Yahudi tarihi, Yahudi halkının, inancının ve kültürünün tarihidir. Yahudi tarihi yaklaşık altı bin yıllık bir süreyi ve yüzlerce farklı topluluğu kapsadığından, burada ancak genel bir şekilde ele alınabilmektedir. Aşağıda sıralanan ana maddelerde ve bu maddede belirtilen her ülkedeki Yahudi topluluklarının ayrı tarihlerine ek bilgiye ulaşılabilir.
MÖ 10. yüzyıl ile MÖ 586'(Babil sürgünü) arasında İsrail genelinde çoktanrıcılık normaldi. İsrailoğulları arasında yalnızca Yahveh'ye tapınma ancak sürgünden sonra ve geç bir dönemde (muhtemelen Makkabiler (MÖ 2. yy) dönemi) kurumsallaşır ve monoteizm Yahudiler arasında yerleşir. Bazı İncil bilginleri, bir zamanlar Aşera'ya İsrail'in ulusal Tanrısı olan Yahve'nin eşi olarak tapınıldığına inanırlar.
Antik Çağlarda Yahudi tarihi (MÖ 37 yılına kadar)
İsrailoğulları
İlk iki döneminde, Yahudi tarihi büyük ölçüde Bereketli Hilal olarak adlandırılan bölgeninki ile aynıdır. Bu tarih, Nil, Dicle ve Fırat nehirleri arasında uzanan topraklara yerleşen insanlar ile başlar. Mısır ve Babil'deki kadim medeniyet merkezleri, Arabistan çölleri ve Anadolu'nun dağları ile çevrili olan Kenaan ülkesi (daha sonra sırasıyla İsrail, Yehuda, Yahudiye Eyaleti, Coele-Suriye, Filistin, Levant ve nihayet tekrar İsrail adlarını almıştır) medeniyetlerin buluşma noktasıydı. Eski zamanlarda kurulmuş ticaret yollarının kestiği bölge, Akabe Körfezi ile Akdeniz kıyılarında önemli limanlara sahipti. Özellikle Akdeniz kıyısındaki limanlar bölgeyi, Bereketli Hilal'de yaşayan diğer kültürlerin de etkisine açık hale getirmiştir.
Geleneksel rivayetlere dayalı olarak, dünyanın her yerindeki Yahudiler büyük ölçüde İsrail diyarına yerleşmiş olan kadim İsrailoğullarının soyundan geldiklerine inanır. İsrailoğulları ise, ortak soylarını hepsi de Hud'un kanından olan İbraniler İshak ve Yakub üzerinden biblik ataları İbrahim'e kadar izlerlerdi. Yahudi geleneklerinde, İsrailoğullarının Yakub'un Mısır'a yerleşen on iki oğlunun (bunlardan birinin adı da Yehuda'dır) torunları olduklarına inanılır. Mısır'da, soyları genellikle II. Ramses olduğuna inanılan, Mısır firavunu tarafından köle edinilir. Sonra da Musa peygamberin önderliğinde Mısır'dan Kenaan'a göç ederler. (Mısır'dan Çıkış). Bu olay, İsrailoğullarının her biri Yakub'un oğullarından birinin ismini alan on iki kabileye bölünmüş bir halk hâline gelişinin başlangıcına da işaret eder.
Yahudi geleneği ve Kutsal Kitap (ilk kitabı Tekvin'den son kitabı olan Malaki'ye kadar), İsrailoğullarının kırk bir yıl boyunca çölde dolaştıktan sonra Kenaan ülkesini Yeşu'nun yönetiminde fethettiklerini, ele geçirdikleri toprakları da on iki kabile arasında bölüştüklerini anlatır. On iki kabile, bir süre Hakimler olarak bilinen bir dizi hükümdar tarafından yönetilir.
Bununla birlikte, modern bilim adamlarının fikir birliği, İsrail'in büyük ölçüde Mısır'da değil Kenan'da yerli kökenlerini gösteren arkeolojik kanıtların "ezici" olduğu ve "Mısır'dan bir Çıkışa veya Sina üzerinden 40 yıllık bir hac yolculuğuna yer bırakmadığı" şeklindeki akademik görüşü desteklemektedir.
Pek çok arkeolog, Musa ve Mısır'dan Çıkış'ın arkeolojik araştırmasını "meyvesiz bir arayış" olarak değerlendirdi ve terk etti. Arkeologlar ve Mısırbilimciler tarafından yapılan bir asırlık araştırma, tartışmalı bir şekilde, Mısır esareti ve kaçış ve vahşi doğada seyahatler hakkındaki Exodus anlatısıyla doğrudan ilişkili olabilecek hiçbir kanıt bulamadı ve bu da Demir Çağı İsrail'in - Yahuda ve İsrail krallıkları olduğu fikrine yol açtı. —kökenleri Mısır'da değil, Kenan'dadır. En eski İsrail yerleşimlerinin kültürü Kenanlıdır, kült-nesneleri Kenan tanrısı El'e aittir, yerel Kenan geleneğinde çanak çömlek kalıntıları ve kullanılan alfabe erken Kenanlıdır. "İsrailli" köyleri Kenan bölgelerinden ayıran neredeyse tek işaret, domuz kemiğinin olmamasıdır, ancak bunun etnik bir işaret olarak mı yoksa başka faktörlerden mi kaynaklandığı tartışma konusu olmaya devam etmektedir.
Bunun ardından, Saul'un hakimiyeti altında bir İsrail monarşisi kurulmuş ve Kral Davud ve Süleyman hakimiyetinde devam etmiştir. Kral Davud (önce bir Kenan daha sonra da şehri olan) Kudüs'ü fethederek kendisinin başkenti yapmıştır. Süleyman'ın hükümdarlığının ardından, ülke on kabileden oluşan İsrail (kuzeyde) ve ve (güneyde) kabilelerinden oluşan Yehuda olmak üzere iki krallığa bölünmüştür.
İsrail, M.Ö. 8. yüzyılda Asur hükümdarı tarafından fethedilmiştir. Kimi zaman İsrail'in On Kayıp Kabilesi olarak da adlandırılan bu on kabileye dair genel kabul görmüş bir tarihi kayıt bulunmamaktadır.
Babil sürgünü
Milattan önce 6. yüzyılın başlarında, Yehuda Krallığı Babil ordusu tarafından fethedilmiştir. Yehudalı seçkinler Babil'e sürülmüş, ancak Babil'in daha sonra Persler tarafından fethedilmesinin ardından bunların en azından bir kısmı Ezra ve peygamberlerin önderliğinde anavatanına dönmüştür. Zerdüştlüğün Pers İmparatorluğu'nun devlet dini olmasından ötürü, Zerdüştlüğün Yahudiliğin gelişimine ne ölçüde etki ettiği akademisyenler arasında hâlen tartışılan bir konudur (Bkz. ).
Sürgün sonrası dönem
İkinci Tapınak'ın inşası, Perslerin onayı ile Yahudiliğin son üç peygamberi , Zekeriya ve Malaki'nin liderliğinde tamamlanmıştır. Son üç peygamberin ölümünden sonra, hâlen Pers hakimiyeti altında olan Yahudi halkının liderliği de birbirini izleyen beş kuşak zugot (çift) lidere geçmiştir. Yahudiler ilk olarak Perslerin ardından da Yunanların hakimiyeti altında refah dönemleri yaşamışlardır. Bunun sonucunda, Ferisiler ve Sadukiler ortaya çıkmıştır. Hem Pers hem de Yunan hakimiyeti altında, Yehuda'da Yehud sikkeleri adı ile Yahudi sikkeleri de basılmıştır.
Helenistik Yahudilik
Milattan önce 3. yüzyıldan itibaren, başta İskenderiye'deki Yahudi diyasporası olmak üzere, Helenistik felsefeden etkilenen Yahudilik akımları gelişmiş, bunun sonucunda da Yahudi Kutsal Kitabı Yunanca'ya çevrilmiştir. Yahudi teolojisi ile Helenistik düşüncenin bir arada yaşayabileceği fikrinin en önemli savunucularından biri de İskenderiyeli Philon'dur.
Haşmonayim Krallığı
Persler, Büyük İskender tarafından mağlup edilmişlerdir. İskender'in ölümünden sonra, kurduğu imparatorluğun generalleri arasında paylaşılması ile Selevkos İmparatorluğu kurulmuştur. Helenleşmiş Yahudiler ile dindar Yahudiler arasındaki ilişkilerin kötüye gitmesi üzerine Selevkos İmparatoru belirli Yahudi dinsel tören ve geleneklerini yasaklayan buyruklar vermiştir. Bunun sonucunda, ortodoks Yahudiler, (Makkabiler olarak da bilinen) Haşmonayim ailesinin liderliğinde ayaklanmıştır. Ayaklanma sonucunda ortaya çıkan bağımsız Yahudi krallığı olan Haşmonayim Hanedanı MÖ 165 yılından MÖ 63 yılına kadar varlığını sürdürmüştür. Haşmonayim Hanedanı, Salome Alexandra'nın oğulları II. Hurkanus ve II. Aristobulus arasındaki iç savaş yüzünden parçalanmıştır. Bir hükümdar yerine teokratik ruhban sınıfı tarafından yönetilmek isteyen halktan, Romalı yetkililere bu yönde talepler gelmişti. Bunu çok geçmeden Pompey'in önderliğinde toprakların fethi ve ilhakı izlemiştir.
Roma yönetimi (MÖ 63 – MS 400 arası)
Roma hakimiyeti altındaki Yehuda başlangıçta ilk olarak Haşmonayimlerin ardından da Herod Hanedanı'nın yönetiminde bağımsız bir Yahudi krallığıydı, ancak güçleri zamanla azalarak doğrudan Roma yönetimi altına girmiş ve Yahudiye Eyaleti olarak yeniden isimlendirilmiştir. İmparatorluk, Yahudi tebaasına karşı sıklıkla vurdumduymaz ve gaddar bir tutum takınmıştır. Milattan sonra 66 yılında, Yahudiler Yehuda'nın Romalı yöneticilerine karşı bir ayaklanma başlattılar. Ayaklanma, daha sonra Roma imparatorları olacak olan Vespasian ve Titus tarafından bastırılmıştır. Milattan sonra 70 yılındaki Kudüs Kuşatması'nda, Kudüs Tapınağı'nın büyük kısmını yıkan Romalılar kimi anlatımlara göre, Menora gibi, tapınağın kutsal eşyalarının bir kısmını da yağmalamışlardır. 'un Bar Kohba ayaklanmasını bastırırken Yehuda'yı harabeye çevirdiği ikinci yüzyıla kadar önemli sayıda Yahudi topraklarında yaşamayı sürdürmüştür. Ayaklanmanın bastırılması sırasında, 985 köy haritadan silinirken Yehuda'nın merkezinde yaşayan Yahudi nüfusun büyük bölümü de yok edilmiş, öldürülmüş, köle edilerek satılmüş veya kaçmaya zorlanmıştır. Kudüs'e girmekten men edilen Yahudi nüfusun yeni merkezi Celile olmuştur.
Diaspora
Yehuda Yahudilerinin çoğu köle edilerek satılırken diğerleri ise Roma İmparatorluğu'nun diğer bölgelerinde vatandaş olmuştur. Yeni Ahit'teki ve Pavlus tarafından kaleme alınan diğer metinlerde, Roma dünyasının çeşitli şehirlerinde yaşayan Helenleşmiş büyük Yahudi gruplarından sıklıkla bahsedilir. Bu Helenleşmiş Yahudiler diasporada yaşamaktan sadece ruhani anlamda etkilenmişler, Yahudi itikadinin köşe taşı hâline gelen kayıp ve yurtsuzluk duygusunu özümsemişler, dünyanın çeşitli bölgelerinde maruz kaldıkları baskılar da bu duyguları pekiştirmiştir. Yahudilik dinini Helen uygarlığının dört bir yanına yayan Yahudiliğe geçiş politikasının ise, Romalılara karşı verilen savaşlar ve Tapınak sonrası dönemde Yahudi değerlerinin yeniden inşası ile sona erdiği görülmektedir.
Yahudi geleneğinin tapınak temelli dinden uzaklaşarak diaspora'nın gelenekleri temelinde yeniden şekillendirilmesinde, Mişna ve Talmud'da bulunan Tora tefsirlerinin geliştirilmesi de önemli bir rol oynamıştır.
Geç Roma dönemi
Bar Kohba ayaklanmasının başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen, önemli sayıda Yahudi İsrail diyarında hayatını sürdürmüştür. Burada kalan Yahudiler, İsrail Diyarı'nı birbiri ardına işgal eden güçlere karşı çeşitli deneyimler ve silahlı çatışmalar yaşamışlardır. Yahudiliğin en ünlü ve önemli metinlerinden bazıları bu dönemde İsrail şehirlerinde kaleme alınmıştır. , Mişna'nın tamamlanması ve nikkud sistemi bunlara verilebilecek örneklerden birkaçıdır.
Bu dönemde, Yahudi sözlü yasasını düzenleyen ve tartışan hahamlar tannaim ve amoraim hâlen faaliyetlerini sürdürüyordu. Tannaim'in aldığı kararlar, Mişna, , Tosefta ve çeşitli Midraş derlemelerinde bulunmaktadır. Mişna, MS 200'ün hemen başlarında, muhtemelen Judah haNasi tarafından tamamlanmıştır. Amoraim tarafından Mişna üzerine yapılan yorumlar ise, muhtemelen Tiberya'da, MS 400 civarında Kudüs Talmudu'nda derlenmiştir.
Milattan sonra 351 yılında, 'deki Yahudi halk, Patricius önderliğinde, yönetimine karşı ayaklandı. Ayaklanma, sonunda tarafından bastırılmıştır. Geneleğe göre, MS 359 yılında, güneş yılını temel alan İbrani takvimini oluşturmuştur. O zamana kadar, İsrail Diyarı dışında yaşayan tüm Yahudi topluluğu, Sanhedrin tarafından tasdik edilen takvimi kullanıyordu; Bu, Yahudi bayramlarının belirlenmesi için gerekliydi. Öte yandan, bu takvimi kullananların ve kararları uzaktaki topluluklara ulaştıran ulakların hayatı tehlikedeydi. Dini baskıların süremesi, Hillel'in her zaman için kullanılabilecek, resmi bir takvim sağlama kararlılığını da artırmıştı.
Son pagan Roma İmparatoru Yahudilerin "senelerce yeniden imarını özlemle beklediğiniz kutsal Kudüs'e" dönmesine ve Tapınak'ı yeniden inşa etmesine izin verdi. Ne var ki, Julianus 26 Haziran 363 tarihinde Sasani İmparatorluğu'na karşı yürüttüğü başarısızlıkla sonuçlanan seferde öldürülmüş ve Tapınak yeniden inşa edilememiştir.
Orta Çağ
Bizans
Yahudiler Roma İmparatorluğu'nun dört bir yanına dağılmışlardı. Bu durum, Bizans yönetimi sırasında da orta ve doğu Akdeniz'de kısmen devam etmiştir. Bizans İmparatorluğu'nun militan ve dışlayıcı Hristiyanlık anlayışı ve imparatoru dinin de başı olması yüzünden Yahudiler iyi muamele görmemişler ve İmparatorluk içindeki Yahudilerin durumu ve nüfuzu dramatik ölçüde kötüye gitmiştir.
Yahudilerin Hristiyanlığa döndürülmesi resmi Hristiyan politikasıydı ve Hristiyan liderler bu çabalarında Roma'nın resmi gücünden yararlanmıştır. Milattan sonra 351 yılında, Yahudiler bölge valisi Gallus'un giderek artan baskıları karşısında bir defa daha ayaklandılar. Gallus, ayaklanmayı bastırarak ayaklanmanın başladığı Celile'deki büyük şehirleri haritadan silmiştir. Bunlardan en büyük iki hukuk akademisine ev sahipliği yapan ve bir daha asla toparlanamamıştır.
Bununla birlikte, Tiberya'daki Nasi II. Hillel ayın her ay gözetlenmesine gerek bırakmayacak bir resmi takvimi işte bu dönemde yaratmıştır. Hemen hemen aynı dönemde, Tiberya'daki Yahudi Akademisi, Judah HaNasi'nin ölümünün ardından kuşaklar boyunca Tora çalışmaları yapan alimler tarafından geliştirilen birleştirilmiş Mişna, braitot, açıklamalar ve tefsirleri karşılaştırmaya başladı. Mişna'daki sıralamaya göre düzenlenen metinde Mişna'daki her paragrafı o Mişna ile ilişkili tüm tefsirlerin, hikâyelerin ve cevapların bir derlemesi izliyordu. Bu metne, Kudüs Talmudu adı verilmiştir.
Yehuda Yahudileri üzerindeki resmi baskılar Julianus döneminde kısa süreliğine de olsa hafiflemiştir. Krallığı Helenizm'e döndürme politikasını benimseyen Julianus, Yahudilerin Kudüs'ü yeniden inşa etmesine izin vermişti. Ancak Julianus'un 361 ile 363 yılları arasında süren kısa hükümdarlığı, bu vaadin yerine getirilmesine imkân vermezken, Hristiyan yönetimi İmparatorluk üzerinde çok geçmeden tekrar kuruldu. Altın Ağızlı Yuhanna'nın Patrik olarak kutsandığı 398 yılından itibaren, Yahudilere karşı Hristiyan söylemi, Yuhanna'nın "Yahudilik hastalığı"na karşı konuşmalar yaptığı "Yahudilere Karşı" ve "Heykellere dair, 17. Vaaz" gibi bir dizi vaaz ile artmaya devam etmiştir. Böylesi hararetli bir dil kullanılması, Antakya ve Konstantinopolis'tekiler gibi büyük Yahudi yerleşimlerine karşı bir güvensizlik ve nefret iklimi oluşturmuştur.
Beşinci yüzyılın başında, İmparator I. Theodosius, Yahudilere karşı resmi baskıları tesis eden bir dizi buyruk vermiştir. Yahudilerin köle sahibi olması, yeni sinagoglar inşa etmesi, resmî görevlerde bulunması veya bir Yahudi ile Yahudi olmayan arasındaki davalara bakmasına izin verilmiyordu. Yahudiler ile Yahudi olmayanlar arasındaki evlilikler ve Hristiyanların Yahudiliğe geçişi ölüm cezası ile cezalandırılan suçlar hâline gelmiştir. Bunun yanı sıra, Sanhedrin'i de dağıtan Theodosius, Nasi makamını da ortadan kaldırdı. İmparator I. Justinianus'un yönetiminde ise, yetkililer tarafından Yahudilerin vatandaşlık haklarına kısıtlama getirilmiş, Yahudilerin dini ayrıcalıkları da tehdit altına girmiştir. İmparator, sinagogun iç işlerine de müdahale ederek, örneğin, ibadet sırasında İbranice'nin kullanılmasını yasaklamıştır. Yasağa uymayanlar ise, bedeni cezalar, sürgün ve malvarlığını kaybetme gibi cezalarla yıldırılmaya çalışmıştır. Bizanslı General Belisarius, Vandallara karşı yürüttüğü kampanya sırasında kendisine direnen Borium Yahudilerini Hristiyan olmaya zorlamış ve sinagoglarını kiliseye çevirmiştir.
I. Justinianus ve ardından gelen imparatorların kaygıları Yahudiye Eyaleti ile kısıtlı değildi, ancak dayattıkları düzenlemeleri uygulamak için yeterli sayıda askerleri yoktu. Bu otorite boşluğu sonucunda da, ironik şekilde altıncı yüzyılda muhteşem mozaik zeminlere sahip bir dizi yeni sinagog inşa edilmiştir. Yahudiler, Bizans kültürünün zengin sanat formlarını kendi yaşamlarına uyarlamışlardır. İnsanları, hayvanları, menoraları, zodyakları ve Kutsal Kitap'ta adı geçen karakterleri betimleyen mozaikler bulunmaktadır. (buradaki mozaikler arasında İbrahim'in oğlu İshak yerine bir koç kurban edişini betimleyen bir sahnenin yanı sıra muazzam bir zodyak da bulunur), Tiberya, Beit Shean ve Tzippori'de bu sinagog zeminlerinin mükemmel örnekleri tekrar gün ışığına çıkartılmıştır.
Yahudilerin Bizans hakimiyeti altındaki hassas durumu, büyük ölçüde uzaklardaki Arap Yarımadası'nda (burada büyük Yahudi gruplarının yaşamaktaydı. Daha fazla bilgi için bkz. ) İslam dininin ortaya çıkışından ötürü çok da fazla sürmedi. İslam Hilâfeti, 636 yılında Yarmuk Savaşı'nda kazandığı zaferin ardından birkaç yıl içinde Bizanslıları Kutsal Topraklar'dan (ya da modern İsrail, Ürdün, Lübnan, Suriye, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nden oluşan, Levant'tan) çıkarttı. Bizanslıların Yahudilere yönelik gaddarlığının bir göstergesi de sonraki yüzyıllarda Hilafet sınırları içinde yaşamak için Bizans topraklarından kaçan Yahudilerin yüksek sayısıdır.
Bununla birlikte, Bizans İmparatorluğu'ndaki Yahudi cemaatinin büyüklüğü bazı imparatorların (en başta da Justinianus'un) Anadolu Yahudilerini zorla Hristiyanlığa geçirmeye yönelik ekseriyetle başarısızlıkla sonuçlanan teşebbüslerinden etkilenmemiştir. Bizans hakimiyeti sırasında Küçük Asya'daki Yahudilerin durumunun tam bir resmini çıkartmaya yönelik çalışmalar hâlen tarihçiler tarafından sürdürülmektedir (bu konudaki görüşlerden örnekler için bkz. J. Starr The Jews in the Byzantine Empire, 604-1204, S. Bowman, The Jews of Byzantium, Averil Cameron, "'Byzantines and Jews: Recent Work on Early Byzantium", Byzantine and Modern Greek Studies 20). Bizanslı toplulukların ve yetkililerin zaman zaman hasmane bir tutum takındıklarına dair bazı deliller bulunmaktaysa da, o sıralarda Batı Avrupa'da yaygın olarak görülene benzer sistematik bir zulüm (pogromlar, kazığa bağlayıp yakma, toplu sürgün, vs.) Bizans'ta kaydedilmemiştir.Konstantinopolis'teki Yahudi cemaatinin büyük bölümü, şehrin II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmet) tarafından fethedilmesinin ardından da burada kalmıştır.
Yahudilerin Bizans'tan göçü sonucunda ilginç bir tarihi olay da meydana gelmiştir. Yedi veya sekizinci yüzyılda, bugünkü Ukrayna'da yaşayan bir Türk kabilesi olan Hazarlar Yahudiliğe geçmiştir. Bu din değiştirme işleminin ne ölçüde tamamlandığı belli olmamakla birlikte, Helenistik dönemden itibaren Kırım'da bir Yahudi cemaati yaşadığı kesin olarak bilinmektedir ve bunlara, Bizans'ın değişken yönetimini terk eden Yahudiler de katılmış olabilir. Hem İslamın hem de Bizans İmparatorluğu'nun etkisi ve tehdidi altında olan ve Yahudi nüfusundan önemli fayda gören Hazar yöneticilerinin bağımsızlıklarına bir güvence olarak tarafsız kalmak için Yahudiliğe geçtikleri öne sürülür. Kiev Knezliği'nin yükselişi ile Hazarlar da tarih sahnesinden çekilmişlerdir. Günümüzdeki DNA çalışmalarında ise günümüzdeki Aşkenaz Yahudilerine herhangi bir katkı yaptıklarına dair bir bulguya rastlanmamıştır.
İslam ve Haçlı dönemleri
Diyaspora'nın parçası olarak, çok sayıda Yahudi, gerek pagan gerekse Hristiyan dönemlerinde kendilerine büyük eziyetler eden Roma devletinin kontrolü dışındaki Arap Yarımadası'na yerleşmişti. İslam hakimiyeti altındaki Yahudilerin tarihi de, zaman zaman diğer yerlerdeki tarihleri gibi istikrarsız olmuştur: Yedinci yüzyılın ortasında, Muhammed'in ölümünün hemen ardından batı Arabistan'dan çıkarılmışlardır.
Bu gibi aksiliklere rağmen, Yahudiler Filistin'deki ticaretin büyük bölümünü kontrolleri altında tutmuşlar, zimmi olarak karşı karşıya kaldıkları belirli kısıtlamalara rağmen müreffeh bir yaşam sürmüşlerdir. Kültürel olarak, Yahudiler ilerlemelerini sürdürmüşler, nikkud, İslam Hilafeti döneminde Tiberya'da ortaya çıkmıştır. Arapların tehlikesiz ayrımcılığını Hristiyan hakimiyeti altında sıklıkla yaşadıkları katliamlara yeğleyen Yahudiler, Birinci Haçlı Seferi sırasında, 1099'da Kudüs ve Hayfa'yı Müslüman kuvvetler ile birlikte savunmuşlardır; bu örnekte, başarısızlık, katliam anlamına geliyordu. Birinci Haçlı Seferi sırasında, Kudüs, Tiberya, Ramla, Aşkelon, Caesarea ve Gazze'yi içine alan toprakların her yerinde Yahudi cemaatleri yaşamaktaydı. Her ne kadar bu nüfus merkezleri Haçlı Krallıkları tarafından özel olarak hedef alınmamışsa da, Haçlıların hakimiyeti altında Yahudilerin yaşam kalitesi hiç şüphesiz kötüleşmiş ve daha tehlikeli bir hal almıştır.
İspanya, Kuzey Afrika ve Ortadoğu
Orta Çağ boyunca, Yahudiler genel olarak Müslüman hükümdarların yönetimi altında Hristiyanlara kıyasla daha iyi muamele görmüşlerdir. İkinci sınıf vatandaş konumunda olmalarına rağmen, Yahudiler Müslüman saraylarında önemli roller oynamışlar, 900-1100 yılları civarında İslam hakimeti altındaki İspanya'da bir "Altın Çağ" yaşamışlar, ancak durum bundan sonra kötüye gitmeye başlamıştır. Bununla birlikte, yüzyıllar boyunca, başta Yahudilerin gettolarda yaşamaya zorlandığı Fas, Libya ve Cezayir olmak üzere, Kuzey Afrika'da Yahudilerin öldürülmesi ile sonuçlanan ayaklanmalar da yaşanmıştır.
On birinci yüzyılda, İspanya'daki Yahudiler, 1011'de Córdoba'da ve 1066'da Gırnata'da, Müslümanların pogromlarına maruz kalmışlardır. Orta Çağ'da, Mısır, Suriye, Irak ve Yemen'de sinagogların yıkılmasını emreden buyruklar verilmiştir. Kimi dönemlerde, Yemen'in bazı bölgeleri, Fas ve Bağdat'ta İslam'a geçmek ya da ölüm arasında bir seçim yapmaya zorlanmışlardır. 1172 yılı itibarıyla Müslüman İberya'nın büyük bölümünü kontrolleri altına alan Murabıtlardan çok daha köktenci olan Muvahhidler zımmilere büyük eziyetler etmiştir.İbn Meymun'un ailesi gibi kimileri güney ve doğudaki daha hoşgörülü Müslüman topraklarına kaçarken kimileri de kuzeydeki genişleyen Hristiyan krallıklarına yerleşmiştir.
Avrupa
Yahudiler Avrupa'da, özellikle de bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nun sınırları içinde kalan topraklarda, çok eski zamanlardan itibaren yaşamaya başlamışlardır. Fransa (bkz. ) ve Almanya'da (bkz. ) dördüncü yüzyıldan, hatta İspanya'da bundan da erken tarihlerden itibaren büyük Yahudi cemaatlerinin yaşadığına dair kayıtlar bulunmaktadır.
Aralarında Norman Cantor'un da bulunduğu yirminci yüzyıl tarihçileri, Orta Çağ'ın Yahudiler için her zaman aynı şekilde zorlu bir dönem olduğunu savunan geleneksel düşünceye karşı çıkmaktadır. Buna göre, Kilise tam olarak organize olmadan önce, erken Orta Çağ toplumu hoşgörülüydü. 800 ile 1100 yılları arasında, Hristiyan Avrupa'da 1,5 milyon Yahudi yaşıyordu. Serf veya Şövalyeler olarak feodal sistemin parçası olmadıkları için şanslıydılar, zira bu şekilde hayatı birçok Hristiyan için çekilmez kılan baskı ve sürekli savaş halinin dışında kalıyorlardı. Sıradan Hristiyanların aksine, Yahudilerin çoğunluğu okuma yazma biliyordu; Hristiyanlardan daha temiz, haliyle de daha sağlıklıydılar, bu yüzden de örneğin Kara Veba salgını sırasında daha az sayıda Yahudi ölmüştür; ve daha adil ve insancıl olan Yahudi hukukuna tabi şekilde yaşayabiliyorlardı. Finans, yönetim ve hekimlik alanlarında sağladıkları önemli hizmetlerden ötürü Hristiyan toplum ile ilişkilerinde, krallar, presneler ve piskoposlar tarafından korunmaktaydılar. Tüm bunlar, Roma Katolik Kilisesi'nin reformları ve güç kazanması, özellikle de vaazler veren Fransisken ve Dominiken keşişlerin uydurduğu hikâyeler ve şehirlerde yaşayan, kıskanç ve rekabetçi orta sınıf Hristiyanların yükselişi ile değişmiştir. 1300 yılına gelindiğinde, keşişler ve yerel rahipler, halka Yahudilerden nefret etmeyi ve onları öldürmeyi öğretmek için, Paskalya yortusu sırasında dönemin kıyafetleri içindeki Yahudileri İsa'yı öldürürken betimleyen sahne oyunlarından yararlanıyorlardı. Yahudiler üzerindeki baskılar ve yaşadıkları yerlerden kovulmaları işte bu noktada yaygın bir hal almıştır. On dördüncü yüzyılın ortalarında Kara Veba salgınlarının Avrupa'yı harap ederek nüfusun yarıdan fazlasının ölümüne yol açmasıyla, Yahudiler de günah keçisi seçilmiştir. Nihayet, 1500 yılı civarında, Yahudiler aradıkları güvenliği buldukları Polonya'da yeniden refaha kavuşmuşlardır.
1300 yılından itibaren, Yahudiler Hristiyan Avrupa'da ekseriyetle ağır zulüm görmüşlerdir. Faiz ile borç para vermesine izin verilen tek grup olduklarından (Faizcilik Kilise tarafından Katoliklere yasaklanmıştı) bazı Yahudiler önde gelen faizciler hâline gelmiştir. Hristiyan hükümdarların zamanla aforoz edilme tehlikesi ile karşı karşıya kalmadan kendilerine sermaye sağlayabilen Yahudiler gibi bir sınıfa sahip olmanın avantajını görmesi ile, Batı Avrupa'daki para ticareti de Yahudilerin eline geçmiştir. Ne var ki, bankacılık işlemleri ile Yahudiler tarafından elde edilen yüklü meblağlar karşılığında satın alınan mülkler hemen her seferinde Yahudi sahipleri yaşarken ya da öldükten sonra kralın zimmetine geçmiştir. Yahudiler böylece imparatorluk "servi cameræ" yani kendilerini ve mülklerini prenslere veya şehirlere verebilecek Kral'ın mülkü hâline gelmişlerdir.
James Carroll'a göre, "Yahudiler Roma İmparatorluğu'nun toplam nüfusunun %10'unu teşkil ediyordu. Bu orana göre, şayet diğer etkenlerin müdahalesi olmasaydı bugün dünyada 13 milyon yerine 200 milyon Yahudi olacaktı." Elbette, nüfus artış oranı, salgın hastalıklar, göç, asimilasyon ve din değiştirme gibi diğer birçok karmaşık demografik etken de küresel Yahudi nüfusunun mevcut boyutu üzerinde önemli roller oynamıştır.
Yahudiler, Avrupa ülkelerinde sıklıkla katledilmişler ve buralardan kovulmuşlardır. Baskılar ilk olarak Haçlı Seferleri sırasında zirveye çıkmıştır. Birinci Haçlı Seferi sırasında (1096), Ren ve Tuna boylarındaki gelişen Yahudi cemaatleri tümüyle yok edilmiştir (bkz. , 1096). İkinci Haçlı Seferi sırasında (1147), Fransa Yahudileri sık sık katledilmiştir. 1251 ve 1320'deki 'nde de Yahudiler saldırıya uğramıştır. Haçlı Seferleri'ni kovulma izlemiştir. Bunlar arasında, 1290'da tüm İngiltere Yahudilerinin kovulması; 1396'da 100.000 Yahudinin Fransa'dan atılması; ve 1421'de, binlercesinin Avusturya'dan sürülmesi de vardır. Kovulan Yahudilerin büyük bölümü Polonya'ya kaçmıştır.
Erken Modern dönem
Osmanlı dönemi
Yahudiler, (bugün kabaca modern Türkiye'nin bulunduğu, ancak coğrafi olarak Anadolu adı verilen) Küçük Asya'da 2.400 yıldan uzun bir süre boyunca yaşamıştır. Başlangıçta, Helenistik dönemde yaşadıkları refah Hristiyan Bizans altında ortadan kalkmış, ancak hakimiyeti ve sonunda da şehrin kendisini Konstantinopolis'in elinden alan çeşitli Müslüman devletler içinde tekrar gelmiştir.Osmanlı döneminin büyük bölümünde, Türkiye zulümden kaçan Yahudiler için güven içinde yaşayabilecekleri bir yer olmuştur. Bugün de hâlen toplam nüfusu 22.000'i bulan küçük bir Yahudi cemaati burada yaşamaya devam etmektedir.
Levant'ın Müslümanların hakimiyeti altına girdiği Yarmuk Savaşı sırasında, Hayfa, Şehem, El Halil, Ramla, Gazze, Kudüs ve kuzeydeki birçok şehirde otuz Yahudi cemaati vardı. Safed Yahudilerin ruhani merkezi hâline gelirken Şulhan Aruh'un yanı sıra, birçok Kabbala metni de burada derlenmiştir. İlk İbrani matbaası ve Batı Asya'daki ilk baskı 1577 yılında faaliyete geçmiştir.
Yahudilerin dönem dönem kültürel ve ekonomik refah yaşadıkları, ancak kimi zamanlar da genel bir baskı altına girdikleri durum G.E. von Grunebaum tarafından şu şekilde özetlenmiştir:
"İslam topraklarında yüksek mevkilere gelmiş, güç sahibi olmuş, önemli mali nüfuz elde etmiş, kayda değer ve kabul gören entelektüel başarılar kaydetmiş çok sayıdaki Yahudi tebanın veya vatandaşın isimlerini sıralamak işten bile değildir; aynı durum Hristiyanlar için de geçerlidir. Ancak, baskıların, keyfi müsaderelerin, din değiştirmeye zorlama teşebbüslerinin veya pogromların uzun bir listesini yapmak da aynı şekilde zor olmayacaktır."
Tarihçi Martin Gilbert Müslüman ülkelerdeki Yahudilerin durumunun 19. yüzyılda kötüleştiğini yazar.
1828'de, Bağdat'ta Yahudileri hedef alan bir katliam yaşanmıştır. 1839'da, İran'ın doğusundaki Meşhed şehrinde, bir güruh Yahudi Mahallesi'ne dalmış, sinagogu yakarak Tora tomarlarını yok etmiştir. Yahudilerin katli ancak zorla din değiştirmeleri sayesinde önlenebilmiştir. 1867'de Barfuruş'ta bir başka katliam yaşanmıştır.
1840 yılında, Şam'daki Yahudiler bir Hristiyan keşiş ile Müslüman uşağını öldürüp Hamursuz Bayramı'nda pişirdikleri ekmeklerde kanlarını kullanmakla suçlandılar. Bir Yahudi berbere, "suçunu itiraf edene" kadar işkence edilirken, iki Yahudi daha işkence altında hayatını kaybetmiştir. Bir üçüncüsü ise Müslümanlığa geçerek hayatını kurtardı. 1860'lar boyunca, Libya Yahudileri, Gilbert'in tabiri ile, cezai vergiye maruz kalmışlardır. 1864 yılında, Fas'ın Marakeş ve Fez şehirlerinde 500 civarında Yahudi öldürülmüştür. 1869 yılında, Tunus'ta 18 Yahudi öldürülürken 'nda da Araplardan oluşan kalabalık Yahudi ev ve dükkânlarını yağmalayarak sinagogları yakmıştır. 1875 yılında, Fas'ın şehrinde 20 Yahudi öldürülürken, ülkedeki diğer şehirlerde de çok sayıda Yahudi sokak ortasında saldırıya uğramış ve öldürülmüştür. 1891 yılında, Kudüs'ün Müslüman liderleri Osmanlı yetkililerinden Rusya'dan gelen Yahudilerin bölgeye girmesinin yasaklanmasını talep etmiştir. 1897 yılında, Trablusgarp'ta sinagoglar basılarak Yahudiler katledilmiştir.
Benny Moris, Yahudilerin maruz kaldıkları aşağılanmanın sembollerinden birinin de Yahudilerin Müslüman çocuklar tarafından taşlanması olduğunu yazar. Morris, bir 19. yüzyıl seyyahından şu alıntıyı yapar: "Altı yaşında küçük bir çocuğun üç-dört yaşlarında birkaç şişman ufaklığa bir Yahudiye nasıl taş atmaları gerektiğini öğretişine şahit oldum. Veletlerden biri büyük bir serinkanlılıkla paytak paytak adamın yanına yürüdü ve Yahudi olduğunu gösteren gabardinine tükürdü. Yahudinin tüm bunlara boyun eğmesi gerekiyordu; bir Müslüman'a tokat atmanın bedelini hayatı ile ödeyebilirdi."
Mark Cohen'e göre, The Oxford Handbook of Jewish Studies'de, çoğu uzman modern dünyadaki Arap Antisemitizmi'nin on dokuzuncu yüzyılda, Yahudi ve Arap milliyetçiliklerinin çatışması sonucunda ortaya çıktığını ve Arap dünyasına öncelikle milliyetçi bir düşünce yapısına sahip Hristiyan Araplar tarafından sokulduğu (ve ancak daha sonra "İslamlaştığı") sonucuna varmaktadır.
Avrupa
Avrupa Rönesansı sırasındaki en korkunç kovulmalar, İspanya'daki Morisko veya Arap İslam devletinin bilinen adı ile Endülüs'ün yeniden fethinin (reconquista) hemen ardından gerçekleşmiştir. Son Müslüman hükümdarların da 1492'de Gırnata'dan çıkarılmasını İspanyol Engizisyonu izlemiş, İspanya'nın sayıları 200.000'e varan Sefarad Yahudisi nüfusunun tamamı ülkeden kovulmuştur. Bunu, 1493'te Sicilya'dan (37.000 Yahudi) ve 1496'da Portekiz'den kovulmalar izlemiştir. Kovulan İspanyol Yahudilerinin büyük bölümü Osmanlı İmparatorluğu, Hollanda ve Kuzey Afrika'ya kaçarken bir kısmı da Güney Avrupa ve Orta Doğu'ya gitmiştir.
On yedinci yüzyılda, Batı Avrupa'da neredeyse hiç Yahudi yaşamıyordu. Nispeten hoşgörülü olan Polonya, Avrupa'daki en büyük nüfusa sahipti, ancak Yahudiler için buradaki sakin durum da yüz binlerce Polonya ve Litvanya Yahudisinin (1648) ve İsveç savaşları (1655) sırasında katledilmesi ile sona ermiş oldu. Bu ve diğer zulümlerin etkisiyle, Yahudiler 17. yüzyılda Batı Avrupa'ya geri döndüler. Yahudilere yönelik (İngilizler tarafından konulan) son yasak da 1654 yılında kaldırılmış olsa da, kimi şehirlerden dönemsel kovulmalar yine de devam etmiş, Yahudiler sıklıkla toprak sahibi olmaktan men edilmiş ve gettolarda yaşamaya zorlanmıştır.
On sekizinci yüzyılın sonlarında Polonya'nın Parçalanması ile, Yahudi nüfus da Polonya topraklarını kendi aralarında paylaşan Rus İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Prusya arasında bölünmüştür.
Avrupa Aydınlanması ve Haskala (18. Yüzyıl)
Avrupa'daki Rönesans ve Aydınlanma dönemi boyunca, Yahudi toplumu içinde kayda değer değişimler yaşanmıştır. Avrupa genelindeki Aydınlanma'ya paralel olarak Haskala (Yahudi Aydınlanması) hareketi de ortaya çıkmış, 18. yüzyılda Yahudiler kendilerini kısıtlayan yasalardan kurtulmak ve Avrupa toplumunun geneline entegre olmak için kampanyalara başlamıştır. Öğrencilerin aldığı geleneksel dini öğrenime laik ve bilimsel öğretim de eklenmiştir. Yahudi tarihi ve İbranice çalışmaları yeniden hayat bulmuş, ulusal Yahudi kimliğine olan ilgi büyümeye başlamıştır. Haskala, Reform ve Muhafazakâr hareketleri doğurmuş, Siyonizm'in tohumlarını ekerken Yahudilerin ikamet ettikleri ülkelere kültürel asimilasyonunu da teşvik etmiştir. Hemen hemen aynı zamanda, Haskala'nın neredeyse tam zıttını telkin eden Hasidik Yahudilik hareketi doğmuştur. On sekizinci yüzyılda, Haham İsrael ben Eliezer (Baal Şem Tov) tarafından başlatılan Hasidik Yahudilik, dine coşkulu ve mistik yaklaşımı ile hızla taraftar toplamıştır. Bu iki hareket ve içinden çıktıkları Yahudiliğe geleneksel ortodoks yaklaşım, çağımızda Yahudi görenekleri içindeki bölünmelerin temelini oluşturmuştur.
Bu esnada, dış dünyada da bir değişim yaşanmakta, Yahudilerin serbestleşmesi (eşit haklar verilmesi) olasılığı tartışmaya açılmaktaydı. Bunu yapan ilk ülke ise, 1789 Fransız Devrimi sırasında Fransa olmuştur. Bununla birlikte, Yahudilerden geleneklerini sürdürmeleri değil, entegre olmaları beklenmekteydi. Bu muğlak durum, Clermont-Tonnerre'nin 1789 yılında Ulusal Meclis'te yaptığı meşhur konuşmasında da gözler önüne serilmiştir:
"Yahudilere bir ulus olarak hiçbir şey vermemeli, ancak bireyler olarak Yahudilere her şeyi vermeliyiz. Hakimlerini tanımayı bırakmalıyız; onlar da sadece bizim hakimlerimize tabi olmalılar. Yahudi örgütlenmesinin sözde yasalarının korunmasına yasal koruma sağlamayı reddetmeliyiz; devlet içinde ne bir siyasi vücut ne de düzen kurmalarına izin verilmemelidir. Her biri bireysel olarak vatandaş olmalıdır. Ancak, kimileri bana onların vatandaş olmak istemediğini söyleyecektir. Pekala öyleyse! Vatandaş olmak istemiyorlarsa, bunu söylesinler ve biz de onları buralardan sürelim. Devlet içinde vatandaş olmayanlardan oluşan bir topluluğun, ulus içinde bir ulus olması rezil bir durumdur."
19. yüzyıl
Her ne kadar baskılar sürse de, serbestleşme 19. yüzyıl boyunca Avrupa'nın her yerine yayılmıştır. Napolyon, Yahudileri Avrupa'daki Yahudi gettolarını terk edip yeni oluşturulan hoşgörülü siyasi rejimlere sığınmaya davet ederek bu serbestleşmeyi daha da yaymıştır (bkz. Napolyon ve Yahudiler). 1871'e gelindiğinde, Almanya'nın da Yahudilere serbestlik vermesi ile, Rusya dışında Avrupa ülkelerinin hepsi Yahudilerine serbestlik tanımış oluyordu.
Yahudilerin laik topluma giderek daha fazla entegre olmasına rağmen, Orta Çağ'ın dini nefreti yerine ırk ve ulus fikirlerine dayanan yeni bir Antisemitizm türü ortaya çıkmaktaydı. Yahudilerin Batı Avrupa'nın Ari halklarından farklı ve bunlardan aşağı bir ırk olduğunu savunan bu Antisemitizm türü, Fransa, Almanya ve Avusturya-Macaristan'da, serbestleşmenin geri alınması platformu üzerinde kampanyalar yürüten siyasi partilerin ortaya çıkışına yol açmıştır. Bu Antisemitizm türü Avrupa kültüründe sık sık kendini göstermiş, Fransa'daki Dreyfus Olayı da bu olayların en ünlüsü olmuştur. Rusya'daki devlet destekli pogromların yanı sıra bu baskılar da çok sayıda Yahudinin sadece kendi devletleri içinde güven içinde olacağına inanmasına yol açmıştır (Bkz. Theodor Herzl ve ).
Bu dönemde, Amerika Birleşik Devletleri'ne Yahudi göçü (bkz. ), bu ülkede Avrupa'daki kısıtlamalardan önemli ölçüde kurtulmuş yeni bir büyük cemaatin ortaya çıkmasını sağlamıştır. 1890 ile 1924 yılları arasında, çoğunlukla Rusya ve Doğu Avrupa'dan iki milyonun üzerinde Yahudi Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etmiştir.
20. yüzyıl
Siyonizm
1870'li ve 1880'li yıllarda, Avrupa'daki Yahudi nüfus arasında İsrail'e göç ve burada Yahudi ulusu için bir ulusal anavatan kurulması konusu tartışılmaya başlamıştır. 1882 yılında, ilk Siyonist yerleşim olan , Rus imparatorluğundan gelen "" hareketine üye olan göçmenler tarafından kurulmuştur. Daha sonra ise, İsrail Diyarı'nda çok sayıda yerleşim kuran "" hareketi ortaya çıkmıştır.
Siyonist hareket resmi olarak (1884) ve 'nin (1897) ardından kurulmuştur. Dünya süpergüçlerini Yahudiler için bir devlet kurmaya ikna etmek üzere mücadele başlatan ise Theodor Herzl olmuştur. I. Dünya Savaşı'ndan sonra, böyle bir devlet kurmak için gerekli koşullar oluşmuş gibi görünüyordu: Birleşik Krallık Filistin'i Osmanlı İmparatorluğu'ndan almış, Chaim Weizmann'a verilen 1917 tarihli Balfour Deklerasyonu ile, Britanya Yahudilere bir "ulusal anavatan" için söz de vermişti.
1920'de, Britanya Filistin Mandası başlamış, Britanyalılar Filistin'de Yahudiler için bir ulusal anavatanı yaratmayı ve desteklemeyi vadetmişti. Başlangıçta Yahudiler için her şey yolunda gidiyor gibiydi: Yahudi yanlısı Herbet Samuel Filistin Yüksek Komiseri olarak atanmış, Kudüs İbrani Üniversitesi kurulmuş ve Filistin'e çok sayıda büyük göç dalgası gelmişti. Artan Yahudi göçünden memnun olmayan Filistin'in Arap sakinleri ise Yahudi yerleşimine ve Britanya hükûmetinin Yahudi yanlısı politikasına şiddet içeren ayaklanmalar ve terör eylemleri yoluyla karşı çıkmaya başladılar.
Arap çeteleri konvoylara ve Yahudi nüfusa saldırmaya başladı. ve 'nın ardından, Filistin'deki Yahudi liderleri Britanya'nın yerel Arap çetelerini Filistin'deki Yahudilere saldırıları konusunda karşısına almaya niyeti olmadığına karar verdiler. Bu çetelere karşı korunma için Britanya yönetimine güvemeyeceklerinin farkına varan Yahudi liderler, çiftliklerini ve Kibbutzları korumak için Haganah örgütünü kurdular.
Arapların uyguladığı şiddetten dolayı, Birleşik Krallık kademeli olarak başlangıçtaki Yahudi devleti fikrinden geri adım atmaya ve iki uluslu bir çözüm veya Yahudi azınlığı bulunan bir Arap devleti fikrini gündeme geitrmeye başlamıştı. Bu esnada Haganah'tan kopan sağ unsurların kurduğu Irgun, daha sonra da Irgun'dan kopan aşırı unsurların kurduğu Lehi (Stern Çetesi) gibi örgütler zaman içinde Filistin'deki İngiliz hedeflerine ve Araplara karşı intikam saldırıları düzenlemiş, önde gelen İngiliz yöneticileri hedef alan suikastler gerçekleştirmiştir.
Bu esnada, ABD ve Avrupa Yahudileri, bilim, kültür ve ekonomi alanlarında önemli başarılar elde ettiler. O dönemde, Avrupa'nın en önde gelen fizikçileri Yahudiler, özellikle de Albert Einstein'dı. Sovyetler Birliği'nde, çok sayıda Yahudi Ekim Devrimi'nde rol oynamış ve komünist partisi üyesi olmuştur.
Holokost
1933'te, Adolf Hitler'in ve lideri olduğu Nazi Partisi'nin Almanya'da iktidara gelmesi ile Yahudi meselesi de daha vahim bir boyuta taşınmıştır. Ekonomik krizler, ırkçı Yahudi düşmanı yasalar ve savaşın yaklaştığı korkusu ile birçok Yahudi Avrupa'dan kaçarak Filistin, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği'ne kaçmıştır.
1939 yılında, İkinci Dünya Savaşı'nın patlamasının ardından 1941 yılına kadar Hitler o dönemde milyonlarca Yahudinin yaşadığı Polonya ile Fransa'nın da aralarında bulunduğu Avrupa'nın neredeyse tamamını işgal etmişti. 1941'de, Sovyetler Birliği'nin işgali başladığında, Hitler Nihai Çözüm'ün hayata geçirilmesi emrini verdi. Bu plan, Avrupa'daki Yahudi nüfusun yok edilmesini hedefleyen eşi görülmemiş ölçekte kapsamlı ve örgütlü bir operasyonu içeriyordu. Altı milyon Yahudinin yöntemli ve ürpertici bir gaddarlıkla öldürüldüğü bu soykırım, Holokost olarak bilinir. Polonya'da, sadece Auschwitz toplama kampında bir milyon Yahudi gaz odalarında öldürülmüştür.
Holokost'un muazzam ölçeği ve bu sırada yaşanan korkunç olaylar, Holokost'un boyutlarını sadece savaştan sonra anlayan Yahudi ulusunu ve dünya kamuoyunu derinden etkilemiştir. Savaştan sonra, Yahudiler yaralı Yahudi ulusu için bir barınak oluşturmaya yönelik çağrılarını artırdılar.
İsrail devletinin kuruluşu
1945 yılında, Filistin'deki Yahudi direniş örgütleri birleşerek Yahudi Direniş Hareketi'ni kurmuşlardır. Hareket, Britanya yönetimine baskı yapmaya ve Yahudilere saldıran Arap isyancılara intikam saldırıları düzenlemeye başlamıştır. Bu grupların şiddet içeren mücadelesinin başarısına dair farklı görüşler vardır ve itaatsizlik hareketi, King David Oteli'nin bombalanmasının ardından, 1946 yılında sona ermiştir. Yahudi liderleri mücadeleyi Filistin'e yasadışı göç üzerine yoğunlaştımaya karar vermişler ve Britanyalı yetkililerin onayı olmaksızın Avrupa'daki savaş yüzünden mülteci durumuna düşen muazzam sayıda Yahudiyi örgütlemeye başlamışlardır. Göç, İsrail'deki Yahudi yerleşimlerine önemli bir katkıda bulunurken Britanyalı yetkililer de Filistin'in kaderi ile ilgili kararı Birleşmiş Milletler'e havale etmiştir.
29 Kasım 1947 tarihinde, Birleşmiş Milletler ülkeyi bir Yahudi, bir de Arap devleti olmak üzere iki devlete bölmeye karar vermiştir. Karar Yahudi liderleri tarafından kabul edilirken Araplar karşı çıkarak Yahudi yerleşimlerine saldırmışlar ve 1948 Arap-İsrail Savaşı patlak vermiştir.
Savaşın ortasında, Britanya mandasının son askerleri de Filistin'i terk etmesinin ardından, David Ben-Gurion 1948 yılında Yahudi İsrail devletinin kuruluşunu ilan etti. 1949 yılında, savaş sona ermiş ve İsrail Devleti, devleti kurmaya ve muazzam göç dalgaları ile dünyanın dört bir yanından ülkeye gelen yüz binlerce Yahudi mülteciyi içine almaya başladı.
1948 yılından bu yana, İsrail aralarında 1956 Süveyş Krizi, 1967 Altı Gün Savaşı, 1973 Yom Kippur Savaşı, 1982 Lübnan Savaşı ve 2006 İsrail-Lübnan Krizi gibi bir dizi büyük askeri çatışmanın yanı sıra, ulusal çıkarlarını korumak için bir dizi küçük çatışmaya da girmiştir.
1977 yılından bu yana, İsrail, komşuları ve Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği gibi diğer taraflarca, İsrail ile komşuları arasındaki anlaşmazlıkları çözüme kavuşturmak amacıyla, bir barış süreci başlatmak üzere, büyük ölçüde de Filistin halkının kaderi üzerine süregelen ve büyük ölçüde başarısızlıkla sonuçlanan bir dizi diplomatik çaba da başlatılmıştır.
21. yüzyıl
Bugün, İsrail 5,8 milyonu Yahudi olmak üzere, 7,1 milyonluk nüfusa sahip bir parlamenter demokrasidir.
Günümüzde, en kalabalık Yahudi nüfusa sahip ülkeler Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail'dir. Fransa, Arjantin, Rusya, Birleşik Krallık ve Kanada da önemli Yahudi nüfuslarına ev sahipliği yapmaktadır.
Ayrıca bakınız
Dipnotlar
- ^ Finkelstein, Israel, and Silberman, Neil Asher, The Bible Unearthed: Archaeology's New Vision of Ancient Israel and the Origin of Its Sacred Texts, Simon & Schuster, 2002, pp. 241–242.
- ^ Quote from the BBC documentary (prof. Herbert Niehr): "Between the 10th century and the beginning of their exile in 586 there was polytheism as normal religion all throughout Israel; only afterwards things begin to change and very slowly they begin to change. I would say it [the sentence "Jews were monotheists" - n.n.] is only correct for the last centuries, maybe only from the period of the Maccabees, that means the second century BC, so in the time of Jesus of Nazareth it is true, but for the time before it, it is not true."
- ^ . BBC. 21 Aralık 2011. 18 Mart 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2012.
- ^ Wesler, Kit W. (2012). An Archaeology of Religion. University Press of America. s. 193. ISBN . 10 Ocak 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Eylül 2014.
- ^ Mills, Watson, (Ed.) (31 Aralık 1999). Mercer Dictionary of the Bible (Reprint bas.). Mercer University Press. s. 494. ISBN . 10 Ocak 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Ocak 2022.
- ^ a b Dever, William G. (2002). What Did the Biblical Writers Know and When Did They Know It?. Wm. B. Eerdmans Publishing Company. ISBN . p. 99
- ^ Finkelstein, Israel and Nadav Naaman, eds. (1994). From Nomadism to Monarchy: Archaeological and Historical Aspects of Early Israel. . ISBN .
- ^ Compare: ; Robert Jameson (2002). Ian Shaw (Ed.). A Dictionary of Archaeology (New bas.). Wiley Blackwell. s. 313. ISBN . 16 Kasım 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Ocak 2022.
The Biblical account of the origins of the people of Israel (principally recounted in Numbers, Joshua and Judges) often conflicts with non-Biblical textual sources and with the archaeological evidence for the settlement of Canaan in the late Bronze Age and early Iron Age. [...] Israel is first textually attested as a political entity in Egyptian texts of the late 13th century BCE and the Egyptologist Donald Redford argues that the Israelites must have been emerging as a distinct group within the Canaanite culture during the century or so prior to this. It has been suggested that the early Israelites were an oppressed rural group of Canaanites who rebelled against the more urbanized coastal Canaanites (Gottwald 1979). Alternatively, it has been argued that the Israelites were survivors of the decline in the fortunes of Canaan who established themselves in the highlands at the end of the late Bronze Age (Ahlstrom 1986: 27). Redford, however, makes a good case for equating the very earliest Israelites with a semi-nomadic people in the highlands of central Palestine whom the Egyptians called Shasu (Redford 1992:2689–80; although see Stager 1985 for strong arguments against the identification with the Shasu). These Shasu were a persistent thorn in the side of the Ramessid pharaohs' empire in Syria-Palestine, well-attested in Egytian texts, but their pastoral lifestyle has left scant traces in the archaeological record. By the end of the 13th century BCE, however, the Shasu/Israelites were beginning to establish small settlements in the uplands, the architecture of which closely resembles contemporary Canaanite villages.
- ^ Killebrew, Ann E. (2005). Biblical Peoples and Ethnicity: An Archeological Study of Egyptians, Canaanites, Philistines, and Early Israel, 1300–1100 B.C.E. Atlanta: Society of Biblical Literature. s. 176. ISBN . 26 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Ağustos 2012.
Much has been made of the scarcity of pig bones at highland sites. Since small quantities of pig bones do appear in Late Bronze Age assemblages, some archaeologists have interpreted this to indicate that the ethnic identity of the highland inhabitants was distinct from Late Bronze Age indigenous peoples (see Finkelstein 1997, 227–230). Brian Hesse and Paula Wapnish (1997) advise caution, however, since the lack of pig bones at Iron I highland settlements could be a result of other factors that have little to do with ethnicity.
- ^ Wendy Mayer and Pauline Allen, John Chrysostom: The Early Church Fathers (London, 2000), p. 113, 146.
- ^ Cod., I., v. 12
- ^ Procopius, Historia Arcana, 28
- ^ Nov., cxlvi., Feb. 8, 553
- ^ Procopius, De Aedificiis, vi. 2
- ^ , History of the Byzantine State
- ^ The Oxford History of Byzantium, C. Mango (Ed) (2002)
- ^ Maurice Roumani, The Case of the Jews from Arab Countries: A Neglected Issue, 1977, pp. 26-27.
- ^ Granada 24 Aralık 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde . by Richard Gottheil, Meyer Kayserling, Jewish Encyclopedia. 1906 ed.
- ^ "The Treatment of Jews in Arab/Islamic Countries". 14 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Temmuz 2009.
- ^ . 28 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Temmuz 2009.
- ^ "Sephardim". 6 Ocak 2010 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Temmuz 2009.
- ^ Kraemer, Joel L., Moses Maimonides: An Intellectual Portrait in The Cambridge Companion to Maimonides pp. 16-17 (2005)
- ^ Norman F. Cantor, The Last Knight: The Twilight of the Middle Ages and the Birth of the Modern Era, Free Press, 2004. , p. 28-29
- ^ Carroll, James. (Houghton Mifflin, 2001) p.26
- ^ G.E. Von Grunebaum, "Eastern Jewry Under Islam," 1971, page 369.
- ^ a b c Morris, Benny. Righteous Victims: A History of the Zionist-Arab Conflict, 1881-2001. Vintage Books, 2001
- ^ a b Gilbert, Martin. Dearest Auntie Fori. The Story of the Jewish People. Harper Collins, 2002, pp. 179-182.
- ^ (2002), p.208
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Yahudi tarihi ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- The Jewish History Resource Center. Project of the Dinur Center for Research in Jewish History, The Hebrew University of Jerusalem.
- Resources> Modern Period> 20th Cent.> History of Israel> State of Israel The Jewish History Resource Center, Project of the Dinur Center for Research in Jewish History, The Hebrew University of Jerusalem
- Jewish Virtual Library21 Şubat 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. Extremely comprehensive
- Jewish History and Culture Encyclopaedia24 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Official Site of the 22 Volume Encyclopaedia Judaica
- Internet Jewish History Sourcebook 26 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . offering homework help and online texts
- .
- .
- .
- .
- .
- Barnavi, Eli (Ed.). A Historical Atlas of the Jewish People. New York: Alfred A. Knopf 1992.
- Crash Course in Jewish History 21 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Jewish History13 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . chabad.org
- Video Lectures in Hebrew about The Jewish Nation in History 26 Şubat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Jewish and Western Historiagraphies: A Post-Modern Interpretation20 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . by Jose Faur, contrasting the Western concept of history with the idea of history that is central to Jewish culture
- Jewish families in Csicsó - Cicov (Slovakia) until the Holocaust[]
- Laik gözle Yahudi tarihi 14 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Geçmişten günümüze Yahudi tarihi 12 Aralık 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Yahudi tarihi Yahudi halkinin inancinin ve kulturunun tarihidir Yahudi tarihi yaklasik alti bin yillik bir sureyi ve yuzlerce farkli toplulugu kapsadigindan burada ancak genel bir sekilde ele alinabilmektedir Asagida siralanan ana maddelerde ve bu maddede belirtilen her ulkedeki Yahudi topluluklarinin ayri tarihlerine ek bilgiye ulasilabilir MO 10 yuzyil ile MO 586 Babil surgunu arasinda Israil genelinde coktanricilik normaldi Israilogullari arasinda yalnizca Yahveh ye tapinma ancak surgunden sonra ve gec bir donemde muhtemelen Makkabiler MO 2 yy donemi kurumsallasir ve monoteizm Yahudiler arasinda yerlesir Bazi Incil bilginleri bir zamanlar Asera ya Israil in ulusal Tanrisi olan Yahve nin esi olarak tapinildigina inanirlar Antik Caglarda Yahudi tarihi MO 37 yilina kadar Israilogullari Ilk iki doneminde Yahudi tarihi buyuk olcude Bereketli Hilal olarak adlandirilan bolgeninki ile aynidir Bu tarih Nil Dicle ve Firat nehirleri arasinda uzanan topraklara yerlesen insanlar ile baslar Misir ve Babil deki kadim medeniyet merkezleri Arabistan colleri ve Anadolu nun daglari ile cevrili olan Kenaan ulkesi daha sonra sirasiyla Israil Yehuda Yahudiye Eyaleti Coele Suriye Filistin Levant ve nihayet tekrar Israil adlarini almistir medeniyetlerin bulusma noktasiydi Eski zamanlarda kurulmus ticaret yollarinin kestigi bolge Akabe Korfezi ile Akdeniz kiyilarinda onemli limanlara sahipti Ozellikle Akdeniz kiyisindaki limanlar bolgeyi Bereketli Hilal de yasayan diger kulturlerin de etkisine acik hale getirmistir Geleneksel rivayetlere dayali olarak dunyanin her yerindeki Yahudiler buyuk olcude Israil diyarina yerlesmis olan kadim Israilogullarinin soyundan geldiklerine inanir Israilogullari ise ortak soylarini hepsi de Hud un kanindan olan Ibraniler Ishak ve Yakub uzerinden biblik atalari Ibrahim e kadar izlerlerdi Yahudi geleneklerinde Israilogullarinin Yakub un Misir a yerlesen on iki oglunun bunlardan birinin adi da Yehuda dir torunlari olduklarina inanilir Misir da soylari genellikle II Ramses olduguna inanilan Misir firavunu tarafindan kole edinilir Sonra da Musa peygamberin onderliginde Misir dan Kenaan a goc ederler Misir dan Cikis Bu olay Israilogullarinin her biri Yakub un ogullarindan birinin ismini alan on iki kabileye bolunmus bir halk haline gelisinin baslangicina da isaret eder Israil Diyari nin kabileler arasinda bolunusunu gosteren 1759 tarihli harita Yahudi gelenegi ve Kutsal Kitap ilk kitabi Tekvin den son kitabi olan Malaki ye kadar Israilogullarinin kirk bir yil boyunca colde dolastiktan sonra Kenaan ulkesini Yesu nun yonetiminde fethettiklerini ele gecirdikleri topraklari da on iki kabile arasinda bolustuklerini anlatir On iki kabile bir sure Hakimler olarak bilinen bir dizi hukumdar tarafindan yonetilir Bununla birlikte modern bilim adamlarinin fikir birligi Israil in buyuk olcude Misir da degil Kenan da yerli kokenlerini gosteren arkeolojik kanitlarin ezici oldugu ve Misir dan bir Cikisa veya Sina uzerinden 40 yillik bir hac yolculuguna yer birakmadigi seklindeki akademik gorusu desteklemektedir Pek cok arkeolog Musa ve Misir dan Cikis in arkeolojik arastirmasini meyvesiz bir arayis olarak degerlendirdi ve terk etti Arkeologlar ve Misirbilimciler tarafindan yapilan bir asirlik arastirma tartismali bir sekilde Misir esareti ve kacis ve vahsi dogada seyahatler hakkindaki Exodus anlatisiyla dogrudan iliskili olabilecek hicbir kanit bulamadi ve bu da Demir Cagi Israil in Yahuda ve Israil kralliklari oldugu fikrine yol acti kokenleri Misir da degil Kenan dadir En eski Israil yerlesimlerinin kulturu Kenanlidir kult nesneleri Kenan tanrisi El e aittir yerel Kenan geleneginde canak comlek kalintilari ve kullanilan alfabe erken Kenanlidir Israilli koyleri Kenan bolgelerinden ayiran neredeyse tek isaret domuz kemiginin olmamasidir ancak bunun etnik bir isaret olarak mi yoksa baska faktorlerden mi kaynaklandigi tartisma konusu olmaya devam etmektedir Bunun ardindan Saul un hakimiyeti altinda bir Israil monarsisi kurulmus ve Kral Davud ve Suleyman hakimiyetinde devam etmistir Kral Davud once bir Kenan daha sonra da sehri olan Kudus u fethederek kendisinin baskenti yapmistir Suleyman in hukumdarliginin ardindan ulke on kabileden olusan Israil kuzeyde ve ve guneyde kabilelerinden olusan Yehuda olmak uzere iki kralliga bolunmustur Israil M O 8 yuzyilda Asur hukumdari tarafindan fethedilmistir Kimi zaman Israil in On Kayip Kabilesi olarak da adlandirilan bu on kabileye dair genel kabul gormus bir tarihi kayit bulunmamaktadir Suleyman Mabedi nin Kutsal Kitaplardaki tasvirlere dayanilarak hazirlanan cizimi Babil surgunu Milattan once 6 yuzyilin baslarinda Yehuda Kralligi Babil ordusu tarafindan fethedilmistir Yehudali seckinler Babil e surulmus ancak Babil in daha sonra Persler tarafindan fethedilmesinin ardindan bunlarin en azindan bir kismi Ezra ve peygamberlerin onderliginde anavatanina donmustur Zerdustlugun Pers Imparatorlugu nun devlet dini olmasindan oturu Zerdustlugun Yahudiligin gelisimine ne olcude etki ettigi akademisyenler arasinda halen tartisilan bir konudur Bkz Surgun sonrasi donem Ikinci Tapinak in insasi Perslerin onayi ile Yahudiligin son uc peygamberi Zekeriya ve Malaki nin liderliginde tamamlanmistir Son uc peygamberin olumunden sonra halen Pers hakimiyeti altinda olan Yahudi halkinin liderligi de birbirini izleyen bes kusak zugot cift lidere gecmistir Yahudiler ilk olarak Perslerin ardindan da Yunanlarin hakimiyeti altinda refah donemleri yasamislardir Bunun sonucunda Ferisiler ve Sadukiler ortaya cikmistir Hem Pers hem de Yunan hakimiyeti altinda Yehuda da Yehud sikkeleri adi ile Yahudi sikkeleri de basilmistir Helenistik Yahudilik Milattan once 3 yuzyildan itibaren basta Iskenderiye deki Yahudi diyasporasi olmak uzere Helenistik felsefeden etkilenen Yahudilik akimlari gelismis bunun sonucunda da Yahudi Kutsal Kitabi Yunanca ya cevrilmistir Yahudi teolojisi ile Helenistik dusuncenin bir arada yasayabilecegi fikrinin en onemli savunucularindan biri de Iskenderiyeli Philon dur Hasmonayim Kralligi Yuhanna Hirkanus MO 134 MO 104 adina basilan sikkeler Persler Buyuk Iskender tarafindan maglup edilmislerdir Iskender in olumunden sonra kurdugu imparatorlugun generalleri arasinda paylasilmasi ile Selevkos Imparatorlugu kurulmustur Helenlesmis Yahudiler ile dindar Yahudiler arasindaki iliskilerin kotuye gitmesi uzerine Selevkos Imparatoru belirli Yahudi dinsel toren ve geleneklerini yasaklayan buyruklar vermistir Bunun sonucunda ortodoks Yahudiler Makkabiler olarak da bilinen Hasmonayim ailesinin liderliginde ayaklanmistir Ayaklanma sonucunda ortaya cikan bagimsiz Yahudi kralligi olan Hasmonayim Hanedani MO 165 yilindan MO 63 yilina kadar varligini surdurmustur Hasmonayim Hanedani Salome Alexandra nin ogullari II Hurkanus ve II Aristobulus arasindaki ic savas yuzunden parcalanmistir Bir hukumdar yerine teokratik ruhban sinifi tarafindan yonetilmek isteyen halktan Romali yetkililere bu yonde talepler gelmisti Bunu cok gecmeden Pompey in onderliginde topraklarin fethi ve ilhaki izlemistir Roma yonetimi MO 63 MS 400 arasi Roma daki nin ic duvarinda resmedilen Ikinci Tapinak in yagmalanmasi Roma hakimiyeti altindaki Yehuda baslangicta ilk olarak Hasmonayimlerin ardindan da Herod Hanedani nin yonetiminde bagimsiz bir Yahudi kralligiydi ancak gucleri zamanla azalarak dogrudan Roma yonetimi altina girmis ve Yahudiye Eyaleti olarak yeniden isimlendirilmistir Imparatorluk Yahudi tebaasina karsi siklikla vurdumduymaz ve gaddar bir tutum takinmistir Milattan sonra 66 yilinda Yahudiler Yehuda nin Romali yoneticilerine karsi bir ayaklanma baslattilar Ayaklanma daha sonra Roma imparatorlari olacak olan Vespasian ve Titus tarafindan bastirilmistir Milattan sonra 70 yilindaki Kudus Kusatmasi nda Kudus Tapinagi nin buyuk kismini yikan Romalilar kimi anlatimlara gore Menora gibi tapinagin kutsal esyalarinin bir kismini da yagmalamislardir un Bar Kohba ayaklanmasini bastirirken Yehuda yi harabeye cevirdigi ikinci yuzyila kadar onemli sayida Yahudi topraklarinda yasamayi surdurmustur Ayaklanmanin bastirilmasi sirasinda 985 koy haritadan silinirken Yehuda nin merkezinde yasayan Yahudi nufusun buyuk bolumu de yok edilmis oldurulmus kole edilerek satilmus veya kacmaya zorlanmistir Kudus e girmekten men edilen Yahudi nufusun yeni merkezi Celile olmustur Diaspora Yehuda Yahudilerinin cogu kole edilerek satilirken digerleri ise Roma Imparatorlugu nun diger bolgelerinde vatandas olmustur Yeni Ahit teki ve Pavlus tarafindan kaleme alinan diger metinlerde Roma dunyasinin cesitli sehirlerinde yasayan Helenlesmis buyuk Yahudi gruplarindan siklikla bahsedilir Bu Helenlesmis Yahudiler diasporada yasamaktan sadece ruhani anlamda etkilenmisler Yahudi itikadinin kose tasi haline gelen kayip ve yurtsuzluk duygusunu ozumsemisler dunyanin cesitli bolgelerinde maruz kaldiklari baskilar da bu duygulari pekistirmistir Yahudilik dinini Helen uygarliginin dort bir yanina yayan Yahudilige gecis politikasinin ise Romalilara karsi verilen savaslar ve Tapinak sonrasi donemde Yahudi degerlerinin yeniden insasi ile sona erdigi gorulmektedir Yahudi geleneginin tapinak temelli dinden uzaklasarak diaspora nin gelenekleri temelinde yeniden sekillendirilmesinde Misna ve Talmud da bulunan Tora tefsirlerinin gelistirilmesi de onemli bir rol oynamistir Gec Roma donemi Bar Kohba ayaklanmasinin basarisizlikla sonuclanmasina ragmen onemli sayida Yahudi Israil diyarinda hayatini surdurmustur Burada kalan Yahudiler Israil Diyari ni birbiri ardina isgal eden guclere karsi cesitli deneyimler ve silahli catismalar yasamislardir Yahudiligin en unlu ve onemli metinlerinden bazilari bu donemde Israil sehirlerinde kaleme alinmistir Misna nin tamamlanmasi ve nikkud sistemi bunlara verilebilecek orneklerden birkacidir Bu donemde Yahudi sozlu yasasini duzenleyen ve tartisan hahamlar tannaim ve amoraim halen faaliyetlerini surduruyordu Tannaim in aldigi kararlar Misna Tosefta ve cesitli Midras derlemelerinde bulunmaktadir Misna MS 200 un hemen baslarinda muhtemelen Judah haNasi tarafindan tamamlanmistir Amoraim tarafindan Misna uzerine yapilan yorumlar ise muhtemelen Tiberya da MS 400 civarinda Kudus Talmudu nda derlenmistir Milattan sonra 351 yilinda deki Yahudi halk Patricius onderliginde yonetimine karsi ayaklandi Ayaklanma sonunda tarafindan bastirilmistir Genelege gore MS 359 yilinda gunes yilini temel alan Ibrani takvimini olusturmustur O zamana kadar Israil Diyari disinda yasayan tum Yahudi toplulugu Sanhedrin tarafindan tasdik edilen takvimi kullaniyordu Bu Yahudi bayramlarinin belirlenmesi icin gerekliydi Ote yandan bu takvimi kullananlarin ve kararlari uzaktaki topluluklara ulastiran ulaklarin hayati tehlikedeydi Dini baskilarin suremesi Hillel in her zaman icin kullanilabilecek resmi bir takvim saglama kararliligini da artirmisti Son pagan Roma Imparatoru Yahudilerin senelerce yeniden imarini ozlemle beklediginiz kutsal Kudus e donmesine ve Tapinak i yeniden insa etmesine izin verdi Ne var ki Julianus 26 Haziran 363 tarihinde Sasani Imparatorlugu na karsi yuruttugu basarisizlikla sonuclanan seferde oldurulmus ve Tapinak yeniden insa edilememistir Orta CagBizans Yahudiler Roma Imparatorlugu nun dort bir yanina dagilmislardi Bu durum Bizans yonetimi sirasinda da orta ve dogu Akdeniz de kismen devam etmistir Bizans Imparatorlugu nun militan ve dislayici Hristiyanlik anlayisi ve imparatoru dinin de basi olmasi yuzunden Yahudiler iyi muamele gormemisler ve Imparatorluk icindeki Yahudilerin durumu ve nufuzu dramatik olcude kotuye gitmistir Yahudilerin Hristiyanliga dondurulmesi resmi Hristiyan politikasiydi ve Hristiyan liderler bu cabalarinda Roma nin resmi gucunden yararlanmistir Milattan sonra 351 yilinda Yahudiler bolge valisi Gallus un giderek artan baskilari karsisinda bir defa daha ayaklandilar Gallus ayaklanmayi bastirarak ayaklanmanin basladigi Celile deki buyuk sehirleri haritadan silmistir Bunlardan en buyuk iki hukuk akademisine ev sahipligi yapan ve bir daha asla toparlanamamistir Bununla birlikte Tiberya daki Nasi II Hillel ayin her ay gozetlenmesine gerek birakmayacak bir resmi takvimi iste bu donemde yaratmistir Hemen hemen ayni donemde Tiberya daki Yahudi Akademisi Judah HaNasi nin olumunun ardindan kusaklar boyunca Tora calismalari yapan alimler tarafindan gelistirilen birlestirilmis Misna braitot aciklamalar ve tefsirleri karsilastirmaya basladi Misna daki siralamaya gore duzenlenen metinde Misna daki her paragrafi o Misna ile iliskili tum tefsirlerin hikayelerin ve cevaplarin bir derlemesi izliyordu Bu metne Kudus Talmudu adi verilmistir Yehuda Yahudileri uzerindeki resmi baskilar Julianus doneminde kisa sureligine de olsa hafiflemistir Kralligi Helenizm e dondurme politikasini benimseyen Julianus Yahudilerin Kudus u yeniden insa etmesine izin vermisti Ancak Julianus un 361 ile 363 yillari arasinda suren kisa hukumdarligi bu vaadin yerine getirilmesine imkan vermezken Hristiyan yonetimi Imparatorluk uzerinde cok gecmeden tekrar kuruldu Altin Agizli Yuhanna nin Patrik olarak kutsandigi 398 yilindan itibaren Yahudilere karsi Hristiyan soylemi Yuhanna nin Yahudilik hastaligi na karsi konusmalar yaptigi Yahudilere Karsi ve Heykellere dair 17 Vaaz gibi bir dizi vaaz ile artmaya devam etmistir Boylesi hararetli bir dil kullanilmasi Antakya ve Konstantinopolis tekiler gibi buyuk Yahudi yerlesimlerine karsi bir guvensizlik ve nefret iklimi olusturmustur Besinci yuzyilin basinda Imparator I Theodosius Yahudilere karsi resmi baskilari tesis eden bir dizi buyruk vermistir Yahudilerin kole sahibi olmasi yeni sinagoglar insa etmesi resmi gorevlerde bulunmasi veya bir Yahudi ile Yahudi olmayan arasindaki davalara bakmasina izin verilmiyordu Yahudiler ile Yahudi olmayanlar arasindaki evlilikler ve Hristiyanlarin Yahudilige gecisi olum cezasi ile cezalandirilan suclar haline gelmistir Bunun yani sira Sanhedrin i de dagitan Theodosius Nasi makamini da ortadan kaldirdi Imparator I Justinianus un yonetiminde ise yetkililer tarafindan Yahudilerin vatandaslik haklarina kisitlama getirilmis Yahudilerin dini ayricaliklari da tehdit altina girmistir Imparator sinagogun ic islerine de mudahale ederek ornegin ibadet sirasinda Ibranice nin kullanilmasini yasaklamistir Yasaga uymayanlar ise bedeni cezalar surgun ve malvarligini kaybetme gibi cezalarla yildirilmaya calismistir Bizansli General Belisarius Vandallara karsi yuruttugu kampanya sirasinda kendisine direnen Borium Yahudilerini Hristiyan olmaya zorlamis ve sinagoglarini kiliseye cevirmistir I Justinianus ve ardindan gelen imparatorlarin kaygilari Yahudiye Eyaleti ile kisitli degildi ancak dayattiklari duzenlemeleri uygulamak icin yeterli sayida askerleri yoktu Bu otorite boslugu sonucunda da ironik sekilde altinci yuzyilda muhtesem mozaik zeminlere sahip bir dizi yeni sinagog insa edilmistir Yahudiler Bizans kulturunun zengin sanat formlarini kendi yasamlarina uyarlamislardir Insanlari hayvanlari menoralari zodyaklari ve Kutsal Kitap ta adi gecen karakterleri betimleyen mozaikler bulunmaktadir buradaki mozaikler arasinda Ibrahim in oglu Ishak yerine bir koc kurban edisini betimleyen bir sahnenin yani sira muazzam bir zodyak da bulunur Tiberya Beit Shean ve Tzippori de bu sinagog zeminlerinin mukemmel ornekleri tekrar gun isigina cikartilmistir Yahudilerin Bizans hakimiyeti altindaki hassas durumu buyuk olcude uzaklardaki Arap Yarimadasi nda burada buyuk Yahudi gruplarinin yasamaktaydi Daha fazla bilgi icin bkz Islam dininin ortaya cikisindan oturu cok da fazla surmedi Islam Hilafeti 636 yilinda Yarmuk Savasi nda kazandigi zaferin ardindan birkac yil icinde Bizanslilari Kutsal Topraklar dan ya da modern Israil Urdun Lubnan Suriye Bati Seria ve Gazze Seridi nden olusan Levant tan cikartti Bizanslilarin Yahudilere yonelik gaddarliginin bir gostergesi de sonraki yuzyillarda Hilafet sinirlari icinde yasamak icin Bizans topraklarindan kacan Yahudilerin yuksek sayisidir Bununla birlikte Bizans Imparatorlugu ndaki Yahudi cemaatinin buyuklugu bazi imparatorlarin en basta da Justinianus un Anadolu Yahudilerini zorla Hristiyanliga gecirmeye yonelik ekseriyetle basarisizlikla sonuclanan tesebbuslerinden etkilenmemistir Bizans hakimiyeti sirasinda Kucuk Asya daki Yahudilerin durumunun tam bir resmini cikartmaya yonelik calismalar halen tarihciler tarafindan surdurulmektedir bu konudaki goruslerden ornekler icin bkz J Starr The Jews in the Byzantine Empire 604 1204 S Bowman The Jews of Byzantium Averil Cameron Byzantines and Jews Recent Work on Early Byzantium Byzantine and Modern Greek Studies 20 Bizansli topluluklarin ve yetkililerin zaman zaman hasmane bir tutum takindiklarina dair bazi deliller bulunmaktaysa da o siralarda Bati Avrupa da yaygin olarak gorulene benzer sistematik bir zulum pogromlar kaziga baglayip yakma toplu surgun vs Bizans ta kaydedilmemistir Konstantinopolis teki Yahudi cemaatinin buyuk bolumu sehrin II Mehmet Fatih Sultan Mehmet tarafindan fethedilmesinin ardindan da burada kalmistir Yahudilerin Bizans tan gocu sonucunda ilginc bir tarihi olay da meydana gelmistir Yedi veya sekizinci yuzyilda bugunku Ukrayna da yasayan bir Turk kabilesi olan Hazarlar Yahudilige gecmistir Bu din degistirme isleminin ne olcude tamamlandigi belli olmamakla birlikte Helenistik donemden itibaren Kirim da bir Yahudi cemaati yasadigi kesin olarak bilinmektedir ve bunlara Bizans in degisken yonetimini terk eden Yahudiler de katilmis olabilir Hem Islamin hem de Bizans Imparatorlugu nun etkisi ve tehdidi altinda olan ve Yahudi nufusundan onemli fayda goren Hazar yoneticilerinin bagimsizliklarina bir guvence olarak tarafsiz kalmak icin Yahudilige gectikleri one surulur Kiev Knezligi nin yukselisi ile Hazarlar da tarih sahnesinden cekilmislerdir Gunumuzdeki DNA calismalarinda ise gunumuzdeki Askenaz Yahudilerine herhangi bir katki yaptiklarina dair bir bulguya rastlanmamistir Islam ve Hacli donemleri Diyaspora nin parcasi olarak cok sayida Yahudi gerek pagan gerekse Hristiyan donemlerinde kendilerine buyuk eziyetler eden Roma devletinin kontrolu disindaki Arap Yarimadasi na yerlesmisti Islam hakimiyeti altindaki Yahudilerin tarihi de zaman zaman diger yerlerdeki tarihleri gibi istikrarsiz olmustur Yedinci yuzyilin ortasinda Muhammed in olumunun hemen ardindan bati Arabistan dan cikarilmislardir Bu gibi aksiliklere ragmen Yahudiler Filistin deki ticaretin buyuk bolumunu kontrolleri altinda tutmuslar zimmi olarak karsi karsiya kaldiklari belirli kisitlamalara ragmen mureffeh bir yasam surmuslerdir Kulturel olarak Yahudiler ilerlemelerini surdurmusler nikkud Islam Hilafeti doneminde Tiberya da ortaya cikmistir Araplarin tehlikesiz ayrimciligini Hristiyan hakimiyeti altinda siklikla yasadiklari katliamlara yegleyen Yahudiler Birinci Hacli Seferi sirasinda 1099 da Kudus ve Hayfa yi Musluman kuvvetler ile birlikte savunmuslardir bu ornekte basarisizlik katliam anlamina geliyordu Birinci Hacli Seferi sirasinda Kudus Tiberya Ramla Askelon Caesarea ve Gazze yi icine alan topraklarin her yerinde Yahudi cemaatleri yasamaktaydi Her ne kadar bu nufus merkezleri Hacli Kralliklari tarafindan ozel olarak hedef alinmamissa da Haclilarin hakimiyeti altinda Yahudilerin yasam kalitesi hic suphesiz kotulesmis ve daha tehlikeli bir hal almistir Ispanya Kuzey Afrika ve Ortadogu Orta Cag boyunca Yahudiler genel olarak Musluman hukumdarlarin yonetimi altinda Hristiyanlara kiyasla daha iyi muamele gormuslerdir Ikinci sinif vatandas konumunda olmalarina ragmen Yahudiler Musluman saraylarinda onemli roller oynamislar 900 1100 yillari civarinda Islam hakimeti altindaki Ispanya da bir Altin Cag yasamislar ancak durum bundan sonra kotuye gitmeye baslamistir Bununla birlikte yuzyillar boyunca basta Yahudilerin gettolarda yasamaya zorlandigi Fas Libya ve Cezayir olmak uzere Kuzey Afrika da Yahudilerin oldurulmesi ile sonuclanan ayaklanmalar da yasanmistir On birinci yuzyilda Ispanya daki Yahudiler 1011 de Cordoba da ve 1066 da Girnata da Muslumanlarin pogromlarina maruz kalmislardir Orta Cag da Misir Suriye Irak ve Yemen de sinagoglarin yikilmasini emreden buyruklar verilmistir Kimi donemlerde Yemen in bazi bolgeleri Fas ve Bagdat ta Islam a gecmek ya da olum arasinda bir secim yapmaya zorlanmislardir 1172 yili itibariyla Musluman Iberya nin buyuk bolumunu kontrolleri altina alan Murabitlardan cok daha koktenci olan Muvahhidler zimmilere buyuk eziyetler etmistir Ibn Meymun un ailesi gibi kimileri guney ve dogudaki daha hosgorulu Musluman topraklarina kacarken kimileri de kuzeydeki genisleyen Hristiyan kralliklarina yerlesmistir Avrupa Yahudiler Avrupa da ozellikle de bir zamanlar Roma Imparatorlugu nun sinirlari icinde kalan topraklarda cok eski zamanlardan itibaren yasamaya baslamislardir Fransa bkz ve Almanya da bkz dorduncu yuzyildan hatta Ispanya da bundan da erken tarihlerden itibaren buyuk Yahudi cemaatlerinin yasadigina dair kayitlar bulunmaktadir Aralarinda Norman Cantor un da bulundugu yirminci yuzyil tarihcileri Orta Cag in Yahudiler icin her zaman ayni sekilde zorlu bir donem oldugunu savunan geleneksel dusunceye karsi cikmaktadir Buna gore Kilise tam olarak organize olmadan once erken Orta Cag toplumu hosgoruluydu 800 ile 1100 yillari arasinda Hristiyan Avrupa da 1 5 milyon Yahudi yasiyordu Serf veya Sovalyeler olarak feodal sistemin parcasi olmadiklari icin sansliydilar zira bu sekilde hayati bircok Hristiyan icin cekilmez kilan baski ve surekli savas halinin disinda kaliyorlardi Siradan Hristiyanlarin aksine Yahudilerin cogunlugu okuma yazma biliyordu Hristiyanlardan daha temiz haliyle de daha saglikliydilar bu yuzden de ornegin Kara Veba salgini sirasinda daha az sayida Yahudi olmustur ve daha adil ve insancil olan Yahudi hukukuna tabi sekilde yasayabiliyorlardi Finans yonetim ve hekimlik alanlarinda sagladiklari onemli hizmetlerden oturu Hristiyan toplum ile iliskilerinde krallar presneler ve piskoposlar tarafindan korunmaktaydilar Tum bunlar Roma Katolik Kilisesi nin reformlari ve guc kazanmasi ozellikle de vaazler veren Fransisken ve Dominiken kesislerin uydurdugu hikayeler ve sehirlerde yasayan kiskanc ve rekabetci orta sinif Hristiyanlarin yukselisi ile degismistir 1300 yilina gelindiginde kesisler ve yerel rahipler halka Yahudilerden nefret etmeyi ve onlari oldurmeyi ogretmek icin Paskalya yortusu sirasinda donemin kiyafetleri icindeki Yahudileri Isa yi oldururken betimleyen sahne oyunlarindan yararlaniyorlardi Yahudiler uzerindeki baskilar ve yasadiklari yerlerden kovulmalari iste bu noktada yaygin bir hal almistir On dorduncu yuzyilin ortalarinda Kara Veba salginlarinin Avrupa yi harap ederek nufusun yaridan fazlasinin olumune yol acmasiyla Yahudiler de gunah kecisi secilmistir Nihayet 1500 yili civarinda Yahudiler aradiklari guvenligi bulduklari Polonya da yeniden refaha kavusmuslardir 1300 yilindan itibaren Yahudiler Hristiyan Avrupa da ekseriyetle agir zulum gormuslerdir Faiz ile borc para vermesine izin verilen tek grup olduklarindan Faizcilik Kilise tarafindan Katoliklere yasaklanmisti bazi Yahudiler onde gelen faizciler haline gelmistir Hristiyan hukumdarlarin zamanla aforoz edilme tehlikesi ile karsi karsiya kalmadan kendilerine sermaye saglayabilen Yahudiler gibi bir sinifa sahip olmanin avantajini gormesi ile Bati Avrupa daki para ticareti de Yahudilerin eline gecmistir Ne var ki bankacilik islemleri ile Yahudiler tarafindan elde edilen yuklu meblaglar karsiliginda satin alinan mulkler hemen her seferinde Yahudi sahipleri yasarken ya da oldukten sonra kralin zimmetine gecmistir Yahudiler boylece imparatorluk servi camerae yani kendilerini ve mulklerini prenslere veya sehirlere verebilecek Kral in mulku haline gelmislerdir James Carroll a gore Yahudiler Roma Imparatorlugu nun toplam nufusunun 10 unu teskil ediyordu Bu orana gore sayet diger etkenlerin mudahalesi olmasaydi bugun dunyada 13 milyon yerine 200 milyon Yahudi olacakti Elbette nufus artis orani salgin hastaliklar goc asimilasyon ve din degistirme gibi diger bircok karmasik demografik etken de kuresel Yahudi nufusunun mevcut boyutu uzerinde onemli roller oynamistir Yahudiler Avrupa ulkelerinde siklikla katledilmisler ve buralardan kovulmuslardir Baskilar ilk olarak Hacli Seferleri sirasinda zirveye cikmistir Birinci Hacli Seferi sirasinda 1096 Ren ve Tuna boylarindaki gelisen Yahudi cemaatleri tumuyle yok edilmistir bkz 1096 Ikinci Hacli Seferi sirasinda 1147 Fransa Yahudileri sik sik katledilmistir 1251 ve 1320 deki nde de Yahudiler saldiriya ugramistir Hacli Seferleri ni kovulma izlemistir Bunlar arasinda 1290 da tum Ingiltere Yahudilerinin kovulmasi 1396 da 100 000 Yahudinin Fransa dan atilmasi ve 1421 de binlercesinin Avusturya dan surulmesi de vardir Kovulan Yahudilerin buyuk bolumu Polonya ya kacmistir Erken Modern donemOsmanli donemi Yahudiler bugun kabaca modern Turkiye nin bulundugu ancak cografi olarak Anadolu adi verilen Kucuk Asya da 2 400 yildan uzun bir sure boyunca yasamistir Baslangicta Helenistik donemde yasadiklari refah Hristiyan Bizans altinda ortadan kalkmis ancak hakimiyeti ve sonunda da sehrin kendisini Konstantinopolis in elinden alan cesitli Musluman devletler icinde tekrar gelmistir Osmanli doneminin buyuk bolumunde Turkiye zulumden kacan Yahudiler icin guven icinde yasayabilecekleri bir yer olmustur Bugun de halen toplam nufusu 22 000 i bulan kucuk bir Yahudi cemaati burada yasamaya devam etmektedir Levant in Muslumanlarin hakimiyeti altina girdigi Yarmuk Savasi sirasinda Hayfa Sehem El Halil Ramla Gazze Kudus ve kuzeydeki bircok sehirde otuz Yahudi cemaati vardi Safed Yahudilerin ruhani merkezi haline gelirken Sulhan Aruh un yani sira bircok Kabbala metni de burada derlenmistir Ilk Ibrani matbaasi ve Bati Asya daki ilk baski 1577 yilinda faaliyete gecmistir Yahudilerin donem donem kulturel ve ekonomik refah yasadiklari ancak kimi zamanlar da genel bir baski altina girdikleri durum G E von Grunebaum tarafindan su sekilde ozetlenmistir Islam topraklarinda yuksek mevkilere gelmis guc sahibi olmus onemli mali nufuz elde etmis kayda deger ve kabul goren entelektuel basarilar kaydetmis cok sayidaki Yahudi tebanin veya vatandasin isimlerini siralamak isten bile degildir ayni durum Hristiyanlar icin de gecerlidir Ancak baskilarin keyfi musaderelerin din degistirmeye zorlama tesebbuslerinin veya pogromlarin uzun bir listesini yapmak da ayni sekilde zor olmayacaktir Tarihci Martin Gilbert Musluman ulkelerdeki Yahudilerin durumunun 19 yuzyilda kotulestigini yazar 1828 de Bagdat ta Yahudileri hedef alan bir katliam yasanmistir 1839 da Iran in dogusundaki Meshed sehrinde bir guruh Yahudi Mahallesi ne dalmis sinagogu yakarak Tora tomarlarini yok etmistir Yahudilerin katli ancak zorla din degistirmeleri sayesinde onlenebilmistir 1867 de Barfurus ta bir baska katliam yasanmistir 1840 yilinda Sam daki Yahudiler bir Hristiyan kesis ile Musluman usagini oldurup Hamursuz Bayrami nda pisirdikleri ekmeklerde kanlarini kullanmakla suclandilar Bir Yahudi berbere sucunu itiraf edene kadar iskence edilirken iki Yahudi daha iskence altinda hayatini kaybetmistir Bir ucuncusu ise Muslumanliga gecerek hayatini kurtardi 1860 lar boyunca Libya Yahudileri Gilbert in tabiri ile cezai vergiye maruz kalmislardir 1864 yilinda Fas in Marakes ve Fez sehirlerinde 500 civarinda Yahudi oldurulmustur 1869 yilinda Tunus ta 18 Yahudi oldurulurken nda da Araplardan olusan kalabalik Yahudi ev ve dukkanlarini yagmalayarak sinagoglari yakmistir 1875 yilinda Fas in sehrinde 20 Yahudi oldurulurken ulkedeki diger sehirlerde de cok sayida Yahudi sokak ortasinda saldiriya ugramis ve oldurulmustur 1891 yilinda Kudus un Musluman liderleri Osmanli yetkililerinden Rusya dan gelen Yahudilerin bolgeye girmesinin yasaklanmasini talep etmistir 1897 yilinda Trablusgarp ta sinagoglar basilarak Yahudiler katledilmistir Benny Moris Yahudilerin maruz kaldiklari asagilanmanin sembollerinden birinin de Yahudilerin Musluman cocuklar tarafindan taslanmasi oldugunu yazar Morris bir 19 yuzyil seyyahindan su alintiyi yapar Alti yasinda kucuk bir cocugun uc dort yaslarinda birkac sisman ufakliga bir Yahudiye nasil tas atmalari gerektigini ogretisine sahit oldum Veletlerden biri buyuk bir serinkanlilikla paytak paytak adamin yanina yurudu ve Yahudi oldugunu gosteren gabardinine tukurdu Yahudinin tum bunlara boyun egmesi gerekiyordu bir Musluman a tokat atmanin bedelini hayati ile odeyebilirdi Mark Cohen e gore The Oxford Handbook of Jewish Studies de cogu uzman modern dunyadaki Arap Antisemitizmi nin on dokuzuncu yuzyilda Yahudi ve Arap milliyetciliklerinin catismasi sonucunda ortaya ciktigini ve Arap dunyasina oncelikle milliyetci bir dusunce yapisina sahip Hristiyan Araplar tarafindan sokuldugu ve ancak daha sonra Islamlastigi sonucuna varmaktadir Avrupa Avrupa Ronesansi sirasindaki en korkunc kovulmalar Ispanya daki Morisko veya Arap Islam devletinin bilinen adi ile Endulus un yeniden fethinin reconquista hemen ardindan gerceklesmistir Son Musluman hukumdarlarin da 1492 de Girnata dan cikarilmasini Ispanyol Engizisyonu izlemis Ispanya nin sayilari 200 000 e varan Sefarad Yahudisi nufusunun tamami ulkeden kovulmustur Bunu 1493 te Sicilya dan 37 000 Yahudi ve 1496 da Portekiz den kovulmalar izlemistir Kovulan Ispanyol Yahudilerinin buyuk bolumu Osmanli Imparatorlugu Hollanda ve Kuzey Afrika ya kacarken bir kismi da Guney Avrupa ve Orta Dogu ya gitmistir On yedinci yuzyilda Bati Avrupa da neredeyse hic Yahudi yasamiyordu Nispeten hosgorulu olan Polonya Avrupa daki en buyuk nufusa sahipti ancak Yahudiler icin buradaki sakin durum da yuz binlerce Polonya ve Litvanya Yahudisinin 1648 ve Isvec savaslari 1655 sirasinda katledilmesi ile sona ermis oldu Bu ve diger zulumlerin etkisiyle Yahudiler 17 yuzyilda Bati Avrupa ya geri donduler Yahudilere yonelik Ingilizler tarafindan konulan son yasak da 1654 yilinda kaldirilmis olsa da kimi sehirlerden donemsel kovulmalar yine de devam etmis Yahudiler siklikla toprak sahibi olmaktan men edilmis ve gettolarda yasamaya zorlanmistir On sekizinci yuzyilin sonlarinda Polonya nin Parcalanmasi ile Yahudi nufus da Polonya topraklarini kendi aralarinda paylasan Rus Imparatorlugu Avusturya Macaristan Imparatorlugu ve Prusya arasinda bolunmustur Avrupa Aydinlanmasi ve Haskala 18 Yuzyil Avrupa daki Ronesans ve Aydinlanma donemi boyunca Yahudi toplumu icinde kayda deger degisimler yasanmistir Avrupa genelindeki Aydinlanma ya paralel olarak Haskala Yahudi Aydinlanmasi hareketi de ortaya cikmis 18 yuzyilda Yahudiler kendilerini kisitlayan yasalardan kurtulmak ve Avrupa toplumunun geneline entegre olmak icin kampanyalara baslamistir Ogrencilerin aldigi geleneksel dini ogrenime laik ve bilimsel ogretim de eklenmistir Yahudi tarihi ve Ibranice calismalari yeniden hayat bulmus ulusal Yahudi kimligine olan ilgi buyumeye baslamistir Haskala Reform ve Muhafazakar hareketleri dogurmus Siyonizm in tohumlarini ekerken Yahudilerin ikamet ettikleri ulkelere kulturel asimilasyonunu da tesvik etmistir Hemen hemen ayni zamanda Haskala nin neredeyse tam zittini telkin eden Hasidik Yahudilik hareketi dogmustur On sekizinci yuzyilda Haham Israel ben Eliezer Baal Sem Tov tarafindan baslatilan Hasidik Yahudilik dine coskulu ve mistik yaklasimi ile hizla taraftar toplamistir Bu iki hareket ve icinden ciktiklari Yahudilige geleneksel ortodoks yaklasim cagimizda Yahudi gorenekleri icindeki bolunmelerin temelini olusturmustur Bu esnada dis dunyada da bir degisim yasanmakta Yahudilerin serbestlesmesi esit haklar verilmesi olasiligi tartismaya acilmaktaydi Bunu yapan ilk ulke ise 1789 Fransiz Devrimi sirasinda Fransa olmustur Bununla birlikte Yahudilerden geleneklerini surdurmeleri degil entegre olmalari beklenmekteydi Bu muglak durum Clermont Tonnerre nin 1789 yilinda Ulusal Meclis te yaptigi meshur konusmasinda da gozler onune serilmistir Yahudilere bir ulus olarak hicbir sey vermemeli ancak bireyler olarak Yahudilere her seyi vermeliyiz Hakimlerini tanimayi birakmaliyiz onlar da sadece bizim hakimlerimize tabi olmalilar Yahudi orgutlenmesinin sozde yasalarinin korunmasina yasal koruma saglamayi reddetmeliyiz devlet icinde ne bir siyasi vucut ne de duzen kurmalarina izin verilmemelidir Her biri bireysel olarak vatandas olmalidir Ancak kimileri bana onlarin vatandas olmak istemedigini soyleyecektir Pekala oyleyse Vatandas olmak istemiyorlarsa bunu soylesinler ve biz de onlari buralardan surelim Devlet icinde vatandas olmayanlardan olusan bir toplulugun ulus icinde bir ulus olmasi rezil bir durumdur 19 yuzyilHer ne kadar baskilar surse de serbestlesme 19 yuzyil boyunca Avrupa nin her yerine yayilmistir Napolyon Yahudileri Avrupa daki Yahudi gettolarini terk edip yeni olusturulan hosgorulu siyasi rejimlere siginmaya davet ederek bu serbestlesmeyi daha da yaymistir bkz Napolyon ve Yahudiler 1871 e gelindiginde Almanya nin da Yahudilere serbestlik vermesi ile Rusya disinda Avrupa ulkelerinin hepsi Yahudilerine serbestlik tanimis oluyordu Yahudilerin laik topluma giderek daha fazla entegre olmasina ragmen Orta Cag in dini nefreti yerine irk ve ulus fikirlerine dayanan yeni bir Antisemitizm turu ortaya cikmaktaydi Yahudilerin Bati Avrupa nin Ari halklarindan farkli ve bunlardan asagi bir irk oldugunu savunan bu Antisemitizm turu Fransa Almanya ve Avusturya Macaristan da serbestlesmenin geri alinmasi platformu uzerinde kampanyalar yuruten siyasi partilerin ortaya cikisina yol acmistir Bu Antisemitizm turu Avrupa kulturunde sik sik kendini gostermis Fransa daki Dreyfus Olayi da bu olaylarin en unlusu olmustur Rusya daki devlet destekli pogromlarin yani sira bu baskilar da cok sayida Yahudinin sadece kendi devletleri icinde guven icinde olacagina inanmasina yol acmistir Bkz Theodor Herzl ve Bu donemde Amerika Birlesik Devletleri ne Yahudi gocu bkz bu ulkede Avrupa daki kisitlamalardan onemli olcude kurtulmus yeni bir buyuk cemaatin ortaya cikmasini saglamistir 1890 ile 1924 yillari arasinda cogunlukla Rusya ve Dogu Avrupa dan iki milyonun uzerinde Yahudi Amerika Birlesik Devletleri ne goc etmistir 20 yuzyilI Dunya Savasi sirasinda ABD Food Administration un duzenledigi Gida Muhafaza Kampanyasi ni tesvik etmek amaciyla Yidis ile yazilan poster Gida savasi kazanacak Buraya ozgurluk ugruna geldiniz simdi onu korumaya yardim etmelisiniz Bugdaya muttefiklerin ihtiyaci var ziyan etme renkli litograf Charles Edward Chambers 1917 Siyonizm Yahudi Devleti dusuncesini ortaya atan Theodor Herzl 1901 1870 li ve 1880 li yillarda Avrupa daki Yahudi nufus arasinda Israil e goc ve burada Yahudi ulusu icin bir ulusal anavatan kurulmasi konusu tartisilmaya baslamistir 1882 yilinda ilk Siyonist yerlesim olan Rus imparatorlugundan gelen hareketine uye olan gocmenler tarafindan kurulmustur Daha sonra ise Israil Diyari nda cok sayida yerlesim kuran hareketi ortaya cikmistir Siyonist hareket resmi olarak 1884 ve nin 1897 ardindan kurulmustur Dunya superguclerini Yahudiler icin bir devlet kurmaya ikna etmek uzere mucadele baslatan ise Theodor Herzl olmustur I Dunya Savasi ndan sonra boyle bir devlet kurmak icin gerekli kosullar olusmus gibi gorunuyordu Birlesik Krallik Filistin i Osmanli Imparatorlugu ndan almis Chaim Weizmann a verilen 1917 tarihli Balfour Deklerasyonu ile Britanya Yahudilere bir ulusal anavatan icin soz de vermisti 1920 de Britanya Filistin Mandasi baslamis Britanyalilar Filistin de Yahudiler icin bir ulusal anavatani yaratmayi ve desteklemeyi vadetmisti Baslangicta Yahudiler icin her sey yolunda gidiyor gibiydi Yahudi yanlisi Herbet Samuel Filistin Yuksek Komiseri olarak atanmis Kudus Ibrani Universitesi kurulmus ve Filistin e cok sayida buyuk goc dalgasi gelmisti Artan Yahudi gocunden memnun olmayan Filistin in Arap sakinleri ise Yahudi yerlesimine ve Britanya hukumetinin Yahudi yanlisi politikasina siddet iceren ayaklanmalar ve teror eylemleri yoluyla karsi cikmaya basladilar Arap ceteleri konvoylara ve Yahudi nufusa saldirmaya basladi ve nin ardindan Filistin deki Yahudi liderleri Britanya nin yerel Arap cetelerini Filistin deki Yahudilere saldirilari konusunda karsisina almaya niyeti olmadigina karar verdiler Bu cetelere karsi korunma icin Britanya yonetimine guvemeyeceklerinin farkina varan Yahudi liderler ciftliklerini ve Kibbutzlari korumak icin Haganah orgutunu kurdular Araplarin uyguladigi siddetten dolayi Birlesik Krallik kademeli olarak baslangictaki Yahudi devleti fikrinden geri adim atmaya ve iki uluslu bir cozum veya Yahudi azinligi bulunan bir Arap devleti fikrini gundeme geitrmeye baslamisti Bu esnada Haganah tan kopan sag unsurlarin kurdugu Irgun daha sonra da Irgun dan kopan asiri unsurlarin kurdugu Lehi Stern Cetesi gibi orgutler zaman icinde Filistin deki Ingiliz hedeflerine ve Araplara karsi intikam saldirilari duzenlemis onde gelen Ingiliz yoneticileri hedef alan suikastler gerceklestirmistir Bu esnada ABD ve Avrupa Yahudileri bilim kultur ve ekonomi alanlarinda onemli basarilar elde ettiler O donemde Avrupa nin en onde gelen fizikcileri Yahudiler ozellikle de Albert Einstein di Sovyetler Birligi nde cok sayida Yahudi Ekim Devrimi nde rol oynamis ve komunist partisi uyesi olmustur Holokost Varsova Gettosu Ayaklanmasi nin bastirilmasinin ardindan Yahudiler siginaklari terk ederken kollari havada bir oglan cocugu 1933 te Adolf Hitler in ve lideri oldugu Nazi Partisi nin Almanya da iktidara gelmesi ile Yahudi meselesi de daha vahim bir boyuta tasinmistir Ekonomik krizler irkci Yahudi dusmani yasalar ve savasin yaklastigi korkusu ile bircok Yahudi Avrupa dan kacarak Filistin Amerika Birlesik Devletleri ve Sovyetler Birligi ne kacmistir 1939 yilinda Ikinci Dunya Savasi nin patlamasinin ardindan 1941 yilina kadar Hitler o donemde milyonlarca Yahudinin yasadigi Polonya ile Fransa nin da aralarinda bulundugu Avrupa nin neredeyse tamamini isgal etmisti 1941 de Sovyetler Birligi nin isgali basladiginda Hitler Nihai Cozum un hayata gecirilmesi emrini verdi Bu plan Avrupa daki Yahudi nufusun yok edilmesini hedefleyen esi gorulmemis olcekte kapsamli ve orgutlu bir operasyonu iceriyordu Alti milyon Yahudinin yontemli ve urpertici bir gaddarlikla olduruldugu bu soykirim Holokost olarak bilinir Polonya da sadece Auschwitz toplama kampinda bir milyon Yahudi gaz odalarinda oldurulmustur Holokost un muazzam olcegi ve bu sirada yasanan korkunc olaylar Holokost un boyutlarini sadece savastan sonra anlayan Yahudi ulusunu ve dunya kamuoyunu derinden etkilemistir Savastan sonra Yahudiler yarali Yahudi ulusu icin bir barinak olusturmaya yonelik cagrilarini artirdilar Israil devletinin kurulusu 1945 yilinda Filistin deki Yahudi direnis orgutleri birleserek Yahudi Direnis Hareketi ni kurmuslardir Hareket Britanya yonetimine baski yapmaya ve Yahudilere saldiran Arap isyancilara intikam saldirilari duzenlemeye baslamistir Bu gruplarin siddet iceren mucadelesinin basarisina dair farkli gorusler vardir ve itaatsizlik hareketi King David Oteli nin bombalanmasinin ardindan 1946 yilinda sona ermistir Yahudi liderleri mucadeleyi Filistin e yasadisi goc uzerine yogunlastimaya karar vermisler ve Britanyali yetkililerin onayi olmaksizin Avrupa daki savas yuzunden multeci durumuna dusen muazzam sayida Yahudiyi orgutlemeye baslamislardir Goc Israil deki Yahudi yerlesimlerine onemli bir katkida bulunurken Britanyali yetkililer de Filistin in kaderi ile ilgili karari Birlesmis Milletler e havale etmistir 29 Kasim 1947 tarihinde Birlesmis Milletler ulkeyi bir Yahudi bir de Arap devleti olmak uzere iki devlete bolmeye karar vermistir Karar Yahudi liderleri tarafindan kabul edilirken Araplar karsi cikarak Yahudi yerlesimlerine saldirmislar ve 1948 Arap Israil Savasi patlak vermistir Savasin ortasinda Britanya mandasinin son askerleri de Filistin i terk etmesinin ardindan David Ben Gurion 1948 yilinda Yahudi Israil devletinin kurulusunu ilan etti 1949 yilinda savas sona ermis ve Israil Devleti devleti kurmaya ve muazzam goc dalgalari ile dunyanin dort bir yanindan ulkeye gelen yuz binlerce Yahudi multeciyi icine almaya basladi 1948 yilindan bu yana Israil aralarinda 1956 Suveys Krizi 1967 Alti Gun Savasi 1973 Yom Kippur Savasi 1982 Lubnan Savasi ve 2006 Israil Lubnan Krizi gibi bir dizi buyuk askeri catismanin yani sira ulusal cikarlarini korumak icin bir dizi kucuk catismaya da girmistir 1977 yilindan bu yana Israil komsulari ve Amerika Birlesik Devletleri ve Avrupa Birligi gibi diger taraflarca Israil ile komsulari arasindaki anlasmazliklari cozume kavusturmak amaciyla bir baris sureci baslatmak uzere buyuk olcude de Filistin halkinin kaderi uzerine suregelen ve buyuk olcude basarisizlikla sonuclanan bir dizi diplomatik caba da baslatilmistir 21 yuzyilBugun Israil 5 8 milyonu Yahudi olmak uzere 7 1 milyonluk nufusa sahip bir parlamenter demokrasidir Gunumuzde en kalabalik Yahudi nufusa sahip ulkeler Amerika Birlesik Devletleri ve Israil dir Fransa Arjantin Rusya Birlesik Krallik ve Kanada da onemli Yahudi nufuslarina ev sahipligi yapmaktadir Ayrica bakinizYahudilik Yahudi Josephus Islam ve Yahudilik Yahudilerin Arap topraklarindan toplu gocu Gizli Yahudilik Tarihteki Yahudi devletler Israil tarihiDipnotlar Finkelstein Israel and Silberman Neil Asher The Bible Unearthed Archaeology s New Vision of Ancient Israel and the Origin of Its Sacred Texts Simon amp Schuster 2002 pp 241 242 Quote from the BBC documentary prof Herbert Niehr Between the 10th century and the beginning of their exile in 586 there was polytheism as normal religion all throughout Israel only afterwards things begin to change and very slowly they begin to change I would say it the sentence Jews were monotheists n n is only correct for the last centuries maybe only from the period of the Maccabees that means the second century BC so in the time of Jesus of Nazareth it is true but for the time before it it is not true BBC 21 Aralik 2011 18 Mart 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Temmuz 2012 Wesler Kit W 2012 An Archaeology of Religion University Press of America s 193 ISBN 978 0761858454 10 Ocak 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Eylul 2014 Mills Watson Ed 31 Aralik 1999 Mercer Dictionary of the Bible Reprint bas Mercer University Press s 494 ISBN 978 0865543737 10 Ocak 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Ocak 2022 a b Dever William G 2002 What Did the Biblical Writers Know and When Did They Know It Wm B Eerdmans Publishing Company ISBN 978 0 8028 2126 3 p 99 Finkelstein Israel and Nadav Naaman eds 1994 From Nomadism to Monarchy Archaeological and Historical Aspects of Early Israel ISBN 978 1 880317 20 4 KB1 bakim Fazladan yazi yazar listesi link Compare Robert Jameson 2002 Ian Shaw Ed A Dictionary of Archaeology New bas Wiley Blackwell s 313 ISBN 978 0 631 23583 5 16 Kasim 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Ocak 2022 The Biblical account of the origins of the people of Israel principally recounted in Numbers Joshua and Judges often conflicts with non Biblical textual sources and with the archaeological evidence for the settlement of Canaan in the late Bronze Age and early Iron Age Israel is first textually attested as a political entity in Egyptian texts of the late 13th century BCE and the Egyptologist Donald Redford argues that the Israelites must have been emerging as a distinct group within the Canaanite culture during the century or so prior to this It has been suggested that the early Israelites were an oppressed rural group of Canaanites who rebelled against the more urbanized coastal Canaanites Gottwald 1979 Alternatively it has been argued that the Israelites were survivors of the decline in the fortunes of Canaan who established themselves in the highlands at the end of the late Bronze Age Ahlstrom 1986 27 Redford however makes a good case for equating the very earliest Israelites with a semi nomadic people in the highlands of central Palestine whom the Egyptians called Shasu Redford 1992 2689 80 although see Stager 1985 for strong arguments against the identification with the Shasu These Shasu were a persistent thorn in the side of the Ramessid pharaohs empire in Syria Palestine well attested in Egytian texts but their pastoral lifestyle has left scant traces in the archaeological record By the end of the 13th century BCE however the Shasu Israelites were beginning to establish small settlements in the uplands the architecture of which closely resembles contemporary Canaanite villages Killebrew Ann E 2005 Biblical Peoples and Ethnicity An Archeological Study of Egyptians Canaanites Philistines and Early Israel 1300 1100 B C E Atlanta Society of Biblical Literature s 176 ISBN 978 1 58983 097 4 26 Temmuz 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Agustos 2012 Much has been made of the scarcity of pig bones at highland sites Since small quantities of pig bones do appear in Late Bronze Age assemblages some archaeologists have interpreted this to indicate that the ethnic identity of the highland inhabitants was distinct from Late Bronze Age indigenous peoples see Finkelstein 1997 227 230 Brian Hesse and Paula Wapnish 1997 advise caution however since the lack of pig bones at Iron I highland settlements could be a result of other factors that have little to do with ethnicity Wendy Mayer and Pauline Allen John Chrysostom The Early Church Fathers London 2000 p 113 146 Cod I v 12 Procopius Historia Arcana 28 Nov cxlvi Feb 8 553 Procopius De Aedificiis vi 2 History of the Byzantine State The Oxford History of Byzantium C Mango Ed 2002 Maurice Roumani The Case of the Jews from Arab Countries A Neglected Issue 1977 pp 26 27 Granada 24 Aralik 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde by Richard Gottheil Meyer Kayserling Jewish Encyclopedia 1906 ed The Treatment of Jews in Arab Islamic Countries 14 Mayis 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Temmuz 2009 28 Eylul 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 13 Temmuz 2009 Sephardim 6 Ocak 2010 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Temmuz 2009 Kraemer Joel L Moses Maimonides An Intellectual Portrait in The Cambridge Companion to Maimonides pp 16 17 2005 Norman F Cantor The Last Knight The Twilight of the Middle Ages and the Birth of the Modern Era Free Press 2004 ISBN 0 7432 2688 7 p 28 29 Carroll James Houghton Mifflin 2001 ISBN 0 395 77927 8 p 26 G E Von Grunebaum Eastern Jewry Under Islam 1971 page 369 a b c Morris Benny Righteous Victims A History of the Zionist Arab Conflict 1881 2001 Vintage Books 2001 a b Gilbert Martin Dearest Auntie Fori The Story of the Jewish People Harper Collins 2002 pp 179 182 2002 p 208Dis baglantilarWikimedia Commons ta Yahudi tarihi ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir The Jewish History Resource Center Project of the Dinur Center for Research in Jewish History The Hebrew University of Jerusalem Resources gt Modern Period gt 20th Cent gt History of Israel gt State of Israel The Jewish History Resource Center Project of the Dinur Center for Research in Jewish History The Hebrew University of Jerusalem Jewish Virtual Library21 Subat 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Extremely comprehensive Jewish History and Culture Encyclopaedia24 Aralik 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Official Site of the 22 Volume Encyclopaedia Judaica Internet Jewish History Sourcebook 26 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde offering homework help and online texts Barnavi Eli Ed A Historical Atlas of the Jewish People New York Alfred A Knopf 1992 ISBN 0 679 40332 9 Crash Course in Jewish History 21 Subat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Jewish History13 Mayis 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde chabad org Video Lectures in Hebrew about The Jewish Nation in History 26 Subat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Jewish and Western Historiagraphies A Post Modern Interpretation20 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde by Jose Faur contrasting the Western concept of history with the idea of history that is central to Jewish culture Jewish families in Csicso Cicov Slovakia until the Holocaust olu kirik baglanti Laik gozle Yahudi tarihi 14 Nisan 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Gecmisten gunumuze Yahudi tarihi 12 Aralik 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde