Dünya'nın geleceği konusunda birçok uzun vadeli etmenin muhtelif etkilerine dayanarak biyolojik ve jeolojik çıkarımlar yapılabilir. Bu etmenler Dünya yüzeyindeki kimyayı, gezegenin iç soğuma oranını, Güneş Sistemi'ndeki diğer nesnelerle yerçekimi etkileşimlerini ve Güneş'in parlaklığında sürekli bir artışı içerir. Bu ekstrapolasyondaki belirsiz faktör, gezegende değişimlere neden olabilecek iklim mühendisliği gibi insan teknolojilerinin sürekli etkisidir. Sonuçları beş milyon yıl sürebilecek mevcut Holosen yok oluşuna teknoloji neden olmaktadır. Ayrıca teknolojinin, insanlığın yok olmasına yol açabileceği ve gezegeni, yalnızca uzun vadeli doğal süreçlerden kaynaklı daha yavaş bir evrimsel hıza geri döndürebileceği de düşünülmektedir.
Göksel olaylar yüz milyonlarca yıllık zaman aralıklarında biyosfer için küresel bir risk oluşturarak kitlesel yok oluşlara neden olabilir. Bu riskler, kuyruklu yıldız veya asteroit çarpmaları ve süpernova olarak adlandırılan yıldız patlamalarının 100 ışık yılı güneş yarıçapı içinde gerçekleşme olasılıklarından oluşur, diğer jeolojik etmenler ise daha öngörülebilirdir. Milankovitch teorisi, gezegenin en azından Kuvaterner buzullaşması sona erene kadar buzul dönemlerine devam edeceğini tahmin etmektedir, bu dönemler ise dışmerkezlilik, eksen eğikliği ve Dünya yörüngesinin salınım değişikliklerinden kaynaklanır. Devam eden süperkıta döngüsünün bir parçası olarak levha tektoniği muhtemelen 250-350 milyon yıl içinde süperkıta oluşumuna sebebiyet verecektir. Gelecek 1,5-4,5 milyar yıl içinde ise Dünya'nın eksen eğikliği, 90°'ye kadar olan değişiklikler sergileyerek kaotik bir değişkenlik içerisine girebilir.
Güneş'in parlaklığı sürekli artarak yeryüzüne ulaşan Güneş radyasyonunda artışa sebep olacaktır. Bu, silikat minerallerinin daha yüksek bir oranda ayrışmasına neden olarak atmosferdeki karbondioksit seviyesinde azalmayla sonuçlanacaktır. Yaklaşık 600 milyon yıl sonra karbondioksit seviyesi ağaçların kullandığı C3 karbon tutulumu mekanizması için ihtiyaç duyulan seviyenin altına düşecektir; bazı bitkiler ise 10 ppm'e kadar düşük karbondioksit derişimi sağlayan bir yöntem olan C4 karbon tutulumu mekanizmasını kullanmaktadır. Yine de uzun vadeli gidişat bitki yaşamının tamamen son bulması yönündedir; Dünya'daki besin zincirinin temeli olan bitkilerin yok olması, neredeyse tüm hayvan yaşamının ölümü ile zincirleme bir reaksiyon gösterecektir.
Yaklaşık bir milyar yıl içinde Güneş'in parlaklığı şu ankinden %10 daha yüksek olacaktır. Bu, atmosferin nemli sera hâline gelip okyanusların kaçak buharlaşmasına neden olacak ve muhtemel bir sonuç olarak tüm karbon döngüsü ile levha tektoniği sona erecektir. Bu olaydan sonra yaklaşık 2-3 milyar yıl içinde gezegenin manyetik dinamosunun durma ihtimali vardır. Bu, manyetosferin bozulmasına neden olarak dış atmosferden hızlanan bir uçucu kaybına yol açabilir. Bundan dört milyar yıl sonra, Dünya'nın yüzey sıcaklığındaki artış kaçak sera etkisine neden olarak yüzeyi eritecek kadar ısıtacak, bu noktada gezegendeki tüm yaşam son bulmuş olacaktır. Dünya'nın olası kaderi ise, 7,5 milyar yıl içinde, Güneş'in kırmızı dev yıldız evresine girmesiyle gezegenin mevcut yörüngesinin ötesine genişlemesinden itibaren, Güneş tarafından yutulmasıdır.
İnsan etkisi
İnsan nüfusu, Dünya ekosistemlerinin çoğunluğuna hakimdir. Bu egemenlik, birçok türden canlının kitlesel ölçekte yok oluşuna ve günümüz jeolojik çağının, Holosen yok oluşu olarak anılmasına sebep olmuştur. Holosen yok oluşu; habitat tahribatı, istilacı türlerin yaygın dağılımı, avcılık ve iklim değişikliğinin sonucudur.
Memeli, kuş, balık, amfibi ve sürüngen türlerinin popülasyonu, 1970 yılından itibaren ortalama %68'lik bir düşüş yaşamıştır. Bu, 50 yıldan kısa bir süre içerisinde vahşi türlerin yarısından fazlasının neslinin tükendiği anlamına gelir. Mevcut durumda, Dünya'daki tüm türlerin %27'sine denk gelen 32.000'den fazla tür, neslinin tükenmesi riski altındadır. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Hükûmetlerarası Bilim-Politika Platformu'nun 2019'da hazırladığı raporuna göre insan faaliyetleri sonucunda bir milyona varan bitki ve hayvan türü, neslinin tükenmesiyle karşı karşıyadır. Günümüzde insan faaliyetlerinin gezegen yüzeyi üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır; kara yüzeyinin %70'inden fazlası beşeri eylemler sonucu değiştirilmiştir ve insanlar küresel birincil üretimin yaklaşık %20'sini kullanmaktadır. Atmosferdeki karbondioksit derişimi ise Sanayi Devrimi'nin başlamasından bu yana %30'a yakın bir oranda artmıştır.
Kalıcı bir biyotik krizin sonuçlarının en az 5 milyon yıl süreceği tahmin edilmektedir. Zararlılar ve yabani otlar gibi fırsatçı türlerin çoğalmasının eşlik ettiği bu olay, biyoçeşitlilikte azalma ve biyomların homojenleşmesiyle sonuçlanabilir. Buna karşılık yeni türlerin de ortaya çıkma olasılığı vardır; özellikle insan egemen ekosistemlerde yaşamayı başaran taksonlar hızla birçok yeni türe dönüşebilir ve mikropların besin açısından zengin habitatlardaki artıştan fayda sağlaması muhtemeldir. Mevcut omurgalılardan başka yeni omurgalı türlerinin ortaya çıkması ise olasılık dışıdır ve muhtemelen besin zinciri kısalacaktır.
Gezegen üzerinde küresel etkisi olabilecek riskler için birden fazla senaryo vardır. İnsanlık açısından bakıldığında bunlar, insan soyunun hayatta kalabileceği riskler ve insan soyunu bitirebilecek riskler olarak ayrılabilir. İnsanlık için ölümcül senaryolarda yok oluş, insanlığın kendi eliyle meydana getirdiği tehlikeler olması muhtemeldir. Bunların arasında iklim değişikliği,nanoteknolojinin kötüye kullanılması, nükleer soykırım, insanüstü bir yapay zekayla savaş, genetik olarak tasarlanmış bir hastalık, bir fizik deneyinin yol açtığı felaketler sayılabilir. Yok oluşun sebebi ayrıca birçok doğal olay, salgın bir hastalık, asteroit veya kuyruklu yıldız çarpması, kaçak sera etkisi ve kaynak tükenmesi olabilir. Ayrıca Dünya dışı bir yaşam biçimi tarafından istila olasılığı da muhtemeldir. Kurulan bu senaryoların gerçeklik olasılıkları ise imkânsız değilse bile zordur.
İnsan ırkının soyu tükenirse, insanlık tarafından inşa edilen yapılar bozulmaya başlayacaktır. Dünya'daki en büyük yapıların tahmini bozulma yarı ömrü yaklaşık bin yıldır; ayakta kalan son yapılar büyük olasılıkla açık maden ocakları, çöp sahaları, otoyollar, kanallar ve toprak dolgu setler olacak, Gize Piramitleri ya da Rushmore Dağı'ndaki heykeller gibi birkaç taş anıt ise binlerce yıl sonra bile ayakta kalacaktır.
Olası olaylar
Güneş, Samanyolu yörüngesinde dönerken gezegenler, Güneş Sistemi üzerinde yıkıcı bir etkiye neden olacak kadar yaklaşabilir, ve Güneş Sistemi'ne yakın bölgelerde gerçekleşen bir yıldız çarpışması Oort bulutundaki kuyruklu yıldızların günberi mesafelerinde azalmaya neden olabilir. Bu tür bir çarpışma, İç Güneş Sistemi'ne ulaşan kuyruklu yıldız sayısında 40 katlık bir artışı, kuyruklu yıldız çarpışmaları ise yeryüzünde yaşamın kitlesel olarak yok olmasını tetikleyebilir. Oort bulutundan gelen kuyruklu yıldızların Güneş yörüngesinde bir turu tamamlaması yaklaşık 30 milyon yıl sürebilir. Bu çarpışmalar ise ortalama 45 milyon yılda bir gerçekleşir, Güneş'in, Güneş Sistemi civarındaki bir yıldızla çarpışması için ortalama süre yaklaşık 3 × 1013 yıldır, bu da ~1,38 × 1010 yıl olan evrenin yaşından daha uzundur. Bu, Dünya'nın ömrü boyunca böyle bir olayın meydana gelme olasılığının düşük olduğuna dair bir gösterge olarak kabul edilebilir.
5–10 km veya daha büyük çaplı bir asteroit ya da kuyruklu yıldız çarpışmasından kaynaklanan enerji salınımı, küresel bir çevresel felaket oluşturmak ve türlerin yok olma sayısında istatistiksel olarak büyük bir artışa neden olmak için yeterlidir. Bir olaydan kaynaklanan zararlı etkiler arasında; birkaç ay boyunca nükleer kışa benzer şekilde gezegeni örten, Güneş ışığının Dünya yüzeyine doğrudan ulaşmasını engelleyen, böylece bir hafta içinde kara sıcaklıklarını yaklaşık 15 °C düşürerek fotosentezi durduran kül bulutu bulunur.Büyük kütleli çarpışmalar arasındaki ortalama sürenin en az 100 milyon yıl olduğu tahmin edilmekte ve son 540 milyon yıl boyunca simülasyonlar, böyle bir çarpışma oranının 5 veya 6 kitlesel yok oluşa, 20-30 tane de daha küçük çaplı yok oluşa neden olmak için yeterli olduğunu göstermiştir. Bu tespit, Fanerozoik devir sırasındaki yok oluşların jeolojik kayıtları ile eşleştiği için bu tür olayların gelecekte de devam etmesi beklenmektedir.
Süpernova, bir yıldızın şiddetle patlaması olayıdır. Samanyolu galaksisinde süpernova patlamaları ortalama 25-100 yılda bir gerçekleşmektedir.Dünya tarihi boyunca, Dünya'ya yakın süpernova olarak bilinen, 100 ışık yılı uzaklıkta birçok olay meydana gelmiştir. Bu mesafe içindeki patlamaların gezegeni radyoizotoplarla kirletmesi ve biyosferi etkilemesi muhtemeldir. Bunlara ek olarak bir süpernova tarafından yayılan gama ışınları, atmosferdeki azotla reaksiyona girerek azot oksit üretir, bu moleküller ise Dünya'yı Güneş'ten gelen ultraviyole (UV) radyasyonlardan koruyan ozon tabakasının aşınmasına neden olur. UV-B radyasyonunda sadece %10-30'luk bir artış yaşam üzerinde kayda değer bir etkiye neden olmak için yeterlidir; özellikle de okyanus besin zincirinin temelini oluşturan fitoplankton için. 26 ışık yılı mesafedeki bir süpernova patlaması ozon tabaka yoğunluğunu yarıya indirecek ve 32 ışık yılı içinde, ortalama birkaç yüz milyon yılda bir süpernova patlaması meydana geldiğini düşünürsek birkaç yüzyıl içinde ozon tabakası muhtemelen tükenecektir. Sonraki iki milyar yıl boyunca ise 20 süpernovadan kaynaklı gama ışını patlamaları, gezegenin biyosferi üzerinde olumsuz bir etkiye neden olacaktır.
Gezegenler arasındaki tedirginliğin artış gösteren etkisi, İç Güneş Sistemi'nin bir bütün olarak uzun zaman dilimleri boyunca düzensiz davranmasına neden olur. Bu, birkaç milyon yıl veya daha kısa aralıklar içinde Güneş Sistemi'ni etkilemez; ancak milyarlarca yıl boyunca gezegen yörüngelerini öngörülemez hâle getirir. Güneş Sistemi'nin evrimi hakkında bilgisayar simülasyonları, önümüzdeki beş milyar yıl içinde Merkür, Venüs veya Mars'ın Dünya ile çarpışma olasılığının %1'den düşük olduğunu göstermektedir. Aynı zaman diliminde Dünya'nın bir yıldız tarafından Güneş Sistemi'nden atılması ihtimali ise 1'de 105'tir. Böyle bir senaryoda, okyanuslar birkaç milyon yıl içinde katılaşacak ve sadece yerin yaklaşık 14 km altında, şu ankinden oldukça az miktarda su kalacaktır, ayrıca Dünya'nın bir ikili yıldız sistemi tarafından yakalanarak gezegenin biyosferinin bozulmadan kalması ihtimali ise 3 milyonda bir olsa da vardır.
Yörünge ve dönüş
Güneş Sistemi'ndeki diğer gezegenlerin tedirginliği, Dünya'nın yörüngesi ve dönüş yönünü değiştirebilir. Bu değişikliklerin gezegenin iklimini etkilemesi de olağandır. Bu tür etkileşimlere rağmen simülasyonlar, Dünya'nın yörüngesinin milyarlarca yıl boyunca istikrarlı olarak dinamik bir şekilde stabil kalmasının mümkün olduğunu göstermekte; Yapılan 1.600 simülasyonun tümünde, gezegenin yarı büyük ekseni, dış merkezliği ve yörünge eğikliği neredeyse sabit kalmıştır.
Buzullaşma
Tarihte buzul tabakalarının periyodik olarak kıtaların üst enlemlerini kapladığı döngüsel Buzul Çağları olmuştur. Buzul Çağları; okyanus akıntısı ve levha tektoniği tarafından uyarılan kara iklimindeki değişiklikler nedeniyle oluşabilir.Milankoviç teorisine göre buzul döngüleri, astronomik ve iklimsel geri besleme mekanizması faktörlerinin birleşmesi nedeniyle buzul çağlarında gerçekleşir. Birincil astronomik faktörler, normalden yüksek dış merkezlik, düşük eksen eğikliği ve yaz gündönümü ile aphelion arasındaki hizalamadır. Bu faktörler döngüsel olarak oluşur. Örneğin dış merkezlik, yaklaşık 100.000 ila 400.000 yıllık zaman döngüleri boyunca 0,01'den küçük bir orandan 0,05'lik bir orana kadar çıkarak değişiklik gösterir. Bu, gezegen yörüngesinin yarı küçük ekseninin, yarı büyük eksenin %99,95'inden %99,88'e düşmesine eşdeğerdir. Dış merkezliğin (e), yarı büyük eksen (a) ve yarı küçük eksen (b) ile ilişkisi şöyledir:
Dolayısıyla e = 0,01 için b/a = 0,9995, e = 0,05 için b/a = 0,99875'tir. Dünya, kuvaterner buzullaşması olarak bilinen ve şu anda Holosen interglasiyal döneminde olan bir buzul çağından geçmekte. Bu sürenin normalde yaklaşık 25.000 yıl içinde bitmesi beklenir ancak insanlar tarafından atmosfere karbondioksit salınımındaki artış, sonraki buzul döneminin başlangıcını en az 50.000-130.000 yıl geciktirebilir. Öte yandan kısa süreli bir küresel ısınma (fosil yakıt kullanımının 2.200 yılına kadar sona ereceği varsayımına dayanarak) muhtemelen buzul dönemini yaklaşık 5.000 yıl etkileyecektir. Bu nedenle birkaç yüzyıl içinde sera gazı emisyonunun neden olduğu kısa bir küresel ısınma dönemi, uzun vadede sınırlı bir etkiye sahip olacaktır.
Eğiklik
Ay'ın gelgitsel ivmesi Dünya'nın dönüş hızını yavaşlatarak Dünya ile Ay arasındaki mesafeyi arttırır.Çekirdek ile manto ve atmosfer ile yüzey arasındaki sürtünme etkileşimleri, Dünya'nın dönme enerjisini yok edebilir. Bu kombine etkilerin önümüzdeki 250 milyon yıl içinde gün uzunluğunu 1,5 saat, eksen eğikliğini ise yarım derece kadar arttırması beklenmektedir. Bunun sonucunda ise aynı zaman diliminde Ay'a olan mesafe yaklaşık 1,5 Dünya yarıçapı artacaktır.
Bilgisayar modellerinden alınan verilere göre Ay'ın varlığı, Dünya'nın eksenini stabilize etmekte, bu ise gezegenin radikal iklim değişikliklerinden kaçınmasına yardımcı olabilmektedir. Bu stabilite, Ay'ın Dünya dönüş ekseninin devinme oranını arttırması ve böylece dönüş devinmesi ile yörünge düzleminin devinmesi (yani ekliptiğin dönüş devinmesi) arasındaki rezonansı önlemesi ile oluşur. Bununla birlikte, Ay'ın yörüngesinin yarı büyük ekseni artmaya devam ettikçe bu stabilize edici etki azalacak ve bir noktada, tedirginlik etkileri muhtemelen Dünya'nın eğikliğinde değişikliklere neden olarak eksen eğikliğinin yörünge düzleminden 90°'ye kadar büyük açılarla değişmesine neden olacaktır. Bu olayların ise günümüzden 1,5 ila 4,5 milyar yıl sonra gerçekleşmesi beklenmektedir.
Büyük açılı bir eğiklik, muhtemelen iklimde radikal değişikliklere neden olarak gezegenin yaşanabilirliğini yok edecektir. Dünya'nın eksen eğikliği 54°'yi aştığında, Ekvator'daki yıllık güneşlenme kutuplardan daha az olacaktır. Böyle bir durumda gezegenin 10 milyon yıl boyunca 60° ila 90° arasında bir eğimde kalması beklenir.
Jeodinamikler
Tektonik temelli olaylar gelecekte de oluşmaya devam edecek ve yüzey; tektonik yükselme, ekstrüzif ve erozyon ile sürekli olarak yeniden şekillendirilecektir. Muhtemelen Vezüv Yanardağı önümüzdeki 1.000 yıl içinde yaklaşık 40 kez, Mauna Loa Dağı ise yaklaşık 200 kez patlayacaktır. 2030 yılında San Andreas Fay Hattı'nda yaklaşık 7 ila 8 büyüklüğünde, Dünya çapında ise 9 büyüklüğünde yaklaşık 50 deprem meydana gelecektir. Ayrıca Old Faithful Gayzeri muhtemelen etkinliğini kaybedecek ve Niagara Şelaleleri erozyondan dolayı yukarı doğru geri çekilmeye devam ederek yaklaşık 30.000-50.000 yıl içinde yok olacaktır ancak nehir hâlâ etkinliğini sürdürecektir.
10.000 yıl içinde Baltık Denizi'nin buzul sonrası glasiyoizostazisi yaklaşık 90 m, Hudson Körfezi'nin derinliği ise aynı dönemde 100 m azalacak, 100.000 yıl sonra Hawaii adası yaklaşık 9 km kuzeybatıya kaymış olacaktır.
Kıtasal sürüklenme
Levha tektoniği teorisi, Dünya'daki kıtaların yılda birkaç santimetre oranında yüzey boyunca hareket ettiğini göstermektedir. Bunun gelecekte devam ederek levhaların yer değiştirmesine ve çarpışmasına neden olması beklenmekte. Kıtaların kaymasına iki faktör sebep olur: gezegen içindeki enerji üretimi ve bir hidrosferin varlığı. Her ikisinin de kaybı, kıtaların kaymasını durdurur. Radyojenik süreçlerle ısı üretimi, önümüzdeki 1,1 milyar yıl boyunca manto konveksiyonunu ve levha yitimini korumak için yeterlidir.
Günümüzde Kuzey ve Güney Amerika kıtaları, Afrika ve Avrupa'dan uzaklaşarak batıya doğru ilerlemektedir. Araştırmacılar tarafından bu sürecin gelecekte nasıl devam edeceğine dair çeşitli senaryolar kurgulanmıştır; bu jeodinamik modellemeler, okyanusal kabuğun bir kıta altında yaptığı yitim akıntısı ile ayırt edilebilir. İçe dönüklük modellemesinde, genç ve iç Atlas Okyanusu göreceli olarak çökerek Kuzey ve Güney Amerika'nın mevcut göçünü tersine çevirmektedir. Dışa dönüklük modellemesinde ise eski ve dış Büyük Okyanus göreceli olarak batmış durumdadır ve Kuzey ile Güney Amerika, Doğu Asya'ya göç etmektedir.
Jeodinamik anlayışı geliştikçe bu modellemeler revizyona tabi tutulacaktır. Örneğin 2008'de, önümüzdeki 100 milyon yıl boyunca manto konveksiyonunun yeniden düzenlenmesinin, Antarktika çevresinde; Afrika, Avrasya, Avustralya, Antarktika ve Güney Amerika'dan oluşan yeni bir süperkıta meydana getirip getirmeyeceğini öngörmek için bir bilgisayar simülasyonu kullanılmıştır.
Kıtasal göçün sonucuna bakılmaksızın süregelen yitim, suyun mantoya taşınmasına neden olur. Günümüzden bir milyar yıl sonrasına jeofizik bir modelleme, mevcut okyanus kütlesinin %27 azalacağını tahmin etmektedir ve bu süreç gelecekte değişmeden devam ederse mevcut okyanus kütlesi %65 azalarak yitim zonu dengelenecektir.
İçe dönüklük
Christopher Scotese önderliğindeki çalışma grubu, kapsamında birkaç yüz milyon yıllık geleceğe yönelik öngörülen hareketleri planladı. Oluşturulan senaryoya göre 50 milyon yıl sonra Akdeniz'in yok olması; Avrupa ile Afrika arasındaki çarpışmanın, Basra Körfezi'nin şu anki konumuna kadar uzanan uzun bir dağlık alan oluşturması; Avustralya ile Endonezya'nın birleşmesi; Baja California'nın kıyı boyunca kuzeye doğru kayması; Kuzey ve Güney Amerika'nın doğu kıyılarında yeni yitim zonlarının görülmesi ve bu kıyı çizgileri boyunca dağ zincirleri oluşması; Antarktika'nın kuzeye doğru hareketinin, tüm buzul tabakalarını eritmesi; Grönland'daki buzul tabakalarının erimesi ile birlikte ortalama okyanus seviyesinin 90 m yükselmesi ve buna bağlı olarak kıtaların iç selleri de iklim değişikliklerine neden olması öngörülmektedir.
Senaryonun devam ettiği durumda, günümüzden 100 milyon yıl sonrasında, kıta yayılımı maksimum boyutuna ulaşacak ve kıtalar birleşmeye başlayacaktır. 250 milyon yıl içinde Kuzey Amerika, Afrika ile çarpışacak; Güney Amerika ise Afrika'nın güney ucuna dolanacaktır. Sonuç, Pangea Ultima olarak da adlandırılan, Büyük Okyanus'un gezegenin yarısını kapladığı yeni bir süperkıta oluşumu olacaktır. Antarktika ise buna bağlı olarak yönünü değiştirecek ve yeni bir buz örtüsü oluşturacak şekilde Güney Kutbuna geri dönecektir.
Dışa dönüklük
1992'de, Kuzey ve Güney Amerika kıtalarının Büyük Okyanus boyunca ilerlemeye devam edeceğini ve Asya ile birleşmeye başlayana kadar Sibirya etrafında döneceğini belirten, dolayısıyla mevcut kıta hareketlerini tahmin eden ilk bilim insanı, Harvard Üniversitesi'nden Kanadalı jeolog 'dır. Ortaya çıkan süperkıta Amasia (Amatzya) olarak adlandırıldı. Daha sonra, 1990'larda benzer bir senaryo hesaplayarak Antarktika'nın kuzeye göç etmeye başlayacağını ve Doğu Afrika'yla Madagaskar'ın Asya ile çarpışmak için Hint Okyanusu üzerinden geçeceğini tahmin etti.
Bir dışa dönüklük modelinde, Büyük Okyanus'un kaplanması yaklaşık 350 milyon yıl içinde tamamlanacaktır ve bu, mevcut süperkıta döngüsünün tamamlandığını gösterecektir; kıtalar, yaklaşık her 400-500 milyon yılda bir ayrılır ve yeniden birleşir. Süperkıta oluştuktan sonra, yitim zonu basamaksal büyüklüğe göre azaldıkça levha tektoniği bir hareketsizlik periyoduna girebilir. Bu stabilite süresi, süperkıtaların minimum ömrü olan her 100 milyon yılda bir, manto sıcaklığında 30-100 °C artışa sebep olabilir. Buna bağlı olarak volkanik aktivite'nin artması da muhtemeldir.
Süperkıta
Süperkıta oluşumunun çevre üzerinde radikal değişimlere neden olması muhtemeldir. Levhaların çarpışması dağ oluşumuna neden olarak iklim döngülerini değiştirecek, ayrıca buzullaşmanın artması nedeniyle de deniz seviyeleri azalacaktır. Yüzeyde ayrışma oranının artmasıyla, muhtemelen organik maddelerin gömülme oranında bir artış olacaktır. Ayrıca süperkıtalar, küresel sıcaklıklarda bir düşüşe, atmosferik oksijende ise artışa neden olabilir ve iklimi de etkileyebilir. Tüm bu değişikliklerin ise, yeni nişler ortaya çıktıkça günümüze göre daha hızlı bir biyolojik evrim ile sonuçlanması muhtemeldir.
Süperkıta oluşumu mantoyu yalıtır. Isı akışı yoğunlaşarak volkanizma ve geniş alanların bazalt ile dolmasına neden olacak, çatlaklar oluşarak süperkıta bir kez daha bölünecektir. Sonrasında gezegen, muhtemelen Kretase dönemindeki gibi bir ısınma periyodu yaşayacaktır bu da önceki Pangea süperkıtasının bölünmesini işaret eder.
Dış çekirdeğin katılaşması
Dünya'nın demir açısından zengin çekirdek bölgesi, 1.220 km yarıçaplı katı bir iç çekirdeğe ve 3.480 km yarıçaplı sıvı bir dış çekirdeğe bölünmüştür. Dünya'nın dönüşü, dış çekirdek bölgesinde dinamo işlevi görerek konvektif girdaplar oluşturur. Bu, Dünya etrafında, Güneş rüzgârı parçacıklarını saptırarak atmosferin aşınmasını önleyen bir manyetosfer oluşturur. Çekirdek ısısı dışa doğru mantoya aktarıldıkça net eğilim, sıvı dış çekirdek bölgesinin iç sınırının donması yönünde olacak ve böylece termal enerji açığa çıkarak katı iç çekirdeğin büyümesine neden olacaktır. Bu demir kristalleştirme süreci yaklaşık bir milyar yıldır devam etmekte. Modern çağda iç çekirdeğin yarıçapı, dış çekirdek yarıçapında azalmaya neden olarak yılda ortalama kabaca 0,5 mm oranında genişlemektedir ve dinamoya güç sağlamak için ihtiyaç duyulan enerjinin neredeyse tamamı, bu, iç çekirdek biçimlenmesi süreci tarafından sağlanmaktadır.
İç çekirdeğin büyümesi, günümüzden 3-4 milyar yıl sonra dış çekirdeğin çoğunun muhtemelen tükenmesine neden olacak, bu da demir ve diğer ağır metallerden oluşan, neredeyse katı çekirdeğin büyümesinden geriye kalacak olan sıvı tabaka, nispeten daha hafif elementlerden oluşacaktır. Bu elementlerin daha az karışması dolayısıyla katılaşmayacak olan tabaka, katı çekirdeğe kıyasla zar inceliğinde olacaktır. Alternatif olarak, bir noktada levha tektoniği sona ererse, iç kısım daha verimsiz bir şekilde soğuyacak, bu da muhtemelen iç çekirdeğin büyümesini durduracaktır. Her iki durumda manyetik dinamonun kaybolmasıyla sonuçlanabilir; Dünya'nın manyetik alanı, işlevsel bir dinamo olmadan jeolojik olarak kısa bir süre olan yaklaşık 10.000 yıl içinde bozulacaktır.Manyetosferin kaybı, özellikle hidrojen olmak üzere hafif elementlerin, Dünya'nın dış atmosferinden uzaya doğru aşınmasında artışa neden olarak yaşam için daha az elverişli koşullara neden olacaktır.
Güneş'in evrimi
Güneş'teki enerji üretimi hidrojenin helyum ile termonükleer füzyonuna dayanır. Bu füzyon, proton-proton zincirleme reaksiyonu ile yıldızın çekirdek bölgesinde meydana gelir ve Güneş çekirdeğinde konveksiyon olmadığı için, helyum yoğunlaşması yıldızın bu bölgesinde oluşur. Güneş çekirdeğindeki sıcaklık, helyum atomlarının üç alfa süreci ile nükleer füzyonu için düşüktür, dolayısıyla bu atomlar Güneş'in hidrostatik dengesini korumak için gereken net enerji üretimine katkıda bulunamazlar.
Günümüzde Güneş'in çekirdeğindeki hidrojenin neredeyse yarısı tüketilmiştir, geri kalan atomlar ise esasen helyumdan oluşmaktadır. Birim kütle başına hidrojen atomu sayısı azaldıkça enerji üretimi nükleer füzyon yoluyla sağlanır. Bu, basınçta bir azalmaya yol açar ve artan yoğunluk ile sıcaklık, çekirdek basıncını yukarıdaki katmanlarla dengeye getirene kadar çekirdeğin büzüşmesine neden olur. Yüksek sıcaklık, kalan hidrojenin daha hızlı bir oranda füzyonuna neden olmasını sağlar, böylece dengeyi korumak için gereken enerjiyi üretir.
Bu sürecin sonucunda Güneş'in enerji üretiminde sürekli bir artış olmuştur. Güneş ilk defa anakol yıldız olduğunda, mevcut parlaklığının sadece %70'ini yaymış ve parlaklığı, bugüne kadar neredeyse doğrusal bir şekilde, her 110 milyon yılda bir %1 oranında artmıştır. Benzer şekilde üç milyar yıl sonra Güneş'in %33 daha parlak olması beklenmektedir. Çekirdekteki hidrojen yakıtı, Güneş'in günümüzden %67 daha parlak olacağı beş milyar yıl içinde tükenecek, daha sonra Güneş, parlaklığı mevcut değerin %121 üzerine çıkana kadar çekirdeğini çevreleyen bir kabukta hidrojen yakmaya devam edecektir. Bu, Güneş'in anakol ömrünün sonunu işaret eder; sonrasında altdev olacak ve evrilerek kırmızı dev hâline gelecektir.
Bu zamana kadar Samanyolu ve Andromeda çarpışması sürecinin devam etmesi gerektiği ve bu sürecin, Güneş Sistemi'nin yeni ortaya çıkmış bir galaksiden fırtlatılmasına sebep olsa da Güneş veya gezegenleri üzerinde herhangi bir olumsuz etkiye sahip olma ihtimalinin düşük olduğu düşünülmektedir.
İklim etkisi
Sıcaklıklar arttıkça kimyasal süreçler hızlanarak silikat minerallerinin ayrışma oranı artacak ve kimyasal süreçler, karbondioksit gazını katı karbonatlara dönüştürdüğü için atmosferdeki karbondioksit seviyesinde düşüşe neden olacaktır. 600 milyon yıl içinde, C3 fotosentezi için ihtiyaç duyulan karbondioksit derişimi, yaklaşık 50 ppm olan eşiğin altına düşecek ve bu noktada, en son hayatta kalanlar iğne yapraklılar olmak üzere ağaçlar ve ormanlar, şu anki formları ile sağ kalamayacaklardır. Bitki yaşamındaki bu düşüşün; keskin bir düşüşten ziyade, 50 ppm'e ulaşılmadan önce ölümlerin birer birer gerçekleşerek, uzun vadeli bir düşüş olması muhtemeldir. Yok olan ilk bitkiler; C3otsu bitkiler, ardından yaprak döken ormanlar, yaprak dökmeyen geniş yapraklı ormanlar ve son olarak yaprak dökmeyen açık tohumlu ağaçlar olacaktır. Tüm bunlara karşılık, C4 karbon tutulumu, 10 ppm'e kadar daha düşük derişimlerde devam edebilir. Bu nedenle C4 fotosentezi kullanan bitkiler, en az 0,8 milyar yıl ve muhtemelen 1,2 milyar yıl kadar yaşayabilirler, sonrasında ise yükselen sıcaklıklar biyosferin sürdürülemez olmasını sağlar. Günümüzde C4 bitkileri, Dünya bitki biyokütlesinin yaklaşık %5'ini ve bilinen bitki türlerinin %1'ini oluşturmaktadır. Örneğin tüm ot türlerinin (Buğdaygiller) yaklaşık %50'si, otsu Ispanakgiller familyasındaki birçok türde olduğu gibi C4 fotosentetik patikayı kullanır.
Karbondioksit seviyeleri, fotosentezin neredeyse sürdürülebilir olmadığı sınıra indiğinde, atmosferdeki karbondioksit oranının yukarı ve aşağı salınması beklenir. Bu, tektonik aktivite ile hayvan yaşamının oksijenli solunumu nedeniyle karbondioksit seviyesindeki her yükselişte toprak bitki örtüsünün büyümesine izin verecektir. Ancak atmosferde kalan karbonun çoğu yeryüzünde tutulduğundan, karadaki bitki yaşamı, uzun vadede tamamen ölme eğiliminde olsa da bazı mikroplar, 1 ppm kadar düşük karbondioksit derişimlerinde fotosentez yapabilme kabiliyetine sahiptir. Bu nedenle bu canlı-cansız yaşam formlarının yok olması yalnızca artan sıcaklıklar ve biyosferin kaybı nedeniyle olacaktır.
Bitkiler (ek olarak hayvanlar), fotosentetik işlemler için daha az karbondioksit gerektirme, etçil olma, kuruluğa adapte olma veya mantarlarla etkileşime girme gibi stratejiler geliştirerek daha uzun süre hayatta kalabilirler. Bu adaptasyonların, nemli seranın başlangıcına yakın bir zamanda ortaya çıkması muhtemeldir (bakınız Okyanusların kaybı). Daha yüksek bitki ömrünün kaybı, hayvanların solunumu, atmosferdeki kimyasal reaksiyonlar ve volkanik püskürmeler nedeniyle oksijenin yanı sıra ozon kaybına da neden olarak, DNA'ya zarar veren UV ışınlarının daha az zayıflamasına ve hayvanların ölümüne yol açacaktır. İlk yok olan hayvanlar muhtemelen büyük memeliler olacak ve onların ardından küçük memeliler, kuşlar, amfibiler, büyük balıklar, sürüngenler, küçük balıklar ve son olarak omurgasızlar gelecektir. Bu gerçekleşmeden önce yaşamın, daha az yüzey alanı yaşama uygun olan, yüksek rakımlara benzer şekilde düşük sıcaklıktaki refijyuma toplanması ve böylece nüfus büyüklüklerini kısıtlaması beklenir. Daha küçük hayvanlar, daha az oksijen gereksinimi nedeniyle büyük hayvanlara kıyasla daha rahat hayatta kalırken kuşlar ise uzun mesafelere seyahat etme yetenekleri sayesinde daha soğuk yerler arayarak memelilerden daha iyi bir yaşam sürerler. Atmosferdeki oksijen yarı ömrüne göre hayvan yaşamı, yüksek bitkilerin kaybından sonra en fazla 100 milyon yıl sürecektir ancak günümüzde oksijenin yarısı fitoplanktonlar tarafından üretildiği için daha uzun yaşamaları da muhtemeldir.
Yazarlar Peter D. Ward ve Donald Brownlee, adlı çalışmalarında, Dünya'daki bitki yaşamının çoğu yok olduktan sonra bile bir tür hayvan yaşamının devam edebileceğini savunarak, Britanya Kolumbiyası'nda bulunan Burgess Şeyli'nden fosil kalıntılarını, Kambriyen Patlaması'nın iklimini saptamak ve gelecekte gittikçe ısınan Güneş'in neden olduğu artan küresel sıcaklıklar ve azalan oksijen seviyelerinin, hayvan yaşamının tükenmesiyle sonuçlandığı zamanın iklimini tahmin etmek için kullandılar. İlk olarak; bazı böcek, kertenkele, kuş ve küçük memelilerin, deniz yaşamı ile birlikte hayatlarını muhtemelen sürdürmelerini beklemekte olan Ward ve Brownlee, bitkiler tarafından oksijen ikmali olmadan, hayvanların birkaç milyon yıl içinde muhtemelen boğulma nedeniyle öleceğine inanmaktadırlar. Atmosferde, bir çeşit fotosentezin kalması nedeniyle yeterli oksijen olsa bile, küresel sıcaklıktaki istikrarlı artış, biyolojik çeşitliliğin kademeli olarak yok olmasına yol açacaktır.
Sıcaklık artmaya devam ettikçe, hayvan yaşamının son türleri muhtemelen yeraltına doğru, kutuplara geçiş yaparak, ilk olarak kutup gecesi boyunca aktif olacak, kutup günü boyunca yoğun ısı nedeniyle yaz uykusuna yatacaklardır. Sıcaklıklar nedeniyle yüzeyin çoğu çöl hâline gelecek ve yaşam öncelikle okyanuslarda sürecektir. Ancak karadan okyanuslara giren organik madde miktarında ve çözünmüş oksijendeki azalma nedeniyle deniz yaşamı da Dünya yüzeyine benzer bir yol izleyerek ortadan kalkacaktır. Bu süreç, tatlı su türlerinin kaybı ile başlayacak ve özellikle termitler gibi canlı bitkilere bağlı olmayan veya cinsi solucanlar gibi hidrotermal bacalara yakın omurgasızlarla son bulacaktır. Bu süreçlerin muhtemel bir sonucu olarak çok hücreli yaşam formlarının soyu yaklaşık 800 milyon yıl içinde tükenecek ve 1,3 milyar yıl içinde ökaryotlar yerini yalnızca prokaryotlara bırakacaktır.
Okyanusların kaybı
Günümüzdeki okyanusların bundan bir milyar yıl sonra yaklaşık %27'si mantoya batmış olacak. Bu batış sürecinin kesintisiz devam etmesine izin verilirse mevcut yüzey su rezervinin %65'inin yüzeyde kalacağı bir denge durumuna ulaşacaktır. Güneş'in parlaklığı mevcut değerinden %10 yükselirse, ortalama küresel yüzey sıcaklığı 320 K'e (47 °C) yükselecek ve atmosfer, okyanusların kaçak buharlaşmasına yol açan "nemli bir sera" hâline gelecektir. Bu noktada, gelecekteki Dünya'nın ortam modellemeleri, stratosferin artan su seviyeleri içerdiğini göstermektedir. Bu su molekülleri, Güneş UV'si ile fotodisosiyasyon yoluyla parçalanacak ve hidrojenin atmosferden kaçmasına izin verecektir. Bütün bunların ışığında günümüzden yaklaşık 1,1 milyar yıl sonra bütün denizlerin kuruyacağı öngürülmektedir.
Gelecekte ısınmanın iki sonucu olacaktır: su buharının troposfere egemen olduğu "nemli sera" ve su buharının atmosferin baskın bir bileşeni hâline geldiği (okyanuslar çok yavaş buharlaşırsa) "kaçak sera". Okyanussuz bu çağda; su, derin kabuk ve mantodan sürekli olarak salındığı için yüzey rezervuarları olmaya devam edecektir, burada Dünya'nın bugünkü suyunun birkaç katına eşit miktarda su olduğu tahmin edilmektedir. Kutuplarda biraz su kalabilir ve nadiren yağmur fırtınaları olabilir ancak gezegen çoğunlukla Şili'deki Atacama Çölü gibi, ekvatorunu kaplayan kum tepelerini ve bir zamanlar okyanus tabanındaki tuz düzlükleri barındıran kuru bir çöl görünümdedir.
Bir yağlayıcı görevi görecek su olmadan levha tektoniği yüksek olasılıkla duracaktır ve jeolojik aktivitenin en görünür işaretleri, mantonun sıcak noktaları üzerinde bulunan kalkan volkanlar olacaktır. Bu kurak koşullarda gezegen, bazı mikrobik ve hatta çok hücreli bir yaşam sürdürebilir. Bu mikropların çoğu halofiller olacaktır ve Venüs'te olduğu öne sürüldüğü gibi atmosferde yaşam sürebileceklerdir. Bununla birlikte giderek artan aşırı koşullar, muhtemelen prokaryotların 1,6 milyar yıl ve 2,8 milyar yıl arasında yok olmasına yol açacak, son prokaryotlar ise yüksek enlemlerde, yüksekliklerde kalan su göletlerinde veya buzla kaplanmış mağaralarda yaşayacaklardır. Ancak yeraltı yaşamının daha uzun süreceği öngörülmektedir. Bundan sonra ne olacağı ise tektonik aktivite düzeyine bağlıdır. Volkanik püskürme ile düzenli bir karbondioksit salınımı, atmosferin Venüs gezegeni gibi bir "süper sera" durumuna girmesine neden olabilir ancak yukarıda belirtildiği gibi yüzey suyu olmadan, levha tektoniği muhtemelen duracaktır. Karbonatların çoğu, Güneş kırmızı dev evresine girene kadar ve parlaklığı, kayaçların karbondioksit salınımı yapmasına dek ısıtana kadar güvenli bir şekilde gömülecektir.
Daha düşük bir atmosfer basıncı sera etkisini azaltarak yüzey sıcaklığını düşürür. Bu nedenle atmosfer basıncı düşecek olsaydı okyanuslar, 2 milyar yıl kadar sonra kuruyabilirdi; doğal süreçler azotu atmosferden uzaklaştırırsa bu gerçekleşebilir. Organik çökeltiler üzerinde yapılan araştırmalar, son dört milyar yıl içinde atmosferden en az 100 kilopaskal (0,99 atm) azot uzaklaştığını göstermiştir yani serbest bırakılırsa mevcut atmosfer basıncını ikiye katlayacak kadar. Bu uzaklaştırma oranı, önümüzdeki iki milyar yıl boyunca artan güneş parlaklığının etkilerine karşı koymak için yeterli olacaktır.
2,8 milyar yıl sonra Dünya'nın yüzey sıcaklığı kutuplarda bile 422 K'e (149 °C) ulaşmış olacak ve aşırı koşullar nedeniyle bu zamana kadar süregelmiş olan yaşam sona erecektir. Eğer dünyadaki suyun tamamı bu noktada buharlaşırsa Gezegen, Güneş kırmızı dev oluncaya kadar yüzey sıcaklığında sabit bir artışla aynı koşullarda kalacaktır. Eğer bu gerçekleşmezse yaklaşık 3-4 milyar yıl içinde alt atmosferdeki su buharı miktarı %40'a yükselecek ve Güneş'ten gelen parlaklık bugünkü değerinden %35-40 fazlasına ulaştığında bile nemli sera etkisi başlayacaktır. Atmosferin ısınmasına ve yüzey sıcaklığının 1.600 K civarında (1.330 °C) yükselmesine neden olan kaçak sera etkisi ortaya çıkacaktır. Bu da gezegenin yüzeyini eritmek için yeterlidir. Ancak atmosferin çoğu, Güneş kırmızı dev evresine girene kadar korunacaktır.
Hayatın tükenmesiyle 2,8 milyar yıl sonra Dünya'da kimyasal fosillerin ortadan kalkması ve yerini biyolojik olmayan süreçlerin neden olduğu fosil izleriyle değiştirmesi beklenmektedir.
Kırmızı dev evresi
Güneş, hidrojeni çekirdeğinde yakmak yerine çekirdek etrafındaki kabukta yaktığında, çekirdek daralmaya başlar ve dış katman büyür. Güneş'in toplam parlaklığı, 12,167 milyar yılda mevcut parlaklığının 2.730 katına ulaşana kadar milyarlarca yıl boyunca istikrarlı bir şekilde artacaktır. Sonrasında Dünya atmosferinin çoğu uzaya karışacak ve 2.400K'den (2.130 °C) yüksek olacak Dünya yüzeyi, refrakter malzemeler ve buzdağlarına benzer şekilde metaller veya metal oksitlerden oluşan yüzen kıtalara sahip bir lav okyanusuna neden olacaktır. Güneş, 1,9891 × 1030 kg olan toplam kütlesinin yaklaşık %33'ünün Güneş rüzgârı ile boşalmasıyla daha hızlı bir kütle kaybı yaşayacaktır; kütle kaybı, gezegenlerin yörüngelerinin genişleyeceği anlamına gelmektedir. Buna bağlı olarak Dünya'nın yörünge mesafesi ise mevcut değerinin %150'sine yükselecektir.
Güneş'in kırmızı dev evresine genişlemesinin en hızlı kısmı, Güneş'in yaklaşık 12 milyar yaşında olacağı son aşamalarda gerçekleşerek hem Merkür'ü hem de Venüs'ü yutacak şekilde genişleyecek ve maksimum 1,2 AU (180.000.000 km) yarıçapa ulaşacaktır. Dünya, kendi yörünge yarıçapının azalmasına neden olacak Güneş'in dış atmosferi ile gelgitsel etkileşime girecektir ve Güneş'in renk yuvarından sürüklenmek de Dünya'nın yörüngesini küçültecektir. Bu etkiler Güneş'in kütle kaybının neden olduğu faktörleri dengelemeye çalışacak ve Dünya muhtemelen Güneş tarafından yutulacaktır.
Güneş atmosferinden sürüklenme Ay yörüngesinde bozulmaya neden olabilir. Ay'ın yörüngesi 18.470 km mesafeye ulaştığında, Dünya'nın Roche limitini geçecektir. Bu, Dünya ile gelgitsel etkileşimin Ay'ı parçalayıp bir gezegen halkasına dönüştüreceği anlamına gelir ve yörüngesel halkanın çoğu bozulmaya başlayarak Dünya'ya çarpacaktır. Dolayısıyla, Dünya, Güneş tarafından yutulmasa bile muhtemelen Ay'sız kalacaktır. Güneşe karşı bozulan bir yörüngeye düşmesinden kaynaklanan ablasyon ve buharlaşma, Dünya'nın mantosunu kaldırıp sadece çekirdeğini bırakabilir ve en fazla 200 yıl sonra tamamen yok edebilir. Bu olaydan sonra Dünya'dan geriye kalan tek şey, Güneş'in metallikliğinde küçük bir artış (%0,01) olacaktır.
Kırmızı dev sonrası evre
Güneş, çekirdeğindeki helyumu karbonla birleştirdikten sonra tekrar küçülmeye başlayarak dış atmosferini gezegenimsi nebula olarak atacak sonrasında ise kompakt bir beyaz cüce yıldıza evrilecektir. Muhtemelen karbon ve oksijenden oluşacak tahmin edilen nihai kütlesi ise, mevcut kütlesinin %54,1'i kadar olacaktır.
Şu anda, Ay, Dünya'dan yılda 4 cm hızla uzaklaşmaktadır. 50 milyar yıl içerisinde eğer Dünya ve Ay, Güneş tarafından yutulmazsa kütleçekim kilidi olarak birbirlerine yalnızca tek bir yüzünü gösteren, daha büyük, istikrarlı bir yörüngeye dönüşeceklerdir. Daha sonra Güneş'in gelgit hareketi sistemden açısal momentum çıkaracak ve Ay'ın yörüngesinin bozulması ile Dünya'nın dönüşünün hızlanmasına neden olacaktır. Yaklaşık 65 milyar yıl içinde, (Dünya-Ay sisteminin) geri kalan enerjisinin, kalan Güneş tarafından emilmesi ve Ay'ın yavaşça içe doğru Dünya'ya hareket etmesine neden olması sonucunda, Ay'ın Dünya ile çarpışabileceği tahmin edilmektedir.
1019 (10 kentilyon) yıllık bir ölçekte, Güneş Sistemi'nde kalan gezegenler şiddetli gevşeme ile sistemden atılacaktır. Eğer Dünya, genişleyen kırmızı dev Güneş tarafından yok edilemez ve şiddetli gevşeme ile Güneş Sistemi'nden atılamazsa gezegenin nihai kaderi, yörüngesinin kütleçekimsel dalga nedeniyle bozularak kara cüce hâline gelen Güneş ile çarpışması olacak ve bu durum 1020 (100 kentilyon) yıl içinde gerçekleşecektir.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Özel
- ^ a b c Sackmann, I.-Juliana; Boothroyd, Arnold I.; Kraemer, Kathleen E. (1993), "Our Sun. III. Present and Future", The Astrophysical Journal, cilt 418, ss. 457-68, Bibcode:1993ApJ...418..457S, doi:10.1086/173407
- ^ Keith, David W. (Kasım 2000), "Geoengineering the Environment: History and Prospect", Annual Review of Energy and the Environment (İngilizce), cilt 25, ss. 245-84, doi:10.1146/annurev.energy.25.1.245
- ^ a b Vitousek, Peter M.; Mooney, Harold A.; Lubchenco, Jane; Melillo, Jerry M. (Temmuz 25, 1997), "Human Domination of Earth's Ecosystems", Science, 277 (5325), ss. 494-99, CiteSeerX 10.1.1.318.6529 $2, doi:10.1126/science.277.5325.494
- ^ Cowie 2007, s. 162.
- ^ Thomas, Chris D.; Cameron, Alison; Green, Rhys E.; Bakkenes, Michel; Beaumont, Linda J.; Collingham, Yvonne C.; Erasmus, Barend F. N.; de Siqueira, Marinez Ferreira; Grainger, Alan (Ocak 2004), "Extinction risk from climate change" (PDF), Nature (İngilizce), 427 (6970), ss. 145-48, Bibcode:2004Natur.427..145T, doi:10.1038/nature02121, (PMID) 14712274, 29 Nisan 2019 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 12 Ekim 2020
- ^ a b Hannah, Lee (1 Ocak 2011), Hannah, Lee (Ed.), "Chapter 17 - Extinction Risk from Climate Change Solutions", Climate Change Biology (İngilizce), Londra: Academic Press, ss. 357-371, ISBN , 20 Kasım 2020 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 10 Kasım 2020
- ^ International, W. W. F. "Living Planet Report 2020 | Official Site | WWF". livingplanet.panda.org (İngilizce). 10 Eylül 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2020.
- ^ "Living Planet Report 2018". WWF (İngilizce). 31 Ekim 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2020.
- ^ "The IUCN Red List of Threatened Species". IUCN Red List of Threatened Species (İngilizce). 4 Mart 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2020.
- ^ "Biodiversity loss". John P. Rafferty (İngilizce). Britannica. 26 Ağustos 2020. 2 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Nisan 2019.
- ^ Haberl, Helmut; Erb, K. Heinz; Krausmann, Fridolin; Gaube, Veronika; Bondeau, Alberte; Plutzar, Christoph; Gingrich, Simone; Lucht, Wolfgang; Fischer-Kowalski, Marina (Temmuz 2007), "Quantifying and mapping the human appropriation of net primary production in earth's terrestrial ecosystems", Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America (İngilizce), 104 (31), ss. 12942-47, Bibcode:2007PNAS..10412942H, doi:10.1073/pnas.0704243104, (PMC) 1911196 $2, (PMID) 17616580
- ^ "Summary for Policymakers — Special Report on Climate Change and Land" (İngilizce). 19 Aralık 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Kasım 2020.
- ^ Reaka-Kudla, Wilson & Wilson 1997, ss. 132–33.
- ^ "Lessons from the past: Biotic recoveries from mass extinctions". Douglas H. Erwin (İngilizce). PNAS. 26 Ağustos 2020. 30 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Mayıs 2001.
- ^ Myers, N.; Knoll, A. H. (Mayıs 8, 2001), "The biotic crisis and the future of evolution", Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America (İngilizce), 98 (1), ss. 5389-92, Bibcode:2001PNAS...98.5389M, doi:10.1073/pnas.091092498, (PMC) 33223 $2, (PMID) 11344283
- ^ Woodruff, David S. (Mayıs 8, 2001), "Declines of biomes and biotas and the future of evolution", Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America (İngilizce), 98 (10), ss. 5471-76, Bibcode:2001PNAS...98.5471W, doi:10.1073/pnas.101093798, (PMC) 33236 $2, (PMID) 11344296
- ^ Jacob, Ute; Thierry, Aaron; Brose, Ulrich; Arntz, Wolf E.; Berg, Sofia; Brey, Thomas; Fetzer, Ingo; Jonsson, Tomas; Mintenbeck, Katja (1 Ocak 2011), Belgrano, Andrea (Ed.), "The Role of Body Size in Complex Food Webs: A Cold Case", Advances in Ecological Research, The Role of Body Size in Multispecies Systems (İngilizce), Academic Press, 45, ss. 181-223, doi:10.1016/b978-0-12-386475-8.00005-8, 11 Kasım 2020 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 10 Kasım 2020
- ^ Sahney, Sarda; Benton, Michael J (7 Nisan 2008). "Recovery from the most profound mass extinction of all time". Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences (İngilizce). 275 (1636): 759-765. doi:10.1098/rspb.2007.1370. ISSN 0962-8452. (PMC) 2596898 $2. (PMID) 18198148. 12 Kasım 2020 tarihinde kaynağından .
- ^ Ceballos, Gerardo; Ehrlich, Paul R.; Raven, Peter H. (16 Haziran 2020). "Vertebrates on the brink as indicators of biological annihilation and the sixth mass extinction". Proceedings of the National Academy of Sciences (İngilizce). 117 (24): 13596-13602. doi:10.1073/pnas.1922686117. ISSN 0027-8424. 30 Ekim 2020 tarihinde kaynağından .
- ^ Ceballos, Gerardo; Ehrlich, Paul R.; Dirzo, Rodolfo (25 Temmuz 2017). "Biological annihilation via the ongoing sixth mass extinction signaled by vertebrate population losses and declines". Proceedings of the National Academy of Sciences (İngilizce). 114 (30): E6089-E6096. doi:10.1073/pnas.1704949114. ISSN 0027-8424. (PMC) 5544311 $2. (PMID) 28696295.
- ^ "This is how your world could end". the Guardian (İngilizce). 9 Eylül 2017. 9 Eylül 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2020.
- ^ Society, National Geographic; Society, National Geographic. "Human Impacts on the Environment". www.nationalgeographic.org (İngilizce). 2 Haziran 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Kasım 2020.
- ^ "Extraterrestrial life". Encyclopedia Britannica (İngilizce). 5 Eylül 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2020.
- ^ "Extraterrestrial life". www.esa.int (İngilizce). 19 Eylül 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2020.
- ^ "Life probably exists beyond Earth. So how do we find it?". Magazine (İngilizce). 14 Şubat 2019. 14 Şubat 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Kasım 2020.
- ^ Bostrom, Nick (2002), , (İngilizce), 9 (1), 27 Nisan 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 9 Ağustos 2011
- ^ a b "How have the Egyptian pyramids lasted so long?". BBC Science Focus Magazine (İngilizce). 5 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Kasım 2020.
- ^ Gorvett, Zaria. "Will the skyscrapers outlast the pyramids?". BBC (İngilizce). 8 Kasım 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Kasım 2020.
- ^ Matthews, R. A. J. (Mart 1994). "The Close Approach of Stars in the Solar Neighborhood". Quarterly Journal of the Royal Astronomical Society (İngilizce). 35 (1): 1-9. Bibcode:1994QJRAS..35....1M.
- ^ Berski, Filip; Dybczyński, Piotr A. (1 Kasım 2016). "Gliese 710 will pass the Sun even closer - Close approach parameters recalculated based on the first Gaia data release". Astronomy & Astrophysics (İngilizce). 595: L10. doi:10.1051/0004-6361/201629835. ISSN 0004-6361. 8 Kasım 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Kasım 2020.
- ^ Scholl, H.; Cazenave, A.; Brahic, A. (Ağustos 1982). "The effect of star passages on cometary orbits in the Oort cloud". Astronomy and Astrophysics (İngilizce). 112 (1): 157-66. Bibcode:1982A&A...112..157S.
- ^ Weissman, Paul R. (Şubat 1996). "Star passages through the Oort cloud". Earth, Moon and Planets (İngilizce). 72 (1-3): 25-30. doi:10.1007/BF00117498. ISSN 0167-9295.
- ^ Frogel, Jay A.; Gould, Andrew (Haziran 1998), "No Death Star – For Now", Astrophysical Journal Letters (İngilizce), 499 (2), s. L219, arXiv:astro-ph/9801052 $2, Bibcode:1998ApJ...499L.219F, doi:10.1086/311367
- ^ "How old is the universe?". starchild.gsfc.nasa.gov (İngilizce). 21 Ağustos 2001 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Ağustos 2020.
- ^ "Evrenin Yaşı 13.8 Milyar Yıl İken Çapı Nasıl 93 Milyar Işık Yılı Olabilir?". Evrim Ağacı. 26 Nisan 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Eylül 2020.
- ^ Tayler 1993, s. 92.
- ^ October 2009, Live Science Staff 27. "Volcanic Eruptions Caused Ancient Warming And Cooling". livescience.com (İngilizce). 4 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Kasım 2020.
- ^ Rampino, Michael R.; Haggerty, Bruce M. (Şubat 1996), "The "Shiva Hypothesis": Impacts, Mass Extinctions, and the Galaxy", Earth, Moon, and Planets (İngilizce), 72 (1–3), ss. 441-60, Bibcode:1996EM&P...72..441R, doi:10.1007/BF00117548
- ^ Tammann, G. A.; Loeffler, W.; Schroeder, A. (Haziran 1994), "The Galactic supernova rate", The Astrophysical Journal Supplement Series (İngilizce), 92 (2), ss. 487-93, Bibcode:1994ApJS...92..487T, doi:10.1086/192002
- ^ "Süpernova Nedir?". Evrim Ağacı. 14 Mart 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Eylül 2020.
- ^ "Supernova Observations | Astronomy". courses.lumenlearning.com (İngilizce). 21 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Ağustos 2020.
- ^ Fields, Brian D. (Şubat 2004), "Live radioisotopes as signatures of nearby supernovae", New Astronomy Reviews (İngilizce), 48 (1–4), ss. 119-23, Bibcode:2004NewAR..48..119F, doi:10.1016/j.newar.2003.11.017
- ^ Schulreich, M. M.; Breitschwerdt, D.; Feige, J.; Dettbarn, C. (1 Ağustos 2017). "Numerical studies on the link between radioisotopic signatures on Earth and the formation of the Local Bubble - I. 60Fe transport to the solar system by turbulent mixing of ejecta from nearby supernovae into a locally homogeneous interstellar medium". Astronomy & Astrophysics (İngilizce). 604: A81. doi:10.1051/0004-6361/201629837. ISSN 0004-6361. 31 Ekim 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Kasım 2020.
- ^ Hanslmeier 2009, ss. 174–76.
- ^ Beech, Martin (Aralık 2011), "The past, present and future supernova threat to Earth's biosphere", Astrophysics and Space Science (İngilizce), 336 (2), ss. 287-302, Bibcode:2011Ap&SS.336..287B, doi:10.1007/s10509-011-0873-9
- ^ Laskar, J.; Gastineau, M. (Haziran 11, 2009), "Existence of collisional trajectories of Mercury, Mars and Venus with the Earth", Nature (İngilizce), 459 (7248), ss. 817-19, Bibcode:2009Natur.459..817L, doi:10.1038/nature08096, (PMID) 19516336
- ^ a b Laskar, Jacques (Haziran 2009), , L'Observatoire de Paris, 26 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 11 Ağustos 2011
- ^ Adams 2008, ss. 33–44.
- ^ a b c Cochelin, Anne-Sophie B.; Mysak, Lawrence A.; Wang, Zhaomin (Aralık 2006), "Simulation of long-term future climate changes with the green McGill paleoclimate model: the next glacial inception", , 79 (3–4), s. 381, Bibcode:2006ClCh...79..381C, doi:10.1007/s10584-006-9099-1
- ^ Shackleton, Nicholas J. (Eylül 15, 2000), "The 100,000-Year Ice-Age Cycle Identified and Found to Lag Temperature, Carbon Dioxide, and Orbital Eccentricity", Science (İngilizce), 289 (5486), ss. 1897-1902, Bibcode:2000Sci...289.1897S, doi:10.1126/science.289.5486.1897, (PMID) 10988063
- ^ a b Hanslmeier 2009, s. 116.
- ^ a b Roberts 1998, s. 60.
- ^ Zeebe, Richard E. (Eylül 2015), "Highly Stable Evolution of Earth's Future Orbit despite Chaotic Behavior of the Solar System", The Astrophysical Journal (İngilizce), 811 (1), s. 10, arXiv:1508.04518 $2, Bibcode:2015ApJ...811....9Z, doi:10.1088/0004-637X/811/1/9, 9
- ^ Lunine & Lunine 1999, s. 244.
- ^ Berger, A.; Loutre, M. (1991), "Insolation values for the climate of the last 10 million years", Quaternary Science Reviews (İngilizce), 10 (4), ss. 297-317, Bibcode:1991QSRv...10..297B, doi:10.1016/0277-3791(91)90033-Q
- ^ Maslin, Mark A.; Ridgwell, Andy J. (2005), "Mid-Pleistocene revolution and the 'eccentricity myth'", Geological Society, London, Special Publications (İngilizce), 247 (1), ss. 19-34, Bibcode:2005GSLSP.247...19M, doi:10.1144/GSL.SP.2005.247.01.02
- ^ a b Weisstein, Eric W (2003). CRC concise encyclopedia of mathematics (İngilizce). Boca Raton: Chapman & Hall/CRC. ISBN . OCLC 50252094.
- ^ "Global warming: are we entering the greenhouse century?". Choice Reviews Online (İngilizce). 27 (05): 27-2732-27-2732. 1 Ocak 1990. doi:10.5860/choice.27-2732. ISSN 0009-4978.
- ^ "Why the Moon is getting further away from Earth". BBC News (İngilizce). 1 Şubat 2011. 8 Kasım 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Kasım 2020.
- ^ Laskar, J.; Robutel, P.; Joutel, F.; Gastineau, M.; Correia, A. C. M.; Levrard, B. (2004), "A long-term numerical solution for the insolation quantities of the Earth" (PDF), (İngilizce), 428 (1), ss. 261-85, Bibcode:2004A&A...428..261L, doi:10.1051/0004-6361:20041335, 31 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 29 Temmuz 2020
- ^ July 2011, Nola Taylor Redd 29. "Earth's Stabilizing Moon May Be Unique Within Universe". Space.com (İngilizce). 19 Aralık 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Kasım 2020.
- ^ Laskar, J.; Joutel, F.; Robutel, P. (Şubat 18, 1993), "Stabilization of the Earth's obliquity by the Moon", Nature (İngilizce), 361 (6413), ss. 615-17, Bibcode:1993Natur.361..615L, doi:10.1038/361615a0
- ^ Atobe, Keiko; Ida, Shigeru; Ito, Takashi (Nisan 2004), "Obliquity variations of terrestrial planets in habitable zones", Icarus (İngilizce), 168 (2), ss. 223-36, Bibcode:2004Icar..168..223A, doi:10.1016/j.icarus.2003.11.017
- ^ Neron de Surgy, O.; Laskar, J. (Şubat 1997), "On the long term evolution of the spin of the Earth", Astronomy and Astrophysics (İngilizce), cilt 318, ss. 975-89, Bibcode:1997A&A...318..975N
- ^ Donnadieu, Yannick; Ramstein, Gilles; Fluteau, Frederic; Besse, Jean; Meert, Joseph (2002), "Is high obliquity a plausible cause for Neoproterozoic glaciations?", (İngilizce), 29 (23), ss. 42-, Bibcode:2002GeoRL..29.2127D, doi:10.1029/2002GL015902
- ^ Liu, Yonggang; Peltier, W. Richard (9 Eylül 2010). "A carbon cycle coupled climate model of Neoproterozoic glaciation: Influence of continental configuration on the formation of a "soft snowball"". Journal of Geophysical Research (İngilizce). 115 (D17): D17111. doi:10.1029/2009JD013082. ISSN 0148-0227.
- ^ Climate at high-obliquity (PDF). David Ferreiraa, John Marshalla, Paul A. O’Gormana, Sara Seager (İngilizce). Department of Earth, Atmospheric and Planetary Science, Massachusetts Institute of Technology, Cambridge, Massachusetts. 2 Ekim 2013. 14 Kasım 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 14 Kasım 2020.
- ^ Blackett, Matthew. "The San Andreas fault is about to crack – here's what will happen when it does". The Conversation (İngilizce). 12 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Kasım 2020.
- ^ "Rate of Erosion of Niagara Falls". Marriott on the Falls (İngilizce). 6 Şubat 2015. 22 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Kasım 2020.
- ^ "Niagara Falls Facts | Geology Facts & Figures". www.niagaraparks.com (İngilizce). 11 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Kasım 2020.
- ^ Society, National Geographic (1 Haziran 2015). "continental drift". National Geographic Society (İngilizce). 11 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Kasım 2020.
- ^ Lindsay, J. F.; Brasier, M. D. (2002), "Did global tectonics drive early biosphere evolution? Carbon isotope record from 2.6 to 1.9 Ga carbonates of Western Australian basins", Precambrian Research (İngilizce), 114 (1), ss. 1-34, Bibcode:2002PreR..114....1L, doi:10.1016/S0301-9268(01)00219-4
- ^ Lindsay, John F.; Brasier, Martin D. (2002), "A comment on tectonics and the future of terrestrial life – reply" (PDF), Precambrian Research (İngilizce), 118 (3–4), ss. 293-95, Bibcode:2002PreR..118..293L, doi:10.1016/S0301-9268(02)00144-4, 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 28 Ağustos 2009
- ^ "continental drift | Definition, Evidence, Diagram, & Facts". Encyclopedia Britannica (İngilizce). 3 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Kasım 2020.
- ^ a b Ward 2006, ss. 231–32.
- ^ Murphy, J. Brendan; Nance, R. Damian; Cawood, Peter A. (Haziran 2009), "Contrasting modes of supercontinent formation and the conundrum of Pangea", Gondwana Research (İngilizce), 15 (3–4), ss. 408-20, Bibcode:2009GondR..15..408M, doi:10.1016/j.gr.2008.09.005
- ^ a b Silver, Paul G.; Behn, Mark D. (Ocak 4, 2008), "Intermittent Plate Tectonics?", Science, 319 (5859), ss. 85-88, Bibcode:2008Sci...319...85S, doi:10.1126/science.1148397, (PMID) 18174440
- ^ Trubitsyn, Valeriy; Kabana, Mikhail K.; Rothachera, Marcus (Aralık 2008), "Mechanical and thermal effects of floating continents on the global mantle convection" (PDF), (İngilizce), 171 (1–4), ss. 313-22, Bibcode:2008PEPI..171..313T, doi:10.1016/j.pepi.2008.03.011, 31 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 2 Haziran 2020
- ^ a b c Bounama, Christine; Franck, Siegfried; von Bloh, Werner (2001), "The fate of Earth's ocean", Hydrology and Earth System Sciences, 5 (4), ss. 569-75, Bibcode:2001HESS....5..569B, doi:10.5194/hess-5-569-2001
- ^ "Evinizin 750 Milyon Yıl Önce Dünya'nın Neresinde Olduğunu Gösteren Etkileşimli Harita". Popular Science. 1 Eylül 2020. 4 Ekim 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Eylül 2020.
- ^ Ward & Brownlee 2003, ss. 92–96.
- ^ Nield 2007, ss. 20–21.
- ^ Hoffman 1992, ss. 323–27.
- ^ Williams, Caroline; Nield, Ted (Ekim 20, 2007), , New Scientist, 13 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 28 Ağustos 2009
- ^ a b Silver, P. G.; Behn, M. D. (Aralık 2006), "Intermittent Plate Tectonics", American Geophysical Union, Fall Meeting 2006, Abstract #U13B-08, cilt 2006, ss. U13B-08, Bibcode:2006AGUFM.U13B..08S
- ^ Nance, R. D.; Worsley, T. R.; Moody, J. B. (1988), "The supercontinent cycle" (PDF), Scientific American, 259 (1), ss. 72-79, Bibcode:1988SciAm.259a..72N, doi:10.1038/scientificamerican0788-72, 23 Eylül 2015 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 28 Ağustos 2009
- ^ "Plate tectonics - Plate tectonics and the geologic past". Encyclopedia Britannica (İngilizce). 17 Haziran 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Kasım 2020.
- ^ Calkin & Young 1996, ss. 9–75.
- ^ a b Thompson & Perry 1997, ss. 127–128.
- ^ Palmer 2003, s. 164.
- ^ "Kıtalar Yeniden Birleşiyor". KURIOUS. 4 Ekim 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Eylül 2020.
- ^ Nimmo, F.; Price, G. D.; Brodholt, J.; Gubbins, D. (Şubat 2004), "The influence of potassium on core and geodynamo evolution" (PDF), , 156 (2), ss. 363-76, Bibcode:2003EAEJA.....1807N, doi:10.1111/j.1365-246X.2003.02157.x, 31 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 16 Mayıs 2018
- ^ Gonzalez & Richards 2004, s. 48.
- ^ Gubbins, David; Sreenivasan, Binod; Mound, Jon; Rost, Sebastian (Mayıs 19, 2011), "Melting of the Earth's inner core", Nature, 473 (7347), ss. 361-63, Bibcode:2011Natur.473..361G, doi:10.1038/nature10068, (PMID) 21593868
- ^ Monnereau, Marc; Calvet, Marie; Margerin, Ludovic; Souriau, Annie (Mayıs 21, 2010), "Lopsided Growth of Earth's Inner Core", Science, 328 (5981), ss. 1014-17, Bibcode:2010Sci...328.1014M, doi:10.1126/science.1186212, (PMID) 20395477
- ^ Stacey, F. D.; Stacey, C. H. B. (Ocak 1999), "Gravitational energy of core evolution: implications for thermal history and geodynamo power", Physics of the Earth and Planetary Interiors, 110 (1–2), ss. 83-93, Bibcode:1999PEPI..110...83S, doi:10.1016/S0031-9201(98)00141-1
- ^ Meadows 2007, s. 34.
- ^ Stevenson 2002, s. 605.
- ^ van Thienen, P.; Benzerara, K.; Breuer, D.; Gillmann, C.; Labrosse, S.; Lognonné, P.; Spohn, T. (Mart 2007), "Water, Life, and Planetary Geodynamical Evolution", Space Science Reviews, 129 (1–3), ss. 167-203, Bibcode:2007SSRv..129..167V, doi:10.1007/s11214-007-9149-7 In particular, see page 24.
- ^ a b Gough, D. O. (Kasım 1981), "Solar interior structure and luminosity variations", , 74 (1), ss. 21-34, Bibcode:1981SoPh...74...21G, doi:10.1007/BF00151270
- ^ Ribas, Ignasi (Ağustos 2008). "The Sun and stars as the primary energy input in planetary atmospheres". Proceedings of the International Astronomical Union (İngilizce). 5 (S264): 3-18. doi:10.1017/S1743921309992298. ISSN 1743-9221. 24 Ekim 2020 tarihinde kaynağından .
- ^ a b c Schröder, K.-P.; Connon Smith, Robert (2008), "Distant future of the Sun and Earth revisited", , 386 (1), ss. 155-63, arXiv:0801.4031 $2, Bibcode:2008MNRAS.386..155S, doi:10.1111/j.1365-2966.2008.13022.x
- ^ Cain, Fraser (2007), "When Our Galaxy Smashes Into Andromeda, What Happens to the Sun?", Universe Today, 17 Mayıs 2007 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 16 Mayıs 2007
- ^ Cox, T. J.; Loeb, Abraham (2007), "The Collision Between The Milky Way And Andromeda", Monthly Notices of the Royal Astronomical Society, 386 (1), s. 461, arXiv:0705.1170 $2, Bibcode:2008MNRAS.386..461C, doi:10.1111/j.1365-2966.2008.13048.x
- ^ a b c d e f g h i O'Malley-James, J. T.; Greaves, J. S.; Raven, J. A.; Cockell, C. S. (2014), "Swansong Biospheres II: The final signs of life on terrestrial planets near the end of their habitable lifetimes", International Journal of Astrobiology, 13 (3), ss. 229-243, arXiv:1310.4841 $2, Bibcode:2014IJAsB..13..229O, doi:10.1017/S1473550413000426
- ^ Heath, Martin J.; Doyle, Laurance R. (2009). "Circumstellar Habitable Zones to Ecodynamic Domains: A Preliminary Review and Suggested Future Directions". arXiv:0912.2482 $2.
- ^ a b Caldeira, Ken; Kasting, James F. (Aralık 1992), "The life span of the biosphere revisited", Nature, 360 (6406), ss. 721-23, Bibcode:1992Natur.360..721C, doi:10.1038/360721a0, (PMID) 11536510
- ^ Franck, S.; Block, A.; von Bloh, W.; Bounama, C.; Schellnhuber, H. J.; Svirezhev, Y. (2000), "Reduction of biosphere life span as a consequence of geodynamics", , 52 (1), ss. 94-107, Bibcode:2000TellB..52...94F, doi:10.1034/j.1600-0889.2000.00898.x
- ^ Lenton, Timothy M.; von Bloh, Werner (Mayıs 2001), "Biotic feedback extends the life span of the biosphere", , 28 (9), ss. 1715-18, Bibcode:2001GeoRL..28.1715L, doi:10.1029/2000GL012198
- ^ Bond, W. J.; Woodward, F. I.; Midgley, G. F. (2005), "The global distribution of ecosystems in a world without fire", , 165 (2), ss. 525-38, doi:10.1111/j.1469-8137.2004.01252.x, (PMID) 15720663
- ^ van der Maarel 2005, s. 363.
- ^ Kadereit, G.; Borsch, T.; Weising, K.; Freitag, H. (2003), (PDF), , 164 (6), ss. 959-86, doi:10.1086/378649, 18 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi, erişim tarihi: 29 Temmuz 2020
- ^ a b c O'Malley-James, J. T.; Greaves, J. S.; Raven, J. A.; Cockell, C. S. (2013), "Swansong Biospheres: Refuges for life and novel microbial biospheres on terrestrial planets near the end of their habitable lifetimes", International Journal of Astrobiology, 12 (2), ss. 99-112, arXiv:1210.5721 $2, Bibcode:2013IJAsB..12...99O, doi:10.1017/S147355041200047X
- ^ a b Ward & Brownlee 2003, ss. 117–28.
- ^ a b Franck, S.; Bounama, C.; von Bloh, W. (Kasım 2005), "Causes and timing of future biosphere extinction" (PDF), Biogeosciences Discussions, 2 (6), ss. 1665-79, Bibcode:2005BGD.....2.1665F, doi:10.5194/bgd-2-1665-2005, 31 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 29 Temmuz 2020
- ^ Schröder, K.-P.; Connon Smith, Robert (Mayıs 1, 2008), "Distant future of the Sun and Earth revisited", Monthly Notices of the Royal Astronomical Society, 386 (1), ss. 155-63, arXiv:0801.4031 $2, Bibcode:2008MNRAS.386..155S, doi:10.1111/j.1365-2966.2008.13022.x
- ^ a b c d Brownlee 2010, s. 95.
- ^ a b Kasting, J. F. (Haziran 1988), "Runaway and moist greenhouse atmospheres and the evolution of earth and Venus", Icarus, 74 (3), ss. 472-94, Bibcode:1988Icar...74..472K, doi:10.1016/0019-1035(88)90116-9, (PMID) 11538226, 7 Aralık 2019 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Temmuz 2020
- ^ a b Guinan, E. F.; Ribas, I. (2002), "Our Changing Sun: The Role of Solar Nuclear Evolution and Magnetic Activity on Earth's Atmosphere and Climate", Montesinos, Benjamin; Gimenez, Alvaro; Guinan, Edward F. (Ed.), ASP Conference Proceedings, The Evolving Sun and its Influence on Planetary Environments, 269, Astronomical Society of the Pacific, ss. 85-106, Bibcode:2002ASPC..269...85G
- ^ "The Water Cycle". earthobservatory.nasa.gov (İngilizce). 1 Ekim 2010. 4 Ekim 2010 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Kasım 2020.
- ^ Ward & Brownlee 2003, s. 142.
- ^ Fishbaugh et al. 2007, s. 114.
- ^ "'Dünya'nın yörüngesi değiştirilsin'". arsiv.ntv.com.tr. 4 Ekim 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Eylül 2020.
- ^ a b Lunine, J. I. (2009), "Titan as an analog of Earth's past and future", , cilt 1, ss. 267-74, Bibcode:2009EPJWC...1..267L, doi:10.1140/epjconf/e2009-00926-7
- ^ Brownlee 2010, s. 94.
- ^ a b Li, King-Fai; Pahlevan, Kaveh; Kirschvink, Joseph L.; Yung, Yuk L. (Haziran 16, 2009), "Atmospheric pressure as a natural climate regulator for a terrestrial planet with a biosphere", Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America, 106 (24), ss. 9576-79, Bibcode:2009PNAS..106.9576L, doi:10.1073/pnas.0809436106, (PMC) 2701016 $2, (PMID) 19487662
- ^ Billings, Lee. "Fact or Fiction?: We Can Push the Planet into a Runaway Greenhouse Apocalypse". Scientific American (İngilizce). 13 Nisan 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Kasım 2020.
- ^ Minard, Anne (Mayıs 29, 2009), "Sun Stealing Earth's Atmosphere", National Geographic News, 1 Kasım 2017 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 30 Ağustos 2009
- ^ Kargel, J. S.; Fegley, M. B. (Mayıs 2003), "Volatile Cycles and Glaciation: Earth and Mars (Now and Near a Red Giant Sun), and Moons of Hot Jupiters", American Astronomical Society, DPS Meeting# 35, #18.08; Bulletin of the American Astronomical Society, cilt 35, s. 945, Bibcode:2003DPS....35.1808K
- ^ Yalçın, Ahmet Fuat (Mayıs 2014). "Güneş Enerjisi Ile Elektrik Üreten Güneş Takipli Dikey Perde Tasarımı Ve Analizi" (PDF). İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. 4 Ekim 2020 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 27 Eylül 2020.
- ^ Powell, David (Ocak 22, 2007), "Earth's Moon Destined to Disintegrate", Space.com, Tech Media Network, 6 Eylül 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 1 Haziran 2010
- ^ Goldstein, J. (May 1987), "The fate of the earth in the red giant envelope of the sun", Astronomy and Astrophysics, 178 (1–2), ss. 283-85, Bibcode:1987A&A...178..283G
- ^ Li, Jianke; Ferrario, Lilia; Wickramasinghe, Daval (Ağustos 1998), "Planets around White Dwarfs", Astrophysical Journal Letters, 503 (1), ss. L151-L154, Bibcode:1998ApJ...503L.151L, doi:10.1086/311546, p. L51
- ^ Adams, Fred C.; Laughlin, Gregory (Nisan 1997), "A dying universe: the long-term fate and evolution of astrophysical objects", Reviews of Modern Physics, 69 (2), ss. 337-, arXiv:astro-ph/9701131 $2, Bibcode:1997RvMP...69..337A, doi:10.1103/RevModPhys.69.337
- ^ Murray, C.D.; Dermott, S.F. (1999). Solar System Dynamics. Cambridge University Press. s. 184. ISBN . 1 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Temmuz 2020.
- ^ (1993). From the Big Bang to Planet X. Camden East, Ontario: . ss. 79-81. ISBN .
- ^ "A Rocky Relationship: Is the Moon Leaving the Earth?". Futurism (İngilizce). 9 Ocak 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Aralık 2018.
- ^ Canup, Robin M.; Righter, Kevin (2000). Origin of the Earth and Moon. The University of Arizona space science series. 30. University of Arizona Press. ss. 176-77. ISBN . 1 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Temmuz 2020.
- ^ Dorminey, Bruce (31 Ocak 2017). "Earth and Moon May Be on Long-Term Collision Course". Forbes. 1 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Şubat 2017.
- ^ Dyson, Freeman J. (1979). "Time Without End: Physics and Biology in an Open Universe". Reviews of Modern Physics. 51 (3): 447-60. Bibcode:1979RvMP...51..447D. doi:10.1103/RevModPhys.51.447. 5 Temmuz 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Temmuz 2008.
- Genel
- Adams, Fred C. (2008), "Long term astrophysical processes", Bostrom, Nick; Ćirković, Milan M. (Ed.), Global catastrophic risks, Oxford University Press, ISBN , 7 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Temmuz 2020.
- Brownlee, Donald E. (2010), "Planetary habitability on astronomical time scales", Schrijver, Carolus J.; (Ed.), Heliophysics: Evolving Solar Activity and the Climates of Space and Earth, Cambridge University Press, ISBN .
- Calkin, P. E.; Young, G. M. (1996), "Global glaciation chronologies and causes of glaciation", Menzies, John (Ed.), Past glacial environments: sediments, forms, and techniques, Glacial environments, 2, Butterworth-Heinemann, ISBN .
- Cowie, Jonathan (2007), Climate change: biological and human aspects, Cambridge University Press, ISBN .
- Fishbaugh, Kathryn E.; Des Marais, David J.; Korablev, Oleg; Raulin, François; Lognonné, Phillipe (2007), Geology and habitability of terrestrial planets, Space Sciences Series of Issi, 24, Springer, ISBN .
- Gonzalez, Guillermo; Richards, Jay Wesley (2004), The privileged planet: how our place in the cosmos is designed for discovery, Regnery Publishing, ISBN , 1 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Temmuz 2020.
- Hanslmeier, Arnold (2009), "Habitability and cosmic catastrophes", Advances in Astrobiology and Biogeophysics, Springer, ISBN , 7 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Temmuz 2020.
- Hoffman, Paul F. (1992), "Supercontinents" (PDF), Encyclopedia of Earth System Sciences, Palaeogeography, Palaeoclimatology, Palaeoecology, 95 (1–2), Academic press, Inc, ss. 172-173, Bibcode:1992PPP....95..172A, doi:10.1016/0031-0182(92)90174-4.
- Lunine, Jonathan Irving; Lunine, Cynthia J. (1999), Earth: evolution of a habitable world, Cambridge University Press, ISBN , 7 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Temmuz 2020.
- Meadows, Arthur Jack (2007), The future of the universe, Springer, ISBN , 1 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Temmuz 2020.
- Nield, Ted (2007), Supercontinent: ten billion dates in the life of our planet, Harvard University Press, ISBN .
- Myers, Norman (2000), "", Peter H. Raven; Tania Williams (Ed.), Nature and human society: the quest for a sustainable world : proceedings of the 1997 Forum on Biodiversity, National Academies, ss. 63-70, ISBN .
- Palmer, Douglas (2003), Prehistoric past revealed: the four billion date history of life on Earth, University of California Press, ISBN .
- Reaka-Kudla, Marjorie L.; Wilson, Don E.; Wilson, Edward O. (1997), Biodiversity 2 (2.2yayıncı=Joseph Henry Press bas.), ISBN .
- Roberts, Neil (1998), The Holocene: an environmental history (2.2yayıncı=Wiley-Blackwell bas.), ISBN .
- Stevenson, D. J. (2002), "Introduction to planetary interiors", Hemley, Russell Julian; Chiarotti, G.; Bernasconi, M.; Ulivi, L. (Ed.), Fenomeni ad alte pressioni, , ISBN , 30 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Temmuz 2020.
- Tayler, Roger John (1993), Galaxies, structure and evolution (2.2yayıncı=Cambridge University Press bas.), ISBN , 7 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Temmuz 2020.
- Thompson, Russell D.; Perry, Allen Howard (1997), Applied Climatology: Principles and Practice, Routledge, ss. 127-28, ISBN .
- van der Maarel, E. (2005), Vegetation ecology, Wiley-Blackwell, ISBN .
- Ward, Peter Douglas (2006), Out of thin air: dinosaurs, birds, and Earth's ancient atmosphere, National Academies Press, ISBN .
- Ward, Peter Douglas; Brownlee, Donald (2003), The life and death of planet Earth: how the new science of astrobiology charts the ultimate fate of our world, Macmillan, ISBN .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Dunya nin gelecegi konusunda bircok uzun vadeli etmenin muhtelif etkilerine dayanarak biyolojik ve jeolojik cikarimlar yapilabilir Bu etmenler Dunya yuzeyindeki kimyayi gezegenin ic soguma oranini Gunes Sistemi ndeki diger nesnelerle yercekimi etkilesimlerini ve Gunes in parlakliginda surekli bir artisi icerir Bu ekstrapolasyondaki belirsiz faktor gezegende degisimlere neden olabilecek iklim muhendisligi gibi insan teknolojilerinin surekli etkisidir Sonuclari bes milyon yil surebilecek mevcut Holosen yok olusuna teknoloji neden olmaktadir Ayrica teknolojinin insanligin yok olmasina yol acabilecegi ve gezegeni yalnizca uzun vadeli dogal sureclerden kaynakli daha yavas bir evrimsel hiza geri dondurebilecegi de dusunulmektedir Yaklasik 7 milyar yil sonra Gunes in kirmizi dev evresine girmesinden itibaren yanan Dunya nin konjekte edilmis illustrasyonu Goksel olaylar yuz milyonlarca yillik zaman araliklarinda biyosfer icin kuresel bir risk olusturarak kitlesel yok oluslara neden olabilir Bu riskler kuyruklu yildiz veya asteroit carpmalari ve supernova olarak adlandirilan yildiz patlamalarinin 100 isik yili gunes yaricapi icinde gerceklesme olasiliklarindan olusur diger jeolojik etmenler ise daha ongorulebilirdir Milankovitch teorisi gezegenin en azindan Kuvaterner buzullasmasi sona erene kadar buzul donemlerine devam edecegini tahmin etmektedir bu donemler ise dismerkezlilik eksen egikligi ve Dunya yorungesinin salinim degisikliklerinden kaynaklanir Devam eden superkita dongusunun bir parcasi olarak levha tektonigi muhtemelen 250 350 milyon yil icinde superkita olusumuna sebebiyet verecektir Gelecek 1 5 4 5 milyar yil icinde ise Dunya nin eksen egikligi 90 ye kadar olan degisiklikler sergileyerek kaotik bir degiskenlik icerisine girebilir Gunes in parlakligi surekli artarak yeryuzune ulasan Gunes radyasyonunda artisa sebep olacaktir Bu silikat minerallerinin daha yuksek bir oranda ayrismasina neden olarak atmosferdeki karbondioksit seviyesinde azalmayla sonuclanacaktir Yaklasik 600 milyon yil sonra karbondioksit seviyesi agaclarin kullandigi C3 karbon tutulumu mekanizmasi icin ihtiyac duyulan seviyenin altina dusecektir bazi bitkiler ise 10 ppm e kadar dusuk karbondioksit derisimi saglayan bir yontem olan C4 karbon tutulumu mekanizmasini kullanmaktadir Yine de uzun vadeli gidisat bitki yasaminin tamamen son bulmasi yonundedir Dunya daki besin zincirinin temeli olan bitkilerin yok olmasi neredeyse tum hayvan yasaminin olumu ile zincirleme bir reaksiyon gosterecektir Yaklasik bir milyar yil icinde Gunes in parlakligi su ankinden 10 daha yuksek olacaktir Bu atmosferin nemli sera haline gelip okyanuslarin kacak buharlasmasina neden olacak ve muhtemel bir sonuc olarak tum karbon dongusu ile levha tektonigi sona erecektir Bu olaydan sonra yaklasik 2 3 milyar yil icinde gezegenin manyetik dinamosunun durma ihtimali vardir Bu manyetosferin bozulmasina neden olarak dis atmosferden hizlanan bir ucucu kaybina yol acabilir Bundan dort milyar yil sonra Dunya nin yuzey sicakligindaki artis kacak sera etkisine neden olarak yuzeyi eritecek kadar isitacak bu noktada gezegendeki tum yasam son bulmus olacaktir Dunya nin olasi kaderi ise 7 5 milyar yil icinde Gunes in kirmizi dev yildiz evresine girmesiyle gezegenin mevcut yorungesinin otesine genislemesinden itibaren Gunes tarafindan yutulmasidir Insan etkisiUkrayna daki Azofstal fabrikasi Insan nufusu Dunya ekosistemlerinin cogunluguna hakimdir Bu egemenlik bircok turden canlinin kitlesel olcekte yok olusuna ve gunumuz jeolojik caginin Holosen yok olusu olarak anilmasina sebep olmustur Holosen yok olusu habitat tahribati istilaci turlerin yaygin dagilimi avcilik ve iklim degisikliginin sonucudur Memeli kus balik amfibi ve surungen turlerinin populasyonu 1970 yilindan itibaren ortalama 68 lik bir dusus yasamistir Bu 50 yildan kisa bir sure icerisinde vahsi turlerin yarisindan fazlasinin neslinin tukendigi anlamina gelir Mevcut durumda Dunya daki tum turlerin 27 sine denk gelen 32 000 den fazla tur neslinin tukenmesi riski altindadir Ayrica Birlesmis Milletler Biyocesitlilik ve Ekosistem Hizmetleri Hukumetlerarasi Bilim Politika Platformu nun 2019 da hazirladigi raporuna gore insan faaliyetleri sonucunda bir milyona varan bitki ve hayvan turu neslinin tukenmesiyle karsi karsiyadir Gunumuzde insan faaliyetlerinin gezegen yuzeyi uzerinde onemli etkileri bulunmaktadir kara yuzeyinin 70 inden fazlasi beseri eylemler sonucu degistirilmistir ve insanlar kuresel birincil uretimin yaklasik 20 sini kullanmaktadir Atmosferdeki karbondioksit derisimi ise Sanayi Devrimi nin baslamasindan bu yana 30 a yakin bir oranda artmistir Kalici bir biyotik krizin sonuclarinin en az 5 milyon yil surecegi tahmin edilmektedir Zararlilar ve yabani otlar gibi firsatci turlerin cogalmasinin eslik ettigi bu olay biyocesitlilikte azalma ve biyomlarin homojenlesmesiyle sonuclanabilir Buna karsilik yeni turlerin de ortaya cikma olasiligi vardir ozellikle insan egemen ekosistemlerde yasamayi basaran taksonlar hizla bircok yeni ture donusebilir ve mikroplarin besin acisindan zengin habitatlardaki artistan fayda saglamasi muhtemeldir Mevcut omurgalilardan baska yeni omurgali turlerinin ortaya cikmasi ise olasilik disidir ve muhtemelen besin zinciri kisalacaktir Gezegen uzerinde kuresel etkisi olabilecek riskler icin birden fazla senaryo vardir Insanlik acisindan bakildiginda bunlar insan soyunun hayatta kalabilecegi riskler ve insan soyunu bitirebilecek riskler olarak ayrilabilir Insanlik icin olumcul senaryolarda yok olus insanligin kendi eliyle meydana getirdigi tehlikeler olmasi muhtemeldir Bunlarin arasinda iklim degisikligi nanoteknolojinin kotuye kullanilmasi nukleer soykirim insanustu bir yapay zekayla savas genetik olarak tasarlanmis bir hastalik bir fizik deneyinin yol actigi felaketler sayilabilir Yok olusun sebebi ayrica bircok dogal olay salgin bir hastalik asteroit veya kuyruklu yildiz carpmasi kacak sera etkisi ve kaynak tukenmesi olabilir Ayrica Dunya disi bir yasam bicimi tarafindan istila olasiligi da muhtemeldir Kurulan bu senaryolarin gerceklik olasiliklari ise imkansiz degilse bile zordur Insan irkinin soyu tukenirse insanlik tarafindan insa edilen yapilar bozulmaya baslayacaktir Dunya daki en buyuk yapilarin tahmini bozulma yari omru yaklasik bin yildir ayakta kalan son yapilar buyuk olasilikla acik maden ocaklari cop sahalari otoyollar kanallar ve toprak dolgu setler olacak Gize Piramitleri ya da Rushmore Dagi ndaki heykeller gibi birkac tas anit ise binlerce yil sonra bile ayakta kalacaktir Olasi olaylarArizona Flagstaff teki Barringer Goktasi Krateri astronomik nesnelerin Dunya uzerindeki etkisi hakkinda kanitlar sunmaktadir Gunes Samanyolu yorungesinde donerken gezegenler Gunes Sistemi uzerinde yikici bir etkiye neden olacak kadar yaklasabilir ve Gunes Sistemi ne yakin bolgelerde gerceklesen bir yildiz carpismasi Oort bulutundaki kuyruklu yildizlarin gunberi mesafelerinde azalmaya neden olabilir Bu tur bir carpisma Ic Gunes Sistemi ne ulasan kuyruklu yildiz sayisinda 40 katlik bir artisi kuyruklu yildiz carpismalari ise yeryuzunde yasamin kitlesel olarak yok olmasini tetikleyebilir Oort bulutundan gelen kuyruklu yildizlarin Gunes yorungesinde bir turu tamamlamasi yaklasik 30 milyon yil surebilir Bu carpismalar ise ortalama 45 milyon yilda bir gerceklesir Gunes in Gunes Sistemi civarindaki bir yildizla carpismasi icin ortalama sure yaklasik 3 1013 yildir bu da 1 38 1010 yil olan evrenin yasindan daha uzundur Bu Dunya nin omru boyunca boyle bir olayin meydana gelme olasiliginin dusuk olduguna dair bir gosterge olarak kabul edilebilir 5 10 km veya daha buyuk capli bir asteroit ya da kuyruklu yildiz carpismasindan kaynaklanan enerji salinimi kuresel bir cevresel felaket olusturmak ve turlerin yok olma sayisinda istatistiksel olarak buyuk bir artisa neden olmak icin yeterlidir Bir olaydan kaynaklanan zararli etkiler arasinda birkac ay boyunca nukleer kisa benzer sekilde gezegeni orten Gunes isiginin Dunya yuzeyine dogrudan ulasmasini engelleyen boylece bir hafta icinde kara sicakliklarini yaklasik 15 C dusurerek fotosentezi durduran kul bulutu bulunur Buyuk kutleli carpismalar arasindaki ortalama surenin en az 100 milyon yil oldugu tahmin edilmekte ve son 540 milyon yil boyunca simulasyonlar boyle bir carpisma oraninin 5 veya 6 kitlesel yok olusa 20 30 tane de daha kucuk capli yok olusa neden olmak icin yeterli oldugunu gostermistir Bu tespit Fanerozoik devir sirasindaki yok oluslarin jeolojik kayitlari ile eslestigi icin bu tur olaylarin gelecekte de devam etmesi beklenmektedir Kepler Supernovasi kalintisinin X isini optik ve kizilotesi birlesimi Supernova bir yildizin siddetle patlamasi olayidir Samanyolu galaksisinde supernova patlamalari ortalama 25 100 yilda bir gerceklesmektedir Dunya tarihi boyunca Dunya ya yakin supernova olarak bilinen 100 isik yili uzaklikta bircok olay meydana gelmistir Bu mesafe icindeki patlamalarin gezegeni radyoizotoplarla kirletmesi ve biyosferi etkilemesi muhtemeldir Bunlara ek olarak bir supernova tarafindan yayilan gama isinlari atmosferdeki azotla reaksiyona girerek azot oksit uretir bu molekuller ise Dunya yi Gunes ten gelen ultraviyole UV radyasyonlardan koruyan ozon tabakasinin asinmasina neden olur UV B radyasyonunda sadece 10 30 luk bir artis yasam uzerinde kayda deger bir etkiye neden olmak icin yeterlidir ozellikle de okyanus besin zincirinin temelini olusturan fitoplankton icin 26 isik yili mesafedeki bir supernova patlamasi ozon tabaka yogunlugunu yariya indirecek ve 32 isik yili icinde ortalama birkac yuz milyon yilda bir supernova patlamasi meydana geldigini dusunursek birkac yuzyil icinde ozon tabakasi muhtemelen tukenecektir Sonraki iki milyar yil boyunca ise 20 supernovadan kaynakli gama isini patlamalari gezegenin biyosferi uzerinde olumsuz bir etkiye neden olacaktir Gezegenler arasindaki tedirginligin artis gosteren etkisi Ic Gunes Sistemi nin bir butun olarak uzun zaman dilimleri boyunca duzensiz davranmasina neden olur Bu birkac milyon yil veya daha kisa araliklar icinde Gunes Sistemi ni etkilemez ancak milyarlarca yil boyunca gezegen yorungelerini ongorulemez hale getirir Gunes Sistemi nin evrimi hakkinda bilgisayar simulasyonlari onumuzdeki bes milyar yil icinde Merkur Venus veya Mars in Dunya ile carpisma olasiliginin 1 den dusuk oldugunu gostermektedir Ayni zaman diliminde Dunya nin bir yildiz tarafindan Gunes Sistemi nden atilmasi ihtimali ise 1 de 105 tir Boyle bir senaryoda okyanuslar birkac milyon yil icinde katilasacak ve sadece yerin yaklasik 14 km altinda su ankinden oldukca az miktarda su kalacaktir ayrica Dunya nin bir ikili yildiz sistemi tarafindan yakalanarak gezegenin biyosferinin bozulmadan kalmasi ihtimali ise 3 milyonda bir olsa da vardir Yorunge ve donusGunes Sistemi Gunes Sistemi ndeki diger gezegenlerin tedirginligi Dunya nin yorungesi ve donus yonunu degistirebilir Bu degisikliklerin gezegenin iklimini etkilemesi de olagandir Bu tur etkilesimlere ragmen simulasyonlar Dunya nin yorungesinin milyarlarca yil boyunca istikrarli olarak dinamik bir sekilde stabil kalmasinin mumkun oldugunu gostermekte Yapilan 1 600 simulasyonun tumunde gezegenin yari buyuk ekseni dis merkezligi ve yorunge egikligi neredeyse sabit kalmistir Buzullasma Tarihte buzul tabakalarinin periyodik olarak kitalarin ust enlemlerini kapladigi dongusel Buzul Caglari olmustur Buzul Caglari okyanus akintisi ve levha tektonigi tarafindan uyarilan kara iklimindeki degisiklikler nedeniyle olusabilir Milankovic teorisine gore buzul donguleri astronomik ve iklimsel geri besleme mekanizmasi faktorlerinin birlesmesi nedeniyle buzul caglarinda gerceklesir Birincil astronomik faktorler normalden yuksek dis merkezlik dusuk eksen egikligi ve yaz gundonumu ile aphelion arasindaki hizalamadir Bu faktorler dongusel olarak olusur Ornegin dis merkezlik yaklasik 100 000 ila 400 000 yillik zaman donguleri boyunca 0 01 den kucuk bir orandan 0 05 lik bir orana kadar cikarak degisiklik gosterir Bu gezegen yorungesinin yari kucuk ekseninin yari buyuk eksenin 99 95 inden 99 88 e dusmesine esdegerdir Dis merkezligin e yari buyuk eksen a ve yari kucuk eksen b ile iliskisi soyledir ba 1 e2 displaystyle begin smallmatrix frac b a sqrt 1 e 2 end smallmatrix Dolayisiyla e 0 01 icin b a 0 9995 e 0 05 icin b a 0 99875 tir Dunya kuvaterner buzullasmasi olarak bilinen ve su anda Holosen interglasiyal doneminde olan bir buzul cagindan gecmekte Bu surenin normalde yaklasik 25 000 yil icinde bitmesi beklenir ancak insanlar tarafindan atmosfere karbondioksit salinimindaki artis sonraki buzul doneminin baslangicini en az 50 000 130 000 yil geciktirebilir Ote yandan kisa sureli bir kuresel isinma fosil yakit kullaniminin 2 200 yilina kadar sona erecegi varsayimina dayanarak muhtemelen buzul donemini yaklasik 5 000 yil etkileyecektir Bu nedenle birkac yuzyil icinde sera gazi emisyonunun neden oldugu kisa bir kuresel isinma donemi uzun vadede sinirli bir etkiye sahip olacaktir Egiklik Ay in Dunya nin donusunu yavaslatarak kendininkini hizlandirdigi gelgitsel frenleme etkisinin diyagrami Ay in gelgitsel ivmesi Dunya nin donus hizini yavaslatarak Dunya ile Ay arasindaki mesafeyi arttirir Cekirdek ile manto ve atmosfer ile yuzey arasindaki surtunme etkilesimleri Dunya nin donme enerjisini yok edebilir Bu kombine etkilerin onumuzdeki 250 milyon yil icinde gun uzunlugunu 1 5 saat eksen egikligini ise yarim derece kadar arttirmasi beklenmektedir Bunun sonucunda ise ayni zaman diliminde Ay a olan mesafe yaklasik 1 5 Dunya yaricapi artacaktir Bilgisayar modellerinden alinan verilere gore Ay in varligi Dunya nin eksenini stabilize etmekte bu ise gezegenin radikal iklim degisikliklerinden kacinmasina yardimci olabilmektedir Bu stabilite Ay in Dunya donus ekseninin devinme oranini arttirmasi ve boylece donus devinmesi ile yorunge duzleminin devinmesi yani ekliptigin donus devinmesi arasindaki rezonansi onlemesi ile olusur Bununla birlikte Ay in yorungesinin yari buyuk ekseni artmaya devam ettikce bu stabilize edici etki azalacak ve bir noktada tedirginlik etkileri muhtemelen Dunya nin egikliginde degisikliklere neden olarak eksen egikliginin yorunge duzleminden 90 ye kadar buyuk acilarla degismesine neden olacaktir Bu olaylarin ise gunumuzden 1 5 ila 4 5 milyar yil sonra gerceklesmesi beklenmektedir Buyuk acili bir egiklik muhtemelen iklimde radikal degisikliklere neden olarak gezegenin yasanabilirligini yok edecektir Dunya nin eksen egikligi 54 yi astiginda Ekvator daki yillik guneslenme kutuplardan daha az olacaktir Boyle bir durumda gezegenin 10 milyon yil boyunca 60 ila 90 arasinda bir egimde kalmasi beklenir JeodinamiklerTektonik temelli olaylar gelecekte de olusmaya devam edecek ve yuzey tektonik yukselme ekstruzif ve erozyon ile surekli olarak yeniden sekillendirilecektir Muhtemelen Vezuv Yanardagi onumuzdeki 1 000 yil icinde yaklasik 40 kez Mauna Loa Dagi ise yaklasik 200 kez patlayacaktir 2030 yilinda San Andreas Fay Hatti nda yaklasik 7 ila 8 buyuklugunde Dunya capinda ise 9 buyuklugunde yaklasik 50 deprem meydana gelecektir Ayrica Old Faithful Gayzeri muhtemelen etkinligini kaybedecek ve Niagara Selaleleri erozyondan dolayi yukari dogru geri cekilmeye devam ederek yaklasik 30 000 50 000 yil icinde yok olacaktir ancak nehir hala etkinligini surdurecektir 10 000 yil icinde Baltik Denizi nin buzul sonrasi glasiyoizostazisi yaklasik 90 m Hudson Korfezi nin derinligi ise ayni donemde 100 m azalacak 100 000 yil sonra Hawaii adasi yaklasik 9 km kuzeybatiya kaymis olacaktir Kitasal suruklenme Levha tektonigi teorisi Dunya daki kitalarin yilda birkac santimetre oraninda yuzey boyunca hareket ettigini gostermektedir Bunun gelecekte devam ederek levhalarin yer degistirmesine ve carpismasina neden olmasi beklenmekte Kitalarin kaymasina iki faktor sebep olur gezegen icindeki enerji uretimi ve bir hidrosferin varligi Her ikisinin de kaybi kitalarin kaymasini durdurur Radyojenik sureclerle isi uretimi onumuzdeki 1 1 milyar yil boyunca manto konveksiyonunu ve levha yitimini korumak icin yeterlidir Tektonik levha sinirlari ve yonlerini gosteren fiziki Dunya haritasi Gunumuzde Kuzey ve Guney Amerika kitalari Afrika ve Avrupa dan uzaklasarak batiya dogru ilerlemektedir Arastirmacilar tarafindan bu surecin gelecekte nasil devam edecegine dair cesitli senaryolar kurgulanmistir bu jeodinamik modellemeler okyanusal kabugun bir kita altinda yaptigi yitim akintisi ile ayirt edilebilir Ice donukluk modellemesinde genc ve ic Atlas Okyanusu goreceli olarak cokerek Kuzey ve Guney Amerika nin mevcut gocunu tersine cevirmektedir Disa donukluk modellemesinde ise eski ve dis Buyuk Okyanus goreceli olarak batmis durumdadir ve Kuzey ile Guney Amerika Dogu Asya ya goc etmektedir Jeodinamik anlayisi gelistikce bu modellemeler revizyona tabi tutulacaktir Ornegin 2008 de onumuzdeki 100 milyon yil boyunca manto konveksiyonunun yeniden duzenlenmesinin Antarktika cevresinde Afrika Avrasya Avustralya Antarktika ve Guney Amerika dan olusan yeni bir superkita meydana getirip getirmeyecegini ongormek icin bir bilgisayar simulasyonu kullanilmistir Kitasal gocun sonucuna bakilmaksizin suregelen yitim suyun mantoya tasinmasina neden olur Gunumuzden bir milyar yil sonrasina jeofizik bir modelleme mevcut okyanus kutlesinin 27 azalacagini tahmin etmektedir ve bu surec gelecekte degismeden devam ederse mevcut okyanus kutlesi 65 azalarak yitim zonu dengelenecektir Ice donukluk Christopher Scotese onderligindeki calisma grubu kapsaminda birkac yuz milyon yillik gelecege yonelik ongorulen hareketleri planladi Olusturulan senaryoya gore 50 milyon yil sonra Akdeniz in yok olmasi Avrupa ile Afrika arasindaki carpismanin Basra Korfezi nin su anki konumuna kadar uzanan uzun bir daglik alan olusturmasi Avustralya ile Endonezya nin birlesmesi Baja California nin kiyi boyunca kuzeye dogru kaymasi Kuzey ve Guney Amerika nin dogu kiyilarinda yeni yitim zonlarinin gorulmesi ve bu kiyi cizgileri boyunca dag zincirleri olusmasi Antarktika nin kuzeye dogru hareketinin tum buzul tabakalarini eritmesi Gronland daki buzul tabakalarinin erimesi ile birlikte ortalama okyanus seviyesinin 90 m yukselmesi ve buna bagli olarak kitalarin ic selleri de iklim degisikliklerine neden olmasi ongorulmektedir Senaryonun devam ettigi durumda gunumuzden 100 milyon yil sonrasinda kita yayilimi maksimum boyutuna ulasacak ve kitalar birlesmeye baslayacaktir 250 milyon yil icinde Kuzey Amerika Afrika ile carpisacak Guney Amerika ise Afrika nin guney ucuna dolanacaktir Sonuc Pangea Ultima olarak da adlandirilan Buyuk Okyanus un gezegenin yarisini kapladigi yeni bir superkita olusumu olacaktir Antarktika ise buna bagli olarak yonunu degistirecek ve yeni bir buz ortusu olusturacak sekilde Guney Kutbuna geri donecektir Disa donukluk 1992 de Kuzey ve Guney Amerika kitalarinin Buyuk Okyanus boyunca ilerlemeye devam edecegini ve Asya ile birlesmeye baslayana kadar Sibirya etrafinda donecegini belirten dolayisiyla mevcut kita hareketlerini tahmin eden ilk bilim insani Harvard Universitesi nden Kanadali jeolog dir Ortaya cikan superkita Amasia Amatzya olarak adlandirildi Daha sonra 1990 larda benzer bir senaryo hesaplayarak Antarktika nin kuzeye goc etmeye baslayacagini ve Dogu Afrika yla Madagaskar in Asya ile carpismak icin Hint Okyanusu uzerinden gececegini tahmin etti Bir disa donukluk modelinde Buyuk Okyanus un kaplanmasi yaklasik 350 milyon yil icinde tamamlanacaktir ve bu mevcut superkita dongusunun tamamlandigini gosterecektir kitalar yaklasik her 400 500 milyon yilda bir ayrilir ve yeniden birlesir Superkita olustuktan sonra yitim zonu basamaksal buyukluge gore azaldikca levha tektonigi bir hareketsizlik periyoduna girebilir Bu stabilite suresi superkitalarin minimum omru olan her 100 milyon yilda bir manto sicakliginda 30 100 C artisa sebep olabilir Buna bagli olarak volkanik aktivite nin artmasi da muhtemeldir Superkita Gelecekteki uc superkita modelinden biri olan Pangaea Ultima nin kabaca cizimi Superkita olusumunun cevre uzerinde radikal degisimlere neden olmasi muhtemeldir Levhalarin carpismasi dag olusumuna neden olarak iklim dongulerini degistirecek ayrica buzullasmanin artmasi nedeniyle de deniz seviyeleri azalacaktir Yuzeyde ayrisma oraninin artmasiyla muhtemelen organik maddelerin gomulme oraninda bir artis olacaktir Ayrica superkitalar kuresel sicakliklarda bir dususe atmosferik oksijende ise artisa neden olabilir ve iklimi de etkileyebilir Tum bu degisikliklerin ise yeni nisler ortaya ciktikca gunumuze gore daha hizli bir biyolojik evrim ile sonuclanmasi muhtemeldir Superkita olusumu mantoyu yalitir Isi akisi yogunlasarak volkanizma ve genis alanlarin bazalt ile dolmasina neden olacak catlaklar olusarak superkita bir kez daha bolunecektir Sonrasinda gezegen muhtemelen Kretase donemindeki gibi bir isinma periyodu yasayacaktir bu da onceki Pangea superkitasinin bolunmesini isaret eder Dis cekirdegin katilasmasi Dunya nin demir acisindan zengin cekirdek bolgesi 1 220 km yaricapli kati bir ic cekirdege ve 3 480 km yaricapli sivi bir dis cekirdege bolunmustur Dunya nin donusu dis cekirdek bolgesinde dinamo islevi gorerek konvektif girdaplar olusturur Bu Dunya etrafinda Gunes ruzgari parcaciklarini saptirarak atmosferin asinmasini onleyen bir manyetosfer olusturur Cekirdek isisi disa dogru mantoya aktarildikca net egilim sivi dis cekirdek bolgesinin ic sinirinin donmasi yonunde olacak ve boylece termal enerji aciga cikarak kati ic cekirdegin buyumesine neden olacaktir Bu demir kristallestirme sureci yaklasik bir milyar yildir devam etmekte Modern cagda ic cekirdegin yaricapi dis cekirdek yaricapinda azalmaya neden olarak yilda ortalama kabaca 0 5 mm oraninda genislemektedir ve dinamoya guc saglamak icin ihtiyac duyulan enerjinin neredeyse tamami bu ic cekirdek bicimlenmesi sureci tarafindan saglanmaktadir Ic cekirdegin buyumesi gunumuzden 3 4 milyar yil sonra dis cekirdegin cogunun muhtemelen tukenmesine neden olacak bu da demir ve diger agir metallerden olusan neredeyse kati cekirdegin buyumesinden geriye kalacak olan sivi tabaka nispeten daha hafif elementlerden olusacaktir Bu elementlerin daha az karismasi dolayisiyla katilasmayacak olan tabaka kati cekirdege kiyasla zar inceliginde olacaktir Alternatif olarak bir noktada levha tektonigi sona ererse ic kisim daha verimsiz bir sekilde soguyacak bu da muhtemelen ic cekirdegin buyumesini durduracaktir Her iki durumda manyetik dinamonun kaybolmasiyla sonuclanabilir Dunya nin manyetik alani islevsel bir dinamo olmadan jeolojik olarak kisa bir sure olan yaklasik 10 000 yil icinde bozulacaktir Manyetosferin kaybi ozellikle hidrojen olmak uzere hafif elementlerin Dunya nin dis atmosferinden uzaya dogru asinmasinda artisa neden olarak yasam icin daha az elverisli kosullara neden olacaktir Gunes in evrimiGunes teki enerji uretimi hidrojenin helyum ile termonukleer fuzyonuna dayanir Bu fuzyon proton proton zincirleme reaksiyonu ile yildizin cekirdek bolgesinde meydana gelir ve Gunes cekirdeginde konveksiyon olmadigi icin helyum yogunlasmasi yildizin bu bolgesinde olusur Gunes cekirdegindeki sicaklik helyum atomlarinin uc alfa sureci ile nukleer fuzyonu icin dusuktur dolayisiyla bu atomlar Gunes in hidrostatik dengesini korumak icin gereken net enerji uretimine katkida bulunamazlar Gunumuzde Gunes in cekirdegindeki hidrojenin neredeyse yarisi tuketilmistir geri kalan atomlar ise esasen helyumdan olusmaktadir Birim kutle basina hidrojen atomu sayisi azaldikca enerji uretimi nukleer fuzyon yoluyla saglanir Bu basincta bir azalmaya yol acar ve artan yogunluk ile sicaklik cekirdek basincini yukaridaki katmanlarla dengeye getirene kadar cekirdegin buzusmesine neden olur Yuksek sicaklik kalan hidrojenin daha hizli bir oranda fuzyonuna neden olmasini saglar boylece dengeyi korumak icin gereken enerjiyi uretir Gunes in parlakligi yaricapi ve etkin sicakliginin mevcut Gunes e kiyasla evrimi Ribas tan sonra 2010 Bu surecin sonucunda Gunes in enerji uretiminde surekli bir artis olmustur Gunes ilk defa anakol yildiz oldugunda mevcut parlakliginin sadece 70 ini yaymis ve parlakligi bugune kadar neredeyse dogrusal bir sekilde her 110 milyon yilda bir 1 oraninda artmistir Benzer sekilde uc milyar yil sonra Gunes in 33 daha parlak olmasi beklenmektedir Cekirdekteki hidrojen yakiti Gunes in gunumuzden 67 daha parlak olacagi bes milyar yil icinde tukenecek daha sonra Gunes parlakligi mevcut degerin 121 uzerine cikana kadar cekirdegini cevreleyen bir kabukta hidrojen yakmaya devam edecektir Bu Gunes in anakol omrunun sonunu isaret eder sonrasinda altdev olacak ve evrilerek kirmizi dev haline gelecektir Bu zamana kadar Samanyolu ve Andromeda carpismasi surecinin devam etmesi gerektigi ve bu surecin Gunes Sistemi nin yeni ortaya cikmis bir galaksiden firtlatilmasina sebep olsa da Gunes veya gezegenleri uzerinde herhangi bir olumsuz etkiye sahip olma ihtimalinin dusuk oldugu dusunulmektedir Iklim etkisi Sicakliklar arttikca kimyasal surecler hizlanarak silikat minerallerinin ayrisma orani artacak ve kimyasal surecler karbondioksit gazini kati karbonatlara donusturdugu icin atmosferdeki karbondioksit seviyesinde dususe neden olacaktir 600 milyon yil icinde C3 fotosentezi icin ihtiyac duyulan karbondioksit derisimi yaklasik 50 ppm olan esigin altina dusecek ve bu noktada en son hayatta kalanlar igne yapraklilar olmak uzere agaclar ve ormanlar su anki formlari ile sag kalamayacaklardir Bitki yasamindaki bu dususun keskin bir dususten ziyade 50 ppm e ulasilmadan once olumlerin birer birer gercekleserek uzun vadeli bir dusus olmasi muhtemeldir Yok olan ilk bitkiler C3otsu bitkiler ardindan yaprak doken ormanlar yaprak dokmeyen genis yaprakli ormanlar ve son olarak yaprak dokmeyen acik tohumlu agaclar olacaktir Tum bunlara karsilik C4 karbon tutulumu 10 ppm e kadar daha dusuk derisimlerde devam edebilir Bu nedenle C4 fotosentezi kullanan bitkiler en az 0 8 milyar yil ve muhtemelen 1 2 milyar yil kadar yasayabilirler sonrasinda ise yukselen sicakliklar biyosferin surdurulemez olmasini saglar Gunumuzde C4 bitkileri Dunya bitki biyokutlesinin yaklasik 5 ini ve bilinen bitki turlerinin 1 ini olusturmaktadir Ornegin tum ot turlerinin Bugdaygiller yaklasik 50 si otsu Ispanakgiller familyasindaki bircok turde oldugu gibi C4 fotosentetik patikayi kullanir Karbondioksit seviyeleri fotosentezin neredeyse surdurulebilir olmadigi sinira indiginde atmosferdeki karbondioksit oraninin yukari ve asagi salinmasi beklenir Bu tektonik aktivite ile hayvan yasaminin oksijenli solunumu nedeniyle karbondioksit seviyesindeki her yukseliste toprak bitki ortusunun buyumesine izin verecektir Ancak atmosferde kalan karbonun cogu yeryuzunde tutuldugundan karadaki bitki yasami uzun vadede tamamen olme egiliminde olsa da bazi mikroplar 1 ppm kadar dusuk karbondioksit derisimlerinde fotosentez yapabilme kabiliyetine sahiptir Bu nedenle bu canli cansiz yasam formlarinin yok olmasi yalnizca artan sicakliklar ve biyosferin kaybi nedeniyle olacaktir Bitkiler ek olarak hayvanlar fotosentetik islemler icin daha az karbondioksit gerektirme etcil olma kuruluga adapte olma veya mantarlarla etkilesime girme gibi stratejiler gelistirerek daha uzun sure hayatta kalabilirler Bu adaptasyonlarin nemli seranin baslangicina yakin bir zamanda ortaya cikmasi muhtemeldir bakiniz Okyanuslarin kaybi Daha yuksek bitki omrunun kaybi hayvanlarin solunumu atmosferdeki kimyasal reaksiyonlar ve volkanik puskurmeler nedeniyle oksijenin yani sira ozon kaybina da neden olarak DNA ya zarar veren UV isinlarinin daha az zayiflamasina ve hayvanlarin olumune yol acacaktir Ilk yok olan hayvanlar muhtemelen buyuk memeliler olacak ve onlarin ardindan kucuk memeliler kuslar amfibiler buyuk baliklar surungenler kucuk baliklar ve son olarak omurgasizlar gelecektir Bu gerceklesmeden once yasamin daha az yuzey alani yasama uygun olan yuksek rakimlara benzer sekilde dusuk sicakliktaki refijyuma toplanmasi ve boylece nufus buyukluklerini kisitlamasi beklenir Daha kucuk hayvanlar daha az oksijen gereksinimi nedeniyle buyuk hayvanlara kiyasla daha rahat hayatta kalirken kuslar ise uzun mesafelere seyahat etme yetenekleri sayesinde daha soguk yerler arayarak memelilerden daha iyi bir yasam surerler Atmosferdeki oksijen yari omrune gore hayvan yasami yuksek bitkilerin kaybindan sonra en fazla 100 milyon yil surecektir ancak gunumuzde oksijenin yarisi fitoplanktonlar tarafindan uretildigi icin daha uzun yasamalari da muhtemeldir Yazarlar Peter D Ward ve Donald Brownlee adli calismalarinda Dunya daki bitki yasaminin cogu yok olduktan sonra bile bir tur hayvan yasaminin devam edebilecegini savunarak Britanya Kolumbiyasi nda bulunan Burgess Seyli nden fosil kalintilarini Kambriyen Patlamasi nin iklimini saptamak ve gelecekte gittikce isinan Gunes in neden oldugu artan kuresel sicakliklar ve azalan oksijen seviyelerinin hayvan yasaminin tukenmesiyle sonuclandigi zamanin iklimini tahmin etmek icin kullandilar Ilk olarak bazi bocek kertenkele kus ve kucuk memelilerin deniz yasami ile birlikte hayatlarini muhtemelen surdurmelerini beklemekte olan Ward ve Brownlee bitkiler tarafindan oksijen ikmali olmadan hayvanlarin birkac milyon yil icinde muhtemelen bogulma nedeniyle olecegine inanmaktadirlar Atmosferde bir cesit fotosentezin kalmasi nedeniyle yeterli oksijen olsa bile kuresel sicakliktaki istikrarli artis biyolojik cesitliligin kademeli olarak yok olmasina yol acacaktir Sicaklik artmaya devam ettikce hayvan yasaminin son turleri muhtemelen yeraltina dogru kutuplara gecis yaparak ilk olarak kutup gecesi boyunca aktif olacak kutup gunu boyunca yogun isi nedeniyle yaz uykusuna yatacaklardir Sicakliklar nedeniyle yuzeyin cogu col haline gelecek ve yasam oncelikle okyanuslarda surecektir Ancak karadan okyanuslara giren organik madde miktarinda ve cozunmus oksijendeki azalma nedeniyle deniz yasami da Dunya yuzeyine benzer bir yol izleyerek ortadan kalkacaktir Bu surec tatli su turlerinin kaybi ile baslayacak ve ozellikle termitler gibi canli bitkilere bagli olmayan veya cinsi solucanlar gibi hidrotermal bacalara yakin omurgasizlarla son bulacaktir Bu sureclerin muhtemel bir sonucu olarak cok hucreli yasam formlarinin soyu yaklasik 800 milyon yil icinde tukenecek ve 1 3 milyar yil icinde okaryotlar yerini yalnizca prokaryotlara birakacaktir Okyanuslarin kaybi Venus un atmosferi super sera durumundadir Gunumuzdeki okyanuslarin bundan bir milyar yil sonra yaklasik 27 si mantoya batmis olacak Bu batis surecinin kesintisiz devam etmesine izin verilirse mevcut yuzey su rezervinin 65 inin yuzeyde kalacagi bir denge durumuna ulasacaktir Gunes in parlakligi mevcut degerinden 10 yukselirse ortalama kuresel yuzey sicakligi 320 K e 47 C yukselecek ve atmosfer okyanuslarin kacak buharlasmasina yol acan nemli bir sera haline gelecektir Bu noktada gelecekteki Dunya nin ortam modellemeleri stratosferin artan su seviyeleri icerdigini gostermektedir Bu su molekulleri Gunes UV si ile fotodisosiyasyon yoluyla parcalanacak ve hidrojenin atmosferden kacmasina izin verecektir Butun bunlarin isiginda gunumuzden yaklasik 1 1 milyar yil sonra butun denizlerin kuruyacagi ongurulmektedir Gelecekte isinmanin iki sonucu olacaktir su buharinin troposfere egemen oldugu nemli sera ve su buharinin atmosferin baskin bir bileseni haline geldigi okyanuslar cok yavas buharlasirsa kacak sera Okyanussuz bu cagda su derin kabuk ve mantodan surekli olarak salindigi icin yuzey rezervuarlari olmaya devam edecektir burada Dunya nin bugunku suyunun birkac katina esit miktarda su oldugu tahmin edilmektedir Kutuplarda biraz su kalabilir ve nadiren yagmur firtinalari olabilir ancak gezegen cogunlukla Sili deki Atacama Colu gibi ekvatorunu kaplayan kum tepelerini ve bir zamanlar okyanus tabanindaki tuz duzlukleri barindiran kuru bir col gorunumdedir Bir yaglayici gorevi gorecek su olmadan levha tektonigi yuksek olasilikla duracaktir ve jeolojik aktivitenin en gorunur isaretleri mantonun sicak noktalari uzerinde bulunan kalkan volkanlar olacaktir Bu kurak kosullarda gezegen bazi mikrobik ve hatta cok hucreli bir yasam surdurebilir Bu mikroplarin cogu halofiller olacaktir ve Venus te oldugu one suruldugu gibi atmosferde yasam surebileceklerdir Bununla birlikte giderek artan asiri kosullar muhtemelen prokaryotlarin 1 6 milyar yil ve 2 8 milyar yil arasinda yok olmasina yol acacak son prokaryotlar ise yuksek enlemlerde yuksekliklerde kalan su goletlerinde veya buzla kaplanmis magaralarda yasayacaklardir Ancak yeralti yasaminin daha uzun surecegi ongorulmektedir Bundan sonra ne olacagi ise tektonik aktivite duzeyine baglidir Volkanik puskurme ile duzenli bir karbondioksit salinimi atmosferin Venus gezegeni gibi bir super sera durumuna girmesine neden olabilir ancak yukarida belirtildigi gibi yuzey suyu olmadan levha tektonigi muhtemelen duracaktir Karbonatlarin cogu Gunes kirmizi dev evresine girene kadar ve parlakligi kayaclarin karbondioksit salinimi yapmasina dek isitana kadar guvenli bir sekilde gomulecektir Daha dusuk bir atmosfer basinci sera etkisini azaltarak yuzey sicakligini dusurur Bu nedenle atmosfer basinci dusecek olsaydi okyanuslar 2 milyar yil kadar sonra kuruyabilirdi dogal surecler azotu atmosferden uzaklastirirsa bu gerceklesebilir Organik cokeltiler uzerinde yapilan arastirmalar son dort milyar yil icinde atmosferden en az 100 kilopaskal 0 99 atm azot uzaklastigini gostermistir yani serbest birakilirsa mevcut atmosfer basincini ikiye katlayacak kadar Bu uzaklastirma orani onumuzdeki iki milyar yil boyunca artan gunes parlakliginin etkilerine karsi koymak icin yeterli olacaktir 2 8 milyar yil sonra Dunya nin yuzey sicakligi kutuplarda bile 422 K e 149 C ulasmis olacak ve asiri kosullar nedeniyle bu zamana kadar suregelmis olan yasam sona erecektir Eger dunyadaki suyun tamami bu noktada buharlasirsa Gezegen Gunes kirmizi dev oluncaya kadar yuzey sicakliginda sabit bir artisla ayni kosullarda kalacaktir Eger bu gerceklesmezse yaklasik 3 4 milyar yil icinde alt atmosferdeki su buhari miktari 40 a yukselecek ve Gunes ten gelen parlaklik bugunku degerinden 35 40 fazlasina ulastiginda bile nemli sera etkisi baslayacaktir Atmosferin isinmasina ve yuzey sicakliginin 1 600 K civarinda 1 330 C yukselmesine neden olan kacak sera etkisi ortaya cikacaktir Bu da gezegenin yuzeyini eritmek icin yeterlidir Ancak atmosferin cogu Gunes kirmizi dev evresine girene kadar korunacaktir Hayatin tukenmesiyle 2 8 milyar yil sonra Dunya da kimyasal fosillerin ortadan kalkmasi ve yerini biyolojik olmayan sureclerin neden oldugu fosil izleriyle degistirmesi beklenmektedir Gunes in su anda anakol evresinde kirmizi dev evresindeki tahmini boyutuyla karsilastirilmasiKirmizi dev evresi Gunes hidrojeni cekirdeginde yakmak yerine cekirdek etrafindaki kabukta yaktiginda cekirdek daralmaya baslar ve dis katman buyur Gunes in toplam parlakligi 12 167 milyar yilda mevcut parlakliginin 2 730 katina ulasana kadar milyarlarca yil boyunca istikrarli bir sekilde artacaktir Sonrasinda Dunya atmosferinin cogu uzaya karisacak ve 2 400K den 2 130 C yuksek olacak Dunya yuzeyi refrakter malzemeler ve buzdaglarina benzer sekilde metaller veya metal oksitlerden olusan yuzen kitalara sahip bir lav okyanusuna neden olacaktir Gunes 1 9891 1030 kg olan toplam kutlesinin yaklasik 33 unun Gunes ruzgari ile bosalmasiyla daha hizli bir kutle kaybi yasayacaktir kutle kaybi gezegenlerin yorungelerinin genisleyecegi anlamina gelmektedir Buna bagli olarak Dunya nin yorunge mesafesi ise mevcut degerinin 150 sine yukselecektir Gunes in kirmizi dev evresine genislemesinin en hizli kismi Gunes in yaklasik 12 milyar yasinda olacagi son asamalarda gercekleserek hem Merkur u hem de Venus u yutacak sekilde genisleyecek ve maksimum 1 2 AU 180 000 000 km yaricapa ulasacaktir Dunya kendi yorunge yaricapinin azalmasina neden olacak Gunes in dis atmosferi ile gelgitsel etkilesime girecektir ve Gunes in renk yuvarindan suruklenmek de Dunya nin yorungesini kucultecektir Bu etkiler Gunes in kutle kaybinin neden oldugu faktorleri dengelemeye calisacak ve Dunya muhtemelen Gunes tarafindan yutulacaktir Gunes atmosferinden suruklenme Ay yorungesinde bozulmaya neden olabilir Ay in yorungesi 18 470 km mesafeye ulastiginda Dunya nin Roche limitini gececektir Bu Dunya ile gelgitsel etkilesimin Ay i parcalayip bir gezegen halkasina donusturecegi anlamina gelir ve yorungesel halkanin cogu bozulmaya baslayarak Dunya ya carpacaktir Dolayisiyla Dunya Gunes tarafindan yutulmasa bile muhtemelen Ay siz kalacaktir Gunese karsi bozulan bir yorungeye dusmesinden kaynaklanan ablasyon ve buharlasma Dunya nin mantosunu kaldirip sadece cekirdegini birakabilir ve en fazla 200 yil sonra tamamen yok edebilir Bu olaydan sonra Dunya dan geriye kalan tek sey Gunes in metallikliginde kucuk bir artis 0 01 olacaktir Gunes in 8 milyar yilda olusturacagina benzer bir bulutsu olan Helis Bulutsusu nun Hubble Uzay Teleskobu tarafindan cekilmis goruntusuKirmizi dev sonrasi evre Gunes cekirdegindeki helyumu karbonla birlestirdikten sonra tekrar kuculmeye baslayarak dis atmosferini gezegenimsi nebula olarak atacak sonrasinda ise kompakt bir beyaz cuce yildiza evrilecektir Muhtemelen karbon ve oksijenden olusacak tahmin edilen nihai kutlesi ise mevcut kutlesinin 54 1 i kadar olacaktir Su anda Ay Dunya dan yilda 4 cm hizla uzaklasmaktadir 50 milyar yil icerisinde eger Dunya ve Ay Gunes tarafindan yutulmazsa kutlecekim kilidi olarak birbirlerine yalnizca tek bir yuzunu gosteren daha buyuk istikrarli bir yorungeye donuseceklerdir Daha sonra Gunes in gelgit hareketi sistemden acisal momentum cikaracak ve Ay in yorungesinin bozulmasi ile Dunya nin donusunun hizlanmasina neden olacaktir Yaklasik 65 milyar yil icinde Dunya Ay sisteminin geri kalan enerjisinin kalan Gunes tarafindan emilmesi ve Ay in yavasca ice dogru Dunya ya hareket etmesine neden olmasi sonucunda Ay in Dunya ile carpisabilecegi tahmin edilmektedir 1019 10 kentilyon yillik bir olcekte Gunes Sistemi nde kalan gezegenler siddetli gevseme ile sistemden atilacaktir Eger Dunya genisleyen kirmizi dev Gunes tarafindan yok edilemez ve siddetli gevseme ile Gunes Sistemi nden atilamazsa gezegenin nihai kaderi yorungesinin kutlecekimsel dalga nedeniyle bozularak kara cuce haline gelen Gunes ile carpismasi olacak ve bu durum 1020 100 kentilyon yil icinde gerceklesecektir Ayrica bakinizEskatoloji Evrenin nihai kaderi Fermi paradoksu Gezegensel yasanilabilirlik Holosen yok olusu Iklim degisikligi Insandan Sonra Yasam Kita Kaymasi Teorisi Kuresel isinma Nadir Dunya hipotezi Supernova Uzak gelecegin kronolojisi Yasanabilir bolgeKaynakcaOzel a b c Sackmann I Juliana Boothroyd Arnold I Kraemer Kathleen E 1993 Our Sun III Present and Future The Astrophysical Journal cilt 418 ss 457 68 Bibcode 1993ApJ 418 457S doi 10 1086 173407 Keith David W Kasim 2000 Geoengineering the Environment History and Prospect Annual Review of Energy and the Environment Ingilizce cilt 25 ss 245 84 doi 10 1146 annurev energy 25 1 245 a b Vitousek Peter M Mooney Harold A Lubchenco Jane Melillo Jerry M Temmuz 25 1997 Human Domination of Earth s Ecosystems Science 277 5325 ss 494 99 CiteSeerX 10 1 1 318 6529 2 doi 10 1126 science 277 5325 494 Cowie 2007 s 162 Thomas Chris D Cameron Alison Green Rhys E Bakkenes Michel Beaumont Linda J Collingham Yvonne C Erasmus Barend F N de Siqueira Marinez Ferreira Grainger Alan Ocak 2004 Extinction risk from climate change PDF Nature Ingilizce 427 6970 ss 145 48 Bibcode 2004Natur 427 145T doi 10 1038 nature02121 PMID 14712274 29 Nisan 2019 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 12 Ekim 2020 a b Hannah Lee 1 Ocak 2011 Hannah Lee Ed Chapter 17 Extinction Risk from Climate Change Solutions Climate Change Biology Ingilizce Londra Academic Press ss 357 371 ISBN 978 0 12 374182 0 20 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 10 Kasim 2020 International W W F Living Planet Report 2020 Official Site WWF livingplanet panda org Ingilizce 10 Eylul 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2020 Living Planet Report 2018 WWF Ingilizce 31 Ekim 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2020 The IUCN Red List of Threatened Species IUCN Red List of Threatened Species Ingilizce 4 Mart 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2020 Biodiversity loss John P Rafferty Ingilizce Britannica 26 Agustos 2020 2 Temmuz 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Nisan 2019 Haberl Helmut Erb K Heinz Krausmann Fridolin Gaube Veronika Bondeau Alberte Plutzar Christoph Gingrich Simone Lucht Wolfgang Fischer Kowalski Marina Temmuz 2007 Quantifying and mapping the human appropriation of net primary production in earth s terrestrial ecosystems Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America Ingilizce 104 31 ss 12942 47 Bibcode 2007PNAS 10412942H doi 10 1073 pnas 0704243104 PMC 1911196 2 PMID 17616580 Summary for Policymakers Special Report on Climate Change and Land Ingilizce 19 Aralik 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Kasim 2020 Reaka Kudla Wilson amp Wilson 1997 ss 132 33 Lessons from the past Biotic recoveries from mass extinctions Douglas H Erwin Ingilizce PNAS 26 Agustos 2020 30 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Mayis 2001 Myers N Knoll A H Mayis 8 2001 The biotic crisis and the future of evolution Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America Ingilizce 98 1 ss 5389 92 Bibcode 2001PNAS 98 5389M doi 10 1073 pnas 091092498 PMC 33223 2 PMID 11344283 Woodruff David S Mayis 8 2001 Declines of biomes and biotas and the future of evolution Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America Ingilizce 98 10 ss 5471 76 Bibcode 2001PNAS 98 5471W doi 10 1073 pnas 101093798 PMC 33236 2 PMID 11344296 Jacob Ute Thierry Aaron Brose Ulrich Arntz Wolf E Berg Sofia Brey Thomas Fetzer Ingo Jonsson Tomas Mintenbeck Katja 1 Ocak 2011 Belgrano Andrea Ed The Role of Body Size in Complex Food Webs A Cold Case Advances in Ecological Research The Role of Body Size in Multispecies Systems Ingilizce Academic Press 45 ss 181 223 doi 10 1016 b978 0 12 386475 8 00005 8 11 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 10 Kasim 2020 Sahney Sarda Benton Michael J 7 Nisan 2008 Recovery from the most profound mass extinction of all time Proceedings of the Royal Society B Biological Sciences Ingilizce 275 1636 759 765 doi 10 1098 rspb 2007 1370 ISSN 0962 8452 PMC 2596898 2 PMID 18198148 12 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan Ceballos Gerardo Ehrlich Paul R Raven Peter H 16 Haziran 2020 Vertebrates on the brink as indicators of biological annihilation and the sixth mass extinction Proceedings of the National Academy of Sciences Ingilizce 117 24 13596 13602 doi 10 1073 pnas 1922686117 ISSN 0027 8424 30 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan Ceballos Gerardo Ehrlich Paul R Dirzo Rodolfo 25 Temmuz 2017 Biological annihilation via the ongoing sixth mass extinction signaled by vertebrate population losses and declines Proceedings of the National Academy of Sciences Ingilizce 114 30 E6089 E6096 doi 10 1073 pnas 1704949114 ISSN 0027 8424 PMC 5544311 2 PMID 28696295 KB1 bakim PMC bicimi link This is how your world could end the Guardian Ingilizce 9 Eylul 2017 9 Eylul 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2020 Society National Geographic Society National Geographic Human Impacts on the Environment www nationalgeographic org Ingilizce 2 Haziran 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Kasim 2020 Extraterrestrial life Encyclopedia Britannica Ingilizce 5 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2020 Extraterrestrial life www esa int Ingilizce 19 Eylul 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2020 Life probably exists beyond Earth So how do we find it Magazine Ingilizce 14 Subat 2019 14 Subat 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Kasim 2020 Bostrom Nick 2002 Ingilizce 9 1 27 Nisan 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi erisim tarihi 9 Agustos 2011 a b How have the Egyptian pyramids lasted so long BBC Science Focus Magazine Ingilizce 5 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Kasim 2020 Gorvett Zaria Will the skyscrapers outlast the pyramids BBC Ingilizce 8 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Kasim 2020 Matthews R A J Mart 1994 The Close Approach of Stars in the Solar Neighborhood Quarterly Journal of the Royal Astronomical Society Ingilizce 35 1 1 9 Bibcode 1994QJRAS 35 1M Berski Filip Dybczynski Piotr A 1 Kasim 2016 Gliese 710 will pass the Sun even closer Close approach parameters recalculated based on the first Gaia data release Astronomy amp Astrophysics Ingilizce 595 L10 doi 10 1051 0004 6361 201629835 ISSN 0004 6361 8 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Kasim 2020 Scholl H Cazenave A Brahic A Agustos 1982 The effect of star passages on cometary orbits in the Oort cloud Astronomy and Astrophysics Ingilizce 112 1 157 66 Bibcode 1982A amp A 112 157S Weissman Paul R Subat 1996 Star passages through the Oort cloud Earth Moon and Planets Ingilizce 72 1 3 25 30 doi 10 1007 BF00117498 ISSN 0167 9295 Frogel Jay A Gould Andrew Haziran 1998 No Death Star For Now Astrophysical Journal Letters Ingilizce 499 2 s L219 arXiv astro ph 9801052 2 Bibcode 1998ApJ 499L 219F doi 10 1086 311367 How old is the universe starchild gsfc nasa gov Ingilizce 21 Agustos 2001 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Agustos 2020 Evrenin Yasi 13 8 Milyar Yil Iken Capi Nasil 93 Milyar Isik Yili Olabilir Evrim Agaci 26 Nisan 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Eylul 2020 Tayler 1993 s 92 October 2009 Live Science Staff 27 Volcanic Eruptions Caused Ancient Warming And Cooling livescience com Ingilizce 4 Temmuz 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Kasim 2020 Rampino Michael R Haggerty Bruce M Subat 1996 The Shiva Hypothesis Impacts Mass Extinctions and the Galaxy Earth Moon and Planets Ingilizce 72 1 3 ss 441 60 Bibcode 1996EM amp P 72 441R doi 10 1007 BF00117548 Tammann G A Loeffler W Schroeder A Haziran 1994 The Galactic supernova rate The Astrophysical Journal Supplement Series Ingilizce 92 2 ss 487 93 Bibcode 1994ApJS 92 487T doi 10 1086 192002 Supernova Nedir Evrim Agaci 14 Mart 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Eylul 2020 Supernova Observations Astronomy courses lumenlearning com Ingilizce 21 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Agustos 2020 Fields Brian D Subat 2004 Live radioisotopes as signatures of nearby supernovae New Astronomy Reviews Ingilizce 48 1 4 ss 119 23 Bibcode 2004NewAR 48 119F doi 10 1016 j newar 2003 11 017 Schulreich M M Breitschwerdt D Feige J Dettbarn C 1 Agustos 2017 Numerical studies on the link between radioisotopic signatures on Earth and the formation of the Local Bubble I 60Fe transport to the solar system by turbulent mixing of ejecta from nearby supernovae into a locally homogeneous interstellar medium Astronomy amp Astrophysics Ingilizce 604 A81 doi 10 1051 0004 6361 201629837 ISSN 0004 6361 31 Ekim 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Kasim 2020 Hanslmeier 2009 ss 174 76 Beech Martin Aralik 2011 The past present and future supernova threat to Earth s biosphere Astrophysics and Space Science Ingilizce 336 2 ss 287 302 Bibcode 2011Ap amp SS 336 287B doi 10 1007 s10509 011 0873 9 Laskar J Gastineau M Haziran 11 2009 Existence of collisional trajectories of Mercury Mars and Venus with the Earth Nature Ingilizce 459 7248 ss 817 19 Bibcode 2009Natur 459 817L doi 10 1038 nature08096 PMID 19516336 a b Laskar Jacques Haziran 2009 L Observatoire de Paris 26 Temmuz 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi erisim tarihi 11 Agustos 2011 Adams 2008 ss 33 44 a b c Cochelin Anne Sophie B Mysak Lawrence A Wang Zhaomin Aralik 2006 Simulation of long term future climate changes with the green McGill paleoclimate model the next glacial inception 79 3 4 s 381 Bibcode 2006ClCh 79 381C doi 10 1007 s10584 006 9099 1 Shackleton Nicholas J Eylul 15 2000 The 100 000 Year Ice Age Cycle Identified and Found to Lag Temperature Carbon Dioxide and Orbital Eccentricity Science Ingilizce 289 5486 ss 1897 1902 Bibcode 2000Sci 289 1897S doi 10 1126 science 289 5486 1897 PMID 10988063 a b Hanslmeier 2009 s 116 a b Roberts 1998 s 60 Zeebe Richard E Eylul 2015 Highly Stable Evolution of Earth s Future Orbit despite Chaotic Behavior of the Solar System The Astrophysical Journal Ingilizce 811 1 s 10 arXiv 1508 04518 2 Bibcode 2015ApJ 811 9Z doi 10 1088 0004 637X 811 1 9 9 Lunine amp Lunine 1999 s 244 Berger A Loutre M 1991 Insolation values for the climate of the last 10 million years Quaternary Science Reviews Ingilizce 10 4 ss 297 317 Bibcode 1991QSRv 10 297B doi 10 1016 0277 3791 91 90033 Q Maslin Mark A Ridgwell Andy J 2005 Mid Pleistocene revolution and the eccentricity myth Geological Society London Special Publications Ingilizce 247 1 ss 19 34 Bibcode 2005GSLSP 247 19M doi 10 1144 GSL SP 2005 247 01 02 a b Weisstein Eric W 2003 CRC concise encyclopedia of mathematics Ingilizce Boca Raton Chapman amp Hall CRC ISBN 978 1 58488 347 0 OCLC 50252094 Global warming are we entering the greenhouse century Choice Reviews Online Ingilizce 27 05 27 2732 27 2732 1 Ocak 1990 doi 10 5860 choice 27 2732 ISSN 0009 4978 Why the Moon is getting further away from Earth BBC News Ingilizce 1 Subat 2011 8 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Kasim 2020 Laskar J Robutel P Joutel F Gastineau M Correia A C M Levrard B 2004 A long term numerical solution for the insolation quantities of the Earth PDF Ingilizce 428 1 ss 261 85 Bibcode 2004A amp A 428 261L doi 10 1051 0004 6361 20041335 31 Temmuz 2020 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 29 Temmuz 2020 July 2011 Nola Taylor Redd 29 Earth s Stabilizing Moon May Be Unique Within Universe Space com Ingilizce 19 Aralik 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Kasim 2020 Laskar J Joutel F Robutel P Subat 18 1993 Stabilization of the Earth s obliquity by the Moon Nature Ingilizce 361 6413 ss 615 17 Bibcode 1993Natur 361 615L doi 10 1038 361615a0 Atobe Keiko Ida Shigeru Ito Takashi Nisan 2004 Obliquity variations of terrestrial planets in habitable zones Icarus Ingilizce 168 2 ss 223 36 Bibcode 2004Icar 168 223A doi 10 1016 j icarus 2003 11 017 Neron de Surgy O Laskar J Subat 1997 On the long term evolution of the spin of the Earth Astronomy and Astrophysics Ingilizce cilt 318 ss 975 89 Bibcode 1997A amp A 318 975N Donnadieu Yannick Ramstein Gilles Fluteau Frederic Besse Jean Meert Joseph 2002 Is high obliquity a plausible cause for Neoproterozoic glaciations Ingilizce 29 23 ss 42 Bibcode 2002GeoRL 29 2127D doi 10 1029 2002GL015902 Liu Yonggang Peltier W Richard 9 Eylul 2010 A carbon cycle coupled climate model of Neoproterozoic glaciation Influence of continental configuration on the formation of a soft snowball Journal of Geophysical Research Ingilizce 115 D17 D17111 doi 10 1029 2009JD013082 ISSN 0148 0227 Climate at high obliquity PDF David Ferreiraa John Marshalla Paul A O Gormana Sara Seager Ingilizce Department of Earth Atmospheric and Planetary Science Massachusetts Institute of Technology Cambridge Massachusetts 2 Ekim 2013 14 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 14 Kasim 2020 Blackett Matthew The San Andreas fault is about to crack here s what will happen when it does The Conversation Ingilizce 12 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Kasim 2020 Rate of Erosion of Niagara Falls Marriott on the Falls Ingilizce 6 Subat 2015 22 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Kasim 2020 Niagara Falls Facts Geology Facts amp Figures www niagaraparks com Ingilizce 11 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Kasim 2020 Society National Geographic 1 Haziran 2015 continental drift National Geographic Society Ingilizce 11 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Kasim 2020 Lindsay J F Brasier M D 2002 Did global tectonics drive early biosphere evolution Carbon isotope record from 2 6 to 1 9 Ga carbonates of Western Australian basins Precambrian Research Ingilizce 114 1 ss 1 34 Bibcode 2002PreR 114 1L doi 10 1016 S0301 9268 01 00219 4 Lindsay John F Brasier Martin D 2002 A comment on tectonics and the future of terrestrial life reply PDF Precambrian Research Ingilizce 118 3 4 ss 293 95 Bibcode 2002PreR 118 293L doi 10 1016 S0301 9268 02 00144 4 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 28 Agustos 2009 continental drift Definition Evidence Diagram amp Facts Encyclopedia Britannica Ingilizce 3 Temmuz 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Kasim 2020 a b Ward 2006 ss 231 32 Murphy J Brendan Nance R Damian Cawood Peter A Haziran 2009 Contrasting modes of supercontinent formation and the conundrum of Pangea Gondwana Research Ingilizce 15 3 4 ss 408 20 Bibcode 2009GondR 15 408M doi 10 1016 j gr 2008 09 005 a b Silver Paul G Behn Mark D Ocak 4 2008 Intermittent Plate Tectonics Science 319 5859 ss 85 88 Bibcode 2008Sci 319 85S doi 10 1126 science 1148397 PMID 18174440 Trubitsyn Valeriy Kabana Mikhail K Rothachera Marcus Aralik 2008 Mechanical and thermal effects of floating continents on the global mantle convection PDF Ingilizce 171 1 4 ss 313 22 Bibcode 2008PEPI 171 313T doi 10 1016 j pepi 2008 03 011 31 Temmuz 2020 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 2 Haziran 2020 a b c Bounama Christine Franck Siegfried von Bloh Werner 2001 The fate of Earth s ocean Hydrology and Earth System Sciences 5 4 ss 569 75 Bibcode 2001HESS 5 569B doi 10 5194 hess 5 569 2001 Evinizin 750 Milyon Yil Once Dunya nin Neresinde Oldugunu Gosteren Etkilesimli Harita Popular Science 1 Eylul 2020 4 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Eylul 2020 Ward amp Brownlee 2003 ss 92 96 Nield 2007 ss 20 21 Hoffman 1992 ss 323 27 Williams Caroline Nield Ted Ekim 20 2007 New Scientist 13 Nisan 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi erisim tarihi 28 Agustos 2009 a b Silver P G Behn M D Aralik 2006 Intermittent Plate Tectonics American Geophysical Union Fall Meeting 2006 Abstract U13B 08 cilt 2006 ss U13B 08 Bibcode 2006AGUFM U13B 08S Nance R D Worsley T R Moody J B 1988 The supercontinent cycle PDF Scientific American 259 1 ss 72 79 Bibcode 1988SciAm 259a 72N doi 10 1038 scientificamerican0788 72 23 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 28 Agustos 2009 Plate tectonics Plate tectonics and the geologic past Encyclopedia Britannica Ingilizce 17 Haziran 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Kasim 2020 Calkin amp Young 1996 ss 9 75 a b Thompson amp Perry 1997 ss 127 128 Palmer 2003 s 164 Kitalar Yeniden Birlesiyor KURIOUS 4 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Eylul 2020 Nimmo F Price G D Brodholt J Gubbins D Subat 2004 The influence of potassium on core and geodynamo evolution PDF 156 2 ss 363 76 Bibcode 2003EAEJA 1807N doi 10 1111 j 1365 246X 2003 02157 x 31 Temmuz 2020 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 16 Mayis 2018 Gonzalez amp Richards 2004 s 48 Gubbins David Sreenivasan Binod Mound Jon Rost Sebastian Mayis 19 2011 Melting of the Earth s inner core Nature 473 7347 ss 361 63 Bibcode 2011Natur 473 361G doi 10 1038 nature10068 PMID 21593868 Monnereau Marc Calvet Marie Margerin Ludovic Souriau Annie Mayis 21 2010 Lopsided Growth of Earth s Inner Core Science 328 5981 ss 1014 17 Bibcode 2010Sci 328 1014M doi 10 1126 science 1186212 PMID 20395477 Stacey F D Stacey C H B Ocak 1999 Gravitational energy of core evolution implications for thermal history and geodynamo power Physics of the Earth and Planetary Interiors 110 1 2 ss 83 93 Bibcode 1999PEPI 110 83S doi 10 1016 S0031 9201 98 00141 1 Meadows 2007 s 34 Stevenson 2002 s 605 van Thienen P Benzerara K Breuer D Gillmann C Labrosse S Lognonne P Spohn T Mart 2007 Water Life and Planetary Geodynamical Evolution Space Science Reviews 129 1 3 ss 167 203 Bibcode 2007SSRv 129 167V doi 10 1007 s11214 007 9149 7 In particular see page 24 a b Gough D O Kasim 1981 Solar interior structure and luminosity variations 74 1 ss 21 34 Bibcode 1981SoPh 74 21G doi 10 1007 BF00151270 Ribas Ignasi Agustos 2008 The Sun and stars as the primary energy input in planetary atmospheres Proceedings of the International Astronomical Union Ingilizce 5 S264 3 18 doi 10 1017 S1743921309992298 ISSN 1743 9221 24 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan a b c Schroder K P Connon Smith Robert 2008 Distant future of the Sun and Earth revisited 386 1 ss 155 63 arXiv 0801 4031 2 Bibcode 2008MNRAS 386 155S doi 10 1111 j 1365 2966 2008 13022 x Cain Fraser 2007 When Our Galaxy Smashes Into Andromeda What Happens to the Sun Universe Today 17 Mayis 2007 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 16 Mayis 2007 Cox T J Loeb Abraham 2007 The Collision Between The Milky Way And Andromeda Monthly Notices of the Royal Astronomical Society 386 1 s 461 arXiv 0705 1170 2 Bibcode 2008MNRAS 386 461C doi 10 1111 j 1365 2966 2008 13048 x a b c d e f g h i O Malley James J T Greaves J S Raven J A Cockell C S 2014 Swansong Biospheres II The final signs of life on terrestrial planets near the end of their habitable lifetimes International Journal of Astrobiology 13 3 ss 229 243 arXiv 1310 4841 2 Bibcode 2014IJAsB 13 229O doi 10 1017 S1473550413000426 Heath Martin J Doyle Laurance R 2009 Circumstellar Habitable Zones to Ecodynamic Domains A Preliminary Review and Suggested Future Directions arXiv 0912 2482 2 a b Caldeira Ken Kasting James F Aralik 1992 The life span of the biosphere revisited Nature 360 6406 ss 721 23 Bibcode 1992Natur 360 721C doi 10 1038 360721a0 PMID 11536510 Franck S Block A von Bloh W Bounama C Schellnhuber H J Svirezhev Y 2000 Reduction of biosphere life span as a consequence of geodynamics 52 1 ss 94 107 Bibcode 2000TellB 52 94F doi 10 1034 j 1600 0889 2000 00898 x Lenton Timothy M von Bloh Werner Mayis 2001 Biotic feedback extends the life span of the biosphere 28 9 ss 1715 18 Bibcode 2001GeoRL 28 1715L doi 10 1029 2000GL012198 Bond W J Woodward F I Midgley G F 2005 The global distribution of ecosystems in a world without fire 165 2 ss 525 38 doi 10 1111 j 1469 8137 2004 01252 x PMID 15720663 van der Maarel 2005 s 363 Kadereit G Borsch T Weising K Freitag H 2003 PDF 164 6 ss 959 86 doi 10 1086 378649 18 Agustos 2011 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi erisim tarihi 29 Temmuz 2020 a b c O Malley James J T Greaves J S Raven J A Cockell C S 2013 Swansong Biospheres Refuges for life and novel microbial biospheres on terrestrial planets near the end of their habitable lifetimes International Journal of Astrobiology 12 2 ss 99 112 arXiv 1210 5721 2 Bibcode 2013IJAsB 12 99O doi 10 1017 S147355041200047X a b Ward amp Brownlee 2003 ss 117 28 a b Franck S Bounama C von Bloh W Kasim 2005 Causes and timing of future biosphere extinction PDF Biogeosciences Discussions 2 6 ss 1665 79 Bibcode 2005BGD 2 1665F doi 10 5194 bgd 2 1665 2005 31 Temmuz 2020 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 29 Temmuz 2020 Schroder K P Connon Smith Robert Mayis 1 2008 Distant future of the Sun and Earth revisited Monthly Notices of the Royal Astronomical Society 386 1 ss 155 63 arXiv 0801 4031 2 Bibcode 2008MNRAS 386 155S doi 10 1111 j 1365 2966 2008 13022 x a b c d Brownlee 2010 s 95 a b Kasting J F Haziran 1988 Runaway and moist greenhouse atmospheres and the evolution of earth and Venus Icarus 74 3 ss 472 94 Bibcode 1988Icar 74 472K doi 10 1016 0019 1035 88 90116 9 PMID 11538226 7 Aralik 2019 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Temmuz 2020 a b Guinan E F Ribas I 2002 Our Changing Sun The Role of Solar Nuclear Evolution and Magnetic Activity on Earth s Atmosphere and Climate Montesinos Benjamin Gimenez Alvaro Guinan Edward F Ed ASP Conference Proceedings The Evolving Sun and its Influence on Planetary Environments 269 Astronomical Society of the Pacific ss 85 106 Bibcode 2002ASPC 269 85G The Water Cycle earthobservatory nasa gov Ingilizce 1 Ekim 2010 4 Ekim 2010 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Kasim 2020 Ward amp Brownlee 2003 s 142 Fishbaugh et al 2007 s 114 Dunya nin yorungesi degistirilsin arsiv ntv com tr 4 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Eylul 2020 a b Lunine J I 2009 Titan as an analog of Earth s past and future cilt 1 ss 267 74 Bibcode 2009EPJWC 1 267L doi 10 1140 epjconf e2009 00926 7 Brownlee 2010 s 94 a b Li King Fai Pahlevan Kaveh Kirschvink Joseph L Yung Yuk L Haziran 16 2009 Atmospheric pressure as a natural climate regulator for a terrestrial planet with a biosphere Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America 106 24 ss 9576 79 Bibcode 2009PNAS 106 9576L doi 10 1073 pnas 0809436106 PMC 2701016 2 PMID 19487662 Billings Lee Fact or Fiction We Can Push the Planet into a Runaway Greenhouse Apocalypse Scientific American Ingilizce 13 Nisan 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Kasim 2020 Minard Anne Mayis 29 2009 Sun Stealing Earth s Atmosphere National Geographic News 1 Kasim 2017 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 30 Agustos 2009 Kargel J S Fegley M B Mayis 2003 Volatile Cycles and Glaciation Earth and Mars Now and Near a Red Giant Sun and Moons of Hot Jupiters American Astronomical Society DPS Meeting 35 18 08 Bulletin of the American Astronomical Society cilt 35 s 945 Bibcode 2003DPS 35 1808K Yalcin Ahmet Fuat Mayis 2014 Gunes Enerjisi Ile Elektrik Ureten Gunes Takipli Dikey Perde Tasarimi Ve Analizi PDF Istanbul Teknik Universitesi Fen Bilimleri Enstitusu 4 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 27 Eylul 2020 Powell David Ocak 22 2007 Earth s Moon Destined to Disintegrate Space com Tech Media Network 6 Eylul 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi erisim tarihi 1 Haziran 2010 Goldstein J May 1987 The fate of the earth in the red giant envelope of the sun Astronomy and Astrophysics 178 1 2 ss 283 85 Bibcode 1987A amp A 178 283G Li Jianke Ferrario Lilia Wickramasinghe Daval Agustos 1998 Planets around White Dwarfs Astrophysical Journal Letters 503 1 ss L151 L154 Bibcode 1998ApJ 503L 151L doi 10 1086 311546 p L51 Adams Fred C Laughlin Gregory Nisan 1997 A dying universe the long term fate and evolution of astrophysical objects Reviews of Modern Physics 69 2 ss 337 arXiv astro ph 9701131 2 Bibcode 1997RvMP 69 337A doi 10 1103 RevModPhys 69 337 Murray C D Dermott S F 1999 Solar System Dynamics Cambridge University Press s 184 ISBN 978 0 521 57295 8 1 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Temmuz 2020 1993 From the Big Bang to Planet X Camden East Ontario ss 79 81 ISBN 978 0 921820 71 0 A Rocky Relationship Is the Moon Leaving the Earth Futurism Ingilizce 9 Ocak 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Aralik 2018 Canup Robin M Righter Kevin 2000 Origin of the Earth and Moon The University of Arizona space science series 30 University of Arizona Press ss 176 77 ISBN 978 0 8165 2073 2 1 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Temmuz 2020 Dorminey Bruce 31 Ocak 2017 Earth and Moon May Be on Long Term Collision Course Forbes 1 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Subat 2017 Dyson Freeman J 1979 Time Without End Physics and Biology in an Open Universe Reviews of Modern Physics 51 3 447 60 Bibcode 1979RvMP 51 447D doi 10 1103 RevModPhys 51 447 5 Temmuz 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Temmuz 2008 GenelAdams Fred C 2008 Long term astrophysical processes Bostrom Nick Cirkovic Milan M Ed Global catastrophic risks Oxford University Press ISBN 978 0 19 857050 9 7 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Temmuz 2020 Brownlee Donald E 2010 Planetary habitability on astronomical time scales Schrijver Carolus J Ed Heliophysics Evolving Solar Activity and the Climates of Space and Earth Cambridge University Press ISBN 978 0 521 11294 9 Calkin P E Young G M 1996 Global glaciation chronologies and causes of glaciation Menzies John Ed Past glacial environments sediments forms and techniques Glacial environments 2 Butterworth Heinemann ISBN 978 0 7506 2352 0 Cowie Jonathan 2007 Climate change biological and human aspects Cambridge University Press ISBN 978 0 521 69619 7 Fishbaugh Kathryn E Des Marais David J Korablev Oleg Raulin Francois Lognonne Phillipe 2007 Geology and habitability of terrestrial planets Space Sciences Series of Issi 24 Springer ISBN 978 0 387 74287 8 Gonzalez Guillermo Richards Jay Wesley 2004 The privileged planet how our place in the cosmos is designed for discovery Regnery Publishing ISBN 978 0 89526 065 9 1 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Temmuz 2020 Hanslmeier Arnold 2009 Habitability and cosmic catastrophes Advances in Astrobiology and Biogeophysics Springer ISBN 978 3 540 76944 6 7 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Temmuz 2020 Hoffman Paul F 1992 Supercontinents PDF Encyclopedia of Earth System Sciences Palaeogeography Palaeoclimatology Palaeoecology 95 1 2 Academic press Inc ss 172 173 Bibcode 1992PPP 95 172A doi 10 1016 0031 0182 92 90174 4 Lunine Jonathan Irving Lunine Cynthia J 1999 Earth evolution of a habitable world Cambridge University Press ISBN 978 0 521 64423 5 7 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Temmuz 2020 Meadows Arthur Jack 2007 The future of the universe Springer ISBN 978 1 85233 946 3 1 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Temmuz 2020 Nield Ted 2007 Supercontinent ten billion dates in the life of our planet Harvard University Press ISBN 978 0 674 02659 9 Myers Norman 2000 Peter H Raven Tania Williams Ed Nature and human society the quest for a sustainable world proceedings of the 1997 Forum on Biodiversity National Academies ss 63 70 ISBN 978 0 309 06555 9 Palmer Douglas 2003 Prehistoric past revealed the four billion date history of life on Earth University of California Press ISBN 978 0 520 24105 3 Reaka Kudla Marjorie L Wilson Don E Wilson Edward O 1997 Biodiversity 2 2 2yayinci Joseph Henry Press bas ISBN 978 0 309 05584 0 Roberts Neil 1998 The Holocene an environmental history 2 2yayinci Wiley Blackwell bas ISBN 978 0 631 18638 0 Stevenson D J 2002 Introduction to planetary interiors Hemley Russell Julian Chiarotti G Bernasconi M Ulivi L Ed Fenomeni ad alte pressioni ISBN 978 1 58603 269 2 30 Temmuz 2020 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Temmuz 2020 Tayler Roger John 1993 Galaxies structure and evolution 2 2yayinci Cambridge University Press bas ISBN 978 0 521 36710 3 7 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Temmuz 2020 Thompson Russell D Perry Allen Howard 1997 Applied Climatology Principles and Practice Routledge ss 127 28 ISBN 978 0 415 14100 0 van der Maarel E 2005 Vegetation ecology Wiley Blackwell ISBN 978 0 632 05761 0 Ward Peter Douglas 2006 Out of thin air dinosaurs birds and Earth s ancient atmosphere National Academies Press ISBN 978 0 309 10061 8 Ward Peter Douglas Brownlee Donald 2003 The life and death of planet Earth how the new science of astrobiology charts the ultimate fate of our world Macmillan ISBN 978 0 8050 7512 0