Haçlı Seferleri veya Haçlı Akınları, Orta Çağ döneminde Hristiyan Latin Kilisesi tarafından başlatılan, desteklenen ve bazen de yönetilen bir dizi dini savaştı. Bu askeri seferlerin en iyi bilinenleri, 1095 ile 1291 yılları arasında Kudüs ve çevresini Müslüman yönetiminden geri almayı amaçlayan Kutsal Topraklara yapılan seferlerdir. 1099'da Kudüs'ün ele geçirilmesiyle sonuçlanan Birinci Haçlı Seferi'nden başlayarak düzinelerce askeri sefer düzenlendi ve yüzyıllar boyunca Avrupa tarihinin odak noktasını oluşturdu.
1095 yılında Papa II. Urban, Clermont Konsili'nde ilk seferi ilan etti. Bizans imparatoru I. Aleksios Komnenos'a askeri desteği teşvik etti ve Kudüs'e silahlı bir hac yolculuğu çağrısında bulundu. Batı Avrupa'daki tüm sosyal tabakalardan coşkulu bir tepki geldi. Katılımcılar, Avrupa'nın her yerinden geliyordu ve çeşitli motivasyonları vardı. Bunlar arasında dini kurtuluş, feodal yükümlülüklerin yerine getirilmesi, şöhret fırsatları ve ekonomik ya da siyasi avantajlar vardı. Daha sonraki seferler, bazen bir kral tarafından yönetilen, genellikle daha organize ordular tarafından yürütüldü. Hepsine papalık tarafından endüljans verildi. İlk başarılar dört Haçlı devleti kurdu: Edessa Kontluğu; Antakya Prensliği; Kudüs Krallığı; ve Trablus Kontluğu. 1291'de Akka'nın düşmesine kadar bölgede bir şekilde Avrupalı varlığı devam etti. Bundan sonra başka büyük askeri seferler düzenlenmedi.
Kilise onaylı diğer seferler arasında, papalık kararlarına uymayan Hristiyanlara ve kâfirlere karşı, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı ve siyasi nedenlerle yapılan Haçlı seferleri bulunmaktadır. 1147'den itibaren Kuzey Haçlı Seferleri, Kuzey Avrupa'daki pagan kabilelere karşı yapıldı. Hristiyanlara karşı Haçlı Seferleri, 13. yüzyılda Albigeois Haçlı Seferi ile başladı ve 15. yüzyılın başlarında Hussit Savaşları ile devam etti. Osmanlılara karşı Haçlı Seferleri 14. yüzyılın sonlarında başladı ve Varna Haçlı Seferini de içeriyordu. 1212'deki Çocuk Haçlı Seferi de dahil olmak üzere popüler haçlı seferleri kitleler tarafından oluşturuldu ve Kilise tarafından onaylanmadı.
Gelişimi
Haçlı Seferi Düşüncesinin Doğuşu
Haçlı Seferleri’nin fikir babası aslında İspanya ve Portekiz’den Müslümanların atılması için başlatılan Reconquista (Yeniden Fetih) hareketidir. Müslümanlar İspanya ve Sicilya’da hakimiyet kurmuşlardı. İber yarımadasında bulunan Hristiyan krallıklar ortak düşman Müslümanların elindeki şehirleri ve kutsal yer olan Kudüs'ü almak için başlattıkları hareket 9. yüzyıldan 15. yüzyılın sonuna kadar sürmüştür.
Aslında 1086 yılında Papa VII. Gregorius Doğu’ya bir haçlı seferi yapma düşüncesindeydi fakat bu halefi II. Urbanus’a nasip olacaktı. 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Anadolu bir Türk akınına uğramıştı ve Selçuklu Türkleri güçlü bir hakimiyet kurmuşlardı. Suriye ve Filistin’i dahi ele geçiren Türkleri, Hristiyan dünyası tedirginlikle izlemekteydi. Politik başarıları ile bilinen Bizans imparatoru I. Aleksios Türkler’e karşı Papa’dan yardım istedi. Papa bu talebi kabul etti fakat onun amacı Bizans’a yardımdan çok Doğu topraklarını ve Kudüs’ü ele geçirmek, Papalığın görüşlerini benimsemeyen "Heretik" Doğu Hristiyanlarını kontrol altına almak ve Avrupa’nın içinde bulunduğu krizden kurtulmasını sağlamaktı. Çünkü 1094 senesi şiddetli kuraklığın getirdiği açlık ve sefalet, salgın hastalıklar ve artan nüfus gibi problemler ile Doğu’yu Batı’nın gözünde âdeta cennet haline getirmişti. 1095’te toplanan Clermont Konsili’nde, Papa, Hristiyanları Kudüs’ü ve doğu topraklarını ele geçirmek özellikle havarilerin yaşadığı yerlerin ve onlara ait kalıntıların Sarazen Müslümanların elinden kurtarılması için yapılacak kutsal savaşa davet etti. Dünyevi ve uhrevi pek çok vaatte bulunarak onları Haçlı Seferi’ne ikna etti. Kilise sadece dini bir kurum değil aynı zamanda geniş toprakların yöneticisi siyasi bir otoriteydi. Avrupa toplumu feodal ailelerin birbirleriyle savaşları ve şövalyelerin adeta terör estirdiği büyük bir buhran içindeydi. Bu sefere katılacak kontlar ve dükler için öncelikli hedef maddi çıkarlar ve yeni topraklara sahip olmaktı. Böylece Fransızlar, Normanlar ve Lombardlar gibi pek çok milletten örgütlü bir ordu oluşturuldu ve bunlar 1097’de Konstantinapolis önlerine geldiler. I. Aleksios gördüğü bu devasa silahlı birlikler karşısında büyük bir endişeye kapılmıştı. Onların kendi topraklarından geçmesine izin vermedi ve onlara: "Eğer Antakya'yı bana vereceğinize dair yemin etmezseniz İslâm ülkelerine gitmek üzere Boğaz'ı geçmenize izin vermem" dedi. Aslında maksadı Haçlıları İslâm ülkelerine gitmeye teşvik etmek ve Türklerden kaybettiği toprakları geri almayı güvence altına almaktı.
Birinci Haçlı Seferi 1096-1099
Clermont Konsili ve Birinci Haçlı Seferinin başlaması
Birinci Haçlı Seferi (1096-1099) katılan orduların miktarı ve sonuçları bakımından en önemli olan Haçlı Seferidir. Birinci Haçlı Seferi'nin 1096 yılında Clermont'ta toplanan kilise konsilinde Papa Urbanus tarafından başlatıldığı kabul edilmektedir. 1095 yılında Clermont'ta toplanan kilise konsilinde Papa II. Urbanus ve fanatik Keşiş Pierre l'Ermite tarafından teşvik edilmiştir. Ama bu sefere katılmak için Hristiyan Avrupa yüzeyinde propagandanın yapılması ve Haçlı askerlerinin toplanması bir yıldan fazla zaman almıştır. Bu sefer genellikle dalga dalga gelen bazıları sırf din aşkına savaşmayı gözüne alan çeşitli sınıftan halktan oluşan bir grup halinde; diğerleri ise çok düzenli soylu kişiler tarafından profesyonel askerî birlik şeklinde komuta edilen ordularla gerçekleştirilmiştir. Birinci Haçlı Seferi'nin genel olarak başlangıç ve birkaç ana safhadan oluştuğu kabul edilir.
Halkın Haçlı Seferi
Birinci Haçlı Seferi'nin ilk ana safhasına köylü haçlı seferi veya halkın haçlı seferi denmiştir. Bu sefere katılan Haçlı ordusu daha çok din aşkına savaşmayı göz almışlardan oluşmuştu. Haçlılar halk kitlelerden oluşmaktaydı; asiller ve profesyonel askerler bu sefere katılmamayı tercih etmişlerdi.
1 Ağustos 1096'da yola çıkan bu ordunun başında fanatik dindar Keşiş Pierre L'Ermite bulunmaktaydı. Bu Haçlı ordusu, hiç savaş deneyimi olmayan erkekler ve hatta tecrübesiz genç, çocuk ve kadını ihtiva etmekteydi. İznik üzerine doğru yürürken Yalova civarında Selçuklu orduları tarafından yenilip imha edildi.
Baronların Haçlı Seferi hazırlıkları ve Konstantinopolis'ten sefere başlayışı
İkinci gruba Baronların Haçlı Seferi denir çünkü Avrupa soyluları tarafından komuta edilmiş ve profesyonel ağır zırhlı şövalyelerle donanmıştı.
Bundan sonra Haçlı Ordusu’na katılacak daha profesyonel Güney İtalya Normanları, , Fransız şövalyelerden oluşan büyük bir ordu 1097’de Konstantinopolis önlerine geldi. Komutanları arasında Aşağı Lorenli Godefroy de Bouillon, kardeşi Boulogneli Baudouin, kuzeni Bourglu Baudouin, Normandiya Dükü Robert, Tarantolu Boemondo ve kuzeni Tancred, Toulouse Kontu Raymond, Flandre Kontu II. Robert, Fransız kralının kardeşi Vermandoislı gibi Fransa'nın, Burgundi'nin ve Güney İtalya'nın önemli soyluları bulunmaktaydı.
Avrupa'nın belirtilen alanlarında bu ordular toplanmaktayken özellikle Almanya'da Yahudiler aleyhine bir büyük Pogrom başlatıldı. Bu Haçlı orduları iaşe ve hayvan yemi bulmak için yolların yakınlarında bulunan yerleşkelere büyük zararlar vermeye başladılar. Özellikle Macaristan'da verdikleri zararlar dolayısıyla oradaki idareci güçler bu Haçlı ordularının karşısında durdular. Bu Haçlı ordusu Bizans İmparatoru tarafından Balkanlarda iaşe satın almak için pazarlar, kamp alanı ve, çoğu Türk dili konuşan, Peçenek asıllı paralı askerlerden oluşan Bizans ordusu tarafından refakat sağlanarak kontrol edilmeye çalışıldı.
Kafile kafile Konstantinopolis'e erişen bu grup Haçlı ordusunda bulunan soylu Haçlı komutanlar Bizans İmparatoru I. Aleksios'a sadakat yemini ettiler ve ellerine geçirecekleri eski Bizans topraklarını tekrar Bizans idaresine vereceklerine ant içtiler. Bu Haçlı ordusu Bizans tarafından Anadolu'ya geçirildi ve yanlarına "Tatikios" adlı bir Türk asıllı Bizans generali komutasında bir Bizans refakat ve kılavuzluk ordusu verildi.
Bu Haçlı ordusu mevcudu için çok değişik tahminler yapılmaktadır. İnanılır bir kaynağa göre, bu ordu 30.000 ile 70.000 arasında askerden ve 30.000 asker olmayan kamp takipçisinden oluşmuştur.
Anadolu'da harekat
Haziran ayının sonunda Haçlı ordusu Kudüs'e gitmek için yürüyüşe başladı. Fransız soylu asillerinden Blois kontu Stephen karısına gönderebildiği nadir bir mektupta bu geçişin 5 hafta süreceğini belirtmişti. Ancak bu geçiş 2 yıl sürdü.
10 Nisan'da Haçlılar yürüyüşe başlayıp önce Anadolu Selçuklu Devleti başkenti İznik'i kuşattılar. Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan Haçlılar’ın ciddi bir tehlike olabileceğini hesap edememiş ve 1097 ilkbaharında bütün ordusu ile Ermeni Gabriel’in elindeki Malatya’yı kuşatmaya gitmişti. Haçlılar bu sırada Bizans gemileriyle Yalova’ya oradan da İznik önlerine gelerek şehri kuşattılar. I. Kılıç Arslan durumun önemini geç de olsa anladı ve derhal İznik yakınına döndüyse de şehir kuşatılmıştı ve büyük Haçlı ordusuyla baş edemeyeceğine karar vererek geri çekildi. Beş hafta kuşatmaya dayanan İznik 17 Haziran 1097’de Bizans’a teslim edildi. I. Kılıç Arslan da 1097 yılında başkent'i İznik'ten Konya'ya taşımak zorunda kaldı.
Anadolu içlerine çekilen Kılıç Arslan Dânişmend Gazi ve Kayseri emiri Hasan ile ittifak yaptı. 30 Haziran 1097’de müttefikler Eskişehir Ovası’nda Haçlılara saldırdılar. Haçlılardan önde yürüyen Normanlardan oluşan grup Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan tarafından karşılandı. Bu ovaya çıkışın Bizans ve Haçlılarca "Dorileon" olarak adlandırılması nedeniyle Birinci Dorileon Muharebesi adı verilen askeri çatışma başladı. Bu muharebede ağır zırhlı, özel terbiyeli büyük zırhlı atlı ve özel silahlı şövalyeler ile ağır süvari hücumları yapan Haçlı ordusuna karşı olarak gayet hızlı ve manevra kabiliyetli; hafif zırhlı; ağır zırhlara karşı ve hızlı ağır süvari hücumlarına karşı efektif olmayan hatta hiç işlemeyen ok, cirit ve kılıç gibi hafif silahlı Selçuklu hafif süvarisine üstün geldiği açığa çıktı. Bu meydan muharebesini kazanamayacağını anlayan Sultan I. Kılıç Arslan ordusunu muharebe meydanından geri çekmek zorunda kaldı. Hristiyan tarihçileri bu muharebeyi kazanan Haçlı ordusunu ve bu ordunun komutanlarını çok överek anmaktadırlar.
Bundan sonra I. Kılıç Arslan Haçlı ordusunu bir meydan muharebesi ile mağlup edemeyeceğini, hatta yürüyüşlerine bile engel olamayacağını anladı. Anadolu'dan geçen Haçlı ordusu ile hiç askeri çatışmaya girmeden onların Anadolu'dan ilerlemelerini izleme stratejisine uydu. Fakat yolları üzerindeki bölgeleri boşaltıp, tarlaları yakarak, meralardan Haçlı ordusu hemen gelmeden büyük koyun sürüleri geçirerek Haçlılar atlarına otlanacak ot bırakmayarak ve su kuyularını tahrip ederek onları zor duruma sokmaya çalıştı.
Bu Haçlı ordusu Anadolu'da Uluborlu (Polybotus), Yalvaç (Antioch-Pisidia), Akşehir (Philomelium), Ladik (Laodicea), Konya (Iconium), Ereğli (Hereclea), Kemerhisar (Tyana), Niğde (Augustapolis), Kayseri (Mazacha), Kahramanmaraş (Marash) yoluyla Antakya'ya indi.
Buradan "Boulogne'lu Baudouin" Edessa'da (günümüz: Şanlıurfa) hüküm süren ve Ermeni asıllı bir eski Bizans ordusu komutanı olan tarafından çağrıldığı için kendine bağlı ordusu ile Edessa'ya yöneldi. Thoros Edessalı, Selçuklu Şam Meliki Tutuş tarafından 1094 civarında Edessa kalesi ele geçirilince Edessa'yı idareye memur edilmiş parali askerlerden kurulmuş olan Bizans ordusu komutanı idi. Fakat bu görevi yapmakta iken Thoros Selçuklular aleyhine dönüp uzunca süren Artuklu Sökmen Bey komutasındaki bir Selçuklu ordusunun kuşatmasına başarı ile direniş göstermişti. Bundan sonra Thoros emrindeki ordu ile hem Selçuklular hem de Bizanslılardan bağımsız olarak Edessa şehrini yönetmeye başlamıştı. Ermeni asıllı olduğu ve Ortodoks Hristiyanlığa inandığı için Edessa Ermenileri tarafından sevilmemekte idi. Yine Ermeni asıllı ve eskiden Selçuklularla yakın ilişkisi olduğu için Ortodoks Bizanslılar tarafından da beğenilmemekte idi. Thoros politik durumunu sağlamlaştırmak için 1098'de Antakya Kuşatması ile uğraşmaya başlayan Haçlılar ordusundan destek istemişti. Bu destek Şubat 1098'de Baudouin Boulogne'lunun Edessa'ya kendi ordusu ile gelmesi ile başladı. Baudouin Boulogne'lu önce Thoros Edessalı'nın evlatlığı ve varisi olarak kabul edildi. Fakat Baudouin Thoros aleyhine önce gizli entrikalara girişti ve sonra açıkça onu Urfa iç kalesinde kuşatmaya aldı. Thoros Baudouin'in Edessa'da yönetimi ele almasını bir anlaşma ile kabul etti. Ailesi ile kayınpederi (modern Malatya) Emiri Gabriel'e sığınmayı planlamıştı. Fakat birkaç gün sonra 9 Mart'ta şehrin Ermeni asıllı olan halkı (çok muhtemelen Baudouin'in emri ile) Thoros'u yakalayip linç ettiler. Böylece Edessa'nın tek yöneticisi olarak kalan Baudouin burada ilk Haçlılar devleti olarak Edessa Kontluğu devletini kurdu ve kendini ilk Edessa Kontu olarak ilan etti.
Antakya Kuşatması
Yollarına devam eden Haçlılar Torosları iki değişik geçitten geçerek Çukurova bölgesine girdiler ve daha sonra yollarına devam ederek Antakya önlerine geldiler. Antakya önlerine gelen ordunun başında Taranto prensi Boemondo vardı. Boemondo Birinci Haçlı Seferi’nin en etkili askeri komutanlarından biriydi. Güney İtalya’nın Norman fatihi Robert Guiscard’ın oğlu olan Boemondo’un seferi katılma amacı yeni topraklar elde etmekti.
İsmen Büyük Selçuklu Devleti'ne tabi olan Antakya Emiri olan Yağı-Sayan, Haçlılar'ın Antakya'ya doğru geldiklerini haber alınca, şehirdeki Hristiyanlardan korktu. Antakyalı Müslümanları erkekleri surların dışına çıkarıp şehrin etrafına hendek kazmalarını emretti ve Müslümanların yanına hiçbir yabancıyı sokmadı. Ertesi gün de aynı şekilde Antakyalı Hristiyan erkekleri surlar dışına çıkarıp hendek kazmalarını emretti, onların yanında da hiçbir Müslüman yoktu. Ama Yağı-Sayan Antakyalı Hristiyan erkekleri şehir surları içine almadı. Yağı-Sayan şehir içinde bulunan Hristiyan kadın ve çocukların can ve mal güvenliğinin teminatını verdi.
Bundan sonra Emir Yağı-Sayan Antakya kalesinde güçlü bir direnişle dokuz ay süren bir savunma yaptı. Bu savunma sırasında Antakya'ya askeri destek icin önce Şam'daki melik (Suriye Selçuklu Șam Meliği) Dukak ve sonra da Halep'teki melik (Suriye Selçuklu Halep Meliği) Rıdvan'dan askeri yardım gönderdiler ama bunlar Haçlılar ordusuna yenik düştüler ve bu girişimler sonuçsuz kaldı. Fakat Haçlılar "Firuz" (bazı kaynaklarda "Rüzbe") adında bir kale muhafızını rüşvet vermek suretiyle ikna ettiler ve kalenin bir burcunu ele geçirdiler. Kale’nin tümden düştüğünü sanan Yağı-Sayan 30 muhafızıyla kaleden çıkıp gitti. Kaleyi ele geçiren Haçlılar pek çok Müslüman’ı katlettiler.
Haçlılar şehri ele geçirdikten sonra Selçuklular Musul Atabeyi Gürboğa topladığı bir Müslüman ordusu ile Antakya önlerine gelip Antakya kalesi içine bulunan Haçlı ordusunu kuşatmaya aldı. Korkak davranıp hemen hücuma geçmemesi ordusunda anlaşmazlıklar doğurdu. Diğer taraftan 12 gün kapalı muhasara altında kalan Hristiyanlar büyük açlık çektiler. Soylu ve şövalyeler atlarını; diğer Haçlılar yakalayabildikleri her türlü yaşayan hayvanı ve ağaç kabuğu ve otları yemeye başladılar. Haçlılar gıdasızlıktan bıkkınlık ve ümitsizlik içerisine girdiler. Keşiş Marsilyalı Pierre Barthelemy dinsel hayaller görmeye başlayıp İsa'nın çarmıha gerildikten sonra öldürülmesi için kullanılan Kutsal Mızrak'ın Antakya Katedrali'nin zemininde gömülü olduğunun rüyasını gördüğünü bildirdi. Antakya Katedrali zemininde yapılan kazı ile bir mızrak bulundu. Bunu bir mucize sayan ve üstün moral kazanan Haçlılar Kutsal Mızrak'ı taşıyan Le Puy Başpiskoposu Adhemar ile 8 Haziran 1098'de kaleden huruç hareketi yaptılar. Gürboğa'nın müttefiki Şam Meliği Dukak ve Gürboğa'nın kendilerine hüküm edeceğinden korkan diğer emirler Gürboğa ordusundan ayrıldılar. Kalan ordu büyük bir mağlubiyete uğradı.
Antakya'dan Kudüs'e harekat
Haçlılar Antakya'yı aldıktan sonra bir müddet burada kalarak at, yiyecek ve iașe tedariki için uğraş verdiler. Bu tedariki sağlamak için yakınlarda olan Arap yerleşkelerine saldırılarda bulundular. Bu saldırıların birisi Maarratu'n-Numan'a yapıldı. Aralık 1098'de Antakya'dan gelen bir Haçlı ordusu bu şehrin duvarları önlerinde karargâh kurup şehri muhasaraya başladılar. Halk onlara karşı çok çetin bir savaşa girdi. Haçlılar kale burçlarının karşısına ahşap bir burç dikip beklemeye başladılar. Müslümanlar bir süre sonra bulundukları surlardan inip daha güvenli olacağını düşündükleri şehirdeki evlerine sığındılar. Haçlı ordusu taarruza geçti ve şehri eline geçirerek bir katliam yapmaya başladı ve Haçlılar burada yaklaşık 20 bin kişiyi öldürdüler. Daha sonra buradan ayrıldılar. Haçlı kronikleri burada Haçlıların ölen Müslümanların bedenlerini yediklerinden bahsetmiştir. Haçlılar Müslüman yetişkinleri kaynatıp çorba yapmak, Müslüman çocukları şişe geçirip ateşte pişirmek ve yemek dahil olmak üzere son derece korkunç bir saldırı gerçekleştirdiler. Bu dönemdeki Haçlı yamyamlığı hem Frank hem de Arap raporları tarafından doğrulanıyor. Mesela Caenli bir Frank görgü tanığı, haşlama ve kızartma vahşetini rapor etmiş. Maarra'nın fethedilişi sırasında orada olan Aixli Albert şöyle yazmış: "Bizim bölüklerimiz sadece ölü Türkleri ve Suriyelileri yemekten küçülmediler, aynı zamanda köpekleri de yiyorlardı!" Abd'l-Ala şehri ise Ocak 1099'da yapılan hücumdan sonra tamamıyla yakılıp yıkıldı; kalesinin taşları bile teker teker sökülüp şehir ortadan kaldırıldı. Birçok Arap şehri ise elçiler ve hediyeler göndererek Haçlıların her isteklerini yerine getireceklerini belirttiler.
13 Ocak'ta Antakya'dan ayrılmaya başlayan ana Haçlı ordusu 7 Temmuz'a kadar Antakya'dan Lübnan. batı Suriye ile Filistin'den geçerek Kudüs'e vardı. Bu geçiş sırasında Fatimiler'in kuzey sınırı olan "Nehr-ul-Kelb" ırmağını geçip Fatimiler arazilerine girdiler. Yolda bulunan bazı şehirleri (örneğin , Tartus, Arsuf, Ramallah, Beytüllahim) ellerine geçirdiler ve diğerlerini (örneğin Saycar, Akka, , Trablusşam, Kayserya) ya başarısız kuşatmadan sonra geride bıraktılar ya da kenarlarından hücum etmeden geçtiler. 5 Temmuz 1099'da Kudüs şehri surları önüne vardılar.
Kudüs kuşatması, işgali ve katliam
Kudüs şehri komutasında Fatimiler ordusu tarafından savunmakta idi. 5 Temmuz'dan itibaren Haçlı orduları şehrin surlarına birçok başarısız saldırılarda bulundular ve geri püskürtüldüler. Filistin sahillerine gelen Cenevizliler Yafa yakınlarında karaya oturttukları gemilerini parçalayarak tahtalarını Kudüs önlerine getirdiler. İki tane büyük kuşatma kulesi yaptılar. Bu iki tahta kule 14 Temmuz gecesi şehrin duvarları önüne getirildi.
15 Temmuz günü şehir kuzeydoğu kapısı önünde bulunan kuleden Flandralı şövalye ilk defa şehre girmeyi başardı. Sonra Godefroi de Bouilion, kardeşi Eustace Boulogne'lu, Tancerd ve askerleri de şehre girdiler. Diğer kule ilerleyemedi. Haçlı komutanlardan Raymond Saint Gillies Fatimi kale komutanı 'ya bir haberci ile teslim olursa kendisi ve ordusu için serbestçe Kudüs'ten ayrılma izni verileceğini bildirdi. İftikar el-Devle bunu kabul etti. Teslim olup şehir kapılarını açtı.
Haçlılar sözlerinde durdular. İftikar El-Devle ve ordusu 15 Temmuz akşamı Kudüs'ten ayrılarak Askelon kalesine gittiler. Kudüs Haçlılar eline geçti.
Diğer taraftan Tapınak Tepesi'nde ve civarında 15 Temmuz 1099 günü öğleden sonra, akşamüstü ve ertesi sabah Haçlı ordusu mensupları Kudüs'te bulunan bütün Müslümanları ve Yahudileri öldürmeye başladılar ve büyük bir katliam gerçekleştirdiler.
Kudüs Krallığının ve diğer Haçlı devletlerinin kurulması
Kudüs'ün fetheden Haçlı ordusunun soylu olan Haçlı komutanları Kutsal Kabir Kilisesi'nde 22 Temmuz'da bir toplantı yapıp Kudüs şehrinin ve ellerine geçen diğer Filistin ve Suriye arazilerinin nasıl idare edileceği hakkında tartışmalar yaptılar. Hristiyanların kutsal saydıkları topraklarda dinsel olmayan devlet işleri ile uğraşmaya yetkili olacak yeni bir Kutsal Kudüs Krallığı kurulmasına karar verdiler. Kudüs Krallığı Kudüs şehri yanında Suriye'in güneyi ve Filistin'i de ihtiva edecekti. İlk Kudüs Kralı olarak Godfrey de Bouillon'u seçtiler.
Haçlılar ordusu Kudüs'ten çekilen Fatimîler ordusu üzerine giderek Aşkelon Muharebesi'inde Fatimîleri yenerek Filistin'e iyice yerleştiler.
Birinci Haçlı Seferi'nde ayrıca Kudüs fethinden önce Urfa Kontluğu (1097-1144) ve Antakya Prensliği (1098-1268) devletlerini Kudüs Krallığı'ndan bağımsız olarak ama bu krallıkla yakın bağlantılı bir şekilde kurulmuşlardı. Kudüs'ün işgalinden sonra, 1109'da Haçlılar Trablusşam'ı işgal ettiler ve, bu şehir ve civarında yine bağımsız statülü olarak Trablus Kontluğu (1109-1289) devleti kuruldu.
Birinci Haçlı Seferi değerlendirilmesi
Birinci Haçlı Seferi Hristiyanlar ve modern tarihçiler tarafından çok başarılı olduğu kabul edilmektedir. "Baronların Haçlı Seferi" safhası çoğu Frank asıllı Hristiyanların Kudüs'ü ellerine geçirmeleri ile sonuçlanmıştır. Bu Haçlı Seferi'nden sonra Selahaddin Eyyubi'nin 1187 yılında Kudüs'ü geri almasına kadar Hristiyanların elinde Kutsal Kudüs Devleti başkenti olarak kaldı.
1100 yılında Anadolu güneyi, Suriye, Lübnan ve Filistin'de Hristiyan Haçlı Frank asıllı hükümdarları olan dört Haçlı devletinin kurulmasına yol açmış oldu.
1101 Yılı Haçlı Seferi
1099’da Kudüs’ün alınmasından sonra Batı dünyasında Haçlı Seferleri’ne olan ilgi arttı. Papalık’ın yaptığı propaganda, evlerine dönen Hacıların Doğu’nun zenginliklerine dair anlattığı abartılı hikâyeler ve Papa II. Paschalis haçlı seferi çağrısı kısa süre sonra üç büyük ordunun Haçlı Seferi’ne çıkmasına neden oldu.
Papa II. Paschalis Avrupa'daki krallarla, özellikle Kutsal Roma-Germen imparatorları IV. Heinrich ve oğlu V. Heinrich ile bir takım problemler yaşamaktaydı. O yüzden tek Avrupalı kral bile Papa’nın çağrısına uymadı. Fakat diğer taraftan dükler ve kontlar bu çağrıya olumlu cevap verdiler. Birinci Haçlı Seferi'nin üçüncü safhası olarak da görülebilen bu 1101 Haçlı Seferi, Filistin'de yerleşen Frank Haçlılarına destek sağlamak için 1101 yılı içinde gelişti. Sefer, Konstantinopolis'e ayrı yollar ve ayrı zamanlarda ulaşan ve oradan birbiri arkasından ve birbirinden aralıklı olarak yürüyüşe geçen üç değişik ordu halinde oluşmuştur. Bu orduların sayısı hakkında tam bilgiler bulunmamakta ama değişik tahminler verilmektedir. Üç değişik ordu birliği şeklinde Anadolu'ya gelip geçmeye çalışan Haçlı ordusu için en muhtemel tahmin bu ordunun yaklaşık toplamının 300 bin kadar olduğudur. Bu Haçlı ordularından birincisi Mayıs ayında Konstantinopolis'ten başlayan Milano başpiskoposu Anselm de Buis’in idaresinde Lombardlar, Blois kontu Stephen kumandasında Fransızlar ve mareşal komutasında Almanlar’dır. İkinci Haçlı ordusunu Nevers kontu II. Guillaume (Giyom)’un kumandasındaki Fransızlar oluşturmuştur. Üçüncüsünü ise Bavyera Dükü IV. Welf’in idaresinde Almanlar oluşturdu.
Bu 1101 Haçlı Seferinin birinci grubunda ağırlık Birinci Haçlı Seferi'ne katılmayan ve ilk defa bir haçlı Seferine katılan Lombardlar bulunmaktaydı. Bu Haçlı ordusu Milano başpiskoposu Anselm de Buis’in idaresindeki Lombardlar, Blois kontu Stephen kumandasında Fransızlar ve mareşal komutasında Almanlardan oluşmaktaydı. Önce Mayıs 1101'de İtalya'dan Lombardlar Konstantinopolis'e Milano Piskoposu Anselm idaresinde eriştiler. Kudüs'ten Konstantinopolis'e dönmüş olan Anadolu'da sefere deneyimli Toulouse Kontu Raymond de Saint-Gilles komutası altına geçtiler. Sonra Fransızlar ve Almanlar geldiler. Böylece 20.000 kişi kadar olan Haçlı ordusu yeni bir güzergâh takip ederek beklenmedik bir şekilde Ankara'ya yöneldi; o şehri eline geçirip oradan Niksar'a doğru yöneldi. Ağustos'ta Merzifon'da Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan ve Danişmendoğlu ordusu ile yapılan Merzifon Muharebesi sonucunda bu Haçlı ordusu büyük bir hezimete uğradı. Haçlı askerlerin 4/5'lik kısmı imha edildi ve kadınlar ve çocuklar esir olarak Türklerin eline geçti.
Haziran 1101 sonunda Konstantinopolis'ten ayrılan, Nevers Kontu Giyom'un komutasında bulunan bu Haçlı seferi ordusunun askerleri ve asker olmayan kamp takipçileri Anadolu'da Ankara, Konya üzerinden Ereğli'ye ilerlemeye başladı. Bu Haçlı ordusu çok geçmeden bu yolu takip etmenin bir hata olduğunu anladı. Çünkü önceki Baronlar Haçlı seferi yol etrafına sanki kıran getirmişti ve bu ordu iaşe ve hayvan yemi bulamamaktan bitik bir hale düştü. Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan ve Danişmend Gazi süvari ordularıyla Merzifon'dan Ağustos sonunda ayrılıp Ankara'ya gelip Konya üzerine ilerleyen Haçlılar ordusunun önü sıra geri çekilmekte idi. Konya üzerinden ilerleyen Haçlılar Eylül ayı başında Ereğli yakınlarına gelmişlerdi ki Selçuklu ve Danişmend Gazi süvari orduları onları orada pusuda beklemekteydi. Hemen pusudan hücuma geçen bu süvari ordusu Haclı ordusunun hemen hepsini savaş alanında öldürüp imha etmek imkânını buldu. Sadece Toros dağlarına doğru kaçan az sayıdaki kişi canını kurtarabildi. Bu ordunun komutanı Neversli Giyom bir Türk asıllı bir Bizans askerinden (Türkopol) kılavuz bularak Antakya'ya erişmeyi başardı. Bu orduyu bir hafta zaman gecikmesiyle Bavyera Dükü Wolf komutasına Almanlardan oluşan üçüncü bir Haçlı sefer ordusu takip etmekte idi. Yine Birinci Haçlı Seferi ordusunun ve 1101 Haçlı Seferi'nin Fransızlardan oluşan ikinci ordusu bu güzergahtan geçmiş ve etraftaki insan ve hayvan yiyecek maddelerini sanki sömürüp bitirmişlerdi. Bu nedenle bu üçüncü ordu ve takipçileri açlık ve özellikle susuzluktan tam harabe olarak yine Ereğli (Heraclea)'ya erişebildiler. Orada yakınlarında Avlos (Akgöl) ovasında bulunduğunu gördükleri çay kaynağı olan gölete kendilerini atıp susuzluklarını giderdiler. Ancak bu göletin suları Selçuklular tarafından zehirlenmişti ve bu suyu içenler zehirlendiler. Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan ordusuyla da bu gölet yakınında pusuda beklemekteydi. Çoğu zehirlenmiş olan ve hepsi çok bitkin kalıp hiç direniş gösteremeyen Haçlılar üzerine saldırıp hemen hemen tüm orduyu esir aldılar. Böylece bu üçüncü 1101 Haçlı Seferi ordusu da, askerlerinin çoğu zehirlenip, yaşayanlar da esir alınıp, yok edildi. Ama yine bu ordu komutanı olan Bavyera Dükü Wolf da şahsen Antakya'ya kaçabilmeyi başardı.
Sonuçta 1101 yılı Haçlı Seferi'nin sadece liderleri Antakya'da toplanarak bazı adamlarıyla birlikte Kudüs'e gidebildiler. Bu üç safhalı 1101 Haçlı Seferi Haçlılar için öyle korkunç ve öyle büyük bir fiyasko sonuçlanmıştır ki, bu fena sonuç 1101 Haçlı Seferi'nin Avrupa tarihçileri ve "Avrupa dünyası tarafından tümüyle hemen hemen unutulmasına yol açmıştır" 1101 Haçlı Seferlerinin sadece liderlerinin Antakya'da toplanabilmesi, bundan sonra artık askeri yönden Haçlı Seferlerinin ve ordularının askeri olarak başarısız kalacağına bir gösterge olmaktadır. Selçuklu ve Danişmendliler ordularının kazandıkları bu askeri başarı Türklerin Anadolu'daki kalıcı varlığını tekrar ispatlamış oldu.
İkinci Haçlı Seferi 1147-1149
İkinci Haçlı Seferi 1147-1149 yılları arasında gerçekleşti. Musul Atabeyi I. İmadeddin Zengi'nin 1144 yılında Urfa'yı ele geçirerek bir Haçlı devleti olan Urfa Kontluğu'na son vermesi üzerine Haçlılar Avrupa'dan yardım istediler. Almanya İmparatoru III. Konrad ve Fransa Kralı VII. Louis, ordularının başına geçerek İkinci Haçlı Seferi'ni başlattılar ve Anadolu'ya girdiler. Ancak, Anadolu Selçuklu sultanı I. Rükneddin Mesud ve Halep Atabeyi Nureddin Mahmud Zengi başta olmak üzere her yerde Türk ordularının direnci ile karşılaştılar. Sonuçta çok küçük bir birlik ile Kudüs'e ulaştılar. Birinci Haçlı Seferi sırasında kurulmuş Haçlı devleti Kudüs Krallığı'ndaki Hristiyanlarla birleşerek Suriye'yi ele geçirmek istediler. Bu girişim başarılı olamayınca ülkelerine döndüler. İkinci Haçlı Seferi ilkinin aksine Haçlılar açısından tam bir başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Üçüncü Haçlı Seferi 1189-1192
Üçüncü Haçlı Seferi 1189-1192 yılları arasında gerçekleşti. Selahaddin Eyyubi'nin 4 Temmuz 1187'de Hıttin Muharebesi'nde Haçlılar Kudüs Krallığı ordusunu imha eden büyük galibiyetinden sonra Kudüs'ü bir kuşatmadan sonra 2 Ekim 1187'de tekrar ele geçirmesi üzerine Alman İmparatoru Friedrich Barbarossa, 100.000 kişilik bir ordu ile Anadolu'ya girdi. Fransa Kralı II. Philippe ve İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard Akdeniz yoluyla Akka'ya çıktılar ve şehri zaptettiler. İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard birkaç defa Kudüs'ü ele geçirmek için hücumda bulundu ise de Selahattin Eyyubi'nin gayet başarılı taktikleri dolayısıyla Kudüs'ü tekrar Haçlılar eline geçirmeyi başaramadı. Bu olay Selahattin Eyyubi'nin İslam aleminde önemini artırıp sevilmesine neden oldu.
Üçüncü Haçlı Seferinde Almanlar
Alman ordusu, 1189 Mayıs ayında Resenburg'dan yola çıktı. 'nun yanında vassalları ve oğlu Schwaben kontu Friedrich von Schwaben bulunuyordu. Almanların, Macaristan'dan geçişleri sorunsuz oldu. Macar kralı Bela, onlara her türlü yardımda bulundu fakat Almanlar, 23 Haziran'da Tuna'yı geçip Bizans arazisine girdiklerinde sorunlar başladı. İmparator, ülkesi içinde var olan olumsuz şartlar dolayısıyla Almanların gelişinden tereddüt içindeydi. Kıbrıs'ta ve Çukurova'da sorunlar vardı ve Anadolu'daki Türkler, çok büyük bir tehlike arz ediyorlardı. Bu yüzdendir ki, II. Isaakios'un Selahaddin Eyyubi ile anlaşması, Hristiyanlığa zarar vermek amaçlı değil, Selçuklu yükselişine engel olmak amacına yönelikti. Fakat Kudüs'teki kutsal yerlerin himayesi Ortodoks kiliseye geçince imparator, yine de tepkilere maruz kalmıştır.
Almanlar, Alaşehir'e ulaştıklarında halk, önce Almanlara iyi davranmış fakat sonraları ordunun artçılarını soymaya çalışmıştır. Alman ordusu, Miryokefalon (Karamıkbeli) mevkiinden geçerken 3 Mayıs'ta Türklerle küçük bir çatışma yaşandı. II. Kılıcarslan, daha önce Anadolu'dan geçerken Almanlara yardım vadetmişti. Fakat Almanları bir miktar yıpratmayı da ihmal etmedi. Açlık, susuzluk ve Türklerin okları, Almanlara kayıp verdirmeye başladı. Alman ordusu, 17 Mayıs'ta Konya'ya ulaştıklarında II. Kılıcarslan, Konya'yı kısmen boşaltmıştı. Sultanın oğlu Kutbeddin ile Haçlılar arasında şiddetli bir çarpışma yaşandı ve Friedrich Barbarosso, Konya'ya girdi ise de burada fazla kalmadı. Meram'da biraz dinlendikten sonra Almanlar, yollarına devam ettiler. Alman ordusu, Toros Geçidi'nden Silifke'ye doğru yol alırken Almanların yürüyüş haberi, Selahaddin Eyyubi'ye ulaşmıştı ve bu haberi verenler de Ermenilerdi. 10 Haziran 1190'da Silifke Ovası'na inen Haçlılar, burada büyük bir felakete maruz kaldılar. Çünkü Friedrich Barbarosso, serinlemek için girdiği nehirde boğularak öldü.
İngiliz ve Fransızların Üçüncü Haçlı Seferine Katılması
İngiltere ve Fransa yıllarca savaş halinde olduklarından her iki ülke de yeni bir Haçlı seferini düşünemezdi. Fakat İngiltere ve Fransa kralları Ocak 1188'de Normandiya sınırındaki Gisors'ta barış müzakerelerinde iken Sur başpiskoposu Josias da oraya ulaşmıştı. Onun yaptığı etkili konuşmalar sayesinde iki kral ve yüksek rütbeli kimseler, Haçlı seferine katılma vaadinde bulundular. Her iki kraldan biri, yola çıktığı zaman birinin, diğerinin topraklarına saldırma ihtimali bulunduğundan kralların aynı anda sefere çıkmalarına, Fransızların kırmızı, İngilizlerin beyaz ve Flaman birliklerinin de yeşil haç taşımalarına karar verildi. II. Henry, Alman imparatoruna, Macar kralına ve Bizans imparatoruna mektuplar yazarak Kudüs'ü kurtarmak azmiyle yola çıktığı için, içinden geçeceği bu ülkelerde kolaylık istedi. Daha önce yardım çağrısında bulunan Antakya patriğine de Kudüs'e doğru yola çıktığı haberini gönderdi. Nihayet sefer kararı alınmıştı. Bundan sonra İngiltere ve Fransa'da seferin mali yönünü karşılamak için Selahaddin Öşrü denen ve sefere katılmayanların gelirlerinin onda birini kapsayan vergi yürürlüğe kondu. Sûr başpiskoposu Josias, Avrupa'daki bu gelişmeler üzerine büyük umutlarla ülkesine döndü.
Fransa kralı II. Philippe, sakin bir yolculuktan sonra 14 Eylül'de Messina'ya sakin bir giriş yaptı. İngiltere kralı Richard ise donanmadan ayrı, kara yolunu tercih etmişti ve 3 Ekim'de Messina'ya ulaştı. Richard, İtalya içlerinden geçerken Sicilya kralı Tancredi'nin, kız kardeşine yaptığı haksızlıklar konusunda bir şeyler duymuştu. Belki bunun da etkisiyle Messina'ya girişi daha bir gösterişli ve gövde gösterisi şeklinde oldu. Tancredi, iktidara gelince kralın dul eşi Giovana'nın elinden has arazisini alarak kendisini hapis tutmuştu. Ayrıca, II. Henry'ye verilmek üzere bırakılanları Richard almak istiyordu. Bu durumda Richard'ın gelişi doğal olarak Tancredi'yi korkuya düşürdü. Tancredi, Joanna'yı serbest bırakıp arazilerini geri verdi ve Joanna'yı ağabeyinin yanına gönderdi fakat Richard'ın öfkesi geçmemiş olacak ki etrafa birlikler göndererek yağmada bulundu.
3 Ekim'de şehir dışında İngiliz askerleriyle bir grup Messinalının arasında çıkan kavga ise daha büyük olaylara sebebiyet verdi. Philippe Auguste'un de araya girmesiyle anlaşmaya çalışılırken halktan bir takım insanın, kral Richard'a küfretmesi, bardağı taşıran son damla oldu. Sonucunda İngilizler, Messina'yı zapt edip yağmaladılar. Sükûn ortamı Tankred'in, Richard'a kalan mirası vermesiyle sağlandı ve 8 Ekim'de Tankred ile Richard arasında anlaşmaya varıldı.
Kral Richard'ın yolculuğu, fırtına yüzünden daha olaylı geçti. Şiddetli rüzgâr dolayısıyla donanma birbirinden ayrıldı. Joanna ve Berengaria'nın bulunduğu gemi, Kıbrıs'a doğru sürüklendi ve karaya oturdu. Kıbrıs'a hâkim olan ve Bizans'a isyan halinde bulunan İsaakios Dukas Komnenos, büyük bir hataya imza atarak Joanna'nın ve Richard'ın nişanlısı Berengaria'nın mallarını müsadere etti. Richard, haliyle bu duruma çok öfkelendi. 8 Mayıs'ta Kıbrıs'a gelen Richard'a, Isaakios Dukas, mukavemet edemeyeceğini anlamıştı. Bunun için Kilani Kasabası'na çekildi. Fazla bir direnişle karşılaşmayan Richard, Kıbrıs Adası'nı zapt etti ve Berengaria ile nikâhı da burada 12 Mayıs'ta kıyıldı.
Richard, Kıbrıs'ta bulunurken Philippe Auguste ve Filistin asilzadelerinin, Akkâ önüne bir an önce gelmesi için gönderdikleri haberler ulaştı. 5 Haziran 1191'de Mağusa'dan yola çıkan Richard, 8 Haziran 1191'de Akkâ'ya vardı.
Dördüncü Haçlı Seferi 1202-1204
Dördüncü Haçlı Seferi 1202-1204 yılları arasında gerçekleşti. Papa III. Innocentius, Kudüs'ü kurtarmak maksadıyla; tüm Avrupa'yı sefere davet etti. Toplanan ordunun emir komutası İtalyan Bonifacio'ya verildi. Ordunun Mısır'a çıkması planlandı ve Venedik Haçlı ordusunu ücret karşılığı taşımak için özel bir filo gemi hazırladı. Ancak Haçlılar bu nakliye ücretini karşılayamayınca bu sefere iştirak eden yaşlı Venedik Dükü Enriko Dandolo isteği ile önce Zara'ya ve sonra da Bizans İmparatorluğu tahtına geçmek isteyen sabık imparator II. İsaakios'un genç oğlu Aleksios Angelos imparatorluğa geçince ücreti karşılamak için yardım etme vaadi vermesiyle Konstantinopolis'e yöneldi. Haçlı orduları önce 1203'te şehri kuşattıktan sonra şehre girerek II. İsaakios ve IV. Aleksios'u imparator ilan ettirdiler ve Galata civarına geri çekilip yeni imparatorların yardımını beklediler. Fakat yeni imparatorlar mali kaynak bulamadılar ve Konstantinopolis halkının da Latinlerin devamlı karışmalarından hoşnutsuzluğu yüzünden isyan çıktı. Bir komplo ile V. Aleksios imparator oldu ve Haçlıların meşru imparator saydıkları IV. Aleksius öldürüldü. Bu nedenle ve Enrico Dandolo'nun teşvikiyle Haçlı Ordusu Konstantinopolis'e hücum ederek 12 Nisan 1204'te şehri işgal etti.
Dördüncü Haçlı Seferinin diğer Haçlı Seferlerinden farkı güya tek elden emir komuta altında olmasıydı ve denizden Mısır'a ve oradan Filistin'e gitmek hedefliydi. Fakat Venedik Dükü tarafından Kudüs yerine Konstantinopolis'e yöneltildi; karışıklıklardan dolayı Konstantinopolis işgal edildi. Kuşatma sırasında büyük bir kısmı zaten yakılan şehir tümüyle talan edilip yıkıldı ve şehrin birçok kıymetli eserleri ya Avrupa'ya götürüldü veya ortadan kayıp oldu. Ortodoks Hristiyan olan Bizans İmparatorluğu yerine Frank asıllı hükümdarlar altında bir Katolik Hristiyan Latin İmparatorluğu kuruldu. Bu seferden en kazançlı çıkan Venedikliler oldu ve Akdeniz'in ve Ege Denizi'nin önemli liman ve adaları gemilerinin nakliye ücreti karşılığı Venedik'e verildi. Fakat bu Latin İmparatorluğu fazla yaşamadı (1204-1261).
1261 yılında Bulgarların ve Konstantinopolis'in Latinler eline geçtikten sonra Nikea'da kurulan İznik İmparatorluğu'nun hücumları sonucu yıkıldı. Bu devletin Bizans İmparatoru adını taşıyan hükümdarı VIII. Mihail tekrar Konstantinopolis'e gelerek gerçek Bizans İmparatoru oldu.
Çocuk Haçlı Seferleri 1212
Bunların dışında 1212'de, tam doğru yorumlanmayan, sadece çocukların katıldığı bir seri Çocukların Haçlı Seferleri adı verilen seferler düzenlenmiştir. Bu seferler Fransa'da ve Almanya'da yaşayan ve Müslümanlara karşı kışkırtılıp Haçlı Seferine çıkmaya zorlanan halkın coşkusundan etkilenen çocukların organize olmalarına atıflıdır. Bu organizasyonlardan haberdar olan Papa III. Innocentius bu çocuk organizasyonlarını Haçlı seferine katılmayan daha yaşlıların değersizliğini tanrının kınamasının bir nişanesi olarak yorumlamıştı. Fransa'da organize olan çocukların başında "Stephen" adlı bir çocuk bulunmaktaydı ve 30.000 kadar sayıda çocuk bu organizasyona katılmayı kabul etmişti. Almanya'da organize olan çocuk sayısı ise 7.000 civarında olup liderleri "Nicholas" adlı bir çocuktu. Bu organize olan çocuk grupları Kutsal Toprakların yakınlarına bile varamadan ortadan kaybolmuşlardır. Bir kısım çocuklar ailelerine geri dönmüşler; diğerleri yolda bulunan Hristiyanların yanlarına yerleşmişler; diğerleri ya deniz kazasından ya da açlıktan ölmüşlerdir. Bir kısmını bekleyen en fena akıbet ise Venedikli tacirler tarafından Mısır'a veya Mağrip'e götürülerek köle olarak satılmaları olmuştur.
Beşinci Haçlı Seferi 1217-1221
Öncülüğünü yeniden ele alan ve Kutsal Şehrin anahtarlarının Mısır'ın elinde olduğuna inanan Papa III. Innocentius 1213'te yeni bir Haçlı Seferi çağrısında bulundu. Bu çağrı 1215 'nde kabul edildi. İtalyan bu projeye karşı çekimser, Batılılarsa kararsızdı. Bunun üzerine, Kudüs Kralı , Nil deltasına doğru bir sefere çıktı (1217-1220). Bunu eski Kudüs krallığını ihya etmek için bir koz olarak kullanmak istemekteydi. Ama bu Haçlı ordusu içinde karar verme papalık temsilcisi Albano Kardinali olan Pelagios elinde idi. Bu ordu Dimyat kalesini kuşattı. Kale 1219'da düştü. Bu Haçlılar kuşatması başında Eyyubiler Mısır Sultanı olan I. Adil öldü ve yerine Mısır Sultanı olarak oğlu Kamil bin Adil geçti ve kardeşi olan Eyyubiler Suriye Sultanı Muazzam bin Adil'den takviye almıştı. Bu sefer Eyyubiler ordusu Dimyat'ı sardı. Pelagios zorlaması ile Dimyat'tan çıkış yapan Haçlı ordusunun büyük bir kısmı Kahire üzerine yürüdü. Fakat bu Haçlı ordusu Mansure yakınlarında sel mevsiminde yükselen Nil Nehri ve Eyyubiler tarafından yıkılan nehir kenarı duvarları dolayısı ile etrafı su ile kaplı bir yüksek arazide mahsur kaldı ve bu arazinin de etrafı sarılınca ordu teslim oldu. 1221'de Dimyat'ı kurtuluş fidyesi olarak iade edildi.
Altıncı Haçlı Seferi 1228-1229
Altıncı Haçlı Seferi Kutsal Roma Germen İmparatoru II. Friedrich tarafından yapıldı. II. Friedrich, daha önceki Beşinci Haçlı Seferi'ne Papa III. Honorius'un çeşitli siyasal entrikalar ile katılmasını sağlama uğraşlarına rağmen katılmamıştı. Ama II. Friedrich bir Haçli Seferi'ne katılama yemini etmişti. Papa III. Honorius'un ölümü ve IX. Gregorius'un Papa olması ile imparatora baskılar arttı. 1227'de bir sefere başlamak için ordusu ile Brindisi'den ayrıldı ama gemilerde salgın çıkması nedeniyle geri döndü. II. Friedrich'in özellikle Güney İtalya'daki topraklarında gözü olan ve İtalya'da imparatorluk gücünü azaltmak isteyen Papa IX. Gregorius bunu fırsat bilip II. Friedrich'i aforoz etti.
Buna rağmen II. Friedrich en nihayet 1228'de İtalya'dan gemiler ile Doğu Akdeniz'e çıkıp Altıncı Haçlı Seferi'ni başlattı. Önce Kıbrıs'a çıktı ve hanedanının akrabalık ilişkileri dolayısıyla Kıbrıs Kralı olduğu için adanın idaresini ele aldı ve o zamana adayı idare eden diğer Haçlılar hükümdarlıklarıyla yakın ilişkileri olan asilleri (özellikle vekilharç görevli Jean İbelinli'yi) kendi aleyhine döndürdü. İlk karısı İsabella/Yolanda dolayısıyla Haçlılar Kutsal Kudüs Devleti'nin de kralı idi ve Eylül 1228'de bu krallığın merkezi olan Akka'ya çıktı.
Mısır, Suriye ve Filistin'in büyük kısmı Eyyubiler elinde idi ve o zaman Eyyubiler Mısır Sultanı Kamil bin Adil üst Eyyubiler sultanı idi. II. Friedrich Arapça bilmesi ve Arap kültürünü derinden anlaması dolayısıyla Sultan Kamil ile imparator gayet geniş konularda birbirleriyle yazışma ilişkileri kurmuşlardı. Sultan Kamil'in Beşinci Haçlı Seferi sırasında Kudüs'ü Haçlılara vermeyi teklif ettiğini II. Friedrich bilmekte idi ve Sultan Kamil'in jeopolitik nedenlerle iktidarının bazı olan Mısır'ı korumak için yine Kudüs'ü gözden çıkartabileceğini de anlamıştı. II. Friedrich Akka'ya çıktıktan sonra da bu karşılıklı ilişkiler devam etmişti. Sonunda II. Friedrich ile Sultan Kamil'in bir gizli anlaşmaya girdikleri kabul edilmektedir. II. Friedrich'in güneye Yafa'ya ilerlemesi gayet abartıp bir antlaşmaya zemin olduğunu herkese duyurdular. Yapılan gizli müzakerelerden sonra 18 Şubat 1229'da Eyyubiler ile Haçlılar arasında 10 yıl süreli bir barış antlaşması imzalandı. Buna göre Kudüs şehri; sahilden Kudüs'e bir yol koridoru ve Hristiyanlarca kutsal sayılan Beytüllahim, Nasıra, Yafa ve Sayda Haçlı Kutsal Kudüs Krallığı idaresine bırakılacaktı. Ama Kudüs'teki Müslümanlara büyük imtiyazlar sağlanacaktı. Bu Haçlı seferi Hristiyan Haçlıların Kudüs'ü alma emellerine barışsal yolla yetiştikleri tek Haçlı Seferi oldu.
Yedinci Haçlı Seferi 1248-1254
Yedinci Haçlı Seferi, Fransa Kralı IX. Louis tarafından sevk ve idare edildi. Mısır'da Dimyat'ı zapteden IX. Louis buradan Kahire üzerine yürüdü. Ama Mansure kalesi õnünde yapılan Mansure Muharebesi'ni kaybetti. Dimyat'a geri çekilmekte iken Fariskur Muharebesi'nde Haçlı ordusu tamamıyla bozguna uğratılıp elemine edildi ve Fransız Kralı esir düştü. Dimyat'ı geri vermek kaydıyla ve büyük bir fidye ödedikten sonra serbest bırakıldı ve 4 yıl sonra ülkesine geri döndü.
Sekizinci Haçlı Seferi 1268-1270
Fransa Kralı IX. Louis kardeşinin kışkırtmalarıyla son Haçlı Seferine çıktı. O sırada Tunus'tan kalkan Arap korsanları doğuya giden Hristiyan gemilerine zarar veriyordu. Bu yüzden Tunus'a sefer düzenleyen IX. Louis ve ordusunun yarısı veba salgını nedeniyle öldü.
Dokuzuncu Haçlı Seferi 1271-1272
Sonradan İngiltere Kralı olacak olan Prens Edward ve Fransa Kralı IX. Louis Tunus'a karşı Sekizinci Haçlı seferine girişmiş ve bu sefer salgın sebebiyle sonuçsuz kalmıştır. IX. Louis Kendi komutanlığı altında Haçlı Seferi yapmaya yemin etmişti. 1271'de Prens Edward yeni bir Haçlı ordusu ile Memlük Sultanı Baybars'a karşı Kutsal Kudüs Krallığı merkezi Akka'ya gitmek hedefli bir sefer düzenlendi. Bu sefer de öncekiler gibi başarısız oldu ve bu Haçlıların Orta Doğu'ya düzenledikleri Haçlı Seferleri'nin sonuncusu oldu.
Avrupa'da Haçlı Seferleri
Albigeois Haçlı Seferi
1209 yılında Güney Fransa’da bulunan Kathar mezhebi mensuplarına karşı Katolik Fransızlar tarafından bir haçlı seferi düzenlenmiştir. Bu mezhep özellikle Güney Fransa’da doğmuş Papalığa muhalif düalist felsefeyle Hristiyanlığı yorumlayan bir görüştü ve Katoliklerce şiddetle kınanmış ve pek çok kez kanlı saldırılar yapılmıştır. Kadın ve çocukların da katledildiği bu seferden sonra Kathar mezhebi mensupları bu bölgeden sürüldü.
Bogomillere Karşı Haçlı Seferi
Bosna, Bogomilizm mezhebine mensup insanların yaşadığı bir bölgeydi. Papa III. Honorius'un bu bölgeye yönelik yaptığı Haçlı Seferleri çağrısına 1234 ve 1241 yıllarında uyuldu ve Bogomillere karşı sefer düzenlendi. Bu seferler Moğolların Avrupa'yı istila etmeye başlamasıyla birlikte son buldu.
Tatarlara Karşı Haçlı Seferi
1240-1241 yıllarında Moğollar Baydar ile Kaydu kumandasında Ukrayna ve Polonya’yı işgal etmişlerdi. Papa IV. Alexander’ın Haçlı Seferi çağrısına uyan Polonyalılar, Almanlar ve Töton şövalyeleri 30 binlik bir güçle Moğollar’ı Oder Nehri civarında karşılamışlardı. Fakat Moğollar bu orduyu mağlup etmiş ve Dük öldürülmüştü.
1382 yılında ise bu kez Altın Orda Han’ı Toktamış Rus Knezliklerini bir bir alarak ilermiş ve 13 Ağustos 1382’de tamamen tahrip ettiği Moskova’ya girmişti. Bu olay üzerine bir grup haçlı şövalyesi ile harekete geçen Litvanya kralı ise Poltava yakınlarında ağır bir yenilgiye uğramıştı.
Kuzey Haçlı Seferleri
Danimarka ve İsveç’in Hristiyan Kralları’nın, Livonyalı Almanlar ve Tapınak Şövalyeleri’nin de katıldığı Kuzey Haçlı Seferleri İskandinav adasında yaşayan pagan halkın Hristiyanlaştırılması için yapıldı. Resmi olarak 1193 yılında Papa III. Celestine’nin çağrısı ile başlamış olsa da ilk olarak 1147’de İkinci Haçlı Seferi ile paralel yapıldığı kesindir. Ortaçağ boyunca süren seferlerde İskandinavya’da paganlık bitmiştir. 1242 yılında Töton şövalyeleri Ortodoks Ruslara Katolikliği benimsetmek amacıyla bir sefer yapmıştır. Buz Savaşı veya Peipus Gölü Savaşı olarak bilinen savaşı kazanmıştır.
Sonrası
Bundan sonra da Katolik lider Papa'nın organize ettiği Katolik Hristiyan birlikleri Osmanlılara ya da diğer Müslümanlara karşı aynı zihniyette topluca savaş yapmaya devam etmişlerdir. Bunlara örnek olarak Niğbolu Muharebesi ya da Varna Muharebesi hatta Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları örnek verilebilir. Bazı koyu Hristiyanlar Osmanlı Devleti'ne karşı Balkan İttifakı'nın yaptığı Balkan Savaşları'nı Haçlı Seferi olarak anmaktadırlar.
Yakın doğu bölgesi dışındakilere karşı Haçlı seferleri
Katolik Kilisesi ve bu kilise hiyerarşisinin kayıtsız şartsız mutlak güçte olduğu Katoliklerce kabul olan Papalar 11. yüzyıl sonunda Yakın Doğu'da Müslümanlara karşı Birinci Haçlı Seferi ortaya çıkarttıktan sonra bunları devam ettirdikleri dönemlerde, Avrupa kıtası içinde de (ta 16. yüzyılda Protestanlığın ortaya çıkmasına kadar) Katolik kilisesine dahil olmayanları elimine etmek için bir seri silahlı mücadeleye önayak olmuşlardır. Bu Avrupa kıtasındaki Katolik Hristiyanların Katolik olmayanlara karşı dinsel nedenle yaptıkları savaşlara da "Haçlı Seferi" adı verilmiş ve bu mücadeleler ve savaşlara da dinsel nitelik tanınarak Haçlı Seferi kavramları ve terimleri kullanılmaya başlanmıştır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
- Kuzey Haçlı Seferleri
- Wendlere karşı Haçlı seferleri
- Livonyalılara karşı Haçlı seferleri
- Estonyalılara karşı Haçlı seferleri
- Eski Prusyalılara karşı Haçlı seferleri
- İber yarımadası Haçlı seferleri
- Albigeois Haçlı seferi
- Osmanlı Devleti'ne karşı Balkanlar'da Haçlı seferleri
Haçlı Seferi kavramı üzerinde tartışmalar
Terminoloji
Haçlı Seferi terimine eşit olarak ortaya atılarak kullanılan terim, İngilizce crusade, Fransızca croisade, İspanyolca cruzada, Almanca Kreuzzug ve diğer dillerdeki aynı anlamlı terim, nispeten yeni olarak çıkartılmış ve kullanılmaya başlanmıştır. 1095'ten itibaren Haçlı Seferlerine katılanlar kendilerini daha değişik terimle nitelendirilmişlerdir. Bu terimler arasında Latince asıllı fideles Sancti Petri (Aziz Petrus'a inananlar) ve milites Christi (İsa'nın şövalyeleri) terimleri bulunmaktadır. Fransızca croisade terimi ilk defa 1638'de basılan A.De Clermont adlı yazarın L'Histoire des Croisades adlı tarih eserinde bulunduğu ve İngilizce crusade terimi ise ilk defa 1757'de basılan William Shenstone adlı bir yazarın eserinde bulunduğu bildirilmektedir.
Bu seferlere katılan Haçlılar kendilerini Hristiyanlar için kutsal olan Kudüs'e giden bir "Hristiyan hacı" olarak görmekteydiler. Sefere katılan her Haçlı kişi Kudüs'e gitmeyi başarmak için bir votus (yemin) etmekte idi ve bu yemin eden kişiye giysilerinin üzerine dikilmek üzere bir kumaştan crux (hac, salip veya istavroz) verilmekteydi. Katılan her Haçlı kişi kutsal Kudüs'e bir iter (seyahat) veya perengrinatio (silahla savaşarak hac" yapmayı üstlenmekteydi. Savaşarak Kudüs'e varma hedefi bir , yani dünyasal bir fikrin Tanrı ya da Yarı Tanrı katına yükseltilmesi, şekilde idi ve Avrupa'nın fakir tabakası için bu tanrısallaşma gerçekleşirse, "Mesih veya Hristiyan bir Mehdi'nin yeniden gelmesinin" hemen olacağı inancına bağlanmıştı. Zaman geçtikçe crux alınması yani "yeminden sonra haç alınıp ve takılması", hem bu yemin; hem kumaştan haç alınması; hem tüm yolculuk ve hem de Kudüs'e varmanın hepsini birlikte kavrayan tek bir kavram haline geçti.
Seferlerin numara sırasına konulması
Haçlı Seferlerinin numara ile sıralanması; bu sıralanmaya tarihler atfedilmesi, hatta sefere ad verilmesi de, 18. yüzyıldan sonraki tarihçiler tarafından yapılmıştır. Herhangi Haçlı Seferine iştirak eden bir Haçlı hangi numaralı sefere iştirak ettiğinden hiç haberi bulunmamakta idi. Hem bu sefere katılan Haçlılar ve hem de onlara karşı mücadele edip direnenler ve savaşçılar için bu sefer isimlerinin ve tarihlerinin hiçbir kullanışlı anlamı bulunmamakta idi.
Bu Haçlı Seferi sıralamasını çok sonradan yaratıp yapan tarihçiler arasında bile kaç tane büyük ve küçük sefer olduğu; hangi numaralı seferin hangi yollarla olduğu ve ne türlü askeri çarpışmalar ihtiva ettiği günümüzde bile gayet tartışmalıdır. Bu tartışmalara rağmen birçok tarihçi 1096-1291 döneminde 8 veya 9 tane büyük ve birçok küçük Haçlı Seferi olduğunu kabul etmektedir.
Sıralanan seferin içeriğine ve tarihlerine ait anlam karışıklığına örnek olarak Birinci Haçlı Seferi ele alınır. Bu seferin 1095 yılında Clermont'ta toplanan kilise konsilinde Papa II. Urban (Urbanus)'un verdiği bir vaazla başladığı kabul edilir. Ama bazı tarihçiler bu vaaz ile ilk büyük Haçlı ordusunun yola çıkışı arasında bir yıl kadar zaman olduğunu bilerek bu seferin başlangıcını 1096 olarak alırlar. Bu seferde başlangıçtan sonra üç ana safha olduğu kabul edilir:
- Keşiş Piyer'in Halkın Haçlı Seferi;
- Antakya ve Kudüs'ü ele geçirip Doğu Akdeniz'de Frank Kutsal Kudüs Krallığı ve diğer haçlılar devletlerinin kurulmasını sağlayan Baronların Haçlı Seferi; ve
- Filistin'de yerleşen Frank Haçlılarına destek sağlamak için 1101'de yapılan üç değişik Haçlı seferleri.
Bunların devam edişi sırasında ve yanlarında daha da ek seferler mevcuttur. Örneğin, 1107 ile 1110 döneminde Baronların Haçlı Seferi sona erip Frank Kutsal Kudüs Krallığı kurulduktan sonra Norveç Kralı I. Sigurd 50 gemi ve 5000 Haçlı asker ile Filistin'e bir ek Haçlı Seferi yapmış; Sayda kalesini kuşatıp ele geçirmiş ve Haçlı "Sayda Hükümdarlığı" devletini kurmuştur. Birçok Birinci Haçlı Seferi hakkındaki tarih bu seferi ele almamaktadır.
Haçlı Seferlerinin Müslümanlar üzerine yapılması tanımı
Haçlı Seferleri terimi, bu maddenin başında tanımlandığı gibi, Katolik Hristiyan Kilisesi'nin başı olan Papa'nın talebi ve çeşitli vaatleri üzerine, Müslümanların elindeki Orta Doğu toprakları (Kutsal Topraklar) üzerine gitme hedefli yapılan akınlar olarak bazen tanımlanmaktadır.
20. yüzyıl tarihçileri bu tanımı gayet dar kapsamlı ve eksik bularak tanımı daha da genişletip Katolik Kilisesi lideri "Papa"nın dindaşlarına kutsal görev olarak kabul edip ilan ettiği ve katılanların tüm günahlarının affedileceği vaadinde bulunduğu askeri seferlerin hepsini, hatta politik amaçlı hücumları bile, bu tanım içine almışlardır.
Böylece yaklaşık 2 yüzyıllık bu dönem içinde, Haçlı orduları tarafından Müslümanlardan başkalarına karşı yapılan ve Kutsal topraklara gidiş hedefi olmayan bazı değişik amaçlarla da çeşitli Haçlı seferlerinin düzenlendiği iddia edilip bu seferler Haçlı seferi olarak kabul edilmişlerdir. Bunların başında Bizans'ın elindeki Konstantinopolis üzerine yapılan ve bu şehrin Haçlılar eline geçmesi ile sonuçlanan Dördüncü Haçlı Seferi gelmektedir. Bundan başka Avrupa'da Katolik olmayan özel mezhepli Hristiyan ve putperestlere karşı Haçlı Seferleri yapılmıştır. Bunlar arasında Fransa içinde Kathar mezheplilere karşı Albigeois Haçlı seferi; Baltık Denizi kıyısında yaşayan putperest Wend'lere; Livonyalılara, Estonyalılara ve Eski Prusyalılara karşı yapılan Kuzey Haçlı Seferleri bulunmaktadır. Ayrıca biraz daha tartıșmalı olarak bazı tarihçiler Osmanlı Devleti'ne karşı Balkanlarda müttefik Hristiyanlar tarafından Haçlı Seferleri yapıldığı iddia edilebilmektedir.
Politika amaçlı Haçlı seferleri
Haçlı Seferi tanımının genişletilmesi ile Papaların çok kere politik amaçlarla Haçlı Seferi ortaya çıkardıkları sonucu çıkartılmış ve aynen Haçlı seferi tanımlarına uygun politik Haçlı seferleri de bu tanıma eklenmiştir. Bu politik Haçlı Seferlere örnekler şunlardır:
- Papa III. Innocentius 1199'da Sicilya Krallığı kral naibi olan papanın politika düşmanı olan "Markward von Annweiler"e karşı bir Haçlı Seferi ilan etti. Bu sefere çok az sayıda Haçlı katıldı ve 1202'de Markward von Annweiler ölünce bu politik haçlı seferi sona erdi.
- 1232'de Papa IX. Gregorius Kuzey Almanya'da Bremen Başpiskoposu'na zahire hasat vergisi vermeyip isyan eden ve başpiskopos tarafından aforoz edilen "Stedinger" adı verilen köylü isyancılara karşı Haçlı Seferi açtı. Toplanan Haçlı ordusu 27 Mayıs 1234'te isyancılara karşı "Altenscah Muharebesi"ni kazanıp isyanı bastırdı.
- Kutsal Roma Germen İmparatoru II. Friedrich ve varislerine karşı olarak birkaç papa, değişik dönemde birkaç politik Haçlı Seferi ilan etti. 1240'ta Papa IX. Gregorius İtalya'da imparatorun papalık aleyhinde tutumu üzerine imparatoru tahttan indirip, onu aforoz edip, ona karşı bir politik Haçlı Seferi düzenledi. 1248'de Papa IV. Innocentius yine imparatora karşı bir politik Haçlı Seferi ilan etti ve imparator ölünce de, bu Haçlı Seferi, yerine tahta geçen oğlu üzerine uzatıldığı ilan edildi. O da ölünce 1255-1266'da imparatorluk tahtına geçen Friedrich'in gayrimeşru oğlu 'e de karşı Haçlı Seferi ilan edildi. 1250'de aynı papa onun oğlu ve yerine tahta geçen Konradin üzerine de Haçlı Seferi ilan etti.
- İngiltere Kralı olan III. Henry üzerine gidilmek amacı ile 1215-1217 döneminde ve 1263-1265 döneminde günün papası tarafından iki defa politik Haçlı Seferi ilan edildi. 1215-1217 seferine katılanlara, Beşinci Haçlı Seferi'ne katılan Haçlılara verilen dinsel imtiyazların aynısının verileceği ilan edildi.
Sonuçlar
Siyasi sonuçlar
- Seferler sırasında binlerce senyör ve şövalye öldü. Sağ kalanların bir kısmı da topraklarını kaybetti. Böylece feodalite rejimi zayıfladı.
- Avrupa'da merkezi krallıklar, güç kazanmaya başladılar.
- Feodalitenin zayıflamasıyla köylüler, çeşitli haklar elde ettiler.
- Türklerin batıya doğru ilerleyişleri bir süre için durdu.
- Bizans, Batı Anadolu'daki toprakların bir kısmını ele geçirdi.
- Haçlılar ile yapılan mücadeleler, İslam Dünyası'nı, Moğol saldırıları karşısında güçsüz bıraktı.
- Avrupalılar, İslam Medeniyeti'ni yakından tanıdılar.
Ekonomik sonuçlar
- Akdeniz'de doğu-batı ticareti gelişti.
- Marsilya, Cenova, Venedik gibi Akdeniz limanları önem kazandı.
- Avrupalılar, seferler sonucunca dokuma, cam ve deri işleme sanatını geliştirdiler.
- Papaların ve kralların seferlere mali destek sağlamak için İtalyan bankerlerine başvurmaları, bankacılığı geliştirdi.
- Avrupa'da hayat standartları yükseldi. Ticaretle uğraşmaya başlayan şehir halkı, zenginleşerek burjuva sınıfını oluşturdular.
- Anadolu, Suriye ve Filistin, ekonomik bakımdan zarar gördü.
Teknik sonuçlar
- Avrupa pusula, barut, kâğıt ve matbaanın yanında matematikle de tanışmış ve dolayısıyla Rönesans'ın kapısı aralanmıştır.
- El-Harezmi'nin özellikle cebir üzerine eserleri Avrupa'ya götürülmüş ve bu sayede Avrupalılar ikinci dereceden denklemleri nasıl çözmeleri gerektiğini görmüşlerdir.
- Yine El-Harezmi'nin eserleri sayesinde Avrupalılar sıfır sayısı ile tanışmıştır ki bu daha sonradan yapısında sıfır'ı barındırmayan Roman Rakamlarının elenmesini ve bunun yerine bugün bütün dünyanın kullandığı ve Arap rakamları olarak adlandırdığı (0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9) rakam sisteminin kullanılmaya başlanmasını beraberinde getirmiştir (İngilizcedeki "Zero" ve Almancadaki "Ziffer" ifadeleri Arapçadaki "Sıfır" ifadesinden türetilmiştir).
- El-Harezmi'nin bütün Batı bilim dünyasına etkisi o kadar büyük olmuştur ki ALGEBRA kelimesi bir kitabının başlığındaki "Al-Jabr" kelimesinden, ALGORİTMA ifadesi ise onun isminin değişik telaffuzundan türetilmiştir.
- Bizans'ın eserleri Avrupa'ya kaçırıldı.
Kaynakça
- ^ O'Callaghan, Joseph F. (2003) Reconquest and Crusade in Medieval Spain, Philadelphia: University of Pennsylvania Press. s. 19 (http://books.google.com.tr/books?id=4gVIt5u0U5wC&printsec=frontcover&hl=tr#v=onepage&q&f=false 9 Mart 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .)
- ^ Demirkent, Işın (1994) "Haçlı Seferleri Düşüncesinin Doğuşu ve Gelişimi", İÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi Sayı:35, İstanbul: Edebiyat Fakültesi Basımevi, s.65
- ^ Demirkent, Işın (2012) Haçlı Seferleri Tarihi (Makaleler, Bildiriler, İncelemeler) 2. Baskı, İstanbul:Dünya Yayıncılık, s. 12
- ^ Kırpık, Güray (2007) "Haçlı Seferlerinde Tanrı Barışı Müessesesi", SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilgiler Dergisi Sayı 16, Isparta 2007, sayı 16, s.84
- ^ İbnü’l-Esir, (çev. Heyet) (1986) El Kâmil Fi’t-Tarih Tercümesi, Cilt 10, İstanbul:Bahar Yayınları, s.227-230.
- ^ a b c d e f g h i j k l m n Bu Haçlı Seferi'nin nedenleri ve gelişimi için çok ayrıntılı bir referans olarak bakınız: Runciman, Steven (çev. Fikret Işıltan) (1998), Haçlı Seferleri Tarihi: İ. Cilt Birinci Haçlı Seferi ve Kudüs Krallığının Kuruluşu, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları
- ^ İngiliz tarihçisi Runciman bu safhaları "Halkın Haçlı Seferi"; "Baronların Haçlı Seferi" ve "1101 Haçlı Seferi" olarak üç safhaya ayırmaktadır. Diğer tarihçiler "1101 Haçlı Seferi"ni değişik bir Haçlı Seferi olarak görüp safhaları "Halkın Haçlı Seferi" ve "Baronların Haçlı Seferi" olarak sınıflandırmaktadırlar.
- ^ a b c Bunun kaynağı Alman yazarı Nikolas Jaspert olup İngilizce tercümesi Jaspert, Nikolas (2006), The Crusades, Londra: Routledge ISBN 10-0-415-35968-6 say. 42
- ^ "Danışmendliler", Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, Cilt 8, s.123, İstanbul:Çağ Yayınları, 1992,
- ^ a b Demirkent, Işın (1996) "Haçlılar" TDV İslam Ansiklopedisi; İstanbul:Diyanet Vakfı Yayınları, cilt 14, s.315: Online:[1] 23 Ağustos 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ a b c d e f g h i Maalouf, Amin (çev. Mehmet Ali Kılıçbay) (1998),Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri, İstanbul:Telos Yayıncılık
- ^ Nicolle, David (Tr. çev.: L. Ece Sakar) (2011) Birinci Haçlı Seferi (1096 - 1098), İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları s.14
- ^ El Kamil, cilt 10/227-230
- ^ Bu Türk asıllı olan Musul Atabeyi'nin ismi birkaç modern Türkçe tarih kitabında Gürboğa olarak verilmektedir. Ama Avrupa dillerinde ve onlardan çeviri kitaplarda "Kerboğa" veya "Kurboğa" olarak geçmektedir. Latince ve Avrupa dillerinde "Gürboğa" ismi telaffuzu zor olup yazılması da gayet zor olup o günlerde yazılmış birincil kalma Avrupa asıllı kronik-tarihler ve belgelerde yalan-yanlış yazılmış ve takip eden yüzyıllarda da bu hatalar tekrar edilip durmuştur. Arapça bilen tarihçiler bile harfleri bile bu adın hatalı yazılışına katkı yapmışlardır. Bu Türkçe isim Arap harfleri ile okunup yazılma sırasında "Kerboğa", "Kurboğa", "Kürboğa" olarak anlamsız bir şekle girmistir.
- ^ J.F Michaud (haz. Güray Kırpık), (2011) Haçlı Seferleri’nin İlginç Olayları, Ankara:Lotus Yayınları, s.215
- ^ Peters, Edward (1998) The First Crusade: The Chronicle of Fulcher of Chartres and Other Source Materials University of Pennsylvania Press, s. 84.
- ^ Tamim ENSARİ-İslami Bakış Açısından Dünya Tarihi Pegasus Yay. S.178 10 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Demirkent, a.g.e s.135
- ^ Bazı tarihçiler Ereğli, Konya yakınlarında çok kısa bir ara yapılan iki ayrı imha muharebesini, olasılıkla yine benzer niyetlerle, tek bir muharebe imiş gibi gösterip öyle ele almaktadırlar.
- ^ Savaş Sözlüğü, sf:187, Madde:Çocukların Haçlı Seferi
- ^ a b Runciman, Steven (çev. Fikret Işıltan) (1992), Haçlı Seferleri Tarihi: III. Cilt Akka Krallığı ve Haçlı Seferleri, Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları
- ^ Michael Costen, The Cathars and the Albigensian Crusade, Manchester University Press 1997. s. 121.
- ^ Rene Grousset(çev. M. Reşat Uzmen), Bozkır İmparatorluğu, Ötüken Yayınları, 6. Baskı, İstanbul 2010 s.301
- ^ Rene Grousset(çev. M. Reşat Uzmen), Bozkır İmparatorluğu, Ötüken Yayınları, 6. Baskı, İstanbul 2010 s.448
- ^ Jonathan Riley Smith, The Crusades A History, 2. Baskı, New York 2005, s. 161
- ^ a b c d e Lock, Peter (2006). Routledge Companion to the Crusades. New York: Routledge. . s.258
- ^ Oxford English Dictionary "crusade" terimi açıklaması
Dış kaynaklar
Wikimedia Commons'ta Haçlı Seferleri ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- Demirkent, Işın (1997), Haçlı Seferleri, İstanbul:Dünya Yayıncılık, .
- Maalouf, Amin (Tr. çev. Ali Berktay), (2006) Arapların Gözünden Haçlı Seferleri, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Yayınları, .
- Runciman, Steven (Tr. çev. Fikret Işıltan) (1998), Haçlı Seferleri Tarihi: I. Cilt Birinci Haçlı Seferi ve Kudüs Krallığının Kuruluşu, Ankara:Turk Tarih Kurumu Yayınları .
- Runciman, Steven (çev. Fikret Işıltan) (1992), Haçlı Seferleri Tarihi: II. Cilt Kudüs Krallığı ve Frank Doğu, Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları .
- Runciman, Steven (Tr. çev. Fikret Işıltan) (1992), Haçlı Seferleri Tarihi: III. Cilt Akka Krallığı ve Haçlı Seferleri, Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları .
- Nicolle, David (Tr. çev. L. Ece Sakar) (2011) Birinci Haçlı Seferi (1096 - 1098), İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları s.14.
- Michaud, J.F. (Tr. çev. Güray Kırpık), (2011) Haçlı Seferleri’nin İlginç Olayları, Ankara:Lotus Yayınları .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Hacli Seferleri veya Hacli Akinlari Orta Cag doneminde Hristiyan Latin Kilisesi tarafindan baslatilan desteklenen ve bazen de yonetilen bir dizi dini savasti Bu askeri seferlerin en iyi bilinenleri 1095 ile 1291 yillari arasinda Kudus ve cevresini Musluman yonetiminden geri almayi amaclayan Kutsal Topraklara yapilan seferlerdir 1099 da Kudus un ele gecirilmesiyle sonuclanan Birinci Hacli Seferi nden baslayarak duzinelerce askeri sefer duzenlendi ve yuzyillar boyunca Avrupa tarihinin odak noktasini olusturdu Ustte Kiliselerin tahrip edilmesi Ortada Yahudilerin baslarinin kesilmesi Altta Sovalyelerin Hristiyan bolgelerini yagmalamasi 1095 yilinda Papa II Urban Clermont Konsili nde ilk seferi ilan etti Bizans imparatoru I Aleksios Komnenos a askeri destegi tesvik etti ve Kudus e silahli bir hac yolculugu cagrisinda bulundu Bati Avrupa daki tum sosyal tabakalardan coskulu bir tepki geldi Katilimcilar Avrupa nin her yerinden geliyordu ve cesitli motivasyonlari vardi Bunlar arasinda dini kurtulus feodal yukumluluklerin yerine getirilmesi sohret firsatlari ve ekonomik ya da siyasi avantajlar vardi Daha sonraki seferler bazen bir kral tarafindan yonetilen genellikle daha organize ordular tarafindan yurutuldu Hepsine papalik tarafindan enduljans verildi Ilk basarilar dort Hacli devleti kurdu Edessa Kontlugu Antakya Prensligi Kudus Kralligi ve Trablus Kontlugu 1291 de Akka nin dusmesine kadar bolgede bir sekilde Avrupali varligi devam etti Bundan sonra baska buyuk askeri seferler duzenlenmedi Kilise onayli diger seferler arasinda papalik kararlarina uymayan Hristiyanlara ve kafirlere karsi Osmanli Imparatorlugu na karsi ve siyasi nedenlerle yapilan Hacli seferleri bulunmaktadir 1147 den itibaren Kuzey Hacli Seferleri Kuzey Avrupa daki pagan kabilelere karsi yapildi Hristiyanlara karsi Hacli Seferleri 13 yuzyilda Albigeois Hacli Seferi ile basladi ve 15 yuzyilin baslarinda Hussit Savaslari ile devam etti Osmanlilara karsi Hacli Seferleri 14 yuzyilin sonlarinda basladi ve Varna Hacli Seferini de iceriyordu 1212 deki Cocuk Hacli Seferi de dahil olmak uzere populer hacli seferleri kitleler tarafindan olusturuldu ve Kilise tarafindan onaylanmadi GelisimiHacli Seferi Dusuncesinin Dogusu Clermont Konsili 1095 Hacli Seferleri nin fikir babasi aslinda Ispanya ve Portekiz den Muslumanlarin atilmasi icin baslatilan Reconquista Yeniden Fetih hareketidir Muslumanlar Ispanya ve Sicilya da hakimiyet kurmuslardi Iber yarimadasinda bulunan Hristiyan kralliklar ortak dusman Muslumanlarin elindeki sehirleri ve kutsal yer olan Kudus u almak icin baslattiklari hareket 9 yuzyildan 15 yuzyilin sonuna kadar surmustur Aslinda 1086 yilinda Papa VII Gregorius Dogu ya bir hacli seferi yapma dusuncesindeydi fakat bu halefi II Urbanus a nasip olacakti 1071 Malazgirt Zaferi nden sonra Anadolu bir Turk akinina ugramisti ve Selcuklu Turkleri guclu bir hakimiyet kurmuslardi Suriye ve Filistin i dahi ele geciren Turkleri Hristiyan dunyasi tedirginlikle izlemekteydi Politik basarilari ile bilinen Bizans imparatoru I Aleksios Turkler e karsi Papa dan yardim istedi Papa bu talebi kabul etti fakat onun amaci Bizans a yardimdan cok Dogu topraklarini ve Kudus u ele gecirmek Papaligin goruslerini benimsemeyen Heretik Dogu Hristiyanlarini kontrol altina almak ve Avrupa nin icinde bulundugu krizden kurtulmasini saglamakti Cunku 1094 senesi siddetli kurakligin getirdigi aclik ve sefalet salgin hastaliklar ve artan nufus gibi problemler ile Dogu yu Bati nin gozunde adeta cennet haline getirmisti 1095 te toplanan Clermont Konsili nde Papa Hristiyanlari Kudus u ve dogu topraklarini ele gecirmek ozellikle havarilerin yasadigi yerlerin ve onlara ait kalintilarin Sarazen Muslumanlarin elinden kurtarilmasi icin yapilacak kutsal savasa davet etti Dunyevi ve uhrevi pek cok vaatte bulunarak onlari Hacli Seferi ne ikna etti Kilise sadece dini bir kurum degil ayni zamanda genis topraklarin yoneticisi siyasi bir otoriteydi Avrupa toplumu feodal ailelerin birbirleriyle savaslari ve sovalyelerin adeta teror estirdigi buyuk bir buhran icindeydi Bu sefere katilacak kontlar ve dukler icin oncelikli hedef maddi cikarlar ve yeni topraklara sahip olmakti Boylece Fransizlar Normanlar ve Lombardlar gibi pek cok milletten orgutlu bir ordu olusturuldu ve bunlar 1097 de Konstantinapolis onlerine geldiler I Aleksios gordugu bu devasa silahli birlikler karsisinda buyuk bir endiseye kapilmisti Onlarin kendi topraklarindan gecmesine izin vermedi ve onlara Eger Antakya yi bana vereceginize dair yemin etmezseniz Islam ulkelerine gitmek uzere Bogaz i gecmenize izin vermem dedi Aslinda maksadi Haclilari Islam ulkelerine gitmeye tesvik etmek ve Turklerden kaybettigi topraklari geri almayi guvence altina almakti Birinci Hacli Seferi 1096 1099Kudus un dusmesiKutsal Topraklarin Fethi amaciyla baslatilan Birinci Hacli Seferi ndeki Antakya Antiokheia Kusatmasi nin Ekim 1097 Haziran 1098 temsili maketinde Hacli sovalyeleri Kudus teki Kutsal Kabir KilisesiClermont Konsili ve Birinci Hacli Seferinin baslamasi Birinci Hacli Seferi 1096 1099 katilan ordularin miktari ve sonuclari bakimindan en onemli olan Hacli Seferidir Birinci Hacli Seferi nin 1096 yilinda Clermont ta toplanan kilise konsilinde Papa Urbanus tarafindan baslatildigi kabul edilmektedir 1095 yilinda Clermont ta toplanan kilise konsilinde Papa II Urbanus ve fanatik Kesis Pierre l Ermite tarafindan tesvik edilmistir Ama bu sefere katilmak icin Hristiyan Avrupa yuzeyinde propagandanin yapilmasi ve Hacli askerlerinin toplanmasi bir yildan fazla zaman almistir Bu sefer genellikle dalga dalga gelen bazilari sirf din askina savasmayi gozune alan cesitli siniftan halktan olusan bir grup halinde digerleri ise cok duzenli soylu kisiler tarafindan profesyonel askeri birlik seklinde komuta edilen ordularla gerceklestirilmistir Birinci Hacli Seferi nin genel olarak baslangic ve birkac ana safhadan olustugu kabul edilir Halkin Hacli Seferi Pierre l Ermite in Halkin Hacli Seferi ne onculuk eden minyaturu Egerton Koleksiyonu 1500 Avignon 14 yy Birinci Hacli Seferi nin ilk ana safhasina koylu hacli seferi veya halkin hacli seferi denmistir Bu sefere katilan Hacli ordusu daha cok din askina savasmayi goz almislardan olusmustu Haclilar halk kitlelerden olusmaktaydi asiller ve profesyonel askerler bu sefere katilmamayi tercih etmislerdi 1 Agustos 1096 da yola cikan bu ordunun basinda fanatik dindar Kesis Pierre L Ermite bulunmaktaydi Bu Hacli ordusu hic savas deneyimi olmayan erkekler ve hatta tecrubesiz genc cocuk ve kadini ihtiva etmekteydi Iznik uzerine dogru yururken Yalova civarinda Selcuklu ordulari tarafindan yenilip imha edildi Baronlarin Hacli Seferi hazirliklari ve Konstantinopolis ten sefere baslayisi Ikinci gruba Baronlarin Hacli Seferi denir cunku Avrupa soylulari tarafindan komuta edilmis ve profesyonel agir zirhli sovalyelerle donanmisti Bundan sonra Hacli Ordusu na katilacak daha profesyonel Guney Italya Normanlari Fransiz sovalyelerden olusan buyuk bir ordu 1097 de Konstantinopolis onlerine geldi Komutanlari arasinda Asagi Lorenli Godefroy de Bouillon kardesi Boulogneli Baudouin kuzeni Bourglu Baudouin Normandiya Duku Robert Tarantolu Boemondo ve kuzeni Tancred Toulouse Kontu Raymond Flandre Kontu II Robert Fransiz kralinin kardesi Vermandoisli gibi Fransa nin Burgundi nin ve Guney Italya nin onemli soylulari bulunmaktaydi Avrupa nin belirtilen alanlarinda bu ordular toplanmaktayken ozellikle Almanya da Yahudiler aleyhine bir buyuk Pogrom baslatildi Bu Hacli ordulari iase ve hayvan yemi bulmak icin yollarin yakinlarinda bulunan yerleskelere buyuk zararlar vermeye basladilar Ozellikle Macaristan da verdikleri zararlar dolayisiyla oradaki idareci gucler bu Hacli ordularinin karsisinda durdular Bu Hacli ordusu Bizans Imparatoru tarafindan Balkanlarda iase satin almak icin pazarlar kamp alani ve cogu Turk dili konusan Pecenek asilli parali askerlerden olusan Bizans ordusu tarafindan refakat saglanarak kontrol edilmeye calisildi Kafile kafile Konstantinopolis e erisen bu grup Hacli ordusunda bulunan soylu Hacli komutanlar Bizans Imparatoru I Aleksios a sadakat yemini ettiler ve ellerine gecirecekleri eski Bizans topraklarini tekrar Bizans idaresine vereceklerine ant ictiler Bu Hacli ordusu Bizans tarafindan Anadolu ya gecirildi ve yanlarina Tatikios adli bir Turk asilli Bizans generali komutasinda bir Bizans refakat ve kilavuzluk ordusu verildi Bu Hacli ordusu mevcudu icin cok degisik tahminler yapilmaktadir Inanilir bir kaynaga gore bu ordu 30 000 ile 70 000 arasinda askerden ve 30 000 asker olmayan kamp takipcisinden olusmustur Anadolu da harekat Haziran ayinin sonunda Hacli ordusu Kudus e gitmek icin yuruyuse basladi Fransiz soylu asillerinden Blois kontu Stephen karisina gonderebildigi nadir bir mektupta bu gecisin 5 hafta surecegini belirtmisti Ancak bu gecis 2 yil surdu 10 Nisan da Haclilar yuruyuse baslayip once Anadolu Selcuklu Devleti baskenti Iznik i kusattilar Anadolu Selcuklu Sultani I Kilic Arslan Haclilar in ciddi bir tehlike olabilecegini hesap edememis ve 1097 ilkbaharinda butun ordusu ile Ermeni Gabriel in elindeki Malatya yi kusatmaya gitmisti Haclilar bu sirada Bizans gemileriyle Yalova ya oradan da Iznik onlerine gelerek sehri kusattilar I Kilic Arslan durumun onemini gec de olsa anladi ve derhal Iznik yakinina donduyse de sehir kusatilmisti ve buyuk Hacli ordusuyla bas edemeyecegine karar vererek geri cekildi Bes hafta kusatmaya dayanan Iznik 17 Haziran 1097 de Bizans a teslim edildi I Kilic Arslan da 1097 yilinda baskent i Iznik ten Konya ya tasimak zorunda kaldi Anadolu iclerine cekilen Kilic Arslan Danismend Gazi ve Kayseri emiri Hasan ile ittifak yapti 30 Haziran 1097 de muttefikler Eskisehir Ovasi nda Haclilara saldirdilar Haclilardan onde yuruyen Normanlardan olusan grup Anadolu Selcuklu Sultani I Kilic Arslan tarafindan karsilandi Bu ovaya cikisin Bizans ve Haclilarca Dorileon olarak adlandirilmasi nedeniyle Birinci Dorileon Muharebesi adi verilen askeri catisma basladi Bu muharebede agir zirhli ozel terbiyeli buyuk zirhli atli ve ozel silahli sovalyeler ile agir suvari hucumlari yapan Hacli ordusuna karsi olarak gayet hizli ve manevra kabiliyetli hafif zirhli agir zirhlara karsi ve hizli agir suvari hucumlarina karsi efektif olmayan hatta hic islemeyen ok cirit ve kilic gibi hafif silahli Selcuklu hafif suvarisine ustun geldigi aciga cikti Bu meydan muharebesini kazanamayacagini anlayan Sultan I Kilic Arslan ordusunu muharebe meydanindan geri cekmek zorunda kaldi Hristiyan tarihcileri bu muharebeyi kazanan Hacli ordusunu ve bu ordunun komutanlarini cok overek anmaktadirlar Bundan sonra I Kilic Arslan Hacli ordusunu bir meydan muharebesi ile maglup edemeyecegini hatta yuruyuslerine bile engel olamayacagini anladi Anadolu dan gecen Hacli ordusu ile hic askeri catismaya girmeden onlarin Anadolu dan ilerlemelerini izleme stratejisine uydu Fakat yollari uzerindeki bolgeleri bosaltip tarlalari yakarak meralardan Hacli ordusu hemen gelmeden buyuk koyun suruleri gecirerek Haclilar atlarina otlanacak ot birakmayarak ve su kuyularini tahrip ederek onlari zor duruma sokmaya calisti Bu Hacli ordusu Anadolu da Uluborlu Polybotus Yalvac Antioch Pisidia Aksehir Philomelium Ladik Laodicea Konya Iconium Eregli Hereclea Kemerhisar Tyana Nigde Augustapolis Kayseri Mazacha Kahramanmaras Marash yoluyla Antakya ya indi Buradan Boulogne lu Baudouin Edessa da gunumuz Sanliurfa hukum suren ve Ermeni asilli bir eski Bizans ordusu komutani olan tarafindan cagrildigi icin kendine bagli ordusu ile Edessa ya yoneldi Thoros Edessali Selcuklu Sam Meliki Tutus tarafindan 1094 civarinda Edessa kalesi ele gecirilince Edessa yi idareye memur edilmis parali askerlerden kurulmus olan Bizans ordusu komutani idi Fakat bu gorevi yapmakta iken Thoros Selcuklular aleyhine donup uzunca suren Artuklu Sokmen Bey komutasindaki bir Selcuklu ordusunun kusatmasina basari ile direnis gostermisti Bundan sonra Thoros emrindeki ordu ile hem Selcuklular hem de Bizanslilardan bagimsiz olarak Edessa sehrini yonetmeye baslamisti Ermeni asilli oldugu ve Ortodoks Hristiyanliga inandigi icin Edessa Ermenileri tarafindan sevilmemekte idi Yine Ermeni asilli ve eskiden Selcuklularla yakin iliskisi oldugu icin Ortodoks Bizanslilar tarafindan da begenilmemekte idi Thoros politik durumunu saglamlastirmak icin 1098 de Antakya Kusatmasi ile ugrasmaya baslayan Haclilar ordusundan destek istemisti Bu destek Subat 1098 de Baudouin Boulogne lunun Edessa ya kendi ordusu ile gelmesi ile basladi Baudouin Boulogne lu once Thoros Edessali nin evlatligi ve varisi olarak kabul edildi Fakat Baudouin Thoros aleyhine once gizli entrikalara giristi ve sonra acikca onu Urfa ic kalesinde kusatmaya aldi Thoros Baudouin in Edessa da yonetimi ele almasini bir anlasma ile kabul etti Ailesi ile kayinpederi modern Malatya Emiri Gabriel e siginmayi planlamisti Fakat birkac gun sonra 9 Mart ta sehrin Ermeni asilli olan halki cok muhtemelen Baudouin in emri ile Thoros u yakalayip linc ettiler Boylece Edessa nin tek yoneticisi olarak kalan Baudouin burada ilk Haclilar devleti olarak Edessa Kontlugu devletini kurdu ve kendini ilk Edessa Kontu olarak ilan etti Antakya Kusatmasi Yollarina devam eden Haclilar Toroslari iki degisik gecitten gecerek Cukurova bolgesine girdiler ve daha sonra yollarina devam ederek Antakya onlerine geldiler Antakya onlerine gelen ordunun basinda Taranto prensi Boemondo vardi Boemondo Birinci Hacli Seferi nin en etkili askeri komutanlarindan biriydi Guney Italya nin Norman fatihi Robert Guiscard in oglu olan Boemondo un seferi katilma amaci yeni topraklar elde etmekti Ismen Buyuk Selcuklu Devleti ne tabi olan Antakya Emiri olan Yagi Sayan Haclilar in Antakya ya dogru geldiklerini haber alinca sehirdeki Hristiyanlardan korktu Antakyali Muslumanlari erkekleri surlarin disina cikarip sehrin etrafina hendek kazmalarini emretti ve Muslumanlarin yanina hicbir yabanciyi sokmadi Ertesi gun de ayni sekilde Antakyali Hristiyan erkekleri surlar disina cikarip hendek kazmalarini emretti onlarin yaninda da hicbir Musluman yoktu Ama Yagi Sayan Antakyali Hristiyan erkekleri sehir surlari icine almadi Yagi Sayan sehir icinde bulunan Hristiyan kadin ve cocuklarin can ve mal guvenliginin teminatini verdi Bundan sonra Emir Yagi Sayan Antakya kalesinde guclu bir direnisle dokuz ay suren bir savunma yapti Bu savunma sirasinda Antakya ya askeri destek icin once Sam daki melik Suriye Selcuklu Șam Meligi Dukak ve sonra da Halep teki melik Suriye Selcuklu Halep Meligi Ridvan dan askeri yardim gonderdiler ama bunlar Haclilar ordusuna yenik dustuler ve bu girisimler sonucsuz kaldi Fakat Haclilar Firuz bazi kaynaklarda Ruzbe adinda bir kale muhafizini rusvet vermek suretiyle ikna ettiler ve kalenin bir burcunu ele gecirdiler Kale nin tumden dustugunu sanan Yagi Sayan 30 muhafiziyla kaleden cikip gitti Kaleyi ele geciren Haclilar pek cok Musluman i katlettiler Haclilar sehri ele gecirdikten sonra Selcuklular Musul Atabeyi Gurboga topladigi bir Musluman ordusu ile Antakya onlerine gelip Antakya kalesi icine bulunan Hacli ordusunu kusatmaya aldi Korkak davranip hemen hucuma gecmemesi ordusunda anlasmazliklar dogurdu Diger taraftan 12 gun kapali muhasara altinda kalan Hristiyanlar buyuk aclik cektiler Soylu ve sovalyeler atlarini diger Haclilar yakalayabildikleri her turlu yasayan hayvani ve agac kabugu ve otlari yemeye basladilar Haclilar gidasizliktan bikkinlik ve umitsizlik icerisine girdiler Kesis Marsilyali Pierre Barthelemy dinsel hayaller gormeye baslayip Isa nin carmiha gerildikten sonra oldurulmesi icin kullanilan Kutsal Mizrak in Antakya Katedrali nin zemininde gomulu oldugunun ruyasini gordugunu bildirdi Antakya Katedrali zemininde yapilan kazi ile bir mizrak bulundu Bunu bir mucize sayan ve ustun moral kazanan Haclilar Kutsal Mizrak i tasiyan Le Puy Baspiskoposu Adhemar ile 8 Haziran 1098 de kaleden huruc hareketi yaptilar Gurboga nin muttefiki Sam Meligi Dukak ve Gurboga nin kendilerine hukum edeceginden korkan diger emirler Gurboga ordusundan ayrildilar Kalan ordu buyuk bir maglubiyete ugradi Antakya dan Kudus e harekat Haclilar Antakya yi aldiktan sonra bir muddet burada kalarak at yiyecek ve iașe tedariki icin ugras verdiler Bu tedariki saglamak icin yakinlarda olan Arap yerleskelerine saldirilarda bulundular Bu saldirilarin birisi Maarratu n Numan a yapildi Aralik 1098 de Antakya dan gelen bir Hacli ordusu bu sehrin duvarlari onlerinde karargah kurup sehri muhasaraya basladilar Halk onlara karsi cok cetin bir savasa girdi Haclilar kale burclarinin karsisina ahsap bir burc dikip beklemeye basladilar Muslumanlar bir sure sonra bulunduklari surlardan inip daha guvenli olacagini dusundukleri sehirdeki evlerine sigindilar Hacli ordusu taarruza gecti ve sehri eline gecirerek bir katliam yapmaya basladi ve Haclilar burada yaklasik 20 bin kisiyi oldurduler Daha sonra buradan ayrildilar Hacli kronikleri burada Haclilarin olen Muslumanlarin bedenlerini yediklerinden bahsetmistir Haclilar Musluman yetiskinleri kaynatip corba yapmak Musluman cocuklari sise gecirip ateste pisirmek ve yemek dahil olmak uzere son derece korkunc bir saldiri gerceklestirdiler Bu donemdeki Hacli yamyamligi hem Frank hem de Arap raporlari tarafindan dogrulaniyor Mesela Caenli bir Frank gorgu tanigi haslama ve kizartma vahsetini rapor etmis Maarra nin fethedilisi sirasinda orada olan Aixli Albert soyle yazmis Bizim boluklerimiz sadece olu Turkleri ve Suriyelileri yemekten kuculmediler ayni zamanda kopekleri de yiyorlardi Abd l Ala sehri ise Ocak 1099 da yapilan hucumdan sonra tamamiyla yakilip yikildi kalesinin taslari bile teker teker sokulup sehir ortadan kaldirildi Bircok Arap sehri ise elciler ve hediyeler gondererek Haclilarin her isteklerini yerine getireceklerini belirttiler 13 Ocak ta Antakya dan ayrilmaya baslayan ana Hacli ordusu 7 Temmuz a kadar Antakya dan Lubnan bati Suriye ile Filistin den gecerek Kudus e vardi Bu gecis sirasinda Fatimiler in kuzey siniri olan Nehr ul Kelb irmagini gecip Fatimiler arazilerine girdiler Yolda bulunan bazi sehirleri ornegin Tartus Arsuf Ramallah Beytullahim ellerine gecirdiler ve digerlerini ornegin Saycar Akka Trablussam Kayserya ya basarisiz kusatmadan sonra geride biraktilar ya da kenarlarindan hucum etmeden gectiler 5 Temmuz 1099 da Kudus sehri surlari onune vardilar Kudus kusatmasi isgali ve katliam Kudus sehri komutasinda Fatimiler ordusu tarafindan savunmakta idi 5 Temmuz dan itibaren Hacli ordulari sehrin surlarina bircok basarisiz saldirilarda bulundular ve geri puskurtulduler Filistin sahillerine gelen Cenevizliler Yafa yakinlarinda karaya oturttuklari gemilerini parcalayarak tahtalarini Kudus onlerine getirdiler Iki tane buyuk kusatma kulesi yaptilar Bu iki tahta kule 14 Temmuz gecesi sehrin duvarlari onune getirildi 15 Temmuz gunu sehir kuzeydogu kapisi onunde bulunan kuleden Flandrali sovalye ilk defa sehre girmeyi basardi Sonra Godefroi de Bouilion kardesi Eustace Boulogne lu Tancerd ve askerleri de sehre girdiler Diger kule ilerleyemedi Hacli komutanlardan Raymond Saint Gillies Fatimi kale komutani ya bir haberci ile teslim olursa kendisi ve ordusu icin serbestce Kudus ten ayrilma izni verilecegini bildirdi Iftikar el Devle bunu kabul etti Teslim olup sehir kapilarini acti Haclilar sozlerinde durdular Iftikar El Devle ve ordusu 15 Temmuz aksami Kudus ten ayrilarak Askelon kalesine gittiler Kudus Haclilar eline gecti Diger taraftan Tapinak Tepesi nde ve civarinda 15 Temmuz 1099 gunu ogleden sonra aksamustu ve ertesi sabah Hacli ordusu mensuplari Kudus te bulunan butun Muslumanlari ve Yahudileri oldurmeye basladilar ve buyuk bir katliam gerceklestirdiler Kudus Kralliginin ve diger Hacli devletlerinin kurulmasi Kudus un fetheden Hacli ordusunun soylu olan Hacli komutanlari Kutsal Kabir Kilisesi nde 22 Temmuz da bir toplanti yapip Kudus sehrinin ve ellerine gecen diger Filistin ve Suriye arazilerinin nasil idare edilecegi hakkinda tartismalar yaptilar Hristiyanlarin kutsal saydiklari topraklarda dinsel olmayan devlet isleri ile ugrasmaya yetkili olacak yeni bir Kutsal Kudus Kralligi kurulmasina karar verdiler Kudus Kralligi Kudus sehri yaninda Suriye in guneyi ve Filistin i de ihtiva edecekti Ilk Kudus Krali olarak Godfrey de Bouillon u sectiler Haclilar ordusu Kudus ten cekilen Fatimiler ordusu uzerine giderek Askelon Muharebesi inde Fatimileri yenerek Filistin e iyice yerlestiler Birinci Hacli Seferi nde ayrica Kudus fethinden once Urfa Kontlugu 1097 1144 ve Antakya Prensligi 1098 1268 devletlerini Kudus Kralligi ndan bagimsiz olarak ama bu krallikla yakin baglantili bir sekilde kurulmuslardi Kudus un isgalinden sonra 1109 da Haclilar Trablussam i isgal ettiler ve bu sehir ve civarinda yine bagimsiz statulu olarak Trablus Kontlugu 1109 1289 devleti kuruldu Birinci Hacli Seferi degerlendirilmesi Birinci Hacli Seferi Hristiyanlar ve modern tarihciler tarafindan cok basarili oldugu kabul edilmektedir Baronlarin Hacli Seferi safhasi cogu Frank asilli Hristiyanlarin Kudus u ellerine gecirmeleri ile sonuclanmistir Bu Hacli Seferi nden sonra Selahaddin Eyyubi nin 1187 yilinda Kudus u geri almasina kadar Hristiyanlarin elinde Kutsal Kudus Devleti baskenti olarak kaldi 1100 yilinda Anadolu guneyi Suriye Lubnan ve Filistin de Hristiyan Hacli Frank asilli hukumdarlari olan dort Hacli devletinin kurulmasina yol acmis oldu 1101 Yili Hacli Seferi1099 da Kudus un alinmasindan sonra Bati dunyasinda Hacli Seferleri ne olan ilgi artti Papalik in yaptigi propaganda evlerine donen Hacilarin Dogu nun zenginliklerine dair anlattigi abartili hikayeler ve Papa II Paschalis hacli seferi cagrisi kisa sure sonra uc buyuk ordunun Hacli Seferi ne cikmasina neden oldu Papa II Paschalis Avrupa daki krallarla ozellikle Kutsal Roma Germen imparatorlari IV Heinrich ve oglu V Heinrich ile bir takim problemler yasamaktaydi O yuzden tek Avrupali kral bile Papa nin cagrisina uymadi Fakat diger taraftan dukler ve kontlar bu cagriya olumlu cevap verdiler Birinci Hacli Seferi nin ucuncu safhasi olarak da gorulebilen bu 1101 Hacli Seferi Filistin de yerlesen Frank Haclilarina destek saglamak icin 1101 yili icinde gelisti Sefer Konstantinopolis e ayri yollar ve ayri zamanlarda ulasan ve oradan birbiri arkasindan ve birbirinden aralikli olarak yuruyuse gecen uc degisik ordu halinde olusmustur Bu ordularin sayisi hakkinda tam bilgiler bulunmamakta ama degisik tahminler verilmektedir Uc degisik ordu birligi seklinde Anadolu ya gelip gecmeye calisan Hacli ordusu icin en muhtemel tahmin bu ordunun yaklasik toplaminin 300 bin kadar oldugudur Bu Hacli ordularindan birincisi Mayis ayinda Konstantinopolis ten baslayan Milano baspiskoposu Anselm de Buis in idaresinde Lombardlar Blois kontu Stephen kumandasinda Fransizlar ve maresal komutasinda Almanlar dir Ikinci Hacli ordusunu Nevers kontu II Guillaume Giyom un kumandasindaki Fransizlar olusturmustur Ucuncusunu ise Bavyera Duku IV Welf in idaresinde Almanlar olusturdu Bu 1101 Hacli Seferinin birinci grubunda agirlik Birinci Hacli Seferi ne katilmayan ve ilk defa bir hacli Seferine katilan Lombardlar bulunmaktaydi Bu Hacli ordusu Milano baspiskoposu Anselm de Buis in idaresindeki Lombardlar Blois kontu Stephen kumandasinda Fransizlar ve maresal komutasinda Almanlardan olusmaktaydi Once Mayis 1101 de Italya dan Lombardlar Konstantinopolis e Milano Piskoposu Anselm idaresinde eristiler Kudus ten Konstantinopolis e donmus olan Anadolu da sefere deneyimli Toulouse Kontu Raymond de Saint Gilles komutasi altina gectiler Sonra Fransizlar ve Almanlar geldiler Boylece 20 000 kisi kadar olan Hacli ordusu yeni bir guzergah takip ederek beklenmedik bir sekilde Ankara ya yoneldi o sehri eline gecirip oradan Niksar a dogru yoneldi Agustos ta Merzifon da Anadolu Selcuklu Sultani I Kilic Arslan ve Danismendoglu ordusu ile yapilan Merzifon Muharebesi sonucunda bu Hacli ordusu buyuk bir hezimete ugradi Hacli askerlerin 4 5 lik kismi imha edildi ve kadinlar ve cocuklar esir olarak Turklerin eline gecti Haziran 1101 sonunda Konstantinopolis ten ayrilan Nevers Kontu Giyom un komutasinda bulunan bu Hacli seferi ordusunun askerleri ve asker olmayan kamp takipcileri Anadolu da Ankara Konya uzerinden Eregli ye ilerlemeye basladi Bu Hacli ordusu cok gecmeden bu yolu takip etmenin bir hata oldugunu anladi Cunku onceki Baronlar Hacli seferi yol etrafina sanki kiran getirmisti ve bu ordu iase ve hayvan yemi bulamamaktan bitik bir hale dustu Selcuklu Sultani I Kilic Arslan ve Danismend Gazi suvari ordulariyla Merzifon dan Agustos sonunda ayrilip Ankara ya gelip Konya uzerine ilerleyen Haclilar ordusunun onu sira geri cekilmekte idi Konya uzerinden ilerleyen Haclilar Eylul ayi basinda Eregli yakinlarina gelmislerdi ki Selcuklu ve Danismend Gazi suvari ordulari onlari orada pusuda beklemekteydi Hemen pusudan hucuma gecen bu suvari ordusu Hacli ordusunun hemen hepsini savas alaninda oldurup imha etmek imkanini buldu Sadece Toros daglarina dogru kacan az sayidaki kisi canini kurtarabildi Bu ordunun komutani Neversli Giyom bir Turk asilli bir Bizans askerinden Turkopol kilavuz bularak Antakya ya erismeyi basardi Bu orduyu bir hafta zaman gecikmesiyle Bavyera Duku Wolf komutasina Almanlardan olusan ucuncu bir Hacli sefer ordusu takip etmekte idi Yine Birinci Hacli Seferi ordusunun ve 1101 Hacli Seferi nin Fransizlardan olusan ikinci ordusu bu guzergahtan gecmis ve etraftaki insan ve hayvan yiyecek maddelerini sanki somurup bitirmislerdi Bu nedenle bu ucuncu ordu ve takipcileri aclik ve ozellikle susuzluktan tam harabe olarak yine Eregli Heraclea ya erisebildiler Orada yakinlarinda Avlos Akgol ovasinda bulundugunu gordukleri cay kaynagi olan golete kendilerini atip susuzluklarini giderdiler Ancak bu goletin sulari Selcuklular tarafindan zehirlenmisti ve bu suyu icenler zehirlendiler Selcuklu Sultani I Kilic Arslan ordusuyla da bu golet yakininda pusuda beklemekteydi Cogu zehirlenmis olan ve hepsi cok bitkin kalip hic direnis gosteremeyen Haclilar uzerine saldirip hemen hemen tum orduyu esir aldilar Boylece bu ucuncu 1101 Hacli Seferi ordusu da askerlerinin cogu zehirlenip yasayanlar da esir alinip yok edildi Ama yine bu ordu komutani olan Bavyera Duku Wolf da sahsen Antakya ya kacabilmeyi basardi Sonucta 1101 yili Hacli Seferi nin sadece liderleri Antakya da toplanarak bazi adamlariyla birlikte Kudus e gidebildiler Bu uc safhali 1101 Hacli Seferi Haclilar icin oyle korkunc ve oyle buyuk bir fiyasko sonuclanmistir ki bu fena sonuc 1101 Hacli Seferi nin Avrupa tarihcileri ve Avrupa dunyasi tarafindan tumuyle hemen hemen unutulmasina yol acmistir 1101 Hacli Seferlerinin sadece liderlerinin Antakya da toplanabilmesi bundan sonra artik askeri yonden Hacli Seferlerinin ve ordularinin askeri olarak basarisiz kalacagina bir gosterge olmaktadir Selcuklu ve Danismendliler ordularinin kazandiklari bu askeri basari Turklerin Anadolu daki kalici varligini tekrar ispatlamis oldu Ikinci Hacli Seferi 1147 1149Nureddin Mahmud Zengi nin Afrin Muharebesi zaferi 1149 Ikinci Hacli Seferi 1147 1149 yillari arasinda gerceklesti Musul Atabeyi I Imadeddin Zengi nin 1144 yilinda Urfa yi ele gecirerek bir Hacli devleti olan Urfa Kontlugu na son vermesi uzerine Haclilar Avrupa dan yardim istediler Almanya Imparatoru III Konrad ve Fransa Krali VII Louis ordularinin basina gecerek Ikinci Hacli Seferi ni baslattilar ve Anadolu ya girdiler Ancak Anadolu Selcuklu sultani I Rukneddin Mesud ve Halep Atabeyi Nureddin Mahmud Zengi basta olmak uzere her yerde Turk ordularinin direnci ile karsilastilar Sonucta cok kucuk bir birlik ile Kudus e ulastilar Birinci Hacli Seferi sirasinda kurulmus Hacli devleti Kudus Kralligi ndaki Hristiyanlarla birleserek Suriye yi ele gecirmek istediler Bu girisim basarili olamayinca ulkelerine donduler Ikinci Hacli Seferi ilkinin aksine Haclilar acisindan tam bir basarisizlikla sonuclanmistir Ucuncu Hacli Seferi 1189 1192Ucuncu Hacli Seferi 1189 1192 yillari arasinda gerceklesti Selahaddin Eyyubi nin 4 Temmuz 1187 de Hittin Muharebesi nde Haclilar Kudus Kralligi ordusunu imha eden buyuk galibiyetinden sonra Kudus u bir kusatmadan sonra 2 Ekim 1187 de tekrar ele gecirmesi uzerine Alman Imparatoru Friedrich Barbarossa 100 000 kisilik bir ordu ile Anadolu ya girdi Fransa Krali II Philippe ve Ingiltere Krali Aslan Yurekli Richard Akdeniz yoluyla Akka ya ciktilar ve sehri zaptettiler Ingiltere Krali Aslan Yurekli Richard birkac defa Kudus u ele gecirmek icin hucumda bulundu ise de Selahattin Eyyubi nin gayet basarili taktikleri dolayisiyla Kudus u tekrar Haclilar eline gecirmeyi basaramadi Bu olay Selahattin Eyyubi nin Islam aleminde onemini artirip sevilmesine neden oldu Ucuncu Hacli Seferinde Almanlar Alman ordusu 1189 Mayis ayinda Resenburg dan yola cikti nun yaninda vassallari ve oglu Schwaben kontu Friedrich von Schwaben bulunuyordu Almanlarin Macaristan dan gecisleri sorunsuz oldu Macar krali Bela onlara her turlu yardimda bulundu fakat Almanlar 23 Haziran da Tuna yi gecip Bizans arazisine girdiklerinde sorunlar basladi Imparator ulkesi icinde var olan olumsuz sartlar dolayisiyla Almanlarin gelisinden tereddut icindeydi Kibris ta ve Cukurova da sorunlar vardi ve Anadolu daki Turkler cok buyuk bir tehlike arz ediyorlardi Bu yuzdendir ki II Isaakios un Selahaddin Eyyubi ile anlasmasi Hristiyanliga zarar vermek amacli degil Selcuklu yukselisine engel olmak amacina yonelikti Fakat Kudus teki kutsal yerlerin himayesi Ortodoks kiliseye gecince imparator yine de tepkilere maruz kalmistir Almanlar Alasehir e ulastiklarinda halk once Almanlara iyi davranmis fakat sonralari ordunun artcilarini soymaya calismistir Alman ordusu Miryokefalon Karamikbeli mevkiinden gecerken 3 Mayis ta Turklerle kucuk bir catisma yasandi II Kilicarslan daha once Anadolu dan gecerken Almanlara yardim vadetmisti Fakat Almanlari bir miktar yipratmayi da ihmal etmedi Aclik susuzluk ve Turklerin oklari Almanlara kayip verdirmeye basladi Alman ordusu 17 Mayis ta Konya ya ulastiklarinda II Kilicarslan Konya yi kismen bosaltmisti Sultanin oglu Kutbeddin ile Haclilar arasinda siddetli bir carpisma yasandi ve Friedrich Barbarosso Konya ya girdi ise de burada fazla kalmadi Meram da biraz dinlendikten sonra Almanlar yollarina devam ettiler Alman ordusu Toros Gecidi nden Silifke ye dogru yol alirken Almanlarin yuruyus haberi Selahaddin Eyyubi ye ulasmisti ve bu haberi verenler de Ermenilerdi 10 Haziran 1190 da Silifke Ovasi na inen Haclilar burada buyuk bir felakete maruz kaldilar Cunku Friedrich Barbarosso serinlemek icin girdigi nehirde bogularak oldu Ingiliz ve Fransizlarin Ucuncu Hacli Seferine Katilmasi Ingiltere ve Fransa yillarca savas halinde olduklarindan her iki ulke de yeni bir Hacli seferini dusunemezdi Fakat Ingiltere ve Fransa krallari Ocak 1188 de Normandiya sinirindaki Gisors ta baris muzakerelerinde iken Sur baspiskoposu Josias da oraya ulasmisti Onun yaptigi etkili konusmalar sayesinde iki kral ve yuksek rutbeli kimseler Hacli seferine katilma vaadinde bulundular Her iki kraldan biri yola ciktigi zaman birinin digerinin topraklarina saldirma ihtimali bulundugundan krallarin ayni anda sefere cikmalarina Fransizlarin kirmizi Ingilizlerin beyaz ve Flaman birliklerinin de yesil hac tasimalarina karar verildi II Henry Alman imparatoruna Macar kralina ve Bizans imparatoruna mektuplar yazarak Kudus u kurtarmak azmiyle yola ciktigi icin icinden gececegi bu ulkelerde kolaylik istedi Daha once yardim cagrisinda bulunan Antakya patrigine de Kudus e dogru yola ciktigi haberini gonderdi Nihayet sefer karari alinmisti Bundan sonra Ingiltere ve Fransa da seferin mali yonunu karsilamak icin Selahaddin Osru denen ve sefere katilmayanlarin gelirlerinin onda birini kapsayan vergi yururluge kondu Sur baspiskoposu Josias Avrupa daki bu gelismeler uzerine buyuk umutlarla ulkesine dondu Fransa krali II Philippe sakin bir yolculuktan sonra 14 Eylul de Messina ya sakin bir giris yapti Ingiltere krali Richard ise donanmadan ayri kara yolunu tercih etmisti ve 3 Ekim de Messina ya ulasti Richard Italya iclerinden gecerken Sicilya krali Tancredi nin kiz kardesine yaptigi haksizliklar konusunda bir seyler duymustu Belki bunun da etkisiyle Messina ya girisi daha bir gosterisli ve govde gosterisi seklinde oldu Tancredi iktidara gelince kralin dul esi Giovana nin elinden has arazisini alarak kendisini hapis tutmustu Ayrica II Henry ye verilmek uzere birakilanlari Richard almak istiyordu Bu durumda Richard in gelisi dogal olarak Tancredi yi korkuya dusurdu Tancredi Joanna yi serbest birakip arazilerini geri verdi ve Joanna yi agabeyinin yanina gonderdi fakat Richard in ofkesi gecmemis olacak ki etrafa birlikler gondererek yagmada bulundu 3 Ekim de sehir disinda Ingiliz askerleriyle bir grup Messinalinin arasinda cikan kavga ise daha buyuk olaylara sebebiyet verdi Philippe Auguste un de araya girmesiyle anlasmaya calisilirken halktan bir takim insanin kral Richard a kufretmesi bardagi tasiran son damla oldu Sonucunda Ingilizler Messina yi zapt edip yagmaladilar Sukun ortami Tankred in Richard a kalan mirasi vermesiyle saglandi ve 8 Ekim de Tankred ile Richard arasinda anlasmaya varildi Kral Richard in yolculugu firtina yuzunden daha olayli gecti Siddetli ruzgar dolayisiyla donanma birbirinden ayrildi Joanna ve Berengaria nin bulundugu gemi Kibris a dogru suruklendi ve karaya oturdu Kibris a hakim olan ve Bizans a isyan halinde bulunan Isaakios Dukas Komnenos buyuk bir hataya imza atarak Joanna nin ve Richard in nisanlisi Berengaria nin mallarini musadere etti Richard haliyle bu duruma cok ofkelendi 8 Mayis ta Kibris a gelen Richard a Isaakios Dukas mukavemet edemeyecegini anlamisti Bunun icin Kilani Kasabasi na cekildi Fazla bir direnisle karsilasmayan Richard Kibris Adasi ni zapt etti ve Berengaria ile nikahi da burada 12 Mayis ta kiyildi Aslan Yurekli Richard Kudus yolunda James William Glass 1850 Richard Kibris ta bulunurken Philippe Auguste ve Filistin asilzadelerinin Akka onune bir an once gelmesi icin gonderdikleri haberler ulasti 5 Haziran 1191 de Magusa dan yola cikan Richard 8 Haziran 1191 de Akka ya vardi Dorduncu Hacli Seferi 1202 12041204 te Ortodoks sehri Konstantinopolis in Haclilar tarafindan Fethi Arsenal Kutuphanesi 5090 15 yuzyil Dorduncu Hacli Seferi 1202 1204 yillari arasinda gerceklesti Papa III Innocentius Kudus u kurtarmak maksadiyla tum Avrupa yi sefere davet etti Toplanan ordunun emir komutasi Italyan Bonifacio ya verildi Ordunun Misir a cikmasi planlandi ve Venedik Hacli ordusunu ucret karsiligi tasimak icin ozel bir filo gemi hazirladi Ancak Haclilar bu nakliye ucretini karsilayamayinca bu sefere istirak eden yasli Venedik Duku Enriko Dandolo istegi ile once Zara ya ve sonra da Bizans Imparatorlugu tahtina gecmek isteyen sabik imparator II Isaakios un genc oglu Aleksios Angelos imparatorluga gecince ucreti karsilamak icin yardim etme vaadi vermesiyle Konstantinopolis e yoneldi Hacli ordulari once 1203 te sehri kusattiktan sonra sehre girerek II Isaakios ve IV Aleksios u imparator ilan ettirdiler ve Galata civarina geri cekilip yeni imparatorlarin yardimini beklediler Fakat yeni imparatorlar mali kaynak bulamadilar ve Konstantinopolis halkinin da Latinlerin devamli karismalarindan hosnutsuzlugu yuzunden isyan cikti Bir komplo ile V Aleksios imparator oldu ve Haclilarin mesru imparator saydiklari IV Aleksius olduruldu Bu nedenle ve Enrico Dandolo nun tesvikiyle Hacli Ordusu Konstantinopolis e hucum ederek 12 Nisan 1204 te sehri isgal etti Dorduncu Hacli Seferinin diger Hacli Seferlerinden farki guya tek elden emir komuta altinda olmasiydi ve denizden Misir a ve oradan Filistin e gitmek hedefliydi Fakat Venedik Duku tarafindan Kudus yerine Konstantinopolis e yoneltildi karisikliklardan dolayi Konstantinopolis isgal edildi Kusatma sirasinda buyuk bir kismi zaten yakilan sehir tumuyle talan edilip yikildi ve sehrin bircok kiymetli eserleri ya Avrupa ya goturuldu veya ortadan kayip oldu Ortodoks Hristiyan olan Bizans Imparatorlugu yerine Frank asilli hukumdarlar altinda bir Katolik Hristiyan Latin Imparatorlugu kuruldu Bu seferden en kazancli cikan Venedikliler oldu ve Akdeniz in ve Ege Denizi nin onemli liman ve adalari gemilerinin nakliye ucreti karsiligi Venedik e verildi Fakat bu Latin Imparatorlugu fazla yasamadi 1204 1261 1261 yilinda Bulgarlarin ve Konstantinopolis in Latinler eline gectikten sonra Nikea da kurulan Iznik Imparatorlugu nun hucumlari sonucu yikildi Bu devletin Bizans Imparatoru adini tasiyan hukumdari VIII Mihail tekrar Konstantinopolis e gelerek gercek Bizans Imparatoru oldu Cocuk Hacli Seferleri 1212Bunlarin disinda 1212 de tam dogru yorumlanmayan sadece cocuklarin katildigi bir seri Cocuklarin Hacli Seferleri adi verilen seferler duzenlenmistir Bu seferler Fransa da ve Almanya da yasayan ve Muslumanlara karsi kiskirtilip Hacli Seferine cikmaya zorlanan halkin coskusundan etkilenen cocuklarin organize olmalarina atiflidir Bu organizasyonlardan haberdar olan Papa III Innocentius bu cocuk organizasyonlarini Hacli seferine katilmayan daha yaslilarin degersizligini tanrinin kinamasinin bir nisanesi olarak yorumlamisti Fransa da organize olan cocuklarin basinda Stephen adli bir cocuk bulunmaktaydi ve 30 000 kadar sayida cocuk bu organizasyona katilmayi kabul etmisti Almanya da organize olan cocuk sayisi ise 7 000 civarinda olup liderleri Nicholas adli bir cocuktu Bu organize olan cocuk gruplari Kutsal Topraklarin yakinlarina bile varamadan ortadan kaybolmuslardir Bir kisim cocuklar ailelerine geri donmusler digerleri yolda bulunan Hristiyanlarin yanlarina yerlesmisler digerleri ya deniz kazasindan ya da acliktan olmuslerdir Bir kismini bekleyen en fena akibet ise Venedikli tacirler tarafindan Misir a veya Magrip e goturulerek kole olarak satilmalari olmustur Besinci Hacli Seferi 1217 1221Onculugunu yeniden ele alan ve Kutsal Sehrin anahtarlarinin Misir in elinde olduguna inanan Papa III Innocentius 1213 te yeni bir Hacli Seferi cagrisinda bulundu Bu cagri 1215 nde kabul edildi Italyan bu projeye karsi cekimser Batililarsa kararsizdi Bunun uzerine Kudus Krali Nil deltasina dogru bir sefere cikti 1217 1220 Bunu eski Kudus kralligini ihya etmek icin bir koz olarak kullanmak istemekteydi Ama bu Hacli ordusu icinde karar verme papalik temsilcisi Albano Kardinali olan Pelagios elinde idi Bu ordu Dimyat kalesini kusatti Kale 1219 da dustu Bu Haclilar kusatmasi basinda Eyyubiler Misir Sultani olan I Adil oldu ve yerine Misir Sultani olarak oglu Kamil bin Adil gecti ve kardesi olan Eyyubiler Suriye Sultani Muazzam bin Adil den takviye almisti Bu sefer Eyyubiler ordusu Dimyat i sardi Pelagios zorlamasi ile Dimyat tan cikis yapan Hacli ordusunun buyuk bir kismi Kahire uzerine yurudu Fakat bu Hacli ordusu Mansure yakinlarinda sel mevsiminde yukselen Nil Nehri ve Eyyubiler tarafindan yikilan nehir kenari duvarlari dolayisi ile etrafi su ile kapli bir yuksek arazide mahsur kaldi ve bu arazinin de etrafi sarilinca ordu teslim oldu 1221 de Dimyat i kurtulus fidyesi olarak iade edildi Altinci Hacli Seferi 1228 1229Altinci Hacli Seferi Kutsal Roma Germen Imparatoru II Friedrich tarafindan yapildi II Friedrich daha onceki Besinci Hacli Seferi ne Papa III Honorius un cesitli siyasal entrikalar ile katilmasini saglama ugraslarina ragmen katilmamisti Ama II Friedrich bir Hacli Seferi ne katilama yemini etmisti Papa III Honorius un olumu ve IX Gregorius un Papa olmasi ile imparatora baskilar artti 1227 de bir sefere baslamak icin ordusu ile Brindisi den ayrildi ama gemilerde salgin cikmasi nedeniyle geri dondu II Friedrich in ozellikle Guney Italya daki topraklarinda gozu olan ve Italya da imparatorluk gucunu azaltmak isteyen Papa IX Gregorius bunu firsat bilip II Friedrich i aforoz etti Buna ragmen II Friedrich en nihayet 1228 de Italya dan gemiler ile Dogu Akdeniz e cikip Altinci Hacli Seferi ni baslatti Once Kibris a cikti ve hanedaninin akrabalik iliskileri dolayisiyla Kibris Krali oldugu icin adanin idaresini ele aldi ve o zamana adayi idare eden diger Haclilar hukumdarliklariyla yakin iliskileri olan asilleri ozellikle vekilharc gorevli Jean Ibelinli yi kendi aleyhine dondurdu Ilk karisi Isabella Yolanda dolayisiyla Haclilar Kutsal Kudus Devleti nin de krali idi ve Eylul 1228 de bu kralligin merkezi olan Akka ya cikti Misir Suriye ve Filistin in buyuk kismi Eyyubiler elinde idi ve o zaman Eyyubiler Misir Sultani Kamil bin Adil ust Eyyubiler sultani idi II Friedrich Arapca bilmesi ve Arap kulturunu derinden anlamasi dolayisiyla Sultan Kamil ile imparator gayet genis konularda birbirleriyle yazisma iliskileri kurmuslardi Sultan Kamil in Besinci Hacli Seferi sirasinda Kudus u Haclilara vermeyi teklif ettigini II Friedrich bilmekte idi ve Sultan Kamil in jeopolitik nedenlerle iktidarinin bazi olan Misir i korumak icin yine Kudus u gozden cikartabilecegini de anlamisti II Friedrich Akka ya ciktiktan sonra da bu karsilikli iliskiler devam etmisti Sonunda II Friedrich ile Sultan Kamil in bir gizli anlasmaya girdikleri kabul edilmektedir II Friedrich in guneye Yafa ya ilerlemesi gayet abartip bir antlasmaya zemin oldugunu herkese duyurdular Yapilan gizli muzakerelerden sonra 18 Subat 1229 da Eyyubiler ile Haclilar arasinda 10 yil sureli bir baris antlasmasi imzalandi Buna gore Kudus sehri sahilden Kudus e bir yol koridoru ve Hristiyanlarca kutsal sayilan Beytullahim Nasira Yafa ve Sayda Hacli Kutsal Kudus Kralligi idaresine birakilacakti Ama Kudus teki Muslumanlara buyuk imtiyazlar saglanacakti Bu Hacli seferi Hristiyan Haclilarin Kudus u alma emellerine barissal yolla yetistikleri tek Hacli Seferi oldu Yedinci Hacli Seferi 1248 1254Yedinci Hacli Seferi Fransa Krali IX Louis tarafindan sevk ve idare edildi Misir da Dimyat i zapteden IX Louis buradan Kahire uzerine yurudu Ama Mansure kalesi onunde yapilan Mansure Muharebesi ni kaybetti Dimyat a geri cekilmekte iken Fariskur Muharebesi nde Hacli ordusu tamamiyla bozguna ugratilip elemine edildi ve Fransiz Krali esir dustu Dimyat i geri vermek kaydiyla ve buyuk bir fidye odedikten sonra serbest birakildi ve 4 yil sonra ulkesine geri dondu Sekizinci Hacli Seferi 1268 1270Fransa Krali IX Louis kardesinin kiskirtmalariyla son Hacli Seferine cikti O sirada Tunus tan kalkan Arap korsanlari doguya giden Hristiyan gemilerine zarar veriyordu Bu yuzden Tunus a sefer duzenleyen IX Louis ve ordusunun yarisi veba salgini nedeniyle oldu Dokuzuncu Hacli Seferi 1271 1272Sonradan Ingiltere Krali olacak olan Prens Edward ve Fransa Krali IX Louis Tunus a karsi Sekizinci Hacli seferine girismis ve bu sefer salgin sebebiyle sonucsuz kalmistir IX Louis Kendi komutanligi altinda Hacli Seferi yapmaya yemin etmisti 1271 de Prens Edward yeni bir Hacli ordusu ile Memluk Sultani Baybars a karsi Kutsal Kudus Kralligi merkezi Akka ya gitmek hedefli bir sefer duzenlendi Bu sefer de oncekiler gibi basarisiz oldu ve bu Haclilarin Orta Dogu ya duzenledikleri Hacli Seferleri nin sonuncusu oldu Avrupa da Hacli SeferleriAlbigeois Hacli Seferi 1209 yilinda Guney Fransa da bulunan Kathar mezhebi mensuplarina karsi Katolik Fransizlar tarafindan bir hacli seferi duzenlenmistir Bu mezhep ozellikle Guney Fransa da dogmus Papaliga muhalif dualist felsefeyle Hristiyanligi yorumlayan bir gorustu ve Katoliklerce siddetle kinanmis ve pek cok kez kanli saldirilar yapilmistir Kadin ve cocuklarin da katledildigi bu seferden sonra Kathar mezhebi mensuplari bu bolgeden suruldu Bogomillere Karsi Hacli Seferi Bosna Bogomilizm mezhebine mensup insanlarin yasadigi bir bolgeydi Papa III Honorius un bu bolgeye yonelik yaptigi Hacli Seferleri cagrisina 1234 ve 1241 yillarinda uyuldu ve Bogomillere karsi sefer duzenlendi Bu seferler Mogollarin Avrupa yi istila etmeye baslamasiyla birlikte son buldu Tatarlara Karsi Hacli Seferi 1240 1241 yillarinda Mogollar Baydar ile Kaydu kumandasinda Ukrayna ve Polonya yi isgal etmislerdi Papa IV Alexander in Hacli Seferi cagrisina uyan Polonyalilar Almanlar ve Toton sovalyeleri 30 binlik bir gucle Mogollar i Oder Nehri civarinda karsilamislardi Fakat Mogollar bu orduyu maglup etmis ve Duk oldurulmustu 1382 yilinda ise bu kez Altin Orda Han i Toktamis Rus Knezliklerini bir bir alarak ilermis ve 13 Agustos 1382 de tamamen tahrip ettigi Moskova ya girmisti Bu olay uzerine bir grup hacli sovalyesi ile harekete gecen Litvanya krali ise Poltava yakinlarinda agir bir yenilgiye ugramisti Kuzey Hacli Seferleri Danimarka ve Isvec in Hristiyan Krallari nin Livonyali Almanlar ve Tapinak Sovalyeleri nin de katildigi Kuzey Hacli Seferleri Iskandinav adasinda yasayan pagan halkin Hristiyanlastirilmasi icin yapildi Resmi olarak 1193 yilinda Papa III Celestine nin cagrisi ile baslamis olsa da ilk olarak 1147 de Ikinci Hacli Seferi ile paralel yapildigi kesindir Ortacag boyunca suren seferlerde Iskandinavya da paganlik bitmistir 1242 yilinda Toton sovalyeleri Ortodoks Ruslara Katolikligi benimsetmek amaciyla bir sefer yapmistir Buz Savasi veya Peipus Golu Savasi olarak bilinen savasi kazanmistir SonrasiBundan sonra da Katolik lider Papa nin organize ettigi Katolik Hristiyan birlikleri Osmanlilara ya da diger Muslumanlara karsi ayni zihniyette topluca savas yapmaya devam etmislerdir Bunlara ornek olarak Nigbolu Muharebesi ya da Varna Muharebesi hatta Osmanli Kutsal Ittifak Savaslari ornek verilebilir Bazi koyu Hristiyanlar Osmanli Devleti ne karsi Balkan Ittifaki nin yaptigi Balkan Savaslari ni Hacli Seferi olarak anmaktadirlar Yakin dogu bolgesi disindakilere karsi Hacli seferleriKatolik Kilisesi ve bu kilise hiyerarsisinin kayitsiz sartsiz mutlak gucte oldugu Katoliklerce kabul olan Papalar 11 yuzyil sonunda Yakin Dogu da Muslumanlara karsi Birinci Hacli Seferi ortaya cikarttiktan sonra bunlari devam ettirdikleri donemlerde Avrupa kitasi icinde de ta 16 yuzyilda Protestanligin ortaya cikmasina kadar Katolik kilisesine dahil olmayanlari elimine etmek icin bir seri silahli mucadeleye onayak olmuslardir Bu Avrupa kitasindaki Katolik Hristiyanlarin Katolik olmayanlara karsi dinsel nedenle yaptiklari savaslara da Hacli Seferi adi verilmis ve bu mucadeleler ve savaslara da dinsel nitelik taninarak Hacli Seferi kavramlari ve terimleri kullanilmaya baslanmistir Bunlar soyle siralanabilir Kuzey Hacli Seferleri Wendlere karsi Hacli seferleri Livonyalilara karsi Hacli seferleri Estonyalilara karsi Hacli seferleri Eski Prusyalilara karsi Hacli seferleri Iber yarimadasi Hacli seferleri Albigeois Hacli seferi Osmanli Devleti ne karsi Balkanlar da Hacli seferleri Nigbolu Muharebesi 1396 Varna Muharebesi Osmanli Kutsal Ittifak Savaslari Kahlenberg MuharebesiHacli Seferi kavrami uzerinde tartismalarTerminoloji Hacli Seferi terimine esit olarak ortaya atilarak kullanilan terim Ingilizce crusade Fransizca croisade Ispanyolca cruzada Almanca Kreuzzug ve diger dillerdeki ayni anlamli terim nispeten yeni olarak cikartilmis ve kullanilmaya baslanmistir 1095 ten itibaren Hacli Seferlerine katilanlar kendilerini daha degisik terimle nitelendirilmislerdir Bu terimler arasinda Latince asilli fideles Sancti Petri Aziz Petrus a inananlar ve milites Christi Isa nin sovalyeleri terimleri bulunmaktadir Fransizca croisade terimi ilk defa 1638 de basilan A De Clermont adli yazarin L Histoire des Croisades adli tarih eserinde bulundugu ve Ingilizce crusade terimi ise ilk defa 1757 de basilan William Shenstone adli bir yazarin eserinde bulundugu bildirilmektedir Bu seferlere katilan Haclilar kendilerini Hristiyanlar icin kutsal olan Kudus e giden bir Hristiyan haci olarak gormekteydiler Sefere katilan her Hacli kisi Kudus e gitmeyi basarmak icin bir votus yemin etmekte idi ve bu yemin eden kisiye giysilerinin uzerine dikilmek uzere bir kumastan crux hac salip veya istavroz verilmekteydi Katilan her Hacli kisi kutsal Kudus e bir iter seyahat veya perengrinatio silahla savasarak hac yapmayi ustlenmekteydi Savasarak Kudus e varma hedefi bir yani dunyasal bir fikrin Tanri ya da Yari Tanri katina yukseltilmesi sekilde idi ve Avrupa nin fakir tabakasi icin bu tanrisallasma gerceklesirse Mesih veya Hristiyan bir Mehdi nin yeniden gelmesinin hemen olacagi inancina baglanmisti Zaman gectikce crux alinmasi yani yeminden sonra hac alinip ve takilmasi hem bu yemin hem kumastan hac alinmasi hem tum yolculuk ve hem de Kudus e varmanin hepsini birlikte kavrayan tek bir kavram haline gecti Seferlerin numara sirasina konulmasi Hacli Seferlerinin numara ile siralanmasi bu siralanmaya tarihler atfedilmesi hatta sefere ad verilmesi de 18 yuzyildan sonraki tarihciler tarafindan yapilmistir Herhangi Hacli Seferine istirak eden bir Hacli hangi numarali sefere istirak ettiginden hic haberi bulunmamakta idi Hem bu sefere katilan Haclilar ve hem de onlara karsi mucadele edip direnenler ve savascilar icin bu sefer isimlerinin ve tarihlerinin hicbir kullanisli anlami bulunmamakta idi Bu Hacli Seferi siralamasini cok sonradan yaratip yapan tarihciler arasinda bile kac tane buyuk ve kucuk sefer oldugu hangi numarali seferin hangi yollarla oldugu ve ne turlu askeri carpismalar ihtiva ettigi gunumuzde bile gayet tartismalidir Bu tartismalara ragmen bircok tarihci 1096 1291 doneminde 8 veya 9 tane buyuk ve bircok kucuk Hacli Seferi oldugunu kabul etmektedir Siralanan seferin icerigine ve tarihlerine ait anlam karisikligina ornek olarak Birinci Hacli Seferi ele alinir Bu seferin 1095 yilinda Clermont ta toplanan kilise konsilinde Papa II Urban Urbanus un verdigi bir vaazla basladigi kabul edilir Ama bazi tarihciler bu vaaz ile ilk buyuk Hacli ordusunun yola cikisi arasinda bir yil kadar zaman oldugunu bilerek bu seferin baslangicini 1096 olarak alirlar Bu seferde baslangictan sonra uc ana safha oldugu kabul edilir Kesis Piyer in Halkin Hacli Seferi Antakya ve Kudus u ele gecirip Dogu Akdeniz de Frank Kutsal Kudus Kralligi ve diger haclilar devletlerinin kurulmasini saglayan Baronlarin Hacli Seferi ve Filistin de yerlesen Frank Haclilarina destek saglamak icin 1101 de yapilan uc degisik Hacli seferleri Bunlarin devam edisi sirasinda ve yanlarinda daha da ek seferler mevcuttur Ornegin 1107 ile 1110 doneminde Baronlarin Hacli Seferi sona erip Frank Kutsal Kudus Kralligi kurulduktan sonra Norvec Krali I Sigurd 50 gemi ve 5000 Hacli asker ile Filistin e bir ek Hacli Seferi yapmis Sayda kalesini kusatip ele gecirmis ve Hacli Sayda Hukumdarligi devletini kurmustur Bircok Birinci Hacli Seferi hakkindaki tarih bu seferi ele almamaktadir Hacli Seferlerinin Muslumanlar uzerine yapilmasi tanimi Hacli Seferleri terimi bu maddenin basinda tanimlandigi gibi Katolik Hristiyan Kilisesi nin basi olan Papa nin talebi ve cesitli vaatleri uzerine Muslumanlarin elindeki Orta Dogu topraklari Kutsal Topraklar uzerine gitme hedefli yapilan akinlar olarak bazen tanimlanmaktadir 20 yuzyil tarihcileri bu tanimi gayet dar kapsamli ve eksik bularak tanimi daha da genisletip Katolik Kilisesi lideri Papa nin dindaslarina kutsal gorev olarak kabul edip ilan ettigi ve katilanlarin tum gunahlarinin affedilecegi vaadinde bulundugu askeri seferlerin hepsini hatta politik amacli hucumlari bile bu tanim icine almislardir Boylece yaklasik 2 yuzyillik bu donem icinde Hacli ordulari tarafindan Muslumanlardan baskalarina karsi yapilan ve Kutsal topraklara gidis hedefi olmayan bazi degisik amaclarla da cesitli Hacli seferlerinin duzenlendigi iddia edilip bu seferler Hacli seferi olarak kabul edilmislerdir Bunlarin basinda Bizans in elindeki Konstantinopolis uzerine yapilan ve bu sehrin Haclilar eline gecmesi ile sonuclanan Dorduncu Hacli Seferi gelmektedir Bundan baska Avrupa da Katolik olmayan ozel mezhepli Hristiyan ve putperestlere karsi Hacli Seferleri yapilmistir Bunlar arasinda Fransa icinde Kathar mezheplilere karsi Albigeois Hacli seferi Baltik Denizi kiyisinda yasayan putperest Wend lere Livonyalilara Estonyalilara ve Eski Prusyalilara karsi yapilan Kuzey Hacli Seferleri bulunmaktadir Ayrica biraz daha tartișmali olarak bazi tarihciler Osmanli Devleti ne karsi Balkanlarda muttefik Hristiyanlar tarafindan Hacli Seferleri yapildigi iddia edilebilmektedir Politika amacli Hacli seferleri Hacli Seferi taniminin genisletilmesi ile Papalarin cok kere politik amaclarla Hacli Seferi ortaya cikardiklari sonucu cikartilmis ve aynen Hacli seferi tanimlarina uygun politik Hacli seferleri de bu tanima eklenmistir Bu politik Hacli Seferlere ornekler sunlardir Papa III Innocentius 1199 da Sicilya Kralligi kral naibi olan papanin politika dusmani olan Markward von Annweiler e karsi bir Hacli Seferi ilan etti Bu sefere cok az sayida Hacli katildi ve 1202 de Markward von Annweiler olunce bu politik hacli seferi sona erdi 1232 de Papa IX Gregorius Kuzey Almanya da Bremen Baspiskoposu na zahire hasat vergisi vermeyip isyan eden ve baspiskopos tarafindan aforoz edilen Stedinger adi verilen koylu isyancilara karsi Hacli Seferi acti Toplanan Hacli ordusu 27 Mayis 1234 te isyancilara karsi Altenscah Muharebesi ni kazanip isyani bastirdi Kutsal Roma Germen Imparatoru II Friedrich ve varislerine karsi olarak birkac papa degisik donemde birkac politik Hacli Seferi ilan etti 1240 ta Papa IX Gregorius Italya da imparatorun papalik aleyhinde tutumu uzerine imparatoru tahttan indirip onu aforoz edip ona karsi bir politik Hacli Seferi duzenledi 1248 de Papa IV Innocentius yine imparatora karsi bir politik Hacli Seferi ilan etti ve imparator olunce de bu Hacli Seferi yerine tahta gecen oglu uzerine uzatildigi ilan edildi O da olunce 1255 1266 da imparatorluk tahtina gecen Friedrich in gayrimesru oglu e de karsi Hacli Seferi ilan edildi 1250 de ayni papa onun oglu ve yerine tahta gecen Konradin uzerine de Hacli Seferi ilan etti Ingiltere Krali olan III Henry uzerine gidilmek amaci ile 1215 1217 doneminde ve 1263 1265 doneminde gunun papasi tarafindan iki defa politik Hacli Seferi ilan edildi 1215 1217 seferine katilanlara Besinci Hacli Seferi ne katilan Haclilara verilen dinsel imtiyazlarin aynisinin verilecegi ilan edildi SonuclarSiyasi sonuclar Seferler sirasinda binlerce senyor ve sovalye oldu Sag kalanlarin bir kismi da topraklarini kaybetti Boylece feodalite rejimi zayifladi Avrupa da merkezi kralliklar guc kazanmaya basladilar Feodalitenin zayiflamasiyla koyluler cesitli haklar elde ettiler Turklerin batiya dogru ilerleyisleri bir sure icin durdu Bizans Bati Anadolu daki topraklarin bir kismini ele gecirdi Haclilar ile yapilan mucadeleler Islam Dunyasi ni Mogol saldirilari karsisinda gucsuz birakti Avrupalilar Islam Medeniyeti ni yakindan tanidilar Ekonomik sonuclar Akdeniz de dogu bati ticareti gelisti Marsilya Cenova Venedik gibi Akdeniz limanlari onem kazandi Avrupalilar seferler sonucunca dokuma cam ve deri isleme sanatini gelistirdiler Papalarin ve krallarin seferlere mali destek saglamak icin Italyan bankerlerine basvurmalari bankaciligi gelistirdi Avrupa da hayat standartlari yukseldi Ticaretle ugrasmaya baslayan sehir halki zenginleserek burjuva sinifini olusturdular Anadolu Suriye ve Filistin ekonomik bakimdan zarar gordu Teknik sonuclar Avrupa pusula barut kagit ve matbaanin yaninda matematikle de tanismis ve dolayisiyla Ronesans in kapisi aralanmistir El Harezmi nin ozellikle cebir uzerine eserleri Avrupa ya goturulmus ve bu sayede Avrupalilar ikinci dereceden denklemleri nasil cozmeleri gerektigini gormuslerdir Yine El Harezmi nin eserleri sayesinde Avrupalilar sifir sayisi ile tanismistir ki bu daha sonradan yapisinda sifir i barindirmayan Roman Rakamlarinin elenmesini ve bunun yerine bugun butun dunyanin kullandigi ve Arap rakamlari olarak adlandirdigi 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 rakam sisteminin kullanilmaya baslanmasini beraberinde getirmistir Ingilizcedeki Zero ve Almancadaki Ziffer ifadeleri Arapcadaki Sifir ifadesinden turetilmistir El Harezmi nin butun Bati bilim dunyasina etkisi o kadar buyuk olmustur ki ALGEBRA kelimesi bir kitabinin basligindaki Al Jabr kelimesinden ALGORITMA ifadesi ise onun isminin degisik telaffuzundan turetilmistir Bizans in eserleri Avrupa ya kacirildi Kaynakca O Callaghan Joseph F 2003 Reconquest and Crusade in Medieval Spain Philadelphia University of Pennsylvania Press s 19 http books google com tr books id 4gVIt5u0U5wC amp printsec frontcover amp hl tr v onepage amp q amp f false 9 Mart 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Demirkent Isin 1994 Hacli Seferleri Dusuncesinin Dogusu ve Gelisimi IU Edebiyat Fakultesi Tarih Dergisi Sayi 35 Istanbul Edebiyat Fakultesi Basimevi s 65 Demirkent Isin 2012 Hacli Seferleri Tarihi Makaleler Bildiriler Incelemeler 2 Baski Istanbul Dunya Yayincilik s 12 Kirpik Guray 2007 Hacli Seferlerinde Tanri Barisi Muessesesi SDU Fen Edebiyat Fakultesi Sosyal Bilgiler Dergisi Sayi 16 Isparta 2007 sayi 16 s 84 Ibnu l Esir cev Heyet 1986 El Kamil Fi t Tarih Tercumesi Cilt 10 Istanbul Bahar Yayinlari s 227 230 a b c d e f g h i j k l m n Bu Hacli Seferi nin nedenleri ve gelisimi icin cok ayrintili bir referans olarak bakiniz Runciman Steven cev Fikret Isiltan 1998 Hacli Seferleri Tarihi I Cilt Birinci Hacli Seferi ve Kudus Kralliginin Kurulusu Ankara Turk Tarih Kurumu Yayinlari Ingiliz tarihcisi Runciman bu safhalari Halkin Hacli Seferi Baronlarin Hacli Seferi ve 1101 Hacli Seferi olarak uc safhaya ayirmaktadir Diger tarihciler 1101 Hacli Seferi ni degisik bir Hacli Seferi olarak gorup safhalari Halkin Hacli Seferi ve Baronlarin Hacli Seferi olarak siniflandirmaktadirlar a b c Bunun kaynagi Alman yazari Nikolas Jaspert olup Ingilizce tercumesi Jaspert Nikolas 2006 The Crusades Londra Routledge ISBN 10 0 415 35968 6 say 42 Danismendliler Dogustan Gunumuze Buyuk Islam Tarihi Cilt 8 s 123 Istanbul Cag Yayinlari 1992 a b Demirkent Isin 1996 Haclilar TDV Islam Ansiklopedisi Istanbul Diyanet Vakfi Yayinlari cilt 14 s 315 Online 1 23 Agustos 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b c d e f g h i Maalouf Amin cev Mehmet Ali Kilicbay 1998 Araplarin Gozuyle Hacli Seferleri Istanbul Telos Yayincilik ISBN 975 545 092 0 Nicolle David Tr cev L Ece Sakar 2011 Birinci Hacli Seferi 1096 1098 Istanbul Turkiye Is Bankasi Kultur Yayinlari ISBN 9786053602538 s 14 El Kamil cilt 10 227 230 Bu Turk asilli olan Musul Atabeyi nin ismi birkac modern Turkce tarih kitabinda Gurboga olarak verilmektedir Ama Avrupa dillerinde ve onlardan ceviri kitaplarda Kerboga veya Kurboga olarak gecmektedir Latince ve Avrupa dillerinde Gurboga ismi telaffuzu zor olup yazilmasi da gayet zor olup o gunlerde yazilmis birincil kalma Avrupa asilli kronik tarihler ve belgelerde yalan yanlis yazilmis ve takip eden yuzyillarda da bu hatalar tekrar edilip durmustur Arapca bilen tarihciler bile harfleri bile bu adin hatali yazilisina katki yapmislardir Bu Turkce isim Arap harfleri ile okunup yazilma sirasinda Kerboga Kurboga Kurboga olarak anlamsiz bir sekle girmistir J F Michaud haz Guray Kirpik 2011 Hacli Seferleri nin Ilginc Olaylari Ankara Lotus Yayinlari s 215 Peters Edward 1998 The First Crusade The Chronicle of Fulcher of Chartres and Other Source Materials University of Pennsylvania Press s 84 Tamim ENSARI Islami Bakis Acisindan Dunya Tarihi Pegasus Yay S 178 10 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Demirkent a g e s 135 Bazi tarihciler Eregli Konya yakinlarinda cok kisa bir ara yapilan iki ayri imha muharebesini olasilikla yine benzer niyetlerle tek bir muharebe imis gibi gosterip oyle ele almaktadirlar Savas Sozlugu sf 187 Madde Cocuklarin Hacli Seferi a b Runciman Steven cev Fikret Isiltan 1992 Hacli Seferleri Tarihi III Cilt Akka Kralligi ve Hacli Seferleri Ankara Turk Tarih Kurumu Yayinlari ISBN 975 16 0511 3 Michael Costen The Cathars and the Albigensian Crusade Manchester University Press 1997 s 121 Rene Grousset cev M Resat Uzmen Bozkir Imparatorlugu Otuken Yayinlari 6 Baski Istanbul 2010 s 301 Rene Grousset cev M Resat Uzmen Bozkir Imparatorlugu Otuken Yayinlari 6 Baski Istanbul 2010 s 448 Jonathan Riley Smith The Crusades A History 2 Baski New York 2005 s 161 a b c d e Lock Peter 2006 Routledge Companion to the Crusades New York Routledge ISBN 0 415 39312 4 s 258 Oxford English Dictionary crusade terimi aciklamasiDis kaynaklarWikimedia Commons ta Hacli Seferleri ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Demirkent Isin 1997 Hacli Seferleri Istanbul Dunya Yayincilik ISBN 975 7632 54 6 Maalouf Amin Tr cev Ali Berktay 2006 Araplarin Gozunden Hacli Seferleri Istanbul Yapi Kredi Kultur Yayinlari ISBN 975 08 1121 6 Runciman Steven Tr cev Fikret Isiltan 1998 Hacli Seferleri Tarihi I Cilt Birinci Hacli Seferi ve Kudus Kralliginin Kurulusu Ankara Turk Tarih Kurumu Yayinlari ISBN 975 16 0187 8 Runciman Steven cev Fikret Isiltan 1992 Hacli Seferleri Tarihi II Cilt Kudus Kralligi ve Frank Dogu Ankara Turk Tarih Kurumu Yayinlari ISBN 975 16 0497 4 Runciman Steven Tr cev Fikret Isiltan 1992 Hacli Seferleri Tarihi III Cilt Akka Kralligi ve Hacli Seferleri Ankara Turk Tarih Kurumu Yayinlari ISBN 975 16 0511 3 Nicolle David Tr cev L Ece Sakar 2011 Birinci Hacli Seferi 1096 1098 Istanbul Turkiye Is Bankasi Kultur Yayinlari ISBN 9786053602538 s 14 Michaud J F Tr cev Guray Kirpik 2011 Hacli Seferleri nin Ilginc Olaylari Ankara Lotus Yayinlari ISBN 9756665688