Bu maddede birçok sorun bulunmaktadır. Lütfen sayfayı geliştirin veya bu sorunlar konusunda bir yorum yapın.
|
Safevî İmparatorluğu (Azerice: Səfəvilər İmperiyası, Farsça: شاهنشاهی صفوی, romanize: Şehinşahi-yi Safevî) Safevîler veya Safevî Devleti, 1501 ve 1736 yılları arasında varlığını sürdürmüş, sıkça modern İran tarihinin başlangıcı olarak kabul edilen, İran tarihindeki en önemli hanedanlıklardan biri olan Türk kökenli Safevi Hanedanı tarafından yönetilmiş devlet. Bugünkü İran, Azerbaycan, Ermenistan, Irak, Afganistan, Türkmenistan ve Türkiye'nin doğu kesiminde varlığını sürdürmüş, Şiî Onikiciliği resmî mezhep olarak kabul etmiş ve İran'ın varisi olduğu Safevî Hanedanı'nın devletidir.
شاهنشاهی صفوی Safevi İmparatorluğu Memleket-i İran Safevîler | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1501-1736 | |||||||||||
Bayrak Arma | |||||||||||
Safevî İmparatorluğu'nun en geniş sınırları | |||||||||||
Başkent | Tebriz (1501-1555) Kazvin (1555-1598) İsfahan (1598-1736) | ||||||||||
Yaygın dil(ler) |
| ||||||||||
Resmî din | Onikici Şii İslam | ||||||||||
Hükûmet | Mutlak monarşi | ||||||||||
Şah | |||||||||||
| |||||||||||
Vezir | |||||||||||
| |||||||||||
Tarihçe | |||||||||||
| |||||||||||
Yüzölçümü | |||||||||||
• Toplam | 2.9 milyon km2 | ||||||||||
Para birimi | Tümen, Abbâsî, Şahı | ||||||||||
| |||||||||||
Günümüzdeki durumu | İran Türkiye Azerbaycan |
Safevî Devleti'nin kuruluşuna destek veren Türkmen boyları şunlardır: Şamlı, , Dulkadirlu, Tekeli, Afşar, Kaçar, , , Şadıllı, Beğdili, , Varsaklar.
İsmail Safevî, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın torunu olanAkkoyunlu Emiri Elvend Mirza'yı Şarur (Nahçıvan) yakınlarında yendikten sonra 1501 yılının Temmuz ayında Tebriz'de kendisini Şah ilan etti. Bundan sonra İran'ın tamamını ele geçirerek, Mayıs 1502'de resmen Safevî Şahı olan I. İsmail sonraki 235 yılda Orta Doğu'ya büyük etki yapacak bir Şiî devletinin temelini atmıştır.
Adı
Osmanlı kaynaklarında Safeviler "Acem" olarak anılırdı. Batılı kaynaklarda ise "Persia" terimi kullanılıyordu. Lakin Safeviler kendilerini tanıtmak için resmi yazışmalarda (Farsça: Mamālik-i Īrān) "İran Memleketi" veya "Korunan Memleket" (Farsça: Mamālik-i Mahrusa) gibi sıfatlar kullanmıştır.
Devletin kuruluşunda rol oynayan oymaklar
Safevî Devleti'nin kurulmasında ve gelişmesinde rol oynayan oymaklara bakıldığında, genelde yaygın olan teze aykırı olarak devletin kuruluşunda esas rolü Akkoyunlu ve Karakoyunlu Türkmenlerinin değil, orijinal ve yeni Anadolulu (Rumlu) ve Suriyeli (Şamlu) Alevi Türkmen topluluklarının oynadığı ortaya çıkmaktadır.[] Devletin kuruluşunda rol oynayan büyük oymaklardan ilki Rumlu olup, Sivas'ın Koyulhisar (Koylahisar) ve Karahisar (Şebinkarahisar - Şimdi Giresun'a bağlı) yöreleri ile ve Amasya bölgelerindeki köylü Kızılbaş Aleviler tarafından meydana getirilmiştir.[] Ustacalu oymağı ise Sivas, Amasya, Tokat bölgesinde yaşayan ve bazı oymakları Kırşehir'e kadar yayılan Ulu Yörük topluluğuna ait bir oymaktı.[] Adından da anlaşılacağı üzere Antalya bölgesi Türkmenlerinden oluşan oymağı içinde Hamit-ili (Isparta, Burdur) ve Menteşe-ili (Muğla) Türkmenleri de yer alıyordu.[]
Bu üç Anadolulu oymaktan başka, devletin kuruluşunda görev alan bir diğer topluluk Suriye Türkmenlerinden oluşan Şamlu oymağıydı.[] Bu oymak yazın Sivas'ın güneyindeki Uzun Yayla'da, kışın Halep ile Gaziantep arasında yaşayan ve Osmanlı döneminde denilen oymaklardan kopmuştu. Devletin kuruluşunda önemli rol oynayan oymaklardan biri de Kahramanmaraş ve Boz Ok (Yozgat) bölgesini içine alan Dulkadir (Ar: Zü'l-Kadr = Tr: Güç, kudret sahibi) elinin bilhassa Boz Ok kesiminde yaşayan Türkmenlerden oluşan Dulkadir (Zü'l- Kadr) oymağıydı. Bu oymak mensuplarının ayrılması ile zayıflayan Dulkadiroğulları Beyliği kolayca Osmanlılar tarafından ortadan kaldırılmıştır. Bütün bu oymaklar dışında kuruluşa katılan daha küçük topluluklar da şunlardır: Tarsus yöresi Varsakları, Orta ve Doğu Karadeniz Çepni'leri, Arapgirlü, Turgudlu (Karamanoğlu Türkmenlerinden), Bozcalu (Halep Türkmeni), Acirlü, Hınıslu Çemişkezeklü, Şadlu/Şadıllı oymağı (Türkmen)
Devletin kuruluş ve örgütlenmesinin esasını oluşturan bu oymaklardan başka, daha sonra Safevi siyasal örgütlenmesine katılan Akkoyunlu ve Karakoyunlu boyları da olmuştur. Ancak bunların çoğu Kızılbaşlığı kabul ettikleri halde önemli statüler elde edememişlerdir. Bunlardan Kaçarlar 15. yüzyıl sonlarında Bozok'tan Gence'ye göç etmiş bir Akkoyunlu boyudur. Bir diğeri, Karamanlu oymağı, Karakoyunlu Ulusundan olup Karabağ'da yerleşmişti. Devletin kuruluşunda rol almayıp, sonradan dahil olan boylardan en önemli rol oynayan Türkmen boyudur. Bu boy Akkoyunlu bakiyelerinden olup, Akkoyunluların Musullu ve Pürnek (Purnak) boylarına Safeviler, komple Türkmen demişlerdi. Son olarak, İran 'da yerleşmiş olan Afşarlar da kuruluştan sonra önemli sayılan statüler aldılar.
Safevî Hanedanı
Wilhem Barthold, Safevîlerin Farslıktan ziyade Türk menşeli olduğu kanaatindedir. Rus tarihçisi Petruşevski ise benzer görüşte olup “ilk Safevî şeyhleri Erdebil’de yaşamış ve onların anadili Azerice olmuştur” demektedir.
İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın Safevîlerin nesebiyle ilgili olarak; “Halis Türk olan bu ailenin siyasetlerine alet olmak üzere yayınladıkları silsilenamelerine göre kendilerini göstermişlerdir” diye yazmaktadır. Bu konuda benzer bilgileri ise, ’daki verilerden hareketle Safiyüddin Erdebilî’ye “Türk’ün piri” denildiğini, şeyhin “Türk köyünde” yaşadığını ve misafir gelen Türk müritlerine daha iyi hizmette bulunarak onlara beyaz ekmek ve bal sunduğu birçok kaynaklarında bile Şeyh Safi’nin 1272 yıllarında aslen Fars olan birçok çağdaşlarının da ona, ey , diye hitap ettikleri görülmektedir.
Safevî Hanedanı'nın kökeni, 13. yüzyılın sonunda Şah İsmâil'in altıncı dereceden dedesi olanSafiyüddin İshak'ın Erdebil'de kurmuş olduğu Safevî tarikatı’ndan gelmektedir. Gilan'da büyük Alevî Türkmen mürşidi Şeyh Zahid-i Gilanî'nin müridi olmuş Safiyüddin, şeyhin kızı ile evlenerek tarikatının başına gelmiş ve Zahid'in ölümünden sonra tarikat Safevîyye olarak tanınmıştır.Şeyh Cüneyt'in tarikat başkanlığı döneminde, Akkoyunlular koruması altında olan Safevîler, büyük sayıda Azeri ve Anadolu Türk'ünü Şiîliğe çevirmeye başlamışlar. Bu Şiî [Alevî-Bektâşî] Türkmenler genelde başlarına kırmızı sarık giydikleri için, tarihi kızılbaş adını almışlar.
Tarihçe
Erdebil Şeyhliğinden Safevî Şahlığına
Timur, Ankara Savaşı'nda Yıldırım Beyazıt'ı yendikten sonra Anadolu'dan aldığı 30 bin esiri Azerbaycan'a götürerek Erdebil'e yerleştirdi.[] Erdebil şeyhi Ali'nin (Şeyh Cüneyd'in dedesi) isteğiyle Timur, esirleri serbest bıraktı ve esirler zamanla ona bağlanarak ondan tarikat dersi aldılar ve böylece 'ye bağlılıklarını sürdürdüler.[] Başlangıç tarihinden beri bu toplum, Şeyh Ali'nin etkisiyle Şiî-Bâtınî, yani tasavvuf'un Alevî-Bektâşî tarikatına bağlı oldukları bilinmektedir.
1447'de tarikatın başında bulunan Şeyh Cüneyt İran'da siyasi bir güç halinde olan Alevî-Bektâşî, yani tasavvufun Şiî-Bâtınî tarikatına mensup bir müslümandır. Akkoyunlular'ın elinde bulunan Doğu Anadolu Bölgesi'ne gelerek bölgedeki yerel güçleri etrafına toplamaya başlamıştı. Karakoyunlular ile mücadele halinde olan Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın yanına giden Cüneyt, onun kız kardeşi Hadice Begim ile evlenmişti. Bu evlilik ile Uzun Hasan, Cüneyt'in Türkmenler üzerindeki nüfuzundan yararlanmayı düşünürken, Cüneyt de bu sayede amaçlarını gerçekleştirmek için serbestiyet elde etmişti. Etrafına topladığı güçle Azerbaycan'da Şirvan ülkesine saldıran Cüneyt yapılan savaşta yaşamını yitirdi. Yerine geçen oğlu Şeyh Haydar, dayısı Uzun Hasan'ın kızı Halime Begim/Alemşah ile evlendi. Bu sayede Anadolu'da Alevî müslümanların nüfûsu daha da artırdı.[] Osmanlı hükümdarı II. Bayezit'in gerekli önlemleri almaması da Safevîlerin güçlenmesinde önemli bir rol oynadı. Anadolu'dan sürekli göçlerle güçlenen Erdebil şeyhi Haydar, Akkoyunluların Otlukbeli yenilgisinden sonra düştüğü bunalımlı durumdan yararlanmaya çalıştı.[] Fakat dayısının oğlu Akkoyunlu Yakup Bey ile yaptığı bir savaşta yaşamını kaybetti. Oğlu Şeyh İsmail, Akkoyunluların iç savaşından yararlanarak 1500 yılında Erzincan'a geldi. Etraftaki bütün müritlerinin toplanmasını emredince Ustacalu, Şamlu, Rumlu, Dulkadir, Tekelü ve Karaman-Turgutlu Türkmenleri ile Varsaklar'dan binlercesi etrafında toplandı. 1501'de Akkoyunlu emiri Elvend Mirza'yı Nahçıvan'da yenilgiye uğratan İsmail, Azerbaycan'ın tamamını ele geçirerek Tebriz'de kendini şah ilan etti. Böylece dedesinin başlattığı Şiî devrimci-siyasi[] girişim, İsmail tarafından başarıyla sonuçlandırılmış oldu. Artık Erdebil Safevîye Şeyhliği'nin yerini Safevî Şahlığı alıyordu.
Yükselişi
Anadolu'da 15. yüzyıl boyunca Osmanlı ilerlemesi devam etmiş, Türkmenler de kontrol altına alınmıştı. Kuruluş döneminde Heterodoks zümrelere daha müsamahakar davranan Osmanlı Devleti, bu sıralarda kontrol etmekte zorlandığı göçebe Türkmen boylarını yasa dışı ilan ederek baskı altına almıştı.[] İşte bu ortamda Erdebil Safeviye şeyhi İsmail, Azerbaycan'dan Anadolu içlerine kadar yayılmış bulunan küskün Oğuz-Türkmen boy ve oymaklarını ruhani otoritesiyle birleştirerek 1501'de zamanın en güçlü Sünni-Türkmen federasyonu olarak bilinen Elvend Mirza liderliğindeki Akkoyunlular'dan Tebriz şehrini kendi yönetimine aldı.
Safevî Devleti'nde önemli görevlere Türkmenler getirildi. Göçebe Türkmenler, Osmanlı'da yitirdiği yerini Safevi Devleti'nde buldu. Bundan sonra Türkmenler akın akın Safevî yolunu tuttular ve onunla da kalmayarak yaşadığı toprakların Safevilere bağlanması için sık sık ayaklanmalar çıkardılar.
Safeviler, kendilerinin 7. Şia imamı Musa el-Kazım yoluyla Ali ve Fatma soyundan gelirler. İsmail, ayrıca şahlığını ilan ettikten sonra, otoritesini İran'da daha da güçlü kılmak için Sasani İmparatorluğunun mirasında da hak iddia etti.
Tebriz'in zaptıyla Safevi hanedanlığı başlamış oluyordu. I. İsmail 1501'de Tebriz'i başkent, kendini Azerbaycan Şahı ilan etti ve buradan İran içlerine doğru yayılmasını sürdürdü. Kuruluşu takip eden ilk on yıl boyunca bir yandan devletini Osmanlı saldırılarından korumaya çalışan İsmail, öte taraftan Akkoyunlu kalıntılarını ezerek onların topraklarındaki yayılmasını sürdürdü. 1503'te Hemedan, 1504'te Şiraz ve Kirman, 1507'de Şia'nın kutsal mekanları Necef ve Kerbela, 1508'de Van, 1509'da Bağdat, 1510'da Özbek Şeybani Hanlığının kurucusu 'ı hezimete uğrattığı bir savaş neticesinde Horasan ve Herat (Sistan'ın merkezi) şehirlerini zaptetti. 1511'de Özbekler bu yenilgi üzerine Maveraünnehir'e çekilerek Safevilere karşı uzun yıllar sürecek saldırılarını devam ettirmişlerdir.
Uzun yıllardır Şah İsmail'in faaliyetlerini yakından izleyen ve onun 1511'de Anadolu'da çıkarttığı Şah Kulu ayaklanmasıyla ne kadar etkili olabileceğini gören Osmanlı sultanı Yavuz Sultan Selim, nihayet 1514'te Safevileri ezmek maksadıyla Doğu Anadolu Bölgesi ve Azerbaycan üzerine yürüdü.[] Ve bununla, iki Türk devletine sonuçları çok ağır olan savaşa yol açtı. Osmanlıların top ve tüfeklerine karşın Safevi ordusu çok daha ilkel silahlarla savaşa hazırlanmıştı. İki tarafın ordusu başlarında bizzat hükümdarları olduğu halde Tebriz'in batısında Çaldıran'da karşılaştı. Safeviler yenilgiye uğradı. Tebriz'i kolayca ele geçiren Osmanlı kuvvetleri, I. Selim'in bütün ısrarlarına karşın Safevi ordusunu izlemeyi reddettiler. Kışın yaklaşmasıyla Tebriz terk edildi. Bu savaş yıllar sonra Şah I. Tahmasp ile Sultan I. Süleyman (Kanuni) arasında aynen kendini tekrarlayacaktı.
Şah Tahmasp (1524-76)
I. Tahmasb küçük yaşta tahta geçtiğinde ülke doğudan ve batıdan baskı altına alınmıştı. Kızılbaş reisleri arasında devlet kademelerinde etkinliklerini arttırmak amacıyla kuvvetli bir rekabet bulunuyordu. Şah İsmâil zamanındaki şaha tam bir itaatle bağlanma anlayışı büyük ölçüde sarsılmıştı. Bu yüzden onun saltanatının ilk yılları iç mücadeleler ve merkezî otoritenin tesis edilmesiyle geçti. Şah İsmâil’in ölümünden sonra emîrülümerâlık makamına yükselen devlet işlerini bütünüyle ele geçirdi. Ancak bu durum uzun sürmedi. 932’de (1526) Kuzeybatı İran’da başlayan iç karışıklıklar kısa sürede bütün İran’a yayıldı. Bu mücadeleler sırasında Ustaclular ağır bir darbe alırken Tekelü aşiretinin gücü arttı. 1527’de Dîv Sultân-ı Rûmlu’nun öldürülmesinin ardından iktidar Tekelü aşiretinden ’a geçti. 1530’da Şamlular ile Tekelüler arasında meydana gelen savaşta Çuha Sultan öldürüldü. Hüseyin Han Şamlu onun yerine geçti, ancak o da üç yıl sonra ortadan kaldırıldı.
Öte yandan doğuda ve batıda ülkenin sınırları tehdit altında idi. Eskiden beri Horasan’a hâkim olmaya çalışan Özbekler iç karışıklılardan istifade ederek Şah İsmâil’in ölümünden hemen sonra saldırıya geçmişti. 1524’ten 1536’ya kadar defalarca Horasan’a saldıran nihayet Timurlular devrinin en önemli şehirlerinden olan Herat’ı ele geçirdi. Ancak Şah Tahmasb’ın büyük bir ordu ile Horasan’a yürümesi üzerine bölgeyi terketti. Safevîler herhangi bir direnişle karşılaşmadan Herat’ı ve çevresini geri aldı. Kandehar’a giden Şah Tahmasb burayı zaptettikten sonra Kaçar Budak Han’ı vali tayin edip Herat’a döndü. Kandehar ertesi yıl tekrar Safevîler’in elinden çıktı. 951’de (1544) Bâbür’ün oğlu Hümâyun, Tahmasb’dan aldığı yardımlara karşılık Kandehar’ı Safevîler’e teslim ettiyse de şehir kısa bir süre sonra elden çıktı ve 965’te (1558) yeniden Safevî hâkimiyetine girdi.
Batıda Osmanlılar Azerbaycan’ı tehdit altına almışlardı. 1531’de Tekelü aşiretinin iktidardan uzaklaştırılması üzerine Osmanlı Devleti’ne sığınmış olan eski Azerbaycan beylerbeyi Ulama Han, Kanûnî Sultan Süleyman’ı İran’da meydana gelen iç karışıklılarla Özbekler’in saldırıları konusunda bilgilendirdi ve onu İran’a sefer düzenlemeye ikna etti. Osmanlı sultanı Ulama Han’ı paşa unvanıyla Bitlis’e gönderdi. Osmanlılar’ın bu tutumundan rahatsız olan Bitlis hâkimi Şeref Han bölgesindeki kaleleri Rujeki ağalarının muhafazasına verip Tahmasb’a sığındı. Sünnî İslâm dünyasının koruyuculuğu misyonunu üstlenen ve Safevîler’i büyük bir tehdit unsuru olarak gören Kanûnî Sultan Süleyman bu olayları bahane edip ’ne çıktı. Vezîriâzam Pargalı İbrahim Paşa, Tebriz’e yürüyerek burayı ele geçirdi (941/1534). Kanûnî Sultan Süleyman iki ay sonra Tebriz’e geldi. Bu sırada Tahmasb, Özbekler ile savaş halinde idi ve Şamlular da ayaklanmıştı. Dulkadırlı ve Tekelü Türkmenleri’ne mensup bazı grupların Osmanlılar’a katılması kızılbaşların mukavemetini biraz kırdıysa da kışın erken bastırması yüzünden Kanûnî Sultan Süleyman Bağdat’a çekildi ve burayı herhangi bir direnişle karşılaşmadan ele geçirdi. Buna karşılık Şah Tahmasb da Tebriz ve çevresini geri aldı. Daha sonra Şah Tahmasb’ın Osmanlılar’a barış teklifleri olduysa da Kanûnî Sultan Süleyman bunları dikkate almadı (bk. Irakeyn Seferi).
Şah I. Tahmasb’a karşı isyan hareketine girişen Safevî şehzadesi Elkas Mirza başarısız olunca İstanbul’a sığındı ve Kanûnî Sultan Süleyman’ı İran’a karşı yeniden harekete geçmeye teşvik etti. 954’te (1547) başlayan İran seferi Elkas Mirza’nın vaadlerinin gerçekleşmemesi yüzünden beklenen faydayı sağlamadı, hatta onun gözden düşmesine sebep oldu. Osmanlılarla süregelen savaşlar nedeniyle 1548'de Şah I. Tahmasp başkentini Tebriz'den bir iç bölge şehri olan Kazvin'e taşıdı. Daha sonra Şah I. Abbas (Büyük Abbas) buradan da vazgeçerek, Orta İran'da yer alan eski İsfahan şehrinin hemen yanına inşa ettiği yeni İsfahan'ı başkent yapacaktır. 1549’da Erdelan yakınlarındaki ’ne sığınmak zorunda kalan Elkas Mirza burada Safevîler tarafından yakalanarak Kahkaha (Alamut) Kalesi’ne hapsedildi ve bir yıl sonra zehirlenerek öldürüldü. 961’de (1554) Osmanlılar’ın İran’a yöneldiği haberi üzerine Şah Tahmasb, Kanûnî Sultan Süleyman’a elçiler gönderdi. Mektuplar teâti edilmek suretiyle 1555 yılından itibaren Osmanlılar’la barış dönemi başladı. Şehzade Bayezid’in İran’a sığınması ilişkilerde küçük bir krize yol açtıysa da onun Osmanlılar’a teslimi ve katledilmesinin ardından yeniden eski duruma dönüldü.
Öte yandan Osmanlılar’a karşı İran’dan destek sağlamayı düşünen Avrupalı devletler, elçiler gönderip Safevîler’i Osmanlılar’a karşı kışkırtmaya çalıştıysa da Şah Tahmasb bunlara fazla itibar etmedi. Habsburg İmparatoru V. Karl tarafından Şah İsmâil’e gönderilen elçi onun ölümünün ardından İran’a ulaşmış ve mektubu Şah Tahmasb’a sunmuştu. 1571’de İnebahtı Deniz Savaşı’ndan biraz sonra Papa Pius, Tahmasb’a elçiler yollayarak kendilerinin karadan ve denizden Osmanlılar’a karşı harekete geçeceklerini, bu arada Safevîler’in de Suriye ve Irak’a saldırarak daha önce kaybettikleri toprakları geri alabileceklerini bildirdi; ancak bu teklif de Safevî hükümdarınca makbul karşılanmadı. Hint denizinde Osmanlılar’la mücadele halinde olan Portekizliler’in 958 (1551) ve 982’de (1574) girişimleri de Şah Tahmasb tarafından geri çevrilmişti. Şah I. Tahmasb’ın 984’te (1576) zehirlenerek ölümü üzerine tahta kimin geçeceği hususunda yeniden rekabet başladı.
Muhammed Hudâbende
Ustaclular’ın desteğiyle tahta oturdu. Fakat Avşar, Rumlu ve Türkmen beylerinin muhalefetiyle tahttan indirildi ve yerine geçti. II. İsmâil kısa süren saltanatında kendisine rakip olarak gördüğü kardeşlerini ortadan kaldırdı. Bu sırada henüz altı yaşında olan Herat hâkimi Abbas Mirza, onu öldürmeye gelen Ali Kulı Hân-ı Şamlu’nun tereddüt göstermesi sayesinde ölümden kurtuldu. II. İsmâil’in 13 Ramazan 985’te (24 Kasım 1577) ölümü pek çok yönden karanlıkta kaldıysa da gerek saray çevresinde gerekse halk arasında memnuniyetle karşılandı. Bu esnada Şîraz’da bulunan Muhammed Hudâbende Kazvin’e gelerek tahta geçti (3 Zilhicce 985 / 11 Şubat 1578). II. İsmâil’in kardeşlerini öldürttüğü ve Safevî tahtının vârisi kalmadığı haberini alan Özbek Celâl Han büyük bir ordu ile İran topraklarına girip Meşhed’e kadar ilerledi. Ancak Meşhed hâkimi Murtaza Kulı Hân-ı Pürnek ile yaptığı savaşta hayatını kaybetti.
İran-Osmanlı sınır boylarında yaşayan Kürtler, II. İsmâil’in ölümünden sonra ortaya çıkan karışıklıktan faydalanıp Osmanlılar’ı İran topraklarına saldırmaları için kışkırtmaya başladılar. Şirvan şahı da Sünnî mezhebine geçtiğini bildiren bir elçilik heyetini İstanbul’a göndererek Safevîler’e karşı Osmanlılar’dan yardım istedi. Bu durum 1555’te yapılan barışın bozulmasına ve Osmanlılar’ın İran’a saldırmasına yol açtı. Sokullu Mehmed Paşa’nın karşı çıkmasına rağmen III. Murad, Vezir Lala Mustafa Paşa’yı İran üzerine gönderdi. Tebriz, Güney Kafkasya, Karabağ, Azerbaycan, Luristan gibi batı toprakları Osmanlılar’ın eline geçti. Bu gelişmeler, kızılbaş Türkmen kabileleri arasındaki çekişmelerin bir müddet ortadan kalkmasına ve devletin yeniden toparlanma sürecine girmesine ortam oluşturdu. Ferhad Paşa ve Özdemiroğlu Osman Paşa kumandasındaki Osmanlı ordularının Azerbaycan topraklarına girmesi üzerine zayıf bir ordu ile karşı koymaya çalıştı. Osmanlılar Tebriz’e girdi (1585). Hamza Mirza, Tebriz’i geri alamadığı gibi 994’te (1586) ordugâhta öldürüldü. Onun ölümü Abbas Mirza’nın tahta geçmesinin yolunu açtı. Ancak bu durum Türkmen reisleri arasındaki iç mücadelelerin yeniden canlanmasına sebep oldu. Abbas Mirza, Ustaclu Mürşid Kulı Han’ın desteğiyle Kazvin’e gelerek tahta oturdu (Ekim 1587). Tahtını yeniden ele geçirmek için bazı teşebbüslerde bulunduysa da başarılı olamayan Muhammed Hudâbende Kazvin’de öldü (1596).
Şah Abbas dönemi
Safevîlerin en ihtişamlı hükümdarı Şah I. Abbas (1587-1629) Kızılbaş (Alevî) Türkmen (askeri ve sivil bürakratlar) saray entrikaları ve cinayetleri arasında hayatta kalmayı başararak babası Muhammed Hüdabende'nin zorunlu olarak tahtan çekilmesi üzerine 16 yaşında Safevî tahtına çıktı.
Hükümdar olduğunda ilk fark ettiği şey, savaş meydanlarında Osmanlılar ve Özbekler (Şeybaniler) tarafından sürekli mağlup edilen ordusunun acizliği oldu. Nitekim Osmanlılar Gürcistan ve Ermenistan'ı zaptederken, Özbekler de doğuda sekizinci İmam Ali Rıza'nın bulunduğu Meşhed ve Sistan'ı ele geçirmişlerdi. İlk olarak kuzeydoğudaki topraklarının Osmanlılara bırakmak zorunda kaldı ve onlardan barış istedi. Bu sırada Safevi Devleti'ne seyahat amacıyla gelmiş Robert ve Anthony Sherley adındaki iki İngiliz gezgini, şah ordusunun Avrupa modeline benzer paralı ve iyi eğitim görmüş daimi bir orduya dönüştürülmesinde Şah'a yardım ettiler.[] Rakibi olan Osmanlı padişahları bu işi çok öncelerden beri başarmış ve ordularını sürekli modernize etmişlerdi. Abbas barutun kullanımını hararetli bir biçimde benimsedi. Yeni reformlarla birlikte ordusu, Kızılbaşlar yanında, Gürcistan, Ermenistan ve Çerkez ülkelerinden devşirilen Gulamlar, Tofenkçiler (Tüfenkçiler) ve Topçiler (Topçular) gibi bölüklere ayrılmıştı.[]
İlk olarak Özbeklerle savaşan I. Abbas (İranların verdiği isimle Abbas-i Bozorg=Büyük Abbas, Azeri'lerin verdiği isimle Şah oğlu Şah Abbas) Herat ve Meşhed'i geri aldı. Daha sonra Osmanlılara döndü. 1603'te başlayıp aralıklarla süren savaşlar sonunda 1622'de daha önce Osmanlılara bırakmak zorunda kaldığı Irak-ı Acem (Doğu Irak) ve Kafkas Berisi (Trans Kafkasya) ülkelerini geri aldı. Ayrıca Bağdat da ele geçirildi. Yeni kurduğu askerî birliklerini kullanarak, 1602'de Portekizlileri Bahreyn'den, 1622'de İngiliz donanmasını Hürmüz Boğazı'ndan çıkardı. Böylece Portekizlilerin Hindistan'la ticaretlerinde şah damarı değerindeki İran (Basra) Körfezi'ni kontrolü altına aldı. İngiliz Doğu Hindistan Şirketi ve Hollanda Doğu Hindistan Şirketi ile ticari ilişkilerini genişletti.
Abbas, çoğu Ermeni, Gürcü ve Hint kökenlilerden oluşan ve ekonomik gücüyle etkinleşen bir tüccar sınıfı yarattı. Bunları kul sistemi ile bürokrasinin içine sokan şah, bu sayede devletin kurulup genişlemesinde oynadıkları rol ile her zaman yönetsel-askeri yetkeyi elinde tutan Kızılbaş ümeraya karşı bağımlılığını kırarak merkezi otoriteyi kurabildi. Nitekim ölümü sıralarında Safevi saray tarihçisi 'in verdiği bilgilere bakılırsa 93 bürokratının (emir) 21'i kul (devşirme) olmak üzere, geri kalan 72 emirin yalnızca 48'i Kızılbaş Türkmen idi.[] Bu durum Şah Abbas'ın oymakları ile feodal bağlarını hep canlı tutan Kızılbaş ümeranın devlet mekanizmasındaki siyasi gücünü ne derece kırdığını gözler önüne sermektedir.
Osmanlılar ile Safevîler, 150 yıldan daha uzun bir süre Irak'ın verimli toprakları uğruna savaştılar. 1509'da Bağdat'ın I. İsmail tarafından zabtını, kısa bir süre sonra Osmanlı sultanı I. Süleyman'ın zaptı izledi. Daha sonra silsile halinde devam eden saldırılar akabinde Safeviler 1623'te Bağdat'ı henüz geri almışlardı ki, 1638'de Bağdat'ı tekrar Osmanlı sultanı IV. Murat'a bırakmak zorunda kaldılar. 1639'da Kasr-ı Şirin Antlaşması'nda Osmanlılar ile Safeviler arasında sınırları belirleyen bir antlaşma imzalandı. Bu antlaşmanın çizdiği sınır her iki tarafın sınırları eskisine nazaran çok daralmış olsa da günümüze kadar hiç değişmeden Türkiye-Safevî sınırı olarak kaldı.
Bu arada 1609-1610 yıllarında Mahâbât Kürt kabileleri Safevilere karşı ayaklandı. Kanlı mücadeleler sonucunda, Şah Abbas, Osmanlı yönetiminden kaçıp kendisine sığınan Kalenderoğlu Celalileri'nin isyanını bastırdı.
Şah Abbas suikaste uğramak saplantısından hiçbir zaman kurtulamadı. Bu nedenle şüphe uyandıran hanedan üyelerini ya katletti ya da gözlerine mil çekmek suretiyle saf dışı bıraktı. Nitekim bu şekilde oğullarından birini idam ederken, ikisini de gözlerine mil çektirerek kör bıraktı. Bundan başka iki oğlunu da kendi ölümünden önce kaybedince, sonuç Şah Abbas için bir trajediye dönüştü. 1629'da öldüğünde geride ardılı olabilecek yetenekte hiçbir oğul bırakmamıştı.[]
Şah Abbas'ın uzun hükümdarlığı sonunda devletin sınırları bugünkü İran, Irak, Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan ile Türkmenistan, Özbekistan, Afganistan ve Pakistan'ın bazı kısımlarını içine almaktaydı.
Safevî Devleti'nin çöküşü
Safevîler, 17. yüzyılda geleneksel düşmanları Osmanlı İmparatorluğu ve Şeybani Hanlığı ile savaşını sürdürürken, iki yeni komşu ile de rekabete girişmek zorunda kaldı. Rusya Çarlığı, bir önceki asırda Altınorda Hanlığı'nın devamı olan Astrahan, Kazan, (Küçüm ve Nogay) Hanlıklarını ortadan kaldırmış, nüfuzunu Kafkasya ve Orta Asya'ya dek yaymıştı. Babür Devleti ise, Kandahar ve Herat'ı alarak daha önce İran kontrolündeki Afganistan'a sızmaya başlamıştı.
Bütün bunlardan başka 17. yüzyıl boyunca Doğu - Batı arasındaki ticaret güzergâhı değişmiş, Avrupalıların keşifleri ve Osmanlıların deniz aşırı seferleri sonucunda İran'dan uzaklaşmıştı. Şah Abbas'ın ordusunu ücretli gulam (devşirme) sistemine dönüştürmesi kısa vadede işe yaradıysa da, sonraki yüzyılda eyaletler üzerindeki baskı ve ağır vergilerle birlikte ülkenin sosyo - ekonomik gücünün zayıflamasına yol açtı.
Şah Abbas'tan sonraki Safevi hükümdarları Şah II. Abbas hariç silik karakterliydi. Nitekim II. Abbas'ın hükümdarlığının sonu olan 1666 yılı, aynı zamanda Safevi hanedanı için de sonun başlangıcına işaret eder. Vergi gelirlerindeki düşüş ve büyüyen askeri tehlikelere karşın sonraki şahlar bu durumu düzeltememişlerdir.
Ülke sık sık, merkezden uzak sınır boylarında baskın ve yağmalara uğramaya başladı. 1698'de Kirman Eyaleti Beluciler tarafından, 1717'de Horasan Afganlar tarafından ve Mezopotamya Arap bedevilerince istila ve yağmalara uğradı. Afganlar, Safevilere karşı geldiler. Peştunları'nın reisi Mir Veys Han, Kandahar'ın Safevi valisi Gürcü Gürgen Han'a (Gürcüce adı Giorgi) karşı ayaklanma başlattı. Üzerine gelen bir Safevi ordusunu bozguna uğrattı. 1722'de Mir Veys'in oğlu Mahmud'un komuta ettiği bir Afgan ordusu doğudan İran'a girerek başkent İsfahan'ı kuşatıp yağmaladı. Daha sonra kendisini İran Şahı ilan etti.
Afganlar, on yıldan fazla bir süre istila ettikleri İran topraklarından çıkarılamadılar. Horasan'daki Afşar Türkmenlerinin beyi ve Safevilerin en etkili komutanı Nadir Han (sonraki Nadir Şah) nihayet 1729'da 'nde Afganları bozguna uğrattı ve İran'dan çıkardı. Buna rağmen ertesi yıl Afganlar hâlâ İran topraklarına yağma hareketlerini sürdürüyorlardı. 1738'de Nadir Şah başta Kandahar olmak üzere tekrar Doğu İran'ı fethetti. Aynı yıl Gazne, Kabil ve Lahor'u fethetti. Delhi üzerine yürüdüyse de İran'dan gerekli desteğin gelmemesi üzerine başarılı olamadı. Şah II. Tahmasp döneminde (1722-1732) gerçekte erk onun elindeydi. Çocuk yaşta tahta çıkan III. Abbas'ın saltanat naipliğini yaptı. Nihayet 1736'da, zaten elinde olan iktidar erkini kullanarak kendisini İran şahı ilan etti. Böylece 1736'dan 1747'ye kadar Azerbaycan ve İranda'da kısa süreli Afşar Hanedanı kurulmuş ve Safevi hanedanı kesintiye uğramıştır.
1747'de Nadir Şah'ın bir suikast neticesinde öldürülmesi üzerine, Safeviler tekrar şahlığı ele geçirdiler. Fakat bu, gelişmekte olan Zend Hanedanı'nın gerçekte iktidarı ele alarak meşruluğunu pekiştirmesini sağlamasından başka bir işe yaramadı. III. İsmail'in kısa süreli rejimi, Zend hanedanının kurucusu Kerim Han'ın ülkede iktidarı ele geçirecek meşruluğu sağlaması ile 1760'ta resmen son buldu.
Devlet yapısı
Safevî Devleti’nin kurulması İran tarihi için dönüm noktası olmuştur. Bu tarihe kadar küçük çaplı ve mahallî beylikler tarafından temsil edilen Şiîlik, Safevîler’le birlikte İran’ın resmî mezhebi haline gelmiş, devlet eliyle hızlı bir Şiîleştirme politikası takip edilmiştir. Şiî ezanı tesis edilmiş, hutbelerde ilk üç halifeye ve Âişe’ye lânet okunması gelenek haline gelmiştir. Muhammed Hudâbende zamanında bu gelenek yasaklandığı gibi bu tür davranışların ortadan kalkması için tedbirler alınmış, fakat onun tahttan indirilmesinin ardından yeniden başlamıştır. Devlet kademelerinde yapılan görevlendirmelerde samimi Şiîler’e öncelik verilmiştir (Abdî Beg Şîrâzî, s. 55). Şiîliğin her alanda geniş tesirlerine karşılık İran Devleti kavramı Safevîler’in ilk dönemlerinde biraz müphem kalmıştır. Her ne kadar Osmanlılar’ın İran’a gönderdiği mektuplarda ve İskender Bey Türkmen’in eserinde Mülk-i Îrân, Memâlik-i Îrân gibi tabirler geçmişse de gerçek anlamda Şah Süleyman zamanında Memleket-i Îrân tabiri kullanılmaya başlanmıştır. Safevîler, devlet teşkilâtında İlhanlı ve Akkoyunlu geleneğini devam ettirmekle birlikte kadim İran devlet anlayışının da canlanmasına imkân sağlamıştır. Şah İsmâil, tıpkı İslâm öncesi dönemlerde olduğu gibi hem dinî hem siyasî otoriteyi temsil etmekteydi ve “zıllullah fi’l-arz, naîb-i imâm mehdî (imam gāib)” gibi unvanlar taşıyordu. Onun zamanında tesis edilen vekîl-i nefes-i nefîs-i hümâyun şahın vekilliğini yerine getirmekte olup kızılbaş reisler arasından seçiliyordu. Bu makam aynı zamanda mürşid-i kâmil sayılan şahın temsilcisi durumundaydı. Öte yandan Safevîler’in ilk dönemlerinde şehzadeler devlet tecrübesi edinmeleri için bir kızılbaş reisin lalalığında eyaletlerde görevlendirilirdi. Ancak Şah I. Abbas’tan itibaren bu geleneğe son verilmiştir.
Günlük işlerin yürütüldüğü divanın başkanlığını vezîriâzam yapıyordu. Divanda çok sayıdaki vezirden başka bir de vak‘anüvis bulunurdu. Vak‘anüvis aynı zamanda şahın münşisi idi. Divanda vezîriâzamdan sonra kurçibaşı, eşik ağasıbaşı ve kullar ağasıbaşı gelirdi. Maliye işleri müstevfî-i memâlik unvanı altında bir vezirin uhdesinde idi. Sarayın bütün işlerinin yürütülmesi nâzır-ı büyûtât veya büyûtât-ı hâssa-i şerîfe aitti. Safevîler’in ilk dönemlerinde hem dinî kurumların hem “adâlethâne”nin başında sadr bulunuyordu. Ne zaman tesis edildiği belli olmamakla beraber sonraları adalet işleri divan beyinin uhdesine verildi. Divan beyi en yüksek mahkeme görevini yürütüyordu. Bu görevin başında çoğunlukla Türk kökenliler bulunmaktaydı.
Bürokrasi Tacik olarak da adlandırılan Fars kökenlilerin elindeydi. Bununla birlikte bu zümre arasında İskender Bey Türkmen, Budak Münşî, Hasan-ı Rûmlû gibi Türkmen kökenliler de bulunmaktaydı. Buna karşılık askerî sınıfı meydana getiren kızılbaşlar hem merkezdeki hem eyaletlerdeki üst düzey görevleri ellerinde tutuyordu. Kızılbaş reisleri emîrü’l-ümerâ veya beylerbeyi unvanı ile eyaletlerde görevlendirildiğinde maiyetlerinde bulunan kabileleriyle birlikte gidiyor, kabilesinin erkekleri aynı zamanda onların askerî gücünü oluşturuyordu. Bu vesile ile eyaletlerin gelirlerini tasarruf ediyor, savaş halinde kendilerine tâbi askerlerle orduya katılıyordu. Bununla birlikte iç huzursuzluklar veya kendi aralarında meydana gelen çekişmeler ordunun savaş gücünü büyük ölçüde azaltıyordu.
Ülke Şirvan, Karabağ, Azerbaycan, Hemedan, Irâk-ı Arab, Fars, Kûh, Gîlûye, Kirman, Kandehar, Belh, Herat, Merv, Meşhed, Esterâbâd gibi çok sayıda eyalete bölünmüştü. Eyalet idaresine genellikle bey, han veya sultan rütbesiyle Türkmen kökenli reisler gönderilirdi. Bazı eyaletler ise şehzadelere tahsis edilirdi. Safevîler’in ilk dönemlerinde eyaletlerin idaresini elinde bulunduranlar hangi rütbeye sahip olursa olsun hâkim olarak nitelendirilirdi. Ancak sonraları en yüksek idarî makamı tanımlamak için beylerbeyi unvanı kullanılmaya başlanmıştır. Bununla birlikte kaynaklarda nâdiren emîrü’l-ümerâ ve hân-ı hânân unvanlarına rastlanmaktadır.
Topraklar şahın malı sayılırdı. Geniş arazilere sahip hânedan üyeleri ve saray ileri gelenleri gelirlerinin bir bölümünü, bazan tamamını müsadere edilmesi korkusu yahut dinî gerekçelerle vakıflara bağışlardı. Öte yandan Selçuklular’da da uygulanan iktâ geleneğinin bir devamı olarak idarecilere veya askerî sınıfa “tuyul” adıyla araziler tahsis edilirdi. Tuyul toprakları ya dâimî veya bir yıllık sürelerle verilirdi. Askerî sınıftan olup kendisine tuyul tahsis edilenler sipahiliği terketmediği müddetçe ömür boyu toprağı tasarrufunda tutar ve erkek evlâdına devredebilirdi. Yıllık olarak tahsis edilen tuyullar her yılın sonunda yenilenir veya başkasına verilirdi.
Askeriye
Safevî şahlarının başvuracakları aşiretleri olmadığından, ilk yıllarda yalnızca, eski Moğol adıyla, "sadak taşıyan" diye anılan kişisel korumaları doğrudan emirleri altında olan tek birlikti. Savaşa gittiklerinde "sadak taşıyanlar"ın çevreledikleri safın tam ortasında yer alırlardı. Kızılbaşlar, her aşiretin bir birlik olarak yer aldığı savaş düzeninde, doğrudan kendi aşiret reislerinin koruması altında savaşırlardı. Her aşirete, saygınlığına ve gücüne göre sağ ya da sol, iki kanattan birinde yer verilirdi. Kızılbaşlar ordunun büyük bölümünü oluştururlardı ve at sırtında savaşırlardı. Lurlardan da destek alınırdı. Şehname'deki minyatürlere bakıldığında tüm askerlerin kılıç da mızrak da kullansalar sadakları ve okları olduğu görülür. Yani Safeviler ordularını hafif süvarilerden oluştururdu. Safeviler batıda Osmanlı Devleti gibi Avrupa'nın düzenli, gelişmiş ve ateşli silahlar ile donatılmış ordularından birine karşı savaşırken doğuda ise Özbeklerin Moğollar kadar tehlikeli aşiret atlılarına karşı başarılı olmak zorundaydılar. Çaldıran Muharebesi'nde yeğeni Durmuş Han Şamlu'nun Şah İsmail'e Osmanlı ordusunun mevzilenmesini beklemeyi önermesi ve bunun sonucunda alınan ağır yenilgi Safevilerin Osmanlı Devleti'ne karşı bundan sonraki tüm savaş taktiklerini değiştirmiştir. Safeviler, Osmanlı ordularına karşı genel olarak meydan savaşlarında karşı karşıya savaşmak yerine Osmanlı ordularının zayıf noktası olan lojistiğine saldırma taktiğini kullandı ve ateşli silahlar, daha etkin yönetim, daha fazla nüfus gibi dezavantajlarına rağmen başarılı da oldu. Safeviler top kullanımını fazla önemsemediler. Büyük ihtimal ile bunun nedeni çevik Safevi süvarisinin top kullanılması durumunda yavaşlayacak olmasıdır. Osmanlı Devleti'ne göre çok daha zayıf olan Safevi Devleti bu anlayış sayesinde Osmanlı Devleti'nin güçlü olduğu sahaya girmemiş ve böylece bağımsızlığını korumuştur.
Birlikler
Kızılbaşlar
Eski dinî inançlarını ve geleneklerini kendilerine has bir İslâmî anlayışla birleştirip sürdüren Türkmenler’in bazı bâtınî-Şiî anlayışları benimsemesiyle ortaya çıkan terimdir. Safevî Devleti’nin kurucusu Şah İsmâil’in babası Şeyh Haydar (ö. 894/1488), büyük bölümünü Azerbaycan ve Doğu Anadolu Türkmen boylarının oluşturduğu taraftar kitlesine, kendilerini diğerlerinden ayırmak için her biri bir imamı temsil eden on iki dilimli kırmızı börk giydirmiş ve bu kitleler zaman içinde kızılbaş diye anılmıştır. “Tâc-ı haydarî” veya kısaca “taç” diye anılan bu baş giysisi, üzerine beyaz bir tülbent sarılan sürahi biçiminde on iki dilimli kırmızı bir kavuktur. Safevi Devleti kaynaklarında Kızılbaş tabiri Safevi Devleti'nin ordusunu oluşturan Türkmenler için kullanılır
Kızılbaşlar, Safevi Devleti'nin kuruluşunda ve İran'ın fethinde ana etkendi. Gulam birliklerinin aksine, Kızılbaşlar devlet hazinesinden ödemeye güvenmediler, bunun yerine onlara toprak verildi. Karşılığında Safevi şahlarına asker ve erzak sağladılar.
Korçu
Özellikle Safevîler’de hassa asker topluluğuna verilen ad. İlk olarak İlhanlılarda, daha sonra Akkoyunlu ve Karakoyunlu devletlerinde kullanılmıştır. Safevilerde ise şah'ın kraliyet muhafızı olarak biliniyorlardı . Korçular teorik olarak Kızılbaş aşiretlerinden askere alındı ve maaşlarını devlet hazinesinden alınan parayla aldılar . Esas olarak Kızılbaşlar arasından askere alınmış olsa da, Kızılbaş ordu birimlerinden bağımsız ve farklı bir birlikti. Kumandanları korçubaşıydı.
Gulam
Gulamlar, eski İslâm devletlerinde orduda, idarede ve sarayda çalıştırılmış köle ve esirlerdir.
Safevilerde gulamlar,, Kafkasya'dan gelen eski Hristiyanlardan , özellikle Gürcülerden , Çerkezlerden ve Ermenilerden oluşan bir birimdi. Kumandanları kullar ağasıydı.
Topçu
Toplar Şah İsmail döneminde de vardı ancak Şah Abbas'ın ordu reformlarına kadar pek gelişmemişti. Kumandanları topçubaşıydı.
Tüfengçi
Şah İsmail zamanında vardı ve Şah Abbas zamanında yeniden düzenlendiler. Kumandanları tüfengçi ağası idi. Tüfengciler, geldikleri yerlere göre adlandırıldılar. Mesela İsfahan'dan gelenler "tüfengciyan-ı İsfahan" olarak adlandırıldılar. Bu birlik 12000 kişiydi ve esas olarak Acemleri, Arapları ve Türkmenleri içeriyordu.
Mülazım ve Çerik
Safevilerdeki toprakların(tuyul) sahiplerine mülazım, onların askerlerine ise çerik denirdi. Safevi Devletindeki Mülazım ve çerikler; Osmanlı Devleti'ndeki sipahi ve cebelilere benzemekte.
Dil
Safevi devletinin resmi dili Farsça idi. Saray ve ordu dili Azerice, bürokrasi dili Safevilerin resmî dilinin Azerice iolduğuna dair kaynaklarda şu bilgiler vardır:
"Kızılbaşlar sarayda normal olarak Türkçenin Azeri lehçesi konuşmaktaydılar. Safevi Şahları da onlar gibi Azeri lehçesi konuşmaktaydılar. Şahların ve devlet ve hükûmet ileri gelenlerin Farsçayı anadili gibi konuşmamaları Safevi hanedanı döneminde Farsçanın eski klasik saf klasik standartlarından ayrılıp bozulmasına yol açmıştır."
"Günlük işlerin görülmesinde, Safeviler sarayında ve yüksek dereceli askeri komutanlar ve politik idareciler arasında ve aynı zamanda yüksek dinsel hiyerarşi mensuplarının hepsi tarafından kullanılan dil Farsça değil Türkçe idi."
"Safevi sarayında Türkçenin Azeri lehçesi, özellikle hanedanda dahil ilk Safevi hükümdarlar dönemlerinde, ekseriyetle kullanılmakta idi. Bu dönemde Türkçe dilbilgisi kuralları ve sözcükleri Farsça diline büyük etki yapmıştır ve bunun aksini de, yani Farsçanın grameri ve sözcüklerinin Türkçeyi etkilediğini de, söylemek mümkündür."
Safevilerin resmî dilinin Farsça olduğuna dair ise kaynaklarda bu bilgiler vardır.
Safevi tarihi uzmanı : ''Şah İsmail zamanında bile sarayda Türkçe konuşulduğu halde bütün resmî belgeler ve diplomatik yazışmalar, hatta Türkçe konuşan devletlerle yapılan yazışmalar bile tamamen Farsçayla kaleme alınmıştır.''
Arnold J. Toynbee: "Hindistan'da Gurganı Moğol (Babürlüler), Azerbaycan'da Safevi ve Türkiye'de Osmanlı İmparatorluğu rejimlerinin en ileri gelişmeye vardıkları dönemde Yeni Farsça bu geniş alanda rejimlerin en başta gelen edebi şahsiyetlerinin tercih ederek kullandığı dil olmuştur. Yeni Farsça bu büyük alanın 2/3'si içinde, yani Gurganı Moğol ve Azerbaycanlı Safevi rejimlerinin sınırları içinde, devlet idaresinin de resmî dili olmuştur."
1722'ye kadar hüküm süren Safevî devleti esastan bir Türk hanedanı idi. Azerbaycan'ın şahın ailesinin anavatanı olması dolayısıyla Türkçenin Azerbaycan şivesi hükümdarların, yüksek idarecilerin ve sarayın ve en nihayet Kızılbaş askeri komutanlarının ana konuşma dili idi. Şah İsmail Türkçe şiirler yazmakta idi. Buna rağmen genel olarak devlet idaresi için kullanılan dil Farsça idi ve Farsça dili diplomatik yazışmalar (inşa); edebi denemeler (adab) ve tarih yazmak için kullanılan tek dildi.
Din
Devlet Mezhebi Olarak Şiîlik'in Tesisi
Şah İsmail, Kızılbaş Alevî olmasına ve On İki İmamcı Şiilik inancıyla uzlaşması pek kolay olmayan Şiî (On iki imamcı Tasavvuf, Alevi) inancına rağmen, Şiâ'nın mezhepsel ileri gelenlerini ülkesine getirerek, onlara sadakatleri karşılığında toprak ve paralar hediye etti. Safevi döneminden sonra ve özellikle Kaçar Alevî-Türkmen hanedanı döneminde Şiî ulemanın rolü artmış, ulema bağımsız ya da hükûmetlerle ortaklaşa rol oynamaya başlamıştır. Safevîler, Alevî-Bektâşî Türkmen tasavvufî geçmişine sahiptirler. Devlet feodal bir teokrasi haline geldi fakat bu din ve devlet ayrılığı biçiminde değildi.[] Şah dinsel ve dünyevi yetkilerin her ikisini birden elinde tutuyordu.[]
Osmanlı devleti ile süren güç mücadeleleri sırasında Orta Asya'dan Anadolu'ya göç etmekte olan Türkmenler, güzergâhları üzerinde olan Safevî İmparatorluğu'dan geçmekteydiler. Bu nüfus kitlelerini kendi tarafına çekmeyi düşünen Safevîler, Alevilik inancının Türkmenler arasında asimilasyona karşı sabit tutabilmeyi sağladılar.Şah İsmail'in öncelikli hedefi Doğu Anadolu olduğundan burada yaşayan halkların özellikle Zaza Türkmenlerin büyük çoğunluğu ve bir kısım toplulukların İslam'ın Alevî-Bektâşî Tasavvuf silsilesine mensupturlar.
Safevîlerin İran'ı Şiileştirmesi
Safevîler, mücadele ederek İran'ı 1501'de bağımsız bir devlet olarak birleştirmişler ve İslam tarihinde en önemli dönüm noktalarından birini oluşturan, İsnâaşeriyye mezhebini İmparatorluğun resmî dini olarak belirlemişlerdir. 1502'ye kadar I. İsmail, İran'da Tebriz'in yanı sıra Ermenistan, Azerbaycan ve Dağıstan bölgelerini ele geçirdi. İran'ın çoğunluğunun hâlâ Sünni olduğu bölgelerdeki kontrolünü sağlamlaştırmak için önündeki on yıl boyunca mücadele verecekti. Ordusu ilk 1504 yılında orta bölgelere yayılmıştı. 1510 yılında nihayet Horasan bölgesini ve Herat şehrini fethedip, 1505-1508 yılları arasında güneybatı İran'ı ele geçirdi.
Kültür
Azerbaycan'ın ve İran'ın kültürü Safevî himayesinde gelişti. I. İsmail'in bizzat kendisi daha sonradan da ya da Şah Hatayi mahlasıyla Azerice pek çok şiirler yazdı. Şah Tahmasp bir ressamdı. Şah II. Abbas ise mahlasıyla Türkçe şiirler yazan bir şair olarak da tanınmıştı.
Bu dönemde kiremit imalatı, çömlekçilik, dokumacılık gibi el sanatları gelişirken, minyatürcülük, ciltçilik, dekorasyon ve hattatlıkta büyük ilerlemeler kaydedildi. 16. yüzyılda halı dokumacılığı bir göçebe ve köylü sanatı olmaktan çıkarak, profesyonel tasarım ve imalata dayalı iyi işleyen bir sanayi haline dönüştü. Tebriz bu sanayinin merkezi konumundaydı. Erdebil halıları yalnızca hanedana hasredilmişti. Yanlış adlandırılmış meşhur 17. yüzyılda İran'da imal edilirdi.
Geleneksel formlar ve malzemeler kullanan Rıza Abbasi (1565-1635) İran resmini, yarı çıplak kadınlar, gençlik ve aşıklar gibi yeni temalarla tanıştırdı. Onun resim ve hat tarzı Safevi döneminin pek çok sanatçılarını etkileyerek, İsfahan ekolü olarak bilinir hale geldi. 17. yüzyılda uzak kültürlerle - özellikle Avrupa ile gelişen ilişkiler İranlı sanatçılara yeni fikirler verdi. Kısa sürede üç boyutlu görünümü, perspektif ve gölgeyi, yağlı boya kullanmayı benimsediler. O kadar ki, Şah II. Abbas Muhammed Zaman adlı ressamını eğitim görmesi için Roma'ya göndermişti.
İsfahan, Büyük Abbas'ın 1598'te başkentini daimi olarak oraya taşımasından sonra Safevi mimarisinin en seçkin örnekleriyle doldu. 1630'da yapımı tamamlanan imparatorluk camisi Mescid-i Şah ile Mescid-i İmamî, Lütfullah Camii ve İmparatorluk sarayı Âlî Kapu (Osmanlı’daki Bab-ı Âli'ye nispeten) en önemli yapılardır.
En meşhur İslam filozoflarından Molla Sadra, Şah I. Abbas döneminde (1587-1629) yaşadı. En önemli eseri Esfar'dır. Tasavvuf gizemciliği, Şii ilahiyatı ile Aristo ve İşrakiyyun felsefelerini (en önemli temsilcileri İbni Sina ve Sühreverdi idi) sentezleyen ve (Metafilozofi = Transcendent Theosophi) denilen bir düşünüş ortaya koydu.
Abbasi döneminin en önemli tarihçisi Türkmen İskender Bey Münşi'dir. Şah Büyük Abbas dönemini anlattığı adlı eseri, Abbas'ın ölümünden birkaç yıl sonra kaleme alınmış olup, tarihi olayların ve şahısların nüanse edilmiş derinliklerini gözler önüne seren çok değerli bir yapıttır.
Safevî şahları
Safeviler Hanedanı (1501-1786) | ||||||||||
Taht ismi | Asıl isim | Resim | Unvan | Doğum-Ölüm | Hükümdarlık başlangıcı | Hükümdarlık sonu | Aile bağlantıları | Not | ||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
I. İsmail | Şah, Sultan | 1487-1524 | 7 Kasım 1502 | 23 Mayıs 1524 | Şeyh Haydar'ın oğlu, Uzun Hasan'ın torunu | |||||
I. Tahmasp | Şah, Sahib-i-Kıran, Sultan bar Salatin | 1514-1576 | 23 Mayıs 1525 | 25 Mayıs 1576 | I. İsmail'in oğlu | |||||
II. İsmail | Şah | 1537-1577 | 25 Mayıs 1576 | 24 Kasım 1577 | I. Tahmasp'ın oğlu | Zehirlenme (?) | ||||
Muhammed Hüdabende | Hüdabende, Eşref, Sultan | 1532-1596 | 25 Mayıs 1576 | 1 Ekim 1587 | I. Tahmasp'ın oğlu | Tahttan indirme | ||||
I. Abbas | Şahenşah, Sultan, Büyük | 1571-1629 | 1 Ekim 1587 | 19 Ocak 1629 | Muhammed Hüdabende'nin oğlu | |||||
Safi | Sam Mirza | Şah, Mirza | 1611-1642 | 19 Ocak 1629 | 12 Mayıs 1642 | I. Abbas'ın oğlu Mohammed Bekir (Safi) Mirza'ın oğlu | ||||
II. Abbas | Şah | 1632-1666 | 12 Mayıs 1642 | 26 Ekim 1666 | Safi'nin oğlu | |||||
I. Süleyman | Safi Mirza | Şah, Hakim-ül Hükema | 1645-1694 | 26 Ekim 1666 | 29 Temmuz 1694 | II. Abbas'ın oğlu | ||||
Sultan I. Hüseyin | Şah, Sultan, Sadr-ül Hakim | 1668-1726 | 29 Temmuz 1694 | 11 Eylül 1722 | I. Süleyman'ın oğlu | tarafından tahttan indirilme ve sonra öldürülme | ||||
II. Tahmasp | Şah | 1704-1740 | 11 Eylül 1722 | 16 Nisan 1732 | Sultan I. Hüseyin'in oğlu | Nadir Şah tarafından tahttan indirilme ve sonra öldürülme | ||||
Ahmed | Şah, Sultan | 1687-1728 | 28 Eylül 1726 | 30 Mart 1728 | I. Süleyman'ın kızı Sehrbanu Begum'un oğlu Mirza Abulkasim'in oğlu | tarafından öldürülme | ||||
III. Abbas | Şah | 1730-1739 | 16 Nisan 1732 | 22 Ocak 1736 | II. Tahmasp'ın oğlu | Nadir Şah kontrolü altında. Nadir Şah tarafından tahttan indirilme ve öldürülme | ||||
Sam | Şah | ?–1743 | 1743 | 1743 | Sultan I. Hüseyin'in oğlu (?) | Düzmece. Nadir Şah tarafından tahttan indirilme ve öldürülme | ||||
Mirza Abutorab | Şah | ?–1772 | 1749 | 1749 | Sultan I. Hüseyin kızı Meryem Begüm (veya Han Aga Begüm)'ün oğlu | Kerim Han Zend'in kontrolü altında. Tahttan indirilme | ||||
II. Süleyman (Afşar) | Seyyid Muhammad | Şah | 1723 veya 1725–? | 1749 | 1750 | I. Süleyman (Safavi)'nin kızı Şehrbanu Begüm'ün oğlu | Şahruh tarafından tahttan indirilme ve kör edilme | |||
Mirza Abutorab | Şah | ?–1772 | 1752 | 1756 | Sultan I. Hüseyin kızı Meryem Begüm (veya Han Ağa Begüm)'ün oğlu | Kerim Han Zend'in kontrolü altında. Tahttan indirilme | ||||
Şah | ?–1753 | 1753 | 1753 | Sultan I. Hüseyin'in oğlu (?) | Düzmece. Öldürülme | |||||
II. Mohammad | Abulfath Sultan Muhammed Mirza | Şah | ?–? | 1786 | 1786 | II. Tahmasp oğlu Sultan Mirza Huseyin'ın oğlu | Ağa Muhammed Han'ın kontrolü altında. |
Safevî Hanedanı Aile Ağacı
I. İsmail (1501-24) | |||||||||||||||||||||||||||
I. Tahmasp (1524-76) | |||||||||||||||||||||||||||
II. İsmail (1576-78) | M.Hüdabende (1578-87) | Haydar - | |||||||||||||||||||||||||
I. Abbas (1587-1629) | Hamza - | ||||||||||||||||||||||||||
Safi Mirza - | |||||||||||||||||||||||||||
I. Safi (1629-42) | |||||||||||||||||||||||||||
II. Abbas (1642-66) | |||||||||||||||||||||||||||
I. Süleyman (1666-94) | |||||||||||||||||||||||||||
I. Hüseyin (1694-1722) | |||||||||||||||||||||||||||
II. Tahmasp (1722-32) | |||||||||||||||||||||||||||
III. Abbas (1732-36) | |||||||||||||||||||||||||||
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ (2 Ocak 2007). "The Safavid state and polity". Iranian Studies. 7 (1–2): 206. doi:10.1080/00210867408701463.
The somewhat vague phrase used during the early Safavid period, mamalik-i mahrusa, had assumed more concrete forms: mamālik-i īrān; mamālik-i 'ajam; mamlikat-i īrān; mulk-i īrān; or simply īrān. The royal throne was variously described as sarīr-i saltanat-i īrān; takht-i īrān; and takht-i sultān (sic)-i īrān. The inhabitants of the Safavid empire are referred to as ahl-i īrān, and Iskandar Beg describes himself as writing the history of the Iranians (sharh-i ahvāl-i īrān va īrāniān). Shah Abbas I is described as farmānravā-yi īrān and shahryār-i īrān; his seat is pāyitakht-i pādishāhān-i īrān, takhtgāh-i salātin-i īrān, or dār al-mulk-i īrān. His sovereign power is referred to as farmāndahi-yi mulk-i īrān, saltanat va pādishāhi-yi īrān, pādishāhi-yi īrān. The cities of Iran (bilād-i īrān) are thought of as belonging to a positive entity or state: Herat is referred to as a'zam-i bilād-i īrān (the greatest of the cities of Iran) and Isfahan as khulāsa-yi mulk-i īrān (the choicest part of the realm of Iran). ... The sense of geographical continuity referred to earlier is preserved by a phrase like kull-i vilāyat-i īrānzamīn. ... Affairs of state are referred to as muhimmāt-i īrān. To my mind however, one of the clearest indications that the Safavid state had become a state in the full sense of the word is provided by the revival of the ancient title of sipahsālār-i īrān or "commander-in-chief of the armed forces of Iran".
- ^ Savory, Roger (2007). Azerbaijan under the Safavids (İngilizce). Cambridge University Press. s. 213. , . 27 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Haziran 2009.
Kızılbaşlar sarayda normal olarak Türkçenin Azeri lehçesi konuşmaktaydılar. Safevî Şahları da onlar gibi Azeri lehçesi konuşmaktaydılar. Şahların ve devlet ve hükûmet ileri gelenlerin Farsçayı anadili gibi konuşmamaları Safevî hanedanı döneminde Farsçanın eski klasik saf klasik standartlarından ayrılıp Türkleşmesine yol açmıştır.
- ^ Fisher, Peter Jackson, Laurence Lockhart, J. A. Boyle, William B. (1986). The Cambridge history of Azerbaijan (İngilizce). Cambridge University Press. s. 950. , . 7 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Haziran 2009.
Günlük işlerin görülmesinde, Safevîler sarayında ve yüksek dereceli askerî komutanlar ve politik idareciler arasında ve aynı zamanda yüksek dinsel hiyerarşi mensuplarının hepsi tarafından kullanılan dil; Farsça değil Türkçe idi.
- ^ a b Price, Massoume (2005). Iran's Diverse Peoples: A Reference Sourcebook (İngilizce). ABC-CLIO. ss. 66-67. , . 27 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Kasım 2008.
"Şah'ın anadili Türkçe idi ve Azeri lehçesini kullanarak gayet beğenilen şiirler yazmıştır. (s.66) ... Şah İsmail aynı zamnda son Akkoyunlu Hükümdarı olan Uzun Hasan'nın torunu idi." (s.67)
- ^ a b Mazzaoui, Michel B. (2002). "Islamic Culture and Literature in Iran and Central Asia in the early modern period". Turko in Historical Perspective (İngilizce). Cambridge University Press. ss. 86-87. , . 27 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Haziran 2009.
1722'ye kadar hüküm süren Safevî devleti esastan bir Türk hanedanı idi. Azerbaycan'ın şahın ailesinin ana vatanı olması dolayısıyla Türkçenin Azerbaycan şivesi hükümdarların, yüksek idarecilerin ve sarayın ve en nihayet Kızılbaş askerî komutanlarının anadili idi. Şah İsmail Türkçe şiirler yazmakta idi. Türkçe dilinin Azerbaycan lehçesi (inşa); edebi denemeler (adab) ve tarih yazmak için kullanılan tek dildi.
- ^ Shaffer, Brenda (2002). Borders and Brethren: Iran and the Challenge of Azerbaijani Identity (İngilizce). MIT Press. s. 19. , . 7 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Kasım 2008.
Safevî sarayında Türkçenin Azeri lehçesi, özellikle hanedenda dahil ilk Safevî hükümdarlar dönemlerinde ekseriyetle kullanılmakta idi. Bu dönemde Türkçe dilbilgisi kuralları ve sözcükleri Farsça diline büyük etki yapmıştır ve bunun aksini de yani Farsçanın grameri ve sözcüklerinin Türkçeyi etkilediğini de söylemek mümkündür.
- ^ "XVI.". The Qizilbash, Education and the Arts. s. 169.
- ^ Sümer, Faruk (1992). Safevî devletinin kuruluşu ve gelişmesinde Anadolu Türklerinin rolü: Şah İsmail ile halefleri ve Anadolu Türkleri. Türk Tarih Kurumu. , . 12 Haziran 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Haziran 2009.
- ^ R.M. Savory, Safavids, , 2nd edition
- ^ Andrew J. Newman, Safavid Iran: Rebirth of a Persian Empire, I. B. Tauris (Mart 30, 2006)
- ^ Golden,Türk halkları Tar. Giriş. Çeviren, Osman Karatay Ankara 2002, s. 321
- ^ Williams, Henry Smith (1909). The historians' history of the world: a comprehensive narrative of the rise and development of nations as recorded by over two thousand of the great writers of all ages (İngilizce). Hooper & Jackson, Ltd. s. 495. 21 Eylül 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Haziran 2009.
Ismail is a grandson of Uzun Hasan and a descendant of Sheikh Sufi.
- ^ Matthee, Rudi (1 September 2009). "Was Safavid Iran an Empire?". Journal of the Economic and Social History of the Orient. 53 (1): 241.
- ^ Roger Savory (2 Ocak 2007). "The Safavid state and polity". Iranian Studies. 7 (1–2): 206.
- ^ Safevi Devleti'nin Kuruluşu ve Gelişmesinde Anadolu Türklerinin Rolü. Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1992
- ^ "The Aqquyunlu - Clan, Confederation, Empire" John E.Woods, (Şadlu, s. 108,196,199)
- ^ John E.Woods "The Aqquyunlu - Clan, Confederation, Empire"
- ^ Faruk Sümer, Karakoyunlular, Ankara, 1984
- ^ W. Barthold, Soçineniya, C. II, bölüm I, Moskova, 1963, s. 748.
- ^ İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C. II, Ankara, 1998, s. 225
- ^ Âlem-i Ârâ-yi Safevî, s. 11.
- ^ Heyyət, C. “Azərbaycanın Türkləşməsi və Azəri Türkçəsinin Təşəkkülü”, Varlıq, Tehran 1992, s. 9-12.
- ^ Kütükoğlu, Bekir (1962). Osmanlı-Iran Siyâsî münâsebetleri T, 1578-1590. Edebiyat Fakültesi Natbaasi. 21 Eylül 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Temmuz 2009.
- ^ Uğur, Ahmet (1989). Yavuz Sultan Selim. Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü. s. 45. 4 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Temmuz 2009.
Bu hanedan adını Safevî tarikatı reisi Şeyh Safiyüddin İshak'dan almaktadır.
- ^ Çiçek, Kemal (2000). The Great Ottoman-Turkish Civilisation: Politics (İngilizce). Yeni Türkiye. , . 4 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Temmuz 2009.
- ^ a b Goldschmidt, Arthur (2002). A concise history of the Middle East (İngilizce). Westview Press. s. 142. , . 4 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Temmuz 2009.
Under the leadership of Shaykh Junayd (d. 1460) and the protection of the Black Sheep Turcomans, the Safavids began converting the large number of Turks in Azerbaijan and Anatolia to Shi'ism. These Shi'i Turks came to be called Kizilbash (red heads) because of their distinctive headgear.
- ^ Kırkıncı, Mehmet. Alevilik nedir?, İstanbul, Cihan Yayınları, 1990
- ^ Bozkurt, Fuat. Aleviliğin Toplumsal Boyutları, İstanbul, Tekin Yayınevi, 1993
- ^ Richard Tapper. "Shahsevan in Safavid Persia", Bulletin of the School of Oriental and African Studies, University of London, Vol. 37, No. 3, 1974, p. 324.
- ^ Lawrence Davidson, Arthur Goldschmid, A Concise History of the Middle East, Westview Press, 2006, p. 153.
- ^ Chase, Kenneth (2003), Firearms: A Global History to 1700, Cambridge University Press,
- ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 10 Ocak 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2023.
- ^ Tufan GÜNDÜZ, Kızılbaşlar Osmanlılar Safevîler, 2. baskı, sayfa: 110-112
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 9 Ocak 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2023.
- ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 10 Ocak 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2023.
- ^ a b Floor, Willem (2001). Safavid Government Institutions. Costa Mesa, California: Mazda Publishers. pp. 1–311. .
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 9 Ocak 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2023.
- ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 9 Ocak 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2023.
- ^ Floor, Willem (2001). Safavid Government Institutions. Costa Mesa, California: Mazda Publishers. pp. 1–311.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 9 Ocak 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2023.
- ^ О. Эфендиев. «Азербайджанское государство Сефевидов в XVI веке». Баку: «Элм», 1981.
- ^ Агаев Ю. Ш., Ахмедов С. А. Ак-коюнлу — османская война. — Б.: Изд-во «Элм», 2006.
- ^ Savory, Roger (2007) (İngilizce). Iran Under the Safavids. Cambridge University Press. s. 213.
- ^ Fisher, Peter Jackson, Laurence Lockhart, J. A. Boyle, William B.; Jackson, Peter; Lockhart, Laurence; Boyle, J.A. (1986) (İngilizce). The Cambridge history of Iran. Cambridge University Press. s. 950.
- ^ Shaffer, Brenda (2002) (İngilizce). Borders and Brethren: Iran and the Challenge of Azerbaijani Identity. MIT Press. s. 19.
- ^ The Qizilbash, Education and the Arts adlı kitabının XVI. bölümünün 169. sayfası
- ^ A Study of History,V, s. 514-15
- ^ Mazzaoui, Michel B.; Canfield, Robert (2002). "Islamic Culture and Literature in Iran and Central Asia in the early modern period" (İngilizce). Turko-Persia in Historical Perspective. Cambridge University Press. ss. 86-87
- ^ a b Jurdi Abisaab, Converting Persia: Religion and Power in the Safavid Empire, London, 2004
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddede bircok sorun bulunmaktadir Lutfen sayfayi gelistirin veya bu sorunlar konusunda tartisma sayfasinda bir yorum yapin Bu maddenin veya bolumun ozgun arastirma dogrulanamaz veya yoruma dayali ifadeler icerdigi dusunulmektedir Lutfen iddialari kontrol ederek ve yeni kaynaklar ekleyerek gelistirin Ozgun arastirmadan olusmus ifadeler kaldirilabilir Ayrintilar maddenin tartisma sayfasinda bulunabilir Safevi Imparatorlugu Azerice Sefeviler Imperiyasi Farsca شاهنشاهی صفوی romanize Sehinsahi yi Safevi Safeviler veya Safevi Devleti 1501 ve 1736 yillari arasinda varligini surdurmus sikca modern Iran tarihinin baslangici olarak kabul edilen Iran tarihindeki en onemli hanedanliklardan biri olan Turk kokenli Safevi Hanedani tarafindan yonetilmis devlet Bugunku Iran Azerbaycan Ermenistan Irak Afganistan Turkmenistan ve Turkiye nin dogu kesiminde varligini surdurmus Sii Onikiciligi resmi mezhep olarak kabul etmis ve Iran in varisi oldugu Safevi Hanedani nin devletidir شاهنشاهی صفوی Safevi Imparatorlugu Memleket i Iran Safeviler1501 1736Bayrak ArmaSafevi Imparatorlugu nun en genis sinirlariBaskentTebriz 1501 1555 Kazvin 1555 1598 Isfahan 1598 1736 Yaygin dil ler Acem Turkcesi saray hanedan ordu ve lingua franca dili Farsca resmi dil Resmi dinOnikici Sii IslamHukumetMutlak monarsiSah 1501 1524I Ismail ilk 1732 1736III Abbas son Vezir 1501 1507Muhammed Zekeriya Kucuci ilk 1731 1736Nadir Kuli Bey son Tarihce Kurulusu1501 Merv Savasi1510 Caldiran Muharebesi1514 Dagilisi1736Yuzolcumu Toplam2 9 milyon km2Para birimiTumen Abbasi SahiOnculler ArdillarTimur ImparatorluguAkkoyunlular Afsar ImparatorluguGunumuzdeki durumu Iran Turkiye Azerbaycan Safevi Devleti nin kurulusuna destek veren Turkmen boylari sunlardir Samli Dulkadirlu Tekeli Afsar Kacar Sadilli Begdili Varsaklar Ismail Safevi Akkoyunlu hukumdari Uzun Hasan in torunu olanAkkoyunlu Emiri Elvend Mirza yi Sarur Nahcivan yakinlarinda yendikten sonra 1501 yilinin Temmuz ayinda Tebriz de kendisini Sah ilan etti Bundan sonra Iran in tamamini ele gecirerek Mayis 1502 de resmen Safevi Sahi olan I Ismail sonraki 235 yilda Orta Dogu ya buyuk etki yapacak bir Sii devletinin temelini atmistir AdiOsmanli kaynaklarinda Safeviler Acem olarak anilirdi Batili kaynaklarda ise Persia terimi kullaniliyordu Lakin Safeviler kendilerini tanitmak icin resmi yazismalarda Farsca Mamalik i iran Iran Memleketi veya Korunan Memleket Farsca Mamalik i Mahrusa gibi sifatlar kullanmistir Devletin kurulusunda rol oynayan oymaklarSafevi Devleti nin kurulmasinda ve gelismesinde rol oynayan oymaklara bakildiginda genelde yaygin olan teze aykiri olarak devletin kurulusunda esas rolu Akkoyunlu ve Karakoyunlu Turkmenlerinin degil orijinal ve yeni Anadolulu Rumlu ve Suriyeli Samlu Alevi Turkmen topluluklarinin oynadigi ortaya cikmaktadir kaynak belirtilmeli Devletin kurulusunda rol oynayan buyuk oymaklardan ilki Rumlu olup Sivas in Koyulhisar Koylahisar ve Karahisar Sebinkarahisar Simdi Giresun a bagli yoreleri ile ve Amasya bolgelerindeki koylu Kizilbas Aleviler tarafindan meydana getirilmistir kaynak belirtilmeli Ustacalu oymagi ise Sivas Amasya Tokat bolgesinde yasayan ve bazi oymaklari Kirsehir e kadar yayilan Ulu Yoruk topluluguna ait bir oymakti kaynak belirtilmeli Adindan da anlasilacagi uzere Antalya bolgesi Turkmenlerinden olusan oymagi icinde Hamit ili Isparta Burdur ve Mentese ili Mugla Turkmenleri de yer aliyordu kaynak belirtilmeli Bu uc Anadolulu oymaktan baska devletin kurulusunda gorev alan bir diger topluluk Suriye Turkmenlerinden olusan Samlu oymagiydi kaynak belirtilmeli Bu oymak yazin Sivas in guneyindeki Uzun Yayla da kisin Halep ile Gaziantep arasinda yasayan ve Osmanli doneminde denilen oymaklardan kopmustu Devletin kurulusunda onemli rol oynayan oymaklardan biri de Kahramanmaras ve Boz Ok Yozgat bolgesini icine alan Dulkadir Ar Zu l Kadr Tr Guc kudret sahibi elinin bilhassa Boz Ok kesiminde yasayan Turkmenlerden olusan Dulkadir Zu l Kadr oymagiydi Bu oymak mensuplarinin ayrilmasi ile zayiflayan Dulkadirogullari Beyligi kolayca Osmanlilar tarafindan ortadan kaldirilmistir Butun bu oymaklar disinda kurulusa katilan daha kucuk topluluklar da sunlardir Tarsus yoresi Varsaklari Orta ve Dogu Karadeniz Cepni leri Arapgirlu Turgudlu Karamanoglu Turkmenlerinden Bozcalu Halep Turkmeni Acirlu Hinislu Cemiskezeklu Sadlu Sadilli oymagi Turkmen Tahmasp doneminde kullanilan bayrak Devletin kurulus ve orgutlenmesinin esasini olusturan bu oymaklardan baska daha sonra Safevi siyasal orgutlenmesine katilan Akkoyunlu ve Karakoyunlu boylari da olmustur Ancak bunlarin cogu Kizilbasligi kabul ettikleri halde onemli statuler elde edememislerdir Bunlardan Kacarlar 15 yuzyil sonlarinda Bozok tan Gence ye goc etmis bir Akkoyunlu boyudur Bir digeri Karamanlu oymagi Karakoyunlu Ulusundan olup Karabag da yerlesmisti Devletin kurulusunda rol almayip sonradan dahil olan boylardan en onemli rol oynayan Turkmen boyudur Bu boy Akkoyunlu bakiyelerinden olup Akkoyunlularin Musullu ve Purnek Purnak boylarina Safeviler komple Turkmen demislerdi Son olarak Iran da yerlesmis olan Afsarlar da kurulustan sonra onemli sayilan statuler aldilar Safevi HanedaniWilhem Barthold Safevilerin Farsliktan ziyade Turk menseli oldugu kanaatindedir Rus tarihcisi Petrusevski ise benzer goruste olup ilk Safevi seyhleri Erdebil de yasamis ve onlarin anadili Azerice olmustur demektedir Ismail Hakki Uzuncarsili nin Safevilerin nesebiyle ilgili olarak Halis Turk olan bu ailenin siyasetlerine alet olmak uzere yayinladiklari silsilenamelerine gore kendilerini gostermislerdir diye yazmaktadir Bu konuda benzer bilgileri ise daki verilerden hareketle Safiyuddin Erdebili ye Turk un piri denildigini seyhin Turk koyunde yasadigini ve misafir gelen Turk muritlerine daha iyi hizmette bulunarak onlara beyaz ekmek ve bal sundugu bircok kaynaklarinda bile Seyh Safi nin 1272 yillarinda aslen Fars olan bircok cagdaslarinin da ona ey diye hitap ettikleri gorulmektedir Safevi Hanedani nin kokeni 13 yuzyilin sonunda Sah Ismail in altinci dereceden dedesi olanSafiyuddin Ishak in Erdebil de kurmus oldugu Safevi tarikati ndan gelmektedir Gilan da buyuk Alevi Turkmen mursidi Seyh Zahid i Gilani nin muridi olmus Safiyuddin seyhin kizi ile evlenerek tarikatinin basina gelmis ve Zahid in olumunden sonra tarikat Safeviyye olarak taninmistir Seyh Cuneyt in tarikat baskanligi doneminde Akkoyunlular korumasi altinda olan Safeviler buyuk sayida Azeri ve Anadolu Turk unu Siilige cevirmeye baslamislar Bu Sii Alevi Bektasi Turkmenler genelde baslarina kirmizi sarik giydikleri icin tarihi kizilbas adini almislar TarihceErdebil Seyhliginden Safevi Sahligina Sah Ismail donemi Timur Ankara Savasi nda Yildirim Beyazit i yendikten sonra Anadolu dan aldigi 30 bin esiri Azerbaycan a goturerek Erdebil e yerlestirdi kaynak belirtilmeli Erdebil seyhi Ali nin Seyh Cuneyd in dedesi istegiyle Timur esirleri serbest birakti ve esirler zamanla ona baglanarak ondan tarikat dersi aldilar ve boylece ye bagliliklarini surdurduler kaynak belirtilmeli Baslangic tarihinden beri bu toplum Seyh Ali nin etkisiyle Sii Batini yani tasavvuf un Alevi Bektasi tarikatina bagli olduklari bilinmektedir 1447 de tarikatin basinda bulunan Seyh Cuneyt Iran da siyasi bir guc halinde olan Alevi Bektasi yani tasavvufun Sii Batini tarikatina mensup bir muslumandir Akkoyunlular in elinde bulunan Dogu Anadolu Bolgesi ne gelerek bolgedeki yerel gucleri etrafina toplamaya baslamisti Karakoyunlular ile mucadele halinde olan Akkoyunlu hukumdari Uzun Hasan in yanina giden Cuneyt onun kiz kardesi Hadice Begim ile evlenmisti Bu evlilik ile Uzun Hasan Cuneyt in Turkmenler uzerindeki nufuzundan yararlanmayi dusunurken Cuneyt de bu sayede amaclarini gerceklestirmek icin serbestiyet elde etmisti Etrafina topladigi gucle Azerbaycan da Sirvan ulkesine saldiran Cuneyt yapilan savasta yasamini yitirdi Yerine gecen oglu Seyh Haydar dayisi Uzun Hasan in kizi Halime Begim Alemsah ile evlendi Bu sayede Anadolu da Alevi muslumanlarin nufusu daha da artirdi kaynak belirtilmeli Osmanli hukumdari II Bayezit in gerekli onlemleri almamasi da Safevilerin guclenmesinde onemli bir rol oynadi Anadolu dan surekli goclerle guclenen Erdebil seyhi Haydar Akkoyunlularin Otlukbeli yenilgisinden sonra dustugu bunalimli durumdan yararlanmaya calisti kaynak belirtilmeli Fakat dayisinin oglu Akkoyunlu Yakup Bey ile yaptigi bir savasta yasamini kaybetti Oglu Seyh Ismail Akkoyunlularin ic savasindan yararlanarak 1500 yilinda Erzincan a geldi Etraftaki butun muritlerinin toplanmasini emredince Ustacalu Samlu Rumlu Dulkadir Tekelu ve Karaman Turgutlu Turkmenleri ile Varsaklar dan binlercesi etrafinda toplandi 1501 de Akkoyunlu emiri Elvend Mirza yi Nahcivan da yenilgiye ugratan Ismail Azerbaycan in tamamini ele gecirerek Tebriz de kendini sah ilan etti Boylece dedesinin baslattigi Sii devrimci siyasi kaynak belirtilmeli girisim Ismail tarafindan basariyla sonuclandirilmis oldu Artik Erdebil Safeviye Seyhligi nin yerini Safevi Sahligi aliyordu II Ismail doneminden itibaren kullanilan Safevi BayragiYukselisi I Ismail in Avrupalilarca yapilmis temsili bir resmi Anadolu da 15 yuzyil boyunca Osmanli ilerlemesi devam etmis Turkmenler de kontrol altina alinmisti Kurulus doneminde Heterodoks zumrelere daha musamahakar davranan Osmanli Devleti bu siralarda kontrol etmekte zorlandigi gocebe Turkmen boylarini yasa disi ilan ederek baski altina almisti kaynak belirtilmeli Iste bu ortamda Erdebil Safeviye seyhi Ismail Azerbaycan dan Anadolu iclerine kadar yayilmis bulunan kuskun Oguz Turkmen boy ve oymaklarini ruhani otoritesiyle birlestirerek 1501 de zamanin en guclu Sunni Turkmen federasyonu olarak bilinen Elvend Mirza liderligindeki Akkoyunlular dan Tebriz sehrini kendi yonetimine aldi Safevi Devleti nde onemli gorevlere Turkmenler getirildi Gocebe Turkmenler Osmanli da yitirdigi yerini Safevi Devleti nde buldu Bundan sonra Turkmenler akin akin Safevi yolunu tuttular ve onunla da kalmayarak yasadigi topraklarin Safevilere baglanmasi icin sik sik ayaklanmalar cikardilar Safeviler kendilerinin 7 Sia imami Musa el Kazim yoluyla Ali ve Fatma soyundan gelirler Ismail ayrica sahligini ilan ettikten sonra otoritesini Iran da daha da guclu kilmak icin Sasani Imparatorlugunun mirasinda da hak iddia etti Tebriz in zaptiyla Safevi hanedanligi baslamis oluyordu I Ismail 1501 de Tebriz i baskent kendini Azerbaycan Sahi ilan etti ve buradan Iran iclerine dogru yayilmasini surdurdu Kurulusu takip eden ilk on yil boyunca bir yandan devletini Osmanli saldirilarindan korumaya calisan Ismail ote taraftan Akkoyunlu kalintilarini ezerek onlarin topraklarindaki yayilmasini surdurdu 1503 te Hemedan 1504 te Siraz ve Kirman 1507 de Sia nin kutsal mekanlari Necef ve Kerbela 1508 de Van 1509 da Bagdat 1510 da Ozbek Seybani Hanliginin kurucusu i hezimete ugrattigi bir savas neticesinde Horasan ve Herat Sistan in merkezi sehirlerini zaptetti 1511 de Ozbekler bu yenilgi uzerine Maveraunnehir e cekilerek Safevilere karsi uzun yillar surecek saldirilarini devam ettirmislerdir Uzun yillardir Sah Ismail in faaliyetlerini yakindan izleyen ve onun 1511 de Anadolu da cikarttigi Sah Kulu ayaklanmasiyla ne kadar etkili olabilecegini goren Osmanli sultani Yavuz Sultan Selim nihayet 1514 te Safevileri ezmek maksadiyla Dogu Anadolu Bolgesi ve Azerbaycan uzerine yurudu kaynak belirtilmeli Ve bununla iki Turk devletine sonuclari cok agir olan savasa yol acti Osmanlilarin top ve tufeklerine karsin Safevi ordusu cok daha ilkel silahlarla savasa hazirlanmisti Iki tarafin ordusu baslarinda bizzat hukumdarlari oldugu halde Tebriz in batisinda Caldiran da karsilasti Safeviler yenilgiye ugradi Tebriz i kolayca ele geciren Osmanli kuvvetleri I Selim in butun israrlarina karsin Safevi ordusunu izlemeyi reddettiler Kisin yaklasmasiyla Tebriz terk edildi Bu savas yillar sonra Sah I Tahmasp ile Sultan I Suleyman Kanuni arasinda aynen kendini tekrarlayacakti Sah Tahmasp 1524 76 Sah Ismail in Tebriz e girisi 1502 Cehel Sutun Sarayi nda bulunan Sah Tahmasb in bir duvar resmi I Tahmasb kucuk yasta tahta gectiginde ulke dogudan ve batidan baski altina alinmisti Kizilbas reisleri arasinda devlet kademelerinde etkinliklerini arttirmak amaciyla kuvvetli bir rekabet bulunuyordu Sah Ismail zamanindaki saha tam bir itaatle baglanma anlayisi buyuk olcude sarsilmisti Bu yuzden onun saltanatinin ilk yillari ic mucadeleler ve merkezi otoritenin tesis edilmesiyle gecti Sah Ismail in olumunden sonra emirulumeralik makamina yukselen devlet islerini butunuyle ele gecirdi Ancak bu durum uzun surmedi 932 de 1526 Kuzeybati Iran da baslayan ic karisikliklar kisa surede butun Iran a yayildi Bu mucadeleler sirasinda Ustaclular agir bir darbe alirken Tekelu asiretinin gucu artti 1527 de Div Sultan i Rumlu nun oldurulmesinin ardindan iktidar Tekelu asiretinden a gecti 1530 da Samlular ile Tekeluler arasinda meydana gelen savasta Cuha Sultan olduruldu Huseyin Han Samlu onun yerine gecti ancak o da uc yil sonra ortadan kaldirildi Ote yandan doguda ve batida ulkenin sinirlari tehdit altinda idi Eskiden beri Horasan a hakim olmaya calisan Ozbekler ic karisiklilardan istifade ederek Sah Ismail in olumunden hemen sonra saldiriya gecmisti 1524 ten 1536 ya kadar defalarca Horasan a saldiran nihayet Timurlular devrinin en onemli sehirlerinden olan Herat i ele gecirdi Ancak Sah Tahmasb in buyuk bir ordu ile Horasan a yurumesi uzerine bolgeyi terketti Safeviler herhangi bir direnisle karsilasmadan Herat i ve cevresini geri aldi Kandehar a giden Sah Tahmasb burayi zaptettikten sonra Kacar Budak Han i vali tayin edip Herat a dondu Kandehar ertesi yil tekrar Safeviler in elinden cikti 951 de 1544 Babur un oglu Humayun Tahmasb dan aldigi yardimlara karsilik Kandehar i Safeviler e teslim ettiyse de sehir kisa bir sure sonra elden cikti ve 965 te 1558 yeniden Safevi hakimiyetine girdi Batida Osmanlilar Azerbaycan i tehdit altina almislardi 1531 de Tekelu asiretinin iktidardan uzaklastirilmasi uzerine Osmanli Devleti ne siginmis olan eski Azerbaycan beylerbeyi Ulama Han Kanuni Sultan Suleyman i Iran da meydana gelen ic karisiklilarla Ozbekler in saldirilari konusunda bilgilendirdi ve onu Iran a sefer duzenlemeye ikna etti Osmanli sultani Ulama Han i pasa unvaniyla Bitlis e gonderdi Osmanlilar in bu tutumundan rahatsiz olan Bitlis hakimi Seref Han bolgesindeki kaleleri Rujeki agalarinin muhafazasina verip Tahmasb a sigindi Sunni Islam dunyasinin koruyuculugu misyonunu ustlenen ve Safeviler i buyuk bir tehdit unsuru olarak goren Kanuni Sultan Suleyman bu olaylari bahane edip ne cikti Veziriazam Pargali Ibrahim Pasa Tebriz e yuruyerek burayi ele gecirdi 941 1534 Kanuni Sultan Suleyman iki ay sonra Tebriz e geldi Bu sirada Tahmasb Ozbekler ile savas halinde idi ve Samlular da ayaklanmisti Dulkadirli ve Tekelu Turkmenleri ne mensup bazi gruplarin Osmanlilar a katilmasi kizilbaslarin mukavemetini biraz kirdiysa da kisin erken bastirmasi yuzunden Kanuni Sultan Suleyman Bagdat a cekildi ve burayi herhangi bir direnisle karsilasmadan ele gecirdi Buna karsilik Sah Tahmasb da Tebriz ve cevresini geri aldi Daha sonra Sah Tahmasb in Osmanlilar a baris teklifleri olduysa da Kanuni Sultan Suleyman bunlari dikkate almadi bk Irakeyn Seferi Sah I Tahmasb a karsi isyan hareketine girisen Safevi sehzadesi Elkas Mirza basarisiz olunca Istanbul a sigindi ve Kanuni Sultan Suleyman i Iran a karsi yeniden harekete gecmeye tesvik etti 954 te 1547 baslayan Iran seferi Elkas Mirza nin vaadlerinin gerceklesmemesi yuzunden beklenen faydayi saglamadi hatta onun gozden dusmesine sebep oldu Osmanlilarla suregelen savaslar nedeniyle 1548 de Sah I Tahmasp baskentini Tebriz den bir ic bolge sehri olan Kazvin e tasidi Daha sonra Sah I Abbas Buyuk Abbas buradan da vazgecerek Orta Iran da yer alan eski Isfahan sehrinin hemen yanina insa ettigi yeni Isfahan i baskent yapacaktir 1549 da Erdelan yakinlarindaki ne siginmak zorunda kalan Elkas Mirza burada Safeviler tarafindan yakalanarak Kahkaha Alamut Kalesi ne hapsedildi ve bir yil sonra zehirlenerek olduruldu 961 de 1554 Osmanlilar in Iran a yoneldigi haberi uzerine Sah Tahmasb Kanuni Sultan Suleyman a elciler gonderdi Mektuplar teati edilmek suretiyle 1555 yilindan itibaren Osmanlilar la baris donemi basladi Sehzade Bayezid in Iran a siginmasi iliskilerde kucuk bir krize yol actiysa da onun Osmanlilar a teslimi ve katledilmesinin ardindan yeniden eski duruma donuldu Ote yandan Osmanlilar a karsi Iran dan destek saglamayi dusunen Avrupali devletler elciler gonderip Safeviler i Osmanlilar a karsi kiskirtmaya calistiysa da Sah Tahmasb bunlara fazla itibar etmedi Habsburg Imparatoru V Karl tarafindan Sah Ismail e gonderilen elci onun olumunun ardindan Iran a ulasmis ve mektubu Sah Tahmasb a sunmustu 1571 de Inebahti Deniz Savasi ndan biraz sonra Papa Pius Tahmasb a elciler yollayarak kendilerinin karadan ve denizden Osmanlilar a karsi harekete gececeklerini bu arada Safeviler in de Suriye ve Irak a saldirarak daha once kaybettikleri topraklari geri alabileceklerini bildirdi ancak bu teklif de Safevi hukumdarinca makbul karsilanmadi Hint denizinde Osmanlilar la mucadele halinde olan Portekizliler in 958 1551 ve 982 de 1574 girisimleri de Sah Tahmasb tarafindan geri cevrilmisti Sah I Tahmasb in 984 te 1576 zehirlenerek olumu uzerine tahta kimin gececegi hususunda yeniden rekabet basladi Muhammed Hudabende Muhammedi ye atfedilen Rakipler Arasinda Kiskanclik Muhtemelen Vezir himayesi altinda Sa di tarafindan yazilan 1579 tarihli Busta baslikli Farsca ciltte bulunan minyatur resim E M Soudavar Trust Houston Teksas Ustaclular in destegiyle tahta oturdu Fakat Avsar Rumlu ve Turkmen beylerinin muhalefetiyle tahttan indirildi ve yerine gecti II Ismail kisa suren saltanatinda kendisine rakip olarak gordugu kardeslerini ortadan kaldirdi Bu sirada henuz alti yasinda olan Herat hakimi Abbas Mirza onu oldurmeye gelen Ali Kuli Han i Samlu nun tereddut gostermesi sayesinde olumden kurtuldu II Ismail in 13 Ramazan 985 te 24 Kasim 1577 olumu pek cok yonden karanlikta kaldiysa da gerek saray cevresinde gerekse halk arasinda memnuniyetle karsilandi Bu esnada Siraz da bulunan Muhammed Hudabende Kazvin e gelerek tahta gecti 3 Zilhicce 985 11 Subat 1578 II Ismail in kardeslerini oldurttugu ve Safevi tahtinin varisi kalmadigi haberini alan Ozbek Celal Han buyuk bir ordu ile Iran topraklarina girip Meshed e kadar ilerledi Ancak Meshed hakimi Murtaza Kuli Han i Purnek ile yaptigi savasta hayatini kaybetti Iran Osmanli sinir boylarinda yasayan Kurtler II Ismail in olumunden sonra ortaya cikan karisikliktan faydalanip Osmanlilar i Iran topraklarina saldirmalari icin kiskirtmaya basladilar Sirvan sahi da Sunni mezhebine gectigini bildiren bir elcilik heyetini Istanbul a gondererek Safeviler e karsi Osmanlilar dan yardim istedi Bu durum 1555 te yapilan barisin bozulmasina ve Osmanlilar in Iran a saldirmasina yol acti Sokullu Mehmed Pasa nin karsi cikmasina ragmen III Murad Vezir Lala Mustafa Pasa yi Iran uzerine gonderdi Tebriz Guney Kafkasya Karabag Azerbaycan Luristan gibi bati topraklari Osmanlilar in eline gecti Bu gelismeler kizilbas Turkmen kabileleri arasindaki cekismelerin bir muddet ortadan kalkmasina ve devletin yeniden toparlanma surecine girmesine ortam olusturdu Ferhad Pasa ve Ozdemiroglu Osman Pasa kumandasindaki Osmanli ordularinin Azerbaycan topraklarina girmesi uzerine zayif bir ordu ile karsi koymaya calisti Osmanlilar Tebriz e girdi 1585 Hamza Mirza Tebriz i geri alamadigi gibi 994 te 1586 ordugahta olduruldu Onun olumu Abbas Mirza nin tahta gecmesinin yolunu acti Ancak bu durum Turkmen reisleri arasindaki ic mucadelelerin yeniden canlanmasina sebep oldu Abbas Mirza Ustaclu Mursid Kuli Han in destegiyle Kazvin e gelerek tahta oturdu Ekim 1587 Tahtini yeniden ele gecirmek icin bazi tesebbuslerde bulunduysa da basarili olamayan Muhammed Hudabende Kazvin de oldu 1596 Sah Abbas donemi Safevi hukumdari Sah Abbas in 1600 de Dominicus Custos tarafindan bakir uzerine oyulmus gravuru Safevilerin en ihtisamli hukumdari Sah I Abbas 1587 1629 Kizilbas Alevi Turkmen askeri ve sivil burakratlar saray entrikalari ve cinayetleri arasinda hayatta kalmayi basararak babasi Muhammed Hudabende nin zorunlu olarak tahtan cekilmesi uzerine 16 yasinda Safevi tahtina cikti Hukumdar oldugunda ilk fark ettigi sey savas meydanlarinda Osmanlilar ve Ozbekler Seybaniler tarafindan surekli maglup edilen ordusunun acizligi oldu Nitekim Osmanlilar Gurcistan ve Ermenistan i zaptederken Ozbekler de doguda sekizinci Imam Ali Riza nin bulundugu Meshed ve Sistan i ele gecirmislerdi Ilk olarak kuzeydogudaki topraklarinin Osmanlilara birakmak zorunda kaldi ve onlardan baris istedi Bu sirada Safevi Devleti ne seyahat amaciyla gelmis Robert ve Anthony Sherley adindaki iki Ingiliz gezgini sah ordusunun Avrupa modeline benzer parali ve iyi egitim gormus daimi bir orduya donusturulmesinde Sah a yardim ettiler kaynak belirtilmeli Rakibi olan Osmanli padisahlari bu isi cok oncelerden beri basarmis ve ordularini surekli modernize etmislerdi Abbas barutun kullanimini hararetli bir bicimde benimsedi Yeni reformlarla birlikte ordusu Kizilbaslar yaninda Gurcistan Ermenistan ve Cerkez ulkelerinden devsirilen Gulamlar Tofenkciler Tufenkciler ve Topciler Topcular gibi boluklere ayrilmisti kaynak belirtilmeli Ilk olarak Ozbeklerle savasan I Abbas Iranlarin verdigi isimle Abbas i Bozorg Buyuk Abbas Azeri lerin verdigi isimle Sah oglu Sah Abbas Herat ve Meshed i geri aldi Daha sonra Osmanlilara dondu 1603 te baslayip araliklarla suren savaslar sonunda 1622 de daha once Osmanlilara birakmak zorunda kaldigi Irak i Acem Dogu Irak ve Kafkas Berisi Trans Kafkasya ulkelerini geri aldi Ayrica Bagdat da ele gecirildi Yeni kurdugu askeri birliklerini kullanarak 1602 de Portekizlileri Bahreyn den 1622 de Ingiliz donanmasini Hurmuz Bogazi ndan cikardi Boylece Portekizlilerin Hindistan la ticaretlerinde sah damari degerindeki Iran Basra Korfezi ni kontrolu altina aldi Ingiliz Dogu Hindistan Sirketi ve Hollanda Dogu Hindistan Sirketi ile ticari iliskilerini genisletti Abbas cogu Ermeni Gurcu ve Hint kokenlilerden olusan ve ekonomik gucuyle etkinlesen bir tuccar sinifi yaratti Bunlari kul sistemi ile burokrasinin icine sokan sah bu sayede devletin kurulup genislemesinde oynadiklari rol ile her zaman yonetsel askeri yetkeyi elinde tutan Kizilbas umeraya karsi bagimliligini kirarak merkezi otoriteyi kurabildi Nitekim olumu siralarinda Safevi saray tarihcisi in verdigi bilgilere bakilirsa 93 burokratinin emir 21 i kul devsirme olmak uzere geri kalan 72 emirin yalnizca 48 i Kizilbas Turkmen idi kaynak belirtilmeli Bu durum Sah Abbas in oymaklari ile feodal baglarini hep canli tutan Kizilbas umeranin devlet mekanizmasindaki siyasi gucunu ne derece kirdigini gozler onune sermektedir Osmanlilar ile Safeviler 150 yildan daha uzun bir sure Irak in verimli topraklari ugruna savastilar 1509 da Bagdat in I Ismail tarafindan zabtini kisa bir sure sonra Osmanli sultani I Suleyman in zapti izledi Daha sonra silsile halinde devam eden saldirilar akabinde Safeviler 1623 te Bagdat i henuz geri almislardi ki 1638 de Bagdat i tekrar Osmanli sultani IV Murat a birakmak zorunda kaldilar 1639 da Kasr i Sirin Antlasmasi nda Osmanlilar ile Safeviler arasinda sinirlari belirleyen bir antlasma imzalandi Bu antlasmanin cizdigi sinir her iki tarafin sinirlari eskisine nazaran cok daralmis olsa da gunumuze kadar hic degismeden Turkiye Safevi siniri olarak kaldi Bu arada 1609 1610 yillarinda Mahabat Kurt kabileleri Safevilere karsi ayaklandi Kanli mucadeleler sonucunda Sah Abbas Osmanli yonetiminden kacip kendisine siginan Kalenderoglu Celalileri nin isyanini bastirdi Sah Abbas suikaste ugramak saplantisindan hicbir zaman kurtulamadi Bu nedenle suphe uyandiran hanedan uyelerini ya katletti ya da gozlerine mil cekmek suretiyle saf disi birakti Nitekim bu sekilde ogullarindan birini idam ederken ikisini de gozlerine mil cektirerek kor birakti Bundan baska iki oglunu da kendi olumunden once kaybedince sonuc Sah Abbas icin bir trajediye donustu 1629 da oldugunde geride ardili olabilecek yetenekte hicbir ogul birakmamisti kaynak belirtilmeli Sah Abbas in uzun hukumdarligi sonunda devletin sinirlari bugunku Iran Irak Ermenistan Azerbaycan Gurcistan ile Turkmenistan Ozbekistan Afganistan ve Pakistan in bazi kisimlarini icine almaktaydi Safevi Devleti nin cokusu Safeviler 17 yuzyilda geleneksel dusmanlari Osmanli Imparatorlugu ve Seybani Hanligi ile savasini surdururken iki yeni komsu ile de rekabete girismek zorunda kaldi Rusya Carligi bir onceki asirda Altinorda Hanligi nin devami olan Astrahan Kazan Kucum ve Nogay Hanliklarini ortadan kaldirmis nufuzunu Kafkasya ve Orta Asya ya dek yaymisti Babur Devleti ise Kandahar ve Herat i alarak daha once Iran kontrolundeki Afganistan a sizmaya baslamisti Butun bunlardan baska 17 yuzyil boyunca Dogu Bati arasindaki ticaret guzergahi degismis Avrupalilarin kesifleri ve Osmanlilarin deniz asiri seferleri sonucunda Iran dan uzaklasmisti Sah Abbas in ordusunu ucretli gulam devsirme sistemine donusturmesi kisa vadede ise yaradiysa da sonraki yuzyilda eyaletler uzerindeki baski ve agir vergilerle birlikte ulkenin sosyo ekonomik gucunun zayiflamasina yol acti Sah Abbas tan sonraki Safevi hukumdarlari Sah II Abbas haric silik karakterliydi Nitekim II Abbas in hukumdarliginin sonu olan 1666 yili ayni zamanda Safevi hanedani icin de sonun baslangicina isaret eder Vergi gelirlerindeki dusus ve buyuyen askeri tehlikelere karsin sonraki sahlar bu durumu duzeltememislerdir Ulke sik sik merkezden uzak sinir boylarinda baskin ve yagmalara ugramaya basladi 1698 de Kirman Eyaleti Beluciler tarafindan 1717 de Horasan Afganlar tarafindan ve Mezopotamya Arap bedevilerince istila ve yagmalara ugradi Afganlar Safevilere karsi geldiler Pestunlari nin reisi Mir Veys Han Kandahar in Safevi valisi Gurcu Gurgen Han a Gurcuce adi Giorgi karsi ayaklanma baslatti Uzerine gelen bir Safevi ordusunu bozguna ugratti 1722 de Mir Veys in oglu Mahmud un komuta ettigi bir Afgan ordusu dogudan Iran a girerek baskent Isfahan i kusatip yagmaladi Daha sonra kendisini Iran Sahi ilan etti Afganlar on yildan fazla bir sure istila ettikleri Iran topraklarindan cikarilamadilar Horasan daki Afsar Turkmenlerinin beyi ve Safevilerin en etkili komutani Nadir Han sonraki Nadir Sah nihayet 1729 da nde Afganlari bozguna ugratti ve Iran dan cikardi Buna ragmen ertesi yil Afganlar hala Iran topraklarina yagma hareketlerini surduruyorlardi 1738 de Nadir Sah basta Kandahar olmak uzere tekrar Dogu Iran i fethetti Ayni yil Gazne Kabil ve Lahor u fethetti Delhi uzerine yuruduyse de Iran dan gerekli destegin gelmemesi uzerine basarili olamadi Sah II Tahmasp doneminde 1722 1732 gercekte erk onun elindeydi Cocuk yasta tahta cikan III Abbas in saltanat naipligini yapti Nihayet 1736 da zaten elinde olan iktidar erkini kullanarak kendisini Iran sahi ilan etti Boylece 1736 dan 1747 ye kadar Azerbaycan ve Iranda da kisa sureli Afsar Hanedani kurulmus ve Safevi hanedani kesintiye ugramistir 1747 de Nadir Sah in bir suikast neticesinde oldurulmesi uzerine Safeviler tekrar sahligi ele gecirdiler Fakat bu gelismekte olan Zend Hanedani nin gercekte iktidari ele alarak mesrulugunu pekistirmesini saglamasindan baska bir ise yaramadi III Ismail in kisa sureli rejimi Zend hanedaninin kurucusu Kerim Han in ulkede iktidari ele gecirecek mesrulugu saglamasi ile 1760 ta resmen son buldu Devlet yapisiSafevi Devleti nin kurulmasi Iran tarihi icin donum noktasi olmustur Bu tarihe kadar kucuk capli ve mahalli beylikler tarafindan temsil edilen Siilik Safeviler le birlikte Iran in resmi mezhebi haline gelmis devlet eliyle hizli bir Siilestirme politikasi takip edilmistir Sii ezani tesis edilmis hutbelerde ilk uc halifeye ve Aise ye lanet okunmasi gelenek haline gelmistir Muhammed Hudabende zamaninda bu gelenek yasaklandigi gibi bu tur davranislarin ortadan kalkmasi icin tedbirler alinmis fakat onun tahttan indirilmesinin ardindan yeniden baslamistir Devlet kademelerinde yapilan gorevlendirmelerde samimi Siiler e oncelik verilmistir Abdi Beg Sirazi s 55 Siiligin her alanda genis tesirlerine karsilik Iran Devleti kavrami Safeviler in ilk donemlerinde biraz muphem kalmistir Her ne kadar Osmanlilar in Iran a gonderdigi mektuplarda ve Iskender Bey Turkmen in eserinde Mulk i Iran Memalik i Iran gibi tabirler gecmisse de gercek anlamda Sah Suleyman zamaninda Memleket i Iran tabiri kullanilmaya baslanmistir Safeviler devlet teskilatinda Ilhanli ve Akkoyunlu gelenegini devam ettirmekle birlikte kadim Iran devlet anlayisinin da canlanmasina imkan saglamistir Sah Ismail tipki Islam oncesi donemlerde oldugu gibi hem dini hem siyasi otoriteyi temsil etmekteydi ve zillullah fi l arz naib i imam mehdi imam gaib gibi unvanlar tasiyordu Onun zamaninda tesis edilen vekil i nefes i nefis i humayun sahin vekilligini yerine getirmekte olup kizilbas reisler arasindan seciliyordu Bu makam ayni zamanda mursid i kamil sayilan sahin temsilcisi durumundaydi Ote yandan Safeviler in ilk donemlerinde sehzadeler devlet tecrubesi edinmeleri icin bir kizilbas reisin lalaliginda eyaletlerde gorevlendirilirdi Ancak Sah I Abbas tan itibaren bu gelenege son verilmistir Gunluk islerin yurutuldugu divanin baskanligini veziriazam yapiyordu Divanda cok sayidaki vezirden baska bir de vak anuvis bulunurdu Vak anuvis ayni zamanda sahin munsisi idi Divanda veziriazamdan sonra kurcibasi esik agasibasi ve kullar agasibasi gelirdi Maliye isleri mustevfi i memalik unvani altinda bir vezirin uhdesinde idi Sarayin butun islerinin yurutulmesi nazir i buyutat veya buyutat i hassa i serife aitti Safeviler in ilk donemlerinde hem dini kurumlarin hem adalethane nin basinda sadr bulunuyordu Ne zaman tesis edildigi belli olmamakla beraber sonralari adalet isleri divan beyinin uhdesine verildi Divan beyi en yuksek mahkeme gorevini yurutuyordu Bu gorevin basinda cogunlukla Turk kokenliler bulunmaktaydi Burokrasi Tacik olarak da adlandirilan Fars kokenlilerin elindeydi Bununla birlikte bu zumre arasinda Iskender Bey Turkmen Budak Munsi Hasan i Rumlu gibi Turkmen kokenliler de bulunmaktaydi Buna karsilik askeri sinifi meydana getiren kizilbaslar hem merkezdeki hem eyaletlerdeki ust duzey gorevleri ellerinde tutuyordu Kizilbas reisleri emiru l umera veya beylerbeyi unvani ile eyaletlerde gorevlendirildiginde maiyetlerinde bulunan kabileleriyle birlikte gidiyor kabilesinin erkekleri ayni zamanda onlarin askeri gucunu olusturuyordu Bu vesile ile eyaletlerin gelirlerini tasarruf ediyor savas halinde kendilerine tabi askerlerle orduya katiliyordu Bununla birlikte ic huzursuzluklar veya kendi aralarinda meydana gelen cekismeler ordunun savas gucunu buyuk olcude azaltiyordu Ulke Sirvan Karabag Azerbaycan Hemedan Irak i Arab Fars Kuh Giluye Kirman Kandehar Belh Herat Merv Meshed Esterabad gibi cok sayida eyalete bolunmustu Eyalet idaresine genellikle bey han veya sultan rutbesiyle Turkmen kokenli reisler gonderilirdi Bazi eyaletler ise sehzadelere tahsis edilirdi Safeviler in ilk donemlerinde eyaletlerin idaresini elinde bulunduranlar hangi rutbeye sahip olursa olsun hakim olarak nitelendirilirdi Ancak sonralari en yuksek idari makami tanimlamak icin beylerbeyi unvani kullanilmaya baslanmistir Bununla birlikte kaynaklarda nadiren emiru l umera ve han i hanan unvanlarina rastlanmaktadir Topraklar sahin mali sayilirdi Genis arazilere sahip hanedan uyeleri ve saray ileri gelenleri gelirlerinin bir bolumunu bazan tamamini musadere edilmesi korkusu yahut dini gerekcelerle vakiflara bagislardi Ote yandan Selcuklular da da uygulanan ikta geleneginin bir devami olarak idarecilere veya askeri sinifa tuyul adiyla araziler tahsis edilirdi Tuyul topraklari ya daimi veya bir yillik surelerle verilirdi Askeri siniftan olup kendisine tuyul tahsis edilenler sipahiligi terketmedigi muddetce omur boyu topragi tasarrufunda tutar ve erkek evladina devredebilirdi Yillik olarak tahsis edilen tuyullar her yilin sonunda yenilenir veya baskasina verilirdi Askeriye Safevi sahlarinin basvuracaklari asiretleri olmadigindan ilk yillarda yalnizca eski Mogol adiyla sadak tasiyan diye anilan kisisel korumalari dogrudan emirleri altinda olan tek birlikti Savasa gittiklerinde sadak tasiyanlar in cevreledikleri safin tam ortasinda yer alirlardi Kizilbaslar her asiretin bir birlik olarak yer aldigi savas duzeninde dogrudan kendi asiret reislerinin korumasi altinda savasirlardi Her asirete sayginligina ve gucune gore sag ya da sol iki kanattan birinde yer verilirdi Kizilbaslar ordunun buyuk bolumunu olustururlardi ve at sirtinda savasirlardi Lurlardan da destek alinirdi Sehname deki minyaturlere bakildiginda tum askerlerin kilic da mizrak da kullansalar sadaklari ve oklari oldugu gorulur Yani Safeviler ordularini hafif suvarilerden olustururdu Safeviler batida Osmanli Devleti gibi Avrupa nin duzenli gelismis ve atesli silahlar ile donatilmis ordularindan birine karsi savasirken doguda ise Ozbeklerin Mogollar kadar tehlikeli asiret atlilarina karsi basarili olmak zorundaydilar Caldiran Muharebesi nde yegeni Durmus Han Samlu nun Sah Ismail e Osmanli ordusunun mevzilenmesini beklemeyi onermesi ve bunun sonucunda alinan agir yenilgi Safevilerin Osmanli Devleti ne karsi bundan sonraki tum savas taktiklerini degistirmistir Safeviler Osmanli ordularina karsi genel olarak meydan savaslarinda karsi karsiya savasmak yerine Osmanli ordularinin zayif noktasi olan lojistigine saldirma taktigini kullandi ve atesli silahlar daha etkin yonetim daha fazla nufus gibi dezavantajlarina ragmen basarili da oldu Safeviler top kullanimini fazla onemsemediler Buyuk ihtimal ile bunun nedeni cevik Safevi suvarisinin top kullanilmasi durumunda yavaslayacak olmasidir Osmanli Devleti ne gore cok daha zayif olan Safevi Devleti bu anlayis sayesinde Osmanli Devleti nin guclu oldugu sahaya girmemis ve boylece bagimsizligini korumustur Birlikler Kizilbaslar Kizilbas askeri 17 yy Eski dini inanclarini ve geleneklerini kendilerine has bir Islami anlayisla birlestirip surduren Turkmenler in bazi batini Sii anlayislari benimsemesiyle ortaya cikan terimdir Safevi Devleti nin kurucusu Sah Ismail in babasi Seyh Haydar o 894 1488 buyuk bolumunu Azerbaycan ve Dogu Anadolu Turkmen boylarinin olusturdugu taraftar kitlesine kendilerini digerlerinden ayirmak icin her biri bir imami temsil eden on iki dilimli kirmizi bork giydirmis ve bu kitleler zaman icinde kizilbas diye anilmistir Tac i haydari veya kisaca tac diye anilan bu bas giysisi uzerine beyaz bir tulbent sarilan surahi biciminde on iki dilimli kirmizi bir kavuktur Safevi Devleti kaynaklarinda Kizilbas tabiri Safevi Devleti nin ordusunu olusturan Turkmenler icin kullanilir Kizilbaslar Safevi Devleti nin kurulusunda ve Iran in fethinde ana etkendi Gulam birliklerinin aksine Kizilbaslar devlet hazinesinden odemeye guvenmediler bunun yerine onlara toprak verildi Karsiliginda Safevi sahlarina asker ve erzak sagladilar Korcu 17 yuzyildan bir Safevi saray muhafizi resmi Ozellikle Safeviler de hassa asker topluluguna verilen ad Ilk olarak Ilhanlilarda daha sonra Akkoyunlu ve Karakoyunlu devletlerinde kullanilmistir Safevilerde ise sah in kraliyet muhafizi olarak biliniyorlardi Korcular teorik olarak Kizilbas asiretlerinden askere alindi ve maaslarini devlet hazinesinden alinan parayla aldilar Esas olarak Kizilbaslar arasindan askere alinmis olsa da Kizilbas ordu birimlerinden bagimsiz ve farkli bir birlikti Kumandanlari korcubasiydi Gulam Gurcu kokenli bir gulam olan Allahverdi Han in oglu Davud Han Gulamlar eski Islam devletlerinde orduda idarede ve sarayda calistirilmis kole ve esirlerdir Safevilerde gulamlar Kafkasya dan gelen eski Hristiyanlardan ozellikle Gurculerden Cerkezlerden ve Ermenilerden olusan bir birimdi Kumandanlari kullar agasiydi Topcu Safevi topculari Sol alt Toplar Sah Ismail doneminde de vardi ancak Sah Abbas in ordu reformlarina kadar pek gelismemisti Kumandanlari topcubasiydi Tufengci Bir Safevi tufekcisi Sah Ismail zamaninda vardi ve Sah Abbas zamaninda yeniden duzenlendiler Kumandanlari tufengci agasi idi Tufengciler geldikleri yerlere gore adlandirildilar Mesela Isfahan dan gelenler tufengciyan i Isfahan olarak adlandirildilar Bu birlik 12000 kisiydi ve esas olarak Acemleri Araplari ve Turkmenleri iceriyordu Mulazim ve Cerik Safevilerdeki topraklarin tuyul sahiplerine mulazim onlarin askerlerine ise cerik denirdi Safevi Devletindeki Mulazim ve cerikler Osmanli Devleti ndeki sipahi ve cebelilere benzemekte DilSafevi devletinin resmi dili Farsca idi Saray ve ordu dili Azerice burokrasi dili Safevilerin resmi dilinin Azerice iolduguna dair kaynaklarda su bilgiler vardir Kizilbaslar sarayda normal olarak Turkcenin Azeri lehcesi konusmaktaydilar Safevi Sahlari da onlar gibi Azeri lehcesi konusmaktaydilar Sahlarin ve devlet ve hukumet ileri gelenlerin Farscayi anadili gibi konusmamalari Safevi hanedani doneminde Farscanin eski klasik saf klasik standartlarindan ayrilip bozulmasina yol acmistir Gunluk islerin gorulmesinde Safeviler sarayinda ve yuksek dereceli askeri komutanlar ve politik idareciler arasinda ve ayni zamanda yuksek dinsel hiyerarsi mensuplarinin hepsi tarafindan kullanilan dil Farsca degil Turkce idi Safevi sarayinda Turkcenin Azeri lehcesi ozellikle hanedanda dahil ilk Safevi hukumdarlar donemlerinde ekseriyetle kullanilmakta idi Bu donemde Turkce dilbilgisi kurallari ve sozcukleri Farsca diline buyuk etki yapmistir ve bunun aksini de yani Farscanin grameri ve sozcuklerinin Turkceyi etkiledigini de soylemek mumkundur Safevilerin resmi dilinin Farsca olduguna dair ise kaynaklarda bu bilgiler vardir Safevi tarihi uzmani Sah Ismail zamaninda bile sarayda Turkce konusuldugu halde butun resmi belgeler ve diplomatik yazismalar hatta Turkce konusan devletlerle yapilan yazismalar bile tamamen Farscayla kaleme alinmistir Arnold J Toynbee Hindistan da Gurgani Mogol Baburluler Azerbaycan da Safevi ve Turkiye de Osmanli Imparatorlugu rejimlerinin en ileri gelismeye vardiklari donemde Yeni Farsca bu genis alanda rejimlerin en basta gelen edebi sahsiyetlerinin tercih ederek kullandigi dil olmustur Yeni Farsca bu buyuk alanin 2 3 si icinde yani Gurgani Mogol ve Azerbaycanli Safevi rejimlerinin sinirlari icinde devlet idaresinin de resmi dili olmustur 1722 ye kadar hukum suren Safevi devleti esastan bir Turk hanedani idi Azerbaycan in sahin ailesinin anavatani olmasi dolayisiyla Turkcenin Azerbaycan sivesi hukumdarlarin yuksek idarecilerin ve sarayin ve en nihayet Kizilbas askeri komutanlarinin ana konusma dili idi Sah Ismail Turkce siirler yazmakta idi Buna ragmen genel olarak devlet idaresi icin kullanilan dil Farsca idi ve Farsca dili diplomatik yazismalar insa edebi denemeler adab ve tarih yazmak icin kullanilan tek dildi DinDevlet Mezhebi Olarak Siilik in Tesisi Sah Ismail Kizilbas Alevi olmasina ve On Iki Imamci Siilik inanciyla uzlasmasi pek kolay olmayan Sii On iki imamci Tasavvuf Alevi inancina ragmen Sia nin mezhepsel ileri gelenlerini ulkesine getirerek onlara sadakatleri karsiliginda toprak ve paralar hediye etti Safevi doneminden sonra ve ozellikle Kacar Alevi Turkmen hanedani doneminde Sii ulemanin rolu artmis ulema bagimsiz ya da hukumetlerle ortaklasa rol oynamaya baslamistir Safeviler Alevi Bektasi Turkmen tasavvufi gecmisine sahiptirler Devlet feodal bir teokrasi haline geldi fakat bu din ve devlet ayriligi biciminde degildi kaynak belirtilmeli Sah dinsel ve dunyevi yetkilerin her ikisini birden elinde tutuyordu kaynak belirtilmeli Osmanli devleti ile suren guc mucadeleleri sirasinda Orta Asya dan Anadolu ya goc etmekte olan Turkmenler guzergahlari uzerinde olan Safevi Imparatorlugu dan gecmekteydiler Bu nufus kitlelerini kendi tarafina cekmeyi dusunen Safeviler Alevilik inancinin Turkmenler arasinda asimilasyona karsi sabit tutabilmeyi sagladilar Sah Ismail in oncelikli hedefi Dogu Anadolu oldugundan burada yasayan halklarin ozellikle Zaza Turkmenlerin buyuk cogunlugu ve bir kisim topluluklarin Islam in Alevi Bektasi Tasavvuf silsilesine mensupturlar Safevilerin Iran i Siilestirmesi Safeviler mucadele ederek Iran i 1501 de bagimsiz bir devlet olarak birlestirmisler ve Islam tarihinde en onemli donum noktalarindan birini olusturan Isnaaseriyye mezhebini Imparatorlugun resmi dini olarak belirlemislerdir 1502 ye kadar I Ismail Iran da Tebriz in yani sira Ermenistan Azerbaycan ve Dagistan bolgelerini ele gecirdi Iran in cogunlugunun hala Sunni oldugu bolgelerdeki kontrolunu saglamlastirmak icin onundeki on yil boyunca mucadele verecekti Ordusu ilk 1504 yilinda orta bolgelere yayilmisti 1510 yilinda nihayet Horasan bolgesini ve Herat sehrini fethedip 1505 1508 yillari arasinda guneybati Iran i ele gecirdi KulturAzerbaycan in ve Iran in kulturu Safevi himayesinde gelisti I Ismail in bizzat kendisi daha sonradan da ya da Sah Hatayi mahlasiyla Azerice pek cok siirler yazdi Sah Tahmasp bir ressamdi Sah II Abbas ise mahlasiyla Turkce siirler yazan bir sair olarak da taninmisti Bu donemde kiremit imalati comlekcilik dokumacilik gibi el sanatlari gelisirken minyaturculuk ciltcilik dekorasyon ve hattatlikta buyuk ilerlemeler kaydedildi 16 yuzyilda hali dokumaciligi bir gocebe ve koylu sanati olmaktan cikarak profesyonel tasarim ve imalata dayali iyi isleyen bir sanayi haline donustu Tebriz bu sanayinin merkezi konumundaydi Erdebil halilari yalnizca hanedana hasredilmisti Yanlis adlandirilmis meshur 17 yuzyilda Iran da imal edilirdi Geleneksel formlar ve malzemeler kullanan Riza Abbasi 1565 1635 Iran resmini yari ciplak kadinlar genclik ve asiklar gibi yeni temalarla tanistirdi Onun resim ve hat tarzi Safevi doneminin pek cok sanatcilarini etkileyerek Isfahan ekolu olarak bilinir hale geldi 17 yuzyilda uzak kulturlerle ozellikle Avrupa ile gelisen iliskiler Iranli sanatcilara yeni fikirler verdi Kisa surede uc boyutlu gorunumu perspektif ve golgeyi yagli boya kullanmayi benimsediler O kadar ki Sah II Abbas Muhammed Zaman adli ressamini egitim gormesi icin Roma ya gondermisti Isfahan Buyuk Abbas in 1598 te baskentini daimi olarak oraya tasimasindan sonra Safevi mimarisinin en seckin ornekleriyle doldu 1630 da yapimi tamamlanan imparatorluk camisi Mescid i Sah ile Mescid i Imami Lutfullah Camii ve Imparatorluk sarayi Ali Kapu Osmanli daki Bab i Ali ye nispeten en onemli yapilardir En meshur Islam filozoflarindan Molla Sadra Sah I Abbas doneminde 1587 1629 yasadi En onemli eseri Esfar dir Tasavvuf gizemciligi Sii ilahiyati ile Aristo ve Israkiyyun felsefelerini en onemli temsilcileri Ibni Sina ve Suhreverdi idi sentezleyen ve Metafilozofi Transcendent Theosophi denilen bir dusunus ortaya koydu Abbasi doneminin en onemli tarihcisi Turkmen Iskender Bey Munsi dir Sah Buyuk Abbas donemini anlattigi adli eseri Abbas in olumunden birkac yil sonra kaleme alinmis olup tarihi olaylarin ve sahislarin nuanse edilmis derinliklerini gozler onune seren cok degerli bir yapittir Safevi sahlariSafeviler Hanedani 1501 1786 Taht ismi Asil isim Resim Unvan Dogum Olum Hukumdarlik baslangici Hukumdarlik sonu Aile baglantilari NotI Ismail Sah Sultan 1487 1524 7 Kasim 1502 23 Mayis 1524 Seyh Haydar in oglu Uzun Hasan in torunuI Tahmasp Sah Sahib i Kiran Sultan bar Salatin 1514 1576 23 Mayis 1525 25 Mayis 1576 I Ismail in ogluII Ismail Sah 1537 1577 25 Mayis 1576 24 Kasim 1577 I Tahmasp in oglu Zehirlenme Muhammed Hudabende Hudabende Esref Sultan 1532 1596 25 Mayis 1576 1 Ekim 1587 I Tahmasp in oglu Tahttan indirmeI Abbas Sahensah Sultan Buyuk 1571 1629 1 Ekim 1587 19 Ocak 1629 Muhammed Hudabende nin ogluSafi Sam Mirza Sah Mirza 1611 1642 19 Ocak 1629 12 Mayis 1642 I Abbas in oglu Mohammed Bekir Safi Mirza in ogluII Abbas Sah 1632 1666 12 Mayis 1642 26 Ekim 1666 Safi nin ogluI Suleyman Safi Mirza Sah Hakim ul Hukema 1645 1694 26 Ekim 1666 29 Temmuz 1694 II Abbas in ogluSultan I Huseyin Sah Sultan Sadr ul Hakim 1668 1726 29 Temmuz 1694 11 Eylul 1722 I Suleyman in oglu tarafindan tahttan indirilme ve sonra oldurulmeII Tahmasp Sah 1704 1740 11 Eylul 1722 16 Nisan 1732 Sultan I Huseyin in oglu Nadir Sah tarafindan tahttan indirilme ve sonra oldurulmeAhmed Sah Sultan 1687 1728 28 Eylul 1726 30 Mart 1728 I Suleyman in kizi Sehrbanu Begum un oglu Mirza Abulkasim in oglu tarafindan oldurulmeIII Abbas Sah 1730 1739 16 Nisan 1732 22 Ocak 1736 II Tahmasp in oglu Nadir Sah kontrolu altinda Nadir Sah tarafindan tahttan indirilme ve oldurulmeSam Sah 1743 1743 1743 Sultan I Huseyin in oglu Duzmece Nadir Sah tarafindan tahttan indirilme ve oldurulmeMirza Abutorab Sah 1772 1749 1749 Sultan I Huseyin kizi Meryem Begum veya Han Aga Begum un oglu Kerim Han Zend in kontrolu altinda Tahttan indirilmeII Suleyman Afsar Seyyid Muhammad Sah 1723 veya 1725 1749 1750 I Suleyman Safavi nin kizi Sehrbanu Begum un oglu Sahruh tarafindan tahttan indirilme ve kor edilmeMirza Abutorab Sah 1772 1752 1756 Sultan I Huseyin kizi Meryem Begum veya Han Aga Begum un oglu Kerim Han Zend in kontrolu altinda Tahttan indirilmeSah 1753 1753 1753 Sultan I Huseyin in oglu Duzmece OldurulmeII Mohammad Abulfath Sultan Muhammed Mirza Sah 1786 1786 II Tahmasp oglu Sultan Mirza Huseyin in oglu Aga Muhammed Han in kontrolu altinda Safevi Hanedani Aile Agaci I Ismail 1501 24 I Tahmasp 1524 76 II Ismail 1576 78 M Hudabende 1578 87 Haydar I Abbas 1587 1629 Hamza Safi Mirza I Safi 1629 42 II Abbas 1642 66 I Suleyman 1666 94 I Huseyin 1694 1722 II Tahmasp 1722 32 III Abbas 1732 36 Ayrica bakinizSafevilik Safevi Hanedani soyagaci Safevi sahlarinin annelerinin listesi Safevi Hanedani Afsar Imparatorlugu Iran Turkleri Safevilerin Iran i SiilestirmesiKaynakca 2 Ocak 2007 The Safavid state and polity Iranian Studies 7 1 2 206 doi 10 1080 00210867408701463 The somewhat vague phrase used during the early Safavid period mamalik i mahrusa had assumed more concrete forms mamalik i iran mamalik i ajam mamlikat i iran mulk i iran or simply iran The royal throne was variously described as sarir i saltanat i iran takht i iran and takht i sultan sic i iran The inhabitants of the Safavid empire are referred to as ahl i iran and Iskandar Beg describes himself as writing the history of the Iranians sharh i ahval i iran va iranian Shah Abbas I is described as farmanrava yi iran and shahryar i iran his seat is payitakht i padishahan i iran takhtgah i salatin i iran or dar al mulk i iran His sovereign power is referred to as farmandahi yi mulk i iran saltanat va padishahi yi iran padishahi yi iran The cities of Iran bilad i iran are thought of as belonging to a positive entity or state Herat is referred to as a zam i bilad i iran the greatest of the cities of Iran and Isfahan as khulasa yi mulk i iran the choicest part of the realm of Iran The sense of geographical continuity referred to earlier is preserved by a phrase like kull i vilayat i iranzamin Affairs of state are referred to as muhimmat i iran To my mind however one of the clearest indications that the Safavid state had become a state in the full sense of the word is provided by the revival of the ancient title of sipahsalar i iran or commander in chief of the armed forces of Iran Savory Roger 2007 Azerbaijan under the Safavids Ingilizce Cambridge University Press s 213 ISBN 0 521 04251 8 ISBN 978 0 521 04251 2 27 Mayis 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Haziran 2009 Kizilbaslar sarayda normal olarak Turkcenin Azeri lehcesi konusmaktaydilar Safevi Sahlari da onlar gibi Azeri lehcesi konusmaktaydilar Sahlarin ve devlet ve hukumet ileri gelenlerin Farscayi anadili gibi konusmamalari Safevi hanedani doneminde Farscanin eski klasik saf klasik standartlarindan ayrilip Turklesmesine yol acmistir Fisher Peter Jackson Laurence Lockhart J A Boyle William B 1986 The Cambridge history of Azerbaijan Ingilizce Cambridge University Press s 950 ISBN 0 521 20094 6 ISBN 978 0 521 20094 3 7 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Haziran 2009 Gunluk islerin gorulmesinde Safeviler sarayinda ve yuksek dereceli askeri komutanlar ve politik idareciler arasinda ve ayni zamanda yuksek dinsel hiyerarsi mensuplarinin hepsi tarafindan kullanilan dil Farsca degil Turkce idi KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link a b Price Massoume 2005 Iran s Diverse Peoples A Reference Sourcebook Ingilizce ABC CLIO ss 66 67 ISBN 1 57607 993 7 ISBN 978 1 57607 993 5 27 Mayis 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Kasim 2008 Sah in anadili Turkce idi ve Azeri lehcesini kullanarak gayet begenilen siirler yazmistir s 66 Sah Ismail ayni zamnda son Akkoyunlu Hukumdari olan Uzun Hasan nin torunu idi s 67 a b Mazzaoui Michel B 2002 Islamic Culture and Literature in Iran and Central Asia in the early modern period Turko in Historical Perspective Ingilizce Cambridge University Press ss 86 87 ISBN 0 521 52291 9 ISBN 978 0 521 52291 5 27 Mayis 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Haziran 2009 1722 ye kadar hukum suren Safevi devleti esastan bir Turk hanedani idi Azerbaycan in sahin ailesinin ana vatani olmasi dolayisiyla Turkcenin Azerbaycan sivesi hukumdarlarin yuksek idarecilerin ve sarayin ve en nihayet Kizilbas askeri komutanlarinin anadili idi Sah Ismail Turkce siirler yazmakta idi Turkce dilinin Azerbaycan lehcesi insa edebi denemeler adab ve tarih yazmak icin kullanilan tek dildi Shaffer Brenda 2002 Borders and Brethren Iran and the Challenge of Azerbaijani Identity Ingilizce MIT Press s 19 ISBN 0 262 69277 5 ISBN 978 0 262 69277 9 7 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Kasim 2008 Safevi sarayinda Turkcenin Azeri lehcesi ozellikle hanedenda dahil ilk Safevi hukumdarlar donemlerinde ekseriyetle kullanilmakta idi Bu donemde Turkce dilbilgisi kurallari ve sozcukleri Farsca diline buyuk etki yapmistir ve bunun aksini de yani Farscanin grameri ve sozcuklerinin Turkceyi etkiledigini de soylemek mumkundur XVI The Qizilbash Education and the Arts s 169 Sumer Faruk 1992 Safevi devletinin kurulusu ve gelismesinde Anadolu Turklerinin rolu Sah Ismail ile halefleri ve Anadolu Turkleri Turk Tarih Kurumu ISBN 975 16 0446 X ISBN 978 975 16 0446 0 12 Haziran 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Haziran 2009 R M Savory Safavids 2nd edition Andrew J Newman Safavid Iran Rebirth of a Persian Empire I B Tauris Mart 30 2006 Golden Turk halklari Tar Giris Ceviren Osman Karatay Ankara 2002 s 321 Williams Henry Smith 1909 The historians history of the world a comprehensive narrative of the rise and development of nations as recorded by over two thousand of the great writers of all ages Ingilizce Hooper amp Jackson Ltd s 495 21 Eylul 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Haziran 2009 Ismail is a grandson of Uzun Hasan and a descendant of Sheikh Sufi Matthee Rudi 1 September 2009 Was Safavid Iran an Empire Journal of the Economic and Social History of the Orient 53 1 241 Roger Savory 2 Ocak 2007 The Safavid state and polity Iranian Studies 7 1 2 206 Safevi Devleti nin Kurulusu ve Gelismesinde Anadolu Turklerinin Rolu Turk Tarih Kurumu Yayinlari Ankara 1992 The Aqquyunlu Clan Confederation Empire John E Woods Sadlu s 108 196 199 John E Woods The Aqquyunlu Clan Confederation Empire Faruk Sumer Karakoyunlular Ankara 1984 W Barthold Socineniya C II bolum I Moskova 1963 s 748 Ismail Hakki Uzuncarsili Osmanli Tarihi C II Ankara 1998 s 225 Alem i Ara yi Safevi s 11 Heyyet C Azerbaycanin Turklesmesi ve Azeri Turkcesinin Tesekkulu Varliq Tehran 1992 s 9 12 Kutukoglu Bekir 1962 Osmanli Iran Siyasi munasebetleri T 1578 1590 Edebiyat Fakultesi Natbaasi 21 Eylul 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Temmuz 2009 Ugur Ahmet 1989 Yavuz Sultan Selim Erciyes Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Mudurlugu s 45 4 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Temmuz 2009 Bu hanedan adini Safevi tarikati reisi Seyh Safiyuddin Ishak dan almaktadir Cicek Kemal 2000 The Great Ottoman Turkish Civilisation Politics Ingilizce Yeni Turkiye ISBN 975 6782 18 8 ISBN 978 975 6782 18 7 4 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Temmuz 2009 a b Goldschmidt Arthur 2002 A concise history of the Middle East Ingilizce Westview Press s 142 ISBN 0 8133 3885 9 ISBN 978 0 8133 3885 9 4 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Temmuz 2009 Under the leadership of Shaykh Junayd d 1460 and the protection of the Black Sheep Turcomans the Safavids began converting the large number of Turks in Azerbaijan and Anatolia to Shi ism These Shi i Turks came to be called Kizilbash red heads because of their distinctive headgear Kirkinci Mehmet Alevilik nedir Istanbul Cihan Yayinlari 1990 Bozkurt Fuat Aleviligin Toplumsal Boyutlari Istanbul Tekin Yayinevi 1993 Richard Tapper Shahsevan in Safavid Persia Bulletin of the School of Oriental and African Studies University of London Vol 37 No 3 1974 p 324 Lawrence Davidson Arthur Goldschmid A Concise History of the Middle East Westview Press 2006 p 153 Chase Kenneth 2003 Firearms A Global History to 1700 Cambridge University Press ISBN 0 521 82274 2 a b Arsivlenmis kopya 10 Ocak 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2023 Tufan GUNDUZ Kizilbaslar Osmanlilar Safeviler 2 baski sayfa 110 112 Arsivlenmis kopya 9 Ocak 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2023 a b Arsivlenmis kopya 10 Ocak 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2023 a b Floor Willem 2001 Safavid Government Institutions Costa Mesa California Mazda Publishers pp 1 311 ISBN 978 1568591353 Arsivlenmis kopya 9 Ocak 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2023 a b Arsivlenmis kopya 9 Ocak 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2023 Floor Willem 2001 Safavid Government Institutions Costa Mesa California Mazda Publishers pp 1 311 ISBN 978 1568591353 Arsivlenmis kopya 9 Ocak 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2023 O Efendiev Azerbajdzhanskoe gosudarstvo Sefevidov v XVI veke Baku Elm 1981 Agaev Yu Sh Ahmedov S A Ak koyunlu osmanskaya vojna B Izd vo Elm 2006 Savory Roger 2007 Ingilizce Iran Under the Safavids Cambridge University Press s 213 Fisher Peter Jackson Laurence Lockhart J A Boyle William B Jackson Peter Lockhart Laurence Boyle J A 1986 Ingilizce The Cambridge history of Iran Cambridge University Press s 950 Shaffer Brenda 2002 Ingilizce Borders and Brethren Iran and the Challenge of Azerbaijani Identity MIT Press s 19 The Qizilbash Education and the Arts adli kitabinin XVI bolumunun 169 sayfasi A Study of History V s 514 15 Mazzaoui Michel B Canfield Robert 2002 Islamic Culture and Literature in Iran and Central Asia in the early modern period Ingilizce Turko Persia in Historical Perspective Cambridge University Press ss 86 87 a b Jurdi Abisaab Converting Persia Religion and Power in the Safavid Empire London 2004