Bizans donanması ya da Doğu Roma donanması, Doğu Roma ya da Bizans İmparatorluğu donanma kuvvetidir. Öncülü olan Roma İmparatorluk donanmasının doğrudan devamıdır fakat devletin savunulmasında ve ayakta kalmasında, öncülünden çok daha fazla hayati rol oynamıştır. Birleşik Roma İmparatorluğu'nda deniz filoları daha az tehditle karşılaşmış, lejyonlar prestij sağlayan daha ikincil bir güç olmalarına rağmen Doğu'da bazı tarihçilerin "denizci imparatorluk" olarak adlandıracakları kadar imparatorluğun varlığının çok hayati bir parçası olmuştur.
Bizans donanması | |
---|---|
Pseudo-Kodinos tarafından tarif edildiği ve Kastilya atlası Libro del Conoscimiento'ta gösterildiği gibi, 14. yüzyılda Bizans savaş gemileri tarafından taşınan tetragrammik haçlı imparatorluk sancak (basilikon phlamoulon) (y. 1350) | |
Kuruluş | 330-1453 |
Bağlılık | Bizans İmparatorluğu |
Lider(ler) | Bizans İmparatoru (Başkomutan) Drungarios tu ploimu ve thema stratēgoi (8.-11. yüzyıllar), Megadük (yaklaşık 1092 sonrası) |
Merkez(ler) | Konstantinopolis |
Etkin bölgeler | Akdeniz, Tuna, Karadeniz |
Büyüklük | y. 42,000 asker, 899. y. 300 savaş gemisi, 9-10. yüzyıllar.I. Manuil hükümdarlığında y. 150 savaş gemisi. |
Müttefikler | Venedik, Ceneviz, Pisa, Haçlı devletleri, Aydınoğulları Beyliği |
Rakip(ler) | Vandallar, Ostrogotlar, Emevîler ve Abbâsîler, Girit Emirliği, Fâtımî Devleti, Slavlar, Bulgarlar, Ruslar, Normanlar, Ceneviz, Venedik, Pisa, Haçlı devletleri, Selçuklular, Anadolu beylikleri, Osmanlılar |
Akdeniz'de Roma egemenliğine ilk tehdit Vandallar tarafından 5. yüzyılda olmuştur fakat bu tehdit 6. yüzyılda I. Justinianus'un savaşları ile sona erdirilmiştir. Aynı dönemde sürekli bir filonun kurulması ve dromon kadırgalarının devreye girmesi ile Bizans donanması geç Roma köklerinde ayrılmaya ve kendi karakteristiğini oluşturmaya başlamıştır. 7. yüzyılda İslam'ın yayılışı başladığında da bu süreç devam etmiştir. Levant ve sonra Afrika'nın kaybedilmesinin akabinde Akdeniz Roma gölü olmaktan çıkıp Araplar ile Bizanslılar arasında bir savaş alanına dönüşmüştür. Bu mücadelede, yalnızca Akdeniz havzasında sahip olunan uzak bölgelerin savunmasında değil, imparatorluk başkenti Konstantinopolis'in kendisine yapılan saldırıların deniz ayaklarının bertaraf edilmesinde de Bizans filoları kritik rol oynamışlardır. Bu dönemde keşfedilen, Bizans Donanmasının en iyi bilinen ve en korkulan gizli silahı Rum ateşinin de kullanılmasıyla Konstantinopolis, birçok kuşatmadan kurtarılmış ve donanmanın dahil olduğu çok sayıda çarpışma kazanılmıştır.
Başlangıçta Bizans kıyılarının savunulması ve Konstantinopolis'e yapılan saldırıların bertaraf edilmesi Karabisianoi'nin büyük filosu ile yapılmıştır. Fakat ilerleyen dönemde merkezi imparatorluk filosu Konstantinopolis'i korumak ve deniz seferlerinin nüvesini oluşturmak için bu şehirde tutulurken, diğer görevler birçok thema filosuna dağıtılmıştır. 8. yüzyılın sonlarında, Bizans donanması, iyi organize olmuş ve gücünü muhafaza eden, Akdeniz'de baskın bir deniz gücüydü. Müslüman donanmaları ile düşmanlıkta üstünlük sürekli tarafların arasında el değiştirtirdi. Bu, doğu Akdeniz'de Bizanslıların kesin hakimiyet sağladıkları 10. yüzyıla kadar sürdü.
11. yüzyıl boyunca, İmparatorluğun kendisi gibi donanma da düşüşe geçmeye başladı. Batı'dan yeni deniz tehditleri ile karşılaştı, Bizanslılar, artan bir şekilde Venedik ve Ceneviz gibi İtalyan şehir devletlerinin donanmalarına güvenmeye zorlandı ve bunun Bizans ekonomisine ve egemenliğine felaket etkileri olmuştur. Komnenos Hanedanı dönemini, 1204 yılında Dördüncü Haçlı Seferi ile imparatorluğun çözüldüğü bir felaketle biten bir başka gerileme dönemi izlemiştir. 1261 yılında imparatorluk yeniden kurulduktan sonra, Paleologos Hanedanı döneminde birçok imparator donanmayı diriltmeyi denemiş ancak çabalarının geçici etkileri olmuştur.
14. yüzyılın ortalarında, tek seferde yüzlerce savaş gemisi çıkarabilen Bizans filosu en iyi durumda birkaç düzine ile sınırlı hale geldi ve Ege Denizi kontrolü kesin olarak İtalyan ve Osmanlı donanmalarına geçti. Fakat küçülen donanma 1453 yılında Osmanlılar tarafından Bizans İmparatorluğu'nun yıkılışına kadar varlığını sürdürdü.
Faaliyet tarihi
Erken dönem
İç savaşlar ve barbar istilaları: Dördüncü ve beşinci yüzyıllar
Bizans donanması, Doğu Roma ve Bizans İmparatorluğu'nun kendisi gibi Roma İmparatorluğu ve kurumlarının devamıdır. MÖ 31 tarihli Aktium Muharebesinden sonra, Akdeniz'de hiçbir dış tehdit kalmayınca, Roma donanması çoğunlukla eskort ve politik görevler icra etti. Pön Savaşlarında olduğu gibi ağır deniz muharebeleri tekrar olmadı ve Roma filoları yeni görevlerine uygun görece daha küçük gemilerden oluştu. Erken 4. yüzyılda, sabit Roma donanması küçülmeye başladı, bu yüzden rakip imparatorlar I. Konstantin ile Licinius'un filoları 324 yılında Hellespont Muharebesinde karşı karşıya geldiklerinde, büyük oranda Doğu Akdeniz liman şehirlerinde yeni inşa ettikleri ya da el koydukları gemilerden filolarını oluşturmuşlardı. 4. yüzyıl ve erken 5. yüzyılın iç savaşları çoğunlukla orduları nakil için kullanılan filoların varlığıyla deniz kuvvetlerinin faaliyetlerinin tekrar canlanmasına neden oldu. Önemli bir deniz kuvveti Batı Akdeniz'de 5. yüzyılın ilk çeyreğinde, özellikle Kuzey Afrika'da, elde tutuldu fakat Vandallar 15 yıllık bir dönemde Afrika'yı istila edince Roma'nın Akdeniz egemenliği sallantıya girdi.
Kartaca'da yeni kurulan Vandal Krallığı'nın muktedir kralı Genserik, İtalya ve Yunanistan kıyılarına akınlar düzenlemeye başladı, hatta 455 yılında Roma talan edildi. Romalıların tekrar eden kendilerini savunma teşebbüslerine rağmen Vandal akınları kesintiye uğramadan sonraki iki 10 yıl devam etti. Batı Roma İmparatorluğu yetersizdi, donanması yok olacak kadar küçülmüştü, doğu Roma imparatorları ise hala doğu Akdeniz'in kaynak ve tecrübesini kullanabiliyordu. 448 yılında ilk Roma seferi Sicilya'dan öteye devam etmedi ve 460 yılında Vandallar İspanya Cartagena'da bir Batı Roma istila filosuna saldırıp, yok ettiler. Nihayetinde Basiliscus 1.113 gemi ve 100.000 kişiden oluşan büyük bir Doğu Roma seferini 468 yılında başlattı ama bu sefer feci bir şekilde sonlandı. Yaklaşık 600 gemi kundak gemilerinin saldırılarıyla kaybedildi, 130.000 altın ve 700.000 gümüş Roma parasına mal olan bu sefer neredeyse İmparatorluğun iflas etmesine neden oldu. Bu yenilgi, Romalıları Genserik'in şartlarını kabul etmeye ve bir barış anlaşması imzalamaya zorladı. Ancak 477 yılında Genserik'in ölümünden sonra Vandal tehdidi azaldı.
Altıncı yüzyıl - Justinianus Akdeniz'de Roma hakimiyetini tekrar sağlıyor
6. yüzyılda Roma deniz gücünün yeniden doğmasıyla tanınır. 508 yılında Ostrogot kralı Teodorik ile anlaşmazlık alevlendi. İmparator I. Anastasius'un (h. 491-518) 100 gemilik bir filoyu İtalya sahillerine akınlar düzenlemek üzere yolladığı kaydedilmiştir. 513 yılında General Vitalian, Anastasius'a karşı ayaklandı. Asiler 200 gemilik bir filo kurdular, başlangıçta bazı başarılar kazanmalarına rağmen Amiral Marinus alev alan sülfür bazlı bir madde ile onları mağlup etti.
533 yılında, Sardinya'da yaşanan isyanı bastırmak için gönderilmiş Vandal filosunun yokluğunu fırsat bilerek, Belisarius'un komutasında 15,000 kişilik bir ordu 92 dromon ve 500 nakliye gemisi ile Afrika'ya taşındı,I. Justinianus'un (h. 527-565) yeniden fetih savaşlarının ilki olan Vandallar Savaşı böylece başlamış oldu. Bunlar geniş şekilde amfibik operasyonlardı, filo Akdeniz suyollarının kontrolünün mümkün kılarken ve çok dağınık Bizans sefer kuvvetlerinin ve garnizonlarının tedarik ve takviyesinde yaşamsal rol oynadı. Bu gerçek, Bizans düşmanlarının ortadan kalkmasına neden olmadı. Henüz 520'lerde Teodorik, Bizanslılar ve Vandallara karşı büyük bir filo inşa etmeyi planladı fakat 526 yılında ölümü bu planın gerçekleşmesini engelledi. 535 yılında Belisarius'ın ordusunu önce Sicilya sonra İtalya'ya taşıyan filo ile diğer yandan Dalmaçya'yı işgal eden bir başka orduyla çift başlı Bizans saldırısı Gotlar Savaşı başlattı. Denizde Bizans kontrolünün büyük stratejik önemi, 540 yılında daha küçük bir Bizans ordusunun yarımadayı başarıyla işgal etmesini sağladı.
Ancak 541 yılında, yeni Ostrogot Kralı Totila, 400 savaş gemilik bir filoyla İmparatorluğun İtalya etrafındaki denizlere girişini engelledi. 542 yılında Napoli yakınlarında iki Bizans filosu yok edildi, 546 yılında Belisarius kendisinin komuta ettiği 200 gemiyle başarısız Roma'ya yardım teşebbüsü için Tiberin ağzını tutan Got filosuna saldırdı. 550 yılında Totila, Sicilya'yı istila etti, ertesi yıl 300 gemilik filosuyla Sardinya ve Korsika'yı ele geçirirken Korfu ve Epirus sahiline akınlar düzenledi. Fakat 551 yılında Sena Gallica deniz Muharebesi İmparatorluğun nihai egemenliğinin başlangıcı olarak kabul edilir. Justinianus tarafından İtalya ve Güney İspanya'nın fethiyle, Akdeniz bir kez daha "Roma gölü" oldu.
Sonuçta İtalya'nın çoğunun Lombardlara kaybedilmesine rağmen, yarımada çevresinde bulunan denizlerde kontrolü devam ettirdi. Lombardların denizlerde çok az teşebbüsü olması nedeniyle, Bizanslılar yüzyıllar boyunca İtalyan topraklarında birçok sahil şeridini ellerinde tutabilmişlerdir. Takip eden 80 yıl boyunca tek büyük deniz eylemi, 626 yılında Sasani Persleri, Avarlar ve Slavlar tarafından yapılan Konstantinopolis Kuşatmasıdır. Kuşatma boyunca, Slav filosunun, Bizans filosu tarafından yolu kesilip, yok edilmiş, böylece Pers ordusunun Boğaziçi'ni geçmesi engellenmiş ve Avarlar geri çekilmeye zorlanmıştır.
Araplara karşı mücadele
Arap deniz tehdidinin ortaya çıkması
640'lar boyunca, Suriye ve Mısır'da İslam'ın yayılışı, Bizans'a yeni bir tehdit yaratmıştır. Bu tehdit sadece Bizans'ın asker ve vergi topladığı önemli toprakların Araplar tarafından fethiyle değil ama 644 yılında İskenderiye'nin kısa dönem elde kalacak şekilde Bizans tarafından ele geçirilmesi sonrası oluşturacakları donanma ile kendini göstermiştir. Arap yarımadasının kuzeyinden iç karadan gelen yeni Müslüman seçkinlerin bu çabası, ağırlıklı olarak birkaç yıl öncesine kadar Bizans için gemi ve mürettabat sağlayan yeni ele geçirilen Levant (özellikle Mısırlı Kıptiler) kaynaklarına dayanıyordu. Diğer yandan Filistin'de bulunan tersanelerde Pers ve Iraklı işçilerinde çalıştığına dair kanıtlar mevcuttur. 14. yüzyıldan önceye ait çizimlerin eksikliği nedeniyle, erken dönem Müslüman savaş gemilerinin özellikleri hakkında var olan Akdeniz denizcilik geleneklerine genellikle bağlı kaldıklarının kabul görmesi dışında hiçbir şey bilinmemektedir. Geniş şekilde denizcilik terimlerinin paylaşılması ve yüzyıllara dayanan iki kültürün birlikteliğinin sonucu, Bizans ve Arap gemileri birçok benzerliği paylaşıyorlardı. Bu benzerlik taktik ve genel filo organizasyonunu da kapsıyordu; Bizans askeri talimatları, Arap amirallerinin ellerinde mevcuttu.
Günah Çıkartıcı Theofanis'in vakainamesi, Annus Mundi 6165.
Kıbrıs'ın 649 yılında ele geçirilmesi, Rodos, Girit ve Sicilya'ya yapılan akınlardan sonra, genç Arap donanması, II. Konstans'ın (h. 641-668) doğrudan kendisi tarafından komuta edilen Bizanslıları 655 yılında Zâtüssavârî Muharebesi'nde yendi. Bu yıkıcı Bizans yenilgisi, Akdeniz'i Araplara açtı ve Akdeniz'in suyollarının kontrolü üzerine yüzyıllar sürecek bir dizi deniz ihtilafı başladı.I. Muaviye'nin (h. 661-680) hükümdarlığında Konstantinopolis'in kendisine yapılacak büyük saldırıya hazırlık olacak şekilde akınlar yoğunlaştırıldı. Konstantinopolis'in uzun ilk Arap Kuşatmasında, Bizans filosu İmparatorluğu kurtaracak yeni aletini faydasını kanıtladı: yeni geliştirilen gizli silah, "Rum ateşi" ile Arap filolarını yendiler. Küçük Asya ve Ege'de Arap ilerleyişi durduruldu ve kısa bir süre sonra 30 yıllık bir ateşkes içeren bir anlaşma konusunda uzlaşmaya vardılar.
680'lerde, II. Justinianos (h. 685-695 ve (h. 705-711) dikkatini donanmanın ihtiyaçlarına yoğunlaştırdı, deniz piyadesi ya da kürekçi olarak istihdam etmek üzere İmparatorluğun güney sahillerine 18,500'in üzerinde Merdei kökenli insanı yeniden iskan ederek donanmayı güçlendirdi. Ancak Arap deniz tehdidi yoğunlaşarak 680 ve 690'larda Kuzey Afrika'nın kontrolünü ele geçirdiler. Bizans deniz seferi ile kısa bir süre geri alınsa da son Bizans noktası Kartaca 698 yılında düştü. Arap valisi Musa bin Nusayr Tunus'te yeni bir şehir ve deniz üssü inşa etti ve Batı Akdeniz Bizans kontrolünü kırmak için yeni bir filo inşa etmek üzere 1,000 Kıpti tersane işçisi getirildi. Böylece 8. yüzyılın başlarından itibaren, Müslüman akınları, özellikle Sicilya olmak üzere Batı Akdeniz Bizans topraklarına karşı durmaksızın devam etti. Buna ek olarak, yeni filo Müslümanların Mağrip'in fethini tamamlamalarına ve Vizigot İspanya'nın çoğunu istila edip ele geçirmelerine yardım etti.
Bizans karşı saldırısı
Bizanslılar, 695 ile 715 yılları arasında süren 20 yıllık iç karışıklık yüzünden, Afrika'da Arap ilerleyişine etkin bir şekilde cevap veremediler. Doğu'da kendi akınlarını düzenleyerek cevap verdiler, buna bir örnek 709 yılında yerel bir amiralin esir edildiği Mısır'a karşı yapılan akındır fakat gelen şiddetli bir saldırıdan haberdar oldular: Halife I. Velid h. 705-715) Konstantinopolis'e saldırıyı yenilemek üzere kuvvetlerini hazırlıyordu, II. Anastasios (h. 713-715) başkenti hazırladı ve Müslüman deniz hazırlıklarına karşı başarısız bir önleyici saldırı yaptı. Kısa bir süre sonra Anastasios, III. Theodosios (h. 715-717) tarafından tahttan indirildi. Müslüman ordusu Anadolu'da ilerlerken, Theodosios da, III. Leon (h. 717-741) tarafından tahttan indirildi. III. Leon ikinci ve son Konstantinopolis'in Arap Kuşatması ile yüzleşti. Arap filosu harap eden Rum ateşi gene Bizans zaferinde hayati rol oynarken Bulgar saldırıları kuşatanların gücünü zayıflattı.
Kuşatmadan sonra, Arap filosunun geri kalanı geriye çekilirken fırtınada büyük kısmı yok oldu ve Bizans kuvvetleri karşı saldırı başlattı, filo Lazkiye'yi yağmalarken, kara kuvvetleri Küçük Asya'da Arapların üzerine yürüdü. Takip eden üç on yıl, deniz savaşları her iki tarafın düzenli akınları ile devam etti, Bizanslılar Suriye (Lazkiye) ve Mısır (Dimyat ve Tennis) Müslüman deniz üslerine tekrar eden saldırılar düzenlediler. 727 yılında imparatorun ikonoklazm politikasına karşı öfke nedeniyle thema filolarının isyanı, imparatorluk filosunun Rum ateşi kullanması ile bastırıldı. Bu olayda yaşanan kayba karşılık, 390 savaş gemisinin 739 ve 747 yıllarında Dimyat'a saldırıya gönderildiği kaydedilmiştir, bu saldırılarda ilk defa İtalyan şehir devletleri gemileri ile destek vermişlerdir, Bizanslılar Suriye ve İskenderiye filolarının Kıbrıs açıklarında mağlup ederek, Emevîler'in deniz gücünü kırmışlardır.
Bizanslılar bunun arkasından Kuzey Afrika filotillalarını yok etmişler ve bu başarılarına Müslüman tüccarlara ticaret sınırlamaları getirmeyi eklemişlerdir. İmparatorluğa, su yollarının kontrol edilmesinin getirdiği yeni yetenek, Müslüman deniz ticaretini boğmalarına neden olmuştur. Emevîler'in yıkılmasından kısa süre sonra, Müslüman dünyasının parçalanması hızlanmış, Bizans deniz gücü Akdeniz'de tek organize güç olarak kalmıştır. Böylece 8. yüzyılın ikinci yarısı boyunca, Bizanslılar tam bir deniz üstünlüğünün keyfini sürmüşlerdir. Bu zaman boyunca, Suriye sınırlarını gözlemek, Bizans filosunun akınlarına karşı savunmak, Kâbe'de ibadet etmekten daha dindar bir eylem olarak görülmüştür. Bu başarılar V. Konstantinos'un (h. 741-775) Bulgarlara karşı 760'larda yaptığı seferlerde donanmayı Akdeniz'den Karadeniz'e yöneltmesine imkân vermiştir. 763 yılında, 9,600 atlı ve bazı piyadeyi taşıyan 800 gemilik bir filo Anchialus'a yelken açarak önemli bir zafer kazandı fakat 766 yılında iddiaya göre 2,600 gemilik ikinci bir filo gene Anchialus'u kuşatmak giderken battı. Ancak diğer yandan, Arap tehdidi gitmesi, geniş şekilde ikona destekleyicisi ("iconodule") denizci themaların putkırıcı politikalara muhalefet etmeleri nedeniyle İsaurialı imparatorlar Bizans deniz gücünün altını oyarak donanmanın büyüklüğünü küçültüp, denizci themaların etkilerini azalttılar.
Müslüman egemenliğinin yükselişi
Bizans deniz üstünlüğü erken 9. yüzyıla kadar devam etti, canlanan Müslüman filoların ellerinde arka arakaya felaket zinciri bu dönemi bitirdi ve Müslüman yükselişinin ufkunu temsil eden yeni bir dönem açıldı. Henüz 790 yılında, Antalya Körfezi'nda büyük bir mağlubiyet aldılar ve Harun Reşid (h. 786-809) hükümdarlığı boyunca Kıbrıs ve Girit'e akınlardan mağdur oldular. Akdeniz etrafında, yeni güçler doğuyordu, bunlardan en öne geçeni Karolenj İmparatorluğu'ydu, 803 yılında I. Nikiforos ile Şarlman arasında imzalana barış anlaşması ("Pax Nicephori") de facto Bizans Venedik'in bağımsızlığını tanıyordu, Venedik daha sonra 809 yılında gerçekleşen Bizans saldırılarını bertaraf ederek kökleşti. Aynı zamanda İfrikiya'da Aglebi hanedanı kuruldu ve hemen orta Akdeniz'de akınlara başladı.
Diğer yandan, Bulgarlara karşı aldıkları bir dizi yıkıcı yenilgiler ve bunları izleyen 820 yılında Thema filoları dahil olmak üzere Bizans silahlı kuvvetlerinin büyük kısmının desteğini arkasına alan (Slav Thomas'ın isyanı) Bizanslıları zayıflattı. Bastırılmasına rağmen, isyan İmparatorluk savunmasını tüketti. Sonuç olarak, 824 ile 827 yılları arasında Girit, Endülüs sürgünlerinden oluşan bir güruhun eline geçti. Ertesi birkaç yıl gerçekleşen üç ardışık Bizans teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlandı ve ada Ege'de Müslüman korsan faaliyetlerinin üssü oldu, bölgedeki güç dengesini kalıcı olarak bozdu. Bizanslıların Girit korsanlarına ve 853 yılında 85 gemi ile Dimyat'ı talan etmelerine rağmen, Levant'ta Arap deniz gücü Abbasi yönetiminde durmadan canlandı. 843 ve 866 yıllarındaki Girit'i tekrar ele geçirme teşebbüsleri de başarısızlıkla sonuçlandı.
İbn-i Haldun, Mukaddime, III.32
Durum Batı'da daha kötüydü. 827 yılında İmparatorluk kritik bir darbe aldı, Bizanslı komutan Euphemios'un taraf değiştirmesinin ve adanın thema filosunun yardımıyla Aglebiler yavaşça Sicilya'nın fethine başladılar. 838 yılında, Müslümanlar İtalya'ya geçip, Taranto ve Brindisi'yi aldılar, takiben Bari Emirliği kuruldu. Onlara karşı Venedik operasyonları başarısız oldu ve 840'larda Araplar serbestçe İtalya ve Adriyatik'i talan ettiler hatta 846 yılında Roma'ya akın düzenlediler. Lombardlar ve I. Lothar'ın Müslümanları İtalya'dan çıkarma amaçlı saldırıları başarısız olurken Sicilya'yı geri almak için Bizanslıların 840 ve 859 yıllarındaki iki teşebbüsü ağır şekilde yenilgiyle sonuçlandı. 850 yılıyla beraber, Bizans ve Hristiyanları genel olarak savunmada bırakacak şekilde Müslüman filolar, büyük miktarda Gazve akıncıyla beraber Akdeniz'in en büyük gücü olarak ortaya çıktılar.
Aynı dönemde, Bizanslılar tüm cephelerde kendilerini savunuyorlardı, ayrıca yeni ve beklenmedik bir tehdit ortaya çıktı: Ruslar, Bizans tarihinde ilk defa 830'larda Paflagonya Seferi, arkasından 860 yılında büyük bir sefer ile göründüler.
Bizans yeniden fetih savaşları: Makedon Hanedanı dönemi
9. yüzyılın sonları ile 10. yüzyıl boyunca, halifelik daha küçük devletlere bölündü ve Arap gücü zayıfladı, Bizanslılar onlara karşı bir dizi başarılı sefer düzenlediler. Bu "Bizans yeniden fethi", Makedon Hanedanı'nın (h. 867-1056) muktedir bir hükümdarlığının bir sonucu olarak görülür ve Bizans tarihinin öğle vakti olarak değerlendirilir.
I. Basileios'un hükümdarlığı
Girişken bir dış politika başlatan İmparator I. Basileios'un (h. 867-886) tahta geçmesi bu canlanmanın habercisi olmuştur. Öncülü III. Mihail'in (h. 842-867) devam ettirirken, filoya büyük özen göstermiştir ve sonuç olarak bu başarılı zaferler getirmiştir. 867 yılında, Drungarios tu ploimu Niketas Ooryphas komutasında bir filo Dalmaçya'yı Arap saldırılarına karşı rahatlatmış ve bölgede Dalmaçya theması tekrar tesis edilmiştir. Birkaç yıl sonra, Girit korsanlarını Kardia ve Korint Körfezi'nde iki kez mutlak bir şekilde yenip geçici olarak Ege'de güvenliği sağlamıştır. Kıbrıs'ta geçici olarak ele geçirilmiş ve Bari işgal edilmiştir. Ancak, aynı zamanda Kilikya'da Müslüman varlığı güçlendi ve Tarsus bölge için ana üs oldu ve Bizans topraklarına deniz saldırıları gerçekleşti, bunlar içerisinde özellikle Emir Yazman el-Hadım'ın (h. 882-891) saldırıları ön plana geçmiştir.
Batı'da, yerel Bizans kuvvetleri yetersizliklerini göstermelerinin de etkisiyle Arapların düzenli ilerleyişleri devam etti: İtalyan mülklerinin yardımına ihtiyaç duymaya zorlandıklarında, bir gelişme sağlamak için Doğu filolarını İtalya'ya transfer etmek ihtiyacı duymuşlardır. 855 yılında Enna'nın düşmesinden sonra Sicilya'nın doğu sahilinde artan bir baskı altında sıkışık kaldılar. Bunun önüne geçecek 868 yılındaki zafer az bir başarı gösterdi. Siraküza, 869 yılında tekrar saldırıya uğradı ve 870 yılında Malta, Aglebiler tarafından ele geçirildi.Puglia'dan çıkarılmalarına rağmen, Müslüman korsanlar Adriyatik'te akınlar düzenliyorlardı, 880'lerin başlarında batı İtalya kıyıları boyunca üsler kurdular ve buralardan tamamen ancak 915 yılında çıkarılabildiler. 878 yılında Bizans'ın Sicilya'da elinde tuttuğu Siraküza tekrar saldırıya uğradı ve düştü, bunun ana sebebi İmparatorluk donanması Basileios'un yeni kilisesi Nea Ekklisia inşaatına mermer taşımakla görevlendirilmesidir. 880 yılında, Ooryphas'un ardılı, drungarios Nasar, İyon Adaları'na akın düzenleyen Tunuslulara karşı bir gece muharebesinde önemli bir zafer kazandı. Sonra Sicilya'ya akın düzenleyip, birçok ganimet getirdi, sonra Punta Stilo açıklarında bir başka Müslüman filosunu yendi. Aynı zamanda bir başka Bizans filosu Napoli'de önemli bir zafer elde etti. Bu başarılar Yaşlı Nikiforos Fokas yönetiminde Batı'da 870 ve 880'lerde kısa yaşam süreli Bizans karşı saldırılarının yapılmasına neden oldu, Puglia ve Calabria'da tutunup daha sonra İtalya Katepanlığı'na evrilecek olan Longobardiya themasını kurmuştur. 888 yılında Milazzo açıklarındaki ağır yenilgi, ancak, ertesi yüzyıl İtalya etrafındaki denizlerde fiilen ana Bizans deniz faaliyetlerinin ortadan kaybolacağının işaretçisi olmuştur.
VI. Leon hükümdarlığında Arap akınları
I. Basileios'un hükümdarlığı altında alınan başarılara rağmen, ardılı VI. Leon (h. 886-912) hükümdarlığında, imparatorluk gene ciddi tehditler ile yüz yüze kaldı. Kuzeyde, Bulgar çarı I. Simeon'a karşı bir savaş başladı ve İmparatorluk filosunun bir bölümü 895 yılında Macarları Tuna'nın karşına geçirip Bulgaristan'a akınlar düzenlemeleri için kullanıldı. Bulgar savaşı birçok maliyetli yenilgiye neden oldu, aynı zamanlarda Arap deniz tehdidi Bizans deniz gücünün kalbi Ege denizinin kıyılarına yaptığı akınlar ile yeni bir zirveye ulaşmıştı. 891 ya da 893 yılında, Arap filosu Sisam adasını talan etti ve oranın stratēgos'unu esir aldı ve 898 yılında hadım amiral Raghib 3,000 Kibyrrhaiotai Bizans denizciyi esir olarak götürdü. Bu kayıplar, Bizans savunmasını zayıflattı, Ege'yi Suriye filolarının akınlarına açık hale getirdi. İlk büyük kayıp 901 yılında geldi, dönme Tarsuslu Damyanah, Demetrias'ı yağmaladı, ertesi yıl, İmparatorluğun Sicilya'da son kalan yeri Taormina Müslümanların eline geçti. Fakat en büyük felaket 904 yılında geldi, bir başka dönme Trabluslu Leon Ege'ye akınlar yaptı. Filosu, Dardanelles'e içlerine sızdıktan sonra İmparatorluğun ikinci büyük şehri Selanik'i talan etti, tüm bu olanlar sırasında Bizans filosu Arap üstün gücü karşısında pasif kaldı. Üstelik Giritli korsanların akınları daha yoğun hale gelerek Leon hükümdarlığının sonlarında güney Ege adalarının çoğu ya terk edilmiş ya da Müslüman kontrolünü kabul edip ve Müslüman korsanlara fidye ödemek zorunda bırakılmışlardı. Leon'un deniz savaşları (Naumachica) sırasında verdiği talimatların yaygın şekilde savunmacı ve dikkatli bir çerçevede olması sürpriz değildir.
Dönemin en seçkin Bizans Amirali logothetēs tu dromu Himerios idi. 904 yılında amiralliğe atanmış, ancak Selanik'in talan edilmesinin önüne geçememişti, diğer yandan ilk zaferini 905 ya da 906 yılında kazandı ve 910 yılında Lazkiye'ye başarılı bir saldırı yönetmiştir. Şehir talan edilmiş, hinterlandı yağmalanmış ve herhangi bir gemi kaybedilmeden geri dönülmüştü. Bir yıl sonra Himerios komutasında adayı geri almak için 43,000 adamla beraber 112 dromons ve 75 pamphyloi katılımıyla Girit Emirliği'ne yapılan büyük sefer, başarısız olmakla kalmayıp dönüş yolunda Trabluslu Leon tarafından pusuya düşürülüp Sakız Adası açıklarında Ekim 912'de kapsamlı şekilde mağlup edilmiştir.
Bu gidişat 920 yılından sonra dönmüştür. Tesadüfen aynı yıl bir amiralin, Romanos Lekapenos'un (h. 920-944), tahta yükselişine tanıklık etti, bu Tiberios Apsimaros'tan sonra ikinci ve imparatorluk tarihinde sonuncu kez olacaktı. Nihayetinde, 923 yılında, Limni açıklarında Trabluslu Leon'un mutlak mağlubiyeti ile beraber ertesi yıl bir Bizans kalesini kuşatırken Damyanah'ın ölmesiyle beraber Bizans dirilişi başladı.
Girit ve Kuzey Levant'ın geri alınması
İmparatorluğun büyüyen gücü 942 yılında, I. Romanos Tiren Denizi'ne bir filo yolladığı zaman kendini gösterdi. Rum ateşi kullanarak, Farahşanīt'te üslenen Müslüman korsanların bir filosu imha edildi. Ancak 949 yılında Girit Emirliği'ne VII. Konstantin (h. 945-959) tarafından gönderilen 100 gemilik filo komutanları Konstantinos Gongilis'in yetersizliği yüzünden bir felaketle son erdi. 951-952 yıllarında İtalya'da yenilenen saldırılar Aglebiler tarafından hezimete uğratıldı, fakat 956 yılında bir diğer sefer ve Tunus filosunun 958 yılında fırtına yok olması yarımadada geçici olarak durumun dengelenmesini sağladı. 962'de, Fâtımîler Sicilya'da kalan Bizans kalelerine bir saldırı başlattılar; Taormina 962 Noel'inde düştü ve Rometta kuşatıldı. Buna karşılık, 964'te büyük bir Bizans seferi başlatıldı, ancak felaketle sonuçlandı. Fâtımîler, Bizans ordusunu Rametta önünde bozguna uğrattı ve ardından Boğazlar Muharebesi'nde, özellikle yanıcı cihazlar taşıyan dalgıçların kullanımıyla donanmayı imha etti. Her iki güç de dikkatlerini başka yerlere odakladığında, 967'de Bizans ve Fâtımîler arasında Batı'daki Bizans deniz faaliyetlerini engelleyen bir ateşkes imzalandı: Bizans'ın güney İtalya ve Sicilya'ya aktif olarak müdahale ettiği 1025 yılına kadar İtalya denizleri yerel Bizans kuvvetlerine ve çeşitli İtalyan devletlerine bırakıldı.
Doğu'da, 956 yılında stratēgos Basileios'un Heksamilites, Tarsos filosuna ezici bir şekilde mağlup ederek, Girit'e bir diğer büyük seferin yolunu açtı. Bu Nikiforos Fokas'ın 960 yılında 100 dromons, 200 chelandia ve 308 nakliye aracından oluşan toplam 77,000 adamlık bir güçle adaya saldırmasına teşvik etti. Donanmanın harekatta nihai olarak sınırlı bir muharebe rolü olmasına rağmen, adanın içlerine yapılan feci bir saldırının ardından deniz yoluyla getirilmesi gerekli malzemeleri için deniz yollarını açık tutmak için gerekliydi. Girit'in fethi, Bizans deniz gücünün kalbi Ege denizine doğrudan tehdidi ortana kaldırırken Fokas'ın takip eden operasyonları Kilikya (963), Kıbrıs (968), ve kuzey Suriye kıyılarının (969) geri alınmasını yol açacaktı. Bu fetihler güçlü Müslüman Suriye filolarının tehdidini ortadan kaldırırken, Doğu Akdeniz'de Bizans egemenliğini yeniden tesis ederek, Nikiforos Fokas'ın Liutprando di Cremona'na iftiharla "Ben tek başına denizin hakimiyim" sözlerini söylemesine neden olacaktı. 990'ların sonlarında Fatımiler ile olan anlaşmazlık sırasında birkaç akın ve deniz çarpışması oldu. fakat kısa süre sonra barışçıl ilişkiler kuruldu ve Doğu Akdeniz gelecek birkaç on yıl göreceli sakin kaldı.
Aynı dönem boyunca, Bizans filosu Karadeniz'de de faaldi: Konstantinopolis'i tehdit eden Rus filosu, 941 yılında Rum ateşiyle teçhiz edilmiş aceleyle toparlanmış 15 eski gemi tarafından imha edildi ve I. Svyatoslav'un Bulgaristan'ı istilası sırasında, I. İoannis (h. 969-976) Tuna boyunca 300 gemiyle Kiev Knezliği'ni ablukaya almasında, donanma anahtar rol oynadı.
Komnenos dönemi
11. yüzyıl boyunca düşüş
İmparatora nasihatlar, Kekavmenos'un Strategikon'u, Ch. 87
11. yüzyılın çoğunluğunda Bizans donanması yeni meydan okumalar ile yüzleşti. Müslümanların donanmasının zayıflaması özellikle Fatımi Devleti ile Bizans ilişkilerinin çoğunlukla barışçı olması nedeniyle, Müslüman tehdidi azaldı. Kayıt edilen imparatorluk topraklarına yapılan son Arap akını Kiklad Adaları'na 1035 yılında yapılmış, ertesi yılda mağlup edilmişlerdir. 1043 yılında bir diğer Rus saldırısı kolaylıkla geri püskürtüldü, kısa ömürlü Georgios Maniakes yönetiminde Sicilya'nın geri alınması dışında kayda değer büyük bir sefer yapılmamıştır. Bu uzun barış ve refah dönemi kaçınılmaz şekilde ordunun rehavet içine girmesine ve laçkalaşmasına neden oldu. Daha I. Basileios'un (h. 976-1025) hükümdarlığında, Adriatik savunması, Venediklilere verilmişti. IX. Konstantinos Monomakos'un (h. 1042-1055) hükümdarlığında, askeri hizmet nakit para karşılığı takas edilirken ordu ve donanma küçülüyor, sonucunda yabancı denizcilere bağımlılık artırıyordu. Büyük thema filoları küçüldü ve yerlerini yerel askeri komutanlara bağlı küçük filolar aldı, denizlerde büyük düşmanlar ile yüzleşmekten korsanlık bastıran bir seviyeye geriledi.
11. yüzyılın son çeyreğinde, Bizans donanması önceki kişiliğinin gölgesi olmuş, ihmal,subaylarının yetersizliği ve mali kaynakların yetersizliği ile düşüşe geçmiştir.Kekavmenos, yaklaşık 1078 yılında yazdıklarında, şöyle hayıflanmaktadır: "makul devriyelerin mazeretinde, [Bizans gemilerinin]" Ege kıyılarından ve adalardan "buğday, arpa, baklagiller, peynir, şarap, et, zeytinyağı, para anlaşması ve başka her şey taşımak dışında hiçbir şey yapmıyorlardı", "[düşmanlarını] gördükten sonra kaçıyorlar ve böylece Romalılara utanç oluyorlardı". Kekavmenos bunları yazdığı zamanlar, yeni ve güçlü rakipler yükselmeye başlamıştı. Batı'da Bizanslıları güney İtalya'dan atıp, Sicilya'yı fetheden Norman Sicilya Krallığı, şimdi gözünü Bizans Adriyatik sahillerine ve ötesine dikmişti. Doğu'da korkunç 1071 tarihli Malazgirt Meydan Muharebesi İmparatorluğun askeri ve ekonomik kalbi Küçük Asya'nın kaybıyla sonuçlanmış, Selçuklu Hanedanı Konstantinopolis'in 100 mil güneyinde Nicaea şehrini 1081 yılında başkent yapmışlardı. Kısa süre sonra Hristiyanlar yanında Türk korsanlarda Ege Deniz'inde ortaya çıktılar. Denizleri denetlemekle görevli Bizans thema filoları ihmal ve ardı ardına iç savaşlar yüzünden tükenmiş oldukları için bu görevlerinde etkin mukabelede bulunamıyorlardı.
I. Aleksios ve II. İoannis'in geri alma teşebbüsleri
Bu noktada, Bizans filosunun acınası durumu vahim sonuçlar doğurdu. Norman istilası durdurulamadı ve orduları Korfu'yu ele geçirdi, Epirus'ta mukavemet görmeden karaya çıktılar ve Dirrahium'u (Modern Dıraç) kuşatmaları, on yıllık bir savaşı başlatarak sıkışmış imparatorluğun kısıtlı kaynaklarını tüketti. Yeni imparator I. Aleksios (h. 1081-1118), zaten 1070'lerde Adriyatik ve Dalmaçya'da Normanlara karşı kontrollerini ortaya koyan Venediklileri yardıma çağırmak zorunda kaldı. 1082 yılında, yardımlarına karşılık, onlara büyük ekonomik imtiyazlar tanıdı. Bu anlaşma ve sonraki bu imtiyazların genişlemesi pratikte Venediklilerin (daha sonra Cenevizliler ve Pisalılar da) Bizanslıları rehin almalarına neden olmuştur. Tarihçi John Birkenmeier şöyle yazmıştır:
Bizans'ın donanma eksikliği [...] şu anlama geliyordu: Venedik'in düzenli olarak ekonomik imtiyaza zorlaması, Normanlar gibi istilacıları ya da Haçlıları azmettirmeleri ve Venedik ticari ya da deniz faaliyetlerini kısıtlamak isteyen Bizans teşebbüslerini bertaraf etmeleri.
1080'li yıllarda Normanlar ile yapılan çatışmalarda, etkili Bizans deniz gücü sadece küçük bir filoydu ve muhtemelen önceki on yılda donanma komutanlığından emekli olan Mihail Maurikas tarafından ayakta tutuluyordu. Venedikliler ile beraber başlangıçta Norman filosuna karşı galip gelindi ama birleşik filo 1084 yılında Korfu açıklarında Normanlar tarafından mağlup edildi.
Aleksios kaçınılamaz surette kendi filosuna sahip olması gerektiğini anladı ve kara operasyonlarındaki uğraşmasına rağmen, deniz gücü kurmak için adımlar attı. Özellikle Ege'ye filo gönderen İzmirli Çaka Bey gibi Türk emirlerinin teşebbüslerini karşılık verirken, çabaları bazı başarılar doğurdu.İoannis Doukas komutasında filo akabinde Girit ve Kıbrıs isyanlarını bastırmakta kullanıldı.Haçlıların yardımıyla, Aleksios Batı Anadolu sahillerini geri kazanabildi ve etkisini doğu tarafına doğru genişletti: 1104 yılında, 10 gemilik bir filo Trablus ile beraber Laodicea ve diğer kıyı kasabalarını ele geçirdi. 1118 yılına gelindiğinde Aleksios küçük bir donanmayı ardılı II. İoannis'a (h. 1118-1143) bırakabildi. Babası gibi II. İoannis de orduya ve kara temelli seferlere odaklandı fakat donanmanın gücünün ve sistemin tedarikinin ayakta tutulmasına dikkat gösterdi. İoannis, Aleksios'un Venediklilere verdiği imtiyazları yenilemeyi reddetti. Misilleme olarak Venedikliler birçok Bizans adasını talan ettiler ve Bizans filosu üzerlerine gidemedi, İoannis 1125 yılında anlaşmayı yenilemek zorunda kaldı. Açıkça bu noktada Bizans donanması İoannis'in başarı bir şekilde İmparatorluğun kaynakları üzerine baskı uygulayan Venediklilere karşı gelmesini sağlayacak yeterli güce sahip değildi. Bu olaydan çok vakit geçmeden, II. İoannis, Maliye bakanı Poutzeli İoannis'in tavsiyesine uyarak filoya ayırdığı parayı orduya aktarmış, sadece ad hoc temelli gemiler hazırlamıştır.
I. Manuil'in deniz seferleri
Hırslı hükümdar I. Manuil (h. 1143-1180) idaresinde Doğu Akdeniz'in Latin ve Müslüman devletleri ile ilişkilerinde dış politikanın güçlü bir aracı olarak geniş şekilde donanmayı kullanması onun büyük geri dönüşüne neden oldu. Hükümdarlığının erken dönemi boyunca, Bizans deniz gücü hala zayıftı: 1147 yılında Sicilya Kralı II. Rugerro'nun amirali Giorgio d'Antiochia'nın komutasında filo Korfu, İyon adaları ve Ege'nin içerisine çok ciddi direnç görmeden akınlar düzenleyebildiler. Ertesi yıl büyük bir filonun (iddiaya göre 500 savaş gemisi ve 100 nakliye gemisi) eşlik ettiği bir ordudan oluşan Venedik yardımı ile Korfu ve İyon Adaları Normanlardan geri alındı. İntikam olarak 40 gemilik bir Norman filosu Konstantinopolis'e ulaştı, Boğaziçi'nde Büyük Saray önünde gövde gösterip, şehrin banliyölerini yağmalamışlardır. Fakat dönüş yolunda bu filo, Bizans ya da Venedik donanmasının saldırısına uğrayıp yok edilmiştir.
1155 yılında, 10 gemilik bir Bizans filosu Norman asi Loritellolu III. Robert'i desteklemek için Ancona'ya vardı, Güney İtalya'yı elde etmek için son Bizans teşebbüsünü başlattılar. Başlangıçtaki başarılara ve megas doux Alexios Komnenos Bryennios'un takviyesine rağmen, sefer 1156 yılında nihayetinde mağlup edildi ve dört Bizans gemisi ele geçirildi. 1169 yılında Manuil'in çabaları meyvesini verdi, megas doux Andronikos Kontostefanos komutasında 150 kadırga, 20 büyük nakliye gemisi ve 60 at nakliye gemisinde oluşan büyük ve saf Bizans donanması Haçlı Kudüs Krallığı hükümdarı ile beraber Mısır işgal etmek için gönderildi. Fakat işgal başarısızlıkla sonuçlandı ve Bizans filosunun yarısı dönüş yolunda fırtınada yok oldu.
Mart 1171 tarihinde İmparatorluk çapında tüm Venediklilerin yakalanıp, tutuklandığında, Bizans donanması Sakız Adası'na seyir eden Venediklilere bir saldırıyla engelleyecek güce sahipti ve onları görüşmeye razı edebildiler. Manuil, Kontostefanos komutasında 150 gemilik bir filoyu orada onlarla yüzleşmeleri için yolladı ve hastalıktan zayıflayana kadar geciktirme taktikleri uyguladılar, Venedikliler geri çekilmeye başladılar ve Kontostefanos'un filosu tarafından takip edildiler. 1125 yılında yaşanan aşağılanmadan sonra kayda değer bir geri dönüştü. 1177 yılında, Kontostefanos komutasında 70 kadırga ve 80 yardımcı gemilik bir başka filo Mısır'a yollandılar, Flandra Kontu Filip ve Kudüs Krallığı soylularının önemli miktarı bu sefere katılmayı red edince filo Akka açıklarından geri döndü. Fakat Manuil'in hükümdarlığının bitimi, bütün cephelerde sürekli savaşı yorgunluğu ve İmparator'un görkemli projelerin sonucu, tarihçi Nikitas Honiatis, Manuil'in hükümdarlığının son döneminde artan korsanlığı, filonun ayakta tutulması için ihtiyaç duyulan fonların imparatorluk hazinesinin diğer ihtiyaçlarına yönlendirilmesine bağlar.
Düşüş
Angelos Hanedanı ve Dördüncü Haçlı Seferi
I. Manuil'in ölümünden ve Komnenos Hanedanı'nın 1185 yılında iktidardan çekilmesinden sonra, donanma hızla düşüşe geçti. Kadırgaların bakımı ve yetkin mürettebatı elde tutmak çok pahalıydı ve ihmal, filonun hızlı kötüleşmesine neden oldu. 1182 yılında Bizanslılar Venedikli denizcilere bazı kadırgalarına mürettebat olmaları için para vermelerine rağmen, 1180'lerde Komnenos deniz teşkilatının büyük kısmı ayaktaydı ve 70-100 gemilik seferler düzenlendiği dönemin kaynaklarında kaydedilmiştir. Böylece I. Andronikos (h. 1183-1185) hâlâ 1185 yılında 100 savaş gemisi toparlayabilip Marmara denizi'nde Norman filosuna önce direnip daha sonra yenebilmiştir. Fakat sonucunda imzalanan barış anlaşması Normanların İmparatorluk için bir filo kuracakları maddesini içermekteydi. Bu ve buna benzer II. İsaakios'un (h. 1185-1195 ve h. 1203-1204) ertesi yıl Venedikliler ile yaptığı anlaşma cazip ticari imtiyazlar karşılığı Cumhuriyetin takip eden altı ay içinde 40-100 kadırga sağlamasını içermesi, Bizans hükûmetinin kendi deniz teşkilatının yetersizliğinin farkında olduğunu anlatan göstergelerdir.
Bu dönem de ayrıca Doğu Akdeniz boyunca korsanlık artmıştır. Korsan faaliyetleri Ege'de yüksek olup aynı zamanda korsan kaptanları kendilerini denizci olarak bir ya da diğer bölge gücüne önermekteydiler, çünkü bu şekil düzenli bir filo tutmanın maliyetine göre belirli bir sefer için daha hızlı ve ucuz bir yöntemdi. Böylece II. İsaakios'un Kıbrıs'ı İsaakios Komnenos'un elinden geri almak için yolladığı 66 gemilik filo Sicilyalı Normanlar tarafından tutulan korsan Brindisili Margaritus tarafından yok edildi. Özellikle Cenevizli kaptan Kaphoures başta olmak üzere korsanların tahribatı, Nikitas Honiatis ve kardeşi Atina Metropoliti Mihail Honiatis tarafından anlatılmıştır, sonucunda Angelos iktidarı eyleme geçmeye zorunda kalmıştır. Kıyı bölgelerden filo vergisi toplanmış ve 30 gemi hazırlanmış ve Calabrialı korsan 'in komutasına verilmiştir. Başlangıçta birkaç başarı kazanmalarına rağmen, Sestos açıklarında Kaphoures'un sürpriz saldırısı ile yok edilmişlerdir. Gene Steiriones tarafından konuta edilen, Pisa tarzı gemilerden oluşan ikinci filo nihayetinde Kaphoures'u yenmiş ve akınlarını bitirmiştir.
Aynı zamanda Nikitas Honiatis, megas doux, Mihail Strifnos'u imparatorluk filosunun ekipmanlarını satarak kendisini zengin etmekle suçlarken, erken 13. yüzyılda merkezi hükûmetin yetkisi zayıflarken çeşitli yerel güç sahipleri vilayetlerde gücü ele almaya başlamışlardı. Genel atmosferin kanunsuzluk olması, Güney Yunanistan'da Leo Sgouros ve Sisam adasının imparatorluk valisi Pegonites gibi adamlar gemileri kendi amaçları için kullanmalarına neden oluyor, kendileri için akınlar düzenleyebiliyorlardı. Hatta İmparator III. Aleksios'un komutanlarından biri olan Konstantin Frangopulos'a Karadeniz ticaretine karşı korsan akınları düzenlemesi için yetki verdiği söylenir.
Sonuç olarak Bizans devleti ve filosu, Dördüncü Haçlı Seferi'ni destekleyen Venedik deniz kudretine direnebilecek durumda değildi. Nikitas Honiatis'a göre, III. Aleksios ve Stryphnos, Haçlıların Konstantinopolis'e doğru gemilerle ilerledikleri gerçeği ile uyarıldıklarında sadece 20 "acınası ve çürümüş" gemi bulabilirler. 1203 yılında İlk Haçlı kuşatması boyunca, Bizans gemilerinin Haçlı Filosunun Altın Boynuz'a girmelerine engel olma teşebbüsleri başarısız oldu ayrıca Bizans kundak gemileri saldırıları Venediklilerin gemilerini yönetmelerindeki kıvraklıkla başarısız oldu.
İznik ve Paleologos dönemi
1204 yılında Dördüncü Haçlı Seferi tarafından Konstantinopolis'in ele geçirilmesinden sonra, Bizans İmparatorluğu Haçlılar tarafından paylaşılırken, her biri Bizans imparatoru unvanını kullanan Epir Despotluğu, Trabzon İmparatorluğu ve İznik İmparatorluğu olmak üzere üç Rum devleti kuruldu. Epir bir donanma bulundurmadı, Trabzon donanması çok küçük ve çoğunlukla devriye ve birliklerin transferi için kullanılıyordu, İznik başlangıçta güçlendirme politikası izledi ve filosunu sahillerin savunması için kullandı.III. İoannis (h. 1122-1254) hükümdarlığında daha etkili dış politika izlendi ve 1225 yılında İznik filosu Midilli, Sakız, Sisam ve İkarya adalarını zapt etti. Fakat 1235 tarihli Konstantinopolis Kuşatması sırasında İznik donanması çok daha küçük Venedik gücü tarafından mağlup edildi ve 1241 yılındaki benzer bir teşebbüs de İznikliler açısından aynı şekilde sonuçlandı. 1230'lar boyunca İznik çabaları Girit adasında Venediklilere karşı kısmen başarılı olmuş yerel ayaklanmayı desteklemek olmuştur, 1236 yılında adada kalan son İznik birliği ayrılmaya zorlanmıştır. Donanmasının zayıflığının farkında olan İmparator VIII. Mihail (h. 1259-1282) denizde Venediklilere karşı yardımı güvence altına alabilmek için Cenevizliler ile Nymphaeum Anlaşmasını Mart 1261 tarihinde imzalamaya karar verdi, bu anlaşma ile bazı ticari imtiyazlar tanıdı.
Konstantinopolis'in geri alınmasından birkaç ay sonra VIII. Mihail kendi filosunu inşa etmeye odaklanabildi. 1260'ların başlarında, Bizans donanması hala zayıftı ve büyük oranda Ceneviz yardımına ihtiyaç duyuyordu. Yine de müttefikler doğrudan çatışmada Venedik karşısında duramıyorlardı, buna örnek 48 gemilik Bizans-Ceneviz birleşik filosu, 1263 yılında kendilerinden çok daha küçük Venedik filosuna yenildiler. İtalyanların kendi aralarında devam eden Ceneviz-Venedik savaşıyla meşgul olmalarının avantajıyla, 1270 yılında imparatorluk bayrağı altında denize açılan Latin korsanlarla beraber, Mihail'in çabaları sonucunda ortaya 80 gemilik güçlü bir donanma çıktı. Aynı yıl, 24 kadırgalı bir filo Negroponte adasında (Eğriboz Adası) bulunan Oreos kasabasını kuşattı ve 20 kadırgalı bir Latin filosunu mağlup etti. Bu, ilk bağımsız Bizans deniz operasyonu ve Ege'de düzenli deniz seferlerini başlangıcı olarak kabul edilir, bu seferler 1270'ler boyunca devam etmiş ve birçok ada Latinlerden geri alınmış ancak elde uzun süre tutulmamıştır.
Bu diriliş uzun süre devam etmemiştir. Charles d'Anjou'nun 1285 yılında ölümünden sonra ve İtalya'dan işgal tehdidinin sona ermesiyle Mihail'in ardılı II. Andronikos (h. 1282-1328) Cenevizli müttefiklerinin deniz gücüne güvenerek, filoyu ayakta tutmak için bir şey yapmadı, buna bir sebepte filonun ağır masraflarını kaldırabilecek hazineye nakit akışının olmamasıydı. Aynı zamanda, Andronikos Batı için daha az endişe duyuyor ve Küçük Asya'ta daha çok vakit ayırıyordu ve orada Türk ilerleyişini durduracak politikalarında donanmaya yer yoktu. Sonuçta, tüm filo iptal edildi, mürettebatı işten çıkarıldı ve gemiler ya parçalandı ya da çürümeye terk edildi. Bunun sonuçları çok çabuk görüldü: Andronikos'un uzun hükümdarlığında, Türkler Anadolu'nun Ege sahillerinin kalıcı egemenliğini ele geçirdiler, imparatorluk bu durumu tersine çevirmeyi başaramadı, diğer yandan Bizans-Venedik Savaşı (1296-1302) boyunca Venedik filosu Konstantinopolis'e saldırıp ve etrafını talan etti.
Andronikos'un kararı, dönemim yazarları ve bürokratlarından neredeyse başından itibaren önemli bir muhalefet görmüş ve eleştiri almıştır, Yeoryos Pahimeris ve Nikiforos Grigoras gibi tarihçiler dar görüşlü bu kararın uzun vadeli etkilerinin felaket olduğunu belirtirler: iptal edilen filonun mürettebatın Türk ve Latin efendilerin hizmetine girmesiyle güçlenmiş korsanlık artmış, Konstantinopolis İtalyan deniz güçlerine karşı savunmasız kalmış ve Sakız Adası'nın Cenevizli Benedetto Zaccaria'ya, Rodos ve On İki Ada'nın Hospitalier Şövalyeleri'ne, Midilli ve diğer adaların Gattilusio ailesinin eline geçmesi dahil daha fazla Ege adası yabancı güçlere karşı kaybedilmiştir. Grigoras'un yorumu, "eğer [Bizanslılar] geçmişte olduğu gibi denizlerin efendisi olarak kalırlarsa, Latinler bu kadar küstah gelişmezler [...], Türkler Ege Denizi'nin kumlarına göz dikmezler ya da her yıl herkese haraç ödemezdik." 1305 yılından sonra bu genel baskıya bağlı olarak ve Katalan Bölüğü'ne bağımlılık nedeniyle, İmparator gecikmeli olarak 20 gemilik bir donanma inşasına karar verdi fakat birkaçı yapılabildi ve küçük bir filo takip eden birkaç yıl faal oldu, sonunda bu filo da iptal edildi.
14. yüzyılda tekrar eden iç savaşlar, Balkanlarda Bulgar ve Sırp saldırıları ve sürekli artan Türk akınları ile meydana gelen tahribat ile Bizans devletinin çöküşü hızlandı ve 1453 yılında Osmanlı Türklerinin ele geçirmesi ile nihayetlendi. Özellikle İtalyan deniz güçlerinin müdahalelerine karşı Konstantinopolis'un güvenliği ve dolayısıyla bağımsızlığını muhafaza etmek için Andronikos'dan sonra birçok imparator filoyu yeniden kurmaya teşebbüs etti fakat çabaları sadece kısa vadeli sonuçlar doğurdu.
II. Andronikos'un ardılı III. Andronikos (h. 1328-1341), tahta geçtikten hemen sonra, çeşitli sermayedarların katkılarının yardımıyla da 105 gemi olarak kaydedilen büyük bir filoyu bir araya getirdi. Onun kişisel liderliğinde donanma ile Ege Denizi'ne büyük bir akın düzenledi, Cenevizlilerden Sakız adası veFokaia geri alındı, ayrıca küçük Latin ve Osmanlı prenslikleri Bizans şartlarına uymak konusunda zorlandı. Fakat Bitinya'da Osmanlılara karşı seferleri fiyaskoydu ve kısa bir süre sonra Osmanlılar kendi ilk deniz üslerini Marmara Denizi'nde Trigleia'da kurdular, Trakya sahilinde diğer yerler ile devam ettiler. Bu yeni tehdit karşı savunma yapabilmek için, III. Andronikos'un hükümdarlığının sonlarına doğru Konstantinopolis'te Türk akınlarına karşı durması için 70 gemilik bir filo inşa edildi ve başına Megas doux Aleksios Apokaukos atandı. Bu filo, 1341-1347 iç savaşı sırasında çok faaldi ve komutanı baskın bir rol oynadı. İç savaşı takiben, İmparator VI. İoannis Kantakuzinos (h. 1347-1354) Konstantinopolis'ten geçen ticareti kontrol eden Galata'da bulunan Ceneviz kolonisine olan ekonomik bağımlılığı azaltmak ve Türklerin geçişine karşı Çanakkale Boğazı'nı güvence altına almak için askeri ve ticari filoyu geliştirmeyi denedi. Venediklilerin yardımıyla bunu yaptı fakat Mart 1349 tarihinde 9 gemi ve yaklaşık 100 küçük tekneden oluşan yeni inşa edilmiş filo Konstantinopolis'in güney kıyısında fırtınaya yakalandı. Tecrübesiz mürettebat paniğe kapıldı ve gemiler Cenevizliler tarafından ya batırıldı ya da ele geçirildi. Vazgeçmeyen Kantakuzinos bir başka filo inşa etme çabasına girdi ve bu ona Selanik ve bazı kıyı şehir ve adalarında Bizans otoritesini tekrar tesis etme imkânı verdi. Ana filo Konstantinopolis'te tutuldu ve Bizans gemileri Ege'de faal kalmalarına ve Türk korsanlarına karşı bazı başarılar sağlamalarına rağmen Türklerin tüm faaliyetlerini durdurmayı başaramadılar ve denizlerde üstünlük sağlamakta onları İtalyan donanmalarına kafa tutmalarında yalnız bıraktılar. Mali kaynakların yetersizliği gemilerin yalnızca Konstantinopolis'te bakımlarının yapılmasına neden oluyordu.Despotēs II. Theodoros Paleologos'a 1418 yılında sunduğu sunduğu kitapçıkta, âlim Gemistos Plethon donanmanın bakımı hakkında nasihat eder, karada bulunan kaynakların itinayla hem ayakta tutmak hem de etkili ordu için yetersiz olduğunu belirtir.
Bundan sonra, maddi olanağı kısıtlı Bizans devleti o günün güçlü devletlerinin piyonu oldu, bu devletlerin arasındaki rekabeti kullanarak ayakta kalmaya çalıştı.
Böylece, örneğin 1351'de Kantakouzenos, (Ceneviz ile olan savaşında) Venedik'in yanında yer almaya ikna edildi, ancak Venedikli amiraller tarafından terk edilince, filosu Cenevizliler tarafından kolayca yenildi ve olumsuz bir barış imzalamaya zorlandı. 1390'da VII. İoannis'in kısa süreli gaspı sırasında, II. Manuil (h. 1391-1425), Konstantinopolis'i geri almak ve babası V. İoannis'i kurtarmak için sadece beş kadırga ve dört küçük gemi (bazıları Rodos Hospitallers'dan olanlar dahil) toplayabildi. Altı yıl sonra Manuil Niğbolu Haçlılarına yardım için on gemi sözü verdi; yirmi yıl sonra, kendi komutasında dört kadırga ve piyade ve süvari taşıyan iki küçük tekne ile Taşoz adasını bir işgalden kurtardı. Bizans gemileri, Bizans çeşitli rakip Osmanlı prenslerinin yanında yer aldığında, Osmanlı Fetret Devri boyunca aktifti. Manuel, gemilerini rakip talipleri ve onların güçlerini Boğazlar'dan geçirmek için kullandı. Manuil'in filosu da Ceneviz'in yardımıyla sekiz kadırgadan oluşan bir filo toplayıp Mayıs 1410'da, kısa bir süre için de olsa Gelibolu'yu ele geçirmeyi başardı. Ağustos 1411'de Bizans filosu, Musa Çelebi'nin şehri deniz yoluyla da ablukaya alma girişimini yendiğinde, Osmanlı prensi Musa Çelebi tarafından İstanbul kuşatmasının başarısızlığa uğramasında etkili oldu. Aynı şekilde, 1421 yılında tahtta hak iddia edip II. Murad'a isyan eden Mustafa Çelebi'yi on savaş gemisiyle destekledi.
Kaydedilen son Bizans deniz zaferi, 1427'de Echinades Adaları açıklarında yapılan bir , İmparator VIII. İoannis'un (h. 1425-1448) Epir Despotu ve Kefalonya Kontu I. Carlo Tocco'nun üstün filosunu yenerek, Mora'da tüm mal varlığını Bizanslılar'a bırakmaya zorlandığı zaman meydana geldi. Bizans donanmasının son görünümü, Bizans, Ceneviz ve Venedik gemilerinden oluşan karışık bir filonun (kaynaklar tarafından 10 ila 39 gemi arasında değişen sayılarda verilmektedir) Konstantinopolis'u Osmanlı donanmasına karşı savunduğu 1453'teki son Osmanlı kuşatmasında olmuştur. Kuşatma sırasında, 20 Nisan 1453'te, Bizans tarihindeki son deniz çarpışması, bir Bizans nakliyesine eşlik eden üç Ceneviz kadırgasının, devasa Osmanlı abluka filosunu geçerek Haliç'e doğru yol almasıyla gerçekleşti.
Organizasyon
Erken dönem (4. yüzyıl - 7. yüzyıl ortası)
3. yüzyılda büyük vilayet filolarının daha küçük filolara bölünmesinden İslam'ın yayılışında yeni donanmanın oluşumuna kadarki geç ilkçağ Roma filolarının organizasyonu hakkında çok az şey bilinmektedir. Bu dönemdeki dikkate değer denizcilik faaliyetlerinin kanıtlarına rağmen, erken dönem tarihçiler, Roma donanmasının tamamen ortadan kalktığına inanmaktadırlar fakat daha yeni dönem çalışmalar bu resmi değiştirmiştir, artık temel olarak kara ordusuyla yakın çalışacak şekilde tasarlanarak nehir ve sahil kuvvetlerine dönüştüğüne inanılmaktadır.
İmparator Diocletianus (h. 284-305) hükümdarlığında, donanmanın gücünün 46,000 adamdan 64,000 adama çıkardığı anlatılmaktadır, bu rakam Geç Roma Donanması'nın çıktığı en yüksek noktayı göstermektedir. Tuna Filosu (Classis Histrica) ve ona bağlı lejyoner filotillaları hala iyi bir şekilde Notitia Dignitatum içinde anlatılmaktadır ve onun artan faaliyetleri Vegetius (De Re Militari, IV.46) tarafından yorumlanmıştır. Batıda, ırmak filosu zikredilmiştir fakat eski has filonun tamamı ortadan kalkmıştı (De Re Militari, IV.31) ve hatta kalan Batı vilayet filoları çok ciddi güçsüz ve önemli barbar saldırılarını karşılayacak yetenekten uzaktılar. Doğuda, Suriye ve İskenderiye filoları resmi kaynaklarda belirtilmekte ve hala yaklaşık 400 yılında mevcutlarken (Codex Justinianus, & ), bir filo Konstantinopolis'in kendisinde konuşlandırılmıştı, belki de has donanmanın kalanlarından oluşturulmuştu. 400 yılında Asya ile Avrupa'yı ayıran kanalı geçmeyi deneyen ve tekneler inşa eden çok miktarda Gotu öldürmeye yeterliydi. Fakat büyüklüğü bilinmemektedir ve Notitia içinde görünmemektedir.
5. yüzyıl boyunca Akdeniz'de ad hoc temelli filolar hazırlamış ve sonra görev bitimi dağıtılmışlardır. İlk sabit Bizans filosu 6. yüzyıl başlarında görülmektedir ve 513-515 yıllarında Vitalian isyanında I. Anastasius, asilerin filosuna karşı kendi filosunu oluşturmuştur. Bu filo daha sonra dağıtılmadı ve I. Justinianus ve onun ardılları dönemlerinde geliştirilerek profesyonel ve iyi bakımlı bir güç haline getirildi. Herhangi bir deniz tehdidi olmaması nedeniyle, 6. yüzyılın sonlarında Tuna'da birkaç küçük filotilla ve Konstantinopolis ve Ravenna'da iki ana filo ile görece küçüktü. Ayrıca filotillalar, İmparatorluğun büyük deniz ve ticaret merkezlerinde üsleniyorlardı: İskenderiye'de ki, Konstantinopolis'e giden yıllık buğday taşıyan filoya eşlik ediyordu ve Kartaca'da ki, Batı Akdeniz'i kontrol ediyordu. Justinianus ayrıca İmparatorluğun daha uzak noktalarında daimi birlik ve filo bulunduruyordu, Septem (Ceuta), Kırım'da Chersonesos ve Akabe Körfezi'nde Aelana (Eilat). Bu bölgelerin alt yapısı ve uzun dönem denizcilik geleneği filoların bakımını kolaylaştırıyor ve deniz seferi olduğunda büyük bir filo kolaylıkla ve ucuz bir şekilde çok fazla ticaret gemisine el konularak bir araya getiriliyordu.
Orta dönem (geç 7. yüzyıl - 1070'ler)
Filo organizasyonu
7. yüzyıl boyunca ortaya çıkan Arap fetihlerine karşılık vermek için imparatorluğun tüm idari ve askeri sistemi elden geçirildi ve Thema sistemi kuruldu. Buna göre İmparatorlukta bölgesel idari ve askeri birim olan birçok themata kuruldu. Stratēgos komutasında her thema kendi vergileriyle ayakta duran kuvvetler oluşturdu. Thema kuvvetlerinin bir dizi ayaklanması neticesinde, V. Konstantin önceki daha büyük themaları dereceli olarak bölüp, Konstantinopolis'te ya da yakınlarında üslenen; sefere çıkan orduların çekirdeği olacak; merkezi ihtiyat gücü şeklinde bir imparatorluk ordusu, tagmata, oluşturdu.
Benzer hat üzerinde düzenlenen filoda da benzer süreç izlendi. 7. yüzyılın ikinci yarısında, Karabisianoi (Yunanca: Καραβισιάνοι, "Gemilerin Adamları") filoları oluşturuldu. Kesin tarih bilinmemekte olup tarihçiler arasında Zâtüssavârî Muharebesi’ne karşılık olarak, ya da 672-678 yılları arasında uzun süren Konstantinopolis'in ilk Arap Kuşatmasının ardından, 650'ler ile 660'lar arasında değişen öneriler mevcuttur. Kökeni de bilinmemektedir: muhtemelen eski quaestura exercitus, ya da İlirya Eyaleti ordusu kalanlarının işe alınmasından olabilir. Bir stratēgos (stratēgos tōn karabōn/karabisianōn, "general of the ships/seafarers") komuta ederdi, ve Milet'ten Kilikya'da Seleucia yakınlarında Hilâfet sınırlarına kadar Küçük Asya'nın güney sahilleri; Ege adaları ve Güney Yunanistan İmparatorluk mülkleri dahildi. Karargahı başlangıçta belki Sisam adasıydı, bir Drungarios yönetiminde bağlı komutanlık Pamfilya, Kibirra'daydı. İsminden anlaşılacağı üzere, imparatorluğun sürekli donanmasının büyük kısmını içeriyordu ve Mısır ve Suriye'den Arap filolarının ana deniz tehditleri ile yüzleşiyorlardı.
Karabisianoi diğer yandan yetersizliğini kanıtladı ve 8. yüzyıl başlarında üç parçadan oluşmuş daha karışık bir sistem ile yer değiştirdi, bu sistem küçük değişiklikler ile 11. yüzyıla kadar yaşadı: (1) Konstantinopolis'te üslenmiş merkezi imparatorluk filosu, (2) az sayıda büyük bölgesel deniz komutanlıkları, ya denizci thema ya da "drungariates" isimli bağımsız komutanlıklar, (3) tamamen savunma ve polis görevleri gören ve yerel vilayet valilerine bağlı daha büyük sayıda küçük filolar. Roma donanmasından farklı olarak, merkezi filolar ile karşılaştırıldıklarında vilayet filoları kesinlikle sayıca daha az ve daha hafif teknelerden oluşmaktaydı, Bizans bölgesel filoları, merkezi filoların sağında muhtemelen daha çetin bir düzende yer alırlardı.
Başkent donanması Konstantinopolis'in Arap kuşatmalarının püskürtülmesinde merkezi bir rol oynamıştır, fakat sonraki dönem İmparatorluk filosunun (βασιλικόν πλόιμον, basilikon ploïmon) 7.yüzyılda mı yoksa 8. yüzyılda mı ayrı bir komuta altında olup olmadığı belli değildir. İrlandalı tarihçi J. B. Bury ve ardından Fransız Bizanslı Rodolphe Guilland, İmparatorluk Filosunun daha 7. yüzyılda stratēgos tōn karabisianōn altında bir alt komutanlık olarak var olmasının "olasılık dışı olmadığını" düşünürler. Elbette, İmparatorluk Filosunun droungarios'u ilk defa 842/843 yılında Taktikon Uspenskiy isimli talimatta görülür ve 8. yüzyıl boyunca Konstantinopolis'ten yönetilen ana filolar için çok az kanıt vardır, Hélène Ahrweiler kuruluşunu erken 9. yüzyıl olarak tarihler. O andan itibaren, İmparatorluk Filosu ana deniz yedek kuvvetini oluşturdu ve çeşitli sefer filolarının çekirdeğini sağladı.
Bu makale, Bizans İmparatorluğu'nun (330–1453) askeriyesi hakkındaki serinin bir parçasıdır. | |
Yapısal Tarih | |
---|---|
Bizans ordusu: , Middle Byzantine army (thema • tagmata • Hetaireia), (pronoia), () • Vareg Muhafızları • | |
Bizans donanması: Rum ateşi • Dromon • | |
Seferlerin Tarihi | |
Savaşlar, isyan ve iç savaşlar ve muharebeler listeleri | |
Stratejiler ve taktikler | |
• • Askeri talimatlar • (İstanbul Surları) |
İlk ve uzun zaman ayakta kalan tek denizci thema Kibirreoton Themasıdır (Grekçe: θέμα Κιβυρραιωτῶν, thema Kibyrrhaiotōn). Karabisianoi filosundan oluşturulmuştur ve Küçük Asya'nın güney kıyılarını korumakla görevlendirilmişti. Kuruluş tarihi belirsizdir, bir bakış açısına göre y. 719, diğer bir bakış açısına göre ise y. 727 olarak belirtilir. Stratēgos, ilk olarak 734 yılında kayıtlarda görülür ve Attaleia'da konuşlanmıştır. Baş yardımcıları Merdeilerin katepanō'nu, Syllaeum'da bir ek prosōpou (temsilci) ve Attaleia ile İstanköy'ün droungarioi'leridir. Müslüman Levant'a yakın olması nedeniyle, yüzyıllar boyunca İmparatorluğun ana deniz filosu olarak kalmıştır, Arap deniz tehdidinin azalmasıyla küçültülmüştür. Filo en son 1043 yılında zikredilmiştir, o tarihten sonra thema tamamen sivil bir vilayet haline gelmiştir.
Kibirreotonlar, Ege'de iki bağımsız deniz komutası ile tamamlanırdı, her biri bir Drungarios tarafından yönetilirdi: Aigaion Pelagos ("Ege Denizi"), Ege'nin kuzey yarısı, Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'ni kapsardı, farklı olarak Dodekanesos ("On iki Adalar") ve Kolpos ("Körfez") olarak bilinen komuta, Sisam'da üstlenmişti ve Kiklad Adaları dahil Güney Ege'yi kapsıyordu. Diğer droungarioi pozisyonlarından farklı olarak ast kuvvetlere komuta ederlerdi, bu iki bölge tamamen bağımsızlardı ve bu bölgelerin droungarioi pozisyonlarının bölgeleri üzerinde hem askeri hem de sivil yetkileri vardı. Zamanla tam bir denizci themalığa yükseltilmişlerdir, Ege Denizi'nin Theması (Grekçe: θέμα τοῦ Αἰγαίου Πελάγους, thema tou Aigaiou Pelagous) yaklaşık 843,Dodekanesos/Kolpos drungariate doğu parçaları ise geç 9. yüzyılda Sisam'ın Theması'nı (θέμα Σάμου, thema Samou) meydana getirdi. İyonya kıyılarını da içeriyordu ve başkenti Smyrna idi.
Bazı "karacı" themata'lar da bir tourmarchēs (Taktikon Uspenskiy isimli talimatta toptan tourmarchai tōn ploimatōn olarak zikredilmiştir) komutasında büyükçe filotilla tutuyorlardı. Bu filotillalar büyük thema filoları ile merkezi imparatorluk filosu arasında orta bir rol oynuyorlardı: profesyonel mürettebat (taxatoi) ile daimi filotillaydılar, bakımları bulundukları vilayet tarafından değil imparatorluk hazinesi tarafından karşılanıyordu fakat yerel thema stratēgos tarafından yönetiliyorlardı ve ana görevleri yerel savunma ve kolluk kuvveti vazifeleriydi.
Bu themalar:
- Hellas (thema) (Grekçe: θέμα Ἑλλάδος, thema Hellados), yaklaşık 686-689 yıllarında II. Justinianos tarafından kurulmuştur, Korint'te bulunan başkent ile beraber Güney Yunanistan'ı kapsardı. Justinianos oraya kürekçi ve asker sağlayacak 6500 Merdeil yerleştirdi. Ayrıcalıklı bir denizci thema olmamasına rağmen, kendi filosu vardı. 809 yılında Mora (thema) ve Orta Yunanistan ve Teselya'yı kapsayan yeni Hellas (thema) olarak bölünmüştür, yeni Hellas theması daha küçük bir filoyu elinde tutmaya devam etmiştir.
- Sicilya (thema) (θέμα Σικελίας, thema Sikelias), Sicilya ve Güney-batı İtalya (Calabria) mülklerinden sorumluydu. Batıda Bizans deniz gücünün önemli bir tabyasıyken, geç 9. yüzyılda gücü önemli ölçüde azalmıştı ve 902 yılında Taormina'nın nihai kaybıyla ortadan kalktı. Belli bir tourmarchai, Sicily ve Calabria için kullanımı kanıtlanmıştır.
- Kefalonya (thema) (θέμα Κεφαλληνίας, thema Kephallēnias), İyon Adaları'nı kontrol ederdi, 8. yüzyılın ortası ile sonu arasında kurulmuştu, İtalya ile imparatorluk iletişimini korumak ve İyon Denizi'ni Arap akınlarına karşı korumak görevleriydi. Yaklaşık 910 yılında Longobardiya theması olarak ayrılmadan önce 870'lerde Puglia'da yeni imparatorluk mülkleri de ona eklenmişti.
- Paflagonya theması (θέμα Παφλαγονίας, thema Paphlagonias) ve Haldia (Grekçe: θέμα Χαλδίας, thema Chaldias), yaklaşık 819 yılında V. Leon tarafından Armeniakon themasından ayrılmış ve kendilerine kendi deniz filotillaları sağlanmıştı, bunun sebebi muhtemelen Rus akınlarına karşı savunma amacıydı.
Özellikle önemli birbaşına bölgelerinin ana deniz yollarının kontrolü için arkhon unvanlı ayrı subayların kontrolündeydi, bu unvan bazı durumlarda İmparatorluk Filosu müfrezelerinin komutanı için kullanılırdı. Bu archontes'ler, Sakız Adası, Malta, Eğriboz Körfezi ve muhtemelen Sesprotya ve "Bulgaristan" (kontrol ettiği alan Ahrweiler tarafından Tuna Nehri ağzı olarak tanımlanmıştır) olarak bilinmektedir. Bunlar 9. yüzyıl sonunda ortadan kalkmışlardı, bunun sebebi Arap akınlarına direnememeleri ya da themalar ile birleşmeleridir.
İnsangücü ve büyüklüğü
Kara birliği karşılıklarında olduğu gibi, Bizans donanmasının tam büyüklüğü ve birlik sayıları önemli bir tartışma konusudur, bunun sebebi birincil kaynakların yetersiz ve muğlak olmasıdır. Bir istisna, geç 9 ve erken 10. yüzyıl için, 911 yılında yapılan Girit seferine yapılan detaylı analizdir. Bu listeler, VI. Leon'un hükümdarlığında donanmanın 34,200 kürekçiye ve muhtemelen 8,000 deniz piyadesine ulaştığını göstermektedir. Merkezi imparatorluk filosu, basilikon plōimon'un Drungarios'u komutasında toplam 19,600 kürekçi ve 4,000 deniz piyadesinden oluşuyordu. Bu 4,000 deniz piyadesi profesyonel askerdi, ilk olarak I. Basileios tarafından 870'li yıllarda birliklere alınmışlardı. Daha önce thema ve tagma askerlerine ihtiyaç duyuluyordu, bu nedenle onlar imparatorluk filosunun büyük varlıklarıydılar, bu taze güç daha güvenilir, daha iyi eğitimli ve İmparator'un idaresinde hemen mevcut bir güçtü. Bu deniz piyadelerinin yüksek statüsü, onların benzer bir şekilde organize edilmiş imparatorluk tagmata gücüne ait olduğunun düşünülmesi gerçeğini betimliyordu. Ege Themasının filosu 2,610 kürekçi ve 400 deniz piyadesi, Kibirreoton Theması filosu 5,710 kürekçi ve 1,000 deniz piyadesi, Samian filosu 3,980 kürekçi ve 600 deniz piyadesi ve son olarak Hellas Theması 2,000 kişilik bölümü aynı zamanda deniz piyadesi de olacak şekilde seçilmiş thema askerlerinden oluşan 2,300 kürekçiden oluşuyordu.
Aşağıdaki tablo, Warren T. Treadgold tarafından yapılan, Bizans donanmasının tüm tarihi boyunca kürekçilerinin miktarları hakkında tahminleri içerir:
Yıl | 300 | 457 | 518 | 540 | 775 | 842 | 959 | 1025 | 1321 |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Kürekçiler | 32,000 | 32,000 | 30,000 | 30,000 | 18,500 | 14,600 | 34,200 | 34,200 | 3,080 |
Yaygın algının tersine, kürekçi olarak forsa kullanılmamıştır, ne Bizanslılar ne de Araplar ya da onların Romalı ve Yunan öncülleri de kullanmamışlardır. İmparatorluk var olduğu süre boyunca, Bizanslı mürettebatlar çoğunlukla özgür doğmuş düşük tabakadan insanlardan oluşurdu, bu insanlar yasal zorunluluk olan askeri hizmetlerine () karşılık ödeme ya da toprak alırlardı. 10. yüzyılın ilk yarısında sonrakinin denizci ve askerler için değeri 2-3 pound (0,91-1,36 kg) altın karşılığı hesaplanmıştı. Savaş esirleri ve yabancılar da diğer yandan kullanılırdı. ilo mürettebatının büyük kısmını oluşturan Merdeiler yanında, Toulmatzoi olarak bilinen esrarengiz grup (muhtemelen Dalmaçyalı) Girit seferlerinde görülürken birçok Ruslara, 10. yüzyılda gerçekleşen bir seri anlaşmalarda Bizans silahlı güçlerinde hizmet etme hakkı verilmiştir.
VII. Konstantin Porfirogennetos'un De Ceremoniis eserinde 911 ve 949 yıllarında Girit'e yapılan seferlerde kullanılan filoların listelerini vermiştir. Bu kaynaklar önemli bir tartışmayı başlatmıştır, yorumlara göre: böylece 949 yılında tüm İmparatorluk filosu için verilen sayılar Yunanca metinlerin okumalarına bağlı olarak 100, 150 ya da 350 gemi olarak yorumlanmaktadır. Ousia (Grekçe: οὺσία) terimini tam anlamı da ayrıca karışıklık konusudur: geleneksel olarak, 108 adamlık standart mürettebata karşılık gelir ve tek bir geminin güvertesinde bulunan mürettebattan fazladır. De Ceremoniis bağlamında diğer yandan en yalın haliyle "birlik" ya da " gemi" olarak da okunabilir. 150 sayısı başka yerlerde kaydedilmiş sayılar ile uyumludur ve birçok tarihçi tarafından kabul görmesine rağmen filonun oluşumu konusunda farklı düşünürler. Makrypoulias, 8 pamphyloi, 100 ousiakoi ve 42 dromōnes sayılarını uygun bulur, sonraki iki imparatorluk gemisi ve 10 Stenon filotello gemisi içerir. Bu dönem Bizans donanmasının toplam büyüklüğü olarak, Warren Treadgold denizci themalar da dahil olmak üzere yaklaşık 240 savaş gemilik bir toplama ulaşmaktadır, 960-961 Girit seferinde bu rakam 307'e çıkmaktadır. Treadgold'a göre, sonraki rakam muhtemelen 9 ve 10. yüzyılda tüm Bizans donanmasının (daha küçük filotellolar da dahil) yaklaşık ayakta tutabileceği üst sınırı gösterir. Fakat kayda değerdir ki thema filolarında gemi sayısı ve onlara atanan insan gücünde 911 ve 949 yıllarında önemli bir düşüş vardır. Thema filolarının ağırlığını toplam donanma içinde üçde ikiden düşürmek kısmen daha ağır dromōn yerine daha hafif ousiakos kullanılması kısmen ise mali ve insan gücü zorluklarındadır. Bu ayrıca taşra filolarının tamamen ortadan kalktığı geç 11. yüzyıla kadar sürecek sürecek eğilimin de bir göstergesidir.
Rütbeler
Denizci themalar, kara karşılıkları ile aynı şekilde yapılanmalarına rağmen, Bizans kaynaklarında tam rütbe yapısıyla ilgili bazı karışıklık mevcuttur. Amiral için kullanılan yaygın terim stratēgos, kara themata yöneten general içinde kullanılırdı. Stratēgos altında, iki ya da üç tourmarchai (tekil tourmarches, etkin olarak "Koramiral"). Onların arkasından bir grup droungarioi (tekil Drungarios, "Tümamiral" karşılığı) gelirdi. 9. yüzyılın ortalarına kadar, bağlı komutanları orijinal Karabisianoi filolarından ayrıldıkları için, Ege ve Sisam Themalarının valileri droungarioi olarak kaydedilmişlerdir, ancak sonra stratēgos rütbesine yükseltilmişlerdir. Thema amiralleri aynı zamanda kendi themalarının valileriydiler, themanın sivil idaresinde prōtonotarios ("baş seketer/noter") onlara yardım ederlerdi. Filo idaresinden sorumlu chartoularios, kurmay başkanı olarak görev yapan prōtomandatōr ("şef haberci") ve amiralin korumasını yöneten komēs tēs hetaireias içeren bir grup kurmay komētes ("kontlar", tekil komēs), diğer kurmay subaylardır.
İmparatorluk filosu farklı bir durumdu, thema idaresine bağlı değildi fakat profesyonel merkezi yedek kuvveti olarak bir tagmata olarak kabul edilirdi. Sonuçta, İmparatorluk filosu komutanı Drungarios tu basiliku ploimu (daha sonra megas, "büyük" ön eki ile) tanınır olarak kaldı. Başlangıçta çok düşük sıralarda yer alan ofis, hiyerarşide hızla yükseldi: 899'da Logothetis tu dromu'nun hemen önüne veya arkasına ve çeşitli üst düzey askeri ve sivil yetkililerin önüne yerleştirildi. Ayrıca, diğer askeri komutanlar ile themalar veya tagmata arasında değil, imparatorluk muhafızlarının komutanı olan Hetaireia'den sonra ikinci sırada yer aldığı özel askeri yetkililer, sınıflandırılmasıyla dikkat çekiciydi. Komnenos döneminde de unvan vardı ancak imparatorluk eskort filosu komutanı olarak kullanılıyordu ve Paleologos dönemine kadar ayakta kaldı, 14. yüzyıl Pseudo-Kodinos'un "unvanlar kitabı" bu unvanı içerir. Yardımcının unvanı topotērētēs olarak adlandırılır ve İmparatorluk filosu için kullanılmıştır lakin kaynaklarda rolü çok açık değildir. Bu görevli Liman Amiral'in rolüne benzer bir görev yapıyor olabilir. Bu kıdemli görevlilerin bazıları profesyonel denizcilikten yükselmelerine rağmen, çoğu filo komutanı yüksel saray memurlarıydı, bu kişiler denizcilik deneyiminde profesyonel yardımcılarının deneyimlerine güvenirlerdi.
Organizasyonun alt kademelerinde, daha fazla benzerlik vardı: üç ya da beş gemilik filolar bir komēs ya da droungarokomēs tarafından komuta ediliyordu ve her geminin kaptanı kentarhos ("Centurio") olarak isimlendirilirken, literatür kaynakları nauarchos ya da hatta triērarchos gibi daha eski terimleri de kullanırdı. Her geminin mürettebatı, geminin büyüklüğüne bağlı olarak, birle üç arası ousiai'den oluşurdu. Kaptanın altında ikinci kaptan olarak hareket eden bir bandophoros ("sancak taşıyan"), iki prōtokaraboi (tekil prōtokarabos, "geminin başı"), bazen eski kullanım olarak kybernētes ve pruva subayı, prōreus bulunurdu. Her iki tarafta kürekçilerin başında, kıçta kürekleri yönlendiren Prōtokaraboi (dümenciler) vardı. Bu ikilinin kıdemlisi "ilk prōtokarabos" (prōtos prōtokarabos) idi. Gerçek hayatta, muhtemelen her gemide bu görevlilerden, vardiya usulü çalışılmasından dolayı birçok tane vardı. Bu subayların çoğu, aşamalardan geçerek yükselirlerdi ve De Administrando Imperio kitabında birinci kürekçilikten (prōtelatai) imparatotluk mavnasına prōtokaraboi olarak yükselmiş atıflar mevcuttur ve sonra daha yüksek makamlara çıkanlar da vardır; İmparator Romanos Lekapenos en başarılı örnektir. Güvertede ayrıca birçok uzman da vardı ki pruvada iki kürekçi, Rum ateşini atan tüpleri (sifōn) çalıştıran siphōnatores bunlardan bazılarıdır. Emirleri kürekçilere (kōpēlatai ya da elatai) taşıyan bir boukinatōr ("borazancı"/"Tellal") kaynaklarda ayrıca kaydedilmiştir. Deniz piyadeleri nizami ordu birlikleri olarak kuruldukları için, rütbeleri ordu karşılıklarını izler.
Geç dönem (1080'ler-1453)
Komnenos dönemi reformları
Donanmanın 11. yüzyılda düşüşünden sonra, I. Aleksios donanmayı farklı bir çizgide yeniden inşa etti. Thema filolar tamamen ortadan kalktığı için, onlardan arta kalanlar megas doux ismiyle oluşturulan yeni komutanın emrinde birleşik imparatorluk filosu altında bir araya getirildi. İmparatorun kayınbiraderi İoannis Dukas bu göre gelmiş ilk kişi olarak kabul edilir, yaklaşık 1092 yılında bu unvanı almıştır. Deniz kuvvetinin komutanı, filonun megas Drungarios'u, bu yeni makama bağlanarak, baş yardımcısı oldu.Megas doux ayrıca filo sağlayan bölgelere (oria) bölünmüş eski Hellas ve Mora themalarının bir araya gelmesiyle oluşan Güney Yunanistan'ın tamamının valisi olarak görevlendirildi. II. İoannis'in hükümdarlığında, Ege adaları ayrıca bakım, mürettebat ile savaş gemilerinin hazırlığından sorumluydular ve dönemin kaynakları Manuil'in büyük filosundan büyük bir kıvanç ile mürettebatın "yerli Romalılar" ile oluşturulduğunu bahsetmelerine rağmen müttefik filo ve paralı asker kullanımı devam ediyordu. Fakat filonun özel olarak inşa edilmesi ve Konstantinopolis etrafında konuşlanması ile vilayet filolarının yeniden yapılandırılmaması gerçeği özellikle Yunanistan olmak üzere merkez dışı alanlarda birçok mahsura neden olup, saldırılara açık hale getiriyordu.
İznik donanması
Bizans filosunun 12.yüzyılın sonlarında düşüşü ile beraber, İmparatorluk artan oranda Venedik ve Ceneviz filolarına bağımlılığı arttı. Fakat 1204 yılında Konstantinopolis'in ele geçirilmesinden sonra, ilk İznik imparatoru I. Theodoros'un hükümdarlığında zaten görece güçlü bir filonun varlığını, belirli detaylar eksik bile olsa, kaynaklar söyler. III. İoannis ve II. Theodoros (h. 1254-1258) hükümdarlıklarında, donanmanın iki ana stratejik operasyon alanı vardı:
- Ege denizi, Yunan adalarına (başta Rodos) karşı zorunlu operasyonlar ile Balkanlarda savaşan ordulara nakliye ve tedarik temini,
- Marmara denizi, burada İznikliler Latin trafiğini engellemeyi ve Konstantinopolis'i tehdit etmeyi amaçlamışlardır.
Smyrna, Ege için ana tersane ve üs olurken, Stadeia ikincil merkez olmuştur, Marmara için ise Lampsakos yakınlarında, Gelibolu Yarımadası karşısında Holkos olmuştur.
Paleologos donanması
Çabalarına rağmen, İznik imparatorları, denizlerdeki Venedik egemenliğine karşı koyma teşebbüsleri başarısızlıkla sonuçlandı ve yardım için Ceneviz'e yönelmeye zorlandılar. Konstantinopolis'in 1261 yılında geri alınmasından sonra, İmparator VIII. Mihail "ulusal" bir donanma kurmak ve bu bağımlılığı azaltmak için büyük bir çaba başlattı, bu amaçla yeni birlikler kurdu: başkent etrafında yaşayan Yunan-Latin kökenli adamlardan oluşan Gasmouloi (Grekçe: Γασμοῦλοι) ve Lakonia'dan toplanan adamlardan Lakōnes (Λάκωνες, "Lakonyalılar") ya da Tzakōnes (Τζάκωνες) olarak isimlendirilen deniz piyadesi olarak kullanıldılar ve 1260 ve 1270'lede deniz insan gücünün büyük kısmını oluşturdular. Mihail ayrıca Prosalentai ya da Prosēlontes isimlendirilen ve deniz piyadelerinden ayrı kürekçiler oluşturmuştu. Tüm bu gruplar hizmetlerine karşılık topraklarında ekip biçmek için küçük ayrıcalıklar almışlardı ve küçük koloniler şeklinde iskan edilmişlerdi.Prosalentai, kuzey Ege'de deniz yakın iskan edilirken,Gasmouloi ve Tzakōnes çoğunlukla Konstantinopolis'in etrafına ve Trakya'ya yerleştirilmişti. İmparatorluğun son yüzyıllarında, bu birlikler mevcut ama küçülen formlardaydılar; gerçekten Gelibolu'nun Gasmouloi birliği ilk büyük Osmanlı filolarının insan gücünün büyük kısmını oluşturdular. Paleologos dönemi boyunca filonun ana üssü Konstantinopolis'in Marmara kıyısında Kontoskalion limanı olmuştur, burasının VIII. Mihail tarafından dibi taranmış ve güçlendirilmişti. Vilayet deniz merkezleri arasında, muhtemelen en önemlisi Mora Yarımadası'nda Monemvasia'ydı.
Aynı zamanda Mihail ve ardılları filolarda yabancıları kullanılması ile ilgili iyi kurulmuş bir uygulamayı sürdürdüler. Düzenli olarak yaptıkları ittifak değişen güvenilmeyen İtalyan şehir devletlerine karşılık, paralı asker kullanımı imparatorluğun son yüzyılında artarak devam etmiştir, bu askerler hizmetlerine karşılık yurtluk ile ödüllendirilmiştir. Anafi ve Rodos Lordu Giovanni de lo Cavo, onun ardılı Andrea Morisco ile Sakız Adası ve Fokaia Lordu Benedetto Zaccaria gibi paralı askerlerin çoğu o dönem Bizanslıların ana müttefiki Cenevizliydi. VIII. Mihail hükümdarlığında ilk defa İtalyan korsan Licario, Megas doux olarak atanmış ve Eğriboz Adası yurtluk olarak verilmiştir.
1303'te başka bir yüksek rütbe olan amēralēs (Grekçe: ἀμηράλης ya da Grekçe: ἀμηραλῆς) kullılmaya başlandı. Terim, Napoli Krallığı ve diğer Batılı uluslar ile temas yoluyla Bizans kullanımına çoktan geçmişti, ancak nadiren kullanılıyordu; Katalan Bölüğü'nün paralı askerlerinin gelişiyle megas doux ve megas Drungarios'tan sonra gelen imparatorluk hiyerarşisinin bir parçası olarak kabul edildi. Her ikisi de 1303'ten 1305'e kadar sadece iki makam sahibi biliniyor, ve Andrea Morisco, ancak rütbe bundan çok sonra çeşitli makam listelerinde anılmaya devam etti. Böylece, 14. yüzyılın ortalarında Makamlar Kitabı'na göre, megas doux'un astları Megas drungarios tu stolu, amēralios, prōtokomēs, kıdemsiz droungarioi ve kıdemsiz komētes idi. Pseudo-Kodinos ayrıca, diğer savaş gemileri haç ve ateşleyicileri içeren "olağan imparatorluk bayrağını" (βασιλικὸν φλάμουλον, basilikon phlamoulon) dalgalandırırken, megas doux'un kendine özgü sancak olarak at sırtında imparatorun bir görüntüsünü dalgalandırdığını kaydeder.
Gemiler
Dromonlar ve onların türevleri
12. yüzyıla kadar, Bizans donanmasının ana savaş gemisi dromon (δρόμων) ve diğer benzer gemi türleriydi. Anlaşıldığı kadarıyla imparatorluk Roma filolarının hafif Liburna kadırgalarının bir bir evrimi, terim 5. yüzyıl sonlarında ilk defa ortaya çıkmış ve yaygın bir şekilde 6. yüzyıldan itibaren belirli bir tip savaş kadırgası için kullanılmıştır.Dromōn teriminin kendisi Yunanca δρομ-(άω), "koşmak" kökünden gelir, dolayısıyla "koşucu" anlamındadır ve Prokopius gibi 6. yüzyıl yazarları bu taşıtların hızları ile ilgili atıflar belirgindir. Sonraki birkaç yüzyıl boyunca, Araplar ile deniz savaşları sıklaştıkça, iki ya da hatta muhtemelen üç kürekçi sıralı daha ağır versiyonlar ortaya çıktı. Zamanla terim genel anlamda "savaş gemisi" ve sıklıkla yerine kullanılabilir bir biçimde 8. yüzyıl boyunca ilk defa ortaya çıkan geniş savaş gemisi Helandiyon (Yunanca kelēs kelimesinden χελάνδιον, "Süvari atı") anlamında Bizans terimi için kullanıldı.
Gelişimi ve özellikleri
Orta çağ savaş gemilerinin ortaya çıkışı ve gelişimi bir tartışma ve varsayım konusudur: günümüze kadar kürekle çekilen ilk çağ ya da erken orta çağ döneminden kalan bir savaş gemisi kalıntısı bulunamamıştır ve bilgiler yazılı kaynakların analiz edilmesiyle ya da birkaç ticari gemi kalıntısının kalıntılarının kaba artistik çizimleri ile toparlanmıştır. Ancak 2005-2006 yıllarında Marmaray projesi sırasında Theodosius Limanı'nın (günümüzde Yenikapı) yerinde yapılan arkeolojik kazılarda aralarında galea tipi dört hafif kadırganın da olduğu 6 ile 10. yüzyıllar arası 36 Bizans gemisi kalıntısı gün yüzüne çıkarılmıştır.
Genel kabul gören görüş aslı liburna tipi gemilerden gelen erken dönem dromonlardan türeyen ve bu şekilde Akdeniz kadırgası olarak nitelenen ana ilerlemeler, tam güvertenin benimsenmesi (katastrōma), su üzerindeki mahmuz lehine pruvada koç başı saldırının terk edilmesi ve Latin yelkenin kullanımıdır. Koç başı saldırının (Latince: rostrum, Yunanca: Grekçe: ἔμβολος) terk edilmesinin kesin sebepleri belirsizdir. 4. yüzyıl Vergilius Vaticanus yazmalarında yer alan yukarı bakan gaga betimlemeleri geç Roma kadırgaların dahi koç başının mahmuz ile yer değiştirdiğini göstermektedir. Bir ihtimalde antik gemi teknesinin dışını önce zıvana ile geçmeli tekniğin koç başının tasarlanması karşısında yerini güçlü ve daha esnek tekneye, koç başı saldırılarına daha az hassas gemi omurgasının önce yapıldığı metoda geçilirken değişimin olduğudur. Eğer Sevilla başpiskoposu Isidore'un su altındaki kayalara çarpmaya karşı koruduğunu belirten yorumlarını değerlendirirsek, koç başının asıl görevi kesinlikle erken 7. yüzyılda unutulmuştur. Latin yelkeninde ise, geçmişte çeşitli yazarlar, bunun ana kaynağı muhtemelen Hindistan olarak Araplar tarafından Akdeniz'e getirildiğini belirtirler. Fakat son on yıllarda ortaya çıkan yeni tasvirler ve yazılı kaynaklar, bilim adamlarının latin yelkeninin ortaya çıkışının Levant'ta daha erken bir dönem olan geç Helenistik ya da erken Roma olduğunu düşünmelerine neden olmuştur. Yalnızca üçgen değil dörtkenar versiyonuda bilinmektedir ve daha küçük teknelerde yüzlerce yıldır kare yelkenle paralel kullanılmaktadır. 533 yılında Belisarius'un işgal filosunun, görünüşte en azından bir kısmının latin yelkeni ile donatılması, o zamanlar dromonun standart teçhizatının muhtemelen latin yelkeni olduğunu göstermektedir, kademeli olarak geleneksel kare yelken orta çağ denizciliğinin kullanımından düşmüştür.
Prokopius'un anlatımına göre bu dromonlar, iki kenarında 25 olmak üzere toplam 50 kürekçi bulunan tek katlı gemilerdir. Gene Helenistik dönem uskundra kullanan gemilerinden farklı olarak, bunlar doğrudan geminin gövdesinden uzatılıyordu. Daha sonraki dönem çift katlı ("bireme") 9. ve 10. yüzyıl dromonları iki kürek sırası (elasiai), bir kürek sırası aşağıda diğeri ise yukarı güvertede olacak şekilde güverteyle bölünmüştü; bu kürekçilerin gemi bordaladığı zaman deniz piyadeleri ile savaşması bekleniyordu. Makrypoulias, her sırada aşağıda 25 kürekçi, üst güvertede 35, bir dromon için toplam 120 kürekçi içeren bir düzenleme önerir. Bu gemilerin tüm uzunluğu muhtemelen yaklaşık 32 metredir. O dönem çoğu gemi tek direkli (histos or katartion) olmasına rağmen, daha büyük bireme dromonlar daha etkin manevra yapabilmek için muhtemelen en az iki direğe ihtiyaç duyuyorlardı, ki bu büyüklükteki bir gemi yalnızca bir latin yelkeni ile yönetilemez anlamına geleceği kabul edilebilir. Gemi, pupa (prymnē) tarafında, kaptanın yeri (krab(b)at(t)os) ile beraber çadır ile korunmuş iki kıç dümeni ile yönetiliyordu. Pruva (prōra) yükseltilmiş bir ön üst güverteye (pseudopation) sahipti, bunun altında nişanlanmış Rum ateşi atan bir sifon bulunurken, ikincil sifonlar geminin ortasında her iki tarafta da bulunabilirdi. Geminin yanları boyunca devam eden, askerlerin kalkanlarını astıkları bir pavesade (kastellōma) güverte mürettebatına koruma sağlıyordu. Roma liburnalarına benzer şekilde, daha büyük gemiler ayrıca her iki yanında direklerin arasında tahtadan bir kalelere (xylokastra) sahiptiler, böylece okçular yükseltilmiş bir platformdan atış yapabiliyorlardı. Pruva mahmuzun (peronion) amacı düşman gemisinin küreklerini kırıp, ok ateşi ve borda etmeye karşı onu yardımsız bırakıyordu.
Yenikapı kazılarında ortaya çıkarılan 10-11. yüzyıla ait dört adet galeai tipi geminin tek tip tasarımı ve inşası onların merkezi bir üretim sürecinden geçtiklerini göstermektedir. Uzunlukları yaklaşık 30 metredir ve Karaçam ve Doğu çınarından imal edilmişlerdir.
Gemi tipleri
10. yüzyılda, dromon tipinin bireme (iki sıra kürek) savaş gemilerinde üç ana sınıf mevcuttu, 911 ve 949 yıllarında Girit Emirliği'ne gönderilen seferlerin envanterlerinde detaylarının görüleceği üzere: [chelandion] ousiakon (Grekçe: [χελάνδιον] οὑσιακόν) böyle isimlendirilmişti çünkü içinde 108 adamlık bir ousia vardı; [chelandion] pamphylon ([χελάνδιον] πάμφυλον), 120-160 adamlık bir tayfası vardı, ismi ya taşıma gemisi olarak Pamfilya bölgesi menşeini ya da mürettebatının "seçkin mürettebat" (Grekçe: πᾶν+φῦλον, "tüm kabileler") anlamına gelmektedir; ve dromōn hakiki, mürettebatı iki ousiai ile oluşur.De Ceremoniis'de, ağır dromōn gemilerinin 230 kürekçi 70 deniz piyadesinden oluşan mürettebat ile hatta daha da büyük bir mürettebattan oluştuğunu söyler; denizcilik uzmanı John H. Pryor onları gemide taşınan ihtiyaç fazlası personel olarak düşünürken, Yunan uzman Christos Makrypoulias ise bu fazla adamları üst kat küreklerinin her birinin ikinci kürekçisi olarak düşünür. Daha küçük, yaklaşık 60 kişilik mürettebatlı tek sıra kürekçili gemiler monērēs (μονήρης, "tek sıra") ya da galea (γαλέα, "galley" kadırga kelimesi bu kelimeden türemiştir.) keşif görevleri için kullanılırken ayrıca savaş düzeninde kanatlarda yer alıyorlardı.Galea özellikle Merdeiler ile kuvvetli bir bağlantısı vardır ve hatta Christos Makrypoulias gemilerin yalnızca onlar tarafından kullanıldığını bir öne sürer. Üç sıra ("trireme") dromonlar, 9. yüzyılda parakoimomenos Basileios Lekapenos'a ithaf edilmiş çalışmada tarif edilmişlerdir. Yalnızca bazı parçaları günümüze ulaşmış bu eser ağırlıklı olarak Klasik bir trireme'nin görünüm ve konstrüksiyonunu çizmiştir ve bu yüzden orta Bizans döneminin savaş gemilerine uygulanmaya çalışıldığı zaman çok dikkatli kullanılmalıdır. Ancak trireme gemilerin varlığı, 11.ve 12.yüzyıl Fatımi Devleti donanmasında kullanıldığı kanıtlanmıştır ve VI. Leon tarafından yapılan 10. yüzyıla ait büyük Arap gemilerine ait göndermelerde trireme kadırgaları işaret eder.
Yük taşımakta, Bizanslılar genellikle nakliye gemileri (phortēgoi) ya da tedarik gemileri (skeuophora) gibi sıradan ticaret gemilerini askeri hizmete mecbur ederler. Kürekten ziyade yelkenli taşıtlar çoğunlukla. Bizanslılar ve Araplar ayrıca ya yelkenli gemilerden ya da kadırgalardan at nakliye gemileri (hippagōga) kullanırlardı, kadırgadan olanlara şüphesiz atlar için değişiklik yapılıyordu. Eğer helandiyon başlangıçta kürekli at nakliye için ortaya çıkmışlarsa, bu da helandiyon ile dromōn özellikleri arasında inşa farklar içerdiği anlamına gelir, terimler yazılı kaynaklarda ayrım gözetmeksizin sıklıkla bir biri yerine kullanılmıştır. Dromōn özellikle savaş kadırgası olarak geliştirilirken, helandiyon gemilerinde orta bölümünde bir sıra atı bulunduracak özel bir bölüm bulundururdu, bu da geminin enini ve kargo derinliğini artırmaktaydı. Ek olarak Bizans kaynaklarında daha büyük gemilerin kenarında taşınan sandalos ya da sandalion (σάνδαλος, σανδάλιον) isimli kayıklardan bahis vardır. De Ceremoniis'de bu tür tek direkli, dört kürekli ve bir dümenli tarif edilmiştir. İmparatorluğun ilk yıllarında gemi inşası için ahşap esas olarak kozalaklı ağaçlardan, daha sonraki yıllarda ise geniş yapraklı ağaçlardan, muhtemelen günümüzde Türkiye'de bulunan ormanlarından elde edilmiştir.
Son yüzyılların Batı tasarımları
Dromonların yerini, İtalyan kökenli galea tipi gemilerin tam olarak hangi dönem aldıkları bilinmemektedir. Bizanslı yazarlar her ne kadar ayrım gözetmeden kullansalar da terim geç 12. yüzyıla kadar kullanılmaya devam etmiştir. Dönemin Batı yazarları genellikle nakliye gemileri gibi büyük gemiler için kullanılan terimleri kullanmıştır ve Bizanslılarda da geniş kullanımı bu fikri destekleyen bir kanıttır. 1169 yılında Surlu Vilyam'ın Bizans filosu tanımında "dromonlar" çok büyük nakliye gemilerini sınıflandırmak için kullanmıştır ve iki sıra kürekçisi olan savaş gemileri onlardan ayrılması için kullanılırdı böylece gerçekten Bizanslılar tarafından yeni bireme kadırgaları benimsenmesini gösterir. 13. yüzyıl ve sonrası "dromon" terimi nihayi olarak kullanımdan çıkmış ve yerini katergon (κάτεργον, "hizmet için görevlendirilmiş" anlamında) almıştır, 11. yüzyıl sonlarında terim aslen askeri hizmet için görevlendirilmiş nüfustan oluşturulmuş mürettebata uygulanmıştır. Bizans İmparatorluğu'nun sonraki dönemlerinde, Bizans gemileri Batı modellerini kullanılıyordu: katergon terimi ayrım gözetilmeden Bizans ve latin gemileri için kullanılıyordu ve at nakliye chelandion Batılı taride (kelime Arapça ṭarrīda kelimesinden gelmekte, Yunanca tareta, ταρέτα olarak benimsenmiştir) ile yer değiştirdi. Günümüze gelen Capet Hanedanı'nın Anju koluna ait Sicilyalı kaynaklarda chelandre terimi taride ile yer değiştirmesi ile benzer bir süreç gerçekleşirken her iki terim bir süre beraber kullanılmaya devam etmiştir. Her ikisi arasında konstrüksiyon farkları zikredilmese de, her iki terim 20 ile 40 arası at taşıyabilen nakliye gemileri (usserii) anlamına gelmekteydi.
Bireme İtalyan tarzı kadırgalar, 13. yüzyılın sonlarına kadar Akdeniz filolarının temel direkleri olarak kalmış olsa da, dönemin açıklamalarında, yapımları hakkında çok az ayrıntı verilmiştir. Bu noktadan itibaren, kadırgalar evrensel olarak trireme haline geldiler; diğer bir deyişle, alla sensile sistemi denilen güvertenin üstünde bulunan tek bir bankta üç adam vardı; bunların her biri farklı bir kürek çekiyordu. Venedikliler, ticaret için daha fazla yük taşıyabilen genişletilmiş kadırga eğilimli "büyük kadırga" geliştirdiler.
Bu Dönem boyunca belirli Bizans gemileri hakkında çok az şey bilmektedir. Floransa Konsili'ne katılmak üzere giden Bizans heyetinin, Bizanslı din adamı Sylvester Syropoulos ve Yunan-Venedik Rodoslu kaptan Mihail tarafından yapılan Deniz yolculuğuyla ilgili olarak, gemilerin çoğunun Venedikli veya Papalık 'a ait olduğunu belirttiği gibi İmparator VIII. İoannis "imparatorluk gemisi" ile gitmiştir. Bu geminin, Bizans mı yoksa kiralık mı olduğu ve türü belirsizdir. Bununla birlikte, ona eşlik eden Venedik büyük ticari kadırgalarından hızlı olduğu kaydedilmiştir. Rodoslu Mihail, 15. yüzyılın ilk yarısında Venedik ve bölgedeki diğer Denizci devletler tarafından kullanılan hem kadırga 16 Mayıs 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . hem de yelkenli gemi 16 Mayıs 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 16 Mayıs 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . olarak ana gemilerin yapım talimatlarını ve resimlerini sunan gemi yapımı üzerine bir çalışma yazmıştır.
Taktikler ve silahlar
Bizanslılar, askeri talimatlar kullanarak, geçmişte kara ve denizde yaşanan savaşlardan öğrenilen dersleri kurallaştırmak, korumak ve devam ettirmek konusuna dikkat ederlerdi. Bazı eski terminolojilerine rağmen, bu metinler Bizans denizcilik işleri üzerine bilgimizin temelini oluşturur. Günümüze ulaşan ana metinler, VI. Leon'un Taktika ve Nikiforos Uranos'un deniz muharebeleri (peri naumachias) ile ilgili bölümleri (Her ikisinin çizimleri geniş şekilde, Syrianos Magistros ve diğer daha erken dönem çalışmaların Naumachiai'sındandır),, Konstantinos Porfirogennetos'un De Administrando Imperio eserinin ilgili bölümlerinde ve Bizans ile Arap yazarların diğer çalışmalarında tamamlanmıştır.
Denizcilik stratejisi, lojistik ve taktikler
İlk ve orta çağ denizcilik operasyonlarını incelediğimiz zaman, önce kadırga filolarının teknolojik sınırlarını anlamak gerekir. Kadırgalar sert sular ile iyi bir şekilde mücadele edemiyorlardı ve açık denizde dalgalar tarafından batıp felaket ile sonuçlanıyordu; tarihte kadırga filolarının kötü hava yüzünden battığı benzer olaylar mevcuttur.(örneğin, (Birinci Pön Savaşı) sırasında Roma kayıpları). Bu nedenle denizcilik sezonu baharın ortalarından eylüle kadar olan dönemle sınırlıdır. Bir kadırganın sürdürülebilir seyrüsefer hızı, yelkenler kullanılsa bile, sınırlıdır ve taşıdığı yüke bağlıdır. Esasen bir kadırganın "yakıt" kaynağı olan su, kritik bir öneme sahipti. Donanmanın savaş gemilerini desteklemek için özel tedarik gemileri işlettiğine dair hiçbir kanıt yoktur. Her kürekçi için günde 8 litre olarak tahmin edilen tüketim seviyeleri ile, Doğu Akdeniz'in genellikle su kıtlığı ve güneşte kavrulan kıyılarında mevcudiyeti belirleyici bir operasyonel faktördü. Daha küçük dromonlar yaklaşık 4 günlük su taşıyabildikleri tahmin edilmektedir. Etkili bir şekilde, bu, kadırgalardan oluşan filoların kıyı yollarıyla sınırlı olduğu ve ikmallerini yenilemek ile mürettebatını dinlendirmek için sık sık karaya çıkmak zorunda kaldığı anlamına geliyordu. Bu Belisarius'un Vandallara karşı seferlerinden 9 ve 10. yüzyılda Girit seferlerine kadar Bizans deniz aşırı çabalarında daha iyi görülür. Bu sebeplerden dolayı Nikiforos Uranos "onu şişiren ve karadan esen rüzgârla [...], denizler hakkında kesin bilgi ve deneyimli adamlardır. Onlar denizlerde hem gizli kayalarını hem de derin olmayan yerlerini, ve yelken açtıkları kara ve ona yakın adaları, limanlar ve bu limanlar arasında mesafeleri bilmeliydiler. Hem ülkeleri hem de su kaynaklarını bilmeliydiler." mevcudiyetine olan ihtiyacın altını çizer.
Bu yüzden ortaçağ Akdeniz deniz savaşı doğal olarak özünde kıyıda ve amfibiktir, bugün anlaşıldığı üzere "deniz hakimiyeti" ile uğraşmak yerine kıyı topraklarını ya da adaları elde tutmak üzerinedir. Ayrıca koç başı saldırının terk edilmesinden sonra, sadece elde kalan, barut gelişmesine bağlı olarak, "gemi öldüren" silahlar ve tahripli mermilerdi, deniz muharebesi, John Pryor'ın kelimeleri ile, "daha fazla tahmin edilemezdi. herhangi bir güç elindeki silahlardaki üstünlüğü ya da mürettebatın yetenekleri gibi şeylerle, başarılı olmayı beklemeyi umut ediyorlardı." Bu nedenle Bizans ve Arap askeri talimatlarının herkesin kendi filosunun korunmasına öncelik veren dikkatli taktikler ile kesin istihbarat elde etmek için tüccar kılığında ajanlar kullanılmasının altını çizmesi şaşırtıcı değildir. Vurgu, taktik baskın ve tersine düşman tarafından hazırlıksız yakalanmamak üzerine kurulmuştu. İdeal olarak, savaşı sayı veya taktiksel yer değiştirme üstünlüğü sağlayan alacaktı. Birinin kuvvetlerini ve taktiklerini muhtemel düşmanla eşleştirmeye de önem verilmektedir: Örneğin, VI. Leon, Arapların ağır ve yavaş gemileriyle (koumbaria), Slav ve Rusların küçük ve hızlı taşıtlarını (akatia, başlıca monoxyla) karşılaştırır (Tactica, XIX.74-77).
Sefer sırasında, kıyı boyunca güçlendirilmiş üslerde (aplēkta) çeşitli küçük filoların bir araya gelmesini takiben, kürekli savaş gemilerinden ve yelkenli gemilerin yük katarlarından (touldon) ve muharebe durumunda gönderilecek kürekli nakliye vasıtalardan oluşan ana gövde filoyu oluşuyordu. Savaş filosu, küçük filolara bölünür ve emirler işaret bayrakları (kamelaukia) ve fenerler vasıtasıyla gemiden gemiye iletilirdi. Donanma, karadaki kuvvetlerin tedarikinde kilit rol oynadı.
Gerçek bir muharebeye yaklaşıldığında ya da sırasında, iyi sıralanmış bir düzen önemlidir: eğer bir filo düzenini kaybederse, gemiler birbirlerine destek vermeyecek ve muhtemelen yenilecekti. Filolar, sıralı düzenilerini muhafaza edemez veya kendilerini düşman ile karşılaşırken uygun bir karşı-düzende (antiparataxis) sıralayamaz ise genellikle kaçınır veya savaştan koparlardı. Çeşitli savaş hileleri de dahil olmak üzere taktik manevralar, bu nedenle düşman oluşumunu bozmak için tasarlanmıştı, bunlar arasında bir takım kuvvetlerin bölünmesi ve kanat manevralar yapılması, geri çekilme ya da yedek gücün pusuya yatması (Tactica, XIX.52-56) gibi çeşitli stratejiler kullanılırdı. Nitekim VI. Leon doğrudan karşı karşıya bulunmaktan sakınılıp, bunun yerine savaş hileleri kullanılmasını tavsiye etmiştir (Tactica, XIX.36). VI. Leon'a göre düşmanın yanlardan çevirmek için merkezde amiral gemisi ve boynuzlarda daha ağır gemi ile bir hilal düzeni, norm olarak görünür (Tactica, XIX.52). Koşullara bağlı olarak bir dizi farklılık ile diğer taktik ve karşı taktikler mevcuttu.
Bir kere filolar yeterince yaklaştıklarında, yanıcı cisimlerden ok ve mızraklara kadar değişen karşılıklı ateş başlardı. Amaç gemileri batırmak değil netice olarak yapılacak bordrolamadan önce düşman mürettebatının sayısını azaltmaktı. Düşman kuvvetinin yeterli miktarda azaldığına karar verildiğinde, filolar yaklaşır, gemiler diğerlerine çengel atarlar ve deniz piyadeleri ve üst güvertedeki kürekçiler düşman teknesine geçer ve göğüs göğüse muharebeye girişirlerdi.
Teçhizat
İlkçağ savaş gemilerinden farklı olarak, Bizans ve Arap gemileri koç başı bindirmiyorlardı ve iki geminin mücadelesinin ana ekseni güverte saldırıları ve Rum ateşi gibi yanıcı malzemeler kullanmaktı. İkincisinin korkunç ününe rağmen sadece özel şartlarda etkiliydi ve tecrübeli mürettebatın elinde atılmadıkça sonuca götüren anti gemi silahı değildi.
Romalı öncülleri gibi, kaya, ok, mızrak, rum ateşi kapları ya da diğer yanıcı sıvılar, demir dikenleri (triboloi) ve hatta düşmanı boğmak için kireç dolu kaplar ya da VI. Leon'un inanılmaz şekilde önerdiği üzere akrepler ve yılanlarlar (Taktika, XIX.61-65) atmak için katapultlar (mangana) ve balistalar (toxoballistrai) Bizans ve Müslüman gemilerine konuluyordu. Denizcilere ve üst sıra kürekçiler savaşa hazırlık amacıyla ağır bir zırh (Leon, onları "Katafrakt" olarak adlandırıyordu) ve mızraklar ile kılıç gibi yakın dövüş silahlarıyla donatılırken, diğer denizciler koruma için takviyeli ceketler (neurika) giyer ve yay ve arbalet ile savaşırlardı. Deniz savaşında füze ateşinin önemi ve hacmi 10. yüzyılda Girit seferi için 10.000 koltrop, 50 yay ve 10.000 oktan bahsedilen filo tezahürlerinden, myai ("sinekler") denilen 200 cıvata ile 20 adet elle taşınan ballistrai ve dromon başına 100 cirit atma elde edilebilir.
12. yüzyıldan itibaren, tatar yayı (Yunancada Grekçe: τζᾶγγρα, tzangra olarak adlandırılır) Akdeniz savaşında giderek daha önemli hale geldi ve barutlu toplara sahip tam donanımlı gemilerin gelişine kadar mevcut en ölümcül silah olarak kaldı. Bizanslılar, bazı deniz savaşlarında kullanıldığı kaydedilmesine rağmen, başta kuşatmalar olmak üzere silahı nadiren kullandılar.Toplar 14. yüzyılın ikinci yarısında kullanılmaya başlandı, ancak Konstantinopolis'in kara surlarını savunmak için yalnızca birkaç topçu parçasına sahip olan Bizanslılar tarafından nadiren kullanıldılar. Venedikliler ve Cenevizlilerin aksine, Bizanslıların gemilere top takıldığına dair hiçbir belirti yoktur.
Rum ateşi
"Rum ateşi", Bizanslıların kullandığı alev alan bir karışıma Batı Avrupalıların verdiği isimdir, böyle isimlendirilmiştir çünkü Avrupalılar Bizanslıları Yunanlar olarak görür. Bizanslıların kendileri bunun için değişik tanımlayıcı isimler kullanmışlardır, fakat en yaygın olanı "sıvı ateş" (Grekçe: ὑγρόν πῦρ) olanıdır. Ateş çıkaran kimyasalların Bizanslılar tarafından kullanımı 6. yüzyıldan beri bilinse de, Rum ateşi olarak bilinen gerçek karışım 673 yılında yaratıldığına inanılır ve Suriye'den Kallinikos isimli bir mühendise atfedilir. Kullanımında en yaygın metod, formülün büyük tunç tüpler (sifōn) ile düşman gemilere atılmasıdır. Alternatif olarak mancınık tarafından atılan ateşlenmiş kavanozların fırlatılmasıdır; vinçler (gerania) ile saf yanıcıların düşman gemilerine atılması olarak anlatılmıştır. Genellikle karışım ısıtılmış ve basınç altında tutulan varillerde saklanıyordu ve operatörler geniş demir kalkanların arkasında bulunken bir çeşit pompa ile borunun içinden nişanlanıyordu. Taşınabilir versiyon da (cheirosiphōn) mevcuttu, denildiğine göre VI. Leon tarafından icat edilmiştir, onu doğrudan günümüz Alev makinesi ile benzer kılıyordu. Üretimi devlet sırrı olarak korunuyordu ve bileşenleri kabaca tahmin edilmekte ya da sadece Anna Komnini gibi ikincil kaynaklarda tarif edilmektedir sonuçta doğru birleşim günümüzde hala bilinmemektedir. Rum ateşinin etkisi napalma daha benzerdir. Dönemin kaynakları su tarafından söndürülemediğini fakat daha ziyade üzerinde yayılıp yanmaya devam ettiğini açık şekilde bildirmişlerdir; kum oksijen ile bağlantısını keserek söndürmektedir ve birçok yazar büyük olasılıkla bir çeşit kimyasal reaksiyona girmeleri nedeniyle güçlü sirke ve eski idrar ile söndürülebildiğini yazmıştır. Sonuçta baştan aşağı sirkeye bulanmak ona karşı koruma sağlamak için kullanılan bir yöntemdi.
Anna Komnini, Aleksiad, XI.10
Bizanslı yazarların bir şekilde abartılı yaklaşımlarına rağmen, bir "mucize silah" anlamını içermez ve bazı ciddi mağlubiyetlere engel olamamıştır. Sınırlı menzili ve sakin deniz ile uygun rüzgâr şartlarına ihtiyaç duyması kullanımını sınırlıyordu. Buna rağmen, uygun şartlarda ve hazırlıksız düşmana karşı, büyük yıkıcı yeteneği ve psikolojik etkisi, Ruslara karşı defalarca görüldüğü üzere, sonuca götürmeyi kanıtlayabiliyordu. Rum ateşi kullanılması 12. yüzyıl boyunca devam ettiği belirtilmiştir ancak muhtemelen karşımın ana malzemelerinin elde edildiği bölgelere (Kafkasya ve Karadeniz'in doğu sahillerine) erişimi kaymetmeleri nedeniyle Bizanslılar, Dördüncü Haçlı Seferi'ne karşı bunu kullanmakta başarılı olamamışlardır. Araplar 835 yılından sonra kendi "sıvı ateş" silahlarını sahaya sürmüşlerdir fakat Bizans formülü kullandılarsa bunu casuslukla mı yoksa stratēgos Euphemios'un 827 yılında iltica etmesiyle mi elde ettikleri ya da bağımsız bir şekilde kendi versiyonlarını mı geliştirdikleri bilinmemektedir. 12. yüzyılda Selahaddin Eyyubi için Mardi bin Ali el-Tarsusi tarafından yazılan talimatnamede "neft" ( ya da Nafta) ismi verilen ve sülfür ile farklı reçinelerin eklendiği petrol bazlı bir Rum ateşi kaydedilmiştir.
Bizans tarihinde donanmanın rolü
İmparatorluk tarihinde, Bizans donanmasının öneminin değerini biçmek hiç kolay değildir. Bir yandan, hayatı boyunca İmparatorluk, sıklıkla küçük hinterlandları olan uzun kıyı şeritlerini savunmuştur. Ayrıca, gemicilik taşımacılığın en hızlı ve en ucuz yoluydu ve İmparatorluğun bereketli alanları yanında ana şehirleri ve ticari merkezleri denizlere yakın bulunuyordu. 7 ile 10. yüzyıllar arası Arapların ortaya koyduğu tehditler ile beraber, bu güçlü bir filoyu ayakta tutmayı zorunlu kılmıştır. Konstantinopolis'in Araplar tarafından kuşatılmasında sırasındaki başarılı savunmasıyla donanma imparatorluğu kurarak belki de en büyük önemini göstermiştir. Bu dönem boyunca geç 10. yüzyıla kadardevam eden akınlar ile karşı akınlardan oluşan oyunda, deniz operasyonları Bizanslıların Araplara karşı çabalarında yaşamsal rol oynamıştır.
Diğer yandan, çağın denizcilik teknolojisinin sınırları ve doğası ne Bizanslıların ne de rakiplerinin herhangi birinin gerçek talassokrasi geliştirmelerine izin vermemiştir. Kadırga filoları kıyı operasyonları ile sınırlanmış ve gerçekten bağımsız rol oynayamamışlardır. Üstelik Araplara karşı Bizans galibiyet ve mağlubiyetlerinin değiştirmesi, iki tarafın hiçbirinin üste gelecek şekilde kalıcı kazanımda bulunamadığını gösterir. Bizanslıların 880 yılında Nasar'ın dikkate değer gece zaferi gibi (Orta çağda bir dolu benzer çarpışmalardan biridir) birçok parlak başarı kazanmalarına rağmen, bu başarılar benzer korkunç yenilgiler ile dengelenmiştir. Bizans filolarında kürekçilerinin başkaldırılarıyla ilgili raporlar, şartların talimatlarda yazan ideal durumdan çok uzakta olduğunu göstermektedir. Büyük Anadolu toprak sahiplerinin yüksek Bizans aristokrasi ve bürokrasisindeki geleneksel başat durumlarıyla beraber düşünüldüğünde Roma İmparatorluğu'nda olduğu gibi donanma en güçlü olduğu zamanda bile kara kuvvetlerine göre geniş şekilde ikincil kabul ediliyordu. Bu gerçek, imparatorluk hiyerarşisinde amirallerin görece düşük pozisyonlarda olmasında da açıkça görülür.
Diğer yandan, 10. ve 11. yüzyılda başta Venedik sonra Ceneviz İtalyan şehir devleriyle kesişen Bizans deniz gücünün kendinden kaynaklı sebeplerle kademeli zayıflaması İmparatorluğun kaderi için uzun erim ehemmiyettedir. Bizans devletini parçalayan Dördüncü Haçlı Seferinin talanının en büyük sebebi denizde İmparatorluğun savunmasız kalmasıdır. Bu süreç, 9. yüzyılda İmparatorluk tarafından Batı'da kendi deniz gücünün zayıflığını bertaraf etmek için artan miktarda İtalyanı işe almasıyla Bizansın kendisi tarafından başlatılmıştır. İtalyan cumhuriyetlerin, ayrıca imparatorlukla Batı Avrupa arasındaki ticarette yaptıkları arabuluculukla da kâr sağlamaları, Bizans ticari denizciliğini zayıflatmış bunun sonucu da Bizans deniz kuvvetlerinin varlığına ters etkisi olmuştur. Kaçınılmaz şekilde İtalyan cumhuriyetleri yavaşça Bizans yörüngesinden ayrılmış, kendi politikaları izlemeye başlamışlar ve geç 11. yüzyıldan itibaren İmparatorluğu sömürmeye ve bazen açıkça yağmalamaya başlamaları, nihayetinde Bizans'ı kendi çıkarları için siyasi ve ekonomik boyun eğdirmelerinin habercisiydi. Kekavmenos'un yorumlarında betimlediği üzere o zaman güçlü donanmanın eksikliği Bizanslılar tarafından şiddetle hissedilmiştir. I. Manuil ve daha sonra VIII. Mihail gibi güçlü ve enerjik imparatorlar Bizans deniz gücünü canlandırabilmişler fakat Venediklilere ağır darbeler vurduktan sonra bile sadece onları Cenevizliler ya da Pisalılar yer değiştirebilmişlerdir. Böylece ticaret Latinlerin elinde kalmış, kâr imparatorluktan hortumlanmıştır ve ölümlerinden sonra başarıları çabucak buharlaşmıştır. 1204 yılından sonra ve VIII. Mihail'in hükümdarlığının istisnası hariç, Bizans donanmasının kaderi az ya da çok İtalyan denizci cumhuriyetler ile olan müttefikleriyle değişime bağlı kalmıştır.
Bizans tarihinin genel akışına bakıldığında, donanmanın güçlenip, zayıflaması çok yakın şekilde İmparatorluğun kaderindeki dalgalanmaların yansımasıdır. Bu açık bağlantı, Fransız Bizantolog Louis Bréhier şu yorumu yapmasıne neden olmuştur: "[Bizans] yönetim dönemleri şu şekildedir ki denizleri kontrollerine aldıkları dönemler ve onu kaybederek geriye gidişin başladığı dönem."
Ayrıca bakınız
Wikimedia Commons'ta Bizans donanması ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
Kaynakça
- Özel
- ^ a b c Verpeaux 1966, s. 167.
- ^ "Other Byzantine flags shown in the "Book of All Kingdoms" (14th century)". Flags of the World. 12 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2010.
- ^ a b c Treadgold 1998, s. 67.
- ^ a b c Treadgold 1998, s. 85.
- ^ Lewis & Runyan 1985, s. 20.
- ^ Scafuri 2002, s. 1.
- ^ Norwich 1990, ss. 48-49.
- ^ a b Casson 1991, s. 213.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 7.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 8.
- ^ a b c Pryor & Jeffreys 2006, s. 9.
- ^ MacGeorge 2002, ss. 306-307.
- ^ Norwich 1990, s. 166.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 10.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 13.
- ^ a b c d e f Gardiner 2004, s. 90.
- ^ Norwich 1990, s. 207.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 14.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 14-15.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 15.
- ^ Norwich 1990, s. 77.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 17-18.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 19, 24.
- ^ Norwich 1990, ss. 259-297.
- ^ Campbell 1995, ss. 9-10.
- ^ a b c Gardiner 2004, s. 91.
- ^ Casson 1995, s. 154.
- ^ a b Nicolle 1996, s. 47.
- ^ a b c d Gardiner 2004, s. 98.
- ^ Pryor 1988, s. 62.
- ^ Nicolle 1996, s. 87.
- ^ Turtledove 1982, s. 53.
- ^ a b c Pryor & Jeffreys 2006, s. 25.
- ^ Lewis & Runyan 1985, s. 24.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 26-27.
- ^ Treadgold 1998, s. 72.
- ^ Lewis & Runyan 1985, s. 27.
- ^ Norwich 1990, s. 334.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 28.
- ^ a b c d e Pryor & Jeffreys 2006, s. 33.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 29-30.
- ^ a b Pryor & Jeffreys 2006, s. 31.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 31-32.
- ^ Norwich 1990, ss. 352-353.
- ^ Treadgold 1997, s. 349.
- ^ a b Treadgold 1997, s. 352.
- ^ Lewis & Runyan 1985, s. 29.
- ^ Bashear, Suliman (1991), "Apocalyptic and Other Materials on Early Muslim-Byzantine Wars: A Review of Arabic Sources", , Cambridge University Press, 1 (2), ss. 173-207, doi:10.1017/S1356186300000572, JSTOR 25182323
- ^ Mango 2002, s. 141.
- ^ Runciman 1975, s. 150.
- ^ Christides 1981, s. 76.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 41.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 41-42.
- ^ a b Pryor & Jeffreys 2006, s. 45.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 45-46.
- ^ Christides 1981, ss. 76-106.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 46-47.
- ^ a b Pryor & Jeffreys 2006, s. 47.
- ^ a b c d e f Gardiner 2004, s. 92.
- ^ Christides 1981, s. 92.
- ^ İbn-i Haldun & Rosenthal 1969, s. 120.
- ^ a b Pryor & Jeffreys 2006, s. 48.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 48-49.
- ^ Pryor 1988, ss. 102-105.
- ^ Lewis & Runyan 1985, s. 30.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 60.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 50.
- ^ Jenkins 1987, s. 183.
- ^ Treadgold 1997, s. 534.
- ^ Jenkins 1987, s. 192.
- ^ a b Runciman 1975, s. 151.
- ^ MacCormick 2002, s. 413.
- ^ a b Treadgold 1997, s. 457.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 61.
- ^ Treadgold 1997, s. 458.
- ^ a b Pryor & Jeffreys 2006, s. 62.
- ^ Scafuri 2002, ss. 49-50.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 64-65.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 65, 68.
- ^ Treadgold 1998, s. 33.
- ^ MacCormick 2002, s. 955.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 65-66.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 66.
- ^ Treadgold 1997, ss. 463-464.
- ^ a b Tougher 1997, ss. 185-186.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 65.
- ^ Tougher 1997, ss. 186-188.
- ^ Christides 1981, ss. 82, 86-87.
- ^ Tougher 1997, s. 191.
- ^ Christides 1981, ss. 93-94.
- ^ Norwich 1999, s. 120.
- ^ Treadgold 1997, ss. 469-470.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 63.
- ^ Christides 1981, s. 94.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 64.
- ^ a b c Pryor & Jeffreys 2006, s. 72.
- ^ MacCormick 2002, s. 414.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 71.
- ^ Halm 1996, ss. 404-405.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 74-75.
- ^ Treadgold 1997, s. 495.
- ^ a b McMahon 2021, ss. 63-79.
- ^ Norwich 1999, s. 195.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 73.
- ^ a b c d Gardiner 2004, s. 93.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 75-76.
- ^ Treadgold 1997, s. 509.
- ^ a b Kekavmenos & Tsoungarakis 1996, Strategikon, Ch. 87.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 87-88.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 76-77, 89.
- ^ Haldon 1999, ss. 90-91.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 88.
- ^ Haldon 1999, s. 91.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 91-93.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 94.
- ^ Bréhier 2000, s. 335.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 99.
- ^ a b Birkenmeier 2002, s. 39.
- ^ Nicol 1992, ss. 55-58.
- ^ Nicol 1992, ss. 59-61.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 100.
- ^ Nicol 1992, s. 58.
- ^ Pryor 1988, s. 113.
- ^ a b c d Haldon 1999, s. 96.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 109.
- ^ Nicolle 2005, s. 69.
- ^ a b c Pryor & Jeffreys 2006, s. 111.
- ^ Treadgold 1997, s. 631.
- ^ Treadgold 1997, s. 641.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 106-107, 111-112.
- ^ Norwich 1996, ss. 98, 103.
- ^ a b Pryor & Jeffreys 2006, s. 113.
- ^ Treadgold 1997, s. 643.
- ^ Phillips 2004, s. 158.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 112, 115.
- ^ a b Harris 2006, s. 109.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 116.
- ^ Magdalino 2002, s. 97.
- ^ Lilie 1994, s. 215.
- ^ Birkenmeier 2002, s. 22.
- ^ a b c Pryor & Jeffreys 2006, s. 121.
- ^ Harris 2006, ss. 128-130.
- ^ Norwich 1996, s. 151.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 288-289.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 289-290.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 290-291.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 293-294.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 291-292.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 294-296.
- ^ Macrides 2007, ss. 168-169.
- ^ Bryer 1966, ss. 4-5.
- ^ a b Nicol 1992, ss. 166, 171.
- ^ Bartusis 1997, s. 24.
- ^ Nicol 1992, ss. 171-172.
- ^ a b Bartusis 1997, s. 39.
- ^ a b Lane 1973, s. 76.
- ^ Geanakoplos 1959, ss. 127, 153-154.
- ^ Bartusis 1997, s. 59.
- ^ Nicol 1993, ss. 59-60.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 374-376.
- ^ Laiou 1972, ss. 74-76, 114.
- ^ Nicol 1992, s. 246.
- ^ Nicol 1993, s. 158.
- ^ Laiou 1972, s. 75.
- ^ Loenertz 1959, ss. 158-167.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 375-378.
- ^ Angelov 2007, ss. 175-176, 317.
- ^ Laiou 1972, s. 115.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 380-381.
- ^ Laiou 1972, ss. 164-166.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 381-382.
- ^ a b Ahrweiler 1966, s. 382.
- ^ Ahrweiler 1966, s. 383.
- ^ Nicol 1993, s. 171.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 383-384.
- ^ Ahrweiler 1966, s. 384.
- ^ Nicol 1993, s. 199.
- ^ Bréhier 2000, s. 341.
- ^ a b Ahrweiler 1966, s. 385.
- ^ Nicol 1993, ss. 220-221.
- ^ Bartusis 1997, ss. 98-99.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 386-387.
- ^ Bartusis 1997, s. 219.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 382, 387.
- ^ Bartusis 1997, s. 99.
- ^ Bartusis 1997, s. 110.
- ^ a b Heath 1984, s. 23.
- ^ Norwich 1996, ss. 376-377.
- ^ Kastritsis 2007, ss. 138, 146-147, 188.
- ^ Kastritsis 2007, ss. 146-147.
- ^ Kastritsis 2007, s. 169.
- ^ Setton 1978, ss. 18–19.
- ^ Nicolle 2005, s. 45.
- ^ Bartusis 1997, s. 132.
- ^ Nicolle 2005, ss. 53-56.
- ^ Cosentino 2008, ss. 578-583.
- ^ Treadgold 1997, s. 19.
- ^ Lewis & Runyan 1985, ss. 4-8.
- ^ Ward-Perkins 2005, s. 60.
- ^ MacGeorge 2002, s. 307.
- ^ Haldon 1999, s. 68.
- ^ Lewis & Runyan 1985, ss. 20-22.
- ^ Bréhier 2000, ss. 324-325.
- ^ Cosentino 2008, s. 580.
- ^ Lewis & Runyan 1985, s. 22.
- ^ Treadgold 1998, s. 28.
- ^ Haldon 1999, s. 78.
- ^ Ahrweiler 1966, s. 22.
- ^ Treadgold 1997, ss. 315, 382.
- ^ Cosentino 2008, s. 602.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 22-23.
- ^ a b c Haldon 1999, s. 74.
- ^ Treadgold 1998, s. 73.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 24-25.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 31-35.
- ^ a b c d e Gardiner 2004, s. 99.
- ^ Guilland 1967, s. 535.
- ^ a b Bury 1911, s. 109.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 73-74.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 33-34.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 50-51.
- ^ a b Haldon 1999, s. 77.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 26-31.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 32.
- ^ Ahrweiler 1966, s. 82.
- ^ a b c Kazhdan 1991, s. 1127.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 82-83.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 76-79.
- ^ a b Ahrweiler 1966, ss. 79-81.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 64-65.
- ^ Treadgold 1998, s. 76.
- ^ Kazhdan 1991, s. 1836.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 83-85.
- ^ Treadgold 1997, s. 383.
- ^ Treadgold 1997, s. 427.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 83ff..
- ^ Kazhdan 1991, ss. 1122, 1250.
- ^ Treadgold 1997, s. 433.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 85-89.
- ^ Ahrweiler 1966, ss. 95-96.
- ^ Treadgold 1998, ss. 104-105.
- ^ a b Treadgold 1997, s. 145.
- ^ a b Treadgold 1997, s. 277.
- ^ Treadgold 1997, s. 412.
- ^ a b c Treadgold 1997, s. 576.
- ^ Treadgold 1997, s. 843.
- ^ Casson 1991, s. 188.
- ^ Pryor 1988, s. 76.
- ^ Haldon 1999, s. 267.
- ^ Makrypoulias 1995, ss. 154, 159.
- ^ Bréhier 2000, ss. 330-331.
- ^ MacCormick 2002, ss. 413-414.
- ^ Makrypoulias 1995, ss. 154-155.
- ^ Makrypoulias 1995, ss. 154-156.
- ^ Makrypoulias 1995, ss. 157-158.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 266.
- ^ a b Pryor & Jeffreys 2006, s. 267.
- ^ Treadgold 1998, s. 104.
- ^ Ahrweiler 1966, s. 70.
- ^ Haldon 1999, s. 119.
- ^ Bury 1911, ss. 108-110, 137, 140.
- ^ Guilland 1967, ss. 535-536.
- ^ Heath 1984, s. 20.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 271, note 364.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 393.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 268.
- ^ a b Gardiner 2004, s. 97.
- ^ Kazhdan 1991, s. 1745.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 275.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 270-271.
- ^ a b Pryor & Jeffreys 2006, s. 274.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 273.
- ^ Kazhdan 1991, s. 1330.
- ^ Haldon 1999, s. 144.
- ^ Magdalino 2002, ss. 234-235.
- ^ Magdalino 2002, s. 233.
- ^ a b Lewis & Runyan 1985, s. 37.
- ^ Macrides 2007, ss. 100-101.
- ^ Nicol 1993, s. 16.
- ^ a b Ahrweiler 1966, s. 405.
- ^ Bartusis 1997, ss. 44-45.
- ^ a b Nicol 1993, s. 42.
- ^ Bartusis 1997, s. 46.
- ^ Bartusis 1997, s. 158.
- ^ Bartusis 1997, ss. 46-47.
- ^ Kazhdan 1991, s. 1394.
- ^ Bartusis 1997, s. 60.
- ^ Geanakoplos 1959, ss. 209-211.
- ^ Failler 2003, ss. 232-239.
- ^ Guilland 1967, s. 540.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 123-125.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 125-126.
- ^ Gardiner 2004, s. 102.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 166-169.
- ^ Delgado 2011, ss. 188-191.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 127.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 138-140.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 145-147, 152.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 134-135.
- ^ a b Casson 1995, ss. 243-245, Fig. 180-182.
- ^ Basch 2001, ss. 57-64.
- ^ Campbell 1995, ss. 8-11.
- ^ Pomey 2006, ss. 326-329.
- ^ a b Pryor & Jeffreys 2006, ss. 153-159.
- ^ Basch 2001, s. 64.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 130-135.
- ^ Gardiner 2004, ss. 103-104.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 232, 255, 276.
- ^ Makrypoulias 1995, ss. 164-165.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 205, 291.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 238.
- ^ Dolley 1948, s. 52
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 215.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 203.
- ^ Haldon 1999, s. 189.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 282.
- ^ Gardiner 2004, s. 104.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 143-144.
- ^ Delgado 2011, ss. 190-191.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 189-192, 372.
- ^ Casson 1995, ss. 149-150.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 261-262.
- ^ Makrypoulias 1995, s. 165.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 190.
- ^ Makrypoulias 1995, ss. 159-161.
- ^ a b Pryor 2003, s. 84.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 284-286.
- ^ Gardiner 2004, s. 108.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 305.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 307-308, 322-324.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 166-169, 322-325, 449.
- ^ Makrypoulias 1995, s. 168.
- ^ Akkemik & Kocabas 2014.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 407-411.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 413-415.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 415-416.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 418-419.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 420.
- ^ Gardiner 2004, s. 115.
- ^ Gardiner 2004, ss. 110-111.
- ^ Gardiner 2004, ss. 116, 123.
- ^ Gardiner 2004, ss. 123-124.
- ^ Andriopoulou, Vera; Kondyli, Fotini. . The Syropoulos Project. The Institute of Archaeology and Antiquity of the University of Birmingham. 27 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mart 2009.
- ^ a b Pryor 1988, s. 70.
- ^ Gardiner 2004, s. 209.
- ^ Pryor 1988, ss. 71-77.
- ^ McMahon 2021, s. 69.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 354, 356-357.
- ^ a b Pryor & Jeffreys 2006, s. 360.
- ^ Gardiner 2004, ss. 219-220.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 388-389.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 383.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 387.
- ^ Christides 1981, ss. 79-80.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 387-392.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 513-515.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 394-395.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 396-399.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 144.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 399.
- ^ a b Pryor 2003, s. 100.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 399-400.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 505-507.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 499.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 505.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 402.
- ^ Pryor 2003, ss. 102-104.
- ^ Pryor 2003, s. 96.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 509.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 381.
- ^ Pryor 2003, s. 102.
- ^ Dotson 2003, s. 134.
- ^ Bartusis 1997, ss. 298-299, 331.
- ^ Heath & McBride 1995, ss. 19-21.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 607-609.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 378-379.
- ^ Gardiner 2004, s. 105.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 617.
- ^ Dawes 1928, s. 292.
- ^ Pryor 2003, s. 97.
- ^ Christides 1984, s. 64.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 384.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 630-631.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 610-611.
- ^ Mango 2002, s. 197.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 386.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 388-390.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, s. 385.
- ^ Pryor & Jeffreys 2006, ss. 385-386.
- ^ Pryor 2003, ss. 103-104.
- ^ Runciman 1975, s. 149.
- ^ Lewis & Runyan 1985, ss. 38-39.
- ^ Scafuri 2002, ss. 58-59, 61-63.
- ^ Lane 1973, s. 34.
- ^ Bartusis 1997, s. 10.
- ^ Bréhier, Louis (1949), "La marine de Byzance du VIIIe au XIe siècle", Byzantion, cilt 19., cited in Scafuri 2002, s. 2
- Genel
- Ahrweiler, Hélène (1966), Byzance et la mer. La marine de guerre, la politique et les institutions maritimes de Byzance aux VIIe-XVe siècles (Fransızca), Paris: Presses Universitaires de France
- Angelov, Dimiter (2007), Imperial ideology and political thought in Byzantium, 1204-1330, Cambridge University Press, ISBN
- Bartusis, Mark C. (1997), The Late Byzantine Army: Arms and Society 1204-1453, University of Pennsylvania Press, ISBN , 12 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Eylül 2015
- Basch, Lucien (2001), "La voile latine, son origine, son évolution et ses parentés arabes", Tzalas, H. (Ed.), Tropis VI, 6th International Symposium on Ship Construction in Antiquity, Lamia 1996 proceedings (Fransızca), Atina: Hellenic Institute for the Preservation of Nautical Tradition, ss. 55-85
- Bibicou, Helène, "Problèmes de la marine byzantine", Annales. Économies, Sociétés, Civilisations (Fransızca), 13 (2), ss. 327-338, doi:10.3406/ahess.1958.2743, 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Eylül 2015
- Birkenmeier, John W. (2002), The Development of the Komnenian Army: 1081-1180, BRILL, ISBN
- Bréhier, Louis (2000), Les institutions de l'empire byzantin (Fransızca), Paris: Albin Michel, ISBN
- Bryer, Anthony Applemore Mornington (1966), "Shipping in the empire of Trebizond", The Marriner's Mirror - Journal for the Society of Nautical Research, cilt 52, ss. 3-12, doi:10.1080/00253359.1966.10659307
- Campbell, I.C. (1995), (PDF), Journal of World History, 6 (1), ss. 1-23, 4 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi, erişim tarihi: 29 Eylül 2015
- (1991), The Ancient Mariners: Seafarers and Sea Fighters of the Mediterranean in Ancient Times, Princeton University Press, ISBN
- (1995), Ships and Seamanship in the Ancient World, Johns Hopkins University Press, ISBN
- Christides, Vassilios (1981), "The Raids of the Moslems of Crete in the Aegean Sea: Piracy and Conquest", Byzantion, cilt 51, ss. 76-111
- Christides, Vassilios (1984), The Conquest of Crete by the Arabs (ca. 824): A Turning Point in the Struggle between Byzantium and Islam, , OCLC 14344967
- Christides, Vassilios (1995), "Byzantine Dromon and Arab Shini: The Development of the Average Byzantine and Arab Warships and the Problem of the Number and Function of the Oarsmen", (PDF), Hellenic Institute for the Preservation of Nautical Tradition, ss. 111-122, 6 Mart 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi, erişim tarihi: 29 Eylül 2015
- Christides, Vassilios (1997), "Military Intelligence in Arabo-Byzantine Naval Warfare", Tsiknakis, K. (Ed.), (PDF), National Hellenic Research Foundation - Centre for Byzantine Research, ss. 269-281, ISBN , 25 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi, erişim tarihi: 29 Eylül 2015
- Cosentino, Salvatore (2008), "Constans II and the Byzantine navy", , 100 (2), ss. 577-603, doi:10.1515/BYZS.2008.577, ISSN 0007-7704[]
- Dawes, Elizabeth A., (Ed.) (1928), The Alexiad, Londra: Routledge & Kegan Paul, 14 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Eylül 2015
- Delgado, James P (2011), "Ships on Land", Catsambis, Alexis; Ford, Ben; Hamilton, Donny L. (Ed.), The Oxford Handbook of Maritime Archaeology, Oxford University Press, ss. 182-191, ISBN
- Dolley, R. H. (1948), "The Warships of the Later Roman Empire", The Journal of Roman Studies, Society for the Promotion of Roman Studies, cilt 38, ss. 47-53, doi:10.2307/298170, JSTOR 298170
- Dolley, R. H. (1953), "Naval tactics in the heyday of Byzantine thalassocracy", Atti dell' VIII Congresso internazionale di Studi bizantini, Roma, cilt I, ss. 324-339
- Dotson, John (2003), "Venice, Genoa and Control of the Seas in the Thirteenth and Fourteenth Centuries", ; Unger, Richard W. (Ed.), War at Sea in the Middle Ages and the Renaissance, Boydell Press, ss. 109-136, ISBN
- Failler, Albert (2003), "L'inscription de l'amiral dans la liste des dignités palatines", Revue des études byzantines (Fransızca), cilt 61, ss. 229-239, doi:10.3406/rebyz.2003.2279, 21 Eylül 2011 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Mayıs 2011
- Friedman, Zaraza; Zoroglu, Levent (2006), "Kelenderis Ship—Square or Lateen Sail?", The International Journal of Nautical Archaeology, 35 (1), ss. 108-116, doi:10.1111/j.1095-9270.2006.00091.x
- Gardiner, Robert, (Ed.) (2004), The Age of the Galley: Mediterranean Oared Vessels since pre-Classical Times, Conway Maritime Press, ISBN
- Geanakoplos, Deno John (1959), Emperor Michael Palaeologus and the West, 1258-1282: A Study in Byzantine-Latin Relations, Harvard University Press
- Guilland, Rodolphe (1951), "Études de titulature et de prosopographie Byzantines: les chefs de la Marine Byzantine: Drongaire de la flotte, Grand Drongaire de la flotte, Duc de la flotte, Mégaduc", (Fransızca), cilt 44, ss. 212-240
- Haldon, John (1999). Warfare, State and Society in the Byzantine World, 565-1204 (İngilizce). Londra: UCL Press. ISBN .
- Harris, Jonathan (2006), Byzantium and The Crusades, Hambledon & London, ISBN
- Heath, Ian (1984), Armies of the Middle Ages, Volume 2: The Ottoman Empire, Eastern Europe and the Near East, 1300-1500, Wargames Research Group
- Heath, Ian; McBride, Angus (1995), Byzantine Armies: AD 1118-1461, Osprey Publishing, ISBN
- İbn-i Haldun; Rosenthal, Franz (Ed. & Transl.) (1969), The Muqaddimah: An Introduction to History, Princeton University Press, ISBN
- Jenkins, Romilly (1987), Byzantium: The Imperial Centuries, AD 610-1071, University of Toronto Press, ISBN
- Kekavmenos; Tsoungarakis, Dimitris (Ed. & Transl.) (1996), Grekçe: Στρατηγικὸν, Atina: Kanakis Editions, ss. 268-273, ISBN
- Kazhdan, Alexander, (Ed.) (1991), The Oxford Dictionary of Byzantium, Oxford University Press, ISBN
- Kollias, Taxiarchis G. (1999), "Die byzantinische Kriegsmarine. Ihre Bedeutung im Verteidigungssystem von Byzanz", Chrysos, Evangelos K. (Ed.), Griechenland und das Meer. Beiträge eines Symposions in Frankfurt im Dezember 1996 (Almanca), Mannheim, ss. 133-140
- Laiu, Angeliki E. (1972), Constantinople and the Latins: The Foreign Policy of Andronicus II, 1282-1328, Harvard University Press, ISBN
- Lane, Frederic Chapin (1973), Venice, a Maritime Republic: A Maritime Republic, Jons Hopkins University Press, ISBN
- Lewis, Archibald Ross; Runyan, Timothy J. (1985), European Naval and Maritime History, 300-1500, Indiana University Press, ISBN
- Loenertz, Raymond-Jérôme (1959), "Notes d'histoire et de chronologie byzantines", Revue des études byzantines (Fransızca), cilt 17, ss. 158-167, doi:10.3406/rebyz.1959.1204, 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Eylül 2015
- MacCormick, Michael (2002), Origins of the European Economy: Communications and Commerce, A.D. 300-900, Cambridge University Press, ISBN
- MacGeorge, Penny (2002), "Appendix: Naval Power in the Fifth Century", Late Roman Warlords, Oxford University Press, ISBN
- Macrides, Ruth (2007), George Akropolites: The History - Introduction, Translation and Commentary, Oxford University Press, ISBN , 1 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Eylül 2015
- Magdalino, Paul (2002), The Empire of Manuel I Komnenos, 1143-1180, Cambridge University Press, ISBN
- Makrypoulias, Christos G. (1995), "The Navy in the Works of Constantine Porphyrogenitus", Graeco-Arabica, Atina, 6, ss. 152-171
- Makris, George (2002), "Ships", Laiou, Angeliki E. (Ed.), The Economic History of Byzantium from the Seventh through the Fifteenth Century, Dumbarton Oaks, ss. 91-100, ISBN
- Mango, Cyril (2002), The Oxford History of Byzantium, Oxford University Press, ISBN
- Michalopoulos, Dimitris; Milanos, Antonis (1994), Ελληνικά Πλοία του Μεσαίωνα ("Greek Vessels of the Middle Ages") (Yunanca), Evropi, ISBN
- Nicol, Donald MacGillivray (1992), Byzantium and Venice: A Study in Diplomatic and Cultural Relations, Cambridge University Press, ISBN
- Nicol, Donald M. (1993). The Last Centuries of Byzantium, 1261–1453 (İngilizce) (İkinci bas.). Londra: Rupert Hart-Davis Ltd. ISBN .
- Nicolle, David (1996), Medieval Warfare Source Book: Christian Europe and its Neighbours, Brockhampton Press, ISBN
- Nicolle, David (2005), Constantinople 1453: The End of Byzantium, Praeger Publishers, ISBN
- Norwich, John Julius (1990), Byzantium: The Early Centuries, Penguin Books, ISBN
- Norwich, John Julius (1996), Byzantium: The Decline and Fall, Penguin Books, ISBN
- Norwich, John Julius (1999), Byzantium: The Apogee, Penguin Books, ISBN
- Pomey, Patrice (2006), "The Kelenderis Ship: A Lateen Sail", The International Journal of Nautical Archaeology, 35 (2), ss. 326-329, doi:10.1111/j.1095-9270.2006.00111.x
- Phillips, Jonathan (2004), The Fourth Crusade and the sack of Constantinople, Viking, ISBN
- Pryor, John H. (1988), Geography, Technology, and War: Studies in the Maritime History of the Mediterranean, 649-1571, Cambridge University Press, ISBN
- Pryor, John H. (2003), "Byzantium and the Sea: Byzantine Fleets and the History of the Empire in the Age of the Macedonian Emperors, c. 900-1025 CE", ; Unger, Richard W. (Ed.), War at Sea in the Middle Ages and the Renaissance, Boydell Press, ss. 83-104, ISBN
- Pryor, John H.; Jeffreys, Elizabeth M. (2006), The Age of the ΔΡΟΜΩΝ: The Byzantine Navy ca. 500-1204, Brill Academic Publishers, ISBN
- Runciman, Steven (1975), Byzantine Civilisation, Taylor & Francis, ISBN
- Scafuri, Michael P. (2002), Byzantine Naval Power and Trade: The Collapse of the Western Frontier (PDF), Texas A & M University, 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 29 Eylül 2015
- Setton, Kenneth M. (1978). The Papacy and the Levant (1204–1571), Volume II: The Fifteenth Century (İngilizce). Philadelphia: The American Philosophical Society. ISBN .
- Tougher, Shaun (1997), The Reign of Leo VI (886-912): Politics and People, BRILL, ISBN
- Treadgold, Warren T. (1997), A History of the Byzantine State and Society, Stanford University Press, ISBN , 29 Haziran 2016 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Eylül 2015
- Treadgold, Warren T. (1998), Byzantium and Its Army, 284-1081, Stanford University Press, ISBN
- Turtledove, Harry, (Ed.) (1982), The chronicle of Theophanes: an English translation of anni mundi 6095-6305 (A.D. 602-813), University of Pennsylvania Press, ISBN
- Lilie, Ralph-Johannes (1994), Byzantium and the Crusader States: 1096-1204, Oxford University Press, ABD, ISBN
- Ward-Perkins, Bryan (2005), The fall of Rome and the end of civilization, Oxford University Press, ISBN
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bizans donanmasi ya da Dogu Roma donanmasi Dogu Roma ya da Bizans Imparatorlugu donanma kuvvetidir Onculu olan Roma Imparatorluk donanmasinin dogrudan devamidir fakat devletin savunulmasinda ve ayakta kalmasinda onculunden cok daha fazla hayati rol oynamistir Birlesik Roma Imparatorlugu nda deniz filolari daha az tehditle karsilasmis lejyonlar prestij saglayan daha ikincil bir guc olmalarina ragmen Dogu da bazi tarihcilerin denizci imparatorluk olarak adlandiracaklari kadar imparatorlugun varliginin cok hayati bir parcasi olmustur Bizans donanmasiPseudo Kodinos tarafindan tarif edildigi ve Kastilya atlasi Libro del Conoscimiento ta gosterildigi gibi 14 yuzyilda Bizans savas gemileri tarafindan tasinan tetragrammik hacli imparatorluk sancak basilikon phlamoulon y 1350 Kurulus330 1453BaglilikBizans ImparatorluguLider ler Bizans Imparatoru Baskomutan Drungarios tu ploimu ve thema strategoi 8 11 yuzyillar Megaduk yaklasik 1092 sonrasi Merkez ler KonstantinopolisEtkin bolgelerAkdeniz Tuna KaradenizBuyukluky 42 000 asker 899 y 300 savas gemisi 9 10 yuzyillar I Manuil hukumdarliginda y 150 savas gemisi MuttefiklerVenedik Ceneviz Pisa Hacli devletleri Aydinogullari BeyligiRakip ler Vandallar Ostrogotlar Emeviler ve Abbasiler Girit Emirligi Fatimi Devleti Slavlar Bulgarlar Ruslar Normanlar Ceneviz Venedik Pisa Hacli devletleri Selcuklular Anadolu beylikleri OsmanlilarOncul Akdeniz de Roma egemenligine ilk tehdit Vandallar tarafindan 5 yuzyilda olmustur fakat bu tehdit 6 yuzyilda I Justinianus un savaslari ile sona erdirilmistir Ayni donemde surekli bir filonun kurulmasi ve dromon kadirgalarinin devreye girmesi ile Bizans donanmasi gec Roma koklerinde ayrilmaya ve kendi karakteristigini olusturmaya baslamistir 7 yuzyilda Islam in yayilisi basladiginda da bu surec devam etmistir Levant ve sonra Afrika nin kaybedilmesinin akabinde Akdeniz Roma golu olmaktan cikip Araplar ile Bizanslilar arasinda bir savas alanina donusmustur Bu mucadelede yalnizca Akdeniz havzasinda sahip olunan uzak bolgelerin savunmasinda degil imparatorluk baskenti Konstantinopolis in kendisine yapilan saldirilarin deniz ayaklarinin bertaraf edilmesinde de Bizans filolari kritik rol oynamislardir Bu donemde kesfedilen Bizans Donanmasinin en iyi bilinen ve en korkulan gizli silahi Rum atesinin de kullanilmasiyla Konstantinopolis bircok kusatmadan kurtarilmis ve donanmanin dahil oldugu cok sayida carpisma kazanilmistir Baslangicta Bizans kiyilarinin savunulmasi ve Konstantinopolis e yapilan saldirilarin bertaraf edilmesi Karabisianoi nin buyuk filosu ile yapilmistir Fakat ilerleyen donemde merkezi imparatorluk filosu Konstantinopolis i korumak ve deniz seferlerinin nuvesini olusturmak icin bu sehirde tutulurken diger gorevler bircok thema filosuna dagitilmistir 8 yuzyilin sonlarinda Bizans donanmasi iyi organize olmus ve gucunu muhafaza eden Akdeniz de baskin bir deniz gucuydu Musluman donanmalari ile dusmanlikta ustunluk surekli taraflarin arasinda el degistirtirdi Bu dogu Akdeniz de Bizanslilarin kesin hakimiyet sagladiklari 10 yuzyila kadar surdu 11 yuzyil boyunca Imparatorlugun kendisi gibi donanma da dususe gecmeye basladi Bati dan yeni deniz tehditleri ile karsilasti Bizanslilar artan bir sekilde Venedik ve Ceneviz gibi Italyan sehir devletlerinin donanmalarina guvenmeye zorlandi ve bunun Bizans ekonomisine ve egemenligine felaket etkileri olmustur Komnenos Hanedani donemini 1204 yilinda Dorduncu Hacli Seferi ile imparatorlugun cozuldugu bir felaketle biten bir baska gerileme donemi izlemistir 1261 yilinda imparatorluk yeniden kurulduktan sonra Paleologos Hanedani doneminde bircok imparator donanmayi diriltmeyi denemis ancak cabalarinin gecici etkileri olmustur 14 yuzyilin ortalarinda tek seferde yuzlerce savas gemisi cikarabilen Bizans filosu en iyi durumda birkac duzine ile sinirli hale geldi ve Ege Denizi kontrolu kesin olarak Italyan ve Osmanli donanmalarina gecti Fakat kuculen donanma 1453 yilinda Osmanlilar tarafindan Bizans Imparatorlugu nun yikilisina kadar varligini surdurdu Faaliyet tarihiErken donem Ic savaslar ve barbar istilalari Dorduncu ve besinci yuzyillar Gec 5 yuzyilda Bati Akdeniz barbar krallarin eline gecti I Justinianus un fetihleri Roma kontrolunu tum deniz uzerinde tekrar sagladi Bu 7 yuzyilin ikinci yarisinda Musluman fatihlerin ortaya cikmasina kadar devam etti Bizans donanmasi Dogu Roma ve Bizans Imparatorlugu nun kendisi gibi Roma Imparatorlugu ve kurumlarinin devamidir MO 31 tarihli Aktium Muharebesinden sonra Akdeniz de hicbir dis tehdit kalmayinca Roma donanmasi cogunlukla eskort ve politik gorevler icra etti Pon Savaslarinda oldugu gibi agir deniz muharebeleri tekrar olmadi ve Roma filolari yeni gorevlerine uygun gorece daha kucuk gemilerden olustu Erken 4 yuzyilda sabit Roma donanmasi kuculmeye basladi bu yuzden rakip imparatorlar I Konstantin ile Licinius un filolari 324 yilinda Hellespont Muharebesinde karsi karsiya geldiklerinde buyuk oranda Dogu Akdeniz liman sehirlerinde yeni insa ettikleri ya da el koyduklari gemilerden filolarini olusturmuslardi 4 yuzyil ve erken 5 yuzyilin ic savaslari cogunlukla ordulari nakil icin kullanilan filolarin varligiyla deniz kuvvetlerinin faaliyetlerinin tekrar canlanmasina neden oldu Onemli bir deniz kuvveti Bati Akdeniz de 5 yuzyilin ilk ceyreginde ozellikle Kuzey Afrika da elde tutuldu fakat Vandallar 15 yillik bir donemde Afrika yi istila edince Roma nin Akdeniz egemenligi sallantiya girdi Kartaca da yeni kurulan Vandal Kralligi nin muktedir krali Genserik Italya ve Yunanistan kiyilarina akinlar duzenlemeye basladi hatta 455 yilinda Roma talan edildi Romalilarin tekrar eden kendilerini savunma tesebbuslerine ragmen Vandal akinlari kesintiye ugramadan sonraki iki 10 yil devam etti Bati Roma Imparatorlugu yetersizdi donanmasi yok olacak kadar kuculmustu dogu Roma imparatorlari ise hala dogu Akdeniz in kaynak ve tecrubesini kullanabiliyordu 448 yilinda ilk Roma seferi Sicilya dan oteye devam etmedi ve 460 yilinda Vandallar Ispanya Cartagena da bir Bati Roma istila filosuna saldirip yok ettiler Nihayetinde Basiliscus 1 113 gemi ve 100 000 kisiden olusan buyuk bir Dogu Roma seferini 468 yilinda baslatti ama bu sefer feci bir sekilde sonlandi Yaklasik 600 gemi kundak gemilerinin saldirilariyla kaybedildi 130 000 altin ve 700 000 gumus Roma parasina mal olan bu sefer neredeyse Imparatorlugun iflas etmesine neden oldu Bu yenilgi Romalilari Genserik in sartlarini kabul etmeye ve bir baris anlasmasi imzalamaya zorladi Ancak 477 yilinda Genserik in olumunden sonra Vandal tehdidi azaldi Altinci yuzyil Justinianus Akdeniz de Roma hakimiyetini tekrar sagliyor 6 yuzyilda Roma deniz gucunun yeniden dogmasiyla taninir 508 yilinda Ostrogot krali Teodorik ile anlasmazlik alevlendi Imparator I Anastasius un h 491 518 100 gemilik bir filoyu Italya sahillerine akinlar duzenlemek uzere yolladigi kaydedilmistir 513 yilinda General Vitalian Anastasius a karsi ayaklandi Asiler 200 gemilik bir filo kurdular baslangicta bazi basarilar kazanmalarina ragmen Amiral Marinus alev alan sulfur bazli bir madde ile onlari maglup etti 533 yilinda Sardinya da yasanan isyani bastirmak icin gonderilmis Vandal filosunun yoklugunu firsat bilerek Belisarius un komutasinda 15 000 kisilik bir ordu 92 dromon ve 500 nakliye gemisi ile Afrika ya tasindi I Justinianus un h 527 565 yeniden fetih savaslarinin ilki olan Vandallar Savasi boylece baslamis oldu Bunlar genis sekilde amfibik operasyonlardi filo Akdeniz suyollarinin kontrolunun mumkun kilarken ve cok daginik Bizans sefer kuvvetlerinin ve garnizonlarinin tedarik ve takviyesinde yasamsal rol oynadi Bu gercek Bizans dusmanlarinin ortadan kalkmasina neden olmadi Henuz 520 lerde Teodorik Bizanslilar ve Vandallara karsi buyuk bir filo insa etmeyi planladi fakat 526 yilinda olumu bu planin gerceklesmesini engelledi 535 yilinda Belisarius in ordusunu once Sicilya sonra Italya ya tasiyan filo ile diger yandan Dalmacya yi isgal eden bir baska orduyla cift basli Bizans saldirisi Gotlar Savasi baslatti Denizde Bizans kontrolunun buyuk stratejik onemi 540 yilinda daha kucuk bir Bizans ordusunun yarimadayi basariyla isgal etmesini sagladi Ancak 541 yilinda yeni Ostrogot Krali Totila 400 savas gemilik bir filoyla Imparatorlugun Italya etrafindaki denizlere girisini engelledi 542 yilinda Napoli yakinlarinda iki Bizans filosu yok edildi 546 yilinda Belisarius kendisinin komuta ettigi 200 gemiyle basarisiz Roma ya yardim tesebbusu icin Tiberin agzini tutan Got filosuna saldirdi 550 yilinda Totila Sicilya yi istila etti ertesi yil 300 gemilik filosuyla Sardinya ve Korsika yi ele gecirirken Korfu ve Epirus sahiline akinlar duzenledi Fakat 551 yilinda Sena Gallica deniz Muharebesi Imparatorlugun nihai egemenliginin baslangici olarak kabul edilir Justinianus tarafindan Italya ve Guney Ispanya nin fethiyle Akdeniz bir kez daha Roma golu oldu Sonucta Italya nin cogunun Lombardlara kaybedilmesine ragmen yarimada cevresinde bulunan denizlerde kontrolu devam ettirdi Lombardlarin denizlerde cok az tesebbusu olmasi nedeniyle Bizanslilar yuzyillar boyunca Italyan topraklarinda bircok sahil seridini ellerinde tutabilmislerdir Takip eden 80 yil boyunca tek buyuk deniz eylemi 626 yilinda Sasani Persleri Avarlar ve Slavlar tarafindan yapilan Konstantinopolis Kusatmasidir Kusatma boyunca Slav filosunun Bizans filosu tarafindan yolu kesilip yok edilmis boylece Pers ordusunun Bogazici ni gecmesi engellenmis ve Avarlar geri cekilmeye zorlanmistir Araplara karsi mucadele Arap deniz tehdidinin ortaya cikmasi 7 ile 11 yuzyillar Akdeniz de Bizans Musluman ana deniz operasyonlarini gosteren harita 640 lar boyunca Suriye ve Misir da Islam in yayilisi Bizans a yeni bir tehdit yaratmistir Bu tehdit sadece Bizans in asker ve vergi topladigi onemli topraklarin Araplar tarafindan fethiyle degil ama 644 yilinda Iskenderiye nin kisa donem elde kalacak sekilde Bizans tarafindan ele gecirilmesi sonrasi olusturacaklari donanma ile kendini gostermistir Arap yarimadasinin kuzeyinden ic karadan gelen yeni Musluman seckinlerin bu cabasi agirlikli olarak birkac yil oncesine kadar Bizans icin gemi ve murettabat saglayan yeni ele gecirilen Levant ozellikle Misirli Kiptiler kaynaklarina dayaniyordu Diger yandan Filistin de bulunan tersanelerde Pers ve Irakli iscilerinde calistigina dair kanitlar mevcuttur 14 yuzyildan onceye ait cizimlerin eksikligi nedeniyle erken donem Musluman savas gemilerinin ozellikleri hakkinda var olan Akdeniz denizcilik geleneklerine genellikle bagli kaldiklarinin kabul gormesi disinda hicbir sey bilinmemektedir Genis sekilde denizcilik terimlerinin paylasilmasi ve yuzyillara dayanan iki kulturun birlikteliginin sonucu Bizans ve Arap gemileri bircok benzerligi paylasiyorlardi Bu benzerlik taktik ve genel filo organizasyonunu da kapsiyordu Bizans askeri talimatlari Arap amirallerinin ellerinde mevcuttu O zamanlar Kallinikos Heliopolisli bir zanaatkar Romalilara sigindi Denizde yanan ates icat etmisti bu ates Arap gemilerini tutusturuyor ve onlarin tayfalarla beraber yanmalarini sagliyordu Boylece bununla Romalilar zafer ile donduler ve denizde yanan bir ates kesfetmis oldular Gunah Cikartici Theofanis in vakainamesi Annus Mundi 6165 Kibris in 649 yilinda ele gecirilmesi Rodos Girit ve Sicilya ya yapilan akinlardan sonra genc Arap donanmasi II Konstans in h 641 668 dogrudan kendisi tarafindan komuta edilen Bizanslilari 655 yilinda Zatussavari Muharebesi nde yendi Bu yikici Bizans yenilgisi Akdeniz i Araplara acti ve Akdeniz in suyollarinin kontrolu uzerine yuzyillar surecek bir dizi deniz ihtilafi basladi I Muaviye nin h 661 680 hukumdarliginda Konstantinopolis in kendisine yapilacak buyuk saldiriya hazirlik olacak sekilde akinlar yogunlastirildi Konstantinopolis in uzun ilk Arap Kusatmasinda Bizans filosu Imparatorlugu kurtaracak yeni aletini faydasini kanitladi yeni gelistirilen gizli silah Rum atesi ile Arap filolarini yendiler Kucuk Asya ve Ege de Arap ilerleyisi durduruldu ve kisa bir sure sonra 30 yillik bir ateskes iceren bir anlasma konusunda uzlasmaya vardilar 680 lerde II Justinianos h 685 695 ve h 705 711 dikkatini donanmanin ihtiyaclarina yogunlastirdi deniz piyadesi ya da kurekci olarak istihdam etmek uzere Imparatorlugun guney sahillerine 18 500 in uzerinde Merdei kokenli insani yeniden iskan ederek donanmayi guclendirdi Ancak Arap deniz tehdidi yogunlasarak 680 ve 690 larda Kuzey Afrika nin kontrolunu ele gecirdiler Bizans deniz seferi ile kisa bir sure geri alinsa da son Bizans noktasi Kartaca 698 yilinda dustu Arap valisi Musa bin Nusayr Tunus te yeni bir sehir ve deniz ussu insa etti ve Bati Akdeniz Bizans kontrolunu kirmak icin yeni bir filo insa etmek uzere 1 000 Kipti tersane iscisi getirildi Boylece 8 yuzyilin baslarindan itibaren Musluman akinlari ozellikle Sicilya olmak uzere Bati Akdeniz Bizans topraklarina karsi durmaksizin devam etti Buna ek olarak yeni filo Muslumanlarin Magrip in fethini tamamlamalarina ve Vizigot Ispanya nin cogunu istila edip ele gecirmelerine yardim etti Bizans karsi saldirisi Imparator III Leon ve oglu ve ardili V Konstantinos Her ikisi Araplara karsi Bizans in makus kaderini degistirmislerdir fakat iceride ikonoklastik politikalari yuzunden buyuk catismaya neden olmuslardir Bizanslilar 695 ile 715 yillari arasinda suren 20 yillik ic karisiklik yuzunden Afrika da Arap ilerleyisine etkin bir sekilde cevap veremediler Dogu da kendi akinlarini duzenleyerek cevap verdiler buna bir ornek 709 yilinda yerel bir amiralin esir edildigi Misir a karsi yapilan akindir fakat gelen siddetli bir saldiridan haberdar oldular Halife I Velid h 705 715 Konstantinopolis e saldiriyi yenilemek uzere kuvvetlerini hazirliyordu II Anastasios h 713 715 baskenti hazirladi ve Musluman deniz hazirliklarina karsi basarisiz bir onleyici saldiri yapti Kisa bir sure sonra Anastasios III Theodosios h 715 717 tarafindan tahttan indirildi Musluman ordusu Anadolu da ilerlerken Theodosios da III Leon h 717 741 tarafindan tahttan indirildi III Leon ikinci ve son Konstantinopolis in Arap Kusatmasi ile yuzlesti Arap filosu harap eden Rum atesi gene Bizans zaferinde hayati rol oynarken Bulgar saldirilari kusatanlarin gucunu zayiflatti Kusatmadan sonra Arap filosunun geri kalani geriye cekilirken firtinada buyuk kismi yok oldu ve Bizans kuvvetleri karsi saldiri baslatti filo Lazkiye yi yagmalarken kara kuvvetleri Kucuk Asya da Araplarin uzerine yurudu Takip eden uc on yil deniz savaslari her iki tarafin duzenli akinlari ile devam etti Bizanslilar Suriye Lazkiye ve Misir Dimyat ve Tennis Musluman deniz uslerine tekrar eden saldirilar duzenlediler 727 yilinda imparatorun ikonoklazm politikasina karsi ofke nedeniyle thema filolarinin isyani imparatorluk filosunun Rum atesi kullanmasi ile bastirildi Bu olayda yasanan kayba karsilik 390 savas gemisinin 739 ve 747 yillarinda Dimyat a saldiriya gonderildigi kaydedilmistir bu saldirilarda ilk defa Italyan sehir devletleri gemileri ile destek vermislerdir Bizanslilar Suriye ve Iskenderiye filolarinin Kibris aciklarinda maglup ederek Emeviler in deniz gucunu kirmislardir Bizanslilar bunun arkasindan Kuzey Afrika filotillalarini yok etmisler ve bu basarilarina Musluman tuccarlara ticaret sinirlamalari getirmeyi eklemislerdir Imparatorluga su yollarinin kontrol edilmesinin getirdigi yeni yetenek Musluman deniz ticaretini bogmalarina neden olmustur Emeviler in yikilmasindan kisa sure sonra Musluman dunyasinin parcalanmasi hizlanmis Bizans deniz gucu Akdeniz de tek organize guc olarak kalmistir Boylece 8 yuzyilin ikinci yarisi boyunca Bizanslilar tam bir deniz ustunlugunun keyfini surmuslerdir Bu zaman boyunca Suriye sinirlarini gozlemek Bizans filosunun akinlarina karsi savunmak Kabe de ibadet etmekten daha dindar bir eylem olarak gorulmustur Bu basarilar V Konstantinos un h 741 775 Bulgarlara karsi 760 larda yaptigi seferlerde donanmayi Akdeniz den Karadeniz e yoneltmesine imkan vermistir 763 yilinda 9 600 atli ve bazi piyadeyi tasiyan 800 gemilik bir filo Anchialus a yelken acarak onemli bir zafer kazandi fakat 766 yilinda iddiaya gore 2 600 gemilik ikinci bir filo gene Anchialus u kusatmak giderken batti Ancak diger yandan Arap tehdidi gitmesi genis sekilde ikona destekleyicisi iconodule denizci themalarin putkirici politikalara muhalefet etmeleri nedeniyle Isauriali imparatorlar Bizans deniz gucunun altini oyarak donanmanin buyuklugunu kucultup denizci themalarin etkilerini azalttilar Musluman egemenliginin yukselisi Sarazen korsan filosu Girit e dogru seyir ediyor Ioannis Skilicis vakainamesinin Madrid Skilicis versiyonundan bir minyatur Bizans deniz ustunlugu erken 9 yuzyila kadar devam etti canlanan Musluman filolarin ellerinde arka arakaya felaket zinciri bu donemi bitirdi ve Musluman yukselisinin ufkunu temsil eden yeni bir donem acildi Henuz 790 yilinda Antalya Korfezi nda buyuk bir maglubiyet aldilar ve Harun Resid h 786 809 hukumdarligi boyunca Kibris ve Girit e akinlardan magdur oldular Akdeniz etrafinda yeni gucler doguyordu bunlardan en one geceni Karolenj Imparatorlugu ydu 803 yilinda I Nikiforos ile Sarlman arasinda imzalana baris anlasmasi Pax Nicephori de facto Bizans Venedik in bagimsizligini taniyordu Venedik daha sonra 809 yilinda gerceklesen Bizans saldirilarini bertaraf ederek koklesti Ayni zamanda Ifrikiya da Aglebi hanedani kuruldu ve hemen orta Akdeniz de akinlara basladi Diger yandan Bulgarlara karsi aldiklari bir dizi yikici yenilgiler ve bunlari izleyen 820 yilinda Thema filolari dahil olmak uzere Bizans silahli kuvvetlerinin buyuk kisminin destegini arkasina alan Slav Thomas in isyani Bizanslilari zayiflatti Bastirilmasina ragmen isyan Imparatorluk savunmasini tuketti Sonuc olarak 824 ile 827 yillari arasinda Girit Endulus surgunlerinden olusan bir guruhun eline gecti Ertesi birkac yil gerceklesen uc ardisik Bizans tesebbusu basarisizlikla sonuclandi ve ada Ege de Musluman korsan faaliyetlerinin ussu oldu bolgedeki guc dengesini kalici olarak bozdu Bizanslilarin Girit korsanlarina ve 853 yilinda 85 gemi ile Dimyat i talan etmelerine ragmen Levant ta Arap deniz gucu Abbasi yonetiminde durmadan canlandi 843 ve 866 yillarindaki Girit i tekrar ele gecirme tesebbusleri de basarisizlikla sonuclandi Bu zaman boyunca Muslumanlar tum Akdeniz in kontrolunu ele aldilar Gucleri ve tahakkumleri sinirsizdi Hristiyan uluslar Akdeniz herhangi bir yerinde Musluman filolarina karsi hicbir sey yapamadilar Tum bu zaman Muslumanlar fetih dalgalarinin uzerine bindiler Ibn i Haldun Mukaddime III 32 Durum Bati da daha kotuydu 827 yilinda Imparatorluk kritik bir darbe aldi Bizansli komutan Euphemios un taraf degistirmesinin ve adanin thema filosunun yardimiyla Aglebiler yavasca Sicilya nin fethine basladilar 838 yilinda Muslumanlar Italya ya gecip Taranto ve Brindisi yi aldilar takiben Bari Emirligi kuruldu Onlara karsi Venedik operasyonlari basarisiz oldu ve 840 larda Araplar serbestce Italya ve Adriyatik i talan ettiler hatta 846 yilinda Roma ya akin duzenlediler Lombardlar ve I Lothar in Muslumanlari Italya dan cikarma amacli saldirilari basarisiz olurken Sicilya yi geri almak icin Bizanslilarin 840 ve 859 yillarindaki iki tesebbusu agir sekilde yenilgiyle sonuclandi 850 yiliyla beraber Bizans ve Hristiyanlari genel olarak savunmada birakacak sekilde Musluman filolar buyuk miktarda Gazve akinciyla beraber Akdeniz in en buyuk gucu olarak ortaya ciktilar Ayni donemde Bizanslilar tum cephelerde kendilerini savunuyorlardi ayrica yeni ve beklenmedik bir tehdit ortaya cikti Ruslar Bizans tarihinde ilk defa 830 larda Paflagonya Seferi arkasindan 860 yilinda buyuk bir sefer ile gorunduler Bizans yeniden fetih savaslari Makedon Hanedani donemi 9 yuzyilin sonlari ile 10 yuzyil boyunca halifelik daha kucuk devletlere bolundu ve Arap gucu zayifladi Bizanslilar onlara karsi bir dizi basarili sefer duzenlediler Bu Bizans yeniden fethi Makedon Hanedani nin h 867 1056 muktedir bir hukumdarliginin bir sonucu olarak gorulur ve Bizans tarihinin ogle vakti olarak degerlendirilir I Basileios un hukumdarligi Makedon Basileios un altin sikkesi Filo uzerindeki himayesi bircok basariya neden olmus ve uzun zaman denizciler tarafindan hatirlanmistir torunu VII Konstantin in hukumdarligina kadar hissedilecek Makedon Hanedani na guclu sadakat baglari kurmustur Girisken bir dis politika baslatan Imparator I Basileios un h 867 886 tahta gecmesi bu canlanmanin habercisi olmustur Onculu III Mihail in h 842 867 devam ettirirken filoya buyuk ozen gostermistir ve sonuc olarak bu basarili zaferler getirmistir 867 yilinda Drungarios tu ploimu Niketas Ooryphas komutasinda bir filo Dalmacya yi Arap saldirilarina karsi rahatlatmis ve bolgede Dalmacya themasi tekrar tesis edilmistir Birkac yil sonra Girit korsanlarini Kardia ve Korint Korfezi nde iki kez mutlak bir sekilde yenip gecici olarak Ege de guvenligi saglamistir Kibris ta gecici olarak ele gecirilmis ve Bari isgal edilmistir Ancak ayni zamanda Kilikya da Musluman varligi guclendi ve Tarsus bolge icin ana us oldu ve Bizans topraklarina deniz saldirilari gerceklesti bunlar icerisinde ozellikle Emir Yazman el Hadim in h 882 891 saldirilari on plana gecmistir Bati da yerel Bizans kuvvetleri yetersizliklerini gostermelerinin de etkisiyle Araplarin duzenli ilerleyisleri devam etti Italyan mulklerinin yardimina ihtiyac duymaya zorlandiklarinda bir gelisme saglamak icin Dogu filolarini Italya ya transfer etmek ihtiyaci duymuslardir 855 yilinda Enna nin dusmesinden sonra Sicilya nin dogu sahilinde artan bir baski altinda sikisik kaldilar Bunun onune gececek 868 yilindaki zafer az bir basari gosterdi Sirakuza 869 yilinda tekrar saldiriya ugradi ve 870 yilinda Malta Aglebiler tarafindan ele gecirildi Puglia dan cikarilmalarina ragmen Musluman korsanlar Adriyatik te akinlar duzenliyorlardi 880 lerin baslarinda bati Italya kiyilari boyunca usler kurdular ve buralardan tamamen ancak 915 yilinda cikarilabildiler 878 yilinda Bizans in Sicilya da elinde tuttugu Sirakuza tekrar saldiriya ugradi ve dustu bunun ana sebebi Imparatorluk donanmasi Basileios un yeni kilisesi Nea Ekklisia insaatina mermer tasimakla gorevlendirilmesidir 880 yilinda Ooryphas un ardili drungarios Nasar Iyon Adalari na akin duzenleyen Tunuslulara karsi bir gece muharebesinde onemli bir zafer kazandi Sonra Sicilya ya akin duzenleyip bircok ganimet getirdi sonra Punta Stilo aciklarinda bir baska Musluman filosunu yendi Ayni zamanda bir baska Bizans filosu Napoli de onemli bir zafer elde etti Bu basarilar Yasli Nikiforos Fokas yonetiminde Bati da 870 ve 880 lerde kisa yasam sureli Bizans karsi saldirilarinin yapilmasina neden oldu Puglia ve Calabria da tutunup daha sonra Italya Katepanligi na evrilecek olan Longobardiya themasini kurmustur 888 yilinda Milazzo aciklarindaki agir yenilgi ancak ertesi yuzyil Italya etrafindaki denizlerde fiilen ana Bizans deniz faaliyetlerinin ortadan kaybolacaginin isaretcisi olmustur VI Leon hukumdarliginda Arap akinlari 904 yilinda Trabluslu Leon komutasinda Araplar tarafindan Selanik in yagmalanmasi Ioannis Skilicis vakainamesinin Madrid Skilicis versiyonunda resmedilmistir VI Leon hukumdarliginda Ege denizinde Musluman gemilerin korsan tarzi saldiri dalgasinin en ciddisidir I Basileios un hukumdarligi altinda alinan basarilara ragmen ardili VI Leon h 886 912 hukumdarliginda imparatorluk gene ciddi tehditler ile yuz yuze kaldi Kuzeyde Bulgar cari I Simeon a karsi bir savas basladi ve Imparatorluk filosunun bir bolumu 895 yilinda Macarlari Tuna nin karsina gecirip Bulgaristan a akinlar duzenlemeleri icin kullanildi Bulgar savasi bircok maliyetli yenilgiye neden oldu ayni zamanlarda Arap deniz tehdidi Bizans deniz gucunun kalbi Ege denizinin kiyilarina yaptigi akinlar ile yeni bir zirveye ulasmisti 891 ya da 893 yilinda Arap filosu Sisam adasini talan etti ve oranin strategos unu esir aldi ve 898 yilinda hadim amiral Raghib 3 000 Kibyrrhaiotai Bizans denizciyi esir olarak goturdu Bu kayiplar Bizans savunmasini zayiflatti Ege yi Suriye filolarinin akinlarina acik hale getirdi Ilk buyuk kayip 901 yilinda geldi donme Tarsuslu Damyanah Demetrias i yagmaladi ertesi yil Imparatorlugun Sicilya da son kalan yeri Taormina Muslumanlarin eline gecti Fakat en buyuk felaket 904 yilinda geldi bir baska donme Trabluslu Leon Ege ye akinlar yapti Filosu Dardanelles e iclerine sizdiktan sonra Imparatorlugun ikinci buyuk sehri Selanik i talan etti tum bu olanlar sirasinda Bizans filosu Arap ustun gucu karsisinda pasif kaldi Ustelik Giritli korsanlarin akinlari daha yogun hale gelerek Leon hukumdarliginin sonlarinda guney Ege adalarinin cogu ya terk edilmis ya da Musluman kontrolunu kabul edip ve Musluman korsanlara fidye odemek zorunda birakilmislardi Leon un deniz savaslari Naumachica sirasinda verdigi talimatlarin yaygin sekilde savunmaci ve dikkatli bir cercevede olmasi surpriz degildir Donemin en seckin Bizans Amirali logothetes tu dromu Himerios idi 904 yilinda amirallige atanmis ancak Selanik in talan edilmesinin onune gecememisti diger yandan ilk zaferini 905 ya da 906 yilinda kazandi ve 910 yilinda Lazkiye ye basarili bir saldiri yonetmistir Sehir talan edilmis hinterlandi yagmalanmis ve herhangi bir gemi kaybedilmeden geri donulmustu Bir yil sonra Himerios komutasinda adayi geri almak icin 43 000 adamla beraber 112 dromons ve 75 pamphyloi katilimiyla Girit Emirligi ne yapilan buyuk sefer basarisiz olmakla kalmayip donus yolunda Trabluslu Leon tarafindan pusuya dusurulup Sakiz Adasi aciklarinda Ekim 912 de kapsamli sekilde maglup edilmistir Bu gidisat 920 yilindan sonra donmustur Tesadufen ayni yil bir amiralin Romanos Lekapenos un h 920 944 tahta yukselisine taniklik etti bu Tiberios Apsimaros tan sonra ikinci ve imparatorluk tarihinde sonuncu kez olacakti Nihayetinde 923 yilinda Limni aciklarinda Trabluslu Leon un mutlak maglubiyeti ile beraber ertesi yil bir Bizans kalesini kusatirken Damyanah in olmesiyle beraber Bizans dirilisi basladi Girit ve Kuzey Levant in geri alinmasi Chandax kusatmasi Girit teki ana Musluman mulku Ioannis Skilicis vakainamesinin Madrid Skilicis versiyonu Nikiforos Fokas buyuk bir amfibik harekete onderlik edip Girit i imparatorluga kazandirip Ege Denizi ni Musluman korsanlarinin tehdidine karsi guven altina almistir Imparatorlugun buyuyen gucu 942 yilinda I Romanos Tiren Denizi ne bir filo yolladigi zaman kendini gosterdi Rum atesi kullanarak Farahsanit te uslenen Musluman korsanlarin bir filosu imha edildi Ancak 949 yilinda Girit Emirligi ne VII Konstantin h 945 959 tarafindan gonderilen 100 gemilik filo komutanlari Konstantinos Gongilis in yetersizligi yuzunden bir felaketle son erdi 951 952 yillarinda Italya da yenilenen saldirilar Aglebiler tarafindan hezimete ugratildi fakat 956 yilinda bir diger sefer ve Tunus filosunun 958 yilinda firtina yok olmasi yarimadada gecici olarak durumun dengelenmesini sagladi 962 de Fatimiler Sicilya da kalan Bizans kalelerine bir saldiri baslattilar Taormina 962 Noel inde dustu ve Rometta kusatildi Buna karsilik 964 te buyuk bir Bizans seferi baslatildi ancak felaketle sonuclandi Fatimiler Bizans ordusunu Rametta onunde bozguna ugratti ve ardindan Bogazlar Muharebesi nde ozellikle yanici cihazlar tasiyan dalgiclarin kullanimiyla donanmayi imha etti Her iki guc de dikkatlerini baska yerlere odakladiginda 967 de Bizans ve Fatimiler arasinda Bati daki Bizans deniz faaliyetlerini engelleyen bir ateskes imzalandi Bizans in guney Italya ve Sicilya ya aktif olarak mudahale ettigi 1025 yilina kadar Italya denizleri yerel Bizans kuvvetlerine ve cesitli Italyan devletlerine birakildi Dogu da 956 yilinda strategos Basileios un Heksamilites Tarsos filosuna ezici bir sekilde maglup ederek Girit e bir diger buyuk seferin yolunu acti Bu Nikiforos Fokas in 960 yilinda 100 dromons 200 chelandia ve 308 nakliye aracindan olusan toplam 77 000 adamlik bir gucle adaya saldirmasina tesvik etti Donanmanin harekatta nihai olarak sinirli bir muharebe rolu olmasina ragmen adanin iclerine yapilan feci bir saldirinin ardindan deniz yoluyla getirilmesi gerekli malzemeleri icin deniz yollarini acik tutmak icin gerekliydi Girit in fethi Bizans deniz gucunun kalbi Ege denizine dogrudan tehdidi ortana kaldirirken Fokas in takip eden operasyonlari Kilikya 963 Kibris 968 ve kuzey Suriye kiyilarinin 969 geri alinmasini yol acacakti Bu fetihler guclu Musluman Suriye filolarinin tehdidini ortadan kaldirirken Dogu Akdeniz de Bizans egemenligini yeniden tesis ederek Nikiforos Fokas in Liutprando di Cremona na iftiharla Ben tek basina denizin hakimiyim sozlerini soylemesine neden olacakti 990 larin sonlarinda Fatimiler ile olan anlasmazlik sirasinda birkac akin ve deniz carpismasi oldu fakat kisa sure sonra bariscil iliskiler kuruldu ve Dogu Akdeniz gelecek birkac on yil goreceli sakin kaldi Ayni donem boyunca Bizans filosu Karadeniz de de faaldi Konstantinopolis i tehdit eden Rus filosu 941 yilinda Rum atesiyle techiz edilmis aceleyle toparlanmis 15 eski gemi tarafindan imha edildi ve I Svyatoslav un Bulgaristan i istilasi sirasinda I Ioannis h 969 976 Tuna boyunca 300 gemiyle Kiev Knezligi ni ablukaya almasinda donanma anahtar rol oynadi Komnenos donemi 11 yuzyil boyunca dusus Tum zamanlarda en iyi durumda bir filoya sahip olmak ve herhangi bir sey icin sikinti duymadan elde tutmak icin cabalamak icin Rhōmania nun serefi icin Donanmanin Drungarios ve prōtonotarios u titizlikle donanma icin yapilacak en kucuk seyi arastirmalilar Filo yok oldugu zaman tahttan dusersin Imparatora nasihatlar Kekavmenos un Strategikon u Ch 87 11 yuzyilin cogunlugunda Bizans donanmasi yeni meydan okumalar ile yuzlesti Muslumanlarin donanmasinin zayiflamasi ozellikle Fatimi Devleti ile Bizans iliskilerinin cogunlukla barisci olmasi nedeniyle Musluman tehdidi azaldi Kayit edilen imparatorluk topraklarina yapilan son Arap akini Kiklad Adalari na 1035 yilinda yapilmis ertesi yilda maglup edilmislerdir 1043 yilinda bir diger Rus saldirisi kolaylikla geri puskurtuldu kisa omurlu Georgios Maniakes yonetiminde Sicilya nin geri alinmasi disinda kayda deger buyuk bir sefer yapilmamistir Bu uzun baris ve refah donemi kacinilmaz sekilde ordunun rehavet icine girmesine ve lackalasmasina neden oldu Daha I Basileios un h 976 1025 hukumdarliginda Adriatik savunmasi Venediklilere verilmisti IX Konstantinos Monomakos un h 1042 1055 hukumdarliginda askeri hizmet nakit para karsiligi takas edilirken ordu ve donanma kuculuyor sonucunda yabanci denizcilere bagimlilik artiriyordu Buyuk thema filolari kuculdu ve yerlerini yerel askeri komutanlara bagli kucuk filolar aldi denizlerde buyuk dusmanlar ile yuzlesmekten korsanlik bastiran bir seviyeye geriledi 11 yuzyilin son ceyreginde Bizans donanmasi onceki kisiliginin golgesi olmus ihmal subaylarinin yetersizligi ve mali kaynaklarin yetersizligi ile dususe gecmistir Kekavmenos yaklasik 1078 yilinda yazdiklarinda soyle hayiflanmaktadir makul devriyelerin mazeretinde Bizans gemilerinin Ege kiyilarindan ve adalardan bugday arpa baklagiller peynir sarap et zeytinyagi para anlasmasi ve baska her sey tasimak disinda hicbir sey yapmiyorlardi dusmanlarini gordukten sonra kaciyorlar ve boylece Romalilara utanc oluyorlardi Kekavmenos bunlari yazdigi zamanlar yeni ve guclu rakipler yukselmeye baslamisti Bati da Bizanslilari guney Italya dan atip Sicilya yi fetheden Norman Sicilya Kralligi simdi gozunu Bizans Adriyatik sahillerine ve otesine dikmisti Dogu da korkunc 1071 tarihli Malazgirt Meydan Muharebesi Imparatorlugun askeri ve ekonomik kalbi Kucuk Asya nin kaybiyla sonuclanmis Selcuklu Hanedani Konstantinopolis in 100 mil guneyinde Nicaea sehrini 1081 yilinda baskent yapmislardi Kisa sure sonra Hristiyanlar yaninda Turk korsanlarda Ege Deniz inde ortaya ciktilar Denizleri denetlemekle gorevli Bizans thema filolari ihmal ve ardi ardina ic savaslar yuzunden tukenmis olduklari icin bu gorevlerinde etkin mukabelede bulunamiyorlardi I Aleksios ve II Ioannis in geri alma tesebbusleri Bu noktada Bizans filosunun acinasi durumu vahim sonuclar dogurdu Norman istilasi durdurulamadi ve ordulari Korfu yu ele gecirdi Epirus ta mukavemet gormeden karaya ciktilar ve Dirrahium u Modern Dirac kusatmalari on yillik bir savasi baslatarak sikismis imparatorlugun kisitli kaynaklarini tuketti Yeni imparator I Aleksios h 1081 1118 zaten 1070 lerde Adriyatik ve Dalmacya da Normanlara karsi kontrollerini ortaya koyan Venediklileri yardima cagirmak zorunda kaldi 1082 yilinda yardimlarina karsilik onlara buyuk ekonomik imtiyazlar tanidi Bu anlasma ve sonraki bu imtiyazlarin genislemesi pratikte Venediklilerin daha sonra Cenevizliler ve Pisalilar da Bizanslilari rehin almalarina neden olmustur Tarihci John Birkenmeier soyle yazmistir Bizans in donanma eksikligi su anlama geliyordu Venedik in duzenli olarak ekonomik imtiyaza zorlamasi Normanlar gibi istilacilari ya da Haclilari azmettirmeleri ve Venedik ticari ya da deniz faaliyetlerini kisitlamak isteyen Bizans tesebbuslerini bertaraf etmeleri 1080 li yillarda Normanlar ile yapilan catismalarda etkili Bizans deniz gucu sadece kucuk bir filoydu ve muhtemelen onceki on yilda donanma komutanligindan emekli olan Mihail Maurikas tarafindan ayakta tutuluyordu Venedikliler ile beraber baslangicta Norman filosuna karsi galip gelindi ama birlesik filo 1084 yilinda Korfu aciklarinda Normanlar tarafindan maglup edildi Aleksios kacinilamaz surette kendi filosuna sahip olmasi gerektigini anladi ve kara operasyonlarindaki ugrasmasina ragmen deniz gucu kurmak icin adimlar atti Ozellikle Ege ye filo gonderen Izmirli Caka Bey gibi Turk emirlerinin tesebbuslerini karsilik verirken cabalari bazi basarilar dogurdu Ioannis Doukas komutasinda filo akabinde Girit ve Kibris isyanlarini bastirmakta kullanildi Haclilarin yardimiyla Aleksios Bati Anadolu sahillerini geri kazanabildi ve etkisini dogu tarafina dogru genisletti 1104 yilinda 10 gemilik bir filo Trablus ile beraber Laodicea ve diger kiyi kasabalarini ele gecirdi 1118 yilina gelindiginde Aleksios kucuk bir donanmayi ardili II Ioannis a h 1118 1143 birakabildi Babasi gibi II Ioannis de orduya ve kara temelli seferlere odaklandi fakat donanmanin gucunun ve sistemin tedarikinin ayakta tutulmasina dikkat gosterdi Ioannis Aleksios un Venediklilere verdigi imtiyazlari yenilemeyi reddetti Misilleme olarak Venedikliler bircok Bizans adasini talan ettiler ve Bizans filosu uzerlerine gidemedi Ioannis 1125 yilinda anlasmayi yenilemek zorunda kaldi Acikca bu noktada Bizans donanmasi Ioannis in basari bir sekilde Imparatorlugun kaynaklari uzerine baski uygulayan Venediklilere karsi gelmesini saglayacak yeterli guce sahip degildi Bu olaydan cok vakit gecmeden II Ioannis Maliye bakani Poutzeli Ioannis in tavsiyesine uyarak filoya ayirdigi parayi orduya aktarmis sadece ad hoc temelli gemiler hazirlamistir I Manuil in deniz seferleri Hirsli hukumdar I Manuil h 1143 1180 idaresinde Dogu Akdeniz in Latin ve Musluman devletleri ile iliskilerinde dis politikanin guclu bir araci olarak genis sekilde donanmayi kullanmasi onun buyuk geri donusune neden oldu Hukumdarliginin erken donemi boyunca Bizans deniz gucu hala zayifti 1147 yilinda Sicilya Krali II Rugerro nun amirali Giorgio d Antiochia nin komutasinda filo Korfu Iyon adalari ve Ege nin icerisine cok ciddi direnc gormeden akinlar duzenleyebildiler Ertesi yil buyuk bir filonun iddiaya gore 500 savas gemisi ve 100 nakliye gemisi eslik ettigi bir ordudan olusan Venedik yardimi ile Korfu ve Iyon Adalari Normanlardan geri alindi Intikam olarak 40 gemilik bir Norman filosu Konstantinopolis e ulasti Bogazici nde Buyuk Saray onunde govde gosterip sehrin banliyolerini yagmalamislardir Fakat donus yolunda bu filo Bizans ya da Venedik donanmasinin saldirisina ugrayip yok edilmistir 1155 yilinda 10 gemilik bir Bizans filosu Norman asi Loritellolu III Robert i desteklemek icin Ancona ya vardi Guney Italya yi elde etmek icin son Bizans tesebbusunu baslattilar Baslangictaki basarilara ve megas doux Alexios Komnenos Bryennios un takviyesine ragmen sefer 1156 yilinda nihayetinde maglup edildi ve dort Bizans gemisi ele gecirildi 1169 yilinda Manuil in cabalari meyvesini verdi megas doux Andronikos Kontostefanos komutasinda 150 kadirga 20 buyuk nakliye gemisi ve 60 at nakliye gemisinde olusan buyuk ve saf Bizans donanmasi Hacli Kudus Kralligi hukumdari ile beraber Misir isgal etmek icin gonderildi Fakat isgal basarisizlikla sonuclandi ve Bizans filosunun yarisi donus yolunda firtinada yok oldu Mart 1171 tarihinde Imparatorluk capinda tum Venediklilerin yakalanip tutuklandiginda Bizans donanmasi Sakiz Adasi na seyir eden Venediklilere bir saldiriyla engelleyecek guce sahipti ve onlari gorusmeye razi edebildiler Manuil Kontostefanos komutasinda 150 gemilik bir filoyu orada onlarla yuzlesmeleri icin yolladi ve hastaliktan zayiflayana kadar geciktirme taktikleri uyguladilar Venedikliler geri cekilmeye basladilar ve Kontostefanos un filosu tarafindan takip edildiler 1125 yilinda yasanan asagilanmadan sonra kayda deger bir geri donustu 1177 yilinda Kontostefanos komutasinda 70 kadirga ve 80 yardimci gemilik bir baska filo Misir a yollandilar Flandra Kontu Filip ve Kudus Kralligi soylularinin onemli miktari bu sefere katilmayi red edince filo Akka aciklarindan geri dondu Fakat Manuil in hukumdarliginin bitimi butun cephelerde surekli savasi yorgunlugu ve Imparator un gorkemli projelerin sonucu tarihci Nikitas Honiatis Manuil in hukumdarliginin son doneminde artan korsanligi filonun ayakta tutulmasi icin ihtiyac duyulan fonlarin imparatorluk hazinesinin diger ihtiyaclarina yonlendirilmesine baglar Dusus Angelos Hanedani ve Dorduncu Hacli Seferi I Manuil in olumunden ve Komnenos Hanedani nin 1185 yilinda iktidardan cekilmesinden sonra donanma hizla dususe gecti Kadirgalarin bakimi ve yetkin murettebati elde tutmak cok pahaliydi ve ihmal filonun hizli kotulesmesine neden oldu 1182 yilinda Bizanslilar Venedikli denizcilere bazi kadirgalarina murettebat olmalari icin para vermelerine ragmen 1180 lerde Komnenos deniz teskilatinin buyuk kismi ayaktaydi ve 70 100 gemilik seferler duzenlendigi donemin kaynaklarinda kaydedilmistir Boylece I Andronikos h 1183 1185 hala 1185 yilinda 100 savas gemisi toparlayabilip Marmara denizi nde Norman filosuna once direnip daha sonra yenebilmistir Fakat sonucunda imzalanan baris anlasmasi Normanlarin Imparatorluk icin bir filo kuracaklari maddesini icermekteydi Bu ve buna benzer II Isaakios un h 1185 1195 ve h 1203 1204 ertesi yil Venedikliler ile yaptigi anlasma cazip ticari imtiyazlar karsiligi Cumhuriyetin takip eden alti ay icinde 40 100 kadirga saglamasini icermesi Bizans hukumetinin kendi deniz teskilatinin yetersizliginin farkinda oldugunu anlatan gostergelerdir Bu donem de ayrica Dogu Akdeniz boyunca korsanlik artmistir Korsan faaliyetleri Ege de yuksek olup ayni zamanda korsan kaptanlari kendilerini denizci olarak bir ya da diger bolge gucune onermekteydiler cunku bu sekil duzenli bir filo tutmanin maliyetine gore belirli bir sefer icin daha hizli ve ucuz bir yontemdi Boylece II Isaakios un Kibris i Isaakios Komnenos un elinden geri almak icin yolladigi 66 gemilik filo Sicilyali Normanlar tarafindan tutulan korsan Brindisili Margaritus tarafindan yok edildi Ozellikle Cenevizli kaptan Kaphoures basta olmak uzere korsanlarin tahribati Nikitas Honiatis ve kardesi Atina Metropoliti Mihail Honiatis tarafindan anlatilmistir sonucunda Angelos iktidari eyleme gecmeye zorunda kalmistir Kiyi bolgelerden filo vergisi toplanmis ve 30 gemi hazirlanmis ve Calabriali korsan in komutasina verilmistir Baslangicta birkac basari kazanmalarina ragmen Sestos aciklarinda Kaphoures un surpriz saldirisi ile yok edilmislerdir Gene Steiriones tarafindan konuta edilen Pisa tarzi gemilerden olusan ikinci filo nihayetinde Kaphoures u yenmis ve akinlarini bitirmistir Dorduncu Hacli Seferi tarafindan Konstantinopolis in ele gecirilmesi Latin Bati nin ve ozellikle Venedik deniz gucunun zayif dusurulmus Bizans Imparatorlugu uzerinde zaferidir Ayni zamanda Nikitas Honiatis megas doux Mihail Strifnos u imparatorluk filosunun ekipmanlarini satarak kendisini zengin etmekle suclarken erken 13 yuzyilda merkezi hukumetin yetkisi zayiflarken cesitli yerel guc sahipleri vilayetlerde gucu ele almaya baslamislardi Genel atmosferin kanunsuzluk olmasi Guney Yunanistan da Leo Sgouros ve Sisam adasinin imparatorluk valisi Pegonites gibi adamlar gemileri kendi amaclari icin kullanmalarina neden oluyor kendileri icin akinlar duzenleyebiliyorlardi Hatta Imparator III Aleksios un komutanlarindan biri olan Konstantin Frangopulos a Karadeniz ticaretine karsi korsan akinlari duzenlemesi icin yetki verdigi soylenir Sonuc olarak Bizans devleti ve filosu Dorduncu Hacli Seferi ni destekleyen Venedik deniz kudretine direnebilecek durumda degildi Nikitas Honiatis a gore III Aleksios ve Stryphnos Haclilarin Konstantinopolis e dogru gemilerle ilerledikleri gercegi ile uyarildiklarinda sadece 20 acinasi ve curumus gemi bulabilirler 1203 yilinda Ilk Hacli kusatmasi boyunca Bizans gemilerinin Hacli Filosunun Altin Boynuz a girmelerine engel olma tesebbusleri basarisiz oldu ayrica Bizans kundak gemileri saldirilari Venediklilerin gemilerini yonetmelerindeki kivraklikla basarisiz oldu Iznik ve Paleologos donemi 1204 yilinda Dorduncu Hacli Seferi tarafindan Konstantinopolis in ele gecirilmesinden sonra Bizans Imparatorlugu Haclilar tarafindan paylasilirken her biri Bizans imparatoru unvanini kullanan Epir Despotlugu Trabzon Imparatorlugu ve Iznik Imparatorlugu olmak uzere uc Rum devleti kuruldu Epir bir donanma bulundurmadi Trabzon donanmasi cok kucuk ve cogunlukla devriye ve birliklerin transferi icin kullaniliyordu Iznik baslangicta guclendirme politikasi izledi ve filosunu sahillerin savunmasi icin kullandi III Ioannis h 1122 1254 hukumdarliginda daha etkili dis politika izlendi ve 1225 yilinda Iznik filosu Midilli Sakiz Sisam ve Ikarya adalarini zapt etti Fakat 1235 tarihli Konstantinopolis Kusatmasi sirasinda Iznik donanmasi cok daha kucuk Venedik gucu tarafindan maglup edildi ve 1241 yilindaki benzer bir tesebbus de Iznikliler acisindan ayni sekilde sonuclandi 1230 lar boyunca Iznik cabalari Girit adasinda Venediklilere karsi kismen basarili olmus yerel ayaklanmayi desteklemek olmustur 1236 yilinda adada kalan son Iznik birligi ayrilmaya zorlanmistir Donanmasinin zayifliginin farkinda olan Imparator VIII Mihail h 1259 1282 denizde Venediklilere karsi yardimi guvence altina alabilmek icin Cenevizliler ile Nymphaeum Anlasmasini Mart 1261 tarihinde imzalamaya karar verdi bu anlasma ile bazi ticari imtiyazlar tanidi Imparator VIII Mihail Konstantinopolis i geri alarak Bizans Imparatorlugu nu tekrar kurdu Bizans in son buyuk deniz gucu basarisinin mimaridir Konstantinopolis in geri alinmasindan birkac ay sonra VIII Mihail kendi filosunu insa etmeye odaklanabildi 1260 larin baslarinda Bizans donanmasi hala zayifti ve buyuk oranda Ceneviz yardimina ihtiyac duyuyordu Yine de muttefikler dogrudan catismada Venedik karsisinda duramiyorlardi buna ornek 48 gemilik Bizans Ceneviz birlesik filosu 1263 yilinda kendilerinden cok daha kucuk Venedik filosuna yenildiler Italyanlarin kendi aralarinda devam eden Ceneviz Venedik savasiyla mesgul olmalarinin avantajiyla 1270 yilinda imparatorluk bayragi altinda denize acilan Latin korsanlarla beraber Mihail in cabalari sonucunda ortaya 80 gemilik guclu bir donanma cikti Ayni yil 24 kadirgali bir filo Negroponte adasinda Egriboz Adasi bulunan Oreos kasabasini kusatti ve 20 kadirgali bir Latin filosunu maglup etti Bu ilk bagimsiz Bizans deniz operasyonu ve Ege de duzenli deniz seferlerini baslangici olarak kabul edilir bu seferler 1270 ler boyunca devam etmis ve bircok ada Latinlerden geri alinmis ancak elde uzun sure tutulmamistir Bu dirilis uzun sure devam etmemistir Charles d Anjou nun 1285 yilinda olumunden sonra ve Italya dan isgal tehdidinin sona ermesiyle Mihail in ardili II Andronikos h 1282 1328 Cenevizli muttefiklerinin deniz gucune guvenerek filoyu ayakta tutmak icin bir sey yapmadi buna bir sebepte filonun agir masraflarini kaldirabilecek hazineye nakit akisinin olmamasiydi Ayni zamanda Andronikos Bati icin daha az endise duyuyor ve Kucuk Asya ta daha cok vakit ayiriyordu ve orada Turk ilerleyisini durduracak politikalarinda donanmaya yer yoktu Sonucta tum filo iptal edildi murettebati isten cikarildi ve gemiler ya parcalandi ya da curumeye terk edildi Bunun sonuclari cok cabuk goruldu Andronikos un uzun hukumdarliginda Turkler Anadolu nun Ege sahillerinin kalici egemenligini ele gecirdiler imparatorluk bu durumu tersine cevirmeyi basaramadi diger yandan Bizans Venedik Savasi 1296 1302 boyunca Venedik filosu Konstantinopolis e saldirip ve etrafini talan etti Andronikos un karari donemim yazarlari ve burokratlarindan neredeyse basindan itibaren onemli bir muhalefet gormus ve elestiri almistir Yeoryos Pahimeris ve Nikiforos Grigoras gibi tarihciler dar goruslu bu kararin uzun vadeli etkilerinin felaket oldugunu belirtirler iptal edilen filonun murettebatin Turk ve Latin efendilerin hizmetine girmesiyle guclenmis korsanlik artmis Konstantinopolis Italyan deniz guclerine karsi savunmasiz kalmis ve Sakiz Adasi nin Cenevizli Benedetto Zaccaria ya Rodos ve On Iki Ada nin Hospitalier Sovalyeleri ne Midilli ve diger adalarin Gattilusio ailesinin eline gecmesi dahil daha fazla Ege adasi yabanci guclere karsi kaybedilmistir Grigoras un yorumu eger Bizanslilar gecmiste oldugu gibi denizlerin efendisi olarak kalirlarsa Latinler bu kadar kustah gelismezler Turkler Ege Denizi nin kumlarina goz dikmezler ya da her yil herkese harac odemezdik 1305 yilindan sonra bu genel baskiya bagli olarak ve Katalan Bolugu ne bagimlilik nedeniyle Imparator gecikmeli olarak 20 gemilik bir donanma insasina karar verdi fakat birkaci yapilabildi ve kucuk bir filo takip eden birkac yil faal oldu sonunda bu filo da iptal edildi 14 yuzyilda tekrar eden ic savaslar Balkanlarda Bulgar ve Sirp saldirilari ve surekli artan Turk akinlari ile meydana gelen tahribat ile Bizans devletinin cokusu hizlandi ve 1453 yilinda Osmanli Turklerinin ele gecirmesi ile nihayetlendi Ozellikle Italyan deniz guclerinin mudahalelerine karsi Konstantinopolis un guvenligi ve dolayisiyla bagimsizligini muhafaza etmek icin Andronikos dan sonra bircok imparator filoyu yeniden kurmaya tesebbus etti fakat cabalari sadece kisa vadeli sonuclar dogurdu II Andronikos un ardili III Andronikos h 1328 1341 tahta gectikten hemen sonra cesitli sermayedarlarin katkilarinin yardimiyla da 105 gemi olarak kaydedilen buyuk bir filoyu bir araya getirdi Onun kisisel liderliginde donanma ile Ege Denizi ne buyuk bir akin duzenledi Cenevizlilerden Sakiz adasi veFokaia geri alindi ayrica kucuk Latin ve Osmanli prenslikleri Bizans sartlarina uymak konusunda zorlandi Fakat Bitinya da Osmanlilara karsi seferleri fiyaskoydu ve kisa bir sure sonra Osmanlilar kendi ilk deniz uslerini Marmara Denizi nde Trigleia da kurdular Trakya sahilinde diger yerler ile devam ettiler Bu yeni tehdit karsi savunma yapabilmek icin III Andronikos un hukumdarliginin sonlarina dogru Konstantinopolis te Turk akinlarina karsi durmasi icin 70 gemilik bir filo insa edildi ve basina Megas doux Aleksios Apokaukos atandi Bu filo 1341 1347 ic savasi sirasinda cok faaldi ve komutani baskin bir rol oynadi Ic savasi takiben Imparator VI Ioannis Kantakuzinos h 1347 1354 Konstantinopolis ten gecen ticareti kontrol eden Galata da bulunan Ceneviz kolonisine olan ekonomik bagimliligi azaltmak ve Turklerin gecisine karsi Canakkale Bogazi ni guvence altina almak icin askeri ve ticari filoyu gelistirmeyi denedi Venediklilerin yardimiyla bunu yapti fakat Mart 1349 tarihinde 9 gemi ve yaklasik 100 kucuk tekneden olusan yeni insa edilmis filo Konstantinopolis in guney kiyisinda firtinaya yakalandi Tecrubesiz murettebat panige kapildi ve gemiler Cenevizliler tarafindan ya batirildi ya da ele gecirildi Vazgecmeyen Kantakuzinos bir baska filo insa etme cabasina girdi ve bu ona Selanik ve bazi kiyi sehir ve adalarinda Bizans otoritesini tekrar tesis etme imkani verdi Ana filo Konstantinopolis te tutuldu ve Bizans gemileri Ege de faal kalmalarina ve Turk korsanlarina karsi bazi basarilar saglamalarina ragmen Turklerin tum faaliyetlerini durdurmayi basaramadilar ve denizlerde ustunluk saglamakta onlari Italyan donanmalarina kafa tutmalarinda yalniz biraktilar Mali kaynaklarin yetersizligi gemilerin yalnizca Konstantinopolis te bakimlarinin yapilmasina neden oluyordu Despotes II Theodoros Paleologos a 1418 yilinda sundugu sundugu kitapcikta alim Gemistos Plethon donanmanin bakimi hakkinda nasihat eder karada bulunan kaynaklarin itinayla hem ayakta tutmak hem de etkili ordu icin yetersiz oldugunu belirtir Bundan sonra maddi olanagi kisitli Bizans devleti o gunun guclu devletlerinin piyonu oldu bu devletlerin arasindaki rekabeti kullanarak ayakta kalmaya calisti Boylece ornegin 1351 de Kantakouzenos Ceneviz ile olan savasinda Venedik in yaninda yer almaya ikna edildi ancak Venedikli amiraller tarafindan terk edilince filosu Cenevizliler tarafindan kolayca yenildi ve olumsuz bir baris imzalamaya zorlandi 1390 da VII Ioannis in kisa sureli gaspi sirasinda II Manuil h 1391 1425 Konstantinopolis i geri almak ve babasi V Ioannis i kurtarmak icin sadece bes kadirga ve dort kucuk gemi bazilari Rodos Hospitallers dan olanlar dahil toplayabildi Alti yil sonra Manuil Nigbolu Haclilarina yardim icin on gemi sozu verdi yirmi yil sonra kendi komutasinda dort kadirga ve piyade ve suvari tasiyan iki kucuk tekne ile Tasoz adasini bir isgalden kurtardi Bizans gemileri Bizans cesitli rakip Osmanli prenslerinin yaninda yer aldiginda Osmanli Fetret Devri boyunca aktifti Manuel gemilerini rakip talipleri ve onlarin guclerini Bogazlar dan gecirmek icin kullandi Manuil in filosu da Ceneviz in yardimiyla sekiz kadirgadan olusan bir filo toplayip Mayis 1410 da kisa bir sure icin de olsa Gelibolu yu ele gecirmeyi basardi Agustos 1411 de Bizans filosu Musa Celebi nin sehri deniz yoluyla da ablukaya alma girisimini yendiginde Osmanli prensi Musa Celebi tarafindan Istanbul kusatmasinin basarisizliga ugramasinda etkili oldu Ayni sekilde 1421 yilinda tahtta hak iddia edip II Murad a isyan eden Mustafa Celebi yi on savas gemisiyle destekledi Kaydedilen son Bizans deniz zaferi 1427 de Echinades Adalari aciklarinda yapilan bir Imparator VIII Ioannis un h 1425 1448 Epir Despotu ve Kefalonya Kontu I Carlo Tocco nun ustun filosunu yenerek Mora da tum mal varligini Bizanslilar a birakmaya zorlandigi zaman meydana geldi Bizans donanmasinin son gorunumu Bizans Ceneviz ve Venedik gemilerinden olusan karisik bir filonun kaynaklar tarafindan 10 ila 39 gemi arasinda degisen sayilarda verilmektedir Konstantinopolis u Osmanli donanmasina karsi savundugu 1453 teki son Osmanli kusatmasinda olmustur Kusatma sirasinda 20 Nisan 1453 te Bizans tarihindeki son deniz carpismasi bir Bizans nakliyesine eslik eden uc Ceneviz kadirgasinin devasa Osmanli abluka filosunu gecerek Halic e dogru yol almasiyla gerceklesti OrganizasyonErken donem 4 yuzyil 7 yuzyil ortasi 3 yuzyilda buyuk vilayet filolarinin daha kucuk filolara bolunmesinden Islam in yayilisinda yeni donanmanin olusumuna kadarki gec ilkcag Roma filolarinin organizasyonu hakkinda cok az sey bilinmektedir Bu donemdeki dikkate deger denizcilik faaliyetlerinin kanitlarina ragmen erken donem tarihciler Roma donanmasinin tamamen ortadan kalktigina inanmaktadirlar fakat daha yeni donem calismalar bu resmi degistirmistir artik temel olarak kara ordusuyla yakin calisacak sekilde tasarlanarak nehir ve sahil kuvvetlerine donustugune inanilmaktadir Imparator Diocletianus h 284 305 hukumdarliginda donanmanin gucunun 46 000 adamdan 64 000 adama cikardigi anlatilmaktadir bu rakam Gec Roma Donanmasi nin ciktigi en yuksek noktayi gostermektedir Tuna Filosu Classis Histrica ve ona bagli lejyoner filotillalari hala iyi bir sekilde Notitia Dignitatum icinde anlatilmaktadir ve onun artan faaliyetleri Vegetius De Re Militari IV 46 tarafindan yorumlanmistir Batida irmak filosu zikredilmistir fakat eski has filonun tamami ortadan kalkmisti De Re Militari IV 31 ve hatta kalan Bati vilayet filolari cok ciddi gucsuz ve onemli barbar saldirilarini karsilayacak yetenekten uzaktilar Doguda Suriye ve Iskenderiye filolari resmi kaynaklarda belirtilmekte ve hala yaklasik 400 yilinda mevcutlarken Codex Justinianus amp bir filo Konstantinopolis in kendisinde konuslandirilmisti belki de has donanmanin kalanlarindan olusturulmustu 400 yilinda Asya ile Avrupa yi ayiran kanali gecmeyi deneyen ve tekneler insa eden cok miktarda Gotu oldurmeye yeterliydi Fakat buyuklugu bilinmemektedir ve Notitia icinde gorunmemektedir 5 yuzyil boyunca Akdeniz de ad hoc temelli filolar hazirlamis ve sonra gorev bitimi dagitilmislardir Ilk sabit Bizans filosu 6 yuzyil baslarinda gorulmektedir ve 513 515 yillarinda Vitalian isyaninda I Anastasius asilerin filosuna karsi kendi filosunu olusturmustur Bu filo daha sonra dagitilmadi ve I Justinianus ve onun ardillari donemlerinde gelistirilerek profesyonel ve iyi bakimli bir guc haline getirildi Herhangi bir deniz tehdidi olmamasi nedeniyle 6 yuzyilin sonlarinda Tuna da birkac kucuk filotilla ve Konstantinopolis ve Ravenna da iki ana filo ile gorece kucuktu Ayrica filotillalar Imparatorlugun buyuk deniz ve ticaret merkezlerinde usleniyorlardi Iskenderiye de ki Konstantinopolis e giden yillik bugday tasiyan filoya eslik ediyordu ve Kartaca da ki Bati Akdeniz i kontrol ediyordu Justinianus ayrica Imparatorlugun daha uzak noktalarinda daimi birlik ve filo bulunduruyordu Septem Ceuta Kirim da Chersonesos ve Akabe Korfezi nde Aelana Eilat Bu bolgelerin alt yapisi ve uzun donem denizcilik gelenegi filolarin bakimini kolaylastiriyor ve deniz seferi oldugunda buyuk bir filo kolaylikla ve ucuz bir sekilde cok fazla ticaret gemisine el konularak bir araya getiriliyordu Orta donem gec 7 yuzyil 1070 ler Filo organizasyonu Yaklasik 900 yilinin thema yapisini icerecek sekilde 6 ile gec 9 yuzyil arasinda Bizans Imparatorlugu Akdeniz etrafinda bulunan uzak ve tecrit imparatorluk mulkleri Bizans filolari tarafindan savunulup guclendiriliyordu 7 yuzyil boyunca ortaya cikan Arap fetihlerine karsilik vermek icin imparatorlugun tum idari ve askeri sistemi elden gecirildi ve Thema sistemi kuruldu Buna gore Imparatorlukta bolgesel idari ve askeri birim olan bircok themata kuruldu Strategos komutasinda her thema kendi vergileriyle ayakta duran kuvvetler olusturdu Thema kuvvetlerinin bir dizi ayaklanmasi neticesinde V Konstantin onceki daha buyuk themalari dereceli olarak bolup Konstantinopolis te ya da yakinlarinda uslenen sefere cikan ordularin cekirdegi olacak merkezi ihtiyat gucu seklinde bir imparatorluk ordusu tagmata olusturdu Benzer hat uzerinde duzenlenen filoda da benzer surec izlendi 7 yuzyilin ikinci yarisinda Karabisianoi Yunanca Karabisianoi Gemilerin Adamlari filolari olusturuldu Kesin tarih bilinmemekte olup tarihciler arasinda Zatussavari Muharebesi ne karsilik olarak ya da 672 678 yillari arasinda uzun suren Konstantinopolis in ilk Arap Kusatmasinin ardindan 650 ler ile 660 lar arasinda degisen oneriler mevcuttur Kokeni de bilinmemektedir muhtemelen eski quaestura exercitus ya da Ilirya Eyaleti ordusu kalanlarinin ise alinmasindan olabilir Bir strategos strategos tōn karabōn karabisianōn general of the ships seafarers komuta ederdi ve Milet ten Kilikya da Seleucia yakinlarinda Hilafet sinirlarina kadar Kucuk Asya nin guney sahilleri Ege adalari ve Guney Yunanistan Imparatorluk mulkleri dahildi Karargahi baslangicta belki Sisam adasiydi bir Drungarios yonetiminde bagli komutanlik Pamfilya Kibirra daydi Isminden anlasilacagi uzere imparatorlugun surekli donanmasinin buyuk kismini iceriyordu ve Misir ve Suriye den Arap filolarinin ana deniz tehditleri ile yuzlesiyorlardi Karabisianoi diger yandan yetersizligini kanitladi ve 8 yuzyil baslarinda uc parcadan olusmus daha karisik bir sistem ile yer degistirdi bu sistem kucuk degisiklikler ile 11 yuzyila kadar yasadi 1 Konstantinopolis te uslenmis merkezi imparatorluk filosu 2 az sayida buyuk bolgesel deniz komutanliklari ya denizci thema ya da drungariates isimli bagimsiz komutanliklar 3 tamamen savunma ve polis gorevleri goren ve yerel vilayet valilerine bagli daha buyuk sayida kucuk filolar Roma donanmasindan farkli olarak merkezi filolar ile karsilastirildiklarinda vilayet filolari kesinlikle sayica daha az ve daha hafif teknelerden olusmaktaydi Bizans bolgesel filolari merkezi filolarin saginda muhtemelen daha cetin bir duzende yer alirlardi Baskent donanmasi Konstantinopolis in Arap kusatmalarinin puskurtulmesinde merkezi bir rol oynamistir fakat sonraki donem Imparatorluk filosunun basilikon ploimon basilikon ploimon 7 yuzyilda mi yoksa 8 yuzyilda mi ayri bir komuta altinda olup olmadigi belli degildir Irlandali tarihci J B Bury ve ardindan Fransiz Bizansli Rodolphe Guilland Imparatorluk Filosunun daha 7 yuzyilda strategos tōn karabisianōn altinda bir alt komutanlik olarak var olmasinin olasilik disi olmadigini dusunurler Elbette Imparatorluk Filosunun droungarios u ilk defa 842 843 yilinda Taktikon Uspenskiy isimli talimatta gorulur ve 8 yuzyil boyunca Konstantinopolis ten yonetilen ana filolar icin cok az kanit vardir Helene Ahrweiler kurulusunu erken 9 yuzyil olarak tarihler O andan itibaren Imparatorluk Filosu ana deniz yedek kuvvetini olusturdu ve cesitli sefer filolarinin cekirdegini sagladi Bu makale Bizans Imparatorlugu nun 330 1453 askeriyesi hakkindaki serinin bir parcasidir Yapisal TarihBizans ordusu Middle Byzantine army thema tagmata Hetaireia pronoia Vareg Muhafizlari GenerallerBizans donanmasi Rum atesi Dromon AmirallerSeferlerin TarihiSavaslar isyan ve ic savaslar ve muharebeler listeleriStratejiler ve taktikler Askeri talimatlar Istanbul Surlari Ilk ve uzun zaman ayakta kalan tek denizci thema Kibirreoton Themasidir Grekce 8ema Kibyrraiwtῶn thema Kibyrrhaiotōn Karabisianoi filosundan olusturulmustur ve Kucuk Asya nin guney kiyilarini korumakla gorevlendirilmisti Kurulus tarihi belirsizdir bir bakis acisina gore y 719 diger bir bakis acisina gore ise y 727 olarak belirtilir Strategos ilk olarak 734 yilinda kayitlarda gorulur ve Attaleia da konuslanmistir Bas yardimcilari Merdeilerin katepanō nu Syllaeum da bir ek prosōpou temsilci ve Attaleia ile Istankoy un droungarioi leridir Musluman Levant a yakin olmasi nedeniyle yuzyillar boyunca Imparatorlugun ana deniz filosu olarak kalmistir Arap deniz tehdidinin azalmasiyla kucultulmustur Filo en son 1043 yilinda zikredilmistir o tarihten sonra thema tamamen sivil bir vilayet haline gelmistir Kibirreotonlar Ege de iki bagimsiz deniz komutasi ile tamamlanirdi her biri bir Drungarios tarafindan yonetilirdi Aigaion Pelagos Ege Denizi Ege nin kuzey yarisi Canakkale Bogazi ve Marmara Denizi ni kapsardi farkli olarak Dodekanesos On iki Adalar ve Kolpos Korfez olarak bilinen komuta Sisam da ustlenmisti ve Kiklad Adalari dahil Guney Ege yi kapsiyordu Diger droungarioi pozisyonlarindan farkli olarak ast kuvvetlere komuta ederlerdi bu iki bolge tamamen bagimsizlardi ve bu bolgelerin droungarioi pozisyonlarinin bolgeleri uzerinde hem askeri hem de sivil yetkileri vardi Zamanla tam bir denizci themaliga yukseltilmislerdir Ege Denizi nin Themasi Grekce 8ema toῦ Aἰgaioy Pelagoys thema tou Aigaiou Pelagous yaklasik 843 Dodekanesos Kolpos drungariate dogu parcalari ise gec 9 yuzyilda Sisam in Themasi ni 8ema Samoy thema Samou meydana getirdi Iyonya kiyilarini da iceriyordu ve baskenti Smyrna idi Bazi karaci themata lar da bir tourmarches Taktikon Uspenskiy isimli talimatta toptan tourmarchai tōn ploimatōn olarak zikredilmistir komutasinda buyukce filotilla tutuyorlardi Bu filotillalar buyuk thema filolari ile merkezi imparatorluk filosu arasinda orta bir rol oynuyorlardi profesyonel murettebat taxatoi ile daimi filotillaydilar bakimlari bulunduklari vilayet tarafindan degil imparatorluk hazinesi tarafindan karsilaniyordu fakat yerel thema strategos tarafindan yonetiliyorlardi ve ana gorevleri yerel savunma ve kolluk kuvveti vazifeleriydi Bu themalar Hellas thema Grekce 8ema Ἑllados thema Hellados yaklasik 686 689 yillarinda II Justinianos tarafindan kurulmustur Korint te bulunan baskent ile beraber Guney Yunanistan i kapsardi Justinianos oraya kurekci ve asker saglayacak 6500 Merdeil yerlestirdi Ayricalikli bir denizci thema olmamasina ragmen kendi filosu vardi 809 yilinda Mora thema ve Orta Yunanistan ve Teselya yi kapsayan yeni Hellas thema olarak bolunmustur yeni Hellas themasi daha kucuk bir filoyu elinde tutmaya devam etmistir Sicilya thema 8ema Sikelias thema Sikelias Sicilya ve Guney bati Italya Calabria mulklerinden sorumluydu Batida Bizans deniz gucunun onemli bir tabyasiyken gec 9 yuzyilda gucu onemli olcude azalmisti ve 902 yilinda Taormina nin nihai kaybiyla ortadan kalkti Belli bir tourmarchai Sicily ve Calabria icin kullanimi kanitlanmistir Kefalonya thema 8ema Kefallhnias thema Kephallenias Iyon Adalari ni kontrol ederdi 8 yuzyilin ortasi ile sonu arasinda kurulmustu Italya ile imparatorluk iletisimini korumak ve Iyon Denizi ni Arap akinlarina karsi korumak gorevleriydi Yaklasik 910 yilinda Longobardiya themasi olarak ayrilmadan once 870 lerde Puglia da yeni imparatorluk mulkleri de ona eklenmisti Paflagonya themasi 8ema Paflagonias thema Paphlagonias ve Haldia Grekce 8ema Xaldias thema Chaldias yaklasik 819 yilinda V Leon tarafindan Armeniakon themasindan ayrilmis ve kendilerine kendi deniz filotillalari saglanmisti bunun sebebi muhtemelen Rus akinlarina karsi savunma amaciydi Ozellikle onemli birbasina bolgelerinin ana deniz yollarinin kontrolu icin arkhon unvanli ayri subaylarin kontrolundeydi bu unvan bazi durumlarda Imparatorluk Filosu mufrezelerinin komutani icin kullanilirdi Bu archontes ler Sakiz Adasi Malta Egriboz Korfezi ve muhtemelen Sesprotya ve Bulgaristan kontrol ettigi alan Ahrweiler tarafindan Tuna Nehri agzi olarak tanimlanmistir olarak bilinmektedir Bunlar 9 yuzyil sonunda ortadan kalkmislardi bunun sebebi Arap akinlarina direnememeleri ya da themalar ile birlesmeleridir Insangucu ve buyuklugu Kara birligi karsiliklarinda oldugu gibi Bizans donanmasinin tam buyuklugu ve birlik sayilari onemli bir tartisma konusudur bunun sebebi birincil kaynaklarin yetersiz ve muglak olmasidir Bir istisna gec 9 ve erken 10 yuzyil icin 911 yilinda yapilan Girit seferine yapilan detayli analizdir Bu listeler VI Leon un hukumdarliginda donanmanin 34 200 kurekciye ve muhtemelen 8 000 deniz piyadesine ulastigini gostermektedir Merkezi imparatorluk filosu basilikon plōimon un Drungarios u komutasinda toplam 19 600 kurekci ve 4 000 deniz piyadesinden olusuyordu Bu 4 000 deniz piyadesi profesyonel askerdi ilk olarak I Basileios tarafindan 870 li yillarda birliklere alinmislardi Daha once thema ve tagma askerlerine ihtiyac duyuluyordu bu nedenle onlar imparatorluk filosunun buyuk varliklariydilar bu taze guc daha guvenilir daha iyi egitimli ve Imparator un idaresinde hemen mevcut bir guctu Bu deniz piyadelerinin yuksek statusu onlarin benzer bir sekilde organize edilmis imparatorluk tagmata gucune ait oldugunun dusunulmesi gercegini betimliyordu Ege Themasinin filosu 2 610 kurekci ve 400 deniz piyadesi Kibirreoton Themasi filosu 5 710 kurekci ve 1 000 deniz piyadesi Samian filosu 3 980 kurekci ve 600 deniz piyadesi ve son olarak Hellas Themasi 2 000 kisilik bolumu ayni zamanda deniz piyadesi de olacak sekilde secilmis thema askerlerinden olusan 2 300 kurekciden olusuyordu Asagidaki tablo Warren T Treadgold tarafindan yapilan Bizans donanmasinin tum tarihi boyunca kurekcilerinin miktarlari hakkinda tahminleri icerir Yil 300 457 518 540 775 842 959 1025 1321Kurekciler 32 000 32 000 30 000 30 000 18 500 14 600 34 200 34 200 3 080 Yaygin alginin tersine kurekci olarak forsa kullanilmamistir ne Bizanslilar ne de Araplar ya da onlarin Romali ve Yunan onculleri de kullanmamislardir Imparatorluk var oldugu sure boyunca Bizansli murettebatlar cogunlukla ozgur dogmus dusuk tabakadan insanlardan olusurdu bu insanlar yasal zorunluluk olan askeri hizmetlerine karsilik odeme ya da toprak alirlardi 10 yuzyilin ilk yarisinda sonrakinin denizci ve askerler icin degeri 2 3 pound 0 91 1 36 kg altin karsiligi hesaplanmisti Savas esirleri ve yabancilar da diger yandan kullanilirdi ilo murettebatinin buyuk kismini olusturan Merdeiler yaninda Toulmatzoi olarak bilinen esrarengiz grup muhtemelen Dalmacyali Girit seferlerinde gorulurken bircok Ruslara 10 yuzyilda gerceklesen bir seri anlasmalarda Bizans silahli guclerinde hizmet etme hakki verilmistir VII Konstantin Porfirogennetos un De Ceremoniis eserinde 911 ve 949 yillarinda Girit e yapilan seferlerde kullanilan filolarin listelerini vermistir Bu kaynaklar onemli bir tartismayi baslatmistir yorumlara gore boylece 949 yilinda tum Imparatorluk filosu icin verilen sayilar Yunanca metinlerin okumalarina bagli olarak 100 150 ya da 350 gemi olarak yorumlanmaktadir Ousia Grekce oὺsia terimini tam anlami da ayrica karisiklik konusudur geleneksel olarak 108 adamlik standart murettebata karsilik gelir ve tek bir geminin guvertesinde bulunan murettebattan fazladir De Ceremoniis baglaminda diger yandan en yalin haliyle birlik ya da gemi olarak da okunabilir 150 sayisi baska yerlerde kaydedilmis sayilar ile uyumludur ve bircok tarihci tarafindan kabul gormesine ragmen filonun olusumu konusunda farkli dusunurler Makrypoulias 8 pamphyloi 100 ousiakoi ve 42 dromōnes sayilarini uygun bulur sonraki iki imparatorluk gemisi ve 10 Stenon filotello gemisi icerir Bu donem Bizans donanmasinin toplam buyuklugu olarak Warren Treadgold denizci themalar da dahil olmak uzere yaklasik 240 savas gemilik bir toplama ulasmaktadir 960 961 Girit seferinde bu rakam 307 e cikmaktadir Treadgold a gore sonraki rakam muhtemelen 9 ve 10 yuzyilda tum Bizans donanmasinin daha kucuk filotellolar da dahil yaklasik ayakta tutabilecegi ust siniri gosterir Fakat kayda degerdir ki thema filolarinda gemi sayisi ve onlara atanan insan gucunde 911 ve 949 yillarinda onemli bir dusus vardir Thema filolarinin agirligini toplam donanma icinde ucde ikiden dusurmek kismen daha agir dromōn yerine daha hafif ousiakos kullanilmasi kismen ise mali ve insan gucu zorluklarindadir Bu ayrica tasra filolarinin tamamen ortadan kalktigi gec 11 yuzyila kadar surecek surecek egilimin de bir gostergesidir Rutbeler Denizci themalar kara karsiliklari ile ayni sekilde yapilanmalarina ragmen Bizans kaynaklarinda tam rutbe yapisiyla ilgili bazi karisiklik mevcuttur Amiral icin kullanilan yaygin terim strategos kara themata yoneten general icinde kullanilirdi Strategos altinda iki ya da uc tourmarchai tekil tourmarches etkin olarak Koramiral Onlarin arkasindan bir grup droungarioi tekil Drungarios Tumamiral karsiligi gelirdi 9 yuzyilin ortalarina kadar bagli komutanlari orijinal Karabisianoi filolarindan ayrildiklari icin Ege ve Sisam Themalarinin valileri droungarioi olarak kaydedilmislerdir ancak sonra strategos rutbesine yukseltilmislerdir Thema amiralleri ayni zamanda kendi themalarinin valileriydiler themanin sivil idaresinde prōtonotarios bas seketer noter onlara yardim ederlerdi Filo idaresinden sorumlu chartoularios kurmay baskani olarak gorev yapan prōtomandatōr sef haberci ve amiralin korumasini yoneten komes tes hetaireias iceren bir grup kurmay kometes kontlar tekil komes diger kurmay subaylardir Basilikon ploimon un magistros Drungarios ve katepanō nu gec 9 yuzyil On yuzde hac ve etrafinda yazi arka yuzde yalnizca yazi iceren kursun Iznik muhru Imparatorluk filosu farkli bir durumdu thema idaresine bagli degildi fakat profesyonel merkezi yedek kuvveti olarak bir tagmata olarak kabul edilirdi Sonucta Imparatorluk filosu komutani Drungarios tu basiliku ploimu daha sonra megas buyuk on eki ile taninir olarak kaldi Baslangicta cok dusuk siralarda yer alan ofis hiyerarside hizla yukseldi 899 da Logothetis tu dromu nun hemen onune veya arkasina ve cesitli ust duzey askeri ve sivil yetkililerin onune yerlestirildi Ayrica diger askeri komutanlar ile themalar veya tagmata arasinda degil imparatorluk muhafizlarinin komutani olan Hetaireia den sonra ikinci sirada yer aldigi ozel askeri yetkililer siniflandirilmasiyla dikkat cekiciydi Komnenos doneminde de unvan vardi ancak imparatorluk eskort filosu komutani olarak kullaniliyordu ve Paleologos donemine kadar ayakta kaldi 14 yuzyil Pseudo Kodinos un unvanlar kitabi bu unvani icerir Yardimcinin unvani topoteretes olarak adlandirilir ve Imparatorluk filosu icin kullanilmistir lakin kaynaklarda rolu cok acik degildir Bu gorevli Liman Amiral in rolune benzer bir gorev yapiyor olabilir Bu kidemli gorevlilerin bazilari profesyonel denizcilikten yukselmelerine ragmen cogu filo komutani yuksel saray memurlariydi bu kisiler denizcilik deneyiminde profesyonel yardimcilarinin deneyimlerine guvenirlerdi Organizasyonun alt kademelerinde daha fazla benzerlik vardi uc ya da bes gemilik filolar bir komes ya da droungarokomes tarafindan komuta ediliyordu ve her geminin kaptani kentarhos Centurio olarak isimlendirilirken literatur kaynaklari nauarchos ya da hatta trierarchos gibi daha eski terimleri de kullanirdi Her geminin murettebati geminin buyuklugune bagli olarak birle uc arasi ousiai den olusurdu Kaptanin altinda ikinci kaptan olarak hareket eden bir bandophoros sancak tasiyan iki prōtokaraboi tekil prōtokarabos geminin basi bazen eski kullanim olarak kybernetes ve pruva subayi prōreus bulunurdu Her iki tarafta kurekcilerin basinda kicta kurekleri yonlendiren Prōtokaraboi dumenciler vardi Bu ikilinin kidemlisi ilk prōtokarabos prōtos prōtokarabos idi Gercek hayatta muhtemelen her gemide bu gorevlilerden vardiya usulu calisilmasindan dolayi bircok tane vardi Bu subaylarin cogu asamalardan gecerek yukselirlerdi ve De Administrando Imperio kitabinda birinci kurekcilikten prōtelatai imparatotluk mavnasina prōtokaraboi olarak yukselmis atiflar mevcuttur ve sonra daha yuksek makamlara cikanlar da vardir Imparator Romanos Lekapenos en basarili ornektir Guvertede ayrica bircok uzman da vardi ki pruvada iki kurekci Rum atesini atan tupleri sifōn calistiran siphōnatores bunlardan bazilaridir Emirleri kurekcilere kōpelatai ya da elatai tasiyan bir boukinatōr borazanci Tellal kaynaklarda ayrica kaydedilmistir Deniz piyadeleri nizami ordu birlikleri olarak kurulduklari icin rutbeleri ordu karsiliklarini izler Gec donem 1080 ler 1453 Komnenos donemi reformlari Donanmanin 11 yuzyilda dususunden sonra I Aleksios donanmayi farkli bir cizgide yeniden insa etti Thema filolar tamamen ortadan kalktigi icin onlardan arta kalanlar megas doux ismiyle olusturulan yeni komutanin emrinde birlesik imparatorluk filosu altinda bir araya getirildi Imparatorun kayinbiraderi Ioannis Dukas bu gore gelmis ilk kisi olarak kabul edilir yaklasik 1092 yilinda bu unvani almistir Deniz kuvvetinin komutani filonun megas Drungarios u bu yeni makama baglanarak bas yardimcisi oldu Megas doux ayrica filo saglayan bolgelere oria bolunmus eski Hellas ve Mora themalarinin bir araya gelmesiyle olusan Guney Yunanistan in tamaminin valisi olarak gorevlendirildi II Ioannis in hukumdarliginda Ege adalari ayrica bakim murettebat ile savas gemilerinin hazirligindan sorumluydular ve donemin kaynaklari Manuil in buyuk filosundan buyuk bir kivanc ile murettebatin yerli Romalilar ile olusturuldugunu bahsetmelerine ragmen muttefik filo ve parali asker kullanimi devam ediyordu Fakat filonun ozel olarak insa edilmesi ve Konstantinopolis etrafinda konuslanmasi ile vilayet filolarinin yeniden yapilandirilmamasi gercegi ozellikle Yunanistan olmak uzere merkez disi alanlarda bircok mahsura neden olup saldirilara acik hale getiriyordu Iznik donanmasi Bizans filosunun 12 yuzyilin sonlarinda dususu ile beraber Imparatorluk artan oranda Venedik ve Ceneviz filolarina bagimliligi artti Fakat 1204 yilinda Konstantinopolis in ele gecirilmesinden sonra ilk Iznik imparatoru I Theodoros un hukumdarliginda zaten gorece guclu bir filonun varligini belirli detaylar eksik bile olsa kaynaklar soyler III Ioannis ve II Theodoros h 1254 1258 hukumdarliklarinda donanmanin iki ana stratejik operasyon alani vardi Ege denizi Yunan adalarina basta Rodos karsi zorunlu operasyonlar ile Balkanlarda savasan ordulara nakliye ve tedarik temini Marmara denizi burada Iznikliler Latin trafigini engellemeyi ve Konstantinopolis i tehdit etmeyi amaclamislardir Smyrna Ege icin ana tersane ve us olurken Stadeia ikincil merkez olmustur Marmara icin ise Lampsakos yakinlarinda Gelibolu Yarimadasi karsisinda Holkos olmustur Paleologos donanmasi Cabalarina ragmen Iznik imparatorlari denizlerdeki Venedik egemenligine karsi koyma tesebbusleri basarisizlikla sonuclandi ve yardim icin Ceneviz e yonelmeye zorlandilar Konstantinopolis in 1261 yilinda geri alinmasindan sonra Imparator VIII Mihail ulusal bir donanma kurmak ve bu bagimliligi azaltmak icin buyuk bir caba baslatti bu amacla yeni birlikler kurdu baskent etrafinda yasayan Yunan Latin kokenli adamlardan olusan Gasmouloi Grekce Gasmoῦloi ve Lakonia dan toplanan adamlardan Lakōnes Lakwnes Lakonyalilar ya da Tzakōnes Tzakwnes olarak isimlendirilen deniz piyadesi olarak kullanildilar ve 1260 ve 1270 lede deniz insan gucunun buyuk kismini olusturdular Mihail ayrica Prosalentai ya da Proselontes isimlendirilen ve deniz piyadelerinden ayri kurekciler olusturmustu Tum bu gruplar hizmetlerine karsilik topraklarinda ekip bicmek icin kucuk ayricaliklar almislardi ve kucuk koloniler seklinde iskan edilmislerdi Prosalentai kuzey Ege de deniz yakin iskan edilirken Gasmouloi ve Tzakōnes cogunlukla Konstantinopolis in etrafina ve Trakya ya yerlestirilmisti Imparatorlugun son yuzyillarinda bu birlikler mevcut ama kuculen formlardaydilar gercekten Gelibolu nun Gasmouloi birligi ilk buyuk Osmanli filolarinin insan gucunun buyuk kismini olusturdular Paleologos donemi boyunca filonun ana ussu Konstantinopolis in Marmara kiyisinda Kontoskalion limani olmustur burasinin VIII Mihail tarafindan dibi taranmis ve guclendirilmisti Vilayet deniz merkezleri arasinda muhtemelen en onemlisi Mora Yarimadasi nda Monemvasia ydi Ayni zamanda Mihail ve ardillari filolarda yabancilari kullanilmasi ile ilgili iyi kurulmus bir uygulamayi surdurduler Duzenli olarak yaptiklari ittifak degisen guvenilmeyen Italyan sehir devletlerine karsilik parali asker kullanimi imparatorlugun son yuzyilinda artarak devam etmistir bu askerler hizmetlerine karsilik yurtluk ile odullendirilmistir Anafi ve Rodos Lordu Giovanni de lo Cavo onun ardili Andrea Morisco ile Sakiz Adasi ve Fokaia Lordu Benedetto Zaccaria gibi parali askerlerin cogu o donem Bizanslilarin ana muttefiki Cenevizliydi VIII Mihail hukumdarliginda ilk defa Italyan korsan Licario Megas doux olarak atanmis ve Egriboz Adasi yurtluk olarak verilmistir 1303 te baska bir yuksek rutbe olan amerales Grekce ἀmhralhs ya da Grekce ἀmhralῆs kullilmaya baslandi Terim Napoli Kralligi ve diger Batili uluslar ile temas yoluyla Bizans kullanimina coktan gecmisti ancak nadiren kullaniliyordu Katalan Bolugu nun parali askerlerinin gelisiyle megas doux ve megas Drungarios tan sonra gelen imparatorluk hiyerarsisinin bir parcasi olarak kabul edildi Her ikisi de 1303 ten 1305 e kadar sadece iki makam sahibi biliniyor ve Andrea Morisco ancak rutbe bundan cok sonra cesitli makam listelerinde anilmaya devam etti Boylece 14 yuzyilin ortalarinda Makamlar Kitabi na gore megas doux un astlari Megas drungarios tu stolu ameralios prōtokomes kidemsiz droungarioi ve kidemsiz kometes idi Pseudo Kodinos ayrica diger savas gemileri hac ve atesleyicileri iceren olagan imparatorluk bayragini basilikὸn flamoylon basilikon phlamoulon dalgalandirirken megas doux un kendine ozgu sancak olarak at sirtinda imparatorun bir goruntusunu dalgalandirdigini kaydeder GemilerDromonlar ve onlarin turevleri 12 yuzyila kadar Bizans donanmasinin ana savas gemisi dromon dromwn ve diger benzer gemi turleriydi Anlasildigi kadariyla imparatorluk Roma filolarinin hafif Liburna kadirgalarinin bir bir evrimi terim 5 yuzyil sonlarinda ilk defa ortaya cikmis ve yaygin bir sekilde 6 yuzyildan itibaren belirli bir tip savas kadirgasi icin kullanilmistir Dromōn teriminin kendisi Yunanca drom aw kosmak kokunden gelir dolayisiyla kosucu anlamindadir ve Prokopius gibi 6 yuzyil yazarlari bu tasitlarin hizlari ile ilgili atiflar belirgindir Sonraki birkac yuzyil boyunca Araplar ile deniz savaslari siklastikca iki ya da hatta muhtemelen uc kurekci sirali daha agir versiyonlar ortaya cikti Zamanla terim genel anlamda savas gemisi ve siklikla yerine kullanilabilir bir bicimde 8 yuzyil boyunca ilk defa ortaya cikan genis savas gemisi Helandiyon Yunanca keles kelimesinden xelandion Suvari ati anlaminda Bizans terimi icin kullanildi Gelisimi ve ozellikleri Orta cag savas gemilerinin ortaya cikisi ve gelisimi bir tartisma ve varsayim konusudur gunumuze kadar kurekle cekilen ilk cag ya da erken orta cag doneminden kalan bir savas gemisi kalintisi bulunamamistir ve bilgiler yazili kaynaklarin analiz edilmesiyle ya da birkac ticari gemi kalintisinin kalintilarinin kaba artistik cizimleri ile toparlanmistir Ancak 2005 2006 yillarinda Marmaray projesi sirasinda Theodosius Limani nin gunumuzde Yenikapi yerinde yapilan arkeolojik kazilarda aralarinda galea tipi dort hafif kadirganin da oldugu 6 ile 10 yuzyillar arasi 36 Bizans gemisi kalintisi gun yuzune cikarilmistir Genel kabul goren gorus asli liburna tipi gemilerden gelen erken donem dromonlardan tureyen ve bu sekilde Akdeniz kadirgasi olarak nitelenen ana ilerlemeler tam guvertenin benimsenmesi katastrōma su uzerindeki mahmuz lehine pruvada koc basi saldirinin terk edilmesi ve Latin yelkenin kullanimidir Koc basi saldirinin Latince rostrum Yunanca Grekce ἔmbolos terk edilmesinin kesin sebepleri belirsizdir 4 yuzyil Vergilius Vaticanus yazmalarinda yer alan yukari bakan gaga betimlemeleri gec Roma kadirgalarin dahi koc basinin mahmuz ile yer degistirdigini gostermektedir Bir ihtimalde antik gemi teknesinin disini once zivana ile gecmeli teknigin koc basinin tasarlanmasi karsisinda yerini guclu ve daha esnek tekneye koc basi saldirilarina daha az hassas gemi omurgasinin once yapildigi metoda gecilirken degisimin oldugudur Eger Sevilla baspiskoposu Isidore un su altindaki kayalara carpmaya karsi korudugunu belirten yorumlarini degerlendirirsek koc basinin asil gorevi kesinlikle erken 7 yuzyilda unutulmustur Latin yelkeninde ise gecmiste cesitli yazarlar bunun ana kaynagi muhtemelen Hindistan olarak Araplar tarafindan Akdeniz e getirildigini belirtirler Fakat son on yillarda ortaya cikan yeni tasvirler ve yazili kaynaklar bilim adamlarinin latin yelkeninin ortaya cikisinin Levant ta daha erken bir donem olan gec Helenistik ya da erken Roma oldugunu dusunmelerine neden olmustur Yalnizca ucgen degil dortkenar versiyonuda bilinmektedir ve daha kucuk teknelerde yuzlerce yildir kare yelkenle paralel kullanilmaktadir 533 yilinda Belisarius un isgal filosunun gorunuste en azindan bir kisminin latin yelkeni ile donatilmasi o zamanlar dromonun standart techizatinin muhtemelen latin yelkeni oldugunu gostermektedir kademeli olarak geleneksel kare yelken orta cag denizciliginin kullanimindan dusmustur Prokopius un anlatimina gore bu dromonlar iki kenarinda 25 olmak uzere toplam 50 kurekci bulunan tek katli gemilerdir Gene Helenistik donem uskundra kullanan gemilerinden farkli olarak bunlar dogrudan geminin govdesinden uzatiliyordu Daha sonraki donem cift katli bireme 9 ve 10 yuzyil dromonlari iki kurek sirasi elasiai bir kurek sirasi asagida digeri ise yukari guvertede olacak sekilde guverteyle bolunmustu bu kurekcilerin gemi bordaladigi zaman deniz piyadeleri ile savasmasi bekleniyordu Makrypoulias her sirada asagida 25 kurekci ust guvertede 35 bir dromon icin toplam 120 kurekci iceren bir duzenleme onerir Bu gemilerin tum uzunlugu muhtemelen yaklasik 32 metredir O donem cogu gemi tek direkli histos or katartion olmasina ragmen daha buyuk bireme dromonlar daha etkin manevra yapabilmek icin muhtemelen en az iki direge ihtiyac duyuyorlardi ki bu buyuklukteki bir gemi yalnizca bir latin yelkeni ile yonetilemez anlamina gelecegi kabul edilebilir Gemi pupa prymne tarafinda kaptanin yeri krab b at t os ile beraber cadir ile korunmus iki kic dumeni ile yonetiliyordu Pruva prōra yukseltilmis bir on ust guverteye pseudopation sahipti bunun altinda nisanlanmis Rum atesi atan bir sifon bulunurken ikincil sifonlar geminin ortasinda her iki tarafta da bulunabilirdi Geminin yanlari boyunca devam eden askerlerin kalkanlarini astiklari bir pavesade kastellōma guverte murettebatina koruma sagliyordu Roma liburnalarina benzer sekilde daha buyuk gemiler ayrica her iki yaninda direklerin arasinda tahtadan bir kalelere xylokastra sahiptiler boylece okcular yukseltilmis bir platformdan atis yapabiliyorlardi Pruva mahmuzun peronion amaci dusman gemisinin kureklerini kirip ok atesi ve borda etmeye karsi onu yardimsiz birakiyordu Yenikapi kazilarinda ortaya cikarilan 10 11 yuzyila ait dort adet galeai tipi geminin tek tip tasarimi ve insasi onlarin merkezi bir uretim surecinden gectiklerini gostermektedir Uzunluklari yaklasik 30 metredir ve Karacam ve Dogu cinarindan imal edilmislerdir Gemi tipleri Bir deniz savasi tasviri Oppianos un Cynegetica sinin 13 yuzyil kopyasindan 10 yuzyilda dromon tipinin bireme iki sira kurek savas gemilerinde uc ana sinif mevcuttu 911 ve 949 yillarinda Girit Emirligi ne gonderilen seferlerin envanterlerinde detaylarinin gorulecegi uzere chelandion ousiakon Grekce xelandion oὑsiakon boyle isimlendirilmisti cunku icinde 108 adamlik bir ousia vardi chelandion pamphylon xelandion pamfylon 120 160 adamlik bir tayfasi vardi ismi ya tasima gemisi olarak Pamfilya bolgesi menseini ya da murettebatinin seckin murettebat Grekce pᾶn fῦlon tum kabileler anlamina gelmektedir ve dromōn hakiki murettebati iki ousiai ile olusur De Ceremoniis de agir dromōn gemilerinin 230 kurekci 70 deniz piyadesinden olusan murettebat ile hatta daha da buyuk bir murettebattan olustugunu soyler denizcilik uzmani John H Pryor onlari gemide tasinan ihtiyac fazlasi personel olarak dusunurken Yunan uzman Christos Makrypoulias ise bu fazla adamlari ust kat kureklerinin her birinin ikinci kurekcisi olarak dusunur Daha kucuk yaklasik 60 kisilik murettebatli tek sira kurekcili gemiler moneres monhrhs tek sira ya da galea galea galley kadirga kelimesi bu kelimeden turemistir kesif gorevleri icin kullanilirken ayrica savas duzeninde kanatlarda yer aliyorlardi Galea ozellikle Merdeiler ile kuvvetli bir baglantisi vardir ve hatta Christos Makrypoulias gemilerin yalnizca onlar tarafindan kullanildigini bir one surer Uc sira trireme dromonlar 9 yuzyilda parakoimomenos Basileios Lekapenos a ithaf edilmis calismada tarif edilmislerdir Yalnizca bazi parcalari gunumuze ulasmis bu eser agirlikli olarak Klasik bir trireme nin gorunum ve konstruksiyonunu cizmistir ve bu yuzden orta Bizans doneminin savas gemilerine uygulanmaya calisildigi zaman cok dikkatli kullanilmalidir Ancak trireme gemilerin varligi 11 ve 12 yuzyil Fatimi Devleti donanmasinda kullanildigi kanitlanmistir ve VI Leon tarafindan yapilan 10 yuzyila ait buyuk Arap gemilerine ait gondermelerde trireme kadirgalari isaret eder Yuk tasimakta Bizanslilar genellikle nakliye gemileri phortegoi ya da tedarik gemileri skeuophora gibi siradan ticaret gemilerini askeri hizmete mecbur ederler Kurekten ziyade yelkenli tasitlar cogunlukla Bizanslilar ve Araplar ayrica ya yelkenli gemilerden ya da kadirgalardan at nakliye gemileri hippagōga kullanirlardi kadirgadan olanlara suphesiz atlar icin degisiklik yapiliyordu Eger helandiyon baslangicta kurekli at nakliye icin ortaya cikmislarsa bu da helandiyon ile dromōn ozellikleri arasinda insa farklar icerdigi anlamina gelir terimler yazili kaynaklarda ayrim gozetmeksizin siklikla bir biri yerine kullanilmistir Dromōn ozellikle savas kadirgasi olarak gelistirilirken helandiyon gemilerinde orta bolumunde bir sira ati bulunduracak ozel bir bolum bulundururdu bu da geminin enini ve kargo derinligini artirmaktaydi Ek olarak Bizans kaynaklarinda daha buyuk gemilerin kenarinda tasinan sandalos ya da sandalion sandalos sandalion isimli kayiklardan bahis vardir De Ceremoniis de bu tur tek direkli dort kurekli ve bir dumenli tarif edilmistir Imparatorlugun ilk yillarinda gemi insasi icin ahsap esas olarak kozalakli agaclardan daha sonraki yillarda ise genis yaprakli agaclardan muhtemelen gunumuzde Turkiye de bulunan ormanlarindan elde edilmistir Son yuzyillarin Bati tasarimlari 14 yuzyil yagli boya resimde hafif bir kadirga gunumuzde Atina Bizans ve Hristiyan Muzesinde bulunan bir ikonadan Dromonlarin yerini Italyan kokenli galea tipi gemilerin tam olarak hangi donem aldiklari bilinmemektedir Bizansli yazarlar her ne kadar ayrim gozetmeden kullansalar da terim gec 12 yuzyila kadar kullanilmaya devam etmistir Donemin Bati yazarlari genellikle nakliye gemileri gibi buyuk gemiler icin kullanilan terimleri kullanmistir ve Bizanslilarda da genis kullanimi bu fikri destekleyen bir kanittir 1169 yilinda Surlu Vilyam in Bizans filosu taniminda dromonlar cok buyuk nakliye gemilerini siniflandirmak icin kullanmistir ve iki sira kurekcisi olan savas gemileri onlardan ayrilmasi icin kullanilirdi boylece gercekten Bizanslilar tarafindan yeni bireme kadirgalari benimsenmesini gosterir 13 yuzyil ve sonrasi dromon terimi nihayi olarak kullanimdan cikmis ve yerini katergon katergon hizmet icin gorevlendirilmis anlaminda almistir 11 yuzyil sonlarinda terim aslen askeri hizmet icin gorevlendirilmis nufustan olusturulmus murettebata uygulanmistir Bizans Imparatorlugu nun sonraki donemlerinde Bizans gemileri Bati modellerini kullaniliyordu katergon terimi ayrim gozetilmeden Bizans ve latin gemileri icin kullaniliyordu ve at nakliye chelandion Batili taride kelime Arapca ṭarrida kelimesinden gelmekte Yunanca tareta tareta olarak benimsenmistir ile yer degistirdi Gunumuze gelen Capet Hanedani nin Anju koluna ait Sicilyali kaynaklarda chelandre terimi taride ile yer degistirmesi ile benzer bir surec gerceklesirken her iki terim bir sure beraber kullanilmaya devam etmistir Her ikisi arasinda konstruksiyon farklari zikredilmese de her iki terim 20 ile 40 arasi at tasiyabilen nakliye gemileri usserii anlamina gelmekteydi Bireme Italyan tarzi kadirgalar 13 yuzyilin sonlarina kadar Akdeniz filolarinin temel direkleri olarak kalmis olsa da donemin aciklamalarinda yapimlari hakkinda cok az ayrinti verilmistir Bu noktadan itibaren kadirgalar evrensel olarak trireme haline geldiler diger bir deyisle alla sensile sistemi denilen guvertenin ustunde bulunan tek bir bankta uc adam vardi bunlarin her biri farkli bir kurek cekiyordu Venedikliler ticaret icin daha fazla yuk tasiyabilen genisletilmis kadirga egilimli buyuk kadirga gelistirdiler Bu Donem boyunca belirli Bizans gemileri hakkinda cok az sey bilmektedir Floransa Konsili ne katilmak uzere giden Bizans heyetinin Bizansli din adami Sylvester Syropoulos ve Yunan Venedik Rodoslu kaptan Mihail tarafindan yapilan Deniz yolculuguyla ilgili olarak gemilerin cogunun Venedikli veya Papalik a ait oldugunu belirttigi gibi Imparator VIII Ioannis imparatorluk gemisi ile gitmistir Bu geminin Bizans mi yoksa kiralik mi oldugu ve turu belirsizdir Bununla birlikte ona eslik eden Venedik buyuk ticari kadirgalarindan hizli oldugu kaydedilmistir Rodoslu Mihail 15 yuzyilin ilk yarisinda Venedik ve bolgedeki diger Denizci devletler tarafindan kullanilan hem kadirga 16 Mayis 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde hem de yelkenli gemi 16 Mayis 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde 16 Mayis 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde olarak ana gemilerin yapim talimatlarini ve resimlerini sunan gemi yapimi uzerine bir calisma yazmistir Taktikler ve silahlarBizanslilar askeri talimatlar kullanarak gecmiste kara ve denizde yasanan savaslardan ogrenilen dersleri kurallastirmak korumak ve devam ettirmek konusuna dikkat ederlerdi Bazi eski terminolojilerine ragmen bu metinler Bizans denizcilik isleri uzerine bilgimizin temelini olusturur Gunumuze ulasan ana metinler VI Leon un Taktika ve Nikiforos Uranos un deniz muharebeleri peri naumachias ile ilgili bolumleri Her ikisinin cizimleri genis sekilde Syrianos Magistros ve diger daha erken donem calismalarin Naumachiai sindandir Konstantinos Porfirogennetos un De Administrando Imperio eserinin ilgili bolumlerinde ve Bizans ile Arap yazarlarin diger calismalarinda tamamlanmistir Denizcilik stratejisi lojistik ve taktikler Ilk ve orta cag denizcilik operasyonlarini inceledigimiz zaman once kadirga filolarinin teknolojik sinirlarini anlamak gerekir Kadirgalar sert sular ile iyi bir sekilde mucadele edemiyorlardi ve acik denizde dalgalar tarafindan batip felaket ile sonuclaniyordu tarihte kadirga filolarinin kotu hava yuzunden battigi benzer olaylar mevcuttur ornegin Birinci Pon Savasi sirasinda Roma kayiplari Bu nedenle denizcilik sezonu baharin ortalarindan eylule kadar olan donemle sinirlidir Bir kadirganin surdurulebilir seyrusefer hizi yelkenler kullanilsa bile sinirlidir ve tasidigi yuke baglidir Esasen bir kadirganin yakit kaynagi olan su kritik bir oneme sahipti Donanmanin savas gemilerini desteklemek icin ozel tedarik gemileri islettigine dair hicbir kanit yoktur Her kurekci icin gunde 8 litre olarak tahmin edilen tuketim seviyeleri ile Dogu Akdeniz in genellikle su kitligi ve guneste kavrulan kiyilarinda mevcudiyeti belirleyici bir operasyonel faktordu Daha kucuk dromonlar yaklasik 4 gunluk su tasiyabildikleri tahmin edilmektedir Etkili bir sekilde bu kadirgalardan olusan filolarin kiyi yollariyla sinirli oldugu ve ikmallerini yenilemek ile murettebatini dinlendirmek icin sik sik karaya cikmak zorunda kaldigi anlamina geliyordu Bu Belisarius un Vandallara karsi seferlerinden 9 ve 10 yuzyilda Girit seferlerine kadar Bizans deniz asiri cabalarinda daha iyi gorulur Bu sebeplerden dolayi Nikiforos Uranos onu sisiren ve karadan esen ruzgarla denizler hakkinda kesin bilgi ve deneyimli adamlardir Onlar denizlerde hem gizli kayalarini hem de derin olmayan yerlerini ve yelken actiklari kara ve ona yakin adalari limanlar ve bu limanlar arasinda mesafeleri bilmeliydiler Hem ulkeleri hem de su kaynaklarini bilmeliydiler mevcudiyetine olan ihtiyacin altini cizer Bu yuzden ortacag Akdeniz deniz savasi dogal olarak ozunde kiyida ve amfibiktir bugun anlasildigi uzere deniz hakimiyeti ile ugrasmak yerine kiyi topraklarini ya da adalari elde tutmak uzerinedir Ayrica koc basi saldirinin terk edilmesinden sonra sadece elde kalan barut gelismesine bagli olarak gemi olduren silahlar ve tahripli mermilerdi deniz muharebesi John Pryor in kelimeleri ile daha fazla tahmin edilemezdi herhangi bir guc elindeki silahlardaki ustunlugu ya da murettebatin yetenekleri gibi seylerle basarili olmayi beklemeyi umut ediyorlardi Bu nedenle Bizans ve Arap askeri talimatlarinin herkesin kendi filosunun korunmasina oncelik veren dikkatli taktikler ile kesin istihbarat elde etmek icin tuccar kiliginda ajanlar kullanilmasinin altini cizmesi sasirtici degildir Vurgu taktik baskin ve tersine dusman tarafindan hazirliksiz yakalanmamak uzerine kurulmustu Ideal olarak savasi sayi veya taktiksel yer degistirme ustunlugu saglayan alacakti Birinin kuvvetlerini ve taktiklerini muhtemel dusmanla eslestirmeye de onem verilmektedir Ornegin VI Leon Araplarin agir ve yavas gemileriyle koumbaria Slav ve Ruslarin kucuk ve hizli tasitlarini akatia baslica monoxyla karsilastirir Tactica XIX 74 77 Sefer sirasinda kiyi boyunca guclendirilmis uslerde aplekta cesitli kucuk filolarin bir araya gelmesini takiben kurekli savas gemilerinden ve yelkenli gemilerin yuk katarlarindan touldon ve muharebe durumunda gonderilecek kurekli nakliye vasitalardan olusan ana govde filoyu olusuyordu Savas filosu kucuk filolara bolunur ve emirler isaret bayraklari kamelaukia ve fenerler vasitasiyla gemiden gemiye iletilirdi Donanma karadaki kuvvetlerin tedarikinde kilit rol oynadi 941 yilinda Konstantinopolis e yapilan Rus saldirisini Bizans filosu puskurtuyor Borda etmek ve gogus goguse savas Orta cag deniz savaslarinin cogunun neticesini belirliyordu Ioannis Skilicis vakainamesinin Madrid Skilicis versiyonundaki bu resimde Bizans dromonlari Rus gemilerinin uzerine cikip mahmuzlari ile kurekcileri ezdigi gosteriliyor Gercek bir muharebeye yaklasildiginda ya da sirasinda iyi siralanmis bir duzen onemlidir eger bir filo duzenini kaybederse gemiler birbirlerine destek vermeyecek ve muhtemelen yenilecekti Filolar sirali duzenilerini muhafaza edemez veya kendilerini dusman ile karsilasirken uygun bir karsi duzende antiparataxis siralayamaz ise genellikle kacinir veya savastan koparlardi Cesitli savas hileleri de dahil olmak uzere taktik manevralar bu nedenle dusman olusumunu bozmak icin tasarlanmisti bunlar arasinda bir takim kuvvetlerin bolunmesi ve kanat manevralar yapilmasi geri cekilme ya da yedek gucun pusuya yatmasi Tactica XIX 52 56 gibi cesitli stratejiler kullanilirdi Nitekim VI Leon dogrudan karsi karsiya bulunmaktan sakinilip bunun yerine savas hileleri kullanilmasini tavsiye etmistir Tactica XIX 36 VI Leon a gore dusmanin yanlardan cevirmek icin merkezde amiral gemisi ve boynuzlarda daha agir gemi ile bir hilal duzeni norm olarak gorunur Tactica XIX 52 Kosullara bagli olarak bir dizi farklilik ile diger taktik ve karsi taktikler mevcuttu Bir kere filolar yeterince yaklastiklarinda yanici cisimlerden ok ve mizraklara kadar degisen karsilikli ates baslardi Amac gemileri batirmak degil netice olarak yapilacak bordrolamadan once dusman murettebatinin sayisini azaltmakti Dusman kuvvetinin yeterli miktarda azaldigina karar verildiginde filolar yaklasir gemiler digerlerine cengel atarlar ve deniz piyadeleri ve ust guvertedeki kurekciler dusman teknesine gecer ve gogus goguse muharebeye girisirlerdi Techizat 10 ve 12 yuzyil arasi tarihli Girit ten rum atesi el bombalari ve demir dikenleri Ilkcag savas gemilerinden farkli olarak Bizans ve Arap gemileri koc basi bindirmiyorlardi ve iki geminin mucadelesinin ana ekseni guverte saldirilari ve Rum atesi gibi yanici malzemeler kullanmakti Ikincisinin korkunc unune ragmen sadece ozel sartlarda etkiliydi ve tecrubeli murettebatin elinde atilmadikca sonuca goturen anti gemi silahi degildi Romali onculleri gibi kaya ok mizrak rum atesi kaplari ya da diger yanici sivilar demir dikenleri triboloi ve hatta dusmani bogmak icin kirec dolu kaplar ya da VI Leon un inanilmaz sekilde onerdigi uzere akrepler ve yilanlarlar Taktika XIX 61 65 atmak icin katapultlar mangana ve balistalar toxoballistrai Bizans ve Musluman gemilerine konuluyordu Denizcilere ve ust sira kurekciler savasa hazirlik amaciyla agir bir zirh Leon onlari Katafrakt olarak adlandiriyordu ve mizraklar ile kilic gibi yakin dovus silahlariyla donatilirken diger denizciler koruma icin takviyeli ceketler neurika giyer ve yay ve arbalet ile savasirlardi Deniz savasinda fuze atesinin onemi ve hacmi 10 yuzyilda Girit seferi icin 10 000 koltrop 50 yay ve 10 000 oktan bahsedilen filo tezahurlerinden myai sinekler denilen 200 civata ile 20 adet elle tasinan ballistrai ve dromon basina 100 cirit atma elde edilebilir 12 yuzyildan itibaren tatar yayi Yunancada Grekce tzᾶggra tzangra olarak adlandirilir Akdeniz savasinda giderek daha onemli hale geldi ve barutlu toplara sahip tam donanimli gemilerin gelisine kadar mevcut en olumcul silah olarak kaldi Bizanslilar bazi deniz savaslarinda kullanildigi kaydedilmesine ragmen basta kusatmalar olmak uzere silahi nadiren kullandilar Toplar 14 yuzyilin ikinci yarisinda kullanilmaya baslandi ancak Konstantinopolis in kara surlarini savunmak icin yalnizca birkac topcu parcasina sahip olan Bizanslilar tarafindan nadiren kullanildilar Venedikliler ve Cenevizlilerin aksine Bizanslilarin gemilere top takildigina dair hicbir belirti yoktur Rum atesi Ioannis Skilicis vakainamesinin Madrid Skilicis versiyonundan bir minyatur Rum atesinin kullanimi Rum atesi Bizanslilarin kullandigi alev alan bir karisima Bati Avrupalilarin verdigi isimdir boyle isimlendirilmistir cunku Avrupalilar Bizanslilari Yunanlar olarak gorur Bizanslilarin kendileri bunun icin degisik tanimlayici isimler kullanmislardir fakat en yaygin olani sivi ates Grekce ὑgron pῦr olanidir Ates cikaran kimyasallarin Bizanslilar tarafindan kullanimi 6 yuzyildan beri bilinse de Rum atesi olarak bilinen gercek karisim 673 yilinda yaratildigina inanilir ve Suriye den Kallinikos isimli bir muhendise atfedilir Kullaniminda en yaygin metod formulun buyuk tunc tupler sifōn ile dusman gemilere atilmasidir Alternatif olarak mancinik tarafindan atilan ateslenmis kavanozlarin firlatilmasidir vincler gerania ile saf yanicilarin dusman gemilerine atilmasi olarak anlatilmistir Genellikle karisim isitilmis ve basinc altinda tutulan varillerde saklaniyordu ve operatorler genis demir kalkanlarin arkasinda bulunken bir cesit pompa ile borunun icinden nisanlaniyordu Tasinabilir versiyon da cheirosiphōn mevcuttu denildigine gore VI Leon tarafindan icat edilmistir onu dogrudan gunumuz Alev makinesi ile benzer kiliyordu Uretimi devlet sirri olarak korunuyordu ve bilesenleri kabaca tahmin edilmekte ya da sadece Anna Komnini gibi ikincil kaynaklarda tarif edilmektedir sonucta dogru birlesim gunumuzde hala bilinmemektedir Rum atesinin etkisi napalma daha benzerdir Donemin kaynaklari su tarafindan sondurulemedigini fakat daha ziyade uzerinde yayilip yanmaya devam ettigini acik sekilde bildirmislerdir kum oksijen ile baglantisini keserek sondurmektedir ve bircok yazar buyuk olasilikla bir cesit kimyasal reaksiyona girmeleri nedeniyle guclu sirke ve eski idrar ile sondurulebildigini yazmistir Sonucta bastan asagi sirkeye bulanmak ona karsi koruma saglamak icin kullanilan bir yontemdi O Imparator biliyordu ki Pisalilar denizcilikte yetenekli ve onlarla savasilmaktan cekinilir Her bir gemilerinin pruvasina princ ya da demirden agzi acik aslan ya da diger kara hayvanlarinin basini sabitlerler ve sonra yaldizla kaplarlardi boylece onlarin mutlak etkisi dehset vermek olurdu Ve dogrudan dusmana yonelen ates borulardan gecip canavarin agzindan gecerdi boylece sanki aslan ya da diger benzeri canavarlar ates kusuyor gibi olurdu Anna Komnini Aleksiad XI 10 Bizansli yazarlarin bir sekilde abartili yaklasimlarina ragmen bir mucize silah anlamini icermez ve bazi ciddi maglubiyetlere engel olamamistir Sinirli menzili ve sakin deniz ile uygun ruzgar sartlarina ihtiyac duymasi kullanimini sinirliyordu Buna ragmen uygun sartlarda ve hazirliksiz dusmana karsi buyuk yikici yetenegi ve psikolojik etkisi Ruslara karsi defalarca goruldugu uzere sonuca goturmeyi kanitlayabiliyordu Rum atesi kullanilmasi 12 yuzyil boyunca devam ettigi belirtilmistir ancak muhtemelen karsimin ana malzemelerinin elde edildigi bolgelere Kafkasya ve Karadeniz in dogu sahillerine erisimi kaymetmeleri nedeniyle Bizanslilar Dorduncu Hacli Seferi ne karsi bunu kullanmakta basarili olamamislardir Araplar 835 yilindan sonra kendi sivi ates silahlarini sahaya surmuslerdir fakat Bizans formulu kullandilarsa bunu casuslukla mi yoksa strategos Euphemios un 827 yilinda iltica etmesiyle mi elde ettikleri ya da bagimsiz bir sekilde kendi versiyonlarini mi gelistirdikleri bilinmemektedir 12 yuzyilda Selahaddin Eyyubi icin Mardi bin Ali el Tarsusi tarafindan yazilan talimatnamede neft ya da Nafta ismi verilen ve sulfur ile farkli recinelerin eklendigi petrol bazli bir Rum atesi kaydedilmistir Bizans tarihinde donanmanin roluImparatorluk tarihinde Bizans donanmasinin oneminin degerini bicmek hic kolay degildir Bir yandan hayati boyunca Imparatorluk siklikla kucuk hinterlandlari olan uzun kiyi seritlerini savunmustur Ayrica gemicilik tasimaciligin en hizli ve en ucuz yoluydu ve Imparatorlugun bereketli alanlari yaninda ana sehirleri ve ticari merkezleri denizlere yakin bulunuyordu 7 ile 10 yuzyillar arasi Araplarin ortaya koydugu tehditler ile beraber bu guclu bir filoyu ayakta tutmayi zorunlu kilmistir Konstantinopolis in Araplar tarafindan kusatilmasinda sirasindaki basarili savunmasiyla donanma imparatorlugu kurarak belki de en buyuk onemini gostermistir Bu donem boyunca gec 10 yuzyila kadardevam eden akinlar ile karsi akinlardan olusan oyunda deniz operasyonlari Bizanslilarin Araplara karsi cabalarinda yasamsal rol oynamistir Diger yandan cagin denizcilik teknolojisinin sinirlari ve dogasi ne Bizanslilarin ne de rakiplerinin herhangi birinin gercek talassokrasi gelistirmelerine izin vermemistir Kadirga filolari kiyi operasyonlari ile sinirlanmis ve gercekten bagimsiz rol oynayamamislardir Ustelik Araplara karsi Bizans galibiyet ve maglubiyetlerinin degistirmesi iki tarafin hicbirinin uste gelecek sekilde kalici kazanimda bulunamadigini gosterir Bizanslilarin 880 yilinda Nasar in dikkate deger gece zaferi gibi Orta cagda bir dolu benzer carpismalardan biridir bircok parlak basari kazanmalarina ragmen bu basarilar benzer korkunc yenilgiler ile dengelenmistir Bizans filolarinda kurekcilerinin baskaldirilariyla ilgili raporlar sartlarin talimatlarda yazan ideal durumdan cok uzakta oldugunu gostermektedir Buyuk Anadolu toprak sahiplerinin yuksek Bizans aristokrasi ve burokrasisindeki geleneksel basat durumlariyla beraber dusunuldugunde Roma Imparatorlugu nda oldugu gibi donanma en guclu oldugu zamanda bile kara kuvvetlerine gore genis sekilde ikincil kabul ediliyordu Bu gercek imparatorluk hiyerarsisinde amirallerin gorece dusuk pozisyonlarda olmasinda da acikca gorulur Diger yandan 10 ve 11 yuzyilda basta Venedik sonra Ceneviz Italyan sehir devleriyle kesisen Bizans deniz gucunun kendinden kaynakli sebeplerle kademeli zayiflamasi Imparatorlugun kaderi icin uzun erim ehemmiyettedir Bizans devletini parcalayan Dorduncu Hacli Seferinin talaninin en buyuk sebebi denizde Imparatorlugun savunmasiz kalmasidir Bu surec 9 yuzyilda Imparatorluk tarafindan Bati da kendi deniz gucunun zayifligini bertaraf etmek icin artan miktarda Italyani ise almasiyla Bizansin kendisi tarafindan baslatilmistir Italyan cumhuriyetlerin ayrica imparatorlukla Bati Avrupa arasindaki ticarette yaptiklari arabuluculukla da kar saglamalari Bizans ticari denizciligini zayiflatmis bunun sonucu da Bizans deniz kuvvetlerinin varligina ters etkisi olmustur Kacinilmaz sekilde Italyan cumhuriyetleri yavasca Bizans yorungesinden ayrilmis kendi politikalari izlemeye baslamislar ve gec 11 yuzyildan itibaren Imparatorlugu somurmeye ve bazen acikca yagmalamaya baslamalari nihayetinde Bizans i kendi cikarlari icin siyasi ve ekonomik boyun egdirmelerinin habercisiydi Kekavmenos un yorumlarinda betimledigi uzere o zaman guclu donanmanin eksikligi Bizanslilar tarafindan siddetle hissedilmistir I Manuil ve daha sonra VIII Mihail gibi guclu ve enerjik imparatorlar Bizans deniz gucunu canlandirabilmisler fakat Venediklilere agir darbeler vurduktan sonra bile sadece onlari Cenevizliler ya da Pisalilar yer degistirebilmislerdir Boylece ticaret Latinlerin elinde kalmis kar imparatorluktan hortumlanmistir ve olumlerinden sonra basarilari cabucak buharlasmistir 1204 yilindan sonra ve VIII Mihail in hukumdarliginin istisnasi haric Bizans donanmasinin kaderi az ya da cok Italyan denizci cumhuriyetler ile olan muttefikleriyle degisime bagli kalmistir Bizans tarihinin genel akisina bakildiginda donanmanin guclenip zayiflamasi cok yakin sekilde Imparatorlugun kaderindeki dalgalanmalarin yansimasidir Bu acik baglanti Fransiz Bizantolog Louis Brehier su yorumu yapmasine neden olmustur Bizans yonetim donemleri su sekildedir ki denizleri kontrollerine aldiklari donemler ve onu kaybederek geriye gidisin basladigi donem Ayrica bakinizWikimedia Commons ta Bizans donanmasi ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir KaynakcaOzel a b c Verpeaux 1966 s 167 Other Byzantine flags shown in the Book of All Kingdoms 14th century Flags of the World 12 Agustos 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Agustos 2010 a b c Treadgold 1998 s 67 a b c Treadgold 1998 s 85 Lewis amp Runyan 1985 s 20 Scafuri 2002 s 1 Norwich 1990 ss 48 49 a b Casson 1991 s 213 Pryor amp Jeffreys 2006 s 7 Pryor amp Jeffreys 2006 s 8 a b c Pryor amp Jeffreys 2006 s 9 MacGeorge 2002 ss 306 307 Norwich 1990 s 166 Pryor amp Jeffreys 2006 s 10 Pryor amp Jeffreys 2006 s 13 a b c d e f Gardiner 2004 s 90 Norwich 1990 s 207 Pryor amp Jeffreys 2006 s 14 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 14 15 Pryor amp Jeffreys 2006 s 15 Norwich 1990 s 77 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 17 18 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 19 24 Norwich 1990 ss 259 297 Campbell 1995 ss 9 10 a b c Gardiner 2004 s 91 Casson 1995 s 154 a b Nicolle 1996 s 47 a b c d Gardiner 2004 s 98 Pryor 1988 s 62 Nicolle 1996 s 87 Turtledove 1982 s 53 a b c Pryor amp Jeffreys 2006 s 25 Lewis amp Runyan 1985 s 24 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 26 27 Treadgold 1998 s 72 Lewis amp Runyan 1985 s 27 Norwich 1990 s 334 Pryor amp Jeffreys 2006 s 28 a b c d e Pryor amp Jeffreys 2006 s 33 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 29 30 a b Pryor amp Jeffreys 2006 s 31 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 31 32 Norwich 1990 ss 352 353 Treadgold 1997 s 349 a b Treadgold 1997 s 352 Lewis amp Runyan 1985 s 29 Bashear Suliman 1991 Apocalyptic and Other Materials on Early Muslim Byzantine Wars A Review of Arabic Sources Cambridge University Press 1 2 ss 173 207 doi 10 1017 S1356186300000572 JSTOR 25182323 Mango 2002 s 141 Runciman 1975 s 150 Christides 1981 s 76 Pryor amp Jeffreys 2006 s 41 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 41 42 a b Pryor amp Jeffreys 2006 s 45 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 45 46 Christides 1981 ss 76 106 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 46 47 a b Pryor amp Jeffreys 2006 s 47 a b c d e f Gardiner 2004 s 92 Christides 1981 s 92 Ibn i Haldun amp Rosenthal 1969 s 120 a b Pryor amp Jeffreys 2006 s 48 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 48 49 Pryor 1988 ss 102 105 Lewis amp Runyan 1985 s 30 Pryor amp Jeffreys 2006 s 60 Pryor amp Jeffreys 2006 s 50 Jenkins 1987 s 183 Treadgold 1997 s 534 Jenkins 1987 s 192 a b Runciman 1975 s 151 MacCormick 2002 s 413 a b Treadgold 1997 s 457 Pryor amp Jeffreys 2006 s 61 Treadgold 1997 s 458 a b Pryor amp Jeffreys 2006 s 62 Scafuri 2002 ss 49 50 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 64 65 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 65 68 Treadgold 1998 s 33 MacCormick 2002 s 955 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 65 66 Pryor amp Jeffreys 2006 s 66 Treadgold 1997 ss 463 464 a b Tougher 1997 ss 185 186 Pryor amp Jeffreys 2006 s 65 Tougher 1997 ss 186 188 Christides 1981 ss 82 86 87 Tougher 1997 s 191 Christides 1981 ss 93 94 Norwich 1999 s 120 Treadgold 1997 ss 469 470 Pryor amp Jeffreys 2006 s 63 Christides 1981 s 94 Pryor amp Jeffreys 2006 s 64 a b c Pryor amp Jeffreys 2006 s 72 MacCormick 2002 s 414 Pryor amp Jeffreys 2006 s 71 Halm 1996 ss 404 405 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 74 75 Treadgold 1997 s 495 a b McMahon 2021 ss 63 79 Norwich 1999 s 195 Pryor amp Jeffreys 2006 s 73 a b c d Gardiner 2004 s 93 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 75 76 Treadgold 1997 s 509 a b Kekavmenos amp Tsoungarakis 1996 Strategikon Ch 87 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 87 88 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 76 77 89 Haldon 1999 ss 90 91 Pryor amp Jeffreys 2006 s 88 Haldon 1999 s 91 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 91 93 Pryor amp Jeffreys 2006 s 94 Brehier 2000 s 335 Pryor amp Jeffreys 2006 s 99 a b Birkenmeier 2002 s 39 Nicol 1992 ss 55 58 Nicol 1992 ss 59 61 Pryor amp Jeffreys 2006 s 100 Nicol 1992 s 58 Pryor 1988 s 113 a b c d Haldon 1999 s 96 Pryor amp Jeffreys 2006 s 109 Nicolle 2005 s 69 a b c Pryor amp Jeffreys 2006 s 111 Treadgold 1997 s 631 Treadgold 1997 s 641 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 106 107 111 112 Norwich 1996 ss 98 103 a b Pryor amp Jeffreys 2006 s 113 Treadgold 1997 s 643 Phillips 2004 s 158 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 112 115 a b Harris 2006 s 109 Pryor amp Jeffreys 2006 s 116 Magdalino 2002 s 97 Lilie 1994 s 215 Birkenmeier 2002 s 22 a b c Pryor amp Jeffreys 2006 s 121 Harris 2006 ss 128 130 Norwich 1996 s 151 Ahrweiler 1966 ss 288 289 Ahrweiler 1966 ss 289 290 Ahrweiler 1966 ss 290 291 Ahrweiler 1966 ss 293 294 Ahrweiler 1966 ss 291 292 Ahrweiler 1966 ss 294 296 Macrides 2007 ss 168 169 Bryer 1966 ss 4 5 a b Nicol 1992 ss 166 171 Bartusis 1997 s 24 Nicol 1992 ss 171 172 a b Bartusis 1997 s 39 a b Lane 1973 s 76 Geanakoplos 1959 ss 127 153 154 Bartusis 1997 s 59 Nicol 1993 ss 59 60 Ahrweiler 1966 ss 374 376 Laiou 1972 ss 74 76 114 Nicol 1992 s 246 Nicol 1993 s 158 Laiou 1972 s 75 Loenertz 1959 ss 158 167 Ahrweiler 1966 ss 375 378 Angelov 2007 ss 175 176 317 Laiou 1972 s 115 Ahrweiler 1966 ss 380 381 Laiou 1972 ss 164 166 Ahrweiler 1966 ss 381 382 a b Ahrweiler 1966 s 382 Ahrweiler 1966 s 383 Nicol 1993 s 171 Ahrweiler 1966 ss 383 384 Ahrweiler 1966 s 384 Nicol 1993 s 199 Brehier 2000 s 341 a b Ahrweiler 1966 s 385 Nicol 1993 ss 220 221 Bartusis 1997 ss 98 99 Ahrweiler 1966 ss 386 387 Bartusis 1997 s 219 Ahrweiler 1966 ss 382 387 Bartusis 1997 s 99 Bartusis 1997 s 110 a b Heath 1984 s 23 Norwich 1996 ss 376 377 Kastritsis 2007 ss 138 146 147 188 Kastritsis 2007 ss 146 147 Kastritsis 2007 s 169 Setton 1978 ss 18 19 Nicolle 2005 s 45 Bartusis 1997 s 132 Nicolle 2005 ss 53 56 Cosentino 2008 ss 578 583 Treadgold 1997 s 19 Lewis amp Runyan 1985 ss 4 8 Ward Perkins 2005 s 60 MacGeorge 2002 s 307 Haldon 1999 s 68 Lewis amp Runyan 1985 ss 20 22 Brehier 2000 ss 324 325 Cosentino 2008 s 580 Lewis amp Runyan 1985 s 22 Treadgold 1998 s 28 Haldon 1999 s 78 Ahrweiler 1966 s 22 Treadgold 1997 ss 315 382 Cosentino 2008 s 602 Ahrweiler 1966 ss 22 23 a b c Haldon 1999 s 74 Treadgold 1998 s 73 Ahrweiler 1966 ss 24 25 Ahrweiler 1966 ss 31 35 a b c d e Gardiner 2004 s 99 Guilland 1967 s 535 a b Bury 1911 s 109 Ahrweiler 1966 ss 73 74 Ahrweiler 1966 ss 33 34 Ahrweiler 1966 ss 50 51 a b Haldon 1999 s 77 Ahrweiler 1966 ss 26 31 Pryor amp Jeffreys 2006 s 32 Ahrweiler 1966 s 82 a b c Kazhdan 1991 s 1127 Ahrweiler 1966 ss 82 83 Ahrweiler 1966 ss 76 79 a b Ahrweiler 1966 ss 79 81 Ahrweiler 1966 ss 64 65 Treadgold 1998 s 76 Kazhdan 1991 s 1836 Ahrweiler 1966 ss 83 85 Treadgold 1997 s 383 Treadgold 1997 s 427 Ahrweiler 1966 ss 83ff Kazhdan 1991 ss 1122 1250 Treadgold 1997 s 433 Ahrweiler 1966 ss 85 89 Ahrweiler 1966 ss 95 96 Treadgold 1998 ss 104 105 a b Treadgold 1997 s 145 a b Treadgold 1997 s 277 Treadgold 1997 s 412 a b c Treadgold 1997 s 576 Treadgold 1997 s 843 Casson 1991 s 188 Pryor 1988 s 76 Haldon 1999 s 267 Makrypoulias 1995 ss 154 159 Brehier 2000 ss 330 331 MacCormick 2002 ss 413 414 Makrypoulias 1995 ss 154 155 Makrypoulias 1995 ss 154 156 Makrypoulias 1995 ss 157 158 Pryor amp Jeffreys 2006 s 266 a b Pryor amp Jeffreys 2006 s 267 Treadgold 1998 s 104 Ahrweiler 1966 s 70 Haldon 1999 s 119 Bury 1911 ss 108 110 137 140 Guilland 1967 ss 535 536 Heath 1984 s 20 Pryor amp Jeffreys 2006 s 271 note 364 Pryor amp Jeffreys 2006 s 393 Pryor amp Jeffreys 2006 s 268 a b Gardiner 2004 s 97 Kazhdan 1991 s 1745 Pryor amp Jeffreys 2006 s 275 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 270 271 a b Pryor amp Jeffreys 2006 s 274 Pryor amp Jeffreys 2006 s 273 Kazhdan 1991 s 1330 Haldon 1999 s 144 Magdalino 2002 ss 234 235 Magdalino 2002 s 233 a b Lewis amp Runyan 1985 s 37 Macrides 2007 ss 100 101 Nicol 1993 s 16 a b Ahrweiler 1966 s 405 Bartusis 1997 ss 44 45 a b Nicol 1993 s 42 Bartusis 1997 s 46 Bartusis 1997 s 158 Bartusis 1997 ss 46 47 Kazhdan 1991 s 1394 Bartusis 1997 s 60 Geanakoplos 1959 ss 209 211 Failler 2003 ss 232 239 Guilland 1967 s 540 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 123 125 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 125 126 Gardiner 2004 s 102 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 166 169 Delgado 2011 ss 188 191 Pryor amp Jeffreys 2006 s 127 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 138 140 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 145 147 152 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 134 135 a b Casson 1995 ss 243 245 Fig 180 182 Basch 2001 ss 57 64 Campbell 1995 ss 8 11 Pomey 2006 ss 326 329 a b Pryor amp Jeffreys 2006 ss 153 159 Basch 2001 s 64 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 130 135 Gardiner 2004 ss 103 104 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 232 255 276 Makrypoulias 1995 ss 164 165 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 205 291 Pryor amp Jeffreys 2006 s 238 Dolley 1948 s 52 Pryor amp Jeffreys 2006 s 215 Pryor amp Jeffreys 2006 s 203 Haldon 1999 s 189 Pryor amp Jeffreys 2006 s 282 Gardiner 2004 s 104 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 143 144 Delgado 2011 ss 190 191 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 189 192 372 Casson 1995 ss 149 150 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 261 262 Makrypoulias 1995 s 165 Pryor amp Jeffreys 2006 s 190 Makrypoulias 1995 ss 159 161 a b Pryor 2003 s 84 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 284 286 Gardiner 2004 s 108 Pryor amp Jeffreys 2006 s 305 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 307 308 322 324 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 166 169 322 325 449 Makrypoulias 1995 s 168 Akkemik amp Kocabas 2014 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 407 411 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 413 415 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 415 416 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 418 419 Pryor amp Jeffreys 2006 s 420 Gardiner 2004 s 115 Gardiner 2004 ss 110 111 Gardiner 2004 ss 116 123 Gardiner 2004 ss 123 124 Andriopoulou Vera Kondyli Fotini The Syropoulos Project The Institute of Archaeology and Antiquity of the University of Birmingham 27 Subat 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 9 Mart 2009 a b Pryor 1988 s 70 Gardiner 2004 s 209 Pryor 1988 ss 71 77 McMahon 2021 s 69 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 354 356 357 a b Pryor amp Jeffreys 2006 s 360 Gardiner 2004 ss 219 220 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 388 389 Pryor amp Jeffreys 2006 s 383 Pryor amp Jeffreys 2006 s 387 Christides 1981 ss 79 80 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 387 392 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 513 515 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 394 395 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 396 399 Pryor amp Jeffreys 2006 s 144 Pryor amp Jeffreys 2006 s 399 a b Pryor 2003 s 100 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 399 400 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 505 507 Pryor amp Jeffreys 2006 s 499 Pryor amp Jeffreys 2006 s 505 Pryor amp Jeffreys 2006 s 402 Pryor 2003 ss 102 104 Pryor 2003 s 96 Pryor amp Jeffreys 2006 s 509 Pryor amp Jeffreys 2006 s 381 Pryor 2003 s 102 Dotson 2003 s 134 Bartusis 1997 ss 298 299 331 Heath amp McBride 1995 ss 19 21 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 607 609 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 378 379 Gardiner 2004 s 105 Pryor amp Jeffreys 2006 s 617 Dawes 1928 s 292 Pryor 2003 s 97 Christides 1984 s 64 Pryor amp Jeffreys 2006 s 384 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 630 631 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 610 611 Mango 2002 s 197 Pryor amp Jeffreys 2006 s 386 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 388 390 Pryor amp Jeffreys 2006 s 385 Pryor amp Jeffreys 2006 ss 385 386 Pryor 2003 ss 103 104 Runciman 1975 s 149 Lewis amp Runyan 1985 ss 38 39 Scafuri 2002 ss 58 59 61 63 Lane 1973 s 34 Bartusis 1997 s 10 Brehier Louis 1949 La marine de Byzance du VIIIe au XIe siecle Byzantion cilt 19 cited in Scafuri 2002 s 2 GenelAhrweiler Helene 1966 Byzance et la mer La marine de guerre la politique et les institutions maritimes de Byzance aux VIIe XVe siecles Fransizca Paris Presses Universitaires de France Angelov Dimiter 2007 Imperial ideology and political thought in Byzantium 1204 1330 Cambridge University Press ISBN 978 0 521 85703 1 Bartusis Mark C 1997 The Late Byzantine Army Arms and Society 1204 1453 University of Pennsylvania Press ISBN 0 8122 1620 2 12 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Eylul 2015 Basch Lucien 2001 La voile latine son origine son evolution et ses parentes arabes Tzalas H Ed Tropis VI 6th International Symposium on Ship Construction in Antiquity Lamia 1996 proceedings Fransizca Atina Hellenic Institute for the Preservation of Nautical Tradition ss 55 85 Bibicou Helene Problemes de la marine byzantine Annales Economies Societes Civilisations Fransizca 13 2 ss 327 338 doi 10 3406 ahess 1958 2743 24 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Eylul 2015 Birkenmeier John W 2002 The Development of the Komnenian Army 1081 1180 BRILL ISBN 90 04 11710 5 Brehier Louis 2000 Les institutions de l empire byzantin Fransizca Paris Albin Michel ISBN 978 2 226 04722 9 Bryer Anthony Applemore Mornington 1966 Shipping in the empire of Trebizond The Marriner s Mirror Journal for the Society of Nautical Research cilt 52 ss 3 12 doi 10 1080 00253359 1966 10659307 Campbell I C 1995 PDF Journal of World History 6 1 ss 1 23 4 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi erisim tarihi 29 Eylul 2015 1991 The Ancient Mariners Seafarers and Sea Fighters of the Mediterranean in Ancient Times Princeton University Press ISBN 978 0 691 01477 7 1995 Ships and Seamanship in the Ancient World Johns Hopkins University Press ISBN 0 8018 5130 0 Christides Vassilios 1981 The Raids of the Moslems of Crete in the Aegean Sea Piracy and Conquest Byzantion cilt 51 ss 76 111 Christides Vassilios 1984 The Conquest of Crete by the Arabs ca 824 A Turning Point in the Struggle between Byzantium and Islam OCLC 14344967 Christides Vassilios 1995 Byzantine Dromon and Arab Shini The Development of the Average Byzantine and Arab Warships and the Problem of the Number and Function of the Oarsmen PDF Hellenic Institute for the Preservation of Nautical Tradition ss 111 122 6 Mart 2012 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi erisim tarihi 29 Eylul 2015 Christides Vassilios 1997 Military Intelligence in Arabo Byzantine Naval Warfare Tsiknakis K Ed PDF National Hellenic Research Foundation Centre for Byzantine Research ss 269 281 ISBN 960 371 001 6 25 Temmuz 2011 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi erisim tarihi 29 Eylul 2015 Cosentino Salvatore 2008 Constans II and the Byzantine navy 100 2 ss 577 603 doi 10 1515 BYZS 2008 577 ISSN 0007 7704 olu kirik baglanti Dawes Elizabeth A Ed 1928 The Alexiad Londra Routledge amp Kegan Paul 14 Agustos 2014 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Eylul 2015 Delgado James P 2011 Ships on Land Catsambis Alexis Ford Ben Hamilton Donny L Ed The Oxford Handbook of Maritime Archaeology Oxford University Press ss 182 191 ISBN 978 0 19 537517 6 Dolley R H 1948 The Warships of the Later Roman Empire The Journal of Roman Studies Society for the Promotion of Roman Studies cilt 38 ss 47 53 doi 10 2307 298170 JSTOR 298170 Dolley R H 1953 Naval tactics in the heyday of Byzantine thalassocracy Atti dell VIII Congresso internazionale di Studi bizantini Roma cilt I ss 324 339 Dotson John 2003 Venice Genoa and Control of the Seas in the Thirteenth and Fourteenth Centuries Unger Richard W Ed War at Sea in the Middle Ages and the Renaissance Boydell Press ss 109 136 ISBN 0 85115 903 6 Failler Albert 2003 L inscription de l amiral dans la liste des dignites palatines Revue des etudes byzantines Fransizca cilt 61 ss 229 239 doi 10 3406 rebyz 2003 2279 21 Eylul 2011 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Mayis 2011 Friedman Zaraza Zoroglu Levent 2006 Kelenderis Ship Square or Lateen Sail The International Journal of Nautical Archaeology 35 1 ss 108 116 doi 10 1111 j 1095 9270 2006 00091 x Gardiner Robert Ed 2004 The Age of the Galley Mediterranean Oared Vessels since pre Classical Times Conway Maritime Press ISBN 978 0 85177 955 3 Geanakoplos Deno John 1959 Emperor Michael Palaeologus and the West 1258 1282 A Study in Byzantine Latin Relations Harvard University Press Guilland Rodolphe 1951 Etudes de titulature et de prosopographie Byzantines les chefs de la Marine Byzantine Drongaire de la flotte Grand Drongaire de la flotte Duc de la flotte Megaduc Fransizca cilt 44 ss 212 240 Haldon John 1999 Warfare State and Society in the Byzantine World 565 1204 Ingilizce Londra UCL Press ISBN 1 85728 495 X Harris Jonathan 2006 Byzantium and The Crusades Hambledon amp London ISBN 978 1 85285 501 7 Heath Ian 1984 Armies of the Middle Ages Volume 2 The Ottoman Empire Eastern Europe and the Near East 1300 1500 Wargames Research Group Heath Ian McBride Angus 1995 Byzantine Armies AD 1118 1461 Osprey Publishing ISBN 978 1 85532 347 6 Ibn i Haldun Rosenthal Franz Ed amp Transl 1969 The Muqaddimah An Introduction to History Princeton University Press ISBN 978 0 691 01754 9 Jenkins Romilly 1987 Byzantium The Imperial Centuries AD 610 1071 University of Toronto Press ISBN 0 8020 6667 4 Kekavmenos Tsoungarakis Dimitris Ed amp Transl 1996 Grekce Strathgikὸn Atina Kanakis Editions ss 268 273 ISBN 960 7420 25 X Kazhdan Alexander Ed 1991 The Oxford Dictionary of Byzantium Oxford University Press ISBN 978 0 19 504652 6 Kollias Taxiarchis G 1999 Die byzantinische Kriegsmarine Ihre Bedeutung im Verteidigungssystem von Byzanz Chrysos Evangelos K Ed Griechenland und das Meer Beitrage eines Symposions in Frankfurt im Dezember 1996 Almanca Mannheim ss 133 140 Laiu Angeliki E 1972 Constantinople and the Latins The Foreign Policy of Andronicus II 1282 1328 Harvard University Press ISBN 0 674 16535 7 Lane Frederic Chapin 1973 Venice a Maritime Republic A Maritime Republic Jons Hopkins University Press ISBN 978 0 8018 1460 0 Lewis Archibald Ross Runyan Timothy J 1985 European Naval and Maritime History 300 1500 Indiana University Press ISBN 0 253 20573 5 Loenertz Raymond Jerome 1959 Notes d histoire et de chronologie byzantines Revue des etudes byzantines Fransizca cilt 17 ss 158 167 doi 10 3406 rebyz 1959 1204 24 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Eylul 2015 MacCormick Michael 2002 Origins of the European Economy Communications and Commerce A D 300 900 Cambridge University Press ISBN 978 0 521 66102 7 MacGeorge Penny 2002 Appendix Naval Power in the Fifth Century Late Roman Warlords Oxford University Press ISBN 978 0 19 925244 2 Macrides Ruth 2007 George Akropolites The History Introduction Translation and Commentary Oxford University Press ISBN 978 0 19 921067 1 1 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Eylul 2015 Magdalino Paul 2002 The Empire of Manuel I Komnenos 1143 1180 Cambridge University Press ISBN 0 521 52653 1 Makrypoulias Christos G 1995 The Navy in the Works of Constantine Porphyrogenitus Graeco Arabica Atina 6 ss 152 171 Makris George 2002 Ships Laiou Angeliki E Ed The Economic History of Byzantium from the Seventh through the Fifteenth Century Dumbarton Oaks ss 91 100 ISBN 0 88402 288 9 Mango Cyril 2002 The Oxford History of Byzantium Oxford University Press ISBN 0 19 814098 3 Michalopoulos Dimitris Milanos Antonis 1994 Ellhnika Ploia toy Mesaiwna Greek Vessels of the Middle Ages Yunanca Evropi ISBN 960 253 028 6 Nicol Donald MacGillivray 1992 Byzantium and Venice A Study in Diplomatic and Cultural Relations Cambridge University Press ISBN 0 521 42894 7 Nicol Donald M 1993 The Last Centuries of Byzantium 1261 1453 Ingilizce Ikinci bas Londra Rupert Hart Davis Ltd ISBN 0 246 10559 3 Nicolle David 1996 Medieval Warfare Source Book Christian Europe and its Neighbours Brockhampton Press ISBN 1 86019 861 9 Nicolle David 2005 Constantinople 1453 The End of Byzantium Praeger Publishers ISBN 978 0 275 98856 2 Norwich John Julius 1990 Byzantium The Early Centuries Penguin Books ISBN 978 0 14 011447 8 Norwich John Julius 1996 Byzantium The Decline and Fall Penguin Books ISBN 978 0 14 011449 2 Norwich John Julius 1999 Byzantium The Apogee Penguin Books ISBN 978 0 14 011448 5 Pomey Patrice 2006 The Kelenderis Ship A Lateen Sail The International Journal of Nautical Archaeology 35 2 ss 326 329 doi 10 1111 j 1095 9270 2006 00111 x Phillips Jonathan 2004 The Fourth Crusade and the sack of Constantinople Viking ISBN 978 0 14 303590 9 Pryor John H 1988 Geography Technology and War Studies in the Maritime History of the Mediterranean 649 1571 Cambridge University Press ISBN 0 521 42892 0 Pryor John H 2003 Byzantium and the Sea Byzantine Fleets and the History of the Empire in the Age of the Macedonian Emperors c 900 1025 CE Unger Richard W Ed War at Sea in the Middle Ages and the Renaissance Boydell Press ss 83 104 ISBN 0 85115 903 6 Pryor John H Jeffreys Elizabeth M 2006 The Age of the DROMWN The Byzantine Navy ca 500 1204 Brill Academic Publishers ISBN 978 90 04 15197 0 Runciman Steven 1975 Byzantine Civilisation Taylor amp Francis ISBN 978 0 416 70380 1 Scafuri Michael P 2002 Byzantine Naval Power and Trade The Collapse of the Western Frontier PDF Texas A amp M University 3 Mart 2016 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 29 Eylul 2015 Setton Kenneth M 1978 The Papacy and the Levant 1204 1571 Volume II The Fifteenth Century Ingilizce Philadelphia The American Philosophical Society ISBN 0 87169 127 2 Tougher Shaun 1997 The Reign of Leo VI 886 912 Politics and People BRILL ISBN 90 04 09777 5 Treadgold Warren T 1997 A History of the Byzantine State and Society Stanford University Press ISBN 0 8047 2630 2 29 Haziran 2016 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Eylul 2015 Treadgold Warren T 1998 Byzantium and Its Army 284 1081 Stanford University Press ISBN 0 8047 3163 2 Turtledove Harry Ed 1982 The chronicle of Theophanes an English translation ofanni mundi6095 6305 A D 602 813 University of Pennsylvania Press ISBN 978 0 8122 1128 3 Lilie Ralph Johannes 1994 Byzantium and the Crusader States 1096 1204 Oxford University Press ABD ISBN 0 19 820407 8 Ward Perkins Bryan 2005 The fall of Rome and the end of civilization Oxford University Press ISBN 978 0 19 280728 1