Bu maddede bulunmasına karşın yetersizliği nedeniyle bazı bilgilerin hangi kaynaktan alındığı belirsizdir.Haziran 2020) () ( |
Dinler tarihi, dinleri benzer ve farklı yönleri ile karşılaştırmalı olarak inceleyen bir bilim dalıdır. Bu bilim dalının temelinde karşılaştırma, tarih ve din olmak üzere üç olgu bulunmaktadır. Bunlardan karşılaştırma kelimesi bu bilim dalının genel metodunu belirtir. Tarih kelimesi bu bilimin bir tarih bilimi olduğunu, din ise bu bilimin konusunun din olduğunu ifade eder. İnsan hayatında özel bir yere sahip olan dinleri konu edinen tarih branşına da ''karşılaştırmalı dinler tarihi'' veya sadece ''dinler tarihi'' denir.
Din bilimleri, dinlere inceleme konusu bir nesne olarak yaklaşan bilim dallarından oluşan gruba verilen isimdir. Dinlerin savunmasını yapan bilimlere ise ''ilahiyat bilimleri'' denir. Bu bakımdan din bilimleri ile ilahiyat bilimleri birbirine karıştırılmamalıdır. Din bilimleri, yeryüzünde var olmuş bütün dinleri doğuşundan gelişmesine ve yok olmasına kadar her yönüyle inceleme konusu yapar. Dinlerin kaynakları, inanç, ibadet ve ahlak sistemleri, kurumlarının oluşum süreçleri gibi bütün şekil ve tezahürler din bilimlerinin ilgi alanına girer. Ayrıca dinî değerler, tecrübeler, idealler, beklentiler, hisler, tavırlar, hayat ile din arasındaki bütün kompleks münasebetler, din ile bilim, edebiyat, felsefe, sanat, siyaset ve ahlak arasındaki ilişkiler, dinler arası karşılıklı tesirler, hatta ateizm gibi bütün hususlar din bilimlerinin inceleme alanına girmektedir. Bu kadar geniş bir inceleme alanını, din bilimleri içinde yer alan alt bilim dalları kendi aralarında paylaşmış bulunmaktadır. Dinler tarihi de bu bilim dallarından biridir.
Konusu ve metodu
Dinler tarihi, tarih boyunca yeryüzünde var olmuş bütün dinleri tarafsız olarak karşılaştırmalı bir şekilde inceleme konusu yapan bir bilim dalıdır. Bu bakımdan, herhangi bir dinin savunmasını yapan ilahiyat bilimlerinden ayrılır. Bu bilim dalı, bütün dinleri aynı kategoride değerlendirir; dinleri üstünlük, gelişmişlik, doğruluk ve yanlışlık bakımından değerlendirmeye tabi tutmaz. Onları belli bir kalıba sokmaya çalışmadan oldukları gibi inceler. Birden fazla dini inceleme konusu yaptığı için bu bilim dalı İslam tarihi, Hristiyanlık tarihi gibi sadece bir dinin tarihini inceleme konusu yapan bilim dallarından da ayrılır.
Her disiplinin belli bir özel konusu vardır. Dinler tarihinin konusu da yeryüzünde var olmuş bütün dinlerdir. Beşeri kültürün çeşitli halkalarında uzun zaman yaşamış ve daha sonra çeşitli nedenlerle ortadan kalkmış dinler de dahil olmak üzere bugün yeryüzünde yaşamakta olan bütün dinleri inceleme konusu yapar. Bu incelemede dinlerin doğuşlarını, gelişmelerini, birbirleriyle etkileşimlerini, karşılaştırmalı tarihlerini, inanç, ibadet ve ahlak sistemlerini, dinî kurumlarını, kültlerini ve mezheplerini ele alır.
Dinler tarihinin temel metodu, tarihî-karşılaştırmalı metottur. Dinler tarihi dinlerin doğuşu, gelişmesi, yok olması gibi konularda tarihî-karşılaştırmalı metoda baş vurur. Bu bilim dalı, felsefe gibi zihinsel kurgularla dinî olguları yorumlamaya kalkışmaz. Malzemesini daima tarihten, yaşanan ve tecrübe edilen hayattan alır. Tarihî-karşılaştırmalı metodu kullanarak bir dinin veya dinlerdeki bir fenomenin nasıl ortaya çıkıp şekillendiğini ortaya koyar. Örneğin Hristiyanlıktaki teslis inancının oluşumunun tarihî sürecini Hristiyanlığın irtibatta bulunduğu diğer dinlerdeki Tanrı anlayışıyla karşılaştırarak ortaya koyar. Bu tarihî-karşılaştırma metodunun dışında fenomenoloji ve yorumsamacılık metotlarını da kullanır. Tarihî-karşılaştırmalı metotla derleyip yapısını oluşturduğu olguları fenomenolojik metotla sınıflandırır. Daha sonra yorumsamacı metoda başvurarak bu fenomenlerin yapısını anlayıp yorumlamaya çalışır. Dinler tarihi, bu işlemler esnasında başka bilimlerin metotlarını da kullanır. Filoloji, antropoloji, epigrafya, etnoloji, arkeoloji, mitoloji, sosyoloji ve psikoloji gibi bilimlerin verilerinden faydalanır. Özellikle filoloji bilimi, dinî metinlerin analizinde, anlaşılmasında ve sınıflandırılmasında dinler tarihine önemli katkılarda bulunur.
İlkel, Kadim ve Klasik İnançlar
İlk insanlar doğayı açıklayamadıkları için doğayı ve hayvanları Tanrı kabul etmişlerdir. Ayrıca doğa şartlarından korunmak için Şamanizm hareketinin temellerini atmışlardır. MÖ 10.000 yılında inşa edildiği düşünülen, tarihin ilk tapınağı olan Göbeklitepe'de (günümüzde Şanlıurfa ili) ilk kez ölüleri gömme gelenekleri uygulanmıştır. Sonraları yerleşik hayata geçilmeye başlanmasıyla birlikte insanlar, bazı karmaşık din sistemlerini benimsemişlerdir. Yerleşik hayata geçilmesi ile boş zamana erişim olduğundan dolayı ruhban sınıfı ortaya çıkmıştır. Paleolitik dönemden (Eski Taş Çağı) günümüze Venüs heykelcikleri, Chauvet Mağarası resimleri ve Sungir çocukları gibi çeşitli dinî kalıntılar kalmıştır.
Dinler, ilk insanlara gün, ay, mevsimler, hava durumu gibi doğal fenomenler ve tanrıların bunların üzerindeki etkisine ilişkin açıklamalar sundu. Bunlar çoğu kez yaratılış öykülerinden ve tanrılar ile insanların etkileşimine ilişkin masallardan oluştular. Antik Mısırlılar gibi erken uygarlıkların bıraktığı gelişkin mezarlar ve tapınaklardan anlaşıldı ki, bir öte dünya inancı vardı. Ölüm ve ölü gömme ritüelleri, dinde büyük bir rol oynadı. İnsanlar giderek daha büyük topluluklar hâlinde yerleşik yaşama geçtikçe, tanrılara adanan görkemli tapınaklar kent ve kasabaların merkezi hâline geldi.
Antik Mezopotamya, İran ve Mısır İnançları
Antik Mezopotamya
Mezopotamya, tarih boyunca birçok dinin ortaya çıktığı önemli bir coğrafi bölgedir. Bugün modern dinlerde bile olan Tufan ve Cennet'ten kovulma hikâyeleri ilk defa Sümerlerin metinlerinde geçmektedir. Mezopotamya bölgesinde yaşayan Sümer medeniyeti, Ziggurat adı verilen kule tapınakları yapmışlardır. Zigguratlar yedi katlı olup, toplam üç ana bölümden oluşurlardı. İlk katlar erzak deposu, orta katlar okul ve tapınak, son katlar ise rasathane olarak kullanılırdı. Sümerlerde hissedilen her nesnenin bir Tanrısı vardı ve bunlar da insan görünümündeydiler; fakat insanüstü güçleri olan ölümsüz varlıklardı. Tanrılar, insanlara ne istediklerini bildirmez, ancak insanlar onlara kendilerinden istenileni sorarak öğrenebilirdi. Gılgamış, Yaratılış ve Tufan gibi hikâyelerin ilk örnekleri de Sümerlerde görülmektedir.
Sümerlerde ibadet ise, genel olarak dua, kurban, sunu ve dinÎ merasimlerden oluşmuştur. Dualardan sonra tapınaklarda gerçekleştirilen en yaygın ibadetler, adak ve kurbanlardır.
Sümer mitleri, sonraki birçok Mezopotamya uygarlığını etkilemiştir. Örneğin Babiller tarafından anlatılan Babil Kulesi efsanesi, dinlerin oluşumunu açıklayan önemli bir mittir. Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri sayılan Babil'in Asma Bahçeleri içinde bulunan Babil Kulesi, efsaneye göre Tanrı Marduk adına yapılmıştır. Ayrıca Babil dininin merkezinde, toplam yedi kil tablet üzerine kaydedilen yaratılış destanı Enûma Eliş vardı. Bu destanın anlattığı olaylar dizisi büyük ölçüde eski Sümer mitolojisinden uyarlanmıştı; ama bu yeni anlatımda başrolü Babil tanrıları oynamaktaydı.
Bir diğer Mezopotamya uygarlığı olan Asurlular, Babiller ile aynı tanrı panteonuna tapıyorlardı. Onların dinlerine göre bir savaş kaybedince bu, dünyanın çökeceği ile ilgilidir.
Mezopotamya bölgesi ayrıca, İbrahimî dinler için oldukça önemli olan, inanılan ve bir din büyüğü ve peygamber olarak kabul edilen İbrahim'in yaşadığı coğrafyadır. Soy açısından bakıldığında İbrahim, bugün en önemli üç İbrahimî din olan Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam'ın ortak atasıdır. Urfa bölgesinde veya o civarlarda yaşamını sürdürdüğüne inanılan İbrahim Peygamber'in, Museviliğin temellerini attığına inanılmaktadır. İbrahim, Hristiyanlıkta da bir uyarıcı olarak kabul edilirken, İslam'a göre ise önemli bir peygamber ve Muhammed'in atasıdır.
Antik İran
Eski İran'da MÖ 1400-1200 arasında bir peygamber olarak kabul edilen Zerdüşt tarafından kurulan Zerdüştlük inancı, varlığını sürdürmeye devam eden en eski dinlerden ve kayıtlara geçmiş olan ilk tek tanrılı inançlardan biridir. Zerdüşt'ün dini, bilgeliğin efendisi olan Ahura Mazda'yı da kapsayan eski Hint-İran tanrı sisteminden gelişti. Zerdüştlükte ''Ahura Mazda'', tek üstün Tanrı, her iyiliğin kaynağı ve kötülük ile kargaşanın karşısında düzeni ve hakikati temsil eden bilge yaratıcı düzeyine yükseltilir. Ahura Mazda'ya onun yarattıkları ve Ameşa Spenta (altı ilahi ruh) yardım eder. Yedinci ve daha zor tanımlanan Spenta, Ahura Mazda'nın kendi ''cömert ruhu'' ve iradesinin aracısı olarak görülen Spenta Mainyu'dur.
Zerdüşt'ün öğretileri erken Hindu metinlerinden yararlandığını gösterse de, kendisi bu metinlerle ilgili dini içgörülerinin doğrudan Tanrı'dan geldiğini varsaydı. Zerdüşt, Ahura Mazda'ya tapmayı vaaz etmeye başladığında, Rusya'nın güney bozkırlarında yarı göçebe ve çoban İranlılar arasında bir din adamıydı. Başlangıçta çok az taraftar buldu; ama yerel bir hükümdarı kendi dinine çevirdi ve o da bu dini halkının resmî dini yaptı. Bütün bunlara karşın, dinin bütün Pers diyarına yayılması MÖ 6. yüzyılda, "Kralların Kralı" unvanına sahip olan Ahameniş İmparatorluğu hükümdarı Büyük Kiros döneminde oldu.
Günümüzde Zerdüştlük dini, azınlık dinlerden biri olarak varlığını sürdürmekte ve toplam takipçi sayısının da 2-3 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. Zerdüştlerin çoğunluğu Orta İran, Batı Hindistan ve Güney Pakistan'da yaşamaktadır.
Antik Mısır
Antik Mısır Uygarlığı, Antik Çağ'daki en önemli yerleşim yerlerinden birisiydi. Kuzeydoğu Afrika'da, Nil Nehri'nin denize ulaştığı çevrede yayılmış antik bir medeniyetti. Uygarlığın yayıldığı bölge, bugünkü Mısır ülkesi toprakları içinde yer almaktadır. MÖ 3050 yılları civarında kuruluşundan önce, "Aşağı Mısır" (Nil Deltası ve güneyi, şimdiki Kuzey Mısır) ve "Yukarı Mısır" (Teb kenti merkez olmak üzere günümüz Güney Mısır) olarak ikiye ayrılmaktaydı. MÖ 3150 yılında, ilk firavunun yönetimi altında Aşağı Mısır ve Yukarı Mısır politik olarak birleşti.
Antik Mısır'ın birçok başarısı, uygarlık içinde ortaya çıkan çeşitli gelişmelere ve uygulamalara dayanmaktadır. Taş ocaklarının işletilmesi, anıtsal piramitlerin ve tapınakların inşası, dikilitaşların yapımına olanak sağlayan ölçümleme ve inşaat teknikleri, taşkın sonrası kaybolan arazi sınırlarının tespitinde harita ve kadastro bilgisi, pratik ve etkili bir tıp bilgisi, sulama ve tarım teknikleri, bilinen ilk geminin yapımı, Mısır fayans ve cam tekniği, yeni yazı biçimleri (hiyeroglif) ve bilinen en eski barış antlaşması (Kadeş Antlaşması) gibi...
Antik Mısır, izole bir coğrafyada olduğu için kendi dinleri ne dışarıdan çok fazla etkilenmiştir, ne de dışarıdaki diğer dinleri çok fazla etkilemiştir. Eski Krallık döneminde, baş Tanrı olarak Güneş tanrısı "Ra" seçilmiştir. Orta Krallık döneminde Ra rahiplerinin güçlenmesiyle "Amon" baş Tanrı yapılıp Ra rahiplerinin gücü kırılmıştır. Yeni Krallık döneminde ise Amon ve Ra birleşerek Amon-Ra'yı oluşturmuştur. Ayrıca Amon rahiplerinin güçlenmesi üzerine, onların gücünü kırmak için Akhenaton, "Aten"i tek Tanrı olarak benimsemiştir; ama bu benimseme sadece Akhenaton Dönemi ile sınırlı kalmıştır. "Firavunlar" ise, Gök Tanrı Horus’un yeniden dünyaya gelişi olarak tanımlanmıştır. Amon rahiplerinin yine güçlenmesi üzerine Firavun II. Ramses, kendisi Tanrı olduğundan, kendisinin en iyi kararı vereceğini söylemiş ve Amon rahiplerinin gücünü kırmıştır.
Antik Mısır’da kediler ve hamam böcekleri gibi birtakım hayvanlar da Tanrı olarak sayılmıştır. Antik Yunan tarihçisi Herodot, Antik Mısır'da kedisi ölen birinin, kaşlarını, saçını ve -varsa- sakalını kazıtarak kedisinin yasını tuttuğunu yazmıştır.
Mısırlılar, ölümden sonrayı çok kafaya takmışlardı. Antik Mısır'da öldükten sonra batıya gidileceği inancı vardı. Bunun üzerine, Eski Krallık Dönemi'nden Orta Krallık Dönemi'ne kadar hüküm süren ve firavunların mezarları olarak tasarlanan birtakım piramitler inşa ettiler. ''Mısır Piramitleri'' olarak bilinen bu ünlü yapıların sayısı 118 ile 138 arasındadır. Bunların en büyüğü, Kahire yakınlarındaki Gize kentinde yer alan Keops Piramidi olup, bu yapı Dünyanın Yedi Harikası arasında günümüzde ayakta kalabilmeyi başaran tek yapıdır. Helenistik Dönem'de Mısır mitolojisi ve dini, Yunan mitolojisinin etkisinde kaldı.
Antik Mısır'ın dinler tarihindeki bir başka önemi ise, İbrahimî dinlerde bir din büyüğü ve peygamber olarak inanılan Yusuf'un hayatının çoğunluğunu geçirdiği bölge olmasındandır. Anlatılanlara göre, Orta Doğu'daki Kenan kentinde yaşayan ve Peygamber Yakup'un 12 oğlundan biri olan Yusuf, bir gün kıskançlık duyguları nedeniyle kardeşleri tarafından bir kuyuya bırakılır. Kardeşleri, babalarının yanına gidip Yusuf'un bir kurt tarafından parçalandığını söylerler. Yusuf kuyuda tek başına kalırken, birden yoldan geçmekte olan bir kervan tarafından kurtarılır ve köle olarak Mısır'a götürülür. Orada türlü zorluklar çektikten sonra Mısır'a sultan olur ve günün birinde kardeşleri ve babasıyla karşılaşır. Yusuf'un bu ünlü hikâyesine, İslam'ın kutsal kitabı olan Kur'an'ın Yusuf Suresi'nde ayrıntılı olarak yer verilir.
Yahudilik
Musa (Moşeh ben Amram) | |
---|---|
Yahudiler tarafından en büyük peygamber olarak kabul edilen Musa'nın ne zaman doğup yaşadığı tam olarak bilinmiyor; ancak MÖ 1300, 1200 veya 1500'lü yıllarda yaşadığı tahmin ediliyor. Musa'nın adının İbranicedeki karşılığı "Moşeh" idir. Yahudi kitabı Tanah'taki anlatımlara göre İsrailoğulları'nın önderi ve kanun koyucusu olan Moşeh, Tanah'ın ilk beş kitabının birleşimi olan Tevrat'ın gökten indiricisi olarak atfedilir. Tevrat'taki Çıkış Kitabı'na göre Firavun, İsrailoğulları'nın nüfusunu azaltmak için tüm yeni doğan İbrani erkek çocuklarının öldürülmesini emretti. Moşeh'in annesi Yohebed ise, onu gizlice sakladı. İlerleyen yıllarda YHVH, İsrailoğulları ve Firavun arasında barış yapmak için Moşeh'i Mısır'a gönderdi. Mısır Belaları'ndan sonra Moşeh, halkını İsrailoğulları'nın Mısır'dan çıktıkları yerin ötesine götürdü. Ardından Moşeh'in On Emir'i aldığı Sina Dağı'na yerleştiler. Yaklaşık kırk yıl bu topraklarda yaşadıktan sonra Moşeh, Nebo Dağı'nda, Vadedilmiş Topraklar üzerinde öldü. |
Varlığını sürdüren en eski dinlerden biri olan Yahudilik, Levant bölgesinde 3500 yıldan fazla bir süre önce gelişti. Yahudi milletinin tarihiyle yakından bağlantılıdır. Tanrı'nın Yahudi halkıyla antlaşması, inanışa göre Tanrı'nın İbrahim'e büyük bir soy ve bölge vadetmesiyle başladı. Tanrı, İbrahim'in ve onun soyundan gelenlerin kendisine itaat etmeleri ve antlaşmanın bir işareti olarak (sünnet) olmaları gerektiğini emretti. Bunun karşılığında da Tanrı onlara yol gösterecek, bir toprak verecek ve onları koruyacaktı. İbrahim, imanından ötürü bir oğulla, İshak'la ödüllendirildi. İshak'ın da bir oğlu oldu ve Tanah'ın anlattığına göre Yusuf'un babası olan Yakup doğdu. İbrahim, İshak ve Yakup peygamberler, hep birlikte "Babalar" olarak bilinir ve anılır.
Yahudilik inancına göre Yahudilik, en büyük peygamber olarak kabul edilen Musa'ya Tanrı (YHVH) tarafından Sina Dağı'nda vahyedilen On Emir ile bildirilmiştir. Yahudilik inancı, o dönemde etrafta pagan dinleri doluyken nadir rastlanan bir tek tanrılı dindi. Hatta dünyanın en eski tek tanrılı dinlerindendir.
Yahudiliğin kutsal kitabı Tanah'tır. Hristiyanlar, Tanah'ı Kitâb-ı Mukaddes'in Yeni Ahit'ten önceki kısmı olarak "Eski Ahit" adıyla kutsal sayarlarken; Müslümanlar sadece Tanah'ın bünyesindeki Tevrat ve Zebur'u kutsal sayarlar, ancak onların değiştirildiğine de inanırlar.
Yahudi kutsal kitabı Tanah, Yakup'un ve evlatlarının Mısır'da nasıl köleleştirildiklerini ve daha sonra Tanrı'nın emriyle Musa tarafından nasıl kurtarıldığını anlatır. Musa, halkını İsrail Diyarı'na geri götürdü ve oraya tekrar yerleştiler. Daha sonra Tanrı, oraya Davud Peygamber'i kral olarak atadı. Onun torunlarından birinin Yahudi halkı için yeni bir çağ açmaya geleceği inancı da buradan kaynaklandı. Davud'un oğlu Süleyman, Kudüs'te Yahudi halkının İsrail Diyarı üzerindeki hakkını simgeleyen kalıcı bir tapınak (Süleyman Tapınağı) inşa etti. Ancak Yahudiler, iki kez ülkelerinden zorla çıkartıldı ve tapınakları yıkıldı: Birincisi, MÖ 6. yüzyılda Babiller tarafından; ikincisi de MS 1. yüzyılda Roma tarafından.
Yabancı egemenliğinin bir sonucu olarak Yahudi halkı yaygın bir diaspora hâline geldi. Daha sonraki yıllarda bazı Yahudiler İspanya, Portekiz, Kuzey Afrika ve Orta Doğu'ya, bazıları da Orta Avrupa ve Doğu Avrupa'ya yerleşti. Bu coğrafi ayrılık, Yahudiliğin farklı gelişmesine ve farklı dinî geleneklerin oluşmasına yol açtı. Yahudi düşüncesinin altın çağı, 10. ve 12. yüzyıllar arasında İspanya'da Musa bin Meymun (İbn Meymun) gibi önemli filozoflar üretti. 20. yüzyılda Museviliği farklı kollara bölen bir diğer konu ise, kadınların statüsüydü. Yahudi kimliğinin sadece anne soyundan aktarıldığı kanısına varan öğretiye rağmen, kadınlar yakın zamana kadar dinî törenlerde aktif rol oynamadı.
Musevilik, birçok tek tanrılı dinde de kutsal sayılan bir dindir. Museviler (Yahudiler) antik çağlarda Antik İsrail gibi devletlerin resmî dini olmuştur. Roma İmparatorluğu döneminde imparatorları Tanrı olarak saymadıkları için birtakım katliamlara ve istilalara uğramışlar ve Avrupa’nın dört bir yanına dağıtılmışlardır. Orta Çağ'da hüküm sürmüş bir Türk devleti olan Hazar Kağanlığı, varlığını sürdürebilmek için Museviliği devletin resmî dini yapmıştır. Son olarak 20. yüzyılda, 1948'de kurulan İsrail Devleti'nin de resmî dini olmuştur. Günümüzde Museviliğin resmî din olduğu tek ülke İsrail'dir.
Bugün ne kadar Yahudi yaşadığını belirlemek zordur. Ancak, günümüzde dünya üzerinde yaklaşık olarak 14-15 milyon Yahudinin yaşadığı tahmin edilmektedir; bunların da çoğunluğu Kuzey Amerika ve İsrail'de yaşamaktadır.
Hint Yarımadası Kökenli Dinler
Hinduizm
Hinduizm'in nasıl ve kim tarafından ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir. Kökenleri Demir Çağı'na kadar götürülür; ama aslında daha çok Hindistan alt kıtasının yerli dinlerinin pek çoğunu kapsayan bir şemsiye terimdir. ''Hindu'' sözcüğü özünde "Hindistanlı" demektir ve halkın yerli dinleri, İslam gibi ülkeye dışarıdan sokulan dinlerden ve Caynacılık ile Budizm gibi diğer dinlerden ayrılır.
Kutsal kitapları Veda metinleridir. Vedalar, dinin teorik dayanağı (Brahmana) ve tarih, mitoloji, din ve felsefe gibi çeşitli konuları (Mahabharata ve Ramayana) işlemektedir. Reankarnasyon inancının bulunduğu Hinduizme göre, insan öldükten sonra günahları ve iyiliklerine göre yeni bir bedende tekrar dünyaya gelir. Bu dinde özellikle inekler kutsaldır ve dinde, sınıf farklılığı ve sosyal tabakalaşmanın bir formu olan kast sistemi vardır.
Hinduizm gelenekleri, önce Büyük İskender yönetimindeki Yunanların, sonra Hristiyanların etkilerine uyum sağlamış; en sonunda da İslam’ın Hindistan’a gelmesi ile İslam’ın etkisinde kalmıştır.
Hinduizm inancı, özellikle Hindistan, Nepal ve Bangladeş'te yaygındır. Günümüzde yaklaşık 1.1 milyar takipçisi ile Hristiyanlık ve İslam'ın ardından üçüncü sırada yer almaktadır.
Budizm
Siddhartha Gautama Buda | |
---|---|
Hindistan'ın kuzeydoğusunda, MÖ 563 civarında Şakya kabilesinin liderinin oğlu olarak dünyaya gelen Siddhartha, rahat bir ortamda büyüdü ve iyi bir eğitim aldı. 16 yaşında evlendi ve bir oğlu oldu. Sarayda zenginlik ve gösteriş içinde hayatını sürdüren Siddhartha, 29 yaşına geldiğinde bu yaşamından hoşnutsuzluk duymaya başladı ve bir gece ansızın evini ve ailesini terk etti. Siddhartha, yıllarını dindar bir çileci olarak geçirdi. "Aydınlanma" olarak tarif ettiği bir deneyimden sonra gezgin bir öğretmen oldu ve "Buda" adını aldı. Kısa sürede, özellikle İndus-Ganj ovaları çevresinde çok sayıda taraftar topladı. Buda, keşiş ve rahibe toplulukları kurdu. Taraftarlarının sayıları giderek arttı. Ayrıca civardaki hükümdarlarla ve diğer inançların öğretmenleriyle tartışmalara da girdi. Yaklaşık 80 yaşında öldüğünde, kurduğu Budizm, önemli bir dinî hareket hâline gelmişti. |
MÖ 6. yüzyılda Siddhartha Gautama Buda tarafından kurulan Budizm, ilk önce Hindistan'da ortaya çıkmış ve daha sonra zaman içerisinde Güneydoğu ve Doğu Asya coğrafyasına yayılmıştır. Farklı bakış açılarına göre din veya felsefe olarak tanımlanan Budizmin asıl hedefi, hayattaki acı, ıstırap ve tatminsizliğin kaynaklarını açıklamak ve bunları gidermenin yollarını göstermektir. Budizmde öğretilerin ana çatısını meditasyon gibi içe bakış yöntemleri, reenkarnasyon denilen doğum-ölüm döngüsünün tekrarı ve karma denilen neden-sonuç zinciri gibi kavramlar oluşturmaktadır.
Budizm, Sanskritçe ve Pali dillerindeki eski Budist metinlerinde ''uyanmış kişi ve farkında olan'' anlamına gelen ''Buddha'' kelimesinden türetilmiştir. Siddhartha Buda'nın hayattaki acıların kaynağını açıklamak amacıyla yaptığı uzun çalışmalar sonucunda, ıstırabı sona erdirecek bir manevî anlayışa ulaştığı ve bunun sonucunda Budalık'a eriştiği kabul edilir.
Budizm, açıkça bir tanrıyı ya da tanrıları gerektirmediğinden dolayı, bazılarınca bir din değil, daha çok felsefi bir sistem olarak görülür. Kurucusu Gautama Buda, düşünceleriyle ilgisiz olduğu için tanrıların varlığını ne onayladı, ne de inkâr etti; ama o günden bugüne Budizmin bazı kolları, pratiklerinin merkezinde tanrılar yer almasa bile daha fazla tanrıcılıkla ilgili oldu.
Budizm, Siddhartha Gautama'nın ölümünden sonra (MÖ 400'ler) 500 sene boyunca Hint Yarımadası'nda, daha sonra Asya ve dünyanın geri kalanında yayılmaya başlamıştır. Hindistan anakarasında zamanla etkisini yitiren Budizm, 20. yüzyılın ikinci yarısından beri gerilemekte olsa da, Güneydoğu Asya ve Uzak Doğu kültüründe etkisini günümüze kadar devam ettirmiştir ve birçok taraftar da toplamıştır.
Budizm, esasında Buda’nın oluşturduğu bir felsefe olup amacı uyanışa ermektir. Buda, acıları anlamak için yola çıkıp ustalardan ders almış, en sonunda ise aydınlanmanın denge ile olacağına karar vermiştir. Buda, öğretilerini herhangi mistik bir öğeye (vahiy) veya varlığa (melek) değil, uzun bir deneyim-düşünce döneminden sonra ulaştığı sonuçlara dayandırdı. Ayrıca kendisi, inancı için civardaki hükümdarlarla ve diğer ruhani öğretmenlerle tartışmalara da girdi.
Budizm, sonraları İpek Yolu aracılığıyla yayılmıştır. Bir Türk devleti olan Uygurlar tarafından benimsenmiş ve yapılan seferler sonucunda Çin’e yayılmıştır. Japonlar ise Budizm'i Çin aracılığıyla öğrenmiştir.
Budizm, günümüzde 500 milyondan fazla takipçisiyle dünyanın en kalabalık dördüncü dinidir.
Sihizm
Sihizm, Guru Nanak tarafından oluşturulan tek tanrılı bir dindir. 15. yüzyılın sonlarında Hint Yarımadası'nın Pencap bölgesinde ortaya çıkmıştır. Kutsal kitapları ''Guru Granth Sahib''dir.
Sihizm, kurucusu Guru Nanak'ın (1469-1539) ve onun yerine geçen diğer dokuz Sih gurusunun ruhani öğretileriyle gelişmiştir. Onuncu guru Gobind Singh (1676-1708), Sih kutsal kitabı Guru Granth Sahib'i halefi tayin ederek bu kutsal kitabı Sihler için ebedi ve ruhani rehber olarak belirlemiştir. Kurucusu Guru Nanak, "doğruluk, sadakat, özdenetim ve saflık" içeren "aktif, yaratıcı ve pratik bir yaşam" sürdürmenin metafizik gerçeğin çok ötesinde olduğunu ve ideal insanın "tanrı ile birlik kurduğunu, tanrının iradesini bildiğini ve bu iradeyi gerçekleştirdiğini" öğretmiştir. Sihizm, takipçilerine "Beş Hırsız"ı, yani şehvet, öfke, açgözlülük, bağlılık ve egoyu değiştirmeyi öğretir.
Sihizm, dinsel baskıların olduğu bir dönemde gelişti, yayıldı ve hem Hinduizm hem de İslam dinlerinden gelenleri kabul etti. 16. yüzyılda Hindistan'da kurulan Müslüman Babür İmparatorluğu hükümdarları, İslam'a geçmeyi reddeden Sih gurularından ikisine -Guru Arjan (1563-1605) ve Guru Tegh Bahadur (1621-1675)- işkence edip idam ettiler. Sih inancına mensup kişilere karşı yapılan bu tür yaklaşımlar, vicdan ve din özgürlüğünü koruma emri olarak 1699'da Guru Gobind Singh tarafından "Khalsa"nın kurulmasını tetikledi.
Günümüz itibarıyla dünyada Sihizm dininin taraftar sayısının yaklaşık 25 milyon olduğu tahmin edilmektedir.
Mezoamerikan Dinleri
Mezoamerikan inançları çok tanrılı dinlerdi. Dinî törenleri genellikle kanlı olurdu. Örneğin Meksika'da hüküm süren Aztekler, törenlerinde Tanrıları yatıştırmak için kurban törenleri gerçekleştirerek Tanrıları memnun ettiklerine inanırlardı.
Aztek medeniyetinin sonu, inançlarından dolayı olmuştur. Aztek kralı Muntezama, Cortez adındaki bir İspanyolun mitlerinde geçen ve barış getirecek Tanrı olduğunu iddia etti ama tam tersine ölüm getirdi.
Meksika ve Orta Amerika civarında yaşayan bir diğer Mezoamerikan uygarlığı olan Mayalar ise, günümüzdeki futbolun ilkel bir versiyonunu oynayarak, kazanan takımı ödül olarak öldürürlerdi. Ayrıca Mayaların inançlarının takvim döngüleri olurdu. Bu döngüler bitince bir Tanrının yeryüzüne geldiğine inanırlardı. Günümüzde Meksika'da yer alan İtza Piramidi, Maya Uygarlığı'ndan kalmış olan en eski tarihî ve dinî yapılardan biridir.
1438-1533 yılları arasında Güney Amerika'daki And Dağları üzerinde varlıklarını sürdüren İnka medeniyeti de, diğer Mezoamerikan uygarlıklardan farklı olmayarak çok tanrılı bir dine sahipti. Yaratıcı konumunda bir Tanrı ve onun yarattığı birçok başka Tanrı vardı. Toprak, deniz, Güneş ve Ay'ı temsil eden tanrılar da vardı.
İnkalar, altının güneşten gelen bir çeşit şekerleme olduğunu düşünürlerdi. Altın, ancak çeşitli kutular, mücevherler gibi törensel eşyalar ya da süslü mezar taşları veya tapınaklar yapmak amacıyla kullanıldığında bir değere sahipti. Dinî törenler ve kutlamaların büyük çoğunluğu ekim ve hasat dönemlerinde yapılırdı. Tanrılara hayvan, hatta insan kurban eden İnkalar, bu kutsal törenleri depremler, savaşlar ya da imparatorlarının ölümleri gibi toplumu sarsan büyük olaylardan sonra yaparlardı.
Uzak Doğu Dinleri
Taoizm ve Konfüçyüsçülük, Çin kökenli dinlerdir. Bu iki din de Zhou Hanedanlığı (MÖ 1046 – MÖ 256) döneminde çıkmıştır. Taoizm inancı sonraları Japonları etkilemiştir.
Konfüçyüsçülük, eski bir Çin ahlâkı ve Çin felsefesi sistemi olup, ünlü Çinli bilgin ve filozof Konfüçyüs'ün öğretilerinden yola çıkarak gelişmiştir. Ağırlığı, insan ahlâklı ve iyi amellerdedir. Konfüçyüsçülük ahlâk, sosyal, politik, felsefî ve dini düşüncelerden oluşan karmaşık bir sistem olup, tarih boyunca Doğu Asya'nın kültürü ve tarihi üzerinde önemli etkisi olmuştur. Çin kökenli diğer dinlere göre ise, imparatorlar gökler tarafından seçilirdi. Bu dine mensup olanlar reenkarnasyona inanırlardı.
Japonya kökenli bir din olan Şintoizm, animizime benzer. Şintoizm dini, doğaya saygıyı emreder ve her şeyin ruhu olduğuna inanır. Baş Tanrısı Amaterasu’dur. II. Dünya Savaşı sırasında (1939-45) milliyetçiliğin artması ile birlikte Japonya’da Şintoizm’e inanan sayısı arttı. Sonrasında ise düşüş yaşadı; ama buna rağmen Şintoizm, günümüzde en çok inanılan onuncu dindir.
Eski Avrupa Dinleri
Keltler Medeniyeti, Avrupa’nın çoğunu kaplıyorlardı ve kendileri ile birlikte dinleri de yayılıyordu. Keltlerin dini inançları hakkında pek fazla bir bilgi yoktur. Çünkü uzun süre boyunca yazıyı kullanmayıp bilgilerini ve kültürlerini sözlü bir şekilde aktarmışlardır. Dinleri ile ilgili yazılı kaynakları, Roma gibi diğer medeniyetler tutmuştur. Avrupa’nın kuzeyinde ise Cermen dinleri yaygındı.
Antik Yunan
Eski Yunan kültüründe çok tanrılı bir inanış vardı. Her önemli doğa öğesi ve insan duyguları ile ilgili tanrılar vardı. Tanrıların tanrısı Zeus, dünyayı ve gökleri yönetir, ondan sonra kardeşleri Hades ve Poseidon gelirdi. Antik Yunanların inanışlarına göre Zeus, önceleri Tanrıların tanrısı değildi; babası Kronos'u devirdi ve hâkimiyeti eline aldı. Fakat Zeus gibi babası Kronos da asıl tanrı değildi ve o da gerçek tanrı olan Uranos ve karısı Gaia'yı devirip iş başına geçmişti. Zeus'un kardeşlerinden olan Hades, ölülerin dünyası olduğu kabul edilen yer altı dünyasını, Poseidon ise Yunanların yaşamlarında hayatî öneme sahip olan denizlerin tanrısıydı.
Zeus ve kardeşlerinin Olimpos Dağı'nda yaşadıklarına inanılırdı. Yunanlar, tanrılarını mutlu etmek için veya onlara armağan sunmak için düzenli olarak olimpiyat oyunları düzenlerlerdi. Bu oyunlar, tanrıların yaşıyor olduğuna inanılan Olimpos Dağı'nda düzenlenirdi ve adını da bu dağda düzenlenmesinden ötürü alırdı.
Yunan mitolojisine göre Zeus'un Hera adında bir karısı vardı. Zeus'un bazı çocukları Hephaistos, Apollon, Artemis, Athena, Ares, Dionysos ve Hermes idi. Tüm bu tanrıların insanlar gibi yaşadığına, âşık olduğuna, evlendiğine, kıskançlığa kapıldığına, kavga ettiklerine, üzüldüklerine, sevindiklerine, ara bozduklarına ve ölümsüz olduklarına inanılırdı. Ayrıca Yunanlar birtakım mağaraların, tanrılarının tapınakları olduğuna inanırlardı. Bundan dolayı Korint ve Delfi'de rahip ve rahibeler, tanrılar adına kâhinlik yapardı.
MÖ 4. yüzyılda, Antik Yunanistan bölgesinde Makedonya kralı Büyük İskender'in fetihlerinin (MÖ 336-323) ardından çıkan Helenizm Hareketi, Yunan şehirlerinin resmî dini oldu. Sonraki dönemlerde Helenizm, Roma devletinin resmî dini olup değişime uğradı. Roma sayesinde Helenizm çok geniş bir coğrafyaya yayıldı.
Hristiyanlık
Nasıralı İsa (Yeşua HaNotzri) | |
---|---|
Türkçe literatürde İslam etkisi nedeniyle yaygın olarak İsa adıyla anılan Yeşua, yaklaşık MÖ 4 yılında, günümüzde Filistin bölgesi sınırlarında yer alan, ancak o dönemde Roma İmparatorluğu'nun Yahudiye eyaleti sınırları içerisinde bulunan Beytüllahim şehrinde, annesi Meryem'in bakire olduğuna ilişkin iddia edilen bir mucizeyle doğdu. Yeşua'nın doğum yeri Beytüllahim olarak kabul edilmekle birlikte, küçüklüğünden beri oraya yerleştiği için memleketi sıklıkla Nasıra olarak geçer. Bu yüzden Hristiyan kaynaklarda Yeşua, "Nasıralı Yeşua/Nasıralı İsa" olarak da anılır. Ayrıca Hristiyanlık dini, "Nasranilik" olarak da adlandırılır. Yeşua'nın erken yaşamıyla ilgili fazla bir şey bilinmemektedir. Yahudi bir ailede doğmuş ve çok büyük olasılıkla Yahudi kutsal yazıları ve dini konusunda eğitim görmüştür. Yeni Ahit'e göre babasının (Yusuf) mesleğini sürdürüp marangozluk yapmış ve Nasıra'da yaşayıp çalışmıştır. Yeşua yaklaşık 30 yaşındayken, Tanrı'nın mesajını ilan ederek bölgede vaaz verme ve şifa dağıtma hizmetine başladı. İncillere göre, çekici ve şaşırtıcı mucizeleriyle büyük kalabalıkları etrafında topladı; ancak 12 takipçisine ya da havarisine özel ilgi gösterdi. Çok geçmeden Tanrı'yla ilgili mesajı, yetkililerin engeliyle karşılaştı. Havarilerinden biri olan Yahuda'nın ihanetine uğradı ve Roma askerleri tarafından tutuklanıp uydurma suçlamalarla ölüme mahkum edildi. Hristiyanlar, Yeşua'nın çarmıha gerilip ardından dirildiğine inanırlar. |
Hristiyanlık, Roma İmparatorluğu'nun Yahudiye eyaletinde, 1. yüzyıl Helenistik Yahudilik coğrafyasında, İkinci Tapınak dönemi sırasında bir Yahudi mezhebi olarak başladı. İnancın merkezi figürü olan ve Yahudi bir aileden gelen Yeşua'nın ilk takipçileri, apokaliptik Hristiyan Yahudilerdi. Yeşua yaklaşık MS 30 civarında, Yahudiye eyaletinde halka vaaz vermeye ve hizmet etmeye başladı. Yeşua, Hristiyanlığa göre beklenen Mesih ve Üçlü Birlik (teslis) inancının ikinci kişisi olan Oğul Tanrı'nın beden almış hâli; Yahudilere göre bir büyücü ve sahte Mesih; Maniheizm'e göre Zerdüşt, Gotama Buda ve son peygamber Mani ile beraber inancın dört peygamberinden biri ve Mesih; Dürzîliğe göre önemli bir peygamber ve Mesih; İslam'a göre (azim sahibi peygamberlerden) biri ve Mesih (İsa olarak anılır); Bahâîliğe göre Tanrı'nın bir tezahürü ve Mesih; tarihçilere göre ise bir filozof ve din adamıdır.
"Hristiyanlık", adını ''mesih'' ya da ''meshedilmiş kişi'' anlamına gelen İbranice sözcüğün Yunanca çevirisi olan khristos sözcüğünden almıştır. Khristos (mesih) olarak adlandırılan Yeşua'ya inananlara, ilk olarak Antakya'da Hristiyan (Χριστιανός, Khristianos) denmeye başlanmıştır.
Hristiyanlık inancına göre yaklaşık 30 yaşındayken Filistin ve İsrail bölgesinde Tanrı'nın mesajını ilan etmeye başlayan Yeşua, özellikle şifa hizmetinde bulunma, doğayı kontrol etme ve ölüleri diriltme gibi mucizelerle çok sayıda taraftar topladı. Ancak Yeşua'nın kendisinin Tanrı olduğunu ileri sürmesini küfür sayan dönemin Yahudi din bilginleri, ihbarcı havari Yahuda'yı kullanarak Yeşua'yı tutuklattılar ve Yahudiye eyaleti valisi Pontius Pilatus'a yargılattılar.
Hristiyanlar, Yeşua'nın yeryüzüne gelişinin, Tanrı ile Yahudiler arasında yapılan Eski Antlaşma'dan sonra Tanrı ile bütün insanlık arasında yapılan Yeni Antlaşma'yı müjdelediğine inanırlar. Hristiyanlar, Yeşua'nın çarmıha gerilmesi, dirilmesi ve göğe yükselmesine büyük önem verirler. İnanca göre Yeşua acı çekti, öldü ve gömüldü; sonra dirildi ve Baba Tanrı'yla birlikte hüküm sürmek üzere göğe yükseldi. Yeşua'dan sonra elçileri, Yeni Antlaşma kanonunu tamamlayacak metinleri kaleme aldı.
Yeşua'nın ölümünün ardından, onun inancının daha çok yayılması için en çok çabalayanlardan biri de Elçi Pavlus idi. Pavlus, önceden dindar bir Yahudi din adamıydı ve başlangıçta Yeşua'ya ve onun bildirdiği inanca düşmandı. Bu dönemde de "Tarsuslu Saul" olarak anılıyordu. Bir gün Saul ve onunla birlikte yolculuk edenlerin Şam yolunda giderken Yeşua'nın "Saul, Saul, neden bana zulmediyorsun?" sesini işittiklerine ve bu olaydan sonra Saul'un Yeşua'ya iman ederek yeni inancı Yahudi topraklarının dışına ve Yahudi olmayan uluslara da yayma görevini yüklendiğine inanılır. Yeşua'nın, kendi döneminde sadece Yahudilere vaaz vermesine karşın Pavlus, misyonerlik girişimleri sonucu Hristiyanlığı Yahudi topraklarının dışına, Roma İmparatorluğu'nun diğer topraklarına yaydı. Bu yüzden tarihçiler arasında Havariler Çağı'nın en önemli figürlerinden biri olarak kabul edilir. Hristiyanlığın Yeşua'dan çok kısa süre sonraki yayılış öyküsü Kutsal Kitap'taki Elçilerin İşleri kitabında anlatılır.
İlk Hristiyanlar, hem Yahudi yetkililerinin hem de Roma İmparatorluğu'nun çeşitli zulmüne ve zorbalığına uğradılar ve birçoğu öldürüldü. Yine de inanç, ilk kilisenin liderliği altında varlığını sürdürdü. Daha sonraki yüzyıllarda Roma liderleri, Hristiyanlığa gitgide hoşgörülü davranmaya başladılar. Önce 313'te Roma İmparatorluğu'nda Milano Fermanı ilan edildi ve Hristiyanlık serbest bırakıldı; ardından 325 yılında, evrensel bir Hristiyan amentüsünün kabul edildiği Nikaia (İznik) Konsili gerçekleşti. 380 yılında da Hristiyanlık, Roma İmparatorluğu'nun resmî dini olarak kabul edildi.
Bu sıralarda gerçekleşen Kavimler Göçü (y. 375) ile birlikte Cermen kavmi Avrupa'nın dört bir yanına yayıldı. Cermen halkları, daha sonraları Hristiyanlığı benimsedi. Bu da Hristiyanlığın Avrupa'da iyice yaygınlaşmasına ve yeni dini benimseyen birçok farklı etnik halkın ortaya çıkmasına neden oldu.
Roma İmparatorluğu'nun gerilemesi ve çöküşünden sonra Avrupa'da iktidar, havarilerin ve ilk din adamlarının doğal ardılları sayılan papalara geçti. 1054 yılında, Kilise içerisinde papalığın otoritesi konusunda bir ayrılık yaşandı. Hristiyan tarihinde "Büyük Bölünme" denilen bu olay sonucunda Hristiyanlık, Katolik Kilisesi ve Doğu Ortodoks Kilisesi olarak ikiye ayrıldı.
Hristiyanlık, 7. yüzyılda İslam dininin doğuşu ve 8. yüzyılda da İslam'ın yayılışında Müslümanların rekabetiyle karşılaştı. 11, 12 ve 13. yüzyıllarda kutsal kent sayılan Yeruşalim'i (Kudüs) Müslümanlardan almak için bir dizi Haçlı Seferi düzenlendi. 1096 yılında başlayan bu seferlerin ilki, Katolik Hristiyanların 1099'da Yeruşalim'i ele geçirip şehri savunan Yahudileri ve Müslümanları kılıçtan geçirmesiyle sonuçlandı. Katolik Kilisesi, Avrupa'da nüfuzunu korumayı başardı ve dogmaları Orta Çağ boyunca kültüre ve bilgiye egemen oldu. Felsefi ve bilimsel düşünceler çoğu kez Avrupa'da sapkınlık olarak görüldü. 1274 yılında Thomas Aquinas, Aristotelesçi akıl yürütmeyi Hristiyan teolojiye uyguladı; fakat bu sebeple mahkûm edildi ve yakılarak öldürüldü.
1453 yılında Osmanlı Türklerinin Konstantinopolis'i ele geçirip yaklaşık 11 asırlık Bizans İmparatorluğu'na son vermesiyle birlikte Doğu Ortodoks Kilisesi, Osmanlı himayesine girdi. 1517 yılında Martin Luther, 95 Tez'i yayımladı ve Protestanlık reformunun tetiğini çekti. Protestanlık, giderek Kuzey Avrupa'da gelişmeye başladı ve yeni Hristiyan mezheplerinin de yolunu açtı. İlerleyen yıllarda Avrupa'da Coğrafi Keşifler, Aydınlanma Çağı ve Rönesans gibi olayların yaşanması, kilisenin etkisini azalttı. Özellikle Coğrafi Keşifler ile birlikte yeni kıtaların (Amerika), okyanusların, denizaşırı toprak parçalarının keşfedilmesi ve buralarda yaşanan sömürgecilik ve misyonerlik hareketleri sonucunda Hristiyanlık geniş alanlara yayıldı.
Hristiyanlık, günümüzde 2,4 milyarı aşan takipçisiyle dünyanın en kalabalık dinidir. Hristiyanların yarısından fazlası Katolik, kabaca üçte biri Protestan, geri kalanlar da Ortodoks'tur. Hristiyanların çoğu Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avrupa, Orta ve Güney Afrika ve Okyanusya'da yaşamaktadır.
İslam
Muhammed (Muhammed bin Abdullah) | |
---|---|
570 civarında Arabistan'ın Mekke şehrinde doğan Muhammed, doğmadan önce babasını ve altı yaşındayken de annesini kaybedince, amcası Ebu Talib tarafından büyütüldü. Çobanlık ve yoğun olarak ticaretle uğraştı. Akıllı ve güvenilir olmakla ünlendi. 25 yaşında, Mekke'nin zengin ve dul bir kadını olan Hatice ile evlendi. 40 yaşında, Hira Mağarası'nda tefekkür hâlinde iken, melek Cebrail kendisine görülerek kutsal kitap Kur'an'ı oluşturacak vahiylerin ilkini ona iletti. İlk başta kendisine inanan çok az sayıda kişi bulan Muhammed, kimi Mekkeli kabilenin düşmanlıklarıyla ve eziyetleriyle karşılaştı. Bu nedenle 622 yılında, kendisine inananlarla birlikte topluca Medine'ye göç etti. Medine'ye geldiğinde "Medine Sözleşmesi" adlı anayasayı ilan eden ve bir devlet sistemi oluşturan Muhammed, İslam'ı buradan yaymaya devam etti. Kısa bir sürenin ardından Müslüman orduları kurarak aralıklarla Mekkeli kabilelerle savaştı ve bu savaşlar, Muhammed'in 630'ta büyük bir Müslüman ordusunun başında kansız bir şekilde Mekke'yi fethetmesiyle sonuçlandı. Ayrıca o dönemde, bilinen dünyanın tüm büyük devletlerine elçiler aracılığıyla mektuplar gönderdi. Muhammed'in peygamberliği 22 yıl sürdü. 632'de Medine'de öldü. Kendisi öldüğünde, bilinen dünyanın neredeyse tamamı onun adını duymuş ve Arap Yarımadası'nın da neredeyse tamamı Müslüman olmuştu. |
Müslümanlar, 7. yüzyılda kurulan İslam'a yine de kadim bir inanç gözüyle bakarlar. Müslümanlara göre İslam, Âdem'den başlayıp çeşitli peygamberler ve elçiler aracılığıyla süregelen evrensel bir dindir. Yahudilik ve Hristiyanlık ile birlikte İbrahimî bir dindir ve Âdem, Nuh, İbrahim, Musa ve çarmıha gerilmemiş bir elçi olarak İsa'yı kabul eder. Müslümanlar, Kur'an'daki vahiyleri alan ve bugün bilinen şekliyle İslam dinini kuran Muhammed'in bu silsilede son peygamber olduğuna inanır. İslam, güçlü bir biçimde tektanrıcı bir dindir; eşsiz bir Tanrı'nın (Allah) tekliğini, kudretini, merhametini ve insanların ona hizmet etme görevini vurgular.
İslam'ın yükselişi, Avrasya tarihinde kökten bir değişim ve dönüşüme neden oldu. Ortaya çıkışından sonra bu din, 100 yıldan biraz daha uzun bir süre içinde bir imparatorluk ve dünya üzerinde daha önce hiç görülmemiş ölçekte bir sosyal ve kültürel birlik oluşturdu. Dünya tarihinde başka hiçbir din, bu kadar uzağa bu kadar çabuk yayılmadı.
İslam inancına göre, MS 610 civarında Arabistan'ın Mekke kenti yakınlarındaki Hira Mağarası'nda tefekkür hâlinde olan Muhammed'e Cebrail meleği aracılığıyla ilk vahiy gönderildi. İlk üç sene boyunca sadece ailesini ve akrabalarını uyaran Muhammed, inen bazı ayetlerden sonra insanları apaçık ve toplu bir şekilde İslam'a davet etmeye başladı. Bu süreçte, başta bazı akrabaları ve yakınları olmak üzere birçok Mekkeli kavmin düşmanlıklarına ve eziyetlerine maruz kaldı. Fakat bunun yanı sıra, memleketi Mekke'de birçok Yahudi, Hristiyan ve çoktanrıcılar mesajına inandı. Mekkelilerin bu şiddetli muhalif tutumu karşısında Muhammed, 615 yılında bazı Müslümanları Habeşistan'daki Aksum Krallığı'na gönderdi. Yapılan eziyetlerin dozu iyice artınca da, kendisine inananlarla birlikte topluca Medine'ye göç etti. ''Hicret'' olarak anılan bu olay, İslam tarihinin dönüm noktası olmuştur. Çünkü bu sayede Peygamber Muhammed Medine'de hiçbir baskı altında bulunmayarak İslam'ı hızlı bir şekilde yaymaya devam etmiştir.
Medine'de otoritesini iyice sağlamlaştıran Muhammed, Müslüman orduları kurarak aralıklarla Mekkeli paganlarla savaştı ve çoğunlukla onlara galip geldi. Muhammed, döneminde Bizans, Sasani, Mısır, Habeşistan ve Çin başta olmak üzere birçok büyük devletin hükümdarlarına elçiler aracılığıyla İslam'a davet mektupları gönderdi ve bu şekilde adının geniş bir kesimde duyulmasını sağladı. 630 yılında, büyük bir Müslüman ordusunun başında çok az kan dökerek Mekke'yi ele geçirdi ve Kâbe'yi putlardan temizledi. Fetih, Arap Yarımadası'nda İslam'ın yayılışını daha da hızlandırdı.
Muhammed 632'de, Veda Haccı'nı tamamladıktan ve Arafat Dağı'nda Müslümanlara Veda Hutbesi ile son kez seslendikten birkaç ay sonra hastalandı ve Medine'de öldü. Ölümünden önce Arap Yarımadası'nın büyük bir kısmının İslam'ı benimseme süreci tamamlanmıştı.
Muhammed'in ölümünden sonra, seçim ile halifelerin seçildiği dönem olan ''Dört Halife Dönemi'' başladı. Ebû Bekir döneminde (632-34) Kur'an kitaplaştırıldı. Ömer bin Hattab döneminde (634-44) Bizans İmparatorluğu ile yapılan Yermük, Halep, Ecnadeyn, Dathin, Demirköprü, Firaz ve Karyeteyn muharebeleri ile Mısır, Suriye, Lübnan ve Filistin; Sasani İmparatorluğu ile yapılan Köprü, Nihavend ve Kadisiye muharebeleri ile de Irak ile İran coğrafyası fethedildi ve 224'ten beri İran topraklarında hüküm süren son Pers devleti Sasani İmparatorluğu, Müslümanların askerî saldırılarına dayanamayarak 651'de yıkıldı. Müslüman Arapların eşi benzeri görülmemiş bu fetih dalgaları, bir İslam İmparatorluğu'nun oluşumunu sağladı. Halife Osman (644-56) döneminde Kur'an çoğaltıldı. Halife Ali döneminde ise (656-61) İslam Devleti karışıklıklar yaşadı. Muâviye, halifelik iddiasında bulundu ve bunun sonucunda iç savaşlar çıktı. Ali’nin Hâricîler tarafından suikaste uğrayıp öldürülmesinden sonra Muâviye halife olup Emevî Hanedanlığı'nı kurdu.
Emevîler döneminde İslam, Çin’den İber Yarımadası'na kadar yayıldı. Abbâsî Hanedanlığı'nın isyanı ile Emeviler yıkılıp halifelik Abbasilerin eline geçti. Abbasi devriminden kurtulup kaçan bazı kişiler, İspanya civarına gidip orada Endülüs Emevî Devleti'ni kurdular.
Abbâsîler döneminde, 8. yüzyılın ortalarında başkent Bağdat'ta Beyt'ül Hikmet (Bilgelik Evi) adında büyük bir bilim merkezinin kurulması ile "İslam’ın Altın Çağı" adı verilen dönem başladı. Bu çağda, Hindistan’dan Endülüs’e kadarki geniş coğrafyada bilimsel çalışmalar yapılmakla birlikte, bilim, teknoloji, tıp, felsefe, teoloji, sanat, matematik, geometri, kimya, astronomi, İslam hukuku gibi geniş yelpazede çalışmalar da yapılıyordu.
Kısa bir sürede İslam İmparatorluğu, Hristiyan Avrupa'dan daha geniş bir alana yayıldı ve bununla birlikte, bilimsel düşünceleri dogmalarına karşı bir tehdit olarak gören Hristiyanlığın aksine, İslam kendi teolojisi ile felsefe ve bilim dalları arasında bir uyuşmazlık görmedi. Bilakis Abbasi halifeleri, Kur'an'da ve hadislerde okumakla ve ilimle ilgili geçen birtakım ifadelerden yola çıkarak, bu alanlara da önem vermeye başladılar. Bu dönemde, başta Antik Yunan olmak üzere geçmiş uygarlıkların ve filozofların ürettiği bilgi ve düşünceler, tercümelerle İslam dünyasına ve Endülüs kanalıyla Avrupa'ya aktarıldı. Bağdat ve Şam gibi kentler, bilimsel araştırma ve öğrenim merkezleri hâline geldi. Bunun yanı sıra, İslamî sanat ve edebiyat da gelişti.
11. yüzyılın sonlarına doğru İran topraklarında hüküm süren Müslüman Selçuklu İmparatorluğu döneminde, vezir Nizâmülmülk tarafından Şam, Bağdat, Nişabur, İsfahan ve Belh gibi önemli Fars ve Müslüman kentlerinde Nizamiye Medreseleri'nin açılmasıyla birlikte bilim ve eğitim yine hız kazandı. Bu medreselerde esas olarak din, hukuk ve dil eğitimi verilmiş olsa da, felsefe ve bilim gibi değişik alanlarda da öğretim olmuştur.
1096'da başlayan Haçlı Seferleri'nin ilki, Katolik Hristiyanların 1099'da Müslümanların elindeki kutsal Kudüs'ü ele geçirmesiyle sonuçlandı. Bu olaydan sonra, Müslümanların 12. yüzyılın ortalarında yaptığı bazı girişimler başarısız oldu. 1187 yılına gelindiğinde ise Müslüman Kürt komutan Selahaddin Eyyubi, Kudüs'ü 88 yıl aranın ardından Haçlılardan geri aldı ve bu olay üzerine Üçüncü Haçlı Seferi düzenlendi. Ancak başarılı olunamadı ve şehir Müslümanların hakimiyetinde kaldı.
13. yüzyılın başında, Orta Asya'da Cengiz Han'ın önderliğinde başlayan Moğol istilaları sonucunda birçok Müslüman şehir zarar gördü. Pekin, Buhara, Semerkant, Merv, Belh, Rey, Nişabur gibi ünlü kentler yerle bir oldu, neredeyse tüm nüfusları yok edildi. Moğolların ikinci büyük akınları ise Hülâgû Han döneminde gerçekleşti. Bu, önceki istilalardan daha az kanlı olsa da daha geniş bir istilaydı. 1258 yılında Moğol İlhanlı Devleti'nin Bağdat Seferi ile birlikte İslam'ın en önemli şehirlerinden biri olan Bağdat, Moğol orduları tarafından ele geçirildi, yağmalandı, son Abbâsî halifesi Müstasım Billâh öldürüldü ve böylelikle Abbasi Hanedanlığı yıkıldı. Abbasi soyundan gelen diğer halifeler, bundan sonra varlıklarını Mısır'daki Memlûk Devleti'nin himayesinde sürdürdü.
14. yüzyılın başlarına gelindiğinde ise İslam, Batı Afrika'da inanılmaz bir hızla genişledi. Bunun nedeni, Mali İmparatorluğu hükümdarı Mansa Musa idi. Tarihin en zengin kişisi olduğu düşünülen Mansa Musa, 1324'te Mekke'ye hac etmek için yola çıktı ve yolculuğu sırasında Mısır'da konaklayıp buradaki halka altından ve gümüşten birçok çeşitli hediyeler sundu. Verdiği hediyeler o kadar fazlaydı ki, Mısır'da altının değerinin düştüğü söylenir. Mansa Musa'nın bu ünlü hac ziyareti hem Afrika'nın (özellikle Batı Afrika tarafının) daha da İslamlaşmasına, hem de Mansa Musa'nın Avrupa dahil birçok yerde adının duyulmasına neden oldu.
1453 yılında Osmanlı padişahı II. Mehmed, İstanbul'u fethedip Osmanlıların İslam dünyasındaki itibarını artırdı. 1517'de I. Selim komutasındaki Osmanlılar, Orta Doğu'da büyük ve yoğun bir sefer düzenlediler. Suriye, Filistin, Mısır ve Hicaz gibi önemli ve kutsal yerler Osmanlı Devleti'ne dahil oldu; bunun sonucunda da Mısır'daki Memlûk Devleti yıkıldı. Osmanlı İmparatorluğu'nun ilerleyen döneminde İslam, bilimsel çalışmalarda geri kaldı. I. Dünya Savaşı'ndan sonra İslam ülkeleri sömürgeleştirildi, II. Dünya Savaşı'ndan sonra da bağımsızlıklarını kazandılar.
İslam, günümüzde 2 milyarı aşkın takipçisiyle Hristiyanlıktan sonra en kalabalık ikinci dindir. Dünya nüfusunun yaklaşık %25'ini (1/4'ini) kapsayan İslam, en büyük dinlerden biri olarak varlığını sürdürüyor. Dünyadaki Müslümanların %80-90'ı Sünni, %10-20'si de Şii'dir. Müslümanların çoğu Orta Doğu, Orta ve Kuzey Afrika, Asya'nın batısı ve güneydoğusu ve Avrupa'nın Balkanlar bölgesinde yaşamaktadır. Buna rağmen Avrupa, Avustralya ve Amerika gibi diğer kıtalarda da on milyonlarca Müslüman yaşamaktadır. Yaklaşık 50 ülkenin nüfusunun çoğunluğu Müslümandır. Bunların Suudi Arabistan, Afganistan, Pakistan ve İran'ı kapsayan bir avuç kadarı şeriatı temel alan İslam devleti olarak kabul edilir. Diğer ülkelerin çoğu, büyük bölümü Orta Doğu'da olmak üzere, İslam'ı sadece resmî din kabul eder (Irak, Cezayir, Fas, Mısır...). Bazılarının ise ağırlıklı olarak Müslüman bir nüfusu ama laik yönetimleri vardır (Arnavutluk, Türkiye, Senegal, Bosna Hersek...). Endonezya, en büyük Müslüman nüfusa sahip ülkedir (231 milyon); onu sırasıyla Pakistan, Hindistan ve Bangladeş izler. Hindistan, sayısal açıdan dünyanın en büyük Müslüman azınlık nüfusunun (yaklaşık 195 milyon) yaşadığı ülkedir.
16. ve 21. Yüzyıllar Arasında Dinler
16. yüzyılda başlayan bilimsel hareketler, bilimin ve felsefenin kilisenin elinden çıkmasını sağladı. Yeni keşfedilen kıtalar ve astronomik gözlemler sonucunda kilisenin her şeyi bildiği inancı boşa çıktı. Yüzyıllar boyunca bilim, teknoloji ve kültürel alanda dünyaya hükmeden İslam ülkeleri, Batı’nın bilimsel hareketlerine ayak uyduramadığı için geri kaldı. Amerika kıtasının keşfinden sonra ise, buralara yapılan sömürge, koloni, yerlilerin katledilmesi uygulamaları ile Hristiyanlık misyonerlikleri sonucunda Mezoamerikan dinleri yok oldu. 20. yüzyılda Papalık, bilimin haklı olduğunu kabul etti.
Kudüs Tarihi
Kudüs veya diğer adıyla Yeruşalim, üç büyük İbrahimî din olan Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam'da kutsal sayılan bir antik kenttir. Yahudiler, kutsal Yahudi tapınaklarının orada olmasından; Hristiyanlar, İsa'nın orada çarmıha gerildiğine inandıklarından ve Müslümanlar da ilk kıblelerinin orası olduğuna ve Muhammed'in Miraç'a çıktığı şehir (İsra Suresi: 1) olduğuna inandıklarından dolayı kutsal görülür.
Kudüs, Kral Davud tarafından alınıp İsrail Krallığı'na katıldı. Davud'un oğlu Kral Süleyman tarafından Kudüs’te ilk Musevi tapınağı olan Süleyman Mabedi inşa edildi. Sonraları bu kutsal kent Asurlular, Babilliler, Persler (Ahamenişler) ve Makedonya İmparatorluğu kontrolüne geçti. Yahudilerin Babil hâkimiyetinde olduğu dönemde Pers kralı Büyük Kiros, Yahudileri Babil egemenliğinden kurtarıp Kudüs'e dönmelerine ve orada tapınaklarını yeniden inşa etmelerine izin verdi. Şehir en son Roma İmparatorluğu'nun kontrolüne geçtiğinde Roma, Makedonyalıların başlattığı Helenizm akımının kutsal kenti oldu.
7. yüzyılda İslam'ın doğuşuyla birlikte Kudüs'ün önemi bir kez daha artmış oldu. Halife Ömer döneminde Kudüs, 637'de Müslüman Arapların kontrolüne geçti. 1099'da, I. Haçlı Seferi esnasında Katolik Hristiyanların eline geçti ve başta buradaki Kudüs Krallığı olmak üzere, yakın çevrelerde yeni Hristiyan devletler ve kontluklar kuruldu. 1187 yılında Müslüman Kürt komutan Selahaddin Eyyubi, Hıttın Muharebesi ile Kudüs'ü Haçlılardan geri alıp 88 yıl aranın ardından tekrar Müslüman dünyasına kattı. Sonrasında ise Memlûk Devleti ve akabinde Osmanlı Devleti kontrolüne geçti. I. Dünya Savaşı'ndan (1914-18) sonra Birleşik Krallık kontrolüne geçti. Birleşik Krallık çekildikten sonra Müslümanlar ve Yahudiler arasında sorunlara neden oldu. Günümüzde de bu sorun hâlâ devam etmektedir.
Günümüzde Dinlerin Durumu
Günümüzde yaklaşık 2,4 milyar inananı ile Hristiyanlık, en kalabalık dindir. Onu, yaklaşık 2 milyar inananı ile İslam takip etmektedir. Üçüncü sırada 1,1 milyar takipçili Hinduizm, dördüncü sırada ise 500 milyondan fazla takipçisiyle Budizm yer almaktadır.
Bu sıralamayı Çin kökenli geleneksel dinler, herhangi bir kategoriye dahil edilmeyen etnik dinler ve Afrika kökenli geleneksel dinler takip etmektedir.
Ayrıca, din kategorisine dahil edilmesi için hiçbir neden olmasa da, bugün dünya nüfusunun yaklaşık 1,1 milyarının herhangi bir dine mensup olmayan, yani kendini deist, agnostik veya ateist olarak tanımlayan kişilerin oluşturduğu düşünülmektedir. Bu grupta bulunanların da yarısının teist olduğu söylenmektedir.
En Kalabalık Dinlerin Yaklaşık Taraftar Sayıları
Sıra | Din / İnanç | Taraftar sayısı (yaklaşık) | Yüzdelik | Kurucu / Merkezî figür / Etkili kişilik |
---|---|---|---|---|
1. | Hristiyanlık | 2,4 milyar | % 30,3 | Yeşua ve elçileri |
2. | İslam | 2 milyar | % 25,3 | Muhammed |
3. | Deist / Teist / Agnostik / Ateist | 1,19 milyar | % 15,0 | - |
4. | Hinduizm | 1,16 milyar | % 14,6 | - |
5. | Budizm | 506 milyon | % 6,40 | Gotama Buda |
6. | Çin geleneksel dinleri | 394 milyon | % 4,98 | - |
7. | Etnik dinler | 300 milyon | % 3,79 | - |
8. | Afrika geleneksel dinleri | 100 milyon | % 1,26 | - |
9. | Sihizm | 25-26 milyon | % 0,32 | Guru Nanak |
10. | Spiritüalizm (Ruhçuluk) | 15 milyon | % 0,19 | - |
11. | Yahudilik | 14-15 milyon | % 0,18 | İbrahim / Musa |
Gelecekte Dinlerin Durumu
2017 yılında ABD'li araştırma şirketi Pew Research Center, 2070 yılında İslam'ın dünyanın en kalabalık dini olacağını açıkladı. Bunun temel sebepleri olarak da, Müslümanların nüfus artış hızı ve İslam'a girenlerin sayısının artması gösterilmektedir. Pew kurumuna göre 2050'ye gelindiğinde Hristiyanlık 2,92 milyar ve İslam 2,76 milyar nüfusa ulaşacak. En geç 2070'de de İslam, Hristiyanlığı geçip dünyanın en kalabalık dini hâline gelecek. Ayrıca bu durum, Müslümanların sayısının Kuzey Amerika ve Avrupa gibi bölgelerde de artışına neden olacaktır.
Dünya Dinler Arası Uyum Haftası
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 20 Ekim 2010'da aldığı 65/5 numaralı kararla 1-7 Şubat'ı Dünya Dinler Arası Uyum Haftası ilan etmiştir.
Kaynakça
- Özel
- ^ Rubio, Gonzalo (2007). Current Issues in the History of the Ancient Near East (İngilizce). Regina Books. ISBN . 24 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Mayıs 2022.
- ^ a b Rivetna, Roşan. Zerdüşt Dünyası (PDF). 16 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 25 Mayıs 2022.
- ^ . Sabah. 31 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Aralık 2021.
- ^ a b c Dinler Kitabı (The Religions Book), Alfa Yayınları, 2019.
- ^ Singh, Pashaura; Fenech, Louis E. (Mart 2014). The Oxford Handbook of Sikh Studies (İngilizce). OUP Oxford. ISBN . 25 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Mayıs 2022.
- ^ a b c Florida Gulf Coast Üniversitesi İnternet Sitesinde bir yazı 21 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (İngilizce)
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Şubat 2002 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2007.
- ^ David Flusser, The Josippon (Josephus Gorionides), The Bialik Institute, Yeruşalim, 1978
- ^ (2005) [2003]. "At Polar Ends of the Spectrum: Early Christian Ebionites and Marcionites". Lost Christianities: The Battles for Scripture and the Faiths We Never Knew. Oxford: Oxford University Press. ss. 95-112. doi:10.1017/s0009640700110273. ISBN . LCCN 2003053097. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2021.
- ^ (2005). "How on Earth Did Jesus Become a God? Approaches to Jesus-Devotion in Earliest Christianity". How on Earth Did Jesus Become a God? Historical Questions about Earliest Devotion to Jesus. Grand Rapids, Michigan and Cambridge, U.K.: . ss. 13-55. ISBN . Erişim tarihi: 20 Temmuz 2021.
- ^ (2010). "Breaking Away: The First Christianities". A New History of Early Christianity. New Haven and Londra: . ss. 31-46. doi:10.12987/9780300166583. ISBN . JSTOR j.ctt1nq44w. LCCN 2009012009. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2021.
- ^ Lietaert Peerbolte, Bert Jan (2013). "How Antichrist Defeated Death: The Development of Christian Apocalyptic Eschatology in the Early Church". Krans, Jan; Lietaert Peerbolte, L. J.; Smit, Peter-Ben; Zwiep, Arie W. (Ed.). Paul, John, and Apocalyptic Eschatology: Studies in Honour of Martinus C. de Boer. . 149. Leiden: Brill Publishers. ss. 238-255. doi:10.1163/9789004250369_016. ISBN . ISSN 0167-9732. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2021.
- ^ Elçilerin İşleri, 11:25-26 28 Ağustos 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ . 28 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2010.
- ^ Yuhanna 10:22-39 12 Ağustos 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . «O sırada Yeruşalim'de Tapınağın Açılışını Anma Bayramı kutlanıyordu. Mevsim kıştı. İsa tapınağın avlusunda, Süleyman'ın Eyvanı'nda yürüyordu. Yahudi yetkililer O'nun çevresini sararak, “Bizi daha ne kadar zaman kuşkuda bırakacaksın?” dediler. “Eğer Mesih isen, bize açıkça söyle.” İsa onlara şu karşılığı verdi: “Size söyledim, ama iman etmiyorsunuz. Babam'ın adıyla yaptığım işler bana tanıklık ediyor. Ama siz iman etmiyorsunuz. Çünkü benim koyunlarımdan değilsiniz. Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler. Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz. Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba'nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez. Ben ve Baba biriz.” Yahudi yetkililer O'nu taşlamak için yerden yine taş aldılar. İsa onlara, “Size Baba'dan kaynaklanan birçok iyi işler gösterdim” dedi. “Bu işlerden hangisi için beni taşlıyorsunuz?” Şöyle yanıt verdiler: “Seni iyi işlerden ötürü değil, küfrettiğin için taşlıyoruz. İnsan olduğun halde Tanrı olduğunu ileri sürüyorsun.” İsa şu karşılığı verdi: “Yasanızda, ‘Siz ilahlarsınız, dedim’ diye yazılı değil mi? Tanrı, kendilerine sözünü gönderdiği kimseleri ilahlar diye adlandırır. Kutsal Yazı da geçerliliğini yitirmez. Baba beni kendine ayırıp dünyaya gönderdi. Öyleyse ‘Tanrı'nın Oğlu'yum’ dediğim için bana nasıl ‘Küfrediyorsun’ dersiniz? Eğer Babam'ın işlerini yapmıyorsam, bana iman etmeyin. Ama yapıyorsam, bana iman etmeseniz bile, yaptığım işlere iman edin. Öyle ki, Baba'nın bende, benim de Baba'da olduğumu bilesiniz ve anlayasınız.” O'nu yine yakalamaya çalıştılarsa da, ellerinden sıyrılıp kurtuldu.»
- ^ Elçilerin İşleri, 9. bölüm
- ^ Rainer Riesner, Paul's Early Period: Chronology, Mission Strategy, Theology, Eerdmans Publishing, 1998, p. 27, donne un tableau synthétique sur l'état de la question concernant la chronologie de Paul
- ^ Sanders 2019.
- ^ Dunn 2001, s. 577, Ch 32.
- ^ a b Ponting, Clive, Dünya Tarihi, Alfa Yayınları, 2020. (s. 276)
- ^ . Sorularla İslamiyet. 22 Ekim 2007. 24 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Temmuz 2022.
- ^ "İslam 2070'e kadar 'dünyanın en büyük dini olabilir'". BBC News Türkçe. 21 Aralık 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 31 Aralık 2021.
- ^ "Birleşmiş Milletler'in İlan Ettiği Uluslararası Günler, Haftalar". Vikipedi maddesi. Wikipedia. 30 Eylül 2023. 3 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2023.
- Genel
- Eliade, Mircea (2003). Dinler Tarihine Giriş. çev. Lale Arslan. İstanbul: Kabalcı Yayınevi. ISBN .
- Dinler Kitabı (The Religions Book), Alfa Yayınları, 2019.
- Küçük, Abdurrahman; Tümer, Günay (1993). Dinler Tarihi. Ankara: Ocak Yayınları.
- Sarıkçıoğlu, Ekrem (2002). Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi (2 bas.). İstanbul: Fakülte Kitabevi. ISBN .
- Schimmel, Annemarie (2016). Dinler Tarihine Giriş. çev. Recep Kibar. İstanbul: Külliyat Yayınları. ISBN .
- (2000). Dinler Tarihinde 50 Anahtar Kavram: Karşılaştırmalı Bir Çalışma. çev. Ahmet Güç. Bursa: Arasta Yayınları. ISBN .
- "Saint Paul, the Apostle". Encyclopædia Britannica.
- (2001). McDonald, Lee Martin; Sanders, James A. (Ed.). The Canon Debate. Baker. ISBN . 12 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Ağustos 2022.
İşbu madde Baki Adam tarafından CC BY-SA 3.0 lisansı altında yayımlanan metin içermektedir.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddede kaynak listesi bulunmasina karsin metin ici kaynaklarin yetersizligi nedeniyle bazi bilgilerin hangi kaynaktan alindigi belirsizdir Lutfen kaynaklari uygun bicimde metin icine yerlestirerek maddenin gelistirilmesine yardimci olun Haziran 2020 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Dinler tarihi dinleri benzer ve farkli yonleri ile karsilastirmali olarak inceleyen bir bilim dalidir Bu bilim dalinin temelinde karsilastirma tarih ve din olmak uzere uc olgu bulunmaktadir Bunlardan karsilastirma kelimesi bu bilim dalinin genel metodunu belirtir Tarih kelimesi bu bilimin bir tarih bilimi oldugunu din ise bu bilimin konusunun din oldugunu ifade eder Insan hayatinda ozel bir yere sahip olan dinleri konu edinen tarih bransina da karsilastirmali dinler tarihi veya sadece dinler tarihi denir Dunyadaki bazi dinlerin sembolleri saat yonunde Hinduizm Budizm Jainizm Sihizm Yahudilik Hristiyanlik Islam Din bilimleri dinlere inceleme konusu bir nesne olarak yaklasan bilim dallarindan olusan gruba verilen isimdir Dinlerin savunmasini yapan bilimlere ise ilahiyat bilimleri denir Bu bakimdan din bilimleri ile ilahiyat bilimleri birbirine karistirilmamalidir Din bilimleri yeryuzunde var olmus butun dinleri dogusundan gelismesine ve yok olmasina kadar her yonuyle inceleme konusu yapar Dinlerin kaynaklari inanc ibadet ve ahlak sistemleri kurumlarinin olusum surecleri gibi butun sekil ve tezahurler din bilimlerinin ilgi alanina girer Ayrica dini degerler tecrubeler idealler beklentiler hisler tavirlar hayat ile din arasindaki butun kompleks munasebetler din ile bilim edebiyat felsefe sanat siyaset ve ahlak arasindaki iliskiler dinler arasi karsilikli tesirler hatta ateizm gibi butun hususlar din bilimlerinin inceleme alanina girmektedir Bu kadar genis bir inceleme alanini din bilimleri icinde yer alan alt bilim dallari kendi aralarinda paylasmis bulunmaktadir Dinler tarihi de bu bilim dallarindan biridir Konusu ve metoduDinler tarihi tarih boyunca yeryuzunde var olmus butun dinleri tarafsiz olarak karsilastirmali bir sekilde inceleme konusu yapan bir bilim dalidir Bu bakimdan herhangi bir dinin savunmasini yapan ilahiyat bilimlerinden ayrilir Bu bilim dali butun dinleri ayni kategoride degerlendirir dinleri ustunluk gelismislik dogruluk ve yanlislik bakimindan degerlendirmeye tabi tutmaz Onlari belli bir kaliba sokmaya calismadan olduklari gibi inceler Birden fazla dini inceleme konusu yaptigi icin bu bilim dali Islam tarihi Hristiyanlik tarihi gibi sadece bir dinin tarihini inceleme konusu yapan bilim dallarindan da ayrilir Her disiplinin belli bir ozel konusu vardir Dinler tarihinin konusu da yeryuzunde var olmus butun dinlerdir Beseri kulturun cesitli halkalarinda uzun zaman yasamis ve daha sonra cesitli nedenlerle ortadan kalkmis dinler de dahil olmak uzere bugun yeryuzunde yasamakta olan butun dinleri inceleme konusu yapar Bu incelemede dinlerin doguslarini gelismelerini birbirleriyle etkilesimlerini karsilastirmali tarihlerini inanc ibadet ve ahlak sistemlerini dini kurumlarini kultlerini ve mezheplerini ele alir Filoloji bilimi sayesinde eski diller ve alfabeler ve epigrafi bilimi sayesinde de tarihi ve dini yapitlar gun yuzune cikarilir Dinler tarihinin temel metodu tarihi karsilastirmali metottur Dinler tarihi dinlerin dogusu gelismesi yok olmasi gibi konularda tarihi karsilastirmali metoda bas vurur Bu bilim dali felsefe gibi zihinsel kurgularla dini olgulari yorumlamaya kalkismaz Malzemesini daima tarihten yasanan ve tecrube edilen hayattan alir Tarihi karsilastirmali metodu kullanarak bir dinin veya dinlerdeki bir fenomenin nasil ortaya cikip sekillendigini ortaya koyar Ornegin Hristiyanliktaki teslis inancinin olusumunun tarihi surecini Hristiyanligin irtibatta bulundugu diger dinlerdeki Tanri anlayisiyla karsilastirarak ortaya koyar Bu tarihi karsilastirma metodunun disinda fenomenoloji ve yorumsamacilik metotlarini da kullanir Tarihi karsilastirmali metotla derleyip yapisini olusturdugu olgulari fenomenolojik metotla siniflandirir Daha sonra yorumsamaci metoda basvurarak bu fenomenlerin yapisini anlayip yorumlamaya calisir Dinler tarihi bu islemler esnasinda baska bilimlerin metotlarini da kullanir Filoloji antropoloji epigrafya etnoloji arkeoloji mitoloji sosyoloji ve psikoloji gibi bilimlerin verilerinden faydalanir Ozellikle filoloji bilimi dini metinlerin analizinde anlasilmasinda ve siniflandirilmasinda dinler tarihine onemli katkilarda bulunur Ilkel Kadim ve Klasik InanclarTurkiye nin Sanliurfa ilinin sinirlari icerisinde bulunan yaklasik MO 10 000 li yillara tarihlenen ve dunyanin en eski tapinagi kabul edilen Gobeklitepe Ilk insanlar dogayi aciklayamadiklari icin dogayi ve hayvanlari Tanri kabul etmislerdir Ayrica doga sartlarindan korunmak icin Samanizm hareketinin temellerini atmislardir MO 10 000 yilinda insa edildigi dusunulen tarihin ilk tapinagi olan Gobeklitepe de gunumuzde Sanliurfa ili ilk kez oluleri gomme gelenekleri uygulanmistir Sonralari yerlesik hayata gecilmeye baslanmasiyla birlikte insanlar bazi karmasik din sistemlerini benimsemislerdir Yerlesik hayata gecilmesi ile bos zamana erisim oldugundan dolayi ruhban sinifi ortaya cikmistir Paleolitik donemden Eski Tas Cagi gunumuze Venus heykelcikleri Chauvet Magarasi resimleri ve Sungir cocuklari gibi cesitli dini kalintilar kalmistir Dinler ilk insanlara gun ay mevsimler hava durumu gibi dogal fenomenler ve tanrilarin bunlarin uzerindeki etkisine iliskin aciklamalar sundu Bunlar cogu kez yaratilis oykulerinden ve tanrilar ile insanlarin etkilesimine iliskin masallardan olustular Antik Misirlilar gibi erken uygarliklarin biraktigi geliskin mezarlar ve tapinaklardan anlasildi ki bir ote dunya inanci vardi Olum ve olu gomme rituelleri dinde buyuk bir rol oynadi Insanlar giderek daha buyuk topluluklar halinde yerlesik yasama gectikce tanrilara adanan gorkemli tapinaklar kent ve kasabalarin merkezi haline geldi Antik Mezopotamya Iran ve Misir InanclariAntik Mezopotamya Sumer uygarliginin Ucuncu Ur Hanedanligi ndan kalma unlu bir ziggurat Nasiriye Irak Mezopotamya tarih boyunca bircok dinin ortaya ciktigi onemli bir cografi bolgedir Bugun modern dinlerde bile olan Tufan ve Cennet ten kovulma hikayeleri ilk defa Sumerlerin metinlerinde gecmektedir Mezopotamya bolgesinde yasayan Sumer medeniyeti Ziggurat adi verilen kule tapinaklari yapmislardir Zigguratlar yedi katli olup toplam uc ana bolumden olusurlardi Ilk katlar erzak deposu orta katlar okul ve tapinak son katlar ise rasathane olarak kullanilirdi Sumerlerde hissedilen her nesnenin bir Tanrisi vardi ve bunlar da insan gorunumundeydiler fakat insanustu gucleri olan olumsuz varliklardi Tanrilar insanlara ne istediklerini bildirmez ancak insanlar onlara kendilerinden istenileni sorarak ogrenebilirdi Gilgamis Yaratilis ve Tufan gibi hikayelerin ilk ornekleri de Sumerlerde gorulmektedir Sumerlerde ibadet ise genel olarak dua kurban sunu ve dinI merasimlerden olusmustur Dualardan sonra tapinaklarda gerceklestirilen en yaygin ibadetler adak ve kurbanlardir Babil Kulesi Hollandali ressam Pieter Brueghel in Ronesans tablosu 1563 Sumer mitleri sonraki bircok Mezopotamya uygarligini etkilemistir Ornegin Babiller tarafindan anlatilan Babil Kulesi efsanesi dinlerin olusumunu aciklayan onemli bir mittir Dunyanin Yedi Harikasi ndan biri sayilan Babil in Asma Bahceleri icinde bulunan Babil Kulesi efsaneye gore Tanri Marduk adina yapilmistir Ayrica Babil dininin merkezinde toplam yedi kil tablet uzerine kaydedilen yaratilis destani Enuma Elis vardi Bu destanin anlattigi olaylar dizisi buyuk olcude eski Sumer mitolojisinden uyarlanmisti ama bu yeni anlatimda basrolu Babil tanrilari oynamaktaydi Bir diger Mezopotamya uygarligi olan Asurlular Babiller ile ayni tanri panteonuna tapiyorlardi Onlarin dinlerine gore bir savas kaybedince bu dunyanin cokecegi ile ilgilidir Mezopotamya bolgesi ayrica Ibrahimi dinler icin oldukca onemli olan inanilan ve bir din buyugu ve peygamber olarak kabul edilen Ibrahim in yasadigi cografyadir Soy acisindan bakildiginda Ibrahim bugun en onemli uc Ibrahimi din olan Yahudilik Hristiyanlik ve Islam in ortak atasidir Urfa bolgesinde veya o civarlarda yasamini surdurdugune inanilan Ibrahim Peygamber in Museviligin temellerini attigina inanilmaktadir Ibrahim Hristiyanlikta da bir uyarici olarak kabul edilirken Islam a gore ise onemli bir peygamber ve Muhammed in atasidir Antik Iran Faravahar ya da Ferohar Zerdustlugun bilinen semboludur Fravasi adli melegi gosterir Eski Iran da MO 1400 1200 arasinda bir peygamber olarak kabul edilen Zerdust tarafindan kurulan Zerdustluk inanci varligini surdurmeye devam eden en eski dinlerden ve kayitlara gecmis olan ilk tek tanrili inanclardan biridir Zerdust un dini bilgeligin efendisi olan Ahura Mazda yi da kapsayan eski Hint Iran tanri sisteminden gelisti Zerdustlukte Ahura Mazda tek ustun Tanri her iyiligin kaynagi ve kotuluk ile kargasanin karsisinda duzeni ve hakikati temsil eden bilge yaratici duzeyine yukseltilir Ahura Mazda ya onun yarattiklari ve Amesa Spenta alti ilahi ruh yardim eder Yedinci ve daha zor tanimlanan Spenta Ahura Mazda nin kendi comert ruhu ve iradesinin aracisi olarak gorulen Spenta Mainyu dur Zerdust un ogretileri erken Hindu metinlerinden yararlandigini gosterse de kendisi bu metinlerle ilgili dini icgorulerinin dogrudan Tanri dan geldigini varsaydi Zerdust Ahura Mazda ya tapmayi vaaz etmeye basladiginda Rusya nin guney bozkirlarinda yari gocebe ve coban Iranlilar arasinda bir din adamiydi Baslangicta cok az taraftar buldu ama yerel bir hukumdari kendi dinine cevirdi ve o da bu dini halkinin resmi dini yapti Butun bunlara karsin dinin butun Pers diyarina yayilmasi MO 6 yuzyilda Krallarin Krali unvanina sahip olan Ahamenis Imparatorlugu hukumdari Buyuk Kiros doneminde oldu Gunumuzde Zerdustluk dini azinlik dinlerden biri olarak varligini surdurmekte ve toplam takipci sayisinin da 2 3 milyon arasinda oldugu tahmin edilmektedir Zerdustlerin cogunlugu Orta Iran Bati Hindistan ve Guney Pakistan da yasamaktadir Antik Misir Anubis Antik Misir da olum mumyalama ve cenaze torenleriyle iliskilendirilen bir Tanriydi Burada Anubis bir mumyaya bakmaktadir Antik Misir Uygarligi Antik Cag daki en onemli yerlesim yerlerinden birisiydi Kuzeydogu Afrika da Nil Nehri nin denize ulastigi cevrede yayilmis antik bir medeniyetti Uygarligin yayildigi bolge bugunku Misir ulkesi topraklari icinde yer almaktadir MO 3050 yillari civarinda kurulusundan once Asagi Misir Nil Deltasi ve guneyi simdiki Kuzey Misir ve Yukari Misir Teb kenti merkez olmak uzere gunumuz Guney Misir olarak ikiye ayrilmaktaydi MO 3150 yilinda ilk firavunun yonetimi altinda Asagi Misir ve Yukari Misir politik olarak birlesti Antik Misir in bircok basarisi uygarlik icinde ortaya cikan cesitli gelismelere ve uygulamalara dayanmaktadir Tas ocaklarinin isletilmesi anitsal piramitlerin ve tapinaklarin insasi dikilitaslarin yapimina olanak saglayan olcumleme ve insaat teknikleri taskin sonrasi kaybolan arazi sinirlarinin tespitinde harita ve kadastro bilgisi pratik ve etkili bir tip bilgisi sulama ve tarim teknikleri bilinen ilk geminin yapimi Misir fayans ve cam teknigi yeni yazi bicimleri hiyeroglif ve bilinen en eski baris antlasmasi Kades Antlasmasi gibi Misir in Oluler Kitabi olen kisinin obur dunyadaki yolculugu icin bir rehberdi Antik Misir izole bir cografyada oldugu icin kendi dinleri ne disaridan cok fazla etkilenmistir ne de disaridaki diger dinleri cok fazla etkilemistir Eski Krallik doneminde bas Tanri olarak Gunes tanrisi Ra secilmistir Orta Krallik doneminde Ra rahiplerinin guclenmesiyle Amon bas Tanri yapilip Ra rahiplerinin gucu kirilmistir Yeni Krallik doneminde ise Amon ve Ra birleserek Amon Ra yi olusturmustur Ayrica Amon rahiplerinin guclenmesi uzerine onlarin gucunu kirmak icin Akhenaton Aten i tek Tanri olarak benimsemistir ama bu benimseme sadece Akhenaton Donemi ile sinirli kalmistir Firavunlar ise Gok Tanri Horus un yeniden dunyaya gelisi olarak tanimlanmistir Amon rahiplerinin yine guclenmesi uzerine Firavun II Ramses kendisi Tanri oldugundan kendisinin en iyi karari verecegini soylemis ve Amon rahiplerinin gucunu kirmistir Antik Misir da kediler ve hamam bocekleri gibi birtakim hayvanlar da Tanri olarak sayilmistir Antik Yunan tarihcisi Herodot Antik Misir da kedisi olen birinin kaslarini sacini ve varsa sakalini kazitarak kedisinin yasini tuttugunu yazmistir Gize deki Misir Piramitleri nin en buyuk ucu Soldan saga ayni zamanda kucukten buyuge Mikerinos Piramidi Kefren Piramidi ve Keops Piramidi Misirlilar olumden sonrayi cok kafaya takmislardi Antik Misir da oldukten sonra batiya gidilecegi inanci vardi Bunun uzerine Eski Krallik Donemi nden Orta Krallik Donemi ne kadar hukum suren ve firavunlarin mezarlari olarak tasarlanan birtakim piramitler insa ettiler Misir Piramitleri olarak bilinen bu unlu yapilarin sayisi 118 ile 138 arasindadir Bunlarin en buyugu Kahire yakinlarindaki Gize kentinde yer alan Keops Piramidi olup bu yapi Dunyanin Yedi Harikasi arasinda gunumuzde ayakta kalabilmeyi basaran tek yapidir Helenistik Donem de Misir mitolojisi ve dini Yunan mitolojisinin etkisinde kaldi Antik Misir in dinler tarihindeki bir baska onemi ise Ibrahimi dinlerde bir din buyugu ve peygamber olarak inanilan Yusuf un hayatinin cogunlugunu gecirdigi bolge olmasindandir Anlatilanlara gore Orta Dogu daki Kenan kentinde yasayan ve Peygamber Yakup un 12 oglundan biri olan Yusuf bir gun kiskanclik duygulari nedeniyle kardesleri tarafindan bir kuyuya birakilir Kardesleri babalarinin yanina gidip Yusuf un bir kurt tarafindan parcalandigini soylerler Yusuf kuyuda tek basina kalirken birden yoldan gecmekte olan bir kervan tarafindan kurtarilir ve kole olarak Misir a goturulur Orada turlu zorluklar cektikten sonra Misir a sultan olur ve gunun birinde kardesleri ve babasiyla karsilasir Yusuf un bu unlu hikayesine Islam in kutsal kitabi olan Kur an in Yusuf Suresi nde ayrintili olarak yer verilir YahudilikMusa Moseh ben Amram Yahudiler tarafindan en buyuk peygamber olarak kabul edilen Musa nin ne zaman dogup yasadigi tam olarak bilinmiyor ancak MO 1300 1200 veya 1500 lu yillarda yasadigi tahmin ediliyor Musa nin adinin Ibranicedeki karsiligi Moseh idir Yahudi kitabi Tanah taki anlatimlara gore Israilogullari nin onderi ve kanun koyucusu olan Moseh Tanah in ilk bes kitabinin birlesimi olan Tevrat in gokten indiricisi olarak atfedilir Tevrat taki Cikis Kitabi na gore Firavun Israilogullari nin nufusunu azaltmak icin tum yeni dogan Ibrani erkek cocuklarinin oldurulmesini emretti Moseh in annesi Yohebed ise onu gizlice sakladi Ilerleyen yillarda YHVH Israilogullari ve Firavun arasinda baris yapmak icin Moseh i Misir a gonderdi Misir Belalari ndan sonra Moseh halkini Israilogullari nin Misir dan ciktiklari yerin otesine goturdu Ardindan Moseh in On Emir i aldigi Sina Dagi na yerlestiler Yaklasik kirk yil bu topraklarda yasadiktan sonra Moseh Nebo Dagi nda Vadedilmis Topraklar uzerinde oldu Varligini surduren en eski dinlerden biri olan Yahudilik Levant bolgesinde 3500 yildan fazla bir sure once gelisti Yahudi milletinin tarihiyle yakindan baglantilidir Tanri nin Yahudi halkiyla antlasmasi inanisa gore Tanri nin Ibrahim e buyuk bir soy ve bolge vadetmesiyle basladi Tanri Ibrahim in ve onun soyundan gelenlerin kendisine itaat etmeleri ve antlasmanin bir isareti olarak sunnet olmalari gerektigini emretti Bunun karsiliginda da Tanri onlara yol gosterecek bir toprak verecek ve onlari koruyacakti Ibrahim imanindan oturu bir ogulla Ishak la odullendirildi Ishak in da bir oglu oldu ve Tanah in anlattigina gore Yusuf un babasi olan Yakup dogdu Ibrahim Ishak ve Yakup peygamberler hep birlikte Babalar olarak bilinir ve anilir Yahudilik inancina gore Yahudilik en buyuk peygamber olarak kabul edilen Musa ya Tanri YHVH tarafindan Sina Dagi nda vahyedilen On Emir ile bildirilmistir Yahudilik inanci o donemde etrafta pagan dinleri doluyken nadir rastlanan bir tek tanrili dindi Hatta dunyanin en eski tek tanrili dinlerindendir Yahudiligin kutsal kitabi Tanah tir Hristiyanlar Tanah i Kitab i Mukaddes in Yeni Ahit ten onceki kismi olarak Eski Ahit adiyla kutsal sayarlarken Muslumanlar sadece Tanah in bunyesindeki Tevrat ve Zebur u kutsal sayarlar ancak onlarin degistirildigine de inanirlar Yahudi kutsal kitabi Tanah Yakup un ve evlatlarinin Misir da nasil kolelestirildiklerini ve daha sonra Tanri nin emriyle Musa tarafindan nasil kurtarildigini anlatir Musa halkini Israil Diyari na geri goturdu ve oraya tekrar yerlestiler Daha sonra Tanri oraya Davud Peygamber i kral olarak atadi Onun torunlarindan birinin Yahudi halki icin yeni bir cag acmaya gelecegi inanci da buradan kaynaklandi Davud un oglu Suleyman Kudus te Yahudi halkinin Israil Diyari uzerindeki hakkini simgeleyen kalici bir tapinak Suleyman Tapinagi insa etti Ancak Yahudiler iki kez ulkelerinden zorla cikartildi ve tapinaklari yikildi Birincisi MO 6 yuzyilda Babiller tarafindan ikincisi de MS 1 yuzyilda Roma tarafindan Yabanci egemenliginin bir sonucu olarak Yahudi halki yaygin bir diaspora haline geldi Daha sonraki yillarda bazi Yahudiler Ispanya Portekiz Kuzey Afrika ve Orta Dogu ya bazilari da Orta Avrupa ve Dogu Avrupa ya yerlesti Bu cografi ayrilik Yahudiligin farkli gelismesine ve farkli dini geleneklerin olusmasina yol acti Yahudi dusuncesinin altin cagi 10 ve 12 yuzyillar arasinda Ispanya da Musa bin Meymun Ibn Meymun gibi onemli filozoflar uretti 20 yuzyilda Museviligi farkli kollara bolen bir diger konu ise kadinlarin statusuydu Yahudi kimliginin sadece anne soyundan aktarildigi kanisina varan ogretiye ragmen kadinlar yakin zamana kadar dini torenlerde aktif rol oynamadi Kudus un Eski Sehir inde bulunan Bati Duvari Aglama Duvari Yahudilerin en kutsal mekanidir Musevilik bircok tek tanrili dinde de kutsal sayilan bir dindir Museviler Yahudiler antik caglarda Antik Israil gibi devletlerin resmi dini olmustur Roma Imparatorlugu doneminde imparatorlari Tanri olarak saymadiklari icin birtakim katliamlara ve istilalara ugramislar ve Avrupa nin dort bir yanina dagitilmislardir Orta Cag da hukum surmus bir Turk devleti olan Hazar Kaganligi varligini surdurebilmek icin Museviligi devletin resmi dini yapmistir Son olarak 20 yuzyilda 1948 de kurulan Israil Devleti nin de resmi dini olmustur Gunumuzde Museviligin resmi din oldugu tek ulke Israil dir Bugun ne kadar Yahudi yasadigini belirlemek zordur Ancak gunumuzde dunya uzerinde yaklasik olarak 14 15 milyon Yahudinin yasadigi tahmin edilmektedir bunlarin da cogunlugu Kuzey Amerika ve Israil de yasamaktadir Hint Yarimadasi Kokenli DinlerHinduizm Hindu hacilar icin banyo yeri Kedar Ghat Varanasi Hindistan Hinduizm in nasil ve kim tarafindan ortaya ciktigi tam olarak bilinmemektedir Kokenleri Demir Cagi na kadar goturulur ama aslinda daha cok Hindistan alt kitasinin yerli dinlerinin pek cogunu kapsayan bir semsiye terimdir Hindu sozcugu ozunde Hindistanli demektir ve halkin yerli dinleri Islam gibi ulkeye disaridan sokulan dinlerden ve Caynacilik ile Budizm gibi diger dinlerden ayrilir Kutsal kitaplari Veda metinleridir Vedalar dinin teorik dayanagi Brahmana ve tarih mitoloji din ve felsefe gibi cesitli konulari Mahabharata ve Ramayana islemektedir Reankarnasyon inancinin bulundugu Hinduizme gore insan oldukten sonra gunahlari ve iyiliklerine gore yeni bir bedende tekrar dunyaya gelir Bu dinde ozellikle inekler kutsaldir ve dinde sinif farkliligi ve sosyal tabakalasmanin bir formu olan kast sistemi vardir Hinduizm gelenekleri once Buyuk Iskender yonetimindeki Yunanlarin sonra Hristiyanlarin etkilerine uyum saglamis en sonunda da Islam in Hindistan a gelmesi ile Islam in etkisinde kalmistir Hinduizm inanci ozellikle Hindistan Nepal ve Banglades te yaygindir Gunumuzde yaklasik 1 1 milyar takipcisi ile Hristiyanlik ve Islam in ardindan ucuncu sirada yer almaktadir Budizm Siddhartha Gautama BudaHindistan in kuzeydogusunda MO 563 civarinda Sakya kabilesinin liderinin oglu olarak dunyaya gelen Siddhartha rahat bir ortamda buyudu ve iyi bir egitim aldi 16 yasinda evlendi ve bir oglu oldu Sarayda zenginlik ve gosteris icinde hayatini surduren Siddhartha 29 yasina geldiginde bu yasamindan hosnutsuzluk duymaya basladi ve bir gece ansizin evini ve ailesini terk etti Siddhartha yillarini dindar bir cileci olarak gecirdi Aydinlanma olarak tarif ettigi bir deneyimden sonra gezgin bir ogretmen oldu ve Buda adini aldi Kisa surede ozellikle Indus Ganj ovalari cevresinde cok sayida taraftar topladi Buda kesis ve rahibe topluluklari kurdu Taraftarlarinin sayilari giderek artti Ayrica civardaki hukumdarlarla ve diger inanclarin ogretmenleriyle tartismalara da girdi Yaklasik 80 yasinda oldugunde kurdugu Budizm onemli bir dini hareket haline gelmisti MO 6 yuzyilda Siddhartha Gautama Buda tarafindan kurulan Budizm ilk once Hindistan da ortaya cikmis ve daha sonra zaman icerisinde Guneydogu ve Dogu Asya cografyasina yayilmistir Farkli bakis acilarina gore din veya felsefe olarak tanimlanan Budizmin asil hedefi hayattaki aci istirap ve tatminsizligin kaynaklarini aciklamak ve bunlari gidermenin yollarini gostermektir Budizmde ogretilerin ana catisini meditasyon gibi ice bakis yontemleri reenkarnasyon denilen dogum olum dongusunun tekrari ve karma denilen neden sonuc zinciri gibi kavramlar olusturmaktadir Budizm Sanskritce ve Pali dillerindeki eski Budist metinlerinde uyanmis kisi ve farkinda olan anlamina gelen Buddha kelimesinden turetilmistir Siddhartha Buda nin hayattaki acilarin kaynagini aciklamak amaciyla yaptigi uzun calismalar sonucunda istirabi sona erdirecek bir manevi anlayisa ulastigi ve bunun sonucunda Budalik a eristigi kabul edilir Budizm acikca bir tanriyi ya da tanrilari gerektirmediginden dolayi bazilarinca bir din degil daha cok felsefi bir sistem olarak gorulur Kurucusu Gautama Buda dusunceleriyle ilgisiz oldugu icin tanrilarin varligini ne onayladi ne de inkar etti ama o gunden bugune Budizmin bazi kollari pratiklerinin merkezinde tanrilar yer almasa bile daha fazla tanricilikla ilgili oldu Cileci Siddhartha ve bes yoldasi Bir Laos tapinagindan duvar resmi Budizm Siddhartha Gautama nin olumunden sonra MO 400 ler 500 sene boyunca Hint Yarimadasi nda daha sonra Asya ve dunyanin geri kalaninda yayilmaya baslamistir Hindistan anakarasinda zamanla etkisini yitiren Budizm 20 yuzyilin ikinci yarisindan beri gerilemekte olsa da Guneydogu Asya ve Uzak Dogu kulturunde etkisini gunumuze kadar devam ettirmistir ve bircok taraftar da toplamistir Budizm esasinda Buda nin olusturdugu bir felsefe olup amaci uyanisa ermektir Buda acilari anlamak icin yola cikip ustalardan ders almis en sonunda ise aydinlanmanin denge ile olacagina karar vermistir Buda ogretilerini herhangi mistik bir ogeye vahiy veya varliga melek degil uzun bir deneyim dusunce doneminden sonra ulastigi sonuclara dayandirdi Ayrica kendisi inanci icin civardaki hukumdarlarla ve diger ruhani ogretmenlerle tartismalara da girdi Budizm sonralari Ipek Yolu araciligiyla yayilmistir Bir Turk devleti olan Uygurlar tarafindan benimsenmis ve yapilan seferler sonucunda Cin e yayilmistir Japonlar ise Budizm i Cin araciligiyla ogrenmistir Budizm gunumuzde 500 milyondan fazla takipcisiyle dunyanin en kalabalik dorduncu dinidir Sihizm Sihizm dininin kurucusu olan Guru Nanak i tasvir eden bir gorsel Sihizm Guru Nanak tarafindan olusturulan tek tanrili bir dindir 15 yuzyilin sonlarinda Hint Yarimadasi nin Pencap bolgesinde ortaya cikmistir Kutsal kitaplari Guru Granth Sahib dir Sihizm kurucusu Guru Nanak in 1469 1539 ve onun yerine gecen diger dokuz Sih gurusunun ruhani ogretileriyle gelismistir Onuncu guru Gobind Singh 1676 1708 Sih kutsal kitabi Guru Granth Sahib i halefi tayin ederek bu kutsal kitabi Sihler icin ebedi ve ruhani rehber olarak belirlemistir Kurucusu Guru Nanak dogruluk sadakat ozdenetim ve saflik iceren aktif yaratici ve pratik bir yasam surdurmenin metafizik gercegin cok otesinde oldugunu ve ideal insanin tanri ile birlik kurdugunu tanrinin iradesini bildigini ve bu iradeyi gerceklestirdigini ogretmistir Sihizm takipcilerine Bes Hirsiz i yani sehvet ofke acgozluluk baglilik ve egoyu degistirmeyi ogretir Sihizm dinsel baskilarin oldugu bir donemde gelisti yayildi ve hem Hinduizm hem de Islam dinlerinden gelenleri kabul etti 16 yuzyilda Hindistan da kurulan Musluman Babur Imparatorlugu hukumdarlari Islam a gecmeyi reddeden Sih gurularindan ikisine Guru Arjan 1563 1605 ve Guru Tegh Bahadur 1621 1675 iskence edip idam ettiler Sih inancina mensup kisilere karsi yapilan bu tur yaklasimlar vicdan ve din ozgurlugunu koruma emri olarak 1699 da Guru Gobind Singh tarafindan Khalsa nin kurulmasini tetikledi Gunumuz itibariyla dunyada Sihizm dininin taraftar sayisinin yaklasik 25 milyon oldugu tahmin edilmektedir Mezoamerikan DinleriMayalar tarafindan insa edilen Chichen Itza Itza Piramidi Meksika Mezoamerikan inanclari cok tanrili dinlerdi Dini torenleri genellikle kanli olurdu Ornegin Meksika da hukum suren Aztekler torenlerinde Tanrilari yatistirmak icin kurban torenleri gerceklestirerek Tanrilari memnun ettiklerine inanirlardi Aztek medeniyetinin sonu inanclarindan dolayi olmustur Aztek krali Muntezama Cortez adindaki bir Ispanyolun mitlerinde gecen ve baris getirecek Tanri oldugunu iddia etti ama tam tersine olum getirdi Meksika ve Orta Amerika civarinda yasayan bir diger Mezoamerikan uygarligi olan Mayalar ise gunumuzdeki futbolun ilkel bir versiyonunu oynayarak kazanan takimi odul olarak oldururlerdi Ayrica Mayalarin inanclarinin takvim donguleri olurdu Bu donguler bitince bir Tanrinin yeryuzune geldigine inanirlardi Gunumuzde Meksika da yer alan Itza Piramidi Maya Uygarligi ndan kalmis olan en eski tarihi ve dini yapilardan biridir 1450 li yillarda Inkalar tarafindan insa edilen Machu Picchu Cuzco Peru 1438 1533 yillari arasinda Guney Amerika daki And Daglari uzerinde varliklarini surduren Inka medeniyeti de diger Mezoamerikan uygarliklardan farkli olmayarak cok tanrili bir dine sahipti Yaratici konumunda bir Tanri ve onun yarattigi bircok baska Tanri vardi Toprak deniz Gunes ve Ay i temsil eden tanrilar da vardi Inkalar altinin gunesten gelen bir cesit sekerleme oldugunu dusunurlerdi Altin ancak cesitli kutular mucevherler gibi torensel esyalar ya da suslu mezar taslari veya tapinaklar yapmak amaciyla kullanildiginda bir degere sahipti Dini torenler ve kutlamalarin buyuk cogunlugu ekim ve hasat donemlerinde yapilirdi Tanrilara hayvan hatta insan kurban eden Inkalar bu kutsal torenleri depremler savaslar ya da imparatorlarinin olumleri gibi toplumu sarsan buyuk olaylardan sonra yaparlardi Uzak Dogu DinleriJaponya nin Nagasaki kentinde bulunan bir Konfucyus tapinagi Taoizm ve Konfucyusculuk Cin kokenli dinlerdir Bu iki din de Zhou Hanedanligi MO 1046 MO 256 doneminde cikmistir Taoizm inanci sonralari Japonlari etkilemistir Konfucyusculuk eski bir Cin ahlaki ve Cin felsefesi sistemi olup unlu Cinli bilgin ve filozof Konfucyus un ogretilerinden yola cikarak gelismistir Agirligi insan ahlakli ve iyi amellerdedir Konfucyusculuk ahlak sosyal politik felsefi ve dini dusuncelerden olusan karmasik bir sistem olup tarih boyunca Dogu Asya nin kulturu ve tarihi uzerinde onemli etkisi olmustur Cin kokenli diger dinlere gore ise imparatorlar gokler tarafindan secilirdi Bu dine mensup olanlar reenkarnasyona inanirlardi Japonya kokenli bir din olan Sintoizm animizime benzer Sintoizm dini dogaya saygiyi emreder ve her seyin ruhu olduguna inanir Bas Tanrisi Amaterasu dur II Dunya Savasi sirasinda 1939 45 milliyetciligin artmasi ile birlikte Japonya da Sintoizm e inanan sayisi artti Sonrasinda ise dusus yasadi ama buna ragmen Sintoizm gunumuzde en cok inanilan onuncu dindir Eski Avrupa DinleriKeltler Medeniyeti Avrupa nin cogunu kapliyorlardi ve kendileri ile birlikte dinleri de yayiliyordu Keltlerin dini inanclari hakkinda pek fazla bir bilgi yoktur Cunku uzun sure boyunca yaziyi kullanmayip bilgilerini ve kulturlerini sozlu bir sekilde aktarmislardir Dinleri ile ilgili yazili kaynaklari Roma gibi diger medeniyetler tutmustur Avrupa nin kuzeyinde ise Cermen dinleri yaygindi Antik Yunan MO 5 yuzyilda Atina Akropolisi nde insa edilen Athena Tapinagi Partenon Yunanistan Eski Yunan kulturunde cok tanrili bir inanis vardi Her onemli doga ogesi ve insan duygulari ile ilgili tanrilar vardi Tanrilarin tanrisi Zeus dunyayi ve gokleri yonetir ondan sonra kardesleri Hades ve Poseidon gelirdi Antik Yunanlarin inanislarina gore Zeus onceleri Tanrilarin tanrisi degildi babasi Kronos u devirdi ve hakimiyeti eline aldi Fakat Zeus gibi babasi Kronos da asil tanri degildi ve o da gercek tanri olan Uranos ve karisi Gaia yi devirip is basina gecmisti Zeus un kardeslerinden olan Hades olulerin dunyasi oldugu kabul edilen yer alti dunyasini Poseidon ise Yunanlarin yasamlarinda hayati oneme sahip olan denizlerin tanrisiydi Antik Yunan dan kalma uzerinde kosan atletleri tasvir eden bir Yunan vazosu Zeus ve kardeslerinin Olimpos Dagi nda yasadiklarina inanilirdi Yunanlar tanrilarini mutlu etmek icin veya onlara armagan sunmak icin duzenli olarak olimpiyat oyunlari duzenlerlerdi Bu oyunlar tanrilarin yasiyor olduguna inanilan Olimpos Dagi nda duzenlenirdi ve adini da bu dagda duzenlenmesinden oturu alirdi Yunan mitolojisine gore Zeus un Hera adinda bir karisi vardi Zeus un bazi cocuklari Hephaistos Apollon Artemis Athena Ares Dionysos ve Hermes idi Tum bu tanrilarin insanlar gibi yasadigina asik olduguna evlendigine kiskancliga kapildigina kavga ettiklerine uzulduklerine sevindiklerine ara bozduklarina ve olumsuz olduklarina inanilirdi Ayrica Yunanlar birtakim magaralarin tanrilarinin tapinaklari olduguna inanirlardi Bundan dolayi Korint ve Delfi de rahip ve rahibeler tanrilar adina kahinlik yapardi MO 4 yuzyilda Antik Yunanistan bolgesinde Makedonya krali Buyuk Iskender in fetihlerinin MO 336 323 ardindan cikan Helenizm Hareketi Yunan sehirlerinin resmi dini oldu Sonraki donemlerde Helenizm Roma devletinin resmi dini olup degisime ugradi Roma sayesinde Helenizm cok genis bir cografyaya yayildi HristiyanlikNasirali Isa Yesua HaNotzri Turkce literaturde Islam etkisi nedeniyle yaygin olarak Isa adiyla anilan Yesua yaklasik MO 4 yilinda gunumuzde Filistin bolgesi sinirlarinda yer alan ancak o donemde Roma Imparatorlugu nun Yahudiye eyaleti sinirlari icerisinde bulunan Beytullahim sehrinde annesi Meryem in bakire olduguna iliskin iddia edilen bir mucizeyle dogdu Yesua nin dogum yeri Beytullahim olarak kabul edilmekle birlikte kucuklugunden beri oraya yerlestigi icin memleketi siklikla Nasira olarak gecer Bu yuzden Hristiyan kaynaklarda Yesua Nasirali Yesua Nasirali Isa olarak da anilir Ayrica Hristiyanlik dini Nasranilik olarak da adlandirilir Yesua nin erken yasamiyla ilgili fazla bir sey bilinmemektedir Yahudi bir ailede dogmus ve cok buyuk olasilikla Yahudi kutsal yazilari ve dini konusunda egitim gormustur Yeni Ahit e gore babasinin Yusuf meslegini surdurup marangozluk yapmis ve Nasira da yasayip calismistir Yesua yaklasik 30 yasindayken Tanri nin mesajini ilan ederek bolgede vaaz verme ve sifa dagitma hizmetine basladi Incillere gore cekici ve sasirtici mucizeleriyle buyuk kalabaliklari etrafinda topladi ancak 12 takipcisine ya da havarisine ozel ilgi gosterdi Cok gecmeden Tanri yla ilgili mesaji yetkililerin engeliyle karsilasti Havarilerinden biri olan Yahuda nin ihanetine ugradi ve Roma askerleri tarafindan tutuklanip uydurma suclamalarla olume mahkum edildi Hristiyanlar Yesua nin carmiha gerilip ardindan dirildigine inanirlar Hristiyanlik Roma Imparatorlugu nun Yahudiye eyaletinde 1 yuzyil Helenistik Yahudilik cografyasinda Ikinci Tapinak donemi sirasinda bir Yahudi mezhebi olarak basladi Inancin merkezi figuru olan ve Yahudi bir aileden gelen Yesua nin ilk takipcileri apokaliptik Hristiyan Yahudilerdi Yesua yaklasik MS 30 civarinda Yahudiye eyaletinde halka vaaz vermeye ve hizmet etmeye basladi Yesua Hristiyanliga gore beklenen Mesih ve Uclu Birlik teslis inancinin ikinci kisisi olan Ogul Tanri nin beden almis hali Yahudilere gore bir buyucu ve sahte Mesih Maniheizm e gore Zerdust Gotama Buda ve son peygamber Mani ile beraber inancin dort peygamberinden biri ve Mesih Durzilige gore onemli bir peygamber ve Mesih Islam a gore azim sahibi peygamberlerden biri ve Mesih Isa olarak anilir Bahailige gore Tanri nin bir tezahuru ve Mesih tarihcilere gore ise bir filozof ve din adamidir Hristiyanlik adini mesih ya da meshedilmis kisi anlamina gelen Ibranice sozcugun Yunanca cevirisi olan khristos sozcugunden almistir Khristos mesih olarak adlandirilan Yesua ya inananlara ilk olarak Antakya da Hristiyan Xristianos Khristianos denmeye baslanmistir Hristiyanlik inancina gore yaklasik 30 yasindayken Filistin ve Israil bolgesinde Tanri nin mesajini ilan etmeye baslayan Yesua ozellikle sifa hizmetinde bulunma dogayi kontrol etme ve oluleri diriltme gibi mucizelerle cok sayida taraftar topladi Ancak Yesua nin kendisinin Tanri oldugunu ileri surmesini kufur sayan donemin Yahudi din bilginleri ihbarci havari Yahuda yi kullanarak Yesua yi tutuklattilar ve Yahudiye eyaleti valisi Pontius Pilatus a yargilattilar Hristiyanlar Yesua nin yeryuzune gelisinin Tanri ile Yahudiler arasinda yapilan Eski Antlasma dan sonra Tanri ile butun insanlik arasinda yapilan Yeni Antlasma yi mujdeledigine inanirlar Hristiyanlar Yesua nin carmiha gerilmesi dirilmesi ve goge yukselmesine buyuk onem verirler Inanca gore Yesua aci cekti oldu ve gomuldu sonra dirildi ve Baba Tanri yla birlikte hukum surmek uzere goge yukseldi Yesua dan sonra elcileri Yeni Antlasma kanonunu tamamlayacak metinleri kaleme aldi Sanatta Yesua nin betimlenisi kulturel ortamlardan etkilenmistir Yesua nin olumunun ardindan onun inancinin daha cok yayilmasi icin en cok cabalayanlardan biri de Elci Pavlus idi Pavlus onceden dindar bir Yahudi din adamiydi ve baslangicta Yesua ya ve onun bildirdigi inanca dusmandi Bu donemde de Tarsuslu Saul olarak aniliyordu Bir gun Saul ve onunla birlikte yolculuk edenlerin Sam yolunda giderken Yesua nin Saul Saul neden bana zulmediyorsun sesini isittiklerine ve bu olaydan sonra Saul un Yesua ya iman ederek yeni inanci Yahudi topraklarinin disina ve Yahudi olmayan uluslara da yayma gorevini yuklendigine inanilir Yesua nin kendi doneminde sadece Yahudilere vaaz vermesine karsin Pavlus misyonerlik girisimleri sonucu Hristiyanligi Yahudi topraklarinin disina Roma Imparatorlugu nun diger topraklarina yaydi Bu yuzden tarihciler arasinda Havariler Cagi nin en onemli figurlerinden biri olarak kabul edilir Hristiyanligin Yesua dan cok kisa sure sonraki yayilis oykusu Kutsal Kitap taki Elcilerin Isleri kitabinda anlatilir Birinci Iznik Konsili ni gosteren bir ikon Ilk Hristiyanlar hem Yahudi yetkililerinin hem de Roma Imparatorlugu nun cesitli zulmune ve zorbaligina ugradilar ve bircogu olduruldu Yine de inanc ilk kilisenin liderligi altinda varligini surdurdu Daha sonraki yuzyillarda Roma liderleri Hristiyanliga gitgide hosgorulu davranmaya basladilar Once 313 te Roma Imparatorlugu nda Milano Fermani ilan edildi ve Hristiyanlik serbest birakildi ardindan 325 yilinda evrensel bir Hristiyan amentusunun kabul edildigi Nikaia Iznik Konsili gerceklesti 380 yilinda da Hristiyanlik Roma Imparatorlugu nun resmi dini olarak kabul edildi Bu siralarda gerceklesen Kavimler Gocu y 375 ile birlikte Cermen kavmi Avrupa nin dort bir yanina yayildi Cermen halklari daha sonralari Hristiyanligi benimsedi Bu da Hristiyanligin Avrupa da iyice yayginlasmasina ve yeni dini benimseyen bircok farkli etnik halkin ortaya cikmasina neden oldu Roma Imparatorlugu nun gerilemesi ve cokusunden sonra Avrupa da iktidar havarilerin ve ilk din adamlarinin dogal ardillari sayilan papalara gecti 1054 yilinda Kilise icerisinde papaligin otoritesi konusunda bir ayrilik yasandi Hristiyan tarihinde Buyuk Bolunme denilen bu olay sonucunda Hristiyanlik Katolik Kilisesi ve Dogu Ortodoks Kilisesi olarak ikiye ayrildi Katolik Hristiyanlar 1099 da kutsal kent Yerusalim i Kudus ele gecirip I Hacli Seferi ni basariyla sonlandirdilar Hristiyanlik 7 yuzyilda Islam dininin dogusu ve 8 yuzyilda da Islam in yayilisinda Muslumanlarin rekabetiyle karsilasti 11 12 ve 13 yuzyillarda kutsal kent sayilan Yerusalim i Kudus Muslumanlardan almak icin bir dizi Hacli Seferi duzenlendi 1096 yilinda baslayan bu seferlerin ilki Katolik Hristiyanlarin 1099 da Yerusalim i ele gecirip sehri savunan Yahudileri ve Muslumanlari kilictan gecirmesiyle sonuclandi Katolik Kilisesi Avrupa da nufuzunu korumayi basardi ve dogmalari Orta Cag boyunca kulture ve bilgiye egemen oldu Felsefi ve bilimsel dusunceler cogu kez Avrupa da sapkinlik olarak goruldu 1274 yilinda Thomas Aquinas Aristotelesci akil yurutmeyi Hristiyan teolojiye uyguladi fakat bu sebeple mahkum edildi ve yakilarak olduruldu Vatikan da bulunan ve Hristiyanligin en buyuk kilisesi olan Aziz Petrus Bazilikasi 1453 yilinda Osmanli Turklerinin Konstantinopolis i ele gecirip yaklasik 11 asirlik Bizans Imparatorlugu na son vermesiyle birlikte Dogu Ortodoks Kilisesi Osmanli himayesine girdi 1517 yilinda Martin Luther 95 Tez i yayimladi ve Protestanlik reformunun tetigini cekti Protestanlik giderek Kuzey Avrupa da gelismeye basladi ve yeni Hristiyan mezheplerinin de yolunu acti Ilerleyen yillarda Avrupa da Cografi Kesifler Aydinlanma Cagi ve Ronesans gibi olaylarin yasanmasi kilisenin etkisini azaltti Ozellikle Cografi Kesifler ile birlikte yeni kitalarin Amerika okyanuslarin denizasiri toprak parcalarinin kesfedilmesi ve buralarda yasanan somurgecilik ve misyonerlik hareketleri sonucunda Hristiyanlik genis alanlara yayildi Hristiyanlik gunumuzde 2 4 milyari asan takipcisiyle dunyanin en kalabalik dinidir Hristiyanlarin yarisindan fazlasi Katolik kabaca ucte biri Protestan geri kalanlar da Ortodoks tur Hristiyanlarin cogu Kuzey Amerika Guney Amerika Avrupa Orta ve Guney Afrika ve Okyanusya da yasamaktadir IslamMuhammed Muhammed bin Abdullah 570 civarinda Arabistan in Mekke sehrinde dogan Muhammed dogmadan once babasini ve alti yasindayken de annesini kaybedince amcasi Ebu Talib tarafindan buyutuldu Cobanlik ve yogun olarak ticaretle ugrasti Akilli ve guvenilir olmakla unlendi 25 yasinda Mekke nin zengin ve dul bir kadini olan Hatice ile evlendi 40 yasinda Hira Magarasi nda tefekkur halinde iken melek Cebrail kendisine gorulerek kutsal kitap Kur an i olusturacak vahiylerin ilkini ona iletti Ilk basta kendisine inanan cok az sayida kisi bulan Muhammed kimi Mekkeli kabilenin dusmanliklariyla ve eziyetleriyle karsilasti Bu nedenle 622 yilinda kendisine inananlarla birlikte topluca Medine ye goc etti Medine ye geldiginde Medine Sozlesmesi adli anayasayi ilan eden ve bir devlet sistemi olusturan Muhammed Islam i buradan yaymaya devam etti Kisa bir surenin ardindan Musluman ordulari kurarak araliklarla Mekkeli kabilelerle savasti ve bu savaslar Muhammed in 630 ta buyuk bir Musluman ordusunun basinda kansiz bir sekilde Mekke yi fethetmesiyle sonuclandi Ayrica o donemde bilinen dunyanin tum buyuk devletlerine elciler araciligiyla mektuplar gonderdi Muhammed in peygamberligi 22 yil surdu 632 de Medine de oldu Kendisi oldugunde bilinen dunyanin neredeyse tamami onun adini duymus ve Arap Yarimadasi nin da neredeyse tamami Musluman olmustu Muslumanlar 7 yuzyilda kurulan Islam a yine de kadim bir inanc gozuyle bakarlar Muslumanlara gore Islam Adem den baslayip cesitli peygamberler ve elciler araciligiyla suregelen evrensel bir dindir Yahudilik ve Hristiyanlik ile birlikte Ibrahimi bir dindir ve Adem Nuh Ibrahim Musa ve carmiha gerilmemis bir elci olarak Isa yi kabul eder Muslumanlar Kur an daki vahiyleri alan ve bugun bilinen sekliyle Islam dinini kuran Muhammed in bu silsilede son peygamber olduguna inanir Islam guclu bir bicimde tektanrici bir dindir essiz bir Tanri nin Allah tekligini kudretini merhametini ve insanlarin ona hizmet etme gorevini vurgular Islam in yukselisi Avrasya tarihinde kokten bir degisim ve donusume neden oldu Ortaya cikisindan sonra bu din 100 yildan biraz daha uzun bir sure icinde bir imparatorluk ve dunya uzerinde daha once hic gorulmemis olcekte bir sosyal ve kulturel birlik olusturdu Dunya tarihinde baska hicbir din bu kadar uzaga bu kadar cabuk yayilmadi Islam inancina gore MS 610 civarinda Arabistan in Mekke kenti yakinlarindaki Hira Magarasi nda tefekkur halinde olan Muhammed e Cebrail melegi araciligiyla ilk vahiy gonderildi Ilk uc sene boyunca sadece ailesini ve akrabalarini uyaran Muhammed inen bazi ayetlerden sonra insanlari apacik ve toplu bir sekilde Islam a davet etmeye basladi Bu surecte basta bazi akrabalari ve yakinlari olmak uzere bircok Mekkeli kavmin dusmanliklarina ve eziyetlerine maruz kaldi Fakat bunun yani sira memleketi Mekke de bircok Yahudi Hristiyan ve coktanricilar mesajina inandi Mekkelilerin bu siddetli muhalif tutumu karsisinda Muhammed 615 yilinda bazi Muslumanlari Habesistan daki Aksum Kralligi na gonderdi Yapilan eziyetlerin dozu iyice artinca da kendisine inananlarla birlikte topluca Medine ye goc etti Hicret olarak anilan bu olay Islam tarihinin donum noktasi olmustur Cunku bu sayede Peygamber Muhammed Medine de hicbir baski altinda bulunmayarak Islam i hizli bir sekilde yaymaya devam etmistir Medine de otoritesini iyice saglamlastiran Muhammed Musluman ordulari kurarak araliklarla Mekkeli paganlarla savasti ve cogunlukla onlara galip geldi Muhammed doneminde Bizans Sasani Misir Habesistan ve Cin basta olmak uzere bircok buyuk devletin hukumdarlarina elciler araciligiyla Islam a davet mektuplari gonderdi ve bu sekilde adinin genis bir kesimde duyulmasini sagladi 630 yilinda buyuk bir Musluman ordusunun basinda cok az kan dokerek Mekke yi ele gecirdi ve Kabe yi putlardan temizledi Fetih Arap Yarimadasi nda Islam in yayilisini daha da hizlandirdi Muhammed 632 de Veda Hacci ni tamamladiktan ve Arafat Dagi nda Muslumanlara Veda Hutbesi ile son kez seslendikten birkac ay sonra hastalandi ve Medine de oldu Olumunden once Arap Yarimadasi nin buyuk bir kisminin Islam i benimseme sureci tamamlanmisti Muhammed in olumunden sonra secim ile halifelerin secildigi donem olan Dort Halife Donemi basladi Ebu Bekir doneminde 632 34 Kur an kitaplastirildi Omer bin Hattab doneminde 634 44 Bizans Imparatorlugu ile yapilan Yermuk Halep Ecnadeyn Dathin Demirkopru Firaz ve Karyeteyn muharebeleri ile Misir Suriye Lubnan ve Filistin Sasani Imparatorlugu ile yapilan Kopru Nihavend ve Kadisiye muharebeleri ile de Irak ile Iran cografyasi fethedildi ve 224 ten beri Iran topraklarinda hukum suren son Pers devleti Sasani Imparatorlugu Muslumanlarin askeri saldirilarina dayanamayarak 651 de yikildi Musluman Araplarin esi benzeri gorulmemis bu fetih dalgalari bir Islam Imparatorlugu nun olusumunu sagladi Halife Osman 644 56 doneminde Kur an cogaltildi Halife Ali doneminde ise 656 61 Islam Devleti karisikliklar yasadi Muaviye halifelik iddiasinda bulundu ve bunun sonucunda ic savaslar cikti Ali nin Hariciler tarafindan suikaste ugrayip oldurulmesinden sonra Muaviye halife olup Emevi Hanedanligi ni kurdu 622 750 yillari arasinda Islam cografyasinin yayilisini gosteren bir harita Kahverengi alanlar Muhammed 622 632 doneminde turuncu alanlar Dort Halife 632 661 doneminde sari alanlar ise Emeviler 661 750 doneminde alinmistir Emeviler doneminde Islam Cin den Iber Yarimadasi na kadar yayildi Abbasi Hanedanligi nin isyani ile Emeviler yikilip halifelik Abbasilerin eline gecti Abbasi devriminden kurtulup kacan bazi kisiler Ispanya civarina gidip orada Endulus Emevi Devleti ni kurdular Abbasiler doneminde 8 yuzyilin ortalarinda baskent Bagdat ta Beyt ul Hikmet Bilgelik Evi adinda buyuk bir bilim merkezinin kurulmasi ile Islam in Altin Cagi adi verilen donem basladi Bu cagda Hindistan dan Endulus e kadarki genis cografyada bilimsel calismalar yapilmakla birlikte bilim teknoloji tip felsefe teoloji sanat matematik geometri kimya astronomi Islam hukuku gibi genis yelpazede calismalar da yapiliyordu Kisa bir surede Islam Imparatorlugu Hristiyan Avrupa dan daha genis bir alana yayildi ve bununla birlikte bilimsel dusunceleri dogmalarina karsi bir tehdit olarak goren Hristiyanligin aksine Islam kendi teolojisi ile felsefe ve bilim dallari arasinda bir uyusmazlik gormedi Bilakis Abbasi halifeleri Kur an da ve hadislerde okumakla ve ilimle ilgili gecen birtakim ifadelerden yola cikarak bu alanlara da onem vermeye basladilar Bu donemde basta Antik Yunan olmak uzere gecmis uygarliklarin ve filozoflarin urettigi bilgi ve dusunceler tercumelerle Islam dunyasina ve Endulus kanaliyla Avrupa ya aktarildi Bagdat ve Sam gibi kentler bilimsel arastirma ve ogrenim merkezleri haline geldi Bunun yani sira Islami sanat ve edebiyat da gelisti 11 yuzyil dolaylarindan kalma Biruni tarafindan yapilmis olan ve Ay in farkli evrelerini gosteren bir cizim 11 yuzyilin sonlarina dogru Iran topraklarinda hukum suren Musluman Selcuklu Imparatorlugu doneminde vezir Nizamulmulk tarafindan Sam Bagdat Nisabur Isfahan ve Belh gibi onemli Fars ve Musluman kentlerinde Nizamiye Medreseleri nin acilmasiyla birlikte bilim ve egitim yine hiz kazandi Bu medreselerde esas olarak din hukuk ve dil egitimi verilmis olsa da felsefe ve bilim gibi degisik alanlarda da ogretim olmustur 1096 da baslayan Hacli Seferleri nin ilki Katolik Hristiyanlarin 1099 da Muslumanlarin elindeki kutsal Kudus u ele gecirmesiyle sonuclandi Bu olaydan sonra Muslumanlarin 12 yuzyilin ortalarinda yaptigi bazi girisimler basarisiz oldu 1187 yilina gelindiginde ise Musluman Kurt komutan Selahaddin Eyyubi Kudus u 88 yil aranin ardindan Haclilardan geri aldi ve bu olay uzerine Ucuncu Hacli Seferi duzenlendi Ancak basarili olunamadi ve sehir Muslumanlarin hakimiyetinde kaldi Hittin Muharebesi sonrasi Selahaddin Eyyubi ve esir Kudus Krali Luzinyanli Guy 1187 13 yuzyilin basinda Orta Asya da Cengiz Han in onderliginde baslayan Mogol istilalari sonucunda bircok Musluman sehir zarar gordu Pekin Buhara Semerkant Merv Belh Rey Nisabur gibi unlu kentler yerle bir oldu neredeyse tum nufuslari yok edildi Mogollarin ikinci buyuk akinlari ise Hulagu Han doneminde gerceklesti Bu onceki istilalardan daha az kanli olsa da daha genis bir istilaydi 1258 yilinda Mogol Ilhanli Devleti nin Bagdat Seferi ile birlikte Islam in en onemli sehirlerinden biri olan Bagdat Mogol ordulari tarafindan ele gecirildi yagmalandi son Abbasi halifesi Mustasim Billah olduruldu ve boylelikle Abbasi Hanedanligi yikildi Abbasi soyundan gelen diger halifeler bundan sonra varliklarini Misir daki Memluk Devleti nin himayesinde surdurdu 14 yuzyilin baslarina gelindiginde ise Islam Bati Afrika da inanilmaz bir hizla genisledi Bunun nedeni Mali Imparatorlugu hukumdari Mansa Musa idi Tarihin en zengin kisisi oldugu dusunulen Mansa Musa 1324 te Mekke ye hac etmek icin yola cikti ve yolculugu sirasinda Misir da konaklayip buradaki halka altindan ve gumusten bircok cesitli hediyeler sundu Verdigi hediyeler o kadar fazlaydi ki Misir da altinin degerinin dustugu soylenir Mansa Musa nin bu unlu hac ziyareti hem Afrika nin ozellikle Bati Afrika tarafinin daha da Islamlasmasina hem de Mansa Musa nin Avrupa dahil bircok yerde adinin duyulmasina neden oldu Tunus un Kayrevan kentindeki Kayrevan Ulu Camii ozellikle 9 11 yuzyillari arasinda Malikilik mezhebine vurgu yapan onemli bir Islami ilim merkeziydi Sehir UNESCO Dunya Miraslari Listesindedir 1453 yilinda Osmanli padisahi II Mehmed Istanbul u fethedip Osmanlilarin Islam dunyasindaki itibarini artirdi 1517 de I Selim komutasindaki Osmanlilar Orta Dogu da buyuk ve yogun bir sefer duzenlediler Suriye Filistin Misir ve Hicaz gibi onemli ve kutsal yerler Osmanli Devleti ne dahil oldu bunun sonucunda da Misir daki Memluk Devleti yikildi Osmanli Imparatorlugu nun ilerleyen doneminde Islam bilimsel calismalarda geri kaldi I Dunya Savasi ndan sonra Islam ulkeleri somurgelestirildi II Dunya Savasi ndan sonra da bagimsizliklarini kazandilar Islam gunumuzde 2 milyari askin takipcisiyle Hristiyanliktan sonra en kalabalik ikinci dindir Dunya nufusunun yaklasik 25 ini 1 4 ini kapsayan Islam en buyuk dinlerden biri olarak varligini surduruyor Dunyadaki Muslumanlarin 80 90 i Sunni 10 20 si de Sii dir Muslumanlarin cogu Orta Dogu Orta ve Kuzey Afrika Asya nin batisi ve guneydogusu ve Avrupa nin Balkanlar bolgesinde yasamaktadir Buna ragmen Avrupa Avustralya ve Amerika gibi diger kitalarda da on milyonlarca Musluman yasamaktadir Yaklasik 50 ulkenin nufusunun cogunlugu Muslumandir Bunlarin Suudi Arabistan Afganistan Pakistan ve Iran i kapsayan bir avuc kadari seriati temel alan Islam devleti olarak kabul edilir Diger ulkelerin cogu buyuk bolumu Orta Dogu da olmak uzere Islam i sadece resmi din kabul eder Irak Cezayir Fas Misir Bazilarinin ise agirlikli olarak Musluman bir nufusu ama laik yonetimleri vardir Arnavutluk Turkiye Senegal Bosna Hersek Endonezya en buyuk Musluman nufusa sahip ulkedir 231 milyon onu sirasiyla Pakistan Hindistan ve Banglades izler Hindistan sayisal acidan dunyanin en buyuk Musluman azinlik nufusunun yaklasik 195 milyon yasadigi ulkedir Muslumanlarin yeryuzundeki dagilimlarini gosteren bir harita Koyu mavi renge sahip alanlarda Musluman nufus daha fazladir 16 ve 21 Yuzyillar Arasinda Dinler16 yuzyilda baslayan bilimsel hareketler bilimin ve felsefenin kilisenin elinden cikmasini sagladi Yeni kesfedilen kitalar ve astronomik gozlemler sonucunda kilisenin her seyi bildigi inanci bosa cikti Yuzyillar boyunca bilim teknoloji ve kulturel alanda dunyaya hukmeden Islam ulkeleri Bati nin bilimsel hareketlerine ayak uyduramadigi icin geri kaldi Amerika kitasinin kesfinden sonra ise buralara yapilan somurge koloni yerlilerin katledilmesi uygulamalari ile Hristiyanlik misyonerlikleri sonucunda Mezoamerikan dinleri yok oldu 20 yuzyilda Papalik bilimin hakli oldugunu kabul etti Kudus TarihiKudus ten Yerusalim bir gorunum Kudus veya diger adiyla Yerusalim uc buyuk Ibrahimi din olan Yahudilik Hristiyanlik ve Islam da kutsal sayilan bir antik kenttir Yahudiler kutsal Yahudi tapinaklarinin orada olmasindan Hristiyanlar Isa nin orada carmiha gerildigine inandiklarindan ve Muslumanlar da ilk kiblelerinin orasi olduguna ve Muhammed in Mirac a ciktigi sehir Isra Suresi 1 olduguna inandiklarindan dolayi kutsal gorulur Kudus Kral Davud tarafindan alinip Israil Kralligi na katildi Davud un oglu Kral Suleyman tarafindan Kudus te ilk Musevi tapinagi olan Suleyman Mabedi insa edildi Sonralari bu kutsal kent Asurlular Babilliler Persler Ahamenisler ve Makedonya Imparatorlugu kontrolune gecti Yahudilerin Babil hakimiyetinde oldugu donemde Pers krali Buyuk Kiros Yahudileri Babil egemenliginden kurtarip Kudus e donmelerine ve orada tapinaklarini yeniden insa etmelerine izin verdi Sehir en son Roma Imparatorlugu nun kontrolune gectiginde Roma Makedonyalilarin baslattigi Helenizm akiminin kutsal kenti oldu 7 yuzyilda Islam in dogusuyla birlikte Kudus un onemi bir kez daha artmis oldu Halife Omer doneminde Kudus 637 de Musluman Araplarin kontrolune gecti 1099 da I Hacli Seferi esnasinda Katolik Hristiyanlarin eline gecti ve basta buradaki Kudus Kralligi olmak uzere yakin cevrelerde yeni Hristiyan devletler ve kontluklar kuruldu 1187 yilinda Musluman Kurt komutan Selahaddin Eyyubi Hittin Muharebesi ile Kudus u Haclilardan geri alip 88 yil aranin ardindan tekrar Musluman dunyasina katti Sonrasinda ise Memluk Devleti ve akabinde Osmanli Devleti kontrolune gecti I Dunya Savasi ndan 1914 18 sonra Birlesik Krallik kontrolune gecti Birlesik Krallik cekildikten sonra Muslumanlar ve Yahudiler arasinda sorunlara neden oldu Gunumuzde de bu sorun hala devam etmektedir Gunumuzde Dinlerin DurumuGunumuzde yaklasik 2 4 milyar inanani ile Hristiyanlik en kalabalik dindir Onu yaklasik 2 milyar inanani ile Islam takip etmektedir Ucuncu sirada 1 1 milyar takipcili Hinduizm dorduncu sirada ise 500 milyondan fazla takipcisiyle Budizm yer almaktadir Gunumuzde ulkelere gore hakim olan dinlerin haritasi Bu siralamayi Cin kokenli geleneksel dinler herhangi bir kategoriye dahil edilmeyen etnik dinler ve Afrika kokenli geleneksel dinler takip etmektedir Ayrica din kategorisine dahil edilmesi icin hicbir neden olmasa da bugun dunya nufusunun yaklasik 1 1 milyarinin herhangi bir dine mensup olmayan yani kendini deist agnostik veya ateist olarak tanimlayan kisilerin olusturdugu dusunulmektedir Bu grupta bulunanlarin da yarisinin teist oldugu soylenmektedir En Kalabalik Dinlerin Yaklasik Taraftar Sayilari Sira Din Inanc Taraftar sayisi yaklasik Yuzdelik Kurucu Merkezi figur Etkili kisilik1 Hristiyanlik 2 4 milyar 30 3 Yesua ve elcileri2 Islam 2 milyar 25 3 Muhammed3 Deist Teist Agnostik Ateist 1 19 milyar 15 0 4 Hinduizm 1 16 milyar 14 6 5 Budizm 506 milyon 6 40 Gotama Buda6 Cin geleneksel dinleri 394 milyon 4 98 7 Etnik dinler 300 milyon 3 79 8 Afrika geleneksel dinleri 100 milyon 1 26 9 Sihizm 25 26 milyon 0 32 Guru Nanak10 Spiritualizm Ruhculuk 15 milyon 0 19 11 Yahudilik 14 15 milyon 0 18 Ibrahim MusaGelecekte Dinlerin Durumu2017 yilinda ABD li arastirma sirketi Pew Research Center 2070 yilinda Islam in dunyanin en kalabalik dini olacagini acikladi Bunun temel sebepleri olarak da Muslumanlarin nufus artis hizi ve Islam a girenlerin sayisinin artmasi gosterilmektedir Pew kurumuna gore 2050 ye gelindiginde Hristiyanlik 2 92 milyar ve Islam 2 76 milyar nufusa ulasacak En gec 2070 de de Islam Hristiyanligi gecip dunyanin en kalabalik dini haline gelecek Ayrica bu durum Muslumanlarin sayisinin Kuzey Amerika ve Avrupa gibi bolgelerde de artisina neden olacaktir Dunya Dinler Arasi Uyum HaftasiBirlesmis Milletler Genel Kurulu 20 Ekim 2010 da aldigi 65 5 numarali kararla 1 7 Subat i Dunya Dinler Arasi Uyum Haftasi ilan etmistir KaynakcaOzel Rubio Gonzalo 2007 Current Issues in the History of the Ancient Near East Ingilizce Regina Books ISBN 978 1 930053 46 5 24 Mayis 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Mayis 2022 a b Rivetna Rosan Zerdust Dunyasi PDF 16 Agustos 2017 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 25 Mayis 2022 Sabah 31 Aralik 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 31 Aralik 2021 a b c Dinler Kitabi The Religions Book Alfa Yayinlari 2019 Singh Pashaura Fenech Louis E Mart 2014 The Oxford Handbook of Sikh Studies Ingilizce OUP Oxford ISBN 978 0 19 969930 8 25 Mayis 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Mayis 2022 a b c Florida Gulf Coast Universitesi Internet Sitesinde bir yazi 21 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce Arsivlenmis kopya 22 Subat 2002 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 21 Haziran 2007 David Flusser The Josippon Josephus Gorionides The Bialik Institute Yerusalim 1978 2005 2003 At Polar Ends of the Spectrum Early Christian Ebionites and Marcionites Lost Christianities The Battles for Scripture and the Faiths We Never Knew Oxford Oxford University Press ss 95 112 doi 10 1017 s0009640700110273 ISBN 978 0 19 518249 1 LCCN 2003053097 Erisim tarihi 20 Temmuz 2021 2005 How on Earth Did Jesus Become a God Approaches to Jesus Devotion in Earliest Christianity How on Earth Did Jesus Become a God Historical Questions about Earliest Devotion to Jesus Grand Rapids Michigan and Cambridge U K ss 13 55 ISBN 978 0 8028 2861 3 Erisim tarihi 20 Temmuz 2021 2010 Breaking Away The First Christianities A New History of Early Christianity New Haven and Londra ss 31 46 doi 10 12987 9780300166583 ISBN 978 0 300 12581 8 JSTOR j ctt1nq44w LCCN 2009012009 Erisim tarihi 20 Temmuz 2021 Lietaert Peerbolte Bert Jan 2013 How Antichrist Defeated Death The Development of Christian Apocalyptic Eschatology in the Early Church Krans Jan Lietaert Peerbolte L J Smit Peter Ben Zwiep Arie W Ed Paul John and Apocalyptic Eschatology Studies in Honour of Martinus C de Boer 149 Leiden Brill Publishers ss 238 255 doi 10 1163 9789004250369 016 ISBN 978 90 04 25026 0 ISSN 0167 9732 Erisim tarihi 20 Temmuz 2021 Elcilerin Isleri 11 25 26 28 Agustos 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde 28 Temmuz 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 15 Mayis 2010 Yuhanna 10 22 39 12 Agustos 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde O sirada Yerusalim de Tapinagin Acilisini Anma Bayrami kutlaniyordu Mevsim kisti Isa tapinagin avlusunda Suleyman in Eyvani nda yuruyordu Yahudi yetkililer O nun cevresini sararak Bizi daha ne kadar zaman kuskuda birakacaksin dediler Eger Mesih isen bize acikca soyle Isa onlara su karsiligi verdi Size soyledim ama iman etmiyorsunuz Babam in adiyla yaptigim isler bana taniklik ediyor Ama siz iman etmiyorsunuz Cunku benim koyunlarimdan degilsiniz Koyunlarim sesimi isitir Ben onlari tanirim onlar da beni izler Onlara sonsuz yasam veririm asla mahvolmayacaklar Onlari hic kimse elimden kapamaz Onlari bana veren Babam her seyden ustundur Onlari Baba nin elinden kapmaya kimsenin gucu yetmez Ben ve Baba biriz Yahudi yetkililer O nu taslamak icin yerden yine tas aldilar Isa onlara Size Baba dan kaynaklanan bircok iyi isler gosterdim dedi Bu islerden hangisi icin beni tasliyorsunuz Soyle yanit verdiler Seni iyi islerden oturu degil kufrettigin icin tasliyoruz Insan oldugun halde Tanri oldugunu ileri suruyorsun Isa su karsiligi verdi Yasanizda Siz ilahlarsiniz dedim diye yazili degil mi Tanri kendilerine sozunu gonderdigi kimseleri ilahlar diye adlandirir Kutsal Yazi da gecerliligini yitirmez Baba beni kendine ayirip dunyaya gonderdi Oyleyse Tanri nin Oglu yum dedigim icin bana nasil Kufrediyorsun dersiniz Eger Babam in islerini yapmiyorsam bana iman etmeyin Ama yapiyorsam bana iman etmeseniz bile yaptigim islere iman edin Oyle ki Baba nin bende benim de Baba da oldugumu bilesiniz ve anlayasiniz O nu yine yakalamaya calistilarsa da ellerinden siyrilip kurtuldu Elcilerin Isleri 9 bolum Rainer Riesner Paul s Early Period Chronology Mission Strategy Theology Eerdmans Publishing 1998 p 27 donne un tableau synthetique sur l etat de la question concernant la chronologie de Paul Sanders 2019 Dunn 2001 s 577 Ch 32 a b Ponting Clive Dunya Tarihi Alfa Yayinlari 2020 s 276 Sorularla Islamiyet 22 Ekim 2007 24 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 24 Temmuz 2022 Islam 2070 e kadar dunyanin en buyuk dini olabilir BBC News Turkce 21 Aralik 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 31 Aralik 2021 Birlesmis Milletler in Ilan Ettigi Uluslararasi Gunler Haftalar Vikipedi maddesi Wikipedia 30 Eylul 2023 3 Ekim 2023 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Ekim 2023 GenelEliade Mircea 2003 Dinler Tarihine Giris cev Lale Arslan Istanbul Kabalci Yayinevi ISBN 9758240803 Dinler Kitabi The Religions Book Alfa Yayinlari 2019 Kucuk Abdurrahman Tumer Gunay 1993 Dinler Tarihi Ankara Ocak Yayinlari Sarikcioglu Ekrem 2002 Baslangictan Gunumuze Dinler Tarihi 2 bas Istanbul Fakulte Kitabevi ISBN 6054324675 Schimmel Annemarie 2016 Dinler Tarihine Giris cev Recep Kibar Istanbul Kulliyat Yayinlari ISBN 9786055976248 2000 Dinler Tarihinde 50 Anahtar Kavram Karsilastirmali Bir Calisma cev Ahmet Guc Bursa Arasta Yayinlari ISBN 9758484060 Saint Paul the Apostle Encyclopaedia Britannica 2001 McDonald Lee Martin Sanders James A Ed The Canon Debate Baker ISBN 978 1 4412 4163 4 12 Agustos 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Agustos 2022 Isbu madde Baki Adam tarafindan CC BY SA 3 0 lisansi altinda yayimlanan metin icermektedir