Hititler ya da Etiler, Tunç Çağı'nda Anadolu yarımadasında devlet kuran bir halk.
Hititler Ḫa-at-tu-ša / 𒄩𒀜𒌅𒊭 | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
y. MÖ 1650-y. MÖ 1190 | |||||||||||
Arma | |||||||||||
En geniş sınırlarıyla Hititler | |||||||||||
Başkent | Hattuşaş, Tarhuntaşşa (II. Muvatalli döneminde) | ||||||||||
Yaygın dil(ler) | Hititçe, Hattice, Luvice, Akadca | ||||||||||
Resmî din | Hitit mitolojisi | ||||||||||
Hükûmet | Mutlak monarşi (eski krallık) Parlamenter monarşi (imparatorluk) | ||||||||||
Kral | |||||||||||
| |||||||||||
Tarihî dönem | Tunç Çağı | ||||||||||
| |||||||||||
| |||||||||||
Günümüzdeki durumu | Türkiye Suriye Lübnan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kıbrıs Cumhuriyeti |
Hititler |
---|
Şehirler / Devletler |
Hattiler · Hattuşaş · Assuwa Birliği · Karya · Amoriler · Tuvana Krallığı · Alişar · Ankuva · Arinna · Arslantepe · Sarissa |
Anadolu tarihi |
Hitit Kralları |
Dil |
Çivi yazısı · Hititçe · Akadca · Luvi dili |
Kültür |
Hitit mitolojisi · Hitit mitolojisi · Hitit Parlamentosu. |
MÖ 3000 yıllarında pek iyi bilinmeyen nedenlerden ötürü güneye doğru göçe başlayan Kuzey Avrupa kavimlerinden birisi olan Hititler, Anadoluya MÖ 2100-2000 yılları arasında Kafkasya üzerinden gelmişler ve Doğu ve Güneydoğu Anadoluya geçmişlerdir. MÖ 2000-1600 yılları arasında, Anadolu'da o dönemlerde hakim olan Hatti ve Hurri beyliklerinin yanı sıra Hint-Avrupalı kavimlere de rastlanmaktadır. Bu dönemlerde Hitit prenslerinin kendilerine çeşitli politik sebeplerle Hattice ve Hurrice ad takmaları kimin yerli halk, kimin Hint-Avrupalı göçmen kavimler olduğunun anlaşılmasını zorlaştırmaktadır.
Günümüzde Hitit olarak adlandırdığımız halk aslında kendine "Nesili" yani Nesice konuşan adını vermiştir. Nesili sözcüğü Kültepe'nin en eski adı olan Neşa'dan gelmektedir. Hititler'in başta politik sebepler olmak üzere, diğer birçok sebepten ötürü bulundukları yeri "Hatti Ülkesi" kendilerini de "Hatti sakini" olarak adlandırmalarından ötürü yüzyılın başında Anadolu'da çalışma yapan bilim insanları, Hititlere Hatti adını koydular.
Boğazköy'de 1910'lu yıllarda tabletler okunmaya başlandıktan ve 1917 yılında Bedřich Hrozný Hititçe'nin bir Hint-Avrupa dili olduğunu ortaya koymasından sonra Eski Ahit'te "Hittim" olarak bahsedilen halkın Anadoluda yaşayan Hititler oldukları anlaşılmıştır. Günümüzde Hititler artık bu sözcüğün çoğul haliyle anılmaktadır. Türkçede ilk başta Etiler olarak adlandırılsalar da sonradan Hititler denmeye başlanmıştır.
Sedat Alp tarafından incelenen Asurca metinlerdeki Anadolulu şahıs adlarında yer alan "ala", "ili" ve "ula" takılarının, Hattice "al", "il" ve "ul" takılarının Hititçeye uygulanmış hali olduğunu belirtmesi üzerine Anadoluda belirgin Hitit izlerinin MÖ 1800-1700 yılları arasında Neşa'da günümüzdeki adıyla Kültepe'de rastlanılmıştır.
Hititlerin Anadolu'daki egemenlikleri Eski Krallık Dönemi (MÖ-1660-1460) ve Büyük Krallık Dönemi (MÖ 1460-1190) olarak iki kısımda incelenebilir. MÖ 1660 civarında İç Anadolu'daki Hatti beyliklerini ele geçirerek Hattuşaş merkezli olarak kurdukları devlet MÖ 14. yüzyıl ortalarında I. Şuppiluliuma yönetimi altında Levant ve Yukarı Mezopotamya'ya değin genişleyerek bir süper güç hâlini almış ve egemenliklerinin pik noktasında Mısır ile beraber o zamanın medeniyet dünyasını paylaşmışlardır. Hitit tarihinde ilk kez Hititçe olduğu kabul edilen bir isimle tahta çıkan I. Şuppiluliuma yönetimi altında Hititlerin etkisi öylesine artmıştır ki genç yaşta ölen Mısır firavunu Tutankhamun'un dul eşi Ankhesenpaam, Şuppiluliuma'nın oğullarından biri ile evlenmek istemişti.
Halk, Hint-Avrupa dillerinin bilinen ilk örneği olan ve Anadolu dilleri sınıfına ait Hititçe ve Luvice dillerini konuşmuştur. Bu dillerin yanı sıra tabletlerinde Sümerce ve Akadca yazılar da mevcuttur. Anadoluya gelmeden önce mi yoksa geldikten sonra mı kullanmaya başladıkları bilinmemekle beraber çivi yazısını ve hiyeroglif yazı sistemini kullanmışlardır. Hititler anal adı verilen günlükler tutmuş, çok-tanrılı bir dine inanmışlardır.
Etimoloji
Hititler krallıklarına Hattuşa (Akadca Hatti) adını vermişlerdir; bu isim, MÖ 2. bin yılın başlarına kadar Orta Anadolu'da yaşayıp hüküm sürmüş olan Hatti adlı farklı bir halktan devralınmıştı. Hatti dili ise Hititçe ile akraba olmayan bambaşka bir dildi.
Modern anlamda kullandığımız "Hititler" ismi ise 19. yüzyıl arkeologlarının, Hattuşa halkını İncil'de bahsedilen Hititler ile ilişkilendirmelerinden kaynaklanıyor. Hititler, yaklaşık iki yüz yıl boyunca gelişen Neşa kentinden sonra kendilerini “Neşitler” ya da “Neşalılar” olarak adlandırmışlardır. Ta ki Labarna adında bir kral MÖ 1650 civarında I. Hattuşili (“Hattuşa'nın adamı” anlamına gelir) adını alıp başkentini Hattuşa'da kurana kadar.
Keşfi
Eski Ahit'teki atıflar
Hitit uygarlığının arkeolojik olarak keşfedilmesinden önce haklarındaki tek bilgi kaynağı Eski Ahit'te bulunan atıflardı. Francis William Newman, 19. yüzyılın başlarında yaygın olan eleştirel görüşü şu şekilde ifade etmişti: "Hiçbir Hitit kralı, güç konusunda bir ile karşılaştırılamaz..."
19. yüzyılın ikinci yarısındaki keşifler Hitit krallığının ölçeğini ortaya çıkardığında, Archibald Sayce, Anadolu medeniyetinin Yehuda ile karşılaştırılmasından ziyade "bölünmüş Mısır Krallığı ile karşılaştırılmaya değer olduğunu" ve "Yehuda'nınkinden sonsuz derecede daha güçlüydü" şeklinde fikirler öne sürdü.
Sayce ve diğer bilim insanları ayrıca Yehuda ve Hititlerin İbranice metinlerde asla düşman olmadıklarını belirtmişlerdir; Krallar Kitabı'nda anlatıldığına göre, İsrailoğullarına sedir, savaş arabaları ve atlar konusunda takviyede bulunmuşlar, ayrıca Yaratılış Kitabı'nda anlatıldığına göre İbrahim'in dostları ve müttefikleri idiler. Hititli Uriya, Kral Davud'un ordusunda bir yüzbaşıydı ve 1. Tarihler 11'e göre onun "güçlü adamlarından" biri olarak sayılmaktaydı.
İlk keşifler
Fransız bilim insanı Charles Texier, 1834'te ilk kez Hitit kalıntılarını keşfetti, ancak bunları böyle tanımlamadı. Kendisinin ve bilim camiasının genel kanısı, bu antik yerleşimin Herodot'un bahsettiği (günümüzde Kerkenes'de olduğu bilinmektedir.) olduğu yönündeydi.
Hititler hakkında ilk arkeolojik kanıtlar, Kültepe'deki karumda bulunan ve Asurlu tüccarlar ile belirli bir "Hatti ülkesi" arasındaki ticari ilişkileri kayıt altına alan tabletlerde ortaya çıktı. Tabletlerdeki bazı isimlerin, Hattice ya da Asurca değil, Hint-Avrupa isimleri olduğu düşünülmekteydi.
Boğazkale'de tarafından 1884 yılında keşfedilen, "Hattuşalılar" tarafından yapılan bir anıtın üzerindeki yazının, Kuzey Suriye'deki Halep ve Hama'dan gelen değişik hiyeroglif yazılarla eşleştiği keşfedildi. Aslında Hama'daki hiyeroglif yazılar çok önceden, 1722 yılında keşfedilmişti; ancak bu yazıların Mısır hiyerogliflerinden farklı olduğunun farkına varan ilk kişi 1822 yılında J. L. Burckhardt olmuştu. 1870'e gelindiğinde ve , burada iki tane daha anıt keşfetmiş, ancak bölge halkının engellemesiyle onları kopyalayamamış, elleri boş dönmüşlerdi. Niyahet, iki yıl sonra, , Vali Suphi Paşa'nın da yardımıyla yazıların kopyalarını British Museum'a yollamış, aslını da İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne taşıtabilmişti.
1887'de Mısır-Amarna'da yapılan kaçak kazılar sonucunda, Firavun III. Amenhotep ve oğlu Akhenaton'un diplomatik yazışmaları ortaya çıktı. Bu mektuplardan ikisi, "Kheta Krallığı" tarafından Akad çivi yazısıyla bilinmeyen bir dilde yazılmıştı, akademisyenler sesleri az çok yorumlayabilseler de içeriğini çözememişlerdi.
Bundan kısa süre sonra Sayce, 1880 yılında "Eski Ahit'teki Hititlerin Anadolu'da büyük bir imparatorluk kurduğu" şeklinde ortaya attığı teorisini, "Anadolu'daki "Hatti" veya "Khatti", Mısır'da bulunan metinlerde anılan "Kheta krallığı" ile hem de Eski Ahit'teki Hititler ile aynıdır." şeklinde genişletti.
Max Müller gibi diğerleri, Khatti'nin muhtemelen "Kheta" olduğunu kabul ettiler, ancak onu Eski Ahit Hititleri yerine yine Eski Ahitten ile ilişkilendirmeyi önerdiler.
Sayce'ın tanımlaması, 20. yüzyılın başlarında geniş çapta kabul görmeye başladı; Boğazköy'de ortaya çıkarılan medeniyete "Hitit" adı verildi.
Arkeolog , Boğazköy'de, 1906'da başlayan aralıklı olarak yapılan kazılarda, Akadca çivi yazısıyla yazılmış ve Kheta'dan gelen Mısır harfleriyle aynı bilinmeyen dilde yazılmış 10.000 tabletlik bir kraliyet arşivi buldu. Ayrıca Boğazköy'deki kalıntıların, bir noktada Kuzey Suriye'yi kontrol eden bir imparatorluğun başkentinin kalıntıları olduğunu da kanıtladı.
Hattuşaş'da başkanlığında 1907 yılından başlayan kazılar dünya savaşı sebebiyle 1931-1939 yılları arasında kazılar yine dünya savaşı sebebiyle durduruldu, nihayetinde 1951 yılında tekrar başlatıldı.Kültepe, 1948'den 2005'teki ölümüne kadar Profesör Tahsin Özgüç tarafından başarıyla kazıldı. Hitit hükümdarlarını ve Hitit panteonunun tanrılarını tasvir eden çok sayıda kaya kabartmasının bulunduğu Yazılıkaya kaya tapınağı da dahil olmak üzere Hattuşa'nın yakın çevresinde daha küçük ölçekli kazılar da yapılmıştır.
Tarihçe
Kökenleri
Hititlerin ataları, Anadolu dil ailesinin (Proto)-Hint-Avrupa'dan ayrıldığı MÖ 4400 ile 4100 yılları arasında Anadolu'ya gelmişlerdir. Son genetik ve arkeolojik araştırmalar, Proto-Anadolu dilini konuşanların bu bölgeye MÖ 5000 ile 3000 yılları arasında geldiklerini göstermiştir. Proto-Hitit dili MÖ 2100 civarında gelişmiştir ve Hitit dilinin kendisinin MÖ 20. ve 12. yüzyıllar arasında Orta Anadolu'da kullanıldığına inanılmaktadır.
Hititler ilk olarak MÖ 1750'den bir süre önce Kussara krallığı ile ilişkilendirilir.
Anadolu'da Bronz Çağı boyunca Hititler, Hatti ve Hurrilerle birlikte yaşadılar. Bu beraberlik fetih yoluyla veya kademeli olarak asimile edilmeyle sağlanmış olabilir. Arkeolojik açıdan Hititlerin Balkanlar'daki ve Kafkasya'daki Maykop kültürü ile ilişkileri daha önce göç çerçevesinde ele alınmıştı.
2007 yılında tarafından yapılan araştırmalar, MÖ 4200-4000 yılları arasında arkaik Hint-Avrupa dilleri konuşan göçebe çobanların Tuna Nehri vadisine doğru yayıldıklarını ve bu göçlerin Eski Avrupa uygarlığının çöküşüne yol açtığını veya bu çöküşten faydalandığını gösteriyor. Anthony, bu göçebelerin dillerinin "muhtemelen Anadolu'da kısmen korunmuş arkaik Proto-Hint-Avrupa lehçelerini içerdiğini" ve torunlarının bilinmeyen bir tarihte, belki de MÖ 3000 gibi erken bir tarihte Anadolu'ya yerleştiğini öne sürüyor.
J. P. Mallory, Anadoluluların MÖ 3. binyılda kuzeyden, Balkanlar veya Kafkaslar üzerinden Yakın Doğu'ya ulaşmış olabileceğini öne sürmüştür.
Parpola ise, Hint-Avrupa dilini konuşan toplulukların Avrupa'dan Anadolu'ya göçünü ve Hititçenin doğuşunu, Proto-Hint-Avrupa dilini konuşanların MÖ 2800 civarında Yamnaya kültüründen Tuna Vadisi'ne göç etmesiyle ilişkilendiriyor. Bu görüş, Proto-Hint-Avrupa dilinin Anadolu'ya MÖ 3. binyılda girdiği şeklindeki "geleneksel" varsayıma da uymaktadır.
Ancak , Hitit dilinin doğu sınırlarındaki kültürlerden tarımla ilgili birçok kelime ödünç aldığını göstermiştir. Bu durum, Hititlerin Kafkasya üzerinden göç ettiklerine dair bir kanıttır.
Orta Anadolu'nun baskın yerli sakinleri Hint-Avrupa kökenli olmayan diller konuşan Hurriler ve Hattilerdi. Bazıları Hattice'nin Kuzeybatı Kafkasyalı bir dil olduğunu ileri sürmüştür, ancak Hurrice neredeyse izole bir dildir (yani Hurro-Urartu ailesindeki sadece iki veya üç dilden biridir).
'nun gücünün zirvesinde olduğu dönemde, bölgede Asur kolonileri de bulunmaktaydı. Hititler, çivi yazısını bu dönemde Yukarı Mezopotamya'da yaşayan Asurlulardan öğrenmişlerdir. Bölgede bulunan bazı metinler, Eski Asur İmparatorluğu'nun MÖ 18. yüzyılın ortalarında yıkılmasının ardından, Hititlerin hakimiyet kurmasının zaman aldığını göstermektedir.
Birkaç yüzyıl boyunca, genellikle çeşitli şehirleri merkez alan ayrı Hitit grupları vardı. Daha sonra, Hattuşa (bugünkü Boğazkale) şehri merkezli güçlü liderler ortaya çıkmış ve bu grupları birleştirmeyi başarmışlardır. Bu liderler, Orta Anadolu'nun büyük bir kısmını fethederek Hitit Krallığı'nı kurmuşlardır.
Hattuş ve Asur ticaret kolonileri dönemi
Hititlerin bu dönemde Anadolu'daki varlığı tartışmalı bir konudur. Bu çağdan kalma bazı belgelerde Hititçe isimlere ve kelimelere rastlanmaktadır. Hititlere ait bazı metinlerde ise yine bu çağa ait bağlantılara oldukça silik bir şekilde de olsa rastlanmaktadır. Ancak bu durum Hititler bu çağda Anadolu'da bulunuyorlar ise neden yazıyı iç içe yaşadıkları Asurlu tacirlerden değil de Babil'den aldıkları hakkında sorular doğurmaktadır.
Hitit olup olmadığı konusunda tartışmalar olan Anitta, Hattuş kentini bir gecede ele geçirerek şehrin iskân edilmemesi için yabani otlar dikmiş ve şehri lanetlemiştir. Anitta için Hattuş'un tekrar iskân edilmemesi önemliydi zira bulunduğu konum itibarıyla oldukça stratejik bir yer olan bu kent, anlaşıldığına göre Anitta'nın başkenti Neşa'ya kafa tutabilecek seviyedeydi.
Anitta'dan sonra kral olan ve Eski Krallık döneminin ilk kralı sayılan Labarna, Hattuş'u ele geçirerek burayı başkent yapmış, kendi ismini de bu kente ithafen Hattuşili olarak değiştirmiştir. Hititçe bir ek olan "a/aş" sonekini alan kentin ismi de Hattuşa/Hattuşaş olmuştur.
Eski krallık dönemi
Anadolu, Erken Tunç Çağı'nın son yüzyıllarından başlayarak irili ufaklı pek çok beylik arasında paylaşılmaya başlamıştı. Anadolu'da beylikler düzenine son verilip merkezî devlete doğru ilk adımlar Hititlerce atılmıştır. Anadolu'nun yerli halklarından oldukları anlaşılan Hititler MÖ 3 bininci yılın içlerinde başlayan toplumsal gelişmelerin bir sonucu olarak giderek büyük bir devlet durumuna gelme başarısını göstermişlerdir. Bu başarıda Hititlerin dil ve ırk farkı gözetmeyen melez bir toplum yapısına dayanmaları en önemli rolü oynamış olmalıdır. Bu devlet içinde Hititlerin yanında Hattiler, , Hurriler, Luviler vb. pek çok etnik unsur bulunmaktaydı.
Yazılı metinlere göre Koloni Çağı'nın son safhalarında, Pithana'nın oğlu Anitta Anadolu'da şehir beylikleri halinde yaşayan Hititlerin birleşmesinde ilk adımı atarak Anadolu'nun merkezî sistemle idare edilen ilk devletini kurmuştur.
Eski Asurlu koloniciler Anadolu'yu terk ettikten bir süre sonra MÖ 1650'lerde I. Hattuşili devletin başkentini Neşa'dan Hattuşaş'a taşımıştır. Hattuşaş'ın başkent olmasıyla birlikte Eski Hitit Krallığı hızlı bir biçimde gelişmeye başlar. Kısa sürede Kuzey Suriye (Alalah) ve Batı Anadolu'daki Arzava ülkesi ele geçirilmiştir. I. Hattuşili'yi izleyen I. Murşili döneminde Halpa ve Babil Hitit Krallığı'na dâhil edilmiştir. Böylelikle Hititler kısa sürede Yakın Doğu'nun etkin siyasal güçlerinden biri olarak adlarını duyururlar. Eski Hitit Krallığı olarak anılan bu dönemde sanat, başta Boğazköy olmak üzere Alacahöyük, Bitik, Alişar, Eskiyapar, İnandık, Maşat Höyük, Hüseyindede ve İmikuşağı kazılarının ortaya koyduğu gibi büyük ölçüde Anadolu geleneğine bağlıdır. Seramikte teknik ve form bakımından Asur Ticaret Kolonileri Çağı'nda yaratılmış olan esaslar zamana uygun olarak devam eder. Devrin seramik formları arasında büyük boy banyo kapları, matara biçiminde kaplar, süzgeçli kaplar, kantharoslar ve çanak içindeki tanrıçalı kült kabı özellik gösteren türlerdendir. Çokça talep edilen törensel içki kaplarının bu dönemde Boğazköy ve İnandık boğalarında olduğu gibi daha büyük boyda yapılarak kullanıldığı görülür.
Koloni Çağı'ndan da tanıdığımız kabartmalı vazo yapma geleneği, Eski Hitit döneminde devam etmiş ve en iyi örnekleri ilk kez Eskiyapar, İnandık, Bitik ve Hüseyindede gibi merkezlerde ele geçmiştir. Kabartmalı motiflerin firizler halinde üzerine yerleştirildiği İnandık vazosu, bu tipin en iyi örneklerindendir.
Bu dönemin maden sanatını temsil eden örneklerden ikisi Boğazköy'de bulunan, altından yapılmış, oturan tanrıça biçimli kolye tanesi ile Dövlek'te bulunmuş tunç tanrı heykelciğidir. Eski Hitit dönemi tasvir sanatında tunçtan yapılan heykelciklerde tanrılar betimlenmektedir. Bunların mabetlerde saklandıkları ve koruyucu nitelikte oldukları yazılı belgelerden bilinmektedir.
İmparatorluk dönemi
Ülke içindeki politik çekişmeler nedeniyle zayıflayan Eski Hitit Krallığı MÖ 2. binin ikinci yarısında, II. Tuthaliya devrinde yeniden kuvvetlenmiş ve bir imparatorluk haline gelmiştir. Mısır ile Babil'in yanında Ön Asya'nın üçüncü büyük politik gücünü oluşturmuştur. Bu yeni evreye Yeni Hitit Devleti ya da Hitit İmparatorluk Çağı denir.
I. Şuppiluliuma ülkesinin sınırlarını Kuzey Suriye'ye, etki alanını da Kuzey Mezopotamya'ya ve MÖ 2. binyılın ortalarında kurulmuş olan Hurri-Mitanni ülkesine değin genişletmiş; Doğu Anadolu'nun batı kesimindeki Hurri kökenli ülkesini ele geçirmişti. Hükümdarlığı sırasında, Mısır firavunu Tutankhamun'un genç yaşta ölümü üzerine karısı, Hitit Krallığı'na başvurarak kendisi için bir eş talebinde bulunmuştur. I. Şuppiluliuma, oğullarından 'yı gönderdiyse de genç prens yolda bir Mısır entrikasına kurban gitmiştir. Bu olay, Suriye topraklarına sahip olmak isteyen Mısır ve Hitit arasında, sonuçta Kadeş Antlaşması ile bitecek olan bir dizi savaşı bahanesi olmuştur.
Kadeş Muharebesi
II. Murşili ölünce imparatorluk tahtına oğlu ve I. Şuppiluliuma'nın torunu II. Muvatalli geçer. İlk yıllarında o da Batı Anadolu'daki karışıklıklar ve ayaklanmalarla uğraşmak zorunda kalır ve sonuçta Troya Kralı Aleksandros ile bir antlaşma yaparak huzuru sağlar. Ancak esas stratejisini Kuzey Suriye'nin egemenliği için çatışmak zorunda olduğu Mısır'a göre belirlemiştir. Bu dönemde Mısır tahtına II. Ramses çıkmış ve Suriye üzerinde hak iddia etmeye başlamıştır. Bununla ilgili olarak hükümdarlığının dördüncü yılında bir sefer düzenleyerek, Hitit İmparatorluğu'na bağlı küçük 'nı ele geçirmiştir. Böylelikle savaş kaçınılmaz hale gelmiştir. MÖ 1285'te Kadeş kenti yakınında yapılan savaşta Mısır orduları savaş düzeni almaya zaman bulamadan Hitit savaş arabalarının baskınına uğramışsa da savaşın ne şekilde sonuçlandığı açık değildir. Çivi yazılı Hitit belgelerinde bu konuda hiçbir bilgi yoktur. Buna karşılık Mısır'da Uksur kentindeki Luksor ve Karnak tapınaklarıyla, daha güneydeki Ebu Simbel Tapınağı'nın duvarlarında, Firavun II. Ramses'in, bunu bir zafer olarak anlatan abartılı yazıtları ve kabartmaları bulunmaktadır. Ancak savaştan sonra, çatışmayı başlatan Amurru Krallığı'nın yeniden Hitit'e bağlı hale gelmiş olması esas galibin Muvatalli olduğuna işaret eder.
Mısır ve Hitit devletleri arasında MÖ 1270 yılında imzalanan Kadeş Antlaşması, dünyanın iki büyük gücü arasında imzalanmış ilk büyük antlaşma olma özelliğine sahiptir. Antlaşma metni o zamanın diplomatik yazı dili olan Akad ve Mısır dillerinde hazırlanmıştır. Mısır'dan Hattuşaş'a yollanan ve gümüş bir tablet üzerine kazınmış olan Akadca özgün nüsha bulunamamıştır. Buna karşılık aynı metnin kil tablet üzerine yazılmış olan bir kopyası Boğazköy arşivlerinde ele geçmiştir. Antlaşmaya göre iki ülke de barış içerisinde yaşayacak ve sonsuza dek birbirlerine saldırmayacaktı. Diğer önemli belge ise 1986 yılında Boğazköy kazılarında bulunan dikdörtgen çivi yazılı bronz tablet olup IV. Tuthaliya ile Tarhuntaşşa Kralı Kurunta arasında imzalanan bu metin sınır düzenlemesi ile ilgilidir. Bu eser, Anadolu'da bulunan tek bronz tablettir.
İmparatorluğun sonu
III. Hattuşili'den sonra Hitit tahtına büyük kraliçe Puduhepa'nın oğullarından biri olan IV. Tuthaliya geçmiştir. IV. Tuthaliya babasından devraldığı saygın ve güçlü imparatorluğu sürdürmekle birlikte, ölümünden sonraki yıllarda imparatorluk hızla yıkılmaya yüz tutmuştur.
Hitit İmparatorluğu gibi büyük bir devletin sonunu getiren olaylar arasında MÖ 1200 yılları civarında Balkanlardan Anadolu'ya ulaşan büyük göç dalgalarının etkisi olabileceği düşünülür. Ancak göçebe bir yaşam sürdüren ve genellikle aşiretler çevresinde kümelenmiş köylülerden oluşan bu insanların Hitit başkenti Hattuşaş'a ulaşarak bu devlete doğrudan doğruya son vermiş oldukları kabul edilemeyecek bir varsayımdır. Bununla birlikte bu göçler sonucunda Batı ve Kuzeybatı Anadolu'da ortaya çıkan karmaşa-belirsizlik ortamının Hitit devletinin ekonomisini olumsuz yönde etkilemiş olabileceği varsayılabilir. MÖ 2. binyılın son yüzyılları tüm Anadolu yarımadası için kaos ve sıkıntıların doruk noktasına ulaştığı bir dönemdi. Çeşitli yönlerden kopup gelen istilacılar ve göçmenlerin yarattığı bunalımlar sonucunda Hattuşaş'ın son hükümdarı II. Şuppiluliuma'dan sonra Hitit devleti son bulmuş, böylelikle yüzyıllardır süren mevcut durum ortadan kalkmıştır.
Hitit İmparatorluğu'na son veren etkenler arasında en önemlisi, kuzeyde dağlık Karadeniz bölgesinde yaşayan savaşçı halk Kaşkaların MÖ 2. binyılın son yüzyılları içinde yaptıkları göçtür. Hitit devletine yüzyıllardır sorun yaratan bu istilacı kavmin, sonuçta bir kez daha Orta Anadolu'ya inerek Hitit topraklarını yağmalayarak başkent Hattuşaş'ın ıssızlaşmasına neden olduğu düşünülmekteydi. Ancak 1996 yılında Büyükkaya sırtında başkentin yıkılışından sonra kurulan bir yerleşme kazılmıştır. Bu bir Hitit yerleşmesi değildi. Bu yerleşme ile şehrin Demir Çağı tarihi başlamaktadır.
İç Anadolu Demir Çağı'nın ilk dönemi önceleri Karanlık Çağ olarak adlandırılıyordu çünkü Hitit İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra yaklaşık 300 yıl devam bu dönemde hiçbir yerleşme görülmüyordu. Ancak son yıllarda bu döneme tarihlenen çeşitli yerler saptanmıştır. Hattuşaş'ın kuzeydoğusundaki Büyükkaya yerleşmesi de bunlardan biridir. Yerleşmede Hititlerden bilinen pek çok özelliğin eksik olduğu görülür. Örneğin seramik kapların üretiminde büyük ölçüde çömlekçi çarkı seri üretim aracı olarak kullanılmıştı. İlkel barınaklarının Hitit mimarlığı ile ortak hiçbir yanı yoktu ve yazı kullanılmıyordu. Maddi kültürleri bariz İlk ve Orta Tunç Çağ karakteri taşır. İmparatorluk çöktükten sonra yerli Kuzey Anadolu boyları, eski Hitit çekirdek bölgesine sızarak ülkeyi ele geçirmişlerdir. Bu insanların sözü edilen Kaşkalar olma olasılığı vardır.
Geç krallıklar dönemi
# | Geç Hitit krallıkları |
---|---|
1 | Gurgum Krallığı |
2 | Hilakku Krallığı |
3 | |
4 | Karkamış Krallığı |
5 | Kue Krallığı |
6 | Kummuhu Krallığı |
7 | Melid Krallığı |
8 | Patin Krallığı |
9 | Tabal Krallığı |
10 |
Yaklaşık beş asır boyunca devam eden Hitit yönetimindeki siyasi birliğin yok olmasının arkeolojik veriler arasındaki en belirgin göstergesi kil tabletlerin düzenlendiği ve korunduğu imparatorluk arşivlerinin son bulmasıdır. Devlet ve bürokrasinin sessizliği, Hitit İmparatorluğu yönetimi altında Anadolu ve güneydoğusundaki bölgelerde yaşayan halkların yok olması gibi algılanmamalıdır. Nitekim imparatorluk çöktükten kısa süre sonra başkent Hattuşaş'ta hayat daha kısıtlı imkânlarla olsa da sürer. Ayrıca MÖ 2. binyıldan beri kullanılagelen, hiyeroglif ile yazılan Luvice, MÖ 1200'den sonra da taş eserler ve mimari bağlamda yaklaşık beş yüzyıl daha yerel iktidarların sesini duyurmaya devam eder. Günümüze ulaşan ile yazılmış arkeolojik kalıntıların tamamı bu döneme tarihlenmektedir. Bu dilin Luvice olduğu açıktır. Daha sonraları bu bölgelerde Fenikece ve Aramicenin de kullanıldığı görülmektedir.
Güneydoğu Anadolu'da yani Kilikya ve Kuzey Suriye'deki Toros Dağlarının olduğu bölgede geç Hitit beylikleri, Hitit İmparatorluk Çağı geleneğini devam ettirmişlerdir. Şuppiluliuma, Muvatalli ve Labarna gibi isimler taşıyan buradaki yöneticiler Hitit İmparatorluk Çağı'nda olduğu gibi aynı unvanları taşımışlardır. Hitit İmparatorluğu fiilen ortadan kalkmasına rağmen Eski Ahit'te Kuzey Suriye Bölgesi'nin Hatti memleketi olarak geçmesi de dikkat çekicidir. İmparatorluk sonrasında mimari ve sanat, özellikle de yontular bakımından da bir devamlılık söz konusudur. Bu süreç özellikle Fırat havzasındaki MÖ 3. binyıldan beri önemli merkezlerden Karkamış'ta ve Tarhuntaşşa'da kanıtlanmaktadır.
MÖ 14. yüzyılda Hitit devletini imparatorluğa dönüştürmesiyle tanınan I. Şuppiluliuma Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye'ye doğru genişlettiği hâkimiyetini kolaylaştırmak ve sürdürebilmek amacıyla bölgenin iki önemli kenti Karkamış ve Halpa'nın başına oğullarını getirir. Lidar Höyük'de bulunan bir mühür baskısından Karkamış'ta beş nesil devam eden hanedanlığın son kralı Kuzi-Teşub'un, imparatorluğun çöküşünden sonra kendine Hititlerdeki gibi "büyük kral" unvanı vererek bölgede hâkimiyetini sürdürdüğü öğrenilir. Karkamış kazılarında Kuzi-Teşub'a dair ize rastlanmamasına rağmen iki ayrı dikit üzerinde büyük kral unvanını kullanan Tuthaliya ve 'ın isimleri bulunur. Ancak uzun süredir bilimsel çevrelerde bu unvanların gerçek bir iktidarı yansıttığı düşünülmemektedir.
Halpa'da Şuppiluliuma soyundan gelen iktidarın ne kadar sürdüğünü bilinmemektedir. Halep Kalesi'nin altında kalan kent merkezi henüz geniş çaplı kazılmamıştır. Ancak son yıllarda 'in çalışmaları ile ortaya çıkarılan tapınak yapısının duvarında bulunan kabartmalı taş levhalar, Hitit kültürünün buradaki nüfuzunu ve devamlılığını belgeler.
Henüz kalıntıları kesin tespit edilmemiş olsa da sınırları yazılı belgelerde en ince ayrıntısına kadar tanımlanan Tarhuntaşşa'da ise yine soyu Hitit imparatorlarına dayanan bir hanedanlık hüküm sürer. II. Muvatalli'nin oğulları III. Murşili ve kardeşi Kurunta, amcaları III. Hattuşili'nin iktidara el koyması sonucu merkezden uzaklaştırılır. III. Murşili sürgüne yollanır. Kurunta'ya ise asla merkezî iktidarı aklından geçirmemesi karşılığında Tarhuntaşşa bölgesinin yönetimi verilir. Ancak tüm önlemlere rağmen, mühür ve kaya kabartmalarına bakılırsa, Kurunta bir dönem kendisini büyük kral ilan etme fırsatını yakalamış görünür. Bu kralın sonunu bilinmese de son Hitit imparatoru II. Şuppiluliuma yazılı belgelerde Tarhuntaşşa'yı yenip işgal ettiğini açıklar. Sonraki yıllarda Karadağ ve Kızıldağ'da bulunan kabartmalar ve yazıtlarda kendisini büyük kral olarak tanıtan Murşili'nin oğlu ortaya çıkar. Karkamış'ta da benzeri görülen durum MÖ 1. binyılın başlarında her ne kadar kendilerine büyük kral demeyi meşru kılacak hanedanlık bağlantıları olan yöneticilerin varlığını kanıtlasa da, iktidarların çaplarının yerel boyutları aşamadığını gösterir. Hitit İmparatorluk Çağı'nın hemen sonrasına tarihlenen Karkamış buluntuları yok denecek kadar azdır. Geç Hitit dönemine ait en erken buluntular Malatya'dadır. Burası Karkamış'ta devam eden Hitit imparatorluk soyundan gelen hükümdarlar tarafından yönetilen bir kent devletidir. Hitit geleneği, söz konusu bu Hitit beylikleri tarafından Asurluların sürekli saldırıları ile tarih sahnesinden silindikleri devir olan MÖ 700 yıllarına kadar devam ettirilmiştir.
Karkamış, Zincirli, Arslantepe, Sakçagözü, Karatepe ve Tell Tayinat'ta yapılan kazılarda bu dönemin önemli merkezleri açığa çıkarılmıştır. Ayrıca aynı çağa ait dağınık eserler de birçok yerlerde bulunmuştur. Bu küçük krallıklar MÖ 1. binin ilk çeyreğinde, İç Anadolu'nun kuzey ve batısında Frig, Doğu Anadolu'da Urartu, Kuzey Mezopotamya'daki Asur politik güçleri arasında yaşamlarını sürdürmüşlerdir.
Sanat
Hitit İmparatorluk Çağı'nda en yüksek seviyeye ulaşan Hitit sanat eserleri sadece Hitit çekirdek bölgesinde değil, Hititlerin egemenliği altına girmiş ya da Hitit politik gücünden etkilenmiş olan çeşitli Ön Asya şehirlerinden ele geçmiştir. Hitit İmparatorluk Çağı'ndan bugüne kalan sanat eserlerinin önemli grubunu Hititlerin başkenti olan Hattuşaş, Alacahöyük, Eskiyapar ve Anadolu'nun Hitit etkinlik bölgelerinde yer alan merkezlerden ele geçen eserler oluşturmaktadır.
Yakın Doğu'nun en önemli başkentlerinden biri olan Hattuşaş, önceleri kuzeydeki alçak alanda kurulmuştur. Güneydeki daha yüksek yukarı şehir I. Şuppiluliluma'dan itibaren inşa edilmeye başlanmış ve bayındırlık etkinliği imparatorluğun yıkılışına değin sürmüştür. Yukarı şehirde 31 tapınak tespit edilmiş olup burası tümüyle törensel amaçlara hizmet etmek üzere tasarlanmıştı. Dinsel törenler sırasında güney uçtaki 'nın da önemli bir işlevi vardı. Buradaki 71 metrelik yeraltı geçidi yine törensel amaçlara hizmet etmekteydi. Halka ait konutlar ve mahalleler yukarı şehrin dışında tutulmuştu. 'nın iki yanında, kenti kötülüklerden koruyan kükrer durumda iki aslan kabartması yer almaktadır. Bunlar kübik gövde yapılarıyla tipik Hitit özellikleri taşırlar.
MÖ 1400'lerde başlayan Hitit İmparatorluk Çağı sanatı, kesintisiz olarak MÖ 1200'lerde Hititlerin siyasi güçlerini kaybedişlerine kadar sürmüştür. Hitit tasvir sanatında işlenen konular Asur Ticaret Kolonileri Çağı'nın geç evresinde başlayıp, MÖ 1200'lere kadar devamlı olarak dinsel ve kralî olayları işlemiştir. Günlük işlerin resmedildiği olaylar bile dinsel törenlerin betimlemeleri içinde yer alır.
Hattuşaş'taki Hitit mabetleri, plan ve yapı tekniği bakımından ortak özellikler gösterir. Hepsinde bütün bir avlu, çevresinde sıralanmış revaklar ve odalar vardır. Tanrı heykeli kutsal mahaldedir. Bu Hitit mabedi, bütün personeli ile büyük bir organizasyonun merkezidir.
Hattuşaş'ta yer alan en büyük açık hava tapınağı Yazılıkaya'dır. Doğal bir kayalıkta yer alan bu açık hava tapınağı iki galerilidir. Girişteki A galerisi duvarlarında Hurri kökenli tanrı ve tanrıçaların, hava/fırtına tanrısı Teşup ve eşi Hepat'ın önderliğinde Yeni Yıl Bayramı kutlamaları için bir araya gelmeleri gösterilmiştir. Büyük panoda Teşup iki dağ tanrısına basar durumdadır. Karşısında, bir aslan üzerinde eşi Hepat durur. Tanrı ve tanrıçalar onların gerisinde sıralanır. Girişin sağında, tapınağı yaptıran başrahip-kral IV. Tuthaliya tören giysileriyle resmedilmiştir. Sol elinde krallık simgesi kıvrık asa tutar. Sağ elinin üzerinde hiyerogliflerle adı yazılıdır. B galerisinde hızla koşan 12 yeraltı tanrısı ve kılıç tanrı kabartmalarıyla IV. Tuthaliya ve koruyucu tanrısı panosu yer alır.
Hitit tasvir sanatında, mimaride kullanılan en nitelikli örnekleri Hattuşaş'ta görülmektedir. Ortostatların üzerinde Hitit sanatının diğer eserlerinde görüldüğü gibi dinsel konular işlenmiştir. Bu çağda büyük heykellerin, ortostatların yanında aynı üsluba göre altın, fildişi, tunç ve taştan yapılmış küçük tanrı heykelcikleri ve kabartmaları da önemli bir yer tutmaktadır. Hititli tanrıları temsil eden bu eserler iri badem göz, çatma kaş, iri-kemerli burun ve gülümseyen dudaklarla ifade edilmişlerdir. Kabartmalarda ise baş ve ayaklar profilden, gövde cepheden işlenmiş olup bunlar saf Hititli özelliklerdir.
Geç Hitit sanatı
Geç Hitit sanatının en belirgin ürünleri anıtsal yapılarda rastlanılan kabartmalar ve devasa insan görünümlü heykellerdir. MÖ 1. binyılda sanat, modern sanatçı ile bağdaştırılan yaratıcılık ve ifade özgürlüğü gibi kavramlardan uzak, zanaatkârların ve ustaların elinde yavaş yavaş şekillenen, aynı zamanda yapıtları ısmarlayan kişi ve kurumların beklentileri doğrultusunda gelişen bir olgudur. Sanat ile zanaatin henüz ayrılmadığı bu dönemde sanatçı kendi kimliğini vermez. Bu durum MÖ 2. binyıl süresince de geçerliydi ancak MÖ 1. binyıl ile karşılaştırıldığında belki de en büyük değişiklik eskiden ağırlıklı olarak merkezî kurumların denetimindeki sanat ve zanaatin artık hem yerel güçler ve kişiler tarafından benimsenmesi hem de kurumların dışında kişisel amaçlar için de kullanılmasıdır.
Bu bağlamda akla gelen en çarpıcı örnekler Kahramanmaraş ve civarında rastlanan mezar stelleridir. İlk defa halktan varlıklı kişilerin krallar, kraliçeler veya rahipler gibi tasvirleri vasıtası ile dünyaya kendilerinin izlerini bıraktıklarını görülür. Anadolulu bu aileler mezar stellerinin üzerinde kadın erkek birlikte, bazen çocukları ile beraber, üzerlerinde yaşantılarında giydikleri kıyafetler ile görünürler ve daha sonra Greko-Romen klasik devirlerde bu gelenek olarak yerleşecek tasvirli, kimi zaman yazıtlı mezar stellerinin temellerini atmış olurlar. Kişiler genellikle üzerinde ölü ziyafeti için yiyeceklerin durduğu masanın başında, çoğu kez bir sandalye üzerinde oturarak ve profilden tasvir edilirler. Nadiren ön cepheden resmedildikleri görülür. Ellerinde, havaya kaldırdıkları büyük olasılıkla içki dolu bir kâse dışında, dinî inançlarını ve hangi tanrılara bağlı olduklarını tanımlamak için seçtikleri ayna, üzüm, iğ veya yazı levhası gibi simgesel nesneler bulunur.
Anıtsal yapıların kabartmalı taş levhalar ile donatılması Anadolu'da MÖ 2. binyıldan beri görülen, ancak kökenleri Kuzey Suriye ve MÖ 3. binyıldan beri Hurrilerin yaşadığı bölgelere uzanan bir adettir. Anadolu'da Hititliler tarafından benimsenen ve kendilerine özgü bir şekil alan mimari yontular, önceleri ağırlıklı olarak giriş yapılarına yerleştirilen aslan ve sfenksler ile başlayıp daha sonra gerek kral ve kraliçeyi gösteren dinî törenler olsun, gerek bütün tanrıların tanıtıldığı geçit törenleri olsun, tümü dinî içerikli olmak sureti ile çeşitlenerek artar.
Hitit İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra anıtsal yapı kabartmaları geleneği daha da gelişip yaygınlaşır. Daha önceleri bir anlamda imparatorluğun tekelindeki görsel üretim ve onun etkin alanlarda kullanımı, merkezî güç dağılıp da yeni iktidar odakları türedikçe artık yeni yerel güçlerin kendi iktidar söylemini yansıtır. I. Şuppiluliuma'nın oğlu tarafından başlatılan hanedanlık tarafından yönetilen Karkamış kenti, Hattuşaş'tan sonra Hitit/Luvi kültürünü devam ettiren en önemli merkez olarak Geç Hitit sanatının hem içerik hem de üslup açısından çeşitliliğini en zengin biçimde sunmaktadır.
MÖ 2. binyılda kabartmalar ile beraber kullanılan Luvice hiyeroglif yazıtlar daha çok kısa tanımlar şeklinde kullanılıyordu. Uzun yazıtlar ya hiç tasvir olmadan ya da en fazla 1-2 figür ile yan yana bulunuyordu. MÖ 1. binyıldaki değişikliklerden biri de tasvir ile yazının giderek daha fazla bir arada kullanılması, yazıtların kabartmalar yani görüntüler ile beraber neredeyse günümüz reklamcılarının kullanımına yakın bir beceri ile birbirini tamamlayarak, hatta etkisini arttırarak tasarlanmasıdır. Büyük olasılıkla okuma yazma bilmeyen geniş kitleler ile iletişim kurmak için hiyeroglif yazısının orada bulunması bile yerel iktidara meşruiyet kazandırıyordu, tasvirler ile bir arada sunulması ise etkinliğini katlayarak arttırıyordu. Okuryazar olamayan topluluklarda yazı muska gibi de algılanırdı ve bu durum kurguların oluşmasını da beraberinde getiriyordu.
Kahramanmaraş'ta bulunan ve "Maraş Aslanı" olarak adlandırılan yazıtlı kapı aslanı heykeli, yazıt ile tasvirin örtüştüğü çarpıcı bir örnektir. MÖ 2. binyılda yapılan kabartmalar sadece ruhani konuları, kral ve kraliçelerin de katıldığı kutsal törenleri ve çeşitli mitolojik olayları yansıtırlar. MÖ 1. binyılda bunların yanı sıra dünyevi konular da görüntülenmeye başlanır. Yeni konular arasında en sık rastlananlar savaş sahnelerini ve kralların üst düzey bürokrasi ile işbirliğini gösterenlerdir.
MÖ 2. binyılda başlayıp ancak 1. binyılda artarak üretilen Karkamış, Malatya, Zincirli ve Karatepe-Arslantaş'tan bilinen dev ebatlı tanrı ve hükümdarı tasvir eden heykeller de bulunur. Bu büyük yontular genellikle ayakta veya oturur durumdadır. Tanrılar mutlaka çifte aslan veya çifte boğadan, hatta boğaların çektiği arabadan oluşabilen bir kaidenin üzerinde yer alırlar. MÖ 2. binyılda tanrılar tasvir edilirken mutlaka özel başlıkları veya boynuzları olurdu, MÖ 1. binyılda bu kural geçerliliğini yavaş yavaş yitirir. Ölümlüler ile tanrıların görüntüleri, bir yerde klasik Yunan sanatında olduğu gibi birbirine yaklaşır.
Tabiatın içerisinde ve doğal kayaların konumundan faydalanarak onların uygun yüzeylerine işlenen kabartmalar Hitit İmparatorluk Çağı sanatının kendine özgü yarattığı ifade biçimlerinden biridir. Geç Hitit yerel yönetimlerinin zaman zaman bu alanda da eser ürettiklerini görülmektedir. Bunlardan en bilineni İvriz kaya kabartmasıdır. Dev boyda tasvir edilen 'un karşısında "haddini bilerek" kendini mütevazı ebatlarda gösteren Tabal Kralı 'tır. Varpalavas'ın Frig desenli kumaştan kıyafeti ve şalını tutturduğu süslü Frig fibulası örneğinden dönemin kıyafetleri anlaşılır.
Geç Hitit sanatı, Aram ve özellikle Fenike etkisi altına girdikten sonra Karkamış'ta, Zincirli'de, Sakçagözü'nde, Tell Halaf ve Tell Tayinat'ta geliştirdiği sütun, kaide ve başlıkları ile yüksek bir düzeye ulaşarak Asur sanatına olduğu gibi İyon sanatına da büyük ölçüde örnek olmuştur. Aynı dönemde Geç Hitit mimarlık sanatı eski bir Huri yaratısı olan yapı tipini de geliştirerek bu bakımdan da Asurlulara etki etmiştir. Geç Hitit sanatı, Tell Halaf bit hilanisinde görülen insan figürlü sütunlarla Yunan sanatındaki karyatidlere örnek olmuştur.
Dil ve yazı
Hint-Avrupa dil ailesi içerisinde sınıflanan Hititçe, bu ailenin bilinen en eski dilidir. Kendilerini Neşalı olarak adlandıran Hititler çivi yazısı ve hiyeroglif olmak üzere iki tür yazı kullanıyor ve konuştukları dile Neşaca adını veriyorlardı. Her ikisi de hece sistemindeki bu yazılardan ilki Asur Ticaret Kolonileri Çağı'nda öğrenilen Babil yazısından türetilmişti. Çivi yazısı daha çok kil tabletler, bazen de tunç veya üzeri balmumu kaplı ahşap plakalar üzerine yazılıyordu. Kil tabletlerin ön yüzleri düz, arka yüzleri ise hafif dışbükeydi. Yalnızca Hattuşaş'taki devlet arşivlerinde ele geçen kil tabletlerin sayısı 30 bini aşmaktadır.
, Anadolulu bir kökene dayanır ve Hititlerin yarattığı bir yazı sistemidir. MÖ 1650 yıllarına doğru ortaya çıktığı anlaşılan bu yazı taş anıtlar, mühürler ve çanak çömlekler üzerinde kullanılmıştır. Özellikle halka ait mühürlerde kullanılmış olması geniş kitlelerce daha kolay anlaşılabildiğinin bir belirtisidir.
Resmî yazışmalar ve saray arşivleri Asur çivi yazısıyla yazılırken kayalardaki kabartmalar ve yazıtlar için Anadolu hiyeroglifi denilen yazı kullanılırdı. Bugün, bu harflerle yazılan dilin bir Luvice lehçesi olduğu bilinmektedir. Hurrice de önemli bir diplomatik yazışma diliydi ve bilhassa Mitannilerle yapılan yazışmalarda kullanılırdı. I. Hattuşili döneminde resmî dil haline gelen Hititçe imparatorluğun çöküşüyle bir daha konuşulmamak üzere ortadan kalkmış, bu dil ancak Bedřich Hrozný tarafından 1915'te çözülerek yeniden keşfedilmiştir. Anadolu hiyeroglif yazısının 1940'lı yıllarda başlayan çözülmesinde ise Helmuth Theodor Bossert'in büyük katkısı olmuştur.
Kanunlar
Hitit kanunları, imparatorluğun diğer kayıtları gibi, pişmiş kilden yapılmış çivi yazılı tabletlere kaydedilmiştir. Hitit Kanunnamesi olduğu anlaşılan ve her biri 186 madde içeren iki kil tablet, Hitit Krallığı'nın erken dönemlerinde uygulanan kanunların bir derlemesidir. Tabletlere ek olarak, Orta Anadolu'da imparatorluğun yönetim ve hukuk kurallarını anlatan Hitit çivi yazılı anıtlar da bulunmaktadır. Tabletler ve anıtlar Eski Hitit Krallığı'ndan (MÖ 1650-1500) Yeni Hitit Krallığı olarak bilinen döneme (MÖ 1500-1180) kadar uzanmaktadır. Bu zaman dilimleri arasında, dili modernleştiren ve birçok suça daha insani cezaların verildiği bir dizi yasal reform yaratan farklı çeviriler bulunabilir. Bu değişiklikler muhtemelen tarihi imparatorluk boyunca yeni ve farklı kralların yükselişine ya da kanunnamelerde kullanılan dili değiştiren yeni çevirilere atfedilebilir. Her iki durumda da, Hitit kanunnameleri belirli suçlar için çok özel para cezaları ya da cezalar öngörmektedir ve Çıkış ve Tesniye kitaplarında bulunan İncil kanunlarıyla pek çok benzerlik taşımaktadır. Kanunnameler cezai yaptırımların yanı sıra miras ve ölüm gibi belirli durumlara ilişkin talimatlar da vermektedir.
Din
Çoktanrılı bir inanç olan Hitit dininin panteonu içinde binlerce tanrı ve tanrıça vardır ve bunların pek çoğu diğer kavimlerin dinlerinden devşirilmiştir. Hititlerde tanrılar, tıpkı insanlar gibidir. Fiziksel şekilleri insan gibi olduğu kadar ruhen de onlarla aynı olup insanlar gibi yerler, içerler, kendilerine iyi bakıldığı sürece insanlara iyilik ederler ancak ihmal edildikleri zaman hemen intikam almaya, insanları en acımasız yöntemlerle cezalandırmaya hazırdırlar. Bir Hitit metni, insanlarla tanrıları birbirleriyle kıyaslamakta ve tanrı-insan ilişkilerini bey-hizmetçi ilişkilerine benzetmektedir.
Hitit panteonu, Anadolu ve Suriye şehirlerinin çeşitli yerel panteonlarının zamanla bir araya getirilip birleştirilmesinden oluşmuştur. Hitit devletinin başlangıcından itibaren baş tanrı aynı zamanda fırtına tanrısı olan Teşup'tur. Kâinatı yaratan, krallığı ve ülkenin düzenini koruyan Teşup olup kral, efendisi adına ülkeyi yönetir.
- Yazılıkaya'da on iki yer tanrısının resmedildiği kabartma
Eski Ahit ve Hititler
Kutsal Kitap'ta, Tekvin'den sürgün-sonrası Ezra-Nehemya'ya kadar olan pek çok pasajda Hititler'den söz edilir. Hititler, genellikle İsrailoğulları arasında yaşayan bir halk olarak tasvir edilir. İbrahim, Makpela'daki mağarayı ve tarlayı Hititli Efron'dan (Ephron Hachiti) satın alır; ayrıca, Davud'un ordusunda görev aldıklarından da bahsedilir. Bununla birlikte, 2. Krallar 7:6'da anlatılana göre, Hititler, coğrafi olarak Kenan'ın dışında bulunan, bir Suriye ordusunu korkutacak kadar güçlü olan ve kendi krallıkları olan (pasaj çoğulda "krallar" anlamına gelir.) bir halktır.
Eski Ahit'teki Hititler'in aşağıdakilerden herhangi birini mi, yoksa hepsini mi ifade ettiği önemli bir bilimsel tartışma konusudur: 1) orijinal Hattiler; 2) Orta Anadolu için "Hatti" adını taşıyan ve bugün "Hititler" olarak anılan Hint-Avrupalı fatihler (bu makalenin konusu); veya 3) Anadolu gruplarından biri veya her ikisi ile ilişkili olan veya olmayan, aynı zamanda sonraki Geç-Hitit devletleri ile aynı olan veya olmayan Kenanlı bir grup.
Diğer İncil bilginleri (Max Müller'i takiben), Kenan'ın oğlu Heth ile bağlantılı olmak yerine, Anadolu'nun Eski Ahit literatüründe ve apokriflerde, Cava'nın oğlunun adını aldığı söylenen bir halk, yani "" (Chittim) olarak anıldığını iddia ettiler.
Hitit kralları
Kaynakça
Özel
- ^ Ekrem Akurgal (2019). Anadolu Kültür Tarihi. Phoenix. s. 35. ISBN .
- ^ a b Ekrem Akurgal (2019). Anadolu Kültür Tarihi. Phoenix. s. 49. ISBN .
- ^ Ekrem Akurgal (2019). Anadolu Kültür Tarihi. Phoenix. s. 50. ISBN .
- ^ Ekrem Akurgal (2019). Anadolu Kültür Tarihi. Phoenix. s. 81. ISBN .
- ^ "The peaks and troughs of Hittite". Universiteit Leiden Research (İngilizce). 2 Mayıs 2006. 25 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Kasım 2013.
- ^ Yakubovich, Ilya (2010). Sociolinguistics of the Luwian Language (İngilizce). Leiden: Brill. s. 307. ISBN .
- ^ Alparslan, Metin (2009), Hititolojiye Giriş (1 bas.), İstanbul: Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü, s. 59-67, ISBN , 13 Şubat 2019 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 29 Mayıs 2020
- ^ Ardzinba, Vladislav. (1974): Some Notes on the Typological Affinity Between Hattian and Northwest Caucasian (Abkhazo-Adygian) Languages. In: "Internationale Tagung der Keilschriftforscher der sozialistischen Länder", Budapest, 23–25. April 1974. Zusammenfassung der Vorträge (Assyriologica 1), pp. 10–15.
- ^ Cline, Eric H. (2021). "Of Arms and the Man". . Princeton University Press. s. 32. ISBN .
- ^ Newman, Francis William (1847). A History of the Hebrew Monarchy, from the Administration of Samuel to the Babylonish Captivity (İngilizce). John Chapman. s. 179. 25 Şubat 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2021.
- ^ Sayce 1890, s. 12.
- ^ Erimtan, Can (2008). . Anatolian Studies (İngilizce). Cilt 58. İngiliz Arkeoloji Araştırma Enstitüsü. ss. 141-171. 22 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ocak 2021.
- ^ Texier (1835). [Report read on 15 May 1835 to the Royal Academy of Inscriptions and Belle-lettres of the Institute, on a dispatch made by Mr. Texier and containing drawings of bas-reliefs discovered by him near the village of Bogaz-Keui [now: Boğazkale] in Asia Minor]. Journal des Savants (Fransızca): 368-376. 28 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ekim 2018.
- ^ Klinger 2019, s. 10.
- ^ Ceram 2008, s. 15.
- ^ a b Kloekhorst, Alwin (2014). "Personal names from Kaniš: the oldest Indo-European linguistic material". Farewell symposium Michiel de Vaan (İngilizce). Leiden University. 26 Ekim 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2021.
- ^ a b Kloekhorst, Alwin (2019). Kanišite Hittite: The Earliest Attested Record of Indo-European (İngilizce). Brill. 28 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2021.
- ^ Wright, William (1884). The Empire of the Hittites (İngilizce). James Nisbet & Company. ss. 137-177. 25 Şubat 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2021.
- ^ Ünal 2002, s. 34.
- ^ . Hittite Monuments. 8 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ocak 2021.
- ^ Bryce 2020, s. 10.
- ^ Ceram 2008, s. 18.
- ^ Koç, İlker (2006). Hititler. ss. 8-9. Erişim tarihi: 9 Ocak 2021.
- ^ Bryce 2020, s. 11.
- ^ Sayce 1890, s. 19.
- ^ (PDF) (İngilizce). 8 Ocak 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2021.
- ^ Ünal 2002, s. 39.
- ^ Klinger 2019, s. 16.
- ^ Kloekhorst, Alwin, (2022). "Anatolian" 28 Eylül 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., in: Thomas Olander (ed.), The Indo-European Language Family: A Phylogenetic Perspective, Cambridge University Press, p. 78: "...the Anatolian split may be dated to the period between 4400–4100 BCE. If Proto-Anatolian indeed first broke up into its daughter languages around the thirty-first century BCE...it would mean that it had some 1,300–1000 years to undergo the specific innovations that define Anatolian as a separate branch..."
- ^ Kuhrt, Amélie (1995). The Ancient Near East, Volume I. London and New York: Routledge. ss. 226-27. ISBN .
- ^ Mallory, J. P. (1989). In Search of the Indo-Europeans: Language, Archaeology, and Myth (İngilizce). New York: Thames and Hudson. ISBN . Erişim tarihi: 18 Şubat 2022.
- ^ Anthony 2007, s. 262.
- ^ Anthony 2007, s. 133.
- ^ Anthony 2007, s. 229.
- ^ Mallory, J. P.; Adams, Douglas Q. (1997). Encyclopedia of Indo-European Culture (İngilizce). Taylor & Francis. ISBN . 19 Şubat 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 3 Mayıs 2024.
- ^ Petra Goedegebuure | Anatolians on the Move: From Kurgans to Kanesh (Marija Gimbutas Memorial Lecture) (İngilizce), Oriental Institute, University of Chicago, 20 Kasım 2021 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 23 Kasım 2021
- ^ Akurgal 2005, s. 36.
- ^ Ünal, Ahmet (1997). "Hitit Metinlerinde Eski Asur Ticaret Kolonileri Çağıyla ilgili Kayıt ve Anımsamalar". Archivum Anatolicum. 3 (1). Ankara Üniversitesi. ss. 341-356. doi:10.1501/Archv_0000000068. ISSN 1300-6355.
- ^ Ünal 2002, s. 28.
- ^ a b Sir Gavaz, Özlem (2014). "Hitit Öncesi Anadolu'nun Siyasi Durumuna Genel Bir Bakış". Çorum Kültür Sanat, 15. Çorum İlk Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları. ss. 38-46.
- ^ Akurgal 2005, s. 56.
- ^ Taş, İlknur; Dinler, Veysel (1 Ocak 2015). "Hittite Criminal Law in the Light of Modern Paradigms: Searching for the traces of Modernday Criminal Law in the Past". Aramazd Armenian Journal of Near Eastern Studies. 9: 73-90.
- ^ Sayce, A. H. (1905). "The Hittite Inscriptions". The Biblical World. 26 (1): 30-40. doi:10.1086/473607. JSTOR 3140922. 13 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Temmuz 2023.
- ^ Roth, Martha. "Law Collections from Mesopotamia and Asia Minor" (PDF). Writings from the Ancient World Society of Biblical Literature. 6: 213-246. 28 Nisan 2019 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 1 Mayıs 2018.
- ^ Hoffner, Harry A. (1981). "The Old Hittite Version of Laws 164–166". Journal of Cuneiform Studies. 33 (3/4): 206-209. doi:10.2307/1359903. JSTOR 1359903.
- ^ Kral James İncili, 2. Krallar 7:6: Çünkü Rab, Suriyelilerin, savaş arabalarının sesini, atların sesini, hatta büyük bir ordunun sesini duymalarını sağlamıştı: ve birbirlerine dediler ki; İsrail Kralı Hititlerin ve Mısırlıların krallarını bize karşı durması için tuttu.
- ^ Bryce, Trevor (2005) [1988]. The Kingdom of the Hittites (İngilizce). Oxford: Oxford University Press. ss. 355-356. ISBN . 10 Ocak 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ocak 2021.
- ^ (İngilizce). Wm. B. Eerdmans Publishing. 1981. s. 60. ISBN . 16 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2021.
- ^ (PDF) (İngilizce). 8 Ocak 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2021.
Genel
- Akurgal, Ekrem (1949). Spaethethitische Bildkunst (Almanca). Ankara: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi.
- Akurgal, Ekrem (1959). "Chronologie der phrygischen Kunst". Anadolu (Almanca), 4. Ankara: Ankara Üniversitesi Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi Eski Önyasa-Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü. ss. 115-121. doi:10.1501/Andl_0000000049. ISSN 0570-0116.
- Akurgal, Ekrem (1961). Die Kunst Anatoliens von Homer bis Alexander (Almanca). Berlin: Verlag de Gruyter.
- Akurgal, Ekrem (2002). Ancient Civilizations and Ruins of Turkey (İngilizce) (2 bas.). Kegan Paul. ISBN .
- Akurgal, Ekrem (2005), Anadolu Kültür Tarihi (17 bas.), Ankara: TÜBİTAK, ISBN
- Bakır, Tomris (Mayıs 2003). "Anadolu Pers dönemi ve sanatı". Toplumsal Tarih, 113. Ankara: Tarih Vakfı Yayınları. ss. 90-93. ISSN 1300-7025.
- Bryce, Trevor (2020). Hititler: Anadolu Savaşçıları. Kronik Kitap. ISBN . 2 Ocak 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2021.
- Ceram, C. W. (2008). Tanrıların Vatanı Anadolu. Remzi Kitabevi. ISBN . 11 Şubat 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2021.
- Gültekin Demir, Gül (Mayıs 2003). "Bereketin, zenginliğin ve paranın krallığı: Lydia uygarlığı". Toplumsal Tarih, 113. Ankara: Tarih Vakfı Yayınları. ss. 86-89. ISSN 1300-7025.
- Klinger, Jörg (2019). Hititler: Hititlerin Yeniden Keşfi... Alfa Yayınları. ISBN . 4 Mart 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2021.
- Sams, G. Kenneth (Mayıs 2003). "Phrygler". Toplumsal Tarih, 113. Ankara: Tarih Vakfı Yayınları. ss. 82-85. ISSN 1300-7025.
- Sayce, Archibald Henry (1890). The Hittites: The Story Of A Forgotten Empire (İngilizce). The Religious Tract Society. Erişim tarihi: 9 Ocak 2021.
- Sevin, Veli (Mayıs 2003). "Urartular-Vanlılar". Toplumsal Tarih, 113. Ankara: Tarih Vakfı Yayınları. ss. 78-81. ISSN 1300-7025.
- Ünal, Ahmet (2002). Hititler Devrinde Anadolu. I. Arkeoloji ve Sanat Yayınları. ISBN .
İşbu madde Görkem Kökdemir tarafından CC BY-SA 3.0 lisansı altında yayımlanan metin içermektedir.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Hititler ya da Etiler Tunc Cagi nda Anadolu yarimadasinda devlet kuran bir halk HititlerḪa at tu sa 𒄩𒀜𒌅𒊭y MO 1650 y MO 1190ArmaEn genis sinirlariyla HititlerBaskentHattusas Tarhuntassa II Muvatalli doneminde Yaygin dil ler Hititce Hattice Luvice AkadcaResmi dinHitit mitolojisiHukumetMutlak monarsi eski krallik Parlamenter monarsi imparatorluk Kral y MO 1650Labarna ilk y 1210 MO 1190II Suppiluliuma son Tarihi donemTunc Cagi Kurulusuy MO 1650 Dagilisiy MO 1190Onculler ArdillarKultepeEbla Gec HititlerGunumuzdeki durumuTurkiye Suriye Lubnan Kuzey Kibris Turk Cumhuriyeti Kibris CumhuriyetiHititlerSehirler DevletlerHattiler Hattusas Assuwa Birligi Karya Amoriler Tuvana Kralligi Alisar Ankuva Arinna Arslantepe SarissaAnadolu tarihiHitit KrallariDilCivi yazisi Hititce Akadca Luvi diliKulturHitit mitolojisi Hitit mitolojisi Hitit Parlamentosu MO 3000 yillarinda pek iyi bilinmeyen nedenlerden oturu guneye dogru goce baslayan Kuzey Avrupa kavimlerinden birisi olan Hititler Anadoluya MO 2100 2000 yillari arasinda Kafkasya uzerinden gelmisler ve Dogu ve Guneydogu Anadoluya gecmislerdir MO 2000 1600 yillari arasinda Anadolu da o donemlerde hakim olan Hatti ve Hurri beyliklerinin yani sira Hint Avrupali kavimlere de rastlanmaktadir Bu donemlerde Hitit prenslerinin kendilerine cesitli politik sebeplerle Hattice ve Hurrice ad takmalari kimin yerli halk kimin Hint Avrupali gocmen kavimler oldugunun anlasilmasini zorlastirmaktadir Gunumuzde Hitit olarak adlandirdigimiz halk aslinda kendine Nesili yani Nesice konusan adini vermistir Nesili sozcugu Kultepe nin en eski adi olan Nesa dan gelmektedir Hititler in basta politik sebepler olmak uzere diger bircok sebepten oturu bulunduklari yeri Hatti Ulkesi kendilerini de Hatti sakini olarak adlandirmalarindan oturu yuzyilin basinda Anadolu da calisma yapan bilim insanlari Hititlere Hatti adini koydular Bogazkoy de 1910 lu yillarda tabletler okunmaya baslandiktan ve 1917 yilinda Bedrich Hrozny Hititce nin bir Hint Avrupa dili oldugunu ortaya koymasindan sonra Eski Ahit te Hittim olarak bahsedilen halkin Anadoluda yasayan Hititler olduklari anlasilmistir Gunumuzde Hititler artik bu sozcugun cogul haliyle anilmaktadir Turkcede ilk basta Etiler olarak adlandirilsalar da sonradan Hititler denmeye baslanmistir Sedat Alp tarafindan incelenen Asurca metinlerdeki Anadolulu sahis adlarinda yer alan ala ili ve ula takilarinin Hattice al il ve ul takilarinin Hititceye uygulanmis hali oldugunu belirtmesi uzerine Anadoluda belirgin Hitit izlerinin MO 1800 1700 yillari arasinda Nesa da gunumuzdeki adiyla Kultepe de rastlanilmistir Hititlerin Anadolu daki egemenlikleri Eski Krallik Donemi MO 1660 1460 ve Buyuk Krallik Donemi MO 1460 1190 olarak iki kisimda incelenebilir MO 1660 civarinda Ic Anadolu daki Hatti beyliklerini ele gecirerek Hattusas merkezli olarak kurduklari devlet MO 14 yuzyil ortalarinda I Suppiluliuma yonetimi altinda Levant ve Yukari Mezopotamya ya degin genisleyerek bir super guc halini almis ve egemenliklerinin pik noktasinda Misir ile beraber o zamanin medeniyet dunyasini paylasmislardir Hitit tarihinde ilk kez Hititce oldugu kabul edilen bir isimle tahta cikan I Suppiluliuma yonetimi altinda Hititlerin etkisi oylesine artmistir ki genc yasta olen Misir firavunu Tutankhamun un dul esi Ankhesenpaam Suppiluliuma nin ogullarindan biri ile evlenmek istemisti Halk Hint Avrupa dillerinin bilinen ilk ornegi olan ve Anadolu dilleri sinifina ait Hititce ve Luvice dillerini konusmustur Bu dillerin yani sira tabletlerinde Sumerce ve Akadca yazilar da mevcuttur Anadoluya gelmeden once mi yoksa geldikten sonra mi kullanmaya basladiklari bilinmemekle beraber civi yazisini ve hiyeroglif yazi sistemini kullanmislardir Hititler anal adi verilen gunlukler tutmus cok tanrili bir dine inanmislardir EtimolojiHititler kralliklarina Hattusa Akadca Hatti adini vermislerdir bu isim MO 2 bin yilin baslarina kadar Orta Anadolu da yasayip hukum surmus olan Hatti adli farkli bir halktan devralinmisti Hatti dili ise Hititce ile akraba olmayan bambaska bir dildi Modern anlamda kullandigimiz Hititler ismi ise 19 yuzyil arkeologlarinin Hattusa halkini Incil de bahsedilen Hititler ile iliskilendirmelerinden kaynaklaniyor Hititler yaklasik iki yuz yil boyunca gelisen Nesa kentinden sonra kendilerini Nesitler ya da Nesalilar olarak adlandirmislardir Ta ki Labarna adinda bir kral MO 1650 civarinda I Hattusili Hattusa nin adami anlamina gelir adini alip baskentini Hattusa da kurana kadar KesfiEski Ahit teki atiflar Hitit uygarliginin arkeolojik olarak kesfedilmesinden once haklarindaki tek bilgi kaynagi Eski Ahit te bulunan atiflardi Francis William Newman 19 yuzyilin baslarinda yaygin olan elestirel gorusu su sekilde ifade etmisti Hicbir Hitit krali guc konusunda bir ile karsilastirilamaz 19 yuzyilin ikinci yarisindaki kesifler Hitit kralliginin olcegini ortaya cikardiginda Archibald Sayce Anadolu medeniyetinin Yehuda ile karsilastirilmasindan ziyade bolunmus Misir Kralligi ile karsilastirilmaya deger oldugunu ve Yehuda ninkinden sonsuz derecede daha gucluydu seklinde fikirler one surdu Sayce ve diger bilim insanlari ayrica Yehuda ve Hititlerin Ibranice metinlerde asla dusman olmadiklarini belirtmislerdir Krallar Kitabi nda anlatildigina gore Israilogullarina sedir savas arabalari ve atlar konusunda takviyede bulunmuslar ayrica Yaratilis Kitabi nda anlatildigina gore Ibrahim in dostlari ve muttefikleri idiler Hititli Uriya Kral Davud un ordusunda bir yuzbasiydi ve 1 Tarihler 11 e gore onun guclu adamlarindan biri olarak sayilmaktaydi Ilk kesifler Fransiz bilim insani Charles Texier 1834 te ilk kez Hitit kalintilarini kesfetti ancak bunlari boyle tanimlamadi Kendisinin ve bilim camiasinin genel kanisi bu antik yerlesimin Herodot un bahsettigi gunumuzde Kerkenes de oldugu bilinmektedir oldugu yonundeydi Hititler hakkinda ilk arkeolojik kanitlar Kultepe deki karumda bulunan ve Asurlu tuccarlar ile belirli bir Hatti ulkesi arasindaki ticari iliskileri kayit altina alan tabletlerde ortaya cikti Tabletlerdeki bazi isimlerin Hattice ya da Asurca degil Hint Avrupa isimleri oldugu dusunulmekteydi Bogazkale de tarafindan 1884 yilinda kesfedilen Hattusalilar tarafindan yapilan bir anitin uzerindeki yazinin Kuzey Suriye deki Halep ve Hama dan gelen degisik hiyeroglif yazilarla eslestigi kesfedildi Aslinda Hama daki hiyeroglif yazilar cok onceden 1722 yilinda kesfedilmisti ancak bu yazilarin Misir hiyerogliflerinden farkli oldugunun farkina varan ilk kisi 1822 yilinda J L Burckhardt olmustu 1870 e gelindiginde ve burada iki tane daha anit kesfetmis ancak bolge halkinin engellemesiyle onlari kopyalayamamis elleri bos donmuslerdi Niyahet iki yil sonra Vali Suphi Pasa nin da yardimiyla yazilarin kopyalarini British Museum a yollamis aslini da Istanbul Arkeoloji Muzesi ne tasitabilmisti 1887 de Misir Amarna da yapilan kacak kazilar sonucunda Firavun III Amenhotep ve oglu Akhenaton un diplomatik yazismalari ortaya cikti Bu mektuplardan ikisi Kheta Kralligi tarafindan Akad civi yazisiyla bilinmeyen bir dilde yazilmisti akademisyenler sesleri az cok yorumlayabilseler de icerigini cozememislerdi Bundan kisa sure sonra Sayce 1880 yilinda Eski Ahit teki Hititlerin Anadolu da buyuk bir imparatorluk kurdugu seklinde ortaya attigi teorisini Anadolu daki Hatti veya Khatti Misir da bulunan metinlerde anilan Kheta kralligi ile hem de Eski Ahit teki Hititler ile aynidir seklinde genisletti Max Muller gibi digerleri Khatti nin muhtemelen Kheta oldugunu kabul ettiler ancak onu Eski Ahit Hititleri yerine yine Eski Ahitten ile iliskilendirmeyi onerdiler Sayce in tanimlamasi 20 yuzyilin baslarinda genis capta kabul gormeye basladi Bogazkoy de ortaya cikarilan medeniyete Hitit adi verildi Arkeolog Bogazkoy de 1906 da baslayan aralikli olarak yapilan kazilarda Akadca civi yazisiyla yazilmis ve Kheta dan gelen Misir harfleriyle ayni bilinmeyen dilde yazilmis 10 000 tabletlik bir kraliyet arsivi buldu Ayrica Bogazkoy deki kalintilarin bir noktada Kuzey Suriye yi kontrol eden bir imparatorlugun baskentinin kalintilari oldugunu da kanitladi Hattusas da baskanliginda 1907 yilindan baslayan kazilar dunya savasi sebebiyle 1931 1939 yillari arasinda kazilar yine dunya savasi sebebiyle durduruldu nihayetinde 1951 yilinda tekrar baslatildi Kultepe 1948 den 2005 teki olumune kadar Profesor Tahsin Ozguc tarafindan basariyla kazildi Hitit hukumdarlarini ve Hitit panteonunun tanrilarini tasvir eden cok sayida kaya kabartmasinin bulundugu Yazilikaya kaya tapinagi da dahil olmak uzere Hattusa nin yakin cevresinde daha kucuk olcekli kazilar da yapilmistir TarihceHititlerin I Suppiluliuma doneminde ulastigi en genis sinirlar Kokenleri Hititlerin atalari Anadolu dil ailesinin Proto Hint Avrupa dan ayrildigi MO 4400 ile 4100 yillari arasinda Anadolu ya gelmislerdir Son genetik ve arkeolojik arastirmalar Proto Anadolu dilini konusanlarin bu bolgeye MO 5000 ile 3000 yillari arasinda geldiklerini gostermistir Proto Hitit dili MO 2100 civarinda gelismistir ve Hitit dilinin kendisinin MO 20 ve 12 yuzyillar arasinda Orta Anadolu da kullanildigina inanilmaktadir Hititler ilk olarak MO 1750 den bir sure once Kussara kralligi ile iliskilendirilir Anadolu da Bronz Cagi boyunca Hititler Hatti ve Hurrilerle birlikte yasadilar Bu beraberlik fetih yoluyla veya kademeli olarak asimile edilmeyle saglanmis olabilir Arkeolojik acidan Hititlerin Balkanlar daki ve Kafkasya daki Maykop kulturu ile iliskileri daha once goc cercevesinde ele alinmisti 2007 yilinda tarafindan yapilan arastirmalar MO 4200 4000 yillari arasinda arkaik Hint Avrupa dilleri konusan gocebe cobanlarin Tuna Nehri vadisine dogru yayildiklarini ve bu goclerin Eski Avrupa uygarliginin cokusune yol actigini veya bu cokusten faydalandigini gosteriyor Anthony bu gocebelerin dillerinin muhtemelen Anadolu da kismen korunmus arkaik Proto Hint Avrupa lehcelerini icerdigini ve torunlarinin bilinmeyen bir tarihte belki de MO 3000 gibi erken bir tarihte Anadolu ya yerlestigini one suruyor J P Mallory Anadolulularin MO 3 binyilda kuzeyden Balkanlar veya Kafkaslar uzerinden Yakin Dogu ya ulasmis olabilecegini one surmustur Parpola ise Hint Avrupa dilini konusan topluluklarin Avrupa dan Anadolu ya gocunu ve Hititcenin dogusunu Proto Hint Avrupa dilini konusanlarin MO 2800 civarinda Yamnaya kulturunden Tuna Vadisi ne goc etmesiyle iliskilendiriyor Bu gorus Proto Hint Avrupa dilinin Anadolu ya MO 3 binyilda girdigi seklindeki geleneksel varsayima da uymaktadir Ancak Hitit dilinin dogu sinirlarindaki kulturlerden tarimla ilgili bircok kelime odunc aldigini gostermistir Bu durum Hititlerin Kafkasya uzerinden goc ettiklerine dair bir kanittir Orta Anadolu nun baskin yerli sakinleri Hint Avrupa kokenli olmayan diller konusan Hurriler ve Hattilerdi Bazilari Hattice nin Kuzeybati Kafkasyali bir dil oldugunu ileri surmustur ancak Hurrice neredeyse izole bir dildir yani Hurro Urartu ailesindeki sadece iki veya uc dilden biridir nun gucunun zirvesinde oldugu donemde bolgede Asur kolonileri de bulunmaktaydi Hititler civi yazisini bu donemde Yukari Mezopotamya da yasayan Asurlulardan ogrenmislerdir Bolgede bulunan bazi metinler Eski Asur Imparatorlugu nun MO 18 yuzyilin ortalarinda yikilmasinin ardindan Hititlerin hakimiyet kurmasinin zaman aldigini gostermektedir Birkac yuzyil boyunca genellikle cesitli sehirleri merkez alan ayri Hitit gruplari vardi Daha sonra Hattusa bugunku Bogazkale sehri merkezli guclu liderler ortaya cikmis ve bu gruplari birlestirmeyi basarmislardir Bu liderler Orta Anadolu nun buyuk bir kismini fethederek Hitit Kralligi ni kurmuslardir Hattus ve Asur ticaret kolonileri donemi Hititlerin bu donemde Anadolu daki varligi tartismali bir konudur Bu cagdan kalma bazi belgelerde Hititce isimlere ve kelimelere rastlanmaktadir Hititlere ait bazi metinlerde ise yine bu caga ait baglantilara oldukca silik bir sekilde de olsa rastlanmaktadir Ancak bu durum Hititler bu cagda Anadolu da bulunuyorlar ise neden yaziyi ic ice yasadiklari Asurlu tacirlerden degil de Babil den aldiklari hakkinda sorular dogurmaktadir Hitit olup olmadigi konusunda tartismalar olan Anitta Hattus kentini bir gecede ele gecirerek sehrin iskan edilmemesi icin yabani otlar dikmis ve sehri lanetlemistir Anitta icin Hattus un tekrar iskan edilmemesi onemliydi zira bulundugu konum itibariyla oldukca stratejik bir yer olan bu kent anlasildigina gore Anitta nin baskenti Nesa ya kafa tutabilecek seviyedeydi Anitta dan sonra kral olan ve Eski Krallik doneminin ilk krali sayilan Labarna Hattus u ele gecirerek burayi baskent yapmis kendi ismini de bu kente ithafen Hattusili olarak degistirmistir Hititce bir ek olan a as sonekini alan kentin ismi de Hattusa Hattusas olmustur Eski krallik donemi Anadolu Erken Tunc Cagi nin son yuzyillarindan baslayarak irili ufakli pek cok beylik arasinda paylasilmaya baslamisti Anadolu da beylikler duzenine son verilip merkezi devlete dogru ilk adimlar Hititlerce atilmistir Anadolu nun yerli halklarindan olduklari anlasilan Hititler MO 3 bininci yilin iclerinde baslayan toplumsal gelismelerin bir sonucu olarak giderek buyuk bir devlet durumuna gelme basarisini gostermislerdir Bu basarida Hititlerin dil ve irk farki gozetmeyen melez bir toplum yapisina dayanmalari en onemli rolu oynamis olmalidir Bu devlet icinde Hititlerin yaninda Hattiler Hurriler Luviler vb pek cok etnik unsur bulunmaktaydi Yazili metinlere gore Koloni Cagi nin son safhalarinda Pithana nin oglu Anitta Anadolu da sehir beylikleri halinde yasayan Hititlerin birlesmesinde ilk adimi atarak Anadolu nun merkezi sistemle idare edilen ilk devletini kurmustur Eskisehir Arkeoloji Muzesi nde sergilenen ve insan kalintilari MO 18 yuzyila tarihlenen bu kalintilar Erken Hitit Donemi ne aittir ve Cavlum Mezarligi nda bulunmustur Eski Asurlu koloniciler Anadolu yu terk ettikten bir sure sonra MO 1650 lerde I Hattusili devletin baskentini Nesa dan Hattusas a tasimistir Hattusas in baskent olmasiyla birlikte Eski Hitit Kralligi hizli bir bicimde gelismeye baslar Kisa surede Kuzey Suriye Alalah ve Bati Anadolu daki Arzava ulkesi ele gecirilmistir I Hattusili yi izleyen I Mursili doneminde Halpa ve Babil Hitit Kralligi na dahil edilmistir Boylelikle Hititler kisa surede Yakin Dogu nun etkin siyasal guclerinden biri olarak adlarini duyururlar Eski Hitit Kralligi olarak anilan bu donemde sanat basta Bogazkoy olmak uzere Alacahoyuk Bitik Alisar Eskiyapar Inandik Masat Hoyuk Huseyindede ve Imikusagi kazilarinin ortaya koydugu gibi buyuk olcude Anadolu gelenegine baglidir Seramikte teknik ve form bakimindan Asur Ticaret Kolonileri Cagi nda yaratilmis olan esaslar zamana uygun olarak devam eder Devrin seramik formlari arasinda buyuk boy banyo kaplari matara biciminde kaplar suzgecli kaplar kantharoslar ve canak icindeki tanricali kult kabi ozellik gosteren turlerdendir Cokca talep edilen torensel icki kaplarinin bu donemde Bogazkoy ve Inandik bogalarinda oldugu gibi daha buyuk boyda yapilarak kullanildigi gorulur Koloni Cagi ndan da tanidigimiz kabartmali vazo yapma gelenegi Eski Hitit doneminde devam etmis ve en iyi ornekleri ilk kez Eskiyapar Inandik Bitik ve Huseyindede gibi merkezlerde ele gecmistir Kabartmali motiflerin firizler halinde uzerine yerlestirildigi Inandik vazosu bu tipin en iyi orneklerindendir Bu donemin maden sanatini temsil eden orneklerden ikisi Bogazkoy de bulunan altindan yapilmis oturan tanrica bicimli kolye tanesi ile Dovlek te bulunmus tunc tanri heykelcigidir Eski Hitit donemi tasvir sanatinda tunctan yapilan heykelciklerde tanrilar betimlenmektedir Bunlarin mabetlerde saklandiklari ve koruyucu nitelikte olduklari yazili belgelerden bilinmektedir Imparatorluk donemi Ulke icindeki politik cekismeler nedeniyle zayiflayan Eski Hitit Kralligi MO 2 binin ikinci yarisinda II Tuthaliya devrinde yeniden kuvvetlenmis ve bir imparatorluk haline gelmistir Misir ile Babil in yaninda On Asya nin ucuncu buyuk politik gucunu olusturmustur Bu yeni evreye Yeni Hitit Devleti ya da Hitit Imparatorluk Cagi denir I Suppiluliuma ulkesinin sinirlarini Kuzey Suriye ye etki alanini da Kuzey Mezopotamya ya ve MO 2 binyilin ortalarinda kurulmus olan Hurri Mitanni ulkesine degin genisletmis Dogu Anadolu nun bati kesimindeki Hurri kokenli ulkesini ele gecirmisti Hukumdarligi sirasinda Misir firavunu Tutankhamun un genc yasta olumu uzerine karisi Hitit Kralligi na basvurarak kendisi icin bir es talebinde bulunmustur I Suppiluliuma ogullarindan yi gonderdiyse de genc prens yolda bir Misir entrikasina kurban gitmistir Bu olay Suriye topraklarina sahip olmak isteyen Misir ve Hitit arasinda sonucta Kades Antlasmasi ile bitecek olan bir dizi savasi bahanesi olmustur Kades Muharebesi Ebu Simbel in duvarlarinda II Ramses i bir Hitit askerini oldururken betimleyen kabartma II Mursili olunce imparatorluk tahtina oglu ve I Suppiluliuma nin torunu II Muvatalli gecer Ilk yillarinda o da Bati Anadolu daki karisikliklar ve ayaklanmalarla ugrasmak zorunda kalir ve sonucta Troya Krali Aleksandros ile bir antlasma yaparak huzuru saglar Ancak esas stratejisini Kuzey Suriye nin egemenligi icin catismak zorunda oldugu Misir a gore belirlemistir Bu donemde Misir tahtina II Ramses cikmis ve Suriye uzerinde hak iddia etmeye baslamistir Bununla ilgili olarak hukumdarliginin dorduncu yilinda bir sefer duzenleyerek Hitit Imparatorlugu na bagli kucuk ni ele gecirmistir Boylelikle savas kacinilmaz hale gelmistir MO 1285 te Kades kenti yakininda yapilan savasta Misir ordulari savas duzeni almaya zaman bulamadan Hitit savas arabalarinin baskinina ugramissa da savasin ne sekilde sonuclandigi acik degildir Civi yazili Hitit belgelerinde bu konuda hicbir bilgi yoktur Buna karsilik Misir da Uksur kentindeki Luksor ve Karnak tapinaklariyla daha guneydeki Ebu Simbel Tapinagi nin duvarlarinda Firavun II Ramses in bunu bir zafer olarak anlatan abartili yazitlari ve kabartmalari bulunmaktadir Ancak savastan sonra catismayi baslatan Amurru Kralligi nin yeniden Hitit e bagli hale gelmis olmasi esas galibin Muvatalli olduguna isaret eder Misir ve Hitit devletleri arasinda MO 1270 yilinda imzalanan Kades Antlasmasi dunyanin iki buyuk gucu arasinda imzalanmis ilk buyuk antlasma olma ozelligine sahiptir Antlasma metni o zamanin diplomatik yazi dili olan Akad ve Misir dillerinde hazirlanmistir Misir dan Hattusas a yollanan ve gumus bir tablet uzerine kazinmis olan Akadca ozgun nusha bulunamamistir Buna karsilik ayni metnin kil tablet uzerine yazilmis olan bir kopyasi Bogazkoy arsivlerinde ele gecmistir Antlasmaya gore iki ulke de baris icerisinde yasayacak ve sonsuza dek birbirlerine saldirmayacakti Diger onemli belge ise 1986 yilinda Bogazkoy kazilarinda bulunan dikdortgen civi yazili bronz tablet olup IV Tuthaliya ile Tarhuntassa Krali Kurunta arasinda imzalanan bu metin sinir duzenlemesi ile ilgilidir Bu eser Anadolu da bulunan tek bronz tablettir Imparatorlugun sonu III Hattusili den sonra Hitit tahtina buyuk kralice Puduhepa nin ogullarindan biri olan IV Tuthaliya gecmistir IV Tuthaliya babasindan devraldigi saygin ve guclu imparatorlugu surdurmekle birlikte olumunden sonraki yillarda imparatorluk hizla yikilmaya yuz tutmustur Buyukkaya dan bir gorunum Hitit Imparatorlugu gibi buyuk bir devletin sonunu getiren olaylar arasinda MO 1200 yillari civarinda Balkanlardan Anadolu ya ulasan buyuk goc dalgalarinin etkisi olabilecegi dusunulur Ancak gocebe bir yasam surduren ve genellikle asiretler cevresinde kumelenmis koylulerden olusan bu insanlarin Hitit baskenti Hattusas a ulasarak bu devlete dogrudan dogruya son vermis olduklari kabul edilemeyecek bir varsayimdir Bununla birlikte bu gocler sonucunda Bati ve Kuzeybati Anadolu da ortaya cikan karmasa belirsizlik ortaminin Hitit devletinin ekonomisini olumsuz yonde etkilemis olabilecegi varsayilabilir MO 2 binyilin son yuzyillari tum Anadolu yarimadasi icin kaos ve sikintilarin doruk noktasina ulastigi bir donemdi Cesitli yonlerden kopup gelen istilacilar ve gocmenlerin yarattigi bunalimlar sonucunda Hattusas in son hukumdari II Suppiluliuma dan sonra Hitit devleti son bulmus boylelikle yuzyillardir suren mevcut durum ortadan kalkmistir Hitit Imparatorlugu na son veren etkenler arasinda en onemlisi kuzeyde daglik Karadeniz bolgesinde yasayan savasci halk Kaskalarin MO 2 binyilin son yuzyillari icinde yaptiklari goctur Hitit devletine yuzyillardir sorun yaratan bu istilaci kavmin sonucta bir kez daha Orta Anadolu ya inerek Hitit topraklarini yagmalayarak baskent Hattusas in issizlasmasina neden oldugu dusunulmekteydi Ancak 1996 yilinda Buyukkaya sirtinda baskentin yikilisindan sonra kurulan bir yerlesme kazilmistir Bu bir Hitit yerlesmesi degildi Bu yerlesme ile sehrin Demir Cagi tarihi baslamaktadir Ic Anadolu Demir Cagi nin ilk donemi onceleri Karanlik Cag olarak adlandiriliyordu cunku Hitit Imparatorlugu nun yikilisindan sonra yaklasik 300 yil devam bu donemde hicbir yerlesme gorulmuyordu Ancak son yillarda bu doneme tarihlenen cesitli yerler saptanmistir Hattusas in kuzeydogusundaki Buyukkaya yerlesmesi de bunlardan biridir Yerlesmede Hititlerden bilinen pek cok ozelligin eksik oldugu gorulur Ornegin seramik kaplarin uretiminde buyuk olcude comlekci carki seri uretim araci olarak kullanilmisti Ilkel barinaklarinin Hitit mimarligi ile ortak hicbir yani yoktu ve yazi kullanilmiyordu Maddi kulturleri bariz Ilk ve Orta Tunc Cag karakteri tasir Imparatorluk coktukten sonra yerli Kuzey Anadolu boylari eski Hitit cekirdek bolgesine sizarak ulkeyi ele gecirmislerdir Bu insanlarin sozu edilen Kaskalar olma olasiligi vardir Gec kralliklar donemi Gec Hitit kralliklari1 Gurgum Kralligi2 Hilakku Kralligi34 Karkamis Kralligi5 Kue Kralligi6 Kummuhu Kralligi7 Melid Kralligi8 Patin Kralligi9 Tabal Kralligi10 Yaklasik bes asir boyunca devam eden Hitit yonetimindeki siyasi birligin yok olmasinin arkeolojik veriler arasindaki en belirgin gostergesi kil tabletlerin duzenlendigi ve korundugu imparatorluk arsivlerinin son bulmasidir Devlet ve burokrasinin sessizligi Hitit Imparatorlugu yonetimi altinda Anadolu ve guneydogusundaki bolgelerde yasayan halklarin yok olmasi gibi algilanmamalidir Nitekim imparatorluk coktukten kisa sure sonra baskent Hattusas ta hayat daha kisitli imkanlarla olsa da surer Ayrica MO 2 binyildan beri kullanilagelen hiyeroglif ile yazilan Luvice MO 1200 den sonra da tas eserler ve mimari baglamda yaklasik bes yuzyil daha yerel iktidarlarin sesini duyurmaya devam eder Gunumuze ulasan ile yazilmis arkeolojik kalintilarin tamami bu doneme tarihlenmektedir Bu dilin Luvice oldugu aciktir Daha sonralari bu bolgelerde Fenikece ve Aramicenin de kullanildigi gorulmektedir Guneydogu Anadolu da yani Kilikya ve Kuzey Suriye deki Toros Daglarinin oldugu bolgede gec Hitit beylikleri Hitit Imparatorluk Cagi gelenegini devam ettirmislerdir Suppiluliuma Muvatalli ve Labarna gibi isimler tasiyan buradaki yoneticiler Hitit Imparatorluk Cagi nda oldugu gibi ayni unvanlari tasimislardir Hitit Imparatorlugu fiilen ortadan kalkmasina ragmen Eski Ahit te Kuzey Suriye Bolgesi nin Hatti memleketi olarak gecmesi de dikkat cekicidir Imparatorluk sonrasinda mimari ve sanat ozellikle de yontular bakimindan da bir devamlilik soz konusudur Bu surec ozellikle Firat havzasindaki MO 3 binyildan beri onemli merkezlerden Karkamis ta ve Tarhuntassa da kanitlanmaktadir sergilenen tas kabartmasi MO 14 yuzyilda Hitit devletini imparatorluga donusturmesiyle taninan I Suppiluliuma Guneydogu Anadolu ve Kuzey Suriye ye dogru genislettigi hakimiyetini kolaylastirmak ve surdurebilmek amaciyla bolgenin iki onemli kenti Karkamis ve Halpa nin basina ogullarini getirir Lidar Hoyuk de bulunan bir muhur baskisindan Karkamis ta bes nesil devam eden hanedanligin son krali Kuzi Tesub un imparatorlugun cokusunden sonra kendine Hititlerdeki gibi buyuk kral unvani vererek bolgede hakimiyetini surdurdugu ogrenilir Karkamis kazilarinda Kuzi Tesub a dair ize rastlanmamasina ragmen iki ayri dikit uzerinde buyuk kral unvanini kullanan Tuthaliya ve in isimleri bulunur Ancak uzun suredir bilimsel cevrelerde bu unvanlarin gercek bir iktidari yansittigi dusunulmemektedir Halpa da Suppiluliuma soyundan gelen iktidarin ne kadar surdugunu bilinmemektedir Halep Kalesi nin altinda kalan kent merkezi henuz genis capli kazilmamistir Ancak son yillarda in calismalari ile ortaya cikarilan tapinak yapisinin duvarinda bulunan kabartmali tas levhalar Hitit kulturunun buradaki nufuzunu ve devamliligini belgeler Henuz kalintilari kesin tespit edilmemis olsa da sinirlari yazili belgelerde en ince ayrintisina kadar tanimlanan Tarhuntassa da ise yine soyu Hitit imparatorlarina dayanan bir hanedanlik hukum surer II Muvatalli nin ogullari III Mursili ve kardesi Kurunta amcalari III Hattusili nin iktidara el koymasi sonucu merkezden uzaklastirilir III Mursili surgune yollanir Kurunta ya ise asla merkezi iktidari aklindan gecirmemesi karsiliginda Tarhuntassa bolgesinin yonetimi verilir Ancak tum onlemlere ragmen muhur ve kaya kabartmalarina bakilirsa Kurunta bir donem kendisini buyuk kral ilan etme firsatini yakalamis gorunur Bu kralin sonunu bilinmese de son Hitit imparatoru II Suppiluliuma yazili belgelerde Tarhuntassa yi yenip isgal ettigini aciklar Sonraki yillarda Karadag ve Kizildag da bulunan kabartmalar ve yazitlarda kendisini buyuk kral olarak tanitan Mursili nin oglu ortaya cikar Karkamis ta da benzeri gorulen durum MO 1 binyilin baslarinda her ne kadar kendilerine buyuk kral demeyi mesru kilacak hanedanlik baglantilari olan yoneticilerin varligini kanitlasa da iktidarlarin caplarinin yerel boyutlari asamadigini gosterir Hitit Imparatorluk Cagi nin hemen sonrasina tarihlenen Karkamis buluntulari yok denecek kadar azdir Gec Hitit donemine ait en erken buluntular Malatya dadir Burasi Karkamis ta devam eden Hitit imparatorluk soyundan gelen hukumdarlar tarafindan yonetilen bir kent devletidir Hitit gelenegi soz konusu bu Hitit beylikleri tarafindan Asurlularin surekli saldirilari ile tarih sahnesinden silindikleri devir olan MO 700 yillarina kadar devam ettirilmistir Karkamis Zincirli Arslantepe Sakcagozu Karatepe ve Tell Tayinat ta yapilan kazilarda bu donemin onemli merkezleri aciga cikarilmistir Ayrica ayni caga ait daginik eserler de bircok yerlerde bulunmustur Bu kucuk kralliklar MO 1 binin ilk ceyreginde Ic Anadolu nun kuzey ve batisinda Frig Dogu Anadolu da Urartu Kuzey Mezopotamya daki Asur politik gucleri arasinda yasamlarini surdurmuslerdir SanatHitit sanatinin bilinir orneklerinden geyik figurlu gunes ve gunes kursu Hitit Imparatorluk Cagi nda en yuksek seviyeye ulasan Hitit sanat eserleri sadece Hitit cekirdek bolgesinde degil Hititlerin egemenligi altina girmis ya da Hitit politik gucunden etkilenmis olan cesitli On Asya sehirlerinden ele gecmistir Hitit Imparatorluk Cagi ndan bugune kalan sanat eserlerinin onemli grubunu Hititlerin baskenti olan Hattusas Alacahoyuk Eskiyapar ve Anadolu nun Hitit etkinlik bolgelerinde yer alan merkezlerden ele gecen eserler olusturmaktadir Yakin Dogu nun en onemli baskentlerinden biri olan Hattusas onceleri kuzeydeki alcak alanda kurulmustur Guneydeki daha yuksek yukari sehir I Suppiluliluma dan itibaren insa edilmeye baslanmis ve bayindirlik etkinligi imparatorlugun yikilisina degin surmustur Yukari sehirde 31 tapinak tespit edilmis olup burasi tumuyle torensel amaclara hizmet etmek uzere tasarlanmisti Dinsel torenler sirasinda guney uctaki nin da onemli bir islevi vardi Buradaki 71 metrelik yeralti gecidi yine torensel amaclara hizmet etmekteydi Halka ait konutlar ve mahalleler yukari sehrin disinda tutulmustu nin iki yaninda kenti kotuluklerden koruyan kukrer durumda iki aslan kabartmasi yer almaktadir Bunlar kubik govde yapilariyla tipik Hitit ozellikleri tasirlar MO 1400 lerde baslayan Hitit Imparatorluk Cagi sanati kesintisiz olarak MO 1200 lerde Hititlerin siyasi guclerini kaybedislerine kadar surmustur Hitit tasvir sanatinda islenen konular Asur Ticaret Kolonileri Cagi nin gec evresinde baslayip MO 1200 lere kadar devamli olarak dinsel ve krali olaylari islemistir Gunluk islerin resmedildigi olaylar bile dinsel torenlerin betimlemeleri icinde yer alir Hattusas taki Hitit mabetleri plan ve yapi teknigi bakimindan ortak ozellikler gosterir Hepsinde butun bir avlu cevresinde siralanmis revaklar ve odalar vardir Tanri heykeli kutsal mahaldedir Bu Hitit mabedi butun personeli ile buyuk bir organizasyonun merkezidir Hattusas ta yer alan en buyuk acik hava tapinagi Yazilikaya dir Dogal bir kayalikta yer alan bu acik hava tapinagi iki galerilidir Giristeki A galerisi duvarlarinda Hurri kokenli tanri ve tanricalarin hava firtina tanrisi Tesup ve esi Hepat in onderliginde Yeni Yil Bayrami kutlamalari icin bir araya gelmeleri gosterilmistir Buyuk panoda Tesup iki dag tanrisina basar durumdadir Karsisinda bir aslan uzerinde esi Hepat durur Tanri ve tanricalar onlarin gerisinde siralanir Girisin saginda tapinagi yaptiran basrahip kral IV Tuthaliya toren giysileriyle resmedilmistir Sol elinde krallik simgesi kivrik asa tutar Sag elinin uzerinde hiyerogliflerle adi yazilidir B galerisinde hizla kosan 12 yeralti tanrisi ve kilic tanri kabartmalariyla IV Tuthaliya ve koruyucu tanrisi panosu yer alir Hitit tasvir sanatinda mimaride kullanilan en nitelikli ornekleri Hattusas ta gorulmektedir Ortostatlarin uzerinde Hitit sanatinin diger eserlerinde goruldugu gibi dinsel konular islenmistir Bu cagda buyuk heykellerin ortostatlarin yaninda ayni usluba gore altin fildisi tunc ve tastan yapilmis kucuk tanri heykelcikleri ve kabartmalari da onemli bir yer tutmaktadir Hititli tanrilari temsil eden bu eserler iri badem goz catma kas iri kemerli burun ve gulumseyen dudaklarla ifade edilmislerdir Kabartmalarda ise bas ve ayaklar profilden govde cepheden islenmis olup bunlar saf Hititli ozelliklerdir Gec Hitit sanati Gec Hitit sanatinin en belirgin urunleri anitsal yapilarda rastlanilan kabartmalar ve devasa insan gorunumlu heykellerdir MO 1 binyilda sanat modern sanatci ile bagdastirilan yaraticilik ve ifade ozgurlugu gibi kavramlardan uzak zanaatkarlarin ve ustalarin elinde yavas yavas sekillenen ayni zamanda yapitlari ismarlayan kisi ve kurumlarin beklentileri dogrultusunda gelisen bir olgudur Sanat ile zanaatin henuz ayrilmadigi bu donemde sanatci kendi kimligini vermez Bu durum MO 2 binyil suresince de gecerliydi ancak MO 1 binyil ile karsilastirildiginda belki de en buyuk degisiklik eskiden agirlikli olarak merkezi kurumlarin denetimindeki sanat ve zanaatin artik hem yerel gucler ve kisiler tarafindan benimsenmesi hem de kurumlarin disinda kisisel amaclar icin de kullanilmasidir Bu baglamda akla gelen en carpici ornekler Kahramanmaras ve civarinda rastlanan mezar stelleridir Ilk defa halktan varlikli kisilerin krallar kraliceler veya rahipler gibi tasvirleri vasitasi ile dunyaya kendilerinin izlerini biraktiklarini gorulur Anadolulu bu aileler mezar stellerinin uzerinde kadin erkek birlikte bazen cocuklari ile beraber uzerlerinde yasantilarinda giydikleri kiyafetler ile gorunurler ve daha sonra Greko Romen klasik devirlerde bu gelenek olarak yerlesecek tasvirli kimi zaman yazitli mezar stellerinin temellerini atmis olurlar Kisiler genellikle uzerinde olu ziyafeti icin yiyeceklerin durdugu masanin basinda cogu kez bir sandalye uzerinde oturarak ve profilden tasvir edilirler Nadiren on cepheden resmedildikleri gorulur Ellerinde havaya kaldirdiklari buyuk olasilikla icki dolu bir kase disinda dini inanclarini ve hangi tanrilara bagli olduklarini tanimlamak icin sectikleri ayna uzum ig veya yazi levhasi gibi simgesel nesneler bulunur Anitsal yapilarin kabartmali tas levhalar ile donatilmasi Anadolu da MO 2 binyildan beri gorulen ancak kokenleri Kuzey Suriye ve MO 3 binyildan beri Hurrilerin yasadigi bolgelere uzanan bir adettir Anadolu da Hititliler tarafindan benimsenen ve kendilerine ozgu bir sekil alan mimari yontular onceleri agirlikli olarak giris yapilarina yerlestirilen aslan ve sfenksler ile baslayip daha sonra gerek kral ve kraliceyi gosteren dini torenler olsun gerek butun tanrilarin tanitildigi gecit torenleri olsun tumu dini icerikli olmak sureti ile cesitlenerek artar Hitit Imparatorlugu nun yikilmasindan sonra anitsal yapi kabartmalari gelenegi daha da gelisip yayginlasir Daha onceleri bir anlamda imparatorlugun tekelindeki gorsel uretim ve onun etkin alanlarda kullanimi merkezi guc dagilip da yeni iktidar odaklari turedikce artik yeni yerel guclerin kendi iktidar soylemini yansitir I Suppiluliuma nin oglu tarafindan baslatilan hanedanlik tarafindan yonetilen Karkamis kenti Hattusas tan sonra Hitit Luvi kulturunu devam ettiren en onemli merkez olarak Gec Hitit sanatinin hem icerik hem de uslup acisindan cesitliligini en zengin bicimde sunmaktadir MO 2 binyilda kabartmalar ile beraber kullanilan Luvice hiyeroglif yazitlar daha cok kisa tanimlar seklinde kullaniliyordu Uzun yazitlar ya hic tasvir olmadan ya da en fazla 1 2 figur ile yan yana bulunuyordu MO 1 binyildaki degisikliklerden biri de tasvir ile yazinin giderek daha fazla bir arada kullanilmasi yazitlarin kabartmalar yani goruntuler ile beraber neredeyse gunumuz reklamcilarinin kullanimina yakin bir beceri ile birbirini tamamlayarak hatta etkisini arttirarak tasarlanmasidir Buyuk olasilikla okuma yazma bilmeyen genis kitleler ile iletisim kurmak icin hiyeroglif yazisinin orada bulunmasi bile yerel iktidara mesruiyet kazandiriyordu tasvirler ile bir arada sunulmasi ise etkinligini katlayarak arttiriyordu Okuryazar olamayan topluluklarda yazi muska gibi de algilanirdi ve bu durum kurgularin olusmasini da beraberinde getiriyordu Ivriz kaya kabartmasinin gorunumu Kahramanmaras ta bulunan ve Maras Aslani olarak adlandirilan yazitli kapi aslani heykeli yazit ile tasvirin ortustugu carpici bir ornektir MO 2 binyilda yapilan kabartmalar sadece ruhani konulari kral ve kralicelerin de katildigi kutsal torenleri ve cesitli mitolojik olaylari yansitirlar MO 1 binyilda bunlarin yani sira dunyevi konular da goruntulenmeye baslanir Yeni konular arasinda en sik rastlananlar savas sahnelerini ve krallarin ust duzey burokrasi ile isbirligini gosterenlerdir MO 2 binyilda baslayip ancak 1 binyilda artarak uretilen Karkamis Malatya Zincirli ve Karatepe Arslantas tan bilinen dev ebatli tanri ve hukumdari tasvir eden heykeller de bulunur Bu buyuk yontular genellikle ayakta veya oturur durumdadir Tanrilar mutlaka cifte aslan veya cifte bogadan hatta bogalarin cektigi arabadan olusabilen bir kaidenin uzerinde yer alirlar MO 2 binyilda tanrilar tasvir edilirken mutlaka ozel basliklari veya boynuzlari olurdu MO 1 binyilda bu kural gecerliligini yavas yavas yitirir Olumluler ile tanrilarin goruntuleri bir yerde klasik Yunan sanatinda oldugu gibi birbirine yaklasir Tabiatin icerisinde ve dogal kayalarin konumundan faydalanarak onlarin uygun yuzeylerine islenen kabartmalar Hitit Imparatorluk Cagi sanatinin kendine ozgu yarattigi ifade bicimlerinden biridir Gec Hitit yerel yonetimlerinin zaman zaman bu alanda da eser urettiklerini gorulmektedir Bunlardan en bilineni Ivriz kaya kabartmasidir Dev boyda tasvir edilen un karsisinda haddini bilerek kendini mutevazi ebatlarda gosteren Tabal Krali tir Varpalavas in Frig desenli kumastan kiyafeti ve salini tutturdugu suslu Frig fibulasi orneginden donemin kiyafetleri anlasilir Gec Hitit sanati Aram ve ozellikle Fenike etkisi altina girdikten sonra Karkamis ta Zincirli de Sakcagozu nde Tell Halaf ve Tell Tayinat ta gelistirdigi sutun kaide ve basliklari ile yuksek bir duzeye ulasarak Asur sanatina oldugu gibi Iyon sanatina da buyuk olcude ornek olmustur Ayni donemde Gec Hitit mimarlik sanati eski bir Huri yaratisi olan yapi tipini de gelistirerek bu bakimdan da Asurlulara etki etmistir Gec Hitit sanati Tell Halaf bit hilanisinde gorulen insan figurlu sutunlarla Yunan sanatindaki karyatidlere ornek olmustur Dil ve yazi Hititcenin merkez bolgesi Luvicenin Anadolu kolu Palaca konusulan alan Hint Avrupa dil ailesi icerisinde siniflanan Hititce bu ailenin bilinen en eski dilidir Kendilerini Nesali olarak adlandiran Hititler civi yazisi ve hiyeroglif olmak uzere iki tur yazi kullaniyor ve konustuklari dile Nesaca adini veriyorlardi Her ikisi de hece sistemindeki bu yazilardan ilki Asur Ticaret Kolonileri Cagi nda ogrenilen Babil yazisindan turetilmisti Civi yazisi daha cok kil tabletler bazen de tunc veya uzeri balmumu kapli ahsap plakalar uzerine yaziliyordu Kil tabletlerin on yuzleri duz arka yuzleri ise hafif disbukeydi Yalnizca Hattusas taki devlet arsivlerinde ele gecen kil tabletlerin sayisi 30 bini asmaktadir Anadolulu bir kokene dayanir ve Hititlerin yarattigi bir yazi sistemidir MO 1650 yillarina dogru ortaya ciktigi anlasilan bu yazi tas anitlar muhurler ve canak comlekler uzerinde kullanilmistir Ozellikle halka ait muhurlerde kullanilmis olmasi genis kitlelerce daha kolay anlasilabildiginin bir belirtisidir Resmi yazismalar ve saray arsivleri Asur civi yazisiyla yazilirken kayalardaki kabartmalar ve yazitlar icin Anadolu hiyeroglifi denilen yazi kullanilirdi Bugun bu harflerle yazilan dilin bir Luvice lehcesi oldugu bilinmektedir Hurrice de onemli bir diplomatik yazisma diliydi ve bilhassa Mitannilerle yapilan yazismalarda kullanilirdi I Hattusili doneminde resmi dil haline gelen Hititce imparatorlugun cokusuyle bir daha konusulmamak uzere ortadan kalkmis bu dil ancak Bedrich Hrozny tarafindan 1915 te cozulerek yeniden kesfedilmistir Anadolu hiyeroglif yazisinin 1940 li yillarda baslayan cozulmesinde ise Helmuth Theodor Bossert in buyuk katkisi olmustur KanunlarHitit kanunlari imparatorlugun diger kayitlari gibi pismis kilden yapilmis civi yazili tabletlere kaydedilmistir Hitit Kanunnamesi oldugu anlasilan ve her biri 186 madde iceren iki kil tablet Hitit Kralligi nin erken donemlerinde uygulanan kanunlarin bir derlemesidir Tabletlere ek olarak Orta Anadolu da imparatorlugun yonetim ve hukuk kurallarini anlatan Hitit civi yazili anitlar da bulunmaktadir Tabletler ve anitlar Eski Hitit Kralligi ndan MO 1650 1500 Yeni Hitit Kralligi olarak bilinen doneme MO 1500 1180 kadar uzanmaktadir Bu zaman dilimleri arasinda dili modernlestiren ve bircok suca daha insani cezalarin verildigi bir dizi yasal reform yaratan farkli ceviriler bulunabilir Bu degisiklikler muhtemelen tarihi imparatorluk boyunca yeni ve farkli krallarin yukselisine ya da kanunnamelerde kullanilan dili degistiren yeni cevirilere atfedilebilir Her iki durumda da Hitit kanunnameleri belirli suclar icin cok ozel para cezalari ya da cezalar ongormektedir ve Cikis ve Tesniye kitaplarinda bulunan Incil kanunlariyla pek cok benzerlik tasimaktadir Kanunnameler cezai yaptirimlarin yani sira miras ve olum gibi belirli durumlara iliskin talimatlar da vermektedir DinCoktanrili bir inanc olan Hitit dininin panteonu icinde binlerce tanri ve tanrica vardir ve bunlarin pek cogu diger kavimlerin dinlerinden devsirilmistir Hititlerde tanrilar tipki insanlar gibidir Fiziksel sekilleri insan gibi oldugu kadar ruhen de onlarla ayni olup insanlar gibi yerler icerler kendilerine iyi bakildigi surece insanlara iyilik ederler ancak ihmal edildikleri zaman hemen intikam almaya insanlari en acimasiz yontemlerle cezalandirmaya hazirdirlar Bir Hitit metni insanlarla tanrilari birbirleriyle kiyaslamakta ve tanri insan iliskilerini bey hizmetci iliskilerine benzetmektedir Hitit panteonu Anadolu ve Suriye sehirlerinin cesitli yerel panteonlarinin zamanla bir araya getirilip birlestirilmesinden olusmustur Hitit devletinin baslangicindan itibaren bas tanri ayni zamanda firtina tanrisi olan Tesup tur Kainati yaratan kralligi ve ulkenin duzenini koruyan Tesup olup kral efendisi adina ulkeyi yonetir Yazilikaya da on iki yer tanrisinin resmedildigi kabartmaEski Ahit ve HititlerKutsal Kitap ta Tekvin den surgun sonrasi Ezra Nehemya ya kadar olan pek cok pasajda Hititler den soz edilir Hititler genellikle Israilogullari arasinda yasayan bir halk olarak tasvir edilir Ibrahim Makpela daki magarayi ve tarlayi Hititli Efron dan Ephron Hachiti satin alir ayrica Davud un ordusunda gorev aldiklarindan da bahsedilir Bununla birlikte 2 Krallar 7 6 da anlatilana gore Hititler cografi olarak Kenan in disinda bulunan bir Suriye ordusunu korkutacak kadar guclu olan ve kendi kralliklari olan pasaj cogulda krallar anlamina gelir bir halktir Eski Ahit teki Hititler in asagidakilerden herhangi birini mi yoksa hepsini mi ifade ettigi onemli bir bilimsel tartisma konusudur 1 orijinal Hattiler 2 Orta Anadolu icin Hatti adini tasiyan ve bugun Hititler olarak anilan Hint Avrupali fatihler bu makalenin konusu veya 3 Anadolu gruplarindan biri veya her ikisi ile iliskili olan veya olmayan ayni zamanda sonraki Gec Hitit devletleri ile ayni olan veya olmayan Kenanli bir grup Diger Incil bilginleri Max Muller i takiben Kenan in oglu Heth ile baglantili olmak yerine Anadolu nun Eski Ahit literaturunde ve apokriflerde Cava nin oglunun adini aldigi soylenen bir halk yani Chittim olarak anildigini iddia ettiler Hitit krallariKaynakcaOzel Ekrem Akurgal 2019 Anadolu Kultur Tarihi Phoenix s 35 ISBN 9786054657919 a b Ekrem Akurgal 2019 Anadolu Kultur Tarihi Phoenix s 49 ISBN 9786054657919 Ekrem Akurgal 2019 Anadolu Kultur Tarihi Phoenix s 50 ISBN 9786054657919 Ekrem Akurgal 2019 Anadolu Kultur Tarihi Phoenix s 81 ISBN 9786054657919 The peaks and troughs of Hittite Universiteit Leiden Research Ingilizce 2 Mayis 2006 25 Kasim 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 25 Kasim 2013 Yakubovich Ilya 2010 Sociolinguistics of the Luwian Language Ingilizce Leiden Brill s 307 ISBN 9789004177918 Alparslan Metin 2009 Hititolojiye Giris 1 bas Istanbul Turk Eskicag Bilimleri Enstitusu s 59 67 ISBN 9786055607005 13 Subat 2019 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 29 Mayis 2020 Ardzinba Vladislav 1974 Some Notes on the Typological Affinity Between Hattian and Northwest Caucasian Abkhazo Adygian Languages In Internationale Tagung der Keilschriftforscher der sozialistischen Lander Budapest 23 25 April 1974 Zusammenfassung der Vortrage Assyriologica 1 pp 10 15 Cline Eric H 2021 Of Arms and the Man Princeton University Press s 32 ISBN 9780691208015 Newman Francis William 1847 A History of the Hebrew Monarchy from the Administration of Samuel to the Babylonish Captivity Ingilizce John Chapman s 179 25 Subat 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2021 Sayce 1890 s 12 Erimtan Can 2008 Anatolian Studies Ingilizce Cilt 58 Ingiliz Arkeoloji Arastirma Enstitusu ss 141 171 22 Ekim 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 9 Ocak 2021 Texier 1835 Report read on 15 May 1835 to the Royal Academy of Inscriptions and Belle lettres of the Institute on a dispatch made by Mr Texier and containing drawings of bas reliefs discovered by him near the village of Bogaz Keui now Bogazkale in Asia Minor Journal des Savants Fransizca 368 376 28 Nisan 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 10 Ekim 2018 Klinger 2019 s 10 Ceram 2008 s 15 a b Kloekhorst Alwin 2014 Personal names from Kanis the oldest Indo European linguistic material Farewell symposium Michiel de Vaan Ingilizce Leiden University 26 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2021 a b Kloekhorst Alwin 2019 Kanisite Hittite The Earliest Attested Record of Indo European Ingilizce Brill 28 Mayis 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2021 Wright William 1884 The Empire of the Hittites Ingilizce James Nisbet amp Company ss 137 177 25 Subat 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2021 Unal 2002 s 34 Hittite Monuments 8 Aralik 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 9 Ocak 2021 Bryce 2020 s 10 Ceram 2008 s 18 Koc Ilker 2006 Hititler ss 8 9 Erisim tarihi 9 Ocak 2021 Bryce 2020 s 11 Sayce 1890 s 19 PDF Ingilizce 8 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 8 Ocak 2021 Unal 2002 s 39 Klinger 2019 s 16 Kloekhorst Alwin 2022 Anatolian 28 Eylul 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde in Thomas Olander ed The Indo European Language Family A Phylogenetic Perspective Cambridge University Press p 78 the Anatolian split may be dated to the period between 4400 4100 BCE If Proto Anatolian indeed first broke up into its daughter languages around the thirty first century BCE it would mean that it had some 1 300 1000 years to undergo the specific innovations that define Anatolian as a separate branch Kuhrt Amelie 1995 The Ancient Near East Volume I London and New York Routledge ss 226 27 ISBN 978 0 415 16763 5 Mallory J P 1989 In Search of the Indo Europeans Language Archaeology and Myth Ingilizce New York Thames and Hudson ISBN 978 0 500 05052 1 Erisim tarihi 18 Subat 2022 Anthony 2007 s 262 Anthony 2007 s 133 Anthony 2007 s 229 Mallory J P Adams Douglas Q 1997 Encyclopedia of Indo European Culture Ingilizce Taylor amp Francis ISBN 978 1 884964 98 5 19 Subat 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 3 Mayis 2024 Petra Goedegebuure Anatolians on the Move From Kurgans to Kanesh Marija Gimbutas Memorial Lecture Ingilizce Oriental Institute University of Chicago 20 Kasim 2021 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 23 Kasim 2021 Akurgal 2005 s 36 Unal Ahmet 1997 Hitit Metinlerinde Eski Asur Ticaret Kolonileri Cagiyla ilgili Kayit ve Animsamalar Archivum Anatolicum 3 1 Ankara Universitesi ss 341 356 doi 10 1501 Archv 0000000068 ISSN 1300 6355 Unal 2002 s 28 a b Sir Gavaz Ozlem 2014 Hitit Oncesi Anadolu nun Siyasi Durumuna Genel Bir Bakis Corum Kultur Sanat 15 Corum Ilk Kultur ve Turizm Mudurlugu Yayinlari ss 38 46 Akurgal 2005 s 56 Tas Ilknur Dinler Veysel 1 Ocak 2015 Hittite Criminal Law in the Light of Modern Paradigms Searching for the traces of Modernday Criminal Law in the Past Aramazd Armenian Journal of Near Eastern Studies 9 73 90 Sayce A H 1905 The Hittite Inscriptions The Biblical World 26 1 30 40 doi 10 1086 473607 JSTOR 3140922 13 Mayis 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Temmuz 2023 Roth Martha Law Collections from Mesopotamia and Asia Minor PDF Writings from the Ancient World Society of Biblical Literature 6 213 246 28 Nisan 2019 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 1 Mayis 2018 Hoffner Harry A 1981 The Old Hittite Version of Laws 164 166 Journal of Cuneiform Studies 33 3 4 206 209 doi 10 2307 1359903 JSTOR 1359903 Kral James Incili 2 Krallar 7 6 Cunku Rab Suriyelilerin savas arabalarinin sesini atlarin sesini hatta buyuk bir ordunun sesini duymalarini saglamisti ve birbirlerine dediler ki Israil Krali Hititlerin ve Misirlilarin krallarini bize karsi durmasi icin tuttu Bryce Trevor 2005 1988 The Kingdom of the Hittites Ingilizce Oxford Oxford University Press ss 355 356 ISBN 9780199281329 10 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Ocak 2021 Ingilizce Wm B Eerdmans Publishing 1981 s 60 ISBN 978 0 8028 2525 4 16 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Ocak 2021 PDF Ingilizce 8 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 8 Ocak 2021 Genel Akurgal Ekrem 1949 Spaethethitische Bildkunst Almanca Ankara Ankara Universitesi Dil ve Tarih Cografya Fakultesi Akurgal Ekrem 1959 Chronologie der phrygischen Kunst Anadolu Almanca 4 Ankara Ankara Universitesi Dil Tarih Cografya Fakultesi Eski Onyasa Akdeniz Medeniyetleri Arastirma Enstitusu ss 115 121 doi 10 1501 Andl 0000000049 ISSN 0570 0116 Akurgal Ekrem 1961 Die Kunst Anatoliens von Homer bis Alexander Almanca Berlin Verlag de Gruyter Akurgal Ekrem 2002 Ancient Civilizations and Ruins of Turkey Ingilizce 2 bas Kegan Paul ISBN 9780710307767 Akurgal Ekrem 2005 Anadolu Kultur Tarihi 17 bas Ankara TUBITAK ISBN 975403107X Bakir Tomris Mayis 2003 Anadolu Pers donemi ve sanati Toplumsal Tarih 113 Ankara Tarih Vakfi Yayinlari ss 90 93 ISSN 1300 7025 Bryce Trevor 2020 Hititler Anadolu Savascilari Kronik Kitap ISBN 978 605 7635 53 2 2 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2021 Ceram C W 2008 Tanrilarin Vatani Anadolu Remzi Kitabevi ISBN 978 975 14 0356 8 11 Subat 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2021 Gultekin Demir Gul Mayis 2003 Bereketin zenginligin ve paranin kralligi Lydia uygarligi Toplumsal Tarih 113 Ankara Tarih Vakfi Yayinlari ss 86 89 ISSN 1300 7025 Klinger Jorg 2019 Hititler Hititlerin Yeniden Kesfi Alfa Yayinlari ISBN 9786050381306 4 Mart 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2021 Sams G Kenneth Mayis 2003 Phrygler Toplumsal Tarih 113 Ankara Tarih Vakfi Yayinlari ss 82 85 ISSN 1300 7025 Sayce Archibald Henry 1890 The Hittites The Story Of A Forgotten Empire Ingilizce The Religious Tract Society Erisim tarihi 9 Ocak 2021 Sevin Veli Mayis 2003 Urartular Vanlilar Toplumsal Tarih 113 Ankara Tarih Vakfi Yayinlari ss 78 81 ISSN 1300 7025 Unal Ahmet 2002 Hititler Devrinde Anadolu I Arkeoloji ve Sanat Yayinlari ISBN 9756561122 Isbu madde Gorkem Kokdemir tarafindan CC BY SA 3 0 lisansi altinda yayimlanan metin icermektedir Antik Suriye ve MezopotamyaSuriye Kuzey Mezopotamya Guney MezopotamyaMO y 3500 2350 Martu Subartu Sumer sehir devletleriMO y 2350 2200 Akad ImparatorluguMO y 2200 2100 GutilerMO y 2100 2000 Ucuncu Ur Hanedani Sumer Ronesansi MO y 2000 1800 Mari ve diger Amori sehir devletleri Asur Imparatorlugu Kuzey Asurlular Larsa ve diger Amori sehir devletleriMO y 1800 1600 Eski Hitit Kralligi Babil Imparatorlugu Guney Akadlilar MO y 1600 1400 Mitanni Hurriler Kassitler MO y 1400 1200 Yeni Hitit Kralligi Orta Asur ImparatorluguMO y 1200 1150 Bronz Cagi Cokusu Deniz Kavimleri AramilerMO y 1150 911 Fenike Gec Hititler Aramiler Orta Babil II Isin Kel da nilerMO 911 729 Yeni Asur ImparatorluguMO 729 609MO 626 539 Yeni Babil Imparatorlugu Keldaniler MO 539 331 Ahamenis Imparatorlugu Farslar MO 336 301 Makedon Imparatorlugu Antik Yunanistan ve Makedonlar MO 311 129 Seleukos ImparatorluguMO 129 63 Seleukos Imparatorlugu Part ImparatorluguMO 63 MS 243 Roma Imparatorlugu Bizans Imparatorlugu Suriye MS 243 636 Sasani Imparatorlugu