I. Selim (Osmanlıca: سلطان سليم اول) veya bilinen adıyla Yavuz Sultan Selim (d. 10 Ekim 1470 - ö. 22 Eylül 1520), Osmanlı İmparatorluğu'nun 9. padişahı ve 88. İslam hâlifesidir. "Hâdimü'l-Haremeyni'ş-Şerîfeyn" (iki kutsal caminin hizmetkârı) unvanına ve divan edebiyatındaki "Selîmî" mahlasına sahiptir. Babası sekizinci Osmanlı padişahı II. Bayezid, annesi II. Gülbahar Sultan'dır. 1512-1520 yılları arasında süren yalnızca 8 yıllık saltanatında imparatorluğu muazzam bir hızla genişletti ve özellikle 1516 ile 1517 yılları arasında düzenlediği sefer ile tüm Doğu Akdeniz ile Mısır dahil önemli Orta Doğu bölgelerini ele geçirdi. Padişahlığı döneminde Anadolu'da birlik sağlandı ve Mısır'da hüküm süren Memlûk Devleti'ne son verildi. Devrin en önemli iki ticaret yolu olan İpek ve Baharat Yolu'nu da ele geçiren Osmanlılar, bu sayede doğu ticaret yollarını da tamamen kontrolleri altına aldılar.
I. Selim Yavuz Sultan Selim ياوز سلطان سليم | |||||
---|---|---|---|---|---|
İslam Hâlifesi Kayser-i Rûm Emîrü'l-mü'minîn İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Han Şah | |||||
9. Osmanlı Padişahı | |||||
Hüküm süresi | 24 Nisan 1512 - 22 Eylül 1520 (8 yıl, 4 ay ve 29 gün) | ||||
Önce gelen | II. Bayezid | ||||
Sonra gelen | I. Süleyman | ||||
88. İslam Hâlifesi | |||||
Hüküm süresi | 1517 - 22 Eylül 1520 | ||||
Önce gelen | III. Mütevekkil | ||||
Sonra gelen | I. Süleyman | ||||
11. Trabzon Sancakbeyi | |||||
Hüküm süresi | 1487 - 1510 | ||||
Önce gelen | İlyas Bey | ||||
Sonra gelen | Sinan Bey | ||||
Doğum | 10 Ekim 1470 Amasya, Osmanlı İmparatorluğu | ||||
Ölüm | 22 Eylül 1520 (49 yaşında) Çorlu, Osmanlı İmparatorluğu | ||||
Defin | Yavuz Selim Camii, Fatih, İstanbul, Türkiye | ||||
Eş(ler)i | Ayşe Hafsa Sultan II. Ayşe Hatun | ||||
Çocuk(lar)ı | I. Süleyman Üveys Paşa Hatice Sultan Beyhan Sultan Fatma Sultan Hafize Sultan Şah Sultan | ||||
| |||||
Hanedan | Osmanlı Hanedanı | ||||
Babası | II. Bayezid | ||||
Annesi | II. Gülbahar Hatun | ||||
Dini | Sünni İslam | ||||
İmza |
10 Ekim 1470 tarihinde Amasya'da doğan ve şehzadeliğini Trabzon'da geçiren I. Selim, Osmanlı tahtına babası Sultan II. Bayezid'e karşı darbe yaparak çıktı. Şehzade Selim'e kızı Ayşe Hatun'u vermiş olan Kırım Hanı Mengli Giray, ona askeri destek sağlayarak tahta geçmesine yardım etti. 1512'de tahta çıkan Sultan Selim, babasının son dönemlerinde doğuda ortaya çıkan Şii Safevî tehlikesine karşı mücadeleye girişti. İki sene sonra İran'a yaptığı seferde Safevî hükümdarı Şah İsmail'i Çaldıran Muharebesi ile mağlup etti, ülkenin başkenti Tebriz'e kadar ilerledi ve bundan sonra "Yavuz" lakabıyla anılmaya başladı. 1515'te, Sadrazam Hadım Sinan Paşa öncülüğünde gerçekleşen Turnadağ Muharebesi ile Dulkadiroğulları Beyliği'ni ortadan kaldırdı ve Anadolu'daki Türk siyasi birliğini tam anlamıyla sağladı.
İran seferinden sonra Memlûk Devleti'ne karşı harekete geçen I. Selim, ''Büyük Mısır Seferi'' olarak bilinen seferde yapılan Mercidâbık, Gazze, Ridâniye ve Kahire muharebeleri ile Memlûkleri yıkarak Suriye, Filistin, Levant, Mısır ve Hicaz gibi stratejik bölgeleri devletin topraklarına kattı. Seferden sonra İslam peygamberi Muhammed'in Kutsal Emanetler olarak kabul edilen eşyalarını İstanbul'a getirtti. 1520'de Batı'ya doğru yola çıkan Sultan Selim, 22 Eylül 1520 tarihinde Çorlu'da bulunan ordugâhında, sırtında çıkmış olan büyük bir çıban yüzünden 49 yaşındayken öldü ve yerine oğlu Süleyman geçti. Türbesi İstanbul'un Fatih ilçesindeki Yavuz Selim Camii'nde yer almaktadır.
1520'deki ölümü sırasında Osmanlı İmparatorluğu, Selim'in 8 yıllık hükümdarlığı sırasında yüzde yetmiş kadar büyüyerek yaklaşık 3,4 milyon kilometrekareye yayıldı. Selim'in Orta Doğu'yu ve özellikle İslam dünyasının kalbi olan bölgeleri fethetmesi ve Mekke ve Medine şehirlerine giden hac yollarının kontrolünü üstlenmesi, Osmanlı İmparatorluğu'nu önde gelen Müslüman devletlerden biri yaptı. I. Selim'in fetihleri, imparatorluğun coğrafi ve kültürel ağırlık merkezini önemli ölçüde Balkanlar'dan Orta Doğu'ya kaydırdı.
İlk yılları
Sert mizacı ve cesaretinden dolayı "Yavuz" olarak anılan ve Osmanlı belgelerinde adı "Selim Şah" olarak geçen I. Selim, 10 Ekim 1470 tarihinde babası Şehzade Bayezid'in sancakbeyi olduğu Amasya'da dünyaya geldi. Annesi, kimi kaynaklara göre Dulkadiroğulları beyi Alaüddevle Bozkurt Bey'in kızı Gülbahar Hatun, bazılarına göre ise Alaüddevle Bozkurt Bey'in kızı Ayşe Hatun'dur. Tarihçi Feridun Emecen, annesinin adının Gülbahar diye gösterilmesinin bir yakıştırmadan ibaret olduğunu, annesinin "Ayşe Hatun" olduğu bilgisinin 16. yüzyıl tarihçilerinden Cenâbî tarafından açık şekilde zikredildiğini aktarmıştır. Bu durum Selim'in annesinin adının kronolojik analizler çerçevesinde Ayşe Hatun da olabileceğini göstermektedir.
Kaynaklarda daha küçük yaşta iyi bir eğitim gördüğü ve babası Bayezid'in kendine özel hoca tayin ettiği belirtilir. Meşhur bir rivayete göre, on yaşlarında iken dedesi Fatih Sultan Mehmed tarafından kardeşleri Ahmed, Korkut, Mahmud, Âlemşah ve amcası Cem'in oğlu Oğuz Han ile birlikte İstanbul'a çağrıldı. Fatih torunlarına büyük ilgi gösterdi, onları sünnet ettirdi ve bir ay süren şenlikler düzenlendi. Bu, muhtemelen Selim'in dedesi Fatih'i ilk ve son görüşü oldu, ancak bu olay onun hâfızasında önemli bir yer kazandı. Daha sonraki bir rivayete göre, sonraları kendine Fatih Sultan Mehmed'in bir resmi gösterildiğinde çocukluğunda onun dizlerinde büyüdüğünü, yüzünün şeklinin hayalinden silinmediğini belirtmiş, nakkaşın resmi dedesine tam olarak benzetemediğini söylemiştir.
Trabzon sancakbeyliği dönemi
Osmanlı Devleti'nin, devlet tecrübesi kazanmaları için şehzadeleri küçük yaşlarda sancaklara gönderme usulü gereği Şehzade Selim de Trabzon'a vali olarak atandı.Fatih Sultan Mehmed zamanında, Sivas vilâyetinin Amasya Sancağı'nda büyük oğlu Şehzade Bayezid sancakbeyi iken; yine Sivas vilayetine bağlı Trabzon Sancağı'nda da sancakbeyi olarak Bayezid'in en büyük oğlu Abdullah bulunmaktaydı. Trabzon'da, İçkale Camii'nin şadırvanında bulunan ve Abdullah'ın Hicrî 875 (1470) yılına ait olan kitâbesinden hareketle Şehzade Abdullah'ın Trabzon sancakbeyi olarak 1481 yılına kadar bu görevde kaldığı anlaşılmaktadır.
Şehzade Abdullah'tan sonra Trabzon sancakbeyi olan ikinci ve son şehzade Yavuz Sultan Selim'dir. Fatih Sultan Mehmed'in vefatından sonra padişah ilan edilen II. Bayezid, Şehzade Selim'i Trabzon'a sancakbeyi olarak tayin etti. Buraya tayin tarihi bazı arşiv belgelerine göre Hicrî 892 (1487) olmalıdır. Şehzade Selim, 1487-1510 yılları arasında yaklaşık 23 yıl boyunca Trabzon'da valilik yaptı.
Selim, valiliği sırasında devlet işleri yanında ilimle de uğraştı ve âlim Abdülhalim Efendi'nin derslerini takip etti. Daha o zamanlarda Selim, devletin bel kemiği olan Türkmenlerin devletten duyduğu memnuniyetsizliği ve İran'daki Safevî Devleti'ne yönelmelerini fark etti. Bundan dolayı Şehzade Selim, Türkmenleri devlete bağlamak için İstanbul yönetiminden izin almaksızın Gürcüler üzerine seferler yaptı ve bunların en önemlisi olan 1508 yılındaki Kutaisi seferinde Kars, Erzurum, Artvin illeri ile birçok yeri fethederek buraları Osmanlı topraklarına kattı; bu nedenle babası tarafından takdir edildi. Hatta devlet töresine göre elde edilen ganimetin beşte birini devletin hazinesine katması gerekirken, onu da mücahit Türkmenlere bıraktı.
II. Bayezid'in son seneleri ve şehzadeler meselesi
Sultan II. Bayezid'in 8 oğlu olmuştu. Bunlar yaş sırası ile Abdullah, Şehinşah, Âlemşah, Ahmed, Korkut, Selim, Mehmed ve Mahmud'dur. Ahmed, Korkut ve Selim dışındakiler babalarının sağlığında ölmüşlerdi. Selim Trabzon, Korkut Saruhan, Ahmed ise Amasya illerinde görev yapıyordu. Selim'in oğlu Süleyman, Kefe'de sancakbeyi iken; Ahmed'in oğlu ise Bolu sancakbeyi olarak görev yapıyordu. Karaman valisi Şehzade Şehinşah'ın 1511 yılındaki ölümü üzerine, Beyşehir'de bulunan oğlu Mehmed, Konya'ya tayin edildi.Şehzade Âlemşah'ın oğlu Osman ise Çankırı sancakbeyi olarak görevdeydi. Şehzade Mahmud'un oğlu Orhan, babasının Manisa'ya (Saruhan) nakli ile Kastamonu'ya atanmış, Mahmud'un diğer oğlu Musa ise Sinop'un sancakbeyi olmuştu. Şehzade Mahmud'un en küçük oğlu Emirhan'ın ataması ise çok küçük olduğundan henüz yapılmamıştı.
Şehzade Selim, Trabzon valiliği sırasında askeri başarıları münasebetiyle yeniçerilerin desteğini arkasına almıştı. Ancak Osmanlı bürokrasisi, Şehzade Ahmed'in tahta çıkmasını desteklemekteydi.Manisa vilayetinde bulunan Şehzade Korkut'un erkek çocuğu olmadığından tahta çıkma şansı az olarak görülmekteydi. Konya'daki Şehzade Şehinşah ise, 2 Temmuz 1511'de babasından 6 ay evvel öldüğünden taht kavgasına dahil olmamıştı.
Şehzade Selim, uzun zamandır kötü giden devlet işlerinden ötürü babasının hükümdar olarak gücünün giderek zayıfladığını, özellikle Amasya'da bulunan ağabeyi Ahmed'in taht için en başta gelen aday sıfatıyla öne çıktığını fark etti ve bu durumu kabullenmedi. Böylece bir taraftan kardeşleri, diğer taraftan ise babasıyla taht için zorlu bir mücadeleyi göze almaktan çekinmedi.Fatih Kanunnâmesi'ne göre, hükümdar olan kişi devletin selâmeti için diğer kardeşlerini öldürecekti. Bunun için kardeşleri Korkut ve Ahmed'i yakından takip ediyordu. Diğer taraftan Selim'in Trabzon'da kazandığı başarıları her tarafta duyulmuş, lehine propagandalar yapılmaya başlanmıştı.
Saltanatı ele geçirmek için kardeşleri gibi Selim de hazırlık yaptı ve kendi askerlerine ek olarak Kırım Hanlığı kuvvetlerinden de istifade etti. Rumeli'ye geçtiğinde yanında Kırım Hanı'nın küçük oğlunun komutasında 350 kadar asker de vardı. Ayrıca taraftarları sayesinde Yeniçeri Ocağı'nın desteğini de elde etmişti. Selim, kendine Trabzon'a ilaveten Kefe verildi ise de bunu kabul etmedi. Bunun üzerine kendine nasihat vermesi amacıyla ulemadan kişiler yollansa da Selim bunları geri çevirdi.Anadolu'da nereyi istersen verelim önerisi gelse de, istediği gibi bir cevap alamayınca derhal Kırım Hanı'ndan aldığı kuvvetle Silistre yoluyla Rumeli'ye geldi. Ulemalar tekrar yollansa da, Selim buna da kesin olarak ret cevabı verdi. Ayrıca Selim'in bu hareketinden önce, Şehzade Korkut da babasından izin almaksızın Antalya'dan kalkıp Manisa'ya gitmişti. Bu hareketleri doğru bulmayan Şehzade Ahmed, babası Bayezid'den Korkut ve Selim'i öldürtmek için izin istedi, ancak Bayezid bunu kabul etmedi.
Şehzade Selim'in Rumeli'ye geçişi İstanbul'da duyulunca, Selim üzerine asker sevk edilmesi konusu gündeme geldi. Bunu haber alan Selim asi olmadığını, babasına saygılarını arz etmek için geldiğini beyan etti ve kendine nasihat için babası tarafından yollanan elçiye itibar etti. Bunun üzerine İstanbul'a dönen elçi, Selim'in babasının elini öpmek için geldiğini söyledi.
Selim karşıtları bu oyunu kabul etmeyerek Selim'in üzerine Rumeli beylerbeyi Hasan Paşa'yı gönderdiler, ancak Hasan Paşa savaşmaksızın Edirne'ye döndü. Bunun üzerine Sultan II. Bayezid, bizzat oğlu Selim'e karşı harekete geçti. II. Bayezid yaşlı olduğundan ötürü arabayla hareket etti ve Çukurçayır denilen yerde Selim'in ordugâhının karşısına geldi. Selim karşı taraftan taarruz olmadıkça kesinlikle saldırılmamasını emretti.Bayezid, binmiş olduğu arabanın penceresinden elini öpmeye gelen oğlunun kuvvetleri gösterilince duygulandı ve Rumeli akıncıları ve sancakbeylerinin de etkisiyle herhangi bir çatışmadan vazgeçerek taraflar arasında bir anlaşma yaptı. Anlaşma sonucunda II. Bayezid, veliaht yapılacağı dedikoduları olan Şehzade Ahmed'in veliaht yapılmayacağını temin etti ve hayatta bulunduğu müddetçe şehzadelerden herhangi birini saltanat makamına geçirmeyeceğine dair söz verdi. Ayrıca Şehzade Selim'e Rumeli'den istediği Semendire Sancağı verildi ve bununla beraber bu sancağa Alacahisar ve İzvorvik sancakları da eklendi.
Yaşanan bu gelişmeler üzerine Şehzade Ahmed, babasına yazdığı mektupta, Selim'in askeriyle babasının üzerine yürümesine rağmen kendine üç sancak ve buna ek olarak beş yüz bin akçe verilmesini eleştirdi ve sadece üç sancak da olsa bunun Rumeli'nin tamamen verilmesi demek olduğunu, hükümdarlığına sadece bir hutbe ve bir de sikke kaldığını, hâlbuki kendinin babasını asla incitmediğini belirtti. Ayrıca babası sağ oldukça saltanatta kesinlikle gözü olmadığını, ancak asi kardeşi üzerine gitmesine izin verilmesini istedi. Böylece veliaht tayini işini de önleyen Selim, komutasındaki askerlerle Semendire'ye gitmeyip Eski Zağra ve Filibe taraflarında kaldı ve Semendire'ye bir vekil gönderdi.
Tahta çıkışı
Baba-oğul mücadelesi
Şehzade Selim, Semendire'ye gitmeyip yolda oyalanırken ve merkezden sancağa gitmesi emredilirken; kendi Şahkulu meselesinin sonuçlanmasını beklediğini arz ediyordu. 1511 yılının Nisan ayında, Safevî hükümdarı Şah İsmail'i kurtarıcı olarak kabul eden Şahkulu önderliğindeki Kızılbaşlar tarafından Osmanlı İmparatorluğu'na karşı gerçekleştirilen Şahkulu İsyanı'nda Şahkulu ile savaşıldı ve çıkan savaşta Sadrazam Hadım Ali Paşa öldürüldü. Şehzade Ahmed ise asileri takip etmek yerine Amasya'ya döndü, bu yüzden askerlerin Ahmed'e desteği azaldı. Hadım Ali Paşa'nın öldüğünü öğrenen Sultan Bayezid, yine aynı zamanlarda Karaman valisi olan oğlu Şehzade Şehinşah'ın da ölüm haberini alınca, saltanattan kati surette çekilmeye karar verdi. Devletin ileri gelenlerini davet edip görüştü. Çoğunluk, Şehzade Ahmed'in hükümdar olmasını destekledi. Hadım Ali Paşa'nın yerine sadrazam olan Hersekzâde Ahmed Paşa ise bu karara katılmadı; padişahın çekilmemesi, Şehzade Selim'in Semendire'de kalması, Şehzade Ahmed'in ise Karaman eyaletine nakledilmesi gerektiğini savunsa da başta II. Bayezid olmak üzere çoğunluk Şehzade Ahmed'in hükümdar olmasını istediğinden kendine haber gönderildi. Karar verildikten sonra Bayezid, Rumeli beylerini çağırarak onlardan Ahmed'e itiraz etmeyeceklerine dair söz aldı. Ancak Selim'i destekleyen yeniçeriler ise Ahmed'in hükümdar olmasını önlemek için "Senin sağlığında biz başkasını padişah istemeyiz" diye teminat verdiler. Filibe'de bulunan Selim ise tüm bunları adamları vasıtasıyla öğrenmekteydi.
II. Bayezid'in yaptığı anlaşmaya uymadığını anlayan Şehzade Selim, 40 bin kişilik kuvvetle Çorlu'da babasının kuvvetlerinin olduğu ovaya girdi. Ağustos 1511'de vuku bulan savaş sonunda Selim kuvvetleri yenildi. Şehzade takip edenlerin elinden zorla kurtularak Karadeniz sahiline geldi ve kendine katılanlarla İğneada'dan gemiyle Kefe'ye gitti. Selim'in bu mağlubiyeti üzerine, Ahmed'e derhal İstanbul'a gelmesi yazıldı.
Vezîr-i âzam Hersekzâde Ahmed Paşa, daha önce Sultan II. Bayezid'in verilen ahidnâmeye sadık kalınmasını, hiçbirinin bir diğerine tercih edilmemesini savundu. Ayrıca askerin Şehzade Selim'in tarafını tuttuğunu, kapıkulu ocaklarını oğlu Ahmed'in tarafına çevirdikten sonra saltanatı terk etmesini ve Ahmed'i İstanbul'a getirtmeyerek Karaman'da alıkoymasını padişaha arz ettiyse de bu sözü dinlenmedi. Şehzade Ahmed, İstanbul'a vardığının ertesi günü padişah ilan edildi.
Yeniçerilerin ayaklanması ve Selim'in cülûsu
Şehzade Ahmed'in hükümdarlığını tanımayan yeniçeriler, bununla kalmayıp içlerinde devletin ileri gelenlerinin evlerinin de olduğu birçok evi talan etti. Yeniçeriler, Selim'e sadakat göstererek onun gelmesi ve veliaht olması gerektiğinde ısrar etti. Bunu haber alan Ahmed, Anadolu'ya döndü. Selim karşıtları bunun üzerine Şehzade Korkut'u hükümdar yapma düşüncesiyle kendini acele İstanbul'a davet ettiklerine dair haber yolladılar. Bunun üzerine İstanbul'a gelen Korkut'a yeniçeriler hürmet gösterse de, Şehzade Selim'den başkasını istemediklerini söylediler. Bunun üzerine zor duruma düşen ve artık hükmü ve nüfuzu kalmayan Sultan II. Bayezid, Selim'i İstanbul'a davet etti. Selim süratle İstanbul'a geldi ve taraftarlarınca sevinçle karşılandı. Bayezid başlangıçta saltanattan çekilmeye yanaşmayarak Selim'i Şah İsmail üzerine yapılacak sefere serdar tayin etmeyi teklif etse de, Selim ordunun başında hükümdarın bulunması gerektiğini söyleyerek bu teklifi reddetti. Bayezid oğlunun hükümdar olma isteği ve asker ile bazı devlet adamlarının Selim'den taraf olduğunu görünce saltanatı Selim'e terk etmeye mecbur oldu (7 Safer 918 / 24 Nisan 1512); bir bakıma tahttan indirildi. Böylece I. Selim, dokuzuncu Osmanlı hükümdarı olarak tahta çıktı. Selim'in cülûs töreni de 23 Mayıs'ta gerçekleştirildi.
Bayezid tahttan çekilip istirahat edeceği Dimetoka'ya gitmek üzere İstanbul'dan yola çıktı, ancak Dimetoka'ya varamadan Havsa civarındaki Abalar denilen bir köyde fenalaşıp ansızın öldü (21 Mayıs 1512). Bu konuda kayıtlar II. Bayezid'in yolda giderken hastalandığından ya da ihtiyarlığından ötürü eceliyle öldüğünü söylese de, Hoca Sâdeddin'in Tâcü't-Tevârih eserinde zehirlenmek suretiyle öldüğünden bahsedilmektedir. Ayrıca Şehzade Ahmed, Memlûk Sultanı'na yazdığı mektupta babası Bayezid'in hastalanarak öldüğü duyurulduktan sonra halk arasında vefatının oğlu Selim tarafından yapıldığı görüşünün yaygın olduğunu yazmıştır. Bayezid'in şüpheli ölümünün zehirlenme olduğu iddiaları bazı yerli kaynakların dışında özellikle Batı kaynaklarında da görülür. Ancak Bayezid'in Selim tarafından zehirlendiği iddiası hiçbir birincil Osmanlı kaynağında bulunmamaktadır. Babasının ölümü ise kardeşleriyle ileride yapacağı mücadelede Selim'in durumuna kuvvet katmıştır.
Kardeşlerin ortadan kaldırılması
Yavuz Sultan Selim, saltanatını ilan ettikten sonra ilk iş olarak iktidarını sağlamlaştırmaya çalıştı. Tahta ortak olabilecek kardeşleri Ahmed ve Korkut'un bertaraf edilmesi konusuna öncelik verdi. Nisan 1512'de Anadolu'da hükümdarlığını ilan eden Ahmed'in oğlu Şehzade Alaâddin, Bursa'yı ele geçirerek babası adına hutbe okuttu. Ancak I. Selim'in üzerine kuvvet yollaması üzerine Bursa'dan kaçarak Memlûklere sığındı. Şehzade Ahmed, üzerine kuvvet yollanması üzerine Malatya'ya çekildi. I. Selim tarafından bazı devlet adamlarına yazdırılan sahte mektuplarla, bu kişilerin gelecek olursa ilk savaşta kendi tarafına katılacağına inanan Şehzade Ahmed, Malatya'dan ayrılarak Amasya'ya geçti ve topladığı kuvvetlerle Konya'ya ve oradan Bursa üzerine harekete geçti. Nisan 1513'te cereyan eden Yenişehir Muharebesi'nde, mektupların yalan olduğunu anlamasına rağmen çekilmeye imkân olmamasından dolayı savaşa devam etti. Kuvvetleri bozulan Şehzade Ahmed yakalandı ve Sultan Selim'in emri ile kapıcıbaşı Sinan Ağa tarafından boğularak öldürüldü.
Devlete isyan suçunun cezası olarak idam edilen Şehzade Ahmed, böylece 38 gün önce idam edilen kardeşi Şehzade Korkut'la aynı kaderi paylaştı. Korkut, yeniçerilerden padişahlık için desteği bulamayınca, babasının yerine geçen kardeşi Yavuz Sultan Selim'in padişahlığını tanıdı. Saruhan Sancakbeyliği'ne tayin edildi. Yavuz Sultan Selim, ağabeyinin fikrini öğrenmek için, bazı devlet adamlarının ağzından padişah olmasını arzu eder tarzda mektuplar yazdırdı. Şehzade Korkut'un mektuplara müspet cevaplar vermesi üzerine Manisa kuşatıldı. Mart 1513'te Bergama yakınlarında yakalanan Korkut, Bursa'ya götürüldüğü sırada, Emet yakınlarındaki Eğrigöz kasabasında, kapıcıbaşı Sinan Ağa tarafından boğularak öldürüldü.
Bu gelişmeler üzerine Selim, Ocak 1514'e gelindiğinde tahtın tek hâkimi konumuna geldi. Sadece Şehzade Ahmed'in Kasım adındaki oğlu Memlûklere iltica etti ve Murad adındaki diğer oğlu ise Safevî Şahı İsmail'in yanında İran'da bir süre kaldı. Murad, İran'da sancakbeyi derecesinde bir hizmetteyken öldü.
İran Seferi
Osmanlı-Safevî ilişkileri
Osmanlı İmparatorluğu ve Safevî Tarikatı arasında bulunan husumet Selim'den çok öncesine dayanmaktaydı. Osmanlı padişahı II. Bayezid, Şah İsmail'in babası Şeyh Haydar'ın ölüm (1488) haberini duyunca, "Haydar'ın ölümünü işitmiş olmak sevincimi kat kat artırdı." demişti. Şeyh Haydar'ın takipçileri olan ve "Kızılbaşlar" olarak bilinen kişilere ise "Haydar'ın yolunu şaşırmış sürüsü, Allah onlara lânet etsin!" demişti.
Safevîlere bağlı olan şeyhlerin Anadolu'da çok sayıda müritleri olduğu, bu müritlerin sıkça şeyhlerini ziyaret ettikleri, beraberinde hediyeler götürdükleri ve şeyhlerinden eğitim almak için İran'a gittikleri bilinmekteydi. Osmanlı Devleti; Şah İsmail'in Kızılbaş inanışına sahip olmasını, Anadolu'da büyük bir taraftar kitlesine sahip olmasını ve üstelik komşu topraklarda yükselmesini büyük bir tehdit olarak görmekteydi. Şah İsmail ve Safevî Devleti'nin mensubu olduğu Şii mezhebi, Osmanlılar tarafından sapkınlık olarak görülmüştür.II. Bayezid, 1502'de bu sebepten dolayı birçok Kızılbaşı Anadolu'dan Mora'ya sürmüştür. Ayrıca II. Bayezid, 1501'de Safevî Devleti'nin kurulmasının ardından Kızılbaşların İran'a gitmesini engellemeye çalışmış ve İran'a gittiği tespit edilen bütün Kızılbaşların idam edilmesini emretmiştir.
Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın torunu olarak 1487'de Erdebil'de doğan İsmail, 1501 yılında, henüz 14 yaşındayken, Tebriz'e girerek tahta oturdu ve kendini şah ilan etti. Ardından Oniki İmam Şiîliğini devletin resmî mezhebi ilan etti, hutbelerde Ebû Bekir, Ömer bin Hattab ve Osman'a lânet okunmasını emretti. Şah İsmail, 1504'te Fîrûzkûh'a yürüdü ve bölgenin önemli kalelerini ele geçirdi. Bu zaferin ardından Mâzenderan, Lâhîcân ve Cürcân hâkimleri İsmail'e gelip ona biat ettiler. Böylece Safevîlerin sınırları Hazar Denizi kıyılarına ulaştı. Aynı yıl Horasan da hâkimiyet altına alındı. 1507 yılında ise Şah İsmail, bu sefer Erzincan'a yöneldi. Osmanlı topraklarına girerek Kayseri'den Maraş'a ulaştı. Dulkadiroğulları Beyliği herhangi bir karşılık göstermeyince Maraş ve Elbistan'ı tahrip ederek Tebriz'e döndü. Böylece Diyarbekir ve çevresi Safevîlere bağlanmış oldu. 1508'de de Bağdat hâkimiyet altına alındı.
Şah İsmail'in 1501 yılında Tebriz'i aldıktan sonra bir ordu gönderip Erzincan'ı da ele geçirmesi ve bu bölge Osmanlı topraklarına dahil olmadığı hâlde Şah İsmail'in eline geçmesi, o dönemde Trabzon sancakbeyi olan Şehzade Selim'i fena kızdırdı. Ardından Şehzade Selim, 1503 ve 1507-1508 yıllarında iki defa Erzincan'ı ele geçirmeye çalışarak Safevî topraklarına saldırdı. Şehzade Selim'in son saldırısında, Şah İsmail'in silahları ve hazineleri de ele geçirilir. Bu olay üzerine Şah İsmail, Selim'e bir elçi gönderir; ama Şehzade Selim ele geçirdiklerinin iade edilmesini reddeder. İsmail bu sefer II. Bayezid'e elçi gönderir. Elçinin barış ve dostluk içeren ifadelerle, Selim'in düşmanca olan tutumunu şikayet eder ve ele geçirilen silah ve hazinelerin iadesini talep eder. Osmanlı yönetimi elçiye hürmetle davranır ama şikayetini görmezden gelir. Şehzade Selim sadece Safevîlerin topraklarına saldırmakla değil, Şah İsmail'in Anadolu'daki müritleriyle olan ilişkilerini de kısıtlamaya çalışır ve karşılaştığı Safevî Tarikatı müritleri olan Kızılbaşlara eziyet edip onları katleder. Yaşanan bu hadiseler, iki devlet arasındaki husumeti ve düşmanlığı günden güne artırır.
Yavuz Sultan Selim 1512'de tahta çıktığında Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli sorunu, doğudaki Şii Safevî Devleti olarak kabul edilmekteydi. Zira bir sene önce Şah İsmail taraftarları olan Kızılbaşlar tarafından Osmanlı İmparatorluğu'na karşı gerçekleştirilen Şahkulu İsyanı, bu kabulü desteklemekteydi. Osmanlı Devleti, Safevîlerin ortadan kalkmasıyla Anadolu'daki Osmanlı ve Sünni egemenliğinin sağlamlaşacağını ve doğudan gelebilecek mezhepsel ve askerî tehditlere karşı dağlık Doğu Anadolu savunmasının güçleneceğini düşünüyordu. Ayrıca Yavuz Sultan Selim'in bir başka amacı da, doğudaki bütün İslam devletlerini tek bir devlet çatısı altında birleştirmekti. Yavuz Sultan Selim, Safevî meselesinde babası Bayezid tarafından yarı resmî olarak desteklenmişti. Şimdi de, bazı destekçilerinin Peygamber soyundan geldiğine inandıkları Şii Safevîlerin lideri Şah İsmail'in lehine halkı kendi yönetimine karşı kışkırtacaklarından korkuyordu. Bu tür nedenlerle Sultan I. Selim, Şah İsmail'i ve Kızılbaşları "kâfirler ve sapkınlar" olarak tanımlayan bir hukukçu görüşü elde etti ve ülkeyi yatıştırmak için aşırı önlemler aldı. Selim, İsmail'i imandan sapmakla suçladı.
Çaldıran Muharebesi
Böyle bir vaziyet karmaşası içinde tahta geçmiş olan Yavuz Sultan Selim, her şeyden önce Safevî meselesini kesin olarak çözmeye karar verdi. Şii İranlılarla savaşmak için İstanbul müftüsü Sarıgörez Nûreddin Efendi ve din âlimi Kemalpaşazâde'den fetvalar aldı. I. Selim, Safevîler ile girilebilecek bir savaşa karşı hazırlıklar ve çalışmalar yapmaya başladı. Şah İsmail de aynı dönemde Osmanlılara karşı bazı hazırlıklar sürdürüyordu. İsmail, yanında bulunan Şehzade Ahmed'in oğlu Murad'ı Osmanlı tahtının vârisi ilan etti ve Osmanlılara karşı gireceği savaşta yardım etmesi için Memlûk sultanı Kansu Gavri'ye bir elçilik heyeti gönderdi. Bu arada Şah'ın taraftarları da Anadolu'da Şii halkı isyana teşvik ediyorlardı.
Bu durum karşısında Sultan Selim, Edirne'de toplanan olağanüstü divanda alınan savaş kararı üzerine 1514 yılının baharında ordusuyla birlikte İran seferine yola çıktı ve bunu bir mektupla Şah İsmail'e bildirdi. Oğlu Süleyman'ı da 50 bin kadar kuvvetle Anadolu'da emniyet olarak bıraktı. I. Selim'in üzerine geldiğini öğrenen İsmail, çeşitli önlemler almaya başladı. Osmanlı ordusunun geçeceği yerleri yakıp yıkmaya başladı. Böylece orduda iaşe sıkıntısının ortaya çıkacağını ve harap yerlerde ilerlemekten bıkan askerlerin İstanbul'a dönmek isteyeceğini amaçladı. Osmanlı ordusunun geçeceği yerlerdeki mahsul, otlak ve meskenlerin Şah İsmail'in emriyle yakılması yüzünden ordu sıkıntı içinde ilerledi. Osmanlı ordusu yaklaşık 140.000 kişiden oluşuyordu. Sultan Selim, muhtemel bir Şii ayaklanmasına karşı Sivas-Kayseri arasında hasta ve zayıflardan 40.000 kişilik bir ihtiyat kuvveti bıraktı ve yoluna 100.000 kişilik orduyla devam etti.
Sefer yolculuğu uzun sürmüş, ancak Safevî ve Osmanlı orduları henüz karşılaşamamıştı. Erzincan'a varan Selim, burada Şah'a ikinci bir mektup göndererek onu tekrar savaşa davet etti. Bir süre sonra Şah'tan bir mektup ile içi afyon dolu bir kutu geldi. Şah İsmail bu şekilde karışıklık çıkmasını istemediğini, aksi hâlde kendinin de savaşa hazır olduğunu bildiriyordu. Selim sonrasında Çermük'e geldi, fakat Safevî ordusu hâlâ ortalıkta görünmemişti. Sultan Selim buradan Şah İsmail'e bir mektup daha gönderdi. Bu mektupta günlerdir ülkesinde yürüdüğü hâlde ortaya çıkmadığını yazıyordu. Bu arada, Osmanlı ordusunda bazı güçlükler ve kıtlıklar baş göstermeye başlamıştı. Orduda seferden geri dönme düşüncesinde olanlar da vardı. Yaşanan bazı olayları ve dillendirilen bazı rahatsızlıkları fark eden I. Selim, atına binerek askerlerine cesaret veren ve meydan okuyan bir konuşma yaptı. Geri dönmeye niyeti olmadığını söyleyen Selim, askerlerin söylediklerine uyan ve geri dönüş için kendi ile görüşen Hemdem Paşa'yı çocukluğundan beri tanıyor olmasına rağmen ölümle cezalandırdı. Cesedi gömülmesi için yeniçerilere verdirdi.
Osmanlı ve Safevî orduları 2 Recep 920 (23 Ağustos 1514) tarihinde İran'ın batı ucundaki Çaldıran Ovası'nda karşılaştı. Her iki ordu da Türk ve Müslümanlardan oluşuyordu.Osmanlı ordusunun yaya kuvvetleri daha çok olmasına karşın, Safevî ordusunun süvarileri fazlaydı. Ancak Safevî ordusunda top yoktu; buna karşın Osmanlı'da topçu kuvvetleri bulunuyordu.Kanuni Sultan Süleyman döneminde hazırlanmış olan Şükrî-i Bitlisî'nin Selimnâme adlı eserinde Safevî askerleri, kırmızı çubuğa dolanmış sarıklar, miğfer ve zırhla; Osmanlı ordusu ise önde tüfek ve mızraklı dört yeniçeriyle zırhsız ve miğfersiz olarak resmedilmiştir. Savaş, 23 Ağustos günü Şah İsmail'in emrindeki 40.000 seçkin süvarinin saldırısıyla başladı. Savaşın sonunda Osmanlı kuvvetleri zafer kazanırken, Safevîler bozguna uğradı. Savaşın kazanılmasında Osmanlı ordusunda ateşli silahların olması belirleyici olmuştur. Bu durum, Safevîler ile sürekli mücadele halinde olan Özbeklerin de menfaatlerine olmuştur. Zaten daha önce Özbekler ile Osmanlılar arasında siyasi ilişkiler güçlenmiş ve ortak düşman olan Safevîlere karşı müttefiklik kurulmuştu.
Muharebede bir tüfek kurşunu ile yaralanan ve atından düşen Şah İsmail, askerlerinden birinin atını ona vermesi ile savaş alanından kaçtı ve önce Tebriz'e, buradan da Dergezîn'e gitti. Zaferden sonra Safevî ordugâhı, Şah İsmail'in hazineleri, hanımları ve emirleri Osmanlıların eline geçti. Yavuz Sultan Selim, savaş sonrasında yoluna devam ederek 6 Eylül 1514'te Tebriz'e girdi. Selim, Şah'ın hazinelerine el koydu ve şehirde bulunan birçok sanatçı ve ilim adamını İstanbul'a gönderdi. Yaşadığı ağır yenilginin ardından Şah İsmail ruhsal bir çöküntüye girdi ve kendini içkiye verdi. Savaştan uzak durmaya çalışırken ülke ile ilgili işlere pek önem vermemeye başladı, devlet işlerini daha çok emirlerine havale etti. 1514'ten öldüğü 1524'e kadar Şah İsmail, şahsen hiçbir savaşa girmedi.
Çaldıran Muharebesi'nden sonra Doğu Anadolu'da Osmanlılar için herhangi bir tehlike kalmadı ve birçok Doğu Anadolu şehri Osmanlıların eline geçti.Bıyıklı Mehmed Paşa Diyarbekir Beylerbeyliği'ne getirilirken, Kürt asıllı siyasetçi ve tarihçi İdris-i Bitlisî de onun yanına vekil verildi. İdris-i Bitlisî'nin gayretleriyle Harput, Silvan, Bitlis, Urfa, Mardin, Cezire ve Rakka'ya kadar Güneydoğu Anadolu bölgesi ile Musul dolayları Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresine geçti.Şii inancının yayılması büyük ölçüde durduruldu ve geçici de olsa Safevî tehlikesi ortadan kalktı. 15 Eylül 1514'te Tebriz'den Karabağ'a hareket eden Yavuz, kışı orada geçirip baharda İran'ı tümüyle almayı amaçlasa da şartlar müsait olmadığı için Amasya'ya gitti. Bu olay sırasında Sultan Selim, askerlerin etraftaki bazı köy evlerini yağmalaması üzerine Sadrazam Hersekzâde Ahmed Paşa ile vezir Dukakinzâde Ahmed Paşa'yı azletti, ancak kısa süre sonra Dukakinzâde'ye makamını iade etti. Selim, kışı Amasya'da geçirdi.
İlkbaharda tekrar İran seferine çıkmayı amaçlayan Yavuz Sultan Selim, top ve cephaneyi Şarkı Karahisar'da bıraktı. Selim; Amasya'da oturduğu sırada Dukakinzâde Ahmed Paşa'yı vezîriâzam ve defterdar, Pîrî Mehmed Paşa'yı da üçüncü vezir ilan etti. Ancak Dukakinzâde'nin vezîriâzam olmasından iki ay sonra, yine devlet adamlarının kışkırtmasıyla Şubat 1515'te yeniçeri ayaklanması oldu. Yeniçeriler İstanbul'a dönmek için baskı yapmaya başladılar ve divanda ileri geri konuştular. Bunun üzerine oldukça sinirlenen Yavuz Sultan Selim ayaklanma sebebini araştırdı ve sonuçta askeri ayaklanmaya teşvik ettiği ve ayrıca Dulkadiroğlu beyi Alâüddevle Bozkurt Bey ile mektuplaştığı yolunda aleyhine duyumlar olan Sadrazam Dukakinzâde Ahmed Paşa'yı idam ettirdi. Bu olay üzerine Sultan Selim, bir süre vezîriâzamlığa kimseyi tayin etmedi.
Sultan Selim, kış aylarını Amasya'da geçirdikten sonra, 19 Nisan 1515'te Safevîlerin elinde olan Kemah'a yürüdü. 19 Mayıs'ta burayı ele geçirip ardından Sivas'a hareket etti. I. Selim'in hedefi, daha önce Şah İsmail ile iş birliği içinde olduğuna inandığı ve Memlûkler ile de aralarında önemli bir çekişme konusu olan Dulkadiroğlu beyi Alâüddevle Bozkurt idi. Anne tarafından dedesi olan Alâüddevle üzerine Rumeli beylerbeyi Hadım Sinan Paşa'yı yolladı. Kendi de yaklaşan Mısır Seferi yüzünden 11 Temmuz'da İstanbul'a döndü.
Turnadağ Muharebesi
Çaldıran Muharebesi'nden sonra I. Selim, Kemah'ı alıp Sivas'a gelmişti. Emrindeki Rumeli Beylerbeyi Hadım Sinan Paşa'yı 42.000 kişilik bir kuvvetle Dulkadiroğulları Beyliği üzerine gönderdi. Hadım Sinan Paşa'nın karşısına çıkan Alaüddevle Bozkurt Bey yenildi.
Muharebe sonrasında Dulkadiroğulları Beyliği yıkıldı. Böylece Memlûk Devleti'ne sefere gidilecekti. I. Selim'in dedesi de olan son Dulkadir Beyi Alaüddevle Bozkurt Bey savaştan sonra yakalanarak idam edildi ve Elbistan'a defnedildi.
Fırat-Dicle Seferi
Sultan Selim Han öncelikle Kemah Kuşatması ile işe başlamıştır. Ardından İran Seferi sırasında, Şah'a karşı savaşa katılması istenen, buna karşın Safevi ve Mısır Memlûklerine yardımda bulunan, ayrıca kendine bağlı bazı aşiret reisleri de Osmanlı zahire kollarını vurduran Dulkadiroğlu Alaüddevle Bozkurt Bey’nin üzerine gidilmesine karar vermiştir. Dulkadiroğulları Beyliği'nin üzerine Şehsüvaroğlu Ali Bey yollanmış, 12 Haziran 1515'te kazanılan Turnadağ zaferi ile de beylik toprakları Osmanlı'ya geçmiştir.[]
Safevi Devleti'nin batı sınırındaki şehir ve kalelerden en önemlilerinden biri olan Diyarbakır'ın da alınmasına karar veren Sultan Selim, doğudaki cepheyi yeniden açarak serdarlığa da Bıyıklı Mehmed Paşa’yı getirmiştir. Osmanlı Devleti'ne gelmiş olan bilim insanı İdris-i Bitlisi’nin de yardımlarıyla harekete geçen serdar paşa, gerçekleştirdiği bir dizi çarpışmanın sonuncusu olan Koçhisar Muharebesi ile Safevi ordusunu imha etmiştir. Mardin de kuşatma sonucu Osmanlı topraklarına katılmıştır. Böylelikle Urmiye, İtak, İmadiye, Siirt, Eğil, Hasankeyf, Palu, Bitlis, Hizran, Silvan ve Cizre; Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. Bu tarihlerde Memlûk Devleti'ne tabi olan Ramazanoğulları Beyliği'nin başında bulunuyordu. Bu zaferlerden sonra Osmanlı'yla yakınlaşan Mahmud Bey'i Memlûk Devleti azletmiş, bunun üzerine Mahmud Bey de Yavuz Sultan Selim'e tabiiyetini resmen arz etmiştir.Ramazanoğulları Beyliği kendiliğinden teslim olup Osmanlı'ya tabii olmasıyla Anadolu'da birlik sağlanmıştır.
Büyük Mısır Seferi
Büyük Mısır Seferi, Osmanlı İmparatorluğu ile Memlûk Devleti arasında Ağustos 1516 ile 22 Ocak 1517 tarihleri arasında Orta Doğu'da gerçekleşmiş olan bir dizi savaştır. Safevîler için Doğu Cephesi'ndeki Bıyıklı Mehmed Paşa’ya yardım için yola çıkan Osmanlı padişahı I. Selim, henüz yoldayken Koçhisar Muharebesi’nde Safevî ordusunun bozulması ve Memlûklerin Kuzey Suriye’de yığınak yapmaya başlaması üzerine güneye yönelerek, yaklaşık beş ay kadar süren bu savaşı başlatan taraf olmuştur. Bu sefer sırasında meydana gelen Mercidâbık, Gazze, Ridâniye ve son olarak Kahire muharebelerinde bozguna uğrayan Memlûk Devleti, ardından tamamen Osmanlılar tarafından ilhak edilmiş; Suriye, Filistin, Hicaz ve Mısır toprakları ele geçirilmiştir.
Mercidâbık Muharebesi (1516)
Osmanlılar ile Memlûklüler arasında, Fatih Sultan Mehmet devrinden beri süregelen anlaşmazlıklar bulunsa da İran Seferi, Memlûk ve Safevilerin ittifak yapmalarına neden olmuştur. Ayrıca Yavuz'un Safevilere karşı sefere çıktığını haber alan Memlûk Sultanı ordusunu Osmanlı sınırına kaydırmıştı. Yavuz Sultan Selim döneminde, Dulkadiroğlu Beyliği'ne son verilmesi, Osmanlılar ile Memlûklüler arasındaki mevcut gerginliği daha da arttırdı. 1516 yılında Sadrazam Hadım Sinan Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunun Suriye’den geçmesine Memlûklerin izin vermemesi üzerine, Yavuz Sultan Selim 5 Haziran 1516'da Mısır seferine çıkmış, 27 Temmuz günü Osmanlı Ordusu Mısır sınırına dayanmıştır. Memlûk Sultanlığı'na bağlı Antep (18 Ağustos 1516) ve Besni (19 Ağustos 1516) kaleleri birer gün arayla teslim olmuştur. Ancak, asıl savaş 24 Ağustos 1516'da Halep yakınlarında Mercidabık'ta gerçekleşmiş, Memlûk Ordusu Osmanlıların ezici top ateşi karşısında fazla dayanamamıştır. Savaş sonunda yaşlı Memlûk Sultanı Kansu Gavri atından düşerek ölmüştür. Bu sefer sonucunda Osmanlı'nın sınırları 5.200.000 km2ye çıkmıştır.
Ridâniye Muharebesi (1517)
28 Ağustos 1516'da Halep'e giren Yavuz Sultan Selim hiçbir direnmeyle karşılaşmadan şehri teslim almıştır. Hama (19 Eylül 1516), Humus (21 Eylül 1516) ve Şam (27 Eylül 1516) aynı şekilde teslim olurken, Lübnan emirleri de Osmanlı hakimiyetini kabul etmiştir. 21 Aralık, 1516'da Sadrazam Sinan Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Han Yunus Savaşı'nda Canberdi Gazali'yi yenmiş, böylece Filistin yolu açılmıştır.
Yoluna devam eden Yavuz 30 Aralık 1516'da Kudüs'e girmiş ve Kudüs'teki kutsal yerleri ziyaret etmiştir. Osmanlı ordusu 2 Ocak 1517'de Gazze'ye girmiştir. Mercidabık Savaşı'ndan sonra Memlûk Devleti'nin başına geçen II.Tomanbay; Osmanlı hakimiyetini kabul etmediği gibi barış teklifi için gelen Osmanlı elçisini de öldürmüştür. Tomanbay, Venediklilerden top ve silah alarak Ridaniye'de kuvvetli bir savunma hattı kurmuştur. Yavuz Sultan Selim, ordusuyla birlikte Sina Çölü'nü 5 gün içinde şimdiki tank hızıyla (11 Ocak-16 Ocak) geçerek, Ridaniye'de Memlûk Ordusu ile karşılaşmıştır. Hemen sahil yolunu bırakıp güneye Sina Çölü'ne doğru yönelip, hızla yol alıp Memlûk Ordusu'na, El-Mukaddam Dağı'nın etrafını dolaşarak güneyden saldıran Yavuz Sultan Selim, bu manevra sayesinde Memlûk Ordusu'nun yönleri sabit olan toplarını etkisiz hale getirmiştir.
Memlûk Sultanı Tomanbay çok büyük çabalarla yaptığı savaş hazırlıklarına rağmen 22 Ocak günü Ridaniye Savaşı'nı kaybetmekte olduğunu anlayınca en cesur askerleri ile bir birlik kurup Osmanlı komut merkezine bir baskın düzenledi. Sultan Selim'in otağı sandığı veziriazamın çadırına girdi ve Veziriazam Hadım Sinan Paşa öldürüldü. Bu suikast baskınında istenen hedefi bulamaması sonucu, Tomanbay savaş alanından kaçtı. Böylece 22 Ocak 1517'de Ridaniye Zaferi kazanılmış oldu. Fakat bu savaş çok zayiatla geçmiş ve her iki taraf da 25 bin kadar asker kaybetmiştir.
24 Ocak 1517'de Kahire alınmıştır. 4 Şubat 1517'de Yavuz törenle Kahire'ye girmiş ve Mısır Memlûklerine bağlı Abbasi halifeliğine son vermiştir. Kahire'yi hiç zayiat ve şehrin sosyal ve ekonomik hayatına zarar vermeden eline geçirmek niyetiyle 25 Ocak'ta Sultan Selim direniş göstermeden teslim olan bütün Memlûklülerin affedileceğini ilan etti. Fakat Tomanbay ve ona yakın Memlûklü komutanları gerilla tipi direniş organize etmeye başladılar ve bu nedenle Kahire ancak 3 gün süren çok şiddetli savaştan sonra ele geçti ve şehir kısmen yıkıldı ve binlerce kişi öldü. 4 Şubat 1517'de Yavuz törenle Kahire'ye girdi ve "Yusuf Nebi Tahtı"na oturdu. Memlûklüler Nil deltasında ve Yukarı Mısır'da direnişe devam ettiler. Fakat fazla zaman geçmeden Osmanlı güçleri bu direniş merkezlerini elimine edip Tomanbay'ı yakalamayı başardılar. 13 Nisan 1517'de Tomanbay Kahire kale kapısında asılarak idam edildi. Bu zaferle birlikte Memlûk Devleti yıkılmış, toprakları Osmanlı egemenliğine girmiştir.
Bu seferde çok büyük ganimet elde edilmişti ve Mısır'daki Osmanlı ordusu erzak ve mühimmat gerektiriyordu. Sultan Selim İstanbul'a gemi ile haber göndererek 80 parça kadar gemi ve 20 parça kadırgadan oluşan bir filonun İstanbul'dan acele gönderilmesini istedi. Bu sırada İstanbul çok şiddetli bir kış geçirmekteydi; Haliç donmuştu ve İstanbul kaymakamı hemen istenilen filoyu gönderemedi. Hâlbuki tersanede çok sayıda yeni gemi, özellikle 6 top gemisi ve 5 at gemisi yapılmış hazır bekliyordu. Top gemileri o zamana kadar Tersane'de yapılan gemilerin en büyüklerinden olup her birine yirmi yedişer vukiyye demür atar darbezen topları yerleştirilmişti. Destek filosu ancak 26 Mart'ta İstanbul'dan yol almaya başladı. İskenderiye limanına ulaşan filo orada Sultan Selim için çok görkemli bir donanma gösterisi sergilediler. Ele geçen hazineler ve ganimet malları bu filoya yüklenerek 15 Temmuz'da İstanbul'a gönderildi.
Mısır Seferi sonunda Suriye, Filistin ve Mısır, Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Ayrıca Hicaz ve yöresi de Osmanlı topraklarına katılmıştır. Doğu ticaret yolları tamamen Osmanlıların eline geçmiştir. Elde edilen ganimetler ve alınan vergilerle Osmanlı hazinesi dolmuştur. 6 Temmuz 1517'de Kutsal Emanetler Osmanlı eline geçmiştir. Ayrıca Kıbrıs'taki Venedikliler Memluklere verdikleri vergiyi Osmanlılara ödemeye başlamıştır.
Mısır'ın alınmasıyla Baharat Yolu da Osmanlı kontrolüne geçmiştir. Devrin en önemli iki ticaret yolu İpek ve Baharat Yolu'nu ele geçiren Osmanlı bu sayede Avrupa ülkeleri, ekonomik yönden Osmanlılara bağımlı duruma gelmiştir. Ancak Ümit Burnu'nun keşfi nedeniyle bu avantaj uzun sürmemiştir.
Bunlara ek olarak, Mısır'ın Osmanlı hakimiyetine girmesi ve Tomanbay'ın ölümünden sonra; Yavuz Sultan Selim, Kansu Gavri'nin kendine rakip olarak çıkardığı kardeşi Ahmed'in oğlu Kasım'ı ele geçirtmiş ve öldürtmüştür.
Şah İsmail'in elçi göndermesi
Sultan Selim askerin yorgun olması nedeniyle Şah İsmail'in üzerine gitmedi; bununla beraber Şah İsmail'den gelebilecek herhangi bir saldırıya karşı tedbir almayı da ihmal etmemiştir. Yavuz, dönüş yolunda Mercidabık mevkiine geldiğinde Veziriazam Pîrî Mehmed Paşa'yı 2 bin yeniçeri ve bir hayli eyalet askeri ile Diyarbakır tarafına yolladı, kendi de İstanbul'a hareket etti. Pîrî Mehmed Paşa bir süre Fırat Nehri kenarında kaldı; Şah İsmail'in hiçbir harekette bulunmaması üzerine verilen emir ile Edirne'de bulunan padişahın yanına geldi.
Kızılbaş Celal Ayaklanması
Bozok Türkmenlerinden ve Amasya'nın Turhal kasabası halkından Celal isminde tımarlı bir kızılbaş ayaklanarak 20 bin kişi toplayıp Tokat'a gelmişti. Bu hadisenin bastırılması için Rumeli Beylerbeyi Ferhad Paşa görevlendirilmişti. Aynı zamanda Şehsüvaroğlu Ali Bey de olaydan haberdar edilmişti. Ferhad Paşa gelmeden önce; Ali Bey, Kızılbaş Celal'in üzerine yürümüş ve Celal'i mağlup etmiştir (924/1518).
Batı Seferi hazırlığı
Yavuz Sultan Selim, Mısır Seferi'nden döndükten sonra donanmaya önem vermiş, hazırlık yapmaya başlamıştı. Bu hazırlığın ne tarafa olacağı henüz bilinmediğinden Venedikliler telaşlanmış, Kıbrıs adasına ait vergiyi vermekle beraber her ihtimale karşı adayı da askeri yönden takviye etmişler, ayrıca Avrupa'da müttefik aramaya başlamışlardı. Bununla beraber seferin ne tarafa gerçekleştirileceği muğlaktır. Ayrıca Papa X. Leo'nun Osmanlılara karşı sefer yapılması amacıyla çalışmaları olduğu da bilinmektedir. Papa, Osmanlı'ya karşı ittifak yapma amacıyla İspanya, Avusturya, Fransa ve İngiltere devletleriyle görüşmekteydi. Donanmadaki hazırlığın esasen, olası bir Haçlı Seferi'ne karşı denizde de üstün olmak amacıyla yapılmış olması olasıdır.
Bir kısım devlet ileri geleni de Rodos'un fethi konusunda Sultan Selim'i teşvik ediyordu. Ancak Selim adanın zaptı için hazır bulunan dört aylık levazımı yeterli bulmamıştı. Daha önce Fatih Sultan Mehmed tarafından da kuşatılan Rodos'un, fethedilmesinde yine başarısız olunmasını istemediğinden dolayıdır ki Sultan Selim çok daha iyi hazırlanılması emretmiştir. Yavuz Sultan Selim, donanma faaliyetleriyle beraber yapacağı seferin yönü hakkında kesin kararı vermeden önce Edirne'ye gitmeye karar vermiştir. Mısır Seferi'nde sonra Batı Seferi'ne başlamak amacıyla Veziriazam'ı Kapıkulu askerleriyle Edirne'ye göndermiş, sonra kendi de 2 Şaban 926/Ağustos 1520'de Edirne'ye doğru yola çıkmıştır.
Ölümü
Yavuz Sultan Selim'in saltanatı kısa sürmüş olsa da, Osmanlı İmparatorluğu'nun oğlu Süleyman döneminde altın çağını yaşamasına zemin hazırlamıştır. Sultan Selim, babasından devraldığı boş hazineyi ağzına kadar doldurmuştur. Yaygın bir efsaneye göre; hazinenin kapısını mühürledikten sonra, şöyle vasiyet etmiştir: "Benim altınla doldurduğum hazineyi, torunlarımdan her kim doldurabilirse kendi mührü ile mühürlesin, aksi halde Hazine-i Hümayun benim mührümle mühürlensin." Bu vasiyet tutulmuş, o tarihten sonra gelen padişahların hiçbiri hazineyi dolduramadığından, hazinenin kapısı Osmanlı'nın yaklaşık 400 yıl sonraki iflasına kadar Yavuz'un mührüyle mühürlenmiştir.
Sultan Selim, Mısır Seferi'nden sonra Batı Seferi'ne başlamak amacıyla Veziriazam'ı Kapıkulu askerleriyle Edirne'ye göndermiş, sonra kendi de 2 Şaban 926/Ağustos 1520'de Edirne'ye doğru yola çıkmıştır. Ancak Selim, sırtında bir çıban çıkmasından ötürü rahatsızlanmıştır. Halk arasında yanıkara olarak da isimlendirilen bu çıban, Şirpençe ya da Aslan Pençesi ismiyle bilinmektedir. Hoca Sadeddin Efendi, yazılarında Yavuz Sultan Selim'in ölümüne sebep olan çıban hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir ve bundan ötürü günümüzde kaynak olarak genelde onun yazılarına başvurulmaktadır. Yazılarına göre; Yavuz Sultan Selim, Edirne'ye harekete karar verdikten sonra bir gün musahibi Hasan Can'a sırtına bir şeyin battığını söylemiş, bunun üzerine Hasan Can, elini hükümdarın sırtına sokmuş fakat bir şey bulamamıştır. Ancak ikinci sefer yine aynı şeyden şikâyet edince o zaman Hasan Can, Sultan Selim'in sırtına bakmış ve henüz baş vermiş, etrafı kızarmış ve tam olgunlaşmamış sert bir çıban görmüştür. Bunu Sultan Selim'e söyleyince, Sultan çıbanı sıkmasını istemişse de Hasan Can: "Pâdişahım, büyük bir çıbandır, henüz hamdır, zorlamak caiz değildir, bir münasip merhem koyalım" demiş, bunun üzerine Sultan Selim "Biz Çelebi değiliz ki, bir çıban için cerrahlara müracaat edelim" cevabını vermiştir. O geceyi ızdırap içinde geçiren Hünkâr, ertesi gün hamama giderek orada çıbanı sıktırıp zedeletmiş, fakat bu da ızdırabını artırmaktan başka bir işe yaramamıştır. Bunun üzerine Hasan Can'a "Seni dinlemedik amma kendimizi helâk ettik" deyip çıbanın macerasını anlatınca Hasan Can "neredeyse aklım başımdan gidiyordu" diyecektir. Bütün bu sıkıntılara rağmen Yavuz, sefer daha önce kararlaştırıldığı için geri dönmeyerek hasta olduğu halde 2 Şaban 926/Ağustos 1520 tarihinde Edirne'ye doğru yola çıkmıştır.
Yavuz, Çorlu'da 40 gün Başhekim Ahmed Çelebi tarafından tedavi edilmiş fakat yara yine de büyüyüp açılmıştır. Hareket edemeyecek kadar yorgun düşen Yavuz, tedaviden ümidini kesince Edirne'de bulunan Veziriazam Pîrî Mehmed Paşa ile vezir Çoban Mustafa Paşa'yı ve Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa'yı acele yanına çağırtmış ve vasiyetini belirtmiştir. Ayrıca acele edip yetişmesi için Manisa Valisi olan oğlu Şehzade Süleyman'a haber göndermiş ancak oğlu gelmeden 926/1520 yılında 8 Şevval'i 9'una/21 Eylül'ü 22'sine bağlayan gece Çorlu karargahının bulunduğu köyde ölmüştür. Sultan Selim'in vefatı, tek oğlu olan Manisa Valisi Şehzade Süleyman gelinceye kadar gizli tutulmuştur. Süleyman'ın 11 Şevval tarihinde İstanbul tarafına gelip kadırga ile saraya indiği haber alındıktan sonra, Selim'in vefatı ve yeni padişahın İstanbul'a geldiği ilan edilmiştir.
Devlet erkânı, derhal İstanbul'a gelip yeni Padişah'ı tebrik ettikten sonra Selim'in naaşı, bütün ilgililer tarafından Edirnekapı haricinde, bağlar ucunda karşılanıp, hazırlanmış bulunan tabuta konmuştur. Fâtih Sultan Mehmed Câmii'nde cenaze namazı kılındıktan sonra, o tarihlerde Mirza Sarayı denilen günümüzdeki Sultan Selim Câmii yanındaki mahalleye defnedilmiştir. Türbesi, oğlu Süleyman tarafından yaptırılmıştır.
Yavuz Sultan Selim; 22 Eylül 1520'de Aslan Pençesi (Şirpençe) denilen bir çıban yüzünden öldüğünde oğluna, dolu bir hazine, güçlü bir ordu ve iç karışıklıklara son verilmiş bir devlet bırakmıştır. Kanunî Sultan Süleyman, Fatih Camii'nde babasının cenaze namazını kıldıktan sonra, onu Sultan Selim Camii avlusundaki türbeye defnettirmiştir.
Osmanlı âlimi ve yazarı Bostanzade Yahya Efendi, Yavuz Sultan Selim için ''O; Arap, İran, Kürdistan, Deylem ülkelerinin fatihi, Türklerin hakanı, sultanların en yücesi ve şehinşahların en başta gelenidir.'' der.
Hâlifelik
Mısır Seferi sonucunda kutsal topraklar Osmanlı hakimiyetine girmişti. 6 Temmuz 1517'de Kutsal Emanetler (Emanet-i Mukaddese) denilen ve aralarında Muhammed'in hırkası, dişi, sancağı ve kılıcı da bulunan eşyaları, Hicaz'dan Yavuz Sultan Selim'e gönderilmiştir.
Yavuz Sultan Selim'in, Ayasofya Camii'nde yapılan bir törenle, son Memlûk halifesi III. Mütevekkil'den halifeliği devraldığı Yavuz Sultan Selim dönemindeki eserlerde yer almadığı ve daha sonra 18. yüzyılın sonlarında kaleme alınan bir yabancı eserde yer aldığı ve buradan diğer eserlere geçtiği söylenir. Bazı tarihçiler ilk halife olmadığını, daha önceki padişahların da halife unvanını kullandıklarını ve Ayasofya Camii'nde merasim yapılmadığını söylemişlerdir. Kutsal toprakları aldığı zaman oradaki idarecilerin kullandığı Hakimü'l-Haremeyn (Kutsal beldelerin hakimi) sıfatını uygun görmeyip kendini Hadimü'l-Haremeyn (Kutsal beldelerin hizmetkârı) ilan etmiş, Kendi deyimiyle Hadim-i Haremeyn-i Şerifeyn (Haremeyn-i Şerifeyn), yani Mekke ve Medine'nin hizmetkarı unvanını devralmıştır.
O dönemde halife olan III. Mütevekkil İstanbul'a taşınmış ve ömrünün sonuna kadar orada Osmanlı koruyuculuğunda, siyasi yetkiye sahip olmadan yaşamıştır. Her ne kadar Hilâfet Osmanlı sultanlarına geçse de, halife sıfatı Osmanlı belgelerinde sıkça kullanılmış değildir. Hatta şaşaalı bir elkap kullanan Kanuni Sultan Süleyman gibi bir sultanda dahi halife unvanına rastlanmaz.
Resmi olarak ilk kez Küçük Kaynarca Antlaşması ile Osmanlı Padişahı, halife olarak Rus idaresine giren Kırım Müslümanlarının koruyucusu olarak gösterilmektedir. Osmanlı'da hilafet iddialarının kurumsallaşıp oturması ancak Sultan Abdülmecid ile başlayacak ve Sultan II. Abdülhamid ile gelişecektir.
Bazı araştırmacılar Yavuz'un kulağına küpe taktığı ve bunun Mısır Seferi zamanına dayandığını iddia etmektedir. Ancak bu konuda çeşitli görüşler vardır. Bazı tarihçiler Sünni mezhebinin İslam Hukukunda erkeklere caiz olmayan küpeyi ilk Osmanlı Halifesi Yavuz Sultan Selim'in takmasına ihtimal bile vermezken, bazı tarihçiler ise bunun gerçek olduğu ve bazı sebeplere dayandığını iddia etmektedir.
Yavuz'un kulağına küpe taktığına inanan tarihçilerden çoğu bunun İslami bir gönderme olduğunu savunmaktadır. Bunu şöyle ifade ederler: "Yavuz, Kahire Camisi'ne girdiğinde Kahireliler ona Hakimü'l-Haremeyn sıfatını verirler ama o bu sıfatı kabul etmez ve "'Ben olsam olsam Hadimü'l-Haremeyn olabilirim" der. Bu olay üzerine o dönemde hademelerin taktığı küpeyi ister ve kulağına bu işareti, hademelerin taktığı küpeyi geçirir." Diğer bir görüşe göre ise Mısır Seferi'nde kulaklarında küpesi olan insanları görüp "Bu insanlar neden küpe takıyor?" diye sormuş ve "köle (kul) oldukları için" cevabını almış ve bunun üzerine "Biz de Allah'ın kuluyuz!" diyerek küpe takmaya başlamıştır. Bunu şöyle açıklarlar: "Taktığı küpe o dönemde köleler tarafından takılan cinstendi, o da kendisini Allah'ın kölesi, kulu olarak görüyordu bunu da kölelerin taktığı küpelerden takarak ifade etmiş oluyordu."
Bu görüşe katılmayan tarihçiler ise Yavuz'un küpe takmadığını, böyle resimlerin Yavuz döneminden uzun süre sonra yapıldığını ve gerçeklik değerinin olmadığını savunmaktadır. Zira Yavuz, Mısır Seferi dönüşünde oğlu Süleyman'ın süslü elbiselerini görünce, "Bre Süleyman, sen böyle giyinirsen, anan ne giysin?" dediğini biliyor ve onun şahsî hayatında sade ve süsten uzak olduğunu kaynaklardan öğreniyoruz. Yavuz, süs ve ihtişamdan hoşlanmayan bir padişahtır. Doğru olan resimlerinde, pala bıyıklar vardır; ancak küpe yoktur." Yine aynı görüşe sahip bazı tarihçilere göre ise bu küpeli resim Şah İsmail'e aittir. Bu görüşün nedenini ise şöyle ifade ediyorlar: "Başında Şii mezhebinin alâmeti olan kızıl börk ve bunun üzerinde İran şahlarına mahsus taç vardır. Ayrıca küpe de Şî’a mezhebinde câiz görülmektedir."
Islahat çalışmaları
Askeri alanda ıslahatlar
Dulkadiroğlu Beyliği'nin ilhakından sonra İstanbul'a dönen Sultan Selim, gerek Çaldıran öncesi, gerekse Amasya'da asker tarafından yapılan yağma, serkeşlik ve isyan hareketleri üzerine bazı tedbirler alıp derhal uygulamaya koyma zaruretini duymuştur. Askeri tam bir disiplin altına alıp Yeniçeri Ocağı'nı ıslâh etmek amacıyla, Ocak üzerinde an'ane gereğince büyük bir nüfuzu bulunan Ocak ihtiyarlarını huzuruna çağırarak Amasya'daki itaatsizliğin müsebbiblerinin kimler olduğunu sormuştur. Bunlar, yine Ocak anlayış ve yardımlaşması gereği olarak "Cümlemüz mücrimüz, devletlû Hüdâvendigâr'dan afvumuzu reca eylerüz" diye cevap vermişlerdir. Padişahın devlet ricalini bu yolla sorguya çekmesi sonucu ortaya bir takım isimler çıkarmış; bunlardan Kadıasker Tacizade Cafer Çelebi, ikinci vezir İskender Paşa ve Sekbanbaşı Balyemez Osman Ağa'nın da dahil olduğu devlet adamları isyan teşvikçileri olduklarından idam edilmiştir. Bunu müteakip Sultan Selim, Yeniçeri Ocağı'nın ıslahı için, ihtiyarlarla anlaşıp bazı tedbirler almıştır. Buna göre, bundan böyle Yeniçeri Ağası saray tarafından, Ocak Erkân-ı Harbiyesi de saltanat makamınca tayin edilecekti. Bu suretle, yüksek kumanda heyetini, daha sıkı bağlarla saltanat makamına bağlamıştır.
Donanma faaliyetleri
İstanbul'un fethinden beri orada hala esaslı bir tersane yapılmamıştı. Bizans İmparatorluğu zamanından kalma, bir kadırga tersanesi ve Haliç'te küçük bir tersane olsa da; kadırga tersanesi bakımsızlıktan kullanılmayacak durumda, Haliç'teki ise ihtiyacı karşılayamayacak kadar küçüktü.
Osmanlı Donanması'nı geliştirmek isteyen Yavuz Sultan Selim, Ağustos 1518'de Edirne'ye gitmeden bu doğrultuda İstanbul'da Frenklerin tersanesine eş bir tersane yapılmasını emretmiştir. Bunun için Haliç'te önceden Bizans tersanesi olan yerde yapılması uygun görüldü. Ancak burası uzun zamandır terk edildiğinden, mezarlık olmuştu. Bu mezarlıktan tersane olacak kadar bir yer ayrıldıktan sonra çıkarılan ölü kafaları ve kemikleri uzun hendekler kazılarak oraya gömüldü. Ayrıca hendeklerin başına mezar olduğunu belirtmek için baş ve ayak uçlarına işaret konulmuştu. Böylece tersane gözleri 160'a çıkartıldı. Selim tersaneyi daha da büyüterek, Galata'dan Kâğıthane deresine kadar büyüterek 300 kadar inşaat tezgâhı yapmayı amaçlasa da bu amacını gerçekleştiremeden ölmüştür. Yavuz Sultan Selim zamanında devlet merkezinde kurulan Haliç Tersanesi Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna kadar kullanılmaya devam etmiştir.
Donanma geliştirilmesi için hazırlıklar da aynı zamanda devam etti. Her biri 700 tonluk 150 gemi için Arap kürekçiler getirtildi. Memlûklülerin Kızıldeniz donanmasının komutanı olan Selman Reis İstanbul'a çağrıldı. Kısa zamanda İstanbul ve Gelibolu tersanelerinde 250 gemilik bir donanma hazırlandı. Rodos Sen Jan Şövalyeleri'nin reisi bu hazırlıkların Rodos'a yönelik olmasından korkarak savunma önlemlerini artırdı. Fakat bu donanmayı bir sefer için kullanmaya Sultan Selim'in ömrü yetmedi.
İmar faaliyetleri
Yavuz Sultan Selim, dedesi Fatih Sultan Mehmed zamanında kullanılan Haliç Tersanesi'ni kapasite olarak arttırmıştır. Konya'da Mevlevi Tekkesi'ne su getirtmiştir. Medreselerin yanında, sosyal ve ticari alanda hizmet verecek birçok bina inşa ettirmiştir. Hayatı yoğun savaşlarla geçen Yavuz Sultan Selim, Diyarbakır Fatih Paşa ve Elbistan Ulu Camii'ni inşa ettirmiştir. Ayrıca Şam Salihiye'de Muhyiddin İbnü'l-Arabî'ye camii ve imaret inşa ettirmiş, ayrıca Muhyiddin İbnü'l-Arabî'nin türbesini de bulup yaptırmıştır. I. Selim, 1516'da Şam'a Selimiye Camii'sini yaptırmıştır. Ayrıca Mısır Seferi sırasında Hind ve Çin haritalarını da yaptıran Selim'e, Pîrî Reis tarafından 1513 yılında tamamlanan harita 1517 yılında Mısır'da Pîrî Reis'in kendi tarafından sunulmuştur. Temelini attırdığı İstanbul Sultan Selim Camii'ni bitirmeye ömrü yetmemiş; bu eser oğlu Kanunî Sultan Süleyman tarafından tamamlanmıştır. Sultan Selim bunlara ek olarak 1514 yılında İstanbul'da Yavuz Sultan Selim Cüzzamhanesini yaptırmıştır.
Edebi eserleri
Arapça ve bilhassa Farsça'ya çok hakim olan Selim'in, kendi el yazısı ile Selimî mahlasıyla yazılmış olan Farsça manzumeleri günümüzde Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi'nde bulunmaktadır. Farsçanın yanında Türkçe şiirleri de bulunan Selim'in, Farsça olan Divân'ı 1306 yılında İstanbul'da basılmış olup, 1904 tarihinde de Alman İmparatoru II. Wilhelm'in emri ile Paul Horn tarafından Berlin'de yeniden neşredilmiştir.
Şah İsmail ile ilginç diyalogları
Yavuz Sultan Selim, İran Seferi'ne çıkmak için 19 Mart 1514 tarihinde Edirne'den İstanbul'a hareket etmişti. Bir ay sonra Üsküdar'a geldiğinde, Şah İsmail'in halifelerinden olan Kılıç adında biri vasıtası ile Şah'a Farsça name gönderdi. Sultan Selim, İzmit'ten gönderdiği hicri takvime göre 920 Safer tarihli mektubunda: Şah'ın Müslümanlığa uygun olmayan hareketlerinden, mezaliminden bahis ile kendinin Müslümanlığı takviye ve mezalimi kaldırmak için faaliyete geçtiğini, yaptığı işler nedeniyle katline fetva verildiğini ve kılıçtan evvel İslamiyet'i kabul etmesi lazım geldiğini ve atlarının Safer ayında İstanbul'dan hareket ettiğini ve bizzat muharebeye hazır olacağını bildirmişti. Yavuz mektubunda şöyle diyordu: "Fitneler çıkardınız, İslam büyüklerine küfürler ediyorsunuz, bunun cezası katlidir, üzerinize geliyorum, işgal ettiğiniz Osmanlı memleketlerini geri veriniz." Elçi Kılıç, Şah İsmail'i Hemedan'da bularak mektubu vermiş, o da muharebeye hazır olduğunu bildirmiştir. Şah'ın bu cevabı Osmanlı ordusu Erzincan'a geldiği sırada alınmıştır. Lütfi Paşa tarihine göre Şah İsmail mektubu getiren Kılıç'ı öldürtmüştür.
Şah İsmail, muharebeye hazır olduğunu belirten mektubunda: "Er isen meydana gelsin, biz de intizardan kurtuluruz" demiş ve Yavuz'a bir kadın elbisesiyle, yaşmak yollamıştır. Yavuz bu mektuba cevabını 920 Cemaziyelevvel sonunda Erzincan'dan yollamıştır. Yavuz bu mektubunda Şah İsmail er meydanına davet ediliyor ve hala kendinden bir eser olmadığı beyan ediliyordu. Şah İsmail bu mektuba cevap olarak; gerek II. Bayezid zamanındaki ve gerek kendinin Trabzon valiliğindeki dostluklarından bahsederek aradaki düşmanlığın neden ileri geldiğinin bilinmediğini, Osmanlı Hanedanı'yla kadim dostluklarından ötürü Timur zamanındaki gibi fena bir neticenin olmasını istemediğini beyan etmektedir. Ayrıca Yavuz'un mektubunda hakaretvari tabirlerden şikayet ile mektup yazan kâtiplerin yazılarını afyon tesiriyle yazdıkları için bir altın hokka ile afyon macunu yolladığını da mektubunda belirtmiştir. Şah İsmail'in afyon macunu yollaması yoluyla, II. Bayezid'ın afyonkeşliği sebebiyle oğlunun da babası gibi olduğu ima edilmektedir.
Yavuz Sultan Selim bu ağır mektuba ağır cevap vermiştir: "Davete icabet edip uzun yolları kat ile memleketine girdik; fakat sen meydanda görünmüyorsun. Padişahların ellerindeki memleket onların nikahlısı gibidir; erkek ve yiğit olanlar kendinden başkasının ona elini dokundurtmazlar; hâlbuki bunca gündür askerimle memleketine girip yürüyorum, hala senden bir haber yok. Seni korkutmamak için askerimden 40 bin kişiyi ayırıp Sivas ile Kayseri arasında bıraktım; hasma mürüvvet ancak bu kadar olur. Bundan sonra da saklanıp gözükmezsen erkeklik sana haramdır, miğfer yerine yaşmak ve zırh yerine çarşaf ihtiyar eyleyip serdarlık ve şahlık sevdasından vazgeçesin." Yavuz bu mektubuyla beraber Şah İsmail'in gönderdiklerine karşılık kendinin kökenini telmihen hırka, şal, asa, misvak ve şedden (kuşak) ibaret tarikat levazımı yollamıştır. Böylece Yavuz, Şah İsmail'in dervişlikten geldiğine gönderme yapmıştır.
Alevi katliamı iddiası
Bir iddiaya göre Yavuz Sultan Selim'in talimatıyla Anadolu'da bir Kızılbaş katliamı yapılmıştır. Bazı kaynaklar bu katliamda öldürülen insanların sayısının 40 bin olduğunu ifade eder. Alevilerin öldürüldüğü görüşünü destekleyenler Yavuz Sultan Selim döneminin şeyhülislamı olan Müftü El Hamza'nın 1512 tarihli Kızılbaşlarla ilgili bir fetvasını yapılan katliamların izni olduğuna inanmaktadır. Bu fetvada, kızılbaşlar kâfir ve dinsiz olarak tanımlanmış, onları öldürmenin vacip olduğu söylenmiştir.
Bazı akademisyenler ise bu iddianın gerçeklikten uzak olduğuna inanır. Tarihçi Mustafa Akdağ, "Yavuz Sultan Selim'in o zaman, Kızılbaş mezhepli 40 bin kişi öldürttüğü hakkında tarihlere geçmiş bir rivayet vardır… Ancak, biz bunu pek şişirilmiş bir sayı bulmaktayız. Çünkü, bu Padişah devrine ait pek çok mahkeme defterleri hâlâ elimizdedir. Bunlar üzerinde yaptığımız araştırmalarda, bu çapta kitle idamlarına rastlayamadık. Eğer öyle kanlı bir olay geçseydi, bu defterlerde yer alması zorunluydu." diyerek bu iddiaların gerçekçi olmadığını ifade etmektedir.
Sayıyı abartılı bulan bir diğer akademisyen tarihçi Robert Mantran şöyle ifade eder: "Göründüğü kadarıyla, bu "büyücü avı", özellikle olaylara bulaşan tımar sahiplerini yerlerinden atmak ve bilinen elebaşları öldürmekten ibaret kaldı. 1513 ya da 1514'te olan 40 bin Alevi'nin öldürülmesi efsanesini destekleyen hiçbir kanıt yok elimizde; sayılar karşısında doğulu baş dönmesiyle alabildiğine damgalı görünüyor bu."
Konu hakkında akademisyen tarihçi Feridun Emecen ise şunu ifade etmektedir: “40 bin rakamının abartılı olduğu veya bir hacmi belirtmek üzere yuvarlak bir sayıyı işaret ettiği söylenebilir. Bu gibi rakamları gerçek addedip ona göre yorumlarda bulunmak doğru bir yaklaşım olmaz.” Emecen’e göre bu rakamlar doğru bile olsa o devrin imkânlarıyla bir yıl gibi kısa bir sürede ve geniş bir alanda 40 bin küsur kişinin sayımının yapılıp merkeze gönderilmesi, yargılanmaları, ardından da suçlu bulunanların defterlerinin tekrar ilgililere (hakimlere) yollanarak isimleri yazılı olanların katlinin gerçekleştirilmesi pek mümkün görünmemektedir. Emecen mahkeme kayıtlarından yola çıkarak şu sonucu çıkarmıştır: “Şah İsmail’in mektuplarıyla yakalanan Safevi halifeleri, bunlar Anadolu’nun çeşitli yerlerinde temas kurdukları tarikat şeyhlerinin bazıları ve âsi elebaşları şiddet uygulanarak katledilmiştir, fakat bunun sistemli bir “Kızılbaş Temizliğine” dönüştüğünü söylemek büyük bir yanılgıdır.”
Akademisyen tarihçi Erhan Afyoncu'ya göre ise, Yavuz Sultan Selim'in 1514 İran Seferi boyunca infazlar gerçekleştirdiği doğrudur; ancak bu infazlarda II. Bayezid döneminde etkileri yeteri kadar anlaşılamayan ve çoğalan Safevi propagandacıları ve ajanları öldürülmüştür. Bu dönemde göçebe Türkmen nüfusu karizmatik ve ilahi güçlere sahip olduğuna inanılan Şah İsmail'in vaatleriyle cezbedilmekteydi. Anadolu'da tersine bir göç hareketi başlıyor ve İç Doğu Anadolu bölgesi sınır ötesine, İran'a kayıyordu. Bu kabul edilemezdi. Göçebe Türkmenleri yerleşik hayata geçmeye zorlayan Osmanlı devlet politikasına karşılık Şah İsmail, göçebelerin başına buyruk yaşaması gerektiğini ve vergi alınamayacağını iddia ediyordu. İslamiyet'i yaşam tarzları nedeniyle yeteri kadar yaşayamayan ve yerleşik hayatı kendilerince tehdit olarak algılayan göçebe Türkmen nüfusu Şiilik'in esnek yapısını kendilerine daha uygun buluyor, propaganda böyle yapılıyordu. Ayrıca Safevilerin Şiilik'e direnen Sünnileri öldürdüğü iddiaları da İstanbul'u rahatsız ediyordu. Anadolu'daki Sünni birlik artan Şii sempatizanlarıyla büyük bir risk altındaydı. Yavuz Sultan Selim'in hedefi bu propagandayı yapanlardı ve mesele bir devlet güvenlik meselesiydi.
Afyoncu'ya göre ölümler hiçbir zaman bu abartılı sayılara ulaşamazdı ve ulaşmamıştır da. 40 bin kişinin ölümü binlerce köyün ortadan kaldırılması demektir ki bu, Anadolu'nun sosyo-ekonomik ve demografik yapısının altüst olması anlamına gelir ve gizlenemezdi. Bu katliamı da sadece bir ordu yapabilirdi. Yavuz Sultan Selim'in İran Seferi kayıtlarında ordunun ilerleyişi tüm ayrıntılarıyla görülmektedir. Ayrıca Yavuz Sultan Selim'in tahta çıkışı ve Çaldıran Savaşı arasında geçen süre de böyle bir katliam için yetersiz bir süredir. Kaynakların hiçbirisinde böyle ağır bir tahribata rastlanmamaktadır. Sayılar mantıksız ve gerçek dışıdır.
Ailesi
Eşleri
- Ayşe Hafsa Valide Sultan - I. Süleyman, Hatice Sultan, Fatma Sultan ve Hafize Sultan'ın annesi.
- II. Ayşe Hâtûn - Şah Sultan, Beyhan Sultan ve Gevherhan Sultan'ın annesi.
Not: I. Selim'in dört eşi olduğu belirtilmektedir.
Erkek çocukları
- I. Süleyman
- Şehzade Orhan
- Şehzade Musa
- Şehzade Korkut
- Şehzade Salih
- Üveys Paşa
Not: I. Selim'in, küçük yaşta ölen oğullarının olduğu bazı kaynaklarda belirtilirken, bazıları bu çocukların varlığından bahsetmemektedir. Bu konuda muhtelif görüşler vardır.
Kız çocukları
- Hatice Sultan, Karadağ Sancak beyi İskender Paşa'nın eşi (ö.1530). İkinci eşinin Pargalı İbrahim Paşa olduğu bazı kaynaklarda iddia edilse de bu bilginin yanlış olduğu kanıtlanmıştır.
- Beyhan Sultan, Ferhad Paşa'nın eşi.
- Fatma Sultan, Mustafa Ağa (boşandı), Kara Ahmed Paşa ve Hadım İbrahim Paşa'nın eşi.
- Şah Sultan, (ö. 1572). Lütfi Paşa'nın eşi, boşandılar.
- Hafize Sultan, (ö. 10 Temmuz 1538) Dukakinoğlu Ahmed Paşa ve Boşnak Mustafa Paşa'nın eşi.
Not: Kız çocuklarının sayısının 9 olduğu söylenmektedir.
Selimnâmeler
Osmanlı devleti döneminde Türk edebiyatında "Selimname" adı verilen I. Selim döneminin tarihini anlatan şiir ve nesir eserleri hazırlanmıştır. Selimnamelerin bazıları bu padişahın doğumundan ölümüne kadar hayatını anlatmakta, diğerleri ise sınırlı olarak hayatının belirlenmiş bir dönemini anlatmaktadırlar. Selimnameler Türkçe, Arapça ve Farsça olarak yazılmışlardır. Burada bu Selimnamelerin bir bibliyografyası verilmektedir.
Yayımlanmış
- İdris-i Bitlisi, (ed. Hicabi Kırlangıç), (2001) Selim Şahname, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
- Şükrî-i Bitlisî, (ed. Mustafa Argunşah), (1997) Selim-name, Kayseri: Erciyeş Üniversitesi Yayınları.
- Şükrî-i Bitlisî, (ed. Ahmet Uğur, Mustafa Çuhadar ve Ahmet Gül), (1995),Selim-name, İstanbul: İsis Yayınları.
- Hadidi, (ed. Necdet Öztürk), (1991) Tevarih-i Al-i Osman (1299-1524), İstanbul: s.356-419.
- Haydar Çelebi, "Haydar Çelebi Ruznamesi", ed. Y. Senemoğlu, İstanbul, n. d. Friedrich Giese, (ed. ve tr. çev) 1922-25; "Tevarih-i Al-i Osman" as Die altosmanischen anonymen Chroniken, 2 vols., Breslau,
- Haydar Çelebi, (ed. Nihat Azamat), (1992) Haydar Çelebi Ruznamesi İstanbul, s.132-40.
- Celalzade Mustafa Çelebi, (ed. Ahmet Uğur ve Mustafa Çuhadar) (!990) Selim-name, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
- Kemal Paşa-zâde, (ed. Şefaettin Severcan) (1996), Tevârih-i Âl-i Osman, X. Defter, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
- İbn Kemal (ed. Ahmet Uğur), (1987) Tevârıh-i Âl-i Osman, İzmir: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.
- İbn Kemal (ed. Şerafettin Turan) (1991), Tevârih-i Âl-i Osman VIII. Defter, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
- Lütfi Paşa, (ed. K. Atık), (2001) Tevarih-i Āl-i Osman, Ankara:, s.197-244.
- Hoca Sadeddin Efendi (ed. İsmet Parmaksızoğlu) (1992) Tacü't-Tevarih, C.IV (3.bas.), Eskişehir: Kültür Bakanlığı s.123-367.
- Sarıca Kemal, (ed. Necdet Öztürk) () Salatin-name, Ankara, s.168-79.
- Yusuf bin Abdullāh, "Tarih-i Al-i Osman", ed. Efdal Sevinçli (1997) "Bizans Söylenceleriyle Osmanlı Tarihi: Tarih-i Al-i Osmān, İzmir, s.235-71.
- Parmaksızoğlu, İsmet (1953), “Üsküplü İshak Çelebi ve Selimnâmesi”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, Ç. III, Sayı 5-6 (Eylül 1951-Mart 1952), İstanbul, s.123-134.
- Speiser, Marie Thérèse (1946), Das Selimname des Sa'dî b. Abdül-Müte'âl (ubersetzung), Zürih,
- Steidl, A. (1942), "Die Wiener Handschrift des Selimî-nâme von Şükrî", Wiener Zeitschrift für die Kunde des Morgenlandes, Viyana, s.180-233.
- Tekindağ, M. C. Şehabeddin (1970), "Selim-nâmeler", İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Entitüsü Dergisi, Sayı: 1 (Ekim 1970), İstanbul, s.197-230.
- Babinger, Franz (cev. Çoskun Üçok) (1982), Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, Ankara:Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayinlari.
- Levend, Agâh Sırrı (1956), Gazavât-nâmeler ve Mihaloğlu Ali Bey'in Gazavât-nâmesi, Ankara.:
Yayınlanmamış tezler
- Belgen, Abdüsselam (1987), Adâ'î-yi Sîrâzî ve Selîm-nâmesi [Araştırma, Metin ve Çeviri], Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara [Yayımlanmamış doktora tezi].
- Çuhadar, İbrahim Hakkı (1988), Sucûdî'nin Selim-nâmesi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri [Yayımlanmamış yüksek lisans tezi].
- Kökoğlu, Ali (1994), Kemal Paşa-zâde'nin Selim-nâmesi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri [Yayımlanmamış yüksek lisans tezi].
- Savaş, Hamdi (1986), İshak Çelebi ve Selim-nâmesi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri [Yayımlanmamış doktora tezi].
- Severcan, Şefâettin (1988), Keşfî'nin Selim-nâmesi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri [Yayımlanmamış yüksek lisans tezi].
İsmi bilinen diğer Selimnameler
- İznikli Derunî’nin Muharebât-ı Selim-i Evvel bâ Şâh. [Babinger (1982).s.61; Levend (1956) s. 33]
- Niğdeli Hakî’nin Selimnamesi [Babinger (1982).s.61]
- Kadızade (Kebir b. Üveyz)’nin Selimnamesi [Tekindağ (1970): s.218-219]
- Hayatî’nin Selimname ve Şahname eserleri [Babinger (1982) s.61]
- Muhyî’nin Selimnamesi [Tekindağ (1970): s.212]
- Seyyid Mehmed’in Selimnamesi [Tekindağ (1970): s.229]
- Şîrî’nin Selimnamesi [Tekindağ (1970): s.220-222]
- Şuhudî’nin Şahnamesi, [Babinger (1982) s.61; Tekindağ (1970): s.229]
- anon. Tarihü’s-Sultan Selim Han: [Levend (1956) s.32)
- anon. Kıssa-i Murarebe-i Kızılbaş: [Levend (1956) s.32)
- anon. Fetihname-i Diyar-ı Arab [Levend (1956) s.32)
- Arifî’nin Selimnamesi: [Levend (1956): s.31]
- Ebu’l-Fazl Mehmed Efendi’nin Selimşahnamesi. [Tekindağ (1970): s.226-228]
- Ali b. Muhammed el-Lahmî’nin Selimnamesi [Tekindağ (1970): s.219-220]
- Es-Şeyh el-Muhaddis Carullah b. Fahdi’l-Mekkî’nin Selimnamesi (Tekindağ (1970): s.230]
Popüler kültürdeki yeri
- 2011-2014 yılları arasında yayınlanan ve I. Süleyman'ın Babası I. Selim geçmiş dönemlerde öncesini anlatılmıştır Muhteşem Yüzyıl adlı Türk dizisinde ise Muharrem Gülmez tarafından canlandırılmıştır.
Notlar
- ^ Abbâsî soyuna mensup ve Memlûk Devleti'nin himâyesi altında.
Kaynakça
- ^ Bostan, M. Hanefi (2002). XV - XVI. Asırlarda Trabzon Sancağında Sosyal ve İktisadî Hayat. Türk Tarih Kurumu. s. 67. ISBN . 2 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ . www.britannica.com (İngilizce). 1 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ Bardakçı, Murat (11 Temmuz 2012). . Habertürk. 8 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
Arabistan Yarımadası'nda 1920'lerin ortalarında iktidara gelir gelmez Yavuz Selim'e ait olan "Hâdimu'l-Haremeyn-i Şerîfeyn", yani "Mekke ile Medine'nin hizmetkârı" unvanını takınan İbn Suud'un Hazreti Muhammed'in türbesini yıkmayı hatırına getirmesinin bile mümkün olamayacağını bir tarafa bırakalım...
- ^ Ortaylı, İlber (20 Nisan 2008). . Milliyet. 24 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
Osmanlı hükümdarlarının asıl önem verdikleri makam ve unvan Mekke ve Medine'nin, yani Haremeyn-i Şerifeyn'in hâkimiyetidir ve doğrusu İslam'ın bu iki mukaddes beldesinin "hâkimiyeti" deyimi herkesin bildiği gibi Yavuz Sultan Selim Han tarafından Mısır'ın fethinden sonraki ilk hutbede "Hadim'ul Haremeyn-üş Şerifeyn" diye düzeltilmiştir.
- ^ Temel, Özcan (15 Mart 2021). "Şair Padişahlar". Yeşilgiresun Gazetesi. 18 Ocak 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Ocak 2022.
- ^ Turan, Şerafettin. . TDV İslâm Ansiklopedisi. 9 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ . web.archive.org. 2 Mayıs 2006. 2 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ Bahadıroğlu, Yavuz (2021). Resimli Osmanlı Tarihi. Nesil Yayınları. s. 157. ISBN . 2 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ a b Ágoston, Gábor; Masters, Bruce Alan (2009). Encyclopedia of the Ottoman Empire (İngilizce). Facts On File. ISBN . 2 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ a b Emecen, Feridun M. (2016). Yavuz Sultan Selim. Kapı Yayınları. ISBN . 2 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ Sakaoğlu, Necdet (2008). Bu Mülkün Kadın Sultanları. Oğlak Yayıncılık. s. 149. ISBN . 2 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ Sevim, Ali; Yücel, Yaşar (1991). Türkiye Tarihi II: Osmanlı Dönemi (1300-1566). Türk Tarih Kurumu. ss. 339-340. 2 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ Savory, Roger (1987). Studies on the History of Ṣafawid Iran (İngilizce). Variorum Reprints. s. 41. ISBN . 2 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ Orkan, Semra (21 Eylül 2019). . Anadolu Ajansı. 5 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ . osmanli.org.tr (İngilizce). 2 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ Küçükaşçı, Mustafa S. (2017). "Yavuz Sultan Selim ve Kutsal Emanetler". www.academia.edu. Üsküdar Kültür, Sanat ve Medeniyet Dergisi. 2 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ . İslam ve İhsan. 15 Şubat 2022. 13 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ Emecen, Feridun. . TDV İslâm Ansiklopedisi. 3 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ Taagepera, Rein (1 Eylül 1997). "Expansion and Contraction Patterns of Large Polities: Context for Russia". International Studies Quarterly (İngilizce). 41 (3): 475-504. doi:10.1111/0020-8833.00053. ISSN 0020-8833. 17 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ a b Finkel, Caroline (13 Şubat 2006). Osman's Dream: The History of the Ottoman Empire (İngilizce). Basic Books. ss. 110-111. ISBN . 2 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ Şimşirgil, Ahmet (30 Kasım 2013). Kayı 3: Haremeyn Hizmetinde. Timaş Yayınları. ISBN . 2 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ a b c d e f g Emecen, Feridun. . TDV İslâm Ansiklopedisi. 23 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ Dijkema, F.TH (1977). The Ottoman Historical Monumental Inscriptions in Edirne (İngilizce). BRILL. s. 32. ISBN . 2 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ a b c Emecen, Feridun M. (2018). İmparatorluk Çağının Osmanlı Sultanları-1. İsam Yayınları. ISBN . 2 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ a b Kılıç, Remzi (18 Eylül 2015). . web.archive.org. 18 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ . TRT Haber. 22 Eylül 2019. 25 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2023.
- ^ Çetinkaya, Nihat (2011). Kızılbaş Türkler: Tarihi, Oluşumu ve Gelişimi. Kripto Yayınları. ss. 464, 472. ISBN . 2 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ Tektaş, Nazım (2007). "Yavuz Sultan Selim". Çadırdan Saraya, Saraydan Sürgüne Osmanlı. Yeni Şafak Gazetesi. s. 164. . Erişim tarihi: 2 Ağustos 2023.
- ^ Celâlzade, Mustafa Çelebi (1990). Selim-nâme. Kültür Bakanlığı. s. 447. ISBN . 3 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Ağustos 2023.
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o p Uzunçarşılı, İsmail Hakkı. Büyük Osmanlı Tarihi. Türk Tarih Kurumu Yayınları. ss. 233-248. ISBN . 3 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Ağustos 2023.
- ^ Çetinkaya, Nihat (2011). Kızılbaş Türkler: Tarihi, Oluşumu ve Gelişimi. Kripto Yayınları. ss. 464, 472. ISBN . 3 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Ağustos 2023.
- ^ İnal, Halil İbrahim (2007). Osmanlı İmparatorluğu Tarihi. Nokta Kitap. ss. 176, 179. ISBN . 3 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Ağustos 2023.
- ^ a b c d e Emecen, Feridun. . TDV İslâm Ansiklopedisi. 23 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2023.
- ^ . YouTube. Harp Tarihi. 23 Aralık 2021. 26 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2023.
- ^ Hammer, Joseph Von (2010). Büyük Osmanlı Tarihi. 2. cilt. s. 380. 26 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Ağustos 2023.
- ^ a b Öztuna, Yılmaz (2006). Yavuz Sultan Selim. Babıali Kültür Yayıncılığı. s. 39. ISBN . 3 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Ağustos 2023.
- ^ a b Koçak, Yunus (11 Ocak 2012). . web.archive.org. 11 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ağustos 2023.
- ^ Kılıç, Remzi (18 Eylül 2015). . web.archive.org. 18 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ağustos 2023.
- ^ Hammer, Joseph Freiherr von (1997). Osmanlı Tarihi. 1. cilt. MEB Yayınları. s. 385. ISBN . 1 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Ağustos 2023.
- ^ Bahadıroğlu, Yavuz (2021). Resimli Osmanli Tarihi. Nesil Yayınları. ss. 131-157. ISBN . 2 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Ağustos 2023.
- ^ Turan, Şerafettin. . TDV İslâm Ansiklopedisi. 9 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ağustos 2023.
- ^ . YouTube. Harp Tarihi. 25 Mayıs 2022. 25 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ağustos 2023.
- ^ a b c Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (1975). Osmanlı Tarihi: II. cilt, İstanbul'un Fethi'nden Kanuni Sultan Süleyman'ın Ölümüne Kadar. Türk Tarih Kurumu. 4 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Ağustos 2023.
- ^ Emecen, Feridun. . TDV İslâm Ansiklopedisi. 9 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ağustos 2023.
- ^ a b c d Uzunçarşılı, İsmail Hakkı. Büyük Osmanlı Tarihi. 2. cilt. Türk Tarih Kurumu Yayınları. ss. 233-248. ISBN . 4 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Ağustos 2023.
- ^ İnal, Halil İbrahim (2007). Osmanlı İmparatorluğu Tarihi. Nokta Kitap. ss. 176-179. ISBN . 3 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Ağustos 2023.
- ^ Mumcu, Ahmet (2007). Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl. Phoenix. s. 96. ISBN . 4 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Ağustos 2023.
- ^ Kurtboğan, Deniz; Solak, İbrahim (31 Ekim 2020). "Yavuz Sultan Selim'in Taht Mücadelesi". Journal of History School. null (XLVIII): 3032-3061. doi:10.29228/joh.45278. ISSN 1308-5298. 4 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Ağustos 2023.
- ^ . turktoyu.com. 5 Eylül 2022. 9 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ağustos 2023.
- ^ Allouche, Adel (2001). Osmanlı-Safevi İlişkileri: Kökenleri ve Gelişimi. Anka Yayınları. s. 63. ISBN . 5 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ağustos 2023.
- ^ a b Allouche, Adel (2001). Osmanlı-Safevi İlişkileri: Kökenleri ve Gelişimi. Anka Yayınları. s. 64. ISBN . 5 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ağustos 2023.
- ^ a b Yıldırım, Rıza (2008). . www.proquest.com. Bilkent University. s. 306. 5 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ağustos 2023.
- ^ Gündüz, Tufan (2010). Son Kızılbaş: Şah İsmail. Yeditepe Yayınları. s. 117. ISBN . 5 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ağustos 2023.
- ^ . iranicaonline.org (İngilizce). Encyclopaedia Iranica. 10 Nisan 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ağustos 2023.
- ^ a b c Gündüz, Tufan. . TDV İslâm Ansiklopedisi. 3 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ağustos 2023.
- ^ Yıldırım, Rıza (2008). . www.proquest.com. Bilkent University. ss. 422-426. 5 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ağustos 2023.
- ^ a b c Yıldırım, Rıza (2008). . www.proquest.com. Bilkent University. ss. 424-425. 5 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ağustos 2023.
- ^ Finkel, Caroline (4 Nisan 2023). . web.archive.org. Google Books. 4 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ağustos 2023.
- ^ Yıldırım, Rıza (2008). . www.proquest.com. Bilkent University. s. 426. 5 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ağustos 2023.
- ^ Emecen, Feridun. . TDV İslâm Ansiklopedisi. 23 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ağustos 2023.
- ^ Altınay, Ahmet Refik (1996). Osmanlı Zaferleri. Timaş Yayınları. ISBN . 5 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ağustos 2023.
- ^ Finkel, Caroline (19 Temmuz 2012). Osman's Dream (İngilizce). John Murray Press. ISBN . 6 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ a b c d e f Varlık, Mustafa Çetin. . TDV İslâm Ansiklopedisi. 27 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ağustos 2023.
- ^ Lamartine, Alphonse de (1991). Osmanlı Tarihi. Toker Yayınları. ISBN . 26 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ . web.archive.org. Osmanlı Araştırmaları Vakfı. 22 Aralık 2016. 22 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ Altınay, Ahmet Refik (1996). Osmanlı Zaferleri. Timaş Yayınları. ISBN . 5 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ Gündüz, Tufan (2010). Son Kızılbaş: Şah İsmail. Yeditepe Yayınları. ISBN . 6 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ a b McCaffrey, Michael J. (1990). . Encyclopædia Iranica. 29 Nisan 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ a b . YouTube. Harp Tarihi. 9 Şubat 2022. 29 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ a b c d e f g h i j k Varlık, Mustafa Çetin. . TDV İslâm Ansiklopedisi. 27 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ Ercan, Yavuz. Yavuz Sultan Selim Dönemi, Osmanlı Tarihi 5, Ankara, 2002
- ^ Bostanzâde Yahyâ Efendi, Tuhfetü'l-ahbâb: Târîh-i Sâf, Milliyet Yayınları, s. 85.
- ^ Baylan, Zivar Hüseynli. (PDF). www.ttk.gov.tr. s. 114. 8 Ocak 2022 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ Lockhart, Laurence (2016). . dergipark.org.tr. Külbilge, İlker tarafından çevrildi. 14 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ Özbek, Yıldıray (2004). (PDF). web.archive.org. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 14 Aralık 2010 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ . Fikriyat Gazetesi. 19 Şubat 2022. 19 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ Housley, Norman (1992). The Later Crusades, 1275-1580: From Lyons to Alcazar (İngilizce). Oxford University Press. s. 120. ISBN . 6 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ İnce, Yunus. (PDF). web.archive.org. ss. 511-512. 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ Kılıç, Remzi (2000). "Yavuz Sultan Selim Devri (1512 - 1520) Osmanlı-Özbek Münasebetleri". Tarih: Türk Dünyası Tarih ve Kültür Dergisi. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı. s. 38. 6 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ Hammer, Joseph Freiherr von (1997). Osmanlı Tarihi. 1. cilt. MEB Yayınları. ISBN . 1 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ Gündüz, Tufan. . TDV İslâm Ansiklopedisi. 3 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ Gündüz, Prof. Dr. Tufan (25 Mart 2022). . Gzt. 6 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ Gündüz, Tufan (2010). Son Kızılbaş: Şah İsmail. Yeditepe Yayınları. s. 255. ISBN . 6 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ Savory, Roger Mervyn (1987). Studies on the History of Safavid Iran (İngilizce). Variorum Reprints. s. 93. 6 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ Ekhtiari Charoymaghi, Masoumeh (2021). . dergipark.org.tr. Akademik Tarih ve Araştırmalar Dergisi. 14 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ Özoğlu, Hakan (12 Şubat 2004). Kurdish Notables and the Ottoman State: Evolving Identities, Competing Loyalties, and Shifting Boundaries (İngilizce). SUNY Press. ss. 47-49. ISBN . 6 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ Özcan, Abdulkadir. . TDV İslâm Ansiklopedisi. 18 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ . YouTube. Harp Tarihi. 15 Mart 2022. 17 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2023.
- ^ a b c d e f Emecen, Feridun. . TDV İslâm Ansiklopedisi. 23 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023.
- ^ . Haber Name. 8 Ağustos 2011. 13 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2023.
- ^ a b c d e f g h i j k l Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı. Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt II. Türk Tarih Kurumu Yayınları, 7. baskı. s.233-248.
- ^ Muhteşem Zaferler, Timaş Yayınları, 2009. s. 22.
- ^ Prof.Dr. Mehmet Bayraktar Kutlu Müderris İdris-i Bitlisi Biyografi Net Yayınları
- ^ http://www.enfal.de/starih45.htm 10 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Son bakılma tarihi:20 Kasım 2008.
- ^ Şahiner, Atilla (2008). "Sultan (I.) Selim (Yavuz)". Osmanlı Tarihi. Lacivert Yayıncılık. s. 107. ISBN 978944759021.
- ^ a b c d e Sakaoğlu, N. (1999), Bu Mülkün Sultanları. İstanbul, Oğlak Yayınları s.123.
- ^ a b s.123
- ^ enfal.de 8 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Son bakılma tarihi:20 Kasım 2008.
- ^ a b c d e f "enfal.de". 8 Eylül 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Eylül 2008.
- ^ Bostanzade Yahya, Duru Tarih, haz. Necdet Sakaoğlu. Alfa Yayınları. s. 62.
- ^ "Yavuz Sultan Selim'in sandığımız bu resim aslında kimin?". 27 Ağustos 2010. 1 Eylül 2010 tarihinde kaynağından .
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 13 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Şubat 2021.
- ^ İslam Ansiklopedisi, cilt: 17, sayfa: 546
- ^ İlber Ortaylı, 19:40 vd. https://www.youtube.com/watch?v=LyQjFyR1au4 11 Haziran 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Dr. Aybars Pamir. Osmanlı Egemenlik Anlayışında Senedi İttifak'ın Yeri. Yıl 2004 C.53 Sa.2 sayfa.61-82. Tam metin 17 Kasım 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Ortaylı, İlber. Batılılaşma Yolunda s.140,150.
- ^ a b s.150
- ^ Mustafa Oral. Ulusal Bağımsızlık Savaşı Yıllarında Türkiye'de Hilafet ve Saltanat Sorunu s.158 Tam metin
- ^ Prof. Dr. Ahmed Akgündüz, Doç. Dr. Said Öztürk. Bilinmeyen Osmanlı s.147
- ^ http://malumat.wordpress.com/2007/04/14/yavuz-sultan-selim-kupe-takti-mi/ 19 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Son bakılma tarihi:20 Kasım 2008.
- ^ Cemal Göçmen. Universal Transverse Mercator ve Lambert'in Açı Koruyan (Konform) Projeksiyonu Hakkında Eleştirel Bir Derleme. MTA Dergisi, 134, 41-58, 2007. Tam metin 11 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Yusuf Öztürk. Türkiye'de Sağlık Hizmetleri Tam metin 27 Ocak 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Akat, Yücel (2007). "Yavuz Sultan Selim Camii". İstanbul (Türkçe). Keskin Color Yayıncılık. s. 86. .
- ^ http://ozturkler.com/data/0004/0004_107.htm 25 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Son bakılma tarihi:20 Kasım 2008.
- ^ http://www.alevi.dk/ENGELSK/THE_ALEVI_OF_ANATOLIA.pdf 24 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Son bakılma tarihi:20 Kasım 2008.
- ^ Müneccimbaşı Ahmet Dede. Müneccimbaşı Tarihi (Sahaif-ül-ahbar fî Vekayi-ül-a'sâr). Arapça aslından Türkçeleştiren: İsmail Erünsal; Tercüman 1001 Temel Eser No 37. 2. Cilt. İstanbul: Tercüman Yayınları, 1974, s. 457
- ^ a b MC Şehabeddin Tekindağ. Yeni Kaynak ve Vesîkaların Işığı Altında Yavuz Sultan Selim'in İran Seferi İ.Ü.Ed.Fak. Tarih Dergisi sayı 22 s.17. 1968
- ^ a b Gülağ Öz. İslamiyet Türkler ve Alevilik. s. 188, 1999 Ankara
- ^ Prof. Mustafa Akdağ, Türkiye'nin İktisadi ve İçtimai Tarihi, 2.cilt, Tekin Yay., 1979, s. 154
- ^ Robert Mantran, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi I/Osmanlı Devletinin Doğuşundan XVIII. Yüzyılın Sonuna Cem Yay. 1995, s. 173
- ^ [Feridun Emecen, Yavuz Sultan Selim, Yitik Hazine Yay., 2010 s.110]
- ^ a b Erhan AFYONCU, Sorularla Osmanlı İmparatorluğu, "Yavuz Sultan Selim" maddesi
- ^ a b Oğuz Çetinoğlu Kırım Hanlığı Kronolojisi (Beşinci bölüm). Bahçesaray Dergisi, 35. sayı. Eylül - Ekim 2012 . s.17. ISSN-1304-7744 . Tam metin 2 Nisan 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ KESKİN, Özkan Özer (29 Nisan 2021). "TRABZON GÜLBAHAR HATUN (HATUNİYE) VAKFI'NA AİT YAPILAR VE SUNDUĞU HİZMETLER". Karadeniz İncelemeleri Dergisi. 15 (30): 473-508. doi:10.18220/kid.929786. ISSN 2146-4642.
- ^ Bostan, M. Hanefi (1 Mayıs 2019). "YAVUZ SULTAN SELİM İN ŞEHZÂDELİK DÖNEMİ (1487-1512)". Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi. 01 (40): 1-86. doi:10.24058/tki.2020.402. ISSN 1302-4787.
- ^ Usta, Veysel (21 Mart 2019). "ŞEHZADE SÜLEYMAN'IN (KANUNİ) TRABZON'DA DOĞDUĞU EV MESELESİ". Karadeniz İncelemeleri Dergisi. 13 (26): 397-414. doi:10.18220/kid.562304. ISSN 2146-4642.
- ^ Yavuz Sultan Selim. Osmanlı Araştırmaları Vakfı. osmanli.org.tr 22 Aralık 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Son erişim tarihi:25 Ocak 2009.
- ^ Özdamarlar, Metin (2009). "Tek Oğul". Zirvede Tek Başına. Timaş Yayıncılık. s. 4. .
- ^ Selimnameler hakkında çok ayrıntılı bir sıralama Mustafa Argunşah'ın şu makalesinde verilmektedir. Mustafa Arguntaş (2009), "Türk Edebiyatında Selimnameler", Turkish Studies C.4/8 Sonbahar 2009. [1] 21 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Dış bağlantılar
I. Selim hakkında daha fazla bilgi edinin | |
Commons'ta dosyalar | |
Vikisöz'de alıntılar |
- Yavuz Sultan Selim Han dönemi incelemesi 17 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi
I. Selim Doğumu: 10 Ekim 1470 Ölümü: 22 Eylül 1520 | ||
Resmî unvanlar | ||
---|---|---|
Önce gelen II. Bayezid | Osmanlı Sultanı 25 Nisan 1512 - 22 Eylül 1520 | Sonra gelen Kanunî Sultan Süleyman |
Hak iddia edilen unvanlar | ||
Önce gelen II. Bayezid | İslam Halifesi 25 Nisan 1512 - 1517 | 1517'de Halife oldu |
Sünni İslam unvanları | ||
Önce gelen III. Mütevekkil | İslam Halifesi 1517 - 22 Eylül 1520 | Sonra gelen Kanunî Sultan Süleyman |
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
I Selim Osmanlica سلطان سليم اول veya bilinen adiyla Yavuz Sultan Selim d 10 Ekim 1470 o 22 Eylul 1520 Osmanli Imparatorlugu nun 9 padisahi ve 88 Islam halifesidir Hadimu l Haremeyni s Serifeyn iki kutsal caminin hizmetkari unvanina ve divan edebiyatindaki Selimi mahlasina sahiptir Babasi sekizinci Osmanli padisahi II Bayezid annesi II Gulbahar Sultan dir 1512 1520 yillari arasinda suren yalnizca 8 yillik saltanatinda imparatorlugu muazzam bir hizla genisletti ve ozellikle 1516 ile 1517 yillari arasinda duzenledigi sefer ile tum Dogu Akdeniz ile Misir dahil onemli Orta Dogu bolgelerini ele gecirdi Padisahligi doneminde Anadolu da birlik saglandi ve Misir da hukum suren Memluk Devleti ne son verildi Devrin en onemli iki ticaret yolu olan Ipek ve Baharat Yolu nu da ele geciren Osmanlilar bu sayede dogu ticaret yollarini da tamamen kontrolleri altina aldilar I Selim Yavuz Sultan Selim ياوز سلطان سليمIslam Halifesi Kayser i Rum Emiru l mu minin Iki Kutsal Caminin Hizmetkari Han Sah9 Osmanli PadisahiHukum suresi24 Nisan 1512 22 Eylul 1520 8 yil 4 ay ve 29 gun Once gelenII BayezidSonra gelenI Suleyman88 Islam HalifesiHukum suresi1517 22 Eylul 1520Once gelenIII MutevekkilSonra gelenI Suleyman11 Trabzon SancakbeyiHukum suresi1487 1510Once gelenIlyas BeySonra gelenSinan BeyDogum10 Ekim 1470 Amasya Osmanli ImparatorluguOlum22 Eylul 1520 49 yasinda Corlu Osmanli ImparatorluguDefinYavuz Selim Camii Fatih Istanbul TurkiyeEs ler iAyse Hafsa Sultan II Ayse HatunCocuk lar iI Suleyman Uveys Pasa Hatice Sultan Beyhan Sultan Fatma Sultan Hafize Sultan Sah SultanTam adiSelim Sah bin Bayezid ḪanHanedanOsmanli HanedaniBabasiII BayezidAnnesiII Gulbahar HatunDiniSunni IslamImza 10 Ekim 1470 tarihinde Amasya da dogan ve sehzadeligini Trabzon da geciren I Selim Osmanli tahtina babasi Sultan II Bayezid e karsi darbe yaparak cikti Sehzade Selim e kizi Ayse Hatun u vermis olan Kirim Hani Mengli Giray ona askeri destek saglayarak tahta gecmesine yardim etti 1512 de tahta cikan Sultan Selim babasinin son donemlerinde doguda ortaya cikan Sii Safevi tehlikesine karsi mucadeleye giristi Iki sene sonra Iran a yaptigi seferde Safevi hukumdari Sah Ismail i Caldiran Muharebesi ile maglup etti ulkenin baskenti Tebriz e kadar ilerledi ve bundan sonra Yavuz lakabiyla anilmaya basladi 1515 te Sadrazam Hadim Sinan Pasa onculugunde gerceklesen Turnadag Muharebesi ile Dulkadirogullari Beyligi ni ortadan kaldirdi ve Anadolu daki Turk siyasi birligini tam anlamiyla sagladi Iran seferinden sonra Memluk Devleti ne karsi harekete gecen I Selim Buyuk Misir Seferi olarak bilinen seferde yapilan Mercidabik Gazze Ridaniye ve Kahire muharebeleri ile Memlukleri yikarak Suriye Filistin Levant Misir ve Hicaz gibi stratejik bolgeleri devletin topraklarina katti Seferden sonra Islam peygamberi Muhammed in Kutsal Emanetler olarak kabul edilen esyalarini Istanbul a getirtti 1520 de Bati ya dogru yola cikan Sultan Selim 22 Eylul 1520 tarihinde Corlu da bulunan ordugahinda sirtinda cikmis olan buyuk bir ciban yuzunden 49 yasindayken oldu ve yerine oglu Suleyman gecti Turbesi Istanbul un Fatih ilcesindeki Yavuz Selim Camii nde yer almaktadir 1520 deki olumu sirasinda Osmanli Imparatorlugu Selim in 8 yillik hukumdarligi sirasinda yuzde yetmis kadar buyuyerek yaklasik 3 4 milyon kilometrekareye yayildi Selim in Orta Dogu yu ve ozellikle Islam dunyasinin kalbi olan bolgeleri fethetmesi ve Mekke ve Medine sehirlerine giden hac yollarinin kontrolunu ustlenmesi Osmanli Imparatorlugu nu onde gelen Musluman devletlerden biri yapti I Selim in fetihleri imparatorlugun cografi ve kulturel agirlik merkezini onemli olcude Balkanlar dan Orta Dogu ya kaydirdi Ilk yillariOsmanli Devleti doneminde Amasya vilayetini gosteren bir fotograf Sert mizaci ve cesaretinden dolayi Yavuz olarak anilan ve Osmanli belgelerinde adi Selim Sah olarak gecen I Selim 10 Ekim 1470 tarihinde babasi Sehzade Bayezid in sancakbeyi oldugu Amasya da dunyaya geldi Annesi kimi kaynaklara gore Dulkadirogullari beyi Alauddevle Bozkurt Bey in kizi Gulbahar Hatun bazilarina gore ise Alauddevle Bozkurt Bey in kizi Ayse Hatun dur Tarihci Feridun Emecen annesinin adinin Gulbahar diye gosterilmesinin bir yakistirmadan ibaret oldugunu annesinin Ayse Hatun oldugu bilgisinin 16 yuzyil tarihcilerinden Cenabi tarafindan acik sekilde zikredildigini aktarmistir Bu durum Selim in annesinin adinin kronolojik analizler cercevesinde Ayse Hatun da olabilecegini gostermektedir Kaynaklarda daha kucuk yasta iyi bir egitim gordugu ve babasi Bayezid in kendine ozel hoca tayin ettigi belirtilir Meshur bir rivayete gore on yaslarinda iken dedesi Fatih Sultan Mehmed tarafindan kardesleri Ahmed Korkut Mahmud Alemsah ve amcasi Cem in oglu Oguz Han ile birlikte Istanbul a cagrildi Fatih torunlarina buyuk ilgi gosterdi onlari sunnet ettirdi ve bir ay suren senlikler duzenlendi Bu muhtemelen Selim in dedesi Fatih i ilk ve son gorusu oldu ancak bu olay onun hafizasinda onemli bir yer kazandi Daha sonraki bir rivayete gore sonralari kendine Fatih Sultan Mehmed in bir resmi gosterildiginde cocuklugunda onun dizlerinde buyudugunu yuzunun seklinin hayalinden silinmedigini belirtmis nakkasin resmi dedesine tam olarak benzetemedigini soylemistir Trabzon sancakbeyligi donemiOsmanli Devleti nin devlet tecrubesi kazanmalari icin sehzadeleri kucuk yaslarda sancaklara gonderme usulu geregi Sehzade Selim de Trabzon a vali olarak atandi Fatih Sultan Mehmed zamaninda Sivas vilayetinin Amasya Sancagi nda buyuk oglu Sehzade Bayezid sancakbeyi iken yine Sivas vilayetine bagli Trabzon Sancagi nda da sancakbeyi olarak Bayezid in en buyuk oglu Abdullah bulunmaktaydi Trabzon da Ickale Camii nin sadirvaninda bulunan ve Abdullah in Hicri 875 1470 yilina ait olan kitabesinden hareketle Sehzade Abdullah in Trabzon sancakbeyi olarak 1481 yilina kadar bu gorevde kaldigi anlasilmaktadir Sehzade Abdullah tan sonra Trabzon sancakbeyi olan ikinci ve son sehzade Yavuz Sultan Selim dir Fatih Sultan Mehmed in vefatindan sonra padisah ilan edilen II Bayezid Sehzade Selim i Trabzon a sancakbeyi olarak tayin etti Buraya tayin tarihi bazi arsiv belgelerine gore Hicri 892 1487 olmalidir Sehzade Selim 1487 1510 yillari arasinda yaklasik 23 yil boyunca Trabzon da valilik yapti Selim valiligi sirasinda devlet isleri yaninda ilimle de ugrasti ve alim Abdulhalim Efendi nin derslerini takip etti Daha o zamanlarda Selim devletin bel kemigi olan Turkmenlerin devletten duydugu memnuniyetsizligi ve Iran daki Safevi Devleti ne yonelmelerini fark etti Bundan dolayi Sehzade Selim Turkmenleri devlete baglamak icin Istanbul yonetiminden izin almaksizin Gurculer uzerine seferler yapti ve bunlarin en onemlisi olan 1508 yilindaki Kutaisi seferinde Kars Erzurum Artvin illeri ile bircok yeri fethederek buralari Osmanli topraklarina katti bu nedenle babasi tarafindan takdir edildi Hatta devlet toresine gore elde edilen ganimetin beste birini devletin hazinesine katmasi gerekirken onu da mucahit Turkmenlere birakti II Bayezid in son seneleri ve sehzadeler meselesi I Selim in babasi ve 8 Osmanli padisahi II Bayezid 1447 1512 Sultan II Bayezid in 8 oglu olmustu Bunlar yas sirasi ile Abdullah Sehinsah Alemsah Ahmed Korkut Selim Mehmed ve Mahmud dur Ahmed Korkut ve Selim disindakiler babalarinin sagliginda olmuslerdi Selim Trabzon Korkut Saruhan Ahmed ise Amasya illerinde gorev yapiyordu Selim in oglu Suleyman Kefe de sancakbeyi iken Ahmed in oglu ise Bolu sancakbeyi olarak gorev yapiyordu Karaman valisi Sehzade Sehinsah in 1511 yilindaki olumu uzerine Beysehir de bulunan oglu Mehmed Konya ya tayin edildi Sehzade Alemsah in oglu Osman ise Cankiri sancakbeyi olarak gorevdeydi Sehzade Mahmud un oglu Orhan babasinin Manisa ya Saruhan nakli ile Kastamonu ya atanmis Mahmud un diger oglu Musa ise Sinop un sancakbeyi olmustu Sehzade Mahmud un en kucuk oglu Emirhan in atamasi ise cok kucuk oldugundan henuz yapilmamisti Sehzade Selim Trabzon valiligi sirasinda askeri basarilari munasebetiyle yenicerilerin destegini arkasina almisti Ancak Osmanli burokrasisi Sehzade Ahmed in tahta cikmasini desteklemekteydi Manisa vilayetinde bulunan Sehzade Korkut un erkek cocugu olmadigindan tahta cikma sansi az olarak gorulmekteydi Konya daki Sehzade Sehinsah ise 2 Temmuz 1511 de babasindan 6 ay evvel oldugunden taht kavgasina dahil olmamisti Sehzade Selim uzun zamandir kotu giden devlet islerinden oturu babasinin hukumdar olarak gucunun giderek zayifladigini ozellikle Amasya da bulunan agabeyi Ahmed in taht icin en basta gelen aday sifatiyla one ciktigini fark etti ve bu durumu kabullenmedi Boylece bir taraftan kardesleri diger taraftan ise babasiyla taht icin zorlu bir mucadeleyi goze almaktan cekinmedi Fatih Kanunnamesi ne gore hukumdar olan kisi devletin selameti icin diger kardeslerini oldurecekti Bunun icin kardesleri Korkut ve Ahmed i yakindan takip ediyordu Diger taraftan Selim in Trabzon da kazandigi basarilari her tarafta duyulmus lehine propagandalar yapilmaya baslanmisti Yavuz Sultan Selim Konstantin Kapidagli Yavuz Sultan Selim Nakkas Osman Saltanati ele gecirmek icin kardesleri gibi Selim de hazirlik yapti ve kendi askerlerine ek olarak Kirim Hanligi kuvvetlerinden de istifade etti Rumeli ye gectiginde yaninda Kirim Hani nin kucuk oglunun komutasinda 350 kadar asker de vardi Ayrica taraftarlari sayesinde Yeniceri Ocagi nin destegini de elde etmisti Selim kendine Trabzon a ilaveten Kefe verildi ise de bunu kabul etmedi Bunun uzerine kendine nasihat vermesi amaciyla ulemadan kisiler yollansa da Selim bunlari geri cevirdi Anadolu da nereyi istersen verelim onerisi gelse de istedigi gibi bir cevap alamayinca derhal Kirim Hani ndan aldigi kuvvetle Silistre yoluyla Rumeli ye geldi Ulemalar tekrar yollansa da Selim buna da kesin olarak ret cevabi verdi Ayrica Selim in bu hareketinden once Sehzade Korkut da babasindan izin almaksizin Antalya dan kalkip Manisa ya gitmisti Bu hareketleri dogru bulmayan Sehzade Ahmed babasi Bayezid den Korkut ve Selim i oldurtmek icin izin istedi ancak Bayezid bunu kabul etmedi Sehzade Selim in Rumeli ye gecisi Istanbul da duyulunca Selim uzerine asker sevk edilmesi konusu gundeme geldi Bunu haber alan Selim asi olmadigini babasina saygilarini arz etmek icin geldigini beyan etti ve kendine nasihat icin babasi tarafindan yollanan elciye itibar etti Bunun uzerine Istanbul a donen elci Selim in babasinin elini opmek icin geldigini soyledi Selim karsitlari bu oyunu kabul etmeyerek Selim in uzerine Rumeli beylerbeyi Hasan Pasa yi gonderdiler ancak Hasan Pasa savasmaksizin Edirne ye dondu Bunun uzerine Sultan II Bayezid bizzat oglu Selim e karsi harekete gecti II Bayezid yasli oldugundan oturu arabayla hareket etti ve Cukurcayir denilen yerde Selim in ordugahinin karsisina geldi Selim karsi taraftan taarruz olmadikca kesinlikle saldirilmamasini emretti Bayezid binmis oldugu arabanin penceresinden elini opmeye gelen oglunun kuvvetleri gosterilince duygulandi ve Rumeli akincilari ve sancakbeylerinin de etkisiyle herhangi bir catismadan vazgecerek taraflar arasinda bir anlasma yapti Anlasma sonucunda II Bayezid veliaht yapilacagi dedikodulari olan Sehzade Ahmed in veliaht yapilmayacagini temin etti ve hayatta bulundugu muddetce sehzadelerden herhangi birini saltanat makamina gecirmeyecegine dair soz verdi Ayrica Sehzade Selim e Rumeli den istedigi Semendire Sancagi verildi ve bununla beraber bu sancaga Alacahisar ve Izvorvik sancaklari da eklendi Sahkulu ve takipcileri Yasanan bu gelismeler uzerine Sehzade Ahmed babasina yazdigi mektupta Selim in askeriyle babasinin uzerine yurumesine ragmen kendine uc sancak ve buna ek olarak bes yuz bin akce verilmesini elestirdi ve sadece uc sancak da olsa bunun Rumeli nin tamamen verilmesi demek oldugunu hukumdarligina sadece bir hutbe ve bir de sikke kaldigini halbuki kendinin babasini asla incitmedigini belirtti Ayrica babasi sag oldukca saltanatta kesinlikle gozu olmadigini ancak asi kardesi uzerine gitmesine izin verilmesini istedi Boylece veliaht tayini isini de onleyen Selim komutasindaki askerlerle Semendire ye gitmeyip Eski Zagra ve Filibe taraflarinda kaldi ve Semendire ye bir vekil gonderdi Tahta cikisiBaba ogul mucadelesi Yavuz Sultan Selim in Topkapi Sarayi Muzesi ndeki bir minyaturu Sehzade Selim Semendire ye gitmeyip yolda oyalanirken ve merkezden sancaga gitmesi emredilirken kendi Sahkulu meselesinin sonuclanmasini bekledigini arz ediyordu 1511 yilinin Nisan ayinda Safevi hukumdari Sah Ismail i kurtarici olarak kabul eden Sahkulu onderligindeki Kizilbaslar tarafindan Osmanli Imparatorlugu na karsi gerceklestirilen Sahkulu Isyani nda Sahkulu ile savasildi ve cikan savasta Sadrazam Hadim Ali Pasa olduruldu Sehzade Ahmed ise asileri takip etmek yerine Amasya ya dondu bu yuzden askerlerin Ahmed e destegi azaldi Hadim Ali Pasa nin oldugunu ogrenen Sultan Bayezid yine ayni zamanlarda Karaman valisi olan oglu Sehzade Sehinsah in da olum haberini alinca saltanattan kati surette cekilmeye karar verdi Devletin ileri gelenlerini davet edip gorustu Cogunluk Sehzade Ahmed in hukumdar olmasini destekledi Hadim Ali Pasa nin yerine sadrazam olan Hersekzade Ahmed Pasa ise bu karara katilmadi padisahin cekilmemesi Sehzade Selim in Semendire de kalmasi Sehzade Ahmed in ise Karaman eyaletine nakledilmesi gerektigini savunsa da basta II Bayezid olmak uzere cogunluk Sehzade Ahmed in hukumdar olmasini istediginden kendine haber gonderildi Karar verildikten sonra Bayezid Rumeli beylerini cagirarak onlardan Ahmed e itiraz etmeyeceklerine dair soz aldi Ancak Selim i destekleyen yeniceriler ise Ahmed in hukumdar olmasini onlemek icin Senin sagliginda biz baskasini padisah istemeyiz diye teminat verdiler Filibe de bulunan Selim ise tum bunlari adamlari vasitasiyla ogrenmekteydi I Selim ile hocasi Abdulhalim Efendi yi Halimi Celebi gosteren bir minyatur II Bayezid in yaptigi anlasmaya uymadigini anlayan Sehzade Selim 40 bin kisilik kuvvetle Corlu da babasinin kuvvetlerinin oldugu ovaya girdi Agustos 1511 de vuku bulan savas sonunda Selim kuvvetleri yenildi Sehzade takip edenlerin elinden zorla kurtularak Karadeniz sahiline geldi ve kendine katilanlarla Igneada dan gemiyle Kefe ye gitti Selim in bu maglubiyeti uzerine Ahmed e derhal Istanbul a gelmesi yazildi Vezir i azam Hersekzade Ahmed Pasa daha once Sultan II Bayezid in verilen ahidnameye sadik kalinmasini hicbirinin bir digerine tercih edilmemesini savundu Ayrica askerin Sehzade Selim in tarafini tuttugunu kapikulu ocaklarini oglu Ahmed in tarafina cevirdikten sonra saltanati terk etmesini ve Ahmed i Istanbul a getirtmeyerek Karaman da alikoymasini padisaha arz ettiyse de bu sozu dinlenmedi Sehzade Ahmed Istanbul a vardiginin ertesi gunu padisah ilan edildi Yenicerilerin ayaklanmasi ve Selim in culusu I Selim in culus torenini gosteren bir Osmanli minyaturu 1512 Sehzade Ahmed in hukumdarligini tanimayan yeniceriler bununla kalmayip iclerinde devletin ileri gelenlerinin evlerinin de oldugu bircok evi talan etti Yeniceriler Selim e sadakat gostererek onun gelmesi ve veliaht olmasi gerektiginde israr etti Bunu haber alan Ahmed Anadolu ya dondu Selim karsitlari bunun uzerine Sehzade Korkut u hukumdar yapma dusuncesiyle kendini acele Istanbul a davet ettiklerine dair haber yolladilar Bunun uzerine Istanbul a gelen Korkut a yeniceriler hurmet gosterse de Sehzade Selim den baskasini istemediklerini soylediler Bunun uzerine zor duruma dusen ve artik hukmu ve nufuzu kalmayan Sultan II Bayezid Selim i Istanbul a davet etti Selim suratle Istanbul a geldi ve taraftarlarinca sevincle karsilandi Bayezid baslangicta saltanattan cekilmeye yanasmayarak Selim i Sah Ismail uzerine yapilacak sefere serdar tayin etmeyi teklif etse de Selim ordunun basinda hukumdarin bulunmasi gerektigini soyleyerek bu teklifi reddetti Bayezid oglunun hukumdar olma istegi ve asker ile bazi devlet adamlarinin Selim den taraf oldugunu gorunce saltanati Selim e terk etmeye mecbur oldu 7 Safer 918 24 Nisan 1512 bir bakima tahttan indirildi Boylece I Selim dokuzuncu Osmanli hukumdari olarak tahta cikti Selim in culus toreni de 23 Mayis ta gerceklestirildi Bayezid tahttan cekilip istirahat edecegi Dimetoka ya gitmek uzere Istanbul dan yola cikti ancak Dimetoka ya varamadan Havsa civarindaki Abalar denilen bir koyde fenalasip ansizin oldu 21 Mayis 1512 Bu konuda kayitlar II Bayezid in yolda giderken hastalandigindan ya da ihtiyarligindan oturu eceliyle oldugunu soylese de Hoca Sadeddin in Tacu t Tevarih eserinde zehirlenmek suretiyle oldugunden bahsedilmektedir Ayrica Sehzade Ahmed Memluk Sultani na yazdigi mektupta babasi Bayezid in hastalanarak oldugu duyurulduktan sonra halk arasinda vefatinin oglu Selim tarafindan yapildigi gorusunun yaygin oldugunu yazmistir Bayezid in supheli olumunun zehirlenme oldugu iddialari bazi yerli kaynaklarin disinda ozellikle Bati kaynaklarinda da gorulur Ancak Bayezid in Selim tarafindan zehirlendigi iddiasi hicbir birincil Osmanli kaynaginda bulunmamaktadir Babasinin olumu ise kardesleriyle ileride yapacagi mucadelede Selim in durumuna kuvvet katmistir Kardeslerin ortadan kaldirilmasi Yavuz Sultan Selim ile kardesi Ahmed arasinda Nisan 1513 te cereyan eden Yenisehir Muharebesi nin minyaturu Yavuz Sultan Selim saltanatini ilan ettikten sonra ilk is olarak iktidarini saglamlastirmaya calisti Tahta ortak olabilecek kardesleri Ahmed ve Korkut un bertaraf edilmesi konusuna oncelik verdi Nisan 1512 de Anadolu da hukumdarligini ilan eden Ahmed in oglu Sehzade Alaaddin Bursa yi ele gecirerek babasi adina hutbe okuttu Ancak I Selim in uzerine kuvvet yollamasi uzerine Bursa dan kacarak Memluklere sigindi Sehzade Ahmed uzerine kuvvet yollanmasi uzerine Malatya ya cekildi I Selim tarafindan bazi devlet adamlarina yazdirilan sahte mektuplarla bu kisilerin gelecek olursa ilk savasta kendi tarafina katilacagina inanan Sehzade Ahmed Malatya dan ayrilarak Amasya ya gecti ve topladigi kuvvetlerle Konya ya ve oradan Bursa uzerine harekete gecti Nisan 1513 te cereyan eden Yenisehir Muharebesi nde mektuplarin yalan oldugunu anlamasina ragmen cekilmeye imkan olmamasindan dolayi savasa devam etti Kuvvetleri bozulan Sehzade Ahmed yakalandi ve Sultan Selim in emri ile kapicibasi Sinan Aga tarafindan bogularak olduruldu Devlete isyan sucunun cezasi olarak idam edilen Sehzade Ahmed boylece 38 gun once idam edilen kardesi Sehzade Korkut la ayni kaderi paylasti Korkut yenicerilerden padisahlik icin destegi bulamayinca babasinin yerine gecen kardesi Yavuz Sultan Selim in padisahligini tanidi Saruhan Sancakbeyligi ne tayin edildi Yavuz Sultan Selim agabeyinin fikrini ogrenmek icin bazi devlet adamlarinin agzindan padisah olmasini arzu eder tarzda mektuplar yazdirdi Sehzade Korkut un mektuplara muspet cevaplar vermesi uzerine Manisa kusatildi Mart 1513 te Bergama yakinlarinda yakalanan Korkut Bursa ya goturuldugu sirada Emet yakinlarindaki Egrigoz kasabasinda kapicibasi Sinan Aga tarafindan bogularak olduruldu Bu gelismeler uzerine Selim Ocak 1514 e gelindiginde tahtin tek hakimi konumuna geldi Sadece Sehzade Ahmed in Kasim adindaki oglu Memluklere iltica etti ve Murad adindaki diger oglu ise Safevi Sahi Ismail in yaninda Iran da bir sure kaldi Murad Iran da sancakbeyi derecesinde bir hizmetteyken oldu Iran SeferiOsmanli Safevi iliskileri Sah Ismail in Tebriz e girip kendini sah ilan etmesini 1501 betimleyen bir resim Ismail in sah olmasi Safevi Devleti nin resmen kuruldugunu gostermektedir Tablo Chingiz Mehbaliyev Osmanli Imparatorlugu ve Safevi Tarikati arasinda bulunan husumet Selim den cok oncesine dayanmaktaydi Osmanli padisahi II Bayezid Sah Ismail in babasi Seyh Haydar in olum 1488 haberini duyunca Haydar in olumunu isitmis olmak sevincimi kat kat artirdi demisti Seyh Haydar in takipcileri olan ve Kizilbaslar olarak bilinen kisilere ise Haydar in yolunu sasirmis surusu Allah onlara lanet etsin demisti Safevilere bagli olan seyhlerin Anadolu da cok sayida muritleri oldugu bu muritlerin sikca seyhlerini ziyaret ettikleri beraberinde hediyeler goturdukleri ve seyhlerinden egitim almak icin Iran a gittikleri bilinmekteydi Osmanli Devleti Sah Ismail in Kizilbas inanisina sahip olmasini Anadolu da buyuk bir taraftar kitlesine sahip olmasini ve ustelik komsu topraklarda yukselmesini buyuk bir tehdit olarak gormekteydi Sah Ismail ve Safevi Devleti nin mensubu oldugu Sii mezhebi Osmanlilar tarafindan sapkinlik olarak gorulmustur II Bayezid 1502 de bu sebepten dolayi bircok Kizilbasi Anadolu dan Mora ya surmustur Ayrica II Bayezid 1501 de Safevi Devleti nin kurulmasinin ardindan Kizilbaslarin Iran a gitmesini engellemeye calismis ve Iran a gittigi tespit edilen butun Kizilbaslarin idam edilmesini emretmistir Sah Ismail in hukumdarligi doneminde 1501 1524 Safevi Devleti nin sinirlari Akkoyunlu hukumdari Uzun Hasan in torunu olarak 1487 de Erdebil de dogan Ismail 1501 yilinda henuz 14 yasindayken Tebriz e girerek tahta oturdu ve kendini sah ilan etti Ardindan Oniki Imam Siiligini devletin resmi mezhebi ilan etti hutbelerde Ebu Bekir Omer bin Hattab ve Osman a lanet okunmasini emretti Sah Ismail 1504 te Firuzkuh a yurudu ve bolgenin onemli kalelerini ele gecirdi Bu zaferin ardindan Mazenderan Lahican ve Curcan hakimleri Ismail e gelip ona biat ettiler Boylece Safevilerin sinirlari Hazar Denizi kiyilarina ulasti Ayni yil Horasan da hakimiyet altina alindi 1507 yilinda ise Sah Ismail bu sefer Erzincan a yoneldi Osmanli topraklarina girerek Kayseri den Maras a ulasti Dulkadirogullari Beyligi herhangi bir karsilik gostermeyince Maras ve Elbistan i tahrip ederek Tebriz e dondu Boylece Diyarbekir ve cevresi Safevilere baglanmis oldu 1508 de de Bagdat hakimiyet altina alindi Sah IsmailSultan Selim Sah Ismail in 1501 yilinda Tebriz i aldiktan sonra bir ordu gonderip Erzincan i da ele gecirmesi ve bu bolge Osmanli topraklarina dahil olmadigi halde Sah Ismail in eline gecmesi o donemde Trabzon sancakbeyi olan Sehzade Selim i fena kizdirdi Ardindan Sehzade Selim 1503 ve 1507 1508 yillarinda iki defa Erzincan i ele gecirmeye calisarak Safevi topraklarina saldirdi Sehzade Selim in son saldirisinda Sah Ismail in silahlari ve hazineleri de ele gecirilir Bu olay uzerine Sah Ismail Selim e bir elci gonderir ama Sehzade Selim ele gecirdiklerinin iade edilmesini reddeder Ismail bu sefer II Bayezid e elci gonderir Elcinin baris ve dostluk iceren ifadelerle Selim in dusmanca olan tutumunu sikayet eder ve ele gecirilen silah ve hazinelerin iadesini talep eder Osmanli yonetimi elciye hurmetle davranir ama sikayetini gormezden gelir Sehzade Selim sadece Safevilerin topraklarina saldirmakla degil Sah Ismail in Anadolu daki muritleriyle olan iliskilerini de kisitlamaya calisir ve karsilastigi Safevi Tarikati muritleri olan Kizilbaslara eziyet edip onlari katleder Yasanan bu hadiseler iki devlet arasindaki husumeti ve dusmanligi gunden gune artirir Yavuz Sultan Selim 1512 de tahta ciktiginda Osmanli Imparatorlugu nun en onemli sorunu dogudaki Sii Safevi Devleti olarak kabul edilmekteydi Zira bir sene once Sah Ismail taraftarlari olan Kizilbaslar tarafindan Osmanli Imparatorlugu na karsi gerceklestirilen Sahkulu Isyani bu kabulu desteklemekteydi Osmanli Devleti Safevilerin ortadan kalkmasiyla Anadolu daki Osmanli ve Sunni egemenliginin saglamlasacagini ve dogudan gelebilecek mezhepsel ve askeri tehditlere karsi daglik Dogu Anadolu savunmasinin guclenecegini dusunuyordu Ayrica Yavuz Sultan Selim in bir baska amaci da dogudaki butun Islam devletlerini tek bir devlet catisi altinda birlestirmekti Yavuz Sultan Selim Safevi meselesinde babasi Bayezid tarafindan yari resmi olarak desteklenmisti Simdi de bazi destekcilerinin Peygamber soyundan geldigine inandiklari Sii Safevilerin lideri Sah Ismail in lehine halki kendi yonetimine karsi kiskirtacaklarindan korkuyordu Bu tur nedenlerle Sultan I Selim Sah Ismail i ve Kizilbaslari kafirler ve sapkinlar olarak tanimlayan bir hukukcu gorusu elde etti ve ulkeyi yatistirmak icin asiri onlemler aldi Selim Ismail i imandan sapmakla sucladi Caldiran Muharebesi Iran in Isfahan sehrindeki Cehel Sutun Sarayi nda bulunan ve Caldiran Meydan Muharebesi ni 1514 betimleyen tablo Boyle bir vaziyet karmasasi icinde tahta gecmis olan Yavuz Sultan Selim her seyden once Safevi meselesini kesin olarak cozmeye karar verdi Sii Iranlilarla savasmak icin Istanbul muftusu Sarigorez Nureddin Efendi ve din alimi Kemalpasazade den fetvalar aldi I Selim Safeviler ile girilebilecek bir savasa karsi hazirliklar ve calismalar yapmaya basladi Sah Ismail de ayni donemde Osmanlilara karsi bazi hazirliklar surduruyordu Ismail yaninda bulunan Sehzade Ahmed in oglu Murad i Osmanli tahtinin varisi ilan etti ve Osmanlilara karsi girecegi savasta yardim etmesi icin Memluk sultani Kansu Gavri ye bir elcilik heyeti gonderdi Bu arada Sah in taraftarlari da Anadolu da Sii halki isyana tesvik ediyorlardi Bu durum karsisinda Sultan Selim Edirne de toplanan olaganustu divanda alinan savas karari uzerine 1514 yilinin baharinda ordusuyla birlikte Iran seferine yola cikti ve bunu bir mektupla Sah Ismail e bildirdi Oglu Suleyman i da 50 bin kadar kuvvetle Anadolu da emniyet olarak birakti I Selim in uzerine geldigini ogrenen Ismail cesitli onlemler almaya basladi Osmanli ordusunun gececegi yerleri yakip yikmaya basladi Boylece orduda iase sikintisinin ortaya cikacagini ve harap yerlerde ilerlemekten bikan askerlerin Istanbul a donmek isteyecegini amacladi Osmanli ordusunun gececegi yerlerdeki mahsul otlak ve meskenlerin Sah Ismail in emriyle yakilmasi yuzunden ordu sikinti icinde ilerledi Osmanli ordusu yaklasik 140 000 kisiden olusuyordu Sultan Selim muhtemel bir Sii ayaklanmasina karsi Sivas Kayseri arasinda hasta ve zayiflardan 40 000 kisilik bir ihtiyat kuvveti birakti ve yoluna 100 000 kisilik orduyla devam etti 19 yuzyildan kalma bu Iran resminde Caldiran Muharebesi tasvir ediliyor Sefer yolculugu uzun surmus ancak Safevi ve Osmanli ordulari henuz karsilasamamisti Erzincan a varan Selim burada Sah a ikinci bir mektup gondererek onu tekrar savasa davet etti Bir sure sonra Sah tan bir mektup ile ici afyon dolu bir kutu geldi Sah Ismail bu sekilde karisiklik cikmasini istemedigini aksi halde kendinin de savasa hazir oldugunu bildiriyordu Selim sonrasinda Cermuk e geldi fakat Safevi ordusu hala ortalikta gorunmemisti Sultan Selim buradan Sah Ismail e bir mektup daha gonderdi Bu mektupta gunlerdir ulkesinde yurudugu halde ortaya cikmadigini yaziyordu Bu arada Osmanli ordusunda bazi guclukler ve kitliklar bas gostermeye baslamisti Orduda seferden geri donme dusuncesinde olanlar da vardi Yasanan bazi olaylari ve dillendirilen bazi rahatsizliklari fark eden I Selim atina binerek askerlerine cesaret veren ve meydan okuyan bir konusma yapti Geri donmeye niyeti olmadigini soyleyen Selim askerlerin soylediklerine uyan ve geri donus icin kendi ile gorusen Hemdem Pasa yi cocuklugundan beri taniyor olmasina ragmen olumle cezalandirdi Cesedi gomulmesi icin yenicerilere verdirdi Osmanli ve Safevi ordulari 2 Recep 920 23 Agustos 1514 tarihinde Iran in bati ucundaki Caldiran Ovasi nda karsilasti Her iki ordu da Turk ve Muslumanlardan olusuyordu Osmanli ordusunun yaya kuvvetleri daha cok olmasina karsin Safevi ordusunun suvarileri fazlaydi Ancak Safevi ordusunda top yoktu buna karsin Osmanli da topcu kuvvetleri bulunuyordu Kanuni Sultan Suleyman doneminde hazirlanmis olan Sukri i Bitlisi nin Selimname adli eserinde Safevi askerleri kirmizi cubuga dolanmis sariklar migfer ve zirhla Osmanli ordusu ise onde tufek ve mizrakli dort yeniceriyle zirhsiz ve migfersiz olarak resmedilmistir Savas 23 Agustos gunu Sah Ismail in emrindeki 40 000 seckin suvarinin saldirisiyla basladi Savasin sonunda Osmanli kuvvetleri zafer kazanirken Safeviler bozguna ugradi Savasin kazanilmasinda Osmanli ordusunda atesli silahlarin olmasi belirleyici olmustur Bu durum Safeviler ile surekli mucadele halinde olan Ozbeklerin de menfaatlerine olmustur Zaten daha once Ozbekler ile Osmanlilar arasinda siyasi iliskiler guclenmis ve ortak dusman olan Safevilere karsi muttefiklik kurulmustu Sukri i Bitlisi nin Selimname eserinde yer alan ve Osmanli zaferi ile sonuclanan Caldiran Muharebesi ne ait bir minyatur Muharebede bir tufek kursunu ile yaralanan ve atindan dusen Sah Ismail askerlerinden birinin atini ona vermesi ile savas alanindan kacti ve once Tebriz e buradan da Dergezin e gitti Zaferden sonra Safevi ordugahi Sah Ismail in hazineleri hanimlari ve emirleri Osmanlilarin eline gecti Yavuz Sultan Selim savas sonrasinda yoluna devam ederek 6 Eylul 1514 te Tebriz e girdi Selim Sah in hazinelerine el koydu ve sehirde bulunan bircok sanatci ve ilim adamini Istanbul a gonderdi Yasadigi agir yenilginin ardindan Sah Ismail ruhsal bir cokuntuye girdi ve kendini ickiye verdi Savastan uzak durmaya calisirken ulke ile ilgili islere pek onem vermemeye basladi devlet islerini daha cok emirlerine havale etti 1514 ten oldugu 1524 e kadar Sah Ismail sahsen hicbir savasa girmedi Caldiran Muharebesi nden sonra Dogu Anadolu da Osmanlilar icin herhangi bir tehlike kalmadi ve bircok Dogu Anadolu sehri Osmanlilarin eline gecti Biyikli Mehmed Pasa Diyarbekir Beylerbeyligi ne getirilirken Kurt asilli siyasetci ve tarihci Idris i Bitlisi de onun yanina vekil verildi Idris i Bitlisi nin gayretleriyle Harput Silvan Bitlis Urfa Mardin Cezire ve Rakka ya kadar Guneydogu Anadolu bolgesi ile Musul dolaylari Osmanli Imparatorlugu nun idaresine gecti Sii inancinin yayilmasi buyuk olcude durduruldu ve gecici de olsa Safevi tehlikesi ortadan kalkti 15 Eylul 1514 te Tebriz den Karabag a hareket eden Yavuz kisi orada gecirip baharda Iran i tumuyle almayi amaclasa da sartlar musait olmadigi icin Amasya ya gitti Bu olay sirasinda Sultan Selim askerlerin etraftaki bazi koy evlerini yagmalamasi uzerine Sadrazam Hersekzade Ahmed Pasa ile vezir Dukakinzade Ahmed Pasa yi azletti ancak kisa sure sonra Dukakinzade ye makamini iade etti Selim kisi Amasya da gecirdi Ilkbaharda tekrar Iran seferine cikmayi amaclayan Yavuz Sultan Selim top ve cephaneyi Sarki Karahisar da birakti Selim Amasya da oturdugu sirada Dukakinzade Ahmed Pasa yi veziriazam ve defterdar Piri Mehmed Pasa yi da ucuncu vezir ilan etti Ancak Dukakinzade nin veziriazam olmasindan iki ay sonra yine devlet adamlarinin kiskirtmasiyla Subat 1515 te yeniceri ayaklanmasi oldu Yeniceriler Istanbul a donmek icin baski yapmaya basladilar ve divanda ileri geri konustular Bunun uzerine oldukca sinirlenen Yavuz Sultan Selim ayaklanma sebebini arastirdi ve sonucta askeri ayaklanmaya tesvik ettigi ve ayrica Dulkadiroglu beyi Alauddevle Bozkurt Bey ile mektuplastigi yolunda aleyhine duyumlar olan Sadrazam Dukakinzade Ahmed Pasa yi idam ettirdi Bu olay uzerine Sultan Selim bir sure veziriazamliga kimseyi tayin etmedi Sultan Selim kis aylarini Amasya da gecirdikten sonra 19 Nisan 1515 te Safevilerin elinde olan Kemah a yurudu 19 Mayis ta burayi ele gecirip ardindan Sivas a hareket etti I Selim in hedefi daha once Sah Ismail ile is birligi icinde olduguna inandigi ve Memlukler ile de aralarinda onemli bir cekisme konusu olan Dulkadiroglu beyi Alauddevle Bozkurt idi Anne tarafindan dedesi olan Alauddevle uzerine Rumeli beylerbeyi Hadim Sinan Pasa yi yolladi Kendi de yaklasan Misir Seferi yuzunden 11 Temmuz da Istanbul a dondu Turnadag MuharebesiSultan I Selim ile Topkapi Sarayi Caldiran Muharebesi nden sonra I Selim Kemah i alip Sivas a gelmisti Emrindeki Rumeli Beylerbeyi Hadim Sinan Pasa yi 42 000 kisilik bir kuvvetle Dulkadirogullari Beyligi uzerine gonderdi Hadim Sinan Pasa nin karsisina cikan Alauddevle Bozkurt Bey yenildi Muharebe sonrasinda Dulkadirogullari Beyligi yikildi Boylece Memluk Devleti ne sefere gidilecekti I Selim in dedesi de olan son Dulkadir Beyi Alauddevle Bozkurt Bey savastan sonra yakalanarak idam edildi ve Elbistan a defnedildi Firat Dicle SeferiFirat Dicle Seferi oncesi ve sonrasi Osmanli ve Safevi sinirlari haritasi Sultan Selim Han oncelikle Kemah Kusatmasi ile ise baslamistir Ardindan Iran Seferi sirasinda Sah a karsi savasa katilmasi istenen buna karsin Safevi ve Misir Memluklerine yardimda bulunan ayrica kendine bagli bazi asiret reisleri de Osmanli zahire kollarini vurduran Dulkadiroglu Alauddevle Bozkurt Bey nin uzerine gidilmesine karar vermistir Dulkadirogullari Beyligi nin uzerine Sehsuvaroglu Ali Bey yollanmis 12 Haziran 1515 te kazanilan Turnadag zaferi ile de beylik topraklari Osmanli ya gecmistir kaynak belirtilmeli Safevi Devleti nin bati sinirindaki sehir ve kalelerden en onemlilerinden biri olan Diyarbakir in da alinmasina karar veren Sultan Selim dogudaki cepheyi yeniden acarak serdarliga da Biyikli Mehmed Pasa yi getirmistir Osmanli Devleti ne gelmis olan bilim insani Idris i Bitlisi nin de yardimlariyla harekete gecen serdar pasa gerceklestirdigi bir dizi carpismanin sonuncusu olan Kochisar Muharebesi ile Safevi ordusunu imha etmistir Mardin de kusatma sonucu Osmanli topraklarina katilmistir Boylelikle Urmiye Itak Imadiye Siirt Egil Hasankeyf Palu Bitlis Hizran Silvan ve Cizre Osmanli hakimiyetine girmistir Bu tarihlerde Memluk Devleti ne tabi olan Ramazanogullari Beyligi nin basinda bulunuyordu Bu zaferlerden sonra Osmanli yla yakinlasan Mahmud Bey i Memluk Devleti azletmis bunun uzerine Mahmud Bey de Yavuz Sultan Selim e tabiiyetini resmen arz etmistir Ramazanogullari Beyligi kendiliginden teslim olup Osmanli ya tabii olmasiyla Anadolu da birlik saglanmistir Buyuk Misir SeferiBuyuk Misir Seferi Osmanli Imparatorlugu ile Memluk Devleti arasinda Agustos 1516 ile 22 Ocak 1517 tarihleri arasinda Orta Dogu da gerceklesmis olan bir dizi savastir Safeviler icin Dogu Cephesi ndeki Biyikli Mehmed Pasa ya yardim icin yola cikan Osmanli padisahi I Selim henuz yoldayken Kochisar Muharebesi nde Safevi ordusunun bozulmasi ve Memluklerin Kuzey Suriye de yiginak yapmaya baslamasi uzerine guneye yonelerek yaklasik bes ay kadar suren bu savasi baslatan taraf olmustur Bu sefer sirasinda meydana gelen Mercidabik Gazze Ridaniye ve son olarak Kahire muharebelerinde bozguna ugrayan Memluk Devleti ardindan tamamen Osmanlilar tarafindan ilhak edilmis Suriye Filistin Hicaz ve Misir topraklari ele gecirilmistir Mercidabik Muharebesi 1516 1501 1516 arasinda hukum suren Memluk Sultani Kansu Gavri nin bir portresi Kansu Gavri 24 Agustos 1516 tarihindeki Mercidabik Muharebesi nde mechul bir sekilde hayatini kaybetti Osmanlilar ile Memlukluler arasinda Fatih Sultan Mehmet devrinden beri suregelen anlasmazliklar bulunsa da Iran Seferi Memluk ve Safevilerin ittifak yapmalarina neden olmustur Ayrica Yavuz un Safevilere karsi sefere ciktigini haber alan Memluk Sultani ordusunu Osmanli sinirina kaydirmisti Yavuz Sultan Selim doneminde Dulkadiroglu Beyligi ne son verilmesi Osmanlilar ile Memlukluler arasindaki mevcut gerginligi daha da arttirdi 1516 yilinda Sadrazam Hadim Sinan Pasa komutasindaki Osmanli ordusunun Suriye den gecmesine Memluklerin izin vermemesi uzerine Yavuz Sultan Selim 5 Haziran 1516 da Misir seferine cikmis 27 Temmuz gunu Osmanli Ordusu Misir sinirina dayanmistir Memluk Sultanligi na bagli Antep 18 Agustos 1516 ve Besni 19 Agustos 1516 kaleleri birer gun arayla teslim olmustur Ancak asil savas 24 Agustos 1516 da Halep yakinlarinda Mercidabik ta gerceklesmis Memluk Ordusu Osmanlilarin ezici top atesi karsisinda fazla dayanamamistir Savas sonunda yasli Memluk Sultani Kansu Gavri atindan duserek olmustur Bu sefer sonucunda Osmanli nin sinirlari 5 200 000 km2ye cikmistir Ridaniye Muharebesi 1517 Yavuz Sultan Selim i Misir Seferi nde iken gosteren temsili bir resim Cizim Gloya Borski Istanbul Askeri Muzesi 28 Agustos 1516 da Halep e giren Yavuz Sultan Selim hicbir direnmeyle karsilasmadan sehri teslim almistir Hama 19 Eylul 1516 Humus 21 Eylul 1516 ve Sam 27 Eylul 1516 ayni sekilde teslim olurken Lubnan emirleri de Osmanli hakimiyetini kabul etmistir 21 Aralik 1516 da Sadrazam Sinan Pasa komutasindaki Osmanli ordusu Han Yunus Savasi nda Canberdi Gazali yi yenmis boylece Filistin yolu acilmistir Yoluna devam eden Yavuz 30 Aralik 1516 da Kudus e girmis ve Kudus teki kutsal yerleri ziyaret etmistir Osmanli ordusu 2 Ocak 1517 de Gazze ye girmistir Mercidabik Savasi ndan sonra Memluk Devleti nin basina gecen II Tomanbay Osmanli hakimiyetini kabul etmedigi gibi baris teklifi icin gelen Osmanli elcisini de oldurmustur Tomanbay Venediklilerden top ve silah alarak Ridaniye de kuvvetli bir savunma hatti kurmustur Yavuz Sultan Selim ordusuyla birlikte Sina Colu nu 5 gun icinde simdiki tank hiziyla 11 Ocak 16 Ocak gecerek Ridaniye de Memluk Ordusu ile karsilasmistir Hemen sahil yolunu birakip guneye Sina Colu ne dogru yonelip hizla yol alip Memluk Ordusu na El Mukaddam Dagi nin etrafini dolasarak guneyden saldiran Yavuz Sultan Selim bu manevra sayesinde Memluk Ordusu nun yonleri sabit olan toplarini etkisiz hale getirmistir Memluk Sultani Tomanbay cok buyuk cabalarla yaptigi savas hazirliklarina ragmen 22 Ocak gunu Ridaniye Savasi ni kaybetmekte oldugunu anlayinca en cesur askerleri ile bir birlik kurup Osmanli komut merkezine bir baskin duzenledi Sultan Selim in otagi sandigi veziriazamin cadirina girdi ve Veziriazam Hadim Sinan Pasa olduruldu Bu suikast baskininda istenen hedefi bulamamasi sonucu Tomanbay savas alanindan kacti Boylece 22 Ocak 1517 de Ridaniye Zaferi kazanilmis oldu Fakat bu savas cok zayiatla gecmis ve her iki taraf da 25 bin kadar asker kaybetmistir 24 Ocak 1517 de Kahire alinmistir 4 Subat 1517 de Yavuz torenle Kahire ye girmis ve Misir Memluklerine bagli Abbasi halifeligine son vermistir Kahire yi hic zayiat ve sehrin sosyal ve ekonomik hayatina zarar vermeden eline gecirmek niyetiyle 25 Ocak ta Sultan Selim direnis gostermeden teslim olan butun Memluklulerin affedilecegini ilan etti Fakat Tomanbay ve ona yakin Memluklu komutanlari gerilla tipi direnis organize etmeye basladilar ve bu nedenle Kahire ancak 3 gun suren cok siddetli savastan sonra ele gecti ve sehir kismen yikildi ve binlerce kisi oldu 4 Subat 1517 de Yavuz torenle Kahire ye girdi ve Yusuf Nebi Tahti na oturdu Memlukluler Nil deltasinda ve Yukari Misir da direnise devam ettiler Fakat fazla zaman gecmeden Osmanli gucleri bu direnis merkezlerini elimine edip Tomanbay i yakalamayi basardilar 13 Nisan 1517 de Tomanbay Kahire kale kapisinda asilarak idam edildi Bu zaferle birlikte Memluk Devleti yikilmis topraklari Osmanli egemenligine girmistir Gec ronesans donemi sanatcisi Paolo Veronese tarafindan cizilmis portresi 1560 lar Bu seferde cok buyuk ganimet elde edilmisti ve Misir daki Osmanli ordusu erzak ve muhimmat gerektiriyordu Sultan Selim Istanbul a gemi ile haber gondererek 80 parca kadar gemi ve 20 parca kadirgadan olusan bir filonun Istanbul dan acele gonderilmesini istedi Bu sirada Istanbul cok siddetli bir kis gecirmekteydi Halic donmustu ve Istanbul kaymakami hemen istenilen filoyu gonderemedi Halbuki tersanede cok sayida yeni gemi ozellikle 6 top gemisi ve 5 at gemisi yapilmis hazir bekliyordu Top gemileri o zamana kadar Tersane de yapilan gemilerin en buyuklerinden olup her birine yirmi yediser vukiyye demur atar darbezen toplari yerlestirilmisti Destek filosu ancak 26 Mart ta Istanbul dan yol almaya basladi Iskenderiye limanina ulasan filo orada Sultan Selim icin cok gorkemli bir donanma gosterisi sergilediler Ele gecen hazineler ve ganimet mallari bu filoya yuklenerek 15 Temmuz da Istanbul a gonderildi I Selim in John Young tarafindan cizilmis portresi Misir Seferi sonunda Suriye Filistin ve Misir Osmanli hakimiyetine girmistir Ayrica Hicaz ve yoresi de Osmanli topraklarina katilmistir Dogu ticaret yollari tamamen Osmanlilarin eline gecmistir Elde edilen ganimetler ve alinan vergilerle Osmanli hazinesi dolmustur 6 Temmuz 1517 de Kutsal Emanetler Osmanli eline gecmistir Ayrica Kibris taki Venedikliler Memluklere verdikleri vergiyi Osmanlilara odemeye baslamistir Misir in alinmasiyla Baharat Yolu da Osmanli kontrolune gecmistir Devrin en onemli iki ticaret yolu Ipek ve Baharat Yolu nu ele geciren Osmanli bu sayede Avrupa ulkeleri ekonomik yonden Osmanlilara bagimli duruma gelmistir Ancak Umit Burnu nun kesfi nedeniyle bu avantaj uzun surmemistir Bunlara ek olarak Misir in Osmanli hakimiyetine girmesi ve Tomanbay in olumunden sonra Yavuz Sultan Selim Kansu Gavri nin kendine rakip olarak cikardigi kardesi Ahmed in oglu Kasim i ele gecirtmis ve oldurtmustur Sah Ismail in elci gondermesi Sultan Selim askerin yorgun olmasi nedeniyle Sah Ismail in uzerine gitmedi bununla beraber Sah Ismail den gelebilecek herhangi bir saldiriya karsi tedbir almayi da ihmal etmemistir Yavuz donus yolunda Mercidabik mevkiine geldiginde Veziriazam Piri Mehmed Pasa yi 2 bin yeniceri ve bir hayli eyalet askeri ile Diyarbakir tarafina yolladi kendi de Istanbul a hareket etti Piri Mehmed Pasa bir sure Firat Nehri kenarinda kaldi Sah Ismail in hicbir harekette bulunmamasi uzerine verilen emir ile Edirne de bulunan padisahin yanina geldi Kizilbas Celal Ayaklanmasi Bozok Turkmenlerinden ve Amasya nin Turhal kasabasi halkindan Celal isminde timarli bir kizilbas ayaklanarak 20 bin kisi toplayip Tokat a gelmisti Bu hadisenin bastirilmasi icin Rumeli Beylerbeyi Ferhad Pasa gorevlendirilmisti Ayni zamanda Sehsuvaroglu Ali Bey de olaydan haberdar edilmisti Ferhad Pasa gelmeden once Ali Bey Kizilbas Celal in uzerine yurumus ve Celal i maglup etmistir 924 1518 Bati Seferi hazirligiI Selim in olumu sirasinda Osmanli Imparatorlugu nun sinirlari 1520 Yavuz Sultan Selim Misir Seferi nden dondukten sonra donanmaya onem vermis hazirlik yapmaya baslamisti Bu hazirligin ne tarafa olacagi henuz bilinmediginden Venedikliler telaslanmis Kibris adasina ait vergiyi vermekle beraber her ihtimale karsi adayi da askeri yonden takviye etmisler ayrica Avrupa da muttefik aramaya baslamislardi Bununla beraber seferin ne tarafa gerceklestirilecegi muglaktir Ayrica Papa X Leo nun Osmanlilara karsi sefer yapilmasi amaciyla calismalari oldugu da bilinmektedir Papa Osmanli ya karsi ittifak yapma amaciyla Ispanya Avusturya Fransa ve Ingiltere devletleriyle gorusmekteydi Donanmadaki hazirligin esasen olasi bir Hacli Seferi ne karsi denizde de ustun olmak amaciyla yapilmis olmasi olasidir Alman gravur sanatcisi Johann Theodor de Bry tarafindan cizilmis gravuru 1510 lar Bir kisim devlet ileri geleni de Rodos un fethi konusunda Sultan Selim i tesvik ediyordu Ancak Selim adanin zapti icin hazir bulunan dort aylik levazimi yeterli bulmamisti Daha once Fatih Sultan Mehmed tarafindan da kusatilan Rodos un fethedilmesinde yine basarisiz olunmasini istemediginden dolayidir ki Sultan Selim cok daha iyi hazirlanilmasi emretmistir Yavuz Sultan Selim donanma faaliyetleriyle beraber yapacagi seferin yonu hakkinda kesin karari vermeden once Edirne ye gitmeye karar vermistir Misir Seferi nde sonra Bati Seferi ne baslamak amaciyla Veziriazam i Kapikulu askerleriyle Edirne ye gondermis sonra kendi de 2 Saban 926 Agustos 1520 de Edirne ye dogru yola cikmistir OlumuYavuz Sultan Selim i olum doseginde gosteren Osmanli minyaturu Selimname 16 yuzyil Topkapi Sarayi Kutuphanesi Yavuz Sultan Selim in saltanati kisa surmus olsa da Osmanli Imparatorlugu nun oglu Suleyman doneminde altin cagini yasamasina zemin hazirlamistir Sultan Selim babasindan devraldigi bos hazineyi agzina kadar doldurmustur Yaygin bir efsaneye gore hazinenin kapisini muhurledikten sonra soyle vasiyet etmistir Benim altinla doldurdugum hazineyi torunlarimdan her kim doldurabilirse kendi muhru ile muhurlesin aksi halde Hazine i Humayun benim muhrumle muhurlensin Bu vasiyet tutulmus o tarihten sonra gelen padisahlarin hicbiri hazineyi dolduramadigindan hazinenin kapisi Osmanli nin yaklasik 400 yil sonraki iflasina kadar Yavuz un muhruyle muhurlenmistir Sultan Selim Misir Seferi nden sonra Bati Seferi ne baslamak amaciyla Veziriazam i Kapikulu askerleriyle Edirne ye gondermis sonra kendi de 2 Saban 926 Agustos 1520 de Edirne ye dogru yola cikmistir Ancak Selim sirtinda bir ciban cikmasindan oturu rahatsizlanmistir Halk arasinda yanikara olarak da isimlendirilen bu ciban Sirpence ya da Aslan Pencesi ismiyle bilinmektedir Hoca Sadeddin Efendi yazilarinda Yavuz Sultan Selim in olumune sebep olan ciban hakkinda ayrintili bilgiler vermistir ve bundan oturu gunumuzde kaynak olarak genelde onun yazilarina basvurulmaktadir Yazilarina gore Yavuz Sultan Selim Edirne ye harekete karar verdikten sonra bir gun musahibi Hasan Can a sirtina bir seyin battigini soylemis bunun uzerine Hasan Can elini hukumdarin sirtina sokmus fakat bir sey bulamamistir Ancak ikinci sefer yine ayni seyden sikayet edince o zaman Hasan Can Sultan Selim in sirtina bakmis ve henuz bas vermis etrafi kizarmis ve tam olgunlasmamis sert bir ciban gormustur Bunu Sultan Selim e soyleyince Sultan cibani sikmasini istemisse de Hasan Can Padisahim buyuk bir cibandir henuz hamdir zorlamak caiz degildir bir munasip merhem koyalim demis bunun uzerine Sultan Selim Biz Celebi degiliz ki bir ciban icin cerrahlara muracaat edelim cevabini vermistir O geceyi izdirap icinde geciren Hunkar ertesi gun hamama giderek orada cibani siktirip zedeletmis fakat bu da izdirabini artirmaktan baska bir ise yaramamistir Bunun uzerine Hasan Can a Seni dinlemedik amma kendimizi helak ettik deyip cibanin macerasini anlatinca Hasan Can neredeyse aklim basimdan gidiyordu diyecektir Butun bu sikintilara ragmen Yavuz sefer daha once kararlastirildigi icin geri donmeyerek hasta oldugu halde 2 Saban 926 Agustos 1520 tarihinde Edirne ye dogru yola cikmistir I Selim in Yavuz Selim Camii avlusunda bulunan turbesi Fatih IstanbulTurbesinin distan gorunumuYavuz un Kahire yi aldiktan sonra yaptirdigi madalyon On yuzunde Selimvs Tvrcarvm Imperator Turk Imparatoru Selim yazmaktadir Yavuz Corlu da 40 gun Bashekim Ahmed Celebi tarafindan tedavi edilmis fakat yara yine de buyuyup acilmistir Hareket edemeyecek kadar yorgun dusen Yavuz tedaviden umidini kesince Edirne de bulunan Veziriazam Piri Mehmed Pasa ile vezir Coban Mustafa Pasa yi ve Rumeli Beylerbeyi Ahmed Pasa yi acele yanina cagirtmis ve vasiyetini belirtmistir Ayrica acele edip yetismesi icin Manisa Valisi olan oglu Sehzade Suleyman a haber gondermis ancak oglu gelmeden 926 1520 yilinda 8 Sevval i 9 una 21 Eylul u 22 sine baglayan gece Corlu karargahinin bulundugu koyde olmustur Sultan Selim in vefati tek oglu olan Manisa Valisi Sehzade Suleyman gelinceye kadar gizli tutulmustur Suleyman in 11 Sevval tarihinde Istanbul tarafina gelip kadirga ile saraya indigi haber alindiktan sonra Selim in vefati ve yeni padisahin Istanbul a geldigi ilan edilmistir Devlet erkani derhal Istanbul a gelip yeni Padisah i tebrik ettikten sonra Selim in naasi butun ilgililer tarafindan Edirnekapi haricinde baglar ucunda karsilanip hazirlanmis bulunan tabuta konmustur Fatih Sultan Mehmed Camii nde cenaze namazi kilindiktan sonra o tarihlerde Mirza Sarayi denilen gunumuzdeki Sultan Selim Camii yanindaki mahalleye defnedilmistir Turbesi oglu Suleyman tarafindan yaptirilmistir Yavuz Sultan Selim 22 Eylul 1520 de Aslan Pencesi Sirpence denilen bir ciban yuzunden oldugunde ogluna dolu bir hazine guclu bir ordu ve ic karisikliklara son verilmis bir devlet birakmistir Kanuni Sultan Suleyman Fatih Camii nde babasinin cenaze namazini kildiktan sonra onu Sultan Selim Camii avlusundaki turbeye defnettirmistir Osmanli alimi ve yazari Bostanzade Yahya Efendi Yavuz Sultan Selim icin O Arap Iran Kurdistan Deylem ulkelerinin fatihi Turklerin hakani sultanlarin en yucesi ve sehinsahlarin en basta gelenidir der HalifelikYavuz Sultan Selim i gosterdigi iddia edilen tartismali portre Bugun bircok tarihci bu kupeli ve kirmizi kiyafetli resmin Sah Ismail i veya baska bir Musluman lideri tasvir ettigini iddia etmektedir Misir Seferi sonucunda kutsal topraklar Osmanli hakimiyetine girmisti 6 Temmuz 1517 de Kutsal Emanetler Emanet i Mukaddese denilen ve aralarinda Muhammed in hirkasi disi sancagi ve kilici da bulunan esyalari Hicaz dan Yavuz Sultan Selim e gonderilmistir Yavuz Sultan Selim in Ayasofya Camii nde yapilan bir torenle son Memluk halifesi III Mutevekkil den halifeligi devraldigi Yavuz Sultan Selim donemindeki eserlerde yer almadigi ve daha sonra 18 yuzyilin sonlarinda kaleme alinan bir yabanci eserde yer aldigi ve buradan diger eserlere gectigi soylenir Bazi tarihciler ilk halife olmadigini daha onceki padisahlarin da halife unvanini kullandiklarini ve Ayasofya Camii nde merasim yapilmadigini soylemislerdir Kutsal topraklari aldigi zaman oradaki idarecilerin kullandigi Hakimu l Haremeyn Kutsal beldelerin hakimi sifatini uygun gormeyip kendini Hadimu l Haremeyn Kutsal beldelerin hizmetkari ilan etmis Kendi deyimiyle Hadim i Haremeyn i Serifeyn Haremeyn i Serifeyn yani Mekke ve Medine nin hizmetkari unvanini devralmistir O donemde halife olan III Mutevekkil Istanbul a tasinmis ve omrunun sonuna kadar orada Osmanli koruyuculugunda siyasi yetkiye sahip olmadan yasamistir Her ne kadar Hilafet Osmanli sultanlarina gecse de halife sifati Osmanli belgelerinde sikca kullanilmis degildir Hatta sasaali bir elkap kullanan Kanuni Sultan Suleyman gibi bir sultanda dahi halife unvanina rastlanmaz Resmi olarak ilk kez Kucuk Kaynarca Antlasmasi ile Osmanli Padisahi halife olarak Rus idaresine giren Kirim Muslumanlarinin koruyucusu olarak gosterilmektedir Osmanli da hilafet iddialarinin kurumsallasip oturmasi ancak Sultan Abdulmecid ile baslayacak ve Sultan II Abdulhamid ile gelisecektir Bazi arastirmacilar Yavuz un kulagina kupe taktigi ve bunun Misir Seferi zamanina dayandigini iddia etmektedir Ancak bu konuda cesitli gorusler vardir Bazi tarihciler Sunni mezhebinin Islam Hukukunda erkeklere caiz olmayan kupeyi ilk Osmanli Halifesi Yavuz Sultan Selim in takmasina ihtimal bile vermezken bazi tarihciler ise bunun gercek oldugu ve bazi sebeplere dayandigini iddia etmektedir Yavuz un kulagina kupe taktigina inanan tarihcilerden cogu bunun Islami bir gonderme oldugunu savunmaktadir Bunu soyle ifade ederler Yavuz Kahire Camisi ne girdiginde Kahireliler ona Hakimu l Haremeyn sifatini verirler ama o bu sifati kabul etmez ve Ben olsam olsam Hadimu l Haremeyn olabilirim der Bu olay uzerine o donemde hademelerin taktigi kupeyi ister ve kulagina bu isareti hademelerin taktigi kupeyi gecirir Diger bir goruse gore ise Misir Seferi nde kulaklarinda kupesi olan insanlari gorup Bu insanlar neden kupe takiyor diye sormus ve kole kul olduklari icin cevabini almis ve bunun uzerine Biz de Allah in kuluyuz diyerek kupe takmaya baslamistir Bunu soyle aciklarlar Taktigi kupe o donemde koleler tarafindan takilan cinstendi o da kendisini Allah in kolesi kulu olarak goruyordu bunu da kolelerin taktigi kupelerden takarak ifade etmis oluyordu Bu goruse katilmayan tarihciler ise Yavuz un kupe takmadigini boyle resimlerin Yavuz doneminden uzun sure sonra yapildigini ve gerceklik degerinin olmadigini savunmaktadir Zira Yavuz Misir Seferi donusunde oglu Suleyman in suslu elbiselerini gorunce Bre Suleyman sen boyle giyinirsen anan ne giysin dedigini biliyor ve onun sahsi hayatinda sade ve susten uzak oldugunu kaynaklardan ogreniyoruz Yavuz sus ve ihtisamdan hoslanmayan bir padisahtir Dogru olan resimlerinde pala biyiklar vardir ancak kupe yoktur Yine ayni goruse sahip bazi tarihcilere gore ise bu kupeli resim Sah Ismail e aittir Bu gorusun nedenini ise soyle ifade ediyorlar Basinda Sii mezhebinin alameti olan kizil bork ve bunun uzerinde Iran sahlarina mahsus tac vardir Ayrica kupe de Si a mezhebinde caiz gorulmektedir Islahat calismalariAskeri alanda islahatlar Dulkadiroglu Beyligi nin ilhakindan sonra Istanbul a donen Sultan Selim gerek Caldiran oncesi gerekse Amasya da asker tarafindan yapilan yagma serkeslik ve isyan hareketleri uzerine bazi tedbirler alip derhal uygulamaya koyma zaruretini duymustur Askeri tam bir disiplin altina alip Yeniceri Ocagi ni islah etmek amaciyla Ocak uzerinde an ane geregince buyuk bir nufuzu bulunan Ocak ihtiyarlarini huzuruna cagirarak Amasya daki itaatsizligin musebbiblerinin kimler oldugunu sormustur Bunlar yine Ocak anlayis ve yardimlasmasi geregi olarak Cumlemuz mucrimuz devletlu Hudavendigar dan afvumuzu reca eyleruz diye cevap vermislerdir Padisahin devlet ricalini bu yolla sorguya cekmesi sonucu ortaya bir takim isimler cikarmis bunlardan Kadiasker Tacizade Cafer Celebi ikinci vezir Iskender Pasa ve Sekbanbasi Balyemez Osman Aga nin da dahil oldugu devlet adamlari isyan tesvikcileri olduklarindan idam edilmistir Bunu muteakip Sultan Selim Yeniceri Ocagi nin islahi icin ihtiyarlarla anlasip bazi tedbirler almistir Buna gore bundan boyle Yeniceri Agasi saray tarafindan Ocak Erkan i Harbiyesi de saltanat makaminca tayin edilecekti Bu suretle yuksek kumanda heyetini daha siki baglarla saltanat makamina baglamistir Donanma faaliyetleri Istanbul un fethinden beri orada hala esasli bir tersane yapilmamisti Bizans Imparatorlugu zamanindan kalma bir kadirga tersanesi ve Halic te kucuk bir tersane olsa da kadirga tersanesi bakimsizliktan kullanilmayacak durumda Halic teki ise ihtiyaci karsilayamayacak kadar kucuktu Osmanli Donanmasi ni gelistirmek isteyen Yavuz Sultan Selim Agustos 1518 de Edirne ye gitmeden bu dogrultuda Istanbul da Frenklerin tersanesine es bir tersane yapilmasini emretmistir Bunun icin Halic te onceden Bizans tersanesi olan yerde yapilmasi uygun goruldu Ancak burasi uzun zamandir terk edildiginden mezarlik olmustu Bu mezarliktan tersane olacak kadar bir yer ayrildiktan sonra cikarilan olu kafalari ve kemikleri uzun hendekler kazilarak oraya gomuldu Ayrica hendeklerin basina mezar oldugunu belirtmek icin bas ve ayak uclarina isaret konulmustu Boylece tersane gozleri 160 a cikartildi Selim tersaneyi daha da buyuterek Galata dan Kagithane deresine kadar buyuterek 300 kadar insaat tezgahi yapmayi amaclasa da bu amacini gerceklestiremeden olmustur Yavuz Sultan Selim zamaninda devlet merkezinde kurulan Halic Tersanesi Osmanli Imparatorlugu nun sonuna kadar kullanilmaya devam etmistir Donanma gelistirilmesi icin hazirliklar da ayni zamanda devam etti Her biri 700 tonluk 150 gemi icin Arap kurekciler getirtildi Memluklulerin Kizildeniz donanmasinin komutani olan Selman Reis Istanbul a cagrildi Kisa zamanda Istanbul ve Gelibolu tersanelerinde 250 gemilik bir donanma hazirlandi Rodos Sen Jan Sovalyeleri nin reisi bu hazirliklarin Rodos a yonelik olmasindan korkarak savunma onlemlerini artirdi Fakat bu donanmayi bir sefer icin kullanmaya Sultan Selim in omru yetmedi Imar faaliyetleriSelimiye Camii Sam Yavuz Sultan Selim dedesi Fatih Sultan Mehmed zamaninda kullanilan Halic Tersanesi ni kapasite olarak arttirmistir Konya da Mevlevi Tekkesi ne su getirtmistir Medreselerin yaninda sosyal ve ticari alanda hizmet verecek bircok bina insa ettirmistir Hayati yogun savaslarla gecen Yavuz Sultan Selim Diyarbakir Fatih Pasa ve Elbistan Ulu Camii ni insa ettirmistir Ayrica Sam Salihiye de Muhyiddin Ibnu l Arabi ye camii ve imaret insa ettirmis ayrica Muhyiddin Ibnu l Arabi nin turbesini de bulup yaptirmistir I Selim 1516 da Sam a Selimiye Camii sini yaptirmistir Ayrica Misir Seferi sirasinda Hind ve Cin haritalarini da yaptiran Selim e Piri Reis tarafindan 1513 yilinda tamamlanan harita 1517 yilinda Misir da Piri Reis in kendi tarafindan sunulmustur Temelini attirdigi Istanbul Sultan Selim Camii ni bitirmeye omru yetmemis bu eser oglu Kanuni Sultan Suleyman tarafindan tamamlanmistir Sultan Selim bunlara ek olarak 1514 yilinda Istanbul da Yavuz Sultan Selim Cuzzamhanesini yaptirmistir Edebi eserleriArapca ve bilhassa Farsca ya cok hakim olan Selim in kendi el yazisi ile Selimi mahlasiyla yazilmis olan Farsca manzumeleri gunumuzde Topkapi Sarayi Muzesi Arsivi nde bulunmaktadir Farscanin yaninda Turkce siirleri de bulunan Selim in Farsca olan Divan i 1306 yilinda Istanbul da basilmis olup 1904 tarihinde de Alman Imparatoru II Wilhelm in emri ile Paul Horn tarafindan Berlin de yeniden nesredilmistir Sah Ismail ile ilginc diyaloglariI Selim sol ve Safevi Devleti Sahi I Ismail in sag bilinmeyen Avrupali ressamlar tarafindan yapilmis portreleri Yavuz Sultan Selim Iran Seferi ne cikmak icin 19 Mart 1514 tarihinde Edirne den Istanbul a hareket etmisti Bir ay sonra Uskudar a geldiginde Sah Ismail in halifelerinden olan Kilic adinda biri vasitasi ile Sah a Farsca name gonderdi Sultan Selim Izmit ten gonderdigi hicri takvime gore 920 Safer tarihli mektubunda Sah in Muslumanliga uygun olmayan hareketlerinden mezaliminden bahis ile kendinin Muslumanligi takviye ve mezalimi kaldirmak icin faaliyete gectigini yaptigi isler nedeniyle katline fetva verildigini ve kilictan evvel Islamiyet i kabul etmesi lazim geldigini ve atlarinin Safer ayinda Istanbul dan hareket ettigini ve bizzat muharebeye hazir olacagini bildirmisti Yavuz mektubunda soyle diyordu Fitneler cikardiniz Islam buyuklerine kufurler ediyorsunuz bunun cezasi katlidir uzerinize geliyorum isgal ettiginiz Osmanli memleketlerini geri veriniz Elci Kilic Sah Ismail i Hemedan da bularak mektubu vermis o da muharebeye hazir oldugunu bildirmistir Sah in bu cevabi Osmanli ordusu Erzincan a geldigi sirada alinmistir Lutfi Pasa tarihine gore Sah Ismail mektubu getiren Kilic i oldurtmustur Sah Ismail muharebeye hazir oldugunu belirten mektubunda Er isen meydana gelsin biz de intizardan kurtuluruz demis ve Yavuz a bir kadin elbisesiyle yasmak yollamistir Yavuz bu mektuba cevabini 920 Cemaziyelevvel sonunda Erzincan dan yollamistir Yavuz bu mektubunda Sah Ismail er meydanina davet ediliyor ve hala kendinden bir eser olmadigi beyan ediliyordu Sah Ismail bu mektuba cevap olarak gerek II Bayezid zamanindaki ve gerek kendinin Trabzon valiligindeki dostluklarindan bahsederek aradaki dusmanligin neden ileri geldiginin bilinmedigini Osmanli Hanedani yla kadim dostluklarindan oturu Timur zamanindaki gibi fena bir neticenin olmasini istemedigini beyan etmektedir Ayrica Yavuz un mektubunda hakaretvari tabirlerden sikayet ile mektup yazan katiplerin yazilarini afyon tesiriyle yazdiklari icin bir altin hokka ile afyon macunu yolladigini da mektubunda belirtmistir Sah Ismail in afyon macunu yollamasi yoluyla II Bayezid in afyonkesligi sebebiyle oglunun da babasi gibi oldugu ima edilmektedir Yavuz Sultan Selim bu agir mektuba agir cevap vermistir Davete icabet edip uzun yollari kat ile memleketine girdik fakat sen meydanda gorunmuyorsun Padisahlarin ellerindeki memleket onlarin nikahlisi gibidir erkek ve yigit olanlar kendinden baskasinin ona elini dokundurtmazlar halbuki bunca gundur askerimle memleketine girip yuruyorum hala senden bir haber yok Seni korkutmamak icin askerimden 40 bin kisiyi ayirip Sivas ile Kayseri arasinda biraktim hasma muruvvet ancak bu kadar olur Bundan sonra da saklanip gozukmezsen erkeklik sana haramdir migfer yerine yasmak ve zirh yerine carsaf ihtiyar eyleyip serdarlik ve sahlik sevdasindan vazgecesin Yavuz bu mektubuyla beraber Sah Ismail in gonderdiklerine karsilik kendinin kokenini telmihen hirka sal asa misvak ve sedden kusak ibaret tarikat levazimi yollamistir Boylece Yavuz Sah Ismail in dervislikten geldigine gonderme yapmistir Alevi katliami iddiasiVikikaynak ta Muftu El Hamza nin Kizilbaslarla ilgili fetvasi ile ilgili metin bulabilirsiniz Bir iddiaya gore Yavuz Sultan Selim in talimatiyla Anadolu da bir Kizilbas katliami yapilmistir Bazi kaynaklar bu katliamda oldurulen insanlarin sayisinin 40 bin oldugunu ifade eder Alevilerin olduruldugu gorusunu destekleyenler Yavuz Sultan Selim doneminin seyhulislami olan Muftu El Hamza nin 1512 tarihli Kizilbaslarla ilgili bir fetvasini yapilan katliamlarin izni olduguna inanmaktadir Bu fetvada kizilbaslar kafir ve dinsiz olarak tanimlanmis onlari oldurmenin vacip oldugu soylenmistir Safevi doneminde bir Kizilbas suvari Bazi akademisyenler ise bu iddianin gerceklikten uzak olduguna inanir Tarihci Mustafa Akdag Yavuz Sultan Selim in o zaman Kizilbas mezhepli 40 bin kisi oldurttugu hakkinda tarihlere gecmis bir rivayet vardir Ancak biz bunu pek sisirilmis bir sayi bulmaktayiz Cunku bu Padisah devrine ait pek cok mahkeme defterleri hala elimizdedir Bunlar uzerinde yaptigimiz arastirmalarda bu capta kitle idamlarina rastlayamadik Eger oyle kanli bir olay gecseydi bu defterlerde yer almasi zorunluydu diyerek bu iddialarin gercekci olmadigini ifade etmektedir Sayiyi abartili bulan bir diger akademisyen tarihci Robert Mantran soyle ifade eder Gorundugu kadariyla bu buyucu avi ozellikle olaylara bulasan timar sahiplerini yerlerinden atmak ve bilinen elebaslari oldurmekten ibaret kaldi 1513 ya da 1514 te olan 40 bin Alevi nin oldurulmesi efsanesini destekleyen hicbir kanit yok elimizde sayilar karsisinda dogulu bas donmesiyle alabildigine damgali gorunuyor bu Konu hakkinda akademisyen tarihci Feridun Emecen ise sunu ifade etmektedir 40 bin rakaminin abartili oldugu veya bir hacmi belirtmek uzere yuvarlak bir sayiyi isaret ettigi soylenebilir Bu gibi rakamlari gercek addedip ona gore yorumlarda bulunmak dogru bir yaklasim olmaz Emecen e gore bu rakamlar dogru bile olsa o devrin imkanlariyla bir yil gibi kisa bir surede ve genis bir alanda 40 bin kusur kisinin sayiminin yapilip merkeze gonderilmesi yargilanmalari ardindan da suclu bulunanlarin defterlerinin tekrar ilgililere hakimlere yollanarak isimleri yazili olanlarin katlinin gerceklestirilmesi pek mumkun gorunmemektedir Emecen mahkeme kayitlarindan yola cikarak su sonucu cikarmistir Sah Ismail in mektuplariyla yakalanan Safevi halifeleri bunlar Anadolu nun cesitli yerlerinde temas kurduklari tarikat seyhlerinin bazilari ve asi elebaslari siddet uygulanarak katledilmistir fakat bunun sistemli bir Kizilbas Temizligine donustugunu soylemek buyuk bir yanilgidir Akademisyen tarihci Erhan Afyoncu ya gore ise Yavuz Sultan Selim in 1514 Iran Seferi boyunca infazlar gerceklestirdigi dogrudur ancak bu infazlarda II Bayezid doneminde etkileri yeteri kadar anlasilamayan ve cogalan Safevi propagandacilari ve ajanlari oldurulmustur Bu donemde gocebe Turkmen nufusu karizmatik ve ilahi guclere sahip olduguna inanilan Sah Ismail in vaatleriyle cezbedilmekteydi Anadolu da tersine bir goc hareketi basliyor ve Ic Dogu Anadolu bolgesi sinir otesine Iran a kayiyordu Bu kabul edilemezdi Gocebe Turkmenleri yerlesik hayata gecmeye zorlayan Osmanli devlet politikasina karsilik Sah Ismail gocebelerin basina buyruk yasamasi gerektigini ve vergi alinamayacagini iddia ediyordu Islamiyet i yasam tarzlari nedeniyle yeteri kadar yasayamayan ve yerlesik hayati kendilerince tehdit olarak algilayan gocebe Turkmen nufusu Siilik in esnek yapisini kendilerine daha uygun buluyor propaganda boyle yapiliyordu Ayrica Safevilerin Siilik e direnen Sunnileri oldurdugu iddialari da Istanbul u rahatsiz ediyordu Anadolu daki Sunni birlik artan Sii sempatizanlariyla buyuk bir risk altindaydi Yavuz Sultan Selim in hedefi bu propagandayi yapanlardi ve mesele bir devlet guvenlik meselesiydi Afyoncu ya gore olumler hicbir zaman bu abartili sayilara ulasamazdi ve ulasmamistir da 40 bin kisinin olumu binlerce koyun ortadan kaldirilmasi demektir ki bu Anadolu nun sosyo ekonomik ve demografik yapisinin altust olmasi anlamina gelir ve gizlenemezdi Bu katliami da sadece bir ordu yapabilirdi Yavuz Sultan Selim in Iran Seferi kayitlarinda ordunun ilerleyisi tum ayrintilariyla gorulmektedir Ayrica Yavuz Sultan Selim in tahta cikisi ve Caldiran Savasi arasinda gecen sure de boyle bir katliam icin yetersiz bir suredir Kaynaklarin hicbirisinde boyle agir bir tahribata rastlanmamaktadir Sayilar mantiksiz ve gercek disidir AilesiEsleri Ayse Hafsa Valide Sultan I Suleyman Hatice Sultan Fatma Sultan ve Hafize Sultan in annesi II Ayse Hatun Sah Sultan Beyhan Sultan ve Gevherhan Sultan in annesi Not I Selim in dort esi oldugu belirtilmektedir Erkek cocuklari I Suleyman Sehzade Orhan Sehzade Musa Sehzade Korkut Sehzade Salih Uveys Pasa Not I Selim in kucuk yasta olen ogullarinin oldugu bazi kaynaklarda belirtilirken bazilari bu cocuklarin varligindan bahsetmemektedir Bu konuda muhtelif gorusler vardir Kiz cocuklari Hatice Sultan Karadag Sancak beyi Iskender Pasa nin esi o 1530 Ikinci esinin Pargali Ibrahim Pasa oldugu bazi kaynaklarda iddia edilse de bu bilginin yanlis oldugu kanitlanmistir Beyhan Sultan Ferhad Pasa nin esi Fatma Sultan Mustafa Aga bosandi Kara Ahmed Pasa ve Hadim Ibrahim Pasa nin esi Sah Sultan o 1572 Lutfi Pasa nin esi bosandilar Hafize Sultan o 10 Temmuz 1538 Dukakinoglu Ahmed Pasa ve Bosnak Mustafa Pasa nin esi Not Kiz cocuklarinin sayisinin 9 oldugu soylenmektedir SelimnamelerOsmanli devleti doneminde Turk edebiyatinda Selimname adi verilen I Selim doneminin tarihini anlatan siir ve nesir eserleri hazirlanmistir Selimnamelerin bazilari bu padisahin dogumundan olumune kadar hayatini anlatmakta digerleri ise sinirli olarak hayatinin belirlenmis bir donemini anlatmaktadirlar Selimnameler Turkce Arapca ve Farsca olarak yazilmislardir Burada bu Selimnamelerin bir bibliyografyasi verilmektedir Yayimlanmis Idris i Bitlisi ed Hicabi Kirlangic 2001 Selim Sahname Ankara Kultur Bakanligi Yayinlari Sukri i Bitlisi ed Mustafa Argunsah 1997 Selim name Kayseri Erciyes Universitesi Yayinlari Sukri i Bitlisi ed Ahmet Ugur Mustafa Cuhadar ve Ahmet Gul 1995 Selim name Istanbul Isis Yayinlari Hadidi ed Necdet Ozturk 1991 Tevarih i Al i Osman 1299 1524 Istanbul s 356 419 Haydar Celebi Haydar Celebi Ruznamesi ed Y Senemoglu Istanbul n d Friedrich Giese ed ve tr cev 1922 25 Tevarih i Al i Osman as Die altosmanischen anonymen Chroniken 2 vols Breslau Haydar Celebi ed Nihat Azamat 1992 Haydar Celebi Ruznamesi Istanbul s 132 40 Celalzade Mustafa Celebi ed Ahmet Ugur ve Mustafa Cuhadar 990 Selim name Ankara Kultur Bakanligi Yayinlari Kemal Pasa zade ed Sefaettin Severcan 1996 Tevarih i Al i Osman X Defter Ankara Turk Tarih Kurumu Yayinlari Ibn Kemal ed Ahmet Ugur 1987 Tevarih i Al i Osman Izmir Kultur ve Turizm Bakanligi Yayinlari Ibn Kemal ed Serafettin Turan 1991 Tevarih i Al i Osman VIII Defter Ankara Turk Tarih Kurumu Yayinlari Lutfi Pasa ed K Atik 2001 Tevarih i Al i Osman Ankara s 197 244 Hoca Sadeddin Efendi ed Ismet Parmaksizoglu 1992 Tacu t Tevarih C IV 3 bas Eskisehir Kultur Bakanligi s 123 367 Sarica Kemal ed Necdet Ozturk Salatin name Ankara s 168 79 Yusuf bin Abdullah Tarih i Al i Osman ed Efdal Sevincli 1997 Bizans Soylenceleriyle Osmanli Tarihi Tarih i Al i Osman Izmir s 235 71 Parmaksizoglu Ismet 1953 Uskuplu Ishak Celebi ve Selimnamesi Istanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi Tarih Dergisi C III Sayi 5 6 Eylul 1951 Mart 1952 Istanbul s 123 134 Speiser Marie Therese 1946 Das Selimname des Sa di b Abdul Mute al ubersetzung Zurih Steidl A 1942 Die Wiener Handschrift des Selimi name von Sukri Wiener Zeitschrift fur die Kunde des Morgenlandes Viyana s 180 233 Tekindag M C Sehabeddin 1970 Selim nameler Istanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi Tarih Entitusu Dergisi Sayi 1 Ekim 1970 Istanbul s 197 230 Babinger Franz cev Coskun Ucok 1982 Osmanli Tarih Yazarlari ve Eserleri Ankara Kultur ve Turizm Bakanligi Yayinlari Levend Agah Sirri 1956 Gazavat nameler ve Mihaloglu Ali Bey in Gazavat namesi Ankara Yayinlanmamis tezler Belgen Abdusselam 1987 Ada i yi Sirazi ve Selim namesi Arastirma Metin ve Ceviri Ankara Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Ankara Yayimlanmamis doktora tezi Cuhadar Ibrahim Hakki 1988 Sucudi nin Selim namesi Erciyes Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Kayseri Yayimlanmamis yuksek lisans tezi Kokoglu Ali 1994 Kemal Pasa zade nin Selim namesi Erciyes Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Kayseri Yayimlanmamis yuksek lisans tezi Savas Hamdi 1986 Ishak Celebi ve Selim namesi Erciyes Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Kayseri Yayimlanmamis doktora tezi Severcan Sefaettin 1988 Kesfi nin Selim namesi Erciyes Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Kayseri Yayimlanmamis yuksek lisans tezi Ismi bilinen diger Selimnameler Iznikli Deruni nin Muharebat i Selim i Evvel ba Sah Babinger 1982 s 61 Levend 1956 s 33 Nigdeli Haki nin Selimnamesi Babinger 1982 s 61 Kadizade Kebir b Uveyz nin Selimnamesi Tekindag 1970 s 218 219 Hayati nin Selimname ve Sahname eserleri Babinger 1982 s 61 Muhyi nin Selimnamesi Tekindag 1970 s 212 Seyyid Mehmed in Selimnamesi Tekindag 1970 s 229 Siri nin Selimnamesi Tekindag 1970 s 220 222 Suhudi nin Sahnamesi Babinger 1982 s 61 Tekindag 1970 s 229 anon Tarihu s Sultan Selim Han Levend 1956 s 32 anon Kissa i Murarebe i Kizilbas Levend 1956 s 32 anon Fetihname i Diyar i Arab Levend 1956 s 32 Arifi nin Selimnamesi Levend 1956 s 31 Ebu l Fazl Mehmed Efendi nin Selimsahnamesi Tekindag 1970 s 226 228 Ali b Muhammed el Lahmi nin Selimnamesi Tekindag 1970 s 219 220 Es Seyh el Muhaddis Carullah b Fahdi l Mekki nin Selimnamesi Tekindag 1970 s 230 Populer kulturdeki yeri2011 2014 yillari arasinda yayinlanan ve I Suleyman in Babasi I Selim gecmis donemlerde oncesini anlatilmistir Muhtesem Yuzyil adli Turk dizisinde ise Muharrem Gulmez tarafindan canlandirilmistir Notlar Abbasi soyuna mensup ve Memluk Devleti nin himayesi altinda Kaynakca Bostan M Hanefi 2002 XV XVI Asirlarda Trabzon Sancaginda Sosyal ve Iktisadi Hayat Turk Tarih Kurumu s 67 ISBN 978 975 16 1448 3 2 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Agustos 2023 www britannica com Ingilizce 1 Temmuz 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Agustos 2023 Bardakci Murat 11 Temmuz 2012 Haberturk 8 Kasim 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Agustos 2023 Arabistan Yarimadasi nda 1920 lerin ortalarinda iktidara gelir gelmez Yavuz Selim e ait olan Hadimu l Haremeyn i Serifeyn yani Mekke ile Medine nin hizmetkari unvanini takinan Ibn Suud un Hazreti Muhammed in turbesini yikmayi hatirina getirmesinin bile mumkun olamayacagini bir tarafa birakalim Ortayli Ilber 20 Nisan 2008 Milliyet 24 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Agustos 2023 Osmanli hukumdarlarinin asil onem verdikleri makam ve unvan Mekke ve Medine nin yani Haremeyn i Serifeyn in hakimiyetidir ve dogrusu Islam in bu iki mukaddes beldesinin hakimiyeti deyimi herkesin bildigi gibi Yavuz Sultan Selim Han tarafindan Misir in fethinden sonraki ilk hutbede Hadim ul Haremeyn us Serifeyn diye duzeltilmistir Temel Ozcan 15 Mart 2021 Sair Padisahlar Yesilgiresun Gazetesi 18 Ocak 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Ocak 2022 Turan Serafettin TDV Islam Ansiklopedisi 9 Haziran 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Agustos 2023 web archive org 2 Mayis 2006 2 Temmuz 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Agustos 2023 Bahadiroglu Yavuz 2021 Resimli Osmanli Tarihi Nesil Yayinlari s 157 ISBN 978 975 269 299 2 2 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Agustos 2023 a b Agoston Gabor Masters Bruce Alan 2009 Encyclopedia of the Ottoman Empire Ingilizce Facts On File ISBN 978 0 8160 6259 1 2 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Agustos 2023 a b Emecen Feridun M 2016 Yavuz Sultan Selim Kapi Yayinlari ISBN 978 605 5147 62 4 2 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Agustos 2023 Sakaoglu Necdet 2008 Bu Mulkun Kadin Sultanlari Oglak Yayincilik s 149 ISBN 978 975 329 623 6 2 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Agustos 2023 Sevim Ali Yucel Yasar 1991 Turkiye Tarihi II Osmanli Donemi 1300 1566 Turk Tarih Kurumu ss 339 340 2 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Agustos 2023 Savory Roger 1987 Studies on the History of Ṣafawid Iran Ingilizce Variorum Reprints s 41 ISBN 978 0 86078 204 9 2 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Agustos 2023 Orkan Semra 21 Eylul 2019 Anadolu Ajansi 5 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Agustos 2023 osmanli org tr Ingilizce 2 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Agustos 2023 Kucukasci Mustafa S 2017 Yavuz Sultan Selim ve Kutsal Emanetler www academia edu Uskudar Kultur Sanat ve Medeniyet Dergisi 2 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Agustos 2023 Islam ve Ihsan 15 Subat 2022 13 Mayis 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Agustos 2023 Emecen Feridun TDV Islam Ansiklopedisi 3 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Agustos 2023 Taagepera Rein 1 Eylul 1997 Expansion and Contraction Patterns of Large Polities Context for Russia International Studies Quarterly Ingilizce 41 3 475 504 doi 10 1111 0020 8833 00053 ISSN 0020 8833 17 Agustos 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Agustos 2023 a b Finkel Caroline 13 Subat 2006 Osman s Dream The History of the Ottoman Empire Ingilizce Basic Books ss 110 111 ISBN 978 0 465 02396 7 2 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Agustos 2023 Simsirgil Ahmet 30 Kasim 2013 Kayi 3 Haremeyn Hizmetinde Timas Yayinlari ISBN 978 605 08 1299 2 2 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Agustos 2023 a b c d e f g Emecen Feridun TDV Islam Ansiklopedisi 23 Subat 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Agustos 2023 Dijkema F TH 1977 The Ottoman Historical Monumental Inscriptions in Edirne Ingilizce BRILL s 32 ISBN 978 90 04 05062 4 2 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Agustos 2023 a b c Emecen Feridun M 2018 Imparatorluk Caginin Osmanli Sultanlari 1 Isam Yayinlari ISBN 978 625 428 198 3 2 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Agustos 2023 a b Kilic Remzi 18 Eylul 2015 web archive org 18 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Agustos 2023 TRT Haber 22 Eylul 2019 25 Eylul 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 3 Agustos 2023 Cetinkaya Nihat 2011 Kizilbas Turkler Tarihi Olusumu ve Gelisimi Kripto Yayinlari ss 464 472 ISBN 978 605 4125 33 3 2 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Agustos 2023 Tektas Nazim 2007 Yavuz Sultan Selim Cadirdan Saraya Saraydan Surgune Osmanli Yeni Safak Gazetesi s 164 ISBN 975 7645 70 2 Erisim tarihi 2 Agustos 2023 Celalzade Mustafa Celebi 1990 Selim name Kultur Bakanligi s 447 ISBN 978 975 17 0645 4 3 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Agustos 2023 a b c d e f g h i j k l m n o p Uzuncarsili Ismail Hakki Buyuk Osmanli Tarihi Turk Tarih Kurumu Yayinlari ss 233 248 ISBN 978 975 6945 12 4 3 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Agustos 2023 Cetinkaya Nihat 2011 Kizilbas Turkler Tarihi Olusumu ve Gelisimi Kripto Yayinlari ss 464 472 ISBN 978 605 4125 33 3 3 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Agustos 2023 Inal Halil Ibrahim 2007 Osmanli Imparatorlugu Tarihi Nokta Kitap ss 176 179 ISBN 978 9944 174 37 4 3 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Agustos 2023 a b c d e Emecen Feridun TDV Islam Ansiklopedisi 23 Subat 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 3 Agustos 2023 YouTube Harp Tarihi 23 Aralik 2021 26 Aralik 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 3 Agustos 2023 Hammer Joseph Von 2010 Buyuk Osmanli Tarihi 2 cilt s 380 26 Temmuz 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Agustos 2023 a b Oztuna Yilmaz 2006 Yavuz Sultan Selim Babiali Kultur Yayinciligi s 39 ISBN 978 975 00981 1 6 3 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Agustos 2023 a b Kocak Yunus 11 Ocak 2012 web archive org 11 Ocak 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Agustos 2023 Kilic Remzi 18 Eylul 2015 web archive org 18 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Agustos 2023 Hammer Joseph Freiherr von 1997 Osmanli Tarihi 1 cilt MEB Yayinlari s 385 ISBN 978 975 11 0567 7 1 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Agustos 2023 Bahadiroglu Yavuz 2021 Resimli Osmanli Tarihi Nesil Yayinlari ss 131 157 ISBN 978 975 269 299 2 2 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Agustos 2023 Turan Serafettin TDV Islam Ansiklopedisi 9 Haziran 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Agustos 2023 YouTube Harp Tarihi 25 Mayis 2022 25 Mayis 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Agustos 2023 a b c Uzuncarsili Ismail Hakki 1975 Osmanli Tarihi II cilt Istanbul un Fethi nden Kanuni Sultan Suleyman in Olumune Kadar Turk Tarih Kurumu 4 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Agustos 2023 Emecen Feridun TDV Islam Ansiklopedisi 9 Haziran 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Agustos 2023 a b c d Uzuncarsili Ismail Hakki Buyuk Osmanli Tarihi 2 cilt Turk Tarih Kurumu Yayinlari ss 233 248 ISBN 978 975 6945 12 4 4 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Agustos 2023 Inal Halil Ibrahim 2007 Osmanli Imparatorlugu Tarihi Nokta Kitap ss 176 179 ISBN 978 9944 174 37 4 3 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Agustos 2023 Mumcu Ahmet 2007 Osmanli Devleti nde Siyaseten Katl Phoenix s 96 ISBN 978 9944 931 14 4 4 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Agustos 2023 Kurtbogan Deniz Solak Ibrahim 31 Ekim 2020 Yavuz Sultan Selim in Taht Mucadelesi Journal of History School null XLVIII 3032 3061 doi 10 29228 joh 45278 ISSN 1308 5298 4 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Agustos 2023 turktoyu com 5 Eylul 2022 9 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 4 Agustos 2023 Allouche Adel 2001 Osmanli Safevi Iliskileri Kokenleri ve Gelisimi Anka Yayinlari s 63 ISBN 978 975 6628 11 9 5 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Agustos 2023 a b Allouche Adel 2001 Osmanli Safevi Iliskileri Kokenleri ve Gelisimi Anka Yayinlari s 64 ISBN 978 975 6628 11 9 5 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Agustos 2023 a b Yildirim Riza 2008 www proquest com Bilkent University s 306 5 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Agustos 2023 Gunduz Tufan 2010 Son Kizilbas Sah Ismail Yeditepe Yayinlari s 117 ISBN 978 605 4052 49 3 5 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Agustos 2023 iranicaonline org Ingilizce Encyclopaedia Iranica 10 Nisan 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Agustos 2023 a b c Gunduz Tufan TDV Islam Ansiklopedisi 3 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Agustos 2023 Yildirim Riza 2008 www proquest com Bilkent University ss 422 426 5 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Agustos 2023 a b c Yildirim Riza 2008 www proquest com Bilkent University ss 424 425 5 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Agustos 2023 Finkel Caroline 4 Nisan 2023 web archive org Google Books 4 Nisan 2023 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Agustos 2023 Yildirim Riza 2008 www proquest com Bilkent University s 426 5 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Agustos 2023 Emecen Feridun TDV Islam Ansiklopedisi 23 Subat 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Agustos 2023 Altinay Ahmet Refik 1996 Osmanli Zaferleri Timas Yayinlari ISBN 978 975 362 219 6 5 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Agustos 2023 Finkel Caroline 19 Temmuz 2012 Osman s Dream Ingilizce John Murray Press ISBN 978 1 84854 785 8 6 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Agustos 2023 a b c d e f Varlik Mustafa Cetin TDV Islam Ansiklopedisi 27 Eylul 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Agustos 2023 Lamartine Alphonse de 1991 Osmanli Tarihi Toker Yayinlari ISBN 978 975 445 006 4 26 Temmuz 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Agustos 2023 web archive org Osmanli Arastirmalari Vakfi 22 Aralik 2016 22 Aralik 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Altinay Ahmet Refik 1996 Osmanli Zaferleri Timas Yayinlari ISBN 978 975 362 219 6 5 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Gunduz Tufan 2010 Son Kizilbas Sah Ismail Yeditepe Yayinlari ISBN 978 605 4052 49 3 6 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Agustos 2023 a b McCaffrey Michael J 1990 Encyclopaedia Iranica 29 Nisan 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Agustos 2023 a b YouTube Harp Tarihi 9 Subat 2022 29 Mart 2023 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Agustos 2023 a b c d e f g h i j k Varlik Mustafa Cetin TDV Islam Ansiklopedisi 27 Eylul 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Ercan Yavuz Yavuz Sultan Selim Donemi Osmanli Tarihi 5 Ankara 2002 Bostanzade Yahya Efendi Tuhfetu l ahbab Tarih i Saf Milliyet Yayinlari s 85 Baylan Zivar Huseynli PDF www ttk gov tr s 114 8 Ocak 2022 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Lockhart Laurence 2016 dergipark org tr Kulbilge Ilker tarafindan cevrildi 14 Mart 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Ozbek Yildiray 2004 PDF web archive org Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi 14 Aralik 2010 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Fikriyat Gazetesi 19 Subat 2022 19 Subat 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Housley Norman 1992 The Later Crusades 1275 1580 From Lyons to Alcazar Ingilizce Oxford University Press s 120 ISBN 978 0 19 822136 4 6 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Ince Yunus PDF web archive org ss 511 512 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Kilic Remzi 2000 Yavuz Sultan Selim Devri 1512 1520 Osmanli Ozbek Munasebetleri Tarih Turk Dunyasi Tarih ve Kultur Dergisi Turk Dunyasi Arastirmalari Vakfi s 38 6 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Hammer Joseph Freiherr von 1997 Osmanli Tarihi 1 cilt MEB Yayinlari ISBN 978 975 11 0567 7 1 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Gunduz Tufan TDV Islam Ansiklopedisi 3 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Gunduz Prof Dr Tufan 25 Mart 2022 Gzt 6 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Gunduz Tufan 2010 Son Kizilbas Sah Ismail Yeditepe Yayinlari s 255 ISBN 978 605 4052 49 3 6 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Savory Roger Mervyn 1987 Studies on the History of Safavid Iran Ingilizce Variorum Reprints s 93 6 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Ekhtiari Charoymaghi Masoumeh 2021 dergipark org tr Akademik Tarih ve Arastirmalar Dergisi 14 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Ozoglu Hakan 12 Subat 2004 Kurdish Notables and the Ottoman State Evolving Identities Competing Loyalties and Shifting Boundaries Ingilizce SUNY Press ss 47 49 ISBN 978 0 7914 5993 5 6 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Ozcan Abdulkadir TDV Islam Ansiklopedisi 18 Agustos 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Agustos 2023 YouTube Harp Tarihi 15 Mart 2022 17 Mart 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Agustos 2023 a b c d e f Emecen Feridun TDV Islam Ansiklopedisi 23 Subat 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Agustos 2023 Haber Name 8 Agustos 2011 13 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Agustos 2023 a b c d e f g h i j k l Ord Prof Ismail Hakki Uzuncarsili Buyuk Osmanli Tarihi Cilt II Turk Tarih Kurumu Yayinlari 7 baski s 233 248 ISBN 975 6945 11 7 ISBN 975 6945 13 3 Muhtesem Zaferler Timas Yayinlari 2009 s 22 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Prof Dr Mehmet Bayraktar Kutlu Muderris Idris i Bitlisi Biyografi Net Yayinlari ISBN 975 00394 7 5 http www enfal de starih45 htm 10 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Son bakilma tarihi 20 Kasim 2008 Sahiner Atilla 2008 Sultan I Selim Yavuz Osmanli Tarihi Lacivert Yayincilik s 107 ISBN 978944759021 a b c d e Sakaoglu N 1999 Bu Mulkun Sultanlari Istanbul Oglak Yayinlari s 123 ISBN 975 329 299 6 a b s 123 enfal de 8 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Son bakilma tarihi 20 Kasim 2008 a b c d e f enfal de 8 Eylul 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Eylul 2008 Bostanzade Yahya Duru Tarih haz Necdet Sakaoglu Alfa Yayinlari s 62 Yavuz Sultan Selim in sandigimiz bu resim aslinda kimin 27 Agustos 2010 1 Eylul 2010 tarihinde kaynagindan Arsivlenmis kopya 13 Mayis 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Subat 2021 Islam Ansiklopedisi cilt 17 sayfa 546 Ilber Ortayli 19 40 vd https www youtube com watch v LyQjFyR1au4 11 Haziran 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde Dr Aybars Pamir Osmanli Egemenlik Anlayisinda Senedi Ittifak in Yeri Yil 2004 C 53 Sa 2 sayfa 61 82 Tam metin 17 Kasim 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ortayli Ilber Batililasma Yolunda s 140 150 ISBN 978 9944 86 007 9 a b s 150 Mustafa Oral Ulusal Bagimsizlik Savasi Yillarinda Turkiye de Hilafet ve Saltanat Sorunu s 158 Tam metin Prof Dr Ahmed Akgunduz Doc Dr Said Ozturk Bilinmeyen Osmanli s 147 ISBN 975 7268 28 3 http malumat wordpress com 2007 04 14 yavuz sultan selim kupe takti mi 19 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Son bakilma tarihi 20 Kasim 2008 Cemal Gocmen Universal Transverse Mercator ve Lambert in Aci Koruyan Konform Projeksiyonu Hakkinda Elestirel Bir Derleme MTA Dergisi 134 41 58 2007 Tam metin 11 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Yusuf Ozturk Turkiye de Saglik Hizmetleri Tam metin 27 Ocak 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Akat Yucel 2007 Yavuz Sultan Selim Camii Istanbul Turkce Keskin Color Yayincilik s 86 ISBN 978 975 6691 20 5 http ozturkler com data 0004 0004 107 htm 25 Aralik 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Son bakilma tarihi 20 Kasim 2008 http www alevi dk ENGELSK THE ALEVI OF ANATOLIA pdf 24 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Son bakilma tarihi 20 Kasim 2008 Muneccimbasi Ahmet Dede Muneccimbasi Tarihi Sahaif ul ahbar fi Vekayi ul a sar Arapca aslindan Turkcelestiren Ismail Erunsal Tercuman 1001 Temel Eser No 37 2 Cilt Istanbul Tercuman Yayinlari 1974 s 457 a b MC Sehabeddin Tekindag Yeni Kaynak ve Vesikalarin Isigi Altinda Yavuz Sultan Selim in Iran Seferi I U Ed Fak Tarih Dergisi sayi 22 s 17 1968 a b Gulag Oz Islamiyet Turkler ve Alevilik s 188 1999 Ankara ISBN 975 7059 02 1 Prof Mustafa Akdag Turkiye nin Iktisadi ve Ictimai Tarihi 2 cilt Tekin Yay 1979 s 154 Robert Mantran Osmanli Imparatorlugu Tarihi I Osmanli Devletinin Dogusundan XVIII Yuzyilin Sonuna Cem Yay 1995 s 173 ISBN 975 406 562 4 Feridun Emecen Yavuz Sultan Selim Yitik Hazine Yay 2010 s 110 a b Erhan AFYONCU Sorularla Osmanli Imparatorlugu Yavuz Sultan Selim maddesi a b Oguz Cetinoglu Kirim Hanligi Kronolojisi Besinci bolum Bahcesaray Dergisi 35 sayi Eylul Ekim 2012 s 17 ISSN 1304 7744 Tam metin 2 Nisan 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde KESKIN Ozkan Ozer 29 Nisan 2021 TRABZON GULBAHAR HATUN HATUNIYE VAKFI NA AIT YAPILAR VE SUNDUGU HIZMETLER Karadeniz Incelemeleri Dergisi 15 30 473 508 doi 10 18220 kid 929786 ISSN 2146 4642 Bostan M Hanefi 1 Mayis 2019 YAVUZ SULTAN SELIM IN SEHZADELIK DONEMI 1487 1512 Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi 01 40 1 86 doi 10 24058 tki 2020 402 ISSN 1302 4787 Usta Veysel 21 Mart 2019 SEHZADE SULEYMAN IN KANUNI TRABZON DA DOGDUGU EV MESELESI Karadeniz Incelemeleri Dergisi 13 26 397 414 doi 10 18220 kid 562304 ISSN 2146 4642 Yavuz Sultan Selim Osmanli Arastirmalari Vakfi osmanli org tr 22 Aralik 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Son erisim tarihi 25 Ocak 2009 Ozdamarlar Metin 2009 Tek Ogul Zirvede Tek Basina Timas Yayincilik s 4 ISBN 978 975 263 887 7 Selimnameler hakkinda cok ayrintili bir siralama Mustafa Argunsah in su makalesinde verilmektedir Mustafa Arguntas 2009 Turk Edebiyatinda Selimnameler Turkish Studies C 4 8 Sonbahar 2009 1 21 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Dis baglantilarVikipedi nin kardes projelerinden I Selim hakkinda daha fazla bilgi edininCommons ta dosyalarVikisoz de alintilarYavuz Sultan Selim Han donemi incelemesi 17 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kirgizistan Turkiye Manas UniversitesiI SelimOsmanli HanedaniDogumu 10 Ekim 1470 Olumu 22 Eylul 1520Resmi unvanlarOnce gelen II Bayezid Osmanli Sultani 25 Nisan 1512 22 Eylul 1520 Sonra gelen Kanuni Sultan SuleymanHak iddia edilen unvanlarOnce gelen II Bayezid Islam Halifesi 25 Nisan 1512 1517 1517 de Halife olduSunni Islam unvanlariOnce gelen III Mutevekkil Islam Halifesi 1517 22 Eylul 1520 Sonra gelen Kanuni Sultan Suleyman