Böcekler (Latince: insectum) eklem bacaklılar (Arthropoda) şubesinin sınıfı ve tür ve takson bakımından en kalabalık hayvan sınıfıdır. 1.000.000'dan fazla olan tür sayılarıyla Dünya'daki en fazla türe sahip canlılardır. Dünya'nın hemen hemen her yerinde bulunur ve bazen çok yoğun popülasyonlarda görülebilirler. Her yıl birkaç bin böcek türü tanımlanmaktadır. Toplam tür sayısının 2.000.000 (eski tahminler) ila 30.000.000 (daha güncel tahminler) kadar olduğu tahmin edilmektedir.Tür, cins, familya gibi taksonomik kategoriler bakımından 6-10.000.000 sayıya ulaşırlar ve Dünya'daki hayvanların %90 kadarını oluştururlar.
Böcek | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
sol üst: oynak sinek (Empis livida) sol orta: Harpactorinae sol alt: (Opodiphthera eucalypti) sağ üst: (Rhinotia hemistictus) sağ orta: danaburnu (Gryllotalpa brachyptera) sağ alt: yaban arısı (Vespula germanica) | |||||||
Biyolojik sınıflandırma | |||||||
| |||||||
Sınıflandırma | |||||||
Metne bakınız. | |||||||
Sinonimler | |||||||
|
Türce en zengin böcek familyası cepkenli böcekgiller (Staphylinidae) familyasıdır. 2010 verilerine göre 56.768 türle canlılar arasında en çok tür barındıran familyadır. İkinci büyük böcek grubu hortumlu böcekgiller (Curculionidae) familyasıdır.
İnsanlar tarafından evcilleştirilen bal arısı ve ipek böceği gibi türleri bulunduğu gibi, bazı türleri de Dünya'nın muhtelif yerlerinde, özellikle de Meksika'da doğrudan besin olarak kullanılırlar.
Terminoloji
Böcek adının Türkçede Insecta üyeleri için yoğun olarak kullanılması türlerinin çokluğu yüzündendir. Türkçenin tarihi gelişimi içinde böcek adı, Insecta dışındaki eklem bacaklıları da kapsayacak kadar geniştir. Bu kullanımı halk dilinde hâlâ görmemiz mümkündür. Insecta dışındaki eklem bacaklıları hatta diğer omurgasızları terim dışı olarak "böcek" adıyla anmak o kadar da yanlış sayılmamalı. Bu, adlandırmalarda kendini belli eder: kabuklulardan tespih böceği, örümceğimsilerden uyuz böceği, karından bacaklılardan sümüklü böcek gibi.
Takımın Latince bilim adı Insecta kelimesi Yunanca: ἔντομον [éntomon] "parçalar halinde doğramak" kelimesinin 1600'lü yıllarda Latinceye insectum biçimindeki çevrilmesinden gelir. Yunanca kelime bugün 'böcek bilimi' ya da 'böcek bilim' de denilen entomoloji adında kalmıştır.
Böcekler ve diğer böcekler
Ayırt edici özellikler
Genel konuşmada böcekler ve diğer karasal eklem bacaklılara sıklıkla 'böcekler denir.
Böcek bilimciler bir dereceye kadar "böcekler" adını dar bir "gerçek böcek" kategorisi olan Hemiptera takımından, örneğin ağustos böcekleri ve kalkan böcekleri gibi böcekler için saklarlar.Kırkayaklar, çıyanlar, tahtakuruları, örümcekler, akarlar ve akrepler gibi diğer karasal eklembacaklılar, eklemli dış iskeletleri olduğundan bazen böceklerle karıştırılırlar. Yetişkin böcekler, göğüste iki çifte kadar kanat bulunan tek eklembacaklıdır. Kanatlı olsun ya da olmasın, yetişkin böcekler baş, göğüs ve karın olmak üzere üç parçalı vücut planlarıyla ayırt edilebilirler; göğüste üç çift bacakları vardır.
- Böcek: Altı bacak, üç parçalı gövde
(baş, göğüs, karın),
iki çifte kadar kanat - Örümcek: sekiz bacak,
iki parçalı gövde - Tahta biti: yedi çift bacak, yedi gövde segmentler (artı baş ve kuyruk)
- Çıyanlar: birçok bacak,
segment başına bir çift - Kırkayak: birçok bacak,
segment başına iki çift
Çeşitlilik
Böcek türlerinin toplam sayısına ilişkin tahminler önemli ölçüde farklılık göstermektedir ve bu da yaklaşık 5,5 milyon böcek türünün var olduğunu ve bunlardan yaklaşık bir milyonunun tanımlandığını ve adlandırıldığını göstermektedir.
Bunlar, hayvanlar, bitkiler ve mantarlar dahil olmak üzere tüm ökaryot türlerinin yaklaşık yarısını oluşturur.
En çeşitli böcek takımları Hemiptera (gerçek böcekler), Lepidoptera (kelebekler ve güveler), Diptera (gerçek sinekler), Hymenoptera (eşek arıları, karıncalar ve arılar) ve Coleoptera (böcekler), her biri 100.000'den fazla tanımlanmış türe sahiptir.
- Gerçek böcekler
(Hemiptera) - Kelebekler ve güveler
(Kelebek) - Sinekler
(Sinek) - Eşek arıları
(Zar kanatlılar) - Böcekler
(Coleoptera)
Dağılım ve habitatlar
- Kar akrep sineği Boreus hyemalis karda
- Büyük dalgıç böceği Dytiscus marginalis larvası bir gölette
- Orta Amerika'nın yeşil orkide arısı Euglossa dilemma'
- Çöl çekirgesi Schistocerca gregaria kumda yumurta bırakıyor
- Deniz patencisi Halobates Hawaii plajında
Genel tanımlama
Kural olarak karasal hayvanlar olmakla beraber, derin denizlerin dibi dışında tüm biyotoplara uyum yapmış birçok türe sahiptir. Kutuplardan okyanuslara kadar hemen her ekosistemde ayakta kalmayı başarabilmiş canlılardır. Canlılar aleminin belki de en kalabalık sınıfıdır. Bu sınıfta 32 takım yer almaktadır.
Dış iskelet bulunur. Büyüme esnasında dış iskeletin neden olduğu kısıtlama, deri değişimi ile telafi edilir. Vücutlarında sadece çizgili kas bulunur, bu yüzden çok hızlı hareket ederler. Solunum trake sistemiyledir. Açık dolaşım sistemi görülür. Vücutta dolaşan solunum sıvısı "hemolenf" adını alır ve çoğunlukla renksiz, bazen de soluk yeşil-sarı renktedir. Vücutları bez bakımından zengindir. Çekici veya itici koku, mum, zehir, ipek, yağ, tükürük, antikoagülan madde gibi birçok maddeyi salgılamak üzere özelleşmiş çok sayıda bez taşırlar. Duyu organları ve sinir sistemleri iyi gelişmiştir. Birçok grupta, özel görevleri olan duyu organlarına rastlanır (yeri geldikçe açıklanacaktır). Avlanmak veya avcılarından korunmak için son derece başarılı uyumlar kazanmışlardır. Renklenmeleri büyük çeşitlilik gösterir. Bazılarında ışık çıkarma özelliği görülür.
Kural olarak yumurta ile çoğalırlar ve gelişmelerinde çoğunlukla bir metamorfoz görülür.
Bazı gruplarda koloni hâlinde sosyal yaşam örnekleri görülür. Yaşam ve beslenme şekillerine göre, ağız parçaları, anten ve bacak yapıları farklılık gösterir.
Morfoloji ve fizyoloji
Vücut örtüsü
Vücut örtüsü (integument): Embriyonik olarak iki tabakaya ayrılır. Üstte ektoderm kökenli epidermis ve kaide zarı; altta peritondan meydana gelmiş, hücreli ince bağdoku yapısında ve kasların üzerine yığılmış olarak duran kutis bulunur. Vücut örtüsü dıştan içe doğru şu katmanlara ayrılır:
- Kutikula: Ektoderm kökenlidir ve epidermis tarafından salgılanır. İçerisine birçok organik ve inorganik birleşiğin katılmasıyla, çoğunlukla, sert bir yapı kazanır. İki çeşidi vardır: sert ve bükülmez olanları sklerit, daha yumuşak ve esnek olanları da zar (= membran) olarak adlandırılır. Kutikula, olağanüstü dayanıklı ve korunaklıdır. Suyu geçirmez. kutikulayı oluşturan maddelerin miktarı türe ve yaşa göre değişir. Örnek olarak Amerikan hamam böceğinde (Periplaneta americana) %37 su, %44 protein, %15 kitin ve %4 yağ içerir. Kutikula, 2 (ya da 3) alt tabakadan oluşur.
- Epikutikula: Vücut örtüsünün en üstteki tabakası olup kitinsizdir. 4 alt tabakaya ayrılır: sert tabaka, kutikulin tabakası, mum tabakası, dolgu tabaka.
- Prokutikula: En tanınmış temel birleşiği kitindir. 3 alt tabakaya ayrılır: ekzokutikula, mezokutikula, endokutikula.
- Subkutikula: Mukopolisakkaritlerden oluşmuş, granüler yapıda ve kitinsizdir.
- Epidermis ya da hipodermis, üst deri: Tektir ve alt tabakalara ayrılmaz. Yapı ve işlev bakımından birbirinden farklılaşmış bir takım hücreler bulunur: 1. örtü hücreleri; 2. salgı hücreleri (: kutikula oluşturan bezler; mum bezleri; lak bezleri; tükürük bezleri; yağ bezleri; zehir bezleri; yakıcı bezler; koku bezleri; ipek bezleri; feromon bezleri); 3. kıl hücreleri; 4. duyu hücreleri; 5. önositler.
- (lamina basalis): Çok ince (0.2-0.5 µm) ve deliksiz yapıdadır.
- Vücut boşluğu: Hemositler, kaslar, sinirler (kutikulaya da uzanır) ve bağdoku tabakası bulunur.
Baş bölgesi
Baş (caput): Embriyonik olarak kaç segmentten yapıldığı tartışmalıdır. Başta bulunan segmentlerin her biri ayrı bir üye taşımadığından, ayrıca segmental gangliyonlardan bazıları da birbiriyle kaynaştığından dolayı, köken olarak segment sayısı kesin olarak söylenemiyor. 5 (en fazla 6) segmentten oluştuğu varsayılmaktadır:
1. preantennar: Embriyonik evrede görülür.
2. antennar: Duyargalar bu segmentteki gangliyona bağlıdır.
3. intercalar; 4. mandibular; 5. maksillar: Baştaki iç organları içine alan sert bir kapsül şeklinde birbiriyle kaynaşmıştır. Bağlantı yerlerine stur denir. Sturlar arasındaki alanlar alın (frons), tepe (vertex) ve yanaktır (genae).
6. labial
Duyargalar (antennae): Kamçı şeklinde bulunan duyargalar içtençenelilerdeki gibi gerçek segmentli değildir. 3 bölümden oluşur. Kaide (scapus), ara bileziği (pedicellus) ve kamçı (flagellum). Böceklere özgü duyu organı olan Johnston organı, pedicellus bölümünde bulunur.
- Gümüşçün (Lepisma saccharina)
- teke böceğinin dikkat çekici duyargaları
Gözler: Optik sistemlerine göre 2 çeşit göz tanımlanır:
- Nokta gözler ya da basit gözler (ocellus (sg) / ocelli (pl)): Tek optik aygıta sahip, çok defa birçok duyu hücresinden oluşmuş, bir ya da birçok rhabdomlu retina meydana getiren gözlerdir. Görevleri konusunda kesin bir bilgi yoktur. Bütün böceklerde aynı oldukları da tartışmalıdır. Birleşik gözlere etki eden uyarıların meydana getirdiği etkileri kuvvetlendirdikleri varsayılmaktadır. İki çeşidi vardır:
- Yan nokta gözler: Holometabol böcek larvalarında başın yan taraflarındaki nokta gözlerdir.
- Dorsal nokta gözler ya da tepe gözler: Nokta gözlerin ana tipidir ve ergin evrede oluşurlar. Bunlar alında ve başın tepe çizgisinde olmak üzere 3 tanedir.
- Birleşik gözler ya da petek gözler (oculi compositi): Çok sayıda bir çeşit nokta göz olan ommatidiumdan oluşmuştur. Her bir ommatitium kendi özel optik sistemine sahiptir. Ommatidiumların sayısı değişkenlik gösterrir. Kara sinekte (Musca domestica) 4000, dişi ateş böceğinde (Lampyris noctiluca) 300, mayıs böceğinde (Melolontha melolontha) 5100, Dytiscuslarda 9000, bazı Kızböceklerinde (Odonata) 10000-28000 kadardır. Büyüklükleri bir birleşik gözde aynı değildir.
Renk görme: Böcekler 300-650 nm lik dalga boylarındaki ışınları algılarlar. Örnek olarak, Bal arısı (Apis mellifera) bu bant aralığında sarı, mavi-yeşil, mavi ve morötesi ışınları algılamalarına karşın, kelebeklerin aksine, kırmızıyı algılayamazlar. Ancak kırmızı çiçeklere, bu çiçekler mor ışınları yansıttığı zaman giderler. Güneş ışınlarındaki morötesi ışınları absorbe eden beyaz çiçekleri, morötesi ışının komplementeri olan mavimsi-yeşil; vişneçürüğü çiçekleri ise mavi olarak görürler. Bazı böceklerin (örn. Carausius morosus ve bazı kın kantlılar) renk görme yeteneği yoktur.
: Gerçek ağız üyeleri (labrum), (mandibul), alt çene (maxilla) ve (labium)tan oluşur.
Konumuna göre:
- düşey yönelmiş ağız (orthognath): Ağız üyeleri vücut eksenine dik durur; ağız aşağıya doğru yöneliktir.
- eğik yönelmiş ağız (prognath): Ağız üyeleri öne doğru yöneliktir; ağız ön-aşağıya doğru eğilmiştir.
- öne yönelmiş ağız (hypognath): Ağız üyeleri ve ağzın kendi öne doğru yönelmiştir.
İşlev bakımından:
- çiğneyici ağız tipi (orthopteroid): Genelde çekirgelerde görülür. Temel ağız tipi olup diğerlerinin bundan geliştiği varsayılır.
- yalayıcı-emici ağız tipi
- emici ağız tipi
- sokucu-emici ağız tipi
- altı iğneli: Culicidae (sivrisinek) ve Tabanidae () familyalarından çift kanatlılarda görülür.
- dört iğneli: tahtakurusu ile pirelerde görülür.
- iki iğneli: kara sinekte (Musca domestica) görülür.
Boyun (cervix): Başa derimsi bir zarla yapışmıştır. Başla göğüs arasında sınırları belirsiz zarımsı bölgedir. Boynun ön kısmı başın son segmentine, arka kısmı ise göğsün ilk segmentine aittir.
Göğüs bölgesi
Göğüs (thorax): Baş ile karın arasında bulunur. Yapıları birbirinden farklı olan üç segmentten oluşur: 1. prothorax; 2. mesothorax; 3. metathorax. Son iki segmente birlikte pterothorax denir ve kanatlar buraya bağlanır. Yönlerine göre 1. sternum (göğsün karın tarafı); 2. pleurum/pleura (göğsün yan tarafları); 3. tergum/tergi (göğsün sırt kısmı) adlarını alır.
Bacaklar (arthropodium): Her göğüs segmentinde bir çift olmak üzere toplam 3 çift bacak bulunur. Köken olarak, vücut yan duvarlarının segmentsiz uzantılarından meydana gelmiştir. Daha doğrusu halkalı solucanların (Annelida) türemiş, yere daha iyi dayanabilmek için zamanla karın tarafına doğru kaymışlardır (< A. Demirsoy, Yaşamın Temel Kuralları, sa:46). Bacak segmentleri birbirlerine ya esnek bir zarla ya da birbirine uyabilen bir eklem oluşumuyla bağlanırlar. Bacağın vücuda bağlandığı yere kalça (coxa) denir. Daha sonra sırasıyla uyluk bileziği (trochanter), uyluk (femur), baldır (tibia) ve ayak (tarsus) kısımları gelir. En uçta çift tırnaktan oluşan pençe (ungues) yer alır. Tırnaklar arasında, çoğunluk derimsi yapıda, bazen sırt tarafı kitinleşmiş arolium denen bir balon vardır. Dinlenme sırasında simetrik olarak ön bacaklar öne, orta ve arka bacaklar geriye uzanacak şekilde durur. Böcekler bacak-ayak uçlarında yürürler. Bitler ise pençeye dayanarak yürürler.
Bacak tipleri:
- yürüyücü bacak: En ilkel ve temel bacak tipidir. Örneği hamam böceğidir.
- sıçrayıcı bacak: Çok kuvvetli kaslarla donatılmış bir femur ve oldukça kuvvetli bir tibia bulunur. Örneği çekirge ve pirelerdir.
- çengelli tutunucu bacak: Ucunda tutunmak için bir kanca bulunan küt ve tek segmentli tarsus taşır. Örneği bitlerdir.
- toplayıcı bacak: Bacağın tibiası genişleyerek polenleri toplayabilmek için, dış kısmında, uzun kıllarla çevrilmiş bir polen sepetçiği ve bununla ilişkin olarak aynı yerde boyuna bir çöküntü oluşur. Örneği işçi arılardır.
- temizleyici bacak: Duyargaları toz ve polenlerden temizleyebilmek için, ön bacakta tibia, belirgin olarak femurdan daha küçüktür ve ön uç kenarı fibula denen hareketsiz bir çıkıntı taşır. Örneği arılardır.
- yüzücü bacak: Tibia ve özellikle segmentsiz tarsus, eğilmez bir plaka şeklinde gelişerek kürek gibi kullanılır. Örneği 'dır.
- yakalayıcı bacak: Coxa, çok fazla uzayarak, öne doğru yöneltildiğinde ön bacağın başın çok ötesine uzanması sağlanmıştır. Femurun ön kenarı ise birçok dişçikle bir testere gibi tırtıklanmıştır. Femurun karşısına gelen tibia, bir çakının kapanması gibi, femur üzerine çok hızlı bir şeklide kapanır ve böylece av sımsıkı yakalanmış, çok defa da kısmen parçalanmış olru. Örneği peygamberdevesidir.
- kazıcı bacak: Öne doğru yönelmiş bacaklar, bir kulaç atar gibi, yanlardan döndürülerek arkaya doğru itilir. Genişlemiş olan tibia bir kürek gibi hizmet görür. Örneği danaburnudur.
- yapışıcı bacak: Kavuşma sırasında dişiyi yakalayabilmek için bir yapışma organı gelişmiştir. Örneği 'tur.
- sıçrayıcı bacak
(çekirge) - toplayıcı bacak
(işçi arı) - yakalayıcı bacak
(peygamberdevesi) - kazıcı bacak
(danaburnu)
Kanatlar: Hayvanlar âleminde kanatlar ilk önce böceklerde çıkmıştır ve bunlar uçabilen tek omurgasız grubudur. Kuşlar ve yarasalardaki gibi ön üyelerin değişmesiyle oluşmamıştır. Pterothorax'ta bulunurlar. Kas ve segment taşımadıklarından üye olarak kabul edilmezler.
Boyuna (kaideden uca uzanan) damarların hepsi trake taşır. Bu trakeler bacaklara giden trakelerden türemiştir. Enine damarlar kanadın sağlamlaşması için oluşmuştur ve hiçbir zaman trake taşımazlar.
Kelebeklerde kanatlar pullarla kaplanırken, hamam böcekleri ve çekirgelerde ön kanatlar (tegmina) derimsi olarak kitinleşmiştir. Kın kanatlılarda ön (üst) kanatlar (elitra) kuvvetlice kitinleşip koruma görevi üstlenmişlerdir. Sineklerde arka kanatlar, Stepsiptera'da ise ön kanatlar denge organına (halter) dönüşerek uçma işlevini yitirmiştir.
İkincil olarak sonradan kanat yitimi, özellikle mağara böceklerinde ve bit gibi parazitlerde (kullanma gereği duymadıkları için), yüksek dağlarda yaşayanlarda (rüzgâra kapılıp sürüklenmemek için) ve saklanarak yaşayanlarda (engellere takılıp yırtılmaması için) görülür.
Uçulmadığı zamanlarda kanatlar kulağakaçan, çekirge, hamam böceği, peygamberdevesi, kın kanatlılar gibi gruplarda katlanmış olarak dururken, pul kanatlılar, kız böcekleri, zar kanatlılar ve çift kanatlılar gibi gruplarda katlanmayıp açıkta dururlar.
- katlanır kanat
- katlanır kanat
- katlanır kanat
- katlanmaz kanat
- Zygoptera grubundan kız böceğinde (Calopteryx virgo) dinlenme anı kanat duruşu
- Anisoptera grubundan kız böceğinde (Platetrum depressum) dinlenme anı kanat duruşu
Karın bölgesi
Karın (abdomen): Sindirim borusunun büyük bir kısmını, kalbi ve eşey bezlerini içine alır. Ön kısmıyla göğüse bağlanır ve arkaya doğru genellikle gittikçe azalır. 11 segment ve sölom kesesi ve gangliyonu olmadığı için segment olarak kabul edilmeyen bir dan oluşmuştur. Karın segmentlerinde göğüste görülen gerçek üyeler ve kanatlar yoktur. Segmentleri üç ana grupta değerlendirilir:
- progenital segmentler: İlk 7 segmenttir.Çok basit olarak kitinleşirler. Sırt tarafındaki plakalara tergum (sg) / tergit (pl), karın tarafındaki plakalara ise sternum (sg) / sternit (pl) denir.
- genital segmentler: 8. ve 9. segmentlerdir. Bu segmentler çiftleşmeyi sağlayavak şekildedir. Genelde dişilerin eşey açıklığı 8. segmentte ya da onun arkasındadır. 7. segmentin ektodermal eşey deliği taslağı dışarıya açılmaz, 8. segmentin tek yapıda olan açıklık taslağıyla bağlantı hâline geçerek vajina 'yı oluşturur. Uzantıları yumurta koymaya yarayan boru şeklinde yumurtlama borusu (ovopositor) hâline gelir. Erkeklerinki 9. segmentten dışarıya açılır. Bir üye olarak kabul edilmeyen erkek kopulasyon organı sınıflandırmada büyük öneme sahiptir.
- postgenital segmentler: 10. ve 11. son segmenttir. Telson civarında anüs bulunur. 11. segmentin üye taslağından oluştuğu varsayılan ve dolayısıyla da bir karın üyesi olarak kabul edilen iki taraflı serkus (cercus (sg) cerci (pl)) çıkar. Sırta doğru kayarak artık harekette kullanılmaz ve dokunaç (duyarga) işlevi görür. Şekli de çoğunlukla küçük bileziklerden meydana gelmiş bir anten gibidir.
Solunum sistemi
Böceklerde temel solunum biçimi trake sistemidir. Altı bacaklılar (Hexapoda) ile çok bacaklılar (Myriapoda) alt şubeleri (Tracheata) adı altında bir üst grupta toplanırlar. Çünkü her iki grupta da integümentin içeriye çökmesiyle trake sistemi oluşmuştur. Böceklerde trake sistemi her organa ulaşacak şekilde dallara ayrılmıştır. Dolaşım sisteminin solunuma katkısı pek azdır.
- Solunum delikleri ya da stigmalar: Trake sisteminin dışarı açılan penceresidir. Pleuranın zarımsı kısımlarında bulunur. Başta stigma bulunmaz; oksijeni göğüsten gelen trakelerle sağlar. Birinci göğüs segmentinde kural olarak stigma bulunmaz. Günümüzün böceklerinde genel olarak 19 çift stigma bulunur. Suda yaşayan larvalar stigmalarını çoğu kere tıkarlar. Bunlarda trake ya integüment (deri) içerisinde, bazen son bağırsakta birçok dallara ayrılarak oradaki ince deriden gaz alışverişi yapar ya da vücudun çeşitli yerlerinden, özellikle karından dışarıya doğru trakelerle donatılmış keseler hâlinde çıkarak solunum için kullanılır. Karada yaşayan böceklerde stigmaların açılıp kapanması, su yitirilmesinin önlenmesi bakımından hayatî öneme sahiptir. Stigma dudaklarından birisi çoğunlukla hareketsiz, diğeri hareketlidir.
- Trake sistemi: Stigma dudağının hemen altında trake sistemi başlar. Filogenetik olarak her segment kendi otonom stigmasına sahiptir. Bununla birlikte bazı ilkel böceklerde ve gelişmiş böceklerin çoğunda, her segment bir çift stigma taşımaz. Ektodermin, stigmaların bulunduğu yerden içeriye çökmesiyle oluşurlar. Her stigmadan uzanan kısa bir dal yatay olarak vücut içerisine girerek bir dorsal, bir visceral ve bir de ventral dalcığa ayrılır. Dorsal daldan vücudun sırt kısmındaki kaslar ve integüment; visceralden bağırsak, Malpighi tüpleri, , yağ cisimcikleri; ventral daldan ise, karın kasları, sinir ve karın derisi yararlanır. Yalnız mezotorakstan öne doğru protoraksı ve başı besleyebilmek için bir ventral bir de dorsal kol çıkarak uzanır. öne doğru uzanan dorsal koldan beyne, göze, üst dudak bölgesine ve duyargalara kollar uzanır. Ventral koldan ise, bütün protoraksa, ilk bacak çiftine, alt dudak bölgesine ve ağız üyelerine kollar gönderilir. Stigma taşıyan her iki göğüs segmentinde, ventral koldan bir dal çıkarak bacak trakesini yapar.
Özellikle iyi uçan böceklerin trake sisteminde ilave gelişmeler (trake kollarında çoğalma ve dallanma) görülür. En çok görülen şekli ana trake kollarının genişlemesiyle meydana gelen trake keseleri ya da hava keseleri denen oluşumdur. bu kesecikler, mayıs böceğinde (Melolontha) olduğu gibi, fazla sayıda fakat küçük olabilir. Diğer taraftan bal arısında (Apis mellifera) olduğu gibi birçok küçük hava kesesinin kaynaşmasıyla az sayıda fakat büyük yapıda hava keseleri ortaya çıkar. Hava keselerinin hepsi havanın depo edilmesi için kullanılır. Keselerden çıkan ince dallar ve borular dokulara kadar uzanır. Ayrıca bu keseler miksosölü sıkıştırmak suretiyle dolaşımı hızlandırır ve dokulara besin ulaşımının daha etkin olmasını sağlar. Trake duvarlarından kan sıvısına sızan oksijen kısmen erimiş durumda bu sıvıda taşınabilir.
Sindirim sistemi
Sindirim organları
Ön bağırsak: Başta bulunan ağız açıklığı ile başlar. Ektodermal stomodeumdan meydana gelmiştir. Epiteli ektoderm epiteli gibi kutikula (intima) içerir.
- Yutak (pharynx): Güçlü halka kaslarla ve genellikle sırt kısmında boyuna uzanan kaslarla donatılmıştır. Lümeni dilator denen ışınsal kaslarla genişleyebilir. Bu kaslar aracılığıyla yutma hareketi meydana gelir. Halka kasların peristaltik hareketi ile, besin, daha sonraki bölmelere aktarılır
- Yemek borusu (esophagus): Halka kasların zayıf gelişmesi ve boyuna kasların kaybolmasıyla özellik kazanmıştır.
- Kursak (ingluvies): çok zayıf halka ve boyuna kaslarla donatılmıştır. Bu kaslar birbirleriyle kaynaşma (anastomoz) yaparlar ve gevşek bir ağ oluştururlar. Çok fazla genişleme yeteneğine sahip kursak, çoğunlukla besin macunu ya da havayla doludur.
- (proventriculus): Halka ve boyuna kaslar çok gelişmiştir. İç tarafta intimanın diken, diş ve çeşitli şekillerde birçok çıkıntısı, kasların etkisiyle birbirine sürtünür ve bu arada besin parçaları öğütülür. Besinin orta bağırsağa geçişi çiğneyici midenin son kısmındaki kasların düzenlemesiyle olur. Besinin gerisin geriye gelmesini de son kısımdaki kapakçıklar (valvula cardica) önler.
(mesenteron): Endodermden meydana geldiği için ön bağırsakta olduğu gibi kitinle astarlanmamıştır. Genellikle önde göğüs içine kadar uzanmaz.
- Kör bağırsak (caeca): Ön bağırsağın orta bağırsağa açıldığı yerde çelenk şeklinde ya da çift olarak dizilmiş birçok tüpçükten ibarettir. Bunlar yapı bakımından orta bağırsağa benzer ve bağırsak yüzeyini büyültmeye yarar. Bazı böceklerde kör bağırsak yüzey ve hacim bakımından orta bağırsaktan daha büyük olabilir.
- Mide (ventriculus): Belirsizdir.
- (peritrophic membran): Özellikle katı besinlerle beslenen böceklerde orta bağırsak epiteli tarafından salgılanan koruyucu yapıdır. Bu zar, kitin fibrillerinden yapılmıştır ve esas maddesi proteindir. Her besin alımında bu zar yeniden oluşur.
: Ön bağırsak gibi ektodermal kökenli olduğundan kitinle astarlanmıştır. Kuvvetli yapıda iç tarafta boyuna kaslar, dış tarafta da halka kaslar bulunur.
- Pylorus: Artık maddelerin ve Malpighi tüplerinden gelen maddelerin toplanması için balon şeklindedir.
- Valvula Pylorica: Halka şekinde kuvvetli bir kasla donatılmış epitel kıvrımdır. Orta bağırsak içeriğinin daha sonraki kısımlara geçmesini düzenler ve ayrıca besin zarının mekanik olarak parçalanmasını sağlar.
- İnce bağırsak (ileum): Son bağırsağın orta kısmını oluşturur.
- Kalın bağırsak (colon): Yapısı ile ince bağırsaktan büyük farklılıklar göstermez. Sonunda bir epitel kıvrımı görülür.
- Valvula Rectalis: Kuvvetli bir daralma meydana getirerek valvula pylorica gibi besin zarının ortadan kaldırılmasında yardımcı olur.
- ya da arka bağırsak (rectum): Çok defa kaslı bir kese şeklinde büyümüştür. Duvarları kalın bir epitel taşır ve alışılagelmiş şekilde 3-6 kadar rektal püskülle donatılır. Dışarıya açıldığı yer iki taraftan anüs kapakları ile sınırlanmış anüstür.
Sindirim ve Beslenme
Böcekler öncelikli olarak bitki yiyicisidirler. Bununla birlikte canlı hayvanlarla beslenenlerden tek tür besine özelleşmiş (örn. ) beslenenlere kadar her çeşit beslenme tarzına rastlanır. Kural olarak etle beslenenlerde bağırsak en kısa, bitkiyle beslenenlerde uzun ve dışkı yiyicilerde ise en uzundur.
Besinleri genel olarak üç ana grupta toplanır: Protein, karbonhidrat ve yağ. Bu besinleri parçalamak için enzimler (amilaz, maltaz, invertaz, laktaz, proteaz, , , lipaz, selülaz) salgılanır. Bazı yırtıcı (Adephaga, Planipennia) ve leşçil (Panorpa) böceklerde dış sindirim görülür. Sindirim, çoğunlukla orta bağırsakta olur, fakat termitlerde arka bağırsaktadır. Ön bağırsakta emilme (daha çok hamam böceklerinde yağ emilir) pek azdır. Orta bağırsak emilmenin esas merkezidir.
Boşaltım sistemi
Böceklerde boşaltım sistemi Malpighi tüpleri denen özel yapılardan oluşur. Dışkının şekli bazı türlerde (odun güvelerinde ve odun yiyen diğer bazı böceklerde) karakteristik olup tanıma anahtarlarında kullanılırlar.
Dolaşım Sistemi
- Yağ doku ya da Yağ cisimcikleri (corpus adiposum): Diğer hayvanların karaciğerine analog bir organdır. Esas görevi besin maddelerinin depolanmasıdır. Farklı böcek gruplarında değişik yapılar gösterir. Çok defa membrana proporia ile çevrilmiş düzensiz gevşek doku loblarından oluşmuştur. Lobların oluşmasıyla hemolenfe büyük bir yüzey sağlanır. Yağ doku en gelişmiş halini birçok holometabol böceğin larvasında gösterir. Arıların gelişmiş larvalarında bütün vücut ağırlığının % 60-65'i yağ dokudan oluşmuştur. Çok defa yağ doku yerleştiği yerdir.
- eşittir kalp ve aort: Böceklerdeki sırt kan damarı ya da sırt damarı (arteria) geçmişteki kapalı dolaşım siteminden arta kalmıştır. Ontogenetik olarak sölom kesesinin sırt tarafındaki hücrelerden meydana gelmiştir. Bu hücrelerin oluşturduğu banta denir ve kardioblastın kenarlarının yukarıya doğru kıvrılmasıyla sırt tarafında bir boru meydana gelir. Bu yüzden damarın lümeni ikincil vücut boşluğunun bir parçası olmaktan ziyade, birincil vücut boşluğunun bir kalıntısıdır. Kural olarak, sırt damarı, arkada kapalı, önde açık, duvarları ince ve başın arka kenarından abdomenin sonuna kadar perikardiyal sinüs içerisinde uzanan bir torba şeklindedir. Sırt damarında ön ve arka kısım diye iki bölge ayırt edilir. Arka kısım abdomende bulunur ve kalp adını alır. Duvarları sadece belirli çizgili halka kaslardan yapılmıştır. Sırt damarının ön kısmı aort adını alır. Duvarları, kalbin duvarları gibidir ve keza onun gibi kasılgandır. Fakat kas lifleri daha ince ve daha zayıftır. Kalp ve aortu birbirinden ayırmak zordur.
- : Hemolenfin vücut içerisinde dolaşımını sadece kalp sağlamaz. Yapı ve işlev olarak kalbe bağlı sırt diyaframı (dorsal diaphragma) dolaşımda önemli görevler alır. Odonata, Hymenoptera, Lepidoptera gibi bazı gruplarda, karnın ventral tarafında, çoğunlukla orta kısmında ayrıca bir karın diyaframı (ventral diaphragma) bulunur. Gerçek kapalı dolaşım sistemindeki damarların görevini yüklenen hemolenf boşluklarına sinüs denir.
- Hemolenf ya da kan: Birincil ve ikincil vücut boşluklarından meydana gelmiş vücut boşluklarında dolaşan sıvıya hemolenf denir. Toplam vücut ağırlığının % 5-40'ını oluşturur. Bu miktar larvalarda her zaman erginlerden daha fazladır. Çok defa renksiz, pigmentler dolayısıyla nadiren hafifçe yeşilimsi sarı renkli bir sıvıdır. Besin maddelerinin bağırsaktan organlara, atıkların dokulardan boşaltım organına ve hormonların gerekli yerlere iletilmesini sağlar. Diğer bir görevi yaraları kapamaktır.
Sinir ve Endokrin sistemleri
Sinir sistemi
Böceklerin sinir sistemi, boyuna ve enine bağlantılarla birbiriyle ilişkide olan, çok defa çift gangliyonlardan oluşmuş bir merkezi sinir sitemi ile, bu merkezlerden çıkarak tepkime organlarına uzanan periferik sinirlerden ve çeşitli şekillerdeki duyu organlarından meydana gelmiştir.
Sinir sisteminin yapı taşları olan sinir hücresi (nöron) farklı bölümlerden oluşur. Hücre gövdesi (perikaryon), omurgalı hayvanların nöronlarından farklı olarak, birçok glia hücresinden meydana gelmiş birkaç tabakalı bir kılıfla örtülmüştür. Omurgalı hayvanlar için çok karakteristik olan (İng. Nissl body) böceklerde pek az ya da tipik olmayan durumlarda belirgindir ve bunların perikaryon içerisindeki dağılımı da aşağı yukarı tekdüzedir. Endoplazmik retikulum, Golgi aygıtı, yaşlılık pigmentleri ve serbest ribozomlar, yalnız perikaryonda bulunmasına karşın, granüller ve mitokondriler düzenli olarak hücre uzantılarının içerisine de göç ederler. Sinir uzantıları, akson ve dendritlerden oluşur. Akson ve dendritler her iki yönde de iletim yeteneğine sahiptir. Bu iki yönlü iletimi engeleyip tek yönlü iletilmesini sağlayan yapıya sinaps denir. Merkezi sinir sisteminin sinir düğümleri gangliyonlardır. Sinir sisteminin dağılımı (tipografisi) gangliyonlar tarafından olur. Gangliyonlar üç ana gruba ayrılır: 1. Yutak (ya da özofagus) üstü gangliyon (cerebral ganglion), üç bölümden oluşur: protocerebrum, deutocerebrum, tritocerebrum. 2. Yutak (ya da özofagus) üstü gangliyon, mandibular, maksillar ve labiyal gangliyon biçiminde üçe ayrılır. 3. Vücut gangliyon zinciri, göğüs gangliyonları ve abdominal gangliyonlar diye ikiye ayrılır.
Sinir sistemi çoğu kez endokrin sistemiyle birlik oluşturur
Endokrin sistemi
Çok hücrelilerin hepsinde hormon sistemi filogenetik olarak sinir sisteminden gelişmiştir. Bu yüzden bütün hormonal olayların denetim mekanizması yüksek organizasyonlu hayvanlarda sinir merkezlerindedir. Böceklerde bu denetim mekanizması nörosekretorik hücrelerdir.
: Böceklerde hormon sisteminin en üst düzenleyici merkezidirler. Ektoderm hücrelerinin yeteneğini saklayan nöronlar salgı meydana getirirler. Salgı, granüller ya da sıvı halinde oluşur, hücre gövdesinde ve aksonlarda biriktirilir ve sinir uyarımıyla en azında aksonlar aracılığıya iletilir ve salgılanır. Daha sonra tekrar meydana getirilir. Bu böyle döngü olarak devam eder. Sinir salgıları her zaman hemolenfe verildiği için hormon olarak kabul edilir ve adını alırlar. Hormon ya da salgı, hücre gövdesinden, tepki yapacağı organa, bir aksonla gönderilir ve orada hemolenfe verilir.
: Uzun zamandan beri corpora cardiaca 'nın böceklerin tek nörohemal organı olduğu kabul ediliyordu. Bu organ, birçok böcekte aortun açık ön kısmında bulunur; ya birbirinden ayrı çift hâlindedir ya mediyan kısımda kaynaşarak tek bir vücut olmuştur ya da hiposerebral gangliyon ile kaynaşmıştır. Diğer bir nörohemal organ adlı böceğin abdomen sinirinde tespit edilmiştir. Son zamanlarda yapılan birçok araştırmada yeni nörohemal organlar bulunmuştur.
Böceklerde nörohormonlarla işlevleri düzenlenmeyen birçok hormon bezi (endokrin bezi) bulunur: protoraks bezleri, ventral (ya da sevikal) bezler, perikardiyal bez.
Böcek hormonları içinde en dikkate değer olarak, larva evresini geçirmesinde etkili olan (juvenil hormon) ile deri değiştirmesini sağlayan (metamorfoz hormonu, ekdizon hormonu) sayılabilir.
Duyusal
Birçok böcek, kampaniform sensilla, ışık, su, kimyasallar (tat ve koku duyuları), ses ve ısı gibi uzuv pozisyonu (propriyosepsiyon dahil olmak üzere uyaranları algılayabilen çok sayıda özel duyusal organa sahiptir.Arılar gibi bazı böcekler ultraviyole dalga boylarını algılayabilir veya polarize ışığı algılayabilirken, anten (biyoloji)|erkek güvelerin antenleri]] dişi güvelerin feromonlarını bir kilometreden fazla mesafeden algılayabilir. Görsel keskinlik ile kimyasal veya dokunsal keskinlik arasında bir denge vardır, öyle ki iyi gelişmiş gözlere sahip çoğu böceğin antenleri küçültülmüş veya basitleşmiştir ve bunun tersi de geçerlidir. Böcekler sesi ince titreşen zarlar (timpan) gibi farklı mekanizmalarla algılarlar. Böcekler sesleri üreten ve algılayan ilk organizmalardı. İşitme, farklı böcek gruplarında en az 19 kez bağımsız olarak evrimleşmiştir.
Bazı mağara cırcır böcekleri hariç çoğu böcek, ışığı ve karanlığı algılayabilir. Birçoğunun küçük ve hızlı hareketleri algılayabilen keskin görüşü vardır. Gözler, basit gözler veya ocelli'nin yanı sıra daha büyük bileşik gözler de içerebilir. Birçok tür, renkli görüşle kızılötesi, ultraviyole ve görünür ışık dalga boylarındaki ışığı algılayabilir. Filogenetik analiz, UV-yeşil-mavi trikromasisinin en azından Devoniyen döneminden, yaklaşık 400 milyon yıl önce var olduğunu göstermektedir.
Bileşik gözlerdeki bireysel mercekler hareketsizdir, ancak meyve sineklerinin her merceğinin altında, fotoreseptör mikrosakkadları adı verilen bir dizi hareketle hızla odak içinde ve dışında hareket eden fotoreseptör hücreleri vardır. Bu, onlara ve muhtemelen diğer birçok böceğe, daha önce varsayıldığından çok daha net bir dünya görüntüsü verir.
Bir böceğin koku alma duyusu, genellikle antenler ve ağız kısımlarında bulunan kimyasal reseptörler aracılığıyla gerçekleşir. Bunlar, diğer böceklerden gelen feromonlar ve besin bitkileri tarafından salınan bileşikler de dahil olmak üzere hem havadaki uçucu bileşikleri hem de yüzeylerdeki koku maddelerini algılar. Böcekler, çiftleşme partnerlerini, yiyecekleri ve yumurtlayacakları yerleri bulmak ve yırtıcılardan kaçınmak için koku alma duyusunu kullanır. Bu nedenle, böceklerin binlerce uçucu bileşik arasında ayrım yapmasını sağlayan son derece önemli bir duyudur.
Bazı böcekler manyetoresepsiyon yeteneğine sahiptir; karıncalar ve arılar bunu hem yerel olarak (yuvalarının yakınında) hem de göç ederken kullanarak yön bulurlar. Brezilya iğnesiz arısı, antenlerindeki kıl benzeri sensillayı kullanarak manyetik alanları algılar.
Yaşam döngüsü
Üreme
Eş bulma ve kur: Dişi, erkek tarafından aktif olarak aranır. Bu aramada en etkin faktör feromonlardır. Sesle bulma, çekirge ve ağustos böceklerinde yaygındır. Kur, birçok böcekte duyargalarla dokunmayla yapılır. Pul kanatlılarda ve günlük sineklerde özel kur dansı vardır.
Çiftleşme: Kural olarak, penisin dişi organına sokulmasıyla meydana gelir. Hemiptera'da olduğu gibi sperma ya doğrudan doğruya reseptakuluım içerisine boşaltılır ya da birçoğunda olduğu gibi vajina veya bursa kopulatriks içerisine boşaltılır ve spermalar daha sonra kendileri reseptakulum içerisine girerler. Birçoğunda spermalar spermatofor içerisinde iletilir. Spermatofor, erkeğin yardımcı bezleri tarafından salgılanan sert bir kabukla örtülü, içerisinde spermaların bulunduğu bir kese ya da pakettir. Bu paket ya penis tarafından bursa kopulatriks içerisine itilir (kelebeklerde ve bazı kın kanatlılarda) ya da dişinin eşey açıklığına yapıştırılır (çekirgelerin birçoğunda). Kız böceklerinde erkeklerin ikinci abdomen segmentinde yardımcı kavuşma organları oluşmuştur. Çiftleşmede her iki eşeyde de görülen yardımcı çiftleşme organları birbirine sıkıca uyacak şekildedir. Bu organlarda meydana gelecek bir değişiklik, çiftleşmeyi başarısız kılar. Bu sebeple böceklerde tür tanımlanmasında en çok bakılan ve taksonomik özellik açısından en çok güvenilen organlar bu yardımcı çiftleşme organlarıdır. Çiftleşmenin yeri, zamanı ve süresi değişkenlik gösterir.
Yumurtlama: Böceklerin bir kısmının yavrularını canlı olarak doğurdukları (vivipar), bir kısmının larva (larvipar) ya da pup (pupipar) halinde çıkardıkları bir yana bırakılırsa, çoğu tek tek ya da paket halinde (kokon) yumurta döker.
Gelişim
Yumurtadan çıkış: parçalanmasında en sık görüleni yarılma çizgisi boyunca kabuktaki incelmedir. Patlama çizgisinin oluşmadığı durumlarda larva, (oviruptor) denen kuvvetlice sklerotize olmuş çıkıntılar yardımıyla dışarı çıkar.
Yumurtadan ya ergine benzeyen (hemimetabol) nimf ya da hiç benzemeyen (holometabol) larva bir yavru çıkar. Çoğunlukla her ikisine de yani nimf'e de larva denir. Yumurtadan çıkan larva postembriyonik olarak gelişmeye devam eder. Büyüme, deri değiştirme ile olur. Son deri değiştirildikten sonra tamamen gelişmiş ergin (imago) meydana gelir. Gelişme evrelerine göre larva, pronimf, nimf, prepup, pup diye çeşitlere ayrılırlar. Deri değiştirme erginlikte de sürebilir (Apterygota ve Ephemeroptera).
Yarı başkalaşım (hemimetabol başkalaşım): Larva evresi ergine benzer. Gerçek pup evresi yoktur.
- Palaeometabol başkalaşım
- Epimetabol başkalaşım (Ametabol başkalaşım): Erginlerden farkı, eşey organlarının tam gelişmemeiş olmasıdır. Thysanura takımında görülür.
- Prometabol başkalışım: Larva suda yaşar; kanat taslakları adım adım gelişir; abdomen solungaçları görülür. Ergin evreleri çok kısadır ve ağız parçaları körelmiştir. Ephemeroptera'da görülür.
- Heterometabol başkalaşım
- Archimetabol başkalaşım: Suda yaşarlar, trake solungaçları vardır. Odonata ve Plecoptera'da görülür.
- Paurometabol başkalaşım: Kanatlar adım adım gelişir. Çoğu karada yaşar. Orthopteroidea, Blattopteroidea ve Hemipteroidea'da kısmen görülür.
- Neometabol başkalaşım
- Homometabol başkalaşım: Kanatlar preimajinal evrede ortaya çıkar. Phylloxeridae'nin kanatlı dişilerinde görülür.
- Parametabol başkalaşım: İlk iki larva evresinde kanat taslağı yoktur, yaşlı larva ayaksızdır. Son iki nimf evresinde ve ergin evrede besin alınmaz. Coccina erkeklerinde görülür.
- Allometabol başkalaşım: Kanatsız, yassı yapılı dört larva evresi vardır. Aleyrodina'da görülür.
- Remetabol başkalaşım: kanatsız iki larva evresi (pronimf) ve bunu izleyen, sakin, kanat taslaklı iki nimf evresi vardır. Tripslerde (Thysanoptera) görülür.
Tam başkalaşım (holometabol başkalaşım): Larva evresi ergine hiç benzemez. Gerçek pup evresi vardır.
Larva tipleri:
- Oligomer larva (protopod larva): Abdomen segmentleri tam gelişmemiş, mandibulun dışındaki diğer üyeler de körelmiştir. Platygasterinae'de görülür.
- Eumer larva: Vücut segmentlerinin hepsi gelişmiştir.
- Tırtıl (polipod larva, eruciform larva): Abdomenlerinde işlevleri farklı olan üyeler (yapışma organlarıyla donatılmış küt ayaklar) vardır. Karada yürümeye uyum yapan ve yalancı bacaklar denen bu ayaklar, eklemsiz olduklarından gerçek üye sayılmazlar. En zararlı larva tipidir ve pul kanatlılarda (Lepidoptera) görülür.
- Mühendis tırtılı: Toplam 5 çift bacak vardır. 3 göğüs bacağı, 9. ve 10. segmentteki anüs bacağı. (Geometridae) türlerinde görülür.
- Yalancı tırtıl: 6-8 çift bacak vardır. Symphyta alt takımından zar kanatlılarda (Hymenoptera) görülür.
- Oligopod larva: Abdominal üyeler körelmiştir.
- Campodeid larva: Bugün böceklerin dışında sınıflandırılan içtençenelilerden çatal kuyruklular (Diplura) takımında görülür. Fakat, bazı kın kanatlılarda (örn. Carabidae) ve Neuroptera'da da görülür.
- Kadılokması (tombul larva, manas tipi larva): vücut genel olarak tombul, abdomenin arka ucu tipik olarak şişkinleşmiştir. her zaman kıvrık olarak bulunurlar. çok zararlıdırlar. Mayıs böceğinde (Melolontha) görülür.
- Tespihböceği larvası: Göğüs, vücudun en gemiş yerini oluşturur ve arkaya doğru gittikçe daralma meydana gelir. Silphidae familyasından kın kanatlılarda görülür.
- Erucoid larva (tırtılımsı larva): kum ve bitki parçalarından oluşturdukları kılıfla birlikte yaşarlar. Trichoptera'da görülür.
- Kurt (kurtçuk, apoda larva, rim tipi larva): Göğüs üyeleri ya kalıntı halinde körelmiş ya da tamamen kaybolmuştur. Ayakların ortaya çıkması puplaşmadan sonra olur. Kutikulanın sklerotize olmamasıyla özellik kazanmışlardır. Kapalı yerlerde yaşadıklarından gözleri gelişmemiştir.
- Başlı kurt (kafalı larva, eucephala larva): ön kısımda sklerotize olmuş bir baş kapsülü vardır. Kadılokmalarında olduğu gibi abdomenin son kısmı şişkindir. Arılarda (Apidae ve Scolytidae) görülür.
- Başsız kurt (kafasız larva, acephal ve hemicephal larva): baş kuvvetlice körelmiş ve kısmen larva vücudunun içerisine çekilmiştir. Brachycera grubundan çift kanatlılarda görülür.
- Tırtıl (polipod larva, eruciform larva): Abdomenlerinde işlevleri farklı olan üyeler (yapışma organlarıyla donatılmış küt ayaklar) vardır. Karada yürümeye uyum yapan ve yalancı bacaklar denen bu ayaklar, eklemsiz olduklarından gerçek üye sayılmazlar. En zararlı larva tipidir ve pul kanatlılarda (Lepidoptera) görülür.
Pup (krizalit, koza): Larva evresi ile ergin evre arasında hareketsiz ve besin alınmayan evredir.
- Çeneli puplar (pupa dectica): Yaşlı puplarda hareketli ve kuvvetlice kitinleşmiş mandibulların bulunmasıyla özellik kazanmışlardır. Trichoptera, Neuroptera, Megaloptera, Mecoptera ve Micropterygidae'de görülür.
- Çenesiz puplar (pupa adectica): Kitinleşmiş ve hareketli mandibulları yoktur. Diğer gruplarda görülür.
- Serbest puplar (pupa exarata)
- Gerçek serbest puplar (pupa libera): En çok bulunan formdur. Kın kanatlılar (Coleoptera), pireler (Siphonaptera) ve zar kanatlılarda (Hymenoptera) görülür.
- Çıngıraklı pup (pupa dipharata): Bunlarda sondan bir önceki larva evresinin derisi atılmaz. Son larva pup olduğu zaman, bu deri yavaş yavaş pup derisi hâline dönüşmeye, içerisine pigment ve ürik asit granülleri yığılmaya başlar ve bir kitinleşme meydana gelir. Sallandığında ses geldiği için bu adı almışlardır. Cyclorrhapha sineklerde görülür.
- mumya puplar (pupa obtecta): Vücut uzantıları serbest olarak durmaz. pup evresine girerken eksuviyal sıvının katılaşmasıyla bu uzantılar bir mumya gibi vücuda yapışır. Birçok kelebekte, uğur böceği (Coccinellidae), Nematocera ve Brachycera'da görülür.
- Serbest puplar (pupa exarata)
- Çenesiz puplar (pupa adectica): Kitinleşmiş ve hareketli mandibulları yoktur. Diğer gruplarda görülür.
Başkalaşım sonrası gelişme:
Olgunlaşma: Ergin evresi kısa olan ve bu evrede çoğunlukla beslenmeyen Ephemeroptera, Plecoptera, bazı Homoptera ile Lepidoptera türlerinde eşey bezleri, puptayken işleve hazır hâle gelmektedir ve kısa olan ömürlerini cinsel olgunlukla geçirmezler. Bir başka deyişle erginliğe ilk adımlarını attıklarında, cinsel açından olgunlaşmışlardır. Diğer böceklerde ise erginlik sonrası eşey bezlerinin bir olgunluk süreci vardır.
Yaşlılık devresi: Erginlerde yaşam süresince sadece dış organlar (pul, kıl vs.) değil, aynı zamanda iç organlar da aşınır. Metabolizmanın etkinliğini kaybetmesinden dolayı atık maddelerin son türevlerinden olan pigmentlerin gittikçe çoğaldığı görülür. Birçok organ buna bağlı olarak işlevlerini büyük ölçüde yitirir. Yaşlanan böceklerde uçuş isteği azalır ve uyarılabilme yeteneği büyük ölçüde düşer. Gangliyon hücrelerinde, sitoplazma dejenerasyonu, kromatin yığılmaları ve hücre bağlantılarında gevşemeler olur. Atık maddeler atılmayıp vücutta birikir. Ölüm, beynin ölmesiyle değil, hücre metabolizmasının durmasıyla ortaya çıkar.
İletişim
Ses üreten böcekler genellikle duyabilirler. Çoğu böcek yalnızca üretebildikleri seslerin frekansına bağlı frekansların dar aralıklı bir frekans aralığını duyabilirler. Sivrisinekler 2 kilohertz'e kadar duyabilirler. Belirli yırtıcı ve parazit böcekler sırasıyla avlarının veya konaklarının çıkardığı karakteristik sesleri algılayabilir. Benzer şekilde, bazı gececi güveler ultrasonik yayılımlarını algılayabilir ve bu da onların avlanmadan kaçınmalarına yardımcı olur.
Işık üretimi
Mycetophilidae (Diptera) ve böcek aileleri Lampyridae, Phengodidae, Elateridae ve Staphylinidae gibi birkaç böcek biyolüminesanstır. En bilinen grup, Lampyridae ailesinden böcekler olan ateş böcekleridir. Bazı türler, flaşlar üretmek için bu ışık üretimini kontrol edebilir. İşlevleri, bazı türler eşlerini çekmek için kullanırken diğerleri avlarını cezbetmek için kullandıkları için değişir. Mağarada yaşayan Arachnocampa (Mycetophilidae, mantar sivrisinekleri) larvaları, yapışkan ipek ipliklerine küçük uçan böcekleri çekmek için ışık saçarlar.Photuris cinsine ait bazı ateşböcekleri, dişi Photinus türünün parıltısını taklit ederek o türün erkeklerini çekerler ve bu erkekler daha sonra yakalanır ve yutulur. Yayılan ışığın renkleri donuk maviden (Orfelia fultoni, Mycetophilidae) bilindik yeşillere ve nadir kırmızılara (Phrixothrix tiemanni, Phengodidae) kadar değişir.
Ses üretimi
Böcekler çoğunlukla uzantıların mekanik hareketiyle ses çıkarırlar. Çekirgelerde ve cırcır böceklerinde bu stridülasyon ile elde edilir. Ağustos böceğiler, vücutlarında timballar ve ilişkili kaslar oluşturmak için özel değişiklikler yaparak sesleri üreterek ve yükselterek böcekler arasında en yüksek sesleri çıkarırlar. Afrika ağustos böceği Brevisana brevis 50 cm (20 in) mesafede 106,7 desibel olarak ölçülmüştür.
Helicoverpa zea güveleri, şahin güveleri ve Hedylid kelebekleri gibi bazı böcekler, yarasalar tarafından tespit edildiklerini hissettiklerinde ultrasonik sesleri duyabilir ve kaçamak cevaplar verebilirler. Bazı güveler, yırtıcı yarasaları tatsız oldukları konusunda uyaran ultrasonik tıklamalar üretir (akustik aposematizm), bazı lezzetli güveler ise bu çağrıları taklit edecek şekilde evrimleşmiştir (akustik Batesian taklidi). Bazı güvelerin yarasa sonarını sıkıştırabildiği iddiası yeniden ele alındı. Yarasa-güve etkileşimlerinin ultrasonik kaydı ve yüksek hızlı kızılötesi videografisi, lezzetli kaplan güvesinin yarasa sonarını sıkıştıran ultrasonik tıklamalar kullanarak saldıran büyük kahverengi yarasalara karşı gerçekten savunma yaptığını göstermektedir.
Coleoptera, Hymenoptera, Lepidoptera, Mantodea ve Neuroptera'nın çeşitli türlerinde çok az sesler üretilir. Bu düşük sesler böceğin hareketi tarafından üretilir ve böceğin kasları ve eklemlerindeki stridülasyon yapıları tarafından yükseltilir; bu sesler diğer böcekleri uyarmak veya onlarla iletişim kurmak için kullanılabilir. Ses çıkaran böceklerin çoğu, havadaki sesleri algılayabilen timpanal organlara da sahiptir. Corixidae gibi bazı hemipteranlar, su altı sesleriyle iletişim kurarlar.
Renklenme
Böceklere esas rengi veren deridir. Oluşumuna göre 2 gruba ayrılır:
- Pigment renkleri: bulundurdukları renk maddelerinden (pigmentlerden) dolayı bazı ışınları emer, bazılarını da yansıtırlar. Yansıtılan bu ışınlar böceğin rengi olarak görünür: 1. kutikula pigmentleri (: melanin); 2. [sub]epidermis pigmentleri (ommokromlar; pterin; safra renk maddeleri; besinlerle birlikte alınan karotin, likopin, ksantofil gibi renk maddeleri); 3. salgı maddelerinin oluşturduğu renkler.
- Yapı renkleri: Kutikulada bulunan lamelciklerin çeşitli dizilimleriyle, ışığın farklı dalgalarının farklı yönlerde kırılması sonucu ortaya çıkar. Doğanın en canlı renkleri bunlardır. Özünde herhangi bir renk maddesi yoktur.
Renklenme ve desen oluşumu: Vücut üzerinde, çoğunluk türlere özgü, çeşitli desenler bulunur. bunların şekli genellikle kalıtsal olmasına karşın, büyüklükleri ve koyulukları, çevre koşulları ve iç koşullarla denetlenebilir. kalıtsal renkler hemen her zaman simetrik olarak ortaya çıkar. Modifikasyon renklerde bu simetri bazen görülmeyebilir. Beslenmenin, sıcaklığın, eşey hormonlarının, parazitlerin renk oluşumu üzerindeki etkisi çok fazladır.
Uçma
Uçabilen tek omurgasız hayvan grubu böceklerdir. Göğsün (thorax) ikinci (mesothorax) ve üçüncü (metathorax) segmentlerinde yer alan pterothorax kaslarının büyük bir kısmı uçma işlevini yüklenmiştir. Epipleural kasın antigonistik etkisiyle keza subalar kasın katkısıyla büyük kanatlar katlanma yerlerinden açılarak uçmaya hazırlık yapılır. Uçma, göğüs kaslarının doğrudan doğruya ya da dolaylı etkisiyle gerçekleştirilir.
- Dolaylı etkiye sahip kanat kasları: Bunlarda kaslar doğrudan doğruya kanada bağlı değildir. Kasların kasılması birçok mekanik düzenekle bir titreşim (vibrasyon) meydana getirir ve bu titreşim kaslara iletilir. Kanatlar, çırpılmadan daha çok bir titreşim hareketiyle yönlendirilir.
- Doğrudan doğruya etkili kaslar: Bunlarda kaslar doğrudan doğruya kanatları hareket ettirir. kanat hareketleri daha yavaştır.
Kız böceklerinde (Odonata) iki tip kasın birleşik hareketini görmek olasıdır. Kural olarak ilkel böceklerde ya yatay (Odonata) ya da temel olarak dikey (Ephemeroptera) uçuş söz konusudur. Kanatlar kural olarak yukarıdan aşağıya doğru çırpılır. Kanatların aşağıya doğru çırpılmasında arka kanadın arka kenarı zayıf damarlı olduğu için yukarıya doğru, yukarıya doğru çırpıldığında ise aşağı doğru bükülür. Birinci durumda havaya dayanma yüzeyi büyürken, ikinci durumda dayanma yüzeyi küçülür ve dolayısıyla hayvan, toplam değer bakımından yukarıya doğru iten bir güç kazanır. Böceklerin birçoğunda yatay ve dikey uçma yetenekleri birleştirilerek her yöne uçma niteliği kazanılmıştır. Bu yetenek, kanatları kulaç atar gibi döndürmek için gelişen kaslar aracılığıyla olur. Ayrıca manevra yeteneğini artırmak ve uçuş etkinliğini yükseltmek için kanadın kaidesine yakın anal sahada ve jugumda (bazen vannusda) büyük ölçüde küçülmeler görülür.
İlkel kanatlı böceklerde her kanat çifti kendi başına bağımsız olarak çırpılır; fakat senkronize edilir (yani her iki kanat çifti de aynı zamanda çırpılır). Yalnız kız böceklerinde kanat çiftlerinin çırpılması alternatiftir (yani biri diğerinden sonra çırpılır). Bu şekilde kanat çırpan kız böceklerinin uçuş hızı çok yüksektir. Bir ön kanadını bir arka kanadını çırpan kız böceklerinde vücudun takla atmasını önleyebilmek için özellikle karında uzama görülür.
Diptera (sinekler) takımı, böcekler içinde en iyi ve en hızlı uçan böceklerdir.
- Yusufçuk (Hemicordulia tau)
- Episyrphus balteatus
Evrimsel tarih
Bilinen ilk böcekler Geç Devoniyen'de yaşayan küçük, kanatsız eklembacaklılardı. Birçok bilim insanı, böceklerin kabuklularla yakın bir ata paylaştığını düşünüyor. 320 milyon yıl önce (Karbonifer) bazı böcekler kanat geliştirmişti. Uçan böcekler sonunda farklı kanat türleri geliştirdiler. Uçuş, böceklerin eş bulmasına, düşmanlardan kaçmasına ve yeni gıda kaynaklarına erişmesine yardımcı oldu. Kretase zamanlarında ortaya çıkan çiçekli bitkiler, nektar yiyen kelebekler ve polen yiyen arılar için yiyecek sağladı. 150 milyon yıl önce, karınca benzeri termitler, koloninin gelişmesine ve yavrularını büyütmesine yardımcı olmak için farklı bireylerin özel görevler üstlendiği "şehirler" oluşturuyordu. Daha sonra karıncalar, arılar ve yaban arıları da koloniler oluşturdu. Böcekler o kadar başarılı oldular ki, dünya artık milyonlarca böcek türüyle dolu. Başka hiçbir karada yaşayan eklembacaklı bu kadar bol veya çeşitli değildir.
İnsan besini olarak tüketimi
Böcekler büyük bir protein kaynağı olup yağ ve diğer besin öğelerince zengindir. İnsan gıdası olarak 500 kadar böcek türünün yenildiği bilinmektedir. Bunların %40'ı Meksikalılar tarafından tüketilmektedir. Henüz dünyada yaygınlaşmayıp ulusal mutfak tadları olarak kalan, böcek yeme alışkanlığı görülebilen yerlerden bazıları:
- Sardinya: (Piophila casei) larvasının içinde olduğu peynir (casu marzu) birlikte yenir.
- Meksika: Sphenarium cinsinden çekirgeler (chapulines), madrono (Eucheira socialis; Lepidoptera), escamole (Liometopum apiculatum; karınca), Corixidae yumurtaları (böcek havyarı)
- Tayland ve Laos: Belostomatidae familyasından Lethocerus indicus türünün özellikleri tercih edilmektedir.
- Kore: çekirge ve "defolu" kozalardaki ipek böcekleri
- Japonya: marketlerde konserve olarak Oxya yezoensis, Vespa japonica vs.
- Zimbabve: Encosternum delagorguei (kızartılarak)
- Güney Afrika: mopani kurdu (Gonimbrasia belina)
- : witchetty (Endoxyla leucomochla tırtılı), bogong (Agrotis infusa larvası)
Sınıflandırma
Kaynakça
- Prof. Dr. Ali Demirsoy (1992), Yaşamın Temel Kuralları (Entomoloji).
Dipnotlar
- ^ "Insecta". paleobiodb.org. 10 Aralık 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Ağustos 2021.
- ^ a b Chapman, A. D. (2006). Numbers of living species in Australia and the World. Canberra: . ss. 60pp. ISBN . 9 Haziran 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Haziran 2012.
- ^ Wilson, E.O. . 28 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Mayıs 2009.
- ^ . Smithsonian Institution (İngilizce). 22 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2022.
- ^ Vojtech Novotny, Yves Basset, Scott E. Miller, George D. Weiblen, Birgitta Bremer, Lukas Cizek & Pavel Drozd (2002). "Low host specificity of herbivorous insects in a tropical forest". Nature. 416 (6883). ss. 841-844. doi:10.1038/416841a. (PMID) 11976681.
- ^ Erwin, Terry L. (1997). Biodiversity at its utmost: Tropical Forest Beetles. ss. 27-40. In: Reaka-Kudla, M. L., D. E. Wilson & E. O. Wilson (eds.). Biodiversity II. Joseph Henry Press, Washington, D.C.
- ^ Erwin, Terry L. (1982). "Tropical forests: their richness in Coleoptera and other arthropod species". Coleopt. Bull. Cilt 36. ss. 74-75.
- ^ "What is a bug? Insects, arachnids, and myriapods" 16 Kasım 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . at Museum of New Zealand Te Papa Tongarewa website. Accessed 10 March 2022.
- ^ a b Waldbauer, Gilbert (1998). The Handy Bug Answer Book. Visible Ink. ss. 1, 5-26. ISBN .
- ^ Chinery, Michael (1993). "Introduction". Insects of Britain & Northern Europe (3. bas.). Londra: HarperCollins. ss. 11-13. ISBN .
- ^ Gullan & Cranston 2005, ss. 22–48.
- ^ a b Stork, Nigel E. (7 Ocak 2018). "How Many Species of Insects and Other Terrestrial Arthropods Are There on Earth?". Annual Review of Entomology. 63 (1). ss. 31-45. doi:10.1146/annurev-ento-020117-043348. (PMID) 28938083.
- ^ Erwin, Terry L. (1982). "Tropical forests: their richness in Coleoptera and other arthropod species" (PDF). The Coleopterists Bulletin. Cilt 36. ss. 74-75. 23 Eylül 2015 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 16 Eylül 2018.
- ^ Gullan & Cranston 2014, ss. 95–124.
- ^ "Insects" (PDF). Alien Life Forms. s. 4. 8 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Mayıs 2009.
- ^ Gullan & Cranston 2014, ss. 97–103.
- ^ Warren, Ben; Nowotny, Manuela (11 Nisan 2021). "Bridging the Gap Between Mammal and Insect Ears – A Comparative and Evolutionary View of Sound-Reception". Frontiers in Ecology and Evolution. Cilt 9. doi:10.3389/fevo.2021.667218.
- ^ Briscoe, A. D.; Chittka, L. (2001). "The evolution of color vision in insects". Annual Review of Entomology. Cilt 46. ss. 471-510. doi:10.1146/annurev.ento.46.1.471. (PMID) 11112177.
- ^ Kemppainen, Joni; Scales, Ben; Razban Haghighi, Keivan; Takalo, Jouni; Mansour, Neveen; McManus, James; Leko, Gabor; Saari, Paulus; Hurcomb, James; Antohi, Andra; Suuronen, Jussi-Petteri; Blanchard, Florence; Hardie, Roger C.; Song, Zhuoyi; Hampton, Mark; Eckermann, Marina; Westermeier, Fabian; Frohn, Jasper; Hoekstra, Hugo; Lee, Chi-Hon; Huttula, Marko; Mokso, Rajmund; Juusola, Mikko (22 Mart 2022). "Binocular mirror–symmetric microsaccadic sampling enables Drosophila hyperacute 3D vision". Proceedings of the National Academy of Sciences. 119 (12). ss. e2109717119. Bibcode:2022PNAS..11909717K. doi:10.1073/pnas.2109717119. (PMC) 8944591 $2. (PMID) 35298337.
- ^ Carraher, Colm; Dalziel, Julie; Jordan, Melissa D.; Christie, David L.; Newcomb, Richard D.; Kralicek, Andrew V. (2015). "Towards an understanding of the structural basis for insect olfaction by odorant receptors". Insect Biochemistry and Molecular Biology. Cilt 66. ss. 31-41. Bibcode:2015IBMB...66...31C. doi:10.1016/j.ibmb.2015.09.010. (PMID) 26416146.
- ^ Wajnberg, E.; Acosta-Avalos, D.; Alves, O.C.; de Oliveira, J.F.; Srygley, R.B.; Esquivel, D.M. (2010). "Magnetoreception in eusocial insects: An update". Journal of the Royal Society Interface. 7 (Suppl 2). ss. S207-S225. doi:10.1098/rsif.2009.0526.focus. (PMC) 2843992 $2. (PMID) 20106876.
- ^ Esquivel, Darci M.S.; Wajnberg, E.; do Nascimento, F.S.; Pinho, M.B.; Lins de Barros, H.G.P.; Eizemberg, R. (2005). "Do Magnetic Storms Change Behavior of the Stingless Bee Guiriçu (Schwarziana quadripunctata)?". Naturwissenschaften. 94 (2). ss. 139-142. doi:10.1007/s00114-006-0169-z. (PMID) 17028885.
- ^ Lucano, M.J.; Cernicchiaro, G.; Wajnberg, E.; Esquivel, D.M.S. (2005). "Stingless Bee Antennae: A Magnetic Sensory Organ?". BioMetals. 19 (3). ss. 295-300. doi:10.1007/s10534-005-0520-4. (PMID) 16799867.
- ^ Cator, L.J.; Arthur, B.J.; Harrington, L.C.; Hoy, R.R. (2009). "Harmonic convergence in the love songs of the dengue vector mosquito". Science. 323 (5917). ss. 1077-1079. Bibcode:2009Sci...323.1077C. doi:10.1126/science.1166541. (PMC) 2847473 $2. (PMID) 19131593.
- ^ Gullan & Cranston 2005, ss. 87–94.
- ^ Pugsley, Chris W. (1983). (PDF). New Zealand Entomologist. 7 (4). ss. 419-424. Bibcode:1983NZEnt...7..419P. doi:10.1080/00779962.1983.9722435. 20 Ekim 2007 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.
- ^ Lloyd, James E. (1984). "Occurrence of Aggressive Mimicry in Fireflies". The Florida Entomologist. 67 (3). ss. 368-376. doi:10.2307/3494715. JSTOR 3494715.
- ^ Lloyd, James E.; Gentry, Erin C. (2003). The Encyclopedia of Insects. Academic Press. ss. 115-120. ISBN .
- ^ "The University of Florida Book of Insect Records". entnemdept.ufl.edu. Department of Entomology & Nematology, UF/IFAS. 20 Ocak 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Ocak 2022.
- ^ Kay, Robert E. (1969). "Acoustic signalling and its possible relationship to assembling and navigation in the moth, Heliothis zea". Journal of Insect Physiology. 15 (6). ss. 989-1001. Bibcode:1969JInsP..15..989K. doi:10.1016/0022-1910(69)90139-5.
- ^ Spangler, Hayward G. (1988). "Moth hearing, defense, and communication". Annual Review of Entomology. 33 (1). ss. 59-81. doi:10.1146/annurev.ento.33.1.59.
- ^ Hristov, N. I.; Conner, William E. (2005). "Sound strategy: acoustic aposematism in the bat–tiger moth arms race". Naturwissenschaften. 92 (4). ss. 164-169. Bibcode:2005NW.....92..164H. doi:10.1007/s00114-005-0611-7. (PMID) 15772807.
- ^ Barber, J. R.; Conner, W. E. (2007). "Acoustic mimicry in a predator–prey interaction". Proceedings of the National Academy of Sciences. 104 (22). ss. 9331-9334. Bibcode:2007PNAS..104.9331B. doi:10.1073/pnas.0703627104. (PMC) 1890494 $2. (PMID) 17517637.
- ^ a b Corcoran, Aaron J.; Barber, Jesse R.; Conner, William E. (2009). "Tiger Moth Jams Bat Sonar". Science. 325 (5938). ss. 325-327. Bibcode:2009Sci...325..325C. doi:10.1126/science.1174096. (PMID) 19608920.
- ^ Encyclopedia of dinosaurs & prehistoric life. American Museum of Natural History. New York, N.Y.: DK Publishing in association with the American Museum of Natural History. 2008. s. 28. ISBN . OCLC 181602635.
- ^ A. Sibel Velioğlu (Türkuçar) ve Sedat Velioğlu (1993), Neden Böcek Yemiyoruz?, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Haziran 1993, cilt:26, sayı: 307, sayfa: 462-464
Kaynak hatası: <ref>
"lower-alpha" adında grup ana etiketi bulunuyor, ancak <references group="lower-alpha"/>
etiketinin karşılığı bulunamadı (Bkz: )
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bocekler Latince insectum eklem bacaklilar Arthropoda subesinin sinifi ve tur ve takson bakimindan en kalabalik hayvan sinifidir 1 000 000 dan fazla olan tur sayilariyla Dunya daki en fazla ture sahip canlilardir Dunya nin hemen hemen her yerinde bulunur ve bazen cok yogun populasyonlarda gorulebilirler Her yil birkac bin bocek turu tanimlanmaktadir Toplam tur sayisinin 2 000 000 eski tahminler ila 30 000 000 daha guncel tahminler kadar oldugu tahmin edilmektedir Tur cins familya gibi taksonomik kategoriler bakimindan 6 10 000 000 sayiya ulasirlar ve Dunya daki hayvanlarin 90 kadarini olustururlar Bocek Yasadigi donem araligi 364 0 myo Gunumuz PreYeYeOSDCPTJKPgNsol ust oynak sinek Empis livida sol orta Harpactorinae sol alt Opodiphthera eucalypti sag ust Rhinotia hemistictus sag orta danaburnu Gryllotalpa brachyptera sag alt yaban arisi Vespula germanica Biyolojik siniflandirmaAlem AnimaliaSube ArthropodaSinif Insecta Linnaeus SiniflandirmaMetne bakiniz SinonimlerEctognatha Entomida Turce en zengin bocek familyasi cepkenli bocekgiller Staphylinidae familyasidir 2010 verilerine gore 56 768 turle canlilar arasinda en cok tur barindiran familyadir Ikinci buyuk bocek grubu hortumlu bocekgiller Curculionidae familyasidir Insanlar tarafindan evcillestirilen bal arisi ve ipek bocegi gibi turleri bulundugu gibi bazi turleri de Dunya nin muhtelif yerlerinde ozellikle de Meksika da dogrudan besin olarak kullanilirlar TerminolojiBocek adinin Turkcede Insecta uyeleri icin yogun olarak kullanilmasi turlerinin coklugu yuzundendir Turkcenin tarihi gelisimi icinde bocek adi Insecta disindaki eklem bacaklilari da kapsayacak kadar genistir Bu kullanimi halk dilinde hala gormemiz mumkundur Insecta disindaki eklem bacaklilari hatta diger omurgasizlari terim disi olarak bocek adiyla anmak o kadar da yanlis sayilmamali Bu adlandirmalarda kendini belli eder kabuklulardan tespih bocegi orumcegimsilerden uyuz bocegi karindan bacaklilardan sumuklu bocek gibi Takimin Latince bilim adi Insecta kelimesi Yunanca ἔntomon entomon parcalar halinde dogramak kelimesinin 1600 lu yillarda Latinceye insectum bicimindeki cevrilmesinden gelir Yunanca kelime bugun bocek bilimi ya da bocek bilim de denilen entomoloji adinda kalmistir Bocekler ve diger boceklerAyirt edici ozellikler Genel konusmada bocekler ve diger karasal eklem bacaklilara siklikla bocekler denir Bocek bilimciler bir dereceye kadar bocekler adini dar bir gercek bocek kategorisi olan Hemiptera takimindan ornegin agustos bocekleri ve kalkan bocekleri gibi bocekler icin saklarlar Kirkayaklar ciyanlar tahtakurulari orumcekler akarlar ve akrepler gibi diger karasal eklembacaklilar eklemli dis iskeletleri oldugundan bazen boceklerle karistirilirlar Yetiskin bocekler goguste iki cifte kadar kanat bulunan tek eklembacaklidir Kanatli olsun ya da olmasin yetiskin bocekler bas gogus ve karin olmak uzere uc parcali vucut planlariyla ayirt edilebilirler goguste uc cift bacaklari vardir Bocekler ve onlarla karistirilabilecek diger bocekler Bocek Alti bacak uc parcali govde bas gogus karin iki cifte kadar kanat Orumcek sekiz bacak iki parcali govde Tahta biti yedi cift bacak yedi govde segmentler arti bas ve kuyruk Ciyanlar bircok bacak segment basina bir cift Kirkayak bircok bacak segment basina iki ciftCesitlilik Tum okaryotlarin yaklasik yarisi bocektir diyagramin sol tarafi Bocek turlerinin toplam sayisina iliskin tahminler onemli olcude farklilik gostermektedir ve bu da yaklasik 5 5 milyon bocek turunun var oldugunu ve bunlardan yaklasik bir milyonunun tanimlandigini ve adlandirildigini gostermektedir Bunlar hayvanlar bitkiler ve mantarlar dahil olmak uzere tum okaryot turlerinin yaklasik yarisini olusturur En cesitli bocek takimlari Hemiptera gercek bocekler Lepidoptera kelebekler ve guveler Diptera gercek sinekler Hymenoptera esek arilari karincalar ve arilar ve Coleoptera bocekler her biri 100 000 den fazla tanimlanmis ture sahiptir Bocekler son derece cesitlidir Bes grubun her biri 100 000 den fazla tanimlanmis ture sahiptir Gercek bocekler Hemiptera Kelebekler ve guveler Kelebek Sinekler Sinek Esek arilari Zar kanatlilar Bocekler Coleoptera Dagilim ve habitatlar Bocekler kar tatli su tropikler col ve hatta deniz gibi cesitli habitatlarda bulunur Kar akrep sinegi Boreus hyemalis karda Buyuk dalgic bocegi Dytiscus marginalis larvasi bir golette Orta Amerika nin yesil orkide arisi Euglossa dilemma Col cekirgesi Schistocerca gregaria kumda yumurta birakiyor Deniz patencisi Halobates Hawaii plajindaGenel tanimlamaKural olarak karasal hayvanlar olmakla beraber derin denizlerin dibi disinda tum biyotoplara uyum yapmis bircok ture sahiptir Kutuplardan okyanuslara kadar hemen her ekosistemde ayakta kalmayi basarabilmis canlilardir Canlilar aleminin belki de en kalabalik sinifidir Bu sinifta 32 takim yer almaktadir Dis iskelet bulunur Buyume esnasinda dis iskeletin neden oldugu kisitlama deri degisimi ile telafi edilir Vucutlarinda sadece cizgili kas bulunur bu yuzden cok hizli hareket ederler Solunum trake sistemiyledir Acik dolasim sistemi gorulur Vucutta dolasan solunum sivisi hemolenf adini alir ve cogunlukla renksiz bazen de soluk yesil sari renktedir Vucutlari bez bakimindan zengindir Cekici veya itici koku mum zehir ipek yag tukuruk antikoagulan madde gibi bircok maddeyi salgilamak uzere ozellesmis cok sayida bez tasirlar Duyu organlari ve sinir sistemleri iyi gelismistir Bircok grupta ozel gorevleri olan duyu organlarina rastlanir yeri geldikce aciklanacaktir Avlanmak veya avcilarindan korunmak icin son derece basarili uyumlar kazanmislardir Renklenmeleri buyuk cesitlilik gosterir Bazilarinda isik cikarma ozelligi gorulur Kural olarak yumurta ile cogalirlar ve gelismelerinde cogunlukla bir metamorfoz gorulur Bazi gruplarda koloni halinde sosyal yasam ornekleri gorulur Yasam ve beslenme sekillerine gore agiz parcalari anten ve bacak yapilari farklilik gosterir Morfoloji ve fizyolojiBocek anatomisi A Bas Caput B Gogus Thorax C Karin Abdomen 1 Duyarga Antennae 2 Ocelli 3 Ocelli 4 Oculi Compositi 5 Beyin Cerebral Ganglia 6 Prothorax 7 Sirt kan damari Arteria 8 Trake Trachea 9 Mesothorax 10 Metathorax 11 Ust kanat 12 Alt kanat 13 Mide 14 Kalp 15 Yumurtalik 16 Rectum 17 Anus 18 Vajina 19 Abdominal Ganglia 20 Malpighi tupleri 21 22 Pretarsus 23 Ayak Tarsus 24 Baldir Tibia 25 Uyluk Femur 26 Trochanter 27 Kursak 28 Thoracic Ganglion 29 Kalca Coxa 30 Tukuruk bezi 31 Subesophageal Ganglion 32 Vucut ortusu Vucut ortusu integument Embriyonik olarak iki tabakaya ayrilir Ustte ektoderm kokenli epidermis ve kaide zari altta peritondan meydana gelmis hucreli ince bagdoku yapisinda ve kaslarin uzerine yigilmis olarak duran kutis bulunur Vucut ortusu distan ice dogru su katmanlara ayrilir Kutikula Ektoderm kokenlidir ve epidermis tarafindan salgilanir Icerisine bircok organik ve inorganik birlesigin katilmasiyla cogunlukla sert bir yapi kazanir Iki cesidi vardir sert ve bukulmez olanlari sklerit daha yumusak ve esnek olanlari da zar membran olarak adlandirilir Kutikula olaganustu dayanikli ve korunaklidir Suyu gecirmez kutikulayi olusturan maddelerin miktari ture ve yasa gore degisir Ornek olarak Amerikan hamam boceginde Periplaneta americana 37 su 44 protein 15 kitin ve 4 yag icerir Kutikula 2 ya da 3 alt tabakadan olusur Epikutikula Vucut ortusunun en ustteki tabakasi olup kitinsizdir 4 alt tabakaya ayrilir sert tabaka kutikulin tabakasi mum tabakasi dolgu tabaka Prokutikula En taninmis temel birlesigi kitindir 3 alt tabakaya ayrilir ekzokutikula mezokutikula endokutikula Subkutikula Mukopolisakkaritlerden olusmus granuler yapida ve kitinsizdir Epidermis ya da hipodermis ust deri Tektir ve alt tabakalara ayrilmaz Yapi ve islev bakimindan birbirinden farklilasmis bir takim hucreler bulunur 1 ortu hucreleri 2 salgi hucreleri kutikula olusturan bezler mum bezleri lak bezleri tukuruk bezleri yag bezleri zehir bezleri yakici bezler koku bezleri ipek bezleri feromon bezleri 3 kil hucreleri 4 duyu hucreleri 5 onositler lamina basalis Cok ince 0 2 0 5 µm ve deliksiz yapidadir Vucut boslugu Hemositler kaslar sinirler kutikulaya da uzanir ve bagdoku tabakasi bulunur Bas bolgesi Bas caput Embriyonik olarak kac segmentten yapildigi tartismalidir Basta bulunan segmentlerin her biri ayri bir uye tasimadigindan ayrica segmental gangliyonlardan bazilari da birbiriyle kaynastigindan dolayi koken olarak segment sayisi kesin olarak soylenemiyor 5 en fazla 6 segmentten olustugu varsayilmaktadir 1 preantennar Embriyonik evrede gorulur 2 antennar Duyargalar bu segmentteki gangliyona baglidir 3 intercalar 4 mandibular 5 maksillar Bastaki ic organlari icine alan sert bir kapsul seklinde birbiriyle kaynasmistir Baglanti yerlerine stur denir Sturlar arasindaki alanlar alin frons tepe vertex ve yanaktir genae 6 labial Duyargalar antennae Kamci seklinde bulunan duyargalar ictencenelilerdeki gibi gercek segmentli degildir 3 bolumden olusur Kaide scapus ara bilezigi pedicellus ve kamci flagellum Boceklere ozgu duyu organi olan Johnston organi pedicellus bolumunde bulunur Gumuscun Lepisma saccharina teke boceginin dikkat cekici duyargalari Gozler Optik sistemlerine gore 2 cesit goz tanimlanir Nokta gozler ya da basit gozler ocellus sg ocelli pl Tek optik aygita sahip cok defa bircok duyu hucresinden olusmus bir ya da bircok rhabdomlu retina meydana getiren gozlerdir Gorevleri konusunda kesin bir bilgi yoktur Butun boceklerde ayni olduklari da tartismalidir Birlesik gozlere etki eden uyarilarin meydana getirdigi etkileri kuvvetlendirdikleri varsayilmaktadir Iki cesidi vardir Yan nokta gozler Holometabol bocek larvalarinda basin yan taraflarindaki nokta gozlerdir Dorsal nokta gozler ya da tepe gozler Nokta gozlerin ana tipidir ve ergin evrede olusurlar Bunlar alinda ve basin tepe cizgisinde olmak uzere 3 tanedir Tabanus bovinus sineginde birlesik gozlerBirlesik gozler ya da petek gozler oculi compositi Cok sayida bir cesit nokta goz olan ommatidiumdan olusmustur Her bir ommatitium kendi ozel optik sistemine sahiptir Ommatidiumlarin sayisi degiskenlik gosterrir Kara sinekte Musca domestica 4000 disi ates boceginde Lampyris noctiluca 300 mayis boceginde Melolontha melolontha 5100 Dytiscuslarda 9000 bazi Kizboceklerinde Odonata 10000 28000 kadardir Buyuklukleri bir birlesik gozde ayni degildir Renk gorme Bocekler 300 650 nm lik dalga boylarindaki isinlari algilarlar Ornek olarak Bal arisi Apis mellifera bu bant araliginda sari mavi yesil mavi ve morotesi isinlari algilamalarina karsin kelebeklerin aksine kirmiziyi algilayamazlar Ancak kirmizi ciceklere bu cicekler mor isinlari yansittigi zaman giderler Gunes isinlarindaki morotesi isinlari absorbe eden beyaz cicekleri morotesi isinin komplementeri olan mavimsi yesil visnecurugu cicekleri ise mavi olarak gorurler Bazi boceklerin orn Carausius morosus ve bazi kin kantlilar renk gorme yetenegi yoktur Agiz parcalari A cigneyici B yalayici emici C emici D sokucu emici lr kirmizi ust dudak md yesil ust cene mx sari alt cene lb mavi alt dudak hp D uzun kirmizi hypopharynx Gercek agiz uyeleri labrum mandibul alt cene maxilla ve labium tan olusur Konumuna gore dusey yonelmis agiz orthognath Agiz uyeleri vucut eksenine dik durur agiz asagiya dogru yoneliktir egik yonelmis agiz prognath Agiz uyeleri one dogru yoneliktir agiz on asagiya dogru egilmistir one yonelmis agiz hypognath Agiz uyeleri ve agzin kendi one dogru yonelmistir Islev bakimindan cigneyici agiz tipi orthopteroid Genelde cekirgelerde gorulur Temel agiz tipi olup digerlerinin bundan gelistigi varsayilir yalayici emici agiz tipi emici agiz tipi sokucu emici agiz tipi alti igneli Culicidae sivrisinek ve Tabanidae familyalarindan cift kanatlilarda gorulur dort igneli tahtakurusu ile pirelerde gorulur iki igneli kara sinekte Musca domestica gorulur Boyun cervix Basa derimsi bir zarla yapismistir Basla gogus arasinda sinirlari belirsiz zarimsi bolgedir Boynun on kismi basin son segmentine arka kismi ise gogsun ilk segmentine aittir Gogus bolgesi Gogus thorax Bas ile karin arasinda bulunur Yapilari birbirinden farkli olan uc segmentten olusur 1 prothorax 2 mesothorax 3 metathorax Son iki segmente birlikte pterothorax denir ve kanatlar buraya baglanir Yonlerine gore 1 sternum gogsun karin tarafi 2 pleurum pleura gogsun yan taraflari 3 tergum tergi gogsun sirt kismi adlarini alir Bocek bacagi 1 kalca 2 uyluk bilezigi 3 uyluk 4 baldir 5 ayak 6 pence sinek Bacaklar arthropodium Her gogus segmentinde bir cift olmak uzere toplam 3 cift bacak bulunur Koken olarak vucut yan duvarlarinin segmentsiz uzantilarindan meydana gelmistir Daha dogrusu halkali solucanlarin Annelida turemis yere daha iyi dayanabilmek icin zamanla karin tarafina dogru kaymislardir lt A Demirsoy Yasamin Temel Kurallari sa 46 Bacak segmentleri birbirlerine ya esnek bir zarla ya da birbirine uyabilen bir eklem olusumuyla baglanirlar Bacagin vucuda baglandigi yere kalca coxa denir Daha sonra sirasiyla uyluk bilezigi trochanter uyluk femur baldir tibia ve ayak tarsus kisimlari gelir En ucta cift tirnaktan olusan pence ungues yer alir Tirnaklar arasinda cogunluk derimsi yapida bazen sirt tarafi kitinlesmis arolium denen bir balon vardir Dinlenme sirasinda simetrik olarak on bacaklar one orta ve arka bacaklar geriye uzanacak sekilde durur Bocekler bacak ayak uclarinda yururler Bitler ise penceye dayanarak yururler Bacak tipleri yuruyucu bacak En ilkel ve temel bacak tipidir Ornegi hamam bocegidir sicrayici bacak Cok kuvvetli kaslarla donatilmis bir femur ve oldukca kuvvetli bir tibia bulunur Ornegi cekirge ve pirelerdir cengelli tutunucu bacak Ucunda tutunmak icin bir kanca bulunan kut ve tek segmentli tarsus tasir Ornegi bitlerdir toplayici bacak Bacagin tibiasi genisleyerek polenleri toplayabilmek icin dis kisminda uzun killarla cevrilmis bir polen sepetcigi ve bununla iliskin olarak ayni yerde boyuna bir cokuntu olusur Ornegi isci arilardir temizleyici bacak Duyargalari toz ve polenlerden temizleyebilmek icin on bacakta tibia belirgin olarak femurdan daha kucuktur ve on uc kenari fibula denen hareketsiz bir cikinti tasir Ornegi arilardir yuzucu bacak Tibia ve ozellikle segmentsiz tarsus egilmez bir plaka seklinde geliserek kurek gibi kullanilir Ornegi dir yakalayici bacak Coxa cok fazla uzayarak one dogru yoneltildiginde on bacagin basin cok otesine uzanmasi saglanmistir Femurun on kenari ise bircok discikle bir testere gibi tirtiklanmistir Femurun karsisina gelen tibia bir cakinin kapanmasi gibi femur uzerine cok hizli bir seklide kapanir ve boylece av simsiki yakalanmis cok defa da kismen parcalanmis olru Ornegi peygamberdevesidir kazici bacak One dogru yonelmis bacaklar bir kulac atar gibi yanlardan dondurulerek arkaya dogru itilir Genislemis olan tibia bir kurek gibi hizmet gorur Ornegi danaburnudur yapisici bacak Kavusma sirasinda disiyi yakalayabilmek icin bir yapisma organi gelismistir Ornegi tur sicrayici bacak cekirge toplayici bacak isci ari yakalayici bacak peygamberdevesi kazici bacak danaburnu Kanatlar Hayvanlar aleminde kanatlar ilk once boceklerde cikmistir ve bunlar ucabilen tek omurgasiz grubudur Kuslar ve yarasalardaki gibi on uyelerin degismesiyle olusmamistir Pterothorax ta bulunurlar Kas ve segment tasimadiklarindan uye olarak kabul edilmezler Boyuna kaideden uca uzanan damarlarin hepsi trake tasir Bu trakeler bacaklara giden trakelerden turemistir Enine damarlar kanadin saglamlasmasi icin olusmustur ve hicbir zaman trake tasimazlar Kelebeklerde kanatlar pullarla kaplanirken hamam bocekleri ve cekirgelerde on kanatlar tegmina derimsi olarak kitinlesmistir Kin kanatlilarda on ust kanatlar elitra kuvvetlice kitinlesip koruma gorevi ustlenmislerdir Sineklerde arka kanatlar Stepsiptera da ise on kanatlar denge organina halter donuserek ucma islevini yitirmistir Ikincil olarak sonradan kanat yitimi ozellikle magara boceklerinde ve bit gibi parazitlerde kullanma geregi duymadiklari icin yuksek daglarda yasayanlarda ruzgara kapilip suruklenmemek icin ve saklanarak yasayanlarda engellere takilip yirtilmamasi icin gorulur Uculmadigi zamanlarda kanatlar kulagakacan cekirge hamam bocegi peygamberdevesi kin kanatlilar gibi gruplarda katlanmis olarak dururken pul kanatlilar kiz bocekleri zar kanatlilar ve cift kanatlilar gibi gruplarda katlanmayip acikta dururlar katlanir kanat katlanir kanat katlanir kanat katlanmaz kanat Zygoptera grubundan kiz boceginde Calopteryx virgo dinlenme ani kanat durusu Anisoptera grubundan kiz boceginde Platetrum depressum dinlenme ani kanat durusuKarin bolgesi cekirge Leptophyes punctatissima yumurtlama borusu Karin abdomen Sindirim borusunun buyuk bir kismini kalbi ve esey bezlerini icine alir On kismiyla goguse baglanir ve arkaya dogru genellikle gittikce azalir 11 segment ve solom kesesi ve gangliyonu olmadigi icin segment olarak kabul edilmeyen bir dan olusmustur Karin segmentlerinde goguste gorulen gercek uyeler ve kanatlar yoktur Segmentleri uc ana grupta degerlendirilir progenital segmentler Ilk 7 segmenttir Cok basit olarak kitinlesirler Sirt tarafindaki plakalara tergum sg tergit pl karin tarafindaki plakalara ise sternum sg sternit pl denir genital segmentler 8 ve 9 segmentlerdir Bu segmentler ciftlesmeyi saglayavak sekildedir Genelde disilerin esey acikligi 8 segmentte ya da onun arkasindadir 7 segmentin ektodermal esey deligi taslagi disariya acilmaz 8 segmentin tek yapida olan aciklik taslagiyla baglanti haline gecerek vajina yi olusturur Uzantilari yumurta koymaya yarayan boru seklinde yumurtlama borusu ovopositor haline gelir Erkeklerinki 9 segmentten disariya acilir Bir uye olarak kabul edilmeyen erkek kopulasyon organi siniflandirmada buyuk oneme sahiptir postgenital segmentler 10 ve 11 son segmenttir Telson civarinda anus bulunur 11 segmentin uye taslagindan olustugu varsayilan ve dolayisiyla da bir karin uyesi olarak kabul edilen iki tarafli serkus cercus sg cerci pl cikar Sirta dogru kayarak artik harekette kullanilmaz ve dokunac duyarga islevi gorur Sekli de cogunlukla kucuk bileziklerden meydana gelmis bir anten gibidir Solunum sistemi Boceklerde temel solunum bicimi trake sistemidir Alti bacaklilar Hexapoda ile cok bacaklilar Myriapoda alt subeleri Tracheata adi altinda bir ust grupta toplanirlar Cunku her iki grupta da integumentin iceriye cokmesiyle trake sistemi olusmustur Boceklerde trake sistemi her organa ulasacak sekilde dallara ayrilmistir Dolasim sisteminin solunuma katkisi pek azdir Kin kanatli bir bocekte karin stigmasiSolunum delikleri ya da stigmalar Trake sisteminin disari acilan penceresidir Pleuranin zarimsi kisimlarinda bulunur Basta stigma bulunmaz oksijeni gogusten gelen trakelerle saglar Birinci gogus segmentinde kural olarak stigma bulunmaz Gunumuzun boceklerinde genel olarak 19 cift stigma bulunur Suda yasayan larvalar stigmalarini cogu kere tikarlar Bunlarda trake ya integument deri icerisinde bazen son bagirsakta bircok dallara ayrilarak oradaki ince deriden gaz alisverisi yapar ya da vucudun cesitli yerlerinden ozellikle karindan disariya dogru trakelerle donatilmis keseler halinde cikarak solunum icin kullanilir Karada yasayan boceklerde stigmalarin acilip kapanmasi su yitirilmesinin onlenmesi bakimindan hayati oneme sahiptir Stigma dudaklarindan birisi cogunlukla hareketsiz digeri hareketlidir Trake sistemi Stigma dudaginin hemen altinda trake sistemi baslar Filogenetik olarak her segment kendi otonom stigmasina sahiptir Bununla birlikte bazi ilkel boceklerde ve gelismis boceklerin cogunda her segment bir cift stigma tasimaz Ektodermin stigmalarin bulundugu yerden iceriye cokmesiyle olusurlar Her stigmadan uzanan kisa bir dal yatay olarak vucut icerisine girerek bir dorsal bir visceral ve bir de ventral dalciga ayrilir Dorsal daldan vucudun sirt kismindaki kaslar ve integument visceralden bagirsak Malpighi tupleri yag cisimcikleri ventral daldan ise karin kaslari sinir ve karin derisi yararlanir Yalniz mezotorakstan one dogru protoraksi ve basi besleyebilmek icin bir ventral bir de dorsal kol cikarak uzanir one dogru uzanan dorsal koldan beyne goze ust dudak bolgesine ve duyargalara kollar uzanir Ventral koldan ise butun protoraksa ilk bacak ciftine alt dudak bolgesine ve agiz uyelerine kollar gonderilir Stigma tasiyan her iki gogus segmentinde ventral koldan bir dal cikarak bacak trakesini yapar Ozellikle iyi ucan boceklerin trake sisteminde ilave gelismeler trake kollarinda cogalma ve dallanma gorulur En cok gorulen sekli ana trake kollarinin genislemesiyle meydana gelen trake keseleri ya da hava keseleri denen olusumdur bu kesecikler mayis boceginde Melolontha oldugu gibi fazla sayida fakat kucuk olabilir Diger taraftan bal arisinda Apis mellifera oldugu gibi bircok kucuk hava kesesinin kaynasmasiyla az sayida fakat buyuk yapida hava keseleri ortaya cikar Hava keselerinin hepsi havanin depo edilmesi icin kullanilir Keselerden cikan ince dallar ve borular dokulara kadar uzanir Ayrica bu keseler miksosolu sikistirmak suretiyle dolasimi hizlandirir ve dokulara besin ulasiminin daha etkin olmasini saglar Trake duvarlarindan kan sivisina sizan oksijen kismen erimis durumda bu sivida tasinabilir Sindirim sistemi Sindirim organlari Stilize edilmis Malpighi tupu cekirge tipi orta bagirsak Midgut son bagirsak Hindgut goden Rectum sag Malpighi tupu Malpighian tubule On bagirsak Basta bulunan agiz acikligi ile baslar Ektodermal stomodeumdan meydana gelmistir Epiteli ektoderm epiteli gibi kutikula intima icerir Yutak pharynx Guclu halka kaslarla ve genellikle sirt kisminda boyuna uzanan kaslarla donatilmistir Lumeni dilator denen isinsal kaslarla genisleyebilir Bu kaslar araciligiyla yutma hareketi meydana gelir Halka kaslarin peristaltik hareketi ile besin daha sonraki bolmelere aktarilir Yemek borusu esophagus Halka kaslarin zayif gelismesi ve boyuna kaslarin kaybolmasiyla ozellik kazanmistir Kursak ingluvies cok zayif halka ve boyuna kaslarla donatilmistir Bu kaslar birbirleriyle kaynasma anastomoz yaparlar ve gevsek bir ag olustururlar Cok fazla genisleme yetenegine sahip kursak cogunlukla besin macunu ya da havayla doludur proventriculus Halka ve boyuna kaslar cok gelismistir Ic tarafta intimanin diken dis ve cesitli sekillerde bircok cikintisi kaslarin etkisiyle birbirine surtunur ve bu arada besin parcalari ogutulur Besinin orta bagirsaga gecisi cigneyici midenin son kismindaki kaslarin duzenlemesiyle olur Besinin gerisin geriye gelmesini de son kisimdaki kapakciklar valvula cardica onler mesenteron Endodermden meydana geldigi icin on bagirsakta oldugu gibi kitinle astarlanmamistir Genellikle onde gogus icine kadar uzanmaz Kor bagirsak caeca On bagirsagin orta bagirsaga acildigi yerde celenk seklinde ya da cift olarak dizilmis bircok tupcukten ibarettir Bunlar yapi bakimindan orta bagirsaga benzer ve bagirsak yuzeyini buyultmeye yarar Bazi boceklerde kor bagirsak yuzey ve hacim bakimindan orta bagirsaktan daha buyuk olabilir Mide ventriculus Belirsizdir peritrophic membran Ozellikle kati besinlerle beslenen boceklerde orta bagirsak epiteli tarafindan salgilanan koruyucu yapidir Bu zar kitin fibrillerinden yapilmistir ve esas maddesi proteindir Her besin aliminda bu zar yeniden olusur On bagirsak gibi ektodermal kokenli oldugundan kitinle astarlanmistir Kuvvetli yapida ic tarafta boyuna kaslar dis tarafta da halka kaslar bulunur Pylorus Artik maddelerin ve Malpighi tuplerinden gelen maddelerin toplanmasi icin balon seklindedir Valvula Pylorica Halka sekinde kuvvetli bir kasla donatilmis epitel kivrimdir Orta bagirsak iceriginin daha sonraki kisimlara gecmesini duzenler ve ayrica besin zarinin mekanik olarak parcalanmasini saglar Ince bagirsak ileum Son bagirsagin orta kismini olusturur Kalin bagirsak colon Yapisi ile ince bagirsaktan buyuk farkliliklar gostermez Sonunda bir epitel kivrimi gorulur Valvula Rectalis Kuvvetli bir daralma meydana getirerek valvula pylorica gibi besin zarinin ortadan kaldirilmasinda yardimci olur ya da arka bagirsak rectum Cok defa kasli bir kese seklinde buyumustur Duvarlari kalin bir epitel tasir ve alisilagelmis sekilde 3 6 kadar rektal puskulle donatilir Disariya acildigi yer iki taraftan anus kapaklari ile sinirlanmis anustur Sindirim ve Beslenme Bir bitki uzerindeki bocekler Bocekler oncelikli olarak bitki yiyicisidirler Bununla birlikte canli hayvanlarla beslenenlerden tek tur besine ozellesmis orn beslenenlere kadar her cesit beslenme tarzina rastlanir Kural olarak etle beslenenlerde bagirsak en kisa bitkiyle beslenenlerde uzun ve diski yiyicilerde ise en uzundur Besinleri genel olarak uc ana grupta toplanir Protein karbonhidrat ve yag Bu besinleri parcalamak icin enzimler amilaz maltaz invertaz laktaz proteaz lipaz selulaz salgilanir Bazi yirtici Adephaga Planipennia ve lescil Panorpa boceklerde dis sindirim gorulur Sindirim cogunlukla orta bagirsakta olur fakat termitlerde arka bagirsaktadir On bagirsakta emilme daha cok hamam boceklerinde yag emilir pek azdir Orta bagirsak emilmenin esas merkezidir Bosaltim sistemi Boceklerde bosaltim sistemi Malpighi tupleri denen ozel yapilardan olusur Diskinin sekli bazi turlerde odun guvelerinde ve odun yiyen diger bazi boceklerde karakteristik olup tanima anahtarlarinda kullanilirlar Dolasim Sistemi Yag doku ya da Yag cisimcikleri corpus adiposum Diger hayvanlarin karacigerine analog bir organdir Esas gorevi besin maddelerinin depolanmasidir Farkli bocek gruplarinda degisik yapilar gosterir Cok defa membrana proporia ile cevrilmis duzensiz gevsek doku loblarindan olusmustur Loblarin olusmasiyla hemolenfe buyuk bir yuzey saglanir Yag doku en gelismis halini bircok holometabol bocegin larvasinda gosterir Arilarin gelismis larvalarinda butun vucut agirliginin 60 65 i yag dokudan olusmustur Cok defa yag doku yerlestigi yerdir esittir kalp ve aort Boceklerdeki sirt kan damari ya da sirt damari arteria gecmisteki kapali dolasim siteminden arta kalmistir Ontogenetik olarak solom kesesinin sirt tarafindaki hucrelerden meydana gelmistir Bu hucrelerin olusturdugu banta denir ve kardioblastin kenarlarinin yukariya dogru kivrilmasiyla sirt tarafinda bir boru meydana gelir Bu yuzden damarin lumeni ikincil vucut boslugunun bir parcasi olmaktan ziyade birincil vucut boslugunun bir kalintisidir Kural olarak sirt damari arkada kapali onde acik duvarlari ince ve basin arka kenarindan abdomenin sonuna kadar perikardiyal sinus icerisinde uzanan bir torba seklindedir Sirt damarinda on ve arka kisim diye iki bolge ayirt edilir Arka kisim abdomende bulunur ve kalp adini alir Duvarlari sadece belirli cizgili halka kaslardan yapilmistir Sirt damarinin on kismi aort adini alir Duvarlari kalbin duvarlari gibidir ve keza onun gibi kasilgandir Fakat kas lifleri daha ince ve daha zayiftir Kalp ve aortu birbirinden ayirmak zordur Hemolenfin vucut icerisinde dolasimini sadece kalp saglamaz Yapi ve islev olarak kalbe bagli sirt diyaframi dorsal diaphragma dolasimda onemli gorevler alir Odonata Hymenoptera Lepidoptera gibi bazi gruplarda karnin ventral tarafinda cogunlukla orta kisminda ayrica bir karin diyaframi ventral diaphragma bulunur Gercek kapali dolasim sistemindeki damarlarin gorevini yuklenen hemolenf bosluklarina sinus denir Hemolenf ya da kan Birincil ve ikincil vucut bosluklarindan meydana gelmis vucut bosluklarinda dolasan siviya hemolenf denir Toplam vucut agirliginin 5 40 ini olusturur Bu miktar larvalarda her zaman erginlerden daha fazladir Cok defa renksiz pigmentler dolayisiyla nadiren hafifce yesilimsi sari renkli bir sividir Besin maddelerinin bagirsaktan organlara atiklarin dokulardan bosaltim organina ve hormonlarin gerekli yerlere iletilmesini saglar Diger bir gorevi yaralari kapamaktir Sinir ve Endokrin sistemleri Sinir sistemi A termit B dalgic bocek C sinek 1 yutak ustu gangliyonu 2 yutak alti gangliyonu 3 vucut gangliyonlariSinir sistemi Boceklerin sinir sistemi boyuna ve enine baglantilarla birbiriyle iliskide olan cok defa cift gangliyonlardan olusmus bir merkezi sinir sitemi ile bu merkezlerden cikarak tepkime organlarina uzanan periferik sinirlerden ve cesitli sekillerdeki duyu organlarindan meydana gelmistir Sinir sisteminin yapi taslari olan sinir hucresi noron farkli bolumlerden olusur Hucre govdesi perikaryon omurgali hayvanlarin noronlarindan farkli olarak bircok glia hucresinden meydana gelmis birkac tabakali bir kilifla ortulmustur Omurgali hayvanlar icin cok karakteristik olan Ing Nissl body boceklerde pek az ya da tipik olmayan durumlarda belirgindir ve bunlarin perikaryon icerisindeki dagilimi da asagi yukari tekduzedir Endoplazmik retikulum Golgi aygiti yaslilik pigmentleri ve serbest ribozomlar yalniz perikaryonda bulunmasina karsin granuller ve mitokondriler duzenli olarak hucre uzantilarinin icerisine de goc ederler Sinir uzantilari akson ve dendritlerden olusur Akson ve dendritler her iki yonde de iletim yetenegine sahiptir Bu iki yonlu iletimi engeleyip tek yonlu iletilmesini saglayan yapiya sinaps denir Merkezi sinir sisteminin sinir dugumleri gangliyonlardir Sinir sisteminin dagilimi tipografisi gangliyonlar tarafindan olur Gangliyonlar uc ana gruba ayrilir 1 Yutak ya da ozofagus ustu gangliyon cerebral ganglion uc bolumden olusur protocerebrum deutocerebrum tritocerebrum 2 Yutak ya da ozofagus ustu gangliyon mandibular maksillar ve labiyal gangliyon biciminde uce ayrilir 3 Vucut gangliyon zinciri gogus gangliyonlari ve abdominal gangliyonlar diye ikiye ayrilir Sinir sistemi cogu kez endokrin sistemiyle birlik olusturur Endokrin sistemi Cok hucrelilerin hepsinde hormon sistemi filogenetik olarak sinir sisteminden gelismistir Bu yuzden butun hormonal olaylarin denetim mekanizmasi yuksek organizasyonlu hayvanlarda sinir merkezlerindedir Boceklerde bu denetim mekanizmasi norosekretorik hucrelerdir Boceklerde hormon sisteminin en ust duzenleyici merkezidirler Ektoderm hucrelerinin yetenegini saklayan noronlar salgi meydana getirirler Salgi granuller ya da sivi halinde olusur hucre govdesinde ve aksonlarda biriktirilir ve sinir uyarimiyla en azinda aksonlar araciligiya iletilir ve salgilanir Daha sonra tekrar meydana getirilir Bu boyle dongu olarak devam eder Sinir salgilari her zaman hemolenfe verildigi icin hormon olarak kabul edilir ve adini alirlar Hormon ya da salgi hucre govdesinden tepki yapacagi organa bir aksonla gonderilir ve orada hemolenfe verilir Uzun zamandan beri corpora cardiaca nin boceklerin tek norohemal organi oldugu kabul ediliyordu Bu organ bircok bocekte aortun acik on kisminda bulunur ya birbirinden ayri cift halindedir ya mediyan kisimda kaynasarak tek bir vucut olmustur ya da hiposerebral gangliyon ile kaynasmistir Diger bir norohemal organ adli bocegin abdomen sinirinde tespit edilmistir Son zamanlarda yapilan bircok arastirmada yeni norohemal organlar bulunmustur Boceklerde norohormonlarla islevleri duzenlenmeyen bircok hormon bezi endokrin bezi bulunur protoraks bezleri ventral ya da sevikal bezler perikardiyal bez Bocek hormonlari icinde en dikkate deger olarak larva evresini gecirmesinde etkili olan juvenil hormon ile deri degistirmesini saglayan metamorfoz hormonu ekdizon hormonu sayilabilir Duyusal Cogu bocegin bir cift buyuk bilesik gozu ve baslarindaki hareketleri ve kimyasal uyaranlari algilayabilen antenler gibi diger duyusal organlari vardir Bircok bocek kampaniform sensilla isik su kimyasallar tat ve koku duyulari ses ve isi gibi uzuv pozisyonu propriyosepsiyon dahil olmak uzere uyaranlari algilayabilen cok sayida ozel duyusal organa sahiptir Arilar gibi bazi bocekler ultraviyole dalga boylarini algilayabilir veya polarize isigi algilayabilirken anten biyoloji erkek guvelerin antenleri disi guvelerin feromonlarini bir kilometreden fazla mesafeden algilayabilir Gorsel keskinlik ile kimyasal veya dokunsal keskinlik arasinda bir denge vardir oyle ki iyi gelismis gozlere sahip cogu bocegin antenleri kucultulmus veya basitlesmistir ve bunun tersi de gecerlidir Bocekler sesi ince titresen zarlar timpan gibi farkli mekanizmalarla algilarlar Bocekler sesleri ureten ve algilayan ilk organizmalardi Isitme farkli bocek gruplarinda en az 19 kez bagimsiz olarak evrimlesmistir Bazi magara circir bocekleri haric cogu bocek isigi ve karanligi algilayabilir Bircogunun kucuk ve hizli hareketleri algilayabilen keskin gorusu vardir Gozler basit gozler veya ocelli nin yani sira daha buyuk bilesik gozler de icerebilir Bircok tur renkli gorusle kizilotesi ultraviyole ve gorunur isik dalga boylarindaki isigi algilayabilir Filogenetik analiz UV yesil mavi trikromasisinin en azindan Devoniyen doneminden yaklasik 400 milyon yil once var oldugunu gostermektedir Bilesik gozlerdeki bireysel mercekler hareketsizdir ancak meyve sineklerinin her merceginin altinda fotoreseptor mikrosakkadlari adi verilen bir dizi hareketle hizla odak icinde ve disinda hareket eden fotoreseptor hucreleri vardir Bu onlara ve muhtemelen diger bircok bocege daha once varsayildigindan cok daha net bir dunya goruntusu verir Bir bocegin koku alma duyusu genellikle antenler ve agiz kisimlarinda bulunan kimyasal reseptorler araciligiyla gerceklesir Bunlar diger boceklerden gelen feromonlar ve besin bitkileri tarafindan salinan bilesikler de dahil olmak uzere hem havadaki ucucu bilesikleri hem de yuzeylerdeki koku maddelerini algilar Bocekler ciftlesme partnerlerini yiyecekleri ve yumurtlayacaklari yerleri bulmak ve yirticilardan kacinmak icin koku alma duyusunu kullanir Bu nedenle boceklerin binlerce ucucu bilesik arasinda ayrim yapmasini saglayan son derece onemli bir duyudur Bazi bocekler manyetoresepsiyon yetenegine sahiptir karincalar ve arilar bunu hem yerel olarak yuvalarinin yakininda hem de goc ederken kullanarak yon bulurlar Brezilya ignesiz arisi antenlerindeki kil benzeri sensillayi kullanarak manyetik alanlari algilar Yasam dongusuUreme kelebek Lepidoptera ciftlesmesikiz bocegi Odonata ciftlesmesi Es bulma ve kur Disi erkek tarafindan aktif olarak aranir Bu aramada en etkin faktor feromonlardir Sesle bulma cekirge ve agustos boceklerinde yaygindir Kur bircok bocekte duyargalarla dokunmayla yapilir Pul kanatlilarda ve gunluk sineklerde ozel kur dansi vardir Ciftlesme Kural olarak penisin disi organina sokulmasiyla meydana gelir Hemiptera da oldugu gibi sperma ya dogrudan dogruya reseptakuluim icerisine bosaltilir ya da bircogunda oldugu gibi vajina veya bursa kopulatriks icerisine bosaltilir ve spermalar daha sonra kendileri reseptakulum icerisine girerler Bircogunda spermalar spermatofor icerisinde iletilir Spermatofor erkegin yardimci bezleri tarafindan salgilanan sert bir kabukla ortulu icerisinde spermalarin bulundugu bir kese ya da pakettir Bu paket ya penis tarafindan bursa kopulatriks icerisine itilir kelebeklerde ve bazi kin kanatlilarda ya da disinin esey acikligina yapistirilir cekirgelerin bircogunda Kiz boceklerinde erkeklerin ikinci abdomen segmentinde yardimci kavusma organlari olusmustur Ciftlesmede her iki eseyde de gorulen yardimci ciftlesme organlari birbirine sikica uyacak sekildedir Bu organlarda meydana gelecek bir degisiklik ciftlesmeyi basarisiz kilar Bu sebeple boceklerde tur tanimlanmasinda en cok bakilan ve taksonomik ozellik acisindan en cok guvenilen organlar bu yardimci ciftlesme organlaridir Ciftlesmenin yeri zamani ve suresi degiskenlik gosterir Yumurtlama Boceklerin bir kisminin yavrularini canli olarak dogurduklari vivipar bir kisminin larva larvipar ya da pup pupipar halinde cikardiklari bir yana birakilirsa cogu tek tek ya da paket halinde kokon yumurta doker Gelisim Yumurtadan cikis parcalanmasinda en sik goruleni yarilma cizgisi boyunca kabuktaki incelmedir Patlama cizgisinin olusmadigi durumlarda larva oviruptor denen kuvvetlice sklerotize olmus cikintilar yardimiyla disari cikar Yumurtadan ya ergine benzeyen hemimetabol nimf ya da hic benzemeyen holometabol larva bir yavru cikar Cogunlukla her ikisine de yani nimf e de larva denir Yumurtadan cikan larva postembriyonik olarak gelismeye devam eder Buyume deri degistirme ile olur Son deri degistirildikten sonra tamamen gelismis ergin imago meydana gelir Gelisme evrelerine gore larva pronimf nimf prepup pup diye cesitlere ayrilirlar Deri degistirme erginlikte de surebilir Apterygota ve Ephemeroptera Cekirgede yari baskalasim Yari baskalasim hemimetabol baskalasim Larva evresi ergine benzer Gercek pup evresi yoktur Palaeometabol baskalasim Epimetabol baskalasim Ametabol baskalasim Erginlerden farki esey organlarinin tam gelismemeis olmasidir Thysanura takiminda gorulur Prometabol baskalisim Larva suda yasar kanat taslaklari adim adim gelisir abdomen solungaclari gorulur Ergin evreleri cok kisadir ve agiz parcalari korelmistir Ephemeroptera da gorulur Heterometabol baskalasim Archimetabol baskalasim Suda yasarlar trake solungaclari vardir Odonata ve Plecoptera da gorulur Paurometabol baskalasim Kanatlar adim adim gelisir Cogu karada yasar Orthopteroidea Blattopteroidea ve Hemipteroidea da kismen gorulur Neometabol baskalasim Homometabol baskalasim Kanatlar preimajinal evrede ortaya cikar Phylloxeridae nin kanatli disilerinde gorulur Parametabol baskalasim Ilk iki larva evresinde kanat taslagi yoktur yasli larva ayaksizdir Son iki nimf evresinde ve ergin evrede besin alinmaz Coccina erkeklerinde gorulur Allometabol baskalasim Kanatsiz yassi yapili dort larva evresi vardir Aleyrodina da gorulur Remetabol baskalasim kanatsiz iki larva evresi pronimf ve bunu izleyen sakin kanat taslakli iki nimf evresi vardir Tripslerde Thysanoptera gorulur Tam baskalasim holometabol baskalasim Larva evresi ergine hic benzemez Gercek pup evresi vardir Yaban arisinda tam baskalasimMayis bocegi pupu Larva tipleri Oligomer larva protopod larva Abdomen segmentleri tam gelismemis mandibulun disindaki diger uyeler de korelmistir Platygasterinae de gorulur Eumer larva Vucut segmentlerinin hepsi gelismistir Tirtil polipod larva eruciform larva Abdomenlerinde islevleri farkli olan uyeler yapisma organlariyla donatilmis kut ayaklar vardir Karada yurumeye uyum yapan ve yalanci bacaklar denen bu ayaklar eklemsiz olduklarindan gercek uye sayilmazlar En zararli larva tipidir ve pul kanatlilarda Lepidoptera gorulur Muhendis tirtili Toplam 5 cift bacak vardir 3 gogus bacagi 9 ve 10 segmentteki anus bacagi Geometridae turlerinde gorulur Yalanci tirtil 6 8 cift bacak vardir Symphyta alt takimindan zar kanatlilarda Hymenoptera gorulur Oligopod larva Abdominal uyeler korelmistir Campodeid larva Bugun boceklerin disinda siniflandirilan ictencenelilerden catal kuyruklular Diplura takiminda gorulur Fakat bazi kin kanatlilarda orn Carabidae ve Neuroptera da da gorulur Kadilokmasi tombul larva manas tipi larva vucut genel olarak tombul abdomenin arka ucu tipik olarak siskinlesmistir her zaman kivrik olarak bulunurlar cok zararlidirlar Mayis boceginde Melolontha gorulur Tespihbocegi larvasi Gogus vucudun en gemis yerini olusturur ve arkaya dogru gittikce daralma meydana gelir Silphidae familyasindan kin kanatlilarda gorulur Erucoid larva tirtilimsi larva kum ve bitki parcalarindan olusturduklari kilifla birlikte yasarlar Trichoptera da gorulur Kurt kurtcuk apoda larva rim tipi larva Gogus uyeleri ya kalinti halinde korelmis ya da tamamen kaybolmustur Ayaklarin ortaya cikmasi puplasmadan sonra olur Kutikulanin sklerotize olmamasiyla ozellik kazanmislardir Kapali yerlerde yasadiklarindan gozleri gelismemistir Basli kurt kafali larva eucephala larva on kisimda sklerotize olmus bir bas kapsulu vardir Kadilokmalarinda oldugu gibi abdomenin son kismi siskindir Arilarda Apidae ve Scolytidae gorulur Bassiz kurt kafasiz larva acephal ve hemicephal larva bas kuvvetlice korelmis ve kismen larva vucudunun icerisine cekilmistir Brachycera grubundan cift kanatlilarda gorulur Bir agustos boceginin puptan cikmasi Tibicen sp Pup krizalit koza Larva evresi ile ergin evre arasinda hareketsiz ve besin alinmayan evredir Ceneli puplar pupa dectica Yasli puplarda hareketli ve kuvvetlice kitinlesmis mandibullarin bulunmasiyla ozellik kazanmislardir Trichoptera Neuroptera Megaloptera Mecoptera ve Micropterygidae de gorulur Cenesiz puplar pupa adectica Kitinlesmis ve hareketli mandibullari yoktur Diger gruplarda gorulur Serbest puplar pupa exarata Gercek serbest puplar pupa libera En cok bulunan formdur Kin kanatlilar Coleoptera pireler Siphonaptera ve zar kanatlilarda Hymenoptera gorulur Cingirakli pup pupa dipharata Bunlarda sondan bir onceki larva evresinin derisi atilmaz Son larva pup oldugu zaman bu deri yavas yavas pup derisi haline donusmeye icerisine pigment ve urik asit granulleri yigilmaya baslar ve bir kitinlesme meydana gelir Sallandiginda ses geldigi icin bu adi almislardir Cyclorrhapha sineklerde gorulur mumya puplar pupa obtecta Vucut uzantilari serbest olarak durmaz pup evresine girerken eksuviyal sivinin katilasmasiyla bu uzantilar bir mumya gibi vucuda yapisir Bircok kelebekte ugur bocegi Coccinellidae Nematocera ve Brachycera da gorulur Baskalasim sonrasi gelisme Olgunlasma Ergin evresi kisa olan ve bu evrede cogunlukla beslenmeyen Ephemeroptera Plecoptera bazi Homoptera ile Lepidoptera turlerinde esey bezleri puptayken isleve hazir hale gelmektedir ve kisa olan omurlerini cinsel olgunlukla gecirmezler Bir baska deyisle erginlige ilk adimlarini attiklarinda cinsel acindan olgunlasmislardir Diger boceklerde ise erginlik sonrasi esey bezlerinin bir olgunluk sureci vardir Yaslilik devresi Erginlerde yasam suresince sadece dis organlar pul kil vs degil ayni zamanda ic organlar da asinir Metabolizmanin etkinligini kaybetmesinden dolayi atik maddelerin son turevlerinden olan pigmentlerin gittikce cogaldigi gorulur Bircok organ buna bagli olarak islevlerini buyuk olcude yitirir Yaslanan boceklerde ucus istegi azalir ve uyarilabilme yetenegi buyuk olcude duser Gangliyon hucrelerinde sitoplazma dejenerasyonu kromatin yigilmalari ve hucre baglantilarinda gevsemeler olur Atik maddeler atilmayip vucutta birikir Olum beynin olmesiyle degil hucre metabolizmasinin durmasiyla ortaya cikar Bir yusufcuk turunun Aeshna cyanea atkuyrugu bitkisinin sapinda an be an degisimiIletisimSes ureten bocekler genellikle duyabilirler Cogu bocek yalnizca uretebildikleri seslerin frekansina bagli frekanslarin dar aralikli bir frekans araligini duyabilirler Sivrisinekler 2 kilohertz e kadar duyabilirler Belirli yirtici ve parazit bocekler sirasiyla avlarinin veya konaklarinin cikardigi karakteristik sesleri algilayabilir Benzer sekilde bazi gececi guveler ultrasonik yayilimlarini algilayabilir ve bu da onlarin avlanmadan kacinmalarina yardimci olur Isik uretimi Mycetophilidae Diptera ve bocek aileleri Lampyridae Phengodidae Elateridae ve Staphylinidae gibi birkac bocek biyoluminesanstir En bilinen grup Lampyridae ailesinden bocekler olan ates bocekleridir Bazi turler flaslar uretmek icin bu isik uretimini kontrol edebilir Islevleri bazi turler eslerini cekmek icin kullanirken digerleri avlarini cezbetmek icin kullandiklari icin degisir Magarada yasayan Arachnocampa Mycetophilidae mantar sivrisinekleri larvalari yapiskan ipek ipliklerine kucuk ucan bocekleri cekmek icin isik sacarlar Photuris cinsine ait bazi atesbocekleri disi Photinus turunun pariltisini taklit ederek o turun erkeklerini cekerler ve bu erkekler daha sonra yakalanir ve yutulur Yayilan isigin renkleri donuk maviden Orfelia fultoni Mycetophilidae bilindik yesillere ve nadir kirmizilara Phrixothrix tiemanni Phengodidae kadar degisir Ses uretimi Bocekler cogunlukla uzantilarin mekanik hareketiyle ses cikarirlar Cekirgelerde ve circir boceklerinde bu stridulasyon ile elde edilir Agustos bocegiler vucutlarinda timballar ve iliskili kaslar olusturmak icin ozel degisiklikler yaparak sesleri ureterek ve yukselterek bocekler arasinda en yuksek sesleri cikarirlar Afrika agustos bocegi Brevisana brevis 50 cm 20 in mesafede 106 7 desibel olarak olculmustur Helicoverpa zea guveleri sahin guveleri ve Hedylid kelebekleri gibi bazi bocekler yarasalar tarafindan tespit edildiklerini hissettiklerinde ultrasonik sesleri duyabilir ve kacamak cevaplar verebilirler Bazi guveler yirtici yarasalari tatsiz olduklari konusunda uyaran ultrasonik tiklamalar uretir akustik aposematizm bazi lezzetli guveler ise bu cagrilari taklit edecek sekilde evrimlesmistir akustik Batesian taklidi Bazi guvelerin yarasa sonarini sikistirabildigi iddiasi yeniden ele alindi Yarasa guve etkilesimlerinin ultrasonik kaydi ve yuksek hizli kizilotesi videografisi lezzetli kaplan guvesinin yarasa sonarini sikistiran ultrasonik tiklamalar kullanarak saldiran buyuk kahverengi yarasalara karsi gercekten savunma yaptigini gostermektedir Coleoptera Hymenoptera Lepidoptera Mantodea ve Neuroptera nin cesitli turlerinde cok az sesler uretilir Bu dusuk sesler bocegin hareketi tarafindan uretilir ve bocegin kaslari ve eklemlerindeki stridulasyon yapilari tarafindan yukseltilir bu sesler diger bocekleri uyarmak veya onlarla iletisim kurmak icin kullanilabilir Ses cikaran boceklerin cogu havadaki sesleri algilayabilen timpanal organlara da sahiptir Corixidae gibi bazi hemipteranlar su alti sesleriyle iletisim kurarlar Renklenmedev leopar guvesinde Ecpantheria scribonia renk ve desen Boceklere esas rengi veren deridir Olusumuna gore 2 gruba ayrilir Pigment renkleri bulundurduklari renk maddelerinden pigmentlerden dolayi bazi isinlari emer bazilarini da yansitirlar Yansitilan bu isinlar bocegin rengi olarak gorunur 1 kutikula pigmentleri melanin 2 sub epidermis pigmentleri ommokromlar pterin safra renk maddeleri besinlerle birlikte alinan karotin likopin ksantofil gibi renk maddeleri 3 salgi maddelerinin olusturdugu renkler Yapi renkleri Kutikulada bulunan lamelciklerin cesitli dizilimleriyle isigin farkli dalgalarinin farkli yonlerde kirilmasi sonucu ortaya cikar Doganin en canli renkleri bunlardir Ozunde herhangi bir renk maddesi yoktur Renklenme ve desen olusumu Vucut uzerinde cogunluk turlere ozgu cesitli desenler bulunur bunlarin sekli genellikle kalitsal olmasina karsin buyuklukleri ve koyuluklari cevre kosullari ve ic kosullarla denetlenebilir kalitsal renkler hemen her zaman simetrik olarak ortaya cikar Modifikasyon renklerde bu simetri bazen gorulmeyebilir Beslenmenin sicakligin esey hormonlarinin parazitlerin renk olusumu uzerindeki etkisi cok fazladir UcmaBocek kanadinin temel ucus hareketi a kanatlar b eklem yerleri c dorsoventral kaslar d longitudinal kaslar Ucabilen tek omurgasiz hayvan grubu boceklerdir Gogsun thorax ikinci mesothorax ve ucuncu metathorax segmentlerinde yer alan pterothorax kaslarinin buyuk bir kismi ucma islevini yuklenmistir Epipleural kasin antigonistik etkisiyle keza subalar kasin katkisiyla buyuk kanatlar katlanma yerlerinden acilarak ucmaya hazirlik yapilir Ucma gogus kaslarinin dogrudan dogruya ya da dolayli etkisiyle gerceklestirilir Dolayli etkiye sahip kanat kaslari Bunlarda kaslar dogrudan dogruya kanada bagli degildir Kaslarin kasilmasi bircok mekanik duzenekle bir titresim vibrasyon meydana getirir ve bu titresim kaslara iletilir Kanatlar cirpilmadan daha cok bir titresim hareketiyle yonlendirilir Dogrudan dogruya etkili kaslar Bunlarda kaslar dogrudan dogruya kanatlari hareket ettirir kanat hareketleri daha yavastir Kiz boceklerinde Odonata iki tip kasin birlesik hareketini gormek olasidir Kural olarak ilkel boceklerde ya yatay Odonata ya da temel olarak dikey Ephemeroptera ucus soz konusudur Kanatlar kural olarak yukaridan asagiya dogru cirpilir Kanatlarin asagiya dogru cirpilmasinda arka kanadin arka kenari zayif damarli oldugu icin yukariya dogru yukariya dogru cirpildiginda ise asagi dogru bukulur Birinci durumda havaya dayanma yuzeyi buyurken ikinci durumda dayanma yuzeyi kuculur ve dolayisiyla hayvan toplam deger bakimindan yukariya dogru iten bir guc kazanir Boceklerin bircogunda yatay ve dikey ucma yetenekleri birlestirilerek her yone ucma niteligi kazanilmistir Bu yetenek kanatlari kulac atar gibi dondurmek icin gelisen kaslar araciligiyla olur Ayrica manevra yetenegini artirmak ve ucus etkinligini yukseltmek icin kanadin kaidesine yakin anal sahada ve jugumda bazen vannusda buyuk olcude kuculmeler gorulur Ilkel kanatli boceklerde her kanat cifti kendi basina bagimsiz olarak cirpilir fakat senkronize edilir yani her iki kanat cifti de ayni zamanda cirpilir Yalniz kiz boceklerinde kanat ciftlerinin cirpilmasi alternatiftir yani biri digerinden sonra cirpilir Bu sekilde kanat cirpan kiz boceklerinin ucus hizi cok yuksektir Bir on kanadini bir arka kanadini cirpan kiz boceklerinde vucudun takla atmasini onleyebilmek icin ozellikle karinda uzama gorulur Diptera sinekler takimi bocekler icinde en iyi ve en hizli ucan boceklerdir Yusufcuk Hemicordulia tau Episyrphus balteatusEvrimsel tarih nin fosili bir gec Karbonifer kanatli bocegi Bilinen ilk bocekler Gec Devoniyen de yasayan kucuk kanatsiz eklembacaklilardi Bircok bilim insani boceklerin kabuklularla yakin bir ata paylastigini dusunuyor 320 milyon yil once Karbonifer bazi bocekler kanat gelistirmisti Ucan bocekler sonunda farkli kanat turleri gelistirdiler Ucus boceklerin es bulmasina dusmanlardan kacmasina ve yeni gida kaynaklarina erismesine yardimci oldu Kretase zamanlarinda ortaya cikan cicekli bitkiler nektar yiyen kelebekler ve polen yiyen arilar icin yiyecek sagladi 150 milyon yil once karinca benzeri termitler koloninin gelismesine ve yavrularini buyutmesine yardimci olmak icin farkli bireylerin ozel gorevler ustlendigi sehirler olusturuyordu Daha sonra karincalar arilar ve yaban arilari da koloniler olusturdu Bocekler o kadar basarili oldular ki dunya artik milyonlarca bocek turuyle dolu Baska hicbir karada yasayan eklembacakli bu kadar bol veya cesitli degildir Insan besini olarak tuketimiTayland in baskenti Bangkok sokaklarinda kizartilmis bocek satilan seyyar tezgah Bocekler buyuk bir protein kaynagi olup yag ve diger besin ogelerince zengindir Insan gidasi olarak 500 kadar bocek turunun yenildigi bilinmektedir Bunlarin 40 i Meksikalilar tarafindan tuketilmektedir Henuz dunyada yayginlasmayip ulusal mutfak tadlari olarak kalan bocek yeme aliskanligi gorulebilen yerlerden bazilari Sardinya Piophila casei larvasinin icinde oldugu peynir casu marzu birlikte yenir Meksika Sphenarium cinsinden cekirgeler chapulines madrono Eucheira socialis Lepidoptera escamole Liometopum apiculatum karinca Corixidae yumurtalari bocek havyari Tayland ve Laos Belostomatidae familyasindan Lethocerus indicus turunun ozellikleri tercih edilmektedir Kore cekirge ve defolu kozalardaki ipek bocekleri Japonya marketlerde konserve olarak Oxya yezoensis Vespa japonica vs Zimbabve Encosternum delagorguei kizartilarak Guney Afrika mopani kurdu Gonimbrasia belina witchetty Endoxyla leucomochla tirtili bogong Agrotis infusa larvasi SiniflandirmaArchaeognatha Dicondylia Zygentoma Pterygota Kanatli bocekler Ephemeroptera Gunluk sinekler Metapterygota Neoptera Coleoptera Kin kanatlilar Hymenoptera Zar kanatlilar Neuropterida Megaloptera Neuroptera Sinir kanatlilar Raphidioptera Lepidoptera Pul kanatlilar Trichoptera Kundak bocekleri Diptera Cift kanatlilar Mecoptera Siphonaptera Pireler Strepsiptera Paraneoptera Thysanoptera Sacak kanatlilar Hemiptera Yarim kanatlilar Sternorrhyncha Psocodea Phthiraptera Bitler Psocoptera Kitap bitleri Polyneoptera Dermaptera Phasmatodea Orthoptera Duz kanatlilar Zoraptera Plecoptera Blattodea Isoptera Termitler Mantodea Peygamberdeveleri Odonata Kiz bocekleriKaynakcaProf Dr Ali Demirsoy 1992 Yasamin Temel Kurallari Entomoloji Dipnotlar Insecta paleobiodb org 10 Aralik 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Agustos 2021 a b Chapman A D 2006 Numbers of living species in Australia and the World Canberra ss 60pp ISBN 978 0 642 56850 2 9 Haziran 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Haziran 2012 Wilson E O 28 Ekim 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 17 Mayis 2009 Smithsonian Institution Ingilizce 22 Eylul 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Mart 2022 Vojtech Novotny Yves Basset Scott E Miller George D Weiblen Birgitta Bremer Lukas Cizek amp Pavel Drozd 2002 Low host specificity of herbivorous insects in a tropical forest Nature 416 6883 ss 841 844 doi 10 1038 416841a PMID 11976681 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Erwin Terry L 1997 Biodiversity at its utmost Tropical Forest Beetles ss 27 40 In Reaka Kudla M L D E Wilson amp E O Wilson eds Biodiversity II Joseph Henry Press Washington D C KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link KB1 bakim Fazladan yazi yazar listesi link Erwin Terry L 1982 Tropical forests their richness in Coleoptera and other arthropod species Coleopt Bull Cilt 36 ss 74 75 What is a bug Insects arachnids and myriapods 16 Kasim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde at Museum of New Zealand Te Papa Tongarewa website Accessed 10 March 2022 a b Waldbauer Gilbert 1998 The Handy Bug Answer Book Visible Ink ss 1 5 26 ISBN 9781578590490 Chinery Michael 1993 Introduction Insects of Britain amp Northern Europe 3 bas Londra HarperCollins ss 11 13 ISBN 978 0 00 219918 6 Gullan amp Cranston 2005 ss 22 48 a b Stork Nigel E 7 Ocak 2018 How Many Species of Insects and Other Terrestrial Arthropods Are There on Earth Annual Review of Entomology 63 1 ss 31 45 doi 10 1146 annurev ento 020117 043348 PMID 28938083 Erwin Terry L 1982 Tropical forests their richness in Coleoptera and other arthropod species PDF The Coleopterists Bulletin Cilt 36 ss 74 75 23 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 16 Eylul 2018 Gullan amp Cranston 2014 ss 95 124 Insects PDF Alien Life Forms s 4 8 Temmuz 2011 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Mayis 2009 Gullan amp Cranston 2014 ss 97 103 Warren Ben Nowotny Manuela 11 Nisan 2021 Bridging the Gap Between Mammal and Insect Ears A Comparative and Evolutionary View of Sound Reception Frontiers in Ecology and Evolution Cilt 9 doi 10 3389 fevo 2021 667218 Briscoe A D Chittka L 2001 The evolution of color vision in insects Annual Review of Entomology Cilt 46 ss 471 510 doi 10 1146 annurev ento 46 1 471 PMID 11112177 Kemppainen Joni Scales Ben Razban Haghighi Keivan Takalo Jouni Mansour Neveen McManus James Leko Gabor Saari Paulus Hurcomb James Antohi Andra Suuronen Jussi Petteri Blanchard Florence Hardie Roger C Song Zhuoyi Hampton Mark Eckermann Marina Westermeier Fabian Frohn Jasper Hoekstra Hugo Lee Chi Hon Huttula Marko Mokso Rajmund Juusola Mikko 22 Mart 2022 Binocular mirror symmetric microsaccadic sampling enables Drosophila hyperacute 3D vision Proceedings of the National Academy of Sciences 119 12 ss e2109717119 Bibcode 2022PNAS 11909717K doi 10 1073 pnas 2109717119 PMC 8944591 2 PMID 35298337 Carraher Colm Dalziel Julie Jordan Melissa D Christie David L Newcomb Richard D Kralicek Andrew V 2015 Towards an understanding of the structural basis for insect olfaction by odorant receptors Insect Biochemistry and Molecular Biology Cilt 66 ss 31 41 Bibcode 2015IBMB 66 31C doi 10 1016 j ibmb 2015 09 010 PMID 26416146 Wajnberg E Acosta Avalos D Alves O C de Oliveira J F Srygley R B Esquivel D M 2010 Magnetoreception in eusocial insects An update Journal of the Royal Society Interface 7 Suppl 2 ss S207 S225 doi 10 1098 rsif 2009 0526 focus PMC 2843992 2 PMID 20106876 Esquivel Darci M S Wajnberg E do Nascimento F S Pinho M B Lins de Barros H G P Eizemberg R 2005 Do Magnetic Storms Change Behavior of the Stingless Bee Guiricu Schwarziana quadripunctata Naturwissenschaften 94 2 ss 139 142 doi 10 1007 s00114 006 0169 z PMID 17028885 Lucano M J Cernicchiaro G Wajnberg E Esquivel D M S 2005 Stingless Bee Antennae A Magnetic Sensory Organ BioMetals 19 3 ss 295 300 doi 10 1007 s10534 005 0520 4 PMID 16799867 Cator L J Arthur B J Harrington L C Hoy R R 2009 Harmonic convergence in the love songs of the dengue vector mosquito Science 323 5917 ss 1077 1079 Bibcode 2009Sci 323 1077C doi 10 1126 science 1166541 PMC 2847473 2 PMID 19131593 Gullan amp Cranston 2005 ss 87 94 Pugsley Chris W 1983 PDF New Zealand Entomologist 7 4 ss 419 424 Bibcode 1983NZEnt 7 419P doi 10 1080 00779962 1983 9722435 20 Ekim 2007 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Lloyd James E 1984 Occurrence of Aggressive Mimicry in Fireflies The Florida Entomologist 67 3 ss 368 376 doi 10 2307 3494715 JSTOR 3494715 Lloyd James E Gentry Erin C 2003 The Encyclopedia of Insects Academic Press ss 115 120 ISBN 978 0 12 586990 4 The University of Florida Book of Insect Records entnemdept ufl edu Department of Entomology amp Nematology UF IFAS 20 Ocak 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Ocak 2022 Kay Robert E 1969 Acoustic signalling and its possible relationship to assembling and navigation in the moth Heliothis zea Journal of Insect Physiology 15 6 ss 989 1001 Bibcode 1969JInsP 15 989K doi 10 1016 0022 1910 69 90139 5 Spangler Hayward G 1988 Moth hearing defense and communication Annual Review of Entomology 33 1 ss 59 81 doi 10 1146 annurev ento 33 1 59 Hristov N I Conner William E 2005 Sound strategy acoustic aposematism in the bat tiger moth arms race Naturwissenschaften 92 4 ss 164 169 Bibcode 2005NW 92 164H doi 10 1007 s00114 005 0611 7 PMID 15772807 Barber J R Conner W E 2007 Acoustic mimicry in a predator prey interaction Proceedings of the National Academy of Sciences 104 22 ss 9331 9334 Bibcode 2007PNAS 104 9331B doi 10 1073 pnas 0703627104 PMC 1890494 2 PMID 17517637 a b Corcoran Aaron J Barber Jesse R Conner William E 2009 Tiger Moth Jams Bat Sonar Science 325 5938 ss 325 327 Bibcode 2009Sci 325 325C doi 10 1126 science 1174096 PMID 19608920 Encyclopedia of dinosaurs amp prehistoric life American Museum of Natural History New York N Y DK Publishing in association with the American Museum of Natural History 2008 s 28 ISBN 978 0 7566 3836 8 OCLC 181602635 A Sibel Velioglu Turkucar ve Sedat Velioglu 1993 Neden Bocek Yemiyoruz TUBITAK Bilim ve Teknik Dergisi Haziran 1993 cilt 26 sayi 307 sayfa 462 464 Kaynak hatasi lt ref gt lower alpha adinda grup ana etiketi bulunuyor ancak lt references group lower alpha gt etiketinin karsiligi bulunamadi Bkz Kaynak gosterme