Bir gezegen (veya seyyare), kendi yerçekimi sayesinde yuvarlak hâle gelecek kadar büyük olan ancak bir termonükleer füzyon başlatacak kadar büyük olmayan ve Uluslararası Astronomi Birliği'ne göre (tüm gezegen bilimcilere göre değil) komşu bölgesini gezegenimsilerden temizlemiş, bir yıldız veya yıldız kalıntısı yörüngesinde dönen astronomik cisimdir.
| ||||
Güneş sisteminin bilinen sekiz gezegeni:
Güneşe olan uzaklık sırasına göre gerçek renkleriyle gösterilmiştir. Boyutlar ölçekli değildir. |
Gezegen terimi, tarih, astroloji, bilim, mitoloji ve din ile bağları olan antik bir isimdir. Dünya'nın dışında, Güneş sistemindeki beş gezegen genellikle görülebilir. Bu gezegenler birçok erken kültür tarafından birer tanrı veya tanrıların elçileri olarak görülüyordu. Bilimsel bilgi birikimi ilerledikçe, insanların gezegenlere ilişkin algısı değişti. 2006 yılında, Uluslararası Astronomi Birliği (IAU), Güneş sistemi içindeki gezegenleri tanımlayan bir kararı resmen kabul etti. Bu tanım birçok gezegen kütlesini, nerede veya neyin yörüngesinde döndüklerine göre gezegen tanımına dahil etmediğinden tartışmalıdır. 1950'den önce keşfedilen gezegensel cisimlerin sekizi şu anki tanım kapsamında "gezegen" olarak isimlendirilmeye devam edilse de, Ceres, Pallas, Juno, Vesta (her biri asteroit kuşağında birer gökcismidir) ve Plüton (ilk keşfedilen Neptün ötesi cisim) gibi bir zamanlar bilim camiası tarafından gezegen olarak kabul edilen bazı gök cisimleri, mevcut gezegen tanımı altında artık gezegen olarak adlandırılmamaktadır.
Batlamyus, gezegenlerin Dünya'nın yörüngesinde ilmekler atarak döndüğünü düşünmüştür. Gezegenlerin Güneş'in yörüngesinde döndüğü fikri birçok kez öne sürülmüş olsa da, bu görüş, Galileo Galilei tarafından gerçekleştirilen ilk teleskopik astronomik gözlemlerden elde edilen kanıtlarla sağlam bir şekilde desteklendiği 17. yüzyıla kadar genel kabul görmedi. Yaklaşık olarak aynı tarihlerde Johannes Kepler, Tycho Brahe tarafından teleskopun icadı öncesinde toplanmış verileri dikkatli bir şekilde analiz ederek gezegenlerin yörüngelerinin dairesel değil, eliptik olduğunu buldu. Gökbilimciler gözlem araçları geliştikçe her bir gezegenin aynı Dünya gibi göre eğik bir eksen etrafında döndüğünü ve bazı gezegenlerin de Dünya'ya benzer şekilde buz tabakaları ve mevsimler gibi özelliklere sahip olduğunu gördüler. Uzay Çağı'nın başlangıcından bu yana, uzay sondaları ile yapılan yakın gözlemlerle, Dünya ve diğer gezegenlerin volkanizma, kasırgalar, tektonik hareketler ve hatta hidroloji gibi özellikleri paylaştığı keşfedildi.
Güneş sistemindeki gezegenler düşük yoğunluklu ve büyük dev gezegenler ile dev gezegenlere kıyasla daha küçük ve kayalık karasal gezegenler olarak ikiye ayrılır. Uluslararası Astronomi Birliği'nin tanımına göre Güneş sisteminde sekiz gezegen bulunmaktadır.Güneş'e olan uzaklıklarına göre sıralandığında Merkür, Venüs, Dünya ve Mars olmak üzere dört karasal ve onların ardından Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün olmak üzere dört dev gezegen bulunmaktadır. Güneş sistemindeki gezegenlerin altısının yörüngesinde dönen bir veya daha fazla doğal uydu bulunmaktadır.
Samanyolu'ndaki diğer yıldızların etrafında birkaç bin gezegen keşfedilmiştir. 1 Ocak 2021 itibarıyla 3.242 gezegen sisteminde (720 çoklu gezegen sistemi de dahil olmak üzere) 100'den fazla; Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığıyla aynı göreli uzaklığa sahip, yani başka bir deyişle yıldız çevresindeki yaşanabilir alanda bulunan dokuz; boyutları bakımından hemen hemen Ay'ın boyutundan gaz devlerine kadar çeşitli büyüklüklerde 4.395 ötegezegen (diğer adıyla Güneş dışı gezegen) keşfedilmiştir. 20 Aralık 2011'de Kepler Uzay Teleskobu ekibi, olan Kepler-20'nin yörüngesinde dönen ilk Dünya büyüklüğündeki ötegezegenler olan ve 'nin keşfini bildirdi.Kütleçekimsel mikromercekleme verilerinin analizini yapan 2012 tarihli bir araştırmada, Samanyolu'ndaki her yıldız için ortalama en az 1,6 bağlı gezegen olduğunu tahmin edilmektedir. Güneş benzeri yıldızların yaklaşık beşte birinin, yaşanabilir bölgesinde Dünya büyüklüğünde bir gezegene sahip olduğu düşünülmektedir.
Tarih
Gezegen fikri, tarihi boyunca antik çağın ilahi ışıklarından bilim çağının dünyaya benzer nesnelerine kadar değişmiştir. Kavram sadece Güneş sistemindekileri değil, Güneş sistemi dışındaki yüzlerce gezegeni içerecek şekilde genişlemiştir. Gezegenleri tanımlamanın doğasında bulunan belirsizlikler birçok bilimsel tartışmaya neden olmuştur.
Güneş sisteminin çıplak gözle görülebilen beş , antik çağlardan beri bilinmektedir ve bu gezegenlerin mitolojiye, dini kozmolojiye ve antik astronomiye kayda değer etkisi olmuştur. Antik çağlarda astronomlar, gökyüzünde göreceli olarak sabit bir konumda olan "sabitlenmiş yıldızların" aksine bazı ışıkların gökyüzü boyunca hareket ettiğini fark ettiler. Antik Yunanlar, bu ışıklara günümüzde gezegen kelimesinin İngilizcesi planet sözcüğünün kökeni olan Grekçe: πλάνητες ἀστέρες (planētes asteres, "gezgin yıldızlar") ya da kısaca Grekçe: πλανῆται (planētai, "gezginler") adını verdiler.Antik Yunanistan'da, Çin'de, Babil'de ve hatta bütün ilk çağ uygarlıklarında neredeyse tümüyle Dünya'nın evrenin merkezinde olduğuna ve bütün "gezegenlerin" Dünya'yı çevrelediğine inanılıyordu. Bu anlayışın sebebi yıldızların ve gezegenlerin her gün Dünya'nın etrafında dönüyor gibi görünmesi, Dünya'nın katı ve durağan olması ile hareket etmeyip sabit olduğu yönündeki sağduyuya dayandığı bariz algılardı.
Babil
Gezegenlere ait işlevsel bir teoriye sahip olduğu bilinen ilk uygarlık MÖ ikinci ve birinci binyıllarda Mezopotamya'da yaşayan Babillilerdir. Gezegenlerle ilgili günümüze ulaşan en eski astronomik metin, aşağı yukarı MÖ 2. binyıl kadar erken bir zamana tarihlenen ve Venüs'ün gökteki hareketlerinin gözlemlerini içeren bir listenin MÖ 7. yüzyıldan kalma bir kopyası olan 'dir., Güneş, Ay ve gezegenlerin yıl boyunca hareketlerini gösteren, MÖ 7. yüzyıldan kalma bir çift çiviyazısı tabletidir., daha sonradan Batı astrolojisine dönüşecek olan astrolojinin de temellerini attılar. MÖ 7. yüzyıldaYeni Asur İmparatorluğu döneminde yazılan Enuma anu enlil, bir alametler listesi ve bu alametlerin gezegenlerin hareketleri de dahil olmak üzere çeşitli göksel olaylarla ilişkilerini içermektedir. Venüs, Merkür, Mars, Jüpiter ve Satürn gezegenlerinin tamamı Babil astronomları tarafından tanımlanmıştır. Erken modern dönemde teleskobun icat edilişine kadar bu söz konusu gezegenler bilinen yegâne gezegenler olarak kalacaktı.
Greko-Romen astronomi
1 Ay
| 2 Merkür
| 3 Venüs
| 4 Güneş
| 5 Mars
| 6 Jüpiter
| 7 Satürn
|
Antik Yunanlar gezegenlere ilk başta Babilliler kadar anlam yüklememişlerdi. MÖ 6. ve 5. yüzyıllarda Pisagorcuların Dünya, Güneş, Ay ve gezegenlerin, evrenin merkezindeki "Merkezî Ateş" etrafında döndüğü bağımsız bir gezegen teorisi geliştirdiği görülür. Çok daha önce Babilliler tarafından biliniyor olsa da Pisagor ve Parmenides'in akşam yıldızı (Hesperus) ile seher yıldızının () aynı ve tek (Latincede Venüs'e karşılık gelen Yunan tanrısı Afrodit) olduklarını tespit eden ilk kişiler olduğu söylenir. MÖ 3. yüzyılda Sisamlı Aristarkus gezegenlerin Güneş'in çevresinde dolandığı bir günmerkezli sistem ortaya koydu. Bilimsel devrime kadar yermerkezli sistem görüşü hakim olmaya devam etti.
MÖ 1. yüzyılda Helenistik Dönem sırasında Yunanlar gezegenlerin konumlarını tahmin etmek için kendi matematiksel düzenlerini geliştirmeye başladılar. Babillilerin aritmetiğinden ziyade geometriye dayanan bu düzenler, en sonunda Babillilerin teorilerini karmaşıklık ve kapsamlılık açısından gölgede bırakacak ve Dünya'dan çıplak gözle gözlemlenebilen astronomik hareketlerin birçoğunu açıklayacaktı. Bu teoriler MS. 2. yüzyılda Batlamyus tarafından yazılan Almagest ile tam bir biçimde ifade edilecekti. Batlamyus'un teorileri öylesine egemendi ki, astronomi üzerinde gerçekleştirilmiş tüm önceki çalışmaların yerine geçti ve 13 yüzyıl boyunca Batı dünyasının nihai astronomi metni olarak kaldı. Yunanlara ve Romalılara göre, her biri Batlamyus'un açıklığa kavuşturduğu karmaşık yasalara istinaden Dünya'nın etrafında döndüğü varsayılan yedi gezegen vardı. Bunlar Dünya'ya yakınlıklarına göre sırasıyla (modern isimleri ve Batlamyus'un sıralaması) Ay, Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn'dü.
Cicero, (Türkçe: Tanrıların Doğası veya Tanrıların Doğası Üzerine) adlı eserinde MÖ 1. yüzyılda bilinen gezegenleri, o zamanki adlarını kullanarak sıraladı:
Yanlışlıkla gezegen diye adlandırılan şu beş yıldızın da hareketleri olağanüstüdür; çünkü bütün sonsuzluk içinde ilerleyişini, geri dönüşünü, diğer belli başlı hareketlerini koruyan bir şey başıboş gezinmez. ...Yunanların (Aydınlatan) adını verdikleri, Saturnus’un yıldızı denilen şu yıldız dünyaya en uzak yıldızdır, bir seyrini yaklaşık 30 yılda tamamlar; seyri sırasında bazen önden giderek bazen geride kalarak, bazen akşamları kaybolarak bazen sabahları yeniden görünerek olağanüstü bir biçimde birçok şeye yol açarken yüzyılların öncesiz-sonrasız çağlarında hiç değiştirmeden hep aynı zamanlarda aynı şeyleri yapar. Bunun altında ise dünyaya daha yakın olan Phaethon (Işıltılı) adı verilen Iuppiter’in yıldızı hareket eder ve on iki burcun izlediği yörüngeyi on iki yılda tamamlar, seyri sırasında Saturnus yıldızının gösterdiği çeşitliliğin aynısını sergiler. Daha aşağıda yer alan buna en yakın yörüngeyi Mars’ın yıldızı denilen Pyroeis (Ateşli) tutar, daha üstteki iki yıldızın dolaştığı yörüngeyi yirmi dört aydan sanırım altı gün eksik bir sürede dolaşır. Bunun altında ise Mercurius’un yıldızı vardır, (Yunanlar buna Stilbon (Işık saçan) derler), burçlar kuşağını yaklaşık bir yıllık sürede dolaşır ve önünden giderken de gerisinden gelirken de Güneş’ten asla bir burca olan uzaklığından daha fazla uzaklaşmaz. Beş gezegenin en aşağısında yer alan ve dünyaya en yakın olan ise Venüs’ün yıldızıdır, Güneş’in önünden giderken buna Yunancada (Işık getiren) Latincede Lucifer (Sabah Yıldızı), Güneş’in gerisinden gelirken ise Hesperos (Akşam Yıldızı) denir; seyrini bir yılda tamamlar, burçlar kuşağını zikzak çizerek dolaşırken daha yukarıdaki yıldızların yaptığının aynısını yapar; önünden giderken de gerisinden gelirken de asla iki burca olan uzaklığından daha fazla uzaklaşmaz Güneş’ten.
Hindistan
MS 499'da Hint astronom Aryabhata, Dünya'nın kendi ekseni etrafındaki dönüşünü açıkça bünyesinde barındıran bir gezegen modeli öne sürdü ve söz konusu durumun yıldızların görünür bir şekilde batıya doğru hareket etmesinden ötürü gerçekleştiğini açıkladı. Ayrıca gezegenlerin yörüngelerinin eliptik olduğuna inanmaktaydı. Aryabhata'nın takipçileri, diğer görüşler arasında Dünya'nın günlük dönüşü ilkelerinin takip edildiği ve bunlara dayanan bir dizi ikincil çalışmanın gerçekleştirildiği Güney Hindistan'da özellikle güçlüydü.
1500 yılında Kerala astronomi ve matematik okulundan , adlı eserinde Aryabhata'nın modelini gözden geçirdi. Somayaji, Aryabhata'nın Aryabhatiya eserinin bir eleştirisi olan Aryabhatiyabhasya eserinde, kendisinden daha sonra Tycho Brahe tarafından 16. yüzyılın sonlarında ortaya konulan benzer şekilde Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn'ün Güneş'in etrafında, Güneşin de Dünya'nın etrafında döndüğü bir gezegen modeli geliştirdi. Geliştirdiği gezegen modeli, Kerala okulundan kendisini takip eden birçok astronom tarafından kabul gördü.
Orta Çağ Müslüman astronomisi
11. yüzyılda, Venüs'ün en azından zaman zaman Güneş'in altında olduğunu ortaya koyan İbn-i Sina tarafından Venüs geçişi gözlemlendi. 12. yüzyılda İbn Bacce "iki gezegeni Güneşin önündeki kara noktalar" olarak gözlemledi. Bu durum daha sonra 13. yüzyılda Meragalı astronom Kutbeddin Şirazî tarafından Merkür ve Venüs geçişi olarak tanımlandı. İbn Bacce'nin yaşadığı dönemde bir Venüs geçişi gerçekleşmediğinden bu durumu gözlemleyebilme imkânı yoktu.
Rönesans Avrupası
1 Merkür
| 2 Venüs
| 3 Dünya
| 4 Mars
| 5 Jüpiter
| 6 Satürn
|
Bilimsel Devrim'in ortaya çıkışıyla "gezegen" terimi gökyüzü boyunca hareket eden bir şeyden ( ilişkin olarak); Dünya'nın etrafında dönen bir cisme (veya o sırada öyle olduğuna inanılan) dönüştü. 18. yüzyıla gelindiğindeyse Kopernik, Galileo ve Kepler'in günmerkezli modelinin kabul görmesiyle gezegen tanımı doğrudan Güneş'in etrafında dönen şeylere evrildi.
Böylece Dünya gezegenler listesine eklenirken Güneş ve Ay bu listenin dışında kaldı. 17. yüzyılda "gezegen" ve "uydu" terimleri birbirinin yerine kullanılmaktaydı ancak uydu terimi sonraki yüzyılda giderek daha yaygın hale gelecekti. 19. yüzyılın ortalarına kadar "gezegenlerin" sayısı hızla arttı çünkü Güneş'in etrafında döndüğü keşfedilen her yeni cisim bilim camiası tarafından gezegen olarak listelendi.
19'uncu yüzyıl
1 Merkür
| 2 Venüs
| 3 Dünya
| 4 Mars
| 5 Vesta
| 6 Juno
| 7 Ceres
| 8 Pallas
| 9 Jüpiter
| 10 Satürn
| 11 Uranüs
|
19'uncu yüzyılda astronomlar, yakın zamanda keşfedilen ve neredeyse yarım asırdır gezegen olarak sınıflandırılmış olan göksel cisimlerin (Ceres, Pallas, Juno ve Vesta gibi) geleneksel olarak gezegen kabul edilenlerden çok farklı olduklarını fark etmeye başladılar. Bu cisimler Mars ve Jüpiter arasındaki bölgede (asteroit kuşağı) bulunuyorlardı ve kütleleri çok daha küçüktü. Bundan dolayı bu cisimler "asteroit" ismiyle tekrar sınıflandırıldı. "Gezegen" terimi, resmi herhangi bir tanımı bulunmadığından ötürü Güneş'in etrafında dönen herhangi bir "büyük" cisim olarak anlaşılmaya başlandı. Asteroitler ve gezegenler arasında çarpıcı bir büyüklük farkı olduğundan ve Neptün'ün 1846 yılındaki keşfinden sonra art arda gerçekleşen bir sürü yeni gezegen keşfi sona ermiş gibi göründüğü için resmi bir tanıma gerek yoktu.
20'nci yüzyıl
1 Merkür
| 2 Venüs
| 3 Dünya
| 4 Mars
| 5 Jüpiter
| 6 Satürn
| 7 Uranüs
| 8 Neptün
|
20'nci yüzyılda Plüton keşfedildi. İlk gözlemler sonucunda Dünya'dan daha büyük olduğu kanısı oluşunca Plüton derhal dokuzuncu gezegen olarak kabul edildi. Daha sonraları yapılan izleme çalışmalarında Plüton'un aslında çok daha küçük olduğu bulundu. 1936 yılında Neptün'ün yörüngesinden çıkmış bir uydu olabileceğini, 1964 yılında ise Plüton'un bir kuyrukluyıldız olabileceğini öne sürdü. Plüton, bilinen bütün asteroitlerden büyük olduğundan ve cüce gezegenler ile diğer Neptün ötesi cisimler henüz iyi gözlemlenmemiş olduğundan gezegen statüsünü 2006 yılına kadar korudu.
1 Merkür
| 2 Venüs
| 3 Dünya
| 4 Mars
| 5 Jüpiter
| 6 Satürn
| 7 Uranüs
| 8 Neptün
| 9 Plüton
|
1992 yılında astronom Aleksander Wolszczan ve Dale Frail, pulsarının etrafında gezegenlerin keşfedildiğini duyurdular. Bu keşif, genel olarak başka bir yıldızın etrafında bulunan bir gezegen sisteminin ilk kesin keşfi olarak kabul edilir. Daha sonra, 6 Ekim 1995 tarihinde 'nde çalışan Michel Mayor ve Didler Queloz, sıradan bir anakol yıldızının (51 Pegasi) yörüngesinde dönen ilk ötegezegenin kesin bir biçimde keşfedildiğini duyurdu.
Ötegezegenlerin keşfi, bir gezegenin tanımlanmasında başka bir belirsizliğe yol açtı. Bu belirsizlik bir gezegenin hangi noktada yıldız olarak sayılabileceğiydi. Bilinen birçok ötegezegen Jüpiter'den katbekat fazla kütleye sahiptir ve bu durumdan ötürü kahverengi cüceler olarak bilinen gök cisimlerine yaklaşmaktadırlar. Kahverengi cüceler, daha ağır bir hidrojen izotopu olan döteryumun füzyonunu gerçekleştirebilmeleri sebebiyle genelde yıldız olarak kabul edilirler. Jüpiter'in 75 kat büyüklüğündeki cisimler hidrojen füzyonu gerçekleştirirken 13 Jüpiter kütlesindeki cisimler sadece döteryum füzyonu gerçekleştirebilirler. Döteryum oldukça nadirdir ve çoğu kahverengi cücenin keşfinden çok önce döteryum füzyonu bitmiş olacağından süper kütleli gezegenlerden ayırt edilemez hâle gelirler.
21'inci yüzyıl
20. yüzyılın ikinci yarısında Güneş sisteminde daha fazla cismin keşfedilmesinin yanı sıra diğer yıldızların etrafında da büyük gök cisimlerinin keşfedilmesi sonucunda bir gezegenin neyden meydana geldiği konusunda anlaşmazlıklar ortaya çıktı. Bir gök cismi bir kuşağın parçası olduğu zaman mı, yoksa döteryumun termonükleer füzyonu ile enerji üretebilecek kadar büyük olduğu zaman mı bir gezegen olarak kabul edilebileceği hususunda farklı tartışmalar bulunmaktaydı.
1990'larda ve 2000'lerin başında sayıları giderek artan birçok astronom, Plüton ile Güneş sisteminin aynı bölgesinde (Kuiper kuşağı) yer alan ve boyutu Plüton'a yaklaşan birçok benzer gök cismi bulunduğundan dolayı Plüton'un gezegenlikten çıkarılması gerektiğini ileri sürdü. Plüton, diğer binlercesi içinde sadece ufak bir gök cismiydi.
Quaoar, Sedna ve Eris gibi bazı gök cisimleri popüler basında olarak ilan edilse de bilimsel olarak yaygın kabul görmedi. 2005 yılında, o zamanlarda Plüton'dan %27 daha büyük olduğu düşünülen Eris adlı gök cisminin keşfinin duyurulmasıyla gezegen teriminin resmî bir tanımının yapılmasına dair bir gereklilik ve kamu isteği oluştu.
Sorunu kabul eden IAU, bir gezegen tanımı oluşturmaya koyuldu ve Ağustos 2006'da yeni bir tanım ortaya koydu. Yeni tanıma göre yörüngelerini temizlemiş çok daha büyük gök cisimleri olan Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün gezegen olarak kabul edildi ve Güneş sistemindeki gezegen sayısı sekize düştü. Aynı zamanda ilk tanımlandığında üç gök cisminden ibaret (Ceres, Plüton ve Eris) yeni bir gezegen sınıfı olan cüce gezegenler oluşturuldu.
Ötegezegenler
Ötegezegenlerin (veya Güneş dışı gezegen) resmi bir tanımı yoktur. 2003 yılında Uluslararası Astronomi Birliği (IAU) Ötegezegenler Çalışma Grubu bir demeç yayınladı ancak bu demeç hiçbir zaman resmi bir IAU kararı olarak sunulmayıp, IAU üyeleri tarafından da oylanmadı. Bu demeç çoğunlukla gezegenler ve kahverengi cüceler arasındaki çizgi üzerine hazırlanmış aşağıdaki yönergelerden oluşur:
- döteryumun termonükleer füzyonu için sınırlayıcı kütlenin altında olan (şu an için Güneş ile aynı izotop bolluğuna sahip nesneler için Jüpiter'in kütlesinin 13 katı olarak hesaplanmaktadır), yıldızların veya yıldız kalıntılarının yörüngesinde dolanan gökcisimleri (nasıl oluştuklarından bağımsız olarak) "gezegendir". Güneş dışı bir cismin gezegen olarak kabul edilebilmesi için gereken minimum kütle ve boyut, Güneş sisteminde kullanılanla aynı olmalıdır.
- Gerçek kütleleri döteryumun termonükleer füzyonu için sınırlayıcı kütlenin üzerinde olan yıldız altı cisimler, nasıl oluştukları veya nerede bulunduklarından bağımsız olarak birer "kahverengi cücedir".
- Kütleleri döteryumun termonükleer füzyonu için sınırlayıcı kütlenin altında olan, genç yıldız kümelerinde serbest dolaşan cisimler "gezegen" değil, "kahverengi altcücelerdir" (veya hangi isim en uygunsa).
Bu çalışma tanımı, açıklandığı zamandan beri astronomlar tarafından akademik dergilerde ötegezegen keşifleri yayımlanırken yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu tanım geçici olsa da, daha kalıcı bir tanım resmi olarak kabul edilene kadar etkin bir çalışma tanımı olmaya devam etmektedir. Alt kütle sınırı konusundaki anlaşmazlığı ele almadığından Güneş sistemi içindeki nesnelerle ilgili tartışmalardan uzak durmuş oldu. Bu tanım aynı zamanda kahverengi cücelerin yörüngesinde dolanan gök cisimlerinin (örneğin 2M1207b) gezegenlik durumu hakkında da yorum yapmamaktadır.
Kahverengi altcücenin bir tanımı da yığılma yerine bulut çöküşü yoluyla oluşan gezegen kütleli bir cisimdir. Kahverengi altcüce ile gezegen arasındaki bu oluşum ayrımı evrensel olarak kabul edilmiş değildir. Astronomlar, gezegenlerin oluşum sürecini sınıflandırmanın bir parçası olarak ele alıp almama konusunda ikiye bölünmüştür. Bu düşünce ayrılığının bir nedeni de oluşum sürecinin belirlenmesinin çoğu zaman mümkün olmamasıdır. Örneğin, bir yıldızın etrafında yığılma sonucu oluşan bir gezegen, sistemden çıkıp serbest dolanır hâle gelebileceği gibi, bir yıldız kümesinde bulut çöküşüyle kendi kendine oluşan bir kahverengi altcüce, bir yıldızın yörüngesine girebilir.
Bir çalışmada 10 MJüp üzerindeki nesnelerin yerçekimi dengesizliğiyle oluştuğu ve bir gezegen olarak değerlendirilmemesi gerektiği öne sürülmektedir.
13 Jüpiterlik kütle sınırı, gezegen tanımı açısından kesin bir eşik değerinden ziyade ortalama bir kütleyi temsil etmektedir. Büyük gök cisimlerinin döteryumlarının çoğu füzyon tepkimesine girerken daha küçük olanların döteryumlarının sadece çok az bir kısmı füzyon tepkimesine girer ve 13 MJ bu iki bölge arasında bir değerdir. Yapılan hesaplamalar aslında bir gök cisminin toplam kütlesi 12 ila 14 MJ arasında değişirken, başlangıçtaki döteryum içeriğinin %50'sinin füzyon tepkimesine girdiğini göstermektedir. Füzyona uğrayan döteryum miktarı sadece kütleye değil, aynı zamanda gök cisminin bileşimine, mevcut helyum ve döteryum miktarına da bağlıdır. 2011 yılı itibarıyla , "Gözlemlenen kütle spektrumunda 13 MJüp etrafında belirli bir özelliğin olmaması, bu kütle sınırını unutma tercihini pekiştiriyor." diyerek 25 Jüpiter kütlesine kadar olan gök cisimlerini kapsamına dahil etmiştir. 2016 itibarıyla bu sınır, bir kütle-yoğunluk ilişkileri çalışmasına dayanarak 60 Jüpiter kütlesine yükseltilmiştir., "IAU Çalışma Grubu tarafından yapılan 13 Jüpiterlik kütle ayrımı, katı çekirdekli gezegenler için fiziksel olarak gerekçesizdir ve sin i belirsizliği nedeniyle gözlemsel olarak sorunludur." uyarısında bulunarak 24 Jüpiter kütlesine kadar olan gök cisimlerini ötegezegen olarak listeler., kütlesi (veya minimum kütlesi) 30 Jüpiter kütlesine eşit veya daha az olan gök cisimlerini içermektedir.
Gezegenleri ve kahverengi cüceleri ayırmak için bir başka kriter de, gök cisminin döteryum füzyonu, oluşum süreci veya konumu yerine çekirdek basıncında mı yoksa dejenere elektron basıncının mı baskın olduğu kriteridir.
2006 IAU gezegen tanımı
Alt sınır konusu, 2006 yılındaki Uluslararası Astronomi Birliği'nin genel kurul toplantısında ele alındı. Pek çok tartışma ve kabul görmeyen bir tekliften sonra, toplantıda kalanların büyük çoğunluğu bir kararı kuruldan geçirmek için oy kullandı. Bu karara göre Güneş sistemi içindeki gezegenler aşağıdaki gibi tanımlanmaktadır:
Bir "gezegen";
(a) Güneş'in yörüngesinde dolanan,
(b) kendi kütle çekiminin katı cisim kuvvetlerine üstün gelmesini sağlayıp hidrostatik denge hâline (neredeyse yuvarlak şekle) gelmesine yetecek düzeyde kütleye sahip ve
(c) yörünge çevresindeki komşu bölgesini temizlemiş,
gök cismidir.
Sekiz gezegen Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'dür.
Bu tanıma göre Güneş sisteminde sekiz gezegen olduğu kabul edilir. İlk iki koşulu yerine getiren ancak üçüncü koşulu sağlamayan (Ceres, Plüton ve Eris gibi) gök cisimleri, aynı zamanda diğer gezegenlerin doğal uyduları olmamaları koşuluyla cüce gezegen kategorisine dahil edilir. Başlangıçta bir IAU komitesi, kriter olarak (c)'yi içermediği için çok daha fazla sayıda gezegen içerecek bir tanım önermişti. Uzun tartışmalardan sonra, bir oylama ile bu cisimlerin cüce gezegenler olarak sınıflandırılması gerektiğine karar verildi. Bu tanım, başlangıç aşamasındaki gezegenlerin yörüngesel komşu bölgesini diğer daha küçük gök cisimlerinden temizlediği gezegen oluşum teorilerine dayanmaktadır. Bu durum gök bilimci tarafından şu şekilde tarif edilmiştir:
İkincil disk yığılmasının nihai ürünü, birbirleri arasındaki çarpışmaların önlenmesini sağlayan rezonanslı veya kesişmeyen yörüngelerde bulunan, görece az sayıdaki büyük gök cisimleridir (gezegenlerdir). KBO'lar da (İngilizce: Kuiper belt objects, Türkçe: Kuiper kuşağı cisimleri) dahil olmak üzere küçük gezegenler ve kuyruklu yıldızlar, birbirleriyle ve gezegenlerle çarpışabilmeleri dolayısıyla gezegenlerden farklıdırlar.
2006 IAU tanımı, tanımda kullanılan dilin Güneş sistemine özgü olması, yuvarlaklık ve yörünge bölgesini temizleme kriterlerinin an itibarıyla gözlemlenebilir olmaması nedeniyle, ötegezegenlerin tanımlanmasında bazı zorluklar taşımaktadır.
Margot ölçütü
Gök bilimci , kütlesine, yarı büyük eksenine ve etrafında döndüğü yıldızın kütlesine bağlı olarak bir gök cisminin ömrü boyunca yörüngesini temizleyip temizleyemeyeceğini belirleyen matematiksel bir ölçüt ortaya koydu. Bu formül, gezegenler için değeri 1'den büyük olan π adlı bir değer üretmektedir. Formüle göre bilinen sekiz gezegen ve tüm ötegezegenler 100'ün üzerinde π değerlerine sahipken Ceres, Plüton ve Eris'in π değerleri 0,1 veya 0,1'den daha azdır. π değeri 1 veya daha fazla olan gök cisimlerinin hemen hemen küresel olması beklenir, böylece yörünge bölgesini temizlemiş olma gereksinimini karşılayan gök cisimleri, yuvarlaklık gereksinimini otomatik olarak yerine getirmiş olur.
Önceden gezegen olarak kabul edilen gök cisimleri
Aşağıdaki tablo, bir zamanlar gezegen olarak kabul edilirken artık IAU tarafından gezegen olarak kabul edilmeyen gök cisimlerini ve bu gök cisimlerinin Soter'in dinamik baskınlığı destekleyen 2006 yılı tanımı veya Stern'in hidrostatik dengeyi destekleyen 2002 ve 2017 yılı tanımları gibi alternatif gezegen tanımlarına göre birer gezegen olarak kabul edilip edilemeyeceğini listelemektedir.
Gök cismi | IAU sınıflandırması | Dinamik baskınlık | Hidrostatik denge | Notlar | |
---|---|---|---|---|---|
Güneş | Yıldız | Uygulanamaz | Uygulanamaz | Klasik Antik Çağ'da ve 'nda, günümüz itibarıyla çürütülmüş yermerkezli modele göre bir (Antik Yunanca πλανῆται, gezginler) olarak sınıflandırılmıştır. | |
Ay | Doğal uydu | Hayır | Evet | ||
Io, Europa | Doğal uydular | Hayır | Muhtemelen (tahminen gelgitsel ısınmadan dolayı dengede) | Jüpiter'in en büyük bu dört uydusu, kâşifi Galileo Galilei'nin adından gelen Galilei uyduları ismiyle anılır. Bu uyduları, kendisine hamilik yapan Medici ailesinin onuruna "Medici Gezegenleri" olarak adlandırdı. İkincil gezegenler olarak bilinirlerdi. | |
Ganymede, Callisto | Doğal uydular | Hayır | Evet | ||
Titan | Doğal uydu | Hayır | Evet | ||
Rhea | Doğal uydu | Hayır | Muhtemelen (2002'de tanım dışı bırakıldı) | Satürn'ün büyük uydularından beşi, Christiaan Huygens ve Giovanni Domenico Cassini tarafından keşfedildi. Jüpiter'in büyük uyduları gibi bu uydular da birer ikincil gezegen olarak biliniyordu. | |
Iapetus,Tethys,Dione | Doğal uydular | Hayır | Hayır | ||
Titania, Oberon | Doğal uydular | Hayır | Uranüs'ün bu iki büyük uydusu William Herschel tarafından keşfedildi ve ikincil gezegenler olarak adlandırıldı. | ||
Juno | Asteroit | Hayır | Hayır | 1801 ve 1807 arasında gerçekleşen keşiflerinden 1850'lerde asteroit olarak yeniden sınıflandırılana kadar birer gezegen olarak kabul edildiler. Ceres çok daha sonra, 2006 yılında IAU tarafından bir cüce gezegen olarak sınıflandırıldı. | |
Pallas | Asteroit | Hayır | Hayır | ||
Vesta | Asteroit | Hayır | Önceden | ||
Ceres | Cüce gezegen ve asteroit | Hayır | Evet | ||
Astraea, Hebe, Iris, Flora, Metis, Hygiea, Parthenope, Victoria, Egeria, Irene, Eunomia | Asteroitler | Hayır | Evet | 1845 ve 1851 arasında daha fazla asteroit keşfedildi. Mars ve Jüpiter arasında bulunan gök cismi sayısının hızla artması, asteroit olarak yeniden sınıflandırılmalarına sebep oldu. Bu tanım 1854'te geniş çapta kabul görmüştür. | |
Plüton | Cüce gezegen ve Kuiper kuşağı cismi | Hayır | Evet | Bilinen ilk Neptün-ötesi cisim (başka bir deyişle yarı büyük ekseni Neptün ötesinde olan bir küçük gezegen). 1930'daki keşfinden 2006'da bir cüce gezegen olarak yeniden sınıflandırılmasına kadar bir gezegen olarak kabul edildi. |
Mitoloji ve adlandırma
Batı dünyasındaki gezegen adları, Yunanlar ve Babilliler'den Romalılara geçmiş olan adlandırma adetlerinden türemiştir. Antik Yunanistan'da, ışık saçan iki büyük gök cismi Güneş ve Ay antik Titan tanrıları olan Helios ve Selene; en yavaş gezegen (Satürn) "parıldayan" anlamına gelen ; ardından gelen (Jüpiter) parlak anlamına gelen Phaethon; kızıl gezegen (Mars) Pyroeis; en parlak olan (Venüs) ışık getiren anlamına gelen ve son olarak anlık görünen gezegen (Merkür) ışıldayan anlamına gelen olarak adlandırılmıştı. Yunanlar ayrıca her bir gezegeni tanrı panteonları Olimposlular ve Titanlar arasından verdiler:
- İkisi de birer Titan olan Helios ve Selene (sonradan yerlerini Olimposlu Apollon ve Artemis'e bıraktılar) hem gezegen hem de tanrı ismiydi;
- Phainon, Olimposluların babası olan Titan Kronos için kutsaldı;
- Phaethon, babası Kronos'u tahttan indirerek kral olarak yerine geçen Zeus için kutsaldı;
- Pyroeis, Zeus'un oğlu ve savaş tanrısı olan Ares'e verilmişti;
- Fosforus aşk tanrıçası Afrodit tarafından yönetiliyordu;
- Hızlı hareket eden Stilbon'a ise tanrıların elçisi, bilgi ve zeka tanrısı olan Hermes hâkimdi.
Yunanların gezegenlere tanrılarının isimlerini verme geleneği neredeyse tamamıyla Babillilerden alınmadır. Babilliler, Fosforus'u (Venüs) aşk tanrıçaları olan İştar; Pyroeis'i (Mars) savaş tanrıları olan Nergal, Stilbon'u (Satürn) bilgelik tanrıları olan Nabu ve Phaethon'u (Jüpiter) baş tanrıları Marduk adıyla anıyorlardı. Yunan ve Babil adlandırma gelenekleri arasında çok fazla uyum bulunmaktadır ve bu durum birbirlerinden bağımsız bir şekilde ortaya çıkmadıklarını işaret etmektedir. Buna karşın iki adlandırma geleneği arasında çeviri bakımından farklar bulunmaktadır. Örneğin, Nergal Babillilerin savaş tanrısıydı ve Yunanlar bu nedenden ötürü Nergal'i Ares ile özdeşleştirmişti. Ancak Ares'in aksine Nergal aynı zamanda veba ve yeraltı tanrısıydı.
Günümüzde, Batı dünyasındaki çoğu toplum, gezegenleri Olimpos tanrılarından türetilen isimlerle bilmektedir. Modern Yunanlar, gezegenleri kendi dillerindeki antik adlarıyla anıyor olmalarına rağmen, diğer Avrupa dilleri Roma İmparatorluğu'nun ve sonrasında Katolik Kilisesi'nin etkisi sebebiyle gezegenlerin Yunanca adları yerine Latince adlarını kullanmaktadır. Tıpkı Yunanlar gibi olan Romalılar, Yunanlarla farklı tanrı isimleri altında ortak bir panteonu paylaşmaktaydı ancak Yunan şiir kültürünün tanrılarına vermiş olduğu zengin anlatı geleneklerinden yoksundular. Roma Cumhuriyeti'nin geç dönemlerinde Romalı yazarlar Yunan anlatılarının çoğunu alıp neredeyse aslından ayırt edilemez hale gelene kadar kendi panteonlarına uyguladılar. Romalılar Yunan astronomisini incelerken gezegenlere kendi tanrı isimleri olan Mercurius (Hermes için), Venüs (Afrodit), Mars (Ares), Iuppiter (Zeus) ve Saturnus (Kronos) isimlerini verdiler. 18. ve 19. yüzyıllarda sonraki gezegenler keşfedildiğinde bu adlandırma uygulaması Neptūnus (Poseidon) ile korunmuştur. Uranüs ise yerine direkt olarak bir Yunan tanrısının ismini aldığından bu anlamda özeldir.
Bazı Romalılar muhtemelen Mezopotamya'da ortaya çıkmış ancak Helenistik Mısır'da gelişen bir inancı takip ettiğinden, gezegenlerin adlarını aldığı yedi tanrının Dünya işleriyle saatlik vardiyalarla ilgilendiğine inanıyorlardı. Vardiya sırası Satürn, Jüpiter, Mars, Güneş, Venüs, Merkür ve Ay (en uzak gezegenden en yakın gezegene) şeklindeydi. Bu nedenle ilk gün Satürn tarafından başlatılırken (1. saat), ikinci gün Güneş tarafından başlatılıyor (25. saat), ardından Ay (49. saat), Mars, Merkür, Jüpiter ve Venüs geliyordu. Her güne o günü başlatan tanrının adı verildiğinden, Roma takviminde sıralaması da Nundina döngüsünün reddedilmesinden sonra bu şekildedir ve birçok modern dilde bu sıralama korunmuştur. İngilizcedeki Saturday (Cumartesi), Sunday (Pazar) ve Monday (Pazartesi), söz konusu Latince gün isimlerinin doğrudan çevirisidir. Diğer günler ise adlarını sırasıyla Mars, Merkür, Jüpiter ve Venüs'e benzer veya eşdeğer kabul edilen olan Tīw (Tuesday - Salı), Wōden (Wednesday - Çarşamba), Þunor (Thursday - Perşembe) ve Frīġ (Friday - Cuma) adlı tanrılardan almıştır.
Dünya, İngilizce adı Greko-Romen mitolojiden türetilmemiş tek gezegendir. Dünya'nın bir tanrı adı ile anılmamasının sebebi henüz 17. yüzyılda genel anlamda bir gezegen olarak kabul edilmiş olmasıdır (aynı durum İngilizcede Güneş ve Ay için de geçerlidir ancak artık birer gezegen olarak kabul edilmemektedirler). Dünya'nın İngilizce adı olan Earth, "toprak" ve "kir" anlamına geldiği gibi, direkt Dünya için de kullanılan Eski İngilizce'deki eorþe kelimesinden gelir. İngilizcedeki earth, Almancadaki Erde, Felemenkçe'deki aarde ve İskandinav dillerindeki jord sözcüklerinden görülebileceği üzere, İngilizcedeki Earth sözcüğü, tıpkı muadili olan diğer Cermen dillerindeki gibi nihayetinde Proto-Cermence'deki erþō kelimesinden türemiştir. Latin dillerinin çoğu, "deniz" sözcüğünün karşıtı "kuru toprak" anlamındaki eski Latince terra (veya terra'nın bazı çeşitlerini) sözcüğünü korumaktadır. Romence olmayan diller kendi yerel sözcüklerini kullanmaktadır. Örneğin Yunanlar, orijinal adı olan Γή (Ge) sözcüğünü kullanmayı sürdürmektedir.
Avrupa dışındaki kültürler başka gezegen adlandırma sistemleri kullanmaktadır. Hindistan, yedi geleneksel gezegeni (Güneş için Surya, Ay için Çandra, Merkür için , Venüs için , Mars için , Jüpiter için ve Satürn için ) ve sırasıyla kuzey ve güney ay düğümleri olan Rahu ve 'yu içeren Navagraha'ya dayalı bir sistem kullanır.
Çin ve tarihsel olarak Çin'in kültürel etkisi altında kalmış Doğu Asya ülkeleri (Japonya, Kore ve Vietnam gibi) beş Çin elementi olan (Merkür), (Venüs), (Mars), (Jüpiter) ve toprağa (Satürn) dayalı bir adlandırma sistemi kullanmaktadır.
Modern Türkçede, Dünya dışındaki Güneş sistemi gezegenleri Latince isimlerinin Türkçe okunuşlarıyla anılmaktadır. Bu gezegenler Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn, Neptün ve Uranüs'tür. Kutadgu Bilig'de Merkür dilek anlamındaki Tilek, Mars'a Kürüd (Bakır Sokum, Bakır-sukımı olarak da adlandırılır), Jüpiter'e Ongay (Anadolu'da Öngay veya Öngey olarak da adlandırılır) ve Satürn'e Sekentir denilmektedir. Güneş için Eski Türkçede Kün ve Kuyaş gibi sözcükler kullanılırken, Ay sözcüğü korunarak günümüze gelmiştir. Dünya ise Eski Türkçede Acun ismiyle anılıyordu.
Geleneksel , yedi geleneksel gezegenin çoğunlukla tanımlayıcı isimleri vardır. Güneş "sıcak olan" anlamına gelen חמה Ḥammah, Ay "beyaz olan" anlamına gelen לבנה Levanah, Venüs "parlak gezegen" anlamına gelen כוכב נוגה Kokhav Nogah, Merkür "gezegen" (ayırt edici özelliklerinden yoksun olduğu düşünülürse) anlamına gelen כוכב Kokhav, Mars "kırmızı olan" anlamına gelen מאדים Ma'adim ve Satürn "dinlenen" (diğer görünür gezegenlere kıyasla yavaş hareket etmesine dayanarak) anlamına gelen שבתאי Şabatay adıyla anılır. Aralarında farklı olan צדק Tzedek, yani "adalet" olarak adlandırılan Jüpiter'dir. Steiglitz, Jüpiter'in orijinal adı olan ve "Baal'ın gezegeni" anlamına gelen כוכב בעל Kokhav Ba'al isminin, II. Samuel'de adı geçen İşboşetin putperest olarak görülüp örtülmesine benzer şekilde bir putperestlik olarak görülüp צדק Tzedek ismiyle örtüldüğünü ileri sürmektedir.
Arapça'da Merkür, عُطَارِد (Utârit, İştar / Astarte ile kökteş), Venüs الزهرة (el-Zühre, "parlak olan", tanrıça el-Uzzâ'nın bir sıfatı), Dünya الأرض (el-Arz, eretz ile aynı köktendir), Mars اَلْمِرِّيخ (el-Merih, geri yönlü hareketinden dolayı "tüysüz ok" anlamına gelen bu ismi almıştır), Jüpiter المشتري (el-Müşteri, Akadca "güvenilir olan") ve Satürn زُحَل (Zühal, "geri çekilen") ismiyle anılır.
Oluşum
Gezegenlerin nasıl oluştuğu kesin bir şekilde bilinmemektedir. Gezegenlerin bir bulutsunun ince bir gaz ve toz diskine çökmesi ile oluşması yönündeki teori, en çok kabul gören gezegen oluşumu teorisidir. Çekirdekte dönmekte olan bir ön gezegen diskiyle çevrili bir önyıldız oluşur. Yığılma (bir esnek olmayan çarpışma süreci) yoluyla diskteki toz parçacıkları sürekli olarak kütle biriktirerek daha büyük cisimler meydana getirir. Gezegencikler olarak bilinen bölgesel kütle yoğunlaşmaları oluşur ve kütle çekimleri sayesinde daha fazla maddeyi çekerek yığılma sürecini hızlandırırlar. Bu yoğunlaşmalar, kütle çekiminin etkisiyle içe doğru çökerek öngezegenleri oluşturana kadar daha da sıklaşır. Bir gezegen, Mars'ın kütlesinden biraz daha büyük bir kütleye ulaştıktan sonra geniş çaplı bir atmosfer biriktirmeye başlar. Bu durum gezegenciklerin atmosfer sürüklenmesi yoluyla yakalanma oranını büyük ölçüde artırır. Katı ve gaz maddelerin yığılma geçmişine bağlı olarak bir dev gezegen, buz devi ya da bir karasal gezegen oluşabilir.
Bir önyıldız tutuşup bir yıldız hâline gelecek kadar büyüdüğünde, geride kalan disk fotobuharlaşma, Güneş rüzgârı, Poynting-Robertson sürüklenmesi ve diğer benzer etkilerle içeriden dışarıya doğru uzaklaşarak kaybedilir. Bundan sonra dahi birbirleri veya bir yıldızın yörüngesinde dönen öngezegenler varlıklarını sürdürebilir fakat birçoğu zaman içinde birbirleriyle çarpışarak daha büyük bir gezegen oluşturur ya da içeriğindeki maddeleri etrafına yayarak bu maddelerin kendilerinden daha büyük öngezegen veya gezegenler tarafından emilmesine sebep olurlar. Yeterince büyük hale gelen bu gök cisimleri, komşu yörüngelerindeki maddenin büyük çoğunluğunu yakalayarak birer gezegene dönüşürler. Çarpışma yaşamamış öngezegenler bir kütle çekimsel yakalanma süreciyle gezegenlerin doğal uydusu haline gelebilir ya da diğer gök cisimlerinin kuşaklarında kalarak cüce gezegen veya küçük cisimlere dönüşebilirler.
Daha küçük gezegenciklerin kuvvetli çarpması (ve aynı zamanda radyoaktif bozunma) büyümekte olan gezegeni ısıtacak ve en azından kısmen erimesine yol açacaktır. Gezegenin içi kütle bakımından farklılaşmaya başlayarak daha yoğun bir çekirdek oluşumuna sebep olur. Daha küçük karasal gezegenler bu yığılma nedeniyle atmosferlerinin büyük çoğunluğunu kaybederler ancak kaybolan gazlar, gezegenin mantosundan gaz çıkışıyla ve sonradan kuyruklu yıldızların etkisiyle yenilenebilir (daha küçük gezegenler ise elde ettikleri tüm atmosferi çeşitli kaçış süreçleriyle kaybederler).
Güneş dışındaki yıldızların etrafında gezegen sistemlerinin bulunduğunun keşfi ve gözlemiyle bu hesabı detaylandırmak, gözden geçirmek ve hatta yenilemek mümkün hale gelmektedir. Atom numarası 2'den (helyum) büyük olan elementlerin bolluğunu tanımlayan metallik düzeyi teriminin, bir yıldızın gezegenlere sahip olma olasılığını belirlediği düşünülmektedir. Bu nedenle, metal açısından zengin bir öbek I yıldızının, metal açısından fakir bir öbek II yıldızından muhtemelen daha büyük çapta bir gezegen sistemine sahip olacağı düşünülmektedir.
Güneş sistemi
IAU tanımına göre Güneş sistemindeki sekiz gezegen, Güneş'e yakınlık sıralarına göre aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Jüpiter, Güneş sistemindeki en büyük gezegen olup, 318 Dünya kütlesine sahiptir. Merkür ise 0,055 Dünya kütlesindedir ve en güneş sistemindeki en küçük gezegendir.
Güneş sistemindeki gezegenler bileşimlerine göre kategorilere ayrılabilirler:
- Karasal gezegenler: Hacimleri büyük ölçüde kayaçtan oluşan, Dünya benzeri gezegenlerdir. Merkür, Venüs, Dünya ve Mars bu kategoridedir. 0,055 Dünya kütlesindeki Merkür Güneş sisteminin en küçük karasal gezegenidir. Dünya ise Güneş sistemindeki en büyük karasal gezegendir.
- Dev gezegenler (Jüpiter benzer gezegenler): Karasal gezegenlerden çok daha büyük olan devasa boyutlardaki gezegenlerdir.
- Gaz devleri Jüpiter ve Satürn, büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşan dev gezegenler olmalarının yanı sıra, Güneş sistemindeki en büyük gezegenlerdir. Jüpiter, 318 Dünya kütlesiyle Güneş sistemindeki en büyük gezegendir. Satürn ise bu kütlenin üçte birine karşılık gelen yaklaşık 95 Dünya kütlesindedir.
- Buz devleri Uranüs ve Neptün, büyük ölçüde düşük kaynama noktasına sahip su, metan ve amonyak gibi maddelerden oluşmaktadır. Uranüs ve Neptün, hidrojen ve helyumdan oluşan kalın bir atmosfere sahiptirler. İkisi de Güneş sisteminin gaz devleri olan Jüpiter ve Satürn'den daha az kütlelidir. Uranüs yaklaşık 14, Neptün yaklaşık 17 Dünya kütlesine sahiptir.
Güneş sistemindeki jeofiziksel gezegenlerin sayısı bilinmemektedir. Önceleri potansiyel olarak yüzlerce sayıda olduğu düşünülürken artık sadece çift haneli sayılarla ifade edilecek kadar düşük sayılarda oldukları tahmin edilmektedir.
Gezegen özellikleri
Ad | Ekvatoral çap | Yarı büyük eksen (AU) | Yörünge periyodu (yıl) | Güneş'in ekvatoruna göre eğiklik (°) | Dış merkezlik | Dönme süresi (gün) | Varlığı doğrulanmış uydular | Eksen eğikliği (°) | Halkalar | Atmosfer | ||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1. | Merkür | 0,383 | 0,06 | 0,39 | 0,24 | 3,38 | 0,206 | 58,65 | 0 | 0,10 | yok | minimal |
2. | Venüs | 0,949 | 0,81 | 0,72 | 0,62 | 3,86 | 0,007 | −243,02 | 0 | 177,30 | yok | CO2, N2 |
3. | Dünya(a) | 1,000 | 1,00 | 1,00 | 1,00 | 7,25 | 0,017 | 1,00 | 1 | 23,44 | yok | N2, O2, Ar |
4. | Mars | 0,532 | 0,11 | 1,52 | 1,88 | 5,65 | 0,093 | 1,03 | 2 | 25,19 | yok | CO2, N2, Ar |
5. | Jüpiter | 11,209 | 317,83 | 5,20 | 11,86 | 6,09 | 0,048 | 0,41 | 79 | 3,12 | var | H2, He |
6. | Satürn | 9,449 | 95,16 | 9,54 | 29,45 | 5,51 | 0,054 | 0,44 | 82 | 26,73 | var | H2, He |
7. | Uranüs | 4,007 | 14,54 | 19,19 | 84,02 | 6,48 | 0,047 | −0,72 | 27 | 97,86 | var | H2, He, CH4 |
8. | Neptün | 3,883 | 17,15 | 30,07 | 164,79 | 6,43 | 0,009 | 0,67 | 14 | 29,60 | var | H2, He, CH4 |
Renk lejantı: karasal gezegenler gaz devleri buz devleri (hem buz hem de gaz devleri birer dev gezegendir) (a) Tam değerler Dünya maddesinde görülebilir. |
Ötegezegenler
Ötegezegen (Güneş dışı gezegen), Güneş sisteminin dışında bulunan gezegenlere verilen isimdir. 10 Şubat 2024 itibarıyla, 4.144 gezegen sisteminde varlığı doğrulanmış 5.622 ötegezegen bulunmaktadır ve bu gezegen sistemlerinden 893 kadarı birden fazla gezegene sahiptir.
1992'nin başlarında, radyo astronomları Aleksander Wolszczan ve Dale Frail, adlı pulsarın yörüngesinde dönen iki gezegenin keşfini duyurdular. Bu keşif doğrulanmış olup, genellikle ötegezegenlerin ilk kesin tespiti olarak kabul edilmektedir. Bu pulsar gezegenlerinin, gezegen oluşumunun ikinci evresinde pulsarı üreten süpernovanın olağandışı kalıntılarından oluştuklarına ya da süpernovadan kurtulduktan sonra mevcut yörüngelerine bozunan dev gezegenlerden arta kalan katı çekirdekler oldukları düşünülmektedir.
Sıradan bir anakol yıldızının yörüngesindeki bir ötegezegenin ilk doğrulanmış keşfi, Cenevre Üniversitesi'nden Michel Mayor ve Didier Queloz'un 51 Pegasi civarında bir ötegezegen tespitini duyurduğu 6 Ekim 1995 tarihinde gerçekleşti. Bu tarihten uzay aracı Kepler'in yeni keşiflerine kadar bilinen bütün ötegezegenler, kütle olarak Jüpiter ile karşılaştırılabilir veya daha kolay tespit edilebilmeleri dolayısıyla Jüpiter'den daha büyük gaz devleriydi. Kepler'in aday gezegenler kataloğu, boyut bakımından çoğunlukla Neptün büyüklüğündeki gezegenlerden Merkür'den daha küçük gezegenlere kadar değişiklik gösterir.
Dünya gibi kayalık olabilen dev dünyalar veya Neptün gibi uçucu madde ve gazların karışımından oluşan mini neptünler gibi Güneş sisteminde olmayan bazı gezegen çeşitleri bulunmaktadır. Dünya'nın yarıçapının 1,75 katı, bu iki gezegen çeşidi arasında olası bir ayrım noktasıdır. Yörüngesinde bulundukları yıldıza çok yakın olduğu için buharlaşmadan ötürü sadece geriye kalan çekirdekten ibaret dönüşen sıcak Jüpiterler bulunmaktadır. Bir başka olası gezegen türü ise Güneş sistemine kıyasla daha yüksek oranda karbon içeren sistemlerde oluşan karbon gezegenidir.
Kütleçekimsel mikromercekleme verilerini analiz eden 2012 tarihli bir araştırmanın sonucuna göre, Samanyolu'ndaki her yıldızın yörüngesinde ortalama en az 1,6 bağlı gezegen olduğu tahmin edilmektedir.
20 Aralık 2011'de Kepler Uzay Teleskobu ekibi, olan Kepler-20'nin yörüngesinde dönen ilk Dünya büyüklüğündeki ötegezegenler olan ve 'nin keşfini bildirdi.
Güneş benzeri her 5 yıldızdan 1'inin yaşanabilir bölgesinde "Dünya büyüklüğünde" bir gezegen bulunmaktadır, bu nedenle en yakınının Dünya'dan 12 ışıkyılı uzaklıkta olduğu düşünülmektedir. Bu tür karasal gezegenlerin oluşum sıklığı, Samanyolu'ndaki akıllı ve iletişim kurabilen uygarlıkların sayısını tahmin eden Drake denklemindeki değişkenlerden biridir.
Nitelikler
Her gezegenin benzersiz fiziksel özellikleri olmasına rağmen, aralarında birçok ortak nokta vardır. Halkalar veya doğal uydular gibi özelliklerden bazıları henüz yalnızca Güneş Sistemi'ndeki gezegenlerde gözlemlenirken diğer bazı özellikler de ötegezegenlerde sıkça gözlemlenir.
Dinamik özellikler
Yörünge
Güneş Sistemindeki tüm gezegenler Güneş'in etrafında Güneş'in kendi etrafında döndüğü yönde döner. Bu yön Güneş'in kuzey kutbunun üzerinden bakıldığında saat yönünün tersinedir. En az bir güneş dışı gezegenin, 'nin, Güneş'in dönüşünün tersi yönde bir yörüngede olduğu bulundu. Bir gezegenin yörüngesini baştan sona bir kez tamamlamasına o gezegenin yörünge periyodu veya yılı denir.
Hiçbir gezegenin yörüngesi tam olarak dairesel değildir ve bu nedenle her birinin etrafında döndüğü yıldızdan uzaklığı yıl boyunca değişir. Bir gezegenin yıldızına en yakın olduğu noktaya Güneş Sisteminde periastron veya (perihelion) (günberi) adı verilirken, yıldızdan en uzak mesafesine de apastron (veya (aphelion), Türkçe günöte) adı verilir. Bir gezegen periastron'a yaklaşırken, tıpkı Dünya'da yere düşen bir nesnenin düşerken hızlanması gibi, yerçekimi potansiyel enerjisi kinetik enerjiye dönüşür ve hızlanır. Gezegen apastron'a yaklaştığındaysa, tıpkı Dünya'da yukarı doğru fırlatılan bir nesnenin yavaşlaması gibi, yörüngesinin en ucuna yaklaştığı için yavaşlar.
Her gezegenin yörüngesi bir dizi öğeyle tanımlanır:
- Bir yörüngedeki dış merkezlik, gezegenin eliptik (oval) yörüngesinin uzama derecesini açıklar. Düşük dış merkezlikli gezegenler daha dairesel yörüngelere sahipken, yüksek dış merkezlikli gezegenler daha eliptik yörüngelere sahiptir. Güneş Sistemi'ndeki gezegenler ve büyük uyduları nispeten düşük dış merkezliklere ve bu nedenle neredeyse daire şeklindeki yörüngelere sahiptir. Kuyruklu yıldızlar, birçok Kuiper Kuşağı cismi ve birkaç ötegezegen ise çok yüksek dış merkezliklere ve bu nedenle son derece eliptik yörüngelere sahiptir.
- Yarı büyük eksen, gezegenin yörüngesinin boyutunu verir. Bu, gezegenin eliptik yörüngesinin orta noktasından en uzun çapına olan mesafedir. Bu mesafe, hiçbir gezegen yörüngesinde yıldızın tam olarak merkez noktada bulunmadığı için apastron ile aynı değildir.
- Bir gezegenin yörünge eğikliği, yörüngesinin kurulu bir referans düzlemine göre ne kadar yukarı veya aşağıya eğik olduğunu belirtir. Güneş Sistemi'nde referans düzlemi, Dünya'nın yörüngesi olan ekliptik düzlemdir. Ötegezegenler için gökyüzü düzlemi veya gök düzlemi olarak bilinen bu düzlem, Dünya'dan bakıldığında gözlemcinin görüş çizgisine dik olan düzlemdir. Güneş Sistemi'nin sekiz gezegeni, ekliptiğe çok yakın bir şekilde yer alırken, kuyruklu yıldızlar ve Plüton gibi Kuiper Kuşağı cisimleri ekliptiğin çok daha uç açılarında bulunurlar. Büyük uydular genellikle uydusu oldukları gezegenlerin ekvatorlarına göre çok eğik durumda değildir, ancak Dünya'nın uydusu Ay, Satürn'ün uydusu Iapetus ve Neptün'ün uydusu Triton birer istisnadır. Triton, gezegeninin dönüş yönünün tersine, yani geri yönlü yörüngeye sahip olan büyük uydular arasında benzersizdir.
- Bir gezegenin referans düzlemi üzerinden yukarı ve aşağı geçtiği noktalara (çıkış) ve (iniş düğümleri) denir.Çıkış düğümü boylamı, referans düzleminin 0 boylamı ile gezegenin çıkış düğümü arasındaki açıdır. Enberi açısı (Güneş Sistemi'nin perihelyonu) ise bir gezegenin çıkış düğümüyle yıldıza en yakın olduğu nokta arasındaki açıdır.
Eksen eğikliği
Gezegenlerin ekseni eğikliklerinde farklı dereceler bulunur; yıldızlarının ekvator düzlemine göre bir açıyla dönerler. Bu, her yarım kürenin yıl boyunca aldığı ışık miktarının değişmesine neden olur; kuzey yarım küre yıldızdan uzaklaştığında, güney yarım küre yıldıza doğru yönelir veya bunun tam tersi gerçekleşir. Her gezegenin dolayısıyla mevsimleri vardır ve bu da yıl boyunca iklimde değişikliklere yol açar. Her yarım kürenin yıldızına en uzak veya en yakın olduğu zamanlara gündönümü adı verilir. Her gezegenin yörüngesi boyunca iki gündönümü vardır; bir yarım küre yaz gündönümünde en uzun gündeyken diğer yarım kürede ise kış gündönümünde en kısa gün gerçekleşir. Her yarım kürenin aldığı ışık ve ısı miktarındaki fark, gezegenin her iki yarısı için hava durumunda yıllık değişikliklere neden olur. Jüpiter'in eksen eğikliği çok küçüktür, bu yüzden mevsimden mevsime gerçekleşen değişiklikler minimum düzeydedir; Uranüs ise aşırı düzeyde eksen eğikliğine sahiptir ve neredeyse yan yatmış durumdadır. Bu da Uranüs'ün yarım kürelerinin gündönümleri sırasında sürekli olarak güneş ışığına veya karanlığa maruz kaldığı anlamına gelir. Güneş Sistemi'nde, Merkür, Venüs, Ceres ve Jüpiter'de çok küçük eksen eğikliği; Pallas, Uranüs ve Plüton'da aşırı eksen eğikliği; Dünya, Mars, Vesta, Satürn ve Neptün'de ise orta derecede eksen eğikliği vardır. Ötegezegenlerde ise eksen eğiklikleri kesin olarak bilinmemektedir ancak çoğu sıcak gaz devinin, yıldızlarına olan yakınlıklarının bir sonucu olarak ihmal edilebilir bir eksen eğikliğine sahip olduğu düşünülmektedir. Benzer şekilde, gezegen büyüklüğündeki uyduların eksen eğikliği dereceleri neredeyse sıfırdır ve Ay, 6,687° eğiklik ile bu konuda en büyük istisnadır. Bunlara ek olarak, Callisto'nun eksen eğikliği binlerce yıllık zaman dilimlerinde 0 ile 2 derece arasında değişmektedir.
Dönme
Gezegenler, merkezlerinden geçen görünmez eksenler etrafında döner. Bir gezegenin dönme süresine yıldız günü denir. Güneş Sistemi'ndeki çoğu gezegen, Güneş etrafında saat yönünün tersine, yani Güneş'in üzerinden bakıldığında saat yönünün tersine doğru döner. Venüs ve Uranüs bu konuda birer istisna olup saat yönünün tersine doğru dönerler ancak Uranüs'ün aşırı eksen eğikliği nedeniyle "kuzey" kutbunun hangisi olduğu konusunda farklı teamüller bulunur ve dolayısıyla saat yönünde mi yoksa saat yönünün tersine mi döndüğü konusunda da farklı yaklaşımlar vardır. Uranüs, hangi teamülün kullanıldığına bakılmaksızın yörüngesine göre geri yönlü bir şekilde döner.
Bir gezegenin dönüşü, oluşumu sırasında çeşitli etkenlerle tetiklenebilir. Yığılan cisimlerin tek başına sebep oldukları açısal momentum, toplamda da bir açısal momentumun oluşmasını tetikleyebilir. Dev gezegenlerde gaz yığılması, açısal momentumun oluşumuna sebep olur. Son olarak, gezegenin oluşma sürecinin son aşamalarında, öngezegenlerin birleşimi esnasında gerçekleşebilecek stokastik bir süreç, gezegenin dönme eksenini rastgele değiştirebilir. Gezegenler arasında gün uzunluğunda büyük bir farklılık vardır; Venüs'ün kendi etrafında dönmesi 243 gün sürerken, dev gezegenler için bu süre birkaç saattir. Ötegezegenlerin dönme süreleri bilinmemektedir, ancak sıcak gaz devleri yıldızlarına olan yakınlıkları nedeniyle kütleçekimsel olarak kilitlenmiş durumdadırlar (yani yörüngeleri dönüşleriyle senkronizedir). Bu da bu gezegenlerin yıldızlarına daima sadece bir yüzünü gösterdiği anlamına gelir, bir tarafı sürekli gündüz, diğer tarafı ise sürekli gecededir. Güneşe en yakın olan gezegenler olan Merkür ve Venüs benzer şekilde çok yavaş bir şekilde kendi etraflarında dönerler. Merkür, Güneş etrafındaki her iki devir için üç kez kendi etrafında döndüğü bir kütleçekim kilidindedir. Venüs'ün ise kendi etrafında dönüşü kütleçekim kuvvetlerinin yavaşlatması ve Güneş ısısıyla oluşan atmosfer gelgitlerinin hızlandırması arasında bir denge durumunda olabilir.
Tüm büyük uydular, ana gezegenleriyle kütleçekim kilidindedir. Tıpkı Plüton ve Charon gibi Eris ve Dysnomia da birbirlerine kütleçekimsel olarak kilitlenmiştir. Orcus ve uydusu Vanth, birbirlerine karşılıklı kütleçekim kilidi olan gezegenlere bir başka örnek olabilir ancak veriler kesin değildir. Bilinen dönme sürelerine sahip olan diğer cüce gezegenler, Dünya'dan daha hızlı dönmektedir. Haumea o kadar hızlı dönmektedir ki şekli bozulmuş ve üç eksenli bir elipsoit hâline gelmiştir. adlı ötegezegen ve etrafında döndüğü yıldız 'in birbirine karşılıklı kütleçekim kilidinde olduğu görünmektedir.
Yörünge temizleme
IAU tanımına göre, bir gezegenin belirleyici dinamik özelliği çevresini temizlemiş olmasıdır. Çevresini temizlemiş bir gezegen, yörüngesindeki tüm küçük gezegenimsi cisimleri toplamak veya süpürmek için yeterli kütleyi biriktirmiştir. Bu durumda, diğer benzer boyuttaki gök cisimleriyle yörüngesini paylaşmak yerine, yıldızı etrafında tek başına döner. Yukarıda açıklandığı üzere bu özellik, IAU'nun Ağustos 2006'da açıklanan resmî gezegen tanımının bir parçası olarak zorunlu hale getirilmiştir. Şu ana kadar bu kriter yalnızca Güneş Sistemi'ne uygulanmaktadır, ancak keşfedilen birçok genç ötegezegen sisteminde, kanıtlara göre çöküntü çemberlerinde yörünge temizliğinin gerçekleştiği görülmektedir.
Fiziksel özellikler
Boyut ve şekil
Kütleçekimi, gezegenleri yaklaşık olarak küresel bir şekle getirdiği için bir gezegenin boyutu yaklaşık olarak ortalama bir yarıçapla ifade edilebilir (örneğin, veya ). Bununla birlikte, gezegenler tamamıyla küresel değildir. Örneğin, Dünya'nın kendi etrafında dönüşü kutuplarda hafifçe basıklaşmasına ve neden olur. Bu nedenle, Dünya'nın şekli tam anlamıyla bir küreden ziyade ekvator çapının kutuptan kutuba çapından 43 kilometre (27 mi) daha büyük olduğu basık bir küredir. Genellikle bir gezegenin şekli, sferoidin kutupsal ve ekvatoral yarıçapları verilerek veya bir belirlenerek açıklanabilir. Bu tür bir belirlemeyle gezegenin basıklığı, yüzey alanı ve hacmi hesaplanabilir; boyutu, şekli, dönme hızı ve kütlesi bilindiğinde de hesaplanabilir.
Kütle
Bir gezegenin belirleyici fiziksel özelliği, kendi kütleçekim kuvvetinin fiziksel yapısını bağlayan elektromanyetik kuvvetlere üstün gelmesi için yeterince büyük olmasıdır. Bu durum hidrostatik dengenin oluşmasını ve böylece tüm gezegenlerin küresel veya sferoit şeklini almasını sağlar. Gök cisimleri kimyasal yapılarına bağlı olarak değişkenlik gösteren belli bir kütleye kadar düzensiz bir şekle sahip olabilir ancak bu belli kütle değeri aşıldığında, kütleçekim kuvveti cismi bir küre hâline çökene kadar kendi kütle merkezine doğru çeker.
Kütle, gezegenleri yıldızlardan ayıran temel özelliktir. Alt sınırının yaklaşık olarak Jüpiter'in 75 katı (MJ) olduğu tahmin edilirken, güneş tipi izotop bolluğuna sahip gök cisimleri için üst sınırı yalnızca yaklaşık 13 MJ'dir. Bu noktadan sonra gök cismi döteryum nükleer füzyonu için uygun koşullara ulaşır. Güneş Sistemi'nde Güneş haricinde böyle bir kütleye sahip gök cismi yoktur fakat bu boyutta ötegezegenler bulunmaktadır. 13 MJ sınırı evrensel olarak kabul edilmez ve , 60 MJ'ye kadar ve 24 MJ'ye kadarki gök cisimlerini gezegen kategorisine dahil eder. Gezegen kütlesi ve yarıçapı arasındaki ilişki, döteryum füzyonunun başlangıcıyla dikkate değer ölçüde değişmez. Gezegen yarıçapı, herhangi bir gök cisminin kütlesi Satürn kütlesinden (dikkate değer seviyede sıkışmanın başladığı kütle değeridir), Güneş kütlesinin (M☉) 0,08 kadarına (yaklaşık 80 MJ olup (hidrojen yanması) ve bir kırmızı cüceye dönüşümün başlangıcıdır) kadar yaklaşık olarak sabit kalır ve bu nedenle bazı bilim insanları, kahverengi cücelerin birer yüksek kütleli Jüpiter gezegeni olarak kabul edilmesi gerektiğini savunmaktadır.
Bilinen en küçük ötegezegenlerden biri olan ve kütesi isabetli bir şekilde bilinen bir pulsarın yörüngesinde olup 1992 yılında keşfedildi. Kütlesi Merkür'ün yaklaşık yarısı kadardır. Daha da küçük olan , bir beyaz cüce etrafında döner. Kütleçekimi yaklaşık olarak cüce gezegen Haumea'nın kütleçekimi kadardır ve genellikle küçük gezegen olarak adlandırılır. Güneş dışında, Güneş benzeri bir anakol yıldızının etrafında dolandığı bilinen en küçük gezegen, muhtemelen Ay'dan biraz daha yüksek bir kütleye sahip olan Kepler-37b'dir. Genellikle jeofiziksel olarak gezegen olarak kabul edilen Güneş Sistemi'ndeki en küçük gök cismi Satürn'ün uydusu Mimas'tır. Mimas'ın yarıçapı Dünya'nın yaklaşık %3,1'i ve kütlesi Dünya'nın yaklaşık %0.00063'ü kadardır. Satürn'ün daha küçük bir uydusu olan Phoebe, şu anda Dünya'nın yarıçapının %1,7'si ve Dünya'nın kütlesinin % 0,00014'ü kadarlık bir asteroit olarak kabul edilir. Phoebe'nin geçmişte hidrostatik dengeye ve farklılaşmaya ulaştığı ancak çarpışmalarla şeklinin bozulduğu düşünülmektedir. Bazı asteroitler, bir zamanlar yığılma ve farklılaşmaya başlamış fakat yıkıcı çarpışmalar sonucu sadece metalik veya kayalık bir çekirdekten ya da çarpışma kalıntılarının yeniden bir araya gelmesinden ibaret birer öngezegen kalıntıları olabilir.
İç farklılaşma
Her gezegen, ilk oluşmaya başladığı sırada sıvı hâldeydi. İlk oluşum sırasında daha yoğun ve ağır maddeler gezegenin merkezine çökerken, daha hafif maddeler de yüzeye yakın kaldılar. Dolayısıyla her bir gezegenin merkezinde yoğun bir ve çekirdeğini çevreleyen, şimdi veya daha önceleri akışkan hâlde bulunan bir mantodan oluşan farklılaşmış bir iç kısmı bulunur. Karasal gezegenlerin mantosu sert kabuklar altında bulunurken dev gezegenlerin mantosu direkt olarak üst bulut katmanlarına karışmış durumdadır. Karasal gezegenlerin çekirdekleri demir ve nikel gibi elementlerden oluşurken, mantoları da silikatlardan oluşur. Jüpiter ve Satürn'ün, kayaç ve metal çekirdekleri olduğu düşünülür. Bu çekirdeklerin etrafında bir mantosu bulunmaktadır. Jüpiter ve Satürn'den daha küçük olan Uranüs ve Neptün'ün, su, amonyak, metan ve diğer buzlardan oluşan mantolarla çevrili kayaç çekirdekleri vardır. Bu gezegenlerin çekirdeklerindeki akışkan hareketi, manyetik alan üreten bir jeodinamo yaratır. Benzer farklılaşma süreçlerinin, bazı büyük uydular ve kimi cüce gezegenlerde de gerçekleşmiş olması muhtemeldir ancak bu süreç her zaman tamamlanmış olmayabilir. Ceres, Callisto ve Titan'ın farklılaşma sürecinin tamamlanmadığı gözlemlenmektedir. Çarpışmalar sebebiyle yuvarlak olmadığı için bir cüce gezegen sayılmayan asteroit Vesta'nın, tıpkı Venüs, Dünya ve Mars gibi farklılaşmaya uğramış bir iç yapısı vardır.
Atmosfer
Güneş Sistemi'ndeki tüm gezegenler, yüzeylerine yakın gazları tutabilmek için yeterli kütle çekimine sahip olduklarından dolayı kayda değer bir atmosfere sahiptirler. Saturn'ün en büyük uydusu olan Titan, Dünya'nın atmosferine kıyasla daha yoğun bir atmosfere sahiptir; Neptün'ün en büyük uydusu Triton ve cüce gezegen Plüton'un atmosferlerinin yoğunluğu ise daha azdır. Daha büyük dev gezegenler, hafif gazlar olan hidrojen ve helyumu büyük miktarlarda tutacak kadar yüksek kütleye sahiptir. Öbür yandan daha küçük gezegenler ise bu gazları uzaya kaybeder. Yıldızlar arası gezegenlerin analizi, bu hafif gazları tutabilme eşiğinin yaklaşık olarak 2,0+0,7
-0,6 ME civarında olduğunu göstermektedir; bu da Dünya ve Venüs'ün karasal gezegenler için maksimum boyuta yakın olduğu anlamına gelir.
Dünya'nın atmosferi, Dünya üzerinde meydana gelen çeşitli yaşamsal süreçlerin serbest oksijen molekülü üretmesi nedeniyle diğer gezegenlerden farklı bir bileşime sahiptir. Mars ve Venüs'ün atmosferlerinde en fazla bulunan gaz karbondioksittir ancak yoğunlukları açısından atmosferleri birbirlerinden farklılık gösterir. Mars atmosferinin ortalama yüzey basıncı Dünya atmosferinin %1'inden daha azdır (sıvı suyun varlığına izin vermeyecek kadar düşük bir basınçtır), Venüs atmosferinin ise ortalama yüzey basıncı Dünya'nın yaklaşık 92 katıdır. Venüs atmosferinin, geçmişinde meydana gelen bir kaçak sera etkisi sonucu oluştuğu muhtemeldir, bu durum Venüs'ü yüzey sıcaklığı açısından, Merkür'den bile daha sıcak kılar. Zorlu yüzey koşullarına rağmen, yerden 50–55 km yükseklikte Venüs atmosferinin sıcaklık ve basınç değerleri Dünya koşullarına benzerdir (Dünya dışında bu durumun Güneş Sistemi'nde görüldüğü tek yer) ve bu bölge, gelecekteki insan keşifleri için olası bir üs olarak önerilmiştir. Titan ise Güneş Sistemi'nde Dünya dışında atmosferi azot açısından zengin olan tek gökcismidir. Dünya'nın koşulları, suyun üçlü noktasına yakın olduğu için suyun gezegen yüzeyinde üç farklı hâlde var olmasına imkân tanırken, Titan'ın koşulları da metanın üçlü noktasına yakındır.
Gezegen atmosferleri, değişen güneş ışınımından veya gezegenin iç enerjisinden etkilendiğinden, bu durum dinamik hava sistemlerinin oluşmasına neden olur. Dünya'daki kasırgalar, Mars'ta gezegen boyunca gerçekleşen kum fırtınaları, Jüpiter'deki (ve Büyük Kırmızı Leke olarak adlandırılan) Dünya'dan daha büyük ve Neptün'ün atmosferindeki lekeler, bu sistemlere verilebilecek örneklerdendir.HD 189733 b üzerindeki Büyük Kırmızı Leke'den iki kat daha büyük olan sıcak bir bölge, Jüpiter tipinde sıcak bir gezegen olan Kepler-7b'deki bulutlar, bir süper dünya olan Gliese 1214 b vb. gibi örnekler, ötegezegenlerde tespit edilen hava durumu modelleri arasındadır.
Ayrıca bakınız
Notlar
- ^ 2006 yeni gezegen tanımı'na göre.
- ^ Bu , 2006'da IAU tarafından kabul edilen resmi bir tanım (IAU Karar 5A) ve 2001/2003'te bir IAU çalışma grubu tarafından verilen bir demeçte Güneş Sistemi dışındaki nesneler için teklif edilen gayri resmî bir çalışma tanımından (bu tanıma ait bir IAU kararı yoktur) alınmıştır. Resmi 2006 tanımı yalnızca Güneş Sistemi için geçerliyken 2003 çalışma tanımı diğer yıldızların çevresindeki gezegenler için geçerlidir. Güneş dışı gezegen sorunu, 2006 IAU konferansında çözülemeyecek kadar karmaşık bulunmuştur.
- ^ Güneş benzeri G-tipi anakol yıldızları için veri bulunmamaktadır. Bu istatistik K-tipi ana kol yıldızı verilerinden çıkarılmıştır.
- ^ a b Bu beşte birlik istatistiği oluşturmak amacıyla kullanılmış "yaşanabilir bölge" terimi Dünya'nın yıldız akısının 0.25'ten 4'e kadar olan bölgesini ifade etmektedir (Güneş için 0.5-2 astronomik birime denk gelmektedir).
- ^ a b "Dünya boyutu" bu istatistiği oluşturmak amacıyla Dünya yarı çapının 1-2 katı olarak alınmıştır.
- ^ Margot parametresi, ünlü matematik sabiti π ≈ 3.14159265... ile karıştırılmamalıdır.
- ^ Güneş, bir diskten ikincil yığılmayla değil, yıldızlararası bir buluttan çekirdek yığılmasıyla oluştuğundan Soter'in gezegen tanımının dışında tutulmuştur.
- ^ Güneş, hidrostatik dengede olmasına karşın kendi içinde kendi kendini sürdüren zincirleme bir nükleer füzyon tepkimesiyle enerji ürettiği için Stern'in gezegen tanımının dışında tutulmuştur.
- ^ Huygens, eseri Systema Saturnium 24 Mayıs 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde .'da Planetes novus ("yeni gezegen") olarak adlandırmaktadır.
- ^ İkisi de Cassini'nin Découverte de deux nouvelles planetes autour de Saturne adlı kitabında nouvelles planètes (yeni gezegenler) olarak geçer.
- ^ a b Her ikisi de bir zamanlar Cassini tarafından "An Extract of the Journal Des Scavans..." 17 Nisan 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde . adlı kitabında "gezegen" olarak adlandırılmıştı. "Uydu" terimi, bu tür gök cisimlerini, yörüngelerinde dolandıkları gök cisimlerinden ("ana gezegenler") ayırt etmek için halihazırda kullanılmaya başlanmıştı.
- ^ Hem Titania hem de Oberon, Herschel'in 1787'de gerçekleştirdiği keşfinde "ikincil gezegenler" olarak isimlendirildi.
- ^ a b Dünya'ya göre ölçülmüştür.
Kaynakça
- ^ a b c d "IAU 2006 General Assembly: Result of the IAU Resolution votes". International Astronomical Union. 2006. 29 Nisan 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Aralık 2009.
- ^ a b "Working Group on Extrasolar Planets (WGESP) of the International Astronomical Union". IAU. 2001. 16 Eylül 2006 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Ağustos 2008.
- ^ "NASA discovery doubles the number of known planets". . 10 Mayıs 2016. 10 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Mayıs 2016.
- ^ Schneider, Jean (16 January 2013). "Interactive Extra-solar Planets Catalog" 5 Temmuz 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. . Retrieved 2013-01-15.
- ^ a b "Kepler: A Search For Habitable Planets – Kepler-20e". NASA. 20 Aralık 2011. 31 Mart 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Aralık 2011.
- ^ a b "Kepler: A Search For Habitable Planets – Kepler-20f". NASA. 20 Aralık 2011. 31 Mart 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Aralık 2011.
- ^ a b "NASA Discovers First Earth-size Planets Beyond Our Solar System". NASA. 20 Aralık 2011. 16 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Aralık 2011.
- ^ a b Hand (20 Aralık 2011). "Kepler discovers first Earth-sized exoplanets". Nature. doi:10.1038/nature.2011.9688.
- ^ a b Overbye (20 Aralık 2011). "Two Earth-Size Planets Are Discovered". New York Times. 20 Aralık 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Aralık 2011.
- ^ a b Cassan, Arnaud; D. Kubas; J.-P. Beaulieu; M. Dominik ve diğerleri. (12 Ocak 2012). "One or more bound planets per Milky Way star from microlensing observations". Nature. 481 (7380): 167-169. doi:10.1038/nature10684. (PMID) 22237108. 21 Kasım 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Kasım 2021.
- ^ a b Sanders, R. (4 Kasım 2013). "Astronomers answer key question: How common are habitable planets?". newscenter.berkeley.edu. 7 Kasım 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Kasım 2013.
- ^ a b Petigura, E. A.; Howard, A. W.; Marcy, G. W (2013). "Prevalence of Earth-size planets orbiting Sun-like stars". Proceedings of the National Academy of Sciences. 110 (48): 19273-19278. doi:10.1073/pnas.1319909110. (PMC) 3845182 $2. (PMID) 24191033. 12 Kasım 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Kasım 2021.
- ^ . . 1 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2016.
- ^ πλάνης 9 Mayıs 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., πλανήτης 9 Mayıs 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. ; ; at the .
- ^ . Merriam-Webster OnLine. 25 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2007.
- ^ "Planet Etymology". . 2 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Haziran 2015.
- ^ a b "planet, n". Oxford English Dictionary. 2007. 4 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2008. Note: select the Etymology tab
- ^ Neugebauer, Otto E. (1945). "The History of Ancient Astronomy Problems and Methods". Journal of Near Eastern Studies. 4 (1): 1-38. doi:10.1086/370729.
- ^ Ronan, Colin. "Astronomy Before the Telescope". Astronomy in China, Korea and Japan (Walker bas.). ss. 264-265.
- ^ Kuhn, Thomas S. (1957). The Copernican Revolution. Harvard University Press. ss. 5-20. ISBN .
- ^ a b c d Evans, James (1998). The History and Practice of Ancient Astronomy. Oxford University Press. ss. 296-7. ISBN . 12 Aralık 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Şubat 2008.
- ^ Francesca Rochberg (2000). "Astronomy and Calendars in Ancient Mesopotamia". Jack Sasson (Ed.). Civilizations of the Ancient Near East. III. s. 1930.
- ^ Holden, James Herschel (1996). A History of Horoscopic Astrology. AFA. s. 1. ISBN .
- ^ Hermann Hunger, (Ed.) (1992). Astrological reports to Assyrian kings. State Archives of Assyria. 8. Helsinki University Press. ISBN .
- ^ Lambert, W. G.; Reiner, Erica (1987). "Babylonian Planetary Omens. Part One. Enuma Anu Enlil, Tablet 63: The Venus Tablet of Ammisaduqa". Journal of the American Oriental Society. 107 (1): 93-96. doi:10.2307/602955. JSTOR 602955.
- ^ Kasak, Enn; Veede, Raul (2001). Mare Kõiva; Andres Kuperjanov (Ed.). "Understanding Planets in Ancient Mesopotamia" (PDF). Electronic Journal of Folklore. 16: 7-35. CiteSeerX 10.1.1.570.6778 $2. doi:10.7592/fejf2001.16.planets. 4 Şubat 2019 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 6 Şubat 2008.
- ^ A. Sachs (2 Mayıs 1974). "Babylonian Observational Astronomy". Philosophical Transactions of the Royal Society. 276 (1257): 43-50 [45 & 48-9]. Bibcode:1974RSPTA.276...43S. doi:10.1098/rsta.1974.0008. JSTOR 74273.
- ^ Burnet, John (1950). Greek philosophy: Thales to Plato. Macmillan and Co. ss. 7-11. ISBN . 28 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Şubat 2008.
- ^ a b Goldstein, Bernard R. (1997). "Saving the phenomena: the background to Ptolemy's planetary theory". Journal for the History of Astronomy. 28 (1): 1-12. Bibcode:1997JHA....28....1G. doi:10.1177/002182869702800101.
- ^ Ptolemy; Toomer, G. J. (1998). Ptolemy's Almagest. Princeton University Press. ISBN .
- ^ Cicero, M. T. (20 Mart 2012). Tanrıların Doğası. Menzilcioğlu, Çiğdem tarafından çevrildi. Kabalcı Yayınları. ss. 215-217. 10 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Haziran 2021.
- ^ J. J. O'Connor and E. F. Robertson, Aryabhata the Elder 19 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., MacTutor History of Mathematics archive
- ^ (1997) "Astronomy in India" in (editor) Encyclopaedia of the History of Science, Technology, and Medicine in Non-Western Cultures, Kluwer Academic Publishers, , p. 116
- ^ a b Ramasubramanian, K. (1998). "Model of planetary motion in the works of Kerala astronomers". Bulletin of the Astronomical Society of India. 26: 11-31 [23-4]. Bibcode:1998BASI...26...11R.
- ^ Ramasubramanian etc. (1994)
- ^ Sally P. Ragep (2007). "Ibn Sina, Abu Ali [known as Avicenna] (980?1037)". Thomas Hockey (Ed.). Ibn Sīnā: Abū ʿAlī al‐Ḥusayn ibn ʿAbdallāh ibn Sīnā. The Biographical Encyclopedia of Astronomers. . ss. 570-572. Bibcode:2000eaa..bookE3736.. doi:10.1888/0333750888/3736. ISBN .
- ^ S. M. Razaullah Ansari (2002). History of oriental astronomy: proceedings of the joint discussion-17 at the 23rd General Assembly of the International Astronomical Union, organised by the Commission 41 (History of Astronomy), held in Kyoto, August 25–26, 1997. Springer. s. 137. ISBN .
- ^ Fred Espenak. . NASA/GSFC. 21 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Şubat 2012.
- ^ a b Van Helden, Al (1995). . . 3 Haziran 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ocak 2008.
- ^ See primary citations in Timeline of discovery of Solar System planets and their moons
- ^ Hilton, James L. (17 Eylül 2001). . U.S. Naval Observatory. 21 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Nisan 2007.
- ^ Croswell, K. (1997). Planet Quest: The Epic Discovery of Alien Solar Systems. The Free Press. s. 57. ISBN .
- ^ Lyttleton, Raymond A. (1936). "On the possible results of an encounter of Pluto with the Neptunian system". . 97 (2): 108-115. Bibcode:1936MNRAS..97..108L. doi:10.1093/mnras/97.2.108 .
- ^ Whipple, Fred (1964). "The History of the Solar System". Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America. 52 (2): 565-594. Bibcode:1964PNAS...52..565W. doi:10.1073/pnas.52.2.565. (PMC) 300311 $2. (PMID) 16591209.
- ^ Luu, Jane X.; Jewitt, David C. (1996). "The Kuiper Belt". Scientific American. 274 (5): 46-52. Bibcode:1996SciAm.274e..46L. doi:10.1038/scientificamerican0596-46.
- ^ a b Wolszczan, A.; Frail, D. A. (1992). "A planetary system around the millisecond pulsar PSR1257 + 12". Nature. 355 (6356): 145-147. Bibcode:1992Natur.355..145W. doi:10.1038/355145a0.
- ^ Mayor, Michel; Queloz, Didier (1995). "A Jupiter-mass companion to a solar-type star". Nature. 378 (6356): 355-359. Bibcode:1995Natur.378..355M. doi:10.1038/378355a0.
- ^ Basri, Gibor (2000). "Observations of Brown Dwarfs". Annual Review of Astronomy and Astrophysics. 38 (1): 485-519. Bibcode:2000ARA&A..38..485B. doi:10.1146/annurev.astro.38.1.485.
- ^ Green, D. W. E. (13 Eylül 2006). (PDF). IAU Circular. Central Bureau for Astronomical Telegrams, International Astronomical Union. 8747: 1. Bibcode:2006IAUC.8747....1G. Circular No. 8747. 24 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Temmuz 2011.
- ^ Saumon, D.; Hubbard, W. B.; Burrows, A.; Guillot, T.; Lunine, J. I.; Chabrier, G. (1996). "A Theory of Extrasolar Giant Planets". Astrophysical Journal. 460: 993-1018. arXiv:astro-ph/9510046 $2. Bibcode:1996ApJ...460..993S. doi:10.1086/177027.
- ^ See for example the list of references for: Butler, R. P. (2006). . University of California and the Carnegie Institution. 15 Ağustos 2000 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2008.
- ^ Stern, S. Alan (22 Mart 2004). "Gravity Rules: The Nature and Meaning of Planethood". SpaceDaily. 26 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2008.
- ^ Whitney Clavin (29 Kasım 2005). . NASA. 24 Aralık 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mart 2006.
- ^ Schlaufman, Kevin C. (2018). "Evidence of an Upper Bound on the Masses of Planets and Its Implications for Giant Planet Formation". The Astrophysical Journal. 853 (1): 37. arXiv:1801.06185 $2. Bibcode:2018ApJ...853...37S. doi:10.3847/1538-4357/aa961c.
- ^ Bodenheimer, Peter; D'Angelo, Gennaro; Lissauer, Jack J.; Fortney, Jonathan J.; Saumon, Didier (20 Haziran 2013). "Deuterium Burning in Massive Giant Planets and Low-mass Brown Dwarfs Formed by Core-nucleated Accretion". The Astrophysical Journal. 770 (2): 120. arXiv:1305.0980 $2. Bibcode:2013ApJ...770..120B. doi:10.1088/0004-637X/770/2/120.
- ^ Spiegel; Adam Burrows; Milsom (2010). "The Deuterium-Burning Mass Limit for Brown Dwarfs and Giant Planets". The Astrophysical Journal. 727 (1): 57. arXiv:1008.5150 $2. Bibcode:2011ApJ...727...57S. doi:10.1088/0004-637X/727/1/57.
- ^ Schneider, J.; Dedieu, C.; Le Sidaner, P.; Savalle, R.; Zolotukhin, I. (2011). "Defining and cataloging exoplanets: The exoplanet.eu database". . 532 (79): A79. arXiv:1106.0586 $2. Bibcode:2011A&A...532A..79S. doi:10.1051/0004-6361/201116713.
- ^ Exoplanets versus brown dwarfs: the CoRoT view and the future, Jean Schneider, 4 Apr 2016
- ^ Hatzes Heike Rauer, Artie P. (2015). "A Definition for Giant Planets Based on the Mass-Density Relationship". The Astrophysical Journal. 810 (2): L25. arXiv:1506.05097 $2. Bibcode:2015ApJ...810L..25H. doi:10.1088/2041-8205/810/2/L25.
- ^ Wright, J. T.; ve diğerleri. (2010). "The Exoplanet Orbit Database". arXiv:1012.5676v1 $2.
- ^ Exoplanet Criteria for Inclusion in the Archive 27 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., NASA Exoplanet Archive
- ^ Basri, Gibor; Brown, Michael E (2006). "Planetesimals To Brown Dwarfs: What is a Planet?". Annu. Rev. Earth Planet. Sci. 34: 193-216. arXiv:astro-ph/0608417 $2. Bibcode:2006AREPS..34..193B. doi:10.1146/annurev.earth.34.031405.125058.
- ^ Boss, Alan P.; Basri, Gibor; Kumar, Shiv S.; Liebert, James; Martín, Eduardo L.; Reipurth, Bo; Zinnecker, Hans (2003). "Nomenclature: Brown Dwarfs, Gas Giant Planets, and ?". Brown Dwarfs. 211: 529. Bibcode:2003IAUS..211..529B.
- ^ Rincon, Paul (16 Ağustos 2006). "Planets plan boosts tally 12". British Broadcasting Corporation. 2 Mart 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Ağustos 2008.
- ^ "Pluto loses status as a planet". British Broadcasting Corporation. 24 Ağustos 2006. 26 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2008.
- ^ a b Soter, Steven (2006). "What is a planet?". . 132 (6): 2513-2519. arXiv:astro-ph/0608359 $2. Bibcode:2006AJ....132.2513S. doi:10.1086/508861.
- ^ . Science Daily. 10 Kasım 2015. 13 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Why we need a new definition of the word 'planet'". The Los Angeles Times. 13 Kasım 2015. 3 Haziran 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Haziran 2021.
- ^ (2015). "A quantitative criterion for defining planets". . 150 (6): 185. arXiv:1507.06300 $2. Bibcode:2015AJ....150..185M. doi:10.1088/0004-6256/150/6/185.
- ^ Stern, S. Alan; Levison, Harold F. (2002), Rickman, H. (ed.), "Regarding the criteria for planethood and proposed planetary classification schemes", Highlights of Astronomy, San Francisco, CA: , 12, pp. 205–213, :2002HiA....12..205S, ISBN . See p. 208.
- ^ a b Runyon, K. D., Stern, S. A., Lauer, T. R., Grundy, W., Summers, M. E., Singer, K. N., (2017). A Geophysical Planet Definition. 48th Lunar and Planetary Science Conference. The Woodlands, Texas. https://www.hou.usra.edu/meetings/lpsc2017/pdf/1448.pdf 30 Mart 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ Lindberg, David C. (2007). The Beginnings of Western Science (2. bas.). Chicago: The University of Chicago Press. s. 257. ISBN .
- ^ a b Salmon, Thomas; Tytler, James (1782). . 26 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Giovanni Cassini (1673). Decouverte de deux Nouvelles Planetes autour de Saturne. Sabastien Mabre-Craniusy. pp. 6–14.
- ^ Herschel, W.S. (1787). "An account of the discovery of two satellites revolving round the Georgian Planet [Uranus]". Philosophical Transactions of the Royal Society of London. 77: 125-129. doi:10.1098/rstl.1787.0016 . JSTOR 106717.
And the heavens now displayed the original of my drawing, by shewing, in the situation I had delineated them, The Georgian Planet [Uranus] attended by two satellites.
I confess that this scene appeared to me with additional beauty, as the little secondary planets seemed to give a dignity to the primary one, which raises it into a more conspicuous situation among the great bodies of our solar system. - ^ Hilton, James L. . – FAQ. United States Navy. 24 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mayıs 2008.
- ^ . spaceweather.com. 1849. 27 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Nisan 2008.
- ^ Ross, Kelley L. (2005). . The Friesian School. 10 Mayıs 2000 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2008.
- ^ Cochrane, Ev (1997). Martian Metamorphoses: The planet Mars in ancient myth and tradition. Aeon Press. ISBN . 21 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Şubat 2008.
- ^ Cameron, Alan (2005). Greek Mythography in the Roman World. Oxford University Press. ISBN .
- ^ Zerubavel, Eviatar (1989). The Seven Day Circle: The history and meaning of the week. University of Chicago Press. s. 14. ISBN . 28 July 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Şubat 2008.
- ^ Falk, Michael; Koresko, Christopher (2004). "Astronomical names for the days of the week". . 93: 122-133. arXiv:astro-ph/0307398 $2. Bibcode:1999JRASC..93..122F. doi:10.1016/j.newast.2003.07.002.
- ^ "earth". Oxford English Dictionary. 10 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Mayıs 2021.
- ^ Harper, Douglas (September 2001). . Online Etymology Dictionary. 21 Kasım 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2008.
- ^ Falk, M. (1999). Astronomical Names for the Days of the Week. Journal of the Royal Astronomical Society of Canada, 93, 122. http://adsabs.harvard.edu/pdf/1999jrasc..93..122f
- ^ Toprak, TC Funda (1 Ocak 2005). "TÜRKLERDE KOZMOLOJİ BİLGİSİ VE İSLAM SONRASI METİNLERDE GEÇEN YILDIZ-GEZEGEN İSİMLERİNİN ETİMOLOJİSİ (Knowledge of Cosmology in the Turks and Etymology of the Planets and Stars Mentioned in the Post-Islamic Period Texts)". TİKA 1. Uluslararası Türkoloji Sempozyumu, s. 20-27. 26 Aralık 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Aralık 2023.
- ^ Türk Kozmolojisine Giriş (PDF). Emel Esin. Kabalcı Yayınları. 2001. s. 61. 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 10 Temmuz 2021.
- ^ Kaçalin, Mustafa Sinan, (Ed.) (Kasım 100000). Kutadgu Bilig (PDF). Yusuf Has Hacib. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı. 6 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 10 Temmuz 2021. Tarih değerini gözden geçirin:
|tarih=
() - ^ a b c Türk Mitolojisi (PDF). Bahaeddin Ögel. Türk Tarih Kurumu. 1971. 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 10 Temmuz 2021.
- ^ a b Stieglitz, Robert (Apr 1981). "The Hebrew names of the seven planets". Journal of Near Eastern Studies. 40 (2): 135-137. doi:10.1086/372867. JSTOR 545038.
- ^ Ragep, F.J.; Hartner, W. (24 Nisan 2012). "Zuhara". Encyclopaedia of Islam (Second bas.). 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Temmuz 2021 – referenceworks.brillonline.com vasıtasıyla.
- ^ Natan, Yoel (31 Temmuz 2018). Moon-o-theism. volume I of II. Yoel Natan. ISBN . 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Temmuz 2021 – Google Books vasıtasıyla.
- ^ Ali-Abu'l-Hassan, Mas'ûdi (31 Temmuz 2018). "Historical Encyclopaedia: Entitled "Meadows of gold and mines of gems"". Printed for the Oriental Translation Fund of Great Britain and Ireland. 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Temmuz 2021 – Google Books vasıtasıyla.
- ^ Galter, Hannes D. (23–27 Eylül 1991). "Die Rolle der Astronomie in den Kulturen Mesopotamiens" [The role of astronomy in the cultures of the Mesopotamians]. Beiträge Zum 3. Grazer Morgenländischen Symposion (23–27 September 1991). 3. Grazer Morgenländischen Symposion [Third Graz Oriental Symposium]. Graz, Austria: GrazKult (31 Temmuz 1993 tarihinde yayınlandı). ISBN . 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Temmuz 2021 – Google Books vasıtasıyla.
- ^ Meyers, Carol L.; O'Connor, M.; O'Connor, Michael Patrick (31 Temmuz 1983). The Word of the Lord Shall Go Forth: Essays in honor of David Noel Freedman in celebration of his sixtieth birthday. Eisenbrauns. ISBN . 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Temmuz 2021 – Google Books vasıtasıyla.
- ^ . 29 Ağustos 2016. 29 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ al-Masūdī (31 Temmuz 2018). "El-Masūdī's Historical Encyclopaedia, entitled "Meadows of Gold and Mines of Gems."". Oriental Translation Fund of Great Britain and Ireland. 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Temmuz 2021 – Google Books vasıtasıyla.
- ^ Wetherill, G. W. (1980). "Formation of the Terrestrial Planets". Annual Review of Astronomy and Astrophysics. 18 (1): 77-113. Bibcode:1980ARA&A..18...77W. doi:10.1146/annurev.aa.18.090180.000453.
- ^ D'Angelo, G.; Bodenheimer, P. (2013). "Three-dimensional Radiation-hydrodynamics Calculations of the Envelopes of Young Planets Embedded in Protoplanetary Disks". The Astrophysical Journal. 778 (1): 77 (29 pp.). arXiv:1310.2211 $2. Bibcode:2013ApJ...778...77D. doi:10.1088/0004-637X/778/1/77.
- ^ Inaba, S.; Ikoma, M. (2003). "Enhanced Collisional Growth of a Protoplanet that has an Atmosphere". Astronomy and Astrophysics. 410 (2): 711-723. Bibcode:2003A&A...410..711I. doi:10.1051/0004-6361:20031248 .
- ^ D'Angelo, G.; Weidenschilling, S. J.; Lissauer, J. J.; Bodenheimer, P. (2014). "Growth of Jupiter: Enhancement of core accretion by a voluminous low-mass envelope". Icarus. 241: 298-312. arXiv:1405.7305 $2. Bibcode:2014Icar..241..298D. doi:10.1016/j.icarus.2014.06.029.
- ^ Lissauer, J. J.; Hubickyj, O.; D'Angelo, G.; Bodenheimer, P. (2009). "Models of Jupiter's growth incorporating thermal and hydrodynamic constraints". Icarus. 199 (2): 338-350. arXiv:0810.5186 $2. Bibcode:2009Icar..199..338L. doi:10.1016/j.icarus.2008.10.004.
- ^ D'Angelo, G.; Durisen, R. H.; Lissauer, J. J. (2011). "Giant Planet Formation". S. Seager. (Ed.). Exoplanets. University of Arizona Press, Tucson, AZ. ss. 319-346. arXiv:1006.5486 $2. Bibcode:2010exop.book..319D.
- ^ Chambers, J. (2011). "Terrestrial Planet Formation". S. Seager. (Ed.). Exoplanets. University of Arizona Press, Tucson, AZ. ss. 297-317. Bibcode:2010exop.book..297C.
- ^ Dutkevitch, Diane (1995). (PhD thesis). University of Massachusetts Amherst. Bibcode:1995PhDT..........D. 25 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2008.
- ^ Matsuyama, I.; Johnstone, D.; Murray, N. (2005). "Halting Planet Migration by Photoevaporation from the Central Source". The Astrophysical Journal. 585 (2): L143-L146. arXiv:astro-ph/0302042 $2. Bibcode:2003ApJ...585L.143M. doi:10.1086/374406.
- ^ Kenyon, Scott J.; Bromley, Benjamin C. (2006). "Terrestrial Planet Formation. I. The Transition from Oligarchic Growth to Chaotic Growth". Astronomical Journal. 131 (3): 1837-1850. arXiv:astro-ph/0503568 $2. Bibcode:2006AJ....131.1837K. doi:10.1086/499807. Diğer özet – Kenyon, Scott J. Personal web page.
- ^ Ida, Shigeru; Nakagawa, Yoshitsugu; Nakazawa, Kiyoshi (1987). "The Earth's core formation due to the Rayleigh-Taylor instability". Icarus. 69 (2): 239-248. Bibcode:1987Icar...69..239I. doi:10.1016/0019-1035(87)90103-5.
- ^ Kasting, James F. (1993). "Earth's early atmosphere". Science. 259 (5097): 920-6. Bibcode:1993Sci...259..920K. doi:10.1126/science.11536547. (PMID) 11536547.
- ^ Aguilar, David; Pulliam, Christine (6 Ocak 2004). "Lifeless Suns Dominated The Early Universe" (Basın açıklaması). Harvard-Smithsonian Center for Astrophysics. 26 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2011.
- ^ Sykes, Mark V. (March 2008). "The Planet Debate Continues". Science. 319 (5871): 1765. doi:10.1126/science.1155743. ISSN 0036-8075. (PMID) 18369125.
- ^ . exoplanetarchive.ipac.caltech.edu. . 30 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Haziran 2022.
- ^ Schneider, J. "Interactive Extra-solar Planets Catalog". The Extrasolar Planets Encyclopedia. Erişim tarihi: 10 Şubat 2024.
- ^ "Exoplanet Archive Planet Counts". 12 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Johnson, Michele; Harrington, J.D. (26 Şubat 2014). . NASA. 26 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Şubat 2014.
- ^ . phl.upr.edu. 20 Ekim 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Lopez, E. D.; Fortney, J. J. (2013). "Understanding the Mass-Radius Relation for Sub-Neptunes: Radius as a Proxy for Composition". The Astrophysical Journal. 792 (1): 1. arXiv:1311.0329 $2. Bibcode:2014ApJ...792....1L. doi:10.1088/0004-637X/792/1/1.
- ^ Drake, Frank (29 Eylül 2003). . Astrobiology Magazine. 28 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2008.
- ^ . lasp.colorado.edu. 5 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mayıs 2022.
- ^ Anderson, D. R.; Hellier, C.; Gillon, M.; Triaud, A. H. M. J.; Smalley, B.; Hebb, L.; Collier Cameron, A.; Maxted, P. F. L.; Queloz, D.; West, R. G.; Bentley, S. J.; Enoch, B.; Horne, K.; Lister, T. A.; Mayor, M.; Parley, N. R.; Pepe, F.; Pollacco, D.; Ségransan, D.; Udry, S.; Wilson, D. M. (2009). "WASP-17b: an ultra-low density planet in a probable retrograde orbit". The Astrophysical Journal. 709 (1): 159-167. arXiv:0908.1553 $2. Bibcode:2010ApJ...709..159A. doi:10.1088/0004-637X/709/1/159.
- ^ a b c d e Young, Charles Augustus (1902). Manual of Astronomy: A Text Book. Ginn & company. ss. 324-327.
- ^ Dvorak, R.; Kurths, J.; Freistetter, F. (2005). Chaos And Stability in Planetary Systems. New York: Springer. s. 90. ISBN .
- ^ Moorhead, Althea V.; Adams, Fred C. (2008). "Eccentricity evolution of giant planet orbits due to circumstellar disk torques". Icarus. 193 (2): 475-484. arXiv:0708.0335 $2. Bibcode:2008Icar..193..475M. doi:10.1016/j.icarus.2007.07.009.
- ^ . The Astrophysics Spectator. 15 Aralık 2004. 15 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2008.
- ^ Tatum, J. B. (2007). "17. Visual binary stars". Celestial Mechanics. Personal web page. Erişim tarihi: 2 Şubat 2008.
- ^ Trujillo, Chadwick A.; Brown, Michael E. (2002). "A Correlation between Inclination and Color in the Classical Kuiper Belt". Astrophysical Journal. 566 (2): L125. arXiv:astro-ph/0201040 $2. Bibcode:2002ApJ...566L.125T. doi:10.1086/339437.
- ^ Peter Goldreich (Nov 1966). "History of the Lunar Orbit". . 4 (4): 411. Bibcode:1966RvGSP...4..411G. doi:10.1029/RG004i004p00411.
- ^ a b Harvey, Samantha (1 Mayıs 2006). . NASA. 31 Ağustos 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2008.
- ^ Planetary Fact Sheets 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., at http://nssdc.gsfc.nasa.gov 22 Eylül 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Schorghofer, N.; Mazarico, E.; Platz, T.; Preusker, F.; Schröder, S. E.; Raymond, C. A.; Russell, C. T. (6 Temmuz 2016). "The permanently shadowed regions of dwarf planet Ceres". Geophysical Research Letters. 43 (13): 6783-6789. Bibcode:2016GeoRL..43.6783S. doi:10.1002/2016GL069368.
- ^ Carry, B. (2009). "Physical properties of (2) Pallas". Icarus. 205 (2): 460-472. arXiv:0912.3626 $2. Bibcode:2010Icar..205..460C. doi:10.1016/j.icarus.2009.08.007.
- ^ Thomas, P. C. (1997). "Vesta: Spin Pole, Size, and Shape from HST Images". Icarus. 128 (1): 88-94. Bibcode:1997Icar..128...88T. doi:10.1006/icar.1997.5736.
- ^ Winn, Joshua N.; Holman, Matthew J. (2005). "Obliquity Tides on Hot Jupiters". The Astrophysical Journal. 628 (2): L159. arXiv:astro-ph/0506468 $2. Bibcode:2005ApJ...628L.159W. doi:10.1086/432834.
- ^ Seidelmann, P. Kenneth, (Ed.) (1992). Explanatory Supplement to the Astronomical Almanac. University Science Books. s. 384.
- ^ Lang, Kenneth R. (2011). (2. bas.). Cambridge University Press. ISBN . 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Bills, Bruce G. (2005). "Free and forced obliquities of the Galilean satellites of Jupiter". Icarus. 175 (1): 233-247. Bibcode:2005Icar..175..233B. doi:10.1016/j.icarus.2004.10.028. 27 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Temmuz 2023.
- ^ Goldstein, R. M.; Carpenter, R. L. (1963). "Rotation of Venus: Period Estimated from Radar Measurements". Science. 139 (3558): 910-911. Bibcode:1963Sci...139..910G. doi:10.1126/science.139.3558.910. (PMID) 17743054.
- ^ a b Belton, M. J. S.; Terrile, R. J. (1984). Bergstralh, J. T. (Ed.). Rotational properties of Uranus and Neptune. Voyager "Uranus-Neptune" Workshop Pasadena February 6–8, 1984. ss. 327-347. Bibcode:1984NASCP2330..327B.
- ^ Borgia, Michael P. (2006). The Outer Worlds; Uranus, Neptune, Pluto, and Beyond. Springer New York. ss. 195-206.
- ^ Lissauer, Jack J. (September 1993). "Planet formation". Annual Review of Astronomy and Astrophysics. 31: 129-174. Bibcode:1993ARA&A..31..129L. doi:10.1146/annurev.aa.31.090193.001021.
- ^ . Solar System Exploration. NASA. 9 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2022.
- ^ Zarka, Philippe; Treumann, Rudolf A.; Ryabov, Boris P.; Ryabov, Vladimir B. (2001). "Magnetically-Driven Planetary Radio Emissions and Application to Extrasolar Planets". Astrophysics and Space Science. 277 (1/2): 293-300. Bibcode:2001Ap&SS.277..293Z. doi:10.1023/A:1012221527425.
- ^ Liu, Han-Shou; O'Keefe, John A. (1965). "Theory of Rotation for the Planet Mercury". Science. 150 (3704): 1717. Bibcode:1965Sci...150.1717L. doi:10.1126/science.150.3704.1717. (PMID) 17768871.
- ^ Correia, Alexandre C. M.; Laskar, Jacques; De Surgy, Olivier Néron (May 2003). "Long-Term Evolution of the Spin of Venus, Part I: Theory" (PDF). Icarus. 163 (1): 1-23. Bibcode:2003Icar..163....1C. doi:10.1016/S0019-1035(03)00042-3. 27 Eylül 2019 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 9 Eylül 2006.
- ^ Laskar, Jacques; De Surgy, Olivier Néron (2003). "Long-Term Evolution of the Spin of Venus, Part II: Numerical Simulations" (PDF). Icarus. 163 (1): 24-45. Bibcode:2003Icar..163...24C. doi:10.1016/S0019-1035(03)00043-5. 2 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 9 Eylül 2006.
- ^ Schutz, Bernard (2003). Gravity from the Ground Up. Cambridge University Press. s. 43. ISBN . 6 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Nisan 2017.
- ^ Young, Leslie A. (1997). . Southwest Research Institute, Boulder, Colorado. 30 Mart 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mart 2007.
- ^ Szakáts, R.; Kiss, Cs.; Ortiz, J. L.; Morales, N.; Pál, A.; Müller, T. G. (2023). "Tidally locked rotation of the dwarf planet (136199) Eris discovered via long-term ground-based and space photometry". Astronomy & Astrophysics. 669: L3. arXiv:2211.07987 $2. Bibcode:2023A&A...669L...3S. doi:10.1051/0004-6361/202245234.
- ^ Ortiz, J. L.; Cikota, A.; Cikota, S.; Hestroffer, D.; Thirouin, A.; Morales, N.; Duffard, R.; Gil-Hutton, R.; Santos-Sanz, P.; De La Cueva, I. (2010). "A mid-term astrometric and photometric study of trans-Neptunian object (90482) Orcus". Astronomy & Astrophysics. 525: A31. arXiv:1010.6187 $2. Bibcode:2011A&A...525A..31O. doi:10.1051/0004-6361/201015309.
- ^ Rabinowitz, D. L.; Barkume, Kristina; Brown, Michael E.; Roe, Henry; Schwartz, Michael; Tourtellotte, Suzanne; Trujillo, Chad (2006). "Photometric Observations Constraining the Size, Shape, and Albedo of 2003 EL61, a Rapidly Rotating, Pluto-Sized Object in the Kuiper Belt". Astrophysical Journal. 639 (2): 1238-1251. arXiv:astro-ph/0509401 $2. Bibcode:2006ApJ...639.1238R. doi:10.1086/499575.
- ^ Singal, Ashok K. (May 2014). "Life on a tidally-locked planet". Planex Newsletter. 4 (2): 8. arXiv:1405.1025 $2. Bibcode:2014arXiv1405.1025S.
- ^ Walker, G. A. H.; Croll, B.; Matthews, J. M.; Kuschnig, R.; Huber, D.; Weiss, W. W.; Shkolnik, E.; Rucinski, S. M.; Guenther, D. B. (2008). "MOST detects variability on tau Bootis possibly induced by its planetary companion". Astronomy and Astrophysics. 482 (2): 691-697. arXiv:0802.2732 $2. Bibcode:2008A&A...482..691W. doi:10.1051/0004-6361:20078952. 25 Şubat 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Temmuz 2023.
- ^ Faber, Peter; Quillen, Alice C. (26 Kasım 2007). "The Total Number of Giant Planets in Debris Disks with Central Clearings". Monthly Notices of the Royal Astronomical Society. 382 (4): 1823-1828. arXiv:0706.1684 $2. Bibcode:2007MNRAS.382.1823F. doi:10.1111/j.1365-2966.2007.12490.x.
- ^ Milbert, D. G.; Smith, D. A. . National Geodetic Survey, NOAA. 11 Ekim 1997 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mart 2007.
- ^ Sandwell, D. T.; (7 Temmuz 2006). "Exploring the Ocean Basins with Satellite Altimeter Data". NOAA/NGDC. 15 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Nisan 2007.
- ^ Wieczorek, M. A. (2015), Schubert, Gerald (Ed.), "10.05 – Gravity and Topography of the Terrestrial Planets", Treatise on Geophysics (İngilizce) (2. bas.), Oxford: Elsevier, ss. 153-193, ISBN , 13 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 13 Mayıs 2022
- ^ Brown, Michael E. (2006). . California Institute of Technology. 27 Haziran 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Şubat 2008.
- ^ Schneider, J. (2016). "III.8 Exoplanets versus brown dwarfs: The CoRoT view and the future". The CoRoT Legacy Book (İngilizce). EDP Sciences. s. 157. arXiv:1604.00917 $2. doi:10.1051/978-2-7598-1876-1.c038. ISBN .
- ^ Wright, Jason T; Fakhouri, Onsi; Marcy, G.; Han, Eunkyu; Feng, Ying; Johnson, John Asher (2010). "The Exoplanet Orbit Database". Publications of the Astronomical Society of the Pacific. 123 (902): 412-422. arXiv:1012.5676 $2. Bibcode:2011PASP..123..412W. doi:10.1086/659427.
- ^ a b Chen, Jingjing; Kipping, David (2016). "Probabilistic Forecasting of the Masses and Radii of Other Worlds". The Astrophysical Journal. 834 (1): 17. arXiv:1603.08614 $2. doi:10.3847/1538-4357/834/1/17. 27 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 27 Temmuz 2021.
- ^ Konacki, M.; Wolszczan, A. (2003). "Masses and Orbital Inclinations of Planets in the PSR B1257+12 System". The Astrophysical Journal. 591 (2): L147-L150. arXiv:astro-ph/0305536 $2. Bibcode:2003ApJ...591L.147K. doi:10.1086/377093.
- ^ Veras, Dimitri (2021). "Planetary Systems Around White Dwarfs". Oxford Research Encyclopedia of Planetary Science (İngilizce). Oxford University Press. arXiv:2106.06550 $2. doi:10.1093/acrefore/9780190647926.013.238. ISBN . 6 Haziran 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Temmuz 2022.
- ^ Barclay, Thomas; Rowe, Jason F.; Lissauer, Jack J.; Huber, Daniel; Fressin, François; Howell, Steve B.; Bryson, Stephen T.; Chaplin, William J.; Désert, Jean-Michel; Lopez, Eric D.; Marcy, Geoffrey W. (28 Şubat 2013). "A sub-Mercury-sized exoplanet". Nature (İngilizce). 494 (7438): 452-454. arXiv:1305.5587 $2. Bibcode:2013Natur.494..452B. doi:10.1038/nature11914. ISSN 0028-0836. (PMID) 23426260. 19 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Temmuz 2023.
- ^ a b Jacobson, Robert. A. (1 Kasım 2022). "The Orbits of the Main Saturnian Satellites, the Saturnian System Gravity Field, and the Orientation of Saturn's Pole*". The Astronomical Journal. 164 (5): 199. Bibcode:2022AJ....164..199J. doi:10.3847/1538-3881/ac90c9.
- ^ Thomas, P. C. (July 2010). (PDF). Icarus. 208 (1): 395-401. Bibcode:2010Icar..208..395T. doi:10.1016/j.icarus.2010.01.025. 23 Aralık 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2023.
- ^ Jia-Rui C. Cook and Dwayne Brown (26 Nisan 2012). . JPL/NASA. 27 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Gaffey, Michael (1984). "Rotational spectral variations of asteroid (8) Flora: Implications for the nature of the S-type asteroids and for the parent bodies of the ordinary chondrites". Icarus. 60 (1): 83-114. Bibcode:1984Icar...60...83G. doi:10.1016/0019-1035(84)90140-4.
- ^ Hardersen, Paul S.; Gaffey, Michael J.; Abell, Paul A. (2005). "Near-IR spectral evidence for the presence of iron-poor orthopyroxenes on the surfaces of six M-type asteroid". Icarus. 175 (1): 141. Bibcode:2005Icar..175..141H. doi:10.1016/j.icarus.2004.10.017.
- ^ a b Asphaug, E.; Reufer, A. (2014). "Mercury and other iron-rich planetary bodies as relics of inefficient accretion". Nature Geoscience. 7 (8): 564-568. Bibcode:2014NatGe...7..564A. doi:10.1038/NGEO2189.
- ^ Yang, B.; Hanuš, J.; Carry, B.; Vernazza, P.; Brož, M.; Vachier, F.; Rambaux, N.; Marsset, M.; Chrenko, O.; Ševeček, P.; Viikinkoski, M.; Jehin, E.; Ferrais, M.; Podlewska-Gaca, E.; Drouard, A.; Marchis, F.; Birlan, M.; Benkhaldoun, Z.; Berthier, J.; Bartczak, P.; Dumas, C.; Dudziński, G.; Ďurech, J.; Castillo-Rogez, J.; Cipriani, F.; Colas, F.; Fetick, R.; Fusco, T.; Grice, J.; Jorda, L. (2020), "Binary asteroid (31) Euphrosyne: Ice-rich and nearly spherical", Astronomy & Astrophysics, cilt 641, s. A80, arXiv:2007.08059 $2, Bibcode:2020A&A...641A..80Y, doi:10.1051/0004-6361/202038372
- ^ a b . Department of Physics, University of Oregon. 8 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2008.
- ^ Elkins-Tanton, Linda T. (2006). Jupiter and Saturn. New York: Chelsea House. ISBN .
- ^ Podolak, M.; Weizman, A.; Marley, M. (December 1995). "Comparative models of Uranus and Neptune". Planetary and Space Science. 43 (12): 1517-1522. Bibcode:1995P&SS...43.1517P. doi:10.1016/0032-0633(95)00061-5.
- ^ Neumann, W.; Breuer, D.; Spohn, T. (2 Aralık 2015). "Modelling the internal structure of Ceres: Coupling of accretion with compaction by creep and implications for the water-rock differentiation" (PDF). Astronomy & Astrophysics. 584: A117. Bibcode:2015A&A...584A.117N. doi:10.1051/0004-6361/201527083. 22 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 10 Temmuz 2016.
- ^ Monteux, J.; Tobie, G.; Choblet, G.; Le Feuvre, M. (2014). "Can large icy moons accrete undifferentiated?" (PDF). Icarus. 237: 377-387. Bibcode:2014Icar..237..377M. doi:10.1016/j.icarus.2014.04.041. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 6 Ağustos 2022.
- ^ Zurbuchen, Thomas H.; Raines, Jim M.; Gloeckler, George; Krimigis, Stamatios M.; Slavin, James A.; Koehn, Patrick L.; Killen, Rosemary M.; Sprague, Ann L.; McNutt Jr., Ralph L.; Solomon, Sean C. (2008). "MESSENGER Observations of the Composition of Mercury's Ionized Exosphere and Plasma Environment". Science. 321 (5885): 90-92. Bibcode:2008Sci...321...90Z. doi:10.1126/science.1159314. (PMID) 18599777.
- ^ Coustenis, Athéna; Taylor, F. W. (2008). Titan: Exploring an Earthlike World. World Scientific. s. 130. ISBN . 14 Aralık 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Mart 2010.
- ^ . Solar System Exploration. 10 Ocak 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Aralık 2007.
- ^ Lellouch, E.; de Bergh, C.; Sicardy, B.; Forget, F.; Vangvichith, M.; Käufl, H.-U. (January 2015). "Exploring the spatial, temporal, and vertical distribution of methane in Pluto's atmosphere". Icarus. 246: 268-278. arXiv:1403.3208 $2. Bibcode:2015Icar..246..268L. doi:10.1016/j.icarus.2014.03.027.
- ^ Sheppard, S. S.; Jewitt, D.; Kleyna, J. (2005). "An Ultradeep Survey for Irregular Satellites of Uranus: Limits to Completeness". The Astronomical Journal. 129 (1): 518-525. arXiv:astro-ph/0410059 $2. Bibcode:2005AJ....129..518S. doi:10.1086/426329.
- ^ Zeilik, Michael A.; Gregory, Stephan A. (1998). Introductory Astronomy & Astrophysics (4.4isbn=978-0-03-006228-5 bas.). Saunders College Publishing. s. 67.
- ^ Haberle, R. M. (2015), "Solar System/Sun, Atmospheres, Evolution of Atmospheres | Planetary Atmospheres: Mars", North, Gerald R.; Pyle, John; Zhang, Fuqing (Ed.), Encyclopedia of Atmospheric Sciences (2.2sayfalar=168-177 bas.), Academic Press, doi:10.1016/b978-0-12-382225-3.00312-1, ISBN
- ^ Basilevsky, Alexandr T.; Head, James W. (2003). "The surface of Venus". Rep. Prog. Phys. 66 (10): 1699-1734. Bibcode:2003RPPh...66.1699B. doi:10.1088/0034-4885/66/10/R04.
- ^ S. I. Rasoonl; C. de Bergh (1970). "The Runaway Greenhouse Effect and the Accumulation of CO2 in the Atmosphere of Venus". Nature. 226 (5250): 1037-1039. Bibcode:1970Natur.226.1037R. doi:10.1038/2261037a0. (PMID) 16057644.
- ^ Badescu, Viorel (2015). Zacny, Kris (Ed.). Inner Solar System: Prospective Energy and Material Resources. Heidelberg: Springer-Verlag GmbH. s. 492. ISBN . 21 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Mayıs 2023..
- ^ Horst, Sarah (2017). "Titan's Atmosphere and Climate". J. Geophys. Res. Planets. 122 (3): 432-482. arXiv:1702.08611 $2. Bibcode:2017JGRE..122..432H. doi:10.1002/2016JE005240.
- ^ Knutson, Heather A.; Charbonneau, David; Allen, Lori E.; Fortney, Jonathan J. (2007). "A map of the day-night contrast of the extrasolar planet HD 189733 b". Nature. 447 (7141): 183-186. arXiv:0705.0993 $2. Bibcode:2007Natur.447..183K. doi:10.1038/nature05782. (PMID) 17495920.
- "First Map of an Extrasolar Planet". Center for Astrophysics (Basın açıklaması). 9 Mayıs 2007. 5 Aralık 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Temmuz 2022.
- ^ Demory, Brice-Olivier; de Wit, Julien; Lewis, Nikole; Fortney, Jonathan; Zsom, Andras; Seager, Sara (2013). "Inference of Inhomogeneous Clouds in an Exoplanet Atmosphere". The Astrophysical Journal Letters. 776 (2): L25. arXiv:1309.7894 $2. Bibcode:2013ApJ...776L..25D. doi:10.1088/2041-8205/776/2/L25.
- ^ Moses, Julianne (1 Ocak 2014). "Extrasolar planets: Cloudy with a chance of dustballs". Nature. 505 (7481): 31-32. Bibcode:2014Natur.505...31M. doi:10.1038/505031a. (PMID) 24380949.
- ^ Benneke, Björn; Wong, Ian; Piaulet, Caroline; Knutson, Heather A.; Lothringer, Joshua; Morley, Caroline V.; Crossfield, Ian J. M.; Gao, Peter; Greene, Thomas P.; Dressing, Courtney; Dragomir, Diana (10 Aralık 2019). "Water Vapor and Clouds on the Habitable-zone Sub-Neptune Exoplanet K2-18b". The Astrophysical Journal Letters. 887 (1): L14. arXiv:1909.04642 $2. Bibcode:2019ApJ...887L..14B. doi:10.3847/2041-8213/ab59dc. ISSN 2041-8205.
Dış bağlantılar
Gezegen hakkında daha fazla bilgi edinin | |
Vikisözlük'te tanımlar | |
Vikisöz'de alıntılar | |
Vikikaynak'ta belgeler | |
Vikikitap'ta kitaplar | |
Vikiversite'de eğitim kaynakları | |
Vikiveri'de veri |
Tanımlama ve yeniden sınıflandırma tartışması
- from IAU WGESP — the lower bound remained a matter of consensus in February 2003* Steven Soter's article "What is a Planet" in Scientific American, January 2007, pp 34–41.
- Stern & Levinson's article "Regarding the criteria for planethood and proposed planetary classification schemes." 24 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Gravity Rules: The Nature and Meaning of Planethood4 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .; S. Alan Stern; 22 Mart 2004
- BBC: "Planets plan boost tally 12" 2006-08-16 2 Mart 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- BBC: "Pluto loses status as a planet" 2006-08-2430 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- BBC: "Pluto vote 'hijacked' in revolt" 2006-08-25 23 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Diğer bağlantılar
- Uzay Kampı Türkiye Websitesi 18 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- International Astronomical Union 15 Aralık 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Solar System Live 21 Eylül 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (an interactive )
- Solar System Viewer 12 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (animation)
- Pictures of the Solar System 16 Şubat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- NASA Planet Quest 25 Şubat 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Illustration comparing the sizes of the planets with each other, the sun, and other stars 13 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bir gezegen veya seyyare kendi yercekimi sayesinde yuvarlak hale gelecek kadar buyuk olan ancak bir termonukleer fuzyon baslatacak kadar buyuk olmayan ve Uluslararasi Astronomi Birligi ne gore tum gezegen bilimcilere gore degil komsu bolgesini gezegenimsilerden temizlemis bir yildiz veya yildiz kalintisi yorungesinde donen astronomik cisimdir Gunes sisteminin bilinen sekiz gezegeni Dunya benzeri gezegenlerMerkur Venus Dunya ve MarsDev gezegenlerJupiter ve Saturn gaz devleri Uranus ve Neptun buz devleri Gunese olan uzaklik sirasina gore gercek renkleriyle gosterilmistir Boyutlar olcekli degildir Gezegen terimi tarih astroloji bilim mitoloji ve din ile baglari olan antik bir isimdir Dunya nin disinda Gunes sistemindeki bes gezegen genellikle gorulebilir Bu gezegenler bircok erken kultur tarafindan birer tanri veya tanrilarin elcileri olarak goruluyordu Bilimsel bilgi birikimi ilerledikce insanlarin gezegenlere iliskin algisi degisti 2006 yilinda Uluslararasi Astronomi Birligi IAU Gunes sistemi icindeki gezegenleri tanimlayan bir karari resmen kabul etti Bu tanim bircok gezegen kutlesini nerede veya neyin yorungesinde donduklerine gore gezegen tanimina dahil etmediginden tartismalidir 1950 den once kesfedilen gezegensel cisimlerin sekizi su anki tanim kapsaminda gezegen olarak isimlendirilmeye devam edilse de Ceres Pallas Juno Vesta her biri asteroit kusaginda birer gokcismidir ve Pluton ilk kesfedilen Neptun otesi cisim gibi bir zamanlar bilim camiasi tarafindan gezegen olarak kabul edilen bazi gok cisimleri mevcut gezegen tanimi altinda artik gezegen olarak adlandirilmamaktadir Batlamyus gezegenlerin Dunya nin yorungesinde ilmekler atarak dondugunu dusunmustur Gezegenlerin Gunes in yorungesinde dondugu fikri bircok kez one surulmus olsa da bu gorus Galileo Galilei tarafindan gerceklestirilen ilk teleskopik astronomik gozlemlerden elde edilen kanitlarla saglam bir sekilde desteklendigi 17 yuzyila kadar genel kabul gormedi Yaklasik olarak ayni tarihlerde Johannes Kepler Tycho Brahe tarafindan teleskopun icadi oncesinde toplanmis verileri dikkatli bir sekilde analiz ederek gezegenlerin yorungelerinin dairesel degil eliptik oldugunu buldu Gokbilimciler gozlem araclari gelistikce her bir gezegenin ayni Dunya gibi gore egik bir eksen etrafinda dondugunu ve bazi gezegenlerin de Dunya ya benzer sekilde buz tabakalari ve mevsimler gibi ozelliklere sahip oldugunu gorduler Uzay Cagi nin baslangicindan bu yana uzay sondalari ile yapilan yakin gozlemlerle Dunya ve diger gezegenlerin volkanizma kasirgalar tektonik hareketler ve hatta hidroloji gibi ozellikleri paylastigi kesfedildi Gunes sistemindeki gezegenler dusuk yogunluklu ve buyuk dev gezegenler ile dev gezegenlere kiyasla daha kucuk ve kayalik karasal gezegenler olarak ikiye ayrilir Uluslararasi Astronomi Birligi nin tanimina gore Gunes sisteminde sekiz gezegen bulunmaktadir Gunes e olan uzakliklarina gore siralandiginda Merkur Venus Dunya ve Mars olmak uzere dort karasal ve onlarin ardindan Jupiter Saturn Uranus ve Neptun olmak uzere dort dev gezegen bulunmaktadir Gunes sistemindeki gezegenlerin altisinin yorungesinde donen bir veya daha fazla dogal uydu bulunmaktadir Samanyolu ndaki diger yildizlarin etrafinda birkac bin gezegen kesfedilmistir 1 Ocak 2021 itibariyla 3 242 gezegen sisteminde 720 coklu gezegen sistemi de dahil olmak uzere 100 den fazla Dunya nin Gunes e olan uzakligiyla ayni goreli uzakliga sahip yani baska bir deyisle yildiz cevresindeki yasanabilir alanda bulunan dokuz boyutlari bakimindan hemen hemen Ay in boyutundan gaz devlerine kadar cesitli buyukluklerde 4 395 otegezegen diger adiyla Gunes disi gezegen kesfedilmistir 20 Aralik 2011 de Kepler Uzay Teleskobu ekibi olan Kepler 20 nin yorungesinde donen ilk Dunya buyuklugundeki otegezegenler olan ve nin kesfini bildirdi Kutlecekimsel mikromercekleme verilerinin analizini yapan 2012 tarihli bir arastirmada Samanyolu ndaki her yildiz icin ortalama en az 1 6 bagli gezegen oldugunu tahmin edilmektedir Gunes benzeri yildizlarin yaklasik beste birinin yasanabilir bolgesinde Dunya buyuklugunde bir gezegene sahip oldugu dusunulmektedir TarihCosmographia dan alinmis yermerkezli bir kozmolojik modelin basili tercumesi Antwerp 1539 Gezegen fikri tarihi boyunca antik cagin ilahi isiklarindan bilim caginin dunyaya benzer nesnelerine kadar degismistir Kavram sadece Gunes sistemindekileri degil Gunes sistemi disindaki yuzlerce gezegeni icerecek sekilde genislemistir Gezegenleri tanimlamanin dogasinda bulunan belirsizlikler bircok bilimsel tartismaya neden olmustur Gunes sisteminin ciplak gozle gorulebilen bes antik caglardan beri bilinmektedir ve bu gezegenlerin mitolojiye dini kozmolojiye ve antik astronomiye kayda deger etkisi olmustur Antik caglarda astronomlar gokyuzunde goreceli olarak sabit bir konumda olan sabitlenmis yildizlarin aksine bazi isiklarin gokyuzu boyunca hareket ettigini fark ettiler Antik Yunanlar bu isiklara gunumuzde gezegen kelimesinin Ingilizcesi planet sozcugunun kokeni olan Grekce planhtes ἀsteres planetes asteres gezgin yildizlar ya da kisaca Grekce planῆtai planetai gezginler adini verdiler Antik Yunanistan da Cin de Babil de ve hatta butun ilk cag uygarliklarinda neredeyse tumuyle Dunya nin evrenin merkezinde olduguna ve butun gezegenlerin Dunya yi cevreledigine inaniliyordu Bu anlayisin sebebi yildizlarin ve gezegenlerin her gun Dunya nin etrafinda donuyor gibi gorunmesi Dunya nin kati ve duragan olmasi ile hareket etmeyip sabit oldugu yonundeki sagduyuya dayandigi bariz algilardi Babil Gezegenlere ait islevsel bir teoriye sahip oldugu bilinen ilk uygarlik MO ikinci ve birinci binyillarda Mezopotamya da yasayan Babillilerdir Gezegenlerle ilgili gunumuze ulasan en eski astronomik metin asagi yukari MO 2 binyil kadar erken bir zamana tarihlenen ve Venus un gokteki hareketlerinin gozlemlerini iceren bir listenin MO 7 yuzyildan kalma bir kopyasi olan dir Gunes Ay ve gezegenlerin yil boyunca hareketlerini gosteren MO 7 yuzyildan kalma bir cift civiyazisi tabletidir daha sonradan Bati astrolojisine donusecek olan astrolojinin de temellerini attilar MO 7 yuzyildaYeni Asur Imparatorlugu doneminde yazilan Enuma anu enlil bir alametler listesi ve bu alametlerin gezegenlerin hareketleri de dahil olmak uzere cesitli goksel olaylarla iliskilerini icermektedir Venus Merkur Mars Jupiter ve Saturn gezegenlerinin tamami Babil astronomlari tarafindan tanimlanmistir Erken modern donemde teleskobun icat edilisine kadar bu soz konusu gezegenler bilinen yegane gezegenler olarak kalacakti Greko Romen astronomi Batlamyus un gezegensel kureleri 1 Ay 2 Merkur 3 Venus 4 Gunes 5 Mars 6 Jupiter 7 Saturn Antik Yunanlar gezegenlere ilk basta Babilliler kadar anlam yuklememislerdi MO 6 ve 5 yuzyillarda Pisagorcularin Dunya Gunes Ay ve gezegenlerin evrenin merkezindeki Merkezi Ates etrafinda dondugu bagimsiz bir gezegen teorisi gelistirdigi gorulur Cok daha once Babilliler tarafindan biliniyor olsa da Pisagor ve Parmenides in aksam yildizi Hesperus ile seher yildizinin ayni ve tek Latincede Venus e karsilik gelen Yunan tanrisi Afrodit olduklarini tespit eden ilk kisiler oldugu soylenir MO 3 yuzyilda Sisamli Aristarkus gezegenlerin Gunes in cevresinde dolandigi bir gunmerkezli sistem ortaya koydu Bilimsel devrime kadar yermerkezli sistem gorusu hakim olmaya devam etti MO 1 yuzyilda Helenistik Donem sirasinda Yunanlar gezegenlerin konumlarini tahmin etmek icin kendi matematiksel duzenlerini gelistirmeye basladilar Babillilerin aritmetiginden ziyade geometriye dayanan bu duzenler en sonunda Babillilerin teorilerini karmasiklik ve kapsamlilik acisindan golgede birakacak ve Dunya dan ciplak gozle gozlemlenebilen astronomik hareketlerin bircogunu aciklayacakti Bu teoriler MS 2 yuzyilda Batlamyus tarafindan yazilan Almagest ile tam bir bicimde ifade edilecekti Batlamyus un teorileri oylesine egemendi ki astronomi uzerinde gerceklestirilmis tum onceki calismalarin yerine gecti ve 13 yuzyil boyunca Bati dunyasinin nihai astronomi metni olarak kaldi Yunanlara ve Romalilara gore her biri Batlamyus un acikliga kavusturdugu karmasik yasalara istinaden Dunya nin etrafinda dondugu varsayilan yedi gezegen vardi Bunlar Dunya ya yakinliklarina gore sirasiyla modern isimleri ve Batlamyus un siralamasi Ay Merkur Venus Mars Jupiter ve Saturn du Cicero Turkce Tanrilarin Dogasi veya Tanrilarin Dogasi Uzerine adli eserinde MO 1 yuzyilda bilinen gezegenleri o zamanki adlarini kullanarak siraladi Yanlislikla gezegen diye adlandirilan su bes yildizin da hareketleri olaganustudur cunku butun sonsuzluk icinde ilerleyisini geri donusunu diger belli basli hareketlerini koruyan bir sey basibos gezinmez Yunanlarin Aydinlatan adini verdikleri Saturnus un yildizi denilen su yildiz dunyaya en uzak yildizdir bir seyrini yaklasik 30 yilda tamamlar seyri sirasinda bazen onden giderek bazen geride kalarak bazen aksamlari kaybolarak bazen sabahlari yeniden gorunerek olaganustu bir bicimde bircok seye yol acarken yuzyillarin oncesiz sonrasiz caglarinda hic degistirmeden hep ayni zamanlarda ayni seyleri yapar Bunun altinda ise dunyaya daha yakin olan Phaethon Isiltili adi verilen Iuppiter in yildizi hareket eder ve on iki burcun izledigi yorungeyi on iki yilda tamamlar seyri sirasinda Saturnus yildizinin gosterdigi cesitliligin aynisini sergiler Daha asagida yer alan buna en yakin yorungeyi Mars in yildizi denilen Pyroeis Atesli tutar daha ustteki iki yildizin dolastigi yorungeyi yirmi dort aydan sanirim alti gun eksik bir surede dolasir Bunun altinda ise Mercurius un yildizi vardir Yunanlar buna Stilbon Isik sacan derler burclar kusagini yaklasik bir yillik surede dolasir ve onunden giderken de gerisinden gelirken de Gunes ten asla bir burca olan uzakligindan daha fazla uzaklasmaz Bes gezegenin en asagisinda yer alan ve dunyaya en yakin olan ise Venus un yildizidir Gunes in onunden giderken buna Yunancada Isik getiren Latincede Lucifer Sabah Yildizi Gunes in gerisinden gelirken ise Hesperos Aksam Yildizi denir seyrini bir yilda tamamlar burclar kusagini zikzak cizerek dolasirken daha yukaridaki yildizlarin yaptiginin aynisini yapar onunden giderken de gerisinden gelirken de asla iki burca olan uzakligindan daha fazla uzaklasmaz Gunes ten Hindistan MS 499 da Hint astronom Aryabhata Dunya nin kendi ekseni etrafindaki donusunu acikca bunyesinde barindiran bir gezegen modeli one surdu ve soz konusu durumun yildizlarin gorunur bir sekilde batiya dogru hareket etmesinden oturu gerceklestigini acikladi Ayrica gezegenlerin yorungelerinin eliptik olduguna inanmaktaydi Aryabhata nin takipcileri diger gorusler arasinda Dunya nin gunluk donusu ilkelerinin takip edildigi ve bunlara dayanan bir dizi ikincil calismanin gerceklestirildigi Guney Hindistan da ozellikle gucluydu 1500 yilinda Kerala astronomi ve matematik okulundan adli eserinde Aryabhata nin modelini gozden gecirdi Somayaji Aryabhata nin Aryabhatiya eserinin bir elestirisi olan Aryabhatiyabhasya eserinde kendisinden daha sonra Tycho Brahe tarafindan 16 yuzyilin sonlarinda ortaya konulan benzer sekilde Merkur Venus Mars Jupiter ve Saturn un Gunes in etrafinda Gunesin de Dunya nin etrafinda dondugu bir gezegen modeli gelistirdi Gelistirdigi gezegen modeli Kerala okulundan kendisini takip eden bircok astronom tarafindan kabul gordu Orta Cag Musluman astronomisi 11 yuzyilda Venus un en azindan zaman zaman Gunes in altinda oldugunu ortaya koyan Ibn i Sina tarafindan Venus gecisi gozlemlendi 12 yuzyilda Ibn Bacce iki gezegeni Gunesin onundeki kara noktalar olarak gozlemledi Bu durum daha sonra 13 yuzyilda Meragali astronom Kutbeddin Sirazi tarafindan Merkur ve Venus gecisi olarak tanimlandi Ibn Bacce nin yasadigi donemde bir Venus gecisi gerceklesmediginden bu durumu gozlemleyebilme imkani yoktu Ronesans Avrupasi Ronesans gezegenleri yaklasik olarak 1543 ten 1610 a ve 1680 den 1781 e 1 Merkur 2 Venus 3 Dunya 4 Mars 5 Jupiter 6 Saturn Bilimsel Devrim in ortaya cikisiyla gezegen terimi gokyuzu boyunca hareket eden bir seyden iliskin olarak Dunya nin etrafinda donen bir cisme veya o sirada oyle olduguna inanilan donustu 18 yuzyila gelindigindeyse Kopernik Galileo ve Kepler in gunmerkezli modelinin kabul gormesiyle gezegen tanimi dogrudan Gunes in etrafinda donen seylere evrildi Boylece Dunya gezegenler listesine eklenirken Gunes ve Ay bu listenin disinda kaldi 17 yuzyilda gezegen ve uydu terimleri birbirinin yerine kullanilmaktaydi ancak uydu terimi sonraki yuzyilda giderek daha yaygin hale gelecekti 19 yuzyilin ortalarina kadar gezegenlerin sayisi hizla artti cunku Gunes in etrafinda dondugu kesfedilen her yeni cisim bilim camiasi tarafindan gezegen olarak listelendi 19 uncu yuzyil On bir gezegen 1807 1845 1 Merkur 2 Venus 3 Dunya 4 Mars 5 Vesta 6 Juno 7 Ceres 8 Pallas 9 Jupiter 10 Saturn 11 Uranus 19 uncu yuzyilda astronomlar yakin zamanda kesfedilen ve neredeyse yarim asirdir gezegen olarak siniflandirilmis olan goksel cisimlerin Ceres Pallas Juno ve Vesta gibi geleneksel olarak gezegen kabul edilenlerden cok farkli olduklarini fark etmeye basladilar Bu cisimler Mars ve Jupiter arasindaki bolgede asteroit kusagi bulunuyorlardi ve kutleleri cok daha kucuktu Bundan dolayi bu cisimler asteroit ismiyle tekrar siniflandirildi Gezegen terimi resmi herhangi bir tanimi bulunmadigindan oturu Gunes in etrafinda donen herhangi bir buyuk cisim olarak anlasilmaya baslandi Asteroitler ve gezegenler arasinda carpici bir buyukluk farki oldugundan ve Neptun un 1846 yilindaki kesfinden sonra art arda gerceklesen bir suru yeni gezegen kesfi sona ermis gibi gorundugu icin resmi bir tanima gerek yoktu 20 nci yuzyil Gezegenler 1854 1930 Gunes Sistemi gezegenleri 2006 gunumuz 1 Merkur 2 Venus 3 Dunya 4 Mars 5 Jupiter 6 Saturn 7 Uranus 8 Neptun 20 nci yuzyilda Pluton kesfedildi Ilk gozlemler sonucunda Dunya dan daha buyuk oldugu kanisi olusunca Pluton derhal dokuzuncu gezegen olarak kabul edildi Daha sonralari yapilan izleme calismalarinda Pluton un aslinda cok daha kucuk oldugu bulundu 1936 yilinda Neptun un yorungesinden cikmis bir uydu olabilecegini 1964 yilinda ise Pluton un bir kuyrukluyildiz olabilecegini one surdu Pluton bilinen butun asteroitlerden buyuk oldugundan ve cuce gezegenler ile diger Neptun otesi cisimler henuz iyi gozlemlenmemis oldugundan gezegen statusunu 2006 yilina kadar korudu Gunes Sistemi gezegenleri 1930 2006 1 Merkur 2 Venus 3 Dunya 4 Mars 5 Jupiter 6 Saturn 7 Uranus 8 Neptun 9 Pluton 1992 yilinda astronom Aleksander Wolszczan ve Dale Frail pulsarinin etrafinda gezegenlerin kesfedildigini duyurdular Bu kesif genel olarak baska bir yildizin etrafinda bulunan bir gezegen sisteminin ilk kesin kesfi olarak kabul edilir Daha sonra 6 Ekim 1995 tarihinde nde calisan Michel Mayor ve Didler Queloz siradan bir anakol yildizinin 51 Pegasi yorungesinde donen ilk otegezegenin kesin bir bicimde kesfedildigini duyurdu Otegezegenlerin kesfi bir gezegenin tanimlanmasinda baska bir belirsizlige yol acti Bu belirsizlik bir gezegenin hangi noktada yildiz olarak sayilabilecegiydi Bilinen bircok otegezegen Jupiter den katbekat fazla kutleye sahiptir ve bu durumdan oturu kahverengi cuceler olarak bilinen gok cisimlerine yaklasmaktadirlar Kahverengi cuceler daha agir bir hidrojen izotopu olan doteryumun fuzyonunu gerceklestirebilmeleri sebebiyle genelde yildiz olarak kabul edilirler Jupiter in 75 kat buyuklugundeki cisimler hidrojen fuzyonu gerceklestirirken 13 Jupiter kutlesindeki cisimler sadece doteryum fuzyonu gerceklestirebilirler Doteryum oldukca nadirdir ve cogu kahverengi cucenin kesfinden cok once doteryum fuzyonu bitmis olacagindan super kutleli gezegenlerden ayirt edilemez hale gelirler 21 inci yuzyil 20 yuzyilin ikinci yarisinda Gunes sisteminde daha fazla cismin kesfedilmesinin yani sira diger yildizlarin etrafinda da buyuk gok cisimlerinin kesfedilmesi sonucunda bir gezegenin neyden meydana geldigi konusunda anlasmazliklar ortaya cikti Bir gok cismi bir kusagin parcasi oldugu zaman mi yoksa doteryumun termonukleer fuzyonu ile enerji uretebilecek kadar buyuk oldugu zaman mi bir gezegen olarak kabul edilebilecegi hususunda farkli tartismalar bulunmaktaydi 1990 larda ve 2000 lerin basinda sayilari giderek artan bircok astronom Pluton ile Gunes sisteminin ayni bolgesinde Kuiper kusagi yer alan ve boyutu Pluton a yaklasan bircok benzer gok cismi bulundugundan dolayi Pluton un gezegenlikten cikarilmasi gerektigini ileri surdu Pluton diger binlercesi icinde sadece ufak bir gok cismiydi Quaoar Sedna ve Eris gibi bazi gok cisimleri populer basinda olarak ilan edilse de bilimsel olarak yaygin kabul gormedi 2005 yilinda o zamanlarda Pluton dan 27 daha buyuk oldugu dusunulen Eris adli gok cisminin kesfinin duyurulmasiyla gezegen teriminin resmi bir taniminin yapilmasina dair bir gereklilik ve kamu istegi olustu Sorunu kabul eden IAU bir gezegen tanimi olusturmaya koyuldu ve Agustos 2006 da yeni bir tanim ortaya koydu Yeni tanima gore yorungelerini temizlemis cok daha buyuk gok cisimleri olan Merkur Venus Dunya Mars Jupiter Saturn Uranus ve Neptun gezegen olarak kabul edildi ve Gunes sistemindeki gezegen sayisi sekize dustu Ayni zamanda ilk tanimlandiginda uc gok cisminden ibaret Ceres Pluton ve Eris yeni bir gezegen sinifi olan cuce gezegenler olusturuldu Otegezegenler Otegezegenlerin veya Gunes disi gezegen resmi bir tanimi yoktur 2003 yilinda Uluslararasi Astronomi Birligi IAU Otegezegenler Calisma Grubu bir demec yayinladi ancak bu demec hicbir zaman resmi bir IAU karari olarak sunulmayip IAU uyeleri tarafindan da oylanmadi Bu demec cogunlukla gezegenler ve kahverengi cuceler arasindaki cizgi uzerine hazirlanmis asagidaki yonergelerden olusur doteryumun termonukleer fuzyonu icin sinirlayici kutlenin altinda olan su an icin Gunes ile ayni izotop bolluguna sahip nesneler icin Jupiter in kutlesinin 13 kati olarak hesaplanmaktadir yildizlarin veya yildiz kalintilarinin yorungesinde dolanan gokcisimleri nasil olustuklarindan bagimsiz olarak gezegendir Gunes disi bir cismin gezegen olarak kabul edilebilmesi icin gereken minimum kutle ve boyut Gunes sisteminde kullanilanla ayni olmalidir Gercek kutleleri doteryumun termonukleer fuzyonu icin sinirlayici kutlenin uzerinde olan yildiz alti cisimler nasil olustuklari veya nerede bulunduklarindan bagimsiz olarak birer kahverengi cucedir Kutleleri doteryumun termonukleer fuzyonu icin sinirlayici kutlenin altinda olan genc yildiz kumelerinde serbest dolasan cisimler gezegen degil kahverengi altcucelerdir veya hangi isim en uygunsa Bu calisma tanimi aciklandigi zamandan beri astronomlar tarafindan akademik dergilerde otegezegen kesifleri yayimlanirken yaygin olarak kullanilmaktadir Bu tanim gecici olsa da daha kalici bir tanim resmi olarak kabul edilene kadar etkin bir calisma tanimi olmaya devam etmektedir Alt kutle siniri konusundaki anlasmazligi ele almadigindan Gunes sistemi icindeki nesnelerle ilgili tartismalardan uzak durmus oldu Bu tanim ayni zamanda kahverengi cucelerin yorungesinde dolanan gok cisimlerinin ornegin 2M1207b gezegenlik durumu hakkinda da yorum yapmamaktadir Kahverengi altcucenin bir tanimi da yigilma yerine bulut cokusu yoluyla olusan gezegen kutleli bir cisimdir Kahverengi altcuce ile gezegen arasindaki bu olusum ayrimi evrensel olarak kabul edilmis degildir Astronomlar gezegenlerin olusum surecini siniflandirmanin bir parcasi olarak ele alip almama konusunda ikiye bolunmustur Bu dusunce ayriliginin bir nedeni de olusum surecinin belirlenmesinin cogu zaman mumkun olmamasidir Ornegin bir yildizin etrafinda yigilma sonucu olusan bir gezegen sistemden cikip serbest dolanir hale gelebilecegi gibi bir yildiz kumesinde bulut cokusuyle kendi kendine olusan bir kahverengi altcuce bir yildizin yorungesine girebilir Bir calismada 10 MJup uzerindeki nesnelerin yercekimi dengesizligiyle olustugu ve bir gezegen olarak degerlendirilmemesi gerektigi one surulmektedir 13 Jupiterlik kutle siniri gezegen tanimi acisindan kesin bir esik degerinden ziyade ortalama bir kutleyi temsil etmektedir Buyuk gok cisimlerinin doteryumlarinin cogu fuzyon tepkimesine girerken daha kucuk olanlarin doteryumlarinin sadece cok az bir kismi fuzyon tepkimesine girer ve 13 MJ bu iki bolge arasinda bir degerdir Yapilan hesaplamalar aslinda bir gok cisminin toplam kutlesi 12 ila 14 MJ arasinda degisirken baslangictaki doteryum iceriginin 50 sinin fuzyon tepkimesine girdigini gostermektedir Fuzyona ugrayan doteryum miktari sadece kutleye degil ayni zamanda gok cisminin bilesimine mevcut helyum ve doteryum miktarina da baglidir 2011 yili itibariyla Gozlemlenen kutle spektrumunda 13 MJup etrafinda belirli bir ozelligin olmamasi bu kutle sinirini unutma tercihini pekistiriyor diyerek 25 Jupiter kutlesine kadar olan gok cisimlerini kapsamina dahil etmistir 2016 itibariyla bu sinir bir kutle yogunluk iliskileri calismasina dayanarak 60 Jupiter kutlesine yukseltilmistir IAU Calisma Grubu tarafindan yapilan 13 Jupiterlik kutle ayrimi kati cekirdekli gezegenler icin fiziksel olarak gerekcesizdir ve sin i belirsizligi nedeniyle gozlemsel olarak sorunludur uyarisinda bulunarak 24 Jupiter kutlesine kadar olan gok cisimlerini otegezegen olarak listeler kutlesi veya minimum kutlesi 30 Jupiter kutlesine esit veya daha az olan gok cisimlerini icermektedir Gezegenleri ve kahverengi cuceleri ayirmak icin bir baska kriter de gok cisminin doteryum fuzyonu olusum sureci veya konumu yerine cekirdek basincinda mi yoksa dejenere elektron basincinin mi baskin oldugu kriteridir 2006 IAU gezegen tanimi Gunes sistemindeki cisimleri gosteren Alt sinir konusu 2006 yilindaki Uluslararasi Astronomi Birligi nin genel kurul toplantisinda ele alindi Pek cok tartisma ve kabul gormeyen bir tekliften sonra toplantida kalanlarin buyuk cogunlugu bir karari kuruldan gecirmek icin oy kullandi Bu karara gore Gunes sistemi icindeki gezegenler asagidaki gibi tanimlanmaktadir Bir gezegen a Gunes in yorungesinde dolanan b kendi kutle cekiminin kati cisim kuvvetlerine ustun gelmesini saglayip hidrostatik denge haline neredeyse yuvarlak sekle gelmesine yetecek duzeyde kutleye sahip ve c yorunge cevresindeki komsu bolgesini temizlemis gok cismidir Sekiz gezegen Merkur Venus Dunya Mars Jupiter Saturn Uranus ve Neptun dur Bu tanima gore Gunes sisteminde sekiz gezegen oldugu kabul edilir Ilk iki kosulu yerine getiren ancak ucuncu kosulu saglamayan Ceres Pluton ve Eris gibi gok cisimleri ayni zamanda diger gezegenlerin dogal uydulari olmamalari kosuluyla cuce gezegen kategorisine dahil edilir Baslangicta bir IAU komitesi kriter olarak c yi icermedigi icin cok daha fazla sayida gezegen icerecek bir tanim onermisti Uzun tartismalardan sonra bir oylama ile bu cisimlerin cuce gezegenler olarak siniflandirilmasi gerektigine karar verildi Bu tanim baslangic asamasindaki gezegenlerin yorungesel komsu bolgesini diger daha kucuk gok cisimlerinden temizledigi gezegen olusum teorilerine dayanmaktadir Bu durum gok bilimci tarafindan su sekilde tarif edilmistir Ikincil disk yigilmasinin nihai urunu birbirleri arasindaki carpismalarin onlenmesini saglayan rezonansli veya kesismeyen yorungelerde bulunan gorece az sayidaki buyuk gok cisimleridir gezegenlerdir KBO lar da Ingilizce Kuiper belt objects Turkce Kuiper kusagi cisimleri dahil olmak uzere kucuk gezegenler ve kuyruklu yildizlar birbirleriyle ve gezegenlerle carpisabilmeleri dolayisiyla gezegenlerden farklidirlar 2006 IAU tanimi tanimda kullanilan dilin Gunes sistemine ozgu olmasi yuvarlaklik ve yorunge bolgesini temizleme kriterlerinin an itibariyla gozlemlenebilir olmamasi nedeniyle otegezegenlerin tanimlanmasinda bazi zorluklar tasimaktadir Margot olcutu Gok bilimci kutlesine yari buyuk eksenine ve etrafinda dondugu yildizin kutlesine bagli olarak bir gok cisminin omru boyunca yorungesini temizleyip temizleyemeyecegini belirleyen matematiksel bir olcut ortaya koydu Bu formul gezegenler icin degeri 1 den buyuk olan p adli bir deger uretmektedir Formule gore bilinen sekiz gezegen ve tum otegezegenler 100 un uzerinde p degerlerine sahipken Ceres Pluton ve Eris in p degerleri 0 1 veya 0 1 den daha azdir p degeri 1 veya daha fazla olan gok cisimlerinin hemen hemen kuresel olmasi beklenir boylece yorunge bolgesini temizlemis olma gereksinimini karsilayan gok cisimleri yuvarlaklik gereksinimini otomatik olarak yerine getirmis olur Onceden gezegen olarak kabul edilen gok cisimleri Asagidaki tablo bir zamanlar gezegen olarak kabul edilirken artik IAU tarafindan gezegen olarak kabul edilmeyen gok cisimlerini ve bu gok cisimlerinin Soter in dinamik baskinligi destekleyen 2006 yili tanimi veya Stern in hidrostatik dengeyi destekleyen 2002 ve 2017 yili tanimlari gibi alternatif gezegen tanimlarina gore birer gezegen olarak kabul edilip edilemeyecegini listelemektedir Gok cismi IAU siniflandirmasi Dinamik baskinlik Hidrostatik denge NotlarGunes Yildiz Uygulanamaz Uygulanamaz Klasik Antik Cag da ve nda gunumuz itibariyla curutulmus yermerkezli modele gore bir Antik Yunanca planῆtai gezginler olarak siniflandirilmistir Ay Dogal uydu Hayir EvetIo Europa Dogal uydular Hayir Muhtemelen tahminen gelgitsel isinmadan dolayi dengede Jupiter in en buyuk bu dort uydusu kasifi Galileo Galilei nin adindan gelen Galilei uydulari ismiyle anilir Bu uydulari kendisine hamilik yapan Medici ailesinin onuruna Medici Gezegenleri olarak adlandirdi Ikincil gezegenler olarak bilinirlerdi Ganymede Callisto Dogal uydular Hayir EvetTitan Dogal uydu Hayir EvetRhea Dogal uydu Hayir Muhtemelen 2002 de tanim disi birakildi Saturn un buyuk uydularindan besi Christiaan Huygens ve Giovanni Domenico Cassini tarafindan kesfedildi Jupiter in buyuk uydulari gibi bu uydular da birer ikincil gezegen olarak biliniyordu Iapetus Tethys Dione Dogal uydular Hayir HayirTitania Oberon Dogal uydular Hayir Uranus un bu iki buyuk uydusu William Herschel tarafindan kesfedildi ve ikincil gezegenler olarak adlandirildi Juno Asteroit Hayir Hayir 1801 ve 1807 arasinda gerceklesen kesiflerinden 1850 lerde asteroit olarak yeniden siniflandirilana kadar birer gezegen olarak kabul edildiler Ceres cok daha sonra 2006 yilinda IAU tarafindan bir cuce gezegen olarak siniflandirildi Pallas Asteroit Hayir HayirVesta Asteroit Hayir OncedenCeres Cuce gezegen ve asteroit Hayir EvetAstraea Hebe Iris Flora Metis Hygiea Parthenope Victoria Egeria Irene Eunomia Asteroitler Hayir Evet 1845 ve 1851 arasinda daha fazla asteroit kesfedildi Mars ve Jupiter arasinda bulunan gok cismi sayisinin hizla artmasi asteroit olarak yeniden siniflandirilmalarina sebep oldu Bu tanim 1854 te genis capta kabul gormustur Pluton Cuce gezegen ve Kuiper kusagi cismi Hayir Evet Bilinen ilk Neptun otesi cisim baska bir deyisle yari buyuk ekseni Neptun otesinde olan bir kucuk gezegen 1930 daki kesfinden 2006 da bir cuce gezegen olarak yeniden siniflandirilmasina kadar bir gezegen olarak kabul edildi Mitoloji ve adlandirmaGunes sistemindeki gezegenlerin Latince isimlerinin kendilerinden turetildigi Olimposlu Yunan tanrilari Bati dunyasindaki gezegen adlari Yunanlar ve Babilliler den Romalilara gecmis olan adlandirma adetlerinden turemistir Antik Yunanistan da isik sacan iki buyuk gok cismi Gunes ve Ay antik Titan tanrilari olan Helios ve Selene en yavas gezegen Saturn parildayan anlamina gelen ardindan gelen Jupiter parlak anlamina gelen Phaethon kizil gezegen Mars Pyroeis en parlak olan Venus isik getiren anlamina gelen ve son olarak anlik gorunen gezegen Merkur isildayan anlamina gelen olarak adlandirilmisti Yunanlar ayrica her bir gezegeni tanri panteonlari Olimposlular ve Titanlar arasindan verdiler Ikisi de birer Titan olan Helios ve Selene sonradan yerlerini Olimposlu Apollon ve Artemis e biraktilar hem gezegen hem de tanri ismiydi Phainon Olimposlularin babasi olan Titan Kronos icin kutsaldi Phaethon babasi Kronos u tahttan indirerek kral olarak yerine gecen Zeus icin kutsaldi Pyroeis Zeus un oglu ve savas tanrisi olan Ares e verilmisti Fosforus ask tanricasi Afrodit tarafindan yonetiliyordu Hizli hareket eden Stilbon a ise tanrilarin elcisi bilgi ve zeka tanrisi olan Hermes hakimdi Yunanlarin gezegenlere tanrilarinin isimlerini verme gelenegi neredeyse tamamiyla Babillilerden alinmadir Babilliler Fosforus u Venus ask tanricalari olan Istar Pyroeis i Mars savas tanrilari olan Nergal Stilbon u Saturn bilgelik tanrilari olan Nabu ve Phaethon u Jupiter bas tanrilari Marduk adiyla aniyorlardi Yunan ve Babil adlandirma gelenekleri arasinda cok fazla uyum bulunmaktadir ve bu durum birbirlerinden bagimsiz bir sekilde ortaya cikmadiklarini isaret etmektedir Buna karsin iki adlandirma gelenegi arasinda ceviri bakimindan farklar bulunmaktadir Ornegin Nergal Babillilerin savas tanrisiydi ve Yunanlar bu nedenden oturu Nergal i Ares ile ozdeslestirmisti Ancak Ares in aksine Nergal ayni zamanda veba ve yeralti tanrisiydi Gunumuzde Bati dunyasindaki cogu toplum gezegenleri Olimpos tanrilarindan turetilen isimlerle bilmektedir Modern Yunanlar gezegenleri kendi dillerindeki antik adlariyla aniyor olmalarina ragmen diger Avrupa dilleri Roma Imparatorlugu nun ve sonrasinda Katolik Kilisesi nin etkisi sebebiyle gezegenlerin Yunanca adlari yerine Latince adlarini kullanmaktadir Tipki Yunanlar gibi olan Romalilar Yunanlarla farkli tanri isimleri altinda ortak bir panteonu paylasmaktaydi ancak Yunan siir kulturunun tanrilarina vermis oldugu zengin anlati geleneklerinden yoksundular Roma Cumhuriyeti nin gec donemlerinde Romali yazarlar Yunan anlatilarinin cogunu alip neredeyse aslindan ayirt edilemez hale gelene kadar kendi panteonlarina uyguladilar Romalilar Yunan astronomisini incelerken gezegenlere kendi tanri isimleri olan Mercurius Hermes icin Venus Afrodit Mars Ares Iuppiter Zeus ve Saturnus Kronos isimlerini verdiler 18 ve 19 yuzyillarda sonraki gezegenler kesfedildiginde bu adlandirma uygulamasi Neptunus Poseidon ile korunmustur Uranus ise yerine direkt olarak bir Yunan tanrisinin ismini aldigindan bu anlamda ozeldir Bazi Romalilar muhtemelen Mezopotamya da ortaya cikmis ancak Helenistik Misir da gelisen bir inanci takip ettiginden gezegenlerin adlarini aldigi yedi tanrinin Dunya isleriyle saatlik vardiyalarla ilgilendigine inaniyorlardi Vardiya sirasi Saturn Jupiter Mars Gunes Venus Merkur ve Ay en uzak gezegenden en yakin gezegene seklindeydi Bu nedenle ilk gun Saturn tarafindan baslatilirken 1 saat ikinci gun Gunes tarafindan baslatiliyor 25 saat ardindan Ay 49 saat Mars Merkur Jupiter ve Venus geliyordu Her gune o gunu baslatan tanrinin adi verildiginden Roma takviminde siralamasi da Nundina dongusunun reddedilmesinden sonra bu sekildedir ve bircok modern dilde bu siralama korunmustur Ingilizcedeki Saturday Cumartesi Sunday Pazar ve Monday Pazartesi soz konusu Latince gun isimlerinin dogrudan cevirisidir Diger gunler ise adlarini sirasiyla Mars Merkur Jupiter ve Venus e benzer veya esdeger kabul edilen olan Tiw Tuesday Sali Wōden Wednesday Carsamba THunor Thursday Persembe ve Friġ Friday Cuma adli tanrilardan almistir Dunya Ingilizce adi Greko Romen mitolojiden turetilmemis tek gezegendir Dunya nin bir tanri adi ile anilmamasinin sebebi henuz 17 yuzyilda genel anlamda bir gezegen olarak kabul edilmis olmasidir ayni durum Ingilizcede Gunes ve Ay icin de gecerlidir ancak artik birer gezegen olarak kabul edilmemektedirler Dunya nin Ingilizce adi olan Earth toprak ve kir anlamina geldigi gibi direkt Dunya icin de kullanilan Eski Ingilizce deki eorthe kelimesinden gelir Ingilizcedeki earth Almancadaki Erde Felemenkce deki aarde ve Iskandinav dillerindeki jord sozcuklerinden gorulebilecegi uzere Ingilizcedeki Earth sozcugu tipki muadili olan diger Cermen dillerindeki gibi nihayetinde Proto Cermence deki erthō kelimesinden turemistir Latin dillerinin cogu deniz sozcugunun karsiti kuru toprak anlamindaki eski Latince terra veya terra nin bazi cesitlerini sozcugunu korumaktadir Romence olmayan diller kendi yerel sozcuklerini kullanmaktadir Ornegin Yunanlar orijinal adi olan Gh Ge sozcugunu kullanmayi surdurmektedir Avrupa disindaki kulturler baska gezegen adlandirma sistemleri kullanmaktadir Hindistan yedi geleneksel gezegeni Gunes icin Surya Ay icin Candra Merkur icin Venus icin Mars icin Jupiter icin ve Saturn icin ve sirasiyla kuzey ve guney ay dugumleri olan Rahu ve yu iceren Navagraha ya dayali bir sistem kullanir Cin ve tarihsel olarak Cin in kulturel etkisi altinda kalmis Dogu Asya ulkeleri Japonya Kore ve Vietnam gibi bes Cin elementi olan Merkur Venus Mars Jupiter ve topraga Saturn dayali bir adlandirma sistemi kullanmaktadir Modern Turkcede Dunya disindaki Gunes sistemi gezegenleri Latince isimlerinin Turkce okunuslariyla anilmaktadir Bu gezegenler Merkur Venus Mars Jupiter Saturn Neptun ve Uranus tur Kutadgu Bilig de Merkur dilek anlamindaki Tilek Mars a Kurud Bakir Sokum Bakir sukimi olarak da adlandirilir Jupiter e Ongay Anadolu da Ongay veya Ongey olarak da adlandirilir ve Saturn e Sekentir denilmektedir Gunes icin Eski Turkcede Kun ve Kuyas gibi sozcukler kullanilirken Ay sozcugu korunarak gunumuze gelmistir Dunya ise Eski Turkcede Acun ismiyle aniliyordu Geleneksel yedi geleneksel gezegenin cogunlukla tanimlayici isimleri vardir Gunes sicak olan anlamina gelen חמה Ḥammah Ay beyaz olan anlamina gelen לבנה Levanah Venus parlak gezegen anlamina gelen כוכב נוגה Kokhav Nogah Merkur gezegen ayirt edici ozelliklerinden yoksun oldugu dusunulurse anlamina gelen כוכב Kokhav Mars kirmizi olan anlamina gelen מאדים Ma adim ve Saturn dinlenen diger gorunur gezegenlere kiyasla yavas hareket etmesine dayanarak anlamina gelen שבתאי Sabatay adiyla anilir Aralarinda farkli olan צדק Tzedek yani adalet olarak adlandirilan Jupiter dir Steiglitz Jupiter in orijinal adi olan ve Baal in gezegeni anlamina gelen כוכב בעל Kokhav Ba al isminin II Samuel de adi gecen Isbosetin putperest olarak gorulup ortulmesine benzer sekilde bir putperestlik olarak gorulup צדק Tzedek ismiyle ortuldugunu ileri surmektedir Arapca da Merkur ع ط ار د Utarit Istar Astarte ile koktes Venus الزهرة el Zuhre parlak olan tanrica el Uzza nin bir sifati Dunya الأرض el Arz eretz ile ayni koktendir Mars ا ل م ر يخ el Merih geri yonlu hareketinden dolayi tuysuz ok anlamina gelen bu ismi almistir Jupiter المشتري el Musteri Akadca guvenilir olan ve Saturn ز ح ل Zuhal geri cekilen ismiyle anilir OlusumBir sanatcinin gozunden ongezegensel disk Gezegenlerin nasil olustugu kesin bir sekilde bilinmemektedir Gezegenlerin bir bulutsunun ince bir gaz ve toz diskine cokmesi ile olusmasi yonundeki teori en cok kabul goren gezegen olusumu teorisidir Cekirdekte donmekte olan bir on gezegen diskiyle cevrili bir onyildiz olusur Yigilma bir esnek olmayan carpisma sureci yoluyla diskteki toz parcaciklari surekli olarak kutle biriktirerek daha buyuk cisimler meydana getirir Gezegencikler olarak bilinen bolgesel kutle yogunlasmalari olusur ve kutle cekimleri sayesinde daha fazla maddeyi cekerek yigilma surecini hizlandirirlar Bu yogunlasmalar kutle cekiminin etkisiyle ice dogru cokerek ongezegenleri olusturana kadar daha da siklasir Bir gezegen Mars in kutlesinden biraz daha buyuk bir kutleye ulastiktan sonra genis capli bir atmosfer biriktirmeye baslar Bu durum gezegenciklerin atmosfer suruklenmesi yoluyla yakalanma oranini buyuk olcude artirir Kati ve gaz maddelerin yigilma gecmisine bagli olarak bir dev gezegen buz devi ya da bir karasal gezegen olusabilir Asteroitlerin carpismasiyla gezegenlerin olusumu sanatci konsepti Bir onyildiz tutusup bir yildiz haline gelecek kadar buyudugunde geride kalan disk fotobuharlasma Gunes ruzgari Poynting Robertson suruklenmesi ve diger benzer etkilerle iceriden disariya dogru uzaklasarak kaybedilir Bundan sonra dahi birbirleri veya bir yildizin yorungesinde donen ongezegenler varliklarini surdurebilir fakat bircogu zaman icinde birbirleriyle carpisarak daha buyuk bir gezegen olusturur ya da icerigindeki maddeleri etrafina yayarak bu maddelerin kendilerinden daha buyuk ongezegen veya gezegenler tarafindan emilmesine sebep olurlar Yeterince buyuk hale gelen bu gok cisimleri komsu yorungelerindeki maddenin buyuk cogunlugunu yakalayarak birer gezegene donusurler Carpisma yasamamis ongezegenler bir kutle cekimsel yakalanma sureciyle gezegenlerin dogal uydusu haline gelebilir ya da diger gok cisimlerinin kusaklarinda kalarak cuce gezegen veya kucuk cisimlere donusebilirler Daha kucuk gezegenciklerin kuvvetli carpmasi ve ayni zamanda radyoaktif bozunma buyumekte olan gezegeni isitacak ve en azindan kismen erimesine yol acacaktir Gezegenin ici kutle bakimindan farklilasmaya baslayarak daha yogun bir cekirdek olusumuna sebep olur Daha kucuk karasal gezegenler bu yigilma nedeniyle atmosferlerinin buyuk cogunlugunu kaybederler ancak kaybolan gazlar gezegenin mantosundan gaz cikisiyla ve sonradan kuyruklu yildizlarin etkisiyle yenilenebilir daha kucuk gezegenler ise elde ettikleri tum atmosferi cesitli kacis surecleriyle kaybederler Gunes disindaki yildizlarin etrafinda gezegen sistemlerinin bulundugunun kesfi ve gozlemiyle bu hesabi detaylandirmak gozden gecirmek ve hatta yenilemek mumkun hale gelmektedir Atom numarasi 2 den helyum buyuk olan elementlerin bollugunu tanimlayan metallik duzeyi teriminin bir yildizin gezegenlere sahip olma olasiligini belirledigi dusunulmektedir Bu nedenle metal acisindan zengin bir obek I yildizinin metal acisindan fakir bir obek II yildizindan muhtemelen daha buyuk capta bir gezegen sistemine sahip olacagi dusunulmektedir Supernova kalintisi puskurugu gezegen olusumunu saglayan maddeleri uretmekte Gunes sistemiGunes sistemi boyutlar olceklidir ancak uzakliklar olcekli degildirGunes ve Gunes sisteminin sekiz gezegeniGunes sisteminin ic gezegenleri Merkur Venus Dunya ve MarsDort dev gezegen Jupiter Saturn Uranus ve Neptun Gunes ve birkac gunes lekesine karsi IAU tanimina gore Gunes sistemindeki sekiz gezegen Gunes e yakinlik siralarina gore asagidaki gibi siralanabilir Merkur Venus Dunya Mars Jupiter Saturn Uranus Neptun Jupiter Gunes sistemindeki en buyuk gezegen olup 318 Dunya kutlesine sahiptir Merkur ise 0 055 Dunya kutlesindedir ve en gunes sistemindeki en kucuk gezegendir Gunes sistemindeki gezegenler bilesimlerine gore kategorilere ayrilabilirler Karasal gezegenler Hacimleri buyuk olcude kayactan olusan Dunya benzeri gezegenlerdir Merkur Venus Dunya ve Mars bu kategoridedir 0 055 Dunya kutlesindeki Merkur Gunes sisteminin en kucuk karasal gezegenidir Dunya ise Gunes sistemindeki en buyuk karasal gezegendir Dev gezegenler Jupiter benzer gezegenler Karasal gezegenlerden cok daha buyuk olan devasa boyutlardaki gezegenlerdir Gaz devleri Jupiter ve Saturn buyuk olcude hidrojen ve helyumdan olusan dev gezegenler olmalarinin yani sira Gunes sistemindeki en buyuk gezegenlerdir Jupiter 318 Dunya kutlesiyle Gunes sistemindeki en buyuk gezegendir Saturn ise bu kutlenin ucte birine karsilik gelen yaklasik 95 Dunya kutlesindedir Buz devleri Uranus ve Neptun buyuk olcude dusuk kaynama noktasina sahip su metan ve amonyak gibi maddelerden olusmaktadir Uranus ve Neptun hidrojen ve helyumdan olusan kalin bir atmosfere sahiptirler Ikisi de Gunes sisteminin gaz devleri olan Jupiter ve Saturn den daha az kutlelidir Uranus yaklasik 14 Neptun yaklasik 17 Dunya kutlesine sahiptir Gunes sistemindeki jeofiziksel gezegenlerin sayisi bilinmemektedir Onceleri potansiyel olarak yuzlerce sayida oldugu dusunulurken artik sadece cift haneli sayilarla ifade edilecek kadar dusuk sayilarda olduklari tahmin edilmektedir Gezegen ozellikleri Ad Ekvatoral cap Yari buyuk eksen AU Yorunge periyodu yil Gunes in ekvatoruna gore egiklik Dis merkezlik Donme suresi gun Varligi dogrulanmis uydular Eksen egikligi Halkalar Atmosfer1 Merkur 0 383 0 06 0 39 0 24 3 38 0 206 58 65 0 0 10 yok minimal2 Venus 0 949 0 81 0 72 0 62 3 86 0 007 243 02 0 177 30 yok CO2 N23 Dunya a 1 000 1 00 1 00 1 00 7 25 0 017 1 00 1 23 44 yok N2 O2 Ar4 Mars 0 532 0 11 1 52 1 88 5 65 0 093 1 03 2 25 19 yok CO2 N2 Ar5 Jupiter 11 209 317 83 5 20 11 86 6 09 0 048 0 41 79 3 12 var H2 He6 Saturn 9 449 95 16 9 54 29 45 5 51 0 054 0 44 82 26 73 var H2 He7 Uranus 4 007 14 54 19 19 84 02 6 48 0 047 0 72 27 97 86 var H2 He CH48 Neptun 3 883 17 15 30 07 164 79 6 43 0 009 0 67 14 29 60 var H2 He CH4Renk lejanti karasal gezegenler gaz devleri buz devleri hem buz hem de gaz devleri birer dev gezegendir a Tam degerler Dunya maddesinde gorulebilir OtegezegenlerHaziran 2022 ye kadar her yil kesfedilen otegezegen sayilari veriler nden alinmistir Otegezegen Gunes disi gezegen Gunes sisteminin disinda bulunan gezegenlere verilen isimdir 10 Subat 2024 itibariyla 4 144 gezegen sisteminde varligi dogrulanmis 5 622 otegezegen bulunmaktadir ve bu gezegen sistemlerinden 893 kadari birden fazla gezegene sahiptir 1992 nin baslarinda radyo astronomlari Aleksander Wolszczan ve Dale Frail adli pulsarin yorungesinde donen iki gezegenin kesfini duyurdular Bu kesif dogrulanmis olup genellikle otegezegenlerin ilk kesin tespiti olarak kabul edilmektedir Bu pulsar gezegenlerinin gezegen olusumunun ikinci evresinde pulsari ureten supernovanin olagandisi kalintilarindan olustuklarina ya da supernovadan kurtulduktan sonra mevcut yorungelerine bozunan dev gezegenlerden arta kalan kati cekirdekler olduklari dusunulmektedir Kepler Gezegen Adaylarinin Boyutlari 2 036 yildizin yorungesindeki 2 740 adaya dayali olarak 4 Kasim 2013 2013 11 04 itibariyla NASA Siradan bir anakol yildizinin yorungesindeki bir otegezegenin ilk dogrulanmis kesfi Cenevre Universitesi nden Michel Mayor ve Didier Queloz un 51 Pegasi civarinda bir otegezegen tespitini duyurdugu 6 Ekim 1995 tarihinde gerceklesti Bu tarihten uzay araci Kepler in yeni kesiflerine kadar bilinen butun otegezegenler kutle olarak Jupiter ile karsilastirilabilir veya daha kolay tespit edilebilmeleri dolayisiyla Jupiter den daha buyuk gaz devleriydi Kepler in aday gezegenler katalogu boyut bakimindan cogunlukla Neptun buyuklugundeki gezegenlerden Merkur den daha kucuk gezegenlere kadar degisiklik gosterir Dunya gibi kayalik olabilen dev dunyalar veya Neptun gibi ucucu madde ve gazlarin karisimindan olusan mini neptunler gibi Gunes sisteminde olmayan bazi gezegen cesitleri bulunmaktadir Dunya nin yaricapinin 1 75 kati bu iki gezegen cesidi arasinda olasi bir ayrim noktasidir Yorungesinde bulunduklari yildiza cok yakin oldugu icin buharlasmadan oturu sadece geriye kalan cekirdekten ibaret donusen sicak Jupiterler bulunmaktadir Bir baska olasi gezegen turu ise Gunes sistemine kiyasla daha yuksek oranda karbon iceren sistemlerde olusan karbon gezegenidir Kutlecekimsel mikromercekleme verilerini analiz eden 2012 tarihli bir arastirmanin sonucuna gore Samanyolu ndaki her yildizin yorungesinde ortalama en az 1 6 bagli gezegen oldugu tahmin edilmektedir 20 Aralik 2011 de Kepler Uzay Teleskobu ekibi olan Kepler 20 nin yorungesinde donen ilk Dunya buyuklugundeki otegezegenler olan ve nin kesfini bildirdi Gunes benzeri her 5 yildizdan 1 inin yasanabilir bolgesinde Dunya buyuklugunde bir gezegen bulunmaktadir bu nedenle en yakininin Dunya dan 12 isikyili uzaklikta oldugu dusunulmektedir Bu tur karasal gezegenlerin olusum sikligi Samanyolu ndaki akilli ve iletisim kurabilen uygarliklarin sayisini tahmin eden Drake denklemindeki degiskenlerden biridir NiteliklerHer gezegenin benzersiz fiziksel ozellikleri olmasina ragmen aralarinda bircok ortak nokta vardir Halkalar veya dogal uydular gibi ozelliklerden bazilari henuz yalnizca Gunes Sistemi ndeki gezegenlerde gozlemlenirken diger bazi ozellikler de otegezegenlerde sikca gozlemlenir Dinamik ozellikler Yorunge Pluton unkine kiyasla Neptun un yorungesi Pluton un yorungesinin Neptun un yorungesine gore uzamasina dis merkezlik ve ekliptikle arasindaki genis aciya egiklik dikkat edin Gunes Sistemindeki tum gezegenler Gunes in etrafinda Gunes in kendi etrafinda dondugu yonde doner Bu yon Gunes in kuzey kutbunun uzerinden bakildiginda saat yonunun tersinedir En az bir gunes disi gezegenin nin Gunes in donusunun tersi yonde bir yorungede oldugu bulundu Bir gezegenin yorungesini bastan sona bir kez tamamlamasina o gezegenin yorunge periyodu veya yili denir Hicbir gezegenin yorungesi tam olarak dairesel degildir ve bu nedenle her birinin etrafinda dondugu yildizdan uzakligi yil boyunca degisir Bir gezegenin yildizina en yakin oldugu noktaya Gunes Sisteminde periastron veya perihelion gunberi adi verilirken yildizdan en uzak mesafesine de apastron veya aphelion Turkce gunote adi verilir Bir gezegen periastron a yaklasirken tipki Dunya da yere dusen bir nesnenin duserken hizlanmasi gibi yercekimi potansiyel enerjisi kinetik enerjiye donusur ve hizlanir Gezegen apastron a yaklastigindaysa tipki Dunya da yukari dogru firlatilan bir nesnenin yavaslamasi gibi yorungesinin en ucuna yaklastigi icin yavaslar Her gezegenin yorungesi bir dizi ogeyle tanimlanir Bir yorungedeki dis merkezlik gezegenin eliptik oval yorungesinin uzama derecesini aciklar Dusuk dis merkezlikli gezegenler daha dairesel yorungelere sahipken yuksek dis merkezlikli gezegenler daha eliptik yorungelere sahiptir Gunes Sistemi ndeki gezegenler ve buyuk uydulari nispeten dusuk dis merkezliklere ve bu nedenle neredeyse daire seklindeki yorungelere sahiptir Kuyruklu yildizlar bircok Kuiper Kusagi cismi ve birkac otegezegen ise cok yuksek dis merkezliklere ve bu nedenle son derece eliptik yorungelere sahiptir Yari buyuk eksen gezegenin yorungesinin boyutunu verir Bu gezegenin eliptik yorungesinin orta noktasindan en uzun capina olan mesafedir Bu mesafe hicbir gezegen yorungesinde yildizin tam olarak merkez noktada bulunmadigi icin apastron ile ayni degildir Bir gezegenin yorunge egikligi yorungesinin kurulu bir referans duzlemine gore ne kadar yukari veya asagiya egik oldugunu belirtir Gunes Sistemi nde referans duzlemi Dunya nin yorungesi olan ekliptik duzlemdir Otegezegenler icin gokyuzu duzlemi veya gok duzlemi olarak bilinen bu duzlem Dunya dan bakildiginda gozlemcinin gorus cizgisine dik olan duzlemdir Gunes Sistemi nin sekiz gezegeni ekliptige cok yakin bir sekilde yer alirken kuyruklu yildizlar ve Pluton gibi Kuiper Kusagi cisimleri ekliptigin cok daha uc acilarinda bulunurlar Buyuk uydular genellikle uydusu olduklari gezegenlerin ekvatorlarina gore cok egik durumda degildir ancak Dunya nin uydusu Ay Saturn un uydusu Iapetus ve Neptun un uydusu Triton birer istisnadir Triton gezegeninin donus yonunun tersine yani geri yonlu yorungeye sahip olan buyuk uydular arasinda benzersizdir Bir gezegenin referans duzlemi uzerinden yukari ve asagi gectigi noktalara cikis ve inis dugumleri denir Cikis dugumu boylami referans duzleminin 0 boylami ile gezegenin cikis dugumu arasindaki acidir Enberi acisi Gunes Sistemi nin perihelyonu ise bir gezegenin cikis dugumuyle yildiza en yakin oldugu nokta arasindaki acidir Eksen egikligi Dunya nin eksen egikligi yaklasik olarak 23 4 dir Bu deger 41 000 yillik bir dongude 22 1 ile 24 5 arasinda salinir ve su anda azalmaktadir Gezegenlerin ekseni egikliklerinde farkli dereceler bulunur yildizlarinin ekvator duzlemine gore bir aciyla donerler Bu her yarim kurenin yil boyunca aldigi isik miktarinin degismesine neden olur kuzey yarim kure yildizdan uzaklastiginda guney yarim kure yildiza dogru yonelir veya bunun tam tersi gerceklesir Her gezegenin dolayisiyla mevsimleri vardir ve bu da yil boyunca iklimde degisikliklere yol acar Her yarim kurenin yildizina en uzak veya en yakin oldugu zamanlara gundonumu adi verilir Her gezegenin yorungesi boyunca iki gundonumu vardir bir yarim kure yaz gundonumunde en uzun gundeyken diger yarim kurede ise kis gundonumunde en kisa gun gerceklesir Her yarim kurenin aldigi isik ve isi miktarindaki fark gezegenin her iki yarisi icin hava durumunda yillik degisikliklere neden olur Jupiter in eksen egikligi cok kucuktur bu yuzden mevsimden mevsime gerceklesen degisiklikler minimum duzeydedir Uranus ise asiri duzeyde eksen egikligine sahiptir ve neredeyse yan yatmis durumdadir Bu da Uranus un yarim kurelerinin gundonumleri sirasinda surekli olarak gunes isigina veya karanliga maruz kaldigi anlamina gelir Gunes Sistemi nde Merkur Venus Ceres ve Jupiter de cok kucuk eksen egikligi Pallas Uranus ve Pluton da asiri eksen egikligi Dunya Mars Vesta Saturn ve Neptun de ise orta derecede eksen egikligi vardir Otegezegenlerde ise eksen egiklikleri kesin olarak bilinmemektedir ancak cogu sicak gaz devinin yildizlarina olan yakinliklarinin bir sonucu olarak ihmal edilebilir bir eksen egikligine sahip oldugu dusunulmektedir Benzer sekilde gezegen buyuklugundeki uydularin eksen egikligi dereceleri neredeyse sifirdir ve Ay 6 687 egiklik ile bu konuda en buyuk istisnadir Bunlara ek olarak Callisto nun eksen egikligi binlerce yillik zaman dilimlerinde 0 ile 2 derece arasinda degismektedir Donme Gezegenler merkezlerinden gecen gorunmez eksenler etrafinda doner Bir gezegenin donme suresine yildiz gunu denir Gunes Sistemi ndeki cogu gezegen Gunes etrafinda saat yonunun tersine yani Gunes in uzerinden bakildiginda saat yonunun tersine dogru doner Venus ve Uranus bu konuda birer istisna olup saat yonunun tersine dogru donerler ancak Uranus un asiri eksen egikligi nedeniyle kuzey kutbunun hangisi oldugu konusunda farkli teamuller bulunur ve dolayisiyla saat yonunde mi yoksa saat yonunun tersine mi dondugu konusunda da farkli yaklasimlar vardir Uranus hangi teamulun kullanildigina bakilmaksizin yorungesine gore geri yonlu bir sekilde doner Gunes sistemi gezegenlerinin ve Ay in donme suresi 10 000 kez hizlandirilmistir negatif degerler geri yonlu hareketi gostermektedir basiklik ve eksen egikliginin karsilastirmasi SVG animasyonu 10 Temmuz 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arsivlendi Bir gezegenin donusu olusumu sirasinda cesitli etkenlerle tetiklenebilir Yigilan cisimlerin tek basina sebep olduklari acisal momentum toplamda da bir acisal momentumun olusmasini tetikleyebilir Dev gezegenlerde gaz yigilmasi acisal momentumun olusumuna sebep olur Son olarak gezegenin olusma surecinin son asamalarinda ongezegenlerin birlesimi esnasinda gerceklesebilecek stokastik bir surec gezegenin donme eksenini rastgele degistirebilir Gezegenler arasinda gun uzunlugunda buyuk bir farklilik vardir Venus un kendi etrafinda donmesi 243 gun surerken dev gezegenler icin bu sure birkac saattir Otegezegenlerin donme sureleri bilinmemektedir ancak sicak gaz devleri yildizlarina olan yakinliklari nedeniyle kutlecekimsel olarak kilitlenmis durumdadirlar yani yorungeleri donusleriyle senkronizedir Bu da bu gezegenlerin yildizlarina daima sadece bir yuzunu gosterdigi anlamina gelir bir tarafi surekli gunduz diger tarafi ise surekli gecededir Gunese en yakin olan gezegenler olan Merkur ve Venus benzer sekilde cok yavas bir sekilde kendi etraflarinda donerler Merkur Gunes etrafindaki her iki devir icin uc kez kendi etrafinda dondugu bir kutlecekim kilidindedir Venus un ise kendi etrafinda donusu kutlecekim kuvvetlerinin yavaslatmasi ve Gunes isisiyla olusan atmosfer gelgitlerinin hizlandirmasi arasinda bir denge durumunda olabilir Tum buyuk uydular ana gezegenleriyle kutlecekim kilidindedir Tipki Pluton ve Charon gibi Eris ve Dysnomia da birbirlerine kutlecekimsel olarak kilitlenmistir Orcus ve uydusu Vanth birbirlerine karsilikli kutlecekim kilidi olan gezegenlere bir baska ornek olabilir ancak veriler kesin degildir Bilinen donme surelerine sahip olan diger cuce gezegenler Dunya dan daha hizli donmektedir Haumea o kadar hizli donmektedir ki sekli bozulmus ve uc eksenli bir elipsoit haline gelmistir adli otegezegen ve etrafinda dondugu yildiz in birbirine karsilikli kutlecekim kilidinde oldugu gorunmektedir Yorunge temizleme IAU tanimina gore bir gezegenin belirleyici dinamik ozelligi cevresini temizlemis olmasidir Cevresini temizlemis bir gezegen yorungesindeki tum kucuk gezegenimsi cisimleri toplamak veya supurmek icin yeterli kutleyi biriktirmistir Bu durumda diger benzer boyuttaki gok cisimleriyle yorungesini paylasmak yerine yildizi etrafinda tek basina doner Yukarida aciklandigi uzere bu ozellik IAU nun Agustos 2006 da aciklanan resmi gezegen taniminin bir parcasi olarak zorunlu hale getirilmistir Su ana kadar bu kriter yalnizca Gunes Sistemi ne uygulanmaktadir ancak kesfedilen bircok genc otegezegen sisteminde kanitlara gore cokuntu cemberlerinde yorunge temizliginin gerceklestigi gorulmektedir Fiziksel ozellikler Boyut ve sekil Kutlecekimi gezegenleri yaklasik olarak kuresel bir sekle getirdigi icin bir gezegenin boyutu yaklasik olarak ortalama bir yaricapla ifade edilebilir ornegin veya Bununla birlikte gezegenler tamamiyla kuresel degildir Ornegin Dunya nin kendi etrafinda donusu kutuplarda hafifce basiklasmasina ve neden olur Bu nedenle Dunya nin sekli tam anlamiyla bir kureden ziyade ekvator capinin kutuptan kutuba capindan 43 kilometre 27 mi daha buyuk oldugu basik bir kuredir Genellikle bir gezegenin sekli sferoidin kutupsal ve ekvatoral yaricaplari verilerek veya bir belirlenerek aciklanabilir Bu tur bir belirlemeyle gezegenin basikligi yuzey alani ve hacmi hesaplanabilir boyutu sekli donme hizi ve kutlesi bilindiginde de hesaplanabilir Kutle Bir gezegenin belirleyici fiziksel ozelligi kendi kutlecekim kuvvetinin fiziksel yapisini baglayan elektromanyetik kuvvetlere ustun gelmesi icin yeterince buyuk olmasidir Bu durum hidrostatik dengenin olusmasini ve boylece tum gezegenlerin kuresel veya sferoit seklini almasini saglar Gok cisimleri kimyasal yapilarina bagli olarak degiskenlik gosteren belli bir kutleye kadar duzensiz bir sekle sahip olabilir ancak bu belli kutle degeri asildiginda kutlecekim kuvveti cismi bir kure haline cokene kadar kendi kutle merkezine dogru ceker Kutle gezegenleri yildizlardan ayiran temel ozelliktir Alt sinirinin yaklasik olarak Jupiter in 75 kati MJ oldugu tahmin edilirken gunes tipi izotop bolluguna sahip gok cisimleri icin ust siniri yalnizca yaklasik 13 MJ dir Bu noktadan sonra gok cismi doteryum nukleer fuzyonu icin uygun kosullara ulasir Gunes Sistemi nde Gunes haricinde boyle bir kutleye sahip gok cismi yoktur fakat bu boyutta otegezegenler bulunmaktadir 13 MJ siniri evrensel olarak kabul edilmez ve 60 MJ ye kadar ve 24 MJ ye kadarki gok cisimlerini gezegen kategorisine dahil eder Gezegen kutlesi ve yaricapi arasindaki iliski doteryum fuzyonunun baslangiciyla dikkate deger olcude degismez Gezegen yaricapi herhangi bir gok cisminin kutlesi Saturn kutlesinden dikkate deger seviyede sikismanin basladigi kutle degeridir Gunes kutlesinin M 0 08 kadarina yaklasik 80 MJ olup hidrojen yanmasi ve bir kirmizi cuceye donusumun baslangicidir kadar yaklasik olarak sabit kalir ve bu nedenle bazi bilim insanlari kahverengi cucelerin birer yuksek kutleli Jupiter gezegeni olarak kabul edilmesi gerektigini savunmaktadir Bilinen en kucuk otegezegenlerden biri olan ve kutesi isabetli bir sekilde bilinen bir pulsarin yorungesinde olup 1992 yilinda kesfedildi Kutlesi Merkur un yaklasik yarisi kadardir Daha da kucuk olan bir beyaz cuce etrafinda doner Kutlecekimi yaklasik olarak cuce gezegen Haumea nin kutlecekimi kadardir ve genellikle kucuk gezegen olarak adlandirilir Gunes disinda Gunes benzeri bir anakol yildizinin etrafinda dolandigi bilinen en kucuk gezegen muhtemelen Ay dan biraz daha yuksek bir kutleye sahip olan Kepler 37b dir Genellikle jeofiziksel olarak gezegen olarak kabul edilen Gunes Sistemi ndeki en kucuk gok cismi Saturn un uydusu Mimas tir Mimas in yaricapi Dunya nin yaklasik 3 1 i ve kutlesi Dunya nin yaklasik 0 00063 u kadardir Saturn un daha kucuk bir uydusu olan Phoebe su anda Dunya nin yaricapinin 1 7 si ve Dunya nin kutlesinin 0 00014 u kadarlik bir asteroit olarak kabul edilir Phoebe nin gecmiste hidrostatik dengeye ve farklilasmaya ulastigi ancak carpismalarla seklinin bozuldugu dusunulmektedir Bazi asteroitler bir zamanlar yigilma ve farklilasmaya baslamis fakat yikici carpismalar sonucu sadece metalik veya kayalik bir cekirdekten ya da carpisma kalintilarinin yeniden bir araya gelmesinden ibaret birer ongezegen kalintilari olabilir Ic farklilasma Jupiter in merkezindeki kayac cekirdegini kaplayan derin metalik hidrojen katmanini gosteren bir illustrasyon Her gezegen ilk olusmaya basladigi sirada sivi haldeydi Ilk olusum sirasinda daha yogun ve agir maddeler gezegenin merkezine cokerken daha hafif maddeler de yuzeye yakin kaldilar Dolayisiyla her bir gezegenin merkezinde yogun bir ve cekirdegini cevreleyen simdi veya daha onceleri akiskan halde bulunan bir mantodan olusan farklilasmis bir ic kismi bulunur Karasal gezegenlerin mantosu sert kabuklar altinda bulunurken dev gezegenlerin mantosu direkt olarak ust bulut katmanlarina karismis durumdadir Karasal gezegenlerin cekirdekleri demir ve nikel gibi elementlerden olusurken mantolari da silikatlardan olusur Jupiter ve Saturn un kayac ve metal cekirdekleri oldugu dusunulur Bu cekirdeklerin etrafinda bir mantosu bulunmaktadir Jupiter ve Saturn den daha kucuk olan Uranus ve Neptun un su amonyak metan ve diger buzlardan olusan mantolarla cevrili kayac cekirdekleri vardir Bu gezegenlerin cekirdeklerindeki akiskan hareketi manyetik alan ureten bir jeodinamo yaratir Benzer farklilasma sureclerinin bazi buyuk uydular ve kimi cuce gezegenlerde de gerceklesmis olmasi muhtemeldir ancak bu surec her zaman tamamlanmis olmayabilir Ceres Callisto ve Titan in farklilasma surecinin tamamlanmadigi gozlemlenmektedir Carpismalar sebebiyle yuvarlak olmadigi icin bir cuce gezegen sayilmayan asteroit Vesta nin tipki Venus Dunya ve Mars gibi farklilasmaya ugramis bir ic yapisi vardir Atmosfer Dunya nin atmosferi Gunes Sistemi ndeki tum gezegenler yuzeylerine yakin gazlari tutabilmek icin yeterli kutle cekimine sahip olduklarindan dolayi kayda deger bir atmosfere sahiptirler Saturn un en buyuk uydusu olan Titan Dunya nin atmosferine kiyasla daha yogun bir atmosfere sahiptir Neptun un en buyuk uydusu Triton ve cuce gezegen Pluton un atmosferlerinin yogunlugu ise daha azdir Daha buyuk dev gezegenler hafif gazlar olan hidrojen ve helyumu buyuk miktarlarda tutacak kadar yuksek kutleye sahiptir Obur yandan daha kucuk gezegenler ise bu gazlari uzaya kaybeder Yildizlar arasi gezegenlerin analizi bu hafif gazlari tutabilme esiginin yaklasik olarak 2 0 0 7 0 6 ME civarinda oldugunu gostermektedir bu da Dunya ve Venus un karasal gezegenler icin maksimum boyuta yakin oldugu anlamina gelir Dunya nin atmosferi Dunya uzerinde meydana gelen cesitli yasamsal sureclerin serbest oksijen molekulu uretmesi nedeniyle diger gezegenlerden farkli bir bilesime sahiptir Mars ve Venus un atmosferlerinde en fazla bulunan gaz karbondioksittir ancak yogunluklari acisindan atmosferleri birbirlerinden farklilik gosterir Mars atmosferinin ortalama yuzey basinci Dunya atmosferinin 1 inden daha azdir sivi suyun varligina izin vermeyecek kadar dusuk bir basinctir Venus atmosferinin ise ortalama yuzey basinci Dunya nin yaklasik 92 katidir Venus atmosferinin gecmisinde meydana gelen bir kacak sera etkisi sonucu olustugu muhtemeldir bu durum Venus u yuzey sicakligi acisindan Merkur den bile daha sicak kilar Zorlu yuzey kosullarina ragmen yerden 50 55 km yukseklikte Venus atmosferinin sicaklik ve basinc degerleri Dunya kosullarina benzerdir Dunya disinda bu durumun Gunes Sistemi nde goruldugu tek yer ve bu bolge gelecekteki insan kesifleri icin olasi bir us olarak onerilmistir Titan ise Gunes Sistemi nde Dunya disinda atmosferi azot acisindan zengin olan tek gokcismidir Dunya nin kosullari suyun uclu noktasina yakin oldugu icin suyun gezegen yuzeyinde uc farkli halde var olmasina imkan tanirken Titan in kosullari da metanin uclu noktasina yakindir Gezegen atmosferleri degisen gunes isinimindan veya gezegenin ic enerjisinden etkilendiginden bu durum dinamik hava sistemlerinin olusmasina neden olur Dunya daki kasirgalar Mars ta gezegen boyunca gerceklesen kum firtinalari Jupiter deki ve Buyuk Kirmizi Leke olarak adlandirilan Dunya dan daha buyuk ve Neptun un atmosferindeki lekeler bu sistemlere verilebilecek orneklerdendir HD 189733 b uzerindeki Buyuk Kirmizi Leke den iki kat daha buyuk olan sicak bir bolge Jupiter tipinde sicak bir gezegen olan Kepler 7b deki bulutlar bir super dunya olan Gliese 1214 b vb gibi ornekler otegezegenlerde tespit edilen hava durumu modelleri arasindadir Ayrica bakinizGezegen bilimi Gezegensel yasanabilirlik Gunes disi gezegenler listesi Kucuk gezegenNotlar 2006 yeni gezegen tanimi na gore Bu 2006 da IAU tarafindan kabul edilen resmi bir tanim IAU Karar 5A ve 2001 2003 te bir IAU calisma grubu tarafindan verilen bir demecte Gunes Sistemi disindaki nesneler icin teklif edilen gayri resmi bir calisma tanimindan bu tanima ait bir IAU karari yoktur alinmistir Resmi 2006 tanimi yalnizca Gunes Sistemi icin gecerliyken 2003 calisma tanimi diger yildizlarin cevresindeki gezegenler icin gecerlidir Gunes disi gezegen sorunu 2006 IAU konferansinda cozulemeyecek kadar karmasik bulunmustur Gunes benzeri G tipi anakol yildizlari icin veri bulunmamaktadir Bu istatistik K tipi ana kol yildizi verilerinden cikarilmistir a b Bu beste birlik istatistigi olusturmak amaciyla kullanilmis yasanabilir bolge terimi Dunya nin yildiz akisinin 0 25 ten 4 e kadar olan bolgesini ifade etmektedir Gunes icin 0 5 2 astronomik birime denk gelmektedir a b Dunya boyutu bu istatistigi olusturmak amaciyla Dunya yari capinin 1 2 kati olarak alinmistir Margot parametresi unlu matematik sabiti p 3 14159265 ile karistirilmamalidir Gunes bir diskten ikincil yigilmayla degil yildizlararasi bir buluttan cekirdek yigilmasiyla olustugundan Soter in gezegen taniminin disinda tutulmustur Gunes hidrostatik dengede olmasina karsin kendi icinde kendi kendini surduren zincirleme bir nukleer fuzyon tepkimesiyle enerji urettigi icin Stern in gezegen taniminin disinda tutulmustur Huygens eseri Systema Saturnium 24 Mayis 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde da Planetes novus yeni gezegen olarak adlandirmaktadir Ikisi de Cassini nin Decouverte de deux nouvelles planetes autour de Saturne adli kitabinda nouvelles planetes yeni gezegenler olarak gecer a b Her ikisi de bir zamanlar Cassini tarafindan An Extract of the Journal Des Scavans 17 Nisan 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde adli kitabinda gezegen olarak adlandirilmisti Uydu terimi bu tur gok cisimlerini yorungelerinde dolandiklari gok cisimlerinden ana gezegenler ayirt etmek icin halihazirda kullanilmaya baslanmisti Hem Titania hem de Oberon Herschel in 1787 de gerceklestirdigi kesfinde ikincil gezegenler olarak isimlendirildi a b Dunya ya gore olculmustur Kaynakca a b c d IAU 2006 General Assembly Result of the IAU Resolution votes International Astronomical Union 2006 29 Nisan 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Aralik 2009 a b Working Group on Extrasolar Planets WGESP of the International Astronomical Union IAU 2001 16 Eylul 2006 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Agustos 2008 NASA discovery doubles the number of known planets 10 Mayis 2016 10 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Mayis 2016 Schneider Jean 16 January 2013 Interactive Extra solar Planets Catalog 5 Temmuz 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Retrieved 2013 01 15 a b Kepler A Search For Habitable Planets Kepler 20e NASA 20 Aralik 2011 31 Mart 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Aralik 2011 a b Kepler A Search For Habitable Planets Kepler 20f NASA 20 Aralik 2011 31 Mart 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Aralik 2011 a b NASA Discovers First Earth size Planets Beyond Our Solar System NASA 20 Aralik 2011 16 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Aralik 2011 a b Hand 20 Aralik 2011 Kepler discovers first Earth sized exoplanets Nature doi 10 1038 nature 2011 9688 a b Overbye 20 Aralik 2011 Two Earth Size Planets Are Discovered New York Times 20 Aralik 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Aralik 2011 a b Cassan Arnaud D Kubas J P Beaulieu M Dominik ve digerleri 12 Ocak 2012 One or more bound planets per Milky Way star from microlensing observations Nature 481 7380 167 169 doi 10 1038 nature10684 PMID 22237108 21 Kasim 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Kasim 2021 KB1 bakim Digerlerinin yanlis kullanimi link a b Sanders R 4 Kasim 2013 Astronomers answer key question How common are habitable planets newscenter berkeley edu 7 Kasim 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Kasim 2013 a b Petigura E A Howard A W Marcy G W 2013 Prevalence of Earth size planets orbiting Sun like stars Proceedings of the National Academy of Sciences 110 48 19273 19278 doi 10 1073 pnas 1319909110 PMC 3845182 2 PMID 24191033 12 Kasim 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Kasim 2021 1 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Mayis 2016 planhs 9 Mayis 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde planhths 9 Mayis 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde at the Merriam Webster OnLine 25 Nisan 2009 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Temmuz 2007 Planet Etymology 2 Temmuz 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Haziran 2015 a b planet n Oxford English Dictionary 2007 4 Temmuz 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Subat 2008 Note select the Etymology tab Neugebauer Otto E 1945 The History of Ancient Astronomy Problems and Methods Journal of Near Eastern Studies 4 1 1 38 doi 10 1086 370729 Ronan Colin Astronomy Before the Telescope Astronomy in China Korea and Japan Walker bas ss 264 265 Kuhn Thomas S 1957 The Copernican Revolution Harvard University Press ss 5 20 ISBN 978 0 674 17103 9 a b c d Evans James 1998 The History and Practice of Ancient Astronomy Oxford University Press ss 296 7 ISBN 978 0 19 509539 5 12 Aralik 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Subat 2008 Francesca Rochberg 2000 Astronomy and Calendars in Ancient Mesopotamia Jack Sasson Ed Civilizations of the Ancient Near East III s 1930 Holden James Herschel 1996 A History of Horoscopic Astrology AFA s 1 ISBN 978 0 86690 463 6 Hermann Hunger Ed 1992 Astrological reports to Assyrian kings State Archives of Assyria 8 Helsinki University Press ISBN 978 951 570 130 5 Lambert W G Reiner Erica 1987 Babylonian Planetary Omens Part One Enuma Anu Enlil Tablet 63 The Venus Tablet of Ammisaduqa Journal of the American Oriental Society 107 1 93 96 doi 10 2307 602955 JSTOR 602955 Kasak Enn Veede Raul 2001 Mare Koiva Andres Kuperjanov Ed Understanding Planets in Ancient Mesopotamia PDF Electronic Journal of Folklore 16 7 35 CiteSeerX 10 1 1 570 6778 2 doi 10 7592 fejf2001 16 planets 4 Subat 2019 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 6 Subat 2008 A Sachs 2 Mayis 1974 Babylonian Observational Astronomy Philosophical Transactions of the Royal Society 276 1257 43 50 45 amp 48 9 Bibcode 1974RSPTA 276 43S doi 10 1098 rsta 1974 0008 JSTOR 74273 Burnet John 1950 Greek philosophy Thales to Plato Macmillan and Co ss 7 11 ISBN 978 1 4067 6601 1 28 Temmuz 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Subat 2008 a b Goldstein Bernard R 1997 Saving the phenomena the background to Ptolemy s planetary theory Journal for the History of Astronomy 28 1 1 12 Bibcode 1997JHA 28 1G doi 10 1177 002182869702800101 Ptolemy Toomer G J 1998 Ptolemy s Almagest Princeton University Press ISBN 978 0 691 00260 6 Cicero M T 20 Mart 2012 Tanrilarin Dogasi Menzilcioglu Cigdem tarafindan cevrildi Kabalci Yayinlari ss 215 217 10 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Haziran 2021 J J O Connor and E F Robertson Aryabhata the Elder 19 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde MacTutor History of Mathematics archive 1997 Astronomy in India in editor Encyclopaedia of the History of Science Technology and Medicine in Non Western Cultures Kluwer Academic Publishers 0 7923 4066 3 p 116 a b Ramasubramanian K 1998 Model of planetary motion in the works of Kerala astronomers Bulletin of the Astronomical Society of India 26 11 31 23 4 Bibcode 1998BASI 26 11R Ramasubramanian etc 1994 Sally P Ragep 2007 Ibn Sina Abu Ali known as Avicenna 980 1037 Thomas Hockey Ed Ibn Sina Abu ʿAli al Ḥusayn ibn ʿAbdallah ibn Sina The Biographical Encyclopedia of Astronomers Springer Science Business Media ss 570 572 Bibcode 2000eaa bookE3736 doi 10 1888 0333750888 3736 ISBN 978 0 333 75088 9 S M Razaullah Ansari 2002 History of oriental astronomy proceedings of the joint discussion 17 at the 23rd General Assembly of the International Astronomical Union organised by the Commission 41 History of Astronomy held in Kyoto August 25 26 1997 Springer s 137 ISBN 978 1 4020 0657 9 Fred Espenak NASA GSFC 21 Mart 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 11 Subat 2012 a b Van Helden Al 1995 3 Haziran 2004 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 28 Ocak 2008 See primary citations in Timeline of discovery of Solar System planets and their moons Hilton James L 17 Eylul 2001 U S Naval Observatory 21 Eylul 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Nisan 2007 Croswell K 1997 Planet Quest The Epic Discovery of Alien Solar Systems The Free Press s 57 ISBN 978 0 684 83252 4 Lyttleton Raymond A 1936 On the possible results of an encounter of Pluto with the Neptunian system 97 2 108 115 Bibcode 1936MNRAS 97 108L doi 10 1093 mnras 97 2 108 Whipple Fred 1964 The History of the Solar System Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America 52 2 565 594 Bibcode 1964PNAS 52 565W doi 10 1073 pnas 52 2 565 PMC 300311 2 PMID 16591209 Luu Jane X Jewitt David C 1996 The Kuiper Belt Scientific American 274 5 46 52 Bibcode 1996SciAm 274e 46L doi 10 1038 scientificamerican0596 46 a b Wolszczan A Frail D A 1992 A planetary system around the millisecond pulsar PSR1257 12 Nature 355 6356 145 147 Bibcode 1992Natur 355 145W doi 10 1038 355145a0 Mayor Michel Queloz Didier 1995 A Jupiter mass companion to a solar type star Nature 378 6356 355 359 Bibcode 1995Natur 378 355M doi 10 1038 378355a0 Basri Gibor 2000 Observations of Brown Dwarfs Annual Review of Astronomy and Astrophysics 38 1 485 519 Bibcode 2000ARA amp A 38 485B doi 10 1146 annurev astro 38 1 485 Green D W E 13 Eylul 2006 PDF IAU Circular Central Bureau for Astronomical Telegrams International Astronomical Union 8747 1 Bibcode 2006IAUC 8747 1G Circular No 8747 24 Haziran 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Temmuz 2011 Saumon D Hubbard W B Burrows A Guillot T Lunine J I Chabrier G 1996 A Theory of Extrasolar Giant Planets Astrophysical Journal 460 993 1018 arXiv astro ph 9510046 2 Bibcode 1996ApJ 460 993S doi 10 1086 177027 See for example the list of references for Butler R P 2006 University of California and the Carnegie Institution 15 Agustos 2000 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Agustos 2008 Stern S Alan 22 Mart 2004 Gravity Rules The Nature and Meaning of Planethood SpaceDaily 26 Ocak 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Agustos 2008 Whitney Clavin 29 Kasim 2005 NASA 24 Aralik 2005 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Mart 2006 Schlaufman Kevin C 2018 Evidence of an Upper Bound on the Masses of Planets and Its Implications for Giant Planet Formation The Astrophysical Journal 853 1 37 arXiv 1801 06185 2 Bibcode 2018ApJ 853 37S doi 10 3847 1538 4357 aa961c Bodenheimer Peter D Angelo Gennaro Lissauer Jack J Fortney Jonathan J Saumon Didier 20 Haziran 2013 Deuterium Burning in Massive Giant Planets and Low mass Brown Dwarfs Formed by Core nucleated Accretion The Astrophysical Journal 770 2 120 arXiv 1305 0980 2 Bibcode 2013ApJ 770 120B doi 10 1088 0004 637X 770 2 120 Spiegel Adam Burrows Milsom 2010 The Deuterium Burning Mass Limit for Brown Dwarfs and Giant Planets The Astrophysical Journal 727 1 57 arXiv 1008 5150 2 Bibcode 2011ApJ 727 57S doi 10 1088 0004 637X 727 1 57 Schneider J Dedieu C Le Sidaner P Savalle R Zolotukhin I 2011 Defining and cataloging exoplanets The exoplanet eu database 532 79 A79 arXiv 1106 0586 2 Bibcode 2011A amp A 532A 79S doi 10 1051 0004 6361 201116713 Exoplanets versus brown dwarfs the CoRoT view and the future Jean Schneider 4 Apr 2016 Hatzes Heike Rauer Artie P 2015 A Definition for Giant Planets Based on the Mass Density Relationship The Astrophysical Journal 810 2 L25 arXiv 1506 05097 2 Bibcode 2015ApJ 810L 25H doi 10 1088 2041 8205 810 2 L25 Wright J T ve digerleri 2010 The Exoplanet Orbit Database arXiv 1012 5676v1 2 Exoplanet Criteria for Inclusion in the Archive 27 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde NASA Exoplanet Archive Basri Gibor Brown Michael E 2006 Planetesimals To Brown Dwarfs What is a Planet Annu Rev Earth Planet Sci 34 193 216 arXiv astro ph 0608417 2 Bibcode 2006AREPS 34 193B doi 10 1146 annurev earth 34 031405 125058 Boss Alan P Basri Gibor Kumar Shiv S Liebert James Martin Eduardo L Reipurth Bo Zinnecker Hans 2003 Nomenclature Brown Dwarfs Gas Giant Planets and Brown Dwarfs 211 529 Bibcode 2003IAUS 211 529B Rincon Paul 16 Agustos 2006 Planets plan boosts tally 12 British Broadcasting Corporation 2 Mart 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Agustos 2008 Pluto loses status as a planet British Broadcasting Corporation 24 Agustos 2006 26 Ocak 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Agustos 2008 a b Soter Steven 2006 What is a planet 132 6 2513 2519 arXiv astro ph 0608359 2 Bibcode 2006AJ 132 2513S doi 10 1086 508861 Science Daily 10 Kasim 2015 13 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Why we need a new definition of the word planet The Los Angeles Times 13 Kasim 2015 3 Haziran 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Haziran 2021 2015 A quantitative criterion for defining planets 150 6 185 arXiv 1507 06300 2 Bibcode 2015AJ 150 185M doi 10 1088 0004 6256 150 6 185 Stern S Alan Levison Harold F 2002 Rickman H ed Regarding the criteria for planethood and proposed planetary classification schemes Highlights of Astronomy San Francisco CA 12 pp 205 213 2002HiA 12 205S ISBN 1 58381 086 2 See p 208 a b Runyon K D Stern S A Lauer T R Grundy W Summers M E Singer K N 2017 A Geophysical Planet Definition 48th Lunar and Planetary Science Conference The Woodlands Texas https www hou usra edu meetings lpsc2017 pdf 1448 pdf 30 Mart 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde Lindberg David C 2007 The Beginnings of Western Science 2 bas Chicago The University of Chicago Press s 257 ISBN 978 0 226 48205 7 a b Salmon Thomas Tytler James 1782 26 Eylul 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Giovanni Cassini 1673 Decouverte de deux Nouvelles Planetes autour de Saturne Sabastien Mabre Craniusy pp 6 14 Herschel W S 1787 An account of the discovery of two satellites revolving round the Georgian Planet Uranus Philosophical Transactions of the Royal Society of London 77 125 129 doi 10 1098 rstl 1787 0016 JSTOR 106717 And the heavens now displayed the original of my drawing by shewing in the situation I had delineated them The Georgian Planet Uranus attended by two satellites I confess that this scene appeared to me with additional beauty as the little secondary planets seemed to give a dignity to the primary one which raises it into a more conspicuous situation among the great bodies of our solar system Hilton James L FAQ United States Navy 24 Mart 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Mayis 2008 spaceweather com 1849 27 Eylul 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Nisan 2008 Ross Kelley L 2005 The Friesian School 10 Mayis 2000 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Agustos 2008 Cochrane Ev 1997 Martian Metamorphoses The planet Mars in ancient myth and tradition Aeon Press ISBN 978 0 9656229 0 5 21 Mayis 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Subat 2008 Cameron Alan 2005 Greek Mythography in the Roman World Oxford University Press ISBN 978 0 19 517121 1 Zerubavel Eviatar 1989 The Seven Day Circle The history and meaning of the week University of Chicago Press s 14 ISBN 978 0 226 98165 9 28 July 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Subat 2008 Falk Michael Koresko Christopher 2004 Astronomical names for the days of the week 93 122 133 arXiv astro ph 0307398 2 Bibcode 1999JRASC 93 122F doi 10 1016 j newast 2003 07 002 earth Oxford English Dictionary 10 Mayis 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Mayis 2021 Harper Douglas September 2001 Online Etymology Dictionary 21 Kasim 2004 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Ocak 2008 Falk M 1999 Astronomical Names for the Days of the Week Journal of the Royal Astronomical Society of Canada 93 122 http adsabs harvard edu pdf 1999jrasc 93 122f Toprak TC Funda 1 Ocak 2005 TURKLERDE KOZMOLOJI BILGISI VE ISLAM SONRASI METINLERDE GECEN YILDIZ GEZEGEN ISIMLERININ ETIMOLOJISI Knowledge of Cosmology in the Turks and Etymology of the Planets and Stars Mentioned in the Post Islamic Period Texts TIKA 1 Uluslararasi Turkoloji Sempozyumu s 20 27 26 Aralik 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Aralik 2023 Turk Kozmolojisine Giris PDF Emel Esin Kabalci Yayinlari 2001 s 61 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 10 Temmuz 2021 Kacalin Mustafa Sinan Ed Kasim 100000 Kutadgu Bilig PDF Yusuf Has Hacib Turkiye Cumhuriyeti Kultur ve Turizm Bakanligi 6 Mayis 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 10 Temmuz 2021 Tarih degerini gozden gecirin tarih yardim a b c Turk Mitolojisi PDF Bahaeddin Ogel Turk Tarih Kurumu 1971 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 10 Temmuz 2021 a b Stieglitz Robert Apr 1981 The Hebrew names of the seven planets Journal of Near Eastern Studies 40 2 135 137 doi 10 1086 372867 JSTOR 545038 Ragep F J Hartner W 24 Nisan 2012 Zuhara Encyclopaedia of Islam Second bas 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Temmuz 2021 referenceworks brillonline com vasitasiyla Natan Yoel 31 Temmuz 2018 Moon o theism volume I of II Yoel Natan ISBN 9781438299648 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Temmuz 2021 Google Books vasitasiyla Ali Abu l Hassan Mas udi 31 Temmuz 2018 Historical Encyclopaedia Entitled Meadows of gold and mines of gems Printed for the Oriental Translation Fund of Great Britain and Ireland 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Temmuz 2021 Google Books vasitasiyla Galter Hannes D 23 27 Eylul 1991 Die Rolle der Astronomie in den Kulturen Mesopotamiens The role of astronomy in the cultures of the Mesopotamians Beitrage Zum 3 Grazer Morgenlandischen Symposion 23 27 September 1991 3 Grazer Morgenlandischen Symposion Third Graz Oriental Symposium Graz Austria GrazKult 31 Temmuz 1993 tarihinde yayinlandi ISBN 9783853750094 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Temmuz 2021 Google Books vasitasiyla Meyers Carol L O Connor M O Connor Michael Patrick 31 Temmuz 1983 The Word of the Lord Shall Go Forth Essays in honor of David Noel Freedman in celebration of his sixtieth birthday Eisenbrauns ISBN 9780931464195 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Temmuz 2021 Google Books vasitasiyla 29 Agustos 2016 29 Ekim 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi al Masudi 31 Temmuz 2018 El Masudi s Historical Encyclopaedia entitled Meadows of Gold and Mines of Gems Oriental Translation Fund of Great Britain and Ireland 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Temmuz 2021 Google Books vasitasiyla Wetherill G W 1980 Formation of the Terrestrial Planets Annual Review of Astronomy and Astrophysics 18 1 77 113 Bibcode 1980ARA amp A 18 77W doi 10 1146 annurev aa 18 090180 000453 D Angelo G Bodenheimer P 2013 Three dimensional Radiation hydrodynamics Calculations of the Envelopes of Young Planets Embedded in Protoplanetary Disks The Astrophysical Journal 778 1 77 29 pp arXiv 1310 2211 2 Bibcode 2013ApJ 778 77D doi 10 1088 0004 637X 778 1 77 Inaba S Ikoma M 2003 Enhanced Collisional Growth of a Protoplanet that has an Atmosphere Astronomy and Astrophysics 410 2 711 723 Bibcode 2003A amp A 410 711I doi 10 1051 0004 6361 20031248 D Angelo G Weidenschilling S J Lissauer J J Bodenheimer P 2014 Growth of Jupiter Enhancement of core accretion by a voluminous low mass envelope Icarus 241 298 312 arXiv 1405 7305 2 Bibcode 2014Icar 241 298D doi 10 1016 j icarus 2014 06 029 Lissauer J J Hubickyj O D Angelo G Bodenheimer P 2009 Models of Jupiter s growth incorporating thermal and hydrodynamic constraints Icarus 199 2 338 350 arXiv 0810 5186 2 Bibcode 2009Icar 199 338L doi 10 1016 j icarus 2008 10 004 D Angelo G Durisen R H Lissauer J J 2011 Giant Planet Formation S Seager Ed Exoplanets University of Arizona Press Tucson AZ ss 319 346 arXiv 1006 5486 2 Bibcode 2010exop book 319D Chambers J 2011 Terrestrial Planet Formation S Seager Ed Exoplanets University of Arizona Press Tucson AZ ss 297 317 Bibcode 2010exop book 297C Dutkevitch Diane 1995 PhD thesis University of Massachusetts Amherst Bibcode 1995PhDT D 25 Kasim 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Agustos 2008 Matsuyama I Johnstone D Murray N 2005 Halting Planet Migration by Photoevaporation from the Central Source The Astrophysical Journal 585 2 L143 L146 arXiv astro ph 0302042 2 Bibcode 2003ApJ 585L 143M doi 10 1086 374406 Kenyon Scott J Bromley Benjamin C 2006 Terrestrial Planet Formation I The Transition from Oligarchic Growth to Chaotic Growth Astronomical Journal 131 3 1837 1850 arXiv astro ph 0503568 2 Bibcode 2006AJ 131 1837K doi 10 1086 499807 Diger ozet Kenyon Scott J Personal web page Ida Shigeru Nakagawa Yoshitsugu Nakazawa Kiyoshi 1987 The Earth s core formation due to the Rayleigh Taylor instability Icarus 69 2 239 248 Bibcode 1987Icar 69 239I doi 10 1016 0019 1035 87 90103 5 Kasting James F 1993 Earth s early atmosphere Science 259 5097 920 6 Bibcode 1993Sci 259 920K doi 10 1126 science 11536547 PMID 11536547 Aguilar David Pulliam Christine 6 Ocak 2004 Lifeless Suns Dominated The Early Universe Basin aciklamasi Harvard Smithsonian Center for Astrophysics 26 Ocak 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Ekim 2011 Sykes Mark V March 2008 The Planet Debate Continues Science 319 5871 1765 doi 10 1126 science 1155743 ISSN 0036 8075 PMID 18369125 exoplanetarchive ipac caltech edu 30 Nisan 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Haziran 2022 Schneider J Interactive Extra solar Planets Catalog The Extrasolar Planets Encyclopedia Erisim tarihi 10 Subat 2024 Arsivlenmesi gereken baglantiya sahip kaynak sablonu iceren maddeler link Exoplanet Archive Planet Counts 12 Aralik 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Johnson Michele Harrington J D 26 Subat 2014 NASA 26 Subat 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Subat 2014 phl upr edu 20 Ekim 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Lopez E D Fortney J J 2013 Understanding the Mass Radius Relation for Sub Neptunes Radius as a Proxy for Composition The Astrophysical Journal 792 1 1 arXiv 1311 0329 2 Bibcode 2014ApJ 792 1L doi 10 1088 0004 637X 792 1 1 Drake Frank 29 Eylul 2003 Astrobiology Magazine 28 Haziran 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Agustos 2008 lasp colorado edu 5 Nisan 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 13 Mayis 2022 Anderson D R Hellier C Gillon M Triaud A H M J Smalley B Hebb L Collier Cameron A Maxted P F L Queloz D West R G Bentley S J Enoch B Horne K Lister T A Mayor M Parley N R Pepe F Pollacco D Segransan D Udry S Wilson D M 2009 WASP 17b an ultra low density planet in a probable retrograde orbit The Astrophysical Journal 709 1 159 167 arXiv 0908 1553 2 Bibcode 2010ApJ 709 159A doi 10 1088 0004 637X 709 1 159 a b c d e Young Charles Augustus 1902 Manual of Astronomy A Text Book Ginn amp company ss 324 327 Dvorak R Kurths J Freistetter F 2005 Chaos And Stability in Planetary Systems New York Springer s 90 ISBN 978 3 540 28208 2 Moorhead Althea V Adams Fred C 2008 Eccentricity evolution of giant planet orbits due to circumstellar disk torques Icarus 193 2 475 484 arXiv 0708 0335 2 Bibcode 2008Icar 193 475M doi 10 1016 j icarus 2007 07 009 The Astrophysics Spectator 15 Aralik 2004 15 Kasim 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Agustos 2008 Tatum J B 2007 17 Visual binary stars Celestial Mechanics Personal web page Erisim tarihi 2 Subat 2008 Trujillo Chadwick A Brown Michael E 2002 A Correlation between Inclination and Color in the Classical Kuiper Belt Astrophysical Journal 566 2 L125 arXiv astro ph 0201040 2 Bibcode 2002ApJ 566L 125T doi 10 1086 339437 Peter Goldreich Nov 1966 History of the Lunar Orbit 4 4 411 Bibcode 1966RvGSP 4 411G doi 10 1029 RG004i004p00411 a b Harvey Samantha 1 Mayis 2006 NASA 31 Agustos 2006 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Agustos 2008 Planetary Fact Sheets 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde at http nssdc gsfc nasa gov 22 Eylul 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Schorghofer N Mazarico E Platz T Preusker F Schroder S E Raymond C A Russell C T 6 Temmuz 2016 The permanently shadowed regions of dwarf planet Ceres Geophysical Research Letters 43 13 6783 6789 Bibcode 2016GeoRL 43 6783S doi 10 1002 2016GL069368 Carry B 2009 Physical properties of 2 Pallas Icarus 205 2 460 472 arXiv 0912 3626 2 Bibcode 2010Icar 205 460C doi 10 1016 j icarus 2009 08 007 Thomas P C 1997 Vesta Spin Pole Size and Shape from HST Images Icarus 128 1 88 94 Bibcode 1997Icar 128 88T doi 10 1006 icar 1997 5736 Winn Joshua N Holman Matthew J 2005 Obliquity Tides on Hot Jupiters The Astrophysical Journal 628 2 L159 arXiv astro ph 0506468 2 Bibcode 2005ApJ 628L 159W doi 10 1086 432834 Seidelmann P Kenneth Ed 1992 Explanatory Supplement to the Astronomical Almanac University Science Books s 384 Lang Kenneth R 2011 2 bas Cambridge University Press ISBN 978 1139494175 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Bills Bruce G 2005 Free and forced obliquities of the Galilean satellites of Jupiter Icarus 175 1 233 247 Bibcode 2005Icar 175 233B doi 10 1016 j icarus 2004 10 028 27 Temmuz 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Temmuz 2023 Goldstein R M Carpenter R L 1963 Rotation of Venus Period Estimated from Radar Measurements Science 139 3558 910 911 Bibcode 1963Sci 139 910G doi 10 1126 science 139 3558 910 PMID 17743054 a b Belton M J S Terrile R J 1984 Bergstralh J T Ed Rotational properties of Uranus and Neptune Voyager Uranus Neptune Workshop Pasadena February 6 8 1984 ss 327 347 Bibcode 1984NASCP2330 327B Borgia Michael P 2006 The Outer Worlds Uranus Neptune Pluto and Beyond Springer New York ss 195 206 Lissauer Jack J September 1993 Planet formation Annual Review of Astronomy and Astrophysics 31 129 174 Bibcode 1993ARA amp A 31 129L doi 10 1146 annurev aa 31 090193 001021 Solar System Exploration NASA 9 Mart 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Temmuz 2022 Zarka Philippe Treumann Rudolf A Ryabov Boris P Ryabov Vladimir B 2001 Magnetically Driven Planetary Radio Emissions and Application to Extrasolar Planets Astrophysics and Space Science 277 1 2 293 300 Bibcode 2001Ap amp SS 277 293Z doi 10 1023 A 1012221527425 Liu Han Shou O Keefe John A 1965 Theory of Rotation for the Planet Mercury Science 150 3704 1717 Bibcode 1965Sci 150 1717L doi 10 1126 science 150 3704 1717 PMID 17768871 Correia Alexandre C M Laskar Jacques De Surgy Olivier Neron May 2003 Long Term Evolution of the Spin of Venus Part I Theory PDF Icarus 163 1 1 23 Bibcode 2003Icar 163 1C doi 10 1016 S0019 1035 03 00042 3 27 Eylul 2019 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 9 Eylul 2006 Laskar Jacques De Surgy Olivier Neron 2003 Long Term Evolution of the Spin of Venus Part II Numerical Simulations PDF Icarus 163 1 24 45 Bibcode 2003Icar 163 24C doi 10 1016 S0019 1035 03 00043 5 2 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 9 Eylul 2006 Schutz Bernard 2003 Gravity from the Ground Up Cambridge University Press s 43 ISBN 978 0521455060 6 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Nisan 2017 Young Leslie A 1997 Southwest Research Institute Boulder Colorado 30 Mart 2004 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Mart 2007 Szakats R Kiss Cs Ortiz J L Morales N Pal A Muller T G 2023 Tidally locked rotation of the dwarf planet 136199 Eris discovered via long term ground based and space photometry Astronomy amp Astrophysics 669 L3 arXiv 2211 07987 2 Bibcode 2023A amp A 669L 3S doi 10 1051 0004 6361 202245234 Ortiz J L Cikota A Cikota S Hestroffer D Thirouin A Morales N Duffard R Gil Hutton R Santos Sanz P De La Cueva I 2010 A mid term astrometric and photometric study of trans Neptunian object 90482 Orcus Astronomy amp Astrophysics 525 A31 arXiv 1010 6187 2 Bibcode 2011A amp A 525A 31O doi 10 1051 0004 6361 201015309 Rabinowitz D L Barkume Kristina Brown Michael E Roe Henry Schwartz Michael Tourtellotte Suzanne Trujillo Chad 2006 Photometric Observations Constraining the Size Shape and Albedo of 2003 EL61 a Rapidly Rotating Pluto Sized Object in the Kuiper Belt Astrophysical Journal 639 2 1238 1251 arXiv astro ph 0509401 2 Bibcode 2006ApJ 639 1238R doi 10 1086 499575 Singal Ashok K May 2014 Life on a tidally locked planet Planex Newsletter 4 2 8 arXiv 1405 1025 2 Bibcode 2014arXiv1405 1025S Walker G A H Croll B Matthews J M Kuschnig R Huber D Weiss W W Shkolnik E Rucinski S M Guenther D B 2008 MOST detects variability on tau Bootis possibly induced by its planetary companion Astronomy and Astrophysics 482 2 691 697 arXiv 0802 2732 2 Bibcode 2008A amp A 482 691W doi 10 1051 0004 6361 20078952 25 Subat 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Temmuz 2023 Faber Peter Quillen Alice C 26 Kasim 2007 The Total Number of Giant Planets in Debris Disks with Central Clearings Monthly Notices of the Royal Astronomical Society 382 4 1823 1828 arXiv 0706 1684 2 Bibcode 2007MNRAS 382 1823F doi 10 1111 j 1365 2966 2007 12490 x Milbert D G Smith D A National Geodetic Survey NOAA 11 Ekim 1997 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Mart 2007 Sandwell D T 7 Temmuz 2006 Exploring the Ocean Basins with Satellite Altimeter Data NOAA NGDC 15 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Nisan 2007 Wieczorek M A 2015 Schubert Gerald Ed 10 05 Gravity and Topography of the Terrestrial Planets Treatise on Geophysics Ingilizce 2 bas Oxford Elsevier ss 153 193 ISBN 978 0 444 53803 1 13 Mayis 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 13 Mayis 2022 Brown Michael E 2006 California Institute of Technology 27 Haziran 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Subat 2008 Schneider J 2016 III 8 Exoplanets versus brown dwarfs The CoRoT view and the future The CoRoT Legacy Book Ingilizce EDP Sciences s 157 arXiv 1604 00917 2 doi 10 1051 978 2 7598 1876 1 c038 ISBN 978 2 7598 1876 1 Wright Jason T Fakhouri Onsi Marcy G Han Eunkyu Feng Ying Johnson John Asher 2010 The Exoplanet Orbit Database Publications of the Astronomical Society of the Pacific 123 902 412 422 arXiv 1012 5676 2 Bibcode 2011PASP 123 412W doi 10 1086 659427 a b Chen Jingjing Kipping David 2016 Probabilistic Forecasting of the Masses and Radii of Other Worlds The Astrophysical Journal 834 1 17 arXiv 1603 08614 2 doi 10 3847 1538 4357 834 1 17 27 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 27 Temmuz 2021 Konacki M Wolszczan A 2003 Masses and Orbital Inclinations of Planets in the PSR B1257 12 System The Astrophysical Journal 591 2 L147 L150 arXiv astro ph 0305536 2 Bibcode 2003ApJ 591L 147K doi 10 1086 377093 Veras Dimitri 2021 Planetary Systems Around White Dwarfs Oxford Research Encyclopedia of Planetary Science Ingilizce Oxford University Press arXiv 2106 06550 2 doi 10 1093 acrefore 9780190647926 013 238 ISBN 978 0 19 064792 6 6 Haziran 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Temmuz 2022 Barclay Thomas Rowe Jason F Lissauer Jack J Huber Daniel Fressin Francois Howell Steve B Bryson Stephen T Chaplin William J Desert Jean Michel Lopez Eric D Marcy Geoffrey W 28 Subat 2013 A sub Mercury sized exoplanet Nature Ingilizce 494 7438 452 454 arXiv 1305 5587 2 Bibcode 2013Natur 494 452B doi 10 1038 nature11914 ISSN 0028 0836 PMID 23426260 19 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Temmuz 2023 a b Jacobson Robert A 1 Kasim 2022 The Orbits of the Main Saturnian Satellites the Saturnian System Gravity Field and the Orientation of Saturn s Pole The Astronomical Journal 164 5 199 Bibcode 2022AJ 164 199J doi 10 3847 1538 3881 ac90c9 Thomas P C July 2010 PDF Icarus 208 1 395 401 Bibcode 2010Icar 208 395T doi 10 1016 j icarus 2010 01 025 23 Aralik 2018 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 7 Mayis 2023 Jia Rui C Cook and Dwayne Brown 26 Nisan 2012 JPL NASA 27 Nisan 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Gaffey Michael 1984 Rotational spectral variations of asteroid 8 Flora Implications for the nature of the S type asteroids and for the parent bodies of the ordinary chondrites Icarus 60 1 83 114 Bibcode 1984Icar 60 83G doi 10 1016 0019 1035 84 90140 4 Hardersen Paul S Gaffey Michael J Abell Paul A 2005 Near IR spectral evidence for the presence of iron poor orthopyroxenes on the surfaces of six M type asteroid Icarus 175 1 141 Bibcode 2005Icar 175 141H doi 10 1016 j icarus 2004 10 017 a b Asphaug E Reufer A 2014 Mercury and other iron rich planetary bodies as relics of inefficient accretion Nature Geoscience 7 8 564 568 Bibcode 2014NatGe 7 564A doi 10 1038 NGEO2189 Yang B Hanus J Carry B Vernazza P Broz M Vachier F Rambaux N Marsset M Chrenko O Sevecek P Viikinkoski M Jehin E Ferrais M Podlewska Gaca E Drouard A Marchis F Birlan M Benkhaldoun Z Berthier J Bartczak P Dumas C Dudzinski G Durech J Castillo Rogez J Cipriani F Colas F Fetick R Fusco T Grice J Jorda L 2020 Binary asteroid 31 Euphrosyne Ice rich and nearly spherical Astronomy amp Astrophysics cilt 641 s A80 arXiv 2007 08059 2 Bibcode 2020A amp A 641A 80Y doi 10 1051 0004 6361 202038372 a b Department of Physics University of Oregon 8 Agustos 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Agustos 2008 Elkins Tanton Linda T 2006 Jupiter and Saturn New York Chelsea House ISBN 978 0 8160 5196 0 Podolak M Weizman A Marley M December 1995 Comparative models of Uranus and Neptune Planetary and Space Science 43 12 1517 1522 Bibcode 1995P amp SS 43 1517P doi 10 1016 0032 0633 95 00061 5 Neumann W Breuer D Spohn T 2 Aralik 2015 Modelling the internal structure of Ceres Coupling of accretion with compaction by creep and implications for the water rock differentiation PDF Astronomy amp Astrophysics 584 A117 Bibcode 2015A amp A 584A 117N doi 10 1051 0004 6361 201527083 22 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 10 Temmuz 2016 Monteux J Tobie G Choblet G Le Feuvre M 2014 Can large icy moons accrete undifferentiated PDF Icarus 237 377 387 Bibcode 2014Icar 237 377M doi 10 1016 j icarus 2014 04 041 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi PDF Erisim tarihi 6 Agustos 2022 Zurbuchen Thomas H Raines Jim M Gloeckler George Krimigis Stamatios M Slavin James A Koehn Patrick L Killen Rosemary M Sprague Ann L McNutt Jr Ralph L Solomon Sean C 2008 MESSENGER Observations of the Composition of Mercury s Ionized Exosphere and Plasma Environment Science 321 5885 90 92 Bibcode 2008Sci 321 90Z doi 10 1126 science 1159314 PMID 18599777 Coustenis Athena Taylor F W 2008 Titan Exploring an Earthlike World World Scientific s 130 ISBN 978 981 270 501 3 14 Aralik 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Mart 2010 Solar System Exploration 10 Ocak 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 31 Aralik 2007 Lellouch E de Bergh C Sicardy B Forget F Vangvichith M Kaufl H U January 2015 Exploring the spatial temporal and vertical distribution of methane in Pluto s atmosphere Icarus 246 268 278 arXiv 1403 3208 2 Bibcode 2015Icar 246 268L doi 10 1016 j icarus 2014 03 027 Sheppard S S Jewitt D Kleyna J 2005 An Ultradeep Survey for Irregular Satellites of Uranus Limits to Completeness The Astronomical Journal 129 1 518 525 arXiv astro ph 0410059 2 Bibcode 2005AJ 129 518S doi 10 1086 426329 Zeilik Michael A Gregory Stephan A 1998 Introductory Astronomy amp Astrophysics 4 4isbn 978 0 03 006228 5 bas Saunders College Publishing s 67 Haberle R M 2015 Solar System Sun Atmospheres Evolution of Atmospheres Planetary Atmospheres Mars North Gerald R Pyle John Zhang Fuqing Ed Encyclopedia of Atmospheric Sciences 2 2sayfalar 168 177 bas Academic Press doi 10 1016 b978 0 12 382225 3 00312 1 ISBN 978 0123822253 Basilevsky Alexandr T Head James W 2003 The surface of Venus Rep Prog Phys 66 10 1699 1734 Bibcode 2003RPPh 66 1699B doi 10 1088 0034 4885 66 10 R04 S I Rasoonl C de Bergh 1970 The Runaway Greenhouse Effect and the Accumulation of CO2 in the Atmosphere of Venus Nature 226 5250 1037 1039 Bibcode 1970Natur 226 1037R doi 10 1038 2261037a0 PMID 16057644 Badescu Viorel 2015 Zacny Kris Ed Inner Solar System Prospective Energy and Material Resources Heidelberg Springer Verlag GmbH s 492 ISBN 978 3319195681 21 Agustos 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Mayis 2023 Horst Sarah 2017 Titan s Atmosphere and Climate J Geophys Res Planets 122 3 432 482 arXiv 1702 08611 2 Bibcode 2017JGRE 122 432H doi 10 1002 2016JE005240 Knutson Heather A Charbonneau David Allen Lori E Fortney Jonathan J 2007 A map of the day night contrast of the extrasolar planet HD 189733 b Nature 447 7141 183 186 arXiv 0705 0993 2 Bibcode 2007Natur 447 183K doi 10 1038 nature05782 PMID 17495920 First Map of an Extrasolar Planet Center for Astrophysics Basin aciklamasi 9 Mayis 2007 5 Aralik 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Temmuz 2022 Demory Brice Olivier de Wit Julien Lewis Nikole Fortney Jonathan Zsom Andras Seager Sara 2013 Inference of Inhomogeneous Clouds in an Exoplanet Atmosphere The Astrophysical Journal Letters 776 2 L25 arXiv 1309 7894 2 Bibcode 2013ApJ 776L 25D doi 10 1088 2041 8205 776 2 L25 Moses Julianne 1 Ocak 2014 Extrasolar planets Cloudy with a chance of dustballs Nature 505 7481 31 32 Bibcode 2014Natur 505 31M doi 10 1038 505031a PMID 24380949 Benneke Bjorn Wong Ian Piaulet Caroline Knutson Heather A Lothringer Joshua Morley Caroline V Crossfield Ian J M Gao Peter Greene Thomas P Dressing Courtney Dragomir Diana 10 Aralik 2019 Water Vapor and Clouds on the Habitable zone Sub Neptune Exoplanet K2 18b The Astrophysical Journal Letters 887 1 L14 arXiv 1909 04642 2 Bibcode 2019ApJ 887L 14B doi 10 3847 2041 8213 ab59dc ISSN 2041 8205 Dis baglantilarVikipedi nin kardes projelerinden Gezegen hakkinda daha fazla bilgi edininVikisozluk te tanimlarVikisoz de alintilarVikikaynak ta belgelerVikikitap ta kitaplarVikiversite de egitim kaynaklariVikiveri de veriTanimlama ve yeniden siniflandirma tartismasi from IAU WGESP the lower bound remained a matter of consensus in February 2003 Steven Soter s article What is a Planet in Scientific American January 2007 pp 34 41 Stern amp Levinson s article Regarding the criteria for planethood and proposed planetary classification schemes 24 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Gravity Rules The Nature and Meaning of Planethood4 Kasim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde S Alan Stern 22 Mart 2004 BBC Planets plan boost tally 12 2006 08 16 2 Mart 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde BBC Pluto loses status as a planet 2006 08 2430 Mayis 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde BBC Pluto vote hijacked in revolt 2006 08 25 23 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Diger baglantilar Uzay Kampi Turkiye Websitesi 18 Agustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde International Astronomical Union 15 Aralik 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Solar System Live 21 Eylul 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde an interactive Solar System Viewer 12 Ekim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde animation Pictures of the Solar System 16 Subat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde NASA Planet Quest 25 Subat 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Illustration comparing the sizes of the planets with each other the sun and other stars 13 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde