Budizm, bugün dünya üzerinde yaklaşık 500 milyonu aşkın inananı bulunan bir dindir. İlk önce Hindistan’da ortaya çıkmış, daha sonra zaman içinde Güneydoğu ve Doğu Asya’da (Çin, Japonya, Kore, Moğolistan, Nepal, Sri Lanka, Tayland ve Tibet gibi ülkelerde) yayılmıştır.
Tip | Hayat felsefesi |
---|---|
Milliyet | Çok uluslu |
Sınıflandırma | Hint dinleri |
Aktif saha | Güneydoğu ve Doğu Asya |
Kutsal metin | Pali Derlemesi Elmas Sutra Mahayana Sutrası Lankavatara Sutra +6 daha |
Tanrı | Mezheplere göre farklılık gösterir |
İbadet yeri | Manastır |
Kutsal yerler | Hindistan |
Kuruluş | MÖ y. 520 |
Kuruluş yeri | Kuzeydoğu Hindistan |
Kurucu | Siddhartha Gautama Buda (MÖ y. 563-483) |
Mezhepler | Theravada Mahayana Vajrayana |
Takipçi | y. 500 milyon |
Farklı bakış açılarına göre din veya felsefe olarak tanımlanan Budizm'in hedefi; hayattaki acı, ıstırap ve tatminsizliğin kaynaklarını açıklamak ve bunları gidermenin yollarını göstermektir. Budizm'de öğretilerin ana çatısını meditasyon gibi içe bakış yöntemleri, reenkarnasyon denilen doğum-ölüm döngüsünün tekrarı ve karma denilen neden-sonuç zinciri gibi kavramlar oluşturmaktadır.
Budizm, Sanskritçe ve Pali dillerindeki eski Budist metinlerinde 'uyanmış kişi - farkında olan' anlamına gelen Buddha kelimesinden türetilmiştir. "Tarihî Buda" da denilen Siddhartha, Budizm'in kurucusu olarak kabul edilir. Siddharta’nın hayattaki acıların kaynağını açıklamak amacıyla yaptığı uzun çalışmalar sonucu ıstırabı sona erdirecek bir mânevî anlayışa ulaştığı ve böylelikle Budalık'a eriştiği kabul edilir.
Budizm, Siddhartha Gautama'nın ölümünden sonra 500 sene boyunca Hint Yarımadası'nda, daha sonra Asya ve Dünya'nın geri kalanında yayılmaya başladı. Hindistan'da zamanla etkisini yitiren Budizm, Güneydoğu Asya ve Uzak Doğu kültüründe etkisini günümüze kadar devam ettirmiştir.
Tarihçe
Budizm MÖ 563-MÖ 483 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen, bugün Buddha olarak bilinen Siddhartha Gautama tarafından kurulmuştur. Siddhartha Gautama, Kuzey Hindistan'da bir prens olarak doğduktan sonra hayattaki acıları sona erdirmek için bir yol bulmak amacıyla krallığını terk etmiş ve uzun çalışmalar sonucunda aydınlanmaya ulaşmıştır.
Sosyolojik ve tarihsel plânda Budizm'in, Hindistan'ı işgal eden Aryan topluluklarının beraberinde getirdiği Brahmanizm'e karşı bir tepki olarak ortaya çıktığı söylenebilir. Felsefî kaynakları arasında Brahmanizm ve Hinduizm ile birlikte Jainizm ve yerli halklarının eski din ve kültürleri de sayılabilir. Ancak geleneksel olarak Budizm'in en temel kaynağı olarak Siddharta Gautama'nın aydınlanma deneyimi ve bu deneyim sayesinde kazandığı bilgelik gösterilir.
Buda'nın yaşamı
Siddhartha Gautama'nın, Nepal'deki Lumbini'de doğduğu düşünülmektedir. Yaygın olmamakla birlikte Hindistan-Nepal sınırındaki 'da doğduğuna dair iddialar da vardır.
Geleneksel olarak kabul edilen yaşam hikâyesi şöyledir:
Siddhartha Gautama klanı ve Sakya Kabilesi'nden bir prens olarak dünyaya gelir. Doğumundan kısa bir süre sonra babası Kral 'yı bilge olduğu varsayılan bir kişi ziyaret eder. Siddhartha hakkında "Bu çocuk ya muhteşem bir kral () veya muhteşem bir kutsal adam () olacak" der. Siddhartha'nın ileride kral olarak yerine geçmesini arzulayan babası ise onun yaşamı boyunca acı ve ölüm gibi hayatın gerçeklerinden habersiz sarayda yaşamasına çaba gösterir. Bundan dolayı Siddhartha, hayatının ilk 29 yılını insan nefsinin arzu edebileceği her tür zenginliğin içinde yaşamıştır. Babasının çabalarına rağmen Prens Siddharta, 29 yaşındayken ilk kez bir yaşlı insanın acı çektiğini görür. Bu olaydan sonra sarayın dışında yaptığı gezintilerde hasta bir adam, çürümüş bir ceset ve çileci bir derviş görünce hayatın ızdırap içerdiğini fark eder ve acıyı altetmek için çileci bir derviş olarak yaşamaya karar verir.
Derviş olmak için görkemli hayatı arkasında bırakarak sarayından ayrılan Siddhartha, başlangıçta çeşitli dervişlere katılarak onların çileci öğretilerini izler. Bu dervişler toplumdan ayrı, yoksun bir hayat sürerek açlık, kendine eziyet gibi çeşitli yöntemlerle nefislerini engellemeye çalışmaktadırlar. Uzun süre bu yoksun hayatı izleyen Siddhartha, bu yöntemlerin insana açlığa dayanma, hassas fısıltılar duyma, vücutta ağrı hissetmeme gibi olağanüstü rûhânî güçler kazandırdığını fark eder, ancak aynı zamanda vücuduna zarar verdiğini de görür.
Siddhartha, bu yöntemlerin aradığı cevaba ulaşmasına katkıda bulunmadığını, prens olarak zenginlikler içindeki hayatında olduğu gibi tatminsizlik ve huzursuzluk yarattığına karar verir. Böylelikle çileci yaşamına son vererek denilen "nefesi dikkatle takip etme" meditasyonunu geliştirir. Çileci yaşam yerine, ne nefsin her isteğine boyun eğen, ne de vücudu yıpratacak kadar mahrum bırakan ve Orta Yol olarak tanınan bir yaşam şekli geliştirir. Söylenceye göre çileci hayatı terk etmesi, bir gün köylü bir kızın getirdiği süt ve pirinç muhallebisini kabul etmesiyle olur; ve bir incir ağacının altında nefes meditasyonuna oturur. 49 günlük meditasyondan sonra 35 yaşındayken ilmini tamamlar ve günümüz Bodh Gaya'sında bulunan bu ağacın altında aydınlanmaya ulaşır.
Aydınlanmasından sonra Buda veya Gautama Buddha adını alarak öğretilerini yaymaya başlar. Hindistan'ın kuzeyini, Ganj kıyılarının kutsal kenti Benares ve dolaylarını yeni felsefesini anlatarak gezen Gautama Buddha, kayıtlara göre 80 yaşında Kuşinagar'da (Hindistan) ölmüştür.
Buda sonrası gelişmeler
Gautama Buddha'nın ölümünün ardından toplam altı Budist Konsey düzenlenmiştir. Bu konseyler, öğretilerin Asya’nın farklı yörelerine yayılmasına, farklı anlayışların ortaya çıkmasına katkıda bulunmuştur. 20. yüzyıla gelindiğinde Avrupa ve ABD'de de ilgi görmeye başlayan Budizm, pek çok farklı mezhep ya da okula ayrılmıştır.
Budist yazmalarda aktarıldığına göre MÖ 5. yüzyılda Gautama Buddha'nın Parinirvāṇa'sının üstünden henüz çok geçmeden birinci Budist konsey, 'de Buddha'nın öğrencisi Mahakasyapa'nın başkanlığında toplanmıştır. Amacı, öncelikli olarak öğretilerin sözlü aktarımında yanlışların yaşanmamasını sağlamaktır. Birinci Konsey'de Buda'nın kuzeni ve aynı zamanda onu çok uzun bir süre takip etmiş olan öğrencisi Ananda, Buda'nın konuşmalarını (sūtras, Pāli'de suttas) ezberden okuması için çağrıldı. Başka bir öğrencisi olan ise keşişlik yaşamını düzenleyen kuralları () ezberinden anlatır. Bunlar, daha sonra Pali dilindeki Tripitaka (Üç Sepet) derlemesinin temelini oluşturmuştur.
Buda'nın Parinirvāṇa'sından yaklaşık 100 yıl sonra Yasa adlı bir rahibin çağrışı üzerine Hindistan'ın çeşitli yörelerinden gelen 700 rahip, Vesali'de Vinaya İlkeleri'nin uygulamasında ortaya çıkan farklılıkları tartışmak üzere toplanır. İkinci Budist Konsey olarak adlandırılan bu toplantıda Sangha'nın ilk ayrımları ortaya çıkmıştır. İlk etapta ve Mahāsāṅghika anlayışları birbirinden farklılaşmıştır.
MÖ 3. yüzyılda Kral Asoka, Budizmin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Kanlı 'nın ardından şiddeti reddederek Budizm'i seçen Asoka, pek çok stupa inşâ ettirmiş, Orta Asya ve Sri Lanka'ya elçiler göndererek Budizm'in ilk defa Hindistan dışında tanınmasını sağlamıştır. Üçüncü Budist Konsey MÖ 250 civarında Pataliputra’da Kral Asoka'nın çağrısı üzerine adlı bir keşişin başkanlığında toplanmıştır. Amacı Budist hareketi saflaştırmak, öğretiden sapan mezhepleri belirlemektir.
Okullar
Budizm tarihi 2500 yıllık bir geçmişe sahip olmakla birlikte çok sayıda okulu ve sistemi de beraberinde getirmiştir. Budizm’de okul (vada), araç (yana) ve yol kavramları “Mezhep” kavramıyla örtüşmekte ve bu sözü edilen kavramların hepsi aynı anlama gelmektedir.
Bugün genelde kabul gören sınıflandırmaya göre, Budizmde başlıca dört akım vardır. Bunlar:
- Güney Budizmi, Theravada, Güneydoğu Asya Budizm veya Pali Budizmi olarak da bilinir. Takipçileri başlıca Bangladeş, Çin, Kamboçya, Laos, Malezya, Myanmar, Sri Lanka, Tayland ve Vietnam'da bulunur.
- Doğu Budizmi, Doğu Asya Budizmi, Çin Budizmi, Çin-Japon Budizmi olarak da bilinen Mahayana'dır. Takipçileri başlıca Çin, Japonya, Kore, Singapur, Vietnam ve Rusya'nın bazı bölgelerinde bulunur.
- Kuzey Budizmi, Tibet Budizmi, Tibet-Moğol Budizmi, Lamaizm, Vajrayana olarak da bilinir. Tibet, Moğolistan, Bhutan başlıca olmak üzere Nepal, Hindistan, Çin, Rusya ve Türkî Orta Asya'da takip edilir.
- Batı ülkeleri: Budizm özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ABD, Avustralya ve çeşitli Avrupa ülkelerinde de yayılmıştır. Batı'da Budizmin dînî özelliklerinden çok felsefî ve psikolojik özellikleri, meditasyon ve zihin terbiyesi unsurları vurgulanmaktadır.
Hinayana (küçük taşıt) adı da verilen Theravada Budizmi (eskilerin yolu), bireyleri bu Dünya'nın sıkıntı ve ızdıraplarından kurtarmayı amaçlar. Yani, öncelikle bireyin yazgısını ve kurtuluşunu dikkate alır. Buna göre, acı çekmekten kurtulmanın tek yolu, yaşamdan el etek çekerek, Nirvana'ya ulaşmakla elde edilebilecek olan ahlak yetkinliğidir. Buna karşın Mahayana Budizmi (büyük taşıt), bireyden çok tüm insanlığı, yani bütünü dikkate alır. Bu anlayışa göre, büyük borç gerçekte tüm insanlığa hizmet ettikten sonra ödenmiş olacaktır ve bireyin yalnızca kendisini kurtarmasının hiçbir önemi yoktur. Üçüncü büyük mezhep olan Vajrayana, Mahayana'dan türemiş tantrik bir okuldur. Felsefî açıdan Mahayana'dan çok farklı değildir ancak uygulamada yepyeni yöntemler ekler.
Bütün Budist mezhepler "yeniden doğum" (reankarnasyon) ve karma inançlarını kabul eder. Karuna adı verilen Budist merhamet anlayışı da tüm okullarda ortaktır. Bundan başka bütün Budist mezhepleri ve okulları Dört Yüce Gerçek, Sekiz Aşamalı Asil Yol, gibi temel Budist öğretileri kabul eder.
Zaman çizelgesi: Budist geleneklerin gelişimi ve yayılımı (yaklaşık MÖ 450 – yaklaşık MS 1300) | |||||||||||||||||||
MÖ 450 | MÖ 250 | MS 100 | MS 500 | MS 700 | MS 800 | MS 1200 | |||||||||||||
| |||||||||||||||||||
|
|
| |||||||||||||||||
Mahayana | Vajrayana | ||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
|
| ||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
Theravada Budizmi |
| ||||||||||||||||||
|
| ||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
|
| Tibet Budizmi | |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
Chan, Tendai, Arı Ülke Budizmi, Zen, Niçiren Budizmi | |||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||
MÖ 450 | MÖ 250 | MS 100 | MS 500 | MS 700 | MS 800 | MS 1200 | |||||||||||||
|
Buda'nın ölümünden birkaç yüzyıl sonra , ve öğreti anlayışındaki farklar, coğrafi uzaklık gibi nedenlerle çeşitli ayrımlar ortaya çıkmıştır. Buna bağlı olarak Üçüncü Budist Konsey dönemine gelindiğinde ilk olan Mahasanghika (Büyük Cemaat) ve (eski yol) okulları kurulmuştur.
Daha sonra bu şekilde farklı fikirleri olan 18 okul daha oluşturulmuştur. Bugün bile bu okulların hangi gruba ait oldukları belli değildir. Mahasanghika, dört okullarından biri olarak kabul edilmiştir (Sthaviravada, Mahasanghika, Sammitiya ve Sarvastivada).
Theravada
Theravada kimi zaman Güney Budizm, Pali Budizm ya da Mahayana Budistleri tarafından "Hinayana" (küçük taşıt) olarak da nitelendirilen, Budizmin en eski okulunun günümüzdeki tek temsilcisidir; disipline ve monastik hayata büyük önem verilir; rahipler için katı kuralları vardır. Theravada yalnızca Pali Derlemesi'ni kabul eder, Mahayana mezhebinden farklı olarak mistisizm ve mistik spekülasyonlara yer verilmez, felsefidir; ruhun ve tanrının olmadığı olgusu üzerine en çok duran Buddhizm mezhebidir.
Mahayana mezhebinden farklı olarak yalnızca Gautama Buddha'nın öğretilerinin "üstün" olduğu kabul edilir, daha sonra aydınlanan ve "Buddha" olarak isimlendirilen kişiler Gautama seviyesinde değillerdir, Mahayana'nın aksine diğer Buddha'ların da değil yalnızca Gautama'nın öğretileri kutsal metin olarak kabul edilir. Nirvana'ya ulaşmak için pek çok kere ölüp yeniden doğarak "gelişmek" gereklidir.
Mahayana
Mahayana mezhebi içinde, her biri farklı Sutraları vurgulayan, farklı okulları barındırır. En önemlileri, Arık Ülke Budizmi, Zen Budizm ve Niçiren Budizmi'dir.
Pali Derlemesi, Mahayanacılar için sadece "başlangıç" seviyesinde olan kutsal metinlerdir. Theravada'dan farklı olarak pek çok Mahayana Sutrası kabul edilir. Hatta kimi okullar bunların öğreti olarak Pali derlemesinden daha ileri seviyede ve üstün olduğu söylenir.
Mahayana Budizmine göre Buda-doğası herkesin içinde bulunur. Aydınlanmaya ulaşabilmiş çeşitli üstün varlıkların insanlara yardım edebileceği inancı, göksel mekanlar ve zengin bir kozmografyaya sahiptir.
Zen Budizmi Japon ve Çin olmak üzere başlıca iki okula ayrılır. Çin'de bu okula "Chan" adı verilir. Japon Zen'inden farklı olarak biraz daha felsefidir ve Shurangama Sutra'ya ayrıca önem verilir. Japon Zen'inde başlıca Rinzai, Soto ve okulları vardır. Rinzai okulu koanlara fazlaca önem vermesiyle tanınır.
Zen Budizmi kavramlardan ve kelimelerden daha çok anlamın, mananın üzerinde durmaktadır. İnanca olduğu kadar meditasyona ve kişisel deneye verdiği önemle diğer Budist okullarından ayrılır. Yeniden doğum olgusu üzerinde fazla durulmaz, anı yaşamanın önemli olduğuna dikkat çekilir. Zen Budizminde en çok Lankavatara, Elmas ve Platform (Altıncı Pirin Platform Sutrası) Sutralarına önem verilir.
Arık Ülke Budizmi veya Amidism'de ise meditasyon ve deneyimleme değil, iman ön plandadır. Amida Buddha'nın adı sürekli tekrarlanır, böylece öldükten sonra "Arık Ülke" denilen Samsara'nın dışında olduğu kabul edilen bir boyutta yeniden doğulacağına ve oradan da Nirvana'ya daha kolay ulaşılacağına inanılır.
Arık Ülke Budizmi kendi içinde kollara ayrılır bunlardan en katısı Jodo Shinshu adı verilen Japon Arık Ülke okuludur. Bu okula göre kişinin kendini kurtarması imkânsızdır; Gautama Buddha'nın öğrettikleri ile dahi kurtuluş artık mümkün değildir (Mappo), günümüzde insanoğlu kendini asla kurtaramayacak bir haldedir. Dolayısıyla meditasyonun veya deneyimlemenin yararı yoktur, kişinin tek yapması gereken Amida Buddha'nın adını Namu Amida Butsu şeklinde sürekli tekrarlaması (Nembutsu), onun gücüne inanması ve böylece öldükten sonra Arık ülkede doğabilmesidir.
Arık Ülke Budistlerinin en önemli saydıkları Sutralar: Amitabha Sutra, Infinite Life Sutra ve Visualization Sutra'dır.
Niçiren Budizmi tüm Budist mezhepleri içinde en katı olanıdır, diğer bütün Mahayana okullarını "ortodoksluktan, doğru öğretilerden sapma" olarak görür, diğer okullardan farklı olarak en çok Lotus Sutra'ya önem verir.
Vajrayana
Vajrayana 4. yüzyıl Hindistan’ında oluşan Mahayana Budizmi'nin bir uzantısıdır. Moğolistan Budist geleneği ve Tibet Budizmi bu uzantının etkisi altında gelişmiştir. Sınırlı olarak da Çin ve Japonya'da kendisine yayılma alanı bulmuştur. Vajrayana kimi zaman “Elmas Araç”, Mantrayana (Mantra Aracı), Tantrayana (Tantra Aracı) ya da Ezoterik Budizm olarak da adlandırılır.
Vajrayana, zaman zaman Theravada ve Mahayana'nın ardından, Budizmin üçüncü (veya 'taşıtı') olarak kabul edilir. Bu görüşe göre 'dharma çarkının üç devri' vardır. Dharma çarkının ilk dönüşünde Gautama Buddha Varanasi'de Dört Yüce Gerçek gibi dharmaları öğretmiş, sonucunda günümüze bir tek Theravada'nın ulaştığı Hinayana okulları ortaya çıkmıştır. İkinci dönüşünde ise sutralarının bölgesinde öğretilmesiyle Mahayana okulları doğmuştur. Dharma çarkının üçüncü devirinde oluşan öğretiler ise 'de öğretilmiş ve tüm varlıklarda bulunan Buda-doğasını açıklamıştır. Vajrayana da bu üçüncü evreden ilham almıştır. Budizm’in en eski okul geleneği olan Theravada “Vazgeçmenin yolu”, Mahayana’nın Sutra sistemi “Birleşmenin yolu” olarak tanımlanırken, Vajrayana “Sonuca giden yol” olarak adlandırılmıştır.
Vajrayana, Mahayana ile aynı felsefî temellere dayanır; daha çok benimsediği yöntemlerle (Tantra teknikleri, Vajrayana) ayrılır. Mahayana'da uygulamalar kabaca iki yola ayrılır: iyi niteliklerin mükemmelleştirilmesi metodu olan Sutrayana ve nihai Budalık hedefini yol olarak benimseyen Vajrayāna metodu. Vajrayana tam aydınlanmaya ulaşılmadan önce Buda-doğasının mistik tecrübe ile deneyimlenmesini gerektirir. Bu tecrübelerin aktarılması için, bir ezoterik bilgi kümesinin Budist tantrik tarafından toplanmış ve nesilden nesile aktarılmış olması gerekir. Uygulayıcı öncelikle yetkin bir rûhânî öğretmen ya da guru tarafından kabul edilmelidir.
Budist uygulamanın özellikle Vajrayana’da sahip olduğu amaç, akıl sahibi canlıların bağlılığını ve varlığını ortaya çıkaran süreci acı döngüsünden ayırmaktır. Buna göre Vajrayana’da en ulu öğretiyle ilgili olarak iki tür yöntemsel yaklaşım vardır:
Tantrik uygulamalar
Kelime olarak “fikir aracı” anlamına gelen Mantra, Sanskritçede dînî şiir demektir. Meditasyon ve görselleştirmenin yanı sıra Mantra’nın sözlü geleneği de özel tantrik araçlar arasında yer alır. Bunun devamında gelen tantrik uygulamalar ise ayinlere, törenlere ve ’ya (öğreticinin ruhu ile bütünleşmesine) aittir. Özellikle Tibet Budizm’inde öğretmenlerden öğrencilere doğrudan aktarma ve öğretmeye büyük değer verilmektedir. Budist öğretisinin başlangıç noktası olarak bu uygulamalarla birlikte güvenilir bir bilgi olması önemlidir. Anlayışlı bir şefkat ve doğru bir bakış açısı olmaksızın bu yöntemleri uygulamanın imkânı yoktur. Buda’dan öğrenilen Sekiz Aşamalı Asil Yol'un ahlâkî kuralları tüm Budist yolunun ve tabiî ki Vajrayana’nın temellerini oluşturur. Ayrıca akıl sahibi bütün canlıların aydınlanmasındaki faydanın sağlanması için Mahayana’nın harekete geçmesi daima gereklidir.
Öğretiler: Buddhadharma
Sanskrit Dharma (Pali dilinde Dhamma) kelimesi Budizm’de iki anlamda kullanılmaktadır:
- Dünyayı oluşturan etmenler, olgular topluluğu ve doğa yasaları (dharmalar)
- Buda'nın öğretileri: Buddhadharma, Dört Yüce Gerçek, Sekiz Aşamalı Asil Yol gibi doğrudan Buda'ya atfedilen öğretilerle birlikte, Mahayana ve Vajrayana'da kabul edilen öğretileri kapsar.
Buda Dharma öğretilerinin olduğu gibi kabul edilmemesini söylemiş ve meditasyon gibi birçok zihinsel içe bakış yöntemleri ile doğrulanmasını istemiştir. İnançla değil, ancak kişisel deneyimleme ile bir üstün farkındalık durumu oluşturulabilir ve aydınlanmaya ulaşılabilir.
Karma ve yeniden doğum
Budizmde her varlık sonsuz bir ölüm ve yeniden doğum döngüsü içinde, denilen farklı yaşam formları arasında tekrar tekrar var olur. Ancak yeniden doğum kavramı diğer dinlerdeki, sabit ve her şeyden apayrı bir varlığı olan “ruhun göçü”, yani reenkarnasyon inancından farklıdır. Bunun nedeni Budizm'e has iki temel kavramdır: anatta, çevresinden bağımsız bir ben olgusunun yokluğu; ve anicca, her şeyin değişime tabi olması. Karma (Sanskritçe) ya da Pali dilinde kamma kelimeleri, eylem anlamına gelmektedir. Budizm'de ise erdemli (kusala) veya zararlı (akusala) istemlerin ve bunların yol açtığı zihinsel etmenlerin, canlıların yeniden doğum süreçlerini ve yazgılarını şekillendirmesini ifade eder. Olumlu ya da olumsuz her eylemin karması, bizzat o yaşam süresinde veya daha sonrakilerde meyve verecek bir tohum yaratır.
Reenkarnasyon (Pali dilinde Punabbhava) ve Karma Buda’dan önce Hint felsefesinde bilinen kavramlardı. Buda, çoğunlukla, batılı alımlamalardan kaçtığı gibi vedik tasarımlarına da karşı gelmekte ve kendi deneyimlerine göre eksiklikleri tamamlamaktaydı. Hint felsefesinde bilinen (Sanskritçe) ya da Atta (Pali dilinde) ‘benlik’i Batı'ya ait düşünce dünyasındaki insan ruhuyla benzer görmekteydi. Buda, bireysel olarak varlığı ve yeniden de doğabilecek sabit bir bütünlüğü reddetti. Bunun aksine Anatman (Sanskritçe) ya da Anatta (Pali dilinde) hakkında görüşlerini dile getirmekteydi. Ona göre Atman’ın tasviri, Dünya'nın durumu hakkındaki yanılmanın bir bölümüdür. Buda’nın öğretilerine göre kişilik, insanın kendi deneyimleri ve Dünya'yı algılamasıyla birlikte beş gruptan (Sanskritçe: skandas) oluşmaktadır: Vücut, duyu, idrak, ruhsal farkındalık ve bilinçaltı.
Vedik geleneğinde bilinen şey, Budizm’e göre sadece değişmez bir bütünlüğü değil, aynı zamanda sürekli bir oluşumu, değişimi ve ölümü içine alıyordu. Buna göre de yeniden doğuş olamazdı. Budizm’de reenkarnasyonun sadece ‘ruh göçü’ değil, karma bir dürtü olduğu anlaşılır. Bu dürtü, yeniden beliren, bir ya da birden fazla varoluşu yeniden açığa vuran söz konusu dengeli karmabilanzların bir sonucu değildir. Bildik bir alegori mum ışığıyla birlikte bu işlemi, yanan diğer mumlarla karşılaştırır. Ne mum ışığı kalır, ne de asıl mum ışığı olmadan ondan sonra gelenler.
Yeniden doğuşun gerekçesi duyu tatminine olan istek, var olma ve gerçekleşme dürtüsü ve Karma’dır.
Samsara'nın acı döngüsü
Kimi Budistler, canlılar dışındaki “duyarlı canlıların” olayları algılamasında temel bir yanlış bulunduğunu kabul eder. Duyarlı canlılar, doğada tek başına ortaya çıkan olayları kendilerini diğerlerinden soyutlayarak algılarlar. Gerçek bir varlık bu anlayışa göre, her ne kadar asıl özünde “iç varlıktan yoksun” (Shunyata) olsa da, yanıltıcı bir şekilde bir olayın yerine geçmektedir. Bu yerine geçmeden ötürü diğer olaylardan bağımsız ortaya çıkan bir “Ben” tanımı oluşur. Bu “Ben” tanımı ile birlikte temelleri bilgisizlik, esaret ve nefret olan “” diye adlandırılan üç tanım ortaya çıkar. Bu zihinsel zehir nedeniyle vücut, dil ve ruhla ifa edilen, acıya neden olan eylemler Karma felsefesini ortaya çıkarır. Karma zihinsel izlenimlerin nedeni olarak da tanımlanır. Bu izlenimler zihinsel zehirlenmeye koşullu eylemlerden oluşur ve gelecekteki acı dolu deneyimlerin sonucu olarak da ortaya çıkar. Aydınlatılmamış akıl sahibi canlıların zihnindeki karmik izlenimler (belirgin bir özne kabulüne dayalı olarak) bireysel yaşam gerçekliğinin ortaya çıkmasına neden olur. Yeniden doğumun, yaşlılığın, hastalığın ve ölümün ortaya çıkardığı acının döngüsüne (Samsara’ya) bağlı olan tanrılar, yarı tanrılar, insanlar, hayvanlar, aç ruhlar ve cehennem canlılarının farklı tabakaları bu yaşam gerçekliğinin örnekleridir.[]
Dört Yüce Gerçek
Dört Yüce Gerçek ve Sekiz Aşamalı Asil Yol bütün Budist okullarında itibar edilen öğretilerdendir. Budist yazmalarda kaydedildiğine göre, Dört Yüce Gerçek Gautama Buddha tarafından, aydınlanmaya ulaştıktan sonra verdiği ilk vaazda öğretilmiştir.
- 1. gerçek, : acı, hayatın ve varoluşun bir parçasıdır.
- 2. gerçek, : acıların kaynağı arzu ve isteklerdir.
- 3. gerçek, : istek ve arzular bırakılırsa acılar sona erdirilebilir.
- 4. gerçek, : acıların sona erdirilmesinin yolu Sekiz Aşamalı Asil Yol'dan geçer. Doğru kavrama, doğru düşünce, doğru söz, doğru eylem, namuslu kazanç, doğru çaba, uyanıklık ve doğru konsantrasyon.
Sekiz Aşamalı Asil Yol
Sekiz Aşamalı Asil Yol, en önemli Budizm öğretilerinden biridir. Bu öğreti, tüm Budist okullarında temel öğreti olarak da gösterilmektedir. Buda’nın belirlediği “Dört Yüce Gerçek”in sonuncusudur ve Nirvana’ya giden (acıları sona erdiren) yol olarak kabul edilir.
Bu yol, ’un ’sında yer alan ve en önemlilerinden biri olan 22. Buda öğretisidir. Bu öğreti, ’nın da temel taşlarındandır. Budizm, acıdan ve ıstıraptan kurtulmanın ancak bu sekiz yol sayesinde olacağını savunmaktadır.
Türkçe | Pali | Sanskrit | Çince | |
---|---|---|---|---|
I | Gerçek Bilgi | sammā diṭṭhi | Samyag Drishti | 正見 |
II | Doğru Zihniyet | sammā sankappa | Samyak Samkalpa | 正思惟 |
III | Doğru Söz | sammā vācā | Samyag Vac | 正言 |
IV | Doğru Davranış | sammā kammanta | Samyak Karmanta | 正業 |
V | Doğru Yaşam Biçimi | sammā ājīva | Samyag Ajiva | 正命 |
VI | Gerçek Çaba | sammā vāyāma | Samyag Vyayama | 正精進 |
VII | Gerçek Dikkat | sammā sati | Samyak Smriti | 正念 |
VIII | Gerçek Uyanıklık | sammā samādhi | Samyak Samadhi | 正定 |
Sekiz basamak, üç başlıkta toplanır. Bunlar; bilgelik (ilk iki basamak), güzel ahlak ve ruhsal-manevi arınmadır (son üç basamak). Sekiz Asil Yol’un her basamağı “” sözcüğüyle başlar. Bu sözcük, “doğru” ve “gerçek” kavramlarının tam karşılığıdır. Söz konusu kavramla benlik ve bencillik düşüncesi tamamen dışlanmıştır.
Sekiz Asil Yol’un tüm düşünceleri; ayırmadan, ötekileştirmeden birbirine bağlayıcı özelliği vardır. Buda’nın yolu aşırılıktan uzak bir yoldur. İlk iki basamak, tavır ve düşünce arasında bağlantı kurar. Bilinçli olma ya da bilinçsiz olma arasındaki ayrıma varmak için daima düşünme sürecindedir. Bu süreç, insanı etkin olmaya hazırlamaktadır. Üçüncü basamak ve sonraki iki basamak da ahlâkî davranışlara vurgu yapar. Son üç basamak ise; manevi boyutta ruhsal arınmadan bahseder.
Asil Yol kavramı, Budizm’de aşamalardan oluşan doğrusal bir yol anlamına gelmemektedir. Her basamak, aynı derecede öneme sahiptir, görünüşte birbirinden bağımsız gibi görünseler de aslında tam anlamıyla bir bütünlük içerisindedirler. Örnek gösterilecek olursa; basamaklarda yer alan “doğru söz” kavramı aynı zamanda “doğru davranış” ve “gerçek uyanıklık” kavramlarıyla bağlantı içerisindedir.
Gerçekliğin doğası
Kimi mezhepler evren hakkında entelektüel tartışmaların faydasız olduğunu savunsa da, genel olarak belli aşamalarda felsefî çalışmaların gerekli olduğu kabul edilir. Budist yolda nihai hedef olan Kurtuluş (Nirvana), gerçekliğin doğru bir şekilde algılanmasıyla yakından ilgilidir. Kendinin ve tüm olguların gerçek doğasının farkına varan kişi, ızdıraplardan () ve sonsuz yeniden doğum döngüsünden (Samsara) kurtulmuş olur.
Geçicilik, Izdırap ve Benliksizlik
Geçicilik (Anicca), Varoluşun Üç İşaretinden biridir. Budist görüşe göre, tüm olgular değişken, kararsız ve geçicidir. Deneyimlediğimiz her şey parçalardan oluşur ve varoluşları dışsal koşullara bağımlıdır. Her şey devamlı bir devinim içindedir, dolayısıyla koşullar ve bu arada nesnenin kendisi de değişmektedir. Nesneler durmaksızın var olup ardından yok olmaktadır. Hiçbir şey sonsuza dek süremez.
Geçicilik öğretisine göre insan hayatı, bu akışın yaşlanma süreci, yeniden doğum döngüsü (samsara) veya her tür kayıp deneyimi içindeki somut bir ifadesidir. Öğreti ayrıca nesneler geçici olduğundan, onlara karşı bağlılığın da boş ve acı () verici olduğunu ileri sürer.
Budizm’in önemli kavramlardan biri olan (Pāli दुक्ख; Sanskrit दुःख duḥkha), ızdırap, acı, keder, üzüntü, tatminsizlik, rahatsızlık, endişe, stres ya da hüsran olarak çevrilebilir. Dukkha genelde “ızdırap” olarak çevrilse de, felsefî olarak anlamı daha çok, rahatsız edilince duyulan “kaygı” şeklindedir. Kimi Budist yazarlar ızdırap kelimesinin orijinal anlamı tam olarak karşılamadığı ve “olumsuz duygusal çağrışımlar” yaptığını iddia etmektedir. Kimileri de Budizmin kötümser bir görüş olduğu izlenimi yarattığı gerekçesiyle ızdırap kelimesini reddeder ve Sanskritçe’deki şekliyle dukkha olarak kullanmayı tercih eder. Gerçekte Budizm ne kötümser, ne de iyimserdir, yalnızca gerçekçidir.
Anatta (Pāli) ya da anātman (Sanskrit) "bensizlik" anlamına gelen bir kavramdır. Hint felsefesinde, değişmez, kalıcı bir özün veya ruhun varlığı ātman kavramıyla ifade edilmiştir. Bu kavram ve buna bağlantılı olan, tüm varlıkların nihai atman’ı kabul edilen Brahman kavramı, Hint metafiziği, mantığı ve bilimi için vazgeçilmez olmuş, tüm görünür şeylerin ardında kalıcı bir gerçek olması gerektiği anlayışı kabul görmüştür. Budistler tüm bu atman kavramlarını reddederek, geçicilik ve değişkenliği vurgulamıştır. Dolayısıyla Budist anlayışa göre, her tür tözel, kişisel benlik kavramı yanlıştır ve cahillik âleminde oluşmuştur.
’larda, anatta metafizik bir sav olarak değil, ızdıraptan kurtulmak için izlenen bir yaklaşım olarak kabul edilmiştir. Aslında Buda, kişiyi ızdıraba bağlayan ontolojik görüşler oldukları gerekçesiyle, “bir benliğim vardır” ve “bir benliğim yoktur” şeklindeki metafizik savlarının ikisini de reddetmiştir. Bir kişi ya da nesneyi oluşturan, sürekli değişmekte olan fiziksel ve zihinsel öğeleri ("") incelemek yoluyla, uygulayıcı ne tek tek parçaların, ne de bir bütün olarak kişinin bir benlik oluşturmadığı sonucuna varacaktır.
Bağımlı Köken
Bağımlı kaynaklanma anlamına gelen pratītyasamutpāda (Sanskritçe; Pali: paticcasamuppāda; Tibetçe: rten.cing.'brel.bar.'byung.ba; Çince: 緣起) öğretisi, Budist metafiziğin önemli bir parçasıdır. Tüm olguların, bir karşılıklı bağımlılık ilişkisi içinde, neden ve etkiler ağından ortaya çıktığını ifade eder. “Bağımlı köken”, “birbirine bağımlı kaynaklanma”, “koşullu oluşma” ya da “durumsallık” olarak çevirmek mümkündür.
Pratītyasamutpāda kavramının en çok bilinen uygulaması, ızdırap ve yenidendoğum döngüsünü (Samsara) ayrıntılı olarak anlatan (Pali dilindeki "neden, temel, kaynak veya orijin" anlamındaki nidānadan) şemasıdır.
On iki Nidānalar, her biri bir sonrakine yol açacak şekilde birbirini takip eden nitelikler/koşullar arasında bir nedensellik ilişkisi tanımlar:
- Avidyā: cahillik, özellikle de rûhânî olanı
- Saṃskāralar: kelime anlamıyla biçimlenmeler, Karma’ya atfen açıklanmıştır.
- Vijñāna: bilinç, özellikle de ayrımcı bilinç
- Nāmarūpa: kelime anlamı olarak isim ve biçim, zihin ve beden kastediliyor
- Ṣaḍāyatana: altı duyu merkezi: göz, kulak, burun, dil, beden ve zihin-organ
- Sparśa: farklı yerlerde iletişim, izlenim, uyarı (bir duyu nesnesi tarafından) olarak çevrilir
- Vedanā: genellikle duygu olarak çevrilir: buradaki "hazcı" bir anlamdadır, örn. bir şeyin hoşa gidip gitmemesi veya nötr olması
- Tṛṣṇā: kelime anlamı olarak susuzluk, ancak Budizmde hemen her zaman arzuya işaret eder
- Upādāna: tutunma veya bağlanma; kelime aynı zamanda yenidendoğum döngüsünü besleyen yakıt anlamına da gelir
- Bhava: kelime anlamıyla olma (varoluş) veya dönüşme. (Theravada bunun iki anlamı olduğunu açıklar: yeni bir varoluşu üreten karma ve varoluşun kendisi.)
- Jāti: kelime anlamıya doğum, ancak yaşamın kavramsal olarak başladığı anlaşılır
- Jarāmaraṇa (yaşlılık ve ölüm) ve bununla birlikte śokaparidevaduḥkhadaurmanasyopāyāsa (yas, matem, acı, üzüntü ve ızdırap)
Duyarlı varlıklar samsara boyunca, Nirvana’ya ulaşarak kendilerini bu ızdıraptan kurtarana değin sürekli acı çekerler. İlk Nidana’nın, cahilliğin ortadan kaldırılması, diğerlerinin de ortadan kalkmasını sağlayacaktır.
Boşluk
Önemli Mahayana metinlerinden biri olan Kalp Sutra'da Buda'nın ciddi öğrencilerinden olan ve Nirvana'ya ulaştığına inanılan, kendisine de bazen "Buddha" (aydınlanmış) denilen Bodhisattva Avalokiteshvara (Guan Yin), Buda'nın yaptığı derin içe dalış meditasyonunu yaptıktan sonra şunları söyler ve Buddha da bu gerçeği kavradığı için onu över:
"Form boşluktan farklı bir şey değildir; boşluk formdan farklı bir şey değildir. Aynı şey duygu, idrak, oluşum ve bilinç için de geçerlidir.
Bütün olgular aslında boşluktur. Onlar ne yaratılmış, ne yok edilmiştir; ne kirlidir, ne de temiz; ne artarlar, ne de azalır. Bu nedenle boşlukta form, duygu, idrak, oluşum, veya bilinç yoktur; göz, kulak, burun, dil, beden, veya zihin de yoktur..."
Avolakiteshvara kendinden, değişmez sabit gerçekliği olan hiçbir şey olmadığını her şeyin sebeplere ve koşullara bağlı olduğunu söyler. "Ben" diye bir şey aslında yoktur. Formlar (algıladığımız dış dünya) aslında "gerçek" değildir. "Form" olmadan algı da olmayacağından ve zihin kendini ifade edemeyeceğinden kendini anlamlandıramayacağından zihin de aslında bu "boşluğa" dahildir. Ama zihin olmadan da "formlar" hiçbir şey ifade etmeyecektir. Form olmadan zihin diye bir şey olmaz çünkü hiçbir şeye tepki vermez ama zihin olmadan da form hiçbir şey ifade etmez. Bütün Dünya aslında altı organın altı farkındalık biçiminin (ki bunun içine ayrıca düşünme de dahil edilir) ilüzyonundan ibarettir. Duyu organları ve beynin yarattığı düşünce yetisi de ilgili farkındalık biçimlerini algılar. Ama bunlar "gerçeklik" değildir, gerçeklik bunlardan oluşmaz. Buddha'ya göre aslında "gerçek zihin" beyinde yahut vücudun içinde de oluşmaz. Beyinde oluşturduğumuz düşünceler "gerçek saf zihin" değildir dış dünyaya bağlı yorumlardan, deneyimlerden,deneyimlemelerden ve egodan "ben" düşüncesinden oluşur.
Budizm'de bilgelik: Prajna
Budizm, bilgeliği Prajñā kavramıyla daha doğrusu geniş kapsamlı olarak her şeyin ve bütün fenomenlerin iç içe girdiği ya da bağımsız bir ‘Oluş’un özündeki fenomenlerden yoksun bir bilgi olan Sunyata (Sanskritçe) ile tanımlamıştır. Fenomenlerin ve benliğin algılanmasındaki Sunyata gerçekliği aydınlanmanın elde edilmesinde temel bir deneyimdir.
Prajna, bütün fenomenleri ve evrendeki olayların hepsini içine alan geniş kapsamlı bilgeliği tasvir etmektedir. Bu nedenle, Prajna, insan aklının bütün varlık biçimlerini algılamadan önce onları kavramlar içinde anlamaya çalışır. Budizm öğretilerine göre Prajna, beden ve ruh dengesini kurarsa ve Samadhi’deki özne ve nesnelerin ayrımına varırsa dolaysız ve sezgisel bir deneyim elde edecektir. Bu duruma gelebilmek için Zen-Budizm’deki oturma meditasyonunun (Zazen) alıştırmaları uygulanmaktadır. Prajna genelde dişil olarak kabul edilir. Bilgelik, Budizm’deki kutsal Asil Sekiz Yol’un birinci ve ikinci aşamasından sayılmaktadır.
- Doğru görüş, bilgi
- Doğru tutum, niyet
Doğru tanı, net bir görüşün uygulayıcısıdır ki hem maddi hem de manevi olarak sürekli bir değişimi boyunduruğu altına almıştır.(Anicca) Bu bilgi onu Dört Yüce Gerçek'e götürür: ‘Herkesin hayatı kederlidir.’ Doğru tutumun bilgeliği, acıların nedenini anlamak, üstesinden gelmek ve Asil Sekiz Yol üzerine yazdığı yazıları ölene kadar tamamlamak niyeti olgunlaştırır.
Vedanta bilinç durumunu dörde ayırır: Vaischvanara, uyanık olma durumu; Taijana, rüyada olma durumu; Prajna ve Turiya ise ‘dördüncüsüdür.’Mandukya-Upanishad ayrıntılı olarak bunlarla ilgilenmiştir. Bu dört bilinç durumu Avastha, Jagrat, Svapna, Sushupti ve Turiye olarak da adlandırılmaktadır.
Karuna
Karuna (şefkat), Budizm düşünce okulunun ve etiğinin merkezi bir kavramıdır. Acıma, sevgi ve şefkat erdemi anlatılmaktadır. Metta’nın (iyilik seven), Mudita’nın (neşeli) ve Upekkha’nın (suskun) yanı sıra bu düşünce tutumunun, Bodhisattva’nın diğer aydınlanma yoluna ulaşmasına yardım eden dört temel erdemden (Brahma-Viharas) birini geliştirmesi gerekmektedir. Karuna’nın gelişmesindeki koşul bütün varlıkların birlik tecrübesini edinmektir. Bu ayrı olmama deneyiminin tutarlılığı, bütün kutuplaşmış düşüncelerin ve bununla birlikte birbirine bağlı olan direniş ve antipatinin çözüldüğü bir şefkat durumudur. Bu Dünya'daki bütün varlıklar ve olaylar aynı sevgi ve yardımseverlikle karşı karşıya getirilmiştir. Bu düşünce tutumundaki erdem Boddhisattva Avalokiteshvara sayesinde Mahayana Budizm’inde hayat bulmuştur. Karuna kavramı, Budizm metinlerinde bulunmayan kurum adları ve sağlam tekniklerle ilintilendirilmektedir.
Uygulamalar
Adanma
Adanma, Budistlerin çoğunluğu için uygulamanın önemli bir parçasıdır. Adanma uygulamaları arasında selamlama, bağış, hac, ilahi söyleme bulunmaktadır. Arık Ülke Budizminde Amitabha Buddha’ya adanma başlıca uygulamadır. Niçiren Budizminde ise başta gelen uygulama Lotus Sutra’ya adanmadır.
Üç Hazineye Sığınma
Geleneksel olarak çoğu mezhepte Budizme girişte ilk adım Üç Hazine'ye (Sanskrit: त्रिरत्न Triratna or रत्नत्रय Ratna-traya, Pali: Tiratana) olarak kabul edilir. Kimi kaynaklarda küçük hatta henüz doğmamış çocuklar için bile sığınma merasimi yapılabileceğini belirtilir. Tibet Budizminde kimi zaman bir dördüncü olarak Lama'ya sığınılır. Bodhisattva yolunu seçen kişiler ise ederler; bu tür adanmışlık Budizmde şefkatin en yüksek ifadesi sayılır.
Üç Hazine şunlardır:
- Buda (başka ifadeyle,Aydınlanmış Olan).
- Dharma: Buda'nın öğretileri.
- Sangha: Kelime olarak grup, cemiyet anlamına gelir; ancak Budizmde belli bir gruba işaret eder. Bu Budist dinadamları (bhikkhu ve bhikkhuniler) olabileceği gibi, Aydınlanmanın ilk basamağına ulaşmış (Palice'de Sotapanna) kişiler de olabilir.
Kayıtlara göre Buda kendisini bir örnek olarak göstermiş, ancak takipçilerinden kendisine inanç (Sanskrit श्रद्धा , Pāli saddhā) beslemelerini talep etmemiştir. Ayrıca öğretilerinin olduğu gibi kabul edilmemesini söylemiş ve öğrencilerini bunları kendi başlarına test edip kabullenmeleri için cesaretlendirmiştir (bakınız ). Dharma da, aynı şekilde ızdıraba son vermek ve aydınlanmaya ulaşmak için kılavuzluk ederek ihtiyacı olana sığınma sağlar. Saṅgha, yani Budist manastır düzeninin ise, orijinal öğretileri muhafaza ederek ve Buda'nın ortaya attığı esasların gerçekleştirilebileceğine dair canlı örnekler sunarak sığınma sağladığı kabul edilir.
Budist Etik
Śīla (Sanskritçe) ya da sīla (Pāli) genellikle diğer dillere "erdemli davranış", "ahlak", "etik" veya "ilke" olarak çevrilir. Beden, zihin ya da konuşma yoluyla yerine getirilen, bilinçli bir çabayı içeren bir eylemdir. Üç uygulamadan (Sila, Samadhi ve Panya) biri, ların ikincisi olarak kabul edilir. Düşünce, söz ve eylemin ahlâkî saflığı anlamına gelir.
Sila, Samadhi/Bhāvana olarak anılan zihin gelişiminin temelidir. İlkeleri izlemek yalnızca içsel olarak uygulayıcının zihinsel huzurunu desteklemekle kalmaz, aynı zamanda dışsal olarak topluluğun da huzurunu sağlamaya yardımcı olur. Karma Yasasına göre, ilkeleri izlemek bir takım faydalar getirir, huzur ve mutluluk verici etkilere yol açacak nedenler oluşturur.
Sila ahlâkî davranışın genel ilkeleri olarak kabul edilir. Birçok seviyede sila mevcuttur, bunlardan "temel ahlaka" (Beş İlke), "çileci temel ahlaka" (), "öğrenci rahiplere" () ve "rahiplere" ( ya da ) yönelik olanları vardır. Sıradan halk genelde tüm Budist okullarında ortak olan Beş İlkeyi izler. Ancak isterlerse, temel çileci uygulamaları barındıran ’yi izleyebilirler.
Beş İlke, uygulayıcıların endişelerden uzak, mutlu bir yaşam sürüp rahatlıkla meditasyon yapabilmelerini sağlamak üzere geliştirilmiş eğitim kurallardır.
- 1. Can almaktan kaçınmak (duyarlı yaşam formlarına karşı şiddetsizlik)
- 2. Verilmemiş olanı almaktan kaçınmak (hırsızlık yapmamak)
- 3. Tensel (cinsel) suistimalden kaçınmak
- 4. Yalandan kaçınmak (her zaman doğruyu söylemek)
- 5. Farkındalık kaybına yol açan sarhoş edici maddelerden (özellikle alkol ve uyuşturucular) uzak durmak
İlkeler, uyulması zorunlu emirler olarak değil, halkın istekleri doğrultusunda kabul edip izleyeceği, uygulamayı kolaylaştıran eğitim kuralları olarak tasarlanmıştır. Dolayısıyla başkalarını ahlâkî olarak yargılamak için kullanılmazlar. Budist düşüncede, başka hiçbir ileri Budist uygulama yapmadan, yalnızca geliştirilmesi ve ahlâkî davranışlar, bilincin öylesine saflaştırılmasını sağlar ki, alt düzey cennetlerden birinde yeniden doğmak bile mümkündür. Kişinin amacını sınırlayıp böyle bir cenneti hedeflemesinde ise herhangi yakışık almayan veya Budizme aykırı bir yön bulunmamaktadır.
'de, cinsel suistimal hakkındaki üçüncü ilke daha katı yapılmış ve haline getirilmiştir. Diğer üç ilke ise şunlardır:
- 6. Yanlış saatlerde yemekten kaçınmak (yalnızca gündoğumundan öğlene kadar yemek)
- 7. Dans etmekten, müzik çalmaktan, mücevher takmaktan, makyaj malzemesi kullanmaktan, gösteri ve eğlencelerden kaçınmak
- 8. Yüksek veya lüks sandalye ve yatakları kullanmaktan kaçınmak.
Budist Etik, ahlâkî kurallar çerçevesinde Budizm’in bir özeti niteliğindedir. “Buda’ya giden yol” kavramında uygulama odaklı yönlendirmeler söz konusudur. Budizm’in en büyük değeri ve kutsal amacı “Uyanış”tır (Nirvana). Budist Etik kutsal amaca ulaşma noktasında faydalı (kusala) ya da zararlı (akusala) davranışlar açısından Budizm’den farklıdır.
Özerk Etik
Budist Etik, insanın içerisindeki uyanışı sağlamanın bir yoludur. Fakat Hristiyan dîni uyanmayı prensipte farklı olarak kabul eder. Özerk bir etik olan Budist Etik, kutsal amaca ulaşmak için yapılan erdemli davranışları değerlendirir. Diğer dinler ise; kutsal amaca ulaşmayı engelleyici davranışları ele alır. Bu farklılıklar sebebiyle Budizm’in din ya da felsefî bir görüş olup olmadığı daima tartışılmıştır. Budist Etik’te diğer dinlerin aksine doğru-yanlış, iyi-kötü gibi kavramların net ve değiştirilemez karşılıkları yoktur. Bunun yerine Budist Etik’te doğal davranışlar sonucu ortaya çıkmış Karma Felsefesi vardır. Bundan yola çıkarak, faydalı () kavramında tanrısal, itaatkâr ya da kutsal amaca ulaşmayı sağlayan davranışların tümü anlamı vardır. Zıt kavram olan zararlı () kavramı ise; tanrısal olmayan asi ya da kutsal amaca ulaşmayı engelleyici davranışların tümü anlamındadır.
Temel şartlar
Örnek nitelikteki Budizm kaynaklarının büyük bir bölümü Buda öğretilerini ve önemli Budizm düşüncelerini içerir. Bu kaynaklar “Nirvana”yı sağlayan sayısız yolları ve metotları tanımlar. Budizm’in farklı okulları ve sistemleri bu kaynakların yorumlanmasındaki farklılıklar nedeniyle birbirinden ayrılır.
Tüm Budist okullarının ve Budist Etik’in ortak şartı, Sekiz Aşamalı Asil Yol’u da içerisine alan Dört Yüce Gerçek’tir. Kutsal amaca ulaşmanın (ıstıraptan kurtulma) ancak bu şekilde gerçekleşeceğine inanılır. Fakat buna ek olarak, çoğu Budist okullarında verilen Budist öğretisi ve etiğinin önemli unsurlarının farklı algılanışı da söz konusudur. “Üç Ana Uygulama” Budist Etik’te; Güzel Ahlak (sila), Doğru Konsantrasyon (samadhi) ve Bilgelik (Panna) kavramlarını içermektedir. “Paramita” ise cömertlik ve sevgi doluluk anlamlarını verir.
Manastır yaşamı
rahip ve rahibeler için özel olarak geliştirilmiş ahlâkî kurallardır. Bu kurallar Theravada geleneğinin kabul ettiği, toplam 227 kuraldan oluşan ’yı da kapsar. Vinaya yazmalarının () kapsamına giren kurallar okuldan okula küçük farklılıklar göstermekte, Vinaya’ya bağlılık konusunda da farklı okullar farklı standartlar uygulamaktadır. ise, manastır yaşamı için temel kurallar olan ’yi izlerler.
Manastır yaşamını düzenleyen kurallar hakkında Buda sürekli olarak dinleyicilerine önemli olanın ilkelerin özünü kaybetmemek olduğunu belirtmiştir. Diğer taraftan, kurallar tatminkar bir yaşamı temin etmek üzere tasarlanmış ve daha yüksek hedeflere ulaşmak için mükemmel bir sıçrama tahtası sağlamaktadırlar. Buda manastır yaşamını seçenlere, “kendi başına bir ada” gibi yaşamalarını söylemiştir. Bu açıdan yaşamı vinaya’nın belirlediği şekilde yaşamak, bir araştırmacının belirttiği üzere: “sona yönelmiş bir araç olmaktan öte: daha çok kendi içinde bir sondur.”
Doğu Budizminde, Bodhisattvalar için Mahayana geleneğinin ’sında (aynı adlı Pali metin ile karıştırılmamalıdır) ortaya konan kendine has bir Vinaya ve etik anlayış mevcuttur. Japonya’da bu kurallar tüm diğer manastır kurallarının yerini almıştır ve rahiplerin evlenmelerine izin verir.
Meditasyon
Budist meditasyonu temelde iki tema ile ilgilenir: zihnin dönüşümü ve bu zihnin kendisinin ve diğer olguların keşfi için kullanılması. Theravada Budizmine göre Buda iki tür meditasyon öğretmişti, (Sanskritçe:śamatha) ve vipassanā meditasyonu (Sanskritçe:vipaśyanā). Çin Budizminde, bu meditasyonlar (Chih Kuan olarak tercüme edilmiştir) bilinmekle birlikte, Chan (Zen) meditasyonu daha popüler olmuştur. Yazar Peter Harvey’e göre, Budizm’in sağlıklı geliştiği dönemlerde, sadece rahipler, rahibeler ve evli Lamalar değil, sıradan halktan kendini adamış insanlar da meditasyon uygulamıştır. Budizm Ansiklopedisi adlı kaynağa göre, tam aksine modern zamanlara kadar Budist tarih boyunca, sıradan halkın ciddi meditasyon uygulaması olağan olarak görülen bir olgu değildi.
Samādhi (Meditatif eğitim): samatha meditasyonu
Sekiz Aşamalı Asil Yol’un belirttiği şekliyle, samyaksamādhi "doğru konsantrasyondur". Samādhi geliştirmenin başlıca yolu meditasyondur. Samādhi’nin geliştirilmesiyle, kişinin zihni kirlerden arınmış, huzurlu, sakin ve berrak hale gelir.
Meditasyonu yapan bir kez güçlü ve etkin bir konsantrasyona (jhāna, Sanskritçe ध्यान dhyāna) ulaştıktan sonra, zihni gerçekliğin nihai doğasına dalmaya ve içyüzünü kavramaya (vipassanā) hazır hale gelir ve sonunda tüm ızdıraplardan kurtulması mümkün olur. Kavrayışı elde etmek için ihtiyaç duyulan zihinsel konsantrasyona ulaşma yolunda, farkındalık gelişimi vazgeçilmez bir öneme sahiptir.
meditasyonu bir nesne ya da düşüncenin farkında olmakla başlar, kişinin bedenine, zihnine ve tüm çevresine yayılarak, bir tür tam konsantrasyon ve huzur (jhana) durumuna yol açar. Meditasyon tarzında, bağdaş kurarak ya da diz çökerek oturmaktan, ilahi söylemeye, yürümeye kadar pek çok farklı yöntem bulunur. En yaygın yöntem, kişinin nefesine konsantre olmasıdır (), çünkü bu yöntemle hem samathaya, hem de vipassanaya ulaşmak mümkündür.
Budist uygulamada, samatha meditationunun zihni sakinleştirebileceği, ancak zihnin nasıl rahatsız olmaya başladığını anlamamızı yalnızca vipassanā meditasyonunun sağlayabileceği söylenir. Böylelikle bilgi (; Pāli ñāṇa) ve erdeme (prajñā Pāli paññā) kavramak ve dolayısıyla nirvāṇaya (Pāli nibbāna) ulaşmak mümkün olacaktır. Kişi jhanadayken, tüm kirler geçici olarak bastırılır. Ancak erdem (prajñā veya vipassana) tüm kirlenmeleri ortadan kaldıracaktır. Jhanalar aynı zamanda ların dinlenmek amacıyla geçtikleri durumlardır.
Prajñā (Erdem): vipassana meditasyonu
Prajñā (Sanskritçe) veya paññā (Pāli), bağımlı köken, Dört Yüce Gerçek ve kavramlarının kavranmasıyla ulaşılan erdem anlamına gelir. Prajñā acıları ortadan kaldırma ve bodhiyi ortaya çıkarma gücü olan erdemdir. Tüm şeylerin doğasındaki (tatminsizlik), anicca (geçicilik) ve anatta (bensizlik) gibi olguları açığa çıkararak, nirvanaya ulaşmada temel araç olduğu söylenir. Prajñā Mahayana geleneğinde altıncısı olarak sayılmıştır.
Öncelikle prajñā, vaazlar (Dharma konuşmaları) dinleyerek, okuyarak, araştırarak, Budist metinleri ezberleyerek ve konuşmalara katılarak kavramsal düzeyde elde edilir. Kavramsal anlayışa ulaşıldıktan sonra günlük hayata uygulanmalıdır ki, böylelikle her Budist Buda’nın öğretilerinin doğruluğunu pratik düzeyde deneyebilsin. Burada dikkat edilmesi gereken, teoride kişinin derin meditasyonda olsun, vaaz dinlerken, günlük hayatında çalışırken ya da herhangi bir eylem sırasında olsun, uygulamanın herhangi bir devresinde Nirvana'ya ulaşabileceğidir.
Zen
Zen Budizm (禅), Çin ve Japonya’da çokça rağbet gören bir Budist okuldur ve meditasyona özel bir vurgu yapar. Zen diğer Budizm modellerine kıyasla yazmalara daha az önem atfeder ve gerçeğe doğrudan rûhânî atılımlarla ulaşılacağını vurgulamayı tercih eder.
Zen Budizm başlıca iki büyük okula ayrılmıştır: Rinzai (臨済宗) ve Soto (曹洞宗), birincisi büyük ölçüde rûhânî atılımın aracı olarak koan (公案, bir tür meditatif mesel veya bilmece) üzerine meditasyonu yeğler, buna karşılık ikincisi (belli oranda koanları kullanmakla birlikte) daha çok shikantaza veya "sadece oturma" üzerinde yoğunlaşır.
Zen Budist öğreti paradokslarla doludur, burada amaç egonun bağlarını gevşetmek ve Buda’nın kendisiyle eşdeğer tutulan, Gerçek Benlik ya da Şekilsiz Benlik Âlemi'ne girişi kolaylaştırmaktır. Bununla birlikte, Zen yazmaları boşlamış da değildir.
Vajrayana / Tantra
Mahayana geleneğinden gelmekle birlikte, Tibet-Moğol Budizmi Vajrayāna ya da "Elmas Araç" (Mantrayāna, Tantrayāna, Tantric Budizm veya Ezoterik Budizm olarak da anılır) uygulayan okullardan biridir. Mahayana’nın tüm temel kavramlarını kabul eder; bunlara Budist uygulamayı genişletmek amacıyla tasarlanmış, geniş bir düzlemdeki rûhânî ve fiziksel teknikleri de ilave eder. Tantrik Budizm büyük ölçüde ritüeller ve meditatif uygulamalarla ilgilenir. Vajrayana’nın öğelerinden bir de zihni geliştirme aracı olarak ritüeller, tahayyüller, fiziksel egzersizler ve meditasyon yoluyla psiko-fiziksel enerji tesis etmektir. Bu teknikleri kullanarak uygulayıcının bir yaşam süresi içinde, hatta üç yıl gibi kısa bir sürede Budalığa ulaşabileceği iddia edilir. Tibet geleneğinde bu uygulamalara, yalnızca çok ileri düzeydeki kimi uygulayıcılar için cinsel yoga da dahil edilebilir.
Kutsal Metinleri
Budizm'de kutsal metinler Pali dilinde yazılmış olan Tipitaka (Sanskritçe: tripitaka) ve sadece Mahayana okullarının kabul ettiği Mahayana Sutraları'ndan oluşur. Bu kitaplar Buddha'nın, aydınlanmaya, Nirvana'ya ulaştığına inanılan kişilerin felsefeleri ve öğretileridir. Bu öğretiler, normal yaşamlarını terk ederek, kendilerni Buddha'nın ve aydınlanmışların öğretilerine adayan öğrenciler (Sangha) tarafından ezberlenmiş, sonrasında kitap haline getirilmiştir.
Buddha aydınlandıktan sonra 45 yıl boyunca kast ayrımı yapmadan her türden insana zengin, fakir, yaşlı, bilge, düşük seviye demeden öğretilerini anlatmıştır. Tipitaka ve Mahayana sutralarında daha basit anlatımlı hikâyelerden en derin felsefe ve kavramları açıklayan anlatımlara kadar pek çok değişik öğreti vardır.
Pali Derlemesi de denilen Tipitaka, Buddhizmin bütün mezhepleri ve okullarınca kabul edilir. Üç bölümden oluşur: Vinaya Pitaka, Sutta Pitaka ve Abhidhamma pitaka. Üçüncü bölüm olan Abhidhamma pitaka, Sutta Pitaka'dan içerik olarak çok da farklı değildir. Ancak uzun kategoriler, eş anlamlı sözcükler ve bunun gibi pek çok sıralama yapılmıştır.
Bundan başka bir de Budizmin en büyük mezhebi durumunda olan Mahayana okulunun ve ayrıca Vajrayana'nın kabul ettiği Sutra'lar vardır. Bunlardan en önemlileri: Kalp Sutra, Elmas Sutra, , Lankavatara Sutra, Shurangama Sutra, Lotus Sutra, Amitabha Sutra, Vimalakirti Nirdesa Sutra'dır.
En yüce bilgelik Sutra’sı Budizm’in ünlü Mahayana Sutra’sına ait olan kutsal metindir. Diğer adı, öteki dünyanın özü, öteki dünyaya ait olan bilgeliktir. (Sutra) (Prajñāpāramitā Hṛdayasūtra), Koreanisch: (Maha-banya-para-mida-simgyeong), Vietnamca: Kinh Ma Ha Bát Nhã Ba La Mật, Japonca: 摩訶般若波羅蜜多心經 (Maka Hannya Haramita Shingyō), Pinyin: Móhē bōrě bōluómìduō xīnjīng, Tibetçe: sNying mDo ve shes rab snying po'i mdo. Sadece Sanskritçe olan orijinal hali değil, Çince metinler de öğretilmektedir. Yaklaşık olarak 1. yüzyılda kaleme alınan Elmas Sutra (Vajracchedikā-prājñāpāramitā-sūtra) Mahayana Budizmi’nin en önemli metni sayılmaktadır. Elmas Sutra çeşitli Asya ülkelerine kadar yayılmıştır. Ayrıca ‘Prajnaparamita Sutra’nın’ (sanskr. "prajnaparamita" = Bilgeliğin Mükemmelleştirilmesi) bir parçasıdır. Kökeni Çin’e dayanan Sutra’nın ilk versiyonu toplu bir şekilde üretilmiştir. Bu doküman, Gutenberg İncili’nden yaklaşık olarak 600 yıl önce meydana gelen insanlık tarihinin ilk kitap baskısı sayılmaktadır. 1907’de Arkeolog Aurel Stein tarafından bir Çin şehri olan Dunhuang’daki Mogao mağarasında bulunmuştur. Bu Sutra’nın tam başlığı ‘Vajracchedika Prajnaparamita’dır ve ‘Bilgeliğin Mükemmelleştirilmesi’ anlamına gelmektedir.
Budizm'in temel özellikleri
Farklı Budist okulların vurguladığı farklı kaynaklar bulunmaktadır ve bu nedenle her okulun vurguladığı özellikler değişebilmektedir. Batı anlayışında Budizm, bir dinden çok kısmen felsefî görüş olarak nitelendirilmektedir. Kurucusu Buda, tanrının öğretilerini getiren bir elçiden çok kendini biz insanların ve tanrıların öğretmeni olarak görmüştür. Pali dilinde Dhamma, Sanskritçe’de Dharma olarak adlandırılan öğretiler ortaya koymuştur. Bu öğretiler kişinin manevi duygularını kavraması yerine, evrenin düzenini ve ruhsal gelişimi sağlayan doğa yasalarını kabul eder. Bu anlayışa ancak onun öğretilerinin ve yönteminin izinde gidilirse ulaşılabilir. Ancak öğretileri de olduğu gibi kabul edilemez. Buda, aydınlığa körü körüne bir inançla değil, kişinin kendini bulmasıyla ulaşılabileceğini belirtmiştir. Ayrıca evrenin kavram ve dil yardımıyla anlaşılabileceği fikrinin gereksiz bir çabadan ibaret olduğuna da işaret etmiştir. Diğer dinlerin köktenci yaklaşımına ve basmakalıp öğretilerine de şüpheyle yaklaşır. Yahudilik, Hristiyanlık ve İslâmiyet gibi tek tanrılı dinler, temelde Budizm’den farklılık gösterir. Bu nedenle Budist öğretileri ne tanrıyı, ne de ruhun varlığını kabul eder. Budizm, özellikleri bakımından Hinduizm ve Brahmanizm’den de farklıdır. Bu dinlerde var olan “” (sınıf ayrımı) karşı çıkar. Buna karşın bu sistem Karma öğretilerinde yer almaktadır. Budizm Hindistan’daki veda inanç sistemine karşı bir yenilik hareketi olarak ortaya çıkmıştır.
Dînî ve felsefî yönleri
Budizm, farklı mezhepleri veya farklı Dünya görüşlerini içinde barındıran felsefe ve bilgeliktir.
Hem eski hem de günümüzdeki Budist okullarının, birinin Budist sayılabilmesi için çok az şartları vardır. Temel koşulları “Dört Yüce Gerçek” öğretisini kabul etmek ve sonraki temel yaşama tamamen hazır olmaktır.
Budizm’in temel öğretilerinden, Anatta doktrini, kalıcı bir varlığı ve ölümlü ruhu reddeder. Bu doktrinle, Budizm, “Büyük Dinlerin” temel inançlarından tamamen farklıdır.
Budizm’in, tüm tek tanrılı dinlerden temel farkı, her şeye gücü yeten bir yaratıcı tanrı varlığını (İşvara) reddetmesidir. Budizm’e göre tanrılar, ruhlar ve yaşayan her canlı için acı, cehalet ve yeniden doğuş döngüsü (Reenkarnasyon) vardır.
Budizm’in yayılmasıyla her ülkenin temel din ve kültüründen birçok unsurlar alınmış, Budizm’le bütünleşmiş ve böylece Tibet‘teki “Asıl Bön Tanrıları”, Buda’nın farklı şekillerinden “Bodhisattva” görüntüsünde değişmiştir. Bunlar genelde Buda’nın hayranları, dinleyicileri ve savunucuları şeklinde betimlenir.
Budistler, yerel dînî inançlar, gelenek ve göreneklerle karışıp yaygınlaşırken, aynı zamanda Taoizm ve Konfüçyüsçülük gibi Budizm’i reddeden diğer öğretilerin temsilcileriyle de mücadele etmişlerdir.
Hristiyanlık gibi mutlakçı ve saltçı bir konum talebine sahip dinler, temelde, aynı talep göz önünde bulundurulmadığı takdirde, Budizm ile bağlantılanabilir.
Bu rakip öğretileri benimseyenler ve buna karşı olan Asya’daki dindar halka rağmen, farklı gelenekler birleştirilse bile, bunların temel inançlarını birbiriyle bağdaştırmak zordur. Bu zorluğun yaşanmış örneklerini Çin halk inançlarında ve Japonya'daki dinlerde görebiliriz.
Günümüz Budizm’i, aslında bir dinin birçok özelliğini içinde barındırmaktadır. Fakat ibadet şekli, toplum yapısı, ayinleri, çilekeşlik, dervişlik, manastır, tasavvuf ve dogmatizm gibi gelenekleri tamamen farklıdır.
Budizm, Asya'daki kendi kültürel ve tarihsel özelliklerinden ayrılmayan ve bunlara sıkı sıkıya bağlı bir şey olduğu varsayılırken, Batı'da, Budizm’in tarihsel, kültürel ve dînî bağlamlarından yola çıkarak, aydınlanma ve demokrasi gibi değerleri birleştirdiği için Budizm’e eğilim vardır.
Önemli yerler
Gautama Buddha 'da takipçilerinin dört yeri ziyaret etmesinin rûhânî bir aciliyet hissi yaratacağını söylemiştir. Bu dört yer, Buda'nın doğduğu yer (Lumbini), aydınlanmaya ulaştığı yer (Bodh Gaya), öğretilerini yaymaya başladığı yer (Sarnath) ve nirvanaya kavuştuğu yer (Kuşinagar) Budistler tarafından en önemli hac merkezleri olarak kabul edilir.
Sarnath
Siddhartha Gautama, Bodh Gaya’da (/) aydınlandıktan sonra Sarnath’ta Ceylan Parkı’nda yaptığı konuşmayla ilk öğretisi Dört Yüce Gerçek'i aktarmıştır. Bu aynı zamanda Dharma tekerleğinin dönmeye başlaması, yani Budizm'in kuruluşu olarak nitelenir. Bu konuşmanın dinleyicileri daha önce Siddharta'yı çilecilikten ayrıldığı için terk eden beş eski arkadaşı - Kondanna, Bhaddiya, Vappa, Mahanama ve Assaji'dir; Buda'nın öğretisini dinledikten sonra tamamen aydınlanmaya ulaştılar. Buda tarafından rahip (Bhikkhu) olarak seçildiler ve böylece Budist Topluluğu (Sangha) kuruldu.
Sarnath, 19. yüzyıldan beri yapılan kazı çalışmaları sonucu Budistler için önemli bir hac yeri olmuştur. Bulunan Stupa, manastır ve Ashoka sütunu kalıntıları bu şehrin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Kuşinagar
Kuşinagar, Hindistan’ın Uttar Pradeş eyaletindeki bir şehirdir. Burada Buda’nın Paranirvana’ya ulaştığına, öldüğüne inanılır. Malla Krallığı’nın merkezi ve Maurya İmparatorluğu’nun başkenti olan Kushinagar’da birçok kalıntı vardır. Ancak 5. yüzyılda Kushinagar önemini yitirmiştir. Aynı yüzyılda burası terkedilmiş ve unutulmuştur. 19. yüzyılda yeniden keşfedilmiş ve buraya insanlar yerleştirilmiştir.
Angkor Vat
Khmer Krallığının başkenti ve gücünün simgesi olan Angkor Vat, Vişnu adına bir Hindu tapınağı iken 13. yüzyılda bir Budist tapınağına çevrildi. Yapı, günümüze dek oldukça iyi bir korunma altında ulaşabilmiştir ve kuzeyindeki Angkor Thom antik şehri ile birlikte 1992 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi'ne girmiştir.
Kaynakça
- ^ İlhan Güngören, Buda ve Öğretisi, Yol Yayınları, 1981, sf. 17
- ^ Bakınız UNESCO'nun "Lumbini, the Birthplace of the Lord Buddha" 31 Temmuz 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde . başlıklı sayfası.
- ^ Bunlar Budizmde 'Dört Görünüş' olarak adlandırılır. Bakınız The Life of the Buddha: The Four Sights 15 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ http://www.wildmind.org/mantras/figures/shakyamuni/5 28 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Wild mind Budist Meditasyon, The Buddha’s biography: Spiritual Quest and Awakening
- ^ Nyanatiloka, Nyanaponika, Buddhist Dictionary: Manual of Buddhist Terms and Doctrines,Buddhist Publication Society, 1998, sayfa 13.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 5 Ağustos 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Ağustos 2008.
- ^ Nyanatiloka, Buddhist Dictionary, sayfa 331
- ^ Nyanatiloka, Buddhist Dictionary, sayfa 84
- ^ T.P. Kasulis of Ohio State University, Zen as a Social Ethics of Responsiveness." Journal of Buddhist Ethics: [1] 25 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ Dhammacakkappavattana Sutta için bkn: Thera, Piyadassi, The Book of Protection, Buddhist Publication, 1999. www.accesstoinsight.org 12 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Buda Orta Yol, Sekiz katlı asil yol ve Dört yüce geröek konularında olan ilk vaazını (Dhammacakkappavattana Sutta) bir süre yanlarında yaşadığı beş çileci dervişe vermiştir.
- ^ Jeffrey Po, “Is Buddhism a Pessimistic Way of Life?”, http://www.4ui.com/eart/172eart1.htm 18 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Walpola Rahula, What the Buddha Taught, Grove Pres, 1959.
- ^ Charles Prebish, Historical Dictionary of Buddhism, The Scarecrow Pres, 1993
- ^ Damien Keown, Dictionary of Buddhism, Oxford University Pres, 2003
- ^ Thanissaro Bhikkhu, The Not-Self Strategy. Bkn. Point 3, [2] 4 Şubat 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. Thanissaro Bhikkhu’nun dikkat çektiği yazma Sabbasava Sutta’dır, [3] 25 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ Bu 12 nidana şeması, örneğin, 'nın 12. bölümü, Nidana Vaggada pek çok yerde bulunabilir (bkn. SN 12.2, Thanissaro, 1997a) 4 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. "dünyevi bağımlı köken" olarak adlandırabileceğimiz "uygulamalar" arasında 15’teki dokuz-nidana şeması (bkn. Thanissaro, 1997b) 21 Nisan 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde . ve 12.65’teki on-nidana şeması sayılabilir (bkn. Thanissaro, 1997c). 18 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde . "Transandantal bağımlı köken" (yine 12 nidanalarla ilgili olarak) adlandırılan olgu 12.23’de tanımlanmıştır (bkn. Bodhi, 1995). 30 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Ek olarak, DN 15 kişiler arasında ızdıraba sürükleyen bir on bir-nidana şemasından bahseder ("sopaların ve bıçakların ele alınması; çatışmalar, kavgalar ve tartışmalar; suçlamalar, ayrılıkçı konuşma ve yalanlar").
- ^ Harvey, Introduction to Buddhism, s. 56
- ^ Harvey, Introduction to Buddhism, s. 57
- ^ Harvey, Introduction to Buddhism, s. 58
- ^ Harvey, Introduction to Buddhism, s. 59
- ^ Harvey, Introduction to Buddhism, s. 60
- ^ Kalp Sutra, İngilizce metin için: The Heart of Prajna Paramita Sutra 25 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., erişim 06.05.2009
- ^ Harvey, p. 170
- ^ "Bhikku Thanissaro, An Introduction to the Buddha, Dhamma, & Sangha, Access to Insight, 2001". 22 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ağustos 2008.
- ^ Middle-Length Discourses of the Buddha, çev. Nanamoli, rev Bodhi, Wisdom Pubns, 1995, sayfa 708f
- ^ Stewart McFarlane in Peter Harvey, ed., Buddhism. Continuum, 2001, page 187.
- ^ Stewart McFarlane in Peter Harvey, ed., Buddhism. Continuum, 2001, pages 195-196.
- ^ "More than merely a means to an end: it is very nearly the end in itself." , Theravada Buddhism: A Social History from Ancient Benares to Modern Colombo. Routledge and Kegan Paul, 1988, page 89. He is quoting Carrithers.
- ^ B. Alan Wallace, Contemplative Science., Columbia University Press, 2007, s. 81.
- ^ Welch, Practice of Chinese Buddhism, Harvard, 1967, s. 396
- ^ Peter Harvey, An Introduction to Buddhism Cambridge University Press, 1990, sayfa 144.
- ^ Damien Keown, Charles S Prebish, ed., Encyclopedia of Buddhism. Routledge, 2007. s. 502
- ^ Yazar Charles S. Prebish’e göre, “Japonya’da birçok farklı Zen okulu ortaya çıkmış olmasına rağmen, bunların tümü Zen’in kutsal metinlere dayanmadığını vurgularlar; doğrudan kavrayış için bir potansiyel yaratırlar; bu kavrayış, her duyarlı varlığın sahip olduğu Buda doğasının kavranmasından başka bir şey değildir…” (Prebish, Historical Dictionary of Buddhism, Sri Satguru Publications, Delhi, 1993, s. 287)
- ^ Prebish şöyle yorumlar (a.g.e, s. 244): "Sadece oturma meditasyonunun (örn. zazen) Buda doğasının bir ifadesi olduğu kabul edilir." Bu metot zihni kavramsal düşünme modundan ayırmak ve gerçeği doğrudan kavramak amacını taşır. Budist araştırmacı Stephen Hodge şöyle der (Zen Masterclass, Godsfield Press, 2002, s. 12–13): "... Zen uygulayıcıları Aydınlanmanın, Buda-zihninin ya da Buda-doğasının uyanışının, bizim doğal halimiz olduğuna inanır, ancak bu doğal durum olumsuz duygu ve saptırılmış düşünce katmanlarıyla örtülmüştür. Bu görüşe göre, Aydınlanma parça parça edineceğimiz bir şey değil, zihinsel ve duygusal karanlığın örtüsünü kaldırdığımızda aniden ortaya çıkabilecek bir durumdur."
- ^ Hisamatsu Shin'ichi, Critical Sermons on the Zen Tradition, Palgrave Macmillan, New York, 2002, pek çok yerde. Rinzai Zen okulu ve onun Çinli kurucusu Linji hakkında Hisamatsu şöyle der: "Linji bizim gerçek varoluşumuzun yoluna ‘Gerçek Kişi’ ve ‘Gerçek Ben’ gibi doğrudan terimlerle değinir. Kelimelerden veya harflerden bağımsızdır, rûhânî öğretilerden ayrı olarak iletilmiştir. Budizm gerçekte yazmalara ihtiyaç duymaz. O yalnızca bizim Ben’imize doğrudan uyanışımızdır…" (Hisamatsu, a.g.e., s. 46).
- ^ Harvey, Introduction, s. 165
- ^ Williams, Mahayana Buddhism, Routledge, 1st ed., 1989, s. 185
- ^ Routledge Encyclopedia of Buddhism, s. 781
- ^ Centre, UNESCO World Heritage. . UNESCO World Heritage Centre (İngilizce). 29 Temmuz 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ekim 2022.
Ayrıca bakınız
Dış bağlantılar
- The Pali Canon 18 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Buddha Net 14 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Dış bağlantılar
- Buddhanet Ebooks 14 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Tripitaka-Therevada Kutsal Metinleri 3 Nisan 2003 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Purify Our Mind 4 Ekim 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Aimwell 29 Mart 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Budist Felsefe 17 Ağustos 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Budizm bugun dunya uzerinde yaklasik 500 milyonu askin inanani bulunan bir dindir Ilk once Hindistan da ortaya cikmis daha sonra zaman icinde Guneydogu ve Dogu Asya da Cin Japonya Kore Mogolistan Nepal Sri Lanka Tayland ve Tibet gibi ulkelerde yayilmistir Budizm ब द ध धर म bauddh dharmJaponya da bulunan bir Buda heykeliTipHayat felsefesiMilliyetCok ulusluSiniflandirmaHint dinleriAktif sahaGuneydogu ve Dogu AsyaKutsal metinPali Derlemesi Elmas Sutra Mahayana Sutrasi Lankavatara Sutra 6 dahaTanriMezheplere gore farklilik gosterirIbadet yeriManastirKutsal yerlerHindistanKurulusMO y 520Kurulus yeriKuzeydogu HindistanKurucuSiddhartha Gautama Buda MO y 563 483 MezheplerTheravada Mahayana VajrayanaTakipciy 500 milyonHong Kong Tian Tan daki Buddha heykeliRavangla Sikkim Buda Parki ndaki buyuk Gautama Buda heykeli Farkli bakis acilarina gore din veya felsefe olarak tanimlanan Budizm in hedefi hayattaki aci istirap ve tatminsizligin kaynaklarini aciklamak ve bunlari gidermenin yollarini gostermektir Budizm de ogretilerin ana catisini meditasyon gibi ice bakis yontemleri reenkarnasyon denilen dogum olum dongusunun tekrari ve karma denilen neden sonuc zinciri gibi kavramlar olusturmaktadir Budizm Sanskritce ve Pali dillerindeki eski Budist metinlerinde uyanmis kisi farkinda olan anlamina gelen Buddha kelimesinden turetilmistir Tarihi Buda da denilen Siddhartha Budizm in kurucusu olarak kabul edilir Siddharta nin hayattaki acilarin kaynagini aciklamak amaciyla yaptigi uzun calismalar sonucu istirabi sona erdirecek bir manevi anlayisa ulastigi ve boylelikle Budalik a eristigi kabul edilir Budizm Siddhartha Gautama nin olumunden sonra 500 sene boyunca Hint Yarimadasi nda daha sonra Asya ve Dunya nin geri kalaninda yayilmaya basladi Hindistan da zamanla etkisini yitiren Budizm Guneydogu Asya ve Uzak Dogu kulturunde etkisini gunumuze kadar devam ettirmistir TarihceBudizm MO 563 MO 483 yillari arasinda yasadigi tahmin edilen bugun Buddha olarak bilinen Siddhartha Gautama tarafindan kurulmustur Siddhartha Gautama Kuzey Hindistan da bir prens olarak dogduktan sonra hayattaki acilari sona erdirmek icin bir yol bulmak amaciyla kralligini terk etmis ve uzun calismalar sonucunda aydinlanmaya ulasmistir Sosyolojik ve tarihsel planda Budizm in Hindistan i isgal eden Aryan topluluklarinin beraberinde getirdigi Brahmanizm e karsi bir tepki olarak ortaya ciktigi soylenebilir Felsefi kaynaklari arasinda Brahmanizm ve Hinduizm ile birlikte Jainizm ve yerli halklarinin eski din ve kulturleri de sayilabilir Ancak geleneksel olarak Budizm in en temel kaynagi olarak Siddharta Gautama nin aydinlanma deneyimi ve bu deneyim sayesinde kazandigi bilgelik gosterilir Buda nin yasami Siddhartha Gautama nin Nepal deki Lumbini de dogdugu dusunulmektedir Yaygin olmamakla birlikte Hindistan Nepal sinirindaki da dogduguna dair iddialar da vardir Geleneksel olarak kabul edilen yasam hikayesi soyledir Siddhartha Gautama klani ve Sakya Kabilesi nden bir prens olarak dunyaya gelir Dogumundan kisa bir sure sonra babasi Kral yi bilge oldugu varsayilan bir kisi ziyaret eder Siddhartha hakkinda Bu cocuk ya muhtesem bir kral veya muhtesem bir kutsal adam olacak der Siddhartha nin ileride kral olarak yerine gecmesini arzulayan babasi ise onun yasami boyunca aci ve olum gibi hayatin gerceklerinden habersiz sarayda yasamasina caba gosterir Bundan dolayi Siddhartha hayatinin ilk 29 yilini insan nefsinin arzu edebilecegi her tur zenginligin icinde yasamistir Babasinin cabalarina ragmen Prens Siddharta 29 yasindayken ilk kez bir yasli insanin aci cektigini gorur Bu olaydan sonra sarayin disinda yaptigi gezintilerde hasta bir adam curumus bir ceset ve cileci bir dervis gorunce hayatin izdirap icerdigini fark eder ve aciyi altetmek icin cileci bir dervis olarak yasamaya karar verir Cileci Siddharta ve bes yoldasi Bir Laos tapinagindan duvar resmi Dervis olmak icin gorkemli hayati arkasinda birakarak sarayindan ayrilan Siddhartha baslangicta cesitli dervislere katilarak onlarin cileci ogretilerini izler Bu dervisler toplumdan ayri yoksun bir hayat surerek aclik kendine eziyet gibi cesitli yontemlerle nefislerini engellemeye calismaktadirlar Uzun sure bu yoksun hayati izleyen Siddhartha bu yontemlerin insana acliga dayanma hassas fisiltilar duyma vucutta agri hissetmeme gibi olaganustu ruhani gucler kazandirdigini fark eder ancak ayni zamanda vucuduna zarar verdigini de gorur Siddhartha bu yontemlerin aradigi cevaba ulasmasina katkida bulunmadigini prens olarak zenginlikler icindeki hayatinda oldugu gibi tatminsizlik ve huzursuzluk yarattigina karar verir Boylelikle cileci yasamina son vererek denilen nefesi dikkatle takip etme meditasyonunu gelistirir Cileci yasam yerine ne nefsin her istegine boyun egen ne de vucudu yipratacak kadar mahrum birakan ve Orta Yol olarak taninan bir yasam sekli gelistirir Soylenceye gore cileci hayati terk etmesi bir gun koylu bir kizin getirdigi sut ve pirinc muhallebisini kabul etmesiyle olur ve bir incir agacinin altinda nefes meditasyonuna oturur 49 gunluk meditasyondan sonra 35 yasindayken ilmini tamamlar ve gunumuz Bodh Gaya sinda bulunan bu agacin altinda aydinlanmaya ulasir Aydinlanmasindan sonra Buda veya Gautama Buddha adini alarak ogretilerini yaymaya baslar Hindistan in kuzeyini Ganj kiyilarinin kutsal kenti Benares ve dolaylarini yeni felsefesini anlatarak gezen Gautama Buddha kayitlara gore 80 yasinda Kusinagar da Hindistan olmustur Phuket deki Buyuk BudaBuda sonrasi gelismeler Gautama Buddha nin olumunun ardindan toplam alti Budist Konsey duzenlenmistir Bu konseyler ogretilerin Asya nin farkli yorelerine yayilmasina farkli anlayislarin ortaya cikmasina katkida bulunmustur 20 yuzyila gelindiginde Avrupa ve ABD de de ilgi gormeye baslayan Budizm pek cok farkli mezhep ya da okula ayrilmistir Budist yazmalarda aktarildigina gore MO 5 yuzyilda Gautama Buddha nin Parinirvaṇa sinin ustunden henuz cok gecmeden birinci Budist konsey de Buddha nin ogrencisi Mahakasyapa nin baskanliginda toplanmistir Amaci oncelikli olarak ogretilerin sozlu aktariminda yanlislarin yasanmamasini saglamaktir Birinci Konsey de Buda nin kuzeni ve ayni zamanda onu cok uzun bir sure takip etmis olan ogrencisi Ananda Buda nin konusmalarini sutras Pali de suttas ezberden okumasi icin cagrildi Baska bir ogrencisi olan ise kesislik yasamini duzenleyen kurallari ezberinden anlatir Bunlar daha sonra Pali dilindeki Tripitaka Uc Sepet derlemesinin temelini olusturmustur Buda nin Parinirvaṇa sindan yaklasik 100 yil sonra Yasa adli bir rahibin cagrisi uzerine Hindistan in cesitli yorelerinden gelen 700 rahip Vesali de Vinaya Ilkeleri nin uygulamasinda ortaya cikan farkliliklari tartismak uzere toplanir Ikinci Budist Konsey olarak adlandirilan bu toplantida Sangha nin ilk ayrimlari ortaya cikmistir Ilk etapta ve Mahasaṅghika anlayislari birbirinden farklilasmistir MO 3 yuzyilda Kral Asoka Budizmin gelismesine buyuk katki saglamistir Kanli nin ardindan siddeti reddederek Budizm i secen Asoka pek cok stupa insa ettirmis Orta Asya ve Sri Lanka ya elciler gondererek Budizm in ilk defa Hindistan disinda taninmasini saglamistir Ucuncu Budist Konsey MO 250 civarinda Pataliputra da Kral Asoka nin cagrisi uzerine adli bir kesisin baskanliginda toplanmistir Amaci Budist hareketi saflastirmak ogretiden sapan mezhepleri belirlemektir OkullarBudizm tarihi 2500 yillik bir gecmise sahip olmakla birlikte cok sayida okulu ve sistemi de beraberinde getirmistir Budizm de okul vada arac yana ve yol kavramlari Mezhep kavramiyla ortusmekte ve bu sozu edilen kavramlarin hepsi ayni anlama gelmektedir Bugun genelde kabul goren siniflandirmaya gore Budizmde baslica dort akim vardir Bunlar Guney Budizmi Theravada Guneydogu Asya Budizm veya Pali Budizmi olarak da bilinir Takipcileri baslica Banglades Cin Kambocya Laos Malezya Myanmar Sri Lanka Tayland ve Vietnam da bulunur Dogu Budizmi Dogu Asya Budizmi Cin Budizmi Cin Japon Budizmi olarak da bilinen Mahayana dir Takipcileri baslica Cin Japonya Kore Singapur Vietnam ve Rusya nin bazi bolgelerinde bulunur Kuzey Budizmi Tibet Budizmi Tibet Mogol Budizmi Lamaizm Vajrayana olarak da bilinir Tibet Mogolistan Bhutan baslica olmak uzere Nepal Hindistan Cin Rusya ve Turki Orta Asya da takip edilir Bati ulkeleri Budizm ozellikle 20 yuzyilin ikinci yarisindan itibaren ABD Avustralya ve cesitli Avrupa ulkelerinde de yayilmistir Bati da Budizmin dini ozelliklerinden cok felsefi ve psikolojik ozellikleri meditasyon ve zihin terbiyesi unsurlari vurgulanmaktadir Hinayana kucuk tasit adi da verilen Theravada Budizmi eskilerin yolu bireyleri bu Dunya nin sikinti ve izdi raplarindan kurtarmayi amaclar Yani oncelikle bireyin yazgisini ve kurtulusunu dikkate alir Buna gore aci cekmekten kurtulmanin tek yolu yasamdan el etek cekerek Nirvana ya ulasmakla elde edilebilecek olan ahlak yetkinligidir Buna karsin Mahayana Budizmi buyuk tasit bireyden cok tum insanligi yani butunu dikkate alir Bu anlayisa gore buyuk borc gercekte tum insanliga hizmet ettikten sonra odenmis olacaktir ve bireyin yalnizca kendisini kurtarmasinin hicbir onemi yoktur Ucuncu buyuk mezhep olan Vajrayana Mahayana dan turemis tantrik bir okuldur Felsefi acidan Mahayana dan cok farkli degildir ancak uygulamada yepyeni yontemler ekler Butun Budist mezhepler yeniden dogum reankarnasyon ve karma inanclarini kabul eder Karuna adi verilen Budist merhamet anlayisi da tum okullarda ortaktir Bundan baska butun Budist mezhepleri ve okullari Dort Yuce Gercek Sekiz Asamali Asil Yol gibi temel Budist ogretileri kabul eder Zaman cizelgesi Budist geleneklerin gelisimi ve yayilimi yaklasik MO 450 yaklasik MS 1300 MO 450 MO 250 MS 100 MS 500 MS 700 MS 800 MS 1200 Hindistan Mahayana Vajrayana Sri Lanka amp Guneydogu Asya Theravada Budizmi Orta Asya Greko Budizm Tibet Budizmi Dogu Asya Chan Tendai Ari Ulke Budizmi Zen Niciren Budizmi Singon Budizmi MO 450 MO 250 MS 100 MS 500 MS 700 MS 800 MS 1200 Aciklama Theravada gelenegi Mahayana gelenegi Vajrayana gelenegi Buda nin olumunden birkac yuzyil sonra ve ogreti anlayisindaki farklar cografi uzaklik gibi nedenlerle cesitli ayrimlar ortaya cikmistir Buna bagli olarak Ucuncu Budist Konsey donemine gelindiginde ilk olan Mahasanghika Buyuk Cemaat ve eski yol okullari kurulmustur Daha sonra bu sekilde farkli fikirleri olan 18 okul daha olusturulmustur Bugun bile bu okullarin hangi gruba ait olduklari belli degildir Mahasanghika dort okullarindan biri olarak kabul edilmistir Sthaviravada Mahasanghika Sammitiya ve Sarvastivada Theravada Budist Tapinak Tayland Theravada kimi zaman Guney Budizm Pali Budizm ya da Mahayana Budistleri tarafindan Hinayana kucuk tasit olarak da nitelendirilen Budizmin en eski okulunun gunumuzdeki tek temsilcisidir disipline ve monastik hayata buyuk onem verilir rahipler icin kati kurallari vardir Theravada yalnizca Pali Derlemesi ni kabul eder Mahayana mezhebinden farkli olarak mistisizm ve mistik spekulasyonlara yer verilmez felsefidir ruhun ve tanrinin olmadigi olgusu uzerine en cok duran Buddhizm mezhebidir Mahayana mezhebinden farkli olarak yalnizca Gautama Buddha nin ogretilerinin ustun oldugu kabul edilir daha sonra aydinlanan ve Buddha olarak isimlendirilen kisiler Gautama seviyesinde degillerdir Mahayana nin aksine diger Buddha larin da degil yalnizca Gautama nin ogretileri kutsal metin olarak kabul edilir Nirvana ya ulasmak icin pek cok kere olup yeniden dogarak gelismek gereklidir Mahayana Mahayana mezhebi icinde her biri farkli Sutralari vurgulayan farkli okullari barindirir En onemlileri Arik Ulke Budizmi Zen Budizm ve Niciren Budizmi dir Pali Derlemesi Mahayanacilar icin sadece baslangic seviyesinde olan kutsal metinlerdir Theravada dan farkli olarak pek cok Mahayana Sutrasi kabul edilir Hatta kimi okullar bunlarin ogreti olarak Pali derlemesinden daha ileri seviyede ve ustun oldugu soylenir Mahayana Budizmine gore Buda dogasi herkesin icinde bulunur Aydinlanmaya ulasabilmis cesitli ustun varliklarin insanlara yardim edebilecegi inanci goksel mekanlar ve zengin bir kozmografyaya sahiptir Nanshan Chan tapinagi Longkou Yantai Cin Zen Budizmi Japon ve Cin olmak uzere baslica iki okula ayrilir Cin de bu okula Chan adi verilir Japon Zen inden farkli olarak biraz daha felsefidir ve Shurangama Sutra ya ayrica onem verilir Japon Zen inde baslica Rinzai Soto ve okullari vardir Rinzai okulu koanlara fazlaca onem vermesiyle taninir Zen Budizmi kavramlardan ve kelimelerden daha cok anlamin mananin uzerinde durmaktadir Inanca oldugu kadar meditasyona ve kisisel deneye verdigi onemle diger Budist okullarindan ayrilir Yeniden dogum olgusu uzerinde fazla durulmaz ani yasamanin onemli olduguna dikkat cekilir Zen Budizminde en cok Lankavatara Elmas ve Platform Altinci Pirin Platform Sutrasi Sutralarina onem verilir Arik Ulke Budizmi veya Amidism de ise meditasyon ve deneyimleme degil iman on plandadir Amida Buddha nin adi surekli tekrarlanir boylece oldukten sonra Arik Ulke denilen Samsara nin disinda oldugu kabul edilen bir boyutta yeniden dogulacagina ve oradan da Nirvana ya daha kolay ulasilacagina inanilir Arik Ulke Budizmi kendi icinde kollara ayrilir bunlardan en katisi Jodo Shinshu adi verilen Japon Arik Ulke okuludur Bu okula gore kisinin kendini kurtarmasi imkansizdir Gautama Buddha nin ogrettikleri ile dahi kurtulus artik mumkun degildir Mappo gunumuzde insanoglu kendini asla kurtaramayacak bir haldedir Dolayisiyla meditasyonun veya deneyimlemenin yarari yoktur kisinin tek yapmasi gereken Amida Buddha nin adini Namu Amida Butsu seklinde surekli tekrarlamasi Nembutsu onun gucune inanmasi ve boylece oldukten sonra Arik ulkede dogabilmesidir Arik Ulke Budistlerinin en onemli saydiklari Sutralar Amitabha Sutra Infinite Life Sutra ve Visualization Sutra dir Niciren Budizmi tum Budist mezhepleri icinde en kati olanidir diger butun Mahayana okullarini ortodoksluktan dogru ogretilerden sapma olarak gorur diger okullardan farkli olarak en cok Lotus Sutra ya onem verir Vajrayana Vajrayana 4 yuzyil Hindistan inda olusan Mahayana Budizmi nin bir uzantisidir Mogolistan Budist gelenegi ve Tibet Budizmi bu uzantinin etkisi altinda gelismistir Sinirli olarak da Cin ve Japonya da kendisine yayilma alani bulmustur Vajrayana kimi zaman Elmas Arac Mantrayana Mantra Araci Tantrayana Tantra Araci ya da Ezoterik Budizm olarak da adlandirilir Vajrayana zaman zaman Theravada ve Mahayana nin ardindan Budizmin ucuncu veya tasiti olarak kabul edilir Bu goruse gore dharma carkinin uc devri vardir Dharma carkinin ilk donusunde Gautama Buddha Varanasi de Dort Yuce Gercek gibi dharmalari ogretmis sonucunda gunumuze bir tek Theravada nin ulastigi Hinayana okullari ortaya cikmistir Ikinci donusunde ise sutralarinin bolgesinde ogretilmesiyle Mahayana okullari dogmustur Dharma carkinin ucuncu devirinde olusan ogretiler ise de ogretilmis ve tum varliklarda bulunan Buda dogasini aciklamistir Vajrayana da bu ucuncu evreden ilham almistir Budizm in en eski okul gelenegi olan Theravada Vazgecmenin yolu Mahayana nin Sutra sistemi Birlesmenin yolu olarak tanimlanirken Vajrayana Sonuca giden yol olarak adlandirilmistir Vajrayana Mahayana ile ayni felsefi temellere dayanir daha cok benimsedigi yontemlerle Tantra teknikleri Vajrayana ayrilir Mahayana da uygulamalar kabaca iki yola ayrilir iyi niteliklerin mukemmellestirilmesi metodu olan Sutrayana ve nihai Budalik hedefini yol olarak benimseyen Vajrayana metodu Vajrayana tam aydinlanmaya ulasilmadan once Buda dogasinin mistik tecrube ile deneyimlenmesini gerektirir Bu tecrubelerin aktarilmasi icin bir ezoterik bilgi kumesinin Budist tantrik tarafindan toplanmis ve nesilden nesile aktarilmis olmasi gerekir Uygulayici oncelikle yetkin bir ruhani ogretmen ya da guru tarafindan kabul edilmelidir Budist uygulamanin ozellikle Vajrayana da sahip oldugu amac akil sahibi canlilarin bagliligini ve varligini ortaya cikaran sureci aci dongusunden ayirmaktir Buna gore Vajrayana da en ulu ogretiyle ilgili olarak iki tur yontemsel yaklasim vardir Mahamudra Buyuk Muhur Sembol ve Dzogchen Buyuk tam Mukemmellik Tantrik uygulamalar Kelime olarak fikir araci anlamina gelen Mantra Sanskritcede dini siir demektir Meditasyon ve gorsellestirmenin yani sira Mantra nin sozlu gelenegi de ozel tantrik araclar arasinda yer alir Bunun devaminda gelen tantrik uygulamalar ise ayinlere torenlere ve ya ogreticinin ruhu ile butunlesmesine aittir Ozellikle Tibet Budizm inde ogretmenlerden ogrencilere dogrudan aktarma ve ogretmeye buyuk deger verilmektedir Budist ogretisinin baslangic noktasi olarak bu uygulamalarla birlikte guvenilir bir bilgi olmasi onemlidir Anlayisli bir sefkat ve dogru bir bakis acisi olmaksizin bu yontemleri uygulamanin imkani yoktur Buda dan ogrenilen Sekiz Asamali Asil Yol un ahlaki kurallari tum Budist yolunun ve tabii ki Vajrayana nin temellerini olusturur Ayrica akil sahibi butun canlilarin aydinlanmasindaki faydanin saglanmasi icin Mahayana nin harekete gecmesi daima gereklidir Ogretiler BuddhadharmaSanskrit Dharma Pali dilinde Dhamma kelimesi Budizm de iki anlamda kullanilmaktadir Dunyayi olusturan etmenler olgular toplulugu ve doga yasalari dharmalar Buda nin ogretileri Buddhadharma Dort Yuce Gercek Sekiz Asamali Asil Yol gibi dogrudan Buda ya atfedilen ogretilerle birlikte Mahayana ve Vajrayana da kabul edilen ogretileri kapsar Buda Dharma ogretilerinin oldugu gibi kabul edilmemesini soylemis ve meditasyon gibi bircok zihinsel ice bakis yontemleri ile dogrulanmasini istemistir Inancla degil ancak kisisel deneyimleme ile bir ustun farkindalik durumu olusturulabilir ve aydinlanmaya ulasilabilir Karma ve yeniden dogum Budizmde her varlik sonsuz bir olum ve yeniden dogum dongusu icinde denilen farkli yasam formlari arasinda tekrar tekrar var olur Ancak yeniden dogum kavrami diger dinlerdeki sabit ve her seyden apayri bir varligi olan ruhun gocu yani reenkarnasyon inancindan farklidir Bunun nedeni Budizm e has iki temel kavramdir anatta cevresinden bagimsiz bir ben olgusunun yoklugu ve anicca her seyin degisime tabi olmasi Karma Sanskritce ya da Pali dilinde kamma kelimeleri eylem anlamina gelmektedir Budizm de ise erdemli kusala veya zararli akusala istemlerin ve bunlarin yol actigi zihinsel etmenlerin canlilarin yeniden dogum sureclerini ve yazgilarini sekillendirmesini ifade eder Olumlu ya da olumsuz her eylemin karmasi bizzat o yasam suresinde veya daha sonrakilerde meyve verecek bir tohum yaratir Reenkarnasyon Pali dilinde Punabbhava ve Karma Buda dan once Hint felsefesinde bilinen kavramlardi Buda cogunlukla batili alimlamalardan kactigi gibi vedik tasarimlarina da karsi gelmekte ve kendi deneyimlerine gore eksiklikleri tamamlamaktaydi Hint felsefesinde bilinen Sanskritce ya da Atta Pali dilinde benlik i Bati ya ait dusunce dunyasindaki insan ruhuyla benzer gormekteydi Buda bireysel olarak varligi ve yeniden de dogabilecek sabit bir butunlugu reddetti Bunun aksine Anatman Sanskritce ya da Anatta Pali dilinde hakkinda goruslerini dile getirmekteydi Ona gore Atman in tasviri Dunya nin durumu hakkindaki yanilmanin bir bolumudur Buda nin ogretilerine gore kisilik insanin kendi deneyimleri ve Dunya yi algilamasiyla birlikte bes gruptan Sanskritce skandas olusmaktadir Vucut duyu idrak ruhsal farkindalik ve bilincalti Vedik geleneginde bilinen sey Budizm e gore sadece degismez bir butunlugu degil ayni zamanda surekli bir olusumu degisimi ve olumu icine aliyordu Buna gore de yeniden dogus olamazdi Budizm de reenkarnasyonun sadece ruh gocu degil karma bir durtu oldugu anlasilir Bu durtu yeniden beliren bir ya da birden fazla varolusu yeniden aciga vuran soz konusu dengeli karmabilanzlarin bir sonucu degildir Bildik bir alegori mum isigiyla birlikte bu islemi yanan diger mumlarla karsilastirir Ne mum isigi kalir ne de asil mum isigi olmadan ondan sonra gelenler Yeniden dogusun gerekcesi duyu tatminine olan istek var olma ve gerceklesme durtusu ve Karma dir Samsara nin aci dongusu Kimi Budistler canlilar disindaki duyarli canlilarin olaylari algilamasinda temel bir yanlis bulundugunu kabul eder Duyarli canlilar dogada tek basina ortaya cikan olaylari kendilerini digerlerinden soyutlayarak algilarlar Gercek bir varlik bu anlayisa gore her ne kadar asil ozunde ic varliktan yoksun Shunyata olsa da yaniltici bir sekilde bir olayin yerine gecmektedir Bu yerine gecmeden oturu diger olaylardan bagimsiz ortaya cikan bir Ben tanimi olusur Bu Ben tanimi ile birlikte temelleri bilgisizlik esaret ve nefret olan diye adlandirilan uc tanim ortaya cikar Bu zihinsel zehir nedeniyle vucut dil ve ruhla ifa edilen aciya neden olan eylemler Karma felsefesini ortaya cikarir Karma zihinsel izlenimlerin nedeni olarak da tanimlanir Bu izlenimler zihinsel zehirlenmeye kosullu eylemlerden olusur ve gelecekteki aci dolu deneyimlerin sonucu olarak da ortaya cikar Aydinlatilmamis akil sahibi canlilarin zihnindeki karmik izlenimler belirgin bir ozne kabulune dayali olarak bireysel yasam gercekliginin ortaya cikmasina neden olur Yeniden dogumun yasliligin hastaligin ve olumun ortaya cikardigi acinin dongusune Samsara ya bagli olan tanrilar yari tanrilar insanlar hayvanlar ac ruhlar ve cehennem canlilarinin farkli tabakalari bu yasam gercekliginin ornekleridir kaynak belirtilmeli Dort Yuce Gercek Dort Yuce Gercek ve Sekiz Asamali Asil Yol butun Budist okullarinda itibar edilen ogretilerdendir Budist yazmalarda kaydedildigine gore Dort Yuce Gercek Gautama Buddha tarafindan aydinlanmaya ulastiktan sonra verdigi ilk vaazda ogretilmistir 1 gercek aci hayatin ve varolusun bir parcasidir 2 gercek acilarin kaynagi arzu ve isteklerdir 3 gercek istek ve arzular birakilirsa acilar sona erdirilebilir 4 gercek acilarin sona erdirilmesinin yolu Sekiz Asamali Asil Yol dan gecer Dogru kavrama dogru dusunce dogru soz dogru eylem namuslu kazanc dogru caba uyaniklik ve dogru konsantrasyon Sekiz Asamali Asil Yol Sekiz Asamali Asil Yol en onemli Budizm ogretilerinden biridir Bu ogreti tum Budist okullarinda temel ogreti olarak da gosterilmektedir Buda nin belirledigi Dort Yuce Gercek in sonuncusudur ve Nirvana ya giden acilari sona erdiren yol olarak kabul edilir Bu yol un sinda yer alan ve en onemlilerinden biri olan 22 Buda ogretisidir Bu ogreti nin da temel taslarindandir Budizm acidan ve istiraptan kurtulmanin ancak bu sekiz yol sayesinde olacagini savunmaktadir Turkce Pali Sanskrit CinceI Gercek Bilgi samma diṭṭhi Samyag Drishti 正見II Dogru Zihniyet samma sankappa Samyak Samkalpa 正思惟III Dogru Soz samma vaca Samyag Vac 正言IV Dogru Davranis samma kammanta Samyak Karmanta 正業V Dogru Yasam Bicimi samma ajiva Samyag Ajiva 正命VI Gercek Caba samma vayama Samyag Vyayama 正精進VII Gercek Dikkat samma sati Samyak Smriti 正念VIII Gercek Uyaniklik samma samadhi Samyak Samadhi 正定 Sekiz basamak uc baslikta toplanir Bunlar bilgelik ilk iki basamak guzel ahlak ve ruhsal manevi arinmadir son uc basamak Sekiz Asil Yol un her basamagi sozcuguyle baslar Bu sozcuk dogru ve gercek kavramlarinin tam karsiligidir Soz konusu kavramla benlik ve bencillik dusuncesi tamamen dislanmistir Sekiz Asil Yol un tum dusunceleri ayirmadan otekilestirmeden birbirine baglayici ozelligi vardir Buda nin yolu asiriliktan uzak bir yoldur Ilk iki basamak tavir ve dusunce arasinda baglanti kurar Bilincli olma ya da bilincsiz olma arasindaki ayrima varmak icin daima dusunme surecindedir Bu surec insani etkin olmaya hazirlamaktadir Ucuncu basamak ve sonraki iki basamak da ahlaki davranislara vurgu yapar Son uc basamak ise manevi boyutta ruhsal arinmadan bahseder Asil Yol kavrami Budizm de asamalardan olusan dogrusal bir yol anlamina gelmemektedir Her basamak ayni derecede oneme sahiptir gorunuste birbirinden bagimsiz gibi gorunseler de aslinda tam anlamiyla bir butunluk icerisindedirler Ornek gosterilecek olursa basamaklarda yer alan dogru soz kavrami ayni zamanda dogru davranis ve gercek uyaniklik kavramlariyla baglanti icerisindedir Gercekligin dogasi Muzakere eden rahipler Tibet Kimi mezhepler evren hakkinda entelektuel tartismalarin faydasiz oldugunu savunsa da genel olarak belli asamalarda felsefi calismalarin gerekli oldugu kabul edilir Budist yolda nihai hedef olan Kurtulus Nirvana gercekligin dogru bir sekilde algilanmasiyla yakindan ilgilidir Kendinin ve tum olgularin gercek dogasinin farkina varan kisi izdiraplardan ve sonsuz yeniden dogum dongusunden Samsara kurtulmus olur Gecicilik Izdirap ve Benliksizlik Gecicilik Anicca Varolusun Uc Isaretinden biridir Budist goruse gore tum olgular degisken kararsiz ve gecicidir Deneyimledigimiz her sey parcalardan olusur ve varoluslari dissal kosullara bagimlidir Her sey devamli bir devinim icindedir dolayisiyla kosullar ve bu arada nesnenin kendisi de degismektedir Nesneler durmaksizin var olup ardindan yok olmaktadir Hicbir sey sonsuza dek suremez Gecicilik ogretisine gore insan hayati bu akisin yaslanma sureci yeniden dogum dongusu samsara veya her tur kayip deneyimi icindeki somut bir ifadesidir Ogreti ayrica nesneler gecici oldugundan onlara karsi bagliligin da bos ve aci verici oldugunu ileri surer Budizm in onemli kavramlardan biri olan Pali द क ख Sanskrit द ख duḥkha izdirap aci keder uzuntu tatminsizlik rahatsizlik endise stres ya da husran olarak cevrilebilir Dukkha genelde izdirap olarak cevrilse de felsefi olarak anlami daha cok rahatsiz edilince duyulan kaygi seklindedir Kimi Budist yazarlar izdirap kelimesinin orijinal anlami tam olarak karsilamadigi ve olumsuz duygusal cagrisimlar yaptigini iddia etmektedir Kimileri de Budizmin kotumser bir gorus oldugu izlenimi yarattigi gerekcesiyle izdirap kelimesini reddeder ve Sanskritce deki sekliyle dukkha olarak kullanmayi tercih eder Gercekte Budizm ne kotumser ne de iyimserdir yalnizca gercekcidir Anatta Pali ya da anatman Sanskrit bensizlik anlamina gelen bir kavramdir Hint felsefesinde degismez kalici bir ozun veya ruhun varligi atman kavramiyla ifade edilmistir Bu kavram ve buna baglantili olan tum varliklarin nihai atman i kabul edilen Brahman kavrami Hint metafizigi mantigi ve bilimi icin vazgecilmez olmus tum gorunur seylerin ardinda kalici bir gercek olmasi gerektigi anlayisi kabul gormustur Budistler tum bu atman kavramlarini reddederek gecicilik ve degiskenligi vurgulamistir Dolayisiyla Budist anlayisa gore her tur tozel kisisel benlik kavrami yanlistir ve cahillik aleminde olusmustur larda anatta metafizik bir sav olarak degil izdiraptan kurtulmak icin izlenen bir yaklasim olarak kabul edilmistir Aslinda Buda kisiyi izdiraba baglayan ontolojik gorusler olduklari gerekcesiyle bir benligim vardir ve bir benligim yoktur seklindeki metafizik savlarinin ikisini de reddetmistir Bir kisi ya da nesneyi olusturan surekli degismekte olan fiziksel ve zihinsel ogeleri incelemek yoluyla uygulayici ne tek tek parcalarin ne de bir butun olarak kisinin bir benlik olusturmadigi sonucuna varacaktir Bagimli Koken Bagimli kaynaklanma anlamina gelen pratityasamutpada Sanskritce Pali paticcasamuppada Tibetce rten cing brel bar byung ba Cince 緣起 ogretisi Budist metafizigin onemli bir parcasidir Tum olgularin bir karsilikli bagimlilik iliskisi icinde neden ve etkiler agindan ortaya ciktigini ifade eder Bagimli koken birbirine bagimli kaynaklanma kosullu olusma ya da durumsallik olarak cevirmek mumkundur Pratityasamutpada kavraminin en cok bilinen uygulamasi izdirap ve yenidendogum dongusunu Samsara ayrintili olarak anlatan Pali dilindeki neden temel kaynak veya orijin anlamindaki nidanadan semasidir On iki Nidanalar her biri bir sonrakine yol acacak sekilde birbirini takip eden nitelikler kosullar arasinda bir nedensellik iliskisi tanimlar Avidya cahillik ozellikle de ruhani olani Saṃskaralar kelime anlamiyla bicimlenmeler Karma ya atfen aciklanmistir Vijnana bilinc ozellikle de ayrimci bilinc Namarupa kelime anlami olarak isim ve bicim zihin ve beden kastediliyor Ṣaḍayatana alti duyu merkezi goz kulak burun dil beden ve zihin organ Sparsa farkli yerlerde iletisim izlenim uyari bir duyu nesnesi tarafindan olarak cevrilir Vedana genellikle duygu olarak cevrilir buradaki hazci bir anlamdadir orn bir seyin hosa gidip gitmemesi veya notr olmasi Tṛṣṇa kelime anlami olarak susuzluk ancak Budizmde hemen her zaman arzuya isaret eder Upadana tutunma veya baglanma kelime ayni zamanda yenidendogum dongusunu besleyen yakit anlamina da gelir Bhava kelime anlamiyla olma varolus veya donusme Theravada bunun iki anlami oldugunu aciklar yeni bir varolusu ureten karma ve varolusun kendisi Jati kelime anlamiya dogum ancak yasamin kavramsal olarak basladigi anlasilir Jaramaraṇa yaslilik ve olum ve bununla birlikte sokaparidevaduḥkhadaurmanasyopayasa yas matem aci uzuntu ve izdirap Duyarli varliklar samsara boyunca Nirvana ya ulasarak kendilerini bu izdiraptan kurtarana degin surekli aci cekerler Ilk Nidana nin cahilligin ortadan kaldirilmasi digerlerinin de ortadan kalkmasini saglayacaktir Bosluk Onemli Mahayana metinlerinden biri olan Kalp Sutra da Buda nin ciddi ogrencilerinden olan ve Nirvana ya ulastigina inanilan kendisine de bazen Buddha aydinlanmis denilen Bodhisattva Avalokiteshvara Guan Yin Buda nin yaptigi derin ice dalis meditasyonunu yaptiktan sonra sunlari soyler ve Buddha da bu gercegi kavradigi icin onu over Form bosluktan farkli bir sey degildir bosluk formdan farkli bir sey degildir Ayni sey duygu idrak olusum ve bilinc icin de gecerlidir Butun olgular aslinda bosluktur Onlar ne yaratilmis ne yok edilmistir ne kirlidir ne de temiz ne artarlar ne de azalir Bu nedenle boslukta form duygu idrak olusum veya bilinc yoktur goz kulak burun dil beden veya zihin de yoktur Avolakiteshvara kendinden degismez sabit gercekligi olan hicbir sey olmadigini her seyin sebeplere ve kosullara bagli oldugunu soyler Ben diye bir sey aslinda yoktur Formlar algiladigimiz dis dunya aslinda gercek degildir Form olmadan algi da olmayacagindan ve zihin kendini ifade edemeyeceginden kendini anlamlandiramayacagindan zihin de aslinda bu bosluga dahildir Ama zihin olmadan da formlar hicbir sey ifade etmeyecektir Form olmadan zihin diye bir sey olmaz cunku hicbir seye tepki vermez ama zihin olmadan da form hicbir sey ifade etmez Butun Dunya aslinda alti organin alti farkindalik biciminin ki bunun icine ayrica dusunme de dahil edilir iluzyonundan ibarettir Duyu organlari ve beynin yarattigi dusunce yetisi de ilgili farkindalik bicimlerini algilar Ama bunlar gerceklik degildir gerceklik bunlardan olusmaz Buddha ya gore aslinda gercek zihin beyinde yahut vucudun icinde de olusmaz Beyinde olusturdugumuz dusunceler gercek saf zihin degildir dis dunyaya bagli yorumlardan deneyimlerden deneyimlemelerden ve egodan ben dusuncesinden olusur Budizm de bilgelik Prajna Budizm bilgeligi Prajna kavramiyla daha dogrusu genis kapsamli olarak her seyin ve butun fenomenlerin ic ice girdigi ya da bagimsiz bir Olus un ozundeki fenomenlerden yoksun bir bilgi olan Sunyata Sanskritce ile tanimlamistir Fenomenlerin ve benligin algilanmasindaki Sunyata gercekligi aydinlanmanin elde edilmesinde temel bir deneyimdir Prajna butun fenomenleri ve evrendeki olaylarin hepsini icine alan genis kapsamli bilgeligi tasvir etmektedir Bu nedenle Prajna insan aklinin butun varlik bicimlerini algilamadan once onlari kavramlar icinde anlamaya calisir Budizm ogretilerine gore Prajna beden ve ruh dengesini kurarsa ve Samadhi deki ozne ve nesnelerin ayrimina varirsa dolaysiz ve sezgisel bir deneyim elde edecektir Bu duruma gelebilmek icin Zen Budizm deki oturma meditasyonunun Zazen alistirmalari uygulanmaktadir Prajna genelde disil olarak kabul edilir Bilgelik Budizm deki kutsal Asil Sekiz Yol un birinci ve ikinci asamasindan sayilmaktadir Dogru gorus bilgi Dogru tutum niyet Dogru tani net bir gorusun uygulayicisidir ki hem maddi hem de manevi olarak surekli bir degisimi boyundurugu altina almistir Anicca Bu bilgi onu Dort Yuce Gercek e goturur Herkesin hayati kederlidir Dogru tutumun bilgeligi acilarin nedenini anlamak ustesinden gelmek ve Asil Sekiz Yol uzerine yazdigi yazilari olene kadar tamamlamak niyeti olgunlastirir Vedanta bilinc durumunu dorde ayirir Vaischvanara uyanik olma durumu Taijana ruyada olma durumu Prajna ve Turiya ise dorduncusudur Mandukya Upanishad ayrintili olarak bunlarla ilgilenmistir Bu dort bilinc durumu Avastha Jagrat Svapna Sushupti ve Turiye olarak da adlandirilmaktadir Karuna Karuna sefkat Budizm dusunce okulunun ve etiginin merkezi bir kavramidir Acima sevgi ve sefkat erdemi anlatilmaktadir Metta nin iyilik seven Mudita nin neseli ve Upekkha nin suskun yani sira bu dusunce tutumunun Bodhisattva nin diger aydinlanma yoluna ulasmasina yardim eden dort temel erdemden Brahma Viharas birini gelistirmesi gerekmektedir Karuna nin gelismesindeki kosul butun varliklarin birlik tecrubesini edinmektir Bu ayri olmama deneyiminin tutarliligi butun kutuplasmis dusuncelerin ve bununla birlikte birbirine bagli olan direnis ve antipatinin cozuldugu bir sefkat durumudur Bu Dunya daki butun varliklar ve olaylar ayni sevgi ve yardimseverlikle karsi karsiya getirilmistir Bu dusunce tutumundaki erdem Boddhisattva Avalokiteshvara sayesinde Mahayana Budizm inde hayat bulmustur Karuna kavrami Budizm metinlerinde bulunmayan kurum adlari ve saglam tekniklerle ilintilendirilmektedir UygulamalarAdanma Adanma Budistlerin cogunlugu icin uygulamanin onemli bir parcasidir Adanma uygulamalari arasinda selamlama bagis hac ilahi soyleme bulunmaktadir Arik Ulke Budizminde Amitabha Buddha ya adanma baslica uygulamadir Niciren Budizminde ise basta gelen uygulama Lotus Sutra ya adanmadir Uc Hazineye Siginma Buda nin ayakizi ile uzerinde ve triratna isaretleri M S 1 yy Geleneksel olarak cogu mezhepte Budizme giriste ilk adim Uc Hazine ye Sanskrit त र रत न Triratna or रत नत रय Ratna traya Pali Tiratana olarak kabul edilir Kimi kaynaklarda kucuk hatta henuz dogmamis cocuklar icin bile siginma merasimi yapilabilecegini belirtilir Tibet Budizminde kimi zaman bir dorduncu olarak Lama ya siginilir Bodhisattva yolunu secen kisiler ise ederler bu tur adanmislik Budizmde sefkatin en yuksek ifadesi sayilir Uc Hazine sunlardir Buda baska ifadeyle Aydinlanmis Olan Dharma Buda nin ogretileri Sangha Kelime olarak grup cemiyet anlamina gelir ancak Budizmde belli bir gruba isaret eder Bu Budist dinadamlari bhikkhu ve bhikkhuniler olabilecegi gibi Aydinlanmanin ilk basamagina ulasmis Palice de Sotapanna kisiler de olabilir Kayitlara gore Buda kendisini bir ornek olarak gostermis ancak takipcilerinden kendisine inanc Sanskrit श रद ध Pali saddha beslemelerini talep etmemistir Ayrica ogretilerinin oldugu gibi kabul edilmemesini soylemis ve ogrencilerini bunlari kendi baslarina test edip kabullenmeleri icin cesaretlendirmistir bakiniz Dharma da ayni sekilde izdiraba son vermek ve aydinlanmaya ulasmak icin kilavuzluk ederek ihtiyaci olana siginma saglar Saṅgha yani Budist manastir duzeninin ise orijinal ogretileri muhafaza ederek ve Buda nin ortaya attigi esaslarin gerceklestirilebilecegine dair canli ornekler sunarak siginma sagladigi kabul edilir Budist Etik Sila Sanskritce ya da sila Pali genellikle diger dillere erdemli davranis ahlak etik veya ilke olarak cevrilir Beden zihin ya da konusma yoluyla yerine getirilen bilincli bir cabayi iceren bir eylemdir Uc uygulamadan Sila Samadhi ve Panya biri larin ikincisi olarak kabul edilir Dusunce soz ve eylemin ahlaki safligi anlamina gelir Sila Samadhi Bhavana olarak anilan zihin gelisiminin temelidir Ilkeleri izlemek yalnizca icsel olarak uygulayicinin zihinsel huzurunu desteklemekle kalmaz ayni zamanda dissal olarak toplulugun da huzurunu saglamaya yardimci olur Karma Yasasina gore ilkeleri izlemek bir takim faydalar getirir huzur ve mutluluk verici etkilere yol acacak nedenler olusturur Sila ahlaki davranisin genel ilkeleri olarak kabul edilir Bircok seviyede sila mevcuttur bunlardan temel ahlaka Bes Ilke cileci temel ahlaka ogrenci rahiplere ve rahiplere ya da yonelik olanlari vardir Siradan halk genelde tum Budist okullarinda ortak olan Bes Ilkeyi izler Ancak isterlerse temel cileci uygulamalari barindiran yi izleyebilirler Bes Ilke uygulayicilarin endiselerden uzak mutlu bir yasam surup rahatlikla meditasyon yapabilmelerini saglamak uzere gelistirilmis egitim kurallardir 1 Can almaktan kacinmak duyarli yasam formlarina karsi siddetsizlik 2 Verilmemis olani almaktan kacinmak hirsizlik yapmamak 3 Tensel cinsel suistimalden kacinmak 4 Yalandan kacinmak her zaman dogruyu soylemek 5 Farkindalik kaybina yol acan sarhos edici maddelerden ozellikle alkol ve uyusturucular uzak durmak Ilkeler uyulmasi zorunlu emirler olarak degil halkin istekleri dogrultusunda kabul edip izleyecegi uygulamayi kolaylastiran egitim kurallari olarak tasarlanmistir Dolayisiyla baskalarini ahlaki olarak yargilamak icin kullanilmazlar Budist dusuncede baska hicbir ileri Budist uygulama yapmadan yalnizca gelistirilmesi ve ahlaki davranislar bilincin oylesine saflastirilmasini saglar ki alt duzey cennetlerden birinde yeniden dogmak bile mumkundur Kisinin amacini sinirlayip boyle bir cenneti hedeflemesinde ise herhangi yakisik almayan veya Budizme aykiri bir yon bulunmamaktadir de cinsel suistimal hakkindaki ucuncu ilke daha kati yapilmis ve haline getirilmistir Diger uc ilke ise sunlardir 6 Yanlis saatlerde yemekten kacinmak yalnizca gundogumundan oglene kadar yemek 7 Dans etmekten muzik calmaktan mucevher takmaktan makyaj malzemesi kullanmaktan gosteri ve eglencelerden kacinmak 8 Yuksek veya luks sandalye ve yataklari kullanmaktan kacinmak Budist Etik ahlaki kurallar cercevesinde Budizm in bir ozeti niteligindedir Buda ya giden yol kavraminda uygulama odakli yonlendirmeler soz konusudur Budizm in en buyuk degeri ve kutsal amaci Uyanis tir Nirvana Budist Etik kutsal amaca ulasma noktasinda faydali kusala ya da zararli akusala davranislar acisindan Budizm den farklidir Ozerk Etik Budist Etik insanin icerisindeki uyanisi saglamanin bir yoludur Fakat Hristiyan dini uyanmayi prensipte farkli olarak kabul eder Ozerk bir etik olan Budist Etik kutsal amaca ulasmak icin yapilan erdemli davranislari degerlendirir Diger dinler ise kutsal amaca ulasmayi engelleyici davranislari ele alir Bu farkliliklar sebebiyle Budizm in din ya da felsefi bir gorus olup olmadigi daima tartisilmistir Budist Etik te diger dinlerin aksine dogru yanlis iyi kotu gibi kavramlarin net ve degistirilemez karsiliklari yoktur Bunun yerine Budist Etik te dogal davranislar sonucu ortaya cikmis Karma Felsefesi vardir Bundan yola cikarak faydali kavraminda tanrisal itaatkar ya da kutsal amaca ulasmayi saglayan davranislarin tumu anlami vardir Zit kavram olan zararli kavrami ise tanrisal olmayan asi ya da kutsal amaca ulasmayi engelleyici davranislarin tumu anlamindadir Temel sartlar Ornek nitelikteki Budizm kaynaklarinin buyuk bir bolumu Buda ogretilerini ve onemli Budizm dusuncelerini icerir Bu kaynaklar Nirvana yi saglayan sayisiz yollari ve metotlari tanimlar Budizm in farkli okullari ve sistemleri bu kaynaklarin yorumlanmasindaki farkliliklar nedeniyle birbirinden ayrilir Tum Budist okullarinin ve Budist Etik in ortak sarti Sekiz Asamali Asil Yol u da icerisine alan Dort Yuce Gercek tir Kutsal amaca ulasmanin istiraptan kurtulma ancak bu sekilde gerceklesecegine inanilir Fakat buna ek olarak cogu Budist okullarinda verilen Budist ogretisi ve etiginin onemli unsurlarinin farkli algilanisi da soz konusudur Uc Ana Uygulama Budist Etik te Guzel Ahlak sila Dogru Konsantrasyon samadhi ve Bilgelik Panna kavramlarini icermektedir Paramita ise comertlik ve sevgi doluluk anlamlarini verir Manastir yasami rahip ve rahibeler icin ozel olarak gelistirilmis ahlaki kurallardir Bu kurallar Theravada geleneginin kabul ettigi toplam 227 kuraldan olusan yi da kapsar Vinaya yazmalarinin kapsamina giren kurallar okuldan okula kucuk farkliliklar gostermekte Vinaya ya baglilik konusunda da farkli okullar farkli standartlar uygulamaktadir ise manastir yasami icin temel kurallar olan yi izlerler Manastir yasamini duzenleyen kurallar hakkinda Buda surekli olarak dinleyicilerine onemli olanin ilkelerin ozunu kaybetmemek oldugunu belirtmistir Diger taraftan kurallar tatminkar bir yasami temin etmek uzere tasarlanmis ve daha yuksek hedeflere ulasmak icin mukemmel bir sicrama tahtasi saglamaktadirlar Buda manastir yasamini secenlere kendi basina bir ada gibi yasamalarini soylemistir Bu acidan yasami vinaya nin belirledigi sekilde yasamak bir arastirmacinin belirttigi uzere sona yonelmis bir arac olmaktan ote daha cok kendi icinde bir sondur Dogu Budizminde Bodhisattvalar icin Mahayana geleneginin sinda ayni adli Pali metin ile karistirilmamalidir ortaya konan kendine has bir Vinaya ve etik anlayis mevcuttur Japonya da bu kurallar tum diger manastir kurallarinin yerini almistir ve rahiplerin evlenmelerine izin verir Meditasyon Budist meditasyonu temelde iki tema ile ilgilenir zihnin donusumu ve bu zihnin kendisinin ve diger olgularin kesfi icin kullanilmasi Theravada Budizmine gore Buda iki tur meditasyon ogretmisti Sanskritce samatha ve vipassana meditasyonu Sanskritce vipasyana Cin Budizminde bu meditasyonlar Chih Kuan olarak tercume edilmistir bilinmekle birlikte Chan Zen meditasyonu daha populer olmustur Yazar Peter Harvey e gore Budizm in saglikli gelistigi donemlerde sadece rahipler rahibeler ve evli Lamalar degil siradan halktan kendini adamis insanlar da meditasyon uygulamistir Budizm Ansiklopedisi adli kaynaga gore tam aksine modern zamanlara kadar Budist tarih boyunca siradan halkin ciddi meditasyon uygulamasi olagan olarak gorulen bir olgu degildi Samadhi Meditatif egitim samatha meditasyonu Sekiz Asamali Asil Yol un belirttigi sekliyle samyaksamadhi dogru konsantrasyondur Samadhi gelistirmenin baslica yolu meditasyondur Samadhi nin gelistirilmesiyle kisinin zihni kirlerden arinmis huzurlu sakin ve berrak hale gelir Meditasyonu yapan bir kez guclu ve etkin bir konsantrasyona jhana Sanskritce ध य न dhyana ulastiktan sonra zihni gercekligin nihai dogasina dalmaya ve icyuzunu kavramaya vipassana hazir hale gelir ve sonunda tum izdiraplardan kurtulmasi mumkun olur Kavrayisi elde etmek icin ihtiyac duyulan zihinsel konsantrasyona ulasma yolunda farkindalik gelisimi vazgecilmez bir oneme sahiptir meditasyonu bir nesne ya da dusuncenin farkinda olmakla baslar kisinin bedenine zihnine ve tum cevresine yayilarak bir tur tam konsantrasyon ve huzur jhana durumuna yol acar Meditasyon tarzinda bagdas kurarak ya da diz cokerek oturmaktan ilahi soylemeye yurumeye kadar pek cok farkli yontem bulunur En yaygin yontem kisinin nefesine konsantre olmasidir cunku bu yontemle hem samathaya hem de vipassanaya ulasmak mumkundur Budist uygulamada samatha meditationunun zihni sakinlestirebilecegi ancak zihnin nasil rahatsiz olmaya basladigini anlamamizi yalnizca vipassana meditasyonunun saglayabilecegi soylenir Boylelikle bilgi Pali naṇa ve erdeme prajna Pali panna kavramak ve dolayisiyla nirvaṇaya Pali nibbana ulasmak mumkun olacaktir Kisi jhanadayken tum kirler gecici olarak bastirilir Ancak erdem prajna veya vipassana tum kirlenmeleri ortadan kaldiracaktir Jhanalar ayni zamanda larin dinlenmek amaciyla gectikleri durumlardir Prajna Erdem vipassana meditasyonu Prajna Sanskritce veya panna Pali bagimli koken Dort Yuce Gercek ve kavramlarinin kavranmasiyla ulasilan erdem anlamina gelir Prajna acilari ortadan kaldirma ve bodhiyi ortaya cikarma gucu olan erdemdir Tum seylerin dogasindaki tatminsizlik anicca gecicilik ve anatta bensizlik gibi olgulari aciga cikararak nirvanaya ulasmada temel arac oldugu soylenir Prajna Mahayana geleneginde altincisi olarak sayilmistir Oncelikle prajna vaazlar Dharma konusmalari dinleyerek okuyarak arastirarak Budist metinleri ezberleyerek ve konusmalara katilarak kavramsal duzeyde elde edilir Kavramsal anlayisa ulasildiktan sonra gunluk hayata uygulanmalidir ki boylelikle her Budist Buda nin ogretilerinin dogrulugunu pratik duzeyde deneyebilsin Burada dikkat edilmesi gereken teoride kisinin derin meditasyonda olsun vaaz dinlerken gunluk hayatinda calisirken ya da herhangi bir eylem sirasinda olsun uygulamanin herhangi bir devresinde Nirvana ya ulasabilecegidir Zen Zen Budizm 禅 Cin ve Japonya da cokca ragbet goren bir Budist okuldur ve meditasyona ozel bir vurgu yapar Zen diger Budizm modellerine kiyasla yazmalara daha az onem atfeder ve gercege dogrudan ruhani atilimlarla ulasilacagini vurgulamayi tercih eder Zen Budizm baslica iki buyuk okula ayrilmistir Rinzai 臨済宗 ve Soto 曹洞宗 birincisi buyuk olcude ruhani atilimin araci olarak koan 公案 bir tur meditatif mesel veya bilmece uzerine meditasyonu yegler buna karsilik ikincisi belli oranda koanlari kullanmakla birlikte daha cok shikantaza veya sadece oturma uzerinde yogunlasir Zen Budist ogreti paradokslarla doludur burada amac egonun baglarini gevsetmek ve Buda nin kendisiyle esdeger tutulan Gercek Benlik ya da Sekilsiz Benlik Alemi ne girisi kolaylastirmaktir Bununla birlikte Zen yazmalari boslamis da degildir Vajrayana Tantra Mahayana geleneginden gelmekle birlikte Tibet Mogol Budizmi Vajrayana ya da Elmas Arac Mantrayana Tantrayana Tantric Budizm veya Ezoterik Budizm olarak da anilir uygulayan okullardan biridir Mahayana nin tum temel kavramlarini kabul eder bunlara Budist uygulamayi genisletmek amaciyla tasarlanmis genis bir duzlemdeki ruhani ve fiziksel teknikleri de ilave eder Tantrik Budizm buyuk olcude ritueller ve meditatif uygulamalarla ilgilenir Vajrayana nin ogelerinden bir de zihni gelistirme araci olarak ritueller tahayyuller fiziksel egzersizler ve meditasyon yoluyla psiko fiziksel enerji tesis etmektir Bu teknikleri kullanarak uygulayicinin bir yasam suresi icinde hatta uc yil gibi kisa bir surede Budaliga ulasabilecegi iddia edilir Tibet geleneginde bu uygulamalara yalnizca cok ileri duzeydeki kimi uygulayicilar icin cinsel yoga da dahil edilebilir Kutsal MetinleriBudizm de kutsal metinler Pali dilinde yazilmis olan Tipitaka Sanskritce tripitaka ve sadece Mahayana okullarinin kabul ettigi Mahayana Sutralari ndan olusur Bu kitaplar Buddha nin aydinlanmaya Nirvana ya ulastigina inanilan kisilerin felsefeleri ve ogretileridir Bu ogretiler normal yasamlarini terk ederek kendilerni Buddha nin ve aydinlanmislarin ogretilerine adayan ogrenciler Sangha tarafindan ezberlenmis sonrasinda kitap haline getirilmistir Buddha aydinlandiktan sonra 45 yil boyunca kast ayrimi yapmadan her turden insana zengin fakir yasli bilge dusuk seviye demeden ogretilerini anlatmistir Tipitaka ve Mahayana sutralarinda daha basit anlatimli hikayelerden en derin felsefe ve kavramlari aciklayan anlatimlara kadar pek cok degisik ogreti vardir Pali Derlemesi de denilen Tipitaka Buddhizmin butun mezhepleri ve okullarinca kabul edilir Uc bolumden olusur Vinaya Pitaka Sutta Pitaka ve Abhidhamma pitaka Ucuncu bolum olan Abhidhamma pitaka Sutta Pitaka dan icerik olarak cok da farkli degildir Ancak uzun kategoriler es anlamli sozcukler ve bunun gibi pek cok siralama yapilmistir Bundan baska bir de Budizmin en buyuk mezhebi durumunda olan Mahayana okulunun ve ayrica Vajrayana nin kabul ettigi Sutra lar vardir Bunlardan en onemlileri Kalp Sutra Elmas Sutra Lankavatara Sutra Shurangama Sutra Lotus Sutra Amitabha Sutra Vimalakirti Nirdesa Sutra dir En yuce bilgelik Sutra si Budizm in unlu Mahayana Sutra sina ait olan kutsal metindir Diger adi oteki dunyanin ozu oteki dunyaya ait olan bilgeliktir Sutra Prajnaparamita Hṛdayasutra Koreanisch Maha banya para mida simgyeong Vietnamca Kinh Ma Ha Bat Nha Ba La Mật Japonca 摩訶般若波羅蜜多心經 Maka Hannya Haramita Shingyō Pinyin Mohe bōre bōluomiduō xinjing Tibetce sNying mDo ve shes rab snying po i mdo Sadece Sanskritce olan orijinal hali degil Cince metinler de ogretilmektedir Yaklasik olarak 1 yuzyilda kaleme alinan Elmas Sutra Vajracchedika prajnaparamita sutra Mahayana Budizmi nin en onemli metni sayilmaktadir Elmas Sutra cesitli Asya ulkelerine kadar yayilmistir Ayrica Prajnaparamita Sutra nin sanskr prajnaparamita Bilgeligin Mukemmellestirilmesi bir parcasidir Kokeni Cin e dayanan Sutra nin ilk versiyonu toplu bir sekilde uretilmistir Bu dokuman Gutenberg Incili nden yaklasik olarak 600 yil once meydana gelen insanlik tarihinin ilk kitap baskisi sayilmaktadir 1907 de Arkeolog Aurel Stein tarafindan bir Cin sehri olan Dunhuang daki Mogao magarasinda bulunmustur Bu Sutra nin tam basligi Vajracchedika Prajnaparamita dir ve Bilgeligin Mukemmellestirilmesi anlamina gelmektedir Budizm in temel ozellikleriFarkli Budist okullarin vurguladigi farkli kaynaklar bulunmaktadir ve bu nedenle her okulun vurguladigi ozellikler degisebilmektedir Bati anlayisinda Budizm bir dinden cok kismen felsefi gorus olarak nitelendirilmektedir Kurucusu Buda tanrinin ogretilerini getiren bir elciden cok kendini biz insanlarin ve tanrilarin ogretmeni olarak gormustur Pali dilinde Dhamma Sanskritce de Dharma olarak adlandirilan ogretiler ortaya koymustur Bu ogretiler kisinin manevi duygularini kavramasi yerine evrenin duzenini ve ruhsal gelisimi saglayan doga yasalarini kabul eder Bu anlayisa ancak onun ogretilerinin ve yonteminin izinde gidilirse ulasilabilir Ancak ogretileri de oldugu gibi kabul edilemez Buda aydinliga koru korune bir inancla degil kisinin kendini bulmasiyla ulasilabilecegini belirtmistir Ayrica evrenin kavram ve dil yardimiyla anlasilabilecegi fikrinin gereksiz bir cabadan ibaret olduguna da isaret etmistir Diger dinlerin koktenci yaklasimina ve basmakalip ogretilerine de supheyle yaklasir Yahudilik Hristiyanlik ve Islamiyet gibi tek tanrili dinler temelde Budizm den farklilik gosterir Bu nedenle Budist ogretileri ne tanriyi ne de ruhun varligini kabul eder Budizm ozellikleri bakimindan Hinduizm ve Brahmanizm den de farklidir Bu dinlerde var olan sinif ayrimi karsi cikar Buna karsin bu sistem Karma ogretilerinde yer almaktadir Budizm Hindistan daki veda inanc sistemine karsi bir yenilik hareketi olarak ortaya cikmistir Dini ve felsefi yonleriBudizm farkli mezhepleri veya farkli Dunya goruslerini icinde barindiran felsefe ve bilgeliktir Hem eski hem de gunumuzdeki Budist okullarinin birinin Budist sayilabilmesi icin cok az sartlari vardir Temel kosullari Dort Yuce Gercek ogretisini kabul etmek ve sonraki temel yasama tamamen hazir olmaktir Budizm in temel ogretilerinden Anatta doktrini kalici bir varligi ve olumlu ruhu reddeder Bu doktrinle Budizm Buyuk Dinlerin temel inanclarindan tamamen farklidir Budizm in tum tek tanrili dinlerden temel farki her seye gucu yeten bir yaratici tanri varligini Isvara reddetmesidir Budizm e gore tanrilar ruhlar ve yasayan her canli icin aci cehalet ve yeniden dogus dongusu Reenkarnasyon vardir Budizm in yayilmasiyla her ulkenin temel din ve kulturunden bircok unsurlar alinmis Budizm le butunlesmis ve boylece Tibet teki Asil Bon Tanrilari Buda nin farkli sekillerinden Bodhisattva goruntusunde degismistir Bunlar genelde Buda nin hayranlari dinleyicileri ve savunuculari seklinde betimlenir Budistler yerel dini inanclar gelenek ve goreneklerle karisip yayginlasirken ayni zamanda Taoizm ve Konfucyusculuk gibi Budizm i reddeden diger ogretilerin temsilcileriyle de mucadele etmislerdir Hristiyanlik gibi mutlakci ve saltci bir konum talebine sahip dinler temelde ayni talep goz onunde bulundurulmadigi takdirde Budizm ile baglantilanabilir Bu rakip ogretileri benimseyenler ve buna karsi olan Asya daki dindar halka ragmen farkli gelenekler birlestirilse bile bunlarin temel inanclarini birbiriyle bagdastirmak zordur Bu zorlugun yasanmis orneklerini Cin halk inanclarinda ve Japonya daki dinlerde gorebiliriz Gunumuz Budizm i aslinda bir dinin bircok ozelligini icinde barindirmaktadir Fakat ibadet sekli toplum yapisi ayinleri cilekeslik dervislik manastir tasavvuf ve dogmatizm gibi gelenekleri tamamen farklidir Budizm Asya daki kendi kulturel ve tarihsel ozelliklerinden ayrilmayan ve bunlara siki sikiya bagli bir sey oldugu varsayilirken Bati da Budizm in tarihsel kulturel ve dini baglamlarindan yola cikarak aydinlanma ve demokrasi gibi degerleri birlestirdigi icin Budizm e egilim vardir Onemli yerlerGautama Buddha da takipcilerinin dort yeri ziyaret etmesinin ruhani bir aciliyet hissi yaratacagini soylemistir Bu dort yer Buda nin dogdugu yer Lumbini aydinlanmaya ulastigi yer Bodh Gaya ogretilerini yaymaya basladigi yer Sarnath ve nirvanaya kavustugu yer Kusinagar Budistler tarafindan en onemli hac merkezleri olarak kabul edilir Sarnath Siddhartha Gautama Bodh Gaya da aydinlandiktan sonra Sarnath ta Ceylan Parki nda yaptigi konusmayla ilk ogretisi Dort Yuce Gercek i aktarmistir Bu ayni zamanda Dharma tekerleginin donmeye baslamasi yani Budizm in kurulusu olarak nitelenir Bu konusmanin dinleyicileri daha once Siddharta yi cilecilikten ayrildigi icin terk eden bes eski arkadasi Kondanna Bhaddiya Vappa Mahanama ve Assaji dir Buda nin ogretisini dinledikten sonra tamamen aydinlanmaya ulastilar Buda tarafindan rahip Bhikkhu olarak secildiler ve boylece Budist Toplulugu Sangha kuruldu Sarnath 19 yuzyildan beri yapilan kazi calismalari sonucu Budistler icin onemli bir hac yeri olmustur Bulunan Stupa manastir ve Ashoka sutunu kalintilari bu sehrin ne kadar onemli oldugunu gostermektedir Kusinagar Kusinagar Hindistan in Uttar Prades eyaletindeki bir sehirdir Burada Buda nin Paranirvana ya ulastigina oldugune inanilir Malla Kralligi nin merkezi ve Maurya Imparatorlugu nun baskenti olan Kushinagar da bircok kalinti vardir Ancak 5 yuzyilda Kushinagar onemini yitirmistir Ayni yuzyilda burasi terkedilmis ve unutulmustur 19 yuzyilda yeniden kesfedilmis ve buraya insanlar yerlestirilmistir Angkor Vat Khmer Kralliginin baskenti ve gucunun simgesi olan Angkor Vat Visnu adina bir Hindu tapinagi iken 13 yuzyilda bir Budist tapinagina cevrildi Yapi gunumuze dek oldukca iyi bir korunma altinda ulasabilmistir ve kuzeyindeki Angkor Thom antik sehri ile birlikte 1992 yilinda Dunya Kultur Mirasi Listesi ne girmistir Kaynakca Ilhan Gungoren Buda ve Ogretisi Yol Yayinlari 1981 sf 17 Bakiniz UNESCO nun Lumbini the Birthplace of the Lord Buddha 31 Temmuz 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde baslikli sayfasi Bunlar Budizmde Dort Gorunus olarak adlandirilir Bakiniz The Life of the Buddha The Four Sights 15 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde http www wildmind org mantras figures shakyamuni 5 28 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Wild mind Budist Meditasyon The Buddha s biography Spiritual Quest and Awakening Nyanatiloka Nyanaponika Buddhist Dictionary Manual of Buddhist Terms and Doctrines Buddhist Publication Society 1998 sayfa 13 Arsivlenmis kopya 5 Agustos 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Agustos 2008 Nyanatiloka Buddhist Dictionary sayfa 331 Nyanatiloka Buddhist Dictionary sayfa 84 T P Kasulis of Ohio State University Zen as a Social Ethics of Responsiveness Journal of Buddhist Ethics 1 25 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Dhammacakkappavattana Sutta icin bkn Thera Piyadassi The Book of Protection Buddhist Publication 1999 www accesstoinsight org 12 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Buda Orta Yol Sekiz katli asil yol ve Dort yuce geroek konularinda olan ilk vaazini Dhammacakkappavattana Sutta bir sure yanlarinda yasadigi bes cileci dervise vermistir Jeffrey Po Is Buddhism a Pessimistic Way of Life http www 4ui com eart 172eart1 htm 18 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Walpola Rahula What the Buddha Taught Grove Pres 1959 Charles Prebish Historical Dictionary of Buddhism The Scarecrow Pres 1993 Damien Keown Dictionary of Buddhism Oxford University Pres 2003 Thanissaro Bhikkhu The Not Self Strategy Bkn Point 3 2 4 Subat 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Thanissaro Bhikkhu nun dikkat cektigi yazma Sabbasava Sutta dir 3 25 Haziran 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Bu 12 nidana semasi ornegin nin 12 bolumu Nidana Vaggada pek cok yerde bulunabilir bkn SN 12 2 Thanissaro 1997a 4 Mayis 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde dunyevi bagimli koken olarak adlandirabilecegimiz uygulamalar arasinda 15 teki dokuz nidana semasi bkn Thanissaro 1997b 21 Nisan 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ve 12 65 teki on nidana semasi sayilabilir bkn Thanissaro 1997c 18 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Transandantal bagimli koken yine 12 nidanalarla ilgili olarak adlandirilan olgu 12 23 de tanimlanmistir bkn Bodhi 1995 30 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ek olarak DN 15 kisiler arasinda izdiraba surukleyen bir on bir nidana semasindan bahseder sopalarin ve bicaklarin ele alinmasi catismalar kavgalar ve tartismalar suclamalar ayrilikci konusma ve yalanlar Harvey Introduction to Buddhism s 56 Harvey Introduction to Buddhism s 57 Harvey Introduction to Buddhism s 58 Harvey Introduction to Buddhism s 59 Harvey Introduction to Buddhism s 60 Kalp Sutra Ingilizce metin icin The Heart of Prajna Paramita Sutra 25 Mayis 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde erisim 06 05 2009 Harvey p 170 Bhikku Thanissaro An Introduction to the Buddha Dhamma amp Sangha Access to Insight 2001 22 Haziran 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Agustos 2008 Middle Length Discourses of the Buddha cev Nanamoli rev Bodhi Wisdom Pubns 1995 sayfa 708f Stewart McFarlane in Peter Harvey ed Buddhism Continuum 2001 page 187 Stewart McFarlane in Peter Harvey ed Buddhism Continuum 2001 pages 195 196 More than merely a means to an end it is very nearly the end in itself Theravada Buddhism A Social History from Ancient Benares to Modern Colombo Routledge and Kegan Paul 1988 page 89 He is quoting Carrithers B Alan Wallace Contemplative Science Columbia University Press 2007 s 81 Welch Practice of Chinese Buddhism Harvard 1967 s 396 Peter Harvey An Introduction to Buddhism Cambridge University Press 1990 sayfa 144 Damien Keown Charles S Prebish ed Encyclopedia of Buddhism Routledge 2007 s 502 Yazar Charles S Prebish e gore Japonya da bircok farkli Zen okulu ortaya cikmis olmasina ragmen bunlarin tumu Zen in kutsal metinlere dayanmadigini vurgularlar dogrudan kavrayis icin bir potansiyel yaratirlar bu kavrayis her duyarli varligin sahip oldugu Buda dogasinin kavranmasindan baska bir sey degildir Prebish Historical Dictionary of Buddhism Sri Satguru Publications Delhi 1993 s 287 Prebish soyle yorumlar a g e s 244 Sadece oturma meditasyonunun orn zazen Buda dogasinin bir ifadesi oldugu kabul edilir Bu metot zihni kavramsal dusunme modundan ayirmak ve gercegi dogrudan kavramak amacini tasir Budist arastirmaci Stephen Hodge soyle der Zen Masterclass Godsfield Press 2002 s 12 13 Zen uygulayicilari Aydinlanmanin Buda zihninin ya da Buda dogasinin uyanisinin bizim dogal halimiz olduguna inanir ancak bu dogal durum olumsuz duygu ve saptirilmis dusunce katmanlariyla ortulmustur Bu goruse gore Aydinlanma parca parca edinecegimiz bir sey degil zihinsel ve duygusal karanligin ortusunu kaldirdigimizda aniden ortaya cikabilecek bir durumdur Hisamatsu Shin ichi Critical Sermons on the Zen Tradition Palgrave Macmillan New York 2002 pek cok yerde Rinzai Zen okulu ve onun Cinli kurucusu Linji hakkinda Hisamatsu soyle der Linji bizim gercek varolusumuzun yoluna Gercek Kisi ve Gercek Ben gibi dogrudan terimlerle deginir Kelimelerden veya harflerden bagimsizdir ruhani ogretilerden ayri olarak iletilmistir Budizm gercekte yazmalara ihtiyac duymaz O yalnizca bizim Ben imize dogrudan uyanisimizdir Hisamatsu a g e s 46 Harvey Introduction s 165 Williams Mahayana Buddhism Routledge 1st ed 1989 s 185 Routledge Encyclopedia of Buddhism s 781 Centre UNESCO World Heritage UNESCO World Heritage Centre Ingilizce 29 Temmuz 2005 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 28 Ekim 2022 Ayrica bakinizTurkiye de Budizm Budizm yazarlari listesi Bodhi Budizm de Tanri Mahayana Budizmi Theravada Budizmi Tibet Budizmi Zen Budizm de yaratici Greko Budizm Kore Budizmi Japonya da Budizm Cin de Budizm Budizm kavramlari Budizm kronolojisi Budist felsefeDis baglantilarThe Pali Canon 18 Subat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Buddha Net 14 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Dis baglantilarBuddhanet Ebooks 14 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Tripitaka Therevada Kutsal Metinleri 3 Nisan 2003 tarihinde Wayback Machine sitesinde Purify Our Mind 4 Ekim 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Aimwell 29 Mart 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Budist Felsefe 17 Agustos 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde