Türkiye'de nüfusun %95'e yakını İslam dinine mensuptur. Ülkedeki Müslümanların çoğunluğu Sünniliğin Hanefi mezhebine bağlıdır. Günümüzde modern Türkiye'yi oluşturan bölgede İslam'ın yerleşik varlığı, Selçukluların Doğu Anadolu'ya doğru genişlemeye başladığı 11. yüzyılın son yarısına kadar uzanmaktadır.
Birçok anketin sonuçlarına göre Türkiye'deki Müslüman nüfusun oranı %94'tür. Çoğunluğu oluşturan Sünniliğin mensuplarının dışında kalan Alevilik, Caferilik (%1'ini oluşturuyor) ve Nusayrilik gibi mezheplerin mensupları nüfusun %9'unu oluşturuyor.
Tarihçe
ülke nüfusunun yüzdesine göre
90–100% | |
70–90% | |
50–70% | Bosna-Hersek |
30–40% | Kuzey Makedonya |
10–20% | |
5–10% | |
4–5% | |
2–4% | |
1–2% |
İslam imparatorlukları
7. ve 8. yüzyıllarda Müslüman fetihleri sırasında, Arap orduları İslam İmparatorluğu'nu kurmuştur. İslam'ın Altın Çağı, 8. yüzyılın ortasında Abbasi Halifeliği'nin yükselişi ve başkentin Şam'dan Bağdat'a taşınmasıyla başlamıştır.
Sonraki dönemde, İslam İmparatorluğu başlangıçta genişlemeye devam etti ve Girit'i (840) ele geçirdi. Abbasi halifeliği daha sonra dikkatini doğuya çevirdi. Abbasi hükûmetinin parçalanmasının ve Şii rakipleri olan Fatimi ve Büveyhilerin yükselişinin ardından, yeniden canlanan Bizans İmparatorluğu 961 yılında Girit ve Kilikya'yı, 965 yılında Kıbrıs'ı geri aldı ve 975 yılına kadar Levant'a ilerledi. Bizanslılar, Fatimilerle bölgedeki etki için başarılı bir şekilde rekabet ettiler, ancak Selçuklu Türklerinin gelişiyle yerini değiştirdi, önce Abbasi halifeliğiyle ittifak kurup daha sonra fiili hükümdarlar olarak hüküm sürdüler.
1068 yılında Alp Arslan ve müttefik Türkmen kabileleri birçok Abbasi toprağını geri aldı ve hatta Bizans bölgelerine saldırdı, 1071 yılındaki Manzikert Meydan Muharebesi'nde büyük bir zafer kazandıktan sonra doğu ve orta Anadolu'ya daha da ilerledi. Selçuklu hanedanlığının parçalanması sonucunda, ardından gelen daha küçük Türkmen krallıkları olan Danishmendler, Anadolu Selçuklu Sultanlığı ve çeşitli Atabeyler ortaya çıktı ve Haçlı Seferleri sırasında bölgenin kontrolü için mücadele ettiler ve zamanla Anadolu'yu genişlettiler, Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselişine kadar.
Osmanlılar
On ikinci yüzyılda, Sufi tarikatlarına mensup birçok yeni Türk göç dalgası başladı, bazıları sonradan heterodoks inançları da içeren tarikatlara dönüştü. 1300'lü yıllardan sonra Anadolu'daki Türklere hitap eden bir Sufi tarikatı Safevi yanlısı oldu; bu tarikat başlangıçta Sünni ve siyasi olmayan bir tarikattı, ancak sonradan Şii ve siyasi olarak kuzeybatı İran'da temellendi. On dördüncü ve on beşinci yüzyıllarda Safevi yanlısı ve Bektaşi gibi benzer tarikatlar, doğu Anadolu'nun siyasi kontrolü için Osmanlı İmparatorluğu ile rekabete girdi. Bektaşi tarikatı, sonradan Sünni Müslümanların bir mezhebi olarak kabul edildi, ancak heterodoks inançlarını terk etmediler. Bunun aksine, Safevîler İran'ı fethetti, heterodoks dini inançlarını terk etti ve On İki İmamcı Şii İslam'ın savunucuları oldu. 1453 yılında Bizans'ın başkenti İstanbul'un fethi, Osmanlıların Anadolu ve Trakya'daki imparatorluklarını güçlendirmelerini sağladı. Osmanlılar daha sonra Sultan Selim döneminde hilafet unvanını ön plana çıkardılar. Resmi bir kurumsal yapı olmamasına rağmen, Sünni dini görevlileri önemli bir siyasi rol oynadı. Adalet dini mahkemeler tarafından sağlanıyordu; teoride şeriatın kodlanmış sistemi, en azından imparatorluğun Müslüman tebaası için hayatın her yönünü düzenliyordu. Yargının başı doğrudan sultanın altında yer alıyor ve sadece büyük vezirin ardından güçte ikinci sıradaydı. Osmanlı döneminin başında İstanbul'un büyük müftüsü olan makam, sonradan Şeyhülislam'ın (şeyh veya "İslam'ın lideri") makamına evrildi ve imparatorluğun tüm mahkemeleri üzerinde nihai yargı yetkisine sahipti ve dolayısıyla şeriatın yorumlanması ve uygulanmasına yetki sahibiydi. Şeyhülislam tarafından açıklanan yasal görüşler kesin yorumlar olarak kabul ediliyordu.
Sekülerleşme dönemi
Osmanlı dönemi
II. Mahmut dönemi 1808-1839 (Aydın Mutlakiyetçi Devlet)
II. Mahmut, ulemaya yalnız din işleriyle uğraşmalarını, hükûmet işlerinin yalnız padişahın mutlak yetkisine ait bir alanda olduğunu eylemleriyle belirtmiştir. Örneğin, düşünülen vergiler, medrese softalarının askere alınması, din kurumunun izni alınmadan haciz ve müsaderelere girişilmesi, vakıf işlerini ele alması, Frenk âdetlerine karşı aşırı ilgi göstermesi gibi konularda Şeyh'ül İslam'ın verdiği bir muhtırayı yırtarak bu gibi işlerin yalnız hükümdar yetkilerine ait olduğunu belirtmiştir.
Bu dönemde maarif, fen ve nafia (Yararlı İşler / Bayındırlık) gibi yeni kavramların yenileşme hareketinin ilk önemli göstergelerinden olarak kullanım alanına dahil olmaya başladıkları görüldü. Fen ve bunun çoğulu olan fünun kelimeleri ortaya çıkarıldı ve kullanıldı.
İlk bu dönemde kullanılmaya başlanan eğitim, bilgi, bilim alanları ile ilgili bulunan bu sözcükler ilgili bulundukları alanlardaki gelişme ihtiyacının bir göstergesi oldukları gibi Tanzimat Dönemi yazınına da miras olarak kalmış oldu.
Bu dönemde ilim kelimesi bugünkü anlamı ile fen bilimlerini değil Kur'an, Sünnet, İcma ve Kıyas sıralamasını oluşturan fıkıh vasıtası ile ortaya çıkarılan bir din bilgisi ve dinsel hukuk alanını ifade etmekte idi. Bu şekilde tesis olunan dinsel bir hukuk olan şeriatin kendisini devlet yönetimi üzerinde söz sahibi olmaktan öte bir idare hukuku biçiminde tanıtmakta olması da bu noktada oldukça önemli bir değerlendirmedir.
Bahsedilen yeni sözcükler ise böyle bir yapıyla iç içe olan ortamda müstakil bir bilimsel bilgi alanının doğuş habercileri olması nedeni ile önem taşımaktadır. Şeyh’ül İslam, din bilginleri olan ulema adına devlet işlerinde fetva makamı olarak bulunsa da Batı ülkelerinin tarihinde olduğu gibi tümüyle bağımsız bir yapı yerine ataması ve azli padişah tarafından yapılan bir devlet makamı olarak sultanın emirleri altında olmuşlardır.
Münevver yani aydın kelimesinin bu sözcüklerin ardından aynı dönemde ortaya çıkışı, bu çabaların düşün alanında sistemleşmeye başlaması olarak değerlendirilebilir.
1824 yılında II. Mahmut tarafından çıkarılan ferman, ilköğretimi zorunlu hale getirmiş olmakla birlikte ilk eğitim alanında II. Mahmut döneminde başka bir gelişme olmamıştır. Ancak o zamana kadar yaygın eğitim; devletin doğrudan ilgilenmediği ve vakıflar eline bırakılmış bir alan olarak bulunmakta idi. Fermanda dikkat çeken bir husus, bu zorunlu eğitimin amacının çocukların, dünya hayatına değil ahret hayatına hazırlanmaları amacını belirtiyor olmasıdır. Bu nedenle Tanzimat Dönemi boyunca dahi ilköğretim tümüyle medrese çıkışlı din adamlarının elinde bulundu.
1827 yılında ilk Tıp Okulu ve Tıbbiyenin ilk biçimi olan Tıphane, 1835’te Yeniçeri Ocağı'nın yerine Harbiye okulları açıldı.
1838 yılındaki ferman ile ilk defa 1839'da açılan Rüşdiye (Orta) Mektepleri ile rüşt yaşında bulunan çocukların devlet memuriyetine hazırlanmaları sağlandı.
II. Mahmut döneminde, devlet ve din işleri ayrılmaya çalışılırken yeni ve bilimsel bilgi ağırlıklı eğitim veren okullar açılmış olmakla birlikte eğitimde ilköğrenim vakıflara bağlı medreseler elinde bırakıldığından köklü bir değişim olmamıştır.
Tanzimat dönemi 1839-1876
Tanzimat öncesinde, II.Mahmut'un yıllarına kadar Osmanlı eğitim sistemi; Topkapı Sarayında bulunan Enderun Okulu, ordu içinde bulunan Yeniçeri Ocağı (1826'ya kadar) ve yaygın olarak ise İlmiye Sınıfının elinde bulunan medreselerden oluşmakta idi.
Rönesans ile birlikte Avrupa'da başlayan yeni dönemde; inceleme, araştırma ve deneysel yöntemlere dayanan öğrenim biçimleri geliştirildi. Kilisenin dinsel öğretisi ile birleşmiş skolastik yöntemlere karşı duruldu, akılcılık öne çıkarıldı. Bunu, bilim alanında yeni buluşlar ve idare alanında yeni yöntemler takip etti.
II. Mahmutʼun 1 Temmuz 1839’da vefatından bir gün sonra tahta çıkan oğlu I. Abdülmecit'in 4 ay sonra 3 Kasım 1839’da Gülhane Parkında ilan ettirdiği Gülhane Hatt-ı Hümayunu ile Tanzimat Dönemi başladı.
Tanzimat sözcüğü, düzen (nizam) verme anlamına gelen tanzimin çoğulu olup düzenlemeler anlamına gelmektedir. Bu ferman ülkenin zayıflama ve geri kalmasını açık bir biçimde şeri yasalardan uzaklaşılmış olmasına bağlamaktadır.
Bununla birlikte veya buna rağmen, ferman ile ilan olunan yenileşme hareketlerinde ilk işlemin ceza hukuku alanında başlamış olması konunun anayasallaşma sürecinin bir parçası olması kadar din ve devlet ilişkilerinde yeni bir sürecin yasal yapıda başlangıcı olması bakımından da dikkat çekicidir.
Din ve hukuk alanına ilişkin reformlar
Tanzimat Fermanı'nın ilan olunmasından bir yıl sonra 1840'ta dönemin ilk yenileşme hareketlerinden olarak fermanda belirtilen suç ve cezalarda yasallık vurgusunun sonucu olarak ceza alanında yasalaşmanın temini için bazı maddeleri Fransız Ceza Hukukundan alınan Ceza Kanunu kabul edildi. 1850 yılında ilk Ticaret Kanunu çıkarıldı. Bu kanun, mevzuat açısından ticari yaşamı bir düzene kavuşturdu ve daha önce ticari teamül kurallarının uygulanmasının yarattığı keyfiliğe son verdi. Geleneksel yargı organı olarak korunan yanında ticaret ve ceza davalarını görmek üzere laik yapısı ile tesis edildi. Bundan önce, 1801'de gümrüklerde kurulmuş olan Ticaret Meclisleri Gümrük Emini'nin başkanlığında ticaret davalarına bakmaya başlamıştı. İşlerin düzenlenmesi için gerekli olan mevzuat Ahmet Cevdet Paşa tarafından Mecelle adı altında derlendi. Önceden beri ecnebi taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlıklara bakmakta olan Konsolosluk Mahkemeleri ile farklı inanışlardan olan yurttaşların aile ve miras işlerindeki uyuşmazlıklarını götürebildikleri, kendi ruhani önderleri tarafından görülen Cemaat Mahkemeleri de varlıklarını sürdürdü. Ayrıca vakıflarla ilgili davalara bakmak üzere Evkaf Mahkemesi kuruldu. Tanzimat döneminde önceden var olan çok hukuklu sisteme bir de iç işler olarak tanımlanabilecek yapıdaki ikileşme; Şer'iye ve Nizamiye Mahkemeleri olarak eklenmiş oldu.
Din ve eğitim alanına ilişkin diğer reformlar
İlk örnekleri 1839 yılında açılan Rüşdiye (Orta) Mekteplerine ek olarak 1840'ta Okulu açıldı. Bu okul iki bölüme ayrılarak birincisi Maarif-i Adliye, ikincisi edebi bilimler ile ilgili eğitim vermek üzere Maarif-i Edebiyye Mektebi adını aldı. Bu okullar ve diğer rüştiye mektepleri bu dönemde adından çokça bahsedilen fen, sanayi, nafia, maarif alanlarında uzmanlaşmaya yönelik değil, ortaeğitim üzerinden memur yetiştirme amacına hizmet ettiler. Rüşdiye Mekteplerinden mezun olmak memur olmak için getirilen koşullardan oldu. Bu dönemde açılan okullardan en çok mülkiye ve hariciye memurları yetiştirildi.
Eğitimin çağdaşlaştırılması çabalarının ürünü olarak ortaya çıkan öğretmen yetiştirme ihtiyacına cevap vermek üzere 1848’de Mektebi ve kız öğretmen yetiştirmek üzere 1870’te adı ile öğretmen okulları kuruldu. Bu zamana kadar kızların mahalle mektebinde sadece dinsel nitelikli eğitim almaları biçiminde sürdürülen geleneksel uygulamaya son verilmiş oldu. Tıbbiye adını alan Tıp Okulu ilk mezunlarını 1843 yılında verdi.
1869'da çıkarılan Maarif-i Umumiye Nizamnamesinin 79 ve 129. Maddelerine göre İstanbul'da çağdaş anlamda teşkil edilecek ilk üniversitenin kurulması ve bu üniversitenin Edebiyat, Hukuk ve Fen Fakültelerini barındırması kararlaştırıldı. 20 Şubat 1870'te Darülfünun adı ile açılışı yapılan üniversitenin açılışında konuşan Safvet Efendi, ülkenin geri kalmış olmasını ilk iki yüzyılı içinde bilim ve fen alanlarına gösterilen ilgi, saygı ve teşvikin sonraları devam etmemiş olmasına bağlayarak Darülfünun'un işte bu eksikliği kapatacak nitelikte olacağını belirtti. Başvurular arasından tespit edilen 450 öğrencinin çoğunluğunu medrese çıkışlı talebeler oluşturdu.
Ancak açılışta konuşan, kendisini Afgani lafzı ile tanıtan bir İranlı olan Cemaleddin Afgani'nin heretik olarak yorumlanan konuşması medrese talebeleri ve ilmiyenin tepkilerine neden olduğundan Cemaleddin ülke dışına sürgün edildi, ardından okul kapatıldı. Medreselilerin Cemaleddin üzerinden gösterdiği tepkilerin gerçek hedefinin fen okulları olduğu yorumları yapıldı. Cemaleddin'in ülke dışına gönderilmesine rağmen okul kapatıldı. İstanbul'dan gittiği Mısır'da ünlü Mısırlı talebesi Muhammed Abduh'u yetiştirdi.
Tanzimat Döneminde, sibyan (ilk) mektepleri ve medreseler devam etmekle birlikte yeni kurulan Rüşdiye (Orta), İdadi (Lise), Sultaniler (Lise ve Yüksekokul) ve Darül Fünun (Üniversite) gibi eğitim kurumları Maarif Nezaretine bağlandığından bu dönemin eğitim alanında da hukuk alanında olduğu gibi ikili bir yapı doğdu. Din işleri ve kısmen görülmeye devam eden adliye işleri gibi, sibyan mektepleri ve medreseler eliyle görülen eğitim işleri önceden olduğu gibi Meşihat'a yani Şeyhülislama bağlı bulunmaya devam etti. Şeyhülislama bağlı okullar dini ağırlıklı eğitim vermeye devam ederken Maarif Nezaretine bağlanan yeni okullarda dinî eğitim de bulunmakla birlikte yeni düzene göre Batılı tarzda eğitim verildi.
Kanun-u Esasi Dönemi, 23 Aralık 1876-20 Nisan 1924
V. Murat’ın akıl rahatsızlığının baş göstermesi üzerine, Şehzade olan II. Abdülhamit kendisi ile görüşmeye gelen Mithat Paşa’ya tahta çıkma karşılığı bir temel yasanın oluşturulması yani Kanuni Esasi'yi ilan etme sözü verdi. Hatta şartsız bir sultanlığı kabul etmeyeceğini de görüşmesinde sözlerine ekledi.
Tahta çıktığında Kanun-u Esasi'nin hazırlanması işini Mithat Paşa’nın başında bulunduğu bir komisyona havale etti. Mithat Paşa, yaklaşan Tersane Konferansı'nda katılımcı ülkelerin Osmanlı'ya karşı uygulayacakları baskıyı durdurmak için Konferanstan önce Kanun-u Esasi'yi hazırlama işini tamamlamaya çalıştı.
23 Aralık 1876’da ilan olunan Kanun-u Esasi'ye rağmen Tersane Konferansı'nda çıkan kararların Osmanlı tarafından kabul edilmemesi üzerine 24 Nisan 1877’de 93 Harbi olarak bilinen Osmanlı-Rus Savaşı başladı. Ruslar Yeşilköy’e kadar geldiklerinde imzalanan barış andlaşmasından sonra II. Abdülhamit, Kanun-u Esasi'yi yine aynı kanunun 7. Maddesine göre 31 Ocak’da Ruslarla imzalanan Edirne Mütarekesi'nden sonra 13 Şubat 1878'de tatil ettiğini açıkladı. Osmanlı-Rus Savaşı ile geçen iki yıllık süre I. Meşrutiyet dönemi olarak anıldı.
I. Meşrutiyet Dönemi, 23 Aralık 1876 - 13 Şubat 1878
23 Aralık 1876’da Beyazıt Meydanı'nda Çorluluzade Celaleddin Paşa tarafından okunarak ilân olunan Kanun-u Esasi, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk temel yasası olması ve buna dayanarak meclisli bir dönemin başlamış olması nedenleri ile ilk anayasal dönem olarak kabul edilmektedir.
Kanun-u Esasi, anayasallaşma sürecinde taşıdığı önemle birlikte din devlet ilişkilerinde ileriye dönük belirgin bir gelişme sağlamadı. Daha çok din ve devlet işlerini iç içe geçiren bir yapı getirdi. Kanun-u Esasi toplam 121 maddeden müteşekkil olarak oluşturuldu. II. Abdülhamit komisyonun çalışmaları bitirmeye yaklaştığı anlarda, sultana sakıncalı gördüğü kişileri herhangi bir yargılama olmaksızın sürgün etme hakkı veren bir maddenin ilave olunmasını istedi. Bu madde ilave olunmadan taslağı onaylamayacağını da belirtti. Böylece 113. Madde ilave olundu. 4. Madde padişahı dinin hamisi olarak tanıtıyordu. 35. Madde ise padişaha seçimle gelecek Meclis-i Mebûsan ile Vükela arasında ihtilaf olması halinde Vükela heyetini değiştirme ve/veya Meclis-i Mebûsan'ı fesh etme yetkisini veriyordu. 5 Şubat 1877’de II. Abdülhamit daha önce Sadrazamlığa getirdiği Mithat Paşa’yı azlettiğini bildirerek sürgüne gönderdi.
II. Abdülhamid, Kanun-u Esasi'de yer alan 7. maddeye dayanarak 1878'de Kanun-u Esasi'yi tatil ettiğini bildirince I. Meşrutiyet olarak anılan dönem sona erdi.
II. Meşrutiyet Dönemi 24 Temmuz 1908-11 Nisan 1920
II. Meşrutiyet döneminde padişaha bağlılık anlayışından padişahın anayasaya bağlılığı esasına geçildi. II. Meşrutiyet'i hazırlayan Türkçülük, muasırlaşma ve Batılılaşma gibi akımların, II. Abdülhamid’in gelenekçiliği temsil eden ve bunu kuvvetlendiren Arapçacılık ve İslamcılığına tepki ile geliştiğini belirtmek yerinde bir tespit olur. 1916’da Şeyhülislam kabineden çıkarıldı. Tek eşlilik halen gündem konusu olamasa da erkeklerin ikinci bir kadınla evlenebilmeleri için ilk eşin rızasının şart koşulduğu yeni aile hukuku nizamnamesi 1917’de çıkarıldı. Kız liseleri açıldığı gibi kızların üniversiteye gidebilmeleri sağlandı. Kadın devlet memuriyetine girmeye başladı.
13 Nisan 1909'da çıkan 31 Mart Vakası isyanında gelişmelerden ve yönetimden memnun olmayanlar Meclis-i Mebûsan'ı bastılar. Din elden gidiyor propagandasının etkisinde kalanlar Adliye Nazırı ile bazı milletvekillerini katlettiler ve şeriat yönetimine dönülerek meşrutiyete ve uygulamalarına son verilmesini istediler. Bu olay üzerine Selanik'te oluşturulan Hüseyin Hüsnü Paşa'nın komutanı ve Mustafa Kemal'in de Kurmay Subayı olduğu Hareket Ordusu, İstanbul yakınlarında komuta değişikliğine giderek Mahmut Şevket Paşa'nın komutasında ve Enver Bey'in Kurmaylığında şehre girdi ve asileri tedip etti. 22 Ağustos'ta Kanun-u Esasi'nin 21. Maddesinde değişiklikler yapılarak parlamenter yönetime geçildi. Padişahın yetkilerinde kısıtlamalar yapılarak Padişahın da anayasaya yani Kanun-u Esasi'ye bağlılığı getirildi. Padişaha yargı kararına gerek duymadan sürgün yetkisi tanıyan 113. Madde kaldırıldı. Yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrıldığı Kuvvetler Ayrılığı ilkesi benimsendi. Ancak bu ilkenin tam olarak yerleşebilmesi 1961 Anayasası ile sağlandı.
II. Abdülhamid rejiminin sansürleri sona erdiğinden II. Meşrutiyet döneminde eğitim alanında birçok görüş ortaya koyan yazılar yazıldı. Nitekim anayasal gelişmeler, teokratik saltanattan meşruti sisteme, oradan da laik cumhuriyete doğru bir çizgi izlemiştir.
Cumhuriyet dönemi ve Atatürk devrimleri
Devrimcilik niteliği
Din Devleti görüşüne karşılık Ulus Devleti görüşünün zaferi, çağdaşlaşma yolunda birbiri arkasından gelecek bir dizi reformun kapısını açmış oluyordu. Bunların başlıcaları hukuk, eğitim, yazı, dil ve genel olarak yaşam ve kültür alanındaki değişmeler olmuştur. Bunlar yeni perspektif içinde Cumhuriyet devrimleri olarak tanımlanırlar; çünkü onlara hâlâ karşı olanlar bulunduğu halde koşullar bu değişikliklere girişilmesini âdeta kendiliklerinden zorlar ve bir önderin kılavuzluğunun rotasını çizerler.
Saltanat ve Hilafetin Kaldırılması
Saltanat, dünyasal bir egemenlikten başka bir şey değildi. Egemenlik ulusa geçtiği için saltanat diye bir şey artık yoktu. Mustafa Kemal:
“ | Efendiler, egemenlik hiçbir ulusa hiçbir zaman ulemâ tartışmaları ile verilmemiştir. Egemenlik hep güç kullanılarak zorla alınır. Türk ulusu elinden alınan egemenliği şimdi kendi eline almış bulunuyor. Bu bir gerçek. Önümüzdeki sorun bunun ulusun elinde bırakılıp bırakılmayacağı sorunu değil, sadece bu gerçeği ilan etme sorunudur. Anlamazlarsa doğal olan nasılsa olacaktır; şu farkla ki belki birkaç kafa kesilecektir. | „ |
25 Şubat 1924'te Mecliste din ve devlet ayrımı teklifi tartışılmaya başlandı. Önergede hilafetin kaldırılması, Şer'iye ve Evkaf Vekâleti'nin, medreselerin kaldırılması maddeleri de vardı. 25 Şubat'tan 3 Mart'a kadar süren tartışmalardan ve Adliye Bakanı Seyyid Bey'in hilafet hakkında bilgi veren söylevinden sonra bu teklifler Meclis'te kabul edildi.
Hukuk devrimi ve çağdaş hukuk düzeninin oluşturulması
Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması yolunda hukuk alanında yapılan devrimler ve yenilikler, Cumhuriyet döneminin ve yeni Türkiye'nin en önemli çağdaşlaşma hamleleri olarak ceza hukuku ve medeni hukuk düzenlemeleri ile gerçekleştirildi. Kadın veya erkek veya kişisel kanaatlerine bağlı olmaksızın tüm vatandaşların eşit yasal haklara sahip olmaları ve hukuk birliğinin tesis edilmesi bu alanlardaki düzenlemeler ile gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen Hukuk Devrimi ile Sened-i İttifak'tan bu yana devam eden Anayasallaşma Süreci tamamlandı, hem hukuk hem de eğitim alanlarında Tanzimat ile birlikte oluşturulan ikili yapılara son verildi ve Çağdaşlaşma Süreci temellerine oturtuldu.
Atatürk Devrimleri'nin temel taşı olan Laiklik Devrimi, 3 Mart 1924'te hilafetin ilgası ve Şer'iye ve Evkaf Vekâleti'nin kapatılması ile başlatıldı. Müteakiben, 8 Nisan 1924'te 469 sayılı yasa ile kapatıldılar. Bunu 4 Ekim 1926'da Türk Medeni Kanunu'nun kabul edilerek ek 864 sayılı Tatbikat Kanunu ile Mecelle'nin lağvedilmesi takip etti ve böylece Laiklik Devrimi hukuki ve kurumsal bütünlüğe kavuşturuldu.
1924 Anayasasında 5 Aralık 1934 tarihinde yapılan değişiklik ile otuz yaşını tamamlayan kadın veya erkek her vatandaşın milletvekili olabileceği belirtilmiştir.
Türkiye, ulusal bir devlet olarak kurulmuştur. Yani toplum, kendi kaderi hakkında karar verebilme erkine sahiptir ki; buna “Türk Ulusu” denir. Ulus (devletin) ne bir tebaası ne bir ırk, ne de bir ümmettir. Ulus, haklarını akla göre düzenleyen toplumdur. Bu bakımdan egemenliğin kayıtsız şartsız ulusun olması demek, devletin “lâik” olması demektir. Bazı çevreler, Türk Hukuku’nda lâikliğin bir tanımının olmadığını iddia etmektedirler. Oysa Anayasanın 24. maddesi, lâikliği, rasyonalist felsefenin çözümlemesine göre tanımlamıştır:
“ | Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz. | „ |
—Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Madde 24 |
Din ve laik eğitim
Tevhidi Tedrisat yasası ile eğitimin tümüyle devlet ve yasa denetimi içinde bulunması sağlanmıştır.
Cumhuriyet dönemi devrimlerinin hukuk alanı yanında önemli bir yer tuttukları öteki alan eğitim alanıdır. Bu alanın devrimci ilkeye göre çağdaşlaştırılması işi hukuk alanında olduğundan daha çok sayıda sorunlarla doludur. Hukuk alanında olduğu gibi bu alanda da temel ilke, eğitimi birleştirme ve bütünleştirme ilkesidir. Bunun bir yanı müslüman halkın eğitim kurallarındaki ikiliğin kaldırılması, öteki yanı özellikle müslüman olan ya da olmayan ilkeğitimin devlet yetkisi alanı içine alınması, ulusal eğitim kavramının getirilmesidir. Bu yönün açılışında da Atatürk'ün önderliği başta gelir. Haziran 1921 gibi erken bir tarihte bir eğitim kongresindeki konuşmasında söylediği şu sözler bunu iyi yansıtır:
“ | Bu savaş yılları içinde bile dikkatle hazırlanması gereken programları geliştirmeliyiz. Bütün eğitim sistemimizin verimli olarak çalışacağı temelleri hazırlamalıyız. Benim inancıma göre ulusumuzun geri kalışında geleneksel eğitim yöntemleri en büyük etken olmuştur. Ulusal eğitimden söz ettiğim zaman bütün geleneksel inançlardan, Doğu'dan ya da Batı'dan gelen bütün yabancı etkilerden arınmış, ulusal niteliğimize uyan eğitimi anlıyorum. | „ |
Din ve laik hukuk
- Ana madde: Laik hukuk
ve kurumu, Cumhuriyet döneminde dinin devlet, hukuk ve eğitim alanları ile ilişkisini net bir şekilde belirleyici olarak ortaya koyması bakımından oldukça önemlidir. Çünkü bu kanunun birinci maddesi Müslümanlık kurallarını muamelat yani işlemler ve inançlar ile ibadetler olarak iki biçimde değerlendirmiştir. Bahsedilen ilk alanın Büyük Millet Meclisi'nin yasama yetkisi altında olduğunun belirtilmesi ile dinsel inanış ve esasların devlet ve idare alanı içinde belirleyici olmasının önüne geçilerek şeri hukuk sistemine son verilmiştir. Ancak ibadetler ve inanç esasları gibi diğer konular Diyanet İşleri Başkanlığı'nın konusu olmuştur.
Hukuk çerçevesi içinde, Din üzerinde üç alanda kısıtlama bulunduğu görülür. Birincisi, 'na göre mezhep ya da tarikatlere dayalı cemiyet kurulamamasıdır. Bu madde, Medeni Kanun'daki, Dinsel Tesisler Kurulabileceği ilkesinin, daha geniş bir çerçeve içinde bakılmadığı takdirde yanlış yorumlanmasını önleyecek niteliktedir. Bu madde ayrımcı olmayan, herkesin katılabileceği, örneğin cami yapımı ve onarımı için, hayrat işleri, meslek yardımlaşması, din yapıtları meydana getirme gibi amaçlarla cemiyet kurulmasını yasaklamaz. İkici kısıtlama belirli bir din grubundan destek sağlama amacı olan siyasal parti kurulamamasıdır. Örneğin bir Katolik Partisi, bir Müslüman Partisi, bir İslam birliği ya da İslam Devleti partisi, Alevi ya da Yahudi partisi gibi bir parti Türkiye'de kurulamaz. Üçüncü kısıtlama 1949'da Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklerle de pekiştirilen ve Anayasanın Laiklik İlkesine Aykırı olan, devletin sosyal, ekonomik, politik, hukuksal nizamlarını kısmen de olsa din esaslarına göre değiştirmeyi güden eylemlerin suç sayılmasıdır.
“ | Atatürk devrimlerinin iki temel taşı, Lâyisizm ve Eğitim Birliğidir. Millet bütün dünya işlerinde ne şeriat ne de herhangi bir ideolojinin baskısında olmayarak, yalnız günün şartları içinde kendisi için en yararlıyı düşünerek karar verir: Öz Atatürkçülük budur. | „ |
Türkiye'nin laik bir devlet olarak doğuşunun ilk aşaması olarak kabul edilebilecek halifelik makamının ve Şer'iye (Din İşleri) ve Evkaf (Vakıflar) Vekâleti'nin 1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye isimli anayasası ile kaldırılmasından sonra, diğer pek çok reformun temeli olma niteliği kazandı. Devlet ve din işlerinin tam ayrımı, 5 Şubat 1937 tarihinde Türk Anayasasına dahil edilerek laiklik devrimi anayasal gelişimini kazandı.
Din özgürlüğünün durumu
Anayasa din özgürlüğünü sağlamaktadır ve Hükûmet genellikle bu hakkı uygulamada saygı gösterir; ancak, Hükûmet, laik devletin korunması ve devletin tüm inançlardan uzak durması amacıyla genellikle kamu kurumları ve devlet işletmeleri, üniversiteler de dahil olmak üzere, tüm dini ifadelere bazı kısıtlamalar getirir. Anayasa ülkeyi laik bir devlet olarak belirler ve inanç özgürlüğü, ibadet özgürlüğü ve dini fikirlerin özel yayılması için hükümler içerir. Ancak, laik devletin bütünlüğü ve varlığına ilişkin diğer anayasa hükümleri bu hakları sınırlar. Dinin korunması anlamında olan laiklik, devleti korumak için önemli bir rol oynar.
Çoğu laik ülkede dini okullar ve eğitim sistemi olmasına rağmen, Türkiye'de bir kişi ancak devletin belirlediği bir yaşta din dersleri alabilir; Türkiye'nin Müslüman dünyasında oldukça laik bir ülke olması nedeniyle bu durum bir gereklilik olarak kabul edilir, yani laikliğin kurulması için gereken koşulların Hristiyan dünyasında olanlardan farklı olduğu iddia edilir. Özel dini okulların ve üniversitelerin (hangi dine ait olursa olsun) kurulması yasaklanmıştır. Sadece devlet kontrolündeki İmam-Hatip liseleri izin verilmiştir ve bunlardan sadece İslam topluluğu Türkiye'de yararlanır. Bu tür liseler, dini konuları modern pozitif bilimlerle birlikte öğretir. Ancak, bu okulların mezunları tıp, hukuk, mühendislik gibi başka bir alanda yüksek öğrenim görmek için üniversiteye gidemez; çünkü bu okulların mezunları din adamları olmaya yönlendirilmiştir, doktor veya avukat olmaları değil. Okullarda artan fundamentalizm ile birlikte, Türkiye'de 2012'den bu yana bir İmam-Hatip'e dönüşümle ilgili olarak 370'den fazla Türk okulu, Türkiye Lise Öğrencileri Birliği'nin (TLB) siyasi bir bildirisine imza atmıştır ve okullarda anti-laiklik olarak algıladıkları şeye karşı itirazlarda artış olmuştur. Birçok ebeveyn, okulların İmam-Hatip'e dönüşmesi için artan baskıdan şikayetçi olmuştur.
Hükûmet, ülkenin 75.000 kayıtlı camisini düzenlemek ve yerel ve il imamlarını, devlet memuru olan sivil hizmetlileri istihdam etmek suretiyle Müslüman dini tesisleri ve eğitimini Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla denetlemektedir. Bazı gruplar, özellikle Aleviler, Diyanet'in diğer inançları dışlayarak ana akım İslami inançları yansıttığını iddia eder. Hükûmet, Diyanet'in hizmet talep eden herkese eşit davrandığını iddia eder. Ancak, Aleviler ibadet törenlerinde cami ve imamlardan yararlanmazlar. Alevi törenleri Cemevlerinde gerçekleştirilir ve bu törenler Dedeler tarafından yönetilir, ancak bu Dedeler Diyanet'in bütçesinden yararlanmaz.
Diyanet ve laiklik
Atatürk döneminde laiklik yönünde yapılan reformlar tamamlanmıştır.
Ancak, Türkiye Fransa gibi bir laik devlet değildir:
- günümüzde din ile hükûmet söylemi arasında ayrım yoktur
- devlet tarafından dine yönlendirme yapılmaktadır.
- din adına devlet tarafından sansürler uygulanabilir (bkz. RTÜK)
Ancak, herkes dini inançlarından özgürdür.
Diyanet adı verilen kurum, 77,500 camiyi yönetir. Bu devlet kurumu, Atatürk tarafından kurulmuştur (1924) ve sadece Sünni Müslüman ibadetini finanse eder. Diğer dinler kendi mali sürdürülebilirliğini sağlamak zorundadır ve faaliyetleri sırasında idari engellerle karşılaşabilirler.
Diyanet, 1924 yılında kurulan resmi bir devlet kurumudur ve Kur'an eğitimi sağlamak için çalışır, ayrıca yaklaşık 75,000 farklı camiye haftalık hutbeler hazırlar. Ayrıca, Diyanet Türkiye'deki tüm imamları istihdam eder.
Vergi toplanırken, tüm Türk vatandaşları eşittir. Vergi oranı din temelinde değildir. Ancak Diyanet aracılığıyla Türk vatandaşları gelirin kullanımında eşit değildir. 2012 yılında bütçesi 2.5 milyar ABD dolarını aşan Diyanet, yalnızca Sünni Müslüman ibadetini finanse eder.
Bu durum, İslam'ın haram kavramı aracılığıyla teolojik bir problem sunar; çünkü Kuran, En'am Suresi, ayet 152'de "tartı ve ölçüde adaletle tam ölçü ve tam tartı yapmanızı" emreder.
Alevi-Bektaşi, Bayrami-Celveti, Halveti (Gülşeni, Cerrahi, Nasuhi, Rahmanı, Sunbuli, Üssaki), Hurufi-Rüfai, Malamati, Mevlevi, Nakşibendi (Halidi, Haqqani), Kadiri-Galibi ve Caferi Müslümanları gibi tasavvuf tarikatları resmi olarak tanınmamaktadır.
Türkiye'de başörtüsü yasağı
Dışarı çıkarken örtünüyor musunuz? | ||
---|---|---|
2011 | 2021 | |
Hayır | 37% | 41% |
Evet, başörtüsü takıyorum | 53% | 48% |
Evet, türban takıyorum | 9% | 10% |
Evet, çarşaf takıyorum | 1% | 1% |
Başörtüsü yasağı başta üniversite öğrencilerine yönelik olmak üzere bütün kamu ve bazı özel kurumlarda kadın çalışanlara uygulanan başörtü yasağı ile bu yasağın sosyal ve siyasal etkileri etrafında yaşanan tartışmalar. Siyasal İslam'ın simgesi olduğu iddia edilen başörtüsünü kamusal alanda yasakladığı iddia edilen mahkeme kararları bu sorunun ön ayağını oluşturmaktadır.
12 Eylül 1980 Darbesi sonrasında çıkarılan ve yaklaşık 31 yıl yürürlükte kalmış olan "Kamuda Kılık Kıyafet Yönetmeliği" nedeniyle kadınlar bazı kamu kurumlarında başörtüleriyle çalışamadı.
Başörtüsü yasağı, çeşitli ilk ve ortaöğretim okullarında ve çeşitli üniversitelerde herkes için geçerliydi. Mahkemeler, devlet daireleri ve diğer resmî kurumlarda öğrenciler, işçiler ve kamu görevlileri için geçerliydi. Ancak ilk ve ortaöğretim okullarında ve bazı üniversitelerde okula ziyaretçi ya da veli olarak gelenler için sorun yoktu.
Kamu kurumlarında ise çalışanlara uygulanan bu düzenlemeler hizmet alanlar için geçerli değildi. Benzer şekilde mahkemelerde yasak sadece yargıçlar, avukatlar, hukukçular ve diğer işçileri kapsamaktaydı. Askerî kurumlarda ise bu yasak en geniş şekliyle uygulandı.
Kimlik, sürücü belgesi ve pasaport gibi resmî belgeler üzerinde başörtülü ve türbanlı fotoğraf serbestti. Ancak çeşitli üniversitelerin uygulamalarında kayıt belgeleri gibi resmî belgeleri üzerinde başörtülü ve türbanlı fotoğraflar yasaktı.
Türkiye'de bu yasakların özellikle bazı üniversitelerde öğrencilere yönelik uygulanması çok yoğun ve tartışmalı olmuştur. Başörtüsü yasağı, 1990'lı yıllardan itibaren Türkiye'deki feministler arasında da hem bir mücadele hem de çatışma ve tartışma konusu olmuş; kimi feministler ergin kadınların ifade özgürlüğü ve özneleşmesi kapsamında başörtüsü yasağına karşı çıkarken bazı feministler başörtüsü yasağını yerinde bulmuşlardır.
Cumhuriyet döneminde başörtüsü hiçbir zaman tamamen yasaklanmadı. 1960'ların sonu ve 1970'lerin başında, başörtüsü giyen üniversite öğrencisi sayısında önemli ölçüde artma oldu. 1984 yılına kadar seyrek olaylar yaşansa da başörtüsü konusunda genel bir kısıtlama olmadı. 1984 yılında, çeşitli üniversitelerde kılık kıyafeti düzenleyen uygulamalar yürürlüğe girdi ama 1980'ler ve 1990'lar boyunca, düzenlemeler yaygın değildi ve çok sayıda öğrenci mezun oldu. AİHM, konuya ilişkin üç karar vermiştir. Bunlar Karaduman, Bulut ve Şahin kararları olmuş, mahkeme Türkiye'de başörtüsü ve kılık kıyafeti düzenleyen uygulamalar hakkında Türk makamlarının daha doğru bir değerlendirmede bulunacağını hükmetmiştir. AİHM'nin davalara ilişkin karar ve yorumları, dönemin Türk makamlarının karar ve yorumlarıyla paralel olmuş, kılık kıyafeti düzenleyen kararlar AİHM kararlarında inanç özgürlüğüne aykırı bulunmamıştır.
İslam mezheplerinin Türkiye'deki dağılımı
Anadolu'daki mevcut resmi İslam mezheplerine bağlı olan halkın kendine özgü geliştirdiği İslam inancında, Ahmed Yesevî (Yesevîlik), Rumi (Mevlevilik), Hacı Bektaş-ı Veli (Bektaşîlik), ve Hacı Bayram-ı Veli (Bayramilik) gibi tarikat önderlerinin öğretilerinin izlerine yoğun olarak rastlanmaktadır.
İslam mezhepleri | Müsadere önlemleri | Resmî anayasal tanınma veya uluslararası antlaşmalar | İbadet yerlerine yapılan hükûmet yardımı |
---|---|---|---|
Sünni İslâm - Hanefi Maturidilik Sünni İslâm - Şafi'i Eş'arilik | Hayır | Evet, Diyanet yoluyla (anayasanın 136. maddesi gereği) | Evet, Diyanet yoluyla |
Kızılbaş Alevîler - Alevî inancı | Evet | Hayır. Onbeşinci yüzyıl başlarında,Osmanlı İmparatorluğu'nda Alevilere yapılan haksızlıklar nedeniyle Alevîler kafasına Kızılbaşlık giyen Şah İsmail'i desteklediler. Günümüzde Alevi ibâdet yerleri olan Cemevi resmî ibâdethane olarak tanınmamaktadır. | Hayır |
Alevi Bektâşîler - | Hayır. 1826 yılında Yeniçeri Ocağı'nın lağvedilmesiyle Bektaşi tekkeleri kapatıldı. | ||
İmâmiye-i İsnâ‘aşer’îyye - Câferî Onikicilik | Hayır | Hayır | |
Ghulat-i Şia - Nusayrî inancı | Hayır | Hayır | |
Ghair Mukallid ve Kur'ancılık | - | - | - |
Sünnilik
Türkiye'nin Müslüman nüfusunun %60'ı Sünni olarak bilinmektedir.[] Türkiye'deki Türk ve diğer etnik gruplardan olan Sünnilerin çoğunluğu Hanefilik mezhebine mensuptur. Türkler arasında Şafii mezhebine mensup olana pek rastlanmamaktadır. Kürtler'in ise büyük bir bölümü Şafii mezhebinden olup, az bir kısmı Hanefi mezhebini takip etmektedir. 2014 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yaptığı araştırmaya göre Türkiye'de Mâlikîlik'i takip edenlerin oranı binde 3, Hanbelilik'i takip edenlerin oranı ise binde 1'dir.
Diğer İslam inançları
Müslüman nüfusun içerisinde sayıca Sünnilerden sonra gelen kesimler Aleviler ve Şiilerdir. Alevilik Türk tarihinde önemli bir rol oynamıştır.
Aleviler çoğunlukla Tunceli, Malatya, Sivas, Çorum, Kahramanmaraş, Erzincan , İstanbul, Ankara ve Türkiye′nin diğer büyük şehirlerinde bulunurlar. Nüfusun %4'ü (yaklaşık 3 milyon) Caferi'dir.
Diyanet İşleri Başkanlığı
Diyanet İşleri Başkanlığı, 3 Mart 1924 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle 429 Sayılı Kanunla Türkiye Başbakanlığı'na bağlı bir teşkilat olarak kurulmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevlidir.
Türkiye'de camiler
Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2016 yılı istatistik verilerine göre Türkiye'de 89.445 adet cami bulunmaktadır. Yalnız İstanbul'da 3.530 cami ve 120 türbe bulunmaktadır.
Türkiye'nin en meşhur camilerinden biri Sultan Ahmet Camii'dir.
Kutsal günler
Ezan
Türkiye'de düzenli vakitlerle günde 5 kere ezan ile insanlar namaza çağrılmaktadır. Ezan müezzin tarafından okunmaktadır.
Türkiye'nin İslam dünyasındaki rolü
Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) kurucu üyelerinden biridir. Bazı İslami kuruluşların merkezleri Türkiye'de bulunmaktadır.
- Türkiye, İstanbul'da İslam Konferansı Gençlik Forumu için Diyalog ve İşbirliği Merkezi (ICYF-DC),
- İstanbul'da İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA)
- Ankara'da İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) gibi İslami kuruluşların merkezlerine ev sahipliği yapmaktadır.
Kaynakça
- ^ Aktas, Vahap (1 Ocak 2014). "Islamization of Anatolia and the Effects of Established Sufism (Orders)". The Anthropologist. 17 (1): 147-155. doi:10.1080/09720073.2014.11891424. ISSN 0972-0073. 22 Kasım 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 27 Ekim 2020.
- ^ Nişancı, Zübeyir (21 Mart 2023). Ayşe Betül Aydın; Hatice Nur Keskin (Ed.). Faith and Religiosity in Türkiye (PDF) (İngilizce). . ISBN . 20 Nisan 2023 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 23 Ağustos 2023.
- ^ "WVS Database". 19 Mart 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Haziran 2024.
- ^ Çiçek, Nevzat (26 Mart 2023). ""Türkiye'de İnanç ve Dindarlık" araştırması yayımlandı: Dindarlaştık mı, sekülerleştik mi?" ["Faith and Religiosity in Turkey" research was published: Have we become religious or secularized?]. indyturk.com. 13 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Haziran 2024.
- ^ "Country – Turkey". Joshua Project. 20 Mart 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 27 Nisan 2014.
- ^ "Optimar'dan din-inanç anketi: Yüzde 89 Allah'ın varlığına ve birliğine inanıyor". T24. 29 Mart 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Mayıs 2023.
- ^ . 10 Ocak 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ağustos 2009.
- ^ "Pew Forum on Religious & Public life". pewforum.org. 9 Ağustos 2012. 26 Aralık 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Ekim 2013.
- ^ "Turkey: International Religious Freedom Report 2007". U.S. Department of State. 4 Aralık 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Eylül 2016.
- ^ "Religious Composition by Country, 2010-2050". Pew Research Center. 12 April 2015. Erişim tarihi: 22 October 2017.
- ^ Gregorian, Vartan. Islam: A Mosaic, Not a Monolith, Brookings Institution Press, 2003, pp. 26–38
- ^ Engelhardt, Edouard. Tanzimat, çev. Ayda Düz (İstanbul, 1976) s. 22
- ^ a b "Tanzimat Fermanı, Viki Kaynak". 15 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2012.
- ^ Makale, Durhan, İbrahim. Tanzimat Döneminde Osmanlı Yargı Teşkilâtındaki Gelişmeler[]
- ^ (PDF). 6 Ağustos 2010 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2012.
- ^ Berkes, Niyazi (2002). Türkiye'de Çağdaşlaşma, 2. Basım, YKY yayımcı. S. 521.
- ^ Gazi Mustafa Kemal, 421-422
- ^ "[[Türkiye Büyük Millet Meclisi]], TC. Anayasası, Madde 24". 16 Ekim 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Ekim 2013.
- ^ "Lâiklik Konusunda Kavram Kargaşası, Prof. Dr. M. Sadık Acar" (PDF). 31 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 20 Ekim 2013.
- ^ Atatürk'ün Maarife ait Direktifleri,3-10 ve 17
- ^ Berkes, Niyazi (2002). Türkiye'de Çağdaşlaşma, 2. Basım, YKY yayımcı. S. 536.
- ^ Atay, Falih Rıfkı. (2006) (Atatürkçülük Nedir?) Bateş Yayımcı. S. 18
- ^ Ahmet Erdi Öztürk (2016). "Turkey's Diyanet under AKP rule: from protector to imposer of state ideology?" (PDF). Southeast European and Black Sea Studies. 16 (4): 619-635. doi:10.1080/14683857.2016.1233663. 6 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 4 Haziran 2020.
- ^ "T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı | İman | İbadet | Namaz | Ahlak". 25 Ekim 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Kasım 2021.
- ^ "CSIA". 22 Aralık 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Kasım 2019.
- ^ Sözeri, Semiha; Öztürk, Ahmet Erdi (September 2018). "Diyanet as a Turkish Foreign Policy Tool: Evidence from the Netherlands and Bulgaria" (PDF). Politics and Religion (İngilizce). 11 (3): 624-648. doi:10.1017/S175504831700075X. ISSN 1755-0483. 6 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 4 Haziran 2020.
- ^ The World of the Alevis: Issues of Culture and Identity, Gloria L. Clarke
- ^ "TR100". interaktif.konda.com.tr. 25 Haziran 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Ağustos 2022.
- ^ . aljazeera.com.tr. 30 Aralık 2013. 25 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mart 2017.
- ^ "KAMU KURUM VE KURULUŞLARINDA ÇALIŞAN PERSONELİN KILIK VE KIYAFETİNE DAİR YÖNETMELİK". 19 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Mayıs 2022.
- ^ . 5 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2011.
- ^ "Türbanlı diye doktor görevden alındı". 25 Nisan 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Nisan 2011.
- ^ Diner, Cagla; Toktaş, Şule (Mart 2010). "Waves of feminism in Turkey: Kemalist, Islamist and Kurdish women's movements in an era of globalization". Journal of Balkan and Near Eastern Studies (İngilizce). 12 (1): 41-57. doi:10.1080/19448950903507388. ISSN 1944-8953. 10 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Aralık 2021.
- ^ Savran, Gülnur ve Nesrin Tura (Eylül 1996). "'Çağdaşlaşma' söylemine teslim olmayız". Pazartesi. s. 11.
- ^ Arat, Yeşim (2000). "From Emancipation To Liberation: The Changing Role of Women in Turkey's Public Realm". Journal of International Affairs. 54 (1): 107-123. ISSN 0022-197X. 6 Aralık 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Aralık 2021.
- ^ Düzkan, Ayşe (Eylül 1997). "Yerli bir feminizm". Pazartesi. ss. 2-4.
- ^ Girit, Selin (10 Mayıs 2018). "Losing their religion: The young Turks rejecting Islam" (İngilizce). 3 Nisan 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Kasım 2019.
- ^ a b Başörtüsü-türban: batılılaşma-modernleşme, laiklik ve örtünme, Murat Aksoy, Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Bölümü Y. Lisans Tezi ve Kitap Yayınevi
- ^ Demir, Hande Seher (Temmuz 2011). Türkiye'de Din ve Vicdan Özgürlüğü. Adalet. .
- ^ Demir, Hande Seher (2012). "Türkiye'de İnanç Özgürlüğünün Kapsamı ve Sınırlandırılmasındaki Sorunlar". Academia.edu. 17 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Ekim 2012.
- ^ "BAYRAMİYYE". TDV İslâm Ansiklopedisi. 4 Ocak 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Ocak 2023.
- ^ "Le gouvernement turc va restituer des biens saisis à des minorités religieuses". 29 Ağustos 2011. 7 Ekim 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Şubat 2017 – www.la-croix.com vasıtasıyla.
- ^ (PDF). 8 Aralık 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2018.
- ^ a b c d (PDF). 2 Ekim 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2013.
- ^ a b c Amman Bildirgesi ile tanınan Fıkhi mezhepler arasında yer almamaktadır.
- ^ a b The World of the Alevis: Issues of Culture and Identity, Gloria L. Clarke.
- ^ a b c d . 28 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2017.
- ^ Bacqué-Grammont, Jean-Louis. "Notes et documents sur les Ottomans, les Safavides et la Géorgie, 1516-1521". 20 (2). ss. 239-272. doi:10.3406/cmr.1979.1359. 7 Eylül 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Şubat 2017.
- ^ . 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2017.
- ^ İslam Dünyasının Mezhep Haritası ve Nüfus Dağılımı (PDF). Adem ARIKAN. Journal of Islamic Research 2018;29(2):348-79. s. 352. 27 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 4 Ocak 2023.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 7 Mart 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Mart 2023.
- ^ "Rapport Minority Rights Group Bir eşitlik arayışı: Türkiye'de azınlıklar Uluslararası Azınlık Hakları Grubu 2007 Dilek Kurban" (PDF). 27 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 25 Eylül 2018.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 6 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Haziran 2021.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Turkiye de nufusun 95 e yakini Islam dinine mensuptur Ulkedeki Muslumanlarin cogunlugu Sunniligin Hanefi mezhebine baglidir Gunumuzde modern Turkiye yi olusturan bolgede Islam in yerlesik varligi Selcuklularin Dogu Anadolu ya dogru genislemeye basladigi 11 yuzyilin son yarisina kadar uzanmaktadir Bircok anketin sonuclarina gore Turkiye deki Musluman nufusun orani 94 tur Cogunlugu olusturan Sunniligin mensuplarinin disinda kalan Alevilik Caferilik 1 ini olusturuyor ve Nusayrilik gibi mezheplerin mensuplari nufusun 9 unu olusturuyor TarihceAvrupa da Islam ulke nufusunun yuzdesine gore 90 100 AzerbaycanKosovaTurkiye 70 90 ArnavutlukKazakistan 50 70 Bosna Hersek 30 40 Kuzey Makedonya 10 20 BulgaristanKibrisGurcistanKaradagRusya 5 10 AvusturyaIsvecBelcikaFransaAlmanyaGreeceLihtenstaynHollandaIsvicreBirlesik KrallikNorvecDanimarka 4 5 ItalyaSirbistan 2 4 LuksemburgSlovenyaIspanya 1 2 HirvatistanIrlandaUkrayna Islam imparatorluklari 7 ve 8 yuzyillarda Musluman fetihleri sirasinda Arap ordulari Islam Imparatorlugu nu kurmustur Islam in Altin Cagi 8 yuzyilin ortasinda Abbasi Halifeligi nin yukselisi ve baskentin Sam dan Bagdat a tasinmasiyla baslamistir Sonraki donemde Islam Imparatorlugu baslangicta genislemeye devam etti ve Girit i 840 ele gecirdi Abbasi halifeligi daha sonra dikkatini doguya cevirdi Abbasi hukumetinin parcalanmasinin ve Sii rakipleri olan Fatimi ve Buveyhilerin yukselisinin ardindan yeniden canlanan Bizans Imparatorlugu 961 yilinda Girit ve Kilikya yi 965 yilinda Kibris i geri aldi ve 975 yilina kadar Levant a ilerledi Bizanslilar Fatimilerle bolgedeki etki icin basarili bir sekilde rekabet ettiler ancak Selcuklu Turklerinin gelisiyle yerini degistirdi once Abbasi halifeligiyle ittifak kurup daha sonra fiili hukumdarlar olarak hukum surduler 1068 yilinda Alp Arslan ve muttefik Turkmen kabileleri bircok Abbasi topragini geri aldi ve hatta Bizans bolgelerine saldirdi 1071 yilindaki Manzikert Meydan Muharebesi nde buyuk bir zafer kazandiktan sonra dogu ve orta Anadolu ya daha da ilerledi Selcuklu hanedanliginin parcalanmasi sonucunda ardindan gelen daha kucuk Turkmen kralliklari olan Danishmendler Anadolu Selcuklu Sultanligi ve cesitli Atabeyler ortaya cikti ve Hacli Seferleri sirasinda bolgenin kontrolu icin mucadele ettiler ve zamanla Anadolu yu genislettiler Osmanli Imparatorlugu nun yukselisine kadar Osmanlilar On ikinci yuzyilda Sufi tarikatlarina mensup bircok yeni Turk goc dalgasi basladi bazilari sonradan heterodoks inanclari da iceren tarikatlara donustu 1300 lu yillardan sonra Anadolu daki Turklere hitap eden bir Sufi tarikati Safevi yanlisi oldu bu tarikat baslangicta Sunni ve siyasi olmayan bir tarikatti ancak sonradan Sii ve siyasi olarak kuzeybati Iran da temellendi On dorduncu ve on besinci yuzyillarda Safevi yanlisi ve Bektasi gibi benzer tarikatlar dogu Anadolu nun siyasi kontrolu icin Osmanli Imparatorlugu ile rekabete girdi Bektasi tarikati sonradan Sunni Muslumanlarin bir mezhebi olarak kabul edildi ancak heterodoks inanclarini terk etmediler Bunun aksine Safeviler Iran i fethetti heterodoks dini inanclarini terk etti ve On Iki Imamci Sii Islam in savunuculari oldu 1453 yilinda Bizans in baskenti Istanbul un fethi Osmanlilarin Anadolu ve Trakya daki imparatorluklarini guclendirmelerini sagladi Osmanlilar daha sonra Sultan Selim doneminde hilafet unvanini on plana cikardilar Resmi bir kurumsal yapi olmamasina ragmen Sunni dini gorevlileri onemli bir siyasi rol oynadi Adalet dini mahkemeler tarafindan saglaniyordu teoride seriatin kodlanmis sistemi en azindan imparatorlugun Musluman tebaasi icin hayatin her yonunu duzenliyordu Yarginin basi dogrudan sultanin altinda yer aliyor ve sadece buyuk vezirin ardindan gucte ikinci siradaydi Osmanli doneminin basinda Istanbul un buyuk muftusu olan makam sonradan Seyhulislam in seyh veya Islam in lideri makamina evrildi ve imparatorlugun tum mahkemeleri uzerinde nihai yargi yetkisine sahipti ve dolayisiyla seriatin yorumlanmasi ve uygulanmasina yetki sahibiydi Seyhulislam tarafindan aciklanan yasal gorusler kesin yorumlar olarak kabul ediliyordu Sekulerlesme donemiIstanbul daki Sultan Ahmet Camii Osmanli donemi II Mahmut donemi 1808 1839 Aydin Mutlakiyetci Devlet II Mahmut II Mahmut ulemaya yalniz din isleriyle ugrasmalarini hukumet islerinin yalniz padisahin mutlak yetkisine ait bir alanda oldugunu eylemleriyle belirtmistir Ornegin dusunulen vergiler medrese softalarinin askere alinmasi din kurumunun izni alinmadan haciz ve musaderelere girisilmesi vakif islerini ele almasi Frenk adetlerine karsi asiri ilgi gostermesi gibi konularda Seyh ul Islam in verdigi bir muhtirayi yirtarak bu gibi islerin yalniz hukumdar yetkilerine ait oldugunu belirtmistir Bu donemde maarif fen ve nafia Yararli Isler Bayindirlik gibi yeni kavramlarin yenilesme hareketinin ilk onemli gostergelerinden olarak kullanim alanina dahil olmaya basladiklari goruldu Fen ve bunun cogulu olan funun kelimeleri ortaya cikarildi ve kullanildi Ilk bu donemde kullanilmaya baslanan egitim bilgi bilim alanlari ile ilgili bulunan bu sozcukler ilgili bulunduklari alanlardaki gelisme ihtiyacinin bir gostergesi olduklari gibi Tanzimat Donemi yazinina da miras olarak kalmis oldu Bu donemde ilim kelimesi bugunku anlami ile fen bilimlerini degil Kur an Sunnet Icma ve Kiyas siralamasini olusturan fikih vasitasi ile ortaya cikarilan bir din bilgisi ve dinsel hukuk alanini ifade etmekte idi Bu sekilde tesis olunan dinsel bir hukuk olan seriatin kendisini devlet yonetimi uzerinde soz sahibi olmaktan ote bir idare hukuku biciminde tanitmakta olmasi da bu noktada oldukca onemli bir degerlendirmedir Bahsedilen yeni sozcukler ise boyle bir yapiyla ic ice olan ortamda mustakil bir bilimsel bilgi alaninin dogus habercileri olmasi nedeni ile onem tasimaktadir Seyh ul Islam din bilginleri olan ulema adina devlet islerinde fetva makami olarak bulunsa da Bati ulkelerinin tarihinde oldugu gibi tumuyle bagimsiz bir yapi yerine atamasi ve azli padisah tarafindan yapilan bir devlet makami olarak sultanin emirleri altinda olmuslardir Munevver yani aydin kelimesinin bu sozcuklerin ardindan ayni donemde ortaya cikisi bu cabalarin dusun alaninda sistemlesmeye baslamasi olarak degerlendirilebilir 1824 yilinda II Mahmut tarafindan cikarilan ferman ilkogretimi zorunlu hale getirmis olmakla birlikte ilk egitim alaninda II Mahmut doneminde baska bir gelisme olmamistir Ancak o zamana kadar yaygin egitim devletin dogrudan ilgilenmedigi ve vakiflar eline birakilmis bir alan olarak bulunmakta idi Fermanda dikkat ceken bir husus bu zorunlu egitimin amacinin cocuklarin dunya hayatina degil ahret hayatina hazirlanmalari amacini belirtiyor olmasidir Bu nedenle Tanzimat Donemi boyunca dahi ilkogretim tumuyle medrese cikisli din adamlarinin elinde bulundu 1827 yilinda ilk Tip Okulu ve Tibbiyenin ilk bicimi olan Tiphane 1835 te Yeniceri Ocagi nin yerine Harbiye okullari acildi 1838 yilindaki ferman ile ilk defa 1839 da acilan Rusdiye Orta Mektepleri ile rust yasinda bulunan cocuklarin devlet memuriyetine hazirlanmalari saglandi II Mahmut doneminde devlet ve din isleri ayrilmaya calisilirken yeni ve bilimsel bilgi agirlikli egitim veren okullar acilmis olmakla birlikte egitimde ilkogrenim vakiflara bagli medreseler elinde birakildigindan koklu bir degisim olmamistir Tanzimat donemi 1839 1876 Sultan I Abdulmecit Tanzimat oncesinde II Mahmut un yillarina kadar Osmanli egitim sistemi Topkapi Sarayinda bulunan Enderun Okulu ordu icinde bulunan Yeniceri Ocagi 1826 ya kadar ve yaygin olarak ise Ilmiye Sinifinin elinde bulunan medreselerden olusmakta idi Ronesans ile birlikte Avrupa da baslayan yeni donemde inceleme arastirma ve deneysel yontemlere dayanan ogrenim bicimleri gelistirildi Kilisenin dinsel ogretisi ile birlesmis skolastik yontemlere karsi duruldu akilcilik one cikarildi Bunu bilim alaninda yeni buluslar ve idare alaninda yeni yontemler takip etti II Mahmutʼun 1 Temmuz 1839 da vefatindan bir gun sonra tahta cikan oglu I Abdulmecit in 4 ay sonra 3 Kasim 1839 da Gulhane Parkinda ilan ettirdigi Gulhane Hatt i Humayunu ile Tanzimat Donemi basladi Tanzimat sozcugu duzen nizam verme anlamina gelen tanzimin cogulu olup duzenlemeler anlamina gelmektedir Bu ferman ulkenin zayiflama ve geri kalmasini acik bir bicimde seri yasalardan uzaklasilmis olmasina baglamaktadir Bununla birlikte veya buna ragmen ferman ile ilan olunan yenilesme hareketlerinde ilk islemin ceza hukuku alaninda baslamis olmasi konunun anayasallasma surecinin bir parcasi olmasi kadar din ve devlet iliskilerinde yeni bir surecin yasal yapida baslangici olmasi bakimindan da dikkat cekicidir Ahmet Cevdet PasaDin ve hukuk alanina iliskin reformlar Tanzimat Fermani nin ilan olunmasindan bir yil sonra 1840 ta donemin ilk yenilesme hareketlerinden olarak fermanda belirtilen suc ve cezalarda yasallik vurgusunun sonucu olarak ceza alaninda yasalasmanin temini icin bazi maddeleri Fransiz Ceza Hukukundan alinan Ceza Kanunu kabul edildi 1850 yilinda ilk Ticaret Kanunu cikarildi Bu kanun mevzuat acisindan ticari yasami bir duzene kavusturdu ve daha once ticari teamul kurallarinin uygulanmasinin yarattigi keyfilige son verdi Geleneksel yargi organi olarak korunan yaninda ticaret ve ceza davalarini gormek uzere laik yapisi ile tesis edildi Bundan once 1801 de gumruklerde kurulmus olan Ticaret Meclisleri Gumruk Emini nin baskanliginda ticaret davalarina bakmaya baslamisti Islerin duzenlenmesi icin gerekli olan mevzuat Ahmet Cevdet Pasa tarafindan Mecelle adi altinda derlendi Onceden beri ecnebi taraflar arasinda ortaya cikan uyusmazliklara bakmakta olan Konsolosluk Mahkemeleri ile farkli inanislardan olan yurttaslarin aile ve miras islerindeki uyusmazliklarini goturebildikleri kendi ruhani onderleri tarafindan gorulen Cemaat Mahkemeleri de varliklarini surdurdu Ayrica vakiflarla ilgili davalara bakmak uzere Evkaf Mahkemesi kuruldu Tanzimat doneminde onceden var olan cok hukuklu sisteme bir de ic isler olarak tanimlanabilecek yapidaki ikilesme Ser iye ve Nizamiye Mahkemeleri olarak eklenmis oldu Din ve egitim alanina iliskin diger reformlar Ilk ornekleri 1839 yilinda acilan Rusdiye Orta Mekteplerine ek olarak 1840 ta Okulu acildi Bu okul iki bolume ayrilarak birincisi Maarif i Adliye ikincisi edebi bilimler ile ilgili egitim vermek uzere Maarif i Edebiyye Mektebi adini aldi Bu okullar ve diger rustiye mektepleri bu donemde adindan cokca bahsedilen fen sanayi nafia maarif alanlarinda uzmanlasmaya yonelik degil ortaegitim uzerinden memur yetistirme amacina hizmet ettiler Rusdiye Mekteplerinden mezun olmak memur olmak icin getirilen kosullardan oldu Bu donemde acilan okullardan en cok mulkiye ve hariciye memurlari yetistirildi Egitimin cagdaslastirilmasi cabalarinin urunu olarak ortaya cikan ogretmen yetistirme ihtiyacina cevap vermek uzere 1848 de Mektebi ve kiz ogretmen yetistirmek uzere 1870 te adi ile ogretmen okullari kuruldu Bu zamana kadar kizlarin mahalle mektebinde sadece dinsel nitelikli egitim almalari biciminde surdurulen geleneksel uygulamaya son verilmis oldu Tibbiye adini alan Tip Okulu ilk mezunlarini 1843 yilinda verdi 1869 da cikarilan Maarif i Umumiye Nizamnamesinin 79 ve 129 Maddelerine gore Istanbul da cagdas anlamda teskil edilecek ilk universitenin kurulmasi ve bu universitenin Edebiyat Hukuk ve Fen Fakultelerini barindirmasi kararlastirildi 20 Subat 1870 te Darulfunun adi ile acilisi yapilan universitenin acilisinda konusan Safvet Efendi ulkenin geri kalmis olmasini ilk iki yuzyili icinde bilim ve fen alanlarina gosterilen ilgi saygi ve tesvikin sonralari devam etmemis olmasina baglayarak Darulfunun un iste bu eksikligi kapatacak nitelikte olacagini belirtti Basvurular arasindan tespit edilen 450 ogrencinin cogunlugunu medrese cikisli talebeler olusturdu Ancak acilista konusan kendisini Afgani lafzi ile tanitan bir Iranli olan Cemaleddin Afgani nin heretik olarak yorumlanan konusmasi medrese talebeleri ve ilmiyenin tepkilerine neden oldugundan Cemaleddin ulke disina surgun edildi ardindan okul kapatildi Medreselilerin Cemaleddin uzerinden gosterdigi tepkilerin gercek hedefinin fen okullari oldugu yorumlari yapildi Cemaleddin in ulke disina gonderilmesine ragmen okul kapatildi Istanbul dan gittigi Misir da unlu Misirli talebesi Muhammed Abduh u yetistirdi Tanzimat Doneminde sibyan ilk mektepleri ve medreseler devam etmekle birlikte yeni kurulan Rusdiye Orta Idadi Lise Sultaniler Lise ve Yuksekokul ve Darul Funun Universite gibi egitim kurumlari Maarif Nezaretine baglandigindan bu donemin egitim alaninda da hukuk alaninda oldugu gibi ikili bir yapi dogdu Din isleri ve kismen gorulmeye devam eden adliye isleri gibi sibyan mektepleri ve medreseler eliyle gorulen egitim isleri onceden oldugu gibi Mesihat a yani Seyhulislama bagli bulunmaya devam etti Seyhulislama bagli okullar dini agirlikli egitim vermeye devam ederken Maarif Nezaretine baglanan yeni okullarda dini egitim de bulunmakla birlikte yeni duzene gore Batili tarzda egitim verildi Kanun u Esasi Donemi 23 Aralik 1876 20 Nisan 1924 Kanun u Esasi nin mimari Mithat Pasa V Murat in akil rahatsizliginin bas gostermesi uzerine Sehzade olan II Abdulhamit kendisi ile gorusmeye gelen Mithat Pasa ya tahta cikma karsiligi bir temel yasanin olusturulmasi yani Kanuni Esasi yi ilan etme sozu verdi Hatta sartsiz bir sultanligi kabul etmeyecegini de gorusmesinde sozlerine ekledi Tahta ciktiginda Kanun u Esasi nin hazirlanmasi isini Mithat Pasa nin basinda bulundugu bir komisyona havale etti Mithat Pasa yaklasan Tersane Konferansi nda katilimci ulkelerin Osmanli ya karsi uygulayacaklari baskiyi durdurmak icin Konferanstan once Kanun u Esasi yi hazirlama isini tamamlamaya calisti 23 Aralik 1876 da ilan olunan Kanun u Esasi ye ragmen Tersane Konferansi nda cikan kararlarin Osmanli tarafindan kabul edilmemesi uzerine 24 Nisan 1877 de 93 Harbi olarak bilinen Osmanli Rus Savasi basladi Ruslar Yesilkoy e kadar geldiklerinde imzalanan baris andlasmasindan sonra II Abdulhamit Kanun u Esasi yi yine ayni kanunun 7 Maddesine gore 31 Ocak da Ruslarla imzalanan Edirne Mutarekesi nden sonra 13 Subat 1878 de tatil ettigini acikladi Osmanli Rus Savasi ile gecen iki yillik sure I Mesrutiyet donemi olarak anildi I Mesrutiyet Donemi 23 Aralik 1876 13 Subat 1878 Meclis i Mebusan in acilisi 1876 23 Aralik 1876 da Beyazit Meydani nda Corluluzade Celaleddin Pasa tarafindan okunarak ilan olunan Kanun u Esasi Osmanli Imparatorlugu nun ilk temel yasasi olmasi ve buna dayanarak meclisli bir donemin baslamis olmasi nedenleri ile ilk anayasal donem olarak kabul edilmektedir Kanun u Esasi anayasallasma surecinde tasidigi onemle birlikte din devlet iliskilerinde ileriye donuk belirgin bir gelisme saglamadi Daha cok din ve devlet islerini ic ice geciren bir yapi getirdi Kanun u Esasi toplam 121 maddeden mutesekkil olarak olusturuldu II Abdulhamit komisyonun calismalari bitirmeye yaklastigi anlarda sultana sakincali gordugu kisileri herhangi bir yargilama olmaksizin surgun etme hakki veren bir maddenin ilave olunmasini istedi Bu madde ilave olunmadan taslagi onaylamayacagini da belirtti Boylece 113 Madde ilave olundu 4 Madde padisahi dinin hamisi olarak tanitiyordu 35 Madde ise padisaha secimle gelecek Meclis i Mebusan ile Vukela arasinda ihtilaf olmasi halinde Vukela heyetini degistirme ve veya Meclis i Mebusan i fesh etme yetkisini veriyordu 5 Subat 1877 de II Abdulhamit daha once Sadrazamliga getirdigi Mithat Pasa yi azlettigini bildirerek surgune gonderdi II Abdulhamid Kanun u Esasi de yer alan 7 maddeye dayanarak 1878 de Kanun u Esasi yi tatil ettigini bildirince I Mesrutiyet olarak anilan donem sona erdi II Mesrutiyet Donemi 24 Temmuz 1908 11 Nisan 1920 Mithat Pasa nin Sisli de Abide i Hurriyet teki anit mezari II Mesrutiyet doneminde padisaha baglilik anlayisindan padisahin anayasaya bagliligi esasina gecildi II Mesrutiyet i hazirlayan Turkculuk muasirlasma ve Batililasma gibi akimlarin II Abdulhamid in gelenekciligi temsil eden ve bunu kuvvetlendiren Arapcacilik ve Islamciligina tepki ile gelistigini belirtmek yerinde bir tespit olur 1916 da Seyhulislam kabineden cikarildi Tek eslilik halen gundem konusu olamasa da erkeklerin ikinci bir kadinla evlenebilmeleri icin ilk esin rizasinin sart kosuldugu yeni aile hukuku nizamnamesi 1917 de cikarildi Kiz liseleri acildigi gibi kizlarin universiteye gidebilmeleri saglandi Kadin devlet memuriyetine girmeye basladi 13 Nisan 1909 da cikan 31 Mart Vakasi isyaninda gelismelerden ve yonetimden memnun olmayanlar Meclis i Mebusan i bastilar Din elden gidiyor propagandasinin etkisinde kalanlar Adliye Naziri ile bazi milletvekillerini katlettiler ve seriat yonetimine donulerek mesrutiyete ve uygulamalarina son verilmesini istediler Bu olay uzerine Selanik te olusturulan Huseyin Husnu Pasa nin komutani ve Mustafa Kemal in de Kurmay Subayi oldugu Hareket Ordusu Istanbul yakinlarinda komuta degisikligine giderek Mahmut Sevket Pasa nin komutasinda ve Enver Bey in Kurmayliginda sehre girdi ve asileri tedip etti 22 Agustos ta Kanun u Esasi nin 21 Maddesinde degisiklikler yapilarak parlamenter yonetime gecildi Padisahin yetkilerinde kisitlamalar yapilarak Padisahin da anayasaya yani Kanun u Esasi ye bagliligi getirildi Padisaha yargi kararina gerek duymadan surgun yetkisi taniyan 113 Madde kaldirildi Yasama yurutme ve yargi guclerinin birbirinden ayrildigi Kuvvetler Ayriligi ilkesi benimsendi Ancak bu ilkenin tam olarak yerlesebilmesi 1961 Anayasasi ile saglandi II Abdulhamid rejiminin sansurleri sona erdiginden II Mesrutiyet doneminde egitim alaninda bircok gorus ortaya koyan yazilar yazildi Nitekim anayasal gelismeler teokratik saltanattan mesruti sisteme oradan da laik cumhuriyete dogru bir cizgi izlemistir Cumhuriyet donemi ve Ataturk devrimleri Devrimcilik niteligi Din Devleti gorusune karsilik Ulus Devleti gorusunun zaferi cagdaslasma yolunda birbiri arkasindan gelecek bir dizi reformun kapisini acmis oluyordu Bunlarin baslicalari hukuk egitim yazi dil ve genel olarak yasam ve kultur alanindaki degismeler olmustur Bunlar yeni perspektif icinde Cumhuriyet devrimleri olarak tanimlanirlar cunku onlara hala karsi olanlar bulundugu halde kosullar bu degisikliklere girisilmesini adeta kendiliklerinden zorlar ve bir onderin kilavuzlugunun rotasini cizerler Saltanat ve Hilafetin Kaldirilmasi Turkiye nin ilk cumhurbaskani Mustafa Kemal Ataturk yaninda Ismet Inonu Fevzi Cakmak ve kadrosunun diger uyeleriyle birlikte TBMM den cikiyor 29 Ekim 1930 Saltanat dunyasal bir egemenlikten baska bir sey degildi Egemenlik ulusa gectigi icin saltanat diye bir sey artik yoktu Mustafa Kemal Efendiler egemenlik hicbir ulusa hicbir zaman ulema tartismalari ile verilmemistir Egemenlik hep guc kullanilarak zorla alinir Turk ulusu elinden alinan egemenligi simdi kendi eline almis bulunuyor Bu bir gercek Onumuzdeki sorun bunun ulusun elinde birakilip birakilmayacagi sorunu degil sadece bu gercegi ilan etme sorunudur Anlamazlarsa dogal olan nasilsa olacaktir su farkla ki belki birkac kafa kesilecektir 25 Subat 1924 te Mecliste din ve devlet ayrimi teklifi tartisilmaya baslandi Onergede hilafetin kaldirilmasi Ser iye ve Evkaf Vekaleti nin medreselerin kaldirilmasi maddeleri de vardi 25 Subat tan 3 Mart a kadar suren tartismalardan ve Adliye Bakani Seyyid Bey in hilafet hakkinda bilgi veren soylevinden sonra bu teklifler Meclis te kabul edildi Hukuk devrimi ve cagdas hukuk duzeninin olusturulmasi Ataturk Cankaya Kosku ndeki kutuphanede 16 Temmuz 1929 Din ve devlet islerinin birbirinden ayrilmasi yolunda hukuk alaninda yapilan devrimler ve yenilikler Cumhuriyet doneminin ve yeni Turkiye nin en onemli cagdaslasma hamleleri olarak ceza hukuku ve medeni hukuk duzenlemeleri ile gerceklestirildi Kadin veya erkek veya kisisel kanaatlerine bagli olmaksizin tum vatandaslarin esit yasal haklara sahip olmalari ve hukuk birliginin tesis edilmesi bu alanlardaki duzenlemeler ile gerceklestirildi Gerceklestirilen Hukuk Devrimi ile Sened i Ittifak tan bu yana devam eden Anayasallasma Sureci tamamlandi hem hukuk hem de egitim alanlarinda Tanzimat ile birlikte olusturulan ikili yapilara son verildi ve Cagdaslasma Sureci temellerine oturtuldu Ataturk Devrimleri nin temel tasi olan Laiklik Devrimi 3 Mart 1924 te hilafetin ilgasi ve Ser iye ve Evkaf Vekaleti nin kapatilmasi ile baslatildi Muteakiben 8 Nisan 1924 te 469 sayili yasa ile kapatildilar Bunu 4 Ekim 1926 da Turk Medeni Kanunu nun kabul edilerek ek 864 sayili Tatbikat Kanunu ile Mecelle nin lagvedilmesi takip etti ve boylece Laiklik Devrimi hukuki ve kurumsal butunluge kavusturuldu 1924 Anayasasinda 5 Aralik 1934 tarihinde yapilan degisiklik ile otuz yasini tamamlayan kadin veya erkek her vatandasin milletvekili olabilecegi belirtilmistir Turkiye ulusal bir devlet olarak kurulmustur Yani toplum kendi kaderi hakkinda karar verebilme erkine sahiptir ki buna Turk Ulusu denir Ulus devletin ne bir tebaasi ne bir irk ne de bir ummettir Ulus haklarini akla gore duzenleyen toplumdur Bu bakimdan egemenligin kayitsiz sartsiz ulusun olmasi demek devletin laik olmasi demektir Bazi cevreler Turk Hukuku nda laikligin bir taniminin olmadigini iddia etmektedirler Oysa Anayasanin 24 maddesi laikligi rasyonalist felsefenin cozumlemesine gore tanimlamistir Kimse Devletin sosyal ekonomik siyasi veya hukuki temel duzenini kismen de olsa din kurallarina dayandirma veya siyasi veya kisisel cikar yahut nufuz saglama amaciyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularini yahut dince kutsal seyleri istismar edemez ve kotuye kullanamaz Turkiye Cumhuriyeti Anayasasi Madde 24Din ve laik egitim 20 Eylul 1928 Basogretmen Gazi Mustafa Kemal Kayseri de halka yeni Turk alfabesini tanitirken Tevhidi Tedrisat yasasi ile egitimin tumuyle devlet ve yasa denetimi icinde bulunmasi saglanmistir Cumhuriyet donemi devrimlerinin hukuk alani yaninda onemli bir yer tuttuklari oteki alan egitim alanidir Bu alanin devrimci ilkeye gore cagdaslastirilmasi isi hukuk alaninda oldugundan daha cok sayida sorunlarla doludur Hukuk alaninda oldugu gibi bu alanda da temel ilke egitimi birlestirme ve butunlestirme ilkesidir Bunun bir yani musluman halkin egitim kurallarindaki ikiligin kaldirilmasi oteki yani ozellikle musluman olan ya da olmayan ilkegitimin devlet yetkisi alani icine alinmasi ulusal egitim kavraminin getirilmesidir Bu yonun acilisinda da Ataturk un onderligi basta gelir Haziran 1921 gibi erken bir tarihte bir egitim kongresindeki konusmasinda soyledigi su sozler bunu iyi yansitir Bu savas yillari icinde bile dikkatle hazirlanmasi gereken programlari gelistirmeliyiz Butun egitim sistemimizin verimli olarak calisacagi temelleri hazirlamaliyiz Benim inancima gore ulusumuzun geri kalisinda geleneksel egitim yontemleri en buyuk etken olmustur Ulusal egitimden soz ettigim zaman butun geleneksel inanclardan Dogu dan ya da Bati dan gelen butun yabanci etkilerden arinmis ulusal niteligimize uyan egitimi anliyorum Din ve laik hukuk Ana madde Laik hukuk dd ve kurumu Cumhuriyet doneminde dinin devlet hukuk ve egitim alanlari ile iliskisini net bir sekilde belirleyici olarak ortaya koymasi bakimindan oldukca onemlidir Cunku bu kanunun birinci maddesi Muslumanlik kurallarini muamelat yani islemler ve inanclar ile ibadetler olarak iki bicimde degerlendirmistir Bahsedilen ilk alanin Buyuk Millet Meclisi nin yasama yetkisi altinda oldugunun belirtilmesi ile dinsel inanis ve esaslarin devlet ve idare alani icinde belirleyici olmasinin onune gecilerek seri hukuk sistemine son verilmistir Ancak ibadetler ve inanc esaslari gibi diger konular Diyanet Isleri Baskanligi nin konusu olmustur Hukuk cercevesi icinde Din uzerinde uc alanda kisitlama bulundugu gorulur Birincisi na gore mezhep ya da tarikatlere dayali cemiyet kurulamamasidir Bu madde Medeni Kanun daki Dinsel Tesisler Kurulabilecegi ilkesinin daha genis bir cerceve icinde bakilmadigi takdirde yanlis yorumlanmasini onleyecek niteliktedir Bu madde ayrimci olmayan herkesin katilabilecegi ornegin cami yapimi ve onarimi icin hayrat isleri meslek yardimlasmasi din yapitlari meydana getirme gibi amaclarla cemiyet kurulmasini yasaklamaz Ikici kisitlama belirli bir din grubundan destek saglama amaci olan siyasal parti kurulamamasidir Ornegin bir Katolik Partisi bir Musluman Partisi bir Islam birligi ya da Islam Devleti partisi Alevi ya da Yahudi partisi gibi bir parti Turkiye de kurulamaz Ucuncu kisitlama 1949 da Ceza Kanunu nda yapilan degisiklerle de pekistirilen ve Anayasanin Laiklik Ilkesine Aykiri olan devletin sosyal ekonomik politik hukuksal nizamlarini kismen de olsa din esaslarina gore degistirmeyi guden eylemlerin suc sayilmasidir Ataturk devrimlerinin iki temel tasi Layisizm ve Egitim Birligidir Millet butun dunya islerinde ne seriat ne de herhangi bir ideolojinin baskisinda olmayarak yalniz gunun sartlari icinde kendisi icin en yararliyi dusunerek karar verir Oz Ataturkculuk budur 1924 1960 yillari arasindaki yasama calismalarina ev sahipligi yapan Cumhuriyet Muzesi Turkiye nin laik bir devlet olarak dogusunun ilk asamasi olarak kabul edilebilecek halifelik makaminin ve Ser iye Din Isleri ve Evkaf Vakiflar Vekaleti nin 1921 tarihli Teskilat i Esasiye isimli anayasasi ile kaldirilmasindan sonra diger pek cok reformun temeli olma niteligi kazandi Devlet ve din islerinin tam ayrimi 5 Subat 1937 tarihinde Turk Anayasasina dahil edilerek laiklik devrimi anayasal gelisimini kazandi Din ozgurlugunun durumu Anayasa din ozgurlugunu saglamaktadir ve Hukumet genellikle bu hakki uygulamada saygi gosterir ancak Hukumet laik devletin korunmasi ve devletin tum inanclardan uzak durmasi amaciyla genellikle kamu kurumlari ve devlet isletmeleri universiteler de dahil olmak uzere tum dini ifadelere bazi kisitlamalar getirir Anayasa ulkeyi laik bir devlet olarak belirler ve inanc ozgurlugu ibadet ozgurlugu ve dini fikirlerin ozel yayilmasi icin hukumler icerir Ancak laik devletin butunlugu ve varligina iliskin diger anayasa hukumleri bu haklari sinirlar Dinin korunmasi anlaminda olan laiklik devleti korumak icin onemli bir rol oynar Cogu laik ulkede dini okullar ve egitim sistemi olmasina ragmen Turkiye de bir kisi ancak devletin belirledigi bir yasta din dersleri alabilir Turkiye nin Musluman dunyasinda oldukca laik bir ulke olmasi nedeniyle bu durum bir gereklilik olarak kabul edilir yani laikligin kurulmasi icin gereken kosullarin Hristiyan dunyasinda olanlardan farkli oldugu iddia edilir Ozel dini okullarin ve universitelerin hangi dine ait olursa olsun kurulmasi yasaklanmistir Sadece devlet kontrolundeki Imam Hatip liseleri izin verilmistir ve bunlardan sadece Islam toplulugu Turkiye de yararlanir Bu tur liseler dini konulari modern pozitif bilimlerle birlikte ogretir Ancak bu okullarin mezunlari tip hukuk muhendislik gibi baska bir alanda yuksek ogrenim gormek icin universiteye gidemez cunku bu okullarin mezunlari din adamlari olmaya yonlendirilmistir doktor veya avukat olmalari degil Okullarda artan fundamentalizm ile birlikte Turkiye de 2012 den bu yana bir Imam Hatip e donusumle ilgili olarak 370 den fazla Turk okulu Turkiye Lise Ogrencileri Birligi nin TLB siyasi bir bildirisine imza atmistir ve okullarda anti laiklik olarak algiladiklari seye karsi itirazlarda artis olmustur Bircok ebeveyn okullarin Imam Hatip e donusmesi icin artan baskidan sikayetci olmustur Hukumet ulkenin 75 000 kayitli camisini duzenlemek ve yerel ve il imamlarini devlet memuru olan sivil hizmetlileri istihdam etmek suretiyle Musluman dini tesisleri ve egitimini Diyanet Isleri Baskanligi araciligiyla denetlemektedir Bazi gruplar ozellikle Aleviler Diyanet in diger inanclari dislayarak ana akim Islami inanclari yansittigini iddia eder Hukumet Diyanet in hizmet talep eden herkese esit davrandigini iddia eder Ancak Aleviler ibadet torenlerinde cami ve imamlardan yararlanmazlar Alevi torenleri Cemevlerinde gerceklestirilir ve bu torenler Dedeler tarafindan yonetilir ancak bu Dedeler Diyanet in butcesinden yararlanmaz Diyanet ve laiklik Sabanci Merkez Camii Adana Ataturk doneminde laiklik yonunde yapilan reformlar tamamlanmistir Ancak Turkiye Fransa gibi bir laik devlet degildir gunumuzde din ile hukumet soylemi arasinda ayrim yoktur devlet tarafindan dine yonlendirme yapilmaktadir din adina devlet tarafindan sansurler uygulanabilir bkz RTUK Ancak herkes dini inanclarindan ozgurdur Diyanet adi verilen kurum 77 500 camiyi yonetir Bu devlet kurumu Ataturk tarafindan kurulmustur 1924 ve sadece Sunni Musluman ibadetini finanse eder Diger dinler kendi mali surdurulebilirligini saglamak zorundadir ve faaliyetleri sirasinda idari engellerle karsilasabilirler Diyanet 1924 yilinda kurulan resmi bir devlet kurumudur ve Kur an egitimi saglamak icin calisir ayrica yaklasik 75 000 farkli camiye haftalik hutbeler hazirlar Ayrica Diyanet Turkiye deki tum imamlari istihdam eder Vergi toplanirken tum Turk vatandaslari esittir Vergi orani din temelinde degildir Ancak Diyanet araciligiyla Turk vatandaslari gelirin kullaniminda esit degildir 2012 yilinda butcesi 2 5 milyar ABD dolarini asan Diyanet yalnizca Sunni Musluman ibadetini finanse eder Bu durum Islam in haram kavrami araciligiyla teolojik bir problem sunar cunku Kuran En am Suresi ayet 152 de tarti ve olcude adaletle tam olcu ve tam tarti yapmanizi emreder Alevi Bektasi Bayrami Celveti Halveti Gulseni Cerrahi Nasuhi Rahmani Sunbuli Ussaki Hurufi Rufai Malamati Mevlevi Naksibendi Halidi Haqqani Kadiri Galibi ve Caferi Muslumanlari gibi tasavvuf tarikatlari resmi olarak taninmamaktadir Turkiye de basortusu yasagi Disari cikarken ortunuyor musunuz 2011 2021Hayir 37 41 Evet basortusu takiyorum 53 48 Evet turban takiyorum 9 10 Evet carsaf takiyorum 1 1 Basortusu yasagi basta universite ogrencilerine yonelik olmak uzere butun kamu ve bazi ozel kurumlarda kadin calisanlara uygulanan basortu yasagi ile bu yasagin sosyal ve siyasal etkileri etrafinda yasanan tartismalar Siyasal Islam in simgesi oldugu iddia edilen basortusunu kamusal alanda yasakladigi iddia edilen mahkeme kararlari bu sorunun on ayagini olusturmaktadir 12 Eylul 1980 Darbesi sonrasinda cikarilan ve yaklasik 31 yil yururlukte kalmis olan Kamuda Kilik Kiyafet Yonetmeligi nedeniyle kadinlar bazi kamu kurumlarinda basortuleriyle calisamadi Basortusu yasagi cesitli ilk ve ortaogretim okullarinda ve cesitli universitelerde herkes icin gecerliydi Mahkemeler devlet daireleri ve diger resmi kurumlarda ogrenciler isciler ve kamu gorevlileri icin gecerliydi Ancak ilk ve ortaogretim okullarinda ve bazi universitelerde okula ziyaretci ya da veli olarak gelenler icin sorun yoktu Kamu kurumlarinda ise calisanlara uygulanan bu duzenlemeler hizmet alanlar icin gecerli degildi Benzer sekilde mahkemelerde yasak sadece yargiclar avukatlar hukukcular ve diger iscileri kapsamaktaydi Askeri kurumlarda ise bu yasak en genis sekliyle uygulandi Kimlik surucu belgesi ve pasaport gibi resmi belgeler uzerinde basortulu ve turbanli fotograf serbestti Ancak cesitli universitelerin uygulamalarinda kayit belgeleri gibi resmi belgeleri uzerinde basortulu ve turbanli fotograflar yasakti Turkiye de bu yasaklarin ozellikle bazi universitelerde ogrencilere yonelik uygulanmasi cok yogun ve tartismali olmustur Basortusu yasagi 1990 li yillardan itibaren Turkiye deki feministler arasinda da hem bir mucadele hem de catisma ve tartisma konusu olmus kimi feministler ergin kadinlarin ifade ozgurlugu ve oznelesmesi kapsaminda basortusu yasagina karsi cikarken bazi feministler basortusu yasagini yerinde bulmuslardir Cumhuriyet doneminde basortusu hicbir zaman tamamen yasaklanmadi 1960 larin sonu ve 1970 lerin basinda basortusu giyen universite ogrencisi sayisinda onemli olcude artma oldu 1984 yilina kadar seyrek olaylar yasansa da basortusu konusunda genel bir kisitlama olmadi 1984 yilinda cesitli universitelerde kilik kiyafeti duzenleyen uygulamalar yururluge girdi ama 1980 ler ve 1990 lar boyunca duzenlemeler yaygin degildi ve cok sayida ogrenci mezun oldu AIHM konuya iliskin uc karar vermistir Bunlar Karaduman Bulut ve Sahin kararlari olmus mahkeme Turkiye de basortusu ve kilik kiyafeti duzenleyen uygulamalar hakkinda Turk makamlarinin daha dogru bir degerlendirmede bulunacagini hukmetmistir AIHM nin davalara iliskin karar ve yorumlari donemin Turk makamlarinin karar ve yorumlariyla paralel olmus kilik kiyafeti duzenleyen kararlar AIHM kararlarinda inanc ozgurlugune aykiri bulunmamistir Islam mezheplerinin Turkiye deki dagilimiTurkiye de Muslumanlarin mezhepsel dagilimi kaynak belirtilmeli Sunni Hanefi 51 Alevi Bektasi Sufi 29 Sunni Safii 7 Sii Caferi 7 Mezhepsiz Musluman 5 Nusayri 1 Anadolu daki mevcut resmi Islam mezheplerine bagli olan halkin kendine ozgu gelistirdigi Islam inancinda Ahmed Yesevi Yesevilik Rumi Mevlevilik Haci Bektas i Veli Bektasilik ve Haci Bayram i Veli Bayramilik gibi tarikat onderlerinin ogretilerinin izlerine yogun olarak rastlanmaktadir Turkiye deki Islam mezheplerinin vaziyeti Islam mezhepleri Musadere onlemleri Resmi anayasal taninma veya uluslararasi antlasmalar Ibadet yerlerine yapilan hukumet yardimiSunni Islam Hanefi Maturidilik Sunni Islam Safi i Es arilik Hayir Evet Diyanet yoluyla anayasanin 136 maddesi geregi Evet Diyanet yoluylaKizilbas Aleviler Alevi inanci Evet Hayir Onbesinci yuzyil baslarinda Osmanli Imparatorlugu nda Alevilere yapilan haksizliklar nedeniyle Aleviler kafasina Kizilbaslik giyen Sah Ismail i desteklediler Gunumuzde Alevi ibadet yerleri olan Cemevi resmi ibadethane olarak taninmamaktadir HayirAlevi Bektasiler Hayir 1826 yilinda Yeniceri Ocagi nin lagvedilmesiyle Bektasi tekkeleri kapatildi Imamiye i Isna aser iyye Caferi Onikicilik Hayir HayirGhulat i Sia Nusayri inanci Hayir HayirGhair Mukallid ve Kur ancilik Sunnilik Aksam vakti Sultan Ahmet Camii Turkiye nin Musluman nufusunun 60 i Sunni olarak bilinmektedir kaynak belirtilmeli Turkiye deki Turk ve diger etnik gruplardan olan Sunnilerin cogunlugu Hanefilik mezhebine mensuptur Turkler arasinda Safii mezhebine mensup olana pek rastlanmamaktadir Kurtler in ise buyuk bir bolumu Safii mezhebinden olup az bir kismi Hanefi mezhebini takip etmektedir 2014 yilinda Diyanet Isleri Baskanligi nin yaptigi arastirmaya gore Turkiye de Malikilik i takip edenlerin orani binde 3 Hanbelilik i takip edenlerin orani ise binde 1 dir Diger Islam inanclariMusluman nufusun icerisinde sayica Sunnilerden sonra gelen kesimler Aleviler ve Siilerdir Alevilik Turk tarihinde onemli bir rol oynamistir Aleviler cogunlukla Tunceli Malatya Sivas Corum Kahramanmaras Erzincan Istanbul Ankara ve Turkiye nin diger buyuk sehirlerinde bulunurlar Nufusun 4 u yaklasik 3 milyon Caferi dir Diyanet Isleri BaskanligiDiyanet Isleri Baskanligi 3 Mart 1924 tarihinde Mustafa Kemal Ataturk un emriyle 429 Sayili Kanunla Turkiye Basbakanligi na bagli bir teskilat olarak kurulmustur Diyanet Isleri Baskanligi Islam dininin inanclari ibadet ve ahlak esaslari ile ilgili isleri yurutmek din konusunda toplumu aydinlatmak ve ibadet yerlerini yonetmekle gorevlidir Turkiye de camilerTurkiye Cumhuriyeti Diyanet Isleri Baskanligi nin 2016 yili istatistik verilerine gore Turkiye de 89 445 adet cami bulunmaktadir Yalniz Istanbul da 3 530 cami ve 120 turbe bulunmaktadir Turkiye nin en meshur camilerinden biri Sultan Ahmet Camii dir Kutsal gunlerRamazan Ramazan Bayrami Kurban Bayrami Kadir Gecesi Mevlid i Serif Regaip Kandili Mirac Kandili Berat Kandili 14 Masum u Pak Asure Gunu Muharrem Orucu Matem OrucuEzanTurkiye de duzenli vakitlerle gunde 5 kere ezan ile insanlar namaza cagrilmaktadir Ezan muezzin tarafindan okunmaktadir Turkiye nin Islam dunyasindaki roluTurkiye Islam Isbirligi Teskilati nin IIT kurucu uyelerinden biridir Bazi Islami kuruluslarin merkezleri Turkiye de bulunmaktadir Turkiye Istanbul da Islam Konferansi Genclik Forumu icin Diyalog ve Isbirligi Merkezi ICYF DC Istanbul da Islam Tarih Sanat ve Kultur Arastirma Merkezi IRCICA Ankara da Islam Ulkeleri Istatistik Ekonomik ve Sosyal Arastirma ve Egitim Merkezi SESRIC gibi Islami kuruluslarin merkezlerine ev sahipligi yapmaktadir Kaynakca Aktas Vahap 1 Ocak 2014 Islamization of Anatolia and the Effects of Established Sufism Orders The Anthropologist 17 1 147 155 doi 10 1080 09720073 2014 11891424 ISSN 0972 0073 22 Kasim 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 27 Ekim 2020 Nisanci Zubeyir 21 Mart 2023 Ayse Betul Aydin Hatice Nur Keskin Ed Faith and Religiosity in Turkiye PDF Ingilizce ISBN 978 1 64205 906 9 20 Nisan 2023 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 23 Agustos 2023 WVS Database 19 Mart 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Haziran 2024 Cicek Nevzat 26 Mart 2023 Turkiye de Inanc ve Dindarlik arastirmasi yayimlandi Dindarlastik mi sekulerlestik mi Faith and Religiosity in Turkey research was published Have we become religious or secularized indyturk com 13 Temmuz 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Haziran 2024 Country Turkey Joshua Project 20 Mart 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 27 Nisan 2014 Optimar dan din inanc anketi Yuzde 89 Allah in varligina ve birligine inaniyor T24 29 Mart 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Mayis 2023 10 Ocak 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Agustos 2009 Pew Forum on Religious amp Public life pewforum org 9 Agustos 2012 26 Aralik 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Ekim 2013 Turkey International Religious Freedom Report 2007 U S Department of State 4 Aralik 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Eylul 2016 Religious Composition by Country 2010 2050 Pew Research Center 12 April 2015 Erisim tarihi 22 October 2017 Arsivlenmesi gereken baglantiya sahip kaynak sablonu iceren maddeler link Gregorian Vartan Islam A Mosaic Not a Monolith Brookings Institution Press 2003 pp 26 38 0 8157 3283 X Engelhardt Edouard Tanzimat cev Ayda Duz Istanbul 1976 s 22 a b Tanzimat Fermani Viki Kaynak 15 Mart 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Mart 2012 Makale Durhan Ibrahim Tanzimat Doneminde Osmanli Yargi Teskilatindaki Gelismeler olu kirik baglanti PDF 6 Agustos 2010 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 15 Mart 2012 Berkes Niyazi 2002 Turkiye de Cagdaslasma 2 Basim YKY yayimci S 521 Gazi Mustafa Kemal 421 422 Turkiye Buyuk Millet Meclisi TC Anayasasi Madde 24 16 Ekim 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Ekim 2013 Laiklik Konusunda Kavram Kargasasi Prof Dr M Sadik Acar PDF 31 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 20 Ekim 2013 Ataturk un Maarife ait Direktifleri 3 10 ve 17 Berkes Niyazi 2002 Turkiye de Cagdaslasma 2 Basim YKY yayimci S 536 Atay Falih Rifki 2006 Ataturkculuk Nedir Bates Yayimci S 18 Ahmet Erdi Ozturk 2016 Turkey s Diyanet under AKP rule from protector to imposer of state ideology PDF Southeast European and Black Sea Studies 16 4 619 635 doi 10 1080 14683857 2016 1233663 6 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 4 Haziran 2020 T C Diyanet Isleri Baskanligi Iman Ibadet Namaz Ahlak 25 Ekim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Kasim 2021 CSIA 22 Aralik 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Kasim 2019 Sozeri Semiha Ozturk Ahmet Erdi September 2018 Diyanet as a Turkish Foreign Policy Tool Evidence from the Netherlands and Bulgaria PDF Politics and Religion Ingilizce 11 3 624 648 doi 10 1017 S175504831700075X ISSN 1755 0483 6 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 4 Haziran 2020 The World of the Alevis Issues of Culture and Identity Gloria L Clarke TR100 interaktif konda com tr 25 Haziran 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Agustos 2022 aljazeera com tr 30 Aralik 2013 25 Mart 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 25 Mart 2017 KAMU KURUM VE KURULUSLARINDA CALISAN PERSONELIN KILIK VE KIYAFETINE DAIR YONETMELIK 19 Mayis 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Mayis 2022 5 Mayis 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Nisan 2011 Turbanli diye doktor gorevden alindi 25 Nisan 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Nisan 2011 Diner Cagla Toktas Sule Mart 2010 Waves of feminism in Turkey Kemalist Islamist and Kurdish women s movements in an era of globalization Journal of Balkan and Near Eastern Studies Ingilizce 12 1 41 57 doi 10 1080 19448950903507388 ISSN 1944 8953 10 Mayis 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Aralik 2021 Savran Gulnur ve Nesrin Tura Eylul 1996 Cagdaslasma soylemine teslim olmayiz Pazartesi s 11 Arat Yesim 2000 From Emancipation To Liberation The Changing Role of Women in Turkey s Public Realm Journal of International Affairs 54 1 107 123 ISSN 0022 197X 6 Aralik 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Aralik 2021 Duzkan Ayse Eylul 1997 Yerli bir feminizm Pazartesi ss 2 4 Girit Selin 10 Mayis 2018 Losing their religion The young Turks rejecting Islam Ingilizce 3 Nisan 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Kasim 2019 a b Basortusu turban batililasma modernlesme laiklik ve ortunme Murat Aksoy Bilgi Universitesi Insan Haklari Hukuku Bolumu Y Lisans Tezi ve Kitap Yayinevi Demir Hande Seher Temmuz 2011 Turkiye de Din ve Vicdan Ozgurlugu Adalet ISBN 9786055412500 Demir Hande Seher 2012 Turkiye de Inanc Ozgurlugunun Kapsami ve Sinirlandirilmasindaki Sorunlar Academia edu 17 Agustos 2013 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Ekim 2012 BAYRAMIYYE TDV Islam Ansiklopedisi 4 Ocak 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Ocak 2023 Le gouvernement turc va restituer des biens saisis a des minorites religieuses 29 Agustos 2011 7 Ekim 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Subat 2017 www la croix com vasitasiyla PDF 8 Aralik 2014 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 15 Nisan 2018 a b c d PDF 2 Ekim 2013 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 8 Mart 2013 a b c Amman Bildirgesi ile taninan Fikhi mezhepler arasinda yer almamaktadir a b The World of the Alevis Issues of Culture and Identity Gloria L Clarke a b c d 28 Kasim 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Subat 2017 Bacque Grammont Jean Louis Notes et documents sur les Ottomans les Safavides et la Georgie 1516 1521 20 2 ss 239 272 doi 10 3406 cmr 1979 1359 7 Eylul 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Subat 2017 3 Mart 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Subat 2017 Islam Dunyasinin Mezhep Haritasi ve Nufus Dagilimi PDF Adem ARIKAN Journal of Islamic Research 2018 29 2 348 79 s 352 27 Temmuz 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 4 Ocak 2023 Arsivlenmis kopya 7 Mart 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Mart 2023 Rapport Minority Rights Group Bir esitlik arayisi Turkiye de azinliklar Uluslararasi Azinlik Haklari Grubu 2007 Dilek Kurban PDF 27 Agustos 2018 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 25 Eylul 2018 Arsivlenmis kopya 6 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Haziran 2021