Pamir Alevîliği ya da Türkistan Alevîliği; Çin, Pakistan, Afganistan ile Kırgızistan sınırındaki bölgede yer alan Pamir Dağları'nın etrafında yaşayanlar arasında yaygın olan İmâmet (İsmâ‘ilî i'tikadı) ve İmâmet (Nizârî i'tikadı) kökenli Nizârî İsmâ‘ilîler'in nüfus çoğunluğu teşkil ettiği Tacikistan'ın Dağlık Bedehşan Özerk Vilayeti ile Afganistan'nın Badahşan Vilayeti ve civarındaki yōrelere özgü İslâm i'tikadı.
Tarihçe
Emevîler tarafından “Hanedân-ı Alevîyye” mensuplarına karşı uygulanan takibât ve gerçekleştirilen mezâlimden kaçmağa muvaffak olabilen Ali bin Ebâ Tâlib Merkedî taraftarlarının Irak kıt’asıyla, Türkistan ve İran yaylâhlarına iskân edilmeleri neticesinde Taberistan, Azerbaycan ve Hazar Denizi kıyılarındaki ülkelerde yaşayan Alevî nüfusta hızlı bir artış meydana gelmişti.
Alevî Dâîlerin önemli fa’aliyetleri ve Alevîler’in Türkistan’a yayılmaları
“Hanedân-ı Ehl-i Beyt” nâmına Hilâfet makamının ele geçirilmesine yönelik başlatılan ihtilâller, neticede bir sülâlenin başarısıyla sonuçlanır sonuçlanmaz asıl olan umûmî gâye ve hedefler hemen unutularak hâkimiyet bu yeni ailenin tasarrufuna teslim ediliyordu. Hükûmet kurmaya muvaffak olan Alevî zümreler içerisinde en uzun ömre nâil olan “Bâvendîler” (Karahanlılar) 372 sene süren saltanatları zarfında tam 25 tane hükûmdâr tarafından yönetilmişlerdi. “Alevîler” içerisinde başta en güçlüleri olan “Mısır Fâtımîleri” olmak üzere “Bâvendîler” kadar dört asra yakın bir müddet istiklâllerini sürdürmeğe muvaffak olabilenlere pek nadiren rastlanmaktadır. Batı Aksa’da kurulan ve bir buçuk asır süren “Benî İdris Alevî Hanedânlığı” ile daha kısa yaşayan “Alevî Devletleri” de burada bahsedilmeğe değerdir.
Alevîler tarafından iskân edilen ülkeler
Alevîler kendi güvenliklerini teminat altına alma açısından Deylem, Mazenderan, Taberistan ve İran’da askerî harekâta uygun olmayan sarp dağlar üzerinde yer alan yüksek yaylâlardaki nehirlerin kıyılarında ikâmet etmekteydiler. Bağdat’taki hilâfet merkezinden çok uzakta bulunan bu muhitlerde Alevîler’in mevkileri hâlifelerin nüfuzundan çok daha fazla etkili olmaktaydı. “Dâ’î-i Kebîr” ve “Dâ’î-i Sâgîr” nâmı altında bağımsızlıklarını ilân eden “Sâhib-î Zuhurlar” hep bu çevrelerden yetişiyordu. Abbâsî Hâlifesi “” devrinde “Duât’û-Alevîyye” mensubu “Yahyâ bin Ömer Kûfî” huruç hareketi başlattığında Irak’ta Ehl-i Beyt’e bağlı ne kadar Alevî varsa hepsi onun önderliği altında birleşerek Abbâsî Orduları’yla kanlı bir muharebeye giriştiler. Bu şiddetli harpte katledilen Yahyâ bin Ömer’in başının Bağdat’ta teşhir edilmesinden son derece müteessir olan Alevîler uzak ülkelere yerleştiler.
Alevîler’in Türkistan’a doğru yayılmaları
Hicrî 98 / M. 717 yılında “Yezid bin Mühelleb” Taberistan, Cürcan ve etrafındaki şehirleri fethettikten sonra bu muhitlerde Abbâsîler’den El-Mansur devrine kadar sürekli olarak kırk sene boyunca Alevîlik propagandaları yürütüldü. Hicrî 138 / M. 756 yılında ise Sünbâd (Sinbâd) adındaki bir Mecûsî İslâm âkideleri üzerinde bozguncu etkiler yaratan ve pek çok kişiyi peşinden sürükleyen yeni bir mezhep ortaya attı.
“Hasan bin Zeyd’ûl-Alevî” ve Taberistan İsyânı
Bu hadiseden otuz yıl sonra M. 785 yılında “Ali Zeyn el-Âb’ı-Dîn’in torunu Hasan bin Zeyd’ûl-Alevî” Taberistan’da “Hanedân-ı Ehl-i Beyt” nâmına dâvetlerine başladı. Hattâ “Benî Bâdüsîyân” nâmıyla meşhur “Rüstemdâd” hükümdârı “Abd’ûl-Lâh” da Hasan bin Zeyd’ûl-Alevî’ye tâbi olanlar arasındaydı. Deylem, Âmül ve bütün Taberistan şehirlerinde “Alevîlik” propagandalarının şiddetli bir şekilde devam ettiği bu devirde “Rüstemdarlar’dan Feridun’un oğlu Bâdüsyân” hükümdârlık makâmına geçince Abbâsîler’in aleyhine fa’aaliyetler sürdürmekte olan ihtilâlcilerin önderi Hasan bin Zeyd bin Ali’ûl-Alevî’ye de büyük ihsânlarda bulunmuştu.
El-Dâî’Kebîr Hâlife – İmâm Bil’Hâkk “Hasan bin Zeyyid” İsyânı
O sıralarda Abd’ûl-Lâh bin Tâhir’in Oğlu Muhammed’in dirliği olan Deylem-Taberistan kıt’ası, onun nâmına “Câbir bin Hârun” adındaki Hristiyan kâtibi tarafından yönetilmekteydi. Bu adamın yaptığı mezâlime tahammül edemeyen Taberistanlılar, Alevîler’den bir önderin etrafında teşkilâtlandılar. Bu yeni önderin daha deneyimli olan ve Cürcan’da yaşayan Hasan bin Zeyyid’i tavsiye etmesi üzerine ise, harekâtı yönetmek için Hasan bin Zeyyid’i Taberistan’a davet ederek “El-Dâî’Kebîr Hâlife ve İmâm Bil’Hâkk” ünvânı ile Hicrî 250 / M. 864 yılının Ramazan ayında kendisine biât ettiler. Bu gelişmeler neticesinde Abbâsîler’in Taberistan valisi olan “Süleyman bin Tâhir” firar etmek zorunda kaldı. Etrafa mektuplar yollayan “Hasan bin Zeyyid” bu muhitlerdeki halkı kendisine biât etmeğe dâvet etti. Mülûk Bâvendîyye’den “III. Şehrîyâr” bu dâvete icâbet edenlerin başında gelmekteydi.
Alevîler’in Taberistan’daki diğer fa’aliyetleri
Hicrî 250 / M. 864 yılında yine Taberistan’da Nâsır’ûl-Hâk Alevî yeni bir huruç hareketi başlattı. Bunu müteakiben “Dâî Hayfer Hasan Kâsım Alevî”, “Seyyid Câ’fer”, “Seyyid Geylân” gibi çok önemli hâdiseler başlatan dâîlerin propagandaları neticesinde bu bölgelerde Abbâsîler büyük ölçüde itibâr kaybına uğrayarak her türlü nüfuzlarını da yitirmiş oldular. Arada geçen zaman zarfı içerisinde ufak tefek birtakım hükûmetlerin kurulmasına rağmen, bu hükûmetleri kuran sülaleler süreklilik ve istikrar sağlamayı başaramadıklarından birbirlerini takiben tarihin sahnesinden silinip yok oldular. Neticede Bağdat Hilâfet makamının hâkimiyeti bu bölgede kuvvetli bir şekilde hissedilmeye başlamış oldu. Daha sonra gelen devirlerde ise “Ahmed Hücistanî” adında bir sâhib-i huruç Curcan ve Taberistan’da ihtilâl çıkardı.
“Hasan bin Ali El-Utrus” İsyânı
Hicrî 301 / M. 914 yılında “Sare” ve “Âmül” şehirlerini fetheden meşhur “Hasan bin Ali el-Utrus” on yedi yıl süren ayaklanması neticesinde Abbâsîler’in isimlerini bölgeden tamamıyla silmeyi başardı. Bir yandan Bağdad hâlifelerine karşı sonsuz kin ve husumet propagandaları yürüten dâîlerin tesirleri nedeniyle, diğer taraftan da Irak’taki hükûmet tarafından “Alevîlik” yanlılığıyla itham edilmeleri sebebiyle, binlerce insan Taberistan ve Gürgan yöresine göç etmek zorunda kalmışlardı. Hasan bin Ali el-Utrus’un ölümü üzerine “Leylâ bin Nûman”, “En-Nâsır’ûd-Dîn Allâh” unvanıyla yeni bir huruç hareketi başlattı. “Nişabur” ve “Tûs” şehirlerini işgal ederek Alevîler’in mevkîilerini bir hâyli kuvvetlendirdi.
Taberistan Alevîleri’nin Bağdat’taki taraftarlarına yolladıkları mâlî yardımlar
Bu hâdiseler cereyân ederken Taberistan Alavîleri de el altından Bağdat’taki Alevîleri desteklemek maksadıyla mâlî yardımlarda bulunuyorlardı. Muhammed bin Zeyyid el-Alevî’nin tahsilâtından otuz bin altının Irak’ta mukîm sâdâta dağıtılmak üzere Muhammed bin Verd Attar’a gönderildiği haberi Bağdat’taki hâlife El-Mû’tezîd bil-Lâh’a ihbâr edilmiş fakat hâlife bu yardımların sahiplerine ulaşmalarına engel olmak istememişti. Bağdat’ın “Büveyhîler” tarafından fethine kadar Şiî ve Sünnî mücadeleleri en hararetli şekliyle devam etti.
Mısır’dan Türkistan’a Fâtımîler’in gönderdiği Alevî-Dâ’îler
Fâtımîler’in Mısır’da hükûmet kurmaları üzerine Mısır dâ’îleri Suriye üzerinden uç Anadolu’ya, Horasan’a ve Türkistan’a gelmeye başladılar. Horasan’da oturan büyük dâ’î, Maverâünnehre ve oradan daha esaslı bir teşkilât oluşturabilmek amacıyla Nesef ve Buhârâ’ya geçmişti. “Bâtınîler”, artık Abbâsîler’e karşı en önemli dâ’îlerini Kahire saraylarından ithâl etmeye başlamışlardı. "EbûʿAlî el-Mansûr el-Hâkim bi-EmrʿAllâh" ve "Ebû Tamîm Ma’add el-Mûstensir bil-Lâh" gibi Bâtınîliğin dâî a’zâmlık mertebesine ulaşmış olan hâlifeler, bu harekâtın idaresini tüm hassasiyetleriyle ellerinde tutmakta ve en ehliyetli dâ’îlerini Türkistan’a tayin etmekteydiler. Deylem’e Ebâ Hâtim, Nişabur’a Ahmed Nesefî ve Ebû Yakûb Sizcî, Maverâünnehir’e Bendanî, Hindistan’a Ahmed bin Keyyâl (H. 270, M. 884), Endülüs’e İbn-i Meserret (H. 310, M. 923) gibi çok iktidarlı dâ’îler “Bâtınîlik Teşkilâtını” oluşturmak üzere atanmışlardı.
Mısır Fâtımîleri’nin desteğiyle Orta Asya’da kurulan Pamir-Alevî teşkilâtı
Abbâsî Halifeliği’ne karşı şiddetli bir husumet ve muhalefet beslemekte olan Mısır Fâtımî dâ’îleri Buhârâ’ya hâkim olan Samânîler’in en yakınları arasına nüfuz ederek Maverâünnehir ve Türkistan valilerinin saraylarına girmeyi başararak Fâtımî halifeleri adına halkı Şîʿa-i Bâtın’îyye mezhebine davet etmeğe başladılar. Maverâünnehre atanan Fâtımî dâîlerinden Muhammed Nesefî’nin çabalarıyla Samânîler’in ikinci hükümdarı olan “Nasr bin Ahmed bin Sâman” Şîʿa-i Bâtın’îyye mezhebine girdi. Ali’nin “İlâh el-Arab” nâmı ile anılmakta olduğu bu bölgede Türkistan hükümdârı ile Âli Saffar’ın müessisi olan Yakûb bin Leys de “Bâtınî-Alevîliği” kabul etmişlerdi. Böylece, Orta Asya’da çok kuvvetli bir “Bâtın’îyye Teşkilâtı” vücuda getirilmiş oldu.
Taberistan-Pamir-Türkistan Bâtınî-Alevîleri Dâî-i Â’zam-ı: Muin’ed-Dîn Nâsır-ı Hüsrev
Din ve felsefe ilimlerinde büyük şöhret sahibi olan “Muin’ed-Dîn Nâsır-ı Hüsrev”, Tuğrul Selçukî’nin kardeşi Çağrı Bey’in Horasan valiliği esnasında önemli memuriyetlerde bulundu. H. 437, M. 1046 yılında Hicaz’a gitti. H. 440, M. 1049’da Fâtımî halifesi Ebû Tamîm Ma’add el-Mûstensir bil-Lâh’ın emrine girdi. “İmâm-ı Zaman” tarafından Horasan Dâî Â’zamlığına tâyin oldu. Tehame, Yemen, Lehsa Karmatîler’i ile ilişkiler kurdu. Oralarda bir hayli neşriyatta bulunduktan sonra Basra ve İsfahan’a uğrayarak kardeşi Ebû Said ile birlikte Belh’e geldi. Kendisine “Hüccet-î Mûstensir”, “Hüccet-î Horasan” ve “Sâhib-î Cezîre” unvanları verildi. Nâsır Hüsrev’in fa’aliyetlerinden şüphelenen hükûmet onu Horasan’dan çıkardı. Uzun seyahatlerden sonra Belh’e oradanda Mazenderan’a gitti. Vardığı yerlerde hep Bedmezheplik ile suçlandı. Bu sebeple kimliğini gizlemek ve deruhte ettiği görevi tehlikesiz ifa edebilmek amacıyla kimi zaman bir tarikât üyesi gibi Ebû’l Hasan Kharakânî zâviyesinde, kimi zaman da İsfahan ve Geylan âlimleriyle hikmet ve felsefeye dair münakaşalara giren bir hâkim olarak tanınmaktaydı. Bedehşan köylerinden Yemlekân’da öldü. “Orta Asya Alevîleri” üzerinde derin izler bırakmış olan Muin’ed-Dîn Nâsır-ı Hüsrev’in mezarı bütün Rusya, İran, Hindistan, Afganistan ve Çin’den akın eden ziyaretçilerle takdis edilmektedir.
Pamir Alevî–Bâtınîliği’nin i’tikadî ilkeleri
"“Türkistan Bâtınîleri”" ve "“Pamir Alevîleri”" tarafından mezhepte “Düstur-û Amel” olarak bilinen Nâsır-ı Hüsrev’in fıkıh kitabını andıran eseri “Veçh-î Dîn,” günümüzde "Bâtınî Pamir–Alevîliği" i’tikadının ana hatlarını kayıt altında tutabilmiş olan en ciddî belge niteliğindedir.
- Veçh-î Dîn’in öğretisinde “Allah’ın insanlara karşı hücceti olan imân mevcuttur.” Cinnet akıldan ibârettir. “Resûller,” “Hüdâvend-i Tenzil,” onların vasileri olan “İmâm-ı Zamân” da “Hüdâvend-i Te’vil”dir. Cehennem, “Cehl ve Hamakât” demektir.
- İnsanda altı cihetin mevcudiyetinden ötürü Allah insanlara “Nâtık” adı verilen Âdem, Nûh, İbrahim, Mûsâ, İsâ ve Muhammed gibi altı büyük peygamber göndermiştir. Her peygamberin ardından da altı tane büyük imâm gelmiştir. Altıncı büyük imâmdan sonra ise tekrar yeni bir Nâtık – Peygamber gönderilir. İnsanlar ise Sünnâ’ûl-Hilkât’tir.
- Şer’iâtin zâhiri olduğu gibi bâtını da vardır. Her peygamber “Sâmit İmâm” diye bilinen ve Nâtığa gelen vahyin bâtınî mânasını izahâtla görevlendirilen bir “Esâs” ya da “Susan” tarafından tâkip edilir.
- Yedinci “Nâtık” Bâtın’îyye Mezhebi’nin müjdecisi olan Muhammed bin İsmâ‘il’dir. Onun Esâs’ı da Bâtın’îyye i’tikadının müessisi olan “Meymûn’ûl-Kaddâh’ın oğlu ʿAbd Allâh İbn-i Meymûn” ile oğullarıdır.
- Dinî teklifler birer mahiyeti te’vil ile örtülüdür. Örneğin, abdest bâtınen Hüdâvend-i Zamân’ın ahdini iltizâm eder ve düşmanlarından inkıtâ’dır.
- Nâmaz’ın hakikâtiyse Hüdâvend’in dostlarına ittisâldir.
- İnsanların yememekten ve içmemekten kurtulmalarından dolayı “Ramazan Bayramı” “Esâs”ın dilidir. İşte Mü’minler de bu “Esâs” sayesinde ilîm zâ’fından sıyrılıp otuz gün süresince sukûn’un dili olan oruç’tan sonra ilîm ile tekemmül ederler.
- Yedi “Nâtık (Âdem, Nûh, İbrahim, Mûsâ, İsâ, Muhammed ve Muhammed bin İsmâ‘îl eş-Şâkir)”, “Yedi Esâs ya da Sâmit İmâm (Şit, Sam, İsmâ‘il, Hârun, Şem’ûn, Ali el-Mûrtezâ, ʿAbd Allâh İbn-i Meymûn ve Oğulları),” “Altı İmâm (Hasan el-Mûctebâ, Hüseyin eş-Şühedâ, Ali Zeyn el-Âb’ı-Dîn, Muhammed el-Bakır, Câʿfer es-Sâdık, İsmâ‘îl bin Câʿfer el-Mûbarek)”, birer Bâb-ı Hüccet, Dâ’î-i Belâğ ve Mutlâk, Me’zûn Mutlak ve Mahdût, beş haddi ulvî olan, “akıl,” “nefs,” “vecd,” “feth,” “hayâl” – ki hepsi otuz eder – gibi kavramları anlayıp haklarında malumât edindikten sonra bayram ederler.
- Ramazan Bayramı’nın te’vili “Esâs”ın ilmiyle anlaşıldığından onun delili de “Fıtır” gibi “Esâs”ın ismi olan Ali’nin üç harfinden meydana gelmiş olmasıdır.
- “Zekât” da “Esâs”a dâhildir. Çünkü Zekât Arapça’da “Tahâret” anlamını taşımaktadır. Şek ve şüpheden temizlenmekte “Esâs”ın ilmi olan te’vil ile oluşur.
- “Hac” da “Nâmaz” gibi Mü’minleri Hüdâ’nın dostlarına yakınlaştırmaktadır.
Anadolu Alevîliği ile Türkistan Alevîliği arasındaki yakınlıklar ve önemli kişiler şeması
Kaynakça
- ^ a b Balcıoğlu, Tahir Harimî, Mezhep Cereyanları – Alevîler’in mühim fa’aliyete geçmeleri ve Türkistan’a Alevî dâîlerinin yayılmaları, Sayfa 50, Hilmi Ziyâ Neşriyâtı, Ahmet Sait Tab’ı, 1940.
- ^ Sahayîf’ûl-İhbâr, Cilt 2, Sahife 410.
- ^ Tarih Peçevî, Cilt: 2, Sahife: 56.
- ^ Tezkere-i Devlet Şâh-ı Semerkandî.
- ^ Profesör M. Şerafeddin, Pamir İsmâ‘ilîleri, İlâhiyat Fakültesi Mecmuası, Sayı 71, Yıl 1928.
- ^ Tahir Harimî, Naklî İlimler Tarihi – Kelâm Tarihi: Dürzî mezhebi. (Dürzîler’de “Ûkkal” ve “Cühhal” diye bir nev’i taksimât yaparlar. Nâsır-ı Hüsrev’in te’villeriyle kuvvetli bir benzerlik gösteren bu akidelerin kaynaklarının hep ortak olduğu ve mezhepler tarihinin çeşitli safhalarında rastgeldiğimiz benzer i’tikatların zamanımıza dek hep ufak farklılıklarla birbirlerinden aktarılarak geldikleri anlaşılmaktadır.)
- ^ Öz, Mustafa, Mezhepler Tarihi ve Terimleri Sözlüğü, Ensar Yayıncılık, İstanbul, 2011.
- ^ Balcıoğlu, Tahir Harimî, Mezhep cereyanları – Mısır Fâtımîleri ve Alevîler’in Pamir Teşkilâtı: Dâ’î-i Â’zâm: Nâsır Hüsrev, Sayfa 142, Ahmed Said tab’ı, Hilmi Ziya neşriyâtı, 1940.
- ^ Muhammed Ebû Zehra: Mezhepler Tarihi, Sayfa 225, Düşün Yayıncılık, İstanbul, 2011. (Câ’bir, i’tikad ve imân esasları konusunda Câ’fer-i Sâdık’tan ders almış ve onun i’tikadını benimsemiştir. Câ’bir bin Hayyân, Câf’er-i Sadık’ın îlmini topladığı beşyüz risâlesini bir araya getirerek tek bir kitâp halinde yayınlamıştır. Câ’bir bu risâlelerin, kendisinin Câf’er-i Sadık’tan edindiği feyz ve ilhâmlar sayesinde teşekkül ettiğini belirtmiştir.)
- ^ Muhammed Ebû Zehra, Mezhepler Tarihi, Sayfa 225, Düşün Yayıncılık, İstanbul, 2011. (İmâm Câ’fer’in Allah’ın mevcûdiyetini bilme gayesi için Kozmoloji ilmiyle uğraştığını bildiren deliller vardır. Elde ettiği bilgileri Allah’ın vahdaniyetini isbat etmek amacıyla kullanmıştır. Bu konuda, İmâm Câ’fer-i Sadık, Kur'an’in evren ve tabiât hakkında bilgiler vererek insanları düşündürme methodunu uygulamıştır. Mufaddal bin Amra’ya yazdırdığı “Risalet-ût Tevhîd” adlı kitabında tabiât olaylarının insanın hizmetine sunulmuş olduğunu öne sürerek, hepsinin bir yaratıcının eseri olması gerekliliği hakkında yürüttüğü fikirlerini savunmuştur.)
- ^ Nûru’l-ulûm, s. 190; Nefahat tercümesi, s. 330; Attâr, Tezkiretü’l-evliyâ, c. II, s. 202; Sem’anî, Kitâbü’l-ensâb, 194b; Hucviri, Keşfü’l-mahcûb, tercüme, Nicholson, London, s. 161, Nâme-i Dânişveran, C. I, s. 185.(Ebû’l Hasan el-Harakânî’nin asıl adı Ali bin Câ’fer’dir. Meşhur sûfilerden olup, Bistam civarında “Harakan” adı verilen bir köyde H. 350 / M. 962 yılında doğmuştur. Mezarı H. 987/M. 1580’de Vezir Mustafa Paşa’nın memur olduğu Acem seferi esnasında Kars yakınlarında bulunmuştur. Önce çobanlık etmiş, sonra da çiftçilik ve nakliye işleriyle uğraşmıştır. Kur’an okumaktan başka bir tahsili yoktur. Ebâ Yezid-î Bistâmî’ye müntesiptir. Kendisi Arap sûfilerinin etkilerinden az çok kurtulanlardan biri olarak sayılır. Gazneli Sultan Mahmud başta olmak üzere İbn-i Sina gibi ünlü filozoflar tarafından ziyaret edilmiştir. 10 Muharrem 425 / 4 Ocak 1033 tarihinde vefat etmiştir.)
- ^ Barthold, W., İslâm Medeniyeti Tarihi, Professör Dr. Fuad Köprülü’nün Geniş, izah, düzeltme ve ilâvelerle tercümesi, Sayfa 192, Türk Tarih Kurumu Baskısı, Ankara, 1963.
- ^ Bedr’ed-Dîn Mahmud Aynî, İkd’ûl-Cûmman. (Baba İshak’ın Baba İylâs Horasanî’nin “Çehariyâr” adı verilen dört halifesinden biri olan Aybek Baba’nın müridi olduğunu belirtmektedir.)
- ^ Bedr’ed-Dîn Mahmud Aynî, İkd’ûl-Cûmman. (Sarı Saltık Baba’nın Baba İylâs Horasanî’nin “Çehariyâr” adı verilen dört halifesinden biri olduğunu belirtmektedir. Çehariyâr’ın diğer üçü Lokman Baba, Aybek Baba ve Behlül Baba’dır.)
- ^ Bedr’ed-Dîn Mahmud Aynî, İkd’ûl-Cûmman. (Aybek Baba’nın Baba İylâs Horasanî’nin “Çehariyâr” adı verilen dört halifesinden biri olduğunu belirtmektedir. Çehariyâr’ın diğer üçü, Saltık Baba, Lokman Baba ve Behlül Baba’dır.)
- ^ Bedr’ed-Dîn Mahmud Aynî, İkd’ûl-Cûmman. (Burak Baba’nın Baba İylâs Horasanî’nin “Çehariyâr” adı verilen dört halifesinden biri olan Aybek Baba’nın müridi olduğunu belirtmektedir.)
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Pamir Aleviligi ya da Turkistan Aleviligi Cin Pakistan Afganistan ile Kirgizistan sinirindaki bolgede yer alan Pamir Daglari nin etrafinda yasayanlar arasinda yaygin olan Imamet Isma ili i tikadi ve Imamet Nizari i tikadi kokenli Nizari Isma ililer in nufus cogunlugu teskil ettigi Tacikistan in Daglik Bedehsan Ozerk Vilayeti ile Afganistan nin Badahsan Vilayeti ve civarindaki yōrelere ozgu Islam i tikadi TarihceEmeviler tarafindan Hanedan i Aleviyye mensuplarina karsi uygulanan takibat ve gerceklestirilen mezalimden kacmaga muvaffak olabilen Ali bin Eba Talib Merkedi taraftarlarinin Irak kit asiyla Turkistan ve Iran yaylahlarina iskan edilmeleri neticesinde Taberistan Azerbaycan ve Hazar Denizi kiyilarindaki ulkelerde yasayan Alevi nufusta hizli bir artis meydana gelmisti Alevi Dailerin onemli fa aliyetleri ve Aleviler in Turkistan a yayilmalari Hanedan i Ehl i Beyt namina Hilafet makaminin ele gecirilmesine yonelik baslatilan ihtilaller neticede bir sulalenin basarisiyla sonuclanir sonuclanmaz asil olan umumi gaye ve hedefler hemen unutularak hakimiyet bu yeni ailenin tasarrufuna teslim ediliyordu Hukumet kurmaya muvaffak olan Alevi zumreler icerisinde en uzun omre nail olan Bavendiler Karahanlilar 372 sene suren saltanatlari zarfinda tam 25 tane hukumdar tarafindan yonetilmislerdi Aleviler icerisinde basta en gucluleri olan Misir Fatimileri olmak uzere Bavendiler kadar dort asra yakin bir muddet istiklallerini surdurmege muvaffak olabilenlere pek nadiren rastlanmaktadir Bati Aksa da kurulan ve bir bucuk asir suren Beni Idris Alevi Hanedanligi ile daha kisa yasayan Alevi Devletleri de burada bahsedilmege degerdir Aleviler tarafindan iskan edilen ulkeler Aleviler kendi guvenliklerini teminat altina alma acisindan Deylem Mazenderan Taberistan ve Iran da askeri harekata uygun olmayan sarp daglar uzerinde yer alan yuksek yaylalardaki nehirlerin kiyilarinda ikamet etmekteydiler Bagdat taki hilafet merkezinden cok uzakta bulunan bu muhitlerde Aleviler in mevkileri halifelerin nufuzundan cok daha fazla etkili olmaktaydi Da i i Kebir ve Da i i Sagir nami altinda bagimsizliklarini ilan eden Sahib i Zuhurlar hep bu cevrelerden yetisiyordu Abbasi Halifesi devrinde Duat u Aleviyye mensubu Yahya bin Omer Kufi huruc hareketi baslattiginda Irak ta Ehl i Beyt e bagli ne kadar Alevi varsa hepsi onun onderligi altinda birleserek Abbasi Ordulari yla kanli bir muharebeye giristiler Bu siddetli harpte katledilen Yahya bin Omer in basinin Bagdat ta teshir edilmesinden son derece muteessir olan Aleviler uzak ulkelere yerlestiler Aleviler in Turkistan a dogru yayilmalari Hicri 98 M 717 yilinda Yezid bin Muhelleb Taberistan Curcan ve etrafindaki sehirleri fethettikten sonra bu muhitlerde Abbasiler den El Mansur devrine kadar surekli olarak kirk sene boyunca Alevilik propagandalari yurutuldu Hicri 138 M 756 yilinda ise Sunbad Sinbad adindaki bir Mecusi Islam akideleri uzerinde bozguncu etkiler yaratan ve pek cok kisiyi pesinden surukleyen yeni bir mezhep ortaya atti Hasan bin Zeyd ul Alevi ve Taberistan Isyani Bu hadiseden otuz yil sonra M 785 yilinda Ali Zeyn el Ab i Din in torunu Hasan bin Zeyd ul Alevi Taberistan da Hanedan i Ehl i Beyt namina davetlerine basladi Hatta Beni Badusiyan namiyla meshur Rustemdad hukumdari Abd ul Lah da Hasan bin Zeyd ul Alevi ye tabi olanlar arasindaydi Deylem Amul ve butun Taberistan sehirlerinde Alevilik propagandalarinin siddetli bir sekilde devam ettigi bu devirde Rustemdarlar dan Feridun un oglu Badusyan hukumdarlik makamina gecince Abbasiler in aleyhine fa aaliyetler surdurmekte olan ihtilalcilerin onderi Hasan bin Zeyd bin Ali ul Alevi ye de buyuk ihsanlarda bulunmustu El Dai Kebir Halife Imam Bil Hakk Hasan bin Zeyyid Isyani O siralarda Abd ul Lah bin Tahir in Oglu Muhammed in dirligi olan Deylem Taberistan kit asi onun namina Cabir bin Harun adindaki Hristiyan katibi tarafindan yonetilmekteydi Bu adamin yaptigi mezalime tahammul edemeyen Taberistanlilar Aleviler den bir onderin etrafinda teskilatlandilar Bu yeni onderin daha deneyimli olan ve Curcan da yasayan Hasan bin Zeyyid i tavsiye etmesi uzerine ise harekati yonetmek icin Hasan bin Zeyyid i Taberistan a davet ederek El Dai Kebir Halife ve Imam Bil Hakk unvani ile Hicri 250 M 864 yilinin Ramazan ayinda kendisine biat ettiler Bu gelismeler neticesinde Abbasiler in Taberistan valisi olan Suleyman bin Tahir firar etmek zorunda kaldi Etrafa mektuplar yollayan Hasan bin Zeyyid bu muhitlerdeki halki kendisine biat etmege davet etti Muluk Bavendiyye den III Sehriyar bu davete icabet edenlerin basinda gelmekteydi Aleviler in Taberistan daki diger fa aliyetleri Hicri 250 M 864 yilinda yine Taberistan da Nasir ul Hak Alevi yeni bir huruc hareketi baslatti Bunu muteakiben Dai Hayfer Hasan Kasim Alevi Seyyid Ca fer Seyyid Geylan gibi cok onemli hadiseler baslatan dailerin propagandalari neticesinde bu bolgelerde Abbasiler buyuk olcude itibar kaybina ugrayarak her turlu nufuzlarini da yitirmis oldular Arada gecen zaman zarfi icerisinde ufak tefek birtakim hukumetlerin kurulmasina ragmen bu hukumetleri kuran sulaleler sureklilik ve istikrar saglamayi basaramadiklarindan birbirlerini takiben tarihin sahnesinden silinip yok oldular Neticede Bagdat Hilafet makaminin hakimiyeti bu bolgede kuvvetli bir sekilde hissedilmeye baslamis oldu Daha sonra gelen devirlerde ise Ahmed Hucistani adinda bir sahib i huruc Curcan ve Taberistan da ihtilal cikardi Hasan bin Ali El Utrus Isyani Hicri 301 M 914 yilinda Sare ve Amul sehirlerini fetheden meshur Hasan bin Ali el Utrus on yedi yil suren ayaklanmasi neticesinde Abbasiler in isimlerini bolgeden tamamiyla silmeyi basardi Bir yandan Bagdad halifelerine karsi sonsuz kin ve husumet propagandalari yuruten dailerin tesirleri nedeniyle diger taraftan da Irak taki hukumet tarafindan Alevilik yanliligiyla itham edilmeleri sebebiyle binlerce insan Taberistan ve Gurgan yoresine goc etmek zorunda kalmislardi Hasan bin Ali el Utrus un olumu uzerine Leyla bin Numan En Nasir ud Din Allah unvaniyla yeni bir huruc hareketi baslatti Nisabur ve Tus sehirlerini isgal ederek Aleviler in mevkiilerini bir hayli kuvvetlendirdi Taberistan Alevileri nin Bagdat taki taraftarlarina yolladiklari mali yardimlar Bu hadiseler cereyan ederken Taberistan Alavileri de el altindan Bagdat taki Alevileri desteklemek maksadiyla mali yardimlarda bulunuyorlardi Muhammed bin Zeyyid el Alevi nin tahsilatindan otuz bin altinin Irak ta mukim sadata dagitilmak uzere Muhammed bin Verd Attar a gonderildigi haberi Bagdat taki halife El Mu tezid bil Lah a ihbar edilmis fakat halife bu yardimlarin sahiplerine ulasmalarina engel olmak istememisti Bagdat in Buveyhiler tarafindan fethine kadar Sii ve Sunni mucadeleleri en hararetli sekliyle devam etti Misir dan Turkistan a Fatimiler in gonderdigi Alevi Da ilerFatimiler in Misir da hukumet kurmalari uzerine Misir da ileri Suriye uzerinden uc Anadolu ya Horasan a ve Turkistan a gelmeye basladilar Horasan da oturan buyuk da i Maveraunnehre ve oradan daha esasli bir teskilat olusturabilmek amaciyla Nesef ve Buhara ya gecmisti Batiniler artik Abbasiler e karsi en onemli da ilerini Kahire saraylarindan ithal etmeye baslamislardi EbuʿAli el Mansur el Hakim bi EmrʿAllah ve Ebu Tamim Ma add el Mustensir bil Lah gibi Batiniligin dai a zamlik mertebesine ulasmis olan halifeler bu harekatin idaresini tum hassasiyetleriyle ellerinde tutmakta ve en ehliyetli da ilerini Turkistan a tayin etmekteydiler Deylem e Eba Hatim Nisabur a Ahmed Nesefi ve Ebu Yakub Sizci Maveraunnehir e Bendani Hindistan a Ahmed bin Keyyal H 270 M 884 Endulus e Ibn i Meserret H 310 M 923 gibi cok iktidarli da iler Batinilik Teskilatini olusturmak uzere atanmislardi Misir Fatimileri nin destegiyle Orta Asya da kurulan Pamir Alevi teskilati Abbasi Halifeligi ne karsi siddetli bir husumet ve muhalefet beslemekte olan Misir Fatimi da ileri Buhara ya hakim olan Samaniler in en yakinlari arasina nufuz ederek Maveraunnehir ve Turkistan valilerinin saraylarina girmeyi basararak Fatimi halifeleri adina halki Siʿa i Batin iyye mezhebine davet etmege basladilar Maveraunnehre atanan Fatimi dailerinden Muhammed Nesefi nin cabalariyla Samaniler in ikinci hukumdari olan Nasr bin Ahmed bin Saman Siʿa i Batin iyye mezhebine girdi Ali nin Ilah el Arab nami ile anilmakta oldugu bu bolgede Turkistan hukumdari ile Ali Saffar in muessisi olan Yakub bin Leys de Batini Aleviligi kabul etmislerdi Boylece Orta Asya da cok kuvvetli bir Batin iyye Teskilati vucuda getirilmis oldu Pamir Daglari nin Cin Pakistan Afganistan ve Kirgizistan sinirindaki Ismail Samani Zirvesi Taberistan Pamir Turkistan Batini Alevileri Dai i A zam i Muin ed Din Nasir i Husrev Afganistan nin Shughnon ile Tacikistan Daglik Bedehsan Ozerk Vilayeti nin Shughnan ilcelerinin her iki yakasi arasinda yer alan Penc Irmagi gunumuzde Batini Pamir Aleviligi nin merkezi konumunda olan bir yoredir Din ve felsefe ilimlerinde buyuk sohret sahibi olan Muin ed Din Nasir i Husrev Tugrul Selcuki nin kardesi Cagri Bey in Horasan valiligi esnasinda onemli memuriyetlerde bulundu H 437 M 1046 yilinda Hicaz a gitti H 440 M 1049 da Fatimi halifesi Ebu Tamim Ma add el Mustensir bil Lah in emrine girdi Imam i Zaman tarafindan Horasan Dai A zamligina tayin oldu Tehame Yemen Lehsa Karmatiler i ile iliskiler kurdu Oralarda bir hayli nesriyatta bulunduktan sonra Basra ve Isfahan a ugrayarak kardesi Ebu Said ile birlikte Belh e geldi Kendisine Huccet i Mustensir Huccet i Horasan ve Sahib i Cezire unvanlari verildi Nasir Husrev in fa aliyetlerinden suphelenen hukumet onu Horasan dan cikardi Uzun seyahatlerden sonra Belh e oradanda Mazenderan a gitti Vardigi yerlerde hep Bedmezheplik ile suclandi Bu sebeple kimligini gizlemek ve deruhte ettigi gorevi tehlikesiz ifa edebilmek amaciyla kimi zaman bir tarikat uyesi gibi Ebu l Hasan Kharakani zaviyesinde kimi zaman da Isfahan ve Geylan alimleriyle hikmet ve felsefeye dair munakasalara giren bir hakim olarak taninmaktaydi Bedehsan koylerinden Yemlekan da oldu Orta Asya Alevileri uzerinde derin izler birakmis olan Muin ed Din Nasir i Husrev in mezari butun Rusya Iran Hindistan Afganistan ve Cin den akin eden ziyaretcilerle takdis edilmektedir Pamir Alevi Batiniligi nin i tikadi ilkeleri Turkistan Batinileri ve Pamir Alevileri tarafindan mezhepte Dustur u Amel olarak bilinen Nasir i Husrev in fikih kitabini andiran eseri Vech i Din gunumuzde Batini Pamir Aleviligi i tikadinin ana hatlarini kayit altinda tutabilmis olan en ciddi belge niteligindedir Pamir Aleviligi nin merkezi konumunda olan ve Cin Pakistan Afganistan ile Kirgizistan sinirinda yer alan Pamir Daglari nin en tepe noktasi Ismail Samani Zirvesi gunumuzde Nizariler in nufus cogunlugu teskil ettigi bir yoredir Vech i Din in ogretisinde Allah in insanlara karsi hucceti olan iman mevcuttur Cinnet akildan ibarettir Resuller Hudavend i Tenzil onlarin vasileri olan Imam i Zaman da Hudavend i Te vil dir Cehennem Cehl ve Hamakat demektir Insanda alti cihetin mevcudiyetinden oturu Allah insanlara Natik adi verilen Adem Nuh Ibrahim Musa Isa ve Muhammed gibi alti buyuk peygamber gondermistir Her peygamberin ardindan da alti tane buyuk imam gelmistir Altinci buyuk imamdan sonra ise tekrar yeni bir Natik Peygamber gonderilir Insanlar ise Sunna ul Hilkat tir Ser iatin zahiri oldugu gibi batini da vardir Her peygamber Samit Imam diye bilinen ve Natiga gelen vahyin batini manasini izahatla gorevlendirilen bir Esas ya da Susan tarafindan takip edilir Yedinci Natik Batin iyye Mezhebi nin mujdecisi olan Muhammed bin Isma il dir Onun Esas i da Batin iyye i tikadinin muessisi olan Meymun ul Kaddah in oglu ʿAbd Allah Ibn i Meymun ile ogullaridir Dini teklifler birer mahiyeti te vil ile ortuludur Ornegin abdest batinen Hudavend i Zaman in ahdini iltizam eder ve dusmanlarindan inkita dir Namaz in hakikatiyse Hudavend in dostlarina ittisaldir Insanlarin yememekten ve icmemekten kurtulmalarindan dolayi Ramazan Bayrami Esas in dilidir Iste Mu minler de bu Esas sayesinde ilim za findan siyrilip otuz gun suresince sukun un dili olan oruc tan sonra ilim ile tekemmul ederler Yedi Natik Adem Nuh Ibrahim Musa Isa Muhammed ve Muhammed bin Isma il es Sakir Yedi Esas ya da Samit Imam Sit Sam Isma il Harun Sem un Ali el Murteza ʿAbd Allah Ibn i Meymun ve Ogullari Alti Imam Hasan el Mucteba Huseyin es Suheda Ali Zeyn el Ab i Din Muhammed el Bakir Caʿfer es Sadik Isma il bin Caʿfer el Mubarek birer Bab i Huccet Da i i Belag ve Mutlak Me zun Mutlak ve Mahdut bes haddi ulvi olan akil nefs vecd feth hayal ki hepsi otuz eder gibi kavramlari anlayip haklarinda malumat edindikten sonra bayram ederler Ramazan Bayrami nin te vili Esas in ilmiyle anlasildigindan onun delili de Fitir gibi Esas in ismi olan Ali nin uc harfinden meydana gelmis olmasidir Zekat da Esas a dahildir Cunku Zekat Arapca da Taharet anlamini tasimaktadir Sek ve supheden temizlenmekte Esas in ilmi olan te vil ile olusur Hac da Namaz gibi Mu minleri Huda nin dostlarina yakinlastirmaktadir Anadolu Aleviligi ile Turkistan Aleviligi arasindaki yakinliklar ve onemli kisiler semasi Hasim bin ʿAbd Menaf Hasimogullari ʿAbd el Muttalib bin Hasim Amine bint Vehb ʿAbd Allah bin ʿAbd el Muttalib Ebu Talib Hamza Abbas binʿAbd el Muttalib Hatice bint Huveylid Muhammed ʿAbd Allah bin Abbas Fatima Ali Havlet bint Ca fer Ali bin ʿAbd Allah Selman i Farisi Hasan bin Ali Huseyin Seyyid us Suheda Muhammed bin Hanefiyye Abbasiler Muhammed el Imam bin Ali bin el Abbas Hasan bin Zeyyid Zeyyid bin Hasan Hasan el Mu tena Zeynelabidin Keysanilik Bu Muslim iyye Mazdekcilik Taberistan Alavileri Hasan bin Zeyd ʿAbd Allah el Kamil Muhammed el Bakir Zeyd bin Ali es Sehid Sinbad Neo Mazdekcilik Ibrahim bin ʿAbd Allah Muhammed bin ʿAbd Allah Muhammed bin Abdullah el Mehdi Idrisiler Zeyd iyye Imamet Zeydilik El Mukanna iyye Hurremiyye Babek Hurremi Yahya bin ʿAbd Allah Z ul Nun el Misri Ca bir bin Hayyan Caʿfer es Sadik Hasan bin Zeyd ul Alevi Kizilbas Gnostisizm Beyazid i Bestami ʿAbd Allah bin Caʿfer el Eftah Ismail bin Ca fer es Sadik Musa el Kazim Cepniler Tahtacilar Fethilik Eftah iyye Vafi ʿAhmed ʿAbd Allah bin Muhammed el Vafi Muhammed bin Isma il es Sakir El Isma il iyyet ul Halisa Ali er Riza Taberistan Zeydi Alaviler Emirligi Melamilik Muhammed bin ʿAbd Allah el Eftah ʿAhmed bin ʿAbd Allah bin Muhammed et Taki Ismaililik Isma il iyye Yedicilik Muhammed el Cevad Tavvusilik Tavvus iyye Alticilar Batinilik Batini Isma il iyye Ezoterizm Tasavvuf Huseyin bin ʿAhmed bin ʿAbd Allah ar Radi ez Zeki Kufeli Hamdan Karmat Karmatiyye Yediciler Ali el Hadi Vakifilik Vakif iyye Mitraizm Sabiilik Mehdi Fatimi Ebu Saʿid Hasan bin Behram Cennabi Bahreyn Hasan el Askeri Muhammed bin Ali en Naki Muhammedilik Muhammed iyye Muhammed ed Derezi Fatimi Devleti Karmatilik Yediciler elʿBakl iyye Muhammed el Mehdi FazlʿAllah Esterabadi Hurufilik Muhammad bin Nusayr Durzilik Mustalilik Nizarilik Onikicilik Hurufilik Nusayrilik Hafizilik Tayyib iyye Nasir i Husrev Muhammed Kebir Arizi Kabbalah Ebu l Hasan Harakani Davudi Ismaililik Turkistan Aleviligi Tacu l Arifin Ebu l Vefa Vefa iyye Mahmud Pasikhani Sems i Tebrizi Batinilik Alamut Kalesi Sabbah iyye On Iki Imam Ebu l Beka Baba Ilyas Babailik Baba iyye Hurufilik Noktacilik Mevlana Celal ed Din i Rumi Mevlevilik Uveys bin Amir i Kareni Uveys iyye Hasan i Basri Tac ed Din Geylani Halvet iyye Zahid iyye Cehariyar Sari Saltik Lokman Aybek Behlul Seyyid Nesimi Huruf iyye Yusuf Hemedani Melamet iyye Safiilik Hallac i Mansur En el Hakk Ben Yokum Oʿvar Cuneyd El Bagdadi Safi ud Din Ishak Safev iyye Baba Ishak Ishak iyye Dedebabalik Bektas iyye Ahmed Yesevi Yesev iyye Melamet iyye Sufi metafizigi Abdulkadir Geylani Kadir iyye Hanbelilik Sadr ed Din Musa Hoca Ala ed Din Ali Hamid ud Din i Veli Haci Bayram i Veli Ahmed er Rifai Rifa iyye Baba Haydar Kalenderilik Yesevilik Muhy id Din Ibn i Arabi Ekber iyye Malikilik ʿAbd Allah Yefa i Kadir iyye Seyh Ibrahim Cuneyd Haydar Bayram iyye Celvet iyye Aziz Mahmud Hudayi Sari Saltuk Dede Saltuk iyye Haci Bektas i Veli Haydarilik Ekberilik Sadr ed Din Kunevi Ekber iyye Sah Ni metullah i Veli Nur ed Din Kirmani Sultan Ali Mirza Safevi Devleti I Ismail Aybek Baba Galip Hasan Kuscuoglu Ahilik Ahi Evran Kizilbas Ni metullah iyye Isna aser iyye Burak iyyun Galibi Tarikati Taptuk Emre Abdal Musa Burhan ed Din Halil ullah Anadolu Aleviligi Yunus Emre Balim Sultan Nadir Sah Sultan Sahak Adiyy bin Musafir Kaygusuz Abdal Bektas iyye Nurbaks iyye Caʿfer iyye Yaresaniler Ezidiler Ali iyye Harabat iyye Luviler Kabalizm Pir Sultan Abdal Celal iyye Isik Aleviligi Kul Himmet Kaynakca a b Balcioglu Tahir Harimi Mezhep Cereyanlari Aleviler in muhim fa aliyete gecmeleri ve Turkistan a Alevi dailerinin yayilmalari Sayfa 50 Hilmi Ziya Nesriyati Ahmet Sait Tab i 1940 Sahayif ul Ihbar Cilt 2 Sahife 410 Tarih Pecevi Cilt 2 Sahife 56 Tezkere i Devlet Sah i Semerkandi Profesor M Serafeddin Pamir Isma ilileri Ilahiyat Fakultesi Mecmuasi Sayi 71 Yil 1928 Tahir Harimi Nakli Ilimler Tarihi Kelam Tarihi Durzi mezhebi Durziler de Ukkal ve Cuhhal diye bir nev i taksimat yaparlar Nasir i Husrev in te villeriyle kuvvetli bir benzerlik gosteren bu akidelerin kaynaklarinin hep ortak oldugu ve mezhepler tarihinin cesitli safhalarinda rastgeldigimiz benzer i tikatlarin zamanimiza dek hep ufak farkliliklarla birbirlerinden aktarilarak geldikleri anlasilmaktadir Oz Mustafa Mezhepler Tarihi ve Terimleri Sozlugu Ensar Yayincilik Istanbul 2011 Balcioglu Tahir Harimi Mezhep cereyanlari Misir Fatimileri ve Aleviler in Pamir Teskilati Da i i A zam Nasir Husrev Sayfa 142 Ahmed Said tab i Hilmi Ziya nesriyati 1940 Muhammed Ebu Zehra Mezhepler Tarihi Sayfa 225 Dusun Yayincilik Istanbul 2011 Ca bir i tikad ve iman esaslari konusunda Ca fer i Sadik tan ders almis ve onun i tikadini benimsemistir Ca bir bin Hayyan Caf er i Sadik in ilmini topladigi besyuz risalesini bir araya getirerek tek bir kitap halinde yayinlamistir Ca bir bu risalelerin kendisinin Caf er i Sadik tan edindigi feyz ve ilhamlar sayesinde tesekkul ettigini belirtmistir Muhammed Ebu Zehra Mezhepler Tarihi Sayfa 225 Dusun Yayincilik Istanbul 2011 Imam Ca fer in Allah in mevcudiyetini bilme gayesi icin Kozmoloji ilmiyle ugrastigini bildiren deliller vardir Elde ettigi bilgileri Allah in vahdaniyetini isbat etmek amaciyla kullanmistir Bu konuda Imam Ca fer i Sadik Kur an in evren ve tabiat hakkinda bilgiler vererek insanlari dusundurme methodunu uygulamistir Mufaddal bin Amra ya yazdirdigi Risalet ut Tevhid adli kitabinda tabiat olaylarinin insanin hizmetine sunulmus oldugunu one surerek hepsinin bir yaraticinin eseri olmasi gerekliligi hakkinda yuruttugu fikirlerini savunmustur Nuru l ulum s 190 Nefahat tercumesi s 330 Attar Tezkiretu l evliya c II s 202 Sem ani Kitabu l ensab 194b Hucviri Kesfu l mahcub tercume Nicholson London s 161 Name i Danisveran C I s 185 Ebu l Hasan el Harakani nin asil adi Ali bin Ca fer dir Meshur sufilerden olup Bistam civarinda Harakan adi verilen bir koyde H 350 M 962 yilinda dogmustur Mezari H 987 M 1580 de Vezir Mustafa Pasa nin memur oldugu Acem seferi esnasinda Kars yakinlarinda bulunmustur Once cobanlik etmis sonra da ciftcilik ve nakliye isleriyle ugrasmistir Kur an okumaktan baska bir tahsili yoktur Eba Yezid i Bistami ye muntesiptir Kendisi Arap sufilerinin etkilerinden az cok kurtulanlardan biri olarak sayilir Gazneli Sultan Mahmud basta olmak uzere Ibn i Sina gibi unlu filozoflar tarafindan ziyaret edilmistir 10 Muharrem 425 4 Ocak 1033 tarihinde vefat etmistir Barthold W Islam Medeniyeti Tarihi Professor Dr Fuad Koprulu nun Genis izah duzeltme ve ilavelerle tercumesi Sayfa 192 Turk Tarih Kurumu Baskisi Ankara 1963 Bedr ed Din Mahmud Ayni Ikd ul Cumman Baba Ishak in Baba Iylas Horasani nin Cehariyar adi verilen dort halifesinden biri olan Aybek Baba nin muridi oldugunu belirtmektedir Bedr ed Din Mahmud Ayni Ikd ul Cumman Sari Saltik Baba nin Baba Iylas Horasani nin Cehariyar adi verilen dort halifesinden biri oldugunu belirtmektedir Cehariyar in diger ucu Lokman Baba Aybek Baba ve Behlul Baba dir Bedr ed Din Mahmud Ayni Ikd ul Cumman Aybek Baba nin Baba Iylas Horasani nin Cehariyar adi verilen dort halifesinden biri oldugunu belirtmektedir Cehariyar in diger ucu Saltik Baba Lokman Baba ve Behlul Baba dir Bedr ed Din Mahmud Ayni Ikd ul Cumman Burak Baba nin Baba Iylas Horasani nin Cehariyar adi verilen dort halifesinden biri olan Aybek Baba nin muridi oldugunu belirtmektedir