Sayı, sayma, ölçme ve etiketleme için kullanılan bir matematiksel nesnedir. En temel örnek, doğal sayılardır (1, 2, 3, 4 ve devamı). Sayılar, (numeral) ile dilde temsil edilebilir. Daha evrensel olarak, tekil sayılar rakam adı verilen sembollerle temsil edilebilir; örneğin, "5" beş sayısını temsil eden bir rakamdır. Yalnızca nispeten az sayıda sembolün ezberlenebilmesi nedeniyle, temel rakamlar genellikle bir rakam sisteminde organize edilir, bu da herhangi bir sayıyı temsil etmenin organize bir yoludur. En yaygın rakam sistemi Hint-Arap rakam sistemidir, bu sistem on temel sayısal sembol, yani rakam kullanılarak herhangi bir negatif olmayan tam sayının temsil edilmesine olanak tanır. Sayılar sayma ve ölçme dışında, etiketlerde (telefon numaraları gibi), sıralamada (seri numaraları gibi) ve kodlarda (ISBN'ler gibi) kullanılmak için de sıklıkla kullanılır. Yaygın kullanımda, bir rakam ile temsil ettiği sayı net bir şekilde ayrılmaz.
Matematikte, sayı kavramı yüzyıllar boyunca peyderpey genişletilmiştir: sıfır (0),negatif sayılar, gibi rasyonel sayılar, karekök 2 ve π gibi gerçek sayılar, ve gerçek sayıları −1'in karekökü ile genişleten karmaşık sayılar buna dahil edilmiştir. Sayılarla yapılan aritmetik işlemler ile yapılır; en bilindik işlemler toplama, çıkarma, çarpma, bölme ve üs almadır. Bunların çalışılması veya kullanılması aritmetik olarak adlandırılır, bu terim ayrıca sayıların özelliklerinin incelendiği sayılar teorisini de ifade edebilir.
Sayıların pratik kullanımlarının yanı sıra, dünya genelinde kültürel bir önemi de bulunmaktadır. Örneğin, Batı toplumunda, 13 sayısı genellikle uğursuz olarak kabul edilir ve "milyon", kesin bir miktar yerine "çok" anlamına gelebilir. Artık sahte bilim olarak kabul edilse de, sayıların mistik bir önemine dair inanç, bilinen adıyla nümeroloji, antik ve Orta Çağ düşüncelerine derinden işlemiştir. Nümeroloji, Yunan matematiğinin gelişimini büyük ölçüde etkilemiş ve günümüzde hala ilgi çeken birçok sayı teorisi problemi üzerine araştırmaları teşvik etmiştir.
19. yüzyılda matematikçiler, sayıların bazı özelliklerini paylaşan ve kavramı genişletiyor olarak görülebilecek pek çok farklı soyutlama geliştirmeye başladılar. İlkler arasında, karmaşık sayı sistemini çeşitli şekillerde genişleten veya değiştiren bulunmaktadır. Modern matematikte, sayı sistemleri, halkalar ve alanlar gibi daha genel cebirsel yapıların önemli özel örnekleri olarak kabul edilir ve "sayı" teriminin uygulanması, temel bir öneme sahip olmaksızın, bir konvansiyon meselesidir.
Tarihçe
Sayıların ilk kullanımı
Kemikler ve üzerlerine kesik izleri yapılmış diğer eserler ile keşfedilmiştir ki, birçok kişi bunların olduğuna inanmaktadır. Bu çeteleler, geçen zamanın, örneğin gün sayısının, ay döngülerinin sayılması ya da çeşitli miktarların, örneğin hayvan sayılarının kaydı, tutulması için kullanılmış olabilir.
Bu çetele - çizik atma sistemi, modern ondalık gösterimdeki gibi basamak değeri kavramına sahip değildir. Bu da büyük sayıların temsilini sınırlar. Yine de, çetele - çizik atma sistemleri, ilk tür soyut sayı sistemi olarak kabul edilir.
Basamak kavramına sahip bilinen ilk sistem, M.Ö. 3400 civarına ait Antik Mezopotamya ölçü birimleri sistemidir ve bilinen en eski onlu sayı sistemi ise M.Ö. 3100 yılında Mısır'da gözlemlenmiştir.
Rakamlar
Sayılar, sayıları temsil etmek için kullanılan semboller olan rakamlardan ayırt edilmelidir. Mısırlılar ilk şifreli rakam sistemini icat ettiler ve Yunanlılar sayma sayılarını İyon ve Dorik alfabesine aktararak bu yöntemi takip ettiler. Roma rakamları, Roma alfabesinden harflerin kombinasyonlarını kullanan bir sistem, Avrupa'da 14. yüzyılın sonlarına doğru Hint-Arap rakam sisteminin yayılmasına kadar baskın kaldı ve Hint-Arap rakam sistemi günümüzde dünyada sayıları temsil etmek için kullanılan en yaygın sistem oldu. Bu sistemin etkinliğinin sebebinin, M.S. 500 civarında antik Hintli matematikçiler tarafından geliştirilen sıfır sembolü olduğu düşünülmektedir.
Sıfır
Sıfır'ın belgelenmiş ilk bilinen kullanımı M.S. 628 yılına aittir ve içinde, Hintli matematikçi Brahmagupta'nın ana eserinde yer alır. Brahmagupta, 0'ı bir sayı olarak ele almış ve aralarında de dahil olmak üzere, sıfırı içeren işlemleri tartışmıştır. Bu dönemde (7. yüzyıl), sıfır kavramı Kamboçya'ya olarak ulaşırken sıfırın daha sonra Çin ve İslam dünyasına yayıldığı görülmektedir.
Brāhmasphuṭasiddhānta adlı eseriyle Brahmagupta, sıfırı sayı olarak ele alan bilinen ilk metni yazmıştır ve bu yüzden sıklıkla sıfır konseptini ilk tanımlayan kişi olarak görülür. Brahmagupta, sıfırın hem negatif hem de pozitif sayılarla birlikte kullanılabilmesine yönelik kurallar belirlemiştir; mesela "pozitif bir sayıya sıfır eklenirse sonuç yine pozitif sayı olur, negatif bir sayıya sıfır eklenirse sonuç negatif sayı olur" gibi. Brāhmasphuṭasiddhānta, sıfırı yalnızca diğer bir sayının yerini tutan bir sembol ya da miktarın olmamasını belirten bir işaret olarak değil, aynı zamanda bağımsız bir sayı olarak kabul eden ilk yazılı kaynaklardan biridir ve bu özelliğiyle Babil matematiğinden ya da Ptolemy ve Romalıların yaklaşımlarından ayrılır.
0 sayısının kullanımı, basamak sistemlerinde bir yer tutucu rakam olarak kullanımından ayrılmalıdır. Birçok antik metin 0 rakamını kullanmıştır. Babil ve Mısır metinlerinde bu kullanıma rastlanır. Mısırlılar, çift girişli muhasebe sistemlerinde sıfır bakiyeyi belirtmek için nfr kelimesini kullanmışlardır. Hint metinleri, boşluk kavramını ifade etmek için Sanskritçe Shunye veya shunya kelimesini kullanmıştır. Matematik metinlerinde bu kelime genellikle sıfır sayısına atıfta bulunur. Benzer şekilde, M.Ö. 5. yüzyılda Panini Sanskrit dilinin cebirsel bir dilbilgisi için erken bir örnek olan 'de boş (sıfır) işlevsel sözcüğünü kullanmıştır (ayrıca 'ya bakınız).
Meksika'nın güney-orta bölgesinde yaşayan geç dönem Olmek halkı, Yeni Dünya'da, muhtemelen M.Ö. 4. yüzyılda ama kesinlikle M.Ö. 40 yılına kadar, sıfır için bir sembol, bir kabuk glifi kullanmaya başlamıştır. Bu sembol, Maya rakamlarının ve Maya takviminin ayrılmaz bir parçası haline gelir. Maya matematiği, temel olarak 4 ve 5'i, 20 tabanında yazılmış olarak kullanmıştır. George I. Sánchez, 1961'de temel 4, temel 5 "parmak" abaküsünü yayımlar.
M.S. 130 yılına gelindiğinde, Hipparkos ve Babillilerden etkilenen Ptolemy, altmışlık sayı sistemi içinde başka bir yerde Yunan rakamları kullanırken 0 için uzun bir üst çizgi ile küçük bir daire şeklinde bir sembol kullanıyordu. Yalnızca bir yer tutucu olarak değil, tek başına kullanıldığı için bu (Helenistik sıfır), Eski Dünya'da belgelenmiş gerçek bir sıfırın ilk kullanımıydı. Daha sonraki Bizans elyazmalarında, Syntaxis Mathematica (Almagest) eserinde, Helenistik sıfır Yunan harfi Omikron'a (aksi takdirde anlamı 70) dönüşmüştü.
Bir başka özgün sıfır simgesi, 525 yılında Dionysius Exiguus tarafından ilk kez belgelendirilmiş olup, Roma rakamlarının yanı sıra tablolarda yer almıştır; ancak bu, bir sembol yerine "hiçlik" anlamına gelen "nulla" kelimesi şeklinde ifade edilmiştir. Bir bölme işlemi sonucunda kalan olarak 0 elde edildiğinde, yine "hiçlik" anlamına gelen "nihil" kelimesi tercih edilmiştir. Bu Orta Çağ dönemi sıfırları, sonraki dönemlerde Paskalya'nın hesaplanmasında görev alan tüm Orta Çağ hesapçıları tarafından kullanılmıştır. N harfinin tek başına kullanımı, Bede ya da bir çalışma arkadaşı tarafından yaklaşık 725 yılında Roma rakamlarının yer aldığı bir tabloda gerçek bir sıfır simgesi olarak kullanılmıştır.
Negatif sayılar
Negatif sayı kavramının soyut bir anlayışı, M.Ö. 100–50 yılları arasında Çin'de erkenden kabul görmüştür. Matematik Sanatı Üzerine Dokuz Bölüm adlı eser, geometrik şekillerin alanlarının hesaplanması yöntemlerini sunmakta ve bu bağlamda kırmızı çubuklar pozitif katsayıları, siyah çubuklar ise negatif katsayıları temsil etmek üzere kullanılmıştır. Batı literatüründe negatif sayılara dair ilk atıf, M.S. 3. yüzyılda Yunanistan'da kaydedilmiştir. Diophantus, Arithmetika eserinde 4x + 20 = 0 (çözüm negatif) denklemine değinmiş ve bu denklemin mantıksız bir sonuç ortaya koyduğunu ifade etmiştir.
600'lerde, Hindistan'da negatif sayılar, borç miktarlarını ifade etme amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. Diophantus'un daha önceki bahsi, 628 yılında Brāhmasphuṭasiddhānta eseriyle Brahmagupta tarafından daha detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Brahmagupta, günümüzde de kullanılan genel ikinci dereceden denklem formülünün üretimi için negatif sayıları kullanmıştır. Ancak, 12. yüzyılda Hindistan'da Bhaskara, ikinci dereceden denklemler için negatif kökler sunmuş, fakat negatif değerin "bu durumda dikkate alınmaması gerektiğini, çünkü yetersiz olduğunu; negatif köklerin kabul görmediğini" ifade etmiştir.
17. yüzyıla dek Avrupa'daki matematikçiler genellikle negatif sayılar konseptine karşı çıkmışlardır; ancak Fibonacci, bu sayıların borçlar olarak yorumlanabileceği finansal sorunlarda negatif çözümlere yer vermiştir (, 13. bölüm, 1202) ve sonraki çalışmalarında zararlar bağlamında da bunu sürdürmüştür (Flos'ta). René Descartes, cebirsel polinomlarda karşılaştığı negatif kökleri "yanlış kökler" olarak nitelendirmiş, fakat zamanla gerçek köklerle yanlış kökler arasında bir yer değiştirme yöntemi geliştirmiştir. Bu dönemde Çinliler, pozitif sayının karşılık gelen rakamının en sağdaki sıfır olmayan basamağının üzerine çapraz bir çizgi çekerek negatif sayıları göstermekteydi. Negatif sayıların bir Avrupa çalışmasında kullanımına ilk rastlanan örnek, 15. yüzyılda tarafından gerçekleştirilmiştir. Chuquet, bu sayıları üsler olarak kullanmış, ancak onlara "absürt sayılar" demiştir.
18. yüzyıla dek matematiksel pratiklerde, denklemlerden elde edilen negatif sonuçların anlamsız olduğu kabulüyle bu tür sonuçların dikkate alınmaması genel bir yaklaşımdı.
Rasyonel sayılar
Kesirli sayı kavramının tarihöncesi dönemlere uzandığı düşünülmektedir. Antik Mısır uygarlığı, Rhind Matematik Papirüsü ve gibi matematiksel dokümanlarında rasyonel sayılar için özel bir notasyonu geliştirmiştir. Antik Yunan ve Hint matematikçiler, sayı teorisinin genel incelemesi çerçevesinde, rasyonel sayılar teorisine dair çalışmalar yapmışlardır. Bu çalışmalar arasında en meşhuru, M.Ö. 300 yıllarına tarihlenen Öklid'in Elementleri eseridir. Hint literatüründe ise, matematiksel çalışmaların genel bir parçası olarak sayı teorisini ele alan ön plana çıkmaktadır.
Ondalık kesirlerin kavramı, ondalık basamak gösterimiyle sıkı bir bağlantıya sahiptir ve bu iki kavramın paralel olarak geliştiği düşünülmektedir. Örneğin, Jain matematiğine ait sutralarda pi sayısının veya 2'nin kare kökünün ondalık kesir yaklaşıklarının hesaplamaları sıkça yer almaktadır. Ayrıca, Babil matematik metinlerinde altmışlık sistem (taban 60) kullanılarak kesirler yaygın olarak işlenmiştir.
İrrasyonel sayılar
İrrasyonel sayılar konseptinin kullanıldığına dair kaydedilmiş en eski örnek, M.Ö. 800 ile 500 yılları arasında kaleme alınan Hindistan'a ait 'nda yer almaktadır. İrrasyonel sayıların varoluşuna dair ilk ispatlar, genel kabul görmüş olarak Pisagor'a ve özellikle Pisagorcu Metapontumlu Hippasus'a atfedilmektedir. Hippasus, 2'nin karekökünün irrasyonelliğini kanıtlayan bir çalışma gerçekleştirmiştir, bu çalışmanın büyük olasılıkla geometrik yöntemlerle yapıldığı düşünülmektedir. Rivayete göre, Hippasus 2'nin karekökünü bir kesir olarak temsil etme çabası içindeyken irrasyonel sayıları bulmuştur. Ancak Pisagor, sayıların kesinliğine olan inancı nedeniyle irrasyonel sayıları kabul edememiştir. Onların varlığını mantıksal olarak çürütememiş olmasına rağmen irrasyonel sayıları kabullenememiş ve bu nedenle, iddia edildiği üzere, bu rahatsız edici bilginin yayılmasını önlemek amacıyla Hippasus'u boğarak idam ettirdiği sıkça ileri sürülmüştür.
16. yüzyıl, negatif tam sayılar ve kesirli değerlerin Avrupa matematik topluluğu tarafından sonunda benimsendiği bir dönemi işaret etmektedir. 17. yüzyıla gelindiğinde, ondalık kesirlerin modern notasyonu matematikçiler arasında yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Ne var ki, irrasyonel sayıların cebirsel ve aşkınsal bileşenlere ayrılması ve bu sayıların bilimsel olarak incelenmesi 19. yüzyıla dek gerçekleşmemiştir; bu alan, Öklid döneminden itibaren büyük ölçüde atıl kalmıştır. 1872 yılında, Karl Weierstrass, ,Georg Cantor ve Richard Dedekind gibi matematikçilerin teorilerinin yayımlanmasıyla, irrasyonel sayılar üzerine bilimsel çalışmalar yeniden canlanmıştır. , 1869 yılında Heine ile benzer bir başlangıç noktasından hareket etmiş olmasına rağmen, bu teori genellikle 1872 yılına atfedilmektedir. Weierstrass'ın metodolojisi, tarafından 1880 yılında tam anlamıyla ortaya konulmuş, Dedekind'in yaklaşımı ise yazarın sonraki çalışmaları ve Paul Tannery'nin desteğiyle daha da önem kazanmıştır. Weierstrass, Cantor ve Heine, teorilerini sonsuz serilere dayandırırken, Dedekind, gerçek sayılar sisteminde, rasyonel sayıları belirli özelliklere göre iki gruba ayıran bir kesit (Dedekind kesiti) kavramı üzerine kurmuştur. Bu alandaki çalışmalar, Weierstrass, Kronecker, ve Méray gibi matematikçilerin katkılarıyla daha da geliştirilmiştir.
Beşinci derece ve üstü denklemlerin köklerinin aranması, matematikte önemli bir ilerlemeyi temsil etmektedir; Abel-Ruffini teoremi (Ruffini 1799, Abel 1824), bu tür denklemlerin (sadece aritmetik işlemler ve kökler içeren formüller) aracılığıyla çözülemediğini ortaya koymuştur. Dolayısıyla, polinom denklemlerine ait tüm çözümleri kapsayan geniş cebirsel sayılar kümesinin dikkate alınması zorunlu hale gelmiştir. Galois (1832), polinom denklemleri ile grup teorisini bağdaştırarak Galois teorisinin temellerini atmış ve bu alanda yeni bir disiplin yaratmıştır.
, irrasyonel sayılar ile yakın bir ilişkiye sahip olup Cataldi tarafından 1613 yılında tanımlanmıştır; Euler'in çalışmalarıyla ve 19. yüzyılın başında Joseph Louis Lagrange'ın eserleri aracılığıyla bilim dünyasında dikkat çekmiştir. Bu alandaki diğer önemli katkılar, Druckenmüller (1837), Kunze (1857), Lemke (1870) ve Günther (1872) tarafından sağlanmıştır. Ramus, bu konuyu ilk kez determinantlar ile ilişkilendirerek, Heine,Möbius ve Günther'in sonraki katkıları ile birlikte, Kettenbruchdeterminanten teorisinin temelini atmıştır. Bu teori, sürekli kesirlerin matematiksel analizinde önemli bir yere sahiptir ve determinantlar aracılığıyla bu kesirlerin yapısal özelliklerinin incelenmesine olanak tanır.
Aşkınsal (Transendental) sayılar
Aşkınsal (Transendental) sayıların ve reel sayıların mevcudiyeti, tarafından 1844 ve 1851 yıllarında ilk defa ispatlanmıştır. Hermite,, 1873 yılında gerçekleştirdiği çalışmada, e sayısının aşkınsal nitelikte olduğunu ortaya koymuştur ve Lindemann da 1882 yılında π sayısının aşkınsal olduğunu kanıtlamıştır. Cantor ise, reel sayılar kümesinin sayılamaz derecede sonsuz olduğunu, fakat cebirsel sayılar kümesinin sayılabilir derecede sonsuz olduğunu göstererek, sayılamaz derecede sonsuz miktarda aşkınsal sayının var olduğunu ispatlamıştır. Bu bulgular, matematikte aşkınsal sayılar ve reel sayılar teorisinin temel taşlarını oluşturmaktadır.
Sonsuz ve Sonsuzküçükler
Matematiksel sonsuzluk anlayışının en antik örneği, gibi eski bir Hint yazıtında bulunmaktadır. Bu metinde, "Eğer sonsuzluktan bir kısmı çıkartırsanız ya da sonsuzluğa bir kısmı eklerseniz, geriye kalan yine de sonsuz olacaktır." ifadesi yer almaktadır. Sonsuzluk, M.Ö. 400 yıllarında Jain matematikçileri arasında yoğun bir şekilde felsefi bir tartışma konusu olmuştur. Bu matematikçiler, sonsuzluğun beş farklı türünü tanımlamışlardır: tek ve iki yönde sonsuz, alansal olarak sonsuz, her yönden sonsuz ve sürekli olarak sonsuz. Sonsuz bir niceliği ifade etmek için sıklıkla sembolü kullanılmaktadır.
Aristo, Batı matematiğinin geleneksel sonsuzluk kavramını tanımlamıştır. ile arasında bir ayrım yapmış ve genel olarak sadece sonuncusunun gerçek bir değere sahip olduğu kabul edilmiştir. Galileo Galilei'nin adlı çalışması, sonsuz kümeler arasında birbirine tekabül eden eşlemelerin fikrini ele almıştır. Ancak, teorideki önemli bir sonraki ilerleme Georg Cantor tarafından gerçekleştirilmiştir. Cantor, 1895 yılında yeni küme teorisini konu alan bir eser yayımlamış, bu eserinde transfinite sayılarını tanıtmış ve süreklilik hipotezini formüle etmiştir. Bu çalışmalar, matematikte sonsuzluk teorisinin gelişiminde önemli dönüm noktaları olarak kabul edilir.
1960'larda Abraham Robinson, sonsuz büyüklükteki ve sonsuz küçüklükteki sayıların, standart olmayan analiz alanını geliştirecek şekilde kesin olarak tanımlanabileceği ve kullanılabileceği bir yöntem ortaya koymuştur. sistemi, Isaac Newton ve Gottfried Leibniz'in sonsuz küçük hesaplamalarını icat etmelerinden bu yana matematikçiler, bilim insanları ve mühendisler tarafından yaygın bir şekilde kullanılan sonsuz ve sonsuzküçük sayılarla ilgili fikirleri kesin bir metodoloji çerçevesinde ele alır. Bu sistem, söz konusu kavramların matematikte daha sistematik bir şekilde işlenmesine olanak tanımıştır.
Projektif geometri, sonsuzluğun modern bir geometrik yorumunu sunar ve her bir uzaysal yönde "sonsuzluktaki ideal noktaları" tanımlar. Belirli bir yöndeki paralel çizgi ailelerinin her birinin, ilgili ideal noktaya doğru yakınsaması öngörülür. Bu kavram, perspektif çizimlerdeki kaybolma noktaları fikriyle sıkı bir şekilde bağlantılıdır ve geometrik çizimlerde derinlik ve uzaklık hissi oluşturulmasında temel bir rol oynar.
Karmaşık sayılar
Negatif sayıların kareköklerine dair ilk geçici değinme, İskenderiyeli Heron'nun 1. yüzyılda gerçekleştirdiği çalışmalarda, gerçekleştirilemez bir kesik piramidin hacmini değerlendirirken görülmüştür. Bu konsept, Niccolò Fontana Tartaglia ve Gerolamo Cardano gibi İtalyan matematikçiler tarafından 16. yüzyılda üçüncü ve dördüncü derece polinomların kökleri için kapalı formüllerin keşfedilmesiyle daha da önem kazandı. Bu formüllerin, gerçek çözümlere olan ilgiye rağmen, bazen negatif sayıların kareköklerinin işlenmesini gerektirdiği kısa sürede fark edildi.
Bu durum, negatif sayıların o dönemde bile sağlam bir temele oturtulmamış olması nedeniyle daha da rahatsız ediciydi. René Descartes'ın 1637'de bu nicelikler için "imajiner" terimi türettiğinde, bunu küçümseyici bir niyetle yapmıştı. Karışıklığa neden olan bir diğer faktör, şu denklemin
cebirsel özdeşlikle keyfi bir şekilde çelişkili görünmesiydi
bu, pozitif gerçek sayılar a ve b için geçerlidir ve a, b'den biri pozitif diğeri negatifken karmaşık sayı hesaplamalarında kullanılmıştır. Bu özdeşliğin yanlış kullanımı ve ilgili özdeşlik
her iki a ve b de negatif olduğunda bile Euler'i zor durumda bırakmıştır. Bu zorluk, Euler'i bu hatadan korumak amacıyla yerine özel i sembolünü kullanmaya yönlendirir.
18. yüzyıl, Abraham de Moivre ve Leonhard Euler gibi matematikçilerin önemli çalışmalarına sahne oldu. De Moivre'in formülü (1730), aşağıdaki matematiksel ifadeyi ortaya koydu:
Öte yandan, karmaşık analiz alanında Euler'in formülü (1748), matematiğe şu önemli eşitliği kazandırdı:
Bu formüller, trigonometri ve karmaşık sayılar teorisindeki temel ilişkileri kurarak, bu alanlarda derinlemesine çalışmalara olanak tanımıştır.
Karmaşık sayıların mevcudiyeti, 'in 1799 yılında geometrik bir yorumlamayla açıklamasına kadar tam anlamıyla kabul görmemişti. Carl Friedrich Gauss, bu konsepti birkaç yıl sonra yeniden keşfedip popülerleştirdi ve bunun sonucunda karmaşık sayılar teorisi önemli ölçüde genişletildi. Ancak, karmaşık sayıların grafiksel olarak temsil edilme fikri, 'in 1685 yılında yayımlanan De algebra tractatus isimli çalışmasında zaten mevcuttu.
Gauss, aynı yıl içerisinde, karmaşık sayılar alanında her polinomun bu alan içerisinde tam bir çözüm setine sahip olduğunu ispatlayarak, cebirin temel teoremine dair genel kabul görmüş ilk kanıtı ortaya koymuştur. Gauss, a ve b değerlerinin tam sayılar (günümüzde Gauss tam sayıları olarak bilinir) veya rasyonel sayılar olduğu a + bi biçimindeki karmaşık sayıları ele almıştır. Gauss'un öğrencisi ise, ω değerinin x3 − 1 = 0 denkleminin karmaşık bir kökü olduğu a + bω şeklindeki karmaşık sayıları incelemiştir (bu sayılar günümüzde Eisenstein tam sayıları olarak adlandırılır). xk − 1 = 0 denkleminden türetilen birlik kökleri için k değerinin yüksek olduğu durumlar için tanımlanan diğer karmaşık sayı sınıfları (döngüsel alanlar olarak adlandırılır), karmaşık sayılar alanındaki bu genişlemeye katkıda bulunmuştur. Bu genelleme, büyük ölçüde 'a aittir; Kummer, ideal sayıları da icat etmiş olup, bu sayılar 1893 yılında Felix Klein tarafından geometrik nesneler olarak tanımlanmıştır.
1850 yılında , karmaşık sayılar teorisinde önemli bir gelişmeye imza atarak kutuplar ile dalga kırılma noktaları arasındaki farkı belirginleştirdi ve matematiksel tekilliklerin temelini oluşturan esas tekillik noktaları kavramını ortaya koydu. Bu yaklaşım, genişletilmiş karmaşık düzlem kavramının temellerinin atılmasına önayak oldu.
Asal sayılar
Asal sayılar, kayıtlı tarihin her evresinde araştırma konusu olmuştur. Bunlar, yalnızca 1 ve kendileri ile bölünebilme özelliğine sahip pozitif tam sayılardır. Öklid, Elementler adlı eserinin bir bölümünü asal sayılar teorisine adamıştır; bu bölümde, asal sayıların sonsuz olduğunu ve aritmetiğin temel teoremini ispatlamış, aynı zamanda iki sayının en büyük ortak bölenini bulmak için Öklid algoritmasını tanıtmıştır.
M.Ö. 240 yılında, Eratosthenes, asal sayıları etkin bir şekilde saptamak için Eratosten kalburu yöntemini kullanmıştır. Ancak, asal sayılar teorisindeki önemli gelişmelerin çoğu, Avrupa'da Rönesans dönemi ve sonrasına aittir.
1796 yılında Adrien-Marie Legendre, asal sayıların asimptotik dağılımını açıklayan asal sayı teoremini tahmin etmiştir. Asal sayıların dağılımı ile ilgili diğer önemli bulgular arasında, Euler'in asal sayıların karşılıklı değerlerinin toplamının diverjansını ispatlaması ve herhangi bir yeterince büyük çift sayının iki asal sayının toplamı şeklinde ifade edilebileceğini öne süren Goldbach varsayımı yer almaktadır. Asal sayıların dağılımı ile ilgili bir diğer önemli varsayım ise, Bernhard Riemann tarafından 1859 yılında formüle edilen Riemann hipotezidir. Asal sayı teoremi, Jacques Hadamard ve tarafından 1896 yılında kanıtlanmıştır. Goldbach ve Riemann'ın varsayımları ise hâlâ ne kanıtlanmış ne de çürütülmüştür.
Sınıflandırma
Sayılar, doğal sayılar ve reel sayılar gibi, 'sayı kümeleri' veya 'sayı sistemleri' adı verilen matematiksel kümeler içerisinde sınıflandırılabilir. Temel sayı sistemleri aşağıdaki gibidir:
Doğal sayılar | 0, 1, 2, 3, 4, 5, ... or 1, 2, 3, 4, 5, ... veya kullanılır. | |
---|---|---|
Tam sayılar | ..., −5, −4, −3, −2, −1, 0, 1, 2, 3, 4, 5, ... | |
Rasyonel sayılar | ab'da a ve b tam sayı ve b != 0 | |
Reel sayılar | Rasyonel sayılardan oluşan bir yakınsak dizinin limit değeri | |
Karmaşık sayılar | a + bi şeklinde ifade edilen, burada a ve b reel sayılar olup, i ise -1'in formal karekökünü temsil eder |
Bu sayı sistemlerinden her biri, bir sonraki sayı sisteminin alt kümesini oluşturur. Dolayısıyla, bir rasyonel sayının aynı zamanda bir reel sayı olduğu ve her reel sayının da bir karmaşık sayı olduğu söylenebilir. Bu durum sembolik olarak şu şekilde gösterilebilir:
- .
Bir tablo olarak sayılar için şöyle sınıflandırma yapılabilir:
Aşağıdaki diyagramda, sayı kümelerine ilişkin daha kapsamlı bir listeleme yer almaktadır.
|
Sayma sayılar
Sayma sayıları boştan farklı bir kümenin elemanlarını azlık veya çokluk yönünden nitelemekten ziyade onların içindeki eleman miktarına göre verilen bir temsilciler kümesi olarak tanımlanır. Temsilcilere verilen isme kanonik temsilci denir. Her sayma sayısı aynı zamanda bir kanonik temsilcidir. Sayma sayılarına sıfırın dahil olmamasının sebebi boş kümenin içinde temsil edecek bir elemanın olmamasıdır.
Doğal sayılar
Doğal sayılar 0'dan başlayarak sonsuza kadar giden sayılardır. Matematikte doğal sayılar kümesi ile gösterilir. Doğal sayılar ismi bu sayıların doğada görüp tanıdığımız sayılar olduğu fikrinden ileri gelmektedir. Doğal sayılar kümesi "0" ve pozitif tüm tam sayıların olduğu kümedir.
0 sayısı, Antik Yunan döneminde dahi sayı olarak kabul edilmezdi. Ancak 19. yüzyılda, küme teorisyenleri ve diğer matematikçiler, 0'ı (boş kümenin kardinalitesi, yani 0 eleman, bu nedenle 0 en küçük kardinal sayı olarak kabul edilir) doğal sayılar kümesine dahil etmeye başladılar. Günümüzde, matematikçilerin farklı yaklaşımları neticesinde, terim hem 0'ı içeren hem de içermeyen sayı kümelerini tanımlamak için kullanılmaktadır. Tüm doğal sayılar kümesini ifade etmek için kullanılan matematiksel sembol N olup, şeklinde gösterilir ve kümenin 0 ile mi yoksa 1 ile mi başlayacağını belirtmek amacıyla veya şeklinde ifade edilir.
Onlu sayı sistemi, günümüzde matematiksel işlemler için yaygın olarak kullanılan sistem olup, doğal sayıların gösterimi için on adet sayısal basamak kullanır: 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9. Radiks veya taban, bir sayı sisteminin sayıları ifade etmek için kullandığı, sıfır dahil olmak üzere, benzersiz sayısal basamakların toplam sayısını belirtir (ondalık sistem için bu değer 10'dur). Bu onlu taban sistemde, bir doğal sayının en sağdaki basamağının basamak değeri 1 olup, diğer basamakların her birinin basamak değeri, hemen sağında yer alan basamağın basamak değerinin on katı kadar olur.
Küme teorisi, modern matematiğin aksiyomatik bir temeli olarak görev yapabilir ve bu çerçevede, doğal sayılar, eşit büyüklükteki kümelerin sınıflandırılması yoluyla ifade edilebilir. Mesela, 3 sayısı, tam olarak üç öğeye sahip olan tüm kümelerin bir sınıfı olarak ifade edilebilir. Diğer bir yöntem olarak, Peano Aritmetiği'nde 3 sayısı, sss0 olarak gösterilir; burada 's', "ardıl" fonksiyonunu temsil eder (bu bağlamda 3, 0 sayısının üçüncü ardılı olarak kabul edilir). 3 sayısını formel olarak ifade etmek için birçok farklı yöntem mevcuttur; tek gereken, belirli bir sembolü veya sembol dizisini üç defa işaretlemektir.
Tam sayılar
Tam sayılar eksi sonsuzdan artı sonsuza kadar giderler. Yani "0"ın iki yanından sonsuza kadar uzanırlar. Tam sayılar kümesi ile gösterilir. Buradaki Z harfi, Almanca 'Zahl' (sayı) kelimesinden türemiştir.
Pozitif tam sayılar
Başında "+" işareti bulunan veya bir şey bulunmayan tam sayılar pozitif tam sayılar adını alırlar. Sayı ekseninde (sayı doğrusunda) 0'ın sağ yanında yer alırlar. Tüm sayma sayıları pozitif tam sayılardır. Pozitif tam sayılar kümesi ile gösterilir ve aşağıdaki gibi tanımlıdır:
Negatif tam sayılar
Başında "-" işareti olan tam sayılar negatif tam sayılar adını alırlar. Sayı ekseninde 0'ın sol yanında yer alırlar. Negatif tam sayılar kümesi ile gösterilir. Cebirde çıkarma işlemi bu sayıların diğer tam sayılarla toplanması olarak ifade edilir.
Sıfır
Tam sayıdır. Sıfır (0) negatif veya pozitif bir tam sayı değildir. Bir uzlaşma noktasıdır. Bu iki kümeden herhangi birinde yer almaz. Ancak tam sayılar aşağıdaki gibi de tanımlanabilir:
Sıfırın doğal sayı kabul edilmediği (akademik) çevreler azımsanmayacak kadar fazladır. Sıfırı dahil eden çevreler doğal sayılar kümesini sembolü ile gösterirler, sıfırı dahil etmeyen çevrelerse sıfırın dahil olmadığı sayma sayıları kümesini ile gösterirler.
Rasyonel sayılar
Bir rasyonel sayı, tam sayı bir pay ve pozitif tam sayı bir payda ile ifade edilebilen bir kesir olarak tanımlanır. Negatif paydalar kullanılabilir ancak her rasyonel sayı pozitif bir payda ile eşit olduğundan, genellikle bu durumdan kaçınılır. Kesirler, pay ve payda olarak iki tam sayı ile ifade edilir ve bu iki sayı arasında bir bölme işareti bulunur. mn kesri, n eşit parçaya bölünmüş bir bütünün m parçasını ifade eder. Farklı iki kesir, aynı rasyonel sayıyı temsil edebilir; örneğin 12 ile 24 birbirine eşittir, yani:
Genel bir ifade ile,
- , sadece ve sadece olduğunda geçerlidir.
Eğer m sayısının mutlak değeri, pozitif kabul edilen n sayısından daha büyükse, kesirin mutlak değeri 1'den fazla olacaktır. Kesirler, 1'e göre büyük, küçük veya ona eşit olabilirler; ayrıca pozitif, negatif veya 0 değerlerini alabilirler. Tüm rasyonel sayılar kümesi, her bir tam sayının paydası 1 olarak belirlenebilen bir kesir biçiminde ifade edilebildiği için, tam sayıları da kapsar. Örnek olarak −7 sayısı, −71 şeklinde ifade edilebilir. Rasyonel sayılar için kullanılan sembol 'Q'dur (quotient, yani bölüm kelimesinden gelir) ve şeklinde de gösterilir.
Reel sayılar
İrrasyonel sayılar kümesi ile rasyonel sayılar kümesinin birleşimi gerçek sayılar kümesini oluşturur. Bu kümeye reel sayılar veya gerçek sayılar da denir.
Reel sayılar için kullanılan sembol 'R'dir ve şeklinde de ifade edilir. Bu sembol, ölçümle ilgili tüm sayıları kapsar. Her bir reel sayı, sayı doğrusu üzerinde belirli bir noktayla ilişkilendirilir. İzleyen metin, özellikle pozitif reel sayılar üzerine yoğunlaşacaktır. Negatif reel sayıların işlenişi, aritmetik kuralların genel prensipleri çerçevesinde gerçekleştirilir ve bunların gösterimi, karşılık gelen pozitif sayının önüne eksi işareti eklenerek yapılır, mesela -123.456.
Birçok reel sayı, ancak ondalık sayılar aracılığıyla yaklaşık bir biçimde temsil edilebilir; bu durumda ondalık nokta, birler basamağındaki rakamın hemen sağ tarafına konumlandırılır. Ondalık noktasının sağ tarafında yer alan her bir rakam, solundaki rakamın basamak değerinin onda birine eşit bir değere sahiptir. Mesela, 123.456 sayısı, 1234561000 olarak ifade edilir ki bu, yüz iki on, üç bir, dört ondalık, beş yüzdelik ve altı binde bir anlamına gelir. Bir reel sayı, yalnızca rasyonel ise ve onun kesirli kısmı, 2 veya 5 sayılarının asal çarpanlarını içeren bir paydaya sahipse, sınırlı sayıda ondalık basamak ile ifade edilebilir. Bu sayılar, ondalık sistemdeki taban olan 10'un asal çarpanlarıdır. Örneğin, bir yarım için 0.5, bir beşte bir için 0.2, bir onda bir için 0.1 ve bir elli de bir için 0.02 değerleri kullanılır. Diğer reel sayıları ondalık olarak ifade etmek, ondalık noktasının sağ tarafında sonsuz bir rakam dizisi gerektirecektir. Eğer bu sonsuz rakam dizisi belli bir deseni izliyorsa, bu desen üç nokta veya deseni gösteren diğer bir gösterim ile ifade edilebilir. Bu tür bir ondalık sayıya 'tekrar eden ondalık' denir. Bu bağlamda, 13 sayısı, desenin sürekliliğini belirten üç nokta ile 0.333... şeklinde ifade edilir. Sürekli tekrar eden 3'ler ayrıca 0.3 şeklinde de gösterilir.
Bu tekrar eden ondalık sayılar (sıfırların yeniden oluşumu dahil), rasyonel sayıları kesinlikle belirtir; yani, her rasyonel sayı reel bir sayıdır ancak her reel sayının rasyonel olması gerekmez. Rasyonel olmayan reel sayılara irrasyonel sayı adı verilir. Tanınmış irrasyonel gerçek sayılardan biri, herhangi bir dairenin çevresinin çapına oranı olan π sayısıdır. Pi, bazen
şeklinde ifade edildiğinde, noktalı virgül, ondalık kısmın tekrar ettiğini değil, ondalık kısmın sonunun olmadığını gösterir. π sayısının irrasyonel olduğu ispatlanmıştır. İrrasyonel bir reel sayı olduğu ispatlanan diğer bir ünlü sayı,
2'nin kareköküdür, yani karesi 2 olan benzersiz pozitif gerçek sayıdır. Bu iki sayı, trilyonlarca ( 1 trilyon = 1012 = 1,000,000,000,000 ) basamağa kadar (bilgisayar yardımıyla) yaklaşık olarak hesaplanmıştır.
Bu belirgin örneklerin yanı sıra, reel sayıların neredeyse tamamı irrasyonel niteliktedir ve bu sebepten ötürü tekrar eden desenlere sahip değillerdir, bu yüzden bunlara karşılık gelen ondalık gösterimleri de mevcut değildir. Bu sayılar, yalnızca ondalık gösterimlerle yaklaşık bir şekilde temsil edilebilirler; bu, yuvarlanmış ya da kesilmiş reel sayıları ifade eder. Herhangi bir yuvarlanmış veya kesilmiş sayı doğası gereği bir rasyonel sayıdır ve bunlardan yalnızca sayılabilir derecede çoklukta bulunur. Ölçümlerin tümü, doğaları gereği yaklaşık değerlerdir ve daima bir hata marjına sahiptirler. Bu çerçevede, 123.456 sayısı, 123455510000'den büyük veya eşit ve 123456510000'den kesinlikle küçük olan herhangi bir gerçek sayı için bir yaklaşık olarak kabul edilir (3 ondalık basamağa yuvarlama); ya da 1234561000'den büyük veya eşit ve 1234571000'den kesinlikle küçük olan herhangi bir reel sayı için bir yaklaşık olarak kabul edilir (3. ondalık basamağın ardından kesme). Ölçümün kendisi kadar hassasiyeti öneren rakamlar elenmelidir. Kalan rakamlar, o zaman önemli rakamlar olarak adlandırılır. Örneğin, bir cetvel ile yapılan ölçümler genellikle en az 0.001 metre hata payı olmaksızın gerçekleştirilemez. Eğer bir dikdörtgenin kenarları 1.23 m ve 4.56 m olarak ölçülürse, çarpım sonucunda dikdörtgenin alanı için 5.614591 m2 ile 5.603011 m2 arasında bir değer elde edilir. Ondalık noktasından sonra ikinci basamak bile korunmadığı için, sonraki basamaklar önemli kabul edilmez. Bu sebeple, sonuç genelde 5.61 olarak yuvarlanır.
Aynı kesir birden fazla şekilde ifade edilebildiği gibi, aynı reel sayının da birden fazla ondalık gösterimi mümkündür. Örnek olarak, 0.999..., 1.0, 1.00, 1.000, ..., hepsi 1 doğal sayısını ifade eder. Bir reel sayı için mümkün olan ondalık gösterimler; belirli bir ondalık basamağına kadar olan bir yaklaşım, sınırsız sayıda ondalık basamağı boyunca devam eden bir desenin oluşturulduğu bir yaklaşım veya yalnızca sonlu sayıda ondalık basamağı içeren bir kesin değer şeklinde olabilir. Bu son durumda, son sıfır olmayan basamak, bir altındaki rakam ile değiştirilip ardından sınırsız sayıda 9 eklenerek veya son sıfır olmayan basamağın ardından sınırsız sayıda 0 eklenerek de ifade edilebilir. Dolayısıyla, kesin bir gerçek sayı olan 3.74, aynı zamanda 3.7399999999... ve 3.74000000000.... olarak da ifade edilebilir. Benzer biçimde, sınırsız sayıda 0 içeren bir ondalık sayı, sağdaki en uçtaki sıfır olmayan basamağın sağında yer alan 0'lar çıkarılarak; sınırsız sayıda 9 içeren bir ondalık sayı ise, 9'dan küçük olan en sağdaki basamağın bir artırılması ve bu basamağın sağında yer alan tüm 9'ların 0'a dönüştürülmesiyle yeniden yazılabilir. Son olarak, bir ondalık noktasının sağındaki sınırsız 0 dizisi göz ardı edilebilir. Örneğin, 6.849999999999... = 6.85 ve 6.850000000000... = 6.85 olarak kabul edilir. Eğer bir sayısal ifadedeki tüm rakamlar 0 ise, bu sayı 0 olarak kabul edilir ve eğer bir sayısal ifadedeki tüm rakamlar bitmeyen bir 9 dizisinden oluşuyorsa, ondalık noktasının sağındaki dokuzlar ihmal edilip, ondalık noktasının solundaki 9 dizisine bir eklenerek ifade edilebilir. Mesela, 99.999... = 100 olarak kabul edilir.
Reel sayılar, olarak bilinen ancak oldukça teknik düzeyde bir özelliğe sahiptir. Bir , reel sayıların özelliğine de sahip olduğu ispatlandığında, bu alanın gerçek sayılarla izomorf olduğu ortaya konabilir. Fakat, gerçek sayılar cebirsel denkleminin bir çözümünü (çoğunlukla eksi birin karekökü olarak ifade edilir) içermedikleri için, oluşturmazlar.
Karmaşık sayılar
Daha yüksek bir soyutlama düzeyine geçildiğinde, reel sayılar, karmaşık sayılara genişletilebilir. Bu sayılar kümesi, tarih boyunca kübik ve kuadratik polinomların köklerine ilişkin kapalı formüllerin araştırılması sürecinde gelişmiştir. Bu arayış, negatif sayıların kareköklerini içeren ifadelere ve sonuç olarak -1 sayısının karekökü olan yeni bir sayının tanımına yol açmıştır; bu sayı, Leonhard Euler tarafından i olarak sembolize edilen ve hayali birim olarak adlandırılan bir birimdir. Karmaşık sayılar, a ve b reel sayıları olmak üzere, biçimindeki tüm sayıları kapsar. Bu bağlamda, karmaşık sayılar, iki gerçek boyutlu bir vektör uzayı olan karmaşık düzlem üzerinde noktalara denk gelir. a + bi ifadesinde a, gerçek kısmı ve b, hayali kısmı temsil eder. Bir karmaşık sayının gerçek kısmı 0 ise, bu sayı hayali sayı olarak adlandırılır veya tamamen hayali olarak nitelendirilir; hayali kısmı 0 ise, bu sayı bir gerçek sayıdır. Böylelikle, reel sayılar karmaşık sayıların bir alt kümesini oluşturur. Eğer bir karmaşık sayının gerçek ve hayali kısımları tam sayı ise, bu sayı olarak isimlendirilir. Karmaşık sayılar için kullanılan sembol, 'C' veya 'dir.
Cebirin temel teoremi, karmaşık sayıların cebirsel olarak kapalı bir alan oluşturduğunu, yani karmaşık katsayılara sahip her polinomun karmaşık sayılar içinde bir kökü olduğunu ifade eder. Gerçek sayılar gibi, karmaşık sayılar da bir alan oluşturur ve bu alan tamdır; fakat gerçek sayılardan farklı olarak sıralı değildir. Yani, inin 1'den büyük olduğunu ya da inin 1'den küçük olduğunu ifade etmenin tutarlı bir anlamı yoktur. Teknik bir dille ifade edilecek olursa, karmaşık sayılar, alan işlemleriyle uyumlu bir total sıralamadan yoksundur.
Tam sayıların alt kategorileri
Çift ve tek sayılar
Bir çift sayı, iki sayısına tam olarak bölünebilen ve böylece kalan bırakmayan bir tam sayıdır; buna karşılık, bir tek sayı çift olmayan tam sayılardır. Günümüzde "tam bölünebilir" şeklindeki eski usul ifade, genellikle "bölünebilir" şeklinde kısaltılarak kullanılmaktadır. Herhangi bir tek sayı n, uygun bir k tam sayısı için n = 2k + 1 formülü ile ifade edilebilir. k = 0 ile başlandığında, ilk negatif olmayan tek sayılar {1, 3, 5, 7, ...} olarak sıralanır. Her çift sayı m, yine bir tam sayı olan k için m = 2k şeklinde ifade edilebilir. Benzer biçimde, ilk negatif olmayan çift sayılar {0, 2, 4, 6, ...} olarak belirlenir.
Asal sayılar
Bir asal sayı, genellikle sadece asal olarak kısaltılan, 1'den büyük ve iki daha küçük pozitif tam sayının çarpımı olmayan bir tam sayıdır. İlk birkaç asal sayı 2, 3, 5, 7 ve 11'dir. Çift ve tek sayılar için mevcut olan basit formüllerin aksine, asal sayıları türetecek bir formül bulunmamaktadır. Asal sayılar üzerine 2000 yıldan fazla süredir yapılan geniş çaplı çalışmalar, çeşitli soruları gündeme getirmiş, bunların yalnızca bir kısmına yanıt bulunabilmiştir. Bu tür soruların ele alınışı, sayılar teorisi disiplinine aittir. , halen yanıtlanmamış sorulardan birine örnek teşkil eder: "Her çift sayı, iki asal sayının toplamı mıdır?"
Bir'den büyük her tam sayının, asal sayıların çarpımı olarak yalnızca tek bir yolda ifade edilebileceği, asal sayıların yeniden düzenlenmesi dışında, sorusuna verilen yanıt doğrulanmıştır; bu ispatlanmış iddia, aritmetiğin temel teoremi olarak bilinir. Bir kanıt, Öklid'in Elementleri eserinde sunulmuştur.
Diğer tam sayı sınıfları
Doğal sayıların çeşitli alt kümeleri, belirli çalışmaların odak noktası olmuş ve çoğunlukla bu sayılar üzerine çalışmalar yapan ilk matematikçinin adıyla anılmıştır. Fibonacci sayıları ve mükemmel sayılar gibi tam sayı kümeleri, bu tür örnekler arasında yer alır. Daha fazla örnek için ardışık sayılar maddesine başvurulabilir.
Karmaşık Sayıların alt kategorileri
Cebirsel, İrrasyonel ve Transandantal sayılar
Tam sayı katsayılarına sahip bir polinom denkleminin çözümü olan sayılar, cebirsel sayı olarak adlandırılır. Rasyonel sayılar dışındaki reel sayılara irrasyonel sayı adı verilir. Cebirsel olmayan karmaşık sayılarsa transandantal sayı olarak tanımlanır. Tam sayı katsayılı monik polinom denkleminin çözümleri olan cebirsel sayılar, olarak isimlendirilir.
İnşa-edilebilir sayılar
Pergel ve çizgilik çizimleri çalışmalarının klasik sorunlarından esinlenilerek, birim uzunluktaki belirli bir segmentten başlayarak, perge ve çember kullanılarak sonlu adımlarda inşa edilebilen karmaşık sayıların gerçek ve sanal kısımlarına sahip sayılar, olarak tanımlanır.
Hesaplanabilir sayılar
Bir hesaplanabilir sayı, aynı zamanda rekürsif sayı olarak da tanımlanan, belirli bir pozitif n değeri verildiğinde, hesaplanabilir sayının ondalık gösterimindeki ilk n rakamı üretebilen bir algoritmanın mevcut olduğu bir reel sayıdır. Eş değer tanımlamalar, , Turing makinesiler veya λ-hesaplaması aracılığıyla yapılabilir. Hesaplanabilir sayılar, bir polinomun köklerinin elde edilmesi de dahil olmak üzere, tüm standart aritmetik işlemler açısından stabil olup, reel cebirsel sayıları içeren bir gerçek kapalı alan oluşturur.
Hesaplanabilir sayılar, bir bilgisayarda kesin bir şekilde ifade edilebilecek reel sayılar olarak değerlendirilebilir: bir hesaplanabilir sayı, ilk rakamları ve daha fazla rakamı hesaplamak üzere tasarlanmış bir program ile kesin bir şekilde belirlenir. Ancak, hesaplanabilir sayılar pratikte nadiren tercih edilir. Bunun bir sebebi, iki hesaplanabilir sayının eşitliğinin test edilmesi için bir algoritmanın bulunmamasıdır. Daha net bir ifadeyle, herhangi bir hesaplanabilir sayıyı girdi olarak kabul eden ve bu sayının sıfıra eşit olup olmadığını her durumda belirleyebilecek bir algoritma mevcut olamaz.
Hesaplanabilir sayılar kümesi, doğal sayılarla aynı kardinaliteye sahiptir. Bu nedenle, neredeyse tüm reel sayılar hesaplanabilir değildir. Yine de, hesaplanabilir olmayan bir reel sayıyı açıkça belirlemek büyük bir zorluk teşkil eder.
Kavram uzantıları
p-adik sayılar
p-adik sayılar, reel sayıların ondalık noktasının sağında sonsuza kadar uzayabilen uzantılara sahip olabileceği gibi, ondalık noktasının solunda da sonsuz uzunlukta genişlemelere sahip olabilir. Sonuçlanan sayı sistemi, basamaklar için hangi tabanın kullanıldığına bağlıdır: herhangi bir taban mümkündür, ancak bir asal sayı tabanı en iyi matematiksel özellikleri sağlar. p-adik sayılar kümesi, rasyonel sayıları içerir, ancak karmaşık sayıların içinde yer almaz.
Bir sonlu alan üzerindeki bir elemanları ve cebirsel sayılar birçok benzer özelliğe sahiptir. Bu nedenle, sayılar teorisyenleri tarafından sıklıkla sayılar olarak kabul edilirler. p-adik sayılar, bu analojide önemli bir rol oynar.
Hiperkompleks sayılar
Karmaşık sayıların içinde yer almayan bazı sayı sistemleri, karmaşık sayıların inşasını genelleştirerek reel sayılardan türetilebilir. Bunlar bazen olarak adlandırılır. Bunlara, çarpma işleminin değişmeli olmayan olduğu Sir William Rowan Hamilton tarafından tanıtılan dördeyler H, çarpmanın ek olarak değişmeli olmadığı ve çarpmanın ne , ne de değişmeli olduğu dahildir.
Transfinite sayılar
Sonsuz kümelerle başa çıkmak için, doğal sayılar ardışık sayılar ve kardinal sayılar olarak genelleştirilmiştir. İlki kümenin sıralamasını verirken, ikincisi boyutunu verir. Sonlu kümeler için, hem sıralı hem de kardinal sayılar doğal sayılarla özdeşleştirilir. Sonsuz durumda, birçok sıralı sayı aynı kardinal sayıya karşılık gelir.
Standart olmayan sayılar
, kullanılır. Hipergerçekler veya standart olmayan gerçekler (genellikle *R olarak gösterilir), reel sayılar R'nin sıralı alanının uygun bir olan ve sağlayan bir ifade eder. Bu ilke, R hakkındaki doğru ifadelerin *R hakkında doğru birinci dereceden ifadeler olarak yeniden yorumlanmasına izin verir.
ve , sonsuzküçük sayılar ve sonsuzbüyük sayılar ekleyerek reel sayıları genişletir, ancak yine de alanlar oluşturur.
Sayı (dilbilim)
Dilbilim alanında sayılar ya da sayı adları, biçimbilimsel (morfolojik) olarak bağımsız bir sözcük kategorisidir.
Türkçede sayı türleri
- asal sayılar (iki, üç,beş, yedi ...)
- sıra sayıları (onuncu, yüzüncü ...)
- üleştirme sayıları (ikişer, onar ...)
- kesir sayıları (beşte bir ...)
Sayı sıfatı
Dilbilimde, sayı kavramı içeren sıfatlara sayı sıfatı denir (örneğin on yıl, ikinci gün, birer kişi dizimlerindeki on, ikinci, birer sözcükleri).
Ayrıca bakınız
Notlar
- ^ . OED Çevrimiçi (İngilizce). Oxford University Press. 4 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2017.
- ^ . OED. Oxford University Press. 30 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2017.
- ^ Matson, John. . Scientific American (İngilizce). 26 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2017.
- ^ a b Hodgkin, Luke (2 Haziran 2005). (İngilizce). OUP Oxford. ss. 85-88. ISBN . 4 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2017.
- ^ Mathematics across cultures : the history of non-western mathematics. Dordrecht: Kluwer Academic. 2000. ss. 410-411. ISBN .
- ^ Descartes, René (1954). La Géométrie: René Descartes'ın Geometrisi ve İlk Baskının Faksimilesi. Dover Publications. ISBN . Erişim tarihi: 20 Nisan 2011.
- ^ a b Gilsdorf, Thomas E. (2012). Introduction to cultural mathematics : with case studies in the Otomies and the Incas (İngilizce). Hoboken, N.J.: Wiley. ISBN . OCLC 793103475.
- ^ Restivo, Sal P. (1992). Mathematics in society and history : sociological inquiries (İngilizce). Dordrecht. ISBN . OCLC 883391697.
- ^ a b Ore, Øystein (1988). Number theory and its history (İngilizce). New York: Dover. ISBN . OCLC 17413345.
- ^ Gouvêa, Fernando Q. , II.1 Bölümü, "The Origins of Modern Mathematics", s. 82. Princeton University Press, 28 Eylül 2008. . "Today, it is no longer that easy to decide what counts as a 'number.' The objects from the original sequence of 'integer, rational, real, and complex' are certainly numbers, but so are the p-adics. The quaternions are rarely referred to as 'numbers,' on the other hand, though they can be used to coordinatize certain mathematical notions."
- ^ Marshack, Alexander (1971). The roots of civilization; the cognitive beginnings of man's first art, symbol, and notation (İngilizce) ([1. baskı] bas.). New York: McGraw-Hill. ISBN . OCLC 257105.
- ^ (İngilizce). Math.buffalo.edu. 7 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2012.
- ^ Chrisomalis, Stephen (1 Eylül 2003). "The Egyptian origin of the Greek alphabetic numerals". Antiquity (İngilizce). 77 (297). ss. 485-96. doi:10.1017/S0003598X00092541. ISSN 0003-598X.
- ^ a b Bulliet, Richard; Crossley, Pamela; Headrick, Daniel; Hirsch, Steven; Johnson, Lyman (2010). (İngilizce). Cengage Learning. s. 192. ISBN . 28 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2017.
Indian mathematicians invented the concept of zero and developed the "Arabic" numerals and system of place-value notation used in most parts of the world today.
- ^ . Sunsite.utk.edu. 26 Nisan 1999. 12 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2012.
- ^ Sánchez, George I. (1961). Arithmetic in Maya (İngilizce). Austin, Teksas.
- ^ Staszkow, Ronald; Robert Bradshaw (2004). The Mathematical Palettei (3. baskı) (İngilizce). Brooks Cole. s. 41. ISBN .
- ^ Smith, David Eugene (1958). History of Modern Mathematics (İngilizce). Dover Yayınları. s. 259. ISBN .
- ^ (İngilizce). 4 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2022.
- ^ Selin, Helaine (2000). Mathematics across cultures: the history of non-Western mathematics (İngilizce). Kluwer Akademik Yayıncılar. s. 451. ISBN .
- ^ Bernard Frischer (1984). "Horace and the Monuments: A New Interpretation of the Archytas Ode". D.R. Shackleton Bailey (Ed.). Harvard Studies in Classical Philology (İngilizce). Harvard University Press. s. 83. ISBN .
- ^ Eduard Heine, "Die Elemente der Functionenlehre", [Crelle's] Journal für die reine und angewandte Mathematik, No. 74 (1872): 172–188.
- ^ Georg Cantor, "Ueber unendliche, lineare Punktmannichfaltigkeiten", pt. 5, Mathematische Annalen, 21, 4 (1883‑12): 545–591.
- ^ Richard Dedekind, Stetigkeit & irrationale Zahlen 9 Temmuz 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (Braunschweig: Friedrich Vieweg & Sohn, 1872). Subsequently published in: ———, Gesammelte mathematische Werke, ed. Robert Fricke, Emmy Noether & Öystein Ore (Braunschweig: Friedrich Vieweg & Sohn, 1932), vol. 3, pp. 315–334.
- ^ L. Kronecker, "Ueber den Zahlbegriff", [Crelle's] Journal für die reine und angewandte Mathematik, No. 101 (1887): 337–355.
- ^ Leonhard Euler, "Conjectura circa naturam aeris, pro explicandis phaenomenis in atmosphaera observatis", Acta Academiae Scientiarum Imperialis Petropolitanae, 1779, 1 (1779): 162–187.
- ^ Ramus, "Determinanternes Anvendelse til at bes temme Loven for de convergerende Bröker", in: Det Kongelige Danske Videnskabernes Selskabs naturvidenskabelige og mathematiske Afhandlinger (Kjoebenhavn: 1855), p. 106.
- ^ Eduard Heine, "Einige Eigenschaften der Laméschen Funktionen", [Crelle's] Journal für die reine und angewandte Mathematik, No. 56 (Jan. 1859): 87–99 at 97.
- ^ Siegmund Günther, Darstellung der Näherungswerthe von Kettenbrüchen in independenter Form (Erlangen: Eduard Besold, 1873); ———, "Kettenbruchdeterminanten", in: Lehrbuch der Determinanten-Theorie: Für Studirende (Erlangen: Eduard Besold, 1875), c. 6, pp. 156–186.
- ^ Eric W. Weisstein, Sayı (MathWorld)
- ^ . Merriam-Webster.com (İngilizce). Merriam-Webster. 13 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2014.
- ^ Suppes, Patrick (1972). Axiomatic Set Theory (İngilizce). Courier Dover Publications. s. 1. ISBN .
- ^ Weisstein, Eric W. . Wolfram MathWorld (İngilizce). 5 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2020.
- ^ a b Berke Vardar, Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü. İstanbul: ABC Kitabevi. 2. baskı: 1988.
Kaynakça
- , Number, the language of science; a critical survey written for the cultured non-mathematician, New York, The Macmillan Company, 1930.[]
- Erich Friedman, What's special about this number? 23 Şubat 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Steven Galovich, Introduction to Mathematical Structures, Harcourt Brace Javanovich, 1989, .
- , Naive Set Theory, Springer, 1974, .
- Morris Kline, Mathematical Thought from Ancient to Modern Times, Oxford University Press, 1990.
- Alfred North Whitehead and Bertrand Russell, Principia Mathematica to *56, Cambridge University Press, 1910.[]
- Leo Cory, A Brief History of Numbers, Oxford University Press, 2015, .
Kaynak hatası: <ref>
"lower-alpha" adında grup ana etiketi bulunuyor, ancak <references group="lower-alpha"/>
etiketinin karşılığı bulunamadı (Bkz: )
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Sayi sayma olcme ve etiketleme icin kullanilan bir matematiksel nesnedir En temel ornek dogal sayilardir 1 2 3 4 ve devami Sayilar numeral ile dilde temsil edilebilir Daha evrensel olarak tekil sayilar rakam adi verilen sembollerle temsil edilebilir ornegin 5 bes sayisini temsil eden bir rakamdir Yalnizca nispeten az sayida sembolun ezberlenebilmesi nedeniyle temel rakamlar genellikle bir rakam sisteminde organize edilir bu da herhangi bir sayiyi temsil etmenin organize bir yoludur En yaygin rakam sistemi Hint Arap rakam sistemidir bu sistem on temel sayisal sembol yani rakam kullanilarak herhangi bir negatif olmayan tam sayinin temsil edilmesine olanak tanir Sayilar sayma ve olcme disinda etiketlerde telefon numaralari gibi siralamada seri numaralari gibi ve kodlarda ISBN ler gibi kullanilmak icin de siklikla kullanilir Yaygin kullanimda bir rakam ile temsil ettigi sayi net bir sekilde ayrilmaz Matematikte sayi kavrami yuzyillar boyunca peyderpey genisletilmistir sifir 0 negatif sayilar 12 displaystyle left tfrac 1 2 right gibi rasyonel sayilar karekok 2 2 displaystyle left sqrt 2 right ve p gibi gercek sayilar ve gercek sayilari 1 in karekoku ile genisleten karmasik sayilar buna dahil edilmistir Sayilarla yapilan aritmetik islemler ile yapilir en bilindik islemler toplama cikarma carpma bolme ve us almadir Bunlarin calisilmasi veya kullanilmasi aritmetik olarak adlandirilir bu terim ayrica sayilarin ozelliklerinin incelendigi sayilar teorisini de ifade edebilir Sayilarin pratik kullanimlarinin yani sira dunya genelinde kulturel bir onemi de bulunmaktadir Ornegin Bati toplumunda 13 sayisi genellikle ugursuz olarak kabul edilir ve milyon kesin bir miktar yerine cok anlamina gelebilir Artik sahte bilim olarak kabul edilse de sayilarin mistik bir onemine dair inanc bilinen adiyla numeroloji antik ve Orta Cag dusuncelerine derinden islemistir Numeroloji Yunan matematiginin gelisimini buyuk olcude etkilemis ve gunumuzde hala ilgi ceken bircok sayi teorisi problemi uzerine arastirmalari tesvik etmistir 19 yuzyilda matematikciler sayilarin bazi ozelliklerini paylasan ve kavrami genisletiyor olarak gorulebilecek pek cok farkli soyutlama gelistirmeye basladilar Ilkler arasinda karmasik sayi sistemini cesitli sekillerde genisleten veya degistiren bulunmaktadir Modern matematikte sayi sistemleri halkalar ve alanlar gibi daha genel cebirsel yapilarin onemli ozel ornekleri olarak kabul edilir ve sayi teriminin uygulanmasi temel bir oneme sahip olmaksizin bir konvansiyon meselesidir TarihceSayilarin ilk kullanimi Kemikler ve uzerlerine kesik izleri yapilmis diger eserler ile kesfedilmistir ki bircok kisi bunlarin olduguna inanmaktadir Bu ceteleler gecen zamanin ornegin gun sayisinin ay dongulerinin sayilmasi ya da cesitli miktarlarin ornegin hayvan sayilarinin kaydi tutulmasi icin kullanilmis olabilir Bu cetele cizik atma sistemi modern ondalik gosterimdeki gibi basamak degeri kavramina sahip degildir Bu da buyuk sayilarin temsilini sinirlar Yine de cetele cizik atma sistemleri ilk tur soyut sayi sistemi olarak kabul edilir Basamak kavramina sahip bilinen ilk sistem M O 3400 civarina ait Antik Mezopotamya olcu birimleri sistemidir ve bilinen en eski onlu sayi sistemi ise M O 3100 yilinda Misir da gozlemlenmistir Rakamlar Sayilar sayilari temsil etmek icin kullanilan semboller olan rakamlardan ayirt edilmelidir Misirlilar ilk sifreli rakam sistemini icat ettiler ve Yunanlilar sayma sayilarini Iyon ve Dorik alfabesine aktararak bu yontemi takip ettiler Roma rakamlari Roma alfabesinden harflerin kombinasyonlarini kullanan bir sistem Avrupa da 14 yuzyilin sonlarina dogru Hint Arap rakam sisteminin yayilmasina kadar baskin kaldi ve Hint Arap rakam sistemi gunumuzde dunyada sayilari temsil etmek icin kullanilan en yaygin sistem oldu Bu sistemin etkinliginin sebebinin M S 500 civarinda antik Hintli matematikciler tarafindan gelistirilen sifir sembolu oldugu dusunulmektedir Sifir M S 683 tarihli bir yazittan alinan ile yazilmis 605 sayisi Sifirin ondalik bir rakam olarak erken bir kullanimidir Sifir in belgelenmis ilk bilinen kullanimi M S 628 yilina aittir ve icinde Hintli matematikci Brahmagupta nin ana eserinde yer alir Brahmagupta 0 i bir sayi olarak ele almis ve aralarinda de dahil olmak uzere sifiri iceren islemleri tartismistir Bu donemde 7 yuzyil sifir kavrami Kambocya ya olarak ulasirken sifirin daha sonra Cin ve Islam dunyasina yayildigi gorulmektedir Brahmasphuṭasiddhanta adli eseriyle Brahmagupta sifiri sayi olarak ele alan bilinen ilk metni yazmistir ve bu yuzden siklikla sifir konseptini ilk tanimlayan kisi olarak gorulur Brahmagupta sifirin hem negatif hem de pozitif sayilarla birlikte kullanilabilmesine yonelik kurallar belirlemistir mesela pozitif bir sayiya sifir eklenirse sonuc yine pozitif sayi olur negatif bir sayiya sifir eklenirse sonuc negatif sayi olur gibi Brahmasphuṭasiddhanta sifiri yalnizca diger bir sayinin yerini tutan bir sembol ya da miktarin olmamasini belirten bir isaret olarak degil ayni zamanda bagimsiz bir sayi olarak kabul eden ilk yazili kaynaklardan biridir ve bu ozelligiyle Babil matematiginden ya da Ptolemy ve Romalilarin yaklasimlarindan ayrilir 0 sayisinin kullanimi basamak sistemlerinde bir yer tutucu rakam olarak kullanimindan ayrilmalidir Bircok antik metin 0 rakamini kullanmistir Babil ve Misir metinlerinde bu kullanima rastlanir Misirlilar cift girisli muhasebe sistemlerinde sifir bakiyeyi belirtmek icin nfr kelimesini kullanmislardir Hint metinleri bosluk kavramini ifade etmek icin Sanskritce Shunye veya shunya kelimesini kullanmistir Matematik metinlerinde bu kelime genellikle sifir sayisina atifta bulunur Benzer sekilde M O 5 yuzyilda Panini Sanskrit dilinin cebirsel bir dilbilgisi icin erken bir ornek olan de bos sifir islevsel sozcugunu kullanmistir ayrica ya bakiniz Meksika nin guney orta bolgesinde yasayan gec donem Olmek halki Yeni Dunya da muhtemelen M O 4 yuzyilda ama kesinlikle M O 40 yilina kadar sifir icin bir sembol bir kabuk glifi kullanmaya baslamistir Bu sembol Maya rakamlarinin ve Maya takviminin ayrilmaz bir parcasi haline gelir Maya matematigi temel olarak 4 ve 5 i 20 tabaninda yazilmis olarak kullanmistir George I Sanchez 1961 de temel 4 temel 5 parmak abakusunu yayimlar M S 130 yilina gelindiginde Hipparkos ve Babillilerden etkilenen Ptolemy altmislik sayi sistemi icinde baska bir yerde Yunan rakamlari kullanirken 0 icin uzun bir ust cizgi ile kucuk bir daire seklinde bir sembol kullaniyordu Yalnizca bir yer tutucu olarak degil tek basina kullanildigi icin bu Helenistik sifir Eski Dunya da belgelenmis gercek bir sifirin ilk kullanimiydi Daha sonraki Bizans elyazmalarinda Syntaxis Mathematica Almagest eserinde Helenistik sifir Yunan harfi Omikron a aksi takdirde anlami 70 donusmustu Bir baska ozgun sifir simgesi 525 yilinda Dionysius Exiguus tarafindan ilk kez belgelendirilmis olup Roma rakamlarinin yani sira tablolarda yer almistir ancak bu bir sembol yerine hiclik anlamina gelen nulla kelimesi seklinde ifade edilmistir Bir bolme islemi sonucunda kalan olarak 0 elde edildiginde yine hiclik anlamina gelen nihil kelimesi tercih edilmistir Bu Orta Cag donemi sifirlari sonraki donemlerde Paskalya nin hesaplanmasinda gorev alan tum Orta Cag hesapcilari tarafindan kullanilmistir N harfinin tek basina kullanimi Bede ya da bir calisma arkadasi tarafindan yaklasik 725 yilinda Roma rakamlarinin yer aldigi bir tabloda gercek bir sifir simgesi olarak kullanilmistir Negatif sayilar Negatif sayi kavraminin soyut bir anlayisi M O 100 50 yillari arasinda Cin de erkenden kabul gormustur Matematik Sanati Uzerine Dokuz Bolum adli eser geometrik sekillerin alanlarinin hesaplanmasi yontemlerini sunmakta ve bu baglamda kirmizi cubuklar pozitif katsayilari siyah cubuklar ise negatif katsayilari temsil etmek uzere kullanilmistir Bati literaturunde negatif sayilara dair ilk atif M S 3 yuzyilda Yunanistan da kaydedilmistir Diophantus Arithmetika eserinde 4x 20 0 cozum negatif denklemine deginmis ve bu denklemin mantiksiz bir sonuc ortaya koydugunu ifade etmistir 600 lerde Hindistan da negatif sayilar borc miktarlarini ifade etme amaciyla kullanilmaya baslanmistir Diophantus un daha onceki bahsi 628 yilinda Brahmasphuṭasiddhanta eseriyle Brahmagupta tarafindan daha detayli bir sekilde ele alinmistir Brahmagupta gunumuzde de kullanilan genel ikinci dereceden denklem formulunun uretimi icin negatif sayilari kullanmistir Ancak 12 yuzyilda Hindistan da Bhaskara ikinci dereceden denklemler icin negatif kokler sunmus fakat negatif degerin bu durumda dikkate alinmamasi gerektigini cunku yetersiz oldugunu negatif koklerin kabul gormedigini ifade etmistir 17 yuzyila dek Avrupa daki matematikciler genellikle negatif sayilar konseptine karsi cikmislardir ancak Fibonacci bu sayilarin borclar olarak yorumlanabilecegi finansal sorunlarda negatif cozumlere yer vermistir 13 bolum 1202 ve sonraki calismalarinda zararlar baglaminda da bunu surdurmustur Flos ta Rene Descartes cebirsel polinomlarda karsilastigi negatif kokleri yanlis kokler olarak nitelendirmis fakat zamanla gercek koklerle yanlis kokler arasinda bir yer degistirme yontemi gelistirmistir Bu donemde Cinliler pozitif sayinin karsilik gelen rakaminin en sagdaki sifir olmayan basamaginin uzerine capraz bir cizgi cekerek negatif sayilari gostermekteydi Negatif sayilarin bir Avrupa calismasinda kullanimina ilk rastlanan ornek 15 yuzyilda tarafindan gerceklestirilmistir Chuquet bu sayilari usler olarak kullanmis ancak onlara absurt sayilar demistir 18 yuzyila dek matematiksel pratiklerde denklemlerden elde edilen negatif sonuclarin anlamsiz oldugu kabuluyle bu tur sonuclarin dikkate alinmamasi genel bir yaklasimdi Rasyonel sayilar Kesirli sayi kavraminin tarihoncesi donemlere uzandigi dusunulmektedir Antik Misir uygarligi Rhind Matematik Papirusu ve gibi matematiksel dokumanlarinda rasyonel sayilar icin ozel bir notasyonu gelistirmistir Antik Yunan ve Hint matematikciler sayi teorisinin genel incelemesi cercevesinde rasyonel sayilar teorisine dair calismalar yapmislardir Bu calismalar arasinda en meshuru M O 300 yillarina tarihlenen Oklid in Elementleri eseridir Hint literaturunde ise matematiksel calismalarin genel bir parcasi olarak sayi teorisini ele alan on plana cikmaktadir Ondalik kesirlerin kavrami ondalik basamak gosterimiyle siki bir baglantiya sahiptir ve bu iki kavramin paralel olarak gelistigi dusunulmektedir Ornegin Jain matematigine ait sutralarda pi sayisinin veya 2 nin kare kokunun ondalik kesir yaklasiklarinin hesaplamalari sikca yer almaktadir Ayrica Babil matematik metinlerinde altmislik sistem taban 60 kullanilarak kesirler yaygin olarak islenmistir Irrasyonel sayilar Irrasyonel sayilar konseptinin kullanildigina dair kaydedilmis en eski ornek M O 800 ile 500 yillari arasinda kaleme alinan Hindistan a ait nda yer almaktadir Irrasyonel sayilarin varolusuna dair ilk ispatlar genel kabul gormus olarak Pisagor a ve ozellikle Pisagorcu Metapontumlu Hippasus a atfedilmektedir Hippasus 2 nin karekokunun irrasyonelligini kanitlayan bir calisma gerceklestirmistir bu calismanin buyuk olasilikla geometrik yontemlerle yapildigi dusunulmektedir Rivayete gore Hippasus 2 nin karekokunu bir kesir olarak temsil etme cabasi icindeyken irrasyonel sayilari bulmustur Ancak Pisagor sayilarin kesinligine olan inanci nedeniyle irrasyonel sayilari kabul edememistir Onlarin varligini mantiksal olarak curutememis olmasina ragmen irrasyonel sayilari kabullenememis ve bu nedenle iddia edildigi uzere bu rahatsiz edici bilginin yayilmasini onlemek amaciyla Hippasus u bogarak idam ettirdigi sikca ileri surulmustur 16 yuzyil negatif tam sayilar ve kesirli degerlerin Avrupa matematik toplulugu tarafindan sonunda benimsendigi bir donemi isaret etmektedir 17 yuzyila gelindiginde ondalik kesirlerin modern notasyonu matematikciler arasinda yaygin bir sekilde kullanilmaya baslanmistir Ne var ki irrasyonel sayilarin cebirsel ve askinsal bilesenlere ayrilmasi ve bu sayilarin bilimsel olarak incelenmesi 19 yuzyila dek gerceklesmemistir bu alan Oklid doneminden itibaren buyuk olcude atil kalmistir 1872 yilinda Karl Weierstrass Georg Cantor ve Richard Dedekind gibi matematikcilerin teorilerinin yayimlanmasiyla irrasyonel sayilar uzerine bilimsel calismalar yeniden canlanmistir 1869 yilinda Heine ile benzer bir baslangic noktasindan hareket etmis olmasina ragmen bu teori genellikle 1872 yilina atfedilmektedir Weierstrass in metodolojisi tarafindan 1880 yilinda tam anlamiyla ortaya konulmus Dedekind in yaklasimi ise yazarin sonraki calismalari ve Paul Tannery nin destegiyle daha da onem kazanmistir Weierstrass Cantor ve Heine teorilerini sonsuz serilere dayandirirken Dedekind gercek sayilar sisteminde rasyonel sayilari belirli ozelliklere gore iki gruba ayiran bir kesit Dedekind kesiti kavrami uzerine kurmustur Bu alandaki calismalar Weierstrass Kronecker ve Meray gibi matematikcilerin katkilariyla daha da gelistirilmistir Besinci derece ve ustu denklemlerin koklerinin aranmasi matematikte onemli bir ilerlemeyi temsil etmektedir Abel Ruffini teoremi Ruffini 1799 Abel 1824 bu tur denklemlerin sadece aritmetik islemler ve kokler iceren formuller araciligiyla cozulemedigini ortaya koymustur Dolayisiyla polinom denklemlerine ait tum cozumleri kapsayan genis cebirsel sayilar kumesinin dikkate alinmasi zorunlu hale gelmistir Galois 1832 polinom denklemleri ile grup teorisini bagdastirarak Galois teorisinin temellerini atmis ve bu alanda yeni bir disiplin yaratmistir irrasyonel sayilar ile yakin bir iliskiye sahip olup Cataldi tarafindan 1613 yilinda tanimlanmistir Euler in calismalariyla ve 19 yuzyilin basinda Joseph Louis Lagrange in eserleri araciligiyla bilim dunyasinda dikkat cekmistir Bu alandaki diger onemli katkilar Druckenmuller 1837 Kunze 1857 Lemke 1870 ve Gunther 1872 tarafindan saglanmistir Ramus bu konuyu ilk kez determinantlar ile iliskilendirerek Heine Mobius ve Gunther in sonraki katkilari ile birlikte Kettenbruchdeterminanten teorisinin temelini atmistir Bu teori surekli kesirlerin matematiksel analizinde onemli bir yere sahiptir ve determinantlar araciligiyla bu kesirlerin yapisal ozelliklerinin incelenmesine olanak tanir Askinsal Transendental sayilar Askinsal Transendental sayilarin ve reel sayilarin mevcudiyeti tarafindan 1844 ve 1851 yillarinda ilk defa ispatlanmistir Hermite 1873 yilinda gerceklestirdigi calismada e sayisinin askinsal nitelikte oldugunu ortaya koymustur ve Lindemann da 1882 yilinda p sayisinin askinsal oldugunu kanitlamistir Cantor ise reel sayilar kumesinin sayilamaz derecede sonsuz oldugunu fakat cebirsel sayilar kumesinin sayilabilir derecede sonsuz oldugunu gostererek sayilamaz derecede sonsuz miktarda askinsal sayinin var oldugunu ispatlamistir Bu bulgular matematikte askinsal sayilar ve reel sayilar teorisinin temel taslarini olusturmaktadir Sonsuz ve Sonsuzkucukler Matematiksel sonsuzluk anlayisinin en antik ornegi gibi eski bir Hint yazitinda bulunmaktadir Bu metinde Eger sonsuzluktan bir kismi cikartirsaniz ya da sonsuzluga bir kismi eklerseniz geriye kalan yine de sonsuz olacaktir ifadesi yer almaktadir Sonsuzluk M O 400 yillarinda Jain matematikcileri arasinda yogun bir sekilde felsefi bir tartisma konusu olmustur Bu matematikciler sonsuzlugun bes farkli turunu tanimlamislardir tek ve iki yonde sonsuz alansal olarak sonsuz her yonden sonsuz ve surekli olarak sonsuz Sonsuz bir niceligi ifade etmek icin siklikla displaystyle text sembolu kullanilmaktadir Aristo Bati matematiginin geleneksel sonsuzluk kavramini tanimlamistir ile arasinda bir ayrim yapmis ve genel olarak sadece sonuncusunun gercek bir degere sahip oldugu kabul edilmistir Galileo Galilei nin adli calismasi sonsuz kumeler arasinda birbirine tekabul eden eslemelerin fikrini ele almistir Ancak teorideki onemli bir sonraki ilerleme Georg Cantor tarafindan gerceklestirilmistir Cantor 1895 yilinda yeni kume teorisini konu alan bir eser yayimlamis bu eserinde transfinite sayilarini tanitmis ve sureklilik hipotezini formule etmistir Bu calismalar matematikte sonsuzluk teorisinin gelisiminde onemli donum noktalari olarak kabul edilir 1960 larda Abraham Robinson sonsuz buyuklukteki ve sonsuz kucuklukteki sayilarin standart olmayan analiz alanini gelistirecek sekilde kesin olarak tanimlanabilecegi ve kullanilabilecegi bir yontem ortaya koymustur sistemi Isaac Newton ve Gottfried Leibniz in sonsuz kucuk hesaplamalarini icat etmelerinden bu yana matematikciler bilim insanlari ve muhendisler tarafindan yaygin bir sekilde kullanilan sonsuz ve sonsuzkucuk sayilarla ilgili fikirleri kesin bir metodoloji cercevesinde ele alir Bu sistem soz konusu kavramlarin matematikte daha sistematik bir sekilde islenmesine olanak tanimistir Projektif geometri sonsuzlugun modern bir geometrik yorumunu sunar ve her bir uzaysal yonde sonsuzluktaki ideal noktalari tanimlar Belirli bir yondeki paralel cizgi ailelerinin her birinin ilgili ideal noktaya dogru yakinsamasi ongorulur Bu kavram perspektif cizimlerdeki kaybolma noktalari fikriyle siki bir sekilde baglantilidir ve geometrik cizimlerde derinlik ve uzaklik hissi olusturulmasinda temel bir rol oynar Karmasik sayilar Negatif sayilarin karekoklerine dair ilk gecici deginme Iskenderiyeli Heron nun 1 yuzyilda gerceklestirdigi calismalarda gerceklestirilemez bir kesik piramidin hacmini degerlendirirken gorulmustur Bu konsept Niccolo Fontana Tartaglia ve Gerolamo Cardano gibi Italyan matematikciler tarafindan 16 yuzyilda ucuncu ve dorduncu derece polinomlarin kokleri icin kapali formullerin kesfedilmesiyle daha da onem kazandi Bu formullerin gercek cozumlere olan ilgiye ragmen bazen negatif sayilarin karekoklerinin islenmesini gerektirdigi kisa surede fark edildi Bu durum negatif sayilarin o donemde bile saglam bir temele oturtulmamis olmasi nedeniyle daha da rahatsiz ediciydi Rene Descartes in 1637 de bu nicelikler icin imajiner terimi turettiginde bunu kucumseyici bir niyetle yapmisti Karisikliga neden olan bir diger faktor su denklemin 1 2 1 1 1 displaystyle left sqrt 1 right 2 sqrt 1 sqrt 1 1 cebirsel ozdeslikle keyfi bir sekilde celiskili gorunmesiydi ab ab displaystyle sqrt a sqrt b sqrt ab bu pozitif gercek sayilar a ve b icin gecerlidir ve a b den biri pozitif digeri negatifken karmasik sayi hesaplamalarinda kullanilmistir Bu ozdesligin yanlis kullanimi ve ilgili ozdeslik 1a 1a displaystyle frac 1 sqrt a sqrt frac 1 a her iki a ve b de negatif oldugunda bile Euler i zor durumda birakmistir Bu zorluk Euler i bu hatadan korumak amaciyla 1 displaystyle sqrt 1 yerine ozel i sembolunu kullanmaya yonlendirir 18 yuzyil Abraham de Moivre ve Leonhard Euler gibi matematikcilerin onemli calismalarina sahne oldu De Moivre in formulu 1730 asagidaki matematiksel ifadeyi ortaya koydu cos 8 isin 8 n cos n8 isin n8 displaystyle cos theta i sin theta n cos n theta i sin n theta Ote yandan karmasik analiz alaninda Euler in formulu 1748 matematige su onemli esitligi kazandirdi cos 8 isin 8 ei8 displaystyle cos theta i sin theta e i theta Bu formuller trigonometri ve karmasik sayilar teorisindeki temel iliskileri kurarak bu alanlarda derinlemesine calismalara olanak tanimistir Karmasik sayilarin mevcudiyeti in 1799 yilinda geometrik bir yorumlamayla aciklamasina kadar tam anlamiyla kabul gormemisti Carl Friedrich Gauss bu konsepti birkac yil sonra yeniden kesfedip populerlestirdi ve bunun sonucunda karmasik sayilar teorisi onemli olcude genisletildi Ancak karmasik sayilarin grafiksel olarak temsil edilme fikri in 1685 yilinda yayimlanan De algebra tractatus isimli calismasinda zaten mevcuttu Gauss ayni yil icerisinde karmasik sayilar alaninda her polinomun bu alan icerisinde tam bir cozum setine sahip oldugunu ispatlayarak cebirin temel teoremine dair genel kabul gormus ilk kaniti ortaya koymustur Gauss a ve b degerlerinin tam sayilar gunumuzde Gauss tam sayilari olarak bilinir veya rasyonel sayilar oldugu a bi bicimindeki karmasik sayilari ele almistir Gauss un ogrencisi ise w degerinin x3 1 0 denkleminin karmasik bir koku oldugu a bw seklindeki karmasik sayilari incelemistir bu sayilar gunumuzde Eisenstein tam sayilari olarak adlandirilir xk 1 0 denkleminden turetilen birlik kokleri icin k degerinin yuksek oldugu durumlar icin tanimlanan diger karmasik sayi siniflari dongusel alanlar olarak adlandirilir karmasik sayilar alanindaki bu genislemeye katkida bulunmustur Bu genelleme buyuk olcude a aittir Kummer ideal sayilari da icat etmis olup bu sayilar 1893 yilinda Felix Klein tarafindan geometrik nesneler olarak tanimlanmistir 1850 yilinda karmasik sayilar teorisinde onemli bir gelismeye imza atarak kutuplar ile dalga kirilma noktalari arasindaki farki belirginlestirdi ve matematiksel tekilliklerin temelini olusturan esas tekillik noktalari kavramini ortaya koydu Bu yaklasim genisletilmis karmasik duzlem kavraminin temellerinin atilmasina onayak oldu Asal sayilar Asal sayilar kayitli tarihin her evresinde arastirma konusu olmustur Bunlar yalnizca 1 ve kendileri ile bolunebilme ozelligine sahip pozitif tam sayilardir Oklid Elementler adli eserinin bir bolumunu asal sayilar teorisine adamistir bu bolumde asal sayilarin sonsuz oldugunu ve aritmetigin temel teoremini ispatlamis ayni zamanda iki sayinin en buyuk ortak bolenini bulmak icin Oklid algoritmasini tanitmistir M O 240 yilinda Eratosthenes asal sayilari etkin bir sekilde saptamak icin Eratosten kalburu yontemini kullanmistir Ancak asal sayilar teorisindeki onemli gelismelerin cogu Avrupa da Ronesans donemi ve sonrasina aittir 1796 yilinda Adrien Marie Legendre asal sayilarin asimptotik dagilimini aciklayan asal sayi teoremini tahmin etmistir Asal sayilarin dagilimi ile ilgili diger onemli bulgular arasinda Euler in asal sayilarin karsilikli degerlerinin toplaminin diverjansini ispatlamasi ve herhangi bir yeterince buyuk cift sayinin iki asal sayinin toplami seklinde ifade edilebilecegini one suren Goldbach varsayimi yer almaktadir Asal sayilarin dagilimi ile ilgili bir diger onemli varsayim ise Bernhard Riemann tarafindan 1859 yilinda formule edilen Riemann hipotezidir Asal sayi teoremi Jacques Hadamard ve tarafindan 1896 yilinda kanitlanmistir Goldbach ve Riemann in varsayimlari ise hala ne kanitlanmis ne de curutulmustur SiniflandirmaSayilar dogal sayilar ve reel sayilar gibi sayi kumeleri veya sayi sistemleri adi verilen matematiksel kumeler icerisinde siniflandirilabilir Temel sayi sistemleri asagidaki gibidir Temel sayi sistemleri N displaystyle mathbb N Dogal sayilar 0 1 2 3 4 5 or 1 2 3 4 5 N0 displaystyle mathbb N 0 veya N1 displaystyle mathbb N 1 kullanilir Z displaystyle mathbb Z Tam sayilar 5 4 3 2 1 0 1 2 3 4 5 Q displaystyle mathbb Q Rasyonel sayilar a b da a ve b tam sayi ve b 0R displaystyle mathbb R Reel sayilar Rasyonel sayilardan olusan bir yakinsak dizinin limit degeriC displaystyle mathbb C Karmasik sayilar a bi seklinde ifade edilen burada a ve b reel sayilar olup i ise 1 in formal karekokunu temsil eder Bu sayi sistemlerinden her biri bir sonraki sayi sisteminin alt kumesini olusturur Dolayisiyla bir rasyonel sayinin ayni zamanda bir reel sayi oldugu ve her reel sayinin da bir karmasik sayi oldugu soylenebilir Bu durum sembolik olarak su sekilde gosterilebilir N Z Q R C displaystyle mathbb N subset mathbb Z subset mathbb Q subset mathbb R subset mathbb C Bir tablo olarak sayilar icin soyle siniflandirma yapilabilir C Karmasik RGercek QRasyonel ZTam sayilar NDogal SayilarOranliIrrasyoneljjjSanal displaystyle scriptstyle mathbb C mbox Karmasik begin cases scriptstyle mathbb R amp mbox Gercek begin cases scriptstyle mathbb Q amp mbox Rasyonel begin cases scriptstyle mathbb Z amp mbox Tam sayilar begin cases scriptstyle mathbb N amp mbox Dogal Sayilar end cases amp mbox Oranli end cases amp mbox Irrasyonel end cases jjj amp mbox Sanal end cases Asagidaki diyagramda sayi kumelerine iliskin daha kapsamli bir listeleme yer almaktadir Sayi sistemleri Karmasik C displaystyle mathbb C Reel R displaystyle mathbb R Rasyonel Q displaystyle mathbb Q Tam sayi Z displaystyle mathbb Z Dogal N displaystyle mathbb N Sifir 0Bir 1Asal sayilarBilesik sayilarNegatif tam sayilarKesir Devirli ondalik sayiIrrasyonel Cebirsel irrasyonelAskinSanal Sayma sayilar Sayma sayilari bostan farkli bir kumenin elemanlarini azlik veya cokluk yonunden nitelemekten ziyade onlarin icindeki eleman miktarina gore verilen bir temsilciler kumesi olarak tanimlanir Temsilcilere verilen isme kanonik temsilci denir Her sayma sayisi ayni zamanda bir kanonik temsilcidir Sayma sayilarina sifirin dahil olmamasinin sebebi bos kumenin icinde temsil edecek bir elemanin olmamasidir N 1 2 3 displaystyle scriptstyle mathbb N left 1 2 3 right Dogal sayilar 1 den itibaren dogal sayilar Dogal sayilar 0 dan baslayarak sonsuza kadar giden sayilardir Matematikte dogal sayilar kumesi N displaystyle scriptstyle mathbb N ile gosterilir Dogal sayilar ismi bu sayilarin dogada gorup tanidigimiz sayilar oldugu fikrinden ileri gelmektedir Dogal sayilar kumesi 0 ve pozitif tum tam sayilarin oldugu kumedir N 0 1 2 3 4 5 6 7 displaystyle scriptstyle mathbb N 0 1 2 3 4 5 6 7 0 sayisi Antik Yunan doneminde dahi sayi olarak kabul edilmezdi Ancak 19 yuzyilda kume teorisyenleri ve diger matematikciler 0 i bos kumenin kardinalitesi yani 0 eleman bu nedenle 0 en kucuk kardinal sayi olarak kabul edilir dogal sayilar kumesine dahil etmeye basladilar Gunumuzde matematikcilerin farkli yaklasimlari neticesinde terim hem 0 i iceren hem de icermeyen sayi kumelerini tanimlamak icin kullanilmaktadir Tum dogal sayilar kumesini ifade etmek icin kullanilan matematiksel sembol N olup N displaystyle mathbb N seklinde gosterilir ve kumenin 0 ile mi yoksa 1 ile mi baslayacagini belirtmek amaciyla N0 displaystyle mathbb N 0 veya N1 displaystyle mathbb N 1 seklinde ifade edilir Onlu sayi sistemi gunumuzde matematiksel islemler icin yaygin olarak kullanilan sistem olup dogal sayilarin gosterimi icin on adet sayisal basamak kullanir 0 1 2 3 4 5 6 7 8 ve 9 Radiks veya taban bir sayi sisteminin sayilari ifade etmek icin kullandigi sifir dahil olmak uzere benzersiz sayisal basamaklarin toplam sayisini belirtir ondalik sistem icin bu deger 10 dur Bu onlu taban sistemde bir dogal sayinin en sagdaki basamaginin basamak degeri 1 olup diger basamaklarin her birinin basamak degeri hemen saginda yer alan basamagin basamak degerinin on kati kadar olur Kume teorisi modern matematigin aksiyomatik bir temeli olarak gorev yapabilir ve bu cercevede dogal sayilar esit buyuklukteki kumelerin siniflandirilmasi yoluyla ifade edilebilir Mesela 3 sayisi tam olarak uc ogeye sahip olan tum kumelerin bir sinifi olarak ifade edilebilir Diger bir yontem olarak Peano Aritmetigi nde 3 sayisi sss0 olarak gosterilir burada s ardil fonksiyonunu temsil eder bu baglamda 3 0 sayisinin ucuncu ardili olarak kabul edilir 3 sayisini formel olarak ifade etmek icin bircok farkli yontem mevcuttur tek gereken belirli bir sembolu veya sembol dizisini uc defa isaretlemektir Tam sayilar Tam sayilar eksi sonsuzdan arti sonsuza kadar giderler Yani 0 in iki yanindan sonsuza kadar uzanirlar Tam sayilar kumesi Z displaystyle scriptstyle mathbb Z ile gosterilir Buradaki Z harfi Almanca Zahl sayi kelimesinden turemistir Z 4 3 2 1 0 1 2 3 displaystyle scriptstyle mathbb Z 4 3 2 1 0 1 2 3 Pozitif tam sayilar Basinda isareti bulunan veya bir sey bulunmayan tam sayilar pozitif tam sayilar adini alirlar Sayi ekseninde sayi dogrusunda 0 in sag yaninda yer alirlar Tum sayma sayilari pozitif tam sayilardir Pozitif tam sayilar kumesi Z displaystyle scriptstyle mathbb Z ile gosterilir ve asagidaki gibi tanimlidir Z 1 2 3 4 5 displaystyle scriptstyle mathbb Z 1 2 3 4 5 Negatif tam sayilar Basinda isareti olan tam sayilar negatif tam sayilar adini alirlar Sayi ekseninde 0 in sol yaninda yer alirlar Negatif tam sayilar kumesi Z displaystyle scriptstyle mathbb Z ile gosterilir Cebirde cikarma islemi bu sayilarin diger tam sayilarla toplanmasi olarak ifade edilir Z 3 2 1 displaystyle scriptstyle mathbb Z 3 2 1 Sifir Tam sayidir Sifir 0 negatif veya pozitif bir tam sayi degildir Bir uzlasma noktasidir Bu iki kumeden herhangi birinde yer almaz Ancak tam sayilar asagidaki gibi de tanimlanabilir Z Z 0 Z displaystyle scriptstyle mathbb Z scriptstyle mathbb Z cup 0 cup scriptstyle mathbb Z Sifirin dogal sayi kabul edilmedigi akademik cevreler azimsanmayacak kadar fazladir Sifiri dahil eden cevreler dogal sayilar kumesini N 0 displaystyle scriptstyle mathbb N 0 sembolu ile gosterirler sifiri dahil etmeyen cevrelerse sifirin dahil olmadigi sayma sayilari kumesini N displaystyle scriptstyle mathbb N ile gosterirler Rasyonel sayilar Bir rasyonel sayi tam sayi bir pay ve pozitif tam sayi bir payda ile ifade edilebilen bir kesir olarak tanimlanir Negatif paydalar kullanilabilir ancak her rasyonel sayi pozitif bir payda ile esit oldugundan genellikle bu durumdan kacinilir Kesirler pay ve payda olarak iki tam sayi ile ifade edilir ve bu iki sayi arasinda bir bolme isareti bulunur m n kesri n esit parcaya bolunmus bir butunun m parcasini ifade eder Farkli iki kesir ayni rasyonel sayiyi temsil edebilir ornegin 1 2 ile 2 4 birbirine esittir yani 12 24 displaystyle 1 over 2 2 over 4 Genel bir ifade ile ab cd displaystyle a over b c over d sadece ve sadece a d c b displaystyle a times d c times b oldugunda gecerlidir Eger m sayisinin mutlak degeri pozitif kabul edilen n sayisindan daha buyukse kesirin mutlak degeri 1 den fazla olacaktir Kesirler 1 e gore buyuk kucuk veya ona esit olabilirler ayrica pozitif negatif veya 0 degerlerini alabilirler Tum rasyonel sayilar kumesi her bir tam sayinin paydasi 1 olarak belirlenebilen bir kesir biciminde ifade edilebildigi icin tam sayilari da kapsar Ornek olarak 7 sayisi 7 1 seklinde ifade edilebilir Rasyonel sayilar icin kullanilan sembol Q dur quotient yani bolum kelimesinden gelir ve Q displaystyle mathbb Q seklinde de gosterilir Reel sayilar Irrasyonel sayilar kumesi ile rasyonel sayilar kumesinin birlesimi gercek sayilar kumesini olusturur Bu kumeye reel sayilar veya gercek sayilar da denir Reel sayilar icin kullanilan sembol R dir ve R displaystyle mathbb R seklinde de ifade edilir Bu sembol olcumle ilgili tum sayilari kapsar Her bir reel sayi sayi dogrusu uzerinde belirli bir noktayla iliskilendirilir Izleyen metin ozellikle pozitif reel sayilar uzerine yogunlasacaktir Negatif reel sayilarin islenisi aritmetik kurallarin genel prensipleri cercevesinde gerceklestirilir ve bunlarin gosterimi karsilik gelen pozitif sayinin onune eksi isareti eklenerek yapilir mesela 123 456 Bircok reel sayi ancak ondalik sayilar araciligiyla yaklasik bir bicimde temsil edilebilir bu durumda ondalik nokta birler basamagindaki rakamin hemen sag tarafina konumlandirilir Ondalik noktasinin sag tarafinda yer alan her bir rakam solundaki rakamin basamak degerinin onda birine esit bir degere sahiptir Mesela 123 456 sayisi 123456 1000 olarak ifade edilir ki bu yuz iki on uc bir dort ondalik bes yuzdelik ve alti binde bir anlamina gelir Bir reel sayi yalnizca rasyonel ise ve onun kesirli kismi 2 veya 5 sayilarinin asal carpanlarini iceren bir paydaya sahipse sinirli sayida ondalik basamak ile ifade edilebilir Bu sayilar ondalik sistemdeki taban olan 10 un asal carpanlaridir Ornegin bir yarim icin 0 5 bir beste bir icin 0 2 bir onda bir icin 0 1 ve bir elli de bir icin 0 02 degerleri kullanilir Diger reel sayilari ondalik olarak ifade etmek ondalik noktasinin sag tarafinda sonsuz bir rakam dizisi gerektirecektir Eger bu sonsuz rakam dizisi belli bir deseni izliyorsa bu desen uc nokta veya deseni gosteren diger bir gosterim ile ifade edilebilir Bu tur bir ondalik sayiya tekrar eden ondalik denir Bu baglamda 1 3 sayisi desenin surekliligini belirten uc nokta ile 0 333 seklinde ifade edilir Surekli tekrar eden 3 ler ayrica 0 3 seklinde de gosterilir Bu tekrar eden ondalik sayilar sifirlarin yeniden olusumu dahil rasyonel sayilari kesinlikle belirtir yani her rasyonel sayi reel bir sayidir ancak her reel sayinin rasyonel olmasi gerekmez Rasyonel olmayan reel sayilara irrasyonel sayi adi verilir Taninmis irrasyonel gercek sayilardan biri herhangi bir dairenin cevresinin capina orani olan p sayisidir Pi bazen p 3 14159265358979 displaystyle pi 3 14159265358979 dots seklinde ifade edildiginde noktali virgul ondalik kismin tekrar ettigini degil ondalik kismin sonunun olmadigini gosterir p sayisinin irrasyonel oldugu ispatlanmistir Irrasyonel bir reel sayi oldugu ispatlanan diger bir unlu sayi 2 1 41421356237 displaystyle sqrt 2 1 41421356237 dots 2 nin karekokudur yani karesi 2 olan benzersiz pozitif gercek sayidir Bu iki sayi trilyonlarca 1 trilyon 1012 1 000 000 000 000 basamaga kadar bilgisayar yardimiyla yaklasik olarak hesaplanmistir Bu belirgin orneklerin yani sira reel sayilarin neredeyse tamami irrasyonel niteliktedir ve bu sebepten oturu tekrar eden desenlere sahip degillerdir bu yuzden bunlara karsilik gelen ondalik gosterimleri de mevcut degildir Bu sayilar yalnizca ondalik gosterimlerle yaklasik bir sekilde temsil edilebilirler bu yuvarlanmis ya da kesilmis reel sayilari ifade eder Herhangi bir yuvarlanmis veya kesilmis sayi dogasi geregi bir rasyonel sayidir ve bunlardan yalnizca sayilabilir derecede coklukta bulunur Olcumlerin tumu dogalari geregi yaklasik degerlerdir ve daima bir hata marjina sahiptirler Bu cercevede 123 456 sayisi 1234555 10000 den buyuk veya esit ve 1234565 10000 den kesinlikle kucuk olan herhangi bir gercek sayi icin bir yaklasik olarak kabul edilir 3 ondalik basamaga yuvarlama ya da 123456 1000 den buyuk veya esit ve 123457 1000 den kesinlikle kucuk olan herhangi bir reel sayi icin bir yaklasik olarak kabul edilir 3 ondalik basamagin ardindan kesme Olcumun kendisi kadar hassasiyeti oneren rakamlar elenmelidir Kalan rakamlar o zaman onemli rakamlar olarak adlandirilir Ornegin bir cetvel ile yapilan olcumler genellikle en az 0 001 metre hata payi olmaksizin gerceklestirilemez Eger bir dikdortgenin kenarlari 1 23 m ve 4 56 m olarak olculurse carpim sonucunda dikdortgenin alani icin 5 614591 m2 ile 5 603011 m2 arasinda bir deger elde edilir Ondalik noktasindan sonra ikinci basamak bile korunmadigi icin sonraki basamaklar onemli kabul edilmez Bu sebeple sonuc genelde 5 61 olarak yuvarlanir Ayni kesir birden fazla sekilde ifade edilebildigi gibi ayni reel sayinin da birden fazla ondalik gosterimi mumkundur Ornek olarak 0 999 1 0 1 00 1 000 hepsi 1 dogal sayisini ifade eder Bir reel sayi icin mumkun olan ondalik gosterimler belirli bir ondalik basamagina kadar olan bir yaklasim sinirsiz sayida ondalik basamagi boyunca devam eden bir desenin olusturuldugu bir yaklasim veya yalnizca sonlu sayida ondalik basamagi iceren bir kesin deger seklinde olabilir Bu son durumda son sifir olmayan basamak bir altindaki rakam ile degistirilip ardindan sinirsiz sayida 9 eklenerek veya son sifir olmayan basamagin ardindan sinirsiz sayida 0 eklenerek de ifade edilebilir Dolayisiyla kesin bir gercek sayi olan 3 74 ayni zamanda 3 7399999999 ve 3 74000000000 olarak da ifade edilebilir Benzer bicimde sinirsiz sayida 0 iceren bir ondalik sayi sagdaki en uctaki sifir olmayan basamagin saginda yer alan 0 lar cikarilarak sinirsiz sayida 9 iceren bir ondalik sayi ise 9 dan kucuk olan en sagdaki basamagin bir artirilmasi ve bu basamagin saginda yer alan tum 9 larin 0 a donusturulmesiyle yeniden yazilabilir Son olarak bir ondalik noktasinin sagindaki sinirsiz 0 dizisi goz ardi edilebilir Ornegin 6 849999999999 6 85 ve 6 850000000000 6 85 olarak kabul edilir Eger bir sayisal ifadedeki tum rakamlar 0 ise bu sayi 0 olarak kabul edilir ve eger bir sayisal ifadedeki tum rakamlar bitmeyen bir 9 dizisinden olusuyorsa ondalik noktasinin sagindaki dokuzlar ihmal edilip ondalik noktasinin solundaki 9 dizisine bir eklenerek ifade edilebilir Mesela 99 999 100 olarak kabul edilir Reel sayilar olarak bilinen ancak oldukca teknik duzeyde bir ozellige sahiptir Bir reel sayilarin ozelligine de sahip oldugu ispatlandiginda bu alanin gercek sayilarla izomorf oldugu ortaya konabilir Fakat gercek sayilar x2 1 0 displaystyle x 2 1 0 cebirsel denkleminin bir cozumunu cogunlukla eksi birin karekoku olarak ifade edilir icermedikleri icin olusturmazlar Karmasik sayilar Daha yuksek bir soyutlama duzeyine gecildiginde reel sayilar karmasik sayilara genisletilebilir Bu sayilar kumesi tarih boyunca kubik ve kuadratik polinomlarin koklerine iliskin kapali formullerin arastirilmasi surecinde gelismistir Bu arayis negatif sayilarin karekoklerini iceren ifadelere ve sonuc olarak 1 sayisinin karekoku olan yeni bir sayinin tanimina yol acmistir bu sayi Leonhard Euler tarafindan i olarak sembolize edilen ve hayali birim olarak adlandirilan bir birimdir Karmasik sayilar a ve b reel sayilari olmak uzere a bi displaystyle a bi bicimindeki tum sayilari kapsar Bu baglamda karmasik sayilar iki gercek boyutlu bir vektor uzayi olan karmasik duzlem uzerinde noktalara denk gelir a bi ifadesinde a gercek kismi ve b hayali kismi temsil eder Bir karmasik sayinin gercek kismi 0 ise bu sayi hayali sayi olarak adlandirilir veya tamamen hayali olarak nitelendirilir hayali kismi 0 ise bu sayi bir gercek sayidir Boylelikle reel sayilar karmasik sayilarin bir alt kumesini olusturur Eger bir karmasik sayinin gercek ve hayali kisimlari tam sayi ise bu sayi olarak isimlendirilir Karmasik sayilar icin kullanilan sembol C veya C displaystyle mathbb C dir Cebirin temel teoremi karmasik sayilarin cebirsel olarak kapali bir alan olusturdugunu yani karmasik katsayilara sahip her polinomun karmasik sayilar icinde bir koku oldugunu ifade eder Gercek sayilar gibi karmasik sayilar da bir alan olusturur ve bu alan tamdir fakat gercek sayilardan farkli olarak sirali degildir Yani inin 1 den buyuk oldugunu ya da inin 1 den kucuk oldugunu ifade etmenin tutarli bir anlami yoktur Teknik bir dille ifade edilecek olursa karmasik sayilar alan islemleriyle uyumlu bir total siralamadan yoksundur Tam sayilarin alt kategorileriCift ve tek sayilar Bir cift sayi iki sayisina tam olarak bolunebilen ve boylece kalan birakmayan bir tam sayidir buna karsilik bir tek sayi cift olmayan tam sayilardir Gunumuzde tam bolunebilir seklindeki eski usul ifade genellikle bolunebilir seklinde kisaltilarak kullanilmaktadir Herhangi bir tek sayi n uygun bir k tam sayisi icin n 2k 1 formulu ile ifade edilebilir k 0 ile baslandiginda ilk negatif olmayan tek sayilar 1 3 5 7 olarak siralanir Her cift sayi m yine bir tam sayi olan k icin m 2k seklinde ifade edilebilir Benzer bicimde ilk negatif olmayan cift sayilar 0 2 4 6 olarak belirlenir Asal sayilar Bir asal sayi genellikle sadece asal olarak kisaltilan 1 den buyuk ve iki daha kucuk pozitif tam sayinin carpimi olmayan bir tam sayidir Ilk birkac asal sayi 2 3 5 7 ve 11 dir Cift ve tek sayilar icin mevcut olan basit formullerin aksine asal sayilari turetecek bir formul bulunmamaktadir Asal sayilar uzerine 2000 yildan fazla suredir yapilan genis capli calismalar cesitli sorulari gundeme getirmis bunlarin yalnizca bir kismina yanit bulunabilmistir Bu tur sorularin ele alinisi sayilar teorisi disiplinine aittir halen yanitlanmamis sorulardan birine ornek teskil eder Her cift sayi iki asal sayinin toplami midir Bir den buyuk her tam sayinin asal sayilarin carpimi olarak yalnizca tek bir yolda ifade edilebilecegi asal sayilarin yeniden duzenlenmesi disinda sorusuna verilen yanit dogrulanmistir bu ispatlanmis iddia aritmetigin temel teoremi olarak bilinir Bir kanit Oklid in Elementleri eserinde sunulmustur Diger tam sayi siniflari Dogal sayilarin cesitli alt kumeleri belirli calismalarin odak noktasi olmus ve cogunlukla bu sayilar uzerine calismalar yapan ilk matematikcinin adiyla anilmistir Fibonacci sayilari ve mukemmel sayilar gibi tam sayi kumeleri bu tur ornekler arasinda yer alir Daha fazla ornek icin ardisik sayilar maddesine basvurulabilir Karmasik Sayilarin alt kategorileriCebirsel Irrasyonel ve Transandantal sayilar Tam sayi katsayilarina sahip bir polinom denkleminin cozumu olan sayilar cebirsel sayi olarak adlandirilir Rasyonel sayilar disindaki reel sayilara irrasyonel sayi adi verilir Cebirsel olmayan karmasik sayilarsa transandantal sayi olarak tanimlanir Tam sayi katsayili monik polinom denkleminin cozumleri olan cebirsel sayilar olarak isimlendirilir Insa edilebilir sayilar Pergel ve cizgilik cizimleri calismalarinin klasik sorunlarindan esinlenilerek birim uzunluktaki belirli bir segmentten baslayarak perge ve cember kullanilarak sonlu adimlarda insa edilebilen karmasik sayilarin gercek ve sanal kisimlarina sahip sayilar olarak tanimlanir Hesaplanabilir sayilar Bir hesaplanabilir sayi ayni zamanda rekursif sayi olarak da tanimlanan belirli bir pozitif n degeri verildiginde hesaplanabilir sayinin ondalik gosterimindeki ilk n rakami uretebilen bir algoritmanin mevcut oldugu bir reel sayidir Es deger tanimlamalar Turing makinesiler veya l hesaplamasi araciligiyla yapilabilir Hesaplanabilir sayilar bir polinomun koklerinin elde edilmesi de dahil olmak uzere tum standart aritmetik islemler acisindan stabil olup reel cebirsel sayilari iceren bir gercek kapali alan olusturur Hesaplanabilir sayilar bir bilgisayarda kesin bir sekilde ifade edilebilecek reel sayilar olarak degerlendirilebilir bir hesaplanabilir sayi ilk rakamlari ve daha fazla rakami hesaplamak uzere tasarlanmis bir program ile kesin bir sekilde belirlenir Ancak hesaplanabilir sayilar pratikte nadiren tercih edilir Bunun bir sebebi iki hesaplanabilir sayinin esitliginin test edilmesi icin bir algoritmanin bulunmamasidir Daha net bir ifadeyle herhangi bir hesaplanabilir sayiyi girdi olarak kabul eden ve bu sayinin sifira esit olup olmadigini her durumda belirleyebilecek bir algoritma mevcut olamaz Hesaplanabilir sayilar kumesi dogal sayilarla ayni kardinaliteye sahiptir Bu nedenle neredeyse tum reel sayilar hesaplanabilir degildir Yine de hesaplanabilir olmayan bir reel sayiyi acikca belirlemek buyuk bir zorluk teskil eder Kavram uzantilari0 dan 100 e kadar asal ve bilesik sayilar Asal sayilar Bilesik sayilar 0 ve 1p adik sayilar p adik sayilar reel sayilarin ondalik noktasinin saginda sonsuza kadar uzayabilen uzantilara sahip olabilecegi gibi ondalik noktasinin solunda da sonsuz uzunlukta genislemelere sahip olabilir Sonuclanan sayi sistemi basamaklar icin hangi tabanin kullanildigina baglidir herhangi bir taban mumkundur ancak bir asal sayi tabani en iyi matematiksel ozellikleri saglar p adik sayilar kumesi rasyonel sayilari icerir ancak karmasik sayilarin icinde yer almaz Bir sonlu alan uzerindeki bir elemanlari ve cebirsel sayilar bircok benzer ozellige sahiptir Bu nedenle sayilar teorisyenleri tarafindan siklikla sayilar olarak kabul edilirler p adik sayilar bu analojide onemli bir rol oynar Hiperkompleks sayilar Karmasik sayilarin icinde yer almayan bazi sayi sistemleri karmasik sayilarin insasini genellestirerek reel sayilardan turetilebilir Bunlar bazen olarak adlandirilir Bunlara carpma isleminin degismeli olmayan oldugu Sir William Rowan Hamilton tarafindan tanitilan dordeyler H carpmanin ek olarak degismeli olmadigi ve carpmanin ne ne de degismeli oldugu dahildir Transfinite sayilar Sonsuz kumelerle basa cikmak icin dogal sayilar ardisik sayilar ve kardinal sayilar olarak genellestirilmistir Ilki kumenin siralamasini verirken ikincisi boyutunu verir Sonlu kumeler icin hem sirali hem de kardinal sayilar dogal sayilarla ozdeslestirilir Sonsuz durumda bircok sirali sayi ayni kardinal sayiya karsilik gelir Standart olmayan sayilar kullanilir Hipergercekler veya standart olmayan gercekler genellikle R olarak gosterilir reel sayilar R nin sirali alaninin uygun bir olan ve saglayan bir ifade eder Bu ilke R hakkindaki dogru ifadelerin R hakkinda dogru birinci dereceden ifadeler olarak yeniden yorumlanmasina izin verir ve sonsuzkucuk sayilar ve sonsuzbuyuk sayilar ekleyerek reel sayilari genisletir ancak yine de alanlar olusturur Sayi dilbilim Dilbilim alaninda sayilar ya da sayi adlari bicimbilimsel morfolojik olarak bagimsiz bir sozcuk kategorisidir Turkcede sayi turleri asal sayilar iki uc bes yedi sira sayilari onuncu yuzuncu ulestirme sayilari ikiser onar kesir sayilari beste bir Sayi sifati Dilbilimde sayi kavrami iceren sifatlara sayi sifati denir ornegin on yil ikinci gun birer kisi dizimlerindeki on ikinci birer sozcukleri Ayrica bakinizMatematiksel sabit Karmasik sayilar Buyukluk mertebesi Fiziksel sabit Fiziksel nicelik Basamak Asal sayi SkalerNotlar OED Cevrimici Ingilizce Oxford University Press 4 Ekim 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Mayis 2017 OED Oxford University Press 30 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Mayis 2017 Matson John Scientific American Ingilizce 26 Agustos 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Mayis 2017 a b Hodgkin Luke 2 Haziran 2005 Ingilizce OUP Oxford ss 85 88 ISBN 978 0 19 152383 0 4 Subat 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Mayis 2017 Mathematics across cultures the history of non western mathematics Dordrecht Kluwer Academic 2000 ss 410 411 ISBN 1 4020 0260 2 Descartes Rene 1954 La Geometrie Rene Descartes in Geometrisi ve Ilk Baskinin Faksimilesi Dover Publications ISBN 0 486 60068 8 Erisim tarihi 20 Nisan 2011 a b Gilsdorf Thomas E 2012 Introduction to cultural mathematics with case studies in the Otomies and the Incas Ingilizce Hoboken N J Wiley ISBN 978 1 118 19416 4 OCLC 793103475 Restivo Sal P 1992 Mathematics in society and history sociological inquiries Ingilizce Dordrecht ISBN 978 94 011 2944 2 OCLC 883391697 a b Ore Oystein 1988 Number theory and its history Ingilizce New York Dover ISBN 0 486 65620 9 OCLC 17413345 Gouvea Fernando Q II 1 Bolumu The Origins of Modern Mathematics s 82 Princeton University Press 28 Eylul 2008 978 0 691 11880 2 Today it is no longer that easy to decide what counts as a number The objects from the original sequence of integer rational real and complex are certainly numbers but so are the p adics The quaternions are rarely referred to as numbers on the other hand though they can be used to coordinatize certain mathematical notions Marshack Alexander 1971 The roots of civilization the cognitive beginnings of man s first art symbol and notation Ingilizce 1 baski bas New York McGraw Hill ISBN 0 07 040535 2 OCLC 257105 Ingilizce Math buffalo edu 7 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Ocak 2012 Chrisomalis Stephen 1 Eylul 2003 The Egyptian origin of the Greek alphabetic numerals Antiquity Ingilizce 77 297 ss 485 96 doi 10 1017 S0003598X00092541 ISSN 0003 598X a b Bulliet Richard Crossley Pamela Headrick Daniel Hirsch Steven Johnson Lyman 2010 Ingilizce Cengage Learning s 192 ISBN 978 1 4390 8474 8 28 Ocak 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Mayis 2017 Indian mathematicians invented the concept of zero and developed the Arabic numerals and system of place value notation used in most parts of the world today Sunsite utk edu 26 Nisan 1999 12 Ocak 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Ocak 2012 Sanchez George I 1961 Arithmetic in Maya Ingilizce Austin Teksas Staszkow Ronald Robert Bradshaw 2004 The Mathematical Palettei 3 baski Ingilizce Brooks Cole s 41 ISBN 0 534 40365 4 Smith David Eugene 1958 History of Modern Mathematics Ingilizce Dover Yayinlari s 259 ISBN 0 486 20429 4 Ingilizce 4 Mayis 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Mayis 2022 Selin Helaine 2000 Mathematics across cultures the history of non Western mathematics Ingilizce Kluwer Akademik Yayincilar s 451 ISBN 0 7923 6481 3 Bernard Frischer 1984 Horace and the Monuments A New Interpretation of the Archytas Ode D R Shackleton Bailey Ed Harvard Studies in Classical Philology Ingilizce Harvard University Press s 83 ISBN 0 674 37935 7 Eduard Heine Die Elemente der Functionenlehre Crelle s Journal fur die reine und angewandte Mathematik No 74 1872 172 188 Georg Cantor Ueber unendliche lineare Punktmannichfaltigkeiten pt 5 Mathematische Annalen 21 4 1883 12 545 591 Richard Dedekind Stetigkeit amp irrationale Zahlen 9 Temmuz 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde Braunschweig Friedrich Vieweg amp Sohn 1872 Subsequently published in Gesammelte mathematische Werke ed Robert Fricke Emmy Noether amp Oystein Ore Braunschweig Friedrich Vieweg amp Sohn 1932 vol 3 pp 315 334 L Kronecker Ueber den Zahlbegriff Crelle s Journal fur die reine und angewandte Mathematik No 101 1887 337 355 Leonhard Euler Conjectura circa naturam aeris pro explicandis phaenomenis in atmosphaera observatis Acta Academiae Scientiarum Imperialis Petropolitanae 1779 1 1779 162 187 Ramus Determinanternes Anvendelse til at bes temme Loven for de convergerende Broker in Det Kongelige Danske Videnskabernes Selskabs naturvidenskabelige og mathematiske Afhandlinger Kjoebenhavn 1855 p 106 Eduard Heine Einige Eigenschaften der Lameschen Funktionen Crelle s Journal fur die reine und angewandte Mathematik No 56 Jan 1859 87 99 at 97 Siegmund Gunther Darstellung der Naherungswerthe von Kettenbruchen in independenter Form Erlangen Eduard Besold 1873 Kettenbruchdeterminanten in Lehrbuch der Determinanten Theorie Fur Studirende Erlangen Eduard Besold 1875 c 6 pp 156 186 Eric W Weisstein Sayi MathWorld Merriam Webster com Ingilizce Merriam Webster 13 Aralik 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Ekim 2014 Suppes Patrick 1972 Axiomatic Set Theory Ingilizce Courier Dover Publications s 1 ISBN 0 486 61630 4 Weisstein Eric W Wolfram MathWorld Ingilizce 5 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Temmuz 2020 a b Berke Vardar Aciklamali Dilbilim Terimleri Sozlugu Istanbul ABC Kitabevi 2 baski 1988 Kaynakca Number the language of science a critical survey written for the cultured non mathematician New York The Macmillan Company 1930 ISBN eksik Erich Friedman What s special about this number 23 Subat 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Steven Galovich Introduction to Mathematical Structures Harcourt Brace Javanovich 1989 0 15 543468 3 Naive Set Theory Springer 1974 0 387 90092 6 Morris Kline Mathematical Thought from Ancient to Modern Times Oxford University Press 1990 978 0195061352 Alfred North Whitehead and Bertrand Russell Principia Mathematica to 56 Cambridge University Press 1910 ISBN eksik Leo Cory A Brief History of Numbers Oxford University Press 2015 978 0 19 870259 7 Kaynak hatasi lt ref gt lower alpha adinda grup ana etiketi bulunuyor ancak lt references group lower alpha gt etiketinin karsiligi bulunamadi Bkz Kaynak gosterme