Peyami Safa (2 Nisan 1899; Fatih, İstanbul - 15 Haziran 1961, Kadıköy), Türk yazar ve gazeteci. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu ve Yalnızız gibi psikolojik türdeki eserleriyle Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında ön plana çıktı. Yaşamı ve fikrî hayatındaki değişimlerini eserlerine de yansıttı. Server Bedi takma adıyla birçok roman kaleme aldı. Cingöz Recai tiplemesini Fransız yazar Maurice Leblanc'ın Arsen Lüpen karakterinden esinlenerek yarattı. Aynı zamanda çeşitli kurumlarda gazetecilik mesleğini sürdürdü ve ağabeyi İlhami Safa ile birlikte Kültür Haftası gibi çeşitli dergiler çıkardı.
Peyami Safa | |
---|---|
Peyami Safa | |
Doğum | 2 Nisan 1899 Fatih, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 15 Haziran 1961 (62 yaşında) Kadıköy, İstanbul, Türkiye |
Defin yeri | Edirnekapı Şehitliği, İstanbul |
Takma ad | Server Bedi · Çömez · Serâzâd · Safiye Peyman · Bedia Servet |
Meslek | Yazar, gazeteci, öğretmen |
Dönem | Cumhuriyet dönemi |
Tür | Psikolojik · polisiye |
Önemli eser | Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Matmazel Noraliya'nın Koltuğu Yalnızız |
Etkin yılları | 1910-1961 |
Evlilikler | Nebahat Erinç (e. 1938) |
Peyami Safa'nın ismini şair Tevfik Fikret koydu. Küçük yaşlarda babasını kaybedince annesi ve ağabeyi ile zor şartlar altında yaşadı. Sağ kolunda kemik veremi hastalığı baş gösterdi. O yıllardaki psikolojisini otobiyografik romanı Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nda işledi. İlk edebi ürünlerini Vefa İdadisi'ndeki öğrenimi sırasında verdi. Kısa bir süre öğretmenlik yaptı. "Asrın Hikâyeleri" başlığı altında yayımladığı hikâyeleri ilgi gördü ve teşvik edici tepkiler aldı. Dönemin önemli edebiyatçılarıyla kalem kavgalarına girdi. Yaşamında pozitivist, materyalist, mistik, milliyetçi, muhafazakâr, antikomünist ve korporatist tutumlar sergileyerek çeşitli değişimler yaşadı. Fransızca bilmesiyle Batı kültür ve yeniliklerini yakından takip etti. İlk dönemlerinde Maupassant ve Rousseau gibi isimlerden tercümeler yaptı. Sonraki eserlerinde mekân olarak hep İstanbul'u seçti. Doğu ile Batı'nın sentez ve tahlilinden hiçbir zaman vazgeçmedi. Cumhuriyet ve Milliyet gibi gazetelerde eleştirel üslupla yazılar yayımladı. Nâzım Hikmet ve Necip Fazıl Kısakürek ile olan iyi ilişkileri zamanla kalem kavgalarına dönüştü. İlk başta Cumhuriyet Halk Partisi'ne, sonrasında Demokrat Parti'ye yakınlaştı.
Küçük yaşta başladığı yazın hayatını ölümüne kadar sürdürdü. Ağırlıklı olarak milliyetçi ve muhafazakâr bir tutum içinde oldu. Fatih-Harbiye ve Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı eserleri Türkiye'de Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ortaöğretim öğrencilerine tavsiye edilen 100 temel eser listesinde yer aldı. Eserleri çeşitli dönemlerde sinemaya ve dizilere uyarlandı.
Hayatı
Peyami Safa 2 Nisan 1899 tarihinde Gedikpaşa'da doğdu ve ismini Servet-i Fünûn şairlerinden Tevfik Fikret koydu. Babası, Muallim Naci tarafından "anadan doğma şair" olarak anılan ve Trabzon kökenli bir aileye mensup olan İsmail Safa'dır. Annesi ise Server Bedia Hanım'dır. Peyami Safa'nın babası II. Abdülhamid'e muhalif olan isimlerdendir ve Sivas'ta sürgünde iken ailesine maddi anlamda hiçbir şey bırakamadan ölmüştür. Bir buçuk yaşındayken babasını kaybeden Peyami Safa, ağabeyi İlhami Safa ile birlikte annesi tarafından zor şartlarda yetiştirildi. İlköğrenimine devam ettiği yıllarda sağ kolunda kemik veremi ortaya çıktı. Hastalığı yüzünden okula devam edemeyerek kendisini küçük yaşta doktorların, hastaların ve hasta bakıcıların arasında buldu. Bu hastalığın yarattığı tesiri Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı eserinde işledi.
1910 yılında Fatih'teki Vefa İdadisi'nde lise eğitimine başladı. Bu yıllarda Ekrem Hakkı Ayverdi ve Elif Naci ile sınıf arkadaşıydı. Ayrıca Hasan Âli Yücel ve Yusuf Ziya Ortaç da lise arkadaşları arasındaydı. İlk edebi tartışmalarını ve ürünlerini o yıllarda verdi. İlk hikâye denemesi "Piyano Muallimesi"ni ve ilk roman denemesi Eski Dost'u lisedeyken yazdı. Ayrıca bu dönemlerde yayımladığı Sakın Bu Kitabı Almayın adlı ilk hikâye kitabı merak uyandırdı ve birkaç gün içinde tükendi. Lise eğitimine hastalığı ve ailesinin yaşadığı geçim sıkıntıları yüzünden devam edemedi. Babasının yakın arkadaşlarından olan Abdullah Cevdet'in hediye ettiği Petit Larousse'u ezberleyerek Fransızca dil bilgisini geliştirdi ve edebi eserler dışında tıp, psikoloji ve felsefe kitaplarına da ilgi duymaya başladı. İlerleyen dönemlerde tiyatroya olan ilgisinden ötürü Dârülbedayi sınavlarına girdi fakat başarılı olmasına rağmen devam edemedi. I. Dünya Savaşı'nın seyrettiği dönemlerde annesine yardım edebilmek için Posta ve Telgraf Nezâretinde çalışmaya başladı. Daha sonra da Boğaziçi'ndeki Rehber-i İttihad Mektebine öğretmen olarak atandı (1917) ve bir süre Düyûn-ı Umûmiye İdaresinde çalıştı (1918).
Mütareke ve Cumhuriyet dönemi
“ | Bu hikâyeler o zaman halk arasında beni hâlâ hayrete düşüren bir muvaffakıyet kazandı. O zamanın genç edebiyatı beni hararetle teşvik ediyor, hikâyelerime imza atmamı istiyordu. Yakup Kadri “bize bir üslup getirdin” diyor, Yahya Kemal, sonra başkaları için tekrarlanan bir espri ile "İsmail Safa'nın en güzel eseri Peyami'dir." diyordu. | ” |
—Asrın Hikâyeleri başlığı altında yayımladığı hikâyelerinin ilgi görmesinden sonra Peyami Safa. |
Mütareke döneminde Rehber-i İttihad Mektebi'ndeki öğretmenlik görevinden 1918 yılında ayrılan Peyami Safa, ağabeyiyle beraber Yirminci Asır adlı gazeteyi çıkarmaya başladı. Bu gazetede "Asrın Hikâyeleri" başlığı altında yayımladığı hikâyeleriyle dikkatleri üzerine çekti. Ayrıca ilk kalem kavgasını da Cenap Şahabettin'in Küçük Beyler adlı uyarlama piyesine karşı yaptı (1919). Alemdar gazetesinin düzenlediği hikâye yarışmasında derece alınca devrin önde gelen yazarları tarafından yazmaya teşvik edildi. Ağabeyi İlhami Safa ile beraber çıkardıkları Yirminci Asır gazetesi kapandıktan sonra Tercüman-ı Hakikat ve Tasvir-i Efkâr (1922), Cumhuriyetin ilanından sonra da Son Telgraf, Son Saat ve Son Posta gibi yerlerde gazetecilik mesleğine devam etti. Ayrıca bu dönemlerde ilk romanı olan Sözde Kızlar'ı geçim sıkıntısı çektiği için yayımladı. 1924 yılına gelindiğinde ise Mahşer, Bir Akşamdı, Süngülerin Gölgesinde ve İstanbul Hikâyeleri adlı eserlerini yayımladı. 1925'te Halil Lütfü Dördüncü ile birlikte Büyük Yol adında kısa ömürlü bir gazete çıkardı. Yine bu yıllarda hem "Server Bedi" hem de "Peyami Safa" imzası ile Cumhuriyet gazetesinde yazmaktaydı. Cumhuriyet'le olan ilişkisini fıkra yazarlığı ve edebiyat bölümü yöneticisi olarak sürdürdü (1928-1940). Hilal-i Ahmer dergisinde yayımladığı "Yeni Edebiyat Cereyanları" adlı yazısı Ahmet Haşim'le kalem kavgasına yol açtı (1928).
Peyami Safa gençliğinin ilk yıllarında Abdullah Cevdet'in etkisi altında kalarak pozitivist ve materyalist düşüncelerle İçtihad dergisinde yazılar kaleme aldı. Özellikle Abdullah Cevdet ve Celal Nuri İleri arasındaki tartışmaya Zavallı Celal Nuri Bey adlı broşürü yayımlayarak katıldı. Peyami Safa Mütareke döneminde genel olarak hem batıcı hem de milliyetçi bir görünüm verdi.Mustafa Kemal Atatürk döneminde gerçekleşen Harf Devrimi'ne ise kuşaklar arasında kültürel kopukluklara neden olacağını düşünerek endişeli yaklaştı fakat ilerleyen dönemlerinde bu devrimin tamamlayıcılarından biri hâline geldi ve dil kurultaylarına katıldı.
Nâzım Hikmet'le olan ilişkisi
Peyami Safa Cumhuriyet gazetesinde edebiyat sayfasının yöneticiliğini yaptığı dönemlerde Türkiye'de af kanunu çıktı. Nâzım Hikmet bu kanundan yararlanmak için Türkiye'ye geldi, daha sonra da tutuklandı. Safa ise Nâzım Hikmet'in affedilmesi için ona ait olan "Yanardağ" adlı şiiri Cumhuriyet'te yayımladı. Ertesi gün Cumhuriyet gazetesi şiirin altındaki imzanın kendi görüşlerini ve misyonlarını yansıtmadığına dair açıklamada bulundu. Bu açıklamadan sonra Safa gazeteden ayrıldı ve Sabiha Sertel ve Zekeriya Sertel tarafından çıkarılan Resimli Ay dergisinde yazmaya başladı. Bu derginin en tanınmış yazarları arasında Nâzım Hikmet dışında Sabahattin Ali, Vâlâ Nureddin ve Cevat Şakir Kabaağaçlı bulunuyordu. Peyami Safa ile Nâzım Hikmet ilerleyen dönemlerde Hareket dergisinde beraber görev aldı. İki isim arasındaki dostluk Peyami Safa'nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı eserini Nâzım Hikmet'e ithaf etmesiyle devam etti. Nâzım Hikmet ise bu roman hakkında Resimli Ay'da, Reşat Nuri Güntekin'e ait Çalıkuşu'na da atıfta bulunarak şu ifadeleri kullandı:
“ | Ben, Peyami'nin bu son romanını üç defa okudum. Otuz defa daha okuyabilirim ve okuyacağım... Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nu, Çalıkuşu'na ağlayanların anlaması kabil değildir. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, on bin, yüz bin, bir milyon satardı. Eğer ızdırabı, azabı ve neşeyi coşkun bir ciddiyetle duyan öz ve halis halk kitleleri okuma ve yazma bilselerdi. | „ |
Safa Hareket dergisinin ilk sayısında "Varız Diyen Nesil" başlıklı bir yazı yayımladı. Bu yazı genç edebiyatçıların görüşlerini yansıtır hâle gelip bahsedilen yeni nesil de Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından Milliyet'te eleştirilince Türk basın tarihinde "Saman Ekmeği Kavgası" adlı ünlü kalem kavgası başladı. Safa bu dönemlerde Resimli Ay'da başlayan "Putları Yıkıyoruz" adlı tartışmalara Nâzım Hikmet'le beraber katılması ve sol eğilimli Tan gazetesinde yazılar yazmasından dolayı Bolşevik olmakla suçlandı. Fakat kendisi bu iddiaları her zaman reddetti. İkilinin bu dostluğu Resimli Ay'ın kapanmasından sonra da devam etti. Zamanla Nâzım Hikmet'in onu komünizme kazandırmak istemesi, kendisinin de Nâzım Hikmet'i bu ideolojiden vazgeçirmek için uğraşması sonucunda aralarındaki bu dostluk büyük bir düşmanlığa dönüştü. Nâzım Hikmet Tan gazetesinde Orhan Selim takma adıyla yazdığı Kahve ve Gazino Entelektüelleri başlıklı yazısında Peyami Safa'ya yönelik ithamlarda bulundu. Peyami Safa da ağabeyiyle beraber çıkardıkları Hafta dergisinde "Biraz Aydınlık" başlıklı yazı dizisi altında Nâzım Hikmet'e cevap verdi. Bu noktadan sonra Peyami Safa ömrünün sonuna kadar antikomünist bir dünya görüşünü benimsedi. Sonraki süreçte ise (Peyami Safa'nın Server Bedi imzası ile verdiği eserleri) ile Cingöz Recai tiplemesi ikili arasındaki tartışmaların ana konusu oldu.
Resimli Ay sonrası
Peyami Safa Resimli Ay'ın kapanmasından sonra Ahmet Ağaoğlu çevresinde gelişen liberalizme yöneldi. Kadro dergisinin kuruluş yıllarında ise sol çevreden uzaklaşarak Mustafa Şekip Tunç, Ahmet Hamdi Başar, Hilmi Ziya Ülken, Namık İsmail, Münir Serim ve Ahmet Ağaoğlu gibi isimlerin dahil olduğu toplantılara katıldı. Yine bu yıllarda Cumhuriyet'teki birkaç yazısıyla Cahit Sıtkı Tarancı'yı edebiyat dünyasına tanıttı (1932). Aynı yıl annesini kaybetti. Sonraki süreçte Kültür Haftası adlı derginin kuruluşuna ön ayak oldu. Doğu-Batı sentezini işlediği 1931 tarihli Fatih-Harbiye romanından sonra Kültür Haftası dergisinde de bu konuyu işledi. Yirmi bir sayı süren Kültür Haftası dergisinin kapanmasından sonra Avrupa seyahatine çıktı. Bu seyahati onun Türk İnkılâbına Bakışlar adlı eseri için önemli bir izlenim sağladı. Bir aylık Avrupa seyahatinde İsviçre gibi ülkelerde zaman geçirdi, dönünce de Büyük Avrupa Anketi adlı bir eserini Cumhuriyet'te tefrika ettirdi (1938). Türk İnkılâbına Bakışlar adlı eseri de aynı yıl yayımlandı. Bu eser onun Kemalist inkılâbın felsefi kuramlarını temellendirdiği bir eser oldu. Eserin birinci baskısının önsözünde Türkiye'nin iki medeniyet arasında sıkışmışlığından ve bunun yarattığı sorunlardan bahsetti. Bu dönemde Nebahat Erinç'le evlendi (1938).
II. Dünya Savaşı dönemi
Peyami Safa Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışını İngilizlere bağlıyor, İngilizlerle işbirliği içinde oldukları için Fransızlara da mesafeli yaklaşıyordu. 9 Ağustos 1940 tarihinde Cumhuriyet'ten ayrılan Peyami Safa, Yeni Mecmua ve Tasvir-i Efkâr gibi yerlerde yazmaya başladı. Yine bu tarihlerde Yusuf Ziya Ortaç ve Orhan Seyfi Orhon tarafından çıkarılan Çınaraltı dergisinde milliyetçilik anlayışını temellendirdiği yazılar yayımlıyordu. II. Dünya Savaşı yıllarında Almanya'yı destekler bir dil kullanınca faşist olmakla suçlandı. Yeğeni Behçet Safa da amcasının Adolf Hitler'i desteklediğini ve imzalı Kavgam kitabına sahip olduğunu iddia etti. 1943 yılında aleyhinde Rıza Çavdarlı imzası taşıyan bir broşür yayımlandı. Peyami Safa ilerleyen süreçte Çınaraltı dergisindeki yazılarını Millet ve İnsan adlı bir kitapta topladı. II. Dünya Savaşı dönemi Peyami Safa'nın fikir hayatında arafta kaldığı bir dönem oldu. Bu dönemlerde milliyetçilik, turancılık ve mistisizm gibi konularda değişimler yaşadı. Özellikle bir süre sonra üzerinde etkili olacak olan mistisizmin ilk belirtileri bu dönemde ortaya çıktı.
Peyami Safa'nın adı Irkçılık-Turancılık davası için hazırlanan 47 kişilik raporda geçti, fakat yargılanan 27 kişiden biri olmadı. Demokrat Parti iktidarı öncesinde Ziyad Ebüzziya'nın Tasvir-i Efkâr'ın yerine çıkardığı Tasvir'de yazmaya devam etti (1945). Aynı yılın Kasım ayında Büyük Doğu'nun ikinci dönem yazı kadrosunda yer alan isimlerden biri oldu.
Demokrat Parti dönemi
II. Dünya Savaşı sonrasında dünya genelinde tek parti rejimlerinin varlıkları sorgulanmaya başlanmıştı. Bunun etkileri Türkiye'ye de yansıdı. Demokrat Parti'nin (DP) kurulması ve iktidara gelmesiyle çok partili dönem Türkiye'de de başlamış oldu. Peyami Safa önceleri Demokrat Parti'ye muhalif oldu fakat partinin ilerleyen süreçte antikomünist bir tutum sergilemesinden dolayı muhalifliği bıraktı. DP'ye muhalif olduğu dönemlerde Vakit gazetesinde parti aleyhinde yazılar yazdı. Savaş döneminde ilgi duymaya başladığı mistisizm, parapsikoloji ve metapsişik merakını bu gazeteye de taşıdı. Türkiye'deki demokrasi girişimlerine karşı çıkarak Meşrutiyet döneminden örnekler verdi. Onun bu tavrı, Peyami Safa'nın hayatını büyük ölçekte araştıran Beşir Ayvazoğlu tarafından, yeni kurulan cumhuriyetin buna henüz hazır durumda olmaması şeklinde yorumlandı.
Necip Fazıl Kısakürek, Peyami Safa'nın Cumhuriyet Halk Partisi'ne yakınlaştığını söyleyerek onunla bir kalem kavgasına girdi. Sonraki süreçte Ulus'ta yazmaya başlayan Peyami Safa, 1949 yılında Matmazel Noraliya'nın Koltuğu adlı eserini yayımladı. Bu eserinde mistisizme yöneldi. 1950 yılına gelindiğinde Cumhuriyet Halk Partisi'nden Bursa milletvekili adayı oldu fakat seçilemedi.
Peyami Safa 1950 yılında Nâzım Hikmet için açılan af kampanyasına şiddetle karşı çıkarak mücadele etti. 1951 yılında Yalnızız romanını yayımladı. Bir süre sonra da Ulus'tan ayrılarak Türk Düşüncesi'ni çıkarmaya başladı. Derginin ilk on sayısı için gerekli parayı arkadaşı Kazım İsmail sağladı ve derginin ilk sayısı 1 Aralık 1953'te çıktı. Derginin programı ise Peyami Safa tarafından belirlendi. Dergiyi çıkarmaya başladığı dönemlerde Ali Naci Karacan'ın davetiyle Milliyet'te yazmaya başladı (1 Ekim 1954). Buradaki ilk yazısından sonra kendisini ilk tebrik eden Adnan Menderes oldu. Sonraki süreçte Cumhuriyet Halk Partisi'yle yıldızı barışmadı, "solcuların" ve "dinsizlerin" parti içerisinde söz sahibi olduğunu belirterek eleştirilerini yineledi. Hem Demokrat Parti'nin antikomünist tutumu, hem de Cumhuriyet Halk Partisi'nin anlık durumu Peyami Safa'yı Demokrat Parti'ye biraz daha yaklaştırdı. Yeğeni Behçet Safa ise amcasının Adnan Menderes'in konuşmalarını telefon aracılığıyla Ankara'ya yazdırdığını belirtti. Aynı zamanda bu dönemlerde Milliyet gazetesindeki "Objektif" adlı köşesinde Aziz Nesin ve Çetin Altan gibi isimlerle kalem kavgalarına girdi. Gazete yönetim kadrosu sol kesime ilgi duyan kişilere geçince Peyami Safa bu gazeteden ayrılarak Tercüman'a geçti (Mart 1959).
Ölümü
Peyami Safa Tercüman'da yazdığı dönemlerde Necip Fazıl Kısakürek'in Büyük Doğu'sunda da yazıyordu. Fakat kısa bir süre sonra Necip Fazıl'la ikinci kalem kavgasına girdi ve dergiden ayrıldı. 29 Nisan 1960'ta ise yazı işleri müdürüyle anlaşamadığı için Tercüman'dan ayrıldı. 27 Mayıs Darbesi'nden hemen önce Adnan Menderes'in davetlisi olarak Eskişehir'e gitti. Önceleri Demokrat Parti'yi desteklemesi ve Adnan Menderes'le yakın ilişikleri olması sebebiyle darbe sonrasında kurulan cuntacı rejim kendisine zorluklar çıkardı. Türk Dil Kurumu ve Türk Edebiyatçılar Birliği ile olan ilişkisi kesildi. Çıkardığı Türk Düşüncesi dergisinin yayımına ara verdi. Havadis gazetesi yazı kadrosuna girdi. Buradaki yazıları yüzünden aleyhinde protestolar düzenlendi. Sonraları Düşünen Adam ve Son Havadis gibi yerlerde yazılarına devam etti. Tüm bu süreç sonrasında yıpranan Peyami Safa, Erzincan'da yedek subay öğretmen olarak görev yapan oğlu İsmail Merve'yi 27 Şubat 1961'de kaybedince büyük bir sarsıntı geçirdi. 15 Haziran 1961'de Çiftehavuzlar'da bir arkadaşının evinde tansiyon yükselmesi sonrasında beyin kanaması geçirdi ve hayatını kaybetti. Gazeteciler Cemiyeti yazarın ölümünün ardından bir bildiri yayımladı ve tüm gazetecileri cenaze merasimine davet etti. 17 Haziran 1961'de ise Şişli Camii'nde kılınan cenaze namazı sonrasında Edirnekapı Şehitliği'nde toprağa verildi. Aile mezarlığında 1970 yılında ölen eşi ile kendisinden kısa süre önce ölen oğlunun da mezarı yer almaktadır.
Safa ailesinde hastalıklar
Cahit Sıtkı Tarancı, Peyami Safa eserlerinin daha iyi anlaşılması için hayatının bilinmesi gerektiğini belirtmektedir. Peyami Safa'nın küçük yaşlarda kemik veremi hastalığına yakalanması, kolunun kesilecek duruma gelmesi ve ailesindeki diğer hastalıklar eserlerine de yansımıştır. Peyami Safa'nın babası 1895 yılında vereme yakalandı, doktorların önerisiyle hava değişimi için Midilli'ye gitti ve iyileşerek İstanbul'a döndü. Bir süre sonra da Sivas'a sürgün edildi ve geçirdiği hastalıklar sebebiyle 35 yaşındayken hayatını kaybetti. Peyami Safa babasını kaybettiğinde henüz iki yaşındaydı ve bu sebepten "yetimi Safa" olarak anıldı. Ailedeki hastalıklar zinciri Peyami Safa'nın iki kardeşinin de ölümüne sebep oldu. Peyami Safa'nın amcası olan Ahmet Vefa'nın psikolojik sorunları bulunmaktaydı. Kardeşi İlhami Safa küçük yaşlarda tifoya yakalandı ve yedi yaşında sağlık durumu düzeldi. Annesi Server Bedia Hanım ise 1931 yılında üremi hastalığından hayatını kaybetti.
Hastalıkların ve ölümlerin çok yaşandığı bir ailede büyüyen Peyami Safa'nın 1938 yılında evlendiği eşi Nebahat Hanım'ın da çeşitli hastalıkları oldu. Eşinin yürüme zorluğu daha sonra felce dönüştü. Doktor Ayhan Songar bu hastalığı psiko-nörotik olarak değerlendirdi. Beşir Ayvazoğlu, Peyami Safa'nın eşinin durumundan bir hayli etkilendiğini söyledi. Peyami Safa'yı en çok etkileyen durum ise oğlu Merve'nin hastalığı oldu. Merve Safa Erzincan'ın Tercan ilçesine bağlı köyünde askerlik görevini yedek subay öğretmen olarak yaparken karaciğerinden rahatsızlandı, akut ve hepatit şüphesiyle hastaneye kaldırıldı ve hayatını kaybetti. Oğlunun ölümü Peyami Safa'yı derinden sarstı ve çöküntüye uğrattı.
Yazın hayatı
Peyami Safa, edebi hayatına henüz on bir yaşında iken yazdığı Piyano Muallimesi adlı hikâye ile başladı. On üç yaşına geldiğinde Eski Dost adında bir roman denemesi yaptı. Bu dönemlerde şiir de yazan Safa, dedesi, babası ve amcaları gibi şiirde ısrar etmedi. Vefa İdadisi'nde öğrenci iken Bir Mekteplinin Hatıratı/Karanlıklar Kralı (1913) adlı hikâyesini çıkardı. Rehber-i İttihad'da öğretmenlik yaptığı dönemlerde Servet-i Fünûn ve Fağfur gibi dergilere hikâye, makale ve tercüme denemelerini gönderdi. Yirminci Asır'da imzasız olarak yayımladığı Asrın Hikâyeleri ile ismini duyurdu. Abdullah Cevdet'in etkisinde olduğu gençlik dönemlerinde fikirleri henüz temellenmemiş biriydi. Mütareke döneminde ise pozitivist ve materyalist düşüncelerin etkisinde kaldı. İlk uzun hikâyesi olan Gençliğimiz ve aynı yıl yayımladığı Sözde Kızlar adlı ilk romanıyla Mütareke İstanbul'undaki ahlaki kırılmaları eleştirdi. Yine bu yıllarda geçim sıkıntısını hafifletmek için Server Bedi imzasıyla aşk ve polisiye romanları yayımladı. 1924 yılında Maurice Leblanc'ın Arsen Lüpen adlı roman karakterinden esinlenerek Cingöz Recai tiplemesini yarattı ve oldukça ilgi gördü. 1924-1928 yılları arasında toplamda onar kitaplık Cingöz Recai'nin Harikulâde Sergüzeştleri ve Cingöz Recai Kibar Serseri kitap serilerini yayımladı. Gençlik dönemlerinde etkisinde kaldığı Abdullah Cevdet'in ilerleyen süreçte İngiliz mandasını savunması üzerine ondan uzaklaştı. Kendisinin düşünce anlamındaki temelleri I. Dünya Savaşı ve Mütareke yıllarında belirginleşti. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında ise bohem bir yaşam sürdü. Bu dönemlerde başta felsefe olmak üzere diğer sosyal bilim dallarına olan ilgisi arttı. Mustafa Şekip Tunç ve Hilmi Ziya Ülken gibi birçok felsefeciyle yakın dostluklar kurdu. Türk Felsefe Cemiyeti'nin 1931 yılındaki ikinci kuruluşunda etkin rol aldı. Cemiyetin oldukça tartışmalı konferanslarından ilkinde felsefe ve diyalektik üzerine bir bildiriyi hazırlayıp sundu (13 Ocak 1931). Bu yıllarda rasyonalist bir düşünceye kapılan Peyami Safa, Kültür Haftası'nda yayımladığı "Seziş Tahlil ve Riyâziye" başlıklı yazısında bu konudaki düşüncelerini açıkladı. Doğu ve Batı üzerine olan düşüncelerinin şekillenmesinde Avrupa'ya yaptığı seyahatin de etkisi oldu. Döndüğünde Büyük Avrupa Anketi ile fikri eserlerden sayılan Türk İnkılâbına Bakışlar'ı yayımladı. Hilmi Ziya Ülken bu eseri Türk inkılâbının felsefi monografisi olarak yorumladı. Eserinde Avrupa medeniyetini "riyâziyeleşmek" ve "siteleşmek" kavramları üzerinden anlatarak; Avrupa medeniyetinin gelişmesinde Türk mutasavvıfların rolü tezini savundu.
Türk İnkılâbına Bakışlar'da Kemalist milliyetçi olarak değerlendirilen Peyami Safa, II. Dünya Savaşı öncesinde Almanya'nın yükselişini takip etti. Savaş yıllarında ise antikomünist bir tutum içinde olduğu için Almanya'yı ve tek şefliliği savundu. Çınaraltı dergisindeki yazılarında Marksistleri hedef alan yazılar yazıp korporatizmi savundu. Sonraki süreçte kendisi de Marksistlerin hedefi hâline geldi. Hedefte olmasında Millet ve İnsan (1943) adlı eserinin büyük etkisi oldu. Bu eser Çınaraltı dergisindeki milliyetçi yazılarının derlemesi niteliğindeydi. Eserini 1961 yılında küçük değişiklikler yaparak Nasyonalizm adıyla tekrar yayımladı. Türk İnkılâbına Bakışlar'ın ikinci baskısında da birtakım düzenlemeler yapıp kendisini Kemalist sıfattan uzaklaştırdı. Doğu-Batı sentezine yönelik düşüncelerine ise sadık kaldı.
Safa, genel olarak on bir yaşında ilk adımını attığı, on dokuz yaşında ise gerçek anlamda başladığı yazı serüvenini ölümüne kadar devam ettirmiş, roman, makale, deneme ve fıkra gibi türlerde birçok eser vermiştir. Yazıları ile kendisini kanıtlamış ve çalıştığı gazetelerin tirajlarını artırmıştır. Beşir Ayvazoğlu gibi Safa'nın hayatını büyük ölçekte inceleyen Ergun Göze, 27 Mayıs sonrasında sekiz bin bile satmayan Havadis Gazetesi'nin Peyami Safa'nın başa geçmesiyle beraber seksen bin tiraja çıktığını belirtmektedir. Kendisi sadece gazetelere bağlı kalmamış, kendi çıkardığı dergiler dışında dönemin önemli dergileri olan Akbaba, Bozkurt, Fotomagazin, Olimpiyat, Seksoloji ve 7 Gün'de de yazılar yazmıştır. Pek çok yazar Safa'nın bu üretkenliğine vurgu yapmıştır. Halit Fahri Ozansoy onun çok okuyan bilgili bir şahıs olduğu ve zaman içinde felsefe ve sosyolojiye ilgi duyduğunu açıklamıştır. Gazeteci Tekin Erer'de Basında Kavgalar adlı araştırma kitabında Peyami Safa'nın çok fazla yazmasını psikolojik sorunlarına bağlamaktadır. Toker Yayınları tarafından bir komisyona hazırlatılmış olan Peyami Safa adlı kitapta kendisinin yükseköğretim görmemesine rağmen psikoloji, felsefe, sosyoloji, tıp ve iktisat gibi konularda çok entelektüel bir tavrının olduğu vurgulanmaktadır. Bunun temel gerekçesi olarak da küçük yaşlarda Fransızcayı öğrenmesi gösterilmektedir. Kendisinin bu özelliğine atıfta bulunan diğer bir isim ise Galip Erdem'dir. Doktor Recep Doksat da Peyami Safa'nın tıp konusunda bir doktor kadar bilgili olduğunu belirtmektedir.
Biyografi yazarlığı
Safa'nın üretken bir yazar olması, verdiği eserlerin ve bu eser türlerinin akademik olarak geniş çaplı incelenmesini zorlaştırmıştır. Çeşitli kişiler hakkında yazdığı biyografileri akademik olarak tıpkı hikâyeciliği gibi pek fazla ele alınmayarak göz ardı edilmiştir. Çalıştığı gazete ve dergilerde nekroloji türünde yazılar yazan Safa en az 17 adet de biyografi türünde eser verdi. Bu türdeki eserlerinde genellikle tanıdığı kişilerin ölümlerinin ardından onlarla ilgili anılarını ve bilgilerini paylaşarak verdikleri eserler ile toplum içindeki etkilerini işledi. Biyografik özellikler taşıyan bazı yazıları ise Ötüken Neşriyat tarafından Objektif serisi ile Yazarlar, Sanatçılar, Meşhurlar adlı kitapta toplandı.
Safa'nın Osmanlı Türkçesi ile verdiği biyografik eserlerinde ağırlıklı olarak tarih ibaresi bulunmamaktadır. Fakat Büyük Halaskârımız Mustafa Kemal Paşa başlıklı eser bu tanımın dışında kalmakla beraber yayın tarihi konusunda iki farklı görüş bulunmaktadır. Beşir Ayvazoğlu bu eserin 1920 yılında yazıldığını belirtirken, eser içerisindeki bazı cümleler ise 1920 yılı yerine 1923-1924 yılı arasını işaret etmektedir. Peyami Safa'nın biyografi yazarlığına konu ettiği kişiler ise iki başlık altında incelenmektedir. Bunlar Türk Kurtuluş Savaşı kumandanları ve erken Cumhuriyet dönemini fikri anlamda etkilemiş kişilerdir. İlk gruptaki biyografileri daha duygusaldır ve Millî Mücadele dönemi koşullarını yansıtmaktadır: ikinci gruptakiler ise daha tarafsız ve bilimsel bir üslupla yazılmıştır. Türk Kurtuluş Savaşı kumandanları hakkındaki biyografileri kişilerin ölümlerinden önce kaleme almıştır. Kendisinin bu kişiler hakkında taraflı görüşleri en fazla Mustafa Kemal Atatürk hakkındaki eserinde görülmektedir. Safa, Atatürk'ü ülküleştirerek yüceltmiş, insanüstü özelliklerle donatmış ve kusursuz bir Türk önderi olarak yansıtmıştır. Aynı durum Kâzım Karabekir biyografisinde de geçerlidir. Onun biyografi anlayışında duygusallığı ve sahiplenmeyi ön plana çıkarması bu türdeki eserlerinin biyografi tanımı ile tarihi roman tanımı arasında kalmasına neden olmuştur.
Server Bedi
Yaygın olan bir görüşe göre Peyami Safa'nın çok yazmasının ekonomik nedenleri vardır. Özellikle (Server Bedi imzalı eserlerinde) bu ekonomik nedenler belirgindir. Annesinin adından (Server Bedia) uydurduğu Server Bedi lakabı ile 140'a yakın roman yazmıştır. Bu romanlara edebiyat dünyasında piyasa romanı da denmektedir. Bu lakapla yazdığı romanları arasında en tanınan ise Cumbadan Rumbaya (1936) adlı eser ve Cingöz Recai tiplemesidir. Bu tiplemesini yaratırken Maurice Leblanc'ın Arsen Lüpen karakterinden esinlendi. Peyami Safa Türk İnkılâbına Bakışlar'da Server Bedi imzasını ilk olarak ağabeyi İlhami Safa'nın kullandığını, kendisinin ise I. Dünya Savaşı sonrasında kullanmaya başladığını açıklamıştır.Halit Fahri Ozansoy ve bazı edebiyat eleştirmenlerine göre Peyami Safa'nın Server Bedi imzalı eserleri halk romancılığı kapsamına girmektedir. Ergun Goze, Peyami Safa'nın Server Bedi imzasını kullanmasının ana nedenini sanata duyduğu saygıya bağlamaktadır. Edebiyat tarihçisi İsmail Habip Sevük ise Peyami Safa'nın Server Bedi imzasını kullanmasındaki amacının bu imza ile verdiği eserler ile edebi ürünlerini ayırmak olduğunu ifade etmektedir. Bu açıklama Türk Dili Ve Edebiyatı Ansiklopedisi'nde de geçmektedir.
Server Bedi imzası taşıyan eserler ekonomik nedenlerle yazılmış polisiye ve halk tipi eserlerdir. Toker Yayınları tarafından çıkartılan "Peyami Safa" adlı kitapta yazarın kendisini iki ayrı türde yazmaya alıştırdığını ve Server Bedi imzalı eserlerin Peyami Safa imzalı olanlardan geri kalmadığı belirtilmektedir. Buna benzer ifadeler "Sevenlerin Kalemiyle Peyami Safa" adlı kitapta da tekrarlanmaktadır.
Peyami Safa bir röportajında Server Bedi imzalı eserlerinden en çok Zıpçıktılar, Hey Kahpe Dünya, Cumbadan Rumbaya ve bazı Cingöz Recai serilerini sevdiğini belirtmiştir. Bu imza ile verdiği eserleri yoğun bir şekilde eleştirilmiş, kendisi de bu eleştirilere sert bir şekilde cevap vermiştir. Buna Nurullah Ataç, Selami İzzet ve eski öğrencisi ve dostu olan Doğan Nadi ile girdiği polemikler örnek verilebilir. Fakat bu konuda kendisine en ağır eleştiri ve ithamlar Nâzım Hikmet'ten gelmiştir. Nâzım Hikmet Peyami Safa'yı başkalarının düşüncelerini Cingöz Recai tiplemesi ile çalıp çırpmakla suçlar. Bu söylemine gelen cevabın ardından Peyami Safa'yı burjuva edebiyatı yapmak ve "zina edebiyatı numuneleri vermekle" itham ederek eserlerinin işportaya düştüğünü iddia eder. Peyami Safa bu ithamlara Hafta dergisindeki yazısıyla cevap vererek, "eski dostunu cin çarptığını", "hafızasın kalmadığını", "kendisinin türü türlü zina ve sergüzeşt filmi, hikâyesi ve yazısı olduğu", "kendi kitapları hakkındaki eski methiyelerini unuttuğunu" söyler. Safa'nın bu sözlerine Nâzım Hikmet daha önceden Yakup Kadri Karaosmanoğlu'na yazdığı manzumenin bir benzeri ile cevap verir. Peyami Safa ise son olarak tartışma seviyesinin düştüğünü, Nâzım Hikmet'in tartışmayı soytarılığa çevirdiğini ve artık cevabı Cingöz Recai'nin vereceğini söyler. Aradan iki hafta geçtikten sonra Peyami Safa bilinen ilk manzumesini Nâzım Hikmet'e cevap olarak yazar.
Server Bedi imzalı eserler Peyami Safa'nın kendi deyişiyle de tefrika romanlardır. Bu romanlarda ele aldığı temel konu polisiye olaylar ve kadın-erkek ilişkileridir. Bu imza ile verdiği eserlerinin çoğu ikinci baskıyı görememiştir. Bazı tefrikalarını sonradan düzeltme yoluna da gitmiştir. Bu imza ile bir çocuk romanı bir de casusluk romanı yazmıştır. Amerika'da Bir Türk Çocuğu adlı eser ısmarlama şeklinde yazılmıştır. Bu ısmarlama bilgisine kitabın başında değinilmiştir. Aynı durum Cingöz Merih'te adlı romanda da görülmektedir.
Ötüken Yayınları'nın Seval Şahin koordinasyonunda Peyami Safa külliyatını tamamlama projesiyle Safa'nın Cingöz Recai serisi toplanarak yayımlandı.
Romancılığı
Peyami Safa 1914-1961 yılları arasındaki yazın hayatında kendi imzası dışında Server Bedi, Çömez, Serâzâd, Safiye Peyman ve Bedia Servet gibi takma adlarla süreli yazılar yazmıştır. Peyami Safa'nın toplamda 500'e yakın yazısı bulunmaktadır. Fakat 2017 yılı itibarıyla eksiksiz bir bibliyografyası henüz hazırlanmamıştır. Kendisi edebiyatın hemen hemen her türünde eser vermesine rağmen romanlarıyla ön plana çıkmıştır. Sürdürdüğü yaşamın izleri romanlarına da yansımıştır. Çok küçük yaşlarda babasını ve kardeşini Sivas'ta kaybetmiştir. Sonraki süreçte ise annesi ve ağabeyi İsmail Safa ile birlikte ekonomik zorluklar altında yaşamıştır. Yine çocukluğunda yakalandığı kemik veremi hastalığı onda derin etkiler bırakmıştır. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı romanında hastane atmosferinin etkisi görülmektedir. Hastalığı yüzünden eğitimine devam edememiş, kendi kendisini yetiştirmek zorunda kalmıştır. Yusuf Ziya Ortaç ve Hilmi Ziya Ülken de onun bu yönüne dikkat çekmiştir. Peyami Safa'nın kültürel gelişiminde ve dolayısıyla romancılığında küçük yaşlarda öğrendiği Fransızca'nın da etkisi vardır. Yalnızız romanında Meral ve Feriha karakterleri arasındaki ilişki buna örnek verilebilir. Yine yabancı dil bilmesiyle Batı kültürünü de yakından tanıma fırsatı bulmuş; ilk yazılarının bir kısmı Maupassant, François de La Rochefoucauld ve Jean-Jacques Rousseau'dan yaptığı tercümeler olmuştur.
Peyami Safa'nın 1914-1918 yılları arasındaki ilk hikâye deneyimlerinde dönem şartlarına uygun "entrika" ağırlıklıdır. Yirminci Asır gazetesinde Asrın Hikâye'leri başlıklı hikâyeleri onun ilk ciddi deneyimleri olmuştur. Hikâyelerinin beğenilmesi ve çevresindeki yazarlarca teşvik edilmesinden sonra itibar ve güven kazanmıştır. Kısa bir süre sonra yirmi üç yaşında iken ilk romanı olan Sözde Kızlar'ı yayımlamış ve kamuoyunda daha da tanınmaya başlamıştır. Bu roman ilk başta Serâzâd imzasıyla Sabah gazetesinde tefrika edilmeye başlanmışsa da yarıda kalmıştır. Peyami Safa bu romanını kendi açıklamasına göre sadece geçim kaygısı güttüğü için kaleme almıştır.Sözde Kızlar Peyami Safa'nın ilerleyen süreçte sıklıkla değindiği ve eserlerinde kullandığı Doğu-Batı konusunun ilk izlenimleridir. Ayrıca bu romanının olumlu/olumsuz eleştirilere hedef olmasından sonra ikinci baskısının Mukaddime kısmında birtakım açıklamalara yer vermiştir. Ayrıca bu eseriyle beraber Mahşer ve Cânân'ı "çocukluk eserlerim" diye tanımlar. Özellikle de Cânân'ı "ele alınmayacak kadar" kusurlu bulur.
Sözde Kızlar, Mahşer, Cânân ve Süngülerin Gölgesinde Peyami Safa romancılığının ilk evresine ait eserlerdir. Romancılığın ikinci evresine ait eserlerin başında ise Şimşek ve Bir Akşamdı gelmektedir. Özellikle Şimşek adlı eseri Peyami Safa'nın sonraki süreçte vereceği ürünlerin bir prototipidir. 1920-1930 yılları arasına ait bu eserler onun gerçek doygunluğa geçmesindeki önemli süreçlerden biridir. Eserlerinde zaman kavramı oldukça önemli olmuş, devrin özelliklerini yansıtmıştır. Cânân ve Dokuzuncu Hariciye Koğuşu I. Dünya Savaşı dönemi, Sözde Kızlar, Şimşek, Mahşer, Bir Akşamdı, Bir Tereddüdün Romanı ve Biz İnsanlar Mütareke Dönemi ve sonrası, Fatih-Harbiye İnkılap dönemi, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu ve Yalnızız ise II. Dünya Savaşı ve sonrasına ait eserleridir. Kendisi roman konusunda Maupassant'ın tesirinde kalmış, onu Flaubert'ten daha başarılı bulmuştur. Peyami Safa'nın ilk dönem hikâye ve romanlarında Maupasant'ın izleri keskin bir biçimde görülmektedir. Kendisini etkileyen diğer romancılar arasında Émile Zola da vardır. Fakat onun etkisi Maupasant'a göre daha azdır. Peyami Safa'nın romancılık gelişimi ayrıntılı olarak izlendiğinde sadece Fransız romancılardan değil, İngiliz romancılarından da etkilendiği görülmektedir. Bu isimler ise genel olarak Aldous Huxley, Oscar Wilde ve Virginia Woolf'tur. Kendisinin iyi düzeyde Fransızca bilmesi, Batı'daki isimleri ve yenilikleri takip etmesine olanak sağlamıştır.
Peyami Safa'nın Sözde Kızlar adlı romanı Sabah gazetesinde tefrika edilmeye başlandı. Fakat gazetenin kapanması ile tefrika yarım kaldı. Kitap olarak ilk Orhaniye Matbaasında basıldı. Peyami Safa bu romanında yozlaştırılmış Batı kültür ve yaşamına eleştirel bir üslupla yaklaştı. Bu tarz bir hayatı benimseyenlerin vatanlarının işgal edilmesini bile umursamayıp keyfi bir yaşam sürmeleri romanın ana konusu olurken, asıl işlenen Doğu-Batı arasındaki kültürel çatışmalar ve bunun insanlar üzerine olan etkisidir.
Şimşek'te bir hasta ile rahat büyümüş bir kadının evliliğini ve kadının eşini aldatması konusunu işleyerek aile konusu üzerine durdu. Bu roman kendisinin ilk dönem eserlerinden olduğu için edebi ve tahlil yönünden sade bir görünüme sahiptir. Mahşer'de I. Dünya Savaşı'nın yıkıcı ve sosyo-kültürel etkileri görülmektedir. Konusu genç bir öğretmenin Çanakkale Savaşı'na katılması, savaş sonrasında geçim sıkıntısı çekmesi, birçok olumsuz duruma şahit olması ve yaptığı evliliğidir. Romanın genel teması ise savaş sonrasında yaşanan kültür değişimleridir. Cânân'da kendi çıkarları için çevresindeki erkekleri kullanan güzel bir kadınının evli bir adamı eşinden ayırması, onunla evlenmesi, öz annesi tarafından öldürülmesi ve yalnız kalan erkeğin eski eşine geri dönmesini işledi. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı otobiyografik eseri Resimli Ay matbaasında basıldı. Bu eserini arkadaşı Nâzım Hikmet'e ithaf etti. Konu olarak da on beş yaşındaki genç bir çocuğun hastalığı sebebiyle yaşadığı acı ve sıkıntıları işledi. Yaptığı tahlillerle psikolojik roman türünde Türk edebiyatı'nın özgün eserlerinden birini verdi. 1943 yılında İngilizceye çevrilen Fatih-Harbiye'de Doğu-Batı çatışmasını ve bunun genç nesillere olan etkisini bir genç kız ile onun ailesi, sözlüsü ve arkadaşları ekseninde işledi. Bir Tereddüdün Romanı'nda I. Dünya Savaşı sonrasında Türk aydınlarının yaşadığı değişimleri ele aldı. Matmazel Noraliya'nın Koltuğu'nu parapsikoloji, metapsişik ve ispritizma gibi düşüncelere ilgi duymaya başladığı bir dönemde yazdı. Romanın ana temasında karşılaştığı birtakım olayları materyalist ve pozitivist dünya görüşü ile açıklamaya çalışan bir gencin hikâyesi vardır. Yalnızız, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu ve Matmazel Noraliya'nın Koltuğu ile beraber Peyami Safa'nın bıraktığı en önemli eserlerin başında gelir. İlk olarak Yeni İstanbul'da tefrika edilmiş ardından da kitap olarak basılmıştır. Bu romanda da parapsikolojik ve metapsişik gibi konular irdelenmiştir. Eserde Doğu-Batı sentezi kavramı bir ütopya olarak da işlenmiştir. Simeranya ütopyası ana karakter olan Samim'in hayalî bir dünyasıdır.
Biz İnsanlar Peyami Safa'nın son romanı sayılmaktadır. İlk olarak 1937 yılında Cumhuriyet'te tefrika edilmeye başlanmışsa da ancak 1959 yılında kitap halini alabilmiştir. Bu eserde Mütareke dönemi aydınlarının düşünce dünyasını irdeleyen materyalizm, sosyalizm, mandacılık ve milliyetçilik akımlarının etkisi görülmektedir.
Peyami Safa'nın romancılığı genel anlamda Doğu-Batı çatışmaları ve sentezi üzerine kuruludur. Bu medeniyetler arasında yaşanan psikolojik ve bedeni problemler romanlarında öne çıkan konuların başında gelir. Seçtiği hikâyeler metafizik unsurlarla genişletilmiştir. Eserleri yayımlandığı dönemlerin sosyal, psikolojik, kültürel, ekonomik ve siyasal izlerini taşır. Roman yazımı için önemli sayılan takdim, teşvik, takdir, tenkit, tasvir ve tahlil ögelerini romanlarında sıklıkla tercih etmiş, tahlil yeteneği ile Türk edebiyatı için önemli yapıtlar bırakmıştır. Anlatım tekniği çoğu zaman birinci ve üçüncü tekil şahsın anlatımıdır. Bu ikisi dışında biyografik anlatım tekniğinin izleri Bir Tereddüdün Romanı ile Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nda ağır basmaktadır. Romanlarında genç kadın karakterleri kültürel değişimlerinden en fazla nasibini alan kişilerdir. Romanlarındaki kadınların genel olarak belirli bir meslekleri yoktur; bazıları yabancı dil bilir (Mualla, Vildan, Vedia) bazıları da öğrencidir (Neriman, Selma). Romanlarındaki ana düğüm ve çözümler kadın karakterlerin üzerine kuruludur. Erkek karakterler ise genel anlamda bedeni ve ruhi anlamda zaafları olan kişilerdir. Maddi ve manevi problemler erkek karakterlerin genel özellikleridir. Bu kişiler ya ailelerinden ayrılarak yalnız yaşayan (Nihat, Ferit, Orhan) ya da ailesi ile yaşayan fakat farklı bir ruh dünyasına sahip kişilerdir (Genç Hasta, Şinasi).
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu ve Bir Tereddüdün Romanı Peyami Safa'nın otobiyografik eserleridir. Bu yapıtlarda ve bütün romanlarında geniş mekân olarak İstanbul'u seçmiştir. Bunların dışında Londra (Bir Tereddüdün Romanı), Berlin (Dokuzuncu Hariciye Koğuşu), Roma (Bir Tereddüdün Romanı) ve Paris (Yalnızız) gibi şehirler ile Fatih (Fatih-Harbiye), Şişli, Cerrahpaşa, Şehzadebaşı (Sözde Kızlar) gibi mahalle ve semtleri mekân olarak tercih etmiştir. Dar mekân olarak da ev (müstakil, apartman dairesi, konak, yalı), otel, pansiyon, resmi daireler, otomobil, tramvay ve gemileri seçmiştir. Romanlarındaki mekân unsuru sosyal seviye ve yaşam tarzlarını da yansıtmaktadır. Örneğin Şişli ve Beyoğlu gibi semtler Avrupai yaşam tarzını, eğlenceyi ve alafrangalığı simgelerken, Fatih, Şehzadebaşı, Beyazıt ve Cerrahpaşa gibi yerler ise Doğu'yu temsil etmektedir. Romanlarındaki zaman dilimi on dokuz ve yirminci yüzyıldır. Genel anlamda Peyami Safa, yaşadığı şehir, zaman dilimini ve yaşamındaki değişimleri eserlerine da yansıtmış, Türk edebiyatında psikolojik roman türünde ön plana çıkmıştır. Ayrıca Dokuzuncu Hariciye Koğuşu ve Fatih-Harbiye adlı eserleri Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ortaöğretim öğrencilerine tavsiye edilen 100 temel eser arasındadır.
Romanlarında hastalıklar
Peyami Safa'nın küçük yaşlarda vereme yakalanması onu tıp konusunda araştırma yapmaya iter. Annesi Server Bedia Hanım oğlunun tıp konusundaki ilgisinden söz etmiştir. Öğrendiği Fransızcanın da tıbbi bilgisinde etkisi olmuştur. Onun bu konudaki bilginliği sağlık camiasından kişilerinden de dikkatini çeker. Bu kişiler Ayhan Songar, Recep Doksat, Fahrettin Kerim Gökay ve Bülent Tarcan gibi tanınmış tıp profesörleridir. Hatta dost olduğu bazı doktorlar kendisinden mecazi olarak meslektaş olarak bahseder.
Peyami Safa hem kendi hastalıkları hem de yakın çevresinde şahit olduğu hastalıklara romanlarında sıkça yer vermiştir. Romanlarında en az 32 hastalığa yan konu veya anlatımı zenginleştirmek amacıyla yer vermiştir. Fakat bizzat şahit olduğu hastalıklara daha fazla değinmiştir. Bunun sebebi küçük yaşta yakalandığı kemik veremi hastalığıyla yedi yıl gibi bir süre mücadele etmiş olmasıdır. Peyami Safa'ya göre en büyük hastalık ruhtadır. Ruhtaki hastalığın tedavi edilmemesi vücudun diğer yerlerine de sıçrar. Ayrıca sıkıntı en büyük hastalık nedeni olup kanser ve veremin de başlıca nedenidir. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu hastalığın en çok işlendiği ve ana tema olduğu bir eserdir. İsimsiz başkahraman tıpkı yazar gibi kemik veremine yakalanmıştır. Fakat bu hastalık roman kişisinin ayağında, yazarın ise kolunda baş gösterir. Otobiyografik olan bu eserde çocukluk yıllarında yakalandığı kemik veremi yüzünden çektiği acıları anlatmıştır. Romanda verem hastalığının teşhisi ve tedavi süreci hem Latince adlarla hem de halk dilindeki söylemlerle okuyucuya aktarmıştır.Cumbadan Rumbaya adlı eserinde veremle ilgili ayrıntılı bilgilere yer vermiştir.Bir Akşamdı'da Meliha'nın babası veremdir, ayrıca bu eserinde vereme neden olan Basil dö Koch virüsünü kişileştirerek konuşturmuştur. Felç de tıpkı verem gibi romanlarında sıkça yer verdiği hastalıklardan biridir. Cânân'da bu hastalığın üç farklı türüne değinmiştir.Matmazel Noraliya'nın Koltuğu bu hastalığın en çok yer aldığı romandır. İşlediği diğer hastalıklar ise genel olarak zehirlenme, menenjit, zatürre, bronşit, frengi ve kanserdir. Bunlar arasından menenjitin belirtileri konusunda dikkat çeken açıklamalar yapmış, Biz İnsanlar'da bu hastalığın üzerine ayrıca durmuştur.
Hastalıklara geniş yer ayıran Peyami Safa buna ters olarak hastanelere pek fazla yer ayırmaz. On dört romanında sadece Taksim ve Cerrahpaşa hastanelerinin adını verir. Matmazel Noraliya'nın Koltuğu romanının başkahramanı Ferit tıp eğitimini yarıda bırakır, Safa ise eserlerinde telaffuz ettiği hastalıkların büyük bir kısmını Ferit karakteri ile okuyucuya aktarır. Bazı romanlarında bir hastalığın bütün yönlerini ele alırken bazılarında ise sadece tek bir türe yer verir. Tıbbi terimlerinin en fazla yer aldığı eseri ise Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'dur.
Romanlarında kadınlar
Romanlarındaki kadın karakterlerin benzer özellikleri vardır. Seçtiği kadın kahramanların genel olarak ruhsal ve fiziksel durumları ile toplum içindeki sosyal konumları büyük benzerlikler göstermektedir. Birbirlerine düşünsel ve yaşamsal olarak uzak olan kadın karakterler arasında piyano çalmak tarzında benzer davranış ve hevesler dikkate değer bir saptamadır. Kadın kahramanlar genel anlamda ruhsal olarak sinirli ve hassas kişiliklere sahip insanlardır. İstenmeyen ve aniden gelişen olaylara büyük tepki gösterirler. Bu tanımın tam tersi özelliklere sahip kadınlar da romanlarında görülmektedir fakat sayıları azdır. Kendisinden nefret eden kadınların sayısı da azımsanmayacak düzeydedir. Bir Tereddüdün Romanı'nda Vildan, Yalnızız'da Meral ve Sözde Kızlar'da ise Belma kendisinden nefret duyan başlıca kadın karakterlerdir.
Kadın karakterler bedenen sağlıklı görünen kişilerdir fakat çoğunun ruhsal sorunları mevcuttur. Kadınların yaş ortalaması genel olarak yirmi ile yirmi beş arasında değişmektedir. Bu rakamlar Bir Akşamdı'da Meliha (18) ve Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nda Nüzhet (19) ile biraz daha düşmektedir. Kadınlar en az bir dünya görüşüne sahip kişilerdir. Tüm romanlarında mekan olarak İstanbul'u seçmesi gibi kadın karakterleri de ya İstanbul doğumludur ya da küçük yaşlarda bu şehre göç etmiştir. Küçük bir azınlık dışında çoğu eğitim almış kişilerdir ve Fransız mektebi kökenlidir; iyi derece Fransızca konuşurlar, bazen Fransızca düşünürler, hatta bazı kelimelerin Türkçe karşılıklarını unuturlar. Hizmetçiler dışında öne çıkan kadınların meslekleri yoktur fakat bu kadınlar klasik Türk ev kadını görünümünde değildirler. Boş zamanlarında piyano çalarlar, davet ve balolara katılırlar, eğlence ve ziyafetler düzenleyip gezintilere çıkarlar.
Romanlarındaki evli kadın karakterleri Türk toplumunda önemli bir yeri olan aile kavramına olan bağlılıklarını yitirmiş durumdadırlar. İstanbul'un kenar semtlerinin tipik özelliklerini taşıyan kadın karakter ise hiç yoktur. Geçmişinde bu mahallerin izleri olan kadınlar ise sonraları ve zengin cemiyet ortamlarına dahil olmuştur. Bu genellemeye uyan kadınlar çoğunlukla dejenere olmuş ve batılılaşmayı yanlış yorumlayan kişilerdir. Aynı zamanda dönem olaylarına ilgisiz durumdadırlar.
Hikâyeciliği
Türk edebiyatında hem romancı hem de bir düşünür olarak tanınan Peyami Safa'nın hikâyeleri pek fazla bilinmemektedir. Mehmet Kaplan'ın kapsamlı bir eseri olan “Hikâye Tahlilleri”nde de Peyami Safa'nın hikâyeciliği yer almamıştır. Bazı yazarlar onun bu yönünün pek fazla bilinmesini yeterli sayıda baskı yapılmamasına bağlamaktadır. Peyami Safa birçok Türk romancısı gibi yazın hayatına hikâye ile başlamıştır. İlk hikâye kitabı Bu Kitabı Okumayın'dır ve bu eseri formattan oluşan bir yapıdadır. Daha sonra henüz 14 yaşındayken Bir Mekteplinin Hatıratı / Karanlıklar Kralı adlı hikâyesini yayımlar. Diğer hikâye kitapları ise İstanbul Hikâyeleri, Gençliğimiz, Siyah Beyaz Hikâyeler, Aşk Oyunları ve Ateş Böcekleri'dir. Kendisine ait çoğu hikâye 1980 yılında Halil Açıkgöz tarafından derlendi ve Ötüken Neşriyat tarafından Hikâyeler başlığı ile yayımlandı. Halil Açıkgöz takdim kısmında Peyami Safa'nın bu kitapta bulunanlardan daha fazla hikâyesi olduğunu belirtti. Peyami Safa'nın hikâyeciliği akademik olarak pek fazla incelenmemiştir. Çok az sayıdaki incelemelerden biri de İrfan Ülkü'nün Haziran 1981'de yaptığı derlemedir.
Peyami Safa'nın hikâyeciliği Türk toplum değerleriyle özdeşleşen gözlemci bir yapıdadır ve toplum onun eserlerinde oldukça yer edinmektedir. Hikâyelerindeki gözlemci yapı dedektifi bir yapıdadır. Bu özelliği kendisinin polisiye romanlar yazmış olması ile açıklanmaktadır. Psikolojik tahliller romanlarındaki kadar geniş ölçekli olması da hikâyelerinde de görülmektedir. Mehmet Tekin Peyami Safa hikâyeciliğinin Maupassant'tan etkilendiğini ve ilk eserlerindeki üslup ve yazış şekillerinin benzediğini belirtmektedir.
Peyami Safa hikâyeleri konularına genel olarak dört ayrı tasniften oluşmaktadır. Peyami Safa ilk olarak savaşlar silsilesiyle Türk toplumundaki etkileri ve ahlaki çöküntülerini işledi. Bu tarzdaki hikâyelerinde eşlerini aldatanlar, hırsızlar, dolandırıcılar ve dejenere olmuş insanlar geniş bir yere sahiptir. Peyami Safa İkinci olarak sevgi ve aşk temasını ve kadın-erkek ilişkilerini, üçüncü olarak az sayıda milliyetçi duyguları ve son olarak da bu üçü dışında kalan hayatın farklı yönlerini hikâyelerine yansıttı. Bütün romanlarında mekan olarak İstanbul'u seçen Peyami Safa, hikâyelerinde de ağırlıklı olarak bu tarzını sürdürdü. Genel anlamda romanlarıyla benzer özellikler taşıyan bu hikâyeler romanlarının bir prototipi olarak görüldü.
Sanat ve edebiyat anlayışı
Peyami Safa'nın 1918'den beri kaleme aldığı yazılarındaki konular günümüzde hâlen daha tartışılmaktadır. Çeşitli gazete ve dergilerde tartışma, savunma ve izahat gibi başlıklarla eğitim-öğretim, Cumhuriyet devrimleri, doğuluk, batıcılık, kültür, medeniyet, kozmopolitlik-milliyetçilik karşıtlığı, modernizm, sanat, felsefe, tenkit ve edebi akımlar gibi konularda düşünceleri açıklamıştır. Düşünceleri sebebiyle genel olarak Cumhuriyet devrimlerinin, millî hassasiyetlerin ve geleceğin savunucusu olarak görülmüştür. Arkadaşı Mustafa Şekip Tunç'a göre Peyami Safa'nın karşılaştığı zorluklar onu bir yandan terbiye etmiş, bir yandan da yazmaya teşvik etmiştir. Şükran Kurdakul ise Peyami Safa'nın düşünce yapısındaki değişimlere dikkat çekerek onun zamanında Nâzım Hikmet'le beraber eski ve gelenekçi edebiyat kuşağını tasfiye etmeye çalıştığını ifade etmiştir. Aynı zamanda Kurdakul, Peyami Safa'nın sosyolojik düşüncelerinde Durkheim'e yakın olduğunu ve faşist düşüncelerin II. Dünya Savaşı sonrasında yıkılmasından sonra da mistisizme yöneldiğini kaydetmiştir.
Sanat ve edebi akımlar
Peyami Safa'nın sanat ve edebi görüşleri dönemin hareketli tartışmaları ve kalem kavgaları arasında gölgede kalmıştır. Cumhuriyet dönemi aydınlarından sayılan Peyami Safa'ya göre sanat, güzelin içinde doğruyu; bilim ise doğru olanın içinde güzel olanı bulur. Ona göre güzel ve doğru birbirine paraleldir, birbirlerinden büyük ölçekle ne ayrıdırlar ne de büsbütün benzerdirler. Her edebi ürün bir felsefi düşünceyi içinde barındırır. Öne çıkmış yazar ve şairlerde felsefi düşünce açık bir eğilim ve izahat hâlindedir. Sanat eserleri ise düşünsellikten çok yaşanmışlık sonrasında doğmaktadır. Edebi akımlarını ise "edebiyat çığırları" olarak incelemiştir. Bu akımları ekol, çeşit veya nazariye denebileceğini söylemekte ve bunların felsefi akımlarla bir tutulamayacağını da belirtmektedir.
Roman ve şiir
Peyami Safa romancılığının gelişim süresince roman anlatıcısının aradan çekilmesini arzulamıştır. Safa'ya göre roman bir plandan tamamıyla ayrılmamalıdır. Kendi romanlarında psikolojik betimlemeler ile insanın iç macerasını anlatmaya önem vermiştir. Düzmece gerçekleri biyografik gerçeklerden daha değerli bulmuş ve her romanında yeni teknikler geliştirmeyi denemiştir. Gerçeklik hisse veren romanları realist; yaşamı planlı bir şekilde taklit eden romanları ise romantik olarak değerlendirmiştir. Yeni roman kavramını ise natüralizm, realizm ve romantizm kavramlarından ayrı olarak betimlemiştir. Ona göre yeni roman anlayışında belirli bir konu yoktur, olayların zaman dizini değişmiştir; zaman ve mekân da belirsizdir. Safa'nın bu görüşleri günümüzde "postmodern", "büyülü gerçekçilik", "bilinç akışı", "parçalılık" ve "okur merkezli eleştiri yönelimi" şeklinde genel tanımlara aittir.
Lisedeki küçük denemeleri ve Nâzım Hikmet'e cevaben yazdığı bir manzume dışında şiir türünde önemli eseri bulunmayan Peyami Safa, şiir sanatını "doktorluk gibi güç bir uğraş alanı" olarak yorumlamıştır. Ona göre Türkiye'de şiir yoktur fakat buna tezat olarak şair sayısı fazladır. Bu durumu şiirden az anlayanların çok fazla olmasına bağlamıştır. Halk şiirine de sıcak bakmayan Safa, bunu iptidai olarak değerlendirir. Şairlerin halk şairlerini özenmelerine karşı çıkarak bu uğraştan uzaklaşmalarını, hatta onları aşmaları gerektiğini belirtir. Bir yazısında ise halk şiirini işlenilmesi gereken bir ağaç gövdesine benzetmiştir. Genel olarak şiirin fizik ve metafizik arasında özgür bir şekilde olması gerektiğini savunmuş; şairi sahip olduğu zekasıyla değil ruhuyla yazan kişiler olarak tasvir etmiş, gerçek şiiri ise sadece vezin, kafiye veya güzellikten oluşmayacağı şeklinde yorumlamıştır.
Düşünce dünyası
Peyami Safa küçük yaşlarda başladığı yazın hayatına birçok eser sığdırmış ve birçok değişim yaşamıştır. Bunun dışında gazetecilik mesleğini uzun yıllar sürdürmesi, dönemin öne çıkan gazete ve dergilerinde yazılar yayımlaması, Türk Dil Kurumu üyeliğinde ve İstanbul temsilciliğinde bulunması, Türk Felsefe Cemiyeti'nde yer alması, konferanslar vermesi,Osmanlı İmparatorluğu'nda doğup imparatorluğun çöküşüne, Balkanlar ve Trakya üzerinden gelen Türk göçlerine, yeni Türk devletinin kuruluşuna, Tanzimat'la başlayan yenileşmenin Atatürk Devrimleri ile hızlanmasına, Türkiye'de tek partili döneme, Türkiye'de çok partili döneme ve 27 Mayıs Darbesi'ne şahit olması onun fikri yönünü de etkilemiştir. Farklı konularda en az 18 adet fikri eser yazmış, çok sayıda Kimdir, Nedir? Serisi çıkarmış, Fransız yazarlardan tercüme yapıp öğrenciler için gramer kitapları hazırlamıştır.
Milliyetçiliği
Peyami Safa milliyetçiliği Türk milletinin var olması için bir araç olarak gördü. Kemalist devrimlerin bir nevi savunuculuğunu yaptığı Türk İnkılâbına Bakışlar'da milliyetçiliğin doğuşunu halkların gördüğü sarsıntılara ve yıkımlara bağladı. Türk milliyetçiliğinin doğuşunu ise Balkan Savaşları'na bağlayarak yeni Türk devletinin kendisini kanıtlamak için bir takım tarihi değerlere ve başarılara atıfta bulunduğu saptamasını yaptı. Kemalist milliyetçiliğin İtalyan emperyalizmine maruz kalmış Habeşistan veya Japonya ve Çin anlaşmazlığı sonucunda ortaya çıkan Asya kökenli milliyetçilikle bir tutulamayacağını belirtti.Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma sürecinde ortaya atılmış fikirlerden sadece Türkçülük ve Batıcılığın ayakta kaldığını öne sürerek Osmanlı Türkçülüğünü ve Osmanlı Garpçılığını kangren olmakla nitelendirdi.
Milliyetçilik Peyami Safa'ya göre ilk çağda bir tohum, orta çağda bir fidan ve başta yirminci yüzyıl olmak üzere günümüzde bütün dünyayı saran bir ağaç gibidir. Kendisinin milliyetçilik anlayışında toplum ve birey arasında önemli bir ilişki vardır. Ona göreve birey kavramı sadece milletin olduğu yerlerde değer kazanabilir ve millî düşüncelerin devlet tarafından oluşturulması gerekir. Bu konudaki benzer düşüncelerini ise Türkiye'deki yabancı okullarda yetişen aydınlara yöneltmiş ve onları millî konularda duyarsız olmakla suçlamıştır.
Fransız milliyetçiliğinin 1870 sonrasında, Alman milliyetçiliğinin I. Dünya Savaşı sonrasında ve Osmanlı-Türk milliyetçiliğinin Balkan Savaşları sonrasında ortaya çıktığını savunan Peyami Safa, Kemalist milliyetçiliğinin ise Mütareke dönemi sonrasında ortaya çıktığı görüşünde bulundu. Bu görüşleriyle Türk milliyetçiliğinin dönemsel koşullar altıda mecburi olarak doğduğunu, sosyalizmden uzak ve faşizme yabancı olduğu değerlendirmesinde bulundu. Milliyetçiliğinin bir ırk, dil ve tarih hareketi olduğunu savundu. Özellikle II. Dünya Savaşı dönemlerinde ırkçı olmakla suçlandı. 1939 yılında Cumhuriyet gazetesindeki yazısında kendisini tepeden topuğa kadar milliyetçi olmakla nitelendirip kendisine faşist diyenleri rezil ve vatansız olmakla suçladı. Bu konu hakkında Düşünen Adam dergisinde ise “Irkçı mıyız, Milliyetçi mi?” adlı bir makale yayımlayarak kendisine yönelik ithamları reddetti. Milliyetçiliğin toplumlararası etkileşimi reddettiği veya insanları dar kafalı olmaya sürüklemesi durumunda ağır bir şekilde eleştirilmesi ve bu durumun acil olarak değiştirilmesi gerektiğini savundu. Öğretmen ve öğrencilerin milliyetçilik konusundaki yeri ve önemine dikkat çekti. Batı'da var olan milliyetçiliği gereksiz, Türkiye'dekini ise gerekli gördü. Bu konu hakkında Onlarda ve Bizde Milliyetçilik adlı bir makale yayımladı. Milliyetçi duygularını sadece fikri eserlerinde işlemekle yetinmeyip edebi eserlerinde de ele aldı. Romanlarında doğuyu temsil eden karakterleri genellikle milliyetçi ve manevi değerlere bağlı kişilerden seçti. Mahşer'de Nihad ve Biz İnsanlar'da Orhan bu tanıma uyan başlıca karakterler oldu. Genel olarak bakıldığında ise milliyetçilik kavramı Peyami Safa'yı etkileyen düşünce sistemlerinin başında gelmektedir.
Muhafazakârlığı
Peyami Safa'nın milliyetçilik dışında öne çıkan yönlerinden biri de muhafazakârlığıdır. 1930'lu yılların sonuna doğru somut hale gelen muhafazakârlık düşüncesinin Türkiye'de kurucu ideologlarından başında gelen isimlerdendir. Cumhuriyet dönemi muhafazakârları arasından Cumhuriyet modernleşmesini ve toplumsal değişimleri yakından takip eden isimlerden biri olan Peyami Safa, bu değişim sancılarının odak isimlerinden biri hâline geldi. Ordinaryüs profesör Hilmi Ziya Ülken Peyami Safa muhafazakârlığını iki yönde ele aldı. Bunlar Türk devrimlerinin Peyami Safa'ya göre bir kopuş hareketi olması ve Peyami Safa'nın mistik yönünün varlığı şeklindeydi. Peyami Safa değişim yıllarında Kemalizmin muhafazakâr söylemcisi olmaktan çok bu düşüncenin devrimci yönüyle uyuşmaya çalışan bir yazar görüntüsü verdi. İrticâ ve Yobazlık başlıklı yazısında muhafazakârlığı yobazlık olarak görmediğini ifade ederek birtakım açıklamalarda bulundu ve muhafazakârlık, yobazlık ve irtica arasındaki farklara değindi. Bu yazısında bu iki söylemin birbirleriyle sık sık karıştırıldığını belirterek muhafazakârlığı geçmişin değerlerini samimi bir şekilde savunan gerilik olarak, irtica ve yobazlığı ise savunduğu ve ulaşmak istediği değerleri kültürel bünyesinde barındırmamak şeklinde tanımladı ve radikalizmle eş tuttu.
Dil hakkındaki düşünceleri
Peyami Safa Genç Kalemler ile başlayan Yeni Lisan Hareketi'ne karşı çıkan isimlerden biri oldu. Lisan için fikrin feda edilemeyeceğini belirtti. Hareketin öncülerinden Ömer Seyfettin'i eleştirerek eserlerinde ruh tahlilinin olmadığını ve sade olma özelliğinin basitliğe dönüştüğünü ifade etti. Yeni Lisan Hareketi ve Genç Kalemler'e olan karşıtlığını her fırsatta dile getirerek konuşma dilini yazı diline yaklaştırmayı olumsuz karşıladı. Buna gerekçe olarak da konuşma dilinin ortak bir dil olduğunu, bilim dilinin ise özel olduğunu söyledi. Dillerin saf ve öz olmadığını, evrensel olaylardan ve etkileşimlerden etkilenebileceğini belirtti.Öz Türkçe isteyenlerin diler arasındaki etkileşimden dolayı ölçülü olmak zorunda olduklarını 1958'de Milliyet gazetesinde savundu. Peyami Safa'ya göre yabancı bir dilin hakimiyetinde kalmakla yabancı bir ordunun kölesi olmak arasında fark yoktur. Bu sebepten diller arasındaki kaide alışverişini zorunlu olarak görüp, ölçülü olunmasını bildirdi. Dile giren her kelimenin imla değiştirmediği sürece sözlüğe alınmasına karşı çıkarak, kelimelerin öncelikle halkla aynîleşip halkın malı olması gerektiğini belirtti. Yabancı kelimelere gösterdiği hassasiyet ile kendisini dil otarşisinden kurtardı. Mana inceliklerini farkında olarak heba etmek istemediğinden dolayı romanlarında özellikle Fransızca kelimeler kullandı ve çeşitli çözüm önerilerinde bulundu. Dil ile ilgili sorunların çözümünde edebiyatçılara daha fazla danışılması gerektiğini belirterek bu kişilerin dilbilimcilerden daha önde olmasını arzuladı. Dil hakkındaki sorunların çözüm süresinin ise süreç dahilinde gerçekleşmesini ve üstünkörü bir şekilde yapılmamasını istedi 1 Kasım 1928'de gerçekleşen Harf Devrimi'ne karşı çıkan isimlerden biri oldu. Değişimden sonrasında eski sistemin devam etmesini olanaksız olarak gördü ve bu değişimi kabullendi. İlerleyen yıllarında ise okullar için çeşitli gramer kitapları yazdı. Okullarda Latin alfabesinin dışında Arap harflerinin de okutulmasını, kültürler ve kuşaklar arasında kopukluk olmaması için gerekli gördü. Osmanlıcanın da üniversiteler dışında lise eğitiminde de okutulmasını öneren bir yazı kaleme aldı.
Doğu-Batı sentezi
Peyami Safa başta romanlarında olmak üzere yazdığı deneme, makale ve gazete yazılarında Doğu-Batı konusu üzerine sıkça durdu. Batıyı "hem bir kıta hem de bir kafa" olarak gördü. Avrupa'yı bir kıta içinde doğan, süreç içerisinde sınırlarını aşan ve medeniyet tarihine bağlı bir mahiyet olarak gördü. Verdiği eserlerde batı zihniyetinin oluşumundaki önemli etkenlere değinerek bunu konu üzerine söylemleri olan yazar, sanatçı ve düşünürlerin fikirlerinden yararlandı. Avrupa medeniyetinin Yunan, Roma ve Hristiyanlık ekseninde geliştiğini belirterek yalnız bu üç şeyden oluşan zihniyetle Avrupalı olunabileceğini dile getirdi. Hristiyanlığı ise Avrupa ve Asya arasındaki en belirgin fark olarak gördü.
Peyami Safa Türk toplumunda taklit olarak görülen ve çeşitli sosyolojik ve edebi araştırmaların konusu olan Batılılaşmayı riyazileşmek ve siteleşmek kavramları üzerinden yorumladı. Romanlarında öne çıkan doğu-batı sentezini medeniyetlerin ruhunu inceleyip ardından da karşılaştırması şeklinde verdi. Avrupa medeniyetinin oluşmasında rasyonalist matematik zihniyetinin etkili olduğunu belirterek Doğu'nun bundan yoksun olduğu ifade etti. Dogmatizmi doğunun gelişmemesinde en büyük engel olarak gördü. Batı'yı maddeye hakim olması ve teknik olarak ilerlemesi gibi gerekçelerle yüceltti, Doğu'yu ise pasif olarak nitelendirdi. Türkiye'nin batılılaşmasını isteyerek kuramlarını oluşturduğu sentezlerini bunun için bir araç olarak gördü. Tanzimat Dönemi ile başlayan yenileşmenin yanlış yorumlanmasına da eleştirel bir tavır sergiledi.
Din hakkındaki düşünceleri
Peyami Safa din hakkında olumlu düşüncelere sahip bir insandı. İnsanın maddi ve manevi olarak iki tabiattan oluştuğunu ve ahlak ile din arasında sıkı bir bağ olduğunu düşündü. Dünyanın teknik anlamda ilerlediğini fakat buna karşın manevi olarak gerilediğini ve bu durumdan en fazla gençlerin etkilendiğini belirtti. Maneviyat ve mistik değerlerden yoksun olanların ahlak problemleri yaşayabileceğini düşündü. Türkiye'deki yenileşme sürecinin millî ve manevi değerlerden uzak olmamasını isteyerek Avrupa'daki din özgürlüğünden örnekler verdi. Türkiye'nin gelişmesinde dinin bir engel olduğu yönündeki görüşlere katılmadı. Din ile pozitif bilimlerin arasında aykırılık olmadığını da savunarak İkisinin ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Rusya hakkındaki düşünceleri
Hayatının farklı dönemlerinde fikri olarak değişimler yaşayan Peyami Safa genel olarak milliyetçi bir yazar ve Cumhuriyet dönemine ait bir aydın olarak görülmektedir. Peyami Safa'nın Rusya ve Ruslar hakkındaki düşünceleri Türk halkının dönemsel düşüncelerinden kesin çizgilerle ayrılmamaktadır. Peyami Safa'nın Mâhutlar ve Sosyalizm-Marksizm-Komünizm adlı eserleri incelendiğinde yazarın Rusya ve Ruslar hakkında Fransızca kaynakları takip edip incelediği anlaşılmaktadır. Kendisindeki Rus algısının oluşmasında 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı, Balkan Savaşları, savaş sonrasında Balkanlar ve Trakya üzerinden Anadolu'ya gelen Türk göçmenler, eğitimlerini Rusya'da almış olup daha sonra Türkiye'ye kaçan aydınlar, Ruslara esir düşmüş Türk askerlerinin hatıraları ve Rus edebiyatına ait klasiklerin büyük etkisi oldu. Bunların dışında 1917 Devrimi sonrası Türkiye'ye gelen Beyaz Ruslar, yeni komünist Rus rejiminin propagandalarını Türk üniversitelerinde yapan kişiler ve eski dostu Nâzım Hikmet'le olan ilişkilerinin de Ruslar hakkındaki düşüncelerinde etkisi oldu. Rus halkı ile Rusya yönetimini birbirlerinden ayrı olarak değerlendirmeye tabi tuttu. Genel olarak Rus halkını mazlum, mağdur ve fakir, Rus yönetimini ise zalim, bencil ve istilacı olarak gördü. Peyami Safa Sovyet ordularının Macaristan topraklarını işgal ettiği dönemde Rus Kahbeliği başlıklı bir yazı yayımlayarak "Rus" ve "Kahpe" kelimelerinin birbirlerini severek çiftleştiklerini ve bu ikisinin birbirlerinden ölümün bile ayıramayacağını yazdı. Ona göre 1917 Devrimi ile Rusya'ya komünizm gelmemiş, sadece beyaz çarın yerine kızıl çar; eski burjuvazilerin yerine de Bolşevik seçkinler geçmiştir. Makale ve denemelerindeki Rus algısı romanlarındaki Rus algısıyla da benzerdir. Fakat bu benzerlik üslup açısından farklıdır. Romanlarında daha yumuşak, makalelerinde ise daha sert olan bir dili tercih etmiştir. Bunların dışında hiçbir romanında leitmotiv olarak Rusları işlememiştir. Fatih-Harbiye dışındaki romanlarında bir Rus karaktere veya tiplemeye yer vermemiş sadece Bir Tereddüdün Romanı, Cânân, Bir Akşamdı, Mahşer, Sözde Kızlar, Matmazel Noraliya’nın Koltuğu, Biz İnsanlar ve Yalnızız gibi romanlarında dönemin güncel Rusya'sından ve Rus halkından bahsederek atıfta bulunmuştur.
Kıbrıs hakkındaki düşünceleri
Peyami Safa Milliyet gazetesindeki yazılarında ve Türk Düşüncesi dergisinde Kıbrıs konusu üzerine görüşlerini paylaştı. Türk Düşüncesi'nin Kıbrıs özel sayısı ile bu konuda halkı bilgilendirmeyi ve siyasetin nabzını tutmayı hedefledi. Derginin Şubat-Mart 1958 sayısı "Kıbrıs Savımızı Savunurken" başlığı ile çıktı. Peyami Safa Kıbrıs Adası'nın İngiltere tarafından Yunanistan'a verileceğinin konuşulduğu günlerde bu anlaşmazlığın basit bir mevzu olduğunu ve sadece Türkiye ile İngiltere'yi ilgilendirdiğini yazdı. Yunanistan'ın ada üzerinde herhangi bir hakkı olmadığını belirtti ve adanın birine verilecekse Türkiye'ye iadesinin en uygun seçenek olduğunu söyledi. Türkiye'de ortaya atılan "Kıbrıs Türktür" tezi ve 1955'li yılların Türkiye kamuoyunun görüşlerini paylaşarak Yunanistan'ın adada daha fazla Rum'un yaşadığı yönündeki tezlerine karşı çıktı ve Kıbrıs'ın Anadolu'ya ait olduğunu belirtti.
6-7 Eylül Olayları ile Kıbrıs konusu arasında bağlantı kuran söylemlerden etkilendi. Bu olayları ilk olarak bir "komünist ihtilal provası" olarak gördü. Azınlıklara yönelik bu tahrip ve yağma saldırılarına köşe yazılarında da yer verdi. Bu tarihten sonra yazılarında Kıbrıs konusuna daha fazla yer vermeye başladı. Atatürk'ün Selanik'te bulunan evinin saldırıya uğramasını önce Yunanlara bağlayıp daha sonra 6-7 Eylül Olayları ile beraber bu saldırılarının kızıl solcularca gerçekleştirildiğini düşündü. 7 Eylül 1955'te Milliyet gazetesindeki bir yazısında Türk ordularının Yunanları denize döktüğünü fakat Misak-ı millî'ye bağlı kalındığını belirterek Atatürk evinin saldırıya uğramasını acizlik, kahpelik ve ahmaklık olarak gördü.
Peyami Safa Kıbrıs konusuna genel olarak milliyetçi bir tavır sergiledi. Ona göre Kıbrıs'ın Türk kimliği asla pazarlık konusu olmamalı ve bu konudan geri adım atılmamalıdır. Peyami Safa adanın hiçbir zaman tarihsel, dinsel, ırksal, siyasal ve coğrafi olarak Yunan kimliği taşımadığını da iddia etmiştir. Propaganda konusunda ise Yunanistan'ı dünya çapında daha etkili, Türkiye ise pasif ve gevşek olarak yorumlamıştır. Kıbrıs konusundaki eleştirilerini zengin vatandaşlar, politikacılar ve yazarların umursamazlığına da yöneltmiştir. İngiltere'ye ise hiçbir zaman güvenmeyip sorunu daha karışık hale getirmekle tenkit etmiştir. Adanın jeopolitik önemine de vurgu yapan Peyami Safa, gerekirse Türkiye'nin NATO'dan çekilmesi belirtmiş ve Kıbrıs'ı NATO üyeliğinden daha değerli bulmuştur.
Atatürk hakkındaki düşünceleri
Yazarın verdiği eserlerin çoğu günümüzde basımı yapılmamaktadır. Bunlardan birisi de Mustafa Kemal Atatürk hakkındaki İlk Reis-i Cumhurumuz Mustafa Kemâl Paşa adlı eseridir. Eser iç kapağında ise Büyük Halaskârımız Mustafa Kemâl Paşa tanımı mevcuttur. Yazar, iç kapağında dahil edilmesiyle 24 sayfadan oluşan eserinde "P.S" imzasını tercih etmiştir. Beşir Ayvazoğlu eser için 1920 tarihini vermiştir fakat içerikteki tarihlerden eserin 1923 tarihli olduğu anlaşılmaktadır.
Arapça kökenli Türk alfabesi ile yazılmış eser Atatürk'ün hayatını öznel bir şekilde anlatmaktadır ve yazarın Atatürk hakkındaki düşüncelerinin tahlili için önemlidir. Genel olarak Atatürk'e saygı ve sevgi duyan Peyami Safa Türk millî mücadelesine katılmamıştır fakat bu mücadeleyi desteklemiştir.Şimşek, Mahşer, Biz İnsanlar gibi dönemsel romanlarında dolaylı olarak bu mücadeleye atıfta bulunur.Gün Doğuyor adlı piyesinde ise Kurtuluş Savaşı atmosferini göstermeye çalışmıştır. Piyesin sonunda Atatürk'ün üniformalı bir resmi görünür.Türk İnkılâbına Bakışlar'da yazarın Atatürk ve Atatürk Devrimleri'ni ele aldığı bir eserdir. Tanzimat ile başlayan yenileşmenin Türk toplumunda yarattığı "Doğu-Batı" ikileminin çözülmesi için Atatürk'ün önemli bir adım attığı görüşünü paylaşır. Eserin bir bölümünde ise Atatürk'ün milliyetçiliğine atıfta bulunur.
Etkisi
Peyami Safa Cumhuriyet dönemi aydınlarından biridir. Aynı zamanda yayımladığı romanları Türk edebiyatının önemli yapı taşlarındandır. Yaşamı ve eserleri akademik olarak farklı zamanlarda ve farklı düzeylerde incelenmiştir. Beşir Ayvazoğlu, Ergun Göze, Vecdi Bürün, Hamdi Koç, Nan A Lee, Mehmet Tekin ve yakın dostu Cahit Sıtkı Tarancı'nın yazar hakkında yayımladığı kitaplar bulunmaktadır. Özellikle Beşir Ayvazoğlu ve Mehmet Tekin'in yazar hakkındaki çalışmaları akademik olarak sıkça atıf almaktadır. Aynı zamanda yazarın TDV İslâm Ansiklopedisi'nde bulunan maddesini de Beşir Ayvazoğlu kaleme almıştır. 2016 yılı Yükseköğretim Kurulu Tez Arama Verileri'ne göre yazar ve eserleri hakkında en az 12 doktora ve 54 yüksek lisans tezi bulunmaktadır. Aynı zamanda eserlerini sinemaya aktaran yönetmenler arasında ise Muhsin Ertuğrul, Metin Erksan ve Turgut Demirağ gibi isimler bulunmaktadır.
Eğitimini sağlık sorunları gibi nedenlerden dolayı tamamlayamamış olması ve bu sebepten kendi kendisini yetiştirmek zorunda kalması sıklıkla öne çıkarılan bir yönüdür. Adı Türkiye'deki çeşitli ilkokul ve lise gibi eğitim kurumlarına verilmiştir. Aynı zamanda şair Cemal Safi de çocuklarından birine Safa'nın ismini vermişti. Milliyetçi yönüne ise Türkiye'deki bazı parti liderlerince atıf yapılmaktadır. İmparatorluktan Cumhuriyete geçişin sancılarını dile getirmesi sıklıkla değinilen başka bir yönüdür. Genel olarak romanlarıyla ön plana çıkmasından ötürü gazete ve düşünsel yazıları pek fazla bilinmemektedir. Türkiye'de polisiye roman yazarlığının temellerini atan isimlerden biridir ve Maurice Leblanc'in Arsen Lüpen karakterinden esinlenerek yarattığı Cingöz Recai tiplemesi yaygın olarak bilinmektedir. Bu tiplemeyi Arsen Lüpen'in yerli versiyonu olarak görenler vardır. Yayıncı Hüseyin doğru ise yazarın Çekirge Zehra ve Kartal İhsan tiplemelerini de en az Cingöz Recai kadar dikkate değer olduğunu belirtmektedir.
Eserleri
Vikisöz'de Peyami Safa ile ilgili sözleri bulabilirsiniz. |
Wikimedia Commons'ta Peyami Safa ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
Roman | Fikri eserleri | Kimdir, Nedir? Serisi |
---|---|---|
Sözde Kızlar (1922) | Zavallı Celal Nuri Bey (1914) | Mussolini Kimdir? |
Şimşek (1923) | Büyük Avrupa Anketi (1938) | Faşizm Nedir? |
Mahşer (1924) | Türk İnkılâbına Bakışlar (1938) | Karl Marks Kimdir? |
Bir Akşamdı (1924) | Felsefî Buhran (1939) | Marksizm Nedir? |
Süngülerin Gölgesinde (1924) | Millet ve İnsan (1943) | Rousseau Kimdir? |
Bir Genç Kız Kalbinin Cürmü (1925) | Mahutlar (1959) | Liberalizm Nedir? |
Cânân (1925) | Nasyonalizm (1961) | Atatürk Kimdir? |
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1930) | Sosyalizm (1961) | Kemalizm Nedir? |
Fatih-Harbiye (1931) | Mistisizm (1961) | Ziya Gökalp Kimdir? |
Bir Tereddüdün Romanı (1933) | Doğu-Batı Sentezi (1962) | Türkçülük Nedir? |
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu (1949) | Nasyonalizm - Sosyalizm - Mistisizm (1968) | Machiavelli Kimdir? |
Yalnızız (1951) | Osmanlıca-Türkçe-Uydurmaca (1970) | Makyavelizm Nedir? |
Biz İnsanlar (1959) | Sanat - Edebiyat - Tenkid (1971) | Oliver Salazar Kimdir? |
Sosyalizm - Marksizim - Komünizim (1971) | Korporatizm Nedir? | |
Piyano Muallimesi (1910) | Din - İnkılâp - İrtica (1971) | Roosvelt Kimdir |
Bir Mekteplinin Hatırası, Karanlıklar Kralı (1914) | Kadın - Aşk - Aile (1973) | Nev Deal Nedir? |
Gençliğimiz (1922) | Yazarlar - Sanatçılar - Meşhurlar (1976) | |
Siyah Beyaz Hikâyeler (1923) | 20. Asır, Avrupa ve Biz (1976) | Gün Doğuyor (1937) |
Ateş Böcekleri (1925) | ||
İstanbul Hikâyeleri (tarihsiz) | ||
Alıntı: |
Kaynakça
- ^ a b c d e Altıntop, Selim; Bağcı, Rıza; Şen, Can, (Ed.) (2012). (PDF). Manisa: Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 2 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Aralık 2016.
- ^ a b Süreyya Elif Aksoy. (PDF). Bilkent Üniversitesi. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Aralık 2016.
- ^ Göze, Ergun (1963). Peyami Safa-Nazım Hikmet Kavgası (Yağmur Yayınları bas.). İstanbul. s. 42. ISBN .
- ^ Ayvazoğlu, Beşir (1998). Peyami Hayatı Sanatı Felsefesi Dramı (Ötüken Neşriyat bas.). İstanbul. s. 37-54. ISBN .
- ^ a b c d e Yaşar Özkandaş. "Peyami Safa'nın Düşünceleri Ekseninde Türk Modernleşmesinin İncelenmesi". Ankara Üniversitesi. Erişim tarihi: 19 Aralık 2016.
- ^ a b c d e f g h i j k l m n o p "Safa, Peyami". TDV İslâm Ansiklopedisi. 35. İstanbul. 2008. ss. 437-440. ISBN .
- ^ Cahit Sıtkı Tarancı (1940). Peyami Safa Hayatı ve Eserleri (Semih Lütfi Kitabevi bas.). İstanbul. s. 3.
- ^ Ergun Göze, Peyami Safa, age. s.7
- ^ Beşir Ayvazoğlu, age. s.17
- ^ Beşir Ayvazoğlu. "Harf İnkılabı Öncesinde Büyük Bir Kalem Kavgası: Peyami Safa Ahmet Hâşim'e karşı" (PDF). 4 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 19 Aralık 2016.
- ^ Tarık Zafer Tunaya (2009). Türkiye'de siyasal gelişmeler (1876-1938) (Bilgi Üniversitesi bas.). İstanbul. s. 216.
- ^ Beşir Ayvazoğlu, age. s.98
- ^ İşaşır, Canan Maral. . Gazi Üniversitesi. 8 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Aralık 2016.
- ^ Ergun Göze (1963). Peyami Safa-Nazım Hikmet Kavgası (Yağmur Yayınları bas.). İstanbul. s. 96. ISBN .
- ^ Sami Akbıyık. "Cumhuriyet Dönemi Edebiyatçılarının Kalem Kavgaları". 4 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Aralık 2016.
- ^ Kemal Sülker. "Nazım Hikmet: Putları Yıkıyoruz" (PDF). 4 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 19 Aralık 2016.
- ^ Mithat Kadri Vural. "II. Dünya Savaşı Türkiyesi'nde Bir Muhalefet Örneği Olarak "Tan" Gazetesi" (PDF). Dokuz Eylül Üniversitesi. 4 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 19 Aralık 2016.
- ^ Beşir Ayvazoğlu, age. s.180
- ^ Sosyalizm - Marksizm - Komünizm (Ötüken Neşriyat bas.). İstanbul. 1990. s. 184. ISBN .
- ^ "Peyami Safa ve Nâzım Hikmet" (PDF). İstanbul Şehir Üniversitesi e-arşiv Sistemi. 22 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 21 Şubat 2017.
- ^ a b c d e f g h Yıkan, Zülfikar Uğur. . Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı. 8 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Aralık 2016.
- ^ Beşir Ayvazoğlu, age. s.226
- ^ Yağlı, Semra Nurdan. . 331194. 8 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Şubat 2017.
- ^ Emine Sonnur Özcan. "Peyami Safa'nın Fatih-Harbiye Romanı'nda Batılılaşma Sancıları". 4 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Aralık 2016.
- ^ "Arkadaşımız Peyami Safa evlendi" (PDF). İstanbul Şehir Üniversitesi e-arşiv Sistemi. 12 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 8 Şubat 2017.
- ^ Ayşe Hür (Ocak 2016). "İslamcıların ve sağ muhafazakarların Hitler sevdası". Radikal. 16 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Şubat 2017.
- ^ a b "Elbe'de marjinal bir Türk". Hürriyet. 31 Ekim 2004. 27 Haziran 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Haziran 2017.
- ^ Vecdi Bürün (1978). Peyami Safa ile 25 Yıl (Yağmur Yayınları bas.). İstanbul. ss. 43-44. ISBN .
- ^ Millet ve İnsan (Akbaba bas.). İstanbul. 1943. s. 81.
- ^ a b Hilmi Ziya Ülken (2005). Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi. İstanbul. s. 449. ISBN .
- ^ Peyami Safa (2 Kasım 1945). "Sualler". Büyük Doğu, 1. s. 3.
- ^ Beşir Ayvazoğlu, a.g.e, s. 384
- ^ Koçak, Cemil (Aralık 2013). "Peyami Safa 1950'de CHP'nin milletvekili adayıydı". Star. 22 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Şubat 2017.
- ^ Mehmet Törenek. . dergipark.ulakbim.gov.tr. 28 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Aralık 2016.
- ^ Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce, C.V (İletişim Yayınları bas.). İstanbul. 2004. s. 219. ISBN .
- ^ Vecdi Bürün, a.g.e, s.122
- ^ "Peyami Safa'nın Cenazesi Bugün Kaldırılıyor", Milliyet: 17 Haziran 1961, Sayfa 1
- ^ "Peyami Safa Hayatını Kaybetti", Milliyet: 16 Haziran 1961, Sayfa 1
- ^ "Bir Provokatör Üstünde Hiciv Denemeleri". Hürriyet. Haziran 2009. 16 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Ocak 2017.
- ^ Ali Kâmi Akyüz, “Kardeşim İsmail Safa”, Türk Düşüncesi, c. 1, Sayı 5, s. 333.
- ^ Necip Fazıl Kısakürek, Bâbıâli, Büyük Doğu Yayınları, İstanbul 2008, s. 107-108.
- ^ a b c d e Kurt, Barış Can (2015). "Peyami Safa Romanlarında Hastalık" (PDF). Trakya Üniversitesi. 16 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 15 Şubat 2017.
- ^ Tekin, Mehmet (2003). Peyami Safa ile Söyleşiler. Konya: Çizgi Kitabevi. s. 119-120. ISBN .
- ^ Fatih Demir. . Gazi Üniversitesi. 8 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Aralık 2016.
- ^ Ergun Goze, a.g.e, İstanbul: 1972 bas. s.33.
- ^ Halit Fahri Ozansoy. Edebiyatçılar Çevremde (1970 bas.). Ankara. s. 32. ISBN .
- ^ Peyami Safa (Toker Yayınları bas.). İstanbul. 1984. ISBN .
- ^ Galip Erdem: "Çileli Bir Hayat", Sevenlerinin Kalemiyle Peyami Safa, 1962. (İstanbul Toprak Dergisi Yayınları), s.18.
- ^ Gür, Murat (2013). Metinlerarası İlişkilerle Çok Sesli Bir Peyami Safa Romanı: Yalnızız. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Nevşehir: Nevşehir Üniversitesi
- ^ "Yazarlar, Sanatçılar, Meşhurlar". 22 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Şubat 2017.
- ^ Kaya, Ahmet (2011). Biyografik Eserlerin Tarih Öğretimine Katkısı ve İkinci Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e Uzanan Sürecin Değerlendirilmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi
- ^ Özkan, İ. Ethem. "Biyografi Yazarı Olarak Peyami Safa ve İsmet Paşa Biyografisi". Söylem Filoloji Dergisi.
- ^ Bakırcıoğlu, N. Ziya (1999). Başlangıçtan Günümüze Türk Romanı. İstanbul. s. 107. ISBN .
- ^ Cevdet Kudret Solok (1998). Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman. İstanbul. s. 309. ISBN .
- ^ Peyami Safa: Türk İnkılâbına Bakışlar (İstanbul, 1997), s.51.
- ^ Halit Fahri Ozansoy: a.g.e, s.33.
- ^ Ergun Goze: a.g.e, s. 128
- ^ Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. 7. İstanbul. 1990. s. 404.
- ^ Sakallı, Fatih. "Server Bedii'nin Cumbadan Rumbayası". Dergipark. 22 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Şubat 2017.
- ^ “Peyami Safa Diyor ki...”, Her Ay, 1, s.123 (20 Mart 1937)
- ^ Beşir Ayvazoğlu, a.g.e, s.146
- ^ Peyami Safa (2 Ağustos 1933), "Bir Münakaşanın Sonu", Cumhuriyet.
- ^ Safa, Peyami (1994). Yazarlar Sanatçılar Meşhurlar. İstanbul. s. 224. ISBN .
- ^ Ergun Göze, Peyami Safa Nâzım Hikmet Kavgası, s.160
- ^ Ergun Göze, a.g.e, s.180
- ^ Ergun Göze, a.g.e, s.189-190
- ^ Nâzım Hikmet, Bir Provokatör Üzerinde Hiciv Denemeleri, Aydabir 1, 37 (Eylül 1935)
- ^ Peyami Safa, "Namık İsmail", Hafta, 75 (9 Eylül 1935) 3.
- ^ Peyami Safa, "Cingöz Recai'den Nâzım Hikmet'e", Hafta, 77 (23 Eylül 1935) 3.
- ^ Hızlan, Doğan. "Cingöz Recai serisi tamamlandı". Hürriyet. 7 Nisan 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Nisan 2020.
- ^ Murat Güvenir. "Peyami Safa Üzerine". 4 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Aralık 2016.
- ^ a b Mehmet Tekin. (PDF). Ötüken Neşriyat. 30 Aralık 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Aralık 2016.
- ^ Cahit Sıtkı Tarancı, a.g.e, s.4
- ^ “Peyami Safa Diyor ki”, Her Ay, nr. 1, 1937.
- ^ Tekin, Mehmet (1990). Peyami Safa'nın Roman Sanatı. Konya: Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü. ISBN .
- ^ a b c Mehmet Önal. . Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. 8 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Aralık 2016.
- ^ Ekiz, Osman Nuri; Hiperlink (1984). "Peyami Safa". Toker Yayınları. 22 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Şubat 2017.
- ^ "100 Temel Eser". 3 Nisan 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Şubat 2017.
- ^ Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2000, s. 64. 76, 92, 93, 101
- ^ Cumbadan Rumbaya, Ötüken Neiriyat, İstanbul 2004, s. 376, 412
- ^ Bir Akşamdı, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2002. s. 27, 53, 71
- ^ Canan, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2006. s,11, 86, 90
- ^ Biz İnsanlar, Ötüken Neşriyat, istanbul 1999. s, 7, 21
- ^ a b c Köksel, Behiye: "Peyami Safa'nın Romanlarında Kadın", Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi (23551), Malatya, 1992, İnönü Üniversitesi
- ^ "Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi" (PDF). Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu. 5 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 9 Nisan 2017.
- ^ Şen, Can (2006), “Peyami Safa Külliyatı Üzerine”, Edebiyat Otağı, 9: 11-12.
- ^ Ayvazğolu 1999: a.g.e. s, 63 - 64
- ^ Safa, Peyami (1980), Hikâyeler (haz.: Halil Açıkgöz), İstanbul: Ötüken Neşriyat
- ^ Ülkü, İrfan (1981), “Peyami Safa’nın Hikâyeciliği”, Türk Edebiyatı, 92: 6.
- ^ Ülkü a.g.y, 1981: 6
- ^ Şen, Can. "Peyami Safa'nın Hikâyeciliği Üzerine Bir İnceleme" (PDF). Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili Bölümü. 10 Ekim 2016 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 16 Şubat 2017.
- ^ a b c d Zariç, Mahfuz (Ocak 2015). "Peyami Safa'nın Sanat Edebiyat Anlayışı ve Duygu Düşünce Dünyası" (PDF). 13 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 12 Şubat 2017.
- ^ Kurdakul, Şükran (2005). Çağdaş Türk Edebiyatı. İstanbul: Evrensel Basım Yayın. s. 328-330. ISBN .
- ^ (Yeni Mecmua, 30 Mayıs 1942; Yedigün, sayı 171
- ^ "Ölümünün 50. yılında Peyami Safa'yı anma toplantısı". Türk Dil Kurumu. 20 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Şubat 2017.
- ^ "Peyami Safa'nın Konferansı" (PDF). İstanbul Şehir Üniversitesi e-arşiv Sistemi. 6 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 9 Şubat 2017.
- ^ Safa, Peyami, Türk İnkılâbına Bakışlar, s. 120.
- ^ Safai Peyami, a.g.e. s.121
- ^ Peyami, Safa, Nasyonalizm Sosyalizm Mistisizm, s. 57-58.
- ^ Safa, Peyami. Eğitim Gençlik Üniversite. Ötüken. s. 20. ISBN .
- ^ a b Kartal, İdris (2011). . Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi. 8 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Şubat 2017.
- ^ Safai Peyami, a.g.e. s.106
- ^ Karagüzel, Ömer Faruk. "Modernleşme, Modernlik ve Ulusçuluk Bağlamında Türkiye'de Muhafazakârlık" (PDF). s. 374. 23 Ocak 2016 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 22 Şubat 2017.
- ^ Safa, Peyami. "Eğitim Gençlik Üniversite: Objektif 7". 22 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Mart 2020.
- ^ Timurtaş ve Göze, a.g.e, s.197.
- ^ Gülenadam, Ramazan (2006). Eğitim ve Öğretim Anlayışıyla Peyami Safa. Ankara: Akçağ Yayınları. s. 77. ISBN .
- ^ Safa, Peyami. "Eğitim Gençlik Üniversite". 22 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Şubat 2017.
- ^ Safa, Peyami (1999). Mahşer. İstanbul: Ötüken Neşriyat. s. 93. ISBN .
- ^ Safa, Peyami (1995). Biz İnsanlar. İstanbul: Ötüken Neşriyat. s. 45, 60. ISBN .
- ^ İrem, Nazım. "Bir Değişim Siyaseti Olarak Türkiye'de Cumhuriyetçi Muhafazakârlık: Temel Kavramlar Üzerine Değerlendirmeler" (PDF). 25 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 22 Şubat 2017.
- ^ Safa, Peyami. "Din, İnkılap, İrtica: Objektif 4". 23 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Şubat 2017.
- ^ Safa, Peyami (1990). Din İnkılap İrtica. İstanbul: Ötüken Neşriyat. s. 116. ISBN .
- ^ “Sâde ve Basit”, Cumhuriyet, 14 Eylül 1932
- ^ Safa, Peyami, “İlmî Terimler ve Halk Dili” Osmanlıca Türkçe Uydurmaca, İstanbul 1999, s. 193
- ^ “Türkçe’nin Karışıklığı”, Cumhuriyet, 5 Mayıs 1932
- ^ “Dilde Özleşmenin Hudutları”, Milliyet, 4 Nisan 1958
- ^ “Fransızca Konuşan Veznedar Bayan”, Cumhuriyet, 4 Ekim 1938
- ^ Safa: 1999, a.g.e. s.35
- ^ “Yanaşma Kelimeler”, Cumhuriyet, 1 Temmuz 1939
- ^ “Dilciler ve Edebiyatçılar”, Cumhuriyet, 27 Eylül 1938
- ^ “Telaşa Lüzum Yok”, Cumhuriyet, 22 Aralık 1939
- ^ a b Yusuf Akçay. "Peyami Safa'ya göre Türk Dili" (PDF). İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. 9 Mart 2014 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 9 Şubat 2017.
- ^ Nan A. Lee (1997). Peyami Safa'nın Eserlerinde Doğu - Batı Meselesi (Ötüken Neşriyat bas.). İstanbul. s. 58. ISBN .
- ^ a b Cenk Şirinoğlu (Eylül 2008). "Peyami Safa'da Dejenere Toplum". İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 12 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ocak 2017.
- ^ Safa, Peyami. (1999), Objektif 8. 20.Asır Avrupa ve Biz. İstanbul: Ötüken Yayınları.
- ^ a b Düzce, Mesut (2008). (PDF). Çukurova Üniversitesi. 3 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Şubat 2017.
- ^ a b c Çiftçi, Sinan. "Peyami Safa'nın Romanlarında Rus İmajı" (PDF). Millî Meçnikova Üniversitesi. Sosyal Bil. Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölümü. 14 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 13 Şubat 2017.
- ^ Peyami Safa (1999): Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, Ötüken Neşriyat, İstanbul.
- ^ Peyami Safa (6 Kasım 1956). "Sosyalizm, Marksizm, Komünizm: Objektif 3". Milliyet. 14 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Şubat 2017.
- ^ Milliyet, 19 Ağustos 1955
- ^ "Peyami Safa, Kıbrıs". Milliyet Gazete Arşivi. 15 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Şubat 2017.
- ^ Çakmak, Fevzi. "Türk Kamuoyunda Kıbrıs Algısı" (PDF). Dokuz Eylül Üniversitesi. 25 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 14 Şubat 2017.
- ^ Milliyet, 3 Eylül 1955
- ^ Milliyet, 7 Eylül 1955
- ^ İsmail Şahin; Selma P. Topbaş (Aralık 2015). "Kamuoyu ve Dış Politika Bağlamında Peyami Safa'nın Yazılarında Kıbrıs Meselesi" (PDF). Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. s. Cilt 7 Sayı:13. 15 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 14 Şubat 2017.
- ^ Ayvazoğlu, Beşir, a.g.e: 1999, s. 514
- ^ "Büyük Halaskârımız Mustafa Kemâl Paş" (PDF). Toronto Üniversitesi Kütüphanesi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- ^ Ayvazoğlu, Beşir, a.g.e: 1999, s. 85-86
- ^ Tekin, Mehmet, a.g.e: 1999, s. 290-291
- ^ Safa, Peyami (1938). Gün Doğuyor, Cumhuriyet Halk Partisi Gösterit Yayımı. Ankara: Ulus Basımevi.
- ^ Cen, Şan: 2009, “Peyami Safa’nın Piyesi: Gün Doğuyor”, Müsvedde, say. 4
- ^ Cen, Şan: 2006, “Peyami Safa Külliyatı Üzerine”, Edebiyat Otağı, say. 9
- ^ Bu grafik YÖK Tez Arama Robotu'nda çıkan sonuçlara göre hazırlanıştır, sayısal değerler yıllara göre farklılıklar gösterebilir.
- ^ a b Hızlan, Doğan. "Onu daha iyi anlayabilmek için". Hürriyet. 10 Nisan 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- ^ "Peyami Safa". IMDb. 20 Ocak 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- ^ "Peyami Safa". Sinematürk. 2 Ocak 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- ^ "Mehmed Niyazi, Peyami Safa'yı anlatacak". Yeni Şafak. 10 Nisan 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- ^ "Sarıgazi Peyami Safa İlkokulu". MEB. 11 Nisan 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- ^ "Tuzla Peyami Safa İlkokulu". MEB. 10 Nisan 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- ^ "Polatlı Peyami Safa Anadolu Lisesi". MEB. 10 Nisan 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- ^ "Şair Cemal Safi Ankara'da son yolculuğuna uğurlandı". Posta. 30 Nisan 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 30 Nisan 2018.
- ^ "Bahçeli: Her yer oyun, her yer tiyatro". Hürriyet. 10 Nisan 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- ^ . Akşam. 2 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- ^ Hızlan, Doğan. "Cingöz Recai'nin toplumsal şifreleri". 10 Nisan 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- ^ "Abdülamit Polisiye Roman Tiryakisiydi". Yeni Asır. 10 Nisan 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- ^ "Cingöz Recai'nin gizli rakibesi: Çekirge Zehra". Yeni Şafak. 10 Nisan 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Nisan 2017.
- ^ (PDF). TDVİA (çevrimiçi). 29 Ocak 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Şubat 2017.
- ^ Timurtaş; Göze (1976). Peyami Safa'dan Seçmeler. s. 19-20.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Peyami Safa 2 Nisan 1899 Fatih Istanbul 15 Haziran 1961 Kadikoy Turk yazar ve gazeteci Dokuzuncu Hariciye Kogusu Matmazel Noraliya nin Koltugu ve Yalniziz gibi psikolojik turdeki eserleriyle Cumhuriyet donemi Turk edebiyatinda on plana cikti Yasami ve fikri hayatindaki degisimlerini eserlerine de yansitti Server Bedi takma adiyla bircok roman kaleme aldi Cingoz Recai tiplemesini Fransiz yazar Maurice Leblanc in Arsen Lupen karakterinden esinlenerek yaratti Ayni zamanda cesitli kurumlarda gazetecilik meslegini surdurdu ve agabeyi Ilhami Safa ile birlikte Kultur Haftasi gibi cesitli dergiler cikardi Peyami SafaPeyami SafaDogum2 Nisan 1899 1899 04 02 Fatih Istanbul Osmanli ImparatorluguOlum15 Haziran 1961 62 yasinda Kadikoy Istanbul TurkiyeDefin yeriEdirnekapi Sehitligi IstanbulTakma adServer Bedi Comez Serazad Safiye Peyman Bedia ServetMeslekYazar gazeteci ogretmenDonemCumhuriyet donemiTurPsikolojik polisiyeOnemli eserDokuzuncu Hariciye Kogusu Matmazel Noraliya nin Koltugu YalnizizEtkin yillari1910 1961EvliliklerNebahat Erinc e 1938 Peyami Safa nin ismini sair Tevfik Fikret koydu Kucuk yaslarda babasini kaybedince annesi ve agabeyi ile zor sartlar altinda yasadi Sag kolunda kemik veremi hastaligi bas gosterdi O yillardaki psikolojisini otobiyografik romani Dokuzuncu Hariciye Kogusu nda isledi Ilk edebi urunlerini Vefa Idadisi ndeki ogrenimi sirasinda verdi Kisa bir sure ogretmenlik yapti Asrin Hikayeleri basligi altinda yayimladigi hikayeleri ilgi gordu ve tesvik edici tepkiler aldi Donemin onemli edebiyatcilariyla kalem kavgalarina girdi Yasaminda pozitivist materyalist mistik milliyetci muhafazakar antikomunist ve korporatist tutumlar sergileyerek cesitli degisimler yasadi Fransizca bilmesiyle Bati kultur ve yeniliklerini yakindan takip etti Ilk donemlerinde Maupassant ve Rousseau gibi isimlerden tercumeler yapti Sonraki eserlerinde mekan olarak hep Istanbul u secti Dogu ile Bati nin sentez ve tahlilinden hicbir zaman vazgecmedi Cumhuriyet ve Milliyet gibi gazetelerde elestirel uslupla yazilar yayimladi Nazim Hikmet ve Necip Fazil Kisakurek ile olan iyi iliskileri zamanla kalem kavgalarina donustu Ilk basta Cumhuriyet Halk Partisi ne sonrasinda Demokrat Parti ye yakinlasti Kucuk yasta basladigi yazin hayatini olumune kadar surdurdu Agirlikli olarak milliyetci ve muhafazakar bir tutum icinde oldu Fatih Harbiye ve Dokuzuncu Hariciye Kogusu adli eserleri Turkiye de Milli Egitim Bakanligi tarafindan ortaogretim ogrencilerine tavsiye edilen 100 temel eser listesinde yer aldi Eserleri cesitli donemlerde sinemaya ve dizilere uyarlandi HayatiPeyami Safa nin bir cocukluk fotografi 1913 Peyami Safa 2 Nisan 1899 tarihinde Gedikpasa da dogdu ve ismini Servet i Funun sairlerinden Tevfik Fikret koydu Babasi Muallim Naci tarafindan anadan dogma sair olarak anilan ve Trabzon kokenli bir aileye mensup olan Ismail Safa dir Annesi ise Server Bedia Hanim dir Peyami Safa nin babasi II Abdulhamid e muhalif olan isimlerdendir ve Sivas ta surgunde iken ailesine maddi anlamda hicbir sey birakamadan olmustur Bir bucuk yasindayken babasini kaybeden Peyami Safa agabeyi Ilhami Safa ile birlikte annesi tarafindan zor sartlarda yetistirildi Ilkogrenimine devam ettigi yillarda sag kolunda kemik veremi ortaya cikti Hastaligi yuzunden okula devam edemeyerek kendisini kucuk yasta doktorlarin hastalarin ve hasta bakicilarin arasinda buldu Bu hastaligin yarattigi tesiri Dokuzuncu Hariciye Kogusu adli eserinde isledi 1910 yilinda Fatih teki Vefa Idadisi nde lise egitimine basladi Bu yillarda Ekrem Hakki Ayverdi ve Elif Naci ile sinif arkadasiydi Ayrica Hasan Ali Yucel ve Yusuf Ziya Ortac da lise arkadaslari arasindaydi Ilk edebi tartismalarini ve urunlerini o yillarda verdi Ilk hikaye denemesi Piyano Muallimesi ni ve ilk roman denemesi Eski Dost u lisedeyken yazdi Ayrica bu donemlerde yayimladigi Sakin Bu Kitabi Almayin adli ilk hikaye kitabi merak uyandirdi ve birkac gun icinde tukendi Lise egitimine hastaligi ve ailesinin yasadigi gecim sikintilari yuzunden devam edemedi Babasinin yakin arkadaslarindan olan Abdullah Cevdet in hediye ettigi Petit Larousse u ezberleyerek Fransizca dil bilgisini gelistirdi ve edebi eserler disinda tip psikoloji ve felsefe kitaplarina da ilgi duymaya basladi Ilerleyen donemlerde tiyatroya olan ilgisinden oturu Darulbedayi sinavlarina girdi fakat basarili olmasina ragmen devam edemedi I Dunya Savasi nin seyrettigi donemlerde annesine yardim edebilmek icin Posta ve Telgraf Nezaretinde calismaya basladi Daha sonra da Bogazici ndeki Rehber i Ittihad Mektebine ogretmen olarak atandi 1917 ve bir sure Duyun i Umumiye Idaresinde calisti 1918 Mutareke ve Cumhuriyet donemi Bu hikayeler o zaman halk arasinda beni hala hayrete dusuren bir muvaffakiyet kazandi O zamanin genc edebiyati beni hararetle tesvik ediyor hikayelerime imza atmami istiyordu Yakup Kadri bize bir uslup getirdin diyor Yahya Kemal sonra baskalari icin tekrarlanan bir espri ile Ismail Safa nin en guzel eseri Peyami dir diyordu Asrin Hikayeleri basligi altinda yayimladigi hikayelerinin ilgi gormesinden sonra Peyami Safa Mutareke doneminde Rehber i Ittihad Mektebi ndeki ogretmenlik gorevinden 1918 yilinda ayrilan Peyami Safa agabeyiyle beraber Yirminci Asir adli gazeteyi cikarmaya basladi Bu gazetede Asrin Hikayeleri basligi altinda yayimladigi hikayeleriyle dikkatleri uzerine cekti Ayrica ilk kalem kavgasini da Cenap Sahabettin in Kucuk Beyler adli uyarlama piyesine karsi yapti 1919 Alemdar gazetesinin duzenledigi hikaye yarismasinda derece alinca devrin onde gelen yazarlari tarafindan yazmaya tesvik edildi Agabeyi Ilhami Safa ile beraber cikardiklari Yirminci Asir gazetesi kapandiktan sonra Tercuman i Hakikat ve Tasvir i Efkar 1922 Cumhuriyetin ilanindan sonra da Son Telgraf Son Saat ve Son Posta gibi yerlerde gazetecilik meslegine devam etti Ayrica bu donemlerde ilk romani olan Sozde Kizlar i gecim sikintisi cektigi icin yayimladi 1924 yilina gelindiginde ise Mahser Bir Aksamdi Sungulerin Golgesinde ve Istanbul Hikayeleri adli eserlerini yayimladi 1925 te Halil Lutfu Dorduncu ile birlikte Buyuk Yol adinda kisa omurlu bir gazete cikardi Yine bu yillarda hem Server Bedi hem de Peyami Safa imzasi ile Cumhuriyet gazetesinde yazmaktaydi Cumhuriyet le olan iliskisini fikra yazarligi ve edebiyat bolumu yoneticisi olarak surdurdu 1928 1940 Hilal i Ahmer dergisinde yayimladigi Yeni Edebiyat Cereyanlari adli yazisi Ahmet Hasim le kalem kavgasina yol acti 1928 Peyami Safa gencliginin ilk yillarinda Abdullah Cevdet in etkisi altinda kalarak pozitivist ve materyalist dusuncelerle Ictihad dergisinde yazilar kaleme aldi Ozellikle Abdullah Cevdet ve Celal Nuri Ileri arasindaki tartismaya Zavalli Celal Nuri Bey adli brosuru yayimlayarak katildi Peyami Safa Mutareke doneminde genel olarak hem batici hem de milliyetci bir gorunum verdi Mustafa Kemal Ataturk doneminde gerceklesen Harf Devrimi ne ise kusaklar arasinda kulturel kopukluklara neden olacagini dusunerek endiseli yaklasti fakat ilerleyen donemlerinde bu devrimin tamamlayicilarindan biri haline geldi ve dil kurultaylarina katildi Nazim Hikmet le olan iliskisi Peyami Safa Cumhuriyet gazetesinde edebiyat sayfasinin yoneticiligini yaptigi donemlerde Turkiye de af kanunu cikti Nazim Hikmet bu kanundan yararlanmak icin Turkiye ye geldi daha sonra da tutuklandi Safa ise Nazim Hikmet in affedilmesi icin ona ait olan Yanardag adli siiri Cumhuriyet te yayimladi Ertesi gun Cumhuriyet gazetesi siirin altindaki imzanin kendi goruslerini ve misyonlarini yansitmadigina dair aciklamada bulundu Bu aciklamadan sonra Safa gazeteden ayrildi ve Sabiha Sertel ve Zekeriya Sertel tarafindan cikarilan Resimli Ay dergisinde yazmaya basladi Bu derginin en taninmis yazarlari arasinda Nazim Hikmet disinda Sabahattin Ali Vala Nureddin ve Cevat Sakir Kabaagacli bulunuyordu Peyami Safa ile Nazim Hikmet ilerleyen donemlerde Hareket dergisinde beraber gorev aldi Iki isim arasindaki dostluk Peyami Safa nin Dokuzuncu Hariciye Kogusu adli eserini Nazim Hikmet e ithaf etmesiyle devam etti Nazim Hikmet ise bu roman hakkinda Resimli Ay da Resat Nuri Guntekin e ait Calikusu na da atifta bulunarak su ifadeleri kullandi Ben Peyami nin bu son romanini uc defa okudum Otuz defa daha okuyabilirim ve okuyacagim Dokuzuncu Hariciye Kogusu nu Calikusu na aglayanlarin anlamasi kabil degildir Dokuzuncu Hariciye Kogusu on bin yuz bin bir milyon satardi Eger izdirabi azabi ve neseyi coskun bir ciddiyetle duyan oz ve halis halk kitleleri okuma ve yazma bilselerdi Safa Hareket dergisinin ilk sayisinda Variz Diyen Nesil baslikli bir yazi yayimladi Bu yazi genc edebiyatcilarin goruslerini yansitir hale gelip bahsedilen yeni nesil de Yakup Kadri Karaosmanoglu tarafindan Milliyet te elestirilince Turk basin tarihinde Saman Ekmegi Kavgasi adli unlu kalem kavgasi basladi Safa bu donemlerde Resimli Ay da baslayan Putlari Yikiyoruz adli tartismalara Nazim Hikmet le beraber katilmasi ve sol egilimli Tan gazetesinde yazilar yazmasindan dolayi Bolsevik olmakla suclandi Fakat kendisi bu iddialari her zaman reddetti Ikilinin bu dostlugu Resimli Ay in kapanmasindan sonra da devam etti Zamanla Nazim Hikmet in onu komunizme kazandirmak istemesi kendisinin de Nazim Hikmet i bu ideolojiden vazgecirmek icin ugrasmasi sonucunda aralarindaki bu dostluk buyuk bir dusmanliga donustu Nazim Hikmet Tan gazetesinde Orhan Selim takma adiyla yazdigi Kahve ve Gazino Entelektuelleri baslikli yazisinda Peyami Safa ya yonelik ithamlarda bulundu Peyami Safa da agabeyiyle beraber cikardiklari Hafta dergisinde Biraz Aydinlik baslikli yazi dizisi altinda Nazim Hikmet e cevap verdi Bu noktadan sonra Peyami Safa omrunun sonuna kadar antikomunist bir dunya gorusunu benimsedi Sonraki surecte ise Peyami Safa nin Server Bedi imzasi ile verdigi eserleri ile Cingoz Recai tiplemesi ikili arasindaki tartismalarin ana konusu oldu Resimli Ay sonrasi Peyami Safa Resimli Ay in kapanmasindan sonra Ahmet Agaoglu cevresinde gelisen liberalizme yoneldi Kadro dergisinin kurulus yillarinda ise sol cevreden uzaklasarak Mustafa Sekip Tunc Ahmet Hamdi Basar Hilmi Ziya Ulken Namik Ismail Munir Serim ve Ahmet Agaoglu gibi isimlerin dahil oldugu toplantilara katildi Yine bu yillarda Cumhuriyet teki birkac yazisiyla Cahit Sitki Taranci yi edebiyat dunyasina tanitti 1932 Ayni yil annesini kaybetti Sonraki surecte Kultur Haftasi adli derginin kurulusuna on ayak oldu Dogu Bati sentezini isledigi 1931 tarihli Fatih Harbiye romanindan sonra Kultur Haftasi dergisinde de bu konuyu isledi Yirmi bir sayi suren Kultur Haftasi dergisinin kapanmasindan sonra Avrupa seyahatine cikti Bu seyahati onun Turk Inkilabina Bakislar adli eseri icin onemli bir izlenim sagladi Bir aylik Avrupa seyahatinde Isvicre gibi ulkelerde zaman gecirdi donunce de Buyuk Avrupa Anketi adli bir eserini Cumhuriyet te tefrika ettirdi 1938 Turk Inkilabina Bakislar adli eseri de ayni yil yayimlandi Bu eser onun Kemalist inkilabin felsefi kuramlarini temellendirdigi bir eser oldu Eserin birinci baskisinin onsozunde Turkiye nin iki medeniyet arasinda sikismisligindan ve bunun yarattigi sorunlardan bahsetti Bu donemde Nebahat Erinc le evlendi 1938 II Dunya Savasi donemi Peyami Safa Osmanli Imparatorlugu nun yikilisini Ingilizlere bagliyor Ingilizlerle isbirligi icinde olduklari icin Fransizlara da mesafeli yaklasiyordu 9 Agustos 1940 tarihinde Cumhuriyet ten ayrilan Peyami Safa Yeni Mecmua ve Tasvir i Efkar gibi yerlerde yazmaya basladi Yine bu tarihlerde Yusuf Ziya Ortac ve Orhan Seyfi Orhon tarafindan cikarilan Cinaralti dergisinde milliyetcilik anlayisini temellendirdigi yazilar yayimliyordu II Dunya Savasi yillarinda Almanya yi destekler bir dil kullaninca fasist olmakla suclandi Yegeni Behcet Safa da amcasinin Adolf Hitler i destekledigini ve imzali Kavgam kitabina sahip oldugunu iddia etti 1943 yilinda aleyhinde Riza Cavdarli imzasi tasiyan bir brosur yayimlandi Peyami Safa ilerleyen surecte Cinaralti dergisindeki yazilarini Millet ve Insan adli bir kitapta topladi II Dunya Savasi donemi Peyami Safa nin fikir hayatinda arafta kaldigi bir donem oldu Bu donemlerde milliyetcilik turancilik ve mistisizm gibi konularda degisimler yasadi Ozellikle bir sure sonra uzerinde etkili olacak olan mistisizmin ilk belirtileri bu donemde ortaya cikti Peyami Safa nin adi Irkcilik Turancilik davasi icin hazirlanan 47 kisilik raporda gecti fakat yargilanan 27 kisiden biri olmadi Demokrat Parti iktidari oncesinde Ziyad Ebuzziya nin Tasvir i Efkar in yerine cikardigi Tasvir de yazmaya devam etti 1945 Ayni yilin Kasim ayinda Buyuk Dogu nun ikinci donem yazi kadrosunda yer alan isimlerden biri oldu Demokrat Parti donemi II Dunya Savasi sonrasinda dunya genelinde tek parti rejimlerinin varliklari sorgulanmaya baslanmisti Bunun etkileri Turkiye ye de yansidi Demokrat Parti nin DP kurulmasi ve iktidara gelmesiyle cok partili donem Turkiye de de baslamis oldu Peyami Safa onceleri Demokrat Parti ye muhalif oldu fakat partinin ilerleyen surecte antikomunist bir tutum sergilemesinden dolayi muhalifligi birakti DP ye muhalif oldugu donemlerde Vakit gazetesinde parti aleyhinde yazilar yazdi Savas doneminde ilgi duymaya basladigi mistisizm parapsikoloji ve metapsisik merakini bu gazeteye de tasidi Turkiye deki demokrasi girisimlerine karsi cikarak Mesrutiyet doneminden ornekler verdi Onun bu tavri Peyami Safa nin hayatini buyuk olcekte arastiran Besir Ayvazoglu tarafindan yeni kurulan cumhuriyetin buna henuz hazir durumda olmamasi seklinde yorumlandi Necip Fazil Kisakurek Peyami Safa nin Cumhuriyet Halk Partisi ne yakinlastigini soyleyerek onunla bir kalem kavgasina girdi Sonraki surecte Ulus ta yazmaya baslayan Peyami Safa 1949 yilinda Matmazel Noraliya nin Koltugu adli eserini yayimladi Bu eserinde mistisizme yoneldi 1950 yilina gelindiginde Cumhuriyet Halk Partisi nden Bursa milletvekili adayi oldu fakat secilemedi Peyami Safa 1950 yilinda Nazim Hikmet icin acilan af kampanyasina siddetle karsi cikarak mucadele etti 1951 yilinda Yalniziz romanini yayimladi Bir sure sonra da Ulus tan ayrilarak Turk Dusuncesi ni cikarmaya basladi Derginin ilk on sayisi icin gerekli parayi arkadasi Kazim Ismail sagladi ve derginin ilk sayisi 1 Aralik 1953 te cikti Derginin programi ise Peyami Safa tarafindan belirlendi Dergiyi cikarmaya basladigi donemlerde Ali Naci Karacan in davetiyle Milliyet te yazmaya basladi 1 Ekim 1954 Buradaki ilk yazisindan sonra kendisini ilk tebrik eden Adnan Menderes oldu Sonraki surecte Cumhuriyet Halk Partisi yle yildizi barismadi solcularin ve dinsizlerin parti icerisinde soz sahibi oldugunu belirterek elestirilerini yineledi Hem Demokrat Parti nin antikomunist tutumu hem de Cumhuriyet Halk Partisi nin anlik durumu Peyami Safa yi Demokrat Parti ye biraz daha yaklastirdi Yegeni Behcet Safa ise amcasinin Adnan Menderes in konusmalarini telefon araciligiyla Ankara ya yazdirdigini belirtti Ayni zamanda bu donemlerde Milliyet gazetesindeki Objektif adli kosesinde Aziz Nesin ve Cetin Altan gibi isimlerle kalem kavgalarina girdi Gazete yonetim kadrosu sol kesime ilgi duyan kisilere gecince Peyami Safa bu gazeteden ayrilarak Tercuman a gecti Mart 1959 Olumu Peyami Safa nin esi ve oglu ile beraber Edirnekapi Sehitligi nde bulunan aile mezari Peyami Safa Tercuman da yazdigi donemlerde Necip Fazil Kisakurek in Buyuk Dogu sunda da yaziyordu Fakat kisa bir sure sonra Necip Fazil la ikinci kalem kavgasina girdi ve dergiden ayrildi 29 Nisan 1960 ta ise yazi isleri muduruyle anlasamadigi icin Tercuman dan ayrildi 27 Mayis Darbesi nden hemen once Adnan Menderes in davetlisi olarak Eskisehir e gitti Onceleri Demokrat Parti yi desteklemesi ve Adnan Menderes le yakin ilisikleri olmasi sebebiyle darbe sonrasinda kurulan cuntaci rejim kendisine zorluklar cikardi Turk Dil Kurumu ve Turk Edebiyatcilar Birligi ile olan iliskisi kesildi Cikardigi Turk Dusuncesi dergisinin yayimina ara verdi Havadis gazetesi yazi kadrosuna girdi Buradaki yazilari yuzunden aleyhinde protestolar duzenlendi Sonralari Dusunen Adam ve Son Havadis gibi yerlerde yazilarina devam etti Tum bu surec sonrasinda yipranan Peyami Safa Erzincan da yedek subay ogretmen olarak gorev yapan oglu Ismail Merve yi 27 Subat 1961 de kaybedince buyuk bir sarsinti gecirdi 15 Haziran 1961 de Ciftehavuzlar da bir arkadasinin evinde tansiyon yukselmesi sonrasinda beyin kanamasi gecirdi ve hayatini kaybetti Gazeteciler Cemiyeti yazarin olumunun ardindan bir bildiri yayimladi ve tum gazetecileri cenaze merasimine davet etti 17 Haziran 1961 de ise Sisli Camii nde kilinan cenaze namazi sonrasinda Edirnekapi Sehitligi nde topraga verildi Aile mezarliginda 1970 yilinda olen esi ile kendisinden kisa sure once olen oglunun da mezari yer almaktadir Safa ailesinde hastaliklar Cahit Sitki Taranci Peyami Safa eserlerinin daha iyi anlasilmasi icin hayatinin bilinmesi gerektigini belirtmektedir Peyami Safa nin kucuk yaslarda kemik veremi hastaligina yakalanmasi kolunun kesilecek duruma gelmesi ve ailesindeki diger hastaliklar eserlerine de yansimistir Peyami Safa nin babasi 1895 yilinda vereme yakalandi doktorlarin onerisiyle hava degisimi icin Midilli ye gitti ve iyileserek Istanbul a dondu Bir sure sonra da Sivas a surgun edildi ve gecirdigi hastaliklar sebebiyle 35 yasindayken hayatini kaybetti Peyami Safa babasini kaybettiginde henuz iki yasindaydi ve bu sebepten yetimi Safa olarak anildi Ailedeki hastaliklar zinciri Peyami Safa nin iki kardesinin de olumune sebep oldu Peyami Safa nin amcasi olan Ahmet Vefa nin psikolojik sorunlari bulunmaktaydi Kardesi Ilhami Safa kucuk yaslarda tifoya yakalandi ve yedi yasinda saglik durumu duzeldi Annesi Server Bedia Hanim ise 1931 yilinda uremi hastaligindan hayatini kaybetti Hastaliklarin ve olumlerin cok yasandigi bir ailede buyuyen Peyami Safa nin 1938 yilinda evlendigi esi Nebahat Hanim in da cesitli hastaliklari oldu Esinin yurume zorlugu daha sonra felce donustu Doktor Ayhan Songar bu hastaligi psiko norotik olarak degerlendirdi Besir Ayvazoglu Peyami Safa nin esinin durumundan bir hayli etkilendigini soyledi Peyami Safa yi en cok etkileyen durum ise oglu Merve nin hastaligi oldu Merve Safa Erzincan in Tercan ilcesine bagli koyunde askerlik gorevini yedek subay ogretmen olarak yaparken karacigerinden rahatsizlandi akut ve hepatit suphesiyle hastaneye kaldirildi ve hayatini kaybetti Oglunun olumu Peyami Safa yi derinden sarsti ve cokuntuye ugratti Yazin hayatiPeyami Safa Yedigun dergisinde calisirken Peyami Safa edebi hayatina henuz on bir yasinda iken yazdigi Piyano Muallimesi adli hikaye ile basladi On uc yasina geldiginde Eski Dost adinda bir roman denemesi yapti Bu donemlerde siir de yazan Safa dedesi babasi ve amcalari gibi siirde israr etmedi Vefa Idadisi nde ogrenci iken Bir Mekteplinin Hatirati Karanliklar Krali 1913 adli hikayesini cikardi Rehber i Ittihad da ogretmenlik yaptigi donemlerde Servet i Funun ve Fagfur gibi dergilere hikaye makale ve tercume denemelerini gonderdi Yirminci Asir da imzasiz olarak yayimladigi Asrin Hikayeleri ile ismini duyurdu Abdullah Cevdet in etkisinde oldugu genclik donemlerinde fikirleri henuz temellenmemis biriydi Mutareke doneminde ise pozitivist ve materyalist dusuncelerin etkisinde kaldi Ilk uzun hikayesi olan Gencligimiz ve ayni yil yayimladigi Sozde Kizlar adli ilk romaniyla Mutareke Istanbul undaki ahlaki kirilmalari elestirdi Yine bu yillarda gecim sikintisini hafifletmek icin Server Bedi imzasiyla ask ve polisiye romanlari yayimladi 1924 yilinda Maurice Leblanc in Arsen Lupen adli roman karakterinden esinlenerek Cingoz Recai tiplemesini yaratti ve oldukca ilgi gordu 1924 1928 yillari arasinda toplamda onar kitaplik Cingoz Recai nin Harikulade Serguzestleri ve Cingoz Recai Kibar Serseri kitap serilerini yayimladi Genclik donemlerinde etkisinde kaldigi Abdullah Cevdet in ilerleyen surecte Ingiliz mandasini savunmasi uzerine ondan uzaklasti Kendisinin dusunce anlamindaki temelleri I Dunya Savasi ve Mutareke yillarinda belirginlesti Cumhuriyet doneminin ilk yillarinda ise bohem bir yasam surdu Bu donemlerde basta felsefe olmak uzere diger sosyal bilim dallarina olan ilgisi artti Mustafa Sekip Tunc ve Hilmi Ziya Ulken gibi bircok felsefeciyle yakin dostluklar kurdu Turk Felsefe Cemiyeti nin 1931 yilindaki ikinci kurulusunda etkin rol aldi Cemiyetin oldukca tartismali konferanslarindan ilkinde felsefe ve diyalektik uzerine bir bildiriyi hazirlayip sundu 13 Ocak 1931 Bu yillarda rasyonalist bir dusunceye kapilan Peyami Safa Kultur Haftasi nda yayimladigi Sezis Tahlil ve Riyaziye baslikli yazisinda bu konudaki dusuncelerini acikladi Dogu ve Bati uzerine olan dusuncelerinin sekillenmesinde Avrupa ya yaptigi seyahatin de etkisi oldu Dondugunde Buyuk Avrupa Anketi ile fikri eserlerden sayilan Turk Inkilabina Bakislar i yayimladi Hilmi Ziya Ulken bu eseri Turk inkilabinin felsefi monografisi olarak yorumladi Eserinde Avrupa medeniyetini riyaziyelesmek ve sitelesmek kavramlari uzerinden anlatarak Avrupa medeniyetinin gelismesinde Turk mutasavviflarin rolu tezini savundu Turk Inkilabina Bakislar da Kemalist milliyetci olarak degerlendirilen Peyami Safa II Dunya Savasi oncesinde Almanya nin yukselisini takip etti Savas yillarinda ise antikomunist bir tutum icinde oldugu icin Almanya yi ve tek sefliligi savundu Cinaralti dergisindeki yazilarinda Marksistleri hedef alan yazilar yazip korporatizmi savundu Sonraki surecte kendisi de Marksistlerin hedefi haline geldi Hedefte olmasinda Millet ve Insan 1943 adli eserinin buyuk etkisi oldu Bu eser Cinaralti dergisindeki milliyetci yazilarinin derlemesi niteligindeydi Eserini 1961 yilinda kucuk degisiklikler yaparak Nasyonalizm adiyla tekrar yayimladi Turk Inkilabina Bakislar in ikinci baskisinda da birtakim duzenlemeler yapip kendisini Kemalist sifattan uzaklastirdi Dogu Bati sentezine yonelik dusuncelerine ise sadik kaldi Safa genel olarak on bir yasinda ilk adimini attigi on dokuz yasinda ise gercek anlamda basladigi yazi seruvenini olumune kadar devam ettirmis roman makale deneme ve fikra gibi turlerde bircok eser vermistir Yazilari ile kendisini kanitlamis ve calistigi gazetelerin tirajlarini artirmistir Besir Ayvazoglu gibi Safa nin hayatini buyuk olcekte inceleyen Ergun Goze 27 Mayis sonrasinda sekiz bin bile satmayan Havadis Gazetesi nin Peyami Safa nin basa gecmesiyle beraber seksen bin tiraja ciktigini belirtmektedir Kendisi sadece gazetelere bagli kalmamis kendi cikardigi dergiler disinda donemin onemli dergileri olan Akbaba Bozkurt Fotomagazin Olimpiyat Seksoloji ve 7 Gun de de yazilar yazmistir Pek cok yazar Safa nin bu uretkenligine vurgu yapmistir Halit Fahri Ozansoy onun cok okuyan bilgili bir sahis oldugu ve zaman icinde felsefe ve sosyolojiye ilgi duydugunu aciklamistir Gazeteci Tekin Erer de Basinda Kavgalar adli arastirma kitabinda Peyami Safa nin cok fazla yazmasini psikolojik sorunlarina baglamaktadir Toker Yayinlari tarafindan bir komisyona hazirlatilmis olan Peyami Safa adli kitapta kendisinin yuksekogretim gormemesine ragmen psikoloji felsefe sosyoloji tip ve iktisat gibi konularda cok entelektuel bir tavrinin oldugu vurgulanmaktadir Bunun temel gerekcesi olarak da kucuk yaslarda Fransizcayi ogrenmesi gosterilmektedir Kendisinin bu ozelligine atifta bulunan diger bir isim ise Galip Erdem dir Doktor Recep Doksat da Peyami Safa nin tip konusunda bir doktor kadar bilgili oldugunu belirtmektedir Biyografi yazarligi Safa nin uretken bir yazar olmasi verdigi eserlerin ve bu eser turlerinin akademik olarak genis capli incelenmesini zorlastirmistir Cesitli kisiler hakkinda yazdigi biyografileri akademik olarak tipki hikayeciligi gibi pek fazla ele alinmayarak goz ardi edilmistir Calistigi gazete ve dergilerde nekroloji turunde yazilar yazan Safa en az 17 adet de biyografi turunde eser verdi Bu turdeki eserlerinde genellikle tanidigi kisilerin olumlerinin ardindan onlarla ilgili anilarini ve bilgilerini paylasarak verdikleri eserler ile toplum icindeki etkilerini isledi Biyografik ozellikler tasiyan bazi yazilari ise Otuken Nesriyat tarafindan Objektif serisi ile Yazarlar Sanatcilar Meshurlar adli kitapta toplandi Safa nin Osmanli Turkcesi ile verdigi biyografik eserlerinde agirlikli olarak tarih ibaresi bulunmamaktadir Fakat Buyuk Halaskarimiz Mustafa Kemal Pasa baslikli eser bu tanimin disinda kalmakla beraber yayin tarihi konusunda iki farkli gorus bulunmaktadir Besir Ayvazoglu bu eserin 1920 yilinda yazildigini belirtirken eser icerisindeki bazi cumleler ise 1920 yili yerine 1923 1924 yili arasini isaret etmektedir Peyami Safa nin biyografi yazarligina konu ettigi kisiler ise iki baslik altinda incelenmektedir Bunlar Turk Kurtulus Savasi kumandanlari ve erken Cumhuriyet donemini fikri anlamda etkilemis kisilerdir Ilk gruptaki biyografileri daha duygusaldir ve Milli Mucadele donemi kosullarini yansitmaktadir ikinci gruptakiler ise daha tarafsiz ve bilimsel bir uslupla yazilmistir Turk Kurtulus Savasi kumandanlari hakkindaki biyografileri kisilerin olumlerinden once kaleme almistir Kendisinin bu kisiler hakkinda tarafli gorusleri en fazla Mustafa Kemal Ataturk hakkindaki eserinde gorulmektedir Safa Ataturk u ulkulestirerek yuceltmis insanustu ozelliklerle donatmis ve kusursuz bir Turk onderi olarak yansitmistir Ayni durum Kazim Karabekir biyografisinde de gecerlidir Onun biyografi anlayisinda duygusalligi ve sahiplenmeyi on plana cikarmasi bu turdeki eserlerinin biyografi tanimi ile tarihi roman tanimi arasinda kalmasina neden olmustur Server BediYaygin olan bir goruse gore Peyami Safa nin cok yazmasinin ekonomik nedenleri vardir Ozellikle Server Bedi imzali eserlerinde bu ekonomik nedenler belirgindir Annesinin adindan Server Bedia uydurdugu Server Bedi lakabi ile 140 a yakin roman yazmistir Bu romanlara edebiyat dunyasinda piyasa romani da denmektedir Bu lakapla yazdigi romanlari arasinda en taninan ise Cumbadan Rumbaya 1936 adli eser ve Cingoz Recai tiplemesidir Bu tiplemesini yaratirken Maurice Leblanc in Arsen Lupen karakterinden esinlendi Peyami Safa Turk Inkilabina Bakislar da Server Bedi imzasini ilk olarak agabeyi Ilhami Safa nin kullandigini kendisinin ise I Dunya Savasi sonrasinda kullanmaya basladigini aciklamistir Halit Fahri Ozansoy ve bazi edebiyat elestirmenlerine gore Peyami Safa nin Server Bedi imzali eserleri halk romanciligi kapsamina girmektedir Ergun Goze Peyami Safa nin Server Bedi imzasini kullanmasinin ana nedenini sanata duydugu saygiya baglamaktadir Edebiyat tarihcisi Ismail Habip Sevuk ise Peyami Safa nin Server Bedi imzasini kullanmasindaki amacinin bu imza ile verdigi eserler ile edebi urunlerini ayirmak oldugunu ifade etmektedir Bu aciklama Turk Dili Ve Edebiyati Ansiklopedisi nde de gecmektedir Server Bedi imzasi tasiyan eserler ekonomik nedenlerle yazilmis polisiye ve halk tipi eserlerdir Toker Yayinlari tarafindan cikartilan Peyami Safa adli kitapta yazarin kendisini iki ayri turde yazmaya alistirdigini ve Server Bedi imzali eserlerin Peyami Safa imzali olanlardan geri kalmadigi belirtilmektedir Buna benzer ifadeler Sevenlerin Kalemiyle Peyami Safa adli kitapta da tekrarlanmaktadir Peyami Safa bir roportajinda Server Bedi imzali eserlerinden en cok Zipciktilar Hey Kahpe Dunya Cumbadan Rumbaya ve bazi Cingoz Recai serilerini sevdigini belirtmistir Bu imza ile verdigi eserleri yogun bir sekilde elestirilmis kendisi de bu elestirilere sert bir sekilde cevap vermistir Buna Nurullah Atac Selami Izzet ve eski ogrencisi ve dostu olan Dogan Nadi ile girdigi polemikler ornek verilebilir Fakat bu konuda kendisine en agir elestiri ve ithamlar Nazim Hikmet ten gelmistir Nazim Hikmet Peyami Safa yi baskalarinin dusuncelerini Cingoz Recai tiplemesi ile calip cirpmakla suclar Bu soylemine gelen cevabin ardindan Peyami Safa yi burjuva edebiyati yapmak ve zina edebiyati numuneleri vermekle itham ederek eserlerinin isportaya dustugunu iddia eder Peyami Safa bu ithamlara Hafta dergisindeki yazisiyla cevap vererek eski dostunu cin carptigini hafizasin kalmadigini kendisinin turu turlu zina ve serguzest filmi hikayesi ve yazisi oldugu kendi kitaplari hakkindaki eski methiyelerini unuttugunu soyler Safa nin bu sozlerine Nazim Hikmet daha onceden Yakup Kadri Karaosmanoglu na yazdigi manzumenin bir benzeri ile cevap verir Peyami Safa ise son olarak tartisma seviyesinin dustugunu Nazim Hikmet in tartismayi soytariliga cevirdigini ve artik cevabi Cingoz Recai nin verecegini soyler Aradan iki hafta gectikten sonra Peyami Safa bilinen ilk manzumesini Nazim Hikmet e cevap olarak yazar Server Bedi imzali eserler Peyami Safa nin kendi deyisiyle de tefrika romanlardir Bu romanlarda ele aldigi temel konu polisiye olaylar ve kadin erkek iliskileridir Bu imza ile verdigi eserlerinin cogu ikinci baskiyi gorememistir Bazi tefrikalarini sonradan duzeltme yoluna da gitmistir Bu imza ile bir cocuk romani bir de casusluk romani yazmistir Amerika da Bir Turk Cocugu adli eser ismarlama seklinde yazilmistir Bu ismarlama bilgisine kitabin basinda deginilmistir Ayni durum Cingoz Merih te adli romanda da gorulmektedir Otuken Yayinlari nin Seval Sahin koordinasyonunda Peyami Safa kulliyatini tamamlama projesiyle Safa nin Cingoz Recai serisi toplanarak yayimlandi RomanciligiPeyami Safa 1914 1961 yillari arasindaki yazin hayatinda kendi imzasi disinda Server Bedi Comez Serazad Safiye Peyman ve Bedia Servet gibi takma adlarla sureli yazilar yazmistir Peyami Safa nin toplamda 500 e yakin yazisi bulunmaktadir Fakat 2017 yili itibariyla eksiksiz bir bibliyografyasi henuz hazirlanmamistir Kendisi edebiyatin hemen hemen her turunde eser vermesine ragmen romanlariyla on plana cikmistir Surdurdugu yasamin izleri romanlarina da yansimistir Cok kucuk yaslarda babasini ve kardesini Sivas ta kaybetmistir Sonraki surecte ise annesi ve agabeyi Ismail Safa ile birlikte ekonomik zorluklar altinda yasamistir Yine cocuklugunda yakalandigi kemik veremi hastaligi onda derin etkiler birakmistir Dokuzuncu Hariciye Kogusu adli romaninda hastane atmosferinin etkisi gorulmektedir Hastaligi yuzunden egitimine devam edememis kendi kendisini yetistirmek zorunda kalmistir Yusuf Ziya Ortac ve Hilmi Ziya Ulken de onun bu yonune dikkat cekmistir Peyami Safa nin kulturel gelisiminde ve dolayisiyla romanciliginda kucuk yaslarda ogrendigi Fransizca nin da etkisi vardir Yalniziz romaninda Meral ve Feriha karakterleri arasindaki iliski buna ornek verilebilir Yine yabanci dil bilmesiyle Bati kulturunu de yakindan tanima firsati bulmus ilk yazilarinin bir kismi Maupassant Francois de La Rochefoucauld ve Jean Jacques Rousseau dan yaptigi tercumeler olmustur Peyami Safa nin 1914 1918 yillari arasindaki ilk hikaye deneyimlerinde donem sartlarina uygun entrika agirliklidir Yirminci Asir gazetesinde Asrin Hikaye leri baslikli hikayeleri onun ilk ciddi deneyimleri olmustur Hikayelerinin begenilmesi ve cevresindeki yazarlarca tesvik edilmesinden sonra itibar ve guven kazanmistir Kisa bir sure sonra yirmi uc yasinda iken ilk romani olan Sozde Kizlar i yayimlamis ve kamuoyunda daha da taninmaya baslamistir Bu roman ilk basta Serazad imzasiyla Sabah gazetesinde tefrika edilmeye baslanmissa da yarida kalmistir Peyami Safa bu romanini kendi aciklamasina gore sadece gecim kaygisi guttugu icin kaleme almistir Sozde Kizlar Peyami Safa nin ilerleyen surecte siklikla degindigi ve eserlerinde kullandigi Dogu Bati konusunun ilk izlenimleridir Ayrica bu romaninin olumlu olumsuz elestirilere hedef olmasindan sonra ikinci baskisinin Mukaddime kisminda birtakim aciklamalara yer vermistir Ayrica bu eseriyle beraber Mahser ve Canan i cocukluk eserlerim diye tanimlar Ozellikle de Canan i ele alinmayacak kadar kusurlu bulur Sozde Kizlar Mahser Canan ve Sungulerin Golgesinde Peyami Safa romanciliginin ilk evresine ait eserlerdir Romanciligin ikinci evresine ait eserlerin basinda ise Simsek ve Bir Aksamdi gelmektedir Ozellikle Simsek adli eseri Peyami Safa nin sonraki surecte verecegi urunlerin bir prototipidir 1920 1930 yillari arasina ait bu eserler onun gercek doygunluga gecmesindeki onemli sureclerden biridir Eserlerinde zaman kavrami oldukca onemli olmus devrin ozelliklerini yansitmistir Canan ve Dokuzuncu Hariciye Kogusu I Dunya Savasi donemi Sozde Kizlar Simsek Mahser Bir Aksamdi Bir Tereddudun Romani ve Biz Insanlar Mutareke Donemi ve sonrasi Fatih Harbiye Inkilap donemi Matmazel Noraliya nin Koltugu ve Yalniziz ise II Dunya Savasi ve sonrasina ait eserleridir Kendisi roman konusunda Maupassant in tesirinde kalmis onu Flaubert ten daha basarili bulmustur Peyami Safa nin ilk donem hikaye ve romanlarinda Maupasant in izleri keskin bir bicimde gorulmektedir Kendisini etkileyen diger romancilar arasinda Emile Zola da vardir Fakat onun etkisi Maupasant a gore daha azdir Peyami Safa nin romancilik gelisimi ayrintili olarak izlendiginde sadece Fransiz romancilardan degil Ingiliz romancilarindan da etkilendigi gorulmektedir Bu isimler ise genel olarak Aldous Huxley Oscar Wilde ve Virginia Woolf tur Kendisinin iyi duzeyde Fransizca bilmesi Bati daki isimleri ve yenilikleri takip etmesine olanak saglamistir Peyami Safa nin Sozde Kizlar adli romani Sabah gazetesinde tefrika edilmeye baslandi Fakat gazetenin kapanmasi ile tefrika yarim kaldi Kitap olarak ilk Orhaniye Matbaasinda basildi Peyami Safa bu romaninda yozlastirilmis Bati kultur ve yasamina elestirel bir uslupla yaklasti Bu tarz bir hayati benimseyenlerin vatanlarinin isgal edilmesini bile umursamayip keyfi bir yasam surmeleri romanin ana konusu olurken asil islenen Dogu Bati arasindaki kulturel catismalar ve bunun insanlar uzerine olan etkisidir Simsek te bir hasta ile rahat buyumus bir kadinin evliligini ve kadinin esini aldatmasi konusunu isleyerek aile konusu uzerine durdu Bu roman kendisinin ilk donem eserlerinden oldugu icin edebi ve tahlil yonunden sade bir gorunume sahiptir Mahser de I Dunya Savasi nin yikici ve sosyo kulturel etkileri gorulmektedir Konusu genc bir ogretmenin Canakkale Savasi na katilmasi savas sonrasinda gecim sikintisi cekmesi bircok olumsuz duruma sahit olmasi ve yaptigi evliligidir Romanin genel temasi ise savas sonrasinda yasanan kultur degisimleridir Canan da kendi cikarlari icin cevresindeki erkekleri kullanan guzel bir kadininin evli bir adami esinden ayirmasi onunla evlenmesi oz annesi tarafindan oldurulmesi ve yalniz kalan erkegin eski esine geri donmesini isledi Dokuzuncu Hariciye Kogusu adli otobiyografik eseri Resimli Ay matbaasinda basildi Bu eserini arkadasi Nazim Hikmet e ithaf etti Konu olarak da on bes yasindaki genc bir cocugun hastaligi sebebiyle yasadigi aci ve sikintilari isledi Yaptigi tahlillerle psikolojik roman turunde Turk edebiyati nin ozgun eserlerinden birini verdi 1943 yilinda Ingilizceye cevrilen Fatih Harbiye de Dogu Bati catismasini ve bunun genc nesillere olan etkisini bir genc kiz ile onun ailesi sozlusu ve arkadaslari ekseninde isledi Bir Tereddudun Romani nda I Dunya Savasi sonrasinda Turk aydinlarinin yasadigi degisimleri ele aldi Matmazel Noraliya nin Koltugu nu parapsikoloji metapsisik ve ispritizma gibi dusuncelere ilgi duymaya basladigi bir donemde yazdi Romanin ana temasinda karsilastigi birtakim olaylari materyalist ve pozitivist dunya gorusu ile aciklamaya calisan bir gencin hikayesi vardir Yalniziz Dokuzuncu Hariciye Kogusu ve Matmazel Noraliya nin Koltugu ile beraber Peyami Safa nin biraktigi en onemli eserlerin basinda gelir Ilk olarak Yeni Istanbul da tefrika edilmis ardindan da kitap olarak basilmistir Bu romanda da parapsikolojik ve metapsisik gibi konular irdelenmistir Eserde Dogu Bati sentezi kavrami bir utopya olarak da islenmistir Simeranya utopyasi ana karakter olan Samim in hayali bir dunyasidir Biz Insanlar Peyami Safa nin son romani sayilmaktadir Ilk olarak 1937 yilinda Cumhuriyet te tefrika edilmeye baslanmissa da ancak 1959 yilinda kitap halini alabilmistir Bu eserde Mutareke donemi aydinlarinin dusunce dunyasini irdeleyen materyalizm sosyalizm mandacilik ve milliyetcilik akimlarinin etkisi gorulmektedir Peyami Safa nin romanciligi genel anlamda Dogu Bati catismalari ve sentezi uzerine kuruludur Bu medeniyetler arasinda yasanan psikolojik ve bedeni problemler romanlarinda one cikan konularin basinda gelir Sectigi hikayeler metafizik unsurlarla genisletilmistir Eserleri yayimlandigi donemlerin sosyal psikolojik kulturel ekonomik ve siyasal izlerini tasir Roman yazimi icin onemli sayilan takdim tesvik takdir tenkit tasvir ve tahlil ogelerini romanlarinda siklikla tercih etmis tahlil yetenegi ile Turk edebiyati icin onemli yapitlar birakmistir Anlatim teknigi cogu zaman birinci ve ucuncu tekil sahsin anlatimidir Bu ikisi disinda biyografik anlatim tekniginin izleri Bir Tereddudun Romani ile Dokuzuncu Hariciye Kogusu nda agir basmaktadir Romanlarinda genc kadin karakterleri kulturel degisimlerinden en fazla nasibini alan kisilerdir Romanlarindaki kadinlarin genel olarak belirli bir meslekleri yoktur bazilari yabanci dil bilir Mualla Vildan Vedia bazilari da ogrencidir Neriman Selma Romanlarindaki ana dugum ve cozumler kadin karakterlerin uzerine kuruludur Erkek karakterler ise genel anlamda bedeni ve ruhi anlamda zaaflari olan kisilerdir Maddi ve manevi problemler erkek karakterlerin genel ozellikleridir Bu kisiler ya ailelerinden ayrilarak yalniz yasayan Nihat Ferit Orhan ya da ailesi ile yasayan fakat farkli bir ruh dunyasina sahip kisilerdir Genc Hasta Sinasi Dokuzuncu Hariciye Kogusu ve Bir Tereddudun Romani Peyami Safa nin otobiyografik eserleridir Bu yapitlarda ve butun romanlarinda genis mekan olarak Istanbul u secmistir Bunlarin disinda Londra Bir Tereddudun Romani Berlin Dokuzuncu Hariciye Kogusu Roma Bir Tereddudun Romani ve Paris Yalniziz gibi sehirler ile Fatih Fatih Harbiye Sisli Cerrahpasa Sehzadebasi Sozde Kizlar gibi mahalle ve semtleri mekan olarak tercih etmistir Dar mekan olarak da ev mustakil apartman dairesi konak yali otel pansiyon resmi daireler otomobil tramvay ve gemileri secmistir Romanlarindaki mekan unsuru sosyal seviye ve yasam tarzlarini da yansitmaktadir Ornegin Sisli ve Beyoglu gibi semtler Avrupai yasam tarzini eglenceyi ve alafrangaligi simgelerken Fatih Sehzadebasi Beyazit ve Cerrahpasa gibi yerler ise Dogu yu temsil etmektedir Romanlarindaki zaman dilimi on dokuz ve yirminci yuzyildir Genel anlamda Peyami Safa yasadigi sehir zaman dilimini ve yasamindaki degisimleri eserlerine da yansitmis Turk edebiyatinda psikolojik roman turunde on plana cikmistir Ayrica Dokuzuncu Hariciye Kogusu ve Fatih Harbiye adli eserleri Turkiye Cumhuriyeti Milli Egitim Bakanligi tarafindan ortaogretim ogrencilerine tavsiye edilen 100 temel eser arasindadir Romanlarinda hastaliklar Peyami Safa nin kucuk yaslarda vereme yakalanmasi onu tip konusunda arastirma yapmaya iter Annesi Server Bedia Hanim oglunun tip konusundaki ilgisinden soz etmistir Ogrendigi Fransizcanin da tibbi bilgisinde etkisi olmustur Onun bu konudaki bilginligi saglik camiasindan kisilerinden de dikkatini ceker Bu kisiler Ayhan Songar Recep Doksat Fahrettin Kerim Gokay ve Bulent Tarcan gibi taninmis tip profesorleridir Hatta dost oldugu bazi doktorlar kendisinden mecazi olarak meslektas olarak bahseder Peyami Safa hem kendi hastaliklari hem de yakin cevresinde sahit oldugu hastaliklara romanlarinda sikca yer vermistir Romanlarinda en az 32 hastaliga yan konu veya anlatimi zenginlestirmek amaciyla yer vermistir Fakat bizzat sahit oldugu hastaliklara daha fazla deginmistir Bunun sebebi kucuk yasta yakalandigi kemik veremi hastaligiyla yedi yil gibi bir sure mucadele etmis olmasidir Peyami Safa ya gore en buyuk hastalik ruhtadir Ruhtaki hastaligin tedavi edilmemesi vucudun diger yerlerine de sicrar Ayrica sikinti en buyuk hastalik nedeni olup kanser ve veremin de baslica nedenidir Dokuzuncu Hariciye Kogusu hastaligin en cok islendigi ve ana tema oldugu bir eserdir Isimsiz baskahraman tipki yazar gibi kemik veremine yakalanmistir Fakat bu hastalik roman kisisinin ayaginda yazarin ise kolunda bas gosterir Otobiyografik olan bu eserde cocukluk yillarinda yakalandigi kemik veremi yuzunden cektigi acilari anlatmistir Romanda verem hastaliginin teshisi ve tedavi sureci hem Latince adlarla hem de halk dilindeki soylemlerle okuyucuya aktarmistir Cumbadan Rumbaya adli eserinde veremle ilgili ayrintili bilgilere yer vermistir Bir Aksamdi da Meliha nin babasi veremdir ayrica bu eserinde vereme neden olan Basil do Koch virusunu kisilestirerek konusturmustur Felc de tipki verem gibi romanlarinda sikca yer verdigi hastaliklardan biridir Canan da bu hastaligin uc farkli turune deginmistir Matmazel Noraliya nin Koltugu bu hastaligin en cok yer aldigi romandir Isledigi diger hastaliklar ise genel olarak zehirlenme menenjit zaturre bronsit frengi ve kanserdir Bunlar arasindan menenjitin belirtileri konusunda dikkat ceken aciklamalar yapmis Biz Insanlar da bu hastaligin uzerine ayrica durmustur Hastaliklara genis yer ayiran Peyami Safa buna ters olarak hastanelere pek fazla yer ayirmaz On dort romaninda sadece Taksim ve Cerrahpasa hastanelerinin adini verir Matmazel Noraliya nin Koltugu romaninin baskahramani Ferit tip egitimini yarida birakir Safa ise eserlerinde telaffuz ettigi hastaliklarin buyuk bir kismini Ferit karakteri ile okuyucuya aktarir Bazi romanlarinda bir hastaligin butun yonlerini ele alirken bazilarinda ise sadece tek bir ture yer verir Tibbi terimlerinin en fazla yer aldigi eseri ise Dokuzuncu Hariciye Kogusu dur Romanlarinda kadinlar Romanlarindaki kadin karakterlerin benzer ozellikleri vardir Sectigi kadin kahramanlarin genel olarak ruhsal ve fiziksel durumlari ile toplum icindeki sosyal konumlari buyuk benzerlikler gostermektedir Birbirlerine dusunsel ve yasamsal olarak uzak olan kadin karakterler arasinda piyano calmak tarzinda benzer davranis ve hevesler dikkate deger bir saptamadir Kadin kahramanlar genel anlamda ruhsal olarak sinirli ve hassas kisiliklere sahip insanlardir Istenmeyen ve aniden gelisen olaylara buyuk tepki gosterirler Bu tanimin tam tersi ozelliklere sahip kadinlar da romanlarinda gorulmektedir fakat sayilari azdir Kendisinden nefret eden kadinlarin sayisi da azimsanmayacak duzeydedir Bir Tereddudun Romani nda Vildan Yalniziz da Meral ve Sozde Kizlar da ise Belma kendisinden nefret duyan baslica kadin karakterlerdir Kadin karakterler bedenen saglikli gorunen kisilerdir fakat cogunun ruhsal sorunlari mevcuttur Kadinlarin yas ortalamasi genel olarak yirmi ile yirmi bes arasinda degismektedir Bu rakamlar Bir Aksamdi da Meliha 18 ve Dokuzuncu Hariciye Kogusu nda Nuzhet 19 ile biraz daha dusmektedir Kadinlar en az bir dunya gorusune sahip kisilerdir Tum romanlarinda mekan olarak Istanbul u secmesi gibi kadin karakterleri de ya Istanbul dogumludur ya da kucuk yaslarda bu sehre goc etmistir Kucuk bir azinlik disinda cogu egitim almis kisilerdir ve Fransiz mektebi kokenlidir iyi derece Fransizca konusurlar bazen Fransizca dusunurler hatta bazi kelimelerin Turkce karsiliklarini unuturlar Hizmetciler disinda one cikan kadinlarin meslekleri yoktur fakat bu kadinlar klasik Turk ev kadini gorunumunde degildirler Bos zamanlarinda piyano calarlar davet ve balolara katilirlar eglence ve ziyafetler duzenleyip gezintilere cikarlar Romanlarindaki evli kadin karakterleri Turk toplumunda onemli bir yeri olan aile kavramina olan bagliliklarini yitirmis durumdadirlar Istanbul un kenar semtlerinin tipik ozelliklerini tasiyan kadin karakter ise hic yoktur Gecmisinde bu mahallerin izleri olan kadinlar ise sonralari ve zengin cemiyet ortamlarina dahil olmustur Bu genellemeye uyan kadinlar cogunlukla dejenere olmus ve batililasmayi yanlis yorumlayan kisilerdir Ayni zamanda donem olaylarina ilgisiz durumdadirlar HikayeciligiTurk edebiyatinda hem romanci hem de bir dusunur olarak taninan Peyami Safa nin hikayeleri pek fazla bilinmemektedir Mehmet Kaplan in kapsamli bir eseri olan Hikaye Tahlilleri nde de Peyami Safa nin hikayeciligi yer almamistir Bazi yazarlar onun bu yonunun pek fazla bilinmesini yeterli sayida baski yapilmamasina baglamaktadir Peyami Safa bircok Turk romancisi gibi yazin hayatina hikaye ile baslamistir Ilk hikaye kitabi Bu Kitabi Okumayin dir ve bu eseri formattan olusan bir yapidadir Daha sonra henuz 14 yasindayken Bir Mekteplinin Hatirati Karanliklar Krali adli hikayesini yayimlar Diger hikaye kitaplari ise Istanbul Hikayeleri Gencligimiz Siyah Beyaz Hikayeler Ask Oyunlari ve Ates Bocekleri dir Kendisine ait cogu hikaye 1980 yilinda Halil Acikgoz tarafindan derlendi ve Otuken Nesriyat tarafindan Hikayeler basligi ile yayimlandi Halil Acikgoz takdim kisminda Peyami Safa nin bu kitapta bulunanlardan daha fazla hikayesi oldugunu belirtti Peyami Safa nin hikayeciligi akademik olarak pek fazla incelenmemistir Cok az sayidaki incelemelerden biri de Irfan Ulku nun Haziran 1981 de yaptigi derlemedir Peyami Safa nin hikayeciligi Turk toplum degerleriyle ozdeslesen gozlemci bir yapidadir ve toplum onun eserlerinde oldukca yer edinmektedir Hikayelerindeki gozlemci yapi dedektifi bir yapidadir Bu ozelligi kendisinin polisiye romanlar yazmis olmasi ile aciklanmaktadir Psikolojik tahliller romanlarindaki kadar genis olcekli olmasi da hikayelerinde de gorulmektedir Mehmet Tekin Peyami Safa hikayeciliginin Maupassant tan etkilendigini ve ilk eserlerindeki uslup ve yazis sekillerinin benzedigini belirtmektedir Peyami Safa hikayeleri konularina genel olarak dort ayri tasniften olusmaktadir Peyami Safa ilk olarak savaslar silsilesiyle Turk toplumundaki etkileri ve ahlaki cokuntulerini isledi Bu tarzdaki hikayelerinde eslerini aldatanlar hirsizlar dolandiricilar ve dejenere olmus insanlar genis bir yere sahiptir Peyami Safa Ikinci olarak sevgi ve ask temasini ve kadin erkek iliskilerini ucuncu olarak az sayida milliyetci duygulari ve son olarak da bu ucu disinda kalan hayatin farkli yonlerini hikayelerine yansitti Butun romanlarinda mekan olarak Istanbul u secen Peyami Safa hikayelerinde de agirlikli olarak bu tarzini surdurdu Genel anlamda romanlariyla benzer ozellikler tasiyan bu hikayeler romanlarinin bir prototipi olarak goruldu Sanat ve edebiyat anlayisiPeyami Safa nin 1918 den beri kaleme aldigi yazilarindaki konular gunumuzde halen daha tartisilmaktadir Cesitli gazete ve dergilerde tartisma savunma ve izahat gibi basliklarla egitim ogretim Cumhuriyet devrimleri doguluk baticilik kultur medeniyet kozmopolitlik milliyetcilik karsitligi modernizm sanat felsefe tenkit ve edebi akimlar gibi konularda dusunceleri aciklamistir Dusunceleri sebebiyle genel olarak Cumhuriyet devrimlerinin milli hassasiyetlerin ve gelecegin savunucusu olarak gorulmustur Arkadasi Mustafa Sekip Tunc a gore Peyami Safa nin karsilastigi zorluklar onu bir yandan terbiye etmis bir yandan da yazmaya tesvik etmistir Sukran Kurdakul ise Peyami Safa nin dusunce yapisindaki degisimlere dikkat cekerek onun zamaninda Nazim Hikmet le beraber eski ve gelenekci edebiyat kusagini tasfiye etmeye calistigini ifade etmistir Ayni zamanda Kurdakul Peyami Safa nin sosyolojik dusuncelerinde Durkheim e yakin oldugunu ve fasist dusuncelerin II Dunya Savasi sonrasinda yikilmasindan sonra da mistisizme yoneldigini kaydetmistir Sanat ve edebi akimlar Peyami Safa nin sanat ve edebi gorusleri donemin hareketli tartismalari ve kalem kavgalari arasinda golgede kalmistir Cumhuriyet donemi aydinlarindan sayilan Peyami Safa ya gore sanat guzelin icinde dogruyu bilim ise dogru olanin icinde guzel olani bulur Ona gore guzel ve dogru birbirine paraleldir birbirlerinden buyuk olcekle ne ayridirlar ne de busbutun benzerdirler Her edebi urun bir felsefi dusunceyi icinde barindirir One cikmis yazar ve sairlerde felsefi dusunce acik bir egilim ve izahat halindedir Sanat eserleri ise dusunsellikten cok yasanmislik sonrasinda dogmaktadir Edebi akimlarini ise edebiyat cigirlari olarak incelemistir Bu akimlari ekol cesit veya nazariye denebilecegini soylemekte ve bunlarin felsefi akimlarla bir tutulamayacagini da belirtmektedir Roman ve siir Peyami Safa romanciliginin gelisim suresince roman anlaticisinin aradan cekilmesini arzulamistir Safa ya gore roman bir plandan tamamiyla ayrilmamalidir Kendi romanlarinda psikolojik betimlemeler ile insanin ic macerasini anlatmaya onem vermistir Duzmece gercekleri biyografik gerceklerden daha degerli bulmus ve her romaninda yeni teknikler gelistirmeyi denemistir Gerceklik hisse veren romanlari realist yasami planli bir sekilde taklit eden romanlari ise romantik olarak degerlendirmistir Yeni roman kavramini ise naturalizm realizm ve romantizm kavramlarindan ayri olarak betimlemistir Ona gore yeni roman anlayisinda belirli bir konu yoktur olaylarin zaman dizini degismistir zaman ve mekan da belirsizdir Safa nin bu gorusleri gunumuzde postmodern buyulu gercekcilik bilinc akisi parcalilik ve okur merkezli elestiri yonelimi seklinde genel tanimlara aittir Lisedeki kucuk denemeleri ve Nazim Hikmet e cevaben yazdigi bir manzume disinda siir turunde onemli eseri bulunmayan Peyami Safa siir sanatini doktorluk gibi guc bir ugras alani olarak yorumlamistir Ona gore Turkiye de siir yoktur fakat buna tezat olarak sair sayisi fazladir Bu durumu siirden az anlayanlarin cok fazla olmasina baglamistir Halk siirine de sicak bakmayan Safa bunu iptidai olarak degerlendirir Sairlerin halk sairlerini ozenmelerine karsi cikarak bu ugrastan uzaklasmalarini hatta onlari asmalari gerektigini belirtir Bir yazisinda ise halk siirini islenilmesi gereken bir agac govdesine benzetmistir Genel olarak siirin fizik ve metafizik arasinda ozgur bir sekilde olmasi gerektigini savunmus sairi sahip oldugu zekasiyla degil ruhuyla yazan kisiler olarak tasvir etmis gercek siiri ise sadece vezin kafiye veya guzellikten olusmayacagi seklinde yorumlamistir Dusunce dunyasiPeyami Safa kucuk yaslarda basladigi yazin hayatina bircok eser sigdirmis ve bircok degisim yasamistir Bunun disinda gazetecilik meslegini uzun yillar surdurmesi donemin one cikan gazete ve dergilerinde yazilar yayimlamasi Turk Dil Kurumu uyeliginde ve Istanbul temsilciliginde bulunmasi Turk Felsefe Cemiyeti nde yer almasi konferanslar vermesi Osmanli Imparatorlugu nda dogup imparatorlugun cokusune Balkanlar ve Trakya uzerinden gelen Turk goclerine yeni Turk devletinin kurulusuna Tanzimat la baslayan yenilesmenin Ataturk Devrimleri ile hizlanmasina Turkiye de tek partili doneme Turkiye de cok partili doneme ve 27 Mayis Darbesi ne sahit olmasi onun fikri yonunu de etkilemistir Farkli konularda en az 18 adet fikri eser yazmis cok sayida Kimdir Nedir Serisi cikarmis Fransiz yazarlardan tercume yapip ogrenciler icin gramer kitaplari hazirlamistir Milliyetciligi Peyami Safa milliyetciligi Turk milletinin var olmasi icin bir arac olarak gordu Kemalist devrimlerin bir nevi savunuculugunu yaptigi Turk Inkilabina Bakislar da milliyetciligin dogusunu halklarin gordugu sarsintilara ve yikimlara bagladi Turk milliyetciliginin dogusunu ise Balkan Savaslari na baglayarak yeni Turk devletinin kendisini kanitlamak icin bir takim tarihi degerlere ve basarilara atifta bulundugu saptamasini yapti Kemalist milliyetciligin Italyan emperyalizmine maruz kalmis Habesistan veya Japonya ve Cin anlasmazligi sonucunda ortaya cikan Asya kokenli milliyetcilikle bir tutulamayacagini belirtti Osmanli Imparatorlugu nun dagilma surecinde ortaya atilmis fikirlerden sadece Turkculuk ve Baticiligin ayakta kaldigini one surerek Osmanli Turkculugunu ve Osmanli Garpciligini kangren olmakla nitelendirdi Milliyetcilik Peyami Safa ya gore ilk cagda bir tohum orta cagda bir fidan ve basta yirminci yuzyil olmak uzere gunumuzde butun dunyayi saran bir agac gibidir Kendisinin milliyetcilik anlayisinda toplum ve birey arasinda onemli bir iliski vardir Ona goreve birey kavrami sadece milletin oldugu yerlerde deger kazanabilir ve milli dusuncelerin devlet tarafindan olusturulmasi gerekir Bu konudaki benzer dusuncelerini ise Turkiye deki yabanci okullarda yetisen aydinlara yoneltmis ve onlari milli konularda duyarsiz olmakla suclamistir Fransiz milliyetciliginin 1870 sonrasinda Alman milliyetciliginin I Dunya Savasi sonrasinda ve Osmanli Turk milliyetciliginin Balkan Savaslari sonrasinda ortaya ciktigini savunan Peyami Safa Kemalist milliyetciliginin ise Mutareke donemi sonrasinda ortaya ciktigi gorusunde bulundu Bu gorusleriyle Turk milliyetciliginin donemsel kosullar altida mecburi olarak dogdugunu sosyalizmden uzak ve fasizme yabanci oldugu degerlendirmesinde bulundu Milliyetciliginin bir irk dil ve tarih hareketi oldugunu savundu Ozellikle II Dunya Savasi donemlerinde irkci olmakla suclandi 1939 yilinda Cumhuriyet gazetesindeki yazisinda kendisini tepeden topuga kadar milliyetci olmakla nitelendirip kendisine fasist diyenleri rezil ve vatansiz olmakla sucladi Bu konu hakkinda Dusunen Adam dergisinde ise Irkci miyiz Milliyetci mi adli bir makale yayimlayarak kendisine yonelik ithamlari reddetti Milliyetciligin toplumlararasi etkilesimi reddettigi veya insanlari dar kafali olmaya suruklemesi durumunda agir bir sekilde elestirilmesi ve bu durumun acil olarak degistirilmesi gerektigini savundu Ogretmen ve ogrencilerin milliyetcilik konusundaki yeri ve onemine dikkat cekti Bati da var olan milliyetciligi gereksiz Turkiye dekini ise gerekli gordu Bu konu hakkinda Onlarda ve Bizde Milliyetcilik adli bir makale yayimladi Milliyetci duygularini sadece fikri eserlerinde islemekle yetinmeyip edebi eserlerinde de ele aldi Romanlarinda doguyu temsil eden karakterleri genellikle milliyetci ve manevi degerlere bagli kisilerden secti Mahser de Nihad ve Biz Insanlar da Orhan bu tanima uyan baslica karakterler oldu Genel olarak bakildiginda ise milliyetcilik kavrami Peyami Safa yi etkileyen dusunce sistemlerinin basinda gelmektedir Muhafazakarligi Peyami Safa nin milliyetcilik disinda one cikan yonlerinden biri de muhafazakarligidir 1930 lu yillarin sonuna dogru somut hale gelen muhafazakarlik dusuncesinin Turkiye de kurucu ideologlarindan basinda gelen isimlerdendir Cumhuriyet donemi muhafazakarlari arasindan Cumhuriyet modernlesmesini ve toplumsal degisimleri yakindan takip eden isimlerden biri olan Peyami Safa bu degisim sancilarinin odak isimlerinden biri haline geldi Ordinaryus profesor Hilmi Ziya Ulken Peyami Safa muhafazakarligini iki yonde ele aldi Bunlar Turk devrimlerinin Peyami Safa ya gore bir kopus hareketi olmasi ve Peyami Safa nin mistik yonunun varligi seklindeydi Peyami Safa degisim yillarinda Kemalizmin muhafazakar soylemcisi olmaktan cok bu dusuncenin devrimci yonuyle uyusmaya calisan bir yazar goruntusu verdi Irtica ve Yobazlik baslikli yazisinda muhafazakarligi yobazlik olarak gormedigini ifade ederek birtakim aciklamalarda bulundu ve muhafazakarlik yobazlik ve irtica arasindaki farklara degindi Bu yazisinda bu iki soylemin birbirleriyle sik sik karistirildigini belirterek muhafazakarligi gecmisin degerlerini samimi bir sekilde savunan gerilik olarak irtica ve yobazligi ise savundugu ve ulasmak istedigi degerleri kulturel bunyesinde barindirmamak seklinde tanimladi ve radikalizmle es tuttu Dil hakkindaki dusunceleri Peyami Safa Genc Kalemler ile baslayan Yeni Lisan Hareketi ne karsi cikan isimlerden biri oldu Lisan icin fikrin feda edilemeyecegini belirtti Hareketin onculerinden Omer Seyfettin i elestirerek eserlerinde ruh tahlilinin olmadigini ve sade olma ozelliginin basitlige donustugunu ifade etti Yeni Lisan Hareketi ve Genc Kalemler e olan karsitligini her firsatta dile getirerek konusma dilini yazi diline yaklastirmayi olumsuz karsiladi Buna gerekce olarak da konusma dilinin ortak bir dil oldugunu bilim dilinin ise ozel oldugunu soyledi Dillerin saf ve oz olmadigini evrensel olaylardan ve etkilesimlerden etkilenebilecegini belirtti Oz Turkce isteyenlerin diler arasindaki etkilesimden dolayi olculu olmak zorunda olduklarini 1958 de Milliyet gazetesinde savundu Peyami Safa ya gore yabanci bir dilin hakimiyetinde kalmakla yabanci bir ordunun kolesi olmak arasinda fark yoktur Bu sebepten diller arasindaki kaide alisverisini zorunlu olarak gorup olculu olunmasini bildirdi Dile giren her kelimenin imla degistirmedigi surece sozluge alinmasina karsi cikarak kelimelerin oncelikle halkla aynilesip halkin mali olmasi gerektigini belirtti Yabanci kelimelere gosterdigi hassasiyet ile kendisini dil otarsisinden kurtardi Mana inceliklerini farkinda olarak heba etmek istemediginden dolayi romanlarinda ozellikle Fransizca kelimeler kullandi ve cesitli cozum onerilerinde bulundu Dil ile ilgili sorunlarin cozumunde edebiyatcilara daha fazla danisilmasi gerektigini belirterek bu kisilerin dilbilimcilerden daha onde olmasini arzuladi Dil hakkindaki sorunlarin cozum suresinin ise surec dahilinde gerceklesmesini ve ustunkoru bir sekilde yapilmamasini istedi 1 Kasim 1928 de gerceklesen Harf Devrimi ne karsi cikan isimlerden biri oldu Degisimden sonrasinda eski sistemin devam etmesini olanaksiz olarak gordu ve bu degisimi kabullendi Ilerleyen yillarinda ise okullar icin cesitli gramer kitaplari yazdi Okullarda Latin alfabesinin disinda Arap harflerinin de okutulmasini kulturler ve kusaklar arasinda kopukluk olmamasi icin gerekli gordu Osmanlicanin da universiteler disinda lise egitiminde de okutulmasini oneren bir yazi kaleme aldi Dogu Bati sentezi Peyami Safa basta romanlarinda olmak uzere yazdigi deneme makale ve gazete yazilarinda Dogu Bati konusu uzerine sikca durdu Batiyi hem bir kita hem de bir kafa olarak gordu Avrupa yi bir kita icinde dogan surec icerisinde sinirlarini asan ve medeniyet tarihine bagli bir mahiyet olarak gordu Verdigi eserlerde bati zihniyetinin olusumundaki onemli etkenlere deginerek bunu konu uzerine soylemleri olan yazar sanatci ve dusunurlerin fikirlerinden yararlandi Avrupa medeniyetinin Yunan Roma ve Hristiyanlik ekseninde gelistigini belirterek yalniz bu uc seyden olusan zihniyetle Avrupali olunabilecegini dile getirdi Hristiyanligi ise Avrupa ve Asya arasindaki en belirgin fark olarak gordu Peyami Safa Turk toplumunda taklit olarak gorulen ve cesitli sosyolojik ve edebi arastirmalarin konusu olan Batililasmayi riyazilesmek ve sitelesmek kavramlari uzerinden yorumladi Romanlarinda one cikan dogu bati sentezini medeniyetlerin ruhunu inceleyip ardindan da karsilastirmasi seklinde verdi Avrupa medeniyetinin olusmasinda rasyonalist matematik zihniyetinin etkili oldugunu belirterek Dogu nun bundan yoksun oldugu ifade etti Dogmatizmi dogunun gelismemesinde en buyuk engel olarak gordu Bati yi maddeye hakim olmasi ve teknik olarak ilerlemesi gibi gerekcelerle yuceltti Dogu yu ise pasif olarak nitelendirdi Turkiye nin batililasmasini isteyerek kuramlarini olusturdugu sentezlerini bunun icin bir arac olarak gordu Tanzimat Donemi ile baslayan yenilesmenin yanlis yorumlanmasina da elestirel bir tavir sergiledi Din hakkindaki dusunceleri Peyami Safa din hakkinda olumlu dusuncelere sahip bir insandi Insanin maddi ve manevi olarak iki tabiattan olustugunu ve ahlak ile din arasinda siki bir bag oldugunu dusundu Dunyanin teknik anlamda ilerledigini fakat buna karsin manevi olarak geriledigini ve bu durumdan en fazla genclerin etkilendigini belirtti Maneviyat ve mistik degerlerden yoksun olanlarin ahlak problemleri yasayabilecegini dusundu Turkiye deki yenilesme surecinin milli ve manevi degerlerden uzak olmamasini isteyerek Avrupa daki din ozgurlugunden ornekler verdi Turkiye nin gelismesinde dinin bir engel oldugu yonundeki goruslere katilmadi Din ile pozitif bilimlerin arasinda aykirilik olmadigini da savunarak Ikisinin ayri olarak degerlendirilmesi gerektigini belirtti Rusya hakkindaki dusunceleri Hayatinin farkli donemlerinde fikri olarak degisimler yasayan Peyami Safa genel olarak milliyetci bir yazar ve Cumhuriyet donemine ait bir aydin olarak gorulmektedir Peyami Safa nin Rusya ve Ruslar hakkindaki dusunceleri Turk halkinin donemsel dusuncelerinden kesin cizgilerle ayrilmamaktadir Peyami Safa nin Mahutlar ve Sosyalizm Marksizm Komunizm adli eserleri incelendiginde yazarin Rusya ve Ruslar hakkinda Fransizca kaynaklari takip edip inceledigi anlasilmaktadir Kendisindeki Rus algisinin olusmasinda 1877 78 Osmanli Rus Savasi Balkan Savaslari savas sonrasinda Balkanlar ve Trakya uzerinden Anadolu ya gelen Turk gocmenler egitimlerini Rusya da almis olup daha sonra Turkiye ye kacan aydinlar Ruslara esir dusmus Turk askerlerinin hatiralari ve Rus edebiyatina ait klasiklerin buyuk etkisi oldu Bunlarin disinda 1917 Devrimi sonrasi Turkiye ye gelen Beyaz Ruslar yeni komunist Rus rejiminin propagandalarini Turk universitelerinde yapan kisiler ve eski dostu Nazim Hikmet le olan iliskilerinin de Ruslar hakkindaki dusuncelerinde etkisi oldu Rus halki ile Rusya yonetimini birbirlerinden ayri olarak degerlendirmeye tabi tuttu Genel olarak Rus halkini mazlum magdur ve fakir Rus yonetimini ise zalim bencil ve istilaci olarak gordu Peyami Safa Sovyet ordularinin Macaristan topraklarini isgal ettigi donemde Rus Kahbeligi baslikli bir yazi yayimlayarak Rus ve Kahpe kelimelerinin birbirlerini severek ciftlestiklerini ve bu ikisinin birbirlerinden olumun bile ayiramayacagini yazdi Ona gore 1917 Devrimi ile Rusya ya komunizm gelmemis sadece beyaz carin yerine kizil car eski burjuvazilerin yerine de Bolsevik seckinler gecmistir Makale ve denemelerindeki Rus algisi romanlarindaki Rus algisiyla da benzerdir Fakat bu benzerlik uslup acisindan farklidir Romanlarinda daha yumusak makalelerinde ise daha sert olan bir dili tercih etmistir Bunlarin disinda hicbir romaninda leitmotiv olarak Ruslari islememistir Fatih Harbiye disindaki romanlarinda bir Rus karaktere veya tiplemeye yer vermemis sadece Bir Tereddudun Romani Canan Bir Aksamdi Mahser Sozde Kizlar Matmazel Noraliya nin Koltugu Biz Insanlar ve Yalniziz gibi romanlarinda donemin guncel Rusya sindan ve Rus halkindan bahsederek atifta bulunmustur Kibris hakkindaki dusunceleri Peyami Safa Milliyet gazetesindeki yazilarinda ve Turk Dusuncesi dergisinde Kibris konusu uzerine goruslerini paylasti Turk Dusuncesi nin Kibris ozel sayisi ile bu konuda halki bilgilendirmeyi ve siyasetin nabzini tutmayi hedefledi Derginin Subat Mart 1958 sayisi Kibris Savimizi Savunurken basligi ile cikti Peyami Safa Kibris Adasi nin Ingiltere tarafindan Yunanistan a verileceginin konusuldugu gunlerde bu anlasmazligin basit bir mevzu oldugunu ve sadece Turkiye ile Ingiltere yi ilgilendirdigini yazdi Yunanistan in ada uzerinde herhangi bir hakki olmadigini belirtti ve adanin birine verilecekse Turkiye ye iadesinin en uygun secenek oldugunu soyledi Turkiye de ortaya atilan Kibris Turktur tezi ve 1955 li yillarin Turkiye kamuoyunun goruslerini paylasarak Yunanistan in adada daha fazla Rum un yasadigi yonundeki tezlerine karsi cikti ve Kibris in Anadolu ya ait oldugunu belirtti 6 7 Eylul Olaylari ile Kibris konusu arasinda baglanti kuran soylemlerden etkilendi Bu olaylari ilk olarak bir komunist ihtilal provasi olarak gordu Azinliklara yonelik bu tahrip ve yagma saldirilarina kose yazilarinda da yer verdi Bu tarihten sonra yazilarinda Kibris konusuna daha fazla yer vermeye basladi Ataturk un Selanik te bulunan evinin saldiriya ugramasini once Yunanlara baglayip daha sonra 6 7 Eylul Olaylari ile beraber bu saldirilarinin kizil solcularca gerceklestirildigini dusundu 7 Eylul 1955 te Milliyet gazetesindeki bir yazisinda Turk ordularinin Yunanlari denize doktugunu fakat Misak i milli ye bagli kalindigini belirterek Ataturk evinin saldiriya ugramasini acizlik kahpelik ve ahmaklik olarak gordu Peyami Safa Kibris konusuna genel olarak milliyetci bir tavir sergiledi Ona gore Kibris in Turk kimligi asla pazarlik konusu olmamali ve bu konudan geri adim atilmamalidir Peyami Safa adanin hicbir zaman tarihsel dinsel irksal siyasal ve cografi olarak Yunan kimligi tasimadigini da iddia etmistir Propaganda konusunda ise Yunanistan i dunya capinda daha etkili Turkiye ise pasif ve gevsek olarak yorumlamistir Kibris konusundaki elestirilerini zengin vatandaslar politikacilar ve yazarlarin umursamazligina da yoneltmistir Ingiltere ye ise hicbir zaman guvenmeyip sorunu daha karisik hale getirmekle tenkit etmistir Adanin jeopolitik onemine de vurgu yapan Peyami Safa gerekirse Turkiye nin NATO dan cekilmesi belirtmis ve Kibris i NATO uyeliginden daha degerli bulmustur Ataturk hakkindaki dusunceleri Yazarin verdigi eserlerin cogu gunumuzde basimi yapilmamaktadir Bunlardan birisi de Mustafa Kemal Ataturk hakkindaki Ilk Reis i Cumhurumuz Mustafa Kemal Pasa adli eseridir Eser ic kapaginda ise Buyuk Halaskarimiz Mustafa Kemal Pasa tanimi mevcuttur Yazar ic kapaginda dahil edilmesiyle 24 sayfadan olusan eserinde P S imzasini tercih etmistir Besir Ayvazoglu eser icin 1920 tarihini vermistir fakat icerikteki tarihlerden eserin 1923 tarihli oldugu anlasilmaktadir Arapca kokenli Turk alfabesi ile yazilmis eser Ataturk un hayatini oznel bir sekilde anlatmaktadir ve yazarin Ataturk hakkindaki dusuncelerinin tahlili icin onemlidir Genel olarak Ataturk e saygi ve sevgi duyan Peyami Safa Turk milli mucadelesine katilmamistir fakat bu mucadeleyi desteklemistir Simsek Mahser Biz Insanlar gibi donemsel romanlarinda dolayli olarak bu mucadeleye atifta bulunur Gun Doguyor adli piyesinde ise Kurtulus Savasi atmosferini gostermeye calismistir Piyesin sonunda Ataturk un uniformali bir resmi gorunur Turk Inkilabina Bakislar da yazarin Ataturk ve Ataturk Devrimleri ni ele aldigi bir eserdir Tanzimat ile baslayan yenilesmenin Turk toplumunda yarattigi Dogu Bati ikileminin cozulmesi icin Ataturk un onemli bir adim attigi gorusunu paylasir Eserin bir bolumunde ise Ataturk un milliyetciligine atifta bulunur EtkisiTurkiye de 1984 2016 yillari arasinda Peyami Safa ve eserleri hakkinda yapilmis akademik calismalarin grafigi Yesil Yuksek lisans Mor Doktora Peyami Safa Cumhuriyet donemi aydinlarindan biridir Ayni zamanda yayimladigi romanlari Turk edebiyatinin onemli yapi taslarindandir Yasami ve eserleri akademik olarak farkli zamanlarda ve farkli duzeylerde incelenmistir Besir Ayvazoglu Ergun Goze Vecdi Burun Hamdi Koc Nan A Lee Mehmet Tekin ve yakin dostu Cahit Sitki Taranci nin yazar hakkinda yayimladigi kitaplar bulunmaktadir Ozellikle Besir Ayvazoglu ve Mehmet Tekin in yazar hakkindaki calismalari akademik olarak sikca atif almaktadir Ayni zamanda yazarin TDV Islam Ansiklopedisi nde bulunan maddesini de Besir Ayvazoglu kaleme almistir 2016 yili Yuksekogretim Kurulu Tez Arama Verileri ne gore yazar ve eserleri hakkinda en az 12 doktora ve 54 yuksek lisans tezi bulunmaktadir Ayni zamanda eserlerini sinemaya aktaran yonetmenler arasinda ise Muhsin Ertugrul Metin Erksan ve Turgut Demirag gibi isimler bulunmaktadir Egitimini saglik sorunlari gibi nedenlerden dolayi tamamlayamamis olmasi ve bu sebepten kendi kendisini yetistirmek zorunda kalmasi siklikla one cikarilan bir yonudur Adi Turkiye deki cesitli ilkokul ve lise gibi egitim kurumlarina verilmistir Ayni zamanda sair Cemal Safi de cocuklarindan birine Safa nin ismini vermisti Milliyetci yonune ise Turkiye deki bazi parti liderlerince atif yapilmaktadir Imparatorluktan Cumhuriyete gecisin sancilarini dile getirmesi siklikla deginilen baska bir yonudur Genel olarak romanlariyla on plana cikmasindan oturu gazete ve dusunsel yazilari pek fazla bilinmemektedir Turkiye de polisiye roman yazarliginin temellerini atan isimlerden biridir ve Maurice Leblanc in Arsen Lupen karakterinden esinlenerek yarattigi Cingoz Recai tiplemesi yaygin olarak bilinmektedir Bu tiplemeyi Arsen Lupen in yerli versiyonu olarak gorenler vardir Yayinci Huseyin dogru ise yazarin Cekirge Zehra ve Kartal Ihsan tiplemelerini de en az Cingoz Recai kadar dikkate deger oldugunu belirtmektedir EserleriVikisoz de Peyami Safa ile ilgili sozleri bulabilirsiniz Wikimedia Commons ta Peyami Safa ile ilgili ortam dosyalari bulunmaktadir Roman Fikri eserleri Kimdir Nedir SerisiSozde Kizlar 1922 Zavalli Celal Nuri Bey 1914 Mussolini Kimdir Simsek 1923 Buyuk Avrupa Anketi 1938 Fasizm Nedir Mahser 1924 Turk Inkilabina Bakislar 1938 Karl Marks Kimdir Bir Aksamdi 1924 Felsefi Buhran 1939 Marksizm Nedir Sungulerin Golgesinde 1924 Millet ve Insan 1943 Rousseau Kimdir Bir Genc Kiz Kalbinin Curmu 1925 Mahutlar 1959 Liberalizm Nedir Canan 1925 Nasyonalizm 1961 Ataturk Kimdir Dokuzuncu Hariciye Kogusu 1930 Sosyalizm 1961 Kemalizm Nedir Fatih Harbiye 1931 Mistisizm 1961 Ziya Gokalp Kimdir Bir Tereddudun Romani 1933 Dogu Bati Sentezi 1962 Turkculuk Nedir Matmazel Noraliya nin Koltugu 1949 Nasyonalizm Sosyalizm Mistisizm 1968 Machiavelli Kimdir Yalniziz 1951 Osmanlica Turkce Uydurmaca 1970 Makyavelizm Nedir Biz Insanlar 1959 Sanat Edebiyat Tenkid 1971 Oliver Salazar Kimdir Hikaye Sosyalizm Marksizim Komunizim 1971 Korporatizm Nedir Piyano Muallimesi 1910 Din Inkilap Irtica 1971 Roosvelt KimdirBir Mekteplinin Hatirasi Karanliklar Krali 1914 Kadin Ask Aile 1973 Nev Deal Nedir Gencligimiz 1922 Yazarlar Sanatcilar Meshurlar 1976 PiyesSiyah Beyaz Hikayeler 1923 20 Asir Avrupa ve Biz 1976 Gun Doguyor 1937 Ates Bocekleri 1925 Istanbul Hikayeleri tarihsiz Alinti Kaynakca a b c d e Altintop Selim Bagci Riza Sen Can Ed 2012 PDF Manisa Celal Bayar Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu 2 Subat 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 19 Aralik 2016 a b Sureyya Elif Aksoy PDF Bilkent Universitesi 4 Mart 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 19 Aralik 2016 Goze Ergun 1963 Peyami Safa Nazim Hikmet Kavgasi Yagmur Yayinlari bas Istanbul s 42 ISBN 9789754510591 Ayvazoglu Besir 1998 Peyami Hayati Sanati Felsefesi Drami Otuken Nesriyat bas Istanbul s 37 54 ISBN 978 9944486569 a b c d e Yasar Ozkandas Peyami Safa nin Dusunceleri Ekseninde Turk Modernlesmesinin Incelenmesi Ankara Universitesi Erisim tarihi 19 Aralik 2016 a b c d e f g h i j k l m n o p Safa Peyami TDV Islam Ansiklopedisi 35 Istanbul 2008 ss 437 440 ISBN 975 389 457 0 Cahit Sitki Taranci 1940 Peyami Safa Hayati ve Eserleri Semih Lutfi Kitabevi bas Istanbul s 3 Ergun Goze Peyami Safa age s 7 Besir Ayvazoglu age s 17 Besir Ayvazoglu Harf Inkilabi Oncesinde Buyuk Bir Kalem Kavgasi Peyami Safa Ahmet Hasim e karsi PDF 4 Subat 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 19 Aralik 2016 Tarik Zafer Tunaya 2009 Turkiye de siyasal gelismeler 1876 1938 Bilgi Universitesi bas Istanbul s 216 Besir Ayvazoglu age s 98 Isasir Canan Maral Gazi Universitesi 8 Ekim 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Aralik 2016 Ergun Goze 1963 Peyami Safa Nazim Hikmet Kavgasi Yagmur Yayinlari bas Istanbul s 96 ISBN 9789754510591 Sami Akbiyik Cumhuriyet Donemi Edebiyatcilarinin Kalem Kavgalari 4 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Aralik 2016 Kemal Sulker Nazim Hikmet Putlari Yikiyoruz PDF 4 Subat 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 19 Aralik 2016 Mithat Kadri Vural II Dunya Savasi Turkiyesi nde Bir Muhalefet Ornegi Olarak Tan Gazetesi PDF Dokuz Eylul Universitesi 4 Subat 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 19 Aralik 2016 Besir Ayvazoglu age s 180 Sosyalizm Marksizm Komunizm Otuken Nesriyat bas Istanbul 1990 s 184 ISBN 9789754370300 Peyami Safa ve Nazim Hikmet PDF Istanbul Sehir Universitesi e arsiv Sistemi 22 Subat 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 21 Subat 2017 a b c d e f g h Yikan Zulfikar Ugur Gazi Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Yeni Turk Edebiyati Bilim Dali 8 Ekim 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Aralik 2016 Besir Ayvazoglu age s 226 Yagli Semra Nurdan 331194 8 Ekim 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Subat 2017 Emine Sonnur Ozcan Peyami Safa nin Fatih Harbiye Romani nda Batililasma Sancilari 4 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Aralik 2016 Arkadasimiz Peyami Safa evlendi PDF Istanbul Sehir Universitesi e arsiv Sistemi 12 Subat 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 8 Subat 2017 Ayse Hur Ocak 2016 Islamcilarin ve sag muhafazakarlarin Hitler sevdasi Radikal 16 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Subat 2017 a b Elbe de marjinal bir Turk Hurriyet 31 Ekim 2004 27 Haziran 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Haziran 2017 Vecdi Burun 1978 Peyami Safa ile 25 Yil Yagmur Yayinlari bas Istanbul ss 43 44 ISBN 9789757747161 Millet ve Insan Akbaba bas Istanbul 1943 s 81 a b Hilmi Ziya Ulken 2005 Turkiye de Cagdas Dusunce Tarihi Istanbul s 449 ISBN 9786053608561 Peyami Safa 2 Kasim 1945 Sualler Buyuk Dogu 1 s 3 Besir Ayvazoglu a g e s 384 Kocak Cemil Aralik 2013 Peyami Safa 1950 de CHP nin milletvekili adayiydi Star 22 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Subat 2017 Mehmet Torenek dergipark ulakbim gov tr 28 Aralik 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Aralik 2016 Modern Turkiye de Siyasi Dusunce C V Iletisim Yayinlari bas Istanbul 2004 s 219 ISBN 9789750503702 Vecdi Burun a g e s 122 Peyami Safa nin Cenazesi Bugun Kaldiriliyor Milliyet 17 Haziran 1961 Sayfa 1 Peyami Safa Hayatini Kaybetti Milliyet 16 Haziran 1961 Sayfa 1 Bir Provokator Ustunde Hiciv Denemeleri Hurriyet Haziran 2009 16 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Ocak 2017 Ali Kami Akyuz Kardesim Ismail Safa Turk Dusuncesi c 1 Sayi 5 s 333 Necip Fazil Kisakurek Babiali Buyuk Dogu Yayinlari Istanbul 2008 s 107 108 a b c d e Kurt Baris Can 2015 Peyami Safa Romanlarinda Hastalik PDF Trakya Universitesi 16 Subat 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 15 Subat 2017 Tekin Mehmet 2003 Peyami Safa ile Soylesiler Konya Cizgi Kitabevi s 119 120 ISBN 9758156713 Fatih Demir Gazi Universitesi 8 Ekim 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Aralik 2016 Ergun Goze a g e Istanbul 1972 bas s 33 Halit Fahri Ozansoy Edebiyatcilar Cevremde 1970 bas Ankara s 32 ISBN 9789759955526 Peyami Safa Toker Yayinlari bas Istanbul 1984 ISBN 9789754450897 Galip Erdem Cileli Bir Hayat Sevenlerinin Kalemiyle Peyami Safa 1962 Istanbul Toprak Dergisi Yayinlari s 18 Gur Murat 2013 Metinlerarasi Iliskilerle Cok Sesli Bir Peyami Safa Romani Yalniziz Yayimlanmamis Yuksek Lisans Tezi Nevsehir Nevsehir Universitesi Yazarlar Sanatcilar Meshurlar 22 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Subat 2017 Kaya Ahmet 2011 Biyografik Eserlerin Tarih Ogretimine Katkisi ve Ikinci Mesrutiyet ten Cumhuriyet e Uzanan Surecin Degerlendirilmesi Yayimlanmamis Yuksek Lisans Tezi Izmir Dokuz Eylul Universitesi Ozkan I Ethem Biyografi Yazari Olarak Peyami Safa ve Ismet Pasa Biyografisi Soylem Filoloji Dergisi Eksik ya da bos url yardim erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Bakircioglu N Ziya 1999 Baslangictan Gunumuze Turk Romani Istanbul s 107 ISBN 9789754371734 Cevdet Kudret Solok 1998 Turk Edebiyatinda Hikaye ve Roman Istanbul s 309 ISBN 9786055147662 Peyami Safa Turk Inkilabina Bakislar Istanbul 1997 s 51 Halit Fahri Ozansoy a g e s 33 Ergun Goze a g e s 128 Turk Dili ve Edebiyati Ansiklopedisi 7 Istanbul 1990 s 404 Sakalli Fatih Server Bedii nin Cumbadan Rumbayasi Dergipark 22 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Subat 2017 Peyami Safa Diyor ki Her Ay 1 s 123 20 Mart 1937 Besir Ayvazoglu a g e s 146 Peyami Safa 2 Agustos 1933 Bir Munakasanin Sonu Cumhuriyet Safa Peyami 1994 Yazarlar Sanatcilar Meshurlar Istanbul s 224 ISBN 9754370338 Ergun Goze Peyami Safa Nazim Hikmet Kavgasi s 160 Ergun Goze a g e s 180 Ergun Goze a g e s 189 190 Nazim Hikmet Bir Provokator Uzerinde Hiciv Denemeleri Aydabir 1 37 Eylul 1935 Peyami Safa Namik Ismail Hafta 75 9 Eylul 1935 3 Peyami Safa Cingoz Recai den Nazim Hikmet e Hafta 77 23 Eylul 1935 3 Hizlan Dogan Cingoz Recai serisi tamamlandi Hurriyet 7 Nisan 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Nisan 2020 Murat Guvenir Peyami Safa Uzerine 4 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Aralik 2016 a b Mehmet Tekin PDF Otuken Nesriyat 30 Aralik 2016 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 19 Aralik 2016 Cahit Sitki Taranci a g e s 4 Peyami Safa Diyor ki Her Ay nr 1 1937 Tekin Mehmet 1990 Peyami Safa nin Roman Sanati Konya Selcuk Universitesi Rektorlugu ISBN 975 448 039 7 a b c Mehmet Onal Selcuk Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Turk Dili ve Edebiyati Bolumu 8 Ekim 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Aralik 2016 Ekiz Osman Nuri Hiperlink 1984 Peyami Safa Toker Yayinlari 22 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Subat 2017 100 Temel Eser 3 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Subat 2017 Dokuzuncu Hariciye Kogusu Otuken Nesriyat Istanbul 2000 s 64 76 92 93 101 Cumbadan Rumbaya Otuken Neiriyat Istanbul 2004 s 376 412 Bir Aksamdi Otuken Nesriyat Istanbul 2002 s 27 53 71 Canan Otuken Nesriyat Istanbul 2006 s 11 86 90 Biz Insanlar Otuken Nesriyat istanbul 1999 s 7 21 a b c Koksel Behiye Peyami Safa nin Romanlarinda Kadin Yayimlanmis Yuksek Lisans Tezi 23551 Malatya 1992 Inonu Universitesi Sosyo Kulturel Degisme Surecinde Turk Ailesi PDF Ankara Basbakanlik Aile Arastirma Kurumu 5 Temmuz 2016 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 9 Nisan 2017 Sen Can 2006 Peyami Safa Kulliyati Uzerine Edebiyat Otagi 9 11 12 Ayvazgolu 1999 a g e s 63 64 Safa Peyami 1980 Hikayeler haz Halil Acikgoz Istanbul Otuken Nesriyat Ulku Irfan 1981 Peyami Safa nin Hikayeciligi Turk Edebiyati 92 6 Ulku a g y 1981 6 Sen Can Peyami Safa nin Hikayeciligi Uzerine Bir Inceleme PDF Bartin Universitesi Edebiyat Fakultesi Turk Dili Bolumu 10 Ekim 2016 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 16 Subat 2017 a b c d Zaric Mahfuz Ocak 2015 Peyami Safa nin Sanat Edebiyat Anlayisi ve Duygu Dusunce Dunyasi PDF 13 Subat 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 12 Subat 2017 Kurdakul Sukran 2005 Cagdas Turk Edebiyati Istanbul Evrensel Basim Yayin s 328 330 ISBN 9799756525080 Yeni Mecmua 30 Mayis 1942 Yedigun sayi 171 Olumunun 50 yilinda Peyami Safa yi anma toplantisi Turk Dil Kurumu 20 Agustos 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Subat 2017 Peyami Safa nin Konferansi PDF Istanbul Sehir Universitesi e arsiv Sistemi 6 Subat 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 9 Subat 2017 Safa Peyami Turk Inkilabina Bakislar s 120 Safai Peyami a g e s 121 Peyami Safa Nasyonalizm Sosyalizm Mistisizm s 57 58 Safa Peyami Egitim Genclik Universite Otuken s 20 ISBN 9754370346 a b Kartal Idris 2011 Isparta Suleyman Demirel Universitesi 8 Ekim 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Subat 2017 Safai Peyami a g e s 106 Karaguzel Omer Faruk Modernlesme Modernlik ve Ulusculuk Baglaminda Turkiye de Muhafazakarlik PDF s 374 23 Ocak 2016 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 22 Subat 2017 Safa Peyami Egitim Genclik Universite Objektif 7 22 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Mart 2020 Timurtas ve Goze a g e s 197 Gulenadam Ramazan 2006 Egitim ve Ogretim Anlayisiyla Peyami Safa Ankara Akcag Yayinlari s 77 ISBN 9753387865 Safa Peyami Egitim Genclik Universite 22 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Subat 2017 Safa Peyami 1999 Mahser Istanbul Otuken Nesriyat s 93 ISBN 9754370818 Safa Peyami 1995 Biz Insanlar Istanbul Otuken Nesriyat s 45 60 ISBN 9754370257 Irem Nazim Bir Degisim Siyaseti Olarak Turkiye de Cumhuriyetci Muhafazakarlik Temel Kavramlar Uzerine Degerlendirmeler PDF 25 Subat 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 22 Subat 2017 Safa Peyami Din Inkilap Irtica Objektif 4 23 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Subat 2017 Safa Peyami 1990 Din Inkilap Irtica Istanbul Otuken Nesriyat s 116 ISBN 9754370311 Sade ve Basit Cumhuriyet 14 Eylul 1932 Safa Peyami Ilmi Terimler ve Halk Dili Osmanlica Turkce Uydurmaca Istanbul 1999 s 193 Turkce nin Karisikligi Cumhuriyet 5 Mayis 1932 Dilde Ozlesmenin Hudutlari Milliyet 4 Nisan 1958 Fransizca Konusan Veznedar Bayan Cumhuriyet 4 Ekim 1938 Safa 1999 a g e s 35 Yanasma Kelimeler Cumhuriyet 1 Temmuz 1939 Dilciler ve Edebiyatcilar Cumhuriyet 27 Eylul 1938 Telasa Luzum Yok Cumhuriyet 22 Aralik 1939 a b Yusuf Akcay Peyami Safa ya gore Turk Dili PDF Istanbul Universitesi Edebiyat Fakultesi Turk Dili ve Edebiyati Bolumu 9 Mart 2014 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 9 Subat 2017 Nan A Lee 1997 Peyami Safa nin Eserlerinde Dogu Bati Meselesi Otuken Nesriyat bas Istanbul s 58 ISBN 9754372217 a b Cenk Sirinoglu Eylul 2008 Peyami Safa da Dejenere Toplum Istanbul Kultur Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu 12 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ocak 2017 Safa Peyami 1999 Objektif 8 20 Asir Avrupa ve Biz Istanbul Otuken Yayinlari a b Duzce Mesut 2008 PDF Cukurova Universitesi 3 Subat 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 2 Subat 2017 a b c Ciftci Sinan Peyami Safa nin Romanlarinda Rus Imaji PDF Milli Mecnikova Universitesi Sosyal Bil Enstitusu Uluslararasi Iliskiler Bolumu 14 Subat 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 13 Subat 2017 Peyami Safa 1999 Sosyalizm Marksizm Komunizm Otuken Nesriyat Istanbul Peyami Safa 6 Kasim 1956 Sosyalizm Marksizm Komunizm Objektif 3 Milliyet 14 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Subat 2017 Milliyet 19 Agustos 1955 Peyami Safa Kibris Milliyet Gazete Arsivi 15 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Subat 2017 Cakmak Fevzi Turk Kamuoyunda Kibris Algisi PDF Dokuz Eylul Universitesi 25 Subat 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 14 Subat 2017 Milliyet 3 Eylul 1955 Milliyet 7 Eylul 1955 Ismail Sahin Selma P Topbas Aralik 2015 Kamuoyu ve Dis Politika Baglaminda Peyami Safa nin Yazilarinda Kibris Meselesi PDF Mehmet Akif Ersoy Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi s Cilt 7 Sayi 13 15 Subat 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 14 Subat 2017 Ayvazoglu Besir a g e 1999 s 514 Buyuk Halaskarimiz Mustafa Kemal Pas PDF Toronto Universitesi Kutuphanesi Erisim tarihi 10 Nisan 2017 Ayvazoglu Besir a g e 1999 s 85 86 Tekin Mehmet a g e 1999 s 290 291 Safa Peyami 1938 Gun Doguyor Cumhuriyet Halk Partisi Gosterit Yayimi Ankara Ulus Basimevi Cen San 2009 Peyami Safa nin Piyesi Gun Doguyor Musvedde say 4 Cen San 2006 Peyami Safa Kulliyati Uzerine Edebiyat Otagi say 9 Bu grafik YOK Tez Arama Robotu nda cikan sonuclara gore hazirlanistir sayisal degerler yillara gore farkliliklar gosterebilir a b Hizlan Dogan Onu daha iyi anlayabilmek icin Hurriyet 10 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Nisan 2017 Peyami Safa IMDb 20 Ocak 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Nisan 2017 Peyami Safa Sinematurk 2 Ocak 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Nisan 2017 Mehmed Niyazi Peyami Safa yi anlatacak Yeni Safak 10 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Nisan 2017 Sarigazi Peyami Safa Ilkokulu MEB 11 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Nisan 2017 Tuzla Peyami Safa Ilkokulu MEB 10 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Nisan 2017 Polatli Peyami Safa Anadolu Lisesi MEB 10 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Nisan 2017 Sair Cemal Safi Ankara da son yolculuguna ugurlandi Posta 30 Nisan 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 30 Nisan 2018 Bahceli Her yer oyun her yer tiyatro Hurriyet 10 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Nisan 2017 Aksam 2 Subat 2017 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 10 Nisan 2017 Hizlan Dogan Cingoz Recai nin toplumsal sifreleri 10 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Nisan 2017 Abdulamit Polisiye Roman Tiryakisiydi Yeni Asir 10 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Nisan 2017 Cingoz Recai nin gizli rakibesi Cekirge Zehra Yeni Safak 10 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Nisan 2017 PDF TDVIA cevrimici 29 Ocak 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 2 Subat 2017 Timurtas Goze 1976 Peyami Safa dan Secmeler s 19 20