Kimya tarihi, antik çağdan günümüze kadar uzanan zaman aralığında kimya biliminin ortaya çıkışı ve gelişimini konu alır. MÖ 1000 yılına gelindiğinde antik uygarlıklar ileride kimyanın çeşitli dallarının temelini oluşturacak teknolojileri kullanmaktaydı. Ateşin keşfi, cevherlerden metal elde edilmesi, çömlek ve sır yapımı, bira ve şarabın fermantasyon ile elde edilmesi, ilaç ve parfüm yapmak için bitkilerden kimyasalların özütlenmesi, yağın sabuna dönüştürülmesi, cam imâli ve bronz gibi çeşitli alaşımların üretimi bu teknolojiler arasında sayılabilir.
Kimyanın önbilimi olan simya, maddenin doğasını ve dönüşümlerini açıklamada başarısız olmuştur. Ancak simyacılar deneyler yaparak ve deney sonuçlarını kayıt altına alarak modern kimyanın ortaya çıkışına zemin hazırladılar. Robert Boyle, (1661) adlı eserinde, kimya ve simya arasındaki farkları kesin bir biçimde ortaya koyduğunda, kimya ve simyanın birbirinden ayrımı söz konusu olmaya başlamıştır. Hem simya hem de kimya madde ve maddenin dönüşümleriyle ilgilenirken, kimyagerler çalışmalarında bilimsel yöntemi uygulamaktaydı.
Kimya tarihi, özellikle Willard Gibbs'in çalışmalarıyla termodinamik tarihiyle iç içe geçmiştir.
Antik tarih
İlk insanlar
Güney Afrika'daki 'nda 100.000 yıllık bir aşıboyası işleme atölyesi bulunmuştur. Bu keşif, ilk insanların temel kimya bilgisine sahip olduğunu göstermektedir. Mağara duvarlarına ilk insanlar tarafından yapılan resimler ve şekillerde bulunan hayvan kanıyla karıştırılmış diğer sıvılar da zayıf bir kimya bilgisine işaret etmektedir.
Erken dönem metalürjisi
En erken tarih kayıtlarına göre insanlar tarafından kullanılan en eski metalin saf ve "doğal" olarak bulunabilen altın olduğu görülmektedir. İspanya'da M.Ö. 40.000 civarında geç Paleolitik dönemde kullanılmış mağaralarda az miktarda doğal altın bulunmuştur.
Gümüş, bakır, kalay ve de doğal olarak bulunabildiğinden antik kültürlerde sınırlı oranda metal işlenebilmesine olanak tanımıştır. MÖ 3000'lerde meteor demirinden yapılan Antik Mısır silahları, "cennetten gelen hançerler" olarak görüldüğünden oldukça değerliydi.
Kontrol altında tutularak kullanılan ilk kimyasal reaksiyon muhtemelen yanmaydı. Bununla birlikte, yanma olayında ortaya çıkan ateş, uzun dönemler boyu bir maddeyi başka bir maddeye (odun yakmak veya kaynar su) dönüştürebilen mistik bir güç olarak görülmüştü. Ateş, erken toplumları birçok açıdan etkiledi. Ateşin etkileri yemek pişirmek, yaşanılan bölgenin ısıtılması ve aydınlatılması gibi günlük hayattaki en basit uygulamalardan; çanak çömlek yapımı, tuğla yapımı ve çeşitli aletler yapmak için metalleri eritilmesi gibi daha gelişmiş kullanım yöntemlerine kadar uzanıyordu.
Camın keşfine ve metallerin giden yolu açan unsur ateşti. Bu keşif ve uygulamaları metalürjinin ortaya çıkışı takip etti. Metalürjinin ilk zamanlarında metallerin saflaştırma yöntemleri aranmış ve MÖ 2900 gibi erken bir tarihten beri Antik Mısır'da bilinen altın değerli bir metal olarak görülmeye başlanmıştır.
Tunç Çağı
Özellikle kalay, kurşun ve (daha yüksek bir sıcaklıkta) bakır gibi bazı metaller, kayaların sırf ateşte ısıtılmasıyla cevherlerinden elde edilebilir. Bu işlem eritme olarak bilinir. Maden çıkarma metalürjisinin MÖ 6. ve 5. binyıllardan kalma bu ilk kanıtı, üçü de Sırbistan'da bulunan Madeniipek, Yarmovac ve Plocnik arkeolojik sit alanlarında bulunmuştur. Bugüne kadar bakır eritme işlemine dair keşfedilmiş en erken kanıtlar Belovode sit alanında bulundu. Bu kanıtlar arasında, Vinča kültürüne ait MÖ 5500'den kalma bakırdan bir balta vardır. MÖ 3. binyıldan kalma ilk işlenmiş metallere dair işaretler Palmela (Portekiz), Los Millares (İspanya) ve Stonehenge (Birleşik Krallık) gibi yerlerde bulunmuştur. Bununla beraber tarih öncesi çağların araştırılmasında sıklıkla karşılaşıldığı üzere, nihai başlangıç tarihleri kesin bir biçimde belirlenememektedir ve yeni keşifler günümüzde devam etmektedir.
Bu ilk metaller tekil hâlde bulunan elementler veya doğal olarak oluşan bileşimlerdi. Bakır ve kalay eritilip birleştirilerek, daha üstün bir metal olan bronz (tunç olarak da adlandırılır) alaşımı yapılabilir. Bu uygulama MÖ 3500 civarında Tunç Çağı'nı başlatan büyük bir teknolojik değişimdi. Tunç Çağı, insanlığın kültürel gelişiminde bakır ve kalay cevherlerinin doğal olarak ortaya çıkan mostralarından eritilerek çıkarılması ve tunç alaşımını oluşturmak için birlikte eritilmesi için ileri metal işleme tekniklerinin geliştirildiği bir dönemdi. Bu doğal olarak oluşan cevherler içlerinde sık olarak arsenik safsızlıkları bulunuyordu. Bakır/kalay cevherleri, MÖ 3000'den önce Batı Asya'da kalay bronzlarının olmamasından da anlaşılacağı üzere nadir bulunur.
Metalürji tarihini Tunç Çağı'ndan sonra daha iyi silahlar arayan ordular belirledi. Avrasya'daki devletler, daha iyi zırh ve silahlar yapan üstün alaşımları yaptıklarında zenginleştiler. Antik Hindistan'da metalürji ve simyada önemli ilerlemeler kaydedildi.
Demir Çağı
Demirin cevherinden çıkarılarak işlenebilir bir metal hâline getirilmesi, bakır veya kalaydan çok daha zordur. Demir, çelik keşfedilene kadar insanlığın kullandığı aletler için bronzdan daha uygun olmasa da, cevherinin bakır veya kalaya göre çok daha bol bulunması ve yaygın olması sebebiyle herhangi bir ticari alışveriş yapılmasına gerek kalmadan yerel olarak erişilebilir durumdaydı.
Demir işçiliğinin Hititler tarafından yaklaşık MÖ 1200 yılında icat edildiği sanılmaktadır. Demirin işlenebilmesi, Demir Çağı'nın başlangıcı olmuştur. Demir çıkarmanın ve işlemenin sırrı, Antik Filistinlilerin başarısında kilit bir rol oynamıştır.
Demir Çağı, demir işçiliğinin () gelişimini ifade etmektedir. Demir metalürjisindeki tarihsel gelişmeler, geçmişteki çok çeşitli kültür ve uygarlıkta görülebilir. Bu uygarlıklar arasında Orta Doğu ve Yakın Doğu'nun Antik ve Orta Çağ krallıkları ve imparatorlukları, Antik İran, Antik Mısır, Antik Nübye, Anadolu (Türkiye), Antik Nok, Kartaca, Antik Avrupa'da yaşamış Yunanlar ve Romalılar, Orta Çağ Avrupası, Antik ve Orta Çağ dönemi Çin, Hindistan ve Japonya bulunur. Yüksek fırın, dökme demir, hidrolik tahrikli şahmerdan ve çift etkili piston körükleri gibi metalürjiyle ilişkili veya metalürjide kullanılan pek çok uygulama ve alet Antik Çin'de bulunmuştur.
Klasik dönem ve atomculuk
Birbirinden farklı maddelerin neden farklı özelliklere (renk, yoğunluk, koku) sahip olduğunu, farklı hallerde (gaz, sıvı ve katı) bulunduğunu ve ortam koşullarında farklı tepkiler verdiğini (örneğin suya, ateşe veya sıcaklık değişimine maruz kaldığında) rasyonelleştirmeye yönelik felsefi girişimler, antik dönem filozoflarını doğa ve kimya üzerine ilk teorileri oluşturmaya yöneltti. Kimyayla ilgili bu tür felsefi teorilerin tarihi kökeni büyük olasılıkla her bir antik uygarlıkta rastlanabilir. Tüm bu teorilerin ortak yönü, doğada bulunan bütün maddeleri oluşturan az sayıdaki ilksel klasik elementi belirleme girişimiydi. Antik uygarlıklardan bazıları arasında herhangi bir kültürel etkileşim gerçekleşmemiş olsa da hava, su ve toprak gibi maddeler; ateş ve ışık gibi enerji biçimleri; esîr, düşünce ve cennet gibi daha soyut kavramlar yaygındı. Örneğin Antik Yunan, Hint, Maya ve Çin felsefelerinin tümünde hava, su, toprak ve ateşi ilksel elementler olarak görüyordu.[]
Antik Dünya
MÖ 420 civarında Empedokles, bütün maddelerin dört temel madde olan hava, su, toprak ve ateşten oluştuğunu öne sürdü. Erken atomculuk teorisinin izleri, Antik Yunanistan ve Antik Hindistan'a kadar takip edilebilir. Yunan atomculuğu, maddenin MÖ 380 civarında "atomos" adı verilen bölünemez ve yok edilemez parçacıklardan oluştuğunu söyleyen Yunan filozof Demokritos'a dayanır. Leukippos da atomların maddenin en bölünmez kısmı olduğunu öne sürmüştür. Bu teoriler aynı zaman diliminde Hint filozof Kanada tarafından sutralarında yazılmış açıklamalarla örtüşür. Kanada, aynı şekilde gazların varlığını da ele aldı. Demokritos, Kanada'nın sutra ile açıkladıklarını felsefi düşüncelerle açıklamıştır. Her iki görüş de deneysel veriler açısından eksikti. Bilimsel birer kanıt olmadan atomların varlığını inkâr etmek kolaydı. Aristo, MÖ 330'da atomların varlığına karşı çıktı. Daha öncesindeyse 'a atfedilen MÖ 380 yılına ait bir Yunanca metinde insan vücudunun dört unsurdan oluştuğu öne sürüldü. MÖ 300 civarında Epikuros, insanın dengeli bir yaşam sürmekten kendisinin sorumlu olduğu, yok edilemez atomlardan oluşan bir evren fikrini ortaya attı.
Romalı şair ve filozof Lucretius,Epikür felsefesini Romalı dinleyicilere açıklamak amacıyla MÖ 50'de 'yı (Nesnelerin Doğası Üzerine) yazdı. Lucretius bu eserinde atomculuğun ilkelerini, aklın ve ruhun doğasını, duygu ve düşüncenin açıklamalarını, dünyanın gelişimi ve doğa olaylarını, çeşitli gökyüzü ve yeryüzü olaylarının açıklamalarını sunmaktadır.
İlk geliştirilen saflaştırma yöntemlerinin birçoğu, Yaşlı Plinius'un Naturalis Historia adlı eserinde anlatılmıştır. Plinius bu yöntemleri açıklamaya çalıştı ve birçok mineralin hâlleri üzerinde gözlemlerde bulundu.
Orta Çağ'da simya
Orta Çağ simyasında kullanılan temel sistem ilk olarak Fars-Arap simyacı Câbir bin Hayyan, tarafından geliştirilmişti ve Yunan geleneğinin klasik unsurlarına dayanmaktaydı. Sistemi, "yanan taş" olarak adlandırılan ve yanabilirliği temsil eden kükürt ve metalik özellikleri karakterize eden cıva isimli iki felsefi unsura ek olarak Empedokles'in öne sürdüğü Aristotelesçi düşünceye dayanan dört elementten; hava, toprak, su ve ateşten oluşuyordu. Bu temeller ve elementler simyacılar tarafından evrenin indirgenemez bileşenlerinin idealize edilmiş ifadeleri olarak görülmüşlerdi ve felsefî simya için önem taşıyorlardı.
Üç metalik ilke, (yanıcılık ve yanmayı temsilen kükürt, uçuculuk ve kararlılığı temsilen cıva ve katılığı temsil etmek için tuz) İsviçreli simyacı Paracelsus'un tria prima'sı oldu. Aristoteles'in dört element teorisinin maddelerde üç ilke olarak göründüğünü düşündü. Paracelsus bunları temel ilkeler olarak gördü ve ahşabın ateşte nasıl yandığının açıklamasına başvurarak bu ilkeleri doğruladı. Cıva bağlılık ilkesini içermekteydi, öyle ki eğer cıva odundan çıkartılırsa (duman) odun parçalara ayrılırdı. Duman, uçuculuğu (cıva prensibi), ısı yayan alevler yanıcılığı (kükürt) ve kalan kül de katılığı (tuz) tanımlıyordu.
Felsefe taşı
Simya, sembolik mistisizmle dolu ve modern bilimden fazlasıyla farklı olan, Hermetik felsefe taşı arayışla tanımlanır. Simyacılar ezoterik (ruhsal) ve/veya (pratik) düzeyde dönüşümler yapmaya uğraştılar. Simyanın, 'da, İslam'ın Altın Çağı'nda ve daha sonra Avrupa'da kimyanın evrimine büyük ölçüde katkıda bulunan unsurları önbilimsel ve ezoterik yönüydü. Simya ve kimya maddenin bileşimi ve özellikleriyle ilgileniyordu ve 18. yüzyıla kadar ayrı birer disiplin değillerdi. Batıda chymistry terimi, o zamana kadar var olan simya ve kimyanın karışımı olan uygulamaları ve yöntemleri tanımlamak için kullanılmıştır.
Milattan sonraki ilk yüzyıllarda yaşayan ilk Batılı simyacılar, kimyasal aletleri icat ettiler. Benmari ya da bilinen adıyla su banyosu, Yahudi Meryem'in ismiyle anılır. Meryem'in çalışmaları ayrıca tribikos ve kerotakis'in ilk tanımlarını içerir.Simyacı Kleopatra fırınların tanımını yaptı ve imbiği icat etti. Daha sonraki dönemdeyse Cabir bin Hayyan tarafından kurulan deneysel sistem, İslam dünyasına ve 12. yüzyılda Avrupa'ya ulaştığında birçok simyacıyı etkiledi.
Rönesans sırasında egzoterik simya iyatrokimya biçiminde popüler kalmaya devam ederken spiritüel simya gelişim göstererek Platoncu, Hermetik ve gnostik köklerine geri döndü. Sonuç olarak bilimsel gelişmeler felsefe taşının sembolik arayışının yerine geçmemiş ve 18. yüzyılın başlarına kadar saygın bilim insanları ile doktorların araştırma alanında olmaya devam etmiştir. Bilimsel katkılarıyla ünlenen Jan Baptist van Helmont, Robert Boyle ve Isaac Newton ilk modern simyacılardandır.
İslam dünyasında simya
İslam dünyasında Müslümanlar Antik Yunan ve Helenistik Dönem filozoflarının çalışmalarını Arapçaya çeviriyor ve bilimsel fikirler üzerinde deneyler gerçekleştiriyorlardı. Modern bilimsel yöntemin gelişimi yavaş ve zorluydu ancak kimyaya ait erken bilimsel yöntem ilk Müslüman kimyagerler arasında ortaya çıkmaya başladı. Bu başlangıç "kimyanın babası" olarak da bilinen 9. yüzyıl Fars-Arap kimyageri Câbir bin Hayyan ile olmuştur. Câbir bin Hayyan'a atfedilen çalışmalarda kimyasal maddelerin sistematik bir sınıflandırması bulunmakla beraber, inorganik bileşiklerin (nişadır veya amonyum klorür) organik maddelerden (bitkiler, kan ve saç gibi) kimyasal yollarla nasıl elde edilebileceğine dair açıklamalar da bulunur. Câbir bin Hayyan'ın bazı çalışmaları (örn. Merhametin Kitabı ve Yetmişin Kitabı) Latinceleştirilmiş ismi olan "Geber" adı altında Latinceye çevrildi ve 13. yüzyıl Avrupa'sında genellikle olarak bilinen bir anonim yazar tarafından Geber adı altında simya ve metalürji yazıları kaleme alındı. Daha sonra gelen Müslüman filozoflardan Birûni ve İbn-i Sina, metallerin birbirine dönüşmesi teorisi başta olmak üzere simya teorilerini reddettiler.
Nasîrüddin Tûsî, bir maddenin değişebileceğini ancak yok olamayacağını belirterek kütlenin korunumu yasasının ilk örneklerinden birini tanımladı.Râzi ise Büyük Kapsam (Latince: Continens Liber, Arapça: جامع الكبير) adlı tıp kitabında Aristo'nun dört element teorisine eleştirilerde bulundu.Galen Hakkında Şüpheler isimli kitabında da Antik Yunan hekimi Galenos'un humoral teorisine eleştiriler getirdi.
Simyada karşılaşılan sorunlar
Bugünün bakış açısıyla incelendiğinde simyada birçok sorun olduğu görülür. Yeni bileşikler için sistematik bir isimlendirme düzeni yoktu. Kullanılan dil, terminolojilerin insandan insana farklı şekilde anlaşılmasına yol açacak kadar ezoterik ve belirsizdi. Öyle ki The Fontana History of Chemistry (Brock, 1992) isimli kitapta bu durumdan şöyle bahsedilmiştir:
Simyada kullanılan dil, bilgileri konunun yabancısı kimselerden saklamak için kısa süre içinde sır dolu ve gizemli bir teknik kelime dağarcığı geliştirdi. Bu dil günümüzde bizler için büyük ölçüde anlaşılmaz olsa da Geoffery Chaucer'ın 'ni okuyanların veya Ben Jonson'ın tiyatrosunu izleyenlerin bu dile gülecek kadar simyadan anlayacakları aşikardır.
Chaucer'ın öyküsü, özellikle de ucuz maddelerden sahte altın elde etme gibi simyanın daha düzmece olan yanlarını ortaya çıkardı. Chaucer'dan yüzyıldan az bir süre öncesinde de Dante Alighieri bu düzmeceye karşı farkındalık göstererek yazılarında simyacıları Cehennem'e göndermiştir. Kısa bir sonra ise Avignon Papası XXII. Ioannes, sahte para yaptıkları yaptıkları gerekçesiyle 1317 yılında tüm simyacıların Fransa'yı terk etmesini emretmiştir. 1403 yılında İngiltere'de "metallerin çoğaltılmasını" ölümle cezalandıran bir yasa çıkarıldı. Bu ve diğer aşırılığı ortada olan önlemlere karşın simyacılık bitmedi. Kraliyet ailesi üyeleri ve imtiyaz sahipleri, kendileri için felsefe taşı ve yaşam iksirini bulma yollarını aramaya devam etmişlerdir.
Kaynakça
Özel
- ^ Kuhn, Thomas S. (1952). "Robert Boyle and Structural Chemistry in the Seventeenth Century". Isis. 43 (1): 12-36. ISSN 0021-1753. 6 Şubat 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Aralık 2023.
- ^ a b "Selected Classic Papers from the History of Chemistry". 17 Eylül 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Nisan 2021.
- ^ Henshilwood (15 Ekim 2011). "A 100,000-year-old ochre-processing workshop at Blombos Cave, South Africa". Science. 334 (6053): 219-22. doi:10.1126/science.1211535. (PMID) 21998386.
- ^ Corbyn (13 Ekim 2011). "African cave's ancient ochre lab". Nature News. doi:10.1038/news.2011.590. 4 Ocak 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Ekim 2018.
- ^ "History of Gold". Gold Digest. 29 Nisan 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Şubat 2007.
- ^ Photos, E., 'The Question of Meteorictic versus Smelted Nickel-Rich Iron: Archaeological Evidence and Experimental Results' World Archaeology Vol. 20, No. 3, Archaeometallurgy (February 1989), pp. 403–421. Online version 31 Aralık 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde . accessed on 2010-02-08.
- ^ a b W. Keller (1963) The Bible as History, p. 156
- ^ "THE ORIGINS OF GLASSMAKING". Corning Museum of Glass. December 2011. 26 Nisan 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Nisan 2021.
- ^ Radivojević (2010). "On the origins of extractive metallurgy: New evidence from Europe". Journal of Archaeological Science. 37 (11): 2775. doi:10.1016/j.jas.2010.06.012.
- ^ Neolithic Vinca was a metallurgical culture 19 Eylül 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Stonepages from news sources November 2007
- ^ , I eserinde şu şekilde yazmıştır: Our Oriental Heritage:
"Something has been said about the chemical excellence of cast iron in ancient India, and about the high industrial development of the Gupta times, when India was looked to, even by Imperial Rome, as the most skilled of the nations in such industries as dyeing, tanning, soap-making, glass and cement... By the sixth century the Hindus were far ahead of Europe in industrial chemistry; they were masters of calcinations, distillation, sublimation, steaming, fixation, the production of light without heat, the mixing of anesthetic and soporific powders, and the preparation of metallic salts, compounds and alloys. The tempering of steel was brought in ancient India to a perfection unknown in Europe till our own times; King Porus is said to have selected, as a specially valuable gift from Alexander, not gold or silver, but thirty pounds of steel. The Moslems took much of this Hindu chemical science and industry to the Near East and Europe; the secret of manufacturing "Damascus" blades, for example, was taken by the Arabs from the Persians, and by the Persians from India."
- ^ B. W. Anderson (1975) The Living World of the Old Testament, p. 154,
- ^ R. F. Tylecote (1992) A History of Metallurgy
- ^ Temple, Robert K.G. (2007). The Genius of China: 3,000 Years of Science, Discovery, and Invention (3rd edition). London: . pp. 44–56. .
- ^ (1935), Our Oriental Heritage:
"Two systems of Hindu thought propound physical theories suggestively similar to those of Greece. Kanada, founder of the Vaisheshika philosophy, held that the world was composed of atoms as many in kind as the various elements. The Jains more nearly approximated to Democritus by teaching that all atoms were of the same kind, producing different effects by diverse modes of combinations. Kanada believed light and heat to be varieties of the same substance; Udayana taught that all heat comes from the sun; and Vachaspati, like Newton, interpreted light as composed of minute particles emitted by substances and striking the eye."
- ^ "Lucretius (c. 99 - c. 55 BCE)". The Internet History of Philosophy. 29 Haziran 2005. 30 Nisan 2009 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2007.
- ^ "De Rerum Natura (On the Nature of Things)". The Internet Classics Archive. Massachusetts Institute of Technology. 29 Haziran 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Nisan 2021.
- ^ John Dee's Natural Philosophy. Routledge. 1988. ss. 97. ISBN .
- ^ Strathern, 2000. Page 79.
- ^ Alchemy. New York: Dover, 1990. 1957. ss. 15, 16.
- ^ William Royall Newman. Atoms and Alchemy: Chymistry and the experimental origins of the scientific revolution. University of Chicago Press, 2006. p.xi
- ^ Alchemy. New York: Dover, 1990. 1957. ss. 48, 49.
- ^ Stanton J. Linden (2003). The alchemy reader: from Hermes Trismegistus to Isaac Newton (İngilizce). Cambridge University Press. s. 44.
- ^ "The History of Ancient Chemistry". 8 Ağustos 2018 tarihinde
|arşiv-url=
kullanmak için|url=
gerekiyor () arşivlendi. 4 Mart 2015 tarihinde orijinal kaynağından . - ^ Stapleton, Henry E. and Azo, R. F. and Hidayat Husain, M. 1927. "Chemistry in Iraq and Persia in the Tenth Century A.D" in: Memoirs of the Asiatic Society of Bengal, vol. VIII, no. 6, pp. 317-418, pp. 338–340; Kraus, Paul 1942-1943. Jâbir ibn Hayyân: Contribution à l'histoire des idées scientifiques dans l'Islam. I. Le corpus des écrits jâbiriens. II. Jâbir et la science grecque. Cairo: Institut français d'archéologie orientale, vol. II, pp. 41–42.
- ^ Darmstaedter, Ernst. "Liber Misericordiae Geber: Eine lateinische Übersetzung des gröβeren Kitâb l-raḥma", Archiv für Geschichte der Medizin, 17/4, 1925, pp. 181–197; Berthelot, Marcellin. "Archéologie et Histoire des sciences", Mémoires de l’Académie des sciences de l’Institut de France, 49, 1906, pp. 308–363; see also Forster, Regula. "Jābir b. Ḥayyān" 18 Nisan 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Encyclopaedia of Islam, Three.
- ^ Newman, William R. "New Light on the Identity of Geber", Sudhoffs Archiv, 1985, 69, pp. 76–90; Newman, William R. The Summa perfectionis of Pseudo-Geber: A critical edition, translation and study, Leiden: Brill, 1991, pp. 57–103. It has been argued by Ahmad Y. Al-Hassan that the pseudo-Geber works were actually translated into Latin from the Arabic (see Al-Hassan, Ahmad Y. "The Arabic Origin of the Summa and Geber Latin Works: A Refutation of Berthelot, Ruska, and Newman Based on Arabic Sources", in: Ahmad Y. Al-Hassan. Studies in al-Kimya': Critical Issues in Latin and Arabic Alchemy and Chemistry. Hildesheim: Georg Olms Verlag, 2009, pp. 53–104; also available online 25 Şubat 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde .).
- ^ Marmura, Michael E.; Nasr, Seyyed Hossein (1965). "An Introduction to Islamic Cosmological Doctrines. Conceptions of Nature and Methods Used for Its Study by the Ikhwan Al-Safa'an, Al-Biruni, and Ibn Sina by Seyyed Hossein Nasr". Speculum. 40 (4): 744-746. doi:10.2307/2851429. JSTOR 2851429.
- ^ (1938). The Making of Humanity, pp. 196–197.
- ^ Alakbarov, Farid (2001). "A 13th-Century Darwin? Tusi's Views on Evolution". Azerbaijan International. 9: 2. 26 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Nisan 2021.
- ^ Rāzī, Abū Bakr Muḥammad ibn Zakarīyā. "The Comprehensive Book on Medicine – كتاب الحاوى فى الطب". World Digital Library. 26 Şubat 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Mart 2014.
- ^ Bashar Saad, Omar Said, Greco-Arab and Islamic Herbal Medicine: Traditional System, Ethics, Safety, Efficacy, and Regulatory Issues, John Wiley & Sons, 2011. , page 2 Nisan 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Brock, William H. (1992). The Fontana History of Chemistry. London, England: Fontana Press. ss. 32-33. ISBN .
- ^ Brock, William H. (1992). The Fontana History of Chemistry. London, England: Fontana Press. ISBN .
Genel
- Kimya tarihinden seçme klasik yayınlar 17 Eylül 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Kimyagerlerin biyografileri 8 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Eric R. Scerri, The Periodic Table: Its Story and Its Significance 25 Nisan 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Oxford University Press, 2007.
Konuyla ilgili yayınlar
- Jensen, William B (2006). "Textbooks and the future of the history of chemistry as an academic discipline". Bulletin for the History of Chemistry. 3: 1-8.
- Rampling, Jennifer M (2017). "The Future of the History of Chemistry". Ambix. 64 (4): 295-300. doi:10.1080/00026980.2017.1434970. (PMID) 29448901.
- Servos, John W., Physical chemistry from Ostwald to Pauling : the making of a science in America 8 Aralık 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Princeton, N.J. : Princeton University Press, 1990.
Dış bağlantılar
- - Chemists of the Past
- SHAC: Society for the History of Alchemy and Chemistry 5 Nisan 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (Simya ve Kimya Tarihi Derneği)
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Kimya tarihi antik cagdan gunumuze kadar uzanan zaman araliginda kimya biliminin ortaya cikisi ve gelisimini konu alir MO 1000 yilina gelindiginde antik uygarliklar ileride kimyanin cesitli dallarinin temelini olusturacak teknolojileri kullanmaktaydi Atesin kesfi cevherlerden metal elde edilmesi comlek ve sir yapimi bira ve sarabin fermantasyon ile elde edilmesi ilac ve parfum yapmak icin bitkilerden kimyasallarin ozutlenmesi yagin sabuna donusturulmesi cam imali ve bronz gibi cesitli alasimlarin uretimi bu teknolojiler arasinda sayilabilir 1871 yilinda Dmitri Mendeleyev tarafindan yapilan periyodik tablo Periyodik tablo kimyanin merkezinde yer alan ve bu alanin en temel ilkelerini iceren bilimdeki en etkili simgelerden biridir Kimyanin onbilimi olan simya maddenin dogasini ve donusumlerini aciklamada basarisiz olmustur Ancak simyacilar deneyler yaparak ve deney sonuclarini kayit altina alarak modern kimyanin ortaya cikisina zemin hazirladilar Robert Boyle 1661 adli eserinde kimya ve simya arasindaki farklari kesin bir bicimde ortaya koydugunda kimya ve simyanin birbirinden ayrimi soz konusu olmaya baslamistir Hem simya hem de kimya madde ve maddenin donusumleriyle ilgilenirken kimyagerler calismalarinda bilimsel yontemi uygulamaktaydi Kimya tarihi ozellikle Willard Gibbs in calismalariyla termodinamik tarihiyle ic ice gecmistir Antik tarihIlk insanlar Guney Afrika daki nda 100 000 yillik bir asiboyasi isleme atolyesi bulunmustur Bu kesif ilk insanlarin temel kimya bilgisine sahip oldugunu gostermektedir Magara duvarlarina ilk insanlar tarafindan yapilan resimler ve sekillerde bulunan hayvan kaniyla karistirilmis diger sivilar da zayif bir kimya bilgisine isaret etmektedir Erken donem metalurjisi En erken tarih kayitlarina gore insanlar tarafindan kullanilan en eski metalin saf ve dogal olarak bulunabilen altin oldugu gorulmektedir Ispanya da M O 40 000 civarinda gec Paleolitik donemde kullanilmis magaralarda az miktarda dogal altin bulunmustur Gumus bakir kalay ve de dogal olarak bulunabildiginden antik kulturlerde sinirli oranda metal islenebilmesine olanak tanimistir MO 3000 lerde meteor demirinden yapilan Antik Misir silahlari cennetten gelen hancerler olarak goruldugunden oldukca degerliydi Kontrol altinda tutularak kullanilan ilk kimyasal reaksiyon muhtemelen yanmaydi Bununla birlikte yanma olayinda ortaya cikan ates uzun donemler boyu bir maddeyi baska bir maddeye odun yakmak veya kaynar su donusturebilen mistik bir guc olarak gorulmustu Ates erken toplumlari bircok acidan etkiledi Atesin etkileri yemek pisirmek yasanilan bolgenin isitilmasi ve aydinlatilmasi gibi gunluk hayattaki en basit uygulamalardan canak comlek yapimi tugla yapimi ve cesitli aletler yapmak icin metalleri eritilmesi gibi daha gelismis kullanim yontemlerine kadar uzaniyordu Camin kesfine ve metallerin giden yolu acan unsur atesti Bu kesif ve uygulamalari metalurjinin ortaya cikisi takip etti Metalurjinin ilk zamanlarinda metallerin saflastirma yontemleri aranmis ve MO 2900 gibi erken bir tarihten beri Antik Misir da bilinen altin degerli bir metal olarak gorulmeye baslanmistir Tunc Cagi Ozellikle kalay kursun ve daha yuksek bir sicaklikta bakir gibi bazi metaller kayalarin sirf ateste isitilmasiyla cevherlerinden elde edilebilir Bu islem eritme olarak bilinir Maden cikarma metalurjisinin MO 6 ve 5 binyillardan kalma bu ilk kaniti ucu de Sirbistan da bulunan Madeniipek Yarmovac ve Plocnik arkeolojik sit alanlarinda bulunmustur Bugune kadar bakir eritme islemine dair kesfedilmis en erken kanitlar Belovode sit alaninda bulundu Bu kanitlar arasinda Vinca kulturune ait MO 5500 den kalma bakirdan bir balta vardir MO 3 binyildan kalma ilk islenmis metallere dair isaretler Palmela Portekiz Los Millares Ispanya ve Stonehenge Birlesik Krallik gibi yerlerde bulunmustur Bununla beraber tarih oncesi caglarin arastirilmasinda siklikla karsilasildigi uzere nihai baslangic tarihleri kesin bir bicimde belirlenememektedir ve yeni kesifler gunumuzde devam etmektedir Antik Orta Dogu daki madencilik alanlari Kahverengi arsenigi kirmizi bakiri gri kalayi kahverengi demiri sari altini beyaz gumusu siyah kursunu gostermektedir Sari alan gri alan ise kalay tuncunu gostermektedir Bu ilk metaller tekil halde bulunan elementler veya dogal olarak olusan bilesimlerdi Bakir ve kalay eritilip birlestirilerek daha ustun bir metal olan bronz tunc olarak da adlandirilir alasimi yapilabilir Bu uygulama MO 3500 civarinda Tunc Cagi ni baslatan buyuk bir teknolojik degisimdi Tunc Cagi insanligin kulturel gelisiminde bakir ve kalay cevherlerinin dogal olarak ortaya cikan mostralarindan eritilerek cikarilmasi ve tunc alasimini olusturmak icin birlikte eritilmesi icin ileri metal isleme tekniklerinin gelistirildigi bir donemdi Bu dogal olarak olusan cevherler iclerinde sik olarak arsenik safsizliklari bulunuyordu Bakir kalay cevherleri MO 3000 den once Bati Asya da kalay bronzlarinin olmamasindan da anlasilacagi uzere nadir bulunur Metalurji tarihini Tunc Cagi ndan sonra daha iyi silahlar arayan ordular belirledi Avrasya daki devletler daha iyi zirh ve silahlar yapan ustun alasimlari yaptiklarinda zenginlestiler Antik Hindistan da metalurji ve simyada onemli ilerlemeler kaydedildi Demir Cagi Demirin cevherinden cikarilarak islenebilir bir metal haline getirilmesi bakir veya kalaydan cok daha zordur Demir celik kesfedilene kadar insanligin kullandigi aletler icin bronzdan daha uygun olmasa da cevherinin bakir veya kalaya gore cok daha bol bulunmasi ve yaygin olmasi sebebiyle herhangi bir ticari alisveris yapilmasina gerek kalmadan yerel olarak erisilebilir durumdaydi Demir isciliginin Hititler tarafindan yaklasik MO 1200 yilinda icat edildigi sanilmaktadir Demirin islenebilmesi Demir Cagi nin baslangici olmustur Demir cikarmanin ve islemenin sirri Antik Filistinlilerin basarisinda kilit bir rol oynamistir Demir Cagi demir isciliginin gelisimini ifade etmektedir Demir metalurjisindeki tarihsel gelismeler gecmisteki cok cesitli kultur ve uygarlikta gorulebilir Bu uygarliklar arasinda Orta Dogu ve Yakin Dogu nun Antik ve Orta Cag kralliklari ve imparatorluklari Antik Iran Antik Misir Antik Nubye Anadolu Turkiye Antik Nok Kartaca Antik Avrupa da yasamis Yunanlar ve Romalilar Orta Cag Avrupasi Antik ve Orta Cag donemi Cin Hindistan ve Japonya bulunur Yuksek firin dokme demir hidrolik tahrikli sahmerdan ve cift etkili piston korukleri gibi metalurjiyle iliskili veya metalurjide kullanilan pek cok uygulama ve alet Antik Cin de bulunmustur Klasik donem ve atomculuk Demokritos atomculuk ekolunun Yunan filozofu Birbirinden farkli maddelerin neden farkli ozelliklere renk yogunluk koku sahip oldugunu farkli hallerde gaz sivi ve kati bulundugunu ve ortam kosullarinda farkli tepkiler verdigini ornegin suya atese veya sicaklik degisimine maruz kaldiginda rasyonellestirmeye yonelik felsefi girisimler antik donem filozoflarini doga ve kimya uzerine ilk teorileri olusturmaya yoneltti Kimyayla ilgili bu tur felsefi teorilerin tarihi kokeni buyuk olasilikla her bir antik uygarlikta rastlanabilir Tum bu teorilerin ortak yonu dogada bulunan butun maddeleri olusturan az sayidaki ilksel klasik elementi belirleme girisimiydi Antik uygarliklardan bazilari arasinda herhangi bir kulturel etkilesim gerceklesmemis olsa da hava su ve toprak gibi maddeler ates ve isik gibi enerji bicimleri esir dusunce ve cennet gibi daha soyut kavramlar yaygindi Ornegin Antik Yunan Hint Maya ve Cin felsefelerinin tumunde hava su toprak ve atesi ilksel elementler olarak goruyordu kaynak belirtilmeli Antik Dunya MO 420 civarinda Empedokles butun maddelerin dort temel madde olan hava su toprak ve atesten olustugunu one surdu Erken atomculuk teorisinin izleri Antik Yunanistan ve Antik Hindistan a kadar takip edilebilir Yunan atomculugu maddenin MO 380 civarinda atomos adi verilen bolunemez ve yok edilemez parcaciklardan olustugunu soyleyen Yunan filozof Demokritos a dayanir Leukippos da atomlarin maddenin en bolunmez kismi oldugunu one surmustur Bu teoriler ayni zaman diliminde Hint filozof Kanada tarafindan sutralarinda yazilmis aciklamalarla ortusur Kanada ayni sekilde gazlarin varligini da ele aldi Demokritos Kanada nin sutra ile acikladiklarini felsefi dusuncelerle aciklamistir Her iki gorus de deneysel veriler acisindan eksikti Bilimsel birer kanit olmadan atomlarin varligini inkar etmek kolaydi Aristo MO 330 da atomlarin varligina karsi cikti Daha oncesindeyse a atfedilen MO 380 yilina ait bir Yunanca metinde insan vucudunun dort unsurdan olustugu one suruldu MO 300 civarinda Epikuros insanin dengeli bir yasam surmekten kendisinin sorumlu oldugu yok edilemez atomlardan olusan bir evren fikrini ortaya atti Romali sair ve filozof Lucretius Epikur felsefesini Romali dinleyicilere aciklamak amaciyla MO 50 de yi Nesnelerin Dogasi Uzerine yazdi Lucretius bu eserinde atomculugun ilkelerini aklin ve ruhun dogasini duygu ve dusuncenin aciklamalarini dunyanin gelisimi ve doga olaylarini cesitli gokyuzu ve yeryuzu olaylarinin aciklamalarini sunmaktadir Ilk gelistirilen saflastirma yontemlerinin bircogu Yasli Plinius un Naturalis Historia adli eserinde anlatilmistir Plinius bu yontemleri aciklamaya calisti ve bircok mineralin halleri uzerinde gozlemlerde bulundu Orta Cag da simyaDeneysel arastirmalariyla kimyanin temellerini atan 9 yuzyil Cabir bin Hayyan Ucgenin merkezindeki tria prima ile birlikte resmin koselerinde dort klasik elementi gosteren 17 yuzyila ait simya sembolu Orta Cag simyasinda kullanilan temel sistem ilk olarak Fars Arap simyaci Cabir bin Hayyan tarafindan gelistirilmisti ve Yunan geleneginin klasik unsurlarina dayanmaktaydi Sistemi yanan tas olarak adlandirilan ve yanabilirligi temsil eden kukurt ve metalik ozellikleri karakterize eden civa isimli iki felsefi unsura ek olarak Empedokles in one surdugu Aristotelesci dusunceye dayanan dort elementten hava toprak su ve atesten olusuyordu Bu temeller ve elementler simyacilar tarafindan evrenin indirgenemez bilesenlerinin idealize edilmis ifadeleri olarak gorulmuslerdi ve felsefi simya icin onem tasiyorlardi Uc metalik ilke yanicilik ve yanmayi temsilen kukurt ucuculuk ve kararliligi temsilen civa ve katiligi temsil etmek icin tuz Isvicreli simyaci Paracelsus un tria prima si oldu Aristoteles in dort element teorisinin maddelerde uc ilke olarak gorundugunu dusundu Paracelsus bunlari temel ilkeler olarak gordu ve ahsabin ateste nasil yandiginin aciklamasina basvurarak bu ilkeleri dogruladi Civa baglilik ilkesini icermekteydi oyle ki eger civa odundan cikartilirsa duman odun parcalara ayrilirdi Duman ucuculugu civa prensibi isi yayan alevler yaniciligi kukurt ve kalan kul de katiligi tuz tanimliyordu Felsefe tasi Simyaci Sir William Douglas 1855 Simya sembolik mistisizmle dolu ve modern bilimden fazlasiyla farkli olan Hermetik felsefe tasi arayisla tanimlanir Simyacilar ezoterik ruhsal ve veya pratik duzeyde donusumler yapmaya ugrastilar Simyanin da Islam in Altin Cagi nda ve daha sonra Avrupa da kimyanin evrimine buyuk olcude katkida bulunan unsurlari onbilimsel ve ezoterik yonuydu Simya ve kimya maddenin bilesimi ve ozellikleriyle ilgileniyordu ve 18 yuzyila kadar ayri birer disiplin degillerdi Batida chymistry terimi o zamana kadar var olan simya ve kimyanin karisimi olan uygulamalari ve yontemleri tanimlamak icin kullanilmistir Milattan sonraki ilk yuzyillarda yasayan ilk Batili simyacilar kimyasal aletleri icat ettiler Benmari ya da bilinen adiyla su banyosu Yahudi Meryem in ismiyle anilir Meryem in calismalari ayrica tribikos ve kerotakis in ilk tanimlarini icerir Simyaci Kleopatra firinlarin tanimini yapti ve imbigi icat etti Daha sonraki donemdeyse Cabir bin Hayyan tarafindan kurulan deneysel sistem Islam dunyasina ve 12 yuzyilda Avrupa ya ulastiginda bircok simyaciyi etkiledi Ronesans sirasinda egzoterik simya iyatrokimya biciminde populer kalmaya devam ederken spirituel simya gelisim gostererek Platoncu Hermetik ve gnostik koklerine geri dondu Sonuc olarak bilimsel gelismeler felsefe tasinin sembolik arayisinin yerine gecmemis ve 18 yuzyilin baslarina kadar saygin bilim insanlari ile doktorlarin arastirma alaninda olmaya devam etmistir Bilimsel katkilariyla unlenen Jan Baptist van Helmont Robert Boyle ve Isaac Newton ilk modern simyacilardandir Islam dunyasinda simya Islam dunyasinda Muslumanlar Antik Yunan ve Helenistik Donem filozoflarinin calismalarini Arapcaya ceviriyor ve bilimsel fikirler uzerinde deneyler gerceklestiriyorlardi Modern bilimsel yontemin gelisimi yavas ve zorluydu ancak kimyaya ait erken bilimsel yontem ilk Musluman kimyagerler arasinda ortaya cikmaya basladi Bu baslangic kimyanin babasi olarak da bilinen 9 yuzyil Fars Arap kimyageri Cabir bin Hayyan ile olmustur Cabir bin Hayyan a atfedilen calismalarda kimyasal maddelerin sistematik bir siniflandirmasi bulunmakla beraber inorganik bilesiklerin nisadir veya amonyum klorur organik maddelerden bitkiler kan ve sac gibi kimyasal yollarla nasil elde edilebilecegine dair aciklamalar da bulunur Cabir bin Hayyan in bazi calismalari orn Merhametin Kitabi ve Yetmisin Kitabi Latincelestirilmis ismi olan Geber adi altinda Latinceye cevrildi ve 13 yuzyil Avrupa sinda genellikle olarak bilinen bir anonim yazar tarafindan Geber adi altinda simya ve metalurji yazilari kaleme alindi Daha sonra gelen Musluman filozoflardan Biruni ve Ibn i Sina metallerin birbirine donusmesi teorisi basta olmak uzere simya teorilerini reddettiler Nasiruddin Tusi bir maddenin degisebilecegini ancak yok olamayacagini belirterek kutlenin korunumu yasasinin ilk orneklerinden birini tanimladi Razi ise Buyuk Kapsam Latince Continens Liber Arapca جامع الكبير adli tip kitabinda Aristo nun dort element teorisine elestirilerde bulundu Galen Hakkinda Supheler isimli kitabinda da Antik Yunan hekimi Galenos un humoral teorisine elestiriler getirdi Simyada karsilasilan sorunlar Bugunun bakis acisiyla incelendiginde simyada bircok sorun oldugu gorulur Yeni bilesikler icin sistematik bir isimlendirme duzeni yoktu Kullanilan dil terminolojilerin insandan insana farkli sekilde anlasilmasina yol acacak kadar ezoterik ve belirsizdi Oyle ki The Fontana History of Chemistry Brock 1992 isimli kitapta bu durumdan soyle bahsedilmistir Simyada kullanilan dil bilgileri konunun yabancisi kimselerden saklamak icin kisa sure icinde sir dolu ve gizemli bir teknik kelime dagarcigi gelistirdi Bu dil gunumuzde bizler icin buyuk olcude anlasilmaz olsa da Geoffery Chaucer in ni okuyanlarin veya Ben Jonson in tiyatrosunu izleyenlerin bu dile gulecek kadar simyadan anlayacaklari asikardir Chaucer in oykusu ozellikle de ucuz maddelerden sahte altin elde etme gibi simyanin daha duzmece olan yanlarini ortaya cikardi Chaucer dan yuzyildan az bir sure oncesinde de Dante Alighieri bu duzmeceye karsi farkindalik gostererek yazilarinda simyacilari Cehennem e gondermistir Kisa bir sonra ise Avignon Papasi XXII Ioannes sahte para yaptiklari yaptiklari gerekcesiyle 1317 yilinda tum simyacilarin Fransa yi terk etmesini emretmistir 1403 yilinda Ingiltere de metallerin cogaltilmasini olumle cezalandiran bir yasa cikarildi Bu ve diger asiriligi ortada olan onlemlere karsin simyacilik bitmedi Kraliyet ailesi uyeleri ve imtiyaz sahipleri kendileri icin felsefe tasi ve yasam iksirini bulma yollarini aramaya devam etmislerdir KaynakcaOzel Kuhn Thomas S 1952 Robert Boyle and Structural Chemistry in the Seventeenth Century Isis 43 1 12 36 ISSN 0021 1753 6 Subat 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Aralik 2023 a b Selected Classic Papers from the History of Chemistry 17 Eylul 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Nisan 2021 Henshilwood 15 Ekim 2011 A 100 000 year old ochre processing workshop at Blombos Cave South Africa Science 334 6053 219 22 doi 10 1126 science 1211535 PMID 21998386 Corbyn 13 Ekim 2011 African cave s ancient ochre lab Nature News doi 10 1038 news 2011 590 4 Ocak 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Ekim 2018 History of Gold Gold Digest 29 Nisan 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Subat 2007 Photos E The Question of Meteorictic versus Smelted Nickel Rich Iron Archaeological Evidence and Experimental Results World Archaeology Vol 20 No 3 Archaeometallurgy February 1989 pp 403 421 Online version 31 Aralik 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde accessed on 2010 02 08 a b W Keller 1963 The Bible as History p 156 0 340 00312 X THE ORIGINS OF GLASSMAKING Corning Museum of Glass December 2011 26 Nisan 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Nisan 2021 Radivojevic 2010 On the origins of extractive metallurgy New evidence from Europe Journal of Archaeological Science 37 11 2775 doi 10 1016 j jas 2010 06 012 Neolithic Vinca was a metallurgical culture 19 Eylul 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Stonepages from news sources November 2007 I eserinde su sekilde yazmistir Our Oriental Heritage Something has been said about the chemical excellence of cast iron in ancient India and about the high industrial development of the Gupta times when India was looked to even by Imperial Rome as the most skilled of the nations in such industries as dyeing tanning soap making glass and cement By the sixth century the Hindus were far ahead of Europe in industrial chemistry they were masters of calcinations distillation sublimation steaming fixation the production of light without heat the mixing of anesthetic and soporific powders and the preparation of metallic salts compounds and alloys The tempering of steel was brought in ancient India to a perfection unknown in Europe till our own times King Porus is said to have selected as a specially valuable gift from Alexander not gold or silver but thirty pounds of steel The Moslems took much of this Hindu chemical science and industry to the Near East and Europe the secret of manufacturing Damascus blades for example was taken by the Arabs from the Persians and by the Persians from India B W Anderson 1975 The Living World of the Old Testament p 154 0 582 48598 3 R F Tylecote 1992 A History of Metallurgy 0 901462 88 8 Temple Robert K G 2007 The Genius of China 3 000 Years of Science Discovery and Invention 3rd edition London pp 44 56 978 0 233 00202 6 1935 Our Oriental Heritage Two systems of Hindu thought propound physical theories suggestively similar to those of Greece Kanada founder of the Vaisheshika philosophy held that the world was composed of atoms as many in kind as the various elements The Jains more nearly approximated to Democritus by teaching that all atoms were of the same kind producing different effects by diverse modes of combinations Kanada believed light and heat to be varieties of the same substance Udayana taught that all heat comes from the sun and Vachaspati like Newton interpreted light as composed of minute particles emitted by substances and striking the eye Lucretius c 99 c 55 BCE The Internet History of Philosophy 29 Haziran 2005 30 Nisan 2009 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2007 De Rerum Natura On the Nature of Things The Internet Classics Archive Massachusetts Institute of Technology 29 Haziran 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Nisan 2021 John Dee s Natural Philosophy Routledge 1988 ss 97 ISBN 978 0 415 00625 5 Strathern 2000 Page 79 Alchemy New York Dover 1990 1957 ss 15 16 William Royall Newman Atoms and Alchemy Chymistry and the experimental origins of the scientific revolution University of Chicago Press 2006 p xi Alchemy New York Dover 1990 1957 ss 48 49 Stanton J Linden 2003 The alchemy reader from Hermes Trismegistus to Isaac Newton Ingilizce Cambridge University Press s 44 The History of Ancient Chemistry 8 Agustos 2018 tarihinde arsiv url kullanmak icin url gerekiyor yardim arsivlendi Eksik ya da bos url yardim 4 Mart 2015 tarihinde orijinal kaynagindan Stapleton Henry E and Azo R F and Hidayat Husain M 1927 Chemistry in Iraq and Persia in the Tenth Century A D in Memoirs of the Asiatic Society of Bengal vol VIII no 6 pp 317 418 pp 338 340 Kraus Paul 1942 1943 Jabir ibn Hayyan Contribution a l histoire des idees scientifiques dans l Islam I Le corpus des ecrits jabiriens II Jabir et la science grecque Cairo Institut francais d archeologie orientale vol II pp 41 42 Darmstaedter Ernst Liber Misericordiae Geber Eine lateinische Ubersetzung des groberen Kitab l raḥma Archiv fur Geschichte der Medizin 17 4 1925 pp 181 197 Berthelot Marcellin Archeologie et Histoire des sciences Memoires de l Academie des sciences de l Institut de France 49 1906 pp 308 363 see also Forster Regula Jabir b Ḥayyan 18 Nisan 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde Encyclopaedia of Islam Three Newman William R New Light on the Identity of Geber Sudhoffs Archiv 1985 69 pp 76 90 Newman William R The Summa perfectionis of Pseudo Geber A critical edition translation and study Leiden Brill 1991 pp 57 103 It has been argued by Ahmad Y Al Hassan that the pseudo Geber works were actually translated into Latin from the Arabic see Al Hassan Ahmad Y The Arabic Origin of the Summa and Geber Latin Works A Refutation of Berthelot Ruska and Newman Based on Arabic Sources in Ahmad Y Al Hassan Studies in al Kimya Critical Issues in Latin and Arabic Alchemy and Chemistry Hildesheim Georg Olms Verlag 2009 pp 53 104 also available online 25 Subat 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde Marmura Michael E Nasr Seyyed Hossein 1965 An Introduction to Islamic Cosmological Doctrines Conceptions of Nature and Methods Used for Its Study by the Ikhwan Al Safa an Al Biruni and Ibn Sina by Seyyed Hossein Nasr Speculum 40 4 744 746 doi 10 2307 2851429 JSTOR 2851429 1938 The Making of Humanity pp 196 197 Alakbarov Farid 2001 A 13th Century Darwin Tusi s Views on Evolution Azerbaijan International 9 2 26 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Nisan 2021 Razi Abu Bakr Muḥammad ibn Zakariya The Comprehensive Book on Medicine كتاب الحاوى فى الطب World Digital Library 26 Subat 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Mart 2014 Bashar Saad Omar Said Greco Arab and Islamic Herbal Medicine Traditional System Ethics Safety Efficacy and Regulatory Issues John Wiley amp Sons 2011 9781118002261 page 2 Nisan 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde Brock William H 1992 The Fontana History of Chemistry London England Fontana Press ss 32 33 ISBN 978 0 00 686173 7 Brock William H 1992 The Fontana History of Chemistry London England Fontana Press ISBN 978 0 00 686173 7 GenelKimya tarihinden secme klasik yayinlar 17 Eylul 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kimyagerlerin biyografileri 8 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Eric R Scerri The Periodic Table Its Story and Its Significance 25 Nisan 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde Oxford University Press 2007 Konuyla ilgili yayinlarJensen William B 2006 Textbooks and the future of the history of chemistry as an academic discipline Bulletin for the History of Chemistry 3 1 8 Rampling Jennifer M 2017 The Future of the History of Chemistry Ambix 64 4 295 300 doi 10 1080 00026980 2017 1434970 PMID 29448901 Servos John W Physical chemistry from Ostwald to Pauling the making of a science in America 8 Aralik 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Princeton N J Princeton University Press 1990 0 691 08566 8Dis baglantilar Chemists of the Past SHAC Society for the History of Alchemy and Chemistry 5 Nisan 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Simya ve Kimya Tarihi Dernegi