Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Yahudilerin tarihi, Osmanlı topraklarında var olan Yahudilerin tarihidir.
Tarihle yakından ilgilenmeyen kişilerde genellikle iki yanlış yargıya rastlanmaktadır:
- Yahudiler, Türkiye coğrafyasına 1492'de İspanya'dan göç etmiştir.
- Türklerle Yahudilerin ilk teması 1453'te, İstanbul'un Fethi'nden sonra olmuştur.
Bizans'taki Yahudilerin tarihinden de anlaşıldığı üzere; MÖ 4. yüzyıldan beri Yahudiler Anadolu'da mevcut olduğundan, Osmanlıların beylik döneminden imparatorluğun çöküşüne kadar geçen altı yüzyıllık zamanda, hatta imparatorluğun günümüzdeki ardıl devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nde dahi Yahudiler Anadolu'daki mevcudiyetlerini sürdürmüşlerdir.
Osmanlı İmparatorluğu'nun yaşam döngüsünün çeşitli evreleriyle Yahudilerin sosyal ve ekonomik hayatı arasında paralellik gözlemlenir. Örneğin, Osmanlı'nın yükselme dönemi olan 15. ve özellikle 16. yüzyıllar, Osmanlı Yahudilerinin altın çağı olmuştur. Osmanlı topraklarına ilk matbaayı getiren kişiler olan Yahudiler, ayrıca Osmanlı hükûmetinde önemli mevkilere gelmişlerdir. 17. yüzyıla denk gelen Osmanlı'nın duraklama döneminde ise Osmanlı Yahudileri kültürel ve ekonomik olarak çöküşe girmişlerdir. 18. yüzyılda yaşanan gerileme döneminde ise Yahudiler, Sabatay Sevi Olayı'nın yarattığı şokla "pasif korunma psikozu" içine girdiler.
Dağılma dönemi olan 19. yüzyılda Yahudilerin kültürel seviyesi o kadar çökmüştü ki, yabancı dil öğrenmek dahi dinden çıkmak olarak görülüyordu. Fakat Osmanlı'nın hangi döneminde olursa olsun; Müslüman Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Yahudiler, Hristiyan Avrupa hâkimiyetindeki Yahudilere kıyasla güven ve huzur içinde yaşamlarını sürdürmüş, buna karşılık olarak Yahudiler her daim Türk topraklarının millî çıkarlarını savunmuşlardır.
Türkler ve Yahudiler
Osmanlılar öncesi
Galante'ye göre, Talmud'da görülen anbar, küpe, küfe gibi Türkçe sözcükler muhtemelen Yahudilere Kuzey Irak'taki Türklerden geçmiştir. Bu ihtimal ele alındığında Türklerle Yahudiler ilk defa Mezopotamya'da temas kurmuşlardır.
Anadolu'da kurdukları organize ve özgürlükçü yönetimle Selçuklu Hanedanı, gerek fethettikleri yerde karşılaştıkları Yahudilere, gerekse Bizans İmparatorluğu'nun zulümlerinden kaçıp gelen Yahudilere belirli bir vergi karşılığında din ve vicdan özgürlüğü tanıdılar. Galante, Selçuklu hükümdarlarından birinin vezirinin Yahudi olduğunu da dile getirir.
Osmanlı İmparatorluğu
Osmanlı'nın kurucusu Osman Bey'in oğlu Orhan Bey 1326'da Bursa'yı fethettiği zaman, savaş sebebiyle şehirden kaçan Yahudiler, savaş sonunda geri döndüler. Orhan Bey ve kardeşi Alâeddin, sanayi, ticaret ve maliyede başarılı olduklarına inandıkları Yahudilere özel ilgi gösterince Şam ve Bizans'tan da birçok Yahudi bu topraklara göç etti. Yahudilerin din ve geleneklerini rahatça sürdürebilmek için kendilerine ait bir mahalle edinme arzusuna Orhan Bey sıcak bakınca bir Yahudi mahallesi kuruldu ve bu mahalle diğer Yahudi mahallelerine örnek teşkil etti. Yahudiler Bursa'nın yanı sıra ülkenin her yerinde mülk ve tarla sahibi olabiliyordu; bunun karşılığında, dinî görevi olan veya hükûmette çalışanlar dışındakiler "haraç" adı altında vergilerini ödüyorlardı.
1354'te Gelibolu, 1360'ta Ankara, 1361'de Edirne, 1422'de İzmir, 1430'da Selanik ve 1453'te İstanbul fethedilince, bu şehirlerdeki Yahudiler ülke genelindeki Yahudi nüfusunu da artırmış oldu. Edirne'deki Yeşiva (Yahudi din okulu), ülkenin her yerindeki Yahudi öğrenciler için bir eğitim ve kültür merkezi oluşturdu.II. Bayezid döneminde, 1492'de gerçekleşen Osmanlı topraklarına toplu Yahudi göçü dışında başka toplu göçler de gerçekleşmiştir. Örneğin 1376'da Macaristan'dan, 1394'te Fransa'dan, 15. yüzyılın başında Sicilya'dan, 1420'de Venedik'ten ve 1470'te Bavyera'dan kovulan veya kaçan Yahudiler, kurtuluşu Osmanlı topraklarına sığınmakta bulmuştur.
Yükselme dönemi
Fatih Sultan Mehmed dönemi (1451–1481)
İstanbul fethedildiğinde Haliç'in iki yakasında da Yahudiler ikamet ediyordu. Fatih Sultan Mehmet, Yahudilere güven duyduğundan şehirdeki Yahudi nüfusunu artırmak için Anadolu'daki Yahudi cemaatlerine mektup gönderip onları İstanbul'a davet ettiMora'nın fethinden sonra yarımadadaki Yahudiler de İstanbul'daki dindaşlarına katıldı. Ayrıca, Evliya Çelebi'nin aktardığına göre Edirne'den İstanbul'a yerleşen Yahudiler el Mahallet ul-Yahudiyin el-Edirneviyin isimli semtte yaşamaktaydı.
Fatih, İstanbul kuşatması sırasında bir fermanla, Yahudiler işbirliğinde bulunursa din ve vicdan özgürlüğü tanıyacağını, eski sinagogların onarılacağını, yeni ibadethanelerin kurulması yasak olduğu için evlerin ibadethaneye çevrilmesine izin vereceğini bildirdi.Kanuni Sultan Süleyman'ın (1534), II. Selim ve II. Murad'ın buyrukları, üç şeyhülislamın fetvaları, III. Mehmed'in fermanı ve bu fermanın 1694, 1744 ve 1755'teki teyitleri, Fatih'in Yahudilere verdiği sözü yinelemekte ve yenilemektedir.
Fermanda bahsedilen Yahudi işbirlikçiler, büyük ihtimalle Haliç'in kuzeyinde yani Galata'da ikamet eden Yahudilerdi; zira Haliç'in güneyinde yani Bizans surları içinde bulunan Yahudilerin, fiilen yardım etme güçleri yoktu. Haliç'in kuzeyi Cenevizlilere bırakılmış özerk bir şehir olduğundan, buradaki Yahudilerin Bizans ile bir bağları yoktu, dolayısı ile buradaki Yahudilerin Fatih'e yardım etmesi için bir engel bulunmamaktaydı.
Millet sisteminde Yahudiler diğer azınlıklarla aynı kapsamda düşünülmüşlerse de, özellikle 15 ve 16. yüzyıllarda teorik statü ile uygulama farklı idi. Osmanlılar Yahudileri, Hristiyanlara nazaran kendilerine daha yakın görmekteydi; bunun sebebi hem iki din arasındaki benzerlik hem de Hristiyan Avrupa'nın Osmanlılara karşı verdiği mücadeleydi. II. Mehmed bir süre sonra Yahudileri "bir takım vergilerden" muaf tutmuştur.
II. Bayezid dönemi (1481–1512)
Elhamra Kararnamesi ve Osmanlı İmparatorluğu (1492)
Zengin İspanya Yahudilerinden Don İsak Abravanel ve Saray Haznedarı Don Abraham Senor, 30.000 altın düka karşılığında İspanya'dan kovulmayı durdurmaya çalıştılarsa da bunu engelleyemediler. Bu dönemde göçmenlere kucak açan Osmanlı Sultanı II. Bayezid; eyalet yöneticilerine bir emir yayınladı:
... İspanya Yahudilerini geri çevirmek şöyle dursun tam bir içtenlikle karşılanmalarını, aksine hareket ederek göçmenlere kötü muamele yapacakların veya en ufak bir zarara sebebiyet vereceklerin ölümle cezalandırılacaklarını...
Pîrî Reis'in amcası Kemal Reis'in kumandasındaki Osmanlı kadırgalarıyla gelen göçmenler; başta İstanbul, Edirne ve Selanik olmak üzere, İzmir, Manisa, Bursa, Gelibolu, Amasya, Patros, Korfu, Larissa ve Manastır'a yerleştiler veya yerleştirildiler. Yükselme devrine giren Osmanlıların ihtiyacı olan kalifiye eleman ihtiyacını bu Yahudiler karşıladı. Konuyla ilgili II. Bayezid'in ünlü sözlerinden biri de şudur:
Bu Kral'a (Ferdinand) nasıl 'akıllı ve uslu Fernando' diyebiliyorsunuz?
Kendi ülkesini yoksullaştırıyor ve benimkini zenginleştiriyor.
Sinagog sayısı 44'e ulaşan İstanbul'da Yahudi nüfusu 30.000'i aşınca, şehir Avrupa'nın Yahudi merkezi hâline geldi. Zamanın hahambaşısı Kapsali, zengin Yahudilerin Pidyon Şevuyim ödeyerek göçmenlere yardım edilmesini emretti.
İspanya'da devlet görevinde bulunanlar, başta dış ilişkiler ve maliye olmak üzere çeşitli konularda Saray'da vazife edindiler. 16. yy.da en parlak dönemini yaşayan ve en geniş sınırlara ulaşmış Osmanlı İmparatorluğu'nda bu danışmanların da etkisi görüldü.
1493'te Osmanlı'ya ilk matbaayı getiren Yahudiler; ayrıca barut imali ve top dökümü konularında uzmanlaşmış olduklarından Osmanlı ordularını bu silahlarla donattılar.
Portekiz'den göç
Portekiz Kralı Manuel, 1497 ilkbaharına denk gelen Pesah arifesinde 4 ila 14 yaşları arasındaki tüm çocukların vaftiz edileceklerini ilan etti. Ülkeyi terk etmek için son gün yaklaştıkça Yahudiler üzerindeki baskı arttı ve zorunlu Hristiyanlığa geçme büyüklere de uygulanmaya başlandı. Fakat, din değiştirenler, marranolar gibi Yahudiliklerini gizli tuttular.
1497-1498'de Portekiz'den göç edenlerin çoğu, İspanyol asıllı dindaşları gibi huzuru Osmanlı topraklarına sığınmakta buldular.
Yavuz Sultan Selim dönemi (1512–1520)
Osmanlı İmparatorluğu, Yavuz Sultan Selim döneminde Mısır'ı fethettiğinde, Memluklular'ın yönetimi altında bunalan Yahudiler refaha kavuştu. Safed ve Kudüs de Osmanlı hâkimiyetine girdi ve özellikle Safed, Córdoba'nın yerini alarak Kabala'nın merkezi oldu.
Selim, Yahudilere duyduğu güven sonucunda Saray'ın hekimbaşısı olarak Jozef Hamon'u atadı ve para basımı, sarraflık ve bazı mali unsurları Yahudilere bıraktı.
İber Yarımadası'ndan kovulanların İmparatorluğa göç etmesiyle İstanbul Yahudi nüfusu epey arttı ve Saray nezdinde bir temsilcilik durumunda olan Kâhyalık müessesesi kuruldu. İlk kâhya olarak Haham Saltiel atandı. Saltiel'in rüşvet aldığı iddiasıyla 1518'de Saltiel ve oğullarının tüm yetkileri geri alındıysa da 1520'de Saltiel görevine iade edildi.
Kanuni Sultan Süleyman dönemi (1520–1566)
Osmanlı İmparatorluğu'nun en parlak devri olan Kanuni Sultan Süleyman'ın hükümdarlık dönemi aynı zamanda Osmanlı Yahudilerinin altın çağı olmuştur.
1523'te Sultan Süleyman, Birinci Vezir olarak İbrahim Ağa'yı atadı. Hiyerarşik geleneğe göre Ahmed Paşa'nın sadrazam olması bekleniyordu fakat Padişah onu Mısır'a vali olarak atadı. Ahmed Paşa kendini Mısır'ın hükümdarı ilan etti. Mısır Sarrafbaşısı Abraham Kastro'dan kendi adına para basmasını istediyse de Kastro bu isteği geri çevirdi ve durumu derhal Saray'a bildirdi. Buna kızan Ahmed Paşa öç almak için önce Memluklulara Yahudi mahallesinin yağmalanmasını buyurdu ve ardından Yahudi cemaatinin ileri gelen on iki ferdini fidye karşılığında rehin aldı. Ahmed Paşa'nın veziri Muhammed Bey, Vali'yi bıçakladı, rehin Yahudileri serbest bıraktı ve cemaati korumasına aldı. Bu olay uzun yıllar boyunca Mısır Yahudileri tarafından 24 Adar'da Purim del Cairo ((Kahire Purimi)) olarak kutlandı.
Padişah, Eylül 1526'da Macaristan'ın başkenti Budin'i aldı. Hristiyan nüfus çoktan kaçmış ve şehirde sadece Yahudiler kalmıştı. Jozef ben Salomon Eskenazi isimli birinin başını çektiği bir Yahudi heyeti, Sultan Süleyman'ı şehrin dışında karşılayıp şehrin anahtarlarını kayıtsız ve şartsız hükümdara sundu. Padişah, Almanoğlu denilen Salomon Eskenazi'yi ve sülalesini Ferman de los Alamanes diye anılan bir fermanla her türlü vergiden muaf tuttu. Bu Macar Yahudileri fetihten sonra Osmanlı topraklarına yerleşip Alamanes sinagogları kurdular.
Kanuni'nin Hekimbaşısı, Yavuz Sultan Selim ve II Bayezid'in Hekimbaşısı olan Jozef Hamon'un oğlu Moses Hamon'du.
Yahudilerin Hristiyan zulmünden kaçıp Osmanlı topraklarına yerleşmesi Kanuni döneminde de devam etmiştir. Örneğin, 1537'de Apulia Papalık kontrolüne girince buradaki birçok Yahudi Osmanlı İmparatorluğu'na göç etmiştir. Aynı şekilde Bohemya Yahudilerinin çoğu da çareyi Şubat 1542'de Osmanlı topraklarına kaçmakta bulmuştur.
Papa IV. Paul, Ancona'da "kâfir olmakla suçladığı" konversolardan 24 erkek ve 1 kadının diri diri yakılmasını ve 27 kişinin ömür boyu hapse atılmasını emredince, Padişah, bu Yahudilerin serbest bırakılması için Papa'ya sert üslûplu bir mektup gönderdi:
Yahudi tebaasının üzüntüsünü; Papalığın Türk Yahudilerine karşı davranışından ötürü hazinenin en az 4000 düka kayba uğradığını ve gelirinin azaldığını; Türk tebaası ilan ettiği Ankona Marranoslarını derhal serbest bırakmasını...
Papa, istemeyerek de olsa tutukluları serbest bırakıp şehri terk etmelerine izin verdiyse de diğerlerini yakmaktan geri kalmadı. Bunun üzerine Papalığı cezalandıran Osmanlı Yahudileri ambargo uygulayıp deniz ticaretini Pesaro limanına kaydırdı.
Kudüs surlarının onarımı
Eski İsrailli diplomatlardan Abba Eban, Mon Peuple kitabında şöyle yazmaktadır:
İranlılardan, Romalılardan ve her istilacıdan sadece zulüm, kan ve işkenceye lâyık görülen Kudüs ve Yahudi halkı, Ancak Yavuz Sultan Selim'in Kudüs'ü fethetmesinden ve bu fethin Kanuni tarafından takviye edilmesinden sonradır ki, insanca yaşamanın, eşitliğin ne demek olduğunu ve huzur tadının ne anlama geldiğini öğrendi.
Bir söylentiye göre, gördüğü bir rüya sebebiyle Kudüs ve Tiberya'nın surlarını onarmak ve su şebekelerini genişletmek için Mimar Sinan'ı görevlendirdi. Kanuni'nin özellikle Kudüs surlarını tamir ettirmesi Yahudi dünyasında yankı yaratmıştır ve bu nedenledir ki bütün Yahudi tarihçiler hâlâ minnettarlıklarını sunmaktadır. Hatta bazen, Kral Süleyman'a benzetilerek onu Şlomo a-Meleh diye ananlar olmuştur.
Kan iftirası
1530 yılının Pesah arifesinde, Yahudi mahallesinde çalışan bir Rum gencin kaybolmasıyla Amasya Yahudileri kan iftirasına uğradılar. Bunun üzerine aralarında Haham Yakup Avayu'nun da bulunduğu bazı Yahudiler idam edildi. Kayıp olduğu iddia edilen genç kısa süre sonra şehre dönünce bu sefer de iftiracılar idam edildi.
Benzer iftiralar Tokat Yahudi cemaatine de atılınca, Moses Hamon aracılığı ile Kanuni bir ferman yayınladı:
Bu cemaat bana vergi ödediğinden üyelerinin saldırıya ya da herhangi bir haksızlığa uğramalarını istemiyorum. Bu gibi iddialar Padişahlık Divanında muhakeme edilecek ve emrim olmadan başka herhangi bir yerde görülmeyecektir.
Diğer padişahlar da kan iftirasıyla ilgili fermanlar çıkarmıştır. Bu fermanların sonuncuları Şam ve Rodos olaylarından sonra Abdülmecid'in 27 Ekim 1840 tarihli fermanı ve Kuzguncuk iftirası üzerine Abdülaziz'in 1 Temmuz 1866 tarihli fermanıdır.
16. yüzyılda hükûmette veya cemaatte yer almış başlıca Osmanlı Yahudileri
Jozef Hamon
Jozef Hamon, 1450'lerde Granada'da doğdu. Eliakim Carmoly İtalya'da doğduğunu iddia etse de İmmanuel Aboab, Josef'in Endülüslü olduğuna emindir.
Önce II. Beyazıt'ın, ardından Yavuz Sultan Selim'in özel doktorluğunu yapan Moşe Hamon'un babası Josef Hamon, bu padişahların düzenlediği her seferde yanlarında bulunmuştur.
1518'de Suriye-Filistin seferinden dönerken hastalanan Josef, Aralık ayında 68 yaşındayken öldü.
Moşe Hamon
Babası Jozef Hamon'un vefatından sonra Yavuz Sultan Selim'in özel doktoru olan Moşe Hamon ardından Kanuni Sultan Süleyman'ın da özel doktorluğunu yaptı.
Amasya ve Tokat'ta meydana gelen kan iftiralarından sonra Kanuni'yi ikna edip olaylara karşı bir ferman çıkarılmasını sağladı. Dindaşları onu, kendilerinin koruyucu meleği olarak görüyor ve "ölümünden sonra göğe yükselen İlyas Peygambere" benzetiyordu.
Sultan'ın ilgisine ve sevgisine mazhar olan Moşe Harmon, Venedik'te tutuklanıp mal ve mülklerine el konan Dona Gracia Mendes ve yeğeni Don Jozef Nasi'nin tüm servetlerini yanlarına alarak 1522'de Osmanlı topraklarına göç etmesine yardım etti.
1551-1554 yıllarında İstanbul Fransız Elçiliğinde görev alan seyyah Nicholas de Nicolay, Moşe Harmon için şöyle demiştir:
Doktorlar arasında en büyük nüfuz sahibi ve en çok saygı göreni, 60 yaşını aşmış, bilgisi, ünü ve serveti ile temayüz etmiş Hamon isminde bir Yahudi idi.
Nicholas'ın bu demecinden Moşe Hamon'un 1490'da doğduğu ve 1565'te öldüğünde 75 yaşında olduğu anlaşılmaktadır.
16. yüzyıla girildiğinde hahambaşılığın etkisinin azalmasıyla cemaat liderliğinde önemli rol oynayan Moşe Hamon, Yahudi kültürüne büyük ilgi duymaktaydı. Bahya ben Aser'e ait Kad ha-Kemah ve Rabenu Yeroham'a ait Adam ve-Havva eserlerinin baskılarında katkıda bulundu. Yahudi cemaatinin eğitilmesi için yardımda bulunan Hamon, öğrencilere de burs verdi.
Hamon için Sar denildiğini belirten, aynı dönemde yaşamış Salomon Attia ayrıca şöyle söylemiştir:
Başarıları ve değeri o kadar büyüktür ki, İmparatorluğun her şehrinde ve her ailede saygı ile anılması gerekir. Tüm büyüklüklerini tek tek saymaya kalkmam muhtemelen bu alçak gönüllü kişinin hoşuna gitmeyecektir.
Tıp ile ilgili eserleri bulunan Hamon'un 1526 ila 1551 yılları arasında diş bakımı ile ilgili yazdığı 200 sayfalık kitabı bugün hâlen İstanbul Üniversitesi Tıp Tarihi Enstitüsü kütüphanesinde bulunur. Çocuk psikiyatrisine ve müzikle tedavi yöntemlerine önem veren Moşe Hamon, kitabında padişah çocuklarının müzikle uyutulmasını tavsiye etmektedir.
Jozef Hamon (torun)
Jozef Hamon, Sultan II. Selim'in doktoru olmuşsa da Saray'daki nüfuzu babasınınki kadar etkili olmamıştır. 1577 sonbaharında yakalandığı bir hastalık yüzünden kısa sürede öldü.
Henri Gross, Jozef Hamon'un Abhamon ile Yuda isimli oğulları ve Ibasuba ile Valle isimli kızları olduğunu söylese de Encyclopedia Judaica Jozef'in ayrıca İsak adında bir oğlu daha olduğunu belirtir. İsak, aile mesleğini devam ettirip doktor olmuş ve Osmanlı diplomasisinde de rol almıştır. "Barış görüşmelerinde Osmanlı Hükûmetine tesir etmesi için İspanyolların teklif ettiği parayı kesinlikle reddetmiş ve vatanının çıkarlarını korumaya devam etmiştir".
Dona Gracia Nasi
La Senyora veya Giveret diye anılan Dona Gracia Nasi'ye 1510'da Portekiz'de doğduğu zaman bir Hristiyan adı olan Beatrice de Luna adı verilmişti. 1528'de kendi gibi konverso olan Francisco Mendes (Nasi) ile evlendi. Kocasının ölümünden sonra onun bankerlik mesleğini devam ettirdi. Bankadan kredi alan müşteriler arasında V. Karl ve I. François de bulunmaktaydı. V. Karl, Museviliği gizlice devam ettirdiği iddiasıyla Mendes ailesinin mal varlıklarına el koymak istediyse de yüksek kredi karşılığında banka faaliyetinin devam etmesine izin verdi.Anvers'e yerleşen La Senyora, birçok konversonun engizisyondan kaçmasına yardım etti. 1545'te de ailesiyle birlikte Venedik'e göç etti.
Miras yüzünden tartışma çıkınca La Senyora, kızkardeşi tarafından konverso oluşu nedeniyle Venedik hükûmetine ispiyonlandı ve hapse atıldı. Halasının başına gelenleri öğrenen Don Jozef Nasi, Moşe Hamon aracılığıyla Kanuni Sultan Süleyman'dan yardım istedi. Kanuni'nin, Beatrice de Luna'nın derhal serbest bırakılmasını emreden mesajı Venedik hükûmetine gönderilince, Venedik, Beatrice'i serbest bırakıp mal varlıklarını iade etti.
Venedik'ten Ferrara'ya geçip Museviliğini açıklayan La Senyora, Gracia Nasi adını aldı. Ardından, 1553'te İstanbul'a göç etti ve 1556'da Ancona'da tutuklanan dindaşları için Kanuni'den yardım istedi. 1559'da Tiberya şehri ile ilgili bazı ayrıcalıklar elde eden Dona Gracia, bu şehirde bir yeşiva yaptırdı. Avrupa'da zulme uğrayan dindaşlarına yardım etmek için çaba sarfeden Dona Gracia, Osmanlı'nın çeşitli şehirlerinde de okullar ve sinagoglar yaptırdı. 1569'da muhtemelen Tiberya'da öldü.
Don Jozef Nasi
Joao Miquez adıyla 1524'te marrano bir Portekizli ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Jozef Nasi (veya Yasef Nassi), babası daha kendisi bir yaşındayken ölünce halası Beatrice de Luna tarafından büyütüldü. Aralarında V. Karl ve Hollanda Kraliçesinin de bulunduğu birçok hükümdarla temasta idi ve hatta sonradan imparator olacak olan Maximillien ile yakın arkadaşlık kurdu.
Joao, 500 kişilik marrano kafilesiyle 1554'te İstanbul'a göç etti, Yahudi olduğunu açıkladı, sünnet oldu ve Josef Nasi adını aldı. Aynı yıl halası Dona Gracia'nın kızı Reyna ile evlendi.
II. Selim ve Bayezid arasındaki taht mücadelesinde Selim'in tarafını tutan Jozef Nasi 1566'da Selim'in tahta çıkmasıyla geçilen buhranlı dönemde dahi yeni padişahın destekçisi olunca Saray'daki nüfuzu da arttı. II. Selim, Josef Nasi'yi Nakşa ve Kiklad Adalarının Dükü ilan etti.
Avrupa'yı iyi bilen ve birçok hükümdarı yakından tanıyan Jozef Nasi, değişik Avrupa ülkelerinde bulunan acenteler zinciriyle bu ülkelerde olup biteni derhal öğrenebildiğinden dış siyasette büyük etki sahibi oldu. 1569'da, İspanya'ya karşı ayaklanan Hollandalılar, engizisyonun kendi ülkelerine girmemesi için Jozef Nasi'den yardım istediler. Nasi'nin destek veren mektubu Kalvinist Mecliste okundu.
II. Selim ile Fransa Kralı IX. Charles arasında Ekim 1569'da imzalanan anlaşma Josef Nasi tarafından İbranice olarak yazılmıştır.
Fransız Büyükelçisi Granchamp, Nasi'yi Saray nezdinde gözden düşürmek için komplo hazırladı. Nasi'den hoşlanmayan Hekim Davut isimli biriyle anlaşarak Nasi aleyhinde deliller toplamasını istedi. Durumdan haberdar olan Nasi, ihaneti Saray'a bildirince, Davut bütün iftiralarını kabul etmek zorunda kaldı ve Rodos'a sürülüp Yahudi cemaatlerince aforoz edildi.
Reşat Ekrem Koçu şunları aktarır:
...Bu perişan cemaatleri Türklerin himayesinde bir yurt bulup yerleştirmek istiyordu. Bu yurt için en uygun yer olarak Kıbrıs Adası'nı bulmuştu...
Jozef Nasi, gerek Koçu'nun belirttiği sebepten gerekse halası Dona Gracia Nasi'nin Venedikliler tarafından zulüm görmesi yüzünden Venedik'e karşı husumet besliyor ve Kıbrıs'ın fethini arzuluyordu. Bir Osmanlı gemisinin Venedik korsanları tarafından saldırıya uğraması, Kıbrıs'a saldırı için gerekli vesileyi yaratmıştı. Venedik'teki acenteleri tarafından Venedik tersanesinde patlama olduğu haberini alan Nasi, durumu Sultan'a bildirince fetih tarihinin tespitinde etkili olmuş oldu. 1 Ağustos 1571'de Kıbrıs'ın fethi tamamlandı. Sokullu Mehmed Paşa, bir ferman yayınlayıp "geçim şartları dar ve sıkıntılı yüzlerce Anadolu köyünü olduğu gibi Kıbrıs'a yerleştirdi". Böylece Sokullu'nun planı Jozef Nasi'nin amacının önüne geçen bir engel oldu. II. Selim'in yerleştirme fermanı ile "500 Yahudi'nin Kıbrıs'a yerleşip çalışması" öngörüldü.
İnebahtı Deniz Muharebesi'nin kaybedilmesi üzerine, Venediklilerle müzakere için Sokullu lobisinden Salomon ben Natan Eskenazi görevlendirilince Jozef Nasi'nin Saray'daki nüfuzu azalmaya başladı. II. Selim'in 1574'te ölümünden sonra unvanlarını korumasına rağmen Saray'daki görevi fiilen sona erdi. Nasi 2 Ağustos 1579'da öldü.
Salomon ben Natan Eskenazi
Osmanlı dışişlerinin önemli isimlerinden olan Salomon ben Natan Eskenazi, 1520'de İtalya'nın Udine şehrinde dünyaya geldi. Tıp tahsilini Padova'da tamamladıktan sonraKraków'a geçip Polonya Kralı II. Sigmund'un hekimliğini yaptı. 1564'te İstanbul'a yerleşen Eskenazi, Venedik Elçisi'nin yanında doktorluk ve tercümanlık yaptı. 1570'teki Kıbrıs Savaşı sırasında Sokullu Mehmed Paşa ile temaslarda bulundu. Sokullunun takdirini kazanan Eskenazi, 30 yıl süreyle birçok uluslararası sorunun müzakeresi ile görevlendirildi.
Sokullu'nun Jozef Nasi ile arası açılınca, İnebahtı Deniz Muharebesi'nin ardından Venedik ile müzakerelerin yürütülmesi için Eskenazi görevlendirildi ve Venedik ile bir anlaşma imzalamak için elçi olarak atandı.
Bu zamanda, Venedik dükası, Venedikli tüm Yahudilerin kovulmasını emreden kararı imzalamış bulunuyordu. Eskenazi'den yardım gören Venedik'in Osmanlı temsilcisi şu sözleri sarf edip kararın 19 Temmuz 1573'te iptal edilmesini sağladı:
... böyle bir girişimin Osmanlı Sarayı nezdinde büyük bir itibar ve nüfuz sahibi olan Osmanlı Yahudilerini ne kadar rencide edeceğini ve Türklerin desteğini kazanmanın Papalık veya İspanya'nın vaatlerinden daha önemli olduğunu ...
Eskenazi'nin etkili olduğu bir başka olay ise, ölen Polonya Kralı II. Sigmund'un tahtına istekli olan çeşitli Avrupa hanedanları arasından Fransa'nın dul kraliçesi 'in oğlu Henri d'Anjou'nun desteklenmesi hususunda Sokullu'yu ikna etmesidir.
Alman oğlu diye anılan Eskenazi ayrıca 1583'te İngiltere ve Vatikan temsilcileri arasındaki ihtilafta arabuluculuk yaptı, 1591'de Emanuel Aron'un Moldova Voyvodası seçilmesini sağladı. Osmanlı hükûmeti adına hazırladığı İspanyollar ile ön barış antlaşmasını 1586'da Sultan adına Eskenazi imzaladı.
III. Murad, bir Yahudi kadının 40.000 düka değerinde bir elmasla gezindiğini duyunca hiddetlenip bütün Yahudilerin öldürülmesi emrini verdi. Salomon Eskenazi, Sadrazam ve Ester Kira'nın etkisiyle Valide Sultan'ın ricalarıyla anlık öfkeyle verdiği kararı değiştiren Sultan, gayrimüslimlerin giyim kuşamını düzenleyen ve lüks kullanımını kısıtlayan bir ferman buyurdu. Bu fermana göre Yahudiler kavuk taşımayacak, kırmızı şapka, siyah ayakkabı ve pamuktan kapama giyeceklerdi.
1593'te bir seyahati sırasında Transilvanya Prensi tarafından hapse atılan Eskenazi, İstanbul'daki İngiltere elçisi aracılığıyla serbest bırakıldı ve 1602'de öldü. Kocasının tıbbi bilgilerine mazhar olan dul karısı Bula Eksati, I. Ahmed'i, "hiçbir hekim tarafından tedavi edilemeyen" suçiçeğinden iyileştirdi.
Salomon Aben Yaeş
Salomon Aben Yaeş, Alvaro Mendes adıyla 1520 yılında Portekiz'in Tavira kentinde Marrano bir ailede doğdu. 1545'te gittiği Hindistan'da, elmas madenciliği sayesinde servet kazanan Yaeş, 1555'te Portekiz'e döndü ve tarafından şövalye unvanıyla onurlandırıldı. İspanya'ya karşı kin duyan Yaeş, Kuzey Avrupa'nın devlet adamlarıyla sıkı temaslarda bulundu. 1580'de Portekiz Kralı'nın ölümünden sonra tahtta hak iddia eden I. Antonio'yu İspanya' Kralı II. Felipe'ye karşı destekledi.
Alvaro Mendes, 1585'te Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Selanik'e yerleşerek Yahudiliğini açıkladı ve Salomon Aben Yaeş adını aldı.
III. Murad'ın güvenini kazanan Yaeş'e Midilli Dükü unvanı verilip Saray Komiseri olarak atandı; 20 yıl süreyle Jozef Nasi'den boşalan makamı doldurdu. En büyük amacı İspanya'ya karşı bir Türk-İngiliz anlaşması sağlamak olan Yaeş, Avrupa'daki acenteleri sayesinde Avrupa başkentlerinde olup biteni öğrenip Saray'a aktardı.
İstanbul'daki İngiliz Büyükelçisi Edward Barton, Yaeş'in İngiltere Kraliçesi ile doğrudan mektuplaşmasını kendi makamı için bir tehdit olarak gördüğünden, Yaeş'i gözden düşürmek için fırsat kollamaya başladı. Bu sırada Yaeş'ten büyük miktarda avans isteyen I. Antonio'nun isteği reddedilince, Antonio, Yaeş'i kanunsuz işler yapmakla suçladı ve Barton bu suçlamayı destekledi. Durumdan haberdar olan İngiltere Kraliçesi, Osmanlı Sultanı'na bir mektup gönderip Yaeş'i akladı.
1593'te olası bir Osmanlı-Avusturya savaşında İngiltere'nin tarafsızlığını sağladı. Yaeş, Osmanlılarla İngilizlerin dostane ilişkiler kurmasını sağlayınca, bölgenin güçlü devletlerinden İspanya'nın gelişmesine engel olmuş oldu.
III. Murad'ın ölümünden sonra tahta geçen III. Mehmed döneminde de görevine devam eden Midilli Dükü Salomon Aben Yaeş 1603'te öldü. Yaakov ve Benjamin adında iki oğlu ve Hanna adında bir kızı vardı.
Ester Kira
Ester Kira, 16. yüzyılda, ebelik mesleğindeki uzmanlığı sayesinde Kanuni Sultan Süleyman döneminde Harem'e kabul edilmeye başlandı Kanuni, II. Selim ve III. Murad dönemlerinde haremde seyyar satıcılık yapıp ipek, mücevherat, süs ve ziynet eşyası gibi gereksinimleri sağladı, Valide Sultan ve Gözde Sultanlarla ilişkilerini geliştirince Saray'da nüfuz sahibi olmaya başladı. Siyasete özellikle III. Murad zamanında atılan Ester, İtalya Krallıkları ve Venedik ile ilişkilerde önemli rol oynadı.
Ester Kira, Saray'daki nüfuzunu kullanarak, bir yandan dış siyasette rol alırken diğer yandan imtiyazlar ve soyluluk unvanları verilmesine, hatta Sipahi Beyliklerinin dağıtımına karıştı ve büyük oğluna İstanbul Gümrüklerinin yönetiminin verilmesini sağladı. Servet yapmayı başaran Ester, bu yolda dosttan çok düşman edindi.
Yeniçeri maaşlarının satın alım gücünün düşmesinin sorumlusunun Ester Kira olarak gösterilmesi üzerine, Yeniçeriler, Ester Kira ve çocuklarının kendilerine teslim edilmesini istedi. Korunmak için Kaymakan Halil Paşa'nın konağına sığındılarsa da Sipahiler tarafından yakalanan Ester Kira ve bir oğlu konakta katledildi ve bir oğlu İslam dinine geçerek katledilmekten kurtuldu.
David Passi
Portekiz'de marrano bir aileden doğan Passi bir süre Venedik'te yaşadıktan sonra İstanbul'a taşınıp Yahudiliğini ilan etti. Passi'nin adının ne olduğuna dair çelişkili bilgiler mevcuttur. Bazı kaynaklar adının Nahman diğerleri ise David olduğunu belirtir.
Ester Kira'nın ölmeden önce sığındığı, III. Murad ve III. Mehmed'in vezir kaymakamlarından Halil Paşa, Passi'nin kendisidir.
1591'de Polonya elçisine yazdığı bir mektupta Koca Sinan Paşa hakkında kullandığı bir ifade yüzünden ya da kardeşinin Lehistan sarayında görülmesi ve Lehistan ile yapılacak barışı ertelemeye çalışması iddiasıyla zincire vurularak Rodos'a sürüldü.Yeniçeri Ağası olan Halil Paşa (Passi), Sinan'ın ölümünden sonra İstanbul'a dönüp, Kaptan Paşa rütbesiyle onurlandırıldıysa da bir daha devlet işlerine karışmadı.
Şlomo Alkabes
Şlomo Alkabes ya da diğer adıyla Salomon ben Moşe ha-Levi, 1505'te doğdu, 1529'da Safed'e taşındı ve 1584'te bu şehirde öldü. Ünlü Kabalist ve mistik şairlerden olan Alkabes, bir Şavuot bayramı gecesi Yosef Karo ile birlikte Tevrat'ı inceledi. Bu zamandan sonra Şavuot bayramı gecesinde uyanık kalarak Tevrat okumanın gelenekleştiği anlatılır. Bu gelenek günümüzde de devam etmektedir.
Alkabes'in el yazmalarından çoğu ölümünden sonra kaybolmuş olsa da bir kısmı hâlâ Paris ve Moskova müzelerinde bulunmaktadır.Leha Dodi isimli ilahisi tüm Yahudi cemaatlerince benimsenerek 1584'te dua kitaplarına girmiştir ve dört yüz yılı aşkın bir süredir değişik ülkelerde değişik melodilerle okunmaya devam edilmektedir.
Başlıca eserleri şunlardır:
- Tevrat yorumları: Ayyelet Ahavim, Sores Yisai, Manot ha-Levi, Divrei Slomo
- Diğer eserleri: Amarot Tehorot, Beit Adonai, Beit Tefilla (yılın tüm dualarının anlaşılabilir yorumu), Beit ha-Levi (Pesah Hagadası'nın yorumu)
- Vaazları Or-Tzedikim isimli kitapta derlenmiştir.
Jozef Ben Efraim Karo
Yosef Karo (veya Yosef ben Efraim Karo)'nun 1488'de İspanya'nın Toledo şehrinde doğduğuna inanılmaktadır. Bir varsayıma göre ailesinin Elhamra Kararnamesi'nin ardından Portekiz'e kaçmasıyla bu ülkede doğmuştur. 1497'de Portekiz'den gelen Yahudi göçmenlerle birlikte İstanbul'a gelen Karo, bir süre Niğbolu, Selanik ve Edirne'de de yaşadı ve 1575'te Safed'de öldü.
Niğbolu'daki Plevne Sinagoğu'nda hahamlık unvanı alan Karo, Edirne'ye yerleşip burada birçok Talmud üstadı yetiştirdi. Yeşiva ve Bet-Din'in başkanlığını yürüten Karo, dev yapıtı olan Beit Yosef'i Edirne'de yazmaya başladı, 1536'da Safed'e yerleşti ve yirmi yıl sonra bu eserini Safed'de tamamladı. Bu eseri, "sadece bilginlerin istifadesi için" hazırlayan Yosef Karo, "herkesin faydalanabilmesi, neleri yapıp neleri yapamayacağını bilmesini sağlamak" için Şulhan Aruh'u yazdı.
Yaakov Beirav
1474'te İspanya'da doğup Fas ve Mısır'da hahamlık yapan Yaakov Beirav (veya Yaakov Berab), Osmanlı topraklarındaki Safed'e göç edip 1538'de Sanhedrin'i canlandırmak için çaba sarf etti. Sanhedrin'in kurulmasındaki ilk aşama, gerekli hahamların atanmasıydı. Beirav, Yosef Karo ve Moşe Trani gibi bilginleri ikna ederek Semiha aldıysa da bunu ne Kudüs Hahambaşısı'na ne de diğer hahamlara onaylatabildi. Beirav, özel bir meseleden dolayı Osmanlı hükûmetince kovuşturmaya uğrayınca ülkeyi terk etmek zorunda kaldı ve böylece Sanhedrin'i canlandırma çabaları askıda kaldı.
Yakup ben David Tam ibn Yahya
1475'te Lizbon'da doğan Yakup, 1496'da babasıyla birlikte Portekiz'den İstanbul'a yerleşti.Talmud bilgisiyle kısa zamanda üne kavuşunca, zamanın İstanbul Hahambaşısı Eliyahu Mizrahi tarafından Bet-Din'e üye olarak seçildi ve Mizrahi'nin ölümünün ardından Osmanlı Yahudilerinin manevi lideri olarak kabul edildi.
Karayların Yahudi olup olmadığı ile ilgili tartışmalarda onların Yahudi olmadığı tezini şiddetle reddetti. Ayrıca, Kabala'yı iyi bilmesine rağmen, öğretilmesine karşı çıktı.
Türkçe, Arapça ve İspanyolcayı iyi bilen ibn Yahya'nın responsalarının büyük bölümü 1541 büyük İstanbul yangınında yok olduysa da ayakta kalmayı başaranlar, ölümünden sonra 1542'de Oholei Tam adıyla yayımlandı. Ayrıca Dereh Tamim isimli bir eseri de bulunmaktadır.
İlk Matbaa
Bütün araştırmacıların kabul ettiğine göre, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki ilk matbaa, Yahudiler tarafından Kuşta'da yani İstanbul'da kurulmuştur. Araştırmacıların uzlaşamadığı konu basılan ilk eserin tarihidir. Binlerce kâtip ve hattatın işsiz kalma riski bulunduğundan Arapça harflerle basım yapılmasına izin verilmiyor, baskılar İbranice veya Latince yapılıyordu.
Osmanlı topraklarındaki ilk matbaanın kurucuları David ve Samuel ibn Nahman isimli iki Yahudiydi. Basılan ilk kitap Toledolu din bilgini Yakub ben Asher'in Sefer Aturim le Ribi Yaakov ben Arosh isimli eseriydi. Bu eserin basım tarihi Abraham Galante ve Adri K. Offenberg'e göre 13 Aralık 1493, Rosanes'e göre 1503/1504, Yahudi Ansiklopedisi'ne göre 1503, Abraham Ya'ari ve modern Yahudi bibliyografyanın babası kabul edilen Moritz Steinschneider'a göre 1504'tür.
1512 yılında David Nahmias tarafından basılan Midraş Teilim - Vegam Nikra: Midraş Şahar Tov Yakar Mipeninim isimli eserde "Efendimiz Kral Sultan Bayezid hükümranlığı altında basılmıştır. Tanrı krallığını ve kendisini yüceltsin" ibaresi bulunmaktadır.
Hristiyan ülkelerdeki gibi kiliselerin baskısının bulunmaması nedeniyle 16. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar İstanbul, İbranice matbaanın merkezi haline geldi.
Cemaat Yaşamı
Örgütlenme ve yönetim
İspanya ve Portekiz'den gelip Osmanlı İmparatorluğu'na yerleşen Yahudi topluluklar genel olarak köklerine veya geldikleri bölgelere göre cemiyetlere ayrılmıştı. Her bir cemiyet kendi içinde özerk olup kendi hahamları, öğretmenleri, Talmud Tora ve (Hevra Kadişa) gibi dinî kurumları, hayır kuruluşları ve hatta bazen Bet-Dinleri vardı. Sırf İstanbul'daki cemiyetlerin sayısı 30 ila 40 arasında olup şehrin Yahudi nüfusu 50.000 civarındaydı. Cemiyetlerin sinagoğu Büyük Bet-Din anlamına gelen Bet-Din HaGadol'a bağlıydı Hahambaşılık makamının sadece bir cemiyeti ya da bazı cemiyetleri mi yoksa tüm Osmanlı Yahudilerini mi temsil ettiği tam olarak bilinmese de, fiilî olarak Osmanlı Sarayı nezdinde Moşe Kapsali veya Eliyahu Mizrahi gibi İstanbul Hahambaşılığı ülkedeki bütün Yahudilerin muhatabıydı. İmparatorlukta, bir cemiyetin başka bir cemaate ya da bir dinadamının başka bir dinadamına üstünlüğü söz konusu değildi. Saray nezdindeki Hahambaşılık makamı 1520'lerde fiilen sona erdi.
Ticaret
Hem responsalardan hem de seyyahların ifadelerinden, Osmanlı İmparatorluğu'nun iç, dış, kara ve deniz ticaretindeki Yahudi mevcudiyeti anlaşılmaktadır. Yahudilerin uğraştığı başlıca ticaret kalemleri tekstil ve giyim eşyası, deri eşya ihracatı, yün ticareti, tekstil boya maddeleri ihracatı, doğudan ithal edilen ipek, inci, mücevherat ve baharatın batıya ihracatı, maden ve metaller ile hafif hırdavat ticareti ve gıda maddeleri alım satımı idi.
Genel Yaşam
Yahudiler istedikleri yere seyahat edebiliyor, evde veya sokakta özgürce çalışabiliyorlardı. Yahudiler dindaşlarına dilencilik yaptırmıyor, evden eve giderek, topladıkları parayla fakirlerini geçindiriyorlardı.
17. yüzyıl duraklama dönemi
Genel durum
Sokullu Mehmed Paşa'nın 12 Ekim 1579'da hançerlenerek öldürülmesiyle Osmanlı İmparatorluğu duraklama dönemine girdi. 16. yüzyılda Osmanlı hâkimiyetinde altın çağını yaşayan Osmanlı Yahudileri, 17. yüzyılda kültürel ve ekonomik anlamda çöküşe geçti.Bernard Lewis'e göre Yahudilerin gerilemesinin sebebi "tırmanan ayrımcılık, azalan hoşgörü, vahimleşen maddi ve fikrî fakirlikti". Osmanlı Yahudilerinin Avrupa ile temasları azaldı ve bu nedenle yeni gelişmelerden haberdar olunmamaya başlandı. Ayrıca, Avrupa'da kullanılan İspanyolca yerine Yahudilerin dillerinin Ladinoya dönüşmesi ve Latin alfabesi yerine İbrani alfabesinin kullanılması hem ticari hem kültürel ilişkilere darbe vurdu. Sarayda yüksek mevkilerde bulunan Yahudi doktorlar yerlerini zamanla siyasette uzmanlaşan Rum doktorlara bıraktı, Avrupa'nın desteğiyle de ticaret Hristiyan azınlığın eline geçti.
Sabetay Sevi olayıyla Yahudiler düş kırıklığına uğrarken, hahamların etkisi o zamana kadar görülmemiş şekilde arttı.
Yahudilerin Saray'daki nüfuzu o kadar azalmıştı ki, IV. Murad, Yahudi Cemaati Başkanı Rabbi Yehuda Kovo'yu basit bir nedenle idam etme kararı verdiğinde Saray nezdinde bunu durdurabilecek bir cemaat lideri bulunamadı.
Sabetay Sevi
7 Temmuz 1626 tarihinde (İbrani takvimine göre 9 Av 5386'da) Mora'dan İzmir'e göç eden Aşkenaz bir ailede doğan Sabetay Sevi, küçük yaşta din kitaplarına merak sardı. 15 yaşına geldiğinde, "öğrenmekten çok öğretecek" kapasiteye gelen Sevi, Tevrat ve Talmud'u ezbere biliyor, Kabala'yı inceliyor ve Zohar ile ilgileniyordu. Mesianik fikirlerinin oluşmasında Isaac Luria'nın da etkisi oldu. Kabalistik çalışmalara göre 5408'de (1648'de) geleceğine inanılan mesihin kendisi olduğuna inanan Sevi, bu amaca hazırlanıyordu.
Dinen söylenmesi günah olan Tanrı'nın adını İzmir sinagoglarında ve sokaklarında bağırmaya başlayıp mesih olduğunu iddia etmeyi sürdürünce 1651'de İzmir'den kovulması kararlaştırıldı.
İki kere evlenmesine rağmen bekâretini koruyan Sevi, bir daha evlenmeyeceğini ve zaten hâlihazırda Tevrat ile evli olduğunu dolayısıyla mesih olduğunu tekrarlamaktaydı. Selanik'i terk etmek zorunda kalan Sevi, İstanbul'a gelince burada 9 ay barınabildi.
Rüyasında mesihle evleneceğini gördüğünü söyleyen Polonyalı hafifmeşrep bir kadın olan Sara, rüyasını herkese tekrarlamaktaydı. Sara ile evlenen Sevi, bir rivayete göre, fakir Kudüs halkı için topladığı paraları Sara'yı getirtmek ve görkemli bir düğün yapmak için harcamıştır.
Gazzeli Natan isimli bir genç, bir peygamberin ortaya çıkıp mesihin geleceğini haber vermesi inancına dayanarak Sevi'nin mesih, dolayısıyla kendisinin peygamber olduğunu iddia etti. Natan, kurtuluş gününden sonra olacakları şöyle anlatıyordu:
... Sevi'nin savaş gerektirmeden Sultan'ın tacına sahip olacağını, aradan dört beş yıl geçtikten sonra da kaybolan kavimleri geri getireceğini ve yeniden hayata dönecek olan Musa Peygamberin 13 yaşındaki kızı Rebeka ile evleneceğini...
Mesih'in geldiği haberi Orta ve Kuzey Avrupa'da da heyecan yaratmıştı. İstanbul Hahambaşılığı'nın uyarılarına rağmen bir girişimde bulunmayan İzmir Hahambaşılığı'nın durumu kontrol altında tutma çabaları da bir sonuç vermedi. Sevi, sinagoglarda okunan bazı dualarda Sultan'ın adının kullanılıp şükran bildirilmesi gereken geleneği değiştirip kendi adının okunmasını emretti. Yasağa izin veren ve günahı mübah kılan Sevi, 15 Sivan 5426 (18 Haziran 1666)'nın kurtuluş günü olduğunu ileri sürdü.
Sevi'nin etkisi o kadar artmıştı ki Yahudiler dışında bazı Hristiyan ve Müslümanlardan da kendisine inananlar bulunmaktaydı. Örneğin, Bektaşi dervişinin başkanlığında birkaç kişilik Müslüman grubu da Sevi'nin meslihliğini kabul etmişti.
Gerek Saray'a sunulan raporlar doğrultusunda, gerekse İstanbul Yahudi Cemaati'nin şikayetleri sonucunda zincire vurulan Sevi, İstanbul'a getirilip Köprülü Fazıl Ahmed Paşa'nın başkanlığında Divan huzuruna çıkarıldı. Çok daha hafif cezalara idam cezası verilirken Sevi'nin zindana atılması, muhtemelen bir kahraman yaratılmak istenmemesindendir. Sevi'nin nakledildiği Gelibolu'daki Kumkapı kalesi, hücreden çok bir ziyaret yerine dönüştü. Polonya cemaatlerini temsilen gelen zamanın ünlü hahamlarından Nehamya ha-Kohen, "Sabetay ile Mesih arasında herhangi bir ilgi görmediğini" açıkladı.
Bir mucize gerçekleştiremediği takdirde idam edileceğinin bildirilmesi üzerine, Mehmet Efendi adını alan Sevi İslam dinine geçti ve müritleri tarafından adına Aziz unvanı eklendi. Sevi'nin Müslümanlığa geçmesine sevinenler arasında Yahudiler de bulunmaktaydı. İstanbul hahamlarının İzmir Yahudi Cemaati'ne gönderdiği mektupta şöyle yazmaktaydı:
Sultan Dördüncü Mehmed, Sabetay'ın çıkarttığı rezalete nihayet vererek Yahudiliği büyük bir felaketten kurtardı. Bundan dolayı Yahudilik kendisine minnettardır.
Din değiştirdikten on yıl sonra 17 Eylül 1676'da ölen Sabetay Sevi'nin ideolojisi özellikle üç ülkede gelişti: Türkiye (Selanik, İstanbul ve İzmir), İtalya (Leghorn ve Modena) ve Polonya.
Devlet hizmetinde Yahudiler
I. Ahmed döneminde, İspanya ile müzakere akdi için gönderilenler arasında Gabriel Buenaventura isimli bir Yahudi de bulunmaktaydı. 1699 Karlofça Antlaşması görüşmelerine katılanlardan birisi de, 1675 yılında İstanbul'a yerleşmiş, Kara Mustafa Paşa'nın özel hekimi İsrael Konegliano'ydu.
Ruslara karşı bir anlaşma önermek için gönderilen İsveç Kralı XI. Charles'ın elçisi ile temas kurması için, Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa, Moiz ben Yuda Bebri'yi görevlendirdi. Moiz ben Yuda Bebri'nin ölümünün ardından görevi oğlu Yuda Bebri devraldı.
Nüfus ve ikamet bölgeleri
IV. Murad'ın Eyüp, Galata ve Üsküdar yörelerinde yaptırdığı nüfus sayımına göre 9990 Müslüman, 304 Rum, 17 Frenk, 27 Ermeni ve 957 Yahudi mahallesi bulunmaktaydı.Karay seyyahlardan Samuel ben David (1642) Karayların Haliç'in iki yakasındaki Balat ve Hasköy'de, Benjamen Behar Eli Yeruşalmi ise hemen hemen tamamının Hasköy'de yaşadığını belirtmektedir.
İstanbul'da bulunan İtalyan göçmeni Yahudilerin sinagog ve cemaatleri yakın ilişkide oldukları Sefaradlarla birleşti.1648 Kmielnitzki katliamından kurtulabilen veya Kazaklar tarafından tutsak alınan Yahudilerin İstanbul Yahudi Cemaati'nce satın alınarak kurtarılmasıyla İstanbul'a yüzlerce Aşkenaz gelmiştir.
17. yüzyılda İstanbul'un muzdarip olduğu yangınlardan Yahudiler de zarara uğradılar ve başka muhitlere taşınmak zorunda kaldılar. Böylece 16. yüzyılda kullanılan köken-sinagog kavramı 17. yüzyılda ikamet yeri-sinagog kavramına dönüştü. Evliya Çelebi, 22 Mayıs 1606'da Yahudi mahallesinde çıkan yangında binlerce ev kül olunca Yahudilerin Hasköy'e nakledildiğini, Hasköy'ün yerli Yahudileriyle birleşip 11.000 kişilik yirmi cemaat oluşturduklarını nakleder. 1618'de çıkan Bedesten yangını Zeytun Sinagoğu'nu küle çevirince buradaki Yahudiler Ortaköy'e nakledildiler. 2 Eylül 1633 yangınında Yahudi mahallesinde 20.000 kadar ev kül olunca Yahudiler başka mahallelere taşınıp Romanyot sinagoglarına kaydoldular. 24 Temmuz 1660'ta 80.000'den fazla evi harabeye çeviren Büyük İstanbul ve Galata yangınında Dona Gracia Nasi'nin yeşivası da küle döndü. Evleri yananlar, Üsküdar'da Sultan'ın bahçelerinde ağırlandılar.
1618'de Galata'dan başlayıp hızla yayılan veba salgını sırasında Yahudiler Üsküdar'a göç etti. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde 1625'te Üsküdar'da bir Yahudi mahallesi bulunduğundan bahsedilir.
Bazı fermanlar
17. yüzyılda çıkarılan fermanlardan Yahudileri ilgilendirenlerden bazıları şunlardır:
- 4 Zilhicce 1013 (24 Nisan 1605): Yahudilerin esir satışına kısıtlamalar getirildi.
- 1 Muharrem 1019 (26 Mart 1631): Yahudilerin kahve satabilme esasları düzenlendi. Yahudilerin ata binmesi, samur kalpak ve kemha giymeleri ve kadınların ferace giymeleri yasaklandı.
- Şevval 1011 (Mart 1603): Yahudilerin sinagogları yandığı takdirde yenisinin inşasına izin verildiği tekrarlandı; Yahudilerin "tasvir ve mihrap bulunmayan evlerinde Tevrat okuyabilecekleri" hükme bağlandı.
17. yüzyılda İzmir
İzmir'de Yahudiler
Yeni Ahit'te yazılanlardan anlaşıldığı üzere miladın ilk yıllarında İzmir'de Yahudi nüfusu bulunmaktaydı. 2. veya 3. yüzyıla ait olduğu sanılan bir kitabede "sinagogun anası" diye tanımlanan Rufina isimli bir kadının var oluşu bu dönemde İzmir'deki Yahudi varlığının kanıtıdır. Fakat Orta Çağ'dan başlayarak 13 asır boyunca İzmir'de bir Yahudi mevcudiyetine dair kanıt bulunmamaktadır. Galante'ye göre bunun sebebi, sık sık gerçekleşen depremler, veba ve kolera salgınları ve savaşlardır.
İzmir'de örgütlenmiş bir Yahudi cemaatinden ancak 1605 yılından itibaren bahsedilebilir. Özellikle 1604-1620 yılları arasında Selanik'te gerçekleşen yangın ve salgınlar sonucu Yahudiler İzmir'e göç etmeye başlayınca Ege ve Akdeniz ticaretinin merkezi Selanik'ten İzmir'e kaydı. 1631'de 7000 olan Yahudi nüfusu 1675'te 15.000'e kadar yükseldi.
Sinagoglar
1620'de İzmir'de Etz Ahayim, Portugal, Geruş, Mahazike Tora, Şalom ve Talmud Tora isimli altı sinagog bulunmaktaydı. Bunlardan üçü Selanik kökenlilere ait olup Haham Jozef Eskapa tarafından, diğer üçü ise İstanbullu Haham İsak ben Meir Levi tarafından yönetiliyordu.
Bu sinagogların yanı sıra, Pinto ailesince yaptırılan Pinto sinagoğu, Bakış ailesince yaptırılan Bakış sinagoğu ve Sabetay Sevi'nin mesih olduğunu İzmirlilere ilan eden Haham Moiz Galante tarafından yaptırılan Galante sinagoğu mevcuttu.
Jozef Eskapa
İzmir Yahudileri, köken olarak başka şehir ve yörelerden geldikleri için kendilerine ait farklı geleneklere sahipti. Yahudi zümreler arasında karışıklığı azaltmak ve gündelik ortak yaşam kurallarını düzenlemek için Takanotlar hazırladı. Bu bağlamda, cemaat bireylerinden alınacak vergilere katılım paylarını bir esasa bağladı ve cemaatin dinî ve idari işlerini yürütecek meclisler kurdu.
Jozef Eskapa'nın iki ünlü eseri Roşe Yosef ve Hohen Mişpat'tır.
Doğal afetler
1616'da ortaya çıkan veba salgınında Yahudilerin bir kısmı Güzel Hisar yöresine göç edip yeni bir cemaat kurdu. 1663'te tekrarlanan veba salgınında, aralarında Hahambaşı Haim Benveniste'nin de bulunduğu Yahudiler bu sefer Pınarbaşı'na göç etti. 1668'de bir Cumartesi gecesi Şabat duasının ardından gerçekleşen şiddetli depremde, aralarında Hahambaşı Aaron ben Hayim'in de bulunduği 400 Yahudi can verdi.
Ekonomik ve sosyal durum
17.yy, Osmanlı Yahudileri için genelde bir çöküş dönemi olsa da İzmir Yahudileri'nin altın çağıydı. Ekonomik refah yaygınlaşmış, kültürel faaliyetler artmış, okul ve yeşivaların sayısı artmış ve ilk matbaa kurulmuştur. Yahudilerin bir kısmı ticaret ve sanayi ile ilgilenirken bir kısmı da bankerlik, kambiyo, simsarlık ve tercümanlık yapmaktaydı.
İzmir'de ilk matbaa
Şehirde ilk İbranice matbaa 1658'de Abraham ben Yididya Gabay tarafından kuruldu ve ilk kitap olarak Jozef Eskapa'nın Roş Yosef isimli eseri basıldı. İzmir'in bu alandaki gelişimi, Sabetay Sevi hareketinin oluşturduğu kararsızlık döneminde durakladı.
18. yüzyıl gerileme dönemi
Osmanlı Yahudileri
Sabetay Sevi'nin yarattığı heyecan sonradan hayal kırıklığına dönüşünce, kendilerini "amaçsız ve şaşkın" hisseden Osmanlı Yahudileri "pasif korunma psikozu" içine girdi. Günlük ibadetlerini dahi yerine getiremeyecek kadar İbranice'yi unutan Yahudi halkın ana dili zamanla Ladino'ya dönüştü. İstanbul'da yangınlar 18. yüzyılda da aynı şiddetle devam edince Yahudiler Piri Paşa, Galata, Ortaköy ve Üsküdar'a kayarak yeni muhitlerine alışmaya çalıştılar.
Yoksulluk ve ihtiyaç içinde olan Filistinli Yahudilerin borçlarını üzerine alan İstanbul Yahudi Cemaati, İmparatorluk, Balkanlar ve İtalya'daki cemaat mensuplarına "haftada 1 para zorunlu bağış" tahakkuk ettirdi. 1763'te de Hebron Yahudilerinin borçlarını karşılayabilmek için dolaylı bir vergi daha ekledi. 1772 tarihli belgelerden anlaşıldığına göre İstanbul Yahudi Cemaati o yıl bütçesinde 10.000 kuruş açık vermiştir, bunun sebebi ise 1500 vergi yükümlüsünden 300'ünün orduya çağrılıp cepheye gönderilmesiydi.
Edebiyat
18. yüzyıl Osmanlı Yahudi edebiyatı üç bölümde ele alınabilir:
1714'te Kudüs'ten İstanbul'a gelen Yaakov ben Meir Kuli, Yahudileri, atalarının dinlerine döndürebilmek için din kurallarının halkın anlayacağı bir dilde tekrar yazılması gerektiğine inanmaktaydı. Bu fikirle yola çıkan Kuli, 1730'da, "Doğu Sefaradlarının Ansiklopedisi" ya da "İbranice anlamayanların kitabı" olarak da anılan "yabancı dil konuşan kavim" anlamına gelen Me'am Lo'ez'i yazıp yayımlamaya başladı. Uzun yıllar boyunca bu kitap yüzlerce Sefarad Yahudisinin tek okuma kaynağı oldu; hatta bu eseri okumak dinî bir görev sayılıyordu. Çok pahalı ve değerli kabul edilen bu eser çoğu kez drahoma olarak verilirdi.
Ladino edebiyatının babası olarak anılan yayımcı Abraham ben İsak Assa (1710-1768)Tevrat'ı, Şulhan Aruh'u ve aralarında Osmanlı Sultanlarının Tarihi'nin de bulunduğu birçok tarihî, dinî ve bilimsel eseri tercüme edip yayımladı.
Müzik
Sefarad göçmenlerinin yeni vatanlarına uyumunun en güzel örneği, müzikteki adaptasyondur. Yahudilerin Türk Musikisine erken zamanlarda iştirak ettiğine dair belgeler bulunmaktadır. Bugün dahi Yahudi ayinlerinde Türk Musikisi makamlarıyla bestelenen dua ve ilahiler kullanılır. Örneğin:
- Pesah'ın ilk günü: Isfahan
- Pesah'ın son iki günü: Acemaşiran
- Şavuot: Mahur
- Purim: Saba
- Hanuka: Uşşak makamlarıyla söylenmektedir.
16. yüzyıldan başlayarak haham ve şair Şlomo ben Mazaltov ile besteci ve şair Israel Nadjara bir araya gelerek İbrani Tasavvuf ilahilerinden oluşan Maftirim musikisinin temelini atmıştır.Endülüs'te Emeviler döneminde Arap musikisine aşina olan Yahudi besteci ve sazendeler kısa zamanda Klasik Türk musikisine uyum sağlayıp gönülden bağlanarak eserleri ile zenginleştirdiler.
Şehzadeliği sırasında III. Selim'e tambur hocalığı yapan İsak Fresko Romano'dur.
İstanbul Hahambaşıları
Osmanlı yönetiminde Saray'a bağlı bir Yahudi Hahambaşılığı'ndan ziyade, Yahudi yerleşim birimlerinde şehir bazında küçük özerk hahambaşılıklar bulunmaktaydı. Bu hahambaşılıkların en güçlüsü İstanbul Hahambaşılığı'ydı. 18. yüzyılda İstanbul Hahambaşılığı makamında yer alanların listesi şöyledir:
- Haim Kamhi: Yeşivası, hahamların toplanarak tartıştıkları bir kültür merkeziydi.
- Yuda Benrey: 1715'te Selanik'ten İstanbul'a göç etti. Bnei Yona eserini yayımladı.
- Samuel Levi: 1727'de Hahambaşı oldu.
- Abraham ben Haim Rosanes: 1665'te doğdu, 1743'te Kudüs'e göç etti ve iki yıl sonra orada öldü.
- Salomon Haim Alfandari: III. Mustafa devrine girilirken İstanbul Hahambaşısı'ydı.
- Mair İshaki: Aslen Selaniklidir.
- Eliya Palombo: Yad ha-Meleh eserini yazdı. 1762'de Hahambaşı oldu.
- Haim Yaakov ben Yakar: 19. yüzyılın ilk yıllarına kadar makamında kaldı.
Mevki sahibi Yahudiler
Daniel de Fonseca
1672 yılında Portekiz'in Oporto şehrinde marrano bir ailede doğan Fonseca, papaz olmak için yetiştirildiyse de Yahudiliğini gizlice devam ettirdi. Durumu engizisyon makamlarına aktarılınca Fransa'ya kaçtı.Bordeaux'da tıp eğitimi alan Fonseca, 1702'de İstanbul'a yerleşip, Fransa elçisi gibi yüksek makam sahibi kişilerin özel hekimi ve sırdaşı oldu. 1740'ta ölen Fonseca için Voltaire, "belki de ulusunun tek filozofu" demiştir.
Tobia ha-Kohen
Tobia, II. Mustafa'nın sadrazamı Rami Mehmet Paşa'nın, ardından III. Ahmed'in sadrazamı Baltacı Mehmed Paşa'nın hekimliğini yaptı.
Yeşaya Aciman
18. yüzyılda ve 19. yüzyılın başlarında Osmanlı Maliyesi'nde önemli mevkilerde bulunan Aciman ailesinden Yeşaya Aciman, 1730'dan 1773'e kadar I. Mahmud, III. Osman ve III. Mustafa dönemlerinde görev aldı. Bir iftira sonucu idam edilen Yeşaya'nın kardeşi Meir de 1807'de, Saray'da kendisine mevki verdiği bir yeniçeri tarafından öldürüldü.
Yuda Baruh
I. Mahmud'un Sarrafbaşısı Yuda Baruh isimli bir Yahudiydi. Madrid başpsikoposunun ikna etmesiyle Avusturya İmparatoriçesi Maria Theresia, Osmanlı Yahudilerini ülkesinden kovmaya karar verdi. Durumdan haberdar olan Yuda Baruh, I. Mahmud'u bilgilendirince, Padişah bir elçi göndererek İmparatoriçe'nin fikrini değiştirmesini sağladı.
Müslüman çoğunluk ve Hristiyanlarla ilişkiler
18. yüzyılda da, bazı bireysel ve yerel münferit olaylar dışında, Yahudilerin Müslümanlarla ilişkileri olumlu geçti; Yahudilerin, dış ticaretteki başarılarını sahiplenen yabancı elçiliklerin himayesindeki Hristiyanlarla sorunu vardı. Yahudiler sık sık Ermeniler ile Rumların baskısına uğrar, ne zaman bir olay çıksa Ortodoks Rumlar, Ermeniler ve Bulgarlarla birlik olup Yahudileri suçlamaya başlarlardı. Bu tür baskı ve suçlamaların önüne geçmek çoğu kez ancak Padişah fermanlarıyla gerçekleşebilmiştir.
Kayıkçılar Loncası Hayır Kurumu
Haliç ve İstanbul Boğazı'nın iki yakasına yolcu ve mal taşıyan Yahudi kayıkçılar tarafından 1715'lerde kurulan "Kayıkçılar Loncası Hayır Kurumu"nun amacı, fakir kayıkçıların veya denizde boğulanların cenaze masraflarını karşılamaktı. Bu kurum daha sonra denizde hastalanıp veya kaza geçirip karada ölenlerin masraflarını da karşılamaya başladı. Loncaya zamanla kayıkçıların yanı sıra, deniz yoluyla meyve ve sebze taşıyan manavlar, şarap taşıyan meyhaneciler de katılmaya başladı. Kurumun I. Dünya Savaşı başına kadar devam ettiği zannedilmektedir.
Doğal afetler
18. yüzyılda İstanbul'da gerçekleşen 60'a yakın büyük yangın, şehrin demografik dağılımını etkilemeye devam etti. 1715 yangınında evleri yok olan birçok Yahudi Hasköy'ün Piri Paşa semtine yerleşti. 1740 yangınından sonra evlerinin tekrar inşa edilmesine izin verilmeyen Yahudiler özellikle Ortaköy, Galata ve Üsküdar'a taşındı. 1756 Cibali yangınında 800'den fazla ev kül olunca Yahudiler Galata, Ortaköy ve Kuzguncuk'a kaymaya başladı.
Edirne
1751'de Hahambaşı seçilen Eli Geron zamanında Edirne'de 13 özerk sinagog bulunmaktaydı.
Her 1282 gram kaşer ete eklenen gabella geliri sadece muhtaçlara yardım için kullanılmak üzere bir fon oluşturuyordu. Bazı İstanbullu Yahudiler, "şehrin yabancısı" olduğu gerekçesiyle bu vergiyi ödemek istemeyince anlaşmazlık çıktı. Bu olay üzerine Sultan bir ferman yayınlayıp fakirleri gücendiren bu eylemin derhal kesilmesini ve herkesin vergisini ödemesini buyurdu.
Bazı fermanlar
Giysiler
- 1701'de Daltaban Mustafa Paşa, Yahudilerin ve Hristiyanların sarı ayakkabı ve kırmızı kalpak giymelerini yasakladı.
- 14 Nisan 1729'da III. Ahmed, Müslümanlar için imal edilen kavukların Yahudilerin külahlarına benzemeyecek şekilde yapılmasını buyurdu.
- Haziran 1757'de III. Mustafa, zimmîlerin giysilerinin Müslümanlarınkine benzememesi gerektiğini emretti. Aynı fermanda zimmîlerin özel bir izin olmadıkça ata binmesini ve üç çift kürekli kayık kullanmasını yasakladı.
Evler
12 Temmuz 1725 tarihli fermanla Müslüman evlerinin sekiz metreyi, zimmî ve Yahudi evlerinin altı metreyi geçemeyeceği bildirildi.
Şarap ve üzüm satışı
I. Mahmud, 28 Ocak 1732 tarihli fermanla şarap ve rakıların Yahudi gemilerine yüklenmesini yasakladı. Yahudilerin başvurusu üzerine dört ay sonra dinî gereksinimlerde kullanılmak ve meyhanede kullanılmamak üzere 10 kg şarap satışına ve nakliyatına izin verildi. Aynı Padişah, 23 Ağustos 1751'de, zimmîlere bir kadehi dolduracak kadar dahi üzüm satılmasını yasakladı.
Üsküdar-Bağlarbaşı mezarlığı
1712 yılında Yahudilere ait Üsküdar-Bağlarbaşı mezarlığı üzerinde Ermeniler hak iddia edince III. Ahmed kapsamlı bir araştırma yaptırıp bir fermanla mezarlığın Yahudilere ait olduğunu belirtti.
19. yüzyıl dağılma dönemi
Yahudilere etkileri
III. Selim, İstanbul Yahudi Cemaati'nin bahriyeli olarak görev yapmak üzere orduya Yahudi göndermesini istedi ve böylece Yahudiler ilk defa vatan savunmasında yer almış oldular. Daha sonra, 25 Kasım 1804, 1 Şubat 1808 ve 3 Ocak 1809 tarihlerinde yayınlanan fermanlarla Yahudiler bahriyeli sağlamaktan muaf tutuldu.
Öte yandan, Napolyon, Filistin Yahudi Cemaati lideri Hayim Farhi ile temasa geçip bazı vaatlerde bulunduysa da Farhi bu vaatleri geri çevirip Akka savunmasında yer aldı. 1790'dan beri danışmanlığını yaptığı Cezzar Ahmet Paşa tarafından 1804'te burnu kesilip gözleri oyularak hapse atıldı. Aynı yıl Cezzar'ın ölümünden sonra hapisten çıkarılan Farhi, yanında büyütüp vali seçtirdiği Abdullah Paşa tarafından boğdurularak öldürüldü.
1807'de Osmanlı hükûmeti Rusya'ya savaş ilan etti. Ruslarla müttefik olan İngilizler İstanbul önlerine demirledi. Hükûmet, savunmasını sağlamlaştırmak amacıyla İstanbul etrafına hendek kazılması için vatandaşları yardıma çağırınca, Yahudiler "bir Şabat günü olmasına aldırmayarak" yardıma koştu.
Sultan II. Mahmud dönemi (1808-1839)
1821 Yunan İsyanı arifesinde donanmanın kuvvetlendirilmesi için bahriyeli sayısını artırma kararı alan hükûmet, İstanbul Yahudi Cemaati'ne başvurarak Hasköy ve Balat'tan da orduya katılacak 30'ar Yahudi istedi.Fener Ortodoks Patriği Gregoryos'un ayaklanmayla ilgisi olduğu anlaşılınca Patrikhane kapısına astırıldı. Galante'nin anlattığına göre, infazda yer alan Sadrazam Benderli Ali Paşa, kalabalıkta Yahudiler görünce "işte sizin ve bizim düşmanımız asıldı" deyip cesedin denize atılmasını emretti. Mutal, Biçaçi ve Levi ismindeki üç Yahudi Sadrazam'ın isteğini yerine getirince bundan gücenen Mora Rumları, öç almak için birçok Yahudi cemaatine zarar verdi.
15 Haziran 1826'da Vaka-i Hayriye ile yeniçerilerin kaldırılması, Yahudiler için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Son yıllarda tamamen yozlaşan yeniçeriler sudan bahanelerle Yahudi mahallelerini yağmalayıp haksız kazançlar sağlıyordu.
Liberalliğiyle bilinen II. Mahmud, şöyle demiştir:
Müslümanların ancak camilerde Müslüman, Hristiyanların ancak kiliselerde Hristiyan, Yahudilerin de ancak sinagoglarda Yahudi olmalarını, Tanrı'ya bağlılıklarını ifade ettikleri bu yerlerin dışında herkesin aynı siyasi haklardan ve himayemizden istifade etmelerini isteriz.
Üç maliyeci
Yahudiler hakkında olumlu görüşleri bulunan II. Mahmud'un Yeşaya Isaiah Aciman, Ezekiel Gabay ve Behor Karmona isimli üç Yahudi maliyeciyi idam ettirmesi dikkat çekicidir. İdamların Yeniçeri ocaklarının kaldırılmasıyla ilgili olduğu düşünülmektedir.
Isaiah Aciman
Aciman ailesinden son olarak Isaiah Aciman 1808'de banker oldu.Yeniçerileri desteklediği iddiasıyla 1820'de servetine el konulan Aciman, Kıbrıs'a sürüldü. Yeniçeri ocaklarının kaldırılmasından sonra da idam edildi.
Ezekiel Gabay
1811 yılında Bağdat Valisi Küçük Süleyman Paşa'nın liderliğindeki ayaklanmayı bastırmakla görevli Talat Paşa'ya büyük yardımları bulunan Ezekiel Gabay, Saray'a Sarrafbaşı olarak atandı. Saray'da nüfuz sahibi olan Ermeni asıllı Allahverdioğlu ile Gabay arasında gerginlik mevcuttu. Yunan isyancılarla ilişki kurmakla suçlanan Allahverdioğlu asıldı ve Artin Kazas Rodos'a sürüldü.
Artin Kazas, Behor Karmona aracılığıyla sürgünden dönüp görevine dönünce Saray'daki Ermeni nüfuzu tekrar eski kudretine kavuştu. Kazas ve Abdullah Paşa'nın entrikaları sonucu, yeniçerilere para sağladığı gerekçesiyle Gabay önce 1826'da Bostancı'da hapsedildi, ardından Antalya'ya sürülüp idam edildi.
Behor Karmona
"Çelebi" lakabıyla anılan Behor Karmona'nın büyükbabası, III. Selim'in "baba" olarak hitap ettiği ve mali konularda tavsiye aldığı Moiz Karmona bir banka kurdu ve ölünce yerine torunu Behor geçti. Yeniçeri ocaklarının para işlerini de yürüten Karmona, maaşları kontrol eder, Yeniçeri ağalarına avans verirdi.
Önceden sürgüne gönderilen fakat Behor Karmona'nın aracılığıyla sürgünden dönüp görevine devam eden Artin Kazas, II. Mahmud ile Karmona'nın yalısının önünden geçerken Behor'un Müslümanlara alkollü içki sattığını anlattı. Buna sinirlenen II. Mahmud, öfkesini üç kelimeyle dile getirdi: "Öyleyse tez ölmelidir!" Çelebi Behor Karmona, Şabat'a denk gelen 14 Nisan 1826 gecesi, Kiduş duası okunduktan sonra cellatlar tarafından ailesi önünde boğdurtuldu.
Sultan Abdülmecid dönemi (1839-1861)
Vikikaynak'ta Abdülmecid'in fermanı (Ramazan 1256 - Ekim 1840) ile ilgili metin bulabilirsiniz. |
Abdülmecid döneminde Yahudi Basını doğdu. 1843'te ilk Ladino gazete olan La Buena Esperansa (İyi Ümit), İzmir'de Rafael Uziyel Pinserle tarafından yayımlanmaya başlandı. Aynı kişi, 1846'da Şaaret ha Mizrah'ı (Doğu'nun Kapıları) yayımladı. İstanbul'un ilk Yahudi gazetesi ise, 1853'te Kırım Savaşı'nda cepheye gidenlerden haber bekleyenlerin ihtiyacını karşılamak üzere, 1853'te matbaacı Leon Haim de Kastro tarafından Ladino diliyle Or Israel (İsrailoğullarının Işığı) adıyla yayımlandı. Bugünün "gazete" kriterlerine uygun ilk gazete 1860'ta Yehezkiel Gabay'ın başlattığı El Jurnal Israelit'tir.
1847 yılında, Yahudi gençlerin kaşer yemek bulamamaları nedeniyle okula devam edemediğini öğrenen Abdülmecid, Kuleli Askerî Lisesi'nde "haham gözetiminde kaşer mutfak açılmasını ve Yahudi öğrencilerin Cumartesi okula gelmemelerini" emretti. Ayrıca Abdülmecid, 12 Mart 1857 tarihli fermanla Yahudilerin hastane kurmalarına izin verdi.
1840 yılında Şam ve Rodos'ta gerçekleşen büyük çaplı kan iftirası olayları nedeniyle Abdülmecid 28 Ekim 1840'ta bir ferman yayınlayıp Yahudilerin rahat bırakılmasını emretti:
Yahudi dinini tetkik ettirdiğini, Yahudilerin hayvan kanı bile kullanmadıklarının sabit olduğunu, dolayısıyla bu tip iftiralara inanılmaması gerektiğini ve Yahudilerin Gülhane Hatt-ı Şerifi ile tanınan tüm haklardan istifade ile ibadetlerinde rahatsız edilmemelerini...
Sultan Abdülaziz dönemi (1861-1876)
Osmanlı Yahudilerinde aydın-bağnaz çekişmesi
19. yüzyıla girildiğinde Osmanlı Yahudileri, yabancı dil öğrenmeyi dinden çıkmak gibi görecek kadar cehalet içindeydiler.
Avrupa ile temas halinde olan Avram Kamondo, Avrupa'daki yeniliklerden kendi cemaatinin de faydalanmasını istediğinden 1830'larda cemaatin laik yönetimini eline aldı. Kamondo, Türkçe, Fransızca ve İbranice'nin okutulacağı bir ilkokul fikrini Piri Paşa'da 23 Kasım 1854'te hayata geçirdi. Ancak Haham İsak Akriş ve Salomon Kamhi'nin başını çektiği bağnazlar, "din elden gidiyor" feryatlarıyla Fransızca ve modern eğitimi ortadan kaldırmaya çalıştı. Akriş yanlısı iki kişinin 1 Kasım 1862'de Kamondo'nun yalısını basmasıyla başlayan olaylar, Haham Akriş'in hapsedilmesi, bazı hahamların dilekçe sunmasıyla Akriş'in serbest bırakılması ve Hahambaşı Yakup Avigdor'un görevden alınmasıyla devam etti.
Hahamhane Nizamnamesi
Yahudiler arasındaki anlaşmazlıklardan bezen Padişah, Edirne Hahambaşısı Yakir Geron'u İstanbul Hahambaşısı olarak atadı ve Yahudi cemaatinin bir reform tasarısı düzenleyerek hükûmete sunmasını istedi. Hahamhane Nizamnamesi'nin hazırlanması için 12 laik 4 hahamdan oluşan bir komisyon seçildi. Hahamhane Nizamnamesi 15 Mayıs 1865'te yürürlüğe girdi.
Beş bölümden oluşan nizamnamede 48 madde bulunmaktaydı. Ana bölümler şunlardır:
- Hahambaşının seçimi
- Hahambaşının görevleri
- Genel Kurul'un seçimi ve görevleri
- Laik Kurul'un seçimi ve görevleri
- Dinî Kurul'un seçimi ve görevleri
Nizamnameye göre Hahambaşı 30 ila 70 yaşları arasında olmalıydı. Genel Kurul, 60'ı laik 20'si dinî olmak üzere 80 üyeden oluşmaktaydı. Dinî Kurul, Genel Kurul tarafından seçilen 7 hahamdan, Laik Kurul ise Genel Kurul tarafından iki yıllığına seçilen 8 üyeden oluşmaktaydı. Bu nizamname İstanbul Hahambaşılığı için tasarlanmış olsa da diğer hahambaşılıklara emsal teşkil etmiştir.
Hahambaşılık kurumu
Hahambaşı, sınırları gelenek veya yasalarla belirlenmiş belirgin bir yörenin dinî lideridir.İstanbul'un fethinden sonra Yahudiler tarafından ödenen vergilerden biri, bir Hahambaşı'ya sahip olma hakkı veren "Rav akçesi"ydi ancak Eliyahu Mizrahi'nin vefatının ardından bu verginin ödenmesi durduruldu.Sefarad Yahudileri, Romanyot bir Hahambaşı istemediklerinden bu vergiyi ödemediler.
Romanyotların kendilerine ait bir Hahambaşısı bulunurken Sefaradlar bu ayrıcalıktan mahrum kaldılar.Osmanlı İmparatorluğu'nda asırlar boyunca Yahudileri Saray'da temsil eden resmî biri bulunmadı. 22 Şubat 1825 tarihli Takvim-i Vekayi gazetesi, Rum ve Ermeniler gibi Yahudilerin de Saray nezdinde resmen tanınması için Sultan'dan rica ettiklerini yazar.II. Mahmud bu talebi kabul edip Hahambaşılığı resmen tanımış oldu. İlk resmî Hahambaşı Abraham Levi'nin ölümünün ardından bu mevkiye Samuel Haim getirildi fakat yabancı uyruklu olduğu anlaşılınca görevden alındı. Samuel'i Moşe Fresko, Yakov Bahar David, Haim Hakohen ve Yakup Avigdor takip etti.
Meşrutiyet öncesi iki Hahambaşı
Yakup Avigdor
Uzun yıllar boyunca dinî mahkemelerde hâkimlik yapmış olan 1794 doğumlu Yakup Avigdor, 1860'ta yani 66 yaşında Genel Hahambaşı seçildi. Kamondo-Akriş çekişmesinde etrafı sakinleştirmeye çalışan Avigdor (bkz. (Kamondo-Akriş çekişmesi)) bir soruşturma komisyonunca aklandı fakat yaşı nedeniyle Temmuz 1863'te görevinden alındı. Yakup Avigdor, 1874'te 80 yaşında öldü.
Yakir Geron
1813 doğumlu Edirneli Yakir Geron, 1835'te Edirne Hahambaşısı oldu. 1846'daki Edirne yangınında hasar gören sinagogların tadilatı için Padişah'ın ferman çıkarmasını sağlayan Yakir, İstanbul Yahudilerinden topladığı bağışları yangında evsiz kalan Edirne Yahudilerine dağıttı. Aynı yıl Yakir, üçüncü derece Mecidiye Nişanı ile onurlandırıldı.
Abdülaziz, Yakup Avigdor'un görevden alınmasının ardından 19 Temmuz 1863'te verdiği kararla Edirne Hahambaşısı Yakir Geron'un İstanbul Hahambaşısı olmasını ve Hahamhane Nizamnamesi'nin hazırlanmasını emretti. Yakir Geron, 10 Ağustos 1863'te düzenlediği toplantıda cemaati "birlik ve ahenge davet edip" uyulması gereken esasları hazırladı ve bu esaslara uymayanların cezalandırılacağını belirtti. 1866'da, bağnaz Haham İsak Akriş'in müridi Salomon Kamhi'nin Karaylara saldıran Melehet Şelomo isimli kitabını toplatıp Kamhi'yi ahengi bozma gerekçesiyle cezalandırdı.
7 Ekim 1869'da Sultan Abdülaziz'i ziyaret eden III. Napolyon'un eşi Eugenie de Montijo, Yakir Geron'u huzuruna davet etti ve Yakir'in Yahudi İspanyolcası konuşması İmparatoriçe'yi etkiledi ve şöyle konuştu: "Misafiri bulunduğum bu ülkede ana dilimi bulmak ve konuşmak ne saadet".
Yakir Geron'a yöneltilen en önemli eleştiri, İzmir Hahambaşısı Haim Palaçi'ye karşı tavrıdır. Kendisinin başkanlık ettiği bir toplantıda Palaçi'nin fikirlerine daha çok önem verilmesi bir kıskançlık yarattı ve Geron, Palaçi'ye karşı cephe aldı. Haim Palaçi'nin aleyhine harekete geçmesini fırsat bilen Geron, hükûmete başvurup Palaçi'nin cezalandırılmasını istedi.
1870'te birinci derece Mecidiye Nişanı ile onurlandırılan Yakir Geron, 1872'de Laik Kurul içindeki anlaşmazlıklardan sıkılınca istifa etti.Kudüs'e yerleşip bir yeşiva kuran Geron, 11 Şubat 1874'te öldü.
Sultan II. Abdülhamid dönemi (1876-1909)
İstanbul Konferansı
Konferansın maddelerinden bazıları gayrimüslimlerin haklarının güvence altına alınmasıyla ilgiliydi ve bu konferansa sunulan en ilginç belge Dünya Yahudi Cemaatleri'nin birleşerek 2 Ocak 1877'de sunduğu 28 sayfalık muhtıradır. Bu muhtıranın 6 ila 8. sayfalarının özeti şöyledir.
Yahudiler Osmanlı İmparatorluğu topraklarında daima iyi yaşamışlardır. Türkiye'de her zaman Müslüman olmayan halka herkes gibi eşit muamele uygulanmıştır. 13 Kasım 1839 ve 1856 Gülhane Hatt-ı Humayunu'nun Osmanlı İmparatorluğunda kanun önünde herkesin ırk, din ayrılığı gözetmeksizin eşit olduğu belirtilmiştir.
Böylece gayrimüslim halkın haklarının korunmasının görüşüldüğü konferansa en güzel cevap Yahudilerden gelmiştir.
1908 Kanun-ı Esasîsi
Vikikaynak'ta Kanun-u Esasi ile ilgili metin bulabilirsiniz. |
İstanbul Konferansı'nın ilk gününde ilan edilen Kanun-ı Esasî (Anayasa), konferansa katılan devletler tarafından bir "oyalama taktiği" olarak görülse de ulus genelinde coşkuyla karşılandı. Anayasa'nın ilk maddesinde Osmanlı İmparatorluğu'nun "çok yapılı, çok uluslu bir devlet" olduğu belirtilir. Kanun-ı Esasî "Osmanlı Devleti uyruğu olan herkesi, din ve mezhebi ne olursa olsun yasalar önünde eşit saymakta, din ve ibadet özgürlüğü tanımaktadır".
Osmanlı parlâmentosunda görev alan Yahudi mebusların listesi şöyledir:
- İstanbul'dan Kamondo Bankası müdürlerinden Avram Aciman
- Bağdat'tan Menahem Salah Daniel
- Bosna'dan Yaver Disraeli
- Yanya'dan Yanya Ticaret Mahkemesi Başkanı Daviçon Efendi (Matatya) Levi
- İkinci yıl görev almayan Avram Aciman'ın yerine İstanbul'dan Kemal Samuel Molho
- Selanik'ten Avram
Heyet-i Ayan üyesi olarak Dr. Jak de Castro adına da rastlanmaktadır.
İstanbul İtalyan Musevi cemaati
İtalyan Musevi Cemaati, 1838'de, Castro ailesinden ölen bir kadının cenaze töreni için istenen fahiş ücret sebebiyle çıkan anlaşmazlık sonucu kuruldu. Eski genel sekreterlerden Leone Piperno'nun Mayıs 1931 tarihli anılarında yazdığına göre ise cemaat 1862'de kurulmuştur. Galante ve Franco, İtalyan cemaatinin 1864'te örgütlendiğini belirtir.
1861'de Babıali'deki İtalya Krallığı temsilicilerine başvuruldu ve kendilerine, İtalyan vatandaşlığının korunması koşuluyla cemaatin tanınacağı bildirildi. Bunun üzerine cemaat kuruluş tüzüğünü hazırlayıp "Yabancılar Yahudi Cemaati" adını Communita Israelitico-Italiana di Istanbul (İstanbul İtalyan-Yahudi Cemaati) olarak değiştirdi. Cemaat yeni kurulduğunda Karaköy'deki Zülfaris Sokak'ta gayrimenkul edinerek bir sinagog kurdu. Sinagoğun hahamı Bensiyon Levi isimli bir Yahudiydi.
Bu cemaatin Şişli'de barok stilinde bir mezarlığı bulunmaktadır. Mezarlığın kapısında İtalyan Musevi Kabristanı yazısı, iç kapısındaki plakada Abdülaziz'in fermanı bulunmaktadır.
İstanbul sinagogları ve hayır kurumları
Sinagoglar
Unkapanı ile Ayazma arasında bulunan sinagog, Halici Temizleme ve Güzelleştirme programı nedeniyle 18 Temmuz 1985'te yıkıldı.
12 Kasım 1825 tarihli fermanla Ortaköy Etz Ahayim Sinagogu tamir edildi.
1890'da Zülfaris Sinagogu, Kamondo Bankası'nın verdiği faizsiz 2900 Lira ile tamir edildi.
19. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilen sinagoglardan bazıları şunlardır:
- Kamondo ailesi tarafından yaptırılan Büyükdere ve Yeniköy sinagogları.
- 1900'da Avusturyalı Aşkenazlar için yaptırılan Yüksek Kaldırım Sinagogu.
- 1895'te yaptırılan İtalyan Sinagogu.
- 1899'da inşa edilen Hemdat İsrael Sinagogu.
Ayrıca, Hasköy Musevi Mezarlığı'nın yetersiz kalması üzerine 24 Mart 1837 tarihli fermanla 200 dönüm eklendi.
Balat Or Ahayim Musevi Hastanesi
5 Eylül 1838 tarihli fermanla Yahudiler ve Karaylara bir hastane inşa etme izni verildiyse de maddi imkânsızlıklar nedeniyle uzun süre bu izinden yararlanılamadı. Dr. Rafael Delmedico önderliğinde Balat'ta bir Musevi hastanesi fikri gelişti ve II. Abdülhamid'in 16 Şubat 1896 tarihli fermanıyla inşaata izin verildi.
Hayır kurumları
Kurumun adı | Bölgesi | Yılı | Amacı |
---|---|---|---|
Malbişe Anumim | Hasköy | Fakir muhtaçları giydirmek | |
Hasköy Çocuk Yurdu | Hasköy | 1883 | Fakir ve kimsesiz çocuklara yurt sağlayarak Protestan misyonerlerin etkisinden korumak |
Torat Hessed | Hasköy | Talmud Tora okuluna yardım | |
Hasköy Kadınlar Komitesi | Hasköy | 1890 | Fakir öğrencilere gıda yardımı |
Ha-Tikva | Balat | 1878 | Genel hayırseverlik |
Ha-Hemla | Balat | 1891 | Hayırseverlik, fakir evsizlerin ikameti, küçük esnafa mali destek |
Hahnasat Orahim | Hasköy | Fakir yolculara yardım | |
Ahavat Hessed | Ortaköy | Fakirlere giyecek yardımı | |
Seror ha-Hayim | Hasköy | 1888 | Talmud Tora yetimlerine giyecek yardımı |
Mekor ha-Hayim | Piri Paşa | 1891 | Fakir çocukları giydirmek, sakatlara yardım, din ve ahlâk dersleri |
Galata Kadınlar Komitesi | Galata | Muhtaç, hasta ve hamile kadınlara yardım | |
Hessed ve Emet | Piri Paşa | 1892 | Hastalara refakat |
Hessed ve Emet | Balat | 1892 | Genel hayırseverlik |
Ozer Dalim | Hasköy | Fakirlere yardım | |
Şevet Ahim | Kuzguncuk | Fakir hastaların tedavisi | |
Rofe Holim | Ortaköy | 1893 | Fakir hastalara ilaç yardımı |
Israelitischer Bruder Verein | Galata | 1894 | Genel hayırseverlik |
Bikur Holim | Galata | Fakir hastaların tedavisi, ilaç ve gıda yardımı | |
Karidad i Religion | Hasköy | 1894 | Fakir Talmud Tora öğrencilerine yardım |
Şevet Ahim | Yeni Mahalle | 1894 | Fakir hastaların tedavisi |
Hevra Kedoşa | Ölülere son saygı ve gömme merasimleri | ||
Ahavat Hessed | Galata | 1895 | Fakir çocukları giydirmek |
Buena Veluntad | Hasköy | 1896 | Alyans Okulları fakir erkek öğrencilerine yardım |
Perseverensya | Hasköy | 1896 | Alyans Okulları fakir kız öğrencilerine yardım |
Esperanza | Dağhamamı | 1897 | Genel hayırseverlik |
Aşkenaz Jimnastik Derneği | Galata | Spor | |
Ozer Dalim | Kuzguncuk | Fakirlere yardım | |
Hamilelere Yardım Derneği | Hasköy | Hamile kadınlara yardım |
Alliance Israélite Universelle (AIU) - Alyans okulları
1840'taki Şam vakasının sonucu olarak Fransız ve Alman Yahudileri birlik olup "dinî inançlarından dolayı ayrımcılığa maruz kalan Yahudileri -nerede olursa olsun- korumak" amacıyla bir teşkilat kurulması fikrini ortaya attı. Mayıs 1860'ta Fransız yazar ve edebiyatçıları bir araya gelerek Alliance Israelite Universelle (AIU) isimli cemiyeti kurdu.
1861'de 850 olan üye sayısı 1866'da 4610'a ulaştı. Kurum, "dünyanın neresinde olursa olsun Yahudilerin karanlık, cehalet ve fakirlikten kurtulabilmelerinin ancak dil, müspet ilim ve teknik bilgi temellerine dayalı çağdaş bir eğitim sistemi uygulaması ile mümkün olacağı" esasıyla hareket etti. İlk olarak Bağdat ve Şam'da kurulan AIU, sonraları Volos, Edirne, Selanik, İzmir, İstanbul, Kavala, Safed, Üsküp, Kudüs, Manastır ve Basra gibi çeşitli şehirlere yayıldı. Bu okulların maddi ihtiyaçlarının bir kısmı AIU fonlarından, bir kısmı da durumu müsait yerel cemaat yönetimlerinden tedarik ediliyordu.
Eğitim ve kültür alanlarında yaptığı başarılı çalışmalar yadsınmazken AIU iki konuda tenkit edilmiştir:
- AIU'in temel dili Fransızca olduğundan, Osmanlı Yahudileri zamanla Türkçeyi öğrenmeyi ihmal etmeye başlamış, hatta asırlar boyunca koruduğu Ladino dili de yozlaşmaya başlamıştı.
- Sunulan mali yardımlar hayırseverlik ruhunu köreltmeye başladı. Örneğin, yardıma ihtiyacı olanlara "Alyans'a git" denmeye başlanmıştı.
Alyans okulları Yahudiler için kurulduysa da Celal Bayar ve Rıza Tevfik Bölükbaşı gibi Yahudi olmayanlara da kapısını açık tuttu.
Haziran 1924'te, Maarif Vekâleti Yahudi cemaatine anadillerinde mi yoksa Türkçe mi eğitim görmek istediklerini sorduğunda, cemaat Türkçe cevabını verince Fransa'daki genel merkezle bağlar koptu ve okullar Maarif Vekâleti'ne bağlandı.
Yaşam
Askerlik görevi
II. Abdülhamid, 1893 yılında Hahambaşı Moşe Levi'yi huzuruna çağırarak Yahudilerin orduya katılması arzusunu dile getirdi. Bundan şeref duyan Moşe Levi konuyu Dinî Kurul'a taşıdı ve Kurul bunu memnuniyetle onayladı.
İlk konsolosluklar
Osmanlı İmparatorluğu, ilk konsolosluğunu 1806'da Londra'da açtı. İlk Osmanlı konsolosu Rum bir kaptan olan Giritli Todori Şubat 1807'de görevinden ayrılınca, bu makama aynı yılın Mart ayında İsak Natali isimli bir Osmanlı Yahudisi atandı.
Abdülmecid'i ağır bir hastalıktan kurtaran Dr.Sigmund Spitzer, 1857'de önce Viyana Elçiliği Kançılaryası'na sonra da Napoli Siyasi Misyon Şefliği'ne atandı.
19. yüzyıl sonlarında, aralarında Napoli Konsolos vekili Nesim Gürcü, önce Cenevre ve sonra Volos Konsolosu Israel Cohen, Braila Konsolos vekili Vitali Rossano, önce Sunna ve sonra Trieste Konsolos vekili Moiz Hanalel'in bulunduğu bazı Osmanlı Yahudileri Osmanlı Konsolosu veya vekilliği görevi üstlenmiştir.
Türk Yahudi basını
Türk Yahudi gazeteleri, yayınlandıkları dilin farklılıklarına rağmen hem Osmanlı hem Cumhuriyet döneminde hep millî çıkarların yanında yer almıştır. Ayrıca bu gazeteler Sefaradların Osmanlı'ya kabulünün 400. yıldönümünde yani 1892'de başlattığı yayın kampanyasıyla bu olayı yurtdışındaki Yahudilere taşımayı başarmıştır.
Türk Yahudi basını, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında da, ulusal tezlerin yurtdışına aktarılmasına kendi çapında katkıda bulunmuştur.
Doğal afetler
İmparatorluk, her yüzyılda olduğu gibi 19. yüzyılda da deprem, yangın ve salgın gibi felaketlerden nasibini aldı.
- Deprem
- 28 Haziran 1894'teki İstanbul depreminde Yahudiler arasında da büyük çaplı can ve mal kayıpları oldu.
- Yangın
- 1804 Hasköy yangını 11 sinagoğu kül etti.
- 1833 Hasköy yangını 5000 Yahudinin 1000 evini yuttu.
- 1841 İzmir yangını, Yahudi mahallesinin büyük kısmını yok etti.
- 1865 Ortaköy ve Balat yangınlarında 1500 Yahudi evsiz kaldı.
- 1872 Kuzguncuk yangını, 7 saat içinde Yahudilerin 196 evini, iki okulunu ve iki sinagogunu kül etti.
- 1874 Balat Hevra Sokağı yangınında, Hevra Sinagogu, bir yeşiva, bir okul, 70 ev ve 35 dükkân yok oldu.
- 1890 Selanik yangınında Yahudilerin 2000 evi yandı.
- Yahudilerin büyük hasar gördüğü önemli diğer yangınlar 1859 Manisa Çarşısı, 1872 ve 1876 Nazilli, 1884 Tire ve Yahudi mahallesini tamamen yok eden 1897 Manisa yangınlarıdır.
- Salgın
Veba, kolera ve çiçek gibi salgın hastalıklar en çok Yahudilerin üçte ikisinin yaşadığı Hasköy'ü etkiledi. 1894'te Bursa'da patlak veren kolera salgını Dr. İsak Fernandez ve ismi bilinmeyen Kuzguncuklu bir Yahudi doktor tarafından kontrol altına alınabildi.
Hahambaşı kaymakamı Moşe Levi
Hahambaşı Yakir Geron'un istifa etmesi üzerine, Sadrazam Mahmud Nedim Paşa, Laik Kurul'a derhal bir lider atanmasını istedi. Mahmud Nedim Paşa'nın 9 Mayıs 1872 tarihli bu tezkeresine dayanarak Laik Kurul yeni bir Hahambaşı seçmek için 19 Mayıs 1872'de bir araya geldiyse de 6 üyenin istifa etmesi sonucu toplantı yarım kalıp ertelendi. 12 kişilik geçici kurulun ikinci toplantısı Ahrida Sinagogu'nda gerçekleşti ve oy çokluğuyla Moşe Levi Hahambaşı Kaymakamı seçildi. Moşe Levi böylece hem İstanbul Hahambaşısı hem de "Togarma (Türkiye) Hahambaşı Kaymakamı" sıfatlarına mazhar oldu.
Moşe Levi, Kuzguncuk ve Piri Paşa ilkokullarını açıp AIU İstanbul Komitesi çalışmalarına hız ve düzen getirdi. Amacı muhtaçların giyim ihtiyacını karşılamak olan Malbişe Anumim hayır kurumunu teşkilatlandırdı. Ancak cemaat giderlerindeki savurganlık ve Ariha toplantısındaki başarısızlık sonucu ücret ve yardım ödemelerinin aksaması İstanbul Yahudilerinde ve aydınlarda huzursuzluk yarattı.
Moşe Levi, Temmuz 1908'de İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra istifa etmek zorunda kaldı.
19. yüzyıl sonunda İzmir
19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı topraklarındaki Yahudiler için kayda değer olaylardan biri, İstanbul, Paris ve hatta Viyana Yahudi basınında da yer alan baş kahramanı İzmir Hahambaşısı Haim Palaçi olan İzmir Yahudi cemaatindeki anlaşmazlıktır.
1852'de İzmir Hahambaşısı olan 1788 İzmir doğumlu Haim Palaçi'nin, kimsenin fikrini almadan cemaati yönetmesi ve yakın çevresinin uygunsuz tasarrufları çoğunluğu rahatsız ediyordu. Kasım 1865'te seçilen yeni kurul idari personeli değiştirdi ve katkı paylarını adil esaslara oturttu. İyi niyetle göreve başlayan kurulun ömrü uzun sürmedi ve birkaç ay sonra eski yöneticiler tekrar koltuklarına geçmeyi başardı. Suisitimalleri engelleyemeyen Palaçi, çözümü gabella vergisini iptal etmekte buldu ve bunun üzerine kazançları kesilen gabelleros'lar, Palaçi'ye karşı kampanya başlattı.Bab-ı Ali'nin isteği üzerine İzmir'deki durumu inceleten İstanbul Hahambaşısı Yakir Geron, Palaçi'yi görevinden alma emri verdiyse de İzmir Valisi, talimatı yerine getirmeyerek Palaçi'nin görevini geçici bir süre askıya aldı. Taraftarlarının İstanbul ve İzmir'deki gösterileri üzerine Palaçi, ömür boyu makamında kalmak üzere görevine geri döndü.
Haim Palaçi'nin 9 Şubat 1868'de ölümünün ardından, Manisa Hahambaşısı Yosef Hakim, Haziran 1868'de İzmir Hahambaşısı olarak atandı. Yosef Hakim'in, Yahudi okullarında İbranice dışında yabancı dil öğretilmemesi gibi tutucu tavırları kitleleri karşısına almasına neden oldu ve Sultan'a iletilen 15.000 İzmir Yahudisi imzalı dilekçeyle görevinden azledildi. Yosef Hakim'in ardından 7 Ekim 1870'te Avram Palaçi İzmir Hahambaşılığına atandı.
Haim Palaçi ile İkinci Derece Mecidiye ve Üçüncü Derece Osmaniye Nişanlarına sahip Avram Palaçi'nin onlarca eseri bulunmaktadır.
19. yüzyıl sona ererken
"Kimseye bağlı olmadığı için gerçekleri olduğu gibi ifade edebildiğini" belirten Fransız seyyah Albert Renouard, 1881'de İstanbul'u ziyaret edişinde edindiği izlenimlerle Yahudilerin durumunu şöyle özetlemektedir:
50.000'i Avrupa, 40.000'i Filistin'de olmak üzere 100.000'i Asya Türkiye'sinde, ceman yaklaşık 150.000 Yahudi Sultanların İmparatorluğunda Hazreti Musa'nın dinini uygulamakta... Müslüman Cemaatler ile aynı haklardan yararlanan Yahudiler kendilerini Bab-ı Ali'de temsil eden bir Hahambaşı tarafından yönetilirler... Tutucular ile laikler arasında son yirmi yıldır süre gelen mücadeleden en çok acı çeken toplum olmuşlardır; o kadar ki, Hahambaşılık makamı hâlâ boş olup sıradan bir haham tarafından vekalet edilmektedir...
Türkler ile Rumen, Rus ve Yunanlarla olduklarının tersine mesut bir yaşam süren Yahudiler Sultan'ın tahtının gölgesinde hür ve endişesiz yaşamaktalar... Rusların ve Rumların zulmünden kaçan Yahudilere açtığı kucak Türkiye'ye onur vermektedir. Müslüman Türkiye Hristiyan ülkelerden daha hoşgörülü ve misafirperver olduğunu kanıtlarken, zaman zaman vatandaşlarının vicdanını tetkike eğilen bazı hükûmetlerin bulunduğu Avrupa'ya da bu konuda bir ders vermektedir... Osmanlı Hükûmeti yalnızca kendi vatandaşlarının din ve vicdan hürriyetini tanımakla kalmayıp diğer ülkelerden gelen ve özerk cemaatler oluşturan tüm Yahudilere de kapılarını açık tutmaktadır...
Hem Bulletin de l'Alliance'da yayınlanan hem de 1890'lı yıllarda Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Yahudilerin konu edildiği raporların ayrıntılarından da anlaşıldığı üzere, 19. yüzyılın sonlarında da "Osmanlı İmparatorluğu Yahudiler için güven içinde yaşadıkları sulh ve huzur limanı olmağa devam etmiştir".
Dipnotlar
- ^ Topkapı Sarayı Hazine Dairesinde bulunan 149 sayfalık Fatih Sultan Mehmet Vakfiyesi
- ^ Kasaplık vergisi, kasap akçesi, sarraflık vergisi, sarraf akçesi, yave ve benzeri vergiler
- ^ Frenk İbrahim Paşa, Pargalı İbrahim Paşa, Makbul İbrahim Paşa veya Maktul İbrahim Paşa olarak anılır
- ^ M. Franco'ya göre Rum. Galante'ye göre Ermeni de olabilir.
- ^ Bu fermanın orijinali 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi'nde sergilenmektedir.
- ^ İstanbul, 1515
- ^ İstanbul, 1516
- ^ M.Franco'ya göre Almanya'nın Udna şehri
- ^ Moshe Sevilla-Sharon'a göre tıp tahsilini Krakov'da yapmıştır
- ^ Rosanes'e göre 1556 yılında
- ^ M. Franco'ya göre 1629'da
- ^ Yahudi Ansiklopedisi (EJ), 9 Av tarihinin "Mesih'in Büyük Tapınak'ın yıkılış yıldönümünde geleceği" inancına uyması için yakıştırılmış olabileceği ihtimali üzerinde durmaktadır
- ^ Anoten olarak adlandırılan bu geleneğe göre belirli günlerde sinagoglarda okunan "Vatanın, Ulusun ve Devlet Başkanı'nın tüm felaket ve sıkıntılardan korunması, bekası ve başarısı, barış ve güzelliğin her zaman bizimle olmasını" niyaz eden Şükran Duası
- ^ Gerçek adı yerine Adonenu Malkenu yarum hodo (Tanrımız ve Kralımız, azametin ve haşmetin yüceltile) kelimelerinin baş harflerinden oluşan Amirah deyimi kullanılıyordu
- ^ Sonradan müritleri tarafından Migdal Oz (Güç kulesi) olarak adlandırılmaya başlandı
- ^ Galante'ye göre Köprülü Mehmed Paşa, Dr. Lehman'a göre Köprülü Fazıl Ahmed Paşa. Mehmed Paşa 15 Eylül 1656'dan 29 Ekim 1661'e, Fazıl Ahmed Paşa da 30 Ekim 1661'den 2 Kasım 1676'ya kadar Sadrazamlık yaptılar.
- ^ Balat Lonca Sinagogu'na ait 1912 tarihli bir Zekat (Tzedaka) Kumbarası 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi'nde teşhir edilmektedir
- ^ Mayorka, Aragon, Katalonya, Sevilya, Portekiz (veya Evora), İtalya, Sicilya, Pulya, Buda, Kefalonya, İstanbullu, Alman ve Geruş sinagogları
- ^ Fermanın orijinali 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi'nde gösterilmektedir
- ^ Laik üyeler: Aron Alfandari, Nesim Barnatan, Avram Benzonana, Yuda Eskenazi, Nesim Gabay, Haim Hatem, Heskiya Karmona, David Karmona, Samuel Molho, Simon Salmona, Avram Salti, Menahem Yakir; Ruhani üyeler: Yakov Bardavid, Samuel Danon, Yakov Eli, Yakir Geron
- ^ Anadilden kasıt Ladino değil İbranice idi
- ^ Üzerinde "Grand Rabbin a Constantinople" yazan Moşe Levi'nin mührü 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi'nde sergilenmektedir.
- ^ İstanbul'da Journal Israelite, Paris'te Archives Israelite, Viyana'da El Nacional ve Dragoman
- ^ Yönetim Kurulu üyeleri: Avram Henriques (Başkan), Yakov Melamed, Moşe Mordoh, İshak Sidi, David Kohen, Avram Roditi, Moşe Sion, David Taranto, Isak Danon ve Habib Nesim Krespin
Sözlük
- ^ Aralarında Evliya Çelebi'nin de bulunduğu birçok tarihçi, Galata isminin Rumca süt anlamına gelen galaktos'dan geldiğini savunmaktadır. Galata, sütçülerin ikametgâhı ve süt ürünlerinin pazar yeriydi.
- ^ Pidyon Şevuyim: Göçmen satın alma tazminatı. Talmud'un en önemli mitsvalar arasında saydığı bu zorunluluk, Rambam tarafından fakirlere yardımdan da öncelikli sayılıyordu. Halaha'da bu konuyu düzenleyen ayrıntılı kurallar mevcuttur.
- ^ Kâhya: Farsça ked-hüda kelimesinden
- ^ Sar: Prens
- ^ La Senyora, Ladino ve İspanyolcada hanımefendi anlamına gelir
- ^ Giveret, İbranice'de hanımefendi anlamına gelir
- ^ Semiha: Diploma, Şahadetname, dinsel işlerde yetki belgesi
- ^ Takanot: Bazı bilge din adamlarının belirgin dini konulardaki kurallarda yaptıkları düzenlemeler
- ^ Gabella: Kaşer et kesim ve satış hakkı elde etmek isteyen kasapların Hahambaşılığa ödediği ücret
- ^ Ariha: Osmanlı döneminde her cemaat mensubunun, cemaat vergi veya giderlerine katkı payı olarak, sahip olduğu servete göre belirlenen ve her yıl Pesah arifesinde Hahambaşılığa ödenmesi mutat olan aidat
Kaynakça
- ^ Güleryüz 2012, s. 21
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 47
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 98
- ^ a b c d Güleryüz 2012, s. 121
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 151
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 182
- ^ a b c d e f g h Güleryüz 2012, s. 172
- ^ a b Galante 1932, s. 9
- ^ Galante 1947, s. 8
- ^ Sevilla-Sharon 1982, s. 19
- ^ Güleryüz 2012, s. 22
- ^ Güleryüz 2012, s. 23
- ^ Franco 1897, s. 28
- ^ Franco 1897, s. 26
- ^ a b Franco 1897, s. 29
- ^ Güleryüz 2012, ss. 25–26
- ^ Franco 1897, s. 31
- ^ Galante 1941, s. 3
- ^ Şehsuvaroğlu 1953, ss. 29–30
- ^ Galante 1941, s. 49
- ^ Güleryüz 2012, s. 29
- ^ Galante 1931, s. 166
- ^ Sevilla-Sharon 1982, s. 26
- ^ Galante 1931, ss. 163–166
- ^ Güleryüz 2012, s. 30
- ^ Epstein 1980, ss. 26–27
- ^ Güleryüz 2012, ss. 31–32
- ^ Golub & Green 1944, s. 70
- ^ Franco 1897, s. 37
- ^ Güleryüz 2012, ss. 39–40
- ^ Sevilla-Sharon 1982, s. 29
- ^ Aboab & 17.yy., s. 9
- ^ Güleryüz 2012, s. 40
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 41
- ^ Roth 1980, s. 279
- ^ Güleryüz 2012, s. 43
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 46
- ^ a b Galante 1941, s. 8
- ^ Galante 1941, s. 116
- ^ Genel Bilgi Ansiklopedisi, s.1177
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 48
- ^ Franco 1897, s. 49
- ^ Rosanes & 1930-1945, ss. 178–180 (C.2)
- ^ Galante 1932, s. 96
- ^ Koçu 1954 Fasikül 13
- ^ Galante 1932, s. 28
- ^ Shmuelewitz 1984, s. 125
- ^ Galante 1932, ss. 29–30
- ^ a b Epstein 1980, s. 24
- ^ Güleryüz 2012, s. 49
- ^ Molho 1938, s. 21
- ^ Graetz 1894, s. 544 c.IV, Ch. XVI
- ^ Graetz 1894, ss. 567, 579
- ^ Galante 1931, s. 184
- ^ Güleryüz 2012, s. 52
- ^ Bardakçı 1983 7 Mayıs 1983
- ^ Una mirada a la Historia Otomana con la buena venida del sultano a Salonica y algunos otros articolos acogiado tocante el mismo empero, Salonica, 1860
- ^ Sevilla-Sharon 1982, s. 49
- ^ Franco 1897, s. 47
- ^ Rosanes & 1930-1945, ss. 230–232, C.2, Not III
- ^ Galante 1986, s. 252, C.4
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 55
- ^ Carmoly 1844, ss. 158–159
- ^ Gross 1909, s. 8
- ^ Marcus & EJ, s. 1248, Vol.7
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 57
- ^ Nicolay 1576, ss. 239–240
- ^ Heyd 1963, s. 160
- ^ Gross 1909, s. 12
- ^ Epstein 1980, s. 87
- ^ Gross 1909, s. 13
- ^ Heyd 1963, s. 168
- ^ Terzioğlu 106, ss. 222–227
- ^ Dedeoğlu 1986, 6 Temmuz 1986
- ^ Gross 1909, s. 3
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 61
- ^ Marcus & EJ, s. 1249, Vol.7
- ^ Franco 1897, s. 57
- ^ Roth 1980, s. 312
- ^ Sevilla-Sharon 1982, s. 33
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 63
- ^ Güleryüz 2012, s. 64
- ^ Roth 1980, s. 836
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 65
- ^ Franco 1897, s. 56
- ^ Roth 1980, s. 140, "Nasi Joseph", EJ, Vol.12
- ^ a b Roth 1980, s. 837, "Nasi Joseph", EJ, Vol.12
- ^ Güleryüz 2012, s. 66
- ^ Franco 1897, s. 62
- ^ a b Galante 1941, s. 11
- ^ Graetz 1894, ss. 594–595, Vol.4, Ch.17
- ^ Galante 1986, s. 307, C.8
- ^ Galante 1941, s. 12
- ^ Galante 1986, s. 308, C.8
- ^ a b c Koçu 1954 Fasikül 21
- ^ Güleryüz 2012, ss. 68–69
- ^ Franco 1897, s. 65
- ^ Lamartine 1991, s. 501, C.1
- ^ Franco 1897, s. 66
- ^ a b c d Roth 1980, s. 732, "Ashkenazi Solomon", EJ., Vol.3
- ^ Galante 1986, s. 86, C.9
- ^ Franco 1897, s. 68
- ^ Sevilla-Sharon 1982, s. 37
- ^ a b c d e Güleryüz 2012, s. 72
- ^ Güleryüz 2012, ss. 72–73
- ^ Güleryüz 2012, s. 73
- ^ Charriere 1848, s. 832, Vol.III
- ^ Franco 1897, s. 75
- ^ Galante 1941, s. 13
- ^ Galante 1941, ss. 114–116
- ^ Güleryüz 2012, s. 74
- ^ a b c d e Güleryüz 2012, s. 75
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 76
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 77
- ^ Galante 1986, s. 28, C.9
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 78
- ^ Sertoğlu 1969, s. 47
- ^ Sevilla-Sharon 1982, s. 4
- ^ Galante 1986, s. 13, C.9
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 81
- ^ Güleryüz 2012, s. 82
- ^ Güleryüz 2012, s. 84
- ^ Ed. St., "Alkabez", EJ, Vol.2, s.365
- ^ Güleryüz 2012, ss. 84–85
- ^ Rabinowitz & EJ, s. 194, Vol.5
- ^ Franco 1897, s. 74
- ^ Güleryüz 2012, s. 85
- ^ Güleryüz 2012, s. 86
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 87
- ^ Sevilla-Sharon 1982, s. 46
- ^ Franco 1897, s. 76
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 88
- ^ Kupfer & EJ, s. 785, Vol.15
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 89
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 90
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 91
- ^ Shmuelewitz 1984, s. 180
- ^ Güleryüz 2012, ss. 92–93
- ^ a b c d Güleryüz 2012, s. 93
- ^ Galante 1942, s. 75
- ^ Epstein 1980, s. 69
- ^ Güleryüz 2012, s. 94
- ^ a b Dernschwam 1992
- ^ Karahan 1981, 19 Temmuz 1981
- ^ Lewis 1984, s. 142
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 99
- ^ Sevilla-Sharon 1982, s. 53
- ^ Franco 1897, s. 94
- ^ a b c d e Güleryüz 2012, s. 101
- ^ Gövsa & SS, s. 20
- ^ Güleryüz 2012, s. 102
- ^ Güleryüz 2012, ss. 102–103
- ^ Scholem & EJ, s. 1226, Vol.14
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 104
- ^ Gövsa & SS, s. 33
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 105
- ^ Güleryüz 2012, s. 106
- ^ Galante 1986, s. 200, C.8
- ^ Güleryüz 2012, s. 108
- ^ Galante 1941, s. 16
- ^ Galante 1986, s. 92, C.9
- ^ Lehman 1992, Mayıs 1992
- ^ Galante 1941, s. 19
- ^ Rosanes & 1930-1945, s. 398, C.IV
- ^ Şehsuvaroğlu 1953, s. 87
- ^ Galante 1942, s. 177
- ^ Galante 1942, s. 216
- ^ Galante 1942, s. 194
- ^ a b Galante 1942, s. 137
- ^ Güleryüz 2012, s. 112
- ^ a b Galante 1941, s. 64
- ^ Galante 1942, s. 138
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 113
- ^ Çelebi 1976, s. 327, C.1
- ^ Refik 1988, s. 85
- ^ Galante 1931, s. 164
- ^ Yuhanna 1:11, 2:8
- ^ Reinach 1885, ss. 235–238
- ^ Galante 1986, s. 253, C.2
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 115
- ^ Galante 1986, s. 258, C.2
- ^ Galante 1986, s. 282, C.2
- ^ Güleryüz 2012, ss. 115–116
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 116
- ^ a b c d Güleryüz 2012, s. 117
- ^ Febvre 1890, s. 97
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 118
- ^ a b Haim & Geller & EJI, s. 1093
- ^ Galante 1941, s. 159
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 124
- ^ Lazar & EJ, s. 1349
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 125
- ^ Öztuna 1992, 20 Nisan 1992
- ^ Güleryüz 2012, ss. 125–126
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 126
- ^ Kam & ZI, s. 3
- ^ Galante 1941, ss. 125–128
- ^ Güleryüz 2012, s. 128
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 129
- ^ Franco 1897, s. 119
- ^ Haim & EJF, s. 1414
- ^ Galante 1941, s. 21
- ^ Schick 1986, s. 297
- ^ a b Galante 1942, s. 55
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 130
- ^ Papo 1967, s. 343
- ^ Galante 1942, s. 52
- ^ Hacker 1972, s. 43
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 131
- ^ Haim & Geller & BOS, s. 1093
- ^ Tuğlacı 1985, s. 162
- ^ Galante 1941, s. 54
- ^ Haim & Geller & EJI, s. 1092
- ^ Güleryüz 2012, s. 132
- ^ Galante 1941a, s. 18
- ^ Franco 1897, s. 118
- ^ Galante 1931, s. 117
- ^ Galante 1931, s. 118
- ^ Galante 1931, s. 1261-127
- ^ Galante 1931, s. 150
- ^ Galante 1931, s. 151
- ^ Galante 1931, ss. 151–152
- ^ Galante 1941a, ss. 13–15
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 138
- ^ Galante 1931, ss. 28–29
- ^ Galante 1931, ss. 152–157
- ^ Franco 1897, ss. 130–131
- ^ Galante 1941, s. 24
- ^ Galante 1941, s. 25
- ^ a b Galante 1941, s. 26
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 141
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 142
- ^ Kazgan 1985, s. 58
- ^ a b Franco 1897, s. 134
- ^ Rosanes & 1930-1945, s. 67, C.6
- ^ a b Franco 1897, s. 133
- ^ Galante 1942, s. 56
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 143
- ^ Rosanes & 1930-1945, s. 69, C.6
- ^ Güleryüz 2012, s. 144
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 148
- ^ Güleryüz 2012, ss. 148–149
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 149
- ^ Galante 1941, s. 205
- ^ Güleryüz 1992, ss. 117–155
- ^ Güleryüz 2003, ss. 243–248
- ^ Şeni 1997
- ^ Şeni 2010
- ^ Tugay 2007
- ^ Güleryüz 2012, ss. 151–152
- ^ Franco 1897, ss. 245–248
- ^ Sel 1973
- ^ Roditi, ss. 145–166
- ^ Journal Israelite, 11 Ağustos 1863
- ^ Franco 1897, s. 167
- ^ Galante 1941, s. 231
- ^ Düstur II, Hicri 1289
- ^ a b c d e f Güleryüz 2012, s. 153
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 154
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 155
- ^ Galante 1941, s. 108
- ^ a b Galante 1941, s. 129
- ^ Güleryüz 2012, s. 156
- ^ El Nacional, 18 Eylül 1874
- ^ a b c d Güleryüz 2012, s. 157
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 158
- ^ Nacional de Vienne, 1867
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 159
- ^ Akant 1986, 19 Eylül 1986
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 160
- ^ Karal 1982, s. 392
- ^ Güleryüz 2012, ss. 160–161
- ^ Tunaya 1952, s. 29
- ^ Tanör 1996, s. 20
- ^ Kayalı 1994
- ^ Abraham Elmalek'e ait tarihsiz (muhtemelen 1950 tarihli) notlar
- ^ Güleryüz 2012, s. 162
- ^ Franco 1897, s. 170
- ^ Güleryüz 2012, ss. 163–164
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 164
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 165
- ^ Güleryüz 2008, ss. 26–27
- ^ Galante 1941a, ss. 9–13
- ^ Güleryüz 2008, ss. 195–196
- ^ Güleryüz 2008, s. 125
- ^ Güleryüz 2008, s. 159
- ^ Güleryüz 2008, s. 149
- ^ Güleryüz 2008, s. 91
- ^ Galante 1931, ss. 71–73
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 167
- ^ Galante 1931, ss. 58–61
- ^ Güleryüz 2012, ss. 206–207, Ek-C
- ^ a b Güleryüz 2012, s. 168
- ^ Rodrigue 1990
- ^ Dumont 1979, ss. 101–135
- ^ Güleryüz 2012, s. 169
- ^ Rodrigue 1990, ss. 100–120
- ^ Rodrigue 1997
- ^ Galante 1941, s. 189
- ^ Saban 1983, s. 85
- ^ Cündioğlu 2004, 30 Ekim 2004
- ^ Rodrigue 1990, ss. 163–166
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 170
- ^ Franco 1897, s. 150
- ^ Galante 1941, s. 30
- ^ Galante 1947, s. 122
- ^ a b c d e f g Güleryüz 2012, s. 173
- ^ Franco 1897, s. 233
- ^ Galante 1942, s. 139
- ^ Galante 1948
- ^ Franco 1897, ss. 182–186
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 174
- ^ Şalom, 18 Mayıs 2005
- ^ Franco 1897, s. 197
- ^ Galante 1986, s. 14, C.3
- ^ a b c d e Güleryüz 2012, s. 179
- ^ Güleryüz 2012, ss. 179–180
- ^ a b c Güleryüz 2012, s. 180
- ^ Galante 1986, ss. 18–22
- ^ Renouard 1881, ss. 246–249
Bibliyografi
- Aboab, Immanuel (c. 1750), Nomologia o Discursos Legales, Portekiz
- Akant, İlhan (19 Eylül 1986), Yahudi Cemiyetlerinin 1877'de verdikleri muhtıra, Osmanlı Arşivi S.11 Karton 108 D.27, Güneş
- Bardakçı, İlhan (7 Mayıs 1983), Biz hiç ırkçı olmamışız, Tercüman
- Carmoly, Eliakim (1844), Histoire des Medecins Juifs, Anciens et Modernes, Bruxelles
- Charriere, Ernest (1848), Negociations de la France dans le Levant, Imprimerie Nationale, Paris
- Cündioğlu, Dücane (30 Ekim 2004), Üsküdar'da bir Yahudi Mahallesi, Yeni Şafak
- Çelebi, Evliya (1976), Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Mehmed Zillioğlu, Sadeleştiren: Tevfik Temelkuran, Necati Aktaş, Üçdal Neşriyat, Cilt 1
- Dedeoğlu, Taner (6 Temmuz 1986), İdrar zorluğuna hicaz makamı, Milliyet Panorama
- Dernschwam, Hans (1992), Lagebuch einer Reise nach Konstantinopl und Kleines Asien, Türkçe çev. Yaşar Önen, İstanbul ve Anadolu'ya Seyahat Günlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Mersin
- Dumont, Paul (1979), Une source pour lietude des Communautes Juives de Turquie: les Archives de l'Alliance Israelite Universelle, Journal Asiatique, Tome 267, Paris
- Epstein, Mark Alan (1980), The Ottoman Jewish Communities and their role in the Fifteenth and Sixteenth Centuries, Klaus Schwarz Verlag, Freiburg
- Febvre, Michel (1890), Le Theatre de la Turquie, REJ, T.20, Paris
- Franco, M. (1897), Essai sur l'Histoire des Israelites de l'Empire Ottoman, Depuis les origines jusque a nos jours, Librairie A. Dublacher, Paris
- Galante, Abraham (1931), Documents Officiels Turcs Concernant les Juifs de Turquie Recueil de 114 lois, reglements, firmans, berats, ordres et decisions de tribunaux, Traduction française, Ets. Haim, Rozio & Co., Istanbul
- Galante, Abraham (1932), Turcs et Juifs. Etude Historique, Politique, Ets Haim, Rozio & Co., İstanbul
- Galante, Abraham (1941), Histoire des Juifs d'Istanbul, despuis la prise de cette ville en 1453 par Fatih Mehmed II, jusqu a nos jours, 1er Volume, Imprimerie Hüsnütabiat, İstanbul
- Galante, Abraham (1941), Appendice a l'Ouvrage Documents Officiels Turcs concernant les Juifs de Turquie, İstanbul
- Galante, Abraham (1942), Histoire des Juifs d'Istanbul, despuis la prise de cette ville en 1453 par Fatih Mehmed II, jusqu a nos jours, 2eme Volume, Imprimerie Hüsnütabiat, İstanbul
- Galante, Abraham (1947), Türkler ve Yahudiler, İlaveli İkinci Baskı, Tan Matbaası, İstanbul
- Galante, Abraham (15 Haziran 1948), En 1804 un incendie detruisit onze synagogues a Haskeuy, LBT
- Galante, Abraham (1986), Histoire des Juifs de Turquie, 9 cilt, İsis Yayıncılık, İstanbul
- Golub & Green, Jacob S. & Alan S. (1944), A Short History of the Jews, Vol.2, Commission on Jewish Education of the Union of American Hebrew Congregation, Cincinnati, USA
- Gövsa, İbrahim Alaettin, Sabatay Sevi, Semih Lütfi Kitabevi, İstanbul
- Graetz, Heinrich (1894), History of the Jews, Philadelphia, 1949 baskısı
- Gross, Henri (1909), La Famille Juive Hamon, REJ., T.56, Paris
- Güleryüz, Naim A. (1992), İstanbul Sinagogları, Ajans Class Reklamcılık Yayıncılık, İstanbul
- Güleryüz, Naim A. (Nisan 2003), Doğu'nun Rotschild'i: Kamondo Ailesi, Tarih ve Toplum, İstanbul
- Güleryüz, Naim A. (2008), Türkiye Sinagogları, C.I İstanbul Sinagogları, İzzet Keribar (fotoğraf), Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın A.Ş., İstanbul
- Güleryüz, Naim A. (Ocak 2012), Bizans'tan 20. Yüzyıla - Türk Yahudileri, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın A.Ş., İstanbul,
- Hacker, Joseph (1972), Istanbul Jewry: 1750-1870, A Tale of Two Cities, The Jewish Museum, New York
- Haim, Abraham, Fonseca, EJ, Vol.6
- Haim & Geller, Abraham & Yaacov, İstanbul, EJ, Vol.9
- Haim & Geller, Abraham & Yaacov, İstanbul - The Boat Owners' Society, EJ, Vol.9
- Heyd, Uriel (1963), Moses Hamon Chief Jewish Physician to Sultan Suleiman the Magnificent, Oriens VI
- Kam, Ruşen Ferit, Türk azınlık musikicileri: Zaharya ve İzak, Radyo Mecmuası, C.6, S.66
- Karahan, Abdülkadir (19 Temmuz 1981), İslam Türk Büyükleri - Sokullu, Hürriyet
- Karal, Enver Ziya (1982), Non Muslim Representatives in the First Contitutional Assembly, Christian and Jews in the Ottoman Empire, edited by B. Braude and B. Lewis, New York
- Kayalı, Hasan (1994), Jewish Representation in the Ottoman Parliaments, yay. Avigdor Levi, The Jews of the Ottoman Empire, Princeton
- Kazgan, Haydar (Mart 1985), Osmanlı ve Türk Ekonomisinde Şirketleşme Olayı, Ekonomide Diyalog, S.22
- Koçu, Reşat Ekrem (1954), Türk Zaferleri, Milliyet Tarih eki, İstanbul
- Kupfer, Ephraim, Tam ibn Yahya, EJ
- Lamartine, Alphonse de (1991), Osmanlı Tarihi, çev. Serhat Bayram, yay. H. Niyazi Ahmet Banoğlu, Hasan Tuncay ve Yalçın Toker, Sabah, İstanbul
- Lazar, Moshe, Ladino, EJ, Vol.10
- Lehman, Manfred R. (Mayıs 1992), Swedish and Dutch sources regarding Moshed ben Yehuda Bebri, an Ottoman Ambassador to Sweden
- Lewis, Bernard (1984), The Jews of Islam, Princeton University Press, New Jersey
- Marcus, Simon, Hamon, EJ
- Molho, Michael (1938), Histoire des Israelites de Castoria, with Abraham Mevorah,, Selanik
- Nicolay, Nicholas de (1576), Les navigations, peregrinations et voyages faicts en la Turquie, Anvers
- Öztuna, Yılmaz (20 Nisan 1992), Musikimizde Museviler, 500. Yıl Vakfı 20 Nisan 1992 günü Atatürk Kültür Merkezi'nde icra edilen Prof. Dr. Nevzat Altığ yönetiminde İstanbul Devlet Klasik Müziği Korosu konseri broşürü
- Papo, Rabbi Dr. M. (1967), The Sephardic Community of Vienna, The Jews of Austria: essay on their life, history on a destruction, edited by Josef Fraenkel, Vallentine, Mitchell, London
- Rabinowitz, Louis Isaac, Caro Joseph, EJ
- Refik, Ahmet (1988), Hicri On Birinci Asırda İstanbul Hayatı (1000-1100), Enderun Kitabevi, İstanbul
- Reinach, Salomon (1885), Saint Polycarps et les Juifs d'İzmir, REJ, T.11, Paris
- Renouard, Albert (1881), Chez les Turcs en 1881, Editeur: Alphonse Lemerre, Paris
- Roditi, Edouard, Camondo's Way, Grand Street Mecmuası
- Rodrigue, Aron (1990), French Jews Turkish Jews, Indiana University Press
- Rodrigue, Aron (1997), Türkiye Yahudilerinin Batılılaşması, çev. İbrahim Yıldız, Ayraç Yayınevi, Ankara
- Rosanes, Salamon Abraham (1930-1945), Korat ha-Yehidim be-Turkiyah ve-Arzot ha-Kadem, İbranice 6 ciltlik Türkiye ve Doğu Musevileri Tarihi
- Roth, Cecil (1980), Histoire du peuple Juif, Editions Stock, Paris
- Saban, Giacomo (Ocak-Nisan 1983), Ebrei di Turchia, Rassegna Mensile di Israel, İtalya
- Schick, Irvin Cemil (Mayıs 1986), Osmanlılar Azınlıklar ve Yahudiler, Tarih ve Toplum Dergisi, S.29
- Scholem, Gershom, Shabbetai Zevi, EJ
- Sel, Kemal Salih (1973), Türk Masonluk Tarihine ait 3 etüt, İstanbul
- Sertoğlu, Mithat (1969), Osmanlı İmparatorluğunda azınlık meselesi, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, S.25, İstanbul
- Sevilla-Sharon, Moshe (1982), Türkiye Yahudileri-Tarihsel Bakış, Kudüs
- Shmuelewitz, Aryeh (1984), The Jews of the Ottoman Empire in the late 15th and 16th Centuries, Leiden
- Şehsuvaroğlu, Haluk (1953), Asırlar Boyunca İstanbul, Sarayları-Camileri-Abideleri-Çeşmeleri, Cumhuriyet Tarih İlavesi, İstanbul
- Şeni, Nora (1997), Les Camondo ou l'Eclipse d'une Fortune, avec Sophie Le Tarnec, Actes Sud, Paris
- Şeni, Nora (2010), Camondolar, Bir Hanedanın Çöküşü, avec Sophie Le Tarnec, çev. Yaman Aksu, Kitap Yayınevi, İstanbul
- Tanör, Bülent (1996), Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri (1789-1980), Yapı Kredi Kültür ve Sanat Yayınları, Üçüncü Baskı Afa Yayıncılık, İstanbul
- Terzioğlu, Prof. Dr. Arslan (106), Musa Bin Hammun ve onun Diş Tababetine dair Türkçe bir kitabı, Tarih ve Toplum Dergsisi, Sayı 106
- Tugay, Emine Çiğdem & Mehmet Selim (2007), Kamondo Han, Beyoğlu A.Ş., İstanbul
- Tuğlacı, Pars (1985), Osmanlı Şehirleri, Milliyet, İstanbul
- Tunaya, Tarık Zafer (1952), Türkiye'de Siyasi Partiler, C.1, İkinci Meşrutiyet Dönemi, Doğan Kardeş Yayınları, İstanbul
Ayrıca bakınız
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Osmanli Imparatorlugu ndaki Yahudilerin tarihi Osmanli topraklarinda var olan Yahudilerin tarihidir Tarihle yakindan ilgilenmeyen kisilerde genellikle iki yanlis yargiya rastlanmaktadir Yahudiler Turkiye cografyasina 1492 de Ispanya dan goc etmistir Turklerle Yahudilerin ilk temasi 1453 te Istanbul un Fethi nden sonra olmustur Bizans taki Yahudilerin tarihinden de anlasildigi uzere MO 4 yuzyildan beri Yahudiler Anadolu da mevcut oldugundan Osmanlilarin beylik doneminden imparatorlugun cokusune kadar gecen alti yuzyillik zamanda hatta imparatorlugun gunumuzdeki ardil devleti olan Turkiye Cumhuriyeti nde dahi Yahudiler Anadolu daki mevcudiyetlerini surdurmuslerdir Osmanli Imparatorlugu nun yasam dongusunun cesitli evreleriyle Yahudilerin sosyal ve ekonomik hayati arasinda paralellik gozlemlenir Ornegin Osmanli nin yukselme donemi olan 15 ve ozellikle 16 yuzyillar Osmanli Yahudilerinin altin cagi olmustur Osmanli topraklarina ilk matbaayi getiren kisiler olan Yahudiler ayrica Osmanli hukumetinde onemli mevkilere gelmislerdir 17 yuzyila denk gelen Osmanli nin duraklama doneminde ise Osmanli Yahudileri kulturel ve ekonomik olarak cokuse girmislerdir 18 yuzyilda yasanan gerileme doneminde ise Yahudiler Sabatay Sevi Olayi nin yarattigi sokla pasif korunma psikozu icine girdiler Yahudilerin Ispanya dan kovulup Osmanli ya siginmalarinin 500 yildonumu anisina basilan 50 000 TL lik hatira para 1992 Dagilma donemi olan 19 yuzyilda Yahudilerin kulturel seviyesi o kadar cokmustu ki yabanci dil ogrenmek dahi dinden cikmak olarak goruluyordu Fakat Osmanli nin hangi doneminde olursa olsun Musluman Osmanli Imparatorlugu nda yasayan Yahudiler Hristiyan Avrupa hakimiyetindeki Yahudilere kiyasla guven ve huzur icinde yasamlarini surdurmus buna karsilik olarak Yahudiler her daim Turk topraklarinin milli cikarlarini savunmuslardir Turkler ve YahudilerOsmanlilar oncesi Galante ye gore Talmud da gorulen anbar kupe kufe gibi Turkce sozcukler muhtemelen Yahudilere Kuzey Irak taki Turklerden gecmistir Bu ihtimal ele alindiginda Turklerle Yahudiler ilk defa Mezopotamya da temas kurmuslardir Anadolu da kurduklari organize ve ozgurlukcu yonetimle Selcuklu Hanedani gerek fethettikleri yerde karsilastiklari Yahudilere gerekse Bizans Imparatorlugu nun zulumlerinden kacip gelen Yahudilere belirli bir vergi karsiliginda din ve vicdan ozgurlugu tanidilar Galante Selcuklu hukumdarlarindan birinin vezirinin Yahudi oldugunu da dile getirir Osmanli Imparatorlugu Osmanli nin kurucusu Osman Bey in oglu Orhan Bey 1326 da Bursa yi fethettigi zaman savas sebebiyle sehirden kacan Yahudiler savas sonunda geri donduler Orhan Bey ve kardesi Alaeddin sanayi ticaret ve maliyede basarili olduklarina inandiklari Yahudilere ozel ilgi gosterince Sam ve Bizans tan da bircok Yahudi bu topraklara goc etti Yahudilerin din ve geleneklerini rahatca surdurebilmek icin kendilerine ait bir mahalle edinme arzusuna Orhan Bey sicak bakinca bir Yahudi mahallesi kuruldu ve bu mahalle diger Yahudi mahallelerine ornek teskil etti Yahudiler Bursa nin yani sira ulkenin her yerinde mulk ve tarla sahibi olabiliyordu bunun karsiliginda dini gorevi olan veya hukumette calisanlar disindakiler harac adi altinda vergilerini oduyorlardi 1354 te Gelibolu 1360 ta Ankara 1361 de Edirne 1422 de Izmir 1430 da Selanik ve 1453 te Istanbul fethedilince bu sehirlerdeki Yahudiler ulke genelindeki Yahudi nufusunu da artirmis oldu Edirne deki Yesiva Yahudi din okulu ulkenin her yerindeki Yahudi ogrenciler icin bir egitim ve kultur merkezi olusturdu II Bayezid doneminde 1492 de gerceklesen Osmanli topraklarina toplu Yahudi gocu disinda baska toplu gocler de gerceklesmistir Ornegin 1376 da Macaristan dan 1394 te Fransa dan 15 yuzyilin basinda Sicilya dan 1420 de Venedik ten ve 1470 te Bavyera dan kovulan veya kacan Yahudiler kurtulusu Osmanli topraklarina siginmakta bulmustur Yukselme donemiFatih Sultan Mehmed donemi 1451 1481 Istanbul fethedildiginde Halic in iki yakasinda da Yahudiler ikamet ediyordu Fatih Sultan Mehmet Yahudilere guven duydugundan sehirdeki Yahudi nufusunu artirmak icin Anadolu daki Yahudi cemaatlerine mektup gonderip onlari Istanbul a davet ettiMora nin fethinden sonra yarimadadaki Yahudiler de Istanbul daki dindaslarina katildi Ayrica Evliya Celebi nin aktardigina gore Edirne den Istanbul a yerlesen Yahudiler el Mahallet ul Yahudiyin el Edirneviyin isimli semtte yasamaktaydi Fatih Istanbul kusatmasi sirasinda bir fermanla Yahudiler isbirliginde bulunursa din ve vicdan ozgurlugu taniyacagini eski sinagoglarin onarilacagini yeni ibadethanelerin kurulmasi yasak oldugu icin evlerin ibadethaneye cevrilmesine izin verecegini bildirdi Kanuni Sultan Suleyman in 1534 II Selim ve II Murad in buyruklari uc seyhulislamin fetvalari III Mehmed in fermani ve bu fermanin 1694 1744 ve 1755 teki teyitleri Fatih in Yahudilere verdigi sozu yinelemekte ve yenilemektedir Fermanda bahsedilen Yahudi isbirlikciler buyuk ihtimalle Halic in kuzeyinde yani Galata da ikamet eden Yahudilerdi zira Halic in guneyinde yani Bizans surlari icinde bulunan Yahudilerin fiilen yardim etme gucleri yoktu Halic in kuzeyi Cenevizlilere birakilmis ozerk bir sehir oldugundan buradaki Yahudilerin Bizans ile bir baglari yoktu dolayisi ile buradaki Yahudilerin Fatih e yardim etmesi icin bir engel bulunmamaktaydi Millet sisteminde Yahudiler diger azinliklarla ayni kapsamda dusunulmuslerse de ozellikle 15 ve 16 yuzyillarda teorik statu ile uygulama farkli idi Osmanlilar Yahudileri Hristiyanlara nazaran kendilerine daha yakin gormekteydi bunun sebebi hem iki din arasindaki benzerlik hem de Hristiyan Avrupa nin Osmanlilara karsi verdigi mucadeleydi II Mehmed bir sure sonra Yahudileri bir takim vergilerden muaf tutmustur II Bayezid donemi 1481 1512 Elhamra Kararnamesi ve Osmanli Imparatorlugu 1492 II Bayezid tarafindan Ispanyol Yahudilerinin Ispanya dan Osmanli topraklarina getirilmesiyle gorevlendirilen Kemal Reis in kadirgasinin betimlemesi Zengin Ispanya Yahudilerinden Don Isak Abravanel ve Saray Haznedari Don Abraham Senor 30 000 altin duka karsiliginda Ispanya dan kovulmayi durdurmaya calistilarsa da bunu engelleyemediler Bu donemde gocmenlere kucak acan Osmanli Sultani II Bayezid eyalet yoneticilerine bir emir yayinladi Ispanya Yahudilerini geri cevirmek soyle dursun tam bir ictenlikle karsilanmalarini aksine hareket ederek gocmenlere kotu muamele yapacaklarin veya en ufak bir zarara sebebiyet vereceklerin olumle cezalandirilacaklarini Piri Reis in amcasi Kemal Reis in kumandasindaki Osmanli kadirgalariyla gelen gocmenler basta Istanbul Edirne ve Selanik olmak uzere Izmir Manisa Bursa Gelibolu Amasya Patros Korfu Larissa ve Manastir a yerlestiler veya yerlestirildiler Yukselme devrine giren Osmanlilarin ihtiyaci olan kalifiye eleman ihtiyacini bu Yahudiler karsiladi Konuyla ilgili II Bayezid in unlu sozlerinden biri de sudur Bu Kral a Ferdinand nasil akilli ve uslu Fernando diyebiliyorsunuz Kendi ulkesini yoksullastiriyor ve benimkini zenginlestiriyor Sinagog sayisi 44 e ulasan Istanbul da Yahudi nufusu 30 000 i asinca sehir Avrupa nin Yahudi merkezi haline geldi Zamanin hahambasisi Kapsali zengin Yahudilerin Pidyon Sevuyim odeyerek gocmenlere yardim edilmesini emretti Ispanya da devlet gorevinde bulunanlar basta dis iliskiler ve maliye olmak uzere cesitli konularda Saray da vazife edindiler 16 yy da en parlak donemini yasayan ve en genis sinirlara ulasmis Osmanli Imparatorlugu nda bu danismanlarin da etkisi goruldu 1493 te Osmanli ya ilk matbaayi getiren Yahudiler ayrica barut imali ve top dokumu konularinda uzmanlasmis olduklarindan Osmanli ordularini bu silahlarla donattilar Portekiz den goc Portekiz Krali Manuel 1497 ilkbaharina denk gelen Pesah arifesinde 4 ila 14 yaslari arasindaki tum cocuklarin vaftiz edileceklerini ilan etti Ulkeyi terk etmek icin son gun yaklastikca Yahudiler uzerindeki baski artti ve zorunlu Hristiyanliga gecme buyuklere de uygulanmaya baslandi Fakat din degistirenler marranolar gibi Yahudiliklerini gizli tuttular 1497 1498 de Portekiz den goc edenlerin cogu Ispanyol asilli dindaslari gibi huzuru Osmanli topraklarina siginmakta buldular Yavuz Sultan Selim donemi 1512 1520 Osmanli Imparatorlugu Yavuz Sultan Selim doneminde Misir i fethettiginde Memluklular in yonetimi altinda bunalan Yahudiler refaha kavustu Safed ve Kudus de Osmanli hakimiyetine girdi ve ozellikle Safed Cordoba nin yerini alarak Kabala nin merkezi oldu Selim Yahudilere duydugu guven sonucunda Saray in hekimbasisi olarak Jozef Hamon u atadi ve para basimi sarraflik ve bazi mali unsurlari Yahudilere birakti Iber Yarimadasi ndan kovulanlarin Imparatorluga goc etmesiyle Istanbul Yahudi nufusu epey artti ve Saray nezdinde bir temsilcilik durumunda olan Kahyalik muessesesi kuruldu Ilk kahya olarak Haham Saltiel atandi Saltiel in rusvet aldigi iddiasiyla 1518 de Saltiel ve ogullarinin tum yetkileri geri alindiysa da 1520 de Saltiel gorevine iade edildi Kanuni Sultan Suleyman donemi 1520 1566 Osmanli Imparatorlugu nun en parlak devri olan Kanuni Sultan Suleyman in hukumdarlik donemi ayni zamanda Osmanli Yahudilerinin altin cagi olmustur 1523 te Sultan Suleyman Birinci Vezir olarak Ibrahim Aga yi atadi Hiyerarsik gelenege gore Ahmed Pasa nin sadrazam olmasi bekleniyordu fakat Padisah onu Misir a vali olarak atadi Ahmed Pasa kendini Misir in hukumdari ilan etti Misir Sarrafbasisi Abraham Kastro dan kendi adina para basmasini istediyse de Kastro bu istegi geri cevirdi ve durumu derhal Saray a bildirdi Buna kizan Ahmed Pasa oc almak icin once Memluklulara Yahudi mahallesinin yagmalanmasini buyurdu ve ardindan Yahudi cemaatinin ileri gelen on iki ferdini fidye karsiliginda rehin aldi Ahmed Pasa nin veziri Muhammed Bey Vali yi bicakladi rehin Yahudileri serbest birakti ve cemaati korumasina aldi Bu olay uzun yillar boyunca Misir Yahudileri tarafindan 24 Adar da Purim del Cairo Kahire Purimi olarak kutlandi Padisah Eylul 1526 da Macaristan in baskenti Budin i aldi Hristiyan nufus coktan kacmis ve sehirde sadece Yahudiler kalmisti Jozef ben Salomon Eskenazi isimli birinin basini cektigi bir Yahudi heyeti Sultan Suleyman i sehrin disinda karsilayip sehrin anahtarlarini kayitsiz ve sartsiz hukumdara sundu Padisah Almanoglu denilen Salomon Eskenazi yi ve sulalesini Ferman de los Alamanes diye anilan bir fermanla her turlu vergiden muaf tuttu Bu Macar Yahudileri fetihten sonra Osmanli topraklarina yerlesip Alamanes sinagoglari kurdular Kanuni nin Hekimbasisi Yavuz Sultan Selim ve II Bayezid in Hekimbasisi olan Jozef Hamon un oglu Moses Hamon du Yahudilerin Hristiyan zulmunden kacip Osmanli topraklarina yerlesmesi Kanuni doneminde de devam etmistir Ornegin 1537 de Apulia Papalik kontrolune girince buradaki bircok Yahudi Osmanli Imparatorlugu na goc etmistir Ayni sekilde Bohemya Yahudilerinin cogu da careyi Subat 1542 de Osmanli topraklarina kacmakta bulmustur Papa IV Paul Ancona da kafir olmakla sucladigi konversolardan 24 erkek ve 1 kadinin diri diri yakilmasini ve 27 kisinin omur boyu hapse atilmasini emredince Padisah bu Yahudilerin serbest birakilmasi icin Papa ya sert usluplu bir mektup gonderdi Yahudi tebaasinin uzuntusunu Papaligin Turk Yahudilerine karsi davranisindan oturu hazinenin en az 4000 duka kayba ugradigini ve gelirinin azaldigini Turk tebaasi ilan ettigi Ankona Marranoslarini derhal serbest birakmasini Papa istemeyerek de olsa tutuklulari serbest birakip sehri terk etmelerine izin verdiyse de digerlerini yakmaktan geri kalmadi Bunun uzerine Papaligi cezalandiran Osmanli Yahudileri ambargo uygulayip deniz ticaretini Pesaro limanina kaydirdi Kudus surlarinin onarimi Eski Israilli diplomatlardan Abba Eban Mon Peuple kitabinda soyle yazmaktadir Iranlilardan Romalilardan ve her istilacidan sadece zulum kan ve iskenceye layik gorulen Kudus ve Yahudi halki Ancak Yavuz Sultan Selim in Kudus u fethetmesinden ve bu fethin Kanuni tarafindan takviye edilmesinden sonradir ki insanca yasamanin esitligin ne demek oldugunu ve huzur tadinin ne anlama geldigini ogrendi Bir soylentiye gore gordugu bir ruya sebebiyle Kudus ve Tiberya nin surlarini onarmak ve su sebekelerini genisletmek icin Mimar Sinan i gorevlendirdi Kanuni nin ozellikle Kudus surlarini tamir ettirmesi Yahudi dunyasinda yanki yaratmistir ve bu nedenledir ki butun Yahudi tarihciler hala minnettarliklarini sunmaktadir Hatta bazen Kral Suleyman a benzetilerek onu Slomo a Meleh diye ananlar olmustur Kan iftirasi 1530 yilinin Pesah arifesinde Yahudi mahallesinde calisan bir Rum gencin kaybolmasiyla Amasya Yahudileri kan iftirasina ugradilar Bunun uzerine aralarinda Haham Yakup Avayu nun da bulundugu bazi Yahudiler idam edildi Kayip oldugu iddia edilen genc kisa sure sonra sehre donunce bu sefer de iftiracilar idam edildi Benzer iftiralar Tokat Yahudi cemaatine de atilinca Moses Hamon araciligi ile Kanuni bir ferman yayinladi Bu cemaat bana vergi odediginden uyelerinin saldiriya ya da herhangi bir haksizliga ugramalarini istemiyorum Bu gibi iddialar Padisahlik Divaninda muhakeme edilecek ve emrim olmadan baska herhangi bir yerde gorulmeyecektir Diger padisahlar da kan iftirasiyla ilgili fermanlar cikarmistir Bu fermanlarin sonunculari Sam ve Rodos olaylarindan sonra Abdulmecid in 27 Ekim 1840 tarihli fermani ve Kuzguncuk iftirasi uzerine Abdulaziz in 1 Temmuz 1866 tarihli fermanidir 16 yuzyilda hukumette veya cemaatte yer almis baslica Osmanli YahudileriJozef Hamon Jozef Hamon 1450 lerde Granada da dogdu Eliakim Carmoly Italya da dogdugunu iddia etse de Immanuel Aboab Josef in Enduluslu olduguna emindir Once II Beyazit in ardindan Yavuz Sultan Selim in ozel doktorlugunu yapan Mose Hamon un babasi Josef Hamon bu padisahlarin duzenledigi her seferde yanlarinda bulunmustur 1518 de Suriye Filistin seferinden donerken hastalanan Josef Aralik ayinda 68 yasindayken oldu Mose Hamon Babasi Jozef Hamon un vefatindan sonra Yavuz Sultan Selim in ozel doktoru olan Mose Hamon ardindan Kanuni Sultan Suleyman in da ozel doktorlugunu yapti Amasya ve Tokat ta meydana gelen kan iftiralarindan sonra Kanuni yi ikna edip olaylara karsi bir ferman cikarilmasini sagladi Dindaslari onu kendilerinin koruyucu melegi olarak goruyor ve olumunden sonra goge yukselen Ilyas Peygambere benzetiyordu Sultan in ilgisine ve sevgisine mazhar olan Mose Harmon Venedik te tutuklanip mal ve mulklerine el konan Dona Gracia Mendes ve yegeni Don Jozef Nasi nin tum servetlerini yanlarina alarak 1522 de Osmanli topraklarina goc etmesine yardim etti 1551 1554 yillarinda Istanbul Fransiz Elciliginde gorev alan seyyah Nicholas de Nicolay Mose Harmon icin soyle demistir Doktorlar arasinda en buyuk nufuz sahibi ve en cok saygi goreni 60 yasini asmis bilgisi unu ve serveti ile temayuz etmis Hamon isminde bir Yahudi idi Nicholas in bu demecinden Mose Hamon un 1490 da dogdugu ve 1565 te oldugunde 75 yasinda oldugu anlasilmaktadir 16 yuzyila girildiginde hahambasiligin etkisinin azalmasiyla cemaat liderliginde onemli rol oynayan Mose Hamon Yahudi kulturune buyuk ilgi duymaktaydi Bahya ben Aser e ait Kad ha Kemah ve Rabenu Yeroham a ait Adam ve Havva eserlerinin baskilarinda katkida bulundu Yahudi cemaatinin egitilmesi icin yardimda bulunan Hamon ogrencilere de burs verdi Hamon icin Sar denildigini belirten ayni donemde yasamis Salomon Attia ayrica soyle soylemistir Basarilari ve degeri o kadar buyuktur ki Imparatorlugun her sehrinde ve her ailede saygi ile anilmasi gerekir Tum buyukluklerini tek tek saymaya kalkmam muhtemelen bu alcak gonullu kisinin hosuna gitmeyecektir Tip ile ilgili eserleri bulunan Hamon un 1526 ila 1551 yillari arasinda dis bakimi ile ilgili yazdigi 200 sayfalik kitabi bugun halen Istanbul Universitesi Tip Tarihi Enstitusu kutuphanesinde bulunur Cocuk psikiyatrisine ve muzikle tedavi yontemlerine onem veren Mose Hamon kitabinda padisah cocuklarinin muzikle uyutulmasini tavsiye etmektedir Jozef Hamon torun Jozef Hamon Sultan II Selim in doktoru olmussa da Saray daki nufuzu babasininki kadar etkili olmamistir 1577 sonbaharinda yakalandigi bir hastalik yuzunden kisa surede oldu Henri Gross Jozef Hamon un Abhamon ile Yuda isimli ogullari ve Ibasuba ile Valle isimli kizlari oldugunu soylese de Encyclopedia Judaica Jozef in ayrica Isak adinda bir oglu daha oldugunu belirtir Isak aile meslegini devam ettirip doktor olmus ve Osmanli diplomasisinde de rol almistir Baris gorusmelerinde Osmanli Hukumetine tesir etmesi icin Ispanyollarin teklif ettigi parayi kesinlikle reddetmis ve vataninin cikarlarini korumaya devam etmistir Dona Gracia Nasi La Senyora veya Giveret diye anilan Dona Gracia Nasi ye 1510 da Portekiz de dogdugu zaman bir Hristiyan adi olan Beatrice de Luna adi verilmisti 1528 de kendi gibi konverso olan Francisco Mendes Nasi ile evlendi Kocasinin olumunden sonra onun bankerlik meslegini devam ettirdi Bankadan kredi alan musteriler arasinda V Karl ve I Francois de bulunmaktaydi V Karl Museviligi gizlice devam ettirdigi iddiasiyla Mendes ailesinin mal varliklarina el koymak istediyse de yuksek kredi karsiliginda banka faaliyetinin devam etmesine izin verdi Anvers e yerlesen La Senyora bircok konversonun engizisyondan kacmasina yardim etti 1545 te de ailesiyle birlikte Venedik e goc etti Miras yuzunden tartisma cikinca La Senyora kizkardesi tarafindan konverso olusu nedeniyle Venedik hukumetine ispiyonlandi ve hapse atildi Halasinin basina gelenleri ogrenen Don Jozef Nasi Mose Hamon araciligiyla Kanuni Sultan Suleyman dan yardim istedi Kanuni nin Beatrice de Luna nin derhal serbest birakilmasini emreden mesaji Venedik hukumetine gonderilince Venedik Beatrice i serbest birakip mal varliklarini iade etti Venedik ten Ferrara ya gecip Museviligini aciklayan La Senyora Gracia Nasi adini aldi Ardindan 1553 te Istanbul a goc etti ve 1556 da Ancona da tutuklanan dindaslari icin Kanuni den yardim istedi 1559 da Tiberya sehri ile ilgili bazi ayricaliklar elde eden Dona Gracia bu sehirde bir yesiva yaptirdi Avrupa da zulme ugrayan dindaslarina yardim etmek icin caba sarfeden Dona Gracia Osmanli nin cesitli sehirlerinde de okullar ve sinagoglar yaptirdi 1569 da muhtemelen Tiberya da oldu Don Jozef Nasi Joao Miquez adiyla 1524 te marrano bir Portekizli ailenin cocugu olarak dunyaya gelen Jozef Nasi veya Yasef Nassi babasi daha kendisi bir yasindayken olunce halasi Beatrice de Luna tarafindan buyutuldu Aralarinda V Karl ve Hollanda Kralicesinin de bulundugu bircok hukumdarla temasta idi ve hatta sonradan imparator olacak olan Maximillien ile yakin arkadaslik kurdu Joao 500 kisilik marrano kafilesiyle 1554 te Istanbul a goc etti Yahudi oldugunu acikladi sunnet oldu ve Josef Nasi adini aldi Ayni yil halasi Dona Gracia nin kizi Reyna ile evlendi II Selim ve Bayezid arasindaki taht mucadelesinde Selim in tarafini tutan Jozef Nasi 1566 da Selim in tahta cikmasiyla gecilen buhranli donemde dahi yeni padisahin destekcisi olunca Saray daki nufuzu da artti II Selim Josef Nasi yi Naksa ve Kiklad Adalarinin Duku ilan etti Avrupa yi iyi bilen ve bircok hukumdari yakindan taniyan Jozef Nasi degisik Avrupa ulkelerinde bulunan acenteler zinciriyle bu ulkelerde olup biteni derhal ogrenebildiginden dis siyasette buyuk etki sahibi oldu 1569 da Ispanya ya karsi ayaklanan Hollandalilar engizisyonun kendi ulkelerine girmemesi icin Jozef Nasi den yardim istediler Nasi nin destek veren mektubu Kalvinist Mecliste okundu II Selim ile Fransa Krali IX Charles arasinda Ekim 1569 da imzalanan anlasma Josef Nasi tarafindan Ibranice olarak yazilmistir Fransiz Buyukelcisi Granchamp Nasi yi Saray nezdinde gozden dusurmek icin komplo hazirladi Nasi den hoslanmayan Hekim Davut isimli biriyle anlasarak Nasi aleyhinde deliller toplamasini istedi Durumdan haberdar olan Nasi ihaneti Saray a bildirince Davut butun iftiralarini kabul etmek zorunda kaldi ve Rodos a surulup Yahudi cemaatlerince aforoz edildi Resat Ekrem Kocu sunlari aktarir Bu perisan cemaatleri Turklerin himayesinde bir yurt bulup yerlestirmek istiyordu Bu yurt icin en uygun yer olarak Kibris Adasi ni bulmustu Jozef Nasi gerek Kocu nun belirttigi sebepten gerekse halasi Dona Gracia Nasi nin Venedikliler tarafindan zulum gormesi yuzunden Venedik e karsi husumet besliyor ve Kibris in fethini arzuluyordu Bir Osmanli gemisinin Venedik korsanlari tarafindan saldiriya ugramasi Kibris a saldiri icin gerekli vesileyi yaratmisti Venedik teki acenteleri tarafindan Venedik tersanesinde patlama oldugu haberini alan Nasi durumu Sultan a bildirince fetih tarihinin tespitinde etkili olmus oldu 1 Agustos 1571 de Kibris in fethi tamamlandi Sokullu Mehmed Pasa bir ferman yayinlayip gecim sartlari dar ve sikintili yuzlerce Anadolu koyunu oldugu gibi Kibris a yerlestirdi Boylece Sokullu nun plani Jozef Nasi nin amacinin onune gecen bir engel oldu II Selim in yerlestirme fermani ile 500 Yahudi nin Kibris a yerlesip calismasi ongoruldu Inebahti Deniz Muharebesi nin kaybedilmesi uzerine Venediklilerle muzakere icin Sokullu lobisinden Salomon ben Natan Eskenazi gorevlendirilince Jozef Nasi nin Saray daki nufuzu azalmaya basladi II Selim in 1574 te olumunden sonra unvanlarini korumasina ragmen Saray daki gorevi fiilen sona erdi Nasi 2 Agustos 1579 da oldu Salomon ben Natan Eskenazi Osmanli disislerinin onemli isimlerinden olan Salomon ben Natan Eskenazi 1520 de Italya nin Udine sehrinde dunyaya geldi Tip tahsilini Padova da tamamladiktan sonraKrakow a gecip Polonya Krali II Sigmund un hekimligini yapti 1564 te Istanbul a yerlesen Eskenazi Venedik Elcisi nin yaninda doktorluk ve tercumanlik yapti 1570 teki Kibris Savasi sirasinda Sokullu Mehmed Pasa ile temaslarda bulundu Sokullunun takdirini kazanan Eskenazi 30 yil sureyle bircok uluslararasi sorunun muzakeresi ile gorevlendirildi Sokullu nun Jozef Nasi ile arasi acilinca Inebahti Deniz Muharebesi nin ardindan Venedik ile muzakerelerin yurutulmesi icin Eskenazi gorevlendirildi ve Venedik ile bir anlasma imzalamak icin elci olarak atandi Bu zamanda Venedik dukasi Venedikli tum Yahudilerin kovulmasini emreden karari imzalamis bulunuyordu Eskenazi den yardim goren Venedik in Osmanli temsilcisi su sozleri sarf edip kararin 19 Temmuz 1573 te iptal edilmesini sagladi boyle bir girisimin Osmanli Sarayi nezdinde buyuk bir itibar ve nufuz sahibi olan Osmanli Yahudilerini ne kadar rencide edecegini ve Turklerin destegini kazanmanin Papalik veya Ispanya nin vaatlerinden daha onemli oldugunu Eskenazi nin etkili oldugu bir baska olay ise olen Polonya Krali II Sigmund un tahtina istekli olan cesitli Avrupa hanedanlari arasindan Fransa nin dul kralicesi in oglu Henri d Anjou nun desteklenmesi hususunda Sokullu yu ikna etmesidir Alman oglu diye anilan Eskenazi ayrica 1583 te Ingiltere ve Vatikan temsilcileri arasindaki ihtilafta arabuluculuk yapti 1591 de Emanuel Aron un Moldova Voyvodasi secilmesini sagladi Osmanli hukumeti adina hazirladigi Ispanyollar ile on baris antlasmasini 1586 da Sultan adina Eskenazi imzaladi III Murad bir Yahudi kadinin 40 000 duka degerinde bir elmasla gezindigini duyunca hiddetlenip butun Yahudilerin oldurulmesi emrini verdi Salomon Eskenazi Sadrazam ve Ester Kira nin etkisiyle Valide Sultan in ricalariyla anlik ofkeyle verdigi karari degistiren Sultan gayrimuslimlerin giyim kusamini duzenleyen ve luks kullanimini kisitlayan bir ferman buyurdu Bu fermana gore Yahudiler kavuk tasimayacak kirmizi sapka siyah ayakkabi ve pamuktan kapama giyeceklerdi 1593 te bir seyahati sirasinda Transilvanya Prensi tarafindan hapse atilan Eskenazi Istanbul daki Ingiltere elcisi araciligiyla serbest birakildi ve 1602 de oldu Kocasinin tibbi bilgilerine mazhar olan dul karisi Bula Eksati I Ahmed i hicbir hekim tarafindan tedavi edilemeyen suciceginden iyilestirdi Salomon Aben Yaes Salomon Aben Yaes Alvaro Mendes adiyla 1520 yilinda Portekiz in Tavira kentinde Marrano bir ailede dogdu 1545 te gittigi Hindistan da elmas madenciligi sayesinde servet kazanan Yaes 1555 te Portekiz e dondu ve tarafindan sovalye unvaniyla onurlandirildi Ispanya ya karsi kin duyan Yaes Kuzey Avrupa nin devlet adamlariyla siki temaslarda bulundu 1580 de Portekiz Krali nin olumunden sonra tahtta hak iddia eden I Antonio yu Ispanya Krali II Felipe ye karsi destekledi Alvaro Mendes 1585 te Osmanli Imparatorlugu ndaki Selanik e yerleserek Yahudiligini acikladi ve Salomon Aben Yaes adini aldi III Murad in guvenini kazanan Yaes e Midilli Duku unvani verilip Saray Komiseri olarak atandi 20 yil sureyle Jozef Nasi den bosalan makami doldurdu En buyuk amaci Ispanya ya karsi bir Turk Ingiliz anlasmasi saglamak olan Yaes Avrupa daki acenteleri sayesinde Avrupa baskentlerinde olup biteni ogrenip Saray a aktardi Istanbul daki Ingiliz Buyukelcisi Edward Barton Yaes in Ingiltere Kralicesi ile dogrudan mektuplasmasini kendi makami icin bir tehdit olarak gordugunden Yaes i gozden dusurmek icin firsat kollamaya basladi Bu sirada Yaes ten buyuk miktarda avans isteyen I Antonio nun istegi reddedilince Antonio Yaes i kanunsuz isler yapmakla sucladi ve Barton bu suclamayi destekledi Durumdan haberdar olan Ingiltere Kralicesi Osmanli Sultani na bir mektup gonderip Yaes i akladi 1593 te olasi bir Osmanli Avusturya savasinda Ingiltere nin tarafsizligini sagladi Yaes Osmanlilarla Ingilizlerin dostane iliskiler kurmasini saglayinca bolgenin guclu devletlerinden Ispanya nin gelismesine engel olmus oldu III Murad in olumunden sonra tahta gecen III Mehmed doneminde de gorevine devam eden Midilli Duku Salomon Aben Yaes 1603 te oldu Yaakov ve Benjamin adinda iki oglu ve Hanna adinda bir kizi vardi Ester Kira Ester Kira 16 yuzyilda ebelik meslegindeki uzmanligi sayesinde Kanuni Sultan Suleyman doneminde Harem e kabul edilmeye baslandi Kanuni II Selim ve III Murad donemlerinde haremde seyyar saticilik yapip ipek mucevherat sus ve ziynet esyasi gibi gereksinimleri sagladi Valide Sultan ve Gozde Sultanlarla iliskilerini gelistirince Saray da nufuz sahibi olmaya basladi Siyasete ozellikle III Murad zamaninda atilan Ester Italya Kralliklari ve Venedik ile iliskilerde onemli rol oynadi Ester Kira Saray daki nufuzunu kullanarak bir yandan dis siyasette rol alirken diger yandan imtiyazlar ve soyluluk unvanlari verilmesine hatta Sipahi Beyliklerinin dagitimina karisti ve buyuk ogluna Istanbul Gumruklerinin yonetiminin verilmesini sagladi Servet yapmayi basaran Ester bu yolda dosttan cok dusman edindi Yeniceri maaslarinin satin alim gucunun dusmesinin sorumlusunun Ester Kira olarak gosterilmesi uzerine Yeniceriler Ester Kira ve cocuklarinin kendilerine teslim edilmesini istedi Korunmak icin Kaymakan Halil Pasa nin konagina sigindilarsa da Sipahiler tarafindan yakalanan Ester Kira ve bir oglu konakta katledildi ve bir oglu Islam dinine gecerek katledilmekten kurtuldu David Passi Portekiz de marrano bir aileden dogan Passi bir sure Venedik te yasadiktan sonra Istanbul a tasinip Yahudiligini ilan etti Passi nin adinin ne olduguna dair celiskili bilgiler mevcuttur Bazi kaynaklar adinin Nahman digerleri ise David oldugunu belirtir Ester Kira nin olmeden once sigindigi III Murad ve III Mehmed in vezir kaymakamlarindan Halil Pasa Passi nin kendisidir 1591 de Polonya elcisine yazdigi bir mektupta Koca Sinan Pasa hakkinda kullandigi bir ifade yuzunden ya da kardesinin Lehistan sarayinda gorulmesi ve Lehistan ile yapilacak barisi ertelemeye calismasi iddiasiyla zincire vurularak Rodos a suruldu Yeniceri Agasi olan Halil Pasa Passi Sinan in olumunden sonra Istanbul a donup Kaptan Pasa rutbesiyle onurlandirildiysa da bir daha devlet islerine karismadi Slomo Alkabes Slomo Alkabes ya da diger adiyla Salomon ben Mose ha Levi 1505 te dogdu 1529 da Safed e tasindi ve 1584 te bu sehirde oldu Unlu Kabalist ve mistik sairlerden olan Alkabes bir Savuot bayrami gecesi Yosef Karo ile birlikte Tevrat i inceledi Bu zamandan sonra Savuot bayrami gecesinde uyanik kalarak Tevrat okumanin geleneklestigi anlatilir Bu gelenek gunumuzde de devam etmektedir Alkabes in el yazmalarindan cogu olumunden sonra kaybolmus olsa da bir kismi hala Paris ve Moskova muzelerinde bulunmaktadir Leha Dodi isimli ilahisi tum Yahudi cemaatlerince benimsenerek 1584 te dua kitaplarina girmistir ve dort yuz yili askin bir suredir degisik ulkelerde degisik melodilerle okunmaya devam edilmektedir Baslica eserleri sunlardir Tevrat yorumlari Ayyelet Ahavim Sores Yisai Manot ha Levi Divrei Slomo Diger eserleri Amarot Tehorot Beit Adonai Beit Tefilla yilin tum dualarinin anlasilabilir yorumu Beit ha Levi Pesah Hagadasi nin yorumu Vaazlari Or Tzedikim isimli kitapta derlenmistir Jozef Ben Efraim Karo Yosef Karo nun yazdigi Sulhan Aruh un kapak sayfasi Yosef Karo veya Yosef ben Efraim Karo nun 1488 de Ispanya nin Toledo sehrinde dogduguna inanilmaktadir Bir varsayima gore ailesinin Elhamra Kararnamesi nin ardindan Portekiz e kacmasiyla bu ulkede dogmustur 1497 de Portekiz den gelen Yahudi gocmenlerle birlikte Istanbul a gelen Karo bir sure Nigbolu Selanik ve Edirne de de yasadi ve 1575 te Safed de oldu Nigbolu daki Plevne Sinagogu nda hahamlik unvani alan Karo Edirne ye yerlesip burada bircok Talmud ustadi yetistirdi Yesiva ve Bet Din in baskanligini yuruten Karo dev yapiti olan Beit Yosef i Edirne de yazmaya basladi 1536 da Safed e yerlesti ve yirmi yil sonra bu eserini Safed de tamamladi Bu eseri sadece bilginlerin istifadesi icin hazirlayan Yosef Karo herkesin faydalanabilmesi neleri yapip neleri yapamayacagini bilmesini saglamak icin Sulhan Aruh u yazdi Yaakov Beirav 1474 te Ispanya da dogup Fas ve Misir da hahamlik yapan Yaakov Beirav veya Yaakov Berab Osmanli topraklarindaki Safed e goc edip 1538 de Sanhedrin i canlandirmak icin caba sarf etti Sanhedrin in kurulmasindaki ilk asama gerekli hahamlarin atanmasiydi Beirav Yosef Karo ve Mose Trani gibi bilginleri ikna ederek Semiha aldiysa da bunu ne Kudus Hahambasisi na ne de diger hahamlara onaylatabildi Beirav ozel bir meseleden dolayi Osmanli hukumetince kovusturmaya ugrayinca ulkeyi terk etmek zorunda kaldi ve boylece Sanhedrin i canlandirma cabalari askida kaldi Yakup ben David Tam ibn Yahya 1475 te Lizbon da dogan Yakup 1496 da babasiyla birlikte Portekiz den Istanbul a yerlesti Talmud bilgisiyle kisa zamanda une kavusunca zamanin Istanbul Hahambasisi Eliyahu Mizrahi tarafindan Bet Din e uye olarak secildi ve Mizrahi nin olumunun ardindan Osmanli Yahudilerinin manevi lideri olarak kabul edildi Karaylarin Yahudi olup olmadigi ile ilgili tartismalarda onlarin Yahudi olmadigi tezini siddetle reddetti Ayrica Kabala yi iyi bilmesine ragmen ogretilmesine karsi cikti Turkce Arapca ve Ispanyolcayi iyi bilen ibn Yahya nin responsalarinin buyuk bolumu 1541 buyuk Istanbul yangininda yok olduysa da ayakta kalmayi basaranlar olumunden sonra 1542 de Oholei Tam adiyla yayimlandi Ayrica Dereh Tamim isimli bir eseri de bulunmaktadir Ilk MatbaaButun arastirmacilarin kabul ettigine gore Osmanli Imparatorlugu ndaki ilk matbaa Yahudiler tarafindan Kusta da yani Istanbul da kurulmustur Arastirmacilarin uzlasamadigi konu basilan ilk eserin tarihidir Binlerce katip ve hattatin issiz kalma riski bulundugundan Arapca harflerle basim yapilmasina izin verilmiyor baskilar Ibranice veya Latince yapiliyordu Osmanli topraklarindaki ilk matbaanin kuruculari David ve Samuel ibn Nahman isimli iki Yahudiydi Basilan ilk kitap Toledolu din bilgini Yakub ben Asher in Sefer Aturim le Ribi Yaakov ben Arosh isimli eseriydi Bu eserin basim tarihi Abraham Galante ve Adri K Offenberg e gore 13 Aralik 1493 Rosanes e gore 1503 1504 Yahudi Ansiklopedisi ne gore 1503 Abraham Ya ari ve modern Yahudi bibliyografyanin babasi kabul edilen Moritz Steinschneider a gore 1504 tur 1512 yilinda David Nahmias tarafindan basilan Midras Teilim Vegam Nikra Midras Sahar Tov Yakar Mipeninim isimli eserde Efendimiz Kral Sultan Bayezid hukumranligi altinda basilmistir Tanri kralligini ve kendisini yuceltsin ibaresi bulunmaktadir Hristiyan ulkelerdeki gibi kiliselerin baskisinin bulunmamasi nedeniyle 16 yuzyildan 18 yuzyila kadar Istanbul Ibranice matbaanin merkezi haline geldi Cemaat YasamiOsmanli doneminde Turk YahudileriOrgutlenme ve yonetim Ispanya ve Portekiz den gelip Osmanli Imparatorlugu na yerlesen Yahudi topluluklar genel olarak koklerine veya geldikleri bolgelere gore cemiyetlere ayrilmisti Her bir cemiyet kendi icinde ozerk olup kendi hahamlari ogretmenleri Talmud Tora ve Hevra Kadisa gibi dini kurumlari hayir kuruluslari ve hatta bazen Bet Dinleri vardi Sirf Istanbul daki cemiyetlerin sayisi 30 ila 40 arasinda olup sehrin Yahudi nufusu 50 000 civarindaydi Cemiyetlerin sinagogu Buyuk Bet Din anlamina gelen Bet Din HaGadol a bagliydi Hahambasilik makaminin sadece bir cemiyeti ya da bazi cemiyetleri mi yoksa tum Osmanli Yahudilerini mi temsil ettigi tam olarak bilinmese de fiili olarak Osmanli Sarayi nezdinde Mose Kapsali veya Eliyahu Mizrahi gibi Istanbul Hahambasiligi ulkedeki butun Yahudilerin muhatabiydi Imparatorlukta bir cemiyetin baska bir cemaate ya da bir dinadaminin baska bir dinadamina ustunlugu soz konusu degildi Saray nezdindeki Hahambasilik makami 1520 lerde fiilen sona erdi Ticaret Hem responsalardan hem de seyyahlarin ifadelerinden Osmanli Imparatorlugu nun ic dis kara ve deniz ticaretindeki Yahudi mevcudiyeti anlasilmaktadir Yahudilerin ugrastigi baslica ticaret kalemleri tekstil ve giyim esyasi deri esya ihracati yun ticareti tekstil boya maddeleri ihracati dogudan ithal edilen ipek inci mucevherat ve baharatin batiya ihracati maden ve metaller ile hafif hirdavat ticareti ve gida maddeleri alim satimi idi Genel Yasam Yahudiler istedikleri yere seyahat edebiliyor evde veya sokakta ozgurce calisabiliyorlardi Yahudiler dindaslarina dilencilik yaptirmiyor evden eve giderek topladiklari parayla fakirlerini gecindiriyorlardi 17 yuzyil duraklama donemi17 yuzyilin ortalarinda Istanbullu Yahudi bir kadin betimlemesi Recueil de divers portraits des principales dames de la Porte du Grand Turc 1650 de yer alan ve yaraticisi G la Chapelle olan bir gravur Gravur su anda Kudus teki Israil Muzesi nde bulunmaktadir Genel durum Sokullu Mehmed Pasa nin 12 Ekim 1579 da hancerlenerek oldurulmesiyle Osmanli Imparatorlugu duraklama donemine girdi 16 yuzyilda Osmanli hakimiyetinde altin cagini yasayan Osmanli Yahudileri 17 yuzyilda kulturel ve ekonomik anlamda cokuse gecti Bernard Lewis e gore Yahudilerin gerilemesinin sebebi tirmanan ayrimcilik azalan hosgoru vahimlesen maddi ve fikri fakirlikti Osmanli Yahudilerinin Avrupa ile temaslari azaldi ve bu nedenle yeni gelismelerden haberdar olunmamaya baslandi Ayrica Avrupa da kullanilan Ispanyolca yerine Yahudilerin dillerinin Ladinoya donusmesi ve Latin alfabesi yerine Ibrani alfabesinin kullanilmasi hem ticari hem kulturel iliskilere darbe vurdu Sarayda yuksek mevkilerde bulunan Yahudi doktorlar yerlerini zamanla siyasette uzmanlasan Rum doktorlara birakti Avrupa nin destegiyle de ticaret Hristiyan azinligin eline gecti Sabetay Sevi olayiyla Yahudiler dus kirikligina ugrarken hahamlarin etkisi o zamana kadar gorulmemis sekilde artti Yahudilerin Saray daki nufuzu o kadar azalmisti ki IV Murad Yahudi Cemaati Baskani Rabbi Yehuda Kovo yu basit bir nedenle idam etme karari verdiginde Saray nezdinde bunu durdurabilecek bir cemaat lideri bulunamadi Sabetay Sevi 7 Temmuz 1626 tarihinde Ibrani takvimine gore 9 Av 5386 da Mora dan Izmir e goc eden Askenaz bir ailede dogan Sabetay Sevi kucuk yasta din kitaplarina merak sardi 15 yasina geldiginde ogrenmekten cok ogretecek kapasiteye gelen Sevi Tevrat ve Talmud u ezbere biliyor Kabala yi inceliyor ve Zohar ile ilgileniyordu Mesianik fikirlerinin olusmasinda Isaac Luria nin da etkisi oldu Kabalistik calismalara gore 5408 de 1648 de gelecegine inanilan mesihin kendisi olduguna inanan Sevi bu amaca hazirlaniyordu Dinen soylenmesi gunah olan Tanri nin adini Izmir sinagoglarinda ve sokaklarinda bagirmaya baslayip mesih oldugunu iddia etmeyi surdurunce 1651 de Izmir den kovulmasi kararlastirildi Iki kere evlenmesine ragmen bekaretini koruyan Sevi bir daha evlenmeyecegini ve zaten halihazirda Tevrat ile evli oldugunu dolayisiyla mesih oldugunu tekrarlamaktaydi Selanik i terk etmek zorunda kalan Sevi Istanbul a gelince burada 9 ay barinabildi Ruyasinda mesihle evlenecegini gordugunu soyleyen Polonyali hafifmesrep bir kadin olan Sara ruyasini herkese tekrarlamaktaydi Sara ile evlenen Sevi bir rivayete gore fakir Kudus halki icin topladigi paralari Sara yi getirtmek ve gorkemli bir dugun yapmak icin harcamistir Gazzeli Natan isimli bir genc bir peygamberin ortaya cikip mesihin gelecegini haber vermesi inancina dayanarak Sevi nin mesih dolayisiyla kendisinin peygamber oldugunu iddia etti Natan kurtulus gununden sonra olacaklari soyle anlatiyordu Sevi nin savas gerektirmeden Sultan in tacina sahip olacagini aradan dort bes yil gectikten sonra da kaybolan kavimleri geri getirecegini ve yeniden hayata donecek olan Musa Peygamberin 13 yasindaki kizi Rebeka ile evlenecegini Mesih in geldigi haberi Orta ve Kuzey Avrupa da da heyecan yaratmisti Istanbul Hahambasiligi nin uyarilarina ragmen bir girisimde bulunmayan Izmir Hahambasiligi nin durumu kontrol altinda tutma cabalari da bir sonuc vermedi Sevi sinagoglarda okunan bazi dualarda Sultan in adinin kullanilip sukran bildirilmesi gereken gelenegi degistirip kendi adinin okunmasini emretti Yasaga izin veren ve gunahi mubah kilan Sevi 15 Sivan 5426 18 Haziran 1666 nin kurtulus gunu oldugunu ileri surdu Sabetay Sevi Sevi nin etkisi o kadar artmisti ki Yahudiler disinda bazi Hristiyan ve Muslumanlardan da kendisine inananlar bulunmaktaydi Ornegin Bektasi dervisinin baskanliginda birkac kisilik Musluman grubu da Sevi nin meslihligini kabul etmisti Gerek Saray a sunulan raporlar dogrultusunda gerekse Istanbul Yahudi Cemaati nin sikayetleri sonucunda zincire vurulan Sevi Istanbul a getirilip Koprulu Fazil Ahmed Pasa nin baskanliginda Divan huzuruna cikarildi Cok daha hafif cezalara idam cezasi verilirken Sevi nin zindana atilmasi muhtemelen bir kahraman yaratilmak istenmemesindendir Sevi nin nakledildigi Gelibolu daki Kumkapi kalesi hucreden cok bir ziyaret yerine donustu Polonya cemaatlerini temsilen gelen zamanin unlu hahamlarindan Nehamya ha Kohen Sabetay ile Mesih arasinda herhangi bir ilgi gormedigini acikladi Bir mucize gerceklestiremedigi takdirde idam edileceginin bildirilmesi uzerine Mehmet Efendi adini alan Sevi Islam dinine gecti ve muritleri tarafindan adina Aziz unvani eklendi Sevi nin Muslumanliga gecmesine sevinenler arasinda Yahudiler de bulunmaktaydi Istanbul hahamlarinin Izmir Yahudi Cemaati ne gonderdigi mektupta soyle yazmaktaydi Sultan Dorduncu Mehmed Sabetay in cikarttigi rezalete nihayet vererek Yahudiligi buyuk bir felaketten kurtardi Bundan dolayi Yahudilik kendisine minnettardir Din degistirdikten on yil sonra 17 Eylul 1676 da olen Sabetay Sevi nin ideolojisi ozellikle uc ulkede gelisti Turkiye Selanik Istanbul ve Izmir Italya Leghorn ve Modena ve Polonya Devlet hizmetinde Yahudiler I Ahmed doneminde Ispanya ile muzakere akdi icin gonderilenler arasinda Gabriel Buenaventura isimli bir Yahudi de bulunmaktaydi 1699 Karlofca Antlasmasi gorusmelerine katilanlardan birisi de 1675 yilinda Istanbul a yerlesmis Kara Mustafa Pasa nin ozel hekimi Israel Konegliano ydu Ruslara karsi bir anlasma onermek icin gonderilen Isvec Krali XI Charles in elcisi ile temas kurmasi icin Sadrazam Koprulu Mehmed Pasa Moiz ben Yuda Bebri yi gorevlendirdi Moiz ben Yuda Bebri nin olumunun ardindan gorevi oglu Yuda Bebri devraldi Nufus ve ikamet bolgeleri IV Murad in Eyup Galata ve Uskudar yorelerinde yaptirdigi nufus sayimina gore 9990 Musluman 304 Rum 17 Frenk 27 Ermeni ve 957 Yahudi mahallesi bulunmaktaydi Karay seyyahlardan Samuel ben David 1642 Karaylarin Halic in iki yakasindaki Balat ve Haskoy de Benjamen Behar Eli Yerusalmi ise hemen hemen tamaminin Haskoy de yasadigini belirtmektedir Istanbul da bulunan Italyan gocmeni Yahudilerin sinagog ve cemaatleri yakin iliskide olduklari Sefaradlarla birlesti 1648 Kmielnitzki katliamindan kurtulabilen veya Kazaklar tarafindan tutsak alinan Yahudilerin Istanbul Yahudi Cemaati nce satin alinarak kurtarilmasiyla Istanbul a yuzlerce Askenaz gelmistir 17 yuzyilda Istanbul un muzdarip oldugu yanginlardan Yahudiler de zarara ugradilar ve baska muhitlere tasinmak zorunda kaldilar Boylece 16 yuzyilda kullanilan koken sinagog kavrami 17 yuzyilda ikamet yeri sinagog kavramina donustu Evliya Celebi 22 Mayis 1606 da Yahudi mahallesinde cikan yanginda binlerce ev kul olunca Yahudilerin Haskoy e nakledildigini Haskoy un yerli Yahudileriyle birlesip 11 000 kisilik yirmi cemaat olusturduklarini nakleder 1618 de cikan Bedesten yangini Zeytun Sinagogu nu kule cevirince buradaki Yahudiler Ortakoy e nakledildiler 2 Eylul 1633 yangininda Yahudi mahallesinde 20 000 kadar ev kul olunca Yahudiler baska mahallelere tasinip Romanyot sinagoglarina kaydoldular 24 Temmuz 1660 ta 80 000 den fazla evi harabeye ceviren Buyuk Istanbul ve Galata yangininda Dona Gracia Nasi nin yesivasi da kule dondu Evleri yananlar Uskudar da Sultan in bahcelerinde agirlandilar 1618 de Galata dan baslayip hizla yayilan veba salgini sirasinda Yahudiler Uskudar a goc etti Evliya Celebi Seyahatnamesi nde 1625 te Uskudar da bir Yahudi mahallesi bulundugundan bahsedilir Bazi fermanlar 17 yuzyilda cikarilan fermanlardan Yahudileri ilgilendirenlerden bazilari sunlardir 4 Zilhicce 1013 24 Nisan 1605 Yahudilerin esir satisina kisitlamalar getirildi 1 Muharrem 1019 26 Mart 1631 Yahudilerin kahve satabilme esaslari duzenlendi Yahudilerin ata binmesi samur kalpak ve kemha giymeleri ve kadinlarin ferace giymeleri yasaklandi Sevval 1011 Mart 1603 Yahudilerin sinagoglari yandigi takdirde yenisinin insasina izin verildigi tekrarlandi Yahudilerin tasvir ve mihrap bulunmayan evlerinde Tevrat okuyabilecekleri hukme baglandi 17 yuzyilda Izmir Izmir de Yahudiler Yeni Ahit te yazilanlardan anlasildigi uzere miladin ilk yillarinda Izmir de Yahudi nufusu bulunmaktaydi 2 veya 3 yuzyila ait oldugu sanilan bir kitabede sinagogun anasi diye tanimlanan Rufina isimli bir kadinin var olusu bu donemde Izmir deki Yahudi varliginin kanitidir Fakat Orta Cag dan baslayarak 13 asir boyunca Izmir de bir Yahudi mevcudiyetine dair kanit bulunmamaktadir Galante ye gore bunun sebebi sik sik gerceklesen depremler veba ve kolera salginlari ve savaslardir Izmir de orgutlenmis bir Yahudi cemaatinden ancak 1605 yilindan itibaren bahsedilebilir Ozellikle 1604 1620 yillari arasinda Selanik te gerceklesen yangin ve salginlar sonucu Yahudiler Izmir e goc etmeye baslayinca Ege ve Akdeniz ticaretinin merkezi Selanik ten Izmir e kaydi 1631 de 7000 olan Yahudi nufusu 1675 te 15 000 e kadar yukseldi Sinagoglar 1620 de Izmir de Etz Ahayim Portugal Gerus Mahazike Tora Salom ve Talmud Tora isimli alti sinagog bulunmaktaydi Bunlardan ucu Selanik kokenlilere ait olup Haham Jozef Eskapa tarafindan diger ucu ise Istanbullu Haham Isak ben Meir Levi tarafindan yonetiliyordu Bu sinagoglarin yani sira Pinto ailesince yaptirilan Pinto sinagogu Bakis ailesince yaptirilan Bakis sinagogu ve Sabetay Sevi nin mesih oldugunu Izmirlilere ilan eden Haham Moiz Galante tarafindan yaptirilan Galante sinagogu mevcuttu Jozef Eskapa Izmir Yahudileri koken olarak baska sehir ve yorelerden geldikleri icin kendilerine ait farkli geleneklere sahipti Yahudi zumreler arasinda karisikligi azaltmak ve gundelik ortak yasam kurallarini duzenlemek icin Takanotlar hazirladi Bu baglamda cemaat bireylerinden alinacak vergilere katilim paylarini bir esasa bagladi ve cemaatin dini ve idari islerini yurutecek meclisler kurdu Jozef Eskapa nin iki unlu eseri Rose Yosef ve Hohen Mispat tir Dogal afetler 1616 da ortaya cikan veba salgininda Yahudilerin bir kismi Guzel Hisar yoresine goc edip yeni bir cemaat kurdu 1663 te tekrarlanan veba salgininda aralarinda Hahambasi Haim Benveniste nin de bulundugu Yahudiler bu sefer Pinarbasi na goc etti 1668 de bir Cumartesi gecesi Sabat duasinin ardindan gerceklesen siddetli depremde aralarinda Hahambasi Aaron ben Hayim in de bulundugi 400 Yahudi can verdi Ekonomik ve sosyal durum 17 yy Osmanli Yahudileri icin genelde bir cokus donemi olsa da Izmir Yahudileri nin altin cagiydi Ekonomik refah yayginlasmis kulturel faaliyetler artmis okul ve yesivalarin sayisi artmis ve ilk matbaa kurulmustur Yahudilerin bir kismi ticaret ve sanayi ile ilgilenirken bir kismi da bankerlik kambiyo simsarlik ve tercumanlik yapmaktaydi Izmir de ilk matbaa Sehirde ilk Ibranice matbaa 1658 de Abraham ben Yididya Gabay tarafindan kuruldu ve ilk kitap olarak Jozef Eskapa nin Ros Yosef isimli eseri basildi Izmir in bu alandaki gelisimi Sabetay Sevi hareketinin olusturdugu kararsizlik doneminde durakladi 18 yuzyil gerileme donemiOsmanli doneminde yasayan Yahudi bir hahamin resmi 1779 Osmanli Yahudileri Sabetay Sevi nin yarattigi heyecan sonradan hayal kirikligina donusunce kendilerini amacsiz ve saskin hisseden Osmanli Yahudileri pasif korunma psikozu icine girdi Gunluk ibadetlerini dahi yerine getiremeyecek kadar Ibranice yi unutan Yahudi halkin ana dili zamanla Ladino ya donustu Istanbul da yanginlar 18 yuzyilda da ayni siddetle devam edince Yahudiler Piri Pasa Galata Ortakoy ve Uskudar a kayarak yeni muhitlerine alismaya calistilar Yoksulluk ve ihtiyac icinde olan Filistinli Yahudilerin borclarini uzerine alan Istanbul Yahudi Cemaati Imparatorluk Balkanlar ve Italya daki cemaat mensuplarina haftada 1 para zorunlu bagis tahakkuk ettirdi 1763 te de Hebron Yahudilerinin borclarini karsilayabilmek icin dolayli bir vergi daha ekledi 1772 tarihli belgelerden anlasildigina gore Istanbul Yahudi Cemaati o yil butcesinde 10 000 kurus acik vermistir bunun sebebi ise 1500 vergi yukumlusunden 300 unun orduya cagrilip cepheye gonderilmesiydi Edebiyat 18 yuzyil Osmanli Yahudi edebiyati uc bolumde ele alinabilir Ibranice eserler Ladino ceviriler Ladino ozgun eserler 1714 te Kudus ten Istanbul a gelen Yaakov ben Meir Kuli Yahudileri atalarinin dinlerine dondurebilmek icin din kurallarinin halkin anlayacagi bir dilde tekrar yazilmasi gerektigine inanmaktaydi Bu fikirle yola cikan Kuli 1730 da Dogu Sefaradlarinin Ansiklopedisi ya da Ibranice anlamayanlarin kitabi olarak da anilan yabanci dil konusan kavim anlamina gelen Me am Lo ez i yazip yayimlamaya basladi Uzun yillar boyunca bu kitap yuzlerce Sefarad Yahudisinin tek okuma kaynagi oldu hatta bu eseri okumak dini bir gorev sayiliyordu Cok pahali ve degerli kabul edilen bu eser cogu kez drahoma olarak verilirdi Ladino edebiyatinin babasi olarak anilan yayimci Abraham ben Isak Assa 1710 1768 Tevrat i Sulhan Aruh u ve aralarinda Osmanli Sultanlarinin Tarihi nin de bulundugu bircok tarihi dini ve bilimsel eseri tercume edip yayimladi Muzik Sefarad gocmenlerinin yeni vatanlarina uyumunun en guzel ornegi muzikteki adaptasyondur Yahudilerin Turk Musikisine erken zamanlarda istirak ettigine dair belgeler bulunmaktadir Bugun dahi Yahudi ayinlerinde Turk Musikisi makamlariyla bestelenen dua ve ilahiler kullanilir Ornegin Pesah in ilk gunu Isfahan Pesah in son iki gunu Acemasiran Savuot Mahur Purim Saba Hanuka Ussak makamlariyla soylenmektedir 16 yuzyildan baslayarak haham ve sair Slomo ben Mazaltov ile besteci ve sair Israel Nadjara bir araya gelerek Ibrani Tasavvuf ilahilerinden olusan Maftirim musikisinin temelini atmistir Endulus te Emeviler doneminde Arap musikisine asina olan Yahudi besteci ve sazendeler kisa zamanda Klasik Turk musikisine uyum saglayip gonulden baglanarak eserleri ile zenginlestirdiler Sehzadeligi sirasinda III Selim e tambur hocaligi yapan Isak Fresko Romano dur Istanbul Hahambasilari Osmanli yonetiminde Saray a bagli bir Yahudi Hahambasiligi ndan ziyade Yahudi yerlesim birimlerinde sehir bazinda kucuk ozerk hahambasiliklar bulunmaktaydi Bu hahambasiliklarin en guclusu Istanbul Hahambasiligi ydi 18 yuzyilda Istanbul Hahambasiligi makaminda yer alanlarin listesi soyledir Haim Kamhi Yesivasi hahamlarin toplanarak tartistiklari bir kultur merkeziydi Yuda Benrey 1715 te Selanik ten Istanbul a goc etti Bnei Yona eserini yayimladi Samuel Levi 1727 de Hahambasi oldu Abraham ben Haim Rosanes 1665 te dogdu 1743 te Kudus e goc etti ve iki yil sonra orada oldu Salomon Haim Alfandari III Mustafa devrine girilirken Istanbul Hahambasisi ydi Mair Ishaki Aslen Selaniklidir Eliya Palombo Yad ha Meleh eserini yazdi 1762 de Hahambasi oldu Haim Yaakov ben Yakar 19 yuzyilin ilk yillarina kadar makaminda kaldi Mevki sahibi Yahudiler Daniel de Fonseca 1672 yilinda Portekiz in Oporto sehrinde marrano bir ailede dogan Fonseca papaz olmak icin yetistirildiyse de Yahudiligini gizlice devam ettirdi Durumu engizisyon makamlarina aktarilinca Fransa ya kacti Bordeaux da tip egitimi alan Fonseca 1702 de Istanbul a yerlesip Fransa elcisi gibi yuksek makam sahibi kisilerin ozel hekimi ve sirdasi oldu 1740 ta olen Fonseca icin Voltaire belki de ulusunun tek filozofu demistir Tobia ha Kohen Tobia II Mustafa nin sadrazami Rami Mehmet Pasa nin ardindan III Ahmed in sadrazami Baltaci Mehmed Pasa nin hekimligini yapti Yesaya Aciman 18 yuzyilda ve 19 yuzyilin baslarinda Osmanli Maliyesi nde onemli mevkilerde bulunan Aciman ailesinden Yesaya Aciman 1730 dan 1773 e kadar I Mahmud III Osman ve III Mustafa donemlerinde gorev aldi Bir iftira sonucu idam edilen Yesaya nin kardesi Meir de 1807 de Saray da kendisine mevki verdigi bir yeniceri tarafindan olduruldu Yuda Baruh I Mahmud un Sarrafbasisi Yuda Baruh isimli bir Yahudiydi Madrid baspsikoposunun ikna etmesiyle Avusturya Imparatoricesi Maria Theresia Osmanli Yahudilerini ulkesinden kovmaya karar verdi Durumdan haberdar olan Yuda Baruh I Mahmud u bilgilendirince Padisah bir elci gondererek Imparatorice nin fikrini degistirmesini sagladi Musluman cogunluk ve Hristiyanlarla iliskiler 18 yuzyilda da bazi bireysel ve yerel munferit olaylar disinda Yahudilerin Muslumanlarla iliskileri olumlu gecti Yahudilerin dis ticaretteki basarilarini sahiplenen yabanci elciliklerin himayesindeki Hristiyanlarla sorunu vardi Yahudiler sik sik Ermeniler ile Rumlarin baskisina ugrar ne zaman bir olay ciksa Ortodoks Rumlar Ermeniler ve Bulgarlarla birlik olup Yahudileri suclamaya baslarlardi Bu tur baski ve suclamalarin onune gecmek cogu kez ancak Padisah fermanlariyla gerceklesebilmistir Kayikcilar Loncasi Hayir Kurumu Halic ve Istanbul Bogazi nin iki yakasina yolcu ve mal tasiyan Yahudi kayikcilar tarafindan 1715 lerde kurulan Kayikcilar Loncasi Hayir Kurumu nun amaci fakir kayikcilarin veya denizde bogulanlarin cenaze masraflarini karsilamakti Bu kurum daha sonra denizde hastalanip veya kaza gecirip karada olenlerin masraflarini da karsilamaya basladi Loncaya zamanla kayikcilarin yani sira deniz yoluyla meyve ve sebze tasiyan manavlar sarap tasiyan meyhaneciler de katilmaya basladi Kurumun I Dunya Savasi basina kadar devam ettigi zannedilmektedir Dogal afetler 18 yuzyilda Istanbul da gerceklesen 60 a yakin buyuk yangin sehrin demografik dagilimini etkilemeye devam etti 1715 yangininda evleri yok olan bircok Yahudi Haskoy un Piri Pasa semtine yerlesti 1740 yanginindan sonra evlerinin tekrar insa edilmesine izin verilmeyen Yahudiler ozellikle Ortakoy Galata ve Uskudar a tasindi 1756 Cibali yangininda 800 den fazla ev kul olunca Yahudiler Galata Ortakoy ve Kuzguncuk a kaymaya basladi Edirne 1751 de Hahambasi secilen Eli Geron zamaninda Edirne de 13 ozerk sinagog bulunmaktaydi Her 1282 gram kaser ete eklenen gabella geliri sadece muhtaclara yardim icin kullanilmak uzere bir fon olusturuyordu Bazi Istanbullu Yahudiler sehrin yabancisi oldugu gerekcesiyle bu vergiyi odemek istemeyince anlasmazlik cikti Bu olay uzerine Sultan bir ferman yayinlayip fakirleri gucendiren bu eylemin derhal kesilmesini ve herkesin vergisini odemesini buyurdu Bazi fermanlar Giysiler 1701 de Daltaban Mustafa Pasa Yahudilerin ve Hristiyanlarin sari ayakkabi ve kirmizi kalpak giymelerini yasakladi 14 Nisan 1729 da III Ahmed Muslumanlar icin imal edilen kavuklarin Yahudilerin kulahlarina benzemeyecek sekilde yapilmasini buyurdu Haziran 1757 de III Mustafa zimmilerin giysilerinin Muslumanlarinkine benzememesi gerektigini emretti Ayni fermanda zimmilerin ozel bir izin olmadikca ata binmesini ve uc cift kurekli kayik kullanmasini yasakladi Evler 12 Temmuz 1725 tarihli fermanla Musluman evlerinin sekiz metreyi zimmi ve Yahudi evlerinin alti metreyi gecemeyecegi bildirildi Sarap ve uzum satisi I Mahmud 28 Ocak 1732 tarihli fermanla sarap ve rakilarin Yahudi gemilerine yuklenmesini yasakladi Yahudilerin basvurusu uzerine dort ay sonra dini gereksinimlerde kullanilmak ve meyhanede kullanilmamak uzere 10 kg sarap satisina ve nakliyatina izin verildi Ayni Padisah 23 Agustos 1751 de zimmilere bir kadehi dolduracak kadar dahi uzum satilmasini yasakladi Uskudar Baglarbasi mezarligi 1712 yilinda Yahudilere ait Uskudar Baglarbasi mezarligi uzerinde Ermeniler hak iddia edince III Ahmed kapsamli bir arastirma yaptirip bir fermanla mezarligin Yahudilere ait oldugunu belirtti 19 yuzyil dagilma donemiYahudilere etkileri Cezzar Ahmet Pasa Akka da bir mahkemede III Selim Istanbul Yahudi Cemaati nin bahriyeli olarak gorev yapmak uzere orduya Yahudi gondermesini istedi ve boylece Yahudiler ilk defa vatan savunmasinda yer almis oldular Daha sonra 25 Kasim 1804 1 Subat 1808 ve 3 Ocak 1809 tarihlerinde yayinlanan fermanlarla Yahudiler bahriyeli saglamaktan muaf tutuldu Ote yandan Napolyon Filistin Yahudi Cemaati lideri Hayim Farhi ile temasa gecip bazi vaatlerde bulunduysa da Farhi bu vaatleri geri cevirip Akka savunmasinda yer aldi 1790 dan beri danismanligini yaptigi Cezzar Ahmet Pasa tarafindan 1804 te burnu kesilip gozleri oyularak hapse atildi Ayni yil Cezzar in olumunden sonra hapisten cikarilan Farhi yaninda buyutup vali sectirdigi Abdullah Pasa tarafindan bogdurularak olduruldu 1807 de Osmanli hukumeti Rusya ya savas ilan etti Ruslarla muttefik olan Ingilizler Istanbul onlerine demirledi Hukumet savunmasini saglamlastirmak amaciyla Istanbul etrafina hendek kazilmasi icin vatandaslari yardima cagirinca Yahudiler bir Sabat gunu olmasina aldirmayarak yardima kostu Sultan II Mahmud donemi 1808 1839 II Mahmud un portresi 1821 Yunan Isyani arifesinde donanmanin kuvvetlendirilmesi icin bahriyeli sayisini artirma karari alan hukumet Istanbul Yahudi Cemaati ne basvurarak Haskoy ve Balat tan da orduya katilacak 30 ar Yahudi istedi Fener Ortodoks Patrigi Gregoryos un ayaklanmayla ilgisi oldugu anlasilinca Patrikhane kapisina astirildi Galante nin anlattigina gore infazda yer alan Sadrazam Benderli Ali Pasa kalabalikta Yahudiler gorunce iste sizin ve bizim dusmanimiz asildi deyip cesedin denize atilmasini emretti Mutal Bicaci ve Levi ismindeki uc Yahudi Sadrazam in istegini yerine getirince bundan gucenen Mora Rumlari oc almak icin bircok Yahudi cemaatine zarar verdi 15 Haziran 1826 da Vaka i Hayriye ile yenicerilerin kaldirilmasi Yahudiler icin yeni bir donemin baslangici oldu Son yillarda tamamen yozlasan yeniceriler sudan bahanelerle Yahudi mahallelerini yagmalayip haksiz kazanclar sagliyordu Liberalligiyle bilinen II Mahmud soyle demistir Muslumanlarin ancak camilerde Musluman Hristiyanlarin ancak kiliselerde Hristiyan Yahudilerin de ancak sinagoglarda Yahudi olmalarini Tanri ya bagliliklarini ifade ettikleri bu yerlerin disinda herkesin ayni siyasi haklardan ve himayemizden istifade etmelerini isteriz Uc maliyeci Yahudiler hakkinda olumlu gorusleri bulunan II Mahmud un Yesaya Isaiah Aciman Ezekiel Gabay ve Behor Karmona isimli uc Yahudi maliyeciyi idam ettirmesi dikkat cekicidir Idamlarin Yeniceri ocaklarinin kaldirilmasiyla ilgili oldugu dusunulmektedir Isaiah Aciman Aciman ailesinden son olarak Isaiah Aciman 1808 de banker oldu Yenicerileri destekledigi iddiasiyla 1820 de servetine el konulan Aciman Kibris a suruldu Yeniceri ocaklarinin kaldirilmasindan sonra da idam edildi Ezekiel Gabay 1811 yilinda Bagdat Valisi Kucuk Suleyman Pasa nin liderligindeki ayaklanmayi bastirmakla gorevli Talat Pasa ya buyuk yardimlari bulunan Ezekiel Gabay Saray a Sarrafbasi olarak atandi Saray da nufuz sahibi olan Ermeni asilli Allahverdioglu ile Gabay arasinda gerginlik mevcuttu Yunan isyancilarla iliski kurmakla suclanan Allahverdioglu asildi ve Artin Kazas Rodos a suruldu Artin Kazas Behor Karmona araciligiyla surgunden donup gorevine donunce Saray daki Ermeni nufuzu tekrar eski kudretine kavustu Kazas ve Abdullah Pasa nin entrikalari sonucu yenicerilere para sagladigi gerekcesiyle Gabay once 1826 da Bostanci da hapsedildi ardindan Antalya ya surulup idam edildi Behor Karmona Celebi lakabiyla anilan Behor Karmona nin buyukbabasi III Selim in baba olarak hitap ettigi ve mali konularda tavsiye aldigi Moiz Karmona bir banka kurdu ve olunce yerine torunu Behor gecti Yeniceri ocaklarinin para islerini de yuruten Karmona maaslari kontrol eder Yeniceri agalarina avans verirdi Onceden surgune gonderilen fakat Behor Karmona nin araciligiyla surgunden donup gorevine devam eden Artin Kazas II Mahmud ile Karmona nin yalisinin onunden gecerken Behor un Muslumanlara alkollu icki sattigini anlatti Buna sinirlenen II Mahmud ofkesini uc kelimeyle dile getirdi Oyleyse tez olmelidir Celebi Behor Karmona Sabat a denk gelen 14 Nisan 1826 gecesi Kidus duasi okunduktan sonra cellatlar tarafindan ailesi onunde bogdurtuldu Sultan Abdulmecid donemi 1839 1861 Kan iftirasi aleyhine ferman yayinlayan Sultan AbdulmecidVikikaynak ta Abdulmecid in fermani Ramazan 1256 Ekim 1840 ile ilgili metin bulabilirsiniz Abdulmecid doneminde Yahudi Basini dogdu 1843 te ilk Ladino gazete olan La Buena Esperansa Iyi Umit Izmir de Rafael Uziyel Pinserle tarafindan yayimlanmaya baslandi Ayni kisi 1846 da Saaret ha Mizrah i Dogu nun Kapilari yayimladi Istanbul un ilk Yahudi gazetesi ise 1853 te Kirim Savasi nda cepheye gidenlerden haber bekleyenlerin ihtiyacini karsilamak uzere 1853 te matbaaci Leon Haim de Kastro tarafindan Ladino diliyle Or Israel Israilogullarinin Isigi adiyla yayimlandi Bugunun gazete kriterlerine uygun ilk gazete 1860 ta Yehezkiel Gabay in baslattigi El Jurnal Israelit tir 1847 yilinda Yahudi genclerin kaser yemek bulamamalari nedeniyle okula devam edemedigini ogrenen Abdulmecid Kuleli Askeri Lisesi nde haham gozetiminde kaser mutfak acilmasini ve Yahudi ogrencilerin Cumartesi okula gelmemelerini emretti Ayrica Abdulmecid 12 Mart 1857 tarihli fermanla Yahudilerin hastane kurmalarina izin verdi 1840 yilinda Sam ve Rodos ta gerceklesen buyuk capli kan iftirasi olaylari nedeniyle Abdulmecid 28 Ekim 1840 ta bir ferman yayinlayip Yahudilerin rahat birakilmasini emretti Yahudi dinini tetkik ettirdigini Yahudilerin hayvan kani bile kullanmadiklarinin sabit oldugunu dolayisiyla bu tip iftiralara inanilmamasi gerektigini ve Yahudilerin Gulhane Hatt i Serifi ile taninan tum haklardan istifade ile ibadetlerinde rahatsiz edilmemelerini Sultan Abdulaziz donemi 1861 1876 Osmanli Yahudilerinde aydin bagnaz cekismesi 19 yuzyila girildiginde Osmanli Yahudileri yabanci dil ogrenmeyi dinden cikmak gibi gorecek kadar cehalet icindeydiler Avrupa ile temas halinde olan Avram Kamondo Avrupa daki yeniliklerden kendi cemaatinin de faydalanmasini istediginden 1830 larda cemaatin laik yonetimini eline aldi Kamondo Turkce Fransizca ve Ibranice nin okutulacagi bir ilkokul fikrini Piri Pasa da 23 Kasim 1854 te hayata gecirdi Ancak Haham Isak Akris ve Salomon Kamhi nin basini cektigi bagnazlar din elden gidiyor feryatlariyla Fransizca ve modern egitimi ortadan kaldirmaya calisti Akris yanlisi iki kisinin 1 Kasim 1862 de Kamondo nun yalisini basmasiyla baslayan olaylar Haham Akris in hapsedilmesi bazi hahamlarin dilekce sunmasiyla Akris in serbest birakilmasi ve Hahambasi Yakup Avigdor un gorevden alinmasiyla devam etti Hahamhane Nizamnamesi Yahudiler arasindaki anlasmazliklardan bezen Padisah Edirne Hahambasisi Yakir Geron u Istanbul Hahambasisi olarak atadi ve Yahudi cemaatinin bir reform tasarisi duzenleyerek hukumete sunmasini istedi Hahamhane Nizamnamesi nin hazirlanmasi icin 12 laik 4 hahamdan olusan bir komisyon secildi Hahamhane Nizamnamesi 15 Mayis 1865 te yururluge girdi Bes bolumden olusan nizamnamede 48 madde bulunmaktaydi Ana bolumler sunlardir Hahambasinin secimi Hahambasinin gorevleri Genel Kurul un secimi ve gorevleri Laik Kurul un secimi ve gorevleri Dini Kurul un secimi ve gorevleri Nizamnameye gore Hahambasi 30 ila 70 yaslari arasinda olmaliydi Genel Kurul 60 i laik 20 si dini olmak uzere 80 uyeden olusmaktaydi Dini Kurul Genel Kurul tarafindan secilen 7 hahamdan Laik Kurul ise Genel Kurul tarafindan iki yilligina secilen 8 uyeden olusmaktaydi Bu nizamname Istanbul Hahambasiligi icin tasarlanmis olsa da diger hahambasiliklara emsal teskil etmistir Hahambasilik kurumu Hahambasi sinirlari gelenek veya yasalarla belirlenmis belirgin bir yorenin dini lideridir Istanbul un fethinden sonra Yahudiler tarafindan odenen vergilerden biri bir Hahambasi ya sahip olma hakki veren Rav akcesi ydi ancak Eliyahu Mizrahi nin vefatinin ardindan bu verginin odenmesi durduruldu Sefarad Yahudileri Romanyot bir Hahambasi istemediklerinden bu vergiyi odemediler Romanyotlarin kendilerine ait bir Hahambasisi bulunurken Sefaradlar bu ayricaliktan mahrum kaldilar Osmanli Imparatorlugu nda asirlar boyunca Yahudileri Saray da temsil eden resmi biri bulunmadi 22 Subat 1825 tarihli Takvim i Vekayi gazetesi Rum ve Ermeniler gibi Yahudilerin de Saray nezdinde resmen taninmasi icin Sultan dan rica ettiklerini yazar II Mahmud bu talebi kabul edip Hahambasiligi resmen tanimis oldu Ilk resmi Hahambasi Abraham Levi nin olumunun ardindan bu mevkiye Samuel Haim getirildi fakat yabanci uyruklu oldugu anlasilinca gorevden alindi Samuel i Mose Fresko Yakov Bahar David Haim Hakohen ve Yakup Avigdor takip etti Mesrutiyet oncesi iki Hahambasi Yakup Avigdor Uzun yillar boyunca dini mahkemelerde hakimlik yapmis olan 1794 dogumlu Yakup Avigdor 1860 ta yani 66 yasinda Genel Hahambasi secildi Kamondo Akris cekismesinde etrafi sakinlestirmeye calisan Avigdor bkz Kamondo Akris cekismesi bir sorusturma komisyonunca aklandi fakat yasi nedeniyle Temmuz 1863 te gorevinden alindi Yakup Avigdor 1874 te 80 yasinda oldu Yakir Geron Yakir Geron u huzuruna kabul eden III Napolyon un esi Imparatorice 1813 dogumlu Edirneli Yakir Geron 1835 te Edirne Hahambasisi oldu 1846 daki Edirne yangininda hasar goren sinagoglarin tadilati icin Padisah in ferman cikarmasini saglayan Yakir Istanbul Yahudilerinden topladigi bagislari yanginda evsiz kalan Edirne Yahudilerine dagitti Ayni yil Yakir ucuncu derece Mecidiye Nisani ile onurlandirildi Abdulaziz Yakup Avigdor un gorevden alinmasinin ardindan 19 Temmuz 1863 te verdigi kararla Edirne Hahambasisi Yakir Geron un Istanbul Hahambasisi olmasini ve Hahamhane Nizamnamesi nin hazirlanmasini emretti Yakir Geron 10 Agustos 1863 te duzenledigi toplantida cemaati birlik ve ahenge davet edip uyulmasi gereken esaslari hazirladi ve bu esaslara uymayanlarin cezalandirilacagini belirtti 1866 da bagnaz Haham Isak Akris in muridi Salomon Kamhi nin Karaylara saldiran Melehet Selomo isimli kitabini toplatip Kamhi yi ahengi bozma gerekcesiyle cezalandirdi 7 Ekim 1869 da Sultan Abdulaziz i ziyaret eden III Napolyon un esi Eugenie de Montijo Yakir Geron u huzuruna davet etti ve Yakir in Yahudi Ispanyolcasi konusmasi Imparatorice yi etkiledi ve soyle konustu Misafiri bulundugum bu ulkede ana dilimi bulmak ve konusmak ne saadet Yakir Geron a yoneltilen en onemli elestiri Izmir Hahambasisi Haim Palaci ye karsi tavridir Kendisinin baskanlik ettigi bir toplantida Palaci nin fikirlerine daha cok onem verilmesi bir kiskanclik yaratti ve Geron Palaci ye karsi cephe aldi Haim Palaci nin aleyhine harekete gecmesini firsat bilen Geron hukumete basvurup Palaci nin cezalandirilmasini istedi 1870 te birinci derece Mecidiye Nisani ile onurlandirilan Yakir Geron 1872 de Laik Kurul icindeki anlasmazliklardan sikilinca istifa etti Kudus e yerlesip bir yesiva kuran Geron 11 Subat 1874 te oldu Sultan II Abdulhamid donemi 1876 1909 Istanbul Konferansi Konferansin maddelerinden bazilari gayrimuslimlerin haklarinin guvence altina alinmasiyla ilgiliydi ve bu konferansa sunulan en ilginc belge Dunya Yahudi Cemaatleri nin birleserek 2 Ocak 1877 de sundugu 28 sayfalik muhtiradir Bu muhtiranin 6 ila 8 sayfalarinin ozeti soyledir Yahudiler Osmanli Imparatorlugu topraklarinda daima iyi yasamislardir Turkiye de her zaman Musluman olmayan halka herkes gibi esit muamele uygulanmistir 13 Kasim 1839 ve 1856 Gulhane Hatt i Humayunu nun Osmanli Imparatorlugunda kanun onunde herkesin irk din ayriligi gozetmeksizin esit oldugu belirtilmistir Boylece gayrimuslim halkin haklarinin korunmasinin gorusuldugu konferansa en guzel cevap Yahudilerden gelmistir 1908 Kanun i Esasisi Vikikaynak ta Kanun u Esasi ile ilgili metin bulabilirsiniz Istanbul Konferansi nin ilk gununde ilan edilen Kanun i Esasi Anayasa konferansa katilan devletler tarafindan bir oyalama taktigi olarak gorulse de ulus genelinde coskuyla karsilandi Anayasa nin ilk maddesinde Osmanli Imparatorlugu nun cok yapili cok uluslu bir devlet oldugu belirtilir Kanun i Esasi Osmanli Devleti uyrugu olan herkesi din ve mezhebi ne olursa olsun yasalar onunde esit saymakta din ve ibadet ozgurlugu tanimaktadir Osmanli parlamentosunda gorev alan Yahudi mebuslarin listesi soyledir Istanbul dan Kamondo Bankasi mudurlerinden Avram Aciman Bagdat tan Menahem Salah Daniel Bosna dan Yaver Disraeli Yanya dan Yanya Ticaret Mahkemesi Baskani Davicon Efendi Matatya Levi Ikinci yil gorev almayan Avram Aciman in yerine Istanbul dan Kemal Samuel Molho Selanik ten Avram Heyet i Ayan uyesi olarak Dr Jak de Castro adina da rastlanmaktadir Istanbul Italyan Musevi cemaati Italyan Musevi Cemaati 1838 de Castro ailesinden olen bir kadinin cenaze toreni icin istenen fahis ucret sebebiyle cikan anlasmazlik sonucu kuruldu Eski genel sekreterlerden Leone Piperno nun Mayis 1931 tarihli anilarinda yazdigina gore ise cemaat 1862 de kurulmustur Galante ve Franco Italyan cemaatinin 1864 te orgutlendigini belirtir 1861 de Babiali deki Italya Kralligi temsilicilerine basvuruldu ve kendilerine Italyan vatandasliginin korunmasi kosuluyla cemaatin taninacagi bildirildi Bunun uzerine cemaat kurulus tuzugunu hazirlayip Yabancilar Yahudi Cemaati adini Communita Israelitico Italiana di Istanbul Istanbul Italyan Yahudi Cemaati olarak degistirdi Cemaat yeni kuruldugunda Karakoy deki Zulfaris Sokak ta gayrimenkul edinerek bir sinagog kurdu Sinagogun hahami Bensiyon Levi isimli bir Yahudiydi Bu cemaatin Sisli de barok stilinde bir mezarligi bulunmaktadir Mezarligin kapisinda Italyan Musevi Kabristani yazisi ic kapisindaki plakada Abdulaziz in fermani bulunmaktadir Istanbul sinagoglari ve hayir kurumlari Sinagoglar Yuksek Kaldirim Sinagogu nun ic gorunumu Unkapani ile Ayazma arasinda bulunan sinagog Halici Temizleme ve Guzellestirme programi nedeniyle 18 Temmuz 1985 te yikildi 12 Kasim 1825 tarihli fermanla Ortakoy Etz Ahayim Sinagogu tamir edildi 1890 da Zulfaris Sinagogu Kamondo Bankasi nin verdigi faizsiz 2900 Lira ile tamir edildi 19 yuzyilin ikinci yarisinda insa edilen sinagoglardan bazilari sunlardir Kamondo ailesi tarafindan yaptirilan Buyukdere ve Yenikoy sinagoglari 1900 da Avusturyali Askenazlar icin yaptirilan Yuksek Kaldirim Sinagogu 1895 te yaptirilan Italyan Sinagogu 1899 da insa edilen Hemdat Israel Sinagogu Ayrica Haskoy Musevi Mezarligi nin yetersiz kalmasi uzerine 24 Mart 1837 tarihli fermanla 200 donum eklendi Balat Or Ahayim Musevi Hastanesi Balat Or Ahayim Musevi Hastanesi 5 Eylul 1838 tarihli fermanla Yahudiler ve Karaylara bir hastane insa etme izni verildiyse de maddi imkansizliklar nedeniyle uzun sure bu izinden yararlanilamadi Dr Rafael Delmedico onderliginde Balat ta bir Musevi hastanesi fikri gelisti ve II Abdulhamid in 16 Subat 1896 tarihli fermaniyla insaata izin verildi Hayir kurumlari Kurumun adi Bolgesi Yili AmaciMalbise Anumim Haskoy Fakir muhtaclari giydirmekHaskoy Cocuk Yurdu Haskoy 1883 Fakir ve kimsesiz cocuklara yurt saglayarak Protestan misyonerlerin etkisinden korumakTorat Hessed Haskoy Talmud Tora okuluna yardimHaskoy Kadinlar Komitesi Haskoy 1890 Fakir ogrencilere gida yardimiHa Tikva Balat 1878 Genel hayirseverlikHa Hemla Balat 1891 Hayirseverlik fakir evsizlerin ikameti kucuk esnafa mali destekHahnasat Orahim Haskoy Fakir yolculara yardimAhavat Hessed Ortakoy Fakirlere giyecek yardimiSeror ha Hayim Haskoy 1888 Talmud Tora yetimlerine giyecek yardimiMekor ha Hayim Piri Pasa 1891 Fakir cocuklari giydirmek sakatlara yardim din ve ahlak dersleriGalata Kadinlar Komitesi Galata Muhtac hasta ve hamile kadinlara yardimHessed ve Emet Piri Pasa 1892 Hastalara refakatHessed ve Emet Balat 1892 Genel hayirseverlikOzer Dalim Haskoy Fakirlere yardimSevet Ahim Kuzguncuk Fakir hastalarin tedavisiRofe Holim Ortakoy 1893 Fakir hastalara ilac yardimiIsraelitischer Bruder Verein Galata 1894 Genel hayirseverlikBikur Holim Galata Fakir hastalarin tedavisi ilac ve gida yardimiKaridad i Religion Haskoy 1894 Fakir Talmud Tora ogrencilerine yardimSevet Ahim Yeni Mahalle 1894 Fakir hastalarin tedavisiHevra Kedosa Olulere son saygi ve gomme merasimleriAhavat Hessed Galata 1895 Fakir cocuklari giydirmekBuena Veluntad Haskoy 1896 Alyans Okullari fakir erkek ogrencilerine yardimPerseverensya Haskoy 1896 Alyans Okullari fakir kiz ogrencilerine yardimEsperanza Daghamami 1897 Genel hayirseverlikAskenaz Jimnastik Dernegi Galata SporOzer Dalim Kuzguncuk Fakirlere yardimHamilelere Yardim Dernegi Haskoy Hamile kadinlara yardimAlliance Israelite Universelle AIU Alyans okullari AIU in kurucusu Adolphe Cremieux 1840 taki Sam vakasinin sonucu olarak Fransiz ve Alman Yahudileri birlik olup dini inanclarindan dolayi ayrimciliga maruz kalan Yahudileri nerede olursa olsun korumak amaciyla bir teskilat kurulmasi fikrini ortaya atti Mayis 1860 ta Fransiz yazar ve edebiyatcilari bir araya gelerek Alliance Israelite Universelle AIU isimli cemiyeti kurdu 1861 de 850 olan uye sayisi 1866 da 4610 a ulasti Kurum dunyanin neresinde olursa olsun Yahudilerin karanlik cehalet ve fakirlikten kurtulabilmelerinin ancak dil muspet ilim ve teknik bilgi temellerine dayali cagdas bir egitim sistemi uygulamasi ile mumkun olacagi esasiyla hareket etti Ilk olarak Bagdat ve Sam da kurulan AIU sonralari Volos Edirne Selanik Izmir Istanbul Kavala Safed Uskup Kudus Manastir ve Basra gibi cesitli sehirlere yayildi Bu okullarin maddi ihtiyaclarinin bir kismi AIU fonlarindan bir kismi da durumu musait yerel cemaat yonetimlerinden tedarik ediliyordu Egitim ve kultur alanlarinda yaptigi basarili calismalar yadsinmazken AIU iki konuda tenkit edilmistir AIU in temel dili Fransizca oldugundan Osmanli Yahudileri zamanla Turkceyi ogrenmeyi ihmal etmeye baslamis hatta asirlar boyunca korudugu Ladino dili de yozlasmaya baslamisti Sunulan mali yardimlar hayirseverlik ruhunu koreltmeye basladi Ornegin yardima ihtiyaci olanlara Alyans a git denmeye baslanmisti Alyans okullari Yahudiler icin kurulduysa da Celal Bayar ve Riza Tevfik Bolukbasi gibi Yahudi olmayanlara da kapisini acik tuttu Haziran 1924 te Maarif Vekaleti Yahudi cemaatine anadillerinde mi yoksa Turkce mi egitim gormek istediklerini sordugunda cemaat Turkce cevabini verince Fransa daki genel merkezle baglar koptu ve okullar Maarif Vekaleti ne baglandi Yasam Askerlik gorevi II Abdulhamid 1893 yilinda Hahambasi Mose Levi yi huzuruna cagirarak Yahudilerin orduya katilmasi arzusunu dile getirdi Bundan seref duyan Mose Levi konuyu Dini Kurul a tasidi ve Kurul bunu memnuniyetle onayladi Ilk konsolosluklar Osmanli Imparatorlugu ilk konsoloslugunu 1806 da Londra da acti Ilk Osmanli konsolosu Rum bir kaptan olan Giritli Todori Subat 1807 de gorevinden ayrilinca bu makama ayni yilin Mart ayinda Isak Natali isimli bir Osmanli Yahudisi atandi Abdulmecid i agir bir hastaliktan kurtaran Dr Sigmund Spitzer 1857 de once Viyana Elciligi Kancilaryasi na sonra da Napoli Siyasi Misyon Sefligi ne atandi 19 yuzyil sonlarinda aralarinda Napoli Konsolos vekili Nesim Gurcu once Cenevre ve sonra Volos Konsolosu Israel Cohen Braila Konsolos vekili Vitali Rossano once Sunna ve sonra Trieste Konsolos vekili Moiz Hanalel in bulundugu bazi Osmanli Yahudileri Osmanli Konsolosu veya vekilligi gorevi ustlenmistir Turk Yahudi basini Turk Yahudi gazeteleri yayinlandiklari dilin farkliliklarina ragmen hem Osmanli hem Cumhuriyet doneminde hep milli cikarlarin yaninda yer almistir Ayrica bu gazeteler Sefaradlarin Osmanli ya kabulunun 400 yildonumunde yani 1892 de baslattigi yayin kampanyasiyla bu olayi yurtdisindaki Yahudilere tasimayi basarmistir Turk Yahudi basini Turk Kurtulus Savasi sirasinda da ulusal tezlerin yurtdisina aktarilmasina kendi capinda katkida bulunmustur Dogal afetler Imparatorluk her yuzyilda oldugu gibi 19 yuzyilda da deprem yangin ve salgin gibi felaketlerden nasibini aldi Deprem28 Haziran 1894 teki Istanbul depreminde Yahudiler arasinda da buyuk capli can ve mal kayiplari oldu Yangin1804 Haskoy yangini 11 sinagogu kul etti 1833 Haskoy yangini 5000 Yahudinin 1000 evini yuttu 1841 Izmir yangini Yahudi mahallesinin buyuk kismini yok etti 1865 Ortakoy ve Balat yanginlarinda 1500 Yahudi evsiz kaldi 1872 Kuzguncuk yangini 7 saat icinde Yahudilerin 196 evini iki okulunu ve iki sinagogunu kul etti 1874 Balat Hevra Sokagi yangininda Hevra Sinagogu bir yesiva bir okul 70 ev ve 35 dukkan yok oldu 1890 Selanik yangininda Yahudilerin 2000 evi yandi Yahudilerin buyuk hasar gordugu onemli diger yanginlar 1859 Manisa Carsisi 1872 ve 1876 Nazilli 1884 Tire ve Yahudi mahallesini tamamen yok eden 1897 Manisa yanginlaridir Salgin Veba kolera ve cicek gibi salgin hastaliklar en cok Yahudilerin ucte ikisinin yasadigi Haskoy u etkiledi 1894 te Bursa da patlak veren kolera salgini Dr Isak Fernandez ve ismi bilinmeyen Kuzguncuklu bir Yahudi doktor tarafindan kontrol altina alinabildi Hahambasi kaymakami Mose Levi Hahambasi Yakir Geron un istifa etmesi uzerine Sadrazam Mahmud Nedim Pasa Laik Kurul a derhal bir lider atanmasini istedi Mahmud Nedim Pasa nin 9 Mayis 1872 tarihli bu tezkeresine dayanarak Laik Kurul yeni bir Hahambasi secmek icin 19 Mayis 1872 de bir araya geldiyse de 6 uyenin istifa etmesi sonucu toplanti yarim kalip ertelendi 12 kisilik gecici kurulun ikinci toplantisi Ahrida Sinagogu nda gerceklesti ve oy cokluguyla Mose Levi Hahambasi Kaymakami secildi Mose Levi boylece hem Istanbul Hahambasisi hem de Togarma Turkiye Hahambasi Kaymakami sifatlarina mazhar oldu Mose Levi Kuzguncuk ve Piri Pasa ilkokullarini acip AIU Istanbul Komitesi calismalarina hiz ve duzen getirdi Amaci muhtaclarin giyim ihtiyacini karsilamak olan Malbise Anumim hayir kurumunu teskilatlandirdi Ancak cemaat giderlerindeki savurganlik ve Ariha toplantisindaki basarisizlik sonucu ucret ve yardim odemelerinin aksamasi Istanbul Yahudilerinde ve aydinlarda huzursuzluk yaratti Mose Levi Temmuz 1908 de Ikinci Mesrutiyet in ilanindan sonra istifa etmek zorunda kaldi 19 yuzyil sonunda Izmir 19 yuzyilin ikinci yarisinda Osmanli topraklarindaki Yahudiler icin kayda deger olaylardan biri Istanbul Paris ve hatta Viyana Yahudi basininda da yer alan bas kahramani Izmir Hahambasisi Haim Palaci olan Izmir Yahudi cemaatindeki anlasmazliktir 1852 de Izmir Hahambasisi olan 1788 Izmir dogumlu Haim Palaci nin kimsenin fikrini almadan cemaati yonetmesi ve yakin cevresinin uygunsuz tasarruflari cogunlugu rahatsiz ediyordu Kasim 1865 te secilen yeni kurul idari personeli degistirdi ve katki paylarini adil esaslara oturttu Iyi niyetle goreve baslayan kurulun omru uzun surmedi ve birkac ay sonra eski yoneticiler tekrar koltuklarina gecmeyi basardi Suisitimalleri engelleyemeyen Palaci cozumu gabella vergisini iptal etmekte buldu ve bunun uzerine kazanclari kesilen gabelleros lar Palaci ye karsi kampanya baslatti Bab i Ali nin istegi uzerine Izmir deki durumu inceleten Istanbul Hahambasisi Yakir Geron Palaci yi gorevinden alma emri verdiyse de Izmir Valisi talimati yerine getirmeyerek Palaci nin gorevini gecici bir sure askiya aldi Taraftarlarinin Istanbul ve Izmir deki gosterileri uzerine Palaci omur boyu makaminda kalmak uzere gorevine geri dondu Haim Palaci nin 9 Subat 1868 de olumunun ardindan Manisa Hahambasisi Yosef Hakim Haziran 1868 de Izmir Hahambasisi olarak atandi Yosef Hakim in Yahudi okullarinda Ibranice disinda yabanci dil ogretilmemesi gibi tutucu tavirlari kitleleri karsisina almasina neden oldu ve Sultan a iletilen 15 000 Izmir Yahudisi imzali dilekceyle gorevinden azledildi Yosef Hakim in ardindan 7 Ekim 1870 te Avram Palaci Izmir Hahambasiligina atandi Haim Palaci ile Ikinci Derece Mecidiye ve Ucuncu Derece Osmaniye Nisanlarina sahip Avram Palaci nin onlarca eseri bulunmaktadir 19 yuzyil sona ererken Kimseye bagli olmadigi icin gercekleri oldugu gibi ifade edebildigini belirten Fransiz seyyah Albert Renouard 1881 de Istanbul u ziyaret edisinde edindigi izlenimlerle Yahudilerin durumunu soyle ozetlemektedir 50 000 i Avrupa 40 000 i Filistin de olmak uzere 100 000 i Asya Turkiye sinde ceman yaklasik 150 000 Yahudi Sultanlarin Imparatorlugunda Hazreti Musa nin dinini uygulamakta Musluman Cemaatler ile ayni haklardan yararlanan Yahudiler kendilerini Bab i Ali de temsil eden bir Hahambasi tarafindan yonetilirler Tutucular ile laikler arasinda son yirmi yildir sure gelen mucadeleden en cok aci ceken toplum olmuslardir o kadar ki Hahambasilik makami hala bos olup siradan bir haham tarafindan vekalet edilmektedir Turkler ile Rumen Rus ve Yunanlarla olduklarinin tersine mesut bir yasam suren Yahudiler Sultan in tahtinin golgesinde hur ve endisesiz yasamaktalar Ruslarin ve Rumlarin zulmunden kacan Yahudilere actigi kucak Turkiye ye onur vermektedir Musluman Turkiye Hristiyan ulkelerden daha hosgorulu ve misafirperver oldugunu kanitlarken zaman zaman vatandaslarinin vicdanini tetkike egilen bazi hukumetlerin bulundugu Avrupa ya da bu konuda bir ders vermektedir Osmanli Hukumeti yalnizca kendi vatandaslarinin din ve vicdan hurriyetini tanimakla kalmayip diger ulkelerden gelen ve ozerk cemaatler olusturan tum Yahudilere de kapilarini acik tutmaktadir Hem Bulletin de l Alliance da yayinlanan hem de 1890 li yillarda Osmanli Imparatorlugu nda yasayan Yahudilerin konu edildigi raporlarin ayrintilarindan da anlasildigi uzere 19 yuzyilin sonlarinda da Osmanli Imparatorlugu Yahudiler icin guven icinde yasadiklari sulh ve huzur limani olmaga devam etmistir Dipnotlar Topkapi Sarayi Hazine Dairesinde bulunan 149 sayfalik Fatih Sultan Mehmet Vakfiyesi Kasaplik vergisi kasap akcesi sarraflik vergisi sarraf akcesi yave ve benzeri vergiler Frenk Ibrahim Pasa Pargali Ibrahim Pasa Makbul Ibrahim Pasa veya Maktul Ibrahim Pasa olarak anilir M Franco ya gore Rum Galante ye gore Ermeni de olabilir Bu fermanin orijinali 500 Yil Vakfi Turk Musevileri Muzesi nde sergilenmektedir Istanbul 1515 Istanbul 1516 M Franco ya gore Almanya nin Udna sehri Moshe Sevilla Sharon a gore tip tahsilini Krakov da yapmistir Rosanes e gore 1556 yilinda M Franco ya gore 1629 da Yahudi Ansiklopedisi EJ 9 Av tarihinin Mesih in Buyuk Tapinak in yikilis yildonumunde gelecegi inancina uymasi icin yakistirilmis olabilecegi ihtimali uzerinde durmaktadir Anoten olarak adlandirilan bu gelenege gore belirli gunlerde sinagoglarda okunan Vatanin Ulusun ve Devlet Baskani nin tum felaket ve sikintilardan korunmasi bekasi ve basarisi baris ve guzelligin her zaman bizimle olmasini niyaz eden Sukran Duasi Gercek adi yerine Adonenu Malkenu yarum hodo Tanrimiz ve Kralimiz azametin ve hasmetin yuceltile kelimelerinin bas harflerinden olusan Amirah deyimi kullaniliyordu Sonradan muritleri tarafindan Migdal Oz Guc kulesi olarak adlandirilmaya baslandi Galante ye gore Koprulu Mehmed Pasa Dr Lehman a gore Koprulu Fazil Ahmed Pasa Mehmed Pasa 15 Eylul 1656 dan 29 Ekim 1661 e Fazil Ahmed Pasa da 30 Ekim 1661 den 2 Kasim 1676 ya kadar Sadrazamlik yaptilar Balat Lonca Sinagogu na ait 1912 tarihli bir Zekat Tzedaka Kumbarasi 500 Yil Vakfi Turk Musevileri Muzesi nde teshir edilmektedir Mayorka Aragon Katalonya Sevilya Portekiz veya Evora Italya Sicilya Pulya Buda Kefalonya Istanbullu Alman ve Gerus sinagoglari Fermanin orijinali 500 Yil Vakfi Turk Musevileri Muzesi nde gosterilmektedir Laik uyeler Aron Alfandari Nesim Barnatan Avram Benzonana Yuda Eskenazi Nesim Gabay Haim Hatem Heskiya Karmona David Karmona Samuel Molho Simon Salmona Avram Salti Menahem Yakir Ruhani uyeler Yakov Bardavid Samuel Danon Yakov Eli Yakir Geron Anadilden kasit Ladino degil Ibranice idi Uzerinde Grand Rabbin a Constantinople yazan Mose Levi nin muhru 500 Yil Vakfi Turk Musevileri Muzesi nde sergilenmektedir Istanbul da Journal Israelite Paris te Archives Israelite Viyana da El Nacional ve Dragoman Yonetim Kurulu uyeleri Avram Henriques Baskan Yakov Melamed Mose Mordoh Ishak Sidi David Kohen Avram Roditi Mose Sion David Taranto Isak Danon ve Habib Nesim KrespinSozluk Aralarinda Evliya Celebi nin de bulundugu bircok tarihci Galata isminin Rumca sut anlamina gelen galaktos dan geldigini savunmaktadir Galata sutculerin ikametgahi ve sut urunlerinin pazar yeriydi Pidyon Sevuyim Gocmen satin alma tazminati Talmud un en onemli mitsvalar arasinda saydigi bu zorunluluk Rambam tarafindan fakirlere yardimdan da oncelikli sayiliyordu Halaha da bu konuyu duzenleyen ayrintili kurallar mevcuttur Kahya Farsca ked huda kelimesinden Sar Prens La Senyora Ladino ve Ispanyolcada hanimefendi anlamina gelir Giveret Ibranice de hanimefendi anlamina gelir Semiha Diploma Sahadetname dinsel islerde yetki belgesi Takanot Bazi bilge din adamlarinin belirgin dini konulardaki kurallarda yaptiklari duzenlemeler Gabella Kaser et kesim ve satis hakki elde etmek isteyen kasaplarin Hahambasiliga odedigi ucret Ariha Osmanli doneminde her cemaat mensubunun cemaat vergi veya giderlerine katki payi olarak sahip oldugu servete gore belirlenen ve her yil Pesah arifesinde Hahambasiliga odenmesi mutat olan aidatKaynakca Guleryuz 2012 s 21 a b Guleryuz 2012 s 47 a b Guleryuz 2012 s 98 a b c d Guleryuz 2012 s 121 a b c Guleryuz 2012 s 151 a b Guleryuz 2012 s 182 a b c d e f g h Guleryuz 2012 s 172 a b Galante 1932 s 9 Galante 1947 s 8 Sevilla Sharon 1982 s 19 Guleryuz 2012 s 22 Guleryuz 2012 s 23 Franco 1897 s 28 Franco 1897 s 26 a b Franco 1897 s 29 Guleryuz 2012 ss 25 26 Franco 1897 s 31 Galante 1941 s 3 Sehsuvaroglu 1953 ss 29 30 Galante 1941 s 49 Guleryuz 2012 s 29 Galante 1931 s 166 Sevilla Sharon 1982 s 26 Galante 1931 ss 163 166 Guleryuz 2012 s 30 Epstein 1980 ss 26 27 Guleryuz 2012 ss 31 32 Golub amp Green 1944 s 70 Franco 1897 s 37 Guleryuz 2012 ss 39 40 Sevilla Sharon 1982 s 29 Aboab amp 17 yy s 9 Guleryuz 2012 s 40 a b Guleryuz 2012 s 41 Roth 1980 s 279 Guleryuz 2012 s 43 a b Guleryuz 2012 s 46 a b Galante 1941 s 8 Galante 1941 s 116 Genel Bilgi Ansiklopedisi s 1177 a b Guleryuz 2012 s 48 Franco 1897 s 49 Rosanes amp 1930 1945 ss 178 180 C 2 Galante 1932 s 96 Kocu 1954 Fasikul 13 Galante 1932 s 28 Shmuelewitz 1984 s 125 Galante 1932 ss 29 30 a b Epstein 1980 s 24 Guleryuz 2012 s 49 Molho 1938 s 21 Graetz 1894 s 544 c IV Ch XVI Graetz 1894 ss 567 579 Galante 1931 s 184 Guleryuz 2012 s 52 Bardakci 1983 7 Mayis 1983 Una mirada a la Historia Otomana con la buena venida del sultano a Salonica y algunos otros articolos acogiado tocante el mismo empero Salonica 1860 Sevilla Sharon 1982 s 49 Franco 1897 s 47 Rosanes amp 1930 1945 ss 230 232 C 2 Not III Galante 1986 s 252 C 4 a b c Guleryuz 2012 s 55 Carmoly 1844 ss 158 159 Gross 1909 s 8 Marcus amp EJ s 1248 Vol 7 a b Guleryuz 2012 s 57 Nicolay 1576 ss 239 240 Heyd 1963 s 160 Gross 1909 s 12 Epstein 1980 s 87 Gross 1909 s 13 Heyd 1963 s 168 Terzioglu 106 ss 222 227 Dedeoglu 1986 6 Temmuz 1986 Gross 1909 s 3 a b Guleryuz 2012 s 61 Marcus amp EJ s 1249 Vol 7 Franco 1897 s 57 Roth 1980 s 312 Sevilla Sharon 1982 s 33 a b c Guleryuz 2012 s 63 Guleryuz 2012 s 64 Roth 1980 s 836 a b Guleryuz 2012 s 65 Franco 1897 s 56 Roth 1980 s 140 Nasi Joseph EJ Vol 12 a b Roth 1980 s 837 Nasi Joseph EJ Vol 12 Guleryuz 2012 s 66 Franco 1897 s 62 a b Galante 1941 s 11 Graetz 1894 ss 594 595 Vol 4 Ch 17 Galante 1986 s 307 C 8 Galante 1941 s 12 Galante 1986 s 308 C 8 a b c Kocu 1954 Fasikul 21 Guleryuz 2012 ss 68 69 Franco 1897 s 65 Lamartine 1991 s 501 C 1 Franco 1897 s 66 a b c d Roth 1980 s 732 Ashkenazi Solomon EJ Vol 3 Galante 1986 s 86 C 9 Franco 1897 s 68 Sevilla Sharon 1982 s 37 a b c d e Guleryuz 2012 s 72 Guleryuz 2012 ss 72 73 Guleryuz 2012 s 73 Charriere 1848 s 832 Vol III Franco 1897 s 75 Galante 1941 s 13 Galante 1941 ss 114 116 Guleryuz 2012 s 74 a b c d e Guleryuz 2012 s 75 a b c Guleryuz 2012 s 76 a b c Guleryuz 2012 s 77 Galante 1986 s 28 C 9 a b Guleryuz 2012 s 78 Sertoglu 1969 s 47 Sevilla Sharon 1982 s 4 Galante 1986 s 13 C 9 a b c Guleryuz 2012 s 81 Guleryuz 2012 s 82 Guleryuz 2012 s 84 Ed St Alkabez EJ Vol 2 s 365 Guleryuz 2012 ss 84 85 Rabinowitz amp EJ s 194 Vol 5 Franco 1897 s 74 Guleryuz 2012 s 85 Guleryuz 2012 s 86 a b c Guleryuz 2012 s 87 Sevilla Sharon 1982 s 46 Franco 1897 s 76 a b Guleryuz 2012 s 88 Kupfer amp EJ s 785 Vol 15 a b Guleryuz 2012 s 89 a b c Guleryuz 2012 s 90 a b Guleryuz 2012 s 91 Shmuelewitz 1984 s 180 Guleryuz 2012 ss 92 93 a b c d Guleryuz 2012 s 93 Galante 1942 s 75 Epstein 1980 s 69 Guleryuz 2012 s 94 a b Dernschwam 1992 Karahan 1981 19 Temmuz 1981 Lewis 1984 s 142 a b c Guleryuz 2012 s 99 Sevilla Sharon 1982 s 53 Franco 1897 s 94 a b c d e Guleryuz 2012 s 101 Govsa amp SS s 20 Guleryuz 2012 s 102 Guleryuz 2012 ss 102 103 Scholem amp EJ s 1226 Vol 14 a b Guleryuz 2012 s 104 Govsa amp SS s 33 a b c Guleryuz 2012 s 105 Guleryuz 2012 s 106 Galante 1986 s 200 C 8 Guleryuz 2012 s 108 Galante 1941 s 16 Galante 1986 s 92 C 9 Lehman 1992 Mayis 1992 Galante 1941 s 19 Rosanes amp 1930 1945 s 398 C IV Sehsuvaroglu 1953 s 87 Galante 1942 s 177 Galante 1942 s 216 Galante 1942 s 194 a b Galante 1942 s 137 Guleryuz 2012 s 112 a b Galante 1941 s 64 Galante 1942 s 138 a b Guleryuz 2012 s 113 Celebi 1976 s 327 C 1 Refik 1988 s 85 Galante 1931 s 164 Yuhanna 1 11 2 8 Reinach 1885 ss 235 238 Galante 1986 s 253 C 2 a b Guleryuz 2012 s 115 Galante 1986 s 258 C 2 Galante 1986 s 282 C 2 Guleryuz 2012 ss 115 116 a b Guleryuz 2012 s 116 a b c d Guleryuz 2012 s 117 Febvre 1890 s 97 a b Guleryuz 2012 s 118 a b Haim amp Geller amp EJI s 1093 Galante 1941 s 159 a b c Guleryuz 2012 s 124 Lazar amp EJ s 1349 a b Guleryuz 2012 s 125 Oztuna 1992 20 Nisan 1992 Guleryuz 2012 ss 125 126 a b Guleryuz 2012 s 126 Kam amp ZI s 3 Galante 1941 ss 125 128 Guleryuz 2012 s 128 a b Guleryuz 2012 s 129 Franco 1897 s 119 Haim amp EJF s 1414 Galante 1941 s 21 Schick 1986 s 297 a b Galante 1942 s 55 a b c Guleryuz 2012 s 130 Papo 1967 s 343 Galante 1942 s 52 Hacker 1972 s 43 a b c Guleryuz 2012 s 131 Haim amp Geller amp BOS s 1093 Tuglaci 1985 s 162 Galante 1941 s 54 Haim amp Geller amp EJI s 1092 Guleryuz 2012 s 132 Galante 1941a s 18 Franco 1897 s 118 Galante 1931 s 117 Galante 1931 s 118 Galante 1931 s 1261 127 Galante 1931 s 150 Galante 1931 s 151 Galante 1931 ss 151 152 Galante 1941a ss 13 15 a b Guleryuz 2012 s 138 Galante 1931 ss 28 29 Galante 1931 ss 152 157 Franco 1897 ss 130 131 Galante 1941 s 24 Galante 1941 s 25 a b Galante 1941 s 26 a b c Guleryuz 2012 s 141 a b Guleryuz 2012 s 142 Kazgan 1985 s 58 a b Franco 1897 s 134 Rosanes amp 1930 1945 s 67 C 6 a b Franco 1897 s 133 Galante 1942 s 56 a b Guleryuz 2012 s 143 Rosanes amp 1930 1945 s 69 C 6 Guleryuz 2012 s 144 a b Guleryuz 2012 s 148 Guleryuz 2012 ss 148 149 a b Guleryuz 2012 s 149 Galante 1941 s 205 Guleryuz 1992 ss 117 155 Guleryuz 2003 ss 243 248 Seni 1997 Seni 2010 Tugay 2007 Guleryuz 2012 ss 151 152 Franco 1897 ss 245 248 Sel 1973 Roditi ss 145 166 Journal Israelite 11 Agustos 1863 Franco 1897 s 167 Galante 1941 s 231 Dustur II Hicri 1289 a b c d e f Guleryuz 2012 s 153 a b Guleryuz 2012 s 154 a b Guleryuz 2012 s 155 Galante 1941 s 108 a b Galante 1941 s 129 Guleryuz 2012 s 156 El Nacional 18 Eylul 1874 a b c d Guleryuz 2012 s 157 a b c Guleryuz 2012 s 158 Nacional de Vienne 1867 a b Guleryuz 2012 s 159 Akant 1986 19 Eylul 1986 a b Guleryuz 2012 s 160 Karal 1982 s 392 Guleryuz 2012 ss 160 161 Tunaya 1952 s 29 Tanor 1996 s 20 Kayali 1994 Abraham Elmalek e ait tarihsiz muhtemelen 1950 tarihli notlar Guleryuz 2012 s 162 Franco 1897 s 170 Guleryuz 2012 ss 163 164 a b Guleryuz 2012 s 164 a b Guleryuz 2012 s 165 Guleryuz 2008 ss 26 27 Galante 1941a ss 9 13 Guleryuz 2008 ss 195 196 Guleryuz 2008 s 125 Guleryuz 2008 s 159 Guleryuz 2008 s 149 Guleryuz 2008 s 91 Galante 1931 ss 71 73 a b Guleryuz 2012 s 167 Galante 1931 ss 58 61 Guleryuz 2012 ss 206 207 Ek C a b Guleryuz 2012 s 168 Rodrigue 1990 Dumont 1979 ss 101 135 Guleryuz 2012 s 169 Rodrigue 1990 ss 100 120 Rodrigue 1997 Galante 1941 s 189 Saban 1983 s 85 Cundioglu 2004 30 Ekim 2004 Rodrigue 1990 ss 163 166 a b c Guleryuz 2012 s 170 Franco 1897 s 150 Galante 1941 s 30 Galante 1947 s 122 a b c d e f g Guleryuz 2012 s 173 Franco 1897 s 233 Galante 1942 s 139 Galante 1948 Franco 1897 ss 182 186 a b c Guleryuz 2012 s 174 Salom 18 Mayis 2005 Franco 1897 s 197 Galante 1986 s 14 C 3 a b c d e Guleryuz 2012 s 179 Guleryuz 2012 ss 179 180 a b c Guleryuz 2012 s 180 Galante 1986 ss 18 22 Renouard 1881 ss 246 249BibliyografiAboab Immanuel c 1750 Nomologia o Discursos Legales Portekiz Akant Ilhan 19 Eylul 1986 Yahudi Cemiyetlerinin 1877 de verdikleri muhtira Osmanli Arsivi S 11 Karton 108 D 27 Gunes Bardakci Ilhan 7 Mayis 1983 Biz hic irkci olmamisiz Tercuman Carmoly Eliakim 1844 Histoire des Medecins Juifs Anciens et Modernes Bruxelles Charriere Ernest 1848 Negociations de la France dans le Levant Imprimerie Nationale Paris Cundioglu Ducane 30 Ekim 2004 Uskudar da bir Yahudi Mahallesi Yeni Safak Celebi Evliya 1976 Evliya Celebi Seyahatnamesi Mehmed Zillioglu Sadelestiren Tevfik Temelkuran Necati Aktas Ucdal Nesriyat Cilt 1 Dedeoglu Taner 6 Temmuz 1986 Idrar zorluguna hicaz makami Milliyet Panorama Dernschwam Hans 1992 Lagebuch einer Reise nach Konstantinopl und Kleines Asien Turkce cev Yasar Onen Istanbul ve Anadolu ya Seyahat Gunlugu Kultur ve Turizm Bakanligi Yayinlari Mersin Dumont Paul 1979 Une source pour lietude des Communautes Juives de Turquie les Archives de l Alliance Israelite Universelle Journal Asiatique Tome 267 Paris Epstein Mark Alan 1980 The Ottoman Jewish Communities and their role in the Fifteenth and Sixteenth Centuries Klaus Schwarz Verlag Freiburg Febvre Michel 1890 Le Theatre de la Turquie REJ T 20 Paris Franco M 1897 Essai sur l Histoire des Israelites de l Empire Ottoman Depuis les origines jusque a nos jours Librairie A Dublacher Paris Galante Abraham 1931 Documents Officiels Turcs Concernant les Juifs de Turquie Recueil de 114 lois reglements firmans berats ordres et decisions de tribunaux Traduction francaise Ets Haim Rozio amp Co Istanbul Galante Abraham 1932 Turcs et Juifs Etude Historique Politique Ets Haim Rozio amp Co Istanbul Galante Abraham 1941 Histoire des Juifs d Istanbul despuis la prise de cette ville en 1453 par Fatih Mehmed II jusqu a nos jours 1er Volume Imprimerie Husnutabiat Istanbul Galante Abraham 1941 Appendice a l Ouvrage Documents Officiels Turcs concernant les Juifs de Turquie Istanbul Galante Abraham 1942 Histoire des Juifs d Istanbul despuis la prise de cette ville en 1453 par Fatih Mehmed II jusqu a nos jours 2eme Volume Imprimerie Husnutabiat Istanbul Galante Abraham 1947 Turkler ve Yahudiler Ilaveli Ikinci Baski Tan Matbaasi Istanbul Galante Abraham 15 Haziran 1948 En 1804 un incendie detruisit onze synagogues a Haskeuy LBT Galante Abraham 1986 Histoire des Juifs de Turquie 9 cilt Isis Yayincilik Istanbul Golub amp Green Jacob S amp Alan S 1944 A Short History of the Jews Vol 2 Commission on Jewish Education of the Union of American Hebrew Congregation Cincinnati USA Govsa Ibrahim Alaettin Sabatay Sevi Semih Lutfi Kitabevi Istanbul Graetz Heinrich 1894 History of the Jews Philadelphia 1949 baskisi Gross Henri 1909 La Famille Juive Hamon REJ T 56 Paris Guleryuz Naim A 1992 Istanbul Sinagoglari Ajans Class Reklamcilik Yayincilik Istanbul Guleryuz Naim A Nisan 2003 Dogu nun Rotschild i Kamondo Ailesi Tarih ve Toplum Istanbul Guleryuz Naim A 2008 Turkiye Sinagoglari C I Istanbul Sinagoglari Izzet Keribar fotograf Gozlem Gazetecilik Basin ve Yayin A S Istanbul Guleryuz Naim A Ocak 2012 Bizans tan 20 Yuzyila Turk Yahudileri Gozlem Gazetecilik Basin ve Yayin A S Istanbul ISBN 978 9944 994 54 5 Hacker Joseph 1972 Istanbul Jewry 1750 1870 A Tale of Two Cities The Jewish Museum New York Haim Abraham Fonseca EJ Vol 6 Haim amp Geller Abraham amp Yaacov Istanbul EJ Vol 9 Haim amp Geller Abraham amp Yaacov Istanbul The Boat Owners Society EJ Vol 9 Heyd Uriel 1963 Moses Hamon Chief Jewish Physician to Sultan Suleiman the Magnificent Oriens VI Kam Rusen Ferit Turk azinlik musikicileri Zaharya ve Izak Radyo Mecmuasi C 6 S 66 Karahan Abdulkadir 19 Temmuz 1981 Islam Turk Buyukleri Sokullu Hurriyet Karal Enver Ziya 1982 Non Muslim Representatives in the First Contitutional Assembly Christian and Jews in the Ottoman Empire edited by B Braude and B Lewis New York Kayali Hasan 1994 Jewish Representation in the Ottoman Parliaments yay Avigdor Levi The Jews of the Ottoman Empire Princeton Kazgan Haydar Mart 1985 Osmanli ve Turk Ekonomisinde Sirketlesme Olayi Ekonomide Diyalog S 22 Kocu Resat Ekrem 1954 Turk Zaferleri Milliyet Tarih eki Istanbul Kupfer Ephraim Tam ibn Yahya EJ Lamartine Alphonse de 1991 Osmanli Tarihi cev Serhat Bayram yay H Niyazi Ahmet Banoglu Hasan Tuncay ve Yalcin Toker Sabah Istanbul Lazar Moshe Ladino EJ Vol 10 Lehman Manfred R Mayis 1992 Swedish and Dutch sources regarding Moshed ben Yehuda Bebri an Ottoman Ambassador to Sweden Lewis Bernard 1984 The Jews of Islam Princeton University Press New Jersey Marcus Simon Hamon EJ Molho Michael 1938 Histoire des Israelites de Castoria with Abraham Mevorah Selanik Nicolay Nicholas de 1576 Les navigations peregrinations et voyages faicts en la Turquie Anvers Oztuna Yilmaz 20 Nisan 1992 Musikimizde Museviler 500 Yil Vakfi 20 Nisan 1992 gunu Ataturk Kultur Merkezi nde icra edilen Prof Dr Nevzat Altig yonetiminde Istanbul Devlet Klasik Muzigi Korosu konseri brosuru Papo Rabbi Dr M 1967 The Sephardic Community of Vienna The Jews of Austria essay on their life history on a destruction edited by Josef Fraenkel Vallentine Mitchell London Rabinowitz Louis Isaac Caro Joseph EJ Refik Ahmet 1988 Hicri On Birinci Asirda Istanbul Hayati 1000 1100 Enderun Kitabevi Istanbul Reinach Salomon 1885 Saint Polycarps et les Juifs d Izmir REJ T 11 Paris Renouard Albert 1881 Chez les Turcs en 1881 Editeur Alphonse Lemerre Paris Roditi Edouard Camondo s Way Grand Street Mecmuasi Rodrigue Aron 1990 French Jews Turkish Jews Indiana University Press Rodrigue Aron 1997 Turkiye Yahudilerinin Batililasmasi cev Ibrahim Yildiz Ayrac Yayinevi Ankara Rosanes Salamon Abraham 1930 1945 Korat ha Yehidim be Turkiyah ve Arzot ha Kadem Ibranice 6 ciltlik Turkiye ve Dogu Musevileri Tarihi Roth Cecil 1980 Histoire du peuple Juif Editions Stock Paris Saban Giacomo Ocak Nisan 1983 Ebrei di Turchia Rassegna Mensile di Israel Italya Schick Irvin Cemil Mayis 1986 Osmanlilar Azinliklar ve Yahudiler Tarih ve Toplum Dergisi S 29 Scholem Gershom Shabbetai Zevi EJ Sel Kemal Salih 1973 Turk Masonluk Tarihine ait 3 etut Istanbul Sertoglu Mithat 1969 Osmanli Imparatorlugunda azinlik meselesi Belgelerle Turk Tarihi Dergisi S 25 Istanbul Sevilla Sharon Moshe 1982 Turkiye Yahudileri Tarihsel Bakis Kudus Shmuelewitz Aryeh 1984 The Jews of the Ottoman Empire in the late 15th and 16th Centuries Leiden Sehsuvaroglu Haluk 1953 Asirlar Boyunca Istanbul Saraylari Camileri Abideleri Cesmeleri Cumhuriyet Tarih Ilavesi Istanbul Seni Nora 1997 Les Camondo ou l Eclipse d une Fortune avec Sophie Le Tarnec Actes Sud Paris Seni Nora 2010 Camondolar Bir Hanedanin Cokusu avec Sophie Le Tarnec cev Yaman Aksu Kitap Yayinevi Istanbul Tanor Bulent 1996 Osmanli Turk Anayasal Gelismeleri 1789 1980 Yapi Kredi Kultur ve Sanat Yayinlari Ucuncu Baski Afa Yayincilik Istanbul Terzioglu Prof Dr Arslan 106 Musa Bin Hammun ve onun Dis Tababetine dair Turkce bir kitabi Tarih ve Toplum Dergsisi Sayi 106 Tugay Emine Cigdem amp Mehmet Selim 2007 Kamondo Han Beyoglu A S Istanbul Tuglaci Pars 1985 Osmanli Sehirleri Milliyet Istanbul Tunaya Tarik Zafer 1952 Turkiye de Siyasi Partiler C 1 Ikinci Mesrutiyet Donemi Dogan Kardes Yayinlari Istanbul Ayrica bakinizBizans Imparatorlugu ndaki Yahudilerin tarihi Turkiye de Yahudilik Bursa daki gayrimuslimler Islam hakimiyeti altindaki Yahudilerin tarihi