II. Bayezid veya II. Beyazıt (Osmanlıca: بايزيد ثانى Bayezīd-i Sānī, divan edebiyatındaki mahlasıyla Adlî; 3 Aralık 1447Dimetoka – 26 Mayıs 1512 Havsa), Osmanlı İmparatorluğu'nun sekizinci padişahı. Babası Fatih Sultan Mehmed, annesi Emine Gülbahar Hatûn'dur.Yavuz Sultan Selim'in babasıdır. Tahta geçtiğinde 511.000 km²si Asya'da, 1.703.000 km²si Avrupa'da olmak üzere toplam 2.214.000 km² olan imparatorluk toprakları ölümünde yaklaşık 2.375.000 km²ydi.
II. Bayezid بايزيد ثانى | |||||
---|---|---|---|---|---|
Kayser-i Rûm Han Basileus Otokrator | |||||
Paolo Veronese tarafından çizilmiş portresi, 1560'lar | |||||
8. Osmanlı Padişahı | |||||
Hüküm süresi | 22 Mayıs 1481 - 24 Nisan 1512 (30 yıl, 11 ay ve 2 gün) | ||||
Önce gelen | II. Mehmed | ||||
Sonra gelen | I. Selim | ||||
Doğum | 3 Aralık 1447 Dimetoka, Osmanlı Devleti | ||||
Ölüm | 26 Mayıs 1512 (64 yaşında) Abalar, Havsa, Osmanlı İmparatorluğu | ||||
Defin | Bayezid Camii, İstanbul, Türkiye | ||||
Eş(ler)i | Şirin Hatun Hüsnüşah Hatun Bülbül Hatun Nigâr Hatun Gülruh Hatun II. Gülbahar Hatun Ferahşad Hatun Diğer | ||||
Çocuk(lar)ı | Şehzade Ahmed Şehzade Korkut I. Selim Diğer | ||||
| |||||
Hanedan | Osmanlı Hanedanı | ||||
Babası | II. Mehmed | ||||
Annesi | I. Gülbahar Hatun | ||||
Dini | Sünnilik | ||||
İmza |
Alternatif adları ve unvanları
II. Bayezid'in ismi Latin harfli Türkçe metinlerde Beyazıt, Beyazıd, Bayezit, Bayezıd gibi değişik imlâlar ile yazılsa da sultanın adı; bütün Osmanlıca yazıtlarda Bâyezid (بايزيد) olarak geçmektedir. Türk Dil Kurumu, günümüzde Beyazıt, Bayezit şeklindeki yazımları benimsemiştir. Modon fetihnamesinde, Emîru'l-Mü'minîn Sultânu'l-Guzât ve'l-Mücâhidîn Nâsiru's-Seriat ve'l-Milleti ve'd-Dîn Giyâsu'l-İslâm ve Mu'înu'l-Müslimîn Sultân Bâyezîd diye anılmıştır.
Padişahlık öncesi
II. Bayezid'in doğum tarihi tarihçiler arasında tartışmaya yol açmaktadır. Güvenilir bir Osmanlı bibliyografya ansiklopedisi doğum tarihinde bu tartışmayı karşılamak amacı ile bu tarihi Aralık 1447/Ocak 1448 olarak vermektedir. Bugün Yunanistan sınırları içerisinde kalan, Osmanlı zamanında ise Edirne'ye bağlı bir kaza merkezi olan Dimetoka'daki Dimetoka Sarayı'nda dünyaya geldi. İstanbul'un Fethi'nden sonra, 7 yaşlarındayken Hadım Ali Paşa danışmanlığında Amasya valisi oldu. Burada o dönemin en ünlü âlimlerinden dersler aldı ve padişah olacak şekilde yetiştirildi. O günlerde Amasya kenti bir eğitim ve kültür merkeziydi. Devrin meşhur âlimlerinden dersler aldı, İslami ilimlerin pek çoğunu öğrendi. İslam ilmi alanında ders aldığı hocalarından birisi de Şeyh Yavsi olarak bilinen Bayrami tarikat şeyhi de olan Şeyh Yavsî olmuştur. İslami ilmin yanı sıra matematik ve felsefe tahsili de aldı. Ayrıca Şeyh Hamdullah'tan da hat dersleri aldı. Arapça ve Farsça'nın yanı sıra; Çağatay lehçesi ve Uygur alfabesini de öğrendi.
Şehzade Bayezid sancakbeyi olarak 27 yıl Amasya'da oturdu. Bu görevde iken 1473'te Otlukbeli Savaşı'nda sağ kol kumandanı olarak görev aldı. Ayrıca 1479'da İran'dan gelen tüccarların mallarının yağmalanması üzerine, Şehzade Bayezid'in vali olarak gönderdiği kuvvetler Torul ve çevresini Osmanlı topraklarına kattı.
Fakat genellikle Amasya sarayında mistik, yarı şairane bir yaşam sürdüğü ve bu dönemde afyon kullandığına dair iddialar da vardır.
Tahta çıkışı
Fatih Sultan Mehmed'in 3 Mayıs 1481'de Gebze yakınlarında beklenmedik bir şekilde vefat etmesi üzerine Sadrazam Karamanî Mehmed Paşa, Bayezid ve Bayezid'in kardeşi Cem Sultan'a ulaklar gönderdi. Ancak Cem Sultan, kendisine gönderilen haberci yolda, II. Bayezid'in damadı olan Anadolu Beylerbeyi Güveği Sinan Paşa tarafından yakalanarak alıkonduğu için babasının ölüm haberini geç öğrendi. Bu arada Bayezid'in tarafını tutan yeniçeriler İstanbul'da isyan ederek Cem Sultan taraftarı Karamanlı Mehmed Paşa'yı 4 Mayıs 1481'de öldürdüler ve Bayezid'in oğlu Şehzade Korkut'u babasına vekâleten tahta çıkardılar.
Babasının vefatını öğrenen ve devlet büyüklerinin acele başkente gelmesi hakkında gönderdikleri mektupları alan II. Bayezid maiyetinde 4 bin kişi olduğu halde Amasya'dan yola çıkıp 9 günde Üsküdar'a geldi. Ertesi gün oğlu Şehzade Korkut'tan saltanatı resmen teslim alıp 22 Mayıs 1481'de Osmanlı tahtına çıktı. II. Bayezid ilk olarak kapıkullarına üçer bin akçe cülus bahşişi dağıttı. Yeniçerileri ulufelerini günlük 5 akçeye çıkarttı.
Cem Sultan meselesi
Cem Sultan ağabeyi II. Bayezid'in padişahlığını kabul etmedi. Böylece Osmanlı devleti II. Bayezid ile Cem Sultan arasında uzun süren ve en sonunda Avrupa'nın da içine karıştığı bir taht kavgasına sahne oldu.
II. Bayezid İstanbul'da tahta çıkmış olmasına rağmen Cem Sultan 4 bin askeriyle İnegöl önlerinde Bayezid'in henüz hazır olmayan Ayas Paşa idaresindeki ordusu ile savaştı. Bu savaşı kazanan Cem Sultan Bursa'da kendi adına hutbe okutmak ve para bastırmak suretiyle hükümdarlığını ilan etti. Bursa'da 18 gün saltanat süren Cem Sultan civardaki şehir ve kasabalara da hâkimiyetini kabul ettirdi ve II. Bayezid'e İmparatorluğu eşit olarak paylaşma teklifinde bulundu. Buna göre İmparatorluğun Anadolu toprakları Cem Sultan'a verilecekti. Ancak devletin ikiye bölünmesi anlamına gelen bu teklif, sadece Bayezid tarafından değil tüm devlet ileri gelenleri tarafından dehşetle karşılandı. Osmanlı Devleti'nin bölünmesini kendi çıkarlarına uygun gören Avrupalılar ve Memluklular bu konuda Cem Sultan'ı desteklediler.[]
1481 Haziran'ında II. Bayezid'in ordusuyla Yenişehir Muharebesi'nde yenilen Cem Sultan önce Konya'ya çekildi. Konya'da yeterince destek bulamayan Cem Sultan Tarsus'a geçti. Daha sonra da Memluk sultanından aldığı davet üzerine Kahire'ye gitti. Kahire'de büyük ilgi gören Cem Sultan orada kaldığı süre içerisinde Mekke'ye giderek hac vazifesini yerine getirdi. Bu dönemde, ağabeyi II. Bayezid kendisine padişahlıktan vazgeçmesi halinde 1 milyon akçe vermeyi teklif etti. Ama Cem Sultan bu teklifi reddetti. Benzeri teklifler tekrar yapıldıysa da, bunlar da sonuç vermedi.[]
Memlûkler'in ve eski Karaman Beylerinin yardımıyla tekrar bir ordu toplayan Cem Sultan, 27 Mayıs 1482'de Konya'yı kuşattı. Ancak Osmanlı Ordusu'nun Konya'ya hareket etmesi üzerine kuşatma kaldırıldı. İki taraf Akşehir'de karşılaştı. Savaşı kaybeden Cem Sultan Ankara'ya geçti. Ankara'da da kaçışına devam eden Cem Sultan 1482 yazında otuz kadar adamıyla birlikte Rodos'a gitti. Cem Sultan 29 Temmuz 1482'de Rodos Şövalyeleri'nin Büyük Üstadı Pierre d'Aubusson tarafından büyük bir törenle karşılandı. Cem Sultan'ın amacı Rumeli'ye geçerek mücadelesini sürdürmekti. Ancak bundan sonra bir daha hayattayken vatanına dönemedi. Artık, Cem Sultan için Avrupa'da maceralı bir esaret hayatı başladı.[]
Cem Sultan Rodos'a çıkmasından sonra Papa VIII. Innocentius'in isteği üzerine Fransa'ya gönderildi. Bu gelişmeden sonra önceleri Osmanlı Devleti'nin bir iç meselesi olan taht mücadelesi, böylelikle milletlerarası bir mesele hâline geldi. Bu olaydan çıkar sağlamak isteyen Papa VIII. Innocentius'un, Cem Sultan'a, Hristiyan olması hâlinde onu Osmanlı Devleti'nin başına geçirebileceğini teklif ettiği söylenir.[]
Osmanlı Devleti'ne karşı yeni bir Haçlı seferi gerçekleştirmek için Cem Sultan'ı kullanmayı düşünen Papa VIII. Innocentius 1492'de öldü. Böylece Cem Sultan daha serbest bir hayata kavuştu. Fakat bu defa Fransa Kralı, Cem Sultanı kendi siyasi emelleri için bir koz olarak kullanmak istedi. Bu amaçla hareket eden Fransa Kralı VIII. Charles Roma üzerine yürüyerek 26 Ocak 1495'te Cem Sultan'ı Papa'dan teslim aldı. Fransız Ordusu ile beraber yola çıkan Cem Sultan, 25 Şubat 1495'te öldü. Bazı kaynaklar, Cem Sultan'ın elindeki kıymetli rehineyi bırakmak zorunda kaldığı için Papa tarafından zehirletildiğini ifade etmektedir.
Cem Sultan'ın ölümünü öğrenen II. Bayezid Osmanlı ülkesinde 3 gün yas ilan etti. Ülkedeki camilerde Cem Sultan için gıyabi cenaze namazı kılındı. Ayrıca II. Bayezid kardeşinin günahlarının bağışlanması için fakirlere 100 bin akçe sadaka dağıttı.
İtalya'da toprağa verilen Cem Sultan'ın cenazesi de pazarlık konusu oldu. Uzun süren bir mücadelenin ardından Cem Sultan'ın cenazesi, vefatından 4 yıl sonra 1499'da Osmanlı topraklarına getirildi. Mudanya'da karaya çıkarılan cenaze Bursa'da Muradiye Camii'nin haziresinde kardeşi Şehzade Mustafa'nın da mezarının içinde bulunduğu türbe'ye gömüldü.
Yahudi ve Müslüman göçü
Cem Sultan Avrupa'dayken, İspanyollar karşısında yenilgiye uğrayan Endülüs'teki Müslümanlar Osmanlı Devleti'nden yardım istediler. II. Bayezid kardeşi Cem Sultan'ın Avrupa'da esir olması sebebiyle gerekli yardımı tam anlamıyla yapamadıysa da Kemal Reis'i İspanya'ya gönderdi. Kemal Reis İspanya'daki Müslümanları Kuzey Afrika'ya, Yahudileri de Safed, Selanik, İstanbul ve bazı Rumeli şehirlerine yerleştirdi. 1492 yılında Müslümanlar'ın yanı sıra 100 - 150 bin kadar Yahudi de Osmanlı topraklarına yerleştirildi.
İtalya'dan geri çekilme
1480 yılında Fatih Sultan Mehmet hayatta iken Osmanlılar İtalya'nın ele geçirilmesi için ilk adım teşkil etmek üzere yarımadanın güneydoğusunda (çizmenin topuğu) yer alan Otranto kalesini ele geçirmişlerdi. Fatih'in ölümü ve Şehzade Cem'le II. Bayezid arasındaki taht mücadelesi, İtalya'nın fethi projesinin bir müddet daha ele alınmamasına neden oldu. Bir sene sonra Osmanlı hâkimiyetindeki Otranto kalesi elden çıktı.
Napoli Krallığı, elindeki kuvvetlerle Osmanlı ile başedemeyeceğinin farkındaydı. Ayrıca Osmanlıların İtalya'da bulunmasının krallığın geleceği için iyi olmadığını da biliyordu. O nedenle Napoli Kralı, damadı Macaristan Kralı Matthias Corvinus'tan ve aynı hanedana mensup bulunduğu, o zamanlar Aragon olarak adlandırılan Kuzey İspanya kralından acele yardım istedi. Macaristan kralının gönderdiği 2 bin atlı ve diğer İtalyan devletlerinden aldığı yardımcı kuvvetlerle Otranto kalesi önlerine geldi. Bu orduyu denizden Napoli, Papalık ve İspanya gemilerinden müteşekkil bir donanma destekliyordu. Fatih Sultan Mehmet'in ölüm haberi buraya da ulaşmış ve Osmanlı askerleri arasında büyük bir isteksizlik ortaya çıkmıştı. Tam bu sırada komutan Gedik Ahmed Paşa, yanına aldığı bir miktar asker ve donanma ile ani bir şekilde Otranto'yu terk etti. Bir rivayete göre bunu kendi kararıyla, bir diğerine göre ise Sultan Bayezid'in isteği ile gerçekleştirmiştir. Gedik Ahmed Paşa Otranto'da 8 bin kadar asker ve asker için 1,5 yıllık mühimmat bıraktı. Bu kadar kuvvet ile büyük bir orduya karşı konulması da mümkün değildi. Mukavemet edip 8 bin askeri heba etmek yerine kalenin teslim edilmesine karar verildi. Osmanlı kuvvetleri, askerlerin tüm silah ve cephanelerini yanlarına alarak çekilmesine izin verilmesi hâlinde, kaleyi teslim edeceklerini taahhüt ettiler. Kaleye yardım gelmesinden korkan Napoli Kralı bu anlaşmayı kabul etti. Böylece 8 bin Osmanlı askeri tüm mühimmatları ile gemilere binip, Otranto Boğazı'nı geçerek Arnavutluk'ta Osmanlı topraklarına çıktı.
Napoli Kralı, Türkler'in yeniden İtalya'ya çıkmaması için II. Bayezid'in elçisi ile görüştü ve Türkler'in İtalya'ya bir daha sefer düzenlememesi vaadine karşılık Napoli, götürülemeyen Türk toplarını, Napoli Krallığı içerisindeki bütün Türk ve Müslüman esirleri Osmanlı Devleti'ne geri verdi. Ayrıca dostça olmak şartıyla Osmanlı donanmasına, Adriyatik ve Yunan Denizi'nde serbestçe dolaşma hakkı tanıdı.
Nihayetinde Osmanlı Devleti'nin, İtalya'daki tek kalesi olan Otranto ele geçirilmesinden 13 ay sonra, 10 Eylül 1481'de kaybedildi. Böylece, Fatih Sultan Mehmet tarafından başlatılan Osmanlı Devleti'nin iç problemleri sebebiyle durduruldu.
Yaptığı savaşlar
Cem Sultan Olayı ve bu olay sebebiyle Avrupalıların İstanbul'u geri alma ümitleri yeniden gündeme gelince II. Bayezid çok dikkatli ve barışçı bir dış siyaset takip etmek mecburiyetinde kaldı. Bununla birlikte kendisi gerektiğinde savaştan çekinmedi ve Osmanlı Devleti'nin sınırlarını genişletti. II. Bayezid'in tahtta kaldığı süre, hemen hemen babası Fatih Sultan Mehmet ile eşitti. Fatih bazen 2 yılda bir sefere çıktığı halde, oğlu Bayezid yalnız 5 kere sefere çıktı. Padişahların bizzat başkumandanlık ettiği bu seferlere Osmanlılar tarafından sefer-i hümayun adı verilmiştir.
Birinci Sefer-i Hümayun
Sultan Bayezid 1483 baharında Edirne, Filibe ve Sofya üzerinden Sırbistan'a geldi. Morava Nehri kıyılarında yol alan padişah, Belgrad yakınlarına kadar sokuldu. Bu çevredeki tüm kaleleri onarttı. Kasım 1483'te İstanbul'a döndü. Bu ilk sefer yaklaşık 7 ay sürdü. Padişahın bu seferi, Macaristan'ı telaşlandırdı. Osmanlı ile bir savaşı göze alamayan kral Matthias, 1483 sonlarında Osmanlı Devleti ile bir barış imzaladı.
Sefer sonucunda Hersek Düklüğü da ilhak edilerek Bosna Eyaleti'ne katıldı.
İkinci Sefer-i Hümayun (Boğdan seferi)
Boğdan Voyvodasının yıllık vergisini ödememesi, Boğdan'ın daha sıkı bir şekilde Osmanlı Devleti'ne bağlanması ve Karadeniz kıyısındaki topraklarının alınıp, bu beyliğin denizle olan bağlantısını kesme gibi amaçlarla, II. Bayezid, birinci sefer-i hümayunundan bir yıl sonra tekrar sefere çıktı. 1 Mayıs 1484'te İstanbul'dan ayrıldı. Boğdan üzerine giden Sultan Bayezid, babasının aynı ülkeye yapmış olduğu seferden 8 yıl sonra tekrar Boğdan'a sefere çıkmış oluyordu. Eflak Voyvodasının da 20 bin askerle Osmanlılar'ın tarafında katıldığı bu seferin sonunda Osmanlı Devleti bütün hedeflerine ulaştı ve Karadeniz bir Türk gölü haline geldi. Ayrıca Kırım'a karadan bağlantı sağlandı.
İstanbul'a yola çıkışından 2 ay sonra 6 Temmuz'da Osmanlı Ordusu, Tuna Nehri'nin kuzey sahilinde Kili önüne geldi. 9 gün içerisinde kale Osmanlılar'ın eline geçti ve Kili teslim oldu. 24 Temmuz'da Dinyester'in Karadeniz'e döküldüğü koyun güneyinde bulunan Akkerman kuşatma altına alındı ve 16 gün sonra 9 Ağustos'ta ele geçirildi. Bu kuşatmaya Kırım Hanı I. Mengli Giray da ordusuyla katıldı. Böylece ilk defa bir Kırım Hanı Osmanlı Ordusu'nda görev almış oluyordu. 1419, 1454, 1474 yıllarında devrin padişahları Çelebi Mehmet ve Fatih tarafından 3 kez kuşatılıp da alınamayan bu kalenin fethi üzerine Uzun Hasan'ın oğlu Akkoyunlu hükümdarı Sultan Yakup, Fas Sultanı, hatta Macaristan Kralı Matthias gibi birçok hükümdarlar elçilerini göndererek II. Bayezid'i tebrik ettiler. Necati Bey'in
“ | Hoş aldı Hazret-i Han Bâyezîd-i Osmânî Kilî ile Kara-Boğdan'dan Âkkermân'î | „ |
diye başlayan bir kasidesi bulunmaktadır.
Böylece Boğdan'ın Karadeniz'e kıyısı kalmadı. Doğrudan İstanbul'dan yönetilen Dobruca ile Kırım Hanlığı'na ait topraklar birleşti. II. Bayezid bu seferden sonra İstanbul'a dönmedi. Kışı Edirne'de geçirdi. Yazın Filibe'ye kadar gitti (1485) ve bu çevreyi kontrol etti. Ertesi kış yine Edirne'deydi. 1486 yılının başında Macar Kralının elçilerini burada kabul etti. İstanbul'a ancak 1486 yılında döndü.
İkinci Bayezid Külliyesi'nin inşaatı
Boğdan seferine çıkarken Edirne'ye gelen Bayezid, Tunca Nehri kenarında adını taşıyacak külliyenin temelini attı. Seferden aldığı ganimet malını külliyenin yapımı için harcadı. İnşaat, 1488'de tamamlandı.
Osmanlı-Memlük savaşları
Yakın Doğu'nun iki büyük Türk devleti olan Osmanlı ile Memlûk arasındaki sınırı Fırat Nehri ve Toros Dağları belirliyordu. Bir zamanlar Orta Anadolu'ya kadar varan Memlûk nüfuzu, artık Toroslar'ın gerisine itilmişti. Güneydoğu Anadolu'nun bir kısmı ve Çukurova'yı elinde tutan Ramazanoğulları Memlüklüler'in hâkimiyetinde, buna karşılık Dulkadiroğulları ise Osmanlılar'ın hakimiyetindeydi. Memlüklüler ile Osmanlılar'ın ilişkileri başlangıçta dostçaydı. Osmanlı Devleti'nin Avrupa'daki zaferleri Memluk başkenti Kahire'de resmî şenliklerle kutlanıyordu. Ama Memluklular Osmanlılar'ın Çukurova bölgesindeki varlıklarından hoşnut değillerdi. Osmanlılar'ın bölgeye yaptığı akınlar iki ülkenin arasını bozdu. Türkler tarafından yönetilen bu iki ülkenin aralarının bozulmasındaki bir başka sebep ise prestij meselesiydi. Devrin en büyük devleti konumunda olan Osmanlı İmparatorluğu aynı zamanda da devrin en büyük İslam ülkesiydi. Halifeliğin, Kutsal Emanetler'in ve mukaddes şehirlerin Memluk Devleti'nin elinde olması Osmanlı'nın kabul edemeyeceği bir durumdu. Fatih'in Hicaz Su Yolları ve Türk hacılar için bazı düzenlemeler yapmak istemesini Memlüklüler iç işlerine müdahale saydı ve reddetti. Memlüklüler coğrafi koşullara çok güveniyor ve hiçbir ordunun Mısır'a giremeyeceğini düşünüyorlardı.
İlk Osmanlı-Memluk savaşı 1485'te patlak verdi ve 6 yıl sürdü. Savaşın görünürdeki sebebi 1485 yılında Osmanlı ülkesinden giden hacılara saldırılması ve İstanbul'a gönderilen hediyelerine geçici olarak el konulmasıydı. 2 Mart 1482'de Behmeni tahtına babasının yerine oturan , Sultan Bayezid'e içlerinde değerli mücevherler bulunan hediyeler göndermişti. Mısır gümrük idaresi, sonradan göndermelerine rağmen ilk önce bu hediyelere el koydu. Armağanlar İstanbul'a gönderilmek üzere yola çıktığında Osmanlı Devleti Memlüklüler'e savaş açmıştı bile. Savaşın diğer sebebi ise, her yıl Osmanlı topraklarından Hicaz'a giden hacıların, Bedevi Araplar tarafından saldırıya ve yağmaya uğramaları idi. İstanbul, Kahire'ye, Hac yollarının güvenliğini sağlaması için notalar göndermiş, fakat Memlüklüler geçim kaynağı yağma olan Bedevilere bir türlü ciddi bir şekilde engel olmamışlardı. Bu sebeplere II. Bayezid'in o zamanlar Avrupa'da bulunan kardeşi Cem Sultan'ın Kahire'de kalan ailesinin iadesini istemesi ve bu talebin Memlükler tarafından reddedilmesi de eklenebilir.
Savaş 1485 yılının Mayıs ayında başladı. Fatih'in vefatından 4 yıl sonra başlayan savaş hiçbir zaman topyekûn bir muharebe şeklinde gerçekleşmedi. İki imparatorluk hiçbir zaman tüm ordularıyla karşı karşıya gelmedi. Ne Osmanlılar ne de Memlüklüler birbirlerinin topraklarını ilhak etme niyetinde değildiler. Harp iki ülke toprakları arasında tampon bölge mahiyetindeki Çukurova ve Dulkadiroğulları'nın toprakları üzerinde gerçekleşen vuruşmalar seviyesinde kaldı.
Savaş Karagöz Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu'nun taarruzu ile fiilen başladı. Karagöz Mehmet Paşa Gülek Boğazı'nı geçerek Çukurova'ya girdi. Böylece Osmanlılar ilk defa Adana'yı işgal etmiş oldular. Karagöz Mehmet Paşa güneye yönelerek Tarsus'u da aldı. Akdeniz sahiline kadar inince Çukurova'nın da Osmanlı hâkimiyetine geçtiği sanıldı. Zaten burası Memlüklüler'in kendilerine ait topraklar değildi. Onların idaresindeki Ramazanoğulları Beyliği'ne bağlıydı. Sonra Karagöz Mehmet Paşa İstanbul'a döndü ve sancak beyi oldu. Bu arada Memluk ordusu Çukurova'ya doğru yola çıkmıştı.
Memlüklüler önce Osmanlılara tabi Dulkadir Beyliği'nin topraklarına girdi. II. Bayezid'in kayınpederi olan Dulkadir Beyi Alaüddevle Bozkurt Bey damadından acil yardım istedi. Kayseri Sancak beyi Yakup Bey ordusu ile yardıma geldi ve Memluk ordusunu yendi. O dönemlerde Memluk idaresinde bulunan Malatya önlerine kadar gelen Yakup Bey'i Memluk Başkumandanı Özbek Bey pusuya düşürdü ve Osmanlı birliğini imha etti. Karşı koyacak bir ordu olmaması nedeniyle Özbek Bey rahatlıkla Çukurova'ya girdi. Adana ve Tarsus sancak beylerinin öldürülünceye kadar mukavemet göstermelerine rağmen Memlüklüler Osmanlılar'ı Toroslar'ın gerisine atmayı başardı.
1486 yılı Ocak ayında Anadolu Beylerbeyi Hersekzade Ahmet Paşa, Çukurova'yı tekrar almak için Gülek Boğazı'nı geçerek Memlüklüler'in önüne çıktı. Fakat yenilerek esir düştü. 1 yıllık esaret hayatından sonra serbest bırakılan paşa İstanbul'a döndü. Memluk sultanı Kayıtbay savaşın sona ermesi için barış teklifi yapsa da kaybetmeye alışık olmayan Osmanlı devlet adamları barışa razı olmadılar.
1487'de bu sefer bizzat Sadrazam Koca Davut Paşa Çukurova için Memlüklüler'in üzerine yürüdü. Kendisi İçel'e geçerken Rumeli Beylerbeyi Hadım Ali Paşa'yı Tarsus'un üzerine gönderdi.
Denge savaşı böyle devam ederken II. Bayezid Memlükler'le olan savaş döneminde Venedik'e Osmanlı donanmasının o zamanlar Venedik'e bağlı olan Kıbrıs'ın Mağusa limanında demirleme isteğini bildirdi. Memlükler'le savaşı göze alamayan Venedik bu isteği nazikçe geri çevirdi.
1488 yazının müthiş sıcağında Osmanlı Ordusu Vezir Hadım Ali Paşa kumandasında yine Çukurova'daydı. Adana, Tarsus, Kozan başta olmak üzere Çukurova'yı ele geçirdi. Memlük başkumandanı Özbek Bey yine yetişti ve 16 Ağustos 1488'de Ağaçayırı Muharebesi'nde Osmanlı'yı yendi. Yine Çukurova'yı Osmanlılar'dan temizlemeye çalışan Özbek Bey 7 aylık kuşatma neticesinde Adana'ya girdi. Bu savaşa katılan paşalar bozgundaki mesuliyetleri nedeni ile azledildiler.
Bu olaylar olurken Osmanlılar'dan ümidini kesen II. Bayezid'in kayınpederi Dulkadir Beyi Alaüddevle Bozkurt Bey Memlükler'e yanaştı. Bunun üzerine azledilen Bozkurt Bey'in yerine kardeşi Şah Budak Bey tayin edildi. Elbistan yakınlarında ağabeyi ile yaptığı savaşı kaybeden Şah Budak Bey esir düştü. Kahire'ye gönderilerek idam edildi.
1490'da Kayseri'yi kuşatan ve Karaman'a kadar Osmanlı toprakları içinde ilerleyen Özbek Bey'in üzerine yine Hersekzade Ahmet Paşa gönderildi. Kayseri yakınlarında Osmanlı Ordusu'nu bir kere daha yenen Özbek Bey, Ahmet Paşa'yı yine esir alarak Kahire'ye gönderdi.
Savaşlar daha çok Memlükler'in lehine geçse de, iki devlet de tam bir sonuç alamamıştı. Memluk komutanı Özbek Bey büyük ün kazanmış ve adı Kahire'deki Özbekiye semtine verilmiştir.
Bu son yenilgi üzerine Sultan Bayezid bir sefer-i hümayun başlatmayı düşündü ve bu Sultan Kayıtbay'ı çok endişelendirdi. Zira o zamana kadar topyekûn bir savaşta Osmanlı Devleti'ni sadece Timur yenebilmişti. Bunun üzerine barışa razı oldu. Fakat bizzat barış istemeyi gururuna yediremeyen ve böyle bir barışın imzalanması halinde Osmanlı'nın aşırı isteklerinden korkan Memlük Sultanı başka bir Müslüman ülke olan Tunus hükümdarını araya soktu ve iki ülke savaşın başındaki hale dönülmeyi kabul ettiler. İki ülke de aldıkları toprakları iade ettiler. Böylece 6 yıl boyunca birkaç kez ele geçirdiği halde Çukurova'yı elde edemeyen Osmanlı Devleti 1491 yılında Memlüklülerle barış imzaladı. Bir süre sonra II. Bayezid kardeşi Cem Sultan'ın kızı ile yeni Memlük sultanı Sultan Nasır Muhammed'i evlendirmek suretiyle barışı güçlendirdi. Ancak bu savaş sonucu yıllardır dost, dindaş ve soydaş olarak barış içinde yaşamış bu iki ülke arasında bir çatışma süreci başlamıştı.
Üçüncü Sefer-i Hümayun
Sultan II. Bayezid 10 Mart 1492'de Belgrad'ın fethi amacıyla İstanbul'dan sefere çıktı. Sultan Sofya'ya kadar geldi. Burada karar değiştiren Bayezid bu görevi Uzun Süleyman Paşa'ya bırakıp, kendisi Arnavutluk üzerine gitti. Güneybatı yönünde hareket ederek Manastır üzerinden Arnavut topraklarına geldi ve Tepedelen'de durdu. Temmuz sonlarında bu güzergâhta ilerlerken bir Şii fedai tarafından yapılan suikast girişiminden kurtulan Sultan, 1492'nin son günlerinde İstanbul'a döndü. Takriben 9,5 ay süren bu seferde Osmanlı topraklarından çıkılmadığı için herhangi bir çatışma olmadı.
Belgrad'a ulaşarak kaleyi kuşatan Süleyman Paşa Osmanlı tarihinde II. Murat ve Fatih'ten sonra kaleyi kuşatan üçüncü kişi olmuştur. Kuşatma devam ederken Macarları yıldırmak amacıyla Erdel'e giren Süleyman Paşa burada yenilmiştir. Bu yenilgi ile başarı ihtimali kalmadığını düşünerek kuşatma kaldırıldı ve Kanuni Sultan Süleyman'a kadar bu şehir alınamadı.
Adbina zaferi
Bosna sancakbeyi ve aynı zamanda akıncı komutanı olan şair Yakup Paşa, Sultan Bayezid Amasya'da şehzade iken babası Fatih'in temsilcisi olarak Sultan'ın yanında bulunmuştu. Bayezid tahta geçince Yakup Paşa'yı, önce oğlu Şehzade Alemşah'a atabey, sonra da Bosna beyliğine tayin etti.
Akıncıların 1492'de Avusturya'nın kapısı konumunda olan Slovenya'nın Celje şehrini kuşatmaları, Macarlar kadar Almanlar'ı da endişelendirmişti. 1493'te Yakup Paşa, 8 bin akıncı ile İstirya'ya girdi. Fakat geri dönüşünde önüne çıkan düzenli Macar ordusu tarafından Hırvatistan'da yolu kesildi. Her akıncıya 5 asker düşmesine rağmen, üstün bir gayretle Macarlar bozguna uğratıldı. Sonunda 5 bin 700 ölü, 25 bin esir veren Macarlardan bazı asiller de Osmanlılara esir düştü.
Bu zaferden sonra Yakup Paşa Rumeli Beylerbeyliği'ne getirildi. Aynı zamanda da şair olan Yakup Paşa uzun manzumesinin sonunda şöyle demiştir:
“ | Benim Bosnâ beyî dervîş Yâ'kuub Hudâ avniyle erdim bû cihânda | „ |
Osmanlı-Lehistan savaşı
Lehistan'ın 1498 yılı başlarında Osmanlı himayesinde bulunan Boğdan Prensliği'ne tecavüzü üzerine Osmanlı-Lehistan savaşı başladı. Öncelikle Rumeli Beylerbeyi Yakup Paşa ve hatta Vezir Mesih Paşa bu savaşa tayin edildi. Lakin Lehistan Kralının Türk-Boğdan birliklerine karşı yürüttüğü savaşta büyük bir yenilgiye uğrayıp, ancak bin atlı ile hayatını kurtarabilmesi ve 20 bin araba dolusu ganimetin Osmanlı'nın eline geçmesi üzerine, buna gerek olmadığı anlaşıldı ve savaşın yönetimi Silistre sancak beyi akıncı kumandanı Malkoçoğlu Bali Bey'e verildi. Bali Bey Lehistan üzerine iki sefer yaptı ve 40 bin akıncının katıldığı bu sefer Osmanlı tarihinin en büyük akıncı seferlerinden biridir.
Ordunun sağ kanadını Bali Bey'in büyük oğlu Ali Bey, sol kanadı ise Mustafa Bey yönetiyordu. Türk atlıları önce Prut Nehri'ni, ardından Dinyester nehrini geçti. Mustafa Bey önce Galiçya'ya girdi. Kuzeybatı istikametinde ilerledi. Lviv şehrinin 100 km kuzeybatısındaki Jarosław şehrini aldı. Burası Varşova'ya 260, Baltık Denizi'ne ise 500 km uzaklıktadır.
Balı Bey ise kuvvetleri ile Lviv şehrini aldı. Bütün Galiçya'yı geçerek Varşova şehrine girdi. Böylece ilk defa Türk akıncıları bu kadar kuzeye ulaşmış oluyorlardı. Bu birinci seferden sonra 10 bin seçkin esir ile Akkerman'a döndü.
Yaklaşık 3 ay sonra Osmanlı ordusu tekrar Lehistan'daydı. Bu sefer Podolya ve Galiçya üzerine gidildi fakat şiddetli soğuk yüzünden sefer uzun sürmedi.
Bu büyük başarı ile Bali Bey sancak beyliğinden beylerbeyliğine yükseltildi.
Yeni bir savaşa doğru
Avrupa'da yeni bir savaşın emareleri görülmeye başlamıştı. Cem Sultan'ın vefatı ile Osmanlı Devleti daha etkin bir politika izlemeye başlamış, akıncıların yaptıkları büyük çaptaki akınlarla bunu ispat etmişti. Böyle bir savaşta Osmanlı'nın birinci rakibi, Almanya ve Macaristan tarafından desteklenen Venedik olacaktı.
1500'de Osmanlı, yeryüzündeki son Sırp topraklarını da ele geçirerek mahalli Sırp derebeyliğine son verdi. Osmanlı donanması 1496'da Kemal Reis komutasında Rodos donanmasını yok etti. Bu suretle Venedik'le yapılacak savaşta gelecek Rodos yardımının da önüne geçilmiş oldu.
1499 Eylül'ünde İskender Paşa, Udine şehrini işgal etmişti. Osmanlıların kendilerinden bu kadar uzak yerlerde hâkimiyet kurması Avrupa'yı telaşlandırıyordu. Hatta Osmanlılar bölgedeki İtalyanca coğrafya isimlerine Türkçe adlar takmaya başlamış, Tagliemento'ya Aksu, Isonza'ya Doline adını vermişlerdi.
Almanya'da da Gemeiner Pfennig adı verilen ve Türklere karşı harp etmek için kullanılacak özel bir vergi çeşidi bile başlamıştı. Ayrıca Papa'nın Almanya'dan topladığı dinî vergileri de Osmanlı'ya karşı kullanılması için Almanya'ya iadesini talep etmişlerdi.
Dördüncü Sefer-i Hümayun
Fatih devrinde alınmaya çalışılmasına rağmen ele geçirilemeyen Güney Mora'daki önemli Venedik deniz üslerinin fethi ve Osmanlı tarihinin ilk açık deniz meydan savaşındaki zafer Osmanlılar için 16. yüzyılın başındaki güzel haberlerdi.
Venedik'e ağır bir darbe vurmak isteğinde olan II. Bayezid denge politikası güdüyordu. Macaristan'la iyi geçinmeye çalışırken, aynı zamanda o zamanlar ayrı şehir devletleri hâlinde olan İtalya'nın zaten Venedik'le arası iyi olmayan diğer şehir devletlerinin de Venedik'in yanında yer almaması için çaba sarfediyordu. Bu sıralarda Venedik'in Mora'da yer alan deniz üsleri İnebahtı'nın üzerinde Güney Mora'nın üç yarımadasının en batısında yer alan Modon, Koron ve Navarin limanları idi.
Sultan II. Bayezid, Venedik seferine çıkmak üzere, 31 Mayıs 1499 günü İstanbul'dan ayrıldı. Donanmayı o sıralarda Venedik hâkimiyetinde olan Kıbrıs Adası'nın üzerine göndermek suretiyle, Kıbrıs'ın tehdit altında olduğu izlenimini verdirerek Venedikliler'in kuvvetlerini dağıtmayı başarmıştı. Amiral Melchior Trevisano, Mora'daki Venedik üslerinin başkumandanı tayin edildi ve hummalı bir savunma hazırlığına başlandı.
Sultan Vardar Yenicesi'ne geldi. Burada Rumeli Beylerbeyi Koca Mustafa Paşa, Venediklerin elindeki İnebahtı üzerine gönderildi. 1493'ten beri Kaptan-ı Deryalık görevinde bulunan Küçük Davut Paşa Mora sularındaydı.
200 parçalık büyük Venedik Donanması Osmanlı donanması'nı Mora sularından uzaklaştırmak maksadıyla Modon açıklarına gelmişti. Donanmanın başında Amiral Antonio Grimaldi vardı. Mora'nın güneybatı ucundaki 'nun açıklarında iki dev Donanma karşı karşıya geldi. Osmanlı donanması'nı Kemal Reis idare ediyordu.
Sağ cenahın kumandanı Burak Reis amiral gemisini düşman gemilerinin arasına sürdü. Onlarca Venedik gemisi bu gemiyi indirmek için çalışıyorlardı. Düşman gemilerinin en yoğun olduğu bölgeye girip, gemideki barut deposunu ateşe veren Barak Reis, büyük bir patlamaya ve onlarca Venedik gemisinin infilakına neden oldu. Lakin kendisi ile birlikte 500 levent de ölenler arasındaydı. Bu hadisenin ardından taarruza geçen Osmanlı Donanması Venedikliler'i perişan etti.
Sapienza Deniz Savaşı ismi ile tarihe geçen bu savaş Osmanlılar'ın tarihte kazandıkları ilk açık deniz savaşıdır. Büyük kahramanlıklarından dolayı Sapienza Adasına Barak Reis adası adı verildi. Venedik Elçisi Alvise Manenti devletine gönderdiği raporda Osmanlı sadrazamının elçiye Sen Sinyoria hükümetine söyle, artık deniz ile evlenmesini bıraksınlar; artık sıra bize gelmiştir. dediğini bildirmiştir. Bu zaferin ardından Venedik üslerini koruyacak bir kuvvet mevcut değildi.
Beşinci Sefer-i Hümayun
30 Ağustos 1499'da, Sapienza Deniz Savaşı'ndan 33 gün sonra İnebahtı kalesi de Osmanlı'nın olmuştu. Bölgedeki büyük Venedik Amirali'nin donanması ile geri çekilmesi kaledekilerin maneviyatını bozmuş, kale komutanı kaleyi teslim etmişti. Osmanlı Ordusu için sıra, Mora'daki 3 büyük Venedik üssü olan Koron, Modon ve Navarin'e gelmişti.
Ancak bu sıralarda 1479'dan bu yana Osmanlı hâkimiyetinde olan Kefalonya adasına Venedik asker çıkarıp işgal etmişti. Ardından önceleri kendi hâkimiyetlerinde olan Preveze'deki Osmanlı tersanelerini basıp, kızaktaki gemileri yakmışlar fakat geri püskürtülmüşlerdi.
1499 yılının sonlarında Edirne'ye dönen II. Bayezid birkaç aylık bir dinlenmeden sonra 7 Nisan 1500'de Edirne'den ayrıldı. Bu hareketinden dolayı bu sefer, 5. Sefer-i Hümayun olarak değerlendirilmiştir.
7 Temmuz'da donanmanın geldiği Modon'a ardından bizzat padişah komutasındaki ordu gelerek kaleyi kuşatmıştır. 24 Temmuz'da Venedik donanması muhasaranın kaldırılması maksadıyla hücuma geçse de Kemal Reis tarafından geri püskürtülmüşlerdi. Kale Venedikliler'e mahsus olan bir şekilde savunulmuş, lakin 10 Ağustos 1500'de düşmüştü. Modon'un çetin mukavemetine rağmen düşürülmesi, bu kalenin yakınlarında bulunan Koron ve Navarin kalelerinin de sonunu gösteriyordu.
Fetihten 2 gün sonra, yani 12 Ağustos'ta Navarin, etrafındaki Milona ve Fener kaleleri ile teslim olmuştu. Venedikliler Osmanlılar'ın izniyle bütün asker ve mühimmatları ile Venedik'e dönmüşlerdi.
16 Ağustos'ta ise Koron'nun yine karşı koymadan teslim olması ile Venedik'in Yunanistan ile hiçbir bağlantısı kalmamıştı. 3 Aralık 1500 günü Venedik donanması Navarin önlerine geldi. Venediklilerce ele geçirilen bir Hristiyan Arnavut kale kapısını onlara açtı. Venedikliler böylece Navarin'i ele geçirdiklerini zannederken Kemal Reis 30 savaş gemisi ile limana girdi ve 8 Venedik gemisini ele geçirdi.
Fransızlar'ın Midilli kuşatması
Papa'nın teşviki ile Fransa da, Venedik'in müttefiki olarak Osmanlı'ya karşı savaş açmıştı. 1501 yılının Eylül ayında Ege Denizi'ne giren Fransız donanması 10.000 piyade taşıyordu. Eylül ortalarında da Midilli muhasarası başladı. Bunun üzerine Sultan Bayezid'in Manisa sancak beyi olan ikinci oğlu Şehzade Korkut, şimdiki Ayvalık'a gelerek 800 kişilik yardımcı kuvveti adaya geçirmişti. Ekim sonlarında Osmanlı Donanması'nın Çanakkale Boğazı'ndan çıktığını öğrenen Fransızlar 6 haftadan beri devam ettirdikleri kuşatmayı kaldırmış ve Mora'nın güneyindeki Çuha Adası açıklarına gelmişlerdi. Burada müthiş bir fırtınaya kapılan donanmadan yalnızca yüzlerce kişi kurtulabilmişti.
Fransız donanması geri çekilirken, İspanyollar hazırladıkları donanma ile Ege'ye girmiş fakat Fransızlarla birleşemediklerinden dolayı hiçbir şey yapamadan geri dönmüşlerdir.
Osmanlı-Venedik barışı
Venedik, Osmanlı Devleti ile artık baş edemiyordu. Özellikle Osmanlı akıncılarının yapmış olduğu her akın Venedik için büyük bir tehlike idi. Zira Osmanlılar'ın her an için Venedik şehrini dahi istila etme ihtimali mevcuttu. Mora'dan tamamıyla atılan Venedik, denizlerde de faaliyet gösteremiyor, Kemal Reis başta olmak üzere Türk denizcileri Venedik'e göz açtırmıyorlardı.
Kefalonya gibi Aya Mavri adasını da işgal eden Venedik, 1502 yılının başlarında adayı ele geçirdi. Adayı korumakla görevli küçük yeniçeri müfrezesi vuruşmadan kaleyi teslim etmiş ve akabinde silahları ile birlikte İstanbul'a gelmişti. Sultan Bayezid düşmana karşı silah atmadan kaleyi teslim eden bu askerleri idam ettirdi. Birkaç ay sonra adaya gelen Kemal Reis 30 Ağustos 1502 tarihinde Venedikliler'i adadan çıkardı. 13 Ağustos 1502 tarihinde Venedik'in Arnavutluk'ta bulunan son üssü Dıraç'ın da Osmanlı'ya geçmesi ile Venedik'in Yunanistan gibi Arnavutluk'la da bir bağlantısı kalmadı.
Mora ve Arnavutluk'taki büyük üslerini ve denizlerdeki üstünlüğünü kaybeden Venedik için barıştan başka çözüm yolu kalmamıştı. 27 Eylül 1502'de kalabalık bir ekiple İstanbul'a gelen Venediklilerle 14 Aralık 1502'de 31 maddelik Osmanlı - Venedik Barış Antlaşması imzalandı. Yalnız Kefalonya adası Venedik'e bırakılmış, bunun dışındaki tüm fetihleri Venedik tanımıştı
Karamanoğulları'nın son taht teşebbüsü
Osmanlılar, Venedik'e karşı savaşırken Karamanoğlu Mustafa Bey, Karamanoğulları'nın tarihteki son ayaklanmasını çıkardı. Akkoyunlular'ın misafiri olarak Tebriz'de büyüyen Mustafa Bey 1500 yılında II. Bayezid Mora'dayken Mersin'e geldi. Burada etrafına topladığı Türkmenlerle Karaman'ı kuşattı. Osmanlılar'ın fazla önem vermedikleri bu olay üzerine Konya'da bulunan Bayezid'in dördüncü oğlu Şehzade Şehenşah, Karamanoğlu Mustafa Bey'in üzerine bizzat gitmemiş, Beyşehir sancak beyi olan oğlunu göndermişti. Vuruşmayı göze alamayan Karamanoğlu Mustafa Bey, İçel'e çekildi. 1500 yılı sonlarında Şehzade Şehenşah bizzat İçel'e gelmiş fakat Karamanoğlu Mustafa Bey'i yakalayamamıştı. 1501 baharında vezir-i azam Hacı Mesih Paşa da İçel'e geldi. Bunun üzerine Tarsus'tan gemiye binip Suriye'ye kaçan Karamanoğlu Mustafa Bey, Memlüklülere sığındı. Osmanlılar'la yeni bir anlaşmazlığa düşmek istemeyen Memluk Sultanı da Karamanoğlu Mustafa Bey'i öldürttü.
Safeviler'in İran'da başa geçmeleri
1502'de Akkoyunlular'ın Tebriz'i kaybetmesinden sonra İran tahtına başka bir Türk hanedanı olan Safeviler geçti. Olayı önemli kılan ise Safevilerin Şii mezhebine mensup olmalarıydı. Akkoyunlu ve Trabzon Rum Devleti ile akrabalık ilişkileri kuran Safeviler böylece siyasi hayata atılmışlardı. Şiirlerini Farsça'dan çok Türkçe olarak söyleyen Safeviler'in lideri Şah İsmail Osmanlı Devleti'ne doğudan gelen tehlikelerin üçüncüsü ve sonuncusudur (Daha önceden Timur ve Akkoyunlular).[]
Sultan Bayezid daha önceden bölgede dengeyi koruma amaçlı önlemler almış ve hem Akkoyunlular'ın hem de Memlüklüler'in hanedanları ile akrabalık bağları kurmuştu. 1507'de Kemal Reis Mısır'a bir dostluk ziyaretinde bulundu ve Sultan Kansu tarafından büyük bir törenle karşılandı. Safeviler'in başa geçmesi Osmanlılar'la Memlüklüler'i birbirine yaklaştırdı.[]
Şah İsmail, Akkoyunlular'ı haritadan silmek amacındaydı. Bu arada Trabzon'da sancak beyi olan Şehzade Selim Erzincan'ı ele geçirmiş, Safeviler'e bağlı olan Gürcü prenslikleri yenip onları vergiye bağlamıştı.[]
Şah İsmail'in tahta çıkışı Avrupa'da büyük yankı uyandırdı. Zira kendilerinin Osmanlı ile baş edemeyeceklerini bildiklerinden başka bir Türk devletinin onu yenmesi ile Müslümanların tıpkı Endülüs'deki gibi Avrupa'dan atılabileceğini düşünüyorlardı.[]
Şah İsmail büyük gücün Osmanlı Devleti olduğunu bildiğinden Memlüklüler'e Osmanlılar'a karşı birleşmeyi önermiş fakat Osmanlılar'dan sonra sıranın kendilerine geleceğini bilen Memlüklüler tarafından bu teklif reddedilmişti. Venedikliler'e de aynı teklifte bulunan Şah İsmail'in elçileri Venedik'ten yardım cevabı aldılar. Fakat Venedik, Osmanlı Devleti ile doğrudan bir savaşı göze alamayıp, yapılacak bir savaşta destek vermeyi kabul etti. Deniz gücü olmayan ve tamamıyla bir kara devleti olan Safeviler Venedik'in deniz gücünden yararlanmak istiyorlardı.[]
Bunlara karşılık II. Bayezid Mısır'a Kemal Reis ile birlikte büyük miktarda top, stratejik harp malzemesi ve bahriye levazımı gönderdi. Memlüklüler Safevilerden, Osmanlılardan daha çok çekiniyorlardı. Zira daha önce Şii Fatımi hanedanı uzun süre Mısır'da hüküm sürmüş ve ancak Memlüklüler tarafından yıkılmıştı. Ayrıca Mısır'da Osmanlı ülkesinin tersine halk ve saray erkanı Türkmen asıllı değildi. Büyük bir Arap çoğunluğu azınlıktaki Türkler tarafından yönetiliyordu.[]
Şah İsmail daha önceden Fatımiler'in yapamadığını yapmak, tüm İslam dünyasını Şii mezhebi altında birleştirmek istiyordu ve önündeki Osmanlı barajı yıkılırsa onu ne Memlüklüler ne de Türkistan'daki Türk devletleri durdurabilirdi.[]
Şah İsmail'in Dulkadir seferi
Safevi Şah'ı İsmail 1507 yılında hem İstanbul'un hem de Kahire'nin göstereceği tepkiyi görmek amacıyla Dulkadiroğulları Beyliği'nin üzerine yürüdü. Asıl sebebi bu olmamakla beraber görünüşteki sebep, Dulkadir Beyi Alaüddevle Bozkurt Bey'in Şii olan Şah'a kızını vermek istememesiydi. Şah İsmail Osmanlı topraklarından geçerek Kayseri üzerinden Dulkadir topraklarına girdi. Savaşta yenilen Alaüddevle Bozkurt Bey kaçtı ve Şah İsmail, Bozkurt Bey'in bir oğlu ile iki torununu ele geçirerek öldürttü. Bunun üzerine Maraş'a ve Elbistan'a giren Şah İsmail Dulkadir Hanedanı'nın mezarlarını yaktırdı. Sonradan da Osmanlı Devleti'ne bir mektup yazıp topraklarını çiğnediğinden dolayı da özür diledi.[]
Yıllardan beri Dulkadiroğulları Beyliği'nin kendilerine bağlı olduğunu iddia eden Memluklular ve Osmanlılar bu hareketi cevapsız bıraktılar. Bu da Şah İsmail'in Anadolu'daki prestijini artırdı. Memlüklüler tamamıyla sessiz kalsa da Osmanlıların sessiz kalmaları mümkün değildi. Zira Trabzon sancak beyi Şehzade Selim, anne tarafından Dulkadir Beyi Alaüddevle Bozkurt Bey ile akrabaydı. Şehzade Selim ve Şehzade Korkut Alaüddevle Bozkurt Bey'in kızı olan aynı anneden dünyaya gelmişti. Bir dayısına ve iki dayı oğluna yapılan bu harekete karşı Şehzade Selim Azerbaycan'a kadar Safevi topraklarına girerek Safevi Hanedanı'na mensup bazı kişileri esir alıp Trabzon'a getirerek dayısına yapılanın intikamını aldı. Babası Bayezid bile hiçbir şey yapmamışken Şehzade Selim'in bu hareketi gözlerin ona çevrilmesine neden oldu.[]
Bu arada II. Bayezid Şah İsmail'in herhangi bir seferine karşı Orta Anadolu'ya asker yığdı. Bu nedenle Şah İsmail Anadolu'nun içlerine girmekten çekinmiştir. Sayısı 115 bini bulan bu orduyu gözüne kestiremeyen Şah, II. Bayezid'e Şanlı büyük babam diye hitap ettiği bir mektup yazarak 1508 yıllarının ilk aylarında Diyarbakır'a çekildi.[]
Küçük Kıyamet (1509 İstanbul depremi)
10 Eylül 1509'da Memalik-i Rum adı verilen Amasya, Tokat, Sivas, Çorum ve çevresinden başlayıp 45 gün şiddetle devam eden depremde halk, 2 ay kadar çadırlarda yaşadı. Bu deprem, aynı şiddette İstanbul ve Edirne'de de meydana geldi. 14 Eylül 1509'da İstanbul, Osmanlı tarihinin kaydettiği en şiddetli depreme maruz kaldı. Küçük kıyamet (Kıyamet-i Suğra) denilen bu depremde İstanbul'da 109 cami ve mescit ile bin 70 ev kullanılamaz hâle geldi. Halktan da 5 bin kadar insan yaşamını yitirdi. Binlerce insan yıkıntılar altında gömülü kaldı. Köpürmüş ve azgın bir hal almış olan deniz dalgaları, İstanbul ve Galata surlarını aşarak sokaklarda tufan meydana getirdi. Bu arada eski su bentleri de yıkıldı. Sultan II. Bayezid, sarayının duvarlarına güvenemediğinden bahçesinde gayet hafif ve tehlikesiz bir çadır kurdurarak orada 10 gün kadar ikamet etti.
45 gün kadar, aralıklarla devam eden bu deprem, İstanbul sakinlerini sürekli bir heyecan içinde yaşattı. Çorum halkının 3'te 2'si, şehirlerindeki toprak kaymaları yüzünden yarılıp açılan topraklar içinde öldü. Yine bu esnada Gelibolu istihkâmları da yıkıldı. Sultan II. Bayezid'in doğduğu şehir olan Dimetoka bir toprak yığını halini aldı.
Sultan Bayezid, bu deprem nedeniyle devletin ikinci başkenti olan Edirne'ye gittiyse de İstanbul depreminden 15 gün sonra Edirne'de İstanbul'dakinin benzeri olan ve aynı şiddette bir deprem daha meydana geldi. Mimar Hayreddin, 15 gün içinde Padişah için Edirne'de ahşap bir ev yaptı. Padişah, bu ahşap evde ikamete başladı. Aynı sene Edirne'de yine benzer şiddette bir deprem daha oldu. Tunca Nehri taşarak ve yatağını da aşarak depremin yıkıntılarını kapladı. 3 gün geçit vermeyen Tunca'nın taşmasıyla da birçok insan öldü.
Bundan sonra II. Bayezid İstanbul'un yeniden imarı için neler yapılması gerektiği konusunda ilgililerle bizzat toplantılarda bulundu. Toplantılar sonunda İstanbul'da yıkılan yerleri yeniden yapmak veya tamir etmek için 20 evden bir kişi ve ev başına 22'şer akçe toplandı. Bu şekilde Anadolu'dan 37 bin, Rumeli'den de 29 bin cerahor (ücretli amele) çıkarılıp 3 bin kadar mimar ve marangoz getirildi. Bunlardan başka "Yaya"lardan 8 bin, müsellemlerden de 3 bin kişi kireç yakmakla görevlendirildi. 29 Mart 1510'da başlayan imar faaliyetleri 65 günde sona erdi. Bu inşaat ve tamiratta, İstanbul surlarından başka Galata'daki mahzenler, Galata Kulesi, Kız Kulesi, Rumeli ve Anadolu hisarları ve fenerlikleri, Çekmece köprüleri ile Silivri kalesi gibi önemli yerler de vardı. Sultan II. Bayezid'in bu çabaları üzerine İstanbul kısa bir sürede adeta yeniden inşa edilmiş oldu. Bu inşaat, bütünüyle Mimar Hayreddin'in nezareti altında yapıldı. İnşaatın tamamlanmasından sonra hükümdarın emri üzerine 3 gün ve gece, fakirlere yemek dağıtıldı.
Şahkulu isyanı
Şah İsmail'in Anadolu'da Şii propagandası yapmakla görevlendirdiği kişi, Şahkulu adı verilen biriydi. Şehzadeler arasındaki huzursuzluğun ortaya çıktığı dönemde Şahkulu önderliğindeki Kızılbaşlar isyan etti. İsyancılar; Antalya, Kızılcakaya, Korkuteli, Elmalı, Burdur ve Keçiborlu yerleşimlerine baskın yaptıktan sonra Kütahya önlerine geldi. Kendi üzerine gönderilen Anadolu Beylerbeyi Karagöz Ahmed Paşa yönetimindeki Osmanlı kuvvetlerini mağlup edilerek paşa esir alınsa da şehir ele geçirilememiştir.
Şahkulu isyanının büyümesi üzerine Vezir-i azam Hadım Ali Paşa isyanı bastırmakla görevlendirildi. Karaman Beylerbeyi Haydar Paşa'yı öldürdükten sonra kuzeye ilerleyen Şahkulu, Altıntaş mevkiinde Şehzade Ahmed ile Hadım Ali Paşa'nın kuvvetlerince kuşatıldı. Bu sırada Şehzade Ahmed ile yeniçeriler arasında yaşanan anlaşmazlıktan faydalanan Şahkulu kuşatmadan kurtulmayı başardı. İsyancıları takip eden Hadım Ali Paşa Sivas civarındaki ya da mevkiinde Şahkulu kuvvetlerine yetişti ve Temmuz 1511'de yapılan çarpışma sonucunda Şahkulu ve kuvvetleri yenilgiye uğratıldı. Bu çarpışmada Şahkulu öldürülürken, Hadım Ali Paşa'da aldığı yaralar sebebiyle bir süre sonra öldü.
İsyan esnasında Şehzade Ahmed'in en büyük destekçisi Vezir-i azam Hadım Ali Paşa'nın ölmesinin yanı sıra Şehzade Ahmed ile yeniçeriler arasında yaşanan anlaşmazlık ileriki yıllarda şehzadeler arasında yaşanan taht mücadelesinde belirleyici olmuş ve yeniçeriler Şehzade Selim'i desteklemişlerdir.
Oğulları arasındaki taht kavgaları
Oğulları
II. Bayezid'in, Mahmut, Ahmed, Şehinşah, Selim, Mehmed, Korkut, Abdullah ve Alemşah isimli 8 oğlu ve pek çok da kızı olmuştu. Oğullarının en büyüğü babasının tahta geçmesinden kısa bir süre sonra öldü. Padişah'ın 6., 7., 8. oğulları olan Mahmut, Mehmet, Alemşah ise 1507'den önce öldüler. Hayatta sadece yaş sırası ile Şehzade Ahmed, Şehzade Korkut, Şehzade Selim ve Şehinşah kalmıştı. Hepsi de olgun yaşlara gelmiş, ya 40 yaşını geçmiş veya yaklaşmışlardı. Şehzade Korkut ile Şehzade Selim Alaüddevle Bozkurt Bey'in kızı olan Ayşe Hatun'un çocuklarıydılar. Şehzade Ahmed Amasya'da valiyken, Korkut Manisa'da, Şehzade Selim ise Trabzon'da vali olarak görevliydi. En küçük şehzade Şehenşah'ın annesi Karamanoğlu sülalesindendi ve bu nedenle Konya valiliğini yürütüyordu.
Şehzade Korkut
II. Bayezid'in hayatta kalan oğullarından Şehzade Korkut dışındakilerin hepsinin şehzadeleri vardı; yani hepsi kendisinden sonra tahta geçebilecek erkek çocuklara sahiptiler. Yalnız Şehzade Korkut'un pek çok kızı olmasına rağmen erkek çocuğu yoktu.
1509 yılında 40 yaşındaki Şehzade Korkut Manisa sancak beyiyken Antalya sancak beyliğine gönderilmişti. Vezir-i azam Hadım Ali Paşa'nın kardeşi Şehzade Ahmed'i tuttuğunu bilen Şehzade Korkut bu tayinle tahttan uzaklaştırıldığının farkındaydı. Babasının ani ölümü halinde kardeşi Ahmed Amasya'da olduğundan İstanbul'a Antalya'dan daha çabuk varabilirdi. Bu nedenle kendisinin tekrar Manisa'ya tayinini istedi, fakat kabul edilmedi. Bunun üzerine babasının gözünü korkutmak isteyen Şehzade Korkut tıpkı amcası Cem Sultan gibi hacca gideceğini söyleyip, 137 kişilik maiyeti ve 8 gemi ile 1509 yılında Antalya'dan yola çıktı. Aslında Şehzade Korkut'un denizciler üzerinde büyük bir tesiri vardı. Zaten denizcileri himaye etmesi ile ün kazanmıştı. Pek çok Osmanlı esirini fidyelerini cebinden verip kurtarmıştı. Bunun yanında denizcilik yapanları, reisleri korur, himaye ederdi.
Şehzade Korkut 29 Mayıs'ta Sultan Kansu tarafından Kahire'de muhteşem bir şekilde karşılandı. Bu arada devlet adamları bu olayın aynen Cem Sultan'ın hikâyesine benzediğinden kuşkulanmışlardı. Fakat Şehzadenin tek hedefi babasının ve Hadım Ali Paşa'nın gözünü korkutmaktı. Tüm çabalarına rağmen ataması yapılmadı ve Antalya'da kaldı.
Şehzade Selim
Aynı dönemde Şehzade Selim yaptıkları ile takdir topluyordu. Safeviler'e karşı yapmış olduğu akın ve Gürcü kralları vergiye bağlaması gözleri ona çevirmişti. Şehzade Korkut ise daha yumuşak huylu ve mutedildi. Yalnız erkek çocuğunun olamayışı nedeniyle fazla taraftar toplayamamıştı. Esasen tahta Şehzade Ahmed geçecekti. Zira meşru veliaht, büyük şehzadeydi.
Şehzade Selim İstanbul'a çok uzak olan Trabzon sancak beyiydi. Ağabeylerinden Ahmed Amasya'da, Korkut Manisa'da, küçük kardeşi Şehzade Şehinşah ise Konya'daydı. Bu durumda tahta en uzak şehirde olan kendisiydi. Bir defa tahta oturan şehzadeyi oradan atmak neredeyse imkânsızdı.
Bu dönemde oğlu Şehzade Süleyman 14 yaşına gelmişti. Buluğ çağına gelen şehzadelere sancak verilmesi kanundu. Babası da oğlu Süleyman için Bolu sancağını istedi. Şehzade Süleyman Trabzon'a bağlı Şebinkarahisar sancak beyiydi. Bolu ise ayrı müstakil bir sancaktı. Selim'in isteği oldu ve Şehzade Süleyman Bolu'ya nakledildi. Tabii bu olaya Amasya Sancak beyi Şehzade Ahmed karşı çıktı. Çünkü Bolu Amasya ile İstanbul arasında bir noktaydı. Bu da kendisi için tehlikeli olabilirdi.
Şehzade Ahmed'in çabaları ile Şehzade Süleyman Bolu'dan ayrılacakken, Şehzade Selim bu sefer oğlu için Kefe sancağını istedi. Kefe Kırım'da bir liman şehriydi. Kırım Hanlığı'na bağlı olmayan şehir doğrudan doğruya İstanbul'a bağlıydı. Şehzade Selim'in düşüncesi kayınpederi olan Kırım Hanı I.Mengli Giray'a yakın bulunabilmekti. Zira I. Mengli Giray da damadını destekliyordu. Bunun üzerine Şehzade Süleyman 1504 yılında ölen amcası Şehzade Mehmet yerine Kefe sancak beyi oldu.
1511 yılında Şehzade Selim büyük bir maiyet ile Trabzon'dan gemi ile Kırım'a gitti. Güya oğlu Süleyman'ı ve kayınpederini ziyaret edecekti. Asıl amacı kayınpederi ile sıkı bir işbirliği yapmak ve oğlu Süleyman'a talimat vermekti. Veliaht Şehzade Ahmed, Kırım Hanı'na bir mektup gönderdi ve kardeşi Selim'e yardımdan vazgeçmediği takdirde, padişah olduğu zaman Kırım tahtından ümit kesmesini açıkça söylüyordu. I. Mengli Giray buna kulak asmadıysa da, kayınpederini zor durumda bırakmak istemeyen Şehzade Selim Kırım'dan ayrıldı. Kardeşi Ahmed babasına baskı yaparak kayınpederini azlettirebilirdi.
Selim Kırım'dan Trabzon'a dönmek yerine Rumeli'ye geçti ve artık Trabzon'a dönmeyeceğini ve kendisine Rumeli'de bir sancak verilmesini istedi. Şehzadelere Rumeli'den sancak verilmesi yasalara aykırı olmasına rağmen ordu tarafından sevilen Şehzade Selim'e Semendire ve Vidin sancakları verildi.
Bu arada Şehzade Korkut babasının üzerindeki baskısını arttırarak tekrar Manisa sancağına atandı. 2 Temmuz 1511'de Konya sancak beyi Şehzade Şehinşah'ın 40 yaşında eceli ile vefatı üzerine taht adaylarının sayısı üçe indi.
1511 Temmuz'unda Şehzade Selim Vidin'den Edirne'ye geldi. Bu şehri işgal ettikten sonra Çorlu'ya geldi. Ancak 3 Ağustos günü babası II. Bayezid tarafından karşılandı. Birkaç dakikalık vuruşmadan sonra Şehzade mağlup oldu. Kaçmak zorunda kalan Şehzade ihtiyatı elden bırakmamıştı. Bulgaristan sahillerinde gemiler şehzadeyi bekliyordu. Bu olaydan sonra tekrar sancağına dönemezdi. Oğlunun yanına, Kefe'ye gelen şehzade orduyu elde etmeden taht yolunun zor olduğunu böylece anladı.
Şehzade Ahmed
21 Ağustos 1511 günü II. Bayezid büyük oğlu Ahmed'i tahta geçirmek üzere İstanbul'a çağırdı. Veliaht Şehzade Ahmed'in Maltepe'ye kadar gelmesi üzerine Şehzade Selim'i destekleyen birlikler ayaklandı. Bunun üzerine Şehzade Ahmed İstanbul'a giremedi ve Maltepe'den geri dönmek zorunda kaldı. Amasya'ya döneceği yerde Konya'ya geçen Şehzade Ahmed burada padişahlığını ilan ederek babasının orduya söz geçiremediğini iddia etti. Şehzade Ahmed'in açıkça müddei sıfatını takınması üzerine ulema yüzünü Ahmed'den çevirdi.
Bu arada Şehzade Korkut'un ansızın İstanbul'a gelmesi işleri iyice karıştırdı. Ağabeyinin bu tavrı üzerine umuda kapılan Korkut babası ve paşalarla görüşmüş ve büyük saygı görmüştü fakat babasının hayatta olması nedeniyle paşalar Korkut'u desteklemediler.
1512 yılının ilk günlerinde Kızılbaşlar Amasya, Tokat bölgesinde tekrar ayaklandılar. Şehzade Ahmed'in orayı bırakması bölgede büyük bir boşluk oluşturmuştu. Bu olay üzerine 6 Mart günü İstanbul'da Kapıkulu Ocakları isyan çıkardı. Bu olaylar üzerine Şehzade Ahmed'i desteklemekten vazgeçen Sultan küçük oğlu Selim lehine bir name yazarak onu İstanbul'a davet etti.
Tahttan feragatı ve ölümü
Şehzade Selim 19 Nisan'da İstanbul'a ulaştı. Babasını tahttan uzaklaştırıp sürgüne yolladı. 24 Nisan 1512'de II. Bayezid oğlu Selim namına tahtan feragat ettiğini açıkladı. Böylece babasının vefatından sonra yeniçerilerin desteği ile tahta çıkan II. Bayezid uzun bir saltanatın sonunda oğlunun baskısıyla tahttan çekilmiş oldu. II. Bayezid tahtını oğluna bırakırken şu sözleri söyler:
“ | Adaletten ayrılma, acizlere ve biçarelere karşı merhametli ol. Kimsesizlere şefkat göster, herkesin sana ram olmasını istiyorsan ulemaya çok saygı göster, zaruret olmadıkça kimseye sert davranma. | „ |
Yeni sultan Selim'e Dimetoka'da çekilmek istediğini söyleyen sabık sultan, oğlunun cülusundan 11 gün sonra kalabalık bir maiyet ile İstanbul'dan Dimetoka'ya doğru yola çıktı. Yola çıktığında da çok bitkin olan sultan ata binemedi ve ancak tahtırevan ile seyahate devam edebildi. Dimetoka'ya ulaşmaya ömrü vefa etmeyen II. Bayezid, yola çıkışından 32 gün sonra 26 Mayıs 1512'de Edirne'nin güneydoğusundaki Havsa ilçesinin Abalar köyünde şüpheli bir şekilde öldü. İddialara göre oğlu I. Selim tarafından zehirlenerek öldürüldü.
II. Bayezid'in cenazesi İstanbul'a getirildi, Fatih Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra kendi yaptırdığı Bayezid Camii'ndeki türbesine defnedildi. 64 yaşında vefat eden II. Bayezid'in padişahlık süresi 31 yıldan 9 gün eksikti. Ölümü tüm İslam aleminde üzüntü ile karşılandı. Kahire'de ölümü duyulunca başta Sultan Kansu olmak üzere çok sayıda kişinin katıldığı gıyabi cenaze namazı kılındı. Ayrıca İslam dünyasının başka yerlerinde de gıyabi cenaze namazları kılındı.
Hakkındaki anlatılar
Kristof Kolomb, seyahat planını 1484'te Portekiz kralına sundu ama gerekli desteği bulamayınca aynı yıl II. Bayezid'e bir papaz eşliğinde başvurdu. Bu isteği Osmanlı kayıtlarına "II. Bayezid'den sultanın adına yeni ülkeler keşfedebilmek için emrine gemiler vermesi istedi." şeklinde geçti. Sultan, Kolomb'u ciddiye almadı ve talebini reddetti. İlerleyen yıllarda Kolomb ile 3 kez Amerika'ya gitmiş bir İspanyol, bir savaş sonrasında Piri Reis'in amcası Kemal Reis'e esir düştü ve Kolomb'un keşfettiği Amerika kıyılarının haritasını amcasına verdi. Piri Reis bu haritadaki bilgilerden yola çıkarak 1513'te kendi Dünya haritasını çizdi.
1502 yılında Leonardo da Vinci, II. Bayezid'a, Haliç üzerine yapılması için 240 metre uzunluğunda bir köprü projesi sundu ancak kabul edilmedi ve projedeki köprünün bir benzeri 2001'de Norveç'te yapıldı.[]
Andrea Gritti, 1503'te Venedik Cumhuriyeti'ne gönderdiği mektupta Bayezid'i, "Uzun boylu, karayağız, zihnen daima meşgul izlemini verdiğini ve tasalı göründüğünü; felsefeyle ilgilenmekle beraber kozmografya konularını çok iyi bildiğini, az yemek yediğini, içki içmediğini, camilere gittiğini ve bol sadaka dağıttığını ata binmekten hoşlandığını, nikris (gut) yüzünden sık sık avlanmadığı" biçiminde andı.
Evliya Çelebi, 1481'in bir kış gününde şunu yaşadığını yazdı: Galata sırtlarında avlanırken son derece bakımlı ve güllerle süslü bir bahçe ve içinde köhnemiş küçük bir kulübe gördü. Kulübede mola veren Sultan, buranın sahibi Gül Baba ile tanıştı ve onu, bahçeye gösterdiği özenden dolayı ödüllendirmek istediğini söyledi. Gül Baba, Bayezid'e bir sarı ve bir kırmızı iki adet gül vererek bu bahçeye bir okul ve hastane yaptırmasını istedi. Galata Sarayı Ocağı (günümüzde Galatasaray Lisesi) böylece kuruldu ve Yavuz Sultan Selim'in oğlu Kanuni Sultan Süleyman da dahil olmak üzere tüm şehzadeler, şehzadelerin çocukları ve üst düzey devlet görevlileri ilk ve orta eğitimlerini burada aldılar.
İstanbul'da kendi adına yaptırdığı Bayezid Camii'nin inşası bitince ikindi ve yatsı namazlarının sünneti eksiksiz kıldıysa cuma namazını kıldırmasını istediği ancak kendisi dışında kimse çıkmayınca imamlık yaptığı rivayet edilir.[]
Eğitim ve kültür
Gördüğü ve okuduğu eserlerin ilk sayfasıyla son sayfasına kendi mührünü vurmuş, iç sayfasına kitabın adıyla yazarını yazmıştır. Günümüzde kitaplığının bir kısmı Edirne Selimiye Kütüphanesi'nde diğer kısımları da İstanbul'daki çeşitli kütüphanelerde bulunmaktadır.
Müzikle ilgilenmiştir ve günümüze ulaşmış müzik eserleri şunlardır:[]
- Fahte usulünde Neva Peşrevi
- Neva Saz Semaisi
- Çifte-Düyek usulünde Rahatu'l-Ervah Peşrevi ve Rahatu'l-Ervah Saz Semaisi
- Ağır düyek usulünde Aşiran-Buselik Peşrevi
- Düyek usulünde Evc Peşrevi
- Evc Saz Semaisi ve Sakıyl usulünde Nişabur Peşrevi.
Adlî mahlası kullanarak Türkçe ve Farsça şiirler yazdı. II. Bayezid'in yazdığı şiirlerden meydana gelen küçük hacimli bir divan Rumi 1308 tarihinde İstanbul'da basıldı. Ayrıca hattatlık da yapmıştır[]
Yaptırdığı mimarî eserler
- Bayezid Camii
- Bayezid Medresesi
- II. Bayezid suyolu
- Hatuniye Camii (Tokat)
- Hatuniye Camii (Amasya)
- Atik Ali Paşa Camii
- İkinci Beyazıt Külliyesi
- İkinci Beyazıt Külliyesi Ratip Kazancıgil (1997)
- İkinci Beyazıt Köprüsü
- İkinci Beyazıt Köprüsü
- İkinci Beyazıt Köprüsü
- Koza Hanı
- Pirinç Han
Ailesi
Bostanzade Yahya Efendi, Târih-i Saf Tuhfetu'l-Ahbab isimli eserinde Kırk kadar cariyesinin olduğunu rivayet ediyor.
Eşleri
- Nigâr Hatun - Şehzade Korkut ile Fatma Sultan'ın annesi ve Abdullah Vehbi'nin kızı.
- Şirin Hatun - Abdullah kızı ve Şehzade Abdullah ile Ayn-i Şah Sultan'ın annesi.
- Bülbül Hatun - Abdullah kızı ve Şehzade Ahmed ile Hundi Sultan'ın annesi.
- I. Ayşe Hatun - Dulkadiroğlu Aaüddevle Bozkurd Bey'in kızı ve Yavuz Sultan Selim'in öz ya da manevi annesi.
- Gülruh Hatun - Abdülhay'ın kızı ve Şehzade Alemşah ile Kamer Sultan'ın annesi.
- Hüsnüşah Hatun - Karamanoğlu Nasuh Bey'in kızı.
- Gülfem Hânım
- Gülbahar Hatun - Abdüssamed'in kızı ve Yavuz Sultan Selim'in annesi.
- Ferahşad Hatun - Kefe sancak Beyi Şehzade Mehmed'in annesi.
- Kaptan-ı Derya Damat Güveği Sinan Paşa'nın kızı
- Muhterem Hânı
Erkek çocukları
| Kız çocukları |
Popüler kültürdeki etkileri
- Şehzade Bayezid 2012 yapımı Fetih 1453 sinema filminde tarafından canlandırılmıştır.
- Şehzade Bayezid 2013 yapımı Fatih dizisinde Salih Bademci tarafından canlandırılmıştır.
- Şehzade Bayezid 2013 yapımı Da Vinci's Demons dizisinde Akın Gazi tarafından canlandırılmıştır.
Kaynakça
- ^ Kayser'in mülkünün varisi olarak tebcil ettikleri Bayezid Han kendisini, Grekçe nâmelerinde basileus basileon (kezâ megistos basileus basileon) ve autokrator olarak adlandırmaktaydı.
- ^ Gábor Ágoston (2023). The Last Muslim Conquest: The Ottoman Empire and Its Wars in Europe. p. 335.
- ^ a b TDV, İslam Ansiklopedisi, cilt: 14, sayfa: 230
- ^ Necdet Sakaoğlu, Bu Mülkün Kadın Sultanları, 4. baskı, Sayfa: 109
- ^ "Osmanlı padişahlarının mahlasları". Fikriyat Gazetesi. 18 Ocak 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Ocak 2022.
- ^ Sicill-i Osmânî (Aktan vd. 1995: 8) 857/1453
- ^ a b c d e Sakaoğlu, Necdet "Beyazid II", (1999) Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, C.1 s.299-302 İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, .
- ^ "osmanli700.gen.tr". 6 Ekim 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Mart 2007.
- ^ . Türk Dil Kurumu. 10 Şubat 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ocak 2010.
- ^ . Türk Dil Kurumu. 10 Şubat 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ocak 2010.
- ^ "SULTAN II. BÂYEZİD". 26 Ocak 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Mart 2007.
- ^ . 1 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2006.
- ^ . 12 Ağustos 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2007.
- ^ ""BAYEZİD II" İslam Ansiklopedisi, Cilt: 5; Sayfa: 234". 7 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Şubat 2017.
- ^ . 28 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2007.
- ^ İnalcık. "Devlet-i Aliyye" Klasik Dönem(1302-1606) Siyasal,Kuramsal ve Ekonomik Gelişim. 1. Cilt (71. bas.). İş Bankası Kültür Yayınları. s. 134. ISBN .
- ^ Shaw, Stanford J.; "History of the Ottoman Empire and modern Turkey" Cambridge University Press, 1. cilt, s. 71-72.
- ^ . 2 Temmuz 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2007.
- ^ "Sultan II. Bayezid Boğdan Seferi, Turkcebilgi.net". 7 Mayıs 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Kasım 2011.
- ^ "biyografi.net". 8 Nisan 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Nisan 2007.
- ^ . 27 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2007.
- ^ Norwich, John Julius (18 Haziran 1977). "29.Double Disaster". A History of Venice (İngilizce). Londra: Penguin. s. 383. 0-679-72197-5. 5 Ocak 2010 tarihinde kaynağından .
- ^ "Osmanli700.gen.tr - II. Bayezid". 27 Ocak 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Kasım 2006.
- ^ . 4 Ağustos 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2007.
- ^ . 27 Mayıs 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2007.
- ^ "SULTAN II. BÂYEZID ansar.de". 8 Şubat 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Nisan 2007.
- ^ [Osmanlı Tarihi, II. Cilt, 10. baskı, sf: 230,231,254,255, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2011, Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı]
- ^ . 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2015.
- ^ Gülbay, Metin (23 Ocak 2021). . Yeni1Mecra. 23 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Aralık 2021.
- ^ . Gazete Vatan. 12 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Aralık 2021.
- ^ AFYONCU, Erhan (27 Eylül 2006). . Sabah Gazetesi. 15 Ocak 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ocak 2010.
- ^ . Galatasaraylılar Derneği. 19 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ocak 2010.
- ^ a b Bayezid II, (1890) Divan-i Sultan Bayezid-i Sani. İstanbul:Matbaa-yi Osmaniye. Tıpkıbasım referans için bakınız [1] (Erişme tarihi:10.08.2009)
- ^ Kut, Günay; Bayraktar, Nimet (1984). Yazma Eserlerde Vakıf Mühürleri. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. ss. 17-19.
- ^ Kazım Çeçen. (1997) II. Bayezid suyolu haritaları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi
- ^ . 29 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2007.
- ^ . 2 Şubat 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mart 2007.
- ^ Edirne Sultan II. Bayezid Küülliyesi Trakya Ün̈niversitesi Rektörlüğü Yayınları
- ^ Necdet Sakaoğlu (2008). Bu mülkün kadın sultanları: Vâlide sultanlar, hâtunlar, hasekiler, kadınefendiler, sultanefendiler. Oğlak Yayıncılık. s. 135. ISBN . 20 Aralık 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Şubat 2017..
- ^ "Yavuz Sultan Selim'in öz annesi: "Ayşe Hâtûn"". 21 Ekim 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Ekim 2014.
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;bahadıroglu
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ . 15 Haziran 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2014.
Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta II. Bayezid ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
II. Bayezid Doğumu: 3 Aralık 1447 Ölümü: 26 Mayıs 1512 | ||
Resmî unvanlar | ||
---|---|---|
Önce gelen II. Mehmed | Osmanlı Sultanı 3 Mayıs 1481 - 25 Nisan 1512 | Sonra gelen I. Selim |
Hak iddia edilen unvanlar | ||
Önce gelen II. Mehmed | Bizans İmparatoru | Saltanat ile birleştirildi |
Önce gelen II. Mehmed | İslam Halifesi | Sonra gelen I. Selim |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
II Bayezid veya II Beyazit Osmanlica بايزيد ثانى Bayezid i Sani divan edebiyatindaki mahlasiyla Adli 3 Aralik 1447Dimetoka 26 Mayis 1512 Havsa Osmanli Imparatorlugu nun sekizinci padisahi Babasi Fatih Sultan Mehmed annesi Emine Gulbahar Hatun dur Yavuz Sultan Selim in babasidir Tahta gectiginde 511 000 km si Asya da 1 703 000 km si Avrupa da olmak uzere toplam 2 214 000 km olan imparatorluk topraklari olumunde yaklasik 2 375 000 km ydi II Bayezid بايزيد ثانىKayser i Rum Han Basileus OtokratorPaolo Veronese tarafindan cizilmis portresi 1560 lar8 Osmanli PadisahiHukum suresi22 Mayis 1481 24 Nisan 1512 30 yil 11 ay ve 2 gun Once gelenII MehmedSonra gelenI SelimDogum3 Aralik 1447 Dimetoka Osmanli DevletiOlum26 Mayis 1512 64 yasinda Abalar Havsa Osmanli ImparatorluguDefinBayezid Camii Istanbul TurkiyeEs ler iSirin Hatun Husnusah Hatun Bulbul Hatun Nigar Hatun Gulruh Hatun II Gulbahar Hatun Ferahsad Hatun DigerCocuk lar iSehzade Ahmed Sehzade Korkut I Selim DigerTam adiBayezid bin MehmedHanedanOsmanli HanedaniBabasiII MehmedAnnesiI Gulbahar HatunDiniSunnilikImzaAlternatif adlari ve unvanlariII Bayezid in ismi Latin harfli Turkce metinlerde Beyazit Beyazid Bayezit Bayezid gibi degisik imlalar ile yazilsa da sultanin adi butun Osmanlica yazitlarda Bayezid بايزيد olarak gecmektedir Turk Dil Kurumu gunumuzde Beyazit Bayezit seklindeki yazimlari benimsemistir Modon fetihnamesinde Emiru l Mu minin Sultanu l Guzat ve l Mucahidin Nasiru s Seriat ve l Milleti ve d Din Giyasu l Islam ve Mu inu l Muslimin Sultan Bayezid diye anilmistir Padisahlik oncesiII Bayezid in dogum tarihi tarihciler arasinda tartismaya yol acmaktadir Guvenilir bir Osmanli bibliyografya ansiklopedisi dogum tarihinde bu tartismayi karsilamak amaci ile bu tarihi Aralik 1447 Ocak 1448 olarak vermektedir Bugun Yunanistan sinirlari icerisinde kalan Osmanli zamaninda ise Edirne ye bagli bir kaza merkezi olan Dimetoka daki Dimetoka Sarayi nda dunyaya geldi Istanbul un Fethi nden sonra 7 yaslarindayken Hadim Ali Pasa danismanliginda Amasya valisi oldu Burada o donemin en unlu alimlerinden dersler aldi ve padisah olacak sekilde yetistirildi O gunlerde Amasya kenti bir egitim ve kultur merkeziydi Devrin meshur alimlerinden dersler aldi Islami ilimlerin pek cogunu ogrendi Islam ilmi alaninda ders aldigi hocalarindan birisi de Seyh Yavsi olarak bilinen Bayrami tarikat seyhi de olan Seyh Yavsi olmustur Islami ilmin yani sira matematik ve felsefe tahsili de aldi Ayrica Seyh Hamdullah tan da hat dersleri aldi Arapca ve Farsca nin yani sira Cagatay lehcesi ve Uygur alfabesini de ogrendi Sehzade Bayezid sancakbeyi olarak 27 yil Amasya da oturdu Bu gorevde iken 1473 te Otlukbeli Savasi nda sag kol kumandani olarak gorev aldi Ayrica 1479 da Iran dan gelen tuccarlarin mallarinin yagmalanmasi uzerine Sehzade Bayezid in vali olarak gonderdigi kuvvetler Torul ve cevresini Osmanli topraklarina katti Fakat genellikle Amasya sarayinda mistik yari sairane bir yasam surdugu ve bu donemde afyon kullandigina dair iddialar da vardir Tahta cikisiII Bayezid tahta ciktiginda Osmanli sinirlari Fatih Sultan Mehmed in 3 Mayis 1481 de Gebze yakinlarinda beklenmedik bir sekilde vefat etmesi uzerine Sadrazam Karamani Mehmed Pasa Bayezid ve Bayezid in kardesi Cem Sultan a ulaklar gonderdi Ancak Cem Sultan kendisine gonderilen haberci yolda II Bayezid in damadi olan Anadolu Beylerbeyi Guvegi Sinan Pasa tarafindan yakalanarak alikondugu icin babasinin olum haberini gec ogrendi Bu arada Bayezid in tarafini tutan yeniceriler Istanbul da isyan ederek Cem Sultan taraftari Karamanli Mehmed Pasa yi 4 Mayis 1481 de oldurduler ve Bayezid in oglu Sehzade Korkut u babasina vekaleten tahta cikardilar II Bayezid in culus toreni 1481 Babasinin vefatini ogrenen ve devlet buyuklerinin acele baskente gelmesi hakkinda gonderdikleri mektuplari alan II Bayezid maiyetinde 4 bin kisi oldugu halde Amasya dan yola cikip 9 gunde Uskudar a geldi Ertesi gun oglu Sehzade Korkut tan saltanati resmen teslim alip 22 Mayis 1481 de Osmanli tahtina cikti II Bayezid ilk olarak kapikullarina ucer bin akce culus bahsisi dagitti Yenicerileri ulufelerini gunluk 5 akceye cikartti Cem Sultan meselesiCem Sultan Kasim Bey e siginirken II Bayezid Osmanli ordusuyla takipte Cem Sultan agabeyi II Bayezid in padisahligini kabul etmedi Boylece Osmanli devleti II Bayezid ile Cem Sultan arasinda uzun suren ve en sonunda Avrupa nin da icine karistigi bir taht kavgasina sahne oldu II Bayezid Istanbul da tahta cikmis olmasina ragmen Cem Sultan 4 bin askeriyle Inegol onlerinde Bayezid in henuz hazir olmayan Ayas Pasa idaresindeki ordusu ile savasti Bu savasi kazanan Cem Sultan Bursa da kendi adina hutbe okutmak ve para bastirmak suretiyle hukumdarligini ilan etti Bursa da 18 gun saltanat suren Cem Sultan civardaki sehir ve kasabalara da hakimiyetini kabul ettirdi ve II Bayezid e Imparatorlugu esit olarak paylasma teklifinde bulundu Buna gore Imparatorlugun Anadolu topraklari Cem Sultan a verilecekti Ancak devletin ikiye bolunmesi anlamina gelen bu teklif sadece Bayezid tarafindan degil tum devlet ileri gelenleri tarafindan dehsetle karsilandi Osmanli Devleti nin bolunmesini kendi cikarlarina uygun goren Avrupalilar ve Memluklular bu konuda Cem Sultan i desteklediler kaynak belirtilmeli 1481 Haziran inda II Bayezid in ordusuyla Yenisehir Muharebesi nde yenilen Cem Sultan once Konya ya cekildi Konya da yeterince destek bulamayan Cem Sultan Tarsus a gecti Daha sonra da Memluk sultanindan aldigi davet uzerine Kahire ye gitti Kahire de buyuk ilgi goren Cem Sultan orada kaldigi sure icerisinde Mekke ye giderek hac vazifesini yerine getirdi Bu donemde agabeyi II Bayezid kendisine padisahliktan vazgecmesi halinde 1 milyon akce vermeyi teklif etti Ama Cem Sultan bu teklifi reddetti Benzeri teklifler tekrar yapildiysa da bunlar da sonuc vermedi kaynak belirtilmeli Memlukler in ve eski Karaman Beylerinin yardimiyla tekrar bir ordu toplayan Cem Sultan 27 Mayis 1482 de Konya yi kusatti Ancak Osmanli Ordusu nun Konya ya hareket etmesi uzerine kusatma kaldirildi Iki taraf Aksehir de karsilasti Savasi kaybeden Cem Sultan Ankara ya gecti Ankara da da kacisina devam eden Cem Sultan 1482 yazinda otuz kadar adamiyla birlikte Rodos a gitti Cem Sultan 29 Temmuz 1482 de Rodos Sovalyeleri nin Buyuk Ustadi Pierre d Aubusson tarafindan buyuk bir torenle karsilandi Cem Sultan in amaci Rumeli ye gecerek mucadelesini surdurmekti Ancak bundan sonra bir daha hayattayken vatanina donemedi Artik Cem Sultan icin Avrupa da macerali bir esaret hayati basladi kaynak belirtilmeli Cem Sultan Rodos a cikmasindan sonra Papa VIII Innocentius in istegi uzerine Fransa ya gonderildi Bu gelismeden sonra onceleri Osmanli Devleti nin bir ic meselesi olan taht mucadelesi boylelikle milletlerarasi bir mesele haline geldi Bu olaydan cikar saglamak isteyen Papa VIII Innocentius un Cem Sultan a Hristiyan olmasi halinde onu Osmanli Devleti nin basina gecirebilecegini teklif ettigi soylenir kaynak belirtilmeli Kardesi Cem Sultan Osmanli Devleti ne karsi yeni bir Hacli seferi gerceklestirmek icin Cem Sultan i kullanmayi dusunen Papa VIII Innocentius 1492 de oldu Boylece Cem Sultan daha serbest bir hayata kavustu Fakat bu defa Fransa Krali Cem Sultani kendi siyasi emelleri icin bir koz olarak kullanmak istedi Bu amacla hareket eden Fransa Krali VIII Charles Roma uzerine yuruyerek 26 Ocak 1495 te Cem Sultan i Papa dan teslim aldi Fransiz Ordusu ile beraber yola cikan Cem Sultan 25 Subat 1495 te oldu Bazi kaynaklar Cem Sultan in elindeki kiymetli rehineyi birakmak zorunda kaldigi icin Papa tarafindan zehirletildigini ifade etmektedir Cem Sultan in olumunu ogrenen II Bayezid Osmanli ulkesinde 3 gun yas ilan etti Ulkedeki camilerde Cem Sultan icin giyabi cenaze namazi kilindi Ayrica II Bayezid kardesinin gunahlarinin bagislanmasi icin fakirlere 100 bin akce sadaka dagitti Italya da topraga verilen Cem Sultan in cenazesi de pazarlik konusu oldu Uzun suren bir mucadelenin ardindan Cem Sultan in cenazesi vefatindan 4 yil sonra 1499 da Osmanli topraklarina getirildi Mudanya da karaya cikarilan cenaze Bursa da Muradiye Camii nin haziresinde kardesi Sehzade Mustafa nin da mezarinin icinde bulundugu turbe ye gomuldu Yahudi ve Musluman gocuMuslumanlarin Malaga dan surulmesi 1487 Cem Sultan Avrupa dayken Ispanyollar karsisinda yenilgiye ugrayan Endulus teki Muslumanlar Osmanli Devleti nden yardim istediler II Bayezid kardesi Cem Sultan in Avrupa da esir olmasi sebebiyle gerekli yardimi tam anlamiyla yapamadiysa da Kemal Reis i Ispanya ya gonderdi Kemal Reis Ispanya daki Muslumanlari Kuzey Afrika ya Yahudileri de Safed Selanik Istanbul ve bazi Rumeli sehirlerine yerlestirdi 1492 yilinda Muslumanlar in yani sira 100 150 bin kadar Yahudi de Osmanli topraklarina yerlestirildi Italya dan geri cekilme1480 yilinda Fatih Sultan Mehmet hayatta iken Osmanlilar Italya nin ele gecirilmesi icin ilk adim teskil etmek uzere yarimadanin guneydogusunda cizmenin topugu yer alan Otranto kalesini ele gecirmislerdi Fatih in olumu ve Sehzade Cem le II Bayezid arasindaki taht mucadelesi Italya nin fethi projesinin bir muddet daha ele alinmamasina neden oldu Bir sene sonra Osmanli hakimiyetindeki Otranto kalesi elden cikti Napoli Kralligi elindeki kuvvetlerle Osmanli ile basedemeyeceginin farkindaydi Ayrica Osmanlilarin Italya da bulunmasinin kralligin gelecegi icin iyi olmadigini da biliyordu O nedenle Napoli Krali damadi Macaristan Krali Matthias Corvinus tan ve ayni hanedana mensup bulundugu o zamanlar Aragon olarak adlandirilan Kuzey Ispanya kralindan acele yardim istedi Macaristan kralinin gonderdigi 2 bin atli ve diger Italyan devletlerinden aldigi yardimci kuvvetlerle Otranto kalesi onlerine geldi Bu orduyu denizden Napoli Papalik ve Ispanya gemilerinden mutesekkil bir donanma destekliyordu Fatih Sultan Mehmet in olum haberi buraya da ulasmis ve Osmanli askerleri arasinda buyuk bir isteksizlik ortaya cikmisti Tam bu sirada komutan Gedik Ahmed Pasa yanina aldigi bir miktar asker ve donanma ile ani bir sekilde Otranto yu terk etti Bir rivayete gore bunu kendi karariyla bir digerine gore ise Sultan Bayezid in istegi ile gerceklestirmistir Gedik Ahmed Pasa Otranto da 8 bin kadar asker ve asker icin 1 5 yillik muhimmat birakti Bu kadar kuvvet ile buyuk bir orduya karsi konulmasi da mumkun degildi Mukavemet edip 8 bin askeri heba etmek yerine kalenin teslim edilmesine karar verildi Osmanli kuvvetleri askerlerin tum silah ve cephanelerini yanlarina alarak cekilmesine izin verilmesi halinde kaleyi teslim edeceklerini taahhut ettiler Kaleye yardim gelmesinden korkan Napoli Krali bu anlasmayi kabul etti Boylece 8 bin Osmanli askeri tum muhimmatlari ile gemilere binip Otranto Bogazi ni gecerek Arnavutluk ta Osmanli topraklarina cikti Napoli Krali Turkler in yeniden Italya ya cikmamasi icin II Bayezid in elcisi ile gorustu ve Turkler in Italya ya bir daha sefer duzenlememesi vaadine karsilik Napoli goturulemeyen Turk toplarini Napoli Kralligi icerisindeki butun Turk ve Musluman esirleri Osmanli Devleti ne geri verdi Ayrica dostca olmak sartiyla Osmanli donanmasina Adriyatik ve Yunan Denizi nde serbestce dolasma hakki tanidi Nihayetinde Osmanli Devleti nin Italya daki tek kalesi olan Otranto ele gecirilmesinden 13 ay sonra 10 Eylul 1481 de kaybedildi Boylece Fatih Sultan Mehmet tarafindan baslatilan Osmanli Devleti nin ic problemleri sebebiyle durduruldu Yaptigi savaslarII Bayezid Filibe de avlanirken Hunername Cem Sultan Olayi ve bu olay sebebiyle Avrupalilarin Istanbul u geri alma umitleri yeniden gundeme gelince II Bayezid cok dikkatli ve barisci bir dis siyaset takip etmek mecburiyetinde kaldi Bununla birlikte kendisi gerektiginde savastan cekinmedi ve Osmanli Devleti nin sinirlarini genisletti II Bayezid in tahtta kaldigi sure hemen hemen babasi Fatih Sultan Mehmet ile esitti Fatih bazen 2 yilda bir sefere ciktigi halde oglu Bayezid yalniz 5 kere sefere cikti Padisahlarin bizzat baskumandanlik ettigi bu seferlere Osmanlilar tarafindan sefer i humayun adi verilmistir Birinci Sefer i Humayun Sultan Bayezid 1483 baharinda Edirne Filibe ve Sofya uzerinden Sirbistan a geldi Morava Nehri kiyilarinda yol alan padisah Belgrad yakinlarina kadar sokuldu Bu cevredeki tum kaleleri onartti Kasim 1483 te Istanbul a dondu Bu ilk sefer yaklasik 7 ay surdu Padisahin bu seferi Macaristan i telaslandirdi Osmanli ile bir savasi goze alamayan kral Matthias 1483 sonlarinda Osmanli Devleti ile bir baris imzaladi Sefer sonucunda Hersek Duklugu da ilhak edilerek Bosna Eyaleti ne katildi Ikinci Sefer i Humayun Bogdan seferi II Bayezid Bogdan Seferi 1484 sirasinda Kirim Hani I Mengli Giray la Bogdan Voyvodasinin yillik vergisini odememesi Bogdan in daha siki bir sekilde Osmanli Devleti ne baglanmasi ve Karadeniz kiyisindaki topraklarinin alinip bu beyligin denizle olan baglantisini kesme gibi amaclarla II Bayezid birinci sefer i humayunundan bir yil sonra tekrar sefere cikti 1 Mayis 1484 te Istanbul dan ayrildi Bogdan uzerine giden Sultan Bayezid babasinin ayni ulkeye yapmis oldugu seferden 8 yil sonra tekrar Bogdan a sefere cikmis oluyordu Eflak Voyvodasinin da 20 bin askerle Osmanlilar in tarafinda katildigi bu seferin sonunda Osmanli Devleti butun hedeflerine ulasti ve Karadeniz bir Turk golu haline geldi Ayrica Kirim a karadan baglanti saglandi Akkerman Kalesi Istanbul a yola cikisindan 2 ay sonra 6 Temmuz da Osmanli Ordusu Tuna Nehri nin kuzey sahilinde Kili onune geldi 9 gun icerisinde kale Osmanlilar in eline gecti ve Kili teslim oldu 24 Temmuz da Dinyester in Karadeniz e dokuldugu koyun guneyinde bulunan Akkerman kusatma altina alindi ve 16 gun sonra 9 Agustos ta ele gecirildi Bu kusatmaya Kirim Hani I Mengli Giray da ordusuyla katildi Boylece ilk defa bir Kirim Hani Osmanli Ordusu nda gorev almis oluyordu 1419 1454 1474 yillarinda devrin padisahlari Celebi Mehmet ve Fatih tarafindan 3 kez kusatilip da alinamayan bu kalenin fethi uzerine Uzun Hasan in oglu Akkoyunlu hukumdari Sultan Yakup Fas Sultani hatta Macaristan Krali Matthias gibi bircok hukumdarlar elcilerini gondererek II Bayezid i tebrik ettiler Necati Bey in Hos aldi Hazret i Han Bayezid i Osmani Kili ile Kara Bogdan dan Akkerman i diye baslayan bir kasidesi bulunmaktadir Boylece Bogdan in Karadeniz e kiyisi kalmadi Dogrudan Istanbul dan yonetilen Dobruca ile Kirim Hanligi na ait topraklar birlesti II Bayezid bu seferden sonra Istanbul a donmedi Kisi Edirne de gecirdi Yazin Filibe ye kadar gitti 1485 ve bu cevreyi kontrol etti Ertesi kis yine Edirne deydi 1486 yilinin basinda Macar Kralinin elcilerini burada kabul etti Istanbul a ancak 1486 yilinda dondu Ikinci Bayezid Kulliyesi nin insaati Bogdan seferine cikarken Edirne ye gelen Bayezid Tunca Nehri kenarinda adini tasiyacak kulliyenin temelini atti Seferden aldigi ganimet malini kulliyenin yapimi icin harcadi Insaat 1488 de tamamlandi Osmanli Memluk savaslari Konstantin Kapidagli tarafindan cizilmis portresi Yakin Dogu nun iki buyuk Turk devleti olan Osmanli ile Memluk arasindaki siniri Firat Nehri ve Toros Daglari belirliyordu Bir zamanlar Orta Anadolu ya kadar varan Memluk nufuzu artik Toroslar in gerisine itilmisti Guneydogu Anadolu nun bir kismi ve Cukurova yi elinde tutan Ramazanogullari Memlukluler in hakimiyetinde buna karsilik Dulkadirogullari ise Osmanlilar in hakimiyetindeydi Memlukluler ile Osmanlilar in iliskileri baslangicta dostcaydi Osmanli Devleti nin Avrupa daki zaferleri Memluk baskenti Kahire de resmi senliklerle kutlaniyordu Ama Memluklular Osmanlilar in Cukurova bolgesindeki varliklarindan hosnut degillerdi Osmanlilar in bolgeye yaptigi akinlar iki ulkenin arasini bozdu Turkler tarafindan yonetilen bu iki ulkenin aralarinin bozulmasindaki bir baska sebep ise prestij meselesiydi Devrin en buyuk devleti konumunda olan Osmanli Imparatorlugu ayni zamanda da devrin en buyuk Islam ulkesiydi Halifeligin Kutsal Emanetler in ve mukaddes sehirlerin Memluk Devleti nin elinde olmasi Osmanli nin kabul edemeyecegi bir durumdu Fatih in Hicaz Su Yollari ve Turk hacilar icin bazi duzenlemeler yapmak istemesini Memlukluler ic islerine mudahale saydi ve reddetti Memlukluler cografi kosullara cok guveniyor ve hicbir ordunun Misir a giremeyecegini dusunuyorlardi Ilk Osmanli Memluk savasi 1485 te patlak verdi ve 6 yil surdu Savasin gorunurdeki sebebi 1485 yilinda Osmanli ulkesinden giden hacilara saldirilmasi ve Istanbul a gonderilen hediyelerine gecici olarak el konulmasiydi 2 Mart 1482 de Behmeni tahtina babasinin yerine oturan Sultan Bayezid e iclerinde degerli mucevherler bulunan hediyeler gondermisti Misir gumruk idaresi sonradan gondermelerine ragmen ilk once bu hediyelere el koydu Armaganlar Istanbul a gonderilmek uzere yola ciktiginda Osmanli Devleti Memlukluler e savas acmisti bile Savasin diger sebebi ise her yil Osmanli topraklarindan Hicaz a giden hacilarin Bedevi Araplar tarafindan saldiriya ve yagmaya ugramalari idi Istanbul Kahire ye Hac yollarinin guvenligini saglamasi icin notalar gondermis fakat Memlukluler gecim kaynagi yagma olan Bedevilere bir turlu ciddi bir sekilde engel olmamislardi Bu sebeplere II Bayezid in o zamanlar Avrupa da bulunan kardesi Cem Sultan in Kahire de kalan ailesinin iadesini istemesi ve bu talebin Memlukler tarafindan reddedilmesi de eklenebilir Savas 1485 yilinin Mayis ayinda basladi Fatih in vefatindan 4 yil sonra baslayan savas hicbir zaman topyekun bir muharebe seklinde gerceklesmedi Iki imparatorluk hicbir zaman tum ordulariyla karsi karsiya gelmedi Ne Osmanlilar ne de Memlukluler birbirlerinin topraklarini ilhak etme niyetinde degildiler Harp iki ulke topraklari arasinda tampon bolge mahiyetindeki Cukurova ve Dulkadirogullari nin topraklari uzerinde gerceklesen vurusmalar seviyesinde kaldi Savas Karagoz Mehmet Pasa komutasindaki Osmanli Ordusu nun taarruzu ile fiilen basladi Karagoz Mehmet Pasa Gulek Bogazi ni gecerek Cukurova ya girdi Boylece Osmanlilar ilk defa Adana yi isgal etmis oldular Karagoz Mehmet Pasa guneye yonelerek Tarsus u da aldi Akdeniz sahiline kadar inince Cukurova nin da Osmanli hakimiyetine gectigi sanildi Zaten burasi Memlukluler in kendilerine ait topraklar degildi Onlarin idaresindeki Ramazanogullari Beyligi ne bagliydi Sonra Karagoz Mehmet Pasa Istanbul a dondu ve sancak beyi oldu Bu arada Memluk ordusu Cukurova ya dogru yola cikmisti Memlukluler once Osmanlilara tabi Dulkadir Beyligi nin topraklarina girdi II Bayezid in kayinpederi olan Dulkadir Beyi Alauddevle Bozkurt Bey damadindan acil yardim istedi Kayseri Sancak beyi Yakup Bey ordusu ile yardima geldi ve Memluk ordusunu yendi O donemlerde Memluk idaresinde bulunan Malatya onlerine kadar gelen Yakup Bey i Memluk Baskumandani Ozbek Bey pusuya dusurdu ve Osmanli birligini imha etti Karsi koyacak bir ordu olmamasi nedeniyle Ozbek Bey rahatlikla Cukurova ya girdi Adana ve Tarsus sancak beylerinin oldurulunceye kadar mukavemet gostermelerine ragmen Memlukluler Osmanlilar i Toroslar in gerisine atmayi basardi II Bayezid minyaturu 1486 yili Ocak ayinda Anadolu Beylerbeyi Hersekzade Ahmet Pasa Cukurova yi tekrar almak icin Gulek Bogazi ni gecerek Memlukluler in onune cikti Fakat yenilerek esir dustu 1 yillik esaret hayatindan sonra serbest birakilan pasa Istanbul a dondu Memluk sultani Kayitbay savasin sona ermesi icin baris teklifi yapsa da kaybetmeye alisik olmayan Osmanli devlet adamlari barisa razi olmadilar 1487 de bu sefer bizzat Sadrazam Koca Davut Pasa Cukurova icin Memlukluler in uzerine yurudu Kendisi Icel e gecerken Rumeli Beylerbeyi Hadim Ali Pasa yi Tarsus un uzerine gonderdi Denge savasi boyle devam ederken II Bayezid Memlukler le olan savas doneminde Venedik e Osmanli donanmasinin o zamanlar Venedik e bagli olan Kibris in Magusa limaninda demirleme istegini bildirdi Memlukler le savasi goze alamayan Venedik bu istegi nazikce geri cevirdi 1488 yazinin muthis sicaginda Osmanli Ordusu Vezir Hadim Ali Pasa kumandasinda yine Cukurova daydi Adana Tarsus Kozan basta olmak uzere Cukurova yi ele gecirdi Memluk baskumandani Ozbek Bey yine yetisti ve 16 Agustos 1488 de Agacayiri Muharebesi nde Osmanli yi yendi Yine Cukurova yi Osmanlilar dan temizlemeye calisan Ozbek Bey 7 aylik kusatma neticesinde Adana ya girdi Bu savasa katilan pasalar bozgundaki mesuliyetleri nedeni ile azledildiler Bu olaylar olurken Osmanlilar dan umidini kesen II Bayezid in kayinpederi Dulkadir Beyi Alauddevle Bozkurt Bey Memlukler e yanasti Bunun uzerine azledilen Bozkurt Bey in yerine kardesi Sah Budak Bey tayin edildi Elbistan yakinlarinda agabeyi ile yaptigi savasi kaybeden Sah Budak Bey esir dustu Kahire ye gonderilerek idam edildi 1490 da Kayseri yi kusatan ve Karaman a kadar Osmanli topraklari icinde ilerleyen Ozbek Bey in uzerine yine Hersekzade Ahmet Pasa gonderildi Kayseri yakinlarinda Osmanli Ordusu nu bir kere daha yenen Ozbek Bey Ahmet Pasa yi yine esir alarak Kahire ye gonderdi Savaslar daha cok Memlukler in lehine gecse de iki devlet de tam bir sonuc alamamisti Memluk komutani Ozbek Bey buyuk un kazanmis ve adi Kahire deki Ozbekiye semtine verilmistir Levni ye ait II Bayezid minyaturu Bu son yenilgi uzerine Sultan Bayezid bir sefer i humayun baslatmayi dusundu ve bu Sultan Kayitbay i cok endiselendirdi Zira o zamana kadar topyekun bir savasta Osmanli Devleti ni sadece Timur yenebilmisti Bunun uzerine barisa razi oldu Fakat bizzat baris istemeyi gururuna yediremeyen ve boyle bir barisin imzalanmasi halinde Osmanli nin asiri isteklerinden korkan Memluk Sultani baska bir Musluman ulke olan Tunus hukumdarini araya soktu ve iki ulke savasin basindaki hale donulmeyi kabul ettiler Iki ulke de aldiklari topraklari iade ettiler Boylece 6 yil boyunca birkac kez ele gecirdigi halde Cukurova yi elde edemeyen Osmanli Devleti 1491 yilinda Memluklulerle baris imzaladi Bir sure sonra II Bayezid kardesi Cem Sultan in kizi ile yeni Memluk sultani Sultan Nasir Muhammed i evlendirmek suretiyle barisi guclendirdi Ancak bu savas sonucu yillardir dost dindas ve soydas olarak baris icinde yasamis bu iki ulke arasinda bir catisma sureci baslamisti Ucuncu Sefer i Humayun Sultan II Bayezid 10 Mart 1492 de Belgrad in fethi amaciyla Istanbul dan sefere cikti Sultan Sofya ya kadar geldi Burada karar degistiren Bayezid bu gorevi Uzun Suleyman Pasa ya birakip kendisi Arnavutluk uzerine gitti Guneybati yonunde hareket ederek Manastir uzerinden Arnavut topraklarina geldi ve Tepedelen de durdu Temmuz sonlarinda bu guzergahta ilerlerken bir Sii fedai tarafindan yapilan suikast girisiminden kurtulan Sultan 1492 nin son gunlerinde Istanbul a dondu Takriben 9 5 ay suren bu seferde Osmanli topraklarindan cikilmadigi icin herhangi bir catisma olmadi Belgrad a ulasarak kaleyi kusatan Suleyman Pasa Osmanli tarihinde II Murat ve Fatih ten sonra kaleyi kusatan ucuncu kisi olmustur Kusatma devam ederken Macarlari yildirmak amaciyla Erdel e giren Suleyman Pasa burada yenilmistir Bu yenilgi ile basari ihtimali kalmadigini dusunerek kusatma kaldirildi ve Kanuni Sultan Suleyman a kadar bu sehir alinamadi Adbina zaferi Bosna sancakbeyi ve ayni zamanda akinci komutani olan sair Yakup Pasa Sultan Bayezid Amasya da sehzade iken babasi Fatih in temsilcisi olarak Sultan in yaninda bulunmustu Bayezid tahta gecince Yakup Pasa yi once oglu Sehzade Alemsah a atabey sonra da Bosna beyligine tayin etti Akincilarin 1492 de Avusturya nin kapisi konumunda olan Slovenya nin Celje sehrini kusatmalari Macarlar kadar Almanlar i da endiselendirmisti 1493 te Yakup Pasa 8 bin akinci ile Istirya ya girdi Fakat geri donusunde onune cikan duzenli Macar ordusu tarafindan Hirvatistan da yolu kesildi Her akinciya 5 asker dusmesine ragmen ustun bir gayretle Macarlar bozguna ugratildi Sonunda 5 bin 700 olu 25 bin esir veren Macarlardan bazi asiller de Osmanlilara esir dustu Bu zaferden sonra Yakup Pasa Rumeli Beylerbeyligi ne getirildi Ayni zamanda da sair olan Yakup Pasa uzun manzumesinin sonunda soyle demistir Benim Bosna beyi dervis Ya kuub Huda avniyle erdim bu cihanda Osmanli Lehistan savasi Lehistan in 1498 yili baslarinda Osmanli himayesinde bulunan Bogdan Prensligi ne tecavuzu uzerine Osmanli Lehistan savasi basladi Oncelikle Rumeli Beylerbeyi Yakup Pasa ve hatta Vezir Mesih Pasa bu savasa tayin edildi Lakin Lehistan Kralinin Turk Bogdan birliklerine karsi yuruttugu savasta buyuk bir yenilgiye ugrayip ancak bin atli ile hayatini kurtarabilmesi ve 20 bin araba dolusu ganimetin Osmanli nin eline gecmesi uzerine buna gerek olmadigi anlasildi ve savasin yonetimi Silistre sancak beyi akinci kumandani Malkocoglu Bali Bey e verildi Bali Bey Lehistan uzerine iki sefer yapti ve 40 bin akincinin katildigi bu sefer Osmanli tarihinin en buyuk akinci seferlerinden biridir Ordunun sag kanadini Bali Bey in buyuk oglu Ali Bey sol kanadi ise Mustafa Bey yonetiyordu Turk atlilari once Prut Nehri ni ardindan Dinyester nehrini gecti Mustafa Bey once Galicya ya girdi Kuzeybati istikametinde ilerledi Lviv sehrinin 100 km kuzeybatisindaki Jaroslaw sehrini aldi Burasi Varsova ya 260 Baltik Denizi ne ise 500 km uzakliktadir Bali Bey ise kuvvetleri ile Lviv sehrini aldi Butun Galicya yi gecerek Varsova sehrine girdi Boylece ilk defa Turk akincilari bu kadar kuzeye ulasmis oluyorlardi Bu birinci seferden sonra 10 bin seckin esir ile Akkerman a dondu Yaklasik 3 ay sonra Osmanli ordusu tekrar Lehistan daydi Bu sefer Podolya ve Galicya uzerine gidildi fakat siddetli soguk yuzunden sefer uzun surmedi Bu buyuk basari ile Bali Bey sancak beyliginden beylerbeyligine yukseltildi Yeni bir savasa dogru Avrupa da yeni bir savasin emareleri gorulmeye baslamisti Cem Sultan in vefati ile Osmanli Devleti daha etkin bir politika izlemeye baslamis akincilarin yaptiklari buyuk captaki akinlarla bunu ispat etmisti Boyle bir savasta Osmanli nin birinci rakibi Almanya ve Macaristan tarafindan desteklenen Venedik olacakti 1500 de Osmanli yeryuzundeki son Sirp topraklarini da ele gecirerek mahalli Sirp derebeyligine son verdi Osmanli donanmasi 1496 da Kemal Reis komutasinda Rodos donanmasini yok etti Bu suretle Venedik le yapilacak savasta gelecek Rodos yardiminin da onune gecilmis oldu 1499 Eylul unde Iskender Pasa Udine sehrini isgal etmisti Osmanlilarin kendilerinden bu kadar uzak yerlerde hakimiyet kurmasi Avrupa yi telaslandiriyordu Hatta Osmanlilar bolgedeki Italyanca cografya isimlerine Turkce adlar takmaya baslamis Tagliemento ya Aksu Isonza ya Doline adini vermislerdi Almanya da da Gemeiner Pfennig adi verilen ve Turklere karsi harp etmek icin kullanilacak ozel bir vergi cesidi bile baslamisti Ayrica Papa nin Almanya dan topladigi dini vergileri de Osmanli ya karsi kullanilmasi icin Almanya ya iadesini talep etmislerdi Dorduncu Sefer i Humayun Sultan II Bayezid Veli Han Fatih devrinde alinmaya calisilmasina ragmen ele gecirilemeyen Guney Mora daki onemli Venedik deniz uslerinin fethi ve Osmanli tarihinin ilk acik deniz meydan savasindaki zafer Osmanlilar icin 16 yuzyilin basindaki guzel haberlerdi Venedik e agir bir darbe vurmak isteginde olan II Bayezid denge politikasi guduyordu Macaristan la iyi gecinmeye calisirken ayni zamanda o zamanlar ayri sehir devletleri halinde olan Italya nin zaten Venedik le arasi iyi olmayan diger sehir devletlerinin de Venedik in yaninda yer almamasi icin caba sarfediyordu Bu siralarda Venedik in Mora da yer alan deniz usleri Inebahti nin uzerinde Guney Mora nin uc yarimadasinin en batisinda yer alan Modon Koron ve Navarin limanlari idi Sultan II Bayezid Venedik seferine cikmak uzere 31 Mayis 1499 gunu Istanbul dan ayrildi Donanmayi o siralarda Venedik hakimiyetinde olan Kibris Adasi nin uzerine gondermek suretiyle Kibris in tehdit altinda oldugu izlenimini verdirerek Venedikliler in kuvvetlerini dagitmayi basarmisti Amiral Melchior Trevisano Mora daki Venedik uslerinin baskumandani tayin edildi ve hummali bir savunma hazirligina baslandi Sultan Vardar Yenicesi ne geldi Burada Rumeli Beylerbeyi Koca Mustafa Pasa Venediklerin elindeki Inebahti uzerine gonderildi 1493 ten beri Kaptan i Deryalik gorevinde bulunan Kucuk Davut Pasa Mora sularindaydi 200 parcalik buyuk Venedik Donanmasi Osmanli donanmasi ni Mora sularindan uzaklastirmak maksadiyla Modon aciklarina gelmisti Donanmanin basinda Amiral Antonio Grimaldi vardi Mora nin guneybati ucundaki nun aciklarinda iki dev Donanma karsi karsiya geldi Osmanli donanmasi ni Kemal Reis idare ediyordu Sag cenahin kumandani Burak Reis amiral gemisini dusman gemilerinin arasina surdu Onlarca Venedik gemisi bu gemiyi indirmek icin calisiyorlardi Dusman gemilerinin en yogun oldugu bolgeye girip gemideki barut deposunu atese veren Barak Reis buyuk bir patlamaya ve onlarca Venedik gemisinin infilakina neden oldu Lakin kendisi ile birlikte 500 levent de olenler arasindaydi Bu hadisenin ardindan taarruza gecen Osmanli Donanmasi Venedikliler i perisan etti Sapienza Deniz Savasi ismi ile tarihe gecen bu savas Osmanlilar in tarihte kazandiklari ilk acik deniz savasidir Buyuk kahramanliklarindan dolayi Sapienza Adasina Barak Reis adasi adi verildi Venedik Elcisi Alvise Manenti devletine gonderdigi raporda Osmanli sadrazaminin elciye Sen Sinyoria hukumetine soyle artik deniz ile evlenmesini biraksinlar artik sira bize gelmistir dedigini bildirmistir Bu zaferin ardindan Venedik uslerini koruyacak bir kuvvet mevcut degildi Sultan II Bayezid Kirim Hani I Mengli Giray Hani huzurunda kabul ederkenBesinci Sefer i Humayun 30 Agustos 1499 da Sapienza Deniz Savasi ndan 33 gun sonra Inebahti kalesi de Osmanli nin olmustu Bolgedeki buyuk Venedik Amirali nin donanmasi ile geri cekilmesi kaledekilerin maneviyatini bozmus kale komutani kaleyi teslim etmisti Osmanli Ordusu icin sira Mora daki 3 buyuk Venedik ussu olan Koron Modon ve Navarin e gelmisti Ancak bu siralarda 1479 dan bu yana Osmanli hakimiyetinde olan Kefalonya adasina Venedik asker cikarip isgal etmisti Ardindan onceleri kendi hakimiyetlerinde olan Preveze deki Osmanli tersanelerini basip kizaktaki gemileri yakmislar fakat geri puskurtulmuslerdi 1499 yilinin sonlarinda Edirne ye donen II Bayezid birkac aylik bir dinlenmeden sonra 7 Nisan 1500 de Edirne den ayrildi Bu hareketinden dolayi bu sefer 5 Sefer i Humayun olarak degerlendirilmistir 7 Temmuz da donanmanin geldigi Modon a ardindan bizzat padisah komutasindaki ordu gelerek kaleyi kusatmistir 24 Temmuz da Venedik donanmasi muhasaranin kaldirilmasi maksadiyla hucuma gecse de Kemal Reis tarafindan geri puskurtulmuslerdi Kale Venedikliler e mahsus olan bir sekilde savunulmus lakin 10 Agustos 1500 de dusmustu Modon un cetin mukavemetine ragmen dusurulmesi bu kalenin yakinlarinda bulunan Koron ve Navarin kalelerinin de sonunu gosteriyordu Fetihten 2 gun sonra yani 12 Agustos ta Navarin etrafindaki Milona ve Fener kaleleri ile teslim olmustu Venedikliler Osmanlilar in izniyle butun asker ve muhimmatlari ile Venedik e donmuslerdi 16 Agustos ta ise Koron nun yine karsi koymadan teslim olmasi ile Venedik in Yunanistan ile hicbir baglantisi kalmamisti 3 Aralik 1500 gunu Venedik donanmasi Navarin onlerine geldi Venediklilerce ele gecirilen bir Hristiyan Arnavut kale kapisini onlara acti Venedikliler boylece Navarin i ele gecirdiklerini zannederken Kemal Reis 30 savas gemisi ile limana girdi ve 8 Venedik gemisini ele gecirdi Fransizlar in Midilli kusatmasi 1480 lerde Osmanli savas gemisi Papa nin tesviki ile Fransa da Venedik in muttefiki olarak Osmanli ya karsi savas acmisti 1501 yilinin Eylul ayinda Ege Denizi ne giren Fransiz donanmasi 10 000 piyade tasiyordu Eylul ortalarinda da Midilli muhasarasi basladi Bunun uzerine Sultan Bayezid in Manisa sancak beyi olan ikinci oglu Sehzade Korkut simdiki Ayvalik a gelerek 800 kisilik yardimci kuvveti adaya gecirmisti Ekim sonlarinda Osmanli Donanmasi nin Canakkale Bogazi ndan ciktigini ogrenen Fransizlar 6 haftadan beri devam ettirdikleri kusatmayi kaldirmis ve Mora nin guneyindeki Cuha Adasi aciklarina gelmislerdi Burada muthis bir firtinaya kapilan donanmadan yalnizca yuzlerce kisi kurtulabilmisti Fransiz donanmasi geri cekilirken Ispanyollar hazirladiklari donanma ile Ege ye girmis fakat Fransizlarla birlesemediklerinden dolayi hicbir sey yapamadan geri donmuslerdir Osmanli Venedik barisi II Bayezid Venedik Osmanli Devleti ile artik bas edemiyordu Ozellikle Osmanli akincilarinin yapmis oldugu her akin Venedik icin buyuk bir tehlike idi Zira Osmanlilar in her an icin Venedik sehrini dahi istila etme ihtimali mevcuttu Mora dan tamamiyla atilan Venedik denizlerde de faaliyet gosteremiyor Kemal Reis basta olmak uzere Turk denizcileri Venedik e goz actirmiyorlardi Kefalonya gibi Aya Mavri adasini da isgal eden Venedik 1502 yilinin baslarinda adayi ele gecirdi Adayi korumakla gorevli kucuk yeniceri mufrezesi vurusmadan kaleyi teslim etmis ve akabinde silahlari ile birlikte Istanbul a gelmisti Sultan Bayezid dusmana karsi silah atmadan kaleyi teslim eden bu askerleri idam ettirdi Birkac ay sonra adaya gelen Kemal Reis 30 Agustos 1502 tarihinde Venedikliler i adadan cikardi 13 Agustos 1502 tarihinde Venedik in Arnavutluk ta bulunan son ussu Dirac in da Osmanli ya gecmesi ile Venedik in Yunanistan gibi Arnavutluk la da bir baglantisi kalmadi Mora ve Arnavutluk taki buyuk uslerini ve denizlerdeki ustunlugunu kaybeden Venedik icin baristan baska cozum yolu kalmamisti 27 Eylul 1502 de kalabalik bir ekiple Istanbul a gelen Venediklilerle 14 Aralik 1502 de 31 maddelik Osmanli Venedik Baris Antlasmasi imzalandi Yalniz Kefalonya adasi Venedik e birakilmis bunun disindaki tum fetihleri Venedik tanimisti Karamanogullari nin son taht tesebbusu Osmanlilar Venedik e karsi savasirken Karamanoglu Mustafa Bey Karamanogullari nin tarihteki son ayaklanmasini cikardi Akkoyunlular in misafiri olarak Tebriz de buyuyen Mustafa Bey 1500 yilinda II Bayezid Mora dayken Mersin e geldi Burada etrafina topladigi Turkmenlerle Karaman i kusatti Osmanlilar in fazla onem vermedikleri bu olay uzerine Konya da bulunan Bayezid in dorduncu oglu Sehzade Sehensah Karamanoglu Mustafa Bey in uzerine bizzat gitmemis Beysehir sancak beyi olan oglunu gondermisti Vurusmayi goze alamayan Karamanoglu Mustafa Bey Icel e cekildi 1500 yili sonlarinda Sehzade Sehensah bizzat Icel e gelmis fakat Karamanoglu Mustafa Bey i yakalayamamisti 1501 baharinda vezir i azam Haci Mesih Pasa da Icel e geldi Bunun uzerine Tarsus tan gemiye binip Suriye ye kacan Karamanoglu Mustafa Bey Memluklulere sigindi Osmanlilar la yeni bir anlasmazliga dusmek istemeyen Memluk Sultani da Karamanoglu Mustafa Bey i oldurttu Safeviler in Iran da basa gecmeleri 1502 de Akkoyunlular in Tebriz i kaybetmesinden sonra Iran tahtina baska bir Turk hanedani olan Safeviler gecti Olayi onemli kilan ise Safevilerin Sii mezhebine mensup olmalariydi Akkoyunlu ve Trabzon Rum Devleti ile akrabalik iliskileri kuran Safeviler boylece siyasi hayata atilmislardi Siirlerini Farsca dan cok Turkce olarak soyleyen Safeviler in lideri Sah Ismail Osmanli Devleti ne dogudan gelen tehlikelerin ucuncusu ve sonuncusudur Daha onceden Timur ve Akkoyunlular kaynak belirtilmeli Sultan Bayezid daha onceden bolgede dengeyi koruma amacli onlemler almis ve hem Akkoyunlular in hem de Memlukluler in hanedanlari ile akrabalik baglari kurmustu 1507 de Kemal Reis Misir a bir dostluk ziyaretinde bulundu ve Sultan Kansu tarafindan buyuk bir torenle karsilandi Safeviler in basa gecmesi Osmanlilar la Memlukluler i birbirine yaklastirdi kaynak belirtilmeli Sah Ismail Akkoyunlular i haritadan silmek amacindaydi Bu arada Trabzon da sancak beyi olan Sehzade Selim Erzincan i ele gecirmis Safeviler e bagli olan Gurcu prenslikleri yenip onlari vergiye baglamisti kaynak belirtilmeli Sah Ismail in tahta cikisi Avrupa da buyuk yanki uyandirdi Zira kendilerinin Osmanli ile bas edemeyeceklerini bildiklerinden baska bir Turk devletinin onu yenmesi ile Muslumanlarin tipki Endulus deki gibi Avrupa dan atilabilecegini dusunuyorlardi kaynak belirtilmeli Sah Ismail buyuk gucun Osmanli Devleti oldugunu bildiginden Memlukluler e Osmanlilar a karsi birlesmeyi onermis fakat Osmanlilar dan sonra siranin kendilerine gelecegini bilen Memlukluler tarafindan bu teklif reddedilmisti Venedikliler e de ayni teklifte bulunan Sah Ismail in elcileri Venedik ten yardim cevabi aldilar Fakat Venedik Osmanli Devleti ile dogrudan bir savasi goze alamayip yapilacak bir savasta destek vermeyi kabul etti Deniz gucu olmayan ve tamamiyla bir kara devleti olan Safeviler Venedik in deniz gucunden yararlanmak istiyorlardi kaynak belirtilmeli Bunlara karsilik II Bayezid Misir a Kemal Reis ile birlikte buyuk miktarda top stratejik harp malzemesi ve bahriye levazimi gonderdi Memlukluler Safevilerden Osmanlilardan daha cok cekiniyorlardi Zira daha once Sii Fatimi hanedani uzun sure Misir da hukum surmus ve ancak Memlukluler tarafindan yikilmisti Ayrica Misir da Osmanli ulkesinin tersine halk ve saray erkani Turkmen asilli degildi Buyuk bir Arap cogunlugu azinliktaki Turkler tarafindan yonetiliyordu kaynak belirtilmeli Sah Ismail daha onceden Fatimiler in yapamadigini yapmak tum Islam dunyasini Sii mezhebi altinda birlestirmek istiyordu ve onundeki Osmanli baraji yikilirsa onu ne Memlukluler ne de Turkistan daki Turk devletleri durdurabilirdi kaynak belirtilmeli Sah I IsmailSah Ismail in Dulkadir seferi Safevi Sah i Ismail 1507 yilinda hem Istanbul un hem de Kahire nin gosterecegi tepkiyi gormek amaciyla Dulkadirogullari Beyligi nin uzerine yurudu Asil sebebi bu olmamakla beraber gorunusteki sebep Dulkadir Beyi Alauddevle Bozkurt Bey in Sii olan Sah a kizini vermek istememesiydi Sah Ismail Osmanli topraklarindan gecerek Kayseri uzerinden Dulkadir topraklarina girdi Savasta yenilen Alauddevle Bozkurt Bey kacti ve Sah Ismail Bozkurt Bey in bir oglu ile iki torununu ele gecirerek oldurttu Bunun uzerine Maras a ve Elbistan a giren Sah Ismail Dulkadir Hanedani nin mezarlarini yaktirdi Sonradan da Osmanli Devleti ne bir mektup yazip topraklarini cignediginden dolayi da ozur diledi kaynak belirtilmeli Yillardan beri Dulkadirogullari Beyligi nin kendilerine bagli oldugunu iddia eden Memluklular ve Osmanlilar bu hareketi cevapsiz biraktilar Bu da Sah Ismail in Anadolu daki prestijini artirdi Memlukluler tamamiyla sessiz kalsa da Osmanlilarin sessiz kalmalari mumkun degildi Zira Trabzon sancak beyi Sehzade Selim anne tarafindan Dulkadir Beyi Alauddevle Bozkurt Bey ile akrabaydi Sehzade Selim ve Sehzade Korkut Alauddevle Bozkurt Bey in kizi olan ayni anneden dunyaya gelmisti Bir dayisina ve iki dayi ogluna yapilan bu harekete karsi Sehzade Selim Azerbaycan a kadar Safevi topraklarina girerek Safevi Hanedani na mensup bazi kisileri esir alip Trabzon a getirerek dayisina yapilanin intikamini aldi Babasi Bayezid bile hicbir sey yapmamisken Sehzade Selim in bu hareketi gozlerin ona cevrilmesine neden oldu kaynak belirtilmeli Bu arada II Bayezid Sah Ismail in herhangi bir seferine karsi Orta Anadolu ya asker yigdi Bu nedenle Sah Ismail Anadolu nun iclerine girmekten cekinmistir Sayisi 115 bini bulan bu orduyu gozune kestiremeyen Sah II Bayezid e Sanli buyuk babam diye hitap ettigi bir mektup yazarak 1508 yillarinin ilk aylarinda Diyarbakir a cekildi kaynak belirtilmeli Kucuk Kiyamet 1509 Istanbul depremi 10 Eylul 1509 da Memalik i Rum adi verilen Amasya Tokat Sivas Corum ve cevresinden baslayip 45 gun siddetle devam eden depremde halk 2 ay kadar cadirlarda yasadi Bu deprem ayni siddette Istanbul ve Edirne de de meydana geldi 14 Eylul 1509 da Istanbul Osmanli tarihinin kaydettigi en siddetli depreme maruz kaldi Kucuk kiyamet Kiyamet i Sugra denilen bu depremde Istanbul da 109 cami ve mescit ile bin 70 ev kullanilamaz hale geldi Halktan da 5 bin kadar insan yasamini yitirdi Binlerce insan yikintilar altinda gomulu kaldi Kopurmus ve azgin bir hal almis olan deniz dalgalari Istanbul ve Galata surlarini asarak sokaklarda tufan meydana getirdi Bu arada eski su bentleri de yikildi Sultan II Bayezid sarayinin duvarlarina guvenemediginden bahcesinde gayet hafif ve tehlikesiz bir cadir kurdurarak orada 10 gun kadar ikamet etti Buyuk Istanbul Depremi tasviri 45 gun kadar araliklarla devam eden bu deprem Istanbul sakinlerini surekli bir heyecan icinde yasatti Corum halkinin 3 te 2 si sehirlerindeki toprak kaymalari yuzunden yarilip acilan topraklar icinde oldu Yine bu esnada Gelibolu istihkamlari da yikildi Sultan II Bayezid in dogdugu sehir olan Dimetoka bir toprak yigini halini aldi Sultan Bayezid bu deprem nedeniyle devletin ikinci baskenti olan Edirne ye gittiyse de Istanbul depreminden 15 gun sonra Edirne de Istanbul dakinin benzeri olan ve ayni siddette bir deprem daha meydana geldi Mimar Hayreddin 15 gun icinde Padisah icin Edirne de ahsap bir ev yapti Padisah bu ahsap evde ikamete basladi Ayni sene Edirne de yine benzer siddette bir deprem daha oldu Tunca Nehri tasarak ve yatagini da asarak depremin yikintilarini kapladi 3 gun gecit vermeyen Tunca nin tasmasiyla da bircok insan oldu Bundan sonra II Bayezid Istanbul un yeniden imari icin neler yapilmasi gerektigi konusunda ilgililerle bizzat toplantilarda bulundu Toplantilar sonunda Istanbul da yikilan yerleri yeniden yapmak veya tamir etmek icin 20 evden bir kisi ve ev basina 22 ser akce toplandi Bu sekilde Anadolu dan 37 bin Rumeli den de 29 bin cerahor ucretli amele cikarilip 3 bin kadar mimar ve marangoz getirildi Bunlardan baska Yaya lardan 8 bin musellemlerden de 3 bin kisi kirec yakmakla gorevlendirildi 29 Mart 1510 da baslayan imar faaliyetleri 65 gunde sona erdi Bu insaat ve tamiratta Istanbul surlarindan baska Galata daki mahzenler Galata Kulesi Kiz Kulesi Rumeli ve Anadolu hisarlari ve fenerlikleri Cekmece kopruleri ile Silivri kalesi gibi onemli yerler de vardi Sultan II Bayezid in bu cabalari uzerine Istanbul kisa bir surede adeta yeniden insa edilmis oldu Bu insaat butunuyle Mimar Hayreddin in nezareti altinda yapildi Insaatin tamamlanmasindan sonra hukumdarin emri uzerine 3 gun ve gece fakirlere yemek dagitildi Sahkulu isyaniSahkulu ve takipcileri Sah Ismail in Anadolu da Sii propagandasi yapmakla gorevlendirdigi kisi Sahkulu adi verilen biriydi Sehzadeler arasindaki huzursuzlugun ortaya ciktigi donemde Sahkulu onderligindeki Kizilbaslar isyan etti Isyancilar Antalya Kizilcakaya Korkuteli Elmali Burdur ve Keciborlu yerlesimlerine baskin yaptiktan sonra Kutahya onlerine geldi Kendi uzerine gonderilen Anadolu Beylerbeyi Karagoz Ahmed Pasa yonetimindeki Osmanli kuvvetlerini maglup edilerek pasa esir alinsa da sehir ele gecirilememistir Sahkulu isyaninin buyumesi uzerine Vezir i azam Hadim Ali Pasa isyani bastirmakla gorevlendirildi Karaman Beylerbeyi Haydar Pasa yi oldurdukten sonra kuzeye ilerleyen Sahkulu Altintas mevkiinde Sehzade Ahmed ile Hadim Ali Pasa nin kuvvetlerince kusatildi Bu sirada Sehzade Ahmed ile yeniceriler arasinda yasanan anlasmazliktan faydalanan Sahkulu kusatmadan kurtulmayi basardi Isyancilari takip eden Hadim Ali Pasa Sivas civarindaki ya da mevkiinde Sahkulu kuvvetlerine yetisti ve Temmuz 1511 de yapilan carpisma sonucunda Sahkulu ve kuvvetleri yenilgiye ugratildi Bu carpismada Sahkulu oldurulurken Hadim Ali Pasa da aldigi yaralar sebebiyle bir sure sonra oldu Isyan esnasinda Sehzade Ahmed in en buyuk destekcisi Vezir i azam Hadim Ali Pasa nin olmesinin yani sira Sehzade Ahmed ile yeniceriler arasinda yasanan anlasmazlik ileriki yillarda sehzadeler arasinda yasanan taht mucadelesinde belirleyici olmus ve yeniceriler Sehzade Selim i desteklemislerdir Ogullari arasindaki taht kavgalariOgullari II Bayezid in Mahmut Ahmed Sehinsah Selim Mehmed Korkut Abdullah ve Alemsah isimli 8 oglu ve pek cok da kizi olmustu Ogullarinin en buyugu babasinin tahta gecmesinden kisa bir sure sonra oldu Padisah in 6 7 8 ogullari olan Mahmut Mehmet Alemsah ise 1507 den once olduler Hayatta sadece yas sirasi ile Sehzade Ahmed Sehzade Korkut Sehzade Selim ve Sehinsah kalmisti Hepsi de olgun yaslara gelmis ya 40 yasini gecmis veya yaklasmislardi Sehzade Korkut ile Sehzade Selim Alauddevle Bozkurt Bey in kizi olan Ayse Hatun un cocuklariydilar Sehzade Ahmed Amasya da valiyken Korkut Manisa da Sehzade Selim ise Trabzon da vali olarak gorevliydi En kucuk sehzade Sehensah in annesi Karamanoglu sulalesindendi ve bu nedenle Konya valiligini yurutuyordu Sehzade Korkut II Bayezid in hayatta kalan ogullarindan Sehzade Korkut disindakilerin hepsinin sehzadeleri vardi yani hepsi kendisinden sonra tahta gecebilecek erkek cocuklara sahiptiler Yalniz Sehzade Korkut un pek cok kizi olmasina ragmen erkek cocugu yoktu 1509 yilinda 40 yasindaki Sehzade Korkut Manisa sancak beyiyken Antalya sancak beyligine gonderilmisti Vezir i azam Hadim Ali Pasa nin kardesi Sehzade Ahmed i tuttugunu bilen Sehzade Korkut bu tayinle tahttan uzaklastirildiginin farkindaydi Babasinin ani olumu halinde kardesi Ahmed Amasya da oldugundan Istanbul a Antalya dan daha cabuk varabilirdi Bu nedenle kendisinin tekrar Manisa ya tayinini istedi fakat kabul edilmedi Bunun uzerine babasinin gozunu korkutmak isteyen Sehzade Korkut tipki amcasi Cem Sultan gibi hacca gidecegini soyleyip 137 kisilik maiyeti ve 8 gemi ile 1509 yilinda Antalya dan yola cikti Aslinda Sehzade Korkut un denizciler uzerinde buyuk bir tesiri vardi Zaten denizcileri himaye etmesi ile un kazanmisti Pek cok Osmanli esirini fidyelerini cebinden verip kurtarmisti Bunun yaninda denizcilik yapanlari reisleri korur himaye ederdi Sehzade Korkut 29 Mayis ta Sultan Kansu tarafindan Kahire de muhtesem bir sekilde karsilandi Bu arada devlet adamlari bu olayin aynen Cem Sultan in hikayesine benzediginden kuskulanmislardi Fakat Sehzadenin tek hedefi babasinin ve Hadim Ali Pasa nin gozunu korkutmakti Tum cabalarina ragmen atamasi yapilmadi ve Antalya da kaldi Sehzade Selim Oglu I Selim Ayni donemde Sehzade Selim yaptiklari ile takdir topluyordu Safeviler e karsi yapmis oldugu akin ve Gurcu krallari vergiye baglamasi gozleri ona cevirmisti Sehzade Korkut ise daha yumusak huylu ve mutedildi Yalniz erkek cocugunun olamayisi nedeniyle fazla taraftar toplayamamisti Esasen tahta Sehzade Ahmed gececekti Zira mesru veliaht buyuk sehzadeydi Sehzade Selim Istanbul a cok uzak olan Trabzon sancak beyiydi Agabeylerinden Ahmed Amasya da Korkut Manisa da kucuk kardesi Sehzade Sehinsah ise Konya daydi Bu durumda tahta en uzak sehirde olan kendisiydi Bir defa tahta oturan sehzadeyi oradan atmak neredeyse imkansizdi Sultan II Bayezid ile Sehzade Selim savasirken minyaturu Bu donemde oglu Sehzade Suleyman 14 yasina gelmisti Bulug cagina gelen sehzadelere sancak verilmesi kanundu Babasi da oglu Suleyman icin Bolu sancagini istedi Sehzade Suleyman Trabzon a bagli Sebinkarahisar sancak beyiydi Bolu ise ayri mustakil bir sancakti Selim in istegi oldu ve Sehzade Suleyman Bolu ya nakledildi Tabii bu olaya Amasya Sancak beyi Sehzade Ahmed karsi cikti Cunku Bolu Amasya ile Istanbul arasinda bir noktaydi Bu da kendisi icin tehlikeli olabilirdi Sehzade Ahmed in cabalari ile Sehzade Suleyman Bolu dan ayrilacakken Sehzade Selim bu sefer oglu icin Kefe sancagini istedi Kefe Kirim da bir liman sehriydi Kirim Hanligi na bagli olmayan sehir dogrudan dogruya Istanbul a bagliydi Sehzade Selim in dusuncesi kayinpederi olan Kirim Hani I Mengli Giray a yakin bulunabilmekti Zira I Mengli Giray da damadini destekliyordu Bunun uzerine Sehzade Suleyman 1504 yilinda olen amcasi Sehzade Mehmet yerine Kefe sancak beyi oldu 1511 yilinda Sehzade Selim buyuk bir maiyet ile Trabzon dan gemi ile Kirim a gitti Guya oglu Suleyman i ve kayinpederini ziyaret edecekti Asil amaci kayinpederi ile siki bir isbirligi yapmak ve oglu Suleyman a talimat vermekti Veliaht Sehzade Ahmed Kirim Hani na bir mektup gonderdi ve kardesi Selim e yardimdan vazgecmedigi takdirde padisah oldugu zaman Kirim tahtindan umit kesmesini acikca soyluyordu I Mengli Giray buna kulak asmadiysa da kayinpederini zor durumda birakmak istemeyen Sehzade Selim Kirim dan ayrildi Kardesi Ahmed babasina baski yaparak kayinpederini azlettirebilirdi Selim Kirim dan Trabzon a donmek yerine Rumeli ye gecti ve artik Trabzon a donmeyecegini ve kendisine Rumeli de bir sancak verilmesini istedi Sehzadelere Rumeli den sancak verilmesi yasalara aykiri olmasina ragmen ordu tarafindan sevilen Sehzade Selim e Semendire ve Vidin sancaklari verildi Bu arada Sehzade Korkut babasinin uzerindeki baskisini arttirarak tekrar Manisa sancagina atandi 2 Temmuz 1511 de Konya sancak beyi Sehzade Sehinsah in 40 yasinda eceli ile vefati uzerine taht adaylarinin sayisi uce indi 1511 Temmuz unda Sehzade Selim Vidin den Edirne ye geldi Bu sehri isgal ettikten sonra Corlu ya geldi Ancak 3 Agustos gunu babasi II Bayezid tarafindan karsilandi Birkac dakikalik vurusmadan sonra Sehzade maglup oldu Kacmak zorunda kalan Sehzade ihtiyati elden birakmamisti Bulgaristan sahillerinde gemiler sehzadeyi bekliyordu Bu olaydan sonra tekrar sancagina donemezdi Oglunun yanina Kefe ye gelen sehzade orduyu elde etmeden taht yolunun zor oldugunu boylece anladi Sehzade Ahmed 21 Agustos 1511 gunu II Bayezid buyuk oglu Ahmed i tahta gecirmek uzere Istanbul a cagirdi Veliaht Sehzade Ahmed in Maltepe ye kadar gelmesi uzerine Sehzade Selim i destekleyen birlikler ayaklandi Bunun uzerine Sehzade Ahmed Istanbul a giremedi ve Maltepe den geri donmek zorunda kaldi Amasya ya donecegi yerde Konya ya gecen Sehzade Ahmed burada padisahligini ilan ederek babasinin orduya soz geciremedigini iddia etti Sehzade Ahmed in acikca muddei sifatini takinmasi uzerine ulema yuzunu Ahmed den cevirdi Bu arada Sehzade Korkut un ansizin Istanbul a gelmesi isleri iyice karistirdi Agabeyinin bu tavri uzerine umuda kapilan Korkut babasi ve pasalarla gorusmus ve buyuk saygi gormustu fakat babasinin hayatta olmasi nedeniyle pasalar Korkut u desteklemediler 1512 yilinin ilk gunlerinde Kizilbaslar Amasya Tokat bolgesinde tekrar ayaklandilar Sehzade Ahmed in orayi birakmasi bolgede buyuk bir bosluk olusturmustu Bu olay uzerine 6 Mart gunu Istanbul da Kapikulu Ocaklari isyan cikardi Bu olaylar uzerine Sehzade Ahmed i desteklemekten vazgecen Sultan kucuk oglu Selim lehine bir name yazarak onu Istanbul a davet etti Tahttan feragati ve olumuII Bayezid in Ankara TSE binasinin bahcesinde bulunan heykeliII Bayezid in cenaze merasimi 1512 Sehzade Selim 19 Nisan da Istanbul a ulasti Babasini tahttan uzaklastirip surgune yolladi 24 Nisan 1512 de II Bayezid oglu Selim namina tahtan feragat ettigini acikladi Boylece babasinin vefatindan sonra yenicerilerin destegi ile tahta cikan II Bayezid uzun bir saltanatin sonunda oglunun baskisiyla tahttan cekilmis oldu II Bayezid tahtini ogluna birakirken su sozleri soyler Adaletten ayrilma acizlere ve bicarelere karsi merhametli ol Kimsesizlere sefkat goster herkesin sana ram olmasini istiyorsan ulemaya cok saygi goster zaruret olmadikca kimseye sert davranma Yeni sultan Selim e Dimetoka da cekilmek istedigini soyleyen sabik sultan oglunun culusundan 11 gun sonra kalabalik bir maiyet ile Istanbul dan Dimetoka ya dogru yola cikti Yola ciktiginda da cok bitkin olan sultan ata binemedi ve ancak tahtirevan ile seyahate devam edebildi Dimetoka ya ulasmaya omru vefa etmeyen II Bayezid yola cikisindan 32 gun sonra 26 Mayis 1512 de Edirne nin guneydogusundaki Havsa ilcesinin Abalar koyunde supheli bir sekilde oldu Iddialara gore oglu I Selim tarafindan zehirlenerek olduruldu II Bayezid in cenazesi Istanbul a getirildi Fatih Camii nde kilinan cenaze namazindan sonra kendi yaptirdigi Bayezid Camii ndeki turbesine defnedildi 64 yasinda vefat eden II Bayezid in padisahlik suresi 31 yildan 9 gun eksikti Olumu tum Islam aleminde uzuntu ile karsilandi Kahire de olumu duyulunca basta Sultan Kansu olmak uzere cok sayida kisinin katildigi giyabi cenaze namazi kilindi Ayrica Islam dunyasinin baska yerlerinde de giyabi cenaze namazlari kilindi II Bayezid veliaht sorununu tartisiyorHakkindaki anlatilarKristof Kolomb seyahat planini 1484 te Portekiz kralina sundu ama gerekli destegi bulamayinca ayni yil II Bayezid e bir papaz esliginde basvurdu Bu istegi Osmanli kayitlarina II Bayezid den sultanin adina yeni ulkeler kesfedebilmek icin emrine gemiler vermesi istedi seklinde gecti Sultan Kolomb u ciddiye almadi ve talebini reddetti Ilerleyen yillarda Kolomb ile 3 kez Amerika ya gitmis bir Ispanyol bir savas sonrasinda Piri Reis in amcasi Kemal Reis e esir dustu ve Kolomb un kesfettigi Amerika kiyilarinin haritasini amcasina verdi Piri Reis bu haritadaki bilgilerden yola cikarak 1513 te kendi Dunya haritasini cizdi Da Vinci nin II Bayezid e sundugu kopru projesi cizimi 1502 yilinda Leonardo da Vinci II Bayezid a Halic uzerine yapilmasi icin 240 metre uzunlugunda bir kopru projesi sundu ancak kabul edilmedi ve projedeki koprunun bir benzeri 2001 de Norvec te yapildi kaynak belirtilmeli Andrea Gritti 1503 te Venedik Cumhuriyeti ne gonderdigi mektupta Bayezid i Uzun boylu karayagiz zihnen daima mesgul izlemini verdigini ve tasali gorundugunu felsefeyle ilgilenmekle beraber kozmografya konularini cok iyi bildigini az yemek yedigini icki icmedigini camilere gittigini ve bol sadaka dagittigini ata binmekten hoslandigini nikris gut yuzunden sik sik avlanmadigi biciminde andi Evliya Celebi 1481 in bir kis gununde sunu yasadigini yazdi Galata sirtlarinda avlanirken son derece bakimli ve gullerle suslu bir bahce ve icinde kohnemis kucuk bir kulube gordu Kulubede mola veren Sultan buranin sahibi Gul Baba ile tanisti ve onu bahceye gosterdigi ozenden dolayi odullendirmek istedigini soyledi Gul Baba Bayezid e bir sari ve bir kirmizi iki adet gul vererek bu bahceye bir okul ve hastane yaptirmasini istedi Galata Sarayi Ocagi gunumuzde Galatasaray Lisesi boylece kuruldu ve Yavuz Sultan Selim in oglu Kanuni Sultan Suleyman da dahil olmak uzere tum sehzadeler sehzadelerin cocuklari ve ust duzey devlet gorevlileri ilk ve orta egitimlerini burada aldilar Istanbul da kendi adina yaptirdigi Bayezid Camii nin insasi bitince ikindi ve yatsi namazlarinin sunneti eksiksiz kildiysa cuma namazini kildirmasini istedigi ancak kendisi disinda kimse cikmayinca imamlik yaptigi rivayet edilir kaynak belirtilmeli Egitim ve kulturYazma eserlere vurdugu muhru Ceviri yazisi Bayezid bin Mehmed Han muzaffer da imaSultan II Bayezid tarafindan yaptirilan Bayezid Camii Gordugu ve okudugu eserlerin ilk sayfasiyla son sayfasina kendi muhrunu vurmus ic sayfasina kitabin adiyla yazarini yazmistir Gunumuzde kitapliginin bir kismi Edirne Selimiye Kutuphanesi nde diger kisimlari da Istanbul daki cesitli kutuphanelerde bulunmaktadir Muzikle ilgilenmistir ve gunumuze ulasmis muzik eserleri sunlardir kaynak belirtilmeli Fahte usulunde Neva Pesrevi Neva Saz Semaisi Cifte Duyek usulunde Rahatu l Ervah Pesrevi ve Rahatu l Ervah Saz Semaisi Agir duyek usulunde Asiran Buselik Pesrevi Duyek usulunde Evc Pesrevi Evc Saz Semaisi ve Sakiyl usulunde Nisabur Pesrevi II Bayezid in Bursa da yaptirdigi Koza Han in avlusundaki mescid Adli mahlasi kullanarak Turkce ve Farsca siirler yazdi II Bayezid in yazdigi siirlerden meydana gelen kucuk hacimli bir divan Rumi 1308 tarihinde Istanbul da basildi Ayrica hattatlik da yapmistir kaynak belirtilmeli Yaptirdigi mimari eserler Bayezid Camii Bayezid Medresesi II Bayezid suyolu Hatuniye Camii Tokat Hatuniye Camii Amasya Atik Ali Pasa Camii Ikinci Beyazit Kulliyesi Ikinci Beyazit Kulliyesi Ratip Kazancigil 1997 Ikinci Beyazit Koprusu Ikinci Beyazit Koprusu Ikinci Beyazit Koprusu Koza Hani Pirinc HanAilesiBostanzade Yahya Efendi Tarih i Saf Tuhfetu l Ahbab isimli eserinde Kirk kadar cariyesinin oldugunu rivayet ediyor Ikinci Bayezid in Bayezid Camii ndeki turbeEsleri Nigar Hatun Sehzade Korkut ile Fatma Sultan in annesi ve Abdullah Vehbi nin kizi Sirin Hatun Abdullah kizi ve Sehzade Abdullah ile Ayn i Sah Sultan in annesi Bulbul Hatun Abdullah kizi ve Sehzade Ahmed ile Hundi Sultan in annesi I Ayse Hatun Dulkadiroglu Aauddevle Bozkurd Bey in kizi ve Yavuz Sultan Selim in oz ya da manevi annesi Gulruh Hatun Abdulhay in kizi ve Sehzade Alemsah ile Kamer Sultan in annesi Husnusah Hatun Karamanoglu Nasuh Bey in kizi Gulfem Hanim Gulbahar Hatun Abdussamed in kizi ve Yavuz Sultan Selim in annesi Ferahsad Hatun Kefe sancak Beyi Sehzade Mehmed in annesi Kaptan i Derya Damat Guvegi Sinan Pasa nin kizi Muhterem HaniErkek cocuklari Sehzade Ahmed Sehzade Korkut I Selim Sehzade Mahmud Sehzade Mehmed Kirim in Kefe sehrinde sancak beyligi yapan Sehzade Mehmed 1504 te olmustur Sehzade Alemsah Sehzade Abdullah Sehzade Sehinsah 1471 1511 Annesinin Karamanoglu olmasi nedeniyle babasi tarafindan Konya sancak beyi yapilmistir Kiz cocuklari Gevherimuluk Hatun Selcuk Hatun Hatice Hatun Ayse Hatun Hundi Hatun Aynisah Hatun Fatma Hatun Humasah Hatun Kamersah Hatun Sah Hatun Ilaldi HatunPopuler kulturdeki etkileriSehzade Bayezid 2012 yapimi Fetih 1453 sinema filminde tarafindan canlandirilmistir Sehzade Bayezid 2013 yapimi Fatih dizisinde Salih Bademci tarafindan canlandirilmistir Sehzade Bayezid 2013 yapimi Da Vinci s Demons dizisinde Akin Gazi tarafindan canlandirilmistir Kaynakca Kayser in mulkunun varisi olarak tebcil ettikleri Bayezid Han kendisini Grekce namelerinde basileus basileon keza megistos basileus basileon ve autokrator olarak adlandirmaktaydi Gabor Agoston 2023 The Last Muslim Conquest The Ottoman Empire and Its Wars in Europe p 335 a b TDV Islam Ansiklopedisi cilt 14 sayfa 230 Necdet Sakaoglu Bu Mulkun Kadin Sultanlari 4 baski Sayfa 109 Osmanli padisahlarinin mahlaslari Fikriyat Gazetesi 18 Ocak 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Ocak 2022 Sicill i Osmani Aktan vd 1995 8 857 1453 a b c d e Sakaoglu Necdet Beyazid II 1999 Yasamlari ve Yapitlariyla Osmanlilar Ansiklopedisi C 1 s 299 302 Istanbul Yapi Kredi Kultur Sanat Yayincilik ISBN 975 08 0073 7 osmanli700 gen tr 6 Ekim 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Mart 2007 Turk Dil Kurumu 10 Subat 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Ocak 2010 Turk Dil Kurumu 10 Subat 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Ocak 2010 SULTAN II BAYEZID 26 Ocak 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Mart 2007 1 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 28 Kasim 2006 12 Agustos 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Temmuz 2007 BAYEZID II Islam Ansiklopedisi Cilt 5 Sayfa 234 7 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Subat 2017 28 Eylul 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Temmuz 2007 Inalcik Devlet i Aliyye Klasik Donem 1302 1606 Siyasal Kuramsal ve Ekonomik Gelisim 1 Cilt 71 bas Is Bankasi Kultur Yayinlari s 134 ISBN 9789944886451 Shaw Stanford J History of the Ottoman Empire and modern Turkey Cambridge University Press 1 cilt s 71 72 2 Temmuz 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Temmuz 2007 Sultan II Bayezid Bogdan Seferi Turkcebilgi net 7 Mayis 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Kasim 2011 biyografi net 8 Nisan 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Nisan 2007 27 Eylul 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Temmuz 2007 Norwich John Julius 18 Haziran 1977 29 Double Disaster A History of Venice Ingilizce Londra Penguin s 383 0 679 72197 5 5 Ocak 2010 tarihinde kaynagindan Osmanli700 gen tr II Bayezid 27 Ocak 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Kasim 2006 4 Agustos 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Temmuz 2007 27 Mayis 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Temmuz 2007 SULTAN II BAYEZID ansar de 8 Subat 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Nisan 2007 Osmanli Tarihi II Cilt 10 baski sf 230 231 254 255 Turk Tarih Kurumu Yayinlari 2011 Ord Prof Ismail Hakki Uzuncarsili 25 Ekim 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Eylul 2015 Gulbay Metin 23 Ocak 2021 Yeni1Mecra 23 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Aralik 2021 Gazete Vatan 12 Aralik 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Aralik 2021 AFYONCU Erhan 27 Eylul 2006 Sabah Gazetesi 15 Ocak 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Ocak 2010 Galatasaraylilar Dernegi 19 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Ocak 2010 a b Bayezid II 1890 Divan i Sultan Bayezid i Sani Istanbul Matbaa yi Osmaniye Tipkibasim referans icin bakiniz 1 Erisme tarihi 10 08 2009 Kut Gunay Bayraktar Nimet 1984 Yazma Eserlerde Vakif Muhurleri Kultur ve Turizm Bakanligi Yayinlari ss 17 19 Kazim Cecen 1997 II Bayezid suyolu haritalari Istanbul Buyuksehir Belediyesi Istanbul Su ve Kanalizasyon Idaresi 29 Eylul 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Temmuz 2007 2 Subat 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Mart 2007 Edirne Sultan II Bayezid Kuulliyesi Trakya Un niversitesi Rektorlugu Yayinlari Necdet Sakaoglu 2008 Bu mulkun kadin sultanlari Valide sultanlar hatunlar hasekiler kadinefendiler sultanefendiler Oglak Yayincilik s 135 ISBN 978 9 753 29623 6 20 Aralik 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Subat 2017 Yavuz Sultan Selim in oz annesi Ayse Hatun 21 Ekim 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Ekim 2014 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi bahadiroglu isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme 15 Haziran 2006 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 14 Ekim 2014 Dis baglantilarWikimedia Commons ta II Bayezid ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir II BayezidOsmanli HanedaniDogumu 3 Aralik 1447 Olumu 26 Mayis 1512Resmi unvanlarOnce gelen II Mehmed Osmanli Sultani 3 Mayis 1481 25 Nisan 1512 Sonra gelen I SelimHak iddia edilen unvanlarOnce gelen II Mehmed Bizans Imparatoru Saltanat ile birlestirildiOnce gelen II Mehmed Islam Halifesi Sonra gelen I Selim