Timur (Çağatayca: تیمور - Temür) (8 Nisan 1336 - 18 Şubat 1405) sonrasında Timur Küregen (Çağatayca: تيمور کورگن Temür Küregen), Timurlu İmparatorluğu'nun kurucusu olan Türk veya Türk-Moğol asker ve komutan. 1370'ten itibaren düzenlediği seferlerle günümüzdeki Orta Asya, Rusya, İran, Hindistan, Afganistan, Kafkasya, Ortadoğu ve Anadolu'nun büyük bir bölümünü ele geçirmiştir. Çağatay ulusunu oluşturan boylardan Barlaslar'ın önderi olan Turagay ile Tekina Hatun'un çocuğu olarak 1336'da Semerkant yakınlarındaki Şehr-i-Sebz'e bağlı Hoca Ilgar köyünde dünyaya gelen Timur, 1370'te Çağatay Hanlığı'nın batısını denetim altına alan askeri bir lider olarak kendini göstermiştir.
Timur تیمور | |
---|---|
(Timur Sultanı) | |
Hüküm süresi | 1370-1405 |
Önce gelen | Emir Hüseyin |
Sonra gelen | Halil Sultan |
Doğum | 8 Nisan 1336 Hoca Ilgar, Şehrisebz, Türkistan (Bugün Şehrisebz, Özbekistan) |
Ölüm | 18 Şubat 1405 (68 yaşında) Otrar, Seyhun, Türkistan (Bugün Kazakistan) |
Defin | Gur-i Emir, Semerkant |
Eş(ler)i | Saray Mülk Hanım Çolpan Mülk Ağa Alcaz Türkan Ağa Tukal Hanım Dilşad Ağa Tuman Ağa Bibi Hanım |
Çocuk(lar)ı | Miranşah Şahruh Mirza |
Hanedan | Timurlu Hanedanı |
Babası | Muhammed Turagay |
Annesi | Tekina Hatun |
Dini | İslam |
Timur, katıldığı bir savaşta ayağı aksak kalacak biçimde darbe aldığından dolayı kendisine Aksak Timur anlamına gelen Farsça Timur-i leng,Türkçeleşmiş olarak Timurlenk, Batılılar tarafından ise Tamerlane denilmekteydi. Timur'un düşüncesi Cengiz Han'ın ölümünden sonra parçalanan ve onun torunları tarafından kurulan Çağatay Hanlığı, İlhanlılar ve Altın Orda kalıntıları üzerinde Cengiz İmparatorluğunu tek bir siyasal çatı altında yeniden ayağa kaldırmaktı. Seferleri de bu düşüncesini doğrular niteliktedir ve saltanatının sonuna doğru bunu büyük ölçüde başarmıştır. Önce yeniden birleştirdiği Çağatay ulusunun başına geçti. Ardından batıda Hülagû Han topraklarını kendi hükümdarlığına kattıktan sonra kuzeye yönelip, Altın Orda'nın üzerinde egemenlik sağladı. Ancak 1405 yılında Çin'i fethetmek üzere düzenlediği seferde yolda hastalanarak öldü. Timur, yaşamı boyunca Cengiz Han yasasına çok önem vermiştir. Cengiz Han soyundan Kazan Han'ın kızı Saray Mülk Hanım'ı nikâhına alarak damat anlamına gelen Küregen takma adını taşımaya hak kazanmıştır.Cengiz Han'ın soyundan gelmediği için "Han" unvanı yerine "Emir" unvanını kullanmıştır ve ölünceye kadar kukla bile olsa, Cengiz Han soyundan birini Han olarak yanında taşımıştır. Timur bir yandan Cengiz yasasının uygulayıcısı olurken diğer taraftan kendine İslamın Kılıcı biçiminde atıfta bulunarak fetihlerini meşrulaştırmak amacıyla İslami simgeler kullanmıştır. 1398'de Hindistan'da Delhi Sultanlığı, 1401'de Suriye'de Memluk Devleti ve 1402'de Ankara Savaşı'nda Osmanlı Devleti'ne karşı kazandığı zaferlerden sonra İslam dünyasındaki en büyük güç konumuna geldi. Hristiyan Gürcüler, ateşe tapan Hindular ve İzmir'de Hristiyan Şövalyeleri'ne karşı hareket ederken gaza ödevini yerine getiren gazi hükümdar imajını üstlendi. Ancak kimi tarihçilere göre Timur için yasa, şeriattan önce gelmekteydi.
Seferlerinin en büyük ve uzunları Batı Asya'daki seferleridir. Birincisi üç, ikincisi beş ve üçüncüsü yedi yıl sürmüştür. Kanlı ve yıkıcı seferlerine karşın, elegeçirdiği ülkelerdeki bilgelere, ustalara ve sanatkârlara zarar verilmesine izin vermeyerek, onları başkentinde toplamış Semerkant'ın o dönemin en önemli bilim, kültür ve sanat merkezlerinden biri olmasını sağlamıştır. Timur'un kurduğu devlet, Türk-Moğol devlet ilkeleri ve Türk-Moğol askeri örgütlenme öğeleri ile İslam, özellikle İran medeniyeti öğelerinin kendine özel bir birleşimidir.Müslüman olmasının yanı sıra eski Türk-Moğol geleneklerini de yaşatmaya çalışmıştır.
Soyu ve ailesi
Cengiz Han ölmeden önce imparatorluk topraklarını oğulları arasında paylaştırmıştı. Han, Kaşgar dolayı ile Maveraünnehir'in büyük bölümünü ikinci oğlu Çağatay'a vermiş, Moğol İmparatorluğu'nun 1294'te parçalanmasından sonra bu topraklara Çağatay'ın soyundan gelenlerin hükmettiği devlete Çağatay Hanlığı denilmekte idi. Çağatay hükümdarları Tengricilik inancını benimsiyorlardı. Ancak içlerinde Budist olanlar da vardı. Çağatay Hanlarının ciddi İslamlaşması ise Tarmaşirin'in İslam'ı kabul etmesinden sonra yaşanmıştır. 1331-1334 yılları arasında egemenlik süren ve Müslüman olduktan sonra Alaaddin adını alan Tarmaşirin, Müslümanlığı seçen ilk Çağatay Hanıdır. Bu dönemde Maveraünnehir'de yaşayan ve kent kültürüne uymuş olan Çağatay Hanlığı yapısındaki halk, kendilerine "Çağataylı" olarak hitap etmeye başlamıştır. Bu dince İslamlaşmış, dil olaraksa Türkleşmiş Çağataylılar tarihçiler tarafından Çağatay Türkleri ve kullandıkları dil de Çağatayca ya da Çağatay Türkçesi olarak adlandırılmıştır.
Timur, o dönemde Çağatay Hanlığı toprakları içerisinde yer alan Semerkand kenti ile Belh kenti arasında eski adı Keş olan Şehr-i Şebz şehri sınırları içerisinde Hoca Ilgar köyünde dünyaya geldi. Şerefeddin Al-i Yezdi'nin Zafername adlı yapıtında Timur'un doğum tarihi 12 Nisan 1336 Perşembe, Oniki Hayvanlı Türk Takvimi'ne göre Sıçan Yılı olarak verilmektedir. Söylentiye göre Timur, avucunda pıhtılaşmış kan ve yaşlı adam saçları gibi beyaz saçlarla doğmuştur. Avucunda kan ile doğması zamanın egemeni anlamına gelen sahip kıranlık belirtisi olmakla birlikte ileride çok kan dökeceği biçiminde yorumlanmıştır. Timur Sâhipkıran sanını ilerleyen yıllarda Cihangir sanı ile birlikte kullanmıştır. Saçlarının beyazlığı ise erken yaşta meydana gelen bir olgunluk görülüp onun ileride büyük işler başaracağına inanılmıştır.
Kaynaklarda Timur'un babasının adının Turagay, annesinin adının Tekira Hatun olduğu kaydedilmektedir. Çağatay ulusunu oluşturan Türk-Moğol boylarından Barlaslar'ın önderi olan Turagay yalnızca kendi oymağında değil Tüm Çağatay ulusunda saygın bir bey idi. Moğolların Gizli Tarihi adlı yapıtta belirtildiğine göre Barlaslar aynı zamanda Cengiz Han'ın da atası olan Moğolların efsanevi atası Alangoya'nın soyundan gelmektedir. Dul olduğu halde iki çocuk doğuran Moğolların büyük efsanevi atası ve büyük annesi olarak kabul edilen Alangoya yalnızca Cengiz Han'ı değil onunla birlikte “Nirun” yani ışığın çocukları adı verilen bir yığın boyu ilgilendirir. Cengiz Han'ın boyu Borciginler gibi Timur'un boyu Barlaslar da bunlar arasında sayılmaktadır. Barlaslar boyundan olan Timur'un 15. yüzyılın başına ilişkin mezar yazıtında da Alangoya'dan, tıpkı Meryem Ana gibi saygıyla sözedilir. Yine Timurlu dönemine ilişkin bir minyatürde Alangoya yanında bir kurt ile betimlenmiştir.
Timur'un doğduğu dönemde Barlaslar, İslam dininin dışında Şamanizm ve Budizm ile ilişkili insanları da barındırmaktaydı. Aynı zamanda bu yoğun halk hareketleri halkların kültürel olarak birbirlerini etkilemelerine ve karışmalarına neden olmuştur. Bunun doğurduğu sonuçlardan biri olarak bir Moğol boyu olan Barlaslar, Moğolcanın yanı sıra Türk dillerinin Uygur kökenli bir türü olan ve Farsçadan yoğun biçimde etkilenmiş olan Çağataycayı da kullanmaktaydılar. Avrupalı tarihçiler arasında Timur'un soyu tartışılmaktadır. Timur ile konuşmuş ve birebir olarak söyleşmiş bir tarihçi olan İbn Haldun, kendi kitabında Timur'u, Türk olarak tanımlamıştır. Elçi olarak Semerkand'a Timurun sarayına giden İspanyol asilzade Ruy Gonzales De Clavijo Timur'un Hayatı & Kadiz'den Semerkant'a Geziler kitabında Timur'un, Türk göçmenlerinin ırkından olup soylarıyla övünen asil bir soydan geldiğini belirtmiştir. Richard Bulliet, Barlasların Moğollukla ilgisi olmadığını söylerken Rene Grousset'de Timur'un kendi zamanında yazılan kitaplarda soyunun Cengiz'e dayandırıldığını, oysaki onun Moğollukla ilgisi olmadığını belirterek Timur'un Türk olduğunu söylemektedir. Zeki Velidi Togan'a göre Cengiz Han Türk'tür bu nedenle Timur da Cengiz ile aynı kökten olduğu için o da Türk'tür. Fransız Türkolog Jean-Paul Roux ise Timur'un Türkleşmiş bir Moğol olduğunu ileri sürmektedir. Türkiye'de Timur tarihinin önde gelen adlarından Prof. Dr. İsmail Aka, Timur ve Devleti adlı yapıtında, Timur ve Cengiz'in aynı soydan geldiklerini yazmaktadır ancak, Türk ya da Moğol olduğu konusunda bir şey söylememektedir. Ona göre Timur'un ilk evlilikleri ve kız kardeşlerinin yaptığı evlilikler onun soyunun sıradan bir yere bağlanmadığını göstermektedir. Prof. Dr. Hayrunisa Alan da Bozkırdan Cennet Bahçesine Timurlular adlı yapıtında Timur ve Cengiz'in uzak atalarının bir olduğunu belirtmektedir. Ancak, o da İsmail Aka gibi Timur'un Türk ve Moğol olduğu konusunda bir şey söylememektedir.
Emir Timur'un soyu ölümünden sonra torunu Uluğ Bey tarafından Issık Göl dolayından getirilip Semerkant'ta yazılarak, Timur'un mezarı üzerine dikilen yeşim taşı üzerinde şu biçimde kaydedilmiştir: Emir Timur Küregan b. Emir Turagay b. Emir Berkel b. Emir İlengir b. Emir İtil b. Emir Karaçar Noyan b. Emir Suguçcin b. Emir Erdemci Barula b. Emir Kaçulay b. Emir Tummanay. Timur'un ceddi Tumanay'ın beşinci göbekten Cengiz Han'ın da atası olduğu düşünülmektedir.
Askeri ve siyasi yaşamı
İlk yılları ve Maveraünehir'e egemen oluşu
Çağatay Hanı Tuğluk Emir Timur 1360 yılında Maveraünnehir'e geldiği dönemde burada bulunan bazı beyler bölgeyi terk etmelerine karşın Timur akıllıca bir iş yaparak Çağatay hanına bağlılığını bildirdi. Bundan böyle, Çağatay Hanı'nın bendesi olacaktı. Karşılığında ise atalarının yurdu olan Keş ve çevresi kendisine bırakılmıştı. Yirmi dört yaşındaki Timur, Barlas boyunun başına geçmeyi başarmıştı. Timur, yeni durumunu pekiştirmek için Horasan'ın Belh kentinde bölgesel bir güç olarak ortaya çıkmış, soylu yönetici Kazakhan'ın torunu Emir Hüseyin'inin yanına giderek onunla bağlaşma kurdu. Timur'un, Hüseyin'in kız kardeşi Aliye Türkanağa'yla evliliği aralarındaki ilişkiyi pekiştirdi. Timur'un Çağatay Hanına bağlılığı uzun sürmedi, çünkü bazı boy beylerinin çıkardığı kanlı bir ayaklanma sonucu, Çağatay Hanı oğlu İlyas Hoca' yı Maveraünnehir'e vali olarak atadı. Çağatay Hanı Tuğluk Timur, oğlu İlyas Hoca Oğlan'ı Maveraünehir'in yönetimine getirirken, Emir Begicek'i onun atabegliğine, Timur'u da hizmetine atamıştı. Timur, emir komuta zincirinde ikinciliğe razı olmadı. Tepki vermekte hiç gecikmedi. Timur ve Hüseyin o andan itibaren kanun kaçağı olup gizlenmek zorunda kaldılar. Ondan sonraki birkaç yıl, iki arkadaş Timur ve Hüseyin geçimlerini eşkıyalık, yol kesicilik ve paralı askerlikten sağlayarak, Asya'nın yukarı taraflarında dolaşıp durdular. Kimi dönem şansları yaver gidiyor ve hatırı sayılır bir ganimet ele geçiriyorlardı. Ancak Çağatay Hanına yerlerini belli etmemek için devamlı hareket etmek zorundaydılar. Tarihi kayıtlara göre, bir ara Timur'un maiyetinde yalnızca karısı ve bir tek adamı kalmıştı. 1362'de Horasan'a kaçarlarken Türkmenler tarafından yakalandılar ve Mahan'da karısıyla birlikte böceklerle dolu bir ahırda iki ay hapsedildikten sonra serbest bırakıldılar. Bu sırada düşman karşısında zor duruma düşen Sistan hakimi Melik Fahrenddin'in kendilerini çağırması üzerine bin kişilik bir güç ile yardıma geldiler. Kendilerini yardıma çağıran Fahreddin'in sözlerini yerine getirmemesi üzerine buradan ayrılmak isteyince Sistanlılar tarafından yolları kesildi. Timur, sağ bacağıyla sağ kolunu aksak bırakan ve düşmanlarının onu aşağılamak için kullandığı Aksak Timur takma adının esinlenildiği yarayı burada olasılıkla Afganistan'ın güneybatısında, bugün Deşt-i Mergi (Ölüm Çölü) olarak bilinen bölgenin bir yerinde aldı. Burada yapılan çarpışmada Timur'un sağ eline ok isabet ederek yaralandı. Olasılıkla ayağının sakatlanması da bu çarpışma sırasında olmuştur.
Yaralarının iyileşmesinden sonra Timur ve Hüseyin yeniden Maveraünnehir'e geldi. O dönemde, hem kendi şanını yürütmek hem Maveraünnehir'i ele geçirmek için savaş alanında kullandığı, kendi buluşu olan olağan üstü yöntemlerle ün salmaya başladı. Bir çarpışmada askerlerine, düşmanın kendininkinden kat kat üstün olan güçleri etrafındaki tepelerde yüzlerce kamp ateşi yaktırarak, onları dört bir yandan kuşatıldıklarına inandırmıştı. Düşmanları kaçarken, onları kovalayan askerlerinin eyerlerine bol yapraklı ağaç dalları bağlatmış, böylece kalkan toz duman içinde dev bir ordunun gelmekte olduğu sanısını uyandırmıştır. Bu aldatmacalar çok işe yaramıştı. Tirmiz, Belh ve Semerkant yakınlarındaki Şehrisebz kentlerini İlyas Hoca Oğlan'ın adamlarının elinden aldı. Timur ve Hüseyin uzun savaşımlardan sonra Maveraünnehir'e egemen olmuşlardı. Kurultay toplayıp, Tuva Han'ın torunlarından Kabilşah Oğlan'ı han ilan ettiler. 1365 yılında Maveraünnehir'in eski valisi İlyas Hoca bir kez daha işgale kalkışmıştı. Timur'la Hüseyin'in güçleriyle karşılaştığı zaman, ordusu Taşkent yakınlarındaydı. Moğolların üstüne çullanan Timur, üstünlüğü ele geçirdi ve biçim olarak komutanı durumunda bulunan Hüseyin'e, kendi adamlarıyla düşmanın işini bitirmesi için işaret verdi. Fakat Hüseyin geri durdu. Moğol güçleri, bu yaşamsal yanlıştan yararlanmakta geç kalmadılar; saldırıya geçip dört bir tarafta kılıçtan geçirilmedik kişi bırakmadılar. On bin kişi öldü. Timur'la Hüseyin, Ceyhun Irmağı'nı geçerek güneye doğru kaçtılar. Bu olay Hüseyin'le bağlaşma konusunda içine kuşku tohumları ekmişti. Çarpışmanın en kritik anında, bağlaşığıyla birlikte vuruşmayı reddeden Hüseyin'e karşı güveni sarsıldı. Timur, kendini ihanete uğramış sayıyordu. Ancak Emir Kazakhan'ın torunu soylu göçebe Hüseyin, resmen Timur'un üstüydü. Mir çarpışmasında uğradığı ağır kayıpların giderilmesi için Timur'un emirleri ve askerleri üzerine, ceza niteliğinde bir kafa vergisi salmıştı. Tarihi kayıtlara göre bu o kadar yüksek bir tutardı ki hiçbirinin ödemesine olanak yoktu. Timur atlarını, üstelik Hüseyin'in kardeşi olan karısı Aliye'nin altın ve gümüş kolye ve küpelerini vermek zorunda kaldı. Hüseyin, bunların aile mücevherleri olduğunu bile bile, hiç oralı olmadan hepsini aldı. Mir çarpışmasından bir yıl sonra Timur'la Hüseyin, Semerkand'ın bağımsız Serbedar yönetimini yenerek buranın yeni yöneticileri olmanın zaferini kutladılar. İki savaşçı arasındaki bağlaşma, Timur'la Hüseyin'in kardeşi Aliye'nin evlenmesi ile damgalanmıştı. Aliye'nin bu sıradaki ölümü, aileler arasındaki son bağı da kopardı. Timur 1370'te Hüseyin'in başkenti Belh'e doğru saldırıya geçti. Timur galip gelip kenti ele geçirdikten sonra Hüseyin, yakalanarak ona teslim edildi. Daha önce canını bağışlama sözü verdiği için Hüseyin'in öldürülmesini emretmeyen Timur, gene de onunla kardeşini öldürdüğü için arasında düşmanlık bulunan adamlarından Keyhüsrev'in, bu işi yapmasına engel olmamıştır. Timur, Hüseyin'in yenilgisi ve katledilmesinin ardından Cengiz Han'ın, en yüksek yönetim makamının ancak hükümdar soyundan asil kanlı bir kişiye verilebileceği töresinden hareketle, kukla ve yalnızca sözde yönetici olarak, bir Çağatay hanını başa getirdi. Bu yalnızca gelenek yerini bulsun diye yapılmıştı. Gerçek iktidar Timur'un elinde idi. İbn Arabşah, "hem yöneten hem yönetilen onun egemenliği altındaydı," diye yazar. Bu tarihte Sultanların gözünde Halifeler nasılsa o da öyleydi. Bu güç ve mevki paylaşımının aslı, oldukça gösterişli bir tahta çıkma töreniyle, tam olarak ortaya çıktı. 9 Nisan 1370'te Timur, Belh kurultayının onayıyla, Çağatay egemeni olarak taç giydi. Emir Hüseyin'in Haremi ve hazineleri de Timur'un eline geçti. Timur bunlardan dördünü kendi haremine aldı bazılarını da yanındaki ileri gelen beylere verdi. Timur'un zafer ganimetieri arasında Hüseyin'in dul eşi Saraymülk Hanım da vardı. Bu, Maveraünnehir'in son Çağatay Hanı Kazan'ın kızı ve Cengiz Han'ın soyundan gelme soylu bir kadındı. Timur, Saraymülk Hanım'ı eş olarak alıp yönetimine yasallık kazandırdı. Bu evlilik, Saray Mülk Hanım'ın han kızı olması dolayısıyla Timur'a han damadı anlamına gelen küregen(Gürgan) sanını taşımaya hak kazandırmıştır. Bundan böyle ve ömrünün sonuna dek, kendi adıyla çıkarttığı paralarda, Cuma hutbelerinde ve tüm törenlerde kendine, Hanlarhanı'nın damadı anlamında, Timur Gurgan dedirtti.
Harezm seferi
Cengiz Han'a ait ülkelerin bölüşümünde Kuzey ve Batı Harezm Cuci ulusuna, Kat ve Hive Çağatay ulusuna ait idi. Timur da kukla han atayarak yönetimi ele alan bir emîr olarak Cengiz Han soyundan Suyurgatmış Han'ı tahta çıkardıktan sonra Çağatay hanedanı adına hareket etme olanağı bulmuştu. Timur, Kongurat Oymağından Tengüdey'in oğullarının elinde olan Harezm bölgesinin önemli kentleri Kat ve Hive ile ilgilenmekteydi. Buraları denetim altına alan Hüseyin Sofi'ye elçi göndererek bu iki kentin Çağatay Han'a ait olduğunu, bu yüzden burayı bırakmasını istedi. Hüseyin Sofi, Harezm'i kılıçla aldığını ve elinden yine kılıçla alınabileceğini bildirdi. Bunun üzerine Timur 1371 yılında çabucak Harezm üzerine yürüdü. Ancak savaşa çıkmak üzereyken her an Timur'un yanında bulunan Mevlana Celaleddin Keşşi adındaki bir derviş, Sofu'ya gidip dökülmemesi için öğütte bulunmak ve Timur ile uzlaşmasını rica etme önerisinde bulundu. Timur bunu kabul etti ve onu elçi olarak Harezm'e gönerdi. Ancak Hüseyin Sofi, elçi olarak gelen Mevlana Celaleddin Keşşi'nin öğütlerini dinlemeyrek onu hapsettirdi. Bunun üzerine Timur, Harezm'i kuşattı ve Kat kalesini ele geçirdi. Yapılan savaş sonucunda üzüntüsünden ölen Hüseyin Sofinin yerini alan kardeşi Yusuf Sofi, Timur'a itaat ettiği gibi, Özbek Han soyundan olan ve Hanzade diye ünlü olan Süyün Bek Hanım ile Timur'un büyük oğlu Mirza Cihangîr'e vermeye söz vermişti. Ancak Yusuf Sofinin sözünde durmaması üzerine Timur, yeniden Harezm üzerine yürümek zorunda kaldı. Yusuf Sofi bu kez de çeyizlerin hazırlanmakta olduğu gerekçesiyle af dileyerek 1374 yılında Süyün Bek Hanım'ı Semerkand'a gönderdi. Bu evlilik ile Timur kendisinden sonra oğlunu da Cengiz soyundan bir hanımla evlendirerek hanedana damat etmiş oldu. Hanzade Süyün Bek Hanım, Timur'un ileride veliaht olarak göstereceği Muhammed Sultan'ı doğurmuştur.
1379 yılında Harezm sorunu yeniden patlak verdi. Harezm egemeni Yusuf Sofi Timur'un doğu ile uğraşmasından yararlanmak istemiş ve Buhara tarafına asker göndermişti. Timur bir elçi gönderdiyse de Yûsuf Sofi bu elçiyi de yakalatmıştı. Timur, Yusuf Sofi'yi 3 ay kuşatma altında tuttu. Yusuf Sofi'nin rahatsızlanarak ölmesi ve yerine geçen Süleyman Sofi ile anlaşma sağlanması üzerine sefer sona erdi. Böylece Harezm bölgesi Timur'a bağlanmış oldu, ancak bir süre sonra Toktamış'ın etkisi ile ile bu bölgede egemen olan Sufî ailesi yeniden Timur'a karşı geldi. Sufi ailesinin de içinde olduğu Kongurat oymağı Harezm'de egemen olan boydu. Bu boy Altın Orda'ya daha yakın bir boydu. Toktamış'ın annesi bu boya bağlıydı. Bu boya bağlı emirler Altın Orda'da etkili emîrlerdi. Üstelik Ali Bey Kongrat, Toktamış Han'ın baş beyi idi. Timur 1371–1379 arasında düzenlediği dört seferle Harezm bölgesini egemenliği altına almıştı. Ancak Sofi ailesini ve Kongratları tam anlamıyla kendine bağladığı söylenemez. Kongratlar, Toktamış'ın Altın Orda devletinin toparlamasından sonra ona yönelmişlerdi. Süleyman Sofi'nin Toktamış'ın tarafına geçmesi bardağı taşıran son damla oldu. Böylece 1388'de Timur beşinci kez çöl yolundan Harezm'e yürüdü. Bunun üzerine Süleyman Sofi, Toktamış'ın yanına kaçtı. Harezm'i işgal eden Timur, öfke ile halkın Semerkand'a sürülmesini, Ürgenç'in de yıkıp yerine arpa ekilmesini emretti. Ancak üç yıl sonra kentin yeniden bayındırlığı için emir verdi.
Horasan Seferleri
Timur, Harezm sorunu çözümlendikten sonra İran'ın parçalanmış durumunu düzeltmek için buraya yöneldi. O dönemde İran'da şu devletler vardı. Herat merkez olmak üzere Horasan'da Kert Hanedanı (1245–1383); merkezi Sebzvar olmak üzere Horasan'ın batı tarafında Serbedârlılar; merkezi Cürcan olmak üzere Astarabad, Bistam, Damgan ve Simnan yöresinde Toga Timurlular; merkezi Şiraz olmak üzere Fars ve Kirman taraflarında Muzafferîler (1294–1393); merkezi Bağdad olmak üzere Irak-ı Arab, Irak-ı Acem ve Azerbaycan bölgelerinde ise Celayirliler (1336–1432) egemenlik sürüyordu. Bunlar arasında sürekli çekişmeler yaşanıyordu. Timur Kert'lerden başlayarak bütün bunları egemenliği altına aldı.
Timur 1380 yılında Kert'lerin elinde bulunan Herat'ı ele geçirdi. Daha sonra Horasan'ın batısına egemen olan Serbedarlılar'ın başkenti Sebzvar'ı ele geçirdi. 1381'de ise Emir Veli yönetimindeki Toga Timurlular'ın üzerine yürüdü ve İsferayin'i ele geçirerek Astarabad'a kadar ilerledi. Emir Veli, Timur'un ordusu ayrıldıktan sonra ülkesine yeniden egemen oldu ancak 1384'te Timur'un ordusu yeniden gelince Azerbaycan taraflarına kaçtı ve ülkesi tümüyle Timur'un topraklarına katıldı.
Üç yıllık sefer
Timur, Horasan seferleri sırasında İran'ın durumunu daha yakından görüp 1386'da bu ülkeyi tümüyle ele geçirmeye karar vererek Semerkant'tan harekete geçti. Hac kervanlarına hücum ettiği bahanesiyle Luristan egemeni Melik İzzeddin'i ele geçirip oğullarıyla birlikte Semerkant'a gönderdi. Buradan Azerbaycan'a yöneldi. Bağdat egemeni Sultan Ahmet Celayir'in Tebriz'e ilerlemekte olduğu haberini almştı ancak Sultan Ahmet Celayir, Timur'un üzerine geldiğini duyunca Bağdat'a geri döndüğünden Tebriz Timur tarafından kolayca ele geçirildi. Yazı Tebriz'de geçiren Timur baharda Gürcüler üzerine gaza amacıyla sefer düzenledi. Nahcivan yakınlarında Ziyaülmülk-Köprüsünü geçen Timur, Iğdır'ın kuzey-batısında ve Kağızman'ın doğusundaki Sürmeli Kalesi'ni aldı ve kalenin Tuman/Tutan adlı egemenini tutsak etti. Bu olaydan sonra Kars Kale ve Hisarın'na gelip çevre ve dolayını alan Timur, Kars Kalesi valisi olan Firuzbaht'ı boyun eğdirip, Akbuğra'nın yukarısına geldi. Kar ve yağmur mevsimi olduğundan buradan da ayrılıp Kitu-Zerşat-Çıldır-Akılkelek yoluyla Tiflis önlerine geldi. Timur, Tiflis'i ele geçirip Şirvan taraflarını da kendine bağladıktan sonra kışlamak için Karabağ'a geldi. Timur Gürcistan'a düzenlediği seferlerinde Müslüman olan Gürcüleri özgür bırakmış ve onları bu davranışlarından dolayı çeşitli biçimlerde ödüllendirmiştir.
1387 yılı baharında Nahcivan'dan hareketle Karakoyunluların üzerine yürüdü. Timur hacı kafileleri ve ticaret kervanlarına saldıran Karakoyunlu Kara Mehmed'i yakalamak için Korug-Argun'a gelip, ağırlığın Aladağ (Ağrıdağ) da durmalarını emretti; ve kendisi oradan askerleriyle hareketle Aydın Kalesi'de denilen bugünkü Doğu Beyazıt'ı ele geçirdikten sonra Kara Mehmed'in oğullarından Mısır Hoca'nın elinde bulunan Erzurum'un güney-doğusundaki Avnik Kalesi'ne erişti. Timur bu kalenin ele geçirilmesine girişmeyerek Avnik önünden hızla Erzurum'a varıp bu kenti 1 Temmuz 1387 aldıktan sonra Çapakçur'a geçip sağdan Murat Nehri'ne karışan suya gelip indi. Burada Erzincan yöneticisi Taharten'in elçisini kabul ederek, oradan Muş bölgesine hareket ile ili ele geçirerek Ahlat'a geldi. Ahlat'ı ve sonra Adilcevaz'ı aldıktan sonra Timur, ağırlığın bulunduğu Aladağ'a yöneldi ve burada Abaka Sarayı çayırlığında biraz oturup, yeniden Van Gölü havzasına inerek, yirmi günlük bir kuşatmadan sonra Van kalesini aldı. Timur'un Karakoyunlu topraklarındaki bu harekâtı üzerine Türkmenler süratle çekilerek Çapakçur dolayına gelmişlerdi. Burada geçitleri tutan Türkmenler, Timur'un gönderdiği güçleri ağır bir yenilgiye uğrattılar.
Kara Mehmed'i ele geçiremeyeceğini anlayan Timur, İran'a dönmeye karar verdi. Meraga yakınlarına geldiğinde Muzafferiler'den Zeynelabidin'e adamlar göndererek babası Şah Şuca'nın ölmeden önce gönderdiği bir mektupta onu kendisine emanet ettiğini dolayısıyla yanına gelmesini istedi. Zeynelabidin bu davete aldırmadığı gibi Timur'un gönderdiği adamlara da dönme izni vermedi. Bunun üzerine Timur 1387 sonbaharında Hamedan üzerinden İsfahan önlerine geldi ve burayı ele geçirdi. İsfahan'da önce yörenin önde gelenleri, seyyidler, alimler, Timur'u karşılamaya çıktılar ve kent halkının güvenliğ karşılığında mal vermeleri kararlaştırıldı. Kentin ileri gelenleri orduda alıkondu, Timur Melik ile Mehmed b. Sultan Şah bu malı toplamak için kente gittiler. Kentden bir grup şehre giren askerlere saldırarak hepsini öldürdüler. Timur, Isfahanlılar isyan edince kente yeniden döndü ve yedi yaşından küçük çocukları ailelerinden ayırtarak bir araya topladı. Daha sonra bu yedi bin çocuğu ailelerinin gözleri önünde saatlerce atlılara ezdirerek katletti ve kafalarını vücutlarından ayırdı. Kentin yarısını dolaşmış olan tarihçi Hafız Ebu her biri 1500 kelleden 28 kule saydığını yazmaktadır. Timur İsfahan'ı ele geçirdikten sonra Aralık 1387'de Şiraz'a yöneldi. Bu sırada Zeynelabidin'in Şuşter'e kaçmış olması nedeniyle kenti kolayca ele geçirdi. Onun Şiraz'da olduğu sırada Toktamış'ın karşı gelerek asker gönderdiği ve Semerkand tarafında karışıklık olduğu haberi ulaştı. Bunun üzerine Timur Semerkand'a döndü.
Toktamış ile Savaşımı ve Altın Orda üzerine sefer
Timur'un Kuzey İran ve Azerbaycan'ı ele geçirmesi, önceden Cuci ulusu ile İlhanlılar arasında olduğu gibi bölgede çatışmaların yeniden başlamasına yol açtı. Timur'un desteğiyle Altın Orda'da egemenliği ele geçiren Toktamış Han ona karşı gelmeye başladı. Her ikisinin de varsıl Azerbaycan'ı kendi istekleriyle terk etmeyeceği açıktı. Toktamış Han, Kahire'ye Memlük sultanına bir elçilik heyeti yollayıp Timur'un İran'da güçlenmesi olasılığına karşı onunla bağlaşma hazırlığına girişti. Cengiz Han'ın oğlu Cuci'nin soyundan gelen Toktamış, Altın Orda hükümdarı Urus Han, babasını öldürtünce Semerkand'a giderek 1375'te Timur'a sığınmıştı. Timur'dan sağladığı destekle 1375'ten başlayarak Doğu Deşt-i Kıpçak'a egemen olup 1378'de Altın Orda Devleti'nin egemenliğini ele geçirdi. Bu konuma yükselince, Timur'un kendisine yapmış olduğu tüm yardımları unuttuğu gibi, onu bir bakıma küçümsemeye başladı. Bu başarılardan sonra Altın Orda Devleti'ni eski sınırlarına kavuşturmak amacıyla Timur'a bağlı bulunan Harezm'i geri istedi. Bu isteği Timurla aralarının açılmasına neden oldu. 1387'de yağma amacıyla Timur'un egemenlik sınırları içindeki Azerbaycan'a girmekten çekinmedi ardından aynı yıl Timur'un çıktığı batı seferinden yararlanarak onun oğlu Ömer Şeyh'i yenip tüm Maveraünnehir'i acımasızca yağmaladı.
Timur, Toktamış üzerine yürümeden önce Harezm'e yürümüştü Toktamış'ın en önemli destekçileri olan bu Kongratlar'a bir darbe vurduğu gibi önemli bir muhalifini de ortadan kaldırmıştı. Timur, 1390 yılında Semerkant'tan Deşt-i Kıpçak'a gitmek üzere harekete geçti. Otrar yakınlarında Karaasman sınırına ulaştıklarında Toktamış Han'ın elçileri geldi. Görüşmede elçiler Toktamış'ın af dileyen mesajını ilettiler. Timur elçilere, Toktamış'tan iyi bir davranış görmediğini, ona güvenmediğini belirtti. Timur güvenlik gereği elçiyi tutuklattıktan sonra 22 Şubat 1391'de harekete geçti. Timur çok büyük bir uzaklığı kat etmiş, bu arada ordusunda çıkan kaygı verici boyutlara ulaşan açlık ve susuzluk sorunlarını aşmış, sonunda Toktamış'ın ordusu ile 20 Haziran 1391'de Kunduzca bölgesinde karşılaşmayı başarmıştı. Timur ordusunu alışılmış üçlü sistemden (merkez, sağ, sol) değişik olarak 7 kol düzenine göre düzenledi. Çok çetin geçen savaşın sonunda Toktamış'ın ordusu bozulmuş, yenilen Toktamış kaçmayı başarmıştı. Toktamış Han'ın, Timur'u Deşt-i Kıpçak derinliklerinde ordusuyla birlikte yok etme yöntemi tutmamıştı.
Beş yıllık sefer
İran'da Muzafferiler hanedanına son verilmesi
Toktamış'a karşı sefer sırasında İran'daki bazı yerli egemenlerin yokluğundan yararlanarak Timur'a yüz çevirmeleri üzerine Timur adamlarını bölgeye göndererek asker toplamalarını ve savaş ilan etmelerini istedi kendisi de 1392 yılının Haziran ayında hareket ederek Buhara'ya geldi. Buradan Ceyhun ırmağını geçerek Mazenderan'a gelen Timur, buranın kendisine bağlılıktan ayrılan egemenlerini baş eğmek zorunda bıraktı. Buradan Güney İran'a Fars bölgesine gelen Timur, Muzafferiler üzerine yürüdü. Şah Mansur'un Timur'un egemenliğini tanımayarak Şiraz'a kapanması üzerine 1393 yılının Mart ayında onun üzerine yüründü. Şah Mansur büyük bir yenilgiye uğrayıp kaçarken yakalanıp tüm hanedan üyeleriyle birlikte öldürüldü ve ülkesi Mirza Şeyh Ömer'e verildi.
Bağdad'ın Fethi
Mazenderan ve Fars'ı ele geçirdikten sonra Bağdat'da Celayirlilerin son temsilcisi olan Sultan Ahmed Celayir'e elçi ile birlikte değerli armağanlar göndererek egemenliğini tanımasını istedi. Ancak Sultan Ahmet Celayir'in Timur'un hizmetine giremeyeceğini belirtmesi üzerine Timur, 22 Ağustos 1393'te Bağdat üzerine yürüdü. 12 Eylül 1393'te Bağdat'a ulaştı. Sultan Ahmed Celayir, Dicle'yi geçtikten sonra köprüyü yaktırmış ve savaş düzeni almıştı. Ancak Timur'dan korkan Sultan Ahmed Celayir, Timur'a karşı koyacak gücü kendisinde de göremediğinden Şam'a yönelip oradan da Memluk Sultanlığı'na sığındı. Bağdat'a giren Emir Timur, Sultan Ahmet Celayir'den geriye kalan her şeye el koydu. İbn Tagrîbirdî, Timur'un Bağdat'ta, her askerinin kendisine bir insan kafası getirmesini emrettiğini, kendisine getirilen yaklaşık 100.000 insan kafasından 120 tane kule yaptırdığını ve kentte ırmak gibi kıpkırmızı kan aktığını aktarır. İbn Kâdı Şuhbe ise Timur'un, herkes bir kelle getirsin emri üzerine adamları, önlerine çıkan herkesin kentte kesecek kimse kalmayınca yanlarındaki tutsakların kafasını da kesmeye başladıklarını ve kendisine 800.000 kelle getirerek bunlardan 40 tane kule yaptıklarını, Timur da bunların karşısına geçerek; ''Selam olsun size, ey şehitler topluluğu! Sizin şehadet katına ulaşmanıza biz beden olduk, bunun için kıyamet günü bize şefaat etmeyi sakın unutmayın'' dediğini aktarmıştır.
Timur'a karşı Memluk, Osmanlı, Altın Orda ve Kadı Burhaneddin ittifakının kurulması
Timur Bağdat'ı ele geçirdikten sonra Erzincan Emiri, Akkoyunlu ve Karakoyunlu beyleri ile Sivas-Kayseri hakimi Kadı Burhaneddin'e haber göndererek itaat etmelerini istemiş Bağdat sultanı'na da kalabalık bir elçi heyeti göndermiştir. Ancak cavapları beklemeden harekâtına devam edip Musul, Mardin ve Diyarbakır'ı zaptedip Van gölünün kuzeyindeki Aladağ'a gelmiştir. Burada iken Erzincan Emiri Taharten yanına gelerek bağlılığını bildirmiştir. Memluk Sultanı Timur'un elçilerini öldürerek karşılık vermişti. Bunun üzerine Timur Suriye'ye yürüme kararı aldı. Ancak Kadı Burhaneddin'in çabalarıyla Yıldırım Bayezid, Berkuk, Toktamış ve Kadı Burhaneddin arasında bir ittifak kurulmuştu. Bu sırada Erzurum'a kadar gelmiş olan Timur Anadolu'da Güneyden Memlükler, Kuzeyden ise Altın Orda kuvvetleri arasında kalacağını hesap edip birdenbire geri dönme kararı alıp Toktamış'ın üzerine yürüdü.
Terek Savaşı ve Toktamış'ın yenilgiye uğratılması
1391'de Kunduzca savaşında aldığı mağlubiyete rağmen Deşt-i Kıpçak'taki gücünü koruyan Toktamış, Memluk sultanı Berkuk'a elçiler göndererek Timur'a karşı onunla ittifak kurmuştu. Öcünü almak için Timur'un Mardin ve Diyarbakır bölgesinde bulunduğu bir sırada Derbend üzerinden Şirvan'a bir baskın yaparak tüm halkını kılıçtan geçirdi kenti yağmalatıp, yakıp yıktı. Gürcistan'daki fetihlerden sonra hazırlıklarını tamamlayan Timur, 1395 yılı Şubat ayında Toktamış üzerine hareket emri verdi. Toktamış'ı kesin olarak ortadan kaldırmak amacıyla harekete geçen Timur'un ordusu Toktamış'ın ordusu ile 1395'te Terek Irmağı kıyısında karşı karşıya geldi. Timur, üç günde ordusunu çember haline getirip çember daraldıkça açlık karşısında ordusuna büyük bir av ve moral sağladı. Timur, Terek nehri karşısında üç gün karşılıklı aşağı yukarı hareket eden ordusundaki kadınlara asker kıyafeti giydirip aşağı doğru hareket ettirdi erkekler ise yukarı kesimden karşıya geçerek karşıya geçerek Toktamış askerlerini korkunç biçimde yenilgiye uğratıp perişan etti. Timur, Toktamış'ı bir kez daha yenilgiye uğratmışsa da onu ele geçirememişti. Buna üzülen Timur, Toktamış'ın yeniden kuvvet toplayarak üzerine gelmesini engellemek için, Özü (Dinyeper)ırmağı taraflarına yürüyerek Toktamış ile birlikte hareket eden kabileleri yağmalamış, onları Balkanlara doğru sürmüştür. Timur ileri harekâtına devamla Astrahan ve Saray Berke'nin üzerine yürümüş, ciddi bir mukavemet görmeden buraları da ele geçirmiştir. Bu seferiyle Timur, Altın Ordu Hanlığı'na çok büyük bir darbe indirerek Altın Ordu'nun bütün gücünü hemen tamamen yok etmiştir.
Hindistan seferi
Beş yıllık seferden dönüşte Timur, Çin üzerine bir sefer yapmayı düşünüyordu hatta hazırlık yapma maksadıyla Muhammed Sultan'ı doğuya göndermiş bulunuyordu. Onun bu sırada niçin birdenbire fikrini değiştirip Hindistan üzerine gitmeye karar verdiği açık değildir. Fakat bu seferi daha sonra yapmayı tasarladığı seferlerine maddi kaynak sağlamak için yapmış olma ihtimali yüksektir.
Kafirlere cihad adı verdiği seferine 1398 yılı Mart ayında Semerkand'tan hareket ederek başladı. Sultan Firuzşah'ın ölümünden sonra birtakım kişilerin yoldan çıkarak ahaliye zulmettiklerini duyan Emir Timur bu yolsuzlukları kaldırmak için Delhi havalisine gitti. 17 Aralık 1398 günü Savaş düzeni alan ordu Firuzşah'ın torunu olan Sultan Mahmud'un 10.000 atlı ve 40.000 piyadeden oluşan mükemmel donanımlı ordusu ile karşılaştı. Delhi Sultanının asıl güvendiği 120 adet iri fildi. Her file zırh geçirip, sırtındaki kulelere beşer adet nişancı okçu koymuşlardı. Gerçi bu ordu Timur'un ordusu karşısında sayıca üstün değildi ancak Timur'un ordusundan bazıları fillerin heybetinden korkuya kapılmışlardı. Bu yüzden Timur, fillerden kurtulmak için bir hile düşündü. 500 hörgüçlü deve toplanmasını, fitiller sarılmış kamışlar ve yağlanıp ısıtılmış pamuklar yüklenip iki ordu karşı karşıya geldiğinde atların önüne sürülmesini emretti. İki ordu karşı karşıya geldiğinde, Timur develerin sırtına yüklenen pamukları ve diğer yükleri ateşe verdirip fillerin üzerine sürülmesini emretti. Develer ateşin sıcaklığını hissedince fillere doğru koşmaya başladılar. Filler alevler içinde kendilerine doğru koşan develeri görünce bu hayvanlardan korkarak sırtındaki sürücüleri yere atıp ayakları altında ezip, boyunlarını kırarak kaçmışlar ve karşılarına çıkan piyadeleri de çiğneyip geçmişlerdir. Bunun üzerine Hindular dayanamayıp kaçtılar.
Sultan Mahmud ve Molu Han az bir askerle muharebe meydanından çıkarak şehre kaçtılar. Sultan Mahmut ve Molu Han perişan bir halde şehre geldiler. Emir Timur öğle vakti Delhi'ye yetişti fakat akşama kadar orada kaldı. Sultan Mahmut ve Molu Han,Toğan Han şehrin güney tarafındaki büyük kapıdan gece kaçtılar. Timur'un askerleri ateşe tapan Hinduları Timur, Ganj nehrine kadar takip etti. Ganj kıyılarında kafaları vurulduğunda nehrin kıpkırmızı kesildiği rivayet edilmektedir. Şehirde bulunan Seyidlerin, büyüklerin, kadıların ve eşrafın gelip Timur'un huzuruna çıkmalarına izin verildi. Molu Han'ın naibi olan Fazlullah-ı Belhî de bunlar arasında idi. Seyidler ve alimler Emirler aman için ricada bulundular. Timur, Mevlena Nasırüddin Ömer'in şehre girmelerini kendisi adına okunacak hutbeyi süslemesini emretti. Timur adına muhteşem bir hutbe tertip ettiler. Delhi'de Timur için şahane meclisler tertip ettiler. Timur'un her seferden sonra yaptığı gibi tertip ettiği av eğlencesinde aslanlar, kaplanlar, gergedanlar, mavi geyikler, tavus kuşları ve papağanlar avlandı. Esrarlı Keşmir vadisine inildiğinde bölgenin güzelliği ve zenginliği karşısında hayretini gizleyemeyen Timur bütün putperest mabedlerini yerle bir ettirdi. Timur'un zaferini anlatmak için yazdırdığı fetihnameleri götürecek olan filler on sıra meydana getiriyordu. Sanatkarlar, ressamlar, mimarlar eserlerini Timur'un başkentinde meydana getirsin diye sürüler halinde Semerkant'a götürüldü. Bunlar arasında bulunan birçok taş yontucuları ve duvarcılar seferin başarıyla tamamlanması şerefine Semerkant'ta yapılacak olan Cami-i Kebir'in inşasıda çalışmaları için Timur'un komutanları arasında pay edildi. Bu abidenin inşasında kullanılmak üzere oyma nakışlarla nakışlanmış birçok taşlar ve Hinduların mabedlerindeki eşyalar Semerkant'a nakledildi. On iki ay süren seferin ardından Semerkand'a ulaşan Timur bir süre burada kaldıktan sonra tekrar batıya yürüdü.
Yedi yıllık sefer 1399-1404
Timur'un 1399 yılında tekrar harekete geçmesinin nedeni, Azerbaycan tarafından özellikle Mîrânşâh ile ilgili pek hoş olmayan haberler alması idi. Horasan valiliğinden sonra 1393 yılında Hülagü Han tahtına tayin edilen ve Azerbaycan ve ona bağlı yerlerin idaresine getirilen Mîrânşâh, Hint seferine katılmamıştı. O, 1395–1396 yılı sonbaharında Hoy civarında attan düşmüş, fiziksel olarak sağlığına kavuştuysa da garip davranışlarda bulunmaya başlamıştı. Bu attan düşme hadisesinden sonra doktorların bütün çabasına rağmen, fiziksel olarak iyileşti ise de, tam olarak sıhhatine kavuşamamıştı. İran ve Azerbaycan'da idarede gevşekliğin baş gösterdiğine, devlet malının çarçur edildiğine dair haberler de gelmekte idi.
Bu durum üzerine Timur Hint seferinden dönüşünden 4 ay geçmiş olmasına rağmen yeni bir sefere çıktı. Yedi Yıllık Sefer diye isimlendirilse de bu seferin süresi 5 yıldır ve Timur'un en büyük seferidir. Mîrânşâh'ın kendisine bırakılan bölgede asayişi sağlayamamasının Timur'un bu son Ön Asya seferinin sebebini oluşturduğu bütün kaynakların ortak görüşüdür. Ancak Timur'un özellikle Toktamış'ı yendikten sonra Samur Irmağı kıyısından Yıldırım Bayezid'e mektup yazdığı zaman, "Çerkez oğlancığı" diye andığı Berkuk'un ve Çerkes oğlancığı ile dostluk halinde bulunan "Sivas kadıcığı" diye andığı Kadı Burhaneddin'e haddini bildirmekten söz etmişti. Hatta Bayezid'e tekrar geleceğini bildiriyordu. Mîrânşâh meselesi yüzünden belki bu geliş biraz hızlanmıştı. Kafkasların güneyindeki Gürcü ve Ermenilerin etrafa saldırdıkları, Mîrânşâh'ın idaredeki zaafı ve garip davranışları haberi gelince Timur hemen bölgeye yöneldi. 1399–1400 yılı kışını Karabağ'da geçiren Timur bu esnada Azerbaycan, Gürcistan ve Irak'ta bazı sindirme faaliyetlerinde bulunarak Bingöl'e geldi. Artık Suriye ve Anadolu'yu ele geçirmek için ciddî bir engel kalmamıştı.
Sivas'ın Timur tarafından alınışı
Timur ile Bayezid arasındaki başlıca problemlerden biri Erzincan Emîri Taharten meselesidir. Taharten daha Timur'un Ön Asya'ya ilk seferinden itibâren onun hâkimiyetini tanımıştı. Bayezid 1399'da başta Malatya olmak üzere Kâhta, Divriği, Behisni, Dârende kalelerini topraklarına katmıştı. Bu şekilde Fırat'a kadar olan yerler Osmanlıların eline geçmişti. Anadolu siyâsî birliğinin sağlanması için sıra Fırat'ın doğusundaki Harput, Diyarbakır bölgeleri ile Erzincan ve Erzurum'a gelmişti. Yıldırım Bayezid, Erzincan Emîrine kendisine itaat etmesini bildirmişti. Erzincan Emîri Taharten, Bayezid'e vergi vermeyi kabul etmiş, ancak Kemah'ı Osmanlılara vermeyeceğini söylemişti. Bunun yalnızca bir oyalama siyaseti olduğu anlaşılmaktadır. Taharten eskiden beri hakimiyetini tanıdığı Timur'a Bayezid'in isteklerini bildirmiş ve şikayette bulunmuştu.
Timur, Taharten'i huzuruna kabûl ettikten 2 gün sonra Sivas şehrine geldi. Timur'un ordusunun rehberliğini Akkoyunlu beyi Kara Yölük ile Taharten yapıyordu. Sivas şehri yüksek surlarla çevriliydi. Güney tarafında kaynak sularla beslenen bir hendek vardı. Hisarın bu tarafında delik açmak mümkün değilken batı tarafı bu iş için uygun bulunmuş ve hisar kuşatmaya alınmıştır. Lağımlar kazılmış ve şehir halkı bunu geç fark etmiştir. Osmanlı tarihçisi İbn-i Kemal, Timur'un askerlerinin hiç durmadan adeta yiyip içmeden sabahtan akşama çalıştıklarını ifade etmektedir. Lağım kazma faaliyetleri sonuç vermiş ve şehirdekiler kalenin düşeceğini anlayınca kale muhafızı Mustafa kaleyi teslim etmek zorunda kalmıştı. Timur Sivas'ı kan dökmeyeceğine söz vererek teslim almasına rağmen 3-4 bin Ermeni'yi kazdırdığı büyük çukurlara gömmek suretiyle öldürtüp işte sözümü tuttum bir tanesinin bile kanını dökmedim demiştir. Timur Sivas'ta bakım evlerinde bulunan cüzzamlıları Türkistan'da bilinmeyen bir hastalık olduğundan askerleri arasında yayılmaması için imha etti. Sivas'ı savunan Bayezid'in oğlu birkaç gün canlı olarak muhafaza edildikten sonra öldürüldü.
Timur Sivas'ı aldıktan sonra fazla ilerlemedi ve Suriye istikametine yöneldi. Sivas'ı almasına rağmen Malatya henüz Osmanlıların elindeydi. Arkasında kendisine ait olmayan yerler bırakmak istemeyen Timur dönüp Malatya'yı almış ve daha sonra güneye inmiştir. Timur Sivas ve Malatya'yı almakla Yıldırım'a gözdağı verip kendisine boyun eğeceğini tahmîn etmiş olmalıdır. Nitekim Timur Sivas'ı aldıktan sonra Yıldırım Bayezid'e yazdığı mektûbda Sivas hâdisesinden ders alıp sulh yoluna girmesini, kendisinin İlhanlı neslinden geldiğini, küçüğün büyüğe itaatinin vâcib olduğunu yazmıştır. Ayrıca Haleb Nâibine gönderdiği mektûbda da Osmanoğlu denen bu çocuğun edebinin kıtlığını duyup kulağını çekmek istedik ve onun ülkelerinden Sivas ve diğer yerlerde onun vaziyyeti hakkında sizin de duyduğunuz şeyler yaptık demekteydi.
Timur ile Yıldırım Bayezid arasındaki çekişmede Sivas'ın Timur tarafından alınması önemli bir noktadır. Bu şekilde Timur ilk kez Osmanlı hâkimiyetindeki bir bölgeyi ele geçirmiş olmaktadır. Sivas'ın zabtı ile Yıldırım Bâyezîd durumun ciddîyetini anlamış olmalıdır. Bayezid, bu haber kendisine ulaştıktan sonra İstanbul kuşatmasına son verip Anadolu'ya geçti.
Kara Yusuf ve Ahmet Celayir'in Yıldırım Bayezid'e sığınması
Timur'un Sivas'a yürümesi habberini alınca Karakoyunlular'ın hükümdarı Kara Yusuf ve Bağdat Hükümdarı Sultan Ahmed Celayir Timur'un Suriye'ye de inerek yollarını kapatacağını düşünerek ikisi birlikte Mısır'a sığınmayı karar kıldılar. Yedi bin asker ile birlikte Fırat'ı geçip Memluk Sultanı Ferec'e kendilerini sığınma talebini bildirmek için bir elçi gönderdiler. Bu arada Halep'te yaklaştıkları sırada şehrin valisi Demirtaş mültecilerin yolunu kesti ve daha ileriye gitmelerine engel olmak istedi. Demirtaş onların mektupla Suriye'ye girmek için ricada bulunmalarına rağmen Hama Naibi Dokmak'ı da yanına alarak onlara karşı çıktı. Halep önünde yapılan savaşta Demirtaş bozguna uğradı. Haleb naibi öldü, Hama ve Birecik naibleri esir düştüler. Kara Yusuf ile Sultan Ahmed, Ferec'e bu duruma Haleb naibinin sebep olduğunu, kendilerinin sadece canlarını kurtarmak için savaştıklarını bildirdiler. Bu hadise sebebiyle Memluk devletine sığınma ümitlerini kaybedip Yıldırım Bayezid'e sığınmaya karar verdiler.
Timur'un Bağdat'ı ele geçirdikten sonra Berkuk'a gönderdiği elçi öldürülmüş, Kara Yusuf tarafından tutsak alınan Avnik hakimi Atlamış da Kahire'ye gönderilerek orada hapsedilmişti. Bunun üzerine Timur, henüz tahta geçmiş olan Ferec'e elçiler göndererek Atlamış'ın geri verilmesini istedi ancak elçiler Haleb'e varır varmaz hapsedildier. Daha Sonra Timur Ferec'e bir mektub yazarak Atlamış'ı teslim etmesini ancak o zaman elçisini öldürmesi hadisesini affedeceğini bildirdi.
Behisti Kuşatması
Timur bu sırada Malatya'da bulunurken Şahruh" ileri gelen Emir ve Komutanlarla Behisti kalesinin etrafını kuşattılar. Bu kale o yüksek bir dağ üzerinde bina edilmiş ve etrafında surlar yapılmış, bir kapı kanadı ve hisar ile tahkim olunmuştu. Kalenin ortasına döner bir mancınık konmuştu. Emir Timur kalenin etrafının Emirlere taksimini buyurduktan sonra" Kale içinden mancınıkla otağa taş atıldı. Timur derhal kuşatma aletlerinin hazırlanmasını emretti. Askerler kaleyi çember içine alıp çarpışmaya başladılar. Yirmi mancınık kurulmuştu. Mancınıklardan birini Timur'un otağına taş atan mancınığın tam karşına kurmuşlardı. Bu mancınıkla atılan ilk taş, Timur'un şansından olsa gerek ki, Timur'a ateş eden mancınığın koluna isabet edip parçaladı. Bu sırada Mirza Rüstem Fars ordusuyla gelip ana orduya katıldı. Timur'un huzuruna çıktı ve birçok hediye takdim etti. Timur onu kucaklayıp bağrına bastı. Diğer yandan lağımcılar hisar duvarının dibine bir delik açtılar. Bir yandan da mancınıklarla kaleyi dövmeye devam ettiler. Kalenin Beyi Mukbil durumun vahametini anlayınca Timur'a adam göndererek bir rivayete göre şunları söylemiştir. "Korktuğum için dışarı çıkamıyorum. Bu bendenizi affedip canımı bağışlayacağınızı ümit ediyorum". Rivayet Yezdiden'dir adam gönderildiği kesindir fakat adamın ne dediği kesin değildir.
Rivayette Timur'a gelen adama cevaben Timur şunları söyler:
"Kaleyi aldıktan sonra onu serbest bırakacağız. Eğer şimdi bu kale kapısından geri dönersek, millet sanır ki kaleyi alamadığımız için geri döndük."
27 Eylül 1400 tarihinde lağımların ateşlenmesi emredildi. Lağımlar ateşlendikten sonra burçlar-kuleler yıkılmaya başladı. Kale halkı bunu görünce korkuya kapıldı. Mukbil'in adamları telaş içinde oraya buraya kaçıştılar. O sırada kaledeki kadılar ve önde gelen kişiler hediyeler hazırlayıp Şahruh'u barış için aracı yaptılar. Timur, Şahruh'un hatrına Mukbil'i bağışladı. Gelenler hayır duasında bulunarak kaleye döndüler ve hutbeyi Timur adına okutup onun adına sikke bastılar.
Antep'in Fethi
Timur bu meseleden de galip ayrıldıktan sonra ilerleyerek Antep tarafında doğru ilerledi. Şehirde bulunan aklı başında ileri gelen adamlar şehri terk etmişlerdi bile. Yalnız bazı kimseler savunma için hisarın içine girmişlerdi. Bu hisar hakikatten sağlamdı. Timur kale önüne geldiğinde, önde gelen kişiler kaçıp gitmiş, içeride yalnızca sıradan insanlar kalmıştı. Bu yüzden hiç direnmeden kaleyi teslim ettiler ve böylece kale ele geçirilmiş oldu. Kalede bol miktarda yiyecek vardı. Dolayısıyla askerler ihtiyaçlarını rahatlıkla karşıladılar. Şami, askerlerin şehrin ahalisini kılıçtan geçirdiklerini ancak bazılarına merhamet ederek affettiklerini. Binaları evlerini yıkıp yerle bir ettikten sonra Haleb tarafına teveccüh ettiklerini aktarır.
Haleb'in Fethi
Timur Behisni ve Antep'i aldıktan sonra Halep önlerine vardı ve 28 Ekim 1400'de Halep yakınlarında bir yerde karargahını kurdu. Timur'un Halep'e yaklaştığı sıralarda Halep beylerbeyi Timurtaş hemen Mısır'a çapar göndererek durumu bildirdi ve Memluk Sultanı haberi alınca Şam'daki orduların da Halep'te toplanmalarını emretti. Çevre beylerin askerleriyle yardıma gelmeleri sayesinde kalabalık bir ordu kurulmuş oldu. Beylerin toplanmasından sonra Timurtaş toplantı yaparak alınması gereken önlemler hususunda karar alınmasını kararlaştırdı. Timurtaş üzerlerine gelen tehlikenin farkındaydı ve ülkenin selâmeti açısından Timurla anlaşma niyetindeydi. Fakat Şam Beylerbeyi Şudun bu görüşün korkakça olduğunu ileri sürerek, ülkelerinin Timur tarafından fethedilen hiçbir ülkeye benzemediği, kalelerin kara taştan yapılma, asker ve silahlarının çok namlı olduğunu iddia ederek savaşmaktan yana tavır sergiledi. Diğer beylerin de Şudun'dan yana olmaları neticesinde kurultayda savaş kararı alındı.
Timur askerlerini bizzat idare etmek için merkezde kıymetli eğerler ile örülmüş bir fil istihkamı arkasında yerini aldı. Bu fillerin üzerindeki okçular yanar oklarla Grejuva yağdırıyorlardı. Savaşın başlangıcında filler hareketsiz kalmışlardı ancak sonradan Memluk askerlerinin üzerine hücum ettiler. Askerleri hortumlarıyla havaya fırlatıp havadan yere düştüklerinde ayaklarıyla ezdiler. Memluk askerleri korkup kaçtı. Şam Beylerbeyi Şudun ve Halep Beylerbeyi Timurtaş kaçarak kaleye gelmişlerdi. Timur kaledekilere birini gönderip şöyle dedi: "Bizim işimiz askerlerle. Sivillerle bir işimiz yok. Allahü Teâlâ'nın inayetiyle kale, dağ ve nehir bizim için aşılması kolay yerlerdir. Bu yüzden kaleye güvenip binlerce Müslümanın kanına girmeyin. İtaat kemerini bağlayıp dışarı çıkın. Aksi halde dökülecek Müslüman kanından sizler sorumlu olursunuz, karılarınız ve çocuklarınız esir edilirler". Kale halkı bu sözleri duyunca korkuya kapılıp, yapacak bir şeyleri olmadığını anladı. Affedilme talebiyle Timur'un huzuruna geldiler. Şudun ve Timurtaş kale askerleriyle birlikte tutuklandı. Timur, Memluk Sultanı Farac'a bir elçi gönderip "Şudun ve Timurtaş'ı ele geçirip Halep şehrini zapt ettik. Eğer Atalmış'ı bize gönderirsen biz de sana bu beyleri göndeririz. Atalmış'ı bize hemen gönderesin" dedi. Timur'un askerleri şehre kolaylıkla girdi. Hezimet sırasında şehir kapıları önünde meydana gelen izdihamda Timur'un askerlerinin atlarının ayakları altında binlerce insan telef oldu. Timur, Halep'te yaklaşık 15 gün kadar kaldı. Şehir yağma edildi ve bütün sakinleri kadın erkek çocuk yaşlı ayırt edilmeksizin kılıçtan geçirildi. Bu süre zarfında Halep'te öldürülen erkek, yaşlı, kadın ve çocukların sayısı yirmi bin civarında idi. Açlık ve susuzluktan ölenlerin sayısı buna dahil değildi. İbn-i İlyas, Timur'un, ölülerin kellesinden her biri yirmi zirâ' yükseklikte on minare yaptırdığını ve kellelerin yüz kısmını rüzgâr alacak şekilde dışa getirdiklerini anlattıktan sonra Timur'un askerlerinin soygun ve öldürme konusunda çok aşırıya gittiğini ve cami ile evlerin yakılması için ağaçlar kesildiğini aktarır. İbn-i Tagrıberdi ise Halep'in içi ve çevresinin cesetlerle dolduğunu ve cesetlerden artık toprağın görünmediğini, yürümek isteyen kişinin cesede basmadan yürüyemeyeceğini yazar. İbn-i Arabşah'a göre Timur'un, Halep'te bu kadar aşırıya kaçmasının sebebi, Şam naibi, Timur'un Halep'e gönderdiği çaparın başını keserek üstündekleri soyup aldıktan sonra, çaparın akrabalarından biri de olan biteni Timur'a anlatıp öldürülen kişinin intikamının Haleplilerden alınmasını istemişti. Timur da onun bu isteğini kabul ederek ona Halep halkına istediğini yapma hakkı vermişti. Buna karşılık Hicaz'a gitmek üzere yola çıkan ve Halep'e gelen Nizameddin Şâmî'nin, tüm olayları bizzat bir evin çatısından gördüğünü belirtmesine rağmen, diğer müelliflerin kaydettiği kellelerden minareler yapılmasından hiç bahsetmemesi dikkat çekicidir.
Timur, 30 Ekim 1400 tarihinde Halep şehrini aldığı zaman, şehrin alimlerini ve kadılarını huzuruna kabul ederek onlarla bir görüşme yaptı. Bu görüşmede bulunan İbn Şıhne, bu toplantıyı şöyle anlatır:
Bizi çağırttı, huzuruna geldik ve oturmamız emredildi. Bize, size Semerkand, Buhara, Herat şehirlerindeki ulemaya sorduğum ve cevap veremedikleri soruyu soruyorum. En iyiniz ve en bilginizden başkası bana cevap vermesin ve ne konuştuğunu bilsin dedi. Bunun üzerine Timur sordu. Dün sizden ve bizden ölenler oldu,peki hangisi şehittir? Sizden ölenler mi, bizden ölenler mi? Herkes susmuştu ki, Allah bana cevabı hemen gösterdi. Dün sizden ve bizden kim Allah adını yüceltmek için savaştı ve öldüyse o şehittir” diye ekledim. Bunun üzerine Timur güzel, güzel dedi. Kendisinin son sorusu Hz. Ali, Muaviye ve Yezid hakkında ne diyorsunuz? şeklinde oldu. Kadı Alemuddin el-Kufsî, üçü de müçtehiddir deyince Timur çok kızdı ve haklı olan Hz. Ali’dir, Muaviye zalim, Yezid ise canidir. Siz Halepliler Hüseyin'i katleden Şamlılar kadar suçlusunuz dedi.
Es-Sehavî de bu konuyla ilgili olarak şunları söylüyor:
Timur Halep’te, kaleyi de alınca ulemayı toplayıp onlara eziyet etmek için Muaviye ve Yezid hakkında ne düşündüklerini sordu. Kadı Alemuddin el-Kufsî de ‘Hz. Ali içtihat etti iki sevap aldı, Muaviye içtihat etti ama içtihadında yanıldı bir sevap aldı’ diye cevap verince, Timur çok kızdı. Musa el-Ensari eş- Şafii de ‘Muaviye’ye lanet caiz değildir, çünkü o sahabedir’ dediğinde de Timur ‘Sahabe kime denir?’ diye sordu. O da ‘Muhammed’i görene denir’ diyerek cevap verdi ve bunun üzerine Timur, ‘Yahudi ve Hristiyanlar da onu gördüler, peki onlar da mı sahabe?’ diye sordu. Kadı Şerafeddin de ‘Müslüman olması gerekir’ diyerek, ‘Bazı kitapların haşiyesinde Yezid’in lanetlenmesinin caiz olduğunu gördüğünü’ ekledi ama Timur yine kızdı...
Şam'ın Fethi
Halep'te on beş gün kalan Timur, ordusuyla güneye doğru hareket etti. Behisni, Antep, Halep, Hama, Humus ve Baalbek'i birbiri ardınca ele geçirmiş olan Timur harekâtına devam ettiği sırada askerlerinden bir kısmını Saydam ve Beyrut'a göndermiştir. Askerler bu bölgeleri yağmalayarak erzak ve ganimetle geri dönmüştür. Sultan Farac ise Aralık 1400 sonlarında ordusuyla Şam'a ulaşmış ve asayiş temin etmiştir. Mısır sultanı burada derviş kılığına soktuğu 2 ölüm fedaisini Timur'a göndermiştir. Görevleri olan Timur'un öldürmeye muvaffak olamayan fedailer, Timur'un divan katibi Hâce Mesud Semnanî tarafından deşifre edilerek ele geçirildiler. Üzerlerinden çıkan zehirli hançerlerle suçlarını itiraf eden fedailer; ibret olsun diye biri öldürülerek, diğeri de kulak ve burnu kesilerek Mısır sultanına geri gönderildi. Ordunun Şam'a ilerlemesiyle bazı beyleri devriye olarak çıkartan Timur, bu beylerin bilgi toplamasını emretti. Şam devriyesiyle karşılaşan bu öncü birlikler birçok Memlûk askerini şehit etmiş bir kısmını da esir almıştır. Bunlar Emir Timur huzuruna getirildiler ve Halep'ten Şudun'la beraber getirdikleri diğer esirlerle birlikte öldürdüler.
1401 yılı Ocak ayında Şam önlerine gelen Timurlu ordusu şehrin güneyinde kamp kurarak beklemeye başlamıştır. Fakat burada yaklaşık on gün kadar bekleyen ordu iaşe sıkıntısı çekmeye başlamıştır. Bu aşamada Emir Timur ordusunu sıkıntıdan kurtarmak ve bir hileye başvurmak amacıyla Şam'ın doğusundaki meralara ordusunu göç ettirmiştir. Düşman ordusunun gidişini bir geri çekiliş sanan Memlük ordusu, bu yanlış zanna dayanarak şehir dışına çıkarak ordugâh kurmuştur. Çıkardığı devriyeler sayesinde düşmanın rehavete kapıldığını öğrenen Timur, ordusunu savaş nizamina sokup sağ, sol cenah beylerini düzenledikten sonra Memlük ordusu üzerine ani bir baskın yaparak birçoğunu öldürmüştür. Alınan mağlubiyet karşısında saltanatının tehlikeye gireceğini anlayan Sultan Ferec bazı beyleriyle beraber şehri terk edip Kahire'ye kaçmış, hayatta kalanlar ise Şam kalesine sığınmışlardı. Şehir içindeki kale ise lağımlar açılmak suretiyle burçları yıkılarak fethedildi. Şahruh Mirza,Miranşah ve bazı beyleri Kenan'a göndererek kışlak karargâh kurmalarını emretmiş ve daha sonra Akka şehrine kadar olan yerleri yağmalamalarını bildirmiştir.
Şam kuşatması esnasında Timur, Muhammed'in eşleri Ümmü Sema ile Ümmü Habibe'nin ve müezzin Ahmedi Bilal'in Şam yakınlarındaki türbelerini ziyaret etti. Şam sakinlerinin temsilci olarak gönderdikleri ulemayı kabul ederek kendi sofrasına oturttu. Ünlü tarihçi İbn Haldun da bu temsilciler arasında idi. İbn Haldun'u gayet güzel bir şekilde ağırlayan Timur, ona ülkesi ve tarih ile ilgili ilginç sorular yöneltmiş ve İbn Haldûn da bunları cevaplamıştır. İbn Haldûn'un vermiş olduğu bazı cevaplarla tatmin olmayan Timur, o konudaki kendi görüşleri ile İbn Haldun'u şaşırtmıştır. Bu arada aralarında oldukça samimi bir hava oluşmuş, Timur İbn Haldûn'a karşı oldukça sıcak davranmış, onun tüm isteklerini yerine getirmiş ve hatta Mısır'a dönmesine bile izin vermiştir.
Şam'da İbn-i Haldun'un da Mukaddimesinde yer verdiği bir olay yaşanmıştır. İbn Haldun'a göre Timur, Şam şehrini aldığı zaman şehirde bulunan ve el-Hakim el-Abbasi soyundan gelen bir kişi Timur'dan atalarının sahip olduğu üzere hilafet mansıbının kendisine verilmesini talep etmiştir. Timur bunun üzerine "Ben Senin için fakihleri ve kadıları toplarım şayet senin lehine karar verirlerse bende senin istediğin şekilde adaleti sağlarım" demiş ve ardından aralarında İbn Haldun İbn Muflih gibi kimselerin bulunduğu fakihleri ve kadıları çağırtarak adalet meclisi kurmuştur. Bu mecliste iddia sahibi dinlenmiş, fakihler bu konudaki fikirlerini beyan etmişler ve onu haksız bulmuşlardır. Bunun üzerine Timur, iddia sahibine "Fakihleri ve kadıları dinledin. Haksız olduğun aşikardır. Gidebilirsin Allah seni doğru yola ulaştırsın!" demiştir.
Şehrin ileri gelenleri fidye olarak 1 milyon dinar karşılığında Timur ile anlaşmışlardı ancak 1 milyon dinar gelince Timur fidyeyi 10 milyon dinar yaptığını söyledi. 10 milyon dinar gelince ise daha fidyenin üçte birinin geldiğini söyledi. Mart 1401'de Timur şehrin yağmalanmasını emretti. Bunun üzerine şehre yayılan askerler birçok esir almış ve şehrin belli başlı yerlerinde yangınlar çıkarmıştır. Yangınların Câmilere sıçramasını engellemek için bazı beylerini görevlendirse de bunda başarılı olamamış ve Şam harabeye dönmüştür. Şehirde alınan esirlerin serbest bırakılmasını ferman buyurarak ordusunu o bölgeden ayrılmak üzere harekete geçirmiştir. Bu seferler sırasında Timur'un yanında bulunan ve daha sonra Timur'un tarihi Zafername'yi yazacak olan Nizamüddin Şami Şam'da yaşanan şöyle bir olayı aktarır.
Timur Şam'a girince devlet erkanına ve emirlere; biz işitmiştik ki bu memleket bir müddet Muaviye ve Yezid'in idaresi altında idi Bunlar daima ehl-i beyt'e ve peygamberin kızı Hz. Fatma ve damadı Hz. Ali'ye ve onların oğullarına zulmettiler. Şam ahalisi bunlarla beraber oldular. Bir taife peygamberlerinin ulusunun ümmetinden olsun, cehennem zindanı olan şirkten kurtulup cennet bahçesi gibi olan İslamiyete kavuşsun sonra da onun ailesine böyle zulümler yapsın. Bunu aklım almazdı. Ama Şam'ı görünce bu hakikat şimdi meydana çıktı. Çünkü böyle büyük bir şehirde sırf hava ve heves uğruna bu kadar büyük binalar, köşkler, bahçeler, semaya serçekmiş saraylar yaptıkları halde burada yatan peygamberin zevcelerinin kabirlerine bir adam çıkıp ta dört duvar bile çekmemiş. Allah böyle bir milletin başına bela vermeyip de kime versin.
Bu hadise, eserini 1503 tarihinde tamamlayan Osmanlı tarihçisi Edirneli Oruç Bey'in Tevârîh-i Âl-i Osman adlı eserinde şu şekilde aktarılmıştır:
Şam’ı alan Timur, Şam’da üzerlerine derme çatma kulübelerin yapılmış olduğu bazı mezarlar gördü. Kime ait olduklarını sorunca Sahabe'nin mezarları olduğunu öğrendi. Ama bu mütevazı mezarların hemen ilerisinde, Şam’daki Emevî Camii’nin yakınında bulunan Bâbü’s-sagîr Mezarlığı’ndaki kubbeli ve son derece gösterişli bir mezarın da Emevi halifesi Muaviye’nin oğlu olan ve Hz.Muhammed’in torunu Hz.Hüseyin ile yakınlarının Kerbela’da şehit edilmesine sebebiyet veren Yezid’e ait olduğunu öğrenince hiddetlendi. Sahabe mezarlarının üzerine kulübeler kondurmuş, peygamber efendimizin torununu katletmiş bu adama da saray gibi mezar yapmışsınız diyerek Yezid’in türbesinin derhal yıkılmasını, toprağının elli arşın kazılarak Kızıldeniz’e dökülmesini buyurdu ve askerinden binlercesini getirerek Yezid’in mezarının üzerine işetti. Bu sırada Muaviye’nin mezarı da ortadan kaldırılmıştı.
Ankara Muharebesi
1401 yılının Temmuz ayında kırk gün süren kuşatmadan sonra Bağdad'ı ele geçirmişti. Timur'un Şam, Haleb ve Bağdad'ı ele geçirdiği esnada Karakoyunlu Kara Yusuf ile Sultan Ahmed Celayirî'nin Yıldırım Bâyezîd'e sığınması gerçekleşmişti. Bu durum Yıldırım Bâyezîd ile Timur arasındaki bir başka problem idi. Timur ile Yıldırım Bayezid karşı karşıya gelmeden önce, aralarında mektuplaşmaların olduğunu tarihi kaynaklar bildirmektedirler. Mektupların, Farsça ve Arapça olarak yazıldıkları yine bu mektupların içerisinde belirtilmektedir. Timur, Yıldırım Bayezid'e yazdığı birinci mektubunda; Kara Yusuf ile Bağdat Sultanı olan Ahmed Celâyir'in, Osmanlı idaresine sığınma taleplerini kabul etmemesini, bu iki kişiyi yakalayıp aileleri ile birlikte ya kendisine teslim edilmesini veya öldürülmelerini ya da ülke sınırları dışına çıkarılmaları gibi tekliflerini iletmiştir. Yıldırım Bayezid, Timur'un bu gibi isteklerini emrivâki saymış, muhtemelen kendisine iltica edenlerin kışkırtmaları ve onun daha önceki Sivas kuşatması da dahil, Osmanlıya karşı beslediği istila planları sebebiyle çok sert ve hakaret edici şekilde cevaplamıştır. Mektubunda Timur'a kudurmuş köpek demekten çekinmeyen Bayezid, bu tarafa gelmezsen üç talak ile zevcelerin boş olsun ben de sana karşı çıkmazsam zevcelerim üç talak ile boş olsun diye ağır bir dil kullanmıştır.
Timur'u, Osmanlı devleti üzerine yürümeye teşvik edenler arasında Erzincan Emiri Mutaharten, Akkoyunlu Beyi Karayölük, Osmanlı karşısında topraklarını kaybeden diğer Türk beylikleri, özellikle de Karaman beyi yer almaktaydı. Ayrıca Ceneviz, Fransa, Bizans ve Kastilya gibi Osmanlı karşıtları da, bu savaşın olması yönünde Timur'la yakın ilişki içerisinde bulunmuşlardır. Batı Hristiyan devletleri ve Bizans 1398'den beri Timur ile iyi ilişkiler içindeydiler. İstanbul'u kuşatma altında tutan Bayezid'e karşı imparator II. Manuil, Timur'un egemenliğini tanıdığını haraç ödemeye hazır olduğunu bildirmekte idi. Ayrıca Timur, Anadolu'da Tatar gruplara adam göndererek onları Bayezid'e karşı kazanmaya çalışıyordu.
Timur, Karabağ kışlağında Bayezid'ten gelen Osmanlı elçisine, Osmanlılar daim Frenklere karşı gaza yaptıklarından ona karşı yürümek Frenklerin kuvvetlerinin artmasına neden olur, bu nedenle Rum diyarı üzerine yürümek yanlısı değilim yanıtını verdi. Fakat, Bayezid'in Karakoyunlu Kara Yusuf'u himaye etmekte ısrarını bir meydan okuma olarak görüyordu. Timur son olarak barış için Bayezid'in Kara Yusuf'u idam yahut kendisine teslim veya yanında uzaklaştırması koşulları ileri sürdü. Bunu kabul ederse baba oğul oluruz gazalara yardım ederiz dedi ve 12 Mart 1402'de Karabağ'dan Anadolu'ya hareket etti. Bayezid'e haber gönderip koşulları tekrarladı. Bayezid'ten tekrar elçi geldi. Timur, savaş için hazır ol mesajıyla elçiyi geri gönderdi. Sivas sahrasında Bayezid'in elçileri önünde ordusuna resmî geçit yaptırdı. Oradan tekrar barış önerdi. Bu kez eski Erzincan Beyi Taharten ailesinin teslimini istedi. Bayezid'in büyük bir ordu ile hareket ettiği haberi geldi. Bayezid, Timur'u karşılamak üzere Doğu Anadolu yollarına düşmüştü. Timur ise güneye yönelip Ankara'ya ulaştı. Bayezid stratejik manevrada kaybetmişti. Aceleyle geri döndü. Yorgun askeriyle Çubuk Ovasında elverişsiz susuz bir yerde konaklarken Timur'un ordusu en iyi koşullarda konuşlanmıştı. Savaş Timur'un askerlerinin saldırısıyla başladı ve Osmanlıların sol kolu bozuldu. Tatarlar ve Timur'un yanına sığınmış Anadolu beylerinin Bayezid'in ordusundaki askerleri kendi beylerinin yanına kaçtılar. Kendi askeriyle kalan Bayezid'in bozgunu gören birlikleri kendi yurtlarına dönmeye bakıyordu. Devlet ileri gelenlerinden her biri bir şehzadeyi alarak kaçmış ve Bayezid, Timur'un bütün seferleri sırasında yanında bulundurduğu sadık adamlarından Mahmud Han tarafından esir alınmıştı.
Ankara Savaşı sonrasında Anadolu'daki faaliyetleri
Zafer akabinde Timur, Mirza Muhammed'i, Bayezid'in oğlu Süleyman Çelebi peşinde yağma ve Bayezid'in hazinesini ele geçirmek üzere Osmanlı başkenti Bursa üzerine gönderdi. Timur birlikleri Bursa'ya Süleyman Çelebi oradan ayrıldıktan hemen sonra girip şehri yakıp yıkıp yağmaladılar. Osmanlı tarihçisi Neşri, Timur'un oğlu Mirza Muhammed'in Bursa'yı yakıp yıkıp talan ettiğini, saraydaki Osmanlı hazinesini aldığını ve Ulu Cami'yi ahır yapıp içine adamlar koydurarak ateş yakıp yemek pişirdiklerini, Bursa halkının da başına gelen bu olaydan dolayı haftanın günlerini unutup cuma namazlarını kılamadıklarını aktarır. Süleyman Çelebi, Rumeli'ye geçmek üzere babasının yaptırdığı Anadolu Hisarı'na sığınmıştı. Anadolu Hisarı'na yakın bir dağda çarpışmalar üzerine Timur bu tarafa kuvvet gönderdi. Süleyman Çelebi'ye iki adam gönderip huzuruna çağırttı. Süleyman Çelebi'ye giden adamlar, Çelebi adına zengin armağanlarla geri geldiler. Bayezid'in büyük oğlu Süleyman Çelebi, Timur'un çakeri olmayı kabul edip her ne zaman emrederse gecikmeden huzuruna geleceğine dair söz verdi ve ardından Edirne'deki Osmanlı tahtına oturdu. Timur, Anadolu'da Bayezid'in ortadan kaldırdığı beylikleri ihya etti. Her tarafta Bayezid'in ortadan kaldırdığı küçük büyük hanedanlara yarlıglar vererek kendi egemenliği altına aldı. Emirzadeler Bursa'dan sonra İznik ve Çanakkale boğazına doğru ilerleyip yüklü miktarda ganimet elde ettiler. Akdeniz kıyılarına, Antalya ve Teke'ye gönderilen emirler ise tüm bölgeyi yağma edip büyük ganimetlerle döndüler. Daha sonra Timur Sivrihisar'a geldi ve çadırlar kuruldu. Oradan Kütahya'ya indi aman malı alıp şehre zarar vermediler. Germiyan Beyinin ziyafetleriyle işret meclisi kuruldu. Kış aylarında daha sıcak olan bölgelere, özellikle Denizli yöresine inmiş, bu arada Pamukkale'ye gelen askerleri bilmeyerek suyundan içtiklerinden ölmüşlerdi. Bu arada Timur da Denizli'ye gelmiş ve özellikle meyvesi bol bir yer olarak bildirilen bu bölgeleri tekrar eski beylerine vermiştir. Muhammed Sultan Manisa'da, Şahruh Uluborlu-Keçiborlu taraflarında kışlarken Timur ise Bursa-Edremit yoluyla Bergama'ya geldi ve bir müddet burada kaldı ve ardından İzmir'e yakın Tire'de kışlamaya geldi. 1403 Eylülünde Balat sahillerinden gemi ile geçen İspanyol elçisi Clavijo, Timur'un bu şehir civarında kışladığını ve bir yıl önce de Balat'a gelerek Rodos'a ait Zeros adasını vurduğunu belirtir.
İzmir Kuşatması
İzmir önlerine geldiğinde Muhammed Sultan da kendisine katıldı. Timur, 14. yüzyıl ortalarından itibaren Türklerin elinden çıkmış olan İzmir'i Hristiyanların elinden almaya, Bayezid'in yapamadığı fetih işini kendi yapmaya karar verdi. İzmir'de Rodos Şövalyeleri hüküm sürmekteydi. İzmir'i tepelerden seyreden Timur, beyaz taş duvarlı kale ile diğer binaları hayranlıkla seyretti. Dünyanın bütün kale, kent ve denizlerini gördüğünü ama böylesi güzellikle ilk kez karşılaştığını itiraf etti. İzmirliler işgal için gelenleri önemsemedi. Bu yüzden kuşatmanın ilk gününde teslim olmalarını isteyen beyaz bayrağın, ikinci günde zorla zapt edileceklerini ihtar eden kırmızı bayrağın ve üçüncü günün de yağmayı ve talanı ihtar eden siyah bayrağın dalgalanmasını umursamadılar. Timur, kalenin temellerindeki lağım açma çalışmaları sürerken ordusunun büyük kısmına çevre tepelerden söktürdüğü kayaları limanın girişine taşıtıyordu. Birkaç gün değil, birkaç yıl aynı biçimde çalışılsa bile liman girişinin engellenemeyeceğini düşünen İzmir halkı boşuna bir çaba olarak gördükleri çalışma bittiğinde kayaların limanın girişini kesmek için değil, limana giriş çıkış yapan gemilere top atışı yapmak gayesiyle kurulacak iskeleye temel işlevini yerine getireceğini anlayacaklardı. Asıl dehşet lağımcıların yoğun çabası sonucu kale burçları aynı anda havaya uçurulurken içeriye giren Timur'un askerlerinin kestiği başlar top mermisi olarak limandaki gemilere atılırken yaşandı. Rodos Şövalyeleri ve onlara yardıma gelen gemiler denizin üstünü kaplayan kesik başlardan dehşete kapılarak limandan uzaklaştılar. Bir süre limanın uzaklarında gezindikten sonra gözden kayboldular. İki haftalık kuşatmadan sonra İzmir fethedildi. Bir rivayete göre Yıldırım Bayezid bu duruma hayran kalmıştır.
İzmir Kuşatması sonrası
Bu sırada Bursa'da yerleşen Yıldırım Bayezid'in bir diğer oğlu İsa Çelebi de elçisini gönderdi. Timur onu da iyi karşıladı, İsa Çelebi bağımlılığını pişkeş vererek sundu. Timur Cenevizler elindeki Foça kalesine de Muhammed Sultan'ı gönderdi. Kaledekiler aman diledi ve haraç ödemeyi kabul etti. Muhammed Sultan'ın rahatsızlığını işiterek Akşehir'e doğru yöneldi. Bu sırada 8 Mart 1403'te Bayezid'in öldüğü haberini aldı. Haberi öğrenen Timur çok üzüldü, Bayezid'e ait bütün ülkelerin ve ona bağlı beylerin kendi hükmü altına girdiğini ilan etti. Akşehir'de babasının yanında bulunan Bayezid'in oğullarından Musa Çelebi'ye hilat, kemer, kılıç ve tirkeş vererek ağırlayıp Bursa'yı ona bağışladı ve eline yarlıg verdi. Musa Çelebi'ye babası Bayezid'in naşını Bursa'ya götürmesi için teslim etti. Bayezid'ten birkaç gün sonra da Timur'un veliaht ilan etmiş olduğu torunu Muhammed Sultan 13 Mart 1402'de 29 yaşında öldü. Kukla han olarak sürekli yanında taşıdığı Mahmud Han ise bu sırada 11 Mart 1403'te ölmüştü.
Ankara Savaşı'ndan sonra Anadolu'da sekiz ay kadar kaldıktan sonra geri dönüş yoluna koyularak 1403 yılı Temmuz ayında Gürcistan'a gelen Timur kışlamak üzere Karabağ'a yöneldi. Kışı Karabağ'da geçirdikten sonra 1404 yılı Mart ayında Semerkant'a gitmek üzere Karabağ'dan hareket etti. Erdebil'e gelindiğinde daha önce kararlaştırılan toy toplandı ve altamgalı yarlık ile Hülagü Han tahtı, Azerbaycan, İstanbul'a kadar tüm Anadolu, Irak-ı Acem, Arran, Mugan, Ermenistan ve Gürcistan bölgeleri Miranşah oğlu Mirza Ömer'in idaresine bırakıldı. Miranşah'ın askerleri ve beyleri de ona verildi böylece Miranşah oğlunun buyruk ve vesayeti altına girmiş oluyordu. Timur 1404 yılı Temmuz ayında Semerkant'a geldi. Zaferlerini kutlamak için toylar düzenletti ve imar faaliyetlerine girişti. Torunlarından altısının nikâhlarını kıydırarak evlendirdi.
Ölümü
Timur, 18 Şubat 1405 tarihinde, Çin'e sefere giderken Otrar'da 69 yaşında öldü. Ölüm sebebi kulunç rahatsızlığı idi. Hemen, Semerkand'a getirilerek torunu Halil Sultan tarafından, daha önce ölmüş olan torunu Muhammed Sultan'ın Ruh Abâd yakınlarındaki medresesine defnedildi. Timur, torunu Muhammed Sultan'ı tahtının varisi gibi görüyordu. Ancak Muhammet Sultan'ın 1404 yılında, beklenmedik şekilde genç yaşında ölümünün ardından Timur bu çok sevdiği ve ardılı olarak gördüğü torunu için Semerkant'ın seçkin bir tepesinde adına yaraşır bir büyük mozeleum inşasını emretmiş Muhammed Sultan buraya defnedilmişti. Mozeleum, anıt mezar, camii ve medrese yapılarından oluşuyordu. Timur da ölümünün ardından çok sevdiği torununun yanına defnedildi. O zamandan sonra Gur Emir, tüm Timur hanedanın birlikte yattığı anıt mezar durumuna getirildi. Timur'un ölümünden sonra oğlu Şahruh, diğer oğlu Miranşah ve torunu Uluğ Bey buraya defnedildi. Gur Emir Mozolesi yedi bölümden oluşuyordu: Sağda Müslümanların dua ettiği hanaka, solda medrese ve merkezde mosoleum, iki tarafında anıtı tamamlayan iki minare. Medrese ve hanaka günümüze ulaşamamıştır. Anıtın yüksek kubbesinin altında üç sıra halinde yan yana yatan on kadar mermer mezar taşı bulunmakla birlikte Sadece Timur'un mezartaşı siyah renkte nephritis taşıdır ancak burası sembolik mezardır. Gerçek mezar bu salonun altındaki salonda bulunmaktadır ve ziyarete açık değildir. Timur'un bedeni, taş lahdinin içinde yatmaktadır. İslam geleneği ile başı Mekke'deki Kabe'ye yöneliktir. Orta Asya geleneğinde kutsal ölülerin mezarlarına konulan at kuyruğunun burada da bulunduğu mozelenin onarımı sırasında ortaya çıkarılmıştır.
Timur, Şehr-i Sebz'de yazlık sarayı yakınlarında, genç yaşta ölen iki oğlu, Cihangir ve Ömer Şah için Mozeleum Kompleksi inşa ettirmişti. Bu kompleks içinde kendisi için de bir mezar odası inşa ettirdiği bilinmekle birlikte bu konuda başka herhangi bir bilgi bulunmamaktaydı. 1960 yılında bir kız çocuğunun Timurlu Mozelesi Kompleksi yakınlarda oynarken üzerine bastığı yerin çöküp açılan çukura düşmesi ile birlikte Timur'un ölmeden kendisi için yaptırdığı mezar odası bulundu. Mezar odasının duvarındaki yazıtta Timur'un mezar odası olduğunu kayıtlı olmakla birlikte odada devasa bir lahit bulunmakta idi. Ağırlığı nedeniyle lahdin kapağı zorlukla açılabilmişti ve içinin boş olduğu görülmüştü. Timur sağlığında mezar odasını hazırlatmış, bu mezar odası muhtemelen Orta Asya geleneğine bağlı olarak Attila'ya, Cengiz Han'a yapıldığı gibi gizli tutulmuştu. Gur Emir ile birlikte Şehrisebz'deki mezar kopleksi bırakılmış ya da unutulmuştur.
Mezarının açılması
19 Haziran 1941'de Sovyet antropolog Mikhail Gerasimov, Timur'un bedenini inceledi. Ancak Timur'un mezarını açmadan önce protestolarla karşılaşmıştı ve mezarın lanetli olduğuna dair bir inanış vardı. Anıt mezarında her kim olursa olsun Timur'un mezarını deşerse ülkesine savaş şeytanlarının dolacağını söyleyen bir yazı olduğu söylenir. Gerasimov mezarı açtıktan 3 gün sonra 22 Haziran 1941'de Nazi Almanyası'nın Sovyetler Birliğine savaş ilan etmesi, bu söylentinin popülerleşmesine ve günümüze dek gelmesine neden olmuştur. Lahitlerden çıkarılan kemikler Leningrad'da götürüldü ve incelendi. Timur'un bedeninde yapılan araştırmada, kendi çağına göre uzun sayılabilcek bir boyda 1.73 cm olmakla birlikte, geniş göğüslü ve belirgin elmacık kemikli biri olduğu anlaşıldı. Ayrıca onun kalça incinmesinden dolayı aksaklığı doğrulandı. Antropolog Gerasimov, kafataslarını inceleyerek tüm hanedanın portrelerini yaptı. Kasım 1942'de Stalingrad Zaferinden önce İslamî törenle tekrar defnedildi.
Fiziksel özellikleri ve şahsiyeti
Timur ile ilgili kaynakların çoğunluğu Farsça olmakla birlikte, dönemin Arapça kaynaklarında da kendisi hakkında önemli bilgiler verilmektedir. Doğumundan ölümüne, dış görünüşünden kişiliğine, günlük hayatından hakimiyet anlayışına kadar birçok özelliği, Timur ile bizzat görüşen veya kendisiyle aynı dönemde yaşayan tarihçilerinin eserlerinden öğrenilebilmektedir.
Timur'un dış görünüşü hakkında Arap kaynaklarında fazlaca bilgi mevcuttur. Bu bilgilere göre, Timur'un boyu uzun, vücudu heybetliydi. Omuzları geniş, başı büyük ve alnı genişti. Elleri ve ayakları iri, kol ve bacakları ise oldukça uzun ve kalındı. Görünüşü acayip ve ürkütücü olan Timur'un, suratı oldukça asık, sağ eli felçli ve sağ ayağı da topaldı. İbn Arabşah'a göre gençliğinde, koyun çalarken bir çoban tarafından omzundan ve kalçasından vurularak topal kaldığı için lenk lakabını almıştı. İbn Haldûn ise, Timur'un kendisine söylediğine göre, topal olmasına sebep olan bu ok yarasını gençliğinde yapmış olduğu bir baskın sırasında aldığını ifade etmektedir.
Moğollar'daki gökyüzünde bir tane güneş ve ay varken, yeryüzünde nasıl iki hakim olabilir fikri, Timur'da da görülmektedir. Dünya iki hükümdara yetecek kadar geniş değildir. Allah nasıl bir tane ise, sultan da bir tane olmalıdır düşüncesindeydi. Yine bir kadının iki kocası olmayacağı gibi bir devletin de yalnız tek hakimi olmalıdır sözü ona aittir. Bu düşünceleri Tümur'un soyundan gelen Babür'ün eserinde de görmek mümkündür.
Timur'un mühründe kuvvet doğruluktur anlamına gelen Rasti-rustî kazılı olması ve yazdığı mektupların sonuna da aynı ibareyi içeren damgasını vurması doğruluğa önem verdiğinin bir göstergesiydi. Yaklaşık otuz yıl boyunca geçtiği her yerde yıkıntılar ve yıkımlar bırakarak acımasız yüzünü göstermiştir. Ancak bazı olaylara bakıldığında Timur'un taş kalpli olmadığı, heyecanlandığı, ağladığı, sevdiği, yakınlarına ve dostlarına bağlı olduğu görülmektedir. Torununun ölüm haberini aldığında kendini yerden yere atmış ağlamış acısını belli etmiştir. Kızı Akabeg, büyük oğlu Cihangir, kız kardeşi Turhan Hatun'un birbirini takiben gerçekleşen ölümleriyle bir süre derin bir bezginlik içinde bulunsa da ölümler için Kuran ve hadis okuttuğu, bir taraftan tarih ve öyküler okutup dinleyerek üzüntüsünü unutarak yine hükûmet işleriyle ilgilenmekten geri kalmadığı görülür. Sinirleri sanıldığı kadar sağlam değildir. Önünde korkunç ve kanlı savaş öykülerinin anlatılmasına dayanamadığı, dilenciliği kabul etmediği, halkın yiyecek bulmasına dikkat ettiği bilinmektedir. Timur, bulunduğu mecliste gasp, saldırı, tecavüz ve kan dökmekle ilgili sözlerin dile getirilmesine ve küfür edilmesine asla izin vermezdi ve orada sadece yönetim ile ilgili tedbirler görüşülürdü.
Timur, başkenti Semerkant'ın ihtişamını arttırmak için sanatçıları, zanaatkarları, bilim adamlarını, şairleri, din adamlarını Semerkant'a çekmeye çalışmış hatta kimi zaman onları zorla Semerkant'a getirtmiştir. Timur seferlerinde geçtiği yerleri acımasız şekilde yakıp yakarken diğer yandan Semerkant'ı yeniden onarmıştır. Ele geçirdiği ülkelerdeki sıradan yontma işçisinden en büyük sanatçıya kadar birçok insanı daha önce görülmedik bir biçimde tek bir şehirde toplamayı başarmıştır. Semerkant'ı büyük yeteneklerin merkezi haline getirmiştir. Astronomi ve Fıkıh alimlerine çok hürmet gösterir onların sohbetlerini dinlemekten büyük keyif duyardı. Girdiği hiçbir ülkede de alimlerin incitilmesine müsaade etmemiştir. Gerek barış zamanında gerek savaş zamanında ünlü komutanların hayatlarını ve bunların seferlerini okumayı alışkanlık edinmişti. Şam'da ünlü tarihçi İbn Haldun ile yaptığı görüşmeler sırasında sahip olduğu tarih bilgisi ile İbn Haldun'u bile şaşırtmıştır. Türkçe, Moğolca ve Farsça olmak üzere üç dil bilmekteydi.
Kendi ülkesi dahilinde, halk arasında haber toplayan görevliler bulunduğu gibi, diğer ülkelerde de casusları vardı. Bu casuslar sufi, derviş, tüccar, müneccim, asker, sanatkar, pehlivan olarak çeşitli ülkeleri dolaşır, bu ülkelerin şehir, kasaba yollar ve ileri gelenleri ile ilgili bilgi toplayarak Timur'a bildirirlerdi. Daha sonra Timur bu ülkeye gelip o şehir ile ilgili şeyleri sormaya başlayınca bu büyük bir hayret ve şaşkınlığa yol açardı.
Timur satranç oynamayı çok severdi. Çok sinirlendiği zamanlarda da bu oyunu oynayarak rahatlardı. Satrancı mükemmel bir şekilde oynadığı için çok az kimsenin kendisiyle satranç oynamaya cesaret edebildiği Timur, normal satranç ile oynamayı aşmış ve büyük satrançla oynamaya başlamıştı. Yani satranç tahtasını ona on bire çıkarmış ve taşlara iki deve, iki zürafa, iki boğa, iki aslan, iki debbâbe, iki öncü, bir vezir, bir gözcü ve diğer bazı taşları eklemiştir. Timur'un satranççıları arasında Muhammed b. el-Akîl el-Haymî, Zeyneddin el-Yezdî ve başka kimseler vardı. Ama satrançılarının pîri aynı zamanda fakih ve muhaddis olan Alâeddin et-Tebrizî idi. Alâeddin et-Tebrizî ile büyük satranç oynayan Timur'un, satranç oyununun konumları ile hamleleri hakkında da şerhleri vardır. İbn Arabşah, Timur ile Alâeddin etTebrizi'nin yanlarında ayrıca bir yuvarlak bir de uzun satranç gördüğünü ifade etmektedir. Yine bir gün çok sevdiği bu oyunu oynarken rakibine Şah-Ruh yaptığı sırada Timur'a iki müjde getirilmiştir. Bunlardan birincisi bir erkek çocuk sâhibi olduğu, ikincisi de Ceyhun nehrinin Hıta tarafındaki kıyısına inşa ettirmekte olduğu şehrin tamamlandığı idi. Bunun üzerine Timur oğluna Şahruh, şehre ise Şahruhiyye adını vermiştir.
İslam diniyle olan ilişkisi
Timur, Türkistan coğrafyasında birçok İslami eser yaptırmıştır, özellikle de Hoca Ahmet Yesevi'ye hürmet ettiği söylenmektedir.[] Bu eserlerden en önemlisi, bir türbe olan, göçebe Türklerin inanç önderi, evliya Hoca Ahmet Yesevi'nin türbesidir. Rivayete göre, bu yapının başlangıç ölçülerini Timur kendisi vermiş ve türbenin Semerkant'taki Merkez Camiinden küçük olmamasını emretmiştir.
İnşaatta önemli mimarlar ve ressamlar çalışmış, yapıya dayanıklılık, ihtişam ve güzellik veren en iyi inşaat ve süsleme malzemeleri kullanılmıştır. Bu yapı, türbeden, o dönemde göçebeler arasında yaygın olan sesli zikrin yapıldığı ibadet salonundan, cami ve kütüphaneden, aşevi ve hücrelerden, defin zamanı ziyarethane işlevini de yerine getiren ve dervişlerin bir arada yaşadıkları cemaathaneden, dervişlerin sesli zikirlerini yaptıkları bölümden oluşan karma bir yapıya sahiptir. Bu konak, İslam öncesi inancı yansıtan ve göçebe Türk halkları arasında yaygın olan ecdadın ruhuna saygı şeklindeki sûfi geleneklerine uygun olarak azizlerin kabirleri yanında yapılmıştır. Burada kadeh şekilli büyük tunç kabın bulunmasını bazı araştırmacılar, eski Sak-Masegetlerin ataların ruhunu anma bayramı olan "Sakey"den gelen ayinlerin bir kalıntısı olarak değerlendirmektedirler.[]
Emir Timur'un türbe üzerindeki yazısında da burayı Hoca Ahmet Yesevi'nin ruhunun bulunduğu "Cennet bahçesi" olarak zikredilmiş olması tesadüfi değildir."
Timur dindarlığının ötesinde İslam dinini siyasi amaçları için zekice kullanır ve yapmış olduğu faaliyetler için meşruiyet sağlardı. İslam hukukunun Cengiz Han yasasına üstünlük kazandığı Timur'un oğlu Şâhruh zamanındaki tarihçilerin Timur'u olduğundan daha çok dindar gösterme eğilimi taşıdıkları görülür. Timur, ulemâya Sünnîlik-Şiîlik meselelerine dair tartışmalar yaptırır, bu tartışmalara bizzat kendisi de katılırdı. Horasan'da Şiî Serbedârîler'in reisi Hâce Ali b. Müeyyed ile görüşmesinde Sünnîliği destekleyen, Mâzenderan'da Şiî seyyidlerini cezalandıran Timur, Şam bölgesinde Ali taraftarlığı tavrını takınmış ve Sünnîlerce koyu bir Şiî diye nitelenmişti. Şam'ın fethinde ise Yezid'in mezarını hiddetle tahrip ettirmesi Şiî olduğuna delil olarak gösterilmek istenmiştir. Ancak Timur'un II. Bayezid dönemi Osmanlı tarihçilerinden Edirneli Oruç Bey'in Tevârîh-i Âl-i Osman adlı eseri dışındaki herhangi bir kaynakta veya Timurlu kaynaklarında Yezid'in mezarını tahrip ettirdiğine dair bir bilgi yoktur.
Timur'un baş resmi dini danışmanı Hanefi alim Abdülcebbar Harezmi idi. Tirmiz'de, Gur-i Emir'de Timur'un yanında gömülü ruhani akıl hocasının Belhli Seyyid Baraka etkisi altına girmişti. Bir rivayete göre Timur'un, fırsat buldukça, Nakşibendilik tarikatı'nın kurucusu Şah-ı Nakşibend Muhammed'in hocası Seyyîd Emîr Külâl'ı ziyarete gittiği ve Şah-ı Nakşibend Muhammed'in hayır duasını aldığı belirtilmektedir. Semerkant'ta Timur'un inşa ettirdiği islami yapıların en önemlisi Semerkant'ta devasa ölçülere sahip, meşhed-cami ve medrese külliyesi olarak tasarlanan Bîbî Hanım Mescidi'dir. Onun inşa ettirdiği eserlerin en önemlilerinden bir diğeri Yesi şehrinde abidevi ölçülerle yeniden inşa ettirdiği Ahmed Yesevî Hankahı'dır. Timur'un veliaht tayin ettiği torunu Muhammed Sultan Mirza tarafından 1399 yılında başlatılan, asilzade çocuklarının terbiye ve tahsiline ayrılmış bir medrese ile hükümdarlık misafirlerinin ağırlanmasına mahsus bir külliye olarak teşkilâtlandırılan fakat 1403 yılında Muhammed Sultan Mirza'nın ardından da 1405 yılında Timur'un vefat etmesi sonucu buraya defnedilmelerinden sonra Gur-i Emir adıyla anılmaya başlanan yapı, Timurlu mimarisinin en güzel ve en önemli eserlerinden biri olup İslam türbe mimarisinin başta gelen örneklerindendir.
Eşleri
Timur'un kırk üç eşi ve cariyesi vardı: bu kadınların hepsi aynı zamanda onun eşiydi. Timur, bu kadınların babalarının veya eski kocalarının topraklarını fethederken düzinelerce kadını eşi ve cariyesi yaptı.
- Durmuş Aga, Cihangir Mirza, Cihanşah Mirza ve Aka Begi'nin annesi;
- Tolun Aga, cariye, I. Ömer Şeyh Mirza'nın annesi;
- Mengli Aga, cariye, Miranşah'ın annesi;
- Tugay Terken Aga, Emir Hüseyin'in dulu, Şahruh'un annesi;
- Hand Melik Aga, İbrahim Mirza'nın annesi;
- Olcay Türkan Aga (e. 1357/58), Emir Maşlah'ın kızı;
- Saray Mülk Hanım (e. 1367), Kazan Han'ın kızı, Emir Hüseyin'in dulu;
- İslam Aga (e. 1367), Emir Bayan Salduz'un kızı ve Emir Hüseyin'in dulu;
- Ulus Aga (e. 1367), Emir Hizr Yasuri'nin kızı ve Emir Hüseyin'in dulu;
- Dilşad Aga (e. 1374),
- Tuman Aga (e. 1377),
- Çolpan Mülk Aga,
- Tukal Hanım (e. 1397), Mongol Han'ın kızı;
- Tuğdi Bey Aga,
- Sultan Aray Aga,
- Melikanşah Aga,
- Sultan Aga,
Erkek çocukları
- I. Ömer Şeyh Mirza
- Cihangir Mirza
- Miranşah
- Şahruh
Kızları
- Aka Begi
- Sultan Baht Begüm
- Sa'adat Sultan
- Bikijan
- Kultu Sultan Ağa
Notlar ve Kaynakça
- ^ . TDV İslâm Ansiklopedisi. 27 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2023.
- ^ Yüce talihli Sahibkıran Temür Gûrkan'ın, "Yüce Türk Devleti", Mogol Çağatay ulusunun zemini olan Maveraünnehir'de, azamet ve saadetin celâl zirvesine yükseldi. Yezdi, Zafernâme, Tahran, C.I, s.352
- ^ “Timur’un kendi hanedanına ve haleflerine çok ciddi bir Türklük bilinci bıraktığı muhakkaktır. 5. Kuşak torunu Babür bile, Hint diyarında Türkçe konuşuyor bu dili çok seviyor ve geliştiriyordu. Babür, Türk milliyetçiliği bilinciyle hareket ediyordu.” Roux, Babür, s.137
- ^ “Emir Timur, gerçek bir Türk Başbuğu idi. Ordusu, onun şerefi, namusu, gururu gibiydi. Bir askerinin burnu kanasa, sebep olan şehri yerle bir edebilirdi.” Harold Lamb, Emir Timur, s.108
- ^ "Timur, sen tüm âlemlerin sultanı, bütün dünyanın kralısın. Hz Adem'den bu yana senin gibi bir hükümdar gelmedi. Kisra, Kayser, İskender, Buthnassar... Yeryüzüne gelmiş hiçbir hükümdar, bu Türk'e denk olamadı..." İbn Hâldun, et-Târîf-bi İbn Haldun, s.251-252
- ^ a b "Timur, Türk göçmenlerinin ırkından olup soylarıyla övünen asil bir nesilden geliyordu." Ruy Gonzales Clavijo, Timur'un Hayatı & Kadiz'den Semerkant'a seyahatler, s.21
- ^ "FamilyTreeDNA". Timur'un soyu ve Haplogrup'u hakkında bir çalılşma. 13 Mart 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Mart 2024.
- ^ Carter V. Findley, The Turks in World History, Oxford University Press, 2005, , p. 101.
- ^ G. R. Garthwaite, The Persians, Malden, , MA: Blackwell Pub., 2007. (p.148) "Alıntı: "Timur'un kabilesi Barlaslar, Moğol kökenliydi ama Türkçe konuşmaya başladılar... Ancak Barlus kabilesi, orijinal Moğol kabilelerinden biri olarak kabul ediliyor ve modern Moğolistan'da Barlus kabilesine mensup "Barlus Ovogton" halkı var. ."
- ^ M.S. Asimov & Clifford Edmund Bosworth, History of Civilizations of Central Asia, UNESCO Regional Office, 1998, , p. 320: "Müritlerinden biri de Barlas kabilesinden [...] Timur'du. Bu Moğol kabilesi [...] Maveraünnehir'deki bir dizi diğer Moğol kabilesi gibi, Türk nüfusu ile karışarak, dinlerini (İslam) benimsemiş ve yavaş yavaş kendi göçebe geleneklerinden vazgeçerek Kaşka Derya vadisine yerleşmişti..."
- ^ "The Oxford Dictionary of the Middle Ages". Tamerlane. Oxford University Press. 2010. 24 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Ekim 2022.
- ^ . www.encyclopedia.com. 18 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ekim 2022.
- ^ . www.cambridge.org - Cambridge University Press - Svat Soucek. 5 Haziran 2012. 5 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ekim 2022.
- ^ . www.britannica.com (İngilizce). 17 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ekim 2022.
- ^ a b Roux, Jean Paul (1984). Türklerin Tarihi (Historie des Turks) (Fransızca). Fayard. ISBN . 17 Nisan 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ekim 2016.
- ^ Khan, Yusuf Husain (1976). Two Studies in Early Mughal History (İngilizce). Indian Institute of Advanced Study. s. 6. ISBN . 10 Eylül 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Eylül 2022.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 5 Mart 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Mart 2022.
- ^ Timur, Timuri, Timur(lu)lar, Radikal, 06 - 02 -2005 13 Ağustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 2
- ^ Manz, Beatrice Forbes (1999). The Rise and Rule of Tamerlane. Cambridge University Press, p.109. .
- ^ "Asya'nın 14. Yüzyıl Fatihi Timurlenk'in Biyografisi". Greelane. 21 Temmuz 2019. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2022.
- ^ "Timur (Turkic conqueror)." Encyclopædia Britannica. Ultimate Reference Suite. Chicago: Encyclopædia Britannica, 2011, Online Edition 4 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ Josef W. Meri, Medieval Islamic Civilization, Routledge, 2005, p.812 Online Edition 4 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Massoume Price, Iran's Diverse Peoples: A Reference Sourcebook, ABC-CLIO, 2005, p. 56, quoted Belonging to a minor military family, and of Turkish origin, Timur was born in Transoxiana (present-day Uzbekistan) in the fourteenth century. He rose to prominence in the service of the local Mongol ruler, claimed to be descended from Chingiz-Khan, and defeated all competitors. Online Edition 4 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ , transl. by I. De Rachewiltz, Chapter I 23 Şubat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ G. Doerfer, "Chaghatay 18 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .", in Encyclopædia Iranica, Online Edition 2007.
- ^ Allworth, Edward (1994). Central Asia: 130 Years of Russian Dominance, a Historical Overview. Duke University Press, 72.
- ^ Khayrulla Ismatulla, "Modern literary Uzbek", Bloomington, Indiana University Press. 1995
- ^ Teaching Islam - Brannon M. Wheeler
- ^ İbn Hâldun, et-Târîf-bi İbn Haldun, s.251-252
- ^ Earth and Its Peoples: A Global History
- ^ The Empire of the Steppes: A History of Central Asia
- ^ Aka, İsmail (2010). Timurlular Devleti Tarihi). Berikan Yayınevi. .
- ^ a b c Justin Marozzi (2006). Tamerlane: Sword of Islam, Conqueror of the World. Da Capo Press. s. 342. ISBN . 17 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Şubat 2017.
- ^ Sinor, D., "XIV The Making of a Great Khan", page 242, Studies in Medieval Inner Asia, Variorum, 1997.
- ^ Radloff, W., Proben der Volkslitteratur der türkischen stämme Süd-Sibiriens, IV. St Petersburg, page 308
- ^ Richard C. Martin, Encyclopedia of Islam and the Muslim World A-L, Macmillan Reference USA, 2004, , p. 134.
- ^ a b Nizamüddin Şami,Zafername,TTK YAYINLARI,Necati Lugal Çev,İstanbul,1987,S.318-319
- ^ a b Musa Şamil Yüksel,Arap Kaynaklarına Göre Timur ve Din,S.249-250
- ^ Şerefüddin Ali Yezdi, Zafername, s.301, Çev.: Ahsen Batur, Selenge Yayınları, İstanbul, 2013, I. Baskı.
- ^ İbn-i Arabşah,Acaibu'l Makdur,S.168,Çev : Ahsen Batur,Selenge Yayınları,İstanbul,2012,I.Baskı.
- ^ Hayrunnisa Alan,Bozkır'dan Cennet Bahçesine Timurlular,Ötüken Neşriyat,2.Baskı,S.70-71
- ^ Nizamüddin Şami,Zafername,Necati Lugal Çeviri,TTK,Ankara,1987,S.264-265
- ^ a b c Nizamüddin Şami,Zafername,Necati Lugal Çeviri,TTK,Ankara,1987,S.266
- ^ Şerefüddin Ali Yezdi,Zafername,Ahsen Batur Çeviri,Selenge Yayınları,İstanbul,2013,S.346
- ^ a b Şerefüddin Ali Yezdi,Zafername,Ahsen Batur Çeviri,Selenge Yayınları,İstanbul,2013,S.347
- ^ a b c Nizamüddin Şami Zafername,Zafername,Necali Lugal Çeviri,TTK,Ankara 1987,S.267
- ^ İbn-i Şahne, Ravzât’ûl-Menazır. [Emirî Kütüphanesindeki yazma nüsha, No: 2311].
- ^ Halil İnalcık, Devlet-i !Aliyye, Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-I, Klasik Dönem (1302-1606): Siyasal, Kurumsal ve Ekonomik Gelişim, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2009, s. 49-53.
- ^ Sakaoğlu, Necdet (1999), Bu mülkün sultanları, İstanbul: Oğlak yayınları , say.52, 62, 67
- ^ a b Öztuna,T.Yılmaz (1946). Ankara Muharebesi, İstanbul
- ^ Alphonse de Lamartine (Eylül 2005) [1854]. Historie de la Turquie (Aşiretten Devlete). Bilge Kültür Sanat. (Çeviren: Dr. Reşat Uzmen). ss. 159,160,161,162, 160. ISBN .
- ^ Adela C.Y. Lee. "Tamerlane (1336–1405) – ''The Last Great Nomad Power''". Silkroad Foundation. 3 Ocak 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Mayıs 2012.
- ^ Tsia 2002, s. 161
- ^ "Uzbekistan: On the bloody trail of". The Independent. Londra. 9 Temmuz 2006. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2010.
- ^ Mark & Ruth Dickens. . Oxuscom.com. 12 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2012.
- ^ Anthropological composition of the population of Central Asia: and the ethnogenesis of its peoples by Lev Vasilʹevich Oshanin, Henry Field [1] 13 Kasım 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Timur, Timurlular ve Bozkırın Türk Göçebeleri / Prof. Dr. Yuriy F. Buryako Türkler Ansiklopedisi c. 8 s. 930
- ^ İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.11, s.20
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 23 Eylül 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Eylül 2016.
- ^ . 23 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Eylül 2016.
- ^ a b TDV İslâm Ansiklopedisi, c.4, s.458.
- ^ Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.253
- ^ Harput Yollarında; c.2, s.268
- ^ Ph. D., History; J. D., University of Washington School of Law; B. A., History. . ThoughtCo (İngilizce). 8 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Şubat 2020.
- ^ Woods (1991, ss. 17–19)
- ^ Vasilii Vladimirovitch Barthold, Four Studies on the History of Central Asia, Vol. 2 (1963), p. 31
Konuyla ilgili yayınlar
Ayrıca bakınız
hakkında daha fazla bilgi edinin | |
Commons'ta dosyalar | |
Vikisöz'de alıntılar |
- Hindistan'ın Moğollar tarafından istilası
- Timur İmparatorluğu
- Timurlu Rönesansı
- Timurlu Sanatı
- Timurluların Avrupa ile ilişkileri
- Toktamış-Timur savaşları
- Karsakpay Yazıtı
- Timur Soy Ağacı
Timur Doğumu: 9 Nisan 1336 Ölümü: 18 Şubat 1405 | ||
Resmî unvanlar | ||
---|---|---|
Önce gelen Emir Hüseyin | (Timur Sultanı) 1370-1405 | Sonra gelen Halil Sultan |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Timur Cagatayca تیمور Temur 8 Nisan 1336 18 Subat 1405 sonrasinda Timur Kuregen Cagatayca تيمور کورگن Temur Kuregen Timurlu Imparatorlugu nun kurucusu olan Turk veya Turk Mogol asker ve komutan 1370 ten itibaren duzenledigi seferlerle gunumuzdeki Orta Asya Rusya Iran Hindistan Afganistan Kafkasya Ortadogu ve Anadolu nun buyuk bir bolumunu ele gecirmistir Cagatay ulusunu olusturan boylardan Barlaslar in onderi olan Turagay ile Tekina Hatun un cocugu olarak 1336 da Semerkant yakinlarindaki Sehr i Sebz e bagli Hoca Ilgar koyunde dunyaya gelen Timur 1370 te Cagatay Hanligi nin batisini denetim altina alan askeri bir lider olarak kendini gostermistir Timur تیمورTimur SultaniHukum suresi1370 1405Once gelenEmir HuseyinSonra gelenHalil SultanDogum8 Nisan 1336 Hoca Ilgar Sehrisebz Turkistan Bugun Sehrisebz Ozbekistan Olum18 Subat 1405 68 yasinda Otrar Seyhun Turkistan Bugun Kazakistan DefinGur i Emir SemerkantEs ler iSaray Mulk Hanim Colpan Mulk Aga Alcaz Turkan Aga Tukal Hanim Dilsad Aga Tuman Aga Bibi HanimCocuk lar iMiransah Sahruh MirzaHanedanTimurlu HanedaniBabasiMuhammed TuragayAnnesiTekina HatunDiniIslam Timur katildigi bir savasta ayagi aksak kalacak bicimde darbe aldigindan dolayi kendisine Aksak Timur anlamina gelen Farsca Timur i leng Turkcelesmis olarak Timurlenk Batililar tarafindan ise Tamerlane denilmekteydi Timur un dusuncesi Cengiz Han in olumunden sonra parcalanan ve onun torunlari tarafindan kurulan Cagatay Hanligi Ilhanlilar ve Altin Orda kalintilari uzerinde Cengiz Imparatorlugunu tek bir siyasal cati altinda yeniden ayaga kaldirmakti Seferleri de bu dusuncesini dogrular niteliktedir ve saltanatinin sonuna dogru bunu buyuk olcude basarmistir On ce yeniden birlestirdigi Cagatay ulusunun basina gecti Ardindan batida Hulagu Han topraklarini kendi hukumdarligina kattiktan sonra kuzeye yonelip Altin Orda nin uzerinde ege menlik sagladi Ancak 1405 yilinda Cin i fethetmek uzere duzenledigi seferde yolda hastalanarak oldu Timur yasami boyunca Cengiz Han yasasina cok onem vermistir Cengiz Han soyundan Kazan Han in kizi Saray Mulk Hanim i nikahina alarak damat anlamina gelen Kuregen takma adini tasimaya hak kazanmistir Cengiz Han in soyundan gelmedigi icin Han unvani yerine Emir unvanini kullanmistir ve olunceye kadar kukla bile olsa Cengiz Han soyundan birini Han olarak yaninda tasimistir Timur bir yandan Cengiz yasasinin uygulayicisi olurken diger taraftan kendine Islamin Kilici biciminde atifta bulunarak fetihlerini mesrulastirmak amaciyla Islami simgeler kullanmistir 1398 de Hindistan da Delhi Sultanligi 1401 de Suriye de Memluk Devleti ve 1402 de Ankara Savasi nda Osmanli Devleti ne karsi kazandigi zaferlerden sonra Islam dunyasindaki en buyuk guc konumuna geldi Hristiyan Gurculer atese tapan Hindular ve Izmir de Hristiyan Sovalyeleri ne karsi hareket ederken gaza odevini yerine getiren gazi hukumdar imajini ustlendi Ancak kimi tarihcilere gore Timur icin yasa seriattan once gelmekteydi Seferlerinin en buyuk ve uzunlari Bati Asya daki seferleridir Birincisi uc ikincisi bes ve ucuncusu yedi yil surmustur Kanli ve yikici seferlerine karsin elegecirdigi ulkelerdeki bilgelere ustalara ve sanatkarlara zarar verilmesine izin vermeyerek onlari baskentinde toplamis Semerkant in o donemin en onemli bilim kultur ve sanat merkezlerinden biri olmasini saglamistir Timur un kurdugu devlet Turk Mogol devlet ilkeleri ve Turk Mogol askeri orgutlenme ogeleri ile Islam ozellikle Iran medeniyeti ogelerinin kendine ozel bir birlesimidir Musluman olmasinin yani sira eski Turk Mogol geleneklerini de yasatmaya calismistir Soyu ve ailesiTimur ve Ogullarini gosteren bolum Mirzalarin adlari Uygur ve Arap harfleri ile yazilmistir Cengiz Han olmeden once imparatorluk topraklarini ogullari arasinda paylastirmisti Han Kasgar dolayi ile Maveraunnehir in buyuk bolumunu ikinci oglu Cagatay a vermis Mogol Imparatorlugu nun 1294 te parcalanmasindan sonra bu topraklara Cagatay in soyundan gelenlerin hukmettigi devlete Cagatay Hanligi denilmekte idi Cagatay hukumdarlari Tengricilik inancini benimsiyorlardi Ancak iclerinde Budist olanlar da vardi Cagatay Hanlarinin ciddi Islamlasmasi ise Tarmasirin in Islam i kabul etmesinden sonra yasanmistir 1331 1334 yillari arasinda egemenlik suren ve Musluman olduktan sonra Alaaddin adini alan Tarmasirin Muslumanligi secen ilk Cagatay Hanidir Bu donemde Maveraunnehir de yasayan ve kent kulturune uymus olan Cagatay Hanligi yapisindaki halk kendilerine Cagatayli olarak hitap etmeye baslamistir Bu dince Islamlasmis dil olaraksa Turklesmis Cagataylilar tarihciler tarafindan Cagatay Turkleri ve kullandiklari dil de Cagatayca ya da Cagatay Turkcesi olarak adlandirilmistir Timur o donemde Cagatay Hanligi topraklari icerisinde yer alan Semerkand kenti ile Belh kenti arasinda eski adi Kes olan Sehr i Sebz sehri sinirlari icerisinde Hoca Ilgar koyunde dunyaya geldi Serefeddin Al i Yezdi nin Zafername adli yapitinda Timur un dogum tarihi 12 Nisan 1336 Persembe Oniki Hayvanli Turk Takvimi ne gore Sican Yili olarak verilmektedir Soylentiye gore Timur avucunda pihtilasmis kan ve yasli adam saclari gibi beyaz saclarla dogmustur Avucunda kan ile dogmasi zamanin egemeni anlamina gelen sahip kiranlik belirtisi olmakla birlikte ileride cok kan dokecegi biciminde yorumlanmistir Timur Sahipkiran sanini ilerleyen yillarda Cihangir sani ile birlikte kullanmistir Saclarinin beyazligi ise erken yasta meydana gelen bir olgunluk gorulup onun ileride buyuk isler basaracagina inanilmistir Kaynaklarda Timur un babasinin adinin Turagay annesinin adinin Tekira Hatun oldugu kaydedilmektedir Cagatay ulusunu olusturan Turk Mogol boylarindan Barlaslar in onderi olan Turagay yalnizca kendi oymaginda degil Tum Cagatay ulusunda saygin bir bey idi Mogollarin Gizli Tarihi adli yapitta belirtildigine gore Barlaslar ayni zamanda Cengiz Han in da atasi olan Mogollarin efsanevi atasi Alangoya nin soyundan gelmektedir Dul oldugu halde iki cocuk doguran Mogollarin buyuk efsanevi atasi ve buyuk annesi olarak kabul edilen Alangoya yalnizca Cengiz Han i degil onunla birlikte Nirun yani isigin cocuklari adi verilen bir yigin boyu ilgilendirir Cengiz Han in boyu Borciginler gibi Timur un boyu Barlaslar da bunlar arasinda sayilmaktadir Barlaslar boyundan olan Timur un 15 yuzyilin basina iliskin mezar yazitinda da Alangoya dan tipki Meryem Ana gibi saygiyla sozedilir Yine Timurlu donemine iliskin bir minyaturde Alangoya yaninda bir kurt ile betimlenmistir Timur un dogdugu donemde Barlaslar Islam dininin disinda Samanizm ve Budizm ile iliskili insanlari da barindirmaktaydi Ayni zamanda bu yogun halk hareketleri halklarin kulturel olarak birbirlerini etkilemelerine ve karismalarina neden olmustur Bunun dogurdugu sonuclardan biri olarak bir Mogol boyu olan Barlaslar Mogolcanin yani sira Turk dillerinin Uygur kokenli bir turu olan ve Farscadan yogun bicimde etkilenmis olan Cagataycayi da kullanmaktaydilar Avrupali tarihciler arasinda Timur un soyu tartisilmaktadir Timur ile konusmus ve birebir olarak soylesmis bir tarihci olan Ibn Haldun kendi kitabinda Timur u Turk olarak tanimlamistir Elci olarak Semerkand a Timurun sarayina giden Ispanyol asilzade Ruy Gonzales De Clavijo Timur un Hayati amp Kadiz den Semerkant a Geziler kitabinda Timur un Turk gocmenlerinin irkindan olup soylariyla ovunen asil bir soydan geldigini belirtmistir Richard Bulliet Barlaslarin Mogollukla ilgisi olmadigini soylerken Rene Grousset de Timur un kendi zamaninda yazilan kitaplarda soyunun Cengiz e dayandirildigini oysaki onun Mogollukla ilgisi olmadigini belirterek Timur un Turk oldugunu soylemektedir Zeki Velidi Togan a gore Cengiz Han Turk tur bu nedenle Timur da Cengiz ile ayni kokten oldugu icin o da Turk tur Fransiz Turkolog Jean Paul Roux ise Timur un Turklesmis bir Mogol oldugunu ileri surmektedir Turkiye de Timur tarihinin onde gelen adlarindan Prof Dr Ismail Aka Timur ve Devleti adli yapitinda Timur ve Cengiz in ayni soydan geldiklerini yazmaktadir ancak Turk ya da Mogol oldugu konusunda bir sey soylememektedir Ona gore Timur un ilk evlilikleri ve kiz kardeslerinin yaptigi evlilikler onun soyunun siradan bir yere baglanmadigini gostermektedir Prof Dr Hayrunisa Alan da Bozkirdan Cennet Bahcesine Timurlular adli yapitinda Timur ve Cengiz in uzak atalarinin bir oldugunu belirtmektedir Ancak o da Ismail Aka gibi Timur un Turk ve Mogol oldugu konusunda bir sey soylememektedir Emir Timur un soyu olumunden sonra torunu Ulug Bey tarafindan Issik Gol dolayindan getirilip Semerkant ta yazilarak Timur un mezari uzerine dikilen yesim tasi uzerinde su bicimde kaydedilmistir Emir Timur Kuregan b Emir Turagay b Emir Berkel b Emir Ilengir b Emir Itil b Emir Karacar Noyan b Emir Suguccin b Emir Erdemci Barula b Emir Kaculay b Emir Tummanay Timur un ceddi Tumanay in besinci gobekten Cengiz Han in da atasi oldugu dusunulmektedir Askeri ve siyasi yasamiIlk yillari ve Maveraunehir e egemen olusu Timur Belh Savasi nda Cagatay Hani Tugluk Emir Timur 1360 yilinda Maveraunnehir e geldigi donemde burada bulunan bazi beyler bolgeyi terk etmelerine karsin Timur akillica bir is yaparak Cagatay hanina bagliligini bildirdi Bundan boyle Cagatay Hani nin bendesi olacakti Karsiliginda ise atalarinin yurdu olan Kes ve cevresi kendisine birakilmisti Yirmi dort yasindaki Timur Barlas boyunun basina gecmeyi basarmisti Timur yeni durumunu pekistirmek icin Horasan in Belh kentinde bolgesel bir guc olarak ortaya cikmis soylu yonetici Kazakhan in torunu Emir Huseyin inin yanina giderek onunla baglasma kurdu Timur un Huseyin in kiz kardesi Aliye Turkanaga yla evliligi aralarindaki iliskiyi pekistirdi Timur un Cagatay Hanina bagliligi uzun surmedi cunku bazi boy beylerinin ci kardigi kanli bir ayaklanma sonucu Cagatay Hani oglu Ilyas Ho ca yi Maveraunnehir e vali olarak atadi Cagatay Hani Tugluk Timur oglu Ilyas Hoca Oglan i Maveraunehir in yonetimine getirirken Emir Begicek i onun atabegligine Timur u da hizmetine atamisti Timur emir komuta zincirinde ikincilige razi olmadi Tepki vermekte hic gecikmedi Timur ve Huseyin o andan itibaren kanun kacagi olup gizlenmek zorun da kaldilar Ondan sonraki birkac yil iki arkadas Timur ve Huseyin gecimlerini eskiyalik yol kesicilik ve parali askerlikten saglayarak Asya nin yukari taraflarinda dolasip durdular Kimi donem sanslari yaver gidi yor ve hatiri sayilir bir ganimet ele geciriyorlardi Ancak Cagatay Hanina yerlerini belli etmemek icin devamli hareket etmek zo rundaydilar Tarihi kayitlara gore bir ara Timur un maiyetinde yalnizca karisi ve bir tek adami kalmisti 1362 de Horasan a kacarlarken Turkmenler tarafindan yakalandilar ve Mahan da karisiyla birlikte boceklerle dolu bir ahirda iki ay hapse dildikten sonra serbest birakildilar Bu sirada dusman karsisinda zor duruma dusen Sistan hakimi Melik Fahrenddin in kendilerini cagirmasi uzerine bin kisilik bir guc ile yardima geldiler Kendilerini yardima cagiran Fahreddin in sozlerini yerine getirmemesi uzerine buradan ayrilmak isteyince Sistanlilar tarafindan yollari kesildi Timur sag bacagiyla sag kolunu aksak birakan ve dusmanlarinin onu asagilamak icin kullandigi Aksak Timur takma adinin esinlenildigi yarayi burada olasilikla Afganistan in guneybatisinda bugun Dest i Mergi Olum Colu olarak bilinen bolgenin bir yerinde aldi Burada yapilan carpismada Timur un sag eline ok isabet ederek yaralandi Olasilikla ayaginin sakatlanmasi da bu carpisma sirasinda olmustur Yaralarinin iyilesmesinden sonra Timur ve Huseyin yeniden Maveraunnehir e geldi O donemde hem kendi sanini yurutmek hem Maveraunnehir i ele gecirmek icin savas alaninda kullandigi kendi bulusu olan olagan ustu yontemlerle un salmaya basladi Bir carpismada askerlerine dusmanin kendininkinden kat kat ustun olan gucleri etrafindaki tepelerde yuzlerce kamp atesi yaktirarak onlari dort bir yandan kusatildiklarina inandirmisti Dusmanlari kacarken onlari kovalayan askerleri nin eyerlerine bol yaprakli agac dallari baglatmis boylece kalkan toz duman icinde dev bir ordunun gelmekte oldugu sanisini uyandirmistir Bu aldatmacalar cok ise yaramisti Tirmiz Belh ve Semerkant yakinlarindaki Sehrisebz kentlerini Ilyas Hoca Oglan in adamlarinin elinden aldi Timur ve Huseyin uzun savasimlardan sonra Maveraunnehir e egemen olmuslardi Kurultay toplayip Tuva Han in torunlarindan Kabilsah Oglan i han ilan ettiler 1365 yilinda Maveraunnehir in eski valisi Ilyas Hoca bir kez daha isgale kalkismisti Timur la Huseyin in gucleriyle karsilastigi zaman ordusu Taskent yakinlarindaydi Mogollarin ustune cullanan Timur ustunlugu ele gecirdi ve bicim olarak komutani durumunda bulunan Huseyin e kendi adamlariyla dusmanin isini bitirmesi icin isaret verdi Fakat Huseyin geri durdu Mogol gucleri bu yasamsal yanlistan yararlanmakta gec kalmadilar saldiriya gecip dort bir tarafta kilic tan gecirilmedik kisi birakmadilar On bin kisi oldu Timur la Huseyin Ceyhun Irmagi ni gecerek guneye dogru kactilar Bu olay Huseyin le baglasma konusunda icine kusku tohumlari ekmisti Carpismanin en kritik aninda baglasigiyla birlikte vurusmayi reddeden Huseyin e karsi guveni sarsildi Timur kendini ihanete ugramis sayiyordu Ancak Emir Kazakhan in torunu soylu gocebe Huseyin resmen Timur un ustuydu Mir carpismasinda ugradigi agir kayiplarin giderilmesi icin Timur un emirleri ve askerleri uzerine ceza niteliginde bir kafa vergisi salmisti Tarihi kayitlara gore bu o kadar yuksek bir tutardi ki hicbirinin odemesine olanak yoktu Timur atlarini ustelik Huseyin in kardesi olan karisi Aliye nin altin ve gumus kolye ve kupelerini vermek zorunda kaldi Huseyin bunlarin aile mu cevherleri oldugunu bile bile hic orali olmadan hepsini aldi Mir carpismasindan bir yil sonra Timur la Huseyin Semerkand in bagimsiz Serbedar yonetimini yenerek buranin yeni yoneticileri olmanin zaferini kutladilar Iki savasci arasindaki baglasma Timur la Huseyin in kardesi Aliye nin evlenme si ile damgalanmisti Aliye nin bu siradaki olumu aileler ara sindaki son bagi da kopardi Timur 1370 te Huse yin in baskenti Belh e dogru saldiriya gecti Timur galip gelip kenti ele gecirdikten sonra Huseyin yakalanarak ona teslim edildi Daha once canini bagislama sozu verdigi icin Huseyin in oldurulmesini emretmeyen Timur gene de onunla kardesini oldurdugu icin arasinda dusmanlik bulunan adamlarindan Key husrev in bu isi yapmasina engel olmamistir Timur Huseyin in yenilgisi ve katledilmesinin ardindan Cengiz Han in en yuksek yonetim makaminin ancak hukumdar soyundan asil kanli bir kisiye verilebilecegi toresinden hareketle kukla ve yalnizca sozde yonetici olarak bir Cagatay hanini basa getirdi Bu yalnizca gelenek yerini bulsun diye yapilmisti Gercek ik tidar Timur un elinde idi Ibn Arabsah hem yo neten hem yonetilen onun egemenligi altindaydi diye yazar Bu tarihte Sultanlarin gozunde Halifeler nasilsa o da oyleydi Bu guc ve mevki paylasiminin asli oldukca gosterisli bir tahta cikma toreniyle tam olarak ortaya cikti 9 Nisan 1370 te Timur Belh kurultayinin onayiyla Cagatay egemeni olarak tac giydi Emir Huseyin in Haremi ve hazineleri de Timur un eline gecti Timur bunlardan dordunu kendi haremine aldi bazilarini da yanindaki ileri gelen beylere verdi Timur un zafer ganimetieri ara sinda Huseyin in dul esi Saraymulk Hanim da vardi Bu Ma veraunnehir in son Cagatay Hani Kazan in kizi ve Cengiz Han in soyundan gelme soylu bir kadindi Timur Saraymulk Hanim i es olarak alip yonetimine yasallik kazandirdi Bu evlilik Saray Mulk Hanim in han kizi olmasi dolayisiyla Timur a han damadi anlamina gelen kuregen Gurgan sanini tasimaya hak kazandirmistir Bundan boyle ve omrunun sonuna dek kendi adiyla cikarttigi paralarda Cuma hutbelerinde ve tum torenlerde kendine Hanlarhani nin damadi anlaminda Timur Gurgan dedirtti Harezm seferi Emir Timur un ordusu Cengiz Han a ait ulkelerin bolusumunde Kuzey ve Bati Harezm Cuci ulusuna Kat ve Hive Cagatay ulusuna ait idi Timur da kukla han atayarak yonetimi ele alan bir emir olarak Cengiz Han soyundan Suyurgatmis Han i tahta cikardiktan sonra Cagatay hanedani adina hareket etme olanagi bulmustu Timur Kongurat Oymagindan Tengudey in ogullarinin elinde olan Harezm bolgesinin onemli kentleri Kat ve Hive ile ilgilenmekteydi Buralari denetim altina alan Huseyin Sofi ye elci gondererek bu iki kentin Cagatay Han a ait oldugunu bu yuzden burayi birakmasini istedi Huseyin Sofi Harezm i kilicla aldigini ve elinden yine kilicla alinabilecegini bildirdi Bunun uzerine Timur 1371 yilinda cabucak Harezm uzerine yurudu Ancak savasa cikmak uzereyken her an Timur un yaninda bulunan Mevlana Celaleddin Kessi adindaki bir dervis Sofu ya gidip dokulmemesi icin ogutte bulunmak ve Timur ile uzlasmasini rica etme onerisinde bulundu Timur bunu kabul etti ve onu elci olarak Harezm e gonerdi Ancak Huseyin Sofi elci olarak gelen Mevlana Celaleddin Kessi nin ogutlerini dinlemeyrek onu hapsettirdi Bunun uzerine Timur Harezm i kusatti ve Kat kalesini ele gecirdi Yapilan savas sonucunda uzuntusunden olen Huseyin Sofinin yerini alan kardesi Yusuf Sofi Timur a itaat ettigi gibi Ozbek Han soyundan olan ve Hanzade diye unlu olan Suyun Bek Hanim ile Timur un buyuk oglu Mirza Cihangir e vermeye soz vermisti Ancak Yusuf Sofinin sozunde durmamasi uzerine Timur yeniden Harezm uzerine yurumek zorunda kaldi Yusuf Sofi bu kez de ceyizlerin hazirlanmakta oldugu gerekcesiyle af dileyerek 1374 yilinda Suyun Bek Hanim i Semerkand a gonderdi Bu evlilik ile Timur kendisinden sonra oglunu da Cengiz soyundan bir hanimla evlendirerek hanedana damat etmis oldu Hanzade Suyun Bek Hanim Timur un ileride veliaht olarak gosterecegi Muhammed Sultan i dogurmustur 1379 yilinda Harezm sorunu yeniden patlak verdi Harezm egemeni Yusuf Sofi Timur un dogu ile ugrasmasindan yararlanmak istemis ve Buhara tarafina asker gondermisti Timur bir elci gonderdiyse de Yusuf Sofi bu elciyi de yakalatmisti Timur Yusuf Sofi yi 3 ay kusatma altinda tuttu Yusuf Sofi nin rahatsizlanarak olmesi ve yerine gecen Suleyman Sofi ile anlasma saglanmasi uzerine sefer sona erdi Boylece Harezm bolgesi Timur a baglanmis oldu ancak bir sure sonra Toktamis in etkisi ile ile bu bolgede egemen olan Sufi ailesi yeniden Timur a karsi geldi Sufi ailesinin de icinde oldugu Kongurat oymagi Harezm de egemen olan boydu Bu boy Altin Orda ya daha yakin bir boydu Toktamis in annesi bu boya bagliydi Bu boya bagli emirler Altin Orda da etkili emirlerdi Ustelik Ali Bey Kongrat Toktamis Han in bas beyi idi Timur 1371 1379 arasinda duzenledigi dort seferle Harezm bolgesini egemenligi altina almisti Ancak Sofi ailesini ve Kongratlari tam anlamiyla kendine bagladigi soylenemez Kongratlar Toktamis in Altin Orda devletinin toparlamasindan sonra ona yonelmislerdi Suleyman Sofi nin Toktamis in tarafina gecmesi bardagi tasiran son damla oldu Boylece 1388 de Timur besinci kez col yolundan Harezm e yurudu Bunun uzerine Suleyman Sofi Toktamis in yanina kacti Harezm i isgal eden Timur ofke ile halkin Semerkand a surulmesini Urgenc in de yikip yerine arpa ekilmesini emretti Ancak uc yil sonra kentin yeniden bayindirligi icin emir verdi Horasan Seferleri Timur Harezm sorunu cozumlendikten sonra Iran in parcalanmis durumunu duzeltmek icin buraya yoneldi O donemde Iran da su devletler vardi Herat merkez olmak uzere Horasan da Kert Hanedani 1245 1383 merkezi Sebzvar olmak uzere Horasan in bati tarafinda Serbedarlilar merkezi Curcan olmak uzere Astarabad Bistam Damgan ve Simnan yoresinde Toga Timurlular merkezi Siraz olmak uzere Fars ve Kirman taraflarinda Muzafferiler 1294 1393 merkezi Bagdad olmak uzere Irak i Arab Irak i Acem ve Azerbaycan bolgelerinde ise Celayirliler 1336 1432 egemenlik suruyordu Bunlar arasinda surekli cekismeler yasaniyordu Timur Kert lerden baslayarak butun bunlari egemenligi altina aldi Timur 1380 yilinda Kert lerin elinde bulunan Herat i ele gecirdi Daha sonra Horasan in batisina egemen olan Serbedarlilar in baskenti Sebzvar i ele gecirdi 1381 de ise Emir Veli yonetimindeki Toga Timurlular in uzerine yurudu ve Isferayin i ele gecirerek Astarabad a kadar ilerledi Emir Veli Timur un ordusu ayrildiktan sonra ulkesine yeniden egemen oldu ancak 1384 te Timur un ordusu yeniden gelince Azerbaycan taraflarina kacti ve ulkesi tumuyle Timur un topraklarina katildi Uc yillik sefer Timur Horasan seferleri sirasinda Iran in durumunu daha yakindan gorup 1386 da bu ulkeyi tumuyle ele gecirmeye karar vererek Semerkant tan harekete gecti Hac kervanlarina hucum ettigi bahanesiyle Luristan egemeni Melik Izzeddin i ele gecirip ogullariyla birlikte Semerkant a gonderdi Buradan Azerbaycan a yoneldi Bagdat egemeni Sultan Ahmet Celayir in Tebriz e ilerlemekte oldugu haberini almsti ancak Sultan Ahmet Celayir Timur un uzerine geldigini duyunca Bagdat a geri dondugunden Tebriz Timur tarafindan kolayca ele gecirildi Yazi Tebriz de geciren Timur baharda Gurculer uzerine gaza amaciyla sefer duzenledi Nahcivan yakinlarinda Ziyaulmulk Koprusunu gecen Timur Igdir in kuzey batisinda ve Kagizman in dogusundaki Surmeli Kalesi ni aldi ve kalenin Tuman Tutan adli egemenini tutsak etti Bu olaydan sonra Kars Kale ve Hisarin na gelip cevre ve dolayini alan Timur Kars Kalesi valisi olan Firuzbaht i boyun egdirip Akbugra nin yukarisina geldi Kar ve yagmur mevsimi oldugundan buradan da ayrilip Kitu Zersat Cildir Akilkelek yoluyla Tiflis onlerine geldi Timur Tiflis i ele gecirip Sirvan taraflarini da kendine bagladiktan sonra kislamak icin Karabag a geldi Timur Gurcistan a duzenledigi seferlerinde Musluman olan Gurculeri ozgur birakmis ve onlari bu davranislarindan dolayi cesitli bicimlerde odullendirmistir 1387 yili baharinda Nahcivan dan hareketle Karakoyunlularin uzerine yurudu Timur haci kafileleri ve ticaret kervanlarina saldiran Karakoyunlu Kara Mehmed i yakalamak icin Korug Argun a gelip agirligin Aladag Agridag da durmalarini emretti ve kendisi oradan askerleriyle hareketle Aydin Kalesi de denilen bugunku Dogu Beyazit i ele gecirdikten sonra Kara Mehmed in ogullarindan Misir Hoca nin elinde bulunan Erzurum un guney dogusundaki Avnik Kalesi ne eristi Timur bu kalenin ele gecirilmesine girismeyerek Avnik onunden hizla Erzurum a varip bu kenti 1 Temmuz 1387 aldiktan sonra Capakcur a gecip sagdan Murat Nehri ne karisan suya gelip indi Burada Erzincan yoneticisi Taharten in elcisini kabul ederek oradan Mus bolgesine hareket ile ili ele gecirerek Ahlat a geldi Ahlat i ve sonra Adilcevaz i aldiktan sonra Timur agirligin bulundugu Aladag a yoneldi ve burada Abaka Sarayi cayirliginda biraz oturup yeniden Van Golu havzasina inerek yirmi gunluk bir kusatmadan sonra Van kalesini aldi Timur un Karakoyunlu topraklarindaki bu harekati uzerine Turkmenler suratle cekilerek Capakcur dolayina gelmislerdi Burada gecitleri tutan Turkmenler Timur un gonderdigi gucleri agir bir yenilgiye ugrattilar Kara Mehmed i ele geciremeyecegini anlayan Timur Iran a donmeye karar verdi Meraga yakinlarina geldiginde Muzafferiler den Zeynelabidin e adamlar gondererek babasi Sah Suca nin olmeden once gonderdigi bir mektupta onu kendisine emanet ettigini dolayisiyla yanina gelmesini istedi Zeynelabidin bu davete aldirmadigi gibi Timur un gonderdigi adamlara da donme izni vermedi Bunun uzerine Timur 1387 sonbaharinda Hamedan uzerinden Isfahan onlerine geldi ve burayi ele gecirdi Isfahan da once yorenin onde gelenleri seyyidler alimler Timur u karsilamaya ciktilar ve kent halkinin guvenlig karsiliginda mal vermeleri kararlastirildi Kentin ileri gelenleri orduda alikondu Timur Melik ile Mehmed b Sultan Sah bu mali toplamak icin kente gittiler Kentden bir grup sehre giren askerlere saldirarak hepsini oldurduler Timur Isfahanlilar isyan edince kente yeniden dondu ve yedi yasindan kucuk cocuklari ailelerinden ayirtarak bir araya topladi Daha sonra bu yedi bin cocugu ailelerinin gozleri onunde saatlerce atlilara ezdirerek katletti ve kafalarini vucutlarindan ayirdi Kentin yarisini dolasmis olan tarihci Hafiz Ebu her biri 1500 kelleden 28 kule saydigini yazmaktadir Timur Isfahan i ele gecirdikten sonra Aralik 1387 de Siraz a yoneldi Bu sirada Zeynelabidin in Suster e kacmis olmasi nedeniyle kenti kolayca ele gecirdi Onun Siraz da oldugu sirada Toktamis in karsi gelerek asker gonderdigi ve Semerkand tarafinda karisiklik oldugu haberi ulasti Bunun uzerine Timur Semerkand a dondu Toktamis ile Savasimi ve Altin Orda uzerine sefer Timur Gurcistan seferi esnasinda Timur un Kuzey Iran ve Azerbaycan i ele gecirmesi onceden Cuci ulusu ile Ilhanlilar arasinda oldugu gibi bolgede catismalarin yeniden baslamasina yol acti Timur un destegiyle Altin Orda da egemenligi ele geciren Toktamis Han ona karsi gelmeye basladi Her ikisinin de varsil Azerbaycan i kendi istekleriyle terk etmeyecegi acikti Toktamis Han Kahire ye Memluk sultanina bir elcilik heyeti yollayip Timur un Iran da guclenmesi olasiligina karsi onunla baglasma hazirligina giristi Cengiz Han in oglu Cuci nin soyundan gelen Toktamis Altin Orda hukumdari Urus Han babasini oldurtunce Semerkand a giderek 1375 te Timur a siginmisti Timur dan sagladigi destekle 1375 ten baslayarak Dogu Dest i Kipcak a egemen olup 1378 de Altin Orda Devleti nin egemenligini ele gecirdi Bu konuma yukselince Timur un kendisine yapmis oldugu tum yardimlari unuttugu gibi onu bir bakima kucumsemeye basladi Bu basarilardan sonra Altin Orda Devleti ni eski sinirlarina kavusturmak amaciyla Timur a bagli bulunan Harezm i geri istedi Bu istegi Timurla aralarinin acilmasina neden oldu 1387 de yagma amaciyla Timur un egemenlik sinirlari icindeki Azerbaycan a girmekten cekinmedi ardindan ayni yil Timur un ciktigi bati seferinden yararlanarak onun oglu Omer Seyh i yenip tum Maveraunnehir i acimasizca yagmaladi Timur Toktamis uzerine yurumeden once Harezm e yurumustu Toktamis in en onemli destekcileri olan bu Kongratlar a bir darbe vurdugu gibi onemli bir muhalifini de ortadan kaldirmisti Timur 1390 yilinda Semerkant tan Dest i Kipcak a gitmek uzere harekete gecti Otrar yakinlarinda Karaasman sinirina ulastiklarinda Toktamis Han in elcileri geldi Gorusmede elciler Toktamis in af dileyen mesajini ilettiler Timur elcilere Toktamis tan iyi bir davranis gormedigini ona guvenmedigini belirtti Timur guvenlik geregi elciyi tutuklattiktan sonra 22 Subat 1391 de harekete gecti Timur cok buyuk bir uzakligi kat etmis bu arada ordusunda cikan kaygi verici boyutlara ulasan aclik ve susuzluk sorunlarini asmis sonunda Toktamis in ordusu ile 20 Haziran 1391 de Kunduzca bolgesinde karsilasmayi basarmisti Timur ordusunu alisilmis uclu sistemden merkez sag sol degisik olarak 7 kol duzenine gore duzenledi Cok cetin gecen savasin sonunda Toktamis in ordusu bozulmus yenilen Toktamis kacmayi basarmisti Toktamis Han in Timur u Dest i Kipcak derinliklerinde ordusuyla birlikte yok etme yontemi tutmamisti Bes yillik sefer Iran da Muzafferiler hanedanina son verilmesi Toktamis a karsi sefer sirasinda Iran daki bazi yerli egemenlerin yoklugundan yararlanarak Timur a yuz cevirmeleri uzerine Timur adamlarini bolgeye gondererek asker toplamalarini ve savas ilan etmelerini istedi kendisi de 1392 yilinin Haziran ayinda hareket ederek Buhara ya geldi Buradan Ceyhun irmagini gecerek Mazenderan a gelen Timur buranin kendisine bagliliktan ayrilan egemenlerini bas egmek zorunda birakti Buradan Guney Iran a Fars bolgesine gelen Timur Muzafferiler uzerine yurudu Sah Mansur un Timur un egemenligini tanimayarak Siraz a kapanmasi uzerine 1393 yilinin Mart ayinda onun uzerine yurundu Sah Mansur buyuk bir yenilgiye ugrayip kacarken yakalanip tum hanedan uyeleriyle birlikte olduruldu ve ulkesi Mirza Seyh Omer e verildi Bagdad in Fethi Mazenderan ve Fars i ele gecirdikten sonra Bagdat da Celayirlilerin son temsilcisi olan Sultan Ahmed Celayir e elci ile birlikte degerli armaganlar gondererek egemenligini tanimasini istedi Ancak Sultan Ahmet Celayir in Timur un hizmetine giremeyecegini belirtmesi uzerine Timur 22 Agustos 1393 te Bagdat uzerine yurudu 12 Eylul 1393 te Bagdat a ulasti Sultan Ahmed Celayir Dicle yi gectikten sonra kopruyu yaktirmis ve savas duzeni almisti Ancak Timur dan korkan Sultan Ahmed Celayir Timur a karsi koyacak gucu kendisinde de goremediginden Sam a yonelip oradan da Memluk Sultanligi na sigindi Bagdat a giren Emir Timur Sultan Ahmet Celayir den geriye kalan her seye el koydu Ibn Tagribirdi Timur un Bagdat ta her askerinin kendisine bir insan kafasi getirmesini emrettigini kendisine getirilen yaklasik 100 000 insan kafasindan 120 tane kule yaptirdigini ve kentte irmak gibi kipkirmizi kan aktigini aktarir Ibn Kadi Suhbe ise Timur un herkes bir kelle getirsin emri uzerine adamlari onlerine cikan herkesin kentte kesecek kimse kalmayinca yanlarindaki tutsaklarin kafasini da kesmeye basladiklarini ve kendisine 800 000 kelle getirerek bunlardan 40 tane kule yaptiklarini Timur da bunlarin karsisina gecerek Selam olsun size ey sehitler toplulugu Sizin sehadet katina ulasmaniza biz beden olduk bunun icin kiyamet gunu bize sefaat etmeyi sakin unutmayin dedigini aktarmistir Timur a karsi Memluk Osmanli Altin Orda ve Kadi Burhaneddin ittifakinin kurulmasi Timur Bagdat i ele gecirdikten sonra Erzincan Emiri Akkoyunlu ve Karakoyunlu beyleri ile Sivas Kayseri hakimi Kadi Burhaneddin e haber gondererek itaat etmelerini istemis Bagdat sultani na da kalabalik bir elci heyeti gondermistir Ancak cavaplari beklemeden harekatina devam edip Musul Mardin ve Diyarbakir i zaptedip Van golunun kuzeyindeki Aladag a gelmistir Burada iken Erzincan Emiri Taharten yanina gelerek bagliligini bildirmistir Memluk Sultani Timur un elcilerini oldurerek karsilik vermisti Bunun uzerine Timur Suriye ye yurume karari aldi Ancak Kadi Burhaneddin in cabalariyla Yildirim Bayezid Berkuk Toktamis ve Kadi Burhaneddin arasinda bir ittifak kurulmustu Bu sirada Erzurum a kadar gelmis olan Timur Anadolu da Guneyden Memlukler Kuzeyden ise Altin Orda kuvvetleri arasinda kalacagini hesap edip birdenbire geri donme karari alip Toktamis in uzerine yurudu Terek Savasi ve Toktamis in yenilgiye ugratilmasi 1391 de Kunduzca savasinda aldigi maglubiyete ragmen Dest i Kipcak taki gucunu koruyan Toktamis Memluk sultani Berkuk a elciler gondererek Timur a karsi onunla ittifak kurmustu Ocunu almak icin Timur un Mardin ve Diyarbakir bolgesinde bulundugu bir sirada Derbend uzerinden Sirvan a bir baskin yaparak tum halkini kilictan gecirdi kenti yagmalatip yakip yikti Gurcistan daki fetihlerden sonra hazirliklarini tamamlayan Timur 1395 yili Subat ayinda Toktamis uzerine hareket emri verdi Toktamis i kesin olarak ortadan kaldirmak amaciyla harekete gecen Timur un ordusu Toktamis in ordusu ile 1395 te Terek Irmagi kiyisinda karsi karsiya geldi Timur uc gunde ordusunu cember haline getirip cember daraldikca aclik karsisinda ordusuna buyuk bir av ve moral sagladi Timur Terek nehri karsisinda uc gun karsilikli asagi yukari hareket eden ordusundaki kadinlara asker kiyafeti giydirip asagi dogru hareket ettirdi erkekler ise yukari kesimden karsiya gecerek karsiya gecerek Toktamis askerlerini korkunc bicimde yenilgiye ugratip perisan etti Timur Toktamis i bir kez daha yenilgiye ugratmissa da onu ele gecirememisti Buna uzulen Timur Toktamis in yeniden kuvvet toplayarak uzerine gelmesini engellemek icin Ozu Dinyeper irmagi taraflarina yuruyerek Toktamis ile birlikte hareket eden kabileleri yagmalamis onlari Balkanlara dogru surmustur Timur ileri harekatina devamla Astrahan ve Saray Berke nin uzerine yurumus ciddi bir mukavemet gormeden buralari da ele gecirmistir Bu seferiyle Timur Altin Ordu Hanligi na cok buyuk bir darbe indirerek Altin Ordu nun butun gucunu hemen tamamen yok etmistir Timur un Hindistan SeferiHindistan seferi Timur Delhi Sultani Nasir Al Din Mahmud Tugluk ile savasirken 1398 Bes yillik seferden donuste Timur Cin uzerine bir sefer yapmayi dusunuyordu hatta hazirlik yapma maksadiyla Muhammed Sultan i doguya gondermis bulunuyordu Onun bu sirada nicin birdenbire fikrini degistirip Hindistan uzerine gitmeye karar verdigi acik degildir Fakat bu seferi daha sonra yapmayi tasarladigi seferlerine maddi kaynak saglamak icin yapmis olma ihtimali yuksektir Kafirlere cihad adi verdigi seferine 1398 yili Mart ayinda Semerkand tan hareket ederek basladi Sultan Firuzsah in olumunden sonra birtakim kisilerin yoldan cikarak ahaliye zulmettiklerini duyan Emir Timur bu yolsuzluklari kaldirmak icin Delhi havalisine gitti 17 Aralik 1398 gunu Savas duzeni alan ordu Firuzsah in torunu olan Sultan Mahmud un 10 000 atli ve 40 000 piyadeden olusan mukemmel donanimli ordusu ile karsilasti Delhi Sultaninin asil guvendigi 120 adet iri fildi Her file zirh gecirip sirtindaki kulelere beser adet nisanci okcu koymuslardi Gerci bu ordu Timur un ordusu karsisinda sayica ustun degildi ancak Timur un ordusundan bazilari fillerin heybetinden korkuya kapilmislardi Bu yuzden Timur fillerden kurtulmak icin bir hile dusundu 500 horguclu deve toplanmasini fitiller sarilmis kamislar ve yaglanip isitilmis pamuklar yuklenip iki ordu karsi karsiya geldiginde atlarin onune surulmesini emretti Iki ordu karsi karsiya geldiginde Timur develerin sirtina yuklenen pamuklari ve diger yukleri atese verdirip fillerin uzerine surulmesini emretti Develer atesin sicakligini hissedince fillere dogru kosmaya basladilar Filler alevler icinde kendilerine dogru kosan develeri gorunce bu hayvanlardan korkarak sirtindaki suruculeri yere atip ayaklari altinda ezip boyunlarini kirarak kacmislar ve karsilarina cikan piyadeleri de cigneyip gecmislerdir Bunun uzerine Hindular dayanamayip kactilar Timur un 1398 yilinda Delhi nin fethini kutlamasi Minyatur Zafername nin 1436 yili nushasindan alinmadir Sultan Mahmud ve Molu Han az bir askerle muharebe meydanindan cikarak sehre kactilar Sultan Mahmut ve Molu Han perisan bir halde sehre geldiler Emir Timur ogle vakti Delhi ye yetisti fakat aksama kadar orada kaldi Sultan Mahmut ve Molu Han Togan Han sehrin guney tarafindaki buyuk kapidan gece kactilar Timur un askerleri atese tapan Hindulari Timur Ganj nehrine kadar takip etti Ganj kiyilarinda kafalari vuruldugunda nehrin kipkirmizi kesildigi rivayet edilmektedir Sehirde bulunan Seyidlerin buyuklerin kadilarin ve esrafin gelip Timur un huzuruna cikmalarina izin verildi Molu Han in naibi olan Fazlullah i Belhi de bunlar arasinda idi Seyidler ve alimler Emirler aman icin ricada bulundular Timur Mevlena Nasiruddin Omer in sehre girmelerini kendisi adina okunacak hutbeyi suslemesini emretti Timur adina muhtesem bir hutbe tertip ettiler Delhi de Timur icin sahane meclisler tertip ettiler Timur un her seferden sonra yaptigi gibi tertip ettigi av eglencesinde aslanlar kaplanlar gergedanlar mavi geyikler tavus kuslari ve papaganlar avlandi Esrarli Kesmir vadisine inildiginde bolgenin guzelligi ve zenginligi karsisinda hayretini gizleyemeyen Timur butun putperest mabedlerini yerle bir ettirdi Timur un zaferini anlatmak icin yazdirdigi fetihnameleri goturecek olan filler on sira meydana getiriyordu Sanatkarlar ressamlar mimarlar eserlerini Timur un baskentinde meydana getirsin diye suruler halinde Semerkant a goturuldu Bunlar arasinda bulunan bircok tas yontuculari ve duvarcilar seferin basariyla tamamlanmasi serefine Semerkant ta yapilacak olan Cami i Kebir in insasida calismalari icin Timur un komutanlari arasinda pay edildi Bu abidenin insasinda kullanilmak uzere oyma nakislarla nakislanmis bircok taslar ve Hindularin mabedlerindeki esyalar Semerkant a nakledildi On iki ay suren seferin ardindan Semerkand a ulasan Timur bir sure burada kaldiktan sonra tekrar batiya yurudu Yedi yillik sefer 1399 1404 Timur un 1399 yilinda tekrar harekete gecmesinin nedeni Azerbaycan tarafindan ozellikle Miransah ile ilgili pek hos olmayan haberler almasi idi Horasan valiliginden sonra 1393 yilinda Hulagu Han tahtina tayin edilen ve Azerbaycan ve ona bagli yerlerin idaresine getirilen Miransah Hint seferine katilmamisti O 1395 1396 yili sonbaharinda Hoy civarinda attan dusmus fiziksel olarak sagligina kavustuysa da garip davranislarda bulunmaya baslamisti Bu attan dusme hadisesinden sonra doktorlarin butun cabasina ragmen fiziksel olarak iyilesti ise de tam olarak sihhatine kavusamamisti Iran ve Azerbaycan da idarede gevsekligin bas gosterdigine devlet malinin carcur edildigine dair haberler de gelmekte idi Bu durum uzerine Timur Hint seferinden donusunden 4 ay gecmis olmasina ragmen yeni bir sefere cikti Yedi Yillik Sefer diye isimlendirilse de bu seferin suresi 5 yildir ve Timur un en buyuk seferidir Miransah in kendisine birakilan bolgede asayisi saglayamamasinin Timur un bu son On Asya seferinin sebebini olusturdugu butun kaynaklarin ortak gorusudur Ancak Timur un ozellikle Toktamis i yendikten sonra Samur Irmagi kiyisindan Yildirim Bayezid e mektup yazdigi zaman Cerkez oglancigi diye andigi Berkuk un ve Cerkes oglancigi ile dostluk halinde bulunan Sivas kadicigi diye andigi Kadi Burhaneddin e haddini bildirmekten soz etmisti Hatta Bayezid e tekrar gelecegini bildiriyordu Miransah meselesi yuzunden belki bu gelis biraz hizlanmisti Kafkaslarin guneyindeki Gurcu ve Ermenilerin etrafa saldirdiklari Miransah in idaredeki zaafi ve garip davranislari haberi gelince Timur hemen bolgeye yoneldi 1399 1400 yili kisini Karabag da geciren Timur bu esnada Azerbaycan Gurcistan ve Irak ta bazi sindirme faaliyetlerinde bulunarak Bingol e geldi Artik Suriye ve Anadolu yu ele gecirmek icin ciddi bir engel kalmamisti Sivas in Timur tarafindan alinisi Timur ile Bayezid arasindaki baslica problemlerden biri Erzincan Emiri Taharten meselesidir Taharten daha Timur un On Asya ya ilk seferinden itibaren onun hakimiyetini tanimisti Bayezid 1399 da basta Malatya olmak uzere Kahta Divrigi Behisni Darende kalelerini topraklarina katmisti Bu sekilde Firat a kadar olan yerler Osmanlilarin eline gecmisti Anadolu siyasi birliginin saglanmasi icin sira Firat in dogusundaki Harput Diyarbakir bolgeleri ile Erzincan ve Erzurum a gelmisti Yildirim Bayezid Erzincan Emirine kendisine itaat etmesini bildirmisti Erzincan Emiri Taharten Bayezid e vergi vermeyi kabul etmis ancak Kemah i Osmanlilara vermeyecegini soylemisti Bunun yalnizca bir oyalama siyaseti oldugu anlasilmaktadir Taharten eskiden beri hakimiyetini tanidigi Timur a Bayezid in isteklerini bildirmis ve sikayette bulunmustu Timur Taharten i huzuruna kabul ettikten 2 gun sonra Sivas sehrine geldi Timur un ordusunun rehberligini Akkoyunlu beyi Kara Yoluk ile Taharten yapiyordu Sivas sehri yuksek surlarla cevriliydi Guney tarafinda kaynak sularla beslenen bir hendek vardi Hisarin bu tarafinda delik acmak mumkun degilken bati tarafi bu is icin uygun bulunmus ve hisar kusatmaya alinmistir Lagimlar kazilmis ve sehir halki bunu gec fark etmistir Osmanli tarihcisi Ibn i Kemal Timur un askerlerinin hic durmadan adeta yiyip icmeden sabahtan aksama calistiklarini ifade etmektedir Lagim kazma faaliyetleri sonuc vermis ve sehirdekiler kalenin dusecegini anlayinca kale muhafizi Mustafa kaleyi teslim etmek zorunda kalmisti Timur Sivas i kan dokmeyecegine soz vererek teslim almasina ragmen 3 4 bin Ermeni yi kazdirdigi buyuk cukurlara gommek suretiyle oldurtup iste sozumu tuttum bir tanesinin bile kanini dokmedim demistir Timur Sivas ta bakim evlerinde bulunan cuzzamlilari Turkistan da bilinmeyen bir hastalik oldugundan askerleri arasinda yayilmamasi icin imha etti Sivas i savunan Bayezid in oglu birkac gun canli olarak muhafaza edildikten sonra olduruldu Timur Sivas i aldiktan sonra fazla ilerlemedi ve Suriye istikametine yoneldi Sivas i almasina ragmen Malatya henuz Osmanlilarin elindeydi Arkasinda kendisine ait olmayan yerler birakmak istemeyen Timur donup Malatya yi almis ve daha sonra guneye inmistir Timur Sivas ve Malatya yi almakla Yildirim a gozdagi verip kendisine boyun egecegini tahmin etmis olmalidir Nitekim Timur Sivas i aldiktan sonra Yildirim Bayezid e yazdigi mektubda Sivas hadisesinden ders alip sulh yoluna girmesini kendisinin Ilhanli neslinden geldigini kucugun buyuge itaatinin vacib oldugunu yazmistir Ayrica Haleb Naibine gonderdigi mektubda da Osmanoglu denen bu cocugun edebinin kitligini duyup kulagini cekmek istedik ve onun ulkelerinden Sivas ve diger yerlerde onun vaziyyeti hakkinda sizin de duydugunuz seyler yaptik demekteydi Timur ile Yildirim Bayezid arasindaki cekismede Sivas in Timur tarafindan alinmasi onemli bir noktadir Bu sekilde Timur ilk kez Osmanli hakimiyetindeki bir bolgeyi ele gecirmis olmaktadir Sivas in zabti ile Yildirim Bayezid durumun ciddiyetini anlamis olmalidir Bayezid bu haber kendisine ulastiktan sonra Istanbul kusatmasina son verip Anadolu ya gecti Kara Yusuf ve Ahmet Celayir in Yildirim Bayezid e siginmasi Timur un Sivas a yurumesi habberini alinca Karakoyunlular in hukumdari Kara Yusuf ve Bagdat Hukumdari Sultan Ahmed Celayir Timur un Suriye ye de inerek yollarini kapatacagini dusunerek ikisi birlikte Misir a siginmayi karar kildilar Yedi bin asker ile birlikte Firat i gecip Memluk Sultani Ferec e kendilerini siginma talebini bildirmek icin bir elci gonderdiler Bu arada Halep te yaklastiklari sirada sehrin valisi Demirtas multecilerin yolunu kesti ve daha ileriye gitmelerine engel olmak istedi Demirtas onlarin mektupla Suriye ye girmek icin ricada bulunmalarina ragmen Hama Naibi Dokmak i da yanina alarak onlara karsi cikti Halep onunde yapilan savasta Demirtas bozguna ugradi Haleb naibi oldu Hama ve Birecik naibleri esir dustuler Kara Yusuf ile Sultan Ahmed Ferec e bu duruma Haleb naibinin sebep oldugunu kendilerinin sadece canlarini kurtarmak icin savastiklarini bildirdiler Bu hadise sebebiyle Memluk devletine siginma umitlerini kaybedip Yildirim Bayezid e siginmaya karar verdiler Timur un Bagdat i ele gecirdikten sonra Berkuk a gonderdigi elci oldurulmus Kara Yusuf tarafindan tutsak alinan Avnik hakimi Atlamis da Kahire ye gonderilerek orada hapsedilmisti Bunun uzerine Timur henuz tahta gecmis olan Ferec e elciler gondererek Atlamis in geri verilmesini istedi ancak elciler Haleb e varir varmaz hapsedildier Daha Sonra Timur Ferec e bir mektub yazarak Atlamis i teslim etmesini ancak o zaman elcisini oldurmesi hadisesini affedecegini bildirdi Behisti Kusatmasi Timur bu sirada Malatya da bulunurken Sahruh ileri gelen Emir ve Komutanlarla Behisti kalesinin etrafini kusattilar Bu kale o yuksek bir dag uzerinde bina edilmis ve etrafinda surlar yapilmis bir kapi kanadi ve hisar ile tahkim olunmustu Kalenin ortasina doner bir mancinik konmustu Emir Timur kalenin etrafinin Emirlere taksimini buyurduktan sonra Kale icinden mancinikla otaga tas atildi Timur derhal kusatma aletlerinin hazirlanmasini emretti Askerler kaleyi cember icine alip carpismaya basladilar Yirmi mancinik kurulmustu Manciniklardan birini Timur un otagina tas atan mancinigin tam karsina kurmuslardi Bu mancinikla atilan ilk tas Timur un sansindan olsa gerek ki Timur a ates eden mancinigin koluna isabet edip parcaladi Bu sirada Mirza Rustem Fars ordusuyla gelip ana orduya katildi Timur un huzuruna cikti ve bircok hediye takdim etti Timur onu kucaklayip bagrina basti Diger yandan lagimcilar hisar duvarinin dibine bir delik actilar Bir yandan da manciniklarla kaleyi dovmeye devam ettiler Kalenin Beyi Mukbil durumun vahametini anlayinca Timur a adam gondererek bir rivayete gore sunlari soylemistir Korktugum icin disari cikamiyorum Bu bendenizi affedip canimi bagislayacaginizi umit ediyorum Rivayet Yezdiden dir adam gonderildigi kesindir fakat adamin ne dedigi kesin degildir Rivayette Timur a gelen adama cevaben Timur sunlari soyler Kaleyi aldiktan sonra onu serbest birakacagiz Eger simdi bu kale kapisindan geri donersek millet sanir ki kaleyi alamadigimiz icin geri donduk 27 Eylul 1400 tarihinde lagimlarin ateslenmesi emredildi Lagimlar ateslendikten sonra burclar kuleler yikilmaya basladi Kale halki bunu gorunce korkuya kapildi Mukbil in adamlari telas icinde oraya buraya kacistilar O sirada kaledeki kadilar ve onde gelen kisiler hediyeler hazirlayip Sahruh u baris icin araci yaptilar Timur Sahruh un hatrina Mukbil i bagisladi Gelenler hayir duasinda bulunarak kaleye donduler ve hutbeyi Timur adina okutup onun adina sikke bastilar Antep in Fethi Timur bu meseleden de galip ayrildiktan sonra ilerleyerek Antep tarafinda dogru ilerledi Sehirde bulunan akli basinda ileri gelen adamlar sehri terk etmislerdi bile Yalniz bazi kimseler savunma icin hisarin icine girmislerdi Bu hisar hakikatten saglamdi Timur kale onune geldiginde onde gelen kisiler kacip gitmis iceride yalnizca siradan insanlar kalmisti Bu yuzden hic direnmeden kaleyi teslim ettiler ve boylece kale ele gecirilmis oldu Kalede bol miktarda yiyecek vardi Dolayisiyla askerler ihtiyaclarini rahatlikla karsiladilar Sami askerlerin sehrin ahalisini kilictan gecirdiklerini ancak bazilarina merhamet ederek affettiklerini Binalari evlerini yikip yerle bir ettikten sonra Haleb tarafina teveccuh ettiklerini aktarir Haleb in Fethi Timur un Memlukler ile savasi Timur Behisni ve Antep i aldiktan sonra Halep onlerine vardi ve 28 Ekim 1400 de Halep yakinlarinda bir yerde karargahini kurdu Timur un Halep e yaklastigi siralarda Halep beylerbeyi Timurtas hemen Misir a capar gondererek durumu bildirdi ve Memluk Sultani haberi alinca Sam daki ordularin da Halep te toplanmalarini emretti Cevre beylerin askerleriyle yardima gelmeleri sayesinde kalabalik bir ordu kurulmus oldu Beylerin toplanmasindan sonra Timurtas toplanti yaparak alinmasi gereken onlemler hususunda karar alinmasini kararlastirdi Timurtas uzerlerine gelen tehlikenin farkindaydi ve ulkenin selameti acisindan Timurla anlasma niyetindeydi Fakat Sam Beylerbeyi Sudun bu gorusun korkakca oldugunu ileri surerek ulkelerinin Timur tarafindan fethedilen hicbir ulkeye benzemedigi kalelerin kara tastan yapilma asker ve silahlarinin cok namli oldugunu iddia ederek savasmaktan yana tavir sergiledi Diger beylerin de Sudun dan yana olmalari neticesinde kurultayda savas karari alindi Timur askerlerini bizzat idare etmek icin merkezde kiymetli egerler ile orulmus bir fil istihkami arkasinda yerini aldi Bu fillerin uzerindeki okcular yanar oklarla Grejuva yagdiriyorlardi Savasin baslangicinda filler hareketsiz kalmislardi ancak sonradan Memluk askerlerinin uzerine hucum ettiler Askerleri hortumlariyla havaya firlatip havadan yere dustuklerinde ayaklariyla ezdiler Memluk askerleri korkup kacti Sam Beylerbeyi Sudun ve Halep Beylerbeyi Timurtas kacarak kaleye gelmislerdi Timur kaledekilere birini gonderip soyle dedi Bizim isimiz askerlerle Sivillerle bir isimiz yok Allahu Teala nin inayetiyle kale dag ve nehir bizim icin asilmasi kolay yerlerdir Bu yuzden kaleye guvenip binlerce Muslumanin kanina girmeyin Itaat kemerini baglayip disari cikin Aksi halde dokulecek Musluman kanindan sizler sorumlu olursunuz karilariniz ve cocuklariniz esir edilirler Kale halki bu sozleri duyunca korkuya kapilip yapacak bir seyleri olmadigini anladi Affedilme talebiyle Timur un huzuruna geldiler Sudun ve Timurtas kale askerleriyle birlikte tutuklandi Timur Memluk Sultani Farac a bir elci gonderip Sudun ve Timurtas i ele gecirip Halep sehrini zapt ettik Eger Atalmis i bize gonderirsen biz de sana bu beyleri gondeririz Atalmis i bize hemen gonderesin dedi Timur un askerleri sehre kolaylikla girdi Hezimet sirasinda sehir kapilari onunde meydana gelen izdihamda Timur un askerlerinin atlarinin ayaklari altinda binlerce insan telef oldu Timur Halep te yaklasik 15 gun kadar kaldi Sehir yagma edildi ve butun sakinleri kadin erkek cocuk yasli ayirt edilmeksizin kilictan gecirildi Bu sure zarfinda Halep te oldurulen erkek yasli kadin ve cocuklarin sayisi yirmi bin civarinda idi Aclik ve susuzluktan olenlerin sayisi buna dahil degildi Ibn i Ilyas Timur un olulerin kellesinden her biri yirmi zira yukseklikte on minare yaptirdigini ve kellelerin yuz kismini ruzgar alacak sekilde disa getirdiklerini anlattiktan sonra Timur un askerlerinin soygun ve oldurme konusunda cok asiriya gittigini ve cami ile evlerin yakilmasi icin agaclar kesildigini aktarir Ibn i Tagriberdi ise Halep in ici ve cevresinin cesetlerle doldugunu ve cesetlerden artik topragin gorunmedigini yurumek isteyen kisinin cesede basmadan yuruyemeyecegini yazar Ibn i Arabsah a gore Timur un Halep te bu kadar asiriya kacmasinin sebebi Sam naibi Timur un Halep e gonderdigi caparin basini keserek ustundekleri soyup aldiktan sonra caparin akrabalarindan biri de olan biteni Timur a anlatip oldurulen kisinin intikaminin Haleplilerden alinmasini istemisti Timur da onun bu istegini kabul ederek ona Halep halkina istedigini yapma hakki vermisti Buna karsilik Hicaz a gitmek uzere yola cikan ve Halep e gelen Nizameddin Sami nin tum olaylari bizzat bir evin catisindan gordugunu belirtmesine ragmen diger muelliflerin kaydettigi kellelerden minareler yapilmasindan hic bahsetmemesi dikkat cekicidir Timur 30 Ekim 1400 tarihinde Halep sehrini aldigi zaman sehrin alimlerini ve kadilarini huzuruna kabul ederek onlarla bir gorusme yapti Bu gorusmede bulunan Ibn Sihne bu toplantiyi soyle anlatir Bizi cagirtti huzuruna geldik ve oturmamiz emredildi Bize size Semerkand Buhara Herat sehirlerindeki ulemaya sordugum ve cevap veremedikleri soruyu soruyorum En iyiniz ve en bilginizden baskasi bana cevap vermesin ve ne konustugunu bilsin dedi Bunun uzerine Timur sordu Dun sizden ve bizden olenler oldu peki hangisi sehittir Sizden olenler mi bizden olenler mi Herkes susmustu ki Allah bana cevabi hemen gosterdi Dun sizden ve bizden kim Allah adini yuceltmek icin savasti ve olduyse o sehittir diye ekledim Bunun uzerine Timur guzel guzel dedi Kendisinin son sorusu Hz Ali Muaviye ve Yezid hakkinda ne diyorsunuz seklinde oldu Kadi Alemuddin el Kufsi ucu de muctehiddir deyince Timur cok kizdi ve hakli olan Hz Ali dir Muaviye zalim Yezid ise canidir Siz Halepliler Huseyin i katleden Samlilar kadar suclusunuz dedi Es Sehavi de bu konuyla ilgili olarak sunlari soyluyor Timur Halep te kaleyi de alinca ulemayi toplayip onlara eziyet etmek icin Muaviye ve Yezid hakkinda ne dusunduklerini sordu Kadi Alemuddin el Kufsi de Hz Ali ictihat etti iki sevap aldi Muaviye ictihat etti ama ictihadinda yanildi bir sevap aldi diye cevap verince Timur cok kizdi Musa el Ensari es Safii de Muaviye ye lanet caiz degildir cunku o sahabedir dediginde de Timur Sahabe kime denir diye sordu O da Muhammed i gorene denir diyerek cevap verdi ve bunun uzerine Timur Yahudi ve Hristiyanlar da onu gorduler peki onlar da mi sahabe diye sordu Kadi Serafeddin de Musluman olmasi gerekir diyerek Bazi kitaplarin hasiyesinde Yezid in lanetlenmesinin caiz oldugunu gordugunu ekledi ama Timur yine kizdi Sam in Fethi Halep te on bes gun kalan Timur ordusuyla guneye dogru hareket etti Behisni Antep Halep Hama Humus ve Baalbek i birbiri ardinca ele gecirmis olan Timur harekatina devam ettigi sirada askerlerinden bir kismini Saydam ve Beyrut a gondermistir Askerler bu bolgeleri yagmalayarak erzak ve ganimetle geri donmustur Sultan Farac ise Aralik 1400 sonlarinda ordusuyla Sam a ulasmis ve asayis temin etmistir Misir sultani burada dervis kiligina soktugu 2 olum fedaisini Timur a gondermistir Gorevleri olan Timur un oldurmeye muvaffak olamayan fedailer Timur un divan katibi Hace Mesud Semnani tarafindan desifre edilerek ele gecirildiler Uzerlerinden cikan zehirli hancerlerle suclarini itiraf eden fedailer ibret olsun diye biri oldurulerek digeri de kulak ve burnu kesilerek Misir sultanina geri gonderildi Ordunun Sam a ilerlemesiyle bazi beyleri devriye olarak cikartan Timur bu beylerin bilgi toplamasini emretti Sam devriyesiyle karsilasan bu oncu birlikler bircok Memluk askerini sehit etmis bir kismini da esir almistir Bunlar Emir Timur huzuruna getirildiler ve Halep ten Sudun la beraber getirdikleri diger esirlerle birlikte oldurduler 1401 yili Ocak ayinda Sam onlerine gelen Timurlu ordusu sehrin guneyinde kamp kurarak beklemeye baslamistir Fakat burada yaklasik on gun kadar bekleyen ordu iase sikintisi cekmeye baslamistir Bu asamada Emir Timur ordusunu sikintidan kurtarmak ve bir hileye basvurmak amaciyla Sam in dogusundaki meralara ordusunu goc ettirmistir Dusman ordusunun gidisini bir geri cekilis sanan Memluk ordusu bu yanlis zanna dayanarak sehir disina cikarak ordugah kurmustur Cikardigi devriyeler sayesinde dusmanin rehavete kapildigini ogrenen Timur ordusunu savas nizamina sokup sag sol cenah beylerini duzenledikten sonra Memluk ordusu uzerine ani bir baskin yaparak bircogunu oldurmustur Alinan maglubiyet karsisinda saltanatinin tehlikeye girecegini anlayan Sultan Ferec bazi beyleriyle beraber sehri terk edip Kahire ye kacmis hayatta kalanlar ise Sam kalesine siginmislardi Sehir icindeki kale ise lagimlar acilmak suretiyle burclari yikilarak fethedildi Sahruh Mirza Miransah ve bazi beyleri Kenan a gondererek kislak karargah kurmalarini emretmis ve daha sonra Akka sehrine kadar olan yerleri yagmalamalarini bildirmistir Sam kusatmasi esnasinda Timur Muhammed in esleri Ummu Sema ile Ummu Habibe nin ve muezzin Ahmedi Bilal in Sam yakinlarindaki turbelerini ziyaret etti Sam sakinlerinin temsilci olarak gonderdikleri ulemayi kabul ederek kendi sofrasina oturttu Unlu tarihci Ibn Haldun da bu temsilciler arasinda idi Ibn Haldun u gayet guzel bir sekilde agirlayan Timur ona ulkesi ve tarih ile ilgili ilginc sorular yoneltmis ve Ibn Haldun da bunlari cevaplamistir Ibn Haldun un vermis oldugu bazi cevaplarla tatmin olmayan Timur o konudaki kendi gorusleri ile Ibn Haldun u sasirtmistir Bu arada aralarinda oldukca samimi bir hava olusmus Timur Ibn Haldun a karsi oldukca sicak davranmis onun tum isteklerini yerine getirmis ve hatta Misir a donmesine bile izin vermistir Sam da Ibn i Haldun un da Mukaddimesinde yer verdigi bir olay yasanmistir Ibn Haldun a gore Timur Sam sehrini aldigi zaman sehirde bulunan ve el Hakim el Abbasi soyundan gelen bir kisi Timur dan atalarinin sahip oldugu uzere hilafet mansibinin kendisine verilmesini talep etmistir Timur bunun uzerine Ben Senin icin fakihleri ve kadilari toplarim sayet senin lehine karar verirlerse bende senin istedigin sekilde adaleti saglarim demis ve ardindan aralarinda Ibn Haldun Ibn Muflih gibi kimselerin bulundugu fakihleri ve kadilari cagirtarak adalet meclisi kurmustur Bu mecliste iddia sahibi dinlenmis fakihler bu konudaki fikirlerini beyan etmisler ve onu haksiz bulmuslardir Bunun uzerine Timur iddia sahibine Fakihleri ve kadilari dinledin Haksiz oldugun asikardir Gidebilirsin Allah seni dogru yola ulastirsin demistir Sehrin ileri gelenleri fidye olarak 1 milyon dinar karsiliginda Timur ile anlasmislardi ancak 1 milyon dinar gelince Timur fidyeyi 10 milyon dinar yaptigini soyledi 10 milyon dinar gelince ise daha fidyenin ucte birinin geldigini soyledi Mart 1401 de Timur sehrin yagmalanmasini emretti Bunun uzerine sehre yayilan askerler bircok esir almis ve sehrin belli basli yerlerinde yanginlar cikarmistir Yanginlarin Camilere sicramasini engellemek icin bazi beylerini gorevlendirse de bunda basarili olamamis ve Sam harabeye donmustur Sehirde alinan esirlerin serbest birakilmasini ferman buyurarak ordusunu o bolgeden ayrilmak uzere harekete gecirmistir Bu seferler sirasinda Timur un yaninda bulunan ve daha sonra Timur un tarihi Zafername yi yazacak olan Nizamuddin Sami Sam da yasanan soyle bir olayi aktarir Timur Sam a girince devlet erkanina ve emirlere biz isitmistik ki bu memleket bir muddet Muaviye ve Yezid in idaresi altinda idi Bunlar daima ehl i beyt e ve peygamberin kizi Hz Fatma ve damadi Hz Ali ye ve onlarin ogullarina zulmettiler Sam ahalisi bunlarla beraber oldular Bir taife peygamberlerinin ulusunun ummetinden olsun cehennem zindani olan sirkten kurtulup cennet bahcesi gibi olan Islamiyete kavussun sonra da onun ailesine boyle zulumler yapsin Bunu aklim almazdi Ama Sam i gorunce bu hakikat simdi meydana cikti Cunku boyle buyuk bir sehirde sirf hava ve heves ugruna bu kadar buyuk binalar koskler bahceler semaya sercekmis saraylar yaptiklari halde burada yatan peygamberin zevcelerinin kabirlerine bir adam cikip ta dort duvar bile cekmemis Allah boyle bir milletin basina bela vermeyip de kime versin Bu hadise eserini 1503 tarihinde tamamlayan Osmanli tarihcisi Edirneli Oruc Bey in Tevarih i Al i Osman adli eserinde su sekilde aktarilmistir Sam i alan Timur Sam da uzerlerine derme catma kulubelerin yapilmis oldugu bazi mezarlar gordu Kime ait olduklarini sorunca Sahabe nin mezarlari oldugunu ogrendi Ama bu mutevazi mezarlarin hemen ilerisinde Sam daki Emevi Camii nin yakininda bulunan Babu s sagir Mezarligi ndaki kubbeli ve son derece gosterisli bir mezarin da Emevi halifesi Muaviye nin oglu olan ve Hz Muhammed in torunu Hz Huseyin ile yakinlarinin Kerbela da sehit edilmesine sebebiyet veren Yezid e ait oldugunu ogrenince hiddetlendi Sahabe mezarlarinin uzerine kulubeler kondurmus peygamber efendimizin torununu katletmis bu adama da saray gibi mezar yapmissiniz diyerek Yezid in turbesinin derhal yikilmasini topraginin elli arsin kazilarak Kizildeniz e dokulmesini buyurdu ve askerinden binlercesini getirerek Yezid in mezarinin uzerine isetti Bu sirada Muaviye nin mezari da ortadan kaldirilmisti Ankara Muharebesi I Bayezid i esir alan Timur 1401 yilinin Temmuz ayinda kirk gun suren kusatmadan sonra Bagdad i ele gecirmisti Timur un Sam Haleb ve Bagdad i ele gecirdigi esnada Karakoyunlu Kara Yusuf ile Sultan Ahmed Celayiri nin Yildirim Bayezid e siginmasi gerceklesmisti Bu durum Yildirim Bayezid ile Timur arasindaki bir baska problem idi Timur ile Yildirim Bayezid karsi karsiya gelmeden once aralarinda mektuplasmalarin oldugunu tarihi kaynaklar bildirmektedirler Mektuplarin Farsca ve Arapca olarak yazildiklari yine bu mektuplarin icerisinde belirtilmektedir Timur Yildirim Bayezid e yazdigi birinci mektubunda Kara Yusuf ile Bagdat Sultani olan Ahmed Celayir in Osmanli idaresine siginma taleplerini kabul etmemesini bu iki kisiyi yakalayip aileleri ile birlikte ya kendisine teslim edilmesini veya oldurulmelerini ya da ulke sinirlari disina cikarilmalari gibi tekliflerini iletmistir Yildirim Bayezid Timur un bu gibi isteklerini emrivaki saymis muhtemelen kendisine iltica edenlerin kiskirtmalari ve onun daha onceki Sivas kusatmasi da dahil Osmanliya karsi besledigi istila planlari sebebiyle cok sert ve hakaret edici sekilde cevaplamistir Mektubunda Timur a kudurmus kopek demekten cekinmeyen Bayezid bu tarafa gelmezsen uc talak ile zevcelerin bos olsun ben de sana karsi cikmazsam zevcelerim uc talak ile bos olsun diye agir bir dil kullanmistir Timur u Osmanli devleti uzerine yurumeye tesvik edenler arasinda Erzincan Emiri Mutaharten Akkoyunlu Beyi Karayoluk Osmanli karsisinda topraklarini kaybeden diger Turk beylikleri ozellikle de Karaman beyi yer almaktaydi Ayrica Ceneviz Fransa Bizans ve Kastilya gibi Osmanli karsitlari da bu savasin olmasi yonunde Timur la yakin iliski icerisinde bulunmuslardir Bati Hristiyan devletleri ve Bizans 1398 den beri Timur ile iyi iliskiler icindeydiler Istanbul u kusatma altinda tutan Bayezid e karsi imparator II Manuil Timur un egemenligini tanidigini harac odemeye hazir oldugunu bildirmekte idi Ayrica Timur Anadolu da Tatar gruplara adam gondererek onlari Bayezid e karsi kazanmaya calisiyordu Yildirim Bayezid in Timur un huzuruna getirilisini tasvir eden bir cizimAnkara Muharebesi nin tasviri Timur Karabag kislaginda Bayezid ten gelen Osmanli elcisine Osmanlilar daim Frenklere karsi gaza yaptiklarindan ona karsi yurumek Frenklerin kuvvetlerinin artmasina neden olur bu nedenle Rum diyari uzerine yurumek yanlisi degilim yanitini verdi Fakat Bayezid in Karakoyunlu Kara Yusuf u himaye etmekte israrini bir meydan okuma olarak goruyordu Timur son olarak baris icin Bayezid in Kara Yusuf u idam yahut kendisine teslim veya yaninda uzaklastirmasi kosullari ileri surdu Bunu kabul ederse baba ogul oluruz gazalara yardim ederiz dedi ve 12 Mart 1402 de Karabag dan Anadolu ya hareket etti Bayezid e haber gonderip kosullari tekrarladi Bayezid ten tekrar elci geldi Timur savas icin hazir ol mesajiyla elciyi geri gonderdi Sivas sahrasinda Bayezid in elcileri onunde ordusuna resmi gecit yaptirdi Oradan tekrar baris onerdi Bu kez eski Erzincan Beyi Taharten ailesinin teslimini istedi Bayezid in buyuk bir ordu ile hareket ettigi haberi geldi Bayezid Timur u karsilamak uzere Dogu Anadolu yollarina dusmustu Timur ise guneye yonelip Ankara ya ulasti Bayezid stratejik manevrada kaybetmisti Aceleyle geri dondu Yorgun askeriyle Cubuk Ovasinda elverissiz susuz bir yerde konaklarken Timur un ordusu en iyi kosullarda konuslanmisti Savas Timur un askerlerinin saldirisiyla basladi ve Osmanlilarin sol kolu bozuldu Tatarlar ve Timur un yanina siginmis Anadolu beylerinin Bayezid in ordusundaki askerleri kendi beylerinin yanina kactilar Kendi askeriyle kalan Bayezid in bozgunu goren birlikleri kendi yurtlarina donmeye bakiyordu Devlet ileri gelenlerinden her biri bir sehzadeyi alarak kacmis ve Bayezid Timur un butun seferleri sirasinda yaninda bulundurdugu sadik adamlarindan Mahmud Han tarafindan esir alinmisti Ankara Savasi sonrasinda Anadolu daki faaliyetleri Timur un biyografisi Zafername den 1467 alinan Bihzad tarafindan cizilen ve Izmir Kusatmasi ni gosteren bu Fars minyaturu Johns Hopkins Universitesi ndeki John Work Garrett Kutuphanesi nde saklanmaktadir Zafer akabinde Timur Mirza Muhammed i Bayezid in oglu Suleyman Celebi pesinde yagma ve Bayezid in hazinesini ele gecirmek uzere Osmanli baskenti Bursa uzerine gonderdi Timur birlikleri Bursa ya Suleyman Celebi oradan ayrildiktan hemen sonra girip sehri yakip yikip yagmaladilar Osmanli tarihcisi Nesri Timur un oglu Mirza Muhammed in Bursa yi yakip yikip talan ettigini saraydaki Osmanli hazinesini aldigini ve Ulu Cami yi ahir yapip icine adamlar koydurarak ates yakip yemek pisirdiklerini Bursa halkinin da basina gelen bu olaydan dolayi haftanin gunlerini unutup cuma namazlarini kilamadiklarini aktarir Suleyman Celebi Rumeli ye gecmek uzere babasinin yaptirdigi Anadolu Hisari na siginmisti Anadolu Hisari na yakin bir dagda carpismalar uzerine Timur bu tarafa kuvvet gonderdi Suleyman Celebi ye iki adam gonderip huzuruna cagirtti Suleyman Celebi ye giden adamlar Celebi adina zengin armaganlarla geri geldiler Bayezid in buyuk oglu Suleyman Celebi Timur un cakeri olmayi kabul edip her ne zaman emrederse gecikmeden huzuruna gelecegine dair soz verdi ve ardindan Edirne deki Osmanli tahtina oturdu Timur Anadolu da Bayezid in ortadan kaldirdigi beylikleri ihya etti Her tarafta Bayezid in ortadan kaldirdigi kucuk buyuk hanedanlara yarliglar vererek kendi egemenligi altina aldi Emirzadeler Bursa dan sonra Iznik ve Canakkale bogazina dogru ilerleyip yuklu miktarda ganimet elde ettiler Akdeniz kiyilarina Antalya ve Teke ye gonderilen emirler ise tum bolgeyi yagma edip buyuk ganimetlerle donduler Daha sonra Timur Sivrihisar a geldi ve cadirlar kuruldu Oradan Kutahya ya indi aman mali alip sehre zarar vermediler Germiyan Beyinin ziyafetleriyle isret meclisi kuruldu Kis aylarinda daha sicak olan bolgelere ozellikle Denizli yoresine inmis bu arada Pamukkale ye gelen askerleri bilmeyerek suyundan ictiklerinden olmuslerdi Bu arada Timur da Denizli ye gelmis ve ozellikle meyvesi bol bir yer olarak bildirilen bu bolgeleri tekrar eski beylerine vermistir Muhammed Sultan Manisa da Sahruh Uluborlu Keciborlu taraflarinda kislarken Timur ise Bursa Edremit yoluyla Bergama ya geldi ve bir muddet burada kaldi ve ardindan Izmir e yakin Tire de kislamaya geldi 1403 Eylulunde Balat sahillerinden gemi ile gecen Ispanyol elcisi Clavijo Timur un bu sehir civarinda kisladigini ve bir yil once de Balat a gelerek Rodos a ait Zeros adasini vurdugunu belirtir Izmir Kusatmasi Izmir onlerine geldiginde Muhammed Sultan da kendisine katildi Timur 14 yuzyil ortalarindan itibaren Turklerin elinden cikmis olan Izmir i Hristiyanlarin elinden almaya Bayezid in yapamadigi fetih isini kendi yapmaya karar verdi Izmir de Rodos Sovalyeleri hukum surmekteydi Izmir i tepelerden seyreden Timur beyaz tas duvarli kale ile diger binalari hayranlikla seyretti Dunyanin butun kale kent ve denizlerini gordugunu ama boylesi guzellikle ilk kez karsilastigini itiraf etti Izmirliler isgal icin gelenleri onemsemedi Bu yuzden kusatmanin ilk gununde teslim olmalarini isteyen beyaz bayragin ikinci gunde zorla zapt edileceklerini ihtar eden kirmizi bayragin ve ucuncu gunun de yagmayi ve talani ihtar eden siyah bayragin dalgalanmasini umursamadilar Timur kalenin temellerindeki lagim acma calismalari surerken ordusunun buyuk kismina cevre tepelerden sokturdugu kayalari limanin girisine tasitiyordu Birkac gun degil birkac yil ayni bicimde calisilsa bile liman girisinin engellenemeyecegini dusunen Izmir halki bosuna bir caba olarak gordukleri calisma bittiginde kayalarin limanin girisini kesmek icin degil limana giris cikis yapan gemilere top atisi yapmak gayesiyle kurulacak iskeleye temel islevini yerine getirecegini anlayacaklardi Asil dehset lagimcilarin yogun cabasi sonucu kale burclari ayni anda havaya ucurulurken iceriye giren Timur un askerlerinin kestigi baslar top mermisi olarak limandaki gemilere atilirken yasandi Rodos Sovalyeleri ve onlara yardima gelen gemiler denizin ustunu kaplayan kesik baslardan dehsete kapilarak limandan uzaklastilar Bir sure limanin uzaklarinda gezindikten sonra gozden kayboldular Iki haftalik kusatmadan sonra Izmir fethedildi Bir rivayete gore Yildirim Bayezid bu duruma hayran kalmistir Izmir Kusatmasi sonrasi Bu sirada Bursa da yerlesen Yildirim Bayezid in bir diger oglu Isa Celebi de elcisini gonderdi Timur onu da iyi karsiladi Isa Celebi bagimliligini piskes vererek sundu Timur Cenevizler elindeki Foca kalesine de Muhammed Sultan i gonderdi Kaledekiler aman diledi ve harac odemeyi kabul etti Muhammed Sultan in rahatsizligini isiterek Aksehir e dogru yoneldi Bu sirada 8 Mart 1403 te Bayezid in oldugu haberini aldi Haberi ogrenen Timur cok uzuldu Bayezid e ait butun ulkelerin ve ona bagli beylerin kendi hukmu altina girdigini ilan etti Aksehir de babasinin yaninda bulunan Bayezid in ogullarindan Musa Celebi ye hilat kemer kilic ve tirkes vererek agirlayip Bursa yi ona bagisladi ve eline yarlig verdi Musa Celebi ye babasi Bayezid in nasini Bursa ya goturmesi icin teslim etti Bayezid ten birkac gun sonra da Timur un veliaht ilan etmis oldugu torunu Muhammed Sultan 13 Mart 1402 de 29 yasinda oldu Kukla han olarak surekli yaninda tasidigi Mahmud Han ise bu sirada 11 Mart 1403 te olmustu Ankara Savasi ndan sonra Anadolu da sekiz ay kadar kaldiktan sonra geri donus yoluna koyularak 1403 yili Temmuz ayinda Gurcistan a gelen Timur kislamak uzere Karabag a yoneldi Kisi Karabag da gecirdikten sonra 1404 yili Mart ayinda Semerkant a gitmek uzere Karabag dan hareket etti Erdebil e gelindiginde daha once kararlastirilan toy toplandi ve altamgali yarlik ile Hulagu Han tahti Azerbaycan Istanbul a kadar tum Anadolu Irak i Acem Arran Mugan Ermenistan ve Gurcistan bolgeleri Miransah oglu Mirza Omer in idaresine birakildi Miransah in askerleri ve beyleri de ona verildi boylece Miransah oglunun buyruk ve vesayeti altina girmis oluyordu Timur 1404 yili Temmuz ayinda Semerkant a geldi Zaferlerini kutlamak icin toylar duzenletti ve imar faaliyetlerine giristi Torunlarindan altisinin nikahlarini kiydirarak evlendirdi Timur un mezari Gur EmirTimur un mezari Gur EmirOlumuTimur 18 Subat 1405 tarihinde Cin e sefere giderken Otrar da 69 yasinda oldu Olum sebebi kulunc rahatsizligi idi Hemen Semerkand a getirilerek torunu Halil Sultan tarafindan daha once olmus olan torunu Muhammed Sultan in Ruh Abad yakinlarindaki medresesine defnedildi Timur torunu Muhammed Sultan i tahtinin varisi gibi goruyordu Ancak Muhammet Sultan in 1404 yilinda beklenmedik sekilde genc yasinda olumunun ardindan Timur bu cok sevdigi ve ardili olarak gordugu torunu icin Semerkant in seckin bir tepesinde adina yarasir bir buyuk mozeleum insasini emretmis Muhammed Sultan buraya defnedilmisti Mozeleum anit mezar camii ve medrese yapilarindan olusuyordu Timur da olumunun ardindan cok sevdigi torununun yanina defnedildi O zamandan sonra Gur Emir tum Timur hanedanin birlikte yattigi anit mezar durumuna getirildi Timur un olumunden sonra oglu Sahruh diger oglu Miransah ve torunu Ulug Bey buraya defnedildi Gur Emir Mozolesi yedi bolumden olusuyordu Sagda Muslumanlarin dua ettigi hanaka solda medrese ve merkezde mosoleum iki tarafinda aniti tamamlayan iki minare Medrese ve hanaka gunumuze ulasamamistir Anitin yuksek kubbesinin altinda uc sira halinde yan yana yatan on kadar mermer mezar tasi bulunmakla birlikte Sadece Timur un mezartasi siyah renkte nephritis tasidir ancak burasi sembolik mezardir Gercek mezar bu salonun altindaki salonda bulunmaktadir ve ziyarete acik degildir Timur un bedeni tas lahdinin icinde yatmaktadir Islam gelenegi ile basi Mekke deki Kabe ye yoneliktir Orta Asya geleneginde kutsal olulerin mezarlarina konulan at kuyrugunun burada da bulundugu mozelenin onarimi sirasinda ortaya cikarilmistir Timur Sehr i Sebz de yazlik sarayi yakinlarinda genc yasta olen iki oglu Cihangir ve Omer Sah icin Mozeleum Kompleksi insa ettirmisti Bu kompleks icinde kendisi icin de bir mezar odasi insa ettirdigi bilinmekle birlikte bu konuda baska herhangi bir bilgi bulunmamaktaydi 1960 yilinda bir kiz cocugunun Timurlu Mozelesi Kompleksi yakinlarda oynarken uzerine bastigi yerin cokup acilan cukura dusmesi ile birlikte Timur un olmeden kendisi icin yaptirdigi mezar odasi bulundu Mezar odasinin duvarindaki yazitta Timur un mezar odasi oldugunu kayitli olmakla birlikte odada devasa bir lahit bulunmakta idi Agirligi nedeniyle lahdin kapagi zorlukla acilabilmisti ve icinin bos oldugu gorulmustu Timur sagliginda mezar odasini hazirlatmis bu mezar odasi muhtemelen Orta Asya gelenegine bagli olarak Attila ya Cengiz Han a yapildigi gibi gizli tutulmustu Gur Emir ile birlikte Sehrisebz deki mezar kopleksi birakilmis ya da unutulmustur Mezarinin acilmasi19 Haziran 1941 de Sovyet antropolog Mikhail Gerasimov Timur un bedenini inceledi Ancak Timur un mezarini acmadan once protestolarla karsilasmisti ve mezarin lanetli olduguna dair bir inanis vardi Anit mezarinda her kim olursa olsun Timur un mezarini deserse ulkesine savas seytanlarinin dolacagini soyleyen bir yazi oldugu soylenir Gerasimov mezari actiktan 3 gun sonra 22 Haziran 1941 de Nazi Almanyasi nin Sovyetler Birligine savas ilan etmesi bu soylentinin populerlesmesine ve gunumuze dek gelmesine neden olmustur Lahitlerden cikarilan kemikler Leningrad da goturuldu ve incelendi Timur un bedeninde yapilan arastirmada kendi cagina gore uzun sayilabilcek bir boyda 1 73 cm olmakla birlikte genis goguslu ve belirgin elmacik kemikli biri oldugu anlasildi Ayrica onun kalca incinmesinden dolayi aksakligi dogrulandi Antropolog Gerasimov kafataslarini inceleyerek tum hanedanin portrelerini yapti Kasim 1942 de Stalingrad Zaferinden once Islami torenle tekrar defnedildi Fiziksel ozellikleri ve sahsiyetiTimur un bustu Mikhail Gerasimov 1941 Timur ile ilgili kaynaklarin cogunlugu Farsca olmakla birlikte donemin Arapca kaynaklarinda da kendisi hakkinda onemli bilgiler verilmektedir Dogumundan olumune dis gorunusunden kisiligine gunluk hayatindan hakimiyet anlayisina kadar bircok ozelligi Timur ile bizzat gorusen veya kendisiyle ayni donemde yasayan tarihcilerinin eserlerinden ogrenilebilmektedir Timur un dis gorunusu hakkinda Arap kaynaklarinda fazlaca bilgi mevcuttur Bu bilgilere gore Timur un boyu uzun vucudu heybetliydi Omuzlari genis basi buyuk ve alni genisti Elleri ve ayaklari iri kol ve bacaklari ise oldukca uzun ve kalindi Gorunusu acayip ve urkutucu olan Timur un surati oldukca asik sag eli felcli ve sag ayagi da topaldi Ibn Arabsah a gore gencliginde koyun calarken bir coban tarafindan omzundan ve kalcasindan vurularak topal kaldigi icin lenk lakabini almisti Ibn Haldun ise Timur un kendisine soyledigine gore topal olmasina sebep olan bu ok yarasini gencliginde yapmis oldugu bir baskin sirasinda aldigini ifade etmektedir Mogollar daki gokyuzunde bir tane gunes ve ay varken yeryuzunde nasil iki hakim olabilir fikri Timur da da gorulmektedir Dunya iki hukumdara yetecek kadar genis degildir Allah nasil bir tane ise sultan da bir tane olmalidir dusuncesindeydi Yine bir kadinin iki kocasi olmayacagi gibi bir devletin de yalniz tek hakimi olmalidir sozu ona aittir Bu dusunceleri Tumur un soyundan gelen Babur un eserinde de gormek mumkundur Timur un muhrunde kuvvet dogruluktur anlamina gelen Rasti rusti kazili olmasi ve yazdigi mektuplarin sonuna da ayni ibareyi iceren damgasini vurmasi dogruluga onem verdiginin bir gostergesiydi Yaklasik otuz yil boyunca gectigi her yerde yikintilar ve yikimlar birakarak acimasiz yuzunu gostermistir Ancak bazi olaylara bakildiginda Timur un tas kalpli olmadigi heyecanlandigi agladigi sevdigi yakinlarina ve dostlarina bagli oldugu gorulmektedir Torununun olum haberini aldiginda kendini yerden yere atmis aglamis acisini belli etmistir Kizi Akabeg buyuk oglu Cihangir kiz kardesi Turhan Hatun un birbirini takiben gerceklesen olumleriyle bir sure derin bir bezginlik icinde bulunsa da olumler icin Kuran ve hadis okuttugu bir taraftan tarih ve oykuler okutup dinleyerek uzuntusunu unutarak yine hukumet isleriyle ilgilenmekten geri kalmadigi gorulur Sinirleri sanildigi kadar saglam degildir Onunde korkunc ve kanli savas oykulerinin anlatilmasina dayanamadigi dilenciligi kabul etmedigi halkin yiyecek bulmasina dikkat ettigi bilinmektedir Timur bulundugu mecliste gasp saldiri tecavuz ve kan dokmekle ilgili sozlerin dile getirilmesine ve kufur edilmesine asla izin vermezdi ve orada sadece yonetim ile ilgili tedbirler gorusulurdu Timur baskenti Semerkant in ihtisamini arttirmak icin sanatcilari zanaatkarlari bilim adamlarini sairleri din adamlarini Semerkant a cekmeye calismis hatta kimi zaman onlari zorla Semerkant a getirtmistir Timur seferlerinde gectigi yerleri acimasiz sekilde yakip yakarken diger yandan Semerkant i yeniden onarmistir Ele gecirdigi ulkelerdeki siradan yontma iscisinden en buyuk sanatciya kadar bircok insani daha once gorulmedik bir bicimde tek bir sehirde toplamayi basarmistir Semerkant i buyuk yeteneklerin merkezi haline getirmistir Astronomi ve Fikih alimlerine cok hurmet gosterir onlarin sohbetlerini dinlemekten buyuk keyif duyardi Girdigi hicbir ulkede de alimlerin incitilmesine musaade etmemistir Gerek baris zamaninda gerek savas zamaninda unlu komutanlarin hayatlarini ve bunlarin seferlerini okumayi aliskanlik edinmisti Sam da unlu tarihci Ibn Haldun ile yaptigi gorusmeler sirasinda sahip oldugu tarih bilgisi ile Ibn Haldun u bile sasirtmistir Turkce Mogolca ve Farsca olmak uzere uc dil bilmekteydi Timur un Fransa krali VI Caharles a mektubu Kendi ulkesi dahilinde halk arasinda haber toplayan gorevliler bulundugu gibi diger ulkelerde de casuslari vardi Bu casuslar sufi dervis tuccar muneccim asker sanatkar pehlivan olarak cesitli ulkeleri dolasir bu ulkelerin sehir kasaba yollar ve ileri gelenleri ile ilgili bilgi toplayarak Timur a bildirirlerdi Daha sonra Timur bu ulkeye gelip o sehir ile ilgili seyleri sormaya baslayinca bu buyuk bir hayret ve saskinliga yol acardi Ozbekistan Merkez Bankasi tarafindan 1999 da Ozbekistan 500 somunun arkasinda Timurun at uzerindeki resmi 1999 Timur satranc oynamayi cok severdi Cok sinirlendigi zamanlarda da bu oyunu oynayarak rahatlardi Satranci mukemmel bir sekilde oynadigi icin cok az kimsenin kendisiyle satranc oynamaya cesaret edebildigi Timur normal satranc ile oynamayi asmis ve buyuk satrancla oynamaya baslamisti Yani satranc tahtasini ona on bire cikarmis ve taslara iki deve iki zurafa iki boga iki aslan iki debbabe iki oncu bir vezir bir gozcu ve diger bazi taslari eklemistir Timur un satranccilari arasinda Muhammed b el Akil el Haymi Zeyneddin el Yezdi ve baska kimseler vardi Ama satrancilarinin piri ayni zamanda fakih ve muhaddis olan Alaeddin et Tebrizi idi Alaeddin et Tebrizi ile buyuk satranc oynayan Timur un satranc oyununun konumlari ile hamleleri hakkinda da serhleri vardir Ibn Arabsah Timur ile Alaeddin etTebrizi nin yanlarinda ayrica bir yuvarlak bir de uzun satranc gordugunu ifade etmektedir Yine bir gun cok sevdigi bu oyunu oynarken rakibine Sah Ruh yaptigi sirada Timur a iki mujde getirilmistir Bunlardan birincisi bir erkek cocuk sahibi oldugu ikincisi de Ceyhun nehrinin Hita tarafindaki kiyisina insa ettirmekte oldugu sehrin tamamlandigi idi Bunun uzerine Timur ogluna Sahruh sehre ise Sahruhiyye adini vermistir Islam diniyle olan iliskisiVereshagin Vasiliy Vasilevich in 1868 de cizdigi Timur donemi Semerkand Timur Turkistan cografyasinda bircok Islami eser yaptirmistir ozellikle de Hoca Ahmet Yesevi ye hurmet ettigi soylenmektedir kaynak belirtilmeli Bu eserlerden en onemlisi bir turbe olan gocebe Turklerin inanc onderi evliya Hoca Ahmet Yesevi nin turbesidir Rivayete gore bu yapinin baslangic olculerini Timur kendisi vermis ve turbenin Semerkant taki Merkez Camiinden kucuk olmamasini emretmistir Insaatta onemli mimarlar ve ressamlar calismis yapiya dayaniklilik ihtisam ve guzellik veren en iyi insaat ve susleme malzemeleri kullanilmistir Bu yapi turbeden o donemde gocebeler arasinda yaygin olan sesli zikrin yapildigi ibadet salonundan cami ve kutuphaneden asevi ve hucrelerden defin zamani ziyarethane islevini de yerine getiren ve dervislerin bir arada yasadiklari cemaathaneden dervislerin sesli zikirlerini yaptiklari bolumden olusan karma bir yapiya sahiptir Bu konak Islam oncesi inanci yansitan ve gocebe Turk halklari arasinda yaygin olan ecdadin ruhuna saygi seklindeki sufi geleneklerine uygun olarak azizlerin kabirleri yaninda yapilmistir Burada kadeh sekilli buyuk tunc kabin bulunmasini bazi arastirmacilar eski Sak Masegetlerin atalarin ruhunu anma bayrami olan Sakey den gelen ayinlerin bir kalintisi olarak degerlendirmektedirler kaynak belirtilmeli Emir Timur un turbe uzerindeki yazisinda da burayi Hoca Ahmet Yesevi nin ruhunun bulundugu Cennet bahcesi olarak zikredilmis olmasi tesadufi degildir Timur dindarliginin otesinde Islam dinini siyasi amaclari icin zekice kullanir ve yapmis oldugu faaliyetler icin mesruiyet saglardi Islam hukukunun Cengiz Han yasasina ustunluk kazandigi Timur un oglu Sahruh zamanindaki tarihcilerin Timur u oldugundan daha cok dindar gosterme egilimi tasidiklari gorulur Timur ulemaya Sunnilik Siilik meselelerine dair tartismalar yaptirir bu tartismalara bizzat kendisi de katilirdi Horasan da Sii Serbedariler in reisi Hace Ali b Mueyyed ile gorusmesinde Sunniligi destekleyen Mazenderan da Sii seyyidlerini cezalandiran Timur Sam bolgesinde Ali taraftarligi tavrini takinmis ve Sunnilerce koyu bir Sii diye nitelenmisti Sam in fethinde ise Yezid in mezarini hiddetle tahrip ettirmesi Sii olduguna delil olarak gosterilmek istenmistir Ancak Timur un II Bayezid donemi Osmanli tarihcilerinden Edirneli Oruc Bey in Tevarih i Al i Osman adli eseri disindaki herhangi bir kaynakta veya Timurlu kaynaklarinda Yezid in mezarini tahrip ettirdigine dair bir bilgi yoktur Timur un bas resmi dini danismani Hanefi alim Abdulcebbar Harezmi idi Tirmiz de Gur i Emir de Timur un yaninda gomulu ruhani akil hocasinin Belhli Seyyid Baraka etkisi altina girmisti Bir rivayete gore Timur un firsat buldukca Naksibendilik tarikati nin kurucusu Sah i Naksibend Muhammed in hocasi Seyyid Emir Kulal i ziyarete gittigi ve Sah i Naksibend Muhammed in hayir duasini aldigi belirtilmektedir Semerkant ta Timur un insa ettirdigi islami yapilarin en onemlisi Semerkant ta devasa olculere sahip meshed cami ve medrese kulliyesi olarak tasarlanan Bibi Hanim Mescidi dir Onun insa ettirdigi eserlerin en onemlilerinden bir digeri Yesi sehrinde abidevi olculerle yeniden insa ettirdigi Ahmed Yesevi Hankahi dir Timur un veliaht tayin ettigi torunu Muhammed Sultan Mirza tarafindan 1399 yilinda baslatilan asilzade cocuklarinin terbiye ve tahsiline ayrilmis bir medrese ile hukumdarlik misafirlerinin agirlanmasina mahsus bir kulliye olarak teskilatlandirilan fakat 1403 yilinda Muhammed Sultan Mirza nin ardindan da 1405 yilinda Timur un vefat etmesi sonucu buraya defnedilmelerinden sonra Gur i Emir adiyla anilmaya baslanan yapi Timurlu mimarisinin en guzel ve en onemli eserlerinden biri olup Islam turbe mimarisinin basta gelen orneklerindendir EsleriTimur un kirk uc esi ve cariyesi vardi bu kadinlarin hepsi ayni zamanda onun esiydi Timur bu kadinlarin babalarinin veya eski kocalarinin topraklarini fethederken duzinelerce kadini esi ve cariyesi yapti Durmus Aga Cihangir Mirza Cihansah Mirza ve Aka Begi nin annesi Tolun Aga cariye I Omer Seyh Mirza nin annesi Mengli Aga cariye Miransah in annesi Tugay Terken Aga Emir Huseyin in dulu Sahruh un annesi Hand Melik Aga Ibrahim Mirza nin annesi Olcay Turkan Aga e 1357 58 Emir Maslah in kizi Saray Mulk Hanim e 1367 Kazan Han in kizi Emir Huseyin in dulu Islam Aga e 1367 Emir Bayan Salduz un kizi ve Emir Huseyin in dulu Ulus Aga e 1367 Emir Hizr Yasuri nin kizi ve Emir Huseyin in dulu Dilsad Aga e 1374 Tuman Aga e 1377 Colpan Mulk Aga Tukal Hanim e 1397 Mongol Han in kizi Tugdi Bey Aga Sultan Aray Aga Melikansah Aga Sultan Aga Erkek cocuklari I Omer Seyh Mirza Cihangir Mirza Miransah SahruhKizlari Aka Begi Sultan Baht Begum Sa adat Sultan Bikijan Kultu Sultan AgaNotlar ve Kaynakca TDV Islam Ansiklopedisi 27 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Agustos 2023 Yuce talihli Sahibkiran Temur Gurkan in Yuce Turk Devleti Mogol Cagatay ulusunun zemini olan Maveraunnehir de azamet ve saadetin celal zirvesine yukseldi Yezdi Zafername Tahran C I s 352 Timur un kendi hanedanina ve haleflerine cok ciddi bir Turkluk bilinci biraktigi muhakkaktir 5 Kusak torunu Babur bile Hint diyarinda Turkce konusuyor bu dili cok seviyor ve gelistiriyordu Babur Turk milliyetciligi bilinciyle hareket ediyordu Roux Babur s 137 Emir Timur gercek bir Turk Basbugu idi Ordusu onun serefi namusu gururu gibiydi Bir askerinin burnu kanasa sebep olan sehri yerle bir edebilirdi Harold Lamb Emir Timur s 108 Timur sen tum alemlerin sultani butun dunyanin kralisin Hz Adem den bu yana senin gibi bir hukumdar gelmedi Kisra Kayser Iskender Buthnassar Yeryuzune gelmis hicbir hukumdar bu Turk e denk olamadi Ibn Haldun et Tarif bi Ibn Haldun s 251 252 a b Timur Turk gocmenlerinin irkindan olup soylariyla ovunen asil bir nesilden geliyordu Ruy Gonzales Clavijo Timur un Hayati amp Kadiz den Semerkant a seyahatler s 21 FamilyTreeDNA Timur un soyu ve Haplogrup u hakkinda bir calilsma 13 Mart 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Mart 2024 Carter V Findley The Turks in World History Oxford University Press 2005 978 0195177268 p 101 G R Garthwaite The Persians Malden 978 1557868602 MA Blackwell Pub 2007 p 148 Alinti Timur un kabilesi Barlaslar Mogol kokenliydi ama Turkce konusmaya basladilar Ancak Barlus kabilesi orijinal Mogol kabilelerinden biri olarak kabul ediliyor ve modern Mogolistan da Barlus kabilesine mensup Barlus Ovogton halki var M S Asimov amp Clifford Edmund Bosworth History of Civilizations of Central Asia UNESCO Regional Office 1998 9231034677 p 320 Muritlerinden biri de Barlas kabilesinden Timur du Bu Mogol kabilesi Maveraunnehir deki bir dizi diger Mogol kabilesi gibi Turk nufusu ile karisarak dinlerini Islam benimsemis ve yavas yavas kendi gocebe geleneklerinden vazgecerek Kaska Derya vadisine yerlesmisti The Oxford Dictionary of the Middle Ages Tamerlane Oxford University Press 2010 24 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Ekim 2022 www encyclopedia com 18 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Ekim 2022 www cambridge org Cambridge University Press Svat Soucek 5 Haziran 2012 5 Ocak 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Ekim 2022 www britannica com Ingilizce 17 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Ekim 2022 a b Roux Jean Paul 1984 Turklerin Tarihi Historie des Turks Fransizca Fayard ISBN 978 2213640655 17 Nisan 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Ekim 2016 Khan Yusuf Husain 1976 Two Studies in Early Mughal History Ingilizce Indian Institute of Advanced Study s 6 ISBN 978 0 89684 462 9 10 Eylul 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Eylul 2022 Arsivlenmis kopya 5 Mart 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Mart 2022 Timur Timuri Timur lu lar Radikal 06 02 2005 13 Agustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde 2 Manz Beatrice Forbes 1999 The Rise and Rule of Tamerlane Cambridge University Press p 109 ISBN 0 521 63384 2 Asya nin 14 Yuzyil Fatihi Timurlenk in Biyografisi Greelane 21 Temmuz 2019 Erisim tarihi 29 Temmuz 2022 Timur Turkic conqueror Encyclopaedia Britannica Ultimate Reference Suite Chicago Encyclopaedia Britannica 2011 Online Edition 4 Mayis 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Josef W Meri Medieval Islamic Civilization Routledge 2005 p 812 Online Edition 4 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Massoume Price Iran s Diverse Peoples A Reference Sourcebook ABC CLIO 2005 p 56 quoted Belonging to a minor military family and of Turkish origin Timur was born in Transoxiana present day Uzbekistan in the fourteenth century He rose to prominence in the service of the local Mongol ruler claimed to be descended from Chingiz Khan and defeated all competitors Online Edition 4 Temmuz 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde transl by I De Rachewiltz Chapter I 23 Subat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde G Doerfer Chaghatay 18 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde in Encyclopaedia Iranica Online Edition 2007 Allworth Edward 1994 Central Asia 130 Years of Russian Dominance a Historical Overview Duke University Press 72 ISBN 0 8223 1521 1 Khayrulla Ismatulla Modern literary Uzbek Bloomington Indiana University Press 1995 Teaching Islam Brannon M Wheeler Ibn Haldun et Tarif bi Ibn Haldun s 251 252 Earth and Its Peoples A Global History The Empire of the Steppes A History of Central Asia Aka Ismail 2010 Timurlular Devleti Tarihi Berikan Yayinevi ISBN 978 2213640655 a b c Justin Marozzi 2006 Tamerlane Sword of Islam Conqueror of the World Da Capo Press s 342 ISBN 978 0 306 81465 5 17 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Subat 2017 Sinor D XIV The Making of a Great Khan page 242 Studies in Medieval Inner Asia Variorum 1997 ISBN 0 86078 632 3 Radloff W Proben der Volkslitteratur der turkischen stamme Sud Sibiriens IV St Petersburg page 308 Richard C Martin Encyclopedia of Islam and the Muslim World A L Macmillan Reference USA 2004 ISBN 978 0 02 865604 5 p 134 a b Nizamuddin Sami Zafername TTK YAYINLARI Necati Lugal Cev Istanbul 1987 S 318 319 a b Musa Samil Yuksel Arap Kaynaklarina Gore Timur ve Din S 249 250 Serefuddin Ali Yezdi Zafername s 301 Cev Ahsen Batur Selenge Yayinlari Istanbul 2013 I Baski Ibn i Arabsah Acaibu l Makdur S 168 Cev Ahsen Batur Selenge Yayinlari Istanbul 2012 I Baski Hayrunnisa Alan Bozkir dan Cennet Bahcesine Timurlular Otuken Nesriyat 2 Baski S 70 71 Nizamuddin Sami Zafername Necati Lugal Ceviri TTK Ankara 1987 S 264 265 a b c Nizamuddin Sami Zafername Necati Lugal Ceviri TTK Ankara 1987 S 266 Serefuddin Ali Yezdi Zafername Ahsen Batur Ceviri Selenge Yayinlari Istanbul 2013 S 346 a b Serefuddin Ali Yezdi Zafername Ahsen Batur Ceviri Selenge Yayinlari Istanbul 2013 S 347 a b c Nizamuddin Sami Zafername Zafername Necali Lugal Ceviri TTK Ankara 1987 S 267 Ibn i Sahne Ravzat ul Menazir Emiri Kutuphanesindeki yazma nusha No 2311 Halil Inalcik Devlet i Aliyye Osmanli Imparatorlugu Uzerine Arastirmalar I Klasik Donem 1302 1606 Siyasal Kurumsal ve Ekonomik Gelisim Turkiye Is Bankasi Kultur Yayinlari Istanbul 2009 s 49 53 ISBN 978 9944 88 465 1 Sakaoglu Necdet 1999 Bu mulkun sultanlari Istanbul Oglak yayinlari ISBN 975 329 299 6 say 52 62 67 a b Oztuna T Yilmaz 1946 Ankara Muharebesi Istanbul Alphonse de Lamartine Eylul 2005 1854 Historie de la Turquie Asiretten Devlete Bilge Kultur Sanat Ceviren Dr Resat Uzmen ss 159 160 161 162 160 ISBN 975 6316 54 3 Adela C Y Lee Tamerlane 1336 1405 The Last Great Nomad Power Silkroad Foundation 3 Ocak 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Mayis 2012 Tsia 2002 s 161 Uzbekistan On the bloody trail of The Independent Londra 9 Temmuz 2006 Erisim tarihi 25 Mayis 2010 Mark amp Ruth Dickens Oxuscom com 12 Haziran 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Mayis 2012 Anthropological composition of the population of Central Asia and the ethnogenesis of its peoples by Lev Vasilʹevich Oshanin Henry Field 1 13 Kasim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Timur Timurlular ve Bozkirin Turk Gocebeleri Prof Dr Yuriy F Buryako Turkler Ansiklopedisi c 8 s 930 Islam Alimleri Ansiklopedisi c 11 s 20 Arsivlenmis kopya 23 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Eylul 2016 23 Eylul 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Eylul 2016 a b TDV Islam Ansiklopedisi c 4 s 458 Camiu Keramat il Evliya c 1 s 253 Harput Yollarinda c 2 s 268 Ph D History J D University of Washington School of Law B A History ThoughtCo Ingilizce 8 Mart 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Subat 2020 Woods 1991 ss 17 19 Vasilii Vladimirovitch Barthold Four Studies on the History of Central Asia Vol 2 1963 p 31 Konuyla ilgili yayinlar Magni Tamerlanis Scythorum Imperatoris Vita Turkce Iskitler in Imparatoru Timur in Hayati Vatikan Kutuphanesi Nesri Mehmed 2011 Asiretten Imparatorluga Osmanli Tarihi 1288 1485 Istanbul Timas Yayinevi ISBN 978 605 114 664 2 Ayrica bakinizVikipedi nin kardes projelerinden hakkinda daha fazla bilgi edininCommons ta dosyalarVikisoz de alintilarHindistan in Mogollar tarafindan istilasi Timur Imparatorlugu Timurlu Ronesansi Timurlu Sanati Timurlularin Avrupa ile iliskileri Toktamis Timur savaslari Karsakpay Yaziti Timur Soy AgaciTimurBarlaslarDogumu 9 Nisan 1336 Olumu 18 Subat 1405Resmi unvanlarOnce gelen Emir Huseyin Timur Sultani 1370 1405 Sonra gelen Halil Sultan