Demokrasi veya el erki, halkın yasaları müzakere etme ve yasal düzenlemelere karar verme yetkisine (doğrudan demokrasi) veya bunu yapmak için yönetim görevlilerini seçme yetkisine (temsili demokrasi) sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Kimin "halk" kabul edildiği ve yetkinin insanlar arasında nasıl paylaşıldığı veya hangi yetkilerin verildiği konuları zaman içinde ve farklı ülkelerde farklı oranlarda değişiklik göstermiştir. Demokrasinin özellikleri arasında genellikle toplanma özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, mülkiyet hakları, din özgürlüğü, ifade özgürlüğü, vatandaşlık, yönetilenlerin rızası, genel oy hakkı, özgürlük hakkından ve yaşam hakkından haksız yere mahrum bırakılmamak ve azınlık hakları yer alır. Türkçeye (Fransızca: démocratie) kelimesinden geçmiştir.
Demokrasi | |
---|---|
Nelson Mandela 1994 Güney Afrika genel seçimleri'nde oy kullanıyor. 1990'larda, apartheid döneminin genel oy hakkı ile bitirilmesi, Mandela da dahil olmak üzere on milyonlarca Güney Afrikalının ilk kez oy kullanmasına olanak tanıdı. |
Ana yurdu Antik Yunanistan'daki filozoflar Aristo ve Platon (Eflatun) tarafından eleştirilmiş, halk içinde "ayak takımının yönetimi" gibi aşağılayıcı kavramlarla nitelendirilmiştir. Fakat demokrasi diğer yönetim şekillerinin arasından sıyrılarak günümüzde en yaygın kullanılan devlet sistemi haline gelmiştir. Demokrasinin çok sayıda değişik tanımı vardır. Karl Popper'e göre demokrasi "klasik" anlamıyla "halkın yönetimi ve halkın yönetme hakkı" olarak tanımlanabilirken, liberal, komünist,sosyalist,muhafazakâr,anarşist düşünürler kendi sistemlerinin erdemlerini ön plana çıkarmaya çalışmışlardır.
Demokrasi, genellikle devlet yönetim biçimi olarak değerlendirilmesine rağmen, üniversiteler, işçi ve işveren organizasyonları ve bazı diğer sivil kurum ve kuruluşlar da demokrasi ile yönetilebilir.
Demokrasi kavramı zaman içinde önemli ölçüde evrim geçirmiştir. Tarih boyunca, doğrudan demokrasi örneklerine rastlanabilir, bu tür demokrasilerde topluluklar halk meclisleri aracılığıyla kararlar alırlar. Günümüzde ise demokrasinin egemen formu temsilci demokrasidir, vatandaşlar hükûmet yetkililerini seçerek, onların adına parlamento ya da başkanlık sistemi gibi şekillerde yönetimi sağlarlar.
Demokrasilerin yaygın günlük karar alma süreci çoğunluk kuralıdır, ancak çoğunluk ve uzlaşı gibi diğer karar alma yaklaşımları da demokrasiler için önemli olmuştur. Bu yaklaşımlar, hassas konularda kapsayıcılık ve daha geniş bir meşruiyetin önemli bir amacını hizmet eder ve çoğunlukçu yaklaşımı dengeleyerek anayasa düzeyinde öncelik kazanır. Liberal demokrasinin yaygın türünde, çoğunluğun güçleri temsilci demokrasinin çerçevesi içinde kullanılır, ancak anayasa ve bir üst mahkeme çoğunluğu genellikle tüm bireylerin belli temel haklarının korunması yoluyla azınlığı korur örneğin ifade özgürlüğü veya örgütlenme özgürlüğü gibi hakları korumakla yükümlüdürler.
Demokrasi, Türkçeye, Fransızca démocratie sözcüğünden geçmiş olup Türkçede ilk kullanımı 1870'lerin başında tespit edilmiştir. Kelime Fransızcaya Latinceye dēmocratia şekliyle Grekçeden ödünçleme vasıtasıyla girmiştir. Nihai olarak sözcük halk, ahali anlamındaki δῆμος (dêmos) ile egemen, muktedir anlamındaki κράτης (krátēs) kelimelerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuş Grekçe δημοκρατεία (
Tanımı
Demokrasinin tanımı tartışması günümüzde hâlâ devam eden bir tartışmadır. Bunun sebepleri arasında ülkelerdeki bazı kurumların görüşlerini haklı çıkartmak adına demokrasi tanımını kullanmaları, demokratik olmayan devletlerin kendilerini demokratik olarak tanıtma çabaları ve aslında genel bir kavram olan demokrasinin tek başına kullanılması (Anayasal demokrasi, sosyal demokrasi, liberal demokrasi vb.) gibi sebepler gösterilebilir. Demokrasilerin birçoğunda çoğunluk kuralı uygulanır, ancak bazı durumlarda çoğulluk kuralı, nitelikli çoğunluk kuralı (anayasa gibi) veya konsensüs kuralı (İsviçre'de olduğu gibi) uygulanır. Liberal demokrasinin yaygın bir uygulamasında, çoğunluğun yetkileri temsili demokrasi çerçevesinde kullanılır, ancak anayasa ve yüksek mahkeme çoğunluğu sınırlar ve azınlığı korur, genellikle ifade özgürlüğü veya dernek kurma özgürlüğü gibi belirli bireysel hakların herkes tarafından kullanılmasını güvence altına alır.
Toplum
Çoğunluk, azınlık, fakir veya zengin olsun demokrasilerin ortak yönü halka dayanmasıdır. Günlük hayatta toplumun, bir ülkede yaşayan tüm insanları kapsadığı düşünülse de pratikte demokrasi tarihinden beri –sürekli olarak genişletilse de- halka bir sınırlama konmuştur. Örneğin Fransız Devrimi’nden sonra yapılan seçimlerde oy verme hakkı sadece belli miktarda vergi verebilen vatandaşlara tanınıyordu, ABD’de güney eyaletlerdeki siyah ırkın ilk kez oy kullanabildiği tarih 1960'lardır. Kadınlara seçme hakkı ilk kez 1893'te Yeni Zelanda'da verilmiştir. Seçimlere tam katılım hakkı ise 20. yüzyıla kadar hiçbir ülkede verilmemiştir. Bu verilere, halkı oluşturan bireylerin öz iradelerinden kaynaklanan mutabık olmama durumunu da katarsak; pratikte halk çoğunluk anlamına dönüşür.
Demokrasiye yapılan atıflarda görüleceği üzere, halkın kendi kendini yönetmesi temel dayanaktır. Bu ise kendileri adına karar alacak kişileri seçmeyi sağlayan oy vermenin yanında referandumlar gibi doğrudan etki yoluyla veya miting, gösteri gibi dolaylı yollarla sağlanır.
Özellikleri
Demokrasinin genellikle oylama ile tanımlandığı kabul edilse de, demokrasinin kesin bir tanımı konusunda bir fikir birliği yoktur. Karl Popper, demokrasinin "kısacası, demokrasinin halkın yönetimi olduğu ve halkın yönetmeye hakkı olduğu" teorisinin "klasik" görüş olduğunu belirtir. Kofi Annan ise "dünyadaki demokratik uluslar kadar farklı demokrasi biçimleri bulunmaktadır" şeklinde ifade eder. Bir çalışma, demokrasiyi tanımlamak için İngilizce dilinde kullanılan 2.234 sıfatı belirlemiştir.
Demokratik prensipler, tüm seçilebilir vatandaşların yasalar önünde eşit olduğu ve yasama süreçlerine eşit erişime sahip olduğu şekilde yansır. Örneğin, temsilî demokraside her oy eşit ağırlığa sahiptir, temsilci olmak isteyen herkese makul olmayan kısıtlamalar uygulanamaz ve seçilebilir vatandaşların özgürlüğü, genellikle bir anayasa tarafından korunan meşru haklar ve özgürlüklerle güvence altına alınır. "Demokrasi" teriminin diğer kullanımları arasında doğrudan demokrasi de bulunur, bu durumda konular doğrudan seçmenler tarafından oylanır.
Bir teori, demokrasinin üç temel ilkeye ihtiyaç duyduğunu savunur: yukarıdan aşağıya kontrol (egemenliğin en düşük yetki seviyelerinde bulunması), siyasi eşitlik ve bireylerin ve kurumların yalnızca yukarıdan aşağıya kontrol ve siyasi eşitlik ilkesini yansıtan kabul edilebilir davranışları dikkate aldığı sosyal normlar. Hukuki eşitlik, siyasi özgürlük ve hukukun üstünlüğü genellikle iyi işleyen bir demokrasinin temel özellikleri olarak belirlenir.
"Demokrasi" terimi bazen liberal demokrasi için kısaltma olarak kullanılır. Liberal demokrasi, siyasi çoğulculuk, hukuk önünde eşitlik, seçilmiş yetkililere başvurarak şikayetlerin çözülmesi hakkı, yargı süreci, sivil özgürlükler, insan hakları ve hükûmet dışında sivil toplumun öğeleri gibi unsurları içeren temsili demokrasinin bir türüdür. Roger Scruton, sivil toplum kurumlarının da mevcut olmadığı sürece demokrasinin kişisel ve siyasi özgürlükleri sağlayamayacağını savunmuştur.
Bazı ülkelerde, özellikle Westminster sisteminin uygulandığı Birleşik Krallık'ta, egemenlik ilkesi parlamentodadır, ancak yargı bağımsızlığı korunur. Hindistan'da ise parlamento egemenliği, Hindistan Anayasası'na tabidir ve anayasa yargı denetimini içerir. "Demokrasi" terimi genellikle bir siyasi devlet bağlamında kullanılsa da, bu prensipler aynı zamanda özel kuruluşlar için de uygulanabilir.
Demokrasilerde birçok karar alma yöntemi kullanılır, ancak çoğunluk kuralı baskın bir formdur. Tazminat olmadan, yani bireysel veya grup haklarının yasal korunmasının olmaması durumunda, siyasi azınlıklar "çoğunluğun zulmü" ile ezilebilir. Çoğunluk kuralı rekabetçi bir yaklaşımdır ve uzlaşı demokrasisine karşı gelir, bu da seçimlerin ve genellikle müzakerenin nitelikli ve prosedürel olarak "adil" yani adil ve eşit olduğu anlamına gelir. Bazı ülkelerde, siyasi ifade özgürlüğü, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve internet demokrasisi, seçmenlerin iyi bilgilendirilmiş olmalarını sağlamak ve kendi çıkarlarına göre oy kullanmalarını mümkün kılmak için önemli görülür.
Aynı zamanda demokrasinin temel bir özelliği, tüm seçmenlerin toplumun yaşamına özgürce ve tam olarak katılma yeteneğidir. Sosyal sözleşme ve tüm seçmenlerin kolektif iradesi vurgulanarak, demokrasi aynı zamanda siyasi kolektivizmin bir biçimi olarak da nitelendirilebilir, çünkü demokrasi, tüm uygun vatandaşların yasa yapım sürecinde eşit söz hakkına sahip olduğu bir hükûmet biçimi olarak tanımlanır.
Cumhuriyetler, yönetilenlerin rızası ilkesi nedeniyle demokrasi ile sık sık ilişkilendirilse de, zorunlu olarak demokrasiler değildir, çünkü cumhuriyetçilik insanların nasıl yönetileceğini belirtmez. Klasik anlamda "cumhuriyet" terimi, hem demokrasileri hem de aristokrasileri kapsıyordu. Modern anlamda cumhuriyetçi hükûmetb içimi, bir hükümdarın olmadığı bir hükûmet biçimidir. Bu nedenle, demokrasiler cumhuriyet veya anayasal monarşiler olabilir, örneğin Birleşik Krallık gibi.
Tarihçe
Antik dönem
Demokrasi ilk olarak Eski Yunanistan'da, şehir devletlerinde uygulandı. Demokrasiye çok yakın olan bu sistem Atina demokrasisi olarak da anılır. Teoride bütün yurttaşlar mecliste oy verme ve fikrini söyleme hakkına sahipti fakat o günün koşullarına göre kadınlar, köleler ve o şehir devletinde doğmamış olanlar (metikler, yerleşik yabancılar) bu haklara sahip değildi. Bu sistemin en güçlü uygulayıcısı olarak Atina'yı ele alırsak: M.Ö. 4. yüzyılda nüfusun 250.000-300.000 arasında olduğu tahmin edilir. Bu nüfusun 100.000'i Atina vatandaşı ve Atina vatandaşları arasında da sadece 30.000'inin oy verme hakkına sahip yetişkin erkek nüfusu bulunduğu tahmin edilir.
Roma İmparatorluğu döneminde uygulanan devlet sistemi, temsilî demokrasiye yakın bir nitelik taşımaktaydı. Demokratik haklar genellikle sosyal sınıf ayrımına göre şekillenirdi ve güç elitlerin elindeydi. Bununla beraber, Eski Hindistan'da bazı bölgelerde uygulanan sistemler de temsilî demokrasiye benzetilir. Roma İmparatorluğu ile paralel olarak, kast sisteminin varlığı, gücün varlıklı ve asil bir azınlığın elinde olduğu söylenebilir.
Orta çağ
Orta Çağ'da demokrasinin gelişme süreci içindeki en büyük olay İngiltere'de kralın yetkilerini din adamları ve halk adına sınırlayan Magna Carta Libertatum'un (Büyük sözleşme) imzalanmasıdır. Bu belge doğrultusunda ilk seçimler 1265 yılında yapılmıştı. Fakat bu seçimlere, yapılan kısıtlamalar sebebiyle halkın çok az bir bölümü katılabilmişti.
Birçok ülkede devlet yönetiminde zaman zaman demokrasiye benzer uygulamalar yapılmıştı. Örneğin İtalyan şehir devletlerinde, İskandinav ülkelerinde, İrlanda'da ve değişik ülkelerde bulunan küçük otonom bölgelerde demokrasinin prensiplerinden seçim yapılması, meclis oluşturulması gibi uygulamalar oluyordu. Fakat hepsinde demokrasiye katılım erkek olma, belli miktarda vergi verme gibi standartlarla kısıtlanıyordu.
Erken modern dönem
17. yüzyılda Magna Carta'ya olan ilgi yeniden canlandı.İngiltere Parlamentosu, 1628'de Petition of Right'i kabul etti ve bu, vatandaşlar için belirli özgürlükleri tesis etti. İngiliz İç Savaşı (1642-1651), Kral ve seçilmiş bir parlamento arasında güçler dağıtıldı; bu sırada, siyasi parti fikri, 1647 Putney Tartışmaları sırasında politik temsil hakları konusunu tartışan gruplarca şekillendi. Bunu takiben, Protectorate dönemi (1653-59) ve İngiliz Restorasyonu (1660), dönemleri daha otoriter bir yönetimi şekillendirdi. Ancak, parlamento, 1679'da Habeas Corpus Yasası'nı geçirdi ve bu, yeterli neden veya delil olmaksızın gözaltını yasaklayan geleneksel bir kuralı güçlendirdi. 1688 yılındaki Muhteşem Devrim'in ardından, 1689'da Haklar Bildirisi kabul edildi ve belirli hakları ve özgürlükleri kodifikasyon altına aldı (hala yürürlüktedir). Bu Bildiri, düzenli seçimler için gerekliliklerini, Parlamento'da konuşma özgürlüğünün çerçevesini belirledi ve monarşinin gücünü sınırlayarak, o dönemde Avrupa'nın çoğundan farklı olarak, kraliyet mutlakiyetinin sınırlanmasını Muhteşem Devrim'de uygulanan politikalar, hükûmeti sınırlama ve mülkiyet haklarına koruma sağlama konusunda büyük bir başarı olarak tanımlanmıştır.
17. yüzyılda Magna Carta'ya olan ilgi, Britanya Adaları'nda siyaset felsefesinin gelişmesine neden oldu. Thomas Hobbes, ayrıntılı bir şekilde sosyal sözleşme teorisini ilk kez ortaya koyan filozoftu. Leviathan'da yazan Hobbes, doğada yaşayan bireylerin yaşamlarının "yalnız, fakir, iğrenç, vahşi ve kısır" olduğunu ve sürekli olarak herkesin herkese karşı bir savaş yürüttüğünü teorize etti. Anarşik bir doğa yaşamının meydana gelmesini önlemek için Hobbes, bireylerin haklarını güçlü, otoriter bir güce devrettiğini düşündü. Başka bir deyişle, Hobbes, kendi görüşüne göre en iyi yönetim biçimi olan mutlak monarşiyi savundu. Daha sonra filozof ve doktor John Locke, sosyal sözleşme teorisine farklı bir yorum getirecekti. İki Hükûmet Üzerine Deneme (1689) adlı eserinde yazan Locke, tüm bireylerin yaşam, özgürlük ve mülkiyet gibi devredilemez haklara sahip olduğunu ileri sürdü. Locke'ye göre bireyler, haklarını savunmak amacıyla isteyerek bir araya gelir ve bir devlet oluştururlardı. Locke için özellikle mülkiyet hakları önemliydi ve bu hakların korunmasını Locke, bir hükûmetin temel amacı olarak değerlendirdi. Ayrıca Locke, hükûmetlerin yalnızca halkın onayına sahipse meşru olduğunu ifade etti. Locke'a göre, vatandaşlar, çıkarlarına karşı hareket eden veya despotik hale gelen bir hükûmete karşı isyan etme hakkına sahipti. Yaşamı boyunca geniş bir okuyucu kitlesi tarafından yaygın olarak okunmasa da, Locke'un eserleri liberal düşüncenin kurucu belgeleri olarak kabul edilir ve Amerikan Devrimi'nin liderleri üzerinde derin bir etki bıraktıktan sonra daha sonra Fransız Devrimi'nin fikri temellerini de derinden etkilemiştir. Locke'un liberal demokratik yönetim çerçevesi, dünyadaki genel demokrasi kabulüdür.
Kuzey Amerika'da ilk temsilî hükûmet, 1619'da Jamestown, Virginia'da Burgesses Meclisinin seçilmesiyle başladı. 1620'den itibaren göç eden İngiliz Püritenler, yerel yönetimleri demokratik olan New England kolonilerini kurdu; bu yerel meclislerin bir miktar yetkisi olsa da, nihai yetki Kral ve İngiliz Parlamentosu tarafından elde tutulmaktaydı. Bu kolonileri kuran Püritenler, Baptistler ve Kuveykırlar, bu kolonilerin idaresi için dünya işlerinde kendi cemaatlerinin demokratik organizasyonunu kullandılar.
18. ve 19. yüzyıllar
18. ve 19. yüzyıllarda demokrasi, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ve Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile hızlıca yükselen bir değer haline gelmiştir. Bu yüzyıllardan önce demokrasi büyük devletlere değil, sadece küçük topluluklara uyan bir hükûmet şekli olarak anılıyor ve esas itibarıyla doğrudan demokrasi olarak tanımlanıyordu.ABD'nın kurulmasını sağlayanların oluşturduğu sistem ilk liberal demokrasi olarak tanımlanabilir. 1788 yılında kabul edilen Amerikan anayasası hükûmetlerin seçimlerle kurulmasını ve insan hak ve özgürlüklerinin korunmasını sağlıyordu. Bundan daha önce de koloni döneminde Kuzey Amerika'daki kolonilerin birçoğu demokratik özellikler taşıyordu. Koloniden koloniye farklılaşmakla beraber, hepsinde belli miktarda vergi veren veya istenen bazı sıfatları karşılayabilen beyaz erkeklerin seçme hakları vardı.Amerikan İç Savaşı'nın ardından 1860'larda yapılan değişikliklerle kölelere özgürlük sağlandı ve demokrasinin temel ilkelerinden biri olan oy verme hakkı On Beşinci Anayasa Değişikliği ile tanındı ancak güney eyaletlerinde siyahlar 1960'lara kadar oy verme hakkını kullanamamışlardır.
1789 Fransız Devrimi'nde ise bir anayasa hazırlanarak iktidar halkın seçeceği bir parlamento ile kral arasında paylaştırıldı. Ulusal Konvansiyon hükûmeti genel oy ve iki dereceli bir seçimle iş başına geldi. Fakat ilerleyen yıllarda Napolyon'un başa geçmesiyle demokrasiden oldukça uzaklaştı.
20. ve 21. yüzyıllar
20. yüzyılda liberal demokrasiye geçişler, savaşlardan, devrimlerden, dekolonizasyondan ve dini ve ekonomik koşullardan kaynaklanan ardışık "demokrasi dalgaları" ile gerçekleşti. Aynı zamanda 1920'lerde ve 30'larda, 1960'lar ve 1970'lerde ve 2010'larda "demokratik gerileme" adı verilen küresel geri dönüş dalgaları da yaşandı ve demokratikleşmeyi tersine çevirdi.
I. Dünya Savaşı ve otoriter imparatorlukların çöküşü, Avrupa'da yeni ulus-devletlerin oluşturulmasına yol açtı; bunların çoğu en azından adıyla demokratikti. 1920'lerde demokratik hareketler gelişti ve kadınların oy hakkı genişledi, ancak Büyük Buhran hayal kırıklığı yarattı ve Avrupa, Latin Amerika ve Asya ülkelerinin çoğu güçlü lider yönetimine veya diktatörlüğe döndü. Faşizm ve diktatörlük Nazi Almanya'sında, İtalya'da, İspanya'da ve Portekiz'de yayılırken, Baltık ülkeleri, Balkanlar, Brezilya, Küba, Çin ve Japonya gibi diğer bazı ülkelerde de demokratik olmayan hükûmetler ortaya çıktı.
II. Dünya Savaşı, Batı Avrupa'da bu eğilimi kesin bir şekilde tersine çevirdi. Amerikan, İngiliz ve Fransız işgal bölgeleri Almanya'nın, Avusturya'nın, İtalya'nın ve Japonya'nın işgal edilen bölgelerinin demokratikleşmesi, sonraki hükûmet değişim teorisi için bir model olarak hizmet etti. Ancak, Doğu Avrupa'nın çoğu, Almanya'nın Sovyet işgal bölgesi de dahil olmak üzere, demokratik olmayan Sovyet egemenliğindeki bloğa düştü.
Savaşın ardından dekolonizasyon dönemi yaşandı ve çoğu yeni bağımsız devlet demokratik anayasalara sahipti. Hindistan dünyanın en büyük demokrasisi olarak ortaya çıktı. İngiliz İmparatorluğu'nun bir parçası olan ülkeler genellikle Westminster modelini benimsedi. 1960 yılına gelindiğinde, ülkelerin ezici çoğunluğu demokrasiydi, ancak dünyanın çoğunluk nüfusu, "Komünist" devletlerde ve eski sömürgelerde olduğu gibi sahte seçimler ve diğer hileli yöntemlerle deneyimlenen sözde demokrasilerde yaşıyordu.
Sonraki demokratikleşme dalgası, birçok ülke için gerçek anlamda liberal demokrasiye doğru önemli kazanımlar getirdi ve "üçüncü demokratikleşme dalgası" olarak adlandırıldı. 1970'ler ve 1980'lerde Portekiz, İspanya ve Güney Amerika'daki birkaç askeri diktatörlük, sivil yönetimlere geri döndü. Bunun ardından Doğu ve Güney Asya ülkeleri, 1980'lerin ortalarından sonlarına doğru aynı yolu izledi. 1980'lerdeki ekonomik sıkıntılar ve Sovyet baskısına duyulan hoşnutsuzluk, Sovyetler Birliği'nin çöküşüne, Soğuk Savaş'ın sona ermesine ve eski Doğu Bloku ülkelerinin demokratikleşmesi ve liberalleşmesine katkıda bulundu. Yeni demokrasilerin en başarılı olanları coğrafi ve kültürel olarak Batı Avrupa'ya en yakın olanlardı ve şu anda Avrupa Birliği üyesi veya aday ülkelerdir. 1986 yılında, en önemli Asya diktatörlüğü olan Filipinler'in devrilmesinin ardından yeni demokratik rejim Corazon Aquino'nun yükselişi ile Asya Demokrasisi'nin Annesi olarak bilinecek kişi tarafından kuruldu.
Liberal eğilim, 1990'lı yıllarda Afrika'daki bazı ülkelere yayıldı, en belirgin örnek Güney Afrika'da yaşandı. Son dönemdeki liberalleşme girişimlerinin bazı örnekleri arasında 1998 Endonezya Devrimi, Yugoslavya'da Bulldozer Devrimi, Gürcistan'da Gül Devrimi, Ukrayna'da Turuncu Devrim, Lübnan'da Sedir Devrimi, Kırgızistan'da Lale Devrimi ve Tunus'ta Yasemin Devrimi yer alıyor.
2007 yılında Freedom House'a göre 123 seçimle işbaşına gelen demokrasi bulunuyordu (1972'de 40'a yükseldi). Dünya Demokrasi Forumu'na göre ise seçimle işbaşına gelen demokrasiler, şu anda var olan 192 ülkenin 120'sini temsil ediyor ve dünya nüfusunun %58.2'sini oluşturuyor. Aynı zamanda Freedom House'un özgür ve temel insan haklarına saygılı olarak gördüğü liberal demokrasiler, sayıları 85 olup dünya nüfusunun %38'ini temsil ediyor. Ayrıca, 2007 yılında Birleşmiş Milletler, 15 Eylül'ü Uluslararası Demokrasi Günü olarak ilan etti.
Birçok ülke, oy verme yaşını 18'e düşürdü; büyük demokrasiler bunu 1970'lerde Batı Avrupa ve Kuzey Amerika'da başladı. Çoğu seçimle işbaşına gelen demokrasi, 18 yaşından küçükleri oy vermekten hâlâ hariç tutmaya devam ediyor. Brezilya, Avusturya, Küba ve Nikaragua gibi birçok ülkede ulusal seçimlerde oy yaşı 16'ya indirilmiştir. Kaliforniya'da, 2004 yılında 14 yaşında bir çeyrek oy ve 16 yaşında yarım oy verilmesine izin veren bir teklif sonunda yenilgiye uğradı. 2008 yılında Alman parlamentosu, her vatandaşa doğumda oy hakkı tanıyan ancak çocuk haklarını talep edene kadar bir ebeveyn tarafından kullanılacak bir yasa tasarısını önerdi ancak bu tasarı rafa kaldırıldı.
Freedom House'a göre, 2005 yılından itibaren dünya genelinde siyasi haklar ve sivil özgürlüklerdeki düşüşler, iyileşmelerden daha fazla olmuştur ve bu süre zarfında popülist ve milliyetçi siyasi güçler Polonya'dan (Hukuk ve Adalet Partisi altında) Filipinler'e (Rodrigo Duterte yönetiminde) kadar her yerde güç kazanmıştır. 2018 yılında yayınlanan bir Freedom House raporuna göre, çoğu ülkenin Demokrasi Skorları, 12 yıl üst üste düşmüştür. The Christian Science Monitor, milliyetçi ve popülist siyasi ideolojilerin Polonya, Türkiye ve Macaristan gibi ülkelerde hukukun üstünlüğüne zarar vererek güç kazandığını bildirdi. Örneğin, Polonya'da Cumhurbaşkanı, Avrupa Komisyonu'nun hukuki itirazlarına rağmen 27 yeni Yüce Mahkeme hakimi atadı.2017 Türkiye Anayasa Değişikliği Referandumu'nda değişiklik teklifi, özellikle güçler ayrılığı ilkesinin, hükûmetin denetlenebilirliğinin ve meclisin sorgulanabilirliğinin ortadan kaldırıldığı gerekçeleriyle muhalefet partilerinden ve sivil toplum örgütlerinin sert tepkilerine maruz kaldı. Kemal Gözler ve İbrahim Kaboğlu gibi anayasa profesörleri, değişikliklerin meclisi neredeyse tamamen güçsüz kılarak yasama, yürütme ve yargı güçlerini cumhurbaşkanının eline vereceğini belirtti. 4 Aralık 2016'da Atatürkçü Düşünce Derneği, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) tarafından anayasa değişikliğine karşı Ankara'da düzenlenecek olan miting Ankara Valiliği tarafından yasaklandı; bunun üzerine adı geçen oluşumlar tarafından yapılan yürüyüşte başkanlık sisteminin laik ve demokratik hukuk devleti değerlerini tehdit ettiği belirtilerek değişiklik teklifinin iptali çağrısı yapıldı.
2010'larda yaşanan "demokratik gerileme", ekonomik eşitsizlik ve toplumsal hoşnutsuzluk, kişisellik, COVID-19 pandemisinin kötü yönetimi gibi faktörlere bağlanmıştır. Ayrıca, hükûmetin sivil toplumu manipüle etmesi, "toksik kutuplaşma", yabancı ülkelerin yanıltıcı bilgi kampanyaları, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı, aşırı icraat gücü ve muhalefetin azalan gücü gibi diğer faktörler de etkili olmuştur. Demokrasilerde, kültürel muhafazakarlık ile solcu ekonomi tutumlarını birleştiren "koruma temelli" tutumlar, otoriter yönetim biçimlerini desteklemeye en güçlü öngörücü olarak görülmüştür.
Teori
İlk teoriler
Aristoteles, demokrasi/timokrasi olarak adlandırdığı çoğunluk tarafından yönetim ile azınlık tarafından yönetim (oligarşi/aristokrasi) ve tek bir kişi tarafından yönetim (tiranlık ya da günümüzde otokrasi/mutlak monarşi) arasında karşılaştırma yapmıştır. Ayrıca, her sistemde iyi ve kötü birer varyant olduğunu düşünmüştür (demokrasiyi timokrasinin bozulmuş karşılığı olarak görmüştür).
Erken ve Rönesans dönemi Cumhuriyet teorisyenleri arasında yaygın bir görüş, demokrasinin sadece küçük siyasi topluluklarda var olabileceğiydi. Roma Cumhuriyeti'nin büyüdükçe veya küçüldükçe monarşiye dönüşmesinin sonuçlarını dikkate alan Cumhuriyet teorisyenleri, toprak ve nüfusun genişlemesinin kaçınılmaz olarak tiranlığa yol açtığını savunuyordu. Demokrasi, bu nedenle tarihsel olarak oldukça kırılgan ve nadir görülen bir yapıydı, çünkü sadece küçük siyasi birimlerde hayatta kalabilirdi ve boyutlarından dolayı daha büyük siyasi birimler tarafından fethedilebilirdi. Montesquieu ünlü bir şekilde "bir cumhuriyet küçükse, dış bir güç tarafından yok edilir; büyükse, iç bir kusur tarafından" demiştir. Rousseau ise şöyle iddia etmiştir: "Dolayısıyla küçük devletlerin doğal özelliği cumhuriyet olarak yönetilmektir, orta büyüklükte olanlar monarşinin ve büyük imparatorluklar ise despot prensin etkisi altına girmektir."
Günümüzdeki teoriler
Modern siyasi teorisyenler arasında, üç farklı demokrasi kavramı bulunmaktadır: Çoğulcu demokrasi, müzakereci demokrasi ve radikal demokrasi.
Çoğulcu demokrasi
Çoğulcu demokrasi teorisi, demokratik süreçlerin amacının vatandaşların tercihlerini toplamak ve onları bir araya getirerek toplumun hangi sosyal politikaları benimsemesi gerektiğini belirlemek olduğunu iddia eder. Bu nedenle, bu görüşün savunucuları demokratik katılımın öncelikle oylamaya odaklanması gerektiğini düşünürler, burada en çok oyu alan politika uygulanır.
Farklı çoğulcu demokrasi varyasyonları bulunmaktadır. Minimalizm altında, demokrasi bir hükûmetsistemi olarak kabul edilir ve vatandaşlar düzenli seçimlerde siyasi liderlere yönetme hakkını vermiştir. Bu minimalist kavrayışa göre, vatandaşlar "hükmetme" yetkisine sahip değildir ve olmamalıdır çünkü çoğu konuda, çoğu zaman açık görüşlere sahip değillerdir veya görüşleri sağlam temellere dayanmamaktadır. Joseph Schumpeter, bu görüşü en ünlü şekilde Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitabında ifade etmiştir. Minimalizmin çağdaş savunucuları arasında William H. Riker, Adam Przeworski ve Richard Posner bulunmaktadır.
Diğer yandan, doğrudan demokrasi teorisine göre, vatandaşlar yasama önerileri üzerinde temsilcileri aracılığıyla değil doğrudan oy kullanmalıdır. Doğrudan demokrasi savunucuları bu görüşü desteklemek için çeşitli nedenler sunarlar. Siyasi faaliyet özünde değerli olabilir, vatandaşları sosyalleştirir ve eğitir, halk katılımı güçlü elitleri denetleyebilir. En önemlisi, vatandaşlar yasaları ve politikaları doğrudan belirlemedikçe kendilerini yönetmiş sayılmazlar.
hükûmetler genellikle yasaları ve politikaları, seçmenlerin medyan görüşüne yakın bir şekilde üretecektir; yani, seçmenlerin yarısı solunda, diğer yarısı sağında olacaktır. Bu istenmeyen bir sonuçtur çünkü kendi çıkarlarına düşkün ve bir dereceye kadar hesap veremeyen siyasi elitlerin oy için yarıştığı bir durumu temsil eder. Anthony Downs, ideolojik siyasi partilerin bireylerle hükûmetler arasında aracı bir rol oynamak için gerekli olduğunu öne sürer. Downs, bu görüşünü 1957 tarihli "An Economic Theory of Democracy" kitabında açıklamıştır.
Robert A. Dahl, temel demokratik ilkenin bir siyasi toplulukta, bağlayıcı kolektif kararlarda her bireyin çıkarlarının eşit şekilde dikkate alınmasına hak kazandığı (herkesin kolektif karardan eşit derecede memnun olması gerekmediği) olduğunu savunur. Dahl, bu tür demokrasiye yol açtığı algılanan belirli bir kurum ve prosedürler kümesine "çokçuluk" terimini kullanır. Bu kurumların en önemlisi, toplumun kamu politikasının tamamını veya çoğunu yöneten temsilcileri seçmek için kullanılan düzenli ve özgür seçimlerin sıkça gerçekleşmesidir. Ancak, bu çokçuluk prosedürleri, örneğin yoksulluk siyasi katılımı engelliyorsa, tam bir demokrasi yaratmayabilir. Benzer şekilde, Ronald Dworkin "demokrasinin, yalnızca prosedürel değil, içeriksel bir ideal olduğunu" savunur.
Müzakereci demokrasi
Müzakereci demokrasi, demokrasinin tartışma yoluyla yönetim olduğu fikrine dayanır. Toplayıcı demokrasiden farklı olarak, düşünceci demokrasi, demokratik bir kararın geçerli olması için o karardan önce gerçek tartışmanın olması gerektiğini savunur, sadece oylamada tercihlerin bir araya getirilmesi değil. Gerçek tartışma, karar vericiler arasında eşitsiz siyasi güç bozulmalarından, örneğin bir karar vericinin ekonomik zenginlik veya çıkar gruplarının desteği yoluyla elde ettiği güçten arınmış tartışmadır. Karar vericiler, öneri üzerinde gerçekçi bir şekilde tartıştıktan sonra uzlaşıya varamazlarsa, oylamada çoğunluk kuralının bir türü kullanılarak karar verirler. Birçok bilim insanı tarafından düşünceci demokrasinin pratik örnekleri olarak kabul edilen "vatandaş meclisleri", hükûmet kararlarına vatandaşları dahil etmek için giderek popüler bir mekanizma olarak OECD'nin son raporunda belirtilmiştir.
Radikal demokrasi
Radikal demokrasi, toplumda var olan hiyerarşik ve baskıcı güç ilişkilerinin olduğu düşüncesine dayanır. Demokrasinin rolü, farklılıklara, muhalefete ve çatışmalara karar alma süreçlerinde olanak tanıyarak bu ilişkileri görünür kılmak ve sorgulamaktır.
Demokratik geçiş dönemleri
Demokratik geçiş, genellikle otoriter bir rejimden demokratik bir rejime (veya tam tersi) eksik bir değişimin sonucu olarak oluşturulan bir ülkenin siyasi sistemini tarif eder.
Otriterleşme dönemleri
Demokratik gerileme, aynı zamanda otokratikleşme olarak da adlandırılır. Bu, siyasi gücün daha keyfi ve baskıcı bir şekilde kullanıldığı, hükûmet seçimi sürecinde kamu tartışmaları ve siyasi katılım alanının sınırlandığı otokrasiye doğru rejim değişimi sürecini ifade eder. Demokratik gerileme, demokratik kurumların zayıflamasını içerir. Örneğin, barışçıl iktidarın geçişi veya özgür ve adil seçimler gibi demokrasinin temelini oluşturan bireysel hakların ihlali, özellikle ifade özgürlüğü gibi durumlar bu sürece dahil olabilir.
Demokratikleşme dönemleri
Demokratikleşme, daha demokratik bir siyasi rejime geçişin yanı sıra demokratik yönde ilerleyen temel siyasi değişiklikleri içeren bir süreçtir.
Demokratlık ve demokrasi
Demokrasiyi savunmak için çeşitli gerekçeler öne sürülmüştür.
Meşruiyet kaynağı
Sosyal sözleşme kuramı, hükûmetin meşruiyetinin halkın rızasına dayandığını, yani bir seçimle gerçekleştiğini ve politik kararların genel iradeyi yansıtması gerektiğini savunur. Jean-Jacques Rousseau gibi bazı kuramcılar, bu temele dayanarak doğrudan demokrasiyi desteklerler.
Karar verme mekanizmaları
Condorcet'in jüri teoremi, her bir karar vericinin doğru karar verme olasılığının şansın üstünde olduğu mantıksal bir kanıttır. Bu nedenle en fazla sayıda karar vericiye sahip olmanın, yani bir demokrasinin, en iyi kararları alacağını gösterir. Bu, kalabalığın bilgeliği teorileri tarafından da savunulmuştur.
Ekonomik başarı
Daron Acemoğlu ve James A. Robinson'un "Neden Uluslar Başarısız Olur" adlı eserinde, ekonomistler demokrasilerin ekonomik olarak daha başarılı olduğunu savunuyorlar. Çünkü kurama göre demokratik olmayan siyasi sistemler genellikle piyasaları kısıtlar ve sürdürülebilir ekonomik büyüme için gereken yaratıcı yıkım yerine monopolileri destemektedir.
Daron Acemoğlu ve diğer araştırmacılar tarafından 2019 yılında yapılan bir çalışmada, demokratik otoriter yönetimden demokratik yönetime geçen ülkelerin, ortalama olarak 25 yıl sonra olsaydı otoriter kalmış olsalardı %20 daha yüksek bir GSYİH'ye sahip olduğu tahmin edildi. Çalışma, 1960'tan 2010'a kadar olan dönemde, 122 ülkenin demokrasiye geçişini ve 71 ülkenin otoriter yönetim altına geçişini inceledi. Acemoglu, bunun nedeninin demokrasilerin genellikle sağlık hizmetleri ve insan sermayesine daha fazla yatırım yapması ve rejim müttefiklerine özel muameleyi azaltması olduğunu belirtti.
Demokrasi seviyesinin ölçülmesi
Tam demokrasiler 9.01–10.00 8.01–9.00 | Kusurlu demokrasiler 7.01–8.00 6.01–7.00 | Hibrit rejim 5.01–6.00 4.01–5.00 | Otoriter rejim 3.01–4.00 2.01–3.00 1.01–2.00 0.00–1.00 |
Demokrasi Endeksleri
Demokrasi endeksleri, farklı ülkelerin demokrasi durumunu çeşitli demokrasi tanımlarına göre nicel ve karşılaştırmalı olarak değerlendiren araçlardır.
Demokrasi endeksleri, ülkeleri demokrasi, hibrit rejimler ve otokrasiler gibi kategorilere ayıran kategorik veya sürekli değerler içeren farklılık gösterebilir. Demokrasi endekslerinin nitel niteliği, rejim dönüşüm süreçlerinin nedensel mekanizmalarını incelemek için veri analitik yaklaşımlarına olanak tanır.
Demokrasi endeksleri, çeşitli demokratik kurumların kapsamı ve ağırlıklı olarak farklı yönleri açısından farklılık gösterir. Bu yönler arasında çekirdek demokratik kurumların yaygınlığı, politik rekabetin ve kapsayıcılığının çok çeşitliliği, ifade özgürlüğü, çeşitli yönetim biçimleri, demokratik norm ihlalleri, muhalefetin işbirliği, seçim sistemi manipülasyonu, seçim hileleri ve anti-demokratik alternatiflere olan halk desteği yer alır.
Demokrasiyi ölçmenin zorlukları
Demokrasi, çeşitli kurumların işlevini içeren geniş kapsamlı bir kavramdır ve bu kurumlar kolayca ölçülemeyen bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, demokrasinin potansiyel etkilerini veya diğer olgularla ilişkisini (örneğin eşitsizlik, yoksulluk, eğitim vb.) ekonometrik olarak ölçmek ve nicelendirmek konusunda sınırlılıklar bulunmaktadır. Demokrasinin farklı yönlerinin ülke içi farklılıklarıyla ilgili güvenilir verilere ulaşma konusundaki zorluklar nedeniyle, akademisyenler genellikle ülke arasındaki farklılıkları incelemiş olsalar da, demokratik kurumların ülke içindeki farklılıkları da oldukça büyük olabilir. Demokrasinin ölçümünde yaşanan zorlukları anlamak için minimalist ve maksimalist demokrasi tanımları arasındaki tartışmaya da bakmak mümkündür. Minimalist bir demokrasi kavrayışı, demokrasiyi temel olarak seçim süreçleri gibi esasları göz önünde bulundurarak tanımlar. Maksimalist bir demokrasi tanımı ise ekonomik veya idari verimlilik gibi sonuçları demokrasi ölçütlerine dahil edebilir. Duyarlılık veya sorumluluk gibi bazı demokrasi unsurları, demokrasi indekslerine dahil edilmediği için ölçümlerde zorluklarla karşılaşılabilir. Diğer yandan, yargı bağımsızlığı veya seçim sisteminin kalitesi gibi unsurlar, bazı demokrasi indekslerinde yer alırken diğerlerinde yer almamaktadır.
Hükûmet biçimlerine göre demokrasi
Demokrasi, hem teori hem de pratikte çeşitli şekillerde ortaya çıkmıştır. Bazı demokrasi türleri, vatandaşlarına diğerlerinden daha iyi temsil ve daha fazla özgürlük sağlar. Ancak, herhangi bir demokrasi, hükûmetin insanları yasama sürecinden veya hükûmetin kendi lehine güçler ayrılığını değiştirmesinden dışlamasını önlemeye yönelik yapılandırılmamışsa, sistem bir koldan çok fazla güç biriktirebilir ve demokrasiyi yok edebilir.
|
Aşağıdaki demokrasi türleri birbirleriyle çakışmaz: birçoğu birbirinden bağımsız olan ve aynı sistemde bir arada var olabilen yönlerin ayrıntılarını belirtir.
Basit formlar
Demokrasinin birkaç çeşidi bulunsa da, iki temel şekli vardır ve her ikisi de tüm uygun vatandaşların iradesini nasıl gerçekleştirdiği ile ilgilidir. Bir tür demokrasi doğrudan demokrasidir, burada tüm uygun vatandaşlar politik karar alma sürecine aktif olarak katılırlar, örneğin politika girişimlerine doğrudan oy verirler. Çoğu modern demokraside, uygun tüm vatandaşlar egemen güç olarak kalır ancak siyasi güç seçilmiş temsilciler aracılığıyla dolaylı olarak kullanılır; buna temsilî demokrasi denir.
Doğrudan demokrasi
Doğrudan demokrasi, vatandaşların aracı veya temsilcilere güvenmeden kişisel olarak karar alma sürecine katıldığı bir siyasi sistemdir. Doğrudan demokrasi, seçmenlere aşağıdaki gücü verir:
- 1. Yasama süreçlerinde aktif katılım: Vatandaşlar yasama önerileri üzerinde doğrudan oy kullanma hakkına sahiptir.
- 2. Yasaların kabulü veya reddi: Vatandaşlar belirli yasaların kabul edilmesi veya reddedilmesi konusunda oy kullanabilir.
- 3. Anayasal değişiklikler: Vatandaşlar anayasal değişiklikler için doğrudan oy kullanabilir.
- 4. Referandum ve inisiyatif: Vatandaşlar belirli konularda referandum ve inisiyatiflerle doğrudan karar verebilir.
Günümüz temsilci hükûmetlerinde, referandumlar, vatandaş girişimleri ve geri çağırma seçimleri gibi seçim araçları, doğrudan demokrasinin türleri olarak adlandırılır. Bununla birlikte, doğrudan demokrasinin savunucuları, yüz yüze tartışmanın yapıldığı yerel meclisleri desteklemektedir. Doğrudan demokrasi, şu anda İsviçre'nin Appenzell Innerrhoden ve Glarus kantonlarında, Rebel Zapatista Özerk Belediyelerinde, CIPO-RFM ile ilişkili topluluklarda, Bolivya şehir meclislerinde ve FEJUVE'de mevcuttur.
Çokluk sistemi
Atina demokrasisinin bir özelliği olan "çokluk sistemi", bazı doğrudan demokrasi türlerinde görülen bir özelliktir. Bu sistemde, önemli hükûmet ve idari görevler, kura ile seçilen vatandaşlar tarafından yerine getirilir.
Temsilî demokrasi
Temsilî demokrasi, temsil edilen halkın seçimle hükûmet yetkililerini seçtiği bir sistemdir. Eğer devlet başkanı da demokratik olarak seçilirse, buna "demokratik cumhuriyet" denir. En yaygın mekanizmalar çoğunluk veya çoğunluğu elde eden adayın seçilmesi ile ilgili olandır. Batı ülkelerinin çoğunda temsilî sistemler bulunmaktadır.
Temsilî demokrasilerde temsilciler, belirli bir bölge veya seçim çevresi tarafından seçilebilir veya nispi temsil sistemleriyle tüm seçmenleri temsil edebilirler, bazı sistemler ise iki yöntemin bir kombinasyonunu kullanır. Bazı temsilî demokrasiler aynı zamanda referandumlar gibi doğrudan demokrasi unsurlarını da içerir. Temsilî demokrasinin bir özelliği, temsilcilerin halkın çıkarları doğrultusunda seçilmesine rağmen, kendi değerlendirmelerini yaparak bu çıkarları nasıl en iyi şekilde uygulayacaklarına özgürce karar verebilmeleridir. Bu nedenler temsilî demokrasiye yönelik eleştirilere yol açmış, temsil mekanizmalarının demokrasi ile çeliştiği konusunda dikkat çekilmiştir.
Parlamenter demokrasi
Parlamenter demokrasi, hükûmetin temsilciler tarafından atanabildiği veya görevden alınabildiği bir temsilî demokrasidir. "Başkanlık rejimi"ne karşıt olarak, başkan hem devlet başkanı hem de hükûmet başkanıdır ve seçmenler tarafından seçilir. Parlamenter demokraside, hükûmet, yürütme bakanlığına delege edilir ve halk tarafından seçilen yasama meclisi tarafından sürekli gözden geçirilir, denetlenir ve dengeleme yapılır.
Parlamenter sistemde, Başbakan, yasamanın beklentilerini karşılayamadığı takdirde herhangi bir zamanda yasama organı tarafından görevden alınabilir. Bu, güvenoylamasıyla gerçekleşir ve yasama organı, Başbakan'ın görevden alınması için çoğunluk desteğine sahip olup olmadığına karar verir. Bazı ülkelerde Başbakan, halkın desteğini kazandığına inandığı bir dönemde istediği zaman seçim yapabilir. Diğer parlamenter demokrasilerde ise ekstra seçimler neredeyse hiç yapılmaz, genellikle azınlık hükûmeti, bir sonraki olağan seçimlere kadar tercih edilir. Parlamenter demokrasinin önemli bir özelliği de "sadık muhalefet" kavramıdır. Bu kavramın özü, ikinci büyük siyasi partinin (veya muhalefetin), iktidar partisine (veya koalisyona) karşı çıkarken, devlete ve demokratik prensiplere sadık kalmasıdır.
Başkanlık demokrasisi
Başkanlık Demokrasisi, halkın başkanı seçtiği bir sistemdir. Başkan, hem devletin başı hem de hükûmetin başı olarak çoğu yürütme yetkisini kontrol eder. Başkan belirli bir süre için görev yapar ve bu süreyi aşamaz. Yasama organı genellikle başkanı görevden alma konusunda sınırlı yetkiye sahiptir. Seçimler genellikle sabit bir tarihe sahiptir ve kolayca değiştirilemez. Başkan, kabine üzerinde doğrudan kontrol sahibidir, özellikle kabine üyelerini atanır.
Yürütme organı genellikle yasaları uygulama veya yürütme yetkisine sahip olabilir ve veto gibi sınırlı yasama yetkileri olabilir. Ancak, yasama organı yasaları ve bütçeleri geçirir. Bu, güçler ayrılığı ilkesinin bir ölçüde sağlanmasını sağlar. Sonuç olarak, başkan ve yasama organı farklı partilerin kontrolüne geçebilir, böylece biri diğerini engelleyerek devletin düzenli işleyişine müdahale edebilir. Bu, başkanlık demokrasisinin Amerika, Afrika ve Orta ve Güneydoğu Asya dışında pek yaygın olmamasının nedeni olabilir.
Yarı başkanlık sistemi, hükûmetin hem bir başbakanı hem de bir cumhurbaşkanını içeren bir demokrasi sistemidir. Başbakan ve cumhurbaşkanının sahip olduğu özel yetkiler ülkeye göre değişebilir.
Hibrit demokrasi
Bazı modern demokrasiler, temel olarak temsilî nitelik taşırken aynı zamanda doğrudan demokrasiye dayalı siyasi eylem biçimlerine de ağırlık verirler. Bu demokrasilere, temsilî demokrasi ve doğrudan demokrasi öğelerini birleştiren, hibrit demokrasiler, yarı doğrudan demokrasiler veya katılımcı demokrasiler denir. Örnekler arasında İsviçre ve bazı ABD eyaletleri yer alır, burada referandum ve girişimler sıkça kullanılır.
İsviçre Konfederasyonu, yarı doğrudan bir demokrasidir. Federal düzeyde, vatandaşlar anayasada değişiklikler önerme hakkına sahiptir (federal halk inisiyatifi) veya parlamento tarafından oylanmış herhangi bir yasa için referandum düzenlenmesini isteyebilirler. Ocak 1995 ile Haziran 2005 arasında İsviçre vatandaşları 31 kez oylama yapmış ve 103 soruya yanıt vermiştir (aynı dönemde Fransız vatandaşları sadece iki referanduma katılmıştır). Geçmiş 120 yılda 250'den az inisiyatif referanduma sunulmuştur.
Örnekler arasında ABD'nin California eyaletinin yoğun bir şekilde referandumları kullanması yer almaktadır. California, 20 milyondan fazla seçmene sahip bir eyalettir.
New England'da, özellikle kırsal bölgelerde, yerel yönetimi düzenlemek için sıkça kasaba toplantıları kullanılır. Bu, yerel doğrudan demokrasi ile temsilci devlet hükûmetinin birleşimini oluşturan bir karma yönetim biçimi yaratır. Örneğin, Vermont eyaletindeki çoğu kasaba, mart ayında yıllık kasaba toplantıları düzenler. Bu toplantılarda kasaba görevlileri seçilir, kasaba ve okullar için bütçeler oylanır ve vatandaşlar siyasi konularda konuşma ve görüşlerini dile getirme fırsatına sahiptir.
Demokrasi modelleri
Anayasal monarşi
Birçok ülke, Birleşik Krallık, İspanya, Hollanda, Belçika, İskandinav ülkeleri, Tayland, Japonya ve Bhutan gibi ülkeler, güçlü hükümdarları sınırlı veya sembolik rolleri olan anayasal hükümdarlara dönüştürdü (çoğu zaman kademeli olarak). Örneğin, Birleşik Krallık'ın öncül devletlerinde anayasal monarşi, 1688 Yüce Devrimi ve 1689 Haklar Bildirgesi'nin kabulünden itibaren ortaya çıkmaya başladı ve kesintisiz bir şekilde devam etti. H. G. Wells gibi yazarlar tarafından "taç giymiş cumhuriyetler" olarak adlandırılan güçlü sınırlı anayasal monarşiler bulunmaktadır.
Diğer bazı ülkelerde ise aristokratik sistemle birlikte monarşi de kaldırıldı (örneğin Türkiye, Fransa, Çin, Rusya, Almanya, Avusturya, Macaristan, İtalya, Yunanistan ve Mısır). Bu ülkelerde seçilen bir kişi, önemli yetkilere sahip olsun veya olmasın, devlet başkanı oldu.
Osmanlı Devleti'nde anayasa (Kanun-ı Esasî) ve parlamenter rejim (Meclis-i Mebûsan) tartışmaları 1830'larda başlayıp 1860'larda yoğunlaşmış ve özellikle 1875 sonrası ulema ve bürokrasi arasında ciddi bir fikir tartışması ortaya çıkmıştır. Tersane Konferansı sırasında Avrupalılarca gayrı müslim Osmanlı tebaasına ciddi ve geniş haklar tanınması isteğine karşı Meclis-i Umumi'de Mithat paşa ve devlet ricali genel bir meşruti ıslahatla devletin dengesinin bozulmadan ıslahatlara
girişilebileceğinden bahsetmiştir. Ulema arasında zıt fikirler mevcuttu. Anadolu kazaskeri , şavirüm fi'l-emr ayeti gereğince meşrutiyetin şeriata uygun olduğunu savunurken; ekseri ulema ise gayrimüslimlerin meclise girmesinin caiz olmadığı yönünde ısrarlıydı. Tüm bu şartlar altında bir yandan batılılarca siyasi baskılar yapılırken; diğer yanda da Abdülaziz'in tahtan indirilişi sonrası Çerkez Hasan olayıyla tanzimatçı bürokrasi yönetimde baskın bir Siyaset izledi ve V. Murat'ı halletti, akabinde veliaht Abdülhamit Efendi'yi meşrutiyeti ilan etmesi şartıyla tahta çıkardılar. Namık Kemal, Ziya Paşa ve tabii ki Mithat Paşa'nın önderliğinde 23 Aralık 1876'da Birinci Meşrutiyet ilan edilmiştir. 1878'de II. Abdülhamid tarafından, 93 Harbi'nin çıkmasına neden olduğu için Meclis kapatılmış ve Anayasa'nın bazı bölümleri askıya alınmış ise de, teorik olarak Meşruti rejimin devam ettiği kabul edilmiştir, zira devletin her sene düzenli olarak çıkardığı salnamelerde Kanun-ı Esasi'ye yer verilmiş olması şeklen de rejimin devam ettiği görüşünü destekler.
24 Temmuz 1908'de yapılan ihtilalle Kanun-ı Esasi'nin yeniden yürürlüğe konması İkinci Meşrutiyet döneminin başlangıcı sayılır. Bu dönem, Meclis-i Mebusan'ın Vahdeddin tarafınca kapatıldığı 11 Nisan 1920 tarihine kadar sürmüştür.
Birçok ülkede, ömür boyu veya miras yoluyla süren elit üst meclislerin bulunduğu yasama organları yaygındı. Zamanla, bu meclislerin yetkileri ya sınırlanmıştır (örneğin İngiliz Lordlar Kamarası gibi) ya da seçilebilir hale gelerek güçlü kalmışlardır (örneğin gibi).
Klasik Demokrasi
Eski Yunan şehir-devletlerine dayanır. En iyi uygulayıcısı ve o dönemde en güçlü şehir olan Atina’dan dolayı Atina demokrasisi olarak da adlandırılır. ’Belli başlı tüm kararlar, bütün vatandaşların üye olduğu meclis veya Eklesya tarafından alınıyordu. Bu meclis senede en az kırk defa toplanıyordu. Tam zamanlı çalışacak kamu görevlilerine ihtiyaç duyulduğunda, bütün vatandaşları temsil eden küçük bir örnek olmaları için kura usulü ile veya dönüşümlü olarak seçiliyorlardı ve mümkün olan en geniş katılımın sağlanması için görev süreleri kısa tutuluyorlardı. Meclisin yürütme komitesi olarak faaliyet gösteren ve beş yüz vatandaştan oluşan bir konseyi vardı ve elli kişilik bir komite de bu konseye teklifler hazırlardı. Komite başkanlığı görevi sadece bir günlüktü’. Bunun tek istisnası askeri konularla ilgili on generalin tekrar seçilebilme imkânıydı.
Atina demokrasisinin özelliği vatandaşlarının siyasi sorumluluklara geniş çapta katılma isteğinin bulunmasıydı. Tabi bunun en önemli sebebi, demokrasiye zıt bir şekilde uygulanan kölelik sistemiydi. Böylelikle oy verme hakkına sahip Atina doğumlu yirmi yaş üstü tüm erkeklerin günlük hayattaki sorumluluklarının çok büyük bir kısmını kölelerin sırtına yüklemişlerdir. Bunun dışında Atina demokrasisinde kadınların, metiklerin (şehirli olmayanlar) ve kölelerin oy kullanma hakları yoktu.
Günümüzde İsviçre’nin küçük kantonlarında halk meclisleriyle varlığını sürdürebilen klasik demokrasinin, daha büyük ülkelerde uygulanması teknik nedenlerden ötürü tercih edilmez.
Koruyucu demokrasi
Orta Çağ yönetimlerinden çıkmaya çalışan Avrupalılar, 18. ve 19. yüzyılda demokrasiyi daha çok kendilerini hükûmetin zorbalıklarından korunmanın bir yolu olarak görmekteydiler.
‘Korumacı demokrasi sınırlı ve dolaylı bir demokrasi modeli sunar. Pratikte, yönetilenlerin rızası düzenli ve rekabetçi seçimlerle sağlanır. Siyasi eşitlik böylelikle eşit oy hakkını ifade eden teknik bir kavrama dönüşür. Dahası, oy hakkı gerçek bir demokrasi için yeterli değildir. Bireysel özgürlükleri korumak için yasama, yürütme ve yargı üzerinden güçler ayrılığına dayalı bir sistemin tesisi şarttır.
Kalkınmacı demokrasi
Bireyin ve toplumun gelişimini esas saymıştır. Bu tip demokrasilerin en radikal olanı Jean-Jacques Rousseau tarafından dile getirilmiştir. Ona göre bireyler ancak içinde bulundukları toplumun kararlarını şekillendirebilmesine doğrudan ve sürekli olarak katılımları halinde 'özgür' olabilirler. Bu açıdan bakıldığında, doğrudan demokrasiyi tanımlamakla birlikte bu şekilde oluşturulacak genel iradeye vatandaşların itaat etmesi durumunda özgürlüğe kavuşacakları savıyla ayrılır.
Kalkınmacı demokrasinin, liberal demokrasiye daha ılımlı hali ise John Stuart Mill tarafından dile getirilmiştir. Mill’e göre demokrasinin en büyük yararı, vatandaşların siyasi hayata katılımlarını sağlayarak, onların anlayışlarını ve duyarlılıklarını güçlendirmesidir. Bu yüzden kadın olsun fakir olsun herkesin oy verme hakkının olması gerektiğini savunur. Fakat bu oy hakkını ‘eşit’ olarak savunmamıştır. Örneğin vasıfsız işçinin bir oy vasıflı işçinin iki oy, donanımlı meslek sahiplerinin ise beş oy hakkına sahip olması gerektiğini, böylelikle demokraside “çoğunluğun tiranlığı” korkusundan kurtulabilineceğini savunuyordu. Basitçe herkesin oy hakkının olmasını savunurken çoğunluğun verdiği kararların her zaman doğru olmayabileceğini belirtiyordu.
Liberal demokrasi
Liberal demokrasi, seçilmiş temsilcilerin karar verme yeteneğinin hukukun üstünlüğüne tabi olduğu ve bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunmasına vurgu yapan bir anayasa veya yasalar tarafından sınırlanan bir temsilî demokrasidir (bkz. sivil özgürlükler).
Liberal demokraside, vatandaşların serbestçe alabileceği birçok bireysel karardan bazı büyük ölçekli kararların ortaya çıkması mümkündür. Başka bir deyişle, vatandaşlar "ayaklarıyla oy verebilir" veya "paralarıyla oy verebilir", bu da diğer yerlerdeki resmi hükûmetin yapabileceği birçok "yetkiyi" uygulayan önemli bir gayri resmi halk yönetimi oluşturur.
Sosyal demokrasi
Bu kavram komünist rejimlerde gelişmiş demokrasi çeşitlerini kapsamaktadır. Kendi aralarında farklar bulunmasına rağmen liberal demokrasi sistemleriyle kesin olarak karşıt bir çizgidedir. Genel olarak siyasi eşitliğin yanında sosyal demokrasi ile ekonomik eşitliğin de sağlanması gerekliliğini savunmuşlardır.
Karl Marx, kapitalizmin yıkılmasından sonra geçici bir proletaryanın devrimci diktatörlüğü'nün olacağını sonradan ise proleter demokrasi sistemiyle komünist bir toplumun oluşacağını savunmuştur. Komünist devletlerde görülen demokrasi sisteminin fikir yapısı Marx’tan çok Lenin’e aittir.
Bu ülkelerde, partilerin denetimsiz gücünün demokrasiyi gölgede bıraktığı eleştirisi yaygın olarak yapılmaktadır.
Demokrasi ve kavramlar
Demokrasi ve cumhuriyet
Cumhuriyet bir rejim, demokrasi ise cumhuriyetin uygulanış şekillerinden biridir. Demokratik cumhuriyetin yanında dini cumhuriyet, oligarşik cumhuriyet ve sosyalist cumhuriyet biçimleri vardır. Demokratik cumhuriyetlerde, meclisi ve ülkenin başkanını belli aralıklarla halkın seçmesi temeldir. Bu sistem genellikle Kara Avrupa’sında kabul görmüşken örneğin İngiltere’de ülkenin başında görünüşte halkın seçmediği bir kral ya da kraliçe bulunmasına rağmen yönetim halkın elindedir (oligarşik demokrasi).
'Bir cumhuriyetin tam demokratik cumhuriyet olabilmesi için, gönüllü birlikteliklerle bir arada bulunan o ülke halklarının tüm kesimlerinin, çoğulcu özgür iradeleri ile katılımcı olarak yönetim ve denetim süreçlerine doğrudan katıldığı, demokrasiyi tüm sivil kurum, kuruluş ve kadroları ile var ettiği ve çok kimlikli, değişik inançlı ve çeşitli kültürlerin bir mozaik oluşturacak şekilde bir arada yaşamasına olanak veren bir devlet yapılanmasının gerçekleştirilmesi gerekir.'
Demokrasi ve sekülerizm
Sekülerizm, liberal demokrat düşünürler tarafından ortaya atılan dinin siyasetten ayrılması düşüncesinin genel adı olarak karşımıza çıkar. Liberal demokratlar, demokrasinin ‘çoğunluğun tiranlığına’ dönüşmesini engellemek için devletin tüm dinlere aynı mesafede kalmasını bir zorunluluk olarak görürler.
Farklı dinlerin din bilginleri ve din bilimciler, çeşitli dinler açısından düşünsel anlamda sekülerizme karşı çıksalar da bu konular genellikle tartışmalıdır. Bununla birlikte dini planda demokrasi genelde kabul görmüştür, hatta sekülerizm karşıtı bazı din adamları demokrasinin sekülerizm olmaksızın var olabileceği görüşünü ileri sürmüştür.
Kuvvetler ayrılığı
Kuvvetler ayrılığı ilkesi yasama, yürütme ve yargı kurumlarının, devletin farklı organlarında bulundurularak iktidarın tek elde toplanmasını engellemek ve bu üç kurumun birbirlerini denetleyebilmesini sağlamak anlamına gelir. 'Devlet iktidarının üçe bölünmesi ve bunların ayrı organlara verilmesi gerektiği yolundaki yaklaşım, siyasal rejimlerin sınıflandırılmasında da temel alınmıştır. Buna göre yasama ve yürütme güçlerinin bir elde toplandığı rejimlere “güçler birliği”, bu yetkilerin birbirinden bağımsız ayrı organlara verildiği sistemlere ise “güçler ayrılığı” sistemleri adı verilmektedir.'
John Locke ise iktidarın gücünü yasama, yürütme ve federatif olarak ayırır. 'Burada federatif güç, bütün topluluk, savaş, barış, birlik, ittifak ve devletin kendi dışındaki bütün kişiler ve topluluklarla her türlü işlemi yapma gücü olarak ifade edilir.'
İktidarın paylaşımı sayesinde demokratik yollarla iktidara gelen kişiler kendi tiranlıklarının kurmaları engellenmeye çalışılmıştır. Güçler ayrılığı ilkesi ile karşılıklı denetimin önemi, özellikle II. Dünya Savaşı öncesi Adolf Hitler'in demokratik yollarla iktidara gelmesinden sonra artmıştır.
Demokrasinin araçları
Demokrasinin oluşmasını sağlayan, demokrasinin gelişmesini amaçlayan kurum ve oluşumlar aslında birçok siyasi sistemde de mevcuttur. Her devletin bir anayasaya sahip olması veya her ülkede siyasi parti bulunmasına rağmen yönetim şekilleri olarak isimleri değiştirilir. Çünkü önemli olan bu kurumlar arasındaki ilişkilerdir.
Parlamento
Demokraside meclis, rekabet ve eşit oy ilkeleriyle halkın temsilcilerinin oluşturduğu bir kurumdur. Meclis sistemleri hem nitelik hem de nicelik olarak her ülkede farklı gelişmiştir.
Tek meclisli sistem, çift meclisli sistem ve başkanlık sistemi olarak genellendirebiliriz. Yine görev olarak, güçler ayrılığı ilkesindeki yasamayı yapan kurum olarak genellendirebiliriz. Meclislerin işlevleri: yasama, temsil, denetleme ve meşruluktur.
Siyasi partiler
Partiler temsil işlevi için kullanılan araçlardır. Demokratik ülkelerde siyasi parti bireylerin aktif siyaset yapacakları alanlardan biri ve en önemlisidir. Ülkelerdeki seçim sistemlerine göre iki partili sistem ya da çok partili sistem oluşur.
İngiltere’deki gibi iki partinin ağırlıklı olduğu sistemler, seçmenlerin çoğunluğunun bulunduğu ‘orta alandaki’ bir yoğunlaşmaya yol açma ve daha radikal düşünceleri dışlama eğilimindedir. Her bir partinin çok sayıda görüşü temsil ettiği düşünülür.
Çok partili siyasi sistemlerde ise düşünceler daha doğrudan temsil edilir. Dinsel, etnik veya sınıfsal düşünceleri temsil ettiğini düşünen partiler bulunur. Bu halkın egemenliğinin meclise daha fazla yansımasını sağlarken, mecliste farklı görüşlerde bulunan birçok parti olduğu için istikrarın sağlanması güçleşir.
Anayasa
Anayasa, bir devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceğini belirleyen yazılı belgelerdir. Ayrıca kişisel hak ve özgürlükler bu belgede belirlendiği için çoğunluğun yönettiği bir toplumda iktidarda olanların sınırlarını belirler. Demokrat düşünürler tarafından çoğunluğun tiranlığının kurulmasını engelleyecek bir devlet organı olarak kabul edilir.
Sivil toplum örgütleri
Sivil toplum örgütleri demokrasiyle ortaya çıkan bir örgütlenme değildir ama demokrasiyle önem kazanmıştır. ’Sivil toplum, modern manada anlamını demokrasi ile kazanırken, demokrasi de katılım problemlerin çözümünü sivil toplum ile sağlamıştır.’ Birbirleriyle ortak amaçlara sahip insanların oluşturdukları grupların seslerini ve isteklerinin daha fazla duyurabilmenin bir yoludur. Örneğin devletin ekonomideki katılımını azaltmaya çabalayan iş adamları, devletin sosyal hizmetlerinde eşitliğin sağlanmasını amaçlayan örgütler ve işçilerin veya memurların yaşam kalitelerini arttırmaya çalışan sendikalar gibi çeşitli amaçlarla toplanmış ve bunun için demokrasiye katılımı güçlendirmiş ayrıca bir bakıma halkın temsilcilerini kendi amaçları doğrultusunda denetleyebilen ya da kendi amaçlarına ulaşmak için kamuoyu yaratmaya çalışan gruplardır.
Sivil toplum örgütlerinin özelliği çoğulcu bir yapıya sahip olmasıdır. Larry Diamond’a göre 'sivil toplumun bu çoğulcu yapısı, siyaset alanını kontrol altına almaya çalışan etnik, dinci, devrimci ya da otoriter örgütlenmelerle anlaşamaz hale getirir.'
Kolluk kuvvetleri
Ordu ve polis güçlerinin demokraside ne kadar bulunduğu, ne kadar bulunması gerektiği her zaman tartışma konusu olmuştur. Dış tehlikelere karşı ordunun iç düzen içinde polisin silah tekellerinin bulunması onları demokrasi için gerekli kılmakla birlikte demokrasiyi kaldırma veya kesintiye uğratma güçleriyle de tartışma konusu yapmıştır.
Gelişmiş demokratik ülkelerde sivil siyasetçiler, hem hukuken hem de fiilen ordunun üstündedir ve ordu siyasi karar alma mekanizmasının içine olabildiğince az katılır. Özellikle Soğuk Savaş sonrası sivil siyasetçinin üstünlüğü giderek artmaktadır.
Demokratik olarak yeterince gelişmemiş ülkelerde ise askerler, danışma kurullarıyla doğrudan ya da dolaylı olarak karar alma mekanizmasının içinde bulunur. Bu tip ülkelerdeki ortak özellik; ordunun ülke içindeki kurumlar arasında en ileri teknolojiye sahip ve modern dünyaya en yakın olan kurum olmasıdır. 'Ordu genellikle ekonomik gerilik, iç karışıklıkların artması, sivil yönetimin meşruluğunu kaybetmesi, ordu ve hükûmet arasındaki ihtilaf veya uluslararası kamuoyunun darbe yönündeki olumlu yaklaşımı gibi sebeplerle siyasete müdahale eder.'
Polis ise “yönetici sınıfın çıkarlarında hareket etmeye başlarsa ne olur?” sorusuyla düşünürlerin üzerinde durduğu bir kondur. Aristo’nun ‘muhafızlardan kim muhafaza edecek?’ sorusu bu kaygının çok eskilere dayandığını gösterir. Polis gücünün demokrasinin sağladığı hak ve özgürlükleri kısıtlamaması ve gerektiği zaman yargıya hesap verebilmesi gerekliliği demokratik düşünürlerin ortak tavrı olmasına rağmen bunun nasıl ve ne kadar yapılması gerektiği konusunda görüş ayrılıkları yaşanır.
Demokrasinin temel gereksinimleri
Demokrasinin farklı şekilleri bulunmakla birlikte, hepsi temel ve ortak prensiplere dayanır. Bu prensipler farklı şekillerde ifade edilebilir. Aslında, belirli kurumlar değil, yasalara dökülmeli ve kurumlarda somut hale getirilmeli kaçınılmaz prensipler vardır. David Deutsch'un "Le commencement de l’infini" adlı kitabında hatırlattığı gibi, her demokratik sistem, "kötü politikaların ve kötü yönetimlerin şiddetsiz bir şekilde ortadan kaldırılmasını kolaylaştırmak" üzerine kuruludur.
İktidarın seçim yoluyla değiştirilebilir olması
Demokrasi denilince akıllara seçim gelmektedir. Bu yöntemde iktidar, seçim yoluyla el değiştirmektedir. Demokratik yöntemlerle iktidar olabilme ve yine aynı usulle iktidardan ayrılabilme olarak tanımlanmaktadır.
"Bir yargıç olarak halk"
Tarihsel yorumlara göre demokrasi, herkesin aynı anda yönetimi olmayacaktır ve asla olmayacaktır. Sadece bir şehrin veya daha da az bir devletin ölçeğinde uygulamak imkansızdır ve sonuç olarak politik kararların alınmamasıyla sonuçlanır. Arrow'un çalışmaları, farklı görüşlerin sentezine dayanan bir sistemdeki saçma durumu gösterdi. Bu, tüm tartışmaların engellenmesine ve fikir değiştirilememesine yol açar. Daha da kötüsü, yeni çözümlerin aranmasını imkansız kılardı. Hiçbir sentez yeni çözümler oluşturmaz veya yeni sorunlarla başa çıkmayı sağlamaz.
Antik çağdan itibaren, vatandaşların her birinin kendi politik çözümlerini sunması beklenmez. Onlar, meclis tarafından formüle edilen kararları ve projeleri seçer veya reddederler. Bu fikirler herhangi biri tarafından önerilebilir, ancak vatandaşlara sunulmak üzere yazılı olarak düzenlenmelidir. Thukididis'e göre, Perikles halkın bu temel yargı yeteneğine vurgu yapmıştı: "Politik bir projeyi kavrayabilecek insanlar az olsa da, onu değerlendirmeye hepimiz yeteneğe sahibiz."
Bu nedenle, demokraside seçmenler alınan kararları değerlendirir ve değerlendirirler ve oylarıyla alınacak sonraki çözümleri seçerler. Bu çözümler, politik sorunları çözmeye yönelik girişimlerdir. Herkesin görüşlerinin ortalamasını almak mükemmel bir karara ulaşmaya olanak vermez, çünkü politikada mükemmel karar diye bir şey yoktur. Her zaman birden fazla olası karar arasında en az zararlı olanı seçmek söz konusudur. Diğer yandan, tüm görüşlerin bir sentezi yapmak imkansız bir görev olur ve paradokslara, çözümsüz durumlara yol açar, yani bir kararın olmamasına neden olur.
Bu nedenle, vatandaşlar öncelikle yargıçlardır. Halk tarafından yönetimden bahsettiğimizde, hükûmetler halkın yargısına tabi olurlar. Her vatandaş, yöneticilerin seçilmesine veya reddedilmesine katılabilmelidir. Deutsch, Amerika Birleşik Devletleri örneğiyle bunu açıklar. "Amerika Birleşik Devletleri Bağımsızlık Bildirgesi ve Amerikan Anayasası, 'halkın' belirli şeyleri yapma hakkını vurgular, örneğin hükûmet değiştirme hakkı".
Demokrasi, böylece vatandaşlara yönetenlerin eylemlerini düzenli seçim yoluyla denetleme imkanı verir. Bu işlev çok önemlidir. Bazı yazarlar ise seçimlerin temel ve önemli işlevinin yeni yöneticileri seçmekten ziyade, demokratik oyun sayesinde kötü yöneticilerin şiddetsiz bir şekilde iktidarda kalmasını engellemek olduğunu belirtir.
Güçler ayrılığı
Demokrasi aynı zamanda gücün kötüye kullanılmasına karşı korunmak için kurumlar oluşturarak gücü denetleyen ve bölen bir araçtır. Örneğin, Demosthenes'in zamanında 7 farklı kurum bir arada var olmuştur: Meclis, nomothetes, halk mahkemesi, magistratlar koleji, Beş Yüzler Konseyi, Boulè ve "tüm hak sahibi vatandaşlar arasından isteyen vatandaş" olarak adlandırılan bir düzenleme. Bunun yanı sıra demeler ve kabileler içinde de çeşitli düzenlemeler vardı. Günümüzde güçler ayrılığı; yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin birbirleriyle bağlantılı ama aynı zamanda birbirlerinden bağımsız organlarca idare edilmesi demektir. Siyasal iktidarın sınırlanması araçlarından en önemlisi de hiç kuşkusuz güçler ayrılığıdır. Bu nedenle güçler ayrılığına dayanmayan, siyasal iktidarın kullanımının fren ve denge mekanizmalarına bağlamamış bir sistemin demokratik bir sistem olarak nitelendirilebilmesi mümkün değildir. Demokratik rejimlerin vazgeçilmezi konumunda olan güçler ayrılığı ilkesi ilk yazılı anayasa olan ABD Anayasası ile uygulamaya konulmuştur.
Katılımcılık
Her vatandaşın karar süreçlerinde aktif rol alabilmesidir. Katılımcı demokrasi, fikri temelleri klasik demokrasinin yücelttiği halk egemenliği, katılımcı ve yurttaşlık, ortak fayda, uzlaşma gibi değerlere günümüz koşullarına göre yeniden anlam kazandırmaya çalışmaktadır. Bu manada katılımcı demokrasi ideal demokrasiyi arzulayan bir siyasal yapıyı öngörür. Çağdaş demokrasi katılımcıdır. Dolayısıyla artık demokrasi sadece halkın belirli dönemlerde sandığa gidip iradesini belirledikten sonra bir dahaki sandığa kadar iradesini uyku moduna aldığı bir sistem değildir. Sandık ve sayı hiç şüphesiz demokratik meşruiyetin kaynağıdır. Çağdaş demokrasi aynı zamanda katılımı esas alır.
Çok partili siyasal yaşam
Bireylerin devlet yaşamına katılımları önemli ölçüde siyasal partiler aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Bu siyasal yaşam tarzında insanlar birçok parti arasında kendi düşünce tarzına uygun olan ve iktidarda görmek istediği partinin seçimini yapabildiği bir sistemdir. Çok partili siyasal yaşam sonucu ülkede farklı ideolojiler oluşur ve bu çeşitlilik düşünceler arası rekabete sebep olarak gelişimi arttırır.
Hukukun üstünlüğü
Türkiye'de 1961 anayasasında "hukuk devleti" kavramı olmasına karşın, hukukun üstünlüğü söz konusu değildi. 1982 anayasası ile beraber hukuk sistemimize girmiştir. Hukukun üstünlüğü, vatandaşların ve vatandaşları yöneten yöneticilerin hukuka uyması gerektiğini içerir. Hukukun üstünlüğüne göre insanlar, kurumlar ve devlet gerek tek taraflı işlerinde gerekse karşılıklı olan ilişkilerinde hukuka uygun ve bağlı olarak hareket etmelerini ifade eder.
Muhalefetin varlığı
Çoğulcu demokrasilerin en temel unsurlarından birisi de muhalefet ya da yönetime eleştiri hakkının varlığıdır. Demokrasiler eleştirenin en geniş ölçekte kabul edildiği siyasal sistemlerdir. Muhalefetin varlığı ile beraber insanlar yönetime karşı eleştiri hakkına sahip olurlar. Sosyal medya dünyadaki toplum ve kültürün daha büyük bir parçası haline geldikçe, çevrimiçi siyasi muhalefet de artmaktadır. Genel olarak çevrimiçi iletişim, daha net siyasi muhalefetin yayılmasını artırmıştır. Sansür, seçici sansür, kutuplaşma ve yankı odaları gibi çeşitli faktörler, siyasi muhalefetin kendini nasıl sunduğunu değiştirmiştir. Birçok Amerikalı, Sosyal Medya sitelerinin politik görüşleri sansürlediğine inanmaktadır.
Çoğunluk ilkesi
Çoğunluk ilkesi, bir kişi, bir grup veya bir düşünce için toplanmış oyların o kişi, o grup veya o düşünceye üstünlük sağlayan sayısı olarak tanımlanabilir. Demokrasi kaynağını halk iradesinden alır. Tek tek bireysel iradeler seçim yoluyla toplanır ve kim çoğunluğu elde etmişse iktidarı kullanma yetkisini de meşru biçimde elde etmiş olur. Buradaki çoğunluğun iradesi anayasaya uygun olduğu sürece geçerli sayılır ve oylamaya katılmayanlar değerlendirmeye alınmazlar.
Temel hak ve özgürlüklerin güvencesi
Çağdaş demokratik rejimler aynı zamanda özgürlükçü rejimlerdir. Bu nedenle özgürlüklerin güvence altına alınmadığı bir yerde liberal demokratik devletten söz edilmez. Kısacası liberal demokratik rejim ancak özgürlük temelinde yükselebilir. Hak ve özgürlükleri esas almayan bir demokrasiden söz edilemez. Temel hak ve özgürlüklerimiz, evrensel, dokunulamaz, sınırlandırılamaz ve her devlet düzenleyeceği yasalarla bu hakları ve özgürlükleri güvence altına almak zorundadır. Demokrasi vatandaşları keyfi veya güç istismarından korumalıdır. Bunun temeli, vatandaşlar arasında eşit haklar ilkesine dayanır. Her demokrasi, tüm vatandaşların aynı yasalara tabi olduğu bir siyasi sistem içerir. Hansen, "demokratia" teriminin başlangıçtan itibaren eşit politik haklar anlamına gelen "isonomia" kelimesiyle eşdeğer olduğunu ve hatta eşit şanslar anlamına gelen "isegoria" kelimesiyle de ilişkilendirildiğini belirtiyor. Bu özellik özellikle Herodot'ta bulunur, çünkü şöyle yazıyor: "Her zaman ve her yerde vatandaşlar arasındaki eşitlik değerli bir avantajdır: tiranların hüküm sürdüğü zamanlarda Atinalılar, komşularından daha iyi değildi, ancak tiranlıktan kurtulduktan sonra, üstünlükleri parlak bir şekilde görüldü." Bu metin, yasa önünde eşitlik ilkesinin herhangi bir demokratik sistemin temelinde mutlaka yer aldığını gösteriyor, çünkü bu ilke yöneticilerin iyi niyetine göre iktidarı kullanmasını engeller.
Ayrıca, zengin veya fakir, entelektüel veya köylü olsun, sorumluluklar herkese açıktır ve her biri, oy kullanarak politik kararları kabul etme veya reddetme ve hükûmet yetkililerini belirleme konusunda aynı ağırlığa sahiptir. Hansen, "demokratlar tarafından dile getirilen farklı eşitlik yönleri, tüm vatandaşların eşit şanslara ve eşit hukuki korumaya sahip olmalarını sağlayan eşitlik haklarına geri dönüyordu" şeklinde yorumlamaktadır.
Demokrasi, bireysel özgürlüğün korunmasını sağlayarak yalnızca onun teminatı olan yasaları tek egemen olarak kabul eder. Hiçbir grup, sınıf veya çoğunluk egemenlik hakkını ele geçiremez. Egemen olan yasalar, herhangi bir grup, köken veya sınıf ayrımı olmaksızın herkese uygulanan yasalardır. Demosthenes'in döneminde, Eschine zaten Timarkhos'a Karşı adlı eserinde bu özelliği vurgulamıştır. Yasaların vatandaşları koruması demokrasinin mührüdür. Eschine, yönetilenlerden değil, yöneticileri bağlayan yasalardan bahseder. Monarşi veya oligarşi liderlerin keyfine göre yönetilirken, "demokratik devletler, vatandaşların güvenliğini ve anayasasını sağlayan yasalarla yönetilir".
Kurumların kurulması
Bir demokratik devlet, nüfusu her türlü diktatörlükten korumayı amaçlayan kurumlarla donatılır. Bu prensip, Atina demokrasisinin başlangıcından itibaren ortaya çıkmıştır. "Demokrasi" terimi, Atina demokrasisinden itibaren, bir diktatörlüğü veya tiranlığı önlemesi gereken bir Anayasa'ya verilen geleneksel addır. Bu gereklilik, Atina'da demokrasinin ana politik sistem olduğu dönem boyunca, yani MÖ −507'den MÖ −322'ye kadar sürekli olarak varlığını korumuştur. Zamanla, Atinalılar tiranlığa karşı çeşitli önlemler almışlardır. "Demokrasilerde yasalar, vatandaşları korur. Kime karşı? Bu açıktır, politik liderlere ve görevlilere karşı, onlar da vatandaşlarla olan ilişkilerinde demokratik yasalara saygı göstermelidir" şeklinde Mogens Hansen, Démosthène döneminde Atina demokrasisi adlı kitabında yazmıştır.
Bu zorunluluk birçok metinde de bulunmaktadır, bunların arasında kitabelerdeki yazıtlar da yer almaktadır. Bu metinler, demokrasiyi şiddet ve zor kullanarak yıkmayı teşvik eden herhangi bir eylem veya söylemi kınamaktadır. Referans yapılan iki ünlü yasa vardır (MÖ −410 ve MÖ −336). Bu zorunluluğa yaklaşmak için birbirini güçlendiren birçok yöntem bulunmaktadır. En özgün olanı ise "ostrakizm" yöntemidir.
Ostraksizm yöntemi
Ostrakizm, tiranlığın geri dönmesini önlemek amacıyla kullanılıyordu. Yöntem, politik popülaritesi nedeniyle demokrasiyi tehlikeye sokabilecek herhangi bir kişinin uzun yıllar süreyle sürgün edilme olanağı sunuyordu. Devlete en büyük tehlikeyi taşıyan kişinin adı yazılıyordu. Bu yöntem, demokrasinin her türlü diktatöryal eğilimden kuşku duyduğunu açıkça göstermektedir. Zira çok popüler olan bir siyasi kişi kolayca rejimi etkileyerek tiranlığa yol açabilir. Perikles'in döneminde, "ostrakizmin işlevi tam da bir popülist diktatörün iktidara yükselmesine izin vermemekti." Aynı şekilde, eisangelya, bir görevliyi suçlamak için bir yargılama prosedürü sunuyordu.
Demokraside hakların gelişimi
İnsan hakları
İnsan hakları, tüm insanların hak ve saygınlık açısından eşit ve özgür olarak doğduğu anlayışına dayanır. İnsan hakları, her bir bireye bağımsız seçim yapma ve yeteneklerini geliştirme özgürlüğü sağlar. Klasik demokrasi tanımına benzerliğinden dolayı günümüzde insan hakları ve demokrasi sıklıkla beraber kullanılır.
İnsan hakları ile demokrasi arasındaki kesin tamamlayıcılık bağı: eğer insan hakları bireyin eksiksiz gelişmesi için gerekli bir koşulsa demokratik toplum da, bireyin gelişimi için gerekli çerçeveyi oluşturması bakımından bu hakların kullanılması için gerekli bir koşuldur, ayrıca, demokratik bir toplum bireylerin topluluğun yaşaması için gönüllü olarak verdiği desteğe dayandığından insan hakları böyle bir toplumun ön koşulu olarak görülür
Kadınlar
Demokraside siyasi eşitlik temel olsa bile kadınlar bu eşitliği ancak 20. yüzyılda kazanabilmişlerdir. Kadınların siyaset hayatına katılımını destekleyenler; bunun siyasi etiği geliştireceğini söylerken karşı çıkanlar aile yapısının bozulacağı düşüncesini dile getiriyorlardı.
Bazı ülkelerdeki kadınların erkeklerle eşit oy verme ve aday olma haklarını elde etme tarihleri:
Tarih | Ülke | Tarih | Ülke | Tarih | Ülke |
---|---|---|---|---|---|
1893 | Yeni Zelanda | 1928 | Birleşik Krallık | 1950 | Hindistan |
1906 | Finlandiya | 1934 | Türkiye | 1956 | Mısır, Surinam |
1913 | Norveç | 1937 | Filipinler | 1962 | Cezayir |
1918 | Almanya, Rusya | 1944 | Fransa, Bulgaristan | 1971 | İsviçre |
1919 | Belçika, Ukrayna | 1945 | Gürcistan, İtalya | 1974 | Ürdün |
1920 | Arnavutluk, ABD | 1947 | Arjantin, Japonya | 1976 | Portekiz |
Ayrıca 1999 istatistiklerine göre:
- Dünyadaki her 100 parlamenterden 13'ü kadın
- Dünyada devlet ya da hükûmet başkanlığı yapan her 100 kişiden 5'i kadın
- Dünyadaki her 100 bakandan 12 tanesi kadın
- Dünyadaki 16 meclis dışında kalan meclislerdeki kadınların oranı %25'in altında
Demokraside kadınları sadece seçme, seçilme hakkına indirgememek gerekir. Ayrıca feminist sivil toplum örgütleriyle de demokrasiye etkin katılımı sağlanmaya çalışılmıştır.
Azınlıklar
Bir toplumun etnik, dini veya cinsel olarak genel ortaklıklarından ayrılan gruplar o toplumun azınlık statüsündedirler. Oligarşik, otoriter devlet yapılarından demokrasiye geçen toplumlarda, azınlıkların diğer gruplara göre daha fazla demokrasiyi savunmalar genel kabul gören bir olgudur. Ayrıca uluslararası kurumlar tarafından yapılan demokrasi seviyesi değerlendirmelerinde azınlık hakları önemli kıstaslardan biridir.
Uygulamada farklı görüşler ve eleştiriler
Çoğulculuk görüşü (Plüralist)
Çoğulcu bakış açısı Montesquieu ve Locke'a dayandırılır. James Madison'ın Federalist Yazılar'da yazdığı makalelerde sistemleşmiştir. Madison'a göre denetimden uzak demokratik sistemin bireysel hakların ihlal edileceği bir "çoğunlukçu" (Majoritarianism) sisteme dönüşebilirdi. Bunu engellemek için güçler ayrılığı ilkesi, federalizm ve iki meclisli bir hükûmet biçimi önermiştir. 'Bu sistem, toplumdaki farklılığın ve "çokluluğun" varlığını tanıdığından ve bu tür bir çokluluk halini istenir gördüğünden dolayı, Madison'ın modeli çoğulcu demokrasinin ilk gelişmiş ifadesidir.'
Noam Chomsky, Madison modelini eleştirerek, "1787'de ABD Anayasa Konferansı'nda James Madison'ın vurguladığı şekilde, hükûmetin başlıca görevinin zengin azınlığı çoğunluktan korumak olduğu ilkesi üzerine kurulmuştur. Bu nedenle, o dönemin tek yarı-demokratik ülkesi olan İngiltere'yi örnek vererek toplumun geneline kamusal işlerde söz hakkı verilirse, halkın eşitliğe yönelik reformları veya başka canavarlıkları gerçekleştirebileceği konusunda uyarıyor ve Amerikan sisteminin, savunulması (aslında hakim olması) gereken mülkiyet haklarına yönelik saldırılar karşısında uyanık olması gerektiğini söylüyordu" der.
Seçkinci görüş (Elitizm)
Bu görüşün en tipik temsilcisi filozof kralların iktidarda olmasını isteyen Platon'dur (M.Ö 427-347). Klasik elitizm, bir reçete sunmaktan ziyade bir olguyu tespit iddiasıyla elit yönetiminin toplumsal hayatın kaçınılmaz ve değiştirilemez bir gerçeği olduğunu ileri sürer. Vilfredo Pareto (1848-1923) ve Gaetano Mosca (1857-1941) klasik elitizmin belli başlı teorisyenleridir.
Mosca toplumu "yöneten" ve "yönetilen" olarak iki sınıfa ayırırken Pareto, yönetenin iki özelliğini anlatırken Machiavelli'nin "tilkiler (kurnazlık) ve aslanlar (zor kullanma)" benzetmesine atıfta bulunur.
Modern dönem seçkinci görüşte, rekabetçi seçkincilik (demokratik elitizm) diğer seçkinci görüşlere göre daha yaygındır. Buna göre seçmenler gene oy verirler ama bu, sadece hangi elitin kendilerini yöneteceklerini seçmek içindir. Demokratik hakların bir kısmını içinde barındırmasından dolayı rekabetçi seçkincilik, demokrasinin zayıf bir görüntüsü olarak tasvir edilir.
Marksist görüş
Marksizm toplumu sınıf tabanlı düşünür ve gerçek demokrasinin ancak sınıf farklılıkları kaldırıldığı zaman olabildiğini iddia eder. Yani; demokrasi için siyasi eşitliğin yeterli olmadığını bunun yanında sosyal eşitliğin de sağlanması gerektiği savunur. Marksist yaklaşım görüşleri itibarı ile halk demokrasisine yakındır. Daha çok liberal demokrasiyi eleştirir ve eleştirilerini liberal demokrasinin siyasi eşitlik vaadi ile kapitalist sistemin oluşturduğu sosyal eşitsizlik çelişkisine dayandırır.
'Neo-marksist Jurgen Habermas ve Claus Offe'ye göre bir yandan, demokratik süreç hükûmeti ekonomik ve sosyal hayattaki sorumluluklarını yerine getirecek kamusal talepleri karşılamaya zorlamakta; öte yandan, yol açabileceği mali krizler sistemi tehdit etmektedir.' Yani kapitalist bir demokrasi için meşruiyet krizi riski sürekli olarak mevcuttur. Ayrıca bu görüş uluslararası ilişkiler alanında da kullanılmaktadır.
Bununla birlikte Mao Zedong, Yeni Demokrasi adıyla bir görüş öne sürmüş, demokrasinin feodalizm ya da onun uzantısı feodal sosyalizmi devirmek ve sömürgecilikten bağımsızlık elde etmeyi amaçlaması gerektiğini ifade etmiştir. Mao'ya göre; bunların gerçekleşebilmesi için ise Karl Marx ve Vladimir Lenin'in belirttiği burjuva sınıfıyla mücadele etme önerisini daha geniş bir paydaya bölüştürmek gereklidir. Marksist-Leninist teoriler barındıran bu düşünceye göre; sosyalizme doğrudan varmak için eski egemen düzenle mücadele eden "işçi sınıfı", "köylü sınıfı", "şehir küçük-burjuvazisi" ve "milli burjuvazi" nin koalisyonuna ihtiyaç vardır ve bu yolla eski kapitalist düzene karşı mücadele edilmelidir. Bu koalisyon, işçi sınıfının ve onun öncü partisi olan komünist parti rehberliğinde olacaktır.
Korporatist görüş
Toplumda temel birim olarak birey ya da sınıfı alan görüşlere karşıt olarak, insanları işbölümü içinde oldukları yere göre ve sahip oldukları mesleğin bütün üyeleriyle birlikte örgütleyen korporasyonların toplumun örgütlenmesinde temel olmasını, bu örgütlerin bireysel ve sınıfsal çıkar çatışmalarının yerine bireyler ve bireyle devlet arasında bir çıkar uyumu ve dayanışma sağlayacağını savunan siyasal öğretidir.
Mussolini, korporatist devlet yapısı için şunları söylemiştir: "Korporatist devlet liberal kapitalizmin -ki bu ekonomik sistem, bireysel kâr'ı vurgulamaktadır- sonu demek olup kolektif çıkarları öne çıkaran yeni bir ekonominin başlangıcını işaret etmektedir. Bu kolektif çıkarlar üreticilerin kendilerinin hazırladığı üretim regülasyonlarına dayanan bir korporatift sistem vasıtasıyla elde edilecektir. Üreticiler derken sadece işverenleri kastetmiyorum, işçiler de bunun içindedir"
Korporatist düşünürler, bireylerin bağlı bulunduğu örgütlerin siyasi karar alma sürecinde etkinliği arttığı için demokraside temsil özelliğinin arttığını söylerken karşıt düşüncedekiler; güçlü ve etkin örgütlenmelerin karar alma sürecinde kendi çıkarlarında hareket edeceğinden siyasi eşitliği bozabileceğini veya hükûmetin kendine yakın örgütlere ayrıcalık tanıyabileceğinden dolayı demokrasiyi geliştirici bir sistem olmadığını savunurlar.
Uluslararası ilişkilerde demokrasi
Demokrasiyi uluslararası ilişkiler disiplininde özellikle cumhuriyetçi liberal düşünürler dile getirmişlerdir. Genel olarak 'demokratik, liberal cumhuriyetler birbiriyle savaşmazlar' cümlesiyle açıklanabilir. ’Demokratik cumhuriyetçi hükûmetlerin karşılıklı saygı ve uzlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözümüne daha fazla önem verdikleri iddia edilerek liberal demokratik devletlerin artması, uluslararası barışın yaygınlaştırılmasının garantisi olarak görülmektedir.
Ayrıca bakınız
Alıntılar
- Allen Nevins, Henry Steele Commager, ABD Tarihi, Doğubatı yayınları,
- Andrew Heywood, Siyaset, Liberte yayınları,
- Anthony Giddens, Sosyoloji, Ayraç yayınları,
- Anthony Arblaster, Demokrasi, Doruk Yayımcılık,
- Arend Lijphart, Demokrasi Motifleri, Salyangoz yayınları, çev:Güneş Ayas/Utku Umut Bulsun
- Eddie J. Girdner, People and Power, Literatür yayınları,
- Manfred G. Schmidt, Demokrasi Kuramlarına Giriş, Vadi Yayınları,
- Michael A. Ledeen, Liderlik ve güç kullanımında Machiavelli, Literatür yayıncılık,
- Mümtaz'er Türköne, Siyaset, Lotus yayınları,
- Oral Sander, Siyasi Tarih, İmge Kitabevi,
- Platon, Devlet, Çev:Canan Eyi, Temmuz 2001, İstanbul
- Robert A. Dahl Modern political analysis, Prentice-Hall,
- Selahattin Ertürk, Diktacı Tutum ve Demokrasi, Kültür Bakanlığı,
- Tayyar Arı, Uluslararası İlişkiler Teorileri, Alfa yayıncılık,
- Timur Taner, Küreselleşme ve Demokrasi Krizi, İmge yayınevi,
Kaynakça
- ^ . 29 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ . 5 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "genbilim". 11 Mart 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Şubat 2007.
- ^ "Güçlü Türkiye Partisi". 24 Şubat 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Şubat 2007.
- ^ "Adalet ve Kalkınma Partisi". 6 Aralık 2006 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Şubat 2007.
- ^ Aşırı Demokrasi Olarak Anarşi 17 Eylül 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (Erişim tarihi:29.02.2008)
- ^ Tangian, Andranik (2020). Analytical Theory of Democracy: History, Mathematics and Applications. Studies in Choice and Welfare. Cham, Switzerland: Springer. doi:10.1007/978-3-030-39691-6. ISBN .
- ^ Oxford English Dictionary: "democracy".
- ^ Watkins, Frederick (1970). "Democracy". Encyclopædia Britannica (İngilizce). 7 (Expo '70 hardcover bas.). William Benton. ss. 215-23. ISBN .
- ^ . www.merriam-webster.com (İngilizce). 16 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Temmuz 2018.
- ^ Locke, John. Two Treatises on Government: a Translation into Modern English. Quote: "There is no practical alternative to majority political rule – i.e, to taking the consent of the majority as the act of the whole and binding every individual. It would be next to impossible to obtain the consent of every individual before acting collectively ... No rational people could desire and constitute a society that had to dissolve straightaway because the majority was unable to make the final decision and the society was incapable of acting as one body."There is no practical alternative to majority political rule %E2%80%93 i.e., to taking the consent of the majority as the act of the whole and binding every individual." Google Books.
- ^ . Nişanyan Sözlük. 2 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2021.
- ^ . www.cnrtl.fr. 17 Ocak 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2021.
- ^ a b Kara Panterler Partisi eski liderlerinden Bin Vahad ile röportaj 20 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . erişim tarihi 18 Temmuz 2008
- ^ http://www.wilsonsalmanac.com/womens_electoral_chronology.html 31 Aralık 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Wilson's almanac
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;Oxford
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;Brittanica
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ Popper, Karl (23 April 1988). "The open society and its enemies revisited", The Economist (2016 reprint 23 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .).
- ^ Gagnon, Jean-Paul (1 Haziran 2018). "2,234 Descriptions of Democracy". Democratic Theory. 5 (1): 92-113. doi:10.3167/dt.2018.050107. ISSN 2332-8894. 6 Kasım 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Temmuz 2023.
- ^ a b Staff writer (22 Ağustos 2007). "Liberty and justice for some". The Economist. . 28 Aralık 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Temmuz 2023.
- ^ Annan, Kofi, "Democracy", Council of Europe.
- ^ Dahl, Robert A.; Shapiro, Ian; Cheibub, Jose Antonio (15 Ağustos 2003). The Democracy Sourcebook (İngilizce). MIT Press. ISBN .
- ^ Hénaff, Marcel; Strong, Tracy B. (2001). Public space and democracy. Minneapolis: University of Minnesota Press. ISBN .
- ^ . www.britannica.com (İngilizce). 6 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Şubat 2022.
- ^ Kimber, Richard (September 1989). "On democracy". . 12 (3): 201, 199-219. doi:10.1111/j.1467-9477.1989.tb00090.x. Full text. 17 Ekim 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Diamond, Larry; Morlino, Leonardo (25 Kasım 2005). Assessing the Quality of Democracy. JHU Press. ISBN – Google Books vasıtasıyla.
- ^ Scruton, Roger (9 Ağustos 2013). "A Point of View: Is democracy overrated?". BBC News. BBC. 23 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Temmuz 2023.
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;Kopstein2014
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ . UK Parliament. 11 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ağustos 2014; . Courts and Tribunals Judiciary. 28 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2014.
- ^ Daily Express News (2 Ağustos 2013). "All-party meet vows to uphold Parliament supremacy". . Express Publications (Madurai) Limited. 27 Mart 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Ağustos 2013.
- ^ Barak, Aharon (2 Kasım 2006). The Judge in a Democracy. Princeton University Press. ISBN – Google Books vasıtasıyla.
- ^ Kelsen, Hans (October 1955). "Foundations of democracy". Ethics. 66 (1): 1-101. doi:10.1086/291036. JSTOR 2378551.
- ^ Nussbaum, Martha (2000). Women and human development: the capabilities approach. Cambridge New York: Cambridge University Press. ISBN .
- ^ Snyder, Richard; Samuels, David (2006), "Devaluing the vote in Latin America", Diamond, Larry; Plattner, Marc F. (Ed.), Electoral systems and democracy, Baltimore: Johns Hopkins University Press, s. 168, ISBN .
- ^ , The Age of the Democratic Revolution: Political History of Europe and America, 1760–1800 (1959)
- ^ Montesquieu, Spirit of Law, Bk. II, ch. 2–3.
- ^ Everdell, William R. The end of kings: a history of republics and republicans (2.2yıl=2000 bas.). Chicago: University of Chicago Press. ISBN .
- ^ Hansen (1999, 231–2)
- ^ "Fordham.edu". 5 Şubat 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Şubat 2007.
- ^ "Eski Hindistan'da demokrasi". 3 Mart 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Şubat 2007.
- ^ . The British Library. 27 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2017; . The Society of Antiquaries of London. 25 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2017.
- ^ . The British Library. 22 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Aralık 2016.
- ^ "Rise of Parliament". The National Archives. 22 Eylül 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Nisan 2015.
- ^ "Origins and growth of Parliament". The National Archives. 7 Haziran 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Nisan 2015.
- ^ North, Douglass C.; Weingast, Barry R. (1989). "Constitutions and Commitment: The Evolution of Institutions Governing Public Choice in Seventeenth-Century England". The Journal of Economic History (İngilizce). 49 (4): 803-832. doi:10.1017/S0022050700009451. ISSN 1471-6372.
- ^ . Bureau of International Information Programs (IIP), U.S. Department of State. 24 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ekim 2014.
The earliest, and perhaps greatest, victory for liberalism was achieved in England. The rising commercial class that had supported the Tudor monarchy in the 16th century led the revolutionary battle in the 17th and succeeded in establishing the supremacy of Parliament and, eventually, of the House of Commons. What emerged as the distinctive feature of modern constitutionalism was not the insistence on the idea that the king is subject to law (although this concept is an essential attribute of all constitutionalism). This notion was already well established in the Middle Ages. What was distinctive was the establishment of effective means of political control whereby the rule of law might be enforced. Modern constitutionalism was born with the political requirement that representative government depended upon the consent of citizen subjects... However, as can be seen through provisions in the 1689 Bill of Rights, the English Revolution was fought not just to protect the rights of property (in the narrow sense) but to establish those liberties which liberals believed essential to human dignity and moral worth. The "rights of man" enumerated in the English Bill of Rights gradually were proclaimed beyond the boundaries of England, notably in the American Declaration of Independence of 1776 and in the French Declaration of the Rights of Man in 1789.
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;refNARoP
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ Locke, John (1988) [1689]. Laslett, Peter (Ed.). Two Treatises of Government. Sec. 87, 123, 209, 222: Cambridge University Press. ISBN .
- ^ Curte, Merle (1937). "The Great Mr. Locke: America's Philosopher, 1783–1861". The Huntington Library Bulletin (İngilizce) (11): 107-151. doi:10.2307/3818115. ISSN 1935-0708. JSTOR 3818115.
- ^ Locke, John. Two Treatises on Government: a Translation into Modern English. Quote: "Government has no other end, but the preservation of property. There is no practical alternative to majority political rule %E2%80%93 i.e., to taking the consent of the majority as the act of the whole and binding every individual." Google Books.
- ^ and David Rubel (2002), The Story of America: Freedom and Crisis from Settlement to Superpower, DK Publishing, Inc., New York, , p. 61
- ^ Clifton E. Olmstead (1960), History of Religion in the United States, Prentice-Hall, Englewood Cliffs, NJ, pp. 63–65, 74–75, 102–05, 114–15
- ^ Christopher Fennell (1998), Plymouth Colony Legal Structure 29 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Tocqueville, Alexis de (2003). . Barnes & Noble. pp. 11, 18–19. .
- ^ Manfred G. Schmidt, Demokrasi Kuramlarına Giriş, çeviren:M. Emin Köktaş, Vadi Yayınları, Ekim 2002, Ankara
- ^ . 26 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2007.
- ^ Allan Nevins, Henry Steele Commager, ABD tarihi, s:31
- ^ Allan Nevins, Henry Steele Commager, ABD tarihi, s:226
- ^ ABD demokrasi tarihi 15 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . erişim tarihi: 18 Temmuz 2008 (İngilizce)
- ^ Oral Sander, Siyasi Tarih, s:164
- ^ Anadolu Üniversitesi 6 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde . erişim tarihi: 18 Temmuz 2008
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;:1
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ Mounk, Yascha (January 2017). "The Signs of Deconsolidation". Journal of Democracy (İngilizce). 29 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 16 Mayıs 2017.
- ^ Diamond, Larry (15 Eylül 2015). "Timeline: Democracy in Recession". The New York Times. 20 Eylül 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Ocak 2016.
- ^ . 7 Eylül 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2006.
- ^ . Independent.org. 13 Haziran 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ağustos 2010.
- ^ Julian Go (2007). "A Globalizing Constitutionalism?, Views from the Postcolony, 1945–2000". Arjomand, Saïd Amir (Ed.). Constitutionalism and political reconstruction. Brill. ss. 92-94. ISBN .
- ^ . University of Cambridge. 2 Aralık 2013. 4 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Aralık 2013.
- ^ "World | South Asia | Country profiles | Country profile: India". BBC News. 7 Haziran 2010. 2 Şubat 2012 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Ağustos 2010.
- ^ . Our World in Data. 15 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2020.
- ^ . Un.org. 15 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ağustos 2010.
- ^ . World Forum on Democracy. 16 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Bingham, Adrian (25 Haziran 2019). . History & Policy. 2 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Aralık 2022.
- ^ . msa.maryland.gov. 3 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2023.
- ^ Sanders, Mark (2000). Your Right To Vote. United States: Raintree Steck- Vaugh company.
- ^ Wall, John (October 2014). "Democratising democracy: the road from women's to children's suffrage" (PDF). The International Journal of Human Rights. 18:6 (6): 646-59. doi:10.1080/13642987.2014.944807. 20 Nisan 2017 tarihinde kaynağından (PDF) – Rutgers University vasıtasıyla.
- ^ "As populism rises, fragile democracies move to weaken their courts". Christian Science Monitor. 13 Kasım 2018. ISSN 0882-7729. 13 Kasım 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Kasım 2018.
- ^ "Biden Says Democracy Is Winning. It's Not That Simple". Bloomberg.com (İngilizce). 16 Temmuz 2023. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2023.
- ^ . VOA (İngilizce). 16 Ocak 2018. 16 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2023.
- ^ Gözler, Kemal (25 Aralık 2016). "Prof. Kemal Gözler: Elveda kuvvetler ayrılığı, elveda anayasa". T24. 27 Aralık 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 27 Ocak 2017.
- ^ Köse, Hilal (26 Aralık 2016). "Prof. Dr. Kaboğlu: Padişahın bile partisi yoktu". Cumhuriyet. 2 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 27 Ocak 2017.
- ^ "Başkanlık sistemine karşı binler Anıtkabir'e akın etti". Sözcü. Ankara. 5 Aralık 2016. 3 Şubat 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 27 Ocak 2017.
- ^ Nazifa Alizada, Rowan Cole, Lisa Gastaldi, Sandra Grahn, Sebastian Hellmeier, Palina Kolvani, Jean Lachapelle, Anna Lührmann, Seraphine F. Maerz, Shreeya Pillai, and Staffan I. Lindberg. 2021. Autocratization Turns Viral. Democracy Report 2021. University of Gothenburg: V-Dem Institute. https://www.v-dem.net/media/filer_public/74/8c/748c68ad-f224-4cd7-87f9-8794add5c60f/dr_2021_updated.pdf 14 Eylül 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Malka, Ariel; Lelkes, Yphtach; Bakker, Bert N.; Spivack, Eliyahu (2020). "Who Is Open to Authoritarian Governance within Western Democracies?". Perspectives on Politics (İngilizce). 20 (3): 808-827. doi:10.1017/S1537592720002091. ISSN 1537-5927. 28 Ocak 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Temmuz 2023.
- ^ Haggard, Stephan; Kaufman, Robert (2021). Backsliding: Democratic Regress in the Contemporary World. Cambridge University Press (İngilizce). doi:10.1017/9781108957809. ISBN . 3 Mart 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Ocak 2021.
- ^ (PDF). V-Dem Institute at the . May 2019. 5 Haziran 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Nisan 2021.
- ^ Mettler, Suzanne (2020). Four Threats: The Recurring Crises of American Democracy. New York: St. Martin's Press. ISBN . OCLC 1155487679. 17 Mart 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Temmuz 2023.
- ^ Farrell, Henry (14 Ağustos 2020). "History tells us there are four key threats to U.S. democracy". The Washington Post. 18 Ocak 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Temmuz 2023.
- ^ Lieberman, By Suzanne Mettler and Robert C. (10 Ağustos 2020). . Foreign Affairs (İngilizce). 6 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ağustos 2020.
- ^ . www.idea.int. 24 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ocak 2021.
- ^ Repucci, Sarah; Slipowitz, Amy. . Freedom House. 2 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ocak 2021.
- ^ Greskovitz, Béla (2015). "The Hollowing and Backsliding of Democracy in East-Central Europe". Global Policy. 6 (1): 28-37. doi:10.1111/1758-5899.12225.
- ^ Rhodes-Purdy, Matthew; Madrid, Raúl L. (27 Kasım 2019). "The perils of personalism". Democratization. 27 (2): 321-339. doi:10.1080/13510347.2019.1696310. ISSN 1351-0347.
- ^ . Internet Classics Archive. 18 Ağustos 2000 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2018.
- ^ "Aristotle". Internet Encyclopedia of Philosophy. 31 Mart 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Temmuz 2023.
- ^ Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;:02
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ Springer, Simon (2011). "Public Space as Emancipation: Meditations on Anarchism, Radical Democracy, Neoliberalism and Violence". Antipode. 43 (2): 525-62. doi:10.1111/j.1467-8330.2010.00827.x. 18 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Temmuz 2023.
- ^ Joseph Schumpeter, (1950). Capitalism, Socialism, and Democracy. Harper Perennial. .
- ^ , (1957). An Economic Theory of Democracy. HarperCollins College. .
- ^ Dworkin, Ronald (2006). Is Democracy Possible Here? Princeton: Princeton University Press. , p. 134.
- ^ Dahl, Robert, (1989). Democracy and its Critics. New Haven: Yale University Press.
- ^ . www.oecd.org. 15 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Kasım 2020.
- ^ Gutmann, Amy, and Dennis Thompson (2002). Why Deliberative Democracy? Princeton University Press.
- ^ Joshua Cohen, "Deliberation and Democratic Legitimacy" in Essays on Reason and Politics: Deliberative Democracy Ed. James Bohman and William Rehg (The MIT Press: Cambridge) 1997, 72–73.
- ^ Ethan J. "Can Direct Democracy Be Made Deliberative?", Buffalo Law Review, Vol. 54, 2006
- ^ Warren, Mark E.; Pearse, Hilary (2008). Designing Deliberative Democracy: The British Columbia Citizens' Assembly. Cambridge University Press. 5 Haziran 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Temmuz 2023.
- ^ Suiter, Jane; Farrell, David M; O'Malley, Eoin (1 Mart 2016). "When do deliberative citizens change their opinions? Evidence from the Irish Citizens' Assembly". International Political Science Review (İngilizce). 37 (2): 198-212. doi:10.1177/0192512114544068. ISSN 0192-5121.
- ^ Smith, Graham (2009). Democratic Innovations: Designing Institutions for Citizen Participation. Theories of Institutional Design. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN . 8 Nisan 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Temmuz 2023.
- ^ Arugay, Aries A. (2021). "Democratic Transitions". The Palgrave Encyclopedia of Global Security Studies. Cham: Springer International Publishing. ss. 1-7. doi:10.1007/978-3-319-74336-3_190-1. ISBN .
- ^ Munck, G.L. (2001). "Democratic Transitions". International Encyclopedia of the Social & Behavioral Sciences. Elsevier. ss. 3425-3428. doi:10.1016/b0-08-043076-7/01135-9. ISBN .
- ^ Friend, Celeste (n.d.). . Internet Encyclopedia of Philosophy. 16 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Nisan 2022.
- ^ . 27 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Daron Acemoglu; Suresh Naidu; Pascual Restrepo; James A. Robinson (February 2019). "Democracy Does Cause Growth". Journal of Political Economy. 127 (1): 47-100. doi:10.1086/700936. hdl:1721.1/124287 .
- ^ A. Barak, The Judge in a Democracy, Princeton University Press, 2006, p. 40, , Google Books link
- ^ T.R. Williamson, Problems in American Democracy, Kessinger Publishing, 2004, p. 36, , Google Books link
- ^ U.K. Preuss, "Perspectives of Democracy and the Rule of Law." Journal of Law and Society, 18:3 (1991). pp. 353–64
- ^ G.F. Gaus, C. Kukathas, Handbook of Political Theory, SAGE, 2004, pp. 143–45, , Google Books link
- ^ The Judge in a Democracy, Princeton University Press, 2006, p. 26, , Google Books link
- ^ Budge, Ian (2001). "Direct democracy". Clarke, Paul A.B.; Foweraker, Joe (Ed.). Encyclopedia of Political Thought. Taylor & Francis. ISBN .
- ^ . Rudaw. 31 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Beramendi, Virginia, and Jennifer Somalie. Angeyo. Direct Democracy: The International Idea Handbook. Stockholm, Sweden: International IDEA, 2008. Print.
- ^ a b c Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;Golay
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ Denham, Diana (2008). Teaching Rebellion: Stories from the Grassroots Mobilization in Oaxaca.
- ^ Niels Barmeyer, Developing Zapatista Autonomy, Chapter Three: Who is Running the Show? The Workings of Zapatista Government.
- ^ Zibechi, Raul (2013). Dispersing Power: Social Movements as Anti-State Forces in Latin America.
- ^ Manin, Bernard (1997). Principles of Representative Government. Cambridge University Press. ss. 8-11. 24 Nisan 2003 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Temmuz 2023.
- ^ . Wsu.edu. 6 Haziran 1999. 3 Şubat 1999 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ağustos 2010.
- ^ Fenichel Pitkin, Hanna (September 2004). "Representation and democracy: uneasy alliance". . 27 (3): 335-42. doi:10.1111/j.1467-9477.2004.00109.x.
- ^ Aristotle. "Ch. 9". Politics. Book 4.
- ^ Köchler, Hans (1987). The Crisis of Representative Democracy. Frankfurt/M., Bern, New York. ISBN .
- ^ Urbinati, Nadia (1 Ekim 2008). "2". Representative Democracy: Principles and Genealogy. ISBN .
- ^ Keen, Benjamin, A History of Latin America. Boston: Houghton Mifflin, 1980.
- ^ Kuykendall, Ralph, Hawaii: A History. New York: Prentice Hall, 1948.
- ^ Brown, Charles H., The Correspondents' War. New York: , 1967.
- ^ Taussig, Capt. J.K., "Experiences during the Boxer Rebellion," in Quarterdeck and Fo'c'sle. Chicago: Rand McNally & Company, 1963
- ^ a b c d Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;O'Neil, Patrick H 2010
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ Garret, Elizabeth (13 Ekim 2005). "The Promise and Perils of Hybrid Democracy" (PDF). The Henry Lecture, University of Oklahoma Law School. 9 Ekim 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2012.
- ^ Serdült, Uwe (2014), Qvortrup, Matt (Ed.), "Referendums in Switzerland", Referendums Around the World: The Continued Growth of Direct Democracy (İngilizce), Londra: Palgrave Macmillan UK, ss. 65-121, doi:10.1057/9781137314703_4, ISBN , erişim tarihi: 17 Haziran 2022
- ^ . Themercury.co.za. 17 Ocak 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ağustos 2010.
- ^ . July 2008. 5 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ekim 2012.
- ^ . www.bartleby.com. 23 Ağustos 2000 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2022.
- ^ Hanioğlu, M. Şükrü. . TDV İslam Ansiklopedisi. TDV İslam Ansiklopedisi. 25 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Mart 2020.
- ^ Andrew Heywood, Siyaset, Liberte yayınları, 2006, s:102
- ^ Mümtaz’er Türköne, Siyaset, Lotus Yayınları Eylül 2005, Ankara s:197
- ^ List of Electoral Democracies FIW23 15 Nisan 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (), by Freedom House
- ^ Andrew Heywood, 'Siyaset', Liberte yayınları, 2006, s:109
- ^ Mümtaz’er Türköne, Siyaset, Lotus Yayınları Eylül 2005, Ankara s:199
- ^ "tmobb.org". 28 Eylül 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2007.
- ^ www.nzcatholic.org.nz (Erişim tarihi:12.12.2007) 13 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (İngilizce)
- ^ "Zaman gazetesi". 30 Eylül 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Ocak 2007.
- ^ "Aksiyon dergisi". 27 Eylül 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Ocak 2007.
- ^ "Dr. Şeref İba". 17 Kasım 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Ocak 2007.
- ^ "Dr. M.Tevfik Gülsoy". 24 Ocak 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Ocak 2007.
- ^ Anthony Giddens, ‘’Sosyoloji’’, Ayraç Yayınevi, Ankara, 2000, s:367
- ^ "Osmangazi Üniversitesi kongre tutanakları" (PDF). 19 Mart 2007 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 17 Ocak 2007.
- ^ Larry Diamond, Rethinking civil society: Toward Democratic Consolidation. Journal of Democracy
- ^ Andrew Heywood, 'Siyaset', Liberte yayınları, 2006, s:548
- ^ a b c d e f g Deutsch, David; Treiner, Jacques; Gicquel, Françoise (2016). Le commencement de l'infini: les explications transforment le monde. Paris: Cassini. ISBN .
- ^ a b c d e f g h Prof. Dr. Ömer ANAYURT / Anayasa Hukuku- Temel Kavramlar ve Türk Anayasa Hukuku. Seçkin Yayınları- Temel Hukuku Dizisi. s. 64.
- ^ (PDF). Dr. Mehmet Emin Akgül. 28 Aralık 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.
- ^ "Katılımcı Demokrası: Kapsam ve Unsurları". 21 Haziran 2020 tarihinde kaynağından .
- ^ Ashokkumar, Ashwini; Talaifar, Sanaz; Fraser, William T.; Landabur, Rodrigo; Buhrmester, Michael; Gómez, Ángel; Paredes, Borja; Swann, William B. (November 2020). "Censoring political opposition online: Who does it and why". Journal of Experimental Social Psychology (İngilizce). 91: 104031. doi:10.1016/j.jesp.2020.104031. (PMC) 7415017 $2. (PMID) 32834107.
- ^ Nadeem, Reem (19 Ağustos 2020). . Pew Research Center: Internet, Science & Tech (İngilizce). 21 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mart 2023.
- ^ a b "Anayasacılık Açısından Çoğunluk İlkesi" (PDF). Mehmet TURHAN. 22 Haziran 2020 tarihinde kaynağından (PDF).
- ^ Baneth-Nouailhetas, Émilienne (23 Mart 2006). "Le postcolonial : histoires de langues". Hérodote. no 120 (1): 48-76. doi:10.3917/her.120.0048. ISSN 0338-487X.
- ^ Popper, Karl Raimund; Bosetti, Giancarlo; Henry, Jacqueline; Orsoni, Claude (1993). La leçon de ce siècle suivi de Deux essais de Karl Popper sur la liberté et l'État démocratique: entretien avec Giancarlo Bosetti. Paris: Anatolia éd. ISBN .
- ^ Hansen, Mogens Herman; Bardet, Serge (2009). La démocratie athénienne à l'époque de Démosthène: structure, principes et idéologie. Texto. Paris: Tallandier. ISBN .
- ^ "Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği'nin görüşü". 13 Aralık 2006 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Ocak 2007.
- ^ Wilson's Almanac 31 Aralık 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (İngilizce)
- ^ "Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (doc)". 20 Ocak 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2007.
- ^ Andrew Heywood, 'Siyaset', Liberte yayınları, 2006, s:112
- ^ "Noam Chomsky röportajı". 5 Mayıs 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Ocak 2007.
- ^ Andrew Heywood, Siyaset, s:116
- ^ Mümtaz’er Türköne, Siyaset, Lotus Yayınları Eylül 2005, Ankara s:208
- ^ Stuart R. Schram. Mao's road to power: revolutionary writings 1912-1949 Vol VII New Democracy, 1939-1941 (Armonk, NY: Sharpe, 2005) s. 330–369.
- ^ "Teknik Güç Sayı 144/1 Ocak 2005". 25 Nisan 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Ocak 2007.
- ^ "Doç. Dr. Andrew Ryder". 28 Eylül 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 21 Ocak 2007.
- ^ Mümtaz’er Türköne, Siyaset s:205
- ^ Tayyar Arı, ‘’Uluslararası İlişkiler Teorileri’’, Alfa Yayıncılık, 2004 Ekim, s:385
Dış bağlantılar
hakkında daha fazla bilgi edinin | |
Commons'ta dosyalar | |
Vikisöz'de alıntılar |
Makale ve röportajlar
- Niyazi Berkes Sempozyum18 Şubat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (Sükülerizm-demokrasi)
- Prof. Can Aktan8 Şubat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Aksiyon dergisi Pervez Mansur röportajı27 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .(Sekülerizm-demokrasi)
- Friedrich A Von Hayek8 Şubat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Radikal gazetesi30 Aralık 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Kuruluşlar
- SODEV12 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Demokrasi Vakfı22 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
Araştırmalar
- Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi20 Ocak 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Osmangazi Üniversitesi kongre tutanakları19 Mart 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
İngilizce siteler
- Demokratik manifesto16 Temmuz 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Fairvote.org10 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- Journal of Democracy8 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Demokrasi veya el erki halkin yasalari muzakere etme ve yasal duzenlemelere karar verme yetkisine dogrudan demokrasi veya bunu yapmak icin yonetim gorevlilerini secme yetkisine temsili demokrasi sahip oldugu bir yonetim bicimidir Kimin halk kabul edildigi ve yetkinin insanlar arasinda nasil paylasildigi veya hangi yetkilerin verildigi konulari zaman icinde ve farkli ulkelerde farkli oranlarda degisiklik gostermistir Demokrasinin ozellikleri arasinda genellikle toplanma ozgurlugu orgutlenme ozgurlugu mulkiyet haklari din ozgurlugu ifade ozgurlugu vatandaslik yonetilenlerin rizasi genel oy hakki ozgurluk hakkindan ve yasam hakkindan haksiz yere mahrum birakilmamak ve azinlik haklari yer alir Turkceye Fransizca democratie kelimesinden gecmistir DemokrasiNelson Mandela 1994 Guney Afrika genel secimleri nde oy kullaniyor 1990 larda apartheid doneminin genel oy hakki ile bitirilmesi Mandela da dahil olmak uzere on milyonlarca Guney Afrikalinin ilk kez oy kullanmasina olanak tanidi Ana yurdu Antik Yunanistan daki filozoflar Aristo ve Platon Eflatun tarafindan elestirilmis halk icinde ayak takiminin yonetimi gibi asagilayici kavramlarla nitelendirilmistir Fakat demokrasi diger yonetim sekillerinin arasindan siyrilarak gunumuzde en yaygin kullanilan devlet sistemi haline gelmistir Demokrasinin cok sayida degisik tanimi vardir Karl Popper e gore demokrasi klasik anlamiyla halkin yonetimi ve halkin yonetme hakki olarak tanimlanabilirken liberal komunist sosyalist muhafazakar anarsist dusunurler kendi sistemlerinin erdemlerini on plana cikarmaya calismislardir Demokrasi genellikle devlet yonetim bicimi olarak degerlendirilmesine ragmen universiteler isci ve isveren organizasyonlari ve bazi diger sivil kurum ve kuruluslar da demokrasi ile yonetilebilir Demokrasi kavrami zaman icinde onemli olcude evrim gecirmistir Tarih boyunca dogrudan demokrasi orneklerine rastlanabilir bu tur demokrasilerde topluluklar halk meclisleri araciligiyla kararlar alirlar Gunumuzde ise demokrasinin egemen formu temsilci demokrasidir vatandaslar hukumet yetkililerini secerek onlarin adina parlamento ya da baskanlik sistemi gibi sekillerde yonetimi saglarlar Demokrasilerin yaygin gunluk karar alma sureci cogunluk kuralidir ancak cogunluk ve uzlasi gibi diger karar alma yaklasimlari da demokrasiler icin onemli olmustur Bu yaklasimlar hassas konularda kapsayicilik ve daha genis bir mesruiyetin onemli bir amacini hizmet eder ve cogunlukcu yaklasimi dengeleyerek anayasa duzeyinde oncelik kazanir Liberal demokrasinin yaygin turunde cogunlugun gucleri temsilci demokrasinin cercevesi icinde kullanilir ancak anayasa ve bir ust mahkeme cogunlugu genellikle tum bireylerin belli temel haklarinin korunmasi yoluyla azinligi korur ornegin ifade ozgurlugu veya orgutlenme ozgurlugu gibi haklari korumakla yukumludurler Demokrasi Turkceye Fransizca democratie sozcugunden gecmis olup Turkcede ilk kullanimi 1870 lerin basinda tespit edilmistir Kelime Fransizcaya Latinceye democratia sekliyle Grekceden oduncleme vasitasiyla girmistir Nihai olarak sozcuk halk ahali anlamindaki dῆmos demos ile egemen muktedir anlamindaki kraths krates kelimelerinin birlestirilmesi ile olusturulmus Grekce dhmokrateia sozcugunden turemistir TanimiDemokrasinin tanimi tartismasi gunumuzde hala devam eden bir tartismadir Bunun sebepleri arasinda ulkelerdeki bazi kurumlarin goruslerini hakli cikartmak adina demokrasi tanimini kullanmalari demokratik olmayan devletlerin kendilerini demokratik olarak tanitma cabalari ve aslinda genel bir kavram olan demokrasinin tek basina kullanilmasi Anayasal demokrasi sosyal demokrasi liberal demokrasi vb gibi sebepler gosterilebilir Demokrasilerin bircogunda cogunluk kurali uygulanir ancak bazi durumlarda cogulluk kurali nitelikli cogunluk kurali anayasa gibi veya konsensus kurali Isvicre de oldugu gibi uygulanir Liberal demokrasinin yaygin bir uygulamasinda cogunlugun yetkileri temsili demokrasi cercevesinde kullanilir ancak anayasa ve yuksek mahkeme cogunlugu sinirlar ve azinligi korur genellikle ifade ozgurlugu veya dernek kurma ozgurlugu gibi belirli bireysel haklarin herkes tarafindan kullanilmasini guvence altina alir Toplum Cogunluk azinlik fakir veya zengin olsun demokrasilerin ortak yonu halka dayanmasidir Gunluk hayatta toplumun bir ulkede yasayan tum insanlari kapsadigi dusunulse de pratikte demokrasi tarihinden beri surekli olarak genisletilse de halka bir sinirlama konmustur Ornegin Fransiz Devrimi nden sonra yapilan secimlerde oy verme hakki sadece belli miktarda vergi verebilen vatandaslara taniniyordu ABD de guney eyaletlerdeki siyah irkin ilk kez oy kullanabildigi tarih 1960 lardir Kadinlara secme hakki ilk kez 1893 te Yeni Zelanda da verilmistir Secimlere tam katilim hakki ise 20 yuzyila kadar hicbir ulkede verilmemistir Bu verilere halki olusturan bireylerin oz iradelerinden kaynaklanan mutabik olmama durumunu da katarsak pratikte halk cogunluk anlamina donusur Demokrasiye yapilan atiflarda gorulecegi uzere halkin kendi kendini yonetmesi temel dayanaktir Bu ise kendileri adina karar alacak kisileri secmeyi saglayan oy vermenin yaninda referandumlar gibi dogrudan etki yoluyla veya miting gosteri gibi dolayli yollarla saglanir Ozellikleri2022 yili itibariyla dunyada demokrasinin hukuki durumu sadece Suudi Arabistan Umman BAE Katar Brunei Afganistan ve Vatikan demokrasi iddiasinda degil Demokrasinin genellikle oylama ile tanimlandigi kabul edilse de demokrasinin kesin bir tanimi konusunda bir fikir birligi yoktur Karl Popper demokrasinin kisacasi demokrasinin halkin yonetimi oldugu ve halkin yonetmeye hakki oldugu teorisinin klasik gorus oldugunu belirtir Kofi Annan ise dunyadaki demokratik uluslar kadar farkli demokrasi bicimleri bulunmaktadir seklinde ifade eder Bir calisma demokrasiyi tanimlamak icin Ingilizce dilinde kullanilan 2 234 sifati belirlemistir Demokratik prensipler tum secilebilir vatandaslarin yasalar onunde esit oldugu ve yasama sureclerine esit erisime sahip oldugu sekilde yansir Ornegin temsili demokraside her oy esit agirliga sahiptir temsilci olmak isteyen herkese makul olmayan kisitlamalar uygulanamaz ve secilebilir vatandaslarin ozgurlugu genellikle bir anayasa tarafindan korunan mesru haklar ve ozgurluklerle guvence altina alinir Demokrasi teriminin diger kullanimlari arasinda dogrudan demokrasi de bulunur bu durumda konular dogrudan secmenler tarafindan oylanir Bir teori demokrasinin uc temel ilkeye ihtiyac duydugunu savunur yukaridan asagiya kontrol egemenligin en dusuk yetki seviyelerinde bulunmasi siyasi esitlik ve bireylerin ve kurumlarin yalnizca yukaridan asagiya kontrol ve siyasi esitlik ilkesini yansitan kabul edilebilir davranislari dikkate aldigi sosyal normlar Hukuki esitlik siyasi ozgurluk ve hukukun ustunlugu genellikle iyi isleyen bir demokrasinin temel ozellikleri olarak belirlenir Demokrasi terimi bazen liberal demokrasi icin kisaltma olarak kullanilir Liberal demokrasi siyasi cogulculuk hukuk onunde esitlik secilmis yetkililere basvurarak sikayetlerin cozulmesi hakki yargi sureci sivil ozgurlukler insan haklari ve hukumet disinda sivil toplumun ogeleri gibi unsurlari iceren temsili demokrasinin bir turudur Roger Scruton sivil toplum kurumlarinin da mevcut olmadigi surece demokrasinin kisisel ve siyasi ozgurlukleri saglayamayacagini savunmustur Bazi ulkelerde ozellikle Westminster sisteminin uygulandigi Birlesik Krallik ta egemenlik ilkesi parlamentodadir ancak yargi bagimsizligi korunur Hindistan da ise parlamento egemenligi Hindistan Anayasasi na tabidir ve anayasa yargi denetimini icerir Demokrasi terimi genellikle bir siyasi devlet baglaminda kullanilsa da bu prensipler ayni zamanda ozel kuruluslar icin de uygulanabilir Demokrasilerde bircok karar alma yontemi kullanilir ancak cogunluk kurali baskin bir formdur Tazminat olmadan yani bireysel veya grup haklarinin yasal korunmasinin olmamasi durumunda siyasi azinliklar cogunlugun zulmu ile ezilebilir Cogunluk kurali rekabetci bir yaklasimdir ve uzlasi demokrasisine karsi gelir bu da secimlerin ve genellikle muzakerenin nitelikli ve prosedurel olarak adil yani adil ve esit oldugu anlamina gelir Bazi ulkelerde siyasi ifade ozgurlugu ifade ozgurlugu basin ozgurlugu ve internet demokrasisi secmenlerin iyi bilgilendirilmis olmalarini saglamak ve kendi cikarlarina gore oy kullanmalarini mumkun kilmak icin onemli gorulur Ayni zamanda demokrasinin temel bir ozelligi tum secmenlerin toplumun yasamina ozgurce ve tam olarak katilma yetenegidir Sosyal sozlesme ve tum secmenlerin kolektif iradesi vurgulanarak demokrasi ayni zamanda siyasi kolektivizmin bir bicimi olarak da nitelendirilebilir cunku demokrasi tum uygun vatandaslarin yasa yapim surecinde esit soz hakkina sahip oldugu bir hukumet bicimi olarak tanimlanir Cumhuriyetler yonetilenlerin rizasi ilkesi nedeniyle demokrasi ile sik sik iliskilendirilse de zorunlu olarak demokrasiler degildir cunku cumhuriyetcilik insanlarin nasil yonetilecegini belirtmez Klasik anlamda cumhuriyet terimi hem demokrasileri hem de aristokrasileri kapsiyordu Modern anlamda cumhuriyetci hukumetb icimi bir hukumdarin olmadigi bir hukumet bicimidir Bu nedenle demokrasiler cumhuriyet veya anayasal monarsiler olabilir ornegin Birlesik Krallik gibi TarihceAntik donem Demokrasi ilk olarak Eski Yunanistan da sehir devletlerinde uygulandi Demokrasiye cok yakin olan bu sistem Atina demokrasisi olarak da anilir Teoride butun yurttaslar mecliste oy verme ve fikrini soyleme hakkina sahipti fakat o gunun kosullarina gore kadinlar koleler ve o sehir devletinde dogmamis olanlar metikler yerlesik yabancilar bu haklara sahip degildi Bu sistemin en guclu uygulayicisi olarak Atina yi ele alirsak M O 4 yuzyilda nufusun 250 000 300 000 arasinda oldugu tahmin edilir Bu nufusun 100 000 i Atina vatandasi ve Atina vatandaslari arasinda da sadece 30 000 inin oy verme hakkina sahip yetiskin erkek nufusu bulundugu tahmin edilir Roma Imparatorlugu doneminde uygulanan devlet sistemi temsili demokrasiye yakin bir nitelik tasimaktaydi Demokratik haklar genellikle sosyal sinif ayrimina gore sekillenirdi ve guc elitlerin elindeydi Bununla beraber Eski Hindistan da bazi bolgelerde uygulanan sistemler de temsili demokrasiye benzetilir Roma Imparatorlugu ile paralel olarak kast sisteminin varligi gucun varlikli ve asil bir azinligin elinde oldugu soylenebilir Orta cag Orta Cag da demokrasinin gelisme sureci icindeki en buyuk olay Ingiltere de kralin yetkilerini din adamlari ve halk adina sinirlayan Magna Carta Libertatum un Buyuk sozlesme imzalanmasidir Bu belge dogrultusunda ilk secimler 1265 yilinda yapilmisti Fakat bu secimlere yapilan kisitlamalar sebebiyle halkin cok az bir bolumu katilabilmisti Bircok ulkede devlet yonetiminde zaman zaman demokrasiye benzer uygulamalar yapilmisti Ornegin Italyan sehir devletlerinde Iskandinav ulkelerinde Irlanda da ve degisik ulkelerde bulunan kucuk otonom bolgelerde demokrasinin prensiplerinden secim yapilmasi meclis olusturulmasi gibi uygulamalar oluyordu Fakat hepsinde demokrasiye katilim erkek olma belli miktarda vergi verme gibi standartlarla kisitlaniyordu Erken modern donem John Locke Thomas Hobbes un toplum sozlesmesi teorisini genisletti ve dogal haklar kavramini ozel mulkiyet hakkini ve yonetilenlerin rizasi ilkesini gelistirdi Locke un fikirleri gunumuz demokrasisinin ideolojik temelini olusturmaktadir 17 yuzyilda Magna Carta ya olan ilgi yeniden canlandi Ingiltere Parlamentosu 1628 de Petition of Right i kabul etti ve bu vatandaslar icin belirli ozgurlukleri tesis etti Ingiliz Ic Savasi 1642 1651 Kral ve secilmis bir parlamento arasinda gucler dagitildi bu sirada siyasi parti fikri 1647 Putney Tartismalari sirasinda politik temsil haklari konusunu tartisan gruplarca sekillendi Bunu takiben Protectorate donemi 1653 59 ve Ingiliz Restorasyonu 1660 donemleri daha otoriter bir yonetimi sekillendirdi Ancak parlamento 1679 da Habeas Corpus Yasasi ni gecirdi ve bu yeterli neden veya delil olmaksizin gozaltini yasaklayan geleneksel bir kurali guclendirdi 1688 yilindaki Muhtesem Devrim in ardindan 1689 da Haklar Bildirisi kabul edildi ve belirli haklari ve ozgurlukleri kodifikasyon altina aldi hala yururluktedir Bu Bildiri duzenli secimler icin gerekliliklerini Parlamento da konusma ozgurlugunun cercevesini belirledi ve monarsinin gucunu sinirlayarak o donemde Avrupa nin cogundan farkli olarak kraliyet mutlakiyetinin sinirlanmasini Muhtesem Devrim de uygulanan politikalar hukumeti sinirlama ve mulkiyet haklarina koruma saglama konusunda buyuk bir basari olarak tanimlanmistir 17 yuzyilda Magna Carta ya olan ilgi Britanya Adalari nda siyaset felsefesinin gelismesine neden oldu Thomas Hobbes ayrintili bir sekilde sosyal sozlesme teorisini ilk kez ortaya koyan filozoftu Leviathan da yazan Hobbes dogada yasayan bireylerin yasamlarinin yalniz fakir igrenc vahsi ve kisir oldugunu ve surekli olarak herkesin herkese karsi bir savas yuruttugunu teorize etti Anarsik bir doga yasaminin meydana gelmesini onlemek icin Hobbes bireylerin haklarini guclu otoriter bir guce devrettigini dusundu Baska bir deyisle Hobbes kendi gorusune gore en iyi yonetim bicimi olan mutlak monarsiyi savundu Daha sonra filozof ve doktor John Locke sosyal sozlesme teorisine farkli bir yorum getirecekti Iki Hukumet Uzerine Deneme 1689 adli eserinde yazan Locke tum bireylerin yasam ozgurluk ve mulkiyet gibi devredilemez haklara sahip oldugunu ileri surdu Locke ye gore bireyler haklarini savunmak amaciyla isteyerek bir araya gelir ve bir devlet olustururlardi Locke icin ozellikle mulkiyet haklari onemliydi ve bu haklarin korunmasini Locke bir hukumetin temel amaci olarak degerlendirdi Ayrica Locke hukumetlerin yalnizca halkin onayina sahipse mesru oldugunu ifade etti Locke a gore vatandaslar cikarlarina karsi hareket eden veya despotik hale gelen bir hukumete karsi isyan etme hakkina sahipti Yasami boyunca genis bir okuyucu kitlesi tarafindan yaygin olarak okunmasa da Locke un eserleri liberal dusuncenin kurucu belgeleri olarak kabul edilir ve Amerikan Devrimi nin liderleri uzerinde derin bir etki biraktiktan sonra daha sonra Fransiz Devrimi nin fikri temellerini de derinden etkilemistir Locke un liberal demokratik yonetim cercevesi dunyadaki genel demokrasi kabuludur Kuzey Amerika da ilk temsili hukumet 1619 da Jamestown Virginia da Burgesses Meclisinin secilmesiyle basladi 1620 den itibaren goc eden Ingiliz Puritenler yerel yonetimleri demokratik olan New England kolonilerini kurdu bu yerel meclislerin bir miktar yetkisi olsa da nihai yetki Kral ve Ingiliz Parlamentosu tarafindan elde tutulmaktaydi Bu kolonileri kuran Puritenler Baptistler ve Kuveykirlar bu kolonilerin idaresi icin dunya islerinde kendi cemaatlerinin demokratik organizasyonunu kullandilar 18 ve 19 yuzyillar 18 ve 19 yuzyillarda demokrasi Amerikan Bagimsizlik Bildirgesi ve Fransiz Insan ve Yurttas Haklari Bildirisi ile hizlica yukselen bir deger haline gelmistir Bu yuzyillardan once demokrasi buyuk devletlere degil sadece kucuk topluluklara uyan bir hukumet sekli olarak aniliyor ve esas itibariyla dogrudan demokrasi olarak tanimlaniyordu ABD nin kurulmasini saglayanlarin olusturdugu sistem ilk liberal demokrasi olarak tanimlanabilir 1788 yilinda kabul edilen Amerikan anayasasi hukumetlerin secimlerle kurulmasini ve insan hak ve ozgurluklerinin korunmasini sagliyordu Bundan daha once de koloni doneminde Kuzey Amerika daki kolonilerin bircogu demokratik ozellikler tasiyordu Koloniden koloniye farklilasmakla beraber hepsinde belli miktarda vergi veren veya istenen bazi sifatlari karsilayabilen beyaz erkeklerin secme haklari vardi Amerikan Ic Savasi nin ardindan 1860 larda yapilan degisikliklerle kolelere ozgurluk saglandi ve demokrasinin temel ilkelerinden biri olan oy verme hakki On Besinci Anayasa Degisikligi ile tanindi ancak guney eyaletlerinde siyahlar 1960 lara kadar oy verme hakkini kullanamamislardir 1789 Fransiz Devrimi nde ise bir anayasa hazirlanarak iktidar halkin sececegi bir parlamento ile kral arasinda paylastirildi Ulusal Konvansiyon hukumeti genel oy ve iki dereceli bir secimle is basina geldi Fakat ilerleyen yillarda Napolyon un basa gecmesiyle demokrasiden oldukca uzaklasti 20 ve 21 yuzyillar Polity IV olceginde 8 veya daha yuksek puan alan 1800 2003 uluslarinin sayisi yaygin olarak kullanilan baska bir demokrasi olcusu 20 yuzyilda liberal demokrasiye gecisler savaslardan devrimlerden dekolonizasyondan ve dini ve ekonomik kosullardan kaynaklanan ardisik demokrasi dalgalari ile gerceklesti Ayni zamanda 1920 lerde ve 30 larda 1960 lar ve 1970 lerde ve 2010 larda demokratik gerileme adi verilen kuresel geri donus dalgalari da yasandi ve demokratiklesmeyi tersine cevirdi I Dunya Savasi ve otoriter imparatorluklarin cokusu Avrupa da yeni ulus devletlerin olusturulmasina yol acti bunlarin cogu en azindan adiyla demokratikti 1920 lerde demokratik hareketler gelisti ve kadinlarin oy hakki genisledi ancak Buyuk Buhran hayal kirikligi yaratti ve Avrupa Latin Amerika ve Asya ulkelerinin cogu guclu lider yonetimine veya diktatorluge dondu Fasizm ve diktatorluk Nazi Almanya sinda Italya da Ispanya da ve Portekiz de yayilirken Baltik ulkeleri Balkanlar Brezilya Kuba Cin ve Japonya gibi diger bazi ulkelerde de demokratik olmayan hukumetler ortaya cikti II Dunya Savasi Bati Avrupa da bu egilimi kesin bir sekilde tersine cevirdi Amerikan Ingiliz ve Fransiz isgal bolgeleri Almanya nin Avusturya nin Italya nin ve Japonya nin isgal edilen bolgelerinin demokratiklesmesi sonraki hukumet degisim teorisi icin bir model olarak hizmet etti Ancak Dogu Avrupa nin cogu Almanya nin Sovyet isgal bolgesi de dahil olmak uzere demokratik olmayan Sovyet egemenligindeki bloga dustu Savasin ardindan dekolonizasyon donemi yasandi ve cogu yeni bagimsiz devlet demokratik anayasalara sahipti Hindistan dunyanin en buyuk demokrasisi olarak ortaya cikti Ingiliz Imparatorlugu nun bir parcasi olan ulkeler genellikle Westminster modelini benimsedi 1960 yilina gelindiginde ulkelerin ezici cogunlugu demokrasiydi ancak dunyanin cogunluk nufusu Komunist devletlerde ve eski somurgelerde oldugu gibi sahte secimler ve diger hileli yontemlerle deneyimlenen sozde demokrasilerde yasiyordu Sonraki demokratiklesme dalgasi bircok ulke icin gercek anlamda liberal demokrasiye dogru onemli kazanimlar getirdi ve ucuncu demokratiklesme dalgasi olarak adlandirildi 1970 ler ve 1980 lerde Portekiz Ispanya ve Guney Amerika daki birkac askeri diktatorluk sivil yonetimlere geri dondu Bunun ardindan Dogu ve Guney Asya ulkeleri 1980 lerin ortalarindan sonlarina dogru ayni yolu izledi 1980 lerdeki ekonomik sikintilar ve Sovyet baskisina duyulan hosnutsuzluk Sovyetler Birligi nin cokusune Soguk Savas in sona ermesine ve eski Dogu Bloku ulkelerinin demokratiklesmesi ve liberallesmesine katkida bulundu Yeni demokrasilerin en basarili olanlari cografi ve kulturel olarak Bati Avrupa ya en yakin olanlardi ve su anda Avrupa Birligi uyesi veya aday ulkelerdir 1986 yilinda en onemli Asya diktatorlugu olan Filipinler in devrilmesinin ardindan yeni demokratik rejim Corazon Aquino nun yukselisi ile Asya Demokrasisi nin Annesi olarak bilinecek kisi tarafindan kuruldu Corazon Aquino Asya nin ilk kadin baskani olarak Gorev Yemini yapiyor Liberal egilim 1990 li yillarda Afrika daki bazi ulkelere yayildi en belirgin ornek Guney Afrika da yasandi Son donemdeki liberallesme girisimlerinin bazi ornekleri arasinda 1998 Endonezya Devrimi Yugoslavya da Bulldozer Devrimi Gurcistan da Gul Devrimi Ukrayna da Turuncu Devrim Lubnan da Sedir Devrimi Kirgizistan da Lale Devrimi ve Tunus ta Yasemin Devrimi yer aliyor 2015 in sonunda Demokrasiler Cagi 2007 yilinda Freedom House a gore 123 secimle isbasina gelen demokrasi bulunuyordu 1972 de 40 a yukseldi Dunya Demokrasi Forumu na gore ise secimle isbasina gelen demokrasiler su anda var olan 192 ulkenin 120 sini temsil ediyor ve dunya nufusunun 58 2 sini olusturuyor Ayni zamanda Freedom House un ozgur ve temel insan haklarina saygili olarak gordugu liberal demokrasiler sayilari 85 olup dunya nufusunun 38 ini temsil ediyor Ayrica 2007 yilinda Birlesmis Milletler 15 Eylul u Uluslararasi Demokrasi Gunu olarak ilan etti 2008 de Finlandiya Parlamentosu Buyuk Komitesi Toplantisi Bircok ulke oy verme yasini 18 e dusurdu buyuk demokrasiler bunu 1970 lerde Bati Avrupa ve Kuzey Amerika da basladi Cogu secimle isbasina gelen demokrasi 18 yasindan kucukleri oy vermekten hala haric tutmaya devam ediyor Brezilya Avusturya Kuba ve Nikaragua gibi bircok ulkede ulusal secimlerde oy yasi 16 ya indirilmistir Kaliforniya da 2004 yilinda 14 yasinda bir ceyrek oy ve 16 yasinda yarim oy verilmesine izin veren bir teklif sonunda yenilgiye ugradi 2008 yilinda Alman parlamentosu her vatandasa dogumda oy hakki taniyan ancak cocuk haklarini talep edene kadar bir ebeveyn tarafindan kullanilacak bir yasa tasarisini onerdi ancak bu tasari rafa kaldirildi Freedom House a gore 2005 yilindan itibaren dunya genelinde siyasi haklar ve sivil ozgurluklerdeki dususler iyilesmelerden daha fazla olmustur ve bu sure zarfinda populist ve milliyetci siyasi gucler Polonya dan Hukuk ve Adalet Partisi altinda Filipinler e Rodrigo Duterte yonetiminde kadar her yerde guc kazanmistir 2018 yilinda yayinlanan bir Freedom House raporuna gore cogu ulkenin Demokrasi Skorlari 12 yil ust uste dusmustur The Christian Science Monitor milliyetci ve populist siyasi ideolojilerin Polonya Turkiye ve Macaristan gibi ulkelerde hukukun ustunlugune zarar vererek guc kazandigini bildirdi Ornegin Polonya da Cumhurbaskani Avrupa Komisyonu nun hukuki itirazlarina ragmen 27 yeni Yuce Mahkeme hakimi atadi 2017 Turkiye Anayasa Degisikligi Referandumu nda degisiklik teklifi ozellikle gucler ayriligi ilkesinin hukumetin denetlenebilirliginin ve meclisin sorgulanabilirliginin ortadan kaldirildigi gerekceleriyle muhalefet partilerinden ve sivil toplum orgutlerinin sert tepkilerine maruz kaldi Kemal Gozler ve Ibrahim Kaboglu gibi anayasa profesorleri degisikliklerin meclisi neredeyse tamamen gucsuz kilarak yasama yurutme ve yargi guclerini cumhurbaskaninin eline verecegini belirtti 4 Aralik 2016 da Ataturkcu Dusunce Dernegi Birlesik Kamu Is Konfederasyonu ve Cagdas Yasami Destekleme Dernegi CYDD tarafindan anayasa degisikligine karsi Ankara da duzenlenecek olan miting Ankara Valiligi tarafindan yasaklandi bunun uzerine adi gecen olusumlar tarafindan yapilan yuruyuste baskanlik sisteminin laik ve demokratik hukuk devleti degerlerini tehdit ettigi belirtilerek degisiklik teklifinin iptali cagrisi yapildi Buyuk olcude ve onemli olcude otokratiklesen kirmizi veya demokratiklesen mavi ulkeler 2010 2020 Gri renkli ulkeler onemli olcude degismemistir 2010 larda yasanan demokratik gerileme ekonomik esitsizlik ve toplumsal hosnutsuzluk kisisellik COVID 19 pandemisinin kotu yonetimi gibi faktorlere baglanmistir Ayrica hukumetin sivil toplumu manipule etmesi toksik kutuplasma yabanci ulkelerin yaniltici bilgi kampanyalari irkcilik ve yabanci dusmanligi asiri icraat gucu ve muhalefetin azalan gucu gibi diger faktorler de etkili olmustur Demokrasilerde kulturel muhafazakarlik ile solcu ekonomi tutumlarini birlestiren koruma temelli tutumlar otoriter yonetim bicimlerini desteklemeye en guclu ongorucu olarak gorulmustur TeoriIlk teoriler Aristoteles demokrasi timokrasi olarak adlandirdigi cogunluk tarafindan yonetim ile azinlik tarafindan yonetim oligarsi aristokrasi ve tek bir kisi tarafindan yonetim tiranlik ya da gunumuzde otokrasi mutlak monarsi arasinda karsilastirma yapmistir Ayrica her sistemde iyi ve kotu birer varyant oldugunu dusunmustur demokrasiyi timokrasinin bozulmus karsiligi olarak gormustur Erken ve Ronesans donemi Cumhuriyet teorisyenleri arasinda yaygin bir gorus demokrasinin sadece kucuk siyasi topluluklarda var olabilecegiydi Roma Cumhuriyeti nin buyudukce veya kuculdukce monarsiye donusmesinin sonuclarini dikkate alan Cumhuriyet teorisyenleri toprak ve nufusun genislemesinin kacinilmaz olarak tiranliga yol actigini savunuyordu Demokrasi bu nedenle tarihsel olarak oldukca kirilgan ve nadir gorulen bir yapiydi cunku sadece kucuk siyasi birimlerde hayatta kalabilirdi ve boyutlarindan dolayi daha buyuk siyasi birimler tarafindan fethedilebilirdi Montesquieu unlu bir sekilde bir cumhuriyet kucukse dis bir guc tarafindan yok edilir buyukse ic bir kusur tarafindan demistir Rousseau ise soyle iddia etmistir Dolayisiyla kucuk devletlerin dogal ozelligi cumhuriyet olarak yonetilmektir orta buyuklukte olanlar monarsinin ve buyuk imparatorluklar ise despot prensin etkisi altina girmektir Gunumuzdeki teoriler Modern siyasi teorisyenler arasinda uc farkli demokrasi kavrami bulunmaktadir Cogulcu demokrasi muzakereci demokrasi ve radikal demokrasi Cogulcu demokrasi Cogulcu demokrasi teorisi demokratik sureclerin amacinin vatandaslarin tercihlerini toplamak ve onlari bir araya getirerek toplumun hangi sosyal politikalari benimsemesi gerektigini belirlemek oldugunu iddia eder Bu nedenle bu gorusun savunuculari demokratik katilimin oncelikle oylamaya odaklanmasi gerektigini dusunurler burada en cok oyu alan politika uygulanir Farkli cogulcu demokrasi varyasyonlari bulunmaktadir Minimalizm altinda demokrasi bir hukumetsistemi olarak kabul edilir ve vatandaslar duzenli secimlerde siyasi liderlere yonetme hakkini vermistir Bu minimalist kavrayisa gore vatandaslar hukmetme yetkisine sahip degildir ve olmamalidir cunku cogu konuda cogu zaman acik goruslere sahip degillerdir veya gorusleri saglam temellere dayanmamaktadir Joseph Schumpeter bu gorusu en unlu sekilde Kapitalizm Sosyalizm ve Demokrasi kitabinda ifade etmistir Minimalizmin cagdas savunuculari arasinda William H Riker Adam Przeworski ve Richard Posner bulunmaktadir Diger yandan dogrudan demokrasi teorisine gore vatandaslar yasama onerileri uzerinde temsilcileri araciligiyla degil dogrudan oy kullanmalidir Dogrudan demokrasi savunuculari bu gorusu desteklemek icin cesitli nedenler sunarlar Siyasi faaliyet ozunde degerli olabilir vatandaslari sosyallestirir ve egitir halk katilimi guclu elitleri denetleyebilir En onemlisi vatandaslar yasalari ve politikalari dogrudan belirlemedikce kendilerini yonetmis sayilmazlar hukumetler genellikle yasalari ve politikalari secmenlerin medyan gorusune yakin bir sekilde uretecektir yani secmenlerin yarisi solunda diger yarisi saginda olacaktir Bu istenmeyen bir sonuctur cunku kendi cikarlarina duskun ve bir dereceye kadar hesap veremeyen siyasi elitlerin oy icin yaristigi bir durumu temsil eder Anthony Downs ideolojik siyasi partilerin bireylerle hukumetler arasinda araci bir rol oynamak icin gerekli oldugunu one surer Downs bu gorusunu 1957 tarihli An Economic Theory of Democracy kitabinda aciklamistir Robert A Dahl temel demokratik ilkenin bir siyasi toplulukta baglayici kolektif kararlarda her bireyin cikarlarinin esit sekilde dikkate alinmasina hak kazandigi herkesin kolektif karardan esit derecede memnun olmasi gerekmedigi oldugunu savunur Dahl bu tur demokrasiye yol actigi algilanan belirli bir kurum ve prosedurler kumesine cokculuk terimini kullanir Bu kurumlarin en onemlisi toplumun kamu politikasinin tamamini veya cogunu yoneten temsilcileri secmek icin kullanilan duzenli ve ozgur secimlerin sikca gerceklesmesidir Ancak bu cokculuk prosedurleri ornegin yoksulluk siyasi katilimi engelliyorsa tam bir demokrasi yaratmayabilir Benzer sekilde Ronald Dworkin demokrasinin yalnizca prosedurel degil iceriksel bir ideal oldugunu savunur Muzakereci demokrasi Muzakereci demokrasi demokrasinin tartisma yoluyla yonetim oldugu fikrine dayanir Toplayici demokrasiden farkli olarak dusunceci demokrasi demokratik bir kararin gecerli olmasi icin o karardan once gercek tartismanin olmasi gerektigini savunur sadece oylamada tercihlerin bir araya getirilmesi degil Gercek tartisma karar vericiler arasinda esitsiz siyasi guc bozulmalarindan ornegin bir karar vericinin ekonomik zenginlik veya cikar gruplarinin destegi yoluyla elde ettigi gucten arinmis tartismadir Karar vericiler oneri uzerinde gercekci bir sekilde tartistiktan sonra uzlasiya varamazlarsa oylamada cogunluk kuralinin bir turu kullanilarak karar verirler Bircok bilim insani tarafindan dusunceci demokrasinin pratik ornekleri olarak kabul edilen vatandas meclisleri hukumet kararlarina vatandaslari dahil etmek icin giderek populer bir mekanizma olarak OECD nin son raporunda belirtilmistir Radikal demokrasi Radikal demokrasi toplumda var olan hiyerarsik ve baskici guc iliskilerinin oldugu dusuncesine dayanir Demokrasinin rolu farkliliklara muhalefete ve catismalara karar alma sureclerinde olanak taniyarak bu iliskileri gorunur kilmak ve sorgulamaktir Demokratik gecis donemleri2010 yilindan beri otokratlasan ulke sayisi mavi demokratiklesen ulkelerden sari daha fazladir Demokratik gecis genellikle otoriter bir rejimden demokratik bir rejime veya tam tersi eksik bir degisimin sonucu olarak olusturulan bir ulkenin siyasi sistemini tarif eder Otriterlesme donemleri Demokratik gerileme ayni zamanda otokratiklesme olarak da adlandirilir Bu siyasi gucun daha keyfi ve baskici bir sekilde kullanildigi hukumet secimi surecinde kamu tartismalari ve siyasi katilim alaninin sinirlandigi otokrasiye dogru rejim degisimi surecini ifade eder Demokratik gerileme demokratik kurumlarin zayiflamasini icerir Ornegin bariscil iktidarin gecisi veya ozgur ve adil secimler gibi demokrasinin temelini olusturan bireysel haklarin ihlali ozellikle ifade ozgurlugu gibi durumlar bu surece dahil olabilir Demokratiklesme donemleri Demokratiklesme daha demokratik bir siyasi rejime gecisin yani sira demokratik yonde ilerleyen temel siyasi degisiklikleri iceren bir surectir Demokratlik ve demokrasiDemokrasiyi savunmak icin cesitli gerekceler one surulmustur 1215 tarihinde yazilan Magna Carta donemin standart kisaltmalari kullanilarak ortacag Latincesinde parsomen uzerine demir safra murekkebiyle yazilmis Buyuk Kral John Muhru ile tasdik edilmistir Mesruiyet kaynagi Sosyal sozlesme kurami hukumetin mesruiyetinin halkin rizasina dayandigini yani bir secimle gerceklestigini ve politik kararlarin genel iradeyi yansitmasi gerektigini savunur Jean Jacques Rousseau gibi bazi kuramcilar bu temele dayanarak dogrudan demokrasiyi desteklerler Karar verme mekanizmalari Condorcet in juri teoremi her bir karar vericinin dogru karar verme olasiliginin sansin ustunde oldugu mantiksal bir kanittir Bu nedenle en fazla sayida karar vericiye sahip olmanin yani bir demokrasinin en iyi kararlari alacagini gosterir Bu kalabaligin bilgeligi teorileri tarafindan da savunulmustur Ekonomik basari Daron Acemoglu ve James A Robinson un Neden Uluslar Basarisiz Olur adli eserinde ekonomistler demokrasilerin ekonomik olarak daha basarili oldugunu savunuyorlar Cunku kurama gore demokratik olmayan siyasi sistemler genellikle piyasalari kisitlar ve surdurulebilir ekonomik buyume icin gereken yaratici yikim yerine monopolileri destemektedir Daron Acemoglu ve diger arastirmacilar tarafindan 2019 yilinda yapilan bir calismada demokratik otoriter yonetimden demokratik yonetime gecen ulkelerin ortalama olarak 25 yil sonra olsaydi otoriter kalmis olsalardi 20 daha yuksek bir GSYIH ye sahip oldugu tahmin edildi Calisma 1960 tan 2010 a kadar olan donemde 122 ulkenin demokrasiye gecisini ve 71 ulkenin otoriter yonetim altina gecisini inceledi Acemoglu bunun nedeninin demokrasilerin genellikle saglik hizmetleri ve insan sermayesine daha fazla yatirim yapmasi ve rejim muttefiklerine ozel muameleyi azaltmasi oldugunu belirtti Demokrasi seviyesinin olculmesi2022 The Economist Demokrasi Endeksi haritasiTam demokrasiler 9 01 10 00 8 01 9 00 Kusurlu demokrasiler 7 01 8 00 6 01 7 00 Hibrit rejim 5 01 6 00 4 01 5 00 Otoriter rejim 3 01 4 00 2 01 3 00 1 01 2 00 0 00 1 00Demokrasi Endeksleri Demokrasi endeksleri farkli ulkelerin demokrasi durumunu cesitli demokrasi tanimlarina gore nicel ve karsilastirmali olarak degerlendiren araclardir Demokrasi endeksleri ulkeleri demokrasi hibrit rejimler ve otokrasiler gibi kategorilere ayiran kategorik veya surekli degerler iceren farklilik gosterebilir Demokrasi endekslerinin nitel niteligi rejim donusum sureclerinin nedensel mekanizmalarini incelemek icin veri analitik yaklasimlarina olanak tanir Demokrasi endeksleri cesitli demokratik kurumlarin kapsami ve agirlikli olarak farkli yonleri acisindan farklilik gosterir Bu yonler arasinda cekirdek demokratik kurumlarin yayginligi politik rekabetin ve kapsayiciliginin cok cesitliligi ifade ozgurlugu cesitli yonetim bicimleri demokratik norm ihlalleri muhalefetin isbirligi secim sistemi manipulasyonu secim hileleri ve anti demokratik alternatiflere olan halk destegi yer alir Demokrasiyi olcmenin zorluklari Demokrasi cesitli kurumlarin islevini iceren genis kapsamli bir kavramdir ve bu kurumlar kolayca olculemeyen bir yapiya sahiptir Bu nedenle demokrasinin potansiyel etkilerini veya diger olgularla iliskisini ornegin esitsizlik yoksulluk egitim vb ekonometrik olarak olcmek ve nicelendirmek konusunda sinirliliklar bulunmaktadir Demokrasinin farkli yonlerinin ulke ici farkliliklariyla ilgili guvenilir verilere ulasma konusundaki zorluklar nedeniyle akademisyenler genellikle ulke arasindaki farkliliklari incelemis olsalar da demokratik kurumlarin ulke icindeki farkliliklari da oldukca buyuk olabilir Demokrasinin olcumunde yasanan zorluklari anlamak icin minimalist ve maksimalist demokrasi tanimlari arasindaki tartismaya da bakmak mumkundur Minimalist bir demokrasi kavrayisi demokrasiyi temel olarak secim surecleri gibi esaslari goz onunde bulundurarak tanimlar Maksimalist bir demokrasi tanimi ise ekonomik veya idari verimlilik gibi sonuclari demokrasi olcutlerine dahil edebilir Duyarlilik veya sorumluluk gibi bazi demokrasi unsurlari demokrasi indekslerine dahil edilmedigi icin olcumlerde zorluklarla karsilasilabilir Diger yandan yargi bagimsizligi veya secim sisteminin kalitesi gibi unsurlar bazi demokrasi indekslerinde yer alirken digerlerinde yer almamaktadir Hukumet bicimlerine gore demokrasiDemokrasi hem teori hem de pratikte cesitli sekillerde ortaya cikmistir Bazi demokrasi turleri vatandaslarina digerlerinden daha iyi temsil ve daha fazla ozgurluk saglar Ancak herhangi bir demokrasi hukumetin insanlari yasama surecinden veya hukumetin kendi lehine gucler ayriligini degistirmesinden dislamasini onlemeye yonelik yapilandirilmamissa sistem bir koldan cok fazla guc biriktirebilir ve demokrasiyi yok edebilir Baskanlik cumhuriyetleri2 Yari baskanlik cumhuriyetleri2 Yurutme baskani olan Parlamenter cumhuriyetler Parlamenter cumhuriyetler2 Parlamenter anayasal monarsiler Ayri bir hukumet baskanina sahip olan ancak hukumdarin hala onemli yurutme ve veya yasama gucune sahip oldugu anayasal monarsiler Mutlak monarsiler Tek parti devletleri Hukumet icin anayasal hukumlerin askiya alindigi ulkeler ornegin Askeri diktatorlukler Yukaridaki sistemlerden hicbirine uymayan ulkeler Asagidaki demokrasi turleri birbirleriyle cakismaz bircogu birbirinden bagimsiz olan ve ayni sistemde bir arada var olabilen yonlerin ayrintilarini belirtir Basit formlar Demokrasinin birkac cesidi bulunsa da iki temel sekli vardir ve her ikisi de tum uygun vatandaslarin iradesini nasil gerceklestirdigi ile ilgilidir Bir tur demokrasi dogrudan demokrasidir burada tum uygun vatandaslar politik karar alma surecine aktif olarak katilirlar ornegin politika girisimlerine dogrudan oy verirler Cogu modern demokraside uygun tum vatandaslar egemen guc olarak kalir ancak siyasi guc secilmis temsilciler araciligiyla dolayli olarak kullanilir buna temsili demokrasi denir Dogrudan demokrasi Glarus kantonunun bir Landsgemeinde si 2009 da Isvicre deki dogrudan demokrasinin bir ornegiIsvicre de kayit yaptirmak zorunda kalmadan her vatandasa her oy icin oy pusulasi ve bilgi brosuru verilir ve postayla geri gonderebilir Isvicre dogrudan bir demokrasi sistemine sahiptir ve oylamalar ve secimler yilda yaklasik dort kez duzenlenmektedir Burada Kasim 2008 de Bern vatandasina yaklasik 5 ulusal 2 kanton 4 belediye referandumu ve 2 secim hukumet ve Berne Belediyesi parlamentosu ile ayni anda ilgilenecek Dogrudan demokrasi vatandaslarin araci veya temsilcilere guvenmeden kisisel olarak karar alma surecine katildigi bir siyasi sistemdir Dogrudan demokrasi secmenlere asagidaki gucu verir 1 Yasama sureclerinde aktif katilim Vatandaslar yasama onerileri uzerinde dogrudan oy kullanma hakkina sahiptir 2 Yasalarin kabulu veya reddi Vatandaslar belirli yasalarin kabul edilmesi veya reddedilmesi konusunda oy kullanabilir 3 Anayasal degisiklikler Vatandaslar anayasal degisiklikler icin dogrudan oy kullanabilir 4 Referandum ve inisiyatif Vatandaslar belirli konularda referandum ve inisiyatiflerle dogrudan karar verebilir Gunumuz temsilci hukumetlerinde referandumlar vatandas girisimleri ve geri cagirma secimleri gibi secim araclari dogrudan demokrasinin turleri olarak adlandirilir Bununla birlikte dogrudan demokrasinin savunuculari yuz yuze tartismanin yapildigi yerel meclisleri desteklemektedir Dogrudan demokrasi su anda Isvicre nin Appenzell Innerrhoden ve Glarus kantonlarinda Rebel Zapatista Ozerk Belediyelerinde CIPO RFM ile iliskili topluluklarda Bolivya sehir meclislerinde ve FEJUVE de mevcuttur Cokluk sistemi Atina demokrasisinin bir ozelligi olan cokluk sistemi bazi dogrudan demokrasi turlerinde gorulen bir ozelliktir Bu sistemde onemli hukumet ve idari gorevler kura ile secilen vatandaslar tarafindan yerine getirilir Temsili demokrasi Temsili demokrasi temsil edilen halkin secimle hukumet yetkililerini sectigi bir sistemdir Eger devlet baskani da demokratik olarak secilirse buna demokratik cumhuriyet denir En yaygin mekanizmalar cogunluk veya cogunlugu elde eden adayin secilmesi ile ilgili olandir Bati ulkelerinin cogunda temsili sistemler bulunmaktadir Temsili demokrasilerde temsilciler belirli bir bolge veya secim cevresi tarafindan secilebilir veya nispi temsil sistemleriyle tum secmenleri temsil edebilirler bazi sistemler ise iki yontemin bir kombinasyonunu kullanir Bazi temsili demokrasiler ayni zamanda referandumlar gibi dogrudan demokrasi unsurlarini da icerir Temsili demokrasinin bir ozelligi temsilcilerin halkin cikarlari dogrultusunda secilmesine ragmen kendi degerlendirmelerini yaparak bu cikarlari nasil en iyi sekilde uygulayacaklarina ozgurce karar verebilmeleridir Bu nedenler temsili demokrasiye yonelik elestirilere yol acmis temsil mekanizmalarinin demokrasi ile celistigi konusunda dikkat cekilmistir Parlamenter demokrasi Parlamenter demokrasi hukumetin temsilciler tarafindan atanabildigi veya gorevden alinabildigi bir temsili demokrasidir Baskanlik rejimi ne karsit olarak baskan hem devlet baskani hem de hukumet baskanidir ve secmenler tarafindan secilir Parlamenter demokraside hukumet yurutme bakanligina delege edilir ve halk tarafindan secilen yasama meclisi tarafindan surekli gozden gecirilir denetlenir ve dengeleme yapilir Parlamenter sistemde Basbakan yasamanin beklentilerini karsilayamadigi takdirde herhangi bir zamanda yasama organi tarafindan gorevden alinabilir Bu guvenoylamasiyla gerceklesir ve yasama organi Basbakan in gorevden alinmasi icin cogunluk destegine sahip olup olmadigina karar verir Bazi ulkelerde Basbakan halkin destegini kazandigina inandigi bir donemde istedigi zaman secim yapabilir Diger parlamenter demokrasilerde ise ekstra secimler neredeyse hic yapilmaz genellikle azinlik hukumeti bir sonraki olagan secimlere kadar tercih edilir Parlamenter demokrasinin onemli bir ozelligi de sadik muhalefet kavramidir Bu kavramin ozu ikinci buyuk siyasi partinin veya muhalefetin iktidar partisine veya koalisyona karsi cikarken devlete ve demokratik prensiplere sadik kalmasidir Baskanlik demokrasisi Baskanlik Demokrasisi halkin baskani sectigi bir sistemdir Baskan hem devletin basi hem de hukumetin basi olarak cogu yurutme yetkisini kontrol eder Baskan belirli bir sure icin gorev yapar ve bu sureyi asamaz Yasama organi genellikle baskani gorevden alma konusunda sinirli yetkiye sahiptir Secimler genellikle sabit bir tarihe sahiptir ve kolayca degistirilemez Baskan kabine uzerinde dogrudan kontrol sahibidir ozellikle kabine uyelerini atanir Yurutme organi genellikle yasalari uygulama veya yurutme yetkisine sahip olabilir ve veto gibi sinirli yasama yetkileri olabilir Ancak yasama organi yasalari ve butceleri gecirir Bu gucler ayriligi ilkesinin bir olcude saglanmasini saglar Sonuc olarak baskan ve yasama organi farkli partilerin kontrolune gecebilir boylece biri digerini engelleyerek devletin duzenli isleyisine mudahale edebilir Bu baskanlik demokrasisinin Amerika Afrika ve Orta ve Guneydogu Asya disinda pek yaygin olmamasinin nedeni olabilir Yari baskanlik sistemi hukumetin hem bir basbakani hem de bir cumhurbaskanini iceren bir demokrasi sistemidir Basbakan ve cumhurbaskaninin sahip oldugu ozel yetkiler ulkeye gore degisebilir Hibrit demokrasi Bazi modern demokrasiler temel olarak temsili nitelik tasirken ayni zamanda dogrudan demokrasiye dayali siyasi eylem bicimlerine de agirlik verirler Bu demokrasilere temsili demokrasi ve dogrudan demokrasi ogelerini birlestiren hibrit demokrasiler yari dogrudan demokrasiler veya katilimci demokrasiler denir Ornekler arasinda Isvicre ve bazi ABD eyaletleri yer alir burada referandum ve girisimler sikca kullanilir Isvicre Konfederasyonu yari dogrudan bir demokrasidir Federal duzeyde vatandaslar anayasada degisiklikler onerme hakkina sahiptir federal halk inisiyatifi veya parlamento tarafindan oylanmis herhangi bir yasa icin referandum duzenlenmesini isteyebilirler Ocak 1995 ile Haziran 2005 arasinda Isvicre vatandaslari 31 kez oylama yapmis ve 103 soruya yanit vermistir ayni donemde Fransiz vatandaslari sadece iki referanduma katilmistir Gecmis 120 yilda 250 den az inisiyatif referanduma sunulmustur Ornekler arasinda ABD nin California eyaletinin yogun bir sekilde referandumlari kullanmasi yer almaktadir California 20 milyondan fazla secmene sahip bir eyalettir New England da ozellikle kirsal bolgelerde yerel yonetimi duzenlemek icin sikca kasaba toplantilari kullanilir Bu yerel dogrudan demokrasi ile temsilci devlet hukumetinin birlesimini olusturan bir karma yonetim bicimi yaratir Ornegin Vermont eyaletindeki cogu kasaba mart ayinda yillik kasaba toplantilari duzenler Bu toplantilarda kasaba gorevlileri secilir kasaba ve okullar icin butceler oylanir ve vatandaslar siyasi konularda konusma ve goruslerini dile getirme firsatina sahiptir Demokrasi modelleri Anayasal monarsi Kral Charles III anayasal bir hukumdardir Bircok ulke Birlesik Krallik Ispanya Hollanda Belcika Iskandinav ulkeleri Tayland Japonya ve Bhutan gibi ulkeler guclu hukumdarlari sinirli veya sembolik rolleri olan anayasal hukumdarlara donusturdu cogu zaman kademeli olarak Ornegin Birlesik Krallik in oncul devletlerinde anayasal monarsi 1688 Yuce Devrimi ve 1689 Haklar Bildirgesi nin kabulunden itibaren ortaya cikmaya basladi ve kesintisiz bir sekilde devam etti H G Wells gibi yazarlar tarafindan tac giymis cumhuriyetler olarak adlandirilan guclu sinirli anayasal monarsiler bulunmaktadir Diger bazi ulkelerde ise aristokratik sistemle birlikte monarsi de kaldirildi ornegin Turkiye Fransa Cin Rusya Almanya Avusturya Macaristan Italya Yunanistan ve Misir Bu ulkelerde secilen bir kisi onemli yetkilere sahip olsun veya olmasin devlet baskani oldu Osmanli Devleti nde anayasa Kanun i Esasi ve parlamenter rejim Meclis i Mebusan tartismalari 1830 larda baslayip 1860 larda yogunlasmis ve ozellikle 1875 sonrasi ulema ve burokrasi arasinda ciddi bir fikir tartismasi ortaya cikmistir Tersane Konferansi sirasinda Avrupalilarca gayri muslim Osmanli tebaasina ciddi ve genis haklar taninmasi istegine karsi Meclis i Umumi de Mithat pasa ve devlet ricali genel bir mesruti islahatla devletin dengesinin bozulmadan islahatlaraIkinci Mesrutiyet in ilani konulu Osmanli postakartiErmeni Yunan ve Musluman milletlerinin baslari yeni donemi duyuruyorlar girisilebileceginden bahsetmistir Ulema arasinda zit fikirler mevcuttu Anadolu kazaskeri savirum fi l emr ayeti geregince mesrutiyetin seriata uygun oldugunu savunurken ekseri ulema ise gayrimuslimlerin meclise girmesinin caiz olmadigi yonunde israrliydi Tum bu sartlar altinda bir yandan batililarca siyasi baskilar yapilirken diger yanda da Abdulaziz in tahtan indirilisi sonrasi Cerkez Hasan olayiyla tanzimatci burokrasi yonetimde baskin bir Siyaset izledi ve V Murat i halletti akabinde veliaht Abdulhamit Efendi yi mesrutiyeti ilan etmesi sartiyla tahta cikardilar Namik Kemal Ziya Pasa ve tabii ki Mithat Pasa nin onderliginde 23 Aralik 1876 da Birinci Mesrutiyet ilan edilmistir 1878 de II Abdulhamid tarafindan 93 Harbi nin cikmasina neden oldugu icin Meclis kapatilmis ve Anayasa nin bazi bolumleri askiya alinmis ise de teorik olarak Mesruti rejimin devam ettigi kabul edilmistir zira devletin her sene duzenli olarak cikardigi salnamelerde Kanun i Esasi ye yer verilmis olmasi seklen de rejimin devam ettigi gorusunu destekler 24 Temmuz 1908 de yapilan ihtilalle Kanun i Esasi nin yeniden yururluge konmasi Ikinci Mesrutiyet doneminin baslangici sayilir Bu donem Meclis i Mebusan in Vahdeddin tarafinca kapatildigi 11 Nisan 1920 tarihine kadar surmustur Bircok ulkede omur boyu veya miras yoluyla suren elit ust meclislerin bulundugu yasama organlari yaygindi Zamanla bu meclislerin yetkileri ya sinirlanmistir ornegin Ingiliz Lordlar Kamarasi gibi ya da secilebilir hale gelerek guclu kalmislardir ornegin gibi Klasik Demokrasi Atinali senatorlerin toplandigi yer Pnyx Eski Yunan sehir devletlerine dayanir En iyi uygulayicisi ve o donemde en guclu sehir olan Atina dan dolayi Atina demokrasisi olarak da adlandirilir Belli basli tum kararlar butun vatandaslarin uye oldugu meclis veya Eklesya tarafindan aliniyordu Bu meclis senede en az kirk defa toplaniyordu Tam zamanli calisacak kamu gorevlilerine ihtiyac duyuldugunda butun vatandaslari temsil eden kucuk bir ornek olmalari icin kura usulu ile veya donusumlu olarak seciliyorlardi ve mumkun olan en genis katilimin saglanmasi icin gorev sureleri kisa tutuluyorlardi Meclisin yurutme komitesi olarak faaliyet gosteren ve bes yuz vatandastan olusan bir konseyi vardi ve elli kisilik bir komite de bu konseye teklifler hazirlardi Komite baskanligi gorevi sadece bir gunluktu Bunun tek istisnasi askeri konularla ilgili on generalin tekrar secilebilme imkaniydi Atina demokrasisinin ozelligi vatandaslarinin siyasi sorumluluklara genis capta katilma isteginin bulunmasiydi Tabi bunun en onemli sebebi demokrasiye zit bir sekilde uygulanan kolelik sistemiydi Boylelikle oy verme hakkina sahip Atina dogumlu yirmi yas ustu tum erkeklerin gunluk hayattaki sorumluluklarinin cok buyuk bir kismini kolelerin sirtina yuklemislerdir Bunun disinda Atina demokrasisinde kadinlarin metiklerin sehirli olmayanlar ve kolelerin oy kullanma haklari yoktu Gunumuzde Isvicre nin kucuk kantonlarinda halk meclisleriyle varligini surdurebilen klasik demokrasinin daha buyuk ulkelerde uygulanmasi teknik nedenlerden oturu tercih edilmez Koruyucu demokrasi Orta Cag yonetimlerinden cikmaya calisan Avrupalilar 18 ve 19 yuzyilda demokrasiyi daha cok kendilerini hukumetin zorbaliklarindan korunmanin bir yolu olarak gormekteydiler Korumaci demokrasi sinirli ve dolayli bir demokrasi modeli sunar Pratikte yonetilenlerin rizasi duzenli ve rekabetci secimlerle saglanir Siyasi esitlik boylelikle esit oy hakkini ifade eden teknik bir kavrama donusur Dahasi oy hakki gercek bir demokrasi icin yeterli degildir Bireysel ozgurlukleri korumak icin yasama yurutme ve yargi uzerinden gucler ayriligina dayali bir sistemin tesisi sarttir Kalkinmaci demokrasi Bireyin ve toplumun gelisimini esas saymistir Bu tip demokrasilerin en radikal olani Jean Jacques Rousseau tarafindan dile getirilmistir Ona gore bireyler ancak icinde bulunduklari toplumun kararlarini sekillendirebilmesine dogrudan ve surekli olarak katilimlari halinde ozgur olabilirler Bu acidan bakildiginda dogrudan demokrasiyi tanimlamakla birlikte bu sekilde olusturulacak genel iradeye vatandaslarin itaat etmesi durumunda ozgurluge kavusacaklari saviyla ayrilir Kalkinmaci demokrasinin liberal demokrasiye daha ilimli hali ise John Stuart Mill tarafindan dile getirilmistir Mill e gore demokrasinin en buyuk yarari vatandaslarin siyasi hayata katilimlarini saglayarak onlarin anlayislarini ve duyarliliklarini guclendirmesidir Bu yuzden kadin olsun fakir olsun herkesin oy verme hakkinin olmasi gerektigini savunur Fakat bu oy hakkini esit olarak savunmamistir Ornegin vasifsiz iscinin bir oy vasifli iscinin iki oy donanimli meslek sahiplerinin ise bes oy hakkina sahip olmasi gerektigini boylelikle demokraside cogunlugun tiranligi korkusundan kurtulabilinecegini savunuyordu Basitce herkesin oy hakkinin olmasini savunurken cogunlugun verdigi kararlarin her zaman dogru olmayabilecegini belirtiyordu Freedom House un 2022 yilini kapsayan Freedom in the World 2023 calismasinda secim demokrasileri olarak belirlenen ulkelerLiberal demokrasi Liberal demokrasi secilmis temsilcilerin karar verme yeteneginin hukukun ustunlugune tabi oldugu ve bireylerin hak ve ozgurluklerinin korunmasina vurgu yapan bir anayasa veya yasalar tarafindan sinirlanan bir temsili demokrasidir bkz sivil ozgurlukler Liberal demokraside vatandaslarin serbestce alabilecegi bircok bireysel karardan bazi buyuk olcekli kararlarin ortaya cikmasi mumkundur Baska bir deyisle vatandaslar ayaklariyla oy verebilir veya paralariyla oy verebilir bu da diger yerlerdeki resmi hukumetin yapabilecegi bircok yetkiyi uygulayan onemli bir gayri resmi halk yonetimi olusturur Sosyal demokrasi Bu kavram komunist rejimlerde gelismis demokrasi cesitlerini kapsamaktadir Kendi aralarinda farklar bulunmasina ragmen liberal demokrasi sistemleriyle kesin olarak karsit bir cizgidedir Genel olarak siyasi esitligin yaninda sosyal demokrasi ile ekonomik esitligin de saglanmasi gerekliligini savunmuslardir Karl Marx kapitalizmin yikilmasindan sonra gecici bir proletaryanin devrimci diktatorlugu nun olacagini sonradan ise proleter demokrasi sistemiyle komunist bir toplumun olusacagini savunmustur Komunist devletlerde gorulen demokrasi sisteminin fikir yapisi Marx tan cok Lenin e aittir Bu ulkelerde partilerin denetimsiz gucunun demokrasiyi golgede biraktigi elestirisi yaygin olarak yapilmaktadir Demokrasi ve kavramlarDemokrasi ve cumhuriyet Cumhuriyet bir rejim demokrasi ise cumhuriyetin uygulanis sekillerinden biridir Demokratik cumhuriyetin yaninda dini cumhuriyet oligarsik cumhuriyet ve sosyalist cumhuriyet bicimleri vardir Demokratik cumhuriyetlerde meclisi ve ulkenin baskanini belli araliklarla halkin secmesi temeldir Bu sistem genellikle Kara Avrupa sinda kabul gormusken ornegin Ingiltere de ulkenin basinda gorunuste halkin secmedigi bir kral ya da kralice bulunmasina ragmen yonetim halkin elindedir oligarsik demokrasi Bir cumhuriyetin tam demokratik cumhuriyet olabilmesi icin gonullu birlikteliklerle bir arada bulunan o ulke halklarinin tum kesimlerinin cogulcu ozgur iradeleri ile katilimci olarak yonetim ve denetim sureclerine dogrudan katildigi demokrasiyi tum sivil kurum kurulus ve kadrolari ile var ettigi ve cok kimlikli degisik inancli ve cesitli kulturlerin bir mozaik olusturacak sekilde bir arada yasamasina olanak veren bir devlet yapilanmasinin gerceklestirilmesi gerekir Demokrasi ve sekulerizm Sekulerizm liberal demokrat dusunurler tarafindan ortaya atilan dinin siyasetten ayrilmasi dusuncesinin genel adi olarak karsimiza cikar Liberal demokratlar demokrasinin cogunlugun tiranligina donusmesini engellemek icin devletin tum dinlere ayni mesafede kalmasini bir zorunluluk olarak gorurler Farkli dinlerin din bilginleri ve din bilimciler cesitli dinler acisindan dusunsel anlamda sekulerizme karsi ciksalar da bu konular genellikle tartismalidir Bununla birlikte dini planda demokrasi genelde kabul gormustur hatta sekulerizm karsiti bazi din adamlari demokrasinin sekulerizm olmaksizin var olabilecegi gorusunu ileri surmustur Kuvvetler ayriligi Kuvvetler ayriligi ilkesi yasama yurutme ve yargi kurumlarinin devletin farkli organlarinda bulundurularak iktidarin tek elde toplanmasini engellemek ve bu uc kurumun birbirlerini denetleyebilmesini saglamak anlamina gelir Devlet iktidarinin uce bolunmesi ve bunlarin ayri organlara verilmesi gerektigi yolundaki yaklasim siyasal rejimlerin siniflandirilmasinda da temel alinmistir Buna gore yasama ve yurutme guclerinin bir elde toplandigi rejimlere gucler birligi bu yetkilerin birbirinden bagimsiz ayri organlara verildigi sistemlere ise gucler ayriligi sistemleri adi verilmektedir John Locke ise iktidarin gucunu yasama yurutme ve federatif olarak ayirir Burada federatif guc butun topluluk savas baris birlik ittifak ve devletin kendi disindaki butun kisiler ve topluluklarla her turlu islemi yapma gucu olarak ifade edilir Iktidarin paylasimi sayesinde demokratik yollarla iktidara gelen kisiler kendi tiranliklarinin kurmalari engellenmeye calisilmistir Gucler ayriligi ilkesi ile karsilikli denetimin onemi ozellikle II Dunya Savasi oncesi Adolf Hitler in demokratik yollarla iktidara gelmesinden sonra artmistir Demokrasinin araclariDemokrasinin olusmasini saglayan demokrasinin gelismesini amaclayan kurum ve olusumlar aslinda bircok siyasi sistemde de mevcuttur Her devletin bir anayasaya sahip olmasi veya her ulkede siyasi parti bulunmasina ragmen yonetim sekilleri olarak isimleri degistirilir Cunku onemli olan bu kurumlar arasindaki iliskilerdir Parlamento Bern parlamentosu Demokraside meclis rekabet ve esit oy ilkeleriyle halkin temsilcilerinin olusturdugu bir kurumdur Meclis sistemleri hem nitelik hem de nicelik olarak her ulkede farkli gelismistir Tek meclisli sistem cift meclisli sistem ve baskanlik sistemi olarak genellendirebiliriz Yine gorev olarak gucler ayriligi ilkesindeki yasamayi yapan kurum olarak genellendirebiliriz Meclislerin islevleri yasama temsil denetleme ve mesruluktur Siyasi partiler Italya da secimlerin duyurulmasi hakkinda bir belge Haziran 2004 Partiler temsil islevi icin kullanilan araclardir Demokratik ulkelerde siyasi parti bireylerin aktif siyaset yapacaklari alanlardan biri ve en onemlisidir Ulkelerdeki secim sistemlerine gore iki partili sistem ya da cok partili sistem olusur Ingiltere deki gibi iki partinin agirlikli oldugu sistemler secmenlerin cogunlugunun bulundugu orta alandaki bir yogunlasmaya yol acma ve daha radikal dusunceleri dislama egilimindedir Her bir partinin cok sayida gorusu temsil ettigi dusunulur Cok partili siyasi sistemlerde ise dusunceler daha dogrudan temsil edilir Dinsel etnik veya sinifsal dusunceleri temsil ettigini dusunen partiler bulunur Bu halkin egemenliginin meclise daha fazla yansimasini saglarken mecliste farkli goruslerde bulunan bircok parti oldugu icin istikrarin saglanmasi guclesir Anayasa Anayasa bir devletin temel kurumlarinin nasil isleyecegini belirleyen yazili belgelerdir Ayrica kisisel hak ve ozgurlukler bu belgede belirlendigi icin cogunlugun yonettigi bir toplumda iktidarda olanlarin sinirlarini belirler Demokrat dusunurler tarafindan cogunlugun tiranliginin kurulmasini engelleyecek bir devlet organi olarak kabul edilir Sivil toplum orgutleri Sivil toplum orgutleri demokrasiyle ortaya cikan bir orgutlenme degildir ama demokrasiyle onem kazanmistir Sivil toplum modern manada anlamini demokrasi ile kazanirken demokrasi de katilim problemlerin cozumunu sivil toplum ile saglamistir Birbirleriyle ortak amaclara sahip insanlarin olusturduklari gruplarin seslerini ve isteklerinin daha fazla duyurabilmenin bir yoludur Ornegin devletin ekonomideki katilimini azaltmaya cabalayan is adamlari devletin sosyal hizmetlerinde esitligin saglanmasini amaclayan orgutler ve iscilerin veya memurlarin yasam kalitelerini arttirmaya calisan sendikalar gibi cesitli amaclarla toplanmis ve bunun icin demokrasiye katilimi guclendirmis ayrica bir bakima halkin temsilcilerini kendi amaclari dogrultusunda denetleyebilen ya da kendi amaclarina ulasmak icin kamuoyu yaratmaya calisan gruplardir Sivil toplum orgutlerinin ozelligi cogulcu bir yapiya sahip olmasidir Larry Diamond a gore sivil toplumun bu cogulcu yapisi siyaset alanini kontrol altina almaya calisan etnik dinci devrimci ya da otoriter orgutlenmelerle anlasamaz hale getirir Gezi Parki olaylari sirasinda bir protestocu polis mudahalesi sirasinda yaralanmis gozunu gosteriyorKolluk kuvvetleri Ordu ve polis guclerinin demokraside ne kadar bulundugu ne kadar bulunmasi gerektigi her zaman tartisma konusu olmustur Dis tehlikelere karsi ordunun ic duzen icinde polisin silah tekellerinin bulunmasi onlari demokrasi icin gerekli kilmakla birlikte demokrasiyi kaldirma veya kesintiye ugratma gucleriyle de tartisma konusu yapmistir Gelismis demokratik ulkelerde sivil siyasetciler hem hukuken hem de fiilen ordunun ustundedir ve ordu siyasi karar alma mekanizmasinin icine olabildigince az katilir Ozellikle Soguk Savas sonrasi sivil siyasetcinin ustunlugu giderek artmaktadir Demokratik olarak yeterince gelismemis ulkelerde ise askerler danisma kurullariyla dogrudan ya da dolayli olarak karar alma mekanizmasinin icinde bulunur Bu tip ulkelerdeki ortak ozellik ordunun ulke icindeki kurumlar arasinda en ileri teknolojiye sahip ve modern dunyaya en yakin olan kurum olmasidir Ordu genellikle ekonomik gerilik ic karisikliklarin artmasi sivil yonetimin mesrulugunu kaybetmesi ordu ve hukumet arasindaki ihtilaf veya uluslararasi kamuoyunun darbe yonundeki olumlu yaklasimi gibi sebeplerle siyasete mudahale eder Polis ise yonetici sinifin cikarlarinda hareket etmeye baslarsa ne olur sorusuyla dusunurlerin uzerinde durdugu bir kondur Aristo nun muhafizlardan kim muhafaza edecek sorusu bu kayginin cok eskilere dayandigini gosterir Polis gucunun demokrasinin sagladigi hak ve ozgurlukleri kisitlamamasi ve gerektigi zaman yargiya hesap verebilmesi gerekliligi demokratik dusunurlerin ortak tavri olmasina ragmen bunun nasil ve ne kadar yapilmasi gerektigi konusunda gorus ayriliklari yasanir Demokrasinin temel gereksinimleriDemokrasinin farkli sekilleri bulunmakla birlikte hepsi temel ve ortak prensiplere dayanir Bu prensipler farkli sekillerde ifade edilebilir Aslinda belirli kurumlar degil yasalara dokulmeli ve kurumlarda somut hale getirilmeli kacinilmaz prensipler vardir David Deutsch un Le commencement de l infini adli kitabinda hatirlattigi gibi her demokratik sistem kotu politikalarin ve kotu yonetimlerin siddetsiz bir sekilde ortadan kaldirilmasini kolaylastirmak uzerine kuruludur 1950 secimlerinde Demokrat Parti nin kullandigi Yeter Soz Milletindir sloganini tasiyan afis Iktidarin secim yoluyla degistirilebilir olmasi Demokrasi denilince akillara secim gelmektedir Bu yontemde iktidar secim yoluyla el degistirmektedir Demokratik yontemlerle iktidar olabilme ve yine ayni usulle iktidardan ayrilabilme olarak tanimlanmaktadir Bir yargic olarak halk Tarihsel yorumlara gore demokrasi herkesin ayni anda yonetimi olmayacaktir ve asla olmayacaktir Sadece bir sehrin veya daha da az bir devletin olceginde uygulamak imkansizdir ve sonuc olarak politik kararlarin alinmamasiyla sonuclanir Arrow un calismalari farkli goruslerin sentezine dayanan bir sistemdeki sacma durumu gosterdi Bu tum tartismalarin engellenmesine ve fikir degistirilememesine yol acar Daha da kotusu yeni cozumlerin aranmasini imkansiz kilardi Hicbir sentez yeni cozumler olusturmaz veya yeni sorunlarla basa cikmayi saglamaz Antik cagdan itibaren vatandaslarin her birinin kendi politik cozumlerini sunmasi beklenmez Onlar meclis tarafindan formule edilen kararlari ve projeleri secer veya reddederler Bu fikirler herhangi biri tarafindan onerilebilir ancak vatandaslara sunulmak uzere yazili olarak duzenlenmelidir Thukididis e gore Perikles halkin bu temel yargi yetenegine vurgu yapmisti Politik bir projeyi kavrayabilecek insanlar az olsa da onu degerlendirmeye hepimiz yetenege sahibiz Bu nedenle demokraside secmenler alinan kararlari degerlendirir ve degerlendirirler ve oylariyla alinacak sonraki cozumleri secerler Bu cozumler politik sorunlari cozmeye yonelik girisimlerdir Herkesin goruslerinin ortalamasini almak mukemmel bir karara ulasmaya olanak vermez cunku politikada mukemmel karar diye bir sey yoktur Her zaman birden fazla olasi karar arasinda en az zararli olani secmek soz konusudur Diger yandan tum goruslerin bir sentezi yapmak imkansiz bir gorev olur ve paradokslara cozumsuz durumlara yol acar yani bir kararin olmamasina neden olur Bu nedenle vatandaslar oncelikle yargiclardir Halk tarafindan yonetimden bahsettigimizde hukumetler halkin yargisina tabi olurlar Her vatandas yoneticilerin secilmesine veya reddedilmesine katilabilmelidir Deutsch Amerika Birlesik Devletleri ornegiyle bunu aciklar Amerika Birlesik Devletleri Bagimsizlik Bildirgesi ve Amerikan Anayasasi halkin belirli seyleri yapma hakkini vurgular ornegin hukumet degistirme hakki Demokrasi boylece vatandaslara yonetenlerin eylemlerini duzenli secim yoluyla denetleme imkani verir Bu islev cok onemlidir Bazi yazarlar ise secimlerin temel ve onemli islevinin yeni yoneticileri secmekten ziyade demokratik oyun sayesinde kotu yoneticilerin siddetsiz bir sekilde iktidarda kalmasini engellemek oldugunu belirtir Gucler ayriligi Demokrasi ayni zamanda gucun kotuye kullanilmasina karsi korunmak icin kurumlar olusturarak gucu denetleyen ve bolen bir aractir Ornegin Demosthenes in zamaninda 7 farkli kurum bir arada var olmustur Meclis nomothetes halk mahkemesi magistratlar koleji Bes Yuzler Konseyi Boule ve tum hak sahibi vatandaslar arasindan isteyen vatandas olarak adlandirilan bir duzenleme Bunun yani sira demeler ve kabileler icinde de cesitli duzenlemeler vardi Gunumuzde gucler ayriligi yasama yurutme ve yargi kuvvetlerinin birbirleriyle baglantili ama ayni zamanda birbirlerinden bagimsiz organlarca idare edilmesi demektir Siyasal iktidarin sinirlanmasi araclarindan en onemlisi de hic kuskusuz gucler ayriligidir Bu nedenle gucler ayriligina dayanmayan siyasal iktidarin kullaniminin fren ve denge mekanizmalarina baglamamis bir sistemin demokratik bir sistem olarak nitelendirilebilmesi mumkun degildir Demokratik rejimlerin vazgecilmezi konumunda olan gucler ayriligi ilkesi ilk yazili anayasa olan ABD Anayasasi ile uygulamaya konulmustur Katilimcilik Her vatandasin karar sureclerinde aktif rol alabilmesidir Katilimci demokrasi fikri temelleri klasik demokrasinin yucelttigi halk egemenligi katilimci ve yurttaslik ortak fayda uzlasma gibi degerlere gunumuz kosullarina gore yeniden anlam kazandirmaya calismaktadir Bu manada katilimci demokrasi ideal demokrasiyi arzulayan bir siyasal yapiyi ongorur Cagdas demokrasi katilimcidir Dolayisiyla artik demokrasi sadece halkin belirli donemlerde sandiga gidip iradesini belirledikten sonra bir dahaki sandiga kadar iradesini uyku moduna aldigi bir sistem degildir Sandik ve sayi hic suphesiz demokratik mesruiyetin kaynagidir Cagdas demokrasi ayni zamanda katilimi esas alir Cok partili siyasal yasam Bireylerin devlet yasamina katilimlari onemli olcude siyasal partiler araciligiyla gerceklestirilmektedir Bu siyasal yasam tarzinda insanlar bircok parti arasinda kendi dusunce tarzina uygun olan ve iktidarda gormek istedigi partinin secimini yapabildigi bir sistemdir Cok partili siyasal yasam sonucu ulkede farkli ideolojiler olusur ve bu cesitlilik dusunceler arasi rekabete sebep olarak gelisimi arttirir Hukukun ustunlugu Turkiye de 1961 anayasasinda hukuk devleti kavrami olmasina karsin hukukun ustunlugu soz konusu degildi 1982 anayasasi ile beraber hukuk sistemimize girmistir Hukukun ustunlugu vatandaslarin ve vatandaslari yoneten yoneticilerin hukuka uymasi gerektigini icerir Hukukun ustunlugune gore insanlar kurumlar ve devlet gerek tek tarafli islerinde gerekse karsilikli olan iliskilerinde hukuka uygun ve bagli olarak hareket etmelerini ifade eder Muhalefetin varligi Cogulcu demokrasilerin en temel unsurlarindan birisi de muhalefet ya da yonetime elestiri hakkinin varligidir Demokrasiler elestirenin en genis olcekte kabul edildigi siyasal sistemlerdir Muhalefetin varligi ile beraber insanlar yonetime karsi elestiri hakkina sahip olurlar Sosyal medya dunyadaki toplum ve kulturun daha buyuk bir parcasi haline geldikce cevrimici siyasi muhalefet de artmaktadir Genel olarak cevrimici iletisim daha net siyasi muhalefetin yayilmasini artirmistir Sansur secici sansur kutuplasma ve yanki odalari gibi cesitli faktorler siyasi muhalefetin kendini nasil sundugunu degistirmistir Bircok Amerikali Sosyal Medya sitelerinin politik gorusleri sansurledigine inanmaktadir Cogunluk ilkesi Cogunluk ilkesi bir kisi bir grup veya bir dusunce icin toplanmis oylarin o kisi o grup veya o dusunceye ustunluk saglayan sayisi olarak tanimlanabilir Demokrasi kaynagini halk iradesinden alir Tek tek bireysel iradeler secim yoluyla toplanir ve kim cogunlugu elde etmisse iktidari kullanma yetkisini de mesru bicimde elde etmis olur Buradaki cogunlugun iradesi anayasaya uygun oldugu surece gecerli sayilir ve oylamaya katilmayanlar degerlendirmeye alinmazlar Temel hak ve ozgurluklerin guvencesi Cagdas demokratik rejimler ayni zamanda ozgurlukcu rejimlerdir Bu nedenle ozgurluklerin guvence altina alinmadigi bir yerde liberal demokratik devletten soz edilmez Kisacasi liberal demokratik rejim ancak ozgurluk temelinde yukselebilir Hak ve ozgurlukleri esas almayan bir demokrasiden soz edilemez Temel hak ve ozgurluklerimiz evrensel dokunulamaz sinirlandirilamaz ve her devlet duzenleyecegi yasalarla bu haklari ve ozgurlukleri guvence altina almak zorundadir Demokrasi vatandaslari keyfi veya guc istismarindan korumalidir Bunun temeli vatandaslar arasinda esit haklar ilkesine dayanir Her demokrasi tum vatandaslarin ayni yasalara tabi oldugu bir siyasi sistem icerir Hansen demokratia teriminin baslangictan itibaren esit politik haklar anlamina gelen isonomia kelimesiyle esdeger oldugunu ve hatta esit sanslar anlamina gelen isegoria kelimesiyle de iliskilendirildigini belirtiyor Bu ozellik ozellikle Herodot ta bulunur cunku soyle yaziyor Her zaman ve her yerde vatandaslar arasindaki esitlik degerli bir avantajdir tiranlarin hukum surdugu zamanlarda Atinalilar komsularindan daha iyi degildi ancak tiranliktan kurtulduktan sonra ustunlukleri parlak bir sekilde goruldu Bu metin yasa onunde esitlik ilkesinin herhangi bir demokratik sistemin temelinde mutlaka yer aldigini gosteriyor cunku bu ilke yoneticilerin iyi niyetine gore iktidari kullanmasini engeller Ayrica zengin veya fakir entelektuel veya koylu olsun sorumluluklar herkese aciktir ve her biri oy kullanarak politik kararlari kabul etme veya reddetme ve hukumet yetkililerini belirleme konusunda ayni agirliga sahiptir Hansen demokratlar tarafindan dile getirilen farkli esitlik yonleri tum vatandaslarin esit sanslara ve esit hukuki korumaya sahip olmalarini saglayan esitlik haklarina geri donuyordu seklinde yorumlamaktadir Demokrasi bireysel ozgurlugun korunmasini saglayarak yalnizca onun teminati olan yasalari tek egemen olarak kabul eder Hicbir grup sinif veya cogunluk egemenlik hakkini ele geciremez Egemen olan yasalar herhangi bir grup koken veya sinif ayrimi olmaksizin herkese uygulanan yasalardir Demosthenes in doneminde Eschine zaten Timarkhos a Karsi adli eserinde bu ozelligi vurgulamistir Yasalarin vatandaslari korumasi demokrasinin muhrudur Eschine yonetilenlerden degil yoneticileri baglayan yasalardan bahseder Monarsi veya oligarsi liderlerin keyfine gore yonetilirken demokratik devletler vatandaslarin guvenligini ve anayasasini saglayan yasalarla yonetilir Kurumlarin kurulmasi Bir demokratik devlet nufusu her turlu diktatorlukten korumayi amaclayan kurumlarla donatilir Bu prensip Atina demokrasisinin baslangicindan itibaren ortaya cikmistir Demokrasi terimi Atina demokrasisinden itibaren bir diktatorlugu veya tiranligi onlemesi gereken bir Anayasa ya verilen geleneksel addir Bu gereklilik Atina da demokrasinin ana politik sistem oldugu donem boyunca yani MO 507 den MO 322 ye kadar surekli olarak varligini korumustur Zamanla Atinalilar tiranliga karsi cesitli onlemler almislardir Demokrasilerde yasalar vatandaslari korur Kime karsi Bu aciktir politik liderlere ve gorevlilere karsi onlar da vatandaslarla olan iliskilerinde demokratik yasalara saygi gostermelidir seklinde Mogens Hansen Demosthene doneminde Atina demokrasisi adli kitabinda yazmistir Bu zorunluluk bircok metinde de bulunmaktadir bunlarin arasinda kitabelerdeki yazitlar da yer almaktadir Bu metinler demokrasiyi siddet ve zor kullanarak yikmayi tesvik eden herhangi bir eylem veya soylemi kinamaktadir Referans yapilan iki unlu yasa vardir MO 410 ve MO 336 Bu zorunluluga yaklasmak icin birbirini guclendiren bircok yontem bulunmaktadir En ozgun olani ise ostrakizm yontemidir Ostraksizm yontemi Ostrakizm tiranligin geri donmesini onlemek amaciyla kullaniliyordu Yontem politik popularitesi nedeniyle demokrasiyi tehlikeye sokabilecek herhangi bir kisinin uzun yillar sureyle surgun edilme olanagi sunuyordu Devlete en buyuk tehlikeyi tasiyan kisinin adi yaziliyordu Bu yontem demokrasinin her turlu diktatoryal egilimden kusku duydugunu acikca gostermektedir Zira cok populer olan bir siyasi kisi kolayca rejimi etkileyerek tiranliga yol acabilir Perikles in doneminde ostrakizmin islevi tam da bir populist diktatorun iktidara yukselmesine izin vermemekti Ayni sekilde eisangelya bir gorevliyi suclamak icin bir yargilama proseduru sunuyordu Demokraside haklarin gelisimiBir kisi 2007 Fransa cumhurbaskanligi secimlerinin ikinci turunda oyunu kullaniyor Insan haklari Insan haklari tum insanlarin hak ve sayginlik acisindan esit ve ozgur olarak dogdugu anlayisina dayanir Insan haklari her bir bireye bagimsiz secim yapma ve yeteneklerini gelistirme ozgurlugu saglar Klasik demokrasi tanimina benzerliginden dolayi gunumuzde insan haklari ve demokrasi siklikla beraber kullanilir Insan haklari ile demokrasi arasindaki kesin tamamlayicilik bagi eger insan haklari bireyin eksiksiz gelismesi icin gerekli bir kosulsa demokratik toplum da bireyin gelisimi icin gerekli cerceveyi olusturmasi bakimindan bu haklarin kullanilmasi icin gerekli bir kosuldur ayrica demokratik bir toplum bireylerin toplulugun yasamasi icin gonullu olarak verdigi destege dayandigindan insan haklari boyle bir toplumun on kosulu olarak gorulur Kadinlarin Sosyal ve Politik Birligi Women s Social and Political Union WSPU liderleri Annie Kenney solda ve Christabel PankhurstKadinlar Demokraside siyasi esitlik temel olsa bile kadinlar bu esitligi ancak 20 yuzyilda kazanabilmislerdir Kadinlarin siyaset hayatina katilimini destekleyenler bunun siyasi etigi gelistirecegini soylerken karsi cikanlar aile yapisinin bozulacagi dusuncesini dile getiriyorlardi Bazi ulkelerdeki kadinlarin erkeklerle esit oy verme ve aday olma haklarini elde etme tarihleri Tarih Ulke Tarih Ulke Tarih Ulke1893 Yeni Zelanda 1928 Birlesik Krallik 1950 Hindistan1906 Finlandiya 1934 Turkiye 1956 Misir Surinam1913 Norvec 1937 Filipinler 1962 Cezayir1918 Almanya Rusya 1944 Fransa Bulgaristan 1971 Isvicre1919 Belcika Ukrayna 1945 Gurcistan Italya 1974 Urdun1920 Arnavutluk ABD 1947 Arjantin Japonya 1976 Portekiz Ayrica 1999 istatistiklerine gore Dunyadaki her 100 parlamenterden 13 u kadin Dunyada devlet ya da hukumet baskanligi yapan her 100 kisiden 5 i kadin Dunyadaki her 100 bakandan 12 tanesi kadin Dunyadaki 16 meclis disinda kalan meclislerdeki kadinlarin orani 25 in altinda Demokraside kadinlari sadece secme secilme hakkina indirgememek gerekir Ayrica feminist sivil toplum orgutleriyle de demokrasiye etkin katilimi saglanmaya calisilmistir Azinliklar Bir toplumun etnik dini veya cinsel olarak genel ortakliklarindan ayrilan gruplar o toplumun azinlik statusundedirler Oligarsik otoriter devlet yapilarindan demokrasiye gecen toplumlarda azinliklarin diger gruplara gore daha fazla demokrasiyi savunmalar genel kabul goren bir olgudur Ayrica uluslararasi kurumlar tarafindan yapilan demokrasi seviyesi degerlendirmelerinde azinlik haklari onemli kistaslardan biridir Uygulamada farkli gorusler ve elestirilerCogulculuk gorusu Pluralist Cogulcu bakis acisi Montesquieu ve Locke a dayandirilir James Madison in Federalist Yazilar da yazdigi makalelerde sistemlesmistir Madison a gore denetimden uzak demokratik sistemin bireysel haklarin ihlal edilecegi bir cogunlukcu Majoritarianism sisteme donusebilirdi Bunu engellemek icin gucler ayriligi ilkesi federalizm ve iki meclisli bir hukumet bicimi onermistir Bu sistem toplumdaki farkliligin ve coklulugun varligini tanidigindan ve bu tur bir cokluluk halini istenir gordugunden dolayi Madison in modeli cogulcu demokrasinin ilk gelismis ifadesidir Noam Chomsky Madison modelini elestirerek 1787 de ABD Anayasa Konferansi nda James Madison in vurguladigi sekilde hukumetin baslica gorevinin zengin azinligi cogunluktan korumak oldugu ilkesi uzerine kurulmustur Bu nedenle o donemin tek yari demokratik ulkesi olan Ingiltere yi ornek vererek toplumun geneline kamusal islerde soz hakki verilirse halkin esitlige yonelik reformlari veya baska canavarliklari gerceklestirebilecegi konusunda uyariyor ve Amerikan sisteminin savunulmasi aslinda hakim olmasi gereken mulkiyet haklarina yonelik saldirilar karsisinda uyanik olmasi gerektigini soyluyordu der Seckinci gorus Elitizm Bu gorusun en tipik temsilcisi filozof krallarin iktidarda olmasini isteyen Platon dur M O 427 347 Klasik elitizm bir recete sunmaktan ziyade bir olguyu tespit iddiasiyla elit yonetiminin toplumsal hayatin kacinilmaz ve degistirilemez bir gercegi oldugunu ileri surer Vilfredo Pareto 1848 1923 ve Gaetano Mosca 1857 1941 klasik elitizmin belli basli teorisyenleridir Mosca toplumu yoneten ve yonetilen olarak iki sinifa ayirirken Pareto yonetenin iki ozelligini anlatirken Machiavelli nin tilkiler kurnazlik ve aslanlar zor kullanma benzetmesine atifta bulunur Modern donem seckinci goruste rekabetci seckincilik demokratik elitizm diger seckinci goruslere gore daha yaygindir Buna gore secmenler gene oy verirler ama bu sadece hangi elitin kendilerini yoneteceklerini secmek icindir Demokratik haklarin bir kismini icinde barindirmasindan dolayi rekabetci seckincilik demokrasinin zayif bir goruntusu olarak tasvir edilir Marksist gorus Marksizm toplumu sinif tabanli dusunur ve gercek demokrasinin ancak sinif farkliliklari kaldirildigi zaman olabildigini iddia eder Yani demokrasi icin siyasi esitligin yeterli olmadigini bunun yaninda sosyal esitligin de saglanmasi gerektigi savunur Marksist yaklasim gorusleri itibari ile halk demokrasisine yakindir Daha cok liberal demokrasiyi elestirir ve elestirilerini liberal demokrasinin siyasi esitlik vaadi ile kapitalist sistemin olusturdugu sosyal esitsizlik celiskisine dayandirir Neo marksist Jurgen Habermas ve Claus Offe ye gore bir yandan demokratik surec hukumeti ekonomik ve sosyal hayattaki sorumluluklarini yerine getirecek kamusal talepleri karsilamaya zorlamakta ote yandan yol acabilecegi mali krizler sistemi tehdit etmektedir Yani kapitalist bir demokrasi icin mesruiyet krizi riski surekli olarak mevcuttur Ayrica bu gorus uluslararasi iliskiler alaninda da kullanilmaktadir Bununla birlikte Mao Zedong Yeni Demokrasi adiyla bir gorus one surmus demokrasinin feodalizm ya da onun uzantisi feodal sosyalizmi devirmek ve somurgecilikten bagimsizlik elde etmeyi amaclamasi gerektigini ifade etmistir Mao ya gore bunlarin gerceklesebilmesi icin ise Karl Marx ve Vladimir Lenin in belirttigi burjuva sinifiyla mucadele etme onerisini daha genis bir paydaya bolusturmek gereklidir Marksist Leninist teoriler barindiran bu dusunceye gore sosyalizme dogrudan varmak icin eski egemen duzenle mucadele eden isci sinifi koylu sinifi sehir kucuk burjuvazisi ve milli burjuvazi nin koalisyonuna ihtiyac vardir ve bu yolla eski kapitalist duzene karsi mucadele edilmelidir Bu koalisyon isci sinifinin ve onun oncu partisi olan komunist parti rehberliginde olacaktir Korporatist gorus Toplumda temel birim olarak birey ya da sinifi alan goruslere karsit olarak insanlari isbolumu icinde olduklari yere gore ve sahip olduklari meslegin butun uyeleriyle birlikte orgutleyen korporasyonlarin toplumun orgutlenmesinde temel olmasini bu orgutlerin bireysel ve sinifsal cikar catismalarinin yerine bireyler ve bireyle devlet arasinda bir cikar uyumu ve dayanisma saglayacagini savunan siyasal ogretidir Mussolini korporatist devlet yapisi icin sunlari soylemistir Korporatist devlet liberal kapitalizmin ki bu ekonomik sistem bireysel kar i vurgulamaktadir sonu demek olup kolektif cikarlari one cikaran yeni bir ekonominin baslangicini isaret etmektedir Bu kolektif cikarlar ureticilerin kendilerinin hazirladigi uretim regulasyonlarina dayanan bir korporatift sistem vasitasiyla elde edilecektir Ureticiler derken sadece isverenleri kastetmiyorum isciler de bunun icindedir Korporatist dusunurler bireylerin bagli bulundugu orgutlerin siyasi karar alma surecinde etkinligi arttigi icin demokraside temsil ozelliginin arttigini soylerken karsit dusuncedekiler guclu ve etkin orgutlenmelerin karar alma surecinde kendi cikarlarinda hareket edeceginden siyasi esitligi bozabilecegini veya hukumetin kendine yakin orgutlere ayricalik taniyabileceginden dolayi demokrasiyi gelistirici bir sistem olmadigini savunurlar Uluslararasi iliskilerde demokrasiDemokrasiyi uluslararasi iliskiler disiplininde ozellikle cumhuriyetci liberal dusunurler dile getirmislerdir Genel olarak demokratik liberal cumhuriyetler birbiriyle savasmazlar cumlesiyle aciklanabilir Demokratik cumhuriyetci hukumetlerin karsilikli saygi ve uzlasmazliklarin bariscil yollarla cozumune daha fazla onem verdikleri iddia edilerek liberal demokratik devletlerin artmasi uluslararasi barisin yayginlastirilmasinin garantisi olarak gorulmektedir Ayrica bakinizDemokrasinin ana hatlari At nali teorisi Iktidar Yurutme Yonetim bicimleri Referandum Secmen Katilimi Demokrasi Indeksi Demokrasi turleri Demokratiklesme Yonetim bicimleriAlintilarAllen Nevins Henry Steele Commager ABD Tarihi Dogubati yayinlari ISBN 9758717111 Andrew Heywood Siyaset Liberte yayinlari ISBN 9752500153 Anthony Giddens Sosyoloji Ayrac yayinlari ISBN 9758087363 Anthony Arblaster Demokrasi Doruk Yayimcilik ISBN 9755533133 Arend Lijphart Demokrasi Motifleri Salyangoz yayinlari cev Gunes Ayas Utku Umut Bulsun ISBN 975 6277 18 1 Eddie J Girdner People and Power Literatur yayinlari ISBN 9757860808 Manfred G Schmidt Demokrasi Kuramlarina Giris Vadi Yayinlari ISBN 9756768274 Michael A Ledeen Liderlik ve guc kullaniminda Machiavelli Literatur yayincilik ISBN 9758431234 Mumtaz er Turkone Siyaset Lotus yayinlari ISBN 9756665068 Oral Sander Siyasi Tarih Imge Kitabevi ISBN 9755330437 Platon Devlet Cev Canan Eyi Temmuz 2001 Istanbul Robert A Dahl Modern political analysis Prentice Hall ISBN 0135970474 Selahattin Erturk Diktaci Tutum ve Demokrasi Kultur Bakanligi ISBN 9751712149 Tayyar Ari Uluslararasi Iliskiler Teorileri Alfa yayincilik ISBN 9752970761 Timur Taner Kuresellesme ve Demokrasi Krizi Imge yayinevi ISBN 9755331603Kaynakca 29 Aralik 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi 5 Agustos 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi genbilim 11 Mart 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Subat 2007 Guclu Turkiye Partisi 24 Subat 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Subat 2007 Adalet ve Kalkinma Partisi 6 Aralik 2006 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Subat 2007 Asiri Demokrasi Olarak Anarsi 17 Eylul 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde Erisim tarihi 29 02 2008 Tangian Andranik 2020 Analytical Theory of Democracy History Mathematics and Applications Studies in Choice and Welfare Cham Switzerland Springer doi 10 1007 978 3 030 39691 6 ISBN 978 3 030 39690 9 Oxford English Dictionary democracy Watkins Frederick 1970 Democracy Encyclopaedia Britannica Ingilizce 7 Expo 70 hardcover bas William Benton ss 215 23 ISBN 978 0 85229 135 1 www merriam webster com Ingilizce 16 Mayis 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 5 Temmuz 2018 Locke John Two Treatises on Government a Translation into Modern English Quote There is no practical alternative to majority political rule i e to taking the consent of the majority as the act of the whole and binding every individual It would be next to impossible to obtain the consent of every individual before acting collectively No rational people could desire and constitute a society that had to dissolve straightaway because the majority was unable to make the final decision and the society was incapable of acting as one body There is no practical alternative to majority political rule E2 80 93 i e to taking the consent of the majority as the act of the whole and binding every individual Google Books Nisanyan Sozluk 2 Temmuz 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 28 Kasim 2021 www cnrtl fr 17 Ocak 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 28 Kasim 2021 a b Kara Panterler Partisi eski liderlerinden Bin Vahad ile roportaj 20 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde erisim tarihi 18 Temmuz 2008 http www wilsonsalmanac com womens electoral chronology html 31 Aralik 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Wilson s almanac Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Oxford isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Brittanica isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Popper Karl 23 April 1988 The open society and its enemies revisited The Economist 2016 reprint 23 Agustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Gagnon Jean Paul 1 Haziran 2018 2 234 Descriptions of Democracy Democratic Theory 5 1 92 113 doi 10 3167 dt 2018 050107 ISSN 2332 8894 6 Kasim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Temmuz 2023 a b Staff writer 22 Agustos 2007 Liberty and justice for some The Economist 28 Aralik 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Temmuz 2023 Annan Kofi Democracy Council of Europe Dahl Robert A Shapiro Ian Cheibub Jose Antonio 15 Agustos 2003 The Democracy Sourcebook Ingilizce MIT Press ISBN 978 0 262 54147 3 Henaff Marcel Strong Tracy B 2001 Public space and democracy Minneapolis University of Minnesota Press ISBN 978 0 8166 3388 3 www britannica com Ingilizce 6 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Subat 2022 Kimber Richard September 1989 On democracy 12 3 201 199 219 doi 10 1111 j 1467 9477 1989 tb00090 x Full text 17 Ekim 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde Diamond Larry Morlino Leonardo 25 Kasim 2005 Assessing the Quality of Democracy JHU Press ISBN 978 0 8018 8287 6 Google Books vasitasiyla Scruton Roger 9 Agustos 2013 A Point of View Is democracy overrated BBC News BBC 23 Agustos 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Temmuz 2023 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Kopstein2014 isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme UK Parliament 11 Mayis 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Agustos 2014 Courts and Tribunals Judiciary 28 Mayis 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 9 Kasim 2014 Daily Express News 2 Agustos 2013 All party meet vows to uphold Parliament supremacy Express Publications Madurai Limited 27 Mart 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Agustos 2013 Barak Aharon 2 Kasim 2006 The Judge in a Democracy Princeton University Press ISBN 978 0 691 12017 1 Google Books vasitasiyla Kelsen Hans October 1955 Foundations of democracy Ethics 66 1 1 101 doi 10 1086 291036 JSTOR 2378551 Nussbaum Martha 2000 Women and human development the capabilities approach Cambridge New York Cambridge University Press ISBN 978 0 521 00385 8 Snyder Richard Samuels David 2006 Devaluing the vote in Latin America Diamond Larry Plattner Marc F Ed Electoral systems and democracy Baltimore Johns Hopkins University Press s 168 ISBN 978 0 8018 8475 7 The Age of the Democratic Revolution Political History of Europe and America 1760 1800 1959 Montesquieu Spirit of Law Bk II ch 2 3 Everdell William R The end of kings a history of republics and republicans 2 2yil 2000 bas Chicago University of Chicago Press ISBN 978 0 226 22482 4 Hansen 1999 231 2 Fordham edu 5 Subat 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Subat 2007 Eski Hindistan da demokrasi 3 Mart 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Subat 2007 The British Library 27 Mart 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Ekim 2017 The Society of Antiquaries of London 25 Eylul 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Ekim 2017 The British Library 22 Aralik 2016 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Aralik 2016 Rise of Parliament The National Archives 22 Eylul 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Nisan 2015 Origins and growth of Parliament The National Archives 7 Haziran 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Nisan 2015 North Douglass C Weingast Barry R 1989 Constitutions and Commitment The Evolution of Institutions Governing Public Choice in Seventeenth Century England The Journal of Economic History Ingilizce 49 4 803 832 doi 10 1017 S0022050700009451 ISSN 1471 6372 Bureau of International Information Programs IIP U S Department of State 24 Ekim 2014 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 30 Ekim 2014 The earliest and perhaps greatest victory for liberalism was achieved in England The rising commercial class that had supported the Tudor monarchy in the 16th century led the revolutionary battle in the 17th and succeeded in establishing the supremacy of Parliament and eventually of the House of Commons What emerged as the distinctive feature of modern constitutionalism was not the insistence on the idea that the king is subject to law although this concept is an essential attribute of all constitutionalism This notion was already well established in the Middle Ages What was distinctive was the establishment of effective means of political control whereby the rule of law might be enforced Modern constitutionalism was born with the political requirement that representative government depended upon the consent of citizen subjects However as can be seen through provisions in the 1689 Bill of Rights the English Revolution was fought not just to protect the rights of property in the narrow sense but to establish those liberties which liberals believed essential to human dignity and moral worth The rights of man enumerated in the English Bill of Rights gradually were proclaimed beyond the boundaries of England notably in the American Declaration of Independence of 1776 and in the French Declaration of the Rights of Man in 1789 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi refNARoP isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Locke John 1988 1689 Laslett Peter Ed Two Treatises of Government Sec 87 123 209 222 Cambridge University Press ISBN 978 0 521 35448 6 Curte Merle 1937 The Great Mr Locke America s Philosopher 1783 1861 The Huntington Library Bulletin Ingilizce 11 107 151 doi 10 2307 3818115 ISSN 1935 0708 JSTOR 3818115 Locke John Two Treatises on Government a Translation into Modern English Quote Government has no other end but the preservation of property There is no practical alternative to majority political rule E2 80 93 i e to taking the consent of the majority as the act of the whole and binding every individual Google Books and David Rubel 2002 The Story of America Freedom and Crisis from Settlement to Superpower DK Publishing Inc New York 978 0 7894 8903 6 p 61 Clifton E Olmstead 1960 History of Religion in the United States Prentice Hall Englewood Cliffs NJ pp 63 65 74 75 102 05 114 15 Christopher Fennell 1998 Plymouth Colony Legal Structure 29 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Tocqueville Alexis de 2003 Barnes amp Noble pp 11 18 19 978 0 7607 5230 2 Manfred G Schmidt Demokrasi Kuramlarina Giris ceviren M Emin Koktas Vadi Yayinlari Ekim 2002 Ankara 26 Kasim 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Mayis 2007 Allan Nevins Henry Steele Commager ABD tarihi s 31 Allan Nevins Henry Steele Commager ABD tarihi s 226 ABD demokrasi tarihi 15 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde erisim tarihi 18 Temmuz 2008 Ingilizce Oral Sander Siyasi Tarih s 164 Anadolu Universitesi 6 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde erisim tarihi 18 Temmuz 2008 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi 1 isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Mounk Yascha January 2017 The Signs of Deconsolidation Journal of Democracy Ingilizce 29 Mayis 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 16 Mayis 2017 Diamond Larry 15 Eylul 2015 Timeline Democracy in Recession The New York Times 20 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Ocak 2016 7 Eylul 2006 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 7 Eylul 2006 Independent org 13 Haziran 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Agustos 2010 Julian Go 2007 A Globalizing Constitutionalism Views from the Postcolony 1945 2000 Arjomand Said Amir Ed Constitutionalism and political reconstruction Brill ss 92 94 ISBN 978 90 04 15174 1 University of Cambridge 2 Aralik 2013 4 Aralik 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 16 Aralik 2013 World South Asia Country profiles Country profile India BBC News 7 Haziran 2010 2 Subat 2012 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Agustos 2010 Our World in Data 15 Subat 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Subat 2020 Un org 15 Kasim 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Agustos 2010 World Forum on Democracy 16 Ekim 2013 tarihinde kaynagindan arsivlendi Bingham Adrian 25 Haziran 2019 History amp Policy 2 Temmuz 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 31 Aralik 2022 msa maryland gov 3 Ocak 2023 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 3 Ocak 2023 Sanders Mark 2000 Your Right To Vote United States Raintree Steck Vaugh company Wall John October 2014 Democratising democracy the road from women s to children s suffrage PDF The International Journal of Human Rights 18 6 6 646 59 doi 10 1080 13642987 2014 944807 20 Nisan 2017 tarihinde kaynagindan PDF Rutgers University vasitasiyla As populism rises fragile democracies move to weaken their courts Christian Science Monitor 13 Kasim 2018 ISSN 0882 7729 13 Kasim 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Kasim 2018 Biden Says Democracy Is Winning It s Not That Simple Bloomberg com Ingilizce 16 Temmuz 2023 Erisim tarihi 19 Temmuz 2023 VOA Ingilizce 16 Ocak 2018 16 Ocak 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Temmuz 2023 Gozler Kemal 25 Aralik 2016 Prof Kemal Gozler Elveda kuvvetler ayriligi elveda anayasa T24 27 Aralik 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 27 Ocak 2017 Kose Hilal 26 Aralik 2016 Prof Dr Kaboglu Padisahin bile partisi yoktu Cumhuriyet 2 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 27 Ocak 2017 Baskanlik sistemine karsi binler Anitkabir e akin etti Sozcu Ankara 5 Aralik 2016 3 Subat 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 27 Ocak 2017 Nazifa Alizada Rowan Cole Lisa Gastaldi Sandra Grahn Sebastian Hellmeier Palina Kolvani Jean Lachapelle Anna Luhrmann Seraphine F Maerz Shreeya Pillai and Staffan I Lindberg 2021 Autocratization Turns Viral Democracy Report 2021 University of Gothenburg V Dem Institute https www v dem net media filer public 74 8c 748c68ad f224 4cd7 87f9 8794add5c60f dr 2021 updated pdf 14 Eylul 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde Malka Ariel Lelkes Yphtach Bakker Bert N Spivack Eliyahu 2020 Who Is Open to Authoritarian Governance within Western Democracies Perspectives on Politics Ingilizce 20 3 808 827 doi 10 1017 S1537592720002091 ISSN 1537 5927 28 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Temmuz 2023 Haggard Stephan Kaufman Robert 2021 Backsliding Democratic Regress in the Contemporary World Cambridge University Press Ingilizce doi 10 1017 9781108957809 ISBN 978 1 108 95780 9 3 Mart 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Ocak 2021 PDF V Dem Institute at the May 2019 5 Haziran 2019 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 26 Nisan 2021 Mettler Suzanne 2020 Four Threats The Recurring Crises of American Democracy New York St Martin s Press ISBN 978 1 250 24442 0 OCLC 1155487679 17 Mart 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Temmuz 2023 Farrell Henry 14 Agustos 2020 History tells us there are four key threats to U S democracy The Washington Post 18 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Temmuz 2023 Lieberman By Suzanne Mettler and Robert C 10 Agustos 2020 Foreign Affairs Ingilizce 6 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Agustos 2020 www idea int 24 Mart 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 28 Ocak 2021 Repucci Sarah Slipowitz Amy Freedom House 2 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 28 Ocak 2021 Greskovitz Bela 2015 The Hollowing and Backsliding of Democracy in East Central Europe Global Policy 6 1 28 37 doi 10 1111 1758 5899 12225 Rhodes Purdy Matthew Madrid Raul L 27 Kasim 2019 The perils of personalism Democratization 27 2 321 339 doi 10 1080 13510347 2019 1696310 ISSN 1351 0347 Internet Classics Archive 18 Agustos 2000 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Haziran 2018 Aristotle Internet Encyclopedia of Philosophy 31 Mart 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Temmuz 2023 Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi 02 isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Springer Simon 2011 Public Space as Emancipation Meditations on Anarchism Radical Democracy Neoliberalism and Violence Antipode 43 2 525 62 doi 10 1111 j 1467 8330 2010 00827 x 18 Agustos 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Temmuz 2023 Joseph Schumpeter 1950 Capitalism Socialism and Democracy Harper Perennial 978 0 06 133008 7 1957 An Economic Theory of Democracy HarperCollins College 978 0 06 041750 5 Dworkin Ronald 2006 Is Democracy Possible Here Princeton Princeton University Press 978 0 691 13872 5 p 134 Dahl Robert 1989 Democracy and its Critics New Haven Yale University Press 978 0 300 04938 1 www oecd org 15 Haziran 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Kasim 2020 Gutmann Amy and Dennis Thompson 2002 Why Deliberative Democracy Princeton University Press 978 0 691 12019 5 Joshua Cohen Deliberation and Democratic Legitimacy in Essays on Reason and Politics Deliberative Democracy Ed James Bohman and William Rehg The MIT Press Cambridge 1997 72 73 Ethan J Can Direct Democracy Be Made Deliberative Buffalo Law Review Vol 54 2006 Warren Mark E Pearse Hilary 2008 Designing Deliberative Democracy The British Columbia Citizens Assembly Cambridge University Press 5 Haziran 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Temmuz 2023 Suiter Jane Farrell David M O Malley Eoin 1 Mart 2016 When do deliberative citizens change their opinions Evidence from the Irish Citizens Assembly International Political Science Review Ingilizce 37 2 198 212 doi 10 1177 0192512114544068 ISSN 0192 5121 Smith Graham 2009 Democratic Innovations Designing Institutions for Citizen Participation Theories of Institutional Design Cambridge Cambridge University Press ISBN 978 0 521 51477 4 8 Nisan 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Temmuz 2023 Arugay Aries A 2021 Democratic Transitions The Palgrave Encyclopedia of Global Security Studies Cham Springer International Publishing ss 1 7 doi 10 1007 978 3 319 74336 3 190 1 ISBN 978 3 319 74336 3 Munck G L 2001 Democratic Transitions International Encyclopedia of the Social amp Behavioral Sciences Elsevier ss 3425 3428 doi 10 1016 b0 08 043076 7 01135 9 ISBN 978 0 08 043076 8 Friend Celeste n d Internet Encyclopedia of Philosophy 16 Mayis 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Nisan 2022 27 Eylul 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Daron Acemoglu Suresh Naidu Pascual Restrepo James A Robinson February 2019 Democracy Does Cause Growth Journal of Political Economy 127 1 47 100 doi 10 1086 700936 hdl 1721 1 124287 A Barak The Judge in a Democracy Princeton University Press 2006 p 40 978 0 691 12017 1 Google Books link T R Williamson Problems in American Democracy Kessinger Publishing 2004 p 36 978 1 4191 4316 8 Google Books link U K Preuss Perspectives of Democracy and the Rule of Law Journal of Law and Society 18 3 1991 pp 353 64 G F Gaus C Kukathas Handbook of Political Theory SAGE 2004 pp 143 45 978 0 7619 6787 3 Google Books link The Judge in a Democracy Princeton University Press 2006 p 26 978 0 691 12017 1 Google Books link Budge Ian 2001 Direct democracy Clarke Paul A B Foweraker Joe Ed Encyclopedia of Political Thought Taylor amp Francis ISBN 978 0 415 19396 2 Rudaw 31 Ocak 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Beramendi Virginia and Jennifer Somalie Angeyo Direct Democracy The International Idea Handbook Stockholm Sweden International IDEA 2008 Print a b c Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Golay isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Denham Diana 2008 Teaching Rebellion Stories from the Grassroots Mobilization in Oaxaca Niels Barmeyer Developing Zapatista Autonomy Chapter Three Who is Running the Show The Workings of Zapatista Government Zibechi Raul 2013 Dispersing Power Social Movements as Anti State Forces in Latin America Manin Bernard 1997 Principles of Representative Government Cambridge University Press ss 8 11 24 Nisan 2003 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Temmuz 2023 Wsu edu 6 Haziran 1999 3 Subat 1999 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Agustos 2010 Fenichel Pitkin Hanna September 2004 Representation and democracy uneasy alliance 27 3 335 42 doi 10 1111 j 1467 9477 2004 00109 x Aristotle Ch 9 Politics Book 4 Kochler Hans 1987 The Crisis of Representative Democracy Frankfurt M Bern New York ISBN 978 3 8204 8843 2 Urbinati Nadia 1 Ekim 2008 2 Representative Democracy Principles and Genealogy ISBN 978 0 226 84279 0 Keen Benjamin A History of Latin America Boston Houghton Mifflin 1980 Kuykendall Ralph Hawaii A History New York Prentice Hall 1948 Brown Charles H The Correspondents War New York 1967 Taussig Capt J K Experiences during the Boxer Rebellion in Quarterdeck and Fo c sle Chicago Rand McNally amp Company 1963 a b c d Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi O Neil Patrick H 2010 isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme Garret Elizabeth 13 Ekim 2005 The Promise and Perils of Hybrid Democracy PDF The Henry Lecture University of Oklahoma Law School 9 Ekim 2017 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 7 Agustos 2012 Serdult Uwe 2014 Qvortrup Matt Ed Referendums in Switzerland Referendums Around the World The Continued Growth of Direct Democracy Ingilizce Londra Palgrave Macmillan UK ss 65 121 doi 10 1057 9781137314703 4 ISBN 978 1 137 31470 3 erisim tarihi 17 Haziran 2022 Themercury co za 17 Ocak 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 22 Agustos 2010 July 2008 5 Agustos 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Ekim 2012 www bartleby com 23 Agustos 2000 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 8 Ocak 2022 Hanioglu M Sukru TDV Islam Ansiklopedisi TDV Islam Ansiklopedisi 25 Temmuz 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 17 Mart 2020 Andrew Heywood Siyaset Liberte yayinlari 2006 s 102 Mumtaz er Turkone Siyaset Lotus Yayinlari Eylul 2005 Ankara s 197 List of Electoral Democracies FIW23 15 Nisan 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde by Freedom House Andrew Heywood Siyaset Liberte yayinlari 2006 s 109 Mumtaz er Turkone Siyaset Lotus Yayinlari Eylul 2005 Ankara s 199 tmobb org 28 Eylul 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2007 www nzcatholic org nz Erisim tarihi 12 12 2007 13 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce Zaman gazetesi 30 Eylul 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Ocak 2007 Aksiyon dergisi 27 Eylul 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Ocak 2007 Dr Seref Iba 17 Kasim 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Ocak 2007 Dr M Tevfik Gulsoy 24 Ocak 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Ocak 2007 Anthony Giddens Sosyoloji Ayrac Yayinevi Ankara 2000 s 367 Osmangazi Universitesi kongre tutanaklari PDF 19 Mart 2007 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 17 Ocak 2007 Larry Diamond Rethinking civil society Toward Democratic Consolidation Journal of Democracy Andrew Heywood Siyaset Liberte yayinlari 2006 s 548 a b c d e f g Deutsch David Treiner Jacques Gicquel Francoise 2016 Le commencement de l infini les explications transforment le monde Paris Cassini ISBN 978 2 84225 215 1 a b c d e f g h Prof Dr Omer ANAYURT Anayasa Hukuku Temel Kavramlar ve Turk Anayasa Hukuku Seckin Yayinlari Temel Hukuku Dizisi s 64 PDF Dr Mehmet Emin Akgul 28 Aralik 2013 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Katilimci Demokrasi Kapsam ve Unsurlari 21 Haziran 2020 tarihinde kaynagindan Ashokkumar Ashwini Talaifar Sanaz Fraser William T Landabur Rodrigo Buhrmester Michael Gomez Angel Paredes Borja Swann William B November 2020 Censoring political opposition online Who does it and why Journal of Experimental Social Psychology Ingilizce 91 104031 doi 10 1016 j jesp 2020 104031 PMC 7415017 2 PMID 32834107 Nadeem Reem 19 Agustos 2020 Pew Research Center Internet Science amp Tech Ingilizce 21 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Mart 2023 a b Anayasacilik Acisindan Cogunluk Ilkesi PDF Mehmet TURHAN 22 Haziran 2020 tarihinde kaynagindan PDF Baneth Nouailhetas Emilienne 23 Mart 2006 Le postcolonial histoires de langues Herodote no 120 1 48 76 doi 10 3917 her 120 0048 ISSN 0338 487X Popper Karl Raimund Bosetti Giancarlo Henry Jacqueline Orsoni Claude 1993 La lecon de ce siecle suivi de Deux essais de Karl Popper sur la liberte et l Etat democratique entretien avec Giancarlo Bosetti Paris Anatolia ed ISBN 978 2 909848 07 5 Hansen Mogens Herman Bardet Serge 2009 La democratie athenienne a l epoque de Demosthene structure principes et ideologie Texto Paris Tallandier ISBN 978 2 84734 581 0 Avrupa Komisyonu Turkiye Temsilciligi nin gorusu 13 Aralik 2006 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Ocak 2007 Wilson s Almanac 31 Aralik 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce Kadin Sorunlari Arastirma ve Uygulama Merkezi doc 20 Ocak 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2007 Andrew Heywood Siyaset Liberte yayinlari 2006 s 112 Noam Chomsky roportaji 5 Mayis 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Ocak 2007 Andrew Heywood Siyaset s 116 Mumtaz er Turkone Siyaset Lotus Yayinlari Eylul 2005 Ankara s 208 Stuart R Schram Mao s road to power revolutionary writings 1912 1949 Vol VII New Democracy 1939 1941 Armonk NY Sharpe 2005 s 330 369 Teknik Guc Sayi 144 1 Ocak 2005 25 Nisan 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Ocak 2007 Doc Dr Andrew Ryder 28 Eylul 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 21 Ocak 2007 Mumtaz er Turkone Siyaset s 205 Tayyar Ari Uluslararasi Iliskiler Teorileri Alfa Yayincilik 2004 Ekim s 385Dis baglantilarVikipedi nin kardes projelerinden hakkinda daha fazla bilgi edininCommons ta dosyalarVikisoz de alintilar Makale ve roportajlar Niyazi Berkes Sempozyum18 Subat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sukulerizm demokrasi Prof Can Aktan8 Subat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Aksiyon dergisi Pervez Mansur roportaji27 Eylul 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Sekulerizm demokrasi Friedrich A Von Hayek8 Subat 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Radikal gazetesi30 Aralik 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kuruluslar SODEV12 Eylul 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Demokrasi Vakfi22 Subat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Arastirmalar Kadin Sorunlari Arastirma ve Uygulama Merkezi20 Ocak 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Osmangazi Universitesi kongre tutanaklari19 Mart 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce siteler Demokratik manifesto16 Temmuz 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde Fairvote org10 Aralik 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Journal of Democracy8 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde