Korsanlık tarihi, korsanlığın tarih içerisinde gelişmesini, korsan olarak tanınmış bazı isimlerin biyografilerini ve zamanın şartları da gözönünde bulundurarak ele alan tarihin alt dallarından biridir.
Akdeniz'de korsanlık
Antik dönemde deniz ticaret rotaları sürekli olarak deniz rotasının üzerinde bulunan diğer yabancı ülkelerin hükümdarlarınca tehdit altındaydı. Gemi mürettebatı, yalnızca ticarette bulundukları mallarını korumakla değil, aynı zamanda da kendi canlarını korumakla mükelleftiler.
Doğu Akdeniz'de korsanlık daha ziyade kıyılar ve adalar sayesinde rahatlıkla yapılmıştır. Korsanlar, koy ve körfezlerde saklanıp pusu kurarak, ticaret gemileri üzerine hücum edebiliyorlardı. Antik Mısır döneminden kalma bazı çizimler, MÖ 14. yüzyılda Lukkanın Kıbrıs'a yaptığı baskını aktarmaktadır. Bu korsanların Küçük Asya'nın güney kıyılarından, muhtemelen Likya'dan geldikleri öne sürülmüştür. Sonraki döneme ait birçok kaynakta da Küçük Asya'nın güney kıyıları korsanların vatanı olarak geçmektedir, ki bu durum Doğu Akdeniz'deki ticareti olumsuz anlamda etkilemiştir. Lukkalıların 13. yüzyılda Hititler ile birlikte Kadeş Savaşı'nda Mısır'a karşı savaştığı bilinmektedir.
Mısır ve Deniz Kavimleri
Popüler yayınlarda Deniz Kavimleri, tarihin ilk korsanları olarak öne çıkmaktadır. Medinet Habu'da bulunan bir kabartma ve III. Ramses dönemine tarihlenen Harris I Papirüsü birbiriyle anlaşan bazı halkların Doğu Akdeniz'de şehirleri yağmaladığını aktarmaktadır. Arkeolojik olarak da örneğin Ugarit'te tespit edilen ve MÖ 1200 sonrası meydana gelen bu yağmalamalar, bilim literatüründe doğrudan deniz kavimleri ile ilişkilendirilmişlerdir. Kıbrıs, 200 yıl boyunca Ege ve Küçük Asya'dan gelen korsanlar tarafından saldırıya uğramıştır. Bölgede yaşananların bir çeşit kavimler göçü, deniz savaşı ya da korsanlık aktivitesi olup olmadığı ise tartışmalıdır.Nihayet, MÖ 1186 yılında III. Ramses tarafından mağlup edilen deniz kavimleri, böylece tarih sahnesinden silinmişlerdir.
Antik Yunan
Arkaik ve Klasik Dönem
İlk dönemlerde yalnızca kıyılarda faaliyet gösteren küçük korsanlardan söz etmek mümkündür. Bunlar kürekli kadırgalar ile kıyıya yakın seyreden gemilere saldırmakta ve soymaktaydılar. Korsanlık ilk olarak Trireme'nin MÖ 6. yüzyıldaki keşfiyle farklı bir boyut kazanmıştır. Bu tarihten itibaren büyük gemilere de saldırmak mümkün hale gelmiştir.
Argonotlar ve Homeros anlatılarında da antik korsanlığı akla getiren kısımlar bulunmaktadır. Bu anlatılardan anlaşıldığı kadarıyla antik çağda korsanlık bilinmeyen bir fenomen değildir. Odysseia'da da Sidon kralının kızının denizciler tarafından kaçırılıp köle olarak satıldığı aktarılmaktadır.Odysseia bizzat Girit'ten Mısır'a, yağmalama yapmak üzere yelken açtığını aktarmaktadır.Thukididis'e göre Truva Savaşı öncesi Antik Yunanistan denizin de dahil olduğu sürekli bir savaş içindedir. Şehirler, böylesi bir savaştan korumak için kıyılara uzak kalan yerlere kurulmaktaydı. Bazı durumlarda korsanlar kıyı halkı ile işbirliği de yapabilmekteydi. Thukididis ve Herodot'un yazdıklarına göre ilk olarak kral Minos döneminde antik korsanlık ile başarılı bir mücadele verilmeye başlanmıştır. Girit'in Yunanlarca fethi sonrası ise Girit bizzat korsan limanı haline gelmiştir.
Antik Yunanistan'da korsanlık kötü, itibarsız ve kanunsuzluk ile ilişkilendirilen bir şey olmaktan ziyade, zenginliği artırmaya yarayan şerefli bir meşguliyetti. Antik korsanlığın olumsuz bir anlamda yorumlanması daha sonraki dönemlere has bir durumdur. Atina MÖ 6.-5. yüzyıllarda korsan limanları bulunanLimni, Termiye ve Mikonos'a karşı saldırılar düzenlemiştir.
Batı Akdeniz'de Foçalılar ve Etrüskler
Perslilerin Küçük Asya'yı işgali sonrası yurtlarından edilen Antik Foçalılar, Korsika'ya giderek Aléria'ya yerleşmişler ve Batı Akdeniz'de bir sorun haline gelmeye başlamışlardır. Burada coğrafi konumlarının verdiği uygunluğu kullanarak Etrüskler ve Kartacalıların ticaretini gemi saldırı ve baskınları ile kötü etkilemeye başlamışlardır. Etrüskler ve Kartacalıların MÖ 540 yılında ortak olarak giriştiği bir savaşta Foçalılar yenilgiye uğratılmışlardır. Bu savaş Yunan kolonilerinin Batı Akdeniz'de yayılmasının sona erdiği savaş olması dolayısıyla önemlidir.
MÖ 8. yüzyıla tarihlenen bazı Fenikeli gemilerinin kadırgavari iki sıralı kürekçi yerleri görülmektedir. Bireme adı altında bilinen bu kürekli gemiler MÖ 5. yüzyıldan itibaren büyütülerek ve bir kürek sırası daha eklenerek Trireme haline getirilmiştir. Triremeleri, Biremelerden ayıran en önemli özellik, fazladan bir sıra kürekçi sahibi olmaları değil, bundan daha ziyade onları bir savaş gemisi haline getiren mahmuzlarıdır. Triremeler ile birlikte gemiler taşımacı olmaktan çıkıp bizzat savaş aracı, düşman gemiyi batırmaya yarayan silahın kendisi haline gelmişlerdir. Ancak gemileri batırmaktan ziyade, onlara el koyarak ambarlarını boşaltmayı amaçlayan korsanları Trireme tarzı gemileri kullanmadığı ve Bireme tercih ettikleri bilinmektedir.
Helenistik Dönem
Antik korsanlık tarihinin parladığı dönemlerden birisi Pers-Yunan savaşları dönemidir. MÖ 4. yüzyılda zamanın en büyük köle pazarının bulunduğu Rodos'tan korsanlarla mücadele etmek mümkünken, Pers-Yunan savaşları nedeniyle sürekli savaşta olan bazı şehirler kendi deniz yollarını korumakta güçlük çekmişlerdir. Korsanların böylesi dönemlerde düşmanlarla işbirliği yaptığı da olmuştur. Örneğin MÖ 3. ve 2. yüzyıllarda merkez Yunanistan'ı hakimiyeti altında bulunduran korsanlığı bazı Yunan ve Pers düşmanlarına karşı kullanmıştır. Bu gibi durumlar, güvenilir deniz yolu sahibi olma isteğiyle büyük bir çelişki yaratmaktaydı. MÖ 192'de Aetolia Ligi Romalılara karşı kaybedince korsanların büyük bir kesimi Kilikya'ya kaçmıştır. Girit'te yaşayan korsanlar MÖ 2. yüzyılda Kilikya korsanları ile girdikleri mücadelede güçlerini kaybetmişlerdir.
Roma İmparatorluğu
Adriyatik Denizi'nde İliryalılar
MÖ 3. yüzyılda topraklarını genişletmeye başlayan Romalılar, Adriyatik Denizi'nde İliryalı korsanlar ile karşılaşmış ve onları MÖ 168'de ilhak etmeyi başarmışlardır. Sadece Dalmaçya'da İliryalı bir grup korsanın sığınağı MS 9'a değin varlığını sürdürebilmiştir. İliryalı korsanların kullandığı liburna, sonraki dönemlerde sahil güvenliğini sağlamak için Romalılar tarafından kullanılan bir gemi haline gelmiştir. Liburna'nın geliştirilmesi ile dromon ortaya çıkmıştır. Kayıtlara geçtiğine göre MÖ 122 yılında Romalılar Balear Adaları yakınlarında korsanlara karşı bir savaş vermişlerdir..
Küçük Asya'da Kilikyalılar
Romalılar Batı Akdeniz'de korsanlara karşı başarılı olurken, Kilikya korsanları karşısında hızlı bir başarı sahibi olamamıştır. MÖ 102'de Marcus Antonius Orator kontrolünde düzenlenen 102 Kilikya saldırısı başarısızlıkla sonuçlanmış, aynı şekilde MÖ 74 yılında Marcus Antonius Creticus emrinde düzenlenen Girit saldırısı korsanları durdurmaya yaramamıştır. Bu durumun sebepleri arasında Milet, Efes ve Smyrna gibi şehirlerin valilerinin korsanlarla ticaret içinde oldukları ve korsanlardan köle satın aldıkları öne sürülmektedir. Seleukos İmparatorluğu çöküşü ve VI. Mithridatis savaşları sırasında Kilikya korsanları güçlerini ikiye katlamışlardır. Delos'u mesken edinen bu grup, Güney Akdeniz'deki köle ticaretini tamamen kontrolü altına almıştır. Korsanların MÖ 86'da Güney İtalya'da Brindisi açıklarında bir Roma filosunu yenilgiye uğratması ve MÖ 75'te o zamanlar genç bir delikanlı olan Gaius Iulius Caesar Milet'in güneyinde Bulamaç Adası'nda korsanlar tarafından esir alınması, korsan tehdidinin ulaştığı boyutu göstermek açısından önemli örneklerdir. Caesar, sonraları bir fidye sonucu serbest bırakılmışve korsanlara karşı mücadeleye girişmiştir.
MÖ 67'de Roma'nın tahıl kaynağı olan Mısır ile ilişkisini kesen korsanlar, Güney İtalya şehirlerine sık sık baskınlar düzenlemeye başlamışlardır. Gnaeus Pompeius Magnus, korsan meselesinin çözmesi için aynı yıl çıkartılan bir kanunla (Lex Gabinia) özel Imperium yetkisiyle donatılır. Gnaeus Pompeius Magnus gerçekten de birkaç hafta içerisinde deniz güvenliğini sağlamayı başarır. Bu başarısını Roma donanması küçük gruplara bölerek Akdeniz'de farklı stratejik yerlere yerleştirmesine borçludur. Limanı ablukaya aldıktan sonra ordu karadan saldırarak korsanları yok etmektedir. Bu esnada kaçmaya çalışan korsanlar da denizdeki donanma tarafından saf dışı bırakılmaktaydı. Bugün Alanya'da bulunan, Korsan Diodotos Tryphon'un bir kale inşa ettirdiği, Kilikya korsanlarının merkezi kabul edilebilecek Pamfilya şehri Korakesion da böylesi bir strateji ile Pompeius tarafından fethedilerek Akdeniz'deki büyük korsan ağları ağır bir zarara uğratılmıştır.
Pompeius'un yakalayıp esir aldığı birçok kilikya korsanı, Pompeius'un oğlu Sextus Pompeius'un emri altında Sicilya'da Roma donanmasına dahil edilmişlerdir. İsmi bilinen bu korsanlardan bazıları Menodoros, Menekrates, Demochares ve Apollophanes'tir. MÖ 42'de geleceğin Augustus'u Octavian'a gönderilen bir tahıl gemisini engellemek için bir filo ile İtalya kıyılarını ablukaya alan bu grup, MÖ 36'da Naulochus Deniz Muharebesi'nde Marcus Vipsanius Agrippa tarafından yenilgiye uğratılmışlardır.
Octavian'ın Marcus Antonius'a karşı Aktium Muharebesi ilekazandığı son zafer sonrası Principatus döneminde Roma donanması korsanlığın büyük ölçekte icra edilmesine müsaade etmemiştir. Korsanların aktifleştiği anlarda yakın bölgelerde bulunan Roma eyaleti valileri derhal müdahalede bulunmuşlardır.
Kuzey Afrika'da Vandallar
Geç Antik Çağ'da Akdeniz'de suların güvensizleşmesi, Vandalların Kartaca'yı fethederek Kuzey Afrika'nın kontrolünü ele geçirmesi ile başlamıştır. MS 455 yılında bir filo ile Roma'ya saldıran ve şehri iki hafta boyunca yağmalayan Vandallar, günümüzde kullanılan Vandallık kavramının kaynağıdırlar. Akdeniz'deki Vandal tehdidi Belisarius emrindeki Bizans donanması tarafından MS 533 yılında sürdürülen bir operasyon ile ortadan kaldırılmıştır.
Orta Çağ
İslam'ın yayılışı ile birlikte Arap filolarının Hristiyan topraklarına saldırdığı görülür. Genel olarak çalkantılı bir döneme giren Akdeniz'de Bizans İmparatorluğu, bugünküLübnan kıyıları tarafından tehdit edilirken, Güney İtalya, Sicilya ve Sardinya, 697'de düşen Afrika Eksarhlığı toprakları tarafından ve Balear Adaları da Kurtuba Emirliği tarafından tehdit edilmekteydi. Muhtemelen latin yelkeni bu dönemlerde (8. ya da 9. yy.) müslüman korsanlarca ilk olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Aşağı yukarı aynı dönemde Narentanlar adı altında da bilinen Dalmaçyalı Hırvat ve Sırp korsanlar, Adriyatik Denizi'ndeki bizans ticaretini kesintiye uğratmaya başlamışlardır. Bu korsan grubu zaman zaman Araplarla da ittifak içine girmekteydi. Narentanların bölgeden temizlenmesi ancak 11. ve 12. yüzyıllarda bölgede kontrolü eline geçiren deniz cumhuriyeti Venedik sayesinde mümkün olabilmiştir. 12. yüzyıldan itibaren Sicilya'da yerleşik olan Normanlar tarafından Kuzey Afrika'ya karşı saldırılar gerçekleştirilmiş ve bu saldırılar Haçlı Seferleri çağının da bir başlangıcı olmuşlardır.
Katolik haçlı donanmasının Kudüs'ü müslümanların elinden almak yerine, yerine Hristiyan şehri Konstantinopolis'e saldırdığı 1204 tarihli Dördüncü Haçlı Seferi'nin fiyasko olarak sonuçlanmasının sebeplerinden birisi Bizans donanmasının uzun süredir İtalyan denizcileri işe almasıyla alakalıdır. 12. yüzyılın sonlarında, bu denizcilerin Venedik ve diğer rakip İtalyan devletlerine gizlice sempati duyduklarından şüpheleniliyordu. Bu nedenle tutuklanamayan denizcilerin çoğu Ege ve İyon Denizi'ndeki uzak üslere kaçarak ve Bizans başkentini savunmak yerine korsan oldular. Yine de Bizans İmparatorluğu, sadece Osmanlılara karşı değil, Venedikli ve Cenevizlilere karşı da bu korsanlardan yardım istemek durumunda kaldı. 13 yüzyılda bu korsanlar Osmanlı'nın mütteki berberi korsanlarca elimine edilmiştir. Şimdi de Berberi korsanlar Hristiyan ülkelerinin sahillerini tehdit etmeye başlamıştır. Bu dönemde korsanlık yapan bir diğer grup Atina yakınlarında aktif olan Katalan Bölüğüdür. Bu grup daha sonra müslüman korsanlarla ittifak içerisine girmiştir.
Yeni Çağ
Adriyatik Denizi'nde Uskoklar
Adriyatik Denizi'nin kıyılarından Uskoklar adı verilen bir grup korsan, Narentanların geleneğini takip ederek 16. ve 17. yüzyıllarda bölgenin kontrolünü ele geçirmiş ve Senj merkezli saldırıları ile Venedik gemilerini yağmalamışlardır.
Küçük ve çalımlı gemileri ile Adriyatik Denizi'ni güvensiz kılan Uskoklar, sadece Türk donanmasına karşı değil, Habsburg Viyanasının göz yumması ve müsaadesiyle Zadar kıyılarında Hristiyan Venedik gemilerine karşı da operasyonlar düzenliyordu. Bu durumun neticesi olarak 1612'de Avusturya ve Venedik Cumhuriyeti arasında patlak veren savaşta Uskoklar Senj şehrini terk etmek durumunda bırakıldılar. Gemileri yakılan Uskoklar 1617'de Karlovac ve Kupa Nehri bölgesine taşındılar.
Kuzey Afrika'nın Berberi korsanları
16. yüzyılda Hospitalier Şövalyeleri ile Berberi korsanlar Kuzey Afrika kıyılarında kontrol için birbiri ile mücadele eden korsan gruplarıydılar. Berberi korsanların merkezleri Berberi kıyıları Cezayir, Konstantin, Tunus ve Trablus şehirleriydi. Bu korsanlar Osmanlı Sultan'ının emrine uyarak Akdeniz'deki Hristiyan gemileri adeta avlamaktaydılar. Öte yandan Berberi korsanların Kuzey Afrika kıyılarını İspanyol donanmasına karşı koruma görevi de vardı. İspanyollar Amerika'nın keşfi öncesi genişlemek için güneyi hedef haline getirmişlerdi. Sultan'ın yerel valileri limanlarını Berberi korsanlara açtığında genellikle ganimetin onda biri ve liman ücretlerini almaktaydılar. Sıklıkla da başarılı korsanların bir süre sonra Bey oldukları bilinmektedir. Berberi korsanlar arasında Moriskolar gibi önceden Hristiyan olan ancak sonra İslamiyet'e geçerek Osmanlı Sultan'ına hizmet eden bazı kişiler de bulunmaktaydı. Dönemin en önemli korsanları arasında Oruç Reis, Barbaros Hayreddin Paşa, Turgut Reis ve Kılıç Ali Paşa gibi isimler sayılabilir.
Kuzey Afrika'dan yola çıkarak bütün Akdeniz boyunca gemi baskınları düzenleyen Berberi korsanları, bazen Atlas Okyanusu'na da çıkıyordu. Hedefleri yalnızca yolcu ve ticaret gemilerini değil, kıyı yakınlarında bulunan köy ve şehirleri de yağmalayarak köle ele geçirmekti. Hatta öyle ki 1627 yılında İzlanda bile Cezayirli korsanlar tarafından saldırıya uğramış ve ele geçirilen İzlandalılar köle olarak satılmışlardır. Örneğin Küçük Murat Reis, 1631 yılında İrlanda kıyısındaki Baltimore şehrini yağmalamıştır.
Birçok Hristiyan devleti Berberi korsanları ile barış anlaşmaları imzalamış ve haraç ödemeyi kabul etmişlerdir. Ancak Berberi korsanları, gelecekte yapacağı baskınları garanti etmek istercesine hiçbir zaman aynı anda bütün Hristiyan devletleri ile barış antlaşması imzalamamıştır.
Korsanların tercih ettiği savaş gemileri arasında latin yelkenli kadırgalar ve fustalar bulunmaktaydı. Kuzeydeki savaş gemilerinin aksine, az sayıda silah ile donatılmış olan bu gemiler, silahların pruvada olmasından dolayı yalnızca ileriye doğru ateş edebilmekteydiler. Yine de bu gemiler özellikle rüzgarsız havalarda yelkenli gemilere kıyasen çok üstündüler. Büyük kadırgalarda kürek çekenler çoğunlukla savaş esirleri ya da kölelerdi. Ancak fusta ve galeote gibi küçük gemilerde korsanların kendileri kürek çekmekteydiler. Ancak bu durum kölelere ve savaş esirlerine göz kulak olma yükümlülüğünü azalttığından avantajlı da olabilmekteydi. Şebek tipi küçük tekneler takip eden dönemlerde en çok tercih edilen tekneler oldular.
Hospitalier Şövalyeleri
Berberi korsanlarının karşısında Hristiyan cephesinde Hospitalier Şövalyeleri filosu vardı. Merkezleri Rodos olan şövalyeler, 1522 yılında Rodos'un Fethi sonrası 1530 yılından itibaren Malta'yı mesken edinmişlerdi. Bu nedenle bazen Malta Şövalyeleri olarak anıldıkları da olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nun Malta'yı fethettiği tarih olan 1551'e değin Trablus'un da kontrolünü ellerinde bulundurmuşlardır. Haçlı çizgisinde olan bu grup bir yandan Berberi korsanlarına karşı bir savunma sağlarken, diğer bir yandan da bizzat korsanlık icra etmekteydi. 1571'e değin Osmanlı ve Venedik arasında barış olduğundan Hospitalier Şövalyeleri Kutsal Roma İmparatoru ve Papa'yı da karşısına alarak Venedik gemilerine baskınlar düzenlemiştir.
Hospitalier Şövalyeleri'nin en başarılı baskınlarından birisi 28 Eylül 1644 tarihinde yaşanmıştır. 6 kadırgalı bir Şövalye filosu Kerpe Adasını fethetmiş ve dahası İskenderiye yolunda olan 10 gemilik bir Türk filosunu yağmalamıştır. Ele geçirilen gemiler arasında bulunan bir kalyon, Sultan İbrahim'in eşini ve maiyetini ve maddi değeri yüksek birçok eşyayı taşımaktaydı. Bu baskının Venedik için Kandiye Kuşatması ile gelecek olan Girit'in kaybı ile neticelenecek 6. Venedik Osmanlı Savaşı'nın (1645–1696) fitilini ateşlediği bilinmektedir. Hospitalier Şövalyeleri 1789'a değin varlıklarını sürdürmeye devam ettiyse de, bu gelişmeler sonucunda Akdeniz'de büyük bir tehdit olmaktan çıkmıştır.
Korsanlığın çöküşü
17. yüzyılda doruk noktasına ulaşan Berberi korsanlığı, daha sonraki dönemlerde bir geminin yükünü çalmakla ilgilenmekten ziyade, o geminin kendisi ya da mürettebatı için verilecek olan fidyelerle ya da korsan saldırılarından etkilenen ülkelerin Akdeniz'de özgürce seyahat etmelerine izin verecek haraç ödemeleriyle ilgilenmeye başladı. Bu dönemlerde askerî anlamda çok da güçlü olmayan ABD filoları korsan saldırıları karşısında çaresiz kalmaktaydı. 19. yüzyılın başlarında artık bu duruma göz yummak istemeyen ABD, ABD Donanması'nın öncü bir formu olan filosuyla 1801-1805 tarihinde sürdürülen Birinci Berberi Savaşı'nda Berberi korsanlığına son vermek adına önemli adımlar atmıştır. 1830'da Cezayir'in bütünüyle Fransa tarafından fethedilmesi ise artık Akdeniz Berberi korsanlığının bütünüyle sona erdiğinin göstergesidir.
Ege Denizi ve Yunan İsyancıları
22 Şubat 1821 tarihinde Yunan İsyanı patlak verdiğinde, çok sayıda adasıyla korsanlığa elverişli Ege Denizi, Yunan İsyancıların korsanlık faaliyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Mavi haçlı bayrak çeken Yunan korsanlar İdra adasına konuşlanmış ve buradan Yunan Kurtuluşu adına Osmanlı donanmasına karşı saldırılar düzenlemişlerdir. Yine de özgürlük korsanlarının statüsü bilim dünyasında tartışmalıdır, zira onlar normal korsanların aksine yalnızca Türk donanmasına karşı saldırılar düzenlemiş, öte yandan savaş için getiri sağlayacaklarından emin oldukları durumda farklı milletlerin yük gemilerine de saldırarak ele geçirdiklerini Yunan özgürlük mücadelesinde kullanmışlardır. Konstandinıs Kanaris, Andreas Miaoulis ve Jakob Tombasis gibi isimlerin emrinde yüzlerce gemi Yunan Bağımsızlık Savaşı'na katılmıştır. Korsanca aktiviteler ile isim yapan bu kişiler daha sonraları özgürlük savaşçısı kabul edilmiş ve amiral ilan edilmişlerdir.
Baltık ve Kuzey Denizi
Antik dönem
Kuzey Denizi'nin kıyıları antik çağlarda Sakson korsanlarına ev sahipliği yapmaktaydı. Romalılar kendi ticaret yollarını deniz soyguncularına karşı korumak için Litus Saxonicum adı ile bilinen Saksonya kıyılarına çeşitli kaleler inşa ettirmiştir. Bu kıyıların ismi sanıldığının aksine bölgenin yerlilerinden değil, bu kıyıları düzenli biçimde yağmalamaya gelen Sakson korsanlarından gelmektedir.
Vikingler
8. yüzyıldan itibaren İskandinavyalı Vikingler neredeysen Avrupa'nın bütün kıyılarında yağmacı bir grup olarak bilinmektedir. Kayıtlara geçen ilk yağmalama girişimi, 793 tarihli Lindisfarne Manastırı'nın yağmalanmasıdır. Bunu takip eden iki yüzyıl boyunca kaynaklarda sık sık çeşitli korsanlık aktivitelerinden bahsedilmektedir. İlkin yalnızca doğrudan kıyı şeridinde yer alan yerleşimler yağmalama hedefi oluştururken, 9. yüzyılın ortaları ile birlikte nehir sistemlerinin de kullanılması ile iç bölgeler de yağmalanmaya başlanmıştır. Bu sayede 845'te Hamburg, 834 ve 873 tarihleri arasında zamanın önemli ticaret merkezi sayılan Dorestad tam altı kez ve hatta Paris bile birçok kez Viking yağmacılarından kurtulamamıştır. Kiev'e değin ulaşan Vikingler, Akdeniz'de bile korsanlık faaliyetlerinde bulunmuşlardır. Nehirler boyunca düzenlenen baskınlar, Vikinglerin büyük filolarıyla ortaya çıktığı, nehir ağzıların her iki tarafına da üsler yerleştirdiği ve daha sonra iç kısımlardaki değerli yerlere sürpriz saldırılar gerçekleştirdiği şeklinde seyretmiştir.
Skáldskaparmál ve Snorri Sturluson tarafından kaleme alınan Heimskringla'da Vikinglerin yabancı gemileri nasıl ele geçirdiğine dair bilgiler aktarılmaktadır. Ancak Vikingler, kraliyet gücünün yükselişi ve Hristiyanlığın ilerlemesi ile yavaş kralların düzenli ordularına entegre edilmiş ve korsan Vikingli olmaktan çıkmıştır.
Hansa Birliği
Akdeniz'in aksine Kuzey Avrupa'da kürekli kadırgalar Vikingler sonrası tedavülden kalkmıştır. Seyrüsefere çıkan çoğu denizci aşağı yukarı aynı tip gemiler kullanmaktaydı. Savaş ya da korsanlık amaçlı kullanılan gemiler daha fazla silahlı mürettebata sahipti ve güverte ve kıç kısımlarında yüksek bir açıklık vardı. Hanse Birliği döneminin en önemli yeniliği yanlarda kürek çekme sistemini ortadan kaldırarak, kıç kısmında küreklere sahip olan isimli bir gemi tipiydi. Bu tip gemiler 14. yüzyıldan itibaren Akdeniz'de de kullanılmaya başlanmıştır. Savaş toplarının keşfi ve kullanılmasından önce okçuluk gemi mürettebatının önemli silahları arasında yer alıyordu.
Ayrıca Ocak 1362'deki büyük fırtına felaketi sonrası Rungholt adasının sular altında kalmasıyla yurtsuz kalan çiftçi ve balıkçılar, Westerhever'de bir araya gelip geçimlerini korsanlık ve soygun ile küçük ticaret gemilerine saldırarak kazanmaya karar vermişlerdir. Ancak bu grup 1370 yılında bölgenin sakinlerinin ihbarı ile çok güçlenemeden elimine edilmişlerdir.
Vitalienbrüder
Kendilerini "Likedeeler" yani eşit paycılar olarak tanımlayan bir grup korsan, 1390'ın ortalarından itibaren Kuzey Denizi ve Baltık Denizi'nde terör estirmeye başlamıştır. Gerçekten de yağmaladıkları her şeyi aralarında eşitçe paylaşan bu korsanlar 30 yıldan fazla bir sürece Hansa Birliği'nin ticaretine zarar vermiştir. Grubun liderleri arasında Klaus Störtebeker, Gödeke Michels, Hennig Wichmann ve Magister Wigbold gibi isimler yer almaktadır.
Bu grup, esasen 1391 yılında İsveç'in Danimarka'ya karşı savaşında ablukaya alınmış Stockholm'e gıda tedarikini sürdürmek amacıyla kiralanmıştı ve hayati kardeşler anlamında "Vitalienbrüder" adını taşımaktaydı. Ayrıca mümkün olduğunca Danimarkalı savaş gemilerini batırmalı ve Danimarka'nın deniz ticaretini korsanlık ve baskınla engellemeliydiler. 1392'den itibaren Gotland'a konuşlanan bu grup, aynı yıl Norveç'teki Bergen'e de saldırmıştır. Zamanla güçlenen ve adeta özgürlüğü ilan eden Vitalienbrüder "Tanrı'nın dostu ve tüm dünyanın düşmanı" mottosuyla bölgede korkulan bir deniz gücü haline geld. Konrad von Jungingen emrindeki Töton Şövalyeleri 1398 tarihinde adaya yaptığı baskınla bölgeden kovulmuşlardır.
Gotland'dan çıkarıdıktan sonra Kuzey Denizi'nde Doğu Frizya, Emden ve Marienhafe'ye yerleşen bu grup, Hansa Birliği ile mücadele içine girmiştir. 22 nisan 1401'de Nikolaus Schocke ve Hermann Lange emrindeki Hamburg donanmasının Helgoland'da sürdürdüğü uzun operasyon sonrası grubun lideri Klaus Störtebeker ele geçirilmiş ve 20 ekim 1401'de Hamburg'ta idam edilmiştir. Grubun diğer liderlerinden Gödeke Michels ve Magister Wigbold'da 1402'de idam edilmişlerdir. Liderlerin idam edilmesi ile bölgedeki korsan faaliyetleri yine de sona ermemiştir. 1430, 1431 ve 1433 tarihlerinde Bremen ve Hamburg'un ortak düzenlediği askerî operasyonlar ile korsanlık savaşılmış ve 1433'te Emden fethedilmiş ve 1447 yılına kadar Hamburg'un kontrolünde kalmıştır. Yine de 25 Mayıs 1494 tarihindeki Bremen Hansa Birliği toplantısında da korsan faaliyetleri ile ilgili şikayetler ele alınmıştır. Ayrıca Borkum adası Hansa Birliği döneminde korsanların yuvası haline gelmiştir.
Hansa Birliği'nin korsanlık ile mücadelesi
Londra'daki Stalhof'ta Hansa Birliği'nin ayrıcalıklarına yönelik getirilen kısıtlamalar, Hansa Birliği'nin Wendish ve Prusya şehirleri tarafından İngiltere'ye karşı savaş ilan edilmesine yol açtı. 1474 yılında 'un girişimi ile imzalanan Utrecht Barışı ile bu savaş sona erdirilmiştir. Ayrıca bu dönemde Gdańsklı kaptan Paul Beneke Manş Denizi'nde içerisinde Hans Memling'in meşhur triptiğini bulunduran Sankt Thomas adlı Floransa kökenli bir kalyonu ele geçirmiştir.
1522 ile 1540 yılları arasında Balthasar von Esens Hansa Birliği şehri Bremen'e karşı korsanlık faaliyetinde bulunmuştur. Doğu Frizyalı I. Edzard ve Doğu Frizyalı II. Enno'nun 1524 ve 1525 yıllarında ona karşı başarılı seferler düzenlemiş olsalar da Balthasar von Esens 1537'den itibaren Bremen ticaret gemilerine saldırmaya devam etmiştir. Nihayet bu aktivitelere bir son vermek isteyen Bremen, Balthasar'a karşı düzenlediği askerî bir operasyon sonrasında başarılı olmuş ve bu saldırı sırasında Balthasar ölmüştür.
Hollanda'da denizci Geuzenlar
İspanya'nın kontrolü altına giren 16. yüzyılda Hollanda'sında birçok Hollandalı mülteci ele geçirdikleri gemiler ile İspanyol gemilerine saldırılar düzenlemiştir. Bu dönemde hem soylular hem de tüccarlar, gemileri donatmak ve kârlarını paylaşmak için çeşitli meblağlar bağışlamışlardır. Terschelling ve Rottumeroog gibi yerler denizci Geuzenların merkezi olurken, Emden dahil olmak üzere birçok Kuzey Denizi limanı da ele geçirilmiştir. Sessiz William'ın denizci Geuzenlara korsanlık beratı vererek onlarla işbirliği yaptığı tarihe değin İspanyollar tarafından yasadışı korsanlar olarak görülen bu grup, zamanla toplumun her kesiminden destek gören bir özgürlük hareketi halini aldı. Ayrıca, II. Wilhelm von der Marck, Sessiz William'ın ataması üzerine denizci Geuzenların oramiralliğini üstlenmiştir.
Kutup dairesi
Arktik Okyanusu korsanlığı doğrudan doğruya fok ve balina avcılığı ile içiçe geçmiştir. En bilindik balina avcılarından biri olan Danimarkalı Jürgen Jürgensen (1780–1845) İngiltere ve Danimarka arasındaki savaşı kullanarak İzlanda'ya, İngiltere tarafından düzenli bir biçimde yolu kesilen Danimarka kökenli gıda malzemelerine bağımlı olmamaözgürlüğünü vermiştir. Jürgensen'in bu dönemde kendini İzlanda Kralı ilan ettiği kayıtlara geçmiştir.
Atlas Okyanusu ve Yeni Dünya
Avrupa korsanlığı
Orta Çağ'da bilhassa Yüz Yıl Savaşı boyunca ve Yeni Çağ'da, devletleri tölere ettiği korsanların gemi ele geçirmek üzere ava çıktıkları bilinmektedir.
Savaş zamanlarında, taraflar sadece düşman donanmalarını mağlup etmekle kalmayıp, karşı tarafın ticaretinin bozulmasını istemekteydiler. Kraliyet savaş gemilerinin yokluğunda - modern anlamda bu donanmalar 16. yüzyılda ortaya çıkmıştır - savaş sırasında düşman ticaret gemilerini yakalamak için korsanlık beratı adı altında bilinen özel yetki mektupları verilmeye başlandı. Bu mektuplar ile donanmaya ait olmayan özel gemiler de savaşa dahil olmaya ve düşmana karşı olmak şartıyla tölere edilebilir bir korsanlığa davet ediliyordu. Böylesi bir aktiviteyle bir düşman gemisini ele geçiren özel gemiler ganimetin bir kısmını hükûmete verdikten sonra, geri kalanı kendisi için ayırma hakkına da sahipti. Verilen mektup neticesinde bu korsanlık aktiviteleri yasal kabul ediliyor, dahası korsanlık yapan özel gemiler korsan kabul edilmiyorlardı. Ancak şayet bu gemiler barış zamanında kendi veya müttefik gemilerine saldırırlarsa, korsan ilan edilmekteydiler. Ayrıca gemiler, ekipman ve mürettebat, nadiren de olsa anonim şirketler tarafından finanse edilir, hisse sertifikaları alıcıyı ganimetin karşılık gelen bir payına bağlardı.
Fransız korsanları
Saint-Malo, Dieppe, Boulogne, Dunkerque, Nantes, Brest gibi bazı Fransız şehirlerinin korsan kahramanları, hatta Rothéneuf gibi bazı şehirciklerin korsan hanedanlarının bile olduğu bilinmektedir. XIV. Louis döneminde korsanlığa izin veren korsanlık beratları bizzat kral tarafından verilmekte ve imzalanmaktaydı. Cenevre Sözleşmeleri'nin öncüsü kabul edilebilecek olan bu mektuplar, aynı zamanda isyan ve vahşeti önlemek için tasarlanmış uluslararası savaş kurallarına sıkı sıkıya uymayı zorunlu kılmaktaydı. XIV. Louis bizzat bu kuralların uyulup uyulmadığını denetletmiştir. Ticaretle uğraşan gemi sahipleri ve armatörler, kraliyet kurallarına karşı meydana gelebilecek herhangi bir adaletsizlik ve hasarı telafi etmek için kullanılacak büyük miktarda bir parayı depolamak zorundaydı. Dönemin en bilinen korsanlarından birisi René Duguay-Trouin (1673–1736) idi.
İspanyol hazine filosu
Yeni Dünya'nın İspanyollar tarafından keşfi, kolonileştirilmesi ve sömürülmesi, korsanları ciddi ölçüde cezbetmiştir. İspanyol, Fransız, İngiltere ve Hollanda halklarının birbirleri ile mücadeleleri bazı durumlarda korsanlığa siyasi destek ile yapılıyordu.
Fransız yağmacıları
Yeni Dünya'nın zenginliklerinin Avrupa'da tanınmasında Fransız korsanlarının etkisi büyüktür. Dieppe Kontu Jean Ango'nun hizmetindeki Jean Florin, 1523'te Portekiz'in güney sahillerinde üç karavel görmüş ve adamlarıyla bunlardan ikisini ele geçirmeyi başarmıştır. Bu gemilerin içinde üç büyük altın külçeli sandık, 500 pound altın tozu, 680 pound inci, zümrüt ve topaz ele geçirilmesi üzerine Fransız kralı I. François İspanyol gemilerine karşı korsanlığa müsaade eden mektuplar hazırlatmıştır.
İspanyol gemileri Güney Amerika'da ele geçirdikleri değerli malları Avrupa'ya getirmek için öncelikle küçüklü büyüklü adalarıyla korsanlığa elverişli Karayipleri geçmek zorundaydı. Bölgenin zengin madenlerinde kaçırılan altın ve gümüş yüklü İspanyol hazine filosu, korsanlar için yağmalamak için mükemmel bir hedef oluşturuyordu. Tütün, şeker kamışı, kakao, baharat ve pamuk da kârlı mallar arasındaydı. Hugenot François Le Clerc bu dönemde takma tahta bacağıyla Jambe de Bois unvanı altında ünlendi. 1554 yılında 3 kraliyet gemisiyle İspanyol tüccarlarının gemilerini ele geçirmiş ve Santiago de Cuba'ya, bir sonraki yılda da Jacques de Sores ile birlikte Havanna'ya saldırmıştır. İstediği fidyenin ödenmemesi üzerine tüm yerleşim ve gemileri yakmıştır. Fransa'da Hugenotlar personae non gratae ilan edildikten sonra, kaçan protestanlar 1564'te günümüz Florida, St. Augustine yakınlarında Fort Caroline kolonisini kurmuş ve buradan İspanyol gemileri ve limanlarına karşı korsanlık aktivitelerinde bulunmuşlardır. Yine de bundan bir yıl sonra burayı ele geçirerek bütün protestanları idam ettirmiştir.
İngiliz yağmacıları
İspanyolların Yeni Dünya zenginliklerini sömürüsünde ele geçirdiklerinde gözü olan bir diğer kesim, bilhassa I. Elizabeth'in müsaadesiyle korsanlık yapan İngilizlerdir. Barış dönemlerinde bile süren İngiliz korsanlığının en bilinen ismi Francis Drake'dir. Ele geçirdiği gemilerle bir servete sahip olan Drake'i durdurmak için kıyı şeridine İspanyollar tarafından kaleler inşa edilmeye başlanmıştır. Bu kalelere örnek olarak Veracruz'u korumak üzere inşa edilen San Juan de Ulúa ve Cartagena'yı korumak adına inşa edilen San Felipe kalesi verilebilir. Sonraları İngiliz gemi üreticileri Francis Drake, John Hawkins ve Martin Frobisher adına o tarihte kullanılan İspanyol tipi büyük karavel ve karaklardan daha hızlı ve daha iyi manevra kabiliyetine sahip Elizabet tipi kalyonlar üretmeye başladılar. Daha iyi bir biçimde zırhlanabilen bu gemiler, neredeyse iki yüz yıl boyunca kullanılmaya devam ettiler.
Hollandalı yağmacılar
Muazzam miktarlarda ithal edilen gümüşün fiyatlarda genel bir düşüşe yol açması, 17. yüzyılın başlarından itibaren hazine filoları sisteminin de gerilemesine yol açmıştır. 1621'de İspanyol hazine filolarına saldırı gerçekleştirmek amacıyla kurulan Hollandalı Güney Hindistan Bölüğü, sistematik bir biçimde korsanlık faaliyetlerine devam etti. Dahası bu bölük, korsanlığın durmaması için İspanya ile olası bir barış durumunun da önleyicisi olmalıydı. 1628'de korsanlık beratı olan Hollandalı İspanyol hazine filosuna karşı başarılı baskınlarda bulundu ve Hollandalılar İngilizlerle birlikte 1702'de Vigo Deniz Muharabesi'nde zafer kazandılar. 1740 civarında yıllık nakliyeler nihayet durduruldu. Yine de İspanyol hazine filosunun bir bütün olarak tarihin en başarılı deniz operasyonlarından biri olduğunu söylemek mümkündür. Zira o tarihte İspanya pahalı savaşlar yürütmekteydi ve İspanyol hazine filosu ile gelen destek ekonomiyi canlı tutabilmek ve maaşları ödeyebilmek adına varoluşsal öneme sahipti.
Karayipler ve Orta Amerika
Boucanier
Fransızca Boucanier kavramı aslen Hispanyola ormanlarında vahşi domuz avlayan avcıları tanımlamak için kullanılıyordu. Bu avcılar kendilerini "boucan" olarak tanımlayan adanın yerlilerinden öğrendikleri bir tütsüleme yöntemi ile avladıkları hayvanların etini derisiyle birlikte tütsüleyerek sattıklarından Fransızca Boucanier olarak anılıyorlardı. Bu kavram İngilizceye buccaneers olarak geçmiştir. Nişancılık yetenekleri ile ünlenen bir grup, sonraları Kuzey Batı güçleri ile işbirliği yaparak İspanyol filolarına baskınlar düzenlemiştir. Kavram 17. yüzyılda Karayip korsanına eşdeğer bir anlamda kullanılmaktaydı.
Sahillerin kardeşliği
1640 yılında dini mülteci, avcı ve işçiler ile birlikte uluslararası bir topluluk haline gelen Boucanier korsanları bir araya gelerek Saint Domingue'da literatürde frères de la côte, brethren of the coast ya da fraternity of freelance traders olarak da geçen bir oluşum meydana getirdiler. Bu oluşum zaman zaman Korsan Cumhuriyeti olarak görülse de, ne organize edilmiş bir yapıya ne de kurumlara sahipti. Sahillerin kardeşliği daha ziyade bir takım kabul görmüş adetlerin birlikte yaşama yön verdiği bir oluşumdu. Matelotage adını verdikleri evliliğe benzer bir hayat arkadaşlığı sistemi ile her birey partnerinin mirasından pay sahibi de olabilmekteydi. Bu gelenek, korsanların eşcinselliği konusunda birçok tartışmaya yol açmıştır. Aynı denizcilerde olduğu gibi, gemilerde kadınların bulunmaması, homoseksüelliği korsanlar arasında yaygın kılıyordu. Ancak yine de matelotage sisteminin'in açık bir eşcinsel arka plana sahip olduğuna dair bir kanıt yoktur. Aksine, bu partner sistemi topluluk içi görev dağılımının kolaylaştırılmasına hizmet ediyor, partnerlerden biri kampta kalır ya da ava giderken, diğeri doğrudan korsanlık faaliyetlerine katılabiliyordu.
Ünlü Karayip korsanları
En ünlü karayip korsanı bir dönem Jamaika valiliği dahi yapmış olan Henry Morgan'dır. Morgan, zengin İspanyol şehirlerine büyük korsan filolarıyla yaptığı saldırılarda (Portobelo (1668), Maracaibo (1669), Panama (1671)) bu şehirlerin savunma sistemlerindeki zayıf noktayı keşfedebilmiş ve bundan yararlanmıştır. Bu şehirlerin çoğunun tahkimatı denize bakan kısımda bulunuyordu ve Morgan'ın emrindeki korsanlar karaya çıktıktan sonra zayıf olan savunmasız kara kesiminden saldırılarını gerçekleştiriyorlardı. Karayipler'de acımasızlığıyla ün salan bir diğer isim Fransız korsan François l’Ollonais idi. Öte yandan korsanlar arasında bilgeliği ve antifeodal tutumuyla tanınan Hidrograf ve Zoolog William Dampier (1651–1715) gibi isimler de vardı. Dampier değişken kariyeri boyunca Pasifik Okyanusu kıyılarındaki Güney Amerika şehirlerini de yağmalamıştır. Onun Galapag Adaları'nda hazırladığı kapsamlı coğrafi ve zoolojik kayıtlar sonraları Charles Darwin tarafından bile kullanılmıştır.
1689'da İngiltere İspanya ile bir barış antlaşması imzaladığında, Karayip korsanlığı da sona ermiş oldu. Korsanlardan bazıları adalara yerleşirken bazıları da korsanlık beratı olmaksızın korsanlık faaliyetlerini sürdürmeye devam etti. 1692'de Port Royal bir deprem ve depremi takip eden tsunami ile yıkıldıktan sonra bölgedeki korsanlar Bahamalara ve New York gibi Kuzey Amerika liman şehirlerine geçtiler.
İspanyolların önlemleri
Amerikan kolonilerindeki İspanyol askerî sistemi başlangıçta encomiendas feodalist ilkesine dayanıyordu. İlk olarak İspanyol konkistadorlara yerel işçiler ve belirli bir sömürü alanı (Encomienda) verilmiş, sonraları bu toprak işlenmek üzere yerel halka bırakılsa da, aristokratlara buralardan vergi toplama hakkı verilmişti. Buna karşılık encomiendanın sahibi olan aristokrat da bölgenin savunmasından sorumluydu. Tımar sistemine benzeyen bu sistemin nedeni, İspanyol makamları için orduyu sürdürmenin çok pahalı görünmesiydi. Sistem, bazı değişikliklere ve zayıflamalara rağmen, 12 Temmuz 1720'de encomiendalar kaldırılana kadar kaldı. Encomiendaların askerî anlamda harekete geçtiği konular genellikle kızılderili ayaklanmaları ve korsan saldırılarıydı.
Gittikçe fazlalaşan korsan baskınları nedeniyle, her özgür adamın silah kullanmasını öğrenmesini zorunlu kılan düzenlemeler yavaş yavaş yürürlüğe girdi. Bu düzenlemelerden ilki 1540'ta Santo Domingo'da uygulandı. Kıyı bölgelerinde buna dayanan milis sistemi sürekli bir uygulama haline geldi.
Britanyalıların önlemleri
1536'da İngiltere'de korsanları cezalandırmayı ele alan bir kanun yürürlüğe girdi. 1700'e değin yürürlükte kalan bu kanuna göre açık denizlerde, limanlarda ve nehirlerdeki tüm korsanlık eylemleri oramiral yargılayabilmekteydi. Kolonilerin valileri bu nedenle tüm korsanları hukuksal sürecin ilerlediği Londra'ya gönderiyordu. Bu aktivitelerden sorumla mahkeme Old Bailey bir oramiral ve yargıçtan ibaretti. Suçlu bulunan korsanlar Thames Nehri'nde darağacında asıldılar.
1700'de korsanlığa karşı yürürlüğe giren bir diğer kanun ile artık korsanlar Londra'ya gönderilmek zorunda kalmıyorlardı. Bu sayede korsanlar denizaşırı ülkelerde de ölüm cezasına çarptırılabiliyorlardı. Ayrıca bu yeni kanuna göre korsanlara karşı kendilerini savunan denizcilere, kurtarılan geminin yükünden pay verilerek ödüllendirilmeliydiler. Korsanlığı azaltmak yönünde uygulanan bir diğer uygulama ise, korsanların affıydı. Birçok korsanın bu af imkânından yararlandığı bilinmektedir. Öte yandan korsanlığın altın çağı olarak bilinen 1690 - 1730'lu yıllarda normal uygulama olan kaptanın idam edilmesinin aksine, bütün korsan mürettebatı idam edilmiştir.
1702'den itibaren İngiliz savaş gemilerinde bir artış görülmüştür. Bundan önce Karayipler'de aktif olan 4 gemilik bir filo, kartografik anlamda henüz yeterince tanınmayan bu bol adalı bu bölgeyi kontrol etmekte zorluk çekmekteydi. Ayrıca sıtma ve sarıhumma gibi hastalıklar mürettebatı zayıflatmaktaydı. Tahminlere göre ilk aylarda gemide bulunan her üç beyazdan birisi ölmüştür. 1726'da Francis Hosier komutasında korsanlara karşı yürütülen saldırı öylesi kayıplarla sonuçlanmıştır ki sonraki denizci jenerasyonları arasında korku saçan bir unsur haline gelmiştir. Bilindiği üzere Hosier 2 yıl içerisinde 4750 kişilik mürettebatından 4000 adamını yüksek ateş sonucu yitirmiştir. Tüm bu aksiliklere rağmen yaklaşık 1730'a kadar kötü şöhretli korsanların çoğunluğu ya yakalanmış ya da idam edilmiştir.
Kuzey Amerika
Korsanların faaliyetlerinde önemli rol oynayan bir diğer unsur hava durumuydu. Kış aylarında pek konuksever sayılmayan New England'da limanlar donar ve bu donuş gemiler için haftalarca açıkta bekleme süresi anlamına gelebilirdi. Bu sebeplerden ötürü sıcak iklimlerin olduğu bölgelerde daha fazla vakit geçiren korsanlar, nisan ve mayıs aylarında kuzeye doğru yelken açarlardı. Örneğin meşhur korsan Kara Sakal'ın 1717 ekiminde Virginia sahillerinde olduğu, 1718 haziranında ise filosu ve bayrak gemisi Queen Anne’s Revenge ile Güney Karolina Charleston limanını ablukaya aldığı bilinmektedir. Kış aylarında ise Saint Kitts kıyıları ya da Honduras Körfezi'nde bulunan gemiler onun tarafından yağmalanmaktaydı.
1775-1783 tarihli Amerikan Bağımsızlık Savaşı süresince 500 Amerikalı korsanın İngiltere'ye karşı mücadele verdiği ve İngiliz deniz ticaretini %13 oranında durdurdukları bilinmektedir. Resmî Amerikan deniz kuvvetlerinin Kraliyet Donanmasına karşı çok da başarılı olamadığı gerçeği göz önünde bulundurulursa bu rakam oldukça yüksektir. Bu dönemde aktif olan John Paul Jones her ne kadar İngilizlerin gözünde basit yağmacılar olarak görünse de, bugün hâlâ ABD'de halk kahramanı kabul edilmektedir. İkinci Bağımsızlık Savaşı olarak da adlandırılan Britanya ve ABD arasında neredeyse tamamı denizde sürdürülen 1812 Savaşı'nda Kuzey Amerikalılar yine korsanlık beratı dağıtmış ve bu sayede başarılı da olmuşlardır. Korsanlık beratı olan gruplar ise hızı nedeniyle esasen bir posta gemisi olan Baltimore Clipper'i kullanmışlardır. Sonraları geliştirilen bu gemi döneme damga vurarak nam salmıştır. Napolyon Bonapart'ın 1814'te yenilgiye uğratılması sonrası bütün konsantrasyonunu Amerika'ya yoğunlaştıran Britanya, başarılı bir ticari abluka ile korsanları yasadışı aktivitelerden mahrum bırakmışlardır.
1861-1865 yıllarında sürdürülen Amerikan İç Savaşı esnasında yine canlanan korsanlık gemileri, resmî olarak tarafsız kabul edilen Britanya'da imal edilmekteydi. Bu durum başta kabul edilir gibi görünse de, güney devletleri adına korsanlık yapan gibi subayların operasyonlarını Britanya limanlarından yola çıkarak düzenlemesi bardağı taşıran nokta oldu. Alabama adlı gemisiyle kuzey devletlerine karşı başarılı olan Semmes 60 ticaret gemisini ele geçirmiş ancak 19 haziran 1864'te Kearsarge tarafından batırılmıştır. Tüm bunlar yaşanırken beklenmedik bir biçimde Cenevre'deki uluslararası bir mahkeme, zamanın en büyük deniz gücü kabul edilen İngiltere'nin Semmes'in sebep olduğu 15 milyon dolarlık zararı ABD'ye geri ödemesi gerektiğine hükmetmiştir. Bu kararı Avrupa devletlerinin korsanlığı tümden bitirmek istediklerini gösteren bir emsal karar olarak kabul etmek mümkündür. Bu şartlar altında artık korsan gemisi inşa etmek ya da belirli özel kişilere korsanlık beratı vermek bu durumun sebep olacağı maddi zarar göz önüne alındığında anlamsız hale gelmiştir.
Güney Amerika
1815 yılında Güney Amerika'da da İspanyolları karşı bağımsızlık mücadelesi patlak vermiştir. Sadece gerilla savaşının sürdürüldüğü Küba İspanyol kontrolü altında kalmıştır. Bu dönemde İspanyol valilerin korsanlar ile işbirliği içinde olmuşlardır. Bağımsızlık mücadelesi içindeki devrimci hükûmetlerin bir deniz kuvveti olmadığı için, farklı biçimlerde ispanyol kuvvetlerine zarar vermeye çalışmışlardır. Bu yöntemlerden birisi geniş anlamda dağıtılan korsanlık beratlarıdır. Üstelik beratların dağıtıldığı gemi mürettebatlarında Güney Amerikalıların olması da şart koşulmamaktaydı. Her şeye rağmen bu korsanlık beratları korsanların darağacından kurtulması için çok az bir şans tanıyordu. Bu korsanlar sadece İspanyol gemilerine değil, adeta önlerine çıkan her gemiye saldırıyorlar ve zaman zaman büyük ganimetler ele geçirmeseler dahi gemilere saldırarak insanları öldürüyorlardı. Kuzey Amerikalılar ile birlikte İngiltere ve Fransa bu korsanlara karşı mücadeleye başlamış ve ancak 1826'da bölgenin kontrolünü ele geçirmişlerdir. Geçen zaman zarfında Meksika, Peru ve Şili bağımsızlıklarını ilan etmişler, Simón Bolívar sonraları Venezuela, Kolombiya ve Ekvador adını alan Büyük Kolombiya'yı özgürlüğüne kavuşturmuştur. 1835'te içindeki mürettebatı ile Kuzey Amerikalı bir gemiyi kundaklamaya çalışan Pedro Gibert ve 3 arkadaşı, ABD'de idam edilen son korsanlar olarak tarihe geçmişlerdir.
Hint Okyanusu
Avrupalı tüccarların 15. yüzyılda bölgeye ulaşmasından çok önce Hint Okyanusu korsanlık faaliyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Bilhassa muson iklimine bağlı olarak Arabistan ve Hindistan arasında sürdürülen ticaret bu saldırıların yoğunlaştığı alanlardan birisiydi. 17. yüzyılın sonuna doğru Boucanierler Karayipler'den kovulduktan sonra kendilerine yeni bölgeler aramaya başlamışlardır. Bu dönemde iç politikasında büyük problemler yaşayan Babürlüler deniz yollarını ve deniz ticaretini koruyabilecek bir durumda bulunmuyordu.
Madagaskar ve Mauritius
1680 ve 1720 yılları arasında Madagaskar, dünyanın her yerinden korsanlar için bir üs haline geldi. Ada seyrek nüfuslu ve çok sayıda iyi korunmuş demir atma yerlerine ve avcılık imkânlarına sahipti. Ünlü korsanlardan olan William Kidd, Henry Every, John Bowen, La Buse ve Thomas Tew gibi isimler Madagaskar'ın 15 km kuzeybatı kıyısından uzakta Antongil Körfezi ve Sainte Marie (Nosy Boraha) adasını merkezleri haline getirmişlerdir. Buradan başlattıkları yağmacı saldırıları Hint Okyanusu ile sınırlı kalmamış, Kızıldeniz ve Basra Körfezi de pusu kurulan bölgeler olmuştur. Yağmacı korsanlar Fransız, İngiliz ve Hollanda tarafından ipek, porselen, baharat ve mücevher yüklenen gemileri (Güney Hindistan Bölüğü) hedeflemişlerdir. Hindistan istikametine giden gemiler ise genellikle madeni para, kumaş ya da değerli elişi ürünlerini ele geçirmek isteyen korsanların saldırılarına maruz kalmıştır. Korsanların hedeflediği diğer gemiler arasında ise kargo gemilerinin yanı sıra Hindistan'daki Surat ve Arap Yarımadasının ucunda bulunan arasında seyahat eden Mekkeli müslüman hacılar da bulunmaktaydı. Hint Okyanusu limanları arasındaki bu yağmacılık hac yolunda ya da hacdan dönerken yanlarında mücevher taşıyan zengin müslümanları hedeflemekteydi.
1705'ten itibaren Madagaskar korsanlığına bir son vermeye çalışan Britanya, ticaret gemilerini konvoy olarak gönderme yöntemini uygulamıştır. Bunun dışında Britanyalı savaş gemileri de önemli limanlarda devriye gezmekteydi. Hollandalıların 1710'da Mauritius'u terk etmelerinin ardından, birçok korsan Madagaskar'dan ayrılarak buraya yerleşmiştir ve bu korsanlardan bazıları Kambay Körfezi'ndeki Hint korsanlara katılmışlardır. 1715 yılında Fransa buradaki korsanlık faaliyetlerine bir son vermiştir.
Kambay Körfezi
18. yüzyılın ilk yarısında hinduist Marathalar ve müslüman Babürlüler arasında Batı Hindistan için bir mücadele başladığında, bu durumu fırsat bilen Afrikalı müslüman denizci Kanhoji Angria, Mumbai'nin güneyindeki kıyı şeridini ele geçirerek küçük ama bağımsız bir korsan devleti kurmuştur. Yüzlerce gemiye sahip olduğu bilinen bu devlet, sadece Hintleri değil, 'nün kargosuna göz dikmiş olan bazı Avrupalı maceracıları da bünyesinde toplamaya başarmıştır. Nihayet, merkezi Bombay'da bulunan Doğu Hint toplumu, limanını zarar görmeden terk edebilmek için bir nevi haraç ödemek zorunda kaldı. 1712 ve 1717 Angria'nın Bombay'daki kalesini kuşatan Britanyalılar başarılı olamamışlardır. Angria'nın 1729'daki ölümü sonrası onun yerine oğulları Sumbahji ve Mannaji 1743'ten itibaren de Sumbahji'nin kardeşi Tulaji geçmiştir. 1750'lere gelindiğinde Marathâlâr ile ittifak kuran Britanyalılar birbiri arkasına düzenlenen saldırılarda korsan devletinin merkezini 1756'da ele geçirmeyi başarmış ve filoyu ortadan kaldırmışlardır.
Basra Körfezi
1747'den itibaren Bedevi kavimleri Qawasim ve Banu Yas Basra Körfezi'nin güney kıyılarında günümüz Birleşik Arap Emirlikleri topraklarına yerleşmeye başlamışlardır. Şârika ve Ra’s al-Chaima limanlarından yola çıkarak dhov tipi gemileriyle ticaret gemilerine saldırılar düzenlemişlerdir. Bu tip saldırılar bölgenin korsan kıyıları olarak tanınmasına sebep olmuştur. Korsanlık, köle ticaretinin yanı sıra, bu dönemde bölgenin ana gelir kaynağı olmuştur. Korsanlar, kıyıdaki birçok ada, kumsal ve mercan resifinin sularda gezinmeyi zorlaştırmasından ve aynı zamanda iyi bir koruma sunmasından yararlanmışlardır. 1780 civarında, Qawasimli korsanlar, Basra Körfezi'nin güney sahilinin büyük bölümüne hakim olmuş ve buradan Umman ticaretini önemli ölçüde kötü etkilemişlerdir. Umman'ın korsanlığı durdurma girişimler, Birleşik Krallık'ın bölgeye gelip 1806-1820 arası müdedahalesine değin başarısızlıkla sonuçlanmıştır. 1853'te, korsan sahillerinin emirleri İngiliz askerî korumasına karşı, sadece köle ticaretinden ve korsanlıktan kaçınmakla kalmayıp, aynı zamanda korsanlığa karşı aktif eylemde bulunmayı da kabul etmişlerdir. Bu tarihten itibaren ticaret inci ve 1960'lı yıllardan itibaren petrol üzerinden şekillenmiştir.
Doğu ve Güneydoğu Asya
Güneydoğu Çin kıyısındaki nispeten fakir balıkçı köylerinde yüzyıllar boyunca bir çeşit "ek iş korsancılığı" gelişti. Buradaki balıkçılar tüm yıl boyunca balık avı yapamamaktaydılar. Bu nedenle yaz aylarında balık tutmak için kullandıkları teknelerine mızrak ve bıçaklarla binerek kuzeye doğru yola çıkıp buradaki kıyı kasabalarına ve gemilerine saldırarak haydutluk yapmaya başladılar. Bazı durumlarda ele geçirdikleri gemiler ve tutsaklar için fidye istedikleri de oluyordu. Genellikle korsanların kaptanı geminin sahibi oluyor, mürettebat da onun eşi dostu ve akrabalarından oluşuyordu. Balık tutma dönemi geldiğinde yeniden topraklarına dönerek balıkçılıkla meşgul olan bu halkların korsanlık faaliyetleri büyük bir tehlike olarak görülmemekteydi. Daha sonraları bu balıkçı köylerinden toplanan bazı kişiler daha büyük Asyalı korsan gruplarına katılmışlar ve ancak o zaman bir tehlike olarak addedilmişlerdir.
Wokou
Wokou (Çince: 倭寇; Japonca telaffuzu: wakō; Korece: 왜구 telaffuzu waegu, anlamı: Japon haydutları) MS 13. yüzyıldan başlayarak Çin ve Kore sahillerine saldıran korsanlardır. Büyük ölçüde Japonyalı askerler, roninler, tüccarlar ve sonraki dönemlerde kaçakçılar ve haydutlardan oluşan bir topluluktular.
Faaliyetlerinin ilk dönemi 13. yüzyıldan 14. yüzyılın ikinci yarısına değin süren Wokou korsanları önce Kore yarımadasını, sonra sarıdeniz vasıtasıyla Çin kıyılarını hedeflemişlerdir. Faaliyetlerinin ikinci dönemi kabul edilen 16. yüzyılda ise Wokou korsanlarını oluşturan kişiler ve yönetim takımında kayda değer değişiklikler görülür. En parlak dönemleri kabul edilen 1550'lerde Doğu Asya denizlerinde aktif olan Wokoular bazen Yangtze gibi nehirlerde yelken açmaktan da çekinmemişlerdir. Jong ve Kaplumbağa gemi Wokouların en çok tercih ettiği gemi tipleri olmuştur.
Ming Hanedanı'ndan Çing Hanedanı'na geçiş döneminde korsanlık
Wokou örneği dışında Çin korsanlığının en parlak dönemi Ming Hanedanı'ndan Mançu halkı tarafından yönetilen Çing Hanedanı'na geçiş dönemidir. Bu döneme Makao ve Manila'da tüccar olan ancak 1624'ten itibaren korsanlarla işbirliği yapan Zheng Zhilong ve onun ailesinin üyeleri damga vurmuştur. Hem Çin hem de Hollanda gemilerine saldıran bu korsanlar artık zayıflayan Ming Hanedanı için ciddi bir tehdit haline gelmeye başlamıştı. Çok sayıda Jong sahibi olan bu korsanlar aynı zamanda çeşitli tüccarların ticaretini de engelleyerek onlardan fidye ve haraç talep edecek derecede güçlenmiştir.
Ming Hanedanı'nın başındakiler bu korsanlara oldukça yüklü fidyeler ödemişlerdir. Nihayet 1628'de Zheng Zhilong korsanlık ile mücadele etme konusunda ikna edilmiştir. Bunun için ona soylu unvanının yanı sıra askerî bir onur da verilse de, Ming Hanedanı üyelerinin Zhilong'dan sahil kıyısındaki yerlerini bırakmasını istemesi üzerine bu anlaşmadan vazgeçerek Çing Hanedanı ile ittifak kurmuştur. Oğlu Zheng Chenggong ise babasının aksine Çing Hanedanı ile mücadele içinde olmuş ve hatta bir dönem Yangtze nehrinin ağzına barikat kurdurtmuştur. Koxinga adıyla da tanınan bu denizcinin orduları 1650 ile 1660 yılları arasında Yangtze ve Mekong deltasındaki en kuvvetli askerî güç haline gelmiştir. Bu ordular 1655 yılında Fujian'da eski Ming Hanedanlı subaylar tarafından yönetilen 100.000 ila 170.000 adamdan oluşmaktaydı. Koxinga bu ordularıyla 1659'da Nankin'de ağır bir mağlubiyete uğramış ve yine de sahil şehri Xiamen'i elinde tutmayı başarmıştır. 1661'de 900 gemi ve 25.000 kişilik mürettebatı ile Tayvan'a çekilmiş ve buradaki Vereenigde Oost-Indische Compagniei'yi bölgeden kovmuştur. Onun 1662 yılındaki ölümü Zheng ailesi döneminin kapanması ile sonuçlanmıştır.
Zheng Qi ve Zheng Yisao
18. yüzyılın sonuna doğru Vietnam'daki Lê Hanedanı, 1765 yılındaki Tay-Son İsyanı ile düştükten ve iç savaş başladıktan sonra, Tay-Son 1792'den itibaren Güney Çin kıyılarındaki balıkçılara korsanlık beratı dağıtarak yanına çekmeye ve güçlenmeye çalıştı. Bu balıkçılardan biri olan Zheng Qi, 1786'da Tay-Son'a katıldı ve bir korsan filosu organize edebilecek kadar tecrübeye de sahipti. Tay-Son'un Fransızlar tarafından desteklenen Nguyễn Phúc Ánh'a karşı savaşında 1801'de Zhenq Qi Vietnam'dan kaçmak zorunda kaldı. 1802'de 200 jongluk bir filoyla Tay-Son'a destek vermek istediyse de, mağlubiyete uğramıştır. Bu dönemi korsanlar arasındaki savaşlar izlemiştir. Nihayet 1805'te Zheng Qi'nin kuzeni Zheng Yi, Guangdong korsan kaptanını bir anlaşmaya zorlayarak kendi komutası altına almıştır. Komuta altına alınan 6 filonun en büyüğü 300 jong ve 40.000 korsandan oluşmaktayken en küçüğü yaklaşık 70 jonga sahipti. Bu korsanlar hiyerarşik bir düzenle organize olmuşlardı. Filolar, her biri 1.500 mürettebat üyesi olan 36 gemi halinde yeniden düzenlenmişti. Ayrıca ganimetlerin sadece yüzde beşi ganimete ulaşan gemi ve mürettebata bırakılıyordu, geri kalanlar ise önce ambarlara dağıtılıyor ve sonraları tüm üyelere dağıtılıyordu. Bu şekilde sistem uzun süre devam edebilmişti.
16 kasım 1807'de ölen Zheng Yi'nin yerine geçen eşi Zheng Yisao ve onunla evlenen Zhang Baozai dikkate alınmadığı takdirde önemli cezalar getiren bir davranış kuralları kanunu getirdi. Bu dönemde korsanlardan korunması garanti altına alınmayan tek bir gemi bile Çin kıyılarında seyrüsefer etmemiştir. Bu durum korsan kaptanlarına ödenen koruma paraları ile mümkün oluyordu. İktidarın zirvesinde, korsan ittifakı 1000'den fazla gemi ve 150.000 korsandan oluşuyordu.
Askerî anlamda başarı sağlanamayan korsanlık mücadelesi, iç savaşlarla zayıflayan korsanları kapsayan büyük bir af sonrası çözülmüş oldu.
Korsanlığın çöküşü
19. yüzyılın başlarında kölelik ve ticareti artık uluslararası anlamda kabul edilemez hale gelmiş ve bununla birlikte Afrika'nın batı kıyıları ve Basra Körfezi'nde korsanlığa karşı ciddi mücadeleler başlamıştı. Latin Amerika'daki bağımsızlık savaşlarının bitmesi ile Karayiplerdeki korsanlar 1820 ve 1830'larda tamamen kaybolmuşlardır. 19. yüzyılın ortalarında batı dünyasında korsanlık tamamen bitmiştir. Çin Denizi'ndeki korsanlık ise II. Afyon Savaşı sonrası 1860'larda önlense de 1920ye değin zaman zaman yeniden ortaya çıkmıştır.
Sömürgeci güçlerin buharla çalışan gemileri rüzgar şartlarından bağımsız olarak seyir imkânı sağlıyordu. Bu gelişmeler gümrük vergisine de etki etmekteydi. Bu zamana değin en ileri teknolojide üretilen korsan gemileri artık endüstri devrimi ile ortaya çıkan değişimler ile mücadele etmekte zorlanmaya başladılar. Zira artık mühendislere, teknik araçlara sahip tersanelere ihtiyaç duymaktaydılar. Bu gibi şartlara ayak sağlayamayan korsanlar, diğer donanmalar ile mücadelelerinde artık kaydadeğer bir tehlike olmaktan çıktılar.
Meşhur korsanlar
Ayrıca de bakınız
- Menodoros (ö. MÖ 35), Kilikyalı korsan, sonraları Sextus Pompeius'un amirali.
- Tarkondimotos (ö. MÖ 31), Kilikyalı korsan, Marcus Antonius'un müttefiği.
- Brindisili Margaritos (12. yy.), norman korsan, Sicilya Kralı II. Guglielmo'ya hizmet etmiştir.
- Roger de Flor (1266–1305), Tapınak şövalyesi ve Katalan Bölüğü kurucusu.
- Marten Pechlin (1480–1526), İskandinavya'da II. Christian hizmetindeki korsan
- Lin Feng (ö. 1575), Çinli korsan ve Filipinler'de savaş ağası.
- Magnus Heinason (1545–1589), Norveçli - Faroe adalı korsan.
- Pierre le Grand (17. yy.), Karayiplerdeki ilk Fransız Boucanier.
- Michel de Granmont (1686'da Meksika açıklarında kayboldu), Fransız Boucanier.
- Richard Sievers (Hint Okyanusu; 1660–1700), Alman korsan.
- Jean Bart (1650–1702), Ludwig XIV. Louis emrindeki flaman yağmacı
- Robert Culliford (17. yy sonu 18. yy başı), William Kidd'in çağdaşı, Hint Okyanusu ve Karayiplerde faaliyet gösterdi.
- Jean Baptiste du Casse (1646–1715), Fransız Boucanier ve yağmacı.
- Bartholomew Roberts (1682–1722) Atlas Okyanusu korsanı.
- Samuel Bellamy (Karayipler 1690–1717)
- Benjamin Hornigold (ö. 1719), Karayiplerde faaliyet gösteren korsan. Sonraları korsanlara karşı mücadele etmiştir.
- Edward „Ned“ Low (ö. muhtemelen 1724), Atlas Okyanusu korsanı İngiliz. Korsanlığın Altın Çağı'nda faaliyet göstermiştir.
- Woodes Rogers (1679–1732). Sonraları korsanlara karşı mücadele etmiş korsan. Mottosu Expulsis Piratis Restituta Commercia ("Korsanlar kovuldu, ticaret güvende") Bahamalar'ın 1973'teki bağımsızlığına değin ulusal motto olarak kabul görmüştür.
- „Billy One-Hand“ Condon, (18. yy. başı), Atlas Okyanusu, Karayipler ve Hint Okyanusu korsanı.
- Jacques Cassard (1679–1740), Fransız korsan.
- Francois Thurot (1727–1760), Britanya sularında faaliyet gösteren Fransız yağmacı.
- Louis Michel Aury (1788–1821), Güney Amerika bağımsızlık savaşlarında aktif olan korsan
- Jean Laffite (1780–1826), Fransız korsan, Karayipler veGalveston'da faaliyet göstermiştir.
- Cui Apu (ö. 1851), Çinli korsan.
Meşhur kadın korsanlar
- Jeanne de Belleville (Fransa 14. yy.) – Bretonyalı soylu. 2 Ağustos 1343'te VI. Philippe'in emriyle idam edilen kocasının (Olivier IV. de Clisson) İntikamını almak için korsan olmaya karar veren soylu bir kadındır
- Grace O’Malley (Aslen: Gráinne Ní Mháille, d. 1530 Batı İrlanda; ö. 1603)
- Mary Read (Karayipler, 1690–1720)
- Anne Bonny (Karayipler, 1700'ler)
- Zheng Yisao ya da Ching Shih yahut Cheng I Sao, Çinli kadın korsan (17.- 18. yy)
Literatür
- Emrah Safa Gürkan, Sultanın korsanları: Osmanlı Akdenizi'nde gazâ, yağma ve esaret, 1500-1700, 2018.
- Frank Bardelle: Freibeuter in der Karibischen See. Zur Entstehung und gesellschaftlichen Transformation einer historischen Randbewegung. Verlag Westfälisches Dampfboot, Münster 1986, (wissenschaftliches Werk mit umfangreicher Bibliographie).
- Douglas Botting u. a.: Geschichte der Seefahrt – Abenteurer der Karibik. Bechtermünz, Eltville am Rhein 1992, .
- Arne Bialuschewski: Das Piratenproblem im 17. und 18. Jahrhundert. In: Stephan Conermann (Hrsg.): Der Indische Ozean in historischer Perspektive. EB-Verlag, Schenefeld/Hamburg 1998, , S. 245–261 (= Asien und Afrika; 1).
- Angus Konstam: Atlas der Beutezüge zur See. Weltbild Verlag, Augsburg 1999, . (Ausgiebig bebilderter Überblick von der Antike bis zur Gegenwart. Entgegen dem Titel nur wenige und kleine Schema-Karten.)
- David Cordingly: Piraten: Furcht und Schrecken auf den Weltmeeren. VGS Verlagsgesellschaft, Köln 1999, .
- David Cordingly: Unter schwarzer Flagge. Legende und Wirklichkeit des Piratenlebens. Deutscher Taschenbuch-Verlag, München 2001, (gute, einführende Vorstellung des Freibeuterwesens).
- Dieter Zimmermann: Störtebeker & Co. Verlag Die Hanse, Hamburg 2000, .
- Hartmut Roder (Hrsg.): Piraten. Die Herren der sieben Meere. Edition Temmen, Bremen 2000, (Katalogbuch zu einer Ausstellung).
- Hartmut Roder (Hrsg.): Piraten. Abenteuer oder Bedrohung? Edition Temmen, Bremen 2002, (Begleitband zum Symposium Piraterie in Geschichte und Gegenwart. Abenteuer oder Bedrohung? des Überseemuseum Bremen am 10./11. November 2000).
- Marcus Rediker: Villains of All Nations, Atlantic Pirates in the Golden Age. Beacon Press, Boston 2004, .
- Robert Bohn: Die Piraten. 2. Auflage. Beck, München 2005, (eine allgemeinverständliche Einführung zur Geschichte der Piraterie in der Karibik und das „Goldene Zeitalter“).
- Peter Linebaugh, Marcus Rediker: The Many Headed Hydra, Sailors, Slaves, Commoners and the Hidden History of the Revolutionary Atlantic Beacon Press, Boston 2005, .
- Andreas Obenaus, Eugen Pfister, Birgit Tremml (Hrsg.): Schrecken der Händler und Herrscher: Piratengemeinschaften in der Geschichte. Mandelbaum, Wien 2012,
- Volker Grieb, Sabine Todt (Hrsg.): Piraterie von der Antike bis zur Gegenwart. Franz Steiner Verlag, Stuttgart 2012,
- Daniel Heller-Roazen: Der Feind aller. Der Pirat und das Recht. Aus dem Englischen von Horst Brühmann. Fischer Wissenschaft, Frankfurt am Main 2010.
Dipnotlar
- ^ Heinrich Otten: Sprachliche Stellung und Datierung des Madduwatta-Textes., Studien zu den Boǧazköy-Texten Heft 11, Otto Harrassowitz-Verlag, Wiesbaden 1969, S. 34.
- ^ Frank Starke: Lukka. In: Der Neue Pauly (DNP). Band 7, Metzler, Stuttgart 1999, ISBN 3-476-01477-0, Sp. 505 f.
- ^ Helke Kammerer-Grothaus: Von Argonauten und Piraten in der Antike. In: Hartmut Roder (Hrsg.): Piraten – Die Herren der Sieben Meere. Edition Temmen, Bremen 2000, ISBN 3-86108-536-4.
- ^ Homer, Odyssee 425–429
- ^ Homer, Odyssee 14, 192ff.
- ^ . 17 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2007.
- ^ "Der Weg der türkischen Invasion". 23 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Mart 2020.
- ^ (^) Adrian Tinniswood, 17.yüzyılda Akdenizde Korsanlık, s.135
- ^ "Museum über die Geschichte der Kreuzzüge und des Johanniter- und Malteserordens der Ritterhausgesellschaft Bubikon". 21 Haziran 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Mart 2020.
- ^ Ekkehard Eickhoff: Venedig, Wien und die Osmanen. Callway, München 1973, ISBN 3-7667-0105-3, S. 17 ff.
- ^ Detlev Quintern: To the shores of Tripolis. Die USA im Mittelmeer um 1800 – Zum Entstehungsmythos der US-Navy. In: Hartmut Roder: Piraten – Abenteuer oder Bedrohung. Edition Temmen, Bremen 2000, .
- ^ Maria Christina Chatzioannu, Gelina Harlaftis: Griechische Freibeuter und Piraten im Zeitalter der Aufklärung. In: Hartmut Roder: Piraten – Abenteuer oder Bedrohung. Edition Temmen, Bremen 2004, .
- ^ Matthias Springer: Die Sachsen. Kohlhammer, Stuttgart 2004, ISBN 3-17-016588-7.
- ^ Ulrich Weidunger: Die Wikingereinfälle im Bereich der südlichen Nordsee. In: Hartmut Roder (Hrsg.): Piraten – Die Herren der Sieben Meere. Edition Temmen, Bremen, 2000, ISBN 3-86108-536-4.
- ^ . 22 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2008.
- ^ Mats Mogren: Die Vitalienbrüder und der Burgenbau im nördlichen Ostseegebiet. In: Jörgen Bracker (Hrsg.): Die Hanse – Lebenswirklichkeit und Mythos. Band 1, Museum für Hamburgische Geschichte, Hamburg 1989, ISBN 3-7950-1275-9, S. 627.
- ^ Hartmut Roder: Klaus Störtebeker – Häuptling der Vitalienbrüder. In: Hartmut Roder: Piraten – Die Herren der Sieben Meere. Edition Temmen, Bremen, 2000, ISBN 3-86108-536-4; Mats Mogren: Die Vitalienbrüder und der Burgenbau im nördlichen Ostseegebiet. In: Jörgen Bracker (Hrsg.): Die Hanse – Lebenswirklichkeit und Mythos. Band 1, Museum für Hamburgische Geschichte, Hamburg 1989, ISBN 3-7950-1275-9, S. 627.
- ^ Ute Scheurlen: Bremen und die Seeräuber. In: Jörgen Bracker (Hrsg.): Die Hanse – Lebenswirklichkeit und Mythos. Band 1, Museum für Hamburgische Geschichte, Hamburg 1989, , S. 620; Renate Niemann: Wo zu Bremen etliche Seeräuber hingerichtet worden sind. In: Hartmut Roder: Piraten – Die Herren der Sieben Meere. Edition Temmen, Bremen, .
- ^ Gilles Lapouge: Piraten, Seeräuber, Freibeuter, Bukanier und andere Jäger der Meere. Die Hanse/Sabine Groenewold Verlage, Hamburg 2002, S. 105–108.
- ^ Blake D. Pattridge: Buccaneers and Freebooters. In: Tenenbaum: Encyclopedia. Band 1, S. 477.
- ^ David Cordingly: Under the Black Flag. The Romance and the Reality of Life among the Pirates. Harcourt Brace, San Diego 1997, S. XVIII.
- ^ Alexandre Olivier Exquemelin: Das Piratenbuch von 1678. Die Amerikanische Seeräuber. Edition Erdmann, Stuttgart 1983, S. 118; Clinton V. Black: Pirates of the West Indies. Cambridge Caribbean, Cambridge 1989, S. 7.
- ^ "The Proceedings of the Old Bailey London 1674 to 1834". 11 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mart 2020.
- ^ Marc C. Hunter: Piraten im Golf von Mexiko im frühen 19. Jahrhundert. In: Hartmut Roder: Piraten – Abenteuer oder Bedrohung? Edition Temmen, Bremen, 2004, ISBN 3-86108-785-5.
- ^ Bettina v. Briskorn: Eine kurze Geschichte der Piraten auf Madagaskar. In: Hartmut Roder (Hrsg.): Piraten – Abenteuer oder Bedrohung. Edition Temmen, Bremen 2004, ISBN 3-86108-785-5.
- ^ Dubai. 27 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . LexiTV.
- ^ Çin Denizi'nde korsanlık için bakınız; Udo Allerbeck: Piraterie in China. In: Hartmut Roder (Hrsg.): Piraten – Die Herren der Sieben Meere. Edition Temmen, Bremen 2000, ISBN 3-86108-536-4.
- ^ Udo Allerbeck: Piraterie in China. In: Hartmut Roder (Hrsg.): Piraten – Die Herren der Sieben Meere. Edition Temmen, Bremen 2000, ISBN 3-86108-536-4.
- ^ Gilles Lapouge: Piraten, Seeräuber, Freibeuter, Bukanier und andere Jäger der Meere. Die Hanse / Sabine Groenewold Verlage, Hamburg 2002, S. 83.
- ^ Zu Piratinnen allgemein: Heide Menge, Piratenbräute und andere Weibsbilder. In: Hartmut Roder (Hrsg.): Piraten – Herren der Sieben Meere. Edition Temmen, Bremen 2000, ISBN 3-86108-536-4.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Korsanlik tarihi korsanligin tarih icerisinde gelismesini korsan olarak taninmis bazi isimlerin biyografilerini ve zamanin sartlari da gozonunde bulundurarak ele alan tarihin alt dallarindan biridir Akdeniz de korsanlikAntik donemde deniz ticaret rotalari surekli olarak deniz rotasinin uzerinde bulunan diger yabanci ulkelerin hukumdarlarinca tehdit altindaydi Gemi murettebati yalnizca ticarette bulunduklari mallarini korumakla degil ayni zamanda da kendi canlarini korumakla mukelleftiler Akdeniz haritasi 1906 Dogu Akdeniz de korsanlik daha ziyade kiyilar ve adalar sayesinde rahatlikla yapilmistir Korsanlar koy ve korfezlerde saklanip pusu kurarak ticaret gemileri uzerine hucum edebiliyorlardi Antik Misir doneminden kalma bazi cizimler MO 14 yuzyilda Lukkanin Kibris a yaptigi baskini aktarmaktadir Bu korsanlarin Kucuk Asya nin guney kiyilarindan muhtemelen Likya dan geldikleri one surulmustur Sonraki doneme ait bircok kaynakta da Kucuk Asya nin guney kiyilari korsanlarin vatani olarak gecmektedir ki bu durum Dogu Akdeniz deki ticareti olumsuz anlamda etkilemistir Lukkalilarin 13 yuzyilda Hititler ile birlikte Kades Savasi nda Misir a karsi savastigi bilinmektedir Misir ve Deniz Kavimleri Nil deltasinda Deniz Kavimleri ile II Ramses ordusu arasinda deniz muharebesi Teb Medinet Habu tapinagi duvar rolyeflerinin cizimi Populer yayinlarda Deniz Kavimleri tarihin ilk korsanlari olarak one cikmaktadir Medinet Habu da bulunan bir kabartma ve III Ramses donemine tarihlenen Harris I Papirusu birbiriyle anlasan bazi halklarin Dogu Akdeniz de sehirleri yagmaladigini aktarmaktadir Arkeolojik olarak da ornegin Ugarit te tespit edilen ve MO 1200 sonrasi meydana gelen bu yagmalamalar bilim literaturunde dogrudan deniz kavimleri ile iliskilendirilmislerdir Kibris 200 yil boyunca Ege ve Kucuk Asya dan gelen korsanlar tarafindan saldiriya ugramistir Bolgede yasananlarin bir cesit kavimler gocu deniz savasi ya da korsanlik aktivitesi olup olmadigi ise tartismalidir Nihayet MO 1186 yilinda III Ramses tarafindan maglup edilen deniz kavimleri boylece tarih sahnesinden silinmislerdir Antik Yunan Arkaik ve Klasik Donem Ilk donemlerde yalnizca kiyilarda faaliyet gosteren kucuk korsanlardan soz etmek mumkundur Bunlar kurekli kadirgalar ile kiyiya yakin seyreden gemilere saldirmakta ve soymaktaydilar Korsanlik ilk olarak Trireme nin MO 6 yuzyildaki kesfiyle farkli bir boyut kazanmistir Bu tarihten itibaren buyuk gemilere de saldirmak mumkun hale gelmistir Argonotlar ve Homeros anlatilarinda da antik korsanligi akla getiren kisimlar bulunmaktadir Bu anlatilardan anlasildigi kadariyla antik cagda korsanlik bilinmeyen bir fenomen degildir Odysseia da da Sidon kralinin kizinin denizciler tarafindan kacirilip kole olarak satildigi aktarilmaktadir Odysseia bizzat Girit ten Misir a yagmalama yapmak uzere yelken actigini aktarmaktadir Thukididis e gore Truva Savasi oncesi Antik Yunanistan denizin de dahil oldugu surekli bir savas icindedir Sehirler boylesi bir savastan korumak icin kiyilara uzak kalan yerlere kurulmaktaydi Bazi durumlarda korsanlar kiyi halki ile isbirligi de yapabilmekteydi Thukididis ve Herodot un yazdiklarina gore ilk olarak kral Minos doneminde antik korsanlik ile basarili bir mucadele verilmeye baslanmistir Girit in Yunanlarca fethi sonrasi ise Girit bizzat korsan limani haline gelmistir Antik Yunanistan da korsanlik kotu itibarsiz ve kanunsuzluk ile iliskilendirilen bir sey olmaktan ziyade zenginligi artirmaya yarayan serefli bir mesguliyetti Antik korsanligin olumsuz bir anlamda yorumlanmasi daha sonraki donemlere has bir durumdur Atina MO 6 5 yuzyillarda korsan limanlari bulunanLimni Termiye ve Mikonos a karsi saldirilar duzenlemistir Bati Akdeniz de Focalilar ve Etruskler Perslilerin Kucuk Asya yi isgali sonrasi yurtlarindan edilen Antik Focalilar Korsika ya giderek Aleria ya yerlesmisler ve Bati Akdeniz de bir sorun haline gelmeye baslamislardir Burada cografi konumlarinin verdigi uygunlugu kullanarak Etruskler ve Kartacalilarin ticaretini gemi saldiri ve baskinlari ile kotu etkilemeye baslamislardir Etruskler ve Kartacalilarin MO 540 yilinda ortak olarak giristigi bir savasta Focalilar yenilgiye ugratilmislardir Bu savas Yunan kolonilerinin Bati Akdeniz de yayilmasinin sona erdigi savas olmasi dolayisiyla onemlidir MO 8 yuzyila tarihlenen bazi Fenikeli gemilerinin kadirgavari iki sirali kurekci yerleri gorulmektedir Bireme adi altinda bilinen bu kurekli gemiler MO 5 yuzyildan itibaren buyutulerek ve bir kurek sirasi daha eklenerek Trireme haline getirilmistir Triremeleri Biremelerden ayiran en onemli ozellik fazladan bir sira kurekci sahibi olmalari degil bundan daha ziyade onlari bir savas gemisi haline getiren mahmuzlaridir Triremeler ile birlikte gemiler tasimaci olmaktan cikip bizzat savas araci dusman gemiyi batirmaya yarayan silahin kendisi haline gelmislerdir Ancak gemileri batirmaktan ziyade onlara el koyarak ambarlarini bosaltmayi amaclayan korsanlari Trireme tarzi gemileri kullanmadigi ve Bireme tercih ettikleri bilinmektedir Helenistik Donem Antik korsanlik tarihinin parladigi donemlerden birisi Pers Yunan savaslari donemidir MO 4 yuzyilda zamanin en buyuk kole pazarinin bulundugu Rodos tan korsanlarla mucadele etmek mumkunken Pers Yunan savaslari nedeniyle surekli savasta olan bazi sehirler kendi deniz yollarini korumakta gucluk cekmislerdir Korsanlarin boylesi donemlerde dusmanlarla isbirligi yaptigi da olmustur Ornegin MO 3 ve 2 yuzyillarda merkez Yunanistan i hakimiyeti altinda bulunduran korsanligi bazi Yunan ve Pers dusmanlarina karsi kullanmistir Bu gibi durumlar guvenilir deniz yolu sahibi olma istegiyle buyuk bir celiski yaratmaktaydi MO 192 de Aetolia Ligi Romalilara karsi kaybedince korsanlarin buyuk bir kesimi Kilikya ya kacmistir Girit te yasayan korsanlar MO 2 yuzyilda Kilikya korsanlari ile girdikleri mucadelede guclerini kaybetmislerdir Roma Imparatorlugu Adriyatik Denizi nde Iliryalilar MO 3 yuzyilda topraklarini genisletmeye baslayan Romalilar Adriyatik Denizi nde Iliryali korsanlar ile karsilasmis ve onlari MO 168 de ilhak etmeyi basarmislardir Sadece Dalmacya da Iliryali bir grup korsanin siginagi MS 9 a degin varligini surdurebilmistir Iliryali korsanlarin kullandigi liburna sonraki donemlerde sahil guvenligini saglamak icin Romalilar tarafindan kullanilan bir gemi haline gelmistir Liburna nin gelistirilmesi ile dromon ortaya cikmistir Kayitlara gectigine gore MO 122 yilinda Romalilar Balear Adalari yakinlarinda korsanlara karsi bir savas vermislerdir Kucuk Asya da Kilikyalilar Romalilar Bati Akdeniz de korsanlara karsi basarili olurken Kilikya korsanlari karsisinda hizli bir basari sahibi olamamistir MO 102 de Marcus Antonius Orator kontrolunde duzenlenen 102 Kilikya saldirisi basarisizlikla sonuclanmis ayni sekilde MO 74 yilinda Marcus Antonius Creticus emrinde duzenlenen Girit saldirisi korsanlari durdurmaya yaramamistir Bu durumun sebepleri arasinda Milet Efes ve Smyrna gibi sehirlerin valilerinin korsanlarla ticaret icinde olduklari ve korsanlardan kole satin aldiklari one surulmektedir Seleukos Imparatorlugu cokusu ve VI Mithridatis savaslari sirasinda Kilikya korsanlari guclerini ikiye katlamislardir Delos u mesken edinen bu grup Guney Akdeniz deki kole ticaretini tamamen kontrolu altina almistir Korsanlarin MO 86 da Guney Italya da Brindisi aciklarinda bir Roma filosunu yenilgiye ugratmasi ve MO 75 te o zamanlar genc bir delikanli olan Gaius Iulius Caesar Milet in guneyinde Bulamac Adasi nda korsanlar tarafindan esir alinmasi korsan tehdidinin ulastigi boyutu gostermek acisindan onemli orneklerdir Caesar sonralari bir fidye sonucu serbest birakilmisve korsanlara karsi mucadeleye girismistir MO 67 de Roma nin tahil kaynagi olan Misir ile iliskisini kesen korsanlar Guney Italya sehirlerine sik sik baskinlar duzenlemeye baslamislardir Gnaeus Pompeius Magnus korsan meselesinin cozmesi icin ayni yil cikartilan bir kanunla Lex Gabinia ozel Imperium yetkisiyle donatilir Gnaeus Pompeius Magnus gercekten de birkac hafta icerisinde deniz guvenligini saglamayi basarir Bu basarisini Roma donanmasi kucuk gruplara bolerek Akdeniz de farkli stratejik yerlere yerlestirmesine borcludur Limani ablukaya aldiktan sonra ordu karadan saldirarak korsanlari yok etmektedir Bu esnada kacmaya calisan korsanlar da denizdeki donanma tarafindan saf disi birakilmaktaydi Bugun Alanya da bulunan Korsan Diodotos Tryphon un bir kale insa ettirdigi Kilikya korsanlarinin merkezi kabul edilebilecek Pamfilya sehri Korakesion da boylesi bir strateji ile Pompeius tarafindan fethedilerek Akdeniz deki buyuk korsan aglari agir bir zarara ugratilmistir Sextus Pompeius un Deniz Savasi Pompeius un yakalayip esir aldigi bircok kilikya korsani Pompeius un oglu Sextus Pompeius un emri altinda Sicilya da Roma donanmasina dahil edilmislerdir Ismi bilinen bu korsanlardan bazilari Menodoros Menekrates Demochares ve Apollophanes tir MO 42 de gelecegin Augustus u Octavian a gonderilen bir tahil gemisini engellemek icin bir filo ile Italya kiyilarini ablukaya alan bu grup MO 36 da Naulochus Deniz Muharebesi nde Marcus Vipsanius Agrippa tarafindan yenilgiye ugratilmislardir Octavian in Marcus Antonius a karsi Aktium Muharebesi ilekazandigi son zafer sonrasi Principatus doneminde Roma donanmasi korsanligin buyuk olcekte icra edilmesine musaade etmemistir Korsanlarin aktiflestigi anlarda yakin bolgelerde bulunan Roma eyaleti valileri derhal mudahalede bulunmuslardir Kuzey Afrika da Vandallar Gec Antik Cag da Akdeniz de sularin guvensizlesmesi Vandallarin Kartaca yi fethederek Kuzey Afrika nin kontrolunu ele gecirmesi ile baslamistir MS 455 yilinda bir filo ile Roma ya saldiran ve sehri iki hafta boyunca yagmalayan Vandallar gunumuzde kullanilan Vandallik kavraminin kaynagidirlar Akdeniz deki Vandal tehdidi Belisarius emrindeki Bizans donanmasi tarafindan MS 533 yilinda surdurulen bir operasyon ile ortadan kaldirilmistir Orta Cag Akdeniz Islam in yayilisi ile birlikte Arap filolarinin Hristiyan topraklarina saldirdigi gorulur Genel olarak calkantili bir doneme giren Akdeniz de Bizans Imparatorlugu bugunkuLubnan kiyilari tarafindan tehdit edilirken Guney Italya Sicilya ve Sardinya 697 de dusen Afrika Eksarhligi topraklari tarafindan ve Balear Adalari da Kurtuba Emirligi tarafindan tehdit edilmekteydi Muhtemelen latin yelkeni bu donemlerde 8 ya da 9 yy musluman korsanlarca ilk olarak kullanilmaya baslanmistir Asagi yukari ayni donemde Narentanlar adi altinda da bilinen Dalmacyali Hirvat ve Sirp korsanlar Adriyatik Denizi ndeki bizans ticaretini kesintiye ugratmaya baslamislardir Bu korsan grubu zaman zaman Araplarla da ittifak icine girmekteydi Narentanlarin bolgeden temizlenmesi ancak 11 ve 12 yuzyillarda bolgede kontrolu eline geciren deniz cumhuriyeti Venedik sayesinde mumkun olabilmistir 12 yuzyildan itibaren Sicilya da yerlesik olan Normanlar tarafindan Kuzey Afrika ya karsi saldirilar gerceklestirilmis ve bu saldirilar Hacli Seferleri caginin da bir baslangici olmuslardir Katolik hacli donanmasinin Kudus u muslumanlarin elinden almak yerine yerine Hristiyan sehri Konstantinopolis e saldirdigi 1204 tarihli Dorduncu Hacli Seferi nin fiyasko olarak sonuclanmasinin sebeplerinden birisi Bizans donanmasinin uzun suredir Italyan denizcileri ise almasiyla alakalidir 12 yuzyilin sonlarinda bu denizcilerin Venedik ve diger rakip Italyan devletlerine gizlice sempati duyduklarindan supheleniliyordu Bu nedenle tutuklanamayan denizcilerin cogu Ege ve Iyon Denizi ndeki uzak uslere kacarak ve Bizans baskentini savunmak yerine korsan oldular Yine de Bizans Imparatorlugu sadece Osmanlilara karsi degil Venedikli ve Cenevizlilere karsi da bu korsanlardan yardim istemek durumunda kaldi 13 yuzyilda bu korsanlar Osmanli nin mutteki berberi korsanlarca elimine edilmistir Simdi de Berberi korsanlar Hristiyan ulkelerinin sahillerini tehdit etmeye baslamistir Bu donemde korsanlik yapan bir diger grup Atina yakinlarinda aktif olan Katalan Bolugudur Bu grup daha sonra musluman korsanlarla ittifak icerisine girmistir Yeni Cag Adriyatik Denizi nde Uskoklar Adriyatik Denizi nin kiyilarindan Uskoklar adi verilen bir grup korsan Narentanlarin gelenegini takip ederek 16 ve 17 yuzyillarda bolgenin kontrolunu ele gecirmis ve Senj merkezli saldirilari ile Venedik gemilerini yagmalamislardir Uskok lideri Kucuk ve calimli gemileri ile Adriyatik Denizi ni guvensiz kilan Uskoklar sadece Turk donanmasina karsi degil Habsburg Viyanasinin goz yummasi ve musaadesiyle Zadar kiyilarinda Hristiyan Venedik gemilerine karsi da operasyonlar duzenliyordu Bu durumun neticesi olarak 1612 de Avusturya ve Venedik Cumhuriyeti arasinda patlak veren savasta Uskoklar Senj sehrini terk etmek durumunda birakildilar Gemileri yakilan Uskoklar 1617 de Karlovac ve Kupa Nehri bolgesine tasindilar Kuzey Afrika nin Berberi korsanlari 16 yuzyilda Hospitalier Sovalyeleri ile Berberi korsanlar Kuzey Afrika kiyilarinda kontrol icin birbiri ile mucadele eden korsan gruplariydilar Berberi korsanlarin merkezleri Berberi kiyilari Cezayir Konstantin Tunus ve Trablus sehirleriydi Bu korsanlar Osmanli Sultan inin emrine uyarak Akdeniz deki Hristiyan gemileri adeta avlamaktaydilar Ote yandan Berberi korsanlarin Kuzey Afrika kiyilarini Ispanyol donanmasina karsi koruma gorevi de vardi Ispanyollar Amerika nin kesfi oncesi genislemek icin guneyi hedef haline getirmislerdi Sultan in yerel valileri limanlarini Berberi korsanlara actiginda genellikle ganimetin onda biri ve liman ucretlerini almaktaydilar Siklikla da basarili korsanlarin bir sure sonra Bey olduklari bilinmektedir Berberi korsanlar arasinda Moriskolar gibi onceden Hristiyan olan ancak sonra Islamiyet e gecerek Osmanli Sultan ina hizmet eden bazi kisiler de bulunmaktaydi Donemin en onemli korsanlari arasinda Oruc Reis Barbaros Hayreddin Pasa Turgut Reis ve Kilic Ali Pasa gibi isimler sayilabilir Kuzey Afrika dan yola cikarak butun Akdeniz boyunca gemi baskinlari duzenleyen Berberi korsanlari bazen Atlas Okyanusu na da cikiyordu Hedefleri yalnizca yolcu ve ticaret gemilerini degil kiyi yakinlarinda bulunan koy ve sehirleri de yagmalayarak kole ele gecirmekti Hatta oyle ki 1627 yilinda Izlanda bile Cezayirli korsanlar tarafindan saldiriya ugramis ve ele gecirilen Izlandalilar kole olarak satilmislardir Ornegin Kucuk Murat Reis 1631 yilinda Irlanda kiyisindaki Baltimore sehrini yagmalamistir Bircok Hristiyan devleti Berberi korsanlari ile baris anlasmalari imzalamis ve harac odemeyi kabul etmislerdir Ancak Berberi korsanlari gelecekte yapacagi baskinlari garanti etmek istercesine hicbir zaman ayni anda butun Hristiyan devletleri ile baris antlasmasi imzalamamistir Kucuk Johanniter sebek tipi tekne 1600 civari Korsanlarin tercih ettigi savas gemileri arasinda latin yelkenli kadirgalar ve fustalar bulunmaktaydi Kuzeydeki savas gemilerinin aksine az sayida silah ile donatilmis olan bu gemiler silahlarin pruvada olmasindan dolayi yalnizca ileriye dogru ates edebilmekteydiler Yine de bu gemiler ozellikle ruzgarsiz havalarda yelkenli gemilere kiyasen cok ustunduler Buyuk kadirgalarda kurek cekenler cogunlukla savas esirleri ya da kolelerdi Ancak fusta ve galeote gibi kucuk gemilerde korsanlarin kendileri kurek cekmekteydiler Ancak bu durum kolelere ve savas esirlerine goz kulak olma yukumlulugunu azalttigindan avantajli da olabilmekteydi Sebek tipi kucuk tekneler takip eden donemlerde en cok tercih edilen tekneler oldular Hospitalier Sovalyeleri Berberi korsanlarinin karsisinda Hristiyan cephesinde Hospitalier Sovalyeleri filosu vardi Merkezleri Rodos olan sovalyeler 1522 yilinda Rodos un Fethi sonrasi 1530 yilindan itibaren Malta yi mesken edinmislerdi Bu nedenle bazen Malta Sovalyeleri olarak anildiklari da olmustur Osmanli Imparatorlugu nun Malta yi fethettigi tarih olan 1551 e degin Trablus un da kontrolunu ellerinde bulundurmuslardir Hacli cizgisinde olan bu grup bir yandan Berberi korsanlarina karsi bir savunma saglarken diger bir yandan da bizzat korsanlik icra etmekteydi 1571 e degin Osmanli ve Venedik arasinda baris oldugundan Hospitalier Sovalyeleri Kutsal Roma Imparatoru ve Papa yi da karsisina alarak Venedik gemilerine baskinlar duzenlemistir Hospitalier Sovalyeleri nin en basarili baskinlarindan birisi 28 Eylul 1644 tarihinde yasanmistir 6 kadirgali bir Sovalye filosu Kerpe Adasini fethetmis ve dahasi Iskenderiye yolunda olan 10 gemilik bir Turk filosunu yagmalamistir Ele gecirilen gemiler arasinda bulunan bir kalyon Sultan Ibrahim in esini ve maiyetini ve maddi degeri yuksek bircok esyayi tasimaktaydi Bu baskinin Venedik icin Kandiye Kusatmasi ile gelecek olan Girit in kaybi ile neticelenecek 6 Venedik Osmanli Savasi nin 1645 1696 fitilini atesledigi bilinmektedir Hospitalier Sovalyeleri 1789 a degin varliklarini surdurmeye devam ettiyse de bu gelismeler sonucunda Akdeniz de buyuk bir tehdit olmaktan cikmistir Cezayir in bir Britanya Hollanda filosu tarafindan bombalanmasi 1816 Korsanligin cokusu 17 yuzyilda doruk noktasina ulasan Berberi korsanligi daha sonraki donemlerde bir geminin yukunu calmakla ilgilenmekten ziyade o geminin kendisi ya da murettebati icin verilecek olan fidyelerle ya da korsan saldirilarindan etkilenen ulkelerin Akdeniz de ozgurce seyahat etmelerine izin verecek harac odemeleriyle ilgilenmeye basladi Bu donemlerde askeri anlamda cok da guclu olmayan ABD filolari korsan saldirilari karsisinda caresiz kalmaktaydi 19 yuzyilin baslarinda artik bu duruma goz yummak istemeyen ABD ABD Donanmasi nin oncu bir formu olan filosuyla 1801 1805 tarihinde surdurulen Birinci Berberi Savasi nda Berberi korsanligina son vermek adina onemli adimlar atmistir 1830 da Cezayir in butunuyle Fransa tarafindan fethedilmesi ise artik Akdeniz Berberi korsanliginin butunuyle sona erdiginin gostergesidir Ege Denizi ve Yunan Isyancilari 22 Subat 1821 tarihinde Yunan Isyani patlak verdiginde cok sayida adasiyla korsanliga elverisli Ege Denizi Yunan Isyancilarin korsanlik faaliyetlerine ev sahipligi yapmistir Mavi hacli bayrak ceken Yunan korsanlar Idra adasina konuslanmis ve buradan Yunan Kurtulusu adina Osmanli donanmasina karsi saldirilar duzenlemislerdir Yine de ozgurluk korsanlarinin statusu bilim dunyasinda tartismalidir zira onlar normal korsanlarin aksine yalnizca Turk donanmasina karsi saldirilar duzenlemis ote yandan savas icin getiri saglayacaklarindan emin olduklari durumda farkli milletlerin yuk gemilerine de saldirarak ele gecirdiklerini Yunan ozgurluk mucadelesinde kullanmislardir Konstandinis Kanaris Andreas Miaoulis ve Jakob Tombasis gibi isimlerin emrinde yuzlerce gemi Yunan Bagimsizlik Savasi na katilmistir Korsanca aktiviteler ile isim yapan bu kisiler daha sonralari ozgurluk savascisi kabul edilmis ve amiral ilan edilmislerdir Baltik ve Kuzey DeniziAntik donem Kuzey Denizi nin kiyilari antik caglarda Sakson korsanlarina ev sahipligi yapmaktaydi Romalilar kendi ticaret yollarini deniz soyguncularina karsi korumak icin Litus Saxonicum adi ile bilinen Saksonya kiyilarina cesitli kaleler insa ettirmistir Bu kiyilarin ismi sanildiginin aksine bolgenin yerlilerinden degil bu kiyilari duzenli bicimde yagmalamaya gelen Sakson korsanlarindan gelmektedir Vikingler Vikinglerin modern bir tasviri 8 yuzyildan itibaren Iskandinavyali Vikingler neredeysen Avrupa nin butun kiyilarinda yagmaci bir grup olarak bilinmektedir Kayitlara gecen ilk yagmalama girisimi 793 tarihli Lindisfarne Manastiri nin yagmalanmasidir Bunu takip eden iki yuzyil boyunca kaynaklarda sik sik cesitli korsanlik aktivitelerinden bahsedilmektedir Ilkin yalnizca dogrudan kiyi seridinde yer alan yerlesimler yagmalama hedefi olustururken 9 yuzyilin ortalari ile birlikte nehir sistemlerinin de kullanilmasi ile ic bolgeler de yagmalanmaya baslanmistir Bu sayede 845 te Hamburg 834 ve 873 tarihleri arasinda zamanin onemli ticaret merkezi sayilan Dorestad tam alti kez ve hatta Paris bile bircok kez Viking yagmacilarindan kurtulamamistir Kiev e degin ulasan Vikingler Akdeniz de bile korsanlik faaliyetlerinde bulunmuslardir Nehirler boyunca duzenlenen baskinlar Vikinglerin buyuk filolariyla ortaya ciktigi nehir agzilarin her iki tarafina da usler yerlestirdigi ve daha sonra ic kisimlardaki degerli yerlere surpriz saldirilar gerceklestirdigi seklinde seyretmistir Skaldskaparmal ve Snorri Sturluson tarafindan kaleme alinan Heimskringla da Vikinglerin yabanci gemileri nasil ele gecirdigine dair bilgiler aktarilmaktadir Ancak Vikingler kraliyet gucunun yukselisi ve Hristiyanligin ilerlemesi ile yavas krallarin duzenli ordularina entegre edilmis ve korsan Vikingli olmaktan cikmistir Hansa Birligi Akdeniz in aksine Kuzey Avrupa da kurekli kadirgalar Vikingler sonrasi tedavulden kalkmistir Seyrusefere cikan cogu denizci asagi yukari ayni tip gemiler kullanmaktaydi Savas ya da korsanlik amacli kullanilan gemiler daha fazla silahli murettebata sahipti ve guverte ve kic kisimlarinda yuksek bir aciklik vardi Hanse Birligi doneminin en onemli yeniligi yanlarda kurek cekme sistemini ortadan kaldirarak kic kisminda kureklere sahip olan isimli bir gemi tipiydi Bu tip gemiler 14 yuzyildan itibaren Akdeniz de de kullanilmaya baslanmistir Savas toplarinin kesfi ve kullanilmasindan once okculuk gemi murettebatinin onemli silahlari arasinda yer aliyordu Baltik Denizi Kuzey Denizi ve Kuzey Atlas Okyanusu nu gosteren Carta Marina 1539 Ayrica Ocak 1362 deki buyuk firtina felaketi sonrasi Rungholt adasinin sular altinda kalmasiyla yurtsuz kalan ciftci ve balikcilar Westerhever de bir araya gelip gecimlerini korsanlik ve soygun ile kucuk ticaret gemilerine saldirarak kazanmaya karar vermislerdir Ancak bu grup 1370 yilinda bolgenin sakinlerinin ihbari ile cok guclenemeden elimine edilmislerdir Vitalienbruder 1878 yilinda kesfedilen idam edildikten sonra bir siriga montelenmis bir kafatasi 1400 Hamburg Kafatasinin korsan Klaus Stortebeker e ait olabilecegi iddia ediliyor Kendilerini Likedeeler yani esit paycilar olarak tanimlayan bir grup korsan 1390 in ortalarindan itibaren Kuzey Denizi ve Baltik Denizi nde teror estirmeye baslamistir Gercekten de yagmaladiklari her seyi aralarinda esitce paylasan bu korsanlar 30 yildan fazla bir surece Hansa Birligi nin ticaretine zarar vermistir Grubun liderleri arasinda Klaus Stortebeker Godeke Michels Hennig Wichmann ve Magister Wigbold gibi isimler yer almaktadir Bu grup esasen 1391 yilinda Isvec in Danimarka ya karsi savasinda ablukaya alinmis Stockholm e gida tedarikini surdurmek amaciyla kiralanmisti ve hayati kardesler anlaminda Vitalienbruder adini tasimaktaydi Ayrica mumkun oldugunca Danimarkali savas gemilerini batirmali ve Danimarka nin deniz ticaretini korsanlik ve baskinla engellemeliydiler 1392 den itibaren Gotland a konuslanan bu grup ayni yil Norvec teki Bergen e de saldirmistir Zamanla guclenen ve adeta ozgurlugu ilan eden Vitalienbruder Tanri nin dostu ve tum dunyanin dusmani mottosuyla bolgede korkulan bir deniz gucu haline geld Konrad von Jungingen emrindeki Toton Sovalyeleri 1398 tarihinde adaya yaptigi baskinla bolgeden kovulmuslardir Gotland dan cikaridiktan sonra Kuzey Denizi nde Dogu Frizya Emden ve Marienhafe ye yerlesen bu grup Hansa Birligi ile mucadele icine girmistir 22 nisan 1401 de Nikolaus Schocke ve Hermann Lange emrindeki Hamburg donanmasinin Helgoland da surdurdugu uzun operasyon sonrasi grubun lideri Klaus Stortebeker ele gecirilmis ve 20 ekim 1401 de Hamburg ta idam edilmistir Grubun diger liderlerinden Godeke Michels ve Magister Wigbold da 1402 de idam edilmislerdir Liderlerin idam edilmesi ile bolgedeki korsan faaliyetleri yine de sona ermemistir 1430 1431 ve 1433 tarihlerinde Bremen ve Hamburg un ortak duzenledigi askeri operasyonlar ile korsanlik savasilmis ve 1433 te Emden fethedilmis ve 1447 yilina kadar Hamburg un kontrolunde kalmistir Yine de 25 Mayis 1494 tarihindeki Bremen Hansa Birligi toplantisinda da korsan faaliyetleri ile ilgili sikayetler ele alinmistir Ayrica Borkum adasi Hansa Birligi doneminde korsanlarin yuvasi haline gelmistir Hansa Birligi nin korsanlik ile mucadelesi Londra daki Stalhof ta Hansa Birligi nin ayricaliklarina yonelik getirilen kisitlamalar Hansa Birligi nin Wendish ve Prusya sehirleri tarafindan Ingiltere ye karsi savas ilan edilmesine yol acti 1474 yilinda un girisimi ile imzalanan Utrecht Barisi ile bu savas sona erdirilmistir Ayrica bu donemde Gdanskli kaptan Paul Beneke Mans Denizi nde icerisinde Hans Memling in meshur triptigini bulunduran Sankt Thomas adli Floransa kokenli bir kalyonu ele gecirmistir 1522 ile 1540 yillari arasinda Balthasar von Esens Hansa Birligi sehri Bremen e karsi korsanlik faaliyetinde bulunmustur Dogu Frizyali I Edzard ve Dogu Frizyali II Enno nun 1524 ve 1525 yillarinda ona karsi basarili seferler duzenlemis olsalar da Balthasar von Esens 1537 den itibaren Bremen ticaret gemilerine saldirmaya devam etmistir Nihayet bu aktivitelere bir son vermek isteyen Bremen Balthasar a karsi duzenledigi askeri bir operasyon sonrasinda basarili olmus ve bu saldiri sirasinda Balthasar olmustur Hollanda da denizci Geuzenlar Ispanya nin kontrolu altina giren 16 yuzyilda Hollanda sinda bircok Hollandali multeci ele gecirdikleri gemiler ile Ispanyol gemilerine saldirilar duzenlemistir Bu donemde hem soylular hem de tuccarlar gemileri donatmak ve karlarini paylasmak icin cesitli meblaglar bagislamislardir Terschelling ve Rottumeroog gibi yerler denizci Geuzenlarin merkezi olurken Emden dahil olmak uzere bircok Kuzey Denizi limani da ele gecirilmistir Sessiz William in denizci Geuzenlara korsanlik berati vererek onlarla isbirligi yaptigi tarihe degin Ispanyollar tarafindan yasadisi korsanlar olarak gorulen bu grup zamanla toplumun her kesiminden destek goren bir ozgurluk hareketi halini aldi Ayrica II Wilhelm von der Marck Sessiz William in atamasi uzerine denizci Geuzenlarin oramiralligini ustlenmistir Kutup dairesiArktik Okyanusu korsanligi dogrudan dogruya fok ve balina avciligi ile icice gecmistir En bilindik balina avcilarindan biri olan Danimarkali Jurgen Jurgensen 1780 1845 Ingiltere ve Danimarka arasindaki savasi kullanarak Izlanda ya Ingiltere tarafindan duzenli bir bicimde yolu kesilen Danimarka kokenli gida malzemelerine bagimli olmamaozgurlugunu vermistir Jurgensen in bu donemde kendini Izlanda Krali ilan ettigi kayitlara gecmistir Atlas Okyanusu ve Yeni DunyaAvrupa korsanligi Orta Cag da bilhassa Yuz Yil Savasi boyunca ve Yeni Cag da devletleri tolere ettigi korsanlarin gemi ele gecirmek uzere ava ciktiklari bilinmektedir Savas zamanlarinda taraflar sadece dusman donanmalarini maglup etmekle kalmayip karsi tarafin ticaretinin bozulmasini istemekteydiler Kraliyet savas gemilerinin yoklugunda modern anlamda bu donanmalar 16 yuzyilda ortaya cikmistir savas sirasinda dusman ticaret gemilerini yakalamak icin korsanlik berati adi altinda bilinen ozel yetki mektuplari verilmeye baslandi Bu mektuplar ile donanmaya ait olmayan ozel gemiler de savasa dahil olmaya ve dusmana karsi olmak sartiyla tolere edilebilir bir korsanliga davet ediliyordu Boylesi bir aktiviteyle bir dusman gemisini ele geciren ozel gemiler ganimetin bir kismini hukumete verdikten sonra geri kalani kendisi icin ayirma hakkina da sahipti Verilen mektup neticesinde bu korsanlik aktiviteleri yasal kabul ediliyor dahasi korsanlik yapan ozel gemiler korsan kabul edilmiyorlardi Ancak sayet bu gemiler baris zamaninda kendi veya muttefik gemilerine saldirirlarsa korsan ilan edilmekteydiler Ayrica gemiler ekipman ve murettebat nadiren de olsa anonim sirketler tarafindan finanse edilir hisse sertifikalari aliciyi ganimetin karsilik gelen bir payina baglardi Korsan Rene Duguay Trouin modern bir tasvir Fransiz korsanlari Saint Malo Dieppe Boulogne Dunkerque Nantes Brest gibi bazi Fransiz sehirlerinin korsan kahramanlari hatta Rotheneuf gibi bazi sehirciklerin korsan hanedanlarinin bile oldugu bilinmektedir XIV Louis doneminde korsanliga izin veren korsanlik beratlari bizzat kral tarafindan verilmekte ve imzalanmaktaydi Cenevre Sozlesmeleri nin oncusu kabul edilebilecek olan bu mektuplar ayni zamanda isyan ve vahseti onlemek icin tasarlanmis uluslararasi savas kurallarina siki sikiya uymayi zorunlu kilmaktaydi XIV Louis bizzat bu kurallarin uyulup uyulmadigini denetletmistir Ticaretle ugrasan gemi sahipleri ve armatorler kraliyet kurallarina karsi meydana gelebilecek herhangi bir adaletsizlik ve hasari telafi etmek icin kullanilacak buyuk miktarda bir parayi depolamak zorundaydi Donemin en bilinen korsanlarindan birisi Rene Duguay Trouin 1673 1736 idi Ispanyol hazine filosu Francis Drake in 1585 86 tarihli Bati Hindistan seferi Yeni Dunya nin Ispanyollar tarafindan kesfi kolonilestirilmesi ve somurulmesi korsanlari ciddi olcude cezbetmistir Ispanyol Fransiz Ingiltere ve Hollanda halklarinin birbirleri ile mucadeleleri bazi durumlarda korsanliga siyasi destek ile yapiliyordu Fransiz yagmacilari Yeni Dunya nin zenginliklerinin Avrupa da taninmasinda Fransiz korsanlarinin etkisi buyuktur Dieppe Kontu Jean Ango nun hizmetindeki Jean Florin 1523 te Portekiz in guney sahillerinde uc karavel gormus ve adamlariyla bunlardan ikisini ele gecirmeyi basarmistir Bu gemilerin icinde uc buyuk altin kulceli sandik 500 pound altin tozu 680 pound inci zumrut ve topaz ele gecirilmesi uzerine Fransiz krali I Francois Ispanyol gemilerine karsi korsanliga musaade eden mektuplar hazirlatmistir Ispanyol gemileri Guney Amerika da ele gecirdikleri degerli mallari Avrupa ya getirmek icin oncelikle kucuklu buyuklu adalariyla korsanliga elverisli Karayipleri gecmek zorundaydi Bolgenin zengin madenlerinde kacirilan altin ve gumus yuklu Ispanyol hazine filosu korsanlar icin yagmalamak icin mukemmel bir hedef olusturuyordu Tutun seker kamisi kakao baharat ve pamuk da karli mallar arasindaydi Hugenot Francois Le Clerc bu donemde takma tahta bacagiyla Jambe de Bois unvani altinda unlendi 1554 yilinda 3 kraliyet gemisiyle Ispanyol tuccarlarinin gemilerini ele gecirmis ve Santiago de Cuba ya bir sonraki yilda da Jacques de Sores ile birlikte Havanna ya saldirmistir Istedigi fidyenin odenmemesi uzerine tum yerlesim ve gemileri yakmistir Fransa da Hugenotlar personae non gratae ilan edildikten sonra kacan protestanlar 1564 te gunumuz Florida St Augustine yakinlarinda Fort Caroline kolonisini kurmus ve buradan Ispanyol gemileri ve limanlarina karsi korsanlik aktivitelerinde bulunmuslardir Yine de bundan bir yil sonra burayi ele gecirerek butun protestanlari idam ettirmistir Ingiliz yagmacilari Bir kalyon tasviri Hendrick Cornelisz Vroom 1600 Ispanyollarin Yeni Dunya zenginliklerini somurusunde ele gecirdiklerinde gozu olan bir diger kesim bilhassa I Elizabeth in musaadesiyle korsanlik yapan Ingilizlerdir Baris donemlerinde bile suren Ingiliz korsanliginin en bilinen ismi Francis Drake dir Ele gecirdigi gemilerle bir servete sahip olan Drake i durdurmak icin kiyi seridine Ispanyollar tarafindan kaleler insa edilmeye baslanmistir Bu kalelere ornek olarak Veracruz u korumak uzere insa edilen San Juan de Ulua ve Cartagena yi korumak adina insa edilen San Felipe kalesi verilebilir Sonralari Ingiliz gemi ureticileri Francis Drake John Hawkins ve Martin Frobisher adina o tarihte kullanilan Ispanyol tipi buyuk karavel ve karaklardan daha hizli ve daha iyi manevra kabiliyetine sahip Elizabet tipi kalyonlar uretmeye basladilar Daha iyi bir bicimde zirhlanabilen bu gemiler neredeyse iki yuz yil boyunca kullanilmaya devam ettiler Hollandali yagmacilar Muazzam miktarlarda ithal edilen gumusun fiyatlarda genel bir dususe yol acmasi 17 yuzyilin baslarindan itibaren hazine filolari sisteminin de gerilemesine yol acmistir 1621 de Ispanyol hazine filolarina saldiri gerceklestirmek amaciyla kurulan Hollandali Guney Hindistan Bolugu sistematik bir bicimde korsanlik faaliyetlerine devam etti Dahasi bu boluk korsanligin durmamasi icin Ispanya ile olasi bir baris durumunun da onleyicisi olmaliydi 1628 de korsanlik berati olan Hollandali Ispanyol hazine filosuna karsi basarili baskinlarda bulundu ve Hollandalilar Ingilizlerle birlikte 1702 de Vigo Deniz Muharabesi nde zafer kazandilar 1740 civarinda yillik nakliyeler nihayet durduruldu Yine de Ispanyol hazine filosunun bir butun olarak tarihin en basarili deniz operasyonlarindan biri oldugunu soylemek mumkundur Zira o tarihte Ispanya pahali savaslar yurutmekteydi ve Ispanyol hazine filosu ile gelen destek ekonomiyi canli tutabilmek ve maaslari odeyebilmek adina varolussal oneme sahipti Karayipler ve Orta Amerika Boucanier Karayipler haritasi 18 yy baslari Herman Moll Fransizca Boucanier kavrami aslen Hispanyola ormanlarinda vahsi domuz avlayan avcilari tanimlamak icin kullaniliyordu Bu avcilar kendilerini boucan olarak tanimlayan adanin yerlilerinden ogrendikleri bir tutsuleme yontemi ile avladiklari hayvanlarin etini derisiyle birlikte tutsuleyerek sattiklarindan Fransizca Boucanier olarak aniliyorlardi Bu kavram Ingilizceye buccaneers olarak gecmistir Nisancilik yetenekleri ile unlenen bir grup sonralari Kuzey Bati gucleri ile isbirligi yaparak Ispanyol filolarina baskinlar duzenlemistir Kavram 17 yuzyilda Karayip korsanina esdeger bir anlamda kullanilmaktaydi Sahillerin kardesligi 1640 yilinda dini multeci avci ve isciler ile birlikte uluslararasi bir topluluk haline gelen Boucanier korsanlari bir araya gelerek Saint Domingue da literaturde freres de la cote brethren of the coast ya da fraternity of freelance traders olarak da gecen bir olusum meydana getirdiler Bu olusum zaman zaman Korsan Cumhuriyeti olarak gorulse de ne organize edilmis bir yapiya ne de kurumlara sahipti Sahillerin kardesligi daha ziyade bir takim kabul gormus adetlerin birlikte yasama yon verdigi bir olusumdu Matelotage adini verdikleri evlilige benzer bir hayat arkadasligi sistemi ile her birey partnerinin mirasindan pay sahibi de olabilmekteydi Bu gelenek korsanlarin escinselligi konusunda bircok tartismaya yol acmistir Ayni denizcilerde oldugu gibi gemilerde kadinlarin bulunmamasi homoseksuelligi korsanlar arasinda yaygin kiliyordu Ancak yine de matelotage sisteminin in acik bir escinsel arka plana sahip olduguna dair bir kanit yoktur Aksine bu partner sistemi topluluk ici gorev dagiliminin kolaylastirilmasina hizmet ediyor partnerlerden biri kampta kalir ya da ava giderken digeri dogrudan korsanlik faaliyetlerine katilabiliyordu Henry Morgan tas baski 18 yy Unlu Karayip korsanlari En unlu karayip korsani bir donem Jamaika valiligi dahi yapmis olan Henry Morgan dir Morgan zengin Ispanyol sehirlerine buyuk korsan filolariyla yaptigi saldirilarda Portobelo 1668 Maracaibo 1669 Panama 1671 bu sehirlerin savunma sistemlerindeki zayif noktayi kesfedebilmis ve bundan yararlanmistir Bu sehirlerin cogunun tahkimati denize bakan kisimda bulunuyordu ve Morgan in emrindeki korsanlar karaya ciktiktan sonra zayif olan savunmasiz kara kesiminden saldirilarini gerceklestiriyorlardi Karayipler de acimasizligiyla un salan bir diger isim Fransiz korsan Francois l Ollonais idi Ote yandan korsanlar arasinda bilgeligi ve antifeodal tutumuyla taninan Hidrograf ve Zoolog William Dampier 1651 1715 gibi isimler de vardi Dampier degisken kariyeri boyunca Pasifik Okyanusu kiyilarindaki Guney Amerika sehirlerini de yagmalamistir Onun Galapag Adalari nda hazirladigi kapsamli cografi ve zoolojik kayitlar sonralari Charles Darwin tarafindan bile kullanilmistir 1689 da Ingiltere Ispanya ile bir baris antlasmasi imzaladiginda Karayip korsanligi da sona ermis oldu Korsanlardan bazilari adalara yerlesirken bazilari da korsanlik berati olmaksizin korsanlik faaliyetlerini surdurmeye devam etti 1692 de Port Royal bir deprem ve depremi takip eden tsunami ile yikildiktan sonra bolgedeki korsanlar Bahamalara ve New York gibi Kuzey Amerika liman sehirlerine gectiler Ispanyollarin onlemleri Amerikan kolonilerindeki Ispanyol askeri sistemi baslangicta encomiendas feodalist ilkesine dayaniyordu Ilk olarak Ispanyol konkistadorlara yerel isciler ve belirli bir somuru alani Encomienda verilmis sonralari bu toprak islenmek uzere yerel halka birakilsa da aristokratlara buralardan vergi toplama hakki verilmisti Buna karsilik encomiendanin sahibi olan aristokrat da bolgenin savunmasindan sorumluydu Timar sistemine benzeyen bu sistemin nedeni Ispanyol makamlari icin orduyu surdurmenin cok pahali gorunmesiydi Sistem bazi degisikliklere ve zayiflamalara ragmen 12 Temmuz 1720 de encomiendalar kaldirilana kadar kaldi Encomiendalarin askeri anlamda harekete gectigi konular genellikle kizilderili ayaklanmalari ve korsan saldirilariydi Gittikce fazlalasan korsan baskinlari nedeniyle her ozgur adamin silah kullanmasini ogrenmesini zorunlu kilan duzenlemeler yavas yavas yururluge girdi Bu duzenlemelerden ilki 1540 ta Santo Domingo da uygulandi Kiyi bolgelerinde buna dayanan milis sistemi surekli bir uygulama haline geldi Britanyalilarin onlemleri 1536 da Ingiltere de korsanlari cezalandirmayi ele alan bir kanun yururluge girdi 1700 e degin yururlukte kalan bu kanuna gore acik denizlerde limanlarda ve nehirlerdeki tum korsanlik eylemleri oramiral yargilayabilmekteydi Kolonilerin valileri bu nedenle tum korsanlari hukuksal surecin ilerledigi Londra ya gonderiyordu Bu aktivitelerden sorumla mahkeme Old Bailey bir oramiral ve yargictan ibaretti Suclu bulunan korsanlar Thames Nehri nde daragacinda asildilar 1700 de korsanliga karsi yururluge giren bir diger kanun ile artik korsanlar Londra ya gonderilmek zorunda kalmiyorlardi Bu sayede korsanlar denizasiri ulkelerde de olum cezasina carptirilabiliyorlardi Ayrica bu yeni kanuna gore korsanlara karsi kendilerini savunan denizcilere kurtarilan geminin yukunden pay verilerek odullendirilmeliydiler Korsanligi azaltmak yonunde uygulanan bir diger uygulama ise korsanlarin affiydi Bircok korsanin bu af imkanindan yararlandigi bilinmektedir Ote yandan korsanligin altin cagi olarak bilinen 1690 1730 lu yillarda normal uygulama olan kaptanin idam edilmesinin aksine butun korsan murettebati idam edilmistir 1702 den itibaren Ingiliz savas gemilerinde bir artis gorulmustur Bundan once Karayipler de aktif olan 4 gemilik bir filo kartografik anlamda henuz yeterince taninmayan bu bol adali bu bolgeyi kontrol etmekte zorluk cekmekteydi Ayrica sitma ve sarihumma gibi hastaliklar murettebati zayiflatmaktaydi Tahminlere gore ilk aylarda gemide bulunan her uc beyazdan birisi olmustur 1726 da Francis Hosier komutasinda korsanlara karsi yurutulen saldiri oylesi kayiplarla sonuclanmistir ki sonraki denizci jenerasyonlari arasinda korku sacan bir unsur haline gelmistir Bilindigi uzere Hosier 2 yil icerisinde 4750 kisilik murettebatindan 4000 adamini yuksek ates sonucu yitirmistir Tum bu aksiliklere ragmen yaklasik 1730 a kadar kotu sohretli korsanlarin cogunlugu ya yakalanmis ya da idam edilmistir Kuzey Amerika Korsanlarin faaliyetlerinde onemli rol oynayan bir diger unsur hava durumuydu Kis aylarinda pek konuksever sayilmayan New England da limanlar donar ve bu donus gemiler icin haftalarca acikta bekleme suresi anlamina gelebilirdi Bu sebeplerden oturu sicak iklimlerin oldugu bolgelerde daha fazla vakit geciren korsanlar nisan ve mayis aylarinda kuzeye dogru yelken acarlardi Ornegin meshur korsan Kara Sakal in 1717 ekiminde Virginia sahillerinde oldugu 1718 haziraninda ise filosu ve bayrak gemisi Queen Anne s Revenge ile Guney Karolina Charleston limanini ablukaya aldigi bilinmektedir Kis aylarinda ise Saint Kitts kiyilari ya da Honduras Korfezi nde bulunan gemiler onun tarafindan yagmalanmaktaydi ABD haritasi Didier Robert de Vaugondy 1785 1775 1783 tarihli Amerikan Bagimsizlik Savasi suresince 500 Amerikali korsanin Ingiltere ye karsi mucadele verdigi ve Ingiliz deniz ticaretini 13 oraninda durdurduklari bilinmektedir Resmi Amerikan deniz kuvvetlerinin Kraliyet Donanmasina karsi cok da basarili olamadigi gercegi goz onunde bulundurulursa bu rakam oldukca yuksektir Bu donemde aktif olan John Paul Jones her ne kadar Ingilizlerin gozunde basit yagmacilar olarak gorunse de bugun hala ABD de halk kahramani kabul edilmektedir Ikinci Bagimsizlik Savasi olarak da adlandirilan Britanya ve ABD arasinda neredeyse tamami denizde surdurulen 1812 Savasi nda Kuzey Amerikalilar yine korsanlik berati dagitmis ve bu sayede basarili da olmuslardir Korsanlik berati olan gruplar ise hizi nedeniyle esasen bir posta gemisi olan Baltimore Clipper i kullanmislardir Sonralari gelistirilen bu gemi doneme damga vurarak nam salmistir Napolyon Bonapart in 1814 te yenilgiye ugratilmasi sonrasi butun konsantrasyonunu Amerika ya yogunlastiran Britanya basarili bir ticari abluka ile korsanlari yasadisi aktivitelerden mahrum birakmislardir 1861 1865 yillarinda surdurulen Amerikan Ic Savasi esnasinda yine canlanan korsanlik gemileri resmi olarak tarafsiz kabul edilen Britanya da imal edilmekteydi Bu durum basta kabul edilir gibi gorunse de guney devletleri adina korsanlik yapan gibi subaylarin operasyonlarini Britanya limanlarindan yola cikarak duzenlemesi bardagi tasiran nokta oldu Alabama adli gemisiyle kuzey devletlerine karsi basarili olan Semmes 60 ticaret gemisini ele gecirmis ancak 19 haziran 1864 te Kearsarge tarafindan batirilmistir Tum bunlar yasanirken beklenmedik bir bicimde Cenevre deki uluslararasi bir mahkeme zamanin en buyuk deniz gucu kabul edilen Ingiltere nin Semmes in sebep oldugu 15 milyon dolarlik zarari ABD ye geri odemesi gerektigine hukmetmistir Bu karari Avrupa devletlerinin korsanligi tumden bitirmek istediklerini gosteren bir emsal karar olarak kabul etmek mumkundur Bu sartlar altinda artik korsan gemisi insa etmek ya da belirli ozel kisilere korsanlik berati vermek bu durumun sebep olacagi maddi zarar goz onune alindiginda anlamsiz hale gelmistir Guney Amerika 1815 yilinda Guney Amerika da da Ispanyollari karsi bagimsizlik mucadelesi patlak vermistir Sadece gerilla savasinin surduruldugu Kuba Ispanyol kontrolu altinda kalmistir Bu donemde Ispanyol valilerin korsanlar ile isbirligi icinde olmuslardir Bagimsizlik mucadelesi icindeki devrimci hukumetlerin bir deniz kuvveti olmadigi icin farkli bicimlerde ispanyol kuvvetlerine zarar vermeye calismislardir Bu yontemlerden birisi genis anlamda dagitilan korsanlik beratlaridir Ustelik beratlarin dagitildigi gemi murettebatlarinda Guney Amerikalilarin olmasi da sart kosulmamaktaydi Her seye ragmen bu korsanlik beratlari korsanlarin daragacindan kurtulmasi icin cok az bir sans taniyordu Bu korsanlar sadece Ispanyol gemilerine degil adeta onlerine cikan her gemiye saldiriyorlar ve zaman zaman buyuk ganimetler ele gecirmeseler dahi gemilere saldirarak insanlari olduruyorlardi Kuzey Amerikalilar ile birlikte Ingiltere ve Fransa bu korsanlara karsi mucadeleye baslamis ve ancak 1826 da bolgenin kontrolunu ele gecirmislerdir Gecen zaman zarfinda Meksika Peru ve Sili bagimsizliklarini ilan etmisler Simon Bolivar sonralari Venezuela Kolombiya ve Ekvador adini alan Buyuk Kolombiya yi ozgurlugune kavusturmustur 1835 te icindeki murettebati ile Kuzey Amerikali bir gemiyi kundaklamaya calisan Pedro Gibert ve 3 arkadasi ABD de idam edilen son korsanlar olarak tarihe gecmislerdir Hint OkyanusuHint Okyanusu haritasi Johannes van Keulen 1689 Avrupali tuccarlarin 15 yuzyilda bolgeye ulasmasindan cok once Hint Okyanusu korsanlik faaliyetlerine ev sahipligi yapmistir Bilhassa muson iklimine bagli olarak Arabistan ve Hindistan arasinda surdurulen ticaret bu saldirilarin yogunlastigi alanlardan birisiydi 17 yuzyilin sonuna dogru Boucanierler Karayipler den kovulduktan sonra kendilerine yeni bolgeler aramaya baslamislardir Bu donemde ic politikasinda buyuk problemler yasayan Baburluler deniz yollarini ve deniz ticaretini koruyabilecek bir durumda bulunmuyordu Madagaskar ve Mauritius Madagaskar 1680 ve 1720 yillari arasinda Madagaskar dunyanin her yerinden korsanlar icin bir us haline geldi Ada seyrek nufuslu ve cok sayida iyi korunmus demir atma yerlerine ve avcilik imkanlarina sahipti Unlu korsanlardan olan William Kidd Henry Every John Bowen La Buse ve Thomas Tew gibi isimler Madagaskar in 15 km kuzeybati kiyisindan uzakta Antongil Korfezi ve Sainte Marie Nosy Boraha adasini merkezleri haline getirmislerdir Buradan baslattiklari yagmaci saldirilari Hint Okyanusu ile sinirli kalmamis Kizildeniz ve Basra Korfezi de pusu kurulan bolgeler olmustur Yagmaci korsanlar Fransiz Ingiliz ve Hollanda tarafindan ipek porselen baharat ve mucevher yuklenen gemileri Guney Hindistan Bolugu hedeflemislerdir Hindistan istikametine giden gemiler ise genellikle madeni para kumas ya da degerli elisi urunlerini ele gecirmek isteyen korsanlarin saldirilarina maruz kalmistir Korsanlarin hedefledigi diger gemiler arasinda ise kargo gemilerinin yani sira Hindistan daki Surat ve Arap Yarimadasinin ucunda bulunan arasinda seyahat eden Mekkeli musluman hacilar da bulunmaktaydi Hint Okyanusu limanlari arasindaki bu yagmacilik hac yolunda ya da hacdan donerken yanlarinda mucevher tasiyan zengin muslumanlari hedeflemekteydi 1705 ten itibaren Madagaskar korsanligina bir son vermeye calisan Britanya ticaret gemilerini konvoy olarak gonderme yontemini uygulamistir Bunun disinda Britanyali savas gemileri de onemli limanlarda devriye gezmekteydi Hollandalilarin 1710 da Mauritius u terk etmelerinin ardindan bircok korsan Madagaskar dan ayrilarak buraya yerlesmistir ve bu korsanlardan bazilari Kambay Korfezi ndeki Hint korsanlara katilmislardir 1715 yilinda Fransa buradaki korsanlik faaliyetlerine bir son vermistir Kambay Korfezi 18 yuzyilin ilk yarisinda hinduist Marathalar ve musluman Baburluler arasinda Bati Hindistan icin bir mucadele basladiginda bu durumu firsat bilen Afrikali musluman denizci Kanhoji Angria Mumbai nin guneyindeki kiyi seridini ele gecirerek kucuk ama bagimsiz bir korsan devleti kurmustur Yuzlerce gemiye sahip oldugu bilinen bu devlet sadece Hintleri degil nun kargosuna goz dikmis olan bazi Avrupali maceracilari da bunyesinde toplamaya basarmistir Nihayet merkezi Bombay da bulunan Dogu Hint toplumu limanini zarar gormeden terk edebilmek icin bir nevi harac odemek zorunda kaldi 1712 ve 1717 Angria nin Bombay daki kalesini kusatan Britanyalilar basarili olamamislardir Angria nin 1729 daki olumu sonrasi onun yerine ogullari Sumbahji ve Mannaji 1743 ten itibaren de Sumbahji nin kardesi Tulaji gecmistir 1750 lere gelindiginde Marathalar ile ittifak kuran Britanyalilar birbiri arkasina duzenlenen saldirilarda korsan devletinin merkezini 1756 da ele gecirmeyi basarmis ve filoyu ortadan kaldirmislardir Basra Korfezi Uydu fotografi 1747 den itibaren Bedevi kavimleri Qawasim ve Banu Yas Basra Korfezi nin guney kiyilarinda gunumuz Birlesik Arap Emirlikleri topraklarina yerlesmeye baslamislardir Sarika ve Ra s al Chaima limanlarindan yola cikarak dhov tipi gemileriyle ticaret gemilerine saldirilar duzenlemislerdir Bu tip saldirilar bolgenin korsan kiyilari olarak taninmasina sebep olmustur Korsanlik kole ticaretinin yani sira bu donemde bolgenin ana gelir kaynagi olmustur Korsanlar kiyidaki bircok ada kumsal ve mercan resifinin sularda gezinmeyi zorlastirmasindan ve ayni zamanda iyi bir koruma sunmasindan yararlanmislardir 1780 civarinda Qawasimli korsanlar Basra Korfezi nin guney sahilinin buyuk bolumune hakim olmus ve buradan Umman ticaretini onemli olcude kotu etkilemislerdir Umman in korsanligi durdurma girisimler Birlesik Krallik in bolgeye gelip 1806 1820 arasi mudedahalesine degin basarisizlikla sonuclanmistir 1853 te korsan sahillerinin emirleri Ingiliz askeri korumasina karsi sadece kole ticaretinden ve korsanliktan kacinmakla kalmayip ayni zamanda korsanliga karsi aktif eylemde bulunmayi da kabul etmislerdir Bu tarihten itibaren ticaret inci ve 1960 li yillardan itibaren petrol uzerinden sekillenmistir Dogu ve Guneydogu AsyaGuneydogu Cin kiyisindaki nispeten fakir balikci koylerinde yuzyillar boyunca bir cesit ek is korsanciligi gelisti Buradaki balikcilar tum yil boyunca balik avi yapamamaktaydilar Bu nedenle yaz aylarinda balik tutmak icin kullandiklari teknelerine mizrak ve bicaklarla binerek kuzeye dogru yola cikip buradaki kiyi kasabalarina ve gemilerine saldirarak haydutluk yapmaya basladilar Bazi durumlarda ele gecirdikleri gemiler ve tutsaklar icin fidye istedikleri de oluyordu Genellikle korsanlarin kaptani geminin sahibi oluyor murettebat da onun esi dostu ve akrabalarindan olusuyordu Balik tutma donemi geldiginde yeniden topraklarina donerek balikcilikla mesgul olan bu halklarin korsanlik faaliyetleri buyuk bir tehlike olarak gorulmemekteydi Daha sonralari bu balikci koylerinden toplanan bazi kisiler daha buyuk Asyali korsan gruplarina katilmislar ve ancak o zaman bir tehlike olarak addedilmislerdir Wokou Sarideniz Wokou Cince 倭寇 Japonca telaffuzu wakō Korece 왜구 telaffuzu waegu anlami Japon haydutlari MS 13 yuzyildan baslayarak Cin ve Kore sahillerine saldiran korsanlardir Buyuk olcude Japonyali askerler roninler tuccarlar ve sonraki donemlerde kacakcilar ve haydutlardan olusan bir topluluktular Faaliyetlerinin ilk donemi 13 yuzyildan 14 yuzyilin ikinci yarisina degin suren Wokou korsanlari once Kore yarimadasini sonra sarideniz vasitasiyla Cin kiyilarini hedeflemislerdir Faaliyetlerinin ikinci donemi kabul edilen 16 yuzyilda ise Wokou korsanlarini olusturan kisiler ve yonetim takiminda kayda deger degisiklikler gorulur En parlak donemleri kabul edilen 1550 lerde Dogu Asya denizlerinde aktif olan Wokoular bazen Yangtze gibi nehirlerde yelken acmaktan da cekinmemislerdir Jong ve Kaplumbaga gemi Wokoularin en cok tercih ettigi gemi tipleri olmustur Ming Hanedani ndan Cing Hanedani na gecis doneminde korsanlik Zheng Zhilong ve oglu Zheng Chenggong Wokou ornegi disinda Cin korsanliginin en parlak donemi Ming Hanedani ndan Mancu halki tarafindan yonetilen Cing Hanedani na gecis donemidir Bu doneme Makao ve Manila da tuccar olan ancak 1624 ten itibaren korsanlarla isbirligi yapan Zheng Zhilong ve onun ailesinin uyeleri damga vurmustur Hem Cin hem de Hollanda gemilerine saldiran bu korsanlar artik zayiflayan Ming Hanedani icin ciddi bir tehdit haline gelmeye baslamisti Cok sayida Jong sahibi olan bu korsanlar ayni zamanda cesitli tuccarlarin ticaretini de engelleyerek onlardan fidye ve harac talep edecek derecede guclenmistir Ming Hanedani nin basindakiler bu korsanlara oldukca yuklu fidyeler odemislerdir Nihayet 1628 de Zheng Zhilong korsanlik ile mucadele etme konusunda ikna edilmistir Bunun icin ona soylu unvaninin yani sira askeri bir onur da verilse de Ming Hanedani uyelerinin Zhilong dan sahil kiyisindaki yerlerini birakmasini istemesi uzerine bu anlasmadan vazgecerek Cing Hanedani ile ittifak kurmustur Oglu Zheng Chenggong ise babasinin aksine Cing Hanedani ile mucadele icinde olmus ve hatta bir donem Yangtze nehrinin agzina barikat kurdurtmustur Koxinga adiyla da taninan bu denizcinin ordulari 1650 ile 1660 yillari arasinda Yangtze ve Mekong deltasindaki en kuvvetli askeri guc haline gelmistir Bu ordular 1655 yilinda Fujian da eski Ming Hanedanli subaylar tarafindan yonetilen 100 000 ila 170 000 adamdan olusmaktaydi Koxinga bu ordulariyla 1659 da Nankin de agir bir maglubiyete ugramis ve yine de sahil sehri Xiamen i elinde tutmayi basarmistir 1661 de 900 gemi ve 25 000 kisilik murettebati ile Tayvan a cekilmis ve buradaki Vereenigde Oost Indische Compagniei yi bolgeden kovmustur Onun 1662 yilindaki olumu Zheng ailesi doneminin kapanmasi ile sonuclanmistir Zheng Qi ve Zheng Yisao 18 yuzyilin sonuna dogru Vietnam daki Le Hanedani 1765 yilindaki Tay Son Isyani ile dustukten ve ic savas basladiktan sonra Tay Son 1792 den itibaren Guney Cin kiyilarindaki balikcilara korsanlik berati dagitarak yanina cekmeye ve guclenmeye calisti Bu balikcilardan biri olan Zheng Qi 1786 da Tay Son a katildi ve bir korsan filosu organize edebilecek kadar tecrubeye de sahipti Tay Son un Fransizlar tarafindan desteklenen Nguyễn Phuc Anh a karsi savasinda 1801 de Zhenq Qi Vietnam dan kacmak zorunda kaldi 1802 de 200 jongluk bir filoyla Tay Son a destek vermek istediyse de maglubiyete ugramistir Bu donemi korsanlar arasindaki savaslar izlemistir Nihayet 1805 te Zheng Qi nin kuzeni Zheng Yi Guangdong korsan kaptanini bir anlasmaya zorlayarak kendi komutasi altina almistir Komuta altina alinan 6 filonun en buyugu 300 jong ve 40 000 korsandan olusmaktayken en kucugu yaklasik 70 jonga sahipti Bu korsanlar hiyerarsik bir duzenle organize olmuslardi Filolar her biri 1 500 murettebat uyesi olan 36 gemi halinde yeniden duzenlenmisti Ayrica ganimetlerin sadece yuzde besi ganimete ulasan gemi ve murettebata birakiliyordu geri kalanlar ise once ambarlara dagitiliyor ve sonralari tum uyelere dagitiliyordu Bu sekilde sistem uzun sure devam edebilmisti Cin Denizi ve Guneydogu Asya haritasi 1906 16 kasim 1807 de olen Zheng Yi nin yerine gecen esi Zheng Yisao ve onunla evlenen Zhang Baozai dikkate alinmadigi takdirde onemli cezalar getiren bir davranis kurallari kanunu getirdi Bu donemde korsanlardan korunmasi garanti altina alinmayan tek bir gemi bile Cin kiyilarinda seyrusefer etmemistir Bu durum korsan kaptanlarina odenen koruma paralari ile mumkun oluyordu Iktidarin zirvesinde korsan ittifaki 1000 den fazla gemi ve 150 000 korsandan olusuyordu Askeri anlamda basari saglanamayan korsanlik mucadelesi ic savaslarla zayiflayan korsanlari kapsayan buyuk bir af sonrasi cozulmus oldu Korsanligin cokusu19 yuzyilin baslarinda kolelik ve ticareti artik uluslararasi anlamda kabul edilemez hale gelmis ve bununla birlikte Afrika nin bati kiyilari ve Basra Korfezi nde korsanliga karsi ciddi mucadeleler baslamisti Latin Amerika daki bagimsizlik savaslarinin bitmesi ile Karayiplerdeki korsanlar 1820 ve 1830 larda tamamen kaybolmuslardir 19 yuzyilin ortalarinda bati dunyasinda korsanlik tamamen bitmistir Cin Denizi ndeki korsanlik ise II Afyon Savasi sonrasi 1860 larda onlense de 1920ye degin zaman zaman yeniden ortaya cikmistir Somurgeci guclerin buharla calisan gemileri ruzgar sartlarindan bagimsiz olarak seyir imkani sagliyordu Bu gelismeler gumruk vergisine de etki etmekteydi Bu zamana degin en ileri teknolojide uretilen korsan gemileri artik endustri devrimi ile ortaya cikan degisimler ile mucadele etmekte zorlanmaya basladilar Zira artik muhendislere teknik araclara sahip tersanelere ihtiyac duymaktaydilar Bu gibi sartlara ayak saglayamayan korsanlar diger donanmalar ile mucadelelerinde artik kaydadeger bir tehlike olmaktan ciktilar Meshur korsanlarAyrica Korsanlar kategorisine de bakiniz Menodoros o MO 35 Kilikyali korsan sonralari Sextus Pompeius un amirali Tarkondimotos o MO 31 Kilikyali korsan Marcus Antonius un muttefigi Brindisili Margaritos 12 yy norman korsan Sicilya Krali II Guglielmo ya hizmet etmistir Roger de Flor 1266 1305 Tapinak sovalyesi ve Katalan Bolugu kurucusu Marten Pechlin 1480 1526 Iskandinavya da II Christian hizmetindeki korsan Lin Feng o 1575 Cinli korsan ve Filipinler de savas agasi Magnus Heinason 1545 1589 Norvecli Faroe adali korsan Pierre le Grand 17 yy Karayiplerdeki ilk Fransiz Boucanier Michel de Granmont 1686 da Meksika aciklarinda kayboldu Fransiz Boucanier Richard Sievers Hint Okyanusu 1660 1700 Alman korsan Jean Bart 1650 1702 Ludwig XIV Louis emrindeki flaman yagmaci Robert Culliford 17 yy sonu 18 yy basi William Kidd in cagdasi Hint Okyanusu ve Karayiplerde faaliyet gosterdi Jean Baptiste du Casse 1646 1715 Fransiz Boucanier ve yagmaci Bartholomew Roberts 1682 1722 Atlas Okyanusu korsani Samuel Bellamy Karayipler 1690 1717 Benjamin Hornigold o 1719 Karayiplerde faaliyet gosteren korsan Sonralari korsanlara karsi mucadele etmistir Edward Ned Low o muhtemelen 1724 Atlas Okyanusu korsani Ingiliz Korsanligin Altin Cagi nda faaliyet gostermistir Woodes Rogers 1679 1732 Sonralari korsanlara karsi mucadele etmis korsan Mottosu Expulsis Piratis Restituta Commercia Korsanlar kovuldu ticaret guvende Bahamalar in 1973 teki bagimsizligina degin ulusal motto olarak kabul gormustur Billy One Hand Condon 18 yy basi Atlas Okyanusu Karayipler ve Hint Okyanusu korsani Jacques Cassard 1679 1740 Fransiz korsan Francois Thurot 1727 1760 Britanya sularinda faaliyet gosteren Fransiz yagmaci Louis Michel Aury 1788 1821 Guney Amerika bagimsizlik savaslarinda aktif olan korsan Jean Laffite 1780 1826 Fransiz korsan Karayipler veGalveston da faaliyet gostermistir Cui Apu o 1851 Cinli korsan Meshur kadin korsanlarJeanne de Belleville Fransa 14 yy Bretonyali soylu 2 Agustos 1343 te VI Philippe in emriyle idam edilen kocasinin Olivier IV de Clisson Intikamini almak icin korsan olmaya karar veren soylu bir kadindir Grace O Malley Aslen Grainne Ni Mhaille d 1530 Bati Irlanda o 1603 Mary Read Karayipler 1690 1720 Anne Bonny Karayipler 1700 ler Zheng Yisao ya da Ching Shih yahut Cheng I Sao Cinli kadin korsan 17 18 yy LiteraturEmrah Safa Gurkan Sultanin korsanlari Osmanli Akdenizi nde gaza yagma ve esaret 1500 1700 2018 Frank Bardelle Freibeuter in der Karibischen See Zur Entstehung und gesellschaftlichen Transformation einer historischen Randbewegung Verlag Westfalisches Dampfboot Munster 1986 ISBN 3 924550 20 4 wissenschaftliches Werk mit umfangreicher Bibliographie Douglas Botting u a Geschichte der Seefahrt Abenteurer der Karibik Bechtermunz Eltville am Rhein 1992 ISBN 3 86047 025 6 Arne Bialuschewski Das Piratenproblem im 17 und 18 Jahrhundert In Stephan Conermann Hrsg Der Indische Ozean in historischer Perspektive EB Verlag Schenefeld Hamburg 1998 ISBN 3 930826 44 5 S 245 261 Asien und Afrika 1 Angus Konstam Atlas der Beutezuge zur See Weltbild Verlag Augsburg 1999 ISBN 3 8289 0736 9 Ausgiebig bebilderter Uberblick von der Antike bis zur Gegenwart Entgegen dem Titel nur wenige und kleine Schema Karten David Cordingly Piraten Furcht und Schrecken auf den Weltmeeren VGS Verlagsgesellschaft Koln 1999 ISBN 3 8025 2708 9 David Cordingly Unter schwarzer Flagge Legende und Wirklichkeit des Piratenlebens Deutscher Taschenbuch Verlag Munchen 2001 ISBN 3 423 30817 6 gute einfuhrende Vorstellung des Freibeuterwesens Dieter Zimmermann Stortebeker amp Co Verlag Die Hanse Hamburg 2000 ISBN 3 434 52573 4 Hartmut Roder Hrsg Piraten Die Herren der sieben Meere Edition Temmen Bremen 2000 ISBN 3 86108 536 4 Katalogbuch zu einer Ausstellung Hartmut Roder Hrsg Piraten Abenteuer oder Bedrohung Edition Temmen Bremen 2002 ISBN 3 86108 785 5 Begleitband zum Symposium Piraterie in Geschichte und Gegenwart Abenteuer oder Bedrohung des Uberseemuseum Bremen am 10 11 November 2000 Marcus Rediker Villains of All Nations Atlantic Pirates in the Golden Age Beacon Press Boston 2004 ISBN 0 8070 5024 5 Robert Bohn Die Piraten 2 Auflage Beck Munchen 2005 ISBN 3 406 48027 6 eine allgemeinverstandliche Einfuhrung zur Geschichte der Piraterie in der Karibik und das Goldene Zeitalter Peter Linebaugh Marcus Rediker The Many Headed Hydra Sailors Slaves Commoners and the Hidden History of the Revolutionary Atlantic Beacon Press Boston 2005 ISBN 0 8070 5007 5 Andreas Obenaus Eugen Pfister Birgit Tremml Hrsg Schrecken der Handler und Herrscher Piratengemeinschaften in der Geschichte Mandelbaum Wien 2012 ISBN 978 3 85476 403 8 Volker Grieb Sabine Todt Hrsg Piraterie von der Antike bis zur Gegenwart Franz Steiner Verlag Stuttgart 2012 ISBN 978 3 515 10138 7 Daniel Heller Roazen Der Feind aller Der Pirat und das Recht Aus dem Englischen von Horst Bruhmann Fischer Wissenschaft Frankfurt am Main 2010 ISBN 978 3 10 031410 9Dipnotlar Heinrich Otten Sprachliche Stellung und Datierung des Madduwatta Textes Studien zu den Boǧazkoy Texten Heft 11 Otto Harrassowitz Verlag Wiesbaden 1969 S 34 Frank Starke Lukka In Der Neue Pauly DNP Band 7 Metzler Stuttgart 1999 ISBN 3 476 01477 0 Sp 505 f Helke Kammerer Grothaus Von Argonauten und Piraten in der Antike In Hartmut Roder Hrsg Piraten Die Herren der Sieben Meere Edition Temmen Bremen 2000 ISBN 3 86108 536 4 Homer Odyssee 425 429 Homer Odyssee 14 192ff 17 Ekim 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 17 Ekim 2007 Der Weg der turkischen Invasion 23 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Mart 2020 Adrian Tinniswood 17 yuzyilda Akdenizde Korsanlik s 135 Museum uber die Geschichte der Kreuzzuge und des Johanniter und Malteserordens der Ritterhausgesellschaft Bubikon 21 Haziran 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Mart 2020 Ekkehard Eickhoff Venedig Wien und die Osmanen Callway Munchen 1973 ISBN 3 7667 0105 3 S 17 ff Detlev Quintern To the shores of Tripolis Die USA im Mittelmeer um 1800 Zum Entstehungsmythos der US Navy In Hartmut Roder Piraten Abenteuer oder Bedrohung Edition Temmen Bremen 2000 ISBN 3 86108 785 5 Maria Christina Chatzioannu Gelina Harlaftis Griechische Freibeuter und Piraten im Zeitalter der Aufklarung In Hartmut Roder Piraten Abenteuer oder Bedrohung Edition Temmen Bremen 2004 ISBN 3 86108 785 5 Matthias Springer Die Sachsen Kohlhammer Stuttgart 2004 ISBN 3 17 016588 7 Ulrich Weidunger Die Wikingereinfalle im Bereich der sudlichen Nordsee In Hartmut Roder Hrsg Piraten Die Herren der Sieben Meere Edition Temmen Bremen 2000 ISBN 3 86108 536 4 22 Nisan 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Nisan 2008 Mats Mogren Die Vitalienbruder und der Burgenbau im nordlichen Ostseegebiet In Jorgen Bracker Hrsg Die Hanse Lebenswirklichkeit und Mythos Band 1 Museum fur Hamburgische Geschichte Hamburg 1989 ISBN 3 7950 1275 9 S 627 Hartmut Roder Klaus Stortebeker Hauptling der Vitalienbruder In Hartmut Roder Piraten Die Herren der Sieben Meere Edition Temmen Bremen 2000 ISBN 3 86108 536 4 Mats Mogren Die Vitalienbruder und der Burgenbau im nordlichen Ostseegebiet In Jorgen Bracker Hrsg Die Hanse Lebenswirklichkeit und Mythos Band 1 Museum fur Hamburgische Geschichte Hamburg 1989 ISBN 3 7950 1275 9 S 627 Ute Scheurlen Bremen und die Seerauber In Jorgen Bracker Hrsg Die Hanse Lebenswirklichkeit und Mythos Band 1 Museum fur Hamburgische Geschichte Hamburg 1989 ISBN 3 7950 1275 9 S 620 Renate Niemann Wo zu Bremen etliche Seerauber hingerichtet worden sind In Hartmut Roder Piraten Die Herren der Sieben Meere Edition Temmen Bremen ISBN 3 86108 536 4 Gilles Lapouge Piraten Seerauber Freibeuter Bukanier und andere Jager der Meere Die Hanse Sabine Groenewold Verlage Hamburg 2002 S 105 108 Blake D Pattridge Buccaneers and Freebooters In Tenenbaum Encyclopedia Band 1 S 477 David Cordingly Under the Black Flag The Romance and the Reality of Life among the Pirates Harcourt Brace San Diego 1997 S XVIII Alexandre Olivier Exquemelin Das Piratenbuch von 1678 Die Amerikanische Seerauber Edition Erdmann Stuttgart 1983 S 118 Clinton V Black Pirates of the West Indies Cambridge Caribbean Cambridge 1989 S 7 The Proceedings of the Old Bailey London 1674 to 1834 11 Mayis 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Mart 2020 Marc C Hunter Piraten im Golf von Mexiko im fruhen 19 Jahrhundert In Hartmut Roder Piraten Abenteuer oder Bedrohung Edition Temmen Bremen 2004 ISBN 3 86108 785 5 Bettina v Briskorn Eine kurze Geschichte der Piraten auf Madagaskar In Hartmut Roder Hrsg Piraten Abenteuer oder Bedrohung Edition Temmen Bremen 2004 ISBN 3 86108 785 5 Dubai 27 Mayis 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde LexiTV Cin Denizi nde korsanlik icin bakiniz Udo Allerbeck Piraterie in China In Hartmut Roder Hrsg Piraten Die Herren der Sieben Meere Edition Temmen Bremen 2000 ISBN 3 86108 536 4 Udo Allerbeck Piraterie in China In Hartmut Roder Hrsg Piraten Die Herren der Sieben Meere Edition Temmen Bremen 2000 ISBN 3 86108 536 4 Gilles Lapouge Piraten Seerauber Freibeuter Bukanier und andere Jager der Meere Die Hanse Sabine Groenewold Verlage Hamburg 2002 S 83 Zu Piratinnen allgemein Heide Menge Piratenbraute und andere Weibsbilder In Hartmut Roder Hrsg Piraten Herren der Sieben Meere Edition Temmen Bremen 2000 ISBN 3 86108 536 4