Safevi Tarikatı (daha az yaygın olarak Erdebil Tarikatı, ender olarak Safevilik), Safiyüddin Erdebilî tarafından Erdebil kentinde kurulmuş bir sufi tarikattır. Erdebil, Hazar Denizi’nin güney batı kıyısında, günümüzde İran’ın kuzey batı bölgesinde yer alan bir kenttir.
Döneminde Anadolu’nun Doğu Anadolu Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi İran Azerbaycanı ve Güney Kafkasya, Doğu Akdeniz Bölgesi ve İran’da oldukça kalabalık mürit topluluğuna ve büyük bir siyasi öneme sahip olan bu İslâmî tarikatdır. 16. yüzyılın başında kurmuş olduğu ve tarihte ilk kez Şiî Onikiciliğini resmî mezhep olarak kabullenmiş olan Safevî Devleti ile tanınmıştır.
Safevîler adını dergahın ve tarikatın kurucusu Şeyh Safiyüddin İshak-ı Erdebili’den alır. Tarikat liderliği bir istisna dışında babadan oğula geçmiştir. Beşinci şeyh Cüneyd’e kadar Sünni bir tarikat olmasına karşın Şeyh Cüneyd keskin bir dönüşle net bir biçimde Şii itikadını savunmuş, dahası müritlerini silahlandırmıştır. Cüneyd’in amcasının ve dönemin Karakoyunlu sultanı Cihan Şah’ın müdahalesiyle tarikatın liderliğini amcası Cafer’e bırakarak Erdebil’den ayrılmak zorunda kalmış, bir kısım maiyetiyle birlikte Anadolu’ya gelmiştir. Anadolu’da değişik yerlerde geniş ve silahlı Türkmen zümrelerini etrafında toplamayı başarmış, ancak bir toprak parçası üzerinde hüküm sürmek şeklindeki esas amacına ulaşamamıştır. Sonunda Diyarbakır’da Akkoyunlu sultanı Uzun Hasan’la askeri bir ittifak kurmuş, Uzun Hasan’ın kız kardeşiyle evlenmiştir. Bir süre sonra döndüğü Erdebil’de yine tutunamayıp silahlı müritleriyle Kafkasya üzerine yağma – talan (gaza) seferlerine çıkmış, buradaki bir çatışmada öldürülmüştür. Uzun Hasan, sarayında yaşamakta olan Cüneyd’in oğlu ve kendi yeğeni olan Haydar’ı Erdebil Dergahı’nın başına geçirmiştir. Ne var ki bir sonraki Akkoyunlu sultanı Yakup, tarikatın çok geniş mürit topluluğuyla para-militer yapısından endişe duymuş ve giderek tarikatı ezmeyi amaç edinmiştir. Şeyh Haydar, babası gibi Kafkasya üzerine yaptığı bir gaza akını sırasında Şirvanşahlar ülkesine saldırmış, Şirvanşah ve Akkoyunlu ordusuyla giriştiği çatışmada ölmüştür. Üç oğlu Sultan Yakup tarafından hapsedilmiş, onun ölümünden sonra çıkan saltanat mücadelesinde şehzade Rüstem tarafından, tarikatın askerî gücünden yararlanmak için hapisten çıkarılmışlardır. Kardeşlerden Şeyh Ali, Rüstem’in tahta geçişinde önemli rol oynasa da Rüstem tarafından öldürtüldü. Türkmen boy şefleri çocuk yaştaki İsmail’i kaçırarak gizlediler ve delikanlılık çağında onun emrinde Şirvanşahlar’ı ve ardından Akkoyunlular’ı savaşarak tarih sahnesinden sildiler. Şeyh İsmail. Ordusuyla birlikte Tebriz’e gelerek adına hutbe okuttu ve Safevi Devleti’ni kurdu. Kısa süre içindeki istilalarla devleti bir imparatorluk haline getirdi.
Şeyhler
Şeyh Safiyüddin
Şeyh Safiyüddin İshak’ın etnik kökeni konusunda farklı görüşler hâlen gündemdedir. Kimi kaynaklarda Kürt olduğu, ama bir kısım kaynakta ise Türk asıllı olduğu belirtilmiştir. Çağdaş doğubilimcilerden ve Orta Asya, İran, İslam tarihi üzerine çalışmalarıyla iyi bilinen Vasil Bartold Türk asıllı olduğunu yazmaktadır. Diğer yandan Ahmed Kesrevi ve Zeki Velidi Togan Kürt olduğunu belirtmişlerdir. Günümüz tarihçisi Faruk Sümer de bu görüştedir. Şeyh Safiyüddin’nin biyografisini kaleme almış olan İbn Bezzaz, Şeyh Safiyüddin’nin Farslaşmış bir Kürt asıllı olan Firuz Şah'ın sekizinci kuşak torunu olduğunu yazmaktadır. Ona göre Şeyh’in babası Kürt, annesi Azeridir. Küçük yaşta babasını kaybettiği söylenir.
Genç yaşta Erdebil’den ayrılarak bir mürşit arayan Safiyüddin, Gilan’da, ’na bağlı Şeyh Zahid Gilani dergahına 25 yaşındayken katılmış kısa sürede şeyhinin gözde öğrencisi olmuştur. Bir süre sonra Şeyh’in kızıyla evlenmiş, Gilani’nin ölümü üzerine, onun vasiyetiyle dergahın başına geçmiştir. Kısa süre sonra Erdebil’e dönmüş, kendi dergahını kurmuştur. Geniş mürit çevresinin onun kerametlerini ve rüyalarını abartarak anlatmasıyla geniş bir mürit topluluğu kazanmıştır. Bu tarihlerde geniş bir coğrafyada tanınmaktaydı ve iki bin kadar halifesi bulunmaktaydı. Geniş mürit topluluğu Moğol yöneticilerinin de dikkatini çekmiş, istila ettikleri halkların tepkilerini olabildiğince yumuşatmayı bir politika olarak, Cengiz Han Yasaları gereği izleyen Moğol yöneticileri nezdinde büyük itibar görmesini sağlamıştır. Özellikle Gazan Han’ın hükümranlık yıllarında (1295 – 1304) İlhanlı yüksek yönetiminden büyük himaye gördüğü, “ocağın vakıfları arasında” Azerbaycan’da kırk köy, Erdebil’de yaklaşık iki yüz ev, “yeteri kadar” hamam ve kervansarayın yer aldığı belirtilmektedir.
Şeyh Sadreddin Musa
Şeyh Safîyüddin 85 yaşındayken hac yolculuğuna çıkmadan hemen önce oğlu Sadreddin Musa’yı halife tayin etmiş, hac dönüşü yolculuğunda ölmüştür. Sadreddin Musa 1334 ya da 1335 yılında tarikatın başına geçmiştir. Sadr ed-Dîn Mûsa zamanından itibaren Osmanlı padişahları her yıl, Erdebil’e çerağ akçesi adı altında kıymetli hediyeler göndermeye başlamışlardı. Şeyh Sadreddin, seyitlik iddiasını getirmiş ve ısrarla vurgulamıştır.
Şeyh Safiyüddin döneminde olduğu gibi Sadreddin Musa’nın tarikat liderliğinde çok uzak diyarlardan onu görmeye gelen binlerce kişi vardır. Çin, Hindistan ve Seylan’dan bile gelenler olduğu ileri sürülmektedir. Uzak diyarlarda Şeyh’in halifeleri tarafından kurulan zaviyeler Erdebil Dergahı’nı geniş bir çevrede tanıtmaktadır.
Şeyh İbrahim
Safev’îlik'inin liderliğini 1429-1447 yılları arasında Hoca Alâ ad-Dîn Ali'nin oğlu Şeyh İbrahim üstlenmiştir. Zamanında tarikat çok güçlenmiş ve zenginleşmiştir. Onun da 1447 yılında vefatının ardından, Şeyh Cüneyd tarikatın başına geçmiştir.
Şeyh Cüneyd
Hâce Ali’nin oğlu İbrahim tarikat lideri olurken kardeşi Cafer tarikat içinde önemli bir yere sahiptir. İbrahim’in ölümü ardından onun oğlu Cüneyd 1447’de tarikat liderliğine geçince durumdan memnun olmadığı, kendisini daha uygun bulduğu belirtilmektedir. Diğer taraftan Şeyh Cüneyd’in müritlerinin silahlandırmaya başlaması sonucu, tarikata bağlı silahlı ve kalabalık bir mürit topluluğunun ortaya çıkması, tarikat merkezinin adeta askeri bir ordugaha dönüşmesi, Azerbaycan’a hakim Karakoyunlu Devleti Sultanı Şah Cihan’ı da tedirgin etmiştir. Tüm bunlar Şeyh Cüneyd’in sultanlık arayışı içinde olduğunu göstermektedir. Akkoyunlu tarihçisi İbn-i Ruzbihan bu durumu açık bir biçimde ifade eder, “… Hırsları iktidar isteğini doğurmuştu, tüm uğraşı bir yerleri feth etmekti.” Tarikat üzerine asker göndermemekle birlikte Şeyh Cüneyd’e art arda uyarı mektupları yazmış, daha sonra da Erdebil’i almak ve geniş bir katliam yapmakla tehdit etmiştir. Bu arada tarikat liderliğine Şeyh Cüneyd’in amcası Cafer’in geçmesi için onu teşvik etmiştir. Bu tutumda, mürit sayısı endişe verecek derecede artan ve bunları silahlandıran bir tarikat liderinden duyulan rahatsızlığın yanında Cafer’le aradaki akrabalık ilişkisi de etkili olmuştur. Cafer’in oğlu Şah Cihan’ın kızıyla evlidir. Şeyh Cüneyd’in tarikatı Şiileştirmesine tepki gösteren sadece Şah Cihan değildir, Cafer de tarikatın Sünni çizgide devam etmesinden yanaydı. Cafer’in, Şeyh Cüneyd’deki Şii yönelişe, tarikatı Şii bir tarikata dönüştürme kararlılığına şiddetle karşı çıktığı, bunun sonucunda tarikat şeyhliğinden alındığı da ileri sürülmektedir. Diğer yandan Şeyh Cüneyd’in Erdebil’deyken Şii olup olmadığının bilinmediği, Anadolu’daki Türkmen kitleleri içinde Şii inançlar çerçevesinde yapılacak bir propagandanın daha yüksek başarı sağlayacağını düşünerek Şiiliğe yöneldiğini ileri süren araştırmacılar da vardır.
Sonuçta Şeyh Cüneyd, babasını ölümüyle tarikat liderliğine geçmesinden bir yıl sonra 1448 yılında Erdebil’den ayrılmak zorunda bırakılmıştır.
Erdebil’den sürgün edilen Şeyh Cüneyd buradan önce Erbil’e gitmiş, bölgenin önemli şeyhlerinden sayılan Şeyh Erbili’nin kızıyla evlenmiştir. Ancak bir süre sonra davranışlarına gösterilen tepkiler nedeniyle Erbil’den ayrılmak zorunda kalmıştır. Buradan ayrılarak geniş taraftar kitlesinin olduğu Anadolu’ya gitmiştir. Anadolu’ya gitmesi, tarikatın kurucusu Şeyh Safiyüddin döneminde bile Erdebil’e Anadolu’dan hatırı sayılır bir mürit topluluğunun gelmesiyle ilgili olmalıdır. Hatta Şeyh Safiyüddin’nin Anadolu’dan gelen Türkmenlere saygı gösterdiği, Anadolu’da müritleri bulunduğu, bunlar içinde en önemlisinin Şeyh Abdurrahman Erzicani olduğu kaydedilmiştir. Sonraki şeyhler zamanında bu durum daha da gelişme göstermiştir. Şeyh Cüneyd, bu duruma dayanarak Anadolu’da kendisine askeri bir maiyet oluşturmuştur. Bu askeri maiyeti, Ali’nin soyundan geldiğini söyleyerek buna hemen inanan geniş kitlelerden sağlamıştır.
Şeyh Cüneyd, Anadolu’ya gelince Osmanlı Padişahı II. Murat’tan dirlik ister. Padişah, elçi olarak gelen müritlere bin akçe yolluk, şeyhlerine verilmek üzere iki yüz florin ya da düka göndermesine karşın Anadolu’da yerleşmesine izin vermemiştir. Bu olay muhtemelen 1449 -1450 civarında meydana gelmiştir. Siyasi hedefi muhtemelen sır değildi. Çağdaş Akkoyunlu yazarı Feyzullah, Şeyh Cüneyd ve oğlu Şeyh Haydar’ı “dervişlik külahını hükümdarlık tacı ile değiştirmek” istemekle suçlamaktadır. Zaten bir süre sonra, II. Mehmet döneminde (1451 – 1481) Erdebil Dergahı’na gönderilen çerağ akçesi gönderilmez olmuştur. Böylece Osmanlı topraklarından ayrılan Şeyh Cüneyd, Osmanlı’yla çok uzun zamandır çatışma halinde olan Karamanoğlu topraklarına, Konya’ya gitmiştir. Konya’da ikametine izin verildi. Birçok Karaman ili oymakları Babai geleneğine yakındır. Konya’da bir Sünni tekkede ağırlanır. Fakat tekkenin şeyhi, bölgede önemli bir din büyüğü olarak görülen Şeyh Abdullatif “bu inançla sen kafir oldun” diyerek eleştirmiş, Karaman Beyi İbrahim Bey’e rapor eder, “Muradı sofuluk değildir, şeriat bozup kendi beylik ister” demektedir. Durumunun tehlikede olduğunu göre Şeyh Cüneyd, Toroslar’daki Varsak Türkmenleri’ne sığınmıştır. Ancak Konya’dan yakalanma emri gelince bir kısım Varsak Türkmeni ile birlikte yine kaçar. İskenderun Körfezi’ne bakan dağlarda Haçlılar’dan kalma bir yıkık bir kaleye yerleşip burayı karargâh edinir. Memluk hakimiyetindeki Suriye’de, Cebel-i Arus hakiminden kiralamışlardır.Şeyh Bedrettin’in yandaşlarının bir kısmının da bu kaleye geldikleri, tarikata katıldıkları ileri sürülmektedir. Burada da bir süre sonra Suriye, Irak ve Anadolu’dan çok sayıda insan gelip şeyhe katılmaktaydı. Anadolu’dan Rafizi gruplardan gelenler çoğunluktadır. Ne var ki Memluklar, “ülkede Deccal çıktı” söylentileri üzerine asker göndermiştir. Memluk askerleriyle yapılan çatışmada Şeyh Cüneyd yenilir, yetmiş adamı öldürülür, bunların 25’i Bedreddin ayaklanmalarına katılmış olan adamlardandır, kalan çok az sayıdaki adamlarıyla birlikte kuzey yönünde çekilerek kurtulur. Etrafa “Beni isteyen kişi Canik’te bulsun” haberi salarak Canik’e gider. Taht kavgaları içindeki güçsüz Trabzon Rum İmparatorluğu üzerine gazaya çıkmak için çevre Türkmenleri arasından asker toplar. Yine de ancak birkaç bin adam toplayabilir. Yanındaki Türkmenler, Toroslar’dan Varsak Türkmenleri, Canik dolaylarından Çepni Türkmenleridir. Muhtemelen hükümdarlığını burada kurmayı amaçlamaktadır. Buralar Hristiyan topraklarıdır, bu yüzden çevredeki Müslüman hükümdarlar duruma seyirci kalacaklardı. “Cihat sancağı” açtı ama ancak birkaç bin adam toplayabildi. Akçakale’yi 1456 yılında almış, üzerine gönderilen bir askeri birliği bozmuş ve Trabzon önlerine gelmiştir. Fakat günler süren saldırılarda kente girmeyi henüz başaramamıştı. Bu gelişme üzerine Osmanlı Rum Beylerbeyi Hızır Bey kuvvetlerinin geldiği haberi alınınca Şeyh Cüneyd çekilmek zorunda kalmıştır. Muhtemelen Umutlarını büyük ölçüde kaybeden Şeyh Cüneyd’in, yeni bir hedef belirlemek için pek seçeneği de kalmamıştır. Anadolu’yu tekrar kuzey – güney doğrultusunda geçip Diyarbakır’a, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’a gitmiş, buluşma sağlanıncaya kadar dolaylarında kalmıştır. Osmanlı tarihçilerinden Aşıkpaşazade’ye göre önce iyi karşılanmamıştır. Uzun Hasan’a, “Cihan Şah gibi düşmanın var, benim silahlı 20 bin sufiye gücüm yeter, ben de sana yardımcı olayım” teklifinde bulunmuştur. Bu 20 bin rakamının ne kadar bir abartma olduğu bilinmez, ne var ki Uzun Hasan’ın gücü 5-6 bin süvariyi ancak bulduğu düşünülürse Şeyh Cüneyd’in hatırı sayılır bir kuvveti olduğu varsayılmış olmalıdır. Uzun Hasan, Şeyh Cüneyd’in kontrol edebileceği askerî güç konusunda ikna olmuş olmalı ki, kız kardeşi Hatice Begim ile evlendirmiştir. Bu evlilikte Uzun Hasan’ın bir amacı da Şeyh Cüneyd’i bu sayede kontrol altında tutabilmek, kendisine yönelik bir tehdit oluşturmasını böylece engellemek olabilir. Nitekim Akkoyunlu Devleti’ni bitiren yine Safevi şeyhleri olmuştur. Bu evlilik Şeyh Cüneyd’in bir devlet kurmak şeklindeki amacı için çok önemli bir atlama taşı sağlamıştır. Artık güçlü bir sultanın desteğine sahiptir. Üstelik bu akrabalık bağı, Sünni – Şii ittifakı olarak görülebilmektedir. İlginçtir ki, tebaası içinde önemli bir Şii nüfus olan, kendisi de Şii inançlara güçlüce bağlı olan Şah Cihan, Şeyh Cüneyd’i tarikat liderliğinden men edip sürgüne gönderirken, katı Sünni olan Uzun Hasan onunla, akrabalık bağıyla güçlendirilmiş bir ittifak kurmuştur.
Şeyh Cüneyd üç yıl Uzun Hasan’ın sarayında kalmış, karısı henüz hamileyken silahlı adamlarıyla Erdebil’e gitmiştir. Ancak Şah Cihan ve amcası Şeyh Cafer elbette onun Erdebil’de bulunmasını tehlikeli göreceklerdir. Üstelik artık Cihan Şah’ın baş rakibi Uzun Hasan’ın akrabalık ilişkisiyle müttefikidir. Dahası Cihan Şah, kendi topraklarında para-militer bir oluşuma göz yumamazdı. Cihan Şah’ın Erdebil’e saldırmak için asker topladığını öğrenen Şeyh Cüneyd, müritlerinin iaşesini Erdebil dışında sağlayabilmek için Çerkez ve Gürcü topraklarına karşı bir yağma – talan seferine (Hristiyan toprakları olması bahanesiyle “gaza” demek adettendir) çıkmıştır. Fizik olarak çok beğenilen Çerkez ve Gürcü kız ve oğlanları, o devirlerde de çok iyi para etmektedir. Ancak bu sefer için Şirvanşahlar topraklarından geçmesi gerekmektedir. Şirvanşah hükümdarı, Halilullah kendi topraklarında böylesi bir askerî harekâta göz yummak niyetinde değildi, ancak Şeyh Cüneyd’in dini kimliği yüzünden tereddüt etmiştir. Ne var ki Cihan Şah’ın teşvikiyle Şeyh Cafer’in yazdığı mektup, Şeyh Cüneyd’in tarikatla ilintili olmadığını, bir “yalancı” olduğunu belirten mektubu üzerine 20 bin kişilik bir orduyu harekete geçirdi. Bu kuvvetlere Cihan Şah’ın gönderdiği 5 bin kişilik bir kuvvetle Taberseran Hakimi’nin gönderdiği birlik de katılınca 30 bin kişilik bir ordu Şeyh Cüneyd’in 10 – 12 bin kişilik kuvvetinin yolunu kesecektir. Şeyh Cüneyd’in Türkmenleri, Gürcistan üzerine yaptığı bir gaza seferinden dönerken bu ordunun saldırısına uğramışlar, Kafkas geçitlerini, muharebe ederek geçmek zorunda kalmışlardır. Bu çatışmalarda Şeyh Cüneyd 1460 yılında öldürülür. Müritleri, vasiyeti üzerine Uzun Hasan’ın sarayına dönüp oğlu Haydar’ı Şeyhleri sayarlar ve Diyarbakır’a dönerler. Esasen yetişkin bir oğlu vardır. Ama muhtemelen Uzun Hasan’ın desteğine büyük ölçüde bel bağladığından, onun yeğenini halefi kılmıştır. Ferruh Yaser, Şeyh Hasan’ın öldürüldüğünü bir mektupla Osmanlı Sultanı II. Beyazıd’a bildirmiş, bu mektuba verdiği cevapta Sultan memnuniyetini bildirerek Ferruh Yaser’i kutlamıştır. Aynı sultan Şeyh Haydar’ın ölümünü bildiren Akkoyunlu sultanı Yakub’a cevap olan mektubunda Haydar taraftarlarını sapık bir güruh olarak tanımlamış ve onlara beddua etmiştir.
Bir çatışma sırasında, erken yaşta ölmesi, baştan beri amaçları doğrultusunda sürdürdüğü kararlı, azimli mücadelesini, Erdebil’den sürgün çıkalı 13, 14 yıl olmuştur, sonuca bağlamasına belki de engel olmuştu. Ama yine de torunlarına üç miras bıraktığı söylenebilir. Birincisi, resmî olarak tarikat postunda amcası oturuyor olsa bile, tarikatın liderliği açısından Şeyh Cüneyd çok daha fazla bir itibara ve güce sahiptir. İkincisi Anadolu’daki faaliyetleri sonunda bir devlet kurmak, bir yurt edinmek için çok güçlü idealler besleyen kalabalık bir savaşçı kitleyi etrafında toplamıştır. Henüz ortada bir devlet yokken bile bir ordu vardır. Torunu Şah İsmail, bu ölümüne kararlı Türkmen kitlenin kesin sonuçlu desteğiyle Safevi Devleti’ni kuracaktır. Üçüncüsü, güçlü ve yetenekli bir sultanın kan bağıyla da perçinlenmiş desteğine sahip olmuştur. Uzun Hasan’ın sağladığı dayanak zemini, siyasal güçlerinin bel kemiğini oluşturmaktadır.
Şeyh Haydar
Haydar'ın beklentisi kısa bir süre sonra gerçekleşir, geniş topraklar üzerinde bir imparatorluk kurmuş olan Uzun Hasan, 1469’da Tebriz’i alınca yeğenini Erdebil Tarikatı’nın Şeyhi olarak “posta” oturtmuştur. Aynı zamanda Trabzon İmparatoru IV. İoannis'in kızı Despina Hatun'un kızı Marta (Alemşah Halime Begüm) ile evlendirmiştir. Şeyh Haydar Erdebil’deki tarikat çevresinde çok iyi karşılandı. Emrinde güçlü bir ordu vardı, Akkoyunlu gibi büyük bir devletin hanedanıyla akrabaydı. Nitekim ordusuyla birlikte Akkoyunlu’nun seferlerine de katılmıştır. Şeyh Haydar artık Azerbaycan’da kudretli bir şeyhdir ama müritlerinin büyük kitlesi Anadolu’dadır. Azerbaycan’da ise sınırlı sayıda müridi vardır, ile Karamanlı ve Kaçar Türkmen boyları. Halifelerini Anadolu’ya göndererek buradaki kitle tabanını genişletmeye başlar.
Müritleri silahlandırma çabası Şeyh Haydar döneminde hızlanmış görünmektedir. Müritlerine düzenli olarak askeri talimler yaptırmaktadır, ok atmayı, mızrak savurmayı, kılıç kullanmayı öğretiyordu. Yeni silahlar alınıyor ya da tekkede yapılıyor, depolanıyordu. Şeyh Haydar askeri üniforma düzenledi. Savaşçı müridlerine Tâc-ı Haydar (Haydari Sarık, Haydari Külah) adı verilen bir sarık sarığın yanı sıra “entari” giydirmiştir. Kalın keçeden birer parmak kalınlıkta şeritlerden yapılan sarıktaki her şeritte Ehli Beyt’den On İki İmam'ın isimleri işlenmiştir. Müritlerin bu sarığı gururla taşıdıkları ve halk arasında büyük itibar gördükleri belirtilmektedir. Osmanlı ülkesinde Haydari Sarık'a istinaden Safevi Tarikatı yandaşlarına Kızılbaş adı verilmiştir.
Tüm harcamalar için gerekli olan parasal kaynak, Çerkez ülkesine yapılan akınlardan sağlanan ganimetten sağlanmaktadır. Şeyh Haydar’ın ilk seferi 1486 yılında verimli geçer. Kız ve oğlan esirler köle pazarlarında iyi para getirmektedir, müritlerce paylaşılır. Ganimetin bir kısmı da Akkoyunlu Sultanına gönderilmektedir. Ertesi yıl bir yağma – talan akını daha düzenlenmiştir. Akkoyunlu’ya pay veriliyor olsa da Şeyh Haydar’ın artan mürit sayısı tedirginlikle izlenmektedir. Çerkezler üzerine yaptığı yağma – talan akınlarıyla önemli kaynak sağlamaktadır. Üstelik çevre köylerden vergi almaması çok geniş bir çevrede büyük bir sevgi kazanmasını sağlayacağı gibi, çevre devletlerde halk arasında kendi yönetimlerine karşı huzursuzluk yaratacak, bir bakıma köylü ayaklanmalarını kışkırtacaktır. Sultan Yakup tarafından Tebriz’e çağırılarak uyarıldı. Esasen hem Şeyh Cüneyd’in, hem de Şeyh Haydar’ın Çerkezler üzerine yaptığı seferler geniş bir çevrede, özellikle Azerbaycan’ın Mugan, Karabağ ve bölgelerinde büyük itibar sağlamasına neden olmuştur. Artık Erdebil şeyhleri, dini birer lider oldukları kadar birer siyasi lider olarak da görülmektedir. Şeyh Haydar, 1488’de Sultan Yakup’tan Çerkezler üzerine sefer yapmak için izin sağladı ama asıl amacı babasını öldüren Şirvanşahlar’dan intikam almaktı. Bu yüzden Çerkezler üzerine gitmek yerine Şirvanşahlar üzerine gitti. Giderek güçlenmesinden rahatsızlık duyan Sultan Yakup’un eline bir fırsat geçmiştir, Şirvanşah Akkoyunlu’dan yardım isteyince güçlü bir ordu gönderildi. Bu birleşik kuvvetler karşısında, Elbruz Dağı yakınlarındaki Tabersaran’da, 1488’de girişilen bir savaşta Şeyh Haydar okla vurularak öldürülmüştür. Bu sefer Şeyh Haydar’ın Çerkezler üzerine yaptığı üçüncü seferdi. İlk iki sefer 1483 ve 1487 yıllarındadır. Her üç sefer de on bin kadar Türkmen savaşçısıyla yapılmıştır. Bunların çoğunluğunun Karamanlı ve Varsak Türkmenleri olduğu anlaşılmaktadır. İki boy da daha önce Osmanlı’nın zaman zaman çatışma halinde olduğu boylardır. Diğer yandan 1486 yılında Rum Mehmet Paşa kuvvetlerini yenilgiye uğratan Varsaklı Uyuz Bey’in ve Karamanlı Tozlukoğlu Rüstem Bey’in Şeyh Haydar’ın komutanlarından olduğu bilinmektedir. Rum Mehmet Paşa Konya ve Karaman çevresinde uyguladığı katliamlar büyük tepki çekmiştir.
Şeyh Haydar’ın Anadolu’ya yönelen çalışmalarının ne denli geniş ve derin etkileri olduğu gösteren bir örnek, ileride Osmanlı’yı çok uğraştıracak bir ayaklanmanın lideri olan Şah Kulu’nun babasının, Şeyh Haydar’ın halifelerinden Tekeli Hasan olmasıdır.
Sultân Ali Mirza Safevî
1488 yılından, Uzun Hasan'nın torunlarından Akkoyunlu hükümdarı Rüstem (1493 - 1497) tarafından öldürüldüğü tarih olan 1494 yılına kadar, tarikatın önderliğini Şah İsmail'in ağabeyi Sultan Ali Mirza Safevî üstlenmiştir. Daha sonra ise 1499 yılına kadar gizlenmek zorunda kalan Şah İsmail tarikatın başına geçmiştir.
Şah İsmail
Haydar’ın savaşçıları, şeyhlerinin ölmesine karşın dağılma eğilimde değillerdi, Haydar’ın oğulları içinden yeni bir şeyh çıkacaktı. Bunun üzerine Akkoyunlu Sultanı Yakup, Haydar’ın üç oğlunu, Ali, İsmail ve İbrahim’i ve dul kalan karısı Marta’yı (Alem Şah) bir kaleye kapatmıştır. Öldürülmeme nedenleri arada kan bağı olmasıdır. Ancak Yakup’un ölümü üzerine çıkan saltanat kavgasında Akkoyunlu prenslerinden Rüstem Bey iç karışıklıklar ve savaşlar sonunda bir oldu – bittiyle tahta geçirildi. Ancak durumu hâlen sağlam değildir. Şeyh Haydar’ın üç oğlunu, müritlerinin askerî gücünden yararlanmak için 4,5 yıl sonra hapisten çıkarmıştır. Kardeşlerden Ali’den askeri yardım isteyen Rüstem, onun kuvvetleriyle muhalifi Baysungur’a karşı zafer kazanır ve tahtını sağlama alır. Bu yardım karşılığında Ali’nin tarikat liderliğini onayladı ve onuruna Tebriz’de kutlamalar yaptırdı. Erdebil’in yönetimini de Sultan Ali’ye vermiştir. Her gün yüzlerce müridin Erdebil’e akması ve hediyeler getirmesi Sultan Ali’nin hem gücünü, hem de kaynaklarını büyük ölçüde genişletiyordu. Gidişattan ürken Sultan Rüstem onu Tebriz’e çağırarak müritlerinle bağını kesmek istedi. Bir süre sonra da Sultan Ali talimatla Tebriz’de 1493 yılında öldürüldü. Tarikat müritleri diğer iki kardeşi kaçırır Erdebil’de saklarlar. Ancak Sultan Rüstem çocukları ısrarla aramaya devam ettiğinden dağlık Gilan bölgesine çekilirler. Yetişkinliğinde Safevi Devleti’ni kuracak olan Şah İsmail bu sırada altı yaşındadır. Erdebil Tarikatı’nın tüm geleceği, Türkmenlerin büyük kayıplarla yıllarca süren savaşımlarının sonucu artık bu altı yaşındaki oğlana bağlıdır. Türkmen ileri gelenleri oğlanı koruyup, askeri ve siyasi bir önder olmaya hazırlamakla uğraşmışlardır. Çevresindeki ordunun esas kitle tabanı Azerbaycan’da Moğol tahakkümü altında bunalan ve Anadolu’da Osmanlı baskısı altında rahatsız yaşayan Türkmen kitleleri oluşturmaktadır.
Sultan Rüstem bir süre İsmail ve yanındakileri izledi, sığındıkları bölgelerin hakimlerine yazarak iadelerini sağlamaya çalıştı. Fakat kısa süren bu çabalar, Akkoyunlu tahtı için çıkan çekişmeler yüzünden sürdürülemedi.
İsmail, 1499 yılında Gilan’dan ayrılır, o kışı Hazar kıyısındaki ’da geçirir. Müritlerine kardan inşa ettirdiği bir kaleyi ele geçirme talimleri yaptırır. Ardından tüm Anadolu’daki mürit topluluklarına, Erzurum’da toplanmaları için haberciler gönderilmiştir. Sivas, Amasya ve Tokat bölgelerinden çoğu yerleşik Ustaculu, Şamlu ve Rumlu, Antalya bölgesinden Tekelü, Karaman bölgesinden Turgutlu, Tarsus civarından Varsak Türkmenleri gruplar halinde Erzurum’a akmıştır.
Erdebil Tarikatı bunca savaşımdan sonra artık köklü bir mücadele geleneğini, ideolojisini kazanmış bir harekettir. Artık sadece ya da ağırlıklı olarak bir tarikat liderinin çekip çevirdiği bir hareket değil, geniş Türkmen kitlelerinin sağlamca benimsedikleri bir ideal olmuştur. Bu iç koşulların yanında dış koşullar da bir devlet oluşumu için olgunlaşmıştır. Artık Erdebil Tekkesi’nin son zamanlarıdır, bundan sonra Safevi Devleti’nin tarihi başlayacaktır.
Erzurum’da yedi bin Türkmen savaşçının katıldığı belirtilmektedir. Erzurum’a doğru yola çıkıldığında yanında 1500 kadar savaşçı vardı. İlk olarak Şirvanşah’lar üzerine yürüme kararı alınır. Başkent Şamahi yakınlarındaki Gülüstan Kalesi yakınlarında Şirvanşah hükümdarı Ferruh Yesar’ın ordusuyla 1500 yılı sonlarında yapılan savaşta Ferruh Yesar öldürülünce başkent teslim olmuştur. Kış ’da geçirildikten sonra Bakü’nün Şeyh İsmail’e boyun eğmediği ve dolayısıyla vergi vermeyeceği haberi gelmiştir. Bakü, hem Şirvanşahlar Devleti’nin en önemli ticaret merkezidir, hem de Şirvanşah sarayı buradadır. Bunun üzerine Şeyh İsmail orduyla birlikte 1501 baharında Bakü üzerine yürümüştür. Uzun süre kuşatılan kente yapılan saldırılar üzerine şehir teslim olmuştur. Daha sonra Akkoyunlu sultanı Elvend’in 30 bin kişilik bir orduyla bölgeye doğru geldiği öğrenildi. Şeyh İsmail ve 7 bin askeri, Elvend’in ordusuyla Nahcivan’ın Şerur düzlüğünde cenge tutuşmuş, Akkoyunlu ordusunu yenilgiye uğratmıştır. Tebriz’e ilerleyen Şeyh İsmail burada kendisini şah ilan etmiştir.
Tarikatın askerileşmesi ve siyasal hedefe yönelmesi
Şeyh Safiyüddin’in seyyid olduğu iddiası, soylarının Musa el-Kâzım üzerinden Ali bin Ebû Tâlib’e dayandırılması, bu durumda aynı zamanda Şii mezhebine dayandırılması iddiası ilk olarak oğlu Şeyh Sadreddin Musa tarafından ortaya atılmıştır, babasının böyle bir iddiası olmadığı bilinmektedir. Seyyidlik iddiasının halk arasında yayılmasında Şeyh Sadreddin birinci derecede etkili olmuştur. Bu iddianın arkasında siyasi amaca yönelmek olduğu ileri sürülmektedir. Sadece mürit sayısını artırmak, dolayısıyla bağışlar ve zekatlarla gelen maddi kaynakları büyütmek için de ileri sürülmüş olabilir. Nitekim seyyidlik meselesinin müritlerce çok kuvvetli ve taassuba varan bir şekilde sahiplenildiği, hatta II. Beyazıd’ın buna hürmeten tarikata yardımlarda bulunduğu görülmektedir. Şeyh Safiyüddin’nin seyyid olduğunu ileri süren tarihçiler, ki çoğu Safevi tarihçileridir, bir kısmı da Şii olduğunu ileri sürmüşlerdir. Görünüşe göre seyyid ve Şii olma iddiaları Safevi propagandası çizgisinde daha sonra eklenmiştir. Diğer yandan tek bir kaynağa dayanarak yorum getiren yazarlar da Şiiliği vurgulamıştır. Örneğin Abdülbaki Gölpınarlı Topkapı Sarayı’ndaki 3099 sayılı belgeye dayanarak bu görüşü dile getirmiştir. Ama zaten bunu bir olasılık olarak belirtmektedir.
Hâce Ali’nin şeyhlik döneminde tarikatta Şii inanç ögelerinden belirmeye başladığı görülmektedir. Çok net olmamakla birlikte daha çok Şii eğilimler görüldüğü belirtilir. Sünnilikten Şiiliğe geçiş konusunda çok net bilgiler olmadığından bu durum daha çok yorumlar halindedir. Ardından gelen Şeyh Cüneyd döneminin hemen başlarında açık Şii bir çizgi görülmektedir. Oniki dilimli kızıl külah giyme uygulaması ise halefi Şeyh Haydar döneminde başlamış, artık “Haydari Sarık” olarak bilinmiştir. Osmanlı kaynaklarında bu sarığı taşıyanlara “Kızılbaş” denile gelmiştir. Şeyh Haydar’ın müritlerine benimsettiği bu giyim ögesi, Erdebil Tarikatı’na bağlı, çoğu Türkmen olan unsurlar arasında bir bütünleşme, ortak ideolojik / siyasi hedeflere yönelme birlikteliği sağlamış, bir simge oluşturmuştur. Bu başlıkla tarikat kendine özgülük bularak diğer her şeyden farklılaşmış, ayırt edilirlik sağlamıştır. Teşkilatı daha bütünlük gösteren sıkı bir organizasyona sahip kılmıştır.
Bu kırmızı börk giymek, geleneksel İslam yazarlarından bazıları tarafından, Safeviliği halk gözünde sapkın (heretik) bir akım olarak göstermek için türlü şekillerde yorumlanmış, birçok aşağılayıcı sıfatla birlikte kullanılmıştır. Bu olumsuz, aşağılayıcı ifadelerin yerleşmesi nedeniyle 19. Yüzyıl sonlarına doğru Kızılbaşlık yerine Alevilik, örtücü “şemsiye” bir kavram kullanılmaya başlanmıştır. Ancak Şeyh Safiyüddin’nin sekizinci kuşaktan dedesinin Firuz Şah’ın Zerrin Külah lakabıyla bilindiği anlaşılmaktadır. Zerrin Külah, Farsça kızıl külah anlamındadır. Pekala böyle bir bağlantı da olabilir.Faruk Sümer, 13. ve 14. Yüzyılda Anadolu’da Türkmen unsurların kızıl börk giydiklerinin kesin olarak bilindiğini yazmaktadır.
Tarikat şeyhlerinin hangisinin tarikat için siyasal bir hedef, yani siyasi erk elde etme amacı güder olduklarını belirlemek oldukça güçtür. Müritlerin silahlandırılması, dışarıdan askeri bir tehdit olmadığına göre, doğrudan doğruya askerî güç üretmeye yöneliktir ve bunun da amacı siyasal bir erk oluşturmak olmalıdır. Nitekim Şeyh Cüneyd sultan olarak söylenmeye başlamıştır. Sonuç olarak dini bir yaklaşıma dayanarak siyasallaşan Erdebil Tarikatı’nın bir devlet olarak ortaya çıkmasında esas momenti sağlayan Anadolu’dan göç eden Türkmen unsurlar olmuştur. Bu Türkmen oymakları tarikat şefinin yanında kuşaklar süren bir savaşımın ardından, üç şeyh bu savaşımda hayatlarını kaybetse de Safevi Devleti’ni ortaya çıkaran kitle olmuşlardır. Yazarı belli olmayan “Tarih-i Kızılbaşan” adlı eser, bu Türkmen boylarını “Sağ Cenah” ve “Sol Cenah” olarak ikiye ayırmaktadır. Sağ Cenah, Şamlu, Rumlu, Ağaçeri, Bayramlu, Ekremi, Ördeklu, Karacarlu, Akkoyunlu, Bayundur, Musullu, Pornak, Şeyhavend, Çepni, Bayat ve Bozçalu, Arapgirli, Hınıslı, Tekelu, Karakoyunlu, Alpaut, Baharlu, Cagirlu, Karamanlu, Saadlu, Hacılu, Bayburtlu, Varsak, Evoğlu, Karacadağlu, Kürt taifeleri, Lur taifeleri, Sol Cenah ise Uctaclu, Zulkadr, Afşar, Kacarlar boylarından oluşmaktadır.
Diğer yandan askerileşme ve siyasallaşma olmasa bile, tarikatın geniş bir coğrafi çevrede çok sayıda müride sahip olması, bu bölgedeki hükümdarlarda, tarikatın kitleler üzerindeki manevi otoritesinden yararlanma yönelimine neden olması kaçınılmazdı. Nitekim İlhanlı yüksek yönetiminin Erdebil Tarikatı’nı maddi yönden himaye etmeleri bunun başlangıcı olarak görülmelidir.
Tüm bunlardan hareketle, babadan oğula geçen, bu görünümüyle bir hanedanlık olarak kendini gösteren Safevi şeyhleri dizisi iki “kuşak” olarak değerlendirilebilir. Birinci kuşak Safeyüddin, Saadeddin, Hoca Ali ve İbrahim kuşağıdır. Bu şeyhler öznel olarak siyasi erk sahibi olmayı hesaplamış olsalar bile bir tarikatı yönetmişlerdir. İkinci kuşak şeyhler, Cüneyd, Haydar, Sultan Ali ve Şah İsmail ise, daha önce teşkil edilmiş olsa bile askerî gücü fiiliyatta kullanmış, çok açık bir biçimde belirli bir toprak üzerinde siyasi erk sahibi olmaya yönelmişlerdir.
Teşkilat yapısı
Tarikat liderleri bir iki istisna durumunda babadan oğula geçmektedir. Böylece tarikat lideri, Türklerde kullanılan ifadeyle “Pir”dir. Pirlik daima babadan oğula geçmektedir. Tarikat merkezi ile farklı bölgeler arasındaki örgütsel bağı “halife”ler yürütmektedir. Değişik bölgelerdeki tarikata bağlı grupların bölgesel liderleri, Şeyh’in o bölgedeki temsilcileriydiler ve genellikle bu gruplar içinden seçilmişlerdir. İnsanlara hitap etmeyi iyi bilen, ikna ve ajitasyon yeteneği olan bu kimseler bir süre tarikat merkezinde bulunarak tarikatın usul ve erkanını öğrenir, daha sonra aldıkları talimatlarla memleketlerine dönerlerdir. Bu teşkilatlanma tarzıyla, halifeler vasıtasıyla tarikat yayıldığı tüm bölgelerdeki, özellikle yaygın bir mürit topluluğu olan Anadolu’da, tüm müritleri homojen büyük ve sağlam bir grup haline getirebildiler. Bu sayede “yezid düzeni” olarak tanımladıkları Osmanlı’ya karşı tek vücud olarak durabildiler.
Anadolu’daki propaganda faaliyetleri, Osmanlı yönetimi tarafından yerleşik yaşama geçmeye zorlanan konar-göçer Türkmen boyları içinde son derece etkili olmuştur. Tahrir defterlerine kaydedilerek düzenli vergi ödemek zorunda bırakılan, vergilendirilen toprakların genişletilmesiyle artık yaylak ve kışlakları için bir tımar sahibine yaylak ve kışlak resmleri ödemesi gereken, yaylak ve kışlak alanlarının Osmanlı otoritesince sınırlandırılması, devlete karşı vergi ve benzeri yükümlülüklerini ödemek için kale ve köprü inşaasında çalıştırılmaları, yine bunun için Osmanlı ordusuna savaş malzemesi yapmakla yükümlü tutulmaları, boyları uzak bölgelere dağıtarak bölmek için techir uygulamaları, Türkmenler ile devlet yönetimi arasında kesintisiz bir husumetin doğmasına yol açmıştı. Kısacası her durumda Osmanlı yönetimi, vergi ödemek zorunda olan yerleşik toplulukları konar-göçer Türkmen karşısında kayırıyor, çeşitli uygulamalarla Türkmenleri de yerleşik yaşama geçirmek için zorluyordu. Özgürlüklerini yitirmek istemeyen Türkmen’in, Erdebil dailerinin (şeyhlerin halifeleri) propagandalarından etkilenmemesi mümkün değildi.
İlhanlı Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu ile İyi İlişkiler
Daha Şeyh Safiyüddin İshak döneminde tarikat İlhanlı yönetiminin desteğini sağlamıştır. Gazan Han, Ebu Said Bahadır Han, karısı Bağdat Hatun, Olcaytu Han’ın emirlerinden Emir Hüseyin ve oğlu vezir Reşîdüddîn Fazlullah-ı Hemedânî ile pek çok İlhanlı yöneticisi tarikata intisap etmiştir. Ancak bu “intisap” etmenin göstermelik bir tutum olduğu anlaşılmaktadır. , İlhanlı yöneticilerinin kasıtlı olarak Şeyh’in seyitlik iddiasını desteklediklerini, bunun karşılığında Tarikat’ın da halkın Moğol hükümranlığına karşı gelmemeleri için telkinde bulunduğunu yazmaktadır. Oysa aynı tarihçi Erdebil Tarikatı liderlerinin seyit olmadıklarını belirtir. Şeyh Safiyüddin, yine de bu beklentiyi karşılamış görünmektedir, Gilan, Urmiye, Ermenistan, Şiraz, Tebriz, Zencan ve hac için Hicaz’a yaptığı yolculuk yapmıştır. Diğer yandan çoğu işsiz ve boş gezen binlerce müridi Moğol istilasına karşı çıkmayı dinen haram sayıp telkinlerde bulunmuşlardır. Gerçekte Şeyh Safiyüddin için Moğol yanlısı bu politika yeni sayılmaz. Erdebil’de kenti tekkesini kurmadan önce Gilan’da Moğol himayesindeki Şeyh Zahid Gilani’nin öğrencisiydi. Gilani, Moğol’un maddi desteği karşılığında Türkler ve İranlılar arasında Moğol hakimiyetinin zorunluluğunu telkin etmekteydi. Şeyhinin takdirini kazanan Şeyh Safiyüddin, Gilani’nin kızıyla evlenmiş, Şeyhinin ölümü üzerine Erdebil’e gelerek Gilani’den öğrendiklerini kendi müritlerine telkin etmiştir.
Tarikatın bu hizmetleri karşısında İlhanlı yönetimi de cömert davranmıştır. Günümüze ulaşan bir belgede tarikata 1,5 ton buğday, 30 ton pirinç, 1,6 ton yağ, 3,2 ton bal, 400 kg. mısır, 30 dana, 130 koyun, 190 kaz, 600 tavuk, 30 kın gülsuyu ve 10 bin dinar para bağışlandığı belirtilmektedir. Bu tür bağışlar binlerce işsiz genci beslemeye harcanmış görünmektedir.
Şeyh Safiyüddin’nin tarikatı onun döneminde dahi Azerbaycan içinde kalmamış, İran, Irak, Suriye ve Anadolu’ya kadar uzanan bir yayılma alanına ulaşmıştır. Bu dönemdeki herhangi bir üç aylık arada çok uzak bölgelerden tekkeye ziyarete gelenlerin üç bin kişiyi bulduğu yazılmıştır. Dördüncü şeyh Şeyh İbrahim döneminde Osmanlı Sarayı’na kadar ünü ulaşmış, dönemin padişahlarınca tekkeye her yıl yardım olarak “çerağ akçesi” gönderilir olmuştur.
Askeri gücü oluşturan belli başlı Türkmen boyları
Safevi Tarikatı’nın askerî gücünü oluşturan Türkmen unsurların çok büyük bir kısmı Anadolu’dan giden Türkmen boylarının beyleri ve onların savaşçılarıdır. Bu oluşuma katılan en büyük boy , , , Şamlular, Varsaklar ve Çepniler’dir.
Şîʿa’nın İran’da resmî devlet mezhebi haline dönüşmesi
On dördüncü asırda, “Ali bin Şehâb’ed-Dîn-i Hemdânî” ve “Lûtf’ûl-Lâh Nişaburî” ile Hurûfîliğin kurucusu olan “Fadl’ûl-Lâh Ester-Âbâdî” Anadolu’da Anadolu’da Râfızîliğin yayılmasında en etkin rolü oynayan şahsiyetlerin başında gelmektelerdi. Sünnî Timur Hükûmeti’nin varisi olan “Şâh-Rûh” uygulamaya koyduğu en şiddetli tedbirlere rağmen bu cereyanın önünü almakta bir başarı sağlayamıyordu. Sonunda, H. 857 / M. 1453 yılında İran’daki dînî hâkimiyet bilûmum “Şîʿa” mezheplerinin üstünlüğü altına girdi. Safev’î Tarikâtı pîri ve ayni zamanda Şeyh Hâmid Hâmid’ûd-Dîn-i Aksarayî’nin de mürşidi olan Hoca Âlâ’ed-Dîn-i Âli’nin devrinde Bâtınîlik Safev’î tarikâtının bünyesine girdi. Bunun oğlu olan “Şeyh Şâh” namıyla ünlenen “Şeyh İbrahim” zamanında ise Safevi Tarikatı’nın mâli yapısı epey güçlenmişti. Şiî Karakoyunlu hükümdarı Cihan Şah’ın tehditleri neticesinde İbrahim’in oğlu Şeyh Cüneyd devrinde Karakoyunlular’ın himâyesi altına giren tarikât, bu yönetimin idaresi altında iken Şîʿa’nın “İmâmiye-i İsnâ‘aşer’îyye/Onikicilik” mezhebini resmen kabul etmek zorunda kaldı. Özellikle Keyumers’in girişimleri neticesinde Rüstemvârlar’ın hâkimiyetleri altında bulunan bölgelerde Şiîlik tam anlamıyla resmîyet kazandı.
Notlar
- ^ Bir günümüz kaynağında ise Uzun Hasan’ın sarayında çok büyük saygıyla karşılandığı, onuruna bir ziyafet düzenlendiği belirtilmektedir. S. Ahmadov, Sh.: 63
Kaynakça
- ^ Uğur, Ahmet (1989). Yavuz Sultan Selim. Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü. s. 45. 4 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Temmuz 2009.
Bu hanedan adını Safavi tarikatı reisi Şeyh Safiyüddin İshak’dan almaktadır.
- ^ Bartold
- ^ S. Ahmadov, Sh.: 55, 56
- ^ Sayın Dalkıran, İran Safevi Devleti’nin Kuruluşuna Şii İnançların Etkisi ve Osmanlı’nın İran’a Bakışı, Sh.: 53
- ^ . 19 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2017.
- ^ Yılmaz Karadeniz, Safevi Devleti’nin Kuruluşu Meselesi: Kızılbaşların Ortaya Çıkışı, Sh.:
- ^ F. Sarıcaoğlu, Sh.: 139
- ^ a b Safevi Devleti’nin Kuruluş Meselesi: Kızılbaşların Ortaya Çıkışı, Sh.: 59, 60
- ^ Teber, Sh.: 48, 49
- ^ Mustafa Akkuş, İlhanlıların Anadolu’daki Dini Siyasetleri, Sh.: 46
- ^ Ömer Faruk Teber, XVI. Yüzyılda Kızılbaşlık Farklılaşması], Sh.: 51
- ^ Aliyev S. Muhammedoğlu, Diyanet İslam Ansiklopedisi - Erdebil Sufileri maddesi]
- ^ a b Safevi Devleti’nin Kuruluşu Meselesi: Kızılbaşların Ortaya Çıkışı Sh.: 63
- ^ Walter HİNZ, Uzun Hasan Ve Şeyh Cüneyd, XV. Yüzyılda İran’ın Millî Bir Devlet Haline Yükselişi, TTK yay., s. 7
- ^ Teber, Sh.: 52, 53
- ^ a b c Teber, Sh.: 60
- ^ Ayşe Atıcı Arayacan, Karakoyunlu Sultanı Cihân Şah’ın Şeyh Cüneyd’e Karşı Aldığı Önlemler 29 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ a b S. Dalkıran, Sh.: 59
- ^ a b F. Sarıcaoğlu, Sh.: 141
- ^ S. Ahmadov, Sh.: 57
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;na1
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ a b c Douglas E. Streusand, Ateşli Silahlar Çağında İslam İmparatorlukları: Osmanlılar, Safeviler, Babürlüler, Sh.: 148
- ^ Sıtkı Uluerler, Sh.: 23
- ^ S. Ahmadov, Sh.: 59, 60
- ^ a b Faruk Söylemez, Anadolu’da Sahte Şeyh İsmail İsyanı 14 Şubat 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 74
- ^ Bilal Dedeyev, Safevi Devleti ve Osmanlı Devleti İlişkileri 17 Mayıs 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 207, 208
- ^ Rustam Shukurov, Şeyh Cüneyd Safevi'nin Trabzon Seferi, Sh.: 149
- ^ a b S. Ahmadov, Sh.: 58
- ^ Yusuf Küçükdağ, Bilal Dedeyev, Safevilerin Nesebine Farklı Bir Bakış 31 Temmuz 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 420
- ^ Teber, Sh.: 61
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;dlk60
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ a b Doğan Avcıoğlu, Türklerin Tarihi Beşinci Kitap, Sh.: 2202, 2203
- ^ Teber, Sh.: 62 ve dipnot
- ^ Kenan İnan, Trabzon’un Osmanlılar Tarafından Fethi 24 Ağustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 73
- ^ Teber, Sh.: 62, 63
- ^ a b Teber, Sh.: 63
- ^ D. Avcıoğlu, Sh.: 2203
- ^ a b c d e f D. Avcıoğlu, Sh.: 2205, 2206
- ^ S. Ahmadov, Sh.: 63
- ^ a b S. Ahmadov, Sh.: 61
- ^ Ayşe Atıcı Arayacan, Sh.: 76
- ^ Teber, Sh.: 64, 68
- ^ S. Ahmadov, Sh.: 62
- ^ a b S. Ahmadov, 75
- ^ a b Akkoyunlular Karakoyunlular Safeviler 27 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 48, 49
- ^ Faruk Söylemez, Sh.: 73, 74
- ^ Teber, Sh.: 66, 67
- ^ a b c d e D. Avcıoğlu, Sh.: 2208
- ^ a b c d e f F. Sarıcaoğlu, Sh.: 142
- ^ Teber, Sh.: 67
- ^ a b c F. Sarıcaoğlu, Sh.: 48
- ^ Teber, 59
- ^ S. Dalkıran, Sh.: 62
- ^ Bilal Dedeyev, Sosyo-Kültürel İlişkiler Bağlamında 15. Yüzyıl-16. Yüzyılın İlk Çeyreğinde Anadolu’dan Azerbaycan’a Türkmen Göçleri 19 Şubat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 111
- ^ Bedri Sarıca, Evliya Çelebi’ye Göre Van Gölü Çevresinde Tükler ve Türkçe] Sh.: 138 / dipnot
- ^ a b S. Dalkıran, Sh.: 63
- ^ F. Sarıcaoğlu, Sh.: 49
- ^ F. Sarıcaoğlu, Sh.: 50
- ^ a b S. Ahmadov, Sh.: 72, 73
- ^ S. Ahmadov, Sh.: 76
- ^ D. Avcıoğlu, Sh.: 2208, 2209
- ^ S. Ahmadov, Sh.: 82, 83
- ^ Yılmaz Karadeniz’i, Safevi Tarikatı’nın Seyidliği ve Şiiliği Meselesi 20 Ağustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 17, 18 – 20, 21
- ^ Safevi Tarikatı’nın Seyidliği ve Şiiliği Meselesi, Sh.: 19
- ^ a b S. Ahmadov, Sh.: 54
- ^ S. Ahmadov, Sh.: 56
- ^ a b Ahmet Uğur, Kemal Paşa-Zade ve Şah İsmail (Safaviler) 22 Şubat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Sh.: 13
- ^ Teber, Sh.: 55, 56
- ^ S. Ahmadov, Sh.: 64 - 70
- ^ Doğan Kaplan, Sh.: 10, 11, 12 dipnot
- ^ Doğan Kaplan, Sh.: 14
- ^ Doğan Kaplan, Buyrukkara Göre Kızılbaşlık Sh.: 10
- ^ Yılmaz Karadeniz, Safevi Devleti’nin Kuruluşu Meselesi: Kızılbaşların Ortaya Çıkışı Sh.: 63, 64
- ^ a b S. Ahmadov, Sh.: 72
- ^ Teber, Sh.: 56, 57
- ^ Teber, Sh.: 52 - dipnot
- ^ Shahı Ahmadov, Sh.: 52
- ^ . 22 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2017.
- ^ Teber, Sh.: 66
- ^ Teber, Sh.: 71 - 76
- ^ Mustafa Uyar, İlhanlı (İran Moğolları) Ordusunda Hiyerarşi: Askeri Yetkililer ve Nitelikleri 3 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 37
- ^ a b c Yılmaz Karadeniz,Safevi Devleti’nin Kuruluş Meselesi: Kızılbaşların Ortaya Çıkışı[] Sh.: 60
- ^ Yılmaz Karadeniz, Sh.: 55
- ^ a b Yılmaz Karadeniz, Sh.: 62
- ^ Sıtkı Uluerler, Osmanlı Safevi İlişkilerinin Başlangıcı Sürecinde Osmanlı’da Kızılbaş Algısı 22 Şubat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Sh.: 20, 21
- ^ F. Sarıcaoğlu, Sh.: 138
- ^ Ateşgede, Sayfa 346.
Kaynakça
- Sayın Dalkıran, İran Safevi Devleti'nin Kuruluşuna Şii İnançların Etkisi ve Osmanlı'nın İran'a Bakışı
- Ali Sinan Bilgili,
- Yılmaz Karadeniz’i,
- Shahı Ahmadov, Azerbaycan’da Şiilliğin Yayılma Süreci
- Douglas E. Streusand, Ateşli Silahlar Çağında İslam İmparatorlukları: Osmanlılar, Safeviler, Babürlüler
- Doğan Avcıoğlu, Türklerin Tarihi Beşinci Kitap
- Yılmaz Karadeniz, Safevi Devleti’nin Kuruluşu Meselesi: Kızılbaşların Ortaya Çıkışı
- Fikret Sarıcaoğlu, Akkoyunlular Karakoyunlular Safeviler 27 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Ömer Faruk Teber, Buyruqlara_Gore-Qizilbashliq_(Doghan_Kaplan)_(Konya_2008).pdf&usg=AFQjCNGxUciNrcaMq9sSDpZ4rwgHeD4x6Q&sig2=zvtZmwvvvCExZBfg3eShaQ XVI. Yüzyılda Kızılbaşlık Farklılaşması
Ayrıca bakınız
Safevî Hanedanı soyağacı
Pîrûz el-Kürdî es-Sencânî (Firuz Şah Zerrin Külah) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
I. Aleksios Komnenos | VIII. Mihail | Aved | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
I. Manuil Komnenos | II. Andronikos | Kutbeddin Muhammed | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
II. İoannis Komnenos | IX. Mihail | Selahaddin Raşid | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
II. Aleksios Komnenos | III. Andronikos 1297-1341 | Kutbeddin Ebu Bekir | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Basileios Komnenos Ölüm 1340 | İrini Paleologina Ölüm 1341 | Zahid Gilani | Emin el-Din Cebrail | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
V. Bagrat ö. 1393 | III. Aleksios Komnenos | Theodora Kantakuzini | Bibi Fatıma | Şeyh Safiyüddin İshak Erdebili 1252-1334 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
I. Konstantin (Gürcü Kralı) 1369-1412 veya 13 | I. Alexandr İmeretili | III. Manuil Komnenos 1364-1417 | Şeyh Sadreddin Musa | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
I. Aleksandr (Gürcü Kralı) 1386-1446 | Prenses Tamar İmeretili Ölüm 1455 | IV. Aleksios Komnenos 1382-1429 | Kara Yülük Osman Bey | Hoca Alâ ed-Dîn Ali | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Gürcistan Prensesi Bagrationi (Bagrationi Hanedanından) 1415-1463 | IV. İoannis Komnenos 1403-1459 | Ali Bey | Şeyh İbrahim | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Aleksios 1455-1463 | Teodora Megale Komnini (Despina Hatun) | Hasan (Akkoyunlu) 1423-1478 | Hatice Hatun | Cüneyd-i Safevî | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Chatrina (Alemşah Halime Begüm) | Şeyh Haydar | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Sultan Ali 1488 - 1494 & I. İsmail Temmuz 17 1487-Mayıs 23 1524 Hükümdârlık Müddeti: 1502-1524 | İbrahim | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
I. Tahmasb 22 Şubat 1514-14 Mayıs 1576 Hükümdârlık Müddeti: 1524-1576 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
II. İsmail 1537-1577 Hükümdârlık Müddeti: 1576-1577 | Muhammed Hüdabende 1532-1595 Hükümdârlık Müddeti: 1577-1587 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
I. Abbas Ocak 27 1571-Ocak 19 1629 Hükümdârlık Müddeti: 1587-1629 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Safi Mirza Doğum. 1587 Ölüm 1615 Taht varisi 1587-1615 | Imam Kulu Mirza Taht varisi 1627 Ölümü 1627 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
1611- 12 Mayıs 1624 R. 1629-1642 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
II. Abbas 31 Aralık 1632-25 Ekim 1666 Hükümdârlık Müddeti: 1642-1666 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
I. Süleyman (Şah II. Safi) 1659-Temmuz 29 1694 Hükümdârlık Müddeti: 1666-1694 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
I. Hüseyin 1669-Nisan 25 1726 Hükümdârlık Müddeti: 1694-1722 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
II. Süleyman Hükümdârlık Müddeti: 1749-1759 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
II. Tahmasb 1704 - 1740 Hükümdârlık Müddeti: 1729-1732 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
III. Abbas ? - 1740 Hükümdârlık Müddeti: 7 Eylûl 1732 - 1736 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Safev’î Tarikatı'nın Şiîlik mezhepleri arasındaki konumu
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Safevi Tarikati daha az yaygin olarak Erdebil Tarikati ender olarak Safevilik Safiyuddin Erdebili tarafindan Erdebil kentinde kurulmus bir sufi tarikattir Erdebil Hazar Denizi nin guney bati kiyisinda gunumuzde Iran in kuzey bati bolgesinde yer alan bir kenttir Doneminde Anadolu nun Dogu Anadolu Bolgesi Guneydogu Anadolu Bolgesi Iran Azerbaycani ve Guney Kafkasya Dogu Akdeniz Bolgesi ve Iran da oldukca kalabalik murit topluluguna ve buyuk bir siyasi oneme sahip olan bu Islami tarikatdir 16 yuzyilin basinda kurmus oldugu ve tarihte ilk kez Sii Onikiciligini resmi mezhep olarak kabullenmis olan Safevi Devleti ile taninmistir Safeviler adini dergahin ve tarikatin kurucusu Seyh Safiyuddin Ishak i Erdebili den alir Tarikat liderligi bir istisna disinda babadan ogula gecmistir Besinci seyh Cuneyd e kadar Sunni bir tarikat olmasina karsin Seyh Cuneyd keskin bir donusle net bir bicimde Sii itikadini savunmus dahasi muritlerini silahlandirmistir Cuneyd in amcasinin ve donemin Karakoyunlu sultani Cihan Sah in mudahalesiyle tarikatin liderligini amcasi Cafer e birakarak Erdebil den ayrilmak zorunda kalmis bir kisim maiyetiyle birlikte Anadolu ya gelmistir Anadolu da degisik yerlerde genis ve silahli Turkmen zumrelerini etrafinda toplamayi basarmis ancak bir toprak parcasi uzerinde hukum surmek seklindeki esas amacina ulasamamistir Sonunda Diyarbakir da Akkoyunlu sultani Uzun Hasan la askeri bir ittifak kurmus Uzun Hasan in kiz kardesiyle evlenmistir Bir sure sonra dondugu Erdebil de yine tutunamayip silahli muritleriyle Kafkasya uzerine yagma talan gaza seferlerine cikmis buradaki bir catismada oldurulmustur Uzun Hasan sarayinda yasamakta olan Cuneyd in oglu ve kendi yegeni olan Haydar i Erdebil Dergahi nin basina gecirmistir Ne var ki bir sonraki Akkoyunlu sultani Yakup tarikatin cok genis murit topluluguyla para militer yapisindan endise duymus ve giderek tarikati ezmeyi amac edinmistir Seyh Haydar babasi gibi Kafkasya uzerine yaptigi bir gaza akini sirasinda Sirvansahlar ulkesine saldirmis Sirvansah ve Akkoyunlu ordusuyla giristigi catismada olmustur Uc oglu Sultan Yakup tarafindan hapsedilmis onun olumunden sonra cikan saltanat mucadelesinde sehzade Rustem tarafindan tarikatin askeri gucunden yararlanmak icin hapisten cikarilmislardir Kardeslerden Seyh Ali Rustem in tahta gecisinde onemli rol oynasa da Rustem tarafindan oldurtuldu Turkmen boy sefleri cocuk yastaki Ismail i kacirarak gizlediler ve delikanlilik caginda onun emrinde Sirvansahlar i ve ardindan Akkoyunlular i savasarak tarih sahnesinden sildiler Seyh Ismail Ordusuyla birlikte Tebriz e gelerek adina hutbe okuttu ve Safevi Devleti ni kurdu Kisa sure icindeki istilalarla devleti bir imparatorluk haline getirdi SeyhlerSeyh Safiyuddin Seyh Safiyuddin Ishak in etnik kokeni konusunda farkli gorusler halen gundemdedir Kimi kaynaklarda Kurt oldugu ama bir kisim kaynakta ise Turk asilli oldugu belirtilmistir Cagdas dogubilimcilerden ve Orta Asya Iran Islam tarihi uzerine calismalariyla iyi bilinen Vasil Bartold Turk asilli oldugunu yazmaktadir Diger yandan Ahmed Kesrevi ve Zeki Velidi Togan Kurt oldugunu belirtmislerdir Gunumuz tarihcisi Faruk Sumer de bu gorustedir Seyh Safiyuddin nin biyografisini kaleme almis olan Ibn Bezzaz Seyh Safiyuddin nin Farslasmis bir Kurt asilli olan Firuz Sah in sekizinci kusak torunu oldugunu yazmaktadir Ona gore Seyh in babasi Kurt annesi Azeridir Kucuk yasta babasini kaybettigi soylenir Genc yasta Erdebil den ayrilarak bir mursit arayan Safiyuddin Gilan da na bagli Seyh Zahid Gilani dergahina 25 yasindayken katilmis kisa surede seyhinin gozde ogrencisi olmustur Bir sure sonra Seyh in kiziyla evlenmis Gilani nin olumu uzerine onun vasiyetiyle dergahin basina gecmistir Kisa sure sonra Erdebil e donmus kendi dergahini kurmustur Genis murit cevresinin onun kerametlerini ve ruyalarini abartarak anlatmasiyla genis bir murit toplulugu kazanmistir Bu tarihlerde genis bir cografyada taninmaktaydi ve iki bin kadar halifesi bulunmaktaydi Genis murit toplulugu Mogol yoneticilerinin de dikkatini cekmis istila ettikleri halklarin tepkilerini olabildigince yumusatmayi bir politika olarak Cengiz Han Yasalari geregi izleyen Mogol yoneticileri nezdinde buyuk itibar gormesini saglamistir Ozellikle Gazan Han in hukumranlik yillarinda 1295 1304 Ilhanli yuksek yonetiminden buyuk himaye gordugu ocagin vakiflari arasinda Azerbaycan da kirk koy Erdebil de yaklasik iki yuz ev yeteri kadar hamam ve kervansarayin yer aldigi belirtilmektedir Seyh Sadreddin Musa Seyh Safiyuddin 85 yasindayken hac yolculuguna cikmadan hemen once oglu Sadreddin Musa yi halife tayin etmis hac donusu yolculugunda olmustur Sadreddin Musa 1334 ya da 1335 yilinda tarikatin basina gecmistir Sadr ed Din Musa zamanindan itibaren Osmanli padisahlari her yil Erdebil e cerag akcesi adi altinda kiymetli hediyeler gondermeye baslamislardi Seyh Sadreddin seyitlik iddiasini getirmis ve israrla vurgulamistir Seyh Safiyuddin doneminde oldugu gibi Sadreddin Musa nin tarikat liderliginde cok uzak diyarlardan onu gormeye gelen binlerce kisi vardir Cin Hindistan ve Seylan dan bile gelenler oldugu ileri surulmektedir Uzak diyarlarda Seyh in halifeleri tarafindan kurulan zaviyeler Erdebil Dergahi ni genis bir cevrede tanitmaktadir Seyh Ibrahim Safev ilik inin liderligini 1429 1447 yillari arasinda Hoca Ala ad Din Ali nin oglu Seyh Ibrahim ustlenmistir Zamaninda tarikat cok guclenmis ve zenginlesmistir Onun da 1447 yilinda vefatinin ardindan Seyh Cuneyd tarikatin basina gecmistir Seyh Cuneyd Hace Ali nin oglu Ibrahim tarikat lideri olurken kardesi Cafer tarikat icinde onemli bir yere sahiptir Ibrahim in olumu ardindan onun oglu Cuneyd 1447 de tarikat liderligine gecince durumdan memnun olmadigi kendisini daha uygun buldugu belirtilmektedir Diger taraftan Seyh Cuneyd in muritlerinin silahlandirmaya baslamasi sonucu tarikata bagli silahli ve kalabalik bir murit toplulugunun ortaya cikmasi tarikat merkezinin adeta askeri bir ordugaha donusmesi Azerbaycan a hakim Karakoyunlu Devleti Sultani Sah Cihan i da tedirgin etmistir Tum bunlar Seyh Cuneyd in sultanlik arayisi icinde oldugunu gostermektedir Akkoyunlu tarihcisi Ibn i Ruzbihan bu durumu acik bir bicimde ifade eder Hirslari iktidar istegini dogurmustu tum ugrasi bir yerleri feth etmekti Tarikat uzerine asker gondermemekle birlikte Seyh Cuneyd e art arda uyari mektuplari yazmis daha sonra da Erdebil i almak ve genis bir katliam yapmakla tehdit etmistir Bu arada tarikat liderligine Seyh Cuneyd in amcasi Cafer in gecmesi icin onu tesvik etmistir Bu tutumda murit sayisi endise verecek derecede artan ve bunlari silahlandiran bir tarikat liderinden duyulan rahatsizligin yaninda Cafer le aradaki akrabalik iliskisi de etkili olmustur Cafer in oglu Sah Cihan in kiziyla evlidir Seyh Cuneyd in tarikati Siilestirmesine tepki gosteren sadece Sah Cihan degildir Cafer de tarikatin Sunni cizgide devam etmesinden yanaydi Cafer in Seyh Cuneyd deki Sii yonelise tarikati Sii bir tarikata donusturme kararliligina siddetle karsi ciktigi bunun sonucunda tarikat seyhliginden alindigi da ileri surulmektedir Diger yandan Seyh Cuneyd in Erdebil deyken Sii olup olmadiginin bilinmedigi Anadolu daki Turkmen kitleleri icinde Sii inanclar cercevesinde yapilacak bir propagandanin daha yuksek basari saglayacagini dusunerek Siilige yoneldigini ileri suren arastirmacilar da vardir Sonucta Seyh Cuneyd babasini olumuyle tarikat liderligine gecmesinden bir yil sonra 1448 yilinda Erdebil den ayrilmak zorunda birakilmistir Erdebil den surgun edilen Seyh Cuneyd buradan once Erbil e gitmis bolgenin onemli seyhlerinden sayilan Seyh Erbili nin kiziyla evlenmistir Ancak bir sure sonra davranislarina gosterilen tepkiler nedeniyle Erbil den ayrilmak zorunda kalmistir Buradan ayrilarak genis taraftar kitlesinin oldugu Anadolu ya gitmistir Anadolu ya gitmesi tarikatin kurucusu Seyh Safiyuddin doneminde bile Erdebil e Anadolu dan hatiri sayilir bir murit toplulugunun gelmesiyle ilgili olmalidir Hatta Seyh Safiyuddin nin Anadolu dan gelen Turkmenlere saygi gosterdigi Anadolu da muritleri bulundugu bunlar icinde en onemlisinin Seyh Abdurrahman Erzicani oldugu kaydedilmistir Sonraki seyhler zamaninda bu durum daha da gelisme gostermistir Seyh Cuneyd bu duruma dayanarak Anadolu da kendisine askeri bir maiyet olusturmustur Bu askeri maiyeti Ali nin soyundan geldigini soyleyerek buna hemen inanan genis kitlelerden saglamistir Seyh Cuneyd Anadolu ya gelince Osmanli Padisahi II Murat tan dirlik ister Padisah elci olarak gelen muritlere bin akce yolluk seyhlerine verilmek uzere iki yuz florin ya da duka gondermesine karsin Anadolu da yerlesmesine izin vermemistir Bu olay muhtemelen 1449 1450 civarinda meydana gelmistir Siyasi hedefi muhtemelen sir degildi Cagdas Akkoyunlu yazari Feyzullah Seyh Cuneyd ve oglu Seyh Haydar i dervislik kulahini hukumdarlik taci ile degistirmek istemekle suclamaktadir Zaten bir sure sonra II Mehmet doneminde 1451 1481 Erdebil Dergahi na gonderilen cerag akcesi gonderilmez olmustur Boylece Osmanli topraklarindan ayrilan Seyh Cuneyd Osmanli yla cok uzun zamandir catisma halinde olan Karamanoglu topraklarina Konya ya gitmistir Konya da ikametine izin verildi Bircok Karaman ili oymaklari Babai gelenegine yakindir Konya da bir Sunni tekkede agirlanir Fakat tekkenin seyhi bolgede onemli bir din buyugu olarak gorulen Seyh Abdullatif bu inancla sen kafir oldun diyerek elestirmis Karaman Beyi Ibrahim Bey e rapor eder Muradi sofuluk degildir seriat bozup kendi beylik ister demektedir Durumunun tehlikede oldugunu gore Seyh Cuneyd Toroslar daki Varsak Turkmenleri ne siginmistir Ancak Konya dan yakalanma emri gelince bir kisim Varsak Turkmeni ile birlikte yine kacar Iskenderun Korfezi ne bakan daglarda Haclilar dan kalma bir yikik bir kaleye yerlesip burayi karargah edinir Memluk hakimiyetindeki Suriye de Cebel i Arus hakiminden kiralamislardir Seyh Bedrettin in yandaslarinin bir kisminin da bu kaleye geldikleri tarikata katildiklari ileri surulmektedir Burada da bir sure sonra Suriye Irak ve Anadolu dan cok sayida insan gelip seyhe katilmaktaydi Anadolu dan Rafizi gruplardan gelenler cogunluktadir Ne var ki Memluklar ulkede Deccal cikti soylentileri uzerine asker gondermistir Memluk askerleriyle yapilan catismada Seyh Cuneyd yenilir yetmis adami oldurulur bunlarin 25 i Bedreddin ayaklanmalarina katilmis olan adamlardandir kalan cok az sayidaki adamlariyla birlikte kuzey yonunde cekilerek kurtulur Etrafa Beni isteyen kisi Canik te bulsun haberi salarak Canik e gider Taht kavgalari icindeki gucsuz Trabzon Rum Imparatorlugu uzerine gazaya cikmak icin cevre Turkmenleri arasindan asker toplar Yine de ancak birkac bin adam toplayabilir Yanindaki Turkmenler Toroslar dan Varsak Turkmenleri Canik dolaylarindan Cepni Turkmenleridir Muhtemelen hukumdarligini burada kurmayi amaclamaktadir Buralar Hristiyan topraklaridir bu yuzden cevredeki Musluman hukumdarlar duruma seyirci kalacaklardi Cihat sancagi acti ama ancak birkac bin adam toplayabildi Akcakale yi 1456 yilinda almis uzerine gonderilen bir askeri birligi bozmus ve Trabzon onlerine gelmistir Fakat gunler suren saldirilarda kente girmeyi henuz basaramamisti Bu gelisme uzerine Osmanli Rum Beylerbeyi Hizir Bey kuvvetlerinin geldigi haberi alininca Seyh Cuneyd cekilmek zorunda kalmistir Muhtemelen Umutlarini buyuk olcude kaybeden Seyh Cuneyd in yeni bir hedef belirlemek icin pek secenegi de kalmamistir Anadolu yu tekrar kuzey guney dogrultusunda gecip Diyarbakir a Akkoyunlu hukumdari Uzun Hasan a gitmis bulusma saglanincaya kadar dolaylarinda kalmistir Osmanli tarihcilerinden Asikpasazade ye gore once iyi karsilanmamistir Uzun Hasan a Cihan Sah gibi dusmanin var benim silahli 20 bin sufiye gucum yeter ben de sana yardimci olayim teklifinde bulunmustur Bu 20 bin rakaminin ne kadar bir abartma oldugu bilinmez ne var ki Uzun Hasan in gucu 5 6 bin suvariyi ancak buldugu dusunulurse Seyh Cuneyd in hatiri sayilir bir kuvveti oldugu varsayilmis olmalidir Uzun Hasan Seyh Cuneyd in kontrol edebilecegi askeri guc konusunda ikna olmus olmali ki kiz kardesi Hatice Begim ile evlendirmistir Bu evlilikte Uzun Hasan in bir amaci da Seyh Cuneyd i bu sayede kontrol altinda tutabilmek kendisine yonelik bir tehdit olusturmasini boylece engellemek olabilir Nitekim Akkoyunlu Devleti ni bitiren yine Safevi seyhleri olmustur Bu evlilik Seyh Cuneyd in bir devlet kurmak seklindeki amaci icin cok onemli bir atlama tasi saglamistir Artik guclu bir sultanin destegine sahiptir Ustelik bu akrabalik bagi Sunni Sii ittifaki olarak gorulebilmektedir Ilginctir ki tebaasi icinde onemli bir Sii nufus olan kendisi de Sii inanclara gucluce bagli olan Sah Cihan Seyh Cuneyd i tarikat liderliginden men edip surgune gonderirken kati Sunni olan Uzun Hasan onunla akrabalik bagiyla guclendirilmis bir ittifak kurmustur Seyh Cuneyd uc yil Uzun Hasan in sarayinda kalmis karisi henuz hamileyken silahli adamlariyla Erdebil e gitmistir Ancak Sah Cihan ve amcasi Seyh Cafer elbette onun Erdebil de bulunmasini tehlikeli goreceklerdir Ustelik artik Cihan Sah in bas rakibi Uzun Hasan in akrabalik iliskisiyle muttefikidir Dahasi Cihan Sah kendi topraklarinda para militer bir olusuma goz yumamazdi Cihan Sah in Erdebil e saldirmak icin asker topladigini ogrenen Seyh Cuneyd muritlerinin iasesini Erdebil disinda saglayabilmek icin Cerkez ve Gurcu topraklarina karsi bir yagma talan seferine Hristiyan topraklari olmasi bahanesiyle gaza demek adettendir cikmistir Fizik olarak cok begenilen Cerkez ve Gurcu kiz ve oglanlari o devirlerde de cok iyi para etmektedir Ancak bu sefer icin Sirvansahlar topraklarindan gecmesi gerekmektedir Sirvansah hukumdari Halilullah kendi topraklarinda boylesi bir askeri harekata goz yummak niyetinde degildi ancak Seyh Cuneyd in dini kimligi yuzunden tereddut etmistir Ne var ki Cihan Sah in tesvikiyle Seyh Cafer in yazdigi mektup Seyh Cuneyd in tarikatla ilintili olmadigini bir yalanci oldugunu belirten mektubu uzerine 20 bin kisilik bir orduyu harekete gecirdi Bu kuvvetlere Cihan Sah in gonderdigi 5 bin kisilik bir kuvvetle Taberseran Hakimi nin gonderdigi birlik de katilinca 30 bin kisilik bir ordu Seyh Cuneyd in 10 12 bin kisilik kuvvetinin yolunu kesecektir Seyh Cuneyd in Turkmenleri Gurcistan uzerine yaptigi bir gaza seferinden donerken bu ordunun saldirisina ugramislar Kafkas gecitlerini muharebe ederek gecmek zorunda kalmislardir Bu catismalarda Seyh Cuneyd 1460 yilinda oldurulur Muritleri vasiyeti uzerine Uzun Hasan in sarayina donup oglu Haydar i Seyhleri sayarlar ve Diyarbakir a donerler Esasen yetiskin bir oglu vardir Ama muhtemelen Uzun Hasan in destegine buyuk olcude bel bagladigindan onun yegenini halefi kilmistir Ferruh Yaser Seyh Hasan in olduruldugunu bir mektupla Osmanli Sultani II Beyazid a bildirmis bu mektuba verdigi cevapta Sultan memnuniyetini bildirerek Ferruh Yaser i kutlamistir Ayni sultan Seyh Haydar in olumunu bildiren Akkoyunlu sultani Yakub a cevap olan mektubunda Haydar taraftarlarini sapik bir guruh olarak tanimlamis ve onlara beddua etmistir Bir catisma sirasinda erken yasta olmesi bastan beri amaclari dogrultusunda surdurdugu kararli azimli mucadelesini Erdebil den surgun cikali 13 14 yil olmustur sonuca baglamasina belki de engel olmustu Ama yine de torunlarina uc miras biraktigi soylenebilir Birincisi resmi olarak tarikat postunda amcasi oturuyor olsa bile tarikatin liderligi acisindan Seyh Cuneyd cok daha fazla bir itibara ve guce sahiptir Ikincisi Anadolu daki faaliyetleri sonunda bir devlet kurmak bir yurt edinmek icin cok guclu idealler besleyen kalabalik bir savasci kitleyi etrafinda toplamistir Henuz ortada bir devlet yokken bile bir ordu vardir Torunu Sah Ismail bu olumune kararli Turkmen kitlenin kesin sonuclu destegiyle Safevi Devleti ni kuracaktir Ucuncusu guclu ve yetenekli bir sultanin kan bagiyla da percinlenmis destegine sahip olmustur Uzun Hasan in sagladigi dayanak zemini siyasal guclerinin bel kemigini olusturmaktadir Seyh Haydar Haydari sarik Sadabat Sarayi nda sergilenen Kizilbas Askeri mankeni Haydar in beklentisi kisa bir sure sonra gerceklesir genis topraklar uzerinde bir imparatorluk kurmus olan Uzun Hasan 1469 da Tebriz i alinca yegenini Erdebil Tarikati nin Seyhi olarak posta oturtmustur Ayni zamanda Trabzon Imparatoru IV Ioannis in kizi Despina Hatun un kizi Marta Alemsah Halime Begum ile evlendirmistir Seyh Haydar Erdebil deki tarikat cevresinde cok iyi karsilandi Emrinde guclu bir ordu vardi Akkoyunlu gibi buyuk bir devletin hanedaniyla akrabaydi Nitekim ordusuyla birlikte Akkoyunlu nun seferlerine de katilmistir Seyh Haydar artik Azerbaycan da kudretli bir seyhdir ama muritlerinin buyuk kitlesi Anadolu dadir Azerbaycan da ise sinirli sayida muridi vardir ile Karamanli ve Kacar Turkmen boylari Halifelerini Anadolu ya gondererek buradaki kitle tabanini genisletmeye baslar Muritleri silahlandirma cabasi Seyh Haydar doneminde hizlanmis gorunmektedir Muritlerine duzenli olarak askeri talimler yaptirmaktadir ok atmayi mizrak savurmayi kilic kullanmayi ogretiyordu Yeni silahlar aliniyor ya da tekkede yapiliyor depolaniyordu Seyh Haydar askeri uniforma duzenledi Savasci muridlerine Tac i Haydar Haydari Sarik Haydari Kulah adi verilen bir sarik sarigin yani sira entari giydirmistir Kalin keceden birer parmak kalinlikta seritlerden yapilan sariktaki her seritte Ehli Beyt den On Iki Imam in isimleri islenmistir Muritlerin bu sarigi gururla tasidiklari ve halk arasinda buyuk itibar gordukleri belirtilmektedir Osmanli ulkesinde Haydari Sarik a istinaden Safevi Tarikati yandaslarina Kizilbas adi verilmistir Tum harcamalar icin gerekli olan parasal kaynak Cerkez ulkesine yapilan akinlardan saglanan ganimetten saglanmaktadir Seyh Haydar in ilk seferi 1486 yilinda verimli gecer Kiz ve oglan esirler kole pazarlarinda iyi para getirmektedir muritlerce paylasilir Ganimetin bir kismi da Akkoyunlu Sultanina gonderilmektedir Ertesi yil bir yagma talan akini daha duzenlenmistir Akkoyunlu ya pay veriliyor olsa da Seyh Haydar in artan murit sayisi tedirginlikle izlenmektedir Cerkezler uzerine yaptigi yagma talan akinlariyla onemli kaynak saglamaktadir Ustelik cevre koylerden vergi almamasi cok genis bir cevrede buyuk bir sevgi kazanmasini saglayacagi gibi cevre devletlerde halk arasinda kendi yonetimlerine karsi huzursuzluk yaratacak bir bakima koylu ayaklanmalarini kiskirtacaktir Sultan Yakup tarafindan Tebriz e cagirilarak uyarildi Esasen hem Seyh Cuneyd in hem de Seyh Haydar in Cerkezler uzerine yaptigi seferler genis bir cevrede ozellikle Azerbaycan in Mugan Karabag ve bolgelerinde buyuk itibar saglamasina neden olmustur Artik Erdebil seyhleri dini birer lider olduklari kadar birer siyasi lider olarak da gorulmektedir Seyh Haydar 1488 de Sultan Yakup tan Cerkezler uzerine sefer yapmak icin izin sagladi ama asil amaci babasini olduren Sirvansahlar dan intikam almakti Bu yuzden Cerkezler uzerine gitmek yerine Sirvansahlar uzerine gitti Giderek guclenmesinden rahatsizlik duyan Sultan Yakup un eline bir firsat gecmistir Sirvansah Akkoyunlu dan yardim isteyince guclu bir ordu gonderildi Bu birlesik kuvvetler karsisinda Elbruz Dagi yakinlarindaki Tabersaran da 1488 de girisilen bir savasta Seyh Haydar okla vurularak oldurulmustur Bu sefer Seyh Haydar in Cerkezler uzerine yaptigi ucuncu seferdi Ilk iki sefer 1483 ve 1487 yillarindadir Her uc sefer de on bin kadar Turkmen savascisiyla yapilmistir Bunlarin cogunlugunun Karamanli ve Varsak Turkmenleri oldugu anlasilmaktadir Iki boy da daha once Osmanli nin zaman zaman catisma halinde oldugu boylardir Diger yandan 1486 yilinda Rum Mehmet Pasa kuvvetlerini yenilgiye ugratan Varsakli Uyuz Bey in ve Karamanli Tozlukoglu Rustem Bey in Seyh Haydar in komutanlarindan oldugu bilinmektedir Rum Mehmet Pasa Konya ve Karaman cevresinde uyguladigi katliamlar buyuk tepki cekmistir Seyh Haydar in Anadolu ya yonelen calismalarinin ne denli genis ve derin etkileri oldugu gosteren bir ornek ileride Osmanli yi cok ugrastiracak bir ayaklanmanin lideri olan Sah Kulu nun babasinin Seyh Haydar in halifelerinden Tekeli Hasan olmasidir Sultan Ali Mirza Safevi 1488 yilindan Uzun Hasan nin torunlarindan Akkoyunlu hukumdari Rustem 1493 1497 tarafindan olduruldugu tarih olan 1494 yilina kadar tarikatin onderligini Sah Ismail in agabeyi Sultan Ali Mirza Safevi ustlenmistir Daha sonra ise 1499 yilina kadar gizlenmek zorunda kalan Sah Ismail tarikatin basina gecmistir Sah Ismail Haydar in savascilari seyhlerinin olmesine karsin dagilma egilimde degillerdi Haydar in ogullari icinden yeni bir seyh cikacakti Bunun uzerine Akkoyunlu Sultani Yakup Haydar in uc oglunu Ali Ismail ve Ibrahim i ve dul kalan karisi Marta yi Alem Sah bir kaleye kapatmistir Oldurulmeme nedenleri arada kan bagi olmasidir Ancak Yakup un olumu uzerine cikan saltanat kavgasinda Akkoyunlu prenslerinden Rustem Bey ic karisikliklar ve savaslar sonunda bir oldu bittiyle tahta gecirildi Ancak durumu halen saglam degildir Seyh Haydar in uc oglunu muritlerinin askeri gucunden yararlanmak icin 4 5 yil sonra hapisten cikarmistir Kardeslerden Ali den askeri yardim isteyen Rustem onun kuvvetleriyle muhalifi Baysungur a karsi zafer kazanir ve tahtini saglama alir Bu yardim karsiliginda Ali nin tarikat liderligini onayladi ve onuruna Tebriz de kutlamalar yaptirdi Erdebil in yonetimini de Sultan Ali ye vermistir Her gun yuzlerce muridin Erdebil e akmasi ve hediyeler getirmesi Sultan Ali nin hem gucunu hem de kaynaklarini buyuk olcude genisletiyordu Gidisattan urken Sultan Rustem onu Tebriz e cagirarak muritlerinle bagini kesmek istedi Bir sure sonra da Sultan Ali talimatla Tebriz de 1493 yilinda olduruldu Tarikat muritleri diger iki kardesi kacirir Erdebil de saklarlar Ancak Sultan Rustem cocuklari israrla aramaya devam ettiginden daglik Gilan bolgesine cekilirler Yetiskinliginde Safevi Devleti ni kuracak olan Sah Ismail bu sirada alti yasindadir Erdebil Tarikati nin tum gelecegi Turkmenlerin buyuk kayiplarla yillarca suren savasimlarinin sonucu artik bu alti yasindaki oglana baglidir Turkmen ileri gelenleri oglani koruyup askeri ve siyasi bir onder olmaya hazirlamakla ugrasmislardir Cevresindeki ordunun esas kitle tabani Azerbaycan da Mogol tahakkumu altinda bunalan ve Anadolu da Osmanli baskisi altinda rahatsiz yasayan Turkmen kitleleri olusturmaktadir Sultan Rustem bir sure Ismail ve yanindakileri izledi sigindiklari bolgelerin hakimlerine yazarak iadelerini saglamaya calisti Fakat kisa suren bu cabalar Akkoyunlu tahti icin cikan cekismeler yuzunden surdurulemedi Ismail 1499 yilinda Gilan dan ayrilir o kisi Hazar kiyisindaki da gecirir Muritlerine kardan insa ettirdigi bir kaleyi ele gecirme talimleri yaptirir Ardindan tum Anadolu daki murit topluluklarina Erzurum da toplanmalari icin haberciler gonderilmistir Sivas Amasya ve Tokat bolgelerinden cogu yerlesik Ustaculu Samlu ve Rumlu Antalya bolgesinden Tekelu Karaman bolgesinden Turgutlu Tarsus civarindan Varsak Turkmenleri gruplar halinde Erzurum a akmistir Erdebil Tarikati bunca savasimdan sonra artik koklu bir mucadele gelenegini ideolojisini kazanmis bir harekettir Artik sadece ya da agirlikli olarak bir tarikat liderinin cekip cevirdigi bir hareket degil genis Turkmen kitlelerinin saglamca benimsedikleri bir ideal olmustur Bu ic kosullarin yaninda dis kosullar da bir devlet olusumu icin olgunlasmistir Artik Erdebil Tekkesi nin son zamanlaridir bundan sonra Safevi Devleti nin tarihi baslayacaktir Erzurum da yedi bin Turkmen savascinin katildigi belirtilmektedir Erzurum a dogru yola cikildiginda yaninda 1500 kadar savasci vardi Ilk olarak Sirvansah lar uzerine yurume karari alinir Baskent Samahi yakinlarindaki Gulustan Kalesi yakinlarinda Sirvansah hukumdari Ferruh Yesar in ordusuyla 1500 yili sonlarinda yapilan savasta Ferruh Yesar oldurulunce baskent teslim olmustur Kis da gecirildikten sonra Baku nun Seyh Ismail e boyun egmedigi ve dolayisiyla vergi vermeyecegi haberi gelmistir Baku hem Sirvansahlar Devleti nin en onemli ticaret merkezidir hem de Sirvansah sarayi buradadir Bunun uzerine Seyh Ismail orduyla birlikte 1501 baharinda Baku uzerine yurumustur Uzun sure kusatilan kente yapilan saldirilar uzerine sehir teslim olmustur Daha sonra Akkoyunlu sultani Elvend in 30 bin kisilik bir orduyla bolgeye dogru geldigi ogrenildi Seyh Ismail ve 7 bin askeri Elvend in ordusuyla Nahcivan in Serur duzlugunde cenge tutusmus Akkoyunlu ordusunu yenilgiye ugratmistir Tebriz e ilerleyen Seyh Ismail burada kendisini sah ilan etmistir Tarikatin askerilesmesi ve siyasal hedefe yonelmesiSeyh Safiyuddin in seyyid oldugu iddiasi soylarinin Musa el Kazim uzerinden Ali bin Ebu Talib e dayandirilmasi bu durumda ayni zamanda Sii mezhebine dayandirilmasi iddiasi ilk olarak oglu Seyh Sadreddin Musa tarafindan ortaya atilmistir babasinin boyle bir iddiasi olmadigi bilinmektedir Seyyidlik iddiasinin halk arasinda yayilmasinda Seyh Sadreddin birinci derecede etkili olmustur Bu iddianin arkasinda siyasi amaca yonelmek oldugu ileri surulmektedir Sadece murit sayisini artirmak dolayisiyla bagislar ve zekatlarla gelen maddi kaynaklari buyutmek icin de ileri surulmus olabilir Nitekim seyyidlik meselesinin muritlerce cok kuvvetli ve taassuba varan bir sekilde sahiplenildigi hatta II Beyazid in buna hurmeten tarikata yardimlarda bulundugu gorulmektedir Seyh Safiyuddin nin seyyid oldugunu ileri suren tarihciler ki cogu Safevi tarihcileridir bir kismi da Sii oldugunu ileri surmuslerdir Gorunuse gore seyyid ve Sii olma iddialari Safevi propagandasi cizgisinde daha sonra eklenmistir Diger yandan tek bir kaynaga dayanarak yorum getiren yazarlar da Siiligi vurgulamistir Ornegin Abdulbaki Golpinarli Topkapi Sarayi ndaki 3099 sayili belgeye dayanarak bu gorusu dile getirmistir Ama zaten bunu bir olasilik olarak belirtmektedir Hace Ali nin seyhlik doneminde tarikatta Sii inanc ogelerinden belirmeye basladigi gorulmektedir Cok net olmamakla birlikte daha cok Sii egilimler goruldugu belirtilir Sunnilikten Siilige gecis konusunda cok net bilgiler olmadigindan bu durum daha cok yorumlar halindedir Ardindan gelen Seyh Cuneyd doneminin hemen baslarinda acik Sii bir cizgi gorulmektedir Oniki dilimli kizil kulah giyme uygulamasi ise halefi Seyh Haydar doneminde baslamis artik Haydari Sarik olarak bilinmistir Osmanli kaynaklarinda bu sarigi tasiyanlara Kizilbas denile gelmistir Seyh Haydar in muritlerine benimsettigi bu giyim ogesi Erdebil Tarikati na bagli cogu Turkmen olan unsurlar arasinda bir butunlesme ortak ideolojik siyasi hedeflere yonelme birlikteligi saglamis bir simge olusturmustur Bu baslikla tarikat kendine ozguluk bularak diger her seyden farklilasmis ayirt edilirlik saglamistir Teskilati daha butunluk gosteren siki bir organizasyona sahip kilmistir Bu kirmizi bork giymek geleneksel Islam yazarlarindan bazilari tarafindan Safeviligi halk gozunde sapkin heretik bir akim olarak gostermek icin turlu sekillerde yorumlanmis bircok asagilayici sifatla birlikte kullanilmistir Bu olumsuz asagilayici ifadelerin yerlesmesi nedeniyle 19 Yuzyil sonlarina dogru Kizilbaslik yerine Alevilik ortucu semsiye bir kavram kullanilmaya baslanmistir Ancak Seyh Safiyuddin nin sekizinci kusaktan dedesinin Firuz Sah in Zerrin Kulah lakabiyla bilindigi anlasilmaktadir Zerrin Kulah Farsca kizil kulah anlamindadir Pekala boyle bir baglanti da olabilir Faruk Sumer 13 ve 14 Yuzyilda Anadolu da Turkmen unsurlarin kizil bork giydiklerinin kesin olarak bilindigini yazmaktadir Tarikat seyhlerinin hangisinin tarikat icin siyasal bir hedef yani siyasi erk elde etme amaci guder olduklarini belirlemek oldukca guctur Muritlerin silahlandirilmasi disaridan askeri bir tehdit olmadigina gore dogrudan dogruya askeri guc uretmeye yoneliktir ve bunun da amaci siyasal bir erk olusturmak olmalidir Nitekim Seyh Cuneyd sultan olarak soylenmeye baslamistir Sonuc olarak dini bir yaklasima dayanarak siyasallasan Erdebil Tarikati nin bir devlet olarak ortaya cikmasinda esas momenti saglayan Anadolu dan goc eden Turkmen unsurlar olmustur Bu Turkmen oymaklari tarikat sefinin yaninda kusaklar suren bir savasimin ardindan uc seyh bu savasimda hayatlarini kaybetse de Safevi Devleti ni ortaya cikaran kitle olmuslardir Yazari belli olmayan Tarih i Kizilbasan adli eser bu Turkmen boylarini Sag Cenah ve Sol Cenah olarak ikiye ayirmaktadir Sag Cenah Samlu Rumlu Agaceri Bayramlu Ekremi Ordeklu Karacarlu Akkoyunlu Bayundur Musullu Pornak Seyhavend Cepni Bayat ve Bozcalu Arapgirli Hinisli Tekelu Karakoyunlu Alpaut Baharlu Cagirlu Karamanlu Saadlu Hacilu Bayburtlu Varsak Evoglu Karacadaglu Kurt taifeleri Lur taifeleri Sol Cenah ise Uctaclu Zulkadr Afsar Kacarlar boylarindan olusmaktadir Diger yandan askerilesme ve siyasallasma olmasa bile tarikatin genis bir cografi cevrede cok sayida muride sahip olmasi bu bolgedeki hukumdarlarda tarikatin kitleler uzerindeki manevi otoritesinden yararlanma yonelimine neden olmasi kacinilmazdi Nitekim Ilhanli yuksek yonetiminin Erdebil Tarikati ni maddi yonden himaye etmeleri bunun baslangici olarak gorulmelidir Tum bunlardan hareketle babadan ogula gecen bu gorunumuyle bir hanedanlik olarak kendini gosteren Safevi seyhleri dizisi iki kusak olarak degerlendirilebilir Birinci kusak Safeyuddin Saadeddin Hoca Ali ve Ibrahim kusagidir Bu seyhler oznel olarak siyasi erk sahibi olmayi hesaplamis olsalar bile bir tarikati yonetmislerdir Ikinci kusak seyhler Cuneyd Haydar Sultan Ali ve Sah Ismail ise daha once teskil edilmis olsa bile askeri gucu fiiliyatta kullanmis cok acik bir bicimde belirli bir toprak uzerinde siyasi erk sahibi olmaya yonelmislerdir Teskilat yapisiTarikat liderleri bir iki istisna durumunda babadan ogula gecmektedir Boylece tarikat lideri Turklerde kullanilan ifadeyle Pir dir Pirlik daima babadan ogula gecmektedir Tarikat merkezi ile farkli bolgeler arasindaki orgutsel bagi halife ler yurutmektedir Degisik bolgelerdeki tarikata bagli gruplarin bolgesel liderleri Seyh in o bolgedeki temsilcileriydiler ve genellikle bu gruplar icinden secilmislerdir Insanlara hitap etmeyi iyi bilen ikna ve ajitasyon yetenegi olan bu kimseler bir sure tarikat merkezinde bulunarak tarikatin usul ve erkanini ogrenir daha sonra aldiklari talimatlarla memleketlerine donerlerdir Bu teskilatlanma tarziyla halifeler vasitasiyla tarikat yayildigi tum bolgelerdeki ozellikle yaygin bir murit toplulugu olan Anadolu da tum muritleri homojen buyuk ve saglam bir grup haline getirebildiler Bu sayede yezid duzeni olarak tanimladiklari Osmanli ya karsi tek vucud olarak durabildiler Anadolu daki propaganda faaliyetleri Osmanli yonetimi tarafindan yerlesik yasama gecmeye zorlanan konar gocer Turkmen boylari icinde son derece etkili olmustur Tahrir defterlerine kaydedilerek duzenli vergi odemek zorunda birakilan vergilendirilen topraklarin genisletilmesiyle artik yaylak ve kislaklari icin bir timar sahibine yaylak ve kislak resmleri odemesi gereken yaylak ve kislak alanlarinin Osmanli otoritesince sinirlandirilmasi devlete karsi vergi ve benzeri yukumluluklerini odemek icin kale ve kopru insaasinda calistirilmalari yine bunun icin Osmanli ordusuna savas malzemesi yapmakla yukumlu tutulmalari boylari uzak bolgelere dagitarak bolmek icin techir uygulamalari Turkmenler ile devlet yonetimi arasinda kesintisiz bir husumetin dogmasina yol acmisti Kisacasi her durumda Osmanli yonetimi vergi odemek zorunda olan yerlesik topluluklari konar gocer Turkmen karsisinda kayiriyor cesitli uygulamalarla Turkmenleri de yerlesik yasama gecirmek icin zorluyordu Ozgurluklerini yitirmek istemeyen Turkmen in Erdebil dailerinin seyhlerin halifeleri propagandalarindan etkilenmemesi mumkun degildi Ilhanli Devleti ve Osmanli Imparatorlugu ile Iyi IliskilerDaha Seyh Safiyuddin Ishak doneminde tarikat Ilhanli yonetiminin destegini saglamistir Gazan Han Ebu Said Bahadir Han karisi Bagdat Hatun Olcaytu Han in emirlerinden Emir Huseyin ve oglu vezir Residuddin Fazlullah i Hemedani ile pek cok Ilhanli yoneticisi tarikata intisap etmistir Ancak bu intisap etmenin gostermelik bir tutum oldugu anlasilmaktadir Ilhanli yoneticilerinin kasitli olarak Seyh in seyitlik iddiasini desteklediklerini bunun karsiliginda Tarikat in da halkin Mogol hukumranligina karsi gelmemeleri icin telkinde bulundugunu yazmaktadir Oysa ayni tarihci Erdebil Tarikati liderlerinin seyit olmadiklarini belirtir Seyh Safiyuddin yine de bu beklentiyi karsilamis gorunmektedir Gilan Urmiye Ermenistan Siraz Tebriz Zencan ve hac icin Hicaz a yaptigi yolculuk yapmistir Diger yandan cogu issiz ve bos gezen binlerce muridi Mogol istilasina karsi cikmayi dinen haram sayip telkinlerde bulunmuslardir Gercekte Seyh Safiyuddin icin Mogol yanlisi bu politika yeni sayilmaz Erdebil de kenti tekkesini kurmadan once Gilan da Mogol himayesindeki Seyh Zahid Gilani nin ogrencisiydi Gilani Mogol un maddi destegi karsiliginda Turkler ve Iranlilar arasinda Mogol hakimiyetinin zorunlulugunu telkin etmekteydi Seyhinin takdirini kazanan Seyh Safiyuddin Gilani nin kiziyla evlenmis Seyhinin olumu uzerine Erdebil e gelerek Gilani den ogrendiklerini kendi muritlerine telkin etmistir Tarikatin bu hizmetleri karsisinda Ilhanli yonetimi de comert davranmistir Gunumuze ulasan bir belgede tarikata 1 5 ton bugday 30 ton pirinc 1 6 ton yag 3 2 ton bal 400 kg misir 30 dana 130 koyun 190 kaz 600 tavuk 30 kin gulsuyu ve 10 bin dinar para bagislandigi belirtilmektedir Bu tur bagislar binlerce issiz genci beslemeye harcanmis gorunmektedir Seyh Safiyuddin nin tarikati onun doneminde dahi Azerbaycan icinde kalmamis Iran Irak Suriye ve Anadolu ya kadar uzanan bir yayilma alanina ulasmistir Bu donemdeki herhangi bir uc aylik arada cok uzak bolgelerden tekkeye ziyarete gelenlerin uc bin kisiyi buldugu yazilmistir Dorduncu seyh Seyh Ibrahim doneminde Osmanli Sarayi na kadar unu ulasmis donemin padisahlarinca tekkeye her yil yardim olarak cerag akcesi gonderilir olmustur Askeri gucu olusturan belli basli Turkmen boylariSafevi Tarikati nin askeri gucunu olusturan Turkmen unsurlarin cok buyuk bir kismi Anadolu dan giden Turkmen boylarinin beyleri ve onlarin savascilaridir Bu olusuma katilan en buyuk boy Samlular Varsaklar ve Cepniler dir Siʿa nin Iran da resmi devlet mezhebi haline donusmesiOn dorduncu asirda Ali bin Sehab ed Din i Hemdani ve Lutf ul Lah Nisaburi ile Hurufiligin kurucusu olan Fadl ul Lah Ester Abadi Anadolu da Anadolu da Rafiziligin yayilmasinda en etkin rolu oynayan sahsiyetlerin basinda gelmektelerdi Sunni Timur Hukumeti nin varisi olan Sah Ruh uygulamaya koydugu en siddetli tedbirlere ragmen bu cereyanin onunu almakta bir basari saglayamiyordu Sonunda H 857 M 1453 yilinda Iran daki dini hakimiyet bilumum Siʿa mezheplerinin ustunlugu altina girdi Safev i Tarikati piri ve ayni zamanda Seyh Hamid Hamid ud Din i Aksarayi nin de mursidi olan Hoca Ala ed Din i Ali nin devrinde Batinilik Safev i tarikatinin bunyesine girdi Bunun oglu olan Seyh Sah namiyla unlenen Seyh Ibrahim zamaninda ise Safevi Tarikati nin mali yapisi epey guclenmisti Sii Karakoyunlu hukumdari Cihan Sah in tehditleri neticesinde Ibrahim in oglu Seyh Cuneyd devrinde Karakoyunlular in himayesi altina giren tarikat bu yonetimin idaresi altinda iken Siʿa nin Imamiye i Isna aser iyye Onikicilik mezhebini resmen kabul etmek zorunda kaldi Ozellikle Keyumers in girisimleri neticesinde Rustemvarlar in hakimiyetleri altinda bulunan bolgelerde Siilik tam anlamiyla resmiyet kazandi Notlar Bir gunumuz kaynaginda ise Uzun Hasan in sarayinda cok buyuk saygiyla karsilandigi onuruna bir ziyafet duzenlendigi belirtilmektedir S Ahmadov Sh 63Kaynakca Ugur Ahmet 1989 Yavuz Sultan Selim Erciyes Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Mudurlugu s 45 4 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Temmuz 2009 Bu hanedan adini Safavi tarikati reisi Seyh Safiyuddin Ishak dan almaktadir Bartold S Ahmadov Sh 55 56 Sayin Dalkiran Iran Safevi Devleti nin Kurulusuna Sii Inanclarin Etkisi ve Osmanli nin Iran a Bakisi Sh 53 19 Subat 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Subat 2017 Yilmaz Karadeniz Safevi Devleti nin Kurulusu Meselesi Kizilbaslarin Ortaya Cikisi Sh F Saricaoglu Sh 139 a b Safevi Devleti nin Kurulus Meselesi Kizilbaslarin Ortaya Cikisi Sh 59 60 Teber Sh 48 49 Mustafa Akkus Ilhanlilarin Anadolu daki Dini Siyasetleri Sh 46 Omer Faruk Teber XVI Yuzyilda Kizilbaslik Farklilasmasi Sh 51 Aliyev S Muhammedoglu Diyanet Islam Ansiklopedisi Erdebil Sufileri maddesi a b Safevi Devleti nin Kurulusu Meselesi Kizilbaslarin Ortaya Cikisi Sh 63 Walter HINZ Uzun Hasan Ve Seyh Cuneyd XV Yuzyilda Iran in Milli Bir Devlet Haline Yukselisi TTK yay s 7 Teber Sh 52 53 a b c Teber Sh 60 Ayse Atici Arayacan Karakoyunlu Sultani Cihan Sah in Seyh Cuneyd e Karsi Aldigi Onlemler 29 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b S Dalkiran Sh 59 a b F Saricaoglu Sh 141 S Ahmadov Sh 57 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi na1 isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme a b c Douglas E Streusand Atesli Silahlar Caginda Islam Imparatorluklari Osmanlilar Safeviler Baburluler Sh 148 Sitki Uluerler Sh 23 S Ahmadov Sh 59 60 a b Faruk Soylemez Anadolu da Sahte Seyh Ismail Isyani 14 Subat 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 74 Bilal Dedeyev Safevi Devleti ve Osmanli Devleti Iliskileri 17 Mayis 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 207 208 Rustam Shukurov Seyh Cuneyd Safevi nin Trabzon Seferi Sh 149 a b S Ahmadov Sh 58 Yusuf Kucukdag Bilal Dedeyev Safevilerin Nesebine Farkli Bir Bakis 31 Temmuz 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 420 Teber Sh 61 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi dlk60 isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme a b Dogan Avcioglu Turklerin Tarihi Besinci Kitap Sh 2202 2203 Teber Sh 62 ve dipnot Kenan Inan Trabzon un Osmanlilar Tarafindan Fethi 24 Agustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 73 Teber Sh 62 63 a b Teber Sh 63 D Avcioglu Sh 2203 a b c d e f D Avcioglu Sh 2205 2206 S Ahmadov Sh 63 a b S Ahmadov Sh 61 Ayse Atici Arayacan Sh 76 Teber Sh 64 68 S Ahmadov Sh 62 a b S Ahmadov 75 a b Akkoyunlular Karakoyunlular Safeviler 27 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 48 49 Faruk Soylemez Sh 73 74 Teber Sh 66 67 a b c d e D Avcioglu Sh 2208 a b c d e f F Saricaoglu Sh 142 Teber Sh 67 a b c F Saricaoglu Sh 48 Teber 59 S Dalkiran Sh 62 Bilal Dedeyev Sosyo Kulturel Iliskiler Baglaminda 15 Yuzyil 16 Yuzyilin Ilk Ceyreginde Anadolu dan Azerbaycan a Turkmen Gocleri 19 Subat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 111 Bedri Sarica Evliya Celebi ye Gore Van Golu Cevresinde Tukler ve Turkce Sh 138 dipnot a b S Dalkiran Sh 63 F Saricaoglu Sh 49 F Saricaoglu Sh 50 a b S Ahmadov Sh 72 73 S Ahmadov Sh 76 D Avcioglu Sh 2208 2209 S Ahmadov Sh 82 83 Yilmaz Karadeniz i Safevi Tarikati nin Seyidligi ve Siiligi Meselesi 20 Agustos 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 17 18 20 21 Safevi Tarikati nin Seyidligi ve Siiligi Meselesi Sh 19 a b S Ahmadov Sh 54 S Ahmadov Sh 56 a b Ahmet Ugur Kemal Pasa Zade ve Sah Ismail Safaviler 22 Subat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 13 Teber Sh 55 56 S Ahmadov Sh 64 70 Dogan Kaplan Sh 10 11 12 dipnot Dogan Kaplan Sh 14 Dogan Kaplan Buyrukkara Gore Kizilbaslik Sh 10 Yilmaz Karadeniz Safevi Devleti nin Kurulusu Meselesi Kizilbaslarin Ortaya Cikisi Sh 63 64 a b S Ahmadov Sh 72 Teber Sh 56 57 Teber Sh 52 dipnot Shahi Ahmadov Sh 52 22 Subat 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Subat 2017 Teber Sh 66 Teber Sh 71 76 Mustafa Uyar Ilhanli Iran Mogollari Ordusunda Hiyerarsi Askeri Yetkililer ve Nitelikleri 3 Haziran 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 37 a b c Yilmaz Karadeniz Safevi Devleti nin Kurulus Meselesi Kizilbaslarin Ortaya Cikisi olu kirik baglanti Sh 60 Yilmaz Karadeniz Sh 55 a b Yilmaz Karadeniz Sh 62 Sitki Uluerler Osmanli Safevi Iliskilerinin Baslangici Surecinde Osmanli da Kizilbas Algisi 22 Subat 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sh 20 21 F Saricaoglu Sh 138 Atesgede Sayfa 346 KaynakcaSayin Dalkiran Iran Safevi Devleti nin Kurulusuna Sii Inanclarin Etkisi ve Osmanli nin Iran a Bakisi Ali Sinan Bilgili Yilmaz Karadeniz i Shahi Ahmadov Azerbaycan da Siilligin Yayilma Sureci Douglas E Streusand Atesli Silahlar Caginda Islam Imparatorluklari Osmanlilar Safeviler Baburluler Dogan Avcioglu Turklerin Tarihi Besinci Kitap Yilmaz Karadeniz Safevi Devleti nin Kurulusu Meselesi Kizilbaslarin Ortaya Cikisi Fikret Saricaoglu Akkoyunlular Karakoyunlular Safeviler 27 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Omer Faruk Teber Buyruqlara Gore Qizilbashliq Doghan Kaplan Konya 2008 pdf amp usg AFQjCNGxUciNrcaMq9sSDpZ4rwgHeD4x6Q amp sig2 zvtZmwvvvCExZBfg3eShaQ XVI Yuzyilda Kizilbaslik FarklilasmasiAyrica bakinizKizilbaslikSafevi Hanedani soyagaci Piruz el Kurdi es Sencani Firuz Sah Zerrin Kulah I Aleksios Komnenos VIII Mihail Aved I Manuil Komnenos II Andronikos Kutbeddin Muhammed II Ioannis Komnenos IX Mihail Selahaddin Rasid II Aleksios Komnenos III Andronikos 1297 1341 Kutbeddin Ebu Bekir Basileios Komnenos Olum 1340 Irini Paleologina Olum 1341 Zahid Gilani Emin el Din Cebrail V Bagrat o 1393 III Aleksios Komnenos Theodora Kantakuzini Bibi Fatima Seyh Safiyuddin Ishak Erdebili 1252 1334 I Konstantin Gurcu Krali 1369 1412 veya 13 I Alexandr Imeretili III Manuil Komnenos 1364 1417 Seyh Sadreddin Musa I Aleksandr Gurcu Krali 1386 1446 Prenses Tamar Imeretili Olum 1455 IV Aleksios Komnenos 1382 1429 Kara Yuluk Osman Bey Hoca Ala ed Din Ali Gurcistan Prensesi Bagrationi Bagrationi Hanedanindan 1415 1463 IV Ioannis Komnenos 1403 1459 Ali Bey Seyh Ibrahim Aleksios 1455 1463 Teodora Megale Komnini Despina Hatun Hasan Akkoyunlu 1423 1478 Hatice Hatun Cuneyd i Safevi Chatrina Alemsah Halime Begum Seyh Haydar Sultan Ali 1488 1494 amp I Ismail Temmuz 17 1487 Mayis 23 1524 Hukumdarlik Muddeti 1502 1524 Ibrahim I Tahmasb 22 Subat 1514 14 Mayis 1576 Hukumdarlik Muddeti 1524 1576 II Ismail 1537 1577 Hukumdarlik Muddeti 1576 1577 Muhammed Hudabende 1532 1595 Hukumdarlik Muddeti 1577 1587 I Abbas Ocak 27 1571 Ocak 19 1629 Hukumdarlik Muddeti 1587 1629 Safi Mirza Dogum 1587 Olum 1615 Taht varisi 1587 1615 Imam Kulu Mirza Taht varisi 1627 Olumu 1627 1611 12 Mayis 1624 R 1629 1642 II Abbas 31 Aralik 1632 25 Ekim 1666 Hukumdarlik Muddeti 1642 1666 I Suleyman Sah II Safi 1659 Temmuz 29 1694 Hukumdarlik Muddeti 1666 1694 I Huseyin 1669 Nisan 25 1726 Hukumdarlik Muddeti 1694 1722 II Suleyman Hukumdarlik Muddeti 1749 1759 II Tahmasb 1704 1740 Hukumdarlik Muddeti 1729 1732 III Abbas 1740 Hukumdarlik Muddeti 7 Eylul 1732 1736 Safev i Tarikati nin Siilik mezhepleri arasindaki konumu Hasim bin ʿAbd Menaf Hasimogullari ʿAbd el Muttalib bin Hasim Amine bint Vehb ʿAbd Allah bin ʿAbd el Muttalib Ebu Talib Ez Zubeyr Hamza Abbas binʿAbd el Muttalib Hatice bint Huveylid Muhammed ʿAbd Allah bin Abbas Fatima Ali Havlet bint Ca fer Ali bin ʿAbd Allah Selman i Farisi Hasan bin Ali Huseyin Seyyid es Suheda Muhammed bin Hanefiyye Abbasiler Muhammed el Imam bin Ali bin el Abbas Hasan bin Zeyyid Zeyyid bin Hasan Hasan el Mu tena Zeynelabidin Keysanilik Bu Muslim iyye Mazdekcilik Taberistan Alavileri Hasan bin Zeyd ʿAbd Allah el Kamil Muhammed el Bakir Zeyd bin Ali es Sehid Sinbad Neo Mazdekcilik Ibrahim bin ʿAbd Allah Muhammed bin ʿAbd Allah Muhammed bin Abdullah el Mehdi Idrisiler Zeyd iyye Imamet Zeydilik El Mukanna iyye Hurremiyye Babek Hurremi Yahya bin ʿAbd Allah Zu n Nun el Misri Ca bir bin Hayyan Caʿfer es Sadik Hasan bin Zeyd ul Alevi Kizilbas Gnostisizm Beyazid i Bestami ʿAbd Allah el Eftah bin Caʿfer i Sadik Ismail bin Ca fer es Sadik Musa el Kazim Cepniler Tahtacilar Fethilik Eftah iyye Vafi Ahmed ʿAbd Allah bin Muhammed bin Isma il el Vafi Muhammed bin Isma il es Sakir Yediciler Ali er Riza Taberistan Zeydi Alaviler Emirligi Melamilik Muhammed bin ʿAbd Allah el Eftah Taki Muhammed ʿAhmed bin ʿAbd Allah bin Muhammed et Taki Ismaililik Isma il iyye Yedicilik Muhammed el Cevad Tavvusilik Tavvus iyye Alticilik Batinilik Isma il iyye Ezoterizm Tasavvuf Razi ʿAbd Allah Huseyin bin ʿAhmed bin ʿAbd Allah ez Zeki Kufeli Hamdan Karmat Karmatiyye Yediciler Ali el Hadi Vakifilik Vakif iyye Mitraizm Sabiilik Mehdi Fatimi Ebu Saʿid Hasan bin Behram Cennabi Bahreyn Hasan el Askeri Muhammed bin Ali en Naki Muhammedilik Muhammed iyye Muhammed ed Derezi Fatimi Devleti Karmatilik Yediciler elʿBakl iyye Muhammed el Mehdi FazlʿAllah Esterabadi Hurufilik Muhammad bin Nusayr Durzilik Mustalilik Nizarilik On Iki Imam Hurufilik Nusayrilik Mecid iyye Hafiz iyye Tayyib iyye Turkistan Aleviligi Kabbalah Sunni Buhra DavudiʿBuhra 1094 Alamut Kalesi Sabbahiyye Muhammed Kebir Arizi Mahmud Pasikhani Caʿferi Buhra 1426 Patani Buhra 1538 SuleymaniʿBuhra 1591 Alavi Buhra 1625 Tacu l Arifin Ebu l Vefa Vefailik Vefa iyye Nuktavilik Hurufilik Hebtiahs Buhra 1754 Etbei MelekʿBuhra 1840 Ileri Davudi Buhra 1977 Tac ed Din Geylani Halvet iyye Zahid iyye Ebu l Beka Baba Ilyas Babailik Baba iyye Seyyid Nesimi Huruf iyye Yusuf Hemedani Melamet iyye Kalender iyye Uveys bin Amir i Kareni Uveys iyye Imamet Isnaaseriyye ogretisi Safi ud Din Ishak Safev iyye Baba Ishak Ishak iyye Dedebabalik Bektas iyye Ahmed Yesevi Yesevilik Melamet iyye Hallac i Mansur En el Hak Cuneyd El Bagdadi Sadr ed Din Musa Hoca Ala ed Din Ali Hamid ud Din i Veli Haci Bayram i Veli Ahmed er Rifai Kutb ud Din Haydar Kalenderilik Yesevilik Muhy ud Din i Arabi Sufi metafizigi Abdulkadir Geylani Kadir iyye Seyh Ibrahim Cuneyd Haydar Bayram iyye Celvet iyye Aziz Mahmud Hudayi Rifa iyye Haci Bektas i Veli Haydarilik Ekberilik Sadr ed Din Konevi Ekber iyye Yefa i Sah Ni metullah i Veli Sultan Ali MirzaSafevi Devleti I Ismail Sari Saltik Dede Saltuk iyye Galip Hasan Kuscuoglu Ahi Evran Ahilik Kizilbas Ni metullah iyye Isna aser iyye Barak iyyun Galibi Tarikati Taptuk Emre Abdal Musa Burhan ed Din Halil ullah Alevilik Kurt Aleviligi Yunus Emre Balim Sultan Nadir Sah Sultan Sahak Adiyy bin Musafir Kaygusuz Abdal Bektasilik Nurbaks iyye Caʿfer iyye Yaresaniler Ezidiler Ali iyye Harabat iyye Usuli Ahbari Pir Sultan Abdal Celal iyye Afsarlar Luviler Kabalizm Kul Himmet Kacar Hanedani Isik Aleviligi