Safran (Crocus sativus), süsengiller (Iridaceae) familyasından, sonbaharda çiçek açan, 20–30 cm boyunda, çiğdem (Crocus) cinsinden soğanlı bir kültür bitkisi ve bu bitkiden elde edilen baharat. Bitkinin yaprakları şeritimsi, mor çiçekleri üç tepeciklidir. Çiçeği ve tepecikleri bitkiye bağlayan yaprak sapı da dâhil olmak üzere erkek organları kurutularak özellikle gıda boyası ve tat verici olarak kullanılan safran bitkisi daha çok İspanya, Fransa, İtalya ve İran'da yetiştirilir. Türkiye’de ise safran Safranbolu’da üretilmektedir. Ağırlığına göre dünyanın en pahalı baharatı, (bir gramı 5 ile 6 € arası), olan safranın anavatanı Güneybatı Asya’dır. Yetiştiriciliğine ilk olarak Yunanistan civarında başlanmıştır. Yarım kilogram safran 80.000 çiçekten çıkarılabilir. Kendi ağırlığının 100.000 katı suyu sarı renge boyar.
Safran | |||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Kırmızı tepecikli (stigmalı) safran çiçeği | |||||||||||||||
Biyolojik sınıflandırma | |||||||||||||||
| |||||||||||||||
İkili adlandırma | |||||||||||||||
Crocus sativus | |||||||||||||||
Sinonimler | |||||||||||||||
|
Safran baharatının keskin bir tadı ve iyodoform ya da saman benzeri bir kokusu vardır. Bunların sebebi, bileşiminde bulunan pikrokrosin ve safranal kimyasallarıdır. Aynı zamanda içine konduğu yemeklere altın gibi sarı bir renk katan, krosin adı verilen karotenoit bir boya maddesi de içerir. Bu özellikler safranı dünya çapında çok aranan bir baharat yapar. Ayrıca tıpta da kullanılır.
Safran kelimesi Arapça sarı renk anlamına gelen asfar (أَصْفَر) kelimesinden türetilen ve Arapçada safran baharatı anlamına gelen za’feran (زَعْفَرَان) kelimesinden kaynaklanarakLatinceye safranum, İtalyancaya zafferano ve İspanyolcaya azafrán olarak geçmiştir. Daha sonra Fransızcaya safran ve oradan da İngilizceye saffron olarak aktarılmıştır.
Biyoloji
Saffron crocus morfolojisi | |
→ Tepecik (Stigma) (’in, çiçeğin dişi organının ucu) | |
→ Stamen (çiçeğin erkek organları) | |
→ Corolla (Taç yaprakların oluşturduğu sarmal) | |
→ Soğan (üreme organı) |
Kültür bitkisi olan safran C. sativus, sonbaharda çiçek açan ve doğal yaşamda kendi başına bulunmayan çok yıllık bir bitkidir. Sonbaharda çiçek açan Doğu Akdeniz’in Crocus cartwrightianus bitkisinin kısır bir triploid mutantıdır. Botanik araştırmalarına göre C. cartwrightianus bir zamanlar düşünüldüğü gibi Orta Asya’da değil Girit’te ortaya çıkmıştır. Safran bitkisinin ortaya çıkışı ise C. cartwrightianus yetiştiricilerinin daha uzun tepeciklere sahip bitkiler üretebilmek için yaptıkları aşırı yapay seleksiyonun sonucudur. Kısır olmaları nedeniyle safran bitkisinin mor çiçekleri üretken tohum üretemez ve çiçeğin üremesi insana bağlı kalır. Toprak altında kalan ve üreme organı görevini yapan soğanlar toprak kazılarak çıkarılmalı, bölünerek ayrılmalı ve tekrar dikilmelidir. Bir soğan yalnızca bir mevsim yaşar, bölünerek yaklaşık on tane soğancık üretir ve bu soğancıklardan yeni bitkiler ürer. Soğanlar yaklaşık 4,5 cm çapında küçük kahverengi yuvarlardır ve sık bir hasır şeklinde paralel lifçiklerden oluşmuştur.
Bir yaz uykusu geçirdikten sonra topraktan, 40 cm’ye kadar büyüyen, beş ila on bir adet dar ve dik yeşil yaprak çıkar. Sonbaharda mor tomurcuklar kendini gösterir. Ekim ayında, diğer tüm çiçekli bitkiler tohumlarını bıraktıktan sonra açık pastel leylak renginden daha koyu bir mor renkte parlak renkli çiçekleri açar. Çiçek verdiği sırada bitki 30 cm’den daha yüksek değildir. Her çiçeğin ucunda üçlü bir erkeklik organı bulunur ve bunların ucunda 25–30 mm’lik koyu kırmızı tepecikler yer alır.
Yetiştiricilik
Safran bitkisi, Akdeniz maki ve Kuzey Amerika chaparral bitki örtüsünün yaşadığına benzer, sıcak ve kuru yaz rüzgârlarının estiği yarı kurak iklimlerde büyür. Bitki, soğuk kışları da atlatabilir ve kısa süre kar altında kalabildiği gibi -10 °C’lik donlara da karşı koyabilir. Ancak Keşmir gibi yıllık 1000–1500 mm yağış alan nemli iklimlerde yetiştirilmediği takdirde sulama gerektirir. Yıllık 500 mm yağış alan Yunanistan’da ve yıllık 400 mm yağış alan İspanya’da sulama olmadan yetiştirilemez. Yağmurların zamanlaması da önemlidir. Cömert bahar yağmurlarının ardından gelen kuru yazlar optimal koşullardır. Buna ek olarak çiçek açmasından hemen önce yağan yağmurlar safran mahsulünü artırır. Ancak tam çiçek açarken soğuk ve yağmurlu hava ile karşılaşınca hastalığın artması nedeniyle üretim miktarı düşer. Sürekli nem ve sıcak hava ile tavşan, sıçan ve kuşların toprağı kazmaları da üretimi kötü yönde etkiler. İplikkurdu ve yaprak mantarı gibi parazitlerle soğan çürümesi de önemli tehditlerdir.
Safran bitkisi çiçek mahsulü [*] | |
Ülke | Mahsul (kg/) |
İspanya | 6–29 |
İtalya | 10–16 |
Yunanistan | 4–7 |
Hindistan | 2–7 |
Fas | 2,0–2,5 |
Kaynak: Deo 2003, s. 3 | |
[*]–Mahsuller son ürün olan safran miktarını değil çiçek ağırlığını gösterir. |
Safran bitkisi güçlü ve doğrudan güneş ışığını ne kadar severse, gölgede kalmaktan da o kadar hoşlanmaz. Dolayısıyla gün ışığı alan yamaçlar (kuzey yarıkürede güneye doğru) safran bitkisi dikimi için en elverişli yerlerdir ve buralarda çiçek en yüksek oranda güneş ışığı alır. Kuzey yarıkürede soğan dikimi 7–15 cm derinlikte olmak üzere haziran ayında yapılır. Soğanların dikildiği derinlik, aralık ve iklim, ürün miktarını etkileyen kritik faktörlerdir. Daha derine dikilen ana soğanlar daha yüksek kaliteli safran üretir ama daha az çiçek tomurcuğuna ve yavru soğancığa sahip olurlar. Bu bilgilerin ışığı altında İtalyan yetiştiriciler soğanları 2–3 cm aralıklarla 15 cm derinliğe diktiklerinde mahsul kalitesini artırırlar. 8–10 cm derinliğe diktiklerinde ise hem çiçek hem de soğancık üretimini optimize ederler. Yunan, Faslı ve İspanyol yetiştiriciler ise kendi iklim koşullarına uygun olan farklı derinlik ve aralıklarda dikim yapmaktadır.
Safran bitkisinin en severek yetiştiği toprak gevrek, gevşek, düşük yoğunluklu, iyi sulanmış ve iyi akaçlanmış, yüksek organik içerikli killi ve kalker topraktır. Kabartılmış dikim yatakları iyi akaçlamayı sağlamak için kullanılan geleneksel bir yöntemdir. Toprağın organik içeriğini sağlamak için tarihsel olarak hektar başına 20–30 ton gübre kullanılır. Ama daha sonraları, daha fazla gübre kullanmadan soğanlar dikilmiştir. Yaz mevsimini uyuyarak geçiren soğan, sonbaharın başında dar yapraklarını yukarı gönderir ve tomurcuklanmaya başlar. Bitki ancak sonbahar ortasında çiçeklenmeye başlar. Çiçeklerin hasatı çok hızlı yapılmak durumundadır; çünkü gün ağarırken açan çiçekler gün ilerledikçe solmaya başlar. Üstelik safran bitkisi bir ila iki haftalık çok kısa bir dönem içinde çiçeklenir. Yaklaşık olarak 150 çiçek 1 g kuru safran lifi verir. 12 g kuru safran ya da 72 g taze toplanmış safran elde etmek için 1 kg çiçek gerekir. Ortalama olarak taze toplanmış bir çiçek 0,03 g taze safran ya da 0,007 g kuru safran verir.
Kimya
Krosin oluşumu | |
Krosetin ve gentiobiyoz arasındaki esterleşme tepkimesinin mekanizması | |
– β-D-gentiyobiyoz | |
– Krosetin |
Pikrokrosin ve safranal | |
Pikrokrosin’in kimyasal yapısı | |
– Safranal kısmı | |
– β-D-glükopiranoz türevi |
Safran 150’den fazla uçucu ve aroma taşıyan bileşik içerir. Bunların çoğu aralarında zeaksantin, likopen ve değişik α- ve β-karoten de bulunan karotenoidlerdir. Ancak safran altın sarısı – turuncu rengini α-krosine borçludur. Bu krosin trans-krosetin di-(β-D-gentiyobiyosil) ester dir (sistematik (IUPAC) adı: 8,8-diapo-8,8-karotenoik asit). Yani safranın aromasının altında yatan karotenoit krosetinin digentiobioz esteridir. Krosinler, krosetin esterlerin monoglikosil ya da diglikosil olmayan hidrofilik bir grup karotenoiddir. Aynı zamanda krosetin bir konjüge polien dikarboksilik asittir, ayrıca hidrofobiktir ve dolayısıyla da yağda çözünür. Krosetin iki suda çözünen gentiobioz ile (yani şekerlerle) birleşince ortaya çıkan ürün de suda çözünür. Ortaya çıkan α-krosin kuru safranın kütlesinin %10’undan fazlasını oluşturan bir karotenoit pigmentidir. Bu iki esterleşmiş gentiobioz, suda çözünür hâle gelmiş olan α-krosini, pirinç pilavı gibi su bazlı yemekleri renklendirmek için ideal bir ürün yapar.
Safran’ın kimyasal bileşimi | |
İçerik | % kütle |
karbonhidratlar | 12,0–15,0 |
su | 9,0–14,0 |
polipeptidler | 11,0–13,0 |
selüloz | 4,0–7,0 |
lipidler | 3,0–8,0 |
mineraller | 1,0–1,5 |
çeşitli nitrojen içermeyen maddeler | 40,0 |
Kaynak: Dharmananda 2005 |
Safranın proksimat analizi | |
İçerik | % kütle |
Suda çözünen bileşikler | 53,0 |
→ Zamklar | 10,0 |
→ Pentozanlar | 8,0 |
→ Pektinler | 6,0 |
→ Nişasta | 6,0 |
→ α–Krosin | 2,0 |
→ Diğer karotenoitler | 1,0 |
Lipidler | 12,0 |
→ Uçucu olmayan yağlar | 6,0 |
→ Uçucu yağlar | 1,0 |
Protein | 12,0 |
İnorganik madde ("kül") | 6,0 |
→ Hidroklorik asitte çözünen kül | 0,5 |
Su | 10,0 |
Diyet lifi | 5,0 |
Kaynak: Goyns 1999, s. 46 |
Safranın tadı keskin glükozit pikrokrosinden gelir. Pikrokrosin (Kimyasal formülü: C16H26O7; sistematik adı: 4-(β-D-glükopiranosiloksi)-2,6,6- trimetilsikloheks-1-en-1-karboksaldehit) safranal (sistematik adı: 2,6,6-trimetilsikloheksa-1,3-dien-1- karboksaldehit) diye bilinen bir aldehit alt elemanı ile bir karbonhidratın bileşiminden oluşur. Böcek öldürücü özellikleri olan pikrokrosin kuru safranın %4’ü kadarını oluşturur. Özellikle pikrokrosin, zeaksantin karotenoit (oksidatif parçalanma ile) kısalmış bir seklidir ve terpen aldehit olan safranalın bir glükozit türevidir. Kızıl renkli zeaksantin insan gözünde retinada doğal olarak bulunan birkaç karotenoitten birisidir.
Safran hasattan sonra kurutulduğunda sıcaklıkla birleşen enzim etkisi sonucunda pikrokrosin D-glükoz ve serbest bir safranal molekülüne ayrışır. Uçucu bir yağ olan safranal, safranın ayırt edici aromasının önemli bileşenlerinden biridir. Safranal pikrokrosinden daha az keskindir ve bazı örneklemelerde kuru safranın uçucu bölümünün %70’ini oluşturur. Safranın aromasının altında yatan ikinci bir bileşen, kokusu "safran ya da kurumuş saman gibi" tarif edilmiş olan, 2-hidroksi-4,4,6-trimetil-2,5-sikloheksadien-1-on’dur. Safranaldan daha az bir oranda bulunmasına rağmen bu bileşen kimyacılar tarafından safranın kokusuna en önemli katkıyı sağlayan bileşen olarak tanımlanmıştır. Kuru safran pH değişmelerine karşı çok hassastır ve ışık ile oksitlendirici etmenlerin etkisiyle kimyasal olarak hemen parçalanır. Atmosferdeki oksijen ile temasını minimize etmek için hava geçirmez kaplarda saklanmalıdır. Safran ısıya karşı biraz daha dayanıklıdır.
Tarihçe
Safran yetiştiriciliğinin tarihi 3.000 yıl öncesine kadar uzanır. Kültür bitkisi olan safranın doğada bulunan öncülü Crocus cartwrightianustur. İnsan yetiştiriciler, aşırı uzun tepeciğe sahip olan örnekleri seçerek yetiştirdi. Bunun sonucunda C. cartwrightianusun kısır bir mutant formu olarak C. sativus Bronz Çağı’nda Girit’te ortaya çıktı. Uzmanlara göre safrandan bahseden ilk doküman MÖ 7. yüzyıldan kalma Asurlular döneminde Asurbanipal tarafından toplatılan bir botanik kaynakçasıdır. Bundan sonra 4.000 yıl boyunca safranın 90 kadar hastalığın tedavisinde kullanıldığına dair dokümantasyon ortaya çıkarılmıştır. O tarihlerden beri Akdeniz bölgesinde hem baharat hem de ilaç olarak kullanılan safran yavaş yavaş Avrasya’nın diğer bölgeleriyle Kuzey Afrika ve Kuzey Amerika’ya kadar yayılmıştır. Son yıllarda safran üreticiliği Okyanusya kıtasına da uzanmıştır.
Akdeniz
Minos uygarlığı zamanında MÖ 1500–1600 yılları arasında safranın tedavi amaçlı ilaç olarak kullanıldığını gösteren saray freskleri bulunmuştur. Sonraları Yunan efsanelerinde Kilikya’ya yapılan deniz yolculuklarından bahsedilir. Maceraperestlerin oraya dünyanın en değerli safranı olduğuna inandıkları safranı bulma ümidiyle gittiği aktarılır. Başka bir efsanede Crocus ve Smilax’tan bahseder. Büyülenen Crocus ilk safran bitkisine dönüşür. Antik Akdeniz ulusları; Mısırlı parfümcüler, Gazalı doktorlar, Rodoslu kasabalılar ve Yunan hetaerae adı verilen saray kadınları parfümlerde, merhemlerde potpurilerde, maskaralarda, kutsal sunaklarda ve tıbbi tedavilerde safran kullanmıştır.
Helenistik Mısır döneminin sonlarında Kleopatra'nın, sevişmelerinin daha zevkli geçmesi için banyosunda safran kullandığı bilinir. Mısırlı sağlıkçılar her türlü gastroentestinal tedavi için safranı kullanırdı.Sidon ve Tyre gibi şehirlerde de safran dokumaların boyanmasında kullanılmıştır. Romalılar safranı o kadar çok seviyordu ki Romalılar Güney Galya kolonilerinde yanlarında getirdikleri safranı Roma yıkılıncaya kadar oldukça yaygın bir biçimde yetiştirmişlerdir. Farklı teoriler safranın Fransa’ya tekrar dönmesini 8. yüzyılda Endülüslülere ya da 14. yüzyılda Avignon papalığına bağlar.
Asya
Irak’ta 50.000 yıllık tarih öncesi hayvan tasvirlerinde safran bazlı pigmentlere rastlanmıştır. Sonraları Sümerler doğada büyüyen safranı tedavi ve sihirli iksir yapmak için kullandı. Safran, MÖ 2. binyılda Minos saray kültüründen çok daha önce bir ticaret malı olarak kullanılıyordu. Yahudi dilinde ’nda da safrandan saygıyla söz edilir. Antik Persler MÖ 10. yüzyılda Derbena, İsfahan ve Horasan şehirlerinde Fars safranı (Crocus sativus 'Hausknechtii') yetiştirdi. Bu yerlerde safran lifleri tanrılara sunulan dokumalarda, boya, parfüm ve ilaçlarda kullanılmıştır. Safran lifleri yataklara serpilmiş ve melankoli krizlerini iyileştirmek için sıcak çaylarla karıştırılmıştır. Perslerin safranı uyuşturucu maddelerle birlikte ve afrodizyak olarak kullandığı da sanılmaktadır. Asya seferleri sırasında Büyük İskender safranı, içecek ve yiyeceklerinde kullandığı gibi savaş yaralarını tedavi amacıyla banyosunda da kullanmıştır. İskender'i taklit eden askerleri safran ile banyo alma alışkanlığını Yunanistan’a getirmişlerdir.
Safranın Güney Asya’ya gelişiyle ilgili birbiriyle çelişen teoriler bulunur. Geleneksel Keşmir ve Çin söylencelerine göre safran 900 ila 2500 yıl önce bir zamanda buralara ulaşmıştır. Antik Pers kayıtlarını inceleyen tarihçiler bu tarihin MÖ 500 yılından önce olduğunu bulmuşlardır. Bu ya Perslerin park ve bahçelerde safran soğanlarını dikmeleriyle ya da Perslerin Keşmir’i işgal edip orada koloni kurmasıyla olmuştur. Fenikeliler Keşmir safranını boya olarak ve melankoli tedavisi için pazarlamışlardı. Daha sonra tüm Güney Asya’da yemeklerde ve boya olarak safran kullanımı yaygınlaşmıştır. Örneğin Hindistan’da Budist keşişler Buddha Siddhartha Gautama'nın ölümünden sonra safran renkli giysiler giymeye başlamışlardır.
7. yüzyıldan Ermeni yazar Şiraklı Ananya Çin’i şöyle tanımlamıştır:
“ | Orada o kadar çok safran vardır ki eğer birisi bembeyaz giyinmiş şekilde, beyaz bir atın üstünde ve beyaz bir şahin ile ava çıksa geriye döndüğünde hepsi sapsarı olurdu. | „ |
Gerçekten de eski Çin tıp kitaplarında safrandan söz edilir. MÖ 200 ile 300 yıllarından kalma ve efsanevi Yan ("Ateş") İmparatoru (炎帝) ’un hazırladığı düşünülen kırk ciltlik Shennong Bencaojing (神農本草經 – "Şennong's Büyük Şifalı Bitkiler Kitabı " ya da Pen Ts'ao veya Pun Tsao diye de bilinir.) adlı ilaçlarla ilgili eserde farklı rahatsızlıklar için bitkilerden yapılan 252 tedavi şeklinden söz edilir. Ancak 3. yüzyılda Çinliler safranın Keşmir'den geldiğinden söz ediyordu. Çinli bir tıp uzmanı Wan Zhen, "Safran, Buda’ya sunulmak üzere Keşmir’de yetiştirilir." diye yazmıştı. Wan kendi döneminde safranın nasıl kullanıldığını da şöyle anlatmıştır: "Safran çiçeği birkaç gün sonra solar sonra da safran elde edilir. Sarı rengi nedeniyle değerlidir. Şaraba koku vermek için kullanılır."
Avrupa
Avrupa’da Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra safran yetiştiriciliği oldukça azaldı. Safran Avrupa’ya Endülüslülerin İspanya, Fransa ve İtalya’ya girmesiyle birlikte geri döndü. 14. yüzyıldaki Kara Veba salgını sırasında safran bazlı ilaçlara olan talep çok yüksek miktarlara ulaşınca Venedik ve Ceneviz gemileri Rodos gibi Güney Akdeniz’de bulunan yerlerden safran getirdiler. Soylular tarafından böyle bir gemi yükünün çalınması nedeniyle on dört hafta süren "Safran Savaşı" çıktı. Safran nedeniyle ortaya çıkan çatışmalar ve safran korsanlığının saldığı korku nedeniyle Basel’de başarılı bir şekilde safran kültürüne başlandı. Safran yetiştiriciliği ve ticareti daha sonra da Nürnberg’e sıçramıştır. Çok kısa bir süre sonra da safran yetiştiriciliği özellikle Norfolk ve Suffolk olmak üzere İngiltere’nin tamamına yayılmıştır. Essex’in kasabasının adı yetiştirilen yeni üründen gelmektedir. Bu kasaba İngiltere’de safran yetiştiriciliğinin ve ticaretinin merkezi olmuştur. Ancak çikolata, kahve, çay ve vanilya gibi daha egzotik ürünlerin denizaşırı topraklardan getirilmesiyle birlikte Avrupa’da safran üretimi azalmıştır. Yalnızca Güney Fransa, İtalya ve İspanya’da önemli miktarlarda safran üretimi süregelmiştir.
üyeleri yanlarında taşıdıkları bir sandık safran soğanıyla göç ettikleri Amerika kıtasına safranı getirmiştir. 1730 yılında tüm doğu Pensilvanya’da safran yetiştiriliyordu. Karayipler'deki İspanyol kolonilerinin büyük miktarda bu yeni Amerikan safranından satın alması ve yüksek talep nedeniyle Philadelphia emtia borsasında safranın liste fiyatı, altına denkti.1812 Savaşı’nda safran taşıyan birçok gemi batırıldıktan sonra Karayipler'le olan safran ticareti ortadan kalkmıştır. Yine de yöresel olarak keklerde, makarnalarda, tavuk ve alabalık çorbalarında kullanılmak üzere az miktarda da olsa Pensilvanya’da safran üretimi devam eder. Günümüzde Kuzey Amerika’da , Pensilvanya’da safran üretimi devam etmektedir.
Ticaret ve kullanım alanları
Uzmanlar safranın kokusunu otsu ya da samansı bir etkiyle karışık metalik bal rengini andırır diye tarif eder. Tadı da biraz keskin ve samansıdır. Safran yiyeceklere parlak sarı bir renk katar. Sıra dışı tadı ve yemeklere kattığı sarı renk nedeniyle safran; Arap, Orta Asya, Avrupa, Hint, İran, Fas ve Cornwall mutfaklarında oldukça yaygın olarak kullanılır. Şekerlemeler ve likörlerde de sıklıkla safran bulunur. Safranın yerine genellikle aspir (Carthamus tinctorius, "Portekiz safranı" ya da "yalancı safran") veya zerdeçal (Curcuma longa) kullanılır. Geleneksel tedavi yöntemi olarak çok eski bir tarihe sahip olan safranın antikarsinojenik (kanser bastırıcı), antimutajenik (mutasyon önleyici), immünomodüle edici ve antioksidan benzeri özellikleri olduğu modern tıp tarafından bulunmuştur. Safran özellikle Çin ve Hindistan’da kumaş boyası olarak ve parfümeride kullanılır.
Dünya’da safran yetiştiriciliği | |
– Önemli ölçüde safran yetişen bölgeler | |
– Önemli ölçüde safran üreten ülkeler | |
– Az miktarda safran yetişen bölgeler | |
– Az miktarda safran üreten ülkeler | |
– Başlıca güncel ticaret merkezleri | |
– Başlıca tarihi ticaret merkezleri |
Safran üretiminin çoğu batıda Akdeniz’den doğuda Keşmir’e kadar uzanan bir kuşakta yapılır. Dünya çapındaki safran üretimi yıllık 300 ton civarındadır. Sırasıyla İran, İspanya, Hindistan, Yunanistan, Azerbaycan, Fas ve İtalya önemli ölçüde safran ürete ülkelerdir. Yarım kg kuru safran elde etmek için 55.000–80.000 çiçek gerekir ki bu bir futbol sahası büyüklüğündeki bir alandan toplanır. 150.000 çiçeği toplayabilmek için kırk gün boyunca gece gündüz çalışmak gerekir. Çiçeklerden çıkarılan tepecikler hemen kurur ve hava sızdırmaz kaplarda saklanır. Safranın toptan ve perakende satış fiyatı kilogram başına US$1100–US$11.000 arasındadır. Canlı kızıl renk, hafif bir nemlilik, esneklik, yeni hasat tarihi ve kırılmış liflerin olmaması taze safranın özelliklerindendir.
Kültivarlar
Dünya çapında çeşitli safran kültivarları üretilmektedir. "Spanish Superior" ve "Creme" ticari adlarını taşıyan İspanyol varyeteleri genel olarak daha yumuşak bir renk, tat ve kokuya sahiptir ve hükûmetin belirlediği standartlara göre sınıflandırılır. İtalyan varyeteleri daha güçlü olsa da en yoğun varyeteler Yunanistan’ın Makedonya bölgesinde, İran’da ve Keşmir’de yetişir. İran ve Hindistan safranının Batı ülkelerine ulaşması çok zordur. Amerika Birleşik Devletleri İran safranının ithalatını yasakladığı gibi, Hindistan da üst sınıf safranın ihracatını yasaklamıştır. Bunların dışında Yeni Zelanda, Fransa, İsviçre, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkelerden de az miktarda safran alınabilir.
Tüketiciler bazı kültivarları en üst kalite sınıfından olarak görür. İtalya’nın Abruzzo bölgesinde, yakınlarında Navelli Vadisi’nde sekiz hektarlık bir alanda yetiştirilen "Aquila" safranı (zafferano dell'Aquila), oldukça yüksek oranda safranal ve krosin içerir, kendine has şekli, sıra dışı keskin kokusu ve yoğun rengiyle en üst kalite safrandan sayılır. İtalya’ya İspanyol Engizisyonu’ndan kaçan Dominiken bir keşiş tarafından getirilmiştir. İtalya’da hem miktar hem de kalite açısından en önemli safran üretimi Sardinya adasında San Gavino Monreale’de 40 hektarlık bir alanda yapılır. İtalya genelindeki safran üretiminin %60’ı bu bölgeden sağlanır. Diğer bir varyete, tüketicilerin kolaylıkla ulaşamadığı Keşmir "Mongra" ya da "Lacha" safranıdır (Crocus sativus 'Cashmirianus'). Keşmir’de süregelen kuraklıklar, hastalıklar ve mahsul alamama nedeniyle ve Hindistan’ın ihracat yasağı nedeniyle bu safranın fiyatı oldukça yüksektir. Keşmir safranı, dünyanın en koyu renkli safranları arasındadır ve koyu kestane - mor rengiyle tanınır. Koyu renk safranın güçlü aromasını, tadını ve renklendirme etkisini gösterir.
Sınıflandırma
Minimum safran rengi sınıflandırma standartları (ISO 3632) | |
---|---|
ISO Sınıfı (category) | Krosin-özgü soğurma () derecesi (λ=440 nm) |
I | > 190 |
II | 150–190 |
III | 110–150 |
IV | 80–110 |
Kaynak: Tarvand 2005b |
Safran tipleri krosin (renk), pikrokrosin (tat) ve safranal (koku) içeriklerinin laboratuvar ölçümleri sonucunda sınıflara ayrılır. Diğer ölçümler arasında çiçek atık içeriği (yani safran örneğinin içindeki tepecik harici çiçek parçası miktarı) ve "kül" gibi diğer maddelerin oranı da bulunur. Uluslararası Standartlar Örgütü tarafından safran sınıflandırması için bir standart serisi belirlenmiştir. ISO 3632 standardı safran ile ilgilidir. Bu standartta renk yoğunluğu için dört ampirik sınıf belirlenmiştir: IV (en düşük), III, II ve I (en yüksek kalite). Safran örnekleri içindeki krosin-özgü soğurma derecesinin spektroskopi ile ölçülmesi sonucunda sınıflandırılır. soğurma (Beer-Lambert yasası) olmak üzere şöyle tanımlanır: Bu ölçüm, bir maddenin şeffaflığının (, bir örnekten geçen ışık yoğunluk miktarının o örneğe tutulan ışık miktarına oranı) belli bir ışık dalga boyunda ölçümüdür.
Safranın soğurma derecesi, bir kuru safran örneğinde 440 nm foton dalga boyunda krosin-özgü soğurmadır. Bu dalga boyunda yüksek soğurma değerleri yüksek krosin konsantrasyonunu ve dolayısıyla da yüksek renklendirme yoğunluğunu gösterir. Bu renk sınıfları 80’den düşük soğurma değerlerinden (IV. sınıf safran) 190 ve daha büyük soğurma değerlerine kadar (I. sınıf) sıralanır. Dünyanın en seçkin örnekleri (en seçkin çiçeklerden seçilen en kırmızı-kestane rengi tepecikler) 250’den yüksek soğurma değerlerine ulaşır. Safran tiplerinin pazar fiyatı ISO değerlerine doğrudan bağlıdır. Ancak birçok yetiştirici, tüccar ve tüketici bu tarz laboratuvar sonuçlarını kabul etmez. Aynı şarap tadıcılarının yaptığına benzer daha geleneksel değerlendirme yöntemlerini tercih ederler.
İspanyol federal safran sınıflandırma standardı | |
---|---|
Grade | ISO skoru |
Coupe | > 190 |
La Mancha | 180–190 |
Rio | 150–180 |
Standard | 145–150 |
Sierra | < 110 |
Kaynak: Tarvand 2005b |
Kalite kontrolü ve standartlaştırma konusunda bu kadar çok çalışılsa da özellikle en ucuz sınıflarda yapılan tarihi çok eskilere dayanan safran sahtekârlığı günümüzde de devam etmektedir. Safran sahtekârlığı ilk olarak Avrupa’da Orta Çağ’da kaydedilmiştir. Bu dönemlerde safran sahtekârlığı yapanları Safranschou yasasına dayanarak ölümle cezalandırıyorlardı. Tipik olarak safrana pancar ve nar lifleri, kırmızı boyalı ipek lifleri ya da safran bitkisinin tatsız kokusuz sarı stamenleri katılarak safranın saflığı düşürülür. Diğer yöntemlerse bal ve bitki yağı gibi maddelerle safran liflerini ıslatmaktır. Ancak toz hâline getirilmiş safrana zerdeçal, paprika ve diğer tozların katılmasına daha sık rastlanır. Safran sahtekârlığı, farklı safran sınıflarının karıştırılarak yanlış etiketlerle satılması olarak da yapılır.Hindistan’da yüksek kalite Keşmir safranı İran’dan getirilen düşük kalite safranla karıştırılarak saf Keşmir safranı olarak pazarlanır. Keşmirli yetiştiriciler gelirlerinin çoğunu böyle kazanır.
Kaynakça
- Genel
|
|
- Özel
- ^ Rau 1969, s. 53.
- ^ a b c Hill 2004, s. 272.
- ^ Grigg 1974, s. 287.
- ^ a b c McGee 2004, s. 422.
- ^ a b McGee 2004, s. 423.
- ^ a b c d Katzer 2001.
- ^ Harper 2001.
- ^ a b c d e Deo 2003, s. 1.
- ^ Willard 2001, s. 3.
- ^ DPIWE 2005.
- ^ a b Willard 2001, ss. 2-3.
- ^ a b Deo 2003, s. 2.
- ^ a b c Deo 2003, s. 3.
- ^ Willard 2001, ss. 3-4.
- ^ Willard 2001, s. 4.
- ^ a b Deo 2003, s. 4.
- ^ a b c d e Abdullaev 2002, s. 1.
- ^ a b Leffingwell 2001, s. 1.
- ^ Dharmananda 2005.
- ^ a b Leffingwell 2001, s. 3.
- ^ Goyns 1999, s. 1.
- ^ a b Honan 2004.
- ^ Ferrence 2004, s. 1.
- ^ a b c Willard 2001, s. 2.
- ^ Willard 2001, s. 58.
- ^ a b c d Willard 2001, s. 41.
- ^ Willard 2001, s. 55.
- ^ Willard 2001, ss. 34-35.
- ^ Willard 2001, s. 59.
- ^ Willard 2001, s. 63.
- ^ Humphries 1998, s. 20.
- ^ Willard 2001, s. 12.
- ^ Humphries 1998, s. 19.
- ^ Willard 2001, ss. 17-18.
- ^ Willard 2001, ss. 54-55.
- ^ Lak 1998b.
- ^ Fotedar & 1998-1999, s. 128.
- ^ a b Dalby 2002, s. 95.
- ^ Dalby 2003, s. 256.
- ^ a b c Tarvand 2005.
- ^ Hayes 2001, s. 6.
- ^ Shen-Nong Limited 2005.
- ^ Willard 2001, s. 70.
- ^ a b Willard 2001, s. 99.
- ^ Willard 2001, s. 101.
- ^ Willard 2001, ss. 103-104.
- ^ Willard 2001, s. 117.
- ^ Willard 2001, ss. 132-133.
- ^ Willard 2001, s. 133.
- ^ a b c Willard 2001, s. 143.
- ^ Willard 2001, s. 138.
- ^ Willard 2001, ss. 138-139.
- ^ Willard 2001, ss. 142-146.
- ^ Assimopoulou 2005, s. 1.
- ^ Chang, Kuo & Wang 1964, s. 1.
- ^ Dalby 2002, s. 138.
- ^ Hill 2004, s. 273.
- ^ Rau 1969, s. 35.
- ^ Lak 1998.
- ^ Goyns 1999, s. 8.
- ^ Willard 2001, s. 201.
- ^ a b Tarvand 2005b.
- ^ Hill 2004, s. 274.
- ^ Willard 2001, ss. 102-104.
- ^ Australian Broadcasting Corporation 2003.
- ^ Hussain 2005
Dış bağlantılar
- Safran Hatıra Parası (Türkiye'nin Çiçekleri Serisi)18 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Safran Crocus sativus susengiller Iridaceae familyasindan sonbaharda cicek acan 20 30 cm boyunda cigdem Crocus cinsinden soganli bir kultur bitkisi ve bu bitkiden elde edilen baharat Bitkinin yapraklari seritimsi mor cicekleri uc tepeciklidir Cicegi ve tepecikleri bitkiye baglayan yaprak sapi da dahil olmak uzere erkek organlari kurutularak ozellikle gida boyasi ve tat verici olarak kullanilan safran bitkisi daha cok Ispanya Fransa Italya ve Iran da yetistirilir Turkiye de ise safran Safranbolu da uretilmektedir Agirligina gore dunyanin en pahali baharati bir grami 5 ile 6 arasi olan safranin anavatani Guneybati Asya dir Yetistiriciligine ilk olarak Yunanistan civarinda baslanmistir Yarim kilogram safran 80 000 cicekten cikarilabilir Kendi agirliginin 100 000 kati suyu sari renge boyar SafranKirmizi tepecikli stigmali safran cicegiBiyolojik siniflandirmaAlem PlantaeSube Sinif LiliopsidaTakim AsparagalesFamilya IridaceaeCins CrocusTur C sativusIkili adlandirmaCrocus sativusL SinonimlerCrocus autumnalis Sm nom illeg Crocus officinalis L Honck Crocus orsinii Parl Crocus pendulus Stokes Crocus setifolius Stokes Geanthus autumnalis Raf Safran officinarum Medik Safran baharatinin keskin bir tadi ve iyodoform ya da saman benzeri bir kokusu vardir Bunlarin sebebi bilesiminde bulunan pikrokrosin ve safranal kimyasallaridir Ayni zamanda icine kondugu yemeklere altin gibi sari bir renk katan krosin adi verilen karotenoit bir boya maddesi de icerir Bu ozellikler safrani dunya capinda cok aranan bir baharat yapar Ayrica tipta da kullanilir Safran kelimesi Arapca sari renk anlamina gelen asfar أ ص ف ر kelimesinden turetilen ve Arapcada safran baharati anlamina gelen za feran ز ع ف ر ان kelimesinden kaynaklanarakLatinceye safranum Italyancaya zafferano ve Ispanyolcaya azafran olarak gecmistir Daha sonra Fransizcaya safran ve oradan da Ingilizceye saffron olarak aktarilmistir BiyolojiSaffron crocus morfolojisiCrocus sativus saffron crocus botanik deseni Kohler s Medicinal Plants kitabindan 1887 Tepecik Stigma in cicegin disi organinin ucu Stamen cicegin erkek organlari Corolla Tac yapraklarin olusturdugu sarmal Sogan ureme organi Safranbolu dan safran sogani Kultur bitkisi olan safran C sativus sonbaharda cicek acan ve dogal yasamda kendi basina bulunmayan cok yillik bir bitkidir Sonbaharda cicek acan Dogu Akdeniz in Crocus cartwrightianus bitkisinin kisir bir triploid mutantidir Botanik arastirmalarina gore C cartwrightianus bir zamanlar dusunuldugu gibi Orta Asya da degil Girit te ortaya cikmistir Safran bitkisinin ortaya cikisi ise C cartwrightianus yetistiricilerinin daha uzun tepeciklere sahip bitkiler uretebilmek icin yaptiklari asiri yapay seleksiyonun sonucudur Kisir olmalari nedeniyle safran bitkisinin mor cicekleri uretken tohum uretemez ve cicegin uremesi insana bagli kalir Toprak altinda kalan ve ureme organi gorevini yapan soganlar toprak kazilarak cikarilmali bolunerek ayrilmali ve tekrar dikilmelidir Bir sogan yalnizca bir mevsim yasar bolunerek yaklasik on tane sogancik uretir ve bu soganciklardan yeni bitkiler urer Soganlar yaklasik 4 5 cm capinda kucuk kahverengi yuvarlardir ve sik bir hasir seklinde paralel lifciklerden olusmustur Bir yaz uykusu gecirdikten sonra topraktan 40 cm ye kadar buyuyen bes ila on bir adet dar ve dik yesil yaprak cikar Sonbaharda mor tomurcuklar kendini gosterir Ekim ayinda diger tum cicekli bitkiler tohumlarini biraktiktan sonra acik pastel leylak renginden daha koyu bir mor renkte parlak renkli cicekleri acar Cicek verdigi sirada bitki 30 cm den daha yuksek degildir Her cicegin ucunda uclu bir erkeklik organi bulunur ve bunlarin ucunda 25 30 mm lik koyu kirmizi tepecikler yer alir YetistiricilikJaponya nin Osaka ilinde iki safran bitkisi cicegi Safran bitkisi Akdeniz maki ve Kuzey Amerika chaparral bitki ortusunun yasadigina benzer sicak ve kuru yaz ruzgarlarinin estigi yari kurak iklimlerde buyur Bitki soguk kislari da atlatabilir ve kisa sure kar altinda kalabildigi gibi 10 C lik donlara da karsi koyabilir Ancak Kesmir gibi yillik 1000 1500 mm yagis alan nemli iklimlerde yetistirilmedigi takdirde sulama gerektirir Yillik 500 mm yagis alan Yunanistan da ve yillik 400 mm yagis alan Ispanya da sulama olmadan yetistirilemez Yagmurlarin zamanlamasi da onemlidir Comert bahar yagmurlarinin ardindan gelen kuru yazlar optimal kosullardir Buna ek olarak cicek acmasindan hemen once yagan yagmurlar safran mahsulunu artirir Ancak tam cicek acarken soguk ve yagmurlu hava ile karsilasinca hastaligin artmasi nedeniyle uretim miktari duser Surekli nem ve sicak hava ile tavsan sican ve kuslarin topragi kazmalari da uretimi kotu yonde etkiler Iplikkurdu ve yaprak mantari gibi parazitlerle sogan curumesi de onemli tehditlerdir Safran bitkisi cicek mahsulu Ulke Mahsul kg Ispanya 6 29Italya 10 16Yunanistan 4 7Hindistan 2 7Fas 2 0 2 5Kaynak Deo 2003 s 3 Mahsuller son urun olan safran miktarini degil cicek agirligini gosterir Safran bitkisi guclu ve dogrudan gunes isigini ne kadar severse golgede kalmaktan da o kadar hoslanmaz Dolayisiyla gun isigi alan yamaclar kuzey yarikurede guneye dogru safran bitkisi dikimi icin en elverisli yerlerdir ve buralarda cicek en yuksek oranda gunes isigi alir Kuzey yarikurede sogan dikimi 7 15 cm derinlikte olmak uzere haziran ayinda yapilir Soganlarin dikildigi derinlik aralik ve iklim urun miktarini etkileyen kritik faktorlerdir Daha derine dikilen ana soganlar daha yuksek kaliteli safran uretir ama daha az cicek tomurcuguna ve yavru soganciga sahip olurlar Bu bilgilerin isigi altinda Italyan yetistiriciler soganlari 2 3 cm araliklarla 15 cm derinlige diktiklerinde mahsul kalitesini artirirlar 8 10 cm derinlige diktiklerinde ise hem cicek hem de sogancik uretimini optimize ederler Yunan Fasli ve Ispanyol yetistiriciler ise kendi iklim kosullarina uygun olan farkli derinlik ve araliklarda dikim yapmaktadir Safran bitkisinin en severek yetistigi toprak gevrek gevsek dusuk yogunluklu iyi sulanmis ve iyi akaclanmis yuksek organik icerikli killi ve kalker topraktir Kabartilmis dikim yataklari iyi akaclamayi saglamak icin kullanilan geleneksel bir yontemdir Topragin organik icerigini saglamak icin tarihsel olarak hektar basina 20 30 ton gubre kullanilir Ama daha sonralari daha fazla gubre kullanmadan soganlar dikilmistir Yaz mevsimini uyuyarak geciren sogan sonbaharin basinda dar yapraklarini yukari gonderir ve tomurcuklanmaya baslar Bitki ancak sonbahar ortasinda ciceklenmeye baslar Ciceklerin hasati cok hizli yapilmak durumundadir cunku gun agarirken acan cicekler gun ilerledikce solmaya baslar Ustelik safran bitkisi bir ila iki haftalik cok kisa bir donem icinde ciceklenir Yaklasik olarak 150 cicek 1 g kuru safran lifi verir 12 g kuru safran ya da 72 g taze toplanmis safran elde etmek icin 1 kg cicek gerekir Ortalama olarak taze toplanmis bir cicek 0 03 g taze safran ya da 0 007 g kuru safran verir KimyaKrosin olusumua krosin olusum mekanizmasi Krosetin ve gentiobiyoz arasindaki esterlesme tepkimesinin mekanizmasi b D gentiyobiyoz KrosetinPikrokrosin ve safranalPikrokrosin ve safran renginde safranal kismi Pikrokrosin in kimyasal yapisi Safranal kismi b D glukopiranoz turevi Safran 150 den fazla ucucu ve aroma tasiyan bilesik icerir Bunlarin cogu aralarinda zeaksantin likopen ve degisik a ve b karoten de bulunan karotenoidlerdir Ancak safran altin sarisi turuncu rengini a krosine borcludur Bu krosin trans krosetin di b D gentiyobiyosil ester dir sistematik IUPAC adi 8 8 diapo 8 8 karotenoik asit Yani safranin aromasinin altinda yatan karotenoit krosetinin digentiobioz esteridir Krosinler krosetin esterlerin monoglikosil ya da diglikosil olmayan hidrofilik bir grup karotenoiddir Ayni zamanda krosetin bir konjuge polien dikarboksilik asittir ayrica hidrofobiktir ve dolayisiyla da yagda cozunur Krosetin iki suda cozunen gentiobioz ile yani sekerlerle birlesince ortaya cikan urun de suda cozunur Ortaya cikan a krosin kuru safranin kutlesinin 10 undan fazlasini olusturan bir karotenoit pigmentidir Bu iki esterlesmis gentiobioz suda cozunur hale gelmis olan a krosini pirinc pilavi gibi su bazli yemekleri renklendirmek icin ideal bir urun yapar Safran in kimyasal bilesimiIcerik kutlekarbonhidratlar 12 0 15 0su 9 0 14 0polipeptidler 11 0 13 0seluloz 4 0 7 0lipidler 3 0 8 0mineraller 1 0 1 5cesitli nitrojen icermeyen maddeler 40 0Kaynak Dharmananda 2005Safranin proksimat analiziIcerik kutleSuda cozunen bilesikler 53 0 Zamklar 10 0 Pentozanlar 8 0 Pektinler 6 0 Nisasta 6 0 a Krosin 2 0 Diger karotenoitler 1 0Lipidler 12 0 Ucucu olmayan yaglar 6 0 Ucucu yaglar 1 0Protein 12 0Inorganik madde kul 6 0 Hidroklorik asitte cozunen kul 0 5Su 10 0Diyet lifi 5 0Kaynak Goyns 1999 s 46 Safranin tadi keskin glukozit pikrokrosinden gelir Pikrokrosin Kimyasal formulu C16H26O7 sistematik adi 4 b D glukopiranosiloksi 2 6 6 trimetilsikloheks 1 en 1 karboksaldehit safranal sistematik adi 2 6 6 trimetilsikloheksa 1 3 dien 1 karboksaldehit diye bilinen bir aldehit alt elemani ile bir karbonhidratin bilesiminden olusur Bocek oldurucu ozellikleri olan pikrokrosin kuru safranin 4 u kadarini olusturur Ozellikle pikrokrosin zeaksantin karotenoit oksidatif parcalanma ile kisalmis bir seklidir ve terpen aldehit olan safranalin bir glukozit turevidir Kizil renkli zeaksantin insan gozunde retinada dogal olarak bulunan birkac karotenoitten birisidir Safran hasattan sonra kurutuldugunda sicaklikla birlesen enzim etkisi sonucunda pikrokrosin D glukoz ve serbest bir safranal molekulune ayrisir Ucucu bir yag olan safranal safranin ayirt edici aromasinin onemli bilesenlerinden biridir Safranal pikrokrosinden daha az keskindir ve bazi orneklemelerde kuru safranin ucucu bolumunun 70 ini olusturur Safranin aromasinin altinda yatan ikinci bir bilesen kokusu safran ya da kurumus saman gibi tarif edilmis olan 2 hidroksi 4 4 6 trimetil 2 5 sikloheksadien 1 on dur Safranaldan daha az bir oranda bulunmasina ragmen bu bilesen kimyacilar tarafindan safranin kokusuna en onemli katkiyi saglayan bilesen olarak tanimlanmistir Kuru safran pH degismelerine karsi cok hassastir ve isik ile oksitlendirici etmenlerin etkisiyle kimyasal olarak hemen parcalanir Atmosferdeki oksijen ile temasini minimize etmek icin hava gecirmez kaplarda saklanmalidir Safran isiya karsi biraz daha dayaniklidir Tarihce Xeste 3 binasindaki freskten Safran Toplayicilari detayi Bu fresk Santorini adasinda eski bir Minos yerlesimi olan Akrotiri de bulunan safran ile ilgili bircok freskten birisidir Safran yetistiriciliginin tarihi 3 000 yil oncesine kadar uzanir Kultur bitkisi olan safranin dogada bulunan onculu Crocus cartwrightianustur Insan yetistiriciler asiri uzun tepecige sahip olan ornekleri secerek yetistirdi Bunun sonucunda C cartwrightianusun kisir bir mutant formu olarak C sativus Bronz Cagi nda Girit te ortaya cikti Uzmanlara gore safrandan bahseden ilk dokuman MO 7 yuzyildan kalma Asurlular doneminde Asurbanipal tarafindan toplatilan bir botanik kaynakcasidir Bundan sonra 4 000 yil boyunca safranin 90 kadar hastaligin tedavisinde kullanildigina dair dokumantasyon ortaya cikarilmistir O tarihlerden beri Akdeniz bolgesinde hem baharat hem de ilac olarak kullanilan safran yavas yavas Avrasya nin diger bolgeleriyle Kuzey Afrika ve Kuzey Amerika ya kadar yayilmistir Son yillarda safran ureticiligi Okyanusya kitasina da uzanmistir Akdeniz Minos uygarligi zamaninda MO 1500 1600 yillari arasinda safranin tedavi amacli ilac olarak kullanildigini gosteren saray freskleri bulunmustur Sonralari Yunan efsanelerinde Kilikya ya yapilan deniz yolculuklarindan bahsedilir Maceraperestlerin oraya dunyanin en degerli safrani olduguna inandiklari safrani bulma umidiyle gittigi aktarilir Baska bir efsanede Crocus ve Smilax tan bahseder Buyulenen Crocus ilk safran bitkisine donusur Antik Akdeniz uluslari Misirli parfumculer Gazali doktorlar Rodoslu kasabalilar ve Yunan hetaerae adi verilen saray kadinlari parfumlerde merhemlerde potpurilerde maskaralarda kutsal sunaklarda ve tibbi tedavilerde safran kullanmistir Girit Knossos kentindeki bu antik freskte safran bitkisinin cicegini toplayan bir adam egilmis mavi renkli figur tasvir edilmistir Helenistik Misir doneminin sonlarinda Kleopatra nin sevismelerinin daha zevkli gecmesi icin banyosunda safran kullandigi bilinir Misirli saglikcilar her turlu gastroentestinal tedavi icin safrani kullanirdi Sidon ve Tyre gibi sehirlerde de safran dokumalarin boyanmasinda kullanilmistir Romalilar safrani o kadar cok seviyordu ki Romalilar Guney Galya kolonilerinde yanlarinda getirdikleri safrani Roma yikilincaya kadar oldukca yaygin bir bicimde yetistirmislerdir Farkli teoriler safranin Fransa ya tekrar donmesini 8 yuzyilda Enduluslulere ya da 14 yuzyilda Avignon papaligina baglar Asya Jaini tanrisi Bhagavan Bahubali nin 17 8 m lik monolit heykeli Hindistan da da 978 993 yillarinda oyulmustur Her on iki yilda bir festivalinin bir parcasi olarak binlerce inanan tarafindan safranla yaglanir Irak ta 50 000 yillik tarih oncesi hayvan tasvirlerinde safran bazli pigmentlere rastlanmistir Sonralari Sumerler dogada buyuyen safrani tedavi ve sihirli iksir yapmak icin kullandi Safran MO 2 binyilda Minos saray kulturunden cok daha once bir ticaret mali olarak kullaniliyordu Yahudi dilinde nda da safrandan saygiyla soz edilir Antik Persler MO 10 yuzyilda Derbena Isfahan ve Horasan sehirlerinde Fars safrani Crocus sativus Hausknechtii yetistirdi Bu yerlerde safran lifleri tanrilara sunulan dokumalarda boya parfum ve ilaclarda kullanilmistir Safran lifleri yataklara serpilmis ve melankoli krizlerini iyilestirmek icin sicak caylarla karistirilmistir Perslerin safrani uyusturucu maddelerle birlikte ve afrodizyak olarak kullandigi da sanilmaktadir Asya seferleri sirasinda Buyuk Iskender safrani icecek ve yiyeceklerinde kullandigi gibi savas yaralarini tedavi amaciyla banyosunda da kullanmistir Iskender i taklit eden askerleri safran ile banyo alma aliskanligini Yunanistan a getirmislerdir Safranin Guney Asya ya gelisiyle ilgili birbiriyle celisen teoriler bulunur Geleneksel Kesmir ve Cin soylencelerine gore safran 900 ila 2500 yil once bir zamanda buralara ulasmistir Antik Pers kayitlarini inceleyen tarihciler bu tarihin MO 500 yilindan once oldugunu bulmuslardir Bu ya Perslerin park ve bahcelerde safran soganlarini dikmeleriyle ya da Perslerin Kesmir i isgal edip orada koloni kurmasiyla olmustur Fenikeliler Kesmir safranini boya olarak ve melankoli tedavisi icin pazarlamislardi Daha sonra tum Guney Asya da yemeklerde ve boya olarak safran kullanimi yayginlasmistir Ornegin Hindistan da Budist kesisler Buddha Siddhartha Gautama nin olumunden sonra safran renkli giysiler giymeye baslamislardir 7 yuzyildan Ermeni yazar Sirakli Ananya Cin i soyle tanimlamistir Orada o kadar cok safran vardir ki eger birisi bembeyaz giyinmis sekilde beyaz bir atin ustunde ve beyaz bir sahin ile ava ciksa geriye dondugunde hepsi sapsari olurdu Gercekten de eski Cin tip kitaplarinda safrandan soz edilir MO 200 ile 300 yillarindan kalma ve efsanevi Yan Ates Imparatoru 炎帝 un hazirladigi dusunulen kirk ciltlik Shennong Bencaojing 神農本草經 Sennong s Buyuk Sifali Bitkiler Kitabi ya da Pen Ts ao veya Pun Tsao diye de bilinir adli ilaclarla ilgili eserde farkli rahatsizliklar icin bitkilerden yapilan 252 tedavi seklinden soz edilir Ancak 3 yuzyilda Cinliler safranin Kesmir den geldiginden soz ediyordu Cinli bir tip uzmani Wan Zhen Safran Buda ya sunulmak uzere Kesmir de yetistirilir diye yazmisti Wan kendi doneminde safranin nasil kullanildigini da soyle anlatmistir Safran cicegi birkac gun sonra solar sonra da safran elde edilir Sari rengi nedeniyle degerlidir Saraba koku vermek icin kullanilir Avrupa Burada gorulen ve Canterbury Baspiskoposu in oldurulmesini tasvir 13 yuzyila ait elyazmasi gibi Orta Cag elyazmalarindaki desenlerde sari ve turuncu rengi vermek icin safran boyasi kullanilirdi Avrupa da Roma Imparatorlugu nun cokusunden sonra safran yetistiriciligi oldukca azaldi Safran Avrupa ya Enduluslulerin Ispanya Fransa ve Italya ya girmesiyle birlikte geri dondu 14 yuzyildaki Kara Veba salgini sirasinda safran bazli ilaclara olan talep cok yuksek miktarlara ulasinca Venedik ve Ceneviz gemileri Rodos gibi Guney Akdeniz de bulunan yerlerden safran getirdiler Soylular tarafindan boyle bir gemi yukunun calinmasi nedeniyle on dort hafta suren Safran Savasi cikti Safran nedeniyle ortaya cikan catismalar ve safran korsanliginin saldigi korku nedeniyle Basel de basarili bir sekilde safran kulturune baslandi Safran yetistiriciligi ve ticareti daha sonra da Nurnberg e sicramistir Cok kisa bir sure sonra da safran yetistiriciligi ozellikle Norfolk ve Suffolk olmak uzere Ingiltere nin tamamina yayilmistir Essex in kasabasinin adi yetistirilen yeni urunden gelmektedir Bu kasaba Ingiltere de safran yetistiriciliginin ve ticaretinin merkezi olmustur Ancak cikolata kahve cay ve vanilya gibi daha egzotik urunlerin denizasiri topraklardan getirilmesiyle birlikte Avrupa da safran uretimi azalmistir Yalnizca Guney Fransa Italya ve Ispanya da onemli miktarlarda safran uretimi suregelmistir uyeleri yanlarinda tasidiklari bir sandik safran soganiyla goc ettikleri Amerika kitasina safrani getirmistir 1730 yilinda tum dogu Pensilvanya da safran yetistiriliyordu Karayipler deki Ispanyol kolonilerinin buyuk miktarda bu yeni Amerikan safranindan satin almasi ve yuksek talep nedeniyle Philadelphia emtia borsasinda safranin liste fiyati altina denkti 1812 Savasi nda safran tasiyan bircok gemi batirildiktan sonra Karayipler le olan safran ticareti ortadan kalkmistir Yine de yoresel olarak keklerde makarnalarda tavuk ve alabalik corbalarinda kullanilmak uzere az miktarda da olsa Pensilvanya da safran uretimi devam eder Gunumuzde Kuzey Amerika da Pensilvanya da safran uretimi devam etmektedir Ticaret ve kullanim alanlariIspanyol mutfaginin yemeginin vazgecilmez uc malzemesinden biri olan safran yemege kendine has sari rengi verir Uzmanlar safranin kokusunu otsu ya da samansi bir etkiyle karisik metalik bal rengini andirir diye tarif eder Tadi da biraz keskin ve samansidir Safran yiyeceklere parlak sari bir renk katar Sira disi tadi ve yemeklere kattigi sari renk nedeniyle safran Arap Orta Asya Avrupa Hint Iran Fas ve Cornwall mutfaklarinda oldukca yaygin olarak kullanilir Sekerlemeler ve likorlerde de siklikla safran bulunur Safranin yerine genellikle aspir Carthamus tinctorius Portekiz safrani ya da yalanci safran veya zerdecal Curcuma longa kullanilir Geleneksel tedavi yontemi olarak cok eski bir tarihe sahip olan safranin antikarsinojenik kanser bastirici antimutajenik mutasyon onleyici immunomodule edici ve antioksidan benzeri ozellikleri oldugu modern tip tarafindan bulunmustur Safran ozellikle Cin ve Hindistan da kumas boyasi olarak ve parfumeride kullanilir Dunya da safran yetistiriciligiOnde gelen safran uretici ulkeleri gosteren bir harita Onde gelen safran uretici ulkeleri gosteren bir harita Onemli olcude safran yetisen bolgeler Onemli olcude safran ureten ulkeler Az miktarda safran yetisen bolgeler Az miktarda safran ureten ulkeler Baslica guncel ticaret merkezleri Baslica tarihi ticaret merkezleri Safran uretiminin cogu batida Akdeniz den doguda Kesmir e kadar uzanan bir kusakta yapilir Dunya capindaki safran uretimi yillik 300 ton civarindadir Sirasiyla Iran Ispanya Hindistan Yunanistan Azerbaycan Fas ve Italya onemli olcude safran urete ulkelerdir Yarim kg kuru safran elde etmek icin 55 000 80 000 cicek gerekir ki bu bir futbol sahasi buyuklugundeki bir alandan toplanir 150 000 cicegi toplayabilmek icin kirk gun boyunca gece gunduz calismak gerekir Ciceklerden cikarilan tepecikler hemen kurur ve hava sizdirmaz kaplarda saklanir Safranin toptan ve perakende satis fiyati kilogram basina US 1100 US 11 000 arasindadir Canli kizil renk hafif bir nemlilik esneklik yeni hasat tarihi ve kirilmis liflerin olmamasi taze safranin ozelliklerindendir KultivarlarIran dan safran lifleri Dunya capinda cesitli safran kultivarlari uretilmektedir Spanish Superior ve Creme ticari adlarini tasiyan Ispanyol varyeteleri genel olarak daha yumusak bir renk tat ve kokuya sahiptir ve hukumetin belirledigi standartlara gore siniflandirilir Italyan varyeteleri daha guclu olsa da en yogun varyeteler Yunanistan in Makedonya bolgesinde Iran da ve Kesmir de yetisir Iran ve Hindistan safraninin Bati ulkelerine ulasmasi cok zordur Amerika Birlesik Devletleri Iran safraninin ithalatini yasakladigi gibi Hindistan da ust sinif safranin ihracatini yasaklamistir Bunlarin disinda Yeni Zelanda Fransa Isvicre Ingiltere Amerika Birlesik Devletleri ve diger ulkelerden de az miktarda safran alinabilir Bir tepecik lifinin yakin cekimi Gercek uzunlugu 20 mm dir Tuketiciler bazi kultivarlari en ust kalite sinifindan olarak gorur Italya nin Abruzzo bolgesinde yakinlarinda Navelli Vadisi nde sekiz hektarlik bir alanda yetistirilen Aquila safrani zafferano dell Aquila oldukca yuksek oranda safranal ve krosin icerir kendine has sekli sira disi keskin kokusu ve yogun rengiyle en ust kalite safrandan sayilir Italya ya Ispanyol Engizisyonu ndan kacan Dominiken bir kesis tarafindan getirilmistir Italya da hem miktar hem de kalite acisindan en onemli safran uretimi Sardinya adasinda San Gavino Monreale de 40 hektarlik bir alanda yapilir Italya genelindeki safran uretiminin 60 i bu bolgeden saglanir Diger bir varyete tuketicilerin kolaylikla ulasamadigi Kesmir Mongra ya da Lacha safranidir Crocus sativus Cashmirianus Kesmir de suregelen kurakliklar hastaliklar ve mahsul alamama nedeniyle ve Hindistan in ihracat yasagi nedeniyle bu safranin fiyati oldukca yuksektir Kesmir safrani dunyanin en koyu renkli safranlari arasindadir ve koyu kestane mor rengiyle taninir Koyu renk safranin guclu aromasini tadini ve renklendirme etkisini gosterir SiniflandirmaMinimum safran rengi siniflandirma standartlari ISO 3632 ISO Sinifi category Krosin ozgu sogurma Al displaystyle A lambda derecesi l 440 nm I gt 190II 150 190III 110 150IV 80 110Kaynak Tarvand 2005b Safran tipleri krosin renk pikrokrosin tat ve safranal koku iceriklerinin laboratuvar olcumleri sonucunda siniflara ayrilir Diger olcumler arasinda cicek atik icerigi yani safran orneginin icindeki tepecik harici cicek parcasi miktari ve kul gibi diger maddelerin orani da bulunur Uluslararasi Standartlar Orgutu tarafindan safran siniflandirmasi icin bir standart serisi belirlenmistir ISO 3632 standardi safran ile ilgilidir Bu standartta renk yogunlugu icin dort ampirik sinif belirlenmistir IV en dusuk III II ve I en yuksek kalite Safran ornekleri icindeki krosin ozgu sogurma derecesinin spektroskopi ile olculmesi sonucunda siniflandirilir Al displaystyle A lambda sogurma Beer Lambert yasasi olmak uzere soyle tanimlanir Al log I I0 displaystyle A lambda log I I 0 Bu olcum bir maddenin seffafliginin I I0 displaystyle I I 0 bir ornekten gecen isik yogunluk miktarinin o ornege tutulan isik miktarina orani belli bir isik dalga boyunda olcumudur Safranin sogurma derecesi bir kuru safran orneginde 440 nm foton dalga boyunda krosin ozgu sogurmadir Bu dalga boyunda yuksek sogurma degerleri yuksek krosin konsantrasyonunu ve dolayisiyla da yuksek renklendirme yogunlugunu gosterir Bu renk siniflari 80 den dusuk sogurma degerlerinden IV sinif safran 190 ve daha buyuk sogurma degerlerine kadar I sinif siralanir Dunyanin en seckin ornekleri en seckin ciceklerden secilen en kirmizi kestane rengi tepecikler 250 den yuksek sogurma degerlerine ulasir Safran tiplerinin pazar fiyati ISO degerlerine dogrudan baglidir Ancak bircok yetistirici tuccar ve tuketici bu tarz laboratuvar sonuclarini kabul etmez Ayni sarap tadicilarinin yaptigina benzer daha geleneksel degerlendirme yontemlerini tercih ederler Ispanyol federal safran siniflandirma standardiGrade ISO skoruCoupe gt 190La Mancha 180 190Rio 150 180Standard 145 150Sierra lt 110Kaynak Tarvand 2005b Kalite kontrolu ve standartlastirma konusunda bu kadar cok calisilsa da ozellikle en ucuz siniflarda yapilan tarihi cok eskilere dayanan safran sahtekarligi gunumuzde de devam etmektedir Safran sahtekarligi ilk olarak Avrupa da Orta Cag da kaydedilmistir Bu donemlerde safran sahtekarligi yapanlari Safranschou yasasina dayanarak olumle cezalandiriyorlardi Tipik olarak safrana pancar ve nar lifleri kirmizi boyali ipek lifleri ya da safran bitkisinin tatsiz kokusuz sari stamenleri katilarak safranin safligi dusurulur Diger yontemlerse bal ve bitki yagi gibi maddelerle safran liflerini islatmaktir Ancak toz haline getirilmis safrana zerdecal paprika ve diger tozlarin katilmasina daha sik rastlanir Safran sahtekarligi farkli safran siniflarinin karistirilarak yanlis etiketlerle satilmasi olarak da yapilir Hindistan da yuksek kalite Kesmir safrani Iran dan getirilen dusuk kalite safranla karistirilarak saf Kesmir safrani olarak pazarlanir Kesmirli yetistiriciler gelirlerinin cogunu boyle kazanir KaynakcaGenelAustralian Broadcasting Corporation 2003 1 Kashmiri saffron producers see red over Iranian imports Australian Broadcasting Corporation 10 Ocak 2006 Abdullaev FI 2002 2 Experimental Biology and Medicine cilt 227 no 1 10 Ocak 2006 PMid 11788779 Assimopoulou AN Papageorgiou VP amp Sinakos Z 2005 Phytotherapy Research cilt 19 no 11 PMid 16317646 Chang PY Kuo W Liang CT amp Wang CK 1964 Yao Hsueh Hsueh Pao cilt 11 Courtney P 2002 3 Landline Australian Broadcasting Corporation 10 Ocak 2006 Dalby A 2002 4 University of California Press ISBN 0 520 23674 2 10 Ocak 2006 Dalby A 2003 Routledge UK ISBN 0 415 23259 7 Darling Biomedical Library 2002 5 Saffron Darling Biomedical Library UCLA 10 Ocak 2006 Davies NW Gregory MJ amp Menary RC 2005 Effect of drying temperature and air flow on the production and retention of secondary metabolites in saffron dergi of Agricultural and Food Chemistry cilt 53 no 15 PMid 16028982 Deo B 2003 6 Crop amp Food Research New Zealand Institute for Crop amp Food Research no 20 10 Ocak 2006 Dharmananda S 2005 7 Saffron An Anti Depressant Herb Institute for Traditional Medicine 10 Ocak 2006 DPIWE Tasmanian Department of Primary Industries Water and Environment 2005 8 Emerging and Other Fruit and Floriculture Saffron Food amp Agriculture 10 Ocak 2006 Ferrence SC 2004 Therapy with saffron and the Goddess at Thera Perspectives in Biology and Medicine cilt 47 no 2 PMid 15259204 Fotedar S 1998 1999 9 Cultural Heritage of India Kashmiri Pandit Contribution Vitasta Kashmir Sabha cilt XXXII no 1 10 Ocak 2006 Goyns MH 1999 10 Taylor amp Francis ISBN 90 5702 394 6 10 Ocak 2006 Grieve M 1931 A modern herbal London Jonathan Cape Grigg DB 1974 Cambridge University Press ISBN 0 521 09843 2 10 Ocak 2006 Harper D 2001 11 Saffron Online Etymology Dictionary 10 Ocak 2006 Hasegawa JH Kurumboor SK amp Nair SC 1995 Saffron chemoprevention in biology and medicine a review Cancer Biotherapy cilt 10 no 4 PMid 8590890 Hayes AW 2001 Taylor amp Francis ISBN 1 56032 814 2 Hill T 2004 Wiley ISBN 0 471 21423 X Honan WH 2004 12 Researchers Rewrite First Chapter for the History of Medicine The New York Times 10 Ocak 2006 Humphries J 1998 Ten Speed Press ISBN 1 58008 024 3 Hussain A 2005 13 Saffron Industry in Deep Distress BBC News 10 Ocak 2006 Jessie SW amp Krishnakantha TP 2005 Inhibition of human platelet aggregation and membrane lipid peroxidation by food spice saffron Molecular and Cellular Biochemistry cilt 278 no 1 2 PMid 16180089 Katzer G 2001 14 Saffron Crocus sativus L Gernot Katzer s Spice Pages 10 Ocak 2006 Lak D 1998 15 Kashmiris Pin Hopes on Saffron BBC News 10 Ocak 2006 Lak D 1998b 16 BBC News 10 Ocak 2006 Leffingwell JC 2002 17 Saffron Leffingwell Reports cilt 2 no 5 10 Ocak 2006 McGann K 2003 18 What the Irish Wore A Few Arguments on the Subject of Saffron Reconstructing History 10 Ocak 2006 McGee H 2004 19 Scribner ISBN 0 684 80001 2 10 Ocak 2006 Nair SC Pannikar B amp Panikkar KR 1991 Cancer Letters cilt 57 no 2 PMid 2025883 Park JB 2005 20 Saffron USDA Phytochemical Database 10 Ocak 2006 Pearce F 2005 21 Returning war torn farmland to productivity New Scientist 10 Ocak 2006 Rau SR 1969 Time Life Education ISBN 0 8094 0069 3 Shen Nong Limited 2005 22 Qin Dynasty 221 207 B C Shen Nong 1 Nisan 2006 Tarvand Saffron 2005 23 What is Saffron Tarvand Saffron Company 10 Ocak 2006 Tarvand Saffron 2005b 24 Grading and Classification Tarvand Saffron Company 10 Ocak 2006 Willard P 2001 25 Beacon Press ISBN 0 8070 5008 3 10 Ocak 2006 Willard P 2001 26 Beacon Press ISBN 0 8070 5008 3 10 Ocak 2006 Ozel Rau 1969 s 53 a b c Hill 2004 s 272 Grigg 1974 s 287 a b c McGee 2004 s 422 a b McGee 2004 s 423 a b c d Katzer 2001 Harper 2001 a b c d e Deo 2003 s 1 Willard 2001 s 3 DPIWE 2005 a b Willard 2001 ss 2 3 a b Deo 2003 s 2 a b c Deo 2003 s 3 Willard 2001 ss 3 4 Willard 2001 s 4 a b Deo 2003 s 4 a b c d e Abdullaev 2002 s 1 a b Leffingwell 2001 s 1 Dharmananda 2005 a b Leffingwell 2001 s 3 Goyns 1999 s 1 a b Honan 2004 Ferrence 2004 s 1 a b c Willard 2001 s 2 Willard 2001 s 58 a b c d Willard 2001 s 41 Willard 2001 s 55 Willard 2001 ss 34 35 Willard 2001 s 59 Willard 2001 s 63 Humphries 1998 s 20 Willard 2001 s 12 Humphries 1998 s 19 Willard 2001 ss 17 18 Willard 2001 ss 54 55 Lak 1998b Fotedar amp 1998 1999 s 128 a b Dalby 2002 s 95 Dalby 2003 s 256 a b c Tarvand 2005 Hayes 2001 s 6 Shen Nong Limited 2005 Willard 2001 s 70 a b Willard 2001 s 99 Willard 2001 s 101 Willard 2001 ss 103 104 Willard 2001 s 117 Willard 2001 ss 132 133 Willard 2001 s 133 a b c Willard 2001 s 143 Willard 2001 s 138 Willard 2001 ss 138 139 Willard 2001 ss 142 146 Assimopoulou 2005 s 1 Chang Kuo amp Wang 1964 s 1 Dalby 2002 s 138 Hill 2004 s 273 Rau 1969 s 35 Lak 1998 Goyns 1999 s 8 Willard 2001 s 201 a b Tarvand 2005b Hill 2004 s 274 Willard 2001 ss 102 104 Australian Broadcasting Corporation 2003 Hussain 2005Dis baglantilarSafran Hatira Parasi Turkiye nin Cicekleri Serisi 18 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde