Güneş Sistemi, Güneş'in kütleçekim kuvvetiyle yörüngede tutulan ve çeşitli gök cisimlerinden oluşmuş bir sistemdir. Güneş ve 8 gezegen ile onların doğruluğu onaylanmış 150 uydusu, 5 cüce gezegen (Ceres, Plüton, Eris, Haumea, Makemake) ile onların bilinen toplam 8 uydusu ve milyarlarca küçük gök cisminden oluşur. Küçük cisimler kategorisine asteroitler, Kuiper Kuşağı cisimleri, kuyruklu yıldızlar, (gök taşları) ve gezegenler arası toz girer.
Yaş | 4,568 milyar yıl |
---|---|
Konum | |
Sistem kütlesi | 1,0014 güneş kütlesi |
En yakın yıldız |
|
Bilinen en yakın gezegen sistemi | Proxima Centauri sistemi (4,2441 ly) |
Gezegen sistemi | |
Bilinen dış gezegenin yarı büyük ekseni (Neptün) | 30,11 AU (4,5 milyar km) |
Kuiper uçurumuna uzaklık | ~50 AU |
Popülasyon | |
Yıldızlar | 1 (Güneş) |
Bilinen gezegenler | |
Bilinen cüce gezegenler | |
Bilinen doğal uydular |
|
Bilinen küçük gezegenler | 1.211.879 |
Bilinen kuyruklu yıldızlar | 4.407 |
Tanımlanmış yuvarlak doğal uydular | 19 |
Gökada merkezi yörüngesi | |
Değişmeyen galaktik düzlem eğimi | 60,19° (tutuluma) |
Galaktik Merkeze uzaklık | 27.000 ± 1.000 ly |
Yörünge hızı | 220 km/s |
Yörünge süresi | 225-250 milyon yıl |
Yıldızla ilgili özellikler | |
Tayfsal sınıf | G2V |
Donma çizgisi | ≈5 AU |
Heliopoz uzaklığı | ≈120 AU |
Hill küresi yarıçapı | ≈1–3 ly |
Güneş Sistemi; Güneş, dört karasal iç gezegen; küçük, kaya ve metal içerikli asteroitlerden oluşan bir asteroit kuşağı; dört dev dış gezegen ve Kuiper Kuşağı denen buzsu cisimlerden oluşan ikinci bir kuşaktan ibarettir. Kuiper Kuşağı'nın ötesinde ise seyrek disk, gündurgun (İngilizce: heliopause) ve en son olarak da varsayımsal Oort Bulutu bulunur.
Güneş'ten olan uzaklıklarına göre gezegenler sırasıyla Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'dür. Bu sekiz gezegenin altısının çevresinde doğal uydular döner. Ayrıca dış gezegenlerin her birinin toz ve diğer parçacıklardan oluşan halkaları vardır. Dünya dışındaki tüm gezegenler adlarını Yunan ve Roma mitolojisinin tanrılarından alır. Beş cüce gezegen ise Kuiper Kuşağı'nda yer alan Plüton, Haumea, Makemake, asteroit kuşağındaki en büyük cisim olan Ceres ve dağınık diskte yer alan Eris'tir. Plüton bilinen en büyük cüce gezegendir.
Terimler
Güneş etrafındaki bir yörüngede dolanan cisimler genel olarak üçe ayrılır: Gezegenler, Cüce Gezegenler ve Küçük Güneş Sistemi Cisimleri.
Güneş'in etrafında dolanan, kendine küresel bir biçim verecek kadar kütlesi olan ve yörüngesinin yakın çevresini (doğal uyduları dışında) temizlemiş gök cisimlerine gezegen denir. Bilinen sekiz gezegen vardır: Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün.
24 Ağustos 2006'da Uluslararası Astronomi Birliği (IAU), Plüton'u gezegen tanımı dışında bırakacak biçimde "gezegen" teriminin tanımlamasını değiştirmiştir. Plüton, Eris, Ceres, Haumea ve Makemake birer "cüce gezegen" olarak yeniden tanımlandı. Cüce gezegenler, kütleçekimleri dairesel bir şekle sahip olmalarına yeten fakat yörüngeleri etrafındaki diğer cisimleri temizlemeye yetmeyen gök cisimleridir. Cüce gezegen sınıflamasına aday gösterilen gök cisimleri ise Vesta, Pallas, Hygiea ve Charon'dur. (IAU tarafından Charon'un uydu mu yoksa ikili bir sistemin parçası mı olduğuna henüz karar verilmemiştir. IAU'da Charon'un cüce gezegen olduğuna dair görüşler daha fazla olduğu için, söz konusu karar netleştiğinde Charon da cüce gezegen olarak sınıflandırılacaktır.)
Plüton, 1930 yılındaki keşfinden 2006 yılına kadar geçen sürede Güneş Sistemi'nin dokuzuncu gezegeni olarak kabul edilmiştir. Ancak 20. yüzyılın sonlarında ve 21. yüzyılın başlarında Plüton'a benzer birçok gök cismi keşfedilmiştir. Bu cisimlerin arasında en çok dikkati çeken Plüton'dan az küçük olan Eris'tir.
Bunların dışında kalan ve Güneş'in etrafında dolanan gök cisimlerine Küçük Güneş Sistemi Cisimleri denir.
Doğal uydular ya da aylar Güneş'in çevresinde değil de gezegenlerin, cüce gezegenlerin ya da küçük Güneş Sistemi cisimlerinin etrafında dolanan gök cisimleridir.
Bir gezegenin Güneş'ten olan uzaklığı kendi yılı boyunca değişir. Güneş'e en çok yaklaştığı duruma günberi, en uzak olduğu duruma da günöte denir.
Gök bilimciler, Güneş Sistemi içindeki uzaklıkları genellikle astronomi birimi (AB) ile ölçer. Bir AB, Güneş ile Dünya arasındaki yaklaşık uzaklıktır ve kabaca 149.598.000 km'dir. Plüton Güneş'ten yaklaşık 38 AB uzaktayken Jüpiter kabaca 5,2 AB uzaklıktadır. Yıldızlararası uzaklık birimlerinin en bilineni olan bir ışık yılı kabaca 63.240 AB'dir.
Güneş Sistemi bazen gayri resmî olarak farklı bölgelere ayrılır. İç Güneş Sistemi, dört Yer benzeri gezegenden ve asteroit kuşağından oluşur. Bazıları Dış Güneş Sistemi tanımını asteroitlerin ötesindeki her şey olarak yapar. Diğerleri ise dört gaz devini "orta bölge" olarak tanımlayıp Dış Güneş Sistemi'ni Neptün ötesi bölge olarak nitelendirir.
Yapısı
Güneş Sistemi'nin asıl bileşeni sistemin bilinen kütlesinin %99,86'sını oluşturan ve çekim kuvveti ile sistemi bir arada tutan anakolda yer alan G2V tipi bir sarı cüce olan Güneş'tir. Sistemin kalan kütlesinin %90'ından fazlasını da Güneş'in etrafında dolanan en büyük iki gök cismi olan Jüpiter ve Satürn oluşturur.
Güneş etrafında dolanan büyük gök cisimlerinin çoğu Dünya'nın yörüngesinin tutulum adı verilen düzleminde bulunur. Gezegenler tutuluma çok yakın bulunurken kuyruklu yıldızlar ve Kuiper kuşağı gök cisimleri tutulum çemberi ile büyük açılar yapar.
Gezegenlerin hepsi ve diğer gök cisimlerinin çoğu, Güneş'in kuzey kutbunun üzerindeki bir noktasından bakıldığında, Güneş'in çevresindeki yörüngede saat yönünün tersinde dolanmaktadırlar. Ancak Halley kuyruklu yıldızı gibi istisnalar bulunur.
Gök cisimleri Güneş'in çevresinde Kepler yasalarına uygun olarak devinirler. Her gök cismi, odak noktalarından birinde Güneş'in bulunduğu yaklaşık bir elips yörünge üzerinde hareket eder. Güneş'e daha yakın olan gök cisimleri daha hızlı hareket eder. Gezegenlerin yörüngeleri hemen hemen daireseldir ama birçok kuyruklu yıldız, asteroit ve Kuiper kuşağı gök cisimleri oldukça dar eliptik yörüngeler izler.
Güneş Sistemi gösterimlerinde çok büyük uzaklıkları tasvir etme zorluğuna karşı, yörüngeler genellikle eşit uzaklıkta gösterilir. Gerçekte, birkaç istisna dışında bir gezegen ya da kuşağın Güneş'e olan uzaklığı arttıkça bir önceki yörünge ile olan uzaklığı da büyür. Örneğin Venüs, Merkür'den 0,33 AB daha dışarıdadır, Satürn ise Jüpiter'den 4,3 AB daha uzaktadır. Neptün de Uranüs'ten 10,5 AB daha uzaktadır. Bu yörünge uzaklıkları arasında bağıntı kurmaya çalışan Titius-Bode yasası gibi bazı girişimler olmuş ama kabul gören bir teori çıkmamıştır.
Ölçek ve mesafe
Oluşumu ve evrimi
Güneş Sistemi'nin ilk olarak Emanuel Swedenborg tarafından 1734 yılında öne sürülen, daha sonra Immanuel Kant tarafından 1755 yılında genişletilen bulutsu varsayıma uygun olarak oluştuğuna inanılmaktadır. Benzer bir teori Pierre-Simon Laplace tarafından bağımsız olarak 1796'da üretilmiştir. Bu teoriye göre Güneş Sistemi 4,6 milyar yıl önce dev bir moleküler bulutun çökmesi sonucu oluşmuştur. Bu ilk bulutun birkaç ışık yılı genişliğinde olduğu ve birkaç yıldızın doğumuna sebep olduğu sanılmaktadır. Çok eski gök taşlarının incelenmesi sonucunda; ancak çok büyük patlayan yıldızların merkezinde oluşabilecek kimyasal elementlere rastlanması Güneş'in bir yıldız kümesi içinde ve birkaç süpernova patlamasının yakınında oluştuğuna işaret eder. Bu süpernovalardan gelen şok dalgası çevrede bulunan bulutun içinde yüksek yoğunluk bölgeleri oluşturarak iç gaz basıncını yenecek ve içe çöküşe neden olacak kütleçekimsel kuvvetlerin oluşmasına izin vererek Güneş'in oluşmasını tetiklemiş olabilir.
Sonradan Güneş Sistemi olacak olan ve Güneş öncesi bulutsu olarak bilinen bölge 7.000 ile 20.000 AB çapında ve Güneş'in kütlesinden biraz daha fazla bir kütleye sahipti (0,1 ile 0,001 Güneş kütlesi kadar). Bulutsu içe doğru çöktükçe açısal momentumun korunması nedeniyle daha da hızlı dönmeye başladı. Bulutsunun içindeki maddeler yoğunlaştıkça içindeki atomlar artan frekanslarla çarpışmaya başladı. Hemen hemen kütlenin tamamının toplandığı merkezin sıcaklığı, etrafındaki diske göre giderek daha da arttı. Kütleçekimi, gaz basıncı, manyetik alanlar ve dönüş, küçülen bulutsuyu etkiledikçe kabaca 200 AB çapında, kendi etrafında dönen gezegen öncesi bir diske dönüştü ve merkezde sıcak ve yoğun bir önyıldız oluştu.
Güneş'in evriminin bu dönemine benzeyen, genç, birleşme öncesi Güneş kütlesine sahip T Tauri yıldızları üzerine yapılan incelemeler sıklıkla gezegen oluşumu öncesi disklerin bu tür yıldızlarla bir arada bulunduğunu gösterir. Bu diskler birkaç yüz astronomik birim genişliğe ve en sıcak oldukları noktada ancak bin kelvin sıcaklığa ulaşırlar.
Yaklaşık 100 milyon yıl sonra içeri çöken bulutsunun merkezinde bulunan hidrojenin yoğunluğu ve basıncı önyıldızın nükleer füzyona başlamasına yetecek miktara gelmişti. Termal enerjinin kütleçekimsel daralmaya karşı durabildiği hidrostatik dengeye ulaşana kadar bu artış devam etti. İşte bu noktada Güneş artık tam bir yıldız olmuştu.
Geride kalan gaz ve tozdan ibaret Güneş bulutsusundan çeşitli gezegenler oluşmuştur. Bu oluşumun kaynaşma süreciyle olduğuna inanılmaktadır. Kaynaşma; gezegenlerin merkezde yer alan önyıldız çevresinde dönen toz taneleri olarak başlamaları, yavaş yavaş bir ile on metre çapında topaklar hâline gelmeleri, daha sonra çarpışarak 5 km çapında gezegenciklere dönüşmeleri ve sonraki birkaç milyon yıl boyunca çarpışmalara devam ederek her yıl kabaca 15 cm kadar büyümeleri sürecidir.
İç Güneş Sistemi, su ve metan gibi uçucu moleküllerin yoğunlaşmasına izin vermeyecek kadar çok sıcaktı, dolayısıyla oluşan gezegencikler gezegen öncesi diskin yalnızca %0,6 kütlesinden ibaretti ve genel olarak silikatlar ve metaller gibi yüksek erime noktasına sahip olan kimyasal bileşiklerden oluşmuşlardı. Bu kayasal gök cisimleri sonunda Yer benzeri gezegenler oldu. Daha ötelerde Jüpiter'in kütleçekimsel etkisi gezegen öncesi gök cisimlerinin bir araya gelmesini engelledi ve geride asteroit kuşağı kaldı.
Daha da ötede, donma hattının gerisinde, daha uçucu olan buzlu bileşiklerin katı kalabileceği yerde, Jüpiter ve Satürn gaz devi hâline geldi. Uranüs ve Neptün daha az madde yakalayabildi ve çekirdeklerinin hidrojen bileşiklerinden oluşan buzdan meydana geldiğine inanıldığı için buz devi olarak bilinirler.
Genç Güneş enerji üretmeye başladıktan sonra Güneş rüzgârı gezegen öncesi diskte bulunan gaz ve tozu yıldızlararası uzaya doğru gönderdi ve böylece gezegenlerin oluşumunu durdurdu. T Tauri yıldızları daha kararlı ve eski yıldızlara nazaran daha güçlü yıldız rüzgârlarına sahiptir.
Gök bilimciler Güneş Sistemi'nin Güneş anakoldan uzaklaşmaya başlayıncaya kadar bugünkü hâliyle kalacağını tahmin etmektedir. Güneş hidrojen yakıtını yaktıkça geride kalan yakıtı yakabilmek için giderek ısınır, dolayısıyla da daha hızlı yakmaya devam eder. Sonuç olarak kabaca her 1,1 milyar yılda bir yüzde on oranında parlaklığı artmaktadır.
Tahminlere göre bugünden yaklaşık 6,4 milyar yıl sonra Güneş'in çekirdeği o kadar sıcak olacak ki daha az yoğun olan üst katmanlarda da hidrojen kaynaşması oluşmaya başlayacak. Bunun sonunda Güneş şu anki çapının kabaca 100 katı kadar genişleyecek ve bir Kırmızı dev olacaktır. Sonra da oldukça artmış olan yüzey alanı nedeniyle soğumaya başlayacak ve parlaklığını yitirecektir.
En sonunda Güneş'in dış katmanları ayrılacak ve geride olağanüstü derecede yoğun bir gök cismi olan beyaz cüce kalacaktır. Bu beyaz cüce Güneş'in ilk kütlesinin yarısına sahip olacak ancak büyüklüğü Dünya kadar olacaktır.
Tablolu Güneş Sistemi özeti
Adı | Güneşe uzaklığı | Çapı (km) | Yıl uzunluğu | Gün uzunluğu | Uydu sayısı | Türü |
---|---|---|---|---|---|---|
Güneş | - | 1.324.332 | 224.000.000 yıl | (Kuzey) 37 gün (Ekvator) 26 gün | 7.000.000.000+ | Yıldız |
| ||||||
Merkür | 57.000.000 km | 4.884 | 0,2 yıl | 176 gün | 0 | Gezegen |
Venüs | 110.000.000 km | 12.346 | 0,6 yıl | 243 gün | 0 | Gezegen |
Dünya | 148.000.000 km | 12.709 | 1 yıl | 24 saat | 1 | Gezegen |
Ay | 148.384.000 km | 3.483 | 27 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Dünya) |
Mars | 230.000.000 km | 6.767 | 1,8 yıl | 24 saat | 2 | Gezegen |
Phobos | 230.009.000 km | 23 | 9 saat | eş zamanlı | 0 | Uydu (Mars) |
Deimos | 230.023.000 km | 12 | 30 saat | eş zamanlı | 0 | Uydu (Mars) |
| ||||||
Vesta | 372.000.000 km | 524 | 3,6 yıl | 5 saat | 0 | Asteroit |
Ceres | 423.000.000 km | 960 | 4,1 yıl | 9 saat 4 dakika | 0 | Cüce Gezegen |
Pallas | 460.000.000 km | 542 | 4,6 yıl | 5 saat | 0 | Asteroit |
Hygeia | 523.000.000 km | 433 | 5,4 yıl | 28 saat | 0 | Asteroit |
| ||||||
Jüpiter | 780.000.000 km | 142.647 | 11,6 yıl | 9 saat 54 dakika | 67 | Gezegen |
İo | 780.052.000 km | 3.642 | 1,7 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Jüpiter) |
Europa | 780.096.000 km | 3.122 | 3,6 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Jüpiter) |
Ganymede | 780.143.000 km | 5.260 | 7,1 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Jüpiter) |
Callisto | 780.234.000 km | 4.823 | 16,6 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Jüpiter) |
Satürn | 1.438.000.000 km | 124.309 | 29,5 yıl | 10 saat 37 dakika | 62 | Gezegen |
Mimas | 1.438.034.000 km | 392 | 0,9 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Satürn) |
Enceladus | 1.438.045.000 km | 497 | 1,3 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Satürn) |
Tethys | 1.438.054.000 km | 1.024 | 1,8 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Satürn) |
Dione | 1.438.073.000 km | 1.154 | 2,7 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Satürn) |
Rhea | 1.438.105.000 km | 1.543 | 4,5 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Satürn) |
Titan | 1.438.229.000 km | 5.140 | 15,9 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Satürn) |
Hyperion | 1.438.272.000 km | 272 | 21,0 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Satürn) |
İapetus | 1.438.823.000 km | 1.432 | 79,7 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Satürn) |
Uranüs | 2.970.000.000 km | 51.767 | 84,1 yıl | 18 saat 23 dakika | 27 | Gezegen |
Puck | 2.970.027.000 km | 164 | 0,7 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Uranüs) |
Miranda | 2.970.045.000 km | 476 | 1,4 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Uranüs) |
Ariel | 2.970.073.000 km | 1.064 | 2,7 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Uranüs) |
Umbriel | 2.970.104.000 km | 1.142 | 4,4 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Uranüs) |
Titania | 2.970.165.000 km | 1.570 | 8,6 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Uranüs) |
Oberon | 2.970.216.000 km | 1.467 | 13,8 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Uranüs) |
Neptün | 4.568.000.000 km | 49.138 | 164,8 yıl | 16 saat 28 dakika | 14 | Gezegen |
Proteus | 4.568.039.000 km | 423 | 1,1 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Neptün) |
Triton | 4.568.120.000 km | 2.700 | 6,1 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Neptün) |
Nereid | 4.570.610.000 km | 374 | 360 gün | eş zamanlı | 0 | Uydu (Neptün) |
| ||||||
Orcus | 5.918.000.000 km | 1.342 | 245,0 yıl | 13 saat 11 dakika | 1 | Cüce Gezegen |
Vanth | 5.918.104.000 km | 278 | 10 gün | Eş zamanlı | 0 | Uydu (Orcus) |
5.929.000.000 km | 482 | 247 yıl | 13 saat | 0 | Cüce Gezegen | |
Pluton | 5.934.000.000 km | 2.378 | 248,3 yıl | 6 gün 9 saat | 5 | Cüce Gezegen |
Charon | 5.934.030.000 km | 1.278 | 6 gün | Eş zamanlı | 0 | Uydu (Plüton) |
5.947.034.000 km | 1.012 | 249 yıl | Belirsiz | 0 | Cüce Gezegen | |
Salacia | 6.523.000.000 km | 754 | 271 yıl | 6 saat | 1 | Cüce Gezegen |
6.523.216.000 km | 143 | 13 gün | 6 saat | 0 | Uydu (Salacia) | |
Quaoar | 6.700.000.000 km | 1.431 | 285 yıl | 17 saat | 1 | Cüce Gezegen |
Weywot | 6.700.279.000 km | 87 | 22 gün | Belirsiz | 0 | Uydu (Quaoar) |
Makemake | 8.150.000.000 km | 1.467 | 378,7 yıl | 7 saat 46 dakika | 0 | Cüce Gezegen |
Haumea | 8.367.000.000 km | 1.560 | 405,2 yıl | 3 saat 54 dakika | 2 | Cüce Gezegen |
Namaka | 8.367.256.000 km | 143 | 17 gün | Eş zamanlı | 0 | Uydu (Haumea) |
Hiʻiaka | 8.367.700.000 km | 312 | 49 gün | Eş zamanlı | 0 | Uydu (Haumea) |
| ||||||
Eris | 10.854.000.000 km | 2.438 | 569,8 yıl | 25 saat 54 dakika | 1 | Cüce Gezegen |
Dysnomia | 10.854.210.000 km | 254 | 15 gün | Eş zamanlı | 0 | Uydu (Eris) |
Sedna | 18.232.000.000 km | 1.823 | 12.637 yıl | Belirsiz | 0 | Cüce Gezegen |
- Not: Tablo Güneşten uzaklıkları baz alınarak yapılmıştır.
Güneş
Güneş, Güneş Sistemi'nin ana yıldızı ve en önemli öğesidir. Büyük kütlesi nükleer kaynaşmayı sürdürmek için yeterince yüksek bir iç yoğunluk sağlar. Nükleer kaynaşma çok büyük miktarlarda enerji açığa çıkarır ve bu enerjinin çoğu görünür ışık gibi elektromanyetik ışımalarla dış uzaya yayılır.
Güneş bir sarı cüce olarak sınıflandırılır ancak galaksimizde bulunan diğer yıldızlarla kıyaslandığında bu isim yanıltıcı olabilir çünkü Güneş ortalama büyüklük ve parlaklıkta bir yıldızdır. Yıldızlar, parlaklıkları ve yüzey sıcaklıklarına göre yerleştirildikleri Hertzsprung-Russell diyagramı ile sınıflandırılır. Genel olarak daha sıcak olan yıldızlar daha parlaktır. Bu modele uyan yıldızlar anakolu oluşturur ve Güneş anakolun tam ortasında yer alır. Ancak Güneş'ten daha parlak ve sıcak yıldızlara az rastlanırken, daha az parlak ve soğuk yıldızlara sıkça rastlanır.
Güneş'in anakoldaki konumunun bir yıldızın yaşamının en güzel dönemi olduğuna inanılmaktadır. Henüz nükleer kaynaşma için kullandığı yakıt olan hidrojen kaynaklarını tüketmemiştir. Güneş gittikçe daha parlaklaşmaktadır, yaşamının başlarında şu ankinden %75 daha az parlaktı.
Güneş'in içinde bulunan hidrojen ve helyum oranlarının hesaplanması sonucunda yaşam süresinin yarısında olduğu ortaya çıkmaktadır. Sonunda anakoldan uzaklaşacak ve daha büyük, daha parlak ama daha soğuk olacak, kızıllaşarak yaklaşık beş milyar yıl içinde de kırmızı dev hâline gelecektir. Bu noktada parlaklığı şu anki değerinin birkaç bin katı olacaktır.
Güneş Öbek I yıldızıdır; yani Evren'in gelişiminin son dönemlerinde doğmuştur. Daha yaşlı olan Öbek II yıldızlardan daha fazla miktarda, hidrojen ve helyumdan ağır elementler (gök bilimsel anlamda "metaller") barındırır. Hidrojen ve helyumdan daha ağır olan elementler eski ve patlayan yıldızların çekirdeklerinde oluşmuştur. Yani Evren'de bu elementlerin bulunabilmesi için ilk kuşak yıldızların ölmesi gerekmiştir. En eski yıldızlarda çok az miktarda metal varken, daha sonra doğan yıldızlarda daha fazla metal vardır. Bu yüksek metallik oranının Güneş'in gezegen sistemi oluşturmasında çok önemli olduğuna inanılmaktadır çünkü gezegenler bu metallerin kaynaşmasından oluşmuştur.
Gezegenlerarası ortam
Güneş, ışığın yanı sıra plazma denen yüklü parçacıklardan oluşan Güneş rüzgârını da ışıma yoluyla uzaya yayar. Bu parçacık akımı dışarı doğru saatte yaklaşık 1,5 milyon kilometre hızla yol alır ve günküre denen, Güneş Sistemi'nin içine yaklaşık 100 AB kadar giren seyrek bir atmosfer oluşturur. Buna aynı zamanda gezegenlerarası ortam adı da verilir. Güneş'in 11 yıllık Güneş çevrimi, sıklıkla oluşan Güneş parlamaları ve koronal kütle atımı günküreyi karıştırarak uzayda bir hava durumu oluşturur. Güneş'in dönen manyetik alanı gezegenlerarası ortamı etkileyerek Güneş Sistemi'nde en büyük yapı olan günküresel akım katmanını oluşturur.
Dünya'nın manyetik alanı atmosferini, Güneş rüzgârı ile etkileşime girmekten korur. Venüs ve Mars'ın manyetik alanı yoktur dolayısıyla da Güneş rüzgârı bu gezegenlerin atmosferinin yavaş yavaş uzaya doğru kaçmasına neden olur. Güneş rüzgârının Dünya'nın manyetik alanıyla etkileşime geçmesi sonucunda manyetik kutuplar yakınlarında gözlemlenen kutup ışıkları oluşur.
Kozmik ışınlar Güneş Sistemi dışı kaynaklıdır. Günküre Güneş Sistemi'ni kısmen korur, ayrıca gezegenlerin manyetik alanları (eğer varsa) da koruma sağlar. Yıldızlararası ortamda bulunan kozmik ışınların yoğunluğu ve Güneş'in manyetik alanının kuvveti çok uzun zaman dilimleri içinde değişiklik gösterir. Dolayısıyla da Güneş Sistemi içinde kozmik ışıma düzeyi değişiklik gösterir ama bunun ne kadar olduğu bilinmemektedir.
Gezegenlerarası ortamda en az iki disk tipi kozmik toz bölgesi bulunur. Birincisi iç Güneş Sistemi'nde yer alan ve zodyak ışıklarına neden olan zodyak toz bulutudur. Büyük bir olasılıkla, gezegenler arasındaki etkileşim nedeniyle asteroit kuşağında meydana gelen çarpışmalar sonucunda oluşmuştur. İkincisi 10 AB ile 40 AB arasında uzanır ve büyük bir olasılıkla Kuiper kuşağında meydana gelen benzer çarpışmalar sonucunda oluşmuştur.
İç Güneş Sistemi
İç Güneş Sistemi, Yer benzeri gezegenlerin ve asteroit kuşağının bulunduğu bölgeye verilen addır. Asıl olarak silikatlar ve metallerden oluşan bu bölgedeki gök cisimleri Güneş'e oldukça yakındır. Bu bölgenin yarıçapı, Jüpiter ile Satürn arasındaki uzaklıktan küçüktür. Eskiden bu bölgeye iç uzay, asteroit kuşağının ötesindeki bölgeye de dış uzay denmekteydi.
İç gezegenler
Dört iç gezegen yoğun, kayaç bir yapıya sahiptir. Doğal uyduları ya çok azdır ya da hiç yoktur. Gezegen halkaları bulunmaz. Yüksek ergime noktasına sahip olan minerallerden oluşmuştur. Silikatlar katı taşküreyi ve yarı akışkan mantoyu oluşturur. Demir ve nikel gibi metaller ise gezegenlerin çekirdeğini oluşturur. İç gezegenlerden üçünün (Venüs, Dünya ve Mars) önemli birer atmosferi vardır. Hepsinde gök taşlarının oluşturduğu kraterler ve yanardağlar ile yarık vadiler gibi tektonik yüzey şekilleri bulunur.
- Merkür
- Merkür (0,4 AB) Güneş'e en yakın ve en küçük (0,055 Dünya kütlesi) gezegendir. Doğal uydusu yoktur ve gök taşı kraterlerinden başka bilinen tek jeolojik özelliği; büyük bir olasılıkla oluşumunun başlarında geçirdiği büzülme döneminde oluşmuş olan "kırışıklık sırtları"dır. Merkür'ün önemsenmeyecek kadar az olan atmosferi Güneş rüzgârı nedeniyle yüzeyinden kopan atomlardan oluşur. Görece büyük demir çekirdeği ve ince mantosu henüz tam olarak açıklanamamıştır. Varsayımlar arasında, büyük bir çarpışma nedeniyle dış katmanlarından kurtulduğu ve genç Güneş'in enerjisi yüzünden tam olarak kaynaşma yoluyla büyüyemediği vardır.
- Venüs
- Venüs (0,7 AB) boyut olarak Dünya'ya yakındır (0,815 Dünya kütlesi) ve Dünya'ya benzer şekilde demir çekirdeğin çevresinde kalın silikat bir mantosu, önemli ölçüde bir atmosferi vardır, ayrıca iç jeolojik etkinliğin varlığına dair kanıtlar mevcuttur. Ancak Dünya'dan çok daha kurudur ve atmosferi doksan kat daha yoğundur. Venüs'ün doğal uydusu yoktur. Yüzey sıcaklığı 400 °C'nin üzerindedir, muhtemelen atmosferdeki sera gazları miktarının sebep olduğu bu durum Venüs'ü en sıcak gezegen yapar. Günümüzde jeolojik etkinlik olduğuna dair kesin kanıtlar bulunmamakla birlikte, Venüs'ün önemli ölçüde bir atmosferi oluşturacak manyetik alanı olmamasından dolayı, var olan atmosferin ancak volkanik patlamalarla yenilendiği sanılmaktadır.
- Dünya
- Dünya (1 AB) iç gezegenlerin içinde en büyük ve en yoğun olandır. Jeolojik etkinliği devam ettiği ve üzerinde yaşam olduğu bilinen tek gezegendir. Sıvı suküresi (hidrosfer) Yer benzeri gezegenler arasında eşsizdir ve levha hareketlerinin gözlemlendiği tek gezegendir. Dünya'nın atmosferi diğer gezegenlerin atmosferlerinden tamamen farklıdır, yaşamın olması nedeniyle %21 serbest oksijen içerecek şekilde değişmiştir. Güneş Sistemi içindeki Yer benzeri gezegenler arasında tek büyük doğal uyduya, Ay'a sahip olan gezegendir.
- Mars
- Mars (1,5 AB) Dünya ve Venüs'ten küçüktür (0,107 Dünya kütlesi). Çoğunlukla karbon dioksitten oluşan önemli bir atmosferi vardır. Olympus Mons gibi yanardağlar ve Valles Marineris gibi yarık vadilerle kaplı olan yüzeyi çok yakın zamanlara kadar jeolojik etkinliğin devam ettiğini göstermektedir. Mars'ın iki çok küçük doğal uydusu vardır. Deimos ve Phobos'un Mars'ın çekimine kapılmış olan asteroitler olduğu düşünülmektedir.
Asteroitler asıl olarak kaya ve uçucu olmayan minerallerden oluşan küçük, Güneş Sistemi gök cisimleridir.
Ana asteroit kuşağı Mars ile Jüpiter arasında, Güneş'ten 2,3 ile 3,3 AB uzaklıktadır. Güneş Sistemi'nin oluşumundan kaldıkları ve Jüpiter'in kütleçekim gücü nedeniyle bir araya gelip bir gezegen oluşturamadıkları düşünülmektedir.
Asteroitlerin büyüklüğü birkaç yüz kilometreden mikroskobik boyutlara kadar değişmektedir. En büyükleri olan Ceres dışında hepsi Güneş Sistemi küçük gök cismi olarak sınıflandırılır; ancak Vesta, Pallas ve Hygiea gibi bazı asteroitler hidrostatik dengeye ulaştıkları kanıtlanırsa cüce gezegen olarak yeniden sınıflandırılabilirler.
Asteroit kuşağı içinde çapı bir kilometreyi geçen onbinlerce belki de milyonlarca gök cismi bulunur. Buna rağmen ana asteroit kuşağının toplam kütlesinin Dünya'nın kütlesinin binde birini geçmesi pek olası değildir. Ana kuşak çok yoğun değildir ve uzay sondaları sorunsuz olarak buradan geçebilmektedir. Çapları 10 ile 10−4 m arasında kalan asteroitler gök taşı olarak adlandırılır.
- Ceres
- Ceres (2,77 AB) asteroit kuşağı içindeki en büyük gök cismidir ve cüce gezegen olarak sınıflandırılmıştır. Çapı 1000 km'nin biraz altındadır, bu da kendi Yer çekiminin küresel bir şekil oluşturabilmesi için yeterlidir. Ceres 19. yüzyılda ilk keşfedildiğinde gezegen olarak düşünülmüş ancak daha sonraları diğer asteroitlerin de ortaya çıkmasıyla 1850'lerde asteroit olarak sınıflanmıştır. 2006 yılında cüce gezegen olarak yeniden sınıflandırılmıştır.
- Asteroit grupları
- Ana kuşaktaki asteroitler yörünge özelliklerine göre gruplara ve ailelere ayrılır. Asteroit uydular, daha büyük asteroitlerin etrafında dönen asteroitlerdir. Gezegenlerin uyduları kadar belirgin olarak ayrılamazlar ve bazen etrafında döndükleri asteroit kadar büyük olurlar. Asteroit kuşağında ayrıca Dünya'nın suyunun kaynağı olabilecek ana kuşak kuyruklu yıldızları da bulunur.
Truvalı asteroitler Jüpiter'in Lagrange noktaları olan L4 ve L5 noktalarının (bir gezegenin yörüngesinde kütleçekimsel olarak kararlı bölgeler) her iki yanında yer alır. "Truvalı" terimi ayrıca diğer gezegen ve uyduların Lagrange noktalarında bulunan küçük gök cisimleri içinde kullanılır. Hilda ailesi Jüpiter ile 2:3 yörüngesel rezonans içindedir, yani Jüpiter'in Güneş etrafında dolandığı her iki turda Hilda ailesi asteroitleri üç tur atar.
İç Güneş Sistemi içinde ayrıca birçok başıboş asteroit de bulunur. Bunların yörüngeleri iç gezegenlerin yörüngeleri ile kimi zaman çakışır.
Dış Güneş Sistemi
Güneş Sistemi'nin dış bölgeleri, dev gezegenlere ve onların sahip oldukları büyük uydulara ev sahipliği yapar. Bu bölgede ayrıca, centaurlar ve birçok kısa dönemli kuyruklu yıldız da yörüngededir. Dış Güneş Sistemi'ndeki katı cisimler, Güneş'ten daha uzakta yer almaları nedeniyle iç bölgelerdekilere kıyasla daha yüksek oranda uçucu maddeler içerir. Bu uçucu maddeler, su, amonyak ve metan gibi bileşikleri kapsar. Düşük sıcaklıklar sayesinde bu bileşikler katı halde kalır ve önemli ölçüde süblimleşme (donma noktasında katı halden gaz hale geçme) yaşamazlar.
Dış gezegenler
Dört dış gezegen ya da gaz devi Güneş'in çevresindeki yörüngede dönen kütlenin %99'unu oluşturur. Jüpiter ve Satürn'ün atmosferleri asıl olarak hidrojen ve helyumdan oluşur. Uranüs ve Neptün'ün atmosferlerinde yüksek yüzdelerde su, amonyak ve metan "buz"u bulunur. Bazı gök bilimciler bu iki gezegenin "buz devi" adı verilen başka bir sınıfta değerlendirilmesini önermiştir. Gaz devlerinin dördünün de gezegen halkaları vardır ancak sadece Satürn'ün halkaları Dünya'dan kolaylıkla gözlemlenmektedir.
- Jüpiter
- Jüpiter (5,2 AB), diğer gezegenlerin tüm kütlesinin 2,5 katına denk gelen 318 Dünya kütlesiyle en büyük gezegendir. Asıl olarak hidrojen ve helyumdan oluşmuştur. Jüpiter'in kuvvetli iç ısısı atmosferinde bulut kuşakları ve Büyük Kırmızı Leke gibi yarı kalıcı oluşumlara neden olur. Jüpiter'in bilinen altmış üç doğal uydusu vardır. En büyük dört uydusu Ganymede, Callisto, İo ve Europa yanardağ oluşumu ile içeriden ısınma gibi özellikler bakımından Yer benzeri gezegenler ile benzerlikler gösterir. Güneş Sistemi'nin en büyük doğal uydusu Ganymede Merkür'den daha büyüktür.
- Satürn
- Satürn (9,5 AB), geniş halkaları ile tanınır ve atmosferik içeriği gibi çeşitli noktalarda Jüpiter ile benzerlik gösterir. Satürn'ün kütlesi çok daha azdır (95 Dünya kütlesi). Satürn'ün altmış bilinen ve üç tane doğrulanmamış doğal uydusu vardır. Bunların ikisi Titan ve Enceladus buzdan oluşmalarına rağmen volkanik etkinlik gösterir. Titan, Merkür'den daha büyüktür ve Güneş Sistemi'nde önemli bir atmosfere sahip olan tek uydudur.
- Uranüs
- Uranüs (19,6 AB), dış gezegenlerin en hafifidir (14 Dünya kütlesi). Gezegenler arasında tutulum çemberi ile doksan derecenin üzerinde açı yapan eksenel eğikliğe sahip tek gezegendir, Güneş'in etrafında yan yatmış olarak döner. Çekirdeği diğer gaz devlerine göre daha soğuktur ve uzaya çok az ısı yayar. Uranüs'ün yirmi yedi bilinen doğal uydusu vardır. Bunlar arasında en büyükleri Titania, Oberon, Umbriel, Ariel ve Miranda'dır.
- Neptün
- Neptün (30 AB), Uranüs'ten biraz küçük olmasına rağmen daha ağır (17 Dünya kütlesi) ve yoğundur. Daha fazla iç ısı yaymasına rağmen bu Jüpiter ve Satürn'den daha azdır. Neptün'ün bilinen on üç doğal uydusu vardır. En büyüğü Triton sıvı nitrojenden kaynaçları ile jeolojik olarak etkindir. Triton, geri devimli yörüngeye sahip olduğu bilinen tek doğal uydudur.
Kuyruklu yıldızlar
Kuyruklu yıldızlar, yalnızca birkaç kilometre büyüklüğünde olan, asıl olarak uçucu buzlardan oluşan Güneş Sistemi küçük gök cisimleridir. Oldukça fazla dışmerkezli yörüngeleri bulunur. Genellikle günberileri iç gezegenlerin yörüngeleri yakınında, günöteleri de Plüton'un ötesindedir. Bir kuyruklu yıldız iç Güneş Sistemi'ne girdiğinde Güneş'e yakınlığı nedeniyle buzdan yüzeyleri süblimleşerek iyonize olur ve çıplak gözle görülebilen gaz ve tozdan oluşan uzun kuyruklu yıldız saçını (koma) oluşturur.
Kısa periyotlu kuyruklu yıldızlar iki yüz yıldan az süren yörüngelere sahiptir. Uzun periyotlu kuyruklu yıldızların yörüngesi binlerce yıl sürer. Kısa periyotlu kuyruklu yıldızların Kuiper kuşağında, Hale-Bopp kuyruklu yıldızı gibi uzun periyotlu kuyruklu yıldızların da Oort bulutunda doğduklarına inanılır. Kreutz grubu gibi birçok kuyruklu yıldız grubu tek bir ana kuyruklu yıldızın parçalanmasıyla oluşmuştur. Hiperbolik yörüngeye sahip bazı kuyruklu yıldızlar Güneş Sistemi dışından gelmiş olabilir ancak bunların yörüngelerini belirlemek oldukça zordur. Uçucu bileşenlerinin çoğu Güneş'e yaklaştıklarında oluşan ısınma nedeniyle artık tamamen kaybolmuş olan eski kuyruklu yıldızlar sıklıkla asteroit olarak sınıflandırılır.
- Centaurlar
- Centaurlar, Jüpiter ile Neptün arasındaki bölgede yörüngede olan, 9 ile 30 AB uzaklıkta bulunan, buzdan oluşan kuyruklu yıldız benzeri gök cisimleridir. Bilinen en büyük centaur 10199 Chariklo'nun çapı 200 ile 250 km arasındadır. İlk keşfedilen centaur 2060 Chiron kuyruklu yıldız olarak adlandırılmıştır çünkü Güneş'e yaklaştıkça kuyruklu yıldızlar gibi bir kuyruk oluşturur. Bazı gök bilimciler centaurları içeri doğru saçılmış Kuiper kuşağı gök cisimleri olarak sınıflandırır.
Neptün ötesi bölge
Neptün'ün ötesindeki alan ya da "Neptün ötesi bölge", hâlâ büyük oranda keşfedilmemiş durumdadır. En büyüğü Dünya'nın beşte biri kadar bir çapa ve Ay'dan daha küçük bir kütleye sahip, çoğunlukla kaya ile buzdan oluşmuş, oldukça çok sayıda küçük gezegencikten meydana geldiği görünmektedir. Bu bölge bazen Dış Güneş Sistemi olarak ifade edilmekteyse de bazıları bu terimi asteroit kuşağının ötesi için kullanır.
Kuiper kuşağı
Kuiper kuşağı bölgenin ilk oluşumudur ve asteroit kuşağına benzer şekilde büyük bir enkaz halkasıdır ancak büyük ölçüde buzdan oluşmuştur. Güneş'ten 30 ile 50 AB uzaklıktadır. Bu bölgenin kısa periyotlu kuyruklu yıldızların doğduğu yer olduğu düşünülmektedir. Genel olarak küçük Güneş Sistemi cisimlerinden oluşmuştur fakat Quaoar, Varuna, , ve Orcus gibi Kuiper kuşağının en büyük cisimleri olarak tekrar sınıflandırılabilir. Çapı 50 km'nin üzerinde 100.000'den fazla Kuiper kuşağı gök cismi olduğu tahmin edilmektedir ancak Kuiper kuşağının toplam kütlesinin Dünya'nın kütlesinin onda biri hatta yüzde biri olduğu düşünülmektedir. Birçok Kuiper kuşağı gök cisminin birden fazla doğal uydusu vardır. Çoğunun yörüngesi tutulum çemberinin dışına çıkar.
Kuiper kuşağı kabaca "rezonant" kuşak ve "klasik" kuşak olarak ikiye ayrılabilir. Rezonant kuşak, yörüngesi Neptün'ün yörüngesine bağlı olan gök cisimlerinden oluşur. Örneğin Neptün'ün her üç dönüşü için iki kere dönen ya da her iki dönüşü için bir kere dönen gök cisimleri gibi. Rezonant kuşak aslında Neptün'ün yörüngesi içinde başlar. Klasik kuşakta Neptün ile rezonans hâlinde olmayan gök cisimleri bulunur ve kabaca 39,4 AB ile 47,7 AB arasında yer alır. Klasik Kuiper kuşağının ilk keşfedilen üyeleri 'in isminden ötürü cubewano olarak adlandırılır.
- Plüton ve Charon
- Plüton (ortalama 39 AB) cüce gezegeni Kuiper kuşağının bilinen en büyük gök cismidir. 1930 yılında keşfedildiğinde Güneş Sistemi'nin dokuzuncu gezegeni olarak değerlendirilmişti, 2006 yılında resmî bir gezegen tanımının kabulünden sonra bu değişmiştir. Plüton'un yörüngesi görece dış merkezlidir. Tutulum düzlemiyle 17 derecelik bir açı yapar ve günberide 29,7 AB'den (Neptün'ün yörüngesi içinde) günötede 49,5 AB'ye kadar uzanır.
- Plüton'un en büyük uydusu olan Charon'un gelecekte uydu sınıfında mı kalacağı yoksa cüce gezegen olarak mı sınıflandırılacağı kesinlik kazanmamıştır. Plüton ve Charon yüzeylerinin ötesindeki bir kütle merkezinin etrafındaki yörüngede döner ve bundan dolayı Plüton-Charon bir ikili sistem oluşturur. Daha küçük olan iki doğal uydu Nix ve Hydra, Plüton ile Charon'un etrafında döner. (Bkz. Plüton Sistemi)
- Plüton, Neptün ile 3:2'lik bir rezonans içinde (Neptün'ün Güneş etrafında her üç dönüşü için Plüton iki kere döner) rezonans kuşağında yer alır. Kuiper kuşağı içinde bu rezonansı paylaşan gök cisimlerine plütinolar denir.
Seyrek disk
Seyrek disk Kuiper kuşağı ile örtüşür ama daha da dışarıya doğru uzanır. Seyrek diskte bulunan gök cisimlerinin Kuiper kuşağından geldiğine inanılır. Bu gök cisimleri Neptün'ün oluşum aşamasındaki dışarı doğru hareketi sırasında meydana gelen kütleçekimsel etkiler sonucunda kararsız yörüngelere saçılmışlardır. Seyrek diskteki gök cisimlerinin çoğunun günberisi Kuiper kuşağı içindedir ama günötesi 150 AB kadar uzaktadır. Bu gök cisimlerinin yörüngeleri tutulum düzlemi ile oldukça eğimlidir ve hatta kimi zaman diktir. Bazı gök bilimciler seyrek diskin Kuiper kuşağının bir bölgesi olarak değerlendirir ve buradaki nesneleri "seyrek Kuiper kuşağı nesneleri" olarak tanımlarlar.
- Eris
- Eris (ortalama 68 AB) bilinen en büyük seyrek disk gök cismidir. Tahmini 2400 km'lik çapıyla Plüton'dan %5 daha büyük olması nedeniyle bir gezegenin nasıl tanımlanacağı konusundaki tartışmaları başlatmıştır. Bilinen cüce gezegenlerin en büyüğüdür. Tek doğal uydusu Dysnomia'dır. Plüton gibi yörüngesi oldukça dış merkezlidir. Günberisi 38,2 AB (kabaca Plüton'un Güneş'ten uzaklığına eş) ve günötesi 97,6 AB'dir.
Daha öte bölgeler
Güneş Sistemi'nin bitip yıldızlararası uzayın başladığı nokta tam olarak tanımlanmamıştır; çünkü dış sınırlar iki ayrı kuvvet tarafından, Güneş rüzgârı ve Güneş'in kütleçekimi tarafından şekillenir. Güneş rüzgârının yaklaşık olarak Plüton'un uzaklığının dört katı kadar uzaklıkta yıldızlararası ortama yenik düştüğüne inanılır. Ancak Güneş'in Roche küresinin yani kütleçekimsel etkisinin, etkin menzilinin bin kat daha öteye uzandığına inanılır.
Gündurgun (Heliopause)
Günküre iki ayrı bölgeye ayrılır. Güneş rüzgârı azami hızıyla Plüton'un yörüngesinin üç katı uzaklığa yani yaklaşık 95 AB öteye kadar uzanır. Bu bölgenin kıyısı Güneş rüzgârının yıldızlararası ortamdan gelen rüzgârlarla çarpıştığı noktadır. Burada rüzgâr yavaşlar, yoğunlaşır ve daha türbülanslı hâle gelir. Bir kuyruklu yıldızın kuyruğu gibi görünen ve davranan, günkını diye bilinen büyük oval bir yapı oluşur ve yıldız rüzgârı yönünde 40 AB kadar, aksi yönde de bunun birçok katı kadar uzanır. Günkürenin dış sınırına gündurgun adı verilir. Bu bölge Güneş rüzgârının tamamen sona erdiği ve yıldızlararası uzayın başladığı noktadır.
Günkürenin dış kenarının şekli, hem yıldızlararası ortam ile olan etkileşimlerin akışkanlar dinamiğine göre hem de güneye doğru yönelen Güneş'in manyetik alanıyla belirlenir. Örneğin, kuzey yarıkürede, güney yarıküreye göre 9 AB daha öteye uzanır. Gündurgunun ötesinde yaklaşık 230 AB'nde Güneş'in Samanyolu içinde yol alırken geride bıraktığı plazma dalgası bulunur.
Henüz gündurgunun ötesine hiçbir uzay aracı geçmemiştir bu nedenle de yerel yıldızlararası uzayın koşullarını kesin olarak bilmek mümkün değildir. Günkürenin Güneş Sistemi'ni kozmik ışınlardan nasıl koruduğu tam olarak anlaşılamamıştır. Bunu anlamak için günkürenin ötesine bir görev uçuşu düzenlenmesi önerilmiştir.
Oort bulutu
Varsayımsal Oort bulutu bir trilyon kadar buz gök cisminden oluşan, tüm uzun periyotlu kuyruklu yıldızların doğduğu yer olduğuna inanılan, Güneş Sistemi'ni 50 AB'den çevrelemeye başlayarak kabaca 1 ışık yılı, 50.000 AB uzaklığa kadar yayılan ve 100.000 AB'e kadar (1,8 ışıkyılı) uzanması olası olan büyük bir kütledir. Dış gezegenlerle olan kütleçekimsel etkileşimler sonucunda iç Güneş Sistemi'nden dışarı doğru atılmış gök cisimlerinden oluştuğuna inanılır. Oort bulutu gök cisimleri çok yavaş hareket eder ve çarpışmalar, geçen bir yıldızın kütleçekimsel etkileri ya da galaktik gelgit gibi sık rastlanmayan olaylardan etkilenir.
- Sedna ve İç Oort bulutu
- 90377 Sedna büyük, Plüton benzeri kızılımsı bir gök cismidir. Çok büyük bir ekliptik yörüngesi vardır, günberisi 76 AB'den başlar ve günötesi 928 AB'den geçer, dönüşü 12.050 yıl sürer. Gök cismini 2003 yılında bulan Mike Brown, Sedna'nın ne seyrek diskin ne de Kuiper kuşağının bir parçası olamayacağını; çünkü günberisinin Neptün'ün dışarı doğru hareketinden etkilenemeyecek kadar uzakta olduğunu belirtir. Onunla birlikte bazı gök bilimciler, 45 AB'lik günberi, 415 AB'lik günöte ve 3420 yıllık yörünge periyoduna sahip olan 2000 CR105 gök cismiyle birlikte Sedna'nın ayrı bir sınıflandırmaya ait olabileceğini düşünmektedir. Brown bu yeni sınıflandırmayı "İç Oort bulutu" olarak tanımlar. Her ne kadar Güneş'e yakın olsa da Oort bulutunun oluşumuna benzer bir süreç ile oluşmuş olabileceği düşünülmektedir.
Sınırlar
Güneş Sistemi'mizin çoğu hâlâ bilinmemektedir. Güneş'in kütleçekim alanının yaklaşık iki ışık yılı (125.000 AB) uzaklığa kadar olan çevredeki yıldızların kütleçekim kuvvetlerine baskın çıktığı tahmin edilmektedir. Buna karşın Oort bulutunun dış kısmı 50.000 AB'nin ötesine geçemez. Sedna gibi buluşlara rağmen, Kuiper kuşağı ile Oort bulutu arasındaki onbinlerce AB yarıçaplı alanın hemen hemen hiç haritası çıkarılamamıştır. Aynı zamanda Merkür ile Güneş arasındaki bölge hakkında da çalışmalar devam etmektedir. Güneş Sistemi'nin haritalanmamış bölgelerinde yeni gök cisimleri hâlâ keşfedilebilir.
Samanyolu içindeki yeri
Güneş Sistemi, yaklaşık 100.000 ışık yılı çapında olan ve içinde 200 milyar civarında yıldız barındıran Samanyolu gök adasında yer alır. Güneşimiz Samanyolu’nun Orion kolu diye bilinen dış spiral kollarından birinin içindedir. Güneş’in gök ada merkezinden uzaklığı yaklaşık 30,000 ışık yılıdır ve gök ada içinde hızı yaklaşık 220 km/s’dir, öyle ki tam bir turu her 225–250 milyon yılda bir atmaktadır. Bu tur Güneş Sistemi'nin gök adasal yılı olarak bilinir.
Güneş Sistemi’nin gök ada içindeki konumu, Dünya üzerinde yaşamın oluşmasında büyük olasılıkla etken olmuştur. Yörüngesi hemen hemen daireseldir ve kabaca spiral kollarla aynı hıza sahiptir, yani çok nadiren spiral kolların içinden geçer. Spiral kollar potansiyel olarak tehlikeli olan süpernovaların daha yoğun olarak bulunduğu bir bölge olduğu için, bu özellik Dünya üzerinde yaşamın oluşabilmesi için çok uzun süreli yıldızlararası kararlılık periyotları sağlamıştır. Güneş Sistemi aynı zamanda gök ada merkezinin yıldızlarla dolu ortamından da uzaktadır. Merkezde, yakındaki yıldızlardan gelen kütleçekimsel etkiler Oort bulutunda bulunan gök cisimlerini rahatsız edebilir ve iç Güneş Sistemi'ne birçok kuyruklu yıldız gönderebilirdi. Bu da Dünya üzerindeki yaşamı sona erdirecek potansiyeli olan çarpışmalara neden olabilirdi. Gök ada merkezinin yoğun ışıması da karmaşık yaşamın gelişmesini engelleyebilirdi. Bazı bilimadamlarının görüşüne göre, Güneş Sistemi’nin şimdiki konumunda bile, yakın geçmişte oluşmuş süpernovalar radyoaktif toz tanecikleri ve kuyruklu yıldız benzeri gök cisimlerini Güneş’e doğru göndermek suretiyle, son 35.000 yıl içinde Dünya’daki yaşamı ters yönde etkileyebilirlerdi.
Yakın çevre
Güneş Sistemi’nin gök adadaki yakın çevresi, Yerel Yıldızlararası Bulut olarak bilinir, Yerel kabarcık içerisindeki yaklaşık 30 ışık yılı genişliğinde yoğun bir bulut alanıdır. Yerel Kabarcık, yıldızlararası ortam içinde bulunan, kum saati şeklinde ve yaklaşık 300 ışık yılı genişliğinde bir boşluktur. Kabarcık yakın geçmişte oluşmuş çeşitli süpernovaların ürünü olan yüksek sıcaklıkta plazma ile kaplanmıştır.
Güneş’in yıldızlararası uzayda izlediği yol üzerindeki solar apexLyra takımyıldızının en parlak yıldızı olan Vega’nın mevcut konumu yönünde Herkül takımyıldızına yakındır.
Güneş’e on ışık yılı (95 trilyon km) yakınlıktaki alanda nispeten az yıldız bulunur. En yakını 4,4 ışık yılı uzaklıkta bulunan üçlü yıldız sistemi Alpha Centauri’dir. Alpha Centauri A ve Alpha Centauri B Güneş benzeri, birbirine yakın bir çift yıldızdır. Aynı zamanda Proxima Centauri olarak da bilinen küçük kızıl cüce Alpha Centauri C bu çift yıldıza 0,2 ışık yılı uzaklıktaki yörüngede döner. Bunlardan sonra 5,9 ışık yılı uzaklıkta kızıl cüce Barnard Yıldızı, 7,8 ışık yılı uzaklıkta kızıl cüce Wolf 359 ve 8,3 ışık yılı uzaklıkta kızıl cüce Lalande 21185 yer alır. On ışık yılı yakınlıkta bulunan en büyük yıldız, Güneş’in iki katı kütleye sahip parlak bir anakol yıldızı olan Sirius’dur. Bu yıldızın yörüngesinde Sirius B denen beyaz cüce döner. Sirius 8,6 ışık yılı uzaklıktadır. On ışık yılı içinde bulunan diğer yıldız sistemleri 8,7 ışık yılı uzaklıktaki ikili kızıl cüce sistemi Luyten 726-8 ve 9,7 ışık yılı uzaklıkta yer alan tekil kızıl cüce Ross 154’tür Güneş’e benzer en yakın tekil yıldız 11,9 ışık yılı uzakta bulunan Tau Ceti’dir. Kütlesi Güneş’in kütlesinin yüzde seksenidir ancak parlaklığı yalnızca yüzde altmışı kadardır. Güneş’e en yakın gezegen sistemine sahip yıldız sistemi, 10,5 ışık yılı uzakta yer alan ve Güneş’ten daha az parlak ve daha çok kızıl olan Epsilon Eridani yıldız sistemidir. Varlığı kanıtlanan tek gezegeni Epsilon Eridani b’nin kütlesi kabaca Jüpiter’in 1,5 katıdır ve yıldızının çevresinde her 6,9 yılda bir tur atar.
Keşif ve araştırma
Binlerce yıl boyunca birkaç istisna haricinde insanoğlu Güneş Sistemi’nin varlığına inanmadı. İnanışlara göre Dünya, Evren’in merkezinde sabit olarak durmaktaydı ve gökyüzünde bulunan kutsal göksel nesnelerden de farklı bir kategorideydi. Mikolaj Kopernik ve Hint gök bilimci Aryabhata ile Yunan filozof Samoslu Aristarchus gibi öncülleri kozmosun Güneş merkezli düzeni hakkında kuramlar geliştirmişlerdi. Galileo Galilei, Johannes Kepler ve Isaac Newton tarafından önderlik edilen 17. yüzyılın kavramsal ilerlemeleri aşama aşama yalnızca Dünya’nın Güneş’in etrafında döndüğü fikrinin değil aynı zamanda diğer gezegenlerin de Dünya’nın uyduğu aynı fiziksel kurallara uyduğu dolayısıyla da tinsel değil maddesel varlıklar olduğu fikirlerinin de Kabul edilmesini sağlamıştır.
Teleskobik gözlemler
Güneş Sistemi’nin ilk araştırması, gök bilimcilerin çıplak gözle görülemeyecek kadar sönük olan gök cisimlerinin haritasını çıkarmaya başladıklarında teleskoplarla yapıldı.
Galileo Galilei, Güneş Sistemi’nin üyeleri hakkında fiziksel bulguları keşfeden ilk kişidir. Ay yüzünde kraterler olduğunu Güneş’in üzerinde Güneş lekeleri bulunduğunu ve Jüpiter’in yörüngesinde dört uydusu olduğunu keşfetmiştir. Galileo’nun keşifleri takip eden Christiaan Huygens Satürn'ün uydusu Titan’ı ve Satürn’ün halkalarının şeklini keşfetmiştir. Giovanni Domenico Cassini, Satürn’ün dört uydusunu, Satürn’ün halkaları arasında yer alan Cassini ayrımını ve Jüpiter’in Büyük Kırmızı Leke’sini keşfetmiştir.
Edmond Halley 1705 yılında bir kuyruklu yıldızın farklı zamanlarda görülen kayıtlarının aslında her 75-76 yılda bir düzenli olarak geri gelen bir gök cismine ait olduğunu fark etti. Bu Güneş’in çevresinde gezegenlerin dışında gök cisimlerinin de yörüngede olduğuna dair ilk kanıttı. Bu sıralarda (1704) “Güneş sistemi” terimi ilk olarak kullanılmaya başlandı
William Herschel 1781 yılında Taurus takımyıldızında bir ikili yıldız sistemini incelerken yeni bir kuyruklu yıldız olduğunu sandığı bir gök cismiyle karşılaştı. Aslında bu gök cisminin yörüngesi yeni bir gezegen olduğunu kanıtladı. Uranüs keşfedilen ilk gezegendir.
Giuseppe Piazzi 1801 yılında Mars ile Jüpiter arasında başlarda yeni bir gezegen olduğuna inanılan Ceres’i keşfetti. Ancak aynı bölgede ardı ardına gelen küçük dünyaların keşfi sonucunda yeni bir sınıflama olan asteroit ortaya çıkmıştır.
Uranüs’ün yörüngesi üzerindeki tutarsızlık 1846 yılında daha uzaktan büyük bir gezegenin çekim gücünün etkisi olabileceği kanısını uyandırdı. Urbain Le Verrier'nin hesaplamaları sonucunda Neptün’ün keşfi mümkün oldu.Merkür'ün yörüngesinin aşırı günberi devinimi Le Verrier’yi 1859 yılında Merkür ötesinde Vulkan adında bir gezegen olduğunu önermeye itti ama sonradan bunun doğru olmadığı anlaşıldı.
Güneş Sistemi’nin tam olarak ne zaman keşfedildiği tartışma konusu olsa da 19. yüzyılda gerçekleştirilen iki gözlem Güneş Sistemi’nin doğasını ve Evren'deki yerini şüphe götürmeyecek şekilde ortaya koymuştur. Bunlardan birincisi 1838 yılında Friedrich Wilhelm Bessel’in başarılı bir şekilde Dünya’nın Güneş etrafındaki hareketinin neden olduğu, bir yıldızın konumunda olan görünen kaymayı, yıldız ıraklık açısını ölçmesidir. Bu Güneş merkezliliğin ilk doğrudan deneysel kanıtı olmasının ötesinde Güneş Sistemimiz ile diğer yıldızlar arasında engin uzaklıkların var olduğunu da açığa çıkarmıştır. İkinci olarak da 1856 yılında Peder Angelo Secchi, yeni icat edilen spektroskop kullanarak Güneş’in ve diğer yıldızların tayf izlerini birbiriyle karşılaştırdı ve hemen hemen aynı olduklarını ortaya çıkardı. Güneş’in bir yıldız olduğunun farkına varılması, diğer yıldızların da kendi sistemleri olacağı varsayımını doğurdu ancak bunun kanıtlanması için 140 yıl geçmesi gerekti.
Dış gezegenlerin yörüngelerinde olan diğer tutarsızlıklar Percival Lowell’ı daha da ötede bir başka gezegen daha olması sonucuna itti. Ölümünden sonra Lowell Gözlemevi’nin sürdürdüğü araştırma sonucunda Clyde Tombaugh 1930 yılında Plüton’u keşfetti. Ancak Plüton dış gezegenlerin yörüngelerini bozamayacak kadar küçüktü ve buluşu dolayısıyla tesadüfidir. Ceres gibi Plüton’da önceleri gezegen olarak sınıflandırıldı ancak yakınlarında benzer gök cisimlerinin bulunması üzerine UAB tarafından 2006 yılında cüce gezegen olarak tekrar sınıflandırıldı.
Kendi gezegen sistemimizin dışında 1992 yılında PSR 1257+12 atarcasının yörüngesinde gezegen sisteminin varlığına dair ilk kanıtlar bulundu. Üç yıl sonra ilk Güneş Sistemi dışında güneşbenzeri bir yıldızın etrafında dönengezegen olan 51 Pegasi b keşfedildi. 2008 yılı itibarıyla 221 gezegen sistemi bulunmuştur.
Gök bilimciler David Jewitt ve Jane Luu 1992 yılında (15760) 1992 QB1’yı keşfetti. Bu Kuiper kuşağı diye bilinecek olan, Plüton ve Charon gibi buz gök cisimlerinin bulunduğu ve asteroit kuşağı benzeri bölgede bulunan ilk gök cismiydi.
Mike Brown, Chad Trujillo ve David Rabinowitz 2005 yılında Plüton’dan daha büyük olan, Neptün’ün keşfinden sonra, Güneş etrafında dolanan en büyük gök cismi Eris’i keşfetti.
Uzay araçları ile gözlemler
Uzay Çağı’nın başlangıcından beri önemli ölçüde araştırma, çeşitli uzay araştırma kurumları tarafından düzenlenen misyonlarda robot uzay araçları tarafından gerçekleştirildi.
Güneş Sistemi’nde bulunan tüm gezegenler Artık Dünya’dan fırlatılan uzay araçları ile ziyaret edilmiştir. İnsansız gerçekleştirilen bu misyonlarda tüm gezegenlerin yakından çekilmiş fotoğrafları elde edilmiş ve yüzeye inildiği durumlarda toprak ve atmosfer analizleri kısmen gerçekleştirilebilmiştir.
Uzaya gönderilen insan yapısı ilk nesne 1957’de fırlatılan ve bir yılı aşkın bir süre yörüngede kalan Sovyet uydusu Sputnik 1 ‘dir. Uzaydan Dünya’nın resmini ilk olarak 1959’da fırlatılan ABD uzay sondası Explorer 6 çekmiştir.
Alçaktan uçuşlar
Güneş Sistemi’nde bulunan gök cisimlerinin üzerinden alçaktan uçmayı başaran ilk sonda 1959 yılında Ay görevinde bulunan Luna 1 ‘dir. Aslında Ay yüzüne çarpması planlanan sonda hedefini kaçırmış ve Güneş’in çevresinde yörüngeye giren ilk insan yapısı nesne olmuştur. Mariner 2 1962 yılında Venüs’ün yakınından geçerek başka bir gezegene yaklaşan ilk sonda olmuştur. Mars yakınından yapılan ilk başarılı uçuş 1964’te Mariner 4 iledir. Merkür’ün yakınından ise 1974’te Mariner 10 ile geçilmiştir.
Dış gezegenleri inceleyen ilk sonda 1973 yılında Jüpiter’in yakınından geçen Pioneer 10 olmuştur. Satürn’ü ilk olarak 1979’da Pioneer 11 ziyaret etmiştir. Voyager programından yer alan sondalar 1977’de fırlatıldıktan sonra dış gezegenler etrafında çizdikleri büyük turlarını tamamlamıştır. Her iki sonda da Jüpiter’in yanından 1979’da, Satürn’ün yanından da 1981’de geçmiştir. Voyager 2 daha sonra 1986’da Uranüs’e ve 1989’da Neptün’e yakınlaştı. Voyager sondaları şu anda Neptün’ün ötesinde güneşkını ve gündurgun bölgelerini bulup incelemek için yoldadırlar. NASA’ya göre her iki Voyager sondası da bitiş şokuyla Güneş’ten yaklaşık 93 AB uzaklıkta karşılaşmıştır.
Bir kuyrukluyıldızın yakınından ilk olarak 1985 yılında ICE (International Cometary Explorer) sondası geçmiştir. İncelenen kuyrukluyıldız Giacobini-Zinner kuyrukluyıldızıdır. Asteroitlerin yakınından yapılan ilk uçuşlar ise Galileo uzay sondası tarafından yapılmıştır. Jüpiter’e giderken yol üzerinde 1991’de 951 Gaspra ve 1993'te 243 Ida resimlenmiştir.
Henüz hiçbir Kuiper kuşağı gök cismine uzayaracıyla ulaşılamamıştır. 19 Ocak 2006’da fırlatılan New Horizons (Yeni Ufuklar) uzay sondası bu bölgeyi araştıracak ilk insan yapımı uzay aracı olma yolunda ilerlemektedir. Bu aracın Plüton2un yanından Temmuz 2015’te geçmesi planlanmaktadır. Eğer uygun olursa misyon diğer Kuiper kuşağı gök cisimlerini gözlemlemek için uzatılabilecektir.
Yörünge, iniş ve gezginci robotlar
1966 yılında Ay, yörüngesinde insan yapımı bir yapay uydu bulunan (Luna 10) ilk gök cismi olmuştur. Bu uyduyu 1971 yılında, Mars gezegeninin yörüngesine giren Mariner 9, 1975 yılında Venüs’ün yörüngesine giren Venera 9, 1995’te Jüpiter’in yörüngesine giren Galileo), 2000 yılında asteroit 433 Eros’un yörüngesine giren NEAR Shoemaker ve 2004 yılında Satürn’ün yörüngesine giren Cassini–Huygens izlemiştir. MESSENGER uzay sondası 2011 yılında Merkür’ün yörüngesine girmek üzere yoldadır. 2011 yılında Vesta asteroitinin yörüngesine,2015 yılında da cüce gezegen Ceres’in yörüngesine Dawnuzayaracı girecektir.
Bir diğer Güneş Sistemi gök cismine iniş yapan ilk sonda Sovyet yapımı Luna 2 uzay sondasıdır ve 1959 yılında Ay’a çarpmıştır. Bu tarihten sonra giderek daha da uzaktaki gezegenlere ulaşılmıştır. 1966 yılında Venüs’ün yüzeyine Venera 3, 1971’de Mars’ın yüzeyine Mars 3, 2001 yılında asteroid 433 Eros’un yüzeyine NEAR Shoemaker, 2005 yılında Satürn'ün doğal uydusu Titan yüzeyine Huygens ve kuyruklu yıldız Tempel 1’in yüzeyine Deep Impact inmiş ya da çakılmıştır. Galileo yörüngeden 1995 yılında Jüpiter’in atmosferine bir sonda göndermiştir. Jüpiter’in fiziksel bir yüzeyi olmadığı için aşağı indikçe artan sıcaklık ve basınç sonucu sonda yok olmuştur.
Günümüze kadar yalnızca Ay ve Mars üzerine gezginci robotlar indirilmiştir. Bir gök cismini gezen ilk gezginci robot 1970 yılında Ay yüzeyine inen Sovyet Lunokhod 1 ‘dir. Bir başka gezegen yüzeyine ilk inen ise 1997’de Mars’ın yüzeyinde 500 metre kadar hareket eden Sojourner gezginci robotudur. İnsan tarafından kullanılan tek gezginci araç ise NASA’nın 1971 ve 1972 yılları arasında Apollo 15, 16 ve 17 misyonlarında yer alan Ay aracıdır.
İnsanlı araştırmalar
Güneş Sistemi’nin insanlı araştırılması Dünya'nın yakın çevresi ile sınırlı kalmıştır. Uzaya ulaşan ilk insan, yani yerden 100 km. yüksekliği geçen ve Dünya’nın yörüngesinde dolaşan 12 Nisan 1961'de Vostok 1 uzay aracı içinde fırlatılan Sovyet kozmonot Yuri Gagarin'dir. Bir başka Güneş Sistemi gök cisminin yüzeyinde yürüyen ilk insan ise Apollo 11 görevi sırasında 21 Temmuz 1969'da Ay üzerinde yürüyen Amerikalı Neil Armstrong'dur. ABD’nin uzay mekiği tekrar tekrar yörüngeye giren başarılı fırlatmalarda kullanılan tek uzay aracıdır. Birden fazla kişiyi barındırabilen ilk uzay istasyonu NASA'nın Skylab uzay istasyonudur. 1973 ile 1974 yılları arasında içinde üç kişi barınmıştır. Uzay’daki ilk insane yerleşimi ise 1989’dan 1999’a kadar yaklaşık on yıl boyunca açık kalan Sovyet uzay istasyonu Mir'dir. 2001 yılında görevden alınan bu istasyonun yerine Uluslararası Uzay İstasyonu geçmiştir ve o zamandan beri sürekli olarak içinde insan barındırmıştır. 2004 yılında SpaceShipOne özel olarak finanse edilen ve yörünge altı uçuşla uzaya çıkabilen ilk özel uzay aracı olmuştur.
Görsel özet
Bu bölüm Güneş Sistemi cisimlerinin, büyüklüğüne ve görüntü kalitesine göre örneklemesidir. Hacime göre sıralanmıştır. Bazı atlanmış nesneler burada yer alanlardan daha büyüktür. Özellikle Eris yüksek kalitede görüntüsünün olmamasından dolayı listede yer almamıştır.
Güneş (yıldız) | Jüpiter (gezegen) | Satürn (gezegen) | Uranüs (gezegen) | Neptün (gezegen) | Dünya (gezegen) | Venüs (gezegen) |
Mars (gezegen) | Ganymede (Jüpiter'in uydusu) | Titan (Satürn'ün uydusu) | Merkür (gezegen) | Callisto (Jüpiter'in uydusu) | Io (Jüpiter'in uydusu) | Ay (Dünya'nın uydusu) |
Europa (Jüpiter'in uydusu) | Triton (Neptün'ün uydusu) | Plüton (Kuiper kuşağı cismi) | Titania (Uranüs'ün uydusu) | Rhea (Satürn'ün uydusu) | Oberon (Uranüs'ün uydusu) | Iapetus (Satürn'ün uydusu) |
Charon (Plüton'un uydusu) | Umbriel (Uranüs'ün uydusu) | Ariel (Uranüs'ün uydusu) | Dione (Satürn'ün uydusu) | Tethys (Satürn'ün uydusu) | Ceres (asteroit) | Vesta (asteroit) |
Enceladus (Satürn'ün uydusu) | Miranda (Uranüs'ün uydusu) | Proteus (Neptün'ün uydusu) | Mimas (Satürn'ün uydusu) | Hyperion (Satürn'ün uydusu) | Phoebe (Satürn'ün uydusu) | Janus (Satürn'ün uydusu) |
Epimetheus (Satürn'ün uydusu) | Lutetia (asteroit) | Prometheus (Satürn'ün uydusu) | Pandora (Satürn'ün uydusu) | (asteroit) | Helene (Satürn'ün uydusu) | Ida (asteroit) |
Notlar
- ^ Solar apex: Göksel küre üzerinde Güneş ve Güneş Sistemi'nin sabit yıldızlara doğru hareket eder gibi göründüğü nokta
Kaynakça
- ^ "Solar System Objects". NASA/JPL Solar System Dynamics. 7 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Haziran 2022.
- ^ a b "Latest Published Data". The International Astronomical Union Minor Planet Center. 5 Mart 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Haziran 2022.
- ^ Mumma, M. J.; Disanti, M. A.; Dello Russo, N.; Magee-Sauer, K.; Gibb, E.; Novak, R. (2003). "Remote infrared observations of parent volatiles in comets: A window on the early solar system". Advances in Space Research. 31 (12). ss. 2563-2575. Bibcode:2003AdSpR..31.2563M. CiteSeerX 10.1.1.575.5091 $2. doi:10.1016/S0273-1177(03)00578-7.
- ^ a b NASA Science. . NASA. 1 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2020.
- ^ International Astronomical Union. "Dwarf Planets and their Systems". Planetary Names. 17 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Mart 2015.
- ^ Akwagyiram, Alexis (20 Ağustos 2005). "Farewell Pluto?". BBC News. 15 Şubat 2009 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Mart 2006.
- ^ . IAU. 24 Ağustos 2006. 7 Ocak 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2007.
- ^ nineplanets.org. "An Overview of the Solar System". 12 Aralık 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Şubat 2007.
- ^ Amir Alexander (2006). . The Planetary Society. 20 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2006.
- ^ M Woolfson. (PDF). University of York. 25 Eylül 2007 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Temmuz 2006.
- ^ Swedenborg, Emanuel. 1734, (Principia) Latin: Opera Philosophica et Mineralia (İngilizcesi: Philosophical and Mineralogical Works), (Principia, Cilt 1)
- ^ "The Past History of the Earth as Inferred from the Mode of Formation of the Solar System". American Philosophical Society. 1909. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2006.
- ^ a b c d e . University of Arizona. 29 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Aralık 2006.
- ^ Jeff Hester (2004). "New Theory Proposed for Solar System Formation". Arizona State University. 17 Temmuz 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Ocak 2007.
- ^ Irvine, W. M. "The chemical composition of the pre-solar nebula". Amherst College, Massachusetts. 15 Aralık 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Şubat 2007.
- ^ Rawal, J. J. (Ocak 1985). "Further Considerations on Contracting Solar Nebula" (PDF). Physics and Astronomy. 34 (1). ss. 93-100. doi:10.1007/BF00054038. Erişim tarihi: 27 Aralık 2006.[]
- ^ a b Yoshimi Kitamura (10 Aralık 2002). "Investigation of the Physical Properties of Protoplanetary Disks around T Tauri Stars by a 1 Arcsecond Imaging Survey: Evolution and Diversity of the Disks in Their Accretion Stage". The Astrophysical Journal. 581 (1). ss. 357-380. doi:10.1086/344223. Erişim tarihi: 9 Ocak 2007.[]
- ^ Greaves, Jane S. (7 Ocak 2005). "Disks Around Stars and the Growth of Planetary Systems". Science. 307 (5706). ss. 68-71. doi:10.1126/science.1101979. 15 Ocak 2006 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Kasım 2006.
- ^ "Present Understanding of the Origin of Planetary Systems". National Academy of Sciences. 5 Nisan 2000. 3 Ağustos 2009 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2007.
- ^ Manfred Küker, Thomas Henning and Günther Rüdiger (2003). "Magnetic Star-Disk Coupling in Classical T Tauri Systems". Science Magazine. Erişim tarihi: 16 Kasım 2006.[]
- ^ Chrysostomou, Antonio; W Lucas, Phil. "The formation of stars". Department of Physics Astronomy & Mathematics University of Hertfordshire. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2007.
- ^ Goldreich, Peter; Ward, William R. (1973). "The Formation of Planetesimals". The American Astronomical Society. Erişim tarihi: 16 Kasım 2006.[]
- ^ Jean-Marc Petit and Alessandro Morbidelli (2001). (PDF). Centre National de la Recherche Scientifique, Observatoire de Nice. 27 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Kasım 2006.
- ^ Mumma, M. J. (Haziran 2003). "Remote infrared observations of parent volatiles in comets: A window on the early solar system" (PDF). Advances in Space Research. 31 (12). ss. 2563-2575. doi:10.1016/S0273-1177(03)00578-7. 9 Eylül 2006 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 16 Kasım 2006.
- ^ Edward W. Thommes, Martin J. Duncan and Harold F. Levison. "The formation of Uranus and Neptune in the Jupiter–Saturn region of the Solar System". Department of Physics, Queen's University, Kingston, Ontario; Space Studies Department, Southwest Research Institute, Boulder, Colorado. Erişim tarihi: 2 Nisan 2007.
- ^ Elmegreen, B. G. (Kasım 1979). "On the disruption of a protoplanetary disk nebula by a T Tauri like solar wind" (PDF). Astronomy and Astrophysics. 80 (1). ss. 77-78. 12 Haziran 2016 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 11 Şubat 2007.
- ^ Heng Hao (Kasım 1979). (PDF). Astronomy and Astrophysics. 80 (1). ss. 77-78. 7 Eylül 2006 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Kasım 2006.
- ^ JEFF HECHT (1994). "Science: Fiery future for planet Earth". NewScientist. 1 Haziran 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Ekim 2007.
- ^ "The fading: red giants and white dwarfs". 31 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Aralık 2006.
- ^ a b Pogge, Richard W. (1997). . Perkins Observatory. 11 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Haziran 2006.
- ^ Smart, R. L.; Carollo, D.; Lattanzi, M. G.; McLean, B.; Spagna, A. (2001). "The Second Guide Star Catalogue and Cool Stars". Perkins Observatory. 9 Ekim 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Aralık 2006.
- ^ Kasting, J.F. (1986). "Climatic Consequences of Very High Carbon Dioxide Levels in the Earth's Early Atmosphere". Science. Cilt 234. ss. 1383-1385.
- ^ T. S. van Albada, Norman Baker (1973). "On the Two Oosterhoff Groups of Globular Clusters". Astrophysical Journal. Cilt 185. ss. 477-498.
- ^ Charles H. Lineweaver (2000). "An Estimate of the Age Distribution of Terrestrial Planets in the Universe: Quantifying Metallicity as a Selection Effect". University of New South Wales. 12 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Temmuz 2006.
- ^ . Marshall Space Flight Center. 2006. 24 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ekim 2006.
- ^ Phillips, Tony (15 Şubat 2001). . Science@NASA. 29 Mart 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2007.
- ^ . Wilcox Solar Observatory. 1 Eylül 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2006.
- ^ Lundin, Richard (9 Mart 2001). "Erosion by the Solar Wind". Science. 291 (5510). s. 1909. doi:10.1126/science.1059763. 10 Mart 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Aralık 2006.
- ^ Langner, U. W. (2005). "Effects of the position of the solar wind termination shock and the heliopause on the heliospheric modulation of cosmic rays". Advances in Space Research. 35 (12). ss. 2084-2090. doi:10.1016/j.asr.2004.12.005. 21 Şubat 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Şubat 2007.
- ^ . 1998. 1 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat 2007.
- ^ "ESA scientist discovers a way to shortlist stars that might have planets". ESA Science and Technology. 2003. 2 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Şubat 2007.
- ^ Landgraf, M. (Mayıs 2002). "Origins of Solar System Dust beyond Jupiter". The Astronomical Journal. 123 (5). ss. 2857-2861. doi:10.1086/339704. Erişim tarihi: 9 Şubat 2007.
- ^ Schenk P., Melosh H.J. (1994), Lobate Thrust Scarps and the Thickness of Mercury's Lithosphere, Abstracts of the 25th Lunar and Planetary Science Conference, 1994LPI....25.1203S
- ^ Bill Arnett (2006). . The Nine Planets. 24 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Eylül 2006.
- ^ Benz, W., Slattery, W. L., Cameron, A. G. W. (1988), Collisional stripping of Mercury's mantle, Icarus, v. 74, p. 516–528.
- ^ Cameron, A. G. W. (1985), The partial volatilization of Mercury, Icarus, v. 64, p. 285–294.
- ^ Mark Alan Bullock (1997). (PDF). Southwest Research Institute. 14 Haziran 2007 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Aralık 2006.
- ^ Paul Rincon (1999). (PDF). Johnson Space Center Houston, TX, Institute of Meteoritics, University of New Mexico, Albuquerque, NM. 6 Kasım 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Kasım 2006.
- ^ Anne E. Egger, M.A./M.S. . VisionLearning.com. 2 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Aralık 2006.
- ^ David Noever (2004). "Modern Martian Marvels: Volcanoes?". NASA Astrobiology Magazine. 19 Nisan 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Temmuz 2006.
- ^ Scott S. Sheppard, David Jewitt, and Jan Kleyna (2004). "A Survey for Outer Satellites of Mars: Limits to Completeness". The Astronomical Journal. Erişim tarihi: 26 Aralık 2006.[]
- ^ . ESA. 2002. 13 Ocak 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Haziran 2006.
- ^ (Temmuz 2002). "Hidden Mass in the Asteroid Belt". Icarus. 158 (1). ss. 98-105. doi:10.1006/icar.2002.6837. 25 Mart 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ekim 2020.
- ^ Beech, M. (Eylül 1995). "On the Definition of the Term Meteoroid". Quarterly Journal of the Royal Astronomical Society. 36 (3). ss. 281-284. 28 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Ağustos 2006.
- ^ "History and Discovery of Asteroids" (DOC). NASA. 7 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Ağustos 2006.
- ^ Phil Berardelli (2006). . SpaceDaily. 18 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Haziran 2006.
- ^ Bennett, Jeffrey O. (2020). "Bölüm 8.2". The cosmic perspective. 9. Hoboken, NJ: Pearson. ISBN .
- ^ Jack J. Lissauer, David J. Stevenson (2006). "Formation of Giant Planets" (PDF). NASA Ames Araştırma Merkezi; California Institute of Technology. Erişim tarihi: 16 Ocak 2006.[]
- ^ Pappalardo, R T (1999). "Geology of the Icy Galilean Satellites: A Framework for Compositional Studies". Brown University. 23 Aralık 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Ocak 2006.
- ^ J. S. Kargel (1994). . U.S. Geological Survey. 31 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ocak 2006.
- ^ Hawksett, David; Longstaff, Alan; Cooper, Keith; Clark, Stuart (2005). "10 Mysteries of the Solar System". Astronomy Now. 22 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ocak 2006.
- ^ Podolak, M.; Reynolds, R. T.; Young, R. (1990). "Post Voyager comparisons of the interiors of Uranus and Neptune". NASA, Ames Research Center. 22 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ocak 2006.
- ^ Duxbury, N.S., Brown, R.H. (1995). . Beacon eSpace. 6 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ocak 2006.
- ^ Sekanina, Zdenek (2001). "Kreutz sungrazers: the ultimate case of cometary fragmentation and disintegration?". Publications of the Astronomical Institute of the Academy of Sciences of the Czech Republic. Cilt 89 p. 78–93.
- ^ Królikowska, M. (2001). "A study of the original orbits of hyperbolic comets". Astronomy & Astrophysics. 376 (1). ss. 316-324. doi:10.1051/0004-6361:20010945. 1 Mayıs 2009 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ocak 2007.
- ^ Fred L. Whipple (Nisan 1992). "The activities of comets related to their aging and origin". 24 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Aralık 2006.
- ^ Stansberry (2005). "TNO/Centaur diameters and albedos". 5 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2006.
- ^ Patrick Vanouplines (1995). . Vrije Universitiet Brussel. 16 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Haziran 2006.
- ^ "List Of Centaurs and Scattered-Disk Objects". IAU: Minor Planet Center. 10 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Nisan 2007.
- ^ Audrey Delsanti and David Jewitt (2006). (PDF). Institute for Astronomy, University of Hawaii. 31 Mart 2010 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2007.
- ^ M. W. Buie, R. L. Millis, L. H. Wasserman, J. L. Elliot, S. D. Kern, K. B. Clancy, E. I. Chiang, A. B. Jordan, K. J. Meech, R. M. Wagner, D. E. Trilling (2005). . Lowell Observatory, University of Pennsylvania, Large Binocular Telescope Observatory, Massachusetts Institute of Technology, University of Hawaii, University of California at Berkeley. 18 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2006.
- ^ E. Dotto1, M.A. Barucci2, and M. Fulchignoni (24 Ağustos 2006). "Beyond Neptune, the new frontier of the Solar System" (PDF). 6 Kasım 2015 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 26 Aralık 2006.
- ^ Fajans, J. (Ekim 2001). "Autoresonant (nonstationary) excitation of pendulums, Plutinos, plasmas, and other nonlinear oscillators". American Journal of Physics. 69 (10). ss. 1096-1102. doi:10.1119/1.1389278. Erişim tarihi: 26 Aralık 2006.
- ^ David Jewitt (2005). . University of Hawaii. 3 Haziran 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2006.
- ^ Mike Brown (2005). . CalTech. 10 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Eylül 2006.
- ^ a b "Voyager Enters Solar System's Final Frontier". NASA. 27 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Nisan 2007.
- ^ Fahr, H. J.; Kausch, T.; Scherer, H. (2000). "A 5-fluid hydrodynamic approach to model the Solar System-interstellar medium interaction". Institut für Astrophysik und Extraterrestrische Forschung der Universität Bonn. 11 Ekim 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Haziran 2006.
- ^ P. C. Frisch (2002). . University of Chicago. 2 Ağustos 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Haziran 2006.
- ^ R. L. McNutt, Jr.; ve diğerleri. (2006). "Innovative Interstellar Explorer". AIP Conference Proceedings. Cilt 858. ss. 341-347. 23 Şubat 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Şubat 2008.
- ^ . New Scientist. 5 Ocak 2007. 16 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Şubat 2007.
- ^ Stern SA, Weissman PR. (2001). "Rapid collisional evolution of comets during the formation of the Oort cloud". Space Studies Department, Southwest Research Institute, Boulder, Colorado. 12 Mayıs 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Kasım 2006.
- ^ Bill Arnett (2006). "The Kuiper Belt and the Oort Cloud". nineplanets.org. 7 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Haziran 2006.
- ^ Jewitt, David (2004). . University of Hawaii. 2 Haziran 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Haziran 2006.
- ^ Mike Brown. . CalTech. 12 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2007.
- ^ T. Encrenaz, JP. Bibring, M. Blanc, MA. Barucci, F. Roques, PH. Zarka (2004). The Solar System: Third edition. Springer. s. 1.
- ^ Durda D.D.; Stern S.A.; Colwell W.B.; Parker J.W.; Levison H.F.; Hassler D.M. (2004). "A New Observational Search for Vulcanoids in SOHO/LASCO Coronagraph Images". 30 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Temmuz 2006.
- ^ A.D. Dolgov (2003). "Magnetic fields in cosmology". 9 Ekim 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Temmuz 2006.
- ^ R. Drimmel, D. N. Spergel (2001). "Three Dimensional Structure of the Milky Way Disk". 9 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Temmuz 2006.
- ^ Leong, Stacy (2002). . The Physics Factbook. 7 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2007.
- ^ a b Leslie Mullen (2001). "Galactic Habitable Zones". Astrobiology Magazine. 23 Nisan 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Haziran 2006.
- ^ "Supernova Explosion May Have Caused Mammoth Extinction". Physorg.com. 2005. 1 Mart 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Şubat 2007.
- ^ . NASA. 13 Mart 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2006.
- ^ C. Barbieri (2003). "Elementi di Astronomia e Astrofisica per il Corso di Ingegneria Aerospaziale V settimana". IdealStars.com. Erişim tarihi: 12 Şubat 2007.
- ^ "Stars within 10 light years". SolStation. 6 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Nisan 2007.
- ^ "Tau Ceti". SolStation. 6 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Nisan 2007.
- ^ "HUBBLE ZEROES IN ON NEAREST KNOWN EXOPLANET". Hubblesite. 2006. 6 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Ocak 2008.
- ^ Eric W. Weisstein (2006). "Galileo Galilei (1564–1642)". Wolfram Research. 2 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2006.
- ^ "Discoverer of Titan: Christiaan Huygens". ESA Space Science. 2005. 18 Kasım 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2006.
- ^ "Giovanni Domenico Cassini (June 8, 1625–September 14, 1712)". SEDS.org. 5 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2006.
- ^ "Comet Halley". University of Tennessee. 24 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 27 Aralık 2006.
- ^ "Etymonline: Solar System". 10 Eylül 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Ocak 2008.
- ^ . enotes.com. 21 Mart 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2006.
- ^ "Discovery of Ceres: 2nd Centenary, 1 January 1801–1 January 2001". astropa.unipa.it. 2000. 5 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2006.
- ^ a b J. J. O'Connor and E. F. Robertson (1996). . St. Andrews University. 12 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2006.
- ^ "Extrasolar Planets Encyclopedia". Paris Observatory. 5 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Ocak 2008.
- ^ Luu, Jane X.; Jewitt, David C. (2002). "KUIPER BELT OBJECTS: Relics from the Accretion Disk of the Sun". Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, Hawaii Üniversitesi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2006.
- ^ Minor Planet Center. . 15 Ekim 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2007.
- ^ "Eris (2003 UB313". Solstation.com. 2006. 5 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Kasım 2006.
- ^ Donald Savage; Michael Mewhinney (25 Şubat 2003). . NASA. 4 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2007.
- ^ Randy Culp (2002). . 23 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Temmuz 2006.
- ^ Comet Space Missions 6 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Erişim tarihi 2007-10-23
- ^ . 2006. 23 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Temmuz 2006.
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Güneş Sistemi ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- The Nine Planets11 Şubat 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde .: Bill Arnett tarafından hazırlanmış, İngilizce bir sayfa.
- Celestia24 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . OpenGL ile yazılmış 3 boyutlu uzay simulasyon programı
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Gunes Sistemi Gunes in kutlecekim kuvvetiyle yorungede tutulan ve cesitli gok cisimlerinden olusmus bir sistemdir Gunes ve 8 gezegen ile onlarin dogrulugu onaylanmis 150 uydusu 5 cuce gezegen Ceres Pluton Eris Haumea Makemake ile onlarin bilinen toplam 8 uydusu ve milyarlarca kucuk gok cisminden olusur Kucuk cisimler kategorisine asteroitler Kuiper Kusagi cisimleri kuyruklu yildizlar gok taslari ve gezegenler arasi toz girer Gunes SistemiGunes gezegenler ve cuce gezegenler mesafeler olcekli degildir Yas4 568 milyar yilKonumYerel Yildizlararasi Bulut Yerel Kabarcik Avci Kolu SamanyoluSistem kutlesi1 0014 gunes kutlesiEn yakin yildizProxima Centauri 4 2441 ly Alfa Centauri 4 37 ly Bilinen en yakin gezegen sistemiProxima Centauri sistemi 4 2441 ly Gezegen sistemiBilinen dis gezegenin yari buyuk ekseni Neptun 30 11 AU 4 5 milyar km Kuiper ucurumuna uzaklik 50 AUPopulasyonYildizlar1 Gunes Bilinen gezegenlerIAU tarafindan ilan edilen 8 MerkurVenusDunyaMarsJupiterSaturnUranusNeptunBilinen cuce gezegenleryaygin fikir birligiyle 9 CeresOrcusPlutonHaumeaQuaoarMakemakeGonggongErisSednaBilinen dogal uydular698 211 gezegenlere ait487 kucuk gezegenlere ait Bilinen kucuk gezegenler1 211 879Bilinen kuyruklu yildizlar4 407Tanimlanmis yuvarlak dogal uydular19Gokada merkezi yorungesiDegismeyen galaktik duzlem egimi60 19 tutuluma Galaktik Merkeze uzaklik27 000 1 000 lyYorunge hizi220 km sYorunge suresi225 250 milyon yilYildizla ilgili ozelliklerTayfsal sinifG2VDonma cizgisi 5 AUHeliopoz uzakligi 120 AUHill kuresi yaricapi 1 3 ly Gunes Sistemi Gunes dort karasal ic gezegen kucuk kaya ve metal icerikli asteroitlerden olusan bir asteroit kusagi dort dev dis gezegen ve Kuiper Kusagi denen buzsu cisimlerden olusan ikinci bir kusaktan ibarettir Kuiper Kusagi nin otesinde ise seyrek disk gundurgun Ingilizce heliopause ve en son olarak da varsayimsal Oort Bulutu bulunur Gunes ten olan uzakliklarina gore gezegenler sirasiyla Merkur Venus Dunya Mars Jupiter Saturn Uranus ve Neptun dur Bu sekiz gezegenin altisinin cevresinde dogal uydular doner Ayrica dis gezegenlerin her birinin toz ve diger parcaciklardan olusan halkalari vardir Dunya disindaki tum gezegenler adlarini Yunan ve Roma mitolojisinin tanrilarindan alir Bes cuce gezegen ise Kuiper Kusagi nda yer alan Pluton Haumea Makemake asteroit kusagindaki en buyuk cisim olan Ceres ve daginik diskte yer alan Eris tir Pluton bilinen en buyuk cuce gezegendir TerimlerGunes etrafindaki bir yorungede dolanan cisimler genel olarak uce ayrilir Gezegenler Cuce Gezegenler ve Kucuk Gunes Sistemi Cisimleri Gunes in etrafinda dolanan kendine kuresel bir bicim verecek kadar kutlesi olan ve yorungesinin yakin cevresini dogal uydulari disinda temizlemis gok cisimlerine gezegen denir Bilinen sekiz gezegen vardir Merkur Venus Dunya Mars Jupiter Saturn Uranus ve Neptun 24 Agustos 2006 da Uluslararasi Astronomi Birligi IAU Pluton u gezegen tanimi disinda birakacak bicimde gezegen teriminin tanimlamasini degistirmistir Pluton Eris Ceres Haumea ve Makemake birer cuce gezegen olarak yeniden tanimlandi Cuce gezegenler kutlecekimleri dairesel bir sekle sahip olmalarina yeten fakat yorungeleri etrafindaki diger cisimleri temizlemeye yetmeyen gok cisimleridir Cuce gezegen siniflamasina aday gosterilen gok cisimleri ise Vesta Pallas Hygiea ve Charon dur IAU tarafindan Charon un uydu mu yoksa ikili bir sistemin parcasi mi olduguna henuz karar verilmemistir IAU da Charon un cuce gezegen olduguna dair gorusler daha fazla oldugu icin soz konusu karar netlestiginde Charon da cuce gezegen olarak siniflandirilacaktir Pluton 1930 yilindaki kesfinden 2006 yilina kadar gecen surede Gunes Sistemi nin dokuzuncu gezegeni olarak kabul edilmistir Ancak 20 yuzyilin sonlarinda ve 21 yuzyilin baslarinda Pluton a benzer bircok gok cismi kesfedilmistir Bu cisimlerin arasinda en cok dikkati ceken Pluton dan az kucuk olan Eris tir Bunlarin disinda kalan ve Gunes in etrafinda dolanan gok cisimlerine Kucuk Gunes Sistemi Cisimleri denir Dogal uydular ya da aylar Gunes in cevresinde degil de gezegenlerin cuce gezegenlerin ya da kucuk Gunes Sistemi cisimlerinin etrafinda dolanan gok cisimleridir Bir gezegenin Gunes ten olan uzakligi kendi yili boyunca degisir Gunes e en cok yaklastigi duruma gunberi en uzak oldugu duruma da gunote denir Gok bilimciler Gunes Sistemi icindeki uzakliklari genellikle astronomi birimi AB ile olcer Bir AB Gunes ile Dunya arasindaki yaklasik uzakliktir ve kabaca 149 598 000 km dir Pluton Gunes ten yaklasik 38 AB uzaktayken Jupiter kabaca 5 2 AB uzakliktadir Yildizlararasi uzaklik birimlerinin en bilineni olan bir isik yili kabaca 63 240 AB dir Gunes Sistemi bazen gayri resmi olarak farkli bolgelere ayrilir Ic Gunes Sistemi dort Yer benzeri gezegenden ve asteroit kusagindan olusur Bazilari Dis Gunes Sistemi tanimini asteroitlerin otesindeki her sey olarak yapar Digerleri ise dort gaz devini orta bolge olarak tanimlayip Dis Gunes Sistemi ni Neptun otesi bolge olarak nitelendirir YapisiClementine uzay sondasindan cekilen ve Ay in ardindan gelen gunisigiyla gorunen tutulum cemberi Soldan saga Merkur Mars Saturn Gunes Sistemi nin asil bileseni sistemin bilinen kutlesinin 99 86 sini olusturan ve cekim kuvveti ile sistemi bir arada tutan anakolda yer alan G2V tipi bir sari cuce olan Gunes tir Sistemin kalan kutlesinin 90 indan fazlasini da Gunes in etrafinda dolanan en buyuk iki gok cismi olan Jupiter ve Saturn olusturur Gunes etrafinda dolanan buyuk gok cisimlerinin cogu Dunya nin yorungesinin tutulum adi verilen duzleminde bulunur Gezegenler tutuluma cok yakin bulunurken kuyruklu yildizlar ve Kuiper kusagi gok cisimleri tutulum cemberi ile buyuk acilar yapar Gunes Sistemi nde bulunan gok cisimlerinin olcekli yorungeleri Sol ustten baslayarak saat yonunde Gezegenlerin hepsi ve diger gok cisimlerinin cogu Gunes in kuzey kutbunun uzerindeki bir noktasindan bakildiginda Gunes in cevresindeki yorungede saat yonunun tersinde dolanmaktadirlar Ancak Halley kuyruklu yildizi gibi istisnalar bulunur Gok cisimleri Gunes in cevresinde Kepler yasalarina uygun olarak devinirler Her gok cismi odak noktalarindan birinde Gunes in bulundugu yaklasik bir elips yorunge uzerinde hareket eder Gunes e daha yakin olan gok cisimleri daha hizli hareket eder Gezegenlerin yorungeleri hemen hemen daireseldir ama bircok kuyruklu yildiz asteroit ve Kuiper kusagi gok cisimleri oldukca dar eliptik yorungeler izler Gunes Sistemi gosterimlerinde cok buyuk uzakliklari tasvir etme zorluguna karsi yorungeler genellikle esit uzaklikta gosterilir Gercekte birkac istisna disinda bir gezegen ya da kusagin Gunes e olan uzakligi arttikca bir onceki yorunge ile olan uzakligi da buyur Ornegin Venus Merkur den 0 33 AB daha disaridadir Saturn ise Jupiter den 4 3 AB daha uzaktadir Neptun de Uranus ten 10 5 AB daha uzaktadir Bu yorunge uzakliklari arasinda baginti kurmaya calisan Titius Bode yasasi gibi bazi girisimler olmus ama kabul goren bir teori cikmamistir Olcek ve mesafeGunes sisteminin olcegi ama gezegenlerin gercek boyutu degil Olusumu ve evrimiSanatci gozuyle gezegen oncesi disk Gunes Sistemi nin ilk olarak Emanuel Swedenborg tarafindan 1734 yilinda one surulen daha sonra Immanuel Kant tarafindan 1755 yilinda genisletilen bulutsu varsayima uygun olarak olustuguna inanilmaktadir Benzer bir teori Pierre Simon Laplace tarafindan bagimsiz olarak 1796 da uretilmistir Bu teoriye gore Gunes Sistemi 4 6 milyar yil once dev bir molekuler bulutun cokmesi sonucu olusmustur Bu ilk bulutun birkac isik yili genisliginde oldugu ve birkac yildizin dogumuna sebep oldugu sanilmaktadir Cok eski gok taslarinin incelenmesi sonucunda ancak cok buyuk patlayan yildizlarin merkezinde olusabilecek kimyasal elementlere rastlanmasi Gunes in bir yildiz kumesi icinde ve birkac supernova patlamasinin yakininda olustuguna isaret eder Bu supernovalardan gelen sok dalgasi cevrede bulunan bulutun icinde yuksek yogunluk bolgeleri olusturarak ic gaz basincini yenecek ve ice cokuse neden olacak kutlecekimsel kuvvetlerin olusmasina izin vererek Gunes in olusmasini tetiklemis olabilir Sonradan Gunes Sistemi olacak olan ve Gunes oncesi bulutsu olarak bilinen bolge 7 000 ile 20 000 AB capinda ve Gunes in kutlesinden biraz daha fazla bir kutleye sahipti 0 1 ile 0 001 Gunes kutlesi kadar Bulutsu ice dogru coktukce acisal momentumun korunmasi nedeniyle daha da hizli donmeye basladi Bulutsunun icindeki maddeler yogunlastikca icindeki atomlar artan frekanslarla carpismaya basladi Hemen hemen kutlenin tamaminin toplandigi merkezin sicakligi etrafindaki diske gore giderek daha da artti Kutlecekimi gaz basinci manyetik alanlar ve donus kuculen bulutsuyu etkiledikce kabaca 200 AB capinda kendi etrafinda donen gezegen oncesi bir diske donustu ve merkezde sicak ve yogun bir onyildiz olustu Gunes in evriminin bu donemine benzeyen genc birlesme oncesi Gunes kutlesine sahip T Tauri yildizlari uzerine yapilan incelemeler siklikla gezegen olusumu oncesi disklerin bu tur yildizlarla bir arada bulundugunu gosterir Bu diskler birkac yuz astronomik birim genislige ve en sicak olduklari noktada ancak bin kelvin sicakliga ulasirlar Isik yillari genisliginde gunesin olustugu oncul bulutsuya benzeyen Orion Bulutsusu nda gezegen oncesi disklerin Hubble tarafindan cekilmis gorseli Yaklasik 100 milyon yil sonra iceri coken bulutsunun merkezinde bulunan hidrojenin yogunlugu ve basinci onyildizin nukleer fuzyona baslamasina yetecek miktara gelmisti Termal enerjinin kutlecekimsel daralmaya karsi durabildigi hidrostatik dengeye ulasana kadar bu artis devam etti Iste bu noktada Gunes artik tam bir yildiz olmustu Geride kalan gaz ve tozdan ibaret Gunes bulutsusundan cesitli gezegenler olusmustur Bu olusumun kaynasma sureciyle olduguna inanilmaktadir Kaynasma gezegenlerin merkezde yer alan onyildiz cevresinde donen toz taneleri olarak baslamalari yavas yavas bir ile on metre capinda topaklar haline gelmeleri daha sonra carpisarak 5 km capinda gezegenciklere donusmeleri ve sonraki birkac milyon yil boyunca carpismalara devam ederek her yil kabaca 15 cm kadar buyumeleri surecidir Ic Gunes Sistemi su ve metan gibi ucucu molekullerin yogunlasmasina izin vermeyecek kadar cok sicakti dolayisiyla olusan gezegencikler gezegen oncesi diskin yalnizca 0 6 kutlesinden ibaretti ve genel olarak silikatlar ve metaller gibi yuksek erime noktasina sahip olan kimyasal bilesiklerden olusmuslardi Bu kayasal gok cisimleri sonunda Yer benzeri gezegenler oldu Daha otelerde Jupiter in kutlecekimsel etkisi gezegen oncesi gok cisimlerinin bir araya gelmesini engelledi ve geride asteroit kusagi kaldi Daha da otede donma hattinin gerisinde daha ucucu olan buzlu bilesiklerin kati kalabilecegi yerde Jupiter ve Saturn gaz devi haline geldi Uranus ve Neptun daha az madde yakalayabildi ve cekirdeklerinin hidrojen bilesiklerinden olusan buzdan meydana geldigine inanildigi icin buz devi olarak bilinirler Sanatci gozuyle Gunes in gelecekteki evrimi Solda anakol ortada kizil dev sagda beyaz cuce Genc Gunes enerji uretmeye basladiktan sonra Gunes ruzgari gezegen oncesi diskte bulunan gaz ve tozu yildizlararasi uzaya dogru gonderdi ve boylece gezegenlerin olusumunu durdurdu T Tauri yildizlari daha kararli ve eski yildizlara nazaran daha guclu yildiz ruzgarlarina sahiptir Gok bilimciler Gunes Sistemi nin Gunes anakoldan uzaklasmaya baslayincaya kadar bugunku haliyle kalacagini tahmin etmektedir Gunes hidrojen yakitini yaktikca geride kalan yakiti yakabilmek icin giderek isinir dolayisiyla da daha hizli yakmaya devam eder Sonuc olarak kabaca her 1 1 milyar yilda bir yuzde on oraninda parlakligi artmaktadir Tahminlere gore bugunden yaklasik 6 4 milyar yil sonra Gunes in cekirdegi o kadar sicak olacak ki daha az yogun olan ust katmanlarda da hidrojen kaynasmasi olusmaya baslayacak Bunun sonunda Gunes su anki capinin kabaca 100 kati kadar genisleyecek ve bir Kirmizi dev olacaktir Sonra da oldukca artmis olan yuzey alani nedeniyle sogumaya baslayacak ve parlakligini yitirecektir En sonunda Gunes in dis katmanlari ayrilacak ve geride olaganustu derecede yogun bir gok cismi olan beyaz cuce kalacaktir Bu beyaz cuce Gunes in ilk kutlesinin yarisina sahip olacak ancak buyuklugu Dunya kadar olacaktir Tablolu Gunes Sistemi ozetiAdi Gunese uzakligi Capi km Yil uzunlugu Gun uzunlugu Uydu sayisi TuruGunes 1 324 332 224 000 000 yil Kuzey 37 gun Ekvator 26 gun 7 000 000 000 YildizIc Gunes SistemiMerkur 57 000 000 km 4 884 0 2 yil 176 gun 0 GezegenVenus 110 000 000 km 12 346 0 6 yil 243 gun 0 GezegenDunya 148 000 000 km 12 709 1 yil 24 saat 1 GezegenAy 148 384 000 km 3 483 27 gun es zamanli 0 Uydu Dunya Mars 230 000 000 km 6 767 1 8 yil 24 saat 2 GezegenPhobos 230 009 000 km 23 9 saat es zamanli 0 Uydu Mars Deimos 230 023 000 km 12 30 saat es zamanli 0 Uydu Mars Asteroit KusagiVesta 372 000 000 km 524 3 6 yil 5 saat 0 AsteroitCeres 423 000 000 km 960 4 1 yil 9 saat 4 dakika 0 Cuce GezegenPallas 460 000 000 km 542 4 6 yil 5 saat 0 AsteroitHygeia 523 000 000 km 433 5 4 yil 28 saat 0 AsteroitDis Gunes SistemiJupiter 780 000 000 km 142 647 11 6 yil 9 saat 54 dakika 67 GezegenIo 780 052 000 km 3 642 1 7 gun es zamanli 0 Uydu Jupiter Europa 780 096 000 km 3 122 3 6 gun es zamanli 0 Uydu Jupiter Ganymede 780 143 000 km 5 260 7 1 gun es zamanli 0 Uydu Jupiter Callisto 780 234 000 km 4 823 16 6 gun es zamanli 0 Uydu Jupiter Saturn 1 438 000 000 km 124 309 29 5 yil 10 saat 37 dakika 62 GezegenMimas 1 438 034 000 km 392 0 9 gun es zamanli 0 Uydu Saturn Enceladus 1 438 045 000 km 497 1 3 gun es zamanli 0 Uydu Saturn Tethys 1 438 054 000 km 1 024 1 8 gun es zamanli 0 Uydu Saturn Dione 1 438 073 000 km 1 154 2 7 gun es zamanli 0 Uydu Saturn Rhea 1 438 105 000 km 1 543 4 5 gun es zamanli 0 Uydu Saturn Titan 1 438 229 000 km 5 140 15 9 gun es zamanli 0 Uydu Saturn Hyperion 1 438 272 000 km 272 21 0 gun es zamanli 0 Uydu Saturn Iapetus 1 438 823 000 km 1 432 79 7 gun es zamanli 0 Uydu Saturn Uranus 2 970 000 000 km 51 767 84 1 yil 18 saat 23 dakika 27 GezegenPuck 2 970 027 000 km 164 0 7 gun es zamanli 0 Uydu Uranus Miranda 2 970 045 000 km 476 1 4 gun es zamanli 0 Uydu Uranus Ariel 2 970 073 000 km 1 064 2 7 gun es zamanli 0 Uydu Uranus Umbriel 2 970 104 000 km 1 142 4 4 gun es zamanli 0 Uydu Uranus Titania 2 970 165 000 km 1 570 8 6 gun es zamanli 0 Uydu Uranus Oberon 2 970 216 000 km 1 467 13 8 gun es zamanli 0 Uydu Uranus Neptun 4 568 000 000 km 49 138 164 8 yil 16 saat 28 dakika 14 GezegenProteus 4 568 039 000 km 423 1 1 gun es zamanli 0 Uydu Neptun Triton 4 568 120 000 km 2 700 6 1 gun es zamanli 0 Uydu Neptun Nereid 4 570 610 000 km 374 360 gun es zamanli 0 Uydu Neptun Kuiper KusagiOrcus 5 918 000 000 km 1 342 245 0 yil 13 saat 11 dakika 1 Cuce GezegenVanth 5 918 104 000 km 278 10 gun Es zamanli 0 Uydu Orcus 5 929 000 000 km 482 247 yil 13 saat 0 Cuce GezegenPluton 5 934 000 000 km 2 378 248 3 yil 6 gun 9 saat 5 Cuce GezegenCharon 5 934 030 000 km 1 278 6 gun Es zamanli 0 Uydu Pluton 5 947 034 000 km 1 012 249 yil Belirsiz 0 Cuce GezegenSalacia 6 523 000 000 km 754 271 yil 6 saat 1 Cuce Gezegen6 523 216 000 km 143 13 gun 6 saat 0 Uydu Salacia Quaoar 6 700 000 000 km 1 431 285 yil 17 saat 1 Cuce GezegenWeywot 6 700 279 000 km 87 22 gun Belirsiz 0 Uydu Quaoar Makemake 8 150 000 000 km 1 467 378 7 yil 7 saat 46 dakika 0 Cuce GezegenHaumea 8 367 000 000 km 1 560 405 2 yil 3 saat 54 dakika 2 Cuce GezegenNamaka 8 367 256 000 km 143 17 gun Es zamanli 0 Uydu Haumea Hiʻiaka 8 367 700 000 km 312 49 gun Es zamanli 0 Uydu Haumea Daginik DiskEris 10 854 000 000 km 2 438 569 8 yil 25 saat 54 dakika 1 Cuce GezegenDysnomia 10 854 210 000 km 254 15 gun Es zamanli 0 Uydu Eris Sedna 18 232 000 000 km 1 823 12 637 yil Belirsiz 0 Cuce Gezegen Not Tablo Gunesten uzakliklari baz alinarak yapilmistir GunesGunes Gunes Sistemi nin ana yildizi ve en onemli ogesidir Buyuk kutlesi nukleer kaynasmayi surdurmek icin yeterince yuksek bir ic yogunluk saglar Nukleer kaynasma cok buyuk miktarlarda enerji aciga cikarir ve bu enerjinin cogu gorunur isik gibi elektromanyetik isimalarla dis uzaya yayilir Gunes bir sari cuce olarak siniflandirilir ancak galaksimizde bulunan diger yildizlarla kiyaslandiginda bu isim yaniltici olabilir cunku Gunes ortalama buyukluk ve parlaklikta bir yildizdir Yildizlar parlakliklari ve yuzey sicakliklarina gore yerlestirildikleri Hertzsprung Russell diyagrami ile siniflandirilir Genel olarak daha sicak olan yildizlar daha parlaktir Bu modele uyan yildizlar anakolu olusturur ve Gunes anakolun tam ortasinda yer alir Ancak Gunes ten daha parlak ve sicak yildizlara az rastlanirken daha az parlak ve soguk yildizlara sikca rastlanir Hertzsprung Russell diyagrami anakol sag alttan sol uste kadar uzanir Gunes in anakoldaki konumunun bir yildizin yasaminin en guzel donemi olduguna inanilmaktadir Henuz nukleer kaynasma icin kullandigi yakit olan hidrojen kaynaklarini tuketmemistir Gunes gittikce daha parlaklasmaktadir yasaminin baslarinda su ankinden 75 daha az parlakti Gunes in icinde bulunan hidrojen ve helyum oranlarinin hesaplanmasi sonucunda yasam suresinin yarisinda oldugu ortaya cikmaktadir Sonunda anakoldan uzaklasacak ve daha buyuk daha parlak ama daha soguk olacak kizillasarak yaklasik bes milyar yil icinde de kirmizi dev haline gelecektir Bu noktada parlakligi su anki degerinin birkac bin kati olacaktir Gunes Obek I yildizidir yani Evren in gelisiminin son donemlerinde dogmustur Daha yasli olan Obek II yildizlardan daha fazla miktarda hidrojen ve helyumdan agir elementler gok bilimsel anlamda metaller barindirir Hidrojen ve helyumdan daha agir olan elementler eski ve patlayan yildizlarin cekirdeklerinde olusmustur Yani Evren de bu elementlerin bulunabilmesi icin ilk kusak yildizlarin olmesi gerekmistir En eski yildizlarda cok az miktarda metal varken daha sonra dogan yildizlarda daha fazla metal vardir Bu yuksek metallik oraninin Gunes in gezegen sistemi olusturmasinda cok onemli olduguna inanilmaktadir cunku gezegenler bu metallerin kaynasmasindan olusmustur Gezegenlerarasi ortam Gunkuresel akim katmani Gunes isigin yani sira plazma denen yuklu parcaciklardan olusan Gunes ruzgarini da isima yoluyla uzaya yayar Bu parcacik akimi disari dogru saatte yaklasik 1 5 milyon kilometre hizla yol alir ve gunkure denen Gunes Sistemi nin icine yaklasik 100 AB kadar giren seyrek bir atmosfer olusturur Buna ayni zamanda gezegenlerarasi ortam adi da verilir Gunes in 11 yillik Gunes cevrimi siklikla olusan Gunes parlamalari ve koronal kutle atimi gunkureyi karistirarak uzayda bir hava durumu olusturur Gunes in donen manyetik alani gezegenlerarasi ortami etkileyerek Gunes Sistemi nde en buyuk yapi olan gunkuresel akim katmanini olusturur Dunya yorungesinden gozuken guney kutup isiklari Dunya nin manyetik alani atmosferini Gunes ruzgari ile etkilesime girmekten korur Venus ve Mars in manyetik alani yoktur dolayisiyla da Gunes ruzgari bu gezegenlerin atmosferinin yavas yavas uzaya dogru kacmasina neden olur Gunes ruzgarinin Dunya nin manyetik alaniyla etkilesime gecmesi sonucunda manyetik kutuplar yakinlarinda gozlemlenen kutup isiklari olusur Kozmik isinlar Gunes Sistemi disi kaynaklidir Gunkure Gunes Sistemi ni kismen korur ayrica gezegenlerin manyetik alanlari eger varsa da koruma saglar Yildizlararasi ortamda bulunan kozmik isinlarin yogunlugu ve Gunes in manyetik alaninin kuvveti cok uzun zaman dilimleri icinde degisiklik gosterir Dolayisiyla da Gunes Sistemi icinde kozmik isima duzeyi degisiklik gosterir ama bunun ne kadar oldugu bilinmemektedir Gezegenlerarasi ortamda en az iki disk tipi kozmik toz bolgesi bulunur Birincisi ic Gunes Sistemi nde yer alan ve zodyak isiklarina neden olan zodyak toz bulutudur Buyuk bir olasilikla gezegenler arasindaki etkilesim nedeniyle asteroit kusaginda meydana gelen carpismalar sonucunda olusmustur Ikincisi 10 AB ile 40 AB arasinda uzanir ve buyuk bir olasilikla Kuiper kusaginda meydana gelen benzer carpismalar sonucunda olusmustur Ic Gunes SistemiIc Gunes Sistemi Yer benzeri gezegenlerin ve asteroit kusaginin bulundugu bolgeye verilen addir Asil olarak silikatlar ve metallerden olusan bu bolgedeki gok cisimleri Gunes e oldukca yakindir Bu bolgenin yaricapi Jupiter ile Saturn arasindaki uzakliktan kucuktur Eskiden bu bolgeye ic uzay asteroit kusaginin otesindeki bolgeye de dis uzay denmekteydi Ic gezegenler Ic gezegenler Soldan saga Merkur Venus Dunya ve Mars boyutlar olceklidir Dort ic gezegen yogun kayac bir yapiya sahiptir Dogal uydulari ya cok azdir ya da hic yoktur Gezegen halkalari bulunmaz Yuksek ergime noktasina sahip olan minerallerden olusmustur Silikatlar kati taskureyi ve yari akiskan mantoyu olusturur Demir ve nikel gibi metaller ise gezegenlerin cekirdegini olusturur Ic gezegenlerden ucunun Venus Dunya ve Mars onemli birer atmosferi vardir Hepsinde gok taslarinin olusturdugu kraterler ve yanardaglar ile yarik vadiler gibi tektonik yuzey sekilleri bulunur Merkur Merkur 0 4 AB Gunes e en yakin ve en kucuk 0 055 Dunya kutlesi gezegendir Dogal uydusu yoktur ve gok tasi kraterlerinden baska bilinen tek jeolojik ozelligi buyuk bir olasilikla olusumunun baslarinda gecirdigi buzulme doneminde olusmus olan kirisiklik sirtlari dir Merkur un onemsenmeyecek kadar az olan atmosferi Gunes ruzgari nedeniyle yuzeyinden kopan atomlardan olusur Gorece buyuk demir cekirdegi ve ince mantosu henuz tam olarak aciklanamamistir Varsayimlar arasinda buyuk bir carpisma nedeniyle dis katmanlarindan kurtuldugu ve genc Gunes in enerjisi yuzunden tam olarak kaynasma yoluyla buyuyemedigi vardir Venus Venus 0 7 AB boyut olarak Dunya ya yakindir 0 815 Dunya kutlesi ve Dunya ya benzer sekilde demir cekirdegin cevresinde kalin silikat bir mantosu onemli olcude bir atmosferi vardir ayrica ic jeolojik etkinligin varligina dair kanitlar mevcuttur Ancak Dunya dan cok daha kurudur ve atmosferi doksan kat daha yogundur Venus un dogal uydusu yoktur Yuzey sicakligi 400 C nin uzerindedir muhtemelen atmosferdeki sera gazlari miktarinin sebep oldugu bu durum Venus u en sicak gezegen yapar Gunumuzde jeolojik etkinlik olduguna dair kesin kanitlar bulunmamakla birlikte Venus un onemli olcude bir atmosferi olusturacak manyetik alani olmamasindan dolayi var olan atmosferin ancak volkanik patlamalarla yenilendigi sanilmaktadir Dunya Dunya 1 AB ic gezegenlerin icinde en buyuk ve en yogun olandir Jeolojik etkinligi devam ettigi ve uzerinde yasam oldugu bilinen tek gezegendir Sivi sukuresi hidrosfer Yer benzeri gezegenler arasinda essizdir ve levha hareketlerinin gozlemlendigi tek gezegendir Dunya nin atmosferi diger gezegenlerin atmosferlerinden tamamen farklidir yasamin olmasi nedeniyle 21 serbest oksijen icerecek sekilde degismistir Gunes Sistemi icindeki Yer benzeri gezegenler arasinda tek buyuk dogal uyduya Ay a sahip olan gezegendir Mars Mars 1 5 AB Dunya ve Venus ten kucuktur 0 107 Dunya kutlesi Cogunlukla karbon dioksitten olusan onemli bir atmosferi vardir Olympus Mons gibi yanardaglar ve Valles Marineris gibi yarik vadilerle kapli olan yuzeyi cok yakin zamanlara kadar jeolojik etkinligin devam ettigini gostermektedir Mars in iki cok kucuk dogal uydusu vardir Deimos ve Phobos un Mars in cekimine kapilmis olan asteroitler oldugu dusunulmektedir Asteroitler asil olarak kaya ve ucucu olmayan minerallerden olusan kucuk Gunes Sistemi gok cisimleridir Ana asteroit kusagi Mars ile Jupiter arasinda Gunes ten 2 3 ile 3 3 AB uzakliktadir Gunes Sistemi nin olusumundan kaldiklari ve Jupiter in kutlecekim gucu nedeniyle bir araya gelip bir gezegen olusturamadiklari dusunulmektedir Asteroitlerin buyuklugu birkac yuz kilometreden mikroskobik boyutlara kadar degismektedir En buyukleri olan Ceres disinda hepsi Gunes Sistemi kucuk gok cismi olarak siniflandirilir ancak Vesta Pallas ve Hygiea gibi bazi asteroitler hidrostatik dengeye ulastiklari kanitlanirsa cuce gezegen olarak yeniden siniflandirilabilirler Asteroit kusagi icinde capi bir kilometreyi gecen onbinlerce belki de milyonlarca gok cismi bulunur Buna ragmen ana asteroit kusaginin toplam kutlesinin Dunya nin kutlesinin binde birini gecmesi pek olasi degildir Ana kusak cok yogun degildir ve uzay sondalari sorunsuz olarak buradan gecebilmektedir Caplari 10 ile 10 4 m arasinda kalan asteroitler gok tasi olarak adlandirilir CeresCeres Ceres 2 77 AB asteroit kusagi icindeki en buyuk gok cismidir ve cuce gezegen olarak siniflandirilmistir Capi 1000 km nin biraz altindadir bu da kendi Yer cekiminin kuresel bir sekil olusturabilmesi icin yeterlidir Ceres 19 yuzyilda ilk kesfedildiginde gezegen olarak dusunulmus ancak daha sonralari diger asteroitlerin de ortaya cikmasiyla 1850 lerde asteroit olarak siniflanmistir 2006 yilinda cuce gezegen olarak yeniden siniflandirilmistir Asteroit gruplari Ana kusaktaki asteroitler yorunge ozelliklerine gore gruplara ve ailelere ayrilir Asteroit uydular daha buyuk asteroitlerin etrafinda donen asteroitlerdir Gezegenlerin uydulari kadar belirgin olarak ayrilamazlar ve bazen etrafinda dondukleri asteroit kadar buyuk olurlar Asteroit kusaginda ayrica Dunya nin suyunun kaynagi olabilecek ana kusak kuyruklu yildizlari da bulunur Truvali asteroitler Jupiter in Lagrange noktalari olan L4 ve L5 noktalarinin bir gezegenin yorungesinde kutlecekimsel olarak kararli bolgeler her iki yaninda yer alir Truvali terimi ayrica diger gezegen ve uydularin Lagrange noktalarinda bulunan kucuk gok cisimleri icinde kullanilir Hilda ailesi Jupiter ile 2 3 yorungesel rezonans icindedir yani Jupiter in Gunes etrafinda dolandigi her iki turda Hilda ailesi asteroitleri uc tur atar Ic Gunes Sistemi icinde ayrica bircok basibos asteroit de bulunur Bunlarin yorungeleri ic gezegenlerin yorungeleri ile kimi zaman cakisir Dis Gunes SistemiGunes Sistemi nin dis bolgeleri dev gezegenlere ve onlarin sahip olduklari buyuk uydulara ev sahipligi yapar Bu bolgede ayrica centaurlar ve bircok kisa donemli kuyruklu yildiz da yorungededir Dis Gunes Sistemi ndeki kati cisimler Gunes ten daha uzakta yer almalari nedeniyle ic bolgelerdekilere kiyasla daha yuksek oranda ucucu maddeler icerir Bu ucucu maddeler su amonyak ve metan gibi bilesikleri kapsar Dusuk sicakliklar sayesinde bu bilesikler kati halde kalir ve onemli olcude sublimlesme donma noktasinda kati halden gaz hale gecme yasamazlar Dis gezegenler Yukaridan asagiya Neptun Uranus Saturn ve Jupiter olceksiz Dort dis gezegen ya da gaz devi Gunes in cevresindeki yorungede donen kutlenin 99 unu olusturur Jupiter ve Saturn un atmosferleri asil olarak hidrojen ve helyumdan olusur Uranus ve Neptun un atmosferlerinde yuksek yuzdelerde su amonyak ve metan buz u bulunur Bazi gok bilimciler bu iki gezegenin buz devi adi verilen baska bir sinifta degerlendirilmesini onermistir Gaz devlerinin dordunun de gezegen halkalari vardir ancak sadece Saturn un halkalari Dunya dan kolaylikla gozlemlenmektedir Jupiter Jupiter 5 2 AB diger gezegenlerin tum kutlesinin 2 5 katina denk gelen 318 Dunya kutlesiyle en buyuk gezegendir Asil olarak hidrojen ve helyumdan olusmustur Jupiter in kuvvetli ic isisi atmosferinde bulut kusaklari ve Buyuk Kirmizi Leke gibi yari kalici olusumlara neden olur Jupiter in bilinen altmis uc dogal uydusu vardir En buyuk dort uydusu Ganymede Callisto Io ve Europa yanardag olusumu ile iceriden isinma gibi ozellikler bakimindan Yer benzeri gezegenler ile benzerlikler gosterir Gunes Sistemi nin en buyuk dogal uydusu Ganymede Merkur den daha buyuktur Saturn Saturn 9 5 AB genis halkalari ile taninir ve atmosferik icerigi gibi cesitli noktalarda Jupiter ile benzerlik gosterir Saturn un kutlesi cok daha azdir 95 Dunya kutlesi Saturn un altmis bilinen ve uc tane dogrulanmamis dogal uydusu vardir Bunlarin ikisi Titan ve Enceladus buzdan olusmalarina ragmen volkanik etkinlik gosterir Titan Merkur den daha buyuktur ve Gunes Sistemi nde onemli bir atmosfere sahip olan tek uydudur Uranus Uranus 19 6 AB dis gezegenlerin en hafifidir 14 Dunya kutlesi Gezegenler arasinda tutulum cemberi ile doksan derecenin uzerinde aci yapan eksenel egiklige sahip tek gezegendir Gunes in etrafinda yan yatmis olarak doner Cekirdegi diger gaz devlerine gore daha soguktur ve uzaya cok az isi yayar Uranus un yirmi yedi bilinen dogal uydusu vardir Bunlar arasinda en buyukleri Titania Oberon Umbriel Ariel ve Miranda dir Neptun Neptun 30 AB Uranus ten biraz kucuk olmasina ragmen daha agir 17 Dunya kutlesi ve yogundur Daha fazla ic isi yaymasina ragmen bu Jupiter ve Saturn den daha azdir Neptun un bilinen on uc dogal uydusu vardir En buyugu Triton sivi nitrojenden kaynaclari ile jeolojik olarak etkindir Triton geri devimli yorungeye sahip oldugu bilinen tek dogal uydudur Kuyruklu yildizlar Hale Bopp kuyruklu yildizi Kuyruklu yildizlar yalnizca birkac kilometre buyuklugunde olan asil olarak ucucu buzlardan olusan Gunes Sistemi kucuk gok cisimleridir Oldukca fazla dismerkezli yorungeleri bulunur Genellikle gunberileri ic gezegenlerin yorungeleri yakininda gunoteleri de Pluton un otesindedir Bir kuyruklu yildiz ic Gunes Sistemi ne girdiginde Gunes e yakinligi nedeniyle buzdan yuzeyleri sublimleserek iyonize olur ve ciplak gozle gorulebilen gaz ve tozdan olusan uzun kuyruklu yildiz sacini koma olusturur Kisa periyotlu kuyruklu yildizlar iki yuz yildan az suren yorungelere sahiptir Uzun periyotlu kuyruklu yildizlarin yorungesi binlerce yil surer Kisa periyotlu kuyruklu yildizlarin Kuiper kusaginda Hale Bopp kuyruklu yildizi gibi uzun periyotlu kuyruklu yildizlarin da Oort bulutunda dogduklarina inanilir Kreutz grubu gibi bircok kuyruklu yildiz grubu tek bir ana kuyruklu yildizin parcalanmasiyla olusmustur Hiperbolik yorungeye sahip bazi kuyruklu yildizlar Gunes Sistemi disindan gelmis olabilir ancak bunlarin yorungelerini belirlemek oldukca zordur Ucucu bilesenlerinin cogu Gunes e yaklastiklarinda olusan isinma nedeniyle artik tamamen kaybolmus olan eski kuyruklu yildizlar siklikla asteroit olarak siniflandirilir Centaurlar Centaurlar Jupiter ile Neptun arasindaki bolgede yorungede olan 9 ile 30 AB uzaklikta bulunan buzdan olusan kuyruklu yildiz benzeri gok cisimleridir Bilinen en buyuk centaur 10199 Chariklo nun capi 200 ile 250 km arasindadir Ilk kesfedilen centaur 2060 Chiron kuyruklu yildiz olarak adlandirilmistir cunku Gunes e yaklastikca kuyruklu yildizlar gibi bir kuyruk olusturur Bazi gok bilimciler centaurlari iceri dogru sacilmis Kuiper kusagi gok cisimleri olarak siniflandirir Neptun otesi bolgeNeptun un otesindeki alan ya da Neptun otesi bolge hala buyuk oranda kesfedilmemis durumdadir En buyugu Dunya nin beste biri kadar bir capa ve Ay dan daha kucuk bir kutleye sahip cogunlukla kaya ile buzdan olusmus oldukca cok sayida kucuk gezegencikten meydana geldigi gorunmektedir Bu bolge bazen Dis Gunes Sistemi olarak ifade edilmekteyse de bazilari bu terimi asteroit kusaginin otesi icin kullanir Kuiper kusagi Bilinen tum Kuiper kusagi gok cisimlerinin dort dis gezegen ile birlikte goruntusu Kuiper kusagi bolgenin ilk olusumudur ve asteroit kusagina benzer sekilde buyuk bir enkaz halkasidir ancak buyuk olcude buzdan olusmustur Gunes ten 30 ile 50 AB uzakliktadir Bu bolgenin kisa periyotlu kuyruklu yildizlarin dogdugu yer oldugu dusunulmektedir Genel olarak kucuk Gunes Sistemi cisimlerinden olusmustur fakat Quaoar Varuna ve Orcus gibi Kuiper kusaginin en buyuk cisimleri olarak tekrar siniflandirilabilir Capi 50 km nin uzerinde 100 000 den fazla Kuiper kusagi gok cismi oldugu tahmin edilmektedir ancak Kuiper kusaginin toplam kutlesinin Dunya nin kutlesinin onda biri hatta yuzde biri oldugu dusunulmektedir Bircok Kuiper kusagi gok cisminin birden fazla dogal uydusu vardir Cogunun yorungesi tutulum cemberinin disina cikar Rezonant ve klasik Kuiper kusagini gosteren diyagram Kuiper kusagi kabaca rezonant kusak ve klasik kusak olarak ikiye ayrilabilir Rezonant kusak yorungesi Neptun un yorungesine bagli olan gok cisimlerinden olusur Ornegin Neptun un her uc donusu icin iki kere donen ya da her iki donusu icin bir kere donen gok cisimleri gibi Rezonant kusak aslinda Neptun un yorungesi icinde baslar Klasik kusakta Neptun ile rezonans halinde olmayan gok cisimleri bulunur ve kabaca 39 4 AB ile 47 7 AB arasinda yer alir Klasik Kuiper kusaginin ilk kesfedilen uyeleri in isminden oturu cubewano olarak adlandirilir Pluton ve Charon Pluton ortalama 39 AB cuce gezegeni Kuiper kusaginin bilinen en buyuk gok cismidir 1930 yilinda kesfedildiginde Gunes Sistemi nin dokuzuncu gezegeni olarak degerlendirilmisti 2006 yilinda resmi bir gezegen taniminin kabulunden sonra bu degismistir Pluton un yorungesi gorece dis merkezlidir Tutulum duzlemiyle 17 derecelik bir aci yapar ve gunberide 29 7 AB den Neptun un yorungesi icinde gunotede 49 5 AB ye kadar uzanir Pluton ve bilinen uc dogal uydusuPluton un en buyuk uydusu olan Charon un gelecekte uydu sinifinda mi kalacagi yoksa cuce gezegen olarak mi siniflandirilacagi kesinlik kazanmamistir Pluton ve Charon yuzeylerinin otesindeki bir kutle merkezinin etrafindaki yorungede doner ve bundan dolayi Pluton Charon bir ikili sistem olusturur Daha kucuk olan iki dogal uydu Nix ve Hydra Pluton ile Charon un etrafinda doner Bkz Pluton Sistemi Pluton Neptun ile 3 2 lik bir rezonans icinde Neptun un Gunes etrafinda her uc donusu icin Pluton iki kere doner rezonans kusaginda yer alir Kuiper kusagi icinde bu rezonansi paylasan gok cisimlerine plutinolar denir Seyrek disk Kara seyrek mavi klasik yesil rezonant Seyrek disk Kuiper kusagi ile ortusur ama daha da disariya dogru uzanir Seyrek diskte bulunan gok cisimlerinin Kuiper kusagindan geldigine inanilir Bu gok cisimleri Neptun un olusum asamasindaki disari dogru hareketi sirasinda meydana gelen kutlecekimsel etkiler sonucunda kararsiz yorungelere sacilmislardir Seyrek diskteki gok cisimlerinin cogunun gunberisi Kuiper kusagi icindedir ama gunotesi 150 AB kadar uzaktadir Bu gok cisimlerinin yorungeleri tutulum duzlemi ile oldukca egimlidir ve hatta kimi zaman diktir Bazi gok bilimciler seyrek diskin Kuiper kusaginin bir bolgesi olarak degerlendirir ve buradaki nesneleri seyrek Kuiper kusagi nesneleri olarak tanimlarlar Eris ve dogal uydusu DysnomiaEris Eris ortalama 68 AB bilinen en buyuk seyrek disk gok cismidir Tahmini 2400 km lik capiyla Pluton dan 5 daha buyuk olmasi nedeniyle bir gezegenin nasil tanimlanacagi konusundaki tartismalari baslatmistir Bilinen cuce gezegenlerin en buyugudur Tek dogal uydusu Dysnomia dir Pluton gibi yorungesi oldukca dis merkezlidir Gunberisi 38 2 AB kabaca Pluton un Gunes ten uzakligina es ve gunotesi 97 6 AB dir Daha ote bolgelerVoyager gunkinina heliosheath girerken Gunes Sistemi nin bitip yildizlararasi uzayin basladigi nokta tam olarak tanimlanmamistir cunku dis sinirlar iki ayri kuvvet tarafindan Gunes ruzgari ve Gunes in kutlecekimi tarafindan sekillenir Gunes ruzgarinin yaklasik olarak Pluton un uzakliginin dort kati kadar uzaklikta yildizlararasi ortama yenik dustugune inanilir Ancak Gunes in Roche kuresinin yani kutlecekimsel etkisinin etkin menzilinin bin kat daha oteye uzandigina inanilir Gundurgun Heliopause Gunkure iki ayri bolgeye ayrilir Gunes ruzgari azami hiziyla Pluton un yorungesinin uc kati uzakliga yani yaklasik 95 AB oteye kadar uzanir Bu bolgenin kiyisi Gunes ruzgarinin yildizlararasi ortamdan gelen ruzgarlarla carpistigi noktadir Burada ruzgar yavaslar yogunlasir ve daha turbulansli hale gelir Bir kuyruklu yildizin kuyrugu gibi gorunen ve davranan gunkini diye bilinen buyuk oval bir yapi olusur ve yildiz ruzgari yonunde 40 AB kadar aksi yonde de bunun bircok kati kadar uzanir Gunkurenin dis sinirina gundurgun adi verilir Bu bolge Gunes ruzgarinin tamamen sona erdigi ve yildizlararasi uzayin basladigi noktadir Gunkurenin dis kenarinin sekli hem yildizlararasi ortam ile olan etkilesimlerin akiskanlar dinamigine gore hem de guneye dogru yonelen Gunes in manyetik alaniyla belirlenir Ornegin kuzey yarikurede guney yarikureye gore 9 AB daha oteye uzanir Gundurgunun otesinde yaklasik 230 AB nde Gunes in Samanyolu icinde yol alirken geride biraktigi plazma dalgasi bulunur Henuz gundurgunun otesine hicbir uzay araci gecmemistir bu nedenle de yerel yildizlararasi uzayin kosullarini kesin olarak bilmek mumkun degildir Gunkurenin Gunes Sistemi ni kozmik isinlardan nasil korudugu tam olarak anlasilamamistir Bunu anlamak icin gunkurenin otesine bir gorev ucusu duzenlenmesi onerilmistir Oort bulutu Sanatci gozuyle Kuiper kusagi ve varsayimsal Oort bulutuSedna nin teleskobik gorseli Varsayimsal Oort bulutu bir trilyon kadar buz gok cisminden olusan tum uzun periyotlu kuyruklu yildizlarin dogdugu yer olduguna inanilan Gunes Sistemi ni 50 AB den cevrelemeye baslayarak kabaca 1 isik yili 50 000 AB uzakliga kadar yayilan ve 100 000 AB e kadar 1 8 isikyili uzanmasi olasi olan buyuk bir kutledir Dis gezegenlerle olan kutlecekimsel etkilesimler sonucunda ic Gunes Sistemi nden disari dogru atilmis gok cisimlerinden olustuguna inanilir Oort bulutu gok cisimleri cok yavas hareket eder ve carpismalar gecen bir yildizin kutlecekimsel etkileri ya da galaktik gelgit gibi sik rastlanmayan olaylardan etkilenir Sedna ve Ic Oort bulutu 90377 Sedna buyuk Pluton benzeri kizilimsi bir gok cismidir Cok buyuk bir ekliptik yorungesi vardir gunberisi 76 AB den baslar ve gunotesi 928 AB den gecer donusu 12 050 yil surer Gok cismini 2003 yilinda bulan Mike Brown Sedna nin ne seyrek diskin ne de Kuiper kusaginin bir parcasi olamayacagini cunku gunberisinin Neptun un disari dogru hareketinden etkilenemeyecek kadar uzakta oldugunu belirtir Onunla birlikte bazi gok bilimciler 45 AB lik gunberi 415 AB lik gunote ve 3420 yillik yorunge periyoduna sahip olan 2000 CR105 gok cismiyle birlikte Sedna nin ayri bir siniflandirmaya ait olabilecegini dusunmektedir Brown bu yeni siniflandirmayi Ic Oort bulutu olarak tanimlar Her ne kadar Gunes e yakin olsa da Oort bulutunun olusumuna benzer bir surec ile olusmus olabilecegi dusunulmektedir Sinirlar Gunes Sistemi mizin cogu hala bilinmemektedir Gunes in kutlecekim alaninin yaklasik iki isik yili 125 000 AB uzakliga kadar olan cevredeki yildizlarin kutlecekim kuvvetlerine baskin ciktigi tahmin edilmektedir Buna karsin Oort bulutunun dis kismi 50 000 AB nin otesine gecemez Sedna gibi buluslara ragmen Kuiper kusagi ile Oort bulutu arasindaki onbinlerce AB yaricapli alanin hemen hemen hic haritasi cikarilamamistir Ayni zamanda Merkur ile Gunes arasindaki bolge hakkinda da calismalar devam etmektedir Gunes Sistemi nin haritalanmamis bolgelerinde yeni gok cisimleri hala kesfedilebilir Samanyolu icindeki yeriGunes Sisteminin gok adamiz icinde yeri Gunes Sistemi yaklasik 100 000 isik yili capinda olan ve icinde 200 milyar civarinda yildiz barindiran Samanyolu gok adasinda yer alir Gunesimiz Samanyolu nun Orion kolu diye bilinen dis spiral kollarindan birinin icindedir Gunes in gok ada merkezinden uzakligi yaklasik 30 000 isik yilidir ve gok ada icinde hizi yaklasik 220 km s dir oyle ki tam bir turu her 225 250 milyon yilda bir atmaktadir Bu tur Gunes Sistemi nin gok adasal yili olarak bilinir Gunes Sistemi nin gok ada icindeki konumu Dunya uzerinde yasamin olusmasinda buyuk olasilikla etken olmustur Yorungesi hemen hemen daireseldir ve kabaca spiral kollarla ayni hiza sahiptir yani cok nadiren spiral kollarin icinden gecer Spiral kollar potansiyel olarak tehlikeli olan supernovalarin daha yogun olarak bulundugu bir bolge oldugu icin bu ozellik Dunya uzerinde yasamin olusabilmesi icin cok uzun sureli yildizlararasi kararlilik periyotlari saglamistir Gunes Sistemi ayni zamanda gok ada merkezinin yildizlarla dolu ortamindan da uzaktadir Merkezde yakindaki yildizlardan gelen kutlecekimsel etkiler Oort bulutunda bulunan gok cisimlerini rahatsiz edebilir ve ic Gunes Sistemi ne bircok kuyruklu yildiz gonderebilirdi Bu da Dunya uzerindeki yasami sona erdirecek potansiyeli olan carpismalara neden olabilirdi Gok ada merkezinin yogun isimasi da karmasik yasamin gelismesini engelleyebilirdi Bazi bilimadamlarinin gorusune gore Gunes Sistemi nin simdiki konumunda bile yakin gecmiste olusmus supernovalar radyoaktif toz tanecikleri ve kuyruklu yildiz benzeri gok cisimlerini Gunes e dogru gondermek suretiyle son 35 000 yil icinde Dunya daki yasami ters yonde etkileyebilirlerdi Yakin cevre Sanatci gozuyle Yerel Kabarcik Gunes Sistemi nin gok adadaki yakin cevresi Yerel Yildizlararasi Bulut olarak bilinir Yerel kabarcik icerisindeki yaklasik 30 isik yili genisliginde yogun bir bulut alanidir Yerel Kabarcik yildizlararasi ortam icinde bulunan kum saati seklinde ve yaklasik 300 isik yili genisliginde bir bosluktur Kabarcik yakin gecmiste olusmus cesitli supernovalarin urunu olan yuksek sicaklikta plazma ile kaplanmistir Gunes in yildizlararasi uzayda izledigi yol uzerindeki solar apexLyra takimyildizinin en parlak yildizi olan Vega nin mevcut konumu yonunde Herkul takimyildizina yakindir Gunes e on isik yili 95 trilyon km yakinliktaki alanda nispeten az yildiz bulunur En yakini 4 4 isik yili uzaklikta bulunan uclu yildiz sistemi Alpha Centauri dir Alpha Centauri A ve Alpha Centauri B Gunes benzeri birbirine yakin bir cift yildizdir Ayni zamanda Proxima Centauri olarak da bilinen kucuk kizil cuce Alpha Centauri C bu cift yildiza 0 2 isik yili uzakliktaki yorungede doner Bunlardan sonra 5 9 isik yili uzaklikta kizil cuce Barnard Yildizi 7 8 isik yili uzaklikta kizil cuce Wolf 359 ve 8 3 isik yili uzaklikta kizil cuce Lalande 21185 yer alir On isik yili yakinlikta bulunan en buyuk yildiz Gunes in iki kati kutleye sahip parlak bir anakol yildizi olan Sirius dur Bu yildizin yorungesinde Sirius B denen beyaz cuce doner Sirius 8 6 isik yili uzakliktadir On isik yili icinde bulunan diger yildiz sistemleri 8 7 isik yili uzakliktaki ikili kizil cuce sistemi Luyten 726 8 ve 9 7 isik yili uzaklikta yer alan tekil kizil cuce Ross 154 tur Gunes e benzer en yakin tekil yildiz 11 9 isik yili uzakta bulunan Tau Ceti dir Kutlesi Gunes in kutlesinin yuzde seksenidir ancak parlakligi yalnizca yuzde altmisi kadardir Gunes e en yakin gezegen sistemine sahip yildiz sistemi 10 5 isik yili uzakta yer alan ve Gunes ten daha az parlak ve daha cok kizil olan Epsilon Eridani yildiz sistemidir Varligi kanitlanan tek gezegeni Epsilon Eridani b nin kutlesi kabaca Jupiter in 1 5 katidir ve yildizinin cevresinde her 6 9 yilda bir tur atar Kesif ve arastirmaBinlerce yil boyunca birkac istisna haricinde insanoglu Gunes Sistemi nin varligina inanmadi Inanislara gore Dunya Evren in merkezinde sabit olarak durmaktaydi ve gokyuzunde bulunan kutsal goksel nesnelerden de farkli bir kategorideydi Mikolaj Kopernik ve Hint gok bilimci Aryabhata ile Yunan filozof Samoslu Aristarchus gibi onculleri kozmosun Gunes merkezli duzeni hakkinda kuramlar gelistirmislerdi Galileo Galilei Johannes Kepler ve Isaac Newton tarafindan onderlik edilen 17 yuzyilin kavramsal ilerlemeleri asama asama yalnizca Dunya nin Gunes in etrafinda dondugu fikrinin degil ayni zamanda diger gezegenlerin de Dunya nin uydugu ayni fiziksel kurallara uydugu dolayisiyla da tinsel degil maddesel varliklar oldugu fikirlerinin de Kabul edilmesini saglamistir Teleskobik gozlemler Isaac Newton un teleskopunun bir kopyasi Gunes Sistemi nin ilk arastirmasi gok bilimcilerin ciplak gozle gorulemeyecek kadar sonuk olan gok cisimlerinin haritasini cikarmaya basladiklarinda teleskoplarla yapildi Galileo Galilei Gunes Sistemi nin uyeleri hakkinda fiziksel bulgulari kesfeden ilk kisidir Ay yuzunde kraterler oldugunu Gunes in uzerinde Gunes lekeleri bulundugunu ve Jupiter in yorungesinde dort uydusu oldugunu kesfetmistir Galileo nun kesifleri takip eden Christiaan Huygens Saturn un uydusu Titan i ve Saturn un halkalarinin seklini kesfetmistir Giovanni Domenico Cassini Saturn un dort uydusunu Saturn un halkalari arasinda yer alan Cassini ayrimini ve Jupiter in Buyuk Kirmizi Leke sini kesfetmistir Edmond Halley 1705 yilinda bir kuyruklu yildizin farkli zamanlarda gorulen kayitlarinin aslinda her 75 76 yilda bir duzenli olarak geri gelen bir gok cismine ait oldugunu fark etti Bu Gunes in cevresinde gezegenlerin disinda gok cisimlerinin de yorungede olduguna dair ilk kanitti Bu siralarda 1704 Gunes sistemi terimi ilk olarak kullanilmaya baslandi William Herschel 1781 yilinda Taurus takimyildizinda bir ikili yildiz sistemini incelerken yeni bir kuyruklu yildiz oldugunu sandigi bir gok cismiyle karsilasti Aslinda bu gok cisminin yorungesi yeni bir gezegen oldugunu kanitladi Uranus kesfedilen ilk gezegendir Giuseppe Piazzi 1801 yilinda Mars ile Jupiter arasinda baslarda yeni bir gezegen olduguna inanilan Ceres i kesfetti Ancak ayni bolgede ardi ardina gelen kucuk dunyalarin kesfi sonucunda yeni bir siniflama olan asteroit ortaya cikmistir Uranus un yorungesi uzerindeki tutarsizlik 1846 yilinda daha uzaktan buyuk bir gezegenin cekim gucunun etkisi olabilecegi kanisini uyandirdi Urbain Le Verrier nin hesaplamalari sonucunda Neptun un kesfi mumkun oldu Merkur un yorungesinin asiri gunberi devinimi Le Verrier yi 1859 yilinda Merkur otesinde Vulkan adinda bir gezegen oldugunu onermeye itti ama sonradan bunun dogru olmadigi anlasildi Gunes Sistemi nin tam olarak ne zaman kesfedildigi tartisma konusu olsa da 19 yuzyilda gerceklestirilen iki gozlem Gunes Sistemi nin dogasini ve Evren deki yerini suphe goturmeyecek sekilde ortaya koymustur Bunlardan birincisi 1838 yilinda Friedrich Wilhelm Bessel in basarili bir sekilde Dunya nin Gunes etrafindaki hareketinin neden oldugu bir yildizin konumunda olan gorunen kaymayi yildiz iraklik acisini olcmesidir Bu Gunes merkezliligin ilk dogrudan deneysel kaniti olmasinin otesinde Gunes Sistemimiz ile diger yildizlar arasinda engin uzakliklarin var oldugunu da aciga cikarmistir Ikinci olarak da 1856 yilinda Peder Angelo Secchi yeni icat edilen spektroskop kullanarak Gunes in ve diger yildizlarin tayf izlerini birbiriyle karsilastirdi ve hemen hemen ayni olduklarini ortaya cikardi Gunes in bir yildiz oldugunun farkina varilmasi diger yildizlarin da kendi sistemleri olacagi varsayimini dogurdu ancak bunun kanitlanmasi icin 140 yil gecmesi gerekti Dis gezegenlerin yorungelerinde olan diger tutarsizliklar Percival Lowell i daha da otede bir baska gezegen daha olmasi sonucuna itti Olumunden sonra Lowell Gozlemevi nin surdurdugu arastirma sonucunda Clyde Tombaugh 1930 yilinda Pluton u kesfetti Ancak Pluton dis gezegenlerin yorungelerini bozamayacak kadar kucuktu ve bulusu dolayisiyla tesadufidir Ceres gibi Pluton da onceleri gezegen olarak siniflandirildi ancak yakinlarinda benzer gok cisimlerinin bulunmasi uzerine UAB tarafindan 2006 yilinda cuce gezegen olarak tekrar siniflandirildi Kendi gezegen sistemimizin disinda 1992 yilinda PSR 1257 12 atarcasinin yorungesinde gezegen sisteminin varligina dair ilk kanitlar bulundu Uc yil sonra ilk Gunes Sistemi disinda gunesbenzeri bir yildizin etrafinda donengezegen olan 51 Pegasi b kesfedildi 2008 yili itibariyla 221 gezegen sistemi bulunmustur Gok bilimciler David Jewitt ve Jane Luu 1992 yilinda 15760 1992 QB1 yi kesfetti Bu Kuiper kusagi diye bilinecek olan Pluton ve Charon gibi buz gok cisimlerinin bulundugu ve asteroit kusagi benzeri bolgede bulunan ilk gok cismiydi Mike Brown Chad Trujillo ve David Rabinowitz 2005 yilinda Pluton dan daha buyuk olan Neptun un kesfinden sonra Gunes etrafinda dolanan en buyuk gok cismi Eris i kesfetti Uzay araclari ile gozlemler Sanatci gozuyle Pioneer 10 1983 yilinda Pluton un yorungesinin otesine gecmis son mesaji Ocak 2003 te 82 AB uzakliktan alinmistir 35 yasindaki bu uzay sondasi 43 400 km s hizla Gunes ten uzaklasmaktadir Uzay Cagi nin baslangicindan beri onemli olcude arastirma cesitli uzay arastirma kurumlari tarafindan duzenlenen misyonlarda robot uzay araclari tarafindan gerceklestirildi Gunes Sistemi nde bulunan tum gezegenler Artik Dunya dan firlatilan uzay araclari ile ziyaret edilmistir Insansiz gerceklestirilen bu misyonlarda tum gezegenlerin yakindan cekilmis fotograflari elde edilmis ve yuzeye inildigi durumlarda toprak ve atmosfer analizleri kismen gerceklestirilebilmistir Uzaya gonderilen insan yapisi ilk nesne 1957 de firlatilan ve bir yili askin bir sure yorungede kalan Sovyet uydusu Sputnik 1 dir Uzaydan Dunya nin resmini ilk olarak 1959 da firlatilan ABD uzay sondasi Explorer 6 cekmistir Alcaktan ucuslar Gunes Sistemi nde bulunan gok cisimlerinin uzerinden alcaktan ucmayi basaran ilk sonda 1959 yilinda Ay gorevinde bulunan Luna 1 dir Aslinda Ay yuzune carpmasi planlanan sonda hedefini kacirmis ve Gunes in cevresinde yorungeye giren ilk insan yapisi nesne olmustur Mariner 2 1962 yilinda Venus un yakinindan gecerek baska bir gezegene yaklasan ilk sonda olmustur Mars yakinindan yapilan ilk basarili ucus 1964 te Mariner 4 iledir Merkur un yakinindan ise 1974 te Mariner 10 ile gecilmistir Voyager 1 tarafindan 6 milyar km uzaktan cekilen Dunya gorseli Isik cizgileri Gunes ten yayilan isinlarin kirinimiyla olusmustur Dis gezegenleri inceleyen ilk sonda 1973 yilinda Jupiter in yakinindan gecen Pioneer 10 olmustur Saturn u ilk olarak 1979 da Pioneer 11 ziyaret etmistir Voyager programindan yer alan sondalar 1977 de firlatildiktan sonra dis gezegenler etrafinda cizdikleri buyuk turlarini tamamlamistir Her iki sonda da Jupiter in yanindan 1979 da Saturn un yanindan da 1981 de gecmistir Voyager 2 daha sonra 1986 da Uranus e ve 1989 da Neptun e yakinlasti Voyager sondalari su anda Neptun un otesinde guneskini ve gundurgun bolgelerini bulup incelemek icin yoldadirlar NASA ya gore her iki Voyager sondasi da bitis sokuyla Gunes ten yaklasik 93 AB uzaklikta karsilasmistir Bir kuyrukluyildizin yakinindan ilk olarak 1985 yilinda ICE International Cometary Explorer sondasi gecmistir Incelenen kuyrukluyildiz Giacobini Zinner kuyrukluyildizidir Asteroitlerin yakinindan yapilan ilk ucuslar ise Galileo uzay sondasi tarafindan yapilmistir Jupiter e giderken yol uzerinde 1991 de 951 Gaspra ve 1993 te 243 Ida resimlenmistir Henuz hicbir Kuiper kusagi gok cismine uzayaraciyla ulasilamamistir 19 Ocak 2006 da firlatilan New Horizons Yeni Ufuklar uzay sondasi bu bolgeyi arastiracak ilk insan yapimi uzay araci olma yolunda ilerlemektedir Bu aracin Pluton2un yanindan Temmuz 2015 te gecmesi planlanmaktadir Eger uygun olursa misyon diger Kuiper kusagi gok cisimlerini gozlemlemek icin uzatilabilecektir Yorunge inis ve gezginci robotlar 1966 yilinda Ay yorungesinde insan yapimi bir yapay uydu bulunan Luna 10 ilk gok cismi olmustur Bu uyduyu 1971 yilinda Mars gezegeninin yorungesine giren Mariner 9 1975 yilinda Venus un yorungesine giren Venera 9 1995 te Jupiter in yorungesine giren Galileo 2000 yilinda asteroit 433 Eros un yorungesine giren NEAR Shoemaker ve 2004 yilinda Saturn un yorungesine giren Cassini Huygens izlemistir MESSENGER uzay sondasi 2011 yilinda Merkur un yorungesine girmek uzere yoldadir 2011 yilinda Vesta asteroitinin yorungesine 2015 yilinda da cuce gezegen Ceres in yorungesine Dawnuzayaraci girecektir Bir diger Gunes Sistemi gok cismine inis yapan ilk sonda Sovyet yapimi Luna 2 uzay sondasidir ve 1959 yilinda Ay a carpmistir Bu tarihten sonra giderek daha da uzaktaki gezegenlere ulasilmistir 1966 yilinda Venus un yuzeyine Venera 3 1971 de Mars in yuzeyine Mars 3 2001 yilinda asteroid 433 Eros un yuzeyine NEAR Shoemaker 2005 yilinda Saturn un dogal uydusu Titan yuzeyine Huygens ve kuyruklu yildiz Tempel 1 in yuzeyine Deep Impact inmis ya da cakilmistir Galileo yorungeden 1995 yilinda Jupiter in atmosferine bir sonda gondermistir Jupiter in fiziksel bir yuzeyi olmadigi icin asagi indikce artan sicaklik ve basinc sonucu sonda yok olmustur Gunumuze kadar yalnizca Ay ve Mars uzerine gezginci robotlar indirilmistir Bir gok cismini gezen ilk gezginci robot 1970 yilinda Ay yuzeyine inen Sovyet Lunokhod 1 dir Bir baska gezegen yuzeyine ilk inen ise 1997 de Mars in yuzeyinde 500 metre kadar hareket eden Sojourner gezginci robotudur Insan tarafindan kullanilan tek gezginci arac ise NASA nin 1971 ve 1972 yillari arasinda Apollo 15 16 ve 17 misyonlarinda yer alan Ay aracidir Insanli arastirmalar Gunes Sistemi nin insanli arastirilmasi Dunya nin yakin cevresi ile sinirli kalmistir Uzaya ulasan ilk insan yani yerden 100 km yuksekligi gecen ve Dunya nin yorungesinde dolasan 12 Nisan 1961 de Vostok 1 uzay araci icinde firlatilan Sovyet kozmonot Yuri Gagarin dir Bir baska Gunes Sistemi gok cisminin yuzeyinde yuruyen ilk insan ise Apollo 11 gorevi sirasinda 21 Temmuz 1969 da Ay uzerinde yuruyen Amerikali Neil Armstrong dur ABD nin uzay mekigi tekrar tekrar yorungeye giren basarili firlatmalarda kullanilan tek uzay aracidir Birden fazla kisiyi barindirabilen ilk uzay istasyonu NASA nin Skylab uzay istasyonudur 1973 ile 1974 yillari arasinda icinde uc kisi barinmistir Uzay daki ilk insane yerlesimi ise 1989 dan 1999 a kadar yaklasik on yil boyunca acik kalan Sovyet uzay istasyonu Mir dir 2001 yilinda gorevden alinan bu istasyonun yerine Uluslararasi Uzay Istasyonu gecmistir ve o zamandan beri surekli olarak icinde insan barindirmistir 2004 yilinda SpaceShipOne ozel olarak finanse edilen ve yorunge alti ucusla uzaya cikabilen ilk ozel uzay araci olmustur Gorsel ozetBu bolum Gunes Sistemi cisimlerinin buyuklugune ve goruntu kalitesine gore orneklemesidir Hacime gore siralanmistir Bazi atlanmis nesneler burada yer alanlardan daha buyuktur Ozellikle Eris yuksek kalitede goruntusunun olmamasindan dolayi listede yer almamistir Gunes Sistemi Gunes yildiz Jupiter gezegen Saturn gezegen Uranus gezegen Neptun gezegen Dunya gezegen Venus gezegen Mars gezegen Ganymede Jupiter in uydusu Titan Saturn un uydusu Merkur gezegen Callisto Jupiter in uydusu Io Jupiter in uydusu Ay Dunya nin uydusu Europa Jupiter in uydusu Triton Neptun un uydusu Pluton Kuiper kusagi cismi Titania Uranus un uydusu Rhea Saturn un uydusu Oberon Uranus un uydusu Iapetus Saturn un uydusu Charon Pluton un uydusu Umbriel Uranus un uydusu Ariel Uranus un uydusu Dione Saturn un uydusu Tethys Saturn un uydusu Ceres asteroit Vesta asteroit Enceladus Saturn un uydusu Miranda Uranus un uydusu Proteus Neptun un uydusu Mimas Saturn un uydusu Hyperion Saturn un uydusu Phoebe Saturn un uydusu Janus Saturn un uydusu Epimetheus Saturn un uydusu Lutetia asteroit Prometheus Saturn un uydusu Pandora Saturn un uydusu asteroit Helene Saturn un uydusu Ida asteroit Bu kutu goruntuletartisdegistirNotlar Solar apex Goksel kure uzerinde Gunes ve Gunes Sistemi nin sabit yildizlara dogru hareket eder gibi gorundugu noktaKaynakca Solar System Objects NASA JPL Solar System Dynamics 7 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Haziran 2022 a b Latest Published Data The International Astronomical Union Minor Planet Center 5 Mart 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Haziran 2022 Mumma M J Disanti M A Dello Russo N Magee Sauer K Gibb E Novak R 2003 Remote infrared observations of parent volatiles in comets A window on the early solar system Advances in Space Research 31 12 ss 2563 2575 Bibcode 2003AdSpR 31 2563M CiteSeerX 10 1 1 575 5091 2 doi 10 1016 S0273 1177 03 00578 7 a b NASA Science NASA 1 Mart 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Mart 2020 International Astronomical Union Dwarf Planets and their Systems Planetary Names 17 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Mart 2015 Akwagyiram Alexis 20 Agustos 2005 Farewell Pluto BBC News 15 Subat 2009 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Mart 2006 IAU 24 Agustos 2006 7 Ocak 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Mart 2007 nineplanets org An Overview of the Solar System 12 Aralik 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Subat 2007 Amir Alexander 2006 The Planetary Society 20 Subat 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Kasim 2006 M Woolfson PDF University of York 25 Eylul 2007 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 22 Temmuz 2006 Swedenborg Emanuel 1734 Principia Latin Opera Philosophica et Mineralia Ingilizcesi Philosophical and Mineralogical Works Principia Cilt 1 The Past History of the Earth as Inferred from the Mode of Formation of the Solar System American Philosophical Society 1909 Erisim tarihi 23 Temmuz 2006 a b c d e University of Arizona 29 Mart 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 27 Aralik 2006 Jeff Hester 2004 New Theory Proposed for Solar System Formation Arizona State University 17 Temmuz 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Ocak 2007 Irvine W M The chemical composition of the pre solar nebula Amherst College Massachusetts 15 Aralik 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Subat 2007 Rawal J J Ocak 1985 Further Considerations on Contracting Solar Nebula PDF Physics and Astronomy 34 1 ss 93 100 doi 10 1007 BF00054038 Erisim tarihi 27 Aralik 2006 olu kirik baglanti a b Yoshimi Kitamura 10 Aralik 2002 Investigation of the Physical Properties of Protoplanetary Disks around T Tauri Stars by a 1 Arcsecond Imaging Survey Evolution and Diversity of the Disks in Their Accretion Stage The Astrophysical Journal 581 1 ss 357 380 doi 10 1086 344223 Erisim tarihi 9 Ocak 2007 olu kirik baglanti Greaves Jane S 7 Ocak 2005 Disks Around Stars and the Growth of Planetary Systems Science 307 5706 ss 68 71 doi 10 1126 science 1101979 15 Ocak 2006 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Kasim 2006 Present Understanding of the Origin of Planetary Systems National Academy of Sciences 5 Nisan 2000 3 Agustos 2009 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2007 Manfred Kuker Thomas Henning and Gunther Rudiger 2003 Magnetic Star Disk Coupling in Classical T Tauri Systems Science Magazine Erisim tarihi 16 Kasim 2006 olu kirik baglanti Chrysostomou Antonio W Lucas Phil The formation of stars Department of Physics Astronomy amp Mathematics University of Hertfordshire Erisim tarihi 2 Mayis 2007 Goldreich Peter Ward William R 1973 The Formation of Planetesimals The American Astronomical Society Erisim tarihi 16 Kasim 2006 olu kirik baglanti Jean Marc Petit and Alessandro Morbidelli 2001 PDF Centre National de la Recherche Scientifique Observatoire de Nice 27 Agustos 2014 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 19 Kasim 2006 Mumma M J Haziran 2003 Remote infrared observations of parent volatiles in comets A window on the early solar system PDF Advances in Space Research 31 12 ss 2563 2575 doi 10 1016 S0273 1177 03 00578 7 9 Eylul 2006 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 16 Kasim 2006 Edward W Thommes Martin J Duncan and Harold F Levison The formation of Uranus and Neptune in the Jupiter Saturn region of the Solar System Department of Physics Queen s University Kingston Ontario Space Studies Department Southwest Research Institute Boulder Colorado Erisim tarihi 2 Nisan 2007 Elmegreen B G Kasim 1979 On the disruption of a protoplanetary disk nebula by a T Tauri like solar wind PDF Astronomy and Astrophysics 80 1 ss 77 78 12 Haziran 2016 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 11 Subat 2007 Heng Hao Kasim 1979 PDF Astronomy and Astrophysics 80 1 ss 77 78 7 Eylul 2006 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 19 Kasim 2006 JEFF HECHT 1994 Science Fiery future for planet Earth NewScientist 1 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Ekim 2007 The fading red giants and white dwarfs 31 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Aralik 2006 a b Pogge Richard W 1997 Perkins Observatory 11 Ekim 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Haziran 2006 Smart R L Carollo D Lattanzi M G McLean B Spagna A 2001 The Second Guide Star Catalogue and Cool Stars Perkins Observatory 9 Ekim 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Aralik 2006 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Kasting J F 1986 Climatic Consequences of Very High Carbon Dioxide Levels in the Earth s Early Atmosphere Science Cilt 234 ss 1383 1385 T S van Albada Norman Baker 1973 On the Two Oosterhoff Groups of Globular Clusters Astrophysical Journal Cilt 185 ss 477 498 Charles H Lineweaver 2000 An Estimate of the Age Distribution of Terrestrial Planets in the Universe Quantifying Metallicity as a Selection Effect University of New South Wales 12 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Temmuz 2006 Marshall Space Flight Center 2006 24 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 3 Ekim 2006 Phillips Tony 15 Subat 2001 Science NASA 29 Mart 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Subat 2007 Wilcox Solar Observatory 1 Eylul 2006 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Haziran 2006 Lundin Richard 9 Mart 2001 Erosion by the Solar Wind Science 291 5510 s 1909 doi 10 1126 science 1059763 10 Mart 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Aralik 2006 Langner U W 2005 Effects of the position of the solar wind termination shock and the heliopause on the heliospheric modulation of cosmic rays Advances in Space Research 35 12 ss 2084 2090 doi 10 1016 j asr 2004 12 005 21 Subat 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Subat 2007 1998 1 Mayis 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 3 Subat 2007 ESA scientist discovers a way to shortlist stars that might have planets ESA Science and Technology 2003 2 Mayis 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Subat 2007 Landgraf M Mayis 2002 Origins of Solar System Dust beyond Jupiter The Astronomical Journal 123 5 ss 2857 2861 doi 10 1086 339704 Erisim tarihi 9 Subat 2007 Schenk P Melosh H J 1994 Lobate Thrust Scarps and the Thickness of Mercury s Lithosphere Abstracts of the 25th Lunar and Planetary Science Conference 1994LPI 25 1203S Bill Arnett 2006 The Nine Planets 24 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Eylul 2006 Benz W Slattery W L Cameron A G W 1988 Collisional stripping of Mercury s mantle Icarus v 74 p 516 528 Cameron A G W 1985 The partial volatilization of Mercury Icarus v 64 p 285 294 Mark Alan Bullock 1997 PDF Southwest Research Institute 14 Haziran 2007 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 26 Aralik 2006 Paul Rincon 1999 PDF Johnson Space Center Houston TX Institute of Meteoritics University of New Mexico Albuquerque NM 6 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 19 Kasim 2006 Anne E Egger M A M S VisionLearning com 2 Haziran 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Aralik 2006 David Noever 2004 Modern Martian Marvels Volcanoes NASA Astrobiology Magazine 19 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Temmuz 2006 Scott S Sheppard David Jewitt and Jan Kleyna 2004 A Survey for Outer Satellites of Mars Limits to Completeness The Astronomical Journal Erisim tarihi 26 Aralik 2006 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link olu kirik baglanti ESA 2002 13 Ocak 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Haziran 2006 Temmuz 2002 Hidden Mass in the Asteroid Belt Icarus 158 1 ss 98 105 doi 10 1006 icar 2002 6837 25 Mart 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Ekim 2020 Beech M Eylul 1995 On the Definition of the Term Meteoroid Quarterly Journal of the Royal Astronomical Society 36 3 ss 281 284 28 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Agustos 2006 History and Discovery of Asteroids DOC NASA 7 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Agustos 2006 Phil Berardelli 2006 SpaceDaily 18 Ekim 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Haziran 2006 Bennett Jeffrey O 2020 Bolum 8 2 The cosmic perspective 9 Hoboken NJ Pearson ISBN 978 0 134 87436 4 Jack J Lissauer David J Stevenson 2006 Formation of Giant Planets PDF NASA Ames Arastirma Merkezi California Institute of Technology Erisim tarihi 16 Ocak 2006 olu kirik baglanti Pappalardo R T 1999 Geology of the Icy Galilean Satellites A Framework for Compositional Studies Brown University 23 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Ocak 2006 J S Kargel 1994 U S Geological Survey 31 Ekim 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Ocak 2006 Hawksett David Longstaff Alan Cooper Keith Clark Stuart 2005 10 Mysteries of the Solar System Astronomy Now 22 Agustos 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Ocak 2006 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Podolak M Reynolds R T Young R 1990 Post Voyager comparisons of the interiors of Uranus and Neptune NASA Ames Research Center 22 Agustos 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Ocak 2006 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Duxbury N S Brown R H 1995 Beacon eSpace 6 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Ocak 2006 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Sekanina Zdenek 2001 Kreutz sungrazers the ultimate case of cometary fragmentation and disintegration Publications of the Astronomical Institute of the Academy of Sciences of the Czech Republic Cilt 89 p 78 93 Krolikowska M 2001 A study of the original orbits of hyperbolic comets Astronomy amp Astrophysics 376 1 ss 316 324 doi 10 1051 0004 6361 20010945 1 Mayis 2009 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Ocak 2007 Fred L Whipple Nisan 1992 The activities of comets related to their aging and origin 24 Mayis 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Aralik 2006 Stansberry 2005 TNO Centaur diameters and albedos 5 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2006 Patrick Vanouplines 1995 Vrije Universitiet Brussel 16 Mayis 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Haziran 2006 List Of Centaurs and Scattered Disk Objects IAU Minor Planet Center 10 Mayis 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Nisan 2007 Audrey Delsanti and David Jewitt 2006 PDF Institute for Astronomy University of Hawaii 31 Mart 2010 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 3 Ocak 2007 M W Buie R L Millis L H Wasserman J L Elliot S D Kern K B Clancy E I Chiang A B Jordan K J Meech R M Wagner D E Trilling 2005 Lowell Observatory University of Pennsylvania Large Binocular Telescope Observatory Massachusetts Institute of Technology University of Hawaii University of California at Berkeley 18 Ocak 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Eylul 2006 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link E Dotto1 M A Barucci2 and M Fulchignoni 24 Agustos 2006 Beyond Neptune the new frontier of the Solar System PDF 6 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 26 Aralik 2006 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Fajans J Ekim 2001 Autoresonant nonstationary excitation of pendulums Plutinos plasmas and other nonlinear oscillators American Journal of Physics 69 10 ss 1096 1102 doi 10 1119 1 1389278 Erisim tarihi 26 Aralik 2006 David Jewitt 2005 University of Hawaii 3 Haziran 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Temmuz 2006 Mike Brown 2005 CalTech 10 Eylul 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Eylul 2006 a b Voyager Enters Solar System s Final Frontier NASA 27 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Nisan 2007 Fahr H J Kausch T Scherer H 2000 A 5 fluid hydrodynamic approach to model the Solar System interstellar medium interaction Institut fur Astrophysik und Extraterrestrische Forschung der Universitat Bonn 11 Ekim 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Haziran 2006 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link P C Frisch 2002 University of Chicago 2 Agustos 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Haziran 2006 R L McNutt Jr ve digerleri 2006 Innovative Interstellar Explorer AIP Conference Proceedings Cilt 858 ss 341 347 23 Subat 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Subat 2008 KB1 bakim Digerlerinin yanlis kullanimi link New Scientist 5 Ocak 2007 16 Nisan 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Subat 2007 Stern SA Weissman PR 2001 Rapid collisional evolution of comets during the formation of the Oort cloud Space Studies Department Southwest Research Institute Boulder Colorado 12 Mayis 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Kasim 2006 Bill Arnett 2006 The Kuiper Belt and the Oort Cloud nineplanets org 7 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Haziran 2006 Jewitt David 2004 University of Hawaii 2 Haziran 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Haziran 2006 Mike Brown CalTech 12 Agustos 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Mayis 2007 T Encrenaz JP Bibring M Blanc MA Barucci F Roques PH Zarka 2004 The Solar System Third edition Springer s 1 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link Durda D D Stern S A Colwell W B Parker J W Levison H F Hassler D M 2004 A New Observational Search for Vulcanoids in SOHO LASCO Coronagraph Images 30 Agustos 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Temmuz 2006 KB1 bakim Birden fazla ad yazar listesi link A D Dolgov 2003 Magnetic fields in cosmology 9 Ekim 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Temmuz 2006 R Drimmel D N Spergel 2001 Three Dimensional Structure of the Milky Way Disk 9 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Temmuz 2006 Leong Stacy 2002 The Physics Factbook 7 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Nisan 2007 a b Leslie Mullen 2001 Galactic Habitable Zones Astrobiology Magazine 23 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Haziran 2006 Supernova Explosion May Have Caused Mammoth Extinction Physorg com 2005 1 Mart 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Subat 2007 NASA 13 Mart 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Temmuz 2006 C Barbieri 2003 Elementi di Astronomia e Astrofisica per il Corso di Ingegneria Aerospaziale V settimana IdealStars com Erisim tarihi 12 Subat 2007 Stars within 10 light years SolStation 6 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Nisan 2007 Tau Ceti SolStation 6 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Nisan 2007 HUBBLE ZEROES IN ON NEAREST KNOWN EXOPLANET Hubblesite 2006 6 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Ocak 2008 Eric W Weisstein 2006 Galileo Galilei 1564 1642 Wolfram Research 2 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2006 Discoverer of Titan Christiaan Huygens ESA Space Science 2005 18 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2006 Giovanni Domenico Cassini June 8 1625 September 14 1712 SEDS org 5 Agustos 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2006 Comet Halley University of Tennessee 24 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 27 Aralik 2006 Etymonline Solar System 10 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Ocak 2008 enotes com 21 Mart 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Kasim 2006 Discovery of Ceres 2nd Centenary 1 January 1801 1 January 2001 astropa unipa it 2000 5 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2006 a b J J O Connor and E F Robertson 1996 St Andrews University 12 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Kasim 2006 Extrasolar Planets Encyclopedia Paris Observatory 5 Temmuz 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Ocak 2008 Luu Jane X Jewitt David C 2002 KUIPER BELT OBJECTS Relics from the Accretion Disk of the Sun Massachusetts Teknoloji Enstitusu Hawaii Universitesi Erisim tarihi 9 Kasim 2006 Minor Planet Center 15 Ekim 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Nisan 2007 Eris 2003 UB313 Solstation com 2006 5 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Kasim 2006 Donald Savage Michael Mewhinney 25 Subat 2003 NASA 4 Aralik 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 11 Temmuz 2007 Randy Culp 2002 23 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Temmuz 2006 Comet Space Missions 6 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Erisim tarihi 2007 10 23 2006 23 Aralik 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Temmuz 2006 Dis baglantilarWikimedia Commons ta Gunes Sistemi ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir The Nine Planets11 Subat 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Bill Arnett tarafindan hazirlanmis Ingilizce bir sayfa Celestia24 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde OpenGL ile yazilmis 3 boyutlu uzay simulasyon programi