Genetik bilimi, kökenini Mendel'in 19. yüzyıl ortalarındaki çalışmalarından alıyorsa da, kalıtım hakkında birçok varsayım Mendel'den daha önce ortaya atılmıştır. Bu varsayımlar genellikle, edinilmiş özelliklerin kalıtım yoluyla aktarımını öne sürmüşlerdir; bu varsayımlarda kişiye ebeveyndeki baskın özelliklerin miras kalması inanışı hakimdi. Günümüzde, evrim teorisi genellikle, türlerin birbirlerinden değişerek oluştuklarını ileri sürmüş Jean-Baptiste Lamarck'a dayandırılır. Lamarck kalıtım örneğini türlerdeki çeşitli özelliklerin evrimini açıklamada kullanmıştır (fakat bu değişimler günümüzde, Lamarck’ın düşündüğü tarzda bir kalıtımsal sonuç olarak değil, doğal ayıklanmanın bir sonucu olarak kabul edilmektedir)
Genetik biliminin temelleri
İnsanların gelişim sürecinde ilk önce, doğan çocuğun kime benzediği sorusu, kalıtımın ilk gözlemlerindendir. Çocukların akrabalarına benzemesinin bir rastlantı olmadığı çok eski zamanlardan beri bilinmekteydi. Bu yüzden, kimi kültürlerde yakın akrabalar arasındaki evlilikler yasaklanmış, evcilleştirilen hayvanların istenilen özellikteki bireyleri çiftleştirilmiştir. Yaşı 6000 yıldan eski bir Babil yazıtında, beş nesillik bir at şeceresinde, yele başının değişimi gösterilmiştir. Kimi kültürlerde tohum seçiminde en iyi bitkiler seçilmiş, yapay olarak tozlaşmalar yapılmıştır. Bununla beraber, genetiğin bilimsel olarak açıklanması, 19. yüzyılı bulmuştur. Kalıtımla ilgili ilk kurgular Yunan filozoflardan gelmiştir; bugün komik olarak görülen bu ilk fikirlerin, kalıtımın ilk ana fikirleri olması nedeniyle büyük önemi vardır.
Pisagor
Pisagor (MÖ 580 - MÖ 500), çocukların babalarına benzerliklerini şöyle açıklamıştır: Vücudun çeşitli bölgelerinden süzülerek gelen bir tür süptil buharın erkeğin eşeysel organında yoğunlaşmasıyla tohum (sperm) oluşur ve eşeysel çiftleşme sırasında dişi eşey organlarına iletilir. Bu, vajinada katılaşır ve rahimde büyüyecek bir embriyo oluşturur. Olayda esas teşkil eden tohumun babadan gelmesi nedeniyle bu varsayım “patrocline” adıyla bilinir. Bu varsayımda, annenin işlevi embriyoyu kanıyla beslemekten ibarettir. Pisagor'un düşüncesinde, çocuğun anne ile benzerliği, embriyonun anne vücudu içerisindeki gelişimiyle açıklanmıştır.
Empedokles
Empedokles (MÖ 494 - MÖ 434), tohumun ebeveynden (anne ve baba) geldiğine inanmıştır. Ona göre, çiftleşme sırasında hem anneden hem babadan gelen sıvı, tohum şeklinde organlarda toplanmakta, birleşmelerinde ise embriyoyu oluşturmaktaydı. Çocukların ebeveyne benzemelerini ve birbirine benzemeyen kardeşlerin oluşumu ise şöyle açıklamıştır: Vücudun her parçasından gelen tohuma katkı hep aynı oranda olmadığından, her yeni çiftleşme farklı çocukların oluşmasını sağlar. Günümüzde Anadolu'nun bazı yerlerinde erkekteki tohumunun göğüslerinden süzülerek geldiğine hala inanılmaktadır.
Aristo
Aristo (MÖ 384 – MÖ 322), birçok konuda olduğu gibi, kalıtım üzerine de fikirler ileri sürmüştür. Düşünceleri yüzyıllarca tartışılmadan kabul görmüştür. Erkek tohumunun kandan saflaşarak oluştuğuna ve her organa ulaştığı için kanın organları yeniden yapabilme gücü olduğuna inanmıştır.Kadındaki tohumun aybaşlarında görülen adet kanı olduğunu düşünmüş, ama ondaki kanın erkekteki gibi tam olarak saflaşmamasından dolayı, aybaşlarında bu şekilde geldiğini ileri sürmüştür. Aristo'ya göre, çiftleşme sırasında tohumların ikisi birleşerek embriyo haline gelip, çökelir. Bu fikir, 2000 yıl kadar kabul edilmiştir; günümüzde de kullanılan asil kanlı, kan bağı, bozuk kanlı vb. deyimlerinin buradan geldiğine inanılır.
Abiyogenez
18. yüzyılın ortalarına kadar pek çok araştırmacı, organizmaların, en azından küçük olanların, kendiliğinden, çürüyen maddelerin çeşitli karışımlarından kendiliğinden (spontan) yani abiyogenetik olarak (canlı olmadan) ortaya çıktığına inanmaktaydılar. Sineklerin çer-çöplerden kendiliğinden ortaya çıkışı, Leeuwenhoek'un (1632-1723) görünürde temiz olan saman ve su karışımından meydana gelen küçük canlıları gözlemesi ve bunun gibi diğer gözlemler, ana-babadan doğrudan geçişi olmadan da yaşamın ortaya çıkabileceğini destekler gibi görünmüştü. İki İtalyan bilim insanı Francesco Redi ve Lazzaro Spallanzani bu teoriyi ciddi biçimde eleştirmiş ve bu konu üzerine bazı çalışmalar yapmışlardır. Redi; ergin sineklerin et üzerinde yumurtlamasını önleyince, sinek larvalarının gelişmediğini; Spallazani; organik madde içeren şişenin kapatılıp kaynatıldığında Leeuwenhoek tarafından gözlemlenen küçük canlıların kendiliğinden ortaya çıkmadığını göstermiştir.
Özel yaratılış teorisi
Sistematik bilimin kurucusu olan Linnaeus'e göre türlerin değişmezliği bulunmaktaydı; bir canlı türü sadece o canlı türünü meydana getirebilirdi. Yani hayvan ve bitki grupları yeryüzünde belirdiğinden beri değişmeden kalmışlardı. Dinsel görüşle uyuşan bu inanç, sınıflandırma bilimi ilerledikçe araştırmacılar arasında benimsendi.
Biyogenez
Kendiliğinden oluş (abiyogenez) ve özel yaratılış teorileri 19. yüzyıla kadar birbirleriyle çatışarak tartışıldı; Louis Pasteur ve John Tyndall yaptıkları çalışmalarla kendiliğinden oluş teorisini sona erdirdiler. Bu araştırmacılar organik maddelerin bozulmasının ancak besin kültürüne başka parçacıkların girmesi durumuna izin verildiğinde gerçekleştiğini gösterdiler. Bu parçacıklara daha sonrasında "mikrop" denildi ve bunların organik maddenin fermantasyonuna yol açtıkları bulundu. Bu bulgular yeni organizmaların doğuşunun ancak hayatın devamlılığı boyunca ortaya çıkacağı görüşünü düşündürttü. Ve Pasteur; "Omne vivum ex ovo" (Her canlı bir yumurtadan doğar)" tanımını yaptı.
Aura seminalis
1620 yılında İngiliz fizyolog William Harvey'in yapmış olduğu bazı deneyler bu görüşün uzun yıllar sonrasında sarsılmasını sağladı. Geyikleri çiftleştirdikten sonra öldürerek rahimlerine bakan Harvey, çökelmiş bir embriyo taslağı bulunmadığını görmüştü. Yeni organizmanın, Aura seminalis diye adlandırılan erkek menisinin mistik etkisiyle, çiftleşme sırasında oluşan sürtünmeden doğan mıknatıslanmanın embriyo oluşumuna yol açtığını savundu. Mikroskobun icadı sayesinde eşey hücrelerinin keşfi, erkekte sperm, dişide yumurta hücresinin bulunduğunun anlaşılmasını sağladı. Böylece, eşey hücrelerinin birleşmesiyle meydana gelen hücreden yeni bir yaşamın doğduğu anlaşılmış oldu.
Ön-oluşumculuk
17. ve 18. yüzyıllarda yumurta, sperm ve polenlerin bulunmasından sonra birçok araştırmacı; Homunculus denilen minyatür bir insan figürünün eşey hücrelerinden birinde bulunduğuna inandılar. Bu görüş ön-oluşumculuk (Preformasyonizm) olarak tanındı. Buna göre; önceden yapılmış bu minyatürün ergin duruma gelebilmesi için uygun şekilde beslenmesi gerekmekteydi. Ancak bu hipotezin kabulü için bazı sorular bulunmaktaydı; örneğin bu homunkulus hiç gerçekten görülmemişti. Ön oluşumculuk teorisi, kendiliğinden oluşma teorisine göre önemli derecede ileride olan bir fikirdi.
Epigenez
'un ortaya attığı başka bir görüş olan epigenetik görüş; birçok yeni faktörün (doku ve organ gibi) orijinal biçimde var olmadığını, fakat organizma gelişimi sırasında ortaya çıktığını savunur. Wolff, bu organların tamamen anlaşılmayan yaşamsal güçlerle sonradan ortaya çıktığına inanmıştır. Takipçisi ise daha çok kabul edilen bir teori olan; organların artarak özelleşen dokuların göreceli değişimiyle oluştuğu görüşünü ileri sürmüştür.
Edinilen karakterlerin kalıtımı
Edinilmiş özelliklerin kalıtımı kavramının modern bir tanımı şöyledir: ortamda meydana gelen ufak bir değişiklik, bu ortamda bulunan bir canlı türünün tüm (veya çoğu) üyelerinde bir değişikliğe neden olur; bu canlılar başlangıçtaki ortama geri konunca bu yeni özellik devam eder. Bu özellik kalıtılır bireylerin yavrularında da aynı görülür. Edinilmiş özelliklerin kalıtımı fikri eski çağlarda Hipokrat ve Aristo tarafından öne sürülmüştü ve Lamarck zamanında yaygın olarak kabul görmekteydi. Bu fikir eski Yunanlar zamanından beri mevcut olmakla genelde beraber Fransız tabiatçısı Jean Baptiste Lamarck'a atfen "Lamarkizm" olarak değinilir.
Pangenez
Çoğu insan, bulunan eşey hücrelerine rağmen, hala vücut parçalarının kalıtıma etki ettiğine inanmaktaydı. Lamarck da bu görüşü desteklemiş, kazanılmış özelliklerin aktarıldığı yönünde fikirler ileri sürmüştür. Darwin de ilk zamanlarında bu görüşü desteklemiş ve pangenezis denilen varsayımı ileri sürmüştür. Bu varsayımda her vücut hücresinin kana küçük bir gemmula ya da pangenezis denilen yapılar verdiği ve bunların üreme hücrelerinde toplandığı görüşü söz konusuydu. Bazı ilkel canlılarda görülen kuyruk kopması gibi olaylarda gemmulaların buralarda toplanarak onarım yaptığı, bazı çocukların büyük aile bireylerine benzemelerinde ise gemmulaların bazen -embriyo oluşumunda görev almadan- doğrudan eşey hücresine geçerek bir sonraki dölde etkisini gösterdiği düşünülüyordu.
Kromozomların bulunması
19. yüzyılın sonlarında birçok önemli bulgu elde edilmişti. Bunlar kalıtımın kaynağı olan materyalin daha net bir şekilde belirlenmesi için bir başlangıç sağladı. Birçok araştırmacının çalışmalarıyla hücrenin yapısı ve bölünmesi artık biliniyordu; hücre çekirdeği Robert Brown tarafından 1833'te tanımlanırken, deniz kestanesinin döllenmesinde sperm ve yumurtanın çekirdeklerinin doğrudan ilgili olduğunu gösterdi, "nukleoplazma" terimini çekirdekteki protoplazmik materyal için, "sitoplazma" terimini de çekirdeği saran hücre yapısındaki materyal için kullandı. koyu boyanan nükleer ipliklere kromatin adını verdi. Walther Flemming bunların bölünme sırasında uzadığını, eşit parçaların yavru hücrelere geçtiğini söylediler.
20. yüzyılın başlarında , ve Montgomery gibi araştırmacıların çalışmalarıyla ışık mikroskobuyla gözlenen hücrenin morfolojik olayları ve bölünmesi sayesinde nükleer kromozomların bölünmesi ve eşit olarak ayrılmaları gösterilmiş ve böylece atasoy ve döl arasındaki kromozomsal bağlar saptanmış oldu.
Germ-Plazma kuramı
19. yüzyılın sonlarına doğru Weismann, pangenezim kuramı üzerine bazı çalışmalar yaparak, tekhücrelilerde protoplazmanın sürekli olmasına değinmiştir. Ortaya attığı germ-plazma teorisiyle edinilmiş özelliklerin kalıtımı varsayımı tümüyle geçerliliğini yitirmiştir. Ona göre; tekhücreliler bölündüklerinde oluşan yavrularda anadakiyle aynı protoplazma bulunuyordu. Böylece, çokhücrelilerde de bu tür bir sürekliliğin olabileceğini düşünerek, Germ-Plazma varsayımını ortaya attı. Bu varsayıma göre, yüksek canlılar, vücudu meydana getiren somatoplazma kısmıyla, üreme hücrelerini oluşturan germ-plazmadan oluşmuştur. Germ-plazma embriyo evrelerinde diğer dokulardan oluşmuş, fakat somatoplazma ile alakası olmamıştır. Germ-plazma, sperm ve yumurta olarak embriyoyu yapar; bazı hücreler embriyoda germ plazmayı oluşturup değişmeden kalırken diğer hücreler somatoplazma olarak farklılaşırlar. Bu varsayım, nesiller boyunca farelerin kuyruklarının kesilmesine rağmen yeni nesil farelerin halen kuyruklu doğduğunun görülmesi üzerine, kazanılmış özelliklerin kalıtımsal olmadığı gerekçesiyle çürütülmüştür.
Mutasyon kuramı
, Darwin'in kuramlarını bazı noktalarda benimsemekle birlikte pangenezisi kabul etmemiş ve türler arasındaki büyük varyasyonların temelini bulmaya eğilmiştir. Laleler ile yaptığı gözlemlerinde aniden ortaya çıkan değişik türlerin nedenini "mutasyon" olarak açıkladı. Daha sonra, yetiştirdiği eşekçiçekleri ile saf varyeteler elde etti. Mendel'in bezelyede aynı şeyleri fark etmiş olduğunu gördü. Buluşunu 1900 yılında Mendel'inkiyle birlikte yayımlamış ve kalıtsal birimlerin değişebileceği hakkındaki görüşünü kabul ettirmiştir. Böylece Mendel'in daha önce bulduğu bu gözlemin tekrarlanmasıyla 20. yüzyıl genetiğini akışı değişmiş oldu.
Önemli olayların kronolojisi
- 1865'te doğa bilimlerine tutkun Avusturyalı keşiş Gregor Mendel manastırının avlusundaki bahçede 7 özellik (tanenin biçimi ve rengi, kabuğunun rengi vs.) gösteren yenilebilir bezelyeler üzerinde çalışmaya karar verdi. Deneylerinden yola çıkarak, yazdığı “Bitki melezleri üzerinde denemeler” adlı makalesinde, bazı kalıtımsal özelliklerin aktarılma yasalarını açıkladı. Bu makaleyi dünyanın dört bir tarafındaki bilim adamlarına yolladı; tepkiler olumlu olmamakla birlikte yumuşaktı. Makalesinde ileri sürdükleri ancak 1900'lerin başında farklı bilim adamlarınca da yeniden keşfedildikten sonra kabul edildi.
- 1869'da DNA İsviçreli hekim Friedrich Miescher tarafından yalıtılabildi. İrinde fosfat halindeki zengin bir cevheri yalıttı. Bu cevhere “çekirdek özü” anlamında "nüklein" adını verdi. Nükleinin tüm hücrelerde, somon balığı sperminde bile mevcut olduğunu buldu.
- 1879'da Walther Flemming ilk kez bir mitozu tanımladı. Gerçi mitoz, kendisinden 40 yıl önce Carl Nageli tarafından keşfedilmişti ama, Nageli mitozu anormal bir doğa olayı olarak değerlendirmişti. Walther Flemming hücrenin bölünmesini tanımlarken profaz, metafaz ve anafaz terimlerini ortaya attı. Çalışması 1882’de yayımlandı.
- 1880'de Oskar Hertwig ve Eduard Strasburger döllenmedeki temel öğenin spermatozoit (İng. spermatozoon) denilen sperm hücreleri ile yumurta hücresinin birleşmesi olduğunu keşfetti.
- 1891'de Theodor Boveri kromozomların yaşamın vazgeçilmez unsurları olduğunu gösterdi.
- 1900'de kalıtım yasaları keşfedildi; Hugo de Vries, Carl Correns ve Erich von Tschermak-Seysenegg birbirlerinden ayrı olarak, “Mendel yasaları”nı keşfettiler.
- 1902'de Walter Sutton ilk defa, kalıtım hakkındaki kromozom kuramına, yani genleri taşıyan unsurların kromozomlar olduklarına işaret eden bir mayoz bölünmeyi gözlemledi. Kromozomların ayrılma modelinin Mendel’in varsayımını tümüyle desteklediğini belirtti. Aynı yıl bu çalışmasını bir makale yayımladı. Varsayımı Thomas Morgan’ın çalışmalarıyla kanıtlandı. Yine aynı yıl, Archibald Garrod insanlardaki bir hastalığın kalıtım yoluyla geçen bir hastalık olduğunu tanımladı: Alkaptonüri16 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- 1905'te William Bateson, kalıtımsal çeşitliliklerin artık adlandırılması gerekliliğinden söz ederek, bir mektubunda ve bir makalesinde "genetik" terimini kullandı, genetik biliminin akademik anlamda kurucusu ve isim babası oldu.
- 1909'da Wilhelm Johannsen "gen" terimini ortaya attı ve bir varlığın “görünüm”ü (fenotip) ile geni (genotip) arasındaki farkı ortaya koydu.
- 1911'de Thomas Morgan mutasyona uğramış bir beyaz gözlü Drosophila (meyve sineği) sayesinde mutasyonların varlığını ortaya koydu. “Genetik bağlantı”ların ve "genetik rekombinasyon"un keşfi sayesinde genlerin taşıyıcılarının kromozomlar olduğunu ortaya koydu. Alfred Sturtevant, Hermann Muller ve Calvin Bridges ile birlikte çalıştı. 1933'te Nobel tıp ödülü aldı. Deneyleri kalıtım hakkındaki kromozom kuramını iyice sağlamlaştırdı.
- 1913'te Morgan ve Alfred Sturtevant, genlerin kromozom boyunca birbirini izleyen dizilişini ve düzenini gösteren, Drosophila sineğinin X kromozomuna ait ilk “genetik harita”yı yayımladılar.
- 1928'de Fred Griffith Streptococcus pneumoniae türündeki bakteriler üzerinde gerçekleştirdiği deneyler sayesinde, bakterilerin “genetik dönüşüm”ünü keşfetti. Dönüşüm, iki hücre arasında "genetik enformasyon aktarımı"na olanak sağlıyordu. Bununla birlikte buradaki “dönüştürücü ilke”nin doğasını çözebilmiş değildi.
- 1941'de George Beadle ve Edward Tatum Neurospora crassa’yı inceleyerek her genin bir (özellikle bir) enzimi kodladığı varsayımını ortaya attılar.
- 1943'te DNA'nın William Astbury tarafından X ışınlarıyla kırınımı söz konusu molekülün yapısına ilişkin ilk varsayımın ortaya atılmasına olanak sağladı: Düzenli ve periyodik bir yapı söz konusuydu.
- 1944'te Oswald Avery, Colin MacLeod ve Maclyn McCarty DNA'nın kalıtımsal bir enformasyona ilişkin bir molekül olup, bir hücreyi dönüştürebilir özellikte olduğunu ortaya koydular. Barbara McClintock genlerin yer değiştirebildiğini ve genomun sanıldığından çok daha az statik olduğunu gösterdi; 1983'te Nobel tıp ödülü aldı.
- 1952'de Alfred Hershey ve Martha Chase şunu keşfettiler: Enfeksiyon kapma olayında bir hücreye girmesi gereken, yalnızca, virüsün DNA’sı idi. Çalışmaları DNA’nın genlerden oluştuğu varsayımını büyük ölçüde güçlendirdi.
- 1953'te Maurice Wilkins ve Rosalind Franklin'in DNA molekülünün klişesini belirleyen araştırma çalışmalarının ardından, James Dewey Watson ve Francis Crick genetik enformasyonun DNA molekülünce taşınabileceğini açıklayarak, DNA’nın çift sarmal biçimli modelini sundular. Watson, Crick ve Wilkins bu keşiflerinden dolayı 1962’de Nobel Tıp Ödülü aldılar.
- 1955'te Joe Hin Tjio insan kromozomlarının sayısını tam olarak saptadı: 23 çift idiler. Arthur Kornberg DNA’nın “DNA ikileşmesi”ne olanak veren bir enzim olan DNA polimerazı keşfetti.
- 1957'de “DNA ikileşmesi”nin mekanizması (işleyişi) iyice aydınlığa kavuştu.
- 1958'de “Down sendromlu” denilen bir çocuğun kromozomlarının incelenmesi sırasında Jérôme Lejeune 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom daha bulunduğunu keşfetti. Böylece, dünyada, zihinsel engellilik ile kromozomlara ilişkin bir anormallik arasında bağ bulunabileceği ilk kez ortaya konmuş oluyordu. Lejeune daha sonra, çalışma arkadaşlarıyla, kromozom kaynaklı diğer hastalıkların mekanizmasını da keşfederek, "sitogenetik" dalının ve modern genetiğin yolunu açmış oldu.
- 1960'lı yıllarda Fransız biyolog François Jacob ve Fransız biyokimyacı Jacques Monod “protein biyosentezi”nin mekanizmasını aydınlığa kavuşturdular. Genetik kod ilkesi kabul edilmekteydi. Jacob ve Monod “protein biyosentezi”ndeki sentezin düzenlenmesinin proteinlere başvurduğunu gösterdiler ve “gen ifadesi”nde rol oynayan “DNA dizileri”nin varlığını gün ışığına çıkardılar. 1965'te genetik kodun deşifre edilmesinden dolayı Nobel ödülü aldılar.
- 1968'de "Genetik kod"un çözülmesinden dolayı Nobel Ödülü verildi.
- 1975'te virüslerin işleyiş mekanizmasının keşfinden dolayı Nobel Ödülü verildi. 1975'ten itibaren "genomik" önemli ekonomik ilgilerin odağı haline geldi.
- 1977'de DNA'daki nükleotit dizilişleri belirlendi.
- 1983'te Kary Banks Mullis tarafından keşfedilen polimeraz zincir reaksiyonu, DNA izolasyonunu ve DNA parçalarının istenen bölgelerinin çoğaltılmasını sağladı.
- 1983'te İlk genetik hastalık haritalandı (Huntington hastalığı).
- 1985'te polimeraz zincir reaksiyonunun geliştirilmesi.
- 1989'da, genetik hastalıkların anlaşılması, araştırılması, taranması, önceden tahmin edilmesi ve mümkünse tedavi edilebilmesi amacıyla, genlerin kimliklerinin tek tek saptanması için, insan “genom”unun 3 milyarı bulan “nükleotit” çiftlerinin kodlarının çözülebilmesi konusunda bir proje oluşturulmaya karar verildi. Bu amaçla yola çıkan, 18 ülkedeki bilimcilerden oluşan ve ABD’ndeki National Institutes of Health tarafından düzenlenen ilk çalışma ekibi “İnsan Genom Projesi” adı altında çalışmalara başladı. Uzun soluklu bu büyük çalışma, ister istemez iş bölümünü gerektiriyordu; örneğin Fransa 14. kromozomun DNA dizilimini çözmekten (14. kromozomla ilgili nükleotit kodlarının çözülmesinden, dizilişlerin saptanmasından) sorumluydu.
- 1990'lı yıllarda Fransa'da genomik kaynaklı tüm enformasyonu denetlemek üzere robotlardan yararlanan yöntemler geliştirildi.
- 1992-1996 yıllarında 'deki (Fransa) bir Généthon laboratuvarında insan genomunun ilk "genetik harita"ları Weissenbach tarafından yayımlandı.
- 1994'te genetik olarak değiştirilmiş ilk besin elde edildi: domates.
- 1997'de E. coli genomu dizilendi.
- 1998'de, insan genomu verilerini, Craig Venter ve Perkin Elmer tarafından kurulan, merkezi ABD’nde bulunan Celera Genomics adlı özel şirket de, National Institutes of Health’ınkinden farklı bir teknik kullanarak toplamaya başladı.
- 1999'da 22. kromozom dizilenmesi tamamlandı. Büyük Britanya’daki Sanger Institute tarafından düzenlenen bir ekip, ilk kez bir insan kromozomunun tüm DNA dizilimini belirlemiş bulunuyordu: Bu, 22. kromozomdu.
- 2000 yılının Haziran ayında hem NIH - NHGRI (National Human Genome Research Institute - "Ulusal İnsan Genomu Araştırma Enstitüsü"), hem de Celera Genomics insan genomunun DNA dizilimlerinin %99’unu “saptamış” olduğunu açıkladı. National Institutes of Health araştırma sonuçlarıyla ilgili bir makaleyi "Nature" adlı bir bilim gazetesinde, Celera Genomics şirketi de araştırma sonuçlarıyla ilgili bir makaleyi “Science” adlı bir bilim gazetesinde yayımladı.
- 2002 yılının Temmuz ayında Tokyo Üniversitesi’ndeki Japon araştırmacılar Escherichia coli türündeki bir bakteri üzerinde, mevcut 4 nükleotitin (A, T, G, C) yanı sıra, 2 nükleotiti (S ve Y) daha saptadıklarını belirttiler. İlginç nokta, bu iki yeni nükleotitle ilgili genetik kalıtın canlı varlıkların genetik kalıtıyla hiçbir ortak yana sahip olmamasıydı; üstelik bu araştırmacılar, onlardan doğada henüz bulunmayan, meçhul bir protein ürettiler. Kimileri bu yeni “yaratılış”tan söz etmekten çekinmemektedir.
- 2003 yılının 14 Nisan günü, insan genomunun DNA dizilimlerinin saptanması projesinin tamamlanmış olduğu açıklandı; DNA dizilenmesinin tamamlanmasıyla, gen kodlayan bölgelerin tümü gün ışığına çıkarılmış oldu.
Dış bağlantılar
- Robert C. Olby. "Mendel, Mendelism and Genetics". www.mendelweb.org. 28 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- Jo Ann Lane (1994). "History of Genetics Timeline". 29 Ağustos 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "A History of Genetics". 28 Ekim 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "Can Matter Store Active Information?". 3 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "The history of genetics". 12 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi.
Kaynakça
- Özel
- ^ a b "Lamarck, J-B". Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica. 2008. 16 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2008.
- ^ a b c d e f "genetics". Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica. 2008. 8 Aralık 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mayıs 2008.
- ^ a b "Histoire de la notion d'hérédité" (Fransızca). 7 Ağustos 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2021.
- ^ "Ancient Greek Online Library". 18 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2020.
"Encyclopedia of Philosophy". 5 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Eylül 2013. - ^ "Aristotle and history of embryology as a science". 3 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2020.
"Aristotle and embryology". 25 Mart 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2020. - ^ Landman, O (1993). "Inheritance of acquired characteristics revisited". BioScience. Cilt 43. ss. 696-705.
- ^ "Pangenesis". 16 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008.
- ^ The Variation of Animals and Plants, Charles Darwin 11 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..Intracellular Pangenesis 8 Kasım 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..Pangenesis
- ^ "Germ plasma". 19 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008.
- ^ Vries, Hugo de. (2008). In Encyclopædia Britannica. Retrieved May 30, 2008, from Encyclopædia Britannica Online: http://www.britannica.com/eb/article-9075778 13 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ^ "ÖGGGT - Austrian Association for Genetics and Genetic Engineering | "ÖGGGT Genetics."". 8 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2008.
- ^ a b c "Mendel, Gregor". Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica. 2008. 23 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2008.
- ^ "Miescher, Johann Friedrich". Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica. 2008. 31 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2008.
- ^ "Flemming, Walther". Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica. 2008. 15 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2008.
- ^ "Oscar Hertwig showed that the head of the spermatozoon becomes a pronucleus". 20 Ağustos 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2020.
"Eduard Adolf Strasburger". Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica. 18 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008. - ^ "Theodor+Boveri (Britannica Encyclopedia Online)". 11 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Kasım 2007.
- ^ Sutton, Walter, "The chromosomes in heredity", Biological Bulletin 4 (1903): ss. 231-251.
- ^ Garrod, A. E. "The incidence of alkaptonuria: a study in chemical individuality". Lancet II: 1616-1620, 1902.
- ^ "Bateson, William". Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica. 17 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2008.
- ^ Johannsen, Wilhelm Ludvig. (2008). In Encyclopædia Britannica. Retrieved May 29, 2008, from Encyclopædia Britannica Online: http://www.britannica.com/eb/article-9043721
- ^ "Genetic linkage". 16 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008.
- ^ "Genetic recombination". 16 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008.
- ^ Morgan, Thomas Hunt, et. al., "The mechanism of Mendelian heredity", (New York: Henry Holt and Co., 1915)
- ^ a b "Cartographique génétique". 14 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008.
- ^ "Streptococcus pneumoniae". 19 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008.
- ^ "Transformation (genetics)". 16 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008.
- ^ Beadle, G. and Tatum, E., "Genetic control of biochemical reactions in Neurospora". Proc Natl Acad Sci 27: 499-506, 1941
- ^ The Astbury Centre for Structural Molecular Biology 26 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..A Brief History of DNA's Discovery.William Astbury 17 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ^ Avery, Oswald T., MacLeod, Colin M., and McCarty, Maclyn, "Studies on the Chemical Nature of the Substance Inducing Transformation of Pneumococcal Types: Induction of Transformation by a Deoxyribonucleic Acid Faction Isolated from Pneumococcus Type III". Journal of Experimental Medicine 149 (February 1979): 297-326. (Reprint of 1944 paper).
- ^ McClintock, Barbara, "The origin and behavior of mutable loci in maize", Proceedings of the National Academy of Sciences 36 (6): 344-355, 1950
- ^ "The Nobel Prize in Physiology or Medicine 1983". nobelprize.org. 6 Temmuz 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2008.
Resmî Nobel Ödülü web sitesi, ilgili sayfası
- ^ Hereditas 42: 1, 1956.
- ^ Nature 26 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..L'ADN est composé de deux brins formant une double hélice. Cette structure fut découverte en 1953 par James Dewey Watson, Francis Crick
- ^ The Nobel Prize in Physiology or Medicine 1962. nobelprize.org 4 Ocak 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. - Resmî Nobel Ödülü web sitesi, ilgili sayfası. URL erişim tarihi: 30 Mayıs 2008.
- ^ Tjio and Levan: "The chromosome number in man". Hereditas 42: 1, 1956.
- ^ Kornberg, Arthur. (2008). In Encyclopædia Britannica. Retrieved May 29, 2008, from Encyclopædia Britannica Online: http://www.britannica.com/eb/article-9046081 25 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ^ Cellular Processes: DNA Replication. Cellupedia. ThinkQuest. 6 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. URL erişim tarihi: 30 Mayıs 2008.
- ^ Lejeune, Jérôme-Jean-Louis-Marie. (2008). In Britannica Book of the Year, 1995. Retrieved May 29, 2008, from Encyclopædia Britannica Online: http://www.britannica.com/eb/article-9115509
- ^ "Cytogenetics". 17 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008.
- ^ "Genetic code". 18 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008.
- ^ "Sequence (biology)". 1 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008.
- ^ "The Nobel Prize in Physiology or Medicine 1968." nobelprize.org 26 Aralık 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. - Resmî Nobel Ödülü web sitesi, ilgili sayfası. URL erişim tarihi: 29 Mayıs 2008.
- ^ "Genomic". 17 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008.
- ^ Genetics/timeline.html Genetics/timeline 5 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..Genetics history[].Nucleotide sequences
- ^ Mullis, Kary B.. (2008). In Encyclopædia Britannica. Retrieved May 29, 2008, from Encyclopædia Britannica Online: http://www.britannica.com/eb/article-9054233 18 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ^ "Online Education Kit: 1983: First Disease Gene Mapped." National Human Genome Research Institute. genome.gov 31 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. URL erişim tarihi: 29 Mayıs 2008.
- ^ History of polymerase chain reaction 5 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..Polymerase chain reaction 28 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ^ "Genome". 18 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008.
- ^ "National Institutes of Health". 17 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008.
- ^ Évry, capitale des biotechnologies (CNRS).Qu'est-ce que la génomique ?
- ^ Kahn, Laura H. (2008). The furor over genetically modified foods. Bulletin of the Atomic Scientists. 7 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. URL erişim tarihi: 30 Mayıs 2008.
- ^ 1997: E. coli Genome Sequenced. National Human Genome Research Institute. genome.gov 13 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. URL erişim tarihi: 30 Mayıs 2008.
- ^ "Celera Genomics". 17 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008.
- ^ "1st December 1999: First Human Chromosome Sequence Complete". 27 Haziran 1997 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ağustos 2013.
- ^ PRESIDENT CLINTON ANNOUNCES THE COMPLETION OF THE FIRST SURVEY OF THE ENTIRE HUMAN GENOME Hails Public and Private Efforts Leading to This Historic Achievement. Human Genome Project Information. genomics.energy.gov 24 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. URL erişim tarihi: 30 Mayıs 2008.
- ^ The Human Genome Project & the Private Sector: A Working Partnership.Human Genome Project Information. genomics.energy.gov 17 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. URL erişim tarihi: 30 Mayıs 2008.
- ^ National Human Genome Research Institute: Important Events in the History of NHGRI and the Human Genome Project. National Institutes of Health. 4 Ekim 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. URL erişim tarihi: 30 Mayıs 2008.
- ^ "Les lois du code genetique violees : et maintenant ?". 2 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008.
- ^ "Final human genome sequence released". 30 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2008.
- Genel
- Demirsoy, Ali (2005). Yaşamın Temel Kuralları. Cilt I/Kısım I (19 bas.). Beytepe, Ankara: Hacettepe Üniversitesi..
- Bozcuk, Ali Nihat (2005). Genetik (2. bas.). Ankara: Palme Yayıncılık. ISBN ..
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Genetik bilimi kokenini Mendel in 19 yuzyil ortalarindaki calismalarindan aliyorsa da kalitim hakkinda bircok varsayim Mendel den daha once ortaya atilmistir Bu varsayimlar genellikle edinilmis ozelliklerin kalitim yoluyla aktarimini one surmuslerdir bu varsayimlarda kisiye ebeveyndeki baskin ozelliklerin miras kalmasi inanisi hakimdi Gunumuzde evrim teorisi genellikle turlerin birbirlerinden degiserek olustuklarini ileri surmus Jean Baptiste Lamarck a dayandirilir Lamarck kalitim ornegini turlerdeki cesitli ozelliklerin evrimini aciklamada kullanmistir fakat bu degisimler gunumuzde Lamarck in dusundugu tarzda bir kalitimsal sonuc olarak degil dogal ayiklanmanin bir sonucu olarak kabul edilmektedir Gregor Mendel Genetik biliminin temelleri Insanlarin gelisim surecinde ilk once dogan cocugun kime benzedigi sorusu kalitimin ilk gozlemlerindendir Cocuklarin akrabalarina benzemesinin bir rastlanti olmadigi cok eski zamanlardan beri bilinmekteydi Bu yuzden kimi kulturlerde yakin akrabalar arasindaki evlilikler yasaklanmis evcillestirilen hayvanlarin istenilen ozellikteki bireyleri ciftlestirilmistir Yasi 6000 yildan eski bir Babil yazitinda bes nesillik bir at seceresinde yele basinin degisimi gosterilmistir Kimi kulturlerde tohum seciminde en iyi bitkiler secilmis yapay olarak tozlasmalar yapilmistir Bununla beraber genetigin bilimsel olarak aciklanmasi 19 yuzyili bulmustur Kalitimla ilgili ilk kurgular Yunan filozoflardan gelmistir bugun komik olarak gorulen bu ilk fikirlerin kalitimin ilk ana fikirleri olmasi nedeniyle buyuk onemi vardir Pisagor Pisagor MO 580 MO 500 cocuklarin babalarina benzerliklerini soyle aciklamistir Vucudun cesitli bolgelerinden suzulerek gelen bir tur suptil buharin erkegin eseysel organinda yogunlasmasiyla tohum sperm olusur ve eseysel ciftlesme sirasinda disi esey organlarina iletilir Bu vajinada katilasir ve rahimde buyuyecek bir embriyo olusturur Olayda esas teskil eden tohumun babadan gelmesi nedeniyle bu varsayim patrocline adiyla bilinir Bu varsayimda annenin islevi embriyoyu kaniyla beslemekten ibarettir Pisagor un dusuncesinde cocugun anne ile benzerligi embriyonun anne vucudu icerisindeki gelisimiyle aciklanmistir Empedokles Empedokles MO 494 MO 434 tohumun ebeveynden anne ve baba geldigine inanmistir Ona gore ciftlesme sirasinda hem anneden hem babadan gelen sivi tohum seklinde organlarda toplanmakta birlesmelerinde ise embriyoyu olusturmaktaydi Cocuklarin ebeveyne benzemelerini ve birbirine benzemeyen kardeslerin olusumu ise soyle aciklamistir Vucudun her parcasindan gelen tohuma katki hep ayni oranda olmadigindan her yeni ciftlesme farkli cocuklarin olusmasini saglar Gunumuzde Anadolu nun bazi yerlerinde erkekteki tohumunun goguslerinden suzulerek geldigine hala inanilmaktadir Aristo Aristo MO 384 MO 322 bircok konuda oldugu gibi kalitim uzerine de fikirler ileri surmustur Dusunceleri yuzyillarca tartisilmadan kabul gormustur Erkek tohumunun kandan saflasarak olustuguna ve her organa ulastigi icin kanin organlari yeniden yapabilme gucu olduguna inanmistir Kadindaki tohumun aybaslarinda gorulen adet kani oldugunu dusunmus ama ondaki kanin erkekteki gibi tam olarak saflasmamasindan dolayi aybaslarinda bu sekilde geldigini ileri surmustur Aristo ya gore ciftlesme sirasinda tohumlarin ikisi birleserek embriyo haline gelip cokelir Bu fikir 2000 yil kadar kabul edilmistir gunumuzde de kullanilan asil kanli kan bagi bozuk kanli vb deyimlerinin buradan geldigine inanilir Abiyogenez 18 yuzyilin ortalarina kadar pek cok arastirmaci organizmalarin en azindan kucuk olanlarin kendiliginden curuyen maddelerin cesitli karisimlarindan kendiliginden spontan yani abiyogenetik olarak canli olmadan ortaya ciktigina inanmaktaydilar Sineklerin cer coplerden kendiliginden ortaya cikisi Leeuwenhoek un 1632 1723 gorunurde temiz olan saman ve su karisimindan meydana gelen kucuk canlilari gozlemesi ve bunun gibi diger gozlemler ana babadan dogrudan gecisi olmadan da yasamin ortaya cikabilecegini destekler gibi gorunmustu Iki Italyan bilim insani Francesco Redi ve Lazzaro Spallanzani bu teoriyi ciddi bicimde elestirmis ve bu konu uzerine bazi calismalar yapmislardir Redi ergin sineklerin et uzerinde yumurtlamasini onleyince sinek larvalarinin gelismedigini Spallazani organik madde iceren sisenin kapatilip kaynatildiginda Leeuwenhoek tarafindan gozlemlenen kucuk canlilarin kendiliginden ortaya cikmadigini gostermistir Ozel yaratilis teorisi Sistematik bilimin kurucusu olan Linnaeus e gore turlerin degismezligi bulunmaktaydi bir canli turu sadece o canli turunu meydana getirebilirdi Yani hayvan ve bitki gruplari yeryuzunde belirdiginden beri degismeden kalmislardi Dinsel gorusle uyusan bu inanc siniflandirma bilimi ilerledikce arastirmacilar arasinda benimsendi Biyogenez Kendiliginden olus abiyogenez ve ozel yaratilis teorileri 19 yuzyila kadar birbirleriyle catisarak tartisildi Louis Pasteur ve John Tyndall yaptiklari calismalarla kendiliginden olus teorisini sona erdirdiler Bu arastirmacilar organik maddelerin bozulmasinin ancak besin kulturune baska parcaciklarin girmesi durumuna izin verildiginde gerceklestigini gosterdiler Bu parcaciklara daha sonrasinda mikrop denildi ve bunlarin organik maddenin fermantasyonuna yol actiklari bulundu Bu bulgular yeni organizmalarin dogusunun ancak hayatin devamliligi boyunca ortaya cikacagi gorusunu dusundurttu Ve Pasteur Omne vivum ex ovo Her canli bir yumurtadan dogar tanimini yapti Aura seminalis 1620 yilinda Ingiliz fizyolog William Harvey in yapmis oldugu bazi deneyler bu gorusun uzun yillar sonrasinda sarsilmasini sagladi Geyikleri ciftlestirdikten sonra oldurerek rahimlerine bakan Harvey cokelmis bir embriyo taslagi bulunmadigini gormustu Yeni organizmanin Aura seminalis diye adlandirilan erkek menisinin mistik etkisiyle ciftlesme sirasinda olusan surtunmeden dogan miknatislanmanin embriyo olusumuna yol actigini savundu Mikroskobun icadi sayesinde esey hucrelerinin kesfi erkekte sperm diside yumurta hucresinin bulundugunun anlasilmasini sagladi Boylece esey hucrelerinin birlesmesiyle meydana gelen hucreden yeni bir yasamin dogdugu anlasilmis oldu On olusumculuk 17 ve 18 yuzyillarda yumurta sperm ve polenlerin bulunmasindan sonra bircok arastirmaci Homunculus denilen minyatur bir insan figurunun esey hucrelerinden birinde bulunduguna inandilar Bu gorus on olusumculuk Preformasyonizm olarak tanindi Buna gore onceden yapilmis bu minyaturun ergin duruma gelebilmesi icin uygun sekilde beslenmesi gerekmekteydi Ancak bu hipotezin kabulu icin bazi sorular bulunmaktaydi ornegin bu homunkulus hic gercekten gorulmemisti On olusumculuk teorisi kendiliginden olusma teorisine gore onemli derecede ileride olan bir fikirdi Epigenez un ortaya attigi baska bir gorus olan epigenetik gorus bircok yeni faktorun doku ve organ gibi orijinal bicimde var olmadigini fakat organizma gelisimi sirasinda ortaya ciktigini savunur Wolff bu organlarin tamamen anlasilmayan yasamsal guclerle sonradan ortaya ciktigina inanmistir Takipcisi ise daha cok kabul edilen bir teori olan organlarin artarak ozellesen dokularin goreceli degisimiyle olustugu gorusunu ileri surmustur Edinilen karakterlerin kalitimi Edinilmis ozelliklerin kalitimi kavraminin modern bir tanimi soyledir ortamda meydana gelen ufak bir degisiklik bu ortamda bulunan bir canli turunun tum veya cogu uyelerinde bir degisiklige neden olur bu canlilar baslangictaki ortama geri konunca bu yeni ozellik devam eder Bu ozellik kalitilir bireylerin yavrularinda da ayni gorulur Edinilmis ozelliklerin kalitimi fikri eski caglarda Hipokrat ve Aristo tarafindan one surulmustu ve Lamarck zamaninda yaygin olarak kabul gormekteydi Bu fikir eski Yunanlar zamanindan beri mevcut olmakla genelde beraber Fransiz tabiatcisi Jean Baptiste Lamarck a atfen Lamarkizm olarak deginilir Pangenez Cogu insan bulunan esey hucrelerine ragmen hala vucut parcalarinin kalitima etki ettigine inanmaktaydi Lamarck da bu gorusu desteklemis kazanilmis ozelliklerin aktarildigi yonunde fikirler ileri surmustur Darwin de ilk zamanlarinda bu gorusu desteklemis ve pangenezis denilen varsayimi ileri surmustur Bu varsayimda her vucut hucresinin kana kucuk bir gemmula ya da pangenezis denilen yapilar verdigi ve bunlarin ureme hucrelerinde toplandigi gorusu soz konusuydu Bazi ilkel canlilarda gorulen kuyruk kopmasi gibi olaylarda gemmulalarin buralarda toplanarak onarim yaptigi bazi cocuklarin buyuk aile bireylerine benzemelerinde ise gemmulalarin bazen embriyo olusumunda gorev almadan dogrudan esey hucresine gecerek bir sonraki dolde etkisini gosterdigi dusunuluyordu Kromozomlarin bulunmasi 19 yuzyilin sonlarinda bircok onemli bulgu elde edilmisti Bunlar kalitimin kaynagi olan materyalin daha net bir sekilde belirlenmesi icin bir baslangic sagladi Bircok arastirmacinin calismalariyla hucrenin yapisi ve bolunmesi artik biliniyordu hucre cekirdegi Robert Brown tarafindan 1833 te tanimlanirken deniz kestanesinin dollenmesinde sperm ve yumurtanin cekirdeklerinin dogrudan ilgili oldugunu gosterdi nukleoplazma terimini cekirdekteki protoplazmik materyal icin sitoplazma terimini de cekirdegi saran hucre yapisindaki materyal icin kullandi koyu boyanan nukleer ipliklere kromatin adini verdi Walther Flemming bunlarin bolunme sirasinda uzadigini esit parcalarin yavru hucrelere gectigini soylediler 20 yuzyilin baslarinda ve Montgomery gibi arastirmacilarin calismalariyla isik mikroskobuyla gozlenen hucrenin morfolojik olaylari ve bolunmesi sayesinde nukleer kromozomlarin bolunmesi ve esit olarak ayrilmalari gosterilmis ve boylece atasoy ve dol arasindaki kromozomsal baglar saptanmis oldu Germ Plazma kurami 19 yuzyilin sonlarina dogru Weismann pangenezim kurami uzerine bazi calismalar yaparak tekhucrelilerde protoplazmanin surekli olmasina deginmistir Ortaya attigi germ plazma teorisiyle edinilmis ozelliklerin kalitimi varsayimi tumuyle gecerliligini yitirmistir Ona gore tekhucreliler bolunduklerinde olusan yavrularda anadakiyle ayni protoplazma bulunuyordu Boylece cokhucrelilerde de bu tur bir surekliligin olabilecegini dusunerek Germ Plazma varsayimini ortaya atti Bu varsayima gore yuksek canlilar vucudu meydana getiren somatoplazma kismiyla ureme hucrelerini olusturan germ plazmadan olusmustur Germ plazma embriyo evrelerinde diger dokulardan olusmus fakat somatoplazma ile alakasi olmamistir Germ plazma sperm ve yumurta olarak embriyoyu yapar bazi hucreler embriyoda germ plazmayi olusturup degismeden kalirken diger hucreler somatoplazma olarak farklilasirlar Bu varsayim nesiller boyunca farelerin kuyruklarinin kesilmesine ragmen yeni nesil farelerin halen kuyruklu dogdugunun gorulmesi uzerine kazanilmis ozelliklerin kalitimsal olmadigi gerekcesiyle curutulmustur Mutasyon kurami Darwin in kuramlarini bazi noktalarda benimsemekle birlikte pangenezisi kabul etmemis ve turler arasindaki buyuk varyasyonlarin temelini bulmaya egilmistir Laleler ile yaptigi gozlemlerinde aniden ortaya cikan degisik turlerin nedenini mutasyon olarak acikladi Daha sonra yetistirdigi esekcicekleri ile saf varyeteler elde etti Mendel in bezelyede ayni seyleri fark etmis oldugunu gordu Bulusunu 1900 yilinda Mendel inkiyle birlikte yayimlamis ve kalitsal birimlerin degisebilecegi hakkindaki gorusunu kabul ettirmistir Boylece Mendel in daha once buldugu bu gozlemin tekrarlanmasiyla 20 yuzyil genetigini akisi degismis oldu Onemli olaylarin kronolojisi Drosophila da meyve sinegi beyaz gozlere neden olan bir mutasyonun cinsel baglanti sini gozlemlemesi Morgan in genlerin kromozomlarda konumlandigi kuramini ortaya atmasini sagladi Insan kromozomlariBir kromozom uzerinden genlerin gorunusu DNA 4 farkli bazdan olusur Adenin Timin Guanin ve Sitozin A T G ve C DNA ikilesmesi1865 te doga bilimlerine tutkun Avusturyali kesis Gregor Mendel manastirinin avlusundaki bahcede 7 ozellik tanenin bicimi ve rengi kabugunun rengi vs gosteren yenilebilir bezelyeler uzerinde calismaya karar verdi Deneylerinden yola cikarak yazdigi Bitki melezleri uzerinde denemeler adli makalesinde bazi kalitimsal ozelliklerin aktarilma yasalarini acikladi Bu makaleyi dunyanin dort bir tarafindaki bilim adamlarina yolladi tepkiler olumlu olmamakla birlikte yumusakti Makalesinde ileri surdukleri ancak 1900 lerin basinda farkli bilim adamlarinca da yeniden kesfedildikten sonra kabul edildi 1869 da DNA Isvicreli hekim Friedrich Miescher tarafindan yalitilabildi Irinde fosfat halindeki zengin bir cevheri yalitti Bu cevhere cekirdek ozu anlaminda nuklein adini verdi Nukleinin tum hucrelerde somon baligi sperminde bile mevcut oldugunu buldu 1879 da Walther Flemming ilk kez bir mitozu tanimladi Gerci mitoz kendisinden 40 yil once Carl Nageli tarafindan kesfedilmisti ama Nageli mitozu anormal bir doga olayi olarak degerlendirmisti Walther Flemming hucrenin bolunmesini tanimlarken profaz metafaz ve anafaz terimlerini ortaya atti Calismasi 1882 de yayimlandi 1880 de Oskar Hertwig ve Eduard Strasburger dollenmedeki temel ogenin spermatozoit Ing spermatozoon denilen sperm hucreleri ile yumurta hucresinin birlesmesi oldugunu kesfetti 1891 de Theodor Boveri kromozomlarin yasamin vazgecilmez unsurlari oldugunu gosterdi 1900 de kalitim yasalari kesfedildi Hugo de Vries Carl Correns ve Erich von Tschermak Seysenegg birbirlerinden ayri olarak Mendel yasalari ni kesfettiler 1902 de Walter Sutton ilk defa kalitim hakkindaki kromozom kuramina yani genleri tasiyan unsurlarin kromozomlar olduklarina isaret eden bir mayoz bolunmeyi gozlemledi Kromozomlarin ayrilma modelinin Mendel in varsayimini tumuyle destekledigini belirtti Ayni yil bu calismasini bir makale yayimladi Varsayimi Thomas Morgan in calismalariyla kanitlandi Yine ayni yil Archibald Garrod insanlardaki bir hastaligin kalitim yoluyla gecen bir hastalik oldugunu tanimladi Alkaptonuri16 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi 1905 te William Bateson kalitimsal cesitliliklerin artik adlandirilmasi gerekliliginden soz ederek bir mektubunda ve bir makalesinde genetik terimini kullandi genetik biliminin akademik anlamda kurucusu ve isim babasi oldu 1909 da Wilhelm Johannsen gen terimini ortaya atti ve bir varligin gorunum u fenotip ile geni genotip arasindaki farki ortaya koydu 1911 de Thomas Morgan mutasyona ugramis bir beyaz gozlu Drosophila meyve sinegi sayesinde mutasyonlarin varligini ortaya koydu Genetik baglanti larin ve genetik rekombinasyon un kesfi sayesinde genlerin tasiyicilarinin kromozomlar oldugunu ortaya koydu Alfred Sturtevant Hermann Muller ve Calvin Bridges ile birlikte calisti 1933 te Nobel tip odulu aldi Deneyleri kalitim hakkindaki kromozom kuramini iyice saglamlastirdi 1913 te Morgan ve Alfred Sturtevant genlerin kromozom boyunca birbirini izleyen dizilisini ve duzenini gosteren Drosophila sineginin X kromozomuna ait ilk genetik harita yi yayimladilar 1928 de Fred Griffith Streptococcus pneumoniae turundeki bakteriler uzerinde gerceklestirdigi deneyler sayesinde bakterilerin genetik donusum unu kesfetti Donusum iki hucre arasinda genetik enformasyon aktarimi na olanak sagliyordu Bununla birlikte buradaki donusturucu ilke nin dogasini cozebilmis degildi 1941 de George Beadle ve Edward Tatum Neurospora crassa yi inceleyerek her genin bir ozellikle bir enzimi kodladigi varsayimini ortaya attilar 1943 te DNA nin William Astbury tarafindan X isinlariyla kirinimi soz konusu molekulun yapisina iliskin ilk varsayimin ortaya atilmasina olanak sagladi Duzenli ve periyodik bir yapi soz konusuydu 1944 te Oswald Avery Colin MacLeod ve Maclyn McCarty DNA nin kalitimsal bir enformasyona iliskin bir molekul olup bir hucreyi donusturebilir ozellikte oldugunu ortaya koydular Barbara McClintock genlerin yer degistirebildigini ve genomun sanildigindan cok daha az statik oldugunu gosterdi 1983 te Nobel tip odulu aldi 1952 de Alfred Hershey ve Martha Chase sunu kesfettiler Enfeksiyon kapma olayinda bir hucreye girmesi gereken yalnizca virusun DNA si idi Calismalari DNA nin genlerden olustugu varsayimini buyuk olcude guclendirdi 1953 te Maurice Wilkins ve Rosalind Franklin in DNA molekulunun klisesini belirleyen arastirma calismalarinin ardindan James Dewey Watson ve Francis Crick genetik enformasyonun DNA molekulunce tasinabilecegini aciklayarak DNA nin cift sarmal bicimli modelini sundular Watson Crick ve Wilkins bu kesiflerinden dolayi 1962 de Nobel Tip Odulu aldilar 1955 te Joe Hin Tjio insan kromozomlarinin sayisini tam olarak saptadi 23 cift idiler Arthur Kornberg DNA nin DNA ikilesmesi ne olanak veren bir enzim olan DNA polimerazi kesfetti 1957 de DNA ikilesmesi nin mekanizmasi isleyisi iyice aydinliga kavustu 1958 de Down sendromlu denilen bir cocugun kromozomlarinin incelenmesi sirasinda Jerome Lejeune 21 kromozom ciftinde fazladan bir kromozom daha bulundugunu kesfetti Boylece dunyada zihinsel engellilik ile kromozomlara iliskin bir anormallik arasinda bag bulunabilecegi ilk kez ortaya konmus oluyordu Lejeune daha sonra calisma arkadaslariyla kromozom kaynakli diger hastaliklarin mekanizmasini da kesfederek sitogenetik dalinin ve modern genetigin yolunu acmis oldu 1960 li yillarda Fransiz biyolog Francois Jacob ve Fransiz biyokimyaci Jacques Monod protein biyosentezi nin mekanizmasini aydinliga kavusturdular Genetik kod ilkesi kabul edilmekteydi Jacob ve Monod protein biyosentezi ndeki sentezin duzenlenmesinin proteinlere basvurdugunu gosterdiler ve gen ifadesi nde rol oynayan DNA dizileri nin varligini gun isigina cikardilar 1965 te genetik kodun desifre edilmesinden dolayi Nobel odulu aldilar 1968 de Genetik kod un cozulmesinden dolayi Nobel Odulu verildi 1975 te viruslerin isleyis mekanizmasinin kesfinden dolayi Nobel Odulu verildi 1975 ten itibaren genomik onemli ekonomik ilgilerin odagi haline geldi 1977 de DNA daki nukleotit dizilisleri belirlendi 1983 te Kary Banks Mullis tarafindan kesfedilen polimeraz zincir reaksiyonu DNA izolasyonunu ve DNA parcalarinin istenen bolgelerinin cogaltilmasini sagladi 1983 te Ilk genetik hastalik haritalandi Huntington hastaligi 1985 te polimeraz zincir reaksiyonunun gelistirilmesi 1989 da genetik hastaliklarin anlasilmasi arastirilmasi taranmasi onceden tahmin edilmesi ve mumkunse tedavi edilebilmesi amaciyla genlerin kimliklerinin tek tek saptanmasi icin insan genom unun 3 milyari bulan nukleotit ciftlerinin kodlarinin cozulebilmesi konusunda bir proje olusturulmaya karar verildi Bu amacla yola cikan 18 ulkedeki bilimcilerden olusan ve ABD ndeki National Institutes of Health tarafindan duzenlenen ilk calisma ekibi Insan Genom Projesi adi altinda calismalara basladi Uzun soluklu bu buyuk calisma ister istemez is bolumunu gerektiriyordu ornegin Fransa 14 kromozomun DNA dizilimini cozmekten 14 kromozomla ilgili nukleotit kodlarinin cozulmesinden dizilislerin saptanmasindan sorumluydu 1990 li yillarda Fransa da genomik kaynakli tum enformasyonu denetlemek uzere robotlardan yararlanan yontemler gelistirildi 1992 1996 yillarinda deki Fransa bir Genethon laboratuvarinda insan genomunun ilk genetik harita lari Weissenbach tarafindan yayimlandi 1994 te genetik olarak degistirilmis ilk besin elde edildi domates 1997 de E coli genomu dizilendi 1998 de insan genomu verilerini Craig Venter ve Perkin Elmer tarafindan kurulan merkezi ABD nde bulunan Celera Genomics adli ozel sirket de National Institutes of Health inkinden farkli bir teknik kullanarak toplamaya basladi 1999 da 22 kromozom dizilenmesi tamamlandi Buyuk Britanya daki Sanger Institute tarafindan duzenlenen bir ekip ilk kez bir insan kromozomunun tum DNA dizilimini belirlemis bulunuyordu Bu 22 kromozomdu 2000 yilinin Haziran ayinda hem NIH NHGRI National Human Genome Research Institute Ulusal Insan Genomu Arastirma Enstitusu hem de Celera Genomics insan genomunun DNA dizilimlerinin 99 unu saptamis oldugunu acikladi National Institutes of Health arastirma sonuclariyla ilgili bir makaleyi Nature adli bir bilim gazetesinde Celera Genomics sirketi de arastirma sonuclariyla ilgili bir makaleyi Science adli bir bilim gazetesinde yayimladi 2002 yilinin Temmuz ayinda Tokyo Universitesi ndeki Japon arastirmacilar Escherichia coli turundeki bir bakteri uzerinde mevcut 4 nukleotitin A T G C yani sira 2 nukleotiti S ve Y daha saptadiklarini belirttiler Ilginc nokta bu iki yeni nukleotitle ilgili genetik kalitin canli varliklarin genetik kalitiyla hicbir ortak yana sahip olmamasiydi ustelik bu arastirmacilar onlardan dogada henuz bulunmayan mechul bir protein urettiler Kimileri bu yeni yaratilis tan soz etmekten cekinmemektedir 2003 yilinin 14 Nisan gunu insan genomunun DNA dizilimlerinin saptanmasi projesinin tamamlanmis oldugu aciklandi DNA dizilenmesinin tamamlanmasiyla gen kodlayan bolgelerin tumu gun isigina cikarilmis oldu Dis baglantilarRobert C Olby Mendel Mendelism and Genetics www mendelweb org 28 Nisan 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Jo Ann Lane 1994 History of Genetics Timeline 29 Agustos 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi A History of Genetics 28 Ekim 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Can Matter Store Active Information 3 Aralik 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi The history of genetics 12 Nisan 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi KaynakcaOzel a b Lamarck J B Encyclopaedia Britannica Online Encyclopaedia Britannica 2008 16 Haziran 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Mart 2008 a b c d e f genetics Encyclopaedia Britannica Online Encyclopaedia Britannica 2008 8 Aralik 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Mayis 2008 a b Histoire de la notion d heredite Fransizca 7 Agustos 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Ocak 2021 Ancient Greek Online Library 18 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Mart 2020 Encyclopedia of Philosophy 5 Agustos 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Eylul 2013 Aristotle and history of embryology as a science 3 Subat 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Mart 2020 Aristotle and embryology 25 Mart 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Mart 2020 Landman O 1993 Inheritance of acquired characteristics revisited BioScience Cilt 43 ss 696 705 Pangenesis 16 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 The Variation of Animals and Plants Charles Darwin 11 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Intracellular Pangenesis 8 Kasim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Pangenesis Germ plasma 19 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 Vries Hugo de 2008 In Encyclopaedia Britannica Retrieved May 30 2008 from Encyclopaedia Britannica Online http www britannica com eb article 9075778 13 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi OGGGT Austrian Association for Genetics and Genetic Engineering OGGGT Genetics 8 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Mayis 2008 a b c Mendel Gregor Encyclopaedia Britannica Online Encyclopaedia Britannica 2008 23 Kasim 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Mayis 2008 Miescher Johann Friedrich Encyclopaedia Britannica Online Encyclopaedia Britannica 2008 31 Ekim 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Mayis 2008 Flemming Walther Encyclopaedia Britannica Online Encyclopaedia Britannica 2008 15 Mart 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Mayis 2008 Oscar Hertwig showed that the head of the spermatozoon becomes a pronucleus 20 Agustos 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Mart 2020 Eduard Adolf Strasburger Encyclopaedia Britannica Online Encyclopaedia Britannica 18 Mayis 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 Theodor Boveri Britannica Encyclopedia Online 11 Kasim 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 11 Kasim 2007 Sutton Walter The chromosomes in heredity Biological Bulletin 4 1903 ss 231 251 Garrod A E The incidence of alkaptonuria a study in chemical individuality Lancet II 1616 1620 1902 Bateson William Encyclopaedia Britannica Online Encyclopaedia Britannica 17 Kasim 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Mayis 2008 Johannsen Wilhelm Ludvig 2008 In Encyclopaedia Britannica Retrieved May 29 2008 from Encyclopaedia Britannica Online http www britannica com eb article 9043721 Genetic linkage 16 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 Genetic recombination 16 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 Morgan Thomas Hunt et al The mechanism of Mendelian heredity New York Henry Holt and Co 1915 a b Cartographique genetique 14 Kasim 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 Streptococcus pneumoniae 19 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 Transformation genetics 16 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 Beadle G and Tatum E Genetic control of biochemical reactions in Neurospora Proc Natl Acad Sci 27 499 506 1941 The Astbury Centre for Structural Molecular Biology 26 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi A Brief History of DNA s Discovery William Astbury 17 Aralik 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Avery Oswald T MacLeod Colin M and McCarty Maclyn Studies on the Chemical Nature of the Substance Inducing Transformation of Pneumococcal Types Induction of Transformation by a Deoxyribonucleic Acid Faction Isolated from Pneumococcus Type III Journal of Experimental Medicine 149 February 1979 297 326 Reprint of 1944 paper McClintock Barbara The origin and behavior of mutable loci in maize Proceedings of the National Academy of Sciences 36 6 344 355 1950 The Nobel Prize in Physiology or Medicine 1983 nobelprize org 6 Temmuz 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Mayis 2008 Resmi Nobel Odulu web sitesi ilgili sayfasi Hereditas 42 1 1956 Nature 26 Aralik 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi L ADN est compose de deux brins formant une double helice Cette structure fut decouverte en 1953 par James Dewey Watson Francis Crick The Nobel Prize in Physiology or Medicine 1962 nobelprize org 4 Ocak 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Resmi Nobel Odulu web sitesi ilgili sayfasi URL erisim tarihi 30 Mayis 2008 Tjio and Levan The chromosome number in man Hereditas 42 1 1956 Kornberg Arthur 2008 In Encyclopaedia Britannica Retrieved May 29 2008 from Encyclopaedia Britannica Online http www britannica com eb article 9046081 25 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Cellular Processes DNA Replication Cellupedia ThinkQuest 6 Aralik 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi URL erisim tarihi 30 Mayis 2008 Lejeune Jerome Jean Louis Marie 2008 In Britannica Book of the Year 1995 Retrieved May 29 2008 from Encyclopaedia Britannica Online http www britannica com eb article 9115509 Cytogenetics 17 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 Genetic code 18 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 Sequence biology 1 Subat 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 The Nobel Prize in Physiology or Medicine 1968 nobelprize org 26 Aralik 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Resmi Nobel Odulu web sitesi ilgili sayfasi URL erisim tarihi 29 Mayis 2008 Genomic 17 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 Genetics timeline html Genetics timeline 5 Aralik 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Genetics history olu kirik baglanti Nucleotide sequences Mullis Kary B 2008 In Encyclopaedia Britannica Retrieved May 29 2008 from Encyclopaedia Britannica Online http www britannica com eb article 9054233 18 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Online Education Kit 1983 First Disease Gene Mapped National Human Genome Research Institute genome gov 31 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi URL erisim tarihi 29 Mayis 2008 History of polymerase chain reaction 5 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Polymerase chain reaction 28 Eylul 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Genome 18 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 National Institutes of Health 17 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 Evry capitale des biotechnologies CNRS Qu est ce que la genomique Kahn Laura H 2008 The furor over genetically modified foods Bulletin of the Atomic Scientists 7 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi URL erisim tarihi 30 Mayis 2008 1997 E coli Genome Sequenced National Human Genome Research Institute genome gov 13 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi URL erisim tarihi 30 Mayis 2008 Celera Genomics 17 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 1st December 1999 First Human Chromosome Sequence Complete 27 Haziran 1997 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Agustos 2013 PRESIDENT CLINTON ANNOUNCES THE COMPLETION OF THE FIRST SURVEY OF THE ENTIRE HUMAN GENOME Hails Public and Private Efforts Leading to This Historic Achievement Human Genome Project Information genomics energy gov 24 Subat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi URL erisim tarihi 30 Mayis 2008 The Human Genome Project amp the Private Sector A Working Partnership Human Genome Project Information genomics energy gov 17 Aralik 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi URL erisim tarihi 30 Mayis 2008 National Human Genome Research Institute Important Events in the History of NHGRI and the Human Genome Project National Institutes of Health 4 Ekim 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi URL erisim tarihi 30 Mayis 2008 Les lois du code genetique violees et maintenant 2 Nisan 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 Final human genome sequence released 30 Nisan 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Aralik 2008 GenelDemirsoy Ali 2005 Yasamin Temel Kurallari Cilt I Kisim I 19 bas Beytepe Ankara Hacettepe Universitesi Bozcuk Ali Nihat 2005 Genetik 2 bas Ankara Palme Yayincilik ISBN 9789757477808