gün önce, Rumeli Beylerbeyi sıfatıyla yalnızca Rumeli Beyleri'nin olduğu bir harp meclisi topladığını ve oradakilere mevsimin ilerlediğini ve erzak kıtlığını sebep göstererek geri dönülmesinin uygun olacağını söyledi. Ayrıca İbrahim Paşa'nın patlatılan iki lağım sonucunda kalede açılan gediklere hücum yaptırmadığı belirtildi.
Rivayete göre Osmanlı ordusunun kuşatmayı kaldırmasıyla birlikte şehirde çanlar çalmaya başladı. İbrahim Paşa ise şehrin kurtuluşunu kutlamak için çan çalındığını öğrendikten sonra bir mektup yazdı. Mektupta, Viyana şehrini almaya değil, arşidükü yenmeye geldiklerini belirterek, onu bulamadıkları için zaman kaybettiklerini ve hadlerini bilmezlerse yeniden bildirmeye güçlerinin olduğunu bildirdi.
III. Macaristan veya Alman Seferi
Osmanlı ordusu Viyana kuşatmasından döndükten sonra, Ferdinand Osmanlı'ya ikinci kez elçi göndererek Macaristan Krallığı'nın vergi vermek şartıyla kendisine verilmesini talep etti. Ancak bu talebi reddedildi. János ise Macaristan'da tam anlamıyla hakimiyet kuramadı. Macar beylerinin de desteğini alan Ferdinand Osmanlılara ait Estergon, Vişegrad ve Vaç kalelerini ele geçirdikten sonra, Budin'i kuşattı. Bunu haber alan Osmanlı ise 25 Nisan 1532'de Macaristan'a sefer kararı aldı. Osmanlı ordusunun Niş şehrine yaklaştığı sırada, Ferdinand ve V. Karl'ın elçileri geldi. Elçiler tekrar Ferdinand'ın vergi vermek şartıyla kral olmasını teklif ettiler ancak olumlu cevap alamadılar.
Ordunun Belgrad'a varmasının ardından I. François'in elçileri kabul edildi. Bu esnada İbrahim Paşa ise gemi tedarikinin yanı sıra ağır eşya ve silahların yola çıkarılması işlerini yürütmekteydi. İbrahim Paşa, Drava üzerine bir köprü yaptırarak Macaristan'a doğru ilerleyen ordunun karşıya geçmesini sağladı. Daha sonra Kamentvar, Rum Eğrivar, Müşter, Hindvik ve Szombathely kaleleri ele geçirildi. İbrahim Paşa padişah tarafından Güns Kalesi'nin kuşatılmasıyla görevlendirildi. Bunun üzerine İbrahim Paşa kaleyi kuşattı ve lağım kazdırdı. Kuşatmanın onuncu gününde yapılan lağım saldırısı başarılı olmadı. Osmanlı'nın iki gün sonraki bir lağım saldırısı girişimi de, kale komutanının lağımları boşa çıkartmasıyla başarısız oldu. Bunun üzerine İbrahim Paşa kalenin odunlar ile yakılmasına karar verdi. Bu sebeple bütün askerler kalenin etrafını odunlar ile doldurdu. Fakat 28 Ağustos'ta Paşa'nın karargâhına elçi yollayan kale komutanı , Güns Kalesi'ni Osmanlı'ya teslim etti. Bunun üzerine ona bir sancak verileceği sözü verildi. Böylece üç hafta süren Güns Kuşatması ile Güns Kalesi ele geçirildi. Her seferden sonra İbrahim Paşa'ya hediyeler veren Süleyman, Güns Kalesi'nin alınmasından sonra ise paşaya incilerle süslü, her tarafına altın paralar yerleştirilen atlaslar ve altın, gümüş sırmalarla işlenen kemerler hediye etti. Bunun yanında altınlarla süslenen bir hamâil verdi.
Osmanlı ordusunun asıl hedefi, Süleyman tarafından meydan muharebesine davet edilen V. Karl idi. Osmanlı ordusu Almanya içlerine kadar ilerlemesine rağmen, Linz şehrinde saklanan V. Karl'ı bulamadı. Güns Kalesi'nin ele geçirilmesinin ardından tekrar gelen V. Karl'ın elçilerine, Süleyman'ın V. Karl'ı meydan muharebesine davet ettiği hakaretvari bir dille yazılan bir mektup verildi. 200.000'den fazla mevcuda sahip olan ordu, sefer mevsiminin geçmesinden dolayı geri dönmek zorunda kaldı.
Dönüş yolunda çeşitli baskınlar ve vuruşmalar yaşandı. Pujağa kalesinin yöneticisi ve ileri gelenleri, İbrahim Paşa'nın eteğini öperek kalenin anahtarlarını teslim etti. Aynı şekilde civarda yer alan Nemçe ve Podgaradç kalelerinin komutanları da direnmeden kalenin anahtarlarını İbrahim Paşa'ya teslim etti. Durumu öğrenen padişah ise bu kaleleri zeamet olarak İbrahim Paşa'ya verdi. Daha sonra ise Süleyman çıkılan seferin zaferle sonuçlandığını bildirmek için çeşitli kişilere ve ülkelere ulaklar gönderdi.
Ferdinand Osmanlı ile bir barış antlaşması yapmak için, 12 atlı maiyetiyle birlikte elçi Jerome de Zara'yı yolladı. Daha sonra 1533 yılında İstanbul Antlaşması imzalandı ve bu müzakereleri bizzat İbrahim Paşa yürüttü. Bu antlaşma ile Avusturya arşidükü Osmanlı sadrazamına eşit sayıldı.
Irakeyn Seferi
Koyu Sünni bir hükümdar olan Süleyman, Rafizi olan Şii İranlılar ile mücadeleyi bir görev olarak kabul etmekteydi.I. İsmail'in 1524 yılında ölmesiyle Safevi Devleti'nin başına büyük oğlu Tahmasb geçti. Tahmasb'ı tebrik etmeyen Süleyman, ona yalnızca bir tehditname gönderdi. O dönemde iki devlet arasında herhangi bir muharebe yoktu. Ancak Osmanlılara tabi Bitlis hakimi Şeref Bey'in Safevilere ve Azerbaycan hakimi Ulama Paşa'nın ise Safeviler'den Osmanlı'ya iltica etmeleri, Mohaç Muharebesi'nden önce de doğuya sefer düzenleme niyetinde olan Süleyman'ın Safevîlere karşı sefer kararı almasına neden oldu. Bunun yanında Bağdat Hanı Zülfikar Han, Osmanlı'ya bağlılığını göstermek amacıyla Süleyman'a bir mektup yazarak Bağdat'ın anahtarlarını gizlice göndermek istedi. Ancak Safeviler bu girişimi engelleyerek Bağdat'ı kuşattı ve Zülfikar Han'ı öldürerek şehri ele geçirdi. Bu esnada Osmanlı ordusu Avrupa seferinde olduğu için İran tarafına herhangi bir sefer düzenlemedi.
Bitlis sancağı Ulama Paşa'ya verildikten sonra, Bitlis'i almak için orayı kuşatsa da, Şeref Bey'in İran kuvvetleriyle gelmesi üzerine çekildi. Bu olayın ardından, İbrahim Paşa Eylül 1533'te bu sefer için olarak atandı. Ulama Paşa ise Şeref Bey ile yaptığı muharebeyi kazandı ve öncü birlik olarak hareket eden ve Konya'ya yaklaşan İbrahim Paşa'ya Şeref Bey'in kesik başını gönderdi. İbrahim Paşa kışlamak üzere ordusuyla Haleb'e yerleştikten sonra yaklaşık üç buçuk ay boyunca askeri hazırlıklar ve siyasi girişimlerle uğraştı. İlk olarak I. Selim'in ölümünden sonra İran'a tabi olan Türk ve Kürt beylerini bir takım vaatler ve tehditlerle kontrolü altına aldı. Böylece Adilceviz, Erçiş ve Ahlat kaleleri ele geçirildi. Kış mevsiminin bitmesiyle Halep'ten Diyarbekir'e hareket eden İbrahim Paşa, burada ordusunu takviye edip hazırlıklarını tamamladıktan sonra Musul üzerinden Bağdat'a gitmek niyetindeydi. Ancak bir takım sebeplerden dolayı İbrahim Paşa sefer güzergahını İran'ın başkenti Tebriz olarak belirledi.
İbrahim Paşa ile Baş Defterdar İskender Çelebi arasında rekabet ve husumet mevcuttu. Rivayete göre İskender Çelebi o dönemki devlet adamlarının en zengini ve ihtişamlısıydı. İbrahim Paşa'nın 400 kadar kölesi mevcutken, Baş Defterdar İskender Çelebi'nin 6.000'den fazla kölesinin olduğu iddia edildi. Ayrıca 1.200 atlıdan oluşan bir maiyyet alayına da sahip olduğu rivayetleri mevcuttur. İkili arasındaki ilk uyuşmazlık Irakeyn Seferi'nin hazırlıkları esnasında, İbrahim Paşa'nın İskender Çelebi'nin maiyet alayından 110 kişi istemesi ve İskender Çelebi'nin ise 30 kişi vermesiyle başladı. Ayrıca padişah çok güvendiği ve sevdiği İskender Çelebi'yi bu seferde Serasker Kethüdâlığı'na atadı ve rivayete göre İbrahim Paşa'yı İskender Çelebi'nin sözünü dinlemesi için uyardı. Bunların yanında Şam Vilayeti'nin Defterdarı Nakkaş Ali de, İskender Çelebi'yi gözden düşürerek onun makamına yükselmek amacındaydı. Hazine develerinin yola çıkarıldığı esnada, hazineden sorumlu askerlerin yağmalama girişiminde bulundukları iddia edildi ve İskender Çelebi'nin maiyetindeki 30 asker idam edildi. Bu gelişmelerden sonra ise İskender Çelebi de İbrahim Paşa'yı zor duruma düşürmek için çalıştı. Bitlis Beylerbeyliği'ne atandıktan sonra çeşitli siyasi sebeplerden ötürü İbrahim Paşa tarafından başka bir göreve atanan Ulama Paşa'da İskender Çelebi'nin tarafını tuttu. İskender Çelebi İranlılardan kaçıp gelen bir takım kişileri, İbrahim Paşa'ya göndererek Tebriz'e gitmeye ikna etmeleri için satın aldı. İskender Çelebi sadrazamı Tebriz'e yönlendirerek, ordunun yaşayacağı zorluk ve askeri başarısızlıkla onun padişah üzerindeki nüfuzunu azaltmak amacındaydı. İbrahim Paşa ise Tebriz'e gitmenin akıllıca olmayacağını ve Bağdat'ı almanın daha avantajlı olduğunu savunmasına rağmen, özellikle Ulama Paşa'nın çabalarıyla ikna edildi. Tebriz istikametinde yer alan birçok kale Osmanlı ordusu tarafından ele geçirildi.
İbrahim Paşa'yı öncü olarak yollayan Süleyman ise kış mevsimini Kostantîniyye'de geçirdikten sonra ilkbaharda sefer için hareket etmek niyetindeydi. Ancak İbrahim Paşa'nın Defterdar İskender Çelebi ile arası açıldı ve ikilik baş gösterdi. Ayrıca civardaki halk tarafından padişahın hâlen Kostantîniyye'de olduğu bilindiği için "İbrahim Paşa Şah ile nasıl savaşabilir. Şaha Şah gerektir" diye bir takım söylentiler çıktı. Bu durum İbrahim Paşa'yı düşündürdü ve Kostantîniyye'ye peş peşe ulaklar yollayarak, ordunun başında padişahın bulunmamasından dolayı askerlerin hoşnut olmadığını haber verdi. Durumu haber alan Süleyman ise Haziran 1534 tarihinde hareket etti. İsmail Hami Danişmend ise padişahın bu söylentilerden çok daha önce yola çıktığını ve İbrahim Paşa'nın Azerbaycan'a girdikten sonra Horasan'dan büyük bir orduyla yola çıkan Tahmâsb'ın yaklaşmakta olduğu haberleri üzerine telaşlanarak padişaha haber verdiğini belirtti.
Sadabâd ovası yakınındaki Sehend Dağı'na ordugahı kuran İbrahim Paşa, buraya gelen Tebriz şehrinin temsilcilerinin itaatlerini bildirmesiyle birlikte orduyla birlikte 13 Temmuz 1534 tarihinde şehre girdi. Şehre girdikten sonra ilk olarak bir kadı ve çeşitli memurlar tayin etti. Padişah ise Eylül 1534'te Ucan civarında İbrahim Paşa tarafından karşılandı. Birkaç gün sonra ise padişah bir divan ile İbrahim Paşa'nın da aralarında bulunduğu birkaç kişiye teşrif hilâti giydirdi. İbrahim Paşa seferin başladığı 1533 yılı baharından padişahın geldiği tarihe kadar geçen yaklaşık 1 yıllık sefer süresince, askeri ve siyasi idareyi elinde tutarak ve bütün kararları kendisi aldı.
Süleyman'ın geldiği tarihte sefer mevsiminin geçmesine rağmen Bağdat'a hareket edildi. Ancak mevsimin ilerlemesi sebebiyle birçok yük hayvanı telef oldu ve toplar yağmurlar nedeniyle büyük zarar gördü. Ordunun ulaştırma işinden sorumlu olan İskender Çelebi yaşanan zorlukların sorumlusu kabul edilerek görevinden alındı. Safeviler tarafından Bağdat'a yönetici olarak bırakılan Tekeli Mehmed Han, yaklaşmakta olan Süleyman'a bir mektupla kendisinin ve ona tabi olanların padişaha itaat edeceklerini bildirdi. Ancak Tekeli Mehmed Han, bu mektup ile Türkleri aldatarak İran'a gideceği yolları açık tutmak istedi ve Osmanlı ordusu Bağdat'a girmeden kaçtı. İbrahim Paşa Osmanlı ordusunun önünden giderek savunmasız kalan şehri ele geçirdi ve yağmalamayı önlemek için şehrin kapılarını kapattı. İbrahim Paşa ertesi gün padişaha şehrin anahtarlarını gönderdi. Osmanlı açısından Bağdat şehrinin stratejik öneminin yanında, en büyük Sünni mezhebi olan Hanefîliğin kurucusu Ebu Hanife'nin türbesinin burada olması sebebiyle de manevi bir öneme sahipti. Padişah düzenlenen bir törenle şehre girdi ve burada çeşitli kumandanlara hilâtler giydirip ödüller verdi. İbrahim Paşa'ya ise yirmi bin altınla, değerli mücevherlerle süslenen bir kılıç armağan etti. 13 Mart 1535 tarihinde İbrahim Paşa ile arasındaki anlaşmazlıktan dolayı İskender Çelebi idam edildi. Daha sonra Osmanlı ordusu Tebriz'e doğru hareket etti. Sadabâd ovasında ordugah kuruldu ve İbrahim Paşa ile padişah Tebriz'i gezdi.
Osmanlı İmparatorluğu tarihinin en uzun ve büyük askerî harekâtı olan Irakeyn seferi 2 yıldan fazla sürdü ve bu sefer İbrahim Paşa'nın askeri kariyerindeki son seferi oldu.
İktidarı
İbrahim Paşa'nın dönemindeki gücünü ortaya koyacak en önemli veri; Süleyman tarafından seraskerlik makamına getirildiğinde imparatorluğun o güne dek dört tuğla simgelenen gücünün yedi tuğa çıkarılması ve İbrahim Paşa'nın da altı tuğ taşımaya yetkili kılınmasıdır. Padişahtan tek eksiği hilâfet tuğuydu.
1522 yılından itibaren en yüksek idari, diplomatik ve askeri yetkileri eline almayı başaran İbrahim Paşa, daha sonra Süleyman'ın gerek gördüğü haller dışında olağan divan toplantılarına katılmayıp, yerini vekili olarak sadrazama bırakmasıyla birlikte, hanedan üyeleri dışındaki kişilere açık olan en yüksek makama da ulaştı. Daha önce eşi görülmemiş bir şekilde, bir divan toplantısını kendi sarayında yaptı. Ayrıca İbrahim Paşa, İstanbul Antlaşması'yla birlikte Osmanlı sadrazamı olarak Avusturya arşidüküne denk konuma getirildi.Venedikli balyosların, henüz has odabaşılık görevini yürütürken, İbrahim Paşa'ya Muhteşem Süleyman'a atıfla sık sık "Muhteşem İbrahim" dedikleri kayda geçti. 1528 yılında, Macar elçi Laski İbrahim Paşa'ya: "Sultanı yöneten sensin" dedi, İbrahim Paşa ise "Ben efendimin kölesiyim" şeklinde cevap verdi. İstediği hiçbir şey Süleyman tarafından geri çevrilmeyen İbrahim Paşa'nın sadrazam olduktan sonra elde ettiği güç, tarihçi Hammer tarafından "O tarihten sonra Süleyman ile mutlak gücü paylaşıyordu." sözleriyle belirtildi.
İbrahim, padişahın can dostuydu. Onun en yakın danışmanı ve devletin en yüksek görevlisiydi. Her isteği padişah tarafından yerine getirilmekteydi. Süleyman ona danışmadan bir karar almazdı. Venedik elçisi Daniello De Ludovisi'nin 1534 yılında senatoya sunduğu raporda, Süleyman'ın ülkenin yönetimini İbrahim Paşa'ya bıraktığını belirterek: "Sultan, bütün paşalar ve saray erkânını topladığında da İbrahim Paşa yanında olmadan kesinlikle bir karar almıyor. İbrahim ise sultan olmadan da, tek başına her konuda karar alma yetkisine sahip. Yukarıda söylediğim sebeplerden dolayı sultanın etrafında kendisine iyi nasihatlarda bulan kişilerin sayısı gittikçe azalıyor ve ordusu da güç kaybediyor. ...ancak sultanın, aslında bütün bunların farkında olduğu, ama İbrahim'i çok sevdiği için bir şey yapmadığı düşünülürse, bu saygı duyulacak bir sevgi asla değildir. Hatta çok tehlikeli bir duygudur" ifadelerini kullandı. De Ludovisi yine aynı raporda, İbrahim Paşa'nın "en önemli şahsiyetlerden biri olduğunu ve bütün ülkenin yönetimini elinde bulunduran kişi" olduğunu belirtti. Ayrıca İbrahim Paşa'nın sadrazam olabilmek için birçok kurnazlık yaptığını, bu makamda kalabilmek içinde padişahın çevresindeki nitelikli insanları cezalandırdığını ya da idam ettirdiğini söyledi. Venedikli diplomat raporunda İbrahim Paşa'nın padişaha tek başına yakın olmak amacında olduğunu belirterek ve şu olayı örnek gösterdi: "Sonradan sadrazam olan Rüstem, padişah ile olan samimiyeti ve görüşlerine önem verilmesi nedeniyle, o sıralar Halep'te olan İbrahim Paşa tarafından Anadolu'nun uzak bir yerinde görevlendirildi. Bu olay sonrasında, Rüstem'in padişaha bu göreve gitmek istemediğini söylemesi üzerine padişah ise: "İbrahim geldiğinde tekrar saraya dönmen için onunla konuşacağım" sözlerini kullandı.
Tarihçi Hammer İbrahim Paşa'nın padişah ile dostluğunu şu sözlerle anlattı: "İbrahim Paşa'nın arkadaşlarına üstünlüğü, gençliği, mümtaz terbiyesi ve padişahın ondan esirgemediği dostluk her türlü rekabeti imkansız kılıyordu." İbrahim Paşa'nın giydiği elbiseler padişahın elbiselerinden daha değerliydi. İbrahim Paşa, çoğu zaman padişahın dairesinde kaldı ve yemeklerini genellikle onunla birlikte yedi. Venedik elçisi Pietro Bragadino, sabahları birlikte olmadıklarında önemli konuları yazarak birbirlerine dilsiz ulaklar aracılığıyla gönderdiklerini söyledi. Bir başka Venedik elçisi Pietro Zen ise, sık sık küçük bir teknede onları bir arada gördüğünü, haremde ve bahçelerde birlikte dolaştıklarını kaydetti. Zen, Süleyman'ın İbrahim'i çok sevdiğini ve ikisinin çocukluktan itibaren hiç ayrılmadıklarını, Süleyman'ın padişah olduktan sonra da bu durumun devam ettiğini belirtti. Hammer, Osmanlı tarihinde görev yapan vezirlerden hiç birisinin İbrahim Paşa'nın ulaştığı ikbale ulaşamadığını ancak hiçbirisinin de düşünün onunki kadar etki bırakmadığını belirtti.
İbrahim Paşa 12 sene 8 ay sadrazamlık yaptı, bunun 6 sene 11 aylık süresini seraskerlik göreviyle birlikte yürüttü. Ayrıca bu iki görevin yanında Rumeli Beylerbeyliği'ni de idare etti. İbrahim Paşa'nın, sadrazamlık görevi için 100.000 ve Rumeli Beylerbeyliği görevi içinse 50.000 altın olmak üzere toplamda 150.000 altın yıllık geliri vardı.
Avrupa diplomasisi
Padişah üzerinde oldukça büyük bir etkiye sahip olan İbrahim, sadrazam olduktan sonra ise Osmanlı İmparatorluğu'nun o dönemde bilinen dünyayı şekillendiren dış politikasının kontrolünü tamamen eline geçirdi. Süleyman tahta çıktıktan sonra devlet işleri ile bizzat ilgilense de, 1526'dan itibaren bütün sorumluluğu Sadrazam İbrahim Paşa'ya bıraktı. Osmanlı İmparatorluğu'na gelen elçiler İbrahim Paşa'nın huzuruna çıktıktan sonra, gerek görülmesi durumunda diğer vezirlerle görüşmekteydiler. Elçiler düzenlenen törenin ardından padişahın elini öptükten sonra, İbrahim Paşa ile görüşerek meseleyi sonuca bağlıyorlardı. İbrahim Paşa başkaları hakkında bilgi toplamayı seven birisiydi ve yabancı elçilikleri bilgi almak için bir fırsat olarak görüyordu. Huzuruna kabul ettiği elçileri gösterişli elbiselerle ayağa kalkmadan karşılamaktaydı. Elçilerin getirdikleri hediyeleri kabul etmekteydi. Hediye almaktan hoşlanan İbrahim Paşa, birçok kez kendisine teklif edilen rüşvet tekliflerini ise reddetti.
Erken diplomatik işlerinde tecrübesi bulunmayan İbrahim Paşa, bu konuda bir Türk'ten yardım almak yerine Venedik Dükü Andrea Gritti'nin gayrimeşru çocuğu Alvise Gritti'den yardım aldı. Gritti daha önce devlet idaresi konusunda herhangi bir tecrübesi olmasa da, Hristiyanlar konusunda tecrübeliydi. Bu nedenle İbrahim Paşa'ya diplomatik konularda yardımcı oldu.
Martin Luther 1517 yılında Avrupa'da Protestanlık mezhebinin temellerini attı. Ancak ortaya çıkan bu reform hareketleri, Katolik bir devlet olan Habsburg İmparatorluğu'nun baskısıyla karşılaştı. Protestanlık hareketi, Avrupa'yı iki bölmesi nedeniyle Osmanlı İmparatorluğu tarafından da desteklendi ve takip edildi. İbrahim Paşa 1533 yılında Avusturya elçilerine şu sözleri söyledi: "Kayserin kendi ülkesinde bile gücü ve itibarı yok. Bir konsil bile toplamayı başardı mı? Ben, Hristiyan hükümdarları toplantı yapamaya pekala zorlarım. İstersem onu şimdi yaparım. (...) Bir tarafa Luther'i diğer tarafa papayı oturtarak, her ikisinin de bu konsili yapmasını sağlarım."
Avusturya ile 1533 yılında imzalanan İstanbul Antlaşması'nın şartlarının belirlenmesi amacıyla, Avusturya elçileri ile haftalarca süren görüşmelerde bulundu. Bu görüşmelerin tamamında Ferdinand'ın hükümdarlığını tanımadığı için ondan hiçbir ünvan kullanmadan bahsetti. İbrahim Paşa Ferdinand'dan kardeşi ve Süleyman'ın oğlu olarak bahsetti ve onun Osmanlı sadrazamı ile denk konumda olduğunu vurgulayarak küçük düşürdü. Venedik elçisi Daniello De Ludovisi 1534 yılındaki raporunda İbrahim Paşa'nın Osmanlı İmparatorluğu ile Venedik arasındaki barışın devam etmesi için çaba harcadığını belirtti.
Yabancı elçiler İbrahim Paşa'nın nüfuzu dolayısı ile ilk olarak onunla görüştü. Venedik balyosları Osmanlı İmparatorluğu'ndaki tüm işlerini İbrahim Paşa ile yürüttü. Venedikli diplomat Marco Minio'nun raporunda: "İstediği her şey yapılıyor, Sultan kendisini çok seviyor. Sanki asıl sultan o gibi" sözlerini kullandı.
İbrahim Paşa'nın son uluslararası faaliyeti 1535'te Fransa'ya verilecek kapitülasyonlar ile ilgiliydi. İdam edilmeden önce bu konu üzerinde çalışan İbrahim Paşa, Fransa ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki ticari ilişkileri düzenlemek üzere Fransız elçisi Lafore ile müzakerelere başladı. İki devlet arasında imzalanan bu ilk ittifak antlaşması, daha sonra iki ülke arasında yapılan her türlü antlaşmalar için esas kabul edildi. Ancak İbrahim Paşa'nın ölümüyle birlikte Fransa'ya verilecek olan kapitülasyon antlaşması taslak halinde kaldı ve yürürlüğe girmedi. Çağdaşları İbrahim Paşa'yı Osmanlı İmparatorluğu diplomasisinin beyni ve gücü olarak tanımladılar. Sonraki dönem tarihçileri de bu fikri desteklediler. Jean Zeller ise İbrahim Paşa'nın rolüne gereğinden fazla önem verildiğini savundu.
Hırsı
İbrahim Paşa, elde ettiği güç sayesinde daha da yükselme hırsına kapıldı ve padişaha ait olan ünvanları bile kullanmaktan çekinmedi. Bu tavrını, elçilerle yaptığı konuşmalardaki sözleriyle açıkça ortaya koydu. İlk dönemlerde padişahın gücü ve zenginliği hakkında övünürken, daha sonrasında ise elçilere sıklıkla kendini övdü. Avusturya'yla 1533 yılında yapılan barış görüşmeleri sırasında elçilere devletin kudretinden bahsettikten sonra kendi gücünü şöyle vurguladı:
Bu büyük devleti idare eden benim; her ne yaparsam, yapılmış olarak kalır, zira bütün kudret benim elimdedir; memuriyetleri ben veririm, eyaletleri ben tevzi ederim; verdiğim verilmiş, reddettiğim reddedilmiştir. Büyük padişah bir şey ihsan etmek istediği yahut ihsan ettiği zaman bile eğer ben onun kararını tasdik etmeyecek olursam, gayr-i vaki gibi kalır; çünkü her şey; harb, sulh, servet, kuvvet benim elimdedir.
Yine aynı elçilere, Efendimiz padişah, kendileri ile benim aramda fark kalmamasını istediklerinden biri onda, biri de bende iki adet mühür bulunmasını buyurmuşlardır. Eğer kendileri için giysi ısmarlayacak olsalar, bir eşini de benim için yaptırırlar. dedi. Aynı konuşmanın devamında: ...Ben kesin güce sahibim ve istediğim her şeyi padişah da istiyor demektir. sözlerini kullandı.
Elçilerle yaptığı konuşmanın devamında: Hayvanların en korkuncu aslana kuvvet ve alışkanlığın etkisiyle hükmedilir. Bir başkası ona yiyecek vermek için yaklaşamaz. Aslan hükümdar, bakıcıları da danışmanları ve vezirleridir. Bakıcının uysallaştırmak için tuttuğu sopa, hükümdarları güdecek olan gerçek ve adalettir. Ben de efendim olan yüce sultanı, gerçeğin ve adaletin sopasıyla yönetiyorum. dedi.
Elçilerin anlattıklarına göre İbrahim Paşa daha sonra kendi gücünü şu sözlerle anlattı: Yaptığım her şey yerine getirilir. İstersem bir at uşağını paşa yaparım. Hoşuma giden herhangi bir kişiye, padişahımın araştırmasına bile gerek kalmadan ülkeler ve krallıklar verebilirim. Benim kabul etmediğim bir şeyi isterse, buyruğu yerine getirilmez. Tersine padişahın kabul etmeyip, benim istediğim şey hemen uygulanır. Barış ve savaş hep benim bileceğim şeylerdir. İmparatorluk hazinesi benim kontrolümdedir. Hünkâr benden daha şatafatlı giyinemez. Bütün harcamalarımı padişah karşıladığı için, servetim olduğu gibi durmaktadır. Krallıkları, ülkeleri, hazineleri bana bıraktığı için her istediğimi yapabilirim... Bu sözlerle İbrahim Paşa'nın iktidar hırsının hangi boyutlara ulaştığı anlaşılmaktadır.
Düşüşü ve idamı
Ebedî makbûl iken oldu maktûl
Kim ki gaddâr ü sitemkâr olur
Lâ-cerem katle sezâvâr olur
Böyledir tâ ezelî resm-i felek
İbrahim Paşa'nın idamından sonra yazılan bir dize.
Kanuni Sultan Süleyman'ın şehzadelik yıllarından beri yanında bulunan ve onun padişah olmasından sonra, hanedan mensupları dışındaki kişilerin imparatorlukta ulaşabileceği en yüksek makama yükselen İbrahim Paşa'nın ölümü hakkında kesin bir sebep bulunmamaktadır. Ancak onun saltanat hırsına kapılarak gücünü ve zenginliğini bu yolda harcadığı, çocukluğundan beri yetişmesinde katkısı olan Şehzade Mustafa'yı desteklemesi sebebiyle, padişahın üzerinde oldukça büyük bir etkiye sahip Hürrem Sultan'ın onu padişahın gözünden düşürmesi, Irakeyn Seferi'nde kişilik olarak değiştiği ve sert bir tutum sergilediği, kimsenin sözünü dikkate almadığı ve maddi olarak savurganca harcamalar yaptığı gibi sebeplerin idamında etkisi olduğu düşünülmektedir.
Celâlzâde'ye göre Paşa özellikle Irakeyn Seferi sırasında kötü huylu kişiler sayesinde ahlak ve tavır bakımından oldukça değişti. Hiçbir sebep yokken bazı kişileri idam ettirdi ve cezalandırdı. Bu seferdeki büyük ordu ile Şah Tahmasb'ı yok edebilecekken, dağınık yerdeki kaleleri ele geçirmekle uğraştı. Bu konudaki başarısızlığı ise kısmet ve takdire bağlayarak sorumluluk kabul etmedi. Irakeyn Seferi esnasında Ulama Paşa'nın teşvikiyle Serasker ünvanına Sultan ünvanını ekledi. Padişah adına yayınlanan ferman ve menşurların yanı sıra, ordugah içerisinde tellallar aracılığıyla duyurulan emirlerde de aynı ünvanı kullandı. İbrahim Paşa bu ünvanı padişah sefere katıldıktan sonra da kullanmaya devam etti.
Sefer esnasında kurulan divanlarda adet olduğu üzere istişare ile karar alınması gerekirken, İbrahim Paşa buna aldırış etmedi ve kendi başına kararlar aldı. Ayrıca kendisine getirilen dini kitapları görünce öfkelenerek: "Pek çok kitap getirirsiniz, bende güzel kitapların sonu yoktur" diyerek reddetti. Ayrıca Tebriz'de bir kale inşası için çok fazla masraf yaptı. Irakeyn Seferi'nde kendisine taraftar toplamak adına birçok kişiye iyilikte bulundu ve devlet hazinesinden 80.000 altın harcadı. Bu hususta Süleyman Ayas Mehmed Paşa'ya: "İbrahim'in bunca bin altını rezillere ve şahıslara in'amı, kasd-ı saltanata cür'et ve ikdâmına kat'i delil olduğu bize yakinen hasıl olmuştur ve tahkiken sübût bulmuştur" sözleriyle paşanın saltanatına kastettiğini beyan etti. Yine Irakeyn Seferi'nde Kızılcadağ yaylasına on bin kişilik bir kuvvet gönderdi ve bu kuvvetin hemen tamamının yok olmasına sebep oldu. Ayrıca Defterdar İskender Çelebi'nin idam edilmesine zemin hazırladı ve birçok kişinin öfkesini kazandı.Solakzade'nin aktardığına göre, İskender Çelebi'nin idam edildiği gece Süleyman bir rüya gördü. Rüyasında İskender Çelebi "Bre zalim biçareyi, bir müfsidin sözüne uyup astın. Hayli zamandan beri geçmiş hizmetlerimi niçin asıverdin" diyerek elindeki kayışla Süleyman'ı boğmak istedi. Rüyadan çığlıklar ile uyanan Süleyman ise elini açarak "İlâhi İbrahim, sen bana nice ki, o günahsızı astırdın ise, Allah'tan dilerim ki, sen dahi yılına varmayıp, katle sezavar olasın" diye beddua ettiği rivayet edildi. Ancak Danişmend'in aktardığına göre bu rüyanın doğru olmadığı, İskender Çelebi'nin idamından on beş gün sonra kayın biraderi Hüseyin Çelebi'nin idam edilmesi ile anlaşılmaktadır. İskender Çelebi idam edilmeden hemen önce ise İbrahim Paşa'nın da İranlılardan aldığı altın karşılığında Süleyman'ı öldürmek için bir komplo hazırlığında olduğunu beyan etti.
Ayrıca Makbul İbrahim Paşa'nın Hürrem Sultan'ın oğlu olmayan Şehzade Mustafa'yı desteklemesinden dolayı ölümünde Hürrem Sultan'ın da etkisinin olduğu rivayet edildi. Bu sebeple Hürrem Sultan sürekli olarak padişaha İbrahim Paşa'nın aleyhinde fikir aşıladı. Son olarak ise Irakeyn Seferi'nde kullandığı "Serasker Sultan" ünvanı nedeniyle Osmanlı tahtına göz diktiği fikrini padişaha kabul ettirdi.
İbrahim Paşa'nın tartışılan faaliyetlerinden biri de Mohaç Muharebesi sonrasında Budin'den Kostantîniyye'ye getirerek, At Meydanı'ndaki sarayının önüne diktirdiği mitolojik heykellerdir. Osmanlı devlet geleneğinde bir ülke ya da şehir ele geçirildiğinde, oradan elde edilen ganimetler payitahta getirilerek bir kısmı şehir meydanlarında teşhir edilmekteydi. Bu teşhir edilen ganimetler günlerce veya aylarca orada kalmaktaydı. Bu gelenek devletin elde ettiği başarıyı halka anlatmanın en etkili yollarından birisi olarak görüldü. Üç güzeller olarak anılan Herkül, Apollon ve Dina'nın At Meydanı'na dikilmesinin, İbrahim Paşa tarafından Osmanlı İmparatorluğu'nun üstünlüğünü çöküşte olan Hristiyan Avrupası'nın kültürleriyle ilişkilendirmek amacını taşıdığı belirtildi. Ancak bu eylem, Müslümanlıkta "yukarıda gökyüzünde, aşağıda toprakta ve toprağın altındaki suda her hangi bir şeyin görüntüsünün" tasvirini yasaklayan kuralla ters düşüyordu. Kendisinden bir putperest olarak bahsedilmeye başlandı ve heykellerin dikilmesiyle birlikte dönemin şairlerinden Figânî, muhtemelen Firdevsî'nin Mahmud Gaznevî için yazdığı şiiri uyarlayarak şu iki mısra ile İbrahim Paşa'yı put dikmekle suçladı:
Dü İbrāhīm āmed be-deyr-i cihān, | Cihan tapınağına iki İbrahim geldi, |
İbrahim Paşa bu duruma öfkelendi ve şairin cezalandırılmasını emretti. Figânî 1532 yılının bahar ayında, önce kamçılandı, daha sonra şehir meydanında bir eşeğe bindirilerek teşhir edildi ve son olarak da asılarak idam edildi. İbrahim Paşa'nın idam edilmesinin ardından, bu heykeller bir takım kişiler tarafından parçalandı.
İbrahim Paşa, Fransızlara verilecek olan kapitülasyonlarla ilgili çalışmalarını yürütürken, 14-15 Mart gecesi iftar için saraya davet edildi. İftardan sonra, geceyi geçirdiği saraydaki odasında dört dilsiz cellat tarafından boğuldu. Ertesi sabah cesedi üzerinde yer alan izler, şiddetli bir mücadeleden sonra boğulduğunu gösteriyordu. Cesedi siyah bir at ile kendi sarayına taşındı. Defnedildiği yeri belirten hiçbir işaret yoktur. Ancak bazı kaynaklarda cesedinin Galata'da bulunan Canfeda Tekkesi'ne defnedildiği ve mezarının başına bir erguvan ağacının dikildiği bilgisi yer almaktadır. Bunun yanında Sicil-i Osmani'de ise idam edildikten sonra Okmeydanı'na gömüldüğü yazılıdır. İbrahim Paşa Irakeyn Seferi'nden döndükten 67 gün sonra idam edildi. Süleymanla yaşıt olduğu rivayetine göre öldüğü zaman yaklaşık 40-45 yaşındaydı. Daha önce Makbul olarak anılırken, ölümünden sonra Maktul olarak anıldı. Yerine Ayas Mehmed Paşa sadrazam oldu.
Ölümünden sonra
Osmanlı tarihçilerine göre Pargalı'nın ölümünden sonra imparatorluk hem askerî hem de diplomatik olarak gerilemeye başladı. Ölümü, Fransızlarla diplomatik ilişkilerin zayıflamasında etkili oldu, çünkü yapılan kapitülasyon anlaşmasının şartları infazından önce henüz yürürlüğe girmedi.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nde Feridun Emecen İbrahim Paşa'nın ölümünden sonrası ile alakalı olarak şunları söylemektedir: "İbrâhim Paşa'nın çağdaşı olan şair ve tezkire sahibi Latîfî, onun hakkında iki ayrı risâle kaleme aldı. Evsâf-ı İbrâhim Paşa adlı kısa risâlede İbrâhim Paşa'nın cömertliğini, şair ve edipleri koruduğunu yazarak övücü ifadelere yer veren Latîfî ondan sonra gelenlerin şair, edip ve sanatçılara önem vermediklerini, hatta bunların hazineden almakta oldukları in'âm ve câizelerinin kesildiğini de söyler. Daha da ileri giderek halkın İbrâhim Paşa'nın kıymetini ancak ölümünden sonra anladığını yazar."
İbrahim Paşa öldükten sonra Süleyman bütün işlerini bir tek kişiye emanet etmedi. Padişahın damadı ve sadrazamı olan Rüstem Paşa ise hiçbir zaman padişaha İbrahim Paşa kadar yakın olamadı, kendi başına hareket edemedi ve padişahın izni olmadan saraya girip çıkamadı. İbrahim Paşa'nın ölümünden 17 yıl sonra Venedik Senatosu'na bir rapor sunan şunları belirtti: "Bunların arasında zamanında İbrahim Paşa en gözdelerden biri oldu. Rüstem ise şimdi sultanın en büyük gözdesidir. Sultan tarafından kimse onun kadar sevilmedi. İbrahim Paşa'nın çok önemli, büyük, her istediğini yapabilen bir kişilik olduğu söyleniyor. İstediği zaman yaptıklarını sultana da anlatıyor. Sultan da onu her zaman yaptıklarından dolayı övüyormuş. İstediği zaman saraya sultanın yanına gidiyor. Kulu olmaktan çok arkadaşı gibi. Rüstem ise kolaylıkla saraya giremiyormuş."
Anadolu ve Rumeli kazaskerleri Fenarîzade Muhyiddin Çelebi ve Kadri Efendi, 1537 yılındaki Korfu Kuşatması'nın dönüş yolunda Süleyman'a İbrahim Paşa'nın idam edilmesinin sebebini sormaları üzerine görevlerinden alındı ve yerlerine İstanbul Kadısı Ebussuud Efendi ile Mısır Kadısı Çivizade Muhiddin Mehmed Efendi getirildi.
Kişiliği
İbrahim Paşa, Rumca, Farsça, Türkçe ve İtalyanca dillerini biliyordu. Musikide maharetli olması ve okumayı çok sevmesi sebebiyle sohbetlerde aranan bir kişilikti. Çocukluğundan itibaren müzik konusunda iyi bir eğitim alan İbrahim iyi bir kemancı idi. Saraydaki İranlı bir müzisyenle besteler yapıyordu. Sanata düşkün olan İbrahim Paşa aynı zamanda büyük bir edebiyat hamisiydi. Tarih, coğrafya, felsefe ve hukukla ilgileniyordu. İbrahim Paşa, özellikle Roma'ya direnen Hannibal'ın ve Makedonya İmparatorluğu'nu yöneten Büyük İskender'in hikâyelerini okumaktan hoşlanır ve üzerinde inceleme yapardı. Kendisine roman okunmasından hoşlanıyordu. Avrupa'yı çok yakından takip eden İbrahim Paşa, bilgisini padişaha hissettirmekten de geri kalmazdı. Birçok araştırmacı ve tarihçi İbrahim Paşa'nın büyük bir diplomat olduğu kanaatindedirler.
Küçüklüğünden itibaren saray terbiyesi alan İbrahim Paşa, Celâlzâde'nin tarifine göre: "Güzel huylu, terbiyeli, aydın düşünceli, yüksek azim sahibi, cömert, insaflı ve liyâkatli" idi. Sicil-i Osmani'de ise: "Akıllı, cömert, cesur ise de kötü hareketlerinden dolayı nefsini tehlikeye attı" sözleriyle tanımlandı.
Venedik elçisi Pietro Bragadino'nun 1526 tarihli raporunda, İbrahim Paşa'nın zayıf ve ufak tefek yüzlü olduğunu, sultanın en yakın danışmanı konumunda bulunduğunu belirterek şunları kaydetti: Dünyadaki diğer büyük beylerin neler yaptığı, onların toprakları, ülkeleri konusunda oldukça meraklı; değerli ilginç eşyalar satın alıyor, bilgili biri, kitapları okuyor, ülkesinin kurallarını çok iyi biliyor. Bu paşadan önceleri herkes çok nefret ediyormuş ama şimdi sultanın onu çok sevdiğini gördüklerinden herkes onunla arkadaş olmaya çalışıyor, sultanın annesi, karısı, diğer iki paşa da dâhil. Hiçbiri, hiçbir konuda kendisine karşı gelmiyor. Bu yüzden istediği her şeyi yapabiliyor. Sultanına çok sadık. Halkın önünde hediye almak hoşuna gidiyor, gizli hiçbir hediyeyi kabul etmiyor.
Eserleri
13 sene sadrazamlık yapan İbrahim Paşa Konstantiniyye, Mekke, Selanik, Hezergrad (Razgrad) ve Kavala'da camiler yaptırdı, birçok yerde mescit, mektep, medrese zaviye, hamam ve çeşme gibi eserler inşa ettirdi ve bunlara vakıflar tahsis ettirdi. Ayrıca Mısır'da kaldığı süre boyunca bakımsız kalan birçok binayı, cami ve okulları tamir ettirdi ve masraflarını kendi cebinden karşıladığı yeni binalar inşa ettirdi.
İstanbul'un Kumkapı semtinde yer alan "İbrahim Paşa Zevcesi Muhsine Hatun Camii", İbrahim Paşa tarafından eşinin isteği üzerine yaptırıldı. Yine bu caminin yakınında bir tekke ile Galata'da Haliç kıyısında yer alan Eski Yağkapanı Mescidi de İbrahim Paşa'nın yaptırdığı diğer eserlerdir.
Popüler kültürdeki yeri
- Fransız yazar Pargalı İbrahim Paşa'nın hayatını ele alan Fransızca L'Aurore des bien-aimés adlı romanı 1997'de yazdı; bu eser Fransa'da Prix France Télévisions adlı bir ödül kazandı. Bu roman Sevenlerin Şafağı ismiyle Türkçeye çevrilip basıldı.
- Türk yazar Masal Olmayan Masallar adını verip hazırladığı üçleme romanın ilk kitabı Pargalı İbrahim Paşa: Kanuni'nin Düşü, Hürrem'in Kabusu olup ikinci kitap Rüstem Paşa, üçüncü kitap ise Suların Getirdiği Padişah 2. Selim olmaktadır.
- İbrahim Paşa, 2003 tarihli Hürrem Sultan dizisinde Serdar Deniz tarafından canlandırıldı. Tims Productions yapımı olan ve temel olarak Osmanlı İmparatorluğu padişahı I. Süleyman'ın hayatı üzerine kurgulanan Muhteşem Yüzyıl adlı Türk tarihî televizyon dizisinde Pargalı İbrahim Paşa, aktör Okan Yalabık tarafından canlandırıldı. 82. bölüm sonunda tarihte yer aldığı şekilde, idam edilerek öldürüldü. Dizinin 104. bölümünde ise yalnızca seslendirme yaparak yer aldı. 2022 yapımı Türk televizyon dizisi Barbaros Hayreddin: Sultanın Fermanı dizisinde Cansel Elçin tarafından canlandırılmıştır.
- Civilization VI adlı video oyununun genişleme paketi Civilization VI: Gathering Storm'da bir Osmanlı valisi olarak yer aldı.
Notlar
- ^ İbrahim Paşa'nın eşine gönderdiği mektuplarda sık sık oğlu Mehmed Şah'tan bahsetmektedir.
- ^ Günümüzdeki adıyla İstanbul. Osmanlı İmparatorluğu döneminde şehrin resmî adı olması sebebiyle, madde içerisinde Kostantîniyye kullanıldı.
- ^ Elçilik heyeti sadece Almanca konuşmaları emredildiğinden başka bir dilde konuşmak istemedi. İbrahim Paşa'nın tercümanının yalnızca İtalyanca bilmesi nedeniyle, elçiler yalnızca Hırvatça bilen bir tercüman istediler. Elçilerden birisi İbrahim Paşa'ya çocukluk dili olan Hırvatça hitap ederek padişah tarafından kabul edilmelerini rica etti.
- ^ 1532'de elçi Jerome de Zara'ya, Süleyman'la aynı hafta doğduğunu söyledi.
- ^ Pietro Zen'in Pregadi Konseyi'nde 4 Kasım 1524 tarihinde okunan raporu, Marino Sannuto tarafından nakledildi.
- ^ İbrahim Paşa Sarayı, bugüne gelene kadar çeşitli değişikliklere uğradı. Günümüzde ise Sultanahmet Meydanı'nda Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak hizmet vermektedir.
- ^ Çeşitli kaynaklarda 1522 ve 1524 olarak da tarihlenmektedir.
- ^ Türk geleneklerine göre haremden bahsetmek ve bir kadının ifşa edilmesi hakaret olarak kabul edildi.
- ^ Bir Osmanlı prensesinin saraya gitmek için izin almasına gerek olmadığı fikrini desteklemektedir.
- ^ İbrahim Paşa Muhsine Hatun Camii ve Muhsine Hatun Mescidi gibi isimlerle de bilinmektedir.
- ^ İbrahim Paşa, 30 Eylül 1524 tarihinde, Başdefterdar İskender Çelebi, Ulûfeciler Ağası Hayreddin Ağa, Başçavuş Sofuzade Mehmed, Celâlzâde Mustafa Çelebi, otuz çavuş ve beş yüz yeniçeri ile beraber, on adet kadırgayla Kostantîniyye'den hareket etti.
- ^ Padişah'ın bu olaydan haberdar olmasından sonra, Kızılcaada'ya bir hassa kayığı ile giderek İbrahim Paşa'yı ziyaret etmesi, Osmanlı İmparatorluğu tarihinde hiçbir padişahın bir paşa için uygulamadığı bir iltifat olarak kabul edilmektedir.
- ^ Türkçe kaynaklarda Layoş ismi de sık sık kullanılmaktadır.
- ^ Uzunçarşılı'ya göre, muharebe alanında Osmanlı ordusunun toplam asker mevcudu 300.000 ve Macar ordusununki ise 150.000'den fazlaydı.
- ^ Osmanlı protokolünde elde edilen her zaferden sonra devlet ve ordu erkânının padişahı savaş meydanında tebrik etmeleri adettir. Bu protokol için otağ ve taht gibi şeyler orduyla beraber getirilirdi.
- ^ Osmanlı döneminde, padişahın ve vezirlerin başlıklarına takılan, tüylerden ve mücevherlerden yapılan, püskül biçiminde süs.
- ^ Bronz, "tunç" olarak da adlandırılır
- ^ Kalender Şah; Kalender Çelebi
- ^ Has: Yıllık geliri 100.000 akçeden daha fazla olan timarlar için kullanılan bir tabir.
- ^ Günümüzdeki genelkurmay başkanı
- ^ O dönemde rütbe, nişan ve imtiyaz verildiğini bildiren padişah fermanı
- ^ Davul değneğine benzer, topak başlı atlı değneği
- ^ Şarlken olarak da bilinir
- ^ Macar halkı tarafından Koeszegh, Köszeg, Koszeg gibi adlarla anılmasına rağmen diğer Avrupa milletlerince Guns veya Güns şeklinde ifade edildi. Osmanlı kaynaklarında ise Macarca'dan muharref olarak Kösek, Köseki veya Ayaköski olarak geçmektedir.
- ^ Kılıç bağı, kılıç kayışı
- ^ İskender Çelebi'nin emrinde ve hizmetinde çok sayıda adam bulundurması yalnızca gösteriş amacıyla değildi. İleride çeşitli devlet işlerini liyakatle yerine getirebilecek kapasiteli insanlar yetiştirmek amacındaydı. Daha sonra onun kölelerinden yedisi vezir ve vezir-i azamlık makamlarına getirildi. Sokollu Mehmed Paşa bunun bir örneğidir.
- ^ Marco Minio'nun Pregadi Konseyi'nde 8 Ekim 1527 tarihinde okunan raporu, Marino Sannuto tarafından nakledildi.
- ^ Ulama Paşa Doğu Anadolu'daki bazı Kürt beylerine ve İran sancak beylerine Sultan denmesi nedeniyle, Osmanlı padişahının sadrazamının da bu unvanı kullanmasının uygun olduğunu söyledi.
- ^ Türkler arasında ölmek üzere olan veya idama götürülen birisinin şahitliği önemlidir ve 40 olağan şahidin yerine geçer.
- ^ Bir diğer adı İbrahim'dir
- ^ Hadikatü'l-vüzera'ya göre
- ^ Pietro Zen mükemmel keman çaldığından bahsetti.
Kaynakça
- Özel
- ^ Belleten & Nisan 1965, ss. 358-359.
- ^ a b c d e f g h i Emecen 2000, s. 333.
- ^ a b c d e f g h i j k l m n Danişmend 1971, s. 97.
- ^ a b Ortaylı 2006, s. 119.
- ^ a b c Afyoncu 2018, s. 35.
- ^ a b c d e f g h Uzunçarşılı 1998, s. 355.
- ^ Turan 2009, ss. 5-6
- ^ Hammer 2014, s. 594.
- ^ a b c d e Can 2013, s. 10.
- ^ a b c d Jenkins 1911, s. 18.
- ^ Peçevî 1965, s. 48.
- ^ Gökbilgin 2000, s. 908.
- ^ Şimşirgil 2016, s. 110.
- ^ Sevgi 1986, s. 29.
- ^ Öztuna 1972, s. 1.
- ^ a b c d e Jenkins 2015, s. 9.
- ^ a b c Afyoncu 2012, s. 78.
- ^ a b c d e f Turan 2009, ss. 6.
- ^ a b c d e Hammer 2014, s. 551.
- ^ a b c LaMartineHammer 2011, s. 25.
- ^ a b c d Finkel 2017, s. 110.
- ^ a b Afyoncu 2012, s. 42.
- ^ a b c d e Jorga 2017, s. 321.
- ^ a b Belleten & Nisan 1965, s. 355.
- ^ Afyoncu 2018, s. 35-36.
- ^ a b LaMartineHammer 2011, s. 26.
- ^ a b c d Jenkins 1911, s. 19.
- ^ a b Jenkins 2015, s. 10.
- ^ a b c Afyoncu 2012, s. 53.
- ^ Jenkins 1911, s. 105.
- ^ a b c Emecen 2000, s. 335.
- ^ a b Jenkins 1911, s. 20.
- ^ a b c d Jenkins 2015, s. 11.
- ^ Hammer 2014, s. 552.
- ^ a b c d e Afyoncu 2018, s. 36.
- ^ Danişmend 1971, ss. 97-98.
- ^ a b Can 2013, s. 13.
- ^ a b c LaMartineHammer 2011, s. 27.
- ^ LaMartineHammer 2011, s. 26-27.
- ^ Jenkins 1911, s. 34.
- ^ E.J. Brill's first encyclopaedia of Islam, 1913-1936, Volume 2 By Martijn Theodoor Houtsma'a göre 27 Haziran 1524
- ^ a b c Celâlzâde 2011, s. 88.
- ^ a b c Danişmend 1971, s. 98.
- ^ a b Celâlzâde 2011, s. 89.
- ^ a b Uzunçarşılı 1998, s. 318.
- ^ a b Jenkins 1911, s. 36.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 87.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 87-88.
- ^ Solakzade 1989, s. 127.
- ^ a b c Celâlzâde 2011, s. 90.
- ^ Uzunçarşılı 1998, s. 319.
- ^ Jenkins 1911, s. 43.
- ^ LaMartineHammer 2011, s. 29.
- ^ a b c d Uzunçarşılı 1998, s. 320.
- ^ a b Can 2013, s. 29.
- ^ Turan 2009, s. 4.
- ^ a b Jenkins 2015, s. 28.
- ^ a b c Turan 2009, s. 10.
- ^ LaMartineHammer 2011, s. 30.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 93.
- ^ Danişmend 1971, s. 103.
- ^ a b Belleten & Nisan 1965, s. 358.
- ^ Belleten & Nisan 1965, ss. 355-364.
- ^ a b c Turan 2009, s. 11.
- ^ Belleten & Nisan 1965, ss. 359-360.
- ^ a b Belleten & Nisan 1965, s. 360.
- ^ a b Turan 2009, s. 12.
- ^ Belleten & Nisan 1965, s. 356.
- ^ Âlî, Gelibolulu Mustafa (2009). Künhü'l-Ahbâr 4. Rükn Tıpkı Basım. Ankara. s. 278.
- ^ LaMartineHammer 2011, s. 31.
- ^ a b c d Celâlzâde 2011, s. 99.
- ^ a b Hammer 2014, s. 556.
- ^ a b c Gökbilgin 2019, s. 26.
- ^ Solakzade 1989, s. 132-133.
- ^ Danişmend 1971, s. 105.
- ^ a b c Solakzade 1989, s. 133.
- ^ a b c d e LaMartineHammer 2011, s. 32.
- ^ a b c Danişmend 1971, s. 106.
- ^ a b Celâlzâde 2011, s. 100.
- ^ a b Solakzade 1989, s. 134.
- ^ a b c d e f g h Hammer 2014, s. 558.
- ^ a b Jenkins 1911, s. 45.
- ^ a b c d e f g Danişmend 1971, s. 107.
- ^ a b Celâlzâde 2011, s. 104-105.
- ^ a b Jenkins 1911, s. 46.
- ^ Shaw, Stanford (1994). Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye Cilt 1. İstanbul: E Yayınları. s. 135.
- ^ a b c Emecen 2000, s. 334.
- ^ Bostan 2009, s. 444.
- ^ Aksun 1994, s. 250.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 105.
- ^ Hammer 2014, s. 560.
- ^ Hammer 2014, ss. 560-561.
- ^ Danişmend 1971, ss. 106-107.
- ^ a b c d Hammer 2014, s. 561.
- ^ Jenkins 1911, s. 47.
- ^ Gökbilgin 2019, s. 27.
- ^ a b c Finkel 2017, s. 120.
- ^ Gökbilgin 2019, ss. 27-28.
- ^ Can 2013, s. 33-34.
- ^ LaMartineHammer 2011, s. 33.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 558.
- ^ a b Danişmend 1971, s. 108.
- ^ a b c d e f Hammer 2014, s. 566.
- ^ a b c Finkel 2017, s. 111.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 109.
- ^ a b Danişmend 1971, s. 113.
- ^ a b c Hammer 2014, s. 567.
- ^ a b Celâlzâde 2011, s. 111.
- ^ a b Jenkins 2015, s. 90.
- ^ Solakzade 1989, s. 139.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 112.
- ^ Jorga 2017, s. 365.
- ^ a b Danişmend 1971, s. 114.
- ^ Jorga 2017, s. 366.
- ^ Jenkins 2015, s. 91.
- ^ Solakzade 1989, s. 140.
- ^ a b Hammer 2014, s. 568.
- ^ Danişmend 1971, s. 115.
- ^ a b Celâlzâde 2011, s. 121.
- ^ a b c Danişmend 1971, s. 116.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 120.
- ^ a b Hammer 2014, s. 571.
- ^ Jorga 2017, s. 369.
- ^ Uzunçarşılı 1998, s. 326.
- ^ Solakzade 1989, s. 145.
- ^ a b Solakzade 1989, s. 146-147.
- ^ Jenkins 2015, s. 92.
- ^ a b Jenkins 2015, s. 93.
- ^ Jenkins 2015, s. 92-93.
- ^ a b c d Hammer 2014, s. 572.
- ^ Jorga 2017, s. 370.
- ^ Danişmend 1971, s. 117.
- ^ a b Danişmend 1971, s. 118.
- ^ Danişmend 1971, s. 119.
- ^ Hammer 2014, s. 573.
- ^ Uzunçarşılı 1998, s. 346.
- ^ Hammer 2014, s. 574.
- ^ a b c d e Hammer 2014, s. 575.
- ^ a b c d e Uzunçarşılı 1998, s. 347.
- ^ Danişmend 1971, ss. 123-124.
- ^ a b c Danişmend 1971, s. 124.
- ^ Danişmend 1971, ss. 124-125.
- ^ a b c d e Danişmend 1971, s. 125.
- ^ a b Hammer 2014, s. 576.
- ^ a b Hammer 2014, s. 583.
- ^ a b Celâlzâde 2011, s. 145.
- ^ a b Uzunçarşılı 1998, s. 356.
- ^ Danişmend 1971, s. 128.
- ^ a b c d e f Celâlzâde 2011, s. 146.
- ^ a b c Hammer 2014, s. 584.
- ^ Hammer 2014, s. 583-584.
- ^ a b Danişmend 1971, s. 129.
- ^ Uzunçarşılı 1998, s. 328.
- ^ a b c Danişmend 1971, s. 130.
- ^ a b c Uzunçarşılı 1998, s. 329.
- ^ Jenkins 1911, s. 65.
- ^ Danişmend 1971, s. 131.
- ^ a b Danişmend 1971, s. 132.
- ^ a b Danişmend 1971, s. 133.
- ^ a b Danişmend 1971, s. 135.
- ^ Danişmend 1971, s. 136.
- ^ a b c d e Danişmend 1971, s. 137.
- ^ a b c d Danişmend 1971, s. 138.
- ^ Hammer 2014, s. 591.
- ^ Jenkins 1911, ss. 79-80.
- ^ Aksun 1994, s. 266.
- ^ Uzunçarşılı 1998, s. 331.
- ^ a b c d Danişmend 1971, s. 148.
- ^ Uzunçarşılı 1998, s. 331-332.
- ^ a b c Uzunçarşılı 1998, s. 332.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 172-173.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 176.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 177.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 178.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 180.
- ^ Solakzade 1989, s. 174.
- ^ Erdoğru 2014, s. 170.
- ^ a b c d Erdoğru 2014, s. 171.
- ^ a b c Danişmend 1971, s. 149.
- ^ a b c d Uzunçarşılı 1998, s. 334.
- ^ LaMartineHammer 2011, s. 82.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 183.
- ^ a b Celâlzâde 2011, s. 184.
- ^ a b Hammer 2014, s. 599.
- ^ Erdoğru 2014, s. 169.
- ^ Danişmend 1971, s. 150.
- ^ a b Hammer 2014, s. 600.
- ^ a b Celâlzâde 2011, s. 189.
- ^ Hammer 2014, s. 601.
- ^ Danişmend 1971, s. 156.
- ^ a b Hammer 2014, s. 606.
- ^ Danişmend 1971, ss. 157-158.
- ^ a b Uzunçarşılı 1998, s. 348.
- ^ a b Jenkins 2015, s. 100.
- ^ Gökbilgin 2019, s. 53-54.
- ^ Uzunçarşılı 1998, s. 348-349.
- ^ a b c d Danişmend 1971, s. 159.
- ^ a b Celâlzâde 2011, s. 195.
- ^ a b c d e Gökbilgin 2019, s. 54.
- ^ a b c Uzunçarşılı 1998, s. 349.
- ^ Hammer 2014, s. 607.
- ^ a b c d e Hammer 2014, s. 608.
- ^ Uzunçarşılı 1998, ss. 349-350.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 196-197.
- ^ a b c d Danişmend 1971, s. 163.
- ^ a b c Uzunçarşılı 1998, s. 350.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 198.
- ^ a b c d e f g h Danişmend 1971, s. 164.
- ^ Hammer 2014, s. 613.
- ^ Hammer 2014, ss. 608-609.
- ^ a b c Celâlzâde 2011, s. 199.
- ^ Uzunçarşılı 1998, s. 353.
- ^ Solakzade 1989, s. 186.
- ^ a b c d e Hammer 2014, s. 609.
- ^ a b Celâlzâde 2011, s. 199-200.
- ^ a b Emecen 1999, s. 116.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 200.
- ^ Gökbilgin 2019, s. 55.
- ^ a b c Uzunçarşılı 1998, s. 351.
- ^ Danişmend 1971, s. 165.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 201.
- ^ a b c d Danişmend 1971, s. 166.
- ^ Öztuna 1989, s. 113.
- ^ a b c Jenkins 2015, s. 101.
- ^ a b c d Hammer 2014, s. 610.
- ^ a b Belleten & Nisan 1957, s. 449.
- ^ a b c Celâlzâde 2011, s. 205.
- ^ Solakzade 1983, ss. 183.
- ^ a b Danişmend 1971, s. 172.
- ^ a b Hammer 2014, s. 611.
- ^ Can 2013, s. 85.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 206.
- ^ a b Uzunçarşılı 1998, s. 352.
- ^ a b c d Danişmend 1971, s. 173.
- ^ Danişmend 1974, s. 172.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 209.
- ^ Hammer 2014, s. 612.
- ^ Celâlzâde 2011, s. 210.
- ^ Emecen 1999, s. 117.
- ^ Jenkins 2015, s. 35.
- ^ a b c Jenkins 2015, s. 33.
- ^ a b Jorga 2017, s. 322.
- ^ Jenkins 1911, s. 33.
- ^ a b c d e Afyoncu 2012, s. 52.
- ^ Afyoncu 2012, s. 111.
- ^ Jenkins 1911, s. 51.
- ^ a b c Afyoncu 2012, s. 112.
- ^ Afyoncu 2012, s. 95-96.
- ^ Afyoncu 2012, s. 96.
- ^ Afyoncu 2012, s. 56.
- ^ a b c d e f Jenkins 1911, s. 22.
- ^ a b c d e Hammer 2014, s. 615.
- ^ Danişmend 1971, s. 184.
- ^ a b c d e Jenkins 2015, s. 64.
- ^ Jenkins 2015, s. 74.
- ^ a b c Jenkins 2015, s. 75.
- ^ a b Jenkins 2015, s. 78.
- ^ Jenkins 2015, s. 79.
- ^ Afyoncu 2012, s. 113.
- ^ Afyoncu 2018, s. 49.
- ^ Can 2013, s. 79.
- ^ Afyoncu 2018, s. 50.
- ^ Can 2013, s. 80.
- ^ Reston 2011, s. 364.
- ^ Afyoncu 2012, s. 69.
- ^ a b Hammer 2014, s. 614.
- ^ Jenkins 2015, s. 62.
- ^ a b Jenkins 2015, s. 82.
- ^ Jenkins 2015, ss. 74-75.
- ^ Danişmend 1971, s. 99.
- ^ LaMartineHammer 2011, s. 60-61.
- ^ Reston 2011, s. 365.
- ^ Jenkins 1911, s. 42.
- ^ LaMartineHammer 2011, s. 61.
- ^ LaMartineHammer 2011, s. 61-62.
- ^ LaMartineHammer 2011, s. 62.
- ^ a b Jenkins 2015, s. 77.
- ^ LaMartineHammer 2011, s. 63.
- ^ a b Solakzade 1989, s. 191.
- ^ a b c d Jenkins 1911, s. 109.
- ^ Jenkins 1911, s. 615.
- ^ Jenkins 1911, s. 358.
- ^ Gökbilgin 2000, s. 334.
- ^ a b c Celâlzâde 2011, s. 213.
- ^ a b c Danişmend 1971, s. 187.
- ^ a b c Uzunçarşılı 1998, s. 357.
- ^ Uğurluel 2017, s. 223.
- ^ Danişmend 1971, s. 167.
- ^ a b Celâlzâde 2011, s. 214.
- ^ Solakzade 1989, ss. 189-190.
- ^ Solakzade 1989, s. 190.
- ^ a b c Uzunçarşılı 1998, s. 358.
- ^ a b Solakzade 1989, ss. 187-188.
- ^ Jenkins 2015, s. 108.
- ^ a b c Danişmend 1971, s. 174.
- ^ Jenkins 2015, s. 107.
- ^ a b Danişmend 1971, s. 188.
- ^ a b c d Ortaylı 2006, s. 151.
- ^ Uğurluel 2017, s. 119.
- ^ Reston 2011, s. 217.
- ^ a b Jenkins 2015, s. 104.
- ^ Can 2013, s. 44.
- ^ a b Can 2013, s. 45.
- ^ Finkel 2017, s. 120-121.
- ^ Domenico Trevisano, Alberi, III, vol. i, s. 115.
- ^ Jorga 2017, s. 323.
- ^ Hammer 2014, s. 615-616.
- ^ Sicill-i Osmani 1996, s. 778.
- ^ a b Danişmend 1971, s. 189.
- ^ a b Uzunçarşılı 1998, s. 359.
- ^ . Anadolu Ajansı. 5 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mart 2022.
- ^ Afyoncu 2018, s. 67-68.
- ^ FERİDUN EMECEN. . TDV İslâm Araştırmaları Merkezi. 23 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2019.
- ^ a b Afyoncu 2015, s. 134.
- ^ Can 2013, s. 108.
- ^ Uğurluel 2017, s. 116.
- ^ a b Afyoncu 2012, s. 52-53.
- ^ Sicill-i Osmani 1996, s. 777-778.
- ^ Can 2013, s. 111.
- ^ Jenkins 2015, s. 37.
- ^ Gardel, Louis (Çev. Ümit Moran Altan), Sevenlerin Şafağı 28 Aralık 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., İstanbul:Can Yayınları,
- ^ Ülkü, Cahit (2011). Pargalı İbrahim Paşa - Kanuni'nin Düşü, Hürrem'in Kabusu (7. bas.). İstanbul: İnkılap Kitabevi. .
- ^ a b "Pargalı İbrahim, Muhteşem Yüzyıl'a Geri Döndü!". Haberler.com. 21 Eylül 2013. 21 Eylül 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Ağustos 2020.
- ^ "Civilization® VI - The Official Site - Suleiman Leads the Ottomans". Civilization® VI - The Official Site (İngilizce). 14 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Ağustos 2020.
- Genel
- Afyoncu, Erhan (2015). Kanunî Ve Şehzade Mustafa: Venedik Elçilerinin Raporlarına Göre. İstanbul: Yeditepe Yayınevi. ISBN .
- Afyoncu, Erhan (2012). Kanunî Ve Pargalı İbrahim Paşa: Venedik Elçilerinin Raporlarına Göre. İstanbul: Yeditepe Yayınevi. ISBN .
- Afyoncu, Erhan (2018). Muhteşem Süleyman - Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan. İstanbul: Yeditepe Yayınevi. ISBN .
- Aksun, Ziya Nur (1994). Osmanlı Tarihi 1. Ötüken Neşriyat. ISBN .
- Bostan, İdris (2009). Selman Reis. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt:36.
- Can, Aykut (2013). Pargalı'nın Ölümü. İstanbul: Yeditepe Yayınevi. ISBN .
- Çelebi Celâlzâde Mustafa (2011). Kanunî'nin Tarihçisinden Muhteşem Çağ: Kanunî Sultan Süleyman: Tabakâtü-l Memâlik ve Derecâtü'l-Mesâlik (1 bas.). Kariyer Yayıncılık İletişim. ISBN .
- Danişmend, İsmail Hâmi (1971). İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi Cilt: 2. Türkiye Yayınevi.
- Emecen, Feridun (1999). İbrâhim Paşa, Makbul. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt:19.
- Emecen, Feridun (2000). İbrâhim Paşa, Makbul. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt:21.
- Erdoğru, M. Akif (2014). Kanunî Sultan Süleyman'ın 1532 tarihli Alman Seferi ruznâmesi. Tarih İncelemeleri Dergisi XXIX/1.
- Finkel, Caroline (2017). Rüyadan İmparatorluğa Osmanlı : Osmanlı İmparatorluğu'nun Öyküsü 1300-1923 (7 bas.). İstanbul: Timaş Yayınları. ISBN .
- Gökbilgin, Tayyib (Temmuz 1957). Arz ve Raporlarına Göre İbrahim Paşa'nın Irakeyn Seferindeki İlk Tedbirleri ve Fütuhatı. XXI. Belleten, Sayı 83.
- Gökbilgin, Tayyib (2000). İbrâhîm Paşa, Pargalı, Frenk, Makbûl, Maktûl. İslâm Ansiklopedisi.
- Gökbilgin, Tayyib (2019). Kanunî Sultan Süleyman. İstanbul: Kronik Kitap. ISBN .
- Hammer, Joseph Von (2014). Osmanlı İmparatorluğu Tarihi. 1. İstanbul: İlgi Kültür Sanat Yayıncılık. ss. 551-616. ISBN .
- Jenkins, Hester Donaldson (1911). Ibrahim Pasha: Grand Vizir of Suleiman the Magnificient. University of Toronto Libraries. ISBN .(İngilizce)
- Jenkins, Hester Donaldson (2015). Pargalı İbrahim Paşa (2 bas.). Yeditepe Yayınevi. ISBN .(Türkçe)
- Jorga, Nicolae (2017). Osmanlı İmparatorluğu Tarihi 1451-1538 c. 2. 2. İstanbul: Yeditepe Yayınları. ISBN .
- LaMartine Alphonse De, Hammer Joseph Von (2011). Kanunî Çağının Ruhu, İki Cepheden Bir Devir, Bir Padişah (1 bas.). Kapı Yayınları. ISBN .
- LaMartine Alphonse De (2005). Osmanlı Tarihi 2 - Cihan Hakimiyeti (2 bas.). İstanbul: Bilge Kültür Sanat Yayıncılık.
- Ortaylı, İlber (2006). Osmanlı'yı Yeniden Keşfetmek. İstanbul: Timaş Yayınları. ISBN .
- Öztuna, Yılmaz (1972). İbrahim Paşa:, Makbul. Ankara: Türk Ansiklopedisi (Milli Eğitim Basımevi).
- Öztuna, Yılmaz (1989). Kanuni Sultan Süleyman. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları. ISBN .
- Peçevî (1965). . İstanbul: Son Telgraf Matbaası.
- Reston, James (2011). Kanunî ve Şarlken - Avrupa Uğruna Savaş 1520-1536. İstanbul: Timaş Yayınları. ISBN .
- Latîfî (1986). Sevgi, Ahmet (Ed.). Lâtifi'nin İki Risâlesi: Enisü'l - Fusahâ ve Evsâf-ı İbrâhim Pâşâ. 2. Konya: Selçuk Üniversitesi Yay.
- Solakzade Mehmed Hemdemî (1989). Çabuk, Vahid (Ed.). Solak-Zâde Tarihi. 2. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. ISBN .
- Süreyya, Mehmed (1996). Sicill-i Osmani 3. Cilt. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları. ISBN .
- Şimşirgil, Ahmet (2016). Kayı -IV Osmanlı Tarihi / Ufukların Padişahı: Kanuni. İstanbul: Timaş Yayınları. ISBN .
- Turan, Ebru (2009). The Marriage of Ibrahim Pasha (ca. 1495—1536) (İngilizce). 41 (Turcica bas.). ss. 3-36. ISSN 0082-6847. 7 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Kasım 2019.(İngilizce)
- Uğurluel, Talha (2017). Dünyaya Hükmeden Sultan Kanunî. Timaş Yayınları. ISBN .
- Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (1998). Osmanlı Tarihi: İstanbul'un Fethinden Kanunî Sultan Süleyman'ın Ölümüne Kadar. 2 (7 bas.). Türk Tarih Kurumu Basımevi. ISBN .
- Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (Nisan 1965). "Kanunî Sultan Süleyman'ın Vezir-i Âzamı Makbûl ve Maktûl İbrahim Paşa Padişah Dâmadı Değildi" (PDF). Belleten. XXIX (114). ss. 355-364. 12 Nisan 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Ağustos 2020.
Wikimedia Commons'ta Pargalı Ibrahim Pasha ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
Siyasi görevi | ||
---|---|---|
Önce gelen: Pîrî Mehmed Paşa | Osmanlı Sadrazamı 27 Haziran 1523 - 14 Mart 1536 | Sonra gelen: Ayas Mehmed Paşa |
Önce gelen: Ayas Mehmed Paşa | Rumeli Beylerbeyi 27 Haziran 1523 - 14 Mart 1536 | Sonra gelen: Lütfi Paşa |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Pargali Ibrahim Pasa Makbul Ibrahim Pasa Frenk Ibrahim Pasa Damat Ibrahim Pasa ya da olduruldukten sonraki unvaniyla Maktul Ibrahim Pasa 1495 Parga 15 Mart 1536 Kostantiniyye I Suleyman saltanati doneminde 27 Haziran 1523 15 Mart 1536 tarihleri arasinda sadrazamlik yapan onemli siyasal ve askeri olaylarda rol oynayan Osmanli devlet adami Sahip oldugu yetkiler sebebiyle Osmanli Imparatorlugu dis siyasetinin beyni olarak kabul edilmektedir Pargali Ibrahim PasaPargali Ibrahim Pasa yi gosteren bir gravur 1648 Osmanli SadrazamiGorev suresi 27 Haziran 1523 15 Mart 1536Hukumdar I SuleymanYerine geldigi Piri Mehmed PasaYerine gelen Ayas Mehmed PasaMisir BeylerbeyiGorev suresi 1525 1525Hukumdar I SuleymanYerine geldigi Guzelce Kasim PasaYerine gelen Guzelce Kasim PasaKisisel bilgilerDogum y 1495 PargaOlum 15 Mart 1536 Istanbul Osmanli ImparatorluguEvlilik ler Hatice Sultan Cocuk lar Mehmed Sah Kesin memleketi bilinmemekle birlikte cesitli kaynaklarda Rum Italyan ya da Hirvat asilli oldugu soylenmektedir Evliya Celebi ise ailesinin Razgrad kokenli oldugunu ve bu nedenle orada gorkemli Ibrahim Pasa Cami sini ve Kursunlu Han i insa ettirdigini iddia etmistir Babasinin Parga da bir denizci veya balikci oldugu tahmin edilmektedir Kucuk yasta devsirme yolu ile Manisa ya getirilen Ibrahim burada Suleyman tarafindan maiyetine alindi ve olumune kadar onun yanindan ayrilmadi Belgrad ve Rodos seferlerinde yer aldi Suleyman in saltanatinin baslamasiyla birlikte hizla yukselerek once has odabasi oldu daha sonra ise sadrazamliga yukseldi Bunlarin yaninda Rumeli ile Anadolu Beylerbeyi ve Seraskerlik makamlarinin da sahibi oldu Gorkemli bir dugunle evlendikten kisa bir sure sonra Hain Ahmed Pasa nin isyani sonrasi ic karisikliklarla ugrasan Misir a duzeni saglamasi icin gonderildi Misir a kara yolu uzerinden giderken bircok noktada halkin sikayetlerini dinleyerek cozume kavusturdu Misir da bircok yenilik yapti Macaristan da gerceklesen Mohac Muharebesi nin kazanilmasinda buyuk rol oynadi I Viyana Kusatmasi na katildi 1533 yilinda Avusturya ile imzalanan ve Avusturya arsidukunu Osmanli sadrazamina esit sayan Istanbul Antlasmasi nin gorusmelerini yuruttu 14 15 Mart gecesi iftar icin saraya davet edilen Ibrahim Pasa padisahin emriyle gece saraydaki odasinda dort dilsiz cellat tarafindan bogularak idam edildi Farsca Rumca Sirpca ve Italyanca dillerini bilen Ibrahim Pasa sanata oldukca merakliydi Muzik alaninda cocuklugundan itibaren yogun bir egitim gordu Bunun yaninda 13 yillik sadrazamlik gorevi suresince bircok cami medrese hamam ve cesme gibi eserler yaptirdi Kokeni ve devsirilmesiPargali Frenk Makbul ve Maktul gibi unvanlarla anilan Ibrahim Pasa nin hayatinin ilk yillarina dair ayrintili bir bilgi yoktur Pargali Ibrahim Pasa nin kokeni ile ilgili farkli bilgiler mevcuttur Eski Osmanli kaynaklari Efrenci Frenk oldugundan bahsetmektedir Sonradan yazilan kaynaklarda ise babasinin Parga yi yurt edinen Cenevizli ya da Cenovali bir Italyan balikci oldugu belirtilmektedir Bunlarin disinda Pargali Ibrahim Pasa nin Rum veya Hirvat oldugu iddia edilmektedir Bazi kaynaklar Ibrahim in bir Slav lehcesi konustugunu 1533 te Habsburglar ile yapilan baris gorusmeleri sirasinda I Ferdinand in Hirvat elcisi Jerome ile ana dilinde sohbet ettiginden bahsetmektedir Ali tarihi ile isimli eserlerde Frenk oldugu yazilidir Hadikatu l vuzera bunun yaninda Rum asilli oldugunu da soylemektedir Avrupa kaynaklari ise Rum Italyan ve Arnavut olduguyla ilgili farkli bilgiler vermektedir Ibrahim Pasa nin dogum yeri oldugu dusunulen Parga gunumuzde Yunanistan sinirlari icerisinde yer almaktadir Dogumunun kesin tarihi bilinmemekle birlikte Ibrahim in kendisinin 1494 te Suleyman la ayni hafta dogdugunu soyledigini belirten rivayetler mevcuttur Bunun disinda dogumuyla ilgili yapilan arastirmalarda genellikle 1493 tarihi verilmektedir Ayrica Latifi ve Yilmaz Oztuna 1495 Hester Donaldson Jenkins ise 1494 yilini zikretmektedir Rivayetlere gore gunumuzde Yunanistan da kalan Parga yakinlarindaki bir koyde dogdu Ayrica Venedik diplomatlarinin raporlarinda da Ibrahim in sik sik Parga da dogdugunu soyledigi beyan edildi Ailesi hakkinda cok az bilgi olmasina karsin babasinin bir denizci veya balikci oldugu dusunulmektedir II Bayezid devrinde korsanlarca ya da askeri bir baskinda esir edildigi tahmin edilmektedir Daha sonra Osmanli nin veliaht sehzadelerinin gorev yaptigi Manisa ya Saruhan Sancagi goturulen Ibrahim in Manisa sarayina nasil geldigine dair farkli rivayetler vardir Bir rivayete gore II Bayezid devrinde Bosna valisi Iskender Pasa tarafindan bir akin esnasinda ele gecirilen Ibrahim yetenekli oldugu dusunulerek Kefe Sancak Beyi Suleyman a hediye edildi ve onunla birlikte saraya gitti Diger bir rivayete gore ise Manisa da zengin ve dul bir kadina satildi Bu kadin Ibrahim in Islamiyet yabanci dil siir ve ozellikle keman calma konusunda iyi bir muzik egitimi almasini sagladi Daha sonra ise Ibrahim Suleyman in hizmetine girdi Bu son rivayete gore Sehzade Suleyman bir gezinti esnasinda agaclarin arasinda Ibrahim in caldigi kemanin sesini duydu ve onu yanina cagirtti Giyimini ve yetenegini begendigi icin onu maiyetine aldi Ibrahim Pasa kokenini ve ailesini hicbir zaman unutmadi 1527 de babasi onu ziyaret etmek icin Kostantiniyye ye geldi ve daha sonra annesi ve iki erkek kardesi sarayda kaldi Babasi Islam i kabul ederek Yunus adini aldi ve Ibrahim ona bir sancak veya valilik verdi Bu sayede babasi 2 000 altinlik bir yillik gelir elde etti Devsirilmeden once Hristiyan olan Ibrahim Islam i benimsedi O donemde bir Hristiyan in Osmanli Imparatorlugu nda bu sekilde bir kariyer yapmasi olanaksizdi Padisahla iliskisi ve politik yasamiIlk yillari Pargali Ibrahim Pasa I Suleyman in maiyetinden idamina kadar gecirdigi yillar boyunca Pargali onun yakin arkadasi ve danismani oldu Suleyman padisah olduktan sonra onunla birlikte Istanbul a geldi ve Osmanli Devleti nde Sadrazamlik Anadolu ve Rumeli Beylerbeylikleri ve Seraskerlik 1528 29 1536 dahil olmak uzere en ust duzeylerdeki gorevlerde bulundu Bogdan Prensi Dimitri Kantemiroglu Ibrahim in sekizinci odaya bagli siradan bir yeniceri oldugunu iddia etti Ancak Hammer onun bu gorusunun dogru olmadigini ve Ibrahim in askeri degil sivil bir egitim aldigini belirtti Ibrahim Kostantiniyye ye geldikten sonra ilk olarak Enderun Mektebi nde egitim gordu Suleyman in sehzadelik yillarinda olarak gorev yapan Ibrahim Suleyman in padisah olmasi ile birlikte ilk olarak hademe i hassa reisi ve dogancibasi makamlarina getirildi Daha sonra has odabasilik ve ic sahincilerbasi gorevine atandi Bu makamlarda yaklasik 2 yil 8 ay gorev yapti Padisah Ibrahim i daha buyuk rutbelere getirmeden once cesitli muharebelere goturerek tecrube kazanmasini sagladi 1521 de Belgrad in Fethi nde kapi agasi rutbesiyle gorev aldi Bu seferin oncesinde masraflari Suleyman tarafindan karsilanan At Meydani ndaki Ibrahim Pasa Sarayi nin insasi basladi Padisahin bir saray insa ettirmesi Ibrahim in nufuz ve gucunun artmasini sagladi 1522 deki Rodos seferine katildi Bilim cesaret ve dusunce alanlarinda kendini gelistirmeyi basaran Ibrahim padisahla dusunce alisverisinde bulunup seferlere katildi ve devlet yonetiminde de soz sahibi olmaya basladi Ayni zamanda da kisisel servetini de arttirdi Alcak gonullu kisiligi sayesinde diger vezirler Ibrahim e karsi kin beslemeyerek onu padisahin bir eglence arkadasi olarak gorduler Sadrazamliga yukselisi ve Hain Ahmed Pasa nin isyani Gunumuzde Istanbul daki Sultanahmet Meydani nda yer alan Ibrahim Pasa Sarayi I Suleyman tarafindan Ibrahim Pasa ya hediye edildi Ibrahim 27 Haziran 1523 te Osmanli Devleti nin kanun ve geleneklerinde gorulmeyen bir sekilde has odabasilik gorevinden Piri Mehmed Pasa nin yerine sadrazam olarak atandi Ayni zamanda Rumeli Beylerbeyi makaminin da yeni sahibi oldu Bu makamda hic tecrubesinin olmamasi nedeniyle divan kurallarini ogretmesi amaciyla Celalzade Mustafa Celebi Ibrahim Pasa nin danismani olarak gorevlendirildi Bu karar onceki vezirlerin baskisindan ve rekabetlerinden yilmis olan halk tarafindan sevincle karsilandi Ibrahim sadrazamliga yukseldikten sonra bu gorevi Rumeli Beylerbeyligi ile birlikte yuruttu 17 yuzyilda Koci Bey IV Murad a sundugu elestirel tarzdaki Koci Bey Risalesi nde Ibrahim in kanun ve teamullere aykiri bir sekilde sadrazam yapilmasini su sozler ile tenkit etti Harem i hass huddammdan silahdari olan Ibrahim Pasa yi def aten Vezir i a zam idup evvelki kaideyi gozetmedi iltifat i Padisahiye magrur olmagla vukuufu olanlara dakhi sual itmege tenezzul eylemeyup gafletleri kemalde olmagin alemin intizami bozuldu Piri Mehmed Pasa nin sadrazamligi doneminde ikinci vezir makaminda bulunan Hain Ahmed Pasa Has Odabasi Ibrahim in sadrazam olmasindan sonra buyuk bir hayal kirikligina ugradi Piri Mehmed Pasa nin gozden dusmesinde etkisi olan Ahmed Pasa Celalzade Mustafa Celebi tarafindan hemen hemen herkese isyan eden asi bir ruhu vardi Yukselmege pek hirsli olan kalbi bir fesat ocagi idi sozleriyle tanimlanmistir Ahmed Pasa ve onu destekleyenler tarafindan Piri Mehmed Pasa nin rusvet aldigi dedikodusu yayildi Padisah Kazasker Fenarizade Muhyiddin Celebi yi bu iddialarin dogrulugunu arastirmasi icin gorevlendirdi Piri Mehmed Pasa ya kin guden Muhyiddin Celebi arastirmanin neticesini Piri Mehmed Pasa nin aleyhine olacak sekilde padisaha bildirdi ve Piri Mehmed Pasa suclu bulunarak sadrazamliktan azledildi Sadrazam olan Ibrahim in emrine girmek istemeyen Ahmed Pasa padisahtan Misir Beylerbeyligi ni istemeye basladi Padisah da Ahmet Pasa nin akibetini merak ettigi icin onu Misir Beylerbeyi olarak atayarak her istedigini verdi Ancak Ahmed Pasa Kahire Sarayi na ulasinca saltanat ve bagimsizlik hevesine kapildi Misir hazinesindeki degerli paralari ve altinlari kullanarak Misir askerlerinin ele baslarini iradesi altina aldi Misir daki Osmanli kanun ve duzenini kendi istek ve arzularina gore degistirdi Ahmed Pasa nin bu yaptiklarini ogrenen Padisah ise Ahmed Pasa yi gorevden azlederek idam edilmesini emretti Ancak bu karari ogrenen Ahmed Pasa ise isyan etti ve el Meliku l mansur Sultan Ahmed Han unvaniyla saltanatini ilan ederek kendi adina hutbe okutup sikke bastirdi Ancak daha sonra yakalanarak idam edildi Hatice Sultan la evliligi meselesi Ibrahim Pasa nin 1534 yilinda Tebriz yakinlarindayken esine yazdigi mektup Ibrahim Pasa nin esinin kimligi devam eden tartismalarin konusudur Tarihciler genellikle pasanin Suleyman in kiz kardeslerinden biriyle evli oldugunu one surme egiliminde olsalar da bunu kanitlayacak hicbir kayit bulunamadi Yazili kaynaklarda Ibrahim Pasa nin dugunu hakkinda ayrintili bilgi olmasina karsin evlendigi kisi ile ilgili hicbir bilgi yer almamaktadir Ibrahim Pasa Mayis 1524 te At Meydani nda iki hafta boyunca devam eden bir dugunde evlendi Dugune basta padisah olmak uzere ordunun ve hukumetin ileri gelenleri davet edildi Hammer Cagatay Ulucay ve M Tayyib Gokbilgin gibi bazi tarihciler padisahin Ibrahim Pasa nin dugunune katilimindan ve ihtisamindan etkilenerek Ibrahim Pasa nin esinin ancak Suleyman in kiz kardeslerinden biri olabilecegini siklikla varsaydilar Turk tarihci Ismail Hakki Uzuncarsili nin Osmanli Imparatorlugu isimli kitabinda Ibrahim Pasa nin Hatice Sultan ile evlenip sayginligini artirdigini belirtmesiyle birlikte bu iddia yirminci yuzyilin ortalarinda daha fazla taraftar kazandi Nitekim 1965 yilinda Uzuncarsili daha onceki iddiasinda yanildigini ve Ibrahim Pasa nin esinin Osmanli prensesi olmadigini kabul eden bir makale yayinladi Bir yil sonra 1966 da Nigar Anafarta Uzuncarsili nin bu argumanini destekleyen kanitlar elde etti ve esi tarafindan pasaya yazilan Muhsine imzali bir mektup yayinladi Topkapi Sarayi nda Ibrahim Pasa tarafindan gonderilen toplam 11 adet mektup bulunmaktadir Ibrahim Pasa nin esi gonderdigi bir mektupta Valide Sultan Ayse Hafsa Sultan in olumu dolayisi ile izin almadan saraya bas sagligi ziyaretine gittigini belirterek Ibrahim Pasa ise cevaben bunun uygun oldugunu ancak hastalik ve olum disindaki durumlar haricinde saraya gitmemesini tembihledi Uzuncarsili ise Ibrahim Pasa nin verdigi bu tavsiyelere bakarak esinin Hatice Sultan olamayacagini iddia etti ve esinin Istanbul un Kumkapi semtinde Ibrahim Pasa Zevcesi Muhsine Hatun Camii olarak da bilinen kucuk bir cami yaptiran ve daha sonra bir mahalleye de adi verilen hanedan damadi olan Iskender Celebi nin torunu Muhsine Hatun oldugunu ileri surdu Yine de aksine kanitlara ragmen Ibrahim Pasa nin Suleyman in kiz kardesi Hatice Sultan ile evli oldugu gorusu tarihciler arasinda yaygin olarak savunulmaya devam edildi Pietro Zen in 1523 tarihli raporu Ibrahim in kokeniyle ilgili bilgiler verirken ayni zamanda pasanin esinin Iskender Celebi nin buyuk kizi oldugunu belirtmektedir Ibrahim Pasa nin Iskender Celebi nin kiziyla yaptigi iddia edilen evliligi 16 yuzyilin sonlarina ait bir Osmanli tarihi kitabi Ibtihacut tevarih te de yer almaktadir Jorga da Ibrahim in Iskender Celebi nin kizlarindan biriyle evlendigi iddiasini savundu Ikinci elden kaynaklar olan Ali Pecevi Solakzade Mir at i Kainat Ravzat ul ebrar Enderun i Ata ile Hadikatu l vuzera da da damat olup olmadigi ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadir Padisah bir kuluna ikram edicek boyle gerek Lutuf ve ihsanini itmam edicek boyle gerek Her hususa seref ve kadri kemalinde iken Ragbetin illere ilam edicek boyle gerek Kimse aybeylemedi lutfuna mahmul oldu Sah olan himmeti ilam edicek boyle gerek Padisahin Ibrahim Pasa yi Kizilcaada ya giderek ziyaret etmesi sonrasinda kaleme alinan bir dize Misir a gidisi ve Yeniceri isyani Ibrahim Pasa dugununden dort ya da dort bucuk ay sonra padisah tarafindan Ahmed Pasa nin cikardigi isyan sonrasinda karisik bir durumda olan ve toparlanamayan Misir a yeniden duzeni saglamasi icin gonderildi Ibrahim Pasa Kostantiniyye den maiyetiyle birlikte deniz yoluyla hareket etti Sonbahar mevsimi olmasi nedeniyle Silivri civarinda siddetli ruzgara yakalanan pasa ve maiyeti zorlukla Kizilcaada ya vardi Bu durumu ogrenen padisah ise kayikla Kizilcaada ya gitti Burada Ibrahim Pasa ile birlikte ava cikip vakit gecirdi ve daha sonra tekrar geri dondu Ibrahim Pasa ise hava sartlarinin duzelmesiyle birlikte Gelibolu ya hareket etti Burada bir divan kurarak padisahin emirlerini okudu Daha sonra sirasiyla Sakiz ve Rodos Adasi na ugradi Ancak daha sonra birkac deneme yaparak deniz uzerinden Misir a ulasmaya calismasina ragmen kesisleme esen ruzgar gemileri geriye dogru surukledi Yaklasik 60 gunu denizde geciren Ibrahim Pasa bunun uzerine deniz ulasiminin elverissizligi sebebi ile kara yolunu kullanarak Suriye uzerinden Kahire ye hareket etti Kara ulasimiyla Haleb e gidene kadar bircok noktada denetim yapan Ibrahim Pasa zulum rusvet gibi cesitli konularda halkin sikayetlerini cozume kavusturdu Halkin icinde bulundugu kotu durumdan dolayi Haleb kadisini idam ettirdi Daha sonra Misir a ulasti ve uc ay sure ile burada kalarak bircok problemi cozume kavusturdu Uzun suredir karisikliklarla ugrasan Misir da Beni Havare ve Beni Bakar adindaki iki asiretin reisi hainlik yaptiklari gerekcesiyle idam edildi Misir daki diger asiret reislerini ise devlete sadakatle bagli kalacaklarina dair yemin ettirildi Sehrin her yerine tellallar ile sikayeti olanlara cagri yapilarak talepleri yerine getirildi Borclari nedeniyle hapis yatan yaklasik 300 kisinin borclari Misir hazinesinden karsilanarak ozgurluklerine kavusmalari saglandi Misir da evsiz hasta ve kimsesiz cocuklar kayit altina alindi ve onlara gundelik ucret baglandi Kahire de zarar goren bina ve anitlar onarilarak sehrin imarina baslandi Halktan alinan vergiler Kolemenler zamanindaki defterlerde yer alan eski oranlara gore duzenlendi Misir hazinesinin muhafaza edilmesi amaciyla iki buyuk kule insa edildi Imparatorluk defterdari veya hazinedari olan Iskender Celebi Misir in yonetim maliyetini dusurdukten sonra Kostantiniyye ye yillik 80 000 duka altin odenebilecegini hesapladi Ibrahim Pasa Misir in idari yapisini ve teskilatini yeniden duzenledi ve basarili olan bu yapi diger eyaletlerde de uygulandi Bunlarin disinda yeni bir kanunname hazirlayarak yururluge koydu Ayrica Portekizlilerin Kizildeniz i tehdit eden Umman ve Hint Denizi ndeki faaliyetleri nedeniyle Suveys te elli kadirgadan olusan Suveys Kaptanligi ni kurdu ve Selman Reis i de kaptan olarak atadi Ibrahim Pasa yaptigi bircok duzenleme ile Misir i yeniden Osmanli iradesi altina aldi Ibrahim Pasa nin Misir da bulundugu sure icerisinde Suleyman 1525 yilinin kis ayini gecirmek uzere Edirne ye hareket etti Haftada iki gun Divan a baskanlik ettikten sonra vaktinin buyuk bir kismini avda gecirdi Kostantiniyye deki Yeniceriler ise bu hareketsiz gecen sureden dolayi memnuniyetsiz bir haldeydiler Rodos Seferi nden Kostantiniyye ye donulmesinin uzerinden 2 yildan uzun bir zaman gecti Savassiz gecen ucuncu seneye girilirken Yenicerilerin bir savas olmadan ganimet elde etmeleri mumkun degildi Suleyman in Edirne den Kostantiniyye ye donusunde saraya gitmek yerine Kagithane kasrinda kalmasi yenicerilerin bu memnuniyetsizliklerinin acikca bir isyana donusmesine sebep oldu Yeniceriler Veziriazamsiz divan olmaz oldugu takdirde asker zapt olunmaz gerekcesiyle sadrazamligin Ibrahim Pasa yerine baskasina verilmesini istediler 25 Mart 1525 tarihinde padisahin donusunden uc gun sonra Ibrahim Pasa ve Ayas Mehmed Pasa ile birlikte defterdarin kosklerine saldirdilar Gumrugu ve Yahudi mahallesini yagmaladilar Suleyman isyani bastirmak uzere tekrar saraya dondukten sonra isyani duzenleyenlerden bazilari asker adina hediye isteyince bunlardan ucunu kendi elleriyle idam etti Daha sonra ise yenicerilere bin duka altin dagitilarak isyan bastirildi Fakat yeniceri agasi Mustafa Reis ul kuttab Haydar Celebi sipahi agasi bircok subay ve isyani tesvik edenler ile goz yumdugundan suphelenilen bircok kisi idam edildi ve gorevlerinden alindi Isyanin ardindan padisah tarafindan acil bir sekilde Kostantiniyye ye donus emrini alan Ibrahim Pasa 14 Haziran 1525 te Misir in yonetimini Suriye Beylerbeyi Hadim Suleyman Pasa ya birakarak oradan ayrildi Donus yolunda Sam a ugrayarak Venediklilerin sahip oldugu imtiyazlari yeniledi Kayseri deyken Dulkadir Turkmen beylerine alinan timarlarini geri iade etti Kostantiniyye ye donusunde padisahin muhafiz askerleri ve vezirler onu dort gunluk yoldan karsiladi Suleyman Ibrahim Pasa ya iki yuz bin duka degerinde bir Arap ati hediye etti Ibrahim Pasa da padisaha aldigi hediyeyle neredeyse ayni degere sahip bir serpus hediye etti Ibrahim Pasa nin Misir Seferi yaklasik 11 ay 6 gun surdu Mohac zaferi ve Anadolu isyanlari Habsburglularla yakinlasan Macaristan i bir tehdit olarak goren ve anlasma girisimlerinden bir sonuc alamayan Osmanli Imparatorlugu Macaristan uzerine bir sefer duzenleme karari aldi Misir daki icraatleri ile padisahin uzerinde nufuzu artan Ibrahim Pasa bu seferin komutanligina atandi Miladi 23 Nisan 1526 tarihinde yuz bin kisilik ordu ve uc yuz topla Kostantiniyye den hareket edildi Ibrahim Pasa 3 Haziran da Rumeli askerleriyle birlikte Sofya da ordudan ayrildi Daha sonra Morava kenarinda ordu ile yeniden birlesip Petervaradin istikametine dogru Rumeli askerlerini alarak ordunun bir konak ilerisinden oncu olarak hareket etti Belgrad a ulastiktan sonra Sava ile Tuna Nehri nin birlestigi yerin guneyine Macar topraklarini goren hakim bir tepeye padisahin otagini kurdurdu Ordunun nehirden karsiya gecebilmesi icin dayanikli uzun zincirleri nehrin karsilikli her iki sahiline caktirdigi buyuk kaziklara baglatti Daha sonra gemileri de bu zincirlere baglayarak gemilerin uzerine kalin ve genis tahtalar dosetti Bu sayede genis bir kopru yaptirdi Padisah daha sonra Ibrahim Pasa ya askerleriyle birlikte Tuna kenarinda yer alan Petervaradin Kalesi ni almasini emretti Ibrahim Pasa kaleyi almak icin bir takim hazirliklar yapti Kaleye cikmak icin iskeleler kuruldu 14 Temmuz da kalenin cevresine birlikler yerlestirilmeye baslansa da kusatma ordunun gelmesiyle birlikte basladi 15 Temmuz da yapilan toplu hucum ile kale disindaki sehir sehir ele gecirildi Daha sonra kale kusatmaya alindi On uc gun boyunca kusatilan kalenin duvarlarinin altinda kazilan iki lagimin patlatilmasi sonucunda genis bir gedik acildi Bu gedikten iceri girildikten sonra kaleyi savunan bes yuz muhafiz olduruldu uc yuz tanesi de esir olarak ele gecirildi Bu kalenin alinmasindan sonra Ilok Ujlak Irig Ireg Gurgurice Gregurevac Cudyek Araca ve Dimitrofca ve bunun gibi bircok kalede ele gecirildi Daha sonra Ibrahim Pasa padisahi karsiladi Burada bir divan kuran Suleyman kalenin ele gecirilmesinde katkisi olan beyleri odullendirdi Mohac Muharebesi ni gosteren bir minyatur Osmanli Ordusu 28 Temmuz da Mohac Ovasi na ulasti 2 3 saat suren bir muharebeden sonra Avrupa nin cesitli devletlerinden askerlerinde oldugu Macar ordusunu yenilgiye ugratti Macaristan Krali II Lajos ta bataklikta bogularak oldu Celalzade Mustafa nin yazdigina gore Osmanli ordusundaki asker zayiati yalnizca 150 kadardi Muharebenin ertesi gunu padisahin otaginin onune konulan altin bir kursu onunde butun vezir ve umera zaferi kutlamak icin padisahin huzuruna cikti Suleyman burada Sadrazam Ibrahim Pasa nin basina kendi eliyle pirlantalarla suslenen bir sorguc takti ve iltifatlarda bulundu Suleyman seferin amacinin Budin i almak oldugunu ilan etti Mohac Muharebesi nin kazanilmasi bircok otorite tarafindan Ibrahim Pasa ya mal edildi Seyhulislam Kemalpasazade ise muharebeye dair siirsel tarzdaki hikayesinde gokyuzunun hicbir zaman Ibrahim Pasa nin dovusune denk baska bir dovus gormedigini ve bir daha da asla goremeyecegini soyledi Suleyman in eyaletlere gonderdigi zafer mektuplarinda Sadrazam i ovdugu gorulmektedir Suleyman Varadin ve Illok un alinmasindan dolayi Ibrahim Pasa yi overken Mohac Muharebesiyle ilgili ise su sozleri kullanarak Ibrahim Pasa nin basarisini vurguladi Cehennem askerlerinin eslik ettigi lanetlenmis Kral II Lajos Rumeli Beylerbeyi olan Vezir i Azam im Ibrahim Pasa Allah onu ebediyen muzaffer kilsin yonetimindeki Rumeli ordusu onunde dustu Yigit icindeki cesareti o zaman gosterdi Ordu Mohac zaferinden uc gun sonra 3 Eylul 1526 da Budin e hareket etti Osmanli ordusu Budin e vardiginda bir heyet kalenin anahtarlarini padisaha teslim etti Boylece Osmanli ordusu hic savasmadan kaleyi de ele gecirdi Padisah halkin canina ve malina zarar verilmesini en agir cezalarla birlikte yasakladi ve Ibrahim Pasa ile birlikte iki gun boyunca sehri gezdi Buradaki Macar Kralligi hazinesi iki buyuk bronz samdan Herkul Apollon ve Diana adindaki bronzdan yapilan mitolojik heykeller av sarayindaki butun toplar ve Matyas Corvinus un kutuphanesindeki kitaplar gemilerle Kostantiniyye ye nakledildi Iki samdan Ayasofya mihrabinin iki tarafina mitolojik heykeller ise Ibrahim Pasa Sarayi nin onundeki mermer kaideler uzerine kondu 25 Eylul 1526 tarihinde padisah Budin den geri donus emrini verdi Donus yolunda Szeged Bac ve Becne ele gecirildi Macaristan seferi esnasinda Anadolu da bircok isyan basladi Ilk olarak padisah seferden donerken Icel Turkmenleri nin isyan ettikleri ve bu isyanin hizla yayildigi haberi ulasti Bu isyan girisimi bir sure sonra bastirildi Ancak ertesi yil Karaman da Kalenderoglu Kalenderoglu na karsi Rumeli Anadolu ve Diyarbekir beylerbeyleri bir biri ardina karsi koymaya calistilarsa da basarili olamadilar Sadrazam Ibrahim Pasa bu yenilgi haberini Dulkadir Eyaleti ndeyken aldi ve maiyetindeki uc bin yeniceri ve iki bin sipahi askerle birlikte Elbistan a kadar ilerledi Turkmenlere yenilen diger eyalet askerlerinin bu yenilgiye dair yayacaklari haberlerle kendi ordusunun moralini bozacagini dusunen Ibrahim Pasa yenilen kuvvetlerden takviye asker almadan ilerlemeye devam etti Kalenderoglu nun tarafini tutan asiretler ile gorusen Ibrahim Pasa onlara alinan dirliklerinin geri iade edilecegini soyleyip ikna ederek kendi tarafina cekti Bu hamlesinden sonra isyan eden Kalenderoglu sadece birkac yuz kisiden ibaret kaldi Daha sonra Ibrahim Pasa nin gonderdigi kucuk bir birlik bu isyancilari maglup etti ve Kalenderoglu yakalanarak idam edildi Bu sefer yaklasik 3 ay 11 gun surdu Ibrahim Pasa isyanin bastirilmasinin ardindan 11 Agustos 1527 de Kostantiniyye ye dondu Isyancilarin sancaklari zafer gostergesi olarak Kostantiniyye ye getirildi Padisah Ibrahim Pasa yi buyuk bir iltifat gostererek kabul etti Bu basarisinin ardindan o tarihe kadar senede 1 000 000 akce olan hassi 2 000 000 akceye cikartildi Ayrica degerli mucevherlerle suslenen kilic hancer ve buna benzer hediyeler verildi Seraskerlige tayini Osmanli Imparatorlugu nun sinirlarinin genislemesiyle birlikte askeri islerin kontrolunu saglamasi amaciyla 1527 yilinin Mart ayinda Sadrazam Ibrahim Pasa ya bir divan toplantisinda padisah tarafindan serasker rutbesi verildi Suleyman divan toplantisinda Nisanci Celalzade Mustafa Celebi ye su sozler ile bu kararinin bir berat taslagi olarak hazirlanmasini emretti Allah in yardimiyla memleketimiz her tarafa dogru genisledi Bu memleketin butun islerini kendi basima gormem munasip ve mumkun degildir Devletin muhim olan askeri islerinin basarilmasini Ibrahim e birakiyorum ve kendisine serasker unvanini veriyorum Butun kullarimizin ona uymasi ve itaat etmesi icin bir berat musveddesi yaz da bana getir Suleyman yazilan berat taslagini onaylayarak tugrasini basti 28 Mart 1529 tarihinde padisah Yeniceri Agasi ni huzuruna cagirtti Butun yeniceriler saray meydanindaki toren alaninda hazir bulundu Meydanda dokuz adet at yer alirken bunlardan bir tanesinin dizginleri altindan yapiliydi Tum atlarin uzengileri uzerinde degerli taslar bulunuyordu Bunlarin disinda padisahlarin giyebilecegi dort adet hil at degerli dokuz bohca kumas ve degerli taslarla suslenen bir bilik Ibrahim Pasa ya hediye olarak verildi Daha sonra butun vezirler ve padisahin onde gelen hizmetcileri pasanin sarayina giderek tebriklerini iletti Ibrahim Pasa nin seraskerlik berati butun halkin huzurunda okundu Bu beratta detayli bir sekilde padisahtan sonra en yetkili kisinin Ibrahim Pasa oldugu onun emir ve yasaklarina kosulsuz uyulmasinin zorunlu oldugu ve Ibrahim Pasa nin sahip oldugu yetkiler detayli bir sekilde aciklandi Pasanin yillik 2 000 000 akcelik hassina 1 000 000 akce daha zam yapildi Bunlarin haricinde Ibrahim Pasa ya alti tug ve yedi sancak verildi Osmanli Imparatorlugu nda duzenlenecek sefer oncesi bir serdar tayin etme gelenegi eski bir adetti ve Suleyman in Ibrahim Pasa yi seraskerlik makamina getirmesiyle butun seferlerin bas kumandanligi daimi olarak bir kisiye verildi Ibrahim Pasa Mohac Seferi ne Sadrazam ve Rumeli Beylerbeyi olarak katildi sonrasinda ise Rumeli Beylerbeyligi Guzelce Kasim Pasa ya verildi Coban Mustafa Pasa nin olumuyle birlikte Kasim Pasa vezirlige yukselirken Rumeli Beylerbeyligi 27 Nisan 1529 da tekrar Ibrahim Pasa ya verildi Boylece Ibrahim Pasa hem sadrazam hem serasker ve hem Rumeli Beylerbeyi makamlarinin sahibi oldu boylelikle ayni anda idari ve askeri butun yetkileri elinde toplamayi basardi II Macaristan Seferi Hunername de yer alan Budin Kusatmasi nin bir minyaturu Osmanli Imparatorlugu nun Macaristan Krali olarak belirledigi I Janos u istemeyen Macar beyleri kral olarak Ferdinand i sectiler Ferdinand in tekrar Budin e saldirmasiyla birlikte Janos once Erdel e oradan da kayin pederi olan Lehistan Krali nin yanina cekildi Ferdinand ise Suleyman a elci yollayarak vergi vermek sarti ile Macar Krali olarak taninmasini teklif etti Gelen bu elciler yaklasik 9 ay esir tutuldu Daha sonra Ferdinand in yaptigi teklifin kabul edilmedigini sehrin Janos a iade edilmesini ve Osmanli Imparatorlugunun sefer hazirliginda oldugunu bildirmeleri icin tekrar birakildi Janos ise padisaha elci yollayarak himaye talebinde bulundu Suleyman elciye Macar Kralligi ni Janos a iade edip onu himaye edecegini bildirerek 2 Mayis 1529 da ordusuyla Budin e sefere cikti Ordu 20 Mayis ta Edirne ye ulasti ve burada 10 gun suren sefer hazirliginin ardindan 30 Mayis ta hareket etti Sadrazam ve Serasker Ibrahim Pasa ayni zamanda Rumeli Beylerbeyi unvanina da sahip oldugu icin 20 Haziran da Sofya ya ulasan ordudan ayrilarak Rumeli askerleriyle birlikte oncu birlik olarak hareket etti ve Viyana yakinlarina kadar zaman zaman orduyla birlesmek suretiyle oncu birlik olarak ilerlemeye devam etti Yaklasik 2 senedir Ferdinand in elinde olan Budin sehrinin savunmasi icin Alman ve Macar askerleri gorevlendirildi Osmanli ordusu sehri kusattiktan sonra bu askerlere teslim olmalari uyarisini yapti ancak olumlu yanit alamayinca savas harekatina gore konuslandi Burada esir olarak ele gecirilen bir Alman asker ise Osmanli ordusunun duzenini ve gucunu dusman askerlere anlatip maneviyatlarini zayiflatmasi amaciyla Ibrahim Pasa tarafindan Var gordugun anlat denilerek serbest birakildi 7 Eylul tarihinde Budin Kalesi nin kapilarindan birisi Osmanli ordusu tarafindan ele gecirildi 8 Eylul de ise yarim gun suren bir direnisin ardindan Budin geri alindi ve yillik belirli bir vergi karsiliginda tekrar Janos a iade edildi Budin alindiktan sonra ordu yol uzerindeki Estergon u kusatarak Ferdinand in bulundugu Viyana ya dogru ilerledi Osmanli ordusunun bir konak onunde Rumeli askerleriyle hareket eden Ibrahim Pasa 26 Eylul tarihinde Viyana ya ulasti ve kusatma duzenini saglamak icin hazirliklara basladi 27 Eylul de Osmanli ordusunun da gelmesiyle sehir kusatildi Osmanli ordusunun asker sayisi cesitli kaynaklara gore 100 000 120 000 150 000 200 000 ve 250 000 olarak degisiklik gosterdi Viyana ya ulasana kadar ele gecirilen cesitli kaleler ve belirlenen noktalar icin ayrilan askerlerle birlikte ordu mevcudu azaldi I Viyana Kusatmasi olarak bilinen bu kusatma ile birlikte Viyana yi kusatan Osmanli ordusu kusatma icin gereken buyuk toplarin olmayisi nedeniyle lagim yontemini kullandi ve kale duvarlarinda gedik acmasina ragmen karsi tarafin taarruz etmesi nedeniyle basari saglayamadi Osmanli ordusu 14 Ekim gunu sabahtan ikindiye kadar acilan buyuk bir gedik uzerine uc dalga halinde yaptigi bir hucumda da basarisiz oldu ve kusatmanin 17 gununde yapilan bir divan toplantisiyla kusatmanin kaldirilmasina karar verildi 17 gun suren kusatmanin basarisizlikla sonuclanmasi cesitli kaynaklarda birkac farkli nedene baglandi Bunlardan ilki Yenicerilerin Budin in ele gecirilmesinin ardindan sehrin yagmalanmasina izin verilmemesi nedeniyle savasmaya istekli olmamalari ve geri donmek istemeleridir Bunun yaninda eylulden itibaren baslayan soguklar ve yagisla birlikte erzak mevcudiyedinin azalmasi da bu nedenlerden bir tanesidir Bunun yaninda V Karl tarafindan Osmanli ordusuna karsi yollanan Alman askerlerinin yola cikmasi mevcut zorluklari artiran askeri bir tehlike olarak goruldu Bunlara ek olarak Ismail Hami Danismend gibi bazi tarihciler kusatmanin 17 gunde aniden kaldirilmasinin Ibrahim Pasa nin Ferdinand ve V Karl ile is birligi yapmasina bagladi Hammer ise Venedik Avusturya ve Osmanli arsivlerinde bu iddiayi dogrulayacak herhangi bir belgeye rastlanmadigini belirtti Hester Donaldson Jenkins de Ibrahim Pasa nin Avusturya elcilerine padisaha sadakatle bagli oldugunu soylemesinin ihanet iddialarini curutmek icin yeterli oldugunu kaydetti Bunun yaninda Danismend bu seferin ruznamelerini kaynak gostererek Ibrahim Pasa nin kusatma kaldirilmadan 2 gun once Rumeli Beylerbeyi sifatiyla yalnizca Rumeli Beyleri nin oldugu bir harp meclisi topladigini ve oradakilere mevsimin ilerledigini ve erzak kitligini sebep gostererek geri donulmesinin uygun olacagini soyledi Ayrica Ibrahim Pasa nin patlatilan iki lagim sonucunda kalede acilan gediklere hucum yaptirmadigi belirtildi Rivayete gore Osmanli ordusunun kusatmayi kaldirmasiyla birlikte sehirde canlar calmaya basladi Ibrahim Pasa ise sehrin kurtulusunu kutlamak icin can calindigini ogrendikten sonra bir mektup yazdi Mektupta Viyana sehrini almaya degil arsiduku yenmeye geldiklerini belirterek onu bulamadiklari icin zaman kaybettiklerini ve hadlerini bilmezlerse yeniden bildirmeye guclerinin oldugunu bildirdi III Macaristan veya Alman Seferi Osmanli ordusu Viyana kusatmasindan dondukten sonra Ferdinand Osmanli ya ikinci kez elci gondererek Macaristan Kralligi nin vergi vermek sartiyla kendisine verilmesini talep etti Ancak bu talebi reddedildi Janos ise Macaristan da tam anlamiyla hakimiyet kuramadi Macar beylerinin de destegini alan Ferdinand Osmanlilara ait Estergon Visegrad ve Vac kalelerini ele gecirdikten sonra Budin i kusatti Bunu haber alan Osmanli ise 25 Nisan 1532 de Macaristan a sefer karari aldi Osmanli ordusunun Nis sehrine yaklastigi sirada Ferdinand ve V Karl in elcileri geldi Elciler tekrar Ferdinand in vergi vermek sartiyla kral olmasini teklif ettiler ancak olumlu cevap alamadilar Ordunun Belgrad a varmasinin ardindan I Francois in elcileri kabul edildi Bu esnada Ibrahim Pasa ise gemi tedarikinin yani sira agir esya ve silahlarin yola cikarilmasi islerini yurutmekteydi Ibrahim Pasa Drava uzerine bir kopru yaptirarak Macaristan a dogru ilerleyen ordunun karsiya gecmesini sagladi Daha sonra Kamentvar Rum Egrivar Muster Hindvik ve Szombathely kaleleri ele gecirildi Ibrahim Pasa padisah tarafindan Guns Kalesi nin kusatilmasiyla gorevlendirildi Bunun uzerine Ibrahim Pasa kaleyi kusatti ve lagim kazdirdi Kusatmanin onuncu gununde yapilan lagim saldirisi basarili olmadi Osmanli nin iki gun sonraki bir lagim saldirisi girisimi de kale komutaninin lagimlari bosa cikartmasiyla basarisiz oldu Bunun uzerine Ibrahim Pasa kalenin odunlar ile yakilmasina karar verdi Bu sebeple butun askerler kalenin etrafini odunlar ile doldurdu Fakat 28 Agustos ta Pasa nin karargahina elci yollayan kale komutani Guns Kalesi ni Osmanli ya teslim etti Bunun uzerine ona bir sancak verilecegi sozu verildi Boylece uc hafta suren Guns Kusatmasi ile Guns Kalesi ele gecirildi Her seferden sonra Ibrahim Pasa ya hediyeler veren Suleyman Guns Kalesi nin alinmasindan sonra ise pasaya incilerle suslu her tarafina altin paralar yerlestirilen atlaslar ve altin gumus sirmalarla islenen kemerler hediye etti Bunun yaninda altinlarla suslenen bir hamail verdi Osmanli ordusunun asil hedefi Suleyman tarafindan meydan muharebesine davet edilen V Karl idi Osmanli ordusu Almanya iclerine kadar ilerlemesine ragmen Linz sehrinde saklanan V Karl i bulamadi Guns Kalesi nin ele gecirilmesinin ardindan tekrar gelen V Karl in elcilerine Suleyman in V Karl i meydan muharebesine davet ettigi hakaretvari bir dille yazilan bir mektup verildi 200 000 den fazla mevcuda sahip olan ordu sefer mevsiminin gecmesinden dolayi geri donmek zorunda kaldi Donus yolunda cesitli baskinlar ve vurusmalar yasandi Pujaga kalesinin yoneticisi ve ileri gelenleri Ibrahim Pasa nin etegini operek kalenin anahtarlarini teslim etti Ayni sekilde civarda yer alan Nemce ve Podgaradc kalelerinin komutanlari da direnmeden kalenin anahtarlarini Ibrahim Pasa ya teslim etti Durumu ogrenen padisah ise bu kaleleri zeamet olarak Ibrahim Pasa ya verdi Daha sonra ise Suleyman cikilan seferin zaferle sonuclandigini bildirmek icin cesitli kisilere ve ulkelere ulaklar gonderdi Ferdinand Osmanli ile bir baris antlasmasi yapmak icin 12 atli maiyetiyle birlikte elci Jerome de Zara yi yolladi Daha sonra 1533 yilinda Istanbul Antlasmasi imzalandi ve bu muzakereleri bizzat Ibrahim Pasa yuruttu Bu antlasma ile Avusturya arsiduku Osmanli sadrazamina esit sayildi Irakeyn Seferi Matrakci Nasuh un dogu ve bati Tebriz e ait ayri cizimlerinin bir araya getirildigi Tebriz minyaturu Koyu Sunni bir hukumdar olan Suleyman Rafizi olan Sii Iranlilar ile mucadeleyi bir gorev olarak kabul etmekteydi I Ismail in 1524 yilinda olmesiyle Safevi Devleti nin basina buyuk oglu Tahmasb gecti Tahmasb i tebrik etmeyen Suleyman ona yalnizca bir tehditname gonderdi O donemde iki devlet arasinda herhangi bir muharebe yoktu Ancak Osmanlilara tabi Bitlis hakimi Seref Bey in Safevilere ve Azerbaycan hakimi Ulama Pasa nin ise Safeviler den Osmanli ya iltica etmeleri Mohac Muharebesi nden once de doguya sefer duzenleme niyetinde olan Suleyman in Safevilere karsi sefer karari almasina neden oldu Bunun yaninda Bagdat Hani Zulfikar Han Osmanli ya bagliligini gostermek amaciyla Suleyman a bir mektup yazarak Bagdat in anahtarlarini gizlice gondermek istedi Ancak Safeviler bu girisimi engelleyerek Bagdat i kusatti ve Zulfikar Han i oldurerek sehri ele gecirdi Bu esnada Osmanli ordusu Avrupa seferinde oldugu icin Iran tarafina herhangi bir sefer duzenlemedi Bitlis sancagi Ulama Pasa ya verildikten sonra Bitlis i almak icin orayi kusatsa da Seref Bey in Iran kuvvetleriyle gelmesi uzerine cekildi Bu olayin ardindan Ibrahim Pasa Eylul 1533 te bu sefer icin olarak atandi Ulama Pasa ise Seref Bey ile yaptigi muharebeyi kazandi ve oncu birlik olarak hareket eden ve Konya ya yaklasan Ibrahim Pasa ya Seref Bey in kesik basini gonderdi Ibrahim Pasa kislamak uzere ordusuyla Haleb e yerlestikten sonra yaklasik uc bucuk ay boyunca askeri hazirliklar ve siyasi girisimlerle ugrasti Ilk olarak I Selim in olumunden sonra Iran a tabi olan Turk ve Kurt beylerini bir takim vaatler ve tehditlerle kontrolu altina aldi Boylece Adilceviz Ercis ve Ahlat kaleleri ele gecirildi Kis mevsiminin bitmesiyle Halep ten Diyarbekir e hareket eden Ibrahim Pasa burada ordusunu takviye edip hazirliklarini tamamladiktan sonra Musul uzerinden Bagdat a gitmek niyetindeydi Ancak bir takim sebeplerden dolayi Ibrahim Pasa sefer guzergahini Iran in baskenti Tebriz olarak belirledi Ibrahim Pasa ile Bas Defterdar Iskender Celebi arasinda rekabet ve husumet mevcuttu Rivayete gore Iskender Celebi o donemki devlet adamlarinin en zengini ve ihtisamlisiydi Ibrahim Pasa nin 400 kadar kolesi mevcutken Bas Defterdar Iskender Celebi nin 6 000 den fazla kolesinin oldugu iddia edildi Ayrica 1 200 atlidan olusan bir maiyyet alayina da sahip oldugu rivayetleri mevcuttur Ikili arasindaki ilk uyusmazlik Irakeyn Seferi nin hazirliklari esnasinda Ibrahim Pasa nin Iskender Celebi nin maiyet alayindan 110 kisi istemesi ve Iskender Celebi nin ise 30 kisi vermesiyle basladi Ayrica padisah cok guvendigi ve sevdigi Iskender Celebi yi bu seferde Serasker Kethudaligi na atadi ve rivayete gore Ibrahim Pasa yi Iskender Celebi nin sozunu dinlemesi icin uyardi Bunlarin yaninda Sam Vilayeti nin Defterdari Nakkas Ali de Iskender Celebi yi gozden dusurerek onun makamina yukselmek amacindaydi Hazine develerinin yola cikarildigi esnada hazineden sorumlu askerlerin yagmalama girisiminde bulunduklari iddia edildi ve Iskender Celebi nin maiyetindeki 30 asker idam edildi Bu gelismelerden sonra ise Iskender Celebi de Ibrahim Pasa yi zor duruma dusurmek icin calisti Bitlis Beylerbeyligi ne atandiktan sonra cesitli siyasi sebeplerden oturu Ibrahim Pasa tarafindan baska bir goreve atanan Ulama Pasa da Iskender Celebi nin tarafini tuttu Iskender Celebi Iranlilardan kacip gelen bir takim kisileri Ibrahim Pasa ya gondererek Tebriz e gitmeye ikna etmeleri icin satin aldi Iskender Celebi sadrazami Tebriz e yonlendirerek ordunun yasayacagi zorluk ve askeri basarisizlikla onun padisah uzerindeki nufuzunu azaltmak amacindaydi Ibrahim Pasa ise Tebriz e gitmenin akillica olmayacagini ve Bagdat i almanin daha avantajli oldugunu savunmasina ragmen ozellikle Ulama Pasa nin cabalariyla ikna edildi Tebriz istikametinde yer alan bircok kale Osmanli ordusu tarafindan ele gecirildi Ibrahim Pasa yi oncu olarak yollayan Suleyman ise kis mevsimini Kostantiniyye de gecirdikten sonra ilkbaharda sefer icin hareket etmek niyetindeydi Ancak Ibrahim Pasa nin Defterdar Iskender Celebi ile arasi acildi ve ikilik bas gosterdi Ayrica civardaki halk tarafindan padisahin halen Kostantiniyye de oldugu bilindigi icin Ibrahim Pasa Sah ile nasil savasabilir Saha Sah gerektir diye bir takim soylentiler cikti Bu durum Ibrahim Pasa yi dusundurdu ve Kostantiniyye ye pes pese ulaklar yollayarak ordunun basinda padisahin bulunmamasindan dolayi askerlerin hosnut olmadigini haber verdi Durumu haber alan Suleyman ise Haziran 1534 tarihinde hareket etti Ismail Hami Danismend ise padisahin bu soylentilerden cok daha once yola ciktigini ve Ibrahim Pasa nin Azerbaycan a girdikten sonra Horasan dan buyuk bir orduyla yola cikan Tahmasb in yaklasmakta oldugu haberleri uzerine telaslanarak padisaha haber verdigini belirtti Sadabad ovasi yakinindaki Sehend Dagi na ordugahi kuran Ibrahim Pasa buraya gelen Tebriz sehrinin temsilcilerinin itaatlerini bildirmesiyle birlikte orduyla birlikte 13 Temmuz 1534 tarihinde sehre girdi Sehre girdikten sonra ilk olarak bir kadi ve cesitli memurlar tayin etti Padisah ise Eylul 1534 te Ucan civarinda Ibrahim Pasa tarafindan karsilandi Birkac gun sonra ise padisah bir divan ile Ibrahim Pasa nin da aralarinda bulundugu birkac kisiye tesrif hilati giydirdi Ibrahim Pasa seferin basladigi 1533 yili baharindan padisahin geldigi tarihe kadar gecen yaklasik 1 yillik sefer suresince askeri ve siyasi idareyi elinde tutarak ve butun kararlari kendisi aldi Suleyman in geldigi tarihte sefer mevsiminin gecmesine ragmen Bagdat a hareket edildi Ancak mevsimin ilerlemesi sebebiyle bircok yuk hayvani telef oldu ve toplar yagmurlar nedeniyle buyuk zarar gordu Ordunun ulastirma isinden sorumlu olan Iskender Celebi yasanan zorluklarin sorumlusu kabul edilerek gorevinden alindi Safeviler tarafindan Bagdat a yonetici olarak birakilan Tekeli Mehmed Han yaklasmakta olan Suleyman a bir mektupla kendisinin ve ona tabi olanlarin padisaha itaat edeceklerini bildirdi Ancak Tekeli Mehmed Han bu mektup ile Turkleri aldatarak Iran a gidecegi yollari acik tutmak istedi ve Osmanli ordusu Bagdat a girmeden kacti Ibrahim Pasa Osmanli ordusunun onunden giderek savunmasiz kalan sehri ele gecirdi ve yagmalamayi onlemek icin sehrin kapilarini kapatti Ibrahim Pasa ertesi gun padisaha sehrin anahtarlarini gonderdi Osmanli acisindan Bagdat sehrinin stratejik oneminin yaninda en buyuk Sunni mezhebi olan Hanefiligin kurucusu Ebu Hanife nin turbesinin burada olmasi sebebiyle de manevi bir oneme sahipti Padisah duzenlenen bir torenle sehre girdi ve burada cesitli kumandanlara hilatler giydirip oduller verdi Ibrahim Pasa ya ise yirmi bin altinla degerli mucevherlerle suslenen bir kilic armagan etti 13 Mart 1535 tarihinde Ibrahim Pasa ile arasindaki anlasmazliktan dolayi Iskender Celebi idam edildi Daha sonra Osmanli ordusu Tebriz e dogru hareket etti Sadabad ovasinda ordugah kuruldu ve Ibrahim Pasa ile padisah Tebriz i gezdi Osmanli Imparatorlugu tarihinin en uzun ve buyuk askeri harekati olan Irakeyn seferi 2 yildan fazla surdu ve bu sefer Ibrahim Pasa nin askeri kariyerindeki son seferi oldu IktidariIbrahim Pasa nin donemindeki gucunu ortaya koyacak en onemli veri Suleyman tarafindan seraskerlik makamina getirildiginde imparatorlugun o gune dek dort tugla simgelenen gucunun yedi tuga cikarilmasi ve Ibrahim Pasa nin da alti tug tasimaya yetkili kilinmasidir Padisahtan tek eksigi hilafet tuguydu 1522 yilindan itibaren en yuksek idari diplomatik ve askeri yetkileri eline almayi basaran Ibrahim Pasa daha sonra Suleyman in gerek gordugu haller disinda olagan divan toplantilarina katilmayip yerini vekili olarak sadrazama birakmasiyla birlikte hanedan uyeleri disindaki kisilere acik olan en yuksek makama da ulasti Daha once esi gorulmemis bir sekilde bir divan toplantisini kendi sarayinda yapti Ayrica Ibrahim Pasa Istanbul Antlasmasi yla birlikte Osmanli sadrazami olarak Avusturya arsidukune denk konuma getirildi Venedikli balyoslarin henuz has odabasilik gorevini yuruturken Ibrahim Pasa ya Muhtesem Suleyman a atifla sik sik Muhtesem Ibrahim dedikleri kayda gecti 1528 yilinda Macar elci Laski Ibrahim Pasa ya Sultani yoneten sensin dedi Ibrahim Pasa ise Ben efendimin kolesiyim seklinde cevap verdi Istedigi hicbir sey Suleyman tarafindan geri cevrilmeyen Ibrahim Pasa nin sadrazam olduktan sonra elde ettigi guc tarihci Hammer tarafindan O tarihten sonra Suleyman ile mutlak gucu paylasiyordu sozleriyle belirtildi Ibrahim padisahin can dostuydu Onun en yakin danismani ve devletin en yuksek gorevlisiydi Her istegi padisah tarafindan yerine getirilmekteydi Suleyman ona danismadan bir karar almazdi Venedik elcisi Daniello De Ludovisi nin 1534 yilinda senatoya sundugu raporda Suleyman in ulkenin yonetimini Ibrahim Pasa ya biraktigini belirterek Sultan butun pasalar ve saray erkanini topladiginda da Ibrahim Pasa yaninda olmadan kesinlikle bir karar almiyor Ibrahim ise sultan olmadan da tek basina her konuda karar alma yetkisine sahip Yukarida soyledigim sebeplerden dolayi sultanin etrafinda kendisine iyi nasihatlarda bulan kisilerin sayisi gittikce azaliyor ve ordusu da guc kaybediyor ancak sultanin aslinda butun bunlarin farkinda oldugu ama Ibrahim i cok sevdigi icin bir sey yapmadigi dusunulurse bu saygi duyulacak bir sevgi asla degildir Hatta cok tehlikeli bir duygudur ifadelerini kullandi De Ludovisi yine ayni raporda Ibrahim Pasa nin en onemli sahsiyetlerden biri oldugunu ve butun ulkenin yonetimini elinde bulunduran kisi oldugunu belirtti Ayrica Ibrahim Pasa nin sadrazam olabilmek icin bircok kurnazlik yaptigini bu makamda kalabilmek icinde padisahin cevresindeki nitelikli insanlari cezalandirdigini ya da idam ettirdigini soyledi Venedikli diplomat raporunda Ibrahim Pasa nin padisaha tek basina yakin olmak amacinda oldugunu belirterek ve su olayi ornek gosterdi Sonradan sadrazam olan Rustem padisah ile olan samimiyeti ve goruslerine onem verilmesi nedeniyle o siralar Halep te olan Ibrahim Pasa tarafindan Anadolu nun uzak bir yerinde gorevlendirildi Bu olay sonrasinda Rustem in padisaha bu goreve gitmek istemedigini soylemesi uzerine padisah ise Ibrahim geldiginde tekrar saraya donmen icin onunla konusacagim sozlerini kullandi Tarihci Hammer Ibrahim Pasa nin padisah ile dostlugunu su sozlerle anlatti Ibrahim Pasa nin arkadaslarina ustunlugu gencligi mumtaz terbiyesi ve padisahin ondan esirgemedigi dostluk her turlu rekabeti imkansiz kiliyordu Ibrahim Pasa nin giydigi elbiseler padisahin elbiselerinden daha degerliydi Ibrahim Pasa cogu zaman padisahin dairesinde kaldi ve yemeklerini genellikle onunla birlikte yedi Venedik elcisi Pietro Bragadino sabahlari birlikte olmadiklarinda onemli konulari yazarak birbirlerine dilsiz ulaklar araciligiyla gonderdiklerini soyledi Bir baska Venedik elcisi Pietro Zen ise sik sik kucuk bir teknede onlari bir arada gordugunu haremde ve bahcelerde birlikte dolastiklarini kaydetti Zen Suleyman in Ibrahim i cok sevdigini ve ikisinin cocukluktan itibaren hic ayrilmadiklarini Suleyman in padisah olduktan sonra da bu durumun devam ettigini belirtti Hammer Osmanli tarihinde gorev yapan vezirlerden hic birisinin Ibrahim Pasa nin ulastigi ikbale ulasamadigini ancak hicbirisinin de dusunun onunki kadar etki birakmadigini belirtti Ibrahim Pasa 12 sene 8 ay sadrazamlik yapti bunun 6 sene 11 aylik suresini seraskerlik goreviyle birlikte yuruttu Ayrica bu iki gorevin yaninda Rumeli Beylerbeyligi ni de idare etti Ibrahim Pasa nin sadrazamlik gorevi icin 100 000 ve Rumeli Beylerbeyligi gorevi icinse 50 000 altin olmak uzere toplamda 150 000 altin yillik geliri vardi Avrupa diplomasisiFransiz Buyukelcisi Jean de La Foret ve Ibrahim Pasa arasinda idamindan birkac gun once muzakere edilen 1536 Antlasmasinin taslagi Padisah uzerinde oldukca buyuk bir etkiye sahip olan Ibrahim sadrazam olduktan sonra ise Osmanli Imparatorlugu nun o donemde bilinen dunyayi sekillendiren dis politikasinin kontrolunu tamamen eline gecirdi Suleyman tahta ciktiktan sonra devlet isleri ile bizzat ilgilense de 1526 dan itibaren butun sorumlulugu Sadrazam Ibrahim Pasa ya birakti Osmanli Imparatorlugu na gelen elciler Ibrahim Pasa nin huzuruna ciktiktan sonra gerek gorulmesi durumunda diger vezirlerle gorusmekteydiler Elciler duzenlenen torenin ardindan padisahin elini optukten sonra Ibrahim Pasa ile goruserek meseleyi sonuca bagliyorlardi Ibrahim Pasa baskalari hakkinda bilgi toplamayi seven birisiydi ve yabanci elcilikleri bilgi almak icin bir firsat olarak goruyordu Huzuruna kabul ettigi elcileri gosterisli elbiselerle ayaga kalkmadan karsilamaktaydi Elcilerin getirdikleri hediyeleri kabul etmekteydi Hediye almaktan hoslanan Ibrahim Pasa bircok kez kendisine teklif edilen rusvet tekliflerini ise reddetti Erken diplomatik islerinde tecrubesi bulunmayan Ibrahim Pasa bu konuda bir Turk ten yardim almak yerine Venedik Duku Andrea Gritti nin gayrimesru cocugu Alvise Gritti den yardim aldi Gritti daha once devlet idaresi konusunda herhangi bir tecrubesi olmasa da Hristiyanlar konusunda tecrubeliydi Bu nedenle Ibrahim Pasa ya diplomatik konularda yardimci oldu Martin Luther 1517 yilinda Avrupa da Protestanlik mezhebinin temellerini atti Ancak ortaya cikan bu reform hareketleri Katolik bir devlet olan Habsburg Imparatorlugu nun baskisiyla karsilasti Protestanlik hareketi Avrupa yi iki bolmesi nedeniyle Osmanli Imparatorlugu tarafindan da desteklendi ve takip edildi Ibrahim Pasa 1533 yilinda Avusturya elcilerine su sozleri soyledi Kayserin kendi ulkesinde bile gucu ve itibari yok Bir konsil bile toplamayi basardi mi Ben Hristiyan hukumdarlari toplanti yapamaya pekala zorlarim Istersem onu simdi yaparim Bir tarafa Luther i diger tarafa papayi oturtarak her ikisinin de bu konsili yapmasini saglarim Avusturya ile 1533 yilinda imzalanan Istanbul Antlasmasi nin sartlarinin belirlenmesi amaciyla Avusturya elcileri ile haftalarca suren gorusmelerde bulundu Bu gorusmelerin tamaminda Ferdinand in hukumdarligini tanimadigi icin ondan hicbir unvan kullanmadan bahsetti Ibrahim Pasa Ferdinand dan kardesi ve Suleyman in oglu olarak bahsetti ve onun Osmanli sadrazami ile denk konumda oldugunu vurgulayarak kucuk dusurdu Venedik elcisi Daniello De Ludovisi 1534 yilindaki raporunda Ibrahim Pasa nin Osmanli Imparatorlugu ile Venedik arasindaki barisin devam etmesi icin caba harcadigini belirtti Yabanci elciler Ibrahim Pasa nin nufuzu dolayisi ile ilk olarak onunla gorustu Venedik balyoslari Osmanli Imparatorlugu ndaki tum islerini Ibrahim Pasa ile yuruttu Venedikli diplomat Marco Minio nun raporunda Istedigi her sey yapiliyor Sultan kendisini cok seviyor Sanki asil sultan o gibi sozlerini kullandi Ibrahim Pasa nin son uluslararasi faaliyeti 1535 te Fransa ya verilecek kapitulasyonlar ile ilgiliydi Idam edilmeden once bu konu uzerinde calisan Ibrahim Pasa Fransa ile Osmanli Imparatorlugu arasindaki ticari iliskileri duzenlemek uzere Fransiz elcisi Lafore ile muzakerelere basladi Iki devlet arasinda imzalanan bu ilk ittifak antlasmasi daha sonra iki ulke arasinda yapilan her turlu antlasmalar icin esas kabul edildi Ancak Ibrahim Pasa nin olumuyle birlikte Fransa ya verilecek olan kapitulasyon antlasmasi taslak halinde kaldi ve yururluge girmedi Cagdaslari Ibrahim Pasa yi Osmanli Imparatorlugu diplomasisinin beyni ve gucu olarak tanimladilar Sonraki donem tarihcileri de bu fikri desteklediler Jean Zeller ise Ibrahim Pasa nin rolune gereginden fazla onem verildigini savundu HirsiIbrahim Pasa elde ettigi guc sayesinde daha da yukselme hirsina kapildi ve padisaha ait olan unvanlari bile kullanmaktan cekinmedi Bu tavrini elcilerle yaptigi konusmalardaki sozleriyle acikca ortaya koydu Ilk donemlerde padisahin gucu ve zenginligi hakkinda ovunurken daha sonrasinda ise elcilere siklikla kendini ovdu Avusturya yla 1533 yilinda yapilan baris gorusmeleri sirasinda elcilere devletin kudretinden bahsettikten sonra kendi gucunu soyle vurguladi Bu buyuk devleti idare eden benim her ne yaparsam yapilmis olarak kalir zira butun kudret benim elimdedir memuriyetleri ben veririm eyaletleri ben tevzi ederim verdigim verilmis reddettigim reddedilmistir Buyuk padisah bir sey ihsan etmek istedigi yahut ihsan ettigi zaman bile eger ben onun kararini tasdik etmeyecek olursam gayr i vaki gibi kalir cunku her sey harb sulh servet kuvvet benim elimdedir Yine ayni elcilere Efendimiz padisah kendileri ile benim aramda fark kalmamasini istediklerinden biri onda biri de bende iki adet muhur bulunmasini buyurmuslardir Eger kendileri icin giysi ismarlayacak olsalar bir esini de benim icin yaptirirlar dedi Ayni konusmanin devaminda Ben kesin guce sahibim ve istedigim her seyi padisah da istiyor demektir sozlerini kullandi Elcilerle yaptigi konusmanin devaminda Hayvanlarin en korkuncu aslana kuvvet ve aliskanligin etkisiyle hukmedilir Bir baskasi ona yiyecek vermek icin yaklasamaz Aslan hukumdar bakicilari da danismanlari ve vezirleridir Bakicinin uysallastirmak icin tuttugu sopa hukumdarlari gudecek olan gercek ve adalettir Ben de efendim olan yuce sultani gercegin ve adaletin sopasiyla yonetiyorum dedi Elcilerin anlattiklarina gore Ibrahim Pasa daha sonra kendi gucunu su sozlerle anlatti Yaptigim her sey yerine getirilir Istersem bir at usagini pasa yaparim Hosuma giden herhangi bir kisiye padisahimin arastirmasina bile gerek kalmadan ulkeler ve kralliklar verebilirim Benim kabul etmedigim bir seyi isterse buyrugu yerine getirilmez Tersine padisahin kabul etmeyip benim istedigim sey hemen uygulanir Baris ve savas hep benim bilecegim seylerdir Imparatorluk hazinesi benim kontrolumdedir Hunkar benden daha satafatli giyinemez Butun harcamalarimi padisah karsiladigi icin servetim oldugu gibi durmaktadir Kralliklari ulkeleri hazineleri bana biraktigi icin her istedigimi yapabilirim Bu sozlerle Ibrahim Pasa nin iktidar hirsinin hangi boyutlara ulastigi anlasilmaktadir Dususu ve idamiPargali Ibrahim Pasa nin tabutunun saraydan cikarilisini gosteren minyatur Ahiru l emr o vezir i makbul Ebedi makbul iken oldu maktul Kim ki gaddar u sitemkar olur La cerem katle sezavar olur Boyledir ta ezeli resm i felek Her kisi ettigini bulsa gerek Ibrahim Pasa nin idamindan sonra yazilan bir dize Kanuni Sultan Suleyman in sehzadelik yillarindan beri yaninda bulunan ve onun padisah olmasindan sonra hanedan mensuplari disindaki kisilerin imparatorlukta ulasabilecegi en yuksek makama yukselen Ibrahim Pasa nin olumu hakkinda kesin bir sebep bulunmamaktadir Ancak onun saltanat hirsina kapilarak gucunu ve zenginligini bu yolda harcadigi cocuklugundan beri yetismesinde katkisi olan Sehzade Mustafa yi desteklemesi sebebiyle padisahin uzerinde oldukca buyuk bir etkiye sahip Hurrem Sultan in onu padisahin gozunden dusurmesi Irakeyn Seferi nde kisilik olarak degistigi ve sert bir tutum sergiledigi kimsenin sozunu dikkate almadigi ve maddi olarak savurganca harcamalar yaptigi gibi sebeplerin idaminda etkisi oldugu dusunulmektedir Celalzade ye gore Pasa ozellikle Irakeyn Seferi sirasinda kotu huylu kisiler sayesinde ahlak ve tavir bakimindan oldukca degisti Hicbir sebep yokken bazi kisileri idam ettirdi ve cezalandirdi Bu seferdeki buyuk ordu ile Sah Tahmasb i yok edebilecekken daginik yerdeki kaleleri ele gecirmekle ugrasti Bu konudaki basarisizligi ise kismet ve takdire baglayarak sorumluluk kabul etmedi Irakeyn Seferi esnasinda Ulama Pasa nin tesvikiyle Serasker unvanina Sultan unvanini ekledi Padisah adina yayinlanan ferman ve mensurlarin yani sira ordugah icerisinde tellallar araciligiyla duyurulan emirlerde de ayni unvani kullandi Ibrahim Pasa bu unvani padisah sefere katildiktan sonra da kullanmaya devam etti Sefer esnasinda kurulan divanlarda adet oldugu uzere istisare ile karar alinmasi gerekirken Ibrahim Pasa buna aldiris etmedi ve kendi basina kararlar aldi Ayrica kendisine getirilen dini kitaplari gorunce ofkelenerek Pek cok kitap getirirsiniz bende guzel kitaplarin sonu yoktur diyerek reddetti Ayrica Tebriz de bir kale insasi icin cok fazla masraf yapti Irakeyn Seferi nde kendisine taraftar toplamak adina bircok kisiye iyilikte bulundu ve devlet hazinesinden 80 000 altin harcadi Bu hususta Suleyman Ayas Mehmed Pasa ya Ibrahim in bunca bin altini rezillere ve sahislara in ami kasd i saltanata cur et ve ikdamina kat i delil oldugu bize yakinen hasil olmustur ve tahkiken subut bulmustur sozleriyle pasanin saltanatina kastettigini beyan etti Yine Irakeyn Seferi nde Kizilcadag yaylasina on bin kisilik bir kuvvet gonderdi ve bu kuvvetin hemen tamaminin yok olmasina sebep oldu Ayrica Defterdar Iskender Celebi nin idam edilmesine zemin hazirladi ve bircok kisinin ofkesini kazandi Solakzade nin aktardigina gore Iskender Celebi nin idam edildigi gece Suleyman bir ruya gordu Ruyasinda Iskender Celebi Bre zalim bicareyi bir mufsidin sozune uyup astin Hayli zamandan beri gecmis hizmetlerimi nicin asiverdin diyerek elindeki kayisla Suleyman i bogmak istedi Ruyadan cigliklar ile uyanan Suleyman ise elini acarak Ilahi Ibrahim sen bana nice ki o gunahsizi astirdin ise Allah tan dilerim ki sen dahi yilina varmayip katle sezavar olasin diye beddua ettigi rivayet edildi Ancak Danismend in aktardigina gore bu ruyanin dogru olmadigi Iskender Celebi nin idamindan on bes gun sonra kayin biraderi Huseyin Celebi nin idam edilmesi ile anlasilmaktadir Iskender Celebi idam edilmeden hemen once ise Ibrahim Pasa nin da Iranlilardan aldigi altin karsiliginda Suleyman i oldurmek icin bir komplo hazirliginda oldugunu beyan etti Ayrica Makbul Ibrahim Pasa nin Hurrem Sultan in oglu olmayan Sehzade Mustafa yi desteklemesinden dolayi olumunde Hurrem Sultan in da etkisinin oldugu rivayet edildi Bu sebeple Hurrem Sultan surekli olarak padisaha Ibrahim Pasa nin aleyhinde fikir asiladi Son olarak ise Irakeyn Seferi nde kullandigi Serasker Sultan unvani nedeniyle Osmanli tahtina goz diktigi fikrini padisaha kabul ettirdi Ibrahim Pasa nin tartisilan faaliyetlerinden biri de Mohac Muharebesi sonrasinda Budin den Kostantiniyye ye getirerek At Meydani ndaki sarayinin onune diktirdigi mitolojik heykellerdir Osmanli devlet geleneginde bir ulke ya da sehir ele gecirildiginde oradan elde edilen ganimetler payitahta getirilerek bir kismi sehir meydanlarinda teshir edilmekteydi Bu teshir edilen ganimetler gunlerce veya aylarca orada kalmaktaydi Bu gelenek devletin elde ettigi basariyi halka anlatmanin en etkili yollarindan birisi olarak goruldu Uc guzeller olarak anilan Herkul Apollon ve Dina nin At Meydani na dikilmesinin Ibrahim Pasa tarafindan Osmanli Imparatorlugu nun ustunlugunu cokuste olan Hristiyan Avrupasi nin kulturleriyle iliskilendirmek amacini tasidigi belirtildi Ancak bu eylem Muslumanlikta yukarida gokyuzunde asagida toprakta ve topragin altindaki suda her hangi bir seyin goruntusunun tasvirini yasaklayan kuralla ters dusuyordu Kendisinden bir putperest olarak bahsedilmeye baslandi ve heykellerin dikilmesiyle birlikte donemin sairlerinden Figani muhtemelen Firdevsi nin Mahmud Gaznevi icin yazdigi siiri uyarlayarak su iki misra ile Ibrahim Pasa yi put dikmekle sucladi Du Ibrahim amed be deyr i cihan Yeki but siken u yeki but nisan Cihan tapinagina iki Ibrahim geldi Biri putlari kirdi digeri putlari dikti Ibrahim Pasa bu duruma ofkelendi ve sairin cezalandirilmasini emretti Figani 1532 yilinin bahar ayinda once kamcilandi daha sonra sehir meydaninda bir esege bindirilerek teshir edildi ve son olarak da asilarak idam edildi Ibrahim Pasa nin idam edilmesinin ardindan bu heykeller bir takim kisiler tarafindan parcalandi Ibrahim Pasa Fransizlara verilecek olan kapitulasyonlarla ilgili calismalarini yuruturken 14 15 Mart gecesi iftar icin saraya davet edildi Iftardan sonra geceyi gecirdigi saraydaki odasinda dort dilsiz cellat tarafindan boguldu Ertesi sabah cesedi uzerinde yer alan izler siddetli bir mucadeleden sonra boguldugunu gosteriyordu Cesedi siyah bir at ile kendi sarayina tasindi Defnedildigi yeri belirten hicbir isaret yoktur Ancak bazi kaynaklarda cesedinin Galata da bulunan Canfeda Tekkesi ne defnedildigi ve mezarinin basina bir erguvan agacinin dikildigi bilgisi yer almaktadir Bunun yaninda Sicil i Osmani de ise idam edildikten sonra Okmeydani na gomuldugu yazilidir Ibrahim Pasa Irakeyn Seferi nden dondukten 67 gun sonra idam edildi Suleymanla yasit oldugu rivayetine gore oldugu zaman yaklasik 40 45 yasindaydi Daha once Makbul olarak anilirken olumunden sonra Maktul olarak anildi Yerine Ayas Mehmed Pasa sadrazam oldu Olumunden sonraPargali Ibrahim Pasa nin Canfeda Tekkesi Haziresi nde oldugu dusunulen kabri Findikli Beyoglu Istanbul Osmanli tarihcilerine gore Pargali nin olumunden sonra imparatorluk hem askeri hem de diplomatik olarak gerilemeye basladi Olumu Fransizlarla diplomatik iliskilerin zayiflamasinda etkili oldu cunku yapilan kapitulasyon anlasmasinin sartlari infazindan once henuz yururluge girmedi TDV Islam Ansiklopedisi nde Feridun Emecen Ibrahim Pasa nin olumunden sonrasi ile alakali olarak sunlari soylemektedir Ibrahim Pasa nin cagdasi olan sair ve tezkire sahibi Latifi onun hakkinda iki ayri risale kaleme aldi Evsaf i Ibrahim Pasa adli kisa risalede Ibrahim Pasa nin comertligini sair ve edipleri korudugunu yazarak ovucu ifadelere yer veren Latifi ondan sonra gelenlerin sair edip ve sanatcilara onem vermediklerini hatta bunlarin hazineden almakta olduklari in am ve caizelerinin kesildigini de soyler Daha da ileri giderek halkin Ibrahim Pasa nin kiymetini ancak olumunden sonra anladigini yazar Ibrahim Pasa oldukten sonra Suleyman butun islerini bir tek kisiye emanet etmedi Padisahin damadi ve sadrazami olan Rustem Pasa ise hicbir zaman padisaha Ibrahim Pasa kadar yakin olamadi kendi basina hareket edemedi ve padisahin izni olmadan saraya girip cikamadi Ibrahim Pasa nin olumunden 17 yil sonra Venedik Senatosu na bir rapor sunan sunlari belirtti Bunlarin arasinda zamaninda Ibrahim Pasa en gozdelerden biri oldu Rustem ise simdi sultanin en buyuk gozdesidir Sultan tarafindan kimse onun kadar sevilmedi Ibrahim Pasa nin cok onemli buyuk her istedigini yapabilen bir kisilik oldugu soyleniyor Istedigi zaman yaptiklarini sultana da anlatiyor Sultan da onu her zaman yaptiklarindan dolayi ovuyormus Istedigi zaman saraya sultanin yanina gidiyor Kulu olmaktan cok arkadasi gibi Rustem ise kolaylikla saraya giremiyormus Anadolu ve Rumeli kazaskerleri Fenarizade Muhyiddin Celebi ve Kadri Efendi 1537 yilindaki Korfu Kusatmasi nin donus yolunda Suleyman a Ibrahim Pasa nin idam edilmesinin sebebini sormalari uzerine gorevlerinden alindi ve yerlerine Istanbul Kadisi Ebussuud Efendi ile Misir Kadisi Civizade Muhiddin Mehmed Efendi getirildi KisiligiIbrahim Pasa yi gosteren a ait 1530 tarihli bir cizim Ibrahim Pasa Rumca Farsca Turkce ve Italyanca dillerini biliyordu Musikide maharetli olmasi ve okumayi cok sevmesi sebebiyle sohbetlerde aranan bir kisilikti Cocuklugundan itibaren muzik konusunda iyi bir egitim alan Ibrahim iyi bir kemanci idi Saraydaki Iranli bir muzisyenle besteler yapiyordu Sanata duskun olan Ibrahim Pasa ayni zamanda buyuk bir edebiyat hamisiydi Tarih cografya felsefe ve hukukla ilgileniyordu Ibrahim Pasa ozellikle Roma ya direnen Hannibal in ve Makedonya Imparatorlugu nu yoneten Buyuk Iskender in hikayelerini okumaktan hoslanir ve uzerinde inceleme yapardi Kendisine roman okunmasindan hoslaniyordu Avrupa yi cok yakindan takip eden Ibrahim Pasa bilgisini padisaha hissettirmekten de geri kalmazdi Bircok arastirmaci ve tarihci Ibrahim Pasa nin buyuk bir diplomat oldugu kanaatindedirler Kucuklugunden itibaren saray terbiyesi alan Ibrahim Pasa Celalzade nin tarifine gore Guzel huylu terbiyeli aydin dusunceli yuksek azim sahibi comert insafli ve liyakatli idi Sicil i Osmani de ise Akilli comert cesur ise de kotu hareketlerinden dolayi nefsini tehlikeye atti sozleriyle tanimlandi Venedik elcisi Pietro Bragadino nun 1526 tarihli raporunda Ibrahim Pasa nin zayif ve ufak tefek yuzlu oldugunu sultanin en yakin danismani konumunda bulundugunu belirterek sunlari kaydetti Dunyadaki diger buyuk beylerin neler yaptigi onlarin topraklari ulkeleri konusunda oldukca merakli degerli ilginc esyalar satin aliyor bilgili biri kitaplari okuyor ulkesinin kurallarini cok iyi biliyor Bu pasadan onceleri herkes cok nefret ediyormus ama simdi sultanin onu cok sevdigini gorduklerinden herkes onunla arkadas olmaya calisiyor sultanin annesi karisi diger iki pasa da dahil Hicbiri hicbir konuda kendisine karsi gelmiyor Bu yuzden istedigi her seyi yapabiliyor Sultanina cok sadik Halkin onunde hediye almak hosuna gidiyor gizli hicbir hediyeyi kabul etmiyor Eserleri13 sene sadrazamlik yapan Ibrahim Pasa Konstantiniyye Mekke Selanik Hezergrad Razgrad ve Kavala da camiler yaptirdi bircok yerde mescit mektep medrese zaviye hamam ve cesme gibi eserler insa ettirdi ve bunlara vakiflar tahsis ettirdi Ayrica Misir da kaldigi sure boyunca bakimsiz kalan bircok binayi cami ve okullari tamir ettirdi ve masraflarini kendi cebinden karsiladigi yeni binalar insa ettirdi Istanbul un Kumkapi semtinde yer alan Ibrahim Pasa Zevcesi Muhsine Hatun Camii Ibrahim Pasa tarafindan esinin istegi uzerine yaptirildi Yine bu caminin yakininda bir tekke ile Galata da Halic kiyisinda yer alan Eski Yagkapani Mescidi de Ibrahim Pasa nin yaptirdigi diger eserlerdir Populer kulturdeki yeriFransiz yazar Pargali Ibrahim Pasa nin hayatini ele alan Fransizca L Aurore des bien aimes adli romani 1997 de yazdi bu eser Fransa da Prix France Televisions adli bir odul kazandi Bu roman Sevenlerin Safagi ismiyle Turkceye cevrilip basildi Turk yazar Masal Olmayan Masallar adini verip hazirladigi ucleme romanin ilk kitabi Pargali Ibrahim Pasa Kanuni nin Dusu Hurrem in Kabusu olup ikinci kitap Rustem Pasa ucuncu kitap ise Sularin Getirdigi Padisah 2 Selim olmaktadir Ibrahim Pasa 2003 tarihli Hurrem Sultan dizisinde Serdar Deniz tarafindan canlandirildi Tims Productions yapimi olan ve temel olarak Osmanli Imparatorlugu padisahi I Suleyman in hayati uzerine kurgulanan Muhtesem Yuzyil adli Turk tarihi televizyon dizisinde Pargali Ibrahim Pasa aktor Okan Yalabik tarafindan canlandirildi 82 bolum sonunda tarihte yer aldigi sekilde idam edilerek olduruldu Dizinin 104 bolumunde ise yalnizca seslendirme yaparak yer aldi 2022 yapimi Turk televizyon dizisi Barbaros Hayreddin Sultanin Fermani dizisinde Cansel Elcin tarafindan canlandirilmistir Civilization VI adli video oyununun genisleme paketi Civilization VI Gathering Storm da bir Osmanli valisi olarak yer aldi Notlar Ibrahim Pasa nin esine gonderdigi mektuplarda sik sik oglu Mehmed Sah tan bahsetmektedir Gunumuzdeki adiyla Istanbul Osmanli Imparatorlugu doneminde sehrin resmi adi olmasi sebebiyle madde icerisinde Kostantiniyye kullanildi Elcilik heyeti sadece Almanca konusmalari emredildiginden baska bir dilde konusmak istemedi Ibrahim Pasa nin tercumaninin yalnizca Italyanca bilmesi nedeniyle elciler yalnizca Hirvatca bilen bir tercuman istediler Elcilerden birisi Ibrahim Pasa ya cocukluk dili olan Hirvatca hitap ederek padisah tarafindan kabul edilmelerini rica etti 1532 de elci Jerome de Zara ya Suleyman la ayni hafta dogdugunu soyledi Pietro Zen in Pregadi Konseyi nde 4 Kasim 1524 tarihinde okunan raporu Marino Sannuto tarafindan nakledildi Ibrahim Pasa Sarayi bugune gelene kadar cesitli degisikliklere ugradi Gunumuzde ise Sultanahmet Meydani nda Turk ve Islam Eserleri Muzesi olarak hizmet vermektedir Cesitli kaynaklarda 1522 ve 1524 olarak da tarihlenmektedir Turk geleneklerine gore haremden bahsetmek ve bir kadinin ifsa edilmesi hakaret olarak kabul edildi Bir Osmanli prensesinin saraya gitmek icin izin almasina gerek olmadigi fikrini desteklemektedir Ibrahim Pasa Muhsine Hatun Camii ve Muhsine Hatun Mescidi gibi isimlerle de bilinmektedir Ibrahim Pasa 30 Eylul 1524 tarihinde Basdefterdar Iskender Celebi Ulufeciler Agasi Hayreddin Aga Bascavus Sofuzade Mehmed Celalzade Mustafa Celebi otuz cavus ve bes yuz yeniceri ile beraber on adet kadirgayla Kostantiniyye den hareket etti Padisah in bu olaydan haberdar olmasindan sonra Kizilcaada ya bir hassa kayigi ile giderek Ibrahim Pasa yi ziyaret etmesi Osmanli Imparatorlugu tarihinde hicbir padisahin bir pasa icin uygulamadigi bir iltifat olarak kabul edilmektedir Turkce kaynaklarda Layos ismi de sik sik kullanilmaktadir Uzuncarsili ya gore muharebe alaninda Osmanli ordusunun toplam asker mevcudu 300 000 ve Macar ordusununki ise 150 000 den fazlaydi Osmanli protokolunde elde edilen her zaferden sonra devlet ve ordu erkaninin padisahi savas meydaninda tebrik etmeleri adettir Bu protokol icin otag ve taht gibi seyler orduyla beraber getirilirdi Osmanli doneminde padisahin ve vezirlerin basliklarina takilan tuylerden ve mucevherlerden yapilan puskul biciminde sus Bronz tunc olarak da adlandirilir Kalender Sah Kalender Celebi Has Yillik geliri 100 000 akceden daha fazla olan timarlar icin kullanilan bir tabir Gunumuzdeki genelkurmay baskani O donemde rutbe nisan ve imtiyaz verildigini bildiren padisah fermani Davul degnegine benzer topak basli atli degnegi Sarlken olarak da bilinir Macar halki tarafindan Koeszegh Koszeg Koszeg gibi adlarla anilmasina ragmen diger Avrupa milletlerince Guns veya Guns seklinde ifade edildi Osmanli kaynaklarinda ise Macarca dan muharref olarak Kosek Koseki veya Ayakoski olarak gecmektedir Kilic bagi kilic kayisi Iskender Celebi nin emrinde ve hizmetinde cok sayida adam bulundurmasi yalnizca gosteris amaciyla degildi Ileride cesitli devlet islerini liyakatle yerine getirebilecek kapasiteli insanlar yetistirmek amacindaydi Daha sonra onun kolelerinden yedisi vezir ve vezir i azamlik makamlarina getirildi Sokollu Mehmed Pasa bunun bir ornegidir Marco Minio nun Pregadi Konseyi nde 8 Ekim 1527 tarihinde okunan raporu Marino Sannuto tarafindan nakledildi Ulama Pasa Dogu Anadolu daki bazi Kurt beylerine ve Iran sancak beylerine Sultan denmesi nedeniyle Osmanli padisahinin sadrazaminin da bu unvani kullanmasinin uygun oldugunu soyledi Turkler arasinda olmek uzere olan veya idama goturulen birisinin sahitligi onemlidir ve 40 olagan sahidin yerine gecer Bir diger adi Ibrahim dir Hadikatu l vuzera ya gore Pietro Zen mukemmel keman caldigindan bahsetti KaynakcaOzel Belleten amp Nisan 1965 ss 358 359 a b c d e f g h i Emecen 2000 s 333 a b c d e f g h i j k l m n Danismend 1971 s 97 a b Ortayli 2006 s 119 a b c Afyoncu 2018 s 35 a b c d e f g h Uzuncarsili 1998 s 355 Turan 2009 ss 5 6 Hammer 2014 s 594 a b c d e Can 2013 s 10 a b c d Jenkins 1911 s 18 Pecevi 1965 s 48 Gokbilgin 2000 s 908 Simsirgil 2016 s 110 Sevgi 1986 s 29 Oztuna 1972 s 1 a b c d e Jenkins 2015 s 9 a b c Afyoncu 2012 s 78 a b c d e f Turan 2009 ss 6 a b c d e Hammer 2014 s 551 a b c LaMartineHammer 2011 s 25 a b c d Finkel 2017 s 110 a b Afyoncu 2012 s 42 a b c d e Jorga 2017 s 321 a b Belleten amp Nisan 1965 s 355 Afyoncu 2018 s 35 36 a b LaMartineHammer 2011 s 26 a b c d Jenkins 1911 s 19 a b Jenkins 2015 s 10 a b c Afyoncu 2012 s 53 Jenkins 1911 s 105 a b c Emecen 2000 s 335 a b Jenkins 1911 s 20 a b c d Jenkins 2015 s 11 Hammer 2014 s 552 a b c d e Afyoncu 2018 s 36 Danismend 1971 ss 97 98 a b Can 2013 s 13 a b c LaMartineHammer 2011 s 27 LaMartineHammer 2011 s 26 27 Jenkins 1911 s 34 E J Brill s first encyclopaedia of Islam 1913 1936 Volume 2 By Martijn Theodoor Houtsma a gore 27 Haziran 1524 a b c Celalzade 2011 s 88 a b c Danismend 1971 s 98 a b Celalzade 2011 s 89 a b Uzuncarsili 1998 s 318 a b Jenkins 1911 s 36 Celalzade 2011 s 87 Celalzade 2011 s 87 88 Solakzade 1989 s 127 a b c Celalzade 2011 s 90 Uzuncarsili 1998 s 319 Jenkins 1911 s 43 LaMartineHammer 2011 s 29 a b c d Uzuncarsili 1998 s 320 a b Can 2013 s 29 Turan 2009 s 4 a b Jenkins 2015 s 28 a b c Turan 2009 s 10 LaMartineHammer 2011 s 30 Celalzade 2011 s 93 Danismend 1971 s 103 a b Belleten amp Nisan 1965 s 358 Belleten amp Nisan 1965 ss 355 364 a b c Turan 2009 s 11 Belleten amp Nisan 1965 ss 359 360 a b Belleten amp Nisan 1965 s 360 a b Turan 2009 s 12 Belleten amp Nisan 1965 s 356 Ali Gelibolulu Mustafa 2009 Kunhu l Ahbar 4 Rukn Tipki Basim Ankara s 278 LaMartineHammer 2011 s 31 a b c d Celalzade 2011 s 99 a b Hammer 2014 s 556 a b c Gokbilgin 2019 s 26 Solakzade 1989 s 132 133 Danismend 1971 s 105 a b c Solakzade 1989 s 133 a b c d e LaMartineHammer 2011 s 32 a b c Danismend 1971 s 106 a b Celalzade 2011 s 100 a b Solakzade 1989 s 134 a b c d e f g h Hammer 2014 s 558 a b Jenkins 1911 s 45 a b c d e f g Danismend 1971 s 107 a b Celalzade 2011 s 104 105 a b Jenkins 1911 s 46 Shaw Stanford 1994 Osmanli Imparatorlugu ve Modern Turkiye Cilt 1 Istanbul E Yayinlari s 135 a b c Emecen 2000 s 334 Bostan 2009 s 444 Aksun 1994 s 250 Celalzade 2011 s 105 Hammer 2014 s 560 Hammer 2014 ss 560 561 Danismend 1971 ss 106 107 a b c d Hammer 2014 s 561 Jenkins 1911 s 47 Gokbilgin 2019 s 27 a b c Finkel 2017 s 120 Gokbilgin 2019 ss 27 28 Can 2013 s 33 34 LaMartineHammer 2011 s 33 Celalzade 2011 s 558 a b Danismend 1971 s 108 a b c d e f Hammer 2014 s 566 a b c Finkel 2017 s 111 Celalzade 2011 s 109 a b Danismend 1971 s 113 a b c Hammer 2014 s 567 a b Celalzade 2011 s 111 a b Jenkins 2015 s 90 Solakzade 1989 s 139 Celalzade 2011 s 112 Jorga 2017 s 365 a b Danismend 1971 s 114 Jorga 2017 s 366 Jenkins 2015 s 91 Solakzade 1989 s 140 a b Hammer 2014 s 568 Danismend 1971 s 115 a b Celalzade 2011 s 121 a b c Danismend 1971 s 116 Celalzade 2011 s 120 a b Hammer 2014 s 571 Jorga 2017 s 369 Uzuncarsili 1998 s 326 Solakzade 1989 s 145 a b Solakzade 1989 s 146 147 Jenkins 2015 s 92 a b Jenkins 2015 s 93 Jenkins 2015 s 92 93 a b c d Hammer 2014 s 572 Jorga 2017 s 370 Danismend 1971 s 117 a b Danismend 1971 s 118 Danismend 1971 s 119 Hammer 2014 s 573 Uzuncarsili 1998 s 346 Hammer 2014 s 574 a b c d e Hammer 2014 s 575 a b c d e Uzuncarsili 1998 s 347 Danismend 1971 ss 123 124 a b c Danismend 1971 s 124 Danismend 1971 ss 124 125 a b c d e Danismend 1971 s 125 a b Hammer 2014 s 576 a b Hammer 2014 s 583 a b Celalzade 2011 s 145 a b Uzuncarsili 1998 s 356 Danismend 1971 s 128 a b c d e f Celalzade 2011 s 146 a b c Hammer 2014 s 584 Hammer 2014 s 583 584 a b Danismend 1971 s 129 Uzuncarsili 1998 s 328 a b c Danismend 1971 s 130 a b c Uzuncarsili 1998 s 329 Jenkins 1911 s 65 Danismend 1971 s 131 a b Danismend 1971 s 132 a b Danismend 1971 s 133 a b Danismend 1971 s 135 Danismend 1971 s 136 a b c d e Danismend 1971 s 137 a b c d Danismend 1971 s 138 Hammer 2014 s 591 Jenkins 1911 ss 79 80 Aksun 1994 s 266 Uzuncarsili 1998 s 331 a b c d Danismend 1971 s 148 Uzuncarsili 1998 s 331 332 a b c Uzuncarsili 1998 s 332 Celalzade 2011 s 172 173 Celalzade 2011 s 176 Celalzade 2011 s 177 Celalzade 2011 s 178 Celalzade 2011 s 180 Solakzade 1989 s 174 Erdogru 2014 s 170 a b c d Erdogru 2014 s 171 a b c Danismend 1971 s 149 a b c d Uzuncarsili 1998 s 334 LaMartineHammer 2011 s 82 Celalzade 2011 s 183 a b Celalzade 2011 s 184 a b Hammer 2014 s 599 Erdogru 2014 s 169 Danismend 1971 s 150 a b Hammer 2014 s 600 a b Celalzade 2011 s 189 Hammer 2014 s 601 Danismend 1971 s 156 a b Hammer 2014 s 606 Danismend 1971 ss 157 158 a b Uzuncarsili 1998 s 348 a b Jenkins 2015 s 100 Gokbilgin 2019 s 53 54 Uzuncarsili 1998 s 348 349 a b c d Danismend 1971 s 159 a b Celalzade 2011 s 195 a b c d e Gokbilgin 2019 s 54 a b c Uzuncarsili 1998 s 349 Hammer 2014 s 607 a b c d e Hammer 2014 s 608 Uzuncarsili 1998 ss 349 350 Celalzade 2011 s 196 197 a b c d Danismend 1971 s 163 a b c Uzuncarsili 1998 s 350 Celalzade 2011 s 198 a b c d e f g h Danismend 1971 s 164 Hammer 2014 s 613 Hammer 2014 ss 608 609 a b c Celalzade 2011 s 199 Uzuncarsili 1998 s 353 Solakzade 1989 s 186 a b c d e Hammer 2014 s 609 a b Celalzade 2011 s 199 200 a b Emecen 1999 s 116 Celalzade 2011 s 200 Gokbilgin 2019 s 55 a b c Uzuncarsili 1998 s 351 Danismend 1971 s 165 Celalzade 2011 s 201 a b c d Danismend 1971 s 166 Oztuna 1989 s 113 a b c Jenkins 2015 s 101 a b c d Hammer 2014 s 610 a b Belleten amp Nisan 1957 s 449 a b c Celalzade 2011 s 205 Solakzade 1983 ss 183 a b Danismend 1971 s 172 a b Hammer 2014 s 611 Can 2013 s 85 Celalzade 2011 s 206 a b Uzuncarsili 1998 s 352 a b c d Danismend 1971 s 173 Danismend 1974 s 172 Celalzade 2011 s 209 Hammer 2014 s 612 Celalzade 2011 s 210 Emecen 1999 s 117 Jenkins 2015 s 35 a b c Jenkins 2015 s 33 a b Jorga 2017 s 322 Jenkins 1911 s 33 a b c d e Afyoncu 2012 s 52 Afyoncu 2012 s 111 Jenkins 1911 s 51 a b c Afyoncu 2012 s 112 Afyoncu 2012 s 95 96 Afyoncu 2012 s 96 Afyoncu 2012 s 56 a b c d e f Jenkins 1911 s 22 a b c d e Hammer 2014 s 615 Danismend 1971 s 184 a b c d e Jenkins 2015 s 64 Jenkins 2015 s 74 a b c Jenkins 2015 s 75 a b Jenkins 2015 s 78 Jenkins 2015 s 79 Afyoncu 2012 s 113 Afyoncu 2018 s 49 Can 2013 s 79 Afyoncu 2018 s 50 Can 2013 s 80 Reston 2011 s 364 Afyoncu 2012 s 69 a b Hammer 2014 s 614 Jenkins 2015 s 62 a b Jenkins 2015 s 82 Jenkins 2015 ss 74 75 Danismend 1971 s 99 LaMartineHammer 2011 s 60 61 Reston 2011 s 365 Jenkins 1911 s 42 LaMartineHammer 2011 s 61 LaMartineHammer 2011 s 61 62 LaMartineHammer 2011 s 62 a b Jenkins 2015 s 77 LaMartineHammer 2011 s 63 a b Solakzade 1989 s 191 a b c d Jenkins 1911 s 109 Jenkins 1911 s 615 Jenkins 1911 s 358 Gokbilgin 2000 s 334 a b c Celalzade 2011 s 213 a b c Danismend 1971 s 187 a b c Uzuncarsili 1998 s 357 Ugurluel 2017 s 223 Danismend 1971 s 167 a b Celalzade 2011 s 214 Solakzade 1989 ss 189 190 Solakzade 1989 s 190 a b c Uzuncarsili 1998 s 358 a b Solakzade 1989 ss 187 188 Jenkins 2015 s 108 a b c Danismend 1971 s 174 Jenkins 2015 s 107 a b Danismend 1971 s 188 a b c d Ortayli 2006 s 151 Ugurluel 2017 s 119 Reston 2011 s 217 a b Jenkins 2015 s 104 Can 2013 s 44 a b Can 2013 s 45 Finkel 2017 s 120 121 Domenico Trevisano Alberi III vol i s 115 Jorga 2017 s 323 Hammer 2014 s 615 616 Sicill i Osmani 1996 s 778 a b Danismend 1971 s 189 a b Uzuncarsili 1998 s 359 Anadolu Ajansi 5 Agustos 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 27 Mart 2022 Afyoncu 2018 s 67 68 FERIDUN EMECEN TDV Islam Arastirmalari Merkezi 23 Agustos 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Aralik 2019 a b Afyoncu 2015 s 134 Can 2013 s 108 Ugurluel 2017 s 116 a b Afyoncu 2012 s 52 53 Sicill i Osmani 1996 s 777 778 Can 2013 s 111 Jenkins 2015 s 37 Gardel Louis Cev Umit Moran Altan Sevenlerin Safagi 28 Aralik 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Istanbul Can Yayinlari ISBN 975 510 825 4 Ulku Cahit 2011 Pargali Ibrahim Pasa Kanuni nin Dusu Hurrem in Kabusu 7 bas Istanbul Inkilap Kitabevi ISBN 978 975 10 1698 0 a b Pargali Ibrahim Muhtesem Yuzyil a Geri Dondu Haberler com 21 Eylul 2013 21 Eylul 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Agustos 2020 Civilization VI The Official Site Suleiman Leads the Ottomans Civilization VI The Official Site Ingilizce 14 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Agustos 2020 GenelAfyoncu Erhan 2015 Kanuni Ve Sehzade Mustafa Venedik Elcilerinin Raporlarina Gore Istanbul Yeditepe Yayinevi ISBN 978 6054 052 96 7 Afyoncu Erhan 2012 Kanuni Ve Pargali Ibrahim Pasa Venedik Elcilerinin Raporlarina Gore Istanbul Yeditepe Yayinevi ISBN 978 6054 052 87 5 Afyoncu Erhan 2018 Muhtesem Suleyman Kanuni Sultan Suleyman ve Hurrem Sultan Istanbul Yeditepe Yayinevi ISBN 978 605 4052 55 4 Aksun Ziya Nur 1994 Osmanli Tarihi 1 Otuken Nesriyat ISBN 9754371458 Bostan Idris 2009 Selman Reis Turkiye Diyanet Vakfi Islam Ansiklopedisi Cilt 36 Can Aykut 2013 Pargali nin Olumu Istanbul Yeditepe Yayinevi ISBN 978 605 5200 12 1 Celebi Celalzade Mustafa 2011 Kanuni nin Tarihcisinden Muhtesem Cag Kanuni Sultan Suleyman Tabakatu l Memalik ve Derecatu l Mesalik 1 bas Kariyer Yayincilik Iletisim ISBN 978 9944 300 59 9 Danismend Ismail Hami 1971 Izahli Osmanli Tarihi Kronolojisi Cilt 2 Turkiye Yayinevi Emecen Feridun 1999 Ibrahim Pasa Makbul Turkiye Diyanet Vakfi Islam Ansiklopedisi Cilt 19 Emecen Feridun 2000 Ibrahim Pasa Makbul Turkiye Diyanet Vakfi Islam Ansiklopedisi Cilt 21 Erdogru M Akif 2014 Kanuni Sultan Suleyman in 1532 tarihli Alman Seferi ruznamesi Tarih Incelemeleri Dergisi XXIX 1 Finkel Caroline 2017 Ruyadan Imparatorluga Osmanli Osmanli Imparatorlugu nun Oykusu 1300 1923 7 bas Istanbul Timas Yayinlari ISBN 978 9752 635 10 4 Gokbilgin Tayyib Temmuz 1957 Arz ve Raporlarina Gore Ibrahim Pasa nin Irakeyn Seferindeki Ilk Tedbirleri ve Futuhati XXI Belleten Sayi 83 Gokbilgin Tayyib 2000 Ibrahim Pasa Pargali Frenk Makbul Maktul Islam Ansiklopedisi Gokbilgin Tayyib 2019 Kanuni Sultan Suleyman Istanbul Kronik Kitap ISBN 978 975 2430 90 7 Hammer Joseph Von 2014 Osmanli Imparatorlugu Tarihi 1 Istanbul Ilgi Kultur Sanat Yayincilik ss 551 616 ISBN 978 9944 978 32 3 Jenkins Hester Donaldson 1911 Ibrahim Pasha Grand Vizir of Suleiman the Magnificient University of Toronto Libraries ISBN 978 1 152 32717 7 Ingilizce Jenkins Hester Donaldson 2015 Pargali Ibrahim Pasa 2 bas Yeditepe Yayinevi ISBN 978 6054 052 60 8 Turkce Jorga Nicolae 2017 Osmanli Imparatorlugu Tarihi 1451 1538 c 2 2 Istanbul Yeditepe Yayinlari ISBN 978 605 2070 23 9 LaMartine Alphonse De Hammer Joseph Von 2011 Kanuni Caginin Ruhu Iki Cepheden Bir Devir Bir Padisah 1 bas Kapi Yayinlari ISBN 978 605 4322 54 1 LaMartine Alphonse De 2005 Osmanli Tarihi 2 Cihan Hakimiyeti 2 bas Istanbul Bilge Kultur Sanat Yayincilik Ortayli Ilber 2006 Osmanli yi Yeniden Kesfetmek Istanbul Timas Yayinlari ISBN 978 975 2633 71 1 Oztuna Yilmaz 1972 Ibrahim Pasa Makbul Ankara Turk Ansiklopedisi Milli Egitim Basimevi Oztuna Yilmaz 1989 Kanuni Sultan Suleyman Ankara Kultur Bakanligi Yayinlari ISBN 978 975 1703 74 3 Pecevi 1965 Istanbul Son Telgraf Matbaasi Reston James 2011 Kanuni ve Sarlken Avrupa Ugruna Savas 1520 1536 Istanbul Timas Yayinlari ISBN 978 605 1146 66 9 Latifi 1986 Sevgi Ahmet Ed Latifi nin Iki Risalesi Enisu l Fusaha ve Evsaf i Ibrahim Pasa 2 Konya Selcuk Universitesi Yay Solakzade Mehmed Hemdemi 1989 Cabuk Vahid Ed Solak Zade Tarihi 2 Ankara Kultur ve Turizm Bakanligi Yayinlari ISBN 9751705118 Sureyya Mehmed 1996 Sicill i Osmani 3 Cilt Istanbul Tarih Vakfi Yurt Yayinlari ISBN 975 333 041 3 Simsirgil Ahmet 2016 Kayi IV Osmanli Tarihi Ufuklarin Padisahi Kanuni Istanbul Timas Yayinlari ISBN 978 6050 813 03 6 Turan Ebru 2009 The Marriage of Ibrahim Pasha ca 1495 1536 Ingilizce 41 Turcica bas ss 3 36 ISSN 0082 6847 7 Agustos 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Kasim 2019 Ingilizce Ugurluel Talha 2017 Dunyaya Hukmeden Sultan Kanuni Timas Yayinlari ISBN 978 605 0808 52 0 Uzuncarsili Ismail Hakki 1998 Osmanli Tarihi Istanbul un Fethinden Kanuni Sultan Suleyman in Olumune Kadar 2 7 bas Turk Tarih Kurumu Basimevi ISBN 978 975 1600 12 7 Uzuncarsili Ismail Hakki Nisan 1965 Kanuni Sultan Suleyman in Vezir i Azami Makbul ve Maktul Ibrahim Pasa Padisah Damadi Degildi PDF Belleten XXIX 114 ss 355 364 12 Nisan 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Agustos 2020 Wikimedia Commons ta Pargali Ibrahim Pasha ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Siyasi goreviOnce gelen Piri Mehmed Pasa Osmanli Sadrazami 27 Haziran 1523 14 Mart 1536 Sonra gelen Ayas Mehmed PasaOnce gelen Ayas Mehmed Pasa Rumeli Beylerbeyi 27 Haziran 1523 14 Mart 1536 Sonra gelen Lutfi Pasa