Nasreddin Hoca (Osmanlıca: نصر الدین خوجه; 1208, Hortu - 1284, Akşehir), Anadolu Selçuklu Devleti döneminde, Hortu ile Akşehir çevresinde yaşamış olan efsanevi kişi ve mizah kahramanıdır.
Nasreddin Hoca | |
---|---|
Nasreddin Hoca'yı temsil eden 17. yüzyıla ait bir minyatür | |
Doğum | Nasrüddin Nusrat 1208 Hortu, Sivrihisar, Eskişehir, Anadolu Selçuklu Devleti |
Ölüm | 1284 (75-76 yaşlarında) Akşehir, Konya, Anadolu Selçuklu Devleti |
Defin yeri | Nasreddin Hoca Türbesi, Akşehir, Konya, Türkiye 38°21′25″N 31°24′10″E / 38.356944°K 31.4028799°D |
Milliyet | Türk |
Din | İslam |
Çocuk(lar) | Dürrü Melek Fâtıma Ömer |
Ebeveyn(ler) | Abdullah (baba) Sıdıka (anne) |
Ülke | |
Kaynak | 01705 |
Bölge | Avrupa ve Kuzey Amerika |
Tescil geçmişi | |
Tescil | 2022 (17. oturum) |
Geleneğe göre babasının adı Abdullah, kızlarından birinin adı Fâtıma olarak kabul edilmekle birlikte yeni araştırmalar neticesinde babasının adının Şemseddin, Fâtıma olarak bilinen kızının adınınsa Hatun olduğu öne sürülmüştür. |
Çoğunlukla hazırcevap ve mizah anlayışını elinde bulunduran bir bilge olarak yansıtılan hikâyelerle tanınan Nasreddin Hoca'nın gerçekte yaşayıp yaşamadığına, yaşadıysa da gerçek kişiliğinin ne olduğuna dair tartışmalar olmakla birlikte, gerçek bir tarihî kişilik olduğuna dair bazı belgeler de bulunmaktadır. Bu belgelerden edinilen bilgilere göre, 1208 yılında Akşehir'in Hortu köyünde doğan Nasreddin Hoca burada temel eğitimini aldıktan sonra Sivrihisar'da medresede eğitim görmüş ve babasının ölümü üzerine döndüğü memleketinde köy imamlığı görevini üstlenmiştir. Nasreddin Hoca, bir süre sonra dönemin tasavvufi düşünce merkezlerinden olan Akşehir'e göç ile Mahmûd-ı Hayrânî'nin dervişi olarak Mevlevîlik, Yesevîlik veya Rufâilik yoluna mensup olmuştur. Akşehir'de mülki görevler üstlenen ve aynı zamanda Akşehir çevresindeki yörelerde de kısa süreli bulunduğu düşünülen Nasreddin Hoca, 1284'te yine Akşehir'de ölerek günümüzdeki Nasreddin Hoca Türbesi'ne gömülmüştür.
Nasreddin Hoca'nın, adına anlatılan hikâyeler ile gelişen efsanevi kişiliği, onun ölümüyle aynı yüzyıl içerisinde ortaya çıkmış olup Nasreddin Hoca adına addedilen yazılı anlatılar yüzyıllar içerisinde onlarla ifade edilen sayılardan binlere kadar çıkmıştır. Çoğunlukla hazırcevap bir bilgin olarak aksettirildiği hikâyelerinin yanı sıra Nasreddin Hoca'nın manasız sözler söyleyen, akıldan noksan birisi olarak sunulduğu ve farklı kişilik özellikleri barındıran hikâyeler de bulunmaktadır. Ermiş bir bilginden saçma sözler sarf eden bir deliye kadar birçok farklı kişilik özelliği bulunduran bu hikâye çeşitlenmesinin, anonim anlatıların da zamanla Nasreddin Hoca adına bağlanmış olabileceği ihtimali ile açıklanmaktadır. Günümüzde bibliyografik bir değeri bulunan Nasreddin Hoca yazılı kültürünün bilinen en eski anlatısına, 1480 yılında telif edilen Saltuknâme'de rastlanmakla birlikte, Povest o Hoce Nasreddine serisi 1.5 milyon ile şimdiye dek en fazla satışı yapılan Nasreddin Hoca derlemesidir. Bu eserlerden derlenen fıkralar, içerdiği mesajlar, özellikleri ve mitolojik unsurlar gibi farklı bağlamlarda incelenmiş olup birçok ülkede eğitim ve öğretimde de kullanılmaktadır.
Yeni doğan bir bebeğin bebek bağının türbesine gömülmesi, yeni evlilerin ilk olarak türbesini ziyaret etmesi gibi halk inanışlarında yer edinen Nasreddin Hoca'ya dair hikâyeler, Türk halklarının yanı sıra Araplar, Bulgarlar, Çinliler, Farslar, Macarlar, Ruslar gibi farklı toplumlarda da yer edinmiş olup , Jiyrenşe Şeşen gibi yerel kahramanlarının anlatıları ile iç içe geçmiş bir hâldedir. Geniş bir coğrafi alana yayılmasına bağlı olarak sanat ve popüler kültür alanlarında Nasreddin Hoca'ya dair çokça eser verilmiştir. Bunların arasında 1775-1782 yılları arasında yazılan Nasreddin Hoca'nın Mansıbı, bilinen ilk tiyatro oyunu; 1939 yılında gösterime giren Nastradin Hoca i Hitar Petar da, bilinen ilk filmdir. Ayrıca 1996 yılı UNESCO tarafından Nasreddin Hoca Yılı olarak kutlanmış olup 2022 yılında da somut olmayan kültürel miras olarak tasdik edilmiştir.
Gerçekten yaşayıp yaşamadığına dair görüşler
Nasreddin Hoca'nın gerçekten yaşayıp yaşamadığı konusu halkbilimciler tarafından ele alınmakta ve farklı görüşler ortaya konulmaktadır. Alman oryantalistler Albert Wesselski ve Martin Hartmann gerçekte Nasreddin Hoca diye birinin yaşamadığını öne sürmüşlerdir. Fransız oryantalist René Basset, 10. yüzyılda ünü Arap dünyasında yayılmış olan Arap güldürü tiplemesi Cuhâ'nın zamanla Türkler arasında Hoca'ya dönüştüğünü öne sürmüş, Yugoslav Türkolog Fehim Bajraktarević de Basset'nin bu fikrini desteklemiştir. Azeri halkbilimci Hanefi Zeynallı da Nasreddin Hoca'nın tarihî bir kişilik olarak ele alınmasına şüpheyle yaklaşırken Tehmasib Ferzeliyev; Nasreddin Hoca'nın gerçek kişiliğinin önemsiz olduğunu, bir tipleme olarak içerisinde bulunduğu her kültürün ortak kahramanı olduğu görüşünü savunmuştur.
Bazı araştırmacılar Nasreddin Hoca'yı folklorik bir hayal ürünü olarak ele alıp tarihî kişiliklerle bağdaştırma yoluna başvurmuşlardır. Bu yaklaşımlardan birini geliştiren İsmail Hami Danişmend, Nasreddin Hoca'nın II. Mesud döneminde yaşayan Yavlak Arslan oğlu ve 1300 yılında Kastamonu'da öldürülenmüstevfî Nasîrüddin Mahmud olduğunu öne sürmüştür. Danişmend, bu iddiasını Fransa'da keşfettiği Farsça bir selçuknâmeye dayandırarak ortaya atmış; ancak görüş sağlam dayanakları olmaması gerekçesiyle bilim dünyasında kabul görmemiştir. Naci Kum da bu konuya eğildiği bir yazısında Kayseri Arkeoloji Müzesi'nde bulunan ve üzerinde Nasreddin adı ile hoca unvanının bulunduğu bir mezar taşı bulunduğunu öne sürerek Nasreddin Hoca'nın ölümünün 13. yüzyıl başında (kabul edilen 1284 yılından 72 yıl önce) Kayseri'de gerçekleştiğini iddia etmişse de İbrahim Hakkı Konyalı ilgili mezar taşında yaptığı okuma ile taşta Nasreddin Hoca değil Emirüddin Hoca yazdığını tespit etmiştir. Azeri halkbilimciler Memmedhüseyn Tehmasib ve Memmedağa Sultanov da birlikte yazdıkları Molla Nasreddin Lâtifâlârı kitabında Nasîrüddin Tûsî'nin Nasreddin Hoca'nın yaşadığı kabul edilen zaman diliminde yaşaması, bazı yazmalarda Nasreddin Hoca'nın Nasîrüddin şeklinde adlandırılması, Nasîrüddin Tûsî'nin bir eserinde fıkralara yer vermesi, Nasreddin Hoca'nın bazı hikâyelerde müneccimleri alaya alması ve bu türden bir davranışın ancak Nasîrüddin Tûsî gibi yıldızlar konusunda ilim sahibi insanlardan beklenebileceği, Nasreddin Hoca'nın Timur'un huzuruna memleketinin temsilcisi olarak çıkması ile Nasîrüddin Tûsî'nin Alamut hükümdarınca Hülagü'nün huzuruna gönderilmesi, Nasîrüddin Tûsî'nin bir adının Hasan olması ve bir fıkrada Nasreddin Hoca'nın da bir adının Hasan olarak geçmesi gibi benzerlikler kurarak hocanın aslen Nasîrüddin Tûsî olduğunu öne sürmektedirler. Ancak Tehmasib, öne sürdükleri bu verilerin sağlam kanıtlar olarak değerlendirilemeyeceğini, vardıkları sonucun yalnızca bir varsayım olduğunu da kabul etmektedir. Ayrıca yine Azeri bir halkbilimci olan Azad Nebiyev de Tehmasib ile Sultanov'un bu iddialarını tenkit etmiştir. Irak Türkmeni araştırmacı İbrahim Dakuki, Nasreddin Hoca'nın İsfahanlı bir Fars olduğunu ve asıl adının Meşhedî olduğunu öne sürmüştür. Özbekistan'da ise Nasreddin Hoca'nın Buhara doğumlu olduğuna ve ağzında dişiyle doğduğuna dair bir inanış mevcuttur. Halk arasında bu şekilde bir inanç olmasına karşın bir kısım Özbek araştırmacı Nasreddin Hoca'nın Özbek olmadığını kabul etmektedir. Orta Çağ tarihçisi Mikail Bayram da Nasreddin Hoca'nın aslen Ahî Evran, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin Mesnevî'sinde Cuhâ diye andığı kişinin de aslen Nasreddin Hoca olduğunu iddia etmektedir.
Nasreddin Hoca'nın tarihî bir kişilik olduğunu savunanlardan halkbilimci İlhan Başgöz 13. yüzyılda böyle bir kişinin yaşadığına dair hiçbir kuşkunun bulunmadığını belirtmektedir. Yine halkbilimciler Saim Sakaoğlu, Ali Berat Alptekin ve Fatma Ahsen Turan da Nasreddin Hoca'nın 13. yüzyılda yaşadığını belirterek onu Yunus Emre ve Hacı Bektaş-ı Veli ile birlikte Anadolu Türklüğünün tepe noktalarından biri olarak gösterirler. Halkbilimciler Pertev Naili Boratav ile tarihçiler Fuat Köprülü ve Tuncer Baykara da Nasreddin Hoca'nın tarihî bir kişilik olduğunu savunanlar arasında yer almaktadır.
Nasreddin Hoca ve yakınlarına dair belgeler
Nasreddin Hoca'nın doğum yeri konusu üzerine çalışan İbrahim Hakkı Konyalı, Nasreddin Hoca'nın Şehri Akşehir adlı kitabında II. Mehmed'in çağdaşı Hızır Çelebi'nin olduğu kabul edilen şecerede Hızır Çelebi'nin Sivrihisar kadısı olan babasının Nasreddin soyundan olmasını hocanın Sivrihisar doğumlu olduğuna kaynak olabilecek bir bilgi olarak ele almıştır. Bu şecere 15. yüzyıl sonlarında yazılan kaynaklarda ortaya çıkmıştır. En eski Nasreddin yazmalarından birinin müellifi olan Lâmiî Çelebi de Hızır Çelebi'nin oğullarından Sinan Paşa için aynı şecereyi vermektedir. Buna göre Sinan Paşa Nasreddin Hoca'nın altıncı göbekten torunudur.
Nasreddin Hoca'nın hayatına dair çıkarımlar yapılabilmesini sağlayan önemli verilerden biri Nasreddin Hoca Türbesi'ni ziyaret eden I. Bayezid'in bir sipahisi olan Mehmed'in türbeyi çevreleyen sütunlara tarih atarak kazıdığı altı satırlık yazıdır:
Orijinal | Çeviri |
---|---|
|
|
Sipahi Mehmed'in not düştüğü 796 yılı hicri takvime göre olup miladi takvimde 1393 ya da 1394 yılına denk gelmektedir ve Nasreddin Hoca'nın yaşadığı tarih aralığının belirlenmesine dair önemli bir belge olarak ele alınır.
Nasreddin Hoca Türbesi'nin bir kitabesi bulunmamakla birlikte sonradan dikilen mezar taşında hicri 386 yılı yer almaktadır. Miladi 696 yılına denk gelen bu yılda Oğuzlar henüz Anadolu'ya gelmemiş olduğundan bu yılın hatalı olduğu bilinmektedir. Çeşitli araştırmacılar tarafından yılın Nasreddin Hoca'nın nüktedanlığına uygun biçimde ters yazıldığı ve aslen 683 olduğuna dair görüşler ortaya atılmıştır. Saim Sakaoğlu ve Ali Berat Alptekin ise mezar taşındaki yazının anlam hataları barındırmasına atıfta bulunarak harflerin sağdan sola fakat rakamların soldan sağa yazıldığı Arap alfabesi ile yazılmış olan mezar taşını hazırlayan ustanın bu kuralı bilmemesi ve Nasreddin Hoca'nın ölüm yılını kasten değil bu kuralı bilmemesi üzerine ters yazdığını öne sürmüşlerdir. Halkbilimci Mehmet Önder, mezar taşındaki yazının anlam hataları barındırdığını dile getiren ilk kişi olmakla beraber aşağıdaki şekilde düzenlendiğinde anlamlı hale geldiğini belirtmiştir:
Orijinal | Düzenlenmiş | Çeviri | Düzenlenmiş |
---|---|---|---|
|
|
|
|
Halkbilimciler mezar taşındaki yılın bilerek ya da bilmeyerek ters yazıldığı konusunda hemfikir olup miladi 1284 ya da 1285 yılına denk gelen 683 yılının doğru olduğuna dair ortak kanaattedirler.
Bunlarla birlikte 1957'de bulunan, Nasreddin Hoca'nın kızına ait olan ile oğlu Ömer'in olduğu sanılan mezar taşları 2013 yılında tekrar incelemeye alınarak yeni bilgiler elde edilmiştir ve bu bilgiler Mehmet Mahur Tulum tarafından "Sivrihisar'da Nasreddin Hoca ve Ailesine Ait Yeni Bulgular" konu başlıklı konferansta kamuoyu ile paylaşılmıştır. Buna göre Nasreddin Hoca'nın kızının adı olduğu sanılan Fâtıma'nın yanlış olduğu ve gerçek adının Hatun olduğu öne sürülmüş, ayrıca oğlu Ömer'in olduğu sanılan mezar taşının Nasreddin Hoca'ya ait olduğu tespit edilmiştir. Mezar taşlarında yapılan okumalarda Nasreddin Hoca'nın gerçek adının Nasrüddin Nusrat olduğu ve Abdullah olduğu sanılan babasının adının da Şemseddin olduğu belirlenerek Sivrihisar doğumlu olduğu da kesinleşmiştir. Nasreddin Hoca'nın babasının ve kızının adına dair öne sürülen bu yeni bilgiler diğer araştırmacılar tarafından teyit edilmemiş olup tartışmaya açıktır.
Nasreddin Hoca'nın Akşehir'deki türbesinin ayak ucunda kızı Dürrü Melek'e ait mezar kitabesinin bulunması, 1476 yılına ait ilyazıcı defterinde Nasreddin Hoca Türbesi'ne dair kayıtların bulunması hocanın gerçekten yaşadığına dair diğer deliller olarak kabul edilmektedir.
Kişiliği
Gerçek kişiliği
Nasreddin Hoca'nın doğum yeri önceleri net olarak bilinmemekteydi. Başta İbrahim Hakkı Konyalı tarafından olmak üzere Akşehir'e bağlı Sivrice köyünde doğduğuna dair iddialar öne sürülse deSivrihisar'ın Hortu köyünde doğduğu kabul edilmekteydi. Yapılan son araştırmalarla Nasreddin Hoca'nın Hortu'da doğduğu kesinleşmiştir. Doğum tarihi tam olarak bilinemese de dönemin Sivrihisar Müftüsü Hasan Efendi'nin Mecmûâ-i Maârif adlı eserinde yer alan eski sicilden aktarılmış bilgilere göre 1208 yılında Abdullah ve Sıdıka çiftinin oğlu olarak doğmuştur. Nasreddin Hoca temel eğitimini köy imamı olan babasından alarak medrese öğrenimi için Sivrihisar'da bulunmuş, babasının ölümü üzerine Hortu'ya dönerek ondan kalan köy imamlığı görevini üstlenmiştir.
Anadolu Selçuklu Devleti'nin siyasi karışıklıklar içerisinde olduğu zaman diliminde yaşayan Nasreddin Hoca'nın döneminde Muhyiddin İbnü'l-Arabî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre gibi isimlerin etkisiyle tasavvufi düşünce ve tarikatların etkinliği artmaya başlamıştır. Bu ortamda Mecmûâ-i Maârif'e göre 1237 ya da 1238 yılında ardında köy imamlığı yapması için Mehmed adında birisini bırakarak tasavvufi düşüncenin merkezlerinden biri olan Akşehir'e göç eden Nasreddin Hoca, adının geçtiği en eski belge olan Saltuknâme'ye göre Mahmûd-ı Hayrânî'nin dervişi ve Sarı Saltuk'un pirdaşı olmuş, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ile dostluk kurmuştur.Mecmûâ-i Maârif'te ayrıca Hacı İbrahim Sultan'dan da tasavvufi terbiye aldığı bilgisi yer alsa da ikisinin arasında yüz yıllık fark olmasından dolayı bu bilgi tarihî gerçeklerle uyuşmamaktadır. Buna karşılık Nasreddin Hoca'nın Hacı İbrahim Sultan'dan değil, aynı adlı dedesinden eğitim aldığı ihtimali bulunmaktadır. Nasreddin Hoca'nın, şeyhi Hayrânî dolayısıyla Mevlevîlik, Yesevîlik veya daha zayıf ihtimalle Rufâilik yoluna mensup olduğu düşünülmektedir. Ayrıca Nasreddin Hoca'nın Tabibzâde Mehmed Şükrü'nün silsilenâmesine göre Nakşibendi olduğu belirtilse de bu bilgi de tarihî gerçeklerle uyuşmamaktadır.
Nasreddin Hoca, aldığı eğitimle beraber Akşehir'de mülki görevler edinerek kadılık ya da kadı naipliği yapmış muhtemelen Kayseri, Ankara, Afyonkarahisar, Kütahya, Bilecik gibi çevre yerleşim yerlerinde de bulunmuştur. 1284 yılında hayatının büyük bölümünü geçirdiği Akşehir'de ölmüştür.
En eskisi 16. yüzyıla tarihlenen anonim Lâtâ'if-i Hâce Nasreddin derlemelerinde Nasreddin Hoca kimi zaman Timur kimi zaman I. Alâeddin Keykubad ile çağdaş gösterilmektedir.Evliya Çelebi ise Seyahatnâme'sinin ikinci cildinde Akşehir'den söz ederken Nasreddin Hoca'dan da söz açarak I. Murad ve I. Bayezid dönemlerinde yaşadığını belirtmiştir. Bu farklı anlatılara karşın günümüzde Nasreddin Hoca ve yakınlarına dair belgeler ışığında Nasreddin Hoca'nın 13. yüzyılda yaşadığı ve Timur, I. Murad ya da I. Bayezid ile çağdaş olamayacağı konu üzerinde çalışan araştırmacıların büyük çoğunluğu tarafından kabul edilmektedir. Buna karşılık Timur ile çağdaş gösterildiği anlatılardaki Timur figürünün aslen Akşehir'de sekiz yıl ordugâh kuran Moğol şehzadesi Keygatu olabileceği ihtimali üzerinde durulmaktadır.
Efsanevi kişiliği
Fıkralardan türeyip Nasreddin Hoca'yı ermiş, bilgin, hazırcevap, deli dolu gösteren ve birçok farklı kişilik özelliği yansıtan çeşitli anlatılar mevcuttur. Fıkralarının sayısının geçmiş yazılı eserlere doğru gidildikçe azalması bir takım anonim fıkraların zamanla Nasreddin Hoca adına bağlanmış olabileceği ihtimalini güçlendirmekte ve efsanevi Nasreddin Hoca kişiliğinin bu şekilde çeşitlendiğini düşündürmektedir. Saltuknâme'de geçen bir fıkraya göre aynı şeyhin müridi olan Sarı Saltuk, Nasreddin'e Akşehir'de rastlar. Nasreddin, Saltuk'a altın, gümüş tabaklar içinde yiyecek ikram eder. Bu gösteriş karşısında Sarı Saltuk, kendi kendine "Bu adam acaba bu kadar serveti babasından miras mı aldı yoksa kendini mi kazandı?" diye sorar. Misafirinin aklından geçenleri sezen Nasreddin der ki: "Bütün bunlar babamdan kaldı. Benim, bu dünyaya gelirken getirdiğim ve bir gün dünyayı terk ederken de götüreceğim üç nesnedir." Saltuk'un "Bu üç nesne nedir?" sorusuna Nasreddin Hoca'nın cevabı "Bir sikimle iki taşağım." olur. Bu kaba sözler Sarı Saltuk'un garibine gider ama düşüncesini yüksek sesle anlatmaya cesaret edemeyerek kendi kendine "Böyle bilge bir adam manasız şeyler söylemez, her halde sözlerinin gizli bir manası vardır. Acaba ne demek istedi?" diye düşünür. Nasreddin misafirinin aklından geçenleri sezer ve der ki: "Kafanı boş yere yorma, söyleyeyim; bu üç şeyden maksadım: Birincisi iman, ikincisi amel, üçüncüsü de ihlâstır." Bu fıkra Nasreddin Hoca'nın kişiliğinin bir türlü mistik yorumudur ve ölümünden henüz iki yüzyıl sonra kişiliğine aslından tamamen farklı, karşısındakinin düşüncelerini keşfetme gibi nitelikler yakıştırıldığı görülmektedir.
Derleme yazmaların çoğunda Nasreddin Hoca'nın ermiş kişiliğine yönelik birçok fıkra bulunmaktadır. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kütüphanesi yazmasındaki bazı fıkraların sonuna eklenen "...işte halk arasında atasözü olmuştur." cümlesi de hocanın halk bilgesi olarak görüldüğünü gösterir. Nasreddin Hoca'nın bu yönde fıkralarından biri şu şekildedir:
"Nasreddin Hoca bir adamla yolda giderken bir sipahiye rastlarlar. Sipahi hocanın yol arkadaşına uzak bir köye kılavuzluk yapmasını emreder. Adam ben filan beyin kuluyum deyip bu angaryadan yakasını kurtarır. Sipahi bu sefer hocaya buyurur, hocanın "Ben de Allah'ın kuluyum." diyerek angaryadan kurtulmaya çalışması para etmez, sipahinin önüne katılır ama "Hey yarabbi! Bir filan beyin kulu olan adamın haline bak bir de senin kulunun haline bak!" diye tanrıya serzeniş etmekten de kendini alamaz. O anda bir gürültü duyup arkasına bakan hoca görür ki sipahi attan düşüp ölmüş."
Hocanın ermişliğine atıf yapan ancak latifeye ve hatta gelenekle bağdaşmaz davranışlarda bulunduğu aşağıdaki örnekteki gibi hikâyelere de rastlanmaktadır:
"Çömezi İmâd, hocaya takılmak amacı ile yalandan hasta olur. Okuyup üflemesi için hocayı çağırırlar. Kendisini tanıyıp tanımadığını soran hocaya İmâd şakayı daha da ileriye götürerek 'Sen eskici Kara Koca değil misin?' karşılığını verir. Hoca da ona 'Sen sağlık yerine taşağımı alırsın.' der. İmâd bu kez gerçekten onulmaz bir hastalığa tutulup ölür".
Nasreddin Hoca'nın ermişliğine yönelik fıkralardan biri de ölümünden yıllar sonra cuma namazı için toplanmış cemaati türbesine çağırdığının anlatıldığı hikâyedir. Cemaat namazı bırakıp türbeye gider ancak hocayı orada bulamazlar. Döndüklerinde ise caminin kubbesinin çöktüğünü görürler.
Bektaşî fıkraları niteliğine sahip Nasreddin Hoca fıkraları da bulunmaktadır. Hocanın sabah namazını uzatmasının sebebini "Allah'ı borçlu edeyim" diye açıkladığı, tanrı misafiriyim diyerek evine gelen adamı mescide gönderdiği, fındık dağıtırken çocuklara "Allah taksimi mi olsun kul taksimi mi?" diye sorduğu, "Kul taksimi" cevabını aldığında göğe bakarak "Bak, çocuklar bile senin işlerini beğenmiyorlar." diye seslendiği fıkralar Bektaşi edalı fıkralardandır. Bu son fıkra aynı zamanda Bektaşî'nin meyve ikram ettiği kimselere "Allah yapısı mı olsun kul yapısı mı?" diye sorduğu fıkrayla da benzerlik göstermektedir.
Nasreddin Hoca, fıkralarında iki farklı anlamda "deli" olarak anılmaktadır. Birinci anlamıyla Nasreddin Hoca, saçma hareketlerde bulunan, manasız sözleriyle saf ve aptal göründüğü halde gerçekte bilge niteliği taşıyan ve garip davranışlarının altında ders alınacak gerçekler bulunan bir kişidir. Ermiş yönleriyle öne çıkan birçok fıkrada da bu yönüyle görünmektedir:
"Çetin meselelerini Arap, Acem, Hint bilgilerinin çözemediği bir molla Nasreddin'e gelir. Onu tarlasında çalışırken bulur. Hoca, mollayı deli dolu sözleriyle ve garip davranışları ile şaşırtır ama sorularına da çatır çatır cevap verir. Molla böylece hem hocanın olgunluğu, hem de Rum ülkesinin bilim seviyesi üzerine bir yargıya varır: 'Rum'un delisi böyleyse uslusu nice olur?' der."
İkinci anlamıyla gerçekten akıldan noksan, saçma işler yapan aptal insan profiline dair Karatepeli fıkralarına benzer Nasreddin Hoca fıkraları bulunmaktadır.Saltuknâme'de yer alan bir fıkra bu minvalde örnek olarak gösterilmektedir:
"Saltuk, Nasreddin Hoca ile görüşmek için evine geldiği zaman hocayı bulamayınca karısından onun Sivrihisar'a gitmiş olduğunu öğrenmiş. Kadından hocanın kasabaya niçin gittiğini sormasına aldığı karşılık şudur: "Sivrihisar'ın musarrifleri haber gönderdiler, dahi ayıtdılar: Gelsün bize biraz akıl koysun biz dahı iller gibi uslanalum."
Karatepeli fıkraları mahiyetindeki Nasreddin Hoca fıkralarının ana kişisi eski tarihli anlatılarda Nasreddin Hoca değil "bir Sivrihisarlı" olarak da yer almakta olup bu fıkraların en eskisi 15. yüzyıla kadar inmektedir. Nasreddin Hoca'nın güldürü kişiliği ile Lâmiî Çelebi'nin de aktardığı üzere Sivrihisarlıların tuhaf insanlar olarak nitelenmesinin arasındaki ilişkiye cevap bulmak adına Bodleian Kütüphanesindeki 43 hikâye arasında Sivrihisar'dan söz edilen iki hikâyeyi ve Fransa Millî Kütüphanesindeki iki hikâyeyi karşılaştıran Pertev Naili Boratav, Nasreddin Hoca'nın nüktedan kişiliğinin Sivrihisar halkına aktarıldığı yönüne meyilli olduğu belirtmekle birlikte tersi bir durumun da imkânsız olmadığını söylemiştir. Günümüzde Nasreddin Hoca'nın kerametine verilen bir anlam değişmesiyle Sivrihisarlılar da Kayserililer gibi işini bilen, cin fikirli insanlar olarak anılmaktadırlar.
Memmedhüseyn Tehmasib, davalının "o kendi kulağını ısırdı" savunması üzerine kadı olan Nasreddin Hoca'nın bunu kendi üzerine denediği anlatıyı şöyle yorumlamaktadır: "Mahkemede kimsenin halledemediği meselelere kesin çözüm bulmak kabiliyetine sahip bir adamın birdenbire kendi kulağını dişleyen ahmak kadıya çevrilmesinde muhakkak bir maksat vardır. Bizce burada ahmak Molla Nasreddin değil, onun tenkit etmek amacı ile kasten rolüne girmiş olduğu kadıdır." Kazak halkbilimci Şakir İbrayev aynı konu ile ilgili görüşünü "Onun kendisini ahmak olarak göstermesini, içinde bulunduğu çaresizlikten kurtulmak için yapılmış ani bir davranış olarak kabul ediyoruz. Çünkü böyle bir durumdan kurtulmanın tek yolu ya ters bir davranışta bulunmak ya da ters bir cevap vermektir." şeklinde özetlerken Eflatun Cem Güney de Nasreddin Hoca'nın Karatepeli mahiyetindeki deli rolünü aldığı fıkraları şöyle değerlendirmektedir: "O, kulun ayıbını yüzüne vurmamak için kendisini safderun bir adam yerine koyuyor. Gülünecekse kendine gülüyor, güldürecekse kendine güldürüyor. Kendine gülmek, kendine güldürmek, yine de gülünç olmamak. Belki de en ince mizah bu." Boratav, Güney'in "Rahmetli ne başkaları gibi vakaların tuhaflığını diline doluyor, ne de ipsiz sapsız sözlerle kaba saba nükteler yapıyor." yargısını hatırlatarak Nasreddin Hoca hakkında çelişkiye düştüğünü belirtmiştir.İsmail Hami Danişmend de bilge ve ilim adamı olarak nitelediği Nasreddin Hoca hakkında "...hocayı eşekli bir budala vaziyetine sokan bizim müelliflerimiz, muharrirlerimizdir." görüşünü öne sürerek gerçek kişiliği ile efsanevi kişiliğinin birbirlerine tezat olduğunu savunmuştur.
Halk inanışları
Ölümünün ardından Türk kültürünün motiflerinden biri haline gelen Nasreddin Hoca, zamanla kendisi etrafında inanışlar meydana getirmiştir. Buna göre Nasreddin Hoca'nın ağlayarak değil gülerek doğduğuna inanılmaktadır. Akşehir'de bulunan türbesini ziyaret edenlerin ise gülmekten kendilerini alamayacaklarına, gülmemek için kendini zorlayan kişinin ise başına muhakkak bir şey geleceğine inanılır. Akşehir'de düğün sahibinin Nasreddin Hoca'nın türbesine gidip onu ve mollalarını düğün ziyafetine davet etmesi bir gelenek halini almış olup bu yapılmadığında çiftin geçimsizlikten muzdarip olacağı inancı yörede hakimdir. Yine yeni doğan çocukların göbek bağının türbeye gömüldüğünde çocuğun Nasreddin Hoca gibi zeki, hoşgörülü ve güleryüzlü bir insan olacağı kabul edilmektedir. Akşehir'den ayrılanların Nasreddin Hoca'nın türbesine gidip dua etmesi bir gelenek olup Mustafa Kemal'in de Millî Mücadele yıllarında şehirden ayrılırken türbeyi ziyaret ettiği bilinmektedir. Akşehir'de hocanın türbesinden alınan toprağın kuru ağrı denilen göz hastalığını iyileştirdiğine inanılır ve kuraklık dönemlerinde türbe önünde yağmur duasına çıkılır.Uluslararası Akşehir Nasreddin Hoca Anma ve Mizah Günlerine ilk davet edilen de yine Nasreddin Hoca'dır.
Sivrihisar ve Hortu'da hocanın davranışları öğüt, ibret dersi olarak yorumlanmaktadır. Eşeğe ters binmesi "Eşek ne de olsa gideceği yeri bilir, ters biniyorum ki gerimizin güvenliğini gözetleyebileyim.", dört yanı açık türbesinin kapısında kilit bulunması ise "Kilit dost içindir, düşman ne yapsan yine de girmenin bir yolunu bulur." şeklinde yorumlanmaktadır. Nasreddin Hoca'nın türbesi zamanla güvenlik tedbirlerinden yoksun, girmenin kolay olduğu yerler için bir benzetme niteliği kazanmıştır. Buna örnek olarak Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili bir fıkrada Maginot Hattı hocanın türbesine benzetilmiştir.
Kültürel yayılım alanı
Nasreddin Hoca Anadolu kökenli bir karakter olmasına karşın fıkraları Doğu Türkistan'dan Macaristan'a, Güney Sibirya'dan Kuzey Afrika'ya Türkçe konuşulan ve Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti altında bulunan bölgelerde anlatılarak zaman içerisinde farklı ülkelerde farklı diller konuşan insanlarca da benimsenmiştir. Günümüzde Türklerin siyasi ve kültürel etkisine bağlı olarak Bulgarlar, Çinliler, Ermeniler, Gürcüler, İtalyanlar, Ruslar ve Kürtlerin aralarında bulunduğu Türk olmayan toplumlarda da Nasreddin Hoca fıkraları yer almaktadır. Fıkralar düzenlenip yazıldıkları çevrenin ulusal ve bölgesel özellikleri gereğince değişmiş, temalar ve hikâyenin kahramanı yeni biçimler almıştır.
Fıkraların yayılmasında başlıca etken yazılı gelenektir. 15. yüzyılın ikinci yarısından 19. yüzyılın ikinci yarısına dek süren yazma geleneği 1850'de yerini matbaada ilk kez basılan Nasreddin Hoca derlemesi ile basma eserlere bırakmış, ilk resimli derleme ise 1864'te İstanbul'da basılmıştır. Taşbasmalar ve matbaa baskıları genellikle İstanbul'da hazırlanıp diğer bölgelere yayılırken yazmaların hazırlanmasında Osmanlı İmparatorluğu'nun diğer kültür merkezleri de etkin rol oynamıştır. Nasreddin Hoca fıkralarının Sovyetler Birliği ve Çin'deki Türkçe konuşulan bölgelerde yayılmasında ise Kazan'daki basımevlerinde hazırlanan derlemeler öne çıkmıştır.Kahire'deki Bulak Matbaası Nasreddin Hoca fıkralarının Türkçe baskılarının Mısır ve çevresinde yayılmasında önemli rol oynayarak başka bir kültür merkezi olarak öne çıkmıştır. Bu baskılarda Nasreddin Hoca'nın yanında Arap güldürü tiplemesi Cuhâ da işlenmiş ve iki karakter birçok fıkrada kaynaştırılmıştır.
Türk dünyası
Bölgesel adı | Topluluk |
---|---|
Afandi | Özbekler |
Apendi | Kırgızlar |
Efendi | Kırgızlar, Özbekler ve Uygurlar |
Ependi | Türkmenler, Afganistan Türkmenleri, İran Türkleri, Uygurlar |
Hoca | Türkler, Kıbrıs Türkleri, Balkan Türkleri, Kumuklar ve Kafkasya Türkmenleri |
Kojanasır | Kazaklar |
Molla | İran Türklerinin bazı Horasan ağızlarında ve İran'daki Halaçların bazı ağızlarında |
Molla Nasraddin | Halaçlar |
Molla Nasreddin | Ahıska Türkleri, Kumuklar, Özbekler, Uygurlar ve İran'daki Halaçlar |
Molla Nesreddin | Afganistan Türkmenleri, Azeriler, Karapapaklar, Hazaralar, İran Türkleri ve İran'daki Halaçlar |
Mulla | İran Türklerinin bazı Horasan ağızlarında ve İran'daki Halaçların bazı ağızlarında |
Mulla Nasreddin | İran Türklerinin bazı Horasan ağızlarında |
Nasradin | Gagavuzlar |
Nastradin | Gagavuzlar |
Nasra Hoca | Karaçaylar ve Balkarlar |
Nasreddin Hoca, Hoca Nasreddin | Ahıska Türkleri, Karakalpaklar, Türkler, Irak ile Suriye Türkmenleri, Özbekler ve Uygurlar |
Nasreddin Oca | Kırım Tatarları |
Nasretdin | Tatarlar |
Nasriddin Efendi | Özbekler |
Nasreddin Ependi | Türkmenler, Afganistan ile İran Türkmenleri, Uygurlar |
Nasrettin Hoca, Hoca Nasrettin | Türkler, Kıbrıs Türkleri, Balkan Türkleri ve Kafkasya Türkmenleri |
Nasriddin, Nasriddin Hoca | Özbekler |
Nasridin | Kumukların bazı ağızlarında |
2013 yılında Eskişehir'in Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinliklerinin maskotu olan Nasreddin Hoca'ya ve fıkralarına çeşitli Türk topluluklarında farklı adlar altında rastlanmakta, fıkralar diğer yerel kahramanlarla bağdaşmış halde bulunmaktadır. Bu topluluklardan biri olan Ahıska Türkleri, (1944) ve 1989 sürgünleri nedeniyle yazılı kültürleri oluşmadığından dolayı Irak Türkmenleri ve Karakalpaklar ile birlikte Nasreddin Hoca fıkralarını sözlü edebiyatlarında yaşatmaktadırlar. Ahıska Türkleri arasında anlatılan fıkralar Anadolu'daki fıkralar ile benzerlik göstermekle birlikte kendi kültürlerine has çeşitlemeleri de bulunmaktadır. Irak Türkmenleri arasında daha çok hocanın karısı, oğlu ile eşeği etrafında çeşitlenen fıkralara rastlanılmakta ve en çok yorgan gitti kavga bitti ile ye kürküm ye fıkraları anlatılmaktadır. Karakalpaklarca bilinen Nasreddin Hoca misafirperver, hazırcevap, pratik çözümler üreten bir tipleme olarak işlenmekte ve halkbilimci Gökhan Tarıman Cenikoğlu'nun tespitine göre 31 fıkrası anlatılmaktadır.
Yazılı edebiyat kültürüne sahip Azeriler arasında Nasreddin Hoca fıkraları çok uzun yıllardır bilinmekte, anlatılmakta ve 19. yüzyıldan itibaren derlenmektedir. Fıkralar üzerine çalışan ilk Azeri araştırmacılar derlediği 200 fıkradan 64'ünü yayınlayabilen A. Zaharov ve 149 fıkra yayınlayan D. A. Yeritsev'dir. Aliabbas Müznib'in 148 fıkra metnine yer verdiği 1909'da Bakü'de basılan Molla Nasreddin Mezhekeleri ile 1939'da yayınlanan Memmedhüseyn Tehmasib'in Molla Nedreddin Letifaları eserleri de önemli derlemeler arasındadır. Tehmasib'in eseri ülkedeki en geniş derleme olmakla beraber Hanefi Zeynallı'nın Aliabbas Müznib'in eserinin 1927 basımına yazdığı önsöz Azerbaycan'da Nasreddin Hoca fıkralarının bilimsel olarak incelendiği ilk metin olma özelliğini taşımaktadır. Bunlarla beraber 1906 ile 1932 yılları arasında yayınlanan Molla Nasreddin dergisi dönemin Azerice olarak yayınlanan en önemli süreli yayını olma özelliğini taşımış, dergi etrafında bir araya gelen yazar ve şairler Molla Nasreddinciler olarak anılmış ve bir ekol oluşturmuşlardır. Molla Nasreddinciler günümüzde klasik Azerbaycan edebiyatını oluşturan grup olarak kabul edilmektedir. Azerbaycan'da anlatılan fıkraların büyük çoğunluğu Anadolu kökenli olmakla beraber buna bağlı olarak Anadolu'da anlatılan Nasreddin Hoca fıkralarının atasözleri ve Karatepeli fıkraları ile karıştırılması, Timur ile Nasreddin Hoca'nın çağdaş gösterilmesi gibi bazı karışıklıklar Azerbaycan'da da mevcuttur. Zaman Karayev'in 1980 yılında yazdığı Elinca Kalası adlı romanda da Nasreddin Hoca ile Timur çağdaş gösterilmektedir.
Güney Azerbaycan'da yaşayan İran Azerilerindeki Nasreddin Hoca'ya dair fıkralar Azerbaycan'daki fıkralar ile benzerlikler taşımaktadır. Buradaki fıkraları derleyen ilk kişi Mehemmed Ali Ferzane olmakla beraber Azerice kaleme alınan bu derleme siyasi nedenlerden ötürü yayınlanmamış, bölgede anlatılan fıkraların derlenip yayınlandığı en geniş eser 45 fıkra barındıran Ali Kafkasyalı'nın İran Edebiyatı Antolojisi II adlı kitabı olmuştur.
Günümüzde çoğunlukla Bulgaristan, Moldova, Romanya ve Ukrayna'da yaşayan Gagavuzların Bulgaristan'da yaşayan kısmı Nasreddin Hoca'yı Nasradın adıyla bilmektedir ve bazı Gagavuz köyleri bu adı taşımaktadır. Diğer Gagavuzlar ise Nasktradin ve Nastradin adını kullanmakta, bu ad halk arasında soyad olarak da yaşatılmaktadır. Gagavuzlar arasında Nasreddin Hoca fıkraları günlük hayatta deyim şeklinde kullanılmakta olup aynı zamanda "şakanız cebinizde olsun" atasözünün de çıkış noktasını oluşturmuştur. Gagavuz coğrafyasında Nasreddin Hoca fıkralarının yazıya ilk geçirilişi Dionis Tanasoglu, Lübov Çimpoeş, Stefan Köroğlu, Seva Ekonomov, Valentin Moşkov, Nikolay Baboglu, Petri Çebatar tarafından yapılmıştır. Dionis Tanasoglu hazırladığı Bucaktan Sesler adlı eserinde Nasreddin Hoca fıkralarına yer vermiş, Nikolay Baboglu da 1969 yılında basılan Gagauz Folkloru kitabında 17 Nasreddin Hoca fıkrası yayınlamıştır. Petri Çebatar ise 1992'te Bizim Dost Nastradin adında bir kısmı derleme bir kısmı diğer dillerden Gagavuzcaya çeviri fıkralardan oluşan 60 sayfalık bir eser yayınlamıştır. Siyasi birlik sağlayamayan ve bağlı bulundukları devletlerde azınlık olarak yaşayan Gagavuzların Nasreddin Hoca fıkraları genellikle geçim sıkıntısı, hırsızlık ile hayvancılık ekseni etrafında şekillenmiştir ve Hristiyan olan Gagavuzlar arasındaki Nasreddin Hoca karakteri diğer Türk halklarından farklı bir şekilde Hristiyan'dır.
Karaçaylar arasındaki Nasreddin Hoca fıkralarının birçoğu Anadolu'daki fıkralar ile benzerlik taşımaktadır. Fıkralardaki Karaçaylara has yerel ve dinî motifler göz önüne alınarak eski Karaçay anlatılarının zamanla Nasreddin Hoca'ya bağlandığı düşünülmektedir. Karaçaylara ait Nasreddin Hoca fıkraları 1931 yılında araştırmacı Azret Urtenov tarafından derlenerek 400 fıkra içerir halde Nasra Hocanın Haparları adı altında yayınlanmıştır. Bu derlemede klasik Nasreddin Hoca fıkralarının yanı sıra bir kısım fıkraların Sovyet propagandası içerecek şekilde değiştirildiği görülmektedir.
Kazaklarca halk kahramanı olarak görülen Nasreddin Hoca'ya dair fıkraların Kazak coğrafyasına Türkiye, İran, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan yolunu takip ederek girdiği düşünülmektedir. Burada anlatılan fıkraların bir kısmı diğer coğrafyalardaki fıkralar ile benzerlik gösterirken bir kısmı da Aldar Köse ile Jiyrenşe Şeşen fıkralarına benzerlik göstermekte, aynı fıkraların üç karaktere de mal edildiği görülmekte ve yalnızca Kazakistan'da bilinmektedir. Kazakistan'da ilk Nasreddin Hoca fıkraları derlemesi 1993 yılında Almatı'da K. Serikbayaeva tarafından Nasreddin Hoja 200 Ezil adıyla Türkiye'deki çeşitli kaynaklardan yararlanılarak yayınlanmıştır. Bu kitabın ardından da çeşitli eser ve akademik çalışmalar yayınlanmış olup Nasreddin Hoca fıkralarından ilköğretim seviyesinde de faydalanılmaktadır.
Nasreddin Hoca, Kırgızlar arasında Apendi olarak bilinmekte ve bu ad fıkra terimi ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Fıkraların Kırgızlar arasında nasıl yayıldığı tespit edilmemekle birlikte Nasreddin Hoca kurnaz, gerçekçi, adaletli ve saf bir karakter olarak yansıtılmaktadır. Nasreddin Hoca hakkında Kırgızistan'da basılan en önemli eser Moskova'da Rusça basılan Dvadtsat Tri Nasreddina'nın Beksultan Cakiyev tarafından Kırgızcaya çevirisinden teşkil olan 1985 Bişkek basımı Apendinin Çoruktarınan 502 Tamaşa'dır. Ayrıca Kasımbek Eşmambetov tarafından 1957'de yazılan Kırgız El Çomoktoru kitabında da masal formatında 15 Nasreddin Hoca fıkrası bulunmaktadır. Bunların haricinde Cusup Balasagun Kırgız Millî Üniversitesi'nin yazma arşivinde Nasreddin Hoca hakkında çokça eser bulunmaktadır. Günümüzde Kırgızlar arasında iki binden fazla Nasreddin Hoca fıkrası sözlü olarak yaşatılmaktadır.
Kırım Tatarları arasında da Nasreddin Hoca kültürü yer almakta olup bunun yanı sıra kendi güldürü tiplemeleri olan Ahmet Akay fıkralarının birçoğunun kaynağı da Nasreddin Hoca fıkralarıdır.Kırım'da Nasreddin Hoca'ya dair yayınlanan ilk derleme olan 1937 yılına ait Anekdotı o Hoce Nasreddinne i Ahmet Akay'da da bu görülmektedir.
Kumuklarda Nasreddin Hoca, fıkralarının yanı sıra "Molla Nasreddin'in eşeği gibi", "Molla Nasreddin'in sürgüsü gibi" deyimlerde de yer almakta; Nasreddin Hoca'nın Muhammed'den sonra dünyanın gülmeyi unuttuğu için dünyaya gönderildiğine inanılmaktadır. 19. ve 20. yüzyıllarda Anadolu'da basılan Nasreddin Hoca eserlerinin Dağıstan'a taşınmasıyla fıkralar Kumuklar arasında yayılmış, bu coğrafyada ilk eserler ise 1914 yılında Lâtâifû Molla Nasruddin Havâca adlı kitabıyla Hacı Akayım ve 1929 yılında Molla Nasreddin'in Haharları adlı kitabıyla Nuhay Batırmurzayev tarafından verilmiştir. Ayav Akavov'un Hitler'in Sorularına Nasreddin Hoca'nın Cevapları kitabı Nasreddin Hoca'yı çağdaş bir tipleme olarak ele alması, Yusuf Gereyev'in Molla Nasreddinni Yoldaşı kitabı ise Nasreddin Hoca'yı ateist, gelenek ve göreneklere karşı bir şekilde ele alması yönleriyle geleneksel bakış açısının dışında kitaplardır. Kitapların haricinde Nasreddin Hoca adına birçok şiir yazılmış, 1995 yılının sonlarında Hoca Nasreddin adında bir dergi yayınlanmış ve 1938 yılında Muhammed Kurbanov tarafından bir oyun yazılmıştır.
Nasreddin Hoca, Özbeklerin yaşadığı coğrafyaya 19. yüzyılın ikinci yarısında girmiştir. Günümüzde Özbekistan'da Nasreddin Hoca'nın genel olarak padişah, din adamları, alimler ile birlikte işlenmiş ve süpermarket alışverişleri gibi konular barındıran çağdaş fıkraları da olmak üzere kendisine bağlanan binlerce fıkrası bulunmaktadır ve buna uygun olarak çeşitli derleme eserler de yayınlamıştır. Abduğafur adında bir hattatça yazılan 1862 yılına ait yazma Özbekistan'daki ilk Nasreddin Hoca fıkra derlemesidir. Ayrıca Şerif Rıza tarafından 1941'de Taşkent'te yayınlanan Afandi Latifalari, Abdulla Kahhar tarafından 1959'da yayınlanan Afandi Latifaları, Abdulla Sabir ve Adham Raba tarafından 1960'ta yayınlanan Nasriddin Afandi Latifalari derlemeleri Özbekistan'da Nasreddin Hoca hakkında yazılan başlıca kitaplardır. Bunların haricinde 1932-1941 yılları arasında Dulistan, Sovet Adabiyatı, Literaturniy Uzbekistan, Kolhoznik, Yangi Fergana, Yarkın Hayat ve Kızıl Özbekistan gibi dergilerde sıklıkla Nasreddin Hoca fıkraları işlenmiştir. Günümüzde de Muştum dergisi fıkralara manzum ve mensur şekillerde yer vermektedir. Ayrıca ülkede Nasreddin Hoca ile ilgili filmler çekilmiş ve tiyatro oyunları yazılmıştır. Bunların haricinde Özbekistan'da da Türkiye'de olduğu gibi Nasreddin Hoca'nın gerçekten yaşayıp yaşamadığına dair bir tartışma olsa da halk arasında Buharalı bir saksıcının oğlu olduğu, tüm hayatını burada geçirdiği inanışı hakimdir ve şehirde bir heykeli bulunmaktadır. Akademik olarak ise Nasreddin Hoca'nın Anadolulu olduğu kabul edilmektedir.
Tatarlar arasında da görülen Nasreddin Hoca fıkralarına dair Tataristan'da yayınlanan ilk eserler İstanbul ve Kahire'de basılan eserlerin çevirileridir. Kazan'da basılan ilk çeviri 1845 yılında yayınlanmıştır ve 124 fıkra içermektedir. Ardından ise 1883 yılında yayınlanan ve Çağatayca ile hazırlanan Letâif-i Hoca Nasreddin Efendi gelmektedir. II. Dünya Savaşı sırasında askerlerin moralini yükseltmek amacıyla Sovyet hükûmeti tarafından Hoca Nasretdin Front'ta adıyla yayınlanan fıkralar halk arasında da ilgi görmüş, daha sonra kitaplaştırılmıştır. Tatarlar arasındaki Nasreddin Hoca'ya dair fıkralarda geleneksel yönler görüldüğü gibi Özbekistan'da olduğu gibi basın toplantısı, uçak gibi modern unsurlar da yer almaktadır. Bunun yanı sıra Nasreddin Hoca'nın bineği Tatar anlatılarında eşek yerine at olarak değişmiş, dinî motifli fıkralar da Sovyetler Birliği döneminde değişikliklere uğramıştır. Ayrıca Tatar güldürü tiplemesi Mokıt ile Nasreddin Hoca fıkraları birbirlerine bağlanmıştır.
Türkmenler arasında Nasreddin Hoca fıkralarının hangi yolla yayıldığı belirli olmasa da bezirgânlar aracılığıyla Anadolu'dan Azerbaycan ve İran'a buralardan da Türkmenistan'a taşındığı üzerine durulmaktadır. Türkmenler arasında ince düşünceli, zeki, adil, insancıl, önsezisi olan, hazırcevap bir fıkra tipi olarak bilinen Nasreddin Hoca'nın millî bir halk tiplemesi olmasına karşın aslen Anadolu'da 13.-14. yüzyıllarda yaşadığı bir kısım Türkmen akademisyen tarafından kabul edilse de Türkmen halkbilimci Şamuhammet Halmuhammedov'un Nasreddin Hoca'nın doğu halklarının İslam devletine karşı verdiği özgürlük mücadelesi esnasında ortaya çıktığını savunması gibi farklı görüşler de öne sürülmektedir. Ayrıca Keymir Kör, Ata Köpek Mergeni ve Memmetveli Kemine gibi diğer Türkmen güldürü tiplerinin Nasreddin Hoca'dan türediğine dair görüşler de öne sürülmektedir. Türkmenistan'da konu ile ilgili ilk kitap N. Soyunov tarafından Aşkabat'ta 1937 yılında çıkarılan Nasreddin Ependi'dir. P. Aliyev'in Kemine'nin Saylanan Eserleri, Berdi Kerbabayev'in Şorta Sözler, Aman Kekilov ve Meti Köseyev'in Yomaklar ve Deyişmeler eserleri de Nasreddin Hoca fıkraları açısından ülkede basılan önemli eserler arasında yer almaktadır. Bunların haricinde O. Akmamedov'un 1978 yılında Rusça Dvadtsat Tri Nasreddina adlı eserden Türkmenceye çevirdiği 1087 fıkra içeren Yigirmi Üç Ependi adlı kitabı Nasreddin Ependi fıkralarına dair ülkedeki en geniş külliyatı oluşturmaktadır.
Uygurların ikamet ettiği Doğu Türkistan'a Nasreddin Hoca fıkralarının hangi kanallar aracılığıyla ve ne zaman ulaştığı bilinmemektedir. Adaletsizlik, bilgisizlik, yoksulluk, cehalet gibi konuları eleştiren fıkraların yaygın olduğu coğrafyada müstehcen fıkralara rastlanmamaktadır. Abdulkerim Rahman ve Mehemmet Zünun'un 1980'de yayınlanan Uygur Helk Egiz Edibiyatinin Asaslari ve Mehemetcan Sadık'ın 1995'te yayınlanan Uygur Helk Egiz Edebiyati Hakkide kitapları Doğu Türkistan'da Nasreddin Hoca hakkında basılan en önemli kitaplardır.
Diğer Türk topluluklarına nazaran Orta Asya'dan batıya göç hareketleri daha erken tarihlere uzanan ve dinî inançlarında hâlen Türk mitolojisine dair izlere rastlanan bazı Türk topluluklarında Nasreddin Hoca adına ve fıkralarına rastlanmamakla birlikte o toplumların kendi güldürü tiplemelerinin fıkraları ile Nasreddin Hoca fıkraları arasında anlatı türlerine bağlı olarak benzerlikler tespit edilmektedir. Bununla ilgili olarak Çuvaşlarda Lapşu Stappan, Yakutlarda ise Naara Suoks, Nasreddin Hoca benzeri güldürü tipleri olarak öne çıkmaktadırlar.
Diğer topluluklar
Bölgesel adı | Topluluk |
---|---|
Afandi, Afanti | Çinliler |
Aslani Hoca | Kıbrıs Rumları |
Cuhâ, Cohâ | Araplar, Ermeniler |
Melayê Meşhûr | Kürtler |
Efendi | Tacikler |
Gasdani Hoca | Kıbrıs Rumları |
Hoca Nasreddin, Nasreddin Hoca | Almanlar, Bulgarlar, Fransızlar, Macarlar, Sırplar, Sefarad Yahudileri, Ruslar, Yunanlar |
Molla Nasreddin | Pakistanlılar, Ruslar |
Molla Nesart | Çeçenler |
Molla Nesreddin | Ermeniler, Farslar, Gilekler, Gürcüler, |
Nasra Hoca | Ermeniler |
Nasradin | Sırplar |
Nasrudin | Boşnaklar, Hersekliler |
Bulgaristan'da ders kitaplarına da giren Nasreddin Hoca ile Bulgarların millî güldürü tiplemesi Hitar Petar fıkraları birbirlerine karışmıştır. Bulgarca ilk Nasreddin Hoca kitabı Nayden Yovanoviç tarafından 1853'te Belgrad'da Povesti Zaborni i Lüpopıyni na Nasradin Hoca i Hasekiy adıyla yayınlanmıştır. Bulgarlar gibi bir Balkan ulusu olan Makedonlar arasındaki fıkralarında Nasreddin Hoca zeki, kurnaz ve hiciv ustası olarak halkın yanında ve haksız iktidar sahiplerine karşı resmedilmiştir. Makedon güldürü tiplemesi İtar Pejo'ya da esin kaynağı olan Nasreddin Hoca ile bu karakterin fıkraları da Hitar Petar örneğinde olduğu gibi birbirlerine bağlanmıştır. Makedon edebiyatında da yer edinen Nasreddin Hoca, Mustafa Karahasan tarafından Nasreddin Hoca'nın Hikâyeleri ve Sevim Piliçkova tarafından Nasradin Hodza i İtar Pejo gibi kitaplarda incelenmiştir. Bulgaristan ve Makedonya'nın yanı sıra eski Yugoslavya ulusları Arnavutlar, Hırvatlar, Karadağlılar ve Sırplarda da yer edinen Nasreddin Hoca ile ilgili onlarca çalışma hazırlanmıştır. Bunların arasında 1771 yılında Sırpça-Hırvatça hazırlanan kitap en eski derlemelerden biridir. Balkanlarda Nasreddin Hoca'nın en az bilindiği ülke olan Yunanistan'daysa Türk azınlık arasında Akın, Azınlık Postası, İleri gibi gazeteler aracılığıyla Nasreddin Hoca fıkraları yaşatılmaktadır. Buna karşın Yunanca ilk Nasreddin Hoca kitabı 1848 yılında İzmir'de basılmış, bunu Atina'da yayınlanan 1884 ve 1904 tarihli iki kitap takip etmiştir. Ayrıca Karamanlıca olarak Atina'da 1908 yılında Yoanis Nikolaidis tarafından Meshur Nasradin Hoca ve Pelagati Mezhake adında bir kitap da yayınlanmıştır. Ayrıca Yunan kültür ögelerini barındıran değirmenci, oğlu ve eşeği gibi bazı Ezop Masalları ile Nasreddin Hoca anlatıları arasında benzerlikler bulunmaktadır.
Nasreddin Hoca ve fıkralarının Uygurlar vasıtasıyla tanındığı Çin'de Nasreddin Hoca'ya dair en eski çalışmalardan biri olan Littérature Chinoise dergisindeki makalede Nasreddin Hoca Doğu Türkistanlı bir Çinli olarak tanıtılmış ve dokuz fıkrasına yer verilmiştir. Çin gibi bir Uzak Doğu ulusu olan Japonlarda Nasreddin Hoca kültürü bulunmamakla birlikte Nasreddin Hoca üzerine akademik çalışmalara rastlanmaktadır. Buna dair ilk örnek Japon Türkolog Masao Mori'nin 1965 yılında üç bölümden oluşan Nasreddin Hoca Monogatari: Toruko No Çie Banaski adı altında yayınladığı kitaptır. Mori, kitabının ilk bölümünde Nasreddin Hoca'nın hayatına, ikinci bölümde ise 465 fıkraya yer vermiştir. Halkbilimci Mitsuko Kojima da 1996'da Nasreddin Hoca: No Varai Banaşi adlı bir eser hazırlamıştır. Kojima ayrıca Japon güldürü tiplemesi İkkyu ile Nasreddin Hoca karşılaştırmasına yer verdiği bir de yüksek lisans tezi hazırlamıştır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ermenice ve Türkçe olarak İstanbul, İzmir ve Tiflis'te çeşitli Nasreddin Hoca kitapları yayınlayan Ermeniler arasında hem yazılı hem de sözlü olarak bir Nasreddin Hoca geleneği bulunmakta ve Nasreddin Hoca'nın Erivan'da yaşamış bir Ermeni olduğuna inanılmaktadır. Bir diğer Kafkas ulusu Gürcüler arasında anlatılan fıkralar Azericenin kültürel etki sahasında bulunan Gürcistan'a bu yolla girmiştir. Fıkraların kaynaklarıysa ülke dışındaki yayınların Gürcüceye çevirisi ve ülke içerisindeki Türkçe konuşan toplulukların yaptığı derlemelerdir. Gürcistan'daki en eski kaydına 17. yüzyılın sonunda Sulhan-Saba Orbeliani tarafından yazılan Tsigni Sibrdzne Sitsruisa adlı eserde görülen Nasreddin Hoca anlatıları 19. yüzyılın başında Zagafgaziya gazetesinde de neşredilmiş, Nasreddin Hoca fıkralarına dair müstakil ilk kitapsa 1884'te Molla Nesreddin Ehvalatları adıyla M. Ahpatelov tarafından yayınlanmıştır. Bu örneklerin ardından da çalışmalar gelmeye devam ederek çeşitli antoloji ve şiirleştirilmiş hikâye kitapları yayınlanmıştır. Özellikle Aleksandr Şahbaratov, İosif Grişaşvili, Mihail Cavabişvili, Lado Mrelaşvili gibi yazarların 19. ve 20. yüzyıllardaki çalışmaları ile birlikte Nasreddin Hoca çağdaş Gürcü edebiyatında kendine yer edinmiştir.
Sovyetler Birliği döneminde (Türk cumhuriyetlerinde) konu üzerine yapılan çeşitli araştırmalar Rusçaya çevrilmiş, Rusça filmler çekilmiş ve Ruslar arasında Nasreddin Hoca fıkraları tanınır hale gelmiştir. N. Osmanova'nın 1970'te Farsçadan Rusçaya çevirdiği 535 fıkra ihtiva eden Molla Nasreddin 100.000 adet basılmış; Nasreddin Hoca'nın hayatının roman tarzında anlatıldığı ve Orta Asyalı bir kişilik olarak ele alındığı Leonid Solovyov'un Povest o Hoce Nasreddine adlı iki ciltlik eseri ise çeşitli dillere çevrilerek yayınlanmış ve bir buçuk milyon tiraj ile şimdiye kadar bir Nasreddin Hoca kitabının ulaştığı en yüksek satış sayısına ulaşmıştır.
Nasreddin Hoca hakkında birçok çocuk kitabının yayınlandığı Pakistan'da Seyyid Said Ahmet'in Molla Nasreddin Fıkraları adındaki Urduca 76 fıkra içeren kitabı bilimsel içeriği ile öne çıkmaktadır. Çavduri Serdar Muhammet Han Aziz'in Nasreddin Hoca'nın hayatına ve 194 adet fıkrasına yer verdiği Molla Nasreddin kitabı ise ülkede konu üzerine yayınlanmış önemli eserler arasındadır. 1982'de Türkiye'ye göç eden Pakistanlılar arasında da Nasreddin Hoca fıkraları tespit edilmiş, İsveçli Türkolog Gunnar Jarring tarafından tespit edilen sözlü geleneğe ait bazı fıkralar yazıya geçirilmiştir.Tacikistan'da anlatılan Nasreddin Hoca fıkralarının ise İran ya da Türkmenistan yoluyla ülkeye girdiği düşünülmektedir. Ülkede yer alan Türklerin sözlü geleneğinde yer edinen Nasreddin Hoca'nın fıkraları Taciklerin millî güldürü tiplemesi Müşfikî ile birbirlerine bağlanmış durumdadır.
Batı Avrupa'da özellikle oryantalizmin etkisiyle Nasreddin Hoca üzerine çalışmalar hazırlanmıştır. Konu üzerine ilk eğilenler Fransızlar olup Fransa'da Nasreddin Hoca'ya dair ilk çalışma 1742 yılında İstanbul'da görevli bir diplomat olan Dominique Fornetty tarafından yapılmıştır.Antoine Galland ve Jean-Paul Garnier'in de üzerine çalıştığı Nasreddin Hoca fıkralarına dair yazmaların çoğunluğu günümüzde Fransa Millî Kütüphanesinde yer almaktadır. Almanya'da da Nasreddin Hoca ile ilgili çalışmalar yayınlanmış, ilk eser 1857 yılında 126 fıkra içerir halde yayınlanmıştır. Konuyla ilgili en geniş çalışma ise Albert Wesselski tarafından 1911 yılında Der Hodscha Nasreddin adıyla iki ciltlik eser halinde yapılmıştır. İlk ciltte Anadolu'daki Nasreddin Hoca ile ilgili bilgiler yer alırken ikinci ciltte Arap ülkeleri, Berberi ülkeleri, Malta, Sicilya, Calabria, Hırvatistan, Sırbistan ve Yunanistan'daki Nasreddin Hoca kültürleri ele alınmıştır. Paul Horn, Martin Harmann gibi Alman oryantalistler de konu üzerine yayınlar yapmıştır. Ayrıca Alman güldürü tiplemesi Till Eulenspiegel ile Nasreddin Hoca arasında ye kürküm ye gibi ortak anlatılar bulunmaktadır. Bir başka Avrupa ülkesi İtalya'ya Balkanlar, Romanya ve Yunanistan aracılığıyla giriş yapan Nasreddin Hoca fıkraları İtalyan güldürü tiplemeleri Bertoldo ve Giufà ile benzerlik taşımaktadır.Macarlarda da Nasreddin Hoca ile ilgili eserler hazırlayan araştırmacılar olup ilk Macarca eser Kitâb-ı Mukaddes'i de Macarcaya çeviren György Káldi tarafından 1631 yılında verilmiştir. Ancak Nasreddin Hoca anlatılarının eğitici unsurları nedeniyle Orta Çağ'da dinî vaazlarda kullanıldığı bilinmektedir. Nasreddin Hoca anlatılarının dinî anlatılarla karışması nedeniyle de Nasreddin Hoca fıkralarına benzer ancak baş karakterinin din adamı olduğu birçok Macar fıkrası bulunmaktadır.János Munkácsy, Bertalan Szemere gibi araştırmacılar tarafından derlenen ve János Arany gibi şairlere ilham kaynağı olan Nasreddin Hoca fıkraları hakkında Macaristan'da yapılan en önemli yayınlar Türkolog Ignác Kúnos tarafından 1890'larda yapılmıştır.
Nasreddin Hoca Kürtçe sözlü edebiyatta da yer edinmiş olup Melayê Meşhûr adıyla bilinmektedir. Kürtçede söylenegelen fıkralar 1967'de Gîwî Mukriyanî, 1986'da ise Emîn Bozarslan tarafından derlenip kitaplaştırılmıştır.
Sanat ve popüler kültürde Nasreddin Hoca
Nasreddin Hoca'ya bir sanat ve popüler kültür ögesi olarak oldukça rağbet edilmektedir. Tam tarihi bilinmeyen ancak 1775 ila 1782 arasında yazıldığı düşünülen Nasreddin Hoca'nın Mansıbı adlı eser Nasreddin Hoca'ya dair bilinen en eski oyundur. Bunun haricinde İkinci Meşrutiyet'in ilk yıllarında Millî Osmanlı Operet Kumpanyası 1914 yılında İzmir'de Nasrettin Hoca'nın Telaşı adlı bir oyun sergilemiştir. Yine aynı dönemlerde Bahâ Tevfik ve Ahmet Nebil de aynı adla revü şeklinde bir oyun yazmışlar, ilk sahnelenmesi 9 Ekim 1916 tarihinde İzmir'deki İris Sineması'nda gerçekleşmiştir. Her iki oyun da Meşrutiyet yıllarında gerek İzmir gerekse de İstanbul'da çokça temsil edilmiştir.Sabahattin Bey 1930'larda Nasrettin Hoca adlı bir operet sahnelemiş, aynı dönemde Ziya Şakir ile Ömer Seyfettin de Nasreddin Hoca adlı oyunlar yazmışlardır.Halide Edib Adıvar 1945 yılında yazdığı Maske ve Ruh adlı oyununda Nasreddin Hoca'ya yer vermiş; 1951'de Adnan Çakmakçıoğlu, 1954'te İsmail Hakkı Sunat, 1962'de ise Aydın Su Nasreddin Hoca ve fıkralarını tiyatro oyunu olarak ele alan diğer isimler olmuştur. Kumuk yazar Muhammed Kurbanov tarafından 1938 yılında yazılan Molla Nasreddin adlı oyun Dağıstan'da ve Sovyetler Birliği'nde; Özbekistan'daysa Xo'ja Nasriddin operası, Nasriddinning Yoshligi balesi ve Nasriddin Afandi müzikal komedisi birçok tiyatroda yüzlerce kez sahnelenmiştir. Azeri yazar Yusif Ezimzade'nin 1959'da Nesreddin adıyla, Çekoslovak yazar Jiří Mahen'in Nasreddin čili Nedokonalá pomsta adıyla 1930'da ve Jánošík Ulička odvahy Nasreddin adıyla 1962'de, yine Çekoslovak yazar Josef Kainar'ınsa 1964'te Nebožtík Nasredin adıyla yazdığı oyunlar bulunmaktadır.
Ermeni-Rus yazar Georgi Gürciyev 1950'de yayınlanan Beelzebub's Tales to His Grandson adlı eserinde Nasreddin Hoca'yı ana karakterlerden biri olarak kullanmıştır.Fuat Köprülü, Orhan Veli Kanık, Nedim Uçar, Nüzhet Erman'ın aralarında bulunduğu şairler Nasreddin Hoca fıkralarını şiirleştirmişler, ilk olarak 1930 yılında Kemalettin Şükrü Orbay olmak üzere 1982'de Burhan Felek ve 2006'da da Nail Tan tarafından Nasreddin Hoca bir hikâye ve roman kahramanı olarak işlenmiştir. Sovyetler Birliği'nde ise Leonid Solovyov'un Nasreddin Hoca fıkralarını temel alan Povest o Hoce Nasreddine roman serisi bir buçuk milyondan fazla satış yapmış ve senaryolaştırılarak sinemaya aktarılmıştır. Fransa'da yayınlanan Vaillant dergisinin Aralık 1946 tarihli sayısında ilk kez yayınlanan çizgi roman serisi Nasdine Hodja da Nasreddin Hoca'dan esinlenilerek oluşturulmuştur.
Nasreddin Hoca'yı konu edinen ilk sinema filmi Stoyan Bahvarov'un Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1939 Bulgaristan yapımı Nastradin Hoca i Hitar Petar adlı siyah-beyaz filmdir. Bulgar güldürü kahramanı Hitar Petar ile birlikte konu edinilen Nasreddin Hoca'ya dair müstakil olarak hazırlanan ilk film ise 1940 yılında çekimine başlanıp 1943'te gösterime giren ve Hâzım Körmükçü'nün başrolünde olduğu Türkiye yapımı Nasreddin Hoca Düğünde adlı filmdir. 1951 yılında hazırlanan Evvel Zaman İçinde adlı animasyon film,Talat Artemel'in Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1954 yapımı Nasreddin Hoca,İsmail Hakkı Dümbüllü'nün Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1954 yapımı Nasreddin Hoca ve Timurlenk, 1965 yapımı Nasreddin Hoca ile 1971 yapımı Nasreddin Hoca, Mehmet Özden'in başrolünde olduğu 1998 yapımı Nasrettin Hoca ve Deli Oğlan ve Aziz Özuysal'ın başrolünde olduğu 1999 yapımı Nasrettin Hoca: Ya Tutarsa? Türkiye'de gösterime giren diğer Nasreddin Hoca filmleridir. Bunların yanı sıra Münir Özkul'un Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1993 yılına ait TGRT yapımı Nasreddin Hoca ile Sönmez Atasoy'un başrolünde olduğu 1996 TRT yapımı Nasreddin Hoca adlı diziler çekilmiştir. Ayrıca 2005'te gösterime giren Keloğlan Kara Prens'e Karşı adlı filmde Nasreddin Hoca Osman Yağmurdereli tarafından yan rol olarak canlandırılmış, 1986 TRT yapımı Bizi Güldürenler adlı televizyon dizisinin bir bölümü Aydemir Akbaş tarafından canlandırılan Nasreddin Hoca'ya ayrılmış olup yine televizyonda yayınlanması için çeşitli Nasreddin Hoca hikâyesi canlandırılarak çocuklara yönelik çizgi filmler de yapılmıştır.
Sovyetler Birliği yapımlarında Nasreddin Hoca tiplemesi ideolojik bir malzeme olarak ele alınmış ve buna uygun söylemlerle sinemaya aktarılmıştır. Sovyetler Birliği'nde çekilen ilk Nasreddin Hoca filmi olan Lev Sverdlin'in Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1943 yapımı Nasreddin v Buhare'de Nasreddin Hoca'nın Sovyet toplumunun gelişmişliğini hayretle karşılaması işlenmektedir.Razzak Hamrayev'in Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1946 yapımı Pohojdeniya Nasreddina Sovyetlerin ikinci Nasreddin Hoca filmi olup bazı fıkralara göndermelerde bulunulmaktadır.Gurgen Tonunts'un Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1959 yapımı Nasreddin v Hocente, ili Oçarovannyi prints,Beşir Seferoğlu'nun Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1966 yapımı 12 mogil Hoci Nasreddina, Rifat Musin'in Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1975 yapımı Vkus halvi,Sokrat Abdukadirov'un Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1978 yapımı Pervaya lyubov Nasreddina,Marat Aripov'un Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1982 yapımı Glyadi veseley ve Ramaz Çhikvadze'nin Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1989 yapımı Vozvraşteniye Hoci Nasreddina Sovyetler Birliği döneminin hocayla ilgili diğer filmleridir. Gerek Sovyetler Birliği döneminde gerekse de bağımsızlık sonrası dönemde Özbekistan Nasreddin Hoca filmlerinin dikkat merkezini oluşturmuştur. Nasreddin Hoca ile ilgili Sovyetler Birliği'nde çekilen birçok filmin Özbek yapımı olmasının yanı sıra ülkenin bağımsızlığını kazanmasının sonrasında da Nasriddinning Yoşligi, Nasriddin Hojand'da, Afandining Beş Hotini gibi filmler çekilmiştir.
Türkiye ve Sovyet Birliği'nin ardından en çok Nasreddin Hoca filmi çekilen ülke olan Çin'de ise 1979 yapımı Afanti animasyon filmi, aynı adlı kitaptan uyarlanan 1979 yapımı Afanti de gu şi animasyon filmi, 1980 yapımı Afanti, 1988 yapımı Zhen Jia Afanti animasyon filmi, 1991 yapımı Afanti er şi ve 2012 yapımı Şaonian Afanti animasyon filmi konuya dair filmlerdir.
Türkiye, Sovyetler Birliği ve Çin'in haricinde İrec Dustdar'ın Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1953 İran yapımı Molla Nasreddin ile 1957 yapımı Molla Nasreddin,Peter-Paul Goes'un Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1959 Doğu Almanya yapımı Nasreddin und der Wucherer,Leo Konforti'nin Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1960 Bulgaristan yapımı Hitar Petar,Zdeněk Junák'ın Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1984 Çekoslovakya yapımı Nasredin,Raghubir Yadav'ın Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1990 Hindistan yapımı Molla Nasreddin,Jean-Pierre Sentier'in Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 1993 Fransa yapımı Faits et dits de Nasreddin ve Luis Rego'nun Nasreddin Hoca'yı canlandırdığı 2016 Fransa-Portekiz ortak yapımı Feitos e Ditos de Nasreddin II sinema ve televizyon dünyasında Nasreddin Hoca'nın işlendiği diğer yapımlardır.
Nasreddin Hoca mobil platform oyunlarında da yer edinmiş olup 1996 yılı UNESCO tarafından Nasreddin Hoca yılı olarak kutlanmıştır. Günümüzde de Nasreddin Hoca adına Uluslararası Akşehir Nasreddin Hoca Anma ve Mizah Günleri,Uluslararası Nasreddin Hoca Karikatür Yarışması, Altın Eşek Komedi Filmleri Festivali, Nasreddin Hoca Gülmece Öyküsü ve Çizgi Film Yarışması ve Uluslararası Nasreddin Hoca Sempozyumu gibi eğlence, sanat ve akademi alanlarında etkinlikler düzenlenmektedir. Ayrıca bilimsel alanda sayısız Nasreddin Hoca çalışması bulunmaktadır.
Fıkraların mahiyeti
En eskisinden çağdaş olanlara kadar Nasreddin Hoca'ya dair fıkraların içeriğinde ve hatta kritik noktalarında toplumun din, ahlak, töre kurallarına uymaması, akıl dışı olguları akılcı bir görüşe indirgeme, ideal Nasreddin Hoca figürüne yakıştırılamayan davranışları ona yakışır hale getirme ya da anlatıdaki pürüzleri giderip güzelleştirme, ana düşünceyi daha vurgulu hale getirmek için anlatıyı genişletme gibi çeşitli kaygılarla oynamalar yapılmıştır.
Tanrıya saygısızlık sayılan ibarelere derleyenin ya da okuyucunun tepki amaçlı değişiklikler yapması yazma nüshalar üzerinde çokça görülmektedir. Örneğin Bodleian Kütüphanesindeki bir yazmada Nasreddin Hoca'nın çömezi İmâd'a "Karını kime ısmarladın?" diye sorması üzerine aldığı "Allah'a" cevabı birçok başka yazma derleyicisi tarafından "Beye" biçimine sokulmuştur.Fransa Millî Kütüphanesi yazmasındaki hikâyede sabah namazında rekatları fazla fazla kılmasının nedenini soranlara Nasreddin Hoca'nın "Allah'ı borçlu edeyim." şeklindeki cevabının karşısına derleyici "Estağfurullah" notu düşmüş, bir okuyucu da ilgili satırı karalamıştır. Aynı kütüphanedeki bir başka yazmadaki hikâyeye göre Nasreddin Hoca'nın tanrı misafiri olarak kapısına gelen adama mescidi göstererek "İşte kaynatanın evi" cevabı verdiği fıkrada kapıyı çalan kişi farklı yazmalarda tanrı misafiri yerine müezzinin damadı olarak değiştirilmiştir. Yine Fransa Millî Kütüphanesindeki başka bir yazmada Nasreddin Hoca'nın Kâbe'nin kapısını çalarak kurduğu "Tanrı! Evde misin? Aç!" cümlesi de bir okuyucu tarafından karalanarak tahrip edilmiştir.
Toplumun ahlak ve töre kurallarına uymadığı gerekçesiyle metinlerde yapılan oynamalar üzerine de çokça örnek bulunmaktadır. Bu tür oynamaların tamamı çağdaş yayınlarda görülmektedir. Batılı araştırmacıların ya da yazma eser sahiplerinin bu türden bir oynama yapmamasına karşılık Nasreddin Hoca geleneğine sahip ülkelerde ve hatta bu ülkelerin bilimsel yayınlarında dahi araştırmacı tarafından edep dışı görülen anlatılar ya tümüyle görmezlikten gelinmekte ya da üzerine oynanarak "daha uygun" hale getirilmektedir.Lâmiî Çelebi'nin Mecmâü'l-letâif'inde Nasreddin Hoca'nın aynı dönemde yaşadığıŞeyyad Hamza'ya "Birinci kat göğün sınırına vardığında eline yumuşak bir şey dokundu mu?" diye sorması ve "Evet" cevabını alması üzerine "O benim taşaklarımdır." demesi Veled Çelebi derlemesinde "Eşeğimin kuyruğudur." şekline getirilmiştir. Nasreddin Hoca'nın abdest alırken suya düşen pabucunu alıp götüren dereye karşı osurup "Al abdestini ve pabucumu." demesi de Eflatun Cem Güney tarafından "Dere boyu pabucunun arkasından giderek: Al abdestini ver pabucumu..." biçimine sokulmuştur.
Silah taşıma yasağına rağmen Nasreddin Hoca'nın, subaşının üzerinde bulduğu palayı "Kitaptaki yanlışları kazıyorum." şeklinde savunduğu hikâye yine Eflatun Cem Güney tarafından genişletilerek şöyle bir giriş yapılmıştır: "Nasreddin'in mollalık zamanı... Kafasında kavak yelleri esiyor. Yasağı masağı sayar mı? Yatağanını yanından ayırmazmış..." Bu ekleme Nasreddin Hoca'nın ağırbaşlılığına, sağduyusuna yakıştırılamadığı için yapılan oynamalara bir örnek teşkil etmektedir.
Nasreddin Hoca'yı çağının ötesinde, ileri görüşlü bir insan olarak sunma eğilimine dair örnekler de görülmektedir. Azeri halkbilimci Memmedhüseyn Tehmasib, Nasreddin Hoca üzerine bulunduğu yorumlamada hocanın aslen çok eşliliğe karşı olmasına rağmen bazı fıkralarda iki eşinin olmasının bu geleneği yermek amacı taşıdığı yorumunda bulunmaktadır. Nasreddin Hoca'ya adalet kurallarına aykırı durumları, haksız yargıları ve işlemleri düzeltme amacı yükleme amacıyla metinlerde değişikliklik yapıldığı da görülmektedir. Allah'tan 100 altın isteyen Nasreddin Hoca'yı denemek adına Yahudi'nin, hocanın evinin bacasından 99 altın attığı hikâye Eflatun Cem Güney'in derlemesinde Yahudi'nin davayı kaybetmesi ve hocanın altınları alması ile bitmemektedir. Güney, hikâyenin orijinalinden farklı olarak sonuna hocanın Yahudi'ye altınları iade ettiğini ve "Bir daha Allah'la kul arasına girme." nasihatini verdiğini eklemiştir.Dobruca Türklerinin sözlü geleneğinden gelen bir hikâye de bu fıkra ile bozukluk çömlekte fıkrasından derlenmiştir. Bu hikâyeye göre kendisini "Bana pislik yedirdin." diye azarlayan kadıya Nasreddin Hoca "Sen o pisliği Yahudi ile davamı görürken yedin." karşılığı verir.
Fransa Millî Kütüphanesindeki bir yazmada Nasreddin Hoca'nın vasiyeti üzerine eski bir kabre gömülmesi sonrası Münker ve Nekir meleklerine "Ben eski ölüyüm, sorgum yapıldı." demesi farklı çeşitlemelerde henüz hayatta iken neden eski bir kabre gömülmek istediği sorulduğunda "Münker ve Nekir gelince eski ölüyüm der sorgudan kurtulurum." cevabını verdiği bir hikâyeye çevrilmiştir. Hikâye bu şekilde değişikliğe uğratılarak olağanüstü özelliklerinden sıyrılmış ve mantık sınırları dahiline çekilmiştir.
Britanya Müzesi yazmasında Nasreddin Hoca'nın eşeğinin kadıdan resmî belge alarak eşeklikten çıkması, Nasreddin Hoca'nın da belgeyi eşeğe zorla yutturmasının anlatıldığı hikâye etkinliğinin artırılması amaçlanarak genişletilerek hikâyenin sonuna "Şimdi, eşek tersledikten sonra dönüp kokladığı ol sebeptendir." sözleri eklenmiştir. Ayrıca zamanında hemcinslerinden birinin resmî belge alarak eşeklikten kurtulduğu ve eşeklerin bu belgeyi bulma umudu taşıdığına dair diğerlerinde bulunmayan bir açıklama eklenerek içerik zenginleştirilmiştir.
Bazı fıkralarda Nasreddin Hoca'nın büyük kişiler karşısında cüretkâr sözleri ya da davranışları karşısında cezalandırılacağı yerde ödüllendirildiği hikâyeler de vardır. "Ben yer tanrısıyım" diyen Nasreddin Hoca'ya Timur'un "Şu Tatar gencinin gözlerini büyüt öyleyse." buyruğuna karşılık hocanın "Belden yukarısına gök tanrısı karışır." demesine Berlin Eyalet Kütüphanesi yazmasındaki çeşitlemeye göre Timur duyduğu cevap karşısında o kadar memnun olur ki hocayı kendisine özel danışman yapar.Rusya Bilimler Akademisi Kütüphanesindeki yazmada Nasreddin Hoca'nın kendisini rahatsız eden sinekleri kadıya şikayet ettiği hikâye diğer çeşitlemelerde olmayan şu sonla genişletilmiştir: "Hoca kadıdan aldığı izne uyarak onun kafasına konan sineğe tokmağı vurup kadıyı öldürür. Kendini kadının hükmüne uyduğu yolunda savunur. Hocanın ilmi üstünlüğüne inanan müftü de hareketinin kasıtlı olmadığına yönelik yemin etmesini yeterli görerek suçsuz olduğu kararını verir."
Fıkralar üzerine yapılan bu gibi oynamalar haricinde farklı fıkraları birbirleriyle ilişkilendirerek belki de fıkraların aslında hiç düşünülmeyen çıkarımlarda bulunulduğu da görülmektedir. Bu örneklerden birinde Edmond Saussey, hocanın iki karısı arasından hangisi suya düşse kurtaracağına yönelik soru üzerine yaşlı karısına dönerek "Sen yüzme bilirsin değil mi?" diye sorması üzerine farklı bir fıkraya geçer ve sonunda şu değerlendirmede bulunur: "Nitekim yaşlı karısı ölünce hocanın pek üzüntü göstermemesine kimse hayret etmez. Birkaç gün sonra eşeği ölünce büyük bir kedere düşer." Saussey'in aktardığının aksine fıkranın aslında ölen kişi Nasreddin Hoca'nın "yaşlı karısı" değil "karısı"dır. Yine Saussey, Timur'un rüyasında kendisini kızdıranları öldürmesi üzerine Nasreddin Hoca'nın memleketi terk etme kararı verdiği hikâyeyi "Bununla beraber rivayetler hocanın vatandaşlarını korumak görevini sonuna kadar ifa etiğini ve birçok felaketin önünü aldığını söylerler." şeklinde yorumlar. Ancak hikâyeden böyle kesin bir sonuç çıkarılamamaktadır zira Nasreddin Hoca'nın rüya olayından sonra memleketi terk etmeyip kaldığına dair bir anlatım bulunmamaktadır.
En eskilerden en çağdaş derlemelere dek Nasreddin Hoca hikâyelerini bir araya getirenler yalnızca bu işle yetinmeyerek anlatıları gerçek ya da uydurma olarak ayırmışlardır. Pertev Naili Boratav bu durumu Nasreddin Hoca'nın tarih boyunca her hareketi ve sözünde bilgelik, ibret bulunan bir kişi olarak görüldüğü ve bu algıya tezat oluşturan içeriklerin törpülendiği şeklinde yorumlamaktadır. Nasreddin Hoca'nın gerçek kişiliği üzerine araştırma yapan çağdaş araştırmacılar da halk geleneğindeki bu önkabul nedeniyle soylu, aydın bir kişilik temeline Nasreddin Hoca kişiliği inşa etmişler, bazı araştırmacılar da Nasreddin Hoca'nın gerçek kişiliği ne olursa olsun sağduyulu, toksözlü, kötülükle mücadele eden, kudretli kişilere karşı bile sözünü sakınmayan bir kişi olarak yansıtmışlardır. Fıkralar söz konusu olduğundaysa bilim insanı kimliğine haiz olanlar da dahil olmak üzere araştırmacıların neredeyse hepsi metinleri bir dereceye kadar sansür etmiş ya da içeriğini ayıklama yoluna gitmişlerdir.
Fıkraların özellikleri
14. yüzyıldan bu yana süregelen sözlü ve 1571'den beri süregelen yazılı yüzlerce yıllık Nasreddin Hoca fıkra geleneğinde gerçek fıkraların tespiti konu üzerine çalışan uzmanlarca tartışılan bir konudur. İlk yazılı derlemede 43 olan fıkra sayısı sonraki yazmalarda gittikçe artmış, günümüze kadar basma kaynaklar da dahil olmak üzere Nasreddin Hoca fıkraları binler ile ifade edilecek şekilde artmıştır. Bu durum tarihî Nasreddin Hoca'nın kişiliğine uygun fıkraların daha sonra adına bağlanan fıkralardan ayrılması üzerine fikirler yürütülerek bu yönde çalışmalar yapılması sonucunu doğurmuştur. Gerçek Nasreddin Hoca fıkralarının binlerle değil ancak yüzlerle ifade edilebileceğini öne süren halkbilimciler fıkraların bir tip kataloğunun oluşturulmasını önermektedirler. Bu konudaki ilk görüşlerden birini halkbilimci Şükrü Kurgan ortaya atmıştır. Kurgan, kendi görüşlerine göre Nasreddin Hoca'ya ait olamayacak olan anlatıları on başlık altında derlemiştir:
- Nasreddin Hoca'yı sarhoşluk ve içki ile ilişkilendiren fıkralar ona ait değildir zira o içkiyi haram bilen Sünni Müslümanların temsilcisidir.
- Nasreddin Hoca'yı ahmak ve budala olarak gösteren fıkralar ona ait değildir ancak bir sıkıntıdan kurtulmak gibi bir sebep uğruna kendisini bu minvalde gösterdiği fıkralar ona aittir.
- Nasreddin Hoca'yı servet, köle ve cariyelerle ilişkilendiren fıkralar ona ait değildir zira o bir ömür boyu yoksulluk içerisinde yaşamıştır.
- Nasreddin Hoca'yı çapkınlık, iffetsizlik ile ilişkilendiren fıkralar ona ait değildir zira o zinayı haram bilen Sünni Müslümanların temsilcisidir.
- Nasreddin Hoca'yı cimrilik ile ilişkilendiren fıkralar ona ait değildir zira o gerçek fıkralarında cimriliği yermektedir.
- Nasreddin Hoca'yı işlerini kaba kuvvetle halleden birisi olarak gösteren fıkralar ona ait değildir zira o problemlerini kaba kuvvetle değil akıl yoluyla çözer.
- Nasreddin Hoca'yı dalkavukluk, ikiyüzlülük ve çıkarcılık ile ilişkilendiren fıkraların yanı sıra bir beyin, paşanın emrinde gösteren fıkralar ona ait değildir zira o gerçek fıkralarında mevki sahiplerinin değil sıradan halkın sesidir.
- Nasreddin Hoca'yı dik başlı, istediğini zorla yaptıran birisi olarak gösteren fıkralar ona ait değildir zira o güçsüz, fukara ve yoksul insanların simgesidir.
- Nasreddin Hoca'yı tasavvuf ile ilişkilendiren fıkralar ona ait değildir zira o gerçek fıkralarında mutasavvıf geçinenlerin karşısındadır.
- Nasreddin Hoca'ya dair bir fıkranın anlatılması dakikalar, yazılması sayfalar sürüyorsa fıkra ona ait değildir zira onun fıkralarının özelliği kısa ve öz olmasıdır.
Konu üzerine eğilen Türk dünyası araştırmacısı akademisyen Fikret Türkmen, değerlendirmeye aldığı 300 Nasreddin Hoca fıkrasından 100'ünün durumun komikliğine, 180'inin söz ve zeka oyunlarına dayalı olduğunu ve ancak 20'sinde her iki unsurun birlikte kullanılarak mizah zeminin daha güçlendirildiğini saptadıklarını açıklamıştır. Gerçek fıkraları atfedilen diğer fıkralardan ayırmanın zor olmadığını belirten Türkmen içerisinde içki ihtiva eden, iffetsizlik içeren, kendisini budala veya cimri olarak gösterilen fıkraların Nasreddin Hoca'ya ait olmasının mümkün olmadığını savunmuştur. Yazar Alpay Kabacalı da Nasreddin Hoca fıkralarının biçim ve içerik özelliğinden dolayı heyecan ve gerilim içermediğini, olumsuzluk içeren olaylarda dahi dinleyicide acımaya ya da duygusallığa yol açamayacağını, aksine güldürdüğünü ve kendisini düşünmeye ittiğini belirtmektedir. Kabacalı, bu özelliğe uymayan fıkraların gerçek Nasreddin Hoca fıkrası olarak nitelenemeyeceğini öne sürmektedir. Türk dili uzmanı Mehmet Aydın, Nasreddin Hoca fıkralarında sövgü ve aşağılamanın yer almadığını, hiçbir zaman karamsarlığa düşülmediğini ve içki, inat, korku gibi unsurlar içermediği tespitini yaparak Nasreddin Hoca'nın fıkralarında özeleştiri yapabilen, kerametlere inanmayan, bilgiçlik taslamayan, dinî ve olumlu toplumsal törelere saygılı, dalkavukluktan hoşlanmayan bir kişilik olarak öne çıktığını belirtmektedir.
Fıkralardaki eğitim unsurları
Eğitimci Nükhet Tör, doktora tezi ve bu tezi temel alarak hazırladığı bildirisinde Nasreddin Hoca fıkralarının eğitici yönüne eğilmiştir. 295 fıkrayı inceleyen Tör fıkraların iyimserlik, hayata bağlı ve ümitli olma, özeleştiri yapabilme, hoşgörülü, tedbirli olma, içki alışkanlığının kötülüğü, dış görünüşe önem vermeme, görücü usulüyle evlenmenin sakıncaları, birden fazla kadınla evlenmenin zararları, evlilikte uyumlu davranma ve dinî inançlar olmak üzere on temel başlık altında eğitici ögeler barındırdığını tespit etmiştir. Nasreddin Hoca fıkralarının %35 kadarının eğitici değerler taşıdığını savunan Tör, Nasreddin Hoca'nın bir eğitim felsefesi olarak ele alınmasını önermiştir. Nasreddin Hoca fıkralarının ahlaki gelişim üzerine etkisini de inceleyen Tör, Lawrence Kohlberg'in ahlaki gelişim evreleri ile ahlaki dersler içeren Nasreddin Hoca fıkralarını ilişkilendirmiş ve fıkraların en üst iki düzey yani gelenek üstü ve özerk düzey gelişim evrelerine uygun mesajlar içerdiğini saptamıştır. Buna göre fıkralardaki mesajların bir kısmı toplumsal kuralları savunmakta, bir kısmı ise elin ağzı torba değil ki büzesin fıkrasındaki gibi duruma bağlı olarak toplumsal kuralların yere ve zamana göre değişebileceğini aktarmakta, kişilere çevresinden gelecek övgü ile yergilere aldırmaksızın kendi akıl ve vicdanlarına göre davranmalarını öğütlemektedir.
Bir başka eğitimci Hakan Dedebağı da yüksek lisans tezinde Nasreddin Hoca fıkralarındaki eğitime dair unsurları ele almıştır. Dedebağı'na göre fıkralarda insanlar ferdi özellikleriyle ele alınarak tema soru-cevap, örnek olay ve buluş yoluyla öğrenme gibi eğitim yöntemleriyle aktarılmaktadır. Toplum işleyişindeki düzensizliklerin dile getirildiği fıkralarda insanların hiciv yoluyla tenkit edilerek olumsuz davranışlarının olumlu davranışlara çevrilmesi ve dolayısıyla toplumsal hayatın düzene koyulması yönünden eğitici unsurlar barındığı tespitini yapan Dedebağı fıkraların genel anlamda proaktif bilinci uyarmaya yönelik içerikler barındırdığını öne sürmüştür.
Bunların yanı sıra Nasreddin Hoca anlatıları Kazakistan, Rusya, Türkiye gibi ülkelerde eğitim-öğretimde kullanılmakta, çocuklara okutulması tavsiye edilmektedir.
Fıkralardaki mitolojik unsurlar
Halkbilimci Faruk Çolak, seçtiği yedi Nasreddin Hoca fıkrasını inceleyerek aralarında Türk mitolojisi ile bağlar tespit etmiştir. Buna göre Çolak, ağaçtan öte bir yol fıkrasıyla yaşam ağacı ve buradan Tengri'ye ulaşan yol inancı arasında benzerlik kurmuştur. Ayın parçalanarak yıldızlar veya şimşeği oluşturmasına dair iki farklı anlatımı olan eski Aylar fıkrasında Türk mitolojisindeki kozmogoni ile bağlantı kuran Çolak, teke burcu fıkrasında geçen oğlak burcunun Türk mitolojisinde de bulunduğunu belirtmiş, kemiklerinden dirilen kurban fıkrası ile günümüzde Altay ve Yakut Türklerince hâlen anlatılan hayvanların kemiklerinin bir araya getirilip diriltilmesi anlatıları ile birebir benzerlik kurmuştur. Faruk Çolak'ın üç farklı fıkrayı daha mitolojik anlatılarla bağdaştırmasına karşın halkbilimciler Saim Sakaoğlu ve Berat Alptekin bu fıkraları ikisinin mantıken Nasreddin Hoca'ya ait olamayacağı ve birinin de Cuhâ kökenli olduğu gerekçesiyle tenkit etmişlerdir.
Aynı konu üzerine eğilen halkbilimci Ebru Şenocak da kıyamet koptuğunda fıkrasında Nasreddin Hoca'nın baş aşağı gömülme isteğini mitolojik sembolizmde ölümü temsil eden baş aşağı insan, ayakları üzerinde dirilmesini ise yeniden hayata gelişi temsil eden ayakları üzerinde insan figürlerine işaret ettiğini belirtmektedir. Şenocak ayrıca Güneş mi daha faydalıdır yoksa Ay mı? fıkrası ile eski çağlarda Ay'ın Güneş'ten daha önemli görüldüğü toplumların mitolojisi ile bağdaştırmaktadır.
Fıkraların kaynakları
Nasreddin Hoca'nın bahsinin geçtiği bilinen en eski kaynak Ebû'l Hayr-ı Rûmî'nin 1480 yılında Cem Sultan'ın isteği üzerine yazdığı Saltuknâme'dir.Sarı Saltuk'un menkıbelerinden haiz olan eserde Nasreddin Hoca'nın üç nesne fıkrası yer almaktadır. Her ne kadar günümüzde bilinen en eski Nasreddin Hoca hikâyesine Saltuknâme'de rastlansa da yine Saltuknâme'de daha evvelde de Nasreddin Hoca hikâyelerinin derlendiği bir kitabın bulunduğuna dair bir kayıt bulunmaktadır:
[Saltuk soruyor] "Sizler kimlersiniz? Sizi evvelâ bilelüm." Pes ol kişi ayıtdı: "Sultânum! Muhibbünüz, du'âcı, Hâce Nasreddîn'dür, eğer ki işitdüğünüz var ise." Bes Server (Saltuk) tebessüm eyledi; zîrâ bu Nasreddin'ün halk içinde nedâmetinden (tuhaf şakalarından) latîfelerin söylerler idi; kitabında ma'lûmdur, yazmışlardur; anlar hâtırına huâtur erdi, dahi güldi. Andan durup Molla Nasreddîn birle görüşdi.
Mehmed Gazzâlî, 1511 yılında yazdığı müstehcen fıkralardan oluşan Dafiü'l-gumûm ve Rafiü'l-humûm eserinde Nasreddin Hoca fıkralarının çok yaygın olması ve çokça bilinmesi nedeniyle bunları eserine almadığı notunu düşmüştür.Güvâhî'nin 1527'de tamamladığı Pendnâmesinde de Nasreddin Hoca'nın aklı yoktu ki, ye kürküm ye ve peşin parayı gördün ya fıkraları yer almaktadır.Basîrî'nin Letâif'inde biri Nasreddin Hoca'nın eşiyle tartışıp evden ayrılmasıyla ilgili olmak üzere iki fıkra yer almaktadır.Lâmiî Çelebi'nin başlayıp oğlunun tamamladığı Mecmâü'l-letâif'deyse üç Nasreddin Hoca fıkrası ve onun neslinden olduğu söylenen Sinan Paşa'ya dair bir fıkra yer almaktadır. Bunların yanı sıra farklı anlatımlarında Nasreddin Hoca'ya bağlanan peştamal fıkrasında Ahmedî, bir pul eksik veriniz fıkrasında Merzifonlu Horasanî Dede, döve döve helva yedirirler ve niçin helva yapmazsın fıkralarında bir divane, seninle de konuşulmuyor ki fıkrasında ise bir karı koca ana karakter olarak Mecmâü'l-letâif'de yer almaktadır. Bayburtlu Osman, 1581 yılında tamamladığı Kitâb-ı Mir'ât-ı Cihân adlı eserinde Nasreddin Hoca'yı kitabında saydığı 784 veliden biri olarak göstermiş, Timur ile musâhip olduğunu belirterek mezarının Akşehir'de olduğunu not düşmüştür.Taşlıcalı Yahya'nın 1540 yılında yazdığı Gencîne-i Râz eserinde bozukluk çömlekte fıkrası manzum olarak,Kitâb-ı Usûl mesnevisinde de Nasreddin Hoca adı anılmadan bana görünme de kime görünürsen görün fıkrası anlatılmaktadır.Muhyî-i Gülşenî, 1604'te tamamladığı Menâkıb-ı İbrâhim Gülşenî eserinde kendi öldü kendi haber verdi fıkrasına,Nev'îzâde Atâyî de Sohbetü'l-ebkâr mesnevisinde ağzı tıkalı çeşme fıkrasına yer vermiştir.
Âşık Paşa, Meşâirü'ş-şuarâsında peştamal fıkrasının Timur ile Ahmedî arasında geçtiği anlatımını aktarmıştır.Evliya Çelebi ise Seyahatnâmesinin ikinci cildinde aynı fıkranın Nasreddin Hoca ile Timur arasında geçtiği anlatımını nakletmiştir. Yine Seyahatnâme'nin onuncu cildinde Cuhâ hakkında bilgi verirken onu Arapların Nasreddin Hocası olarak nitelemiştir. Halkbilimciler Saim Sakaoğlu ve Ali Berat Alptekin, fıkranın Ahmedî ile Timur arasında geçen anlatımının tarihî gerçeklerle daha uyumlu olduğunu, Nasreddin Hoca ile Timur arasında geçen anlatımının yanlış olarak ilk kez Evliya Çelebi tarafından yazıldığını ve bu kaynaktan yararlananların da bu yanlışı devam ettirdiğini öne sürmektedirler.
Derlemeler
- Eski Anadolu Türkçesi ile yazılan yazmalar
- Oxford Üniversitesi Kütüphanesi yazmaları: Beşi tarihsiz olmak üzere altı yazmadan birinin kütüphaneye giriş tarihi 1635'tir. Bunların haricinde Bodleian Kütüphanesinde yer alan ve Hasan Abdî tarafından yazılan 3 Ekim 1571 tarihli bir yazma daha bulunmaktadır ve istinsah tarihi en eski yazmadır. Abdî'nin iç kapağına 30 sayfa olduğunu not düştüğü yazmada başka birisi tarafından yazılan iki sayfalık ekleme vardır. Sonuncusu yarım olmak üzere toplam 43 fıkra içermektedir.
- Groningen Üniversitesi Kütüphanesi yazması: Tam olarak ne zaman yazıldığı bilinmeyen ancak 1625 yılında kütüphaneye giren yazmada 75 fıkra yer almaktadır.Kathleen R. F. Griffin-Burrill, Archivum Ottomanicum adlı eserinin ikinci cildinde bu yazmadan yararlanmıştır.
- Türkiye Türkçesi ile yazılan yazmalar
- (Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kütüphanesi) yazması: 1777'de istinsah edilen yazmadaki 195 hikâyenin 147'si Nasreddin Hoca üzerinedir.
- Elmalı İlçe Halk Kütüphanesi yazması: Hikâyât-ı Nasreddin Hoca başlıklı 76 sayfalık eserin tam yazılış tarihi bilinmemekle birlikte 1876 tarihinde vakfedildiği bilinmekte ve yeni sayılabilecek kadar yakın dönemde kaleme alındığı düşünülmektedir.
- Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi yazması: Hikâyât-ı Nasreddin Hâce başlıklı yazmada 156 fıkra yer almaktadır ve 18. yüzyılda yazıldığı düşünülmektedir.
- Veled Çelebi'nin Lâtâif-i Hâce Nasreddin adlı eserinde sözü edilen yazması: Veled Çelebi eserini yazarken yararlandığı yazmanın 18. yüzyıla ait olduğunu düşündüğünü aktarmaktadır. Bu yazma günümüzde kayıptır.
- Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi Hacı Mahmut Efendi Koleksiyonundaki 6336 numaralı yazma: Bu nüshada ikisi farklı nüshalarda da bulunan üç Nasreddin Hoca fıkrası yer almaktadır. Diğer nüshalarda yer almayan fıkra Nasreddin Hoca'yı keyif ehli biri olarak aktarmaktadır.
- Atatürk Kitaplığı Muallim Cevdet Koleksiyonundaki 247 numaralı yazma: 17. yüzyıla ait olduğu düşünülen 135 sayfalık yazmada başka yazmalarda bulunmayan iki Nasreddin Hoca fıkrası bulunmaktadır.
- Fransa Millî Kütüphanesi yazmaları: Paris'teki kütüphanede 16. yüzyıl ve 19. yüzyıl arasına tarihlenen 12 adet yazma bulunmaktadır. Bunlardan 17. yüzyıl ikinci yarısına ait bir yazma bizzat Antoine Galland tarafından istinsah edilmiştir. Pertev Naili Boratav, bu yazmalar üzerinde yaptığı incelemeler sonucunda anlatı şeması, seçilen kelimeler, hikâyelerin sıralaması gibi verilerin birbirlerine çok benzer olduğunu tespit etmiş ve henüz 16. yüzyılda bir Nasreddin Hoca derlemesinin yapıldığı, sonraki anonim yazmaların da buradan kaynaklandığı sonucuna varmıştır.
- Britanya Kütüphanesi yazması: 18. yüzyılda yazıldığı tahmin edilen yazmada 15'i Nasreddin Hoca ile ilgili olmayan 134 metin yer almaktadır. Bu yazmadaki edep dışı görülen 13 tanesi hariç tüm fıkralar Şükrü Elçin tarafından Türkçeye çevrilerek yayınlamıştır.
- Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi yazması: 1811 yılına ait yazmada 160 fıkra bulunmaktadır.
- Leiden Üniversitesi Kütüphanesi yazmaları: Tarihsiz olan iki yazmadan biri 57 diğeri ise 110 fıkra içermektedir.
- Berlin Eyalet Kütüphanesi Diez Koleksiyonu yazmaları: Dört yazmanın bulunduğu koleksiyondaki yazmalar 13, 22, 25 ve 112 sayfadan oluşmaktadır.
- Avusturya Millî Kütüphanesi Gustav Flügel Koleksiyonu yazmaları: 45 sayfalık 24 fıkra içeren tarihsiz bir yazmanın yer aldığı koleksiyonda bunun yanı sıra Tenşît-el Mecâlis başlıklı üç fasıldan oluşan ve bir faslında Nasreddin Hoca fıkralarının yer aldığı bir yazma daha bulunmaktadır. Türkçe dışındaki dillerde yazılan yazmalar
- Mecmûat'ür Resâil: Atatürk Kitaplığı Muallim Cevdet Koleksiyonunda bulunan eser 1567 yılında Farsça olarak yazılmıştır. Lâtâif başlıklı ikinci bölümünde çoğu Nasreddin Hoca'ya ait olmak üzere güldürü metinleri yer almaktadır.
- Türkiye Türkçesi ile hazırlanan basmalar
- İstanbul taşbasması
- Kahire taşbasması: 1838 tarihli taşbasma 40 sayfadan oluşmaktadır.
- İstanbul taşbasmaları: 1853, 1875, 1876, 1885, 1909, 1911, 1923 tarihli 40 sayfalık tıpkıbasım taşbasmalar.
- İstanbul baskısı: 1850 tarihinde matbaada basılmıştır.
- Çaylak Tevfik baskıları: 1883 ve 1886 yıllarına ait iki baskı. İkinci baskı Bu Adam başlığıyla basılmış ve bazı Batı dillerine çevirilerde esas alınmıştır.
- Veled Çelebi baskıları: Dört baskıdan haiz olan Veled Çelebi baskılarının en eskisi 1896 yılında basılmış, 1926 tarihli son baskıda 381 fıkra derlenmiştir.
- Yunan alfabesi ile Türkçe baskılar: 1908'de Atina'da ve 1910'da İstanbul'da basılan Meşhur Nasreddin Hoca gibi baskılar bulunmaktadır.
- Ermeni alfabesi ile Türkçe baskılar: 1843 ve 1848 tarihlerinde İstanbul'da iki baskı yapılmıştır.
- Türk dilleri ile hazırlanan basmalar
- Nasreddin Hoca: Muhammed Can el-Kerîmî tarafından 1890 yılında Kazan'da Tatarca basılan kitap 133 fıkra içermektedir.
- Lâtâif-i Hâce Nasreddin: 1910 yılında Tatarca ile basılan resimli baskıdaki fıkraların sıralaması Muhammed Can el-Kerîmî'nin kitabı ile aynı şekildedir.
- Resimli Lâtâif-i Hâce Nasreddin: Tatarca ve Osmanlıca olarak basılan kitap 1910 yılında Kazan'da basılmıştır.
- Molla Nasreddin: Tarihi belirsiz 72 sayfalık ve 179 hikâyelik kitap Azerice olarak Tebriz'de basılmıştır. İçerisinde Nasreddin Hoca harici güldürü metinleri de bulunmaktadır.
- Bulgarca ile hazırlanan basmalar
Aleksandre Popoviç, Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezinin Ekim 1975'te Paris'te düzenlediği "Kültürleşme" başlıklı kolokyuma sunduğu bildiride bibliyografya detaylarını vermeden M. Maksiviç'in Bulgarca bir Nasreddin Hoca derlemesinin bulunduğuna dair bilgi vermiştir. Stevan Sremac da 1894 yılında yayınlanan Nasradin-hodža kitabını hazırlarken bu baskıdan yararlanmıştır.
- Yunanca ile hazırlanan basmalar
- 1848 yılında İzmir'de yapılan bir baskı
- O Nasreddin Ksotzas Kai ta Asteira Anedota Aotu: Albert Wesselski bibliyografya detaylarına girmeden Yunanca hazırlanan bu kitap hakkında bilgi vermiş ve Almancaya Der Hodscha Nasreddin adıyla çevirmiştir.
- Nasreddin Ksotzas Dinginata: 1884'te Atina'da basılan kitap 31 sayfada derlenen 22 fıkradan oluşmaktadır.
- 1896 yılında Atina'da yapılan bir baskı: Bu baskıda Joachim Valavani'nin daha önce Mikrasiatika kitabında yayınladığı bir metin önsöz olarak kullanılmıştır.
- Türkçe dışındaki diğer dillerde hazırlanan basmalar
- Nevâdir el-Hâce Nasreddin Efendi Cuhâ: En eski baskısı 1837'de yapıldığı sanılan derleme Arapça olarak Kahire'de basılmıştır. Ateşzade Mehmet İzzet Paşa tarafından Türkçeye çevrilmiş olup Veled Çelebi de bu çeviriden 59 fıkrayı kendi derlemesinin 1926 basımına aktarmıştır.
- Nasreddin Hoca Hikâyeleri: İzmir'de 1848 yılında Ermenice bir baskı yapıldığı bilinmektedir. Buna ek olarak O. Dedeyan adında bir Ermeninin de 1859'da İstanbul'da Ermeniceye Nasreddin Hoca çevirileri yapıldığı kayıtlarda yer almaktadır.
- Mutâyebât-ı Molla Nasreddin: 1880 yılında Mumbai'de basılan 79 sayfalık derlemede Farsça olarak 200 kadar fıkra yer almaktadır. Kitap Arapça bir Cuhâ derlemesinin çevirisinden oluşmaktadır.
Notlar
- ^ Özbekistan kültüründe çıkmış dişle doğan kişinin ileride önemli bir şahsiyet olacağına inanılmaktadır.
Kaynakça
- Özel
- ^ a b c d e "Sivrihisar'da Nasreddin Hoca ve ailesine ait yeni bulgular ortaya çıktı". anadolu.edu.tr. 18 Mayıs 2013. 28 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2016.
- ^ "Decision of the Intergovernmental Committee: 17.COM 7.B.43". UNESCO Intangible Cultural Heritage (İngilizce). 17 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Şubat 2022.
- ^ Wesselski, Albert (1911). Der Hodscha Nasreddin (Almanca). 1. Weimar: Alexander Duncker Yayınevi.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 27.
- ^ Basset, René (1900). "Contribution a l'histoire du sotissier de Nasr Eddin Hodja". Keleti Szemle (Fransızca), 1. ss. 219-225. OCLC 615350546.
- ^ a b c d e Özkan, İsa (1983). "Nasreddin Hoca'nın Tarihî Şahsiyeti ve Fıkraları Üzerine Bir İnceleme". Türk Folkloru Araştırmaları 1982. Kültür Bakanlığı Millî Folklor Araştırma Dairesi Yayınları. ss. 133-165.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 28.
- ^ a b c d Boratav 2014, s. 37.
- ^ Danişmend, İsmail Hami (Temmuz 1965). "Nasreddin Hoca Kim?". Türk Folklor Araştırmaları. 9 (192). Türk Folklor Derneği Yayınları. ss. 11-13.
- ^ a b c Boratav 2014, s. 30.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 82.
- ^ Boratav 2014, s. 77.
- ^ a b c Boratav 2014, s. 39.
- ^ a b c d Oktan, Tarana (Eylül 2012). "Azerbaycan'da Nasrettin Hoca Algısı". Eski Yeni, 43. Eskişehir Valiliği Yayınları. ss. 40-44. ISSN 1309-1956.
- ^ Öztürk, Rıdvan (2006). "Efendi Kelimesinden Hareketle Nasreddin Hoca'nın Kimliği Hakkında Görüşler". VII. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Bildirileri. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. ss. 411-424.
- ^ a b c d e f Fedakar, Selami (2009). "Özbek Mizahında Nasrettin Hoca Tipi ve Fıkraları". Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi. 9 (1). İzmir: Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Yayınları. ss. 67-73.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 86.
- ^ Özkan, İsa (1999). Türkiye ve Türkmen Türkçesiyle Ependi. Ankara: TİKA Yayınları. s. 20.
- ^ Bayram, Mikail (2001). Tarihin Işığında Nasreddin Hoca ve Ahi Evren. İstanbul. s. 33. ISBN .
- ^ Yardımcı, Mehmet (2015). "19. Yüzyıla Ait Bir Yazmada Bulunan Nasreddin Hoca Fıkralarında Söz Varlığı", Uluslararası Nasreddin Hoca Sempozyumu, Konya 5-7 Temmuz 2015.
- ^ a b Arıoğlu, İbrahim Ethem (Eylül 2012). "Prof. Dr. Saim Sakaoğlu ile Nasreddin Hoca Üzerine Sohbet". Eski Yeni, 43. Eskişehir Valiliği Yayınları. ss. 4-10. ISSN 1309-1956.
- ^ a b c d Turan, Fatma Ahsen (1997). "Nasreddin Hoca'nın Dinî Kimliği". Uluslararası Nasreddin Hoca Bilgi Şöleni (Sempozyumu) Bildirileri (İzmir, 24-26 Aralık 1996). Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları. ss. 75-82. ISBN .
- ^ Boratav, Pertev Naili (1969). 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı. İstanbul: Gerçek Yayınevi. s. 96.
- ^ Baykara, Tuncer (1997). "Nasreddin Hoca: Bir Tarihî Şahsiyet". Uluslararası Nasreddin Hoca Bilgi Şöleni (Sempozyumu) Bildirileri (İzmir, 24-26 Aralık 1996). Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları. ss. 19-22. ISBN .
- ^ Boratav 2014, s. 31.
- ^ a b Boratav 2014, s. 32.
- ^ Kaya, Önder (2016). "Fatih'in kütüphanecisi Molla Lütfi". 1453 İstanbul Kültür ve Sanat Dergisi, 24. İstanbul: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları. s. 120. ISSN 1308-710X.
- ^ a b c d Arslan & Paçacıoğlu 1996, s. 3.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 31.
- ^ a b c Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 32.
- ^ a b Önder, Mehmet (1986). Nasreddin Hoca. İstanbul: Tercüman Aile ve Kültür Kitaplığı Yayınları. s. 59.
- ^ Altınsapan, Erol (2005). "Eskişehir-Sivrihisar'da Nasreddin Hoca'nın Kızı Fatma Hatun'un Mezar Kazısı". 26. Kazı Sonuçları Toplantısı. Cilt 2. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. ISBN . ISSN 1017-7655.
- ^ "Nasreddin Hoca hakkında bilinmeyenler gün yüzüne çıkıyor". sozcu.com.tr. 13 Nisan 2018. 11 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Mayıs 2018.
- ^ Yaman, Zeynel (5 Haziran 2016). "Onun artık iki mezarı var". sabah.com.tr. 9 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2016.
- ^ a b c d e f g Kırpık, Güray (2014). "Nasreddin Hoca", Eskişehir Bilgeleri (Ed: Abdülkerim Erdoğan), Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı, ss. 157-186,
- ^ "Akşehir'den Sivrihisar'a Açıklama". aksehir.bel.tr. 26 Nisan 2013. 29 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ağustos 2016.
- ^ a b Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 58.
- ^ "Nasreddin Hoca'nın Evi - Eskişehir". kulturportali.gov.tr. 1 Ocak 2013. 20 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ağustos 2016.
- ^ "Nasrettin Hoca 780 yaşında". Türk Hava Yolları Magazin. İstanbul. Kasım 1988. ss. 26-27.
- ^ "Nasreddin Hoca". eskisehirkulturturizm.gov.tr. 4 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Eylül 2016.
- ^ a b c d Gölpınarlı 1961, s. 10.
- ^ a b Özcan, Hüseyin (Temmuz 2013). "Nasreddin Hoca Fıkralarının Tasavvufi Yönü". Eski Yeni, 53. Eskişehir Valiliği Yayınları. ss. 29-34. ISSN 1309-1956.
- ^ a b Koz, Mehmet Sabri. Nasreddin Hoca'dan Fıkralar. İstanbul: Eren Basımevi. ss. 7-9.
- ^ Arslan & Paçacıoğlu 1996, s. 4.
- ^ a b c d e f Şimşek, Selami (Eylül 2012). "Nasreddin Hoca'nın Şeyhi, Tarîkatı ve Silsilesi Üzerine". Eski Yeni, 43. Eskişehir Valiliği Yayınları. ss. 56-62. ISSN 1309-1956.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 59.
- ^ a b c d e Alptekin, Ali Berat (2014). "Nasreddin Hoca ve Fıkralarıyla İlgili Sorun", Türk Dünyası Kültürel Değerleri Uluslararası Sempozyumu Bildiri Kitabı, Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı. s. 91-106.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 60.
- ^ a b Türkmen, Fikret (2000). "Osmanlı Döneminde Türk Mizahı". Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, 4. İzmir: Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Yayınları. ss. 1-10. ISSN 1301-2045.
- ^ Çelebi, Evliya (2006). Dağlı, Yücel; Kahraman, Seyit Ali (Ed.). Günümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi. 3. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. s. 18. ISBN .
- ^ a b c Bayraktar, Zülfikar (Ağustos 2013). "Nasreddin Hoca Üzerine Yapılan Çalışmalara Genel Bir Bakış". Eski Yeni, 54. Eskişehir Valiliği Yayınları. ss. 2-6. ISSN 1309-1956.
- ^ a b c Albayrak, Nurettin (2006). "Nasreddin Hoca". İslâm Ansiklopedisi. 32. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı. ss. 418-420. ISBN .
- ^ Arslan & Paçacıoğlu 1996, s. 2.
- ^ Gölpınarlı 1961, s. 13.
- ^ Boratav 2014, s. 34.
- ^ Boratav 2014, s. 18.
- ^ a b Boratav 2014, s. 19.
- ^ a b c Boratav 2014, s. 44.
- ^ Boratav 2014, s. 42.
- ^ a b Boratav 2014, s. 43.
- ^ Boratav 2014, s. 40.
- ^ a b c Boratav 2014, s. 41.
- ^ Görkem, İsmail (Bahar 2012). "Nasreddin Hoca Olgusunun Algılanması ve Anlamlandırılması Üzerine". Türkbilig, 23. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi. ss. 83-106. ISSN 1302-6011.
- ^ a b c d e Boratav 2014, s. 46.
- ^ Boratav 2014, s. 27.
- ^ Boratav 2014, s. 33.
- ^ a b c Boratav 2014, s. 47.
- ^ İbrayev, Şakir (1997). "Türk Dünyasında Nasreddin Hoca Gibi Dilli Tiplerin Çıkış Tarihleri". Uluslararası Nasreddin Hoca Bilgi Şöleni (Sempozyumu) Bildirileri (İzmir, 24-26 Aralık 1996). Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları. ss. 53-55. ISBN .
- ^ a b Boratav 2014, s. 48.
- ^ a b c Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 79.
- ^ a b Boratav 2014, s. 20.
- ^ a b Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 80.
- ^ a b Boratav 2014, s. 45.
- ^ Hotham, David (2000). Türkler II. İstanbul: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık. s. 39.
- ^ Banoğlu, Niyazi Ahmet (1954). Nükte ve Fıkralarla Atatürk. İstanbul: Garanti Matbaası. s. 249.
- ^ Akkuş, Metin (2003). "Doğu Kültüründe Nasreddin Hoca Tipinin Benzerleri". Manas Sosyal Bilimler Dergisi. 4 (7). Bişkek: Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi. ss. 57-62. ISSN 1694-7215.
- ^ a b c d e f g h Javanshir, Babek (2014). "Türk Dünyası'nın Ortak Kültürel Mirası Olarak Nasreddin Hoca Karakteri ve Fıkraları", Türk Dünyası Kültürel Değerleri Uluslararası Sempozyumu Bildiri Kitabı, Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı. s. 199-201.
- ^ Boratav 2014, s. 96.
- ^ Boratav 2014, s. 125.
- ^ a b c Boratav 2014, s. 126.
- ^ "Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti Kaynak Yeniçağ: Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti". yenicaggazetesi.com.tr. 28 Mart 2013. 3 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2018.
- ^ a b c d Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 107.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 106.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 94.
- ^ a b c d Cenikoğlu, Gökhan Tarıman (2014). "Türk Dünyasında Nasreddin Hoca Fıkraları". Türk Dünyası Bilgeler Zirvesi: Gönül Sultanları Buluşması Bildirileri. Eskişehir: Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı. ss. 241-255.
- ^ Alptekin, Ali Berat (1997). "Azerbaycan'da Anlatılan Nasreddin Hoca Fıkralarının Bazı Özellikleri Üzerine". Uluslararası Nasreddin Hoca Bilgi Şöleni (Sempozyumu) Bildirileri (İzmir, 24-26 Aralık 1996). Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları. ss. 83-84. ISBN .
- ^ Adıgüzel, Sedat (Bahar 2007). "Tiflis Edebî Muhitinde Molla Nasreddin Dergisi ve Dergide Tartışılan Konular". Bilig, 41. Ankara: Ahmet Yesevi Üniversitesi. ss. 1-21. ISSN 1301-0549.
- ^ a b Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 103.
- ^ a b Haşimli, Hüseyin (1997). "Azerbaycan'da Molla Nasreddin Hakkında Yazılmış Bedii Eserler". Uluslararası Nasreddin Hoca Bilgi Şöleni (Sempozyumu) Bildirileri (İzmir, 24-26 Aralık 1996). Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları. ss. 83-84. ISBN .
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 110.
- ^ Özkan, Nevzat (1996). Gagavuz Türkçesi Grameri. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. s. 34. ISBN .
- ^ a b Arnaut, Tudora (1997). "Gagauzlarda Fıkralar ve Nasreddin Hoca". Uluslararası Nasreddin Hoca Bilgi Şöleni (Sempozyumu) Bildirileri (İzmir, 24-26 Aralık 1996). Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları. ss. 227-231. ISBN .
- ^ Manov, Atanas (2001). Gagauzlar. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. s. 209. ISBN .
- ^ a b Uçkun, Rabia (Eylül 2012). "Gagauz Türklerinde Nasreddin Hoca Tipi ve Fıkraları". Eski Yeni, 43. Eskişehir Valiliği Yayınları. ss. 69-72. ISSN 1309-1956.
- ^ a b Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 109.
- ^ a b c d Tavkul, Ufuk (2005). "Sovyet İdeolojisi Açısından Karaçay Folklorundaki Nasra Hoca Fıkralarının Sosyo-Kültürel Tahlili". I. Uluslararası Akşehir Nasreddin Hoca Sempozyumu Bildirileri. Akşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü. ss. 284-290.
- ^ a b Kara, Abdulvahap (Eylül 2012). "Kazak Türklerinde Nasreddin Hoca ve Fıkraları". Eski Yeni, 43. Eskişehir Valiliği Yayınları. ss. 29-33. ISSN 1309-1956.
- ^ a b Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 92.
- ^ a b Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 93.
- ^ a b Alimov, Ulanbek (Eylül 2012). "Kırgızistan'da Nasrettin Hoca". Eski Yeni, 43. Eskişehir Valiliği Yayınları. ss. 2-3. ISSN 1309-1956.
- ^ a b Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 90.
- ^ a b Duman, Gül Banu (Kış 2016). "Kırgız Edebiyatında Nasreddin Hoca Fıkraları". Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi, 4. Trabzon: Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yayınları. ss. 10-22. ISSN 2149-3219.
- ^ İsmailova, Gülnara (1997). "Kırgız Mizah Tipleri ve Nasreddin Hoca". Uluslararası Nasreddin Hoca Bilgi Şöleni (Sempozyumu) Bildirileri (İzmir, 24-26 Aralık 1996). Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları. ss. 215-225. ISBN .
- ^ a b Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 108.
- ^ a b c d e Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 104.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 105.
- ^ a b c d Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 95.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 96.
- ^ a b Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 99.
- ^ a b Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 100.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 101.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 97.
- ^ a b Şahin, Halil İbrahim (Eylül 2012). "Türkmenistan'da Nasrettin Hoca'nın Timur ile İlgili Fıkraları". Eski Yeni, 43. Eskişehir Valiliği Yayınları. ss. 50-55. ISSN 1309-1956.
- ^ Rahmankulov, Feyzullah (1997). "Türkmen Mizahı ve Nasreddin Hoca". Uluslararası Nasreddin Hoca Bilgi Şöleni (Sempozyumu) Bildirileri (İzmir, 24-26 Aralık 1996). Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları. ss. 203-209. ISBN .
- ^ Türkmen, Fikret (2009). "Türkmenistan'da Mizah Tipleri". Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi. 9 (2). İzmir: Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Yayınları. ss. 191-196.
- ^ a b İnayet, Alimcan (1997). "Nasreddin Hoca ve Uygur Toplumu". Uluslararası Nasreddin Hoca Bilgi Şöleni (Sempozyumu) Bildirileri (İzmir, 24-26 Aralık 1996). Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları. ss. 149-154. ISBN .
- ^ a b Bayraktar, Zülfikar (Eylül 2012). "Türk Dünyasında Nasreddin Hoca". Eski Yeni, 43. Eskişehir Valiliği Yayınları. ss. 11-16. ISSN 1309-1956.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 118.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 119.
- ^ a b Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 120.
- ^ Çağlayan, Bünyamin (6 Mayıs 2013). "TÜRK VE ARNAVUT KÜLTÜRÜNDE ORTAK BİR DEĞER OLARAK NASREDDİN HOCA". scribd.com. 12 Eylül 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Eylül 2016.
- ^ Suroy Recepoğlu, Altay (2001). Kosova'da Türk Kültürü veya Türkçe Düşünmek. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. ISBN .
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 121.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 117.
- ^ "Μεσχούρ Νασραδήν Χότζα βε Πελαγάτη Μεζχακέ γιάνι κιουλμέκλιγε σαγεστέ μεσουλιέτ" (Yunanca). medusa.libver.gr. 15 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Eylül 2016.
- ^ Ashliman, D. L. (2009). "The Man, the Boy, and the Donkey" (İngilizce). pitt.edu. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2017.
- ^ Togan, İsenbike (Ağustos 2011). "Nasreddin Hoca zorbayı zorda bırakır". NTV Tarih, 31. Doğuş Yayın Grubu. s. 106. ISSN 1308-7878.
- ^ a b Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 112.
- ^ a b Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 111.
- ^ Kojima, Mitsuko (1991). "Nasrettin Hoca ile Japonya'daki İkkyu'nun Halk Bilimi Bakımından Karşılaştırılması". (yüksek lisans tezi). Ankara Üniversitesi
- ^ a b Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 116.
- ^ a b c d Binnetoğlu, Alihan (1997). "Nasreddin Hoca Hikayelerinin Gürcistan'da Yayılması". Uluslararası Nasreddin Hoca Bilgi Şöleni (Sempozyumu) Bildirileri (İzmir, 24-26 Aralık 1996). Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları. ss. 105-110. ISBN .
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 115.
- ^ a b c d Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 114.
- ^ Bilik, Nuriye (Güz 2004). "Nasreddin Hoca Fıkralarının Pakistan'daki Nasreddin Hoca Fıkralarıyla Mukayesesi". Nüsha, 15. ss. 53-62. ISSN 1303-0752.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 113.
- ^ a b Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 126.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 127.
- ^ a b c d Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 125.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 124.
- ^ a b c d Edit, Tasnádi (1997). "Macaristan'daki Nasreddin Hoca". Uluslararası Nasreddin Hoca Bilgi Şöleni (Sempozyumu) Bildirileri (İzmir, 24-26 Aralık 1996). Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları. ss. 179-188. ISBN .
- ^ Demir, Mihemed Emin (22 Ekim 2020). "Almanya'da Kürtçe - Almanca dergi 'Şeva Yelda' yayın hayatına başladı". Rûdaw. 1 Kasım 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Mart 2021.
- ^ D. Înal (2004). . Mehname Dergisi, sayı: 54, 2004. 26 Şubat 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2021.
- ^ Gürsoy, Ülkü (1996). "Nasreddin Hoca'nın Mansıbı". Millî Folklor, 31-32. Geleneksel Yayıncılık. ss. 24-26. ISSN 1300-3984.
- ^ a b c Nemutlu, Özlem (2005). "II. Meşrutiyetten Cumhuriyetin İlânına Kadar İzmir'de Tiyatro Faaliyetleri". (doktora tezi). Ege Üniversitesi
- ^ "Nasrettin Hoca yenilendi". ntv.com.tr. 4 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Eylül 2016.
- ^ Soku, Ziya Şakir (2012). Nasreddin Hoca. İstanbul: Akıl Fikir Yayınları. s. 93. ISBN .
- ^ And, Metin (1970). 100 Soruda Türk Tiyatrosu Tarihi. İstanbul: Gerçek Yayınevi. s. 233.
- ^ Karaca, Nesrin (2013). "Halide Edip Adıvar'ın Nasrettin Hoca üzerinden ironik çağ eleştirisi: Maske ve Ruh". Türkoloji Dergisi. 20 (1). Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi. ss. 13-38. doi:10.1501/Trkol_0000000265. ISSN 0255-2981.
- ^ Çamurdan, Eser (1997). "Maske ve Ruh". Tiyatro Dergisi, 67. Tiyatro Yapım Yayıncılık. ss. 27-29. ISSN 1300-7963.
- ^ Poláček, Jiří; Peňáková, Naděžda. "Dramatická tvorba Jiřího Mahena" (PDF) (Çekçe). is.muni.cz. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 8 Temmuz 2017.
- ^ "Jánošík; Ulička odvahy; Nasreddin". mlp.cz. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2017.
- ^ "Nebožtík Nasredin (divadelní záznam)" (Çekçe). csfd.cz. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2017.
- ^ "Nebožtík Nasredin (TV divadelní představení)" (Çekçe). fdb.cz. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2017.
- ^ "The 86 Sayings of Mullah Nassr Eddin" (İngilizce). endlesssearch.co.uk. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2017.
- ^ Nazlı, Atiye (Mayıs 2008). "Nasreddin Hoca'nın Romanlaştırılmış Hayatı". Akademik Sayfalar. 8 (26). Konya: Merhaba Gazetesi. ss. 265-267.
- ^ Gaumer, Patrick (2010). "Nasdine Hodja". Dictionnaire mondial de la BD (Fransızca). Paris: Larousse. ss. 626-627. ISBN .
- ^ "Nastradin Hodzha i Hitar Petar" (Rusça). kinopoisk.ru. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Nasrettin Hoca Düğünde". tsa.org.tr. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Nasreddin Hoca Düğün'de". sinematurk.com. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Evvel Zaman İçinde". sinematurk.com. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Nasreddin Hoca". tsa.org.tr. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Nasreddin Hoca". sinematurk.com. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Nasreddin Hoca ve Timurlenk". tsa.org.tr. 8 Ocak 2016. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Nasreddin Hoca Ve Timurlenk". sinematurk.com. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Nasreddin Hoca". tsa.org.tr. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Nasreddin Hoca". sinematurk.com. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Nasreddin Hoca". tsa.org.tr. 17 Kasım 2015. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Nasreddin Hoca". sinematurk.com. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Nasrettin Hoca ve Deli Oğlan". sinematurk.com. 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Temmuz 2017.
- ^ "Nasrettin Hoca Ya Tutarsa". sinematurk.com. 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Temmuz 2017.
- ^ "Nasreddin Hoca". sinematurk.com. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Nasreddin Hoca 1.Bölüm". trtarsiv.com. 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2017.
- ^ "Nasreddin Hoca". sinematurk.com. 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Temmuz 2017.
- ^ "Keloğlan Kara Prens'e Karşı". sinematurk.com. 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Temmuz 2017.
- ^ "Bizi Güldürenler". sinematurk.com. 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Temmuz 2017.
- ^ ""Nasreddin Hoca" için arama sonuçları". trtarsiv.com. 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2017.
- ^ "Nasreddin v Bukhare (1943)" (Rumence). cinemarx.ro. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Похождения Насреддина" (Rusça). kinomania.ru. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Насреддин в Ходженте, или Очарованный принц" (Rusça). kinopoisk.ru. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "12 могил Ходжи Насреддина 1966 смотреть онлайн" (Rusça). vcemkino.ru. 7 Ocak 2015. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "ВКУС ХАЛВЫ (1975)" (Rusça). kino-teatr.ru. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Вкус халвы" (Rusça). kino.uz. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Pervaya lyubov Nasreddina (1978)" (Rumence). cinemarx.ro. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Vozvrashcheniye Khodzhi Nasreddina (1989)" (Rumence). cinemarx.ro. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Afanti" (İngilizce). entgroup.cn. 7 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2016.
- ^ "阿凡提" (Çince). maoyan.com. 7 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2016.
- ^ "Afanti de gu shi" (İngilizce). entgroup.cn. 7 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2016.
- ^ "阿凡提的故事" (Çince). maoyan.com. 7 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2016.
- ^ "Afanti" (Çince). maoyan.com. 7 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2016.
- ^ Abdulahat, Adile (Kış-Bahar 2007). "Uygur sineması ve Tanrıdağ Film Stüdyosu". İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, 24. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi. ss. 13-38. ISSN 1302-146X.
- ^ "Zhen Jia Afanti" (İngilizce). entgroup.cn. 7 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2016.
- ^ "阿凡提二世" (Çince). maoyan.com. 7 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2016.
- ^ "少年阿凡提" (Çince). maoyan.com. 7 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2016.
- ^ "MULLAH NASR-AL-DIN" (İngilizce). citwf.com. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Molla Nasreddin" (Rusça). Kinomania.ru. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2017.
- ^ "Goes, Peter-Paul" (Almanca). defa-sternstunden.de. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Хитър Петър" (Bulgarca). cinefish.bg. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Nasredin (TV film)" (Çekçe). csfd.cz. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Teletalk" (İngilizce). indiatoday.intoday.in. 31 Ekim 1990. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2017.
- ^ "Faits et dits de Nasreddin (1993)" (Rumence). cinemarx.ro. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "FEITOS E DITOS DE NASREDDIN II" (Portekizce). curtas.pt. 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2016.
- ^ "Jigsaw Puzzle - Nasreddin Hodja - Preschool Game" (İngilizce). metacritic.com. 9 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2016.
- ^ "Match Game - Nasreddin Hodja" (İngilizce). metacritic.com. 9 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2016.
- ^ "Nasreddin Hoca" (İngilizce). metacritic.com. 9 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2016.
- ^ (PDF). unesco.org.tr. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2017.
- ^ "Nasreddin Hoca Anma ve Mizah Günleri Başladı". aksehir.bel.tr. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2017.
- ^ "37. ULUSLARARASI NASREDDİN HOCA KARİKATÜR YARIŞMASI". anadolukarikaturculerdernegi.org. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2017.
- ^ "2. Altın Eşek Komedi Filmleri Festivali Başlıyor". aksehir.bel.tr. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2017.
- ^ "Nasreddin Hoca Şenliği'nde yarışmalar". Milliyet Aktüalite. 18 Nisan 1982. s. 19.
- ^ "Uluslararası Nasreddin Hoca Sempozyumu". turkdunyasivakfi.org.tr. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2017.
- ^ "NASREDDIN sorgusu için 79 kayıt bulundu". turkoloji.cu.edu.tr. 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Temmuz 2017.
- ^ "nasreddin hoca üzerine çok yönlü bir araştırma araması sonucunda 216 adet bibliyografik künye görüntülenmektedir". makaleler.mkutup.gov.tr. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2017.
- ^ "Arama Sonuçları: "Nasreddin Hoca" 35". dergipark.gov.tr. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2017.
- ^ a b c Boratav 2014, s. 49.
- ^ a b c d Boratav 2014, s. 50.
- ^ Paçacıoğlu, Burhan (1995). Orta Türkçe. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi. s. 217. ISBN .
- ^ Köprülü, Mehmet Fuad (1976). Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar (3 bas.). Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları. s. 236.
- ^ a b c d Boratav 2014, s. 51.
- ^ Gölpınarlı 1961, s. 24.
- ^ a b c Boratav 2014, s. 52.
- ^ Boratav 2014, s. 53.
- ^ a b Boratav 2014, s. 54.
- ^ a b Boratav 2014, s. 55.
- ^ Boratav 2014, s. 56.
- ^ a b c Boratav 2014, s. 57.
- ^ Gölpınarlı 1961, s. 124.
- ^ a b c Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 147.
- ^ Kurgan, Şükrü (1986). Nasrettin Hoca. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. ss. 82-83.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 150.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 151.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 154.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 155.
- ^ a b c d Tör, Nükhet (1992). "Türkçe ve Rumca Olarak Söylenen Nasreddin Hoca Fıkraları Üzerine Bir İnceleme". (doktora tezi). Gazi Üniversitesi
- ^ a b Dedebağı, Hakan (2007). "Nasreddin Hoca Fıkralarının Eğitim Yönünden Değerlendirilmesi". (yüksek lisans tezi). Dicle Üniversitesi
- ^ "О перечне «100 книг» по истории, культуре и литературе народов Российской Федерации" (Rusça). минобрнауки.рф. 16 Ocak 2013. 15 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Eylül 2016.
- ^ "Nasrettin Hoca Fıkralarından Seçmeler". eba.gov.tr. 12 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Eylül 2016.
- ^ a b Çolak, Faruk (Güz 2007). "Nasreddin Hoca'yla İlgili Bazı Anlatmalarda Mitolojik Unsurlar". Türklük Bilimi Araştırmaları, 22. ss. 43-63. ISSN 1300-7874.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 81.
- ^ a b Şenocak, Ebru (Mart-Nisan-Mayıs 2012). "Bir mit yaratıcısı olarak Nasreddin Hoca". Bizim Külliye, 51. Ankara: İzzetpaşa Vakfı. ss. 92-97. ISSN 1302-3500.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 35.
- ^ a b c Boratav 2014, s. 109.
- ^ Gölpınarlı 1961, s. 22.
- ^ a b c Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 39.
- ^ a b Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 42.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 43.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 44.
- ^ Sakaoğlu & Alptekin 2014, s. 46.
- ^ a b c Boratav 2014, s. 111.
- ^ a b c d Boratav 2014, s. 110.
- ^ a b c d e f g Türkmen, Fikret (1989). Letâif-i Nasreddin Hoca. Ankara: Kültür Bakanlığı Millî Folklor Araştırma Dairesi Yayınları. ss. 8-9. ISBN .
- ^ Ateş, Ahmet (1948). "Burdur-Antalya ve Havalisi Kütüphanelerinde Bulunan Türkçe, Arapça ve Farsça Bazı Mühim Eserler". İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi. 2 (3-4). s. 179.
- ^ a b Yaşaroğlu, Ahmet Halit (1961). Nasreddin Hoca: Merhumun 220 Fıkrası. İstanbul: Ahmet Halit Yaşaroğlu Kitapçılık. s. 3.
- ^ Arslan & Paçacıoğlu 1996, s. 7.
- ^ Boratav 2014, s. 22.
- ^ a b c d e f Boratav 2014, s. 112.
- ^ a b c d e Boratav 2014, s. 113.
- ^ a b c d e Boratav 2014, s. 114.
- ^ Boratav 2014, s. 105.
- ^ Boratav 2014, s. 116.
- ^ a b c d e Boratav 2014, s. 115.
Nasreddin Hoca hakkında daha fazla bilgi edinin | |
Commons'ta dosyalar | |
Vikisöz'de alıntılar | |
Vikikaynak'ta belgeler |
- Genel
- Arslan, Mehmet; Paçacıoğlu, Burhan (1996), Letâ'i-fi Hoca Nasreddin, Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi
- Boratav, Pertev Naili (2014), Nasreddin Hoca (6 bas.), İstanbul: Islık Yayınları, ISBN
- Gölpınarlı, Abdülbaki (1961), Nasreddin Hoca, İstanbul: Remzi Kitabevi
- Sakaoğlu, Saim; Alptekin, Ali Berat (2014), Nasreddin Hoca (2 bas.), Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, ISBN
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Nasreddin Hoca Osmanlica نصر الدین خوجه 1208 Hortu 1284 Aksehir Anadolu Selcuklu Devleti doneminde Hortu ile Aksehir cevresinde yasamis olan efsanevi kisi ve mizah kahramanidir Nasreddin HocaNasreddin Hoca yi temsil eden 17 yuzyila ait bir minyaturDogumNasruddin Nusrat 1208 Hortu Sivrihisar Eskisehir Anadolu Selcuklu DevletiOlum1284 75 76 yaslarinda Aksehir Konya Anadolu Selcuklu DevletiDefin yeriNasreddin Hoca Turbesi Aksehir Konya Turkiye 38 21 25 N 31 24 10 E 38 356944 K 31 4028799 D 38 356944 31 4028799MilliyetTurkDinIslamCocuk lar Durru Melek Fatima OmerEbeveyn ler Abdullah baba Sidika anne UNESCO Somut Olmayan Kulturel MirasiUlkeAzerbaycan Kazakistan Kirgizistan Tacikistan Turkiye Turkmenistan OzbekistanKaynak01705BolgeAvrupa ve Kuzey AmerikaTescil gecmisiTescil2022 17 oturum Gelenege gore babasinin adi Abdullah kizlarindan birinin adi Fatima olarak kabul edilmekle birlikte yeni arastirmalar neticesinde babasinin adinin Semseddin Fatima olarak bilinen kizinin adininsa Hatun oldugu one surulmustur Cogunlukla hazircevap ve mizah anlayisini elinde bulunduran bir bilge olarak yansitilan hikayelerle taninan Nasreddin Hoca nin gercekte yasayip yasamadigina yasadiysa da gercek kisiliginin ne olduguna dair tartismalar olmakla birlikte gercek bir tarihi kisilik olduguna dair bazi belgeler de bulunmaktadir Bu belgelerden edinilen bilgilere gore 1208 yilinda Aksehir in Hortu koyunde dogan Nasreddin Hoca burada temel egitimini aldiktan sonra Sivrihisar da medresede egitim gormus ve babasinin olumu uzerine dondugu memleketinde koy imamligi gorevini ustlenmistir Nasreddin Hoca bir sure sonra donemin tasavvufi dusunce merkezlerinden olan Aksehir e goc ile Mahmud i Hayrani nin dervisi olarak Mevlevilik Yesevilik veya Rufailik yoluna mensup olmustur Aksehir de mulki gorevler ustlenen ve ayni zamanda Aksehir cevresindeki yorelerde de kisa sureli bulundugu dusunulen Nasreddin Hoca 1284 te yine Aksehir de olerek gunumuzdeki Nasreddin Hoca Turbesi ne gomulmustur Nasreddin Hoca nin adina anlatilan hikayeler ile gelisen efsanevi kisiligi onun olumuyle ayni yuzyil icerisinde ortaya cikmis olup Nasreddin Hoca adina addedilen yazili anlatilar yuzyillar icerisinde onlarla ifade edilen sayilardan binlere kadar cikmistir Cogunlukla hazircevap bir bilgin olarak aksettirildigi hikayelerinin yani sira Nasreddin Hoca nin manasiz sozler soyleyen akildan noksan birisi olarak sunuldugu ve farkli kisilik ozellikleri barindiran hikayeler de bulunmaktadir Ermis bir bilginden sacma sozler sarf eden bir deliye kadar bircok farkli kisilik ozelligi bulunduran bu hikaye cesitlenmesinin anonim anlatilarin da zamanla Nasreddin Hoca adina baglanmis olabilecegi ihtimali ile aciklanmaktadir Gunumuzde bibliyografik bir degeri bulunan Nasreddin Hoca yazili kulturunun bilinen en eski anlatisina 1480 yilinda telif edilen Saltukname de rastlanmakla birlikte Povest o Hoce Nasreddine serisi 1 5 milyon ile simdiye dek en fazla satisi yapilan Nasreddin Hoca derlemesidir Bu eserlerden derlenen fikralar icerdigi mesajlar ozellikleri ve mitolojik unsurlar gibi farkli baglamlarda incelenmis olup bircok ulkede egitim ve ogretimde de kullanilmaktadir Yeni dogan bir bebegin bebek baginin turbesine gomulmesi yeni evlilerin ilk olarak turbesini ziyaret etmesi gibi halk inanislarinda yer edinen Nasreddin Hoca ya dair hikayeler Turk halklarinin yani sira Araplar Bulgarlar Cinliler Farslar Macarlar Ruslar gibi farkli toplumlarda da yer edinmis olup Jiyrense Sesen gibi yerel kahramanlarinin anlatilari ile ic ice gecmis bir haldedir Genis bir cografi alana yayilmasina bagli olarak sanat ve populer kultur alanlarinda Nasreddin Hoca ya dair cokca eser verilmistir Bunlarin arasinda 1775 1782 yillari arasinda yazilan Nasreddin Hoca nin Mansibi bilinen ilk tiyatro oyunu 1939 yilinda gosterime giren Nastradin Hoca i Hitar Petar da bilinen ilk filmdir Ayrica 1996 yili UNESCO tarafindan Nasreddin Hoca Yili olarak kutlanmis olup 2022 yilinda da somut olmayan kulturel miras olarak tasdik edilmistir Gercekten yasayip yasamadigina dair goruslerNasreddin Hoca nin gercekten yasayip yasamadigi konusu halkbilimciler tarafindan ele alinmakta ve farkli gorusler ortaya konulmaktadir Alman oryantalistler Albert Wesselski ve Martin Hartmann gercekte Nasreddin Hoca diye birinin yasamadigini one surmuslerdir Fransiz oryantalist Rene Basset 10 yuzyilda unu Arap dunyasinda yayilmis olan Arap gulduru tiplemesi Cuha nin zamanla Turkler arasinda Hoca ya donustugunu one surmus Yugoslav Turkolog Fehim Bajraktarevic de Basset nin bu fikrini desteklemistir Azeri halkbilimci Hanefi Zeynalli da Nasreddin Hoca nin tarihi bir kisilik olarak ele alinmasina supheyle yaklasirken Tehmasib Ferzeliyev Nasreddin Hoca nin gercek kisiliginin onemsiz oldugunu bir tipleme olarak icerisinde bulundugu her kulturun ortak kahramani oldugu gorusunu savunmustur Bazi arastirmacilar Nasreddin Hoca yi folklorik bir hayal urunu olarak ele alip tarihi kisiliklerle bagdastirma yoluna basvurmuslardir Bu yaklasimlardan birini gelistiren Ismail Hami Danismend Nasreddin Hoca nin II Mesud doneminde yasayan Yavlak Arslan oglu ve 1300 yilinda Kastamonu da oldurulenmustevfi Nasiruddin Mahmud oldugunu one surmustur Danismend bu iddiasini Fransa da kesfettigi Farsca bir selcuknameye dayandirarak ortaya atmis ancak gorus saglam dayanaklari olmamasi gerekcesiyle bilim dunyasinda kabul gormemistir Naci Kum da bu konuya egildigi bir yazisinda Kayseri Arkeoloji Muzesi nde bulunan ve uzerinde Nasreddin adi ile hoca unvaninin bulundugu bir mezar tasi bulundugunu one surerek Nasreddin Hoca nin olumunun 13 yuzyil basinda kabul edilen 1284 yilindan 72 yil once Kayseri de gerceklestigini iddia etmisse de Ibrahim Hakki Konyali ilgili mezar tasinda yaptigi okuma ile tasta Nasreddin Hoca degil Emiruddin Hoca yazdigini tespit etmistir Azeri halkbilimciler Memmedhuseyn Tehmasib ve Memmedaga Sultanov da birlikte yazdiklari Molla Nasreddin Latifalari kitabinda Nasiruddin Tusi nin Nasreddin Hoca nin yasadigi kabul edilen zaman diliminde yasamasi bazi yazmalarda Nasreddin Hoca nin Nasiruddin seklinde adlandirilmasi Nasiruddin Tusi nin bir eserinde fikralara yer vermesi Nasreddin Hoca nin bazi hikayelerde muneccimleri alaya almasi ve bu turden bir davranisin ancak Nasiruddin Tusi gibi yildizlar konusunda ilim sahibi insanlardan beklenebilecegi Nasreddin Hoca nin Timur un huzuruna memleketinin temsilcisi olarak cikmasi ile Nasiruddin Tusi nin Alamut hukumdarinca Hulagu nun huzuruna gonderilmesi Nasiruddin Tusi nin bir adinin Hasan olmasi ve bir fikrada Nasreddin Hoca nin da bir adinin Hasan olarak gecmesi gibi benzerlikler kurarak hocanin aslen Nasiruddin Tusi oldugunu one surmektedirler Ancak Tehmasib one surdukleri bu verilerin saglam kanitlar olarak degerlendirilemeyecegini vardiklari sonucun yalnizca bir varsayim oldugunu da kabul etmektedir Ayrica yine Azeri bir halkbilimci olan Azad Nebiyev de Tehmasib ile Sultanov un bu iddialarini tenkit etmistir Irak Turkmeni arastirmaci Ibrahim Dakuki Nasreddin Hoca nin Isfahanli bir Fars oldugunu ve asil adinin Meshedi oldugunu one surmustur Ozbekistan da ise Nasreddin Hoca nin Buhara dogumlu olduguna ve agzinda disiyle dogduguna dair bir inanis mevcuttur Halk arasinda bu sekilde bir inanc olmasina karsin bir kisim Ozbek arastirmaci Nasreddin Hoca nin Ozbek olmadigini kabul etmektedir Orta Cag tarihcisi Mikail Bayram da Nasreddin Hoca nin aslen Ahi Evran Mevlana Celaleddin i Rumi nin Mesnevi sinde Cuha diye andigi kisinin de aslen Nasreddin Hoca oldugunu iddia etmektedir Nasreddin Hoca nin tarihi bir kisilik oldugunu savunanlardan halkbilimci Ilhan Basgoz 13 yuzyilda boyle bir kisinin yasadigina dair hicbir kuskunun bulunmadigini belirtmektedir Yine halkbilimciler Saim Sakaoglu Ali Berat Alptekin ve Fatma Ahsen Turan da Nasreddin Hoca nin 13 yuzyilda yasadigini belirterek onu Yunus Emre ve Haci Bektas i Veli ile birlikte Anadolu Turklugunun tepe noktalarindan biri olarak gosterirler Halkbilimciler Pertev Naili Boratav ile tarihciler Fuat Koprulu ve Tuncer Baykara da Nasreddin Hoca nin tarihi bir kisilik oldugunu savunanlar arasinda yer almaktadir Nasreddin Hoca ve yakinlarina dair belgeler Nasreddin Hoca nin dogum yeri konusu uzerine calisan Ibrahim Hakki Konyali Nasreddin Hoca nin Sehri Aksehir adli kitabinda II Mehmed in cagdasi Hizir Celebi nin oldugu kabul edilen secerede Hizir Celebi nin Sivrihisar kadisi olan babasinin Nasreddin soyundan olmasini hocanin Sivrihisar dogumlu olduguna kaynak olabilecek bir bilgi olarak ele almistir Bu secere 15 yuzyil sonlarinda yazilan kaynaklarda ortaya cikmistir En eski Nasreddin yazmalarindan birinin muellifi olan Lamii Celebi de Hizir Celebi nin ogullarindan Sinan Pasa icin ayni secereyi vermektedir Buna gore Sinan Pasa Nasreddin Hoca nin altinci gobekten torunudur Nasreddin Hoca nin hayatina dair cikarimlar yapilabilmesini saglayan onemli verilerden biri Nasreddin Hoca Turbesi ni ziyaret eden I Bayezid in bir sipahisi olan Mehmed in turbeyi cevreleyen sutunlara tarih atarak kazidigi alti satirlik yazidir Orijinal CeviriEl hatt i baki ve l omr i fani Ve l abd i asi ve l Rabbi i afi Ketebetu l hakir Mehmed an cema at i sipah i Hazret i Yildirim Bayezid Bu tarihte vaki sene 796 Yazi baki omur fanidir Kul gunahkar Allah affedicidir Bunu Yildirim Bayezid hazretlerinin askerlerinden hakir Mehmed 796 yilinda yazdi Sipahi Mehmed in not dustugu 796 yili hicri takvime gore olup miladi takvimde 1393 ya da 1394 yilina denk gelmektedir ve Nasreddin Hoca nin yasadigi tarih araliginin belirlenmesine dair onemli bir belge olarak ele alinir Nasreddin Hoca Turbesi nin bir kitabesi bulunmamakla birlikte sonradan dikilen mezar tasinda hicri 386 yili yer almaktadir Miladi 696 yilina denk gelen bu yilda Oguzlar henuz Anadolu ya gelmemis oldugundan bu yilin hatali oldugu bilinmektedir Cesitli arastirmacilar tarafindan yilin Nasreddin Hoca nin nuktedanligina uygun bicimde ters yazildigi ve aslen 683 olduguna dair gorusler ortaya atilmistir Saim Sakaoglu ve Ali Berat Alptekin ise mezar tasindaki yazinin anlam hatalari barindirmasina atifta bulunarak harflerin sagdan sola fakat rakamlarin soldan saga yazildigi Arap alfabesi ile yazilmis olan mezar tasini hazirlayan ustanin bu kurali bilmemesi ve Nasreddin Hoca nin olum yilini kasten degil bu kurali bilmemesi uzerine ters yazdigini one surmuslerdir Halkbilimci Mehmet Onder mezar tasindaki yazinin anlam hatalari barindirdigini dile getiren ilk kisi olmakla beraber asagidaki sekilde duzenlendiginde anlamli hale geldigini belirtmistir Orijinal Duzenlenmis Ceviri DuzenlenmisHazihi t turbetu l merhum el Magfur ila abdehu el gafur Nasru d din Efendi ruhuna Fatiha sene 386 Hazihi t turbetu l merhum el magfur el muhtac ila Rabbihu el gafur Nasru d din Efendi ruhuna Fatiha sene 683 Bu turbe merhum ve magfur affedici kuluna muhtac Nasreddin Efendi nindir Ruhuna Fatiha Yil 386 Bu turbe affedici Rabbine muhtac Nasreddin merhumun turbesidir Ruhuna Fatiha Yil 683 Halkbilimciler mezar tasindaki yilin bilerek ya da bilmeyerek ters yazildigi konusunda hemfikir olup miladi 1284 ya da 1285 yilina denk gelen 683 yilinin dogru olduguna dair ortak kanaattedirler Bunlarla birlikte 1957 de bulunan Nasreddin Hoca nin kizina ait olan ile oglu Omer in oldugu sanilan mezar taslari 2013 yilinda tekrar incelemeye alinarak yeni bilgiler elde edilmistir ve bu bilgiler Mehmet Mahur Tulum tarafindan Sivrihisar da Nasreddin Hoca ve Ailesine Ait Yeni Bulgular konu baslikli konferansta kamuoyu ile paylasilmistir Buna gore Nasreddin Hoca nin kizinin adi oldugu sanilan Fatima nin yanlis oldugu ve gercek adinin Hatun oldugu one surulmus ayrica oglu Omer in oldugu sanilan mezar tasinin Nasreddin Hoca ya ait oldugu tespit edilmistir Mezar taslarinda yapilan okumalarda Nasreddin Hoca nin gercek adinin Nasruddin Nusrat oldugu ve Abdullah oldugu sanilan babasinin adinin da Semseddin oldugu belirlenerek Sivrihisar dogumlu oldugu da kesinlesmistir Nasreddin Hoca nin babasinin ve kizinin adina dair one surulen bu yeni bilgiler diger arastirmacilar tarafindan teyit edilmemis olup tartismaya aciktir Nasreddin Hoca nin Aksehir deki turbesinin ayak ucunda kizi Durru Melek e ait mezar kitabesinin bulunmasi 1476 yilina ait ilyazici defterinde Nasreddin Hoca Turbesi ne dair kayitlarin bulunmasi hocanin gercekten yasadigina dair diger deliller olarak kabul edilmektedir KisiligiGercek kisiligi Nasreddin Hoca nin dogum yeri onceleri net olarak bilinmemekteydi Basta Ibrahim Hakki Konyali tarafindan olmak uzere Aksehir e bagli Sivrice koyunde dogduguna dair iddialar one surulse deSivrihisar in Hortu koyunde dogdugu kabul edilmekteydi Yapilan son arastirmalarla Nasreddin Hoca nin Hortu da dogdugu kesinlesmistir Dogum tarihi tam olarak bilinemese de donemin Sivrihisar Muftusu Hasan Efendi nin Mecmua i Maarif adli eserinde yer alan eski sicilden aktarilmis bilgilere gore 1208 yilinda Abdullah ve Sidika ciftinin oglu olarak dogmustur Nasreddin Hoca temel egitimini koy imami olan babasindan alarak medrese ogrenimi icin Sivrihisar da bulunmus babasinin olumu uzerine Hortu ya donerek ondan kalan koy imamligi gorevini ustlenmistir Nasreddin Hoca nin Naksibendilik yoluna mensup oldugunu gosteren Tabibzade Mehmed Sukru nun Silsilename i Aliyye i Mesayih i Sufiyye adli eserindeki hatali silsilename Anadolu Selcuklu Devleti nin siyasi karisikliklar icerisinde oldugu zaman diliminde yasayan Nasreddin Hoca nin doneminde Muhyiddin Ibnu l Arabi Mevlana Celaleddin i Rumi Haci Bektas i Veli Yunus Emre gibi isimlerin etkisiyle tasavvufi dusunce ve tarikatlarin etkinligi artmaya baslamistir Bu ortamda Mecmua i Maarif e gore 1237 ya da 1238 yilinda ardinda koy imamligi yapmasi icin Mehmed adinda birisini birakarak tasavvufi dusuncenin merkezlerinden biri olan Aksehir e goc eden Nasreddin Hoca adinin gectigi en eski belge olan Saltukname ye gore Mahmud i Hayrani nin dervisi ve Sari Saltuk un pirdasi olmus Mevlana Celaleddin i Rumi ile dostluk kurmustur Mecmua i Maarif te ayrica Haci Ibrahim Sultan dan da tasavvufi terbiye aldigi bilgisi yer alsa da ikisinin arasinda yuz yillik fark olmasindan dolayi bu bilgi tarihi gerceklerle uyusmamaktadir Buna karsilik Nasreddin Hoca nin Haci Ibrahim Sultan dan degil ayni adli dedesinden egitim aldigi ihtimali bulunmaktadir Nasreddin Hoca nin seyhi Hayrani dolayisiyla Mevlevilik Yesevilik veya daha zayif ihtimalle Rufailik yoluna mensup oldugu dusunulmektedir Ayrica Nasreddin Hoca nin Tabibzade Mehmed Sukru nun silsilenamesine gore Naksibendi oldugu belirtilse de bu bilgi de tarihi gerceklerle uyusmamaktadir Nasreddin Hoca aldigi egitimle beraber Aksehir de mulki gorevler edinerek kadilik ya da kadi naipligi yapmis muhtemelen Kayseri Ankara Afyonkarahisar Kutahya Bilecik gibi cevre yerlesim yerlerinde de bulunmustur 1284 yilinda hayatinin buyuk bolumunu gecirdigi Aksehir de olmustur En eskisi 16 yuzyila tarihlenen anonim Lata if i Hace Nasreddin derlemelerinde Nasreddin Hoca kimi zaman Timur kimi zaman I Alaeddin Keykubad ile cagdas gosterilmektedir Evliya Celebi ise Seyahatname sinin ikinci cildinde Aksehir den soz ederken Nasreddin Hoca dan da soz acarak I Murad ve I Bayezid donemlerinde yasadigini belirtmistir Bu farkli anlatilara karsin gunumuzde Nasreddin Hoca ve yakinlarina dair belgeler isiginda Nasreddin Hoca nin 13 yuzyilda yasadigi ve Timur I Murad ya da I Bayezid ile cagdas olamayacagi konu uzerinde calisan arastirmacilarin buyuk cogunlugu tarafindan kabul edilmektedir Buna karsilik Timur ile cagdas gosterildigi anlatilardaki Timur figurunun aslen Aksehir de sekiz yil ordugah kuran Mogol sehzadesi Keygatu olabilecegi ihtimali uzerinde durulmaktadir Efsanevi kisiligi Fikralardan tureyip Nasreddin Hoca yi ermis bilgin hazircevap deli dolu gosteren ve bircok farkli kisilik ozelligi yansitan cesitli anlatilar mevcuttur Fikralarinin sayisinin gecmis yazili eserlere dogru gidildikce azalmasi bir takim anonim fikralarin zamanla Nasreddin Hoca adina baglanmis olabilecegi ihtimalini guclendirmekte ve efsanevi Nasreddin Hoca kisiliginin bu sekilde cesitlendigini dusundurmektedir Saltukname de gecen bir fikraya gore ayni seyhin muridi olan Sari Saltuk Nasreddin e Aksehir de rastlar Nasreddin Saltuk a altin gumus tabaklar icinde yiyecek ikram eder Bu gosteris karsisinda Sari Saltuk kendi kendine Bu adam acaba bu kadar serveti babasindan miras mi aldi yoksa kendini mi kazandi diye sorar Misafirinin aklindan gecenleri sezen Nasreddin der ki Butun bunlar babamdan kaldi Benim bu dunyaya gelirken getirdigim ve bir gun dunyayi terk ederken de goturecegim uc nesnedir Saltuk un Bu uc nesne nedir sorusuna Nasreddin Hoca nin cevabi Bir sikimle iki tasagim olur Bu kaba sozler Sari Saltuk un garibine gider ama dusuncesini yuksek sesle anlatmaya cesaret edemeyerek kendi kendine Boyle bilge bir adam manasiz seyler soylemez her halde sozlerinin gizli bir manasi vardir Acaba ne demek istedi diye dusunur Nasreddin misafirinin aklindan gecenleri sezer ve der ki Kafani bos yere yorma soyleyeyim bu uc seyden maksadim Birincisi iman ikincisi amel ucuncusu de ihlastir Bu fikra Nasreddin Hoca nin kisiliginin bir turlu mistik yorumudur ve olumunden henuz iki yuzyil sonra kisiligine aslindan tamamen farkli karsisindakinin dusuncelerini kesfetme gibi nitelikler yakistirildigi gorulmektedir Derleme yazmalarin cogunda Nasreddin Hoca nin ermis kisiligine yonelik bircok fikra bulunmaktadir Ankara Universitesi Dil ve Tarih Cografya Fakultesi Kutuphanesi yazmasindaki bazi fikralarin sonuna eklenen iste halk arasinda atasozu olmustur cumlesi de hocanin halk bilgesi olarak goruldugunu gosterir Nasreddin Hoca nin bu yonde fikralarindan biri su sekildedir Nasreddin Hoca bir adamla yolda giderken bir sipahiye rastlarlar Sipahi hocanin yol arkadasina uzak bir koye kilavuzluk yapmasini emreder Adam ben filan beyin kuluyum deyip bu angaryadan yakasini kurtarir Sipahi bu sefer hocaya buyurur hocanin Ben de Allah in kuluyum diyerek angaryadan kurtulmaya calismasi para etmez sipahinin onune katilir ama Hey yarabbi Bir filan beyin kulu olan adamin haline bak bir de senin kulunun haline bak diye tanriya serzenis etmekten de kendini alamaz O anda bir gurultu duyup arkasina bakan hoca gorur ki sipahi attan dusup olmus Hocanin ermisligine atif yapan ancak latifeye ve hatta gelenekle bagdasmaz davranislarda bulundugu asagidaki ornekteki gibi hikayelere de rastlanmaktadir Comezi Imad hocaya takilmak amaci ile yalandan hasta olur Okuyup uflemesi icin hocayi cagirirlar Kendisini taniyip tanimadigini soran hocaya Imad sakayi daha da ileriye goturerek Sen eskici Kara Koca degil misin karsiligini verir Hoca da ona Sen saglik yerine tasagimi alirsin der Imad bu kez gercekten onulmaz bir hastaliga tutulup olur Nasreddin Hoca nin ermisligine yonelik fikralardan biri de olumunden yillar sonra cuma namazi icin toplanmis cemaati turbesine cagirdiginin anlatildigi hikayedir Cemaat namazi birakip turbeye gider ancak hocayi orada bulamazlar Donduklerinde ise caminin kubbesinin coktugunu gorurler Bektasi fikralari niteligine sahip Nasreddin Hoca fikralari da bulunmaktadir Hocanin sabah namazini uzatmasinin sebebini Allah i borclu edeyim diye acikladigi tanri misafiriyim diyerek evine gelen adami mescide gonderdigi findik dagitirken cocuklara Allah taksimi mi olsun kul taksimi mi diye sordugu Kul taksimi cevabini aldiginda goge bakarak Bak cocuklar bile senin islerini begenmiyorlar diye seslendigi fikralar Bektasi edali fikralardandir Bu son fikra ayni zamanda Bektasi nin meyve ikram ettigi kimselere Allah yapisi mi olsun kul yapisi mi diye sordugu fikrayla da benzerlik gostermektedir Nasreddin Hoca fikralarinda iki farkli anlamda deli olarak anilmaktadir Birinci anlamiyla Nasreddin Hoca sacma hareketlerde bulunan manasiz sozleriyle saf ve aptal gorundugu halde gercekte bilge niteligi tasiyan ve garip davranislarinin altinda ders alinacak gercekler bulunan bir kisidir Ermis yonleriyle one cikan bircok fikrada da bu yonuyle gorunmektedir Cetin meselelerini Arap Acem Hint bilgilerinin cozemedigi bir molla Nasreddin e gelir Onu tarlasinda calisirken bulur Hoca mollayi deli dolu sozleriyle ve garip davranislari ile sasirtir ama sorularina da catir catir cevap verir Molla boylece hem hocanin olgunlugu hem de Rum ulkesinin bilim seviyesi uzerine bir yargiya varir Rum un delisi boyleyse uslusu nice olur der Ikinci anlamiyla gercekten akildan noksan sacma isler yapan aptal insan profiline dair Karatepeli fikralarina benzer Nasreddin Hoca fikralari bulunmaktadir Saltukname de yer alan bir fikra bu minvalde ornek olarak gosterilmektedir Saltuk Nasreddin Hoca ile gorusmek icin evine geldigi zaman hocayi bulamayinca karisindan onun Sivrihisar a gitmis oldugunu ogrenmis Kadindan hocanin kasabaya nicin gittigini sormasina aldigi karsilik sudur Sivrihisar in musarrifleri haber gonderdiler dahi ayitdilar Gelsun bize biraz akil koysun biz dahi iller gibi uslanalum Ismail Hami Danismend in elestirdigi Nasreddin Hoca anlatilarindan birinin resmedildigi hocayi esege ters binmis sekilde gosteren 18 yuzyila ait bir calisma Karatepeli fikralari mahiyetindeki Nasreddin Hoca fikralarinin ana kisisi eski tarihli anlatilarda Nasreddin Hoca degil bir Sivrihisarli olarak da yer almakta olup bu fikralarin en eskisi 15 yuzyila kadar inmektedir Nasreddin Hoca nin gulduru kisiligi ile Lamii Celebi nin de aktardigi uzere Sivrihisarlilarin tuhaf insanlar olarak nitelenmesinin arasindaki iliskiye cevap bulmak adina Bodleian Kutuphanesindeki 43 hikaye arasinda Sivrihisar dan soz edilen iki hikayeyi ve Fransa Milli Kutuphanesindeki iki hikayeyi karsilastiran Pertev Naili Boratav Nasreddin Hoca nin nuktedan kisiliginin Sivrihisar halkina aktarildigi yonune meyilli oldugu belirtmekle birlikte tersi bir durumun da imkansiz olmadigini soylemistir Gunumuzde Nasreddin Hoca nin kerametine verilen bir anlam degismesiyle Sivrihisarlilar da Kayserililer gibi isini bilen cin fikirli insanlar olarak anilmaktadirlar Memmedhuseyn Tehmasib davalinin o kendi kulagini isirdi savunmasi uzerine kadi olan Nasreddin Hoca nin bunu kendi uzerine denedigi anlatiyi soyle yorumlamaktadir Mahkemede kimsenin halledemedigi meselelere kesin cozum bulmak kabiliyetine sahip bir adamin birdenbire kendi kulagini disleyen ahmak kadiya cevrilmesinde muhakkak bir maksat vardir Bizce burada ahmak Molla Nasreddin degil onun tenkit etmek amaci ile kasten rolune girmis oldugu kadidir Kazak halkbilimci Sakir Ibrayev ayni konu ile ilgili gorusunu Onun kendisini ahmak olarak gostermesini icinde bulundugu caresizlikten kurtulmak icin yapilmis ani bir davranis olarak kabul ediyoruz Cunku boyle bir durumdan kurtulmanin tek yolu ya ters bir davranista bulunmak ya da ters bir cevap vermektir seklinde ozetlerken Eflatun Cem Guney de Nasreddin Hoca nin Karatepeli mahiyetindeki deli rolunu aldigi fikralari soyle degerlendirmektedir O kulun ayibini yuzune vurmamak icin kendisini safderun bir adam yerine koyuyor Gulunecekse kendine guluyor guldurecekse kendine gulduruyor Kendine gulmek kendine guldurmek yine de gulunc olmamak Belki de en ince mizah bu Boratav Guney in Rahmetli ne baskalari gibi vakalarin tuhafligini diline doluyor ne de ipsiz sapsiz sozlerle kaba saba nukteler yapiyor yargisini hatirlatarak Nasreddin Hoca hakkinda celiskiye dustugunu belirtmistir Ismail Hami Danismend de bilge ve ilim adami olarak niteledigi Nasreddin Hoca hakkinda hocayi esekli bir budala vaziyetine sokan bizim muelliflerimiz muharrirlerimizdir gorusunu one surerek gercek kisiligi ile efsanevi kisiliginin birbirlerine tezat oldugunu savunmustur Halk inanislariNasreddin Hoca Turbesi nden bir gorunum Olumunun ardindan Turk kulturunun motiflerinden biri haline gelen Nasreddin Hoca zamanla kendisi etrafinda inanislar meydana getirmistir Buna gore Nasreddin Hoca nin aglayarak degil gulerek dogduguna inanilmaktadir Aksehir de bulunan turbesini ziyaret edenlerin ise gulmekten kendilerini alamayacaklarina gulmemek icin kendini zorlayan kisinin ise basina muhakkak bir sey gelecegine inanilir Aksehir de dugun sahibinin Nasreddin Hoca nin turbesine gidip onu ve mollalarini dugun ziyafetine davet etmesi bir gelenek halini almis olup bu yapilmadiginda ciftin gecimsizlikten muzdarip olacagi inanci yorede hakimdir Yine yeni dogan cocuklarin gobek baginin turbeye gomuldugunde cocugun Nasreddin Hoca gibi zeki hosgorulu ve guleryuzlu bir insan olacagi kabul edilmektedir Aksehir den ayrilanlarin Nasreddin Hoca nin turbesine gidip dua etmesi bir gelenek olup Mustafa Kemal in de Milli Mucadele yillarinda sehirden ayrilirken turbeyi ziyaret ettigi bilinmektedir Aksehir de hocanin turbesinden alinan topragin kuru agri denilen goz hastaligini iyilestirdigine inanilir ve kuraklik donemlerinde turbe onunde yagmur duasina cikilir Uluslararasi Aksehir Nasreddin Hoca Anma ve Mizah Gunlerine ilk davet edilen de yine Nasreddin Hoca dir Sivrihisar ve Hortu da hocanin davranislari ogut ibret dersi olarak yorumlanmaktadir Esege ters binmesi Esek ne de olsa gidecegi yeri bilir ters biniyorum ki gerimizin guvenligini gozetleyebileyim dort yani acik turbesinin kapisinda kilit bulunmasi ise Kilit dost icindir dusman ne yapsan yine de girmenin bir yolunu bulur seklinde yorumlanmaktadir Nasreddin Hoca nin turbesi zamanla guvenlik tedbirlerinden yoksun girmenin kolay oldugu yerler icin bir benzetme niteligi kazanmistir Buna ornek olarak Mustafa Kemal Ataturk ile ilgili bir fikrada Maginot Hatti hocanin turbesine benzetilmistir Kulturel yayilim alaniNasreddin Hoca Anadolu kokenli bir karakter olmasina karsin fikralari Dogu Turkistan dan Macaristan a Guney Sibirya dan Kuzey Afrika ya Turkce konusulan ve Osmanli Imparatorlugu hakimiyeti altinda bulunan bolgelerde anlatilarak zaman icerisinde farkli ulkelerde farkli diller konusan insanlarca da benimsenmistir Gunumuzde Turklerin siyasi ve kulturel etkisine bagli olarak Bulgarlar Cinliler Ermeniler Gurculer Italyanlar Ruslar ve Kurtlerin aralarinda bulundugu Turk olmayan toplumlarda da Nasreddin Hoca fikralari yer almaktadir Fikralar duzenlenip yazildiklari cevrenin ulusal ve bolgesel ozellikleri geregince degismis temalar ve hikayenin kahramani yeni bicimler almistir Fikralarin yayilmasinda baslica etken yazili gelenektir 15 yuzyilin ikinci yarisindan 19 yuzyilin ikinci yarisina dek suren yazma gelenegi 1850 de yerini matbaada ilk kez basilan Nasreddin Hoca derlemesi ile basma eserlere birakmis ilk resimli derleme ise 1864 te Istanbul da basilmistir Tasbasmalar ve matbaa baskilari genellikle Istanbul da hazirlanip diger bolgelere yayilirken yazmalarin hazirlanmasinda Osmanli Imparatorlugu nun diger kultur merkezleri de etkin rol oynamistir Nasreddin Hoca fikralarinin Sovyetler Birligi ve Cin deki Turkce konusulan bolgelerde yayilmasinda ise Kazan daki basimevlerinde hazirlanan derlemeler one cikmistir Kahire deki Bulak Matbaasi Nasreddin Hoca fikralarinin Turkce baskilarinin Misir ve cevresinde yayilmasinda onemli rol oynayarak baska bir kultur merkezi olarak one cikmistir Bu baskilarda Nasreddin Hoca nin yaninda Arap gulduru tiplemesi Cuha da islenmis ve iki karakter bircok fikrada kaynastirilmistir Turk dunyasi Bolgesel adi ToplulukAfandi OzbeklerApendi KirgizlarEfendi Kirgizlar Ozbekler ve UygurlarEpendi Turkmenler Afganistan Turkmenleri Iran Turkleri UygurlarHoca Turkler Kibris Turkleri Balkan Turkleri Kumuklar ve Kafkasya TurkmenleriKojanasir KazaklarMolla Iran Turklerinin bazi Horasan agizlarinda ve Iran daki Halaclarin bazi agizlarindaMolla Nasraddin HalaclarMolla Nasreddin Ahiska Turkleri Kumuklar Ozbekler Uygurlar ve Iran daki HalaclarMolla Nesreddin Afganistan Turkmenleri Azeriler Karapapaklar Hazaralar Iran Turkleri ve Iran daki HalaclarMulla Iran Turklerinin bazi Horasan agizlarinda ve Iran daki Halaclarin bazi agizlarindaMulla Nasreddin Iran Turklerinin bazi Horasan agizlarindaNasradin GagavuzlarNastradin GagavuzlarNasra Hoca Karacaylar ve BalkarlarNasreddin Hoca Hoca Nasreddin Ahiska Turkleri Karakalpaklar Turkler Irak ile Suriye Turkmenleri Ozbekler ve UygurlarNasreddin Oca Kirim TatarlariNasretdin TatarlarNasriddin Efendi OzbeklerNasreddin Ependi Turkmenler Afganistan ile Iran Turkmenleri UygurlarNasrettin Hoca Hoca Nasrettin Turkler Kibris Turkleri Balkan Turkleri ve Kafkasya TurkmenleriNasriddin Nasriddin Hoca OzbeklerNasridin Kumuklarin bazi agizlarinda 2013 yilinda Eskisehir in Turk Dunyasi Kultur Baskenti etkinliklerinin maskotu olan Nasreddin Hoca ya ve fikralarina cesitli Turk topluluklarinda farkli adlar altinda rastlanmakta fikralar diger yerel kahramanlarla bagdasmis halde bulunmaktadir Bu topluluklardan biri olan Ahiska Turkleri 1944 ve 1989 surgunleri nedeniyle yazili kulturleri olusmadigindan dolayi Irak Turkmenleri ve Karakalpaklar ile birlikte Nasreddin Hoca fikralarini sozlu edebiyatlarinda yasatmaktadirlar Ahiska Turkleri arasinda anlatilan fikralar Anadolu daki fikralar ile benzerlik gostermekle birlikte kendi kulturlerine has cesitlemeleri de bulunmaktadir Irak Turkmenleri arasinda daha cok hocanin karisi oglu ile esegi etrafinda cesitlenen fikralara rastlanilmakta ve en cok yorgan gitti kavga bitti ile ye kurkum ye fikralari anlatilmaktadir Karakalpaklarca bilinen Nasreddin Hoca misafirperver hazircevap pratik cozumler ureten bir tipleme olarak islenmekte ve halkbilimci Gokhan Tariman Cenikoglu nun tespitine gore 31 fikrasi anlatilmaktadir Yazili edebiyat kulturune sahip Azeriler arasinda Nasreddin Hoca fikralari cok uzun yillardir bilinmekte anlatilmakta ve 19 yuzyildan itibaren derlenmektedir Fikralar uzerine calisan ilk Azeri arastirmacilar derledigi 200 fikradan 64 unu yayinlayabilen A Zaharov ve 149 fikra yayinlayan D A Yeritsev dir Aliabbas Muznib in 148 fikra metnine yer verdigi 1909 da Baku de basilan Molla Nasreddin Mezhekeleri ile 1939 da yayinlanan Memmedhuseyn Tehmasib in Molla Nedreddin Letifalari eserleri de onemli derlemeler arasindadir Tehmasib in eseri ulkedeki en genis derleme olmakla beraber Hanefi Zeynalli nin Aliabbas Muznib in eserinin 1927 basimina yazdigi onsoz Azerbaycan da Nasreddin Hoca fikralarinin bilimsel olarak incelendigi ilk metin olma ozelligini tasimaktadir Bunlarla beraber 1906 ile 1932 yillari arasinda yayinlanan Molla Nasreddin dergisi donemin Azerice olarak yayinlanan en onemli sureli yayini olma ozelligini tasimis dergi etrafinda bir araya gelen yazar ve sairler Molla Nasreddinciler olarak anilmis ve bir ekol olusturmuslardir Molla Nasreddinciler gunumuzde klasik Azerbaycan edebiyatini olusturan grup olarak kabul edilmektedir Azerbaycan da anlatilan fikralarin buyuk cogunlugu Anadolu kokenli olmakla beraber buna bagli olarak Anadolu da anlatilan Nasreddin Hoca fikralarinin atasozleri ve Karatepeli fikralari ile karistirilmasi Timur ile Nasreddin Hoca nin cagdas gosterilmesi gibi bazi karisikliklar Azerbaycan da da mevcuttur Zaman Karayev in 1980 yilinda yazdigi Elinca Kalasi adli romanda da Nasreddin Hoca ile Timur cagdas gosterilmektedir Guney Azerbaycan da yasayan Iran Azerilerindeki Nasreddin Hoca ya dair fikralar Azerbaycan daki fikralar ile benzerlikler tasimaktadir Buradaki fikralari derleyen ilk kisi Mehemmed Ali Ferzane olmakla beraber Azerice kaleme alinan bu derleme siyasi nedenlerden oturu yayinlanmamis bolgede anlatilan fikralarin derlenip yayinlandigi en genis eser 45 fikra barindiran Ali Kafkasyali nin Iran Edebiyati Antolojisi II adli kitabi olmustur Gunumuzde cogunlukla Bulgaristan Moldova Romanya ve Ukrayna da yasayan Gagavuzlarin Bulgaristan da yasayan kismi Nasreddin Hoca yi Nasradin adiyla bilmektedir ve bazi Gagavuz koyleri bu adi tasimaktadir Diger Gagavuzlar ise Nasktradin ve Nastradin adini kullanmakta bu ad halk arasinda soyad olarak da yasatilmaktadir Gagavuzlar arasinda Nasreddin Hoca fikralari gunluk hayatta deyim seklinde kullanilmakta olup ayni zamanda sakaniz cebinizde olsun atasozunun de cikis noktasini olusturmustur Gagavuz cografyasinda Nasreddin Hoca fikralarinin yaziya ilk gecirilisi Dionis Tanasoglu Lubov Cimpoes Stefan Koroglu Seva Ekonomov Valentin Moskov Nikolay Baboglu Petri Cebatar tarafindan yapilmistir Dionis Tanasoglu hazirladigi Bucaktan Sesler adli eserinde Nasreddin Hoca fikralarina yer vermis Nikolay Baboglu da 1969 yilinda basilan Gagauz Folkloru kitabinda 17 Nasreddin Hoca fikrasi yayinlamistir Petri Cebatar ise 1992 te Bizim Dost Nastradin adinda bir kismi derleme bir kismi diger dillerden Gagavuzcaya ceviri fikralardan olusan 60 sayfalik bir eser yayinlamistir Siyasi birlik saglayamayan ve bagli bulunduklari devletlerde azinlik olarak yasayan Gagavuzlarin Nasreddin Hoca fikralari genellikle gecim sikintisi hirsizlik ile hayvancilik ekseni etrafinda sekillenmistir ve Hristiyan olan Gagavuzlar arasindaki Nasreddin Hoca karakteri diger Turk halklarindan farkli bir sekilde Hristiyan dir Karacaylar arasindaki Nasreddin Hoca fikralarinin bircogu Anadolu daki fikralar ile benzerlik tasimaktadir Fikralardaki Karacaylara has yerel ve dini motifler goz onune alinarak eski Karacay anlatilarinin zamanla Nasreddin Hoca ya baglandigi dusunulmektedir Karacaylara ait Nasreddin Hoca fikralari 1931 yilinda arastirmaci Azret Urtenov tarafindan derlenerek 400 fikra icerir halde Nasra Hocanin Haparlari adi altinda yayinlanmistir Bu derlemede klasik Nasreddin Hoca fikralarinin yani sira bir kisim fikralarin Sovyet propagandasi icerecek sekilde degistirildigi gorulmektedir Kazaklarca halk kahramani olarak gorulen Nasreddin Hoca ya dair fikralarin Kazak cografyasina Turkiye Iran Azerbaycan Turkmenistan Ozbekistan yolunu takip ederek girdigi dusunulmektedir Burada anlatilan fikralarin bir kismi diger cografyalardaki fikralar ile benzerlik gosterirken bir kismi da Aldar Kose ile Jiyrense Sesen fikralarina benzerlik gostermekte ayni fikralarin uc karaktere de mal edildigi gorulmekte ve yalnizca Kazakistan da bilinmektedir Kazakistan da ilk Nasreddin Hoca fikralari derlemesi 1993 yilinda Almati da K Serikbayaeva tarafindan Nasreddin Hoja 200 Ezil adiyla Turkiye deki cesitli kaynaklardan yararlanilarak yayinlanmistir Bu kitabin ardindan da cesitli eser ve akademik calismalar yayinlanmis olup Nasreddin Hoca fikralarindan ilkogretim seviyesinde de faydalanilmaktadir Nasreddin Hoca Kirgizlar arasinda Apendi olarak bilinmekte ve bu ad fikra terimi ile es anlamli olarak kullanilmaktadir Fikralarin Kirgizlar arasinda nasil yayildigi tespit edilmemekle birlikte Nasreddin Hoca kurnaz gercekci adaletli ve saf bir karakter olarak yansitilmaktadir Nasreddin Hoca hakkinda Kirgizistan da basilan en onemli eser Moskova da Rusca basilan Dvadtsat Tri Nasreddina nin Beksultan Cakiyev tarafindan Kirgizcaya cevirisinden teskil olan 1985 Biskek basimi Apendinin Coruktarinan 502 Tamasa dir Ayrica Kasimbek Esmambetov tarafindan 1957 de yazilan Kirgiz El Comoktoru kitabinda da masal formatinda 15 Nasreddin Hoca fikrasi bulunmaktadir Bunlarin haricinde Cusup Balasagun Kirgiz Milli Universitesi nin yazma arsivinde Nasreddin Hoca hakkinda cokca eser bulunmaktadir Gunumuzde Kirgizlar arasinda iki binden fazla Nasreddin Hoca fikrasi sozlu olarak yasatilmaktadir Kirim Tatarlari arasinda da Nasreddin Hoca kulturu yer almakta olup bunun yani sira kendi gulduru tiplemeleri olan Ahmet Akay fikralarinin bircogunun kaynagi da Nasreddin Hoca fikralaridir Kirim da Nasreddin Hoca ya dair yayinlanan ilk derleme olan 1937 yilina ait Anekdoti o Hoce Nasreddinne i Ahmet Akay da da bu gorulmektedir Kumuklarda Nasreddin Hoca fikralarinin yani sira Molla Nasreddin in esegi gibi Molla Nasreddin in surgusu gibi deyimlerde de yer almakta Nasreddin Hoca nin Muhammed den sonra dunyanin gulmeyi unuttugu icin dunyaya gonderildigine inanilmaktadir 19 ve 20 yuzyillarda Anadolu da basilan Nasreddin Hoca eserlerinin Dagistan a tasinmasiyla fikralar Kumuklar arasinda yayilmis bu cografyada ilk eserler ise 1914 yilinda Lataifu Molla Nasruddin Havaca adli kitabiyla Haci Akayim ve 1929 yilinda Molla Nasreddin in Haharlari adli kitabiyla Nuhay Batirmurzayev tarafindan verilmistir Ayav Akavov un Hitler in Sorularina Nasreddin Hoca nin Cevaplari kitabi Nasreddin Hoca yi cagdas bir tipleme olarak ele almasi Yusuf Gereyev in Molla Nasreddinni Yoldasi kitabi ise Nasreddin Hoca yi ateist gelenek ve goreneklere karsi bir sekilde ele almasi yonleriyle geleneksel bakis acisinin disinda kitaplardir Kitaplarin haricinde Nasreddin Hoca adina bircok siir yazilmis 1995 yilinin sonlarinda Hoca Nasreddin adinda bir dergi yayinlanmis ve 1938 yilinda Muhammed Kurbanov tarafindan bir oyun yazilmistir Nasreddin Hoca Ozbeklerin yasadigi cografyaya 19 yuzyilin ikinci yarisinda girmistir Gunumuzde Ozbekistan da Nasreddin Hoca nin genel olarak padisah din adamlari alimler ile birlikte islenmis ve supermarket alisverisleri gibi konular barindiran cagdas fikralari da olmak uzere kendisine baglanan binlerce fikrasi bulunmaktadir ve buna uygun olarak cesitli derleme eserler de yayinlamistir Abdugafur adinda bir hattatca yazilan 1862 yilina ait yazma Ozbekistan daki ilk Nasreddin Hoca fikra derlemesidir Ayrica Serif Riza tarafindan 1941 de Taskent te yayinlanan Afandi Latifalari Abdulla Kahhar tarafindan 1959 da yayinlanan Afandi Latifalari Abdulla Sabir ve Adham Raba tarafindan 1960 ta yayinlanan Nasriddin Afandi Latifalari derlemeleri Ozbekistan da Nasreddin Hoca hakkinda yazilan baslica kitaplardir Bunlarin haricinde 1932 1941 yillari arasinda Dulistan Sovet Adabiyati Literaturniy Uzbekistan Kolhoznik Yangi Fergana Yarkin Hayat ve Kizil Ozbekistan gibi dergilerde siklikla Nasreddin Hoca fikralari islenmistir Gunumuzde de Mustum dergisi fikralara manzum ve mensur sekillerde yer vermektedir Ayrica ulkede Nasreddin Hoca ile ilgili filmler cekilmis ve tiyatro oyunlari yazilmistir Bunlarin haricinde Ozbekistan da da Turkiye de oldugu gibi Nasreddin Hoca nin gercekten yasayip yasamadigina dair bir tartisma olsa da halk arasinda Buharali bir saksicinin oglu oldugu tum hayatini burada gecirdigi inanisi hakimdir ve sehirde bir heykeli bulunmaktadir Akademik olarak ise Nasreddin Hoca nin Anadolulu oldugu kabul edilmektedir Tatarlar arasinda da gorulen Nasreddin Hoca fikralarina dair Tataristan da yayinlanan ilk eserler Istanbul ve Kahire de basilan eserlerin cevirileridir Kazan da basilan ilk ceviri 1845 yilinda yayinlanmistir ve 124 fikra icermektedir Ardindan ise 1883 yilinda yayinlanan ve Cagatayca ile hazirlanan Letaif i Hoca Nasreddin Efendi gelmektedir II Dunya Savasi sirasinda askerlerin moralini yukseltmek amaciyla Sovyet hukumeti tarafindan Hoca Nasretdin Front ta adiyla yayinlanan fikralar halk arasinda da ilgi gormus daha sonra kitaplastirilmistir Tatarlar arasindaki Nasreddin Hoca ya dair fikralarda geleneksel yonler goruldugu gibi Ozbekistan da oldugu gibi basin toplantisi ucak gibi modern unsurlar da yer almaktadir Bunun yani sira Nasreddin Hoca nin binegi Tatar anlatilarinda esek yerine at olarak degismis dini motifli fikralar da Sovyetler Birligi doneminde degisikliklere ugramistir Ayrica Tatar gulduru tiplemesi Mokit ile Nasreddin Hoca fikralari birbirlerine baglanmistir Buhara daki Nasreddin Hoca heykeli Semerkant taki Nasreddin Hoca heykeli Turkmenler arasinda Nasreddin Hoca fikralarinin hangi yolla yayildigi belirli olmasa da bezirganlar araciligiyla Anadolu dan Azerbaycan ve Iran a buralardan da Turkmenistan a tasindigi uzerine durulmaktadir Turkmenler arasinda ince dusunceli zeki adil insancil onsezisi olan hazircevap bir fikra tipi olarak bilinen Nasreddin Hoca nin milli bir halk tiplemesi olmasina karsin aslen Anadolu da 13 14 yuzyillarda yasadigi bir kisim Turkmen akademisyen tarafindan kabul edilse de Turkmen halkbilimci Samuhammet Halmuhammedov un Nasreddin Hoca nin dogu halklarinin Islam devletine karsi verdigi ozgurluk mucadelesi esnasinda ortaya ciktigini savunmasi gibi farkli gorusler de one surulmektedir Ayrica Keymir Kor Ata Kopek Mergeni ve Memmetveli Kemine gibi diger Turkmen gulduru tiplerinin Nasreddin Hoca dan turedigine dair gorusler de one surulmektedir Turkmenistan da konu ile ilgili ilk kitap N Soyunov tarafindan Askabat ta 1937 yilinda cikarilan Nasreddin Ependi dir P Aliyev in Kemine nin Saylanan Eserleri Berdi Kerbabayev in Sorta Sozler Aman Kekilov ve Meti Koseyev in Yomaklar ve Deyismeler eserleri de Nasreddin Hoca fikralari acisindan ulkede basilan onemli eserler arasinda yer almaktadir Bunlarin haricinde O Akmamedov un 1978 yilinda Rusca Dvadtsat Tri Nasreddina adli eserden Turkmenceye cevirdigi 1087 fikra iceren Yigirmi Uc Ependi adli kitabi Nasreddin Ependi fikralarina dair ulkedeki en genis kulliyati olusturmaktadir Uygurlarin ikamet ettigi Dogu Turkistan a Nasreddin Hoca fikralarinin hangi kanallar araciligiyla ve ne zaman ulastigi bilinmemektedir Adaletsizlik bilgisizlik yoksulluk cehalet gibi konulari elestiren fikralarin yaygin oldugu cografyada mustehcen fikralara rastlanmamaktadir Abdulkerim Rahman ve Mehemmet Zunun un 1980 de yayinlanan Uygur Helk Egiz Edibiyatinin Asaslari ve Mehemetcan Sadik in 1995 te yayinlanan Uygur Helk Egiz Edebiyati Hakkide kitaplari Dogu Turkistan da Nasreddin Hoca hakkinda basilan en onemli kitaplardir Diger Turk topluluklarina nazaran Orta Asya dan batiya goc hareketleri daha erken tarihlere uzanan ve dini inanclarinda halen Turk mitolojisine dair izlere rastlanan bazi Turk topluluklarinda Nasreddin Hoca adina ve fikralarina rastlanmamakla birlikte o toplumlarin kendi gulduru tiplemelerinin fikralari ile Nasreddin Hoca fikralari arasinda anlati turlerine bagli olarak benzerlikler tespit edilmektedir Bununla ilgili olarak Cuvaslarda Lapsu Stappan Yakutlarda ise Naara Suoks Nasreddin Hoca benzeri gulduru tipleri olarak one cikmaktadirlar Diger topluluklar Bolgesel adi ToplulukAfandi Afanti CinlilerAslani Hoca Kibris RumlariCuha Coha Araplar ErmenilerMelaye Meshur KurtlerEfendi TaciklerGasdani Hoca Kibris RumlariHoca Nasreddin Nasreddin Hoca Almanlar Bulgarlar Fransizlar Macarlar Sirplar Sefarad Yahudileri Ruslar YunanlarMolla Nasreddin Pakistanlilar RuslarMolla Nesart CecenlerMolla Nesreddin Ermeniler Farslar Gilekler Gurculer Nasra Hoca ErmenilerNasradin SirplarNasrudin Bosnaklar Hersekliler Bulgaristan da ders kitaplarina da giren Nasreddin Hoca ile Bulgarlarin milli gulduru tiplemesi Hitar Petar fikralari birbirlerine karismistir Bulgarca ilk Nasreddin Hoca kitabi Nayden Yovanovic tarafindan 1853 te Belgrad da Povesti Zaborni i Lupopiyni na Nasradin Hoca i Hasekiy adiyla yayinlanmistir Bulgarlar gibi bir Balkan ulusu olan Makedonlar arasindaki fikralarinda Nasreddin Hoca zeki kurnaz ve hiciv ustasi olarak halkin yaninda ve haksiz iktidar sahiplerine karsi resmedilmistir Makedon gulduru tiplemesi Itar Pejo ya da esin kaynagi olan Nasreddin Hoca ile bu karakterin fikralari da Hitar Petar orneginde oldugu gibi birbirlerine baglanmistir Makedon edebiyatinda da yer edinen Nasreddin Hoca Mustafa Karahasan tarafindan Nasreddin Hoca nin Hikayeleri ve Sevim Pilickova tarafindan Nasradin Hodza i Itar Pejo gibi kitaplarda incelenmistir Bulgaristan ve Makedonya nin yani sira eski Yugoslavya uluslari Arnavutlar Hirvatlar Karadaglilar ve Sirplarda da yer edinen Nasreddin Hoca ile ilgili onlarca calisma hazirlanmistir Bunlarin arasinda 1771 yilinda Sirpca Hirvatca hazirlanan kitap en eski derlemelerden biridir Balkanlarda Nasreddin Hoca nin en az bilindigi ulke olan Yunanistan daysa Turk azinlik arasinda Akin Azinlik Postasi Ileri gibi gazeteler araciligiyla Nasreddin Hoca fikralari yasatilmaktadir Buna karsin Yunanca ilk Nasreddin Hoca kitabi 1848 yilinda Izmir de basilmis bunu Atina da yayinlanan 1884 ve 1904 tarihli iki kitap takip etmistir Ayrica Karamanlica olarak Atina da 1908 yilinda Yoanis Nikolaidis tarafindan Meshur Nasradin Hoca ve Pelagati Mezhake adinda bir kitap da yayinlanmistir Ayrica Yunan kultur ogelerini barindiran degirmenci oglu ve esegi gibi bazi Ezop Masallari ile Nasreddin Hoca anlatilari arasinda benzerlikler bulunmaktadir Nasreddin Hoca ve fikralarinin Uygurlar vasitasiyla tanindigi Cin de Nasreddin Hoca ya dair en eski calismalardan biri olan Litterature Chinoise dergisindeki makalede Nasreddin Hoca Dogu Turkistanli bir Cinli olarak tanitilmis ve dokuz fikrasina yer verilmistir Cin gibi bir Uzak Dogu ulusu olan Japonlarda Nasreddin Hoca kulturu bulunmamakla birlikte Nasreddin Hoca uzerine akademik calismalara rastlanmaktadir Buna dair ilk ornek Japon Turkolog Masao Mori nin 1965 yilinda uc bolumden olusan Nasreddin Hoca Monogatari Toruko No Cie Banaski adi altinda yayinladigi kitaptir Mori kitabinin ilk bolumunde Nasreddin Hoca nin hayatina ikinci bolumde ise 465 fikraya yer vermistir Halkbilimci Mitsuko Kojima da 1996 da Nasreddin Hoca No Varai Banasi adli bir eser hazirlamistir Kojima ayrica Japon gulduru tiplemesi Ikkyu ile Nasreddin Hoca karsilastirmasina yer verdigi bir de yuksek lisans tezi hazirlamistir Osmanli Imparatorlugu doneminde Ermenice ve Turkce olarak Istanbul Izmir ve Tiflis te cesitli Nasreddin Hoca kitaplari yayinlayan Ermeniler arasinda hem yazili hem de sozlu olarak bir Nasreddin Hoca gelenegi bulunmakta ve Nasreddin Hoca nin Erivan da yasamis bir Ermeni olduguna inanilmaktadir Bir diger Kafkas ulusu Gurculer arasinda anlatilan fikralar Azericenin kulturel etki sahasinda bulunan Gurcistan a bu yolla girmistir Fikralarin kaynaklariysa ulke disindaki yayinlarin Gurcuceye cevirisi ve ulke icerisindeki Turkce konusan topluluklarin yaptigi derlemelerdir Gurcistan daki en eski kaydina 17 yuzyilin sonunda Sulhan Saba Orbeliani tarafindan yazilan Tsigni Sibrdzne Sitsruisa adli eserde gorulen Nasreddin Hoca anlatilari 19 yuzyilin basinda Zagafgaziya gazetesinde de nesredilmis Nasreddin Hoca fikralarina dair mustakil ilk kitapsa 1884 te Molla Nesreddin Ehvalatlari adiyla M Ahpatelov tarafindan yayinlanmistir Bu orneklerin ardindan da calismalar gelmeye devam ederek cesitli antoloji ve siirlestirilmis hikaye kitaplari yayinlanmistir Ozellikle Aleksandr Sahbaratov Iosif Grisasvili Mihail Cavabisvili Lado Mrelasvili gibi yazarlarin 19 ve 20 yuzyillardaki calismalari ile birlikte Nasreddin Hoca cagdas Gurcu edebiyatinda kendine yer edinmistir Sovyetler Birligi doneminde Turk cumhuriyetlerinde konu uzerine yapilan cesitli arastirmalar Ruscaya cevrilmis Rusca filmler cekilmis ve Ruslar arasinda Nasreddin Hoca fikralari taninir hale gelmistir N Osmanova nin 1970 te Farscadan Ruscaya cevirdigi 535 fikra ihtiva eden Molla Nasreddin 100 000 adet basilmis Nasreddin Hoca nin hayatinin roman tarzinda anlatildigi ve Orta Asyali bir kisilik olarak ele alindigi Leonid Solovyov un Povest o Hoce Nasreddine adli iki ciltlik eseri ise cesitli dillere cevrilerek yayinlanmis ve bir bucuk milyon tiraj ile simdiye kadar bir Nasreddin Hoca kitabinin ulastigi en yuksek satis sayisina ulasmistir Karamanlica olarak 1908 yilinda yayinlanan Meshur Nasradin Hoca ve Pelagati Mezhake Nasreddin Hoca hakkinda bircok cocuk kitabinin yayinlandigi Pakistan da Seyyid Said Ahmet in Molla Nasreddin Fikralari adindaki Urduca 76 fikra iceren kitabi bilimsel icerigi ile one cikmaktadir Cavduri Serdar Muhammet Han Aziz in Nasreddin Hoca nin hayatina ve 194 adet fikrasina yer verdigi Molla Nasreddin kitabi ise ulkede konu uzerine yayinlanmis onemli eserler arasindadir 1982 de Turkiye ye goc eden Pakistanlilar arasinda da Nasreddin Hoca fikralari tespit edilmis Isvecli Turkolog Gunnar Jarring tarafindan tespit edilen sozlu gelenege ait bazi fikralar yaziya gecirilmistir Tacikistan da anlatilan Nasreddin Hoca fikralarinin ise Iran ya da Turkmenistan yoluyla ulkeye girdigi dusunulmektedir Ulkede yer alan Turklerin sozlu geleneginde yer edinen Nasreddin Hoca nin fikralari Taciklerin milli gulduru tiplemesi Musfiki ile birbirlerine baglanmis durumdadir Bati Avrupa da ozellikle oryantalizmin etkisiyle Nasreddin Hoca uzerine calismalar hazirlanmistir Konu uzerine ilk egilenler Fransizlar olup Fransa da Nasreddin Hoca ya dair ilk calisma 1742 yilinda Istanbul da gorevli bir diplomat olan Dominique Fornetty tarafindan yapilmistir Antoine Galland ve Jean Paul Garnier in de uzerine calistigi Nasreddin Hoca fikralarina dair yazmalarin cogunlugu gunumuzde Fransa Milli Kutuphanesinde yer almaktadir Almanya da da Nasreddin Hoca ile ilgili calismalar yayinlanmis ilk eser 1857 yilinda 126 fikra icerir halde yayinlanmistir Konuyla ilgili en genis calisma ise Albert Wesselski tarafindan 1911 yilinda Der Hodscha Nasreddin adiyla iki ciltlik eser halinde yapilmistir Ilk ciltte Anadolu daki Nasreddin Hoca ile ilgili bilgiler yer alirken ikinci ciltte Arap ulkeleri Berberi ulkeleri Malta Sicilya Calabria Hirvatistan Sirbistan ve Yunanistan daki Nasreddin Hoca kulturleri ele alinmistir Paul Horn Martin Harmann gibi Alman oryantalistler de konu uzerine yayinlar yapmistir Ayrica Alman gulduru tiplemesi Till Eulenspiegel ile Nasreddin Hoca arasinda ye kurkum ye gibi ortak anlatilar bulunmaktadir Bir baska Avrupa ulkesi Italya ya Balkanlar Romanya ve Yunanistan araciligiyla giris yapan Nasreddin Hoca fikralari Italyan gulduru tiplemeleri Bertoldo ve Giufa ile benzerlik tasimaktadir Macarlarda da Nasreddin Hoca ile ilgili eserler hazirlayan arastirmacilar olup ilk Macarca eser Kitab i Mukaddes i de Macarcaya ceviren Gyorgy Kaldi tarafindan 1631 yilinda verilmistir Ancak Nasreddin Hoca anlatilarinin egitici unsurlari nedeniyle Orta Cag da dini vaazlarda kullanildigi bilinmektedir Nasreddin Hoca anlatilarinin dini anlatilarla karismasi nedeniyle de Nasreddin Hoca fikralarina benzer ancak bas karakterinin din adami oldugu bircok Macar fikrasi bulunmaktadir Janos Munkacsy Bertalan Szemere gibi arastirmacilar tarafindan derlenen ve Janos Arany gibi sairlere ilham kaynagi olan Nasreddin Hoca fikralari hakkinda Macaristan da yapilan en onemli yayinlar Turkolog Ignac Kunos tarafindan 1890 larda yapilmistir Nasreddin Hoca Kurtce sozlu edebiyatta da yer edinmis olup Melaye Meshur adiyla bilinmektedir Kurtcede soylenegelen fikralar 1967 de Giwi Mukriyani 1986 da ise Emin Bozarslan tarafindan derlenip kitaplastirilmistir Sanat ve populer kulturde Nasreddin Hoca1951 de Leipzig de sahnelenen Nasreddin Hoca kukla oyunundan bir sahne Nasreddin Hoca ya bir sanat ve populer kultur ogesi olarak oldukca ragbet edilmektedir Tam tarihi bilinmeyen ancak 1775 ila 1782 arasinda yazildigi dusunulen Nasreddin Hoca nin Mansibi adli eser Nasreddin Hoca ya dair bilinen en eski oyundur Bunun haricinde Ikinci Mesrutiyet in ilk yillarinda Milli Osmanli Operet Kumpanyasi 1914 yilinda Izmir de Nasrettin Hoca nin Telasi adli bir oyun sergilemistir Yine ayni donemlerde Baha Tevfik ve Ahmet Nebil de ayni adla revu seklinde bir oyun yazmislar ilk sahnelenmesi 9 Ekim 1916 tarihinde Izmir deki Iris Sinemasi nda gerceklesmistir Her iki oyun da Mesrutiyet yillarinda gerek Izmir gerekse de Istanbul da cokca temsil edilmistir Sabahattin Bey 1930 larda Nasrettin Hoca adli bir operet sahnelemis ayni donemde Ziya Sakir ile Omer Seyfettin de Nasreddin Hoca adli oyunlar yazmislardir Halide Edib Adivar 1945 yilinda yazdigi Maske ve Ruh adli oyununda Nasreddin Hoca ya yer vermis 1951 de Adnan Cakmakcioglu 1954 te Ismail Hakki Sunat 1962 de ise Aydin Su Nasreddin Hoca ve fikralarini tiyatro oyunu olarak ele alan diger isimler olmustur Kumuk yazar Muhammed Kurbanov tarafindan 1938 yilinda yazilan Molla Nasreddin adli oyun Dagistan da ve Sovyetler Birligi nde Ozbekistan daysa Xo ja Nasriddin operasi Nasriddinning Yoshligi balesi ve Nasriddin Afandi muzikal komedisi bircok tiyatroda yuzlerce kez sahnelenmistir Azeri yazar Yusif Ezimzade nin 1959 da Nesreddin adiyla Cekoslovak yazar Jiri Mahen in Nasreddin cili Nedokonala pomsta adiyla 1930 da ve Janosik Ulicka odvahy Nasreddin adiyla 1962 de yine Cekoslovak yazar Josef Kainar insa 1964 te Neboztik Nasredin adiyla yazdigi oyunlar bulunmaktadir Ermeni Rus yazar Georgi Gurciyev 1950 de yayinlanan Beelzebub s Tales to His Grandson adli eserinde Nasreddin Hoca yi ana karakterlerden biri olarak kullanmistir Fuat Koprulu Orhan Veli Kanik Nedim Ucar Nuzhet Erman in aralarinda bulundugu sairler Nasreddin Hoca fikralarini siirlestirmisler ilk olarak 1930 yilinda Kemalettin Sukru Orbay olmak uzere 1982 de Burhan Felek ve 2006 da da Nail Tan tarafindan Nasreddin Hoca bir hikaye ve roman kahramani olarak islenmistir Sovyetler Birligi nde ise Leonid Solovyov un Nasreddin Hoca fikralarini temel alan Povest o Hoce Nasreddine roman serisi bir bucuk milyondan fazla satis yapmis ve senaryolastirilarak sinemaya aktarilmistir Fransa da yayinlanan Vaillant dergisinin Aralik 1946 tarihli sayisinda ilk kez yayinlanan cizgi roman serisi Nasdine Hodja da Nasreddin Hoca dan esinlenilerek olusturulmustur Nasreddin Hoca yi konu edinen ilk sinema filmi Stoyan Bahvarov un Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1939 Bulgaristan yapimi Nastradin Hoca i Hitar Petar adli siyah beyaz filmdir Bulgar gulduru kahramani Hitar Petar ile birlikte konu edinilen Nasreddin Hoca ya dair mustakil olarak hazirlanan ilk film ise 1940 yilinda cekimine baslanip 1943 te gosterime giren ve Hazim Kormukcu nun basrolunde oldugu Turkiye yapimi Nasreddin Hoca Dugunde adli filmdir 1951 yilinda hazirlanan Evvel Zaman Icinde adli animasyon film Talat Artemel in Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1954 yapimi Nasreddin Hoca Ismail Hakki Dumbullu nun Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1954 yapimi Nasreddin Hoca ve Timurlenk 1965 yapimi Nasreddin Hoca ile 1971 yapimi Nasreddin Hoca Mehmet Ozden in basrolunde oldugu 1998 yapimi Nasrettin Hoca ve Deli Oglan ve Aziz Ozuysal in basrolunde oldugu 1999 yapimi Nasrettin Hoca Ya Tutarsa Turkiye de gosterime giren diger Nasreddin Hoca filmleridir Bunlarin yani sira Munir Ozkul un Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1993 yilina ait TGRT yapimi Nasreddin Hoca ile Sonmez Atasoy un basrolunde oldugu 1996 TRT yapimi Nasreddin Hoca adli diziler cekilmistir Ayrica 2005 te gosterime giren Keloglan Kara Prens e Karsi adli filmde Nasreddin Hoca Osman Yagmurdereli tarafindan yan rol olarak canlandirilmis 1986 TRT yapimi Bizi Guldurenler adli televizyon dizisinin bir bolumu Aydemir Akbas tarafindan canlandirilan Nasreddin Hoca ya ayrilmis olup yine televizyonda yayinlanmasi icin cesitli Nasreddin Hoca hikayesi canlandirilarak cocuklara yonelik cizgi filmler de yapilmistir source source source source source source Lev Sverdlin in Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1943 Sovyetler Birligi yapimi Nasreddin v Buhare Sovyetler Birligi yapimlarinda Nasreddin Hoca tiplemesi ideolojik bir malzeme olarak ele alinmis ve buna uygun soylemlerle sinemaya aktarilmistir Sovyetler Birligi nde cekilen ilk Nasreddin Hoca filmi olan Lev Sverdlin in Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1943 yapimi Nasreddin v Buhare de Nasreddin Hoca nin Sovyet toplumunun gelismisligini hayretle karsilamasi islenmektedir Razzak Hamrayev in Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1946 yapimi Pohojdeniya Nasreddina Sovyetlerin ikinci Nasreddin Hoca filmi olup bazi fikralara gondermelerde bulunulmaktadir Gurgen Tonunts un Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1959 yapimi Nasreddin v Hocente ili Ocarovannyi prints Besir Seferoglu nun Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1966 yapimi 12 mogil Hoci Nasreddina Rifat Musin in Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1975 yapimi Vkus halvi Sokrat Abdukadirov un Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1978 yapimi Pervaya lyubov Nasreddina Marat Aripov un Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1982 yapimi Glyadi veseley ve Ramaz Chikvadze nin Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1989 yapimi Vozvrasteniye Hoci Nasreddina Sovyetler Birligi doneminin hocayla ilgili diger filmleridir Gerek Sovyetler Birligi doneminde gerekse de bagimsizlik sonrasi donemde Ozbekistan Nasreddin Hoca filmlerinin dikkat merkezini olusturmustur Nasreddin Hoca ile ilgili Sovyetler Birligi nde cekilen bircok filmin Ozbek yapimi olmasinin yani sira ulkenin bagimsizligini kazanmasinin sonrasinda da Nasriddinning Yosligi Nasriddin Hojand da Afandining Bes Hotini gibi filmler cekilmistir Sultanahmet Meydani nda temsili Nasreddin Hoca kostumu giyen birisi Turkiye ve Sovyet Birligi nin ardindan en cok Nasreddin Hoca filmi cekilen ulke olan Cin de ise 1979 yapimi Afanti animasyon filmi ayni adli kitaptan uyarlanan 1979 yapimi Afanti de gu si animasyon filmi 1980 yapimi Afanti 1988 yapimi Zhen Jia Afanti animasyon filmi 1991 yapimi Afanti er si ve 2012 yapimi Saonian Afanti animasyon filmi konuya dair filmlerdir Turkiye Sovyetler Birligi ve Cin in haricinde Irec Dustdar in Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1953 Iran yapimi Molla Nasreddin ile 1957 yapimi Molla Nasreddin Peter Paul Goes un Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1959 Dogu Almanya yapimi Nasreddin und der Wucherer Leo Konforti nin Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1960 Bulgaristan yapimi Hitar Petar Zdenek Junak in Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1984 Cekoslovakya yapimi Nasredin Raghubir Yadav in Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1990 Hindistan yapimi Molla Nasreddin Jean Pierre Sentier in Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 1993 Fransa yapimi Faits et dits de Nasreddin ve Luis Rego nun Nasreddin Hoca yi canlandirdigi 2016 Fransa Portekiz ortak yapimi Feitos e Ditos de Nasreddin II sinema ve televizyon dunyasinda Nasreddin Hoca nin islendigi diger yapimlardir Nasreddin Hoca mobil platform oyunlarinda da yer edinmis olup 1996 yili UNESCO tarafindan Nasreddin Hoca yili olarak kutlanmistir Gunumuzde de Nasreddin Hoca adina Uluslararasi Aksehir Nasreddin Hoca Anma ve Mizah Gunleri Uluslararasi Nasreddin Hoca Karikatur Yarismasi Altin Esek Komedi Filmleri Festivali Nasreddin Hoca Gulmece Oykusu ve Cizgi Film Yarismasi ve Uluslararasi Nasreddin Hoca Sempozyumu gibi eglence sanat ve akademi alanlarinda etkinlikler duzenlenmektedir Ayrica bilimsel alanda sayisiz Nasreddin Hoca calismasi bulunmaktadir Fikralarin mahiyetiEn eskisinden cagdas olanlara kadar Nasreddin Hoca ya dair fikralarin iceriginde ve hatta kritik noktalarinda toplumun din ahlak tore kurallarina uymamasi akil disi olgulari akilci bir goruse indirgeme ideal Nasreddin Hoca figurune yakistirilamayan davranislari ona yakisir hale getirme ya da anlatidaki puruzleri giderip guzellestirme ana dusunceyi daha vurgulu hale getirmek icin anlatiyi genisletme gibi cesitli kaygilarla oynamalar yapilmistir Tanriya saygisizlik sayilan ibarelere derleyenin ya da okuyucunun tepki amacli degisiklikler yapmasi yazma nushalar uzerinde cokca gorulmektedir Ornegin Bodleian Kutuphanesindeki bir yazmada Nasreddin Hoca nin comezi Imad a Karini kime ismarladin diye sormasi uzerine aldigi Allah a cevabi bircok baska yazma derleyicisi tarafindan Beye bicimine sokulmustur Fransa Milli Kutuphanesi yazmasindaki hikayede sabah namazinda rekatlari fazla fazla kilmasinin nedenini soranlara Nasreddin Hoca nin Allah i borclu edeyim seklindeki cevabinin karsisina derleyici Estagfurullah notu dusmus bir okuyucu da ilgili satiri karalamistir Ayni kutuphanedeki bir baska yazmadaki hikayeye gore Nasreddin Hoca nin tanri misafiri olarak kapisina gelen adama mescidi gostererek Iste kaynatanin evi cevabi verdigi fikrada kapiyi calan kisi farkli yazmalarda tanri misafiri yerine muezzinin damadi olarak degistirilmistir Yine Fransa Milli Kutuphanesindeki baska bir yazmada Nasreddin Hoca nin Kabe nin kapisini calarak kurdugu Tanri Evde misin Ac cumlesi de bir okuyucu tarafindan karalanarak tahrip edilmistir Toplumun ahlak ve tore kurallarina uymadigi gerekcesiyle metinlerde yapilan oynamalar uzerine de cokca ornek bulunmaktadir Bu tur oynamalarin tamami cagdas yayinlarda gorulmektedir Batili arastirmacilarin ya da yazma eser sahiplerinin bu turden bir oynama yapmamasina karsilik Nasreddin Hoca gelenegine sahip ulkelerde ve hatta bu ulkelerin bilimsel yayinlarinda dahi arastirmaci tarafindan edep disi gorulen anlatilar ya tumuyle gormezlikten gelinmekte ya da uzerine oynanarak daha uygun hale getirilmektedir Lamii Celebi nin Mecmau l letaif inde Nasreddin Hoca nin ayni donemde yasadigiSeyyad Hamza ya Birinci kat gogun sinirina vardiginda eline yumusak bir sey dokundu mu diye sormasi ve Evet cevabini almasi uzerine O benim tasaklarimdir demesi Veled Celebi derlemesinde Esegimin kuyrugudur sekline getirilmistir Nasreddin Hoca nin abdest alirken suya dusen pabucunu alip goturen dereye karsi osurup Al abdestini ve pabucumu demesi de Eflatun Cem Guney tarafindan Dere boyu pabucunun arkasindan giderek Al abdestini ver pabucumu bicimine sokulmustur Silah tasima yasagina ragmen Nasreddin Hoca nin subasinin uzerinde buldugu palayi Kitaptaki yanlislari kaziyorum seklinde savundugu hikaye yine Eflatun Cem Guney tarafindan genisletilerek soyle bir giris yapilmistir Nasreddin in mollalik zamani Kafasinda kavak yelleri esiyor Yasagi masagi sayar mi Yataganini yanindan ayirmazmis Bu ekleme Nasreddin Hoca nin agirbasliligina sagduyusuna yakistirilamadigi icin yapilan oynamalara bir ornek teskil etmektedir Nasreddin Hoca yi caginin otesinde ileri goruslu bir insan olarak sunma egilimine dair ornekler de gorulmektedir Azeri halkbilimci Memmedhuseyn Tehmasib Nasreddin Hoca uzerine bulundugu yorumlamada hocanin aslen cok eslilige karsi olmasina ragmen bazi fikralarda iki esinin olmasinin bu gelenegi yermek amaci tasidigi yorumunda bulunmaktadir Nasreddin Hoca ya adalet kurallarina aykiri durumlari haksiz yargilari ve islemleri duzeltme amaci yukleme amaciyla metinlerde degisikliklik yapildigi da gorulmektedir Allah tan 100 altin isteyen Nasreddin Hoca yi denemek adina Yahudi nin hocanin evinin bacasindan 99 altin attigi hikaye Eflatun Cem Guney in derlemesinde Yahudi nin davayi kaybetmesi ve hocanin altinlari almasi ile bitmemektedir Guney hikayenin orijinalinden farkli olarak sonuna hocanin Yahudi ye altinlari iade ettigini ve Bir daha Allah la kul arasina girme nasihatini verdigini eklemistir Dobruca Turklerinin sozlu geleneginden gelen bir hikaye de bu fikra ile bozukluk comlekte fikrasindan derlenmistir Bu hikayeye gore kendisini Bana pislik yedirdin diye azarlayan kadiya Nasreddin Hoca Sen o pisligi Yahudi ile davami gorurken yedin karsiligi verir Fransa Milli Kutuphanesindeki bir yazmada Nasreddin Hoca nin vasiyeti uzerine eski bir kabre gomulmesi sonrasi Munker ve Nekir meleklerine Ben eski oluyum sorgum yapildi demesi farkli cesitlemelerde henuz hayatta iken neden eski bir kabre gomulmek istedigi soruldugunda Munker ve Nekir gelince eski oluyum der sorgudan kurtulurum cevabini verdigi bir hikayeye cevrilmistir Hikaye bu sekilde degisiklige ugratilarak olaganustu ozelliklerinden siyrilmis ve mantik sinirlari dahiline cekilmistir Britanya Muzesi yazmasinda Nasreddin Hoca nin eseginin kadidan resmi belge alarak eseklikten cikmasi Nasreddin Hoca nin da belgeyi esege zorla yutturmasinin anlatildigi hikaye etkinliginin artirilmasi amaclanarak genisletilerek hikayenin sonuna Simdi esek tersledikten sonra donup kokladigi ol sebeptendir sozleri eklenmistir Ayrica zamaninda hemcinslerinden birinin resmi belge alarak eseklikten kurtuldugu ve eseklerin bu belgeyi bulma umudu tasidigina dair digerlerinde bulunmayan bir aciklama eklenerek icerik zenginlestirilmistir Bazi fikralarda Nasreddin Hoca nin buyuk kisiler karsisinda curetkar sozleri ya da davranislari karsisinda cezalandirilacagi yerde odullendirildigi hikayeler de vardir Ben yer tanrisiyim diyen Nasreddin Hoca ya Timur un Su Tatar gencinin gozlerini buyut oyleyse buyruguna karsilik hocanin Belden yukarisina gok tanrisi karisir demesine Berlin Eyalet Kutuphanesi yazmasindaki cesitlemeye gore Timur duydugu cevap karsisinda o kadar memnun olur ki hocayi kendisine ozel danisman yapar Rusya Bilimler Akademisi Kutuphanesindeki yazmada Nasreddin Hoca nin kendisini rahatsiz eden sinekleri kadiya sikayet ettigi hikaye diger cesitlemelerde olmayan su sonla genisletilmistir Hoca kadidan aldigi izne uyarak onun kafasina konan sinege tokmagi vurup kadiyi oldurur Kendini kadinin hukmune uydugu yolunda savunur Hocanin ilmi ustunlugune inanan muftu de hareketinin kasitli olmadigina yonelik yemin etmesini yeterli gorerek sucsuz oldugu kararini verir Fikralar uzerine yapilan bu gibi oynamalar haricinde farkli fikralari birbirleriyle iliskilendirerek belki de fikralarin aslinda hic dusunulmeyen cikarimlarda bulunuldugu da gorulmektedir Bu orneklerden birinde Edmond Saussey hocanin iki karisi arasindan hangisi suya dusse kurtaracagina yonelik soru uzerine yasli karisina donerek Sen yuzme bilirsin degil mi diye sormasi uzerine farkli bir fikraya gecer ve sonunda su degerlendirmede bulunur Nitekim yasli karisi olunce hocanin pek uzuntu gostermemesine kimse hayret etmez Birkac gun sonra esegi olunce buyuk bir kedere duser Saussey in aktardiginin aksine fikranin aslinda olen kisi Nasreddin Hoca nin yasli karisi degil karisi dir Yine Saussey Timur un ruyasinda kendisini kizdiranlari oldurmesi uzerine Nasreddin Hoca nin memleketi terk etme karari verdigi hikayeyi Bununla beraber rivayetler hocanin vatandaslarini korumak gorevini sonuna kadar ifa etigini ve bircok felaketin onunu aldigini soylerler seklinde yorumlar Ancak hikayeden boyle kesin bir sonuc cikarilamamaktadir zira Nasreddin Hoca nin ruya olayindan sonra memleketi terk etmeyip kaldigina dair bir anlatim bulunmamaktadir En eskilerden en cagdas derlemelere dek Nasreddin Hoca hikayelerini bir araya getirenler yalnizca bu isle yetinmeyerek anlatilari gercek ya da uydurma olarak ayirmislardir Pertev Naili Boratav bu durumu Nasreddin Hoca nin tarih boyunca her hareketi ve sozunde bilgelik ibret bulunan bir kisi olarak goruldugu ve bu algiya tezat olusturan iceriklerin torpulendigi seklinde yorumlamaktadir Nasreddin Hoca nin gercek kisiligi uzerine arastirma yapan cagdas arastirmacilar da halk gelenegindeki bu onkabul nedeniyle soylu aydin bir kisilik temeline Nasreddin Hoca kisiligi insa etmisler bazi arastirmacilar da Nasreddin Hoca nin gercek kisiligi ne olursa olsun sagduyulu toksozlu kotulukle mucadele eden kudretli kisilere karsi bile sozunu sakinmayan bir kisi olarak yansitmislardir Fikralar soz konusu oldugundaysa bilim insani kimligine haiz olanlar da dahil olmak uzere arastirmacilarin neredeyse hepsi metinleri bir dereceye kadar sansur etmis ya da icerigini ayiklama yoluna gitmislerdir Fikralarin ozellikleri 14 yuzyildan bu yana suregelen sozlu ve 1571 den beri suregelen yazili yuzlerce yillik Nasreddin Hoca fikra geleneginde gercek fikralarin tespiti konu uzerine calisan uzmanlarca tartisilan bir konudur Ilk yazili derlemede 43 olan fikra sayisi sonraki yazmalarda gittikce artmis gunumuze kadar basma kaynaklar da dahil olmak uzere Nasreddin Hoca fikralari binler ile ifade edilecek sekilde artmistir Bu durum tarihi Nasreddin Hoca nin kisiligine uygun fikralarin daha sonra adina baglanan fikralardan ayrilmasi uzerine fikirler yurutulerek bu yonde calismalar yapilmasi sonucunu dogurmustur Gercek Nasreddin Hoca fikralarinin binlerle degil ancak yuzlerle ifade edilebilecegini one suren halkbilimciler fikralarin bir tip katalogunun olusturulmasini onermektedirler Bu konudaki ilk goruslerden birini halkbilimci Sukru Kurgan ortaya atmistir Kurgan kendi goruslerine gore Nasreddin Hoca ya ait olamayacak olan anlatilari on baslik altinda derlemistir Nasreddin Hoca yi sarhosluk ve icki ile iliskilendiren fikralar ona ait degildir zira o ickiyi haram bilen Sunni Muslumanlarin temsilcisidir Nasreddin Hoca yi ahmak ve budala olarak gosteren fikralar ona ait degildir ancak bir sikintidan kurtulmak gibi bir sebep ugruna kendisini bu minvalde gosterdigi fikralar ona aittir Nasreddin Hoca yi servet kole ve cariyelerle iliskilendiren fikralar ona ait degildir zira o bir omur boyu yoksulluk icerisinde yasamistir Nasreddin Hoca yi capkinlik iffetsizlik ile iliskilendiren fikralar ona ait degildir zira o zinayi haram bilen Sunni Muslumanlarin temsilcisidir Nasreddin Hoca yi cimrilik ile iliskilendiren fikralar ona ait degildir zira o gercek fikralarinda cimriligi yermektedir Nasreddin Hoca yi islerini kaba kuvvetle halleden birisi olarak gosteren fikralar ona ait degildir zira o problemlerini kaba kuvvetle degil akil yoluyla cozer Nasreddin Hoca yi dalkavukluk ikiyuzluluk ve cikarcilik ile iliskilendiren fikralarin yani sira bir beyin pasanin emrinde gosteren fikralar ona ait degildir zira o gercek fikralarinda mevki sahiplerinin degil siradan halkin sesidir Nasreddin Hoca yi dik basli istedigini zorla yaptiran birisi olarak gosteren fikralar ona ait degildir zira o gucsuz fukara ve yoksul insanlarin simgesidir Nasreddin Hoca yi tasavvuf ile iliskilendiren fikralar ona ait degildir zira o gercek fikralarinda mutasavvif gecinenlerin karsisindadir Nasreddin Hoca ya dair bir fikranin anlatilmasi dakikalar yazilmasi sayfalar suruyorsa fikra ona ait degildir zira onun fikralarinin ozelligi kisa ve oz olmasidir Konu uzerine egilen Turk dunyasi arastirmacisi akademisyen Fikret Turkmen degerlendirmeye aldigi 300 Nasreddin Hoca fikrasindan 100 unun durumun komikligine 180 inin soz ve zeka oyunlarina dayali oldugunu ve ancak 20 sinde her iki unsurun birlikte kullanilarak mizah zeminin daha guclendirildigini saptadiklarini aciklamistir Gercek fikralari atfedilen diger fikralardan ayirmanin zor olmadigini belirten Turkmen icerisinde icki ihtiva eden iffetsizlik iceren kendisini budala veya cimri olarak gosterilen fikralarin Nasreddin Hoca ya ait olmasinin mumkun olmadigini savunmustur Yazar Alpay Kabacali da Nasreddin Hoca fikralarinin bicim ve icerik ozelliginden dolayi heyecan ve gerilim icermedigini olumsuzluk iceren olaylarda dahi dinleyicide acimaya ya da duygusalliga yol acamayacagini aksine guldurdugunu ve kendisini dusunmeye ittigini belirtmektedir Kabacali bu ozellige uymayan fikralarin gercek Nasreddin Hoca fikrasi olarak nitelenemeyecegini one surmektedir Turk dili uzmani Mehmet Aydin Nasreddin Hoca fikralarinda sovgu ve asagilamanin yer almadigini hicbir zaman karamsarliga dusulmedigini ve icki inat korku gibi unsurlar icermedigi tespitini yaparak Nasreddin Hoca nin fikralarinda ozelestiri yapabilen kerametlere inanmayan bilgiclik taslamayan dini ve olumlu toplumsal torelere saygili dalkavukluktan hoslanmayan bir kisilik olarak one ciktigini belirtmektedir Fikralardaki egitim unsurlari Cocuklara yonelik The Kettle gives Birth adli kitapta kazan dogurdu fikrasindaki egitici unsulari listeleyen sayfa Egitimci Nukhet Tor doktora tezi ve bu tezi temel alarak hazirladigi bildirisinde Nasreddin Hoca fikralarinin egitici yonune egilmistir 295 fikrayi inceleyen Tor fikralarin iyimserlik hayata bagli ve umitli olma ozelestiri yapabilme hosgorulu tedbirli olma icki aliskanliginin kotulugu dis gorunuse onem vermeme gorucu usuluyle evlenmenin sakincalari birden fazla kadinla evlenmenin zararlari evlilikte uyumlu davranma ve dini inanclar olmak uzere on temel baslik altinda egitici ogeler barindirdigini tespit etmistir Nasreddin Hoca fikralarinin 35 kadarinin egitici degerler tasidigini savunan Tor Nasreddin Hoca nin bir egitim felsefesi olarak ele alinmasini onermistir Nasreddin Hoca fikralarinin ahlaki gelisim uzerine etkisini de inceleyen Tor Lawrence Kohlberg in ahlaki gelisim evreleri ile ahlaki dersler iceren Nasreddin Hoca fikralarini iliskilendirmis ve fikralarin en ust iki duzey yani gelenek ustu ve ozerk duzey gelisim evrelerine uygun mesajlar icerdigini saptamistir Buna gore fikralardaki mesajlarin bir kismi toplumsal kurallari savunmakta bir kismi ise elin agzi torba degil ki buzesin fikrasindaki gibi duruma bagli olarak toplumsal kurallarin yere ve zamana gore degisebilecegini aktarmakta kisilere cevresinden gelecek ovgu ile yergilere aldirmaksizin kendi akil ve vicdanlarina gore davranmalarini ogutlemektedir Bir baska egitimci Hakan Dedebagi da yuksek lisans tezinde Nasreddin Hoca fikralarindaki egitime dair unsurlari ele almistir Dedebagi na gore fikralarda insanlar ferdi ozellikleriyle ele alinarak tema soru cevap ornek olay ve bulus yoluyla ogrenme gibi egitim yontemleriyle aktarilmaktadir Toplum isleyisindeki duzensizliklerin dile getirildigi fikralarda insanlarin hiciv yoluyla tenkit edilerek olumsuz davranislarinin olumlu davranislara cevrilmesi ve dolayisiyla toplumsal hayatin duzene koyulmasi yonunden egitici unsurlar barindigi tespitini yapan Dedebagi fikralarin genel anlamda proaktif bilinci uyarmaya yonelik icerikler barindirdigini one surmustur Bunlarin yani sira Nasreddin Hoca anlatilari Kazakistan Rusya Turkiye gibi ulkelerde egitim ogretimde kullanilmakta cocuklara okutulmasi tavsiye edilmektedir Fikralardaki mitolojik unsurlar Halkbilimci Faruk Colak sectigi yedi Nasreddin Hoca fikrasini inceleyerek aralarinda Turk mitolojisi ile baglar tespit etmistir Buna gore Colak agactan ote bir yol fikrasiyla yasam agaci ve buradan Tengri ye ulasan yol inanci arasinda benzerlik kurmustur Ayin parcalanarak yildizlar veya simsegi olusturmasina dair iki farkli anlatimi olan eski Aylar fikrasinda Turk mitolojisindeki kozmogoni ile baglanti kuran Colak teke burcu fikrasinda gecen oglak burcunun Turk mitolojisinde de bulundugunu belirtmis kemiklerinden dirilen kurban fikrasi ile gunumuzde Altay ve Yakut Turklerince halen anlatilan hayvanlarin kemiklerinin bir araya getirilip diriltilmesi anlatilari ile birebir benzerlik kurmustur Faruk Colak in uc farkli fikrayi daha mitolojik anlatilarla bagdastirmasina karsin halkbilimciler Saim Sakaoglu ve Berat Alptekin bu fikralari ikisinin mantiken Nasreddin Hoca ya ait olamayacagi ve birinin de Cuha kokenli oldugu gerekcesiyle tenkit etmislerdir Ayni konu uzerine egilen halkbilimci Ebru Senocak da kiyamet koptugunda fikrasinda Nasreddin Hoca nin bas asagi gomulme istegini mitolojik sembolizmde olumu temsil eden bas asagi insan ayaklari uzerinde dirilmesini ise yeniden hayata gelisi temsil eden ayaklari uzerinde insan figurlerine isaret ettigini belirtmektedir Senocak ayrica Gunes mi daha faydalidir yoksa Ay mi fikrasi ile eski caglarda Ay in Gunes ten daha onemli goruldugu toplumlarin mitolojisi ile bagdastirmaktadir Fikralarin kaynaklariNasreddin Hoca nin bahsinin gectigi bilinen en eski kaynak Ebu l Hayr i Rumi nin 1480 yilinda Cem Sultan in istegi uzerine yazdigi Saltukname dir Sari Saltuk un menkibelerinden haiz olan eserde Nasreddin Hoca nin uc nesne fikrasi yer almaktadir Her ne kadar gunumuzde bilinen en eski Nasreddin Hoca hikayesine Saltukname de rastlansa da yine Saltukname de daha evvelde de Nasreddin Hoca hikayelerinin derlendigi bir kitabin bulunduguna dair bir kayit bulunmaktadir Saltuk soruyor Sizler kimlersiniz Sizi evvela bilelum Pes ol kisi ayitdi Sultanum Muhibbunuz du aci Hace Nasreddin dur eger ki isitdugunuz var ise Bes Server Saltuk tebessum eyledi zira bu Nasreddin un halk icinde nedametinden tuhaf sakalarindan latifelerin soylerler idi kitabinda ma lumdur yazmislardur anlar hatirina huatur erdi dahi guldi Andan durup Molla Nasreddin birle gorusdi Mehmed Gazzali 1511 yilinda yazdigi mustehcen fikralardan olusan Dafiu l gumum ve Rafiu l humum eserinde Nasreddin Hoca fikralarinin cok yaygin olmasi ve cokca bilinmesi nedeniyle bunlari eserine almadigi notunu dusmustur Guvahi nin 1527 de tamamladigi Pendnamesinde de Nasreddin Hoca nin akli yoktu ki ye kurkum ye ve pesin parayi gordun ya fikralari yer almaktadir Basiri nin Letaif inde biri Nasreddin Hoca nin esiyle tartisip evden ayrilmasiyla ilgili olmak uzere iki fikra yer almaktadir Lamii Celebi nin baslayip oglunun tamamladigi Mecmau l letaif deyse uc Nasreddin Hoca fikrasi ve onun neslinden oldugu soylenen Sinan Pasa ya dair bir fikra yer almaktadir Bunlarin yani sira farkli anlatimlarinda Nasreddin Hoca ya baglanan pestamal fikrasinda Ahmedi bir pul eksik veriniz fikrasinda Merzifonlu Horasani Dede dove dove helva yedirirler ve nicin helva yapmazsin fikralarinda bir divane seninle de konusulmuyor ki fikrasinda ise bir kari koca ana karakter olarak Mecmau l letaif de yer almaktadir Bayburtlu Osman 1581 yilinda tamamladigi Kitab i Mir at i Cihan adli eserinde Nasreddin Hoca yi kitabinda saydigi 784 veliden biri olarak gostermis Timur ile musahip oldugunu belirterek mezarinin Aksehir de oldugunu not dusmustur Taslicali Yahya nin 1540 yilinda yazdigi Gencine i Raz eserinde bozukluk comlekte fikrasi manzum olarak Kitab i Usul mesnevisinde de Nasreddin Hoca adi anilmadan bana gorunme de kime gorunursen gorun fikrasi anlatilmaktadir Muhyi i Gulseni 1604 te tamamladigi Menakib i Ibrahim Gulseni eserinde kendi oldu kendi haber verdi fikrasina Nev izade Atayi de Sohbetu l ebkar mesnevisinde agzi tikali cesme fikrasina yer vermistir Asik Pasa Mesairu s suarasinda pestamal fikrasinin Timur ile Ahmedi arasinda gectigi anlatimini aktarmistir Evliya Celebi ise Seyahatnamesinin ikinci cildinde ayni fikranin Nasreddin Hoca ile Timur arasinda gectigi anlatimini nakletmistir Yine Seyahatname nin onuncu cildinde Cuha hakkinda bilgi verirken onu Araplarin Nasreddin Hocasi olarak nitelemistir Halkbilimciler Saim Sakaoglu ve Ali Berat Alptekin fikranin Ahmedi ile Timur arasinda gecen anlatiminin tarihi gerceklerle daha uyumlu oldugunu Nasreddin Hoca ile Timur arasinda gecen anlatiminin yanlis olarak ilk kez Evliya Celebi tarafindan yazildigini ve bu kaynaktan yararlananlarin da bu yanlisi devam ettirdigini one surmektedirler Derlemeler Eski Anadolu Turkcesi ile yazilan yazmalarOxford Universitesi Kutuphanesi yazmalari Besi tarihsiz olmak uzere alti yazmadan birinin kutuphaneye giris tarihi 1635 tir Bunlarin haricinde Bodleian Kutuphanesinde yer alan ve Hasan Abdi tarafindan yazilan 3 Ekim 1571 tarihli bir yazma daha bulunmaktadir ve istinsah tarihi en eski yazmadir Abdi nin ic kapagina 30 sayfa oldugunu not dustugu yazmada baska birisi tarafindan yazilan iki sayfalik ekleme vardir Sonuncusu yarim olmak uzere toplam 43 fikra icermektedir Groningen Universitesi Kutuphanesi yazmasi Tam olarak ne zaman yazildigi bilinmeyen ancak 1625 yilinda kutuphaneye giren yazmada 75 fikra yer almaktadir Kathleen R F Griffin Burrill Archivum Ottomanicum adli eserinin ikinci cildinde bu yazmadan yararlanmistir Turkiye Turkcesi ile yazilan yazmalarAnkara Universitesi Dil ve Tarih Cografya Fakultesi Kutuphanesi yazmasi 1777 de istinsah edilen yazmadaki 195 hikayenin 147 si Nasreddin Hoca uzerinedir Elmali Ilce Halk Kutuphanesi yazmasi Hikayat i Nasreddin Hoca baslikli 76 sayfalik eserin tam yazilis tarihi bilinmemekle birlikte 1876 tarihinde vakfedildigi bilinmekte ve yeni sayilabilecek kadar yakin donemde kaleme alindigi dusunulmektedir Suleymaniye Yazma Eser Kutuphanesi yazmasi Hikayat i Nasreddin Hace baslikli yazmada 156 fikra yer almaktadir ve 18 yuzyilda yazildigi dusunulmektedir Veled Celebi nin Lataif i Hace Nasreddin adli eserinde sozu edilen yazmasi Veled Celebi eserini yazarken yararlandigi yazmanin 18 yuzyila ait oldugunu dusundugunu aktarmaktadir Bu yazma gunumuzde kayiptir Suleymaniye Yazma Eser Kutuphanesi Haci Mahmut Efendi Koleksiyonundaki 6336 numarali yazma Bu nushada ikisi farkli nushalarda da bulunan uc Nasreddin Hoca fikrasi yer almaktadir Diger nushalarda yer almayan fikra Nasreddin Hoca yi keyif ehli biri olarak aktarmaktadir Ataturk Kitapligi Muallim Cevdet Koleksiyonundaki 247 numarali yazma 17 yuzyila ait oldugu dusunulen 135 sayfalik yazmada baska yazmalarda bulunmayan iki Nasreddin Hoca fikrasi bulunmaktadir Fransa Milli Kutuphanesi yazmalari Paris teki kutuphanede 16 yuzyil ve 19 yuzyil arasina tarihlenen 12 adet yazma bulunmaktadir Bunlardan 17 yuzyil ikinci yarisina ait bir yazma bizzat Antoine Galland tarafindan istinsah edilmistir Pertev Naili Boratav bu yazmalar uzerinde yaptigi incelemeler sonucunda anlati semasi secilen kelimeler hikayelerin siralamasi gibi verilerin birbirlerine cok benzer oldugunu tespit etmis ve henuz 16 yuzyilda bir Nasreddin Hoca derlemesinin yapildigi sonraki anonim yazmalarin da buradan kaynaklandigi sonucuna varmistir Britanya Kutuphanesi yazmasi 18 yuzyilda yazildigi tahmin edilen yazmada 15 i Nasreddin Hoca ile ilgili olmayan 134 metin yer almaktadir Bu yazmadaki edep disi gorulen 13 tanesi haric tum fikralar Sukru Elcin tarafindan Turkceye cevrilerek yayinlamistir Cambridge Universitesi Kutuphanesi yazmasi 1811 yilina ait yazmada 160 fikra bulunmaktadir Leiden Universitesi Kutuphanesi yazmalari Tarihsiz olan iki yazmadan biri 57 digeri ise 110 fikra icermektedir Berlin Eyalet Kutuphanesi Diez Koleksiyonu yazmalari Dort yazmanin bulundugu koleksiyondaki yazmalar 13 22 25 ve 112 sayfadan olusmaktadir Avusturya Milli Kutuphanesi Gustav Flugel Koleksiyonu yazmalari 45 sayfalik 24 fikra iceren tarihsiz bir yazmanin yer aldigi koleksiyonda bunun yani sira Tensit el Mecalis baslikli uc fasildan olusan ve bir faslinda Nasreddin Hoca fikralarinin yer aldigi bir yazma daha bulunmaktadir Turkce disindaki dillerde yazilan yazmalar Mecmuat ur Resail Ataturk Kitapligi Muallim Cevdet Koleksiyonunda bulunan eser 1567 yilinda Farsca olarak yazilmistir Lataif baslikli ikinci bolumunde cogu Nasreddin Hoca ya ait olmak uzere gulduru metinleri yer almaktadir Turkiye Turkcesi ile hazirlanan basmalarIstanbul tasbasmasi Kahire tasbasmasi 1838 tarihli tasbasma 40 sayfadan olusmaktadir Istanbul tasbasmalari 1853 1875 1876 1885 1909 1911 1923 tarihli 40 sayfalik tipkibasim tasbasmalar Istanbul baskisi 1850 tarihinde matbaada basilmistir Caylak Tevfik baskilari 1883 ve 1886 yillarina ait iki baski Ikinci baski Bu Adam basligiyla basilmis ve bazi Bati dillerine cevirilerde esas alinmistir Veled Celebi baskilari Dort baskidan haiz olan Veled Celebi baskilarinin en eskisi 1896 yilinda basilmis 1926 tarihli son baskida 381 fikra derlenmistir Yunan alfabesi ile Turkce baskilar 1908 de Atina da ve 1910 da Istanbul da basilan Meshur Nasreddin Hoca gibi baskilar bulunmaktadir Ermeni alfabesi ile Turkce baskilar 1843 ve 1848 tarihlerinde Istanbul da iki baski yapilmistir Turk dilleri ile hazirlanan basmalarNasreddin Hoca Muhammed Can el Kerimi tarafindan 1890 yilinda Kazan da Tatarca basilan kitap 133 fikra icermektedir Lataif i Hace Nasreddin 1910 yilinda Tatarca ile basilan resimli baskidaki fikralarin siralamasi Muhammed Can el Kerimi nin kitabi ile ayni sekildedir Resimli Lataif i Hace Nasreddin Tatarca ve Osmanlica olarak basilan kitap 1910 yilinda Kazan da basilmistir Molla Nasreddin Tarihi belirsiz 72 sayfalik ve 179 hikayelik kitap Azerice olarak Tebriz de basilmistir Icerisinde Nasreddin Hoca harici gulduru metinleri de bulunmaktadir Bulgarca ile hazirlanan basmalar Aleksandre Popovic Ulusal Bilimsel Arastirma Merkezinin Ekim 1975 te Paris te duzenledigi Kulturlesme baslikli kolokyuma sundugu bildiride bibliyografya detaylarini vermeden M Maksivic in Bulgarca bir Nasreddin Hoca derlemesinin bulunduguna dair bilgi vermistir Stevan Sremac da 1894 yilinda yayinlanan Nasradin hodza kitabini hazirlarken bu baskidan yararlanmistir Yunanca ile hazirlanan basmalar1848 yilinda Izmir de yapilan bir baski O Nasreddin Ksotzas Kai ta Asteira Anedota Aotu Albert Wesselski bibliyografya detaylarina girmeden Yunanca hazirlanan bu kitap hakkinda bilgi vermis ve Almancaya Der Hodscha Nasreddin adiyla cevirmistir Nasreddin Ksotzas Dinginata 1884 te Atina da basilan kitap 31 sayfada derlenen 22 fikradan olusmaktadir 1896 yilinda Atina da yapilan bir baski Bu baskida Joachim Valavani nin daha once Mikrasiatika kitabinda yayinladigi bir metin onsoz olarak kullanilmistir Turkce disindaki diger dillerde hazirlanan basmalarNevadir el Hace Nasreddin Efendi Cuha En eski baskisi 1837 de yapildigi sanilan derleme Arapca olarak Kahire de basilmistir Ateszade Mehmet Izzet Pasa tarafindan Turkceye cevrilmis olup Veled Celebi de bu ceviriden 59 fikrayi kendi derlemesinin 1926 basimina aktarmistir Nasreddin Hoca Hikayeleri Izmir de 1848 yilinda Ermenice bir baski yapildigi bilinmektedir Buna ek olarak O Dedeyan adinda bir Ermeninin de 1859 da Istanbul da Ermeniceye Nasreddin Hoca cevirileri yapildigi kayitlarda yer almaktadir Mutayebat i Molla Nasreddin 1880 yilinda Mumbai de basilan 79 sayfalik derlemede Farsca olarak 200 kadar fikra yer almaktadir Kitap Arapca bir Cuha derlemesinin cevirisinden olusmaktadir Notlar Ozbekistan kulturunde cikmis disle dogan kisinin ileride onemli bir sahsiyet olacagina inanilmaktadir KaynakcaOzel a b c d e Sivrihisar da Nasreddin Hoca ve ailesine ait yeni bulgular ortaya cikti anadolu edu tr 18 Mayis 2013 28 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Agustos 2016 Decision of the Intergovernmental Committee 17 COM 7 B 43 UNESCO Intangible Cultural Heritage Ingilizce 17 Subat 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 17 Subat 2022 Wesselski Albert 1911 Der Hodscha Nasreddin Almanca 1 Weimar Alexander Duncker Yayinevi Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 27 Basset Rene 1900 Contribution a l histoire du sotissier de Nasr Eddin Hodja Keleti Szemle Fransizca 1 ss 219 225 OCLC 615350546 a b c d e Ozkan Isa 1983 Nasreddin Hoca nin Tarihi Sahsiyeti ve Fikralari Uzerine Bir Inceleme Turk Folkloru Arastirmalari 1982 Kultur Bakanligi Milli Folklor Arastirma Dairesi Yayinlari ss 133 165 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 28 a b c d Boratav 2014 s 37 Danismend Ismail Hami Temmuz 1965 Nasreddin Hoca Kim Turk Folklor Arastirmalari 9 192 Turk Folklor Dernegi Yayinlari ss 11 13 a b c Boratav 2014 s 30 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 82 Boratav 2014 s 77 a b c Boratav 2014 s 39 a b c d Oktan Tarana Eylul 2012 Azerbaycan da Nasrettin Hoca Algisi Eski Yeni 43 Eskisehir Valiligi Yayinlari ss 40 44 ISSN 1309 1956 Ozturk Ridvan 2006 Efendi Kelimesinden Hareketle Nasreddin Hoca nin Kimligi Hakkinda Gorusler VII Milletlerarasi Turk Halk Kulturu Kongresi Bildirileri Kultur ve Turizm Bakanligi Yayinlari ss 411 424 a b c d e f Fedakar Selami 2009 Ozbek Mizahinda Nasrettin Hoca Tipi ve Fikralari Turk Dunyasi Incelemeleri Dergisi 9 1 Izmir Ege Universitesi Turk Dunyasi Arastirmalari Enstitusu Yayinlari ss 67 73 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 86 Ozkan Isa 1999 Turkiye ve Turkmen Turkcesiyle Ependi Ankara TIKA Yayinlari s 20 Bayram Mikail 2001 Tarihin Isiginda Nasreddin Hoca ve Ahi Evren Istanbul s 33 ISBN 9789759541064 Yardimci Mehmet 2015 19 Yuzyila Ait Bir Yazmada Bulunan Nasreddin Hoca Fikralarinda Soz Varligi Uluslararasi Nasreddin Hoca Sempozyumu Konya 5 7 Temmuz 2015 a b Arioglu Ibrahim Ethem Eylul 2012 Prof Dr Saim Sakaoglu ile Nasreddin Hoca Uzerine Sohbet Eski Yeni 43 Eskisehir Valiligi Yayinlari ss 4 10 ISSN 1309 1956 a b c d Turan Fatma Ahsen 1997 Nasreddin Hoca nin Dini Kimligi Uluslararasi Nasreddin Hoca Bilgi Soleni Sempozyumu Bildirileri Izmir 24 26 Aralik 1996 Ankara Ataturk Kultur Merkezi Yayinlari ss 75 82 ISBN 9751609763 Boratav Pertev Naili 1969 100 Soruda Turk Halk Edebiyati Istanbul Gercek Yayinevi s 96 Baykara Tuncer 1997 Nasreddin Hoca Bir Tarihi Sahsiyet Uluslararasi Nasreddin Hoca Bilgi Soleni Sempozyumu Bildirileri Izmir 24 26 Aralik 1996 Ankara Ataturk Kultur Merkezi Yayinlari ss 19 22 ISBN 9751609763 Boratav 2014 s 31 a b Boratav 2014 s 32 Kaya Onder 2016 Fatih in kutuphanecisi Molla Lutfi 1453 Istanbul Kultur ve Sanat Dergisi 24 Istanbul Istanbul Buyuksehir Belediyesi Kultur A S Yayinlari s 120 ISSN 1308 710X a b c d Arslan amp Pacacioglu 1996 s 3 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 31 a b c Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 32 a b Onder Mehmet 1986 Nasreddin Hoca Istanbul Tercuman Aile ve Kultur Kitapligi Yayinlari s 59 Altinsapan Erol 2005 Eskisehir Sivrihisar da Nasreddin Hoca nin Kizi Fatma Hatun un Mezar Kazisi 26 Kazi Sonuclari Toplantisi Cilt 2 Ankara Kultur ve Turizm Bakanligi Yayinlari ISBN 9751731518 ISSN 1017 7655 Nasreddin Hoca hakkinda bilinmeyenler gun yuzune cikiyor sozcu com tr 13 Nisan 2018 11 Mayis 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Mayis 2018 Yaman Zeynel 5 Haziran 2016 Onun artik iki mezari var sabah com tr 9 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 9 Eylul 2016 a b c d e f g Kirpik Guray 2014 Nasreddin Hoca Eskisehir Bilgeleri Ed Abdulkerim Erdogan Eskisehir 2013 Turk Dunyasi Kultur Baskenti Ajansi ss 157 186 ISBN 9786051496993 Aksehir den Sivrihisar a Aciklama aksehir bel tr 26 Nisan 2013 29 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Agustos 2016 a b Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 58 Nasreddin Hoca nin Evi Eskisehir kulturportali gov tr 1 Ocak 2013 20 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Agustos 2016 Nasrettin Hoca 780 yasinda Turk Hava Yollari Magazin Istanbul Kasim 1988 ss 26 27 Nasreddin Hoca eskisehirkulturturizm gov tr 4 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Eylul 2016 a b c d Golpinarli 1961 s 10 a b Ozcan Huseyin Temmuz 2013 Nasreddin Hoca Fikralarinin Tasavvufi Yonu Eski Yeni 53 Eskisehir Valiligi Yayinlari ss 29 34 ISSN 1309 1956 a b Koz Mehmet Sabri Nasreddin Hoca dan Fikralar Istanbul Eren Basimevi ss 7 9 Arslan amp Pacacioglu 1996 s 4 a b c d e f Simsek Selami Eylul 2012 Nasreddin Hoca nin Seyhi Tarikati ve Silsilesi Uzerine Eski Yeni 43 Eskisehir Valiligi Yayinlari ss 56 62 ISSN 1309 1956 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 59 a b c d e Alptekin Ali Berat 2014 Nasreddin Hoca ve Fikralariyla Ilgili Sorun Turk Dunyasi Kulturel Degerleri Uluslararasi Sempozyumu Bildiri Kitabi Eskisehir 2013 Turk Dunyasi Kultur Baskenti Ajansi s 91 106 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 60 a b Turkmen Fikret 2000 Osmanli Doneminde Turk Mizahi Turk Dunyasi Incelemeleri Dergisi 4 Izmir Ege Universitesi Turk Dunyasi Arastirmalari Enstitusu Yayinlari ss 1 10 ISSN 1301 2045 Celebi Evliya 2006 Dagli Yucel Kahraman Seyit Ali Ed Gunumuz Turkcesiyle Evliya Celebi Seyahatnamesi 3 Istanbul Yapi Kredi Yayinlari s 18 ISBN 9750811011 a b c Bayraktar Zulfikar Agustos 2013 Nasreddin Hoca Uzerine Yapilan Calismalara Genel Bir Bakis Eski Yeni 54 Eskisehir Valiligi Yayinlari ss 2 6 ISSN 1309 1956 a b c Albayrak Nurettin 2006 Nasreddin Hoca Islam Ansiklopedisi 32 Istanbul Turkiye Diyanet Vakfi ss 418 420 ISBN 9753894546 Arslan amp Pacacioglu 1996 s 2 Golpinarli 1961 s 13 Boratav 2014 s 34 Boratav 2014 s 18 a b Boratav 2014 s 19 a b c Boratav 2014 s 44 Boratav 2014 s 42 a b Boratav 2014 s 43 Boratav 2014 s 40 a b c Boratav 2014 s 41 Gorkem Ismail Bahar 2012 Nasreddin Hoca Olgusunun Algilanmasi ve Anlamlandirilmasi Uzerine Turkbilig 23 Ankara Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakultesi ss 83 106 ISSN 1302 6011 a b c d e Boratav 2014 s 46 Boratav 2014 s 27 Boratav 2014 s 33 a b c Boratav 2014 s 47 Ibrayev Sakir 1997 Turk Dunyasinda Nasreddin Hoca Gibi Dilli Tiplerin Cikis Tarihleri Uluslararasi Nasreddin Hoca Bilgi Soleni Sempozyumu Bildirileri Izmir 24 26 Aralik 1996 Ankara Ataturk Kultur Merkezi Yayinlari ss 53 55 ISBN 9751609763 a b Boratav 2014 s 48 a b c Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 79 a b Boratav 2014 s 20 a b Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 80 a b Boratav 2014 s 45 Hotham David 2000 Turkler II Istanbul Yeni Gun Haber Ajansi Basin ve Yayincilik s 39 Banoglu Niyazi Ahmet 1954 Nukte ve Fikralarla Ataturk Istanbul Garanti Matbaasi s 249 Akkus Metin 2003 Dogu Kulturunde Nasreddin Hoca Tipinin Benzerleri Manas Sosyal Bilimler Dergisi 4 7 Biskek Kirgizistan Turkiye Manas Universitesi ss 57 62 ISSN 1694 7215 a b c d e f g h Javanshir Babek 2014 Turk Dunyasi nin Ortak Kulturel Mirasi Olarak Nasreddin Hoca Karakteri ve Fikralari Turk Dunyasi Kulturel Degerleri Uluslararasi Sempozyumu Bildiri Kitabi Eskisehir 2013 Turk Dunyasi Kultur Baskenti Ajansi s 199 201 Boratav 2014 s 96 Boratav 2014 s 125 a b c Boratav 2014 s 126 Eskisehir Turk Dunyasi Kultur Baskenti Kaynak Yenicag Eskisehir Turk Dunyasi Kultur Baskenti yenicaggazetesi com tr 28 Mart 2013 3 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Temmuz 2018 a b c d Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 107 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 106 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 94 a b c d Cenikoglu Gokhan Tariman 2014 Turk Dunyasinda Nasreddin Hoca Fikralari Turk Dunyasi Bilgeler Zirvesi Gonul Sultanlari Bulusmasi Bildirileri Eskisehir Eskisehir 2013 Turk Dunyasi Kultur Baskenti Ajansi ss 241 255 Alptekin Ali Berat 1997 Azerbaycan da Anlatilan Nasreddin Hoca Fikralarinin Bazi Ozellikleri Uzerine Uluslararasi Nasreddin Hoca Bilgi Soleni Sempozyumu Bildirileri Izmir 24 26 Aralik 1996 Ankara Ataturk Kultur Merkezi Yayinlari ss 83 84 ISBN 9751609763 Adiguzel Sedat Bahar 2007 Tiflis Edebi Muhitinde Molla Nasreddin Dergisi ve Dergide Tartisilan Konular Bilig 41 Ankara Ahmet Yesevi Universitesi ss 1 21 ISSN 1301 0549 a b Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 103 a b Hasimli Huseyin 1997 Azerbaycan da Molla Nasreddin Hakkinda Yazilmis Bedii Eserler Uluslararasi Nasreddin Hoca Bilgi Soleni Sempozyumu Bildirileri Izmir 24 26 Aralik 1996 Ankara Ataturk Kultur Merkezi Yayinlari ss 83 84 ISBN 9751609763 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 110 Ozkan Nevzat 1996 Gagavuz Turkcesi Grameri Ankara Turk Dil Kurumu Yayinlari s 34 ISBN 9751607957 a b Arnaut Tudora 1997 Gagauzlarda Fikralar ve Nasreddin Hoca Uluslararasi Nasreddin Hoca Bilgi Soleni Sempozyumu Bildirileri Izmir 24 26 Aralik 1996 Ankara Ataturk Kultur Merkezi Yayinlari ss 227 231 ISBN 9751609763 Manov Atanas 2001 Gagauzlar Ankara Turk Tarih Kurumu Yayinlari s 209 ISBN 9751614503 a b Uckun Rabia Eylul 2012 Gagauz Turklerinde Nasreddin Hoca Tipi ve Fikralari Eski Yeni 43 Eskisehir Valiligi Yayinlari ss 69 72 ISSN 1309 1956 a b Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 109 a b c d Tavkul Ufuk 2005 Sovyet Ideolojisi Acisindan Karacay Folklorundaki Nasra Hoca Fikralarinin Sosyo Kulturel Tahlili I Uluslararasi Aksehir Nasreddin Hoca Sempozyumu Bildirileri Aksehir Belediyesi Kultur ve Sosyal Isler Mudurlugu ss 284 290 a b Kara Abdulvahap Eylul 2012 Kazak Turklerinde Nasreddin Hoca ve Fikralari Eski Yeni 43 Eskisehir Valiligi Yayinlari ss 29 33 ISSN 1309 1956 a b Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 92 a b Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 93 a b Alimov Ulanbek Eylul 2012 Kirgizistan da Nasrettin Hoca Eski Yeni 43 Eskisehir Valiligi Yayinlari ss 2 3 ISSN 1309 1956 a b Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 90 a b Duman Gul Banu Kis 2016 Kirgiz Edebiyatinda Nasreddin Hoca Fikralari Turk Dunyasi Kultur Arastirmalari Dergisi 4 Trabzon Karadeniz Teknik Universitesi Edebiyat Fakultesi Turk Dili ve Edebiyati Bolumu Yayinlari ss 10 22 ISSN 2149 3219 Ismailova Gulnara 1997 Kirgiz Mizah Tipleri ve Nasreddin Hoca Uluslararasi Nasreddin Hoca Bilgi Soleni Sempozyumu Bildirileri Izmir 24 26 Aralik 1996 Ankara Ataturk Kultur Merkezi Yayinlari ss 215 225 ISBN 9751609763 a b Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 108 a b c d e Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 104 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 105 a b c d Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 95 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 96 a b Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 99 a b Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 100 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 101 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 97 a b Sahin Halil Ibrahim Eylul 2012 Turkmenistan da Nasrettin Hoca nin Timur ile Ilgili Fikralari Eski Yeni 43 Eskisehir Valiligi Yayinlari ss 50 55 ISSN 1309 1956 Rahmankulov Feyzullah 1997 Turkmen Mizahi ve Nasreddin Hoca Uluslararasi Nasreddin Hoca Bilgi Soleni Sempozyumu Bildirileri Izmir 24 26 Aralik 1996 Ankara Ataturk Kultur Merkezi Yayinlari ss 203 209 ISBN 9751609763 Turkmen Fikret 2009 Turkmenistan da Mizah Tipleri Turk Dunyasi Incelemeleri Dergisi 9 2 Izmir Ege Universitesi Turk Dunyasi Arastirmalari Enstitusu Yayinlari ss 191 196 a b Inayet Alimcan 1997 Nasreddin Hoca ve Uygur Toplumu Uluslararasi Nasreddin Hoca Bilgi Soleni Sempozyumu Bildirileri Izmir 24 26 Aralik 1996 Ankara Ataturk Kultur Merkezi Yayinlari ss 149 154 ISBN 9751609763 a b Bayraktar Zulfikar Eylul 2012 Turk Dunyasinda Nasreddin Hoca Eski Yeni 43 Eskisehir Valiligi Yayinlari ss 11 16 ISSN 1309 1956 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 118 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 119 a b Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 120 Caglayan Bunyamin 6 Mayis 2013 TURK VE ARNAVUT KULTURUNDE ORTAK BIR DEGER OLARAK NASREDDIN HOCA scribd com 12 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Eylul 2016 Suroy Recepoglu Altay 2001 Kosova da Turk Kulturu veya Turkce Dusunmek Ankara Kultur ve Turizm Bakanligi Yayinlari ISBN 9751727669 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 121 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 117 Mesxoyr Nasradhn Xotza be Pelagath Mezxake giani kioylmeklige sageste mesoyliet Yunanca medusa libver gr 15 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Eylul 2016 Ashliman D L 2009 The Man the Boy and the Donkey Ingilizce pitt edu 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Temmuz 2017 Togan Isenbike Agustos 2011 Nasreddin Hoca zorbayi zorda birakir NTV Tarih 31 Dogus Yayin Grubu s 106 ISSN 1308 7878 a b Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 112 a b Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 111 Kojima Mitsuko 1991 Nasrettin Hoca ile Japonya daki Ikkyu nun Halk Bilimi Bakimindan Karsilastirilmasi yuksek lisans tezi Ankara Universitesi a b Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 116 a b c d Binnetoglu Alihan 1997 Nasreddin Hoca Hikayelerinin Gurcistan da Yayilmasi Uluslararasi Nasreddin Hoca Bilgi Soleni Sempozyumu Bildirileri Izmir 24 26 Aralik 1996 Ankara Ataturk Kultur Merkezi Yayinlari ss 105 110 ISBN 9751609763 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 115 a b c d Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 114 Bilik Nuriye Guz 2004 Nasreddin Hoca Fikralarinin Pakistan daki Nasreddin Hoca Fikralariyla Mukayesesi Nusha 15 ss 53 62 ISSN 1303 0752 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 113 a b Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 126 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 127 a b c d Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 125 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 124 a b c d Edit Tasnadi 1997 Macaristan daki Nasreddin Hoca Uluslararasi Nasreddin Hoca Bilgi Soleni Sempozyumu Bildirileri Izmir 24 26 Aralik 1996 Ankara Ataturk Kultur Merkezi Yayinlari ss 179 188 ISBN 9751609763 Demir Mihemed Emin 22 Ekim 2020 Almanya da Kurtce Almanca dergi Seva Yelda yayin hayatina basladi Rudaw 1 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Mart 2021 D Inal 2004 Mehname Dergisi sayi 54 2004 26 Subat 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Mart 2021 Gursoy Ulku 1996 Nasreddin Hoca nin Mansibi Milli Folklor 31 32 Geleneksel Yayincilik ss 24 26 ISSN 1300 3984 a b c Nemutlu Ozlem 2005 II Mesrutiyetten Cumhuriyetin Ilanina Kadar Izmir de Tiyatro Faaliyetleri doktora tezi Ege Universitesi Nasrettin Hoca yenilendi ntv com tr 4 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Eylul 2016 Soku Ziya Sakir 2012 Nasreddin Hoca Istanbul Akil Fikir Yayinlari s 93 ISBN 9786055283018 And Metin 1970 100 Soruda Turk Tiyatrosu Tarihi Istanbul Gercek Yayinevi s 233 Karaca Nesrin 2013 Halide Edip Adivar in Nasrettin Hoca uzerinden ironik cag elestirisi Maske ve Ruh Turkoloji Dergisi 20 1 Ankara Universitesi Dil ve Tarih Cografya Fakultesi ss 13 38 doi 10 1501 Trkol 0000000265 ISSN 0255 2981 Camurdan Eser 1997 Maske ve Ruh Tiyatro Dergisi 67 Tiyatro Yapim Yayincilik ss 27 29 ISSN 1300 7963 Polacek Jiri Penakova Nadezda Dramaticka tvorba Jiriho Mahena PDF Cekce is muni cz 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi PDF Erisim tarihi 8 Temmuz 2017 Janosik Ulicka odvahy Nasreddin mlp cz 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Temmuz 2017 Neboztik Nasredin divadelni zaznam Cekce csfd cz 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Temmuz 2017 Neboztik Nasredin TV divadelni predstaveni Cekce fdb cz 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Temmuz 2017 The 86 Sayings of Mullah Nassr Eddin Ingilizce endlesssearch co uk 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Temmuz 2017 Nazli Atiye Mayis 2008 Nasreddin Hoca nin Romanlastirilmis Hayati Akademik Sayfalar 8 26 Konya Merhaba Gazetesi ss 265 267 Gaumer Patrick 2010 Nasdine Hodja Dictionnaire mondial de la BD Fransizca Paris Larousse ss 626 627 ISBN 9782035843319 Nastradin Hodzha i Hitar Petar Rusca kinopoisk ru 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Nasrettin Hoca Dugunde tsa org tr 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Nasreddin Hoca Dugun de sinematurk com 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Evvel Zaman Icinde sinematurk com 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Nasreddin Hoca tsa org tr 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Nasreddin Hoca sinematurk com 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Nasreddin Hoca ve Timurlenk tsa org tr 8 Ocak 2016 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Nasreddin Hoca Ve Timurlenk sinematurk com 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Nasreddin Hoca tsa org tr 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Nasreddin Hoca sinematurk com 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Nasreddin Hoca tsa org tr 17 Kasim 2015 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Nasreddin Hoca sinematurk com 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Nasrettin Hoca ve Deli Oglan sinematurk com 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Temmuz 2017 Nasrettin Hoca Ya Tutarsa sinematurk com 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Temmuz 2017 Nasreddin Hoca sinematurk com 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Nasreddin Hoca 1 Bolum trtarsiv com 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Temmuz 2017 Nasreddin Hoca sinematurk com 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Temmuz 2017 Keloglan Kara Prens e Karsi sinematurk com 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Temmuz 2017 Bizi Guldurenler sinematurk com 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Temmuz 2017 Nasreddin Hoca icin arama sonuclari trtarsiv com 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Temmuz 2017 Nasreddin v Bukhare 1943 Rumence cinemarx ro 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Pohozhdeniya Nasreddina Rusca kinomania ru 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Nasreddin v Hodzhente ili Ocharovannyj princ Rusca kinopoisk ru 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 12 mogil Hodzhi Nasreddina 1966 smotret onlajn Rusca vcemkino ru 7 Ocak 2015 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 VKUS HALVY 1975 Rusca kino teatr ru 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Vkus halvy Rusca kino uz 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Pervaya lyubov Nasreddina 1978 Rumence cinemarx ro 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Vozvrashcheniye Khodzhi Nasreddina 1989 Rumence cinemarx ro 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Afanti Ingilizce entgroup cn 7 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Eylul 2016 阿凡提 Cince maoyan com 7 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Eylul 2016 Afanti de gu shi Ingilizce entgroup cn 7 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Eylul 2016 阿凡提的故事 Cince maoyan com 7 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Eylul 2016 Afanti Cince maoyan com 7 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Eylul 2016 Abdulahat Adile Kis Bahar 2007 Uygur sinemasi ve Tanridag Film Studyosu Iletisim Kuram ve Arastirma Dergisi 24 Gazi Universitesi Iletisim Fakultesi ss 13 38 ISSN 1302 146X Zhen Jia Afanti Ingilizce entgroup cn 7 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Eylul 2016 阿凡提二世 Cince maoyan com 7 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Eylul 2016 少年阿凡提 Cince maoyan com 7 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Eylul 2016 MULLAH NASR AL DIN Ingilizce citwf com 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Molla Nasreddin Rusca Kinomania ru 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Temmuz 2017 Goes Peter Paul Almanca defa sternstunden de 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Hitr Petr Bulgarca cinefish bg 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Nasredin TV film Cekce csfd cz 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Teletalk Ingilizce indiatoday intoday in 31 Ekim 1990 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Temmuz 2017 Faits et dits de Nasreddin 1993 Rumence cinemarx ro 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 FEITOS E DITOS DE NASREDDIN II Portekizce curtas pt 6 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Eylul 2016 Jigsaw Puzzle Nasreddin Hodja Preschool Game Ingilizce metacritic com 9 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 9 Eylul 2016 Match Game Nasreddin Hodja Ingilizce metacritic com 9 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 9 Eylul 2016 Nasreddin Hoca Ingilizce metacritic com 9 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 9 Eylul 2016 PDF unesco org tr 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 7 Temmuz 2017 Nasreddin Hoca Anma ve Mizah Gunleri Basladi aksehir bel tr 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Temmuz 2017 37 ULUSLARARASI NASREDDIN HOCA KARIKATUR YARISMASI anadolukarikaturculerdernegi org 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Temmuz 2017 2 Altin Esek Komedi Filmleri Festivali Basliyor aksehir bel tr 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Temmuz 2017 Nasreddin Hoca Senligi nde yarismalar Milliyet Aktualite 18 Nisan 1982 s 19 Uluslararasi Nasreddin Hoca Sempozyumu turkdunyasivakfi org tr 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Temmuz 2017 NASREDDIN sorgusu icin 79 kayit bulundu turkoloji cu edu tr 3 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Temmuz 2017 nasreddin hoca uzerine cok yonlu bir arastirma aramasi sonucunda 216 adet bibliyografik kunye goruntulenmektedir makaleler mkutup gov tr 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Temmuz 2017 Arama Sonuclari Nasreddin Hoca 35 dergipark gov tr 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Temmuz 2017 a b c Boratav 2014 s 49 a b c d Boratav 2014 s 50 Pacacioglu Burhan 1995 Orta Turkce Sivas Cumhuriyet Universitesi s 217 ISBN 9759595109 Koprulu Mehmet Fuad 1976 Turk Edebiyatinda Ilk Mutasavviflar 3 bas Ankara Diyanet Isleri Baskanligi Yayinlari s 236 a b c d Boratav 2014 s 51 Golpinarli 1961 s 24 a b c Boratav 2014 s 52 Boratav 2014 s 53 a b Boratav 2014 s 54 a b Boratav 2014 s 55 Boratav 2014 s 56 a b c Boratav 2014 s 57 Golpinarli 1961 s 124 a b c Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 147 Kurgan Sukru 1986 Nasrettin Hoca Ankara Kultur ve Turizm Bakanligi Yayinlari ss 82 83 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 150 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 151 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 154 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 155 a b c d Tor Nukhet 1992 Turkce ve Rumca Olarak Soylenen Nasreddin Hoca Fikralari Uzerine Bir Inceleme doktora tezi Gazi Universitesi a b Dedebagi Hakan 2007 Nasreddin Hoca Fikralarinin Egitim Yonunden Degerlendirilmesi yuksek lisans tezi Dicle Universitesi O perechne 100 knig po istorii kulture i literature narodov Rossijskoj Federacii Rusca minobrnauki rf 16 Ocak 2013 15 Agustos 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 10 Eylul 2016 Nasrettin Hoca Fikralarindan Secmeler eba gov tr 12 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Eylul 2016 a b Colak Faruk Guz 2007 Nasreddin Hoca yla Ilgili Bazi Anlatmalarda Mitolojik Unsurlar Turkluk Bilimi Arastirmalari 22 ss 43 63 ISSN 1300 7874 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 81 a b Senocak Ebru Mart Nisan Mayis 2012 Bir mit yaraticisi olarak Nasreddin Hoca Bizim Kulliye 51 Ankara Izzetpasa Vakfi ss 92 97 ISSN 1302 3500 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 35 a b c Boratav 2014 s 109 Golpinarli 1961 s 22 a b c Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 39 a b Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 42 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 43 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 44 Sakaoglu amp Alptekin 2014 s 46 a b c Boratav 2014 s 111 a b c d Boratav 2014 s 110 a b c d e f g Turkmen Fikret 1989 Letaif i Nasreddin Hoca Ankara Kultur Bakanligi Milli Folklor Arastirma Dairesi Yayinlari ss 8 9 ISBN 9751704014 Ates Ahmet 1948 Burdur Antalya ve Havalisi Kutuphanelerinde Bulunan Turkce Arapca ve Farsca Bazi Muhim Eserler Istanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi Turk Dili ve Edebiyati Dergisi 2 3 4 s 179 a b Yasaroglu Ahmet Halit 1961 Nasreddin Hoca Merhumun 220 Fikrasi Istanbul Ahmet Halit Yasaroglu Kitapcilik s 3 Arslan amp Pacacioglu 1996 s 7 Boratav 2014 s 22 a b c d e f Boratav 2014 s 112 a b c d e Boratav 2014 s 113 a b c d e Boratav 2014 s 114 Boratav 2014 s 105 Boratav 2014 s 116 a b c d e Boratav 2014 s 115 Vikipedi nin kardes projelerinden Nasreddin Hoca hakkinda daha fazla bilgi edininCommons ta dosyalarVikisoz de alintilarVikikaynak ta belgelerGenelArslan Mehmet Pacacioglu Burhan 1996 Leta i fi Hoca Nasreddin Sivas Cumhuriyet Universitesi Boratav Pertev Naili 2014 Nasreddin Hoca 6 bas Istanbul Islik Yayinlari ISBN 9786056469909 Golpinarli Abdulbaki 1961 Nasreddin Hoca Istanbul Remzi Kitabevi Sakaoglu Saim Alptekin Ali Berat 2014 Nasreddin Hoca 2 bas Ankara Ataturk Kultur Merkezi Yayinlari ISBN 9789751629654