Kolhis ya da Kolhis Krallığı (Lazca: K'olxa, Abhazca: Kolhida, Gürcüce: კოლხა k'olh'a, კოლხეთი k'olh'eti ya da ეგრისი egrisi, Urartuca: Qulha), Karadeniz'in doğu kıyılarında, bugünkü Gürcistan'ın batısında kurulmuş Antik Çağ krallığıdır.
Kolhis Kolhis ეგრისი (Egrisi) K'olxa/კოლხა Kolhis Krallığı | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
MÖ 1350-MÖ 164 | |||||||||
Barçhali, eski bir Kolhis sonsuzluk sembolü | |||||||||
Kolhis'in güney sınırları, Reditus Decem Millium Graecorum'dan, 1815 | |||||||||
Başkent | Aia, Fasis | ||||||||
Hükûmet | Monarşi | ||||||||
Mapa | |||||||||
| |||||||||
Tarihçe | |||||||||
| |||||||||
Yüzölçümü | |||||||||
• Toplam | 44785 km2 | ||||||||
Para birimi | "Kolhetis tetri" (Kolhis akçesi) | ||||||||
| |||||||||
Günümüzdeki durumu |
Coğrafya
Kolhis kültür alanı kuzeyde günümüz Rusya'sının Karadeniz kıyılarından, batıda tarihî Canik Bölgesi'ne denk düşen Ordu ilini içine alarak doğuda Gürcistan'ın İç Kartli Bölgesi'nden güneyde Çoruh'un güney kesimlerine dek uzanan coğrafyayı kapsar. Günümüzde Gürcistan sınırları içinde kalan doğu kesimi verimli ovası, gelişime ve etkileşime müsait konumuyla daha hızlı gelişirken, batıda günümüz Türkiyesi'nin Doğu ve Orta Karadeniz bölümlerinin bir kısmını kapsayan batı kesimi dağlık, uçurumlarla dolu arazisi ve doğal sur görevi yapan sık ormanlık alanlar sebebiyle herhangi bir merkezî otoritenin bölgeye ulaşması zorlaştığı için Trabzon, Giresun, Ordu civarında yaşayan Kolh kabileleri bağımsız, kısmen dış dünyadan izole bir yaşam biçimi sürdürüp kabile şeflerinin yönetimi altında, kralsız yaşamışlardır. Bu yüzden Kolhis coğrafyası doğuda ve batıda Pontus da denilen Türkiye'nin Doğu Karadeniz coğrafyası olmak üzere iki bölümde incelenebilmektedir.
Mitolojideki yeri
Ulaşılmaz coğrafî konumu ve gücü Kolhis'i antik dünyanın efsanelerinin odak noktası haline getirmiştir. Mitolojide Kolhis diyarı kuzeyde, antik dünyanın sonu olarak bilinen Kafkas Dağları ile sınırlanıyordu. Bu dağlar Orta Doğu mitolojilerinin efsanevî dağı olan Kaf Dağı'nı bünyesinde barındırıyordu. Dünyayı taşıyan sütunlardan olan bu dağlar, yanarak küle dönüşen ve küllerinden yeniden dirilen efsanevî Anka Kuşu'nun yurdu olarak biliniyordu. Ayrıca Yunan mitolojisinde Kolhis, Güneş'in doğduğu diyardı ve Helios muhteşem gün doğumu sarayını bu ülkede kurmuştu. Adına Antik Dünya'nın Yedi Harikası'ndan biri olan Rodos Heykeli'nin dikildiği Güneş Titanı Helios, Kolhis krallarının atası kabul ediliyordu. Helios 4 atın çektiği savaş arabasıyla gökyüzündeki yolculuğuna Kolhis'ten başlıyordu. İnsanoğlunun dostu, Güneş'ten ateşi çalarak insanoğluna verdiği için cezalandırılan Prometheus, Kafkas Dağları'nda zincire vurulmuştu. Prometheus'un acı çekmesi için her gün karaciğerini parçalayan kartal aynı zamanda Kolhis'in gücünün simgesi olan Altın Post'u koruyan Kolhis Ejderhası'nın da kardeşiydi.
Antik Kolhis inanışının temeli Güneş (Mjora) ve Ay (Tuta) idi. Güneş kültü inanışın merkeziydi, Kolhis Kralı Güneş'in soyundan geliyor, Güneş'in oğlu olarak kabul ediliyordu. Pazar günü Kolhis dilinde Mjaçxa: “Güneş Günü” anlamına geliyor, bu günde sadece Güneş'e ibadet ediliyordu. Kolhis'te bu derece gelişmiş olan Güneş Kültü ve bu diyarın zenginliği söylentileri Antik Yunanistan halkını etkilemiş -ve Olimpos Tanrılarından biri olmayan- Güneş Helios, Kolhis'le özdeşleştirilmişti. Arkeolojik buluntularda da Azak Denizi'nin doğu kıyısında MÖ 5. yüzyıla tarihlenen ve üzerinde “Ben Kolhis'te bulunan Tanrı Apollon'un -Güneş'in- kuluyum.” yazılı eserlere rastlanmıştır.
Yine Kolhis Ay kültüne ithafen Kolhis prensesi Midia, mitolojide Ay Tanrıçası Hekate'nin rahibesidir. Hatta farklı kaynaklarda Midia, bizzat Ay Tanrıçası Hekate ile Güneş'in oğlu Aietes'in kızıdır. Kolhis Kralı Aietes'in kız kardeşi Büyü Tanrıçası Kirke'nin de, Kolhis'te -Ay Tanrıçası için kutsal sayılan- söğüt koruluğunda bir mezarlığı vardır. Efsanevi kadın savaşçılar olarak bilinen -bazı mitologların Kolhisli Ares olarak andığı- Savaş Tanrısı'nın kızları ve Ay Tanrıçası'nın rahibeleri Karadenizli Amazonlar da bu topraklardandır.
Antik Çağ'da güçlü bir devlet olarak tarih sahnesine çıkan Kolhis'in gücü ve zenginliği antik dünyanın dikkatini çekmiş ve bu zenginliği ele geçirmek isteyen Yunanlarla, zenginliği vermek istemeyen Kolhislilerin mücadelesini anlatan "Argonautika” Altın Post Efsanesi'ne konu olmuştur. Kaynak olarak Apollonius Rhodius'un işlediği, Valerius Flaccus'un geliştirerek aktardığı efsanenin pek çok farklı versiyonu bulunmaktadır, efsanenin Kolhisli kahramanları ve farklı bir versiyonu aşağıda kısaca anlatılmaktadır.
Kolhisli kahramanlar
Güneş soylu oldukları için Kolhislilerin gözleri açık renkli ve parlaktır. Böylece ömürlerinde birbirlerini görmemiş olsalar bile yabancı topraklarda karşılaştıklarında gözlerindeki bu farklılıktan dolayı aynı kökenden geldiklerini anlarlar.
Aietes: Güneş'in oğlu kabul edilen Kolhislilerin efsanevi kralı. Yaşadığı çağda dünyanın en güçlü kralıdır. Asırlar boyu Kolhis krallarının atası olarak kabul edilmiş, tarihi kaynaklarda da Kolhislilerin başına geçen kralın Aietes soyundan olduğu belirtilmiştir. Euryale, Harpe, Lyke, Menippe, Thoe gibi pek çok Amazon onun uğruna çarpışarak ölmüştür.
Medea: Güneş soylu, Kolhislilerin Kralı Aietes'in kızı, Kolhis prensesi, Ay rahibesidir; hatta “Ay” onun lakaplarından biridir. Büyü, zehir ve ilaç yapımı konusunda ustadır. Doğu Karadeniz'deki kadının etkili olduğu toplum yapısını yermek için, hayatı manipüle edilip çarpıtılmıştır.
Kirke: Güneş soylu, Aietes'in kız kardeşi, büyü tanrıçasıdır. Aiaia Adası'nda yaşamaktadır. Kolhis orijinli büyücü de yeğeni Medea gibi karanlık bir karakter olarak yansıtılmıştır.
Perses: Güneş soylu, Aietes'in erkek kardeşi, Kolhis Kralıdır. Taht için Aietes ile mücadeleye girmiş bu yüzden pek çok Amazonu karşısına almıştır.
Paflagon: Aietes'in yeğeni, Kirke'nin oğlu. Antik Çağ'da Sinop yöresini kapsayan Paflagonya Bölgesi adını bu kahramandan almıştır.
Absyrtos: Güneş soylu, Aietes'in oğlu, Kolhis prensi. Altın Post'un çalınması sonrasında canından olmuştur. Fakat ölümüyle ilgili pek çok farklı anlatım mevcuttur. Karadeniz'de akarsulara ve kentlere onun adı verilmiştir: Apsaros.
Halkiope: Güneş soylu, Aietes'in kızı, Kolhis prensesi.
Medus: Kolhis Kralı Aietes'in torunu, Medea'nın oğludur. Kolhis'ten, Orta Doğu'ya gelmiş burada atalarının Güneş kültünü yayarak yörede kurulacak Med İmparatorluğu'nun temelini atmış ve bu imparatorluğa adını vermiştir.
Bu yarı mitolojik kahramanları Gürcü yazar Otar Çiladze Yolda Bir Adam Gidiyordu adlı eserinde birer roman kişisi olarak kurgulamıştır.
Altın Post Efsanesi
Efsane Yunanistan'da bir şehir olan Aiolhos'un kralı Pelias ile tahtın kendi hakkı olduğunu iddia eden İason arasında başlar. İason, Kral Pelias'tan, kendi hakkı olan tahtı talep eder, Pelias da tahtı bir şartla kendisine bırakacağını, eğer güneşin doğduğu diyar olan Kolhis'e gidip, Güneş'in oğlu Kral Aietes'ten altın postu alıp getirirse kral olabileceğini söyler. Fakat İason, pek çok gemiyi batırmakla ün yapmış Karadeniz dalgaları, kıyılarında yaşayan savaşçı kabilelerin varlığı ve erkekler gibi savaşan Amazon kadınlarından dolayı Kolhis topraklarına tek başına gidemeyeceğinin farkındadır. Bu yüzden Yunanistan'ın her bir tarafından aralarında dünyanın en güçlü erkeği Herkül (Herakles), Peleus (Aşil'in babası), Argos, Orpheus gibi pek çok kahramanın da katıldığı ordusuyla birlikte Kolhis'e doğru yola çıkar. O zamana kadar Ege ve Akdeniz'in sakin sularında yelken açan Yunanlar Karadeniz'in devasa dalgalarına, korkutucu fırtınalarına şahit olurlar. Sinop kıyılarını geçince Karadeniz'in savaşçı kabileleriyle, savaşçı Amazonların topraklarını, ailenin geçimini sağlayan erkek gücüyle yapılabilen işleri yapabilen Karadeniz kadınlarını görürler. Çok geçmeden başkent Aia'ya varırlar. Ardından Hephaistos'un inşa ettiği Kolhis krallarının muhteşem sarayını görürler.
Kolhislilerin kralı Aietes, Yunanları karşısında görünce hiç de sevinmez çünkü Truva Kralı Laomedon (Truva savaşlarındaki Hektor ve Paris'in büyükbabası) Karadeniz'e hiçbir Yunanın geçmesine izin vermeyeceğine dair Aietes'e söz vermiştir. Kral Aietes, Yunanlara gelme niyetlerini sorar. İason, tahtını geri alabilmesi için altın posta ihtiyacı olduğunu eğer bu isteğini yerine getirirse Aietes'e minnettar kalacağını anlatır. Bunun üzerine Kolhislilerin Kralı öfkeyle, ellerini ve dillerini kesmeden önce Yunanların ülkesini terk etmesini söyler. Tahtın kendi hakkı olduğu ve altın postu almak için haklı olduğu konusunda Kral Aietes'e dil döken İason, uzun uğraşları sonunda kralı anlaşma konusunda ikna eder. Aietes de kendisine ancak ve ancak Kolhis'in ateş püsküren boğalarını boyunduruk altına alıp, bu boğalarla Savaş Tanrısının tarlalarını sürerse, ardından bir ejderhanın dişlerini toprağa ekip bu dişlerden çıkacak savaşçıları yenerse altın postu vereceğini söyler. Elbette bunları Güneş Tanrısı'nın oğlu olan Kral Aietes'ten başka bir kimsenin yapabilmesi mümkün değildir. Kendisi de bunun farkında olan İason bu görevleri nasıl yerine getireceğini düşündüğü sırada Olimpos Tanrıları'nın yardımı ulaşır. Aşk Tanrısı Eros oku ile Kolhis Prensesi Midia'yı kalbinden vurur ve İason'a aşık eder. İason'a aşık olan prenses, kendisine altın postu ele geçirmek için yardım edeceğini ama karşılığında onu da kendisiyle birlikte Yunanistan'a götürmeye söz vermesini ister. İason, prensesin teklifini kabul eder. Midia vücuda sürüldüğünde ne ateşin, ne bir mızrağın, ne de okun vücuda zarar veremeyeceği bir ilacı, İason'a gönderir. İason hemen ilacı vücuduna sürerek görevleri yapmaya koyulur. Ateş püskürten boğalara boyun eğdirir, bunlarla Savaş Tanrısı Ares Ovası'nı sürer ve toprağa ektiğinde çıkan savaşçıları da yener. Hileyle bunları yaptıktan sonra sanki bunları kendi bileğinin gücüyle yapmış gibi Kral Aietes'in karşısına çıkıp altın postu isteyince Kral Aietes, İason'a kendi kızı Prenses Midia'nın yardım ettiğini anlar, sinirlenir ve Yunan kahraman ordusuna dönerek hepsini öldüreceğini geldikleri gemiyi de Karadeniz'in dibine göndereceğini söyler. Bunun üzerine Yunanlar altın postu gizlice çalarak bir an önce Kolhis'ten kaçmaya karar verirler. Midia Yunanlara altın postun saklandığı Ares'in Kutsal Korusu'nun yolunu gösterir. Fakat bu sefer aşılması gereken daha da büyük bir engel karşılarına çıkar. Ares Korusu'nda altın postu koruyan ateş saçan devasa bir ejderha vardır. Midia ejderhayı da yaptığı bir ilaçla uyutur. İason da meşe ağacında asılı duran postu alır ve hemen Kolhis'ten kaçmaya başlarlar. Fakat durumu fark eden savaş tanrısının rahipleri hemen krala haber gönderirler. Güneşin oğlu Aietes hemen bir ordu hazırlar, komutan olarak da oğullarından birini görevlendirir ve Yunanların peşinden gönderir. Tuna Nehri ağzında Kolhisliler, Yunanları yakalasalar da, bir anlaşmaya varılacağı sırada Yunan İason, Kolhis prensini sırtından hançerler ve öldürür. Sonrasında Yunanların kaçışı devam eder ve neticesinde Yunanistan'a varırlar. Ülkelerine ve krallarına eli boş dönmekten utanan Kolhis ordusu da bugünkü Hırvatistan İstria kıyılarına yerleşerek burada çoğalırlar ve Pula adı verilen şehri kurarlar.
Tarih
Herodot, Kolhislileri Eski Mısır ırkı olarak görüyordu. Herodot, eski Mısırlılar ve Etiyopyalılarla birlikte Kolhislilerin, erkek sünnetini başlatan ilk milletlerden olduğunu ve bu geleneğin Kolhislilere Firavun Sesostris'in ordusunun bir kalıntısından miras kaldığını iddia etmiştir (III Senusret). Herodot şöyle yazıyor: “Çünkü Kolhislilerin Mısırlı olduğu çok açıktır; ve ne söyleyebilirim ki başkalarından duymadan önce bunu kendim not etmiştim. Bu fikir aklıma geldiğinde iki halka da sordum Kolhisliler Mısırlıları, Mısırlıların Kolhislileri hatırladığından daha iyi hatırladılar; Mısırlılar Kolhislilerin Sesostris'in ordusunun bir parçası olduğunu söylediler. Kendim bunu her iki milletin de koyu tenli ve kıvırcık saçlı olmasından tahmin etmiştim ancak bu diğer milletlerin de bu şekilde görünmesi sebebiyle bir mana teşkil etmemektedir ama benim daha güçlü bir kanıtım Kolhisliler'in Mısırlılar ve Etiyopyalılarla birlikte daha ilk başlardan beri sünnet olan tek milletler arasında olduğudur.”
Bu tarihsel iddialar Herodot'un hiçbir zaman ne Kolhis ne de Mısır'a gitmemiş olması ve hiçbir Mısır ordusunun Kafkasya'nın güneyindeki Asur, Hitit, Urartu ve Mitanni gibi güçlü devletleri aşarak Kafkasya'ya ulaşamayacağı gibi nedenler sebebiyle modern tarihçiler tarafından reddedilmektedir.
Kolhis ile ilgili ilk yazılı kaynaklar MÖ 8. yüzyıla tarihlenen Urartu Kralı II. Sarduri dönemine ait kitabelerdir. Bu kitabelerde Urartu Krallığı'nın, Kolhis sınır kabileleriyle giriştiği savaşlar anlatılmaktadır. Aynı yüzyıla ait bir başka kayıt ise Yunan şair Eumelos'a aittir; Eumelos yazılarında Kolhis ülkesinden söz etmektedir. MÖ 8. yüzyılın sonlarına doğru ise Urartu, Frigya, Lidya ve İyonya'ya ciddi zararlar veren Kimmerler, Kolhis'in de parçalanmasına sebep olmuşlardır. Bu parçalanma Kolhis Krallığı'nın egemenlik alanını daraltmış MÖ 7. yüzyıldan itibaren Büyük ve Küçük Kafkaslarla sınırlandırmıştır. Batıda Rize, Trabzon, Giresun ve Gümüşhane'deki kabileler krallıktan, kralın otoritesinden bağımsız yaşamışlardır. MÖ 6. yüzyılda bu kabileler Pers egemenliğine girseler de Pers işgali bu dağlık, ormanlık ve izole yerlerde çok fazla hissedilmemiştir.
Kolhis ile ilgili MÖ 5. yüzyıla ait kayıtlar ise Tarihin babası Herodot ve Tıbbın babası Hipokrat'tan gelmektedir. Herodot Kolhis'teki ileri keten dokumacılığından ve silahlarından bahsederken, Hipokrat da soluk benizli (beyaz tenli) ve kalın sesli olduklarından bahsetmiştir. MÖ 5. yüzyılın sonlarında ise Anadolu'nun kuzeydoğu kıyılarında (Ordu, Giresun, Trabzon) yaşayan bağımsız kabilelerle ilgili en önemli tarihi kaynak Ksenofon'un “Anabasis” (Sefer/On binlerin dönüşü) isimli eseridir. Babil yakınlarında Pers kralıyla savaştıktan sonra Karadeniz üzerinden Yunanistan'a dönmeyi planlayan askerler yeterli gemi ve teçhizat tedarik edilene kadar Karadeniz Bölgesi'nde Makronların yanında konaklamışlardır. Sonraki dönüş yolculuklarında Kolhlarla karşılan Ksenofon'un birlikleri, Güney Kolhis Savaşı'nda yerli topluluğu mağlup eder. Ksenofon da bu süre zarfında yerel kabilelerle ilgili gözlemlerini kaleme almış; yörede tüketilen ürünleri, savaştığı kabileleri, bu kabilelerin adetlerini ve dış görünüşlerini aktarmıştır. Ksenofon'un aktarımına göre Gümüşhane'deki Dril kabilesiyle, Trabzon ve Giresun'daki kabilelerle savaşlar yapılmıştır. Ksenofon bu bölgeleri Kolhis Krallığı'nın yönetimi dışında bağımsız yaşayan; fakat etnik olarak Kolhi olan kabileler olduklarını aktarmıştır. Merkezi Kafkasya'da bulunan krallığın zenginliği ve gücüyle ilgili söylentiler de duyan Ksenofon, Fasis Bölgesi'ne saldırmayı önermiş fakat askerlerini buna ikna edememiştir.
MÖ 4. yüzyıla gelindiğinde Makedon kral Büyük İskender'in Pers İmparatorluğu'na son vermesiyle zaten yarı bağımsız olan kabileler tam bağımsızlıklarına kavuşmuşlardır. Hatta İskender'in ölümünden sonra Kolhis'te pek çok sahte Makedonya sikkesi basılarak Orta Avrupa'ya kadar piyasaya sürüldüğü bilinmektedir.
MÖ 2. yüzyılda Trabzon'da adına bastırılmış sikkeler bulunan “Akos” isimli bir Kolhis kralından bahsedilse de bu dönemle ilgili detaylı bilgi yoktur. Bu ve takip eden yüzyılda Kolhis Krallığı'nın merkezi otoritesi zayıflamış neticede yerini daha batıda Halys (Kızılırmak) havzasında Canik (Tzanika) civarında filizlenen yeni bir güç olan Pontus Krallığı'na bırakmıştır. Yine Antik Kolhis kralları gibi Mithra (Güneş'ten) ismini alan Mithradates Eupator ile Tzan kabileleri tek bayrak altında birleşmiş ve Roma'ya karşı çıkılan seferler Karadeniz kabilelerini antik Yunanistan'ın fethine kadar götürmüştür. Böylece çoğu Roma İmparatorluğu'na ait olmak üzere 1.000.000 kilometrekarelik alan kontrol altına alınmış ve yarım milyona yakın insanın ölümüne sebep olacak savaşlar yaşanmıştır. MÖ 67 yılında Pompey, Karadeniz ordusunu yenilgiye uğratmış ve bu son savaşta Roma'ya karşı savaşmayan Kolh ülkesindeki Trabzon şehrine serbest şehir statüsü verilmiştir. Mithradates de bu son yenilgisiyle Kolhis'e (Fasis Bölgesi) sığınmıştır. MÖ 65 yılında İberya (Gürcistan) üzerinden Kolhis'e gelen Pompey, burada kendisine direnen Laz lider 'ı yenerek esir almış fakat yerlilerin davranışlarından çekindiği için Karadeniz'de kalmayarak güneye doğru yoluna devam etmiştir. MÖ 47 yılında ise Jül Sezar, Zela'da (Bugün Tokat'ın ilçesi Zile) Karadeniz kabilelerini son kez yenilgiye uğratmış ve “Geldim, gördüm, yendim...” sözleriyle Karadeniz'deki Roma hakimiyetini kesinleştirmiştir. Böylece Ordu, Giresun, Trabzon, Rize gibi şehirler 1300 yıl sürecek Roma hakimiyetine girmiş, Kolhis de bir daha hiçbir zaman bu toprakları kontrolü altına alamamıştır. “Divide et İmpera”: Böl ve yönet politikasını çok iyi uygulayan Roma İmparatorluğu ve daha sonra Doğu Roma İmparatorluğu, Karadeniz kabilelerini kendi dinlerine çekerek kontrol altında tutmak için kaleler ve kiliseler yapmış, neticede 1300 yıllık bu Roma hakimiyeti yerli kabilelerin Romalılaşması (Rumlaşması) sonucunu doğurmuştur. Kolhis ise MS 100'lü yıllarda yerini ardılı olan Lazika Krallığı'na bırakmıştır.
Kolha
Kolhlar Kafkasya'ya Orta Tunç Çağı döneminde yerleşmiştir. Karadeniz'in güney doğu kıyısı boyunca yaşayan Kolhis boylarının nihai birleşmesinin MÖ 13. yüzyılda gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Bu tarihlendirme eski Asur kaynakları ve Türkiye'nin kuzeydoğu kıyısından Gürcistan'ın batı kıyılarına dek uzanan bölgede keşfedilmiş arkeolojik kalıntılar tarafından doğrulanmaktadır. Kolhis kültürünü oluşturan boyların birleşme ve güçlenme dönemi Altın Post'u arayan Argonotlar gibi Antik Yunan efsanelerine yansımıştır. Eski Doğu kaynaklarında Kolh etnik adlandırmasına ilk kez MÖ 12-10. yüzyıllara tarihlenen Asur kralı I. Tiglat-Pileser'in yazıtında rastlanmaktadır. Doğu Karadeniz kıyısında 13. yüzyılın sonunda ortaya çıkan boylar birliği ileriki dönemde Kolhis Krallığı'nı oluşturdu. MÖ 8. yüzyılda Urartular tarafından bu devlet Kolha olarak biliniyordu. Urartu kaynaklarında genel valilerden, yani kraliyet memurlarından söz edilmesi krallıkta doğu tipi bir devlet idaresi şeklinin yürütüldüğüne işaret etmektedir. Güneydoğu Karadeniz'in Çoruh havzasında yer alan İldamusi kenti devletin başkentidir.
Başkent İldamusi'nin etki alanı Doğu Karadeniz kıyılarının geniş topraklarına yayıldı. Kolhis Krallığı, Diaohi ve Urartu devletleri ile sürekli olarak savaşmıştır. Kolha ve Urartu, Diaohi topraklarını aralarında paylaştılar. Bu tarihten sonra Kolha ve Urartu komşu oldular. Aynı dönemde krallıkta büyükbaş hayvancılık ve demir metalurjisi üst düzeye ulaşmıştır. MÖ 8. yüzyıl Kolhis'in altın çağı olarak kabul edilir. Kolhis bu dönemde Urartu'nun kuzey bölgelerini ilhak etti ancak MÖ 750–748 ve 744–742 yıllarında Urartu kralı II. Sarduri ile yapılan savaşlardan sonra İldamusi kraliyet şehri de dahil olmak üzere birçok eyaletini kaybetti. Daha sonraları Kolhis MÖ 730–720'de Kimmerler ve İskitler tarafından istila edildi. Kimmer ve İskit istilasından sonra Batı Gürcistan'da ortak düşmana karşı birleşen birkaç siyasi birim olduğu tahmin edilmektedir.
MÖ 720'li yıllardan itibaren, Kolha'nın düşüşünden sonra Kolhis boylarının bir kısmı güneydoğu Karadeniz bölgesine bugünkü Trabzon bölgesine yerleşti ve devletin yönetim merkezi günümüz batı Gürcistan'ın kuzeyine taşındı. MÖ 7-6. yüzyıllarda burada Herodot'un yakın doğunun büyük imparatorlukları Med ve Ahameniş İmparatorluğu ile birlikte zikrettiği antik çağın güçlü devletlerinden biri olan Kolhis Krallığı kuruldu. Krallık, Rioni nehri boyunca bugünkü Kolhis Ovası'nda bulunuyordu ayrıca modern yerleşim bölgeleri Dablagomi ve Vani toprakları da krallığa bağlıydı.
Grek Kolonizasyonu
Kolhis topraklarının gelişmiş ekonomisi, elverişli coğrafi ve doğal koşulları Kolhis kıyılarını kolonileştiren Miletli Grekler için Kolhis'i özellikle çekici bir ticaret rotası kılıyordu. MÖ 6-5. yüzyılarda Fasis, Gienossa, Dioscuria gibi ticari liman kentleri kuruldu. Bunlar arasında tüm Kolhis'deki en zengin Grek tüccar sınıfı ve elitinin yaşadığı Fasis şehri büyük öneme sahiptir daha sonra da Batı Gürcistan'ın gelişmesinde bu rolünü yitirmedi (Fasis Akademisi). Ayrıca diğer önemli şehirler arasında Suriumi (Vani), Sairhe, Dablagomi gelmektedir ve ülkenin iç kesiminde daha sonraki Lazika döneminde ortaya çıkacak zengin bir bölge olan Muhurisi'nin bulunduğu arazide (yaklaşık olarak Rioni ve Tshenistskali arasındaki ova bölgesi) yer aldığı düşünülen büyük bir yerli şehrinden bahsedilmektedir. Bu şehir eski bir Yunan mitine göre güneşin doğduğu dünyanın en doğu yeri ve bilinen antik dünyada yapılabilecek "en uzak yolculuk" noktası olarak kabul ediliyordu. Kolhis toprakları Büyük İskender'in fethettiği toprakların ötesinde Makedon İmparatorluğu'nun doğu sınırında bulunuyordu. Fasis ve Dioskuria ticari oligarkların hakim olduğu muhteşem Grek şehirleriydi ancak eylemleri zaman zaman Kolhis'in iç bölgelerinde yaşayan henüz Grek kültürüne asimile olmamış Kolhis boyları tarafından tepkiyle karşılanmaktaydı. Dönemin en büyük medeniyetlerinden biriyle kurulan temas Kolhis'deki kültürel ve ekonomik gelişmeyi hızlandırdı. Kolhis'de bu dönemde büyük bir ticari sınıf halihazırda bulunuyodu. Ayrıca iç pazarı ve uluslararası ticareti genişletme çabaları sürdürülmekteydi. Kolhis'in en yakın siyasi-kültürel ve ekonomik ilişkiye sahip olduğu devlet Kırım Yarımadası'nda kurulmuş Grek Bosporos Krallığı'dır. Kırım'da yapılan kazılarda aynı döneme ait tapınaklarda Kolhis tetrilerinden oluşan bir hazine ve ayrıca üzerinde Yunanca "Colchos" isminin kazınmış olduğu bir amfora keşfedilmiştir.
Kolhis'in zengin seçkinlerinin Grek yaşam sitilini benimsemiş oldukları düşünülmektedir. Çoğunlukla Vani'de (ayrıca Abhazya'da) bulunan lüks malikanelerde inanılmaz derecede zengin bir tabakanın yaşamış olduğu düşünülmektedir. Bu Kolhis boy liderleri Grek kaynaklarında Skeptuhi olarak adlandırılmaktadır. Arkeolojik materyallerden Grek kıyafetlerinin, takılarının, araç gereçlerinin, isimlerinin ve konutlarının yüksek tabakanın karakteristik özelliği olduğu görülmektedir.
MÖ 6. yüzyılda krallık düştü ve Ahameniş İmparatorluğu'na tabi oldu. Güney Kolhis'te yaşayan boylar (Tibarenler, Mosinikler, Makronlar, Moshiler ve Marlar) İran'ın 19. satraplığına dahil edilirken, kuzey boyları ise "gönüllü" hediyelerle her beş yılda bir İran sarayına 100 kız ve 100 erkek köle göndererek yönetimlerini sürdürdüler. Kolhis'de Ahameniş İmparatorluğu'nun etkisi Kolhis'in kendi başarılı ekonomisi ve imparatorluğun yayıldığı geniş cografyalardaki farklı bölgelerle kurulan ekonomik ve ticari birlikler Kolhis topraklarının sosyo-ekonomik gelişimini hızlandırdı. Sonuç olarak, Kolhis boylarının zamanla Pers boyunduruğunu kırmış ve bağımsızlıklarını yeniden sağlamış oldukları görülmektedir. 5. yüzyıla gelindiğinde Fasis, Dioskuria gibi şehirler gelişme gösterdi. İlk İberya Kralı I. Parnavaz ve ona bağlı Kolhis Eristavisi Kuci döneminde dış politikada büyük başarılar elde edildi. Bu döneme ait arkeolojik buluntular keskin mülki farklılaşma gösterir. Krallık Aieti'nin soyundan gelen bir hanedan üyesi tarafından yönetilmekteydi. Krallık Skeptuhi adı verilen valilerce idare edilen bölgelere ayrılmıştı. Skeptuhi merkezlerinden biri Vani idi.
Kolhis Krallığı MÖ 4-3. yüzyıllarda gitgide zayıfladı. Pers İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra yaklaşık olarak MÖ 302 yılında Kolhis'in doğu toprakları İberya Krallığı'na bağlandı ve buralarda Gürcüleşme süreci yaşandı. Strabon'un aktardığına göre Kolhis bu dönemde büyük ölçüde deniz kıyısı boyunca uzanan toprakları kapsıyordu. Kolhis, Skeptuhiler tarafından yönetilen birkaç küçük prensliğe bölündü. M.Ö 3. yüzyılın bilinen Kolhis kralı 'dir ve kendi ismiyle Lisimahos tipi madeni paralara benzer bir madeni para bastırmıştır. MÖ 3-1. yüzyıllarda Kolhis uluslararası ticaretle uğraşmayı sürdürüyordu. Hem kent hem de dağlık halk ticarete dahil olmuştur. Antik çağın tarım biçimi uygulanmaya çalışılmış ve Grek tipi amforalar gibi çanak çömlekler üretilmiştir.
Pontus Dönemi
Kolhis, MÖ 101 yılında Pontus Kralı VI. Mithridates'in başlattığı işgale kadar bağımsızlığını korudu. VI. Mithridates'e karşı MÖ 83 yılında bir isyan patlak verdi ve yerine büyük oğlu Mitridate tahta geçti. Dioskuria merkez ilan edildi. Kısa süre sonra babasına komplo kuran Mitridate cezalandırıldı. Bu arada Kolhis'in isyanı VI. Mithridates'in batıda Roma'ya karşı sefer düzenlemesini engelledi. Üçüncü Mithridatis Savaşı sırasında VI. Mithridates kısa bir süre hüküm sürecek olan oğlu Mahare'i Kolhis kralı olarak atadı. MÖ 65 yılında Mithridates'in yenilgisinden sonra Kolhis Roma generali Pompey'in Kafkasya seferi sırasında işgal edildi. Mithridates'e bağlı Skeptuhiler, Pompey'in esirler listesinde kral olarak bahsedilen de dahil olmak üzere sert bir direniş gösterdi. Oltake sonunda esir alındı ve Pompey'in zafer kutlaması için diğer kral-prenslerle birlikte Roma'ya tutsak olarak götürülürken Mithridates yanlısı Skeptuhilerden Orkozi Pompey'e karşı bir savaşı yönetmiş ancak daha sonra Svaneti dağlarına çekilmiştir. Pompey yerli bir yönetici olan Aristarkus'u tahta çıkardı. Kolh Aristarkus kendi adına para bastırdı ve Roma'ya bağlı vasal bir kral olarak 12 yıl hüküm sürdü.
VI. Mithridates'in oğlu II. Farnakis, Sezar'ın Mısır sarayında patlak veren bir darbeyle uğraşmasından yararlandı ve zaferi kısa sürse de Sezar'ın gönderdiği Gnaeus Domitius Calvin'i yenerek Kapadokya'nın bir bölümünü, Ermenistan ve Kolhis'i ele geçirdi. Farnakis'in varisi yönetiminde Kolhis Bosporos Krallığı'nın bir parçasıydı. I. Polemon'un ölümünden (MÖ 8) sonra ikinci eşi Pontuslu Pitodorida Bosporos tahtının elinden alınmasına rağmen Kolhis'in ve Pontus'un yönetimini elinde tuttu. Oğlu ve halefi Pontuslu (MS 38-62), İmparator Neron tarafından tahttan çekilmeye zorlandı ve hem Pontus hem de Kolhis önce Roma'nın Galatya Eyaleti'ne (MS 63) ve daha sonra ise Kapadokya Eyaleti'ne (MS 81) dahil edildi. Kıyıdaki Fasis, Dioscuria ve diğer Grek yerleşimleri MÖ 60-40 yıllarında yapılan savaşlardan beri tam olarak toparlanamadı ve bölgenin ekonomik ve siyasi merkezi Trabzon oldu.
Roma Dönemi
Roma hakimiyeti kıyı boyunca yer alan büyük kalelerin ele geçirilmesine rağmen zayıftı. MS 69 yılında Aniket önderliğinde Pontus ve Kolhis halkı Romalılara karşı başarısızlıkla sonuçlanan büyük bir isyan düzenledi. Savaşçı Svan ve Heniohi boyları tarafından ova ve kıyı bölgelerine sık sık baskınlar düzenleniyordu. Kolhlar bir saygı göstergesi olarak Roma'ya temsili bir haraç ödüyordu ancak MS 30'lu yıllardan itibaren Kolhis topraklarının iç kesimlerinde dağlık ve komşu bölgelerden göç eden nüfusu birleştirerek kendi krallık-prensliklerini kurdular ve büyük ölçüde bağımsızlıklarını korudular. Güneyden kuzeye doğru Mahelonlar, Heniohlar, Lazlar, Apsiller, Abazglar, Sanigler ve Zygii tarafından kurulmuş krallık-prenslikler hüküm sürdü.
Hristiyanlık Kolhis'de 1. yüzyılın başlarında yayılmaya başladı. Geleneğe göre Hristiyanlık havariler Andreas, Yurtsever Simun ve Mathias tarafından ilk olarak yayılmaya başlamıştır. 3. yüzyıl mezar yapılarındaki değişiklikler muhtemelen Hristiyan etkisinden kaynaklanıyordu. Hristiyanlığın yayılışına rağmen Helenistik, yerel Pagan inançları ve Mitraizm MS 4. yüzyıla kadar varlığını yaygın biçimde sürdürmeye devam etti. Kırım Gotları 253'te yeni bir yurt arayışında Kolhis'e saldırdı ancak saldırıları Pitsunda'da bulunan Roma garnizonu tarafından püskürtüldü. 3-4. yüzyıllarda yerel krallıkların çoğu yavaş yavaş Lazika kralları tarafından tek bir devlet çatısı altında birleştirilerek Lazika Krallığı kuruldu.
Toplum
Antik Kolhis toplumunda yerel soylu sınıfın yönetimi altında kabileler federasyonu şeklinde örgütlenen bir ulus yapısı vardı. Büyük ailelerden oluşan kabileler, asa taşıyanlar “Skeptuhi”ler (şef) tarafından yönetiliyordu. Skeptuhi denilen bu yerel şefler bazen kabileler birliğini sağlayan bir “Mapa”nın (Kral) yönetimi altında birleşiyor, bazen de bir krala bağlı olmadan kendi kabile topraklarında hüküm sürüyorlardı. Hükümdar (Mapa) kabileler birliğini sağladığından yüce bir makamla özdeşleştiriliyor ve Kolhis soyunun en yüksek rütbesi olan “Güneş'in Oğlu” olarak görülüyordu. Kabile şefleri de kendi yönetimleri altındaki topraklarda hem korunaklı olduğu için, hem de Güneş'e daha yakın olabilmek için tepeler üzerinde, kulelerde, yüksek yerlerde yaşıyorlar bu şekilde bir çeşit “Güneş Rahibi” sıfatıyla yöneticilik yapıyorlardı.
Halk, pek çok kabileden oluştuğu ve her kabile de kendi şefi tarafından yönetildiği için, kabile statüleri özerklik hatta bazen bağımsızlık arz ediyor, bir kabilenin aldığı karar bir diğer kabileyi bağlamayabiliyordu. Zira Driller, Mahoroniler ve kıyıda yaşayıp adı bilinmeyen diğer Kolhi topluluklar gibi Tzan kabilelerinin krallıktan bağımsız şekilde yaşamaları bu duruma örnek teşkil etmektedir.
Kolhisliler, toplum olarak doğudaki İberler (Gürcüler) ve kuzeydeki Kuban (Kuzey Kafkasya) Abhaz, Çerkes ve Çeçen topluluklar ile akrabadır.
Dış görünüş olarak ise Antik Çağ'ın Kolhislileri, soluk benizli (beyaz tenli), vücutlarına çeşitli motiflerle dövmeler yapılmış şekilde tasvir edilmişlerdir. Ayrıca Tzanlar keten kumaşından giysiler giyiyorlar, savaş halinde de ağaç ya da deri başlıklar takıyorlar, ağaç ya da tabaklanmamış deriden kalkanlar, tek ya da çift ağızlı baltalar, kılıçlar, kısa ya da Ksenofon'un tasvirine göre ancak çok kuvvetli insanların taşıyabileceği uzunlukta mızraklar taşıyorlardı. Anabasis'te bu kabilelerin öldürdükleri düşmanlarının kafalarını keserek farklı ritüeller içeren bir savaş dansı yaptıklarından ve bir antlaşma yapacakları zaman da kendilerinden bir eşya verip karşılığında bir eşya alarak tanrıların huzurunda anlaştıkları bir adetten bahsetmektedir.
Kolhis aile yapısında kadın önemli bir yere sahipti. Karadeniz kadınının ailedeki bu konumu Altın Post Efsanesi'ne yansımış, efsanede erkek gibi güçlü Karadeniz kadınının ailenin geçimini sağlamak için tüm gücüyle çalıştığından bahsedilmiştir. Karadeniz kadınlarını baz alan Amazon savaşçılar efsanesi hatta bu savaşçıların Kolhis Krallığı'nda çıkan bir iç savaşta ordularıyla Kral Aietes'in tarafını tutmaları, Kolhis'teki arkeolojik buluntular arasında “Büyük Ana” motifli pek çok buluntuya rastlanılması ve paralardan heykelciklere kadar pek çok eser motifinde kadının ön planda olması bölgede kadının öneminin ve Ana Tanrıça kültünün göstergeleridir. Ve Yunan mitolojisinde de Kolhis Prensesi Midia'nın bazen bir tanrıça bazen de -tıpkı Amazonlar gibi- Ay rahibesi rolünde ve karanlık bir büyücü olarak karşımıza çıkması ve karakterinin abartılı bir şekilde karanlık gösterilmesi, hatta Midia'nın da Amazonların da çocuklarını öldüren gaddar “Anneler” olarak gösterilmeleri, Karadeniz'de Samsun, Ordu, Giresun...da yaşayan Amazonların antik dünyanın pek çok bölgesine saldırarak buraları ele geçirmeye çalışmaları (anaerkil) sonraları ise tek bir erkeğin gelerek (Herakles, Theseus) onları yenebilmesi (ataerki), yine Midia'nın halası olan Kolhisli Kirke'nin de karanlık bir karaktere dönüştürülmesi, hatta Kolhisli büyücünün (anaerkinin temsili olarak) erkekleri domuza çevirdiği için sonunda bir erkeğin (Odisseus) çıkıp buna bir son vermesi (ataerki), Ay temsili tanrıçanın Güneş Arabası'na Helios'tan önce binerek Kolhis krallarının atası Helios'u -idare için- arabaya davet etmesi (anaerkil) sonrasında ise Helios'un arabayı tek başına sürmesi (ataerkile geçiş) ve tarihi bir gerçeklik olarak Antik Yunan yazarlarının, Doğu Karadeniz kabilelerinin yaşam tarzını yadırgaması onları Yunan kültüründen uzak görmesi; ataerkil yaşama geçişini tamamlamış Yunanların bir kısım anaerkil adetleri barındıran Karadeniz kabilelerini eleştirisi ve bu adetleri köreltmek istemesinin mitoloji ve tarihe yansıması olarak görülmektedir.
Dil
Antik Kolhis toplumu Kafkas Dil Ailesi'nin, Güney Kafkas koluna ait bugünkü Lazca ve Megrelce'nin atası olan Tzan Dili'ni konuşuyorlardı. Fakat günümüze dek ortaya çıkarılan arkeolojik bulgularda paralar ve diğer eserler dışında yazılı kaynaklara rastlanmamıştır.
Arkeoloji
Kolhis'in bugün Gürcistan'da kalan topraklarında detaylı arkeolojik araştırmalar yapılmasına rağmen Türkiye topraklarında kalan batı kesiminde herhangi ciddi bir arkeolojik araştırma yapılmamaktadır. Bu da Antik Kolhis ile ilgili pek çok soruyu cevapsız bırakmaktadır. Ordu'da Kolhis medeniyetinin MÖ 2000’lere ait izlerine rastlanmıştır ancak yine de kültürün başlangıç tarihi olarak MÖ 16-15. yüzyıllar kabul edilmektedir. Kolhis ile ilgili başlıca arkeolojik buluntular kütük ağaç mimarisi temelinde tapınak, taş palet ve kütük ağaç yapımı sur kalıntıları, çanak- çömlekler, tarım aletleri ve çeşitli savaş aletleri özellikle de baltalardır.
Kolhis arkeolojik kalıntıları Mimari ve Ekonomik faaliyetler başlığı altında iki grupta aktarılmıştır:
Mimari
Doğu Karadeniz'in geniş ormanlık alanları bölgedeki tüm mimari yapılara yetecek kaynağı sağlıyordu. Antik dönemlerde Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Rize, Artvin ve devamında Batı Gürcistan'daki tüm illerin mimari yapıları ağaç mimari temelinde yükseliyordu. Doğu Karadeniz'e özgü bu ahşap mimari “Çargvali” olarak adlandırılıyordu. Antik Kolhis'in bu özgün mimarisinde evler “Ahşap Kule” tarzı inşa ediliyordu. Romalı mimar ve mühendis Vitruvius'un anlatımına göre Kolhis evlerinin yapımı şöyledir:
"…Karadeniz'deki (Giresun, Trabzon, Rize) Kolhi kavmi, bol kereste kaynaklarına sahiptir ve onların yapı teknikleri de bu kaynaklara bağımlıdır. Onlar, iki ağacı zeminin üzerine paralel bir şekilde yatırarak aralarında bir ağaç boyu mesafe bırakırlar, sonra da bunları; üzerlerine, uç kısımlarından karşılıklı iki ağaç daha koyarak birleştirirler. Bu belirlenmiş alan içinde kalan yer evin iç kısmı olur. Bu dört kenardaki duvar aynı şekilde üst üste ağaçlar koyarak, yukarıya doğru yükseltilir. Böylece köşelerde, her ağaç bir diğerini düşey olarak desteklemiş olur. Ağaçların kalınlıklarına bağlı olarak arta kalan karşılıklı boşluklar, çamurla ve küçük parçalarla kapatılır.
Çatının yapımı için de aynı yöntem uygulanır. Ağaçların uzunlukları aşamalı olarak azaltılarak, köşeler arası mesafe gitgide daraltılır ve böylece piramite benzer bir çatı formu elde edilir. Çatının üzerini de dal parçaları ile örterler ve üzerini balçıkla sıvarlar. Böylece onların bu dört kenarlı çatıları, kabaca bir tonoz şeklini almış olur. ”
Benzer şekilde çeşitli eşyaların saklandığı -bugünkü serender/nalyaların öncülü- ambarlar inşa edilmekteydi. Günümüze kadar ulaşan bu yapı tekniği MÖ 2000'lerde gelişmeye başlamıştı, tapınak ve surlar da benzer şekilde inşa edilmekteydi. Vani'de bu yapı tekniğiyle inşa edilmiş 2500 yıllık bir tapınak ortaya çıkarılmıştır.
Bölgeyle ilgili gözlemlerini aktaran Hipokrat da Antik Kolhis evlerini; “suların üzerinde, ağaçtan ve kamışlardan inşa edilmiştir.” şeklinde tanımlamıştır. Bölgeyi gezen Ksenofon'un da bölgedeki yerli kabileleri “Mossynoik: Ahşap kulelerde yaşayanlar” şeklinde tanımlaması, Coğrafyacı Strabon'un da ahşap kule evlerde yaşadıkları için onlara “Mossynoik” dendiğini bildirmesi ve Vitruvius'un da günümüz Türkiye'sinin Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan Kolhilerde ahşap kule mimarinin hakim olduğunu aktarması Tzan kabileleri arasında bu yapı tipinin ne derece benimsendiğini gösterir niteliktedir.
Ekonomi
Zenginliğiyle Antik Çağ'ın en ünlü efsanelerinden Altın Post Efsanesi'ne konu olan Kolhis gücünü metalurji bazlı ekonomisinden alıyordu. Antik Çağ tarihçisi Plinius, Kolhis Kralının muazzam miktarda altın ve gümüşe sahip olduğunu yazmaktadır. Sadece Vani'de çıkarılan MÖ 5. yüzyıla ait 1700 altın eser bu güçlü ekonominin bir göstergesidir.
Tarım
Kolhis’te yani günümüz Doğu Karadeniz'indeki iklim koşullarına bağlı olarak bitki ve ağaçlar hızlı bir şekilde büyümekteydi. Antik dönemlerde neredeyse tüm Kolhis coğrafyasını kaplayan bu bitki örtüsü ve ormanlık alanlar nedeniyle tarım alanlarını genişletmek, büyük bir işgücü gerektiriyordu. Genişletilse bile bu alanlar hızlı bitki büyümesinin etkisiyle tekrar eski haline dönüyordu. Bu durumun tarımın gelişmesini engellediği düşünülmektedir. Tıbbın babası Hipokrat'ın nemli, bataklık ve ormanlık olarak tasvir ettiği ülke arazisi, yüksek yeraltı su seviyesiyle de bölge tarımının gelişmesine engel teşkil ediyordu. Kolhis topraklarında geniş çapta tarım yapılabilecek tek büyük alan Rioni havzasıydı. Burası da bataklıklardan oluşuyordu. Buna rağmen Rioni Havzasında yaşayan Kolhisliler, Rioni çamurunu verimli kullanıyor ve bataklık alanları tarlalara dönüştürüyorlardı. Bataklıklar, Rioni’den açılan yapay kanallarla sulanarak bataklığın üstüne verimli çamurundan bir tabakanın oluşması sağlanıyor daha sonra özel olarak açılmış kanallar ve çukurlarla tarla sudan arındırılıyordu. Bu kanal sistemi aynı zamanda Rioni Nehri taştığı zaman ekili alanların su basmasını önleme işlevini de görüyordu. Büyük yerleşim alanlarındaki tarımsal alanlar orantılı olarak büyüktü ve karmaşık kanal sistemine sahipti.
Tüm bu engel teşkil eden durumlar aşılarak tarım faaliyetleri gerçekleştiriliyor ve halk üretim fazlası ürünlerini de ihraç ediyordu. Kolhis'te yetiştirilen tarım ürünlerinin başlıcaları kendir, darı, yerel buğday türleri, üzüm gibi ürünlerdi.
Hayvancılık ve avcılık
Tarımın yanında hayvancılık, düzlüklerde ve özellikle Kolhis'in dağlık bölgelerinde yarı göçebe kabileler tarafından yapılıyordu. Halk daha çok büyük ve küçükbaş hayvancılıkla uğraşıyor, bunların yanında domuz ve tavuk gibi hayvanlar da besleniyordu.Büyük İskender'in hocası Aristoteles, Kolhis'teki hayvancılıktan bahsetmiş, Kolhis ülkesindeki sığırların küçük cins sığırlar olsalar da Yunanistan'daki büyük sığırlardan daha verimli olduklarını ve daha çok süt verdiklerini aktarmıştır.
Sokrates'in öğrencilerinden Ksenofon da, “Avcılık” isimli bir çalışmasında, Karadeniz'de iken şahit olduğu Kolhis yapımı kendir iplerinin ağ yapımında en makbul malzemelerden biri olduğunu vurgulamaktadır.
Ticaret
Doğu Karadeniz kabilelerinin diğer uygarlıklarla iletişime geçmesi karşılıklı bir alışveriş ortamını da beraberinde getirmiştir. Başta keten olmak üzere balmumu, zift, kendir, tuzlanmış balık ve büyükbaş hayvan ihracı ülkenin en önemli ticari gelirleri arasındaydı. Bölgede gemi ve mobilya için gerekli kereste açısından zengin ormanlık alanların bulunması da ülkeyi çekici kılan diğer etmenlerdendi. Coğrafyacı Strabon, Antik Kolhis'in ihraç ürünlerini “mükemmel” olarak nitelemiştir. Bu dönemlerde Antik Dünya'nın pek çok yerinde olduğu gibi Kolhis'te de köle ticareti yapılıyordu, Yunanistan ve Kırım'la köle ticareti yapıldığı, kayıtlarda rastlanılan “Kolh”, “Kolhos” gibi etnik köken belirten isimlerin Kolhislilere ait olduğu düşünülmektedir.
Denizcilik ve korsanlık
Tarıma elverişsiz, taşlık ve ormanlık arazi yapısı, ekilecek çok fazla düzlük alanın olmaması Kolhislilerin ve günümüzde de Sinop'un doğusunda yaşayan insanların denizle bütünleşen bir yaşam tarzına sahip olmalarında en büyük etkendir. Bölge tarıma elverişli olmasa da denizcilik için gereken tüm kaynağı sağlamaktadır. Günümüzden 2000 yıl önce yaşamış olan Strabon, Kolhis'in gemi inşasına yönelik her konuda mükemmel düzeyde olduğunu aktarmaktadır. Her ne kadar Kolhis kabilelerinin açık deniz ticareti yapmış oldukları konusu kesinlik kazanmamış olsa da bu kabilelerin korsanlık yaptıklarına, hatta büyük korsan filolarına sahip olduklarına dair bilgiler kesindir. Zira yine Strabon, kayıtlarında Kafkas kökenli kabilelerin ortaklaşa yürüttükleri korsanlık faaliyetlerinden bahsetmektedir. Kamarae adı verilen 30 kişilik hafif tekneleri gerektiğinde süratli bir organizasyonla bir araya topladıklarını, bu şekilde ticari gemilere, ülkelere ve sahil kentlerine saldırarak Karadeniz'deki egemenliği ellerinde tuttuklarını aktarmaktadır. Romanya'da yaşayan Latin şair Ovidius da soygunculuğun yanında adam kaçırma ve fidyecilikle de uğraşan bu Doğu Karadenizli korsanların Batı Karadeniz kıyılarını da tehdit ettiklerini ve gemicilere çok ciddi zararlar verdiklerini yazmaktadır.
Yine 2000 yıl öncesine tarihlenen kayıtlarda Karadeniz Polemonya Krallığı'nda görev yapmış Laz bir amiral olan Aniket'in, Kolhis'e has çift pruvalı teknelerle hareket ederek, Trabzon'u işgal eden Roma İmparatorluğu donanmasını yakması esnasında bölge denizciliğinin ileri seviyesini gösteren teknikler gözlemlenmiştir. Tacitus, “Kamarae” denilen bu teknelerin her iki yöne hareket edebilecek şekilde ve metal bağlantı kullanılmadan tamamen ahşaptan yapıldığını ve Karadeniz'in fırtınalarına, büyük dalgalarına karşı üst kısımları kapanabilen bu yerli yapım teknelerin böylece dalgalar arasında yuvarlansa bile batmadıklarını aktarmaktadır.
Yine tıbbın babası Hipokrat da Fasis bölgesi ile ilgili aktardığı yazılarında halkın ulaşımda tek parça ağaçtan yapılmış kanolarla seyahat ettiklerini yazmaktadır.
İleri seviyeye ulaşmış olan denizcilik faaliyetlerinin asırlar sonraki hali Evliya Çelebi tarafından Laz Meneksilası olarak tanımlanmış ve ”...üç parçadan yapılır, biri teknenin altında ikisi yanındadır, fevkalade büyük levhalardır, gemi kenarları iki adam kalınlığında hasır ve sazlardan örülmüştür bu sayede içeri su sızdırmaz ve Karadeniz'in fırtınalı sularında mantar gibi yüzerler, çift pruvalı kayıklardır, 100 adam alırlar...” şeklinde tasvir edilmiştir.
Çanak ve çömlek yapımı
Kolhis'te tarımsal ve hayvansal ürünlerin stoklanması için gerekli çanak-çömleğin yapımı da kendine has özellikler göstermektedir. Testi, çanak ve tas gibi çeşitli formlara sahip olan Kolhis seramikleri genellikle siyah renklidir ve tutaçları boynuz şeklinde tasarlanmıştır. Genellikle balık kılçığı ve çiçek bezeleri gibi motiflerle süslenmişledir. Antik Kolhis yerleşim yerlerinden MÖ 2. binyılın ikinci yarısına ait pek çok çanak-çömlek çıkarılmıştır. Kolhis seramik ürünlerinin bu derece fazla olması ve yaygınlığı üst düzey bir ekonomik gelişimin de göstergesidir. Don Nehri havzasında Kolhis yapımı çömleklere rastlanması seramiklerin önemli bir ihraç ürünü olduklarını da göstermektedir.
Dokumacılık - giyim kuşam
Kolhis'in başlıca uğraşılarından biri, ünü Kolhis ile bütünleşmiş olan keten kumaşı asırlar boyu Kolhis halkının giyim kuşamının temel ürünü olmuştur. Yoğun bir şekilde kendir ziraatı yapılan ülkede keten kumaşı en önemli ihraç ürünü ve dolayısıyla ülkenin başlıca geçim kaynakları arasındaydı. Kolhis keteninin antik dünyada meşhur olduğunu bildiren Herodot'un yanında Coğrafyacı Strabon da Kolhis'teki keten üretimi ile ilgili: “...halk başta keten olmak üzere, kendir, balmumu ve zift üretimi ile uğraşır. Öncelerden beri dış ülkelere keten ihraç ettiklerinden, keten kumaşı imalatında yaygın bir ün kazanmışlardır.” aktarımlarını yapmaktadır. Bununla birlikte Kolhis krallarının da kendilerine has mor-erguvan renkli kaftan giyme gelenekleri vardı. Bu rengin üretimi zor olduğundan, bu durum bir farklılık arz ediyor ve Kolhislilerin başına geçen bu tek kral mor-erguvan renkli kaftanla süsleniyordu.
Metalurji
Kolhis'in, Yunan mitolojisinin en uzun efsanelerinden Altın Post Efsanesi'ne konu olması, Antik Yunanistan halkının bölge metalurjisine duyduğu merakın bir yansımasıdır. Arkeolojik kazılarla ortaya çıkarılan buluntular da bu durumu destekler niteliktedir. Kazılarda ortaya çıkarılan cüruf, mors, demirden ince öğütme aletleri, büyük taş çekiçler ve diğer taş aletler Kolhis'te karmaşık ve ileri seviyeye ulaşmış bir metal işlemeciliği olduğunu göstermektedir. Metalurjide taştan döküm kalıpları, çekme, kakma ve diğer metal işleme teknikleri kullanılmaktaydı. Ayrıca kazılarda çıkarılan çeşitli kalıplar ve potalar metal işlemeciliğinin özel atölyelerde de yapıldığını göstermektedir.
Kolhis kültürünün günümüze dek ulaşan en eski metal bulguları Ureki'de ortaya çıkarılmıştır. Buradaki bulguların çoğu balta olmak üzere, kazma ve kürekler de elde edilen buluntular arasındadır. Bununla birlikte Ordu'da da MÖ 2000 yıllarına uzanan Kolhis eserlerine rastlanılmıştır.
Savaş aletleri
Kolhis kültürüne ait en eski metal bulgular, en çok kullanılan savaş aleti olan baltalardır. Kolhis baltalarının karakteristik özelliği baş taraflarının çeşitli formlara sahip, gövde kısımlarının da asimetrik olmasıdır. Ayrıca Kolhis baltaları zarif ince süslemelerle de bezeniyordu. Ve bu baltalar savaş aleti olmalarının yanında dini ayinlerde kült objesi olarak da kullanılıyordu. Batı Gürcistan'da yapılan arkeolojik kazılarda Kolhis baltalarının pek çok örneği ortaya çıkarılmıştır. Türkiye'deki yetersiz kazılara rağmen Ordu, Rize ve Artvin illerinde de Kolhis tipi savaş baltaları bulunmuştur.
MÖ 1. binyıla ait baltalarda sanatsal özellikler daha ön plana çıkmaktadır. Baltalar güneş, ay, yıldız, güneşin simgelerinden gamalı haç, at, boğa, köpek, yılan, geyik ve balık gibi motiflerle süslenmekteydi. Baltaların yanında bu motiflerle süslenmiş pek çok kama, mızrak ve ok uçları da üretilmekteydi.
Arkeolojik buluntuların yanında Antik Çağ tarihçilerinin bölgeyle ilgili aktarımları da Kolhis kabilelerinin daha çok balta ve mızrak kullandığı yönündedir. Tarihin babası Herodot da Kolhların mızraklar ve kılıçlar taşıdığını aktarmıştır.
Nümizmatik
Kolhis'in metalürji alanındaki gelişimi onların sikke basımında da görülmüştür. MÖ 6-5 ve 4. yüzyıllara tarihlenen pek çok Kolhis sikkesi bulunmuştur. Ağırlıklı olarak kadın motiflerinin ön plana çıktığı paralarda güneş, güneşin simgesi boğa, kanatlı pegasus motifleri de işlenmiştir.
Kolhisliler, MÖ 4. yüzyılda Büyük İskender’in ölümünden sonra onun halefi olan Lisimahos döneminde; bol miktarda sahte Makedonya sikkesi basıp ülkeler arası dolaşıma sokmuşlardır. Kolhis'te basılan bu sahte paralar Orta Avrupa'ya kadar piyasaya sürülmüştür.
Süs eşyaları
Kolhis metalurjisinin en güzel örnekleri, çağına göre ileri olarak tabir edilebilecek seviyede işlemeli takılar ve süs eşyalarıdır. Kazılarda altın küpeler, kolye, bilezik, işlemeli altın levhalar gibi pek çok değerli eser gün ışığına çıkarılmıştır. Özellikle Kolhis küpeleri bölgede metalurjinin en güzel örnekleri olarak kabul edilmiştir. Ayrıca Samos Adası'nda MÖ 7. yüzyıla tarihlenen Kolhis yapımı ziller ve kadın motifli heykeller de ele geçirilen buluntular arasındadır.
MÖ 1. binyılın ikinci yarısına ait Kolhis metal işlemeciliğinin bazı örnekleri:
Hükümdarları
Kolhis'in hükümdarları hakkında çok az şey bilinmektedir;
Hükümdar | Saltanatı | Notlar |
---|---|---|
1. Kuci | MÖ 325–280 | |
2. Ake (Basileus Aku) | yaklaşık olarak MÖ 4. yüzyılın sonu | Adı onun için basılmış bir parada bulunmuştur. |
3. Saulakes | MÖ 2. yüzyıl | |
4. Mithridatis | fl. MÖ 80 | Pontus yönetimi altında. |
5. Mahare | fl. MÖ 65 | Pontus yönetimi altında. |
6. Aristarkus | MÖ 63–47 | Pompey tarafından atandı. |
6. Kartam | ? - MÖ 33 | Kolhis eristavisi. Kuci'nin soyundan gelme. |
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ რატი იონათამიშვილი ”ბორჯღალასა და სვასტიკის გენეზისისთვის” თბ.(2006) [Rati Ionatamishvili, Genesis of the Leopard and the Swastika, Tbilisi, 2006 ]
- ^ Mikelaje 1974, 26ff.
- ^ a b Otar Lordkipanidze, Altın Ülkesi Kolkhis: Efsane ve Gerçekler. s. 4.
- ^ Otar Lordkipanidze, Altın Ülkesi Kolkhis: Efsane ve Gerçekler. s. 3.
- ^ Bardavelije 1957, 11-12
- ^ I. Javaxişvili 1952,125-131.
- ^ Ahmet Mican Zehiroğlu. Antik Çağlarda Doğu Karadeniz. İstanbul 1999. s. 7.
- ^ Apollonius Rhodius. III. 220-152.
- ^ Joy Reichard. Celebrate The Divine Feminine: Reclaim Your Power With Ancient Goddess Wisdom. s. 169.
- ^ John Canzanella. Innocence and Anarchy. s. 58.
- ^ Margaret Meserve. Empires of Islam in Renaissance Historical Thought. s. 250.
- ^ Diane P. Thompson. The Trojan War: Literature and Legends from the Bronze Age to the Present. s. 193.
- ^ Andrew Brown. A New Companian to Greek Tragedy. s. 66.
- ^ Mark Amaru Pinkham. The Return of the Serpents of Wisdom The Amazons, The Female Serpents.
- ^ Valerius Flaccus – Argonautica
- ^ Valerius Flaccus – Argonautica VI
- ^ Eustath. ad. Hom. Il. 2.851, ad Dion. Per. 787.
- ^ Diodorus Siculus 10.27.
- ^ a b Apollonius Rhodius II 946-1028
- ^ Apollonius Rhodius – Argonautica IV. 212502.
- ^ Kallimakhos, Strabon'un alıntısı I. 2. 39.
- ^ Fehling 1994, s. 13; Marincola 2001, s. 34.
- ^ Melikişvili, G.A. (1971)
- ^ Tsetskhladze, G.R. Ve Vnukov, S.Y. (1992)
- ^ Otar Lordkipanidze – Altın Ülkesi Kolkha s. 23.
- ^ a b c d e Hippokrates; Havalar, Sular ve Yerler Hakkında, 15
- ^ Ksenofon – Anabasis IV. 8. 22; V. 3. 2.
- ^ a b Ahmet Mican Zehiroğlu – Antik Çağlarda Doğu Karadeniz. İstanbul 1999. s. 16.
- ^ Plinius – Naturalis Historia VI. 4.
- ^ David Marshal Lang, The Georgians (1965), გვ. 59.
- ^ David Braund, Georgia in Antiquity: A History of Colchis and Transcaucasian Iberia, 550 BC-AD 562 (1994)
- ^ თეზელიშვილი, ს. „მსოფლიოს სამეფო დინასტიები, გენეალოგიური ცხრილები“. გამომცემლობა „საქართველოს მაცნე“, ISBN GRPPENNR 99928, VERLAGSNR: 28 99928-28-00-5. თბილისი, 1998. გვ. 83, 84. საქართველოს წინამორბედი სახელმწიფოები: კოლხეთის სამეფო (ძვ. წ. ქართული წყაროების მიხედვით, ეგრისი). კოლხი ტომების პოლიტიკური გაერთიანება დასავლეთ საქართველოში.
- ^ Pompey, Nic Fields p. 29
- ^ Rayfield, Donald (2013). Edge of Empires: A History of Georgia. ReaktionBooks. s. 28. ISBN .
- ^ Arrian; Falconer, Thomas (1805). Arrian's Voyage Round the Euxine Sea: Translated and Accompanied with a Geographical Dissertation and Maps: to which are Added Three Discourses, I. On the Trade to the East Indies by Means of the Euxine Sea, II. On the Distance which the Ships of Antiquity Usually Sailed in Twenty-four Hours, III. On the Measure of the Olympic Stadium. J. Cooke. s. 9.
- ^ Rayfield 2012, s. 33.
- ^ Otar Lordkipanidze – Altın Ülkesi Kolkha s. 21
- ^ Ksenofon – Anabasis Kitap IV, V.
- ^ Valerius Flaccus – Argonotlar Destanı
- ^ Neumann – The Great Mother s. 288.
- ^ Ali İhsan Aksamaz. Kafkasya'dan Karadeniz'e Lazların Tarihsel Yolculuğu. Çiviyazıları 1997. s. 37.
- ^ a b Mikelaje 1974, 64.
- ^ Otar Lordkipanidze – Altın Ülkesi Kolkha s. 15
- ^ Vitrivius. De Architecture II, 1, 4, 6
- ^ Plinius. Naturalis Historia. XXXIII, 52
- ^ Vani I, 213–242
- ^ O. Lortkipanije 1986b,61.
- ^ a b c Strabon 11.2.17
- ^ G. Lortkipanije 1970, 50-52.
- ^ Melikisvili 1959, 249.
- ^ a b Ahmet Mican Zehiroğlu. Antik Çağlarda Doğu Karadeniz. İstanbul 1999. s. 14.
- ^ Ahmet Mican Zehiroğlu. Antik Çağlarda Doğu Karadeniz. İstanbul 1999. s. 14,15.
- ^ Ovidius – Karadeniz'den Mektuplar
- ^ Evliya Çelebi – 1898 II. 96,97.
- ^ Mkelaje ve Xaxutaisvili 1985.
- ^ Brashinskii, I. B. (1980)
- ^ Strabon. 11.2.17.
- ^ Agathias. III. 15.2.
- ^ Tavaje ve Sakvarelije 1959, 54-62.
- ^ Korije 1965, 10.
- ^ O. Lortkipanije 1979a, 40.
- ^ Herodot – Historia VII. 79.
Konuyla ilgili yayınlar
Wikimedia Commons'ta Colchis ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- Aksamaz, Ali İhsan; Dil – Tarih – Kültür – Gelenekleriyle Lazlar. Sorun Yayınları. İstanbul, 2000
- Bryer, Anthony; Some notes on the Laz and Tzan. In: Bedi Kartlisa, 21/22: 174-185 (I),Paris, 1966-67
- Işık, Adem; Antik Kaynaklarda Karadeniz Bölgesi. Türk Tarih Kurumu. Ankara, 2001
- Zehiroğlu, A. M.; Antik Çağlarda Doğu Karadeniz 22 Aralık 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Çivi Yazıları Yayınevi, İstanbul, 2000
- Zehiroğlu, A. M.; MÖ 8. yüzyıl Urartu belgelerinde "Kolha" 1 Mayıs 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Skani Nena, Sayı:1, İstanbul 2009
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Kolhis ya da Kolhis Kralligi Lazca K olxa Abhazca Kolhida Gurcuce კოლხა k olh a კოლხეთი k olh eti ya da ეგრისი egrisi Urartuca Qulha Karadeniz in dogu kiyilarinda bugunku Gurcistan in batisinda kurulmus Antik Cag kralligidir KolhisKolhis ეგრისი Egrisi K olxa კოლხა Kolhis KralligiMO 1350 MO 164Barchali eski bir Kolhis sonsuzluk semboluKolhis in guney sinirlari Reditus Decem Millium Graecorum dan 1815BaskentAia FasisHukumetMonarsiMapa MO Soulak MO 2 yyAkuTarihce KurulusuMO 1350 Diaohi nin FethiMO 750 DagilisiMO 164Yuzolcumu Toplam44785 km2Para birimi Kolhetis tetri Kolhis akcesi Onculler ArdillarKolhis kulturu LazikaGunumuzdeki durumugunumuzdeki durumu Turkiye Gurcistan RusyaCografyaKolhis kultur alani kuzeyde gunumuz Rusya sinin Karadeniz kiyilarindan batida tarihi Canik Bolgesi ne denk dusen Ordu ilini icine alarak doguda Gurcistan in Ic Kartli Bolgesi nden guneyde Coruh un guney kesimlerine dek uzanan cografyayi kapsar Gunumuzde Gurcistan sinirlari icinde kalan dogu kesimi verimli ovasi gelisime ve etkilesime musait konumuyla daha hizli gelisirken batida gunumuz Turkiyesi nin Dogu ve Orta Karadeniz bolumlerinin bir kismini kapsayan bati kesimi daglik ucurumlarla dolu arazisi ve dogal sur gorevi yapan sik ormanlik alanlar sebebiyle herhangi bir merkezi otoritenin bolgeye ulasmasi zorlastigi icin Trabzon Giresun Ordu civarinda yasayan Kolh kabileleri bagimsiz kismen dis dunyadan izole bir yasam bicimi surdurup kabile seflerinin yonetimi altinda kralsiz yasamislardir Bu yuzden Kolhis cografyasi doguda ve batida Pontus da denilen Turkiye nin Dogu Karadeniz cografyasi olmak uzere iki bolumde incelenebilmektedir Mitolojideki yeriUlasilmaz cografi konumu ve gucu Kolhis i antik dunyanin efsanelerinin odak noktasi haline getirmistir Mitolojide Kolhis diyari kuzeyde antik dunyanin sonu olarak bilinen Kafkas Daglari ile sinirlaniyordu Bu daglar Orta Dogu mitolojilerinin efsanevi dagi olan Kaf Dagi ni bunyesinde barindiriyordu Dunyayi tasiyan sutunlardan olan bu daglar yanarak kule donusen ve kullerinden yeniden dirilen efsanevi Anka Kusu nun yurdu olarak biliniyordu Ayrica Yunan mitolojisinde Kolhis Gunes in dogdugu diyardi ve Helios muhtesem gun dogumu sarayini bu ulkede kurmustu Adina Antik Dunya nin Yedi Harikasi ndan biri olan Rodos Heykeli nin dikildigi Gunes Titani Helios Kolhis krallarinin atasi kabul ediliyordu Helios 4 atin cektigi savas arabasiyla gokyuzundeki yolculuguna Kolhis ten basliyordu Insanoglunun dostu Gunes ten atesi calarak insanogluna verdigi icin cezalandirilan Prometheus Kafkas Daglari nda zincire vurulmustu Prometheus un aci cekmesi icin her gun karacigerini parcalayan kartal ayni zamanda Kolhis in gucunun simgesi olan Altin Post u koruyan Kolhis Ejderhasi nin da kardesiydi Antik Kolhis inanisinin temeli Gunes Mjora ve Ay Tuta idi Gunes kultu inanisin merkeziydi Kolhis Krali Gunes in soyundan geliyor Gunes in oglu olarak kabul ediliyordu Pazar gunu Kolhis dilinde Mjacxa Gunes Gunu anlamina geliyor bu gunde sadece Gunes e ibadet ediliyordu Kolhis te bu derece gelismis olan Gunes Kultu ve bu diyarin zenginligi soylentileri Antik Yunanistan halkini etkilemis ve Olimpos Tanrilarindan biri olmayan Gunes Helios Kolhis le ozdeslestirilmisti Arkeolojik buluntularda da Azak Denizi nin dogu kiyisinda MO 5 yuzyila tarihlenen ve uzerinde Ben Kolhis te bulunan Tanri Apollon un Gunes in kuluyum yazili eserlere rastlanmistir Yine Kolhis Ay kultune ithafen Kolhis prensesi Midia mitolojide Ay Tanricasi Hekate nin rahibesidir Hatta farkli kaynaklarda Midia bizzat Ay Tanricasi Hekate ile Gunes in oglu Aietes in kizidir Kolhis Krali Aietes in kiz kardesi Buyu Tanricasi Kirke nin de Kolhis te Ay Tanricasi icin kutsal sayilan sogut korulugunda bir mezarligi vardir Efsanevi kadin savascilar olarak bilinen bazi mitologlarin Kolhisli Ares olarak andigi Savas Tanrisi nin kizlari ve Ay Tanricasi nin rahibeleri Karadenizli Amazonlar da bu topraklardandir Antik Cag da guclu bir devlet olarak tarih sahnesine cikan Kolhis in gucu ve zenginligi antik dunyanin dikkatini cekmis ve bu zenginligi ele gecirmek isteyen Yunanlarla zenginligi vermek istemeyen Kolhislilerin mucadelesini anlatan Argonautika Altin Post Efsanesi ne konu olmustur Kaynak olarak Apollonius Rhodius un isledigi Valerius Flaccus un gelistirerek aktardigi efsanenin pek cok farkli versiyonu bulunmaktadir efsanenin Kolhisli kahramanlari ve farkli bir versiyonu asagida kisaca anlatilmaktadir Kolhisli kahramanlar Gunes soylu olduklari icin Kolhislilerin gozleri acik renkli ve parlaktir Boylece omurlerinde birbirlerini gormemis olsalar bile yabanci topraklarda karsilastiklarinda gozlerindeki bu farkliliktan dolayi ayni kokenden geldiklerini anlarlar Aietes Gunes in oglu kabul edilen Kolhislilerin efsanevi krali Yasadigi cagda dunyanin en guclu kralidir Asirlar boyu Kolhis krallarinin atasi olarak kabul edilmis tarihi kaynaklarda da Kolhislilerin basina gecen kralin Aietes soyundan oldugu belirtilmistir Euryale Harpe Lyke Menippe Thoe gibi pek cok Amazon onun ugruna carpisarak olmustur Medea Gunes soylu Kolhislilerin Krali Aietes in kizi Kolhis prensesi Ay rahibesidir hatta Ay onun lakaplarindan biridir Buyu zehir ve ilac yapimi konusunda ustadir Dogu Karadeniz deki kadinin etkili oldugu toplum yapisini yermek icin hayati manipule edilip carpitilmistir Kirke Gunes soylu Aietes in kiz kardesi buyu tanricasidir Aiaia Adasi nda yasamaktadir Kolhis orijinli buyucu de yegeni Medea gibi karanlik bir karakter olarak yansitilmistir Perses Gunes soylu Aietes in erkek kardesi Kolhis Kralidir Taht icin Aietes ile mucadeleye girmis bu yuzden pek cok Amazonu karsisina almistir Paflagon Aietes in yegeni Kirke nin oglu Antik Cag da Sinop yoresini kapsayan Paflagonya Bolgesi adini bu kahramandan almistir Absyrtos Gunes soylu Aietes in oglu Kolhis prensi Altin Post un calinmasi sonrasinda canindan olmustur Fakat olumuyle ilgili pek cok farkli anlatim mevcuttur Karadeniz de akarsulara ve kentlere onun adi verilmistir Apsaros Halkiope Gunes soylu Aietes in kizi Kolhis prensesi Medus Kolhis Krali Aietes in torunu Medea nin ogludur Kolhis ten Orta Dogu ya gelmis burada atalarinin Gunes kultunu yayarak yorede kurulacak Med Imparatorlugu nun temelini atmis ve bu imparatorluga adini vermistir Bu yari mitolojik kahramanlari Gurcu yazar Otar Ciladze Yolda Bir Adam Gidiyordu adli eserinde birer roman kisisi olarak kurgulamistir Altin Post Efsanesi Gunes Titan Helios her sabah 4 atin cektigi savas arabasiyla gokyuzundeki yolculuguna Kolhis ten basliyor Erytheia da Gunes in battigi diyar yolculuguna son veriyordu Efsane Yunanistan da bir sehir olan Aiolhos un krali Pelias ile tahtin kendi hakki oldugunu iddia eden Iason arasinda baslar Iason Kral Pelias tan kendi hakki olan tahti talep eder Pelias da tahti bir sartla kendisine birakacagini eger gunesin dogdugu diyar olan Kolhis e gidip Gunes in oglu Kral Aietes ten altin postu alip getirirse kral olabilecegini soyler Fakat Iason pek cok gemiyi batirmakla un yapmis Karadeniz dalgalari kiyilarinda yasayan savasci kabilelerin varligi ve erkekler gibi savasan Amazon kadinlarindan dolayi Kolhis topraklarina tek basina gidemeyeceginin farkindadir Bu yuzden Yunanistan in her bir tarafindan aralarinda dunyanin en guclu erkegi Herkul Herakles Peleus Asil in babasi Argos Orpheus gibi pek cok kahramanin da katildigi ordusuyla birlikte Kolhis e dogru yola cikar O zamana kadar Ege ve Akdeniz in sakin sularinda yelken acan Yunanlar Karadeniz in devasa dalgalarina korkutucu firtinalarina sahit olurlar Sinop kiyilarini gecince Karadeniz in savasci kabileleriyle savasci Amazonlarin topraklarini ailenin gecimini saglayan erkek gucuyle yapilabilen isleri yapabilen Karadeniz kadinlarini gorurler Cok gecmeden baskent Aia ya varirlar Ardindan Hephaistos un insa ettigi Kolhis krallarinin muhtesem sarayini gorurler Fransiz ressam Jean Francois de Troy un fircasindan Iason Kolhis in alev sacan Kafkas bogalarini boyunduruk altina almaya calisiyor Kolhislilerin krali Aietes Yunanlari karsisinda gorunce hic de sevinmez cunku Truva Krali Laomedon Truva savaslarindaki Hektor ve Paris in buyukbabasi Karadeniz e hicbir Yunanin gecmesine izin vermeyecegine dair Aietes e soz vermistir Kral Aietes Yunanlara gelme niyetlerini sorar Iason tahtini geri alabilmesi icin altin posta ihtiyaci oldugunu eger bu istegini yerine getirirse Aietes e minnettar kalacagini anlatir Bunun uzerine Kolhislilerin Krali ofkeyle ellerini ve dillerini kesmeden once Yunanlarin ulkesini terk etmesini soyler Tahtin kendi hakki oldugu ve altin postu almak icin hakli oldugu konusunda Kral Aietes e dil doken Iason uzun ugraslari sonunda krali anlasma konusunda ikna eder Aietes de kendisine ancak ve ancak Kolhis in ates puskuren bogalarini boyunduruk altina alip bu bogalarla Savas Tanrisinin tarlalarini surerse ardindan bir ejderhanin dislerini topraga ekip bu dislerden cikacak savascilari yenerse altin postu verecegini soyler Elbette bunlari Gunes Tanrisi nin oglu olan Kral Aietes ten baska bir kimsenin yapabilmesi mumkun degildir Kendisi de bunun farkinda olan Iason bu gorevleri nasil yerine getirecegini dusundugu sirada Olimpos Tanrilari nin yardimi ulasir Ask Tanrisi Eros oku ile Kolhis Prensesi Midia yi kalbinden vurur ve Iason a asik eder Iason a asik olan prenses kendisine altin postu ele gecirmek icin yardim edecegini ama karsiliginda onu da kendisiyle birlikte Yunanistan a goturmeye soz vermesini ister Iason prensesin teklifini kabul eder Midia vucuda suruldugunde ne atesin ne bir mizragin ne de okun vucuda zarar veremeyecegi bir ilaci Iason a gonderir Iason hemen ilaci vucuduna surerek gorevleri yapmaya koyulur Ates puskurten bogalara boyun egdirir bunlarla Savas Tanrisi Ares Ovasi ni surer ve topraga ektiginde cikan savascilari da yener Hileyle bunlari yaptiktan sonra sanki bunlari kendi bileginin gucuyle yapmis gibi Kral Aietes in karsisina cikip altin postu isteyince Kral Aietes Iason a kendi kizi Prenses Midia nin yardim ettigini anlar sinirlenir ve Yunan kahraman ordusuna donerek hepsini oldurecegini geldikleri gemiyi de Karadeniz in dibine gonderecegini soyler Bunun uzerine Yunanlar altin postu gizlice calarak bir an once Kolhis ten kacmaya karar verirler Midia Yunanlara altin postun saklandigi Ares in Kutsal Korusu nun yolunu gosterir Fakat bu sefer asilmasi gereken daha da buyuk bir engel karsilarina cikar Ares Korusu nda altin postu koruyan ates sacan devasa bir ejderha vardir Midia ejderhayi da yaptigi bir ilacla uyutur Iason da mese agacinda asili duran postu alir ve hemen Kolhis ten kacmaya baslarlar Fakat durumu fark eden savas tanrisinin rahipleri hemen krala haber gonderirler Gunesin oglu Aietes hemen bir ordu hazirlar komutan olarak da ogullarindan birini gorevlendirir ve Yunanlarin pesinden gonderir Tuna Nehri agzinda Kolhisliler Yunanlari yakalasalar da bir anlasmaya varilacagi sirada Yunan Iason Kolhis prensini sirtindan hancerler ve oldurur Sonrasinda Yunanlarin kacisi devam eder ve neticesinde Yunanistan a varirlar Ulkelerine ve krallarina eli bos donmekten utanan Kolhis ordusu da bugunku Hirvatistan Istria kiyilarina yerleserek burada cogalirlar ve Pula adi verilen sehri kurarlar TarihMO 600 150 yillarinda Gurcistan haritasi Herodot Kolhislileri Eski Misir irki olarak goruyordu Herodot eski Misirlilar ve Etiyopyalilarla birlikte Kolhislilerin erkek sunnetini baslatan ilk milletlerden oldugunu ve bu gelenegin Kolhislilere Firavun Sesostris in ordusunun bir kalintisindan miras kaldigini iddia etmistir III Senusret Herodot soyle yaziyor Cunku Kolhislilerin Misirli oldugu cok aciktir ve ne soyleyebilirim ki baskalarindan duymadan once bunu kendim not etmistim Bu fikir aklima geldiginde iki halka da sordum Kolhisliler Misirlilari Misirlilarin Kolhislileri hatirladigindan daha iyi hatirladilar Misirlilar Kolhislilerin Sesostris in ordusunun bir parcasi oldugunu soylediler Kendim bunu her iki milletin de koyu tenli ve kivircik sacli olmasindan tahmin etmistim ancak bu diger milletlerin de bu sekilde gorunmesi sebebiyle bir mana teskil etmemektedir ama benim daha guclu bir kanitim Kolhisliler in Misirlilar ve Etiyopyalilarla birlikte daha ilk baslardan beri sunnet olan tek milletler arasinda oldugudur Bu tarihsel iddialar Herodot un hicbir zaman ne Kolhis ne de Misir a gitmemis olmasi ve hicbir Misir ordusunun Kafkasya nin guneyindeki Asur Hitit Urartu ve Mitanni gibi guclu devletleri asarak Kafkasya ya ulasamayacagi gibi nedenler sebebiyle modern tarihciler tarafindan reddedilmektedir Kolhis ile ilgili ilk yazili kaynaklar MO 8 yuzyila tarihlenen Urartu Krali II Sarduri donemine ait kitabelerdir Bu kitabelerde Urartu Kralligi nin Kolhis sinir kabileleriyle giristigi savaslar anlatilmaktadir Ayni yuzyila ait bir baska kayit ise Yunan sair Eumelos a aittir Eumelos yazilarinda Kolhis ulkesinden soz etmektedir MO 8 yuzyilin sonlarina dogru ise Urartu Frigya Lidya ve Iyonya ya ciddi zararlar veren Kimmerler Kolhis in de parcalanmasina sebep olmuslardir Bu parcalanma Kolhis Kralligi nin egemenlik alanini daraltmis MO 7 yuzyildan itibaren Buyuk ve Kucuk Kafkaslarla sinirlandirmistir Batida Rize Trabzon Giresun ve Gumushane deki kabileler kralliktan kralin otoritesinden bagimsiz yasamislardir MO 6 yuzyilda bu kabileler Pers egemenligine girseler de Pers isgali bu daglik ormanlik ve izole yerlerde cok fazla hissedilmemistir Kolhis ile ilgili MO 5 yuzyila ait kayitlar ise Tarihin babasi Herodot ve Tibbin babasi Hipokrat tan gelmektedir Herodot Kolhis teki ileri keten dokumaciligindan ve silahlarindan bahsederken Hipokrat da soluk benizli beyaz tenli ve kalin sesli olduklarindan bahsetmistir MO 5 yuzyilin sonlarinda ise Anadolu nun kuzeydogu kiyilarinda Ordu Giresun Trabzon yasayan bagimsiz kabilelerle ilgili en onemli tarihi kaynak Ksenofon un Anabasis Sefer On binlerin donusu isimli eseridir Babil yakinlarinda Pers kraliyla savastiktan sonra Karadeniz uzerinden Yunanistan a donmeyi planlayan askerler yeterli gemi ve techizat tedarik edilene kadar Karadeniz Bolgesi nde Makronlarin yaninda konaklamislardir Sonraki donus yolculuklarinda Kolhlarla karsilan Ksenofon un birlikleri Guney Kolhis Savasi nda yerli toplulugu maglup eder Ksenofon da bu sure zarfinda yerel kabilelerle ilgili gozlemlerini kaleme almis yorede tuketilen urunleri savastigi kabileleri bu kabilelerin adetlerini ve dis gorunuslerini aktarmistir Ksenofon un aktarimina gore Gumushane deki Dril kabilesiyle Trabzon ve Giresun daki kabilelerle savaslar yapilmistir Ksenofon bu bolgeleri Kolhis Kralligi nin yonetimi disinda bagimsiz yasayan fakat etnik olarak Kolhi olan kabileler olduklarini aktarmistir Merkezi Kafkasya da bulunan kralligin zenginligi ve gucuyle ilgili soylentiler de duyan Ksenofon Fasis Bolgesi ne saldirmayi onermis fakat askerlerini buna ikna edememistir MO 4 yuzyila gelindiginde Makedon kral Buyuk Iskender in Pers Imparatorlugu na son vermesiyle zaten yari bagimsiz olan kabileler tam bagimsizliklarina kavusmuslardir Hatta Iskender in olumunden sonra Kolhis te pek cok sahte Makedonya sikkesi basilarak Orta Avrupa ya kadar piyasaya suruldugu bilinmektedir MO 2 yuzyilda Trabzon da adina bastirilmis sikkeler bulunan Akos isimli bir Kolhis kralindan bahsedilse de bu donemle ilgili detayli bilgi yoktur Bu ve takip eden yuzyilda Kolhis Kralligi nin merkezi otoritesi zayiflamis neticede yerini daha batida Halys Kizilirmak havzasinda Canik Tzanika civarinda filizlenen yeni bir guc olan Pontus Kralligi na birakmistir Yine Antik Kolhis krallari gibi Mithra Gunes ten ismini alan Mithradates Eupator ile Tzan kabileleri tek bayrak altinda birlesmis ve Roma ya karsi cikilan seferler Karadeniz kabilelerini antik Yunanistan in fethine kadar goturmustur Boylece cogu Roma Imparatorlugu na ait olmak uzere 1 000 000 kilometrekarelik alan kontrol altina alinmis ve yarim milyona yakin insanin olumune sebep olacak savaslar yasanmistir MO 67 yilinda Pompey Karadeniz ordusunu yenilgiye ugratmis ve bu son savasta Roma ya karsi savasmayan Kolh ulkesindeki Trabzon sehrine serbest sehir statusu verilmistir Mithradates de bu son yenilgisiyle Kolhis e Fasis Bolgesi siginmistir MO 65 yilinda Iberya Gurcistan uzerinden Kolhis e gelen Pompey burada kendisine direnen Laz lider i yenerek esir almis fakat yerlilerin davranislarindan cekindigi icin Karadeniz de kalmayarak guneye dogru yoluna devam etmistir MO 47 yilinda ise Jul Sezar Zela da Bugun Tokat in ilcesi Zile Karadeniz kabilelerini son kez yenilgiye ugratmis ve Geldim gordum yendim sozleriyle Karadeniz deki Roma hakimiyetini kesinlestirmistir Boylece Ordu Giresun Trabzon Rize gibi sehirler 1300 yil surecek Roma hakimiyetine girmis Kolhis de bir daha hicbir zaman bu topraklari kontrolu altina alamamistir Divide et Impera Bol ve yonet politikasini cok iyi uygulayan Roma Imparatorlugu ve daha sonra Dogu Roma Imparatorlugu Karadeniz kabilelerini kendi dinlerine cekerek kontrol altinda tutmak icin kaleler ve kiliseler yapmis neticede 1300 yillik bu Roma hakimiyeti yerli kabilelerin Romalilasmasi Rumlasmasi sonucunu dogurmustur Kolhis ise MS 100 lu yillarda yerini ardili olan Lazika Kralligi na birakmistir Kolha Kolhis altin kupeleri Gurcistan Ulusal MuzesiKolhis Altini Kolhlar Kafkasya ya Orta Tunc Cagi doneminde yerlesmistir Karadeniz in guney dogu kiyisi boyunca yasayan Kolhis boylarinin nihai birlesmesinin MO 13 yuzyilda gerceklestigi tahmin edilmektedir Bu tarihlendirme eski Asur kaynaklari ve Turkiye nin kuzeydogu kiyisindan Gurcistan in bati kiyilarina dek uzanan bolgede kesfedilmis arkeolojik kalintilar tarafindan dogrulanmaktadir Kolhis kulturunu olusturan boylarin birlesme ve guclenme donemi Altin Post u arayan Argonotlar gibi Antik Yunan efsanelerine yansimistir Eski Dogu kaynaklarinda Kolh etnik adlandirmasina ilk kez MO 12 10 yuzyillara tarihlenen Asur krali I Tiglat Pileser in yazitinda rastlanmaktadir Dogu Karadeniz kiyisinda 13 yuzyilin sonunda ortaya cikan boylar birligi ileriki donemde Kolhis Kralligi ni olusturdu MO 8 yuzyilda Urartular tarafindan bu devlet Kolha olarak biliniyordu Urartu kaynaklarinda genel valilerden yani kraliyet memurlarindan soz edilmesi krallikta dogu tipi bir devlet idaresi seklinin yurutuldugune isaret etmektedir Guneydogu Karadeniz in Coruh havzasinda yer alan Ildamusi kenti devletin baskentidir Baskent Ildamusi nin etki alani Dogu Karadeniz kiyilarinin genis topraklarina yayildi Kolhis Kralligi Diaohi ve Urartu devletleri ile surekli olarak savasmistir Kolha ve Urartu Diaohi topraklarini aralarinda paylastilar Bu tarihten sonra Kolha ve Urartu komsu oldular Ayni donemde krallikta buyukbas hayvancilik ve demir metalurjisi ust duzeye ulasmistir MO 8 yuzyil Kolhis in altin cagi olarak kabul edilir Kolhis bu donemde Urartu nun kuzey bolgelerini ilhak etti ancak MO 750 748 ve 744 742 yillarinda Urartu krali II Sarduri ile yapilan savaslardan sonra Ildamusi kraliyet sehri de dahil olmak uzere bircok eyaletini kaybetti Daha sonralari Kolhis MO 730 720 de Kimmerler ve Iskitler tarafindan istila edildi Kimmer ve Iskit istilasindan sonra Bati Gurcistan da ortak dusmana karsi birlesen birkac siyasi birim oldugu tahmin edilmektedir MO 720 li yillardan itibaren Kolha nin dususunden sonra Kolhis boylarinin bir kismi guneydogu Karadeniz bolgesine bugunku Trabzon bolgesine yerlesti ve devletin yonetim merkezi gunumuz bati Gurcistan in kuzeyine tasindi MO 7 6 yuzyillarda burada Herodot un yakin dogunun buyuk imparatorluklari Med ve Ahamenis Imparatorlugu ile birlikte zikrettigi antik cagin guclu devletlerinden biri olan Kolhis Kralligi kuruldu Krallik Rioni nehri boyunca bugunku Kolhis Ovasi nda bulunuyordu ayrica modern yerlesim bolgeleri Dablagomi ve Vani topraklari da kralliga bagliydi Grek Kolonizasyonu Karadeniz ve Akdeniz boyunca kurulan Grek kolonilerinin kirmizi haritasiKolhis doneminden MO 2 yuzyila ait bronz Antik Yunan heykeli Gurcistan Ulusal Muzesi Kolhis topraklarinin gelismis ekonomisi elverisli cografi ve dogal kosullari Kolhis kiyilarini kolonilestiren Miletli Grekler icin Kolhis i ozellikle cekici bir ticaret rotasi kiliyordu MO 6 5 yuzyilarda Fasis Gienossa Dioscuria gibi ticari liman kentleri kuruldu Bunlar arasinda tum Kolhis deki en zengin Grek tuccar sinifi ve elitinin yasadigi Fasis sehri buyuk oneme sahiptir daha sonra da Bati Gurcistan in gelismesinde bu rolunu yitirmedi Fasis Akademisi Ayrica diger onemli sehirler arasinda Suriumi Vani Sairhe Dablagomi gelmektedir ve ulkenin ic kesiminde daha sonraki Lazika doneminde ortaya cikacak zengin bir bolge olan Muhurisi nin bulundugu arazide yaklasik olarak Rioni ve Tshenistskali arasindaki ova bolgesi yer aldigi dusunulen buyuk bir yerli sehrinden bahsedilmektedir Bu sehir eski bir Yunan mitine gore gunesin dogdugu dunyanin en dogu yeri ve bilinen antik dunyada yapilabilecek en uzak yolculuk noktasi olarak kabul ediliyordu Kolhis topraklari Buyuk Iskender in fethettigi topraklarin otesinde Makedon Imparatorlugu nun dogu sinirinda bulunuyordu Fasis ve Dioskuria ticari oligarklarin hakim oldugu muhtesem Grek sehirleriydi ancak eylemleri zaman zaman Kolhis in ic bolgelerinde yasayan henuz Grek kulturune asimile olmamis Kolhis boylari tarafindan tepkiyle karsilanmaktaydi Donemin en buyuk medeniyetlerinden biriyle kurulan temas Kolhis deki kulturel ve ekonomik gelismeyi hizlandirdi Kolhis de bu donemde buyuk bir ticari sinif halihazirda bulunuyodu Ayrica ic pazari ve uluslararasi ticareti genisletme cabalari surdurulmekteydi Kolhis in en yakin siyasi kulturel ve ekonomik iliskiye sahip oldugu devlet Kirim Yarimadasi nda kurulmus Grek Bosporos Kralligi dir Kirim da yapilan kazilarda ayni doneme ait tapinaklarda Kolhis tetrilerinden olusan bir hazine ve ayrica uzerinde Yunanca Colchos isminin kazinmis oldugu bir amfora kesfedilmistir Kolhis in zengin seckinlerinin Grek yasam sitilini benimsemis olduklari dusunulmektedir Cogunlukla Vani de ayrica Abhazya da bulunan luks malikanelerde inanilmaz derecede zengin bir tabakanin yasamis oldugu dusunulmektedir Bu Kolhis boy liderleri Grek kaynaklarinda Skeptuhi olarak adlandirilmaktadir Arkeolojik materyallerden Grek kiyafetlerinin takilarinin arac gereclerinin isimlerinin ve konutlarinin yuksek tabakanin karakteristik ozelligi oldugu gorulmektedir Kolhis soylularina ait altin tac MO 6 yuzyilda krallik dustu ve Ahamenis Imparatorlugu na tabi oldu Guney Kolhis te yasayan boylar Tibarenler Mosinikler Makronlar Moshiler ve Marlar Iran in 19 satrapligina dahil edilirken kuzey boylari ise gonullu hediyelerle her bes yilda bir Iran sarayina 100 kiz ve 100 erkek kole gondererek yonetimlerini surdurduler Kolhis de Ahamenis Imparatorlugu nun etkisi Kolhis in kendi basarili ekonomisi ve imparatorlugun yayildigi genis cografyalardaki farkli bolgelerle kurulan ekonomik ve ticari birlikler Kolhis topraklarinin sosyo ekonomik gelisimini hizlandirdi Sonuc olarak Kolhis boylarinin zamanla Pers boyundurugunu kirmis ve bagimsizliklarini yeniden saglamis olduklari gorulmektedir 5 yuzyila gelindiginde Fasis Dioskuria gibi sehirler gelisme gosterdi Ilk Iberya Krali I Parnavaz ve ona bagli Kolhis Eristavisi Kuci doneminde dis politikada buyuk basarilar elde edildi Bu doneme ait arkeolojik buluntular keskin mulki farklilasma gosterir Krallik Aieti nin soyundan gelen bir hanedan uyesi tarafindan yonetilmekteydi Krallik Skeptuhi adi verilen valilerce idare edilen bolgelere ayrilmisti Skeptuhi merkezlerinden biri Vani idi Kolhis Kralligi MO 4 3 yuzyillarda gitgide zayifladi Pers Imparatorlugu nun yikilisindan sonra yaklasik olarak MO 302 yilinda Kolhis in dogu topraklari Iberya Kralligi na baglandi ve buralarda Gurculesme sureci yasandi Strabon un aktardigina gore Kolhis bu donemde buyuk olcude deniz kiyisi boyunca uzanan topraklari kapsiyordu Kolhis Skeptuhiler tarafindan yonetilen birkac kucuk prenslige bolundu M O 3 yuzyilin bilinen Kolhis krali dir ve kendi ismiyle Lisimahos tipi madeni paralara benzer bir madeni para bastirmistir MO 3 1 yuzyillarda Kolhis uluslararasi ticaretle ugrasmayi surduruyordu Hem kent hem de daglik halk ticarete dahil olmustur Antik cagin tarim bicimi uygulanmaya calisilmis ve Grek tipi amforalar gibi canak comlekler uretilmistir Pontus Donemi Vani de bulunmus Grek tanricasi Nike heykeli Kolhis MO 101 yilinda Pontus Krali VI Mithridates in baslattigi isgale kadar bagimsizligini korudu VI Mithridates e karsi MO 83 yilinda bir isyan patlak verdi ve yerine buyuk oglu Mitridate tahta gecti Dioskuria merkez ilan edildi Kisa sure sonra babasina komplo kuran Mitridate cezalandirildi Bu arada Kolhis in isyani VI Mithridates in batida Roma ya karsi sefer duzenlemesini engelledi Ucuncu Mithridatis Savasi sirasinda VI Mithridates kisa bir sure hukum surecek olan oglu Mahare i Kolhis krali olarak atadi MO 65 yilinda Mithridates in yenilgisinden sonra Kolhis Roma generali Pompey in Kafkasya seferi sirasinda isgal edildi Mithridates e bagli Skeptuhiler Pompey in esirler listesinde kral olarak bahsedilen de dahil olmak uzere sert bir direnis gosterdi Oltake sonunda esir alindi ve Pompey in zafer kutlamasi icin diger kral prenslerle birlikte Roma ya tutsak olarak goturulurken Mithridates yanlisi Skeptuhilerden Orkozi Pompey e karsi bir savasi yonetmis ancak daha sonra Svaneti daglarina cekilmistir Pompey yerli bir yonetici olan Aristarkus u tahta cikardi Kolh Aristarkus kendi adina para bastirdi ve Roma ya bagli vasal bir kral olarak 12 yil hukum surdu VI Mithridates in oglu II Farnakis Sezar in Misir sarayinda patlak veren bir darbeyle ugrasmasindan yararlandi ve zaferi kisa surse de Sezar in gonderdigi Gnaeus Domitius Calvin i yenerek Kapadokya nin bir bolumunu Ermenistan ve Kolhis i ele gecirdi Farnakis in varisi yonetiminde Kolhis Bosporos Kralligi nin bir parcasiydi I Polemon un olumunden MO 8 sonra ikinci esi Pontuslu Pitodorida Bosporos tahtinin elinden alinmasina ragmen Kolhis in ve Pontus un yonetimini elinde tuttu Oglu ve halefi Pontuslu MS 38 62 Imparator Neron tarafindan tahttan cekilmeye zorlandi ve hem Pontus hem de Kolhis once Roma nin Galatya Eyaleti ne MS 63 ve daha sonra ise Kapadokya Eyaleti ne MS 81 dahil edildi Kiyidaki Fasis Dioscuria ve diger Grek yerlesimleri MO 60 40 yillarinda yapilan savaslardan beri tam olarak toparlanamadi ve bolgenin ekonomik ve siyasi merkezi Trabzon oldu Roma Donemi MO 1 2 yuzyillarda Gurcistan haritasi Roma hakimiyeti kiyi boyunca yer alan buyuk kalelerin ele gecirilmesine ragmen zayifti MS 69 yilinda Aniket onderliginde Pontus ve Kolhis halki Romalilara karsi basarisizlikla sonuclanan buyuk bir isyan duzenledi Savasci Svan ve Heniohi boylari tarafindan ova ve kiyi bolgelerine sik sik baskinlar duzenleniyordu Kolhlar bir saygi gostergesi olarak Roma ya temsili bir harac oduyordu ancak MS 30 lu yillardan itibaren Kolhis topraklarinin ic kesimlerinde daglik ve komsu bolgelerden goc eden nufusu birlestirerek kendi krallik prensliklerini kurdular ve buyuk olcude bagimsizliklarini korudular Guneyden kuzeye dogru Mahelonlar Heniohlar Lazlar Apsiller Abazglar Sanigler ve Zygii tarafindan kurulmus krallik prenslikler hukum surdu Hristiyanlik Kolhis de 1 yuzyilin baslarinda yayilmaya basladi Gelenege gore Hristiyanlik havariler Andreas Yurtsever Simun ve Mathias tarafindan ilk olarak yayilmaya baslamistir 3 yuzyil mezar yapilarindaki degisiklikler muhtemelen Hristiyan etkisinden kaynaklaniyordu Hristiyanligin yayilisina ragmen Helenistik yerel Pagan inanclari ve Mitraizm MS 4 yuzyila kadar varligini yaygin bicimde surdurmeye devam etti Kirim Gotlari 253 te yeni bir yurt arayisinda Kolhis e saldirdi ancak saldirilari Pitsunda da bulunan Roma garnizonu tarafindan puskurtuldu 3 4 yuzyillarda yerel kralliklarin cogu yavas yavas Lazika krallari tarafindan tek bir devlet catisi altinda birlestirilerek Lazika Kralligi kuruldu ToplumAntik Kolhis toplumunda yerel soylu sinifin yonetimi altinda kabileler federasyonu seklinde orgutlenen bir ulus yapisi vardi Buyuk ailelerden olusan kabileler asa tasiyanlar Skeptuhi ler sef tarafindan yonetiliyordu Skeptuhi denilen bu yerel sefler bazen kabileler birligini saglayan bir Mapa nin Kral yonetimi altinda birlesiyor bazen de bir krala bagli olmadan kendi kabile topraklarinda hukum suruyorlardi Hukumdar Mapa kabileler birligini sagladigindan yuce bir makamla ozdeslestiriliyor ve Kolhis soyunun en yuksek rutbesi olan Gunes in Oglu olarak goruluyordu Kabile sefleri de kendi yonetimleri altindaki topraklarda hem korunakli oldugu icin hem de Gunes e daha yakin olabilmek icin tepeler uzerinde kulelerde yuksek yerlerde yasiyorlar bu sekilde bir cesit Gunes Rahibi sifatiyla yoneticilik yapiyorlardi Halk pek cok kabileden olustugu ve her kabile de kendi sefi tarafindan yonetildigi icin kabile statuleri ozerklik hatta bazen bagimsizlik arz ediyor bir kabilenin aldigi karar bir diger kabileyi baglamayabiliyordu Zira Driller Mahoroniler ve kiyida yasayip adi bilinmeyen diger Kolhi topluluklar gibi Tzan kabilelerinin kralliktan bagimsiz sekilde yasamalari bu duruma ornek teskil etmektedir Kolhis baltasi Savas aletlerini seven ve tepeden tirnaga silahli dolasan Antik Cag Kolhislilerin en cok kullandigi savas aleti baltalardir Kolhisliler toplum olarak dogudaki Iberler Gurculer ve kuzeydeki Kuban Kuzey Kafkasya Abhaz Cerkes ve Cecen topluluklar ile akrabadir Dis gorunus olarak ise Antik Cag in Kolhislileri soluk benizli beyaz tenli vucutlarina cesitli motiflerle dovmeler yapilmis sekilde tasvir edilmislerdir Ayrica Tzanlar keten kumasindan giysiler giyiyorlar savas halinde de agac ya da deri basliklar takiyorlar agac ya da tabaklanmamis deriden kalkanlar tek ya da cift agizli baltalar kiliclar kisa ya da Ksenofon un tasvirine gore ancak cok kuvvetli insanlarin tasiyabilecegi uzunlukta mizraklar tasiyorlardi Anabasis te bu kabilelerin oldurdukleri dusmanlarinin kafalarini keserek farkli ritueller iceren bir savas dansi yaptiklarindan ve bir antlasma yapacaklari zaman da kendilerinden bir esya verip karsiliginda bir esya alarak tanrilarin huzurunda anlastiklari bir adetten bahsetmektedir Kolhis aile yapisinda kadin onemli bir yere sahipti Karadeniz kadininin ailedeki bu konumu Altin Post Efsanesi ne yansimis efsanede erkek gibi guclu Karadeniz kadininin ailenin gecimini saglamak icin tum gucuyle calistigindan bahsedilmistir Karadeniz kadinlarini baz alan Amazon savascilar efsanesi hatta bu savascilarin Kolhis Kralligi nda cikan bir ic savasta ordulariyla Kral Aietes in tarafini tutmalari Kolhis teki arkeolojik buluntular arasinda Buyuk Ana motifli pek cok buluntuya rastlanilmasi ve paralardan heykelciklere kadar pek cok eser motifinde kadinin on planda olmasi bolgede kadinin oneminin ve Ana Tanrica kultunun gostergeleridir Ve Yunan mitolojisinde de Kolhis Prensesi Midia nin bazen bir tanrica bazen de tipki Amazonlar gibi Ay rahibesi rolunde ve karanlik bir buyucu olarak karsimiza cikmasi ve karakterinin abartili bir sekilde karanlik gosterilmesi hatta Midia nin da Amazonlarin da cocuklarini olduren gaddar Anneler olarak gosterilmeleri Karadeniz de Samsun Ordu Giresun da yasayan Amazonlarin antik dunyanin pek cok bolgesine saldirarak buralari ele gecirmeye calismalari anaerkil sonralari ise tek bir erkegin gelerek Herakles Theseus onlari yenebilmesi ataerki yine Midia nin halasi olan Kolhisli Kirke nin de karanlik bir karaktere donusturulmesi hatta Kolhisli buyucunun anaerkinin temsili olarak erkekleri domuza cevirdigi icin sonunda bir erkegin Odisseus cikip buna bir son vermesi ataerki Ay temsili tanricanin Gunes Arabasi na Helios tan once binerek Kolhis krallarinin atasi Helios u idare icin arabaya davet etmesi anaerkil sonrasinda ise Helios un arabayi tek basina surmesi ataerkile gecis ve tarihi bir gerceklik olarak Antik Yunan yazarlarinin Dogu Karadeniz kabilelerinin yasam tarzini yadirgamasi onlari Yunan kulturunden uzak gormesi ataerkil yasama gecisini tamamlamis Yunanlarin bir kisim anaerkil adetleri barindiran Karadeniz kabilelerini elestirisi ve bu adetleri koreltmek istemesinin mitoloji ve tarihe yansimasi olarak gorulmektedir DilAntik Kolhis toplumu Kafkas Dil Ailesi nin Guney Kafkas koluna ait bugunku Lazca ve Megrelce nin atasi olan Tzan Dili ni konusuyorlardi Fakat gunumuze dek ortaya cikarilan arkeolojik bulgularda paralar ve diger eserler disinda yazili kaynaklara rastlanmamistir ArkeolojiKolhis in bugun Gurcistan da kalan topraklarinda detayli arkeolojik arastirmalar yapilmasina ragmen Turkiye topraklarinda kalan bati kesiminde herhangi ciddi bir arkeolojik arastirma yapilmamaktadir Bu da Antik Kolhis ile ilgili pek cok soruyu cevapsiz birakmaktadir Ordu da Kolhis medeniyetinin MO 2000 lere ait izlerine rastlanmistir ancak yine de kulturun baslangic tarihi olarak MO 16 15 yuzyillar kabul edilmektedir Kolhis ile ilgili baslica arkeolojik buluntular kutuk agac mimarisi temelinde tapinak tas palet ve kutuk agac yapimi sur kalintilari canak comlekler tarim aletleri ve cesitli savas aletleri ozellikle de baltalardir Kolhis arkeolojik kalintilari Mimari ve Ekonomik faaliyetler basligi altinda iki grupta aktarilmistir Mimari Kolhis ahsap kule mimarisi Dogu Karadeniz in genis ormanlik alanlari bolgedeki tum mimari yapilara yetecek kaynagi sagliyordu Antik donemlerde Samsun Ordu Giresun Trabzon Gumushane Rize Artvin ve devaminda Bati Gurcistan daki tum illerin mimari yapilari agac mimari temelinde yukseliyordu Dogu Karadeniz e ozgu bu ahsap mimari Cargvali olarak adlandiriliyordu Antik Kolhis in bu ozgun mimarisinde evler Ahsap Kule tarzi insa ediliyordu Romali mimar ve muhendis Vitruvius un anlatimina gore Kolhis evlerinin yapimi soyledir Karadeniz deki Giresun Trabzon Rize Kolhi kavmi bol kereste kaynaklarina sahiptir ve onlarin yapi teknikleri de bu kaynaklara bagimlidir Onlar iki agaci zeminin uzerine paralel bir sekilde yatirarak aralarinda bir agac boyu mesafe birakirlar sonra da bunlari uzerlerine uc kisimlarindan karsilikli iki agac daha koyarak birlestirirler Bu belirlenmis alan icinde kalan yer evin ic kismi olur Bu dort kenardaki duvar ayni sekilde ust uste agaclar koyarak yukariya dogru yukseltilir Boylece koselerde her agac bir digerini dusey olarak desteklemis olur Agaclarin kalinliklarina bagli olarak arta kalan karsilikli bosluklar camurla ve kucuk parcalarla kapatilir Tzan mimarisinin binlerce yilda gelisip gunumuze gelen yapilari serander nalyalar Catinin yapimi icin de ayni yontem uygulanir Agaclarin uzunluklari asamali olarak azaltilarak koseler arasi mesafe gitgide daraltilir ve boylece piramite benzer bir cati formu elde edilir Catinin uzerini de dal parcalari ile orterler ve uzerini balcikla sivarlar Boylece onlarin bu dort kenarli catilari kabaca bir tonoz seklini almis olur Benzer sekilde cesitli esyalarin saklandigi bugunku serender nalyalarin onculu ambarlar insa edilmekteydi Gunumuze kadar ulasan bu yapi teknigi MO 2000 lerde gelismeye baslamisti tapinak ve surlar da benzer sekilde insa edilmekteydi Vani de bu yapi teknigiyle insa edilmis 2500 yillik bir tapinak ortaya cikarilmistir Bolgeyle ilgili gozlemlerini aktaran Hipokrat da Antik Kolhis evlerini sularin uzerinde agactan ve kamislardan insa edilmistir seklinde tanimlamistir Bolgeyi gezen Ksenofon un da bolgedeki yerli kabileleri Mossynoik Ahsap kulelerde yasayanlar seklinde tanimlamasi Cografyaci Strabon un da ahsap kule evlerde yasadiklari icin onlara Mossynoik dendigini bildirmesi ve Vitruvius un da gunumuz Turkiye sinin Karadeniz Bolgesi nde yasayan Kolhilerde ahsap kule mimarinin hakim oldugunu aktarmasi Tzan kabileleri arasinda bu yapi tipinin ne derece benimsendigini gosterir niteliktedir EkonomiZenginligiyle Antik Cag in en unlu efsanelerinden Altin Post Efsanesi ne konu olan Kolhis gucunu metalurji bazli ekonomisinden aliyordu Antik Cag tarihcisi Plinius Kolhis Kralinin muazzam miktarda altin ve gumuse sahip oldugunu yazmaktadir Sadece Vani de cikarilan MO 5 yuzyila ait 1700 altin eser bu guclu ekonominin bir gostergesidir Tarim Kolhis te yani gunumuz Dogu Karadeniz indeki iklim kosullarina bagli olarak bitki ve agaclar hizli bir sekilde buyumekteydi Antik donemlerde neredeyse tum Kolhis cografyasini kaplayan bu bitki ortusu ve ormanlik alanlar nedeniyle tarim alanlarini genisletmek buyuk bir isgucu gerektiriyordu Genisletilse bile bu alanlar hizli bitki buyumesinin etkisiyle tekrar eski haline donuyordu Bu durumun tarimin gelismesini engelledigi dusunulmektedir Tibbin babasi Hipokrat in nemli bataklik ve ormanlik olarak tasvir ettigi ulke arazisi yuksek yeralti su seviyesiyle de bolge tariminin gelismesine engel teskil ediyordu Kolhis topraklarinda genis capta tarim yapilabilecek tek buyuk alan Rioni havzasiydi Burasi da batakliklardan olusuyordu Buna ragmen Rioni Havzasinda yasayan Kolhisliler Rioni camurunu verimli kullaniyor ve bataklik alanlari tarlalara donusturuyorlardi Batakliklar Rioni den acilan yapay kanallarla sulanarak batakligin ustune verimli camurundan bir tabakanin olusmasi saglaniyor daha sonra ozel olarak acilmis kanallar ve cukurlarla tarla sudan arindiriliyordu Bu kanal sistemi ayni zamanda Rioni Nehri tastigi zaman ekili alanlarin su basmasini onleme islevini de goruyordu Buyuk yerlesim alanlarindaki tarimsal alanlar orantili olarak buyuktu ve karmasik kanal sistemine sahipti Tum bu engel teskil eden durumlar asilarak tarim faaliyetleri gerceklestiriliyor ve halk uretim fazlasi urunlerini de ihrac ediyordu Kolhis te yetistirilen tarim urunlerinin baslicalari kendir dari yerel bugday turleri uzum gibi urunlerdi Hayvancilik ve avcilik Tarimin yaninda hayvancilik duzluklerde ve ozellikle Kolhis in daglik bolgelerinde yari gocebe kabileler tarafindan yapiliyordu Halk daha cok buyuk ve kucukbas hayvancilikla ugrasiyor bunlarin yaninda domuz ve tavuk gibi hayvanlar da besleniyordu Buyuk Iskender in hocasi Aristoteles Kolhis teki hayvanciliktan bahsetmis Kolhis ulkesindeki sigirlarin kucuk cins sigirlar olsalar da Yunanistan daki buyuk sigirlardan daha verimli olduklarini ve daha cok sut verdiklerini aktarmistir Sokrates in ogrencilerinden Ksenofon da Avcilik isimli bir calismasinda Karadeniz de iken sahit oldugu Kolhis yapimi kendir iplerinin ag yapiminda en makbul malzemelerden biri oldugunu vurgulamaktadir Ticaret Dogu Karadeniz kabilelerinin diger uygarliklarla iletisime gecmesi karsilikli bir alisveris ortamini da beraberinde getirmistir Basta keten olmak uzere balmumu zift kendir tuzlanmis balik ve buyukbas hayvan ihraci ulkenin en onemli ticari gelirleri arasindaydi Bolgede gemi ve mobilya icin gerekli kereste acisindan zengin ormanlik alanlarin bulunmasi da ulkeyi cekici kilan diger etmenlerdendi Cografyaci Strabon Antik Kolhis in ihrac urunlerini mukemmel olarak nitelemistir Bu donemlerde Antik Dunya nin pek cok yerinde oldugu gibi Kolhis te de kole ticareti yapiliyordu Yunanistan ve Kirim la kole ticareti yapildigi kayitlarda rastlanilan Kolh Kolhos gibi etnik koken belirten isimlerin Kolhislilere ait oldugu dusunulmektedir Denizcilik ve korsanlik Tarima elverissiz taslik ve ormanlik arazi yapisi ekilecek cok fazla duzluk alanin olmamasi Kolhislilerin ve gunumuzde de Sinop un dogusunda yasayan insanlarin denizle butunlesen bir yasam tarzina sahip olmalarinda en buyuk etkendir Bolge tarima elverisli olmasa da denizcilik icin gereken tum kaynagi saglamaktadir Gunumuzden 2000 yil once yasamis olan Strabon Kolhis in gemi insasina yonelik her konuda mukemmel duzeyde oldugunu aktarmaktadir Her ne kadar Kolhis kabilelerinin acik deniz ticareti yapmis olduklari konusu kesinlik kazanmamis olsa da bu kabilelerin korsanlik yaptiklarina hatta buyuk korsan filolarina sahip olduklarina dair bilgiler kesindir Zira yine Strabon kayitlarinda Kafkas kokenli kabilelerin ortaklasa yuruttukleri korsanlik faaliyetlerinden bahsetmektedir Kamarae adi verilen 30 kisilik hafif tekneleri gerektiginde suratli bir organizasyonla bir araya topladiklarini bu sekilde ticari gemilere ulkelere ve sahil kentlerine saldirarak Karadeniz deki egemenligi ellerinde tuttuklarini aktarmaktadir Romanya da yasayan Latin sair Ovidius da soygunculugun yaninda adam kacirma ve fidyecilikle de ugrasan bu Dogu Karadenizli korsanlarin Bati Karadeniz kiyilarini da tehdit ettiklerini ve gemicilere cok ciddi zararlar verdiklerini yazmaktadir Yine 2000 yil oncesine tarihlenen kayitlarda Karadeniz Polemonya Kralligi nda gorev yapmis Laz bir amiral olan Aniket in Kolhis e has cift pruvali teknelerle hareket ederek Trabzon u isgal eden Roma Imparatorlugu donanmasini yakmasi esnasinda bolge denizciliginin ileri seviyesini gosteren teknikler gozlemlenmistir Tacitus Kamarae denilen bu teknelerin her iki yone hareket edebilecek sekilde ve metal baglanti kullanilmadan tamamen ahsaptan yapildigini ve Karadeniz in firtinalarina buyuk dalgalarina karsi ust kisimlari kapanabilen bu yerli yapim teknelerin boylece dalgalar arasinda yuvarlansa bile batmadiklarini aktarmaktadir Yine tibbin babasi Hipokrat da Fasis bolgesi ile ilgili aktardigi yazilarinda halkin ulasimda tek parca agactan yapilmis kanolarla seyahat ettiklerini yazmaktadir Ileri seviyeye ulasmis olan denizcilik faaliyetlerinin asirlar sonraki hali Evliya Celebi tarafindan Laz Meneksilasi olarak tanimlanmis ve uc parcadan yapilir biri teknenin altinda ikisi yanindadir fevkalade buyuk levhalardir gemi kenarlari iki adam kalinliginda hasir ve sazlardan orulmustur bu sayede iceri su sizdirmaz ve Karadeniz in firtinali sularinda mantar gibi yuzerler cift pruvali kayiklardir 100 adam alirlar seklinde tasvir edilmistir Canak ve comlek yapimi Kolhis te tarimsal ve hayvansal urunlerin stoklanmasi icin gerekli canak comlegin yapimi da kendine has ozellikler gostermektedir Testi canak ve tas gibi cesitli formlara sahip olan Kolhis seramikleri genellikle siyah renklidir ve tutaclari boynuz seklinde tasarlanmistir Genellikle balik kilcigi ve cicek bezeleri gibi motiflerle suslenmisledir Antik Kolhis yerlesim yerlerinden MO 2 binyilin ikinci yarisina ait pek cok canak comlek cikarilmistir Kolhis seramik urunlerinin bu derece fazla olmasi ve yayginligi ust duzey bir ekonomik gelisimin de gostergesidir Don Nehri havzasinda Kolhis yapimi comleklere rastlanmasi seramiklerin onemli bir ihrac urunu olduklarini da gostermektedir Dokumacilik giyim kusam Kolhis in baslica ugrasilarindan biri unu Kolhis ile butunlesmis olan keten kumasi asirlar boyu Kolhis halkinin giyim kusaminin temel urunu olmustur Yogun bir sekilde kendir ziraati yapilan ulkede keten kumasi en onemli ihrac urunu ve dolayisiyla ulkenin baslica gecim kaynaklari arasindaydi Kolhis keteninin antik dunyada meshur oldugunu bildiren Herodot un yaninda Cografyaci Strabon da Kolhis teki keten uretimi ile ilgili halk basta keten olmak uzere kendir balmumu ve zift uretimi ile ugrasir Oncelerden beri dis ulkelere keten ihrac ettiklerinden keten kumasi imalatinda yaygin bir un kazanmislardir aktarimlarini yapmaktadir Bununla birlikte Kolhis krallarinin da kendilerine has mor erguvan renkli kaftan giyme gelenekleri vardi Bu rengin uretimi zor oldugundan bu durum bir farklilik arz ediyor ve Kolhislilerin basina gecen bu tek kral mor erguvan renkli kaftanla susleniyordu Metalurji Kolhis in Yunan mitolojisinin en uzun efsanelerinden Altin Post Efsanesi ne konu olmasi Antik Yunanistan halkinin bolge metalurjisine duydugu merakin bir yansimasidir Arkeolojik kazilarla ortaya cikarilan buluntular da bu durumu destekler niteliktedir Kazilarda ortaya cikarilan curuf mors demirden ince ogutme aletleri buyuk tas cekicler ve diger tas aletler Kolhis te karmasik ve ileri seviyeye ulasmis bir metal islemeciligi oldugunu gostermektedir Metalurjide tastan dokum kaliplari cekme kakma ve diger metal isleme teknikleri kullanilmaktaydi Ayrica kazilarda cikarilan cesitli kaliplar ve potalar metal islemeciliginin ozel atolyelerde de yapildigini gostermektedir Kolhis kulturunun gunumuze dek ulasan en eski metal bulgulari Ureki de ortaya cikarilmistir Buradaki bulgularin cogu balta olmak uzere kazma ve kurekler de elde edilen buluntular arasindadir Bununla birlikte Ordu da da MO 2000 yillarina uzanan Kolhis eserlerine rastlanilmistir Savas aletleri Kolhis kulturune ait en eski metal bulgular en cok kullanilan savas aleti olan baltalardir Kolhis baltalarinin karakteristik ozelligi bas taraflarinin cesitli formlara sahip govde kisimlarinin da asimetrik olmasidir Ayrica Kolhis baltalari zarif ince suslemelerle de bezeniyordu Ve bu baltalar savas aleti olmalarinin yaninda dini ayinlerde kult objesi olarak da kullaniliyordu Bati Gurcistan da yapilan arkeolojik kazilarda Kolhis baltalarinin pek cok ornegi ortaya cikarilmistir Turkiye deki yetersiz kazilara ragmen Ordu Rize ve Artvin illerinde de Kolhis tipi savas baltalari bulunmustur MO 1 binyila ait baltalarda sanatsal ozellikler daha on plana cikmaktadir Baltalar gunes ay yildiz gunesin simgelerinden gamali hac at boga kopek yilan geyik ve balik gibi motiflerle suslenmekteydi Baltalarin yaninda bu motiflerle suslenmis pek cok kama mizrak ve ok uclari da uretilmekteydi Arkeolojik buluntularin yaninda Antik Cag tarihcilerinin bolgeyle ilgili aktarimlari da Kolhis kabilelerinin daha cok balta ve mizrak kullandigi yonundedir Tarihin babasi Herodot da Kolhlarin mizraklar ve kiliclar tasidigini aktarmistir Numizmatik Kolhis in metalurji alanindaki gelisimi onlarin sikke basiminda da gorulmustur MO 6 5 ve 4 yuzyillara tarihlenen pek cok Kolhis sikkesi bulunmustur Agirlikli olarak kadin motiflerinin on plana ciktigi paralarda gunes gunesin simgesi boga kanatli pegasus motifleri de islenmistir Kolhisliler MO 4 yuzyilda Buyuk Iskender in olumunden sonra onun halefi olan Lisimahos doneminde bol miktarda sahte Makedonya sikkesi basip ulkeler arasi dolasima sokmuslardir Kolhis te basilan bu sahte paralar Orta Avrupa ya kadar piyasaya surulmustur Sus esyalari Kolhis metalurjisinin en guzel ornekleri cagina gore ileri olarak tabir edilebilecek seviyede islemeli takilar ve sus esyalaridir Kazilarda altin kupeler kolye bilezik islemeli altin levhalar gibi pek cok degerli eser gun isigina cikarilmistir Ozellikle Kolhis kupeleri bolgede metalurjinin en guzel ornekleri olarak kabul edilmistir Ayrica Samos Adasi nda MO 7 yuzyila tarihlenen Kolhis yapimi ziller ve kadin motifli heykeller de ele gecirilen buluntular arasindadir MO 1 binyilin ikinci yarisina ait Kolhis metal islemeciliginin bazi ornekleri HukumdarlariKolhis in hukumdarlari hakkinda cok az sey bilinmektedir Hukumdar Saltanati Notlar1 Kuci MO 325 2802 Ake Basileus Aku yaklasik olarak MO 4 yuzyilin sonu Adi onun icin basilmis bir parada bulunmustur 3 Saulakes MO 2 yuzyil4 Mithridatis fl MO 80 Pontus yonetimi altinda 5 Mahare fl MO 65 Pontus yonetimi altinda 6 Aristarkus MO 63 47 Pompey tarafindan atandi 6 Kartam MO 33 Kolhis eristavisi Kuci nin soyundan gelme Ayrica bakinizVani Sit Alani Lazlar Megreller Svanlar AbhazlarKaynakca რატი იონათამიშვილი ბორჯღალასა და სვასტიკის გენეზისისთვის თბ 2006 Rati Ionatamishvili Genesis of the Leopard and the Swastika Tbilisi 2006 Mikelaje 1974 26ff a b Otar Lordkipanidze Altin Ulkesi Kolkhis Efsane ve Gercekler s 4 Otar Lordkipanidze Altin Ulkesi Kolkhis Efsane ve Gercekler s 3 Bardavelije 1957 11 12 I Javaxisvili 1952 125 131 Ahmet Mican Zehiroglu Antik Caglarda Dogu Karadeniz Istanbul 1999 s 7 Apollonius Rhodius III 220 152 Joy Reichard Celebrate The Divine Feminine Reclaim Your Power With Ancient Goddess Wisdom s 169 John Canzanella Innocence and Anarchy s 58 Margaret Meserve Empires of Islam in Renaissance Historical Thought s 250 Diane P Thompson The Trojan War Literature and Legends from the Bronze Age to the Present s 193 Andrew Brown A New Companian to Greek Tragedy s 66 Mark Amaru Pinkham The Return of the Serpents of Wisdom The Amazons The Female Serpents Valerius Flaccus Argonautica Valerius Flaccus Argonautica VI Eustath ad Hom Il 2 851 ad Dion Per 787 Diodorus Siculus 10 27 a b Apollonius Rhodius II 946 1028 Apollonius Rhodius Argonautica IV 212502 Kallimakhos Strabon un alintisi I 2 39 Fehling 1994 s 13 Marincola 2001 s 34 Melikisvili G A 1971 Tsetskhladze G R Ve Vnukov S Y 1992 Otar Lordkipanidze Altin Ulkesi Kolkha s 23 a b c d e Hippokrates Havalar Sular ve Yerler Hakkinda 15 Ksenofon Anabasis IV 8 22 V 3 2 a b Ahmet Mican Zehiroglu Antik Caglarda Dogu Karadeniz Istanbul 1999 s 16 Plinius Naturalis Historia VI 4 David Marshal Lang The Georgians 1965 გვ 59 David Braund Georgia in Antiquity A History of Colchis and Transcaucasian Iberia 550 BC AD 562 1994 თეზელიშვილი ს მსოფლიოს სამეფო დინასტიები გენეალოგიური ცხრილები გამომცემლობა საქართველოს მაცნე ISBN GRPPENNR 99928 VERLAGSNR 28 99928 28 00 5 თბილისი 1998 გვ 83 84 საქართველოს წინამორბედი სახელმწიფოები კოლხეთის სამეფო ძვ წ ქართული წყაროების მიხედვით ეგრისი კოლხი ტომების პოლიტიკური გაერთიანება დასავლეთ საქართველოში Pompey Nic Fields p 29 Rayfield Donald 2013 Edge of Empires A History of Georgia ReaktionBooks s 28 ISBN 9781780230702 Arrian Falconer Thomas 1805 Arrian s Voyage Round the Euxine Sea Translated and Accompanied with a Geographical Dissertation and Maps to which are Added Three Discourses I On the Trade to the East Indies by Means of the Euxine Sea II On the Distance which the Ships of Antiquity Usually Sailed in Twenty four Hours III On the Measure of the Olympic Stadium J Cooke s 9 Rayfield 2012 s 33 Otar Lordkipanidze Altin Ulkesi Kolkha s 21 Ksenofon Anabasis Kitap IV V Valerius Flaccus Argonotlar Destani Neumann The Great Mother s 288 Ali Ihsan Aksamaz Kafkasya dan Karadeniz e Lazlarin Tarihsel Yolculugu Civiyazilari 1997 s 37 a b Mikelaje 1974 64 Otar Lordkipanidze Altin Ulkesi Kolkha s 15 Vitrivius De Architecture II 1 4 6 Plinius Naturalis Historia XXXIII 52 Vani I 213 242 O Lortkipanije 1986b 61 a b c Strabon 11 2 17 G Lortkipanije 1970 50 52 Melikisvili 1959 249 a b Ahmet Mican Zehiroglu Antik Caglarda Dogu Karadeniz Istanbul 1999 s 14 Ahmet Mican Zehiroglu Antik Caglarda Dogu Karadeniz Istanbul 1999 s 14 15 Ovidius Karadeniz den Mektuplar Evliya Celebi 1898 II 96 97 Mkelaje ve Xaxutaisvili 1985 Brashinskii I B 1980 Strabon 11 2 17 Agathias III 15 2 Tavaje ve Sakvarelije 1959 54 62 Korije 1965 10 O Lortkipanije 1979a 40 Herodot Historia VII 79 Konuyla ilgili yayinlarWikimedia Commons ta Colchis ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Aksamaz Ali Ihsan Dil Tarih Kultur Gelenekleriyle Lazlar Sorun Yayinlari Istanbul 2000 Bryer Anthony Some notes on the Laz and Tzan In Bedi Kartlisa 21 22 174 185 I Paris 1966 67 Isik Adem Antik Kaynaklarda Karadeniz Bolgesi Turk Tarih Kurumu Ankara 2001 Zehiroglu A M Antik Caglarda Dogu Karadeniz 22 Aralik 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Civi Yazilari Yayinevi Istanbul 2000 Zehiroglu A M MO 8 yuzyil Urartu belgelerinde Kolha 1 Mayis 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde Skani Nena Sayi 1 Istanbul 2009