İran-Osmanlı Savaşları, 16 ilâ 19. yüzyıl arasında Osmanlı İmparatorluğu ile İran'da otoriteyi elinde bulunduran birbirinin devamı niteliğindeki çeşitli hanedanlar arasında gerçekleşmiştir. Osmanlılar ile İran arasındaki ilk savaş 1514 Çaldıran Muharebesi'dir. Son savaş ise 1821-1823 Osmanlı-İran Savaşı'dır.
Osmanlı-İran Savaşları | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Osmanlı İmparatorluğu'nun Yakın Doğu'daki savaşları | |||||||
Çaldıran Savaşı | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Osmanlı İmparatorluğu Kırım Hanlığı | Kaçarlar | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Yavuz Sultan Selim Hersekzade Ahmed Paşa Bıyıklı Mehmet Paşa Saadet Giray Kanuni Sultan Süleyman Pargalı Damat İbrahim Paşa Şehzade Mustafa III. Murat Özdemiroğlu Osman Paşa Lala Mustafa Paşa I. Ahmet II. Osman IV. Murat Tayyar Mehmed Paşa (ölü) Kemankeş Kara Mustafa Paşa Hafız Ahmed Paşa Hüsrev Paşa III. Ahmet Damat İbrahim Paşa I. Mahmut Hekimoğlu Ali Paşa I. Abdülhamit II. Mahmut V. Mehmed Reşad Halil Kut Enver Paşa | Şah İsmail | ||||||
Güçler | |||||||
800.000+ | 600.000+ |
Osmanlı-İran Savaşları Kronolojisi
- 1514 - Çaldıran Muharebesi
- 1515-1517 Fırat-Dicle Seferi
-
- 1534 - Irakeyn Seferi
- 1548-1549 Osmanlı-İran Savaşı
-
- 1554 - Nahcıvan Seferi (Bakınız: Amasya Antlaşması)
- 1578-1590 Osmanlı-Safevî Savaşı (Bakınız: Ferhat Paşa Antlaşması)
- 1578 - Çıldır Muharebesi
- 1582 - Tiflis Müdafaası
- 1583 - Meşaleler Muharebesi
- 1603-1618 Osmanlı-Safevî Savaşı
- 1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşı (Bakınız: Kasr-ı Şirin Antlaşması)
- 1635 - Revan Seferi
- 1638 - Bağdat Seferi
- 1723-1727 Osmanlı-İran Savaşı
- (Bakınız: Hemedan Antlaşması)
- 1730-1732 Osmanlı-İran Savaşı
- Kürican Muharebesi (Bakınız: Ahmet Paşa Antlaşması)
- 1732-1736 Osmanlı-İran Savaşı
- (Bakınız: İstanbul Antlaşması)
- 1742-1746 Osmanlı-İran Savaşı (Bakınız: Kerden Antlaşması)
- 1775-1779 Osmanlı-İran Savaşı
- 1821-1823 Osmanlı-İran Savaşı (Bakınız: Erzurum Antlaşması)
Safeviler
Safeviler bu adı, evliyanın büyüklerinden Safiyyüddin-i Erdebili'den almışlardı. İlhanlılar devrinde büyük bir şöhrete kavuşan , etrafında büyük bir talebe kütlesi toplamış ve devlet adamlarının saygısını kazanmıştı. Sünni itikadında olan Safiyyüddin-i Erdebili'nin torunları ve onun yolunda gidenler, Müslüman-Türk sultanları tarafından büyük hürmet gördüler. Bu devrede Bursa’da bulunan Osmanlı padişahları da çırağ akçesi adıyla Erdebil’deki dergaha yıllık hediyeler gönderirlerdi. Timur ve Akkoyunlu sultanlarının da büyük ilgi ve yakınlıklarına mazhar oldular.
Fakat zamanla bunlar arasına Hurufiler karışıp, Safiyyüddin-i Erdebili'inin torunlarından Cüneyd’e Hurufi fikirlerini telkin ettiler. Gizliden gizliye Sünnilik düşmanlığına başlayan Cüneyd, bu halini gizleyip dedelerinin nüfuzunu kullanarak, Akkoyunlu sultanı Uzun Hasan’ın kız kardeşi Hadice Begüm’le evlendi. Bu evlilikten Haydar adında bir oğlu dünyaya geldi. Siyasete karışıp çeşitli ayaklanmalar düzenledi. Şirvan hükümdarı Halil ile yaptığı bir muharebede öldü.
Sünni düşmanlığına dayanan bir devlet kurmak isteyen, fakat başarılı olamayan Cüneyd’in yolunu oğlu Haydar devam ettirdi. Haydar, Uzun Hasan’ın kızı Halime Begüm Alemşah’la evlendi. Bu evlilikten Şah İsmail dünyaya geldi. Akkoyunlularla akrabalık bağlarını pekiştirip gücünü arttıran Haydar, babasının öcünü almak için Şirvan hükümdarı Ferruh Yesar üzerine yürüdüyse de 1488’de yapılan savaşta öldürüldü.
Bundan bir müddet sonra hareketin başına geçen İsmail, Akkoyunlu Devleti’nin içinde bulunduğu karışıklıktan istifade ederek, çoğu Anadolu’da bulunan birçok Türkmen kabilesini etrafında topladı. Karabağ ve Şirvan’ın bir kısmını ele geçirerek Azerbaycan üzerine yürüdü. Akkoyunlu hükümdarı Elvend Bey’i yenilgiye uğratıp, Tebriz’e döndü. Safevi Devleti’ni kurup şahlığını ilan etti (1501). Şiraz ve Kazerun’u alıp birçok Sünni alimi ve halkı kılıçtan geçirdi. Yezd ve İsfahan'ı istila ederek Şii fikirlerini kabul etmeyen Sünnileri öldürttü. Anadolu içlerine ve Osmanlı topraklarına da Şii fikirlerini yaymak için denilen propagandacılar göndererek isyan ve karışıklıklar çıkarmaya çalıştı.
Bu çalışmalar neticesinde Anadolu’da büyük bir isyan çıkaran ve Şahkulu diye bilinen Karabıyıkoğlu, Osmanlı kuvvetleri önünden kaçarak on beş bin kişilik kuvvetiyle Şah İsmail’e sığındı.
Bunun üzerine, ileri görüşlü bir devlet adamı olan II. Bayezid, Safevilere meyledenlerin İran’a gitmelerini yasakladı. Sınır eyaletlerine emirler gönderip, giriş-çıkışları kontrol altına aldı. Propagandalardan en çok etkilenmiş olan Hamid ve Teke havalisi Şiilerini, yeni fethedilen Modon ve Koron şehirlerine nakletti.
1507 yılında Osmanlı topraklarından geçerek Dulkadirli şehirlerini yakıp yıkan Şah İsmail’in bu hareketine karşı II. Bayezid bir ordu gönderdiyse de, Şah İsmail Osmanlı topraklarından geçmek zorunda kaldığı için özür dileyince herhangi bir çarpışma olmadı.
Bu arada Trabzon valisi olan I. Selim, yıllardan beri Anadolu’daki çalışmalarını takip ettiği Şah İsmail’in Osmanlı topraklarından izin almadan geçmesine karşılık olarak süratle harekete geçti. Azerbaycan’a kadar İran arazisini çiğnedi. Üzerine gönderilen kuvvetleri mağlup ederek Safevi hanedanından şehzade İbrahim Mirza’yı esir edip Trabzon’a götürdü.
Çaldıran Savaşı (1514) ve sonrası
Şah İsmail ve Safeviler'in Anadolu'da Şiilik propagandası yapması ve Anadolu topraklarına göz dikmesi, Şehzade Ahmed, ve Şahkulu İsyanı'na sebep olmaları, Osmanlı ülkesinde casusluk yaparak bilgi sızdırmaları, Osmanlılar'a karşı batıdaki Hristiyan devletlerle ve Memlükler, Dulkadiroğulları Beyliği gibi devlet ve beyliklerle ittifak arayışları vb. birçok sebeple Yavuz Sultan Selim doğu seferine çıkmıştır.
Yavuz Sultan Selim; ilk önce ağabeyleri olan Şehzade Ahmed ve Şehzade Korkud'un isyanlarını bastırarak ikisini de idam ettirdi. Ardından ihanet içindeki Sadrazam Koca Mustafa Paşa'yı da idam ettirdikten sonra İran'a doğru ilerlemeye başladı.
Şah İsmail; sürekli geri çekilerek geçtiği yerleri yakıp yıkıyor ve böylece Osmanlı ordusunda iaşe sıkıntısı vb. sebeplerle isyan çıkmasını, bu karışık durumda da Osmanlı ordusuna hücum ederek onları perişan etmeyi planlıyordu.
Fakat bu planı tutmayınca 'na ordugah kurdu. Daha sonra Osmanlı ordusuda ovaya geldi ve harp başladı. Safevi ordusu savaşta ağır bir yenilgi aldı ve kumandanlarından Ustacluoğlu Mehmet Han'ı kaybetti. Şah İsmail ise canını zor kurtardı. Böylece Osmanlılar; doğudaki Safevi tehlikesini bertaraf etti ve Anadolu'daki Şii sorunu geçici olarak çözüldü. Ayrıca Van ve Kars hariç Doğu Anadolu'nun tamamı Osmanlı egemenliğine girdi ve bölgedeki tüm beyler ve aşiretler, Osmanlı egemenliğini kabul ettiler. . Bu zaferden sonra İran’ın payitahtı Tebriz’i ele geçirip bir müddet burada kalan Sultan Selim, kış mevsimini geçirmek için Amasya’ya çekildi. Kış geçince de Safeviler elinde bulunan ve Doğu Anadolu’ya hakimiyet bakımından çok mühim bir mevkide bulunan Kemah kalesini fethetti.
Bundan sonra İdris-i Bitlisî'yi, Safevilerin kontrolünde bulunan Diyarbakır yöresine göndererek, bölge halkının Osmanlılara tabi olmasını sağladı. Bu bölgeye gönderilen İran kuvvetleri üzerine de Bıyıklı Mehmed Paşa ve İdris-i Bitlisi'yi gönderdi. İran kuvvetleriyle yaptığı çatışmalarda büyük başarılar kazanan Bıyıklı Mehmed Paşa; Ergani, Sincar, Çermik, Birecik gibi şehirleri ele geçirdi. Bir senelik bir kuşatmadan sonra Mardin de teslim olunca; Hasankeyf, Musul, Kerkük, Urfa, Rakka gibi yerler de kolayca fethedildi. İran’ın bu bölgedeki hakimiyetine son verildi.(Fırat-Dicle Seferi)
Sultan I. Süleyman Döneminde Osmanlı-Safevi Mücadeleleri ve Safeviler Üzerine Seferler
Şah İsmail'in 1524 yılında ölümüyle birlikten yerine oğlu I. Tahmasb geçti. Şah Tahmasb tahta çıktığında henüz 10 yaşındaydı. Bu yüzden ilk yılları savaşsız geçen Şah Tahmasp; tahta çıktıktan 10 yıl sonra Osmanlı İmparatorluğu ile mücadeleye başladı.
1533-1536 Osmanlı-İran Savaşı
1529 yılında İran’ın Bağdat valisi Zülfikar Han’ın Osmanlı Devleti’ne, buna karşılık Osmanlı Bitlis valisi Şeref Han’ın da İran’a iltihak etmeleri ortalığı karıştırdı, İran şahı I. Tahmasb, Osmanlı kuvvetlerinin Avrupa’da sefere çıkmasından istifade ederek Bağdat’a asker gönderip, Zülfikar Han’ı öldürttü ve yeni bir vali tayin etti. Osmanlılar ise Ulama Han’ı Bitlis valisi tayin edip eyalet kuvvetleriyle bölgeye gönderdiler. Ulama Han, İran’dan yardım alan Şeref Han’a karşı başarılı olamayınca, veziriazam Pargalı Damat İbrahim Paşa bölgeye hareket etti, Yoldayken Ulama Han’ın zafer haberi gelince mevsimin geçmesi sebebiyle kışı geçirmek üzere kuvvetleriyle Halep’e gitti.
Kışı burada geçiren İbrahim Paşa, 14 Mayıs 1534'te Diyarbakır’a geldi. Kanuni Sultan Süleyman da 11 Haziran’da İstanbul’dan İran üzerine harekete geçti. Bu seferde Van ve Tebriz alınarak tahkim edildi. Tebriz merkez olmak üzere Azerbaycan valiliğine Ulama Han tayin edildi. Sonra Bağdad üzerine yürüyen ordu, burayı da mukavemetsiz ele geçirdi. Kışı Bağdat'ta geçiren Kanuni Sultan Süleyman, Tebriz’i işgal edip Van’ı kuşatan Şah Tahmasb üzerine yürüdü. Şah Tahmasb tekrar geri çekilip İran içlerine gidince, Tebriz’e tekrar girildi. Uzun süre aranmasına rağmen İran ordusunun ortaya çıkmaması üzerine, ordu, Ağustos 1535'te İstanbul’a döndü.
1548-1549 Osmanlı-İran Savaşı
1547 yılında Şah Tahmasb’ın kardeşi Elkas Mirza, Şirvan valiliğindeyken saltanat sevdasına kapıldığı için kardeşinin kaçarak İstanbul’a geldi ve Osmanlı Devleti’ne sığındı.
Kanuni Sultan Süleyman, uzun süredir Avrupa ile meşgul olmasından istifade etmeye çalışan Şah Tahmasb’ın, Doğu Anadolu’ya yeniden girip Van kalesi başta olmak üzere bazı yerleri işgal ettikten başka, Şiiliğin Anadolu içlerinde yayılmasını temin edecek propagandadan geri durmamış olması sebebiyle İran’a savaş açmak istiyordu. Şehzade Elkas Mirza’nın sığınma fırsatını kaçırmayarak İran ile savaşa karar verdi.
Ordu 29 Mart 1548 günü İstanbul’dan hareket etti. Elkas Mirza yanına verilen Osmanlı kuvvetleri ile öncü kuvvet olarak gönderildi. Tebriz’de bulunan Şah Tahmasb, Padişah’ın Hoy’a geldiğini öğrendiğinde savaşı göze alamayarak Kazvin’e çekildi. Osmanlı ordusu 27 Temmuz’da dördüncü defa Tebriz’e girdi. Tebriz’de beş gün kalan Sultan, Van’a gelip önceden muhasara ettirdiği kaleyi almak için harekete geçti. On gün dayanabilen Van kalesi, 25 Ağustos’da ele geçirildi. Kaleyi tahkim eden Sultan, buradan Diyarbakır’a, sonra da kışı geçirmek için Haleb’e geçti. Elkas Mirza’yı, maiyetine verdiği aşiret kuvvetleriyle İran içlerine gönderip bölgeyi talan ettirdi.
1549 baharında Halep’ten ayrılan Sultan, Diyarbakır’a geldi. İkinci vezir Kara Ahmed Paşa’yı Gürcistan taraflarına gönderdi. Bu seferde Berakan, Gömge, Perak, Gemele, Samagar, Ahadır kaleleri ve mevkileri fethedildi. Bu sefer de İran ordusuyla karşılaşamayan Kanuni Sultan Süleyman 5 Kasım’da Diyarbakır’dan ayrılıp, 21 Aralık’ta İstanbul’a döndü.
1552-1554 Osmanlı-İran Savaşı
Osmanlı ordusu, Doğu Anadolu’dan ayrıldıktan sonra, 1551 senesine kadar herhangi bir saldırıda bulunmayan Şah Tahmasb, 1551 Ağustos’unda harekete geçerek Osmanlı sınırını geçti. Erciş, Adilcevaz ve Ahlat dolaylarını ele geçirdi. Erzurum önüne gönderdiği kuvvetleri, şiddetli mukabeleyle karşılaştı.
Bu tecavüzler sebebiyle Nahçıvan Seferi de adı verilen çünkü İran seferine çıkan Kanuni Sultan Süleyman, 1553-54 kışını Halep'te geçirdi. Mayıs’da harekete geçen ordu, İran’a bağlı Şüregib, Şaraphane, Nilfirak’ı fethedip, 18 Temmuz’da Revan’a girdi. Buradan Arpaçay ve Karabağ'dan sonra Nahçıvan’a gelen Sultan, Doğu Anadolu hakimiyetini pekiştirip Erzurum’a döndü ve kışı geçirmek için Amasya’ya çekildi. Kanuni Sultan Süleyman’ın olağan dışı olarak ikinci kışı da İstanbul dışında geçirmesi üzerine tekrar üzerine geleceğinden çekinen Şah, sulh çareleri aramaya başladı. Amasya’ya elçiler gönderdi. Uzun süren görüşmelerden sonra; Şiilerin, ilk üç Raşit Halifeden Ebu Bekir, Ömer bin Hattab, Osman bin Affan ile Muhammed'in eşi Aişe dahil sahabeye küfür ve iftira etmemeleri, Gürcistan’ın bir kısmı ile Ardahan, Göle, Arpaçay ve çevresi Osmanlılarda kalmak üzere Amasya Antlaşması imzalandı (29 Mayıs 1555). Bu antlaşma sonrasında yirmi üç sene sürecek bir sulh devresi başladı.
1578-1590 Osmanlı-Safevî Savaşı
1578 senesinde İran istilasında bulunan Dağıstan, Şirvan ve Gürcistan beylerinin İran baskıları karşısında Osmanlı Devleti’nden yardım istemeleri ve İran kuvvetlerinin Irak’ta Osmanlı topraklarına tecavüz ederek Amasya Antlaşması'nı bozmaları sebebiyle İran’a karşı harbe karar verildi.
İran serdarı tayin edilen Lala Mustafa Paşa, 5 Nisan 1578’de İstanbul’dan Üsküdar’a geçti. Karaman, Maraş, Erzurum ve Diyarbakır beylerbeylik kuvvetleriyle Erzurum Aşkale’de birleşti. Van sınırında beylerbeyi Köse Hüsrev Paşa’nın İran komutanı Emir Han’ın kuvvetlerini bozduğu haberini alan serdar, üzerine gelen Safevi ordusunu durdurma görevini Özdemiroğlu Osman Paşa’ya verdi. Emrindeki kuvvetlerle Çıldır Gölünün kuzey batısına gelen Özdemiroğlu, burada yapılan savaşta Tokmak Han komutasındaki İran kuvvetlerini rahatça bozdu. 5.000 ölü ve 500 esir veren Tokmak Han, savaş meydanını terk etti (9 Ağustos 1578). Bu zaferden sonra Tiflis’e giren ordu, Şirvan taraflarına yöneldi. Karşısına çıkan 20.000 kişilik İran kuvvetlerini Koyun geçidinde karşılayan Özdemiroğlu bunları da bozguna uğrattı. Bu savaşta İran kuvvetlerinden esir alınan 5.000 kişi dışında hepsi öldürüldü (Ağustos 1578). Çıldır zaferiyle Gürcistan’ı alan Osmanlı ordusu (9 Eylül 1578), Koyun geçidi zaferiyle de, çoğunlukla Sünni halkın yaşadığı Şirvan denen kuzey Azerbaycan’ı ele geçirdi.
Hazar kıyılarından meydana gelen Şirvan’ın doğu kesiminin Sünni halkı da kendilerine zulmeden İran’a karşı ayaklanıp, Safevileri kovdular. Osmanlı ordusu bu bölgeye rahatça girip Dağıstan’a yöneldi ve bu bölge de Osmanlı topraklarına katıldı.
Fethedilen yerlerde Özdemiroğlu Osman Paşa az bir kuvvetle bırakılarak 8 Ekim’de Lala Mustafa Paşa asıl orduyla Erzurum kışlağına çekildi. Bunu fırsat bilen Safeviler, 30.000 kişilik bir kuvvetle bölgeye girdiler. 14.000 kişilik kuvvetiyle bunlara karşı koyan Özdemiroğlu, Şamahı’da yapılan muharebede düşmana 15.000 ölü verdirip, 10.000’ini esir aldı. Safevilerden birkaç bin yaralı ve bozgun asker zor kaçabildi (Kasım 1578). Esir edilen Safevi ordusu komutanı Urus Han ile oğlu Dede Han, Ereş’de Sünni halkı katlettikleri için idam edildi.
Özdemiroğlu’na ancak Safevi şehzadesinin karşı çıkabileceği fikriyle Safevi İmparatorluk veliahdı Hamza Mirza 100.000 kişilik orduyla bölgeye gönderildi. Bu orduda elliden fazla Safevi beyi ve sancakbeyi bulunuyordu. Osmanlı kuvvetleri ise, Özdemiroğlu’nun 13.000 ve bu arada yardıma gelen 25.000 kişilik Kırım atlılarından ibaretti. Yapılan muharebede düşmana büyük kayıplar verdiren Özdemiroğlu, kendisinin de az bir kuvveti kaldığından Şirvan’ı Safevilere bırakıp Dağıstan’a çekildi.
1579 yılında yapılan muharebelerde Erzurum ve Kırım’dan gelen kuvvetlerin yardımıyla Şirvan tekrar alınıp Safevilere ağır kayıplar verdirildi. Kars’a kale yapılıp, şehir imar edildi. 1580’de çarpışma olmadı. Serdar Lala Mustafa Paşa’nın yerine Koca Sinan Paşa getirildi. 1581’de Şirvan’ı almak niyetiyle 18.000 kişilik bir orduyla hareket eden Selman Han, Kırım kalgayı Gazi Giray tarafından perişan edildi. Ancak 300 tanesi kurtulabildi.
1583’de Ferhad Paşa İran serdarı oldu. 60.000 kişilik kuvvetle İstanbul’dan yola çıktı. Bunu öğrenen Safevi Gence beylerbeyi İmam Kulu Han, bu kuvvetler gelmeden Özdemiroğlu’nun kuvvetlerini ezmek isteyip, 50.000 kişilik kuvvetiyle Şirvan ile Dağıstan arasındaki Samur ırmağının güney kıyısına geldi. Oradan Bilasa ovasına indi. Bu ovada üç gün üç gece süren savaş sonunda Özdemiroğlu Osman Paşa büyük bir zafer kazandı. Bu sırada bölgeye yaklaşan Ferhad Paşa da zafer haberini alınca Revan üzerine yürüyüp bu şehri fethetti. Sonra da Bakü’yü alıp asker yerleştirdi.
1585 yılında veziriazam ve İran serdarı olan Özdemiroğlu Osman Paşa, 150.000 kişilik ordusuyla 25 Eylül’de Tebriz’i beşinci defa fethetti. Kaleyi muhkem hale getirip komutan tayin etti. Asker bırakarak Osmanlı ordusu ile Tebriz’in yakınlarında olan Şenb-i Gazan mevkiine geldi. Uzun süredir rahatsız olan Özdemiroğlu’nun hastalığı iyice ilerledi. Bu arada yanlış bir istihbaratla Özdemiroğlu’nun öldüğünü duyan Safevi veliahdı Hamza Mirza, 30.000 atlıyla gece baskını yaptıysa da başarılı olamayarak geri çekildi. Bu başarı Özdemiroğlu’nun duyduğu son zafer oldu ve 30 Ekim 1585 gecesinde öldü.
İran savaşının Irak cephesindeki savaşlar, kuzeydeki kadar olmamakla beraber, Osmanlı üstünlüğü burada da devam etti. 1578’de Dinever, Muhammere, Şüster, Dizful bölgeleriyle Basra körfezinin kıyı yakaları Osmanlılara geçti. Bağdadt beylerbeyi Elvendzade Ali Paşa, Dizful meydan muharebesinde Safevileri bozunca (7 Kasım 1583), Batı İran’da Şafii mezhebindeki bölgeler, kabileler, beyler teker teker gelip Osmanlılara itaat arzettiler. Bu suretle güneyden kuzeye Huzistan, Luristan, Kirmanşah, Ardelan eyaletleri Osmanlı’ya geçti. 30 Ekim 1587’de Irak cephesinde Çağalazade Sinan Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri, Hemedan Safevi valisi Korkmaz Han emrindeki kuvvetleriyle Camasab Çayı kenarında yaptığı meydan muharebesini kazandı. Safevilere ağır kayıplar verdirerek Korkmaz Han’ı esir etti.
Kafkas cephesinde 1587’de önemli bir olaylar olmadı. Serdar Ferhad Paşa 1588’de Sultan III. Murad’ın kesin emri üzerine Gence’yi fethetti. Şirvan beylerbeyi Cafer Paşa da Safevilerin Gence beylerbeyi Ziyadoğlu Mehmed Han kuvvetlerinin büyük bir kısmını imha etti.
Bu arada Horasan’da hüküm süren Sünni Şeybani hükümdarı Abdullah Han da Meşhed’i muhasara edip fethetti. Hindistan’daki sünni Ekber Şah’la da arası bozuk olan Şah Abbas üç ateş arasında kalınca, sulh istemek zorunda kaldı.
Şah Abbas, yeğeni Haydar Mirza’yı bir elçilik heyetiyle beraber sulh rehinesi olarak gönderdi. 14 Ekim 1589’da Ferhad Paşa tarafından Hasankale’deki umumi karargâhta karşılanan şehzade, 28 Ocak 1590’da İstanbul’a geldi.
Heyet başkanı Mehdi Kul Han, III. Murad tarafından kabul edildi. Konuşmasına izin verilince; Şah Abbas’ın bütün Osmanlı fütuhatını tanıdığını, şu anda fiilen iki devletin elinde bulunan yerlerin iki devlette kalması şartıyla sulh istediğini belirtip, Şah Abbas’ın; Osmanlı padişahının, saltanat süren kulları arasında bulunduğunu söyledi.
21 Mart 1590’da Ferhat Paşa Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya göre İran, Sünni tebaasının mezhep hürriyetine saygı göstermekten başka, Sünni büyüklerine dil uzatmamayı da kabul ediyordu.
1603-1618 Osmanlı-Safevî Savaşı
Osmanlı ile çok alçaltıcı bir sulh yaptığı, padişahı resmen üstün hükümdar tanıdığı kanaatinde olan Şah Abbas, bu sulh döneminde büyük askeri hazırlıklar yaptı. Papa, İspanya kralı ile uzun müzakerelerde bulunup, Osmanlı’ya karşı ittifak kurdu. İngiltere, İskoçya, Fransa, Rusya, Polonya, Hollanda gibi ülkelere elçiler göndererek Osmanlılara karşı harekete geçirmeye çalıştı. Sonra da sürpriz bir saldırı ile 26 Eylül 1603’de çeyrek asır önce Osmanlılara kaptırdığı ülkeleri geri almak için harekete geçti. 22 günlük bir kuşatmadan sonra Tebriz’i düşürdü. Sonra Güney Azerbaycan’ın büyük bir kısmını işgal etti. Aras’ın kuzeyine geçti. 26 Ekim’de Nahcivan eyaletini işgal edip, altı ay süren çetin bir muhasaradan sonra Revan’ı aldı. Buradan Karabağ ve Şirvan taraflarını yağmalamak için akıncı kollarını gönderen Şah Abbas, kendisi de Kars’a gidip kaleyle şehirdeki camileri yakıp yıktı. Şehri harabeye çevirdi.
Tebriz’den sonra Nahcivan ve Revan’ın da (Erivan) Safevi hakimiyetine geçmesi, doğudaki Osmanlı nüfuzunun sarsılmasına sebep oldu. Kürt beylerinden sonra Karabağ ve Şirvan’daki Türkmen oymaklarıyla Gürcistan prensleri de Osmanlı hakimiyetinden çıkıp Safevilere katıldılar.
Bu olaylar üzerine İran üzerine serdar tayin edilerek 15 Haziran 1604'te İstanbul’dan yola çıkan Çağalazade Sinan Paşa, kış mevsimi sebebiyle ileri gidemeyerek Van’a, oradan da Erzurum’a çekildi. 1605 Ağustos’unda Tebriz üzerine yürüyen Sinan Paşa, Urmiye Meydan Muharebesinde Şah Abbas’ın kumanda ettiği 50.000 kişilik Safevi ordusuna mağlup olup (9 Eylül 1605), Diyarbakır’a çekildi ve orada öldü (2 Aralık 1605). Safeviler ise Gence ve Şamahı’yı alıp Şirvan’ın mühim bir kısmını ele geçirdiler.
Yeni serdar sadrazam Kuyucu Murad Paşa, Tebriz üzerine yürüdüyse de Şah’ın sulh teklifi üzerine padişaha haber gönderip Diyarbakır’a çekildi ve orada öldü. Yerine sadrazam ve serdar olan Diyarbakır beylerbeyi Nasuh Paşa, İstanbul’a geldi ve İran’la İstanbul ateşkes antlaşması imzaladı. Bu antlaşma ile çeyrek asır önce Safevilerden kazanılan 570.000 km²’lik toprağın 400.000 km²’si kaybedilmişti. Revan, Nahcivan, Karabağ, Güney ve Kuzey Şirvan Safevilere geçmiş, Gürcistan’ın büyük kısmıyla Dağıstan Osmanlılarda kalmıştı. Ayrıca İran her yıl 200 yük ipek, kumaş vb. kıymetli eşyayı haraç olarak İstanbul’a gönderecekti. İki buçuk yıl süren bu sulh döneminden sonra, 22 Mayıs 1615'te İran’a savaş açıldı. Serdar-ı ekrem Kara Mehmed Paşa, Eylül ayında Halep’e geldi. Kışı burada geçirip Nisan ayında harekete geçerek 1616 Eylül’ünde 100.000 kişilik ordusuyla Revan’ı kuşattı, fakat alamadı. Şah, Nahcivan taraflarında olmasına rağmen, Osmanlı ordusunun üzerine gelmediğinden, başka çarpışma olmadı. 1617’de Kırım hanı II. Canibek Giray 40.000 kişilik süvarisi ile Gence ve Nahcivan üzerine akın düzenleyip kışı yeni serdar sadrazam Halil Paşa ile beraber Diyarbakır’da geçirdi.
1618 Eylül ayında hızlı bir yürüyüşle Erdebil ile Tebriz arasında bulunan Pul-Şikeste mevkiine gelen Osmanlı kuvvetleri, yorgunluğunu üzerinden atamadan İran ordusunun pususuna düşünce, büyük kayıplar vererek yenildi. Toplanan savaş meclisinde geri çekilmenin çok kötü sonuç vereceği düşünülerek, ordunun Erdebil üzerine yürümesi kararlaştırıldı. Bu durumdan endişelenip sulh teklif eden Şah Abbas’la Erdebil surları önünde yapılan görüşmeler sonunda antlaşma imzalandı.
26 Eylül 1618’de Erdebil’de imzalanıp 29 Eylül 1619’da İstanbul’da Sultan Genç Osman tarafından da kabul edilen bu antlaşmaya göre; Kanuni devrinde Amasya Antlaşmasıyla tayin edilen sınırlar esas kabul edilecek, Kars ve Ahıska Osmanlılarda kalacak, Safeviler, Osmanlı hakimiyetinde bulunan Dağıstan’a taarruz etmeyecek ve esirler iade edilecekti. Ayrıca İran her yıl 100 yük ipek, kumaş vs. kıymetli eşyayı haraç olarak İstanbul’a gönderecek ve Sünni büyüklerine sövmeyi terk edeceklerdi.
Sultan IV. Murad’ın tahta geçişinin hemen, evvelden beri Anadolu’da sürüp gitmekte olan isyanlardan biri de Bağdat’da baş göstermiş, burada bulunan on iki bin kişilik yerli kulu askerinin başında bulunup zengin ve nüfuzlu bir kişi olan Bekir Subaşı, şehri ele geçirmişti. Bağdad valiliğine tayin isteği İstanbul tarafından kabul edilmeyip, başka bir vali gönderilince de şehre almamıştı. Bunun üzerine bölgeye gönderilen Hafız Ahmed Paşa şehri kuşatınca, valilikten ümidini kesen Bekir Subaşı, mukavemet edemeyeceğini anlayarak, Şah Abbas’a haber gönderip Safevi tabiiyyetine geçmek istediğini bildirdi. Bunu bir müjde gibi karşılayan Şah Abbas, Osmanlı Devleti’yle arasındaki sulhu hiçe sayarak Bekir Subaşı’ya Safi Kuli Han’la hil’atlar gönderdi ve şehrin anahtarlarını istedi. Kendisi de 30.000 kişilik ordusuyla yola çıktı.
Bunu öğrenen Hafız Ahmed Paşa da Bekir Subaşı’ya haber gönderip, kendisine Bağdat valiliğinin verildiğini bildirdi. Bu vaziyet üzerine Bekir Paşa unvanını alan Subaşı, Safi Kuli Han’ın istediği anahtarları vermeyip, Şah’ın alakasına teşekkürle elçiyi başından savdı. Osmanlı valiliğini kabul ettiğini bildirip, itimat edemediğinden Hafız Ahmed Paşa’dan, Diyarbakır’a çekilmesini istedi. Bunu fırsat bilen Karçakay Han’ın emri altındaki İran ordusu Bağdat’ı kuşattı. Üç ay süreyle şiddetli bir savunma savaşı veren Bekir Subaşı, oğlunun ihanet edip, kale kapılarını açması sebebiyle esir düştü ve Bağdad Safeviler tarafından işgal edildi (28 Kasım 1623). Şii olmayı kabul etmeyen Bekir Paşa yedi gün İşkence yapıldıktan sonra, Dicle üzerinde petrol dolu bir kayığa bindirilip yakıldı. Bağdat kadısı Ömer Nuri Efendi, Ulu Cami hatibi Mehmed Efendi, yüzlerce Osmanlı subay ve memuru, Sünni eşraf aynı akıbete uğradı. Kadınlar ve kızlar İran umumhanelerine gönderildi.
Bu arada İstanbul’daki karışıklıkları ve Anadolu’da çıkan isyanları bastırmakla meşgul olan IV. Murad, Bağdat’la ilgilenemedi. Bu meseleleri hallettikten sonra sadrazam yaptığı Hafız Ahmed Paşa’yı serdar tayin ederek, Bağdad’a gönderdi.
5 Mayıs 1625'te Diyarbakır-Cülek ordugahına çıkan Hafız Ahmed Paşa, hazırlıklarını tamamladıktan sonra yola çıkıp Kasım’ın ortalarında Bağdad yakınlarına geldi. Bağdat’ın yakınlarındaki İmam-ı A’zam Ebu Hanife'nin mezarının bulunduğu Âzamiyye kasabasını ele geçirdi ve Bağdat’ı kuşattı.
Hafız Ahmed Paşa 100.000 kişilik bir orduyla Bağdat’a gelmesine rağmen, yeterli top getirmediği için şehrin iyice tahkim edilmiş olması gibi sebeplerden dolayı iki aydan fazla uğraştığı halde kaleyi düşüremedi. Bu arada Şah Abbas 30.000 kişilik bir orduyla yardıma geldi. İki ateş arasında kalmasına rağmen kuşatmayı uzun süre devam ettiren Hafız Ahmed Paşa, top, mühimmat ve iaşe bakımından zor bir vaziyette kaldığı için 3 Temmuz 1626’da kuşatmayı kaldırıp İstanbul’a döndü.
1629 senesinde Hemedan ve Bağdat üzerine serdar tayin edilen sadrazam Hüsrev Paşa, 9 Temmuz’da Üsküdar’dan harekete geçip, 1630 Mart ayında Kerkük civarına geldi. Nisan ayında gönderdiği kuvvetlerle; Kerbela, Necef ve Hille taraflarını ele geçirdi. 5 Mayıs 1630’da Hemedan yakınlarındaki gönderdiği 10.000 kişilik kuvvetle Mihriban kalesini aldı. Bu durum üzerine Safevi Hemedan valisi Zeynel Han 40.000 kişilik bir kuvvetle bölgeye geldi. Sabah başlayan muharebe ikindiye kadar Safevilerin üstünlüğüyle devam etmesine rağmen, kendilerinin dört katı kuvvetlerle çarpışan Osmanlı kuvvetleri Sivas valisi Halil Paşa’nın gayretiyle düşmanı bozdular. Zeynel Han kaçıp savaş alanını terk etti.
Bu arada İran şahı Abbas ölüp, torunu Sam Mirza, Şah Safi unvanıyla yerine geçti. Osmanlı ordusu ise yoluna devam edip Hemedan’a girdi. Buradan İran’ın merkezi Kazvin üzerine gitmek isteyen Hüsrev Paşa, Dergüzin’e geldi. Burada toplanan savaş meclisinde, Kazvin üzerine yapılacak harekât görüşüldü. Mesafenin uzaklığı Safevilerin bütün yol boyunu tahliye ve tahrib ettikleri, iaşe tedariki zorluğu ve bilhassa su kıtlığı olabileceği gibi sebeplerle ordunun Bağdat üzerine yürümesi kararlaştırıldı.
14 Temmuz’da Nihavend civarındaki Cemhal Ovasına gelen Hüsrev Paşa, Luristan hakimi Hüseyin Han’ın 12.000 kişilik bir kuvvetle mevzi alıp bir kısım kuvvetiyle de pusu kurduğu haberini alınca, Anadolu ve Rumeli beylerbeylerini bir kısım kuvvetle bunların üzerine gönderdi. Yapılan çetin muharebe sonunda Safaviler mağlup edildi ve Hüseyin Han güçlükle kaçıp kurtuldu.
Ekim ayı başlarında Bağdat önlerine gelen Hüsrev Paşa şehri kuşattıysa da başarılı olamayıp dokuz gün sonra kuşatmayı kaldırdı.
1633 yılında büyük bir orduyla Van kalesini kuşatan Safevi ordusuna karşı Erzurum valisi Demirkazık Halil Paşa ve Diyarbakır valisi Murtaza Paşa gönderilerek düşman yenilgiye uğratıldı. Yine bu sebeple sadrazam Tabanıyassı Mehmed Paşa, şark seferine çıktı (20 Ekim 1633). 1633-34 kışını Halep’te geçiren sadrazam Diyarbakır’a geçerek Padişah’ın gelmesini bekledi.
28 Mart 1635'te İran (Revan) seferi için İstanbul’dan ayrılan Sultan IV. Murad, Diyarbakır’dan yola çıkan veziriazam Tabanıyassı Mehmed Paşa’yla 17 Haziran’da Bayburt’ta birleşti. 50.000 askeri Erzurum’da bırakan Sultan IV. Murad, 200.000 asker ve 130 ağır muhasara topuyla yola çıktı. Padişah’ın Revan üzerine yürüdüğünü sezen Şah, son anda eyalet beylerbeyi Tahmasbkulu Han’ın savunduğu kaleye 12.000 tüfekli piyade sokup savunmayı çok güçlendirmişti. Şah kendisi de ordusuyla yakında olmasına rağmen, savaşı göze alamadığından ortaya çıkmadı. 27 Temmuz’da kaleyi kuşatan Sultan IV. Murad, vaktiyle Kanuni Sultan Süleyman’ın alamadığı kaleyi on bir günde aldı. Ordu, kale alındıktan sonra halktan tek kişinin burnu bile kanamadan şehre girdi. Buradan hareketle Safevi ordusunun peşine takılan Sultan IV. Murad, Aras boyunca güneydoğuya inmeye başladı. Fakat düşmana erişemedi. 1 Eylül’de Hoy’a gelen Sultan, 11 Eylül’de otuz iki yıl önce Safevilerin eline geçen Tebriz’e girdi. Bu, Tebriz’in Osmanlılarca 6. fethiydi. Tebriz’de dört gün kalan Sultan IV. Murad, hastalandığı için İsfahan’a gitmekten vazgeçip Diyarbakır üzerinden İstanbul’a döndü.
Osmanlı ordusu çekilir çekilmez harekete geçen Şah Safi, büyük bir orduyla Revan’ı kuşattı. Kış sebebiyle yardım gönderilemediğinden üç ay süren çetin bir savunma savaşı veren Murtaza Paşa’nın şehit olması üzerine kale teslim oldu. Safevi ordusu Tebriz ve Azerbaycan’ın büyük bir kısmını geri aldı. Bundan sonra güneye doğru inen Şah’ın karşısına az bir kuvvetle çıkıp savaşan Şam beylerbeyi Küçük Ahmed Paşa yenilip şehit düştü (2 Eylül 1636).
1637 yılında sadrazam Bayram Paşa’yı Anadolu’ya gönderip büyük harp hazırlıklarına girişen Sultan IV. Murad, 8 Mayıs 1638’de şeyhülislam Yahya Efendi ile beraber Bağdad seferi için yola çıktı. 17 Haziran’da Konya’ya, 22 Temmuz’da Halep’e geldi. Birecik’te sadrazam Bayram Paşa kuvvetleri ile birleşti. Sadrazam Bayram Paşa’nın 26 Ağustos’da Urfa yakınlarında vefat etmesi üzerine Tayyar Mehmed Paşa’yı sadrazam yapan Sultan, 16 Kasım gecesi Bağdad’a geldi ve derhal tertipler yaparak kuşatmaya başladı.
Şehirde, Bektaş Han Türkmen’in kumandasında 40.000 askerlik çok kuvvetli bir Safevi garnizonu bulunuyordu. Şah Safi ise atlı kuvvetleriyle Kasr-ı Şirin’de olup, Osmanlı kuşatmasını gün gün takip etmesine rağmen müdahaleye cesaret edemiyordu. Sultan IV. Murad, 12.000 sipahiyi İran içlerine sokup Şehriban bölgesini çiğnettiği halde Şah’ı savaşa çekemedi. Şah, Bağdat’daki büyük kuvvetine güveniyor, Sultan IV. Murad’ın kuşatmadan bıkınca çekilip gideceğini zannediyordu.
Padişah’ın ve 86 yaşındaki şeyhülislam Yahya Efendi’nin de ön safta olduğu bu savaşta dehşetli vuruşmalar oldu. Kuşatmanın 37. gününde ön saflarda yalın kılıç çarpışarak askeri coşturan Tayyar Mehmed Paşa, birkaç kuleyi ele geçirdiği sırada alnından yediği bir kurşunla öldü. Yerine sadrazam yapılan Kemankeş Mustafa Paşa, selefi gibi gayret edip birkaç kuleyi daha ele geçirdi.
Bu başarılar üzerine kuşatmanın 39. günü genel saldırıya karar veren Sultan IV. Murad, derhal hücumun başlamasını emretti. Sabah erkenden Osmanlı yürüyüşü büyük bir şiddetle gelişmeye başlayınca kale teslim, oldu. İç kalede direnmek isteyen 20.000 Safevi askeri kılıçtan geçirildi. Böylece 14 yıl, 11 ay önce bir ihanet sebebiyle Safevilere geçen Bağdat artık kesin olarak Osmanlı idaresine geçti.
Buradan İsfahan’a yürümek isteyen Padişah, Diyarbakır’a gelince tekrar hastalığı nüksettiğinden yetmiş gün hasta yattı. Hasta yatağından İran içlerine akıncılar gönderdi. Veziriazam Kemankeş Mustafa Paşa da büyük bir kuvvetle İran içlerine doğru harekete geçtiği sırada Şah’ın barış isteğiyle gönderdiği elçiler geldi. Sadrazam Kemankeş Mustafa Paşa ile İran temsilcileri Saru Han’la Muhammed Kuli Han arasında yapılan görüşmeler sonrasında aşağı yukarı bugünkü Türk-İran sınırının tespit edildiği Kasr-ı Şirin Antlaşması imza edildi (17 Mayıs 1639). Bu antlaşmaya göre; Bağdat, Basra ve Şehrizor bölgelerinden oluşan Arab Irakı Osmanlılarda, Erivan Safevilerde kaldı. Ayrıca Safevilerin gerek Irak ve gerekse Kars, Ahıska ve Van taraflarına saldırmayacakları, Sünni büyüklerini kötülemeyecekleri de anlaşma şartları içinde açıkça ifade edilmişti (Bkz. Kasr-ı Şirin Antlaşması).
1723-1727 Osmanlı-İran Savaşı
Uzun süren bir sulh devrinden sonra, on sekizinci yüzyılın ilk yarısında Afganistan’daki Üveysi hanedanı, İsfahan’a kadar İran topraklarını ele geçirdi. İran’daki Safevi hanedanını dağıttı. İran’ın bu zayıf durumundan faydalanmak isteyen Rusya da İran’a saldırınca Sünni halkın yaşadığı Dağıstan halkı, 1722’de İran tabiiyetinden çıkarak tekrar Osmanlı Devleti’ne tabi oldu. Bu durumda Safevilerle yapılan barışın geçersiz kalması sebebiyle İran’a müdahaleye mecbur kalan Osmanlı Devleti’nin, 1723 Temmuz’unda Gürcistan’ın İran’a tabi kısmına girmesiyle savaş başladı. Çeşitli cephelerde Tiflis, Gori, Güney Azerbaycan, Luristan, Ardelan, Kirmanşah, Hemedan ele geçirildi. Revan ve Tebriz eyaletlerine girildi. Bu suretle batı ve kuzeybatı İran ile Güney Kafkasya Osmanlı lehine İran’dan koptu. III. Murad devrindeki sınırlar yeniden tutulup Hazar’a erişildi. Bu fütuhat, Hemedan muahedesi ile Afganistan hükümdarı Eşref Han Üveysi tarafından tanındı.
Ancak bir müddet sonra ortaya çıkan Nadir Han Avşar, Üveysileri gasp edici ve gayri meşru ilan etti. Tahta geçirdiği çocuk yaştaki Safevi şahlar namına İran’da idareyi ele geçirip, doğuda Afgan ve batıda Osmanlı topraklarına karşı harekete geçti. 1730’da Osmanlıların fethettiği Nihavend, Tebriz, Hemedan ve Kirmanşah’ı geri aldı. Bunun üzerine III. Ahmed İran’a karşı savaşa karar verdiyse de, Patrona Halil İsyanı çıkması sonucunda tahttan feragat ettiğinden sefer gerçekleşmedi.
1730-1732 ve 1735-1736 Osmanlı-İran Savaşları
III. Ahmed’den sonra, I. Mahmud döneminde de savaş devam etti. Bağdat beylerbeyi serdar vezir Ahmed Paşa, Kirmanşah’ı geri alıp, Kürican Meydan Muharebesinde 40.000 kişilik Safevi ordusunun dörtte üçünü imha ederek Hemedan’a girdi.
Tebriz fethine memur edilen serasker Hekimoğlu Ali Paşa ise, önce müstahkem bir mevki olan Urmiye üzerine gidip burayı zapt etti. Bunun üzerine Tebriz jileri gelenleri orduya gelerek itaatlerini arz ettiler. Bu arada yapılan görüşmeler sonunda İran’la antlaşma imzalandı. Serdar Ahmed Paşa’nın imzaladığı antlaşmaya göre, Aras Nehri sınır kesildi. Tebriz dahil Güney Azerbaycan, Hemedan, Kirmanşah, Luristan, Ardelan, Huzistan İran’da; Revan, Nahcivan, Şirvan, Arran yani Kuzey Azerbaycan, Doğu Gürcistan, Dağıstan Osmanlılarda kaldı. Osmanlı Devleti’nin Güney Kafkasya’yı elinde tutmak ve Hazar Denizi'ni sınır tutmak için Batı İran’ı feda etmesine rağmen antlaşma pek uzun sürmedi. Bir yıl sonra Nadir Han’ın Erbil’e taarruzuyla harp yeniden başladı.
Erbil’i aldıktan sonra büyük bir orduyla 12 Ocak 1733’de Bağdat’ı kuşatan Nadir Han, yedi ay uğraştıysa da şehri alamadı. 19 Temmuz 1733’de 80.000 kişilik orduyla Bağdat’a gelen vezir Topal Osman Paşa, on sekizinci asrın bütün dünyada en büyük askeri bilinen Nadir Han’ı, dokuz saatlik bir meydan savaşından sonra hezimete uğrattı. Canını zor kurtaran Nadir Han, bütün ağırlıklarını bırakarak kaçtı.
Ertesi yıl Nadir Han, Kerkük’te kışlayan ve ağır hasta olan Osman Paşa’yı ansızın baskına uğratarak öldürdü. Kerkük’e girdi. Safevi hanedanına son verdiğini ilan edip, şahlığını ilan etti. Avşar hanedanını kurdu (27 Ocak 1736). Osman Paşa’nın yerine serdar olan Köprülüzade Abdullah Paşa’yı Arpaçay Meydan Muharebesinde yenip öldürdü. Osmanlı Devleti’nin Avusturya ve Rusya ile savaşa girmesinden istifade edip, Revan, Gence ve Tiflis’i alarak 1723’den bu yana Osmanlıların İran’dan fethettikleri bütün yerleri geri aldı. Kendisi Hindistan’ı işgale karar verdiğinden, Avusturya ve Rusya ile savaşan Osmanlı Devleti’nin de kendisiyle uğraşamayacağını bildiğinden, bu en avantajlı durumunda sulh istedi. İstanbul’da yapılan antlaşmayla 1639’da yapılan Kasr-ı Şirin antlaşması esasları kabul edildi. Avşar hanedanı tanındı fakat Nadir Şah’ın ısrarla istediği Caferi mezhebinin beşinci hak mezhep olarak kabulü İslam uleması tarafından reddedildi.
1742-1746 Osmanlı-İran Savaşı
Altı yıl süren bu barış devresinde Sünni Hindistan Timuroğulları devletine büyük bir darbe vurup, Hinduların müslümanlara karşı güçlenmeleri gibi İslam tarihinde çok zararlı vak’alardan birine sebep olan Nadir Şah, buradaki başarısına ve ele geçirdiği hazinelerin zenginliğine güvenerek 29 Mayıs 1743’de antlaşmayı bozarak Osmanlı Devleti topraklarına girdi. Irak, Kafkasya ve Doğu Anadolu’yu Osmanlılardan almak, Caferi mezhebini beşinci hak mezhep olarak Sultan I. Mahmud’a zorla kabul ettirmek istiyordu.
Hille’yi, bir müddet sonra da Kerkük’ü aldı. Büyük bir kuvvet ve 390 topla Musul’u kuşattı. On iki genel taarruzunda da başarılı olamadı. Musul’u savunan Kazıkçı Hüseyin Paşa’nın şiddetli direnişi nedeni çok zayiat verdiğinden geri çekildi.
1744'te tekrar harekete geçen Nadir Şah, bu sefer 150.000 askeriyle Kars’ı kuşattı. Kars savunmacısı serasker Hacı Ahmed Paşa’nın şiddetli savunması karşısında çekilip gitmekten başka çare bulamadı. Bir kısım muharebelerden sonra Osmanlılardan bir şey koparamayacağını anlayan Nadir Şah, sulh istedi. 4 Eylül 1746’da İstanbul’da yapılan antlaşmada sekiz yıl önceki gibi Kasr-ı Şirin Antlaşması esasları kabul edildi. Caferi mezhebinin beşinci hak mezhep olarak kabul edilmesi yine reddedildi.
1775-1779 Osmanlı-İran Savaşı
Rusya'nın devamlı güçlenmesi, gücünü Osmanlı aleyhine büyümeye adaması yetmiyor gibi, asırlardır uzun savaşlar yapılan İran da boş durmuyordu. Önce İran'ın iç meselesi gibi başlayan Türk Afşar Hanedanı ile Zend Hanedanı arasındaki savaş ikinciler lehine sonuçlanınca, Osmanlılar için tehlike başlamıştı. Zend Kerim Han, Rusya'nın hırpaladığı Osmanlı'yı zayıf anında vurmak istiyordu. İran'da yönetimi ele geçiren Zend Kerim Han, muhalifi Baban ailesinin Osmanlı topraklarına sığınmasını bahane ederek Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti. 1775'te Basra'yı işgal edip, önce Bağdat çevresini ardından da Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya kadar olan bölgeleri de yağmalayarak geri çekildi. Dört sene süren savaşlarda Kerim Han istediğini elde edemedi. Sadece Basra şehri üç sene kadar İran'ın işgalinde kaldı; ancak Zend Kerim Han'ın 1779'da ölümüyle İran'da çıkan kargaşadan yararlanan Osmanlı birlikleri karşı bir saldırı ile Basra'yı tekrar ele geçirmeyi başardılar.
1821-1823 Osmanlı-İran Savaşı
1821’de İran tahtında olan Feth Ali Han, Osmanlı Devleti’nin Tepedelenli Ali Paşa ve Mora isyanının alevlendiği en buhranlı bir döneminde, fırsattan istifade ederek Osmanlı hudutlarına tecavüze başladı. Osmanlı Devleti meşgul olduğu için, veliaht şehzade Abbas Mirza, Doğu Anadolu’ya, diğer İran şehzadesi Mehmed Ali Mirza da Irak taraflarına saldırıp; Toprakkale, Bayezid, Eleşgird, Bitlis, Muş ve Erciş taraflarını işgal ettiler.
Fakat bu sırada İran ordusunda şiddetli bir kolera salgını başladı. Çok sayıda zayiata sebep olan bu salgında şehzade Mehmed Ali Mirza da öldü. Ordusunun bu şekilde perişan olmasından sonra Şah Feth Ali Han sulha talip oldu ve I. Mahmud zamanında 4 Eylül 1746’da yapılan ateşkes esaslarına göre sulh akdedildi.
Osmanlı-Kaçar Savaşı 1906-1907
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz. |
İran Cephesi
Osmanlı'nın hedefi, Rusya'nın Hazar Denizi çevresindeki hidrokarbon kaynaklarına erişimini kesmekti. Almanya bu cephede Osmanlı'ya destek vererek İngiliz ve Rus etkisini azaltmayı ve İngiliz-Rus Antantını dağıtmak için İran ve Afganistan'da faaliyetlerde bulundu ama bunun birçok farklı nedeni vardı. Harbiye Nazırı Enver Paşa, Rusların İran'ın kilit şehirlerinde yenilgiye uğratılması halinde Azerbaycan'a, Türkistan'a ve Hindistan'a giden yolun açılabileceğini iddia ediyordu. Enver Paşa, Turancılık ülküsü adı altında yeni kurulan bu milliyetçi devletler arasında, Avrupa etkisinden kurtulmaları halinde geniş bir işbirliği öngörüyordu.
Almanya'nın İran'daki operasyonlarını ise yönetiyordu. Almanlar İran'ı İngiliz ve Rus etkisinden kurtarmayı ve Rusya ile İngilizlerin arasını daha da açarak sonunda Britanya Hindistanı'nın yerel ordular tarafından işgal edilmesine yol açmayı umuyordu.
İran, savaşa doğrudan katılmasa da topraklarında yaşanan bu çatışmalar, ülkenin altyapısına ve ekonomisine büyük zararlar verdi.
Savaş süresince İran, ciddi insani krizlerle de karşı karşıya kaldı. 1917-1919 yılları arasında yaşanan kıtlık ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan salgın hastalıklar nedeniyle yaklaşık 2 milyon İranlı sivil hayatını kaybetti.[] İran'ın iç yönetimdeki zayıflıkları ve dış müdahaleler, savaşın ardından Rıza Şah Pehlevi'nin 1921'de iktidara gelmesine zemin hazırladı. Pehlevi'nin iktidarı, İran'da merkezi otoritenin yeniden inşasını ve modernleşme çabalarını beraberinde getirdi.
Kaynakça
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Iran Osmanli Savaslari 16 ila 19 yuzyil arasinda Osmanli Imparatorlugu ile Iran da otoriteyi elinde bulunduran birbirinin devami niteligindeki cesitli hanedanlar arasinda gerceklesmistir Osmanlilar ile Iran arasindaki ilk savas 1514 Caldiran Muharebesi dir Son savas ise 1821 1823 Osmanli Iran Savasi dir Osmanli Iran SavaslariOsmanli Imparatorlugu nun Yakin Dogu daki savaslariCaldiran SavasiTarih1514 1823BolgeDogu Anadolu Bolgesi Gurcistan Azerbaycan Irak Bati Iran Orta DoguSonuc1639 Kasr i Sirin Antlasmasi esas alinarak bugunku Turk Iran sinirinin cizilmesiTaraflarOsmanli Imparatorlugu Kirim HanligiSafeviler Afsarlar Zendler KacarlarKomutanlar ve liderlerYavuz Sultan Selim Hersekzade Ahmed Pasa Biyikli Mehmet Pasa Saadet Giray Kanuni Sultan Suleyman Pargali Damat Ibrahim Pasa Sehzade Mustafa III Murat Ozdemiroglu Osman Pasa Lala Mustafa Pasa I Ahmet II Osman IV Murat Tayyar Mehmed Pasa olu Kemankes Kara Mustafa Pasa Hafiz Ahmed Pasa Husrev Pasa III Ahmet Damat Ibrahim Pasa I Mahmut Hekimoglu Ali Pasa I Abdulhamit II Mahmut V Mehmed Resad Halil Kut Enver PasaSah Ismail olu I Tahmasp II Ismail amp Perihan Sultan Elkas Mirza Muhammed Hudabende Imam Kulu Han I Abbas I Safi II Tahmasp Nadir Sah Sahhiran Raziya Sah III Ismail Zend Kerim Han Feth Ali SahGucler800 000 600 000 Osmanli Iran Savaslari Kronolojisi1514 Caldiran Muharebesi 1515 1517 Firat Dicle Seferi 1534 Irakeyn Seferi 1548 1549 Osmanli Iran Savasi Van Kusatmasi 1554 Nahcivan Seferi Bakiniz Amasya Antlasmasi 1578 1590 Osmanli Safevi Savasi Bakiniz Ferhat Pasa Antlasmasi 1578 Cildir Muharebesi 1582 Tiflis Mudafaasi 1583 Mesaleler Muharebesi 1603 1618 Osmanli Safevi Savasi Ezbend Muharebesi Tebriz Kusatmasi 1603 Revan Kusatmasi 1603 1604 Urmiye Muharebesi Gence Kusatmasi 1606 Samahi Kusatmasi 1607 Tebriz Seferi 1610 Bakiniz Nasuh Pasa Antlasmasi Revan Kusatmasi 1616 Pul i Sikeste Muharebesi Bakiniz Serav Antlasmasi 1623 1639 Osmanli Safevi Savasi Bakiniz Kasr i Sirin Antlasmasi 1635 Revan Seferi 1638 Bagdat Seferi 1723 1727 Osmanli Iran Savasi Bakiniz Hemedan Antlasmasi 1730 1732 Osmanli Iran Savasi Kurican Muharebesi Bakiniz Ahmet Pasa Antlasmasi 1732 1736 Osmanli Iran Savasi Bakiniz Istanbul Antlasmasi 1742 1746 Osmanli Iran Savasi Bakiniz Kerden Antlasmasi 1775 1779 Osmanli Iran Savasi 1821 1823 Osmanli Iran Savasi Bakiniz Erzurum Antlasmasi SafevilerSafeviler bu adi evliyanin buyuklerinden Safiyyuddin i Erdebili den almislardi Ilhanlilar devrinde buyuk bir sohrete kavusan etrafinda buyuk bir talebe kutlesi toplamis ve devlet adamlarinin saygisini kazanmisti Sunni itikadinda olan Safiyyuddin i Erdebili nin torunlari ve onun yolunda gidenler Musluman Turk sultanlari tarafindan buyuk hurmet gorduler Bu devrede Bursa da bulunan Osmanli padisahlari da cirag akcesi adiyla Erdebil deki dergaha yillik hediyeler gonderirlerdi Timur ve Akkoyunlu sultanlarinin da buyuk ilgi ve yakinliklarina mazhar oldular Fakat zamanla bunlar arasina Hurufiler karisip Safiyyuddin i Erdebili inin torunlarindan Cuneyd e Hurufi fikirlerini telkin ettiler Gizliden gizliye Sunnilik dusmanligina baslayan Cuneyd bu halini gizleyip dedelerinin nufuzunu kullanarak Akkoyunlu sultani Uzun Hasan in kiz kardesi Hadice Begum le evlendi Bu evlilikten Haydar adinda bir oglu dunyaya geldi Siyasete karisip cesitli ayaklanmalar duzenledi Sirvan hukumdari Halil ile yaptigi bir muharebede oldu Sunni dusmanligina dayanan bir devlet kurmak isteyen fakat basarili olamayan Cuneyd in yolunu oglu Haydar devam ettirdi Haydar Uzun Hasan in kizi Halime Begum Alemsah la evlendi Bu evlilikten Sah Ismail dunyaya geldi Akkoyunlularla akrabalik baglarini pekistirip gucunu arttiran Haydar babasinin ocunu almak icin Sirvan hukumdari Ferruh Yesar uzerine yuruduyse de 1488 de yapilan savasta olduruldu Bundan bir muddet sonra hareketin basina gecen Ismail Akkoyunlu Devleti nin icinde bulundugu karisikliktan istifade ederek cogu Anadolu da bulunan bircok Turkmen kabilesini etrafinda topladi Karabag ve Sirvan in bir kismini ele gecirerek Azerbaycan uzerine yurudu Akkoyunlu hukumdari Elvend Bey i yenilgiye ugratip Tebriz e dondu Safevi Devleti ni kurup sahligini ilan etti 1501 Siraz ve Kazerun u alip bircok Sunni alimi ve halki kilictan gecirdi Yezd ve Isfahan i istila ederek Sii fikirlerini kabul etmeyen Sunnileri oldurttu Anadolu iclerine ve Osmanli topraklarina da Sii fikirlerini yaymak icin denilen propagandacilar gondererek isyan ve karisikliklar cikarmaya calisti Bu calismalar neticesinde Anadolu da buyuk bir isyan cikaran ve Sahkulu diye bilinen Karabiyikoglu Osmanli kuvvetleri onunden kacarak on bes bin kisilik kuvvetiyle Sah Ismail e sigindi Bunun uzerine ileri goruslu bir devlet adami olan II Bayezid Safevilere meyledenlerin Iran a gitmelerini yasakladi Sinir eyaletlerine emirler gonderip giris cikislari kontrol altina aldi Propagandalardan en cok etkilenmis olan Hamid ve Teke havalisi Siilerini yeni fethedilen Modon ve Koron sehirlerine nakletti 1507 yilinda Osmanli topraklarindan gecerek Dulkadirli sehirlerini yakip yikan Sah Ismail in bu hareketine karsi II Bayezid bir ordu gonderdiyse de Sah Ismail Osmanli topraklarindan gecmek zorunda kaldigi icin ozur dileyince herhangi bir carpisma olmadi Bu arada Trabzon valisi olan I Selim yillardan beri Anadolu daki calismalarini takip ettigi Sah Ismail in Osmanli topraklarindan izin almadan gecmesine karsilik olarak suratle harekete gecti Azerbaycan a kadar Iran arazisini cignedi Uzerine gonderilen kuvvetleri maglup ederek Safevi hanedanindan sehzade Ibrahim Mirza yi esir edip Trabzon a goturdu Caldiran Savasi 1514 ve sonrasiSah Ismail ve Safeviler in Anadolu da Siilik propagandasi yapmasi ve Anadolu topraklarina goz dikmesi Sehzade Ahmed ve Sahkulu Isyani na sebep olmalari Osmanli ulkesinde casusluk yaparak bilgi sizdirmalari Osmanlilar a karsi batidaki Hristiyan devletlerle ve Memlukler Dulkadirogullari Beyligi gibi devlet ve beyliklerle ittifak arayislari vb bircok sebeple Yavuz Sultan Selim dogu seferine cikmistir Yavuz Sultan Selim ilk once agabeyleri olan Sehzade Ahmed ve Sehzade Korkud un isyanlarini bastirarak ikisini de idam ettirdi Ardindan ihanet icindeki Sadrazam Koca Mustafa Pasa yi da idam ettirdikten sonra Iran a dogru ilerlemeye basladi Sah Ismail surekli geri cekilerek gectigi yerleri yakip yikiyor ve boylece Osmanli ordusunda iase sikintisi vb sebeplerle isyan cikmasini bu karisik durumda da Osmanli ordusuna hucum ederek onlari perisan etmeyi planliyordu Fakat bu plani tutmayinca na ordugah kurdu Daha sonra Osmanli ordusuda ovaya geldi ve harp basladi Safevi ordusu savasta agir bir yenilgi aldi ve kumandanlarindan Ustacluoglu Mehmet Han i kaybetti Sah Ismail ise canini zor kurtardi Boylece Osmanlilar dogudaki Safevi tehlikesini bertaraf etti ve Anadolu daki Sii sorunu gecici olarak cozuldu Ayrica Van ve Kars haric Dogu Anadolu nun tamami Osmanli egemenligine girdi ve bolgedeki tum beyler ve asiretler Osmanli egemenligini kabul ettiler Bu zaferden sonra Iran in payitahti Tebriz i ele gecirip bir muddet burada kalan Sultan Selim kis mevsimini gecirmek icin Amasya ya cekildi Kis gecince de Safeviler elinde bulunan ve Dogu Anadolu ya hakimiyet bakimindan cok muhim bir mevkide bulunan Kemah kalesini fethetti Bundan sonra Idris i Bitlisi yi Safevilerin kontrolunde bulunan Diyarbakir yoresine gondererek bolge halkinin Osmanlilara tabi olmasini sagladi Bu bolgeye gonderilen Iran kuvvetleri uzerine de Biyikli Mehmed Pasa ve Idris i Bitlisi yi gonderdi Iran kuvvetleriyle yaptigi catismalarda buyuk basarilar kazanan Biyikli Mehmed Pasa Ergani Sincar Cermik Birecik gibi sehirleri ele gecirdi Bir senelik bir kusatmadan sonra Mardin de teslim olunca Hasankeyf Musul Kerkuk Urfa Rakka gibi yerler de kolayca fethedildi Iran in bu bolgedeki hakimiyetine son verildi Firat Dicle Seferi Sultan I Suleyman Doneminde Osmanli Safevi Mucadeleleri ve Safeviler Uzerine SeferlerSah Ismail in 1524 yilinda olumuyle birlikten yerine oglu I Tahmasb gecti Sah Tahmasb tahta ciktiginda henuz 10 yasindaydi Bu yuzden ilk yillari savassiz gecen Sah Tahmasp tahta ciktiktan 10 yil sonra Osmanli Imparatorlugu ile mucadeleye basladi 1533 1536 Osmanli Iran Savasi 1529 yilinda Iran in Bagdat valisi Zulfikar Han in Osmanli Devleti ne buna karsilik Osmanli Bitlis valisi Seref Han in da Iran a iltihak etmeleri ortaligi karistirdi Iran sahi I Tahmasb Osmanli kuvvetlerinin Avrupa da sefere cikmasindan istifade ederek Bagdat a asker gonderip Zulfikar Han i oldurttu ve yeni bir vali tayin etti Osmanlilar ise Ulama Han i Bitlis valisi tayin edip eyalet kuvvetleriyle bolgeye gonderdiler Ulama Han Iran dan yardim alan Seref Han a karsi basarili olamayinca veziriazam Pargali Damat Ibrahim Pasa bolgeye hareket etti Yoldayken Ulama Han in zafer haberi gelince mevsimin gecmesi sebebiyle kisi gecirmek uzere kuvvetleriyle Halep e gitti Kisi burada geciren Ibrahim Pasa 14 Mayis 1534 te Diyarbakir a geldi Kanuni Sultan Suleyman da 11 Haziran da Istanbul dan Iran uzerine harekete gecti Bu seferde Van ve Tebriz alinarak tahkim edildi Tebriz merkez olmak uzere Azerbaycan valiligine Ulama Han tayin edildi Sonra Bagdad uzerine yuruyen ordu burayi da mukavemetsiz ele gecirdi Kisi Bagdat ta geciren Kanuni Sultan Suleyman Tebriz i isgal edip Van i kusatan Sah Tahmasb uzerine yurudu Sah Tahmasb tekrar geri cekilip Iran iclerine gidince Tebriz e tekrar girildi Uzun sure aranmasina ragmen Iran ordusunun ortaya cikmamasi uzerine ordu Agustos 1535 te Istanbul a dondu 1548 1549 Osmanli Iran Savasi 1547 yilinda Sah Tahmasb in kardesi Elkas Mirza Sirvan valiligindeyken saltanat sevdasina kapildigi icin kardesinin kacarak Istanbul a geldi ve Osmanli Devleti ne sigindi Kanuni Sultan Suleyman uzun suredir Avrupa ile mesgul olmasindan istifade etmeye calisan Sah Tahmasb in Dogu Anadolu ya yeniden girip Van kalesi basta olmak uzere bazi yerleri isgal ettikten baska Siiligin Anadolu iclerinde yayilmasini temin edecek propagandadan geri durmamis olmasi sebebiyle Iran a savas acmak istiyordu Sehzade Elkas Mirza nin siginma firsatini kacirmayarak Iran ile savasa karar verdi Ordu 29 Mart 1548 gunu Istanbul dan hareket etti Elkas Mirza yanina verilen Osmanli kuvvetleri ile oncu kuvvet olarak gonderildi Tebriz de bulunan Sah Tahmasb Padisah in Hoy a geldigini ogrendiginde savasi goze alamayarak Kazvin e cekildi Osmanli ordusu 27 Temmuz da dorduncu defa Tebriz e girdi Tebriz de bes gun kalan Sultan Van a gelip onceden muhasara ettirdigi kaleyi almak icin harekete gecti On gun dayanabilen Van kalesi 25 Agustos da ele gecirildi Kaleyi tahkim eden Sultan buradan Diyarbakir a sonra da kisi gecirmek icin Haleb e gecti Elkas Mirza yi maiyetine verdigi asiret kuvvetleriyle Iran iclerine gonderip bolgeyi talan ettirdi 1549 baharinda Halep ten ayrilan Sultan Diyarbakir a geldi Ikinci vezir Kara Ahmed Pasa yi Gurcistan taraflarina gonderdi Bu seferde Berakan Gomge Perak Gemele Samagar Ahadir kaleleri ve mevkileri fethedildi Bu sefer de Iran ordusuyla karsilasamayan Kanuni Sultan Suleyman 5 Kasim da Diyarbakir dan ayrilip 21 Aralik ta Istanbul a dondu 1552 1554 Osmanli Iran Savasi Osmanli ordusu Dogu Anadolu dan ayrildiktan sonra 1551 senesine kadar herhangi bir saldirida bulunmayan Sah Tahmasb 1551 Agustos unda harekete gecerek Osmanli sinirini gecti Ercis Adilcevaz ve Ahlat dolaylarini ele gecirdi Erzurum onune gonderdigi kuvvetleri siddetli mukabeleyle karsilasti Bu tecavuzler sebebiyle Nahcivan Seferi de adi verilen cunku Iran seferine cikan Kanuni Sultan Suleyman 1553 54 kisini Halep te gecirdi Mayis da harekete gecen ordu Iran a bagli Suregib Saraphane Nilfirak i fethedip 18 Temmuz da Revan a girdi Buradan Arpacay ve Karabag dan sonra Nahcivan a gelen Sultan Dogu Anadolu hakimiyetini pekistirip Erzurum a dondu ve kisi gecirmek icin Amasya ya cekildi Kanuni Sultan Suleyman in olagan disi olarak ikinci kisi da Istanbul disinda gecirmesi uzerine tekrar uzerine geleceginden cekinen Sah sulh careleri aramaya basladi Amasya ya elciler gonderdi Uzun suren gorusmelerden sonra Siilerin ilk uc Rasit Halifeden Ebu Bekir Omer bin Hattab Osman bin Affan ile Muhammed in esi Aise dahil sahabeye kufur ve iftira etmemeleri Gurcistan in bir kismi ile Ardahan Gole Arpacay ve cevresi Osmanlilarda kalmak uzere Amasya Antlasmasi imzalandi 29 Mayis 1555 Bu antlasma sonrasinda yirmi uc sene surecek bir sulh devresi basladi 1578 1590 Osmanli Safevi Savasi1578 senesinde Iran istilasinda bulunan Dagistan Sirvan ve Gurcistan beylerinin Iran baskilari karsisinda Osmanli Devleti nden yardim istemeleri ve Iran kuvvetlerinin Irak ta Osmanli topraklarina tecavuz ederek Amasya Antlasmasi ni bozmalari sebebiyle Iran a karsi harbe karar verildi Iran serdari tayin edilen Lala Mustafa Pasa 5 Nisan 1578 de Istanbul dan Uskudar a gecti Karaman Maras Erzurum ve Diyarbakir beylerbeylik kuvvetleriyle Erzurum Askale de birlesti Van sinirinda beylerbeyi Kose Husrev Pasa nin Iran komutani Emir Han in kuvvetlerini bozdugu haberini alan serdar uzerine gelen Safevi ordusunu durdurma gorevini Ozdemiroglu Osman Pasa ya verdi Emrindeki kuvvetlerle Cildir Golunun kuzey batisina gelen Ozdemiroglu burada yapilan savasta Tokmak Han komutasindaki Iran kuvvetlerini rahatca bozdu 5 000 olu ve 500 esir veren Tokmak Han savas meydanini terk etti 9 Agustos 1578 Bu zaferden sonra Tiflis e giren ordu Sirvan taraflarina yoneldi Karsisina cikan 20 000 kisilik Iran kuvvetlerini Koyun gecidinde karsilayan Ozdemiroglu bunlari da bozguna ugratti Bu savasta Iran kuvvetlerinden esir alinan 5 000 kisi disinda hepsi olduruldu Agustos 1578 Cildir zaferiyle Gurcistan i alan Osmanli ordusu 9 Eylul 1578 Koyun gecidi zaferiyle de cogunlukla Sunni halkin yasadigi Sirvan denen kuzey Azerbaycan i ele gecirdi Hazar kiyilarindan meydana gelen Sirvan in dogu kesiminin Sunni halki da kendilerine zulmeden Iran a karsi ayaklanip Safevileri kovdular Osmanli ordusu bu bolgeye rahatca girip Dagistan a yoneldi ve bu bolge de Osmanli topraklarina katildi Fethedilen yerlerde Ozdemiroglu Osman Pasa az bir kuvvetle birakilarak 8 Ekim de Lala Mustafa Pasa asil orduyla Erzurum kislagina cekildi Bunu firsat bilen Safeviler 30 000 kisilik bir kuvvetle bolgeye girdiler 14 000 kisilik kuvvetiyle bunlara karsi koyan Ozdemiroglu Samahi da yapilan muharebede dusmana 15 000 olu verdirip 10 000 ini esir aldi Safevilerden birkac bin yarali ve bozgun asker zor kacabildi Kasim 1578 Esir edilen Safevi ordusu komutani Urus Han ile oglu Dede Han Eres de Sunni halki katlettikleri icin idam edildi Ozdemiroglu na ancak Safevi sehzadesinin karsi cikabilecegi fikriyle Safevi Imparatorluk veliahdi Hamza Mirza 100 000 kisilik orduyla bolgeye gonderildi Bu orduda elliden fazla Safevi beyi ve sancakbeyi bulunuyordu Osmanli kuvvetleri ise Ozdemiroglu nun 13 000 ve bu arada yardima gelen 25 000 kisilik Kirim atlilarindan ibaretti Yapilan muharebede dusmana buyuk kayiplar verdiren Ozdemiroglu kendisinin de az bir kuvveti kaldigindan Sirvan i Safevilere birakip Dagistan a cekildi 1579 yilinda yapilan muharebelerde Erzurum ve Kirim dan gelen kuvvetlerin yardimiyla Sirvan tekrar alinip Safevilere agir kayiplar verdirildi Kars a kale yapilip sehir imar edildi 1580 de carpisma olmadi Serdar Lala Mustafa Pasa nin yerine Koca Sinan Pasa getirildi 1581 de Sirvan i almak niyetiyle 18 000 kisilik bir orduyla hareket eden Selman Han Kirim kalgayi Gazi Giray tarafindan perisan edildi Ancak 300 tanesi kurtulabildi 1583 de Ferhad Pasa Iran serdari oldu 60 000 kisilik kuvvetle Istanbul dan yola cikti Bunu ogrenen Safevi Gence beylerbeyi Imam Kulu Han bu kuvvetler gelmeden Ozdemiroglu nun kuvvetlerini ezmek isteyip 50 000 kisilik kuvvetiyle Sirvan ile Dagistan arasindaki Samur irmaginin guney kiyisina geldi Oradan Bilasa ovasina indi Bu ovada uc gun uc gece suren savas sonunda Ozdemiroglu Osman Pasa buyuk bir zafer kazandi Bu sirada bolgeye yaklasan Ferhad Pasa da zafer haberini alinca Revan uzerine yuruyup bu sehri fethetti Sonra da Baku yu alip asker yerlestirdi 1585 yilinda veziriazam ve Iran serdari olan Ozdemiroglu Osman Pasa 150 000 kisilik ordusuyla 25 Eylul de Tebriz i besinci defa fethetti Kaleyi muhkem hale getirip komutan tayin etti Asker birakarak Osmanli ordusu ile Tebriz in yakinlarinda olan Senb i Gazan mevkiine geldi Uzun suredir rahatsiz olan Ozdemiroglu nun hastaligi iyice ilerledi Bu arada yanlis bir istihbaratla Ozdemiroglu nun oldugunu duyan Safevi veliahdi Hamza Mirza 30 000 atliyla gece baskini yaptiysa da basarili olamayarak geri cekildi Bu basari Ozdemiroglu nun duydugu son zafer oldu ve 30 Ekim 1585 gecesinde oldu Iran savasinin Irak cephesindeki savaslar kuzeydeki kadar olmamakla beraber Osmanli ustunlugu burada da devam etti 1578 de Dinever Muhammere Suster Dizful bolgeleriyle Basra korfezinin kiyi yakalari Osmanlilara gecti Bagdadt beylerbeyi Elvendzade Ali Pasa Dizful meydan muharebesinde Safevileri bozunca 7 Kasim 1583 Bati Iran da Safii mezhebindeki bolgeler kabileler beyler teker teker gelip Osmanlilara itaat arzettiler Bu suretle guneyden kuzeye Huzistan Luristan Kirmansah Ardelan eyaletleri Osmanli ya gecti 30 Ekim 1587 de Irak cephesinde Cagalazade Sinan Pasa komutasindaki Osmanli kuvvetleri Hemedan Safevi valisi Korkmaz Han emrindeki kuvvetleriyle Camasab Cayi kenarinda yaptigi meydan muharebesini kazandi Safevilere agir kayiplar verdirerek Korkmaz Han i esir etti Kafkas cephesinde 1587 de onemli bir olaylar olmadi Serdar Ferhad Pasa 1588 de Sultan III Murad in kesin emri uzerine Gence yi fethetti Sirvan beylerbeyi Cafer Pasa da Safevilerin Gence beylerbeyi Ziyadoglu Mehmed Han kuvvetlerinin buyuk bir kismini imha etti Bu arada Horasan da hukum suren Sunni Seybani hukumdari Abdullah Han da Meshed i muhasara edip fethetti Hindistan daki sunni Ekber Sah la da arasi bozuk olan Sah Abbas uc ates arasinda kalinca sulh istemek zorunda kaldi Sah Abbas yegeni Haydar Mirza yi bir elcilik heyetiyle beraber sulh rehinesi olarak gonderdi 14 Ekim 1589 da Ferhad Pasa tarafindan Hasankale deki umumi karargahta karsilanan sehzade 28 Ocak 1590 da Istanbul a geldi Heyet baskani Mehdi Kul Han III Murad tarafindan kabul edildi Konusmasina izin verilince Sah Abbas in butun Osmanli futuhatini tanidigini su anda fiilen iki devletin elinde bulunan yerlerin iki devlette kalmasi sartiyla sulh istedigini belirtip Sah Abbas in Osmanli padisahinin saltanat suren kullari arasinda bulundugunu soyledi 21 Mart 1590 da Ferhat Pasa Antlasmasi imzalandi Bu antlasmaya gore Iran Sunni tebaasinin mezhep hurriyetine saygi gostermekten baska Sunni buyuklerine dil uzatmamayi da kabul ediyordu 1603 1618 Osmanli Safevi SavasiOsmanli ile cok alcaltici bir sulh yaptigi padisahi resmen ustun hukumdar tanidigi kanaatinde olan Sah Abbas bu sulh doneminde buyuk askeri hazirliklar yapti Papa Ispanya krali ile uzun muzakerelerde bulunup Osmanli ya karsi ittifak kurdu Ingiltere Iskocya Fransa Rusya Polonya Hollanda gibi ulkelere elciler gondererek Osmanlilara karsi harekete gecirmeye calisti Sonra da surpriz bir saldiri ile 26 Eylul 1603 de ceyrek asir once Osmanlilara kaptirdigi ulkeleri geri almak icin harekete gecti 22 gunluk bir kusatmadan sonra Tebriz i dusurdu Sonra Guney Azerbaycan in buyuk bir kismini isgal etti Aras in kuzeyine gecti 26 Ekim de Nahcivan eyaletini isgal edip alti ay suren cetin bir muhasaradan sonra Revan i aldi Buradan Karabag ve Sirvan taraflarini yagmalamak icin akinci kollarini gonderen Sah Abbas kendisi de Kars a gidip kaleyle sehirdeki camileri yakip yikti Sehri harabeye cevirdi Tebriz den sonra Nahcivan ve Revan in da Erivan Safevi hakimiyetine gecmesi dogudaki Osmanli nufuzunun sarsilmasina sebep oldu Kurt beylerinden sonra Karabag ve Sirvan daki Turkmen oymaklariyla Gurcistan prensleri de Osmanli hakimiyetinden cikip Safevilere katildilar Bu olaylar uzerine Iran uzerine serdar tayin edilerek 15 Haziran 1604 te Istanbul dan yola cikan Cagalazade Sinan Pasa kis mevsimi sebebiyle ileri gidemeyerek Van a oradan da Erzurum a cekildi 1605 Agustos unda Tebriz uzerine yuruyen Sinan Pasa Urmiye Meydan Muharebesinde Sah Abbas in kumanda ettigi 50 000 kisilik Safevi ordusuna maglup olup 9 Eylul 1605 Diyarbakir a cekildi ve orada oldu 2 Aralik 1605 Safeviler ise Gence ve Samahi yi alip Sirvan in muhim bir kismini ele gecirdiler Yeni serdar sadrazam Kuyucu Murad Pasa Tebriz uzerine yuruduyse de Sah in sulh teklifi uzerine padisaha haber gonderip Diyarbakir a cekildi ve orada oldu Yerine sadrazam ve serdar olan Diyarbakir beylerbeyi Nasuh Pasa Istanbul a geldi ve Iran la Istanbul ateskes antlasmasi imzaladi Bu antlasma ile ceyrek asir once Safevilerden kazanilan 570 000 km lik topragin 400 000 km si kaybedilmisti Revan Nahcivan Karabag Guney ve Kuzey Sirvan Safevilere gecmis Gurcistan in buyuk kismiyla Dagistan Osmanlilarda kalmisti Ayrica Iran her yil 200 yuk ipek kumas vb kiymetli esyayi harac olarak Istanbul a gonderecekti Iki bucuk yil suren bu sulh doneminden sonra 22 Mayis 1615 te Iran a savas acildi Serdar i ekrem Kara Mehmed Pasa Eylul ayinda Halep e geldi Kisi burada gecirip Nisan ayinda harekete gecerek 1616 Eylul unde 100 000 kisilik ordusuyla Revan i kusatti fakat alamadi Sah Nahcivan taraflarinda olmasina ragmen Osmanli ordusunun uzerine gelmediginden baska carpisma olmadi 1617 de Kirim hani II Canibek Giray 40 000 kisilik suvarisi ile Gence ve Nahcivan uzerine akin duzenleyip kisi yeni serdar sadrazam Halil Pasa ile beraber Diyarbakir da gecirdi 1618 Eylul ayinda hizli bir yuruyusle Erdebil ile Tebriz arasinda bulunan Pul Sikeste mevkiine gelen Osmanli kuvvetleri yorgunlugunu uzerinden atamadan Iran ordusunun pususuna dusunce buyuk kayiplar vererek yenildi Toplanan savas meclisinde geri cekilmenin cok kotu sonuc verecegi dusunulerek ordunun Erdebil uzerine yurumesi kararlastirildi Bu durumdan endiselenip sulh teklif eden Sah Abbas la Erdebil surlari onunde yapilan gorusmeler sonunda antlasma imzalandi 26 Eylul 1618 de Erdebil de imzalanip 29 Eylul 1619 da Istanbul da Sultan Genc Osman tarafindan da kabul edilen bu antlasmaya gore Kanuni devrinde Amasya Antlasmasiyla tayin edilen sinirlar esas kabul edilecek Kars ve Ahiska Osmanlilarda kalacak Safeviler Osmanli hakimiyetinde bulunan Dagistan a taarruz etmeyecek ve esirler iade edilecekti Ayrica Iran her yil 100 yuk ipek kumas vs kiymetli esyayi harac olarak Istanbul a gonderecek ve Sunni buyuklerine sovmeyi terk edeceklerdi 1623 1639 Osmanli Safevi SavasiSultan IV Murad in tahta gecisinin hemen evvelden beri Anadolu da surup gitmekte olan isyanlardan biri de Bagdat da bas gostermis burada bulunan on iki bin kisilik yerli kulu askerinin basinda bulunup zengin ve nufuzlu bir kisi olan Bekir Subasi sehri ele gecirmisti Bagdad valiligine tayin istegi Istanbul tarafindan kabul edilmeyip baska bir vali gonderilince de sehre almamisti Bunun uzerine bolgeye gonderilen Hafiz Ahmed Pasa sehri kusatinca valilikten umidini kesen Bekir Subasi mukavemet edemeyecegini anlayarak Sah Abbas a haber gonderip Safevi tabiiyyetine gecmek istedigini bildirdi Bunu bir mujde gibi karsilayan Sah Abbas Osmanli Devleti yle arasindaki sulhu hice sayarak Bekir Subasi ya Safi Kuli Han la hil atlar gonderdi ve sehrin anahtarlarini istedi Kendisi de 30 000 kisilik ordusuyla yola cikti Bunu ogrenen Hafiz Ahmed Pasa da Bekir Subasi ya haber gonderip kendisine Bagdat valiliginin verildigini bildirdi Bu vaziyet uzerine Bekir Pasa unvanini alan Subasi Safi Kuli Han in istedigi anahtarlari vermeyip Sah in alakasina tesekkurle elciyi basindan savdi Osmanli valiligini kabul ettigini bildirip itimat edemediginden Hafiz Ahmed Pasa dan Diyarbakir a cekilmesini istedi Bunu firsat bilen Karcakay Han in emri altindaki Iran ordusu Bagdat i kusatti Uc ay sureyle siddetli bir savunma savasi veren Bekir Subasi oglunun ihanet edip kale kapilarini acmasi sebebiyle esir dustu ve Bagdad Safeviler tarafindan isgal edildi 28 Kasim 1623 Sii olmayi kabul etmeyen Bekir Pasa yedi gun Iskence yapildiktan sonra Dicle uzerinde petrol dolu bir kayiga bindirilip yakildi Bagdat kadisi Omer Nuri Efendi Ulu Cami hatibi Mehmed Efendi yuzlerce Osmanli subay ve memuru Sunni esraf ayni akibete ugradi Kadinlar ve kizlar Iran umumhanelerine gonderildi Bu arada Istanbul daki karisikliklari ve Anadolu da cikan isyanlari bastirmakla mesgul olan IV Murad Bagdat la ilgilenemedi Bu meseleleri hallettikten sonra sadrazam yaptigi Hafiz Ahmed Pasa yi serdar tayin ederek Bagdad a gonderdi 5 Mayis 1625 te Diyarbakir Culek ordugahina cikan Hafiz Ahmed Pasa hazirliklarini tamamladiktan sonra yola cikip Kasim in ortalarinda Bagdad yakinlarina geldi Bagdat in yakinlarindaki Imam i A zam Ebu Hanife nin mezarinin bulundugu Azamiyye kasabasini ele gecirdi ve Bagdat i kusatti Hafiz Ahmed Pasa 100 000 kisilik bir orduyla Bagdat a gelmesine ragmen yeterli top getirmedigi icin sehrin iyice tahkim edilmis olmasi gibi sebeplerden dolayi iki aydan fazla ugrastigi halde kaleyi dusuremedi Bu arada Sah Abbas 30 000 kisilik bir orduyla yardima geldi Iki ates arasinda kalmasina ragmen kusatmayi uzun sure devam ettiren Hafiz Ahmed Pasa top muhimmat ve iase bakimindan zor bir vaziyette kaldigi icin 3 Temmuz 1626 da kusatmayi kaldirip Istanbul a dondu 1629 senesinde Hemedan ve Bagdat uzerine serdar tayin edilen sadrazam Husrev Pasa 9 Temmuz da Uskudar dan harekete gecip 1630 Mart ayinda Kerkuk civarina geldi Nisan ayinda gonderdigi kuvvetlerle Kerbela Necef ve Hille taraflarini ele gecirdi 5 Mayis 1630 da Hemedan yakinlarindaki gonderdigi 10 000 kisilik kuvvetle Mihriban kalesini aldi Bu durum uzerine Safevi Hemedan valisi Zeynel Han 40 000 kisilik bir kuvvetle bolgeye geldi Sabah baslayan muharebe ikindiye kadar Safevilerin ustunluguyle devam etmesine ragmen kendilerinin dort kati kuvvetlerle carpisan Osmanli kuvvetleri Sivas valisi Halil Pasa nin gayretiyle dusmani bozdular Zeynel Han kacip savas alanini terk etti Bu arada Iran sahi Abbas olup torunu Sam Mirza Sah Safi unvaniyla yerine gecti Osmanli ordusu ise yoluna devam edip Hemedan a girdi Buradan Iran in merkezi Kazvin uzerine gitmek isteyen Husrev Pasa Derguzin e geldi Burada toplanan savas meclisinde Kazvin uzerine yapilacak harekat gorusuldu Mesafenin uzakligi Safevilerin butun yol boyunu tahliye ve tahrib ettikleri iase tedariki zorlugu ve bilhassa su kitligi olabilecegi gibi sebeplerle ordunun Bagdat uzerine yurumesi kararlastirildi 14 Temmuz da Nihavend civarindaki Cemhal Ovasina gelen Husrev Pasa Luristan hakimi Huseyin Han in 12 000 kisilik bir kuvvetle mevzi alip bir kisim kuvvetiyle de pusu kurdugu haberini alinca Anadolu ve Rumeli beylerbeylerini bir kisim kuvvetle bunlarin uzerine gonderdi Yapilan cetin muharebe sonunda Safaviler maglup edildi ve Huseyin Han guclukle kacip kurtuldu Ekim ayi baslarinda Bagdat onlerine gelen Husrev Pasa sehri kusattiysa da basarili olamayip dokuz gun sonra kusatmayi kaldirdi 1633 yilinda buyuk bir orduyla Van kalesini kusatan Safevi ordusuna karsi Erzurum valisi Demirkazik Halil Pasa ve Diyarbakir valisi Murtaza Pasa gonderilerek dusman yenilgiye ugratildi Yine bu sebeple sadrazam Tabaniyassi Mehmed Pasa sark seferine cikti 20 Ekim 1633 1633 34 kisini Halep te geciren sadrazam Diyarbakir a gecerek Padisah in gelmesini bekledi 28 Mart 1635 te Iran Revan seferi icin Istanbul dan ayrilan Sultan IV Murad Diyarbakir dan yola cikan veziriazam Tabaniyassi Mehmed Pasa yla 17 Haziran da Bayburt ta birlesti 50 000 askeri Erzurum da birakan Sultan IV Murad 200 000 asker ve 130 agir muhasara topuyla yola cikti Padisah in Revan uzerine yurudugunu sezen Sah son anda eyalet beylerbeyi Tahmasbkulu Han in savundugu kaleye 12 000 tufekli piyade sokup savunmayi cok guclendirmisti Sah kendisi de ordusuyla yakinda olmasina ragmen savasi goze alamadigindan ortaya cikmadi 27 Temmuz da kaleyi kusatan Sultan IV Murad vaktiyle Kanuni Sultan Suleyman in alamadigi kaleyi on bir gunde aldi Ordu kale alindiktan sonra halktan tek kisinin burnu bile kanamadan sehre girdi Buradan hareketle Safevi ordusunun pesine takilan Sultan IV Murad Aras boyunca guneydoguya inmeye basladi Fakat dusmana erisemedi 1 Eylul de Hoy a gelen Sultan 11 Eylul de otuz iki yil once Safevilerin eline gecen Tebriz e girdi Bu Tebriz in Osmanlilarca 6 fethiydi Tebriz de dort gun kalan Sultan IV Murad hastalandigi icin Isfahan a gitmekten vazgecip Diyarbakir uzerinden Istanbul a dondu Osmanli ordusu cekilir cekilmez harekete gecen Sah Safi buyuk bir orduyla Revan i kusatti Kis sebebiyle yardim gonderilemediginden uc ay suren cetin bir savunma savasi veren Murtaza Pasa nin sehit olmasi uzerine kale teslim oldu Safevi ordusu Tebriz ve Azerbaycan in buyuk bir kismini geri aldi Bundan sonra guneye dogru inen Sah in karsisina az bir kuvvetle cikip savasan Sam beylerbeyi Kucuk Ahmed Pasa yenilip sehit dustu 2 Eylul 1636 1637 yilinda sadrazam Bayram Pasa yi Anadolu ya gonderip buyuk harp hazirliklarina girisen Sultan IV Murad 8 Mayis 1638 de seyhulislam Yahya Efendi ile beraber Bagdad seferi icin yola cikti 17 Haziran da Konya ya 22 Temmuz da Halep e geldi Birecik te sadrazam Bayram Pasa kuvvetleri ile birlesti Sadrazam Bayram Pasa nin 26 Agustos da Urfa yakinlarinda vefat etmesi uzerine Tayyar Mehmed Pasa yi sadrazam yapan Sultan 16 Kasim gecesi Bagdad a geldi ve derhal tertipler yaparak kusatmaya basladi Sehirde Bektas Han Turkmen in kumandasinda 40 000 askerlik cok kuvvetli bir Safevi garnizonu bulunuyordu Sah Safi ise atli kuvvetleriyle Kasr i Sirin de olup Osmanli kusatmasini gun gun takip etmesine ragmen mudahaleye cesaret edemiyordu Sultan IV Murad 12 000 sipahiyi Iran iclerine sokup Sehriban bolgesini cignettigi halde Sah i savasa cekemedi Sah Bagdat daki buyuk kuvvetine guveniyor Sultan IV Murad in kusatmadan bikinca cekilip gidecegini zannediyordu Padisah in ve 86 yasindaki seyhulislam Yahya Efendi nin de on safta oldugu bu savasta dehsetli vurusmalar oldu Kusatmanin 37 gununde on saflarda yalin kilic carpisarak askeri costuran Tayyar Mehmed Pasa birkac kuleyi ele gecirdigi sirada alnindan yedigi bir kursunla oldu Yerine sadrazam yapilan Kemankes Mustafa Pasa selefi gibi gayret edip birkac kuleyi daha ele gecirdi Bu basarilar uzerine kusatmanin 39 gunu genel saldiriya karar veren Sultan IV Murad derhal hucumun baslamasini emretti Sabah erkenden Osmanli yuruyusu buyuk bir siddetle gelismeye baslayinca kale teslim oldu Ic kalede direnmek isteyen 20 000 Safevi askeri kilictan gecirildi Boylece 14 yil 11 ay once bir ihanet sebebiyle Safevilere gecen Bagdat artik kesin olarak Osmanli idaresine gecti Buradan Isfahan a yurumek isteyen Padisah Diyarbakir a gelince tekrar hastaligi nuksettiginden yetmis gun hasta yatti Hasta yatagindan Iran iclerine akincilar gonderdi Veziriazam Kemankes Mustafa Pasa da buyuk bir kuvvetle Iran iclerine dogru harekete gectigi sirada Sah in baris istegiyle gonderdigi elciler geldi Sadrazam Kemankes Mustafa Pasa ile Iran temsilcileri Saru Han la Muhammed Kuli Han arasinda yapilan gorusmeler sonrasinda asagi yukari bugunku Turk Iran sinirinin tespit edildigi Kasr i Sirin Antlasmasi imza edildi 17 Mayis 1639 Bu antlasmaya gore Bagdat Basra ve Sehrizor bolgelerinden olusan Arab Iraki Osmanlilarda Erivan Safevilerde kaldi Ayrica Safevilerin gerek Irak ve gerekse Kars Ahiska ve Van taraflarina saldirmayacaklari Sunni buyuklerini kotulemeyecekleri de anlasma sartlari icinde acikca ifade edilmisti Bkz Kasr i Sirin Antlasmasi 1723 1727 Osmanli Iran SavasiUzun suren bir sulh devrinden sonra on sekizinci yuzyilin ilk yarisinda Afganistan daki Uveysi hanedani Isfahan a kadar Iran topraklarini ele gecirdi Iran daki Safevi hanedanini dagitti Iran in bu zayif durumundan faydalanmak isteyen Rusya da Iran a saldirinca Sunni halkin yasadigi Dagistan halki 1722 de Iran tabiiyetinden cikarak tekrar Osmanli Devleti ne tabi oldu Bu durumda Safevilerle yapilan barisin gecersiz kalmasi sebebiyle Iran a mudahaleye mecbur kalan Osmanli Devleti nin 1723 Temmuz unda Gurcistan in Iran a tabi kismina girmesiyle savas basladi Cesitli cephelerde Tiflis Gori Guney Azerbaycan Luristan Ardelan Kirmansah Hemedan ele gecirildi Revan ve Tebriz eyaletlerine girildi Bu suretle bati ve kuzeybati Iran ile Guney Kafkasya Osmanli lehine Iran dan koptu III Murad devrindeki sinirlar yeniden tutulup Hazar a erisildi Bu futuhat Hemedan muahedesi ile Afganistan hukumdari Esref Han Uveysi tarafindan tanindi Ancak bir muddet sonra ortaya cikan Nadir Han Avsar Uveysileri gasp edici ve gayri mesru ilan etti Tahta gecirdigi cocuk yastaki Safevi sahlar namina Iran da idareyi ele gecirip doguda Afgan ve batida Osmanli topraklarina karsi harekete gecti 1730 da Osmanlilarin fethettigi Nihavend Tebriz Hemedan ve Kirmansah i geri aldi Bunun uzerine III Ahmed Iran a karsi savasa karar verdiyse de Patrona Halil Isyani cikmasi sonucunda tahttan feragat ettiginden sefer gerceklesmedi 1730 1732 ve 1735 1736 Osmanli Iran SavaslariIII Ahmed den sonra I Mahmud doneminde de savas devam etti Bagdat beylerbeyi serdar vezir Ahmed Pasa Kirmansah i geri alip Kurican Meydan Muharebesinde 40 000 kisilik Safevi ordusunun dortte ucunu imha ederek Hemedan a girdi Tebriz fethine memur edilen serasker Hekimoglu Ali Pasa ise once mustahkem bir mevki olan Urmiye uzerine gidip burayi zapt etti Bunun uzerine Tebriz jileri gelenleri orduya gelerek itaatlerini arz ettiler Bu arada yapilan gorusmeler sonunda Iran la antlasma imzalandi Serdar Ahmed Pasa nin imzaladigi antlasmaya gore Aras Nehri sinir kesildi Tebriz dahil Guney Azerbaycan Hemedan Kirmansah Luristan Ardelan Huzistan Iran da Revan Nahcivan Sirvan Arran yani Kuzey Azerbaycan Dogu Gurcistan Dagistan Osmanlilarda kaldi Osmanli Devleti nin Guney Kafkasya yi elinde tutmak ve Hazar Denizi ni sinir tutmak icin Bati Iran i feda etmesine ragmen antlasma pek uzun surmedi Bir yil sonra Nadir Han in Erbil e taarruzuyla harp yeniden basladi Erbil i aldiktan sonra buyuk bir orduyla 12 Ocak 1733 de Bagdat i kusatan Nadir Han yedi ay ugrastiysa da sehri alamadi 19 Temmuz 1733 de 80 000 kisilik orduyla Bagdat a gelen vezir Topal Osman Pasa on sekizinci asrin butun dunyada en buyuk askeri bilinen Nadir Han i dokuz saatlik bir meydan savasindan sonra hezimete ugratti Canini zor kurtaran Nadir Han butun agirliklarini birakarak kacti Ertesi yil Nadir Han Kerkuk te kislayan ve agir hasta olan Osman Pasa yi ansizin baskina ugratarak oldurdu Kerkuk e girdi Safevi hanedanina son verdigini ilan edip sahligini ilan etti Avsar hanedanini kurdu 27 Ocak 1736 Osman Pasa nin yerine serdar olan Kopruluzade Abdullah Pasa yi Arpacay Meydan Muharebesinde yenip oldurdu Osmanli Devleti nin Avusturya ve Rusya ile savasa girmesinden istifade edip Revan Gence ve Tiflis i alarak 1723 den bu yana Osmanlilarin Iran dan fethettikleri butun yerleri geri aldi Kendisi Hindistan i isgale karar verdiginden Avusturya ve Rusya ile savasan Osmanli Devleti nin de kendisiyle ugrasamayacagini bildiginden bu en avantajli durumunda sulh istedi Istanbul da yapilan antlasmayla 1639 da yapilan Kasr i Sirin antlasmasi esaslari kabul edildi Avsar hanedani tanindi fakat Nadir Sah in israrla istedigi Caferi mezhebinin besinci hak mezhep olarak kabulu Islam ulemasi tarafindan reddedildi 1742 1746 Osmanli Iran SavasiAlti yil suren bu baris devresinde Sunni Hindistan Timurogullari devletine buyuk bir darbe vurup Hindularin muslumanlara karsi guclenmeleri gibi Islam tarihinde cok zararli vak alardan birine sebep olan Nadir Sah buradaki basarisina ve ele gecirdigi hazinelerin zenginligine guvenerek 29 Mayis 1743 de antlasmayi bozarak Osmanli Devleti topraklarina girdi Irak Kafkasya ve Dogu Anadolu yu Osmanlilardan almak Caferi mezhebini besinci hak mezhep olarak Sultan I Mahmud a zorla kabul ettirmek istiyordu Hille yi bir muddet sonra da Kerkuk u aldi Buyuk bir kuvvet ve 390 topla Musul u kusatti On iki genel taarruzunda da basarili olamadi Musul u savunan Kazikci Huseyin Pasa nin siddetli direnisi nedeni cok zayiat verdiginden geri cekildi 1744 te tekrar harekete gecen Nadir Sah bu sefer 150 000 askeriyle Kars i kusatti Kars savunmacisi serasker Haci Ahmed Pasa nin siddetli savunmasi karsisinda cekilip gitmekten baska care bulamadi Bir kisim muharebelerden sonra Osmanlilardan bir sey koparamayacagini anlayan Nadir Sah sulh istedi 4 Eylul 1746 da Istanbul da yapilan antlasmada sekiz yil onceki gibi Kasr i Sirin Antlasmasi esaslari kabul edildi Caferi mezhebinin besinci hak mezhep olarak kabul edilmesi yine reddedildi 1775 1779 Osmanli Iran SavasiRusya nin devamli guclenmesi gucunu Osmanli aleyhine buyumeye adamasi yetmiyor gibi asirlardir uzun savaslar yapilan Iran da bos durmuyordu Once Iran in ic meselesi gibi baslayan Turk Afsar Hanedani ile Zend Hanedani arasindaki savas ikinciler lehine sonuclaninca Osmanlilar icin tehlike baslamisti Zend Kerim Han Rusya nin hirpaladigi Osmanli yi zayif aninda vurmak istiyordu Iran da yonetimi ele geciren Zend Kerim Han muhalifi Baban ailesinin Osmanli topraklarina siginmasini bahane ederek Osmanli Devleti ne savas ilan etti 1775 te Basra yi isgal edip once Bagdat cevresini ardindan da Dogu ve Guneydogu Anadolu ya kadar olan bolgeleri de yagmalayarak geri cekildi Dort sene suren savaslarda Kerim Han istedigini elde edemedi Sadece Basra sehri uc sene kadar Iran in isgalinde kaldi ancak Zend Kerim Han in 1779 da olumuyle Iran da cikan kargasadan yararlanan Osmanli birlikleri karsi bir saldiri ile Basra yi tekrar ele gecirmeyi basardilar 1821 1823 Osmanli Iran Savasi1821 de Iran tahtinda olan Feth Ali Han Osmanli Devleti nin Tepedelenli Ali Pasa ve Mora isyaninin alevlendigi en buhranli bir doneminde firsattan istifade ederek Osmanli hudutlarina tecavuze basladi Osmanli Devleti mesgul oldugu icin veliaht sehzade Abbas Mirza Dogu Anadolu ya diger Iran sehzadesi Mehmed Ali Mirza da Irak taraflarina saldirip Toprakkale Bayezid Elesgird Bitlis Mus ve Ercis taraflarini isgal ettiler Fakat bu sirada Iran ordusunda siddetli bir kolera salgini basladi Cok sayida zayiata sebep olan bu salginda sehzade Mehmed Ali Mirza da oldu Ordusunun bu sekilde perisan olmasindan sonra Sah Feth Ali Han sulha talip oldu ve I Mahmud zamaninda 4 Eylul 1746 da yapilan ateskes esaslarina gore sulh akdedildi Osmanli Kacar Savasi 1906 1907Bu alt basligin genisletilmesi gerekiyor Sayfayi duzenleyerek yardimci olabilirsiniz Iran CephesiOsmanli nin hedefi Rusya nin Hazar Denizi cevresindeki hidrokarbon kaynaklarina erisimini kesmekti Almanya bu cephede Osmanli ya destek vererek Ingiliz ve Rus etkisini azaltmayi ve Ingiliz Rus Antantini dagitmak icin Iran ve Afganistan da faaliyetlerde bulundu ama bunun bircok farkli nedeni vardi Harbiye Naziri Enver Pasa Ruslarin Iran in kilit sehirlerinde yenilgiye ugratilmasi halinde Azerbaycan a Turkistan a ve Hindistan a giden yolun acilabilecegini iddia ediyordu Enver Pasa Turancilik ulkusu adi altinda yeni kurulan bu milliyetci devletler arasinda Avrupa etkisinden kurtulmalari halinde genis bir isbirligi ongoruyordu Almanya nin Iran daki operasyonlarini ise yonetiyordu Almanlar Iran i Ingiliz ve Rus etkisinden kurtarmayi ve Rusya ile Ingilizlerin arasini daha da acarak sonunda Britanya Hindistani nin yerel ordular tarafindan isgal edilmesine yol acmayi umuyordu Iran savasa dogrudan katilmasa da topraklarinda yasanan bu catismalar ulkenin altyapisina ve ekonomisine buyuk zararlar verdi Savas suresince Iran ciddi insani krizlerle de karsi karsiya kaldi 1917 1919 yillari arasinda yasanan kitlik ve bunun sonucu olarak ortaya cikan salgin hastaliklar nedeniyle yaklasik 2 milyon Iranli sivil hayatini kaybetti kaynak belirtilmeli Iran in ic yonetimdeki zayifliklari ve dis mudahaleler savasin ardindan Riza Sah Pehlevi nin 1921 de iktidara gelmesine zemin hazirladi Pehlevi nin iktidari Iran da merkezi otoritenin yeniden insasini ve modernlesme cabalarini beraberinde getirdi Kaynakca 29 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Haziran 2020 Popplewell Richard J 1995 Routledge ISBN 0 7146 4580 X 26 Mart 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi erisim tarihi 22 Kasim 2008