Yerli halkların soykırımı veya yerleşimci soykırımı, yerleşimci sömürgeciliği sürecinde yerli halk topluluklarının yok edilmesidir. Patrick Wolfe'a göre yerli nüfusun soykırımı özellikle yerleşimci sömürgecilik vakalarında muhtemeldir, bazı akademisyenler yerleşimci sömürgeciliğin doğası gereği soykırımcı olduğunu savunurken diğerleri soykırım teriminin geçerli olmadığını savunmaktadır.
Soykırım kavramı 20. yüzyılın ortalarında Raphael Lemkin tarafından ortaya çıkarılırken, İngiliz ve İspanyol imparatorlukları gibi çeşitli Avrupa sömürge güçlerinin genişlemesi ve daha sonra yerli topraklarda kolonilerin kurulması, Amerika, Avustralya, Afrika ve Asya'daki yerli gruplara yönelik soykırımcı şiddet eylemlerini sıklıkla içeriyordu. Lemkin'e göre, kolonizasyon kendi içinde "özünde soykırım" idi. İkinci aşamada, yeni gelenler kendi yaşam tarzlarını yerli gruba empoze eder. Belirli olayların soykırım olarak adlandırılması genellikle tartışmalıdır.'e göre, soykırımın emperyal ve sömürgeci biçimleri iki ana yolla hayata geçirilir; ya kaynak çıkarma ya da sömürgeci yerleşimler amacıyla sömürülebilir hale getirmek için toprakların orijinal sakinlerinden kasıtlı olarak temizlenmesi ya da yerli halkların sömürgeci veya emperyalist kaynak çıkarma projelerinde zorunlu işçi olarak çalıştırılması yoluyla.
Aralarında Lemkin'in de bulunduğu bazı bilim adamları, bazen etnokırım olarak adlandırılan kültürel soykırımın da tanınması gerektiğini savundular. Bir halk grubu varlığını sürdürebilir, ancak grup kimliğinin temeli olan kültürel ve dini uygulamalarının yasaklanmasıyla grup kimliğini sürdürmesi engelleniyorsa, bu da bir tür soykırım olarak kabul edilebilir. Bu tür bir soykırım olarak kabul edilebilecek örnekler arasında Çin Hükûmeti tarafından Tibetlilere ve Uygurlara yapılan muamele, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşları ve Birleşik Devletler hükûmetinin ajanları tarafından Yerli Amerikalılara yapılan muamele ve Kanada hükûmeti tarafından Birinci Milletler halklarına yapılan muamele sayılabilir.
Soykırım tartışmaları
Soykırım kavramı 1944 yılında Raphael Lemkin tarafından ortaya atılmıştır:
“ | Yeni kavramlar yeni terimler gerektirir. "Soykırım" ile bir ulusun ya da etnik bir grubun yok edilmesini kastediyoruz. Yazar tarafından eski bir uygulamanın modern gelişimini ifade etmek üzere icat edilen bu yeni kelime, eski Yunanca genos (ırk, kabile) ve Latince cide (öldürme) kelimelerinden türetilmiş olup, bu haliyle tyrannicide, homicide, infanticide vb. kelimelere karşılık gelmektedir. Genel olarak soykırım, bir ulusun tüm üyelerinin toplu olarak öldürülmesi dışında, bir ulusun derhal yok edilmesi anlamına gelmez. Daha ziyade, grupların kendilerini yok etmek amacıyla ulusal grupların yaşamının temel dayanaklarını yok etmeyi amaçlayan farklı eylemlerin koordineli bir planını ifade etmek için kullanılır. Böyle bir planın hedefleri, ulusal grupların siyasi ve sosyal kurumlarının, kültürlerinin, dillerinin, milli duygularının, dinlerinin ve ekonomik varlıklarının parçalanması ve bu gruplara mensup bireylerin kişisel güvenliklerinin, özgürlüklerinin, sağlıklarının, onurlarının ve hatta hayatlarının yok edilmesi olacaktır. Soykırım, bir varlık olarak ulusal gruba yöneliktir ve söz konusu eylemler, bireysel sıfatlarıyla değil, ulusal grubun üyeleri olarak bireylere yöneliktir. | „ |
II.Dünya Savaşı ve Holokost'tan sonra, bu soykırım kavramı 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiştir. Lemkin'e göre soykırım geniş bir şekilde tanımlanmıştı ve ister toplu katliamlar yoluyla fiziksel olsun, ister baskı ve yerli yaşam biçimlerinin yok edilmesi yoluyla kültürel ya da psikolojik olsun, belirli bir etnik grubu yok etmeye yönelik tüm girişimleri içeriyordu.
BM'nin uluslararası hukukta kullanılan tanımı Lemkin'in tanımından daha dardır ve soykırımın "ulusal, etnik, ırksal veya dini bir grubu kısmen veya tamamen yok etmek amacıyla işlenen aşağıdaki eylemlerden herhangi biri" olarak tanımlanmaktadır:
(a) "Grup üyelerini öldürmek;" (b) "Grubun üyelerine ciddi bedensel veya zihinsel zarar vermek;" (c) "Grubun fiziksel olarak tamamen veya kısmen yok olmasına yol açacak yaşam koşullarını kasıtlı olarak uygulamak;" (d) "Grup içinde doğumları önlemeye yönelik tedbirler uygulamak;" (e) "Grubun çocuklarını zorla başka bir gruba nakletmek."
Tarihsel bir olayın soykırım olarak kabul edilip edilmeyeceğinin belirlenmesi akademik bir tartışma konusu olabilir. Tarihçiler genellikle, yerli halklara yönelik sömürgeci şiddeti doğası gereği soykırım olarak gören Lemkin'inki gibi daha geniş tanımlardan yararlanırlar.
Lemkin şöyle yazmıştır: "Soykırımın iki aşaması vardır: biri, ezilen grubun ulusal yapısının yok edilmesi; diğeri, ezenin ulusal yapısının dayatılması. Bu dayatma da, kalmasına izin verilen ezilen nüfusa ya da nüfusun uzaklaştırılması ve bölgenin ezenin kendi vatandaşları tarafından kolonileştirilmesinden sonra yalnızca bölgeye yapılabilir." (s. 501)
Örneğin, örneğinde, ilk dönemde %90'a varan oranda azalmıştır.[] Yüzyıllar süren Avrupa kolonizasyonunun ardından, nüfusun ne kadarının soykırıma atfedilebileceği tartışmalıdır çünkü hastalık, hastalığın kısmen kasıtsız olarak ortaya çıkması nedeniyle bu düşüşün ana nedeni olarak kabul edilmektedir. Bazı soykırım akademisyenleri, hastalık kaynaklı nüfus düşüşlerini bir grubun diğerine yönelik soykırım saldırganlığından ayırmaktadır. Bazı akademisyenler soykırım yapma niyetinin gerekli olmadığını, çünkü bir soykırımın yerleşimcilerin, sömürge ajanlarının veya devlet ajanlarının azınlık gruplarına karşı şiddet eylemleri gerçekleştirdiği küçük çatışmaların kümülatif sonucu olabileceğini savunmaktadır. Diğerleri ise farklı soykırım şiddeti biçimleriyle daha da kötüleştiğini ve kasıtlı ölümler ile kasıtsız ölümlerin birbirinden kolayca ayrılamayacağını savunmaktadır. Bazı akademisyenler Amerika'nın sömürgeleştirilmesini soykırım olarak değerlendirmektedir, çünkü bunun büyük ölçüde belirli etnik grupların sistematik olarak sömürülmesi, ortadan kaldırılması ve yok edilmesi yoluyla başarıldığını ve bu tür hastalıkların çoğalması için ortam ve koşullar yaratacağını savunmaktadırlar.
Tai S Edwards ve Paul Kelton tarafından 2020 yılında yapılan bir araştırmaya göre, son zamanlarda yapılan çalışmalar "sömürgecilerin yerlileri enfeksiyona karşı savunmasız hale getiren, ölüm oranlarını artıran ve nüfusun toparlanmasını engelleyen koşulların yaratılmasında sorumluluk taşıdığını göstermektedir. Bu sorumluluk, Amerika'yı insansızlaştırmak için daha kasıtlı ve doğrudan şiddet biçimleriyle kesişti... mikroplar artık Amerikan soykırımlarını inkar etmenin temeli olamaz."
Amerika'nın yerli halkları (1948 öncesi)
İlk Amerika'nın İspanya tarafından sömürgeleştirilmesi sırasında, özellikle Afro-Avrasya hastalıklarından kaynaklı salgınının yayılması sonucu sekiz milyon kadar yerli insanın öldüğü tahmin edilmektedir. Eş zamanlı olarak, Avrupalılar tarafından Amerikan yerlilerine karşı yürütülen savaşlar ve zulümler de yüz binlerce ila milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlanmıştır. Amerikan yerlilerine kötü muamele ve öldürme, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Meksika, Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Şili'ye dönüşecek bölgeler de dahil olmak üzere Amerika'nın her bölgesinde yüzyıllar boyunca devam etmiştir. Amerika Birleşik Devletleri'nde bazı akademisyenler (aşağıda listelenen örnekler) Kızılderili Savaşları ve apaçık kader (Manifest Destiny) doktrininin soykırıma katkıda bulunduğunu belirtmekte, en önemli olaylardan biri olarak Gözyaşı Yolu gösterilmektedir. Öte yandan Tevratta yer alan Kenan halkları denen Amalekler başka olmak üzere çeşitli halklara yönelik ifadeler ve bunlara yönelik Herem uygulamaları da dini hurafeler de bu uygulamaların buralara taşınıp Hristiyanlarca Afrika ve Amerika'daki ve çeşitli sömürgedeki halkları aynı kategoride görüp muamele yapmasına zemin hazırlamış olabilir.
Buna karşılık, Oregon Üniversitesi'nden 'in 2019 tarihli bir kitabı, soykırımın konuyla ilgili akademik çalışmalarda çoğunluk görüşü olmadığını savunuyor ve şöyle yazıyor;
1992'den bu yana, Amerika kıtasında topyekûn, acımasız ve yaygın bir soykırım olduğu argümanı, Yerli çalışmaları ve soykırım çalışmalarının bazı alanlarında kabul görmeye başlamıştır. Ancak bu argümanın ABD tarihi veya Amerikan Kızılderili tarihi alanındaki ana akım çalışmalar üzerinde çok az etkisi olmuştur. Akademisyenler belirli eylemlere, olaylara, dürtülere ve etkilere soykırımsal olarak işaret etmeye eskisinden daha meyillidir, ancak soykırım bu alanlardaki çalışmalarda anahtar bir kavram haline gelmemiştir.
Bazı akademisyenler etnik temizlik terimini daha uygun bir tanımlama olarak görmektedir. Ethnic Cleansing: The Crime That Should Haunt America (Etnik Temizlik: Amerika'nın Peşini Bırakmaması Gereken Suç) adlı kitabında ayrıntılı olarak anlattığı üzere, tarihçi Gary Anderson soykırımın Amerikan tarihinin hiçbir dönemine uygulanamayacağını, zira "Orta Avrupa, Kamboçya ya da Ruanda'daki olaylara benzer ölçekte kitlesel katliam politikalarının hiçbir zaman uygulanmadığını" ısrarla vurgulamakta, ancak etnik temizliğin gerçekleştiğini savunmaktadır.
Soykırım olarak sınıflandırılması
Çalışmalarında bu tarihi soykırım bağlamında inceleyen tarihçiler ve akademisyenler arasında tarihçi Jeffrey Ostler, tarihçi David Stannard, antropolojik demograf yer almaktadır. (Cherokee Nation), tarihçi (Standing Rock Dakota) ve Russell Means (Oglala Lakota) ve gibi aktivistler. Stannard, adlı kitabında, Amerika kıtasındaki sömürgeleştirme olaylarını 1948 BM Cenova Soykırım Sözleşmesi'nde yazılı soykırım tanımıyla karşılaştırmakta ve şöyle yazmaktadır;
BM dilinin ışığında -hatta bazı gevşek yapılarını bir kenara bırakırsak- on altıncı, on yedinci, on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda Amerika'da neler yaşandığını bilmek ve bunların soykırım olduğu sonucuna varmamak mümkün değildir.
Thornton savaş, şiddet ve katliamların doğrudan sonuçlarını soykırım olarak tanımlar ve bunların çoğu etnik grupların tamamını yok etme etkisine sahiptir. Siyaset bilimci Guenter Lewy, "Kızılderili nüfusundaki azalmanın yüzde 90'ı hastalıklardan kaynaklanmış olsa bile, geriye kötü muamele ve şiddetten kaynaklanan büyük bir ölü sayısı kaldığını" belirtmektedir." profesörü şöyle demektedir:
Varsayılan pozisyonun savunucuları, daha ölümcül olmasa da eşit derecede ölümcül olan diğer nedenlere rağmen hastalık nedeniyle azalmayı vurgulamaktadır. Bunu yaparken de Amerika'nın sömürgeleştirilmesinin, sadece hastalığa karşı bağışıklığı olmayan nüfusların trajik kaderi değil, planlı bir soykırım olduğunu kabul etmeyi reddetmektedirler.
1900 yılına gelindiğinde Amerika'daki yerli nüfusu %80'den fazla, bazı bölgelerde ise %98'e varan oranlarda azalmıştır. Sömürgeciliğin ilk yüzyılında çiçek, kızamık ve kolera gibi hastalıkların etkileri ölü sayısına büyük katkıda bulunurken, sömürgeciler tarafından Kızılderililere karşı uygulanan şiddet, yerinden edilme ve savaşlar sonraki yüzyıllarda ölü sayısına katkıda bulunmuştur.American Philosophy: From Wounded Knee to the Present (2015) adlı kitapta ayrıntılı olarak anlatıldığı üzere;
Ayrıca, yarımkürenin ortak tarihinin, her ikisi de son 500 yıldaki Avrupa istilalarının mirasının bir parçası olan soykırım ve kölelik gibi ikili trajedilerle çerçevelenmiş bir tarih olduğu da açıktır. Hem kuzey hem de güneydeki yerli halklar yerlerinden edilmiş, hastalıklardan ölmüş ve Avrupalılar tarafından kölelik, tecavüz ve savaş yoluyla öldürülmüştür. 1491 yılında batı yarımkürede yaklaşık 145 milyon insan yaşıyordu. 1691 yılına gelindiğinde Amerikan yerlilerinin nüfusu yüzde 90-95 oranında, yani yaklaşık 130 milyon kişi azalmıştı.
Bununla birlikte, Kolomb öncesi nüfus rakamlarını tahmin etmek, kanıtların parçalı yapısı nedeniyle zordur. Tahminler 8 ila 112 milyon arasında değişmektedir., on altıncı yüzyılın ilk yarısında "tesadüfi temas sonucu, hatta doğrudan temas olmaksızın, hastalığın bir Amerikan Kızılderili kabilesinden diğerine yayılmasıyla ortaya çıkan" feci salgın hastalıklar ve nüfus kayıpları yaşandığına dikkat çekmiştir. Thornton ayrıca, Malthus'un "nüfuslar herhangi bir teknoloji düzeyinde kendilerine sunulan gıdanın sınırlarına kadar ve ötesinde artma eğilimindedir" varsayımına dayanan daha yüksek Yerli nüfus tahminlerine de meydan okumuştur."
University College London'dan coğrafyacılara göre, Amerika kıtasının Avrupalılar tarafından sömürgeleştirilmesi, yaklaşık 55 milyon veya yerel nüfusun %90'ı gibi çok sayıda insanın ölümüne yol açmıştır, bu iklim değişikliği ve küresel soğuma ile sonuçlandı. Araştırmanın ortak yazarlarından UCL Coğrafya Profesörü , büyük ölü sayısının Avrupa ekonomilerini de güçlendirdiğini belirtiyor: "Amerika kıtasının nüfusunun azalması, istemeden de olsa Avrupalıların dünyaya hükmetmesine olanak sağlamış olabilir. Bu aynı zamanda Sanayi Devrimi'ne ve Avrupalıların bu egemenliği sürdürmesine de olanak sağlamıştır."
Amerika'nın İspanyol Hıristiyan kolonizasyonu
İlk İspanyolların Amerika'yı fethi sırasında,modern çağın ilk büyük ölçekli soykırım eylemi olarak tanımlanan bir dizi olayda özellikle Afro-Avrasya hastalıklarının yayılması nedeniyle sekiz milyon kadar Yerli'nin öldüğü tahmin edilmektedir.
Karayipler'deki Tainolara yönelik vahşet ve sistematik imha eylemleri, Dominiken rahibi Bartolomé de las Casas'ı İspanyolca: Brevísima relación de la destrucción de las Indias ('') adlı kitabını yazmaya ve 1542'de yayınlamaya sevk etti; bu kitap batı dünyasında geniş yankı uyandırdı ve yazıldığı yıl İspanya Kralının tüm İspanyol topraklarında adlı fermanını yayınlamaya zorlamada, Amerika'daki yerli halklara yönelik köleliğin kaldırılmasına katkıda bulundu.
Las Casas, İspanyol kolonisi Hispaniola'daki yerli nüfusun birkaç on yıl içinde 400.000'den 200'e düştüğünü yazmıştır. Yazıları, 'ın "İspanyol İmparatorluğu'nun zalim, bağnaz, yozlaşmış, sömürücü ve gerçekliğin ötesinde kendini beğenmiş olarak görüldüğü birikmiş propaganda ve Hispanofobi geleneği" olarak tanımladığı nin ortaya çıkmasına neden olanlar arasındaydı.
Davis, Kaliforniya Üniversitesi'nden tarihçi , hastalık bir faktör olsa da, maruz kaldıkları sürekli köleleştirme olmasaydı Hispaniola'nın yerli nüfusunun Kara Ölüm sonrasında Avrupalılar gibi toparlanacağını ileri sürmektedir. Bu insani faktörler arasında köleliğin Hispaniola nüfusunun "en büyük katili" olduğunu ve "1492 ile 1550 yılları arasında kölelik, aşırı çalışma ve kıtlık bağlantılarının Karayipler'de çiçek, grip veya sıtmadan daha fazla yerliyi öldürdüğünü" söylemektedir."
Noble David Cook, Amerika'nın fethi hakkında şunları söylemiştir: "Eski ve Yeni Dünya temasından sonraki ilk yüzyılda öldüğü bildirilen milyonlarca kişiyi öldürmek için çok az İspanyol vardı." Bunun yerine, ölü sayısının bazı tahminlere göre Kızılderili popülasyonlarında %80-90 ölüm oranına sahipçiçek hastalığı gibi hastalıklardan kaynaklandığını tahmin etmektedir Ancak tarihçi , İspanyol kolonizasyonunun hastalıkların yayılması için gerekli koşulları yarattığını, örneğin Hernando de Soto'nun 1539'da Güney Amerika'ya yaptığı seferin "üyelerinin çiçek ya da kızamık geçirmiş olma ihtimalinin çok düşük olduğunu dikkatli çalışmalarla ortaya koyduğunu" savunmuştur. Bunun yerine, seferin neden olduğu aksaklıklar, Amerika'da zaten mevcut olan frengi ve dizanteri ile doğu yarımküreden yeni getirilen bir hastalık olan sıtma gibi hastalıklara karşı yerli halkın savunmasızlığını artırmıştır."
Amerika'nın ilk fethi tamamlandıktan sonra İspanyollar 1503 yılında encomienda sistemini uygulamaya koydu. Teoride "encomienda", kültürel asimilasyonu ve teşvik etmek için Yerli halk gruplarını İspanyol gözetimi altına aldı, ancak pratikte yüksek ölüm oranıyla acımasız koşullar altında yasal olarak onaylanmış zorla çalıştırma ve doğal kaynak sömürüsüne yol açtı. İspanyollar, sayılarının tükenmez olduğuna inandıkları Yerli halkları yok etmek için yola çıkmamış olsalar da, eylemleri Aravaklar gibi tüm kabilelerin yok olmasına yol açtı. Her altı ayda bir işçilerin üçte birinin öldüğü madenlerde birçok Aravak ölümcül zorla çalıştırma nedeniyle hayatını kaybetti. Tarihçi David Stannard'a göre encomienda, "Orta ve Güney Amerika'daki milyonlarca yerli halkı erken ve acı verici ölümlere sürükleyen" bir soykırım sistemiydi.
İspanyol ve Portekizlilerin Amerika'daki yerli halklara yönelik soykırımları, yerli nüfusun yaklaşık %90'ını, tarımın ve altyapının çoğunu yok etmiştir.3
Ekolog Simon Lewis ve jeolog 'e göre, bu soykırımların kapsamı o kadar genişti ki, orman rejenerasyonu ek ile sonuçlandığı için 1550 ve 1700 yılları arasında küresel sıcaklık düşüşüne neden oldu.3
profesörü Clifford Trafzer'e göre, 1760'larda Gaspar de Portolà ve önderliğinde Kaliforniya'yı güçlendirmek için gönderilen bir keşif gezisine ise kölelik, ve hastalık bulaştırma yoluyla soykırım damgasını vurmuştur.
Amerika kıtasının İngiliz sömürgeciliği
Kunduz Savaşları
On yedinci yüzyıldaki sırasında İrokualar diğer Mohikanlar, Huronlar, , Erielileri, (Conestoga),kuzey Algonkinler dahil olmak üzere birçok büyük kabile konfederasyonunu etkili bir şekilde yok etmiştir ve Irokualar tarafından uygulanan savaş tarzının aşırı acımasızlığı ve yok edici doğası, bazı tarihçilerin bu savaşları İrokua Konfederasyonu tarafından işlenen soykırım eylemleri olarak etiketlemesine neden oldu.
Kalinago katliamı, 1626
Kalinago katliamı, 1628 yılında İngiliz ve Fransız yerleşimciler tarafından Saint Kitts'te yaklaşık 2.000 Ada Karibinin katledilmesidir.
Karib Şefi , St.Kitts'i işgal eden İngiliz ve Fransız yerleşimcilerin sayısının artmasından rahatsız olmaya başladı. Bu durum çatışmalara yol açtı ve diğer Ada Kariblerinin de yardımıyla yerleşimcilerin ortadan kaldırılmasını planlamaya başladı. Ancak, planı Barbe adlı bir Kızılderili kadın tarafından ve Pierre Belain d'Esnambuc'a ifşa edildi. Harekete geçen İngiliz ve Fransız yerleşimciler, Karibleri sarhoş oldukları bir partiye davet ettiler. Karibler köylerine döndüklerinde, aralarında Şef Tegremond'un da bulunduğu 120 kişi uykularında öldürüldü. Ertesi gün, kalan 2,000-4,000 Karib, ve bölgesine sürüldü ve burada 2,000'den fazlası katledildi, ancak 100 yerleşimci de öldürüldü. Bir Fransız, Manşinel vurulduktan sonra delirdi. Kalan Karibler kaçtı. Daha sonra, 1640 yılına gelindiğinde, zaten köleleştirilmemiş olanlar Dominika'ya götürüldü.
Pekuotları yok etme girişimi, 1636-1638
Pekuot Savaşı, 1636 ile 1638 yılları arasında New England'da Pekuot kabilesi ile Massachusetts Körfezi, Plymouth ve kolonilerindeki kolonistler ve onların ve müttefiklerinden oluşan bir ittifak arasında meydana gelen silahlı bir çatışmadır.
Savaş Pekuotların kesin yenilgisiyle sonuçlandı. Connecticut ve Massachusetts kolonileri 1630'lardaki Pekuot Savaşı sırasında öldürülen düşman Kızılderililerin kelleleri ve daha sonra sadece kafa derileri için ödüller teklif etti; Connecticut 1637'de Pequot'u öldürdükleri için Moheganlara özel olarak tazminat ödedi. Savaşın sonunda yaklaşık 700 Pekot öldürülmüş ya da esir alınmıştı.
İngiliz sömürgeciler savaştan sağ kurtulan tahminen 2.500 Pekuot'a sert ve cezalandırıcı bir antlaşma dayattılar; Pekuot kültürel kimliğini ortadan kaldırmaya çalıştı - Pekuotların topraklarına dönmelerini, kabile dillerini konuşmalarını ve hatta kendilerini Pequot olarak adlandırmalarını yasaklayan hükümlerle - ve Pekuot Ulusunu etkili bir şekilde dağıttı, hayatta kalanların çoğu idam edildi ya da köleleştirildi ve satıldı. Yüzlerce esir köle olarak Batı Hint Adaları'na satıldı; Sonuç, Pekuot kabilesinin Güney New England'da yaşayabilir bir yönetim olarak ortadan kaldırılması ve sömürge yetkililerinin onları soyu tükenmiş olarak sınıflandırması oldu. Ancak Pekuot kabilesinin üyeleri bugün hala federal olarak tanınan bir kabile olarak yaşamaktadır.
Narragansett halkının katliamı,1675
Büyük Bataklık Katliamı, Kral Philip'in Savaşı sırasında New England sömürge milisleri tarafından Aralık 1675'te Narragansett kabilesine karşı gerçekleştirilmiştir. O yılın 15 Aralık günü Narraganset savaşçıları Jireh Bull Blockhouse'a saldırmış ve en az 15 kişiyi öldürmüştür. Dört gün sonra, İngiliz kolonileri Plymouth, Connecticut ve Massachusetts Körfezinden milisler Rhode Island, 'daki ana Narragansett kasabasına yönlendirildi. Yerleşim yakıldı, sakinleri (kadınlar ve çocuklar dahil) öldürüldü ya da tahliye edildi ve kabilenin kışlık depolarının çoğu yok edildi. Kesin rakamlar bilinmemekle birlikte, en az 97 Narragansett savaşçısının ve 300 ila 1.000 savaşçı olmayan kişinin öldürüldüğüne inanılmaktadır. Katliam, katliamı hemen takip eden dönemde Narragansett kabilesi için kritik bir darbe olmuştur. Bununla birlikte, Pequotlar gibi Narragansett halkı da bugün federal olarak tanınan bir kabile olarak yaşamaya devam etmektedir.
Fransız-Kızılderili Savaşı ve Pontiac Ayaklanması, 1754-1763
12 Haziran 1755'te, Fransız-Kızılderili Savaşı sırasında, Massachusetts valisi William Shirley bir erkek Kızılderili kafa derisi için 40 Sterlin, Kızılderili kadın ya da 12 yaşından küçük çocukların kafa derileri için 20 Sterlin ödül koydu. 1756'da Pennsylvania vali yardımcısı , halkına karşı savaş ilanında "On İki Yaşından Büyük Her Erkek Kızılderili Düşmanın Kafa Derisi İçin 130 Parça Sekiz" ve "Öldürüldüklerine dair kanıt olarak gösterilen Her Kızılderili Kadının Kafa Derisi İçin 50 Parça Sekiz" teklif etmiştir."Pontiac Ayaklanması sırasında Albay , amiri Sir ile birlikte biyolojik savaş yoluyla düşman Kızılderililere çiçek mikrobu içeren battaniyeleri verip bu hastalığı onlara bulaştırmak için komplo kurmuştur.
Kanada
Çatışmasız olmasa da "İlk Milletler" denen yerli halklar ve İnuitlerle ilk etkileşimleri nispeten barışçıldı. İlk Milletler ve Métisler Kanada'daki Avrupa kolonilerinin gelişiminde, özellikle de Kuzey Amerika kürk ticareti sırasında Avrupalı "" ve ""'lara kıtayı keşfetmelerinde yardımcı oldukları için kritik bir rol oynadı. Ancak zaman içinde Avrupalıların İlk Milletlerle olan bu ilk etkileşimleri dostluk ve barış antlaşmalarından toprakların antlaşmalar yoluyla ellerinden alınmasına dönüşmüştür. 18. yüzyılın sonlarından itibaren Avrupalı Kanadalılar Yerli halkları Batı Kanada toplumuna asimile olmaya zorlamıştır. Bu girişimler 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında zorunlu entegrasyon ve yer değiştirmelerle doruk noktasına ulaşmıştır.
Avrupa kolonizasyonunun bir sonucu olarak, Yerli nüfusu yüzde kırk ila seksen oranında azaldı. Bu düşüş, doğal bağışıklıkları olmayan grip, kızamık ve çiçek hastalığı gibi Avrupa hastalıklarının taşınması, kürk ticareti üzerindeki çatışmalar, sömürge yetkilileri ve yerleşimcilerle çatışmalar ve Yerli topraklarının yerleşimcilere kaybedilmesi ve ardından birkaç ulusun kendi kendine yeterliliğinin çökmesi gibi çeşitli nedenlere bağlanmaktadır.
Shanawdithit'in 1829'da ölümüyle Beothukların ve Newfoundland'ın yerli halkının, salgın hastalıklar, açlık, gıda kaynaklarına erişim kaybı ve İngiliz ve Fransız balıkçılar ve tüccarlar tarafından yerlerinden edilmelerinin ardından resmen soylarının tükendiği ilan edildi. Akademisyenler Beothuk'la ilgili soykırım tanımında hemfikir değildir ve tarafların farklı siyasi gündemleri vardır. Bazı akademisyenler Beothuk'un yukarıda belirtilen unsurlar nedeniyle öldüğüne inanırken, bir başka teori de Avrupalıların onlara karşı sürekli bir soykırım kampanyası yürüttüğüdür. "Kültürel soykırım" kavramının ve bunun yerleşimci sömürgecilikle ilişkisinin daha yeni anlaşılması, modern akademisyenleri Kanada devletlerinin Yerli halkların fiziksel ve kültürel olarak yok edilmesi sürecinin üretilmesi ve meşrulaştırılmasındaki rolünün soykırımcı yönlerinin yeniden tartışılmasına yöneltmiştir. 1990'larda bazı akademisyenler, bununda soykırım olarak nitelendirilmesi gerektiğini belirtip, "Kanada Kızılderili yatılı okul sistemi"ni sömürgecilikten kaynaklanan bir soykırım süreci olarak tanıması için baskı yapmaya başladı. Bu kamusal tartışma 2008 yılında ""'nun kurulmasına yol açtı.
Kanada Kızılderili yatılı okul sistemi, 1876 yılında "Kızılderili Yasası" (Indian Act) 'nın kabul edilmesinin ardından kurulmuştur. Sistem, çocukları baskın Kanada kültürüne amacıyla ailelerinin ve kültürlerinin etkisinden uzaklaştırmak için tasarlanmıştır. Son okul 1996 yılında kapanmıştır. Sistemin varlığı boyunca, yerli çocukların yaklaşık %30'u veya kabaca 150.000'i ulusal düzeyde yatılı okullara yerleştirilmiş; bu öğrencilerin en az 6.000'i yatılı okullara devam ederken ölmüştür. Sistem kültürel soykırım: "Çocuğun içindeki Kızılderiliyi öldürmek" olarak tanımlanmıştır. 1960'lardan 1980'lere kadar süren ve Altmışlı Yıllar Kepçesi olarak adlandırılan bu sürecin bir kısmı soruşturulmuş ve çocuklara el konulması Yargıç Edwin Kimelman tarafından soykırım olarak nitelendirilmiştir: "Bir çocuğu kendi kültüründen aldınız ve çocuğa sahip olan aileye hiçbir [danışmanlık] yardımı yapmadan onu yabancı bir kültüre yerleştirdiniz. Bunda dramatik ve temelde yanlış olan bir şey var." Yatılı okul sisteminin bir başka yönü de, okulların Yerli olmayan erkeklerle evlenme tavsiyesine uymamayı seçen Yerli kadınlara zorla kısırlaştırma uygulamasıydı. Yerli kadınlar Kanada nüfusunun sadece %2,5'ini oluşturuyordu, ancak Kanada öjenik yasaları (Kanada Alberta Eyaleti Cinsel Kısırlaştırma Yasası gibi) kapsamında - birçoğu bilgileri veya rızaları olmadan- kısırlaştırılanların %25'ini oluşturuyordu.
Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu'nun Yönetici Özeti, devletin zorla asimilasyon yoluyla kültürel soykırım politikası izlediğini ortaya koymuştur. İfadenin muğlaklığı, fiziksel ve biyolojik soykırımın da gerçekleştiği yorumuna olanak tanımıştır. Ancak komisyon, fiziksel ve biyolojik soykırımın gerçekleştiği sonucuna varmaya yetkili değildi, zira böyle bir bulgu Kanada hükûmeti için kanıtlanması zor bir yasal sorumluluk anlamına gelecekti. Sonuç olarak, Kanada hükûmetinin de Yerli halklara karşı fiziksel ve biyolojik soykırım yapıp yapmadığına dair tartışma açık kalmaya devam etmektedir. Kültürel soykırım ifadesi, tarihte açıkça kabul edilmiş bir soykırım olan Holokost'tan ayırt etmek için kullanılmaktadır. Bazıları bu tanımın, kültürel yıkımla birlikte meydana gelen biyolojik ve fiziksel soykırım eylemlerini göz ardı ettiğini savunmaktadır.
Uluslararası hukuk bağlamında ele alındığında, Kanada'daki sömürgecilik Birleşmiş Milletler'in soykırım suçu tanımında yer alan her bir kritere uymaktadır. Bununla birlikte, aşağıdaki tüm fiziksel soykırım örnekleri, faillerin eylemlerinin ardındaki niyet ve genel motivasyonların gerekliliği henüz geniş çapta kabul görmediği için hala oldukça tartışmalıdır.
Kanada'nın Yerli halklara yönelik eylemleri, 1862 Kuzeybatı Pasifik çiçek hastalığı salgını gibi ölümcül hastalıkların yayılması yoluyla BM soykırım tanımının ilk örneği olan "grup üyelerinin öldürülmesi" kapsamında kategorize edilebilir. Ülkenin diğer bölgelerinden diğer örnekler arasında , ve Nova Scotia valisi tarafından sunulan kafa derisi yüzme ödülleri yer almaktadır.
İkinci olarak, Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu tarafından da teyit edildiği üzere, yatılı okul sistemi (b) ve (e)'nin açık bir örneğidir ve benzer eylemler Milenyum Kepçesi aracılığıyla günümüzde de devam etmektedir, çünkü Yerli çocuklar orantısız bir şekilde ailelerinden alınmakta ve Kanada çocuk refahı sistemi aracılığıyla genellikle farklı kültürlerden olan başkalarının bakımına verilmektedir. Dahası, rezervlerde yaşayan çocuklar sosyal hizmetler için yetersiz finansmana maruz kalmaktadır ve bu da Kanada hükûmetini sorumlu tutmak amacıyla 2021'in başlarında Kanada İnsan Hakları Mahkemesince dokuzuncu uyumsuzluk kararının verilmesine yol açmıştır.
BM tanımının (c) alt bölümü: "Bir grubun fiziksel olarak tamamen veya kısmen yok olmasına yol açacak yaşam koşullarını kasten uygulamak", Yerli topluluklarda kitlesel kıtlıklara yol açan karibu ve bizonların neredeyse tamamen yok edilmesi, sosyal hizmetlerin yetersiz ve erişilemez olması nedeniyle rezerv koşullarının Yerli halkların yaşam kalitesini nasıl ihlal ettiği ve birinci dünya ülkelerindeki en iç karartıcı su kalitesine sahip olması gibi tarihi mirasları olan bir soykırım eylemidir. Kanada ayrıca toprak, su, hava ve halkların kendileri için tehdit oluşturan tehlikeli ve ölümcül ekolojik toksisiteleri Yerli bölgelerinin yakınında veya üzerinde konumlandırmaktadır. Yerli halk, son yıllarda "grup içinde doğumları önlemeye yönelik tedbirlerin dayatılması" olan (d)'yi bildirmeye devam etmektedir. Özellikle 2018 yılında Moose Jaw, Saskatchewan'da avukat Alisa Lombard tarafından temsil edilen D.D.S. vakasında olduğu gibi, Yerli halklara yönelik kısırlaştırma prosedürleri konusunda bilgilendirilmiş onamdan kaçınılması yoluyla... Yukarıda listelenenler gibi örnekler, Yerli halkların karşı karşıya kaldığı tarihsel ve güncel soykırım zararlarını protesto etmek için ülke çapında yaygın fiziksel ve sanal eylemlere yol açmıştır.
28 Temmuz 2022 tarihinde Papa Francis'in Kanada ziyareti sırasında Notre-Dame de Québec Katedralinde Papa şunları söylemiştir: "Yerli kardeşlerimizle iyileşme ve uzlaşma sürecini düşünürken, Hıristiyan toplumu bir daha asla bir kültürün diğerlerinden üstün olduğu ya da diğerlerini zorlama yollarına başvurmanın meşru olduğu fikrinin kendisine bulaşmasına izin veremez."Papa Francis, bir hafta süren Kanada gezisinin ardından 30 Temmuz 2022'de Roma'ya dönüş uçağında bir gazetecinin sorusuna yanıt verdi: "Doğru, kelimeyi kullanmadım çünkü aklıma gelmedi ama soykırımı tanımladım ve soykırım olan bu iş için af diledim, bağışlanma istedim. Mesela bunu da kınadım: Çocukları alıp kültürü değiştirmek, zihniyetleri değiştirmek, gelenekleri değiştirmek, bir ırkı, diyelim ki bütün bir kültürü değiştirmek. Evet, bu teknik bir kelime, soykırım ama aklıma gelmediği için kullanmadım ama tarif ettim. Bu doğru; evet, bu bir soykırım. Evet, hepiniz sakin olun. Benim bunu söylediğimi söyleyebilirsiniz, evet, bu bir soykırımdı."
Meksika
Apaçiler
1835 yılında Meksika'nın Sonora eyaleti hükûmeti Apaçiler için bir ödül koydu ve bu ödül zamanla 14 yaş ve üzeri her erkek kafa derisi için hükûmet tarafından 100 peso ödenmesine dönüştü. 1837 yılında Meksika'nın Chihuahua eyaleti de Apaçi kafa derileri için savaşçı başına 100 peso, kadın başına 50 peso ve çocuk başına 25 peso olmak üzere bir ödül teklif etti.
Mayalar
, sömürgecilerin Güneydoğu Meksika'daki Mayaların ortak topraklarına tecavüz etmesinden kaynaklanmıştır. Siyaset bilimci Adam Jones'a göre: "Bu vahşi ırk savaşı her iki tarafta da soykırıma varan vahşete sahne olmuş ve 200.000'e yakın kişi öldürülmüştür."
Yakiler
Meksika hükûmetinin çeşitli ayaklanmalarına verdiği yanıt, özellikle Porfirio Diaz döneminde soykırıma benzetilmiştir. Katliam nedeniyle, Yaqui kabilesinin Meksika'daki nüfusu Diaz döneminde 30.000'den 7.000'e düşmüştür. Bir kaynağa göre bu Yaquilerden en az 20.000'i Sonora'daki devlet cinayetlerinin kurbanı olmuştur. 2019'da Meksika Devlet Başkanı Andrés Manuel López Obrador yaşanan suiistimaller için özür dilemeye hazır olduğunu söylemiştir.
Arjantin
Arjantin, 19. yüzyılın ikinci yarısında yerli halklar ve komşu devlet Şili ile çatışma pahasına toprak genişletme kampanyaları başlattı. Mapuçe halkı, Arjantin askerî güçleri tarafından atalarının topraklarından zorla çıkarıldı, ölümler ve yerinden edilmelerle sonuçlandı. 1870'lerde Başkan Julio Argentino Roca, Pampas bölgesinde yaşayan Mapuçelerin boyun eğdirilmesi, köleleştirilmesi ve soykırıma uğratılmasıyla sonuçlanan (İspanyolca: Conquista del desierto) askeri operasyonunu hayata geçirdi.
Güney Patagonya'da hem Arjantin hem de Şili yerli topraklarını ve sularını işgal etmiş ve Tierra del Fuego (Ateş Arazisi)'daki koyun çiftçileri ve işadamları tarafından uygulanan soykırımı kolaylaştırmıştır. 19. yüzyılın sonlarından itibaren, Tierra del Fuego Altına Hücum sırasında, Avrupalı yerleşimciler Arjantin ve Şili hükûmetleriyle birlikte Selknamları, Yamanaları ve Manekenkleri sistematik olarak yok etmiştir. Onların yok edilmesi bugün olarak bilinmektedir.
Arjantin ayrıca kuzeye doğru genişlemiş, örneğin olduğu gibi soykırım olarak nitelendirilebilecek bir politikayla birçok Chaco halkını mülksüzleştirmiştir.
Paraguay
Üçlü İttifak Savaşı (1865-1870) Brezilya İmparatorluğu tarafından, 'nin Arjantin hükûmeti ve 'in Uruguay hükûmeti ile ittifak halinde Paraguay'a karşı başlatıldı. Brezilya, Arjantin ve Uruguay hükûmetleri, "yüksek akit tarafların" Paraguay hükûmetini devirmek üzere kendilerini bağladıkları gizli bir antlaşma imzaladı. Beş yıl süren savaşta Paraguay nüfusu siviller, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar da dahil olmak üzere azaldı. Julio José Chiavenato, Amerikan Soykırımı adlı kitabında bunun "sadece öldürülecek Paraguaylı kalmadığında sona eren topyekûn bir imha savaşı" olduğunu belirtir ve Paraguay'ın yetişkin erkek nüfusunun %99,5'inin savaş sırasında öldüğü sonucuna varır. Savaştan önce yaklaşık 420.000 olan nüfustan geriye sadece 14.000 erkek ve 180.000 kadın kalmıştır.
Yazar Steven Pinker şöyle yazmıştır:
Birçok savaş arasında (19. yüzyıl), Paraguay nüfusunun yüzde 60'ından fazlası da dahil olmak üzere 400.000 kişinin ölümüne yol açmış olabilecek Üçlü İttifak Savaşı, oransal olarak modern zamanların en yıkıcı savaşıdır.
Şili
'nın Şili ordusu tarafından sözde pasifize edilmesi, 1860'lar ile 1880'ler arasında o zamana kadar bağımsız olan Mapuçeleri mülksüzleştirdi. Önce Arauco Savaşı ve ardından sırasında Mapuçe halkı ile çoğunlukla Araucania'da yaşanan uzun soluklu bir çatışma yaşandı.
Amerika Birleşik Devletleri'nin Yerli topraklarını sömürgeleştirmesi
Stacie Martin, Amerika Birleşik Devletleri'nin Yerli nüfusuna karşı soykırım eylemleri nedeniyle uluslararası toplum tarafından yasal olarak uyarılmadığını, ancak birçok tarihçi ve akademisyenin , Gözyaşı Yolu, Sand Creek Katliamı ve gibi olayları doğası gereği soykırım olarak tanımladığını belirtmektedir.
, ABD tarihinin ve miras kalan Yerli , ABD'nin Yerli halklara karşı işlediği soykırım ele alınmadan anlaşılamayacağını belirtiyor. Sömürge döneminden Amerika Birleşik Devletleri'nin kuruluşuna kadar ve yirminci yüzyılda da devam eden bu süreç, işkence, terör, cinsel istismar, katliamlar, sistematik askeri işgaller, Kızılderili uzaklaştırma politikaları yoluyla Yerli halkların atalarının topraklarından çıkarılması, Yerli Amerikalı çocukların askeri benzeri yatılı okullara zorla gönderilmesi, tahsisat ve fesih politikasını gerektirmiştir.
Pontiac Savaşı sırasında Bouquet ve Amherst arasında teati edilen mektuplarda Amherst'in Bouquet'e Yerli halkın yok edilmesi gerektiğini yazdığı görülüyor:
"Kızılderilileri battaniyelerle aşılamanın yanı sıra bu iğrenç ırkın kökünü kazımaya hizmet edebilecek diğer tüm yöntemleri denemeniz iyi olacaktır."
Tarihçiler bunu Amherst'in soykırım niyetinin bir kanıtı ve Amerika'nın sömürgeleştirilmesi sırasında Amerikan yerlilerine karşı sıklıkla sergilenen daha geniş bir soykırım tutumunun bir parçası olarak görmektedir. 1837'de çiçek hastalığı ABD'nin kuzey ovalarını kasıp kavurduğunda, ABD Savaş Bakanı 1837'de hiçbir Mandan'a (Arikaralar, Kriler ve Karaayaklar ile birlikte) çiçek aşısı yapılmamasını emretti ve bu aşılar başka bölgelerdeki diğer kabilelere yapıldı.
Amerika Birleşik Devletleri bugüne kadar herhangi bir hakikat komisyonu kurmamış ya da Yerli halkların soykırımı için bir anıt inşa etmemiştir. Batı Yakası'na toprak genişletme sırasında meydana gelen Yerli Amerikalılara yönelik tarihsel şiddeti kabul etmemekte ya da telafi etmemektedir.Smithsonian Enstitüsü gibi Amerikan müzeleri soykırıma bir bölüm ayırmamaktadır. 2013 yılında (National Congress of American Indians), Smithsonian Enstitüsü içinde Ulusal Amerikan Yerlileri Soykırım Müzesi için bir alan yaratılmasına dair bir karar aldı, ancak bu karar Enstitü tarafından göz ardı edildi.
Yerli kadınların kısırlaştırılması
1970 yılında kabul edilmiş ve aracılığıyla sağlık hizmeti alan hastaların kısırlaştırılmaları sübvanse edilmiştir. Yasanın kabul edilmesinden sonraki altı yıl içinde, çocuk doğurma yaşındaki Kızılderili kadınların tahmini %25'i kısırlaştırıldı. Prosedürlerin bazıları baskı altında veya kısırlaştırılanlar tarafından anlaşılmadan gerçekleştirilmiştir. 1977'de 'nin baş kabile yargıcı , Cenevre'deki Birleşmiş Milletler Yerli Hakları toplantısı'nda Kızılderili kadınların modern soykırımla eş tuttuğu istemsiz kısırlaştırmaya maruz kaldıklarını söylemiştir.
Kızılderili yatılı okulları
ABD Kızılderili yatılı okul sistemi, Yerli çocukları ailelerinden ayıran ve onları beyaz topluma asimile etmeye çalışan 150 yıllık bir program ve federal politikaydı. Bu uygulama 19. yüzyılın başlarında, Kızılderili Tehciri politikalarının başlangıcına denk gelecek şekilde başlamıştır. 11 Mayıs 2022 tarihinde, federal hükûmetin bu sistemin oluşturulması ve sürdürülmesindeki rolünü resmi olarak kabul eden bir Federal Kızılderili Yatılı Okul Girişimi Araştırma Raporu yayınlanmıştır. Rapora göre, ABD federal hükûmeti 1819 ile 1969 yılları arasında 37 eyalette 408'den fazla yatılı kurumu işletmiş veya finanse etmiştir. Birçoğu dini kurumlar tarafından işletilen toplam 431 yatılı okul tespit edilmiştir. Rapor, sistemi Yerli toplulukların kimliğini ortadan kaldırmayı ve topraklarına el koymayı amaçlayan federal bir politikanın parçası olarak tanımlamıştır. Okullarda aşırı kalabalık, yetersiz beslenme, hastalık ve yeterli sağlık hizmetinin olmaması gibi istismar da yaygındı. Rapor, 19 okulda 500'den fazla çocuk ölümünü belgeledi, ancak toplam sayının binlerce, hatta muhtemelen on binlerce olabileceği tahmin ediliyor. 53 okulda işaretlenmiş veya işaretlenmemiş mezar alanları keşfedildi. Okul sistemi kültürel bir soykırım ve ırkçı bir insandışılaştırma olarak tanımlandı.
Kızılderili Tehciri ve Gözyaşı Yolu
Amerikan hükûmeti, 1830 tarihli Kızılderili Tehcir Yasası'nı takiben Doğu Yakası kabilelerini Mississippi boyunca zorla yer değiştirmeye başladı. Bu tehcir, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki diğerlerinin yanı sıra Çerokiler, Krikler, Seminoleler, Çikasovlar ve Çoktavların birçok üyesini anavatanlarından bugünkü Oklahoma eyaletinin doğu kesimlerindeki Kızılderili Bölgesi'ne götürdü. Gözyaşı Yolu boyunca yaklaşık 2.500-6.000 kişi öldü.
Chalk ve Jonassohn, Cherokee kabilesinin Gözyaşı Yolu boyunca sürülmesinin bugün neredeyse kesinlikle bir soykırım eylemi olarak kabul edileceğini ileri sürmektedir. 1830 tarihli Kızılderili Kaldırma Yasası göçe yol açmıştır. Yaklaşık 2.000 Cherokee'ye ait siyah köle ile birlikte yaklaşık 17.000 Cherokee evlerinden çıkarıldı. Gözyaşı Yolu'nun bir sonucu olarak ölen insanların sayısı çeşitli şekillerde tahmin edilmiştir. Yolculuğu bir grupla birlikte yapan Amerikalı doktor ve misyoner Elizur Butler 4.000 kişinin öldüğünü tahmin etmiştir.
David Stannard ve Barbara Mann gibi tarihçiler, ordunun Çerokilerin yürüyüş rotasını Vicksburg gibi bilinen kolera salgını bölgelerinden geçecek şekilde kasıtlı olarak değiştirdiğini belirtmişlerdir. Stannard, 1830'da Başkan Andrew Jackson tarafından imzalanan Kızılderili Tehcir Yasası'nı takiben yurtlarından zorla çıkarılmaları sırasında, toplam nüfusun yaklaşık yarısı olan 8.000 Çeroki'nin öldüğünü tahmin etmektedir.
Amerikan Kızılderili Savaşları
Amerikan Kızılderili Savaşları sırasında Amerikan Ordusu Yerli halklara yönelik bazen soykırım olarak da değerlendirilen bir dizi katliam ve zorla yer değiştirme eylemi gerçekleştirmiştir. [] 1864 Sand Creek Katliamı, kendi döneminde infial yaratmış olsa da, bir soykırım olarak kabul edilmiştir. Albay , milislerinden oluşan 700 kişilik bir kuvvetin başında, yaklaşık üçte ikisi kadın, çocuk ve bebeklerden oluşan 70-163 barışçıl Şayenler ve Arapaholar'ı katletti. Chivington ve adamları, insan fetüsleri ve erkek ve kadın cinsel organları da dahil olmak üzere kafa derilerini ve diğer vücut parçalarını ganimet olarak aldılar. Chivington eylemlerini savunurken şunları söyledi,
Kızılderililere sempati duyan her adama lanet olsun! ... Kızılderilileri öldürmeye geldim ve Kızılderilileri öldürmek için Tanrı'nın cenneti altında her türlü aracı kullanmanın doğru ve onurlu olduğuna inanıyorum. ... Büyük küçük herkesi öldürün ve kafa derilerini yüzün; bitler bit yapar.
— - Albay John Milton Chivington, ABD Ordusu
Amerika Birleşik Devletleri'nin Kaliforniya'yı satın alması
ABD'nin Kaliforniya'yı sömürgeleştirmesi 1845 yılında Meksika-Amerika Savaşı ile ciddi bir şekilde başladı. 1848 Guadalupe Hidalgo Antlaşması ile Amerika Birleşik Devletleri'ne 525.000 mil karelik yeni bölge üzerinde hak elde edip ele geçirdi. Altına Hücum katliamına ek olarak, sömürgeciler tarafından bölgedeki Amerikan yerlilerine karşı devlet destekli çok sayıda katliam yapıldı ve birkaç etnik grubun tamamının yok olmasına neden oldu.
ve onu izleyen olarak adlandırılan bu tür bir çatışma dizisinde, Yuki halkının tamamı yok olmanın eşiğine getirildi. Daha önce 3.500 kişilik bir nüfusa sahip olan Yuki kabilesinden geriye 100'den az kişi kalmıştı. 'a göre, Kaliforniya'nın Kolomb öncesi nüfusuna ilişkin tahminler 300.000 kadar yüksek olabilir.
1849 yılına gelindiğinde, bir dizi salgın hastalık nedeniyle bu sayı 150.000'e düşmüştü. Ancak 1849'dan 1890'a kadar Kaliforniya'nın yerli nüfusu, esas olarak öldürmeler nedeniyle 20.000'in altına düşmüştü. 1849-1870 yılları arasında en az 4.500 Kaliforniya yerlisi öldürülürken, çok daha fazlası hastalık ve açlık nedeniyle hayatını kaybetti. 10.000 Kızılderili de kaçırıldı ve köle olarak satıldı. Kaliforniya valisi Gavin Newsom, Haziran 2019'da Kızılderili halklarının temsilcileri önünde yaptığı bir konuşmada soykırım için özür diledi. Newsom, "İşte bu bir soykırımdı. Bunu tarif etmenin başka yolu yok. Ve tarih kitaplarında bu şekilde anlatılması gerekiyor." dedi.
Kaliforniya'da çıkarılan bir yasa, işsiz herhangi bir Kızılderilinin serseri ilan edilmesini ve ardından hizmetlerinin dört aya kadar açık artırmayla satılmasını yasal hale getiriyordu. Yasa ayrıca beyazların Kızılderili çocukları on sekiz yaşına kadar kendileri için çalışmaya zorlamalarına da izin veriyordu, ancak bunun için önce yasada "arkadaş" olarak adlandırılan birinden izin almaları gerekiyordu. Beyazlar yetişkin Kızılderilileri dağlarda avlıyor, çocuklarını kaçırıyor ve onları 50 dolar gibi düşük bir fiyata çırak olarak satıyordu. Kızılderililer, 'hiçbir Kızılderili, Siyah ya da Melez kişinin bir beyazın lehine ya da aleyhine delil sunamayacağını' belirten bir başka Kaliforniya yasası nedeniyle mahkemede şikayetçi olamıyordu. Bir çağdaş şöyle yazmıştır: "Madenciler bazen Kızılderililere karşı en acımasız davranışlardan suçludurlar... insanlığı ağlatacak ve insanları ırklarını inkâr ettirecek öyle olaylar gözümün önüne geldi ki..."Marysville ve Honey Lake kasabaları Kızılderili kafa derisi yüzenlere ödül veriyordu. Shasta City, Belediye Binasına getirilen her Kızılderili kafası için 5 dolar teklif etti; Kaliforniya Eyalet Hazinesi yerel yönetimlerin çoğuna masraflarını geri ödedi.
Samar boyunca yürüyüş
Filipin-Amerikan Savaşı sırasında, 28 Eylül 1901'de Filipin kuvvetleri 'nde bir ABD bölüğünü bozguna uğrattı ve neredeyse yok etti. Buna karşılık olarak ABD kuvvetleri Aralık 1901'den Şubat 1902'ye kadar süren sırasında yaygın zulüm ve katliamlar gerçekleştirdi. Çoğu kaynağa göre ABD kuvvetleri 2,000 ila 2,500 arasında Filipinli sivili öldürdü ve köylerin yakılmasını da içeren kapsamlı bir yakıp yıkma politikası uyguladı. Bazı Filipinli tarihçiler bu cinayetleri soykırım olarak nitelendirmiştir. ABD'li Tuğgeneral Jacob H. Smith askerlerine, silah taşıma yeteneğine sahip çocuklar da dahil olmak üzere "on yaşından büyük herkesi öldürmeleri" ve esir almamaları talimatını verdi. Ancak 315 ABD Deniz Piyadesinden oluşan bir taburun komutanı olan Binbaşı bu emre uymayı reddetmiştir. Bazı Filipinli tarihçiler sefer sırasında öldürülenlerin sayısını 5.000 olarak tahmin ederken diğer tahminler 50.000'e kadar çıkmaktadır, ancak daha yüksek tahminler o zamandan beri itibar görmemektedir ve artık bunların yazım hataları ve belgelerin yanlış okunmasından kaynaklandığı bilinmektedir.
ABD kuvvetlerinin Moro Katliamları
ABD kuvvetleri sadece Filipinlerde Filipin yerel halkına değil, müslüman yerel halk Morolar üzerinde de sistematik katliamlar uygulamıştır.Moro isyanı sırasında 1906'da Moro Krateri Katliamı denen olayda silahsız ABD kuvvetlerinin şiddetinden kaçan 1000 kadar Tausug ABD kuvvetlerince katledilmiştir.Mark Twain burada yapılan katliam için şöyle der: "Nasıl bir muharebeydi? Bir muharebe ile benzerliği yoktur. . . Dört günlük işimizi bu aciz insanları katlederek temizledik ve tamamladık." ABD kuvvetleri Sulu Sultanlığı, Maguindanao Sultanlığı, Lanao Sultanlığını ele geçirirken bölgedeki halka şiddet uygulamaktan ve katliamdan,imzalanan anlaşmaları ihlalden çekinmemiştir.
Brezilya
1900 ve 1957 yılları arasında 80'den fazla yerli kabile yok olmuştur. Bu dönemde, bir milyondan fazla nüfusun %80'i yani kültürel soykırım yoluyla azaltılmış[] veya hastalık veya cinayet yoluyla öldürülmüştür. Modern çağda , ve diğer kabilelerin devam eden yok edilmesiyle soykırımın gerçekleştiği de iddia edilmiştir.
Danimarka Grönlandı
Danimarka, Vikingler sonrası 1721 yılından itibaren Grönland'a yerleşmeye başladı ve zaman içinde egemenlik alanını genişletip bütün adayı sömürgesi haline getirdi. Bölgedeki inuitleri başlangıçta pek bir sey yapmıyor gibi gözükse de kültürel soykırım uygulamaktan çekinmemiştir.20.yüzyıl da da yerliler aleyhine faaliyetlerine devam etmiştir. 1951'de yaşları 5 ile 9 arasından değişen inuit çocukları "Grönland için rol model olacak küçük, aydın Danimarkalılar" yetiştirmek amaçlı ailelerinden alınıp bir sosyal deneye malzeme edilmişler bu çocuklara Danimarka dilinde eğitim verilip, Danimarka'da çeşitli ailelerin yanında,kimsesizler yurtlarına zorla gönderilmişler ve kendi aileleri ile görüştürülmemişlerdir.Çocuklardan bir kısmı bakımsızlık vs.nedenlerden ölmüştür. Olay 2010'da adlı drama filmine konu olmuştur. Bunun yanında Danimarka-ABD ile 1953 yılında vardığı anlaşma ile Grönland Thule'de Abd'nin üs kurması kararlaştırılmış bölgedeki İnüitler zorla sürgün edilmiştir, göç ettirilenler ekonomik ve sosyal zorlukla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bu yönde tazminat kararı ve Cenevre'de ILO tarafından hazırlanan ve Danimarka'nın imzası olan Uluslararası Yerli Halklar Anlaşmasının 14. ve 16.3. paragrafları gereğince, Thule bölgesi yerlilerinin Thule'ye dönüşü Danimarka hükûmeti tarafından sağlanması gerekmesine rağmen bu sağlanmamıştır. Bunun yanında Danimarka 1960 ve 1970li yıllarda çoğalmalarını önlemek bağlamında pek çok çocuk yaştaki inüit kadınına istemedikleri halde hileyle gizlice veya zorla, gebelik önleyici rahim içi aletler (spiral) takmış, kısırlaştırmaya çalışmıştır.İnuit nüfusunun artışını bu sayede engellemiştir. Bu durum yıllar sonra ortaya çıkmıştır.
Afrika'nın yerli halkları (1948 öncesi)
Afrika'da Fransız Sömürgesi
Cezayir
sırasında ve hemen sonrasında, 1830 ile 1871 yılları arasında Cezayir'de bir dizi demografik felaket yaşandı. Demografik kriz çok şiddetli olduğu için, Cezayir Genel Hükûmeti'nin istatistik ofisinde demografik ve tıbbi istatistikler başkanı olan Dr. René Ricoux, Cezayir "yerlilerinin bir bütün olarak" basit bir şekilde ortadan kalacağını öngörmüştü. Cezayir'deki demografik değişim üç aşamaya ayrılabilir: fetih döneminde neredeyse sürekli bir düşüş, 1861'de tahmini 2.7 milyondan 1871'de 2.1 milyona en ağır düşüşüne kadar ve nihayet kademeli bir artışa geçerek 1890'da üç milyon nüfus seviyesine ulaştı. Bunun nedenleri bir dizi kıtlık, hastalık ve göçten tarihçilerin []soykırım eylemi olduğunu savunduğu Fransız ordusunun Cezayir'i pasifize ederken kullandığı şiddet yöntemlerine ve yakıp yıkma politikasına kadar uzanmaktadır.
Belçika
Kongo Bağımsız Devleti
Belçika Kralı Leopold II döneminde Kongo Bağımsız Devleti'ndeki nüfus kaybının yüzde altmış olduğu ve 15 milyon kadar insanın öldürüldüğü tahmin edilmektedir. Kongo Bağımsız Devleti özellikle uyku hastalığı ve çiçek salgınlarından çok etkilendi.
Alman Güney Batı Afrikası'ndaki Soykırım
Alman sömürge imparatorluğu'nun yerli Afrika halkına yönelik zulmü, kıtadaki en eski Alman yerleşimlerine kadar uzanmaktadır. Alman sömürge yetkilileri Alman Güneybatı Afrikası'nda (AGBA) bir soykırım gerçekleştirmiş ve hayatta kalanları toplama kamplarına hapsetmiştir. Ayrıca, 1885-1918 yılları arasında Togo, Alman Doğu Afrikası (ADA) ve Kamerun'daki yerli nüfusun, yakıp yıkma taktikleri nedeniyle açlıktan ölme ve işgücü olarak kullanılmak üzere zorla yer değiştirme de dahil olmak üzere çeşitli insan hakları ihlallerine maruz kaldığı bildirilmiştir.
Alman İmparatorluğu'nun AGBA'da Hererolara karşı gerçekleştirdiği eylem, tarafından 20. yüzyılın ilk soykırımı olarak kabul edilmektedir. Hereroların, ve sömürge hükûmetine karşı ayaklanmaya başlamasının ardından, 1904 yılında İmparator II. Wilhelm tarafından AGBA'daki Alman kuvvetlerinin başına atanan General Lothar von Trotha, Alman kuvvetlerine onları ölecekleri çöle sürme emrini verdi. Almanya 2004 yılında soykırım için özür diledi.
'e göre, 1905-1907 yılları arasında ADA'daki Tanzanya'da Maji Maji İsyanı'nı bastırmak için yürütülen askerî harekâtın bir soykırım eylemi olmadığını, zira ordunun yüz binlerce Afrikalının ölümünü amaçlamadığını savunan kişilerin [] iddialarını ele almıştır. Schaller'e göre, Vali 'in o dönemde yaptığı açıklama kendisini soykırım suçlamasından aklamamış, aksine Alman yönetiminin yakıp yıkma taktiğinin kıtlıkla sonuçlanacağını bildiğinin kanıtı olmuştur. 200.000 Afrikalının kıtlıktan öldüğü, bazı bölgelerin tamamen ve kalıcı olarak insan yaşamından yoksun bırakıldığı tahmin edilmektedir.
Asya'nın yerli halkları (1948 öncesi)
Çarlık Rusyası'nın Sibirya'yı fethi
Rusların Sibirya'yı fethine, yerlileri vahşice ezen Rus Kazaklarının sömürgeleştirmeye karşı yerli halkın direnişi nedeniyle katliamlar eşlik etti. 1645'te Vasilii Poyarkov ve 1650'de Yerofei Khabarov gibi kişilerin elinde, Daur gibi bazı halklar Ruslar tarafından soykırım sayılacak kadar katledildi. Kamçatka'daki daha önce 20.000 güçlü nüfustan yarım yüzyıllık Kozak katliamına maruz kaldıktan sonra yalnızca 8.000'i hayatta kaldı.
1640'larda Yakutlar, Rusların Lena Nehri yakınlarındaki topraklarına ilerlemesi sırasında katliamlara maruz kaldılar. 1690'larda Kamçatka'da Koryaklar, Kamçadallar ve Çukçiler de Ruslar tarafından katliamlara maruz kalan halklardır. Ruslar yerlilerden istenilen miktarda kürk haracı (yasak) alamayınca, Kozak olan Yakutsk Valisi Piotr Golovin, yerlileri asmak için et kancaları kullandı. Lena havzasında, 40 yıl içinde Yakut nüfusunun %70'i öldürüldü ve yerlileri Yasak'ı ödemeye zorlamak için kadın ve çocuklara tecavüz ve kölelik uygulandı.
Kamçatka'da Ruslar, 1706, 1731 ve 1741'de kendi yönetimlerine karşı Itelmen ayaklanmalarını vahşice ezdiler. İtelmen'ler ilk ayaklanmada taş silahlarla donanmış ve hazırlıksızlardı, ancak ikinci seferde barutlu silahlar kullandılar.Ruslar, 1745'ten 1756'ya kadar top ve yay donanımlı Koryakları zaferlerine kadar yok etmeye çalıştıklarında ve işi imha savaşına taşıdıklarından çok daha sert bir direnişle karşılaştılar. Rus Kazakları da 1729, 1730-1731 ve 1744-1747 yıllarında Çukçileri soykırım yoluyla yok etmeye çalışırken şiddetli bir direnişle karşılaşmış ve pes etmek zorunda kalmışlardır.
Çukçiler 1729'da Rusları yendikten sonra bu sefer Rus komutan Binbaşı Dmitri Pavlutski onlara karşı savaş açtı. Çukçi kadınları ve çocukları 1730-1731 yıllarında toplu olarak katledildi ve köleleştirildi.Rus Çariçesi Yelizaveta, 1742 yılında Çukçileri ve Koryakları kendi topraklarından tamamen sürmek ve kültürlerini savaş yoluyla silmek için soykırıma uğratılmalarını emretti. Emri, yerlilerin "tamamen yok edilmesiydi" ve Pavlutskiy 1744'ten 1747'ye kadar savaşı yönetti. Çukçiler Pavlutski'yi öldürüp başını keserek harekâtı sona erdirmiş ve Rus ordusunu pes etmeye zorlamışlardır.
Ruslar da 1744 ve 1753-1754 yıllarında Koryaklara savaş açmış ve onları katletmiştir. Ruslar onları Hristiyanlığa geçmeye zorladıktan sonra, farklı yerli halklar (Koryaklar, Çukçiler, İtelmenler ve Yukagirler) 1740'larda bu defa Rusları, topraklarından sürmek için birleştiler ve 1746'da Nizhnekamchatsk kalesine yapılan saldırıyla sonuç aldılar.
Günümüzde Kamçatka demografik ve kültürel açıdan Avrupalı bir bölgedir. Yerli Kamçatkalılar nüfusun yalnızca %2,5'ini oluşturmaktadır ve bu da 150.000 olan önceki sayıdan yaklaşık 10.000 kişiye tekabül etmektedir. Kazaklar tarafından gerçekleştirilen soykırım ve yerel vahşi yaşamı tahrip eden kürk ticareti, yerli nüfusun büyük bir kısmını yok etmiştir. Ayrıca Kazaklar, kürk için çok sayıda hayvanı katlederek yerel vahşi yaşamı da tahrip etmiştir. On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllar arasında Kamçadalların %90'ı ve Vogulların yarısı öldürülmüştür. Yerli nüfusun hızlı bir şekilde soykırıma uğraması, tüm etnik grupların tamamen yok olmasına yol açmıştır. 1882 yılı itibarıyla Nikolai Iadrintsev tarafından isimlendirilebilen yaklaşık 12 grup yok edilmiştir.
Aleut adalarında, Aleutlar Rus yönetiminin ilk 20 yılında Ruslar tarafından soykırıma ve köleliğe maruz bırakılmış, Aleut kadınları ve çocukları Ruslar tarafından esir alınmış ve Aleut erkekleri katledilmiştir.
Sibirya'nın Rus kolonizasyonu ve Yerli halklara yapılan muamele, Amerika'nın Yerli halkları üzerinde olduğu gibi Yerli Sibiryalılar üzerinde de benzer olumsuz etkileri olan Amerika'nın Avrupa kolonizasyonu ile karşılaştırılmıştır. Bu ortak noktalardan biri de Yerli halkların topraklarına el konulmasıdır.
Çarlık Rusyası Çerkes Soykırımı
Çerkes soykırımı,19.yy ama özellikle 1864-1870 yılları arasında Rus İmparatorluğu tarafından gerçekleştirilen 800.000 ila 1.500.000 Çerkesin sistematik toplu katliamı, etnik temizliği, zorunlu göçü ve sürgünüydü.
Japon İmparatorluğu
Hokkaido'nun Kolonizasyonu
Aynular Japonya'da, özellikle de Hokkaido'da yaşayan yerli bir halktır.Japan Today 2009 yılında yayınladığı bir haberde şunlardan bahsetmiştir:"Birçok Aynu, Yamatolar (Wajin) (etkin baskın japon halk grubu) için köle gibi çalışmaya zorlanmış, bu da ailelerin parçalanmasına ve çiçek, kızamık, kolera ve tüberkülozun topluluklarına girmesine neden olmuştur. 1869'da yeni Meiji hükümeti Ezo'nun adını Hokkaido olarak değiştirdi ve tek taraflı olarak Japonya'ya dahil etti. Aynu dilini yasakladı, Aynu topraklarını ellerinden aldı ve somon balıkçılığını ve geyik avcılığını yasakladı."
şöyle yazmıştır: "Yerli halklara kötü muamele tüm sömürgeci güçler için ortaktır ve en kötüsü soykırıma yol açar. Ancak Japonya'nın yerli halkı Ainu, Japonlar onları ayrı bir azınlık halkı olarak resmen kabul etmeyi reddettiği için özellikle acımasız bir aldatmacanın nesnesi olmuştur."
Aynular, hem Japonya'nın hem de Rusya'nın işgal ettiği Kuril adalarının ve Sahalin'in güney yarısının yerlileri olduklarını vurgulamışlardır. 2004 yılında Rusya'nın Kamçatka Krayı bölgesinde yaşayan Vladimir Putin'e bir mektup yazarak Güney Kuril adalarının Japonya'ya verilmesi yönündeki herhangi bir hareketi yeniden gözden geçirmesi çağrısında bulunmuştur. Mektupta Japonları, Çarlık Ruslarını ve Sovyetleri Aynulara karşı işlenen cinayet ve asimilasyon gibi suçlardan sorumlu tutmuşlar ve Rusya Cumhurbaşkanı Putin'den Japonların Aynu halkına karşı işlediği soykırımı tanımasını talep etmişler, ancak Vladimir Putin bu talebi geri çevirmiştir.
Okinawa'nın Sömürgeleştirilmesi
Okinawalılar, Japonya'nın batısında yer alan ve aslen Ryukyu Adaları olarak bilinen adaların yerli halkıdır. İskeletleri 32.000 yıl öncesine dayanan Okinawa veya Ryukyu halkı, adalarda Ryukyu Krallığı olarak bilinen kendi krallığını da içeren uzun bir geçmişe sahiptir. Krallık, Çin ve Japonya ile 1500'lerin sonlarında başlayan ve 1860'lara kadar süren ticari ilişkiler kurmuştur.
1590'larda Japonya, Ryukyu Krallığını ele geçirmek için tüfeklerle donanmış 3.000 samuraydan oluşan bir grup göndererek Ryukyu Krallığına tabi olmak için ilk girişimini yaptı. Süresiz ele geçirme başarılamadı; ancak Ryukyu Krallığı Japonya'nın vekil kolonisi haline geldi. Sonuç olarak, ticareti sürdürmek için Çin'e kendi bağımsızlıklarını göstererek Japonlara saygı gösterdi.
1879'da Ryukyu halkının küçük bir isyanının bastırılmasının ardından Japon hükûmeti (Ryukyu halkı Japonya ile tüm bağlarını koparmak için Çin'den yardım talep etmişti) Ryukyu'yu resmen Japonya'nın bir eyaleti olarak adlandırarak ve krallığı Okinawa olarak yeniden markalaştırarak cezalandırdı. Aynu'lar gibi Ryukyu'lar da kendi dillerini konuştukları için cezalandırıldılar, Japon mitleri ve efsaneleriyle özdeşleşmeye (kendi efsanelerini terk etmeye), Japon isimlerini benimsemeye ve dinlerini Japon İmparatoru etrafında yeniden yönlendirmeye zorlandılar. Anavatanlarının adı da Okinawa olarak değiştirildi. Japonya sömürgeciliğini, yerlilerin İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar Japonya tarihinde önemli bir rol oynamadığı Okinawa adalarına resmen genişletmişti.
Amerika savaşı Japonya'ya getirdiğinde ilk etkilenen bölge Okinawa Adaları olmuştur. Asker olmaya zorlanan Okinawa vatandaşlarına Amerikalıların esir almayacağı söylenmiştir. Uyarılara ek olarak, Okinawalılara hane başına bir el bombası verildi, Amerikalıların adanın kontrolünü ele geçirmesi durumunda kullanılması için saklandı ve hane halkından bir kişinin herkesi toplayıp toplu intihar için pimi çekmesi emredildi. Okinawalılara bunun herhangi bir işgali takip edecek "kaçınılmaz" işkenceden kaçınmak için olduğu söylendi. Buna ek olarak, Japon ordusu o anda orduda görev yapmayan yerlileri (kadınlar ve çocuklar dahil) evlerinden attı ve onları plajlar ve mağaralar gibi açık, korumasız alanlara zorladı. Buralar Amerikalıların adaya vardıkları ilk yerler oldu. Sonuç olarak, asker ve sivil 120,000'den fazla Okinawalı (nüfusun dörtte biri ile üçte biri arasında) öldü. Amerikalılar adayı ele geçirdi ve savaş kısa sürede sona erdi. Amerika Asya'daki ana üssünü Okinawa'dan kurdu ve Japon İmparatoru da bunu onaylayarak Amerikalıların çoğunu Japonya anakarasından çıkarmak için Okinawa'yı 25-50 yıllığına Amerika'ya verdi. Sonunda Amerikalılar 74 yıl boyunca Okinawa'da kaldılar ve adadan ayrılma belirtisi göstermediler. İşgal sırasında Okinawa yerlileri en iyi tarım arazilerini Amerikalılara vermek zorunda kaldılar ve bu arazileri bugüne kadar ellerinde tuttular.
Okinawa'da Amerikan askerlerinin kalış süresinin dolmasına ilişkin sorunlar henüz çözülmüş değil. Okinawa'nın Japonya'ya geri verilmesine rağmen Amerikan üssü hala varlığını sürdürmektedir. Okinawalıların konuyu gündeme getirmesine rağmen Japon hükûmeti henüz harekete geçmemiştir. Ancak Japon hükûmetinin harekete geçmeyi reddettiği tek sorun bu değildir. Okinawalılar, orijinal dillerinin Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından tehlike altında veya ciddi tehlike altında olarak tanınmasının yanı sıra, 2008 yılında Birleşmiş Milletler (BM) komitesi tarafından Yerli halk olarak kabul edildi. BM, Okinawa'daki okullarda Okinawa tarihi ve dilinin zorunlu olarak öğretilmesini teşvik etmiştir, ancak şimdiye kadar hiçbir şey yapılmamıştır. Okinawalılar hala Aynularınkine benzer bir kültürel mücadele içindedir. Japon-Okinawalı olmalarına izin verilmemektedir, Japonca ulusal veya yasal olarak kabul edilen tek terimdir.
Vietnamlıların Çampa'yı fethi
Çampalı ve Vietnamlıların uzun bir çatışma geçmişi vardı ve birçok savaş ekonomik tükenme nedeniyle sona erdi. Savaşların düşmanlarının ekonomilerini sadece tekrar savaşmak için yeniden inşa etmeleri yaygındı. 1471'de Çampa, Vietnam işgalinden önce bir dizi iç savaşla özellikle zayıflamıştı. Vietnamlılar Çampa'yı fethetti ve sırasında Champa ile defalarca savaştıktan sonra topraklarına Vietnamlı göçmenleri yerleştirdi, 'nde Champa'yı yakıp yıktı ve nihayet 1832'de İmparator Minh Mang yönetiminde fethi tamamladı. 100.000 Çampa askerinin Vietnam garnizonunu kuşatması Vietnam'ın öfkelenmesine ve Çampa'ya saldırı emri vermesine yol açtı. 30.000 Çampalı esir alındı ve 40.000'den fazlası öldürüldü.
Çing hanedanı
Çungar soykırımı
Bazı araştırmacılar Çungar Hanlığı'nın Çing tarafından fethi sırasında (1755-1757) sırasında (Batı Moğol) nüfusunun yaklaşık %80'inin (600.000 veya daha fazla) savaş ve hastalık kombinasyonuyla yok edildiğini tahmin etmektedir. Orada, Mançu Sekiz Sancak ve , 'nı yok etti. Mark Levene, son zamanlarda soykırım üzerine araştırmalar yapan bir tarihçi, Çungarların yok edilmesinin "tartışmasız on sekizinci yüzyıl soykırımının en mükemmeli" olduğunu belirtmiştir.
Turfan ve Hami vahalarındaki Zungar karşıtı Uygur isyancılar, vasal olarak Çing yönetimine boyun eğmiş ve Çungar yönetimini devirmek için Çing'den yardım talep etmişlerdi. gibi Uygur liderlere Qing soyluluğu içinde unvanlar verildi ve bu Uygurlar Çungar karşıtı sefer sırasında Çing askerî güçlerinin tedarik edilmesine yardımcı oldular. Çing, Cungarlara karşı yürüttüğü seferde Hoca Emin'i kullanmış ve onu Tarım Havzası'ndaki Müslümanlara Çing'in sadece Oyratları (Çungarları) öldürmeyi amaçladığını ve Müslümanları rahat bırakacaklarını bildirmek için aracı olarak kullanmıştır ve ayrıca onları Oyratları (Çungarlar) öldürmeye ve Çing'in yanında yer almaya ikna etmekti, zira Çing, Müslümanların 'ın ellerinde Çungar yönetimi altında yaşadıkları eski deneyimden duydukları kızgınlığı fark etmişti.
Osmanlı İmparatorluğu'na Yönelik Soykırım İddiaları
Avrupa'nın yerli halkları (1948 öncesi)
İsveç, Finlandiya ve Norveç'in Samiler üzerindeki soykırımı
yani diğer adıyla "Laponlar" İskandinav yarımadasının yerel halklarındandır. Yüzyıllar boyunca Sámi ve İskandinavlar arasında nispeten az temas olmuştur; Sámi'ler esas olarak kuzey Fennoskandiya'nın iç kesimlerinde (Laponya) yaşarken, İskandinavlar güney İskandinavya'da yaşamış ve yavaş yavaş Norveç kıyılarını kolonileştirmişlerdir. Bununla birilkte 18. ve özellikle 19. yüzyıldan itibaren hem Norveç hem İsveç hükûmetleri kuzeyde daha agresif bir şekilde egemenlik kurmaya başlamış ve 19. yüzyıldan itibaren zorla asimilasyonu ve hristiyanlaştırmayı amaçlayan İskandinavlaştırma politikalarıyla Sámileri hedef almışlardır.
Zorunlu İskandinavlaştırma politikaları döneminden önce Norveç ve İsveç makamları Sámi'leri büyük ölçüde görmezden gelmiş ve yaşam tarzlarına fazla müdahale etmemiştir. Norveçliler 19. yüzyıldan önce ihracata dayalı bir balıkçılık endüstrisiyle uğraşmak için kuzeye doğru hareket ederek günümüz Troms ve Finnmark kıyılarını yavaş yavaş kolonileştirirken, ren geyiği çobanı Sámi'lerin yaşadığı sert ve tarıma elverişsiz iç bölgelere çok az ilgi göstermişlerdir. Güneyle yaptıkları ticarete büyük ölçüde bağımlı olan kıyıdaki Norveçlilerin aksine, iç kesimlerdeki Sámiler topraktan geçiniyordu. 19. yüzyıldan itibaren Norveçli ve İsveçli yetkililer Sámileri "uygarlaştırılması" gereken "geri kalmış" ve "ilkel" bir halk olarak görmeye başlamış, İskandinav dillerini krallıkların tek geçerli dili olarak dayatmış ve başta okullar olmak üzere pek çok ortamda Sami dili ve kültürünü etkin bir şekilde yasaklamıştır. Özellikle Norveç bu yönde 19.yy da en çok baskı dayatan ülke oldu. İsveç ve Finlandiya taraflarında yetkililer daha az militan gözüksede adlı Hristiyan Sami kökenli bir vaiz hristiyanlığı Samiler arasında yaysa da; Sami dili okullarda yasaktı ve kuzeydeki güçlü ekonomik gelişme Samilerin kültürel ve ekonomik statüsünün zayıflamasına yol açtı. Öte yandan ren geyiği yetiştiricisi Samilerin İsveçli çocuklarla bir aynı okullarda okumaları da engellenmiş yine Samiler ile İsveçlilerin kanlarının karışmasını engelleyici düzenlemelere gidilmiştir. 1827'de alınan bir kararla Norbotten'daki Samilerin miras hakları elinden alındı. 1886 ve 1898 tarihli ren geyiği otlatma yasalarının kabul edilmesiyle birlikte Sami etnik kökeni mesleğe göre tanımlanmış ve yasal olarak kurumsallaşmıştır ancak bu yasalar Samilerin ren geyiği yetiştiriciliği yönündeki ekonomik ayrıcalıklarının kaybetmesine de zemin hazırlamıştır.
1900-1950 arası ise baskılar inanılmaz boyutlara ulaştı.Samilerin geçim ve yaşam kaynağı Ren geyiklerinin İsveçlilerce kaçak avlanmasına İsvec hükûmeti göz yummuştur. Öte yandan İsveç'te ren geyiği otlatma politikasıyla ren geyiği olmayan Samiler resmi statülerini kaybetmekle kalmamış, 1901 tarihli İsim Yasası birçok Samiyi soyadlarını İsveççe olanlarla değiştirmeye zorlamıştır. Dahası, kadınlar ve çocuklar nüfus sayımında kocalarının uyruğunu alırken, Sami ile evlenen kadınların ve çocuklarının yerli kimliği, çok seviyeli ırksal sınıflandırmayı desteklemek için öjenik kan fraksiyonları kullanılarak hesaplandı. Etnik köken ayrımının bir sonucu olarak resmi Sami sayısı 20,000 ren geyiği sahibine düşürülmüştür, ancak ülkede bunun üç katı kadar Sami yaşıyor olabilir. Norveçte ise Finnmark'ta tarım için devlet arazisi satın almak ya da kiralamak isteyen herkes Norveç dilini bildiğini kanıtlamak ve Norveççe bir isimle kayıt yaptırmak zorundaydı. Bu durum kısmen 1920'lerde Sami halkının yerinden edilmesine neden olmuş, bu da yerel Sami grupları arasındaki uçurumu arttırmış (bugün hala mevcut olan bir durum) ve bazen iç Sami etnik çatışması niteliği taşımıştır. Zorla yerinden edilmenin bir başka örneği de 1919 ve 1920 yılları arasında Norveç ve İsveç'te yaşanmıştır. Bu konu, Sámi yazar 'ca haberleştirilip 2023 yılında . adıyla İngilizceye çevrilmiştir. 1913'ten 1920'ye kadar İsveç ırk ayrımcılığı siyasi hareketi, yaşayan insanlardan ve mezarlardan araştırma materyali toplayan ırk temelli bir biyoloji enstitüsü kurdu. Tarih boyunca İsveçli yerleşimciler, toprak ve su hakları, vergi muafiyetleri ve askeri muafiyetler gibi teşviklerle kuzey bölgelerine taşınmaya teşvik edildi, bu da Sami bölgelerindeki popülasyonu bozmak içindi. Dahası İsveç başta olmak üzere Norveç ve Finlandiya'da mezarları bile izinsiz açılıp kafatasları dahi ırksal incelemeye konu edilen Samiler İskandinav ırkının kanını bozan ve İskandinavya'da akıl hastalığının nedeni olan genleri taşıyan hatta alkolizmin sorumlusu aşağılık bir ırk olarak görülmüştür. Öte yandan öjenik teoriler İsveçte 1934 ve 1941 kısırlaştırma yasalarının çıkarılmasına neden olmuştur, 1970e kadar yaklaşık 63.000 kadar içerinde Samilerinde olduğu pek çok kadın İsveç'te akıl hastalığı vs. gerekçelerle kısırlaştırmıştır. Bunların ne kadarının Sami olduğu bilinmemektedir, zira biolojik kayıtlar ırksal bir ayrım yapılmadan kayıt altına alınmıştır. Norveç parlamentosu, en iyi ve en kullanışlı arazilerin Norveçli yerleşimcilere tahsis edilmesi için "yerli kanun arazisi" yasa tasarısını kabul etti. Bir diğer etken de Alman ordusunun 1944-45 yıllarında kuzey Finlandiya ve kuzey Norveç'te ağır savaş yıkımı ile sonuçlanan ve mevcut tüm evleri ya da "kota "ları ve Sami kültürünün görünür izlerini yok eden yakıp yakma stratejisiydi. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra baskı hafiflemiş olsa da, 1970'lerde Sámi halkının inşa etmesine izin verilen evlerin büyüklüğünü sınırlayan yasa gibi miraslar yakın zamana kadar varlığını sürdürmüştür.
1977 sonrası ise Samiler yönünden olumlu gelişmeler yaşanmaya başlamıştır. 1977'te İsveçte etnik azınlık olarak tanınmıştır. 1982 yılında Samerättsutredningen (Sami Hakları Soruşturması) adı verilen resmi bir soruşturma başlatıldı. Soruşturma 1989 yılında tamamlandı ve önerilerden biri de İsveç'te halk tarafından seçilen bir Sami kurumu kurulmasıydı. O dönemde Finlandiya'da 1973'ten beri bir Sami kurumu vardı ve Norveç de 1989'da Sami Parlamentosunu açmıştı. İsveç'teki Sami Parlamentosu ise 1993 yılında açılmıştır. 2021 yılında ise İsveçte bu yönde Hakikat ve uzlaşma komisyonu gündeme geldi. Finlandiya'da ise Sanna Marin bu yönde bir reform programı yapmak istese de istediği başarıya ulaşamadı. Bununla birlikte 19.yy başından başlayarak yaptığı zorla kültürel asimilasyon nedeniyle Fin kökenli etnik azınlık olan ile ilgili İsveç'te bir Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu kurulup bu yönde komisyondan özür dileme, reform tavsiye kararı çıksa da yerel halk Samiler için bu ülkede böyle bir özür dileme kararı ve Hakikat komisyonu kurulması hali hala tam olarak gerçekleştirilebilmiş değildir. Yine kendi bölgelerinde doğal yaşamı tehdit eden ve ekonomik olarak yaşam ve geçim kaynakları ren geyiği yetiştirmelerine engel çıkaran rüzgar ve hidro elektrik santral projeleri nedeniyle Sami halkının İsveç ve Norveçle sorunları halen devam etmektedir.
Yunanistan'a Yönelik Soykırım İddiaları
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği
Holodomor
Holodomor ("açlıktan ölüm") olarak da adlandırılan Ukrayna soykırımı, Sovyetler Birliği'nin çevresel faktörlerle birlikte etnik Ukrayna nüfusuna karşı kasten neden olduğu bir kıtlıktı.Holodomor terimi, dış yardımın reddedilmesi, gıdaya el konulması ve nüfusun hareketinin kısıtlanması gibi kıtlığın kasıtlı yönlerini vurgulamaktadır.
Ölü sayısına ilişkin tahminler değişiklik göstermektedir. Daha yüksek tahminler, kıtlık nedeniyle ölen etnik Ukraynalıların sayısını 12 milyona kadar çıkarmaktadır, diğerleri ise bu sayıyı 3.3 ve 7,5 milyon ölü olarak tahmin etmektedir. 2006 yılından bu yana Holodomor, Ukrayna ve diğer 15 ülke tarafından Sovyet hükûmeti tarafından Ukrayna halkına karşı gerçekleştirilen bir soykırım olarak kabul edilmektedir.
Nüfus transferleri
Nüfus transferi, 1930'lar ve 1950'ler arasında insanların kitlesel olarak sürgün edilmesiydi (bkz: Kazakistan'da 1932-1933 yıllarında yaşanan kıtlık). Sürgünler şu şekilde sınıflandırılabilir: "işçilerin düşmanı" olarak görülen insanların sürgün edilmesi, tüm ulusların sürgün edilmesi, işgücü transferi ve etnik olarak "temizlenmiş" bölgeleri doldurmak için zıt yönlerde organize göçler. Çoğu durumda, bu göçlerin varış noktaları uzak ve seyrek nüfuslu bölgeler olmuştur. Zorunlu iç göçlerin tamamının en az 6 milyon insanı etkilediği tahmin edilmektedir. Bu toplamın 1,0 milyon köylü ve etnik azınlık 1932-1939 yılları arasında sınır dışı edilirken, yaklaşık 3,5 milyon etnik azınlık 1940-1952 yılları arasında yeniden yerleştirilmiştir.
Mercimek Operasyonu
Bu operasyon Sovyetler tarafından Vaynah nüfusunun (Çeçenistan ve İnguşetya) Kuzey Kafkasya'dan Orta Asya'ya sürülmesiydi. Sürgün 650.000'den fazla insanı kapsadı ve Çeçen-İnguşetya Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin tamamen ortadan kalkmasına neden oldu. Toplama, nakil ve sürgünün ilk yıllarında on binlerce Çeçen ve İnguş öldü ya da öldürüldü. 2004 yılında Avrupa Parlamentosu bu zorunlu sürgünü bir soykırım eylemi olarak sınıflandırdı.
Priboi Operasyonu
Priboi Operasyonu, 25-28 Mart 1949 tarihlerinde Sovyetler tarafından Baltık ülkelerinde gerçekleştirilen toplu sürgünün kod adıydı. "Halk düşmanı" olarak nitelendirilen yaklaşık 90,000 Estonyalı, Letonyalı ve Litvanyalı Sovyetler Birliği'nin elverişsiz bölgelerine sürülmüştür. Sürgünlerin sonucu olarak, Sibirya'daki sürgünün ilk yıllarında, Sovyet makamlarının ihmal ya da öngörüsüzlük nedeniyle yeterli giysi ya da barınma sağlayamaması nedeniyle, sürgün edilenlerin ölüm oranı toplamın yüzde 15'ine ulaştı. Bazıları bu operasyonu soykırım olarak değerlendirmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi operasyonun insanlığa karşı suç teşkil ettiğine hükmetmiştir.
Britanya İmparatorluğu (1945 öncesi)
Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Yeni Zelanda ve Kanada gibi yerlerde İngilizler tarafından yürütülmüştür. Yerleşim için cazip görülen yabancı topraklar ""kimsenin olmayan toprak" olarak ilan edildi. Yerli halk bu nedenle İngilizlerin gözünde herhangi bir egemenlik veya mülkiyet hakkından mahrum bırakıldı. Bu durum, İngiliz yerleşimcilerin yaşadığı koloniler oluşturmak için işgali ve yerli toprakların şiddet yoluyla ele geçirilmesini haklı çıkardı. Bu tür bir kolonileşme genellikle savaş, , kolonicilerin katliamları ve girişimleri nedeniyle Yerli nüfusta büyük bir azalmaya neden oldu. Britanya ve Avrupa'dan gelen yerleşimcilerin sayısı hızla arttı ve tamamen yeni toplumlar yarattılar. Yerli nüfus kendi ülkelerinde ezilen bir azınlık haline geldi. Avustralya sınır savaşları ve Amerikan Kızılderili Savaşları'nda olduğu gibi, kolonilerin Yerli topraklarına kademeli olarak şiddetle yayılması yüzyıllarca sürebilirdi.
Fetihten sonra esas olarak bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkmasıyla yaygın bir nüfus düşüşü yaşanmıştır. Avustralya Aborjinlerinin sayısı İngiliz kolonizasyonundan sonra %84 oranında azalmıştır. Yeni Zelanda'daki Maori nüfusu en yüksek noktasından %57'lik bir düşüş yaşamıştır. Kanada'da, Britanya Kolumbiyası'ndaki İlk Milletler nüfusu %75 oranında azalmıştır. Hayatta kalan Yerli gruplar, yeni sömürge toplumları tarafından ırk temelli ciddi ayrımcılığa maruz kalmaya devam etmiştir. Aborijin çocuklar, , Avustralya hükûmeti tarafından el konulmuş ve 20. yüzyılın büyük bir kısmında zorla asimilasyon ve çocuk istismarına maruz bırakılmıştır. Aborjin Avustralyalılara ancak 1962 yılında bazı eyaletlerde tanınmıştır.
Benzer şekilde, Kanada hükûmeti, İlk Millet çocuklarının hapsedildiği ve istismar edildiği yatılı okullardaki rolü de dahil olmak üzere, İlk Uluslara yönelik tarihsel "ırksal ve kültürel üstünlük tutumları" ve "baskıları" için özür dilemiştir. Kanada, işlerin göçmenler tarafından çalınması ve Büyük Buhran'ın kışkırttığı yoksulluk yaşamları korkusu sırasında Alberta'daki Yerli halkları tarihsel olarak nedeniyle soykırımla suçlanmıştır.
Nüfusun büyük ölçüde azalmasının bir soykırım örneği olarak kabul edilip edilemeyeceği tartışmalı bir konu olmuş ve akademisyenler sürecin bir bütün olarak mı yoksa belirli dönemler ve yerel süreçlerin mi yasal tanım kapsamında değerlendirileceğini tartışmışlardır. "Soykırım" teriminin yaratıcısı Raphael Lemkin, 'nin İngiliz ve daha sonra İngiliz sömürgeciler tarafından sömürgeci bir şekilde değiştirilmesini soykırımın tarihsel örneklerinden biri olarak değerlendirmiştir. Tarihçi Niall Ferguson, Tazmanya'daki vakaya şu şekilde değinmiştir: "Britanya İmparatorluğu tarihindeki tüm bölümlerin en şok edici olanlarından birinde, Van Diemen's Land'deki Aborjinler avlandı, hapsedildi ve nihayetinde yok edildi: şimdi aşırı kullanılan 'soykırım' terimini gerçekten hak eden bir olay. ", ve İrlanda ve Kuzey Amerika'dan İngilizler tarafından etnik temizliğe maruz kalan bölgeler olarak bahsetmektedir.Tazmanya soykırımında yerel halkın tamamı ve dahası pek çok hayvan türü katledilmiş,soyları tüketilmiştir. Soykırım Araştırmaları Dergisi'nde () 'a göre, İngilizlerin "yerli halkları sınırda katletmesi" bir soykırım teşkil etmektedir.
İrlanda'nın Cromwell tarafından fethi (1649-1653)'ne eşlik eden çok sayıda katliam ve yaygın açlık, bunun bir soykırım olarak adlandırılmasına yol açmıştır; yüz binlerce İrlandalı sivil ölmüş ve yaklaşık 50.000 İrlandalı, senetli kölelikle satılmıştır. Bir yazarın ifadesiyle, "Nüfusun yüzde 40'ından fazlasının kaybedilmesi, ırksal ve dini nefrete dayalı bilinçli bir yok etme planını akla getirebilir ki bu da başka koşullarda ve zamanlarda haklı olarak soykırım olarak adlandırılırdı. Cromwell'in İrlanda'daki ölümcül seferi, İrlandalı Katoliklere karşı kendisinin de açıkça ifade ettiği (patolojik (karakter temelli) bir nefretten) besleniyordu."
İrlanda Plantasyonları, yerli İrlandalıları adanın en iyi topraklarından sürme ve buralara sadık İngiliz Protestanları yerleştirme girişimleriydi; bunlar da soykırım olarak tanımlanmıştır.Büyük Kıtlık (1845-1850) da İngiliz politikasından sorumlu tutulmuş ve soykırım olarak adlandırılmıştır. dijital platform gazetesinde yazan Christina Rose, İrlanda ve Amerikan yerlilerinin mülksüzleştirme ve soykırım deneyimleri arasında paralellikler kurmuş; Katie Kane ise Sand Creek Katliamını,Drogheda katliamı ile karşılaştırmıştır. R. Barry O'Brien 'nı Kızılderili Savaşları ile karşılaştırmış ve şöyle yazmıştır: "Ardından gelen savaş... Amerika'daki ilk yerleşimcilerin yerli kabilelerle yürüttüğü savaşa benziyordu. Yerlilere hiçbir şekilde merhamet gösterilmiyor, hiçbir ihanet onursuzluk olarak görülmüyor, esirlere hiçbir kişisel işkence ve hakaretten kaçınılmıyordu. İrlandalıların katledilmesi kelimenin tam anlamıyla vahşi hayvanların katledilmesi olarak görülüyordu. Sadece erkekler değil, İngilizlerin eline düşen kadınlar ve çocuklar bile parçalanarak öldürülüyordu. Yıllar geçtikçe, tüm İrlanda'nın büyük bir bölümünde, insanların geçimini sağlayan her türlü araç yok edildi, teslim olan esirlere hiçbir şey verilmedi ve tüm nüfus ustaca ve istikrarlı bir şekilde açlıktan öldürüldü." Avrupa'nın Amerika'yı sömürgeleştirmesine benzer şekilde, Britanya İmparatorluğu'ndaki ölü sayısının 150 milyona kadar çıktığı tahmin edilmektedir.
Avustralya'nın Kolonizasyonu
Aborijin Tazmanyalıların sözde yokoluşu, Lemkin, çoğu karşılaştırmalı soykırım akademisyeni ve analizlerini daha önce yayınlanmış tarihlere dayandıran Robert Hughes, , ve Jared Diamond dahil olmak üzere birçok genel tarihçi tarafından klasik bir yakın soykırım vakası olarak kabul edilmektedir.
Raymond Evans'a göre, 1824 ile 1908 yılları arasında Queensland'deki beyaz yerleşimciler ve , haşarat olarak görülen ve hatta bazen spor için avlanan 10.000'den fazla Aborijini öldürmüştür.
1788'de başlangıcı olan gelmeden önce, Aborijin nüfusu tarihçiler tarafından yaklaşık 500.000 kişi olarak tahmin ediliyordu; 1900'e gelindiğinde bu sayı 50.000'in altına düşmüştü. Çoğu, sömürgeleştirmeye eşlik eden bulaşıcı hastalıklar nedeniyle ölürken, Avustralya sınır savaşları sırasında İngiliz yerleşimciler ve sömürge yetkilileri tarafından , ve diğer eylemler yoluyla 20.000 kadar kişi öldürüldü.
Avustralyalı bir soykırım tarihçisi olan Ben Kiernan, 2007 yılında yazdığı adlı kavram ve uygulama tarihinde, sömürgeleştirmenin ilk yüzyılındaki Avustralya kanıtlarını bir soykırım örneği olarak ele almaktadır. Avustralya'nın ve kökenli çocukları ailelerinden ayırma uygulaması soykırım olarak nitelendirilmiştir. ""in kaderini inceleyen 1997 tarihli raporu, Aborijin çocukların ailelerinden zorla ayrılmasının bir soykırım eylemi teşkil ettiği sonucuna varmıştır. 1990'larda Queensland eyaleti de dahil olmak üzere bir dizi Avustralya devlet kurumu, Aborijin çocukların zorla ayrılmasına ilişkin politikaları nedeniyle özür dilemiştir. Avustralya devletine yöneltilen bir diğer suçlama da Aborijinlere verilen tıbbi hizmetlerin, Depo Provera ve (tüp bağlama) kullanımı da dahil olmak üzere, Aborijin kadınlara bilgileri veya rızaları olmaksızın tedavisi uygulamak için kullanılmasıdır. Hem hem de zorla doğum kontrolü BM soykırım sözleşmesi hükümleri kapsamına girecektir. Aralarında tarihçiler ve ile siyaset bilimci 'un da bulunduğu bazı Avustralyalı akademisyenler, Avustralya Aborijin politikasının soykırıma yönelik olduğu görüşünü reddetmektedir.
İngiliz Hindistan'ında Kıtlıklar
, tarafından yazılan ve politik ekonomi ile küresel iklim modelleri, özellikle de El Niño-Güney Salınımı (ENSO) arasındaki bağlantı hakkında bir kitaptır. Davis, ENSO dönemlerini farklı zaman dilimlerinde ve ülkeler arasında karşılaştırarak sömürgeciliğin ve kapitalizmin etkilerini ve özellikle kıtlıkla olan ilişkisini araştırmaktadır. Davis'e göre "Milyonlarca insan 'modern dünya sisteminin' dışında değil, tam da bu sistemin ekonomik ve siyasi yapılarına zorla dahil edilme sürecinde öldü. Liberal Kapitalizmin altın çağında öldüler; gerçekten de birçoğu Smith, Bentham ve Mill'in kutsal ilkelerinin teolojik uygulamasıyla öldürüldü."
Davis, "sömürgeci soykırım" olarak nitelendirmektedir. Aralarında Niall Ferguson'un da bulunduğu bazı akademisyenler bu yargıya itiraz ederken, 'un da aralarında bulunduğu diğerleri bu yargıyı onaylamıştır.
Kongo ve Putumayo'da Kauçuk Patlaması
1879'dan 1912'ye kadar Dünya bir kauçuk patlaması yaşadı. Kauçuk fiyatları hızla yükseldi ve Güney Amerika ve Orta Afrika'daki yağmur ormanı bölgelerinden kauçuk çıkarmak giderek daha karlı hale geldi. Kauçuk çıkarımı emek yoğun bir işti ve büyük bir işgücüne duyulan ihtiyaç Brezilya, Peru, Ekvador ve Kolombiya ile Kongo'daki yerli nüfus üzerinde önemli bir olumsuz etki yarattı. Plantasyonların sahipleri ya da kauçuk baronları zengindi, ancak kauçuk toplayanlar çok az kazanıyordu, çünkü karlı olmak için büyük miktarda kauçuk gerekiyordu. Kauçuk baronları tüm oradaki yerli halkı topluyor ve onları ağaçlardan kauçuk çıkarmaya zorluyordu. Kölelik ve ağır insan hakları ihlalleri yaygındı ve bazı bölgelerde yerli nüfusunun %90'ı yok edildi. Bir plantasyon 50.000 yerli ile başlamıştı ve cinayetler ortaya çıktığında sadece 8.000 kişi hayatta kalmıştı. Bu kauçuk plantasyonları, Güneydoğu Asya'daki kauçuk plantasyonlarının daha etkili hale gelmesiyle gerileyen Brezilya kauçuk pazarının bir parçasıydı.
1910-1911 yılları arasında İngiliz konsolosu olarak Peru'nun Putumayo bölgesini gezen İrlandalı , yerli Kızılderililere yönelik kötü muamele, kölelik, cinayet ve işkence için dipçik kullanımını belgelemiştir: "Şu anda Peru Amazon Şirketi'nde çalışan pek çok kişiye isnat edilen suçlar, cinayet, tecavüz ve sürekli kırbaçlama dahil olmak üzere en iğrenç türdendir."
Günümüzdeki Örnekleri
Yerli kabilelerin soykırımı modern dünyada halen devam eden bir olgudur; Brezilya'da , ve diğer kabilelerin nüfusunun azaltılması soykırım olarak tanımlanmıştır.Afganistan,Bangladeş,Pakistan,Sri Lanka,Myanmar ve Hindistan'da azınlık topluluklarına karşı çok sayıda ayaklanma vakası belgelenmiştir. Paraguay ayrıca, davası 'na taşınan karşı bir soykırım yürütmekle suçlanmıştır. Komisyon, soykırımın devlet tarafından işlenmediğine dair geçici bir karar vermiş ancak "Paraguay topraklarının uzak bölgelerinde özel kişiler tarafından gerçekleştirilebilecek olası suiistimaller" konusundaki endişelerini dile getirmiştir. Irak'taki Yezidi soykırımı büyük endişe kaynağı olmaya devam etmektedir.
Assam, Hindistan
Assam'ın Bengalce konuşan azınlığı 1983 yılında Assam'ın yerli halkı tarafından hedef alınmış ve sadece o yıl 2000 ila 10.000 kişinin ölümüne yol açmıştır. Daha büyük Assam Hareketinin ve bölgede Bengalce konuşan insanlara karşı uzun süredir devam eden nefretin bir parçası olan bu cinayetler, doğası gereği soykırım olarak nitelendirilmiştir. Assam halkı Bengalce konuşan insanların göçmen olduğunu iddia etse de, iddiayı destekleyecek herhangi bir kanıt bulunamamıştır. Bölgede günümüze kadar devam etmektedir., Assam'da Bengalce konuştuğu iddia edilen göçmenleri yakalamak ve gözaltına almak için 2018 yılında kurulmuştur. O zamandan beri bölgede Bengalce konuşanlara yönelik büyük baskılar başlamıştır. Assam'da Bengalce konuşan 4 milyondan fazla kişi vatandaşlıktan çıkarılmakla tehdit edildi.
Bangladeş
Uluslararası Af Örgütü ve 'a göre, yaşayan yerli 1970'ler ile 1990'lar arasında soykırıma varan şiddete maruz kaldığı iddia edilmektedir. Nüfusları, 1975 yılında bir askeri darbenin ardından ülkenin kontrolünü ele geçiren ve 1975-1981 yılları arasında hüküm süren diktatör Tümgeneral Ziyaur Rahman tarafından başlatılan askeri yönetimden bu yana azalmaktaydı. Daha sonra, 1982'den 1990'a kadar hüküm süren halefi Korgeneral onun halefi oldu. Buna karşılık, (1983'te öldürüldü) liderliğindeki Yerli Chakma isyancıları 1977'de bölgede bir isyan başlattı. Bangladeş hükûmeti bölgeye yüz binlerce Bengalli yerleştirmişti ve bu Bengalliler şu anda bölge nüfusunun çoğunluğunu oluşturmaktadır. 11 Eylül 1996'da Yerli isyancıların 28 ila 30 Bengalli oduncuyu kaçırıp öldürdüğü bildirildi. Ülkede demokrasi yeniden tesis edildikten sonra, 1996 yılında Bangladeş Avami Birliği'nden yeni seçilen Ulusun Babası Şeyh Muciburrahman'ın kızı başbakan Şeyh Hasina Vecid ve Yerli isyancıların temsilcileriyle yeni görüşmeler başladı. 2 Aralık 1997'de Hükûmet ve Yerli halk arasında bir imzalanarak 20 yıldır süren isyan ve bölgedeki tüm düşmanlıklar sona erdi.
Brezilya
1950'lerin sonlarından 1968'e kadar Brezilya devleti, Yerli halklarını, topluluklarını entegre etmek, pasifize etmek ve kültürleştirmek için şiddetli girişimlere maruz bıraktı. 1967 yılında savcı Jader de Figueiredo Correia, 'nu dönemin diktatörlüğüne sundu. Yedi bin sayfadan oluşan rapor 2013 yılına kadar yayınlanmadı. Rapor, Brezilya'nın yerli halklarına karşı işlenen toplu katliam, işkence, bakteriyolojik ve kimyasal savaş, rapor edilen kölelik ve cinsel istismar gibi soykırım suçlarını belgelemektedir. Yeniden keşfedilen belgeler, 1947-1988 yılları arasında meydana gelen insan hakları ihlallerini soruşturmakla görevlendirilen tarafından incelenmektedir. Figueiredo Raporuna göre, 'nin (IPS)'nın adının aksine Yerli halkı köleleştirdiğini, çocuklara işkence yaptığını ve topraklarını çaldığını ortaya koyuyor. Hakikat Komisyonu, Maranhão'daki kabilelerin tamamının ortadan kaldırıldığını ve Mato Grosso'da 30 Cinturão Largo yerlilerine yapılan bir saldırıdan sadece iki kişinin kurtulduğunu değerlendirmektedir. Raporda ayrıca toprak sahiplerinin ve IPS üyelerinin izole köylere girdiği ve kasıtlı olarak çiçek hastalığı bulaştırdığı belirtilmektedir. Raporda suçlanan 134 kişiden bugüne kadar devlet tek bir kişiyi bile yargılamamıştır, zira diktatörlüğün sonunda çıkarılan Af Yasası o dönemde meydana gelen ihlallerin yargılanmasına izin vermemektedir. Raporda toplu katliam, tecavüz ve işkence vakaları da detaylandırılırken Figueiredo, IPS'nin eylemlerinin Yerli halkları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığını belirtti. Raporun yayınlanmasının ardından devlet IPS'yi lağvetti. Kızıl Haç, IPS'nin değiştirilmesinden sonra etnik temizlik yapıldığına dair başka iddiaların ortaya atılması üzerine bir soruşturma başlattı.
Çin
Tibet
5 Haziran 1959 tarihinde, Kıdemli Avukatı Shri Purshottam Trikamdas, Uluslararası Hukukçular Komisyonu'na (bir STKdır) Tibet hakkında bir rapor sunmuştur:
"Yukarıda belirtilen olgulardan aşağıdaki sonuçlar çıkarılabilir: ... (e) Bu Komite tarafından ve diğer kaynaklardan elde edilen tüm bu kanıtları incelemek ve uygun önlemleri almak ve özellikle Soykırım suçunun - zaten güçlü bir karine var - oluşup oluşmadığını belirlemek ve bu durumda, bu eylemlerin bastırılması ve uygun telafi için 1948 Soykırım Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler Şartı tarafından öngörülen eylemleri harekete geçirmek;"
Birleşik Krallık Tibet Derneği'ne göre, "Toplamda bir milyondan fazla Tibetli, yani nüfusun beşte biri, Kültür Devrimi'nin sonuna kadar Çin işgalinin bir sonucu olarak ölmüştür."
Sincan
Çin hükûmeti, Çin Halk Cumhuriyeti'nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi (XUAR) içinde ve çevresinde yerli Uygur halkına ve diğer etnik ve dini azınlıklara karşı sıklıkla soykırım olarak nitelendirilen bir dizi insan hakları ihlali gerçekleştirmekle suçlanmaktadır. 2014 yılından bu yana,, Çin Komünist Partisi (ÇKP) genel sekreteri Xi Jinping'in sırasında Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) yönetimi altında, Dünya Savaşı ve Holokost'tan bu yana etnik ve dini azınlıkların en büyük ölçekli gözaltısı haline gelen bir milyondan fazla Müslümanın (çoğu Uygur) herhangi bir yasal süreç olmaksızın gizli toplama kamplarında hapsedilmesine yol açan politikalar izlemiştir. Politikayı eleştirenler bunu zorla asimilasyon olarak tanımlamış ve ayrıca etnosit veya kültürel soykırım olarak adlandırmışlardır ve bazı hükûmetler, aktivistler, bağımsız STK'lar, insan hakları uzmanları, akademisyenler, hükûmet yetkilileri, bağımsız araştırmacılar ve Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti bunu bir soykırım olarak adlandırmıştır. Eleştirmenler özellikle Uygurların devlet destekli toplama kamplarında toplanmasına,Uygur dini uygulamalarının bastırılmasına, ağır kötü muameleye,siyasi endoktrinasyona, and extensive evidence ve , zorla doğum kontrolü, ve kürtaj dahil olmak üzere insan hakları ihlallerine ilişkin kapsamlı kanıtlara dikkat çekmiştir. Çinli yetkililer Sincan'daki doğum oranlarının 2018'de neredeyse üçte bir oranında düştüğünü belirten raporları doğrulamış, ancak zorla kısırlaştırma ve soykırım raporlarını reddetmiştir.
İç Moğolistan
1966 yılında Mao Zedong, Moğol Ulanhu liderliğindeki 'ni (IMPP) "anavatan Çin'i bölmeyi amaçlayan siyasi bir hareket" olarak suçladı. Bu suçlama Moğol elitini ortadan kaldırmak ve Moğol soykırımını başlatmak için kullanıldı.Kültür Devrimi sırasında Moğol kayıplarının sayısı 16.222 (Çin hükûmeti) ile 50.000 (bağımsız araştırma) arasında tahmin edilmektedir. İç Moğolistan Komünist Parti Komitesi Ofisi 1989 yılında hapsedilen Moğolların toplam sayısının 480.000 olduğunu belirten istatistikler yayınlamıştır. Yurtdışında yapılan bağımsız araştırmalar yaklaşık yarım milyon tutuklunun ve 100.000 ölümün olduğunu tahmin etmektedir. Gecikmeli ölümler (hapse girdikten sonra eve dönen) de dahil edildiğinde 300.000 kayıp olduğu tahmin edilmektedir. Kültür devrimi Moğollara işkence, aşağılama ve soykırıma neden olan köylüler arasında kökleşti. ÇKP'nin Çin propaganda ekipleri dışarıdan İç Moğolistan'a geldi ve 1970'lerde büyük zulümler gerçekleştirdi. ÇKP ayrıca Moğollara kürtajı dayattı.
Kolombiya
Kolombiya'da uzun süredir devam eden çatışmalarda , , ve gibi çeşitli yerel halk; sağcı paramiliterler, solcu gerillalar ve Kolombiya ordusu tarafından yoğun şiddete maruz kalmıştır. Uyuşturucu kartelleri, uluslararası kaynak çıkarma şirketleri ve ordu da Yerli grupları kendi bölgelerinden çıkmaya zorlamak için şiddet kullanmıştır. şiddetin soykırım niteliğinde olduğunu savunurken diğerleri uluslararası hukukun gerektirdiği şekilde bir "soykırım kastı" olup olmadığını sorgulamaktadır.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde yerli Mbutiler (Bambutiler), ve yönelik soykırım şiddetinin on yıllardır yaygın olduğu bildirilmektedir. Kongo İç Savaşı (1998-2003) sırasında Pigmeler, onları insan altı olarak gören çatışmanın her iki tarafı tarafından avlanmış ve yenmiştir. Mbuti Pigmelerinin temsilcisi , BM Güvenlik Konseyi'nden yamyamlığın insanlığa karşı bir suç ve soykırım eylemi olarak tanınmasını istemiştir. tarafından hazırlanan bir rapora göre, toplu katliamlar, yamyamlık ve tecavüze dair kanıtlar bulunmaktadır. Bu olayları bir imha kampanyası olarak nitelendiren rapor, şiddetin çoğunu Bambutilerin sahip olduğu özel güçlerle ilgili inançlara bağlamıştır. Ituri bölgesinde isyancı güçler "Effacer le Tableau" (geçmişi temizlemek/tahtayı temizlemek) kod adlı bir operasyon yürütmüştür. Tanıklara göre operasyonun amacı ormanı bambutili pigmelerden temizlemekti.
Doğu Timor
Endonezya, daha önce olan Doğu Timor'u 1975 yılında işgal etti. İşgalin ardından Endonezya hükûmeti bölgedeki etnik protestoları ve silahlı direnişi bastırmak amacıyla baskıcı askeri politikalar uyguladı. Endonezya'nın diğer bölgelerinden insanların bölgeye yerleşmesi teşvik edildi. 1975-1993 yılları arasında meydana gelen şiddet olaylarında 120.000 ila 200.000 kişi hayatını kaybetti. Baskı, 1991 yılında Dili'deki bir protestonun Endonezya güçleri tarafından dağıtılması ve 250'den fazla kişinin öldürülmesi ve yüzlercesinin de kaybolmasıyla uluslararası kamuoyunun dikkatini çekti. olarak bilinen bu olay, uluslararası kamuoyunun dikkatini önemli ölçüde konuya çekmiştir (1996 Nobel Barış Ödülü'nün Katolik Piskopos Carlos Belo ve direniş lideri José Ramos-Horta'ya verilmesiyle birlikte bu olayın altı çizilmiştir).
Uluslararası tepkinin ardından Endonezya hükûmeti, Doğu Timor'daki bağımsızlık yanlısı aktivistleri taciz etmeye ve öldürmeye devam eden bir dizi paramiliter grup örgütlemeye başladı. Aynı zamanda, Endonezya hükûmeti bölgedeki nüfusun yeniden yerleştirilmesi çabalarını önemli ölçüde arttırdı ve Doğu Timorlu topluluklar tarafından kullanılan altyapı ve çevrenin tahribatını yoğunlaştırdı. Bu politikaya tepki olarak, 1999 yılında Doğu Timor'un bağımsızlığı için halk tarafından yapılan oylamayı izlemek üzere Doğu Timor'a uluslararası bir müdahale gücü konuşlandırıldı. Oylama büyük ölçüde bağımsızlık lehine sonuçlandı ve Endonezya güçleri geri çekildi, ancak paramiliter güçler birkaç yıl boyunca misilleme saldırıları düzenlemeye devam etti. Endonezya işgaline ilişkin bir BM Raporu, Endonezya hükûmeti ve tüm çatışma tarafından onaylanan açlık, tahrip edici ve napalm kullanımı, işkence, tecavüz, cinsel kölelik, kayıplar, halka açık infazlar ve yargısız infazlar tespit etti. Sonuç olarak, Doğu Timor nüfusu 1975'teki orijinal büyüklüğünün üçte birine gerilemiştir.
Guatemala
Guatemala İç Savaşı (1960-1996) sırasında devlet güçleri Mayalara karşı gerçekleştirdi. Hükûmet onları komünist isyancılarla aynı safta görüyordu. Guatemala silahlı kuvvetleri soykırım olarak nitelendirilen üç politika yürüttü.
Birincisi, Maya erkek çocuklarının zorla askere alınması ve bazen kendi köylerine karşı katliamlara katılmaya zorlanmaları da dahil olmak üzere toplu katliamların da eşlik ettiği yakıp yıkma taktiğiydı. İkincisi, hayatta kalan ve ordudan kaçanları avlamak ve yok etmekti; üçüncüsü ise hayatta kalanların zorla "yeniden eğitim merkezlerine" yerleştirilmesi ve dağlara kaçanların sürekli takip edilmesiydi.
Silahlı kuvvetler kadın ve çocuklara kasıtlı bir taktik olarak kullanmıştır. Çocuklar duvarlara vurularak ya da üzerlerine atılan yetişkin bir cesedin ağırlığıyla ezilecekleri toplu mezarlara canlı canlı atılarak öldürüldü. Guatemala İç Savaşı sırasında çoğu Mayalı olmak üzere tahminen 200.000 kişi kayboldu.
1996 yılında imzalanan barış anlaşmasının ardından, yaşanan vahşetin hukuki sorumluluğunun belirlenmesi ve kayıpların bulunup kimliklerinin tespit edilmesi için hukuki bir süreç başlatıldı. 2013 yılında eski devlet başkanı Efraín Ríos Montt soykırım ve insanlığa karşı suç işlemekten mahkûm edildi. Kendisi 80 yıl hapis cezasına çarptırıldı. ancak sadece on gün sonra mahkûmiyet kararını bozdu.
Irak'ta Yezidi ve Irak Türkmen soykırımları
Yezidiler, Orta Doğu'da kendi tek tanrılı dinlerini uygulayan yerli bir azınlık grubudur. Irak'taki tarafından (en son IŞİD tarafından, ancak diğer İslamcı gruplar da geçmişte Yezidilere karşı şiddet eylemleri gerçekleştirmiştir) sık sık damgalanmış ve şiddete hedef olmuşlardır; birçok araştırma, araştırmacıların Irak'taki Yezidi topluluğuna karşı toplu katliamlar ve tecavüz de dahil olmak üzere soykırım eylemleri gerçekleştirildiği sonucuna varmasına yol açmıştır.
Yezidilere yönelik şiddet eylemleri yüzyıllardır belgelenmekle birlikte, son zamanlarda Yezidilere yönelik şiddet eylemleri arasında 2007 Yezidi topluluklarının bombalanması ve Ağustos 2014 gibi ölümcül terör saldırıları yer almaktadır. Yezidi kadın ve kız çocukları, IŞİD'in Yezidilere yönelik soykırımının yaşandığı son olaylar sırasında IŞİD teröristleri tarafından sıklıkla seks kölesi olarak tutulmuş ve köle ticaretine maruz bırakılmıştır. Bu durum 500,000'den fazla Yezidinin Irak'tan zorla göç ettirilmesiyle sonuçlanmıştır. Sadece 2014 yılında 5000 Yezidi öldürüldü, ancak o yıldan çok daha önce Yezidilere karşı soykırım uygulanmaya başlanmıştı. Günümüzde de devam etmektedir. Şubat 2021'de IŞİD tarafından öldürülen 104 Yezidinin kalıntıları bulunmuş ve toprağa verilmiştir.
Bunun yanında IŞİD özellikle Şii kökenli Irak Türkmenleri başta olmak üzere Türkmenler üzerinde de katliam, öldürme, seks köleliği gibi yöntemlerle soykırım uygulamıştır.
Endonezya
Bağımsızlığından 1960'ların sonuna kadar Endonezya hükûmeti, Hollanda'nın kontrolünde kalan Yeni Gine adasının batı yarısının kontrolünü ele geçirmeye çalıştı. Nihayet bölgenin uluslararası alanda tanınan kontrolünü sağladığında, Endonezya hükûmeti ile arasında çeşitli çatışmalar meydana geldi. Endonezya hükûmeti 1970'lerde örgütü bastırmayı amaçlayan ve 1980'lerin ortalarında yüksek seviyelere ulaşan bir dizi önlem almaya başladı.
Bunun sonucunda ortaya çıkan insan hakları ihlalleri arasında yargısız infazlar, işkence, kayıplar, tecavüz ve eyalet genelinde Yerli halka yönelik tacizler yer aldı.'ndeki "Allard K.Lowenstein Uluslararası İnsan Hakları Kliniği" tarafından hazırlanan 2004 tarihli bir rapor, hem kitlesel şiddeti hem de çoğunlukla Balili ve Javalı aileleri bölgeye yerleşmeye teşvik eden "Endonezya hükümetinin 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ederek Batı Papualıları yok etmek amacıyla yasaklanmış eylemlerde bulunduğuna dair" güçlü kanıtlar olarak tanımlamıştır.
Bölgedeki Yerli halka yönelik soykırım, ABD dışındaki Yerli halkın ABD dışındaki çevresel yıkım nedeniyle çok uluslu bir şirkete karşı karar almak için dilekçe verdiği ilk davalardan biri olan ABD'deki davasındaki iddiaların kilit noktasıydı. Bir Yerli lider olan dilekçe sahibi, madencilik şirketi 'ın "bir yerli halkın kültürünün kasıtlı, planlı ve yapmacık bir şekilde yok edilmesiyle sonuçlanan" çevresel yıkım yoluyla soykırım işlediğini iddia ederken, mahkeme soykırımın yalnızca bir Yerli halkın yok edilmesiyle ilgili olduğunu ve Yerli halkın kültürünün yok edilmesi için geçerli olmadığını tespit etti; ancak mahkeme dilekçe sahiplerine ek bir taleple başvurularını değiştirme fırsatını açık bıraktı.
Myanmar/Burma
Myanmar'da (Burma) Askeri Cunta ile isyancılar arasında uzun süredir devam eden iç savaş, bazıları isyancılarla müttefik olan yerli Karen halkına karşı yaygın zulümlere yol açmıştır. Bu zulümler soykırım olarak nitelendirilmiştir. Burmalı General Maung Hla, Karenlerin bir gün sadece "bir müzede" var olacağını belirtmiştir. Hükûmet, Kuzey bölgesinde 50 tabur konuşlandırarak Karen köylerine sistematik olarak havan topu, makineli tüfek ateşi ve kara mayınlarıyla saldırmıştır. En az 446,000 Karen ordu tarafından evlerinden edilmiştir. Karenlerin ayrıca zorla çalıştırma, soykırıma varan tecavüz, çocuk işçiliği ve çocuk askerlerin askere alınmasına maruz kaldığı bildirilmektedir.
Öte yandan müslüman Rohingyalar (Arakanlılar) da zulme, toplu katliamlara, soykırıma varan toplu tecavüzlere ve zorla yerinden edilmeye maruz kalmıştır. Myanmar ordusu köylerini yakmış ve onları ülkeden kaçmaya zorlamıştır. Birçok soykırım kurbanının kalıntılarını içeren toplu mezarlar keşfedildi. 2017 yılına gelindiğinde 700,000'den fazla Rohingyalı Bangladeş'e kaçtı ve Bangladeş hükûmeti onlara kucak açtığı için övüldü.
Paraguay
2002 yılında, ağırlıklı olarak Paraguay'ın Chaco bölgesinde yaşayan 17 Yerli kabilesinin sayısının 86,000 olduğu tahmin edilmektedir. General Alfredo Stroessner'in askeri diktatörlüğünün hüküm sürdüğü 1954-1989 yılları arasında Paraguay'ın yerli nüfusu, ülke tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar toprak kaybına ve insan hakları ihlallerine maruz kaldı. 1970'in başlarında uluslararası gruplar devletin Aché soykırımında suç ortağı olduğunu iddia etmiş, adam kaçırma, çocuk satışı, ilaç ve gıda alıkoyma, kölelik ve işkence gibi suçlamalar yöneltmiştir.
1960'lar ve 1970'ler boyunca Aché halkının %85'i, kereste endüstrisi, madencilik, çiftçilik ve çiftlik sahiplerine yer açmak için genellikle machete ile kesilerek öldürülmüştür. Jérémie Gilbert'e göre Paraguay'daki durum, soykırımın gerçekleştiği iddiasını desteklemek üzere "özel kasıt" göstermek için gereken kanıtı sağlamanın zor olduğunu kanıtlamıştır. Kültürel grupları artık yok olmuş olarak görülen Aché'ler, topraklarının doğal kaynaklar için ulusötesi şirketler tarafından araştırılmasını teşvik eden devletin kalkınmasının kurbanı oldular. Gilbert, planlı ve gönüllü bir yıkım gerçekleşmiş olmasına rağmen, devlet tarafından Aché'yi yok etme niyetinin olmadığı, yaşananların kalkınmadan kaynaklandığı ve kasıtlı bir eylem olmadığı sonucuna varmıştır.
Peru
1996 ve 2000 yılları arasında, Başkan Alberto Fujimori'nin liderliğinde, Peru hükûmeti yaklaşık 300.000 Perulu kadına zorla kısırlaştırma uyguladı. Devlet, bireylerin bilgilendirilmiş rızası olmaksızın tüp ligasyonu ve vazektomi yapmak için rüşvet, tehdit ve aldatıcı taktikler kullanarak özellikle kırsal, yoksul ve yerli nüfusu hedef almıştır.
Sri Lanka
ve Sri Lanka İç Savaşı sırasında yönelik baskılar Birleşmiş Milletler tarafından soykırım niteliğinde olarak tanımlanmıştır. Sri Lankalı çeteler 1958'de binlerce Tamil insanını vahşice katletmiş ve yıllar içinde bir dizi soykırım başlatarak sonunda 1983'te bir iç savaşa yol açmıştır. 2009 yılında iç savaşın sona ermesinden bu yana Sri Lanka devleti, sivil hedefleri bombalayarak, ağır silahlar kullanarak, Sri Lanka Tamillerini kaçırıp öldürerek ve uygulayarak insan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle küresel düzeyde pek çok eleştiriye maruz kalmıştır.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Aralık 2009'da Sri Lanka hükûmetini uluslararası hukuk çerçevesinde soykırımla suçlayan ilk kuruluş olmuştur. Önde gelen Amerikalı uluslararası hukuk uzmanı Profesör Francis A. Boyle, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ile acil bir toplantı düzenleyerek, insanlığa karşı işlenen suçlar, Tamillere yönelik soykırım ve uluslararası toplumun Sri Lanka'daki Tamil sivillerin katledilmesini durdurmadaki başarısızlığına dair kanıtlar sunarak Tamil soykırımını durdurma çağrısında bulundu. Şubat 2020'de ABD Dışişleri Bakanlığı ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Sri Lanka Ordusunun mevcut komutanı General Shavendra Silva'nın, komuta sorumluluğu yoluyla dahil olduğu Sri Lanka ordusunun 53. tümeni tarafından işlenen savaş suçları nedeniyle ABD'ye girişinin yasaklandığını açıkladı.
Ruanda
Ruanda Soykırımı, Ruanda'da 1994 yılında bir Hutu olan devlet başkanı Juvénal Habyarimana'nın uçağı düşürülmüştür. Zaten ülkede çoğunluk durumdaki Hutular ve azınlık olan Tutsiler arasında var olan çatışma ve gerilimleri bu olay iyice arttırmış ve neticede böyle bir katliama hazırlık yapan aşırı uç Hutular Tutsilere ve kendilerine karşı çıkan ılımlı Hutulara saldırmıştır; yaklaşık yüz gün içinde yerel halklardan içlerinde çocuk,,kadınların olduğu 800.000 Tutsi ve ılımlı Hutu, aşırı uç Hutular (Interahamwe) tarafından öldürülmüştür. Katliam, Tutsi destekli isyancı Ruanda Vatansever Cephesi lideri Paul Kagame'ye bağlı güçlerce, Hutu ağırlıklı hükûmetin düşürülmesi ile son bulmuş ancak bu defada yönetimden güç alan Tutsilerin öç bahanesiyle saldırması sonucu yüzbinlerce Hutu, komşu Zaire'ye (Kongo Cumhuriyetine) sığınmıştır. Bu soykırım ve failllerin cezalandırılmasına yönelik Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi kurulmuştur. Yine Ruanda'da halk mahkemeleri kurulmuştur. Fransa bu iki etnik grup arasında varolan gerilimi başından sonuna kadar körüklemek ve başlangıçta Hutuları, Tutsilere karşı destekleyip soykırıma ortak olmakla ayrıca suçlanmıştır.
Bosna Hersek
Srebrenitsa soykırımı, Temmuz 1995'te Srebrenitsa bölgesinde yaklaşık 8.000 etnik Bosnalı Müslümanın (Boşnak yerel halkın), Bosnalı Sırplar tarafından öldürülmesinden oluşuyordu. Bu katliam, daha önce Birleşmiş Milletler tarafından "güvenli" ilan edilen bir bölgede gerçekleşmiştir. Sözde Bosnalı Müslümanların ortadan kaldırılması amaçlanmış olsa da, katliam kasabanın etnik olarak temizlenmesi amacıyla çocukların, gençlerin ve yaşlıların öldürülmesini de içermiştir.
Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY), Bosnalı Sırp Yönetimi eski başkanı Radovan Karadžić'i kınarken Srebrenitsa'daki olayları soykırım eylemi olarak sınıflandırdı. O dönem mahkemeye başkanlık eden şunları söylemiştir:
Müslüman nüfusun bir bölümünü ortadan kaldırmayı amaçlayan Bosnalı Sırp savaşçılar soykırıma girişti. Srebrenitsa'da yaşayan ve genel olarak Müslüman ormanlar arasında özellikle sembolik bir grup olan kırk bin Müslüman ormanı yok edilmek üzere seçtiler. Asker ya da sivil, genç ya da yaşlı tüm esirlerin eşyalarını ve kimliklerini aldılar; onları sadece kimliklerinden dolayı kasıtlı ve metodik olarak ortadan kaldırdılar
.
Darfur
İsrail
Ayrıca bakınız
Notlar
- ^ Yerli halkların sıklıkla karşılaştığı soykırım türü için önerilen diğer isimler arasında "yapısal soykırım" ve "sistemik soykırım" yer almaktadır.
- ^ Yerli halklar, tarihsel ve mevcut toprakları sömürgeci genişleme veya sömürgeci bir güç gibi baskın bir grup veya bir devlet oluşumu tarafından işgal edilen insanlar olarak tanımlanmaktadır.
- ^ "Medenileşmemiş uluslara karşı yapılan tüm savaşlarda olduğu gibi bu savaşta da düşman halkın mal ve mülklerine sistematik olarak zarar verilmesi kaçınılmazdı. Köylerin ve yiyecek kaynaklarının yakılması gibi ekonomik değerlerin yok edilmesi barbarca görünebilir. Ancak bir yandan Afrikalı zencilerin barakalarının ne kadar kısa sürede yeniden inşa edildiği ve tropik doğanın bereketli büyümesinin yeni tarla ürünlerine yol açtığı, diğer yandan da düşmanın boyun eğdirilmesinin ancak böyle bir yöntemle mümkün olduğu düşünülürse, o zaman bu “zorunluluğa” ('dira necessitas'a) daha olumlu bakılacaktır."
- ^ Nizhnekamchatsk: Kamçatka yarımadasının Pasifik okyanusuna dönük doğu tarafında bulunan bugün terk edilmiş neticede büyük ölçüde kalıntıları da doğada silinmiş kasaba ve ahşap kaledir.
Kaynakça
Atıflar
- ^ a b (2006). "Settler colonialism and the elimination of the native". . 8 (4): 387-409. doi:10.1080/14623520601056240.
- ^ (2022). "Concepts of Holocaust and Genocide, and the Issue of Settler Colonialism". . 36 (1): 30-38. doi:10.1080/25785648.2021.2012985. ISSN 2578-5648. 28 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Mayıs 2022.
- ^ a b Maybury-Lewis 2002.
- ^ Short, Damien (2016). Redefining Genocide: Settler Colonialism, Social Death and Ecocide (İngilizce). Bloomsbury Publishing. s. 69. ISBN . 16 Mart 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Haziran 2022.
- ^ a b Sousa, Ashley (2016). "Ethnic Cleansing and the Indian: The Crime That Should Haunt America by Gary Clayton Anderson". Journal of Southern History. 82 (1): 135-136. doi:10.1353/soh.2016.0023. ISSN 2325-6893.
- ^ Jones 2010.
- ^ Forge 2012.
- ^ a b Moses 2004.
- ^ Hitchcock & Koperski 2008.
- ^ Maybury-Lewis 2002, s. 48.
- ^ Mehta 2008.
- ^ Attar 2010.
- ^ Sautman 2003.
- ^ presidency.ucsb.edu. "President Carter on the AIRFA". 11 Mart 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Ağustos 2006.
- ^ Lemkin 2008, s. 79.
- ^ Lemkin 2008, s. 79 "'Soykırım' ile bir etnik grubun yok edilmesini kastediyoruz ... Genel olarak soykırım, bir ulusun tüm üyelerinin toplu olarak öldürülmesi dışında, bir ulusun derhal yok edilmesi anlamına gelmez. Daha ziyade, grupların kendilerini yok etmek amacıyla, ulusal grupların yaşamının temel dayanaklarını yok etmeyi amaçlayan farklı eylemlerin koordineli bir planını ifade etmek için kullanılır. Böyle bir planın hedefleri, ulusal grupların siyasi ve sosyal kurumlarının, kültürlerinin, dillerinin, milli duygularının, dinlerinin ve ekonomik varlıklarının parçalanması ve bu gruplara mensup bireylerin kişisel güvenliklerinin, özgürlüklerinin, sağlıklarının, onurlarının ve hatta hayatlarının yok edilmesi olacaktır."
- ^ Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Madde 2
- ^ Mcdonnell, Michael A.; Moses, A. Dirk (December 2005). "Raphael Lemkin as historian of genocide in the Americas". Journal of Genocide Research. 7 (4): 501-29. doi:10.1080/14623520500349951. 4 Kasım 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Kasım 2023.
- ^ a b ; Inglesby, T. V.; Bartlett, J. G.; Ascher, M. S.; Eitzen, E.; Jahrling, P. B.; Hauer, J.; Layton, M.; McDade, J.; Osterholm, M. T.; O'Toole, T.; Parker, G.; Perl, T.; Russell, P. K.; Tonat, K. (1999). "Smallpox as a Biological Weapon. Medical and Public Health Management". . 281 (22): 2127-2137. doi:10.1001/jama.281.22.2127. (PMID) 10367824.
- ^ Edwards & Kelton 2020, s. 66.
- ^ Grenke 2005, s. 199"Bununla birlikte, Yerlileri yok eden hastalıklar çoğunlukla doğal temastan kaynaklanmıştır. Bu Yerli halklar büyük ölçüde zayıflamıştı ve sonuç olarak Avrupalılara daha az direnebildiler. Bununla birlikte, soykırımların kaynağı nadiren hastalıkların kendisi ya da soykırım araçlarının neden olduğu ölümlerin kaynağı değildi. Soykırımlara bir grubun diğerine yönelik saldırgan eylemleri neden olmuştur."
- ^ Maybury-Lewis 2002, s. 45.
- ^ Cave 2008, s. 273-74.
- ^ Barkan 2003.
- ^ Stannard 1993, s. xii.
- ^ Ostler, Jeffrey (2019). Surviving Genocide: Native Nations and the United States from the American Revolution to Bleeding Kansas. . ss. 13-17, 381. ISBN . 12 Aralık 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Mart 2021.
- ^ Resendez, Andres (2016). The Other Slavery: The Uncovered Story of Indian Enslavement in America. Houghton Mifflin. ss. 216-217.
- ^ Edwards & Kelton 2020, ss. 54-55.
- ^ a b "La catastrophe démographique" [The Demographic Catastrophe]. L'Histoire (Fransızca) (322): 17. July–August 2007.
- ^ Wilson, James (1998). The Earth Shall Weep: A History of Native America (İngilizce). Grove Press. s. 49. ISBN . 16 Mart 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Mart 2023.
- ^ Avrupalı özellikle ilk gelen İspanyollara göre bu milletler Nuh'un Milletler Tablosu'na göre Ham'ın oğlu Kenan'ın soyundan gelmedir. Bu milletler Yafet soyundan (Avrupalılarında bu soydan geldiğine inanılır) ve Şem (Sam) soyundan geleceklere köle olacak Tekvin 9:18-27 veya hereme yani soykırıma uğrayacak ırk 1 Samuel 15:3;Tesniye 20:17;Yeşu 3:10 aynı zamanda Hristiyanlık karşıtı putperestliğe mensup yoldan sapan kişiler, kafirler, sapıklardır.
- ^ Grenke, Arthur, God, greed, and genocide: the Holocaust through the centuries, New Academia Publishing, 2005, pp. 17-18.
- ^ Ostler, Jeffrey (28 Mayıs 2019). Surviving Genocide. Yale University Press. doi:10.2307/j.ctvgc629z. ISBN .
- ^ a b Ostler, Jeffrey (2009). Surviving Genocide: Native Nations and the United States from the American Revolution to Bleeding Kansas. . s. 13.
- ^ Stannard 1993.
- ^ Thornton 1987.
- ^ Thornton 1987, ss. 104-13.
- ^ Lewy, Guenter (2007). "Were American Indians the Victims of Genocide?". . 2 Mart 2009 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Ağustos 2013.
- ^ An Indigenous Peoples' History of the United States; Roxanne Dunbar-Ortiz; ; 2014; Pgs. 41–42
- ^ a b Aufderheide, Rodríguez-Martín & Langsjoen (1998), s. 205; Aufderheide, Arthur C.; Rodriguez-Martin, Conrado; Langsjoen, Odin (13 Mayıs 1998). . Cambridge University Press. ISBN . Archived from the original on 5 Aralık 2022. Erişim tarihi: 30 Haziran 2016.
- ^ McKenna, Erin, and Scott L. Pratt. 2015. American Philosophy: From Wounded Knee to the Present. Bloomsbury. p. 375.
- ^ Denevan, William M., (Ed.) (1992). The Native population of the Americas in 1492 (2. bas.). Madison, Wis: University of Wisconsin Press. ISBN .
- ^ Thomas Michael Swensen (2015). "Of Subjection and Sovereignty: Alaska Native Corporations and Tribal Governments in the Twenty-First Century". Wíčazo Ša Review. 30 (1): 100. doi:10.5749/wicazosareview.30.1.0100. ISSN 0749-6427.
- ^ Thornton, Russell; Stannard, David E. (1994). "American Holocaust: Columbus and the Conquest of the New World". The Journal of American History. 80 (4): 1428. doi:10.2307/2080617. JSTOR 2080617. 14 Ekim 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Kasım 2023.
- ^ Hadden, John (6 Şubat 2019). "'Little Ice Age' caused by death of 55-million Indigenous people after colonization: study - National". Global News. 24 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Ağustos 2023.
- ^ Koch, Alexander; Brierley, Chris; Maslin, Mark M.; Lewis, Simon L. (2019). "Earth system impacts of the European arrival and Great Dying in the Americas after 1492". Quaternary Science Reviews. 207: 13-36. Bibcode:2019QSRv..207...13K. doi:10.1016/j.quascirev.2018.12.004 .
- ^ Kent, Lauren (1 Şubat 2019). "European colonizers killed so many Native Americans that it changed the global climate, researchers say". CNN. 13 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Şubat 2019.
- ^ Las Casas, Bartolomé (1992). A Short Account of the Destruction of the Indies. London, England: Penguin Classics. s. 9.
- ^ Forsythe 2009, s. 297.
- ^ Juang, Baker & Shannon 2008, s. 510.
- ^ Gibson, Charles. "The Colonial Period in Latin American History". Hathi Trust. Service Center for Teachers of History. 7 Eylül 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Kasım 2019.
- ^ Maybury-Lewis 2002, s. 44.
- ^ Trever, David (13 Mayıs 2016). . Los Angeles Times. 20 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ (2016). The Other Slavery: The Uncovered Story of Indian Enslavement in America. Houghton Mifflin Harcourt. s. 17. ISBN . 14 Ekim 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Ekim 2020.
- ^ Cook, Noble David (13 Şubat 1998). Born to Die: Disease and New World Conquest, 1492–1650. Cambridge University Press. ss. 9-14. ISBN . 29 Kasım 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Haziran 2016.
- ^ Minster, Christopher (10 Eylül 2018). "Spain's American Colonies and the Encomienda System". ThoughtCo. 17 Şubat 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Şubat 2019.
- ^ Grenke 2005, s. 200.
- ^ (2018). The Divide: A Brief Guide to Global Inequality and its Solutions. Windmill Books. s. 70. ISBN .
- ^ Stannard 1993, s. 139.
- ^ a b Driscoll, Mark W. (2020). The Whites are Enemies of Heaven: Climate Caucasianism and Asian Ecological Protection. Durham: . ISBN .
- ^ Trafzer 1999, ss. 1–35..
- ^ Blick, Jeremy P. (3 Ağustos 2010). "The Iroquois practice of genocidal warfare (1534-1787)". . 3 (3): 405-429. doi:10.1080/14623520120097215. 16 Haziran 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 27 Ağustos 2022.
- ^ Histoire Generale des Antilles... [General History of the Antilles...] (Fransızca). I. Paris: Jolly. 1667. ss. 5-6.
- ^ Hubbard, Vincent (2002). A History of St. Kitts. Macmillan Caribbean. ss. 17-18. ISBN .
- ^ a b c Piecuch, Jim. "Hartford, Treaty of." The Encyclopedia of North American Colonial Conflicts to 1775: A Political, Social, and Military History, edited by Spencer C. Tucker, et al., vol. 1, ABC-CLIO, 2008, p. 375. Gale eBooks. Accessed 17 Aug. 2023.
- ^ Dunbar-Ortiz, Roxanne (2014). An Indigenous Peoples' History of the United States. . s. 64. ISBN .
- ^ Tucker, Spencer C. (2011). The Encyclopedia of North American Indian Wars, 1607–1890. ABC-CLIO, LLC. s. 708. ISBN .
- ^ John Winthrop, Journal of John Winthrop. ed. Dunn, Savage, Yeandle (Cambridge, MA: Harvard University Press, 1996), 228.
- ^ , "Relation of the Pequot Warres", in History of the Pequot War: The Contemporary Accounts of Mason, Underhill, Vincent, and Gardiner (Cleveland, 1897), p. 138; Ethel Boissevain, "Whatever Became of the New England Indians Shipped to Bermuda to be Sold as Slaves," Man in the Northwest 11 (Spring 1981), pp. 103–114; , Providence Island, 1630–1641: The Other Puritan Colony (Cambridge, MA: Harvard University Press, 1993), p. 172
- ^ Mashantucket Pequot Tribal Nation. "Tribal History". The Mashantucket (Western) Pequot Tribal Nation. 21 Ekim 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Ağustos 2020.
- ^ Gott, Richard (2004). Cuba: A new history. Yale University Press. p. 32.
- ^ "Flintlock and Tomahawk—New England in King Philip's War" by Douglas Edward Leach, New York: MacMillan, 1958, pg. 130–132
- ^ Tribe, Narragansett. "Narragansett History". Narragansett Indian Nation Website. 24 Kasım 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Aralık 2020.
- ^ a b "Scalping, Torture, and Mutilation by Indians". Blue Corn Comics. 31 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Temmuz 2016.
- ^ Sonneborn, Liz (14 Mayıs 2014). Chronology of American Indian History. Infobase. s. 88. ISBN . 2 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Temmuz 2016.
- ^ "Declaration of War". simpson.edu. 7 Şubat 2014. 7 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Calloway, Collin G. (2007). The Scratch of a Pen: 1763 and the Transformation of North America (Pivotal Moments in American History). Oxford University Press. s. 73. ISBN .
- ^ Preston, David L. (2009). The Texture of Contact: European and Indian Settler Communities on the Frontiers of Iroquoia, 1667–1783. University of Nebraska Press. ss. 43-44. ISBN . 16 Mart 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Şubat 2019.
- ^ Miller, J.R. (2009). Compact, Contract, Covenant: Aboriginal Treaty-Making in Canada. University of Toronto Press. s. 34. ISBN . 16 Mart 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Şubat 2019.
- ^ Williams, L. (2021). Indigenous Intergenerational Resilience: Confronting Cultural and Ecological Crisis. Routledge Studies in Indigenous Peoples and Policy. Routledge, Taylor & Francis. s. 51. ISBN . 23 Şubat 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Şubat 2023.
- ^ Turner, N. J. (2020). Plants, People, and Places: The Roles of Ethnobotany and Ethnoecology in Indigenous Peoples' Land Rights in Canada and Beyond. McGill-Queen's Indigenous and Northern Studies. McGill-Queen's University Press. s. 14. ISBN . 23 Şubat 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Şubat 2023.
- ^ Asch, Michael (1997). Aboriginal and Treaty Rights in Canada: Essays on Law, Equity, and Respect for Difference. UBC Press. s. 28. ISBN .
- ^ Kirmayer, Laurence J.; Guthrie, Gail Valaskakis (2009). Healing Traditions: The Mental Health of Aboriginal Peoples in Canada. UBC Press. s. 9. ISBN .
- ^ Marshall, Ingeborg (1998). A History and Ethnography of the Beothuk. McGill-Queen's University Press. s. 442. ISBN . 16 Mart 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Şubat 2023.
- ^ Wilson, Donna M; Northcott, Herbert C (2008). Dying and Death in Canada. University of Toronto Press. ss. 25-27. ISBN .
- ^ True Peters, Stephanie (2005). Smallpox in the New World. Marshall Cavendish. s. 39. ISBN .
- ^ Laidlaw, Z.; Lester, Alan (2015). Indigenous Communities and Settler Colonialism: Land Holding, Loss and Survival in an Interconnected World. Springer. s. 150. ISBN . 16 Mart 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Şubat 2023.
- ^ Ray, Arthur J. (2005). I Have Lived Here Since The World Began. Key Porter Books. s. 244. ISBN .
- ^ Newfoundland, Memorial University of. "Department of Religious Studies". Memorial University of Newfoundland (İngilizce). 10 Nisan 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Ekim 2019.
- ^ Rubinstein, W.D. (2004). "Genocide and Historical Debate: William D. Rubinstein Ascribes the Bitterness of Historians' Arguments to the Lack of an Agreed Definition and to Political Agendas". . 54. 31 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2019.
- ^ Knowles, R.P.; Tomplins, J.; Worthen, W.B. (2003). Modern Drama: Defining the Field. University of Toronto Press. ss. 169. ISBN .
- ^ Woolford, Andrew; Thomas, Jasmine (2011). "Genocide of Canadian First Nations". Totten, Samuel; Hitchcock, Robert (Ed.). Genocide of Indigenous Peoples: A Critical Bibliographic Review. Transaction Publishers. ss. 61-87.
- ^ Annett, K. (2001). Hidden From History: The Untold Story of the Genocide of Aboriginal Peoples by the Church and State in Canada (PDF). The Truth Commission into the Genocide in Canada. 9 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 25 Mart 2017.
- ^ Woolford, Andrew; Benvenuto, Jeff (2 Ekim 2015). "Canada and colonial genocide". Journal of Genocide Research. 17 (4): 373-390. doi:10.1080/14623528.2015.1096580 . ISSN 1462-3528.
- ^ a b MacDonald, D. B. (2015). "Canada's history wars: Indigenous genocide and public memory in the United States, Australia, and Canada". . 17 (4): 411-431. doi:10.1080/14623528.2015.1096583.
- ^ a b Woolford, Andrew; Benvenuto, Jeff (2015). "Canada and colonial genocide". . 17 (4): 373-390. doi:10.1080/14623528.2015.1096580 .
- ^ "Canada's Residential Schools: The History, Part 1 Origins to 1939 – Final Report of the Truth and Reconciliation Commission of Canada" (PDF). National Centre for Truth and Reconciliation. . 2015. 5 Mart 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 1 Temmuz 2016.
- ^ Rheault, D'Arcy (2011). "Solving the "Indian Problem": Assimilation Laws, Practices & Indian Residential Schools" (PDF). Ontario Métis Family Records Centre. 11 Haziran 2012 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 29 Haziran 2016.
- ^ (PDF). Wabano Centre for Aboriginal Health. 2000. 3 Aralık 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2016.
- ^ Tasker, John Paul (29 Mayıs 2015). "Residential schools findings point to 'cultural genocide,' commission chair says". CBC. 18 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Temmuz 2016.
- ^ . Indigenous Foundations. UBC First Nations and Indigenous Studies. 27 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2016.
- ^ Luxen, Micah (24 Haziran 2016). "Survivors of Canada's 'cultural genocide' still healing". BBC. 25 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 28 Haziran 2016.
- ^ (PDF). Brethren in Christ Canada. April 2012. 17 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2016.
- ^ Genocide; Szumski, Bonnie; ; 2001; Pgs. 155-8
- ^ Pegoraro, L. (2015). Second-rate victims: the forced sterilization of Indigenous peoples in the USA and Canada. Settler Colonial Studies, 5(2), 161–173.
- ^ (PDF). . 31 Mayıs 2015. 6 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2016.
- ^ Woolford, Andrew; Benvenuto, Jeff (2 Ekim 2015). "Canada and colonial genocide". . 17 (4): 373-390. doi:10.1080/14623528.2015.1096580 . ISSN 1462-3528.
- ^ Mahoney, Kathleen (3 Nisan 2019). "Indigenous Legal Principles: A Reparation Path for Canada's Cultural Genocide". . 49 (2): 207-230. doi:10.1080/02722011.2019.1626099. ISSN 0272-2011. 12 Aralık 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Şubat 2021.
- ^ Campbell, Meagan (8 Nisan 2016). "New light on Saskatoon's 'starlight tours'". Macleans.ca (İngilizce). 3 Şubat 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Şubat 2021.
- ^ Özsu, Umut (2 Ocak 2020). "Genocide as Fact and Form". (İngilizce). 22 (1): 62-71. doi:10.1080/14623528.2019.1682283. ISSN 1462-3528. 13 Aralık 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Şubat 2021.
- ^ Rutgers, Julia-Simone (29 Ekim 2019). "Halifax task force to make recommendations as talks on Edward Cornwallis and commemorating Mi'kmaq history come to close". The Toronto Star.
- ^ Cadwell, J.; Sihna, V. (7 Şubat 2020). "(Re) Conceptualizing Neglect: Considering the Overrepresentation of Indigenous Children in Child Welfare Systems in Canada". . 13 (2): 481-512. doi:10.1007/s12187-019-09676-w – SpringerLink vasıtasıyla.
- ^ "Canada accused of continued short-changing of First Nations kids, despite order to stop". (İngilizce). 21 Şubat 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Şubat 2021.
- ^ "Kivallirmiut (Caribou Inuit): The Canadian Encyclopedia". www.thecanadianencyclopedia.ca. 4 Aralık 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Şubat 2021.
- ^ Wildcat, Matthew (2 Ekim 2015). "Fearing social and cultural death: genocide and elimination in settler colonial Canada—an Indigenous perspective". (İngilizce). 17 (4): 391-409. doi:10.1080/14623528.2015.1096579. ISSN 1462-3528. 31 Mart 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Şubat 2021.
- ^ Lucier, Kayla J.; Schuster-Wallace, Corinne J.; Skead, Derek; Skead, Kathleen; Dickson-Anderson, Sarah E. (13 Kasım 2020). "Is there anything good about a water advisory?: an exploration of the consequences of drinking water advisories in an indigenous community". . 20 (1): 1704. doi:10.1186/s12889-020-09825-9 . ISSN 1471-2458. (PMC) 7666524 $2. (PMID) 33187509.
- ^ Bracken, Amber (28 Ocak 2019). "A Battle to Protect Indigenous Land From a Pipeline Plan". The New York Times.
- ^ Kirkup, K. (7 Ağustos 2019). "Committee 'deeply disturbed' by reports of coerced, forced sterilization in Canada". Waterloo Region Record.
- ^ Presley, Rachel (2020). "Embodied Liminality and Gendered State Violence: Activist Expression in the MMIW Movement". . 21 (7): 91+. 15 Eylül 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Eylül 2022.
- ^ Raynauld, Vincent; Richez, Emmanuelle; Boudreau Morris, Katie (3 Nisan 2018). "Canada is #IdleNoMore: exploring dynamics of Indigenous political and civic protest in the Twitterverse". Information, Communication & Society (İngilizce). 21 (4): 626-642. doi:10.1080/1369118X.2017.1301522 . ISSN 1369-118X.
- ^ "Pope Francis acknowledges 'sexual abuse of minors and vulnerable people' for first time on Canadian trip". thestar.com (İngilizce). 28 Temmuz 2022. 29 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Temmuz 2022.
- ^ EWTN. "Pope Francis' In-flight Press Conference from Canada: Full Text". ACI Africa (İngilizce). 30 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Temmuz 2022.
- ^ a b (1981). Apaches: A History and Culture Portrait. . s. 51. ISBN . 8 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Mayıs 2021.
- ^ History Of The North Mexican States And Texas, Vol. II 1801-1889, San Francisco, The History Company, Publishers,1889, Chapter 24
- ^ Terry Rugeley, Yucatan's Maya Peasantry and the Origins of the Caste War (San Antonio, 1996)
- ^ Robins, Nicholas A. (2009). Jones, Adam (Ed.). Genocides by the Oppressed: Subaltern Genocide in Theory and Practice. . s. 50. ISBN .
- ^ Yaquis: The Story of a People's War and a Genocide in Mexico Paco Ignacio II
- ^ http://www.vanguardia.com.mx/pacoignaciotaiboiinarragenocidiodeyaquisenmexico-185265[]
- ^ "Paco Ignacio Taibo II, documenta el brutal genocidio yaqui en nuestro país" (İspanyolca). 27 Nisan 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 27 Nisan 2018.
- ^ . Reuters. 26 Mart 2019. 2 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Pérez, Pilar (2016). Archivos del silencio. Estado, indígenas y violencia en Patagonia central, 1878–1941 [Archives of Silence: State, Indigenous people and Violence in Central Patagonia, 1878–1941] (İspanyolca). Buenos Aires: Prometeo.
- ^ Carroll, Rory; correspondent, Latin America (13 Ocak 2011). "Argentinian founding father recast as genocidal murderer". The Guardian (İngilizce). ISSN 0261-3077. 22 Ekim 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Mart 2023.
- ^ Delrio, Walter; Lenton, Diana; Musante, Marcelo; Nagy, Marino (1 Ağustos 2010). "Discussing Indigenous Genocide in Argentina: Past, Present, and Consequences of Argentinean State Policies toward Native Peoples". . 5 (2): 138-159. doi:10.3138/gsp.5.2.138. hdl:11336/58381. ISSN 1911-0359. 8 Haziran 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Kasım 2023.
- ^ Harambour, Alberto (2016). Un viaje a las colonias. Memorias de un ovejero escocés en Malvinas, Patagonia y Tierra del Fuego (1878–1898) [A trip to the colonies: Memoirs of a Scottish Shepherd in Malvinas, Patagonia and Tierra del Fuego (1878–1898)] (İspanyolca). Santiago: DIBAM-Centro de Investigaciones Diego Barros Arana.
- ^ Youkee, Mat (3 Mayıs 2022). "'We were told our brothers were dead': Chile's lost tribe reclaims identity". The Guardian (İngilizce). ISSN 0261-3077. 27 Kasım 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Mart 2023.
- ^ Martínez Sarasola, Carlos (2013). Nuestros paisanos los indios, Vida, historia y destino de las comunidades indígenas en la Argentina [Our countrymen the Indians: Life, history and destiny of the Indigenous communities in Argentina] (İspanyolca). Buenos Aires: Del Nuevo Extremo.
- ^ Chiavenatto,Julio José. Genocídio Americano: A Guerra do Paraguai, Editora Brasiliense, SP. Brasil, 1979, page 170
- ^ Pinker, Steven (2011). Better Angels of Our Nature: Why Violence Has Declined. Londra: Penguin Books. s. 161. ISBN .
- ^ Martin 2004, ss. 740–46.
- ^ (12 Mayıs 2016). . . 3 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ King, J. C. H. (2016). Blood and Land: The Story of Native North America. Penguin UK. s. 73. ISBN .
- ^ Jones, David S. (2004). Rationalizing Epidemics. Harvard University Press. s. 97. ISBN .
- ^ McConnel, Michael N. (1997). A Country Between: The Upper Ohio Valley and Its Peoples, 1724-1774. . s. 195.
- ^ (2000). . . 86 (4): 1552-1580. doi:10.2307/2567577. JSTOR 2567577. (PMID) 18271127. 3 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ d'Errico, Peter. "Amherst and Smallpox". people.umass.edu. 16 Eylül 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Nisan 2015.
- ^ Kotar, S.L.; Gessler, J.E. (2013). Smallpox: A History. McFarland. s. 111. ISBN .
- ^ (February 2006). "American Indians, Crime, and the Law". . 104: 709, 735.
- ^ Valencia-Weber, Gloria (January 2003). "The Supreme Court's Indian Law Decisions: Deviations from Constitutional Principles and the Crafting of Judicial Smallpox Blankets". . 5: 405, 408-09.
- ^ a b c d d'Errico, Peter (10 Ocak 2017). . Indian Country Today. 24 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b Theobald, Brianna (28 Kasım 2019). . Time. 26 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b "U.S. report identifies burial sites linked to boarding schools for Native Americans". NPR. 11 Mayıs 2022. 14 Ocak 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Ocak 2023.
- ^ a b c d . Reuters. 18 Mayıs 2022. 20 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ a b "US boarding school investigative report released". Indian Country Today. 11 Mayıs 2022. 14 Ocak 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Ocak 2023.
- ^ Baird 1973.
- ^ Grenke 2005, s. 161.
- ^ Carter (III), Samuel (1976). Cherokee sunset: A nation betrayed: a narrative of travail and triumph, persecution and exile. New York: Doubleday. s. 232.
- ^ * (1 Ocak 1995). The Great Father: The United States Government and the American Indians. . s. 241 note 58. ISBN . 20 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Eylül 2016.
- (1988). Trials of Tears: The Rise and Fall of the Cherokee Nation. Doubleday. ss. 390-92. ISBN . 10 Haziran 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Eylül 2016.
- (1 Haziran 1992). "Demography of the Trail of Tears". Anderson, William L. (Ed.). Cherokee Removal: Before and After. . ss. 75-93. ISBN . 29 Ekim 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Eylül 2016.
- ^ a b Stannard 1993, s. 124.
- ^ Mann 2009.
- ^ United States Congress Joint Committee on the Conduct of the War, 1865 (testimonies and report)
- ^ (2001). "War Comes to the Cheyenne". . Macmillan. ss. 86-87. ISBN .
- ^ Erin Blackmore (16 Kasım 2017), California’s Little-Known Genocide, History Chanel, 10 Ekim 2018 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 17 Kasım 2023
- ^ Thornton 1987, ss. 107–109.
- ^ . . 1 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Pritzker, Barry (2000). A Native American Encyclopedia: History, Culture, and Peoples. Oxford University Press. s. 114.
- ^ Cowan, Jill (19 Haziran 2019). "'It's Called Genocide': Newsom Apologizes to the State's Native Americans". The New York Times. 6 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Haziran 2019.
- ^ . New Perspectives on the West. PBS. 14 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Couttie, Bob (2004). Hang the Dogs: The True Tragic History of the Balangiga Massacre. . ISBN . 16 Mart 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Temmuz 2022.
- ^ Bruno, Thomas A. (2011). "The Violent End of Insurgency on Samar 1901–1902". Army History. 79 (Spring 2011): 30-46. JSTOR 26296824.
- ^ Bartrop, P.R.; Jacobs, S.L. (2014). Modern Genocide: The Definitive Resource and Document Collection [4 volumes]: The Definitive Resource and Document Collection. ABC-CLIO. s. 1983. ISBN . 16 Mart 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Temmuz 2022.
- ^ The statement from Scott comes from: Gedacht, Joshua. "Mohammedan Religion Made It Necessary to Fire:" Massacres on the American Imperial Frontier from South Dakota to the Southern Philippines". In Colonial Crucible: Empire in the Making of the Modern American State. Edited by Alfred W. McCoy and Francisco A. Scarano. Madison, WI: University of Wisconsin Press, 2009, pp. 397-409. Information on the use of craters as sites of refuge during Spanish attacks can be found in: Warren, James Francis. The Sulu Zone, 1768-1898: The Dynamics of External Trade, Slavery, and Ethnicity in the Transformation of a Southeast Asian Maritime State, 2nd ed. Singapore: NUS Press, 2007.
- ^ Swish of the Kris, the Story of the Moros. October 2010. ISBN .
- ^ Comments on the Moro Massacre. 20 Temmuz 2017. ISBN .
- ^ Hinton 2002, s. 57.
- ^ a b Churchill 2000, s. 433.
- ^ a b Scherrer 2003, s. 294.
- ^ Ailelerinden koparılıp Danimarka'ya götürülen "sosyal deney" mağdurları konuştu, Independent Türkçe, 17 Ocak 2022, 18 Kasım 2023 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 18 Kasım 2023
- ^ Hoeg, Kirstine (2019), Forced assimilation of Indigenous children: The case of the Danish-Greenlandic experiment (PDF), Malmö University, 18 Kasım 2023 tarihinde kaynağından (PDF), erişim tarihi: 18 Kasım 2023
- ^ Batı Tarihinde İnsanlık Suçları, Sefa M. Yürükel, , sf: 89
- ^ http://www.inuit.org/index.asp?lang=eng&num=257 21 Ağustos 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . "The Danish Supreme Court’s comments"
- ^ Hivert, Anne-Françoise (14 Temmuz 2022). "Denmark investigates Greenland forced IUD fitting scandal". Le Monde. 6 Kasım 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Kasım 2022.
- ^ Veirum, Thomas Munk (10 Mayıs 2022). "Politiker: Spiral-kampagne var folkemord" [Politician: Spiral campaign was genocide]. (Danca). 6 Kasım 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Kasım 2022.
- ^ The figurative demography of Algeria, Paris, Masson, 1880.
- ^ Kamel Kateb, Europeans, "Indigenes" and Jews in Algeria (1830–1962), Paris, Ined / Puf, 2001.
- ^ Taithe, Bertrand (15 Aralık 2010). "La famine de 1866–1868: anatomie d'une catastrophe et construction médiatique d'un événement" [The famine of 1866–1868: anatomy of a catastrophe and media construction of an event]. Revue d'histoire du XIXe siècle. Société d'histoire de la révolution de 1848 et des révolutions du XIXe siècle (Fransızca) (41): 113-127. doi:10.4000/rh19.4051. ISSN 1265-1354. 31 Aralık 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Ekim 2019.
- ^ Kiernan 2007, s. 374.
- ^ Hinton 2002, s. 47.
- ^ Fage, John D. (1982). . Cambridge University Press. s. 748. ISBN . 2 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Ball 2011, s. 17.
- ^ Sarkin-Hughes 2011, s. 3.
- ^ Weiser 2008, s. 24.
- ^ Meldrum 2004.
- ^ Schaller 2010, ss. 309–310.
- ^ Fage, J. D.; Oliver, R., (Ed.) (1986). The Cambridge History of Africa.
- ^ Hull 2003, s. 161.
- ^ Sarkin-Hughes 2011, s. 104.
- ^ Bisher 2006 5 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., p. 6. 4 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Levene 2005 15 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., p. 294.
- ^ "The Amur's siren song". The Economist (From the print edition: Christmas Specials bas.). 17 Aralık 2009. 11 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Ağustos 2014.
- ^ Black 2008 17 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .,
- ^ Forsyth (1994), ss. 145–146.
- ^ Forsyth (1994), s. 146.
- ^ Forsyth (1994), s. 147.
- ^ . . Cilt 36. 2001. s. 280. 16 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ . International Work Group for Indigenous Affairs. 1992. s. 46. 8 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Mote, Victor L. (1998). . Avalon Publishing. s. 44. ISBN . 3 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Etkind, Alexander (2013). . . s. 78. ISBN . 24 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Jack, Zachary Michael (2008). . U of Nebraska Press. s. 388. ISBN . 29 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Forsyth (1994), s. 151.
- ^ Batalden & Batalden (1997), s. 36.
- ^ Richmond, Walter (9 Nisan 2013). Rutgers University Press (Ed.). The Circassian Genocide (İngilizce).
- ^ {Kafkas Vakfı Yayınları, (Ed.) (2006). google.com.pe/books?id=ulyXMQAACAAJ&redir_esc=y Geçmişten günümüze Kafkasların trajedisi: uluslararası konferans, 21 Mayıs 2005
|url=
değerini kontrol edin (). - ^ "UNPO: The Circassian Genocide". unpo.org. 13 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ekim 2020.
- ^ Eagle (20 Aralık 2012). "Çağdaş Gürcü Kamu Düşüncesinde Çerkes Halkının Trajedisinin Kapsamı (19. yüzyılın son yarısı)". Justice For North Caucasus (İngilizce). 19 Ekim 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ekim 2020.
- ^ a b Fogarty, Philippa (6 Haziran 2008). "Recognition at last for Japan's Ainu". BBC. 8 Kasım 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi:
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Yerli halklarin soykirimi veya yerlesimci soykirimi yerlesimci somurgeciligi surecinde yerli halk topluluklarinin yok edilmesidir Patrick Wolfe a gore yerli nufusun soykirimi ozellikle yerlesimci somurgecilik vakalarinda muhtemeldir bazi akademisyenler yerlesimci somurgeciligin dogasi geregi soykirimci oldugunu savunurken digerleri soykirim teriminin gecerli olmadigini savunmaktadir Soykirim kavrami 20 yuzyilin ortalarinda Raphael Lemkin tarafindan ortaya cikarilirken Ingiliz ve Ispanyol imparatorluklari gibi cesitli Avrupa somurge guclerinin genislemesi ve daha sonra yerli topraklarda kolonilerin kurulmasi Amerika Avustralya Afrika ve Asya daki yerli gruplara yonelik soykirimci siddet eylemlerini siklikla iceriyordu Lemkin e gore kolonizasyon kendi icinde ozunde soykirim idi Ikinci asamada yeni gelenler kendi yasam tarzlarini yerli gruba empoze eder Belirli olaylarin soykirim olarak adlandirilmasi genellikle tartismalidir e gore soykirimin emperyal ve somurgeci bicimleri iki ana yolla hayata gecirilir ya kaynak cikarma ya da somurgeci yerlesimler amaciyla somurulebilir hale getirmek icin topraklarin orijinal sakinlerinden kasitli olarak temizlenmesi ya da yerli halklarin somurgeci veya emperyalist kaynak cikarma projelerinde zorunlu isci olarak calistirilmasi yoluyla Aralarinda Lemkin in de bulundugu bazi bilim adamlari bazen etnokirim olarak adlandirilan kulturel soykirimin da taninmasi gerektigini savundular Bir halk grubu varligini surdurebilir ancak grup kimliginin temeli olan kulturel ve dini uygulamalarinin yasaklanmasiyla grup kimligini surdurmesi engelleniyorsa bu da bir tur soykirim olarak kabul edilebilir Bu tur bir soykirim olarak kabul edilebilecek ornekler arasinda Cin Hukumeti tarafindan Tibetlilere ve Uygurlara yapilan muamele Amerika Birlesik Devletleri vatandaslari ve Birlesik Devletler hukumetinin ajanlari tarafindan Yerli Amerikalilara yapilan muamele ve Kanada hukumeti tarafindan Birinci Milletler halklarina yapilan muamele sayilabilir Soykirim tartismalariSoykirim kavrami 1944 yilinda Raphael Lemkin tarafindan ortaya atilmistir Yeni kavramlar yeni terimler gerektirir Soykirim ile bir ulusun ya da etnik bir grubun yok edilmesini kastediyoruz Yazar tarafindan eski bir uygulamanin modern gelisimini ifade etmek uzere icat edilen bu yeni kelime eski Yunanca genos irk kabile ve Latince cide oldurme kelimelerinden turetilmis olup bu haliyle tyrannicide homicide infanticide vb kelimelere karsilik gelmektedir Genel olarak soykirim bir ulusun tum uyelerinin toplu olarak oldurulmesi disinda bir ulusun derhal yok edilmesi anlamina gelmez Daha ziyade gruplarin kendilerini yok etmek amaciyla ulusal gruplarin yasaminin temel dayanaklarini yok etmeyi amaclayan farkli eylemlerin koordineli bir planini ifade etmek icin kullanilir Boyle bir planin hedefleri ulusal gruplarin siyasi ve sosyal kurumlarinin kulturlerinin dillerinin milli duygularinin dinlerinin ve ekonomik varliklarinin parcalanmasi ve bu gruplara mensup bireylerin kisisel guvenliklerinin ozgurluklerinin sagliklarinin onurlarinin ve hatta hayatlarinin yok edilmesi olacaktir Soykirim bir varlik olarak ulusal gruba yoneliktir ve soz konusu eylemler bireysel sifatlariyla degil ulusal grubun uyeleri olarak bireylere yoneliktir II Dunya Savasi ve Holokost tan sonra bu soykirim kavrami 1948 yilinda Birlesmis Milletler tarafindan kabul edilmistir Lemkin e gore soykirim genis bir sekilde tanimlanmisti ve ister toplu katliamlar yoluyla fiziksel olsun ister baski ve yerli yasam bicimlerinin yok edilmesi yoluyla kulturel ya da psikolojik olsun belirli bir etnik grubu yok etmeye yonelik tum girisimleri iceriyordu BM nin uluslararasi hukukta kullanilan tanimi Lemkin in tanimindan daha dardir ve soykirimin ulusal etnik irksal veya dini bir grubu kismen veya tamamen yok etmek amaciyla islenen asagidaki eylemlerden herhangi biri olarak tanimlanmaktadir a Grup uyelerini oldurmek b Grubun uyelerine ciddi bedensel veya zihinsel zarar vermek c Grubun fiziksel olarak tamamen veya kismen yok olmasina yol acacak yasam kosullarini kasitli olarak uygulamak d Grup icinde dogumlari onlemeye yonelik tedbirler uygulamak e Grubun cocuklarini zorla baska bir gruba nakletmek Tarihsel bir olayin soykirim olarak kabul edilip edilmeyeceginin belirlenmesi akademik bir tartisma konusu olabilir Tarihciler genellikle yerli halklara yonelik somurgeci siddeti dogasi geregi soykirim olarak goren Lemkin inki gibi daha genis tanimlardan yararlanirlar Lemkin soyle yazmistir Soykirimin iki asamasi vardir biri ezilen grubun ulusal yapisinin yok edilmesi digeri ezenin ulusal yapisinin dayatilmasi Bu dayatma da kalmasina izin verilen ezilen nufusa ya da nufusun uzaklastirilmasi ve bolgenin ezenin kendi vatandaslari tarafindan kolonilestirilmesinden sonra yalnizca bolgeye yapilabilir s 501 Ornegin orneginde ilk donemde 90 a varan oranda azalmistir daha genis aciklama gerekli Yuzyillar suren Avrupa kolonizasyonunun ardindan nufusun ne kadarinin soykirima atfedilebilecegi tartismalidir cunku hastalik hastaligin kismen kasitsiz olarak ortaya cikmasi nedeniyle bu dususun ana nedeni olarak kabul edilmektedir Bazi soykirim akademisyenleri hastalik kaynakli nufus dususlerini bir grubun digerine yonelik soykirim saldirganligindan ayirmaktadir Bazi akademisyenler soykirim yapma niyetinin gerekli olmadigini cunku bir soykirimin yerlesimcilerin somurge ajanlarinin veya devlet ajanlarinin azinlik gruplarina karsi siddet eylemleri gerceklestirdigi kucuk catismalarin kumulatif sonucu olabilecegini savunmaktadir Digerleri ise farkli soykirim siddeti bicimleriyle daha da kotulestigini ve kasitli olumler ile kasitsiz olumlerin birbirinden kolayca ayrilamayacagini savunmaktadir Bazi akademisyenler Amerika nin somurgelestirilmesini soykirim olarak degerlendirmektedir cunku bunun buyuk olcude belirli etnik gruplarin sistematik olarak somurulmesi ortadan kaldirilmasi ve yok edilmesi yoluyla basarildigini ve bu tur hastaliklarin cogalmasi icin ortam ve kosullar yaratacagini savunmaktadirlar Tai S Edwards ve Paul Kelton tarafindan 2020 yilinda yapilan bir arastirmaya gore son zamanlarda yapilan calismalar somurgecilerin yerlileri enfeksiyona karsi savunmasiz hale getiren olum oranlarini artiran ve nufusun toparlanmasini engelleyen kosullarin yaratilmasinda sorumluluk tasidigini gostermektedir Bu sorumluluk Amerika yi insansizlastirmak icin daha kasitli ve dogrudan siddet bicimleriyle kesisti mikroplar artik Amerikan soykirimlarini inkar etmenin temeli olamaz Amerika nin yerli halklari 1948 oncesi Ilk Amerika nin Ispanya tarafindan somurgelestirilmesi sirasinda ozellikle Afro Avrasya hastaliklarindan kaynakli salgininin yayilmasi sonucu sekiz milyon kadar yerli insanin oldugu tahmin edilmektedir Es zamanli olarak Avrupalilar tarafindan Amerikan yerlilerine karsi yurutulen savaslar ve zulumler de yuz binlerce ila milyonlarca insanin olumuyle sonuclanmistir Amerikan yerlilerine kotu muamele ve oldurme Kanada Amerika Birlesik Devletleri Meksika Arjantin Brezilya Paraguay ve Sili ye donusecek bolgeler de dahil olmak uzere Amerika nin her bolgesinde yuzyillar boyunca devam etmistir Amerika Birlesik Devletleri nde bazi akademisyenler asagida listelenen ornekler Kizilderili Savaslari ve apacik kader Manifest Destiny doktrininin soykirima katkida bulundugunu belirtmekte en onemli olaylardan biri olarak Gozyasi Yolu gosterilmektedir Ote yandan Tevratta yer alan Kenan halklari denen Amalekler baska olmak uzere cesitli halklara yonelik ifadeler ve bunlara yonelik Herem uygulamalari da dini hurafeler de bu uygulamalarin buralara tasinip Hristiyanlarca Afrika ve Amerika daki ve cesitli somurgedeki halklari ayni kategoride gorup muamele yapmasina zemin hazirlamis olabilir Buna karsilik Oregon Universitesi nden in 2019 tarihli bir kitabi soykirimin konuyla ilgili akademik calismalarda cogunluk gorusu olmadigini savunuyor ve soyle yaziyor 1992 den bu yana Amerika kitasinda topyekun acimasiz ve yaygin bir soykirim oldugu argumani Yerli calismalari ve soykirim calismalarinin bazi alanlarinda kabul gormeye baslamistir Ancak bu argumanin ABD tarihi veya Amerikan Kizilderili tarihi alanindaki ana akim calismalar uzerinde cok az etkisi olmustur Akademisyenler belirli eylemlere olaylara durtulere ve etkilere soykirimsal olarak isaret etmeye eskisinden daha meyillidir ancak soykirim bu alanlardaki calismalarda anahtar bir kavram haline gelmemistir Bazi akademisyenler etnik temizlik terimini daha uygun bir tanimlama olarak gormektedir Ethnic Cleansing The Crime That Should Haunt America Etnik Temizlik Amerika nin Pesini Birakmamasi Gereken Suc adli kitabinda ayrintili olarak anlattigi uzere tarihci Gary Anderson soykirimin Amerikan tarihinin hicbir donemine uygulanamayacagini zira Orta Avrupa Kambocya ya da Ruanda daki olaylara benzer olcekte kitlesel katliam politikalarinin hicbir zaman uygulanmadigini israrla vurgulamakta ancak etnik temizligin gerceklestigini savunmaktadir Soykirim olarak siniflandirilmasi Calismalarinda bu tarihi soykirim baglaminda inceleyen tarihciler ve akademisyenler arasinda tarihci Jeffrey Ostler tarihci David Stannard antropolojik demograf yer almaktadir Cherokee Nation tarihci Standing Rock Dakota ve Russell Means Oglala Lakota ve gibi aktivistler Stannard adli kitabinda Amerika kitasindaki somurgelestirme olaylarini 1948 BM Cenova Soykirim Sozlesmesi nde yazili soykirim tanimiyla karsilastirmakta ve soyle yazmaktadir BM dilinin isiginda hatta bazi gevsek yapilarini bir kenara birakirsak on altinci on yedinci on sekizinci ve on dokuzuncu yuzyillarda Amerika da neler yasandigini bilmek ve bunlarin soykirim oldugu sonucuna varmamak mumkun degildir Thornton savas siddet ve katliamlarin dogrudan sonuclarini soykirim olarak tanimlar ve bunlarin cogu etnik gruplarin tamamini yok etme etkisine sahiptir Siyaset bilimci Guenter Lewy Kizilderili nufusundaki azalmanin yuzde 90 i hastaliklardan kaynaklanmis olsa bile geriye kotu muamele ve siddetten kaynaklanan buyuk bir olu sayisi kaldigini belirtmektedir profesoru soyle demektedir Varsayilan pozisyonun savunuculari daha olumcul olmasa da esit derecede olumcul olan diger nedenlere ragmen hastalik nedeniyle azalmayi vurgulamaktadir Bunu yaparken de Amerika nin somurgelestirilmesinin sadece hastaliga karsi bagisikligi olmayan nufuslarin trajik kaderi degil planli bir soykirim oldugunu kabul etmeyi reddetmektedirler 1900 yilina gelindiginde Amerika daki yerli nufusu 80 den fazla bazi bolgelerde ise 98 e varan oranlarda azalmistir Somurgeciligin ilk yuzyilinda cicek kizamik ve kolera gibi hastaliklarin etkileri olu sayisina buyuk katkida bulunurken somurgeciler tarafindan Kizilderililere karsi uygulanan siddet yerinden edilme ve savaslar sonraki yuzyillarda olu sayisina katkida bulunmustur American Philosophy From Wounded Knee to the Present 2015 adli kitapta ayrintili olarak anlatildigi uzere Ayrica yarimkurenin ortak tarihinin her ikisi de son 500 yildaki Avrupa istilalarinin mirasinin bir parcasi olan soykirim ve kolelik gibi ikili trajedilerle cercevelenmis bir tarih oldugu da aciktir Hem kuzey hem de guneydeki yerli halklar yerlerinden edilmis hastaliklardan olmus ve Avrupalilar tarafindan kolelik tecavuz ve savas yoluyla oldurulmustur 1491 yilinda bati yarimkurede yaklasik 145 milyon insan yasiyordu 1691 yilina gelindiginde Amerikan yerlilerinin nufusu yuzde 90 95 oraninda yani yaklasik 130 milyon kisi azalmisti Bununla birlikte Kolomb oncesi nufus rakamlarini tahmin etmek kanitlarin parcali yapisi nedeniyle zordur Tahminler 8 ila 112 milyon arasinda degismektedir on altinci yuzyilin ilk yarisinda tesadufi temas sonucu hatta dogrudan temas olmaksizin hastaligin bir Amerikan Kizilderili kabilesinden digerine yayilmasiyla ortaya cikan feci salgin hastaliklar ve nufus kayiplari yasandigina dikkat cekmistir Thornton ayrica Malthus un nufuslar herhangi bir teknoloji duzeyinde kendilerine sunulan gidanin sinirlarina kadar ve otesinde artma egilimindedir varsayimina dayanan daha yuksek Yerli nufus tahminlerine de meydan okumustur University College London dan cografyacilara gore Amerika kitasinin Avrupalilar tarafindan somurgelestirilmesi yaklasik 55 milyon veya yerel nufusun 90 i gibi cok sayida insanin olumune yol acmistir bu iklim degisikligi ve kuresel soguma ile sonuclandi Arastirmanin ortak yazarlarindan UCL Cografya Profesoru buyuk olu sayisinin Avrupa ekonomilerini de guclendirdigini belirtiyor Amerika kitasinin nufusunun azalmasi istemeden de olsa Avrupalilarin dunyaya hukmetmesine olanak saglamis olabilir Bu ayni zamanda Sanayi Devrimi ne ve Avrupalilarin bu egemenligi surdurmesine de olanak saglamistir Amerika nin Ispanyol Hiristiyan kolonizasyonu 16 yuzyila ait bir Hollanda Devrimi sirasinda Amerika da Ispanyol zulmunu resmeden Flaman Protestan illustrasyonu Las Casas adli eserinde Dominiken rahip Bartelome de Las Casas in anlattigi Hispaniola nin fethi sirasinda Ispanyollarin Yerli halklara yaptigi iskenceleri tasvir etmektedir Bartolome soyle yazmistir Ayaklari neredeyse yere degecek kadar buyuk ancak alcak yapilmis bazi Gibbetler diktiler her biri Kurtaricimizin ve 12 Havarisinin Onuruna ve Hurmetine kufurle soyledikleri gibi On Uc Kisiyi tasiyacak sekilde duzenlenmisti uzerlerinde asili dururken onlari kul etmek icin bir Ates yaktilar Ilk Ispanyollarin Amerika yi fethi sirasinda modern cagin ilk buyuk olcekli soykirim eylemi olarak tanimlanan bir dizi olayda ozellikle Afro Avrasya hastaliklarinin yayilmasi nedeniyle sekiz milyon kadar Yerli nin oldugu tahmin edilmektedir Karayipler deki Tainolara yonelik vahset ve sistematik imha eylemleri Dominiken rahibi Bartolome de las Casas i Ispanyolca Brevisima relacion de la destruccion de las Indias adli kitabini yazmaya ve 1542 de yayinlamaya sevk etti bu kitap bati dunyasinda genis yanki uyandirdi ve yazildigi yil Ispanya Kralinin tum Ispanyol topraklarinda adli fermanini yayinlamaya zorlamada Amerika daki yerli halklara yonelik koleligin kaldirilmasina katkida bulundu Las Casas Ispanyol kolonisi Hispaniola daki yerli nufusun birkac on yil icinde 400 000 den 200 e dustugunu yazmistir Yazilari in Ispanyol Imparatorlugu nun zalim bagnaz yozlasmis somurucu ve gercekligin otesinde kendini begenmis olarak goruldugu birikmis propaganda ve Hispanofobi gelenegi olarak tanimladigi nin ortaya cikmasina neden olanlar arasindaydi Davis Kaliforniya Universitesi nden tarihci hastalik bir faktor olsa da maruz kaldiklari surekli kolelestirme olmasaydi Hispaniola nin yerli nufusunun Kara Olum sonrasinda Avrupalilar gibi toparlanacagini ileri surmektedir Bu insani faktorler arasinda koleligin Hispaniola nufusunun en buyuk katili oldugunu ve 1492 ile 1550 yillari arasinda kolelik asiri calisma ve kitlik baglantilarinin Karayipler de cicek grip veya sitmadan daha fazla yerliyi oldurdugunu soylemektedir Noble David Cook Amerika nin fethi hakkinda sunlari soylemistir Eski ve Yeni Dunya temasindan sonraki ilk yuzyilda oldugu bildirilen milyonlarca kisiyi oldurmek icin cok az Ispanyol vardi Bunun yerine olu sayisinin bazi tahminlere gore Kizilderili populasyonlarinda 80 90 olum oranina sahipcicek hastaligi gibi hastaliklardan kaynaklandigini tahmin etmektedir Ancak tarihci Ispanyol kolonizasyonunun hastaliklarin yayilmasi icin gerekli kosullari yarattigini ornegin Hernando de Soto nun 1539 da Guney Amerika ya yaptigi seferin uyelerinin cicek ya da kizamik gecirmis olma ihtimalinin cok dusuk oldugunu dikkatli calismalarla ortaya koydugunu savunmustur Bunun yerine seferin neden oldugu aksakliklar Amerika da zaten mevcut olan frengi ve dizanteri ile dogu yarimkureden yeni getirilen bir hastalik olan sitma gibi hastaliklara karsi yerli halkin savunmasizligini artirmistir Amerika nin ilk fethi tamamlandiktan sonra Ispanyollar 1503 yilinda encomienda sistemini uygulamaya koydu Teoride encomienda kulturel asimilasyonu ve tesvik etmek icin Yerli halk gruplarini Ispanyol gozetimi altina aldi ancak pratikte yuksek olum oraniyla acimasiz kosullar altinda yasal olarak onaylanmis zorla calistirma ve dogal kaynak somurusune yol acti Ispanyollar sayilarinin tukenmez olduguna inandiklari Yerli halklari yok etmek icin yola cikmamis olsalar da eylemleri Aravaklar gibi tum kabilelerin yok olmasina yol acti Her alti ayda bir iscilerin ucte birinin oldugu madenlerde bircok Aravak olumcul zorla calistirma nedeniyle hayatini kaybetti Tarihci David Stannard a gore encomienda Orta ve Guney Amerika daki milyonlarca yerli halki erken ve aci verici olumlere surukleyen bir soykirim sistemiydi Ispanyol ve Portekizlilerin Amerika daki yerli halklara yonelik soykirimlari yerli nufusun yaklasik 90 ini tarimin ve altyapinin cogunu yok etmistir 3 Ekolog Simon Lewis ve jeolog e gore bu soykirimlarin kapsami o kadar genisti ki orman rejenerasyonu ek ile sonuclandigi icin 1550 ve 1700 yillari arasinda kuresel sicaklik dususune neden oldu 3 profesoru Clifford Trafzer e gore 1760 larda Gaspar de Portola ve onderliginde Kaliforniya yi guclendirmek icin gonderilen bir kesif gezisine ise kolelik ve hastalik bulastirma yoluyla soykirim damgasini vurmustur Amerika kitasinin Ingiliz somurgeciligi Kunduz Savaslari On yedinci yuzyildaki sirasinda Irokualar diger Mohikanlar Huronlar Erielileri Conestoga kuzey Algonkinler dahil olmak uzere bircok buyuk kabile konfederasyonunu etkili bir sekilde yok etmistir ve Irokualar tarafindan uygulanan savas tarzinin asiri acimasizligi ve yok edici dogasi bazi tarihcilerin bu savaslari Irokua Konfederasyonu tarafindan islenen soykirim eylemleri olarak etiketlemesine neden oldu Kalinago katliami 1626 Kalinago katliami 1628 yilinda Ingiliz ve Fransiz yerlesimciler tarafindan Saint Kitts te yaklasik 2 000 Ada Karibinin katledilmesidir Karib Sefi St Kitts i isgal eden Ingiliz ve Fransiz yerlesimcilerin sayisinin artmasindan rahatsiz olmaya basladi Bu durum catismalara yol acti ve diger Ada Kariblerinin de yardimiyla yerlesimcilerin ortadan kaldirilmasini planlamaya basladi Ancak plani Barbe adli bir Kizilderili kadin tarafindan ve Pierre Belain d Esnambuc a ifsa edildi Harekete gecen Ingiliz ve Fransiz yerlesimciler Karibleri sarhos olduklari bir partiye davet ettiler Karibler koylerine donduklerinde aralarinda Sef Tegremond un da bulundugu 120 kisi uykularinda olduruldu Ertesi gun kalan 2 000 4 000 Karib ve bolgesine suruldu ve burada 2 000 den fazlasi katledildi ancak 100 yerlesimci de olduruldu Bir Fransiz Mansinel vurulduktan sonra delirdi Kalan Karibler kacti Daha sonra 1640 yilina gelindiginde zaten kolelestirilmemis olanlar Dominika ya goturuldu Pekuotlari yok etme girisimi 1636 1638 1743 tarihli bir Ingiliz somurgeciler sag kurtulan Pekotlarin topraklarina donmelerini kabile dillerini konusmalarini veya kendilerini Pekot olarak adlandirmalarini yasaklayarak Pekot kulturel kimligini ortadan kaldirmaya calisti Pekuot Savasi 1636 ile 1638 yillari arasinda New England da Pekuot kabilesi ile Massachusetts Korfezi Plymouth ve kolonilerindeki kolonistler ve onlarin ve muttefiklerinden olusan bir ittifak arasinda meydana gelen silahli bir catismadir Savas Pekuotlarin kesin yenilgisiyle sonuclandi Connecticut ve Massachusetts kolonileri 1630 lardaki Pekuot Savasi sirasinda oldurulen dusman Kizilderililerin kelleleri ve daha sonra sadece kafa derileri icin oduller teklif etti Connecticut 1637 de Pequot u oldurdukleri icin Moheganlara ozel olarak tazminat odedi Savasin sonunda yaklasik 700 Pekot oldurulmus ya da esir alinmisti Ingiliz somurgeciler savastan sag kurtulan tahminen 2 500 Pekuot a sert ve cezalandirici bir antlasma dayattilar Pekuot kulturel kimligini ortadan kaldirmaya calisti Pekuotlarin topraklarina donmelerini kabile dillerini konusmalarini ve hatta kendilerini Pequot olarak adlandirmalarini yasaklayan hukumlerle ve Pekuot Ulusunu etkili bir sekilde dagitti hayatta kalanlarin cogu idam edildi ya da kolelestirildi ve satildi Yuzlerce esir kole olarak Bati Hint Adalari na satildi Sonuc Pekuot kabilesinin Guney New England da yasayabilir bir yonetim olarak ortadan kaldirilmasi ve somurge yetkililerinin onlari soyu tukenmis olarak siniflandirmasi oldu Ancak Pekuot kabilesinin uyeleri bugun hala federal olarak taninan bir kabile olarak yasamaktadir Narragansett halkinin katliami 1675 Buyuk Bataklik Katliami Kral Philip in Savasi sirasinda New England somurge milisleri tarafindan Aralik 1675 te Narragansett kabilesine karsi gerceklestirilmistir O yilin 15 Aralik gunu Narraganset savascilari Jireh Bull Blockhouse a saldirmis ve en az 15 kisiyi oldurmustur Dort gun sonra Ingiliz kolonileri Plymouth Connecticut ve Massachusetts Korfezinden milisler Rhode Island daki ana Narragansett kasabasina yonlendirildi Yerlesim yakildi sakinleri kadinlar ve cocuklar dahil olduruldu ya da tahliye edildi ve kabilenin kislik depolarinin cogu yok edildi Kesin rakamlar bilinmemekle birlikte en az 97 Narragansett savascisinin ve 300 ila 1 000 savasci olmayan kisinin olduruldugune inanilmaktadir Katliam katliami hemen takip eden donemde Narragansett kabilesi icin kritik bir darbe olmustur Bununla birlikte Pequotlar gibi Narragansett halki da bugun federal olarak taninan bir kabile olarak yasamaya devam etmektedir Fransiz Kizilderili Savasi ve Pontiac Ayaklanmasi 1754 1763 12 Haziran 1755 te Fransiz Kizilderili Savasi sirasinda Massachusetts valisi William Shirley bir erkek Kizilderili kafa derisi icin 40 Sterlin Kizilderili kadin ya da 12 yasindan kucuk cocuklarin kafa derileri icin 20 Sterlin odul koydu 1756 da Pennsylvania vali yardimcisi halkina karsi savas ilaninda On Iki Yasindan Buyuk Her Erkek Kizilderili Dusmanin Kafa Derisi Icin 130 Parca Sekiz ve Oldurulduklerine dair kanit olarak gosterilen Her Kizilderili Kadinin Kafa Derisi Icin 50 Parca Sekiz teklif etmistir Pontiac Ayaklanmasi sirasinda Albay amiri Sir ile birlikte biyolojik savas yoluyla dusman Kizilderililere cicek mikrobu iceren battaniyeleri verip bu hastaligi onlara bulastirmak icin komplo kurmustur Kanada Resmi olarak Beothuklarin sonuncusu yaklasik 1801 6 Haziran 1829 Suzannah Anstey kizlik soyadi Manuel 1832 1911 Beothuk Elizabeth adli kadinin kizi ve kocasi Samuel Anstey 1832 1923 Catismasiz olmasa da Ilk Milletler denen yerli halklar ve Inuitlerle ilk etkilesimleri nispeten bariscildi Ilk Milletler ve Metisler Kanada daki Avrupa kolonilerinin gelisiminde ozellikle de Kuzey Amerika kurk ticareti sirasinda Avrupali ve lara kitayi kesfetmelerinde yardimci olduklari icin kritik bir rol oynadi Ancak zaman icinde Avrupalilarin Ilk Milletlerle olan bu ilk etkilesimleri dostluk ve baris antlasmalarindan topraklarin antlasmalar yoluyla ellerinden alinmasina donusmustur 18 yuzyilin sonlarindan itibaren Avrupali Kanadalilar Yerli halklari Bati Kanada toplumuna asimile olmaya zorlamistir Bu girisimler 19 yuzyilin sonlari ve 20 yuzyilin baslarinda zorunlu entegrasyon ve yer degistirmelerle doruk noktasina ulasmistir Avrupa kolonizasyonunun bir sonucu olarak Yerli nufusu yuzde kirk ila seksen oraninda azaldi Bu dusus dogal bagisikliklari olmayan grip kizamik ve cicek hastaligi gibi Avrupa hastaliklarinin tasinmasi kurk ticareti uzerindeki catismalar somurge yetkilileri ve yerlesimcilerle catismalar ve Yerli topraklarinin yerlesimcilere kaybedilmesi ve ardindan birkac ulusun kendi kendine yeterliliginin cokmesi gibi cesitli nedenlere baglanmaktadir Shanawdithit in 1829 da olumuyle Beothuklarin ve Newfoundland in yerli halkinin salgin hastaliklar aclik gida kaynaklarina erisim kaybi ve Ingiliz ve Fransiz balikcilar ve tuccarlar tarafindan yerlerinden edilmelerinin ardindan resmen soylarinin tukendigi ilan edildi Akademisyenler Beothuk la ilgili soykirim taniminda hemfikir degildir ve taraflarin farkli siyasi gundemleri vardir Bazi akademisyenler Beothuk un yukarida belirtilen unsurlar nedeniyle oldugune inanirken bir baska teori de Avrupalilarin onlara karsi surekli bir soykirim kampanyasi yuruttugudur Kulturel soykirim kavraminin ve bunun yerlesimci somurgecilikle iliskisinin daha yeni anlasilmasi modern akademisyenleri Kanada devletlerinin Yerli halklarin fiziksel ve kulturel olarak yok edilmesi surecinin uretilmesi ve mesrulastirilmasindaki rolunun soykirimci yonlerinin yeniden tartisilmasina yoneltmistir 1990 larda bazi akademisyenler bununda soykirim olarak nitelendirilmesi gerektigini belirtip Kanada Kizilderili yatili okul sistemi ni somurgecilikten kaynaklanan bir soykirim sureci olarak tanimasi icin baski yapmaya basladi Bu kamusal tartisma 2008 yilinda nun kurulmasina yol acti Kanada Kizilderili yatili okul sistemi 1876 yilinda Kizilderili Yasasi Indian Act nin kabul edilmesinin ardindan kurulmustur Sistem cocuklari baskin Kanada kulturune amaciyla ailelerinin ve kulturlerinin etkisinden uzaklastirmak icin tasarlanmistir Son okul 1996 yilinda kapanmistir Sistemin varligi boyunca yerli cocuklarin yaklasik 30 u veya kabaca 150 000 i ulusal duzeyde yatili okullara yerlestirilmis bu ogrencilerin en az 6 000 i yatili okullara devam ederken olmustur Sistem kulturel soykirim Cocugun icindeki Kizilderiliyi oldurmek olarak tanimlanmistir 1960 lardan 1980 lere kadar suren ve Altmisli Yillar Kepcesi olarak adlandirilan bu surecin bir kismi sorusturulmus ve cocuklara el konulmasi Yargic Edwin Kimelman tarafindan soykirim olarak nitelendirilmistir Bir cocugu kendi kulturunden aldiniz ve cocuga sahip olan aileye hicbir danismanlik yardimi yapmadan onu yabanci bir kulture yerlestirdiniz Bunda dramatik ve temelde yanlis olan bir sey var Yatili okul sisteminin bir baska yonu de okullarin Yerli olmayan erkeklerle evlenme tavsiyesine uymamayi secen Yerli kadinlara zorla kisirlastirma uygulamasiydi Yerli kadinlar Kanada nufusunun sadece 2 5 ini olusturuyordu ancak Kanada ojenik yasalari Kanada Alberta Eyaleti Cinsel Kisirlastirma Yasasi gibi kapsaminda bircogu bilgileri veya rizalari olmadan kisirlastirilanlarin 25 ini olusturuyordu Kanada daki Yerli halklara yonelik kulturel soykirimi onaylayan resmi Kanada Hakikat ve Uzlasma Komisyonu nun rapor ozetinin kapak sayfasi Baslik Honour the Truth Reconciling for the Future Anlami Gercegi Onurlandirmak Gelecek icin Uzlasmak Hakikat ve Uzlasma Komisyonu nun Yonetici Ozeti devletin zorla asimilasyon yoluyla kulturel soykirim politikasi izledigini ortaya koymustur Ifadenin muglakligi fiziksel ve biyolojik soykirimin da gerceklestigi yorumuna olanak tanimistir Ancak komisyon fiziksel ve biyolojik soykirimin gerceklestigi sonucuna varmaya yetkili degildi zira boyle bir bulgu Kanada hukumeti icin kanitlanmasi zor bir yasal sorumluluk anlamina gelecekti Sonuc olarak Kanada hukumetinin de Yerli halklara karsi fiziksel ve biyolojik soykirim yapip yapmadigina dair tartisma acik kalmaya devam etmektedir Kulturel soykirim ifadesi tarihte acikca kabul edilmis bir soykirim olan Holokost tan ayirt etmek icin kullanilmaktadir Bazilari bu tanimin kulturel yikimla birlikte meydana gelen biyolojik ve fiziksel soykirim eylemlerini goz ardi ettigini savunmaktadir Uluslararasi hukuk baglaminda ele alindiginda Kanada daki somurgecilik Birlesmis Milletler in soykirim sucu taniminda yer alan her bir kritere uymaktadir Bununla birlikte asagidaki tum fiziksel soykirim ornekleri faillerin eylemlerinin ardindaki niyet ve genel motivasyonlarin gerekliligi henuz genis capta kabul gormedigi icin hala oldukca tartismalidir Kanada nin Yerli halklara yonelik eylemleri 1862 Kuzeybati Pasifik cicek hastaligi salgini gibi olumcul hastaliklarin yayilmasi yoluyla BM soykirim taniminin ilk ornegi olan grup uyelerinin oldurulmesi kapsaminda kategorize edilebilir Ulkenin diger bolgelerinden diger ornekler arasinda ve Nova Scotia valisi tarafindan sunulan kafa derisi yuzme odulleri yer almaktadir Ikinci olarak Hakikat ve Uzlasma Komisyonu tarafindan da teyit edildigi uzere yatili okul sistemi b ve e nin acik bir ornegidir ve benzer eylemler Milenyum Kepcesi araciligiyla gunumuzde de devam etmektedir cunku Yerli cocuklar orantisiz bir sekilde ailelerinden alinmakta ve Kanada cocuk refahi sistemi araciligiyla genellikle farkli kulturlerden olan baskalarinin bakimina verilmektedir Dahasi rezervlerde yasayan cocuklar sosyal hizmetler icin yetersiz finansmana maruz kalmaktadir ve bu da Kanada hukumetini sorumlu tutmak amaciyla 2021 in baslarinda Kanada Insan Haklari Mahkemesince dokuzuncu uyumsuzluk kararinin verilmesine yol acmistir Toronto sokaklarinda buyuk bir protestocu kalabaligi Kirmizi bir elbise ve Mohawk Savasci bayragi kalabaligin uzerinde yukselirken goruluyor Toronto da BLM protestosu sirasinda yuruyusculer MMIW Kayip ve Oldurulen Yerli Kadinlar kirmizi elbisesi ve Mohawk Savasci Bayragi tasiyor 30 Mayis 2020 BM taniminin c alt bolumu Bir grubun fiziksel olarak tamamen veya kismen yok olmasina yol acacak yasam kosullarini kasten uygulamak Yerli topluluklarda kitlesel kitliklara yol acan karibu ve bizonlarin neredeyse tamamen yok edilmesi sosyal hizmetlerin yetersiz ve erisilemez olmasi nedeniyle rezerv kosullarinin Yerli halklarin yasam kalitesini nasil ihlal ettigi ve birinci dunya ulkelerindeki en ic karartici su kalitesine sahip olmasi gibi tarihi miraslari olan bir soykirim eylemidir Kanada ayrica toprak su hava ve halklarin kendileri icin tehdit olusturan tehlikeli ve olumcul ekolojik toksisiteleri Yerli bolgelerinin yakininda veya uzerinde konumlandirmaktadir Yerli halk son yillarda grup icinde dogumlari onlemeye yonelik tedbirlerin dayatilmasi olan d yi bildirmeye devam etmektedir Ozellikle 2018 yilinda Moose Jaw Saskatchewan da avukat Alisa Lombard tarafindan temsil edilen D D S vakasinda oldugu gibi Yerli halklara yonelik kisirlastirma prosedurleri konusunda bilgilendirilmis onamdan kacinilmasi yoluyla Yukarida listelenenler gibi ornekler Yerli halklarin karsi karsiya kaldigi tarihsel ve guncel soykirim zararlarini protesto etmek icin ulke capinda yaygin fiziksel ve sanal eylemlere yol acmistir 28 Temmuz 2022 tarihinde Papa Francis in Kanada ziyareti sirasinda Notre Dame de Quebec Katedralinde Papa sunlari soylemistir Yerli kardeslerimizle iyilesme ve uzlasma surecini dusunurken Hiristiyan toplumu bir daha asla bir kulturun digerlerinden ustun oldugu ya da digerlerini zorlama yollarina basvurmanin mesru oldugu fikrinin kendisine bulasmasina izin veremez Papa Francis bir hafta suren Kanada gezisinin ardindan 30 Temmuz 2022 de Roma ya donus ucaginda bir gazetecinin sorusuna yanit verdi Dogru kelimeyi kullanmadim cunku aklima gelmedi ama soykirimi tanimladim ve soykirim olan bu is icin af diledim bagislanma istedim Mesela bunu da kinadim Cocuklari alip kulturu degistirmek zihniyetleri degistirmek gelenekleri degistirmek bir irki diyelim ki butun bir kulturu degistirmek Evet bu teknik bir kelime soykirim ama aklima gelmedigi icin kullanmadim ama tarif ettim Bu dogru evet bu bir soykirim Evet hepiniz sakin olun Benim bunu soyledigimi soyleyebilirsiniz evet bu bir soykirimdi Meksika Orta Meksika da birbirini izleyen salgin hastaliklarin neden oldugu yerli halklarin nufus dususu grafigiApaciler 1835 yilinda Meksika nin Sonora eyaleti hukumeti Apaciler icin bir odul koydu ve bu odul zamanla 14 yas ve uzeri her erkek kafa derisi icin hukumet tarafindan 100 peso odenmesine donustu 1837 yilinda Meksika nin Chihuahua eyaleti de Apaci kafa derileri icin savasci basina 100 peso kadin basina 50 peso ve cocuk basina 25 peso olmak uzere bir odul teklif etti Mayalar somurgecilerin Guneydogu Meksika daki Mayalarin ortak topraklarina tecavuz etmesinden kaynaklanmistir Siyaset bilimci Adam Jones a gore Bu vahsi irk savasi her iki tarafta da soykirima varan vahsete sahne olmus ve 200 000 e yakin kisi oldurulmustur Yakiler Meksika hukumetinin cesitli ayaklanmalarina verdigi yanit ozellikle Porfirio Diaz doneminde soykirima benzetilmistir Katliam nedeniyle Yaqui kabilesinin Meksika daki nufusu Diaz doneminde 30 000 den 7 000 e dusmustur Bir kaynaga gore bu Yaquilerden en az 20 000 i Sonora daki devlet cinayetlerinin kurbani olmustur 2019 da Meksika Devlet Baskani Andres Manuel Lopez Obrador yasanan suiistimaller icin ozur dilemeye hazir oldugunu soylemistir Arjantin Arjantin 19 yuzyilin ikinci yarisinda yerli halklar ve komsu devlet Sili ile catisma pahasina toprak genisletme kampanyalari baslatti Mapuce halki Arjantin askeri gucleri tarafindan atalarinin topraklarindan zorla cikarildi olumler ve yerinden edilmelerle sonuclandi 1870 lerde Baskan Julio Argentino Roca Pampas bolgesinde yasayan Mapucelerin boyun egdirilmesi kolelestirilmesi ve soykirima ugratilmasiyla sonuclanan Ispanyolca Conquista del desierto askeri operasyonunu hayata gecirdi Guney Patagonya da hem Arjantin hem de Sili yerli topraklarini ve sularini isgal etmis ve Tierra del Fuego Ates Arazisi daki koyun ciftcileri ve isadamlari tarafindan uygulanan soykirimi kolaylastirmistir 19 yuzyilin sonlarindan itibaren Tierra del Fuego Altina Hucum sirasinda Avrupali yerlesimciler Arjantin ve Sili hukumetleriyle birlikte Selknamlari Yamanalari ve Manekenkleri sistematik olarak yok etmistir Onlarin yok edilmesi bugun olarak bilinmektedir Arjantin ayrica kuzeye dogru genislemis ornegin oldugu gibi soykirim olarak nitelendirilebilecek bir politikayla bircok Chaco halkini mulksuzlestirmistir Paraguay Uclu Ittifak Savasi 1865 1870 Brezilya Imparatorlugu tarafindan nin Arjantin hukumeti ve in Uruguay hukumeti ile ittifak halinde Paraguay a karsi baslatildi Brezilya Arjantin ve Uruguay hukumetleri yuksek akit taraflarin Paraguay hukumetini devirmek uzere kendilerini bagladiklari gizli bir antlasma imzaladi Bes yil suren savasta Paraguay nufusu siviller kadinlar cocuklar ve yaslilar da dahil olmak uzere azaldi Julio Jose Chiavenato Amerikan Soykirimi adli kitabinda bunun sadece oldurulecek Paraguayli kalmadiginda sona eren topyekun bir imha savasi oldugunu belirtir ve Paraguay in yetiskin erkek nufusunun 99 5 inin savas sirasinda oldugu sonucuna varir Savastan once yaklasik 420 000 olan nufustan geriye sadece 14 000 erkek ve 180 000 kadin kalmistir Yazar Steven Pinker soyle yazmistir Bircok savas arasinda 19 yuzyil Paraguay nufusunun yuzde 60 indan fazlasi da dahil olmak uzere 400 000 kisinin olumune yol acmis olabilecek Uclu Ittifak Savasi oransal olarak modern zamanlarin en yikici savasidir Sili nin Sili ordusu tarafindan sozde pasifize edilmesi 1860 lar ile 1880 ler arasinda o zamana kadar bagimsiz olan Mapuceleri mulksuzlestirdi Once Arauco Savasi ve ardindan sirasinda Mapuce halki ile cogunlukla Araucania da yasanan uzun soluklu bir catisma yasandi Amerika Birlesik Devletleri nin Yerli topraklarini somurgelestirmesi Stacie Martin Amerika Birlesik Devletleri nin Yerli nufusuna karsi soykirim eylemleri nedeniyle uluslararasi toplum tarafindan yasal olarak uyarilmadigini ancak bircok tarihci ve akademisyenin Gozyasi Yolu Sand Creek Katliami ve gibi olaylari dogasi geregi soykirim olarak tanimladigini belirtmektedir ABD tarihinin ve miras kalan Yerli ABD nin Yerli halklara karsi isledigi soykirim ele alinmadan anlasilamayacagini belirtiyor Somurge doneminden Amerika Birlesik Devletleri nin kurulusuna kadar ve yirminci yuzyilda da devam eden bu surec iskence teror cinsel istismar katliamlar sistematik askeri isgaller Kizilderili uzaklastirma politikalari yoluyla Yerli halklarin atalarinin topraklarindan cikarilmasi Yerli Amerikali cocuklarin askeri benzeri yatili okullara zorla gonderilmesi tahsisat ve fesih politikasini gerektirmistir Pontiac Savasi sirasinda Bouquet ve Amherst arasinda teati edilen mektuplarda Amherst in Bouquet e Yerli halkin yok edilmesi gerektigini yazdigi goruluyor Kizilderilileri battaniyelerle asilamanin yani sira bu igrenc irkin kokunu kazimaya hizmet edebilecek diger tum yontemleri denemeniz iyi olacaktir Tarihciler bunu Amherst in soykirim niyetinin bir kaniti ve Amerika nin somurgelestirilmesi sirasinda Amerikan yerlilerine karsi siklikla sergilenen daha genis bir soykirim tutumunun bir parcasi olarak gormektedir 1837 de cicek hastaligi ABD nin kuzey ovalarini kasip kavurdugunda ABD Savas Bakani 1837 de hicbir Mandan a Arikaralar Kriler ve Karaayaklar ile birlikte cicek asisi yapilmamasini emretti ve bu asilar baska bolgelerdeki diger kabilelere yapildi Amerika Birlesik Devletleri bugune kadar herhangi bir hakikat komisyonu kurmamis ya da Yerli halklarin soykirimi icin bir anit insa etmemistir Bati Yakasi na toprak genisletme sirasinda meydana gelen Yerli Amerikalilara yonelik tarihsel siddeti kabul etmemekte ya da telafi etmemektedir Smithsonian Enstitusu gibi Amerikan muzeleri soykirima bir bolum ayirmamaktadir 2013 yilinda National Congress of American Indians Smithsonian Enstitusu icinde Ulusal Amerikan Yerlileri Soykirim Muzesi icin bir alan yaratilmasina dair bir karar aldi ancak bu karar Enstitu tarafindan goz ardi edildi Yerli kadinlarin kisirlastirilmasi 1970 yilinda kabul edilmis ve araciligiyla saglik hizmeti alan hastalarin kisirlastirilmalari subvanse edilmistir Yasanin kabul edilmesinden sonraki alti yil icinde cocuk dogurma yasindaki Kizilderili kadinlarin tahmini 25 i kisirlastirildi Prosedurlerin bazilari baski altinda veya kisirlastirilanlar tarafindan anlasilmadan gerceklestirilmistir 1977 de nin bas kabile yargici Cenevre deki Birlesmis Milletler Yerli Haklari toplantisi nda Kizilderili kadinlarin modern soykirimla es tuttugu istemsiz kisirlastirmaya maruz kaldiklarini soylemistir Kizilderili yatili okullari ABD Kizilderili yatili okul sistemi Yerli cocuklari ailelerinden ayiran ve onlari beyaz topluma asimile etmeye calisan 150 yillik bir program ve federal politikaydi Bu uygulama 19 yuzyilin baslarinda Kizilderili Tehciri politikalarinin baslangicina denk gelecek sekilde baslamistir 11 Mayis 2022 tarihinde federal hukumetin bu sistemin olusturulmasi ve surdurulmesindeki rolunu resmi olarak kabul eden bir Federal Kizilderili Yatili Okul Girisimi Arastirma Raporu yayinlanmistir Rapora gore ABD federal hukumeti 1819 ile 1969 yillari arasinda 37 eyalette 408 den fazla yatili kurumu isletmis veya finanse etmistir Bircogu dini kurumlar tarafindan isletilen toplam 431 yatili okul tespit edilmistir Rapor sistemi Yerli topluluklarin kimligini ortadan kaldirmayi ve topraklarina el koymayi amaclayan federal bir politikanin parcasi olarak tanimlamistir Okullarda asiri kalabalik yetersiz beslenme hastalik ve yeterli saglik hizmetinin olmamasi gibi istismar da yaygindi Rapor 19 okulda 500 den fazla cocuk olumunu belgeledi ancak toplam sayinin binlerce hatta muhtemelen on binlerce olabilecegi tahmin ediliyor 53 okulda isaretlenmis veya isaretlenmemis mezar alanlari kesfedildi Okul sistemi kulturel bir soykirim ve irkci bir insandisilastirma olarak tanimlandi Kizilderili Tehciri ve Gozyasi Yolu Amerikan hukumeti 1830 tarihli Kizilderili Tehcir Yasasi ni takiben Dogu Yakasi kabilelerini Mississippi boyunca zorla yer degistirmeye basladi Bu tehcir Amerika Birlesik Devletleri ndeki digerlerinin yani sira Cerokiler Krikler Seminoleler Cikasovlar ve Coktavlarin bircok uyesini anavatanlarindan bugunku Oklahoma eyaletinin dogu kesimlerindeki Kizilderili Bolgesi ne goturdu Gozyasi Yolu boyunca yaklasik 2 500 6 000 kisi oldu Chalk ve Jonassohn Cherokee kabilesinin Gozyasi Yolu boyunca surulmesinin bugun neredeyse kesinlikle bir soykirim eylemi olarak kabul edilecegini ileri surmektedir 1830 tarihli Kizilderili Kaldirma Yasasi goce yol acmistir Yaklasik 2 000 Cherokee ye ait siyah kole ile birlikte yaklasik 17 000 Cherokee evlerinden cikarildi Gozyasi Yolu nun bir sonucu olarak olen insanlarin sayisi cesitli sekillerde tahmin edilmistir Yolculugu bir grupla birlikte yapan Amerikali doktor ve misyoner Elizur Butler 4 000 kisinin oldugunu tahmin etmistir David Stannard ve Barbara Mann gibi tarihciler ordunun Cerokilerin yuruyus rotasini Vicksburg gibi bilinen kolera salgini bolgelerinden gececek sekilde kasitli olarak degistirdigini belirtmislerdir Stannard 1830 da Baskan Andrew Jackson tarafindan imzalanan Kizilderili Tehcir Yasasi ni takiben yurtlarindan zorla cikarilmalari sirasinda toplam nufusun yaklasik yarisi olan 8 000 Ceroki nin oldugunu tahmin etmektedir Amerikan Kizilderili Savaslari ABD Ordusunun 150 Lakota yi oldurdugu ve Amerikan Kizilderili Savaslarinin sonunu getiren 1890 Wounded Knee Katliamindan kalan donmus cesetler icin kazilan bir toplu mezar Amerikan Kizilderili Savaslari sirasinda Amerikan Ordusu Yerli halklara yonelik bazen soykirim olarak da degerlendirilen bir dizi katliam ve zorla yer degistirme eylemi gerceklestirmistir kaynak belirtilmeli 1864 Sand Creek Katliami kendi doneminde infial yaratmis olsa da bir soykirim olarak kabul edilmistir Albay milislerinden olusan 700 kisilik bir kuvvetin basinda yaklasik ucte ikisi kadin cocuk ve bebeklerden olusan 70 163 bariscil Sayenler ve Arapaholar i katletti Chivington ve adamlari insan fetusleri ve erkek ve kadin cinsel organlari da dahil olmak uzere kafa derilerini ve diger vucut parcalarini ganimet olarak aldilar Chivington eylemlerini savunurken sunlari soyledi Kizilderililere sempati duyan her adama lanet olsun Kizilderilileri oldurmeye geldim ve Kizilderilileri oldurmek icin Tanri nin cenneti altinda her turlu araci kullanmanin dogru ve onurlu olduguna inaniyorum Buyuk kucuk herkesi oldurun ve kafa derilerini yuzun bitler bit yapar Albay John Milton Chivington ABD Ordusu Amerika Birlesik Devletleri nin Kaliforniya yi satin almasi ABD nin Kaliforniya yi somurgelestirmesi 1845 yilinda Meksika Amerika Savasi ile ciddi bir sekilde basladi 1848 Guadalupe Hidalgo Antlasmasi ile Amerika Birlesik Devletleri ne 525 000 mil karelik yeni bolge uzerinde hak elde edip ele gecirdi Altina Hucum katliamina ek olarak somurgeciler tarafindan bolgedeki Amerikan yerlilerine karsi devlet destekli cok sayida katliam yapildi ve birkac etnik grubun tamaminin yok olmasina neden oldu ve onu izleyen olarak adlandirilan bu tur bir catisma dizisinde Yuki halkinin tamami yok olmanin esigine getirildi Daha once 3 500 kisilik bir nufusa sahip olan Yuki kabilesinden geriye 100 den az kisi kalmisti a gore Kaliforniya nin Kolomb oncesi nufusuna iliskin tahminler 300 000 kadar yuksek olabilir 1849 yilina gelindiginde bir dizi salgin hastalik nedeniyle bu sayi 150 000 e dusmustu Ancak 1849 dan 1890 a kadar Kaliforniya nin yerli nufusu esas olarak oldurmeler nedeniyle 20 000 in altina dusmustu 1849 1870 yillari arasinda en az 4 500 Kaliforniya yerlisi oldurulurken cok daha fazlasi hastalik ve aclik nedeniyle hayatini kaybetti 10 000 Kizilderili de kacirildi ve kole olarak satildi Kaliforniya valisi Gavin Newsom Haziran 2019 da Kizilderili halklarinin temsilcileri onunde yaptigi bir konusmada soykirim icin ozur diledi Newsom Iste bu bir soykirimdi Bunu tarif etmenin baska yolu yok Ve tarih kitaplarinda bu sekilde anlatilmasi gerekiyor dedi Kaliforniya da cikarilan bir yasa issiz herhangi bir Kizilderilinin serseri ilan edilmesini ve ardindan hizmetlerinin dort aya kadar acik artirmayla satilmasini yasal hale getiriyordu Yasa ayrica beyazlarin Kizilderili cocuklari on sekiz yasina kadar kendileri icin calismaya zorlamalarina da izin veriyordu ancak bunun icin once yasada arkadas olarak adlandirilan birinden izin almalari gerekiyordu Beyazlar yetiskin Kizilderilileri daglarda avliyor cocuklarini kaciriyor ve onlari 50 dolar gibi dusuk bir fiyata cirak olarak satiyordu Kizilderililer hicbir Kizilderili Siyah ya da Melez kisinin bir beyazin lehine ya da aleyhine delil sunamayacagini belirten bir baska Kaliforniya yasasi nedeniyle mahkemede sikayetci olamiyordu Bir cagdas soyle yazmistir Madenciler bazen Kizilderililere karsi en acimasiz davranislardan sucludurlar insanligi aglatacak ve insanlari irklarini inkar ettirecek oyle olaylar gozumun onune geldi ki Marysville ve Honey Lake kasabalari Kizilderili kafa derisi yuzenlere odul veriyordu Shasta City Belediye Binasina getirilen her Kizilderili kafasi icin 5 dolar teklif etti Kaliforniya Eyalet Hazinesi yerel yonetimlerin coguna masraflarini geri odedi Samar boyunca yuruyus Filipin Amerikan Savasi sirasinda 28 Eylul 1901 de Filipin kuvvetleri nde bir ABD bolugunu bozguna ugratti ve neredeyse yok etti Buna karsilik olarak ABD kuvvetleri Aralik 1901 den Subat 1902 ye kadar suren sirasinda yaygin zulum ve katliamlar gerceklestirdi Cogu kaynaga gore ABD kuvvetleri 2 000 ila 2 500 arasinda Filipinli sivili oldurdu ve koylerin yakilmasini da iceren kapsamli bir yakip yikma politikasi uyguladi Bazi Filipinli tarihciler bu cinayetleri soykirim olarak nitelendirmistir ABD li Tuggeneral Jacob H Smith askerlerine silah tasima yetenegine sahip cocuklar da dahil olmak uzere on yasindan buyuk herkesi oldurmeleri ve esir almamalari talimatini verdi Ancak 315 ABD Deniz Piyadesinden olusan bir taburun komutani olan Binbasi bu emre uymayi reddetmistir Bazi Filipinli tarihciler sefer sirasinda oldurulenlerin sayisini 5 000 olarak tahmin ederken diger tahminler 50 000 e kadar cikmaktadir ancak daha yuksek tahminler o zamandan beri itibar gormemektedir ve artik bunlarin yazim hatalari ve belgelerin yanlis okunmasindan kaynaklandigi bilinmektedir ABD kuvvetlerinin Moro Katliamlari ABD kuvvetleri sadece Filipinlerde Filipin yerel halkina degil musluman yerel halk Morolar uzerinde de sistematik katliamlar uygulamistir Moro isyani sirasinda 1906 da Moro Krateri Katliami denen olayda silahsiz ABD kuvvetlerinin siddetinden kacan 1000 kadar Tausug ABD kuvvetlerince katledilmistir Mark Twain burada yapilan katliam icin soyle der Nasil bir muharebeydi Bir muharebe ile benzerligi yoktur Dort gunluk isimizi bu aciz insanlari katlederek temizledik ve tamamladik ABD kuvvetleri Sulu Sultanligi Maguindanao Sultanligi Lanao Sultanligini ele gecirirken bolgedeki halka siddet uygulamaktan ve katliamdan imzalanan anlasmalari ihlalden cekinmemistir Brezilya 1900 ve 1957 yillari arasinda 80 den fazla yerli kabile yok olmustur Bu donemde bir milyondan fazla nufusun 80 i yani kulturel soykirim yoluyla azaltilmis daha genis aciklama gerekli veya hastalik veya cinayet yoluyla oldurulmustur Modern cagda ve diger kabilelerin devam eden yok edilmesiyle soykirimin gerceklestigi de iddia edilmistir Danimarka Gronlandi Danimarka Vikingler sonrasi 1721 yilindan itibaren Gronland a yerlesmeye basladi ve zaman icinde egemenlik alanini genisletip butun adayi somurgesi haline getirdi Bolgedeki inuitleri baslangicta pek bir sey yapmiyor gibi gozukse de kulturel soykirim uygulamaktan cekinmemistir 20 yuzyil da da yerliler aleyhine faaliyetlerine devam etmistir 1951 de yaslari 5 ile 9 arasindan degisen inuit cocuklari Gronland icin rol model olacak kucuk aydin Danimarkalilar yetistirmek amacli ailelerinden alinip bir sosyal deneye malzeme edilmisler bu cocuklara Danimarka dilinde egitim verilip Danimarka da cesitli ailelerin yaninda kimsesizler yurtlarina zorla gonderilmisler ve kendi aileleri ile gorusturulmemislerdir Cocuklardan bir kismi bakimsizlik vs nedenlerden olmustur Olay 2010 da adli drama filmine konu olmustur Bunun yaninda Danimarka ABD ile 1953 yilinda vardigi anlasma ile Gronland Thule de Abd nin us kurmasi kararlastirilmis bolgedeki Inuitler zorla surgun edilmistir goc ettirilenler ekonomik ve sosyal zorlukla mucadele etmek zorunda kalmistir Bu yonde tazminat karari ve Cenevre de ILO tarafindan hazirlanan ve Danimarka nin imzasi olan Uluslararasi Yerli Halklar Anlasmasinin 14 ve 16 3 paragraflari geregince Thule bolgesi yerlilerinin Thule ye donusu Danimarka hukumeti tarafindan saglanmasi gerekmesine ragmen bu saglanmamistir Bunun yaninda Danimarka 1960 ve 1970li yillarda cogalmalarini onlemek baglaminda pek cok cocuk yastaki inuit kadinina istemedikleri halde hileyle gizlice veya zorla gebelik onleyici rahim ici aletler spiral takmis kisirlastirmaya calismistir Inuit nufusunun artisini bu sayede engellemistir Bu durum yillar sonra ortaya cikmistir Afrika nin yerli halklari 1948 oncesi Afrika da Fransiz Somurgesi Cezayir sirasinda ve hemen sonrasinda 1830 ile 1871 yillari arasinda Cezayir de bir dizi demografik felaket yasandi Demografik kriz cok siddetli oldugu icin Cezayir Genel Hukumeti nin istatistik ofisinde demografik ve tibbi istatistikler baskani olan Dr Rene Ricoux Cezayir yerlilerinin bir butun olarak basit bir sekilde ortadan kalacagini ongormustu Cezayir deki demografik degisim uc asamaya ayrilabilir fetih doneminde neredeyse surekli bir dusus 1861 de tahmini 2 7 milyondan 1871 de 2 1 milyona en agir dususune kadar ve nihayet kademeli bir artisa gecerek 1890 da uc milyon nufus seviyesine ulasti Bunun nedenleri bir dizi kitlik hastalik ve gocten tarihcilerin kim soykirim eylemi oldugunu savundugu Fransiz ordusunun Cezayir i pasifize ederken kullandigi siddet yontemlerine ve yakip yikma politikasina kadar uzanmaktadir Belcika Kongo Bagimsiz Devleti Belcika Krali Leopold II doneminde Kongo Bagimsiz Devleti ndeki nufus kaybinin yuzde altmis oldugu ve 15 milyon kadar insanin olduruldugu tahmin edilmektedir Kongo Bagimsiz Devleti ozellikle uyku hastaligi ve cicek salginlarindan cok etkilendi Alman Guney Bati Afrikasi ndaki Soykirim Alman somurge imparatorlugu nun yerli Afrika halkina yonelik zulmu kitadaki en eski Alman yerlesimlerine kadar uzanmaktadir Alman somurge yetkilileri Alman Guneybati Afrikasi nda AGBA bir soykirim gerceklestirmis ve hayatta kalanlari toplama kamplarina hapsetmistir Ayrica 1885 1918 yillari arasinda Togo Alman Dogu Afrikasi ADA ve Kamerun daki yerli nufusun yakip yikma taktikleri nedeniyle acliktan olme ve isgucu olarak kullanilmak uzere zorla yer degistirme de dahil olmak uzere cesitli insan haklari ihlallerine maruz kaldigi bildirilmistir Alman Imparatorlugu nun AGBA da Hererolara karsi gerceklestirdigi eylem tarafindan 20 yuzyilin ilk soykirimi olarak kabul edilmektedir Hererolarin ve somurge hukumetine karsi ayaklanmaya baslamasinin ardindan 1904 yilinda Imparator II Wilhelm tarafindan AGBA daki Alman kuvvetlerinin basina atanan General Lothar von Trotha Alman kuvvetlerine onlari olecekleri cole surme emrini verdi Almanya 2004 yilinda soykirim icin ozur diledi e gore 1905 1907 yillari arasinda ADA daki Tanzanya da Maji Maji Isyani ni bastirmak icin yurutulen askeri harekatin bir soykirim eylemi olmadigini zira ordunun yuz binlerce Afrikalinin olumunu amaclamadigini savunan kisilerin kim iddialarini ele almistir Schaller e gore Vali in o donemde yaptigi aciklama kendisini soykirim suclamasindan aklamamis aksine Alman yonetiminin yakip yikma taktiginin kitlikla sonuclanacagini bildiginin kaniti olmustur 200 000 Afrikalinin kitliktan oldugu bazi bolgelerin tamamen ve kalici olarak insan yasamindan yoksun birakildigi tahmin edilmektedir Asya nin yerli halklari 1948 oncesi Carlik Rusyasi nin Sibirya yi fethi Sibirya da yasak toplayan Kozaklar Slav kazaklar Ruslarin Sibirya yi fethine yerlileri vahsice ezen Rus Kazaklarinin somurgelestirmeye karsi yerli halkin direnisi nedeniyle katliamlar eslik etti 1645 te Vasilii Poyarkov ve 1650 de Yerofei Khabarov gibi kisilerin elinde Daur gibi bazi halklar Ruslar tarafindan soykirim sayilacak kadar katledildi Kamcatka daki daha once 20 000 guclu nufustan yarim yuzyillik Kozak katliamina maruz kaldiktan sonra yalnizca 8 000 i hayatta kaldi 1640 larda Yakutlar Ruslarin Lena Nehri yakinlarindaki topraklarina ilerlemesi sirasinda katliamlara maruz kaldilar 1690 larda Kamcatka da Koryaklar Kamcadallar ve Cukciler de Ruslar tarafindan katliamlara maruz kalan halklardir Ruslar yerlilerden istenilen miktarda kurk haraci yasak alamayinca Kozak olan Yakutsk Valisi Piotr Golovin yerlileri asmak icin et kancalari kullandi Lena havzasinda 40 yil icinde Yakut nufusunun 70 i olduruldu ve yerlileri Yasak i odemeye zorlamak icin kadin ve cocuklara tecavuz ve kolelik uygulandi Kamcatka da Ruslar 1706 1731 ve 1741 de kendi yonetimlerine karsi Itelmen ayaklanmalarini vahsice ezdiler Itelmen ler ilk ayaklanmada tas silahlarla donanmis ve hazirliksizlardi ancak ikinci seferde barutlu silahlar kullandilar Ruslar 1745 ten 1756 ya kadar top ve yay donanimli Koryaklari zaferlerine kadar yok etmeye calistiklarinda ve isi imha savasina tasidiklarindan cok daha sert bir direnisle karsilastilar Rus Kazaklari da 1729 1730 1731 ve 1744 1747 yillarinda Cukcileri soykirim yoluyla yok etmeye calisirken siddetli bir direnisle karsilasmis ve pes etmek zorunda kalmislardir Cukciler 1729 da Ruslari yendikten sonra bu sefer Rus komutan Binbasi Dmitri Pavlutski onlara karsi savas acti Cukci kadinlari ve cocuklari 1730 1731 yillarinda toplu olarak katledildi ve kolelestirildi Rus Caricesi Yelizaveta 1742 yilinda Cukcileri ve Koryaklari kendi topraklarindan tamamen surmek ve kulturlerini savas yoluyla silmek icin soykirima ugratilmalarini emretti Emri yerlilerin tamamen yok edilmesiydi ve Pavlutskiy 1744 ten 1747 ye kadar savasi yonetti Cukciler Pavlutski yi oldurup basini keserek harekati sona erdirmis ve Rus ordusunu pes etmeye zorlamislardir Ruslar da 1744 ve 1753 1754 yillarinda Koryaklara savas acmis ve onlari katletmistir Ruslar onlari Hristiyanliga gecmeye zorladiktan sonra farkli yerli halklar Koryaklar Cukciler Itelmenler ve Yukagirler 1740 larda bu defa Ruslari topraklarindan surmek icin birlestiler ve 1746 da Nizhnekamchatsk kalesine yapilan saldiriyla sonuc aldilar Gunumuzde Kamcatka demografik ve kulturel acidan Avrupali bir bolgedir Yerli Kamcatkalilar nufusun yalnizca 2 5 ini olusturmaktadir ve bu da 150 000 olan onceki sayidan yaklasik 10 000 kisiye tekabul etmektedir Kazaklar tarafindan gerceklestirilen soykirim ve yerel vahsi yasami tahrip eden kurk ticareti yerli nufusun buyuk bir kismini yok etmistir Ayrica Kazaklar kurk icin cok sayida hayvani katlederek yerel vahsi yasami da tahrip etmistir On sekizinci ve on dokuzuncu yuzyillar arasinda Kamcadallarin 90 i ve Vogullarin yarisi oldurulmustur Yerli nufusun hizli bir sekilde soykirima ugramasi tum etnik gruplarin tamamen yok olmasina yol acmistir 1882 yili itibariyla Nikolai Iadrintsev tarafindan isimlendirilebilen yaklasik 12 grup yok edilmistir Aleut adalarinda Aleutlar Rus yonetiminin ilk 20 yilinda Ruslar tarafindan soykirima ve kolelige maruz birakilmis Aleut kadinlari ve cocuklari Ruslar tarafindan esir alinmis ve Aleut erkekleri katledilmistir Sibirya nin Rus kolonizasyonu ve Yerli halklara yapilan muamele Amerika nin Yerli halklari uzerinde oldugu gibi Yerli Sibiryalilar uzerinde de benzer olumsuz etkileri olan Amerika nin Avrupa kolonizasyonu ile karsilastirilmistir Bu ortak noktalardan biri de Yerli halklarin topraklarina el konulmasidir Carlik Rusyasi Cerkes Soykirimi Cerkes soykirimi 19 yy ama ozellikle 1864 1870 yillari arasinda Rus Imparatorlugu tarafindan gerceklestirilen 800 000 ila 1 500 000 Cerkesin sistematik toplu katliami etnik temizligi zorunlu gocu ve surgunuydu Japon Imparatorlugu Hokkaido nun Kolonizasyonu Aynular Japonya da ozellikle de Hokkaido da yasayan yerli bir halktir Japan Today 2009 yilinda yayinladigi bir haberde sunlardan bahsetmistir Bircok Aynu Yamatolar Wajin etkin baskin japon halk grubu icin kole gibi calismaya zorlanmis bu da ailelerin parcalanmasina ve cicek kizamik kolera ve tuberkulozun topluluklarina girmesine neden olmustur 1869 da yeni Meiji hukumeti Ezo nun adini Hokkaido olarak degistirdi ve tek tarafli olarak Japonya ya dahil etti Aynu dilini yasakladi Aynu topraklarini ellerinden aldi ve somon balikciligini ve geyik avciligini yasakladi soyle yazmistir Yerli halklara kotu muamele tum somurgeci gucler icin ortaktir ve en kotusu soykirima yol acar Ancak Japonya nin yerli halki Ainu Japonlar onlari ayri bir azinlik halki olarak resmen kabul etmeyi reddettigi icin ozellikle acimasiz bir aldatmacanin nesnesi olmustur Aynular hem Japonya nin hem de Rusya nin isgal ettigi Kuril adalarinin ve Sahalin in guney yarisinin yerlileri olduklarini vurgulamislardir 2004 yilinda Rusya nin Kamcatka Krayi bolgesinde yasayan Vladimir Putin e bir mektup yazarak Guney Kuril adalarinin Japonya ya verilmesi yonundeki herhangi bir hareketi yeniden gozden gecirmesi cagrisinda bulunmustur Mektupta Japonlari Carlik Ruslarini ve Sovyetleri Aynulara karsi islenen cinayet ve asimilasyon gibi suclardan sorumlu tutmuslar ve Rusya Cumhurbaskani Putin den Japonlarin Aynu halkina karsi isledigi soykirimi tanimasini talep etmisler ancak Vladimir Putin bu talebi geri cevirmistir Okinawa nin Somurgelestirilmesi Okinawalilar Japonya nin batisinda yer alan ve aslen Ryukyu Adalari olarak bilinen adalarin yerli halkidir Iskeletleri 32 000 yil oncesine dayanan Okinawa veya Ryukyu halki adalarda Ryukyu Kralligi olarak bilinen kendi kralligini da iceren uzun bir gecmise sahiptir Krallik Cin ve Japonya ile 1500 lerin sonlarinda baslayan ve 1860 lara kadar suren ticari iliskiler kurmustur 1590 larda Japonya Ryukyu Kralligini ele gecirmek icin tufeklerle donanmis 3 000 samuraydan olusan bir grup gondererek Ryukyu Kralligina tabi olmak icin ilk girisimini yapti Suresiz ele gecirme basarilamadi ancak Ryukyu Kralligi Japonya nin vekil kolonisi haline geldi Sonuc olarak ticareti surdurmek icin Cin e kendi bagimsizliklarini gostererek Japonlara saygi gosterdi 1879 da Ryukyu halkinin kucuk bir isyaninin bastirilmasinin ardindan Japon hukumeti Ryukyu halki Japonya ile tum baglarini koparmak icin Cin den yardim talep etmisti Ryukyu yu resmen Japonya nin bir eyaleti olarak adlandirarak ve kralligi Okinawa olarak yeniden markalastirarak cezalandirdi Aynu lar gibi Ryukyu lar da kendi dillerini konustuklari icin cezalandirildilar Japon mitleri ve efsaneleriyle ozdeslesmeye kendi efsanelerini terk etmeye Japon isimlerini benimsemeye ve dinlerini Japon Imparatoru etrafinda yeniden yonlendirmeye zorlandilar Anavatanlarinin adi da Okinawa olarak degistirildi Japonya somurgeciligini yerlilerin Ikinci Dunya Savasi nin sonuna kadar Japonya tarihinde onemli bir rol oynamadigi Okinawa adalarina resmen genisletmisti Amerika savasi Japonya ya getirdiginde ilk etkilenen bolge Okinawa Adalari olmustur Asker olmaya zorlanan Okinawa vatandaslarina Amerikalilarin esir almayacagi soylenmistir Uyarilara ek olarak Okinawalilara hane basina bir el bombasi verildi Amerikalilarin adanin kontrolunu ele gecirmesi durumunda kullanilmasi icin saklandi ve hane halkindan bir kisinin herkesi toplayip toplu intihar icin pimi cekmesi emredildi Okinawalilara bunun herhangi bir isgali takip edecek kacinilmaz iskenceden kacinmak icin oldugu soylendi Buna ek olarak Japon ordusu o anda orduda gorev yapmayan yerlileri kadinlar ve cocuklar dahil evlerinden atti ve onlari plajlar ve magaralar gibi acik korumasiz alanlara zorladi Buralar Amerikalilarin adaya vardiklari ilk yerler oldu Sonuc olarak asker ve sivil 120 000 den fazla Okinawali nufusun dortte biri ile ucte biri arasinda oldu Amerikalilar adayi ele gecirdi ve savas kisa surede sona erdi Amerika Asya daki ana ussunu Okinawa dan kurdu ve Japon Imparatoru da bunu onaylayarak Amerikalilarin cogunu Japonya anakarasindan cikarmak icin Okinawa yi 25 50 yilligina Amerika ya verdi Sonunda Amerikalilar 74 yil boyunca Okinawa da kaldilar ve adadan ayrilma belirtisi gostermediler Isgal sirasinda Okinawa yerlileri en iyi tarim arazilerini Amerikalilara vermek zorunda kaldilar ve bu arazileri bugune kadar ellerinde tuttular Okinawa da Amerikan askerlerinin kalis suresinin dolmasina iliskin sorunlar henuz cozulmus degil Okinawa nin Japonya ya geri verilmesine ragmen Amerikan ussu hala varligini surdurmektedir Okinawalilarin konuyu gundeme getirmesine ragmen Japon hukumeti henuz harekete gecmemistir Ancak Japon hukumetinin harekete gecmeyi reddettigi tek sorun bu degildir Okinawalilar orijinal dillerinin Birlesmis Milletler Egitim Bilim ve Kultur Orgutu UNESCO tarafindan tehlike altinda veya ciddi tehlike altinda olarak taninmasinin yani sira 2008 yilinda Birlesmis Milletler BM komitesi tarafindan Yerli halk olarak kabul edildi BM Okinawa daki okullarda Okinawa tarihi ve dilinin zorunlu olarak ogretilmesini tesvik etmistir ancak simdiye kadar hicbir sey yapilmamistir Okinawalilar hala Aynularinkine benzer bir kulturel mucadele icindedir Japon Okinawali olmalarina izin verilmemektedir Japonca ulusal veya yasal olarak kabul edilen tek terimdir Vietnamlilarin Campa yi fethi Campali ve Vietnamlilarin uzun bir catisma gecmisi vardi ve bircok savas ekonomik tukenme nedeniyle sona erdi Savaslarin dusmanlarinin ekonomilerini sadece tekrar savasmak icin yeniden insa etmeleri yaygindi 1471 de Campa Vietnam isgalinden once bir dizi ic savasla ozellikle zayiflamisti Vietnamlilar Campa yi fethetti ve sirasinda Champa ile defalarca savastiktan sonra topraklarina Vietnamli gocmenleri yerlestirdi nde Champa yi yakip yikti ve nihayet 1832 de Imparator Minh Mang yonetiminde fethi tamamladi 100 000 Campa askerinin Vietnam garnizonunu kusatmasi Vietnam in ofkelenmesine ve Campa ya saldiri emri vermesine yol acti 30 000 Campali esir alindi ve 40 000 den fazlasi olduruldu Cing hanedani Cungar soykirimi Oroi Jalatu Katliami 1756 Mancu generali Zhao Hui gece vakti Cungarlara saldirdi buyuk bir katliam gerceklestirdi Bazi arastirmacilar Cungar Hanligi nin Cing tarafindan fethi sirasinda 1755 1757 sirasinda Bati Mogol nufusunun yaklasik 80 inin 600 000 veya daha fazla savas ve hastalik kombinasyonuyla yok edildigini tahmin etmektedir Orada Mancu Sekiz Sancak ve ni yok etti Mark Levene son zamanlarda soykirim uzerine arastirmalar yapan bir tarihci Cungarlarin yok edilmesinin tartismasiz on sekizinci yuzyil soykiriminin en mukemmeli oldugunu belirtmistir Turfan ve Hami vahalarindaki Zungar karsiti Uygur isyancilar vasal olarak Cing yonetimine boyun egmis ve Cungar yonetimini devirmek icin Cing den yardim talep etmislerdi gibi Uygur liderlere Qing soylulugu icinde unvanlar verildi ve bu Uygurlar Cungar karsiti sefer sirasinda Cing askeri guclerinin tedarik edilmesine yardimci oldular Cing Cungarlara karsi yuruttugu seferde Hoca Emin i kullanmis ve onu Tarim Havzasi ndaki Muslumanlara Cing in sadece Oyratlari Cungarlari oldurmeyi amacladigini ve Muslumanlari rahat birakacaklarini bildirmek icin araci olarak kullanmistir ve ayrica onlari Oyratlari Cungarlar oldurmeye ve Cing in yaninda yer almaya ikna etmekti zira Cing Muslumanlarin in ellerinde Cungar yonetimi altinda yasadiklari eski deneyimden duyduklari kizginligi fark etmisti Osmanli Imparatorlugu na Yonelik Soykirim IddialariAvrupa nin yerli halklari 1948 oncesi Isvec Finlandiya ve Norvec in Samiler uzerindeki soykirimi yani diger adiyla Laponlar Iskandinav yarimadasinin yerel halklarindandir Yuzyillar boyunca Sami ve Iskandinavlar arasinda nispeten az temas olmustur Sami ler esas olarak kuzey Fennoskandiya nin ic kesimlerinde Laponya yasarken Iskandinavlar guney Iskandinavya da yasamis ve yavas yavas Norvec kiyilarini kolonilestirmislerdir Bununla birilkte 18 ve ozellikle 19 yuzyildan itibaren hem Norvec hem Isvec hukumetleri kuzeyde daha agresif bir sekilde egemenlik kurmaya baslamis ve 19 yuzyildan itibaren zorla asimilasyonu ve hristiyanlastirmayi amaclayan Iskandinavlastirma politikalariyla Samileri hedef almislardir Zorunlu Iskandinavlastirma politikalari doneminden once Norvec ve Isvec makamlari Sami leri buyuk olcude gormezden gelmis ve yasam tarzlarina fazla mudahale etmemistir Norvecliler 19 yuzyildan once ihracata dayali bir balikcilik endustrisiyle ugrasmak icin kuzeye dogru hareket ederek gunumuz Troms ve Finnmark kiyilarini yavas yavas kolonilestirirken ren geyigi cobani Sami lerin yasadigi sert ve tarima elverissiz ic bolgelere cok az ilgi gostermislerdir Guneyle yaptiklari ticarete buyuk olcude bagimli olan kiyidaki Norveclilerin aksine ic kesimlerdeki Samiler topraktan geciniyordu 19 yuzyildan itibaren Norvecli ve Isvecli yetkililer Samileri uygarlastirilmasi gereken geri kalmis ve ilkel bir halk olarak gormeye baslamis Iskandinav dillerini kralliklarin tek gecerli dili olarak dayatmis ve basta okullar olmak uzere pek cok ortamda Sami dili ve kulturunu etkin bir sekilde yasaklamistir Ozellikle Norvec bu yonde 19 yy da en cok baski dayatan ulke oldu Isvec ve Finlandiya taraflarinda yetkililer daha az militan gozuksede adli Hristiyan Sami kokenli bir vaiz hristiyanligi Samiler arasinda yaysa da Sami dili okullarda yasakti ve kuzeydeki guclu ekonomik gelisme Samilerin kulturel ve ekonomik statusunun zayiflamasina yol acti Ote yandan ren geyigi yetistiricisi Samilerin Isvecli cocuklarla bir ayni okullarda okumalari da engellenmis yine Samiler ile Isveclilerin kanlarinin karismasini engelleyici duzenlemelere gidilmistir 1827 de alinan bir kararla Norbotten daki Samilerin miras haklari elinden alindi 1886 ve 1898 tarihli ren geyigi otlatma yasalarinin kabul edilmesiyle birlikte Sami etnik kokeni meslege gore tanimlanmis ve yasal olarak kurumsallasmistir ancak bu yasalar Samilerin ren geyigi yetistiriciligi yonundeki ekonomik ayricaliklarinin kaybetmesine de zemin hazirlamistir 1900 1950 arasi ise baskilar inanilmaz boyutlara ulasti Samilerin gecim ve yasam kaynagi Ren geyiklerinin Isveclilerce kacak avlanmasina Isvec hukumeti goz yummustur Ote yandan Isvec te ren geyigi otlatma politikasiyla ren geyigi olmayan Samiler resmi statulerini kaybetmekle kalmamis 1901 tarihli Isim Yasasi bircok Samiyi soyadlarini Isvecce olanlarla degistirmeye zorlamistir Dahasi kadinlar ve cocuklar nufus sayiminda kocalarinin uyrugunu alirken Sami ile evlenen kadinlarin ve cocuklarinin yerli kimligi cok seviyeli irksal siniflandirmayi desteklemek icin ojenik kan fraksiyonlari kullanilarak hesaplandi Etnik koken ayriminin bir sonucu olarak resmi Sami sayisi 20 000 ren geyigi sahibine dusurulmustur ancak ulkede bunun uc kati kadar Sami yasiyor olabilir Norvecte ise Finnmark ta tarim icin devlet arazisi satin almak ya da kiralamak isteyen herkes Norvec dilini bildigini kanitlamak ve Norvecce bir isimle kayit yaptirmak zorundaydi Bu durum kismen 1920 lerde Sami halkinin yerinden edilmesine neden olmus bu da yerel Sami gruplari arasindaki ucurumu arttirmis bugun hala mevcut olan bir durum ve bazen ic Sami etnik catismasi niteligi tasimistir Zorla yerinden edilmenin bir baska ornegi de 1919 ve 1920 yillari arasinda Norvec ve Isvec te yasanmistir Bu konu Sami yazar ca haberlestirilip 2023 yilinda adiyla Ingilizceye cevrilmistir 1913 ten 1920 ye kadar Isvec irk ayrimciligi siyasi hareketi yasayan insanlardan ve mezarlardan arastirma materyali toplayan irk temelli bir biyoloji enstitusu kurdu Tarih boyunca Isvecli yerlesimciler toprak ve su haklari vergi muafiyetleri ve askeri muafiyetler gibi tesviklerle kuzey bolgelerine tasinmaya tesvik edildi bu da Sami bolgelerindeki populasyonu bozmak icindi Dahasi Isvec basta olmak uzere Norvec ve Finlandiya da mezarlari bile izinsiz acilip kafataslari dahi irksal incelemeye konu edilen Samiler Iskandinav irkinin kanini bozan ve Iskandinavya da akil hastaliginin nedeni olan genleri tasiyan hatta alkolizmin sorumlusu asagilik bir irk olarak gorulmustur Ote yandan ojenik teoriler Isvecte 1934 ve 1941 kisirlastirma yasalarinin cikarilmasina neden olmustur 1970e kadar yaklasik 63 000 kadar icerinde Samilerinde oldugu pek cok kadin Isvec te akil hastaligi vs gerekcelerle kisirlastirmistir Bunlarin ne kadarinin Sami oldugu bilinmemektedir zira biolojik kayitlar irksal bir ayrim yapilmadan kayit altina alinmistir Norvec parlamentosu en iyi ve en kullanisli arazilerin Norvecli yerlesimcilere tahsis edilmesi icin yerli kanun arazisi yasa tasarisini kabul etti Bir diger etken de Alman ordusunun 1944 45 yillarinda kuzey Finlandiya ve kuzey Norvec te agir savas yikimi ile sonuclanan ve mevcut tum evleri ya da kota lari ve Sami kulturunun gorunur izlerini yok eden yakip yakma stratejisiydi Ikinci Dunya Savasi ndan sonra baski hafiflemis olsa da 1970 lerde Sami halkinin insa etmesine izin verilen evlerin buyuklugunu sinirlayan yasa gibi miraslar yakin zamana kadar varligini surdurmustur 1977 sonrasi ise Samiler yonunden olumlu gelismeler yasanmaya baslamistir 1977 te Isvecte etnik azinlik olarak taninmistir 1982 yilinda Samerattsutredningen Sami Haklari Sorusturmasi adi verilen resmi bir sorusturma baslatildi Sorusturma 1989 yilinda tamamlandi ve onerilerden biri de Isvec te halk tarafindan secilen bir Sami kurumu kurulmasiydi O donemde Finlandiya da 1973 ten beri bir Sami kurumu vardi ve Norvec de 1989 da Sami Parlamentosunu acmisti Isvec teki Sami Parlamentosu ise 1993 yilinda acilmistir 2021 yilinda ise Isvecte bu yonde Hakikat ve uzlasma komisyonu gundeme geldi Finlandiya da ise Sanna Marin bu yonde bir reform programi yapmak istese de istedigi basariya ulasamadi Bununla birlikte 19 yy basindan baslayarak yaptigi zorla kulturel asimilasyon nedeniyle Fin kokenli etnik azinlik olan ile ilgili Isvec te bir Hakikat ve Uzlasma Komisyonu kurulup bu yonde komisyondan ozur dileme reform tavsiye karari ciksa da yerel halk Samiler icin bu ulkede boyle bir ozur dileme karari ve Hakikat komisyonu kurulmasi hali hala tam olarak gerceklestirilebilmis degildir Yine kendi bolgelerinde dogal yasami tehdit eden ve ekonomik olarak yasam ve gecim kaynaklari ren geyigi yetistirmelerine engel cikaran ruzgar ve hidro elektrik santral projeleri nedeniyle Sami halkinin Isvec ve Norvecle sorunlari halen devam etmektedir Yunanistan a Yonelik Soykirim IddialariSovyet Sosyalist Cumhuriyetler BirligiHolodomor Kitlik kurbanlari Kharkov bolgesi 1933 Fotograf Kardinal Theodor Innicir in koleksiyonundan Viyana Piskoposluk Arsivi Fotograf tarafindan cekilmistir Holodomor acliktan olum olarak da adlandirilan Ukrayna soykirimi Sovyetler Birligi nin cevresel faktorlerle birlikte etnik Ukrayna nufusuna karsi kasten neden oldugu bir kitlikti Holodomor terimi dis yardimin reddedilmesi gidaya el konulmasi ve nufusun hareketinin kisitlanmasi gibi kitligin kasitli yonlerini vurgulamaktadir Olu sayisina iliskin tahminler degisiklik gostermektedir Daha yuksek tahminler kitlik nedeniyle olen etnik Ukraynalilarin sayisini 12 milyona kadar cikarmaktadir digerleri ise bu sayiyi 3 3 ve 7 5 milyon olu olarak tahmin etmektedir 2006 yilindan bu yana Holodomor Ukrayna ve diger 15 ulke tarafindan Sovyet hukumeti tarafindan Ukrayna halkina karsi gerceklestirilen bir soykirim olarak kabul edilmektedir Nufus transferleri Nufus transferi 1930 lar ve 1950 ler arasinda insanlarin kitlesel olarak surgun edilmesiydi bkz Kazakistan da 1932 1933 yillarinda yasanan kitlik Surgunler su sekilde siniflandirilabilir iscilerin dusmani olarak gorulen insanlarin surgun edilmesi tum uluslarin surgun edilmesi isgucu transferi ve etnik olarak temizlenmis bolgeleri doldurmak icin zit yonlerde organize gocler Cogu durumda bu goclerin varis noktalari uzak ve seyrek nufuslu bolgeler olmustur Zorunlu ic goclerin tamaminin en az 6 milyon insani etkiledigi tahmin edilmektedir Bu toplamin 1 0 milyon koylu ve etnik azinlik 1932 1939 yillari arasinda sinir disi edilirken yaklasik 3 5 milyon etnik azinlik 1940 1952 yillari arasinda yeniden yerlestirilmistir Mercimek Operasyonu Bu operasyon Sovyetler tarafindan Vaynah nufusunun Cecenistan ve Ingusetya Kuzey Kafkasya dan Orta Asya ya surulmesiydi Surgun 650 000 den fazla insani kapsadi ve Cecen Ingusetya Ozerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti nin tamamen ortadan kalkmasina neden oldu Toplama nakil ve surgunun ilk yillarinda on binlerce Cecen ve Ingus oldu ya da olduruldu 2004 yilinda Avrupa Parlamentosu bu zorunlu surgunu bir soykirim eylemi olarak siniflandirdi Priboi Operasyonu Priboi Operasyonu 25 28 Mart 1949 tarihlerinde Sovyetler tarafindan Baltik ulkelerinde gerceklestirilen toplu surgunun kod adiydi Halk dusmani olarak nitelendirilen yaklasik 90 000 Estonyali Letonyali ve Litvanyali Sovyetler Birligi nin elverissiz bolgelerine surulmustur Surgunlerin sonucu olarak Sibirya daki surgunun ilk yillarinda Sovyet makamlarinin ihmal ya da ongorusuzluk nedeniyle yeterli giysi ya da barinma saglayamamasi nedeniyle surgun edilenlerin olum orani toplamin yuzde 15 ine ulasti Bazilari bu operasyonu soykirim olarak degerlendirmektedir Avrupa Insan Haklari Mahkemesi operasyonun insanliga karsi suc teskil ettigine hukmetmistir Britanya Imparatorlugu 1945 oncesi Belfast taki Irlanda nin Holokostu duvar resmi Irlanda da The Great Famine doneminde Ingiliz hukumetinin politikasi tartismali olmaya devam etmektedir Amerika Birlesik Devletleri Avustralya Yeni Zelanda ve Kanada gibi yerlerde Ingilizler tarafindan yurutulmustur Yerlesim icin cazip gorulen yabanci topraklar kimsenin olmayan toprak olarak ilan edildi Yerli halk bu nedenle Ingilizlerin gozunde herhangi bir egemenlik veya mulkiyet hakkindan mahrum birakildi Bu durum Ingiliz yerlesimcilerin yasadigi koloniler olusturmak icin isgali ve yerli topraklarin siddet yoluyla ele gecirilmesini hakli cikardi Bu tur bir kolonilesme genellikle savas kolonicilerin katliamlari ve girisimleri nedeniyle Yerli nufusta buyuk bir azalmaya neden oldu Britanya ve Avrupa dan gelen yerlesimcilerin sayisi hizla artti ve tamamen yeni toplumlar yarattilar Yerli nufus kendi ulkelerinde ezilen bir azinlik haline geldi Avustralya sinir savaslari ve Amerikan Kizilderili Savaslari nda oldugu gibi kolonilerin Yerli topraklarina kademeli olarak siddetle yayilmasi yuzyillarca surebilirdi Fetihten sonra esas olarak bulasici hastaliklarin ortaya cikmasiyla yaygin bir nufus dususu yasanmistir Avustralya Aborjinlerinin sayisi Ingiliz kolonizasyonundan sonra 84 oraninda azalmistir Yeni Zelanda daki Maori nufusu en yuksek noktasindan 57 lik bir dusus yasamistir Kanada da Britanya Kolumbiyasi ndaki Ilk Milletler nufusu 75 oraninda azalmistir Hayatta kalan Yerli gruplar yeni somurge toplumlari tarafindan irk temelli ciddi ayrimciliga maruz kalmaya devam etmistir Aborijin cocuklar Avustralya hukumeti tarafindan el konulmus ve 20 yuzyilin buyuk bir kisminda zorla asimilasyon ve cocuk istismarina maruz birakilmistir Aborjin Avustralyalilara ancak 1962 yilinda bazi eyaletlerde taninmistir Benzer sekilde Kanada hukumeti Ilk Millet cocuklarinin hapsedildigi ve istismar edildigi yatili okullardaki rolu de dahil olmak uzere Ilk Uluslara yonelik tarihsel irksal ve kulturel ustunluk tutumlari ve baskilari icin ozur dilemistir Kanada islerin gocmenler tarafindan calinmasi ve Buyuk Buhran in kiskirttigi yoksulluk yasamlari korkusu sirasinda Alberta daki Yerli halklari tarihsel olarak nedeniyle soykirimla suclanmistir Nufusun buyuk olcude azalmasinin bir soykirim ornegi olarak kabul edilip edilemeyecegi tartismali bir konu olmus ve akademisyenler surecin bir butun olarak mi yoksa belirli donemler ve yerel sureclerin mi yasal tanim kapsaminda degerlendirilecegini tartismislardir Soykirim teriminin yaraticisi Raphael Lemkin nin Ingiliz ve daha sonra Ingiliz somurgeciler tarafindan somurgeci bir sekilde degistirilmesini soykirimin tarihsel orneklerinden biri olarak degerlendirmistir Tarihci Niall Ferguson Tazmanya daki vakaya su sekilde deginmistir Britanya Imparatorlugu tarihindeki tum bolumlerin en sok edici olanlarindan birinde Van Diemen s Land deki Aborjinler avlandi hapsedildi ve nihayetinde yok edildi simdi asiri kullanilan soykirim terimini gercekten hak eden bir olay ve Irlanda ve Kuzey Amerika dan Ingilizler tarafindan etnik temizlige maruz kalan bolgeler olarak bahsetmektedir Tazmanya soykiriminda yerel halkin tamami ve dahasi pek cok hayvan turu katledilmis soylari tuketilmistir Soykirim Arastirmalari Dergisi nde a gore Ingilizlerin yerli halklari sinirda katletmesi bir soykirim teskil etmektedir Irlanda nin Cromwell tarafindan fethi 1649 1653 ne eslik eden cok sayida katliam ve yaygin aclik bunun bir soykirim olarak adlandirilmasina yol acmistir yuz binlerce Irlandali sivil olmus ve yaklasik 50 000 Irlandali senetli kolelikle satilmistir Bir yazarin ifadesiyle Nufusun yuzde 40 indan fazlasinin kaybedilmesi irksal ve dini nefrete dayali bilincli bir yok etme planini akla getirebilir ki bu da baska kosullarda ve zamanlarda hakli olarak soykirim olarak adlandirilirdi Cromwell in Irlanda daki olumcul seferi Irlandali Katoliklere karsi kendisinin de acikca ifade ettigi patolojik karakter temelli bir nefretten besleniyordu Irlanda Plantasyonlari yerli Irlandalilari adanin en iyi topraklarindan surme ve buralara sadik Ingiliz Protestanlari yerlestirme girisimleriydi bunlar da soykirim olarak tanimlanmistir Buyuk Kitlik 1845 1850 da Ingiliz politikasindan sorumlu tutulmus ve soykirim olarak adlandirilmistir dijital platform gazetesinde yazan Christina Rose Irlanda ve Amerikan yerlilerinin mulksuzlestirme ve soykirim deneyimleri arasinda paralellikler kurmus Katie Kane ise Sand Creek Katliamini Drogheda katliami ile karsilastirmistir R Barry O Brien ni Kizilderili Savaslari ile karsilastirmis ve soyle yazmistir Ardindan gelen savas Amerika daki ilk yerlesimcilerin yerli kabilelerle yuruttugu savasa benziyordu Yerlilere hicbir sekilde merhamet gosterilmiyor hicbir ihanet onursuzluk olarak gorulmuyor esirlere hicbir kisisel iskence ve hakaretten kacinilmiyordu Irlandalilarin katledilmesi kelimenin tam anlamiyla vahsi hayvanlarin katledilmesi olarak goruluyordu Sadece erkekler degil Ingilizlerin eline dusen kadinlar ve cocuklar bile parcalanarak olduruluyordu Yillar gectikce tum Irlanda nin buyuk bir bolumunde insanlarin gecimini saglayan her turlu arac yok edildi teslim olan esirlere hicbir sey verilmedi ve tum nufus ustaca ve istikrarli bir sekilde acliktan olduruldu Avrupa nin Amerika yi somurgelestirmesine benzer sekilde Britanya Imparatorlugu ndaki olu sayisinin 150 milyona kadar ciktigi tahmin edilmektedir Avustralya nin Kolonizasyonu Aborijin Tazmanyalilarin sozde yokolusu Lemkin cogu karsilastirmali soykirim akademisyeni ve analizlerini daha once yayinlanmis tarihlere dayandiran Robert Hughes ve Jared Diamond dahil olmak uzere bircok genel tarihci tarafindan klasik bir yakin soykirim vakasi olarak kabul edilmektedir Raymond Evans a gore 1824 ile 1908 yillari arasinda Queensland deki beyaz yerlesimciler ve hasarat olarak gorulen ve hatta bazen spor icin avlanan 10 000 den fazla Aborijini oldurmustur 1788 de baslangici olan gelmeden once Aborijin nufusu tarihciler tarafindan yaklasik 500 000 kisi olarak tahmin ediliyordu 1900 e gelindiginde bu sayi 50 000 in altina dusmustu Cogu somurgelestirmeye eslik eden bulasici hastaliklar nedeniyle olurken Avustralya sinir savaslari sirasinda Ingiliz yerlesimciler ve somurge yetkilileri tarafindan ve diger eylemler yoluyla 20 000 kadar kisi olduruldu Avustralyali bir soykirim tarihcisi olan Ben Kiernan 2007 yilinda yazdigi adli kavram ve uygulama tarihinde somurgelestirmenin ilk yuzyilindaki Avustralya kanitlarini bir soykirim ornegi olarak ele almaktadir Avustralya nin ve kokenli cocuklari ailelerinden ayirma uygulamasi soykirim olarak nitelendirilmistir in kaderini inceleyen 1997 tarihli raporu Aborijin cocuklarin ailelerinden zorla ayrilmasinin bir soykirim eylemi teskil ettigi sonucuna varmistir 1990 larda Queensland eyaleti de dahil olmak uzere bir dizi Avustralya devlet kurumu Aborijin cocuklarin zorla ayrilmasina iliskin politikalari nedeniyle ozur dilemistir Avustralya devletine yoneltilen bir diger suclama da Aborijinlere verilen tibbi hizmetlerin Depo Provera ve tup baglama kullanimi da dahil olmak uzere Aborijin kadinlara bilgileri veya rizalari olmaksizin tedavisi uygulamak icin kullanilmasidir Hem hem de zorla dogum kontrolu BM soykirim sozlesmesi hukumleri kapsamina girecektir Aralarinda tarihciler ve ile siyaset bilimci un da bulundugu bazi Avustralyali akademisyenler Avustralya Aborijin politikasinin soykirima yonelik oldugu gorusunu reddetmektedir Ingiliz Hindistan inda Kitliklar tarafindan yazilan ve politik ekonomi ile kuresel iklim modelleri ozellikle de El Nino Guney Salinimi ENSO arasindaki baglanti hakkinda bir kitaptir Davis ENSO donemlerini farkli zaman dilimlerinde ve ulkeler arasinda karsilastirarak somurgeciligin ve kapitalizmin etkilerini ve ozellikle kitlikla olan iliskisini arastirmaktadir Davis e gore Milyonlarca insan modern dunya sisteminin disinda degil tam da bu sistemin ekonomik ve siyasi yapilarina zorla dahil edilme surecinde oldu Liberal Kapitalizmin altin caginda olduler gercekten de bircogu Smith Bentham ve Mill in kutsal ilkelerinin teolojik uygulamasiyla olduruldu nin Kurbanlari Davis somurgeci soykirim olarak nitelendirmektedir Aralarinda Niall Ferguson un da bulundugu bazi akademisyenler bu yargiya itiraz ederken un da aralarinda bulundugu digerleri bu yargiyi onaylamistir Kongo ve Putumayo da Kaucuk PatlamasiPeru nun Putumayo bolgesindeki kaucuk patlamasi sirasinda kolelestirilen Amazon yerlileri 1879 dan 1912 ye kadar Dunya bir kaucuk patlamasi yasadi Kaucuk fiyatlari hizla yukseldi ve Guney Amerika ve Orta Afrika daki yagmur ormani bolgelerinden kaucuk cikarmak giderek daha karli hale geldi Kaucuk cikarimi emek yogun bir isti ve buyuk bir isgucune duyulan ihtiyac Brezilya Peru Ekvador ve Kolombiya ile Kongo daki yerli nufus uzerinde onemli bir olumsuz etki yaratti Plantasyonlarin sahipleri ya da kaucuk baronlari zengindi ancak kaucuk toplayanlar cok az kazaniyordu cunku karli olmak icin buyuk miktarda kaucuk gerekiyordu Kaucuk baronlari tum oradaki yerli halki topluyor ve onlari agaclardan kaucuk cikarmaya zorluyordu Kolelik ve agir insan haklari ihlalleri yaygindi ve bazi bolgelerde yerli nufusunun 90 i yok edildi Bir plantasyon 50 000 yerli ile baslamisti ve cinayetler ortaya ciktiginda sadece 8 000 kisi hayatta kalmisti Bu kaucuk plantasyonlari Guneydogu Asya daki kaucuk plantasyonlarinin daha etkili hale gelmesiyle gerileyen Brezilya kaucuk pazarinin bir parcasiydi 1910 1911 yillari arasinda Ingiliz konsolosu olarak Peru nun Putumayo bolgesini gezen Irlandali yerli Kizilderililere yonelik kotu muamele kolelik cinayet ve iskence icin dipcik kullanimini belgelemistir Su anda Peru Amazon Sirketi nde calisan pek cok kisiye isnat edilen suclar cinayet tecavuz ve surekli kirbaclama dahil olmak uzere en igrenc turdendir Gunumuzdeki OrnekleriYerli kabilelerin soykirimi modern dunyada halen devam eden bir olgudur Brezilya da ve diger kabilelerin nufusunun azaltilmasi soykirim olarak tanimlanmistir Afganistan Banglades Pakistan Sri Lanka Myanmar ve Hindistan da azinlik topluluklarina karsi cok sayida ayaklanma vakasi belgelenmistir Paraguay ayrica davasi na tasinan karsi bir soykirim yurutmekle suclanmistir Komisyon soykirimin devlet tarafindan islenmedigine dair gecici bir karar vermis ancak Paraguay topraklarinin uzak bolgelerinde ozel kisiler tarafindan gerceklestirilebilecek olasi suiistimaller konusundaki endiselerini dile getirmistir Irak taki Yezidi soykirimi buyuk endise kaynagi olmaya devam etmektedir Assam Hindistan Assam in Bengalce konusan azinligi 1983 yilinda Assam in yerli halki tarafindan hedef alinmis ve sadece o yil 2000 ila 10 000 kisinin olumune yol acmistir Daha buyuk Assam Hareketinin ve bolgede Bengalce konusan insanlara karsi uzun suredir devam eden nefretin bir parcasi olan bu cinayetler dogasi geregi soykirim olarak nitelendirilmistir Assam halki Bengalce konusan insanlarin gocmen oldugunu iddia etse de iddiayi destekleyecek herhangi bir kanit bulunamamistir Bolgede gunumuze kadar devam etmektedir Assam da Bengalce konustugu iddia edilen gocmenleri yakalamak ve gozaltina almak icin 2018 yilinda kurulmustur O zamandan beri bolgede Bengalce konusanlara yonelik buyuk baskilar baslamistir Assam da Bengalce konusan 4 milyondan fazla kisi vatandasliktan cikarilmakla tehdit edildi Banglades Uluslararasi Af Orgutu ve a gore yasayan yerli 1970 ler ile 1990 lar arasinda soykirima varan siddete maruz kaldigi iddia edilmektedir Nufuslari 1975 yilinda bir askeri darbenin ardindan ulkenin kontrolunu ele geciren ve 1975 1981 yillari arasinda hukum suren diktator Tumgeneral Ziyaur Rahman tarafindan baslatilan askeri yonetimden bu yana azalmaktaydi Daha sonra 1982 den 1990 a kadar hukum suren halefi Korgeneral onun halefi oldu Buna karsilik 1983 te olduruldu liderligindeki Yerli Chakma isyancilari 1977 de bolgede bir isyan baslatti Banglades hukumeti bolgeye yuz binlerce Bengalli yerlestirmisti ve bu Bengalliler su anda bolge nufusunun cogunlugunu olusturmaktadir 11 Eylul 1996 da Yerli isyancilarin 28 ila 30 Bengalli oduncuyu kacirip oldurdugu bildirildi Ulkede demokrasi yeniden tesis edildikten sonra 1996 yilinda Banglades Avami Birligi nden yeni secilen Ulusun Babasi Seyh Muciburrahman in kizi basbakan Seyh Hasina Vecid ve Yerli isyancilarin temsilcileriyle yeni gorusmeler basladi 2 Aralik 1997 de Hukumet ve Yerli halk arasinda bir imzalanarak 20 yildir suren isyan ve bolgedeki tum dusmanliklar sona erdi Brezilya Belem deki Vale do Javari den yerel halktan protestocular 1950 lerin sonlarindan 1968 e kadar Brezilya devleti Yerli halklarini topluluklarini entegre etmek pasifize etmek ve kulturlestirmek icin siddetli girisimlere maruz birakti 1967 yilinda savci Jader de Figueiredo Correia nu donemin diktatorlugune sundu Yedi bin sayfadan olusan rapor 2013 yilina kadar yayinlanmadi Rapor Brezilya nin yerli halklarina karsi islenen toplu katliam iskence bakteriyolojik ve kimyasal savas rapor edilen kolelik ve cinsel istismar gibi soykirim suclarini belgelemektedir Yeniden kesfedilen belgeler 1947 1988 yillari arasinda meydana gelen insan haklari ihlallerini sorusturmakla gorevlendirilen tarafindan incelenmektedir Figueiredo Raporuna gore nin IPS nin adinin aksine Yerli halki kolelestirdigini cocuklara iskence yaptigini ve topraklarini caldigini ortaya koyuyor Hakikat Komisyonu Maranhao daki kabilelerin tamaminin ortadan kaldirildigini ve Mato Grosso da 30 Cinturao Largo yerlilerine yapilan bir saldiridan sadece iki kisinin kurtuldugunu degerlendirmektedir Raporda ayrica toprak sahiplerinin ve IPS uyelerinin izole koylere girdigi ve kasitli olarak cicek hastaligi bulastirdigi belirtilmektedir Raporda suclanan 134 kisiden bugune kadar devlet tek bir kisiyi bile yargilamamistir zira diktatorlugun sonunda cikarilan Af Yasasi o donemde meydana gelen ihlallerin yargilanmasina izin vermemektedir Raporda toplu katliam tecavuz ve iskence vakalari da detaylandirilirken Figueiredo IPS nin eylemlerinin Yerli halklari yok olma tehlikesiyle karsi karsiya biraktigini belirtti Raporun yayinlanmasinin ardindan devlet IPS yi lagvetti Kizil Hac IPS nin degistirilmesinden sonra etnik temizlik yapildigina dair baska iddialarin ortaya atilmasi uzerine bir sorusturma baslatti Cin Tibet 5 Haziran 1959 tarihinde Kidemli Avukati Shri Purshottam Trikamdas Uluslararasi Hukukcular Komisyonu na bir STKdir Tibet hakkinda bir rapor sunmustur Yukarida belirtilen olgulardan asagidaki sonuclar cikarilabilir e Bu Komite tarafindan ve diger kaynaklardan elde edilen tum bu kanitlari incelemek ve uygun onlemleri almak ve ozellikle Soykirim sucunun zaten guclu bir karine var olusup olusmadigini belirlemek ve bu durumda bu eylemlerin bastirilmasi ve uygun telafi icin 1948 Soykirim Sozlesmesi ve Birlesmis Milletler Sarti tarafindan ongorulen eylemleri harekete gecirmek Birlesik Krallik Tibet Dernegi ne gore Toplamda bir milyondan fazla Tibetli yani nufusun beste biri Kultur Devrimi nin sonuna kadar Cin isgalinin bir sonucu olarak olmustur Sincan Cin hukumeti Cin Halk Cumhuriyeti nin Sincan Uygur Ozerk Bolgesi XUAR icinde ve cevresinde yerli Uygur halkina ve diger etnik ve dini azinliklara karsi siklikla soykirim olarak nitelendirilen bir dizi insan haklari ihlali gerceklestirmekle suclanmaktadir 2014 yilindan bu yana Cin Komunist Partisi CKP genel sekreteri Xi Jinping in sirasinda Cin Komunist Partisi nin CKP yonetimi altinda Dunya Savasi ve Holokost tan bu yana etnik ve dini azinliklarin en buyuk olcekli gozaltisi haline gelen bir milyondan fazla Muslumanin cogu Uygur herhangi bir yasal surec olmaksizin gizli toplama kamplarinda hapsedilmesine yol acan politikalar izlemistir Politikayi elestirenler bunu zorla asimilasyon olarak tanimlamis ve ayrica etnosit veya kulturel soykirim olarak adlandirmislardir ve bazi hukumetler aktivistler bagimsiz STK lar insan haklari uzmanlari akademisyenler hukumet yetkilileri bagimsiz arastirmacilar ve Surgundeki Dogu Turkistan Hukumeti bunu bir soykirim olarak adlandirmistir Elestirmenler ozellikle Uygurlarin devlet destekli toplama kamplarinda toplanmasina Uygur dini uygulamalarinin bastirilmasina agir kotu muameleye siyasi endoktrinasyona and extensive evidence ve zorla dogum kontrolu ve kurtaj dahil olmak uzere insan haklari ihlallerine iliskin kapsamli kanitlara dikkat cekmistir Cinli yetkililer Sincan daki dogum oranlarinin 2018 de neredeyse ucte bir oraninda dustugunu belirten raporlari dogrulamis ancak zorla kisirlastirma ve soykirim raporlarini reddetmistir Ic Mogolistan 1966 yilinda Mao Zedong Mogol Ulanhu liderligindeki ni IMPP anavatan Cin i bolmeyi amaclayan siyasi bir hareket olarak sucladi Bu suclama Mogol elitini ortadan kaldirmak ve Mogol soykirimini baslatmak icin kullanildi Kultur Devrimi sirasinda Mogol kayiplarinin sayisi 16 222 Cin hukumeti ile 50 000 bagimsiz arastirma arasinda tahmin edilmektedir Ic Mogolistan Komunist Parti Komitesi Ofisi 1989 yilinda hapsedilen Mogollarin toplam sayisinin 480 000 oldugunu belirten istatistikler yayinlamistir Yurtdisinda yapilan bagimsiz arastirmalar yaklasik yarim milyon tutuklunun ve 100 000 olumun oldugunu tahmin etmektedir Gecikmeli olumler hapse girdikten sonra eve donen de dahil edildiginde 300 000 kayip oldugu tahmin edilmektedir Kultur devrimi Mogollara iskence asagilama ve soykirima neden olan koyluler arasinda koklesti CKP nin Cin propaganda ekipleri disaridan Ic Mogolistan a geldi ve 1970 lerde buyuk zulumler gerceklestirdi CKP ayrica Mogollara kurtaji dayatti Kolombiya Kolombiya da uzun suredir devam eden catismalarda ve gibi cesitli yerel halk sagci paramiliterler solcu gerillalar ve Kolombiya ordusu tarafindan yogun siddete maruz kalmistir Uyusturucu kartelleri uluslararasi kaynak cikarma sirketleri ve ordu da Yerli gruplari kendi bolgelerinden cikmaya zorlamak icin siddet kullanmistir siddetin soykirim niteliginde oldugunu savunurken digerleri uluslararasi hukukun gerektirdigi sekilde bir soykirim kasti olup olmadigini sorgulamaktadir Demokratik Kongo Cumhuriyeti Demokratik Kongo Cumhuriyeti nde yerli Mbutiler Bambutiler ve yonelik soykirim siddetinin on yillardir yaygin oldugu bildirilmektedir Kongo Ic Savasi 1998 2003 sirasinda Pigmeler onlari insan alti olarak goren catismanin her iki tarafi tarafindan avlanmis ve yenmistir Mbuti Pigmelerinin temsilcisi BM Guvenlik Konseyi nden yamyamligin insanliga karsi bir suc ve soykirim eylemi olarak taninmasini istemistir tarafindan hazirlanan bir rapora gore toplu katliamlar yamyamlik ve tecavuze dair kanitlar bulunmaktadir Bu olaylari bir imha kampanyasi olarak nitelendiren rapor siddetin cogunu Bambutilerin sahip oldugu ozel guclerle ilgili inanclara baglamistir Ituri bolgesinde isyanci gucler Effacer le Tableau gecmisi temizlemek tahtayi temizlemek kod adli bir operasyon yurutmustur Taniklara gore operasyonun amaci ormani bambutili pigmelerden temizlemekti Dogu Timor Endonezya daha once olan Dogu Timor u 1975 yilinda isgal etti Isgalin ardindan Endonezya hukumeti bolgedeki etnik protestolari ve silahli direnisi bastirmak amaciyla baskici askeri politikalar uyguladi Endonezya nin diger bolgelerinden insanlarin bolgeye yerlesmesi tesvik edildi 1975 1993 yillari arasinda meydana gelen siddet olaylarinda 120 000 ila 200 000 kisi hayatini kaybetti Baski 1991 yilinda Dili deki bir protestonun Endonezya gucleri tarafindan dagitilmasi ve 250 den fazla kisinin oldurulmesi ve yuzlercesinin de kaybolmasiyla uluslararasi kamuoyunun dikkatini cekti olarak bilinen bu olay uluslararasi kamuoyunun dikkatini onemli olcude konuya cekmistir 1996 Nobel Baris Odulu nun Katolik Piskopos Carlos Belo ve direnis lideri Jose Ramos Horta ya verilmesiyle birlikte bu olayin alti cizilmistir Uluslararasi tepkinin ardindan Endonezya hukumeti Dogu Timor daki bagimsizlik yanlisi aktivistleri taciz etmeye ve oldurmeye devam eden bir dizi paramiliter grup orgutlemeye basladi Ayni zamanda Endonezya hukumeti bolgedeki nufusun yeniden yerlestirilmesi cabalarini onemli olcude arttirdi ve Dogu Timorlu topluluklar tarafindan kullanilan altyapi ve cevrenin tahribatini yogunlastirdi Bu politikaya tepki olarak 1999 yilinda Dogu Timor un bagimsizligi icin halk tarafindan yapilan oylamayi izlemek uzere Dogu Timor a uluslararasi bir mudahale gucu konuslandirildi Oylama buyuk olcude bagimsizlik lehine sonuclandi ve Endonezya gucleri geri cekildi ancak paramiliter gucler birkac yil boyunca misilleme saldirilari duzenlemeye devam etti Endonezya isgaline iliskin bir BM Raporu Endonezya hukumeti ve tum catisma tarafindan onaylanan aclik tahrip edici ve napalm kullanimi iskence tecavuz cinsel kolelik kayiplar halka acik infazlar ve yargisiz infazlar tespit etti Sonuc olarak Dogu Timor nufusu 1975 teki orijinal buyuklugunun ucte birine gerilemistir Guatemala Guatemala Ic Savasi 1960 1996 sirasinda devlet gucleri Mayalara karsi gerceklestirdi Hukumet onlari komunist isyancilarla ayni safta goruyordu Guatemala silahli kuvvetleri soykirim olarak nitelendirilen uc politika yuruttu Birincisi Maya erkek cocuklarinin zorla askere alinmasi ve bazen kendi koylerine karsi katliamlara katilmaya zorlanmalari da dahil olmak uzere toplu katliamlarin da eslik ettigi yakip yikma taktigiydi Ikincisi hayatta kalan ve ordudan kacanlari avlamak ve yok etmekti ucuncusu ise hayatta kalanlarin zorla yeniden egitim merkezlerine yerlestirilmesi ve daglara kacanlarin surekli takip edilmesiydi Silahli kuvvetler kadin ve cocuklara kasitli bir taktik olarak kullanmistir Cocuklar duvarlara vurularak ya da uzerlerine atilan yetiskin bir cesedin agirligiyla ezilecekleri toplu mezarlara canli canli atilarak olduruldu Guatemala Ic Savasi sirasinda cogu Mayali olmak uzere tahminen 200 000 kisi kayboldu 1996 yilinda imzalanan baris anlasmasinin ardindan yasanan vahsetin hukuki sorumlulugunun belirlenmesi ve kayiplarin bulunup kimliklerinin tespit edilmesi icin hukuki bir surec baslatildi 2013 yilinda eski devlet baskani Efrain Rios Montt soykirim ve insanliga karsi suc islemekten mahkum edildi Kendisi 80 yil hapis cezasina carptirildi ancak sadece on gun sonra mahkumiyet kararini bozdu Irak ta Yezidi ve Irak Turkmen soykirimlari Yezidiler Orta Dogu da kendi tek tanrili dinlerini uygulayan yerli bir azinlik grubudur Irak taki tarafindan en son ISID tarafindan ancak diger Islamci gruplar da gecmiste Yezidilere karsi siddet eylemleri gerceklestirmistir sik sik damgalanmis ve siddete hedef olmuslardir bircok arastirma arastirmacilarin Irak taki Yezidi topluluguna karsi toplu katliamlar ve tecavuz de dahil olmak uzere soykirim eylemleri gerceklestirildigi sonucuna varmasina yol acmistir Yezidilere yonelik siddet eylemleri yuzyillardir belgelenmekle birlikte son zamanlarda Yezidilere yonelik siddet eylemleri arasinda 2007 Yezidi topluluklarinin bombalanmasi ve Agustos 2014 gibi olumcul teror saldirilari yer almaktadir Yezidi kadin ve kiz cocuklari ISID in Yezidilere yonelik soykiriminin yasandigi son olaylar sirasinda ISID teroristleri tarafindan siklikla seks kolesi olarak tutulmus ve kole ticaretine maruz birakilmistir Bu durum 500 000 den fazla Yezidinin Irak tan zorla goc ettirilmesiyle sonuclanmistir Sadece 2014 yilinda 5000 Yezidi olduruldu ancak o yildan cok daha once Yezidilere karsi soykirim uygulanmaya baslanmisti Gunumuzde de devam etmektedir Subat 2021 de ISID tarafindan oldurulen 104 Yezidinin kalintilari bulunmus ve topraga verilmistir Bunun yaninda ISID ozellikle Sii kokenli Irak Turkmenleri basta olmak uzere Turkmenler uzerinde de katliam oldurme seks koleligi gibi yontemlerle soykirim uygulamistir Endonezya Bagimsizligindan 1960 larin sonuna kadar Endonezya hukumeti Hollanda nin kontrolunde kalan Yeni Gine adasinin bati yarisinin kontrolunu ele gecirmeye calisti Nihayet bolgenin uluslararasi alanda taninan kontrolunu sagladiginda Endonezya hukumeti ile arasinda cesitli catismalar meydana geldi Endonezya hukumeti 1970 lerde orgutu bastirmayi amaclayan ve 1980 lerin ortalarinda yuksek seviyelere ulasan bir dizi onlem almaya basladi Bunun sonucunda ortaya cikan insan haklari ihlalleri arasinda yargisiz infazlar iskence kayiplar tecavuz ve eyalet genelinde Yerli halka yonelik tacizler yer aldi ndeki Allard K Lowenstein Uluslararasi Insan Haklari Klinigi tarafindan hazirlanan 2004 tarihli bir rapor hem kitlesel siddeti hem de cogunlukla Balili ve Javali aileleri bolgeye yerlesmeye tesvik eden Endonezya hukumetinin 1948 Soykirim Sucunun Onlenmesi ve Cezalandirilmasi Sozlesmesi ni ihlal ederek Bati Papualilari yok etmek amaciyla yasaklanmis eylemlerde bulunduguna dair guclu kanitlar olarak tanimlamistir Bolgedeki Yerli halka yonelik soykirim ABD disindaki Yerli halkin ABD disindaki cevresel yikim nedeniyle cok uluslu bir sirkete karsi karar almak icin dilekce verdigi ilk davalardan biri olan ABD deki davasindaki iddialarin kilit noktasiydi Bir Yerli lider olan dilekce sahibi madencilik sirketi in bir yerli halkin kulturunun kasitli planli ve yapmacik bir sekilde yok edilmesiyle sonuclanan cevresel yikim yoluyla soykirim isledigini iddia ederken mahkeme soykirimin yalnizca bir Yerli halkin yok edilmesiyle ilgili oldugunu ve Yerli halkin kulturunun yok edilmesi icin gecerli olmadigini tespit etti ancak mahkeme dilekce sahiplerine ek bir taleple basvurularini degistirme firsatini acik birakti Myanmar Burma Arakan Eyaletinde yerinden edilmis Rohingyalar Arakanlar Myanmar da Burma Askeri Cunta ile isyancilar arasinda uzun suredir devam eden ic savas bazilari isyancilarla muttefik olan yerli Karen halkina karsi yaygin zulumlere yol acmistir Bu zulumler soykirim olarak nitelendirilmistir Burmali General Maung Hla Karenlerin bir gun sadece bir muzede var olacagini belirtmistir Hukumet Kuzey bolgesinde 50 tabur konuslandirarak Karen koylerine sistematik olarak havan topu makineli tufek atesi ve kara mayinlariyla saldirmistir En az 446 000 Karen ordu tarafindan evlerinden edilmistir Karenlerin ayrica zorla calistirma soykirima varan tecavuz cocuk isciligi ve cocuk askerlerin askere alinmasina maruz kaldigi bildirilmektedir Ote yandan musluman Rohingyalar Arakanlilar da zulme toplu katliamlara soykirima varan toplu tecavuzlere ve zorla yerinden edilmeye maruz kalmistir Myanmar ordusu koylerini yakmis ve onlari ulkeden kacmaya zorlamistir Bircok soykirim kurbaninin kalintilarini iceren toplu mezarlar kesfedildi 2017 yilina gelindiginde 700 000 den fazla Rohingyali Banglades e kacti ve Banglades hukumeti onlara kucak actigi icin ovuldu Paraguay 2002 yilinda agirlikli olarak Paraguay in Chaco bolgesinde yasayan 17 Yerli kabilesinin sayisinin 86 000 oldugu tahmin edilmektedir General Alfredo Stroessner in askeri diktatorlugunun hukum surdugu 1954 1989 yillari arasinda Paraguay in yerli nufusu ulke tarihinin hicbir doneminde olmadigi kadar toprak kaybina ve insan haklari ihlallerine maruz kaldi 1970 in baslarinda uluslararasi gruplar devletin Ache soykiriminda suc ortagi oldugunu iddia etmis adam kacirma cocuk satisi ilac ve gida alikoyma kolelik ve iskence gibi suclamalar yoneltmistir 1960 lar ve 1970 ler boyunca Ache halkinin 85 i kereste endustrisi madencilik ciftcilik ve ciftlik sahiplerine yer acmak icin genellikle machete ile kesilerek oldurulmustur Jeremie Gilbert e gore Paraguay daki durum soykirimin gerceklestigi iddiasini desteklemek uzere ozel kasit gostermek icin gereken kaniti saglamanin zor oldugunu kanitlamistir Kulturel gruplari artik yok olmus olarak gorulen Ache ler topraklarinin dogal kaynaklar icin ulusotesi sirketler tarafindan arastirilmasini tesvik eden devletin kalkinmasinin kurbani oldular Gilbert planli ve gonullu bir yikim gerceklesmis olmasina ragmen devlet tarafindan Ache yi yok etme niyetinin olmadigi yasananlarin kalkinmadan kaynaklandigi ve kasitli bir eylem olmadigi sonucuna varmistir Peru 1996 ve 2000 yillari arasinda Baskan Alberto Fujimori nin liderliginde Peru hukumeti yaklasik 300 000 Perulu kadina zorla kisirlastirma uyguladi Devlet bireylerin bilgilendirilmis rizasi olmaksizin tup ligasyonu ve vazektomi yapmak icin rusvet tehdit ve aldatici taktikler kullanarak ozellikle kirsal yoksul ve yerli nufusu hedef almistir Sri Lanka ve Sri Lanka Ic Savasi sirasinda yonelik baskilar Birlesmis Milletler tarafindan soykirim niteliginde olarak tanimlanmistir Sri Lankali ceteler 1958 de binlerce Tamil insanini vahsice katletmis ve yillar icinde bir dizi soykirim baslatarak sonunda 1983 te bir ic savasa yol acmistir 2009 yilinda ic savasin sona ermesinden bu yana Sri Lanka devleti sivil hedefleri bombalayarak agir silahlar kullanarak Sri Lanka Tamillerini kacirip oldurerek ve uygulayarak insan haklarini ihlal ettigi gerekcesiyle kuresel duzeyde pek cok elestiriye maruz kalmistir Insan Haklari Izleme Orgutu Aralik 2009 da Sri Lanka hukumetini uluslararasi hukuk cercevesinde soykirimla suclayan ilk kurulus olmustur Onde gelen Amerikali uluslararasi hukuk uzmani Profesor Francis A Boyle BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile acil bir toplanti duzenleyerek insanliga karsi islenen suclar Tamillere yonelik soykirim ve uluslararasi toplumun Sri Lanka daki Tamil sivillerin katledilmesini durdurmadaki basarisizligina dair kanitlar sunarak Tamil soykirimini durdurma cagrisinda bulundu Subat 2020 de ABD Disisleri Bakanligi ve ABD Disisleri Bakani Mike Pompeo Sri Lanka Ordusunun mevcut komutani General Shavendra Silva nin komuta sorumlulugu yoluyla dahil oldugu Sri Lanka ordusunun 53 tumeni tarafindan islenen savas suclari nedeniyle ABD ye girisinin yasaklandigini acikladi Ruanda Ruanda Soykirimi Ruanda da 1994 yilinda bir Hutu olan devlet baskani Juvenal Habyarimana nin ucagi dusurulmustur Zaten ulkede cogunluk durumdaki Hutular ve azinlik olan Tutsiler arasinda var olan catisma ve gerilimleri bu olay iyice arttirmis ve neticede boyle bir katliama hazirlik yapan asiri uc Hutular Tutsilere ve kendilerine karsi cikan ilimli Hutulara saldirmistir yaklasik yuz gun icinde yerel halklardan iclerinde cocuk kadinlarin oldugu 800 000 Tutsi ve ilimli Hutu asiri uc Hutular Interahamwe tarafindan oldurulmustur Katliam Tutsi destekli isyanci Ruanda Vatansever Cephesi lideri Paul Kagame ye bagli guclerce Hutu agirlikli hukumetin dusurulmesi ile son bulmus ancak bu defada yonetimden guc alan Tutsilerin oc bahanesiyle saldirmasi sonucu yuzbinlerce Hutu komsu Zaire ye Kongo Cumhuriyetine siginmistir Bu soykirim ve failllerin cezalandirilmasina yonelik Ruanda Uluslararasi Ceza Mahkemesi kurulmustur Yine Ruanda da halk mahkemeleri kurulmustur Fransa bu iki etnik grup arasinda varolan gerilimi basindan sonuna kadar koruklemek ve baslangicta Hutulari Tutsilere karsi destekleyip soykirima ortak olmakla ayrica suclanmistir Bosna Hersek Temmuz 1995 Srebrenitsa katliaminin ana olaylarinin gerceklestigi Potocari Bosna Hersek te mezardan cikarilan bir toplu mezar Temmuz 2007 Srebrenitsa soykirimi Temmuz 1995 te Srebrenitsa bolgesinde yaklasik 8 000 etnik Bosnali Muslumanin Bosnak yerel halkin Bosnali Sirplar tarafindan oldurulmesinden olusuyordu Bu katliam daha once Birlesmis Milletler tarafindan guvenli ilan edilen bir bolgede gerceklesmistir Sozde Bosnali Muslumanlarin ortadan kaldirilmasi amaclanmis olsa da katliam kasabanin etnik olarak temizlenmesi amaciyla cocuklarin genclerin ve yaslilarin oldurulmesini de icermistir Eski Yugoslavya Uluslararasi Ceza Mahkemesi ICTY Bosnali Sirp Yonetimi eski baskani Radovan Karadzic i kinarken Srebrenitsa daki olaylari soykirim eylemi olarak siniflandirdi O donem mahkemeye baskanlik eden sunlari soylemistir Musluman nufusun bir bolumunu ortadan kaldirmayi amaclayan Bosnali Sirp savascilar soykirima giristi Srebrenitsa da yasayan ve genel olarak Musluman ormanlar arasinda ozellikle sembolik bir grup olan kirk bin Musluman ormani yok edilmek uzere sectiler Asker ya da sivil genc ya da yasli tum esirlerin esyalarini ve kimliklerini aldilar onlari sadece kimliklerinden dolayi kasitli ve metodik olarak ortadan kaldirdilar Darfur IsrailAyrica bakinizKulturel soykirim Etnik temizlik EtnosidNotlar Yerli halklarin siklikla karsilastigi soykirim turu icin onerilen diger isimler arasinda yapisal soykirim ve sistemik soykirim yer almaktadir Yerli halklar tarihsel ve mevcut topraklari somurgeci genisleme veya somurgeci bir guc gibi baskin bir grup veya bir devlet olusumu tarafindan isgal edilen insanlar olarak tanimlanmaktadir Medenilesmemis uluslara karsi yapilan tum savaslarda oldugu gibi bu savasta da dusman halkin mal ve mulklerine sistematik olarak zarar verilmesi kacinilmazdi Koylerin ve yiyecek kaynaklarinin yakilmasi gibi ekonomik degerlerin yok edilmesi barbarca gorunebilir Ancak bir yandan Afrikali zencilerin barakalarinin ne kadar kisa surede yeniden insa edildigi ve tropik doganin bereketli buyumesinin yeni tarla urunlerine yol actigi diger yandan da dusmanin boyun egdirilmesinin ancak boyle bir yontemle mumkun oldugu dusunulurse o zaman bu zorunluluga dira necessitas a daha olumlu bakilacaktir Nizhnekamchatsk Kamcatka yarimadasinin Pasifik okyanusuna donuk dogu tarafinda bulunan bugun terk edilmis neticede buyuk olcude kalintilari da dogada silinmis kasaba ve ahsap kaledir KaynakcaAtiflar a b 2006 Settler colonialism and the elimination of the native 8 4 387 409 doi 10 1080 14623520601056240 2022 Concepts of Holocaust and Genocide and the Issue of Settler Colonialism 36 1 30 38 doi 10 1080 25785648 2021 2012985 ISSN 2578 5648 28 Mayis 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Mayis 2022 a b Maybury Lewis 2002 Short Damien 2016 Redefining Genocide Settler Colonialism Social Death and Ecocide Ingilizce Bloomsbury Publishing s 69 ISBN 978 1 84813 546 8 16 Mart 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Haziran 2022 a b Sousa Ashley 2016 Ethnic Cleansing and the Indian The Crime That Should Haunt America by Gary Clayton Anderson Journal of Southern History 82 1 135 136 doi 10 1353 soh 2016 0023 ISSN 2325 6893 Jones 2010 Forge 2012 a b Moses 2004 Hitchcock amp Koperski 2008 Maybury Lewis 2002 s 48 Mehta 2008 Attar 2010 Sautman 2003 presidency ucsb edu President Carter on the AIRFA 11 Mart 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Agustos 2006 Lemkin 2008 s 79 Lemkin 2008 s 79 Soykirim ile bir etnik grubun yok edilmesini kastediyoruz Genel olarak soykirim bir ulusun tum uyelerinin toplu olarak oldurulmesi disinda bir ulusun derhal yok edilmesi anlamina gelmez Daha ziyade gruplarin kendilerini yok etmek amaciyla ulusal gruplarin yasaminin temel dayanaklarini yok etmeyi amaclayan farkli eylemlerin koordineli bir planini ifade etmek icin kullanilir Boyle bir planin hedefleri ulusal gruplarin siyasi ve sosyal kurumlarinin kulturlerinin dillerinin milli duygularinin dinlerinin ve ekonomik varliklarinin parcalanmasi ve bu gruplara mensup bireylerin kisisel guvenliklerinin ozgurluklerinin sagliklarinin onurlarinin ve hatta hayatlarinin yok edilmesi olacaktir Soykirim Sucunun Onlenmesi ve Cezalandirilmasi Sozlesmesi Madde 2 Mcdonnell Michael A Moses A Dirk December 2005 Raphael Lemkin as historian of genocide in the Americas Journal of Genocide Research 7 4 501 29 doi 10 1080 14623520500349951 4 Kasim 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Kasim 2023 a b Inglesby T V Bartlett J G Ascher M S Eitzen E Jahrling P B Hauer J Layton M McDade J Osterholm M T O Toole T Parker G Perl T Russell P K Tonat K 1999 Smallpox as a Biological Weapon Medical and Public Health Management 281 22 2127 2137 doi 10 1001 jama 281 22 2127 PMID 10367824 Edwards amp Kelton 2020 s 66 Grenke 2005 s 199 Bununla birlikte Yerlileri yok eden hastaliklar cogunlukla dogal temastan kaynaklanmistir Bu Yerli halklar buyuk olcude zayiflamisti ve sonuc olarak Avrupalilara daha az direnebildiler Bununla birlikte soykirimlarin kaynagi nadiren hastaliklarin kendisi ya da soykirim araclarinin neden oldugu olumlerin kaynagi degildi Soykirimlara bir grubun digerine yonelik saldirgan eylemleri neden olmustur Maybury Lewis 2002 s 45 Cave 2008 s 273 74 Barkan 2003 Stannard 1993 s xii Ostler Jeffrey 2019 Surviving Genocide Native Nations and the United States from the American Revolution to Bleeding Kansas ss 13 17 381 ISBN 9780300245264 12 Aralik 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Mart 2021 Resendez Andres 2016 The Other Slavery The Uncovered Story of Indian Enslavement in America Houghton Mifflin ss 216 217 Edwards amp Kelton 2020 ss 54 55 a b La catastrophe demographique The Demographic Catastrophe L Histoire Fransizca 322 17 July August 2007 Wilson James 1998 The Earth Shall Weep A History of Native America Ingilizce Grove Press s 49 ISBN 978 0 8021 3680 0 16 Mart 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Mart 2023 Avrupali ozellikle ilk gelen Ispanyollara gore bu milletler Nuh un Milletler Tablosu na gore Ham in oglu Kenan in soyundan gelmedir Bu milletler Yafet soyundan Avrupalilarinda bu soydan geldigine inanilir ve Sem Sam soyundan geleceklere kole olacak Tekvin 9 18 27 veya hereme yani soykirima ugrayacak irk 1 Samuel 15 3 Tesniye 20 17 Yesu 3 10 ayni zamanda Hristiyanlik karsiti putperestlige mensup yoldan sapan kisiler kafirler sapiklardir Grenke Arthur God greed and genocide the Holocaust through the centuries New Academia Publishing 2005 pp 17 18 Ostler Jeffrey 28 Mayis 2019 Surviving Genocide Yale University Press doi 10 2307 j ctvgc629z ISBN 978 0 300 24526 4 a b Ostler Jeffrey 2009 Surviving Genocide Native Nations and the United States from the American Revolution to Bleeding Kansas s 13 Stannard 1993 Thornton 1987 Thornton 1987 ss 104 13 Lewy Guenter 2007 Were American Indians the Victims of Genocide 2 Mart 2009 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Agustos 2013 An Indigenous Peoples History of the United States Roxanne Dunbar Ortiz 2014 Pgs 41 42 a b Aufderheide Rodriguez Martin amp Langsjoen 1998 s 205 Aufderheide Arthur C Rodriguez Martin Conrado Langsjoen Odin 13 Mayis 1998 Cambridge University Press ISBN 9780521552035 Archived from the original on 5 Aralik 2022 Erisim tarihi 30 Haziran 2016 KB1 bakim BOT esas url durumu bilinmeyen link McKenna Erin and Scott L Pratt 2015 American Philosophy From Wounded Knee to the Present Bloomsbury p 375 Denevan William M Ed 1992 The Native population of the Americas in 1492 2 bas Madison Wis University of Wisconsin Press ISBN 978 0 299 13434 1 Thomas Michael Swensen 2015 Of Subjection and Sovereignty Alaska Native Corporations and Tribal Governments in the Twenty First Century Wicazo Sa Review 30 1 100 doi 10 5749 wicazosareview 30 1 0100 ISSN 0749 6427 Thornton Russell Stannard David E 1994 American Holocaust Columbus and the Conquest of the New World The Journal of American History 80 4 1428 doi 10 2307 2080617 JSTOR 2080617 14 Ekim 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Kasim 2023 Hadden John 6 Subat 2019 Little Ice Age caused by death of 55 million Indigenous people after colonization study National Global News 24 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Agustos 2023 Koch Alexander Brierley Chris Maslin Mark M Lewis Simon L 2019 Earth system impacts of the European arrival and Great Dying in the Americas after 1492 Quaternary Science Reviews 207 13 36 Bibcode 2019QSRv 207 13K doi 10 1016 j quascirev 2018 12 004 Kent Lauren 1 Subat 2019 European colonizers killed so many Native Americans that it changed the global climate researchers say CNN 13 Agustos 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Subat 2019 Las Casas Bartolome 1992 A Short Account of the Destruction of the Indies London England Penguin Classics s 9 Forsythe 2009 s 297 Juang Baker amp Shannon 2008 s 510 Gibson Charles The Colonial Period in Latin American History Hathi Trust Service Center for Teachers of History 7 Eylul 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Kasim 2019 Maybury Lewis 2002 s 44 Trever David 13 Mayis 2016 Los Angeles Times 20 Haziran 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi 2016 The Other Slavery The Uncovered Story of Indian Enslavement in America Houghton Mifflin Harcourt s 17 ISBN 978 0547640983 14 Ekim 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Ekim 2020 Cook Noble David 13 Subat 1998 Born to Die Disease and New World Conquest 1492 1650 Cambridge University Press ss 9 14 ISBN 978 0 521 62730 6 29 Kasim 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Haziran 2016 Minster Christopher 10 Eylul 2018 Spain s American Colonies and the Encomienda System ThoughtCo 17 Subat 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Subat 2019 Grenke 2005 s 200 2018 The Divide A Brief Guide to Global Inequality and its Solutions Windmill Books s 70 ISBN 978 1786090034 Stannard 1993 s 139 a b Driscoll Mark W 2020 The Whites are Enemies of Heaven Climate Caucasianism and Asian Ecological Protection Durham ISBN 978 1 4780 1121 7 Trafzer 1999 ss 1 35 Blick Jeremy P 3 Agustos 2010 The Iroquois practice of genocidal warfare 1534 1787 3 3 405 429 doi 10 1080 14623520120097215 16 Haziran 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 27 Agustos 2022 Histoire Generale des Antilles General History of the Antilles Fransizca I Paris Jolly 1667 ss 5 6 Hubbard Vincent 2002 A History of St Kitts Macmillan Caribbean ss 17 18 ISBN 9780333747605 a b c Piecuch Jim Hartford Treaty of The Encyclopedia of North American Colonial Conflicts to 1775 A Political Social and Military History edited by Spencer C Tucker et al vol 1 ABC CLIO 2008 p 375 Gale eBooks Accessed 17 Aug 2023 Dunbar Ortiz Roxanne 2014 An Indigenous Peoples History of the United States s 64 ISBN 978 0 8070 0040 3 Tucker Spencer C 2011 The Encyclopedia of North American Indian Wars 1607 1890 ABC CLIO LLC s 708 ISBN 978 1851096978 John Winthrop Journal of John Winthrop ed Dunn Savage Yeandle Cambridge MA Harvard University Press 1996 228 Relation of the Pequot Warres in History of the Pequot War The Contemporary Accounts of Mason Underhill Vincent and Gardiner Cleveland 1897 p 138 Ethel Boissevain Whatever Became of the New England Indians Shipped to Bermuda to be Sold as Slaves Man in the Northwest 11 Spring 1981 pp 103 114 Providence Island 1630 1641 The Other Puritan Colony Cambridge MA Harvard University Press 1993 p 172 Mashantucket Pequot Tribal Nation Tribal History The Mashantucket Western Pequot Tribal Nation 21 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Agustos 2020 Gott Richard 2004 Cuba A new history Yale University Press p 32 Flintlock and Tomahawk New England in King Philip s War by Douglas Edward Leach New York MacMillan 1958 pg 130 132 Tribe Narragansett Narragansett History Narragansett Indian Nation Website 24 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Aralik 2020 a b Scalping Torture and Mutilation by Indians Blue Corn Comics 31 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Temmuz 2016 Sonneborn Liz 14 Mayis 2014 Chronology of American Indian History Infobase s 88 ISBN 9781438109848 2 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Temmuz 2016 Declaration of War simpson edu 7 Subat 2014 7 Subat 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Calloway Collin G 2007 The Scratch of a Pen 1763 and the Transformation of North America Pivotal Moments in American History Oxford University Press s 73 ISBN 978 0195331271 Preston David L 2009 The Texture of Contact European and Indian Settler Communities on the Frontiers of Iroquoia 1667 1783 University of Nebraska Press ss 43 44 ISBN 978 0 8032 2549 7 16 Mart 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Subat 2019 Miller J R 2009 Compact Contract Covenant Aboriginal Treaty Making in Canada University of Toronto Press s 34 ISBN 978 1 4426 9227 5 16 Mart 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Subat 2019 Williams L 2021 Indigenous Intergenerational Resilience Confronting Cultural and Ecological Crisis Routledge Studies in Indigenous Peoples and Policy Routledge Taylor amp Francis s 51 ISBN 978 1 000 47233 2 23 Subat 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Subat 2023 Turner N J 2020 Plants People and Places The Roles of Ethnobotany and Ethnoecology in Indigenous Peoples Land Rights in Canada and Beyond McGill Queen s Indigenous and Northern Studies McGill Queen s University Press s 14 ISBN 978 0 2280 0317 5 23 Subat 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Subat 2023 Asch Michael 1997 Aboriginal and Treaty Rights in Canada Essays on Law Equity and Respect for Difference UBC Press s 28 ISBN 978 0 7748 0581 0 Kirmayer Laurence J Guthrie Gail Valaskakis 2009 Healing Traditions The Mental Health of Aboriginal Peoples in Canada UBC Press s 9 ISBN 978 0 7748 5863 2 Marshall Ingeborg 1998 A History and Ethnography of the Beothuk McGill Queen s University Press s 442 ISBN 978 0 7735 1774 5 16 Mart 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Subat 2023 Wilson Donna M Northcott Herbert C 2008 Dying and Death in Canada University of Toronto Press ss 25 27 ISBN 978 1 55111 873 4 True Peters Stephanie 2005 Smallpox in the New World Marshall Cavendish s 39 ISBN 978 0 7614 1637 1 Laidlaw Z Lester Alan 2015 Indigenous Communities and Settler Colonialism Land Holding Loss and Survival in an Interconnected World Springer s 150 ISBN 978 1 137 45236 8 16 Mart 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Subat 2023 Ray Arthur J 2005 I Have Lived Here Since The World Began Key Porter Books s 244 ISBN 978 1 55263 633 6 Newfoundland Memorial University of Department of Religious Studies Memorial University of Newfoundland Ingilizce 10 Nisan 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Ekim 2019 Rubinstein W D 2004 Genocide and Historical Debate William D Rubinstein Ascribes the Bitterness of Historians Arguments to the Lack of an Agreed Definition and to Political Agendas 54 31 Ocak 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 10 Subat 2019 Knowles R P Tomplins J Worthen W B 2003 Modern Drama Defining the Field University of Toronto Press ss 169 ISBN 978 0 8020 8621 1 Woolford Andrew Thomas Jasmine 2011 Genocide of Canadian First Nations Totten Samuel Hitchcock Robert Ed Genocide of Indigenous Peoples A Critical Bibliographic Review Transaction Publishers ss 61 87 Annett K 2001 Hidden From History The Untold Story of the Genocide of Aboriginal Peoples by the Church and State in Canada PDF The Truth Commission into the Genocide in Canada 9 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 25 Mart 2017 Woolford Andrew Benvenuto Jeff 2 Ekim 2015 Canada and colonial genocide Journal of Genocide Research 17 4 373 390 doi 10 1080 14623528 2015 1096580 ISSN 1462 3528 a b MacDonald D B 2015 Canada s history wars Indigenous genocide and public memory in the United States Australia and Canada 17 4 411 431 doi 10 1080 14623528 2015 1096583 a b Woolford Andrew Benvenuto Jeff 2015 Canada and colonial genocide 17 4 373 390 doi 10 1080 14623528 2015 1096580 Canada s Residential Schools The History Part 1 Origins to 1939 Final Report of the Truth and Reconciliation Commission of Canada PDF National Centre for Truth and Reconciliation 2015 5 Mart 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 1 Temmuz 2016 Rheault D Arcy 2011 Solving the Indian Problem Assimilation Laws Practices amp Indian Residential Schools PDF Ontario Metis Family Records Centre 11 Haziran 2012 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 29 Haziran 2016 PDF Wabano Centre for Aboriginal Health 2000 3 Aralik 2015 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 28 Haziran 2016 Tasker John Paul 29 Mayis 2015 Residential schools findings point to cultural genocide commission chair says CBC 18 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Temmuz 2016 Indigenous Foundations UBC First Nations and Indigenous Studies 27 Haziran 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 28 Haziran 2016 Luxen Micah 24 Haziran 2016 Survivors of Canada s cultural genocide still healing BBC 25 Temmuz 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 28 Haziran 2016 PDF Brethren in Christ Canada April 2012 17 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 28 Haziran 2016 Genocide Szumski Bonnie 2001 Pgs 155 8 Pegoraro L 2015 Second rate victims the forced sterilization of Indigenous peoples in the USA and Canada Settler Colonial Studies 5 2 161 173 PDF 31 Mayis 2015 6 Temmuz 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 28 Haziran 2016 Woolford Andrew Benvenuto Jeff 2 Ekim 2015 Canada and colonial genocide 17 4 373 390 doi 10 1080 14623528 2015 1096580 ISSN 1462 3528 Mahoney Kathleen 3 Nisan 2019 Indigenous Legal Principles A Reparation Path for Canada s Cultural Genocide 49 2 207 230 doi 10 1080 02722011 2019 1626099 ISSN 0272 2011 12 Aralik 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Subat 2021 Campbell Meagan 8 Nisan 2016 New light on Saskatoon s starlight tours Macleans ca Ingilizce 3 Subat 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Subat 2021 Ozsu Umut 2 Ocak 2020 Genocide as Fact and Form Ingilizce 22 1 62 71 doi 10 1080 14623528 2019 1682283 ISSN 1462 3528 13 Aralik 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Subat 2021 Rutgers Julia Simone 29 Ekim 2019 Halifax task force to make recommendations as talks on Edward Cornwallis and commemorating Mi kmaq history come to close The Toronto Star Cadwell J Sihna V 7 Subat 2020 Re Conceptualizing Neglect Considering the Overrepresentation of Indigenous Children in Child Welfare Systems in Canada 13 2 481 512 doi 10 1007 s12187 019 09676 w SpringerLink vasitasiyla Canada accused of continued short changing of First Nations kids despite order to stop Ingilizce 21 Subat 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Subat 2021 Kivallirmiut Caribou Inuit The Canadian Encyclopedia www thecanadianencyclopedia ca 4 Aralik 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Subat 2021 Wildcat Matthew 2 Ekim 2015 Fearing social and cultural death genocide and elimination in settler colonial Canada an Indigenous perspective Ingilizce 17 4 391 409 doi 10 1080 14623528 2015 1096579 ISSN 1462 3528 31 Mart 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Subat 2021 Lucier Kayla J Schuster Wallace Corinne J Skead Derek Skead Kathleen Dickson Anderson Sarah E 13 Kasim 2020 Is there anything good about a water advisory an exploration of the consequences of drinking water advisories in an indigenous community 20 1 1704 doi 10 1186 s12889 020 09825 9 ISSN 1471 2458 PMC 7666524 2 PMID 33187509 Bracken Amber 28 Ocak 2019 A Battle to Protect Indigenous Land From a Pipeline Plan The New York Times Kirkup K 7 Agustos 2019 Committee deeply disturbed by reports of coerced forced sterilization in Canada Waterloo Region Record Presley Rachel 2020 Embodied Liminality and Gendered State Violence Activist Expression in the MMIW Movement 21 7 91 15 Eylul 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Eylul 2022 Raynauld Vincent Richez Emmanuelle Boudreau Morris Katie 3 Nisan 2018 Canada is IdleNoMore exploring dynamics of Indigenous political and civic protest in the Twitterverse Information Communication amp Society Ingilizce 21 4 626 642 doi 10 1080 1369118X 2017 1301522 ISSN 1369 118X Pope Francis acknowledges sexual abuse of minors and vulnerable people for first time on Canadian trip thestar com Ingilizce 28 Temmuz 2022 29 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Temmuz 2022 EWTN Pope Francis In flight Press Conference from Canada Full Text ACI Africa Ingilizce 30 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Temmuz 2022 a b 1981 Apaches A History and Culture Portrait s 51 ISBN 0806129786 8 Mayis 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Mayis 2021 History Of The North Mexican States And Texas Vol II 1801 1889 San Francisco The History Company Publishers 1889 Chapter 24 Terry Rugeley Yucatan s Maya Peasantry and the Origins of the Caste War San Antonio 1996 Robins Nicholas A 2009 Jones Adam Ed Genocides by the Oppressed Subaltern Genocide in Theory and Practice s 50 ISBN 978 0 253 35309 2 Yaquis The Story of a People s War and a Genocide in Mexico Paco Ignacio II http www vanguardia com mx pacoignaciotaiboiinarragenocidiodeyaquisenmexico 185265 olu kirik baglanti Paco Ignacio Taibo II documenta el brutal genocidio yaqui en nuestro pais Ispanyolca 27 Nisan 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 27 Nisan 2018 Reuters 26 Mart 2019 2 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Perez Pilar 2016 Archivos del silencio Estado indigenas y violencia en Patagonia central 1878 1941 Archives of Silence State Indigenous people and Violence in Central Patagonia 1878 1941 Ispanyolca Buenos Aires Prometeo Carroll Rory correspondent Latin America 13 Ocak 2011 Argentinian founding father recast as genocidal murderer The Guardian Ingilizce ISSN 0261 3077 22 Ekim 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Mart 2023 Delrio Walter Lenton Diana Musante Marcelo Nagy Marino 1 Agustos 2010 Discussing Indigenous Genocide in Argentina Past Present and Consequences of Argentinean State Policies toward Native Peoples 5 2 138 159 doi 10 3138 gsp 5 2 138 hdl 11336 58381 ISSN 1911 0359 8 Haziran 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Kasim 2023 Harambour Alberto 2016 Un viaje a las colonias Memorias de un ovejero escoces en Malvinas Patagonia y Tierra del Fuego 1878 1898 A trip to the colonies Memoirs of a Scottish Shepherd in Malvinas Patagonia and Tierra del Fuego 1878 1898 Ispanyolca Santiago DIBAM Centro de Investigaciones Diego Barros Arana Youkee Mat 3 Mayis 2022 We were told our brothers were dead Chile s lost tribe reclaims identity The Guardian Ingilizce ISSN 0261 3077 27 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Mart 2023 Martinez Sarasola Carlos 2013 Nuestros paisanos los indios Vida historia y destino de las comunidades indigenas en la Argentina Our countrymen the Indians Life history and destiny of the Indigenous communities in Argentina Ispanyolca Buenos Aires Del Nuevo Extremo Chiavenatto Julio Jose Genocidio Americano A Guerra do Paraguai Editora Brasiliense SP Brasil 1979 page 170 Pinker Steven 2011 Better Angels of Our Nature Why Violence Has Declined Londra Penguin Books s 161 ISBN 978 0 14 312201 2 Martin 2004 ss 740 46 12 Mayis 2016 3 Kasim 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi King J C H 2016 Blood and Land The Story of Native North America Penguin UK s 73 ISBN 9781846148088 Jones David S 2004 Rationalizing Epidemics Harvard University Press s 97 ISBN 978 0674013056 McConnel Michael N 1997 A Country Between The Upper Ohio Valley and Its Peoples 1724 1774 s 195 2000 86 4 1552 1580 doi 10 2307 2567577 JSTOR 2567577 PMID 18271127 3 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi d Errico Peter Amherst and Smallpox people umass edu 16 Eylul 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Nisan 2015 Kotar S L Gessler J E 2013 Smallpox A History McFarland s 111 ISBN 9780786493272 February 2006 American Indians Crime and the Law 104 709 735 Valencia Weber Gloria January 2003 The Supreme Court s Indian Law Decisions Deviations from Constitutional Principles and the Crafting of Judicial Smallpox Blankets 5 405 408 09 a b c d d Errico Peter 10 Ocak 2017 Indian Country Today 24 Mart 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b Theobald Brianna 28 Kasim 2019 Time 26 Nisan 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b U S report identifies burial sites linked to boarding schools for Native Americans NPR 11 Mayis 2022 14 Ocak 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Ocak 2023 a b c d Reuters 18 Mayis 2022 20 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi a b US boarding school investigative report released Indian Country Today 11 Mayis 2022 14 Ocak 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Ocak 2023 Baird 1973 Grenke 2005 s 161 Carter III Samuel 1976 Cherokee sunset A nation betrayed a narrative of travail and triumph persecution and exile New York Doubleday s 232 1 Ocak 1995 The Great Father The United States Government and the American Indians s 241 note 58 ISBN 978 0 8032 8734 1 20 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Eylul 2016 1988 Trials of Tears The Rise and Fall of the Cherokee Nation Doubleday ss 390 92 ISBN 978 0 385 23954 7 10 Haziran 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Eylul 2016 1 Haziran 1992 Demography of the Trail of Tears Anderson William L Ed Cherokee Removal Before and After ss 75 93 ISBN 978 0 8203 1482 2 29 Ekim 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Eylul 2016 a b Stannard 1993 s 124 Mann 2009 United States Congress Joint Committee on the Conduct of the War 1865 testimonies and report 2001 War Comes to the Cheyenne Macmillan ss 86 87 ISBN 978 0 8050 6634 0 Erin Blackmore 16 Kasim 2017 California s Little Known Genocide History Chanel 10 Ekim 2018 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 17 Kasim 2023 Thornton 1987 ss 107 109 1 Subat 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Pritzker Barry 2000 A Native American Encyclopedia History Culture and Peoples Oxford University Press s 114 Cowan Jill 19 Haziran 2019 It s Called Genocide Newsom Apologizes to the State s Native Americans The New York Times 6 Mayis 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Haziran 2019 New Perspectives on the West PBS 14 Mart 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Couttie Bob 2004 Hang the Dogs The True Tragic History of the Balangiga Massacre ISBN 978 971 10 1124 6 16 Mart 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Temmuz 2022 Bruno Thomas A 2011 The Violent End of Insurgency on Samar 1901 1902 Army History 79 Spring 2011 30 46 JSTOR 26296824 Bartrop P R Jacobs S L 2014 Modern Genocide The Definitive Resource and Document Collection 4 volumes The Definitive Resource and Document Collection ABC CLIO s 1983 ISBN 978 1 61069 364 6 16 Mart 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Temmuz 2022 The statement from Scott comes from Gedacht Joshua Mohammedan Religion Made It Necessary to Fire Massacres on the American Imperial Frontier from South Dakota to the Southern Philippines In Colonial Crucible Empire in the Making of the Modern American State Edited by Alfred W McCoy and Francisco A Scarano Madison WI University of Wisconsin Press 2009 pp 397 409 Information on the use of craters as sites of refuge during Spanish attacks can be found in Warren James Francis The Sulu Zone 1768 1898 The Dynamics of External Trade Slavery and Ethnicity in the Transformation of a Southeast Asian Maritime State 2nd ed Singapore NUS Press 2007 Swish of the Kris the Story of the Moros October 2010 ISBN 9780615382425 Comments on the Moro Massacre 20 Temmuz 2017 ISBN 9788026878148 Hinton 2002 s 57 a b Churchill 2000 s 433 a b Scherrer 2003 s 294 Ailelerinden koparilip Danimarka ya goturulen sosyal deney magdurlari konustu Independent Turkce 17 Ocak 2022 18 Kasim 2023 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 18 Kasim 2023 Hoeg Kirstine 2019 Forced assimilation of Indigenous children The case of the Danish Greenlandic experiment PDF Malmo University 18 Kasim 2023 tarihinde kaynagindan PDF erisim tarihi 18 Kasim 2023 Bati Tarihinde Insanlik Suclari Sefa M Yurukel ISBN 975 92002 0 1 sf 89 http www inuit org index asp lang eng amp num 257 21 Agustos 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde The Danish Supreme Court s comments Hivert Anne Francoise 14 Temmuz 2022 Denmark investigates Greenland forced IUD fitting scandal Le Monde 6 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Kasim 2022 Veirum Thomas Munk 10 Mayis 2022 Politiker Spiral kampagne var folkemord Politician Spiral campaign was genocide Danca 6 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Kasim 2022 The figurative demography of Algeria Paris Masson 1880 Kamel Kateb Europeans Indigenes and Jews in Algeria 1830 1962 Paris Ined Puf 2001 Taithe Bertrand 15 Aralik 2010 La famine de 1866 1868 anatomie d une catastrophe et construction mediatique d un evenement The famine of 1866 1868 anatomy of a catastrophe and media construction of an event Revue d histoire du XIXe siecle Societe d histoire de la revolution de 1848 et des revolutions du XIXe siecle Fransizca 41 113 127 doi 10 4000 rh19 4051 ISSN 1265 1354 31 Aralik 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Ekim 2019 Kiernan 2007 s 374 Hinton 2002 s 47 Fage John D 1982 Cambridge University Press s 748 ISBN 0 521 22803 4 2 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Ball 2011 s 17 Sarkin Hughes 2011 s 3 Weiser 2008 s 24 Meldrum 2004 Schaller 2010 ss 309 310 Fage J D Oliver R Ed 1986 The Cambridge History of Africa Hull 2003 s 161 Sarkin Hughes 2011 s 104 Bisher 2006 5 Mayis 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde p 6 4 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Levene 2005 15 Mayis 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde p 294 The Amur s siren song The Economist From the print edition Christmas Specials bas 17 Aralik 2009 11 Agustos 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Agustos 2014 Black 2008 17 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Forsyth 1994 ss 145 146 Forsyth 1994 s 146 Forsyth 1994 s 147 Cilt 36 2001 s 280 16 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi International Work Group for Indigenous Affairs 1992 s 46 8 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Mote Victor L 1998 Avalon Publishing s 44 ISBN 9780813312989 3 Haziran 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Etkind Alexander 2013 s 78 ISBN 9780745673547 24 Nisan 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Jack Zachary Michael 2008 U of Nebraska Press s 388 ISBN 978 0803219076 29 Nisan 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Forsyth 1994 s 151 Batalden amp Batalden 1997 s 36 Richmond Walter 9 Nisan 2013 Rutgers University Press Ed The Circassian Genocide Ingilizce Kafkas Vakfi Yayinlari Ed 2006 google com pe books id ulyXMQAACAAJ amp redir esc y Gecmisten gunumuze Kafkaslarin trajedisi uluslararasi konferans 21 Mayis 2005 url degerini kontrol edin yardim UNPO The Circassian Genocide unpo org 13 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ekim 2020 Eagle 20 Aralik 2012 Cagdas Gurcu Kamu Dusuncesinde Cerkes Halkinin Trajedisinin Kapsami 19 yuzyilin son yarisi Justice For North Caucasus Ingilizce 19 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ekim 2020 a b Fogarty Philippa 6 Haziran 2008 Recognition at last for Japan s Ainu BBC 8 Kasim 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi