Yerküre tarihi, yerkürenin oluşumundan günümüze kadar olan süreci ele alır ve tarihin coğrafi, biyolojik ve jeolojik unsurlarını kapsar. Yerküre tarihinin incelenmesi, birçok disiplinin bir araya gelmesini gerektirir. Bu disiplinler arasında jeoloji, biyoloji, paleontoloji, kimya, fizik ve astronomi gibi alanlar yer alır. Doğa bilimlerinin neredeyse bütün dalları, sürekli jeolojik değişim ve evrimle dolu yerküre geçmişindeki ana olayların anlaşılmasına katkıda bulunmuştur.
Uluslararası Stratigrafi Komisyonu tarafından tanımı yapılmış olan jeolojik zaman cetveli, yerkürenin oluşumundan günümüze kadar olan geniş zaman dilimlerini gösterir. Jeolojik zaman cetvelinin tüm bölümleri, yerküre tarihindeki olayların kaydı niteliğindedir. Cetveldeki ilk üst zaman olan Hadeen, yaşama dair doğrulanabilir bir kayıttan (yani fosillerden) önce gelen zaman dilimine verilen isimdir; yerkürenin oluşumuyla başladı ve 4 milyar yıl önce sona erdi. Hadeen'de yerkürenin oluşumu gerçekleşti ve yerkürenin yüzeyi yüksek sıcaklıklar ve yanardağ faaliyetleriyle şekillendi. Volkanik gaz çıkışı, büyük olasılıkla ilk atmosferi ve ardından okyanusları meydana getirdi. Ancak ilk atmosferde neredeyse hiç oksijen bulunmuyordu. Diğer gök cisimleriyle sık sık çarpışması nedeniyle yerkürenin büyük çoğunluğu eriyik hâldeydi. Yerküre en erken evresindeyken (Erken Dünya), Theia adı verilen gezegen büyüklüğündeki bir gök cismiyle çarpışması sonucunda Ay'ın oluştuğu düşünülmektedir. Yerkürenin zamanla soğuması, katı bir gezegen kabuğunun oluşmasına neden oldu ve suyun yüzeyde sıvı hâlde bulunabilmesini sağladı. Hadeen'den sonra gelen Arkeen ve Proterozoyik'te ise yerküre üzerinde evrim ve yaşam başladı. Arkeen, günümüzden 4 milyar önce başladı ve yaklaşık 2,5 milyar yıl öncesine kadar sürdü. Fotosentez yapan canlılar, 3,2 ila 2,4 milyar yıl önce ortaya çıktı ve atmosferi oksijen açısından zenginleştirmeye başladı. Proterozoyik ise yaklaşık 2,5 milyar yıl öncesinden 539 milyon yıl öncesine kadar devam etti. Proterozoyik'te atmosferin oksijen düzeyi arttı ve canlılar çeşitlenmeye başladı. Yaşam, 580 milyon yıl öncesine kadar çoğunlukla mikroskobik boyutlarda kaldı. Bu tarihten sonra karmaşık çok hücreli yaşam ortaya çıktı. İlk çok hücreli canlıların ortaya çıkışı, Proterozoyik'in kayda değer olaylarından biridir.
Proterozoyik'ten sonra gelen üst zaman ise Fanerozoyik'tir. Yaklaşık 539 milyon yıl önce Kambriyen Patlaması ile başlayan ve günümüze kadar devam eden Fanerozoyik, kendi içinde üç (zamana) ayrılır. Bunlar, sırasıyla eklem bacaklıların, balıkların ve karadaki ilk yaşamın çağı olan Paleozoyik; kuşlar haricindeki dinozorların yükselişi ve kitlesel yok oluşunu kapsayan Mezozoyik ve son olarak memelilerin yükselişe geçtiği Senozoyik Zaman'dır. Fanerozoyik'te, çiçekli bitkiler ve memeliler gibi modern canlılar evrimleşti. Fanerozoyik'i başlatan Kambriyen Patlaması'yla canlıların aniden çeşitlenmesi, günümüzde bilinen ana şubelerin çoğunun oluşmasını sağladı. İklim değişiklikleri zaman zaman canlıların büyük bir kısmının neslinin tükenmesine yol açmıştır. Örneğin Kretase-Paleojen yok oluşu olarak bilinen bir olay, yaklaşık 66 milyon yıl önce, büyük olasılıkla yerküreye bir meteorun çarpması sonucunda gerçekleşti. Bu olayın sonucunda, dinozorlar dahil birçok tür yok oldu ve yerküre üzerindeki yaşamda kökten bir değişim meydana geldi. İnsanın evrimi ise yaklaşık 7 milyon yıl önce başladı ve modern insan, Homo sapiens, yaklaşık 300.000 yıl önce ortaya çıktı. İnsanlar tarih boyunca çeşitli uygarlıklar kurdu ve yerküreyi etkileyen girişimlerde bulundular.
Dünya'nın yer kabuğu, oluşumundan itibaren tıpkı yaşam gibi sürekli değişim içindedir. Levha tektoniği, yerkürenin kıtalarını, okyanuslarını ve barındırdıkları yaşamı şekillendirmektedir. Türler evrilmeye, yeni biçimler almaya, başka türlere ayrılmaya veya sürekli değişen fiziksel ortamlar karşısında yok olmaya devam etmektedir. İnsanlar, ürettikleri ve geliştirdikleriyle içinde yaşadıkları doğayı çeşitli yönlerden etkilemektedir. Yerküre tarihi, yerkürenin geçmişine ışık tuttuğu gibi, geleceği hakkında da ipuçları sağlamaktadır.
Üst zamanlar
Yerküre tarihi, oluşumundan günümüze kadar Dünya gezegeninin gelişimiyle ilgilenir. Yerkürenin 4.540 myö oluşumuyla başlayan yerküre tarihi, Uluslararası Stratigrafi Komisyonu'nun belirlediği jeolojik zaman cetveline göre dört üst zamana ayrılır. Her bir üst zamanda, yerkürenin bileşimi, iklimi ve canlılığında kayda değer değişimler oldu. Üst zamanlar kendi içinde (zamanlara), zamanlar (dönemlere) ve dönemler de (devrelere) ayrılır. Zaman, jeokronolojide genellikle myö (milyon yıl önce) ile ölçülür ve her bir myö, geçmişteki yaklaşık 1.000.000 yıllık dönemi temsil eder.
Üst zaman | Süre (myö) | Açıklama |
---|---|---|
Hadeen | 4.540-4.000 | Yerküre, Güneş'in öngezegen diskinin etrafındaki kalıntılardan oluşur. Henüz yaşam yoktur. Sürekli gerçekleşen yanardağ faaliyetleri, cehenneme benzer ortamlar (bu üst zamanın ismi bu nedenlerden ötürü Hades'ten gelir) ve oldukça yüksek sıcaklıklar mevcuttur. Hadeen'deki yerküre atmosferi, canlılar için zehirleyici olan amonyak ve metan gibi gazlara sahipti. Hadeen'in sonuna doğru yer kabuğu soğudu ve kıta levhaları oluşmaya başladı. Ay, muhtemelen bir öngezegenin yerküreye çarpmasıyla yaklaşık bu zamanlarda oluşur. |
Arkeen | 4.000-2.500 | İlk yaşam biçimi olan prokaryot yaşam, Arkeen'in en başlarında, tahminen abiyogenez olarak bilinen bir süreçle ortaya çıkar. Ur, Vaalbara ve Kenorland kıtaları bu zaman diliminde var olmuş olabilir. Atmosfer, volkanik gazlardan ve sera gazlarından oluşmaktadır. İlkel okyanuslar (veya sıvı su kütleleri), Arkeen'de oluşur. |
Proterozoyik | 2.500-538,8 | Proterozoyik, "erken yaşam" anlamına gelir. Çok hücreli canlıların bazı biçimleriyle beraber daha karmaşık bir yaşam biçimi olan ökaryotlar, bu üst zamanda ortaya çıkar. Bakteriler, oksijen üretmeye başlayarak Dünya atmosferini şekillendirir. Bitkiler, daha sonra hayvanlar ve muhtemelen ilkel mantar türleri bu zaman zarfında oluşur. Bu üst zamanın erken ve geç evrelerinde, tüm yerkürenin sıfırın altında sıcaklıklara maruz kaldığı "Kartopu Dünya" dönemleri gerçekleşmiş olabilir. Kronolojik sırayla Kolombiya, Rodinya ve Panotya kıtaları, tahminen bu üst zamanda oluştu. |
Fanerozoyik | 538,8-günümüz | Kambriyen Patlaması olarak bilinen bir süreçle omurgalılar dahil olmak üzere karmaşık yaşam biçimleri okyanuslara hâkim olmaya başlar. Pangea oluşur ve daha sonra Lavrasya ve Gondvana kıtalarına ayrılır. Bu kıtalar da zamanla bugünkü kıtalara dönüşür. Yaşam, yavaş yavaş karaya doğru genişler. Halkalı solucanlar, böcekler ve sürüngenler de dahil olmak üzere tanıdık bitki, hayvan ve mantar biçimleri ortaya çıkmaya başlar. Bundan dolayı bu üst zamana "görünür yaşam" anlamına gelen "Fanerozoyik" adı verilir. Çeşitli kitlesel yok oluşlar meydana gelir. Ardından kuş harici dinozorların torunları olan kuş türleri ve günümüze daha yakın zamanlarda da memeliler ortaya çıkar. İnsanlar ve modern hayvanlar, bu üst zamanın en son evrelerinde gelişir. |
Jeolojik zaman cetveli
Yerkürenin tarihi, stratigrafik analize dayalı olarak belli aralıklara ayrılan jeolojik zaman cetveline göre kronolojik olarak düzenlenebilir. Aşağıdaki beş zaman çizelgesi, jeolojik dönemleri ölçeklerine göre göstermektedir. İlk çizelge, Dünya'nın oluşumundan günümüze kadar olan tüm dönemleri göstermektedir fakat bu durum günümüze en yakın dönemi göstermek için az yer kalmasına sebep olmaktadır. İkinci çizelge, ilk çizelgedeki en son dönemi genişletilmiş bir şekilde göstermektedir. Benzer şekilde, ikinci çizelgedeki en son dönem, üçüncü çizelgede genişletilmiş; üçüncüdeki son dönem dördüncü çizelgede ve dördüncüdeki son dönem de en altta bulunan beşinci çizelgede genişletilmiştir.
Bin yıl (5. çizelge)
Güneş Sistemi'nin oluşumu
Bulutsu hipotezi, yerküre dahil bütün Güneş Sistemi'nin oluşumunu açıklayan standart bir modeldir. Bu modele göre Güneş Sistemi, Güneş bulutsusu adı verilen, dönmekte olan bir yıldızlararası toz ve gaz bulutundan oluşmuştur. Bu bulutsu, 13,8 milyar yıl önce, Büyük Patlama'dan kısa bir süre sonra gerçekleşen süpernovalardan uzaya saçılmış hidrojen, helyum ve ağır elementlerden oluşuyordu. Güneş bulutsusu, aşağı yukarı 4,5 milyar yıl önce büzülmeye başladı. Bu büzülmenin yakındaki bir süpernovadan gelen şok dalgasıya tetiklenmiş olması mümkündür. Bir şok dalgası da bulutsunun kendi etrafında dönmesini sağlamış olabilir. Bulutsunun dönüşü hızlanmaya başladığında, açısal momentum, yerçekimi ve eylemsizlik, bulutsuyu düzleştirerek kendi dönme eksenine dik bir öngezegezen diski hâline getirdi. Çarpışmalardan kaynaklanan küçük tedirginlikler ve diğer uzay kalıntılarının açısal momentumu, bulutsu merkezinin yörüngesinde dolanan kilometrelerce büyüklükteki öngezegenlerin oluşmasını sağladı.
Açısal momentumu yüksek olmayan bulutsunun merkezi, hızla kendi içine çöktü. Bu çökme sonucu oluşan sıkışma, hidrojenin helyuma dönüştüğü nükleer füzyon tepkimelerini başlatana kadar bulutsu merkezini ısıttı. Büzülmenin daha da artmasını takiben bir T Tauri yıldızı aşırı ısınarak Güneş'e dönüştü. Bu sırada bulutsunun dış kısmındaki maddeler, kütle çekiminin etkisiyle yoğunluk (tedirgemeleri) ve toz parçacıkları etrafında yoğunlaştı. Aynı zamanda öngezegen diskinin geri kalanı da halkalara ayrılmaya başladı. Kaçak yığılma olarak bilinen bir süreç sayesinde, toz parçaları ve uzay kalıntıları bir araya toplanarak gezegenleri meydana getirdi. Yerküre, evrenin yaşının yaklaşık üçte biri kadarlık bir süre önce, yani 4,54 milyar yıl önce (%1 belirsizlik payıyla),Güneş bulutsusunun yığılmasıyla oluştu. Yerkürenin oluşumu, 10 ila 20 milyon yıl içinde içinde tamamlandı. Yeni oluşan T Tauri yıldızının güneş rüzgârları, yığılarak daha büyük birer gök cismi hâline gelmemiş olan maddelerin çoğunu diskten temizledi. Aynı sürecin evrendeki hemen hemen tüm yeni oluşan yıldızların etrafında birer yığılma diski oluşturması ve bu disklerden bazılarının gezegenleri meydana getirmesi beklenmektedir.
Erken Dünya, iç kısmı ağır ve siderofil metalleri eritecek kadar sıcak olana değin yığılma süreciyle büyüdü. Silikatlardan daha yüksek yoğunluğa sahip olan bu metaller, yerküre merkezine doğru battı. Demir felaketi adıyla anılan bu olay, yerkürenin oluşmaya başlamasından sadece 10 milyon yıl sonra, ilkel manto ve (metalik) çekirdeğin birbirinden ayrılmasına sebep olarak yerkürenin katmanlı yapısının ve manyetik alanının oluşmasını sağladı. Bir araştırmada, yerkürenin içinin kademeli olarak soğuması nedeniyle (yaklaşık olarak her 1 milyar yılda 100°C kadar) yerkürenin iç çekirdeğinin (sıvı hâldeki dış çekirdekten farklı, katı hâlde bulunan merkezi) donmakta ve buna ek olarak giderek büyümekte olduğu öne sürüldü.
Hadeen ve Arkeen
Yerküre tarihindeki ilk üst zaman olan Hadeen, yerkürenin oluşumuyla başlar ve Hadeen'in ardından 3,8 milyar yıl önce başlamış olan Arkeen gelir.:145 Yerkürede bulunan en eski kayaçlar, yaklaşık 4 milyar yıl öncesine tarihlenir. Kayaçlarda bulunan en eski kırıntılı zirkon kristallerinin yaşı ise yer kabuğunun ve yerkürenin oluşumundan kısa bir süre sonrasına denk gelen yaklaşık 4,4 milyar yıl öncesine kadar uzanır. Ay'ın oluşumunu açıklayan Büyük Çarpışma Hipotezi'ne göre, ilk yer kabuğunun oluşumundan nispeten kısa bir süre sonra, yerküreden daha küçük bir öngezegenin yerküreyle çarpışmasıyla manto ve yer kabuğunun bir kısmı uzaya fırlamıştır. Bu parçalar Ay'ı meydana getirmiştir.
Diğer gök cisimleri üzerindeki krater sayımlarından, göktaşı düşüşlerinin yoğun görüldüğü Geç Dönem Ağır Bombardıman adı verilen bir dönemin yaklaşık 4,1 milyar yıl öncesinde başladığı ve Hadeen'in bitişine denk gelen 3,8 milyar yıl öncesinde sonlandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca bu üst zamandaki ısı akışı ve jeotermal gradyan nedeniyle yerküre üzerinde şiddetli yanardağ faaliyetleri mevcuttu. Bununla beraber 4,4 milyar yıl öncesine tarihlenen kırıntılı zirkon kristalleri üzerinde bu kristallerin sıvı su ile temas ettiğine dair kanıtlar bulunmaktadır. Bu kanıtlar, o tarihlerde yerküre üzerinde halihazırda okyanuslar veya denizler bulunduğuna işaret etmektedir.
Arkeen'in başlangıcında yerküre kayda değer ölçüde soğumuştu. Arkeen atmosferi oksijenden yoksundu ve bu nedenle morötesi ışınları engelleyecek bir ozon tabakasına sahip değildi. Bu nedenle günümüzde yerküre üzerinde yaşayan canlılar, Arkeen üst zamanında yerkürenin yüzeyinde hayatta kalamazlardı. Bununla birlikte yaklaşık 3,5 milyar yıl öncesine tarihlenen fosil adaylarına dayanarak ilk yaşamın Arkeen'in erken dönemlerinde evrimleşmeye başladığı düşünülmektedir. Bazı bilim insanları, yaşamın 4,4 milyar yıl kadar önce, Hadeen'in erken dönemlerinde başlamış ve yerküre yüzeyinin altındaki hidrotermal bacalarda olası Geç Dönem Ağır Bombardımandan kurtulmuş olabileceğini düşünmektedirler.
Ay'ın oluşumu
Yerkürenin tek doğal uydusu olan Ay, yörüngesinde olduğu Dünya'ya kıyasla diğer Güneş Sistemi uydularından daha büyüktür.Apollo Projesi'nde Ay'ın yüzeyinden alınmış kayaçlar Dünya'ya getirildi. Bu kayaçların radyometrik tarihlemeleri, Ay'ın 4,53±0,01 milyar yıl yaşında olduğunu ve Güneş Sistemi'nin oluşumundan en az 30 milyon yıl sonra oluştuğunu göstermektedir. Yeni kanıtlar ise Ay'ın daha geç bir tarih olan 4,48±0,02 milyar yıl önce, yani Güneş Sistemi'nin oluşumundan 70 ila 110 milyon yıl sonra oluştuğunu ortaya koymaktadır.
Ay'ın oluşumuna ilişkin teoriler, aşağıdaki gerçeklerin yanı sıra yerküreye kıyasla neden daha geç oluştuğunu da açıklama getirmelidir. İlki, Ay'ın düşük yoğunluğa (Ay'ın yoğunluğu suyun 3,3 katıdır, yerkürenin yoğunluğu ise suyun 5,5 katıdır) ve küçük bir metalik çekirdeğe sahip oluşudur. İkincisi, Dünya ve Ay'ın aynı oksijen izotopu imzasına sahip olmasıdır (oksijen izotoplarının nispeten bolluğu). Bu olayları açıklamak için ortaya atılan teorilerden biri olan Büyük Çarpışma Hipotezi, Mars büyüklüğünde bir gök cisminin (bazen Theia olarak da adlandırılır) Erken Dünya'ya çarpması sonucu Ay'ın meydana geldiğini öne sürer ve yaygın kabul görür.:256
Bu çarpışma, kuşlar haricindeki dinozorların yok olmasına neden olduğu düşünülen ve günümüze daha yakın bir tarihte gerçekleşmiş olan Chicxulub Çarpışması'ndan yaklaşık 100 milyon kat daha fazla enerji açığa çıkardı. Çarpışmanın enerjisi, yerkürenin bazı dış katmanlarının buharlaşması ve hem yerkürenin hem de çarpan gök cisminin eriyik hâle gelmesi için yeterliydi.:256 Yerkürenin manto içeriğinin bir kısmı, çarpışmanın etkisiyle yerküre etrafındaki yörüngeye fırladı. Büyük Çarpışma Hipotezi, Ay'daki metal maddelerin tükendiğini öngörmektedir ve bu sayede Ay'ın anormal element bileşimine bir açıklama getirmektedir. Dünya yörüngesindeki fırlamış maddeler, birkaç hafta içinde tek bir gök cismi hâline yoğunlaşabilecek durumdaydı. Dünya yörüngesindeki fırlamış madde, çarpışma sonrası kendi yerçekiminin etkisi altında daha küresel bir cisim hâline gelerek Ay'ı meydana getirdi.
İlk kıtalar
Levha tektoniğinin gerçekleşmesini sağlayan süreç olan manto konveksiyonu, yerkürenin iç kısmından yüzeyine doğru gerçekleşen ısı akışının bir sonucudur. Manto konveksiyonuyla okyanus ortası sırtlarında sert tektonik levhalar oluşur. Bu levhalar, yitim bölgelerinde manto içine dalarak yok olur. Manto, Erken Arkeen'de (yaklaşık 3 milyar yıl önce) günümüzden daha yüksek bir değer olan yaklaşık 1.600 °C (2.910 °F) sıcaklığındaydı.:82 Bu sebeple manto içindeki konveksiyon daha hızlı gerçekleşmekteydi. Şu anki levha tektoniğine benzer süreçler o dönemde de gerçekleşiyor olmasına rağmen daha hızlıydı. Hadeen ve Arkeen'de dalma bölgelerinin daha yaygın olması ve bundan ötürü tektonik levhaların günümüze kıyasla daha küçük olması muhtemeldir.:258
Yerkürenin yüzeyi ilk kez katılaştığında oluşan kabuk, Hadeen'de hızlı gerçekleşen levha tektoniği ve Geç Dönem Ağır Bombardıman'ın yoğun etkileri sebebiyle tamamen kayboldu. Bununla birlikte kabukta henüz çok az farklılaşma meydana geldiği için bu ilk kabuğun bileşiminin tıpkı günümüzdeki okyanusal kabuk gibi bazaltik olduğu düşünülmektedir.:258 Daha altta yer alan kabukta meydana gelen kısmî erime sırasında hafif elementlerin farklılaşmasının bir ürünü olan kıtasal kabuğun ilk parçaları, ilk kez 4 milyar yıl önce, Hadeen'in sonunda ortaya çıktı. Bu ilk küçük kıtalardan geriye kalanlara kraton adı verilmektedir. Geç Hadeen ve Erken Arkeen kabuğunun bu parçaları, günümüzdeki kıtaların etrafında büyüdüğü merkezleri oluşturdu.
Yerküredeki en eski kayaçlar, Kanada'nın Kuzey Amerika kratonunda bulunur. Bu kayaçlar yaklaşık 4 milyar yaşındaki tonalitlerdir. Bu tonalitler, yüksek sıcaklıkta başkalaşım geçirdiklerine dair izler taşımalarının yanı sıra suyla sürüklenmeleri sırasında erozyona uğrayarak yuvarlanmış tortul granüllere ait izler de barındırır. Bu tortul granüllere ait izler, o zamanlarda nehirlerin ve denizlerin var olduğuna işaret eder. Kratonlar, temel olarak iki değişken mikrolevhadan oluşur. Bunlardan ilki, düşük derecede başkalaşım geçirmiş tortul kayaçlardan oluşan yeşiltaş kuşaklarıdır. Bu "yeşiltaşlar", günümüzdeki yitim bölgelerinin üzerinde bulunan okyanus çukurluklarındaki tortullara benzer. Bu nedenle yeşiltaşların varlığı kimi zaman Arkeen sırasında yitim gerçekleştiğine dair bir kanıt olarak görülür. İkincisi ise felsik magmatik kayaçlardan oluşan bir bileşimdir. Bunlar çoğunlukla bileşim olarak granite benzeyen tonalit, tronjemit veya granodiyorit gibi kayaç türleridir (bu nedenle bu tür mikrolevhalara kısaca TTG denilir). TTG bileşimleri, bazaltın kısmî erimesiyle oluşan ilk kıtasal kabuğun kalıntıları olarak görülmektedir.:Bölüm 5
Okyanuslar ve atmosfer
Yerküre tanımlanırken genellikle geçmişte üç atmosfere sahip olduğu belirtilir. Yerkürenin Güneş bulutsusundan aldığı ilk atmosfer, hafif elementlerden (atmofil), çoğunlukla hidrojen ve helyumdan oluşuyordu. Güneş rüzgârları ve yerkürenin ısısı, bu atmosferi yerküreden uzaklaştırdı. Bundan dolayı günümüzde Dünya atmosferi artık kozmik bolluklarına kıyasla bu hafif elementlerden yoksundur. Ay'ı meydana getiren çarpışmanın ardından eriyik hâldeki yerküreden uçucu gazlar salındı. Sonrasında yanardağlardan salınan gazlar ve sera gazları açısından zengin fakat oksijen açısından fakir ikinci bir atmosfer oluştu.:256 Son olarak, bakteriler yaklaşık 2,8 milyar yıl önce oksijen üretmeye başladığında, oksijen açısından zengin üçüncü atmosfer meydana geldi.:83-84, 116-117
Atmosfer ve okyanusun oluşumunu açıklamak için yapılmış ilk modellerde, Dünya'nın ikinci atmosferinin uçucu maddelerin yerkürenin içinden dışarı atılmasıyla meydana geldiği varsayılıyordu. Günümüzde ise bu uçucu maddelerin birçoğunun yığılma esnasında gök cisimlerinin çarpışmasıyla buharlaştığı ve çarpışma etkisiyle gaz çıkışı olarak bilinen bir süreç ile yerküreye ulaştığı düşünülmektedir. Bu nedenle yerküre henüz yeni meydana geldiği sırada okyanus ve atmosfer oluşmaya başladı. Yeni atmosfer muhtemelen su buharı, karbondioksit, azot ve az miktarda diğer gazlardan oluşuyordu.
Güneş bulutsusunun buz oluşumuna engel olacak kadar sıcak olması ve kayaçların su buharıyla hidratasyonunun çok uzun sürmesinden ötürü, Dünya'ya 1 astronomik birim (AU) uzaklığındaki (yani Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığı kadar) gezegenciklerin yerkürede su oluşumuna tahminen bir katkısı olmadı. Yerküredeki su, dış asteroit kuşağındaki göktaşlarından ve tahmini olarak 2,5 AU ve ötesinde bulunan bazı embriyo gezegenlerden geldi.Kuyruklu yıldızların da yerküreye su getirmiş olma ihtimali bulunmaktadır. Günümüzde kuyruklu yıldızların çoğu Güneş'in etrafında Neptün'den daha uzak yörüngelerde bulunsalar da, bilgisayar simülasyonları kuyruklu yıldızların Güneş Sistemi'nin iç kısımlarında eskiden çok daha yaygın bulunduğunu göstermektedir.:130-132
Yerküre soğudukça bulutlar oluştu. Yağmurlar, okyanusları meydana getirdi. Güncel kanıtlar, okyanusların 4,4 milyar yıl öncesine kadar eski bir tarihte oluşmaya başlamış olabileceğini göstermektedir. Arkeen'in başlangıcında, yerkürenin çoğunluğu okyanuslarla kaplıydı. Sönük genç Güneş paradoksu olarak bilinen bir sorun nedeniyle bu erken tarihli okyanus oluşumu açıklanması zor bir doğa olayıydı. Yıldızlar, yaşlandıkça daha parlak hâle gelmektedir; Güneş de oluşumu sırasında mevcut gücünün sadece %70'i kadar enerji yaymaktaydı. Güneş, son 4,5 milyar yılda %30 daha parlak hâle geldi. Birçok model, okyanusların oluştuğu sırada yerkürenin buzla kaplı olması gerektiğini göstermektedir. O dönemde atmosferde sera etkisi yaratacak kadar karbondioksit ve metan bulunuyor olması ihtimali, bu soruna karşı olası cevaplardan biridir. Yanardağlardan karbondioksit, ilkel mikroplardan ise metan gazı ortaya çıkmış olabilir. Bunlara ek olarak o dönemde metan fotolizi ürünlerinden oluşan ve sera karşıtı etkiye sahip bir organik pusun var olduğu hipotezi öne sürülmüştür. Bir diğer sera gazı olan amonyak, yanardağların patlaması sırasında açığa çıkıyordu ancak morötesi radyasyon sebebiyle hızlı bir biçimde parçalanmaktaydı.:83
Yaşamın kökeni
İlkel atmosfer ve okyanusa dair bilimsel ilginin nedenlerinden biri de yaşamın ilk ortaya çıktığı koşulları oluşturmalarıdır. Yaşamın cansız kimyasallardan nasıl ortaya çıktığı konusunda pek çok model olmasına karşın bu konuda çok az bilimsel fikir birliği vardır. Laboratuvarda oluşturulan kimyasal sistemler, canlı bir organizmanın sahip olduğu asgarî karmaşıklığın oldukça gerisindedir.
Yaşamın ortaya çıkışındaki ilk adım, canlılığın yapı taşları olan nükleobazlar ve amino asitler de dahil olmak üzere basit organik bileşiklerin çoğunu oluşturan kimyasal reaksiyonlar olabilir. 1953 yılında Stanley Miller ve Harold Urey tarafından yapılan bir deney, bu tür moleküllerin, su, metan, amonyak ve hidrojen içeren bir atmosferde kıvılcımlar (yıldırımın etkisini taklit etmek için kıvılcım kullanılmıştır) yardımıyla oluşabileceğini gösterdi. Atmosferin kimyasal bileşimi, muhtemelen Miller ve Urey'in deneyinde kullandığından farklı olmasına rağmen bu deneyden sonra daha gerçekçi bileşimlerle yapılan deneylerde de organik moleküller başarıyla sentezlendi.Bilgisayar simülasyonları, dünya dışı organik moleküllerin yerkürenin oluşumundan önceki öngezegen diskinde meydana gelmiş olabileceğini göstermektedir.
Canlılarda en az üç olası başlangıç noktasından daha fazla karmaşıklığa ulaşılabilir. Bunlar sırasıyla: Bir canlının kendisine benzer yavrular üretme yeteneği anlamına gelen kendini kopyalama; canlının kendini besleme ve onarma yeteneği olan metabolizma ve yiyeceklerin içeri girmesine, atıkların da dışarı çıkmasına izin vererek istenmeyen maddeleri dışarıda tutan dış hücre zarlarıdır.
Önce replikasyon: RNA dünyası
Üç modern üst âlemin en basit üyeleri bile kendi "tariflerini" kaydetmek için DNA'yı kullanır. DNA'daki bu bilgileri ise büyüme, bakım ve kendini kopyalama amacıyla "okumak" için karmaşık bir RNA ve protein moleküller dizisi kullanırlar.
Ribozim adı verilen bir tür RNA molekülünün, hem kendi replikasyonunu hem de proteinlerin yapımını katalizleyebildiğinin keşfi, ilkel yaşamın tamamen RNA'ya dayandığı hipotezinin kurulmasını sağladı.Mutasyonlar ve yatay gen transferlerinin varlığı, her nesildeki yavruların ebeveynlerinden farklı genomlara sahip olma olasılığını yükselteceğinden, ilkel canlılar tarafından bireysel organizmaların mevcut olduğu ancak biyolojik türlerin olmadığı bir RNA dünyası meydana getirilmiş olabilir. RNA'nın yerini daha sonra kimyasal açıdan daha kararlı olan ve bu nedenle daha uzun genomlar oluşturabilen, tek bir canlının sahip olabileceği yetenek aralığını genişleten DNA aldı. Ribozimler ise modern hücrelerin "protein fabrikaları" olan ribozomların ana bileşenleri olarak kaldılar.
Kısa ve kendi kendini kopyalayan RNA molekülleri laboratuvarlarda yapay olarak üretilmiştir. Ancak RNA'nın doğal yollarla (biyolojik olmayan doğal yollar, örneğin kimyasal) sentezinin mümkün olup olmadığı konusunda şüpheler ortaya çıkmıştır. İlk ribozimler, daha sonra yerini RNA'ya bırakmış olan PNA, TNA veya GNA gibi daha basit nükleik asitlerden oluşmuş olabilir.Kristaller:150 ve hatta kuantum sistemleri, diğer bazı RNA öncesi replikatör önerilerindendir.
2003 yılında, hidrotermal bacaların yakınında, okyanus tabanı ve basıncında, yaklaşık 100 °C'de, gözenekli metal sülfür çökeltilerinin RNA sentezine yardımcı olacağı fikri ortaya atıldı. Bu hipoteze göre ilkel hücreler, lipit zarların sonradan gelişimine kadar metal substratın gözeneklerinde tutulur.
Önce metabolizma: Demir ve kükürt dünyası
Uzun süredir varlığı devam eden bir başka hipotez de, ilk canlılığın protein moleküllerinden oluştuğudur. Proteinlerin yapı taşları olan amino asitler, tıpkı iyi birer katalizör olan peptitler (amino asit polimerleri) gibi uygun prebiyotik koşullarda kolayca sentezlenir.:295-297 1997'de başlayan bir dizi deney, katalizör olarak demir sülfür ve nikel sülfürün kullanıldığı bir ortamda, karbonmonoksit ve hidrojen sülfür varlığında amino asit ve peptitlerin oluşabileceğini gösterdi. Amino asit ve peptitlerin oluşumundaki basamakların çoğu, yaklaşık 100 °C (212 °F) kadar sıcaklık ve ortalama düzeyde basınç gerektiriyordu. Fakat bu basamaklar arasından birinin gerçekleşmesi için 250 °C (482 °F) sıcaklık ve yerkürenin 7 kilometre (4,3 mi) altında görülen düzeylerde bir basınç gerekmekteydi. Proteinlerin kendi kendine devam edebilen sentezleri, bu nedenle hidrotermal bacaların yakınında meydana gelmiş olabilir.
Önce metabolizmanın oluştuğu senaryolardaki zorluklardan biri de canlıların evrimleşmesi için gerekli yolların azlığıdır. Molekül kümelerinin bireysel olarak çoğalma yeteneği olmadığı sürece, her biri doğal seçilimin hedefi olan "bileşimsel genomlara" (topluluktaki molekül türlerinin sayısı) sahip olacaktır. Yakın tarihli bir model, böylesi bir sistemin doğal seçilime yanıt verecek şekilde evrimleşemeyeceğini göstermektedir.
Önce zarlar: Lipit dünyası
Tıpkı hücrelerin dış zarlarını oluşturanlara benzeyen çift duvarlı lipit "kabarcıklarının", yaşam için temel bir ilk adım olabileceği öne sürülmüştür. Erken Dünya'nın koşullarını simüle eden deneyler, lipitlerin oluşabildiğini göstermiştir. Bu lipitler kendiliğinden lipozomlar (çift duvarlı "kabarcıklar") meydana getirebilir ve sonrasında kendi kendilerine çoğalabilirler. Lipitler, nükleik asitler gibi özünde birer bilgi taşıyıcısı olmasalar da, uzun ömürlülük ve üreme için doğal seçilime tabidirler. RNA gibi nükleik asitler, lipozomların içinde dış ortama kıyasla daha kolay bir şekilde oluşmuş olabilir.
Kil teorisi
Bazı killer, özellikle de montmorillonit, bir RNA dünyasının ortaya çıkmasında olası hızlandırıcı etkiye sahip özellikler bulundurur. Killer, kristal yapılarının kendini kopyalamasıyla büyür, doğal seçilimin bir benzerine tabidirler (en hızlı büyüyen kil "türlerinin" belli bir ortamda hızla baskın hale gelmesi gibi) ve RNA moleküllerinin oluşumunu katalizleyebilirler. Bu fikir bir bilimsel konsensüs hâline gelmemiş olsa da, fikrin hâlâ aktif destekçileri bulunmaktadır.:150-158
2003'teki araştırmalar, montmorillonitin yağ asitlerinin "kabarcıklara" dönüşümünü hızlandırabileceğini ve bu kabarcıkların kile bağlı RNA'yı kapsülleyebileceğini bildirdi. Kabarcıklar, sonrasında ilave lipitleri absorplayarak ve bölünerek büyüyebilir. En ilkel hücrelerin oluşumunda buna benzer süreçler etkili olmuş olabilir.
Benzer bir hipotezde, kendini kopyalayabilen ve demir açısından zengin killerin, nükleotitler, lipitler ve amino asitlerin öncülü olduğu öne sürülmektedir.
Son evrensel ortak ata
Çok sayıdaki ilkel hücreden sadece bir soyun hayatta kaldığı düşünülmektedir. Mevcut filogenetik kanıtlar, son evrensel ortak atanın (SEOA kısaltması ile anılır) günümüzden tahmini olarak 3,5 milyar yıl veya daha öncesinde yaşamış olduğunu göstermektedir.Yerküre üzerindeki yaşamın tartışmasız en eski kanıtı, yerkürenin eriyik hâlde bulunduğu Hadeen'i takiben yeryüzünde bir jeolojik kabuğun katılaşmaya başladığı Eoarkeen üst zamanındadır ve en az 3,5 milyar yıl öncesine tarihlenir. Bu son evrensel ortak ata hücresi, bugün yerküre üzerinde var olan tüm yaşamın atasıdır. Bu hücre muhtemelen bir prokaryottu, bir hücre zarına ve muhtemelen ribozomlara sahipti ancak bir çekirdeğe, mitokondriye veya kloroplastlar gibi zarla çevrili organellere sahip değildi. Tıpkı modern hücreler gibi genetik kodu olarak DNA'yı, bilgi aktarımı ve protein sentezi için RNA'yı ve reaksiyonları katalizlemek için enzimleri kullandı. Bazı bilim insanları, tek bir son evrensel ortak ata yerine, yatay gen transferi yoluyla genleri değiş tokuş eden canlı popülasyonları olduğunu düşünmektedir.
Proterozoyik
Proterozoyik üst zaman, 2,5 milyar yıl öncesinden 538,8 milyon yıl öncesine kadar sürdü. Bu zaman diliminde, kratonlar günümüz boyutlarındaki kıtalara dönüştü. Proterozoyik'te, oksijen açısından zengin bir atmosfer meydana geldi. Yaşam, prokaryot hücrelerden, ökaryotlara ve çok hücrelilere evrildi. Proterozoyik'te, Kartopu Dünya olarak adlandırılan birkaç şiddetli buzul çağı görüldü. Yaklaşık 600 milyon yıl süren son Kartopu Dünya olayından sonra, yaşamın evrimi hızlandı. Yaklaşık 580 milyon yıl önce de Ediyakaran biyotası ile Kambriyen Patlaması başladı.
Oksijen devrimi
İlk hücreler, çevredeki ortamdan enerji ve besin aldı. Daha karmaşık bileşiklerin görece daha az enerjiyle daha basit bileşiklere parçalanmasını sağlayan fermantasyon süreciyle serbest kalan enerjiyi, büyümek ve çoğalmak için kullandılar. Fermantasyon sadece anaerobik (oksijensiz) bir ortamda gerçekleşebilir. Fotosentezin evrimi, hücrelerin Güneş'ten enerji elde etmesini mümkün kıldı.:377
Yerküre yüzeyini kaplayan canlıların çoğu, doğrudan veya dolaylı olarak fotosenteze bağlıdır. En yaygın şekli olan oksijenli fotosentez, karbondioksit, su ve güneş ışığını besine dönüştürür. Fotosentez, Güneş ışığının enerjisini yakalayarak ATP gibi enerji açısından zengin moleküllerde depolar ve sonrasında bu moleküller şeker üretmek için hücrelere enerji sağlar. Fotosentezde kullanılan elektronlar, hidrojenin sudan sıyrılmasıyla elde edilir ve arta kalan oksijen atık ürün olarak doğaya bırakılır.Mor bakteriler ve yeşil kükürt bakterileri de dahil bazı canlılar, elektron verici olarak sudan sıyrılan hidrojen yerine başka alternatiflerin kullanıldığı oksijensiz bir fotosentez biçimi gerçekleştirirler. Bu tarz su kullanmayan fotosentez biçimlerindeki elektron kaynaklarına örnek olarak hidrojen sülfür, kükürt ve demir verilebilir. Bu bileşikleri kullanarak fotosentez yapan ekstremofil canlıların yaşadığı yerler, kaplıca ve hidrotermal bacalar gibi ortamlarla sınırlıdır.:379-382
Daha basit bir oksijensiz fotosentez türü, yaşamın başlangıcından nispeten kısa bir süre sonra, 3,8 milyar yıl önce ortaya çıktı. Oksijenli fotosentezin başlangıç tarihi daha tartışmalıdır. Oksijenli fotosentezin yaklaşık 2,4 milyar yıl önce ortaya çıkmış olduğu kesindir fakat bazı araştırmacılar bu tarihi daha eski olduğunu savunup 3,2 milyar yıl önce ortaya çıktığını öne sürer. Oksijenli fotosentezin ortaya çıkışıyla "canlı üretkenliği muhtemelen küresel olarak en az iki ila üç kat arttı". Oksijen üreten canlıların en eski kalıntıları arasında stromatolitler bulunur.Batı Avustralya'daki 3,48 milyar yıllık bir kumtaşında, stromatolitler gibi mikrobiyal mat fosilleri bulunduğu keşfedilmiştir.Grönland'ın güneybatısında keşfedilen 3,7 milyar yıllık metasedimanter kayaçlarda bulunan grafit ve Batı Avustralya'daki 4,1 milyar yıllık kayaçlarda bulunan "biyotik yaşam kalıntıları", biyojenik maddelere dair diğer erken dönem fiziksel kanıtlardır.
Fotosentezle salınan oksijen, ilk başta kireçtaşı, demir ve diğer minerallere kimyasal olarak bağlandı. Oksitlenmiş demir, Sideriyen Dönemi'nde (2,5 ile 2,3 milyar yıl öncesi aralığında) bol miktarda oluşan ve bantlı demir formasyonu adı verilen jeolojik katmanlarda kırmızı tabakalar hâlinde görünür.:133 Açıkta bulunan ve kolayca tepkimeye giren minerallerin çoğunluğu oksitlendiğinde, nihayet atmosferde oksijen birikmeye başladı. Her hücre tek başına yok denecek kadar oksijen üretmiş olsa da, birçok hücrenin toplam metabolizmasıyla uzun bir süre boyunca oksijen üretmesi, Dünya'nın atmosferini dönüştürerek bugünkü durumuna getirdi. Bu yeni oluşan atmosfer, Dünya'nın üçüncü atmosferiydi.:50-51:83-84, 116-117
Bir miktar oksijen Güneş'in ultraviyole radyasyonuyla uyarılarak ozon hâlini aldı ve atmosferin üst kısmına yakın bir tabakada toplandı. Ozon tabakası, bir zamanlar atmosferden geçmiş olan ultraviyole radyasyonu soğurdu ve soğurmaya da devam etmektedir. Ozon tabakası bu işleviyle, hücrelerin okyanus yüzeyinde ve en nihayetinde karada kolonileşmesini sağladı. Ozon tabakası olmasaydı, kara ve denizler üzerine yağan ultraviyole radyasyon bombardımanı, bu ışınlara maruz kalan hücrelerde sürdürülemez seviyede mutasyonlara neden olurdu.:219-220
Fotosentezin bir başka etkisi daha oldu. Oksijen, zehirli bir elementtir. Atmosferdeki oksijen seviyesi arttıkça, oksijen felaketi olarak bilinen bir olay ile yerküredeki canlıların kayda değer bir kısmı tahminen yok oldu. Dirençli canlılar hayatta kalarak gelişirken kimi canlılar da metabolizmalarını artırmak ve aynı besinden daha fazla enerji elde etmek için oksijen kullanma yeteneğini geliştirdiler.
Kartopu Dünya
Güneş'in doğal evrimi, Arkeen ve Proterozoyik boyunca Güneş'i giderek daha parlak hâle getirdi. Güneş'in parlaklığı her bir milyar yılda %6 oranında artar.:165 Sonuç olarak yerküre, Proterozoyik Üst Zaman'da Güneş'ten daha fazla ısı almaya başladı. Buna karşın yerküre ısınmadı. Aksine, jeolojik kayıtlar Proterozoyik'in başlarında yerkürenin dramatik bir şekilde soğuduğunu göstermektedir. Güney Afrika'da bulunan buzul çökellerinin yaşı, 2,2 milyar yıl öncesine kadar uzanmaktadır ve paleomanyetik kanıtlara göre o zamanlarda ekvatorun yakınında bulunmuş olmaları gerekmektedir. Bu nedenle Huronian buzullaşması olarak bilinen bu buzullaşma, küresel boyutta gerçekleşmiş olabilir. Bazı bilim insanlarına göre bu buzullaşma öylesine şiddetliydi ki, yerküre kutuplardan ekvatora kadar dondu. Bilimde bu hipoteze "Kartopu Dünya" adı verilir.
Huronian buzul çağı, atmosferde artan oksijen miktarından kaynaklanmış olabilir. Artan oksijen miktarı, atmosferdeki metan gazının (CH4) azalmasına neden oldu. Metan etkin bir sera gazıdır ancak oksijenle tepkimeye girerek daha az etkili bir sera gazı olan karbondioksiti (CO2) meydana getirir. Atmosferde serbest oksijen mevcutken, metan gazı miktarı Güneş'ten gelen ve artmakta olan ısı akışının etkisine karşı koymaya yetecek ölçüde azalmış olabilir.
Kartopu Dünya terimi, daha sonraları Kriyojeniyen dönemde gerçekleşen ekstrem buzul çağlarını tanımlamak için daha yaygın olarak kullanılır. 750 myö ile 580 myö aralığında, en yüksek dağlar dışında yerkürenin tamamen buzla kaplı olduğu düşünülen ve ortalama sıcaklıkların -50 °C (-58 °F) civarında olduğu düşünülen her biri yaklaşık 10 milyon yıl süren dört dönem vardı. Kartopu Dünya olayı, kısmen ekvatorun üstü ve altına yayılmış olan süperkıta Rodinya'nın konumundan dolayı gerçekleşmiş olabilir. Karbondioksit yağmurla birleşerek kayaları aşındırır ve bunun sonucunda karbonik asit oluşur. Karbonik asit de daha sonra suyla birlikte denizlere akar ve böylece sera gazı olan karbondioksit atmosferden uzaklaşmış olur. Kıtalar kutuplara yakın olduğunda, buzulların ilerlemesiyle kayalar kaplanır ve bu olay karbondioksitin atmosferde azalma sürecini yavaşlatır. Ancak Rodinya'nın aşınması, Kriyojeniyen'de buzulların tropik bölgelere ilerleyişine kadar kontrolsüz biçimde devam etti. Devam eden bu süreç, yanardağlardan karbondioksit emisyonu veya metan gazı hidratlarının destabilizasyonuyla tersine dönmüş olabilir. Kartopu Dünya'ya alternatif Sulu kar dünyası teorisine göre buzul çağlarının zirve yaptığı zamanlarda bile ekvatorda hâlâ sıvı hâlde su bulunmaktaydı.
Ökaryotların ortaya çıkışı
Modern taksonomi, yaşamı üç üst âleme ayırır. Bu üç üst âlemin ne zaman ortaya çıktığı belirsizdir. Bakteriler (bazen Neomura olarak adlandırılır), muhtemelen diğer canlılardan ilk ayrılan üst âlemdi fakat bu varsayım tartışmalıdır. 2 milyar yıl önce bakterilerin ayrılmasından sonra Neomura, Arkeler ve Ökaryotlar olarak ikiye ayrıldı. Ökaryot hücreler, prokaryot hücrelerden (bakteriler ve arkeler) daha büyüktür ve daha karmaşıktır. Bu karmaşıklığın sebebi ancak şimdilerde anlaşılmaya başlanmıştır.Mantarlara özgü özelliklere sahip en eski fosiller, yaklaşık 2,4 milyar yıl öncesine tarihlenir ve Paleoproterozoyik Zaman'a aittir. Bu çok hücreli bentik canlılar, anastomoz yapabilen ipliksi yapılara sahipti.
Bu sıralarda ilk proto-mitokondri oluştu. Evrimleşerek oksijenli solunum yapabilir hâle gelen ve günümüzün Riketsiya cinsi bakterileriyle akraba olan bir bakteri hücresi, oksijenli solunum yeteneğinden yoksun daha büyük bir prokaryot hücrenin içine girdi. Tahminen büyük olan hücre, daha küçük olanı sindirmeye çalıştı ancak bunda (muhtemelen avların savunma biçimlerinin evrimi sebebiyle) başarısız oldu. Daha küçük hücre, daha büyük olana parazit olmuş olabilir. Her hâlükarda, daha küçük olan hücre daha büyük hücrenin içinde hayatta kaldı. Oksijen kullanarak, daha büyük hücrenin ürettiği atıkları metabolizmasında kullandı ve böylece daha fazla enerji elde etti. Bu fazla enerjinin bir kısmı konak hücreye (büyük olana) geri döndü. Küçük hücre, daha büyük olanın içinde çoğaldı. Kısa süre içinde büyük hücre ile içinde barındırdığı küçük hücreler arasında kalıcı bir simbiyoz gelişti. Konak hücre zamanla içindeki daha küçük hücrelerden bazı genler edindi ve iki hücre de birbirine bağımlı hâle geldi. Büyük hücre, küçük hücrelerin ürettiği enerji olmadan hayatta kalamaz ve küçük hücreler de daha büyük hücre tarafından sağlanan hammaddeler olmadan hayatta kalamaz duruma geldi. Tüm hücre, artık tek bir canlı olarak kabul edilmektedir ve içindeki küçük hücreler, organel olarak sınıflandırılan birer mitokondridir.
Buna benzer bir diğer olay da fotosentetik siyanobakterilerinheterotrofik hücrelerin içine girip kloroplastlara dönüşmesidir.:60-61:535-538 Muhtemelen bu değişikliklerin bir sonucu olarak, fotosentez yapabilen bir hücre soyu, diğer ökaryotlardan 1 milyar yıl önce ayrıldı. Tahminen buna benzer birkaç tane daha hücre içine girme olayı gerçekleşmişti. Mitokondri ve kloroplastların hücresel kökenini açıklayan köklü endosimbiyotik teorinin yanı sıra, hücrelerin peroksizom oluşumuna, spiroketlerin sil ve kamçı oluşumuna ve hatta bir DNA virüsünün hücre çekirdeği oluşumuna sebep olduğuna dair teoriler vardır. Ancak hiçbiri yaygın kabul görmemiştir.
Arkeler, bakteriler ve ökaryotlar çeşitlenmeye, daha karmaşık hâle gelmeye ve çevrelerine daha iyi adapte olmaya devam ettiler. Her bir üst âlem tekrar tekrar birden fazla soya bölünmüştür fakat arkeler ve bakterilerin tarihi hakkında çok az şey bilinmektedir. Süperkıta Rodinya, 1,1 milyar yıl önce oluşum sürecindeydi.Bitki, hayvan ve mantar soyları, henüz tek hücreli olarak var olmalarına rağmen birbirlerinden ayrılmıştı. Bunlardan bazıları koloniler hâlinde yaşıyordu ve zamanla aralarında bir iş bölümü oluşmaya başladı. Koloninin dış yüzeyindeki hücrelerin, iç kısımdakilerden farklı roller üstlenmeye başlamış olması muhtemeldir. Özelleşmiş hücrelere sahip bir koloni ve birçok hücreli canlı arasındaki ayrım her zaman net olmasa da yaklaşık 1 milyar yıl önce ilk çok hücreli bitkiler ortaya çıktı. Bunlar muhtemelen yeşil alglerdi. Tahminen, yaklaşık 900 milyon yıl önce:489 gerçek çok hücrelilik hayvanlarda da evrimleşti.
İlk çok hücreli hayvan, muhtemelen bozulmuş bir organizmanın kendini yeniden bir araya getirmesini sağlayan totipotent hücrelere sahip günümüz süngerlerine benziyordu.:484-488 Çok hücreli canlıların tüm türlerinde iş bölümü tamamlandıkça, hücreler daha özelleşmiş ve birbirlerine daha bağımlı hâle gelirken izole hücreler de öldü.
Proterozoyik'te süperkıtalar
Kıta kenarlarının uydurumu, okyanus tabanındaki manyetik anomaliler ve paleomanyetik kutuplar kullanılarak son 250 milyon yıla (Senozoyik ve Mezozoyik Zaman) ait tektonik levha hareketleri güvenilir bir şekilde yeniden oluşturulabilir. Son 250 milyon yılın daha öncesindeyse hiçbir okyanus kabuğu gözlemlenemediğinden bu tarihten önceki tektonik haritaları oluşturmak zordur. Eski levhaların kenarlarını belirleyen orojenik kuşaklar, flora ve faunanın geçmişteki dağılımları gibi çeşitli jeolojik kanıtlar, paleomanyetik kutupları destekler. Zamanda geriye gidildikçe, jeolojik verilerin sayısı azalır ve yorumlanması zorlaşır. Bu sebeple daha eski dönemler için hazırlanan haritaların kesinliği azalır.:370
Yerküre tarihi boyunca kıtaların çarpışarak bir süperkıta oluşturduğu ve daha sonra başka yeni kıtalara ayrıldığı zamanlara rastlanır. Yaklaşık 1000 ila 830 milyon yıl önce kara kütlelerinin çoğu birleşerek bir süperkıta olan Rodinya'yı meydana getirdi.:370 Rodinya'dan önce, Erken-Orta Proterozoyik'te Kolombiya (diğer adıyla Nuna) adı verilen kıta var olmuş olabilir.:374
Rodinya'nın yaklaşık 800 myö parçalanmasından sonra dağılan kıtaların, yaklaşık 550 myö kısa ömürlü başka bir süperkıta meydana getirmiş olması mümkündür. Bu varsayımsal süperkıta kimi zaman Panotya veya Vendia olarak adlandırılır.:321-322 Bu süperkıtaya dair bir kanıt da günümüzdeki Afrika, Güney Amerika, Antarktika ve Avustralya kıtalarını birleştiren ve Pan-Afrikan orojenezi olarak bilinen bir kıtasal çarpışmadır. Panotya'nın varlığı, Gondvana (bu kıta, Arap Yarımadası ve Hint alt kıtasıyla beraber Güney Yarımküre'deki kara kütlelerinin çoğuna sahipti) ve Laurentia (kabaca günümüzdeki Kuzey Amerika) arasındaki riftleşmenin zamanlamasına bağlıdır.:374 Proterozoyik Üst Zaman'ın sonuna gelindiğinde, kıtaların çoğunun Güney Kutbu etrafındaki bir konumda birleştiği ise kesindir.
Geç Proterozoyik'te iklim ve yaşam
Proterozoyik'in sonlarında en az iki Kartopu Dünya olayı yaşandı. Bu olayların şiddeti, okyanusların yüzeyinin tamamen donmasına sebep olmuş olabilir. Bu olaylar 716,5 ve 635 milyon yıl önce, Kriyojeniyen döneminde meydana geldi. Her iki buzullaşmanın yoğunluğu ve mekanizmaları hâlâ araştırılmaktadır ve bu buzullaşmalara bir açıklama getirmek Erken Proterozoyik'te meydana gelen Kartopu Dünya olayına kıyasla daha zordur. Çoğu paleoklimatolog, soğuk dönemlerin süperkıta Rodinya'nın oluşumuyla bağlantılı olduğunu düşünmektedir. Rodinya'nın merkezi ekvatorda bulunduğundan, kimyasal ayrışma oranları arttı ve bu nedenle atmosferden karbondioksit (CO2) emilimi gerçekleşti. CO2 bir sera gazı olduğundan, Dünya iklimi küresel olarak soğudu. Aynı şekilde, Kartopu Dünya olayları sırasında, kıtaların yüzeyi kimyasal ayrışmayı azaltan ve böylece buzullaşmayı sona erdiren donmuş toprak ile kaplandı. Bir başka hipotez ise sera etkisiyle küresel sıcaklıkların yükselmesine sebep olacak miktarda karbondioksitin yanardağlardan gaz çıkışıyla atmosfere yayıldığıdır. Artan yanardağ faaliyetleri, Rodinya'nın yaklaşık olarak aynı zamanda parçalanmasından kaynaklandı.
Kriyojeniyen Dönemi'ni, yeni çok hücreli canlıların hızlı bir şekilde geliştiği Ediyakaran dönemi izledi. Şiddetli buzul çağlarının sona ermesiyle canlı çeşitliliğinin artması arasında bir bağlantı olup olmadığı net değildir ancak tesadüfî de görünmemektedir. Ediyakaran biyotası adı verilen bu yeni canlılar, o zamana kadarki canlılardan boyut olarak daha büyük ve daha çeşitliydi. Çoğu Ediyakaran canlısının taksonomisi net olmasa da, bazıları modern canlı gruplarının atalarıydı. Ediyakaran Dönemi'ndeki kayda değer gelişmelerden biri de kas ve sinir hücrelerinin ilk kez ortaya çıkışıdır. Ediyakaran fosillerinin hiçbirinde iskelet benzeri sert vücut bölümleri yoktu. Bunlar ilk olarak Proterozoyik ve Fanerozoyik üst zamanlarda; diğer bir deyişle Ediyakaran ve Kambriyen dönemleri arasındaki sınırdan sonra ortaya çıktı.
Fanerozoyik
Fanerozoyik, yerkürenin şu an içinde bulunduğu üst zamandır ve yaklaşık 538,8 milyon yıl önce başlamıştır. Kronolojik sırayla Paleozoyik, Mezozoyik ve Senozoyik adı verilen üç jeolojik zamandan oluşur. Fanerozoyik, çok hücreli yaşamın bugün bilinen neredeyse tüm canlılara çeşitlendiği üst zamandır.
Paleozoyik Zaman (Grekçe: "Eski yaşam"), 538,8 milyon yıl öncesinden 251,902 milyon yıl öncesine kadar sürmüş olup Fanerozoyik'in ilk ve en uzun bölümüydü. Paleozoyik sırasında birçok modern canlı grubu ortaya çıktı. Yaşam, önce bitkiler sonra da hayvanlarla karada kolonileşti. İki yok oluş meydana geldi. Proterozoyik'in sonunda Panotya ve Rodinya'nın parçalanmasıyla oluşan kıtalar, yavaş yavaş tekrar bir araya gelerek Geç Paleozoyik'te süperkıta Pangea'yı oluşturdu.
Mezozoyik Zaman (Grekçe: "orta yaşam"), 251,902 milyon yıl öncesinden 66 milyon yıl öncesine kadar sürdü. Mezozoyik Zaman, kendi içinde Triyas, Jura ve Kretase olmak üzere üç döneme ayrılır. Mezozoyik, fosil kayıtlarındaki en şiddetli yok oluşlardan biri olan Permiyen-Triyas yok oluşuyla başladı ve bu yok oluşla yerküredeki canlı türlerinin %95'inin nesli tükendi.Dinozorların neslinin tükenmesine sebep olan Kretase-Paleojen yok oluşuyla Mezozoyik Zaman sona erdi.
Senozoyik Zaman (Grekçe: "yeni yaşam"), 66 milyon yıl önce başladı. Paleojen, Neojen ve Kuvaterner dönemi şeklinde üçe ayrılır. Bu üç dönem sırasıyla kendi içinde farklı devrelere ayrılır. Paleojen Dönem, Paleosen, Eosen ve Oligosen'e; Neojen Dönem, Miyosen ve Pliyosen'e; son olarak Kuvaterner Dönem de Pleyistosen ve Holosen'e ayrılır. Kretase-Paleojen yok oluşu, kuşlar haricindeki dinozorlar ve diğer birçok canlının neslinin tükenmesine sebep oldu. Memeliler, kuşlar, amfibiler, timsahlar, kaplumbağalar ve lepidozorlar, bu yok oluştan kurtuldular. Kurtulan canlılar, günümüzdeki hâllerine Senozoyik Zaman'da çeşitlendiler.
Tektonik hareketler, paleocoğrafya ve iklim
Proterozoyik'in sonunda, Panotya süperkıtası, Laurentia, Baltika, Sibirya ve Gondvana'dan oluşan daha küçük kıtalara bölünmüştü. Kıtaların birbirinden ayrıldığı dönemlerde, yanardağ faaliyetiyle daha fazla okyanus kabuğu oluştu. Genç yanardağ kabuğu, eski okyanus kabuğuna kıyasla daha sıcak ve daha az yoğun olduğundan bu dönemlerde okyanus tabanları yükselir. Bu da deniz seviyesinin yükselmesine neden olur. Paleozoyik'in ilk yarısında geniş kıtasal bölgeler bu sebepten dolayı deniz seviyesinin altındaydı.
Erken Paleozoyik iklimi günümüzden daha sıcaktı. Ancak Ordovisiyen'in sonunda, Gondvana kıtasının bulunduğu güney kutbu bölgesinin buzullarla kaplandığı kısa süreli bir buzul çağı meydana geldi. Bu döneme ait buzullaşmaya dair izler yalnızca Gondvana'da bulunmaktadır. Geç Ordovisiyen buzul çağında, birçok brakiyopod, trilobit, Bryozoa ve deniz mercanının neslinin tükendiği birkaç kitlesel yok oluş meydana geldi. Bu deniz canlıları muhtemelen denizlerin giderek azalan sıcaklık seviyelerine dayanamadılar.
Laurentia ve Baltika kıtaları, Kaledoniyen Orojenezi sırasında 450 myö ila 400 myö aralığında çarpışarak (Lavrusya)'yı (Avroamerika olarak da bilinir) meydana getirdi. Bu çarpışmanın neden olduğu sıradağın izleri, İskandinavya, İskoçya ve Kuzey Apalaşlar'da bulunabilir. Devoniyen Dönemi'nde (416-359 myö) Gondvana ve Sibirya, Lavrusya'ya doğru hareket etmeye başladı. Sibirya'nın Lavrusya ile çarpışması Ural Orojenezi'ne neden oldu. Gondvana'nın Lavrusya ile çarpışmasına Avrupa'da Variskan veya Hersiniyen Orojenezi adı verilirken, Kuzey Amerika'da Allegheniyen Orojenezi adı verilir. Allegheniyen Orojenezi, Karbonifer Dönemi'nde (359-299 myö) gerçekleşti ve son süperkıta Pangea'nın oluşumuyla sonuçlandı. Pangea ise günümüzden 180 milyon yıl önce Lavrasya ve Gondvana kıtalarına ayrıldı.
Kambriyen Patlaması
Fosil kayıtlarında yaşamın evrimleşme hızı görülebilir. Kambriyen Dönemi'nde (542-488 myö) canlıların evrimleşme hızı arttı. Bu dönemde aniden birçok yeni türün, şubenin ve canlı biçiminin ortaya çıkmasına Kambriyen Patlaması adı verilir. Kambriyen Patlaması'ndaki biyolojik gelişim, o zamandan önce ve sonra eşi görülmemiş bir örnektir.:229 Ediyakaran canlılarının henüz ilkel olmasına ve bu canlıları herhangi bir modern şube içinde sınıflandırmanın zorluğuna rağmen Kambriyen Dönemi'nin sonunda günümüzdeki tüm şubeler artık mevcuttu. Yumuşakçalar, derisidikenliler, deniz zambakları ve eklembacaklılar (Alt Paleozoyik'ten iyi bilinen bir eklembacaklı grubu da trilobitlerdir) gibi hayvanlarda kabuk, iskelet veya dış iskelet gibi sert vücut parçalarının gelişimi, bu tür canlıların yıllar boyu korunmalarını ve fosilleşmelerini, Proterozoyik'teki atalarına kıyasla daha kolay hâle getirdi. Bu nedenden ötürü, Kambriyen ve sonrasındaki canlılık hakkında Kambriyen'den daha eski dönemlere göre daha fazla bilgi mevcuttur. Kambriyen canlı gruplarından bazıları karmaşık görünmekle beraber görünüş olarak bugünkü canlılardan farklılardı. Buna bir örnek olarak Anomalocaris ve Haikouichthys cinsleri verilebilir. Ancak günümüzde bu canlıların modern sınıflandırmada bir yer bulmuş olma ihtimalleri vardır.
Kambriyen Dönemi'nde, aralarında ilk balıkların da bulunduğu ilk omurgalı hayvanlar ortaya çıkmıştı.:363-364 Balıkların atası olabilecek ya da muhtemelen balıklarla yakından ilişkisi olan canlılardan biri de Pikaia'ydı. Pikaia'nın daha sonra bir vertebral kolona dönüşebilecek ilkel bir notokordu vardı. İlk çeneli balıklar (Gnathostomata) bir sonraki jeolojik dönem olan Ordovisiyen'de ortaya çıktı. Yeni nişlerin kolonileşmesi, vücut boyutlarının büyümesine sebep oldu. Böylelikle Erken Paleozoyik sırasında, 7 metre (23 ft) uzunluğa erişebilen bir zırhlı balık olan Dunkleosteus gibi boyutları giderek büyüyen balıklar ortaya çıktı.
Biyomer adlı yaygın biyostratigrafik birimleri belirleyen bir dizi kitlesel yok oluş nedeniyle canlı biçimlerinin çeşitliliği kayda değer ölçüde artış göstermedi.Kıta sahanlığı bölgeleri, başka bölgelerde yavaş bir şekilde evrimleşen benzer canlılar tarafından her yok oluş dalgasından sonra yeniden dolduruldu. Kambriyen'in sonlarına doğru, trilobitler çeşitlilik açısından doruktaydı ve neredeyse tüm fosil topluluklarında en çok görülen canlıydı.:34
Karanın kolonileşmesi
Fotosentez ile atmosferde biriken oksijen, Güneş'in ultraviyole radyasyonunun çoğunu emen bir ozon tabakasının oluşmasına neden oldu. Bu durum, karaya çıkan tek hücreli canlıların ölme olasılığının düşmesini, prokaryotların suyun dışında hayatta kalmaya ve çoğalmaya daha iyi adapte olmasını sağladı. Prokaryotlar, ökaryotların ortaya çıkışından da önce, tahminen günümüzden 2,6 milyar yıl öncesine kadar erken bir tarihte karada kolonileşmişti. Kara parçaları, uzun bir süre boyunca çok hücreli canlılardan yoksundu. Süperkıta Panotya, yaklaşık 600 milyon yıl önce oluştu ve bundan 50 milyon yıl sonra parçalandı. En eski omurgalılar olan balıklar, yaklaşık 530 myö okyanuslarda evrimleşti.:361 488 milyon yıl önce sona eren Kambriyen Dönemi'nin sonlarına doğru bir yok oluş meydana geldi.
Birkaç yüz milyon yıl önce, (muhtemelen alglere benzeyen) bitkiler ve mantarlar, suyun kenarlarında ve daha sonra dışında büyümeye başladı.:138-140 Kara mantarları ve kara bitkilerinin en eski fosilleri 480-460 milyon yıl öncesine aittir. Ancak moleküler kanıtlar, mantarların 1000 myö, bitkilerin de 700 myö karada kolonileşmiş olabileceğini öne sürmektedir. Başlangıçta su kenarlarında yaşayan mantarlar ve bitkiler, geçirdikleri mutasyon ve varyasyonlarla karasal ortamlarda daha fazla kolonileşti. Hayvanların, okyanusları ilk kez tam olarak ne zaman terk ettikleri bilinmemektedir. Buna dair en eski ve kesin kanıt, yaklaşık 450 myö karada bulunan eklembacaklılara aittir. Eklembacaklılar muhtemelen karasal bitkilerin sağladığı besin kaynakları sayesinde gelişti ve karaya daha iyi adapte olmaya başladı. Eklembacaklıların 530 milyon yıl önce karada görülmüş olabileceğine dair doğrulanmamış kanıtlar da bulunmaktadır.
Dört üyelilerin evrimi
443 milyon yıl önce, muhtemelen Ordovisiyen Dönemi'nin sonuyla eşzamanlı gerçekleşen bir buzul çağı sebebiyle başka yok oluşlar da meydana geldi. Yaklaşık 380 ila 375 milyon yıl önce, ilk dört üyeliler balıklardan evrildi.Yüzgeçler, ilk dört üyelilerin hava solumak için başlarını sudan çıkardıkları uzuvlar hâline geldi. Bu durum, oksijen bakımından fakir sularda yaşamalarına ve sığ sularda küçük avlar peşinde koşabilmelerini sağlamıştı. Daha sonra kısa süren aralıklarla karaya çıkmış olma ihtimalleri vardır. Sonunda bazıları karasal yaşama adapte oldu ve suda yumurtadan çıkıp, yumurtlamak için suya yine geri dönmelerine rağmen erişkinlik dönemlerini karada geçirdiler. Bu olay, amfibilerin kökenini teşkil eder. 365 milyon yıl önce tahminen küresel soğumanın bir sonucu olarak başka bir yok oluş dönemi meydana geldi. Bitkiler, bu süre zarfında (yaklaşık 360 myö) evrimleşerek karada yayılmalarını kayda değer ölçüde hızlandıran tohumlar geliştirdiler.
Yaklaşık 20 milyon yıl sonra (340 myö:303-306), karaya bırakılabilen ve dört üyelilerin embriyolarına hayatta kalma avantajı sağlayan amniyotik yumurta, evrim süreciyle ortaya çıktı. Bu durum, amniyotların amfibilerden ayrılmasına neden oldu. Bundan 30 milyon yıl sonra (310 myö:264-266) ise sinapsitler (memeliler dahil) sauropsitlerden (kuşlar ve sürüngenler dahil) ayrıldı.
Permiyen-Triyas yok oluşu (251~250 myö) ardından dinozorlar yaklaşık 230 milyon yıl önce sürüngen atalarından ayrıldı. 200 myö gerçekleşen Triyas-Jura yok oluşunda, dinozorların çoğu hayatta kaldı ve çok geçmeden omurgalılar arasında baskın hâle geldiler. Bu dönemde bazı memeli soyları birbirinden ayrılmaya başlasa da, o zamanki memeliler muhtemelen sivri faregillere benzeyen küçük hayvanlardı.:180 Kuşlar ve kuşlar haricindeki dinozorlar arasındaki ayrım net değildi fakat geleneksel olarak ilk kuşlardan biri olarak kabul edilen Archaeopteryx 150 milyon yıl önce yaşadı.
Kapalı tohumluların evrim yoluyla çiçekleri oluşturduğuna dair en erken kanıt bundan yaklaşık 20 milyon yıl sonra (132 myö), Kretase Dönemi'ndedir.
Yok oluşlar
"Beş büyük" kitlesel yok oluştan ilki Ordovisiyen-Silüriyen yok oluşuydu. Bu kitlesel yok oluş, tahminen Gondvana kıtasının yoğun bir biçimde buzullaşarak bir Kartopu Dünya meydana getirmesinden ötürü gerçekleşti. Bu yok oluştan dolayı deniz omurgasızlarının %60'ı ve tüm familyaların %25'inin nesli tükendi.
İkinci kitlesel yok oluş, muhtemelen ağaçların evrimleşmesi sonucunda sera gazlarının (CO2 gibi) tükenmesi ya da suyun ötrofikasyonu dolayısıyla gerçekleşen Geç Devoniyen yok oluşuydu. Bu yok oluş ile bütün canlı türlerinin %70'inin nesli tükendi.
Üçüncü kitlesel yok oluş, Permiyen-Triyas veya gayriresmî adıyla "Büyük Ölüm" olayıdır. Bu yok oluş, muhtemelen bir asteroitin Dünya'ya çarpması, Sibirya Trapları volkanik olayı, metan hidrat gazlaşması, deniz seviyesi dalgalanmaları ve bir anoksik olayı gibi sebeplerin birleşiminden ötürü gerçekleşti. Antarktika'daki Wilkes Toprakları krateri veya Avustralya'nın kuzeybatı kıyısındaki Bedout yapısı, Permiyen-Triyas yok oluşunun, Dünya'ya çarpan asteroitlerle bir bağlantısı olduğuna işaret ediyor olabilir. Ancak bunların veya diğer önerilen Permiyen-Triyas sınır kraterlerinin gerçek zamanlı çarpışma kraterleri olup olmadığı ve hatta bunların Permiyen-Triyas yok oluşuyla eş zamanlı olup olmadığı bile belirsizliğini korumaktadır. Permiyan-Triyas yok oluşu, tüm familyaların yaklaşık %57'si ve tüm cinslerin %83'ünün neslinin tükendiği için o zamana kadar gerçekleşmiş en ölümcül yok oluştu.
Dördüncü kitlesel yok oluş ise tahminen dinozorlardan kaynaklı yeni rekabet nedeniyle neredeyse tüm sinapsitlerin ve arkozorların neslinin tükendiği Triyas-Jura yok oluşudur.
Beşinci ve son kitlesel yok oluş, Kretase-Paleojen yok oluşudur. 66 milyon yıl önce, 10 kilometre (6,2 mi) genişliğinde bir asteroit, Yucatán Yarımadası'nın hemen dışında (o zamanlar Lavrasya'nın güneybatı ucunda bir yere denk geliyordu), bugün Chicxulub Krateri'nin bulunduğu bölgede Dünya'ya çarptı. Çarpışmanın etkisiyle gökyüzüne güneş ışığını ve dolayısıyla fotosentezi engelleyen yüksek miktarda partikül madde ve buhar çıktı. Kuşlar dışındaki dinozorlar da dahil olmak üzere tüm canlıların %75'inin soyu tükendi. Böylece Kretase Dönemi ve Mezozoyik Zaman sonlandı.
Yeryüzünde yaşamış tüm türlerin yüzde 99'unun, yani beş milyardan fazla türünneslinin tükendiği tahmin edilmektedir. Aynı zamanda yerküredeki mevcut canlı türlerinin sayısının 10 milyon ila 14 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. Bu türlerin yaklaşık 1,2 milyonu belgelenmiştir ancak yüzde 86'dan fazlası henüz tanımlanmamıştır. 2016 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre, yerküre üzerinde 1 trilyon tür yaşamaktadır ve bu türlerin yüzde birlik kısmından yalnızca binde biri tanımlanabilmiştir.
Memelilerin çeşitlenmesi
İlk gerçek memeliler, Triyas'ın sonlarına doğru yerküreyi dolduran dinozorların ve diğer arkozorların gölgesinde gelişti. İlk memeliler vücut boyutları açısından nispeten küçüktü ve muhtemelen yırtıcı hayvanlardan kaçmak amacıyla gececildiler. Memeli çeşitliliği tam anlamıyla ancak Kretase-Paleojen yok oluşundan sonra başladı. Erken Paleosen'e gelindiğinde, yerküre yok oluş evresinden çıktı ve memeli çeşitliliği arttı. Ambulocetus gibi canlılar, okyanuslarda yayılarak en nihayetinde balinalara dönüşürken,primatlar gibi bazı canlılar ağaçlarda yaygınlaştı. Tüm bu durum, Antarktika çevresinde Eosen'in ortalarından sonlarına doğru Antarktika ve Avustralya arasındaki hava durumu modellerini küresel olarak bozan Antarktik Kutup Çevresi Akıntısı'nın oluşmasıyla değişti. Otsuz savanlar, arazilerin çoğuna hâkim bitki örtüsü olmaya başladı ve Andrewsarchus gibi memeliler şimdiye kadar bilinen en büyük yırtıcı kara memelisi hâline geldi. Aynı zamanda Basilosaurus gibi ilkel balinalar, denizlerdeki süper avcılardı.
Otların evrimi, yerkürenin arazilerinde dikkate değer bir değişiklik meydana getirdi ve ortaya çıkan yeni açık alanlar, memelileri vücut boyutu açısından giderek daha büyük olmaya itti. Otlaklar Miyosen'de genişlemeye başladı ve birçok modern memeli ilk kez Miyosen'de ortaya çıktı. Paraceratherium ve Deinotherium gibi dev toynaklılar, evrimleşerek otlaklara hükmetmeye başladılar. Otların evrimi, primatları ağaçlardan yere indirerek insan evrimini başlattı. İlk büyük kediler de bu dönemde evrimleşti.Tetis Okyanusu, Afrika ve Avrupa'nın çarpışmasıyla kapandı.
Panama'nın oluşumu, son 60 milyon yılda meydana gelen kayda değer jeolojik olaylardan biriydi. Atlantik ve Pasifik akıntılarının birbirine karışmasının durması, Avrupa'yı daha sıcak hâle getiren Körfez Akıntısı'nın oluşumunu sağladı. Oluşan kara köprüsü, Güney Amerika'da izole hâlde yaşayan canlıların Kuzey Amerika'ya göç etmesini sağlarken aynı şekilde Kuzey Amerika'daki canlılar da Güney Amerika'ya göç edebilir hâle geldiler. Çeşitli türler güneye göç ederek lama, gözlüklü ayı, kinkaju ve jaguarların Güney Amerika'da yaşamasına olanak tanıdı.
Yaklaşık üç milyon yıl önce, buzul çağları nedeniyle belirgin iklim değişikliklerinin görüldüğü Pleyistosen Devresi başladı. Buzul çağları, modern insanın Afrika'da evrimine ve genişlemesine sebep oldu. Egemen hâle gelen megafauna, o güne kadar subtropikal dünyanın çoğunu ele geçirmiş olan otlaklarla beslenmekteydi. Buzulların içindeki su kütleleri, Kuzey Buz Denizi ve Bering Boğazı gibi çeşitli su kütlelerinin ufalmasına ve kimi zaman kaybolmasına yol açtı. Birçokları tarafından Beringia boyunca kayda değer bir göçün gerçekleştiğine ve bu göç sayesinde bugün develer, atlar (develer ve atlar Kuzey Amerika'da evrimleşti ve nesilleri tükendi) ve Amerika yerlilerinin var olduğu öne sürülmektedir. Son buzul çağının sona erişi; buzul çağı megafaunasının yok oluşu ve insanlığın yerküre boyunca genişlemesiyle aynı zamana denk geldi. Bu yok oluş, "altıncı yok oluş" takma adıyla anılır.
İnsanın evrimi
6 milyon yıl önce yaşayan küçük bir Afrika insansı maymunu, kendisinden sonra gelen nesillerdeki modern insanlar ve insanların en yakın akrabaları olan şempanzelerin nihai ortak atasıydı.:112-113 Bu insansının soy ağacında sadece iki dal hayatta kaldı. Soydaki bölünmeden nispeten kısa bir süre sonra, hâlâ belirsizliğini koruyan nedenlerden dolayı, bölünmüş soy dallarından birindeki insansı maymunlar dik yürüme yeteneğini geliştirdiler.:107-111Beyin boyutu arttı ve 2 milyon yıl önce, Homo cinsi altında sınıflandırılan ilk hayvanlar ortaya çıktı.:300 Canlılar nesiller boyunca sürekli değiştiğinden dolayı farklı türler ve hatta cinsler arasındaki ayrım kısmen gelişigüzeldir. Evrim tüm canlılarda eş zamanlı olarak devam ederken insansı soy ağacının diğer dalı, şempanzenin ve bonobonun atalarını oluşturacak şekilde ikiye ayrıldı.:112-113
Ateşi kontrol etme yeteneği tahminî olarak en az 790.000 yıl önce hatta belki de 1,5 milyon yıl kadar önce Homo erectus (veya Homo ergaster) ile başladı.:78-79 Ateşin keşfi, kontrolü ve kullanımı Homo erectus'tan bile eski olabilir. Ateş, muhtemelen erken Alt Paleolitik (Oldovan) hominid türü Homo habilis ya da Paranthropus gibi güçlü australopitesinler tarafından kullanıldı. Ağaçlardan elde edilen odunların bir yapı oluşturma amacıyla homininler tarafından ilk kullanımı ise arkeolojik bulgulara dayalı olarak yaklaşık 476.000 yıl öncesine tarihlenmektedir.
Dilin kökenini saptamak daha zordur; Homo erectus'un konuşup konuşamadığı ya da bu yeteneğin Homo sapiens'e kadar başlamış olup olmadığı belirsizdir.:78-79 Beyin boyutu büyüdükçe bebekler daha erken; diğer bir deyişle başları pelvisten geçemeyecek kadar büyümeden önce doğmaya başladı. Sonuç olarak daha fazla plastisite sergileyen bebekler bu sayede daha yüksek bir öğrenme kapasitesine sahip oldu ve bu durumun bir sonucu olarak ebeveynlere bağımlılık süresi uzadı. Sosyal beceriler daha karmaşık hâle geldi, dil daha çok gelişti ve kullanılan aletler daha ayrıntılı hâle geldi. Bu durum, işbirliğinin artmasına ve düşünsel gelişime katkıda bulundu.:7 Modern insanların (Homo sapiens) yaklaşık 200.000 yıl veya daha öncesinde Afrika'da ortaya çıktığı düşünülmektedir. En eski fosiller yaklaşık 160.000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır.
Maneviyat belirtileri gösteren ilk insanlar Neandertallerdir (genellikle nesli tükenmiş ayrı bir insan türü olarak sınıflandırılırlar). Neandertaller, ölülerini genellikle yanına hiçbir yiyecek ya da alet koymadan gömüyorlardı.:17 Bununla birlikte, erken Cro-Magnon mağara resimleri (muhtemelen büyüsel veya dinî öneme sahip) gibi daha karmaşık inançlara dair kanıtlara günümüzden 32.000 yıl öncesine kadar rastlanılmadı. Cro-Magnonlar geriye Willendorf Venüsü gibi muhtemelen dinî inancı simgeleyen taş heykelcikler de bırakmıştır.:17-19Homo sapiens, 11.000 yıl önce ayak basılmamış kıtaların sonuncusu olan Güney Amerika'nın güney ucuna ulaşmıştı (MS 1820'ye kadar keşfedilmemiş olan Antarktika hariç). Alet kullanımı ve iletişim gelişmeye devam ederken, kişilerarası ilişkiler daha karmaşık hâle geldi.
İnsanlık tarihi
Homo sapiens, tarihinin %90'ından fazlası boyunca küçük göçebe avcı-toplayıcı grupları hâlinde yaşadı.:8Richard Dawkins tarafından ortaya atılan bir teoriye göre, dil daha karmaşık hale geldikçe bilgiyi hatırlama ve iletme yeteneği, yeni bir çoğaltıcı olan mem hâlini aldı. Böylece fikirler hızla değiş tokuş edilebiliyor ve nesiller boyu aktarılabiliyordu. Kültürel evrim, daha hızlı gerçekleştiği için biyolojik evrimi geride bıraktı.MÖ 8500 ile 7000 yılları arasında Orta Doğu'da bulunan Bereketli Hilâl coğrafyasındaki insanlar, sistematik bitki yetiştiriciliğine ve hayvancılığa; yani tarıma başladılar. Tarım, komşu bölgelere yayıldı ve çoğu Homo sapiens yerleşik hayata geçip çiftçiliğe başlayana kadar bağımsız olarak farklı yerlerde gelişti. Avustralya gibi evcilleştirilebilir bitki türleri açısından fakir olan izole bölgelerde yaşayan toplumlar, göçebeliği tam anlamıyla terk etmedi. Bununla birlikte tarımın sağladığı istikrar ve verimlilik, tarımı benimseyen uygarlıklarda nüfusun artmasını sağladı.
Tarımın kayda değer bir etkisi oldu; insanlar çevreyi daha önce hiç görülmemiş bir düzeyde etkilemeye başladı. İhtiyaç fazlası yiyecek, bir rahip ya da yönetici sınıfının ortaya çıkmasına yol açtı ve bunu takiben iş bölümü arttı. Bu durum MÖ 4000 ila 3000 yılları arasında, Orta Doğu'da dünyanın ilk uygarlıklardan biri olan Sümer'in kurulmasının yolunu açtı.:15Eski Mısır'da, İndus Nehri vadisinde ve Çin'de başka uygarlıklar da ortaya çıktı. Yazının bulunuşu, karmaşık toplumların ortaya çıkmasını sağladı. Tutulan kayıtlar ve kütüphaneler, insanlığa birer bilgi deposu olarak hizmet etti ve kültürel bilgi aktarımını artırdı. Bu sayede insanlık artık tüm zamanını hayatta kalmak için harcamak zorunda kalmıyordu. Bu da ilk uzmanlık gerektiren mesleklerin (örneğin zanaatkârlar, tüccarlar, rahipler vb.) ortaya çıkmasını mümkün kıldı.Merak ve eğitim, bilgi ve bilgelik arayışını körükleyerek bilim (ilkel bir hâli) dahil çeşitli disiplinlerin ortaya çıkmasını sağladı. Bu durum da zaman zaman birbirleriyle ticaret yapan ya da toprak ve kaynaklar için savaşan, daha geniş ve yapısal açıdan karmaşık medeniyetlerin (örneğin ilk imparatorluklar) ortaya çıkmasına neden oldu.
MÖ 500 civarında, Orta Doğu, İran, Hindistan, Çin ve Yunanistan'da zaman zaman genişleyen, kimi zaman da düşüşe geçen gelişmiş uygarlıklar vardı.:3 MÖ 221'de Çin tek bir devlet haline geldi ve kültürünü Doğu Asya'ya yayarak genişledi. Bu dönemde, İndus Vadisi Uygarlığı'nda vedalar olarak bilinen Hindu metinleri ortaya çıktı. Batı uygarlığının temelleri, felsefe ve bilimdeki ilerlemeleriyle dünyanın ilk demokratik hükûmeti olan Antik Yunanistan'da kayda değer ölçüde şekillenirken; hukuk, hükûmet ve mühendislikteki ilerlemeleriyle de Antik Roma'da şekillendi.Roma İmparatorluğu, MS 4. yüzyılın başlarında İmparator Konstantin tarafından Hristiyanlaştırıldı ve 5. yüzyılın sonunda çöktü. MS 7. yüzyıldan itibaren (Avrupa Hristiyanlaşmaya) başladı ve en geç 4. yüzyıldan itibaren Batı medeniyetinin şekillenmesinde Hristiyanlık kayda değer bir rol oynadı. MS 610 yılında İslam ortaya çıktı ve hızla Batı Asya'daki yaygın din haline geldi. Abbâsîler döneminde Irak'ın Bağdat şehrinde Beyt'ül Hikme kuruldu. 9. ile 13. yüzyıllar arasında Müslüman âlimlerin Moğolların Bağdat'ı 1258 yılında yağmalamasına kadar Bağdat ve Kahire'de gelişim göstermesi dolayısıyla Beyt'ül Hikme'nin İslam'ın Altın Çağı boyunca entelektüel bir merkez olduğu düşünülür. 1054'te Roma Katolik Kilisesi ile Doğu Ortodoks Kilisesi arasındaki bölünme, Batı ve Doğu Avrupa arasında belirgin kültürel farklılıkların ortaya çıkmasına sebep oldu.
14. yüzyılda, İtalya'da din, sanat ve bilimdeki ilerlemelerle Rönesans başladı.:317-319 1492'de Kristof Kolomb Amerika'ya ulaştı ve böylece Yeni Dünya'da Avrupa kolonileri kurulmasının yolu açıldı. 16. yüzyılda gerçekleşen Protestan Reformu ile Katolik Kilisesinin siyasi açıdan güç kaybetmesine sebep oldu. Avrupa kıtası, Sömürge dönemi olarak bilinen zaman boyunca, dünyadaki diğer insan toplulukları üzerinde siyasi ve kültürel hâkimiyet kurdu (ayrıca bkz. Keşifler Çağı). Avrupa medeniyeti 1500 yılından itibaren değişmeye başladı ve bu değişimler bilimsel ve endüstriyel devrimlere yol açtı.:295-299 18. yüzyılda Aydınlanma Çağı olarak bilinen kültürel akım, Avrupa'nın düşünce biçimini şekillendirdi ve sekülerleşmesine katkıda bulundu. 1789'da Fransız İhtilali başladı ve başarıya ulaşarak demokratik idealleri ve milliyetçiliği Avrupa'ya ve en nihayetinde dünyaya yaydı. Dünyanın dört bir yanındaki uluslar, 1914'ten 1918'e I. Dünya Savaşı ve 1939'dan 1945'e kadar II. Dünya Savaşı'nda birbirleriyle savaştı. I. Dünya Savaşı'nın ardından kurulan Milletler Cemiyeti, anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmek için uluslararası kurumların kurulması adına ilk adımdı. Milletler Cemiyeti, insanlığın bugüne kadar en çok kayıp verdiği savaş olan II. Dünya Savaşı'nı engelleyemeyince cemiyetin yerini Birleşmiş Milletler aldı. II. Dünya Savaşı'ndan sonraki dekolonizasyon döneminde birçok millet bağımsızlığını ilan ederek veya bağımsızlık kazanarak yeni devletler kurdu. Demokratik kapitalist Amerika Birleşik Devletleri ve sosyalist komünist Sovyetler Birliği, bir süreliğine dünyanın baskın süper güçleri hâline geldiler ve Sovyetler Birliği 1991 yılında dağılana kadar aralarında Soğuk Savaş olarak bilinen, silahların yerine daha çok siyasi ve ekonomik araçların kullanıldığı bir rekabet mevcuttu. 1992'de Maastricht Antlaşması'yla Avrupa Birliği resmî olarak kuruldu. Uluslararası ekonomik, siyasi ve kültürel faaliyetlerin gelişmesiyle küreselleşme arttı.
Son olaylar
1900 yılına kadar insanlığın geliştirdiği teknolojilere rağmen, 1900'den sonraki yıllarda o zamana kadar tarihte kaydedilen gelişimin tamamından daha fazla ilerleme görüldü. Bu yüzyıldaki gelişmelere uçaklar, roketler, antibiyotikler, nükleer silahlar, bilgisayarlar, genetik mühendisliği ve nanoteknoloji gibi araç ve teknolojiler örnek verilebilir. İletişim ve ulaşım teknolojisindeki gelişmelerin teşvik ettiği ekonomik küreselleşme, dünyanın birçok yerinde günlük yaşamı etkiledi.Demokrasi, kapitalizm ve çevrecilik gibi kültürel ve kurumsal modellerin etkisi arttı.Hastalık, savaş, yoksulluk gibi sorunlar dünya çapında azalırken, insan kaynaklı iklim değişikliği, çevre ve su kirliliği gibi sorunlar dünya nüfusunun artmasıyla yoğunlaştı.
1957'de Sovyetler Birliği ilk yapay uyduyu Dünya yörüngesine fırlattı ve kısa bir süre sonra Yuri Gagarin uzaya çıkan ilk insan oldu.Neil Armstrong, Ay'a ilk ayak basan kişi oldu. Güneş Sistemi'nde bilinen tüm gezegenlere insansız sondalar gönderildi ve bunlardan bazıları (Voyager uzay araçları gibi) Güneş Sistemi'nin dışına çıktı. On beşten fazla ülkeyi temsil eden beş uzay ajansı,Uluslararası Uzay İstasyonu'nu inşa etmek için birlikte çalıştı. 2000 yılından beri istasyon ile uzayda sürekli bir insan varlığı olmuştur.World Wide Web, 1990'larda günlük yaşamın bir parçası hâline geldi ve o zamandan beri gelişmiş dünyada "vazgeçilmez" bir bilgi kaynağıdır.
Ayrıca bakınız
- Dünya'nın geleceği - Yerkürenin uzun vadede tahmini jeolojik ve biyolojik değişiklikleri
- Küresel felaket riski - Dünya çapında gerçekleşmesi hâlinde zarar verebilecek olaylar
- Kozmik Takvim - Evrenin kronolojisini görselleştirmeye yarayan bir yöntem
- Yaşamın evrimsel tarihi - Canlıların yerküre üzerinde evrimleştiği süreçler
- Yaşamın evrimsel tarihi kronolojisi - Yaşamın gelişimi sırasındaki kayda değer olaylar
Notlar
- ^ Plüton'un uydusu Charon daha büyüktür ancak Plüton bir cüce gezegen olarak tanımlanır.
- ^ Dünya'nın soluk mavi nokta fotoğrafına ithafen.
Kaynakça
- Özel
- ^ a b c d e f Stanley 2005.
- ^ a b c d Gradstein, Ogg & Smith 2004.
- ^ a b c d e "Stratigraphic Chart 2022" (PDF). Uluslararası Stratigrafi Komisyonu. Şubat 2022. 2 Nisan 2022 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 22 Nisan 2022.
- ^ Righter, K.; Schonbachler, M. (7 Mayıs 2018). "Ag Isotopic Evolution of the Mantle During Accretion: New Constraints from Pd and Ag Metal-Silicate Partitioning". Differentiation: Building the Internal Architecture of Planets. Cilt 2084. s. 4034. Bibcode:2018LPICo2084.4034R. 6 Kasım 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Ekim 2020.
- ^ Valley, John W.; Peck, William H.; King, Elizabeth M.; Wild, Simon A. (2002). . Geology. ss. 351-354. doi:10.1130/0091-7613(2002)030<0351:ACEE>2.0.CO;2. 12 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mart 2023.
- ^ "The Archean Eon and the Hadean". ucmp.berkeley.edu. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Taylor, G. Jeffrey. . Solar System Exploration. NASA. 8 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Archean Eon | Atmosphere, Timeline, and Facts | Britannica". www.britannica.com (İngilizce). 9 Ocak 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ a b c "The Proterozoic Era". ucmp.berkeley.edu. 16 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ a b "SNOWBALL EARTH". www.snowballearth.org. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ "GEOL 102 The Proterozoic Eon II: Rodinia and Pannotia". www.geol.umd.edu. 18 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Scotese, Christopher R. (2009). "Late Proterozoic plate tectonics and palaeogeography: a tale of two supercontinents, Rodinia and Pannotia". Geological Society, London, Special Publications. 326 (1): 67-83. doi:10.1144/sp326.4. ISSN 0305-8719.
- ^ Parry, L., & Pisani, D. (2016), R. Kliman (Ed.), "The Cambrian Explosion: A Molecular Paleobiological Overview", Encyclopedia of Evolutionary Biology, Amsterdam: Elsevier, ss. 246-253, doi:10.1016/B978-0-12-800049-6.00271-7, 27 Mart 2023 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 27 Mart 2023
- ^
- "Phanerozoic Eon | geochronology | Britannica". www.britannica.com (İngilizce). 17 Mart 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- Climate change : observed impacts on planet Earth. T. M. Letcher (1. bas.). Amsterdam: Elsevier. 2009. ISBN . OCLC 424572006.
- Ancient supercontinents and the paleogeography of earth. Lauri J. Pesonen, Lauri J. Pesonen, Johanna Salminen, Sten-Åke Elming, David A. D. Evans, Toni Veikkolainen. Amsterdam, Netherlands. 2021. ISBN . OCLC 1273969504.
- ^ a b c d e f Gradstein, Ogg & van Kranendonk 2008.
- ^ The solar system. 3rd ed. Thérèse Encrenaz, Thérèse Encrenaz. Berlin: Springer. 2004. s. 89. ISBN . OCLC 52860168.
- ^ Matson, John (7 Temmuz 2010), , Scientific American, 13 Temmuz 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 13 Nisan 2012
- ^ a b P. Goldreich (1973). "The Formation of Planetesimals". Astrophysical Journal. 183: 1051-1062. doi:10.1086/152291.
- ^ a b Newman, William L. (1997). . U.S. Geological Survey. 23 Aralık 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ocak 2006.
- ^ Stassen, Chris (10 Eylül 2005), , TalkOrigins Archive, 20 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 30 Aralık 2008
- ^ Dalrymple, G. Brent (2001). "The age of the Earth in the twentieth century: a problem (mostly) solved". Special Publications, Geological Society of London. 190 (1): 205-221. Bibcode:2001GSLSP.190..205D. doi:10.1144/GSL.SP.2001.190.01.14.
- ^ Manhesa, Gérard; Allègre, Claude J.; Dupréa, Bernard; Hamelin, Bruno (1980). "Lead isotope study of basic-ultrabasic layered complexes: Speculations about the age of the earth and primitive mantle characteristics". . 47 (3): 370-382. Bibcode:1980E&PSL..47..370M. doi:10.1016/0012-821X(80)90024-2.
- ^ Yin, Qingzhu; Jacobsen, S.B.; Yamashita, K.; Blichert-Toft, J.; Télouk, P.; Albarède, F. (2002), "A short timescale for terrestrial planet formation from Hf-W chronometry of meteorites", Nature, 418 (6901), ss. 949-952, Bibcode:2002Natur.418..949Y, doi:10.1038/nature00995, (PMID) 12198540
- ^ Kokubo, Eiichiro; Ida, Shigeru (2002), "Formation of protoplanet systems and diversity of planetary systems", The Astrophysical Journal, 581 (1), ss. 666-680, Bibcode:2002ApJ...581..666K, doi:10.1086/344105
- ^ Charles Frankel (1996), Volcanoes of the Solar System, Cambridge University Press, ss. 7-8, ISBN
- ^ van Hunen (2007). "Plate tectonics on the early Earth: Limitations imposed by strength and buoyancy of subducted lithosphere". . 103 (1–2): 217-235. doi:10.1016/j.lithos.2007.09.016.
- ^ J.A. Jacobs (1953). "The Earth's inner core". Nature. 172 (4372): 297-298. doi:10.1038/172297a0.
- ^ a b c Wilde, S.A.; Valley, J.W.; Peck, W.H. & Graham, C.M. (2001), (PDF), Nature, 409 (6817), ss. 175-178, Bibcode:2001Natur.409..175W, doi:10.1038/35051550, (PMID) 11196637, 1 Eylül 2006 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi, erişim tarihi: 25 Mayıs 2013
- ^ Lindsey, Rebecca; David Morrison; Robert Simmon (1 Mart 2006), , Earth Observatory, NASA, 12 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 18 Nisan 2012
- ^ Cavosie, A.J.; Valley, J.W.; Wilde, S.A.; Edinburgh Ion Microprobe Facility (E.I.M.F.) (2005), "Magmatic δ18O in 4400–3900 Ma detrital zircons: A record of the alteration and recycling of crust in the Early Archean", Earth and Planetary Science Letters, 235 (3–4), ss. 663-681, Bibcode:2005E&PSL.235..663C, doi:10.1016/j.epsl.2005.04.028
- ^ Belbruno, E.; Gott, J. Richard III (2005), "Where Did The Moon Come From?", The Astronomical Journal, 129 (3), ss. 1724-1745, arXiv:astro-ph/0405372 $2, Bibcode:2005AJ....129.1724B, doi:10.1016/j.epsl.2005.04.028
- ^ Münker, Carsten; Jörg A. Pfänder; Stefan Weyer; Anette Büchl; Thorsten Kleine; Klaus Mezger (4 Temmuz 2003), , Science, 301 (5629), ss. 84-87, Bibcode:2003Sci...301...84M, doi:10.1126/science.1084662, (PMID) 12843390, 2 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 13 Nisan 2012
- ^ Nield, Ted (2009), (PDF), Geoscientist, Geological Society of London, 18 (9), s. 8, 5 Haziran 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi, erişim tarihi: 18 Nisan 2012
- ^ Britt, Robert Roy (24 Temmuz 2002), , , 20 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 9 Şubat 2012
- ^ Green, Jack (2011), , International Journal of Molecular Sciences, 12 (9), ss. 6051-6076, doi:10.3390/ijms12096051, (PMC) 3189768 $2, (PMID) 22016644, 5 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi
- ^ Taylor, Thomas N.; Edith L. Taylor; Michael Krings (2006), Paleobotany: the biology and evolution of fossil plants, Academic Press, s. 49, ISBN
- ^ Steenhuysen, Julie (21 Mayıs 2009), , Reuters.com, 2 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 21 Mayıs 2009
- ^ . The Planetary Society. 18 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Nisan 2010.
- ^ . Solar System Exploration. National Aeronautics and Space Administration. 16 Aralık 2002 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Nisan 2012.
- ^ Kleine, T.; Palme, H.; Mezger, K.; (2005), "Hf-W Chronometry of Lunar Metals and the Age and Early Differentiation of the Moon", Science, 310 (5754), ss. 1671-1674, Bibcode:2005Sci...310.1671K, doi:10.1126/science.1118842, (PMID) 16308422
- ^ a b (2006). "The Origin of the Earth; What's New?". Elements. 2 (4): 205–210. doi:10.2113/gselements.2.4.205.
- ^ (2008). "A young Moon-forming giant impact at 70–110 million years accompanied by late-stage mixing, core formation and degassing of the Earth". Philosophical Transactions of the Royal Society A. 366 (1883): 4163–4181. Bibcode:2008RSPTA.366.4163H 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . doi:10.1098/rsta.2008.0209. PMID 18826916 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 25704564.
- ^ Williams, David R. (2004). "Earth Fact Sheet" 8 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde . NASA. 9 Ağustos 2010 tarihinde alınmıştır.
- ^ a b High Energy Astrophysics Science Archive Research Center (HEASARC). "StarChild Question of the Month for October 2001" 29 Temmuz 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Goddard Uzay Uçuş Merkezi. Retrieved 20 April 2012.
- ^ Canup, R.M.; Asphaug, E. (2001). "Origin of the Moon in a giant impact near the end of the Earth's formation". Nature. 412 (6848): 708–712. Bibcode:2001Natur.412..708C 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . doi:10.1038/35089010. PMID 11507633 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 4413525.
- ^ Liu, Lin-Gun (1992). "Chemical composition of the Earth after the giant impact". Earth, Moon, and Planets. 57 (2): 85–97. Bibcode:1992EM&P...57...85L 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . doi:10.1007/BF00119610. 120661593.
- ^ Newsom, Horton E.; Taylor, Stuart Ross (1989). "Geochemical implications of the formation of the Moon by a single giant impact". Nature. 338 (6210): 29–34. Bibcode:1989Natur.338...29N 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . doi:10.1038/338029a0. 4305975.
- ^ Taylor, G. Jeffrey (April 26, 2004). . NASA. Archived from the original on October 31, 2004. Retrieved 2006-03-27., Taylor (2006) at the NASA website.
- ^ a b Davies, Geoffrey F. (2011). Mantle convection for geologists. Cambridge: Cambridge University Press. doi:10.1017/CBO9780511973413. ISBN 978-0-521-19800-4.
- ^ Cattermole, Peter; Moore, Patrick (1985). The story of the earth. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 978-0-521-26292-7.
- ^ Bleeker, W.; B.W. Davis (May 2004). What is a craton?. Spring meeting. American Geophysical Union. Bibcode:2004AGUSM.T41C..01B 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . T41C-01.
- ^ a b c d e f Lunine 1999.
- ^ a b Condie, Kent C. (1997). Plate tectonics and crustal evolution (4th ed.). Oxford: Butterworth Heinemann. ISBN 978-0-7506-3386-4.
- ^ Kasting, James F. (1993). "Earth's early atmosphere". Science. 259 (5097): 920–926. Bibcode:1993Sci...259..920K 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . doi:10.1126/science.11536547. PMID 11536547 9 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 21134564.
- ^ a b c Gale, Joseph (2009). Astrobiology of Earth : the emergence, evolution, and future of life on a planet in turmoil. Oxford: Oxford University Press. ISBN 978-0-19-920580-6.
- ^ Trail, Dustin; Elsila, Jamie; Mller, Ulrich; Lyons, Timothy; Rogers, Karyn (2022-02-04). "Rethinking the Search for the Origins of Life". Eos. American Geophysical Union (AGU). 103. doi:10.1029/2022eo220065. ISSN 2324-9250. 246620824.
- ^ "NASA Astrobiology" 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. Astrobiology. 2017-06-05. Retrieved 2022-09-13.
- ^ Trainer, Melissa G.; Pavlov, Alexander A.; DeWitt, H. Langley; Jimenez, Jose L.; McKay, Christopher P.; Toon, Owen B.; Tolbert, Margaret A. (2006-11-28). "Organic haze on Titan and the early Earth" 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. Proceedings of the National Academy of Sciences. 103 (48): 18035–18042. doi:10.1073/pnas.0608561103. ISSN 0027-8424. PMC 1838702 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde .. PMID 17101962 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde ..
- ^ a b c d Kasting, James F.; Catling, David (2003). "Evolution of a habitable planet". Annual Review of Astronomy and Astrophysics. 41 (1): 429–463. Bibcode:2003ARA&A..41..429K 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . doi:10.1146/annurev.astro.41.071601.170049.
- ^ Kasting, James F.; Howard, M. Tazewell (September 7, 2006). . Philosophical Transactions of the Royal Society B. 361 (1474): 1733–1742. doi:10.1098/rstb.2006.1902. PMC 1664689 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . PMID 17008214 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Archived from the original 19 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . on April 19, 2012.
- ^ Selsis, Franck (2005). "Chapter 11. The Prebiotic Atmosphere of the Earth". Astrobiology: Future perspectives. Astrophysics and space science library. Vol. 305. pp. 267–286. doi:10.1007/1-4020-2305-7_11. ISBN 978-1-4020-2304-0.
- ^ Morbidelli, A.; Chambers, J.; Lunine, Jonathan I.; Petit, J.M.; Robert, F.; Valsecchi, G.B.; Cyr, K.E. (2000). "Source regions and timescales for the delivery of water to the Earth". Meteoritics & Planetary Science. 35 (6): 1309–1320. Bibcode:2000M&PS...35.1309M 11 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . doi:10.1111/j.1945-5100.2000.tb01518.x.
- ^ "The Sun's Evolution". Weinberg College of Arts & Sciences - Northwestern University. 5 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Ekim 2022.
- ^ Sagan, Carl; Mullen, George (1972). "Earth and Mars: Evolution of Atmospheres and Surface Temperatures". Science. 177 (4043): 52–56. Bibcode:1972Sci...177...52S 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . doi:10.1126/science.177.4043.52. PMID 17756316 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 12566286.
- ^ Kump, Lee R. (2010). The earth system. James F. Kasting, Robert G. Crane (3rd ed.). San Francisco: Prentice Hall. ISBN 978-0-321-59779-3. OCLC 268789401.
- ^ Szathmáry, E. (2005). "In search of the simplest cell". Nature. 433 (7025): 469–470. Bibcode:2005Natur.433..469S 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . doi:10.1038/433469a. PMID 15690023 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . S2CID 4360797.
- ^ Luisi, P.L.; Ferri, F. & Stano, P. (2006). "Approaches to semi-synthetic minimal cells: a review". Naturwissenschaften. 93 (1): 1–13. Bibcode:2006NW.....93....1L 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . doi:10.1007/s00114-005-0056-z. PMID 16292523 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 16567006.
- ^ A. Lazcano; J.L. Bada (2004). "The 1953 Stanley L. Miller Experiment: Fifty Years of Prebiotic Organic Chemistry". Origins of Life and Evolution of Biospheres. 33 (3): 235–242. Bibcode:2003OLEB...33..235L 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . doi:10.1023/A:1024807125069. PMID 14515862 7 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde . 19515024.
- ^ (2010-05-17). "A Conversation With Jeffrey L. Bada: A Marine Chemist Studies How Life Began" 18 Ocak 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . The New York Times.
- ^ Moskowitz, Clara (29 March 2012). "Life's Building Blocks May Have Formed in Dust Around Young Sun" 14 Ağustos 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . . Retrieved 30 March 2012.
- ^ Peretó, J. (2005). . Int. Microbiol. 8 (1): 23–31. PMID 15906258 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Robinson, Nicholas P.; Bell, Stephen D. (4 Temmuz 2005). "Origins of DNA replication in the three domains of life: Origins of DNA replication". FEBS Journal (İngilizce). 272 (15): 3757-3766. doi:10.1111/j.1742-4658.2005.04768.x.
- ^ O'Donnell, M.; Langston, L.; Stillman, B. (1 Temmuz 2013). "Principles and Concepts of DNA Replication in Bacteria, Archaea, and Eukarya". Cold Spring Harbor Perspectives in Biology (İngilizce). 5 (7): a010108-a010108. doi:10.1101/cshperspect.a010108. ISSN 1943-0264. (PMC) 3685895 $2. (PMID) 23818497.
- ^ Joyce, Gerald F. (2002). "The antiquity of RNA-based evolution". Nature (İngilizce). 418 (6894): 214-221. doi:10.1038/418214a. ISSN 0028-0836. 7 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Hoenigsberg, Hugo (30 Aralık 2003). "Evolution without speciation but with selection: LUCA, the Last Universal Common Ancestor in Gilbert's RNA world". Genetics and molecular research: GMR. 2 (4): 366-375. ISSN 1676-5680. (PMID) 15011140. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Forterre, Patrick (2005). "The two ages of the RNA world, and the transition to the DNA world: a story of viruses and cells". Biochimie. 87 (9-10): 793-803. doi:10.1016/j.biochi.2005.03.015. ISSN 0300-9084. (PMID) 16164990. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Tr, Cech (11 Ağustos 2000). "Structural biology. The ribosome is a ribozyme". Science (New York, N.Y.) (İngilizce). 289 (5481). doi:10.1126/science.289.5481.878. ISSN 0036-8075. (PMID) 10960319. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Johnston, Wendy K.; Unrau, Peter J.; Lawrence, Michael S.; Glasner, Margaret E.; Bartel, David P. (1 Mayıs 2001). "RNA-Catalyzed RNA Polymerization: Accurate and General RNA-Templated Primer Extension". Science. 292: 1319-1325. doi:10.1126/science.1060786. ISSN 0036-8075. 22 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Levy, Matthew; Miller, Stanley L. (7 Temmuz 1998). "The stability of the RNA bases: Implications for the origin of life". Proceedings of the National Academy of Sciences (İngilizce). 95 (14): 7933-7938. doi:10.1073/pnas.95.14.7933. ISSN 0027-8424. (PMC) 20907 $2. (PMID) 9653118. 1 Ocak 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Ocak 2023.
- ^ R, Larralde; Mp, Robertson; Sl, Miller (29 Ağustos 1995). "Rates of decomposition of ribose and other sugars: implications for chemical evolution". Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America (İngilizce). 92 (18). doi:10.1073/pnas.92.18.8158. ISSN 0027-8424. (PMID) 7667262. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ T, Lindahl (22 Nisan 1993). "Instability and decay of the primary structure of DNA". Nature (İngilizce). 362 (6422). doi:10.1038/362709a0. ISSN 0028-0836. (PMID) 8469282. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Orgel, Leslie (17 Kasım 2000). "A Simpler Nucleic Acid". Science (İngilizce). 290 (5495): 1306-1307. doi:10.1126/science.290.5495.1306. ISSN 0036-8075. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Nelson, Kevin E.; Levy, Matthew; Miller, Stanley L. (1 Nisan 2000). "Peptide nucleic acids rather than RNA may have been the first genetic molecule". Proceedings of the National Academy of Science. 97: 3868-3871. doi:10.1073/pnas.97.8.3868. ISSN 0027-8424. 22 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ a b Dawkins, Richard (1986). The blind watchmaker. First American edition. Liz Pyle. New York. ISBN . OCLC 11842129.
- ^ Davies, Paul (1 Ekim 2005). "A quantum recipe for life". Nature. 437: 819. doi:10.1038/437819a. ISSN 0028-0836. 22 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Allen, J. F.; Raven, J. A.; Martin, William; Russell, Michael J. (29 Ocak 2003). "On the origins of cells: a hypothesis for the evolutionary transitions from abiotic geochemistry to chemoautotrophic prokaryotes, and from prokaryotes to nucleated cells". Philosophical Transactions of the Royal Society of London. Series B: Biological Sciences. 358 (1429): 59-85. doi:10.1098/rstb.2002.1183. (PMC) 1693102 $2. (PMID) 12594918. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Kauffman, Stuart A. (1993). The origins of order : self-organization and selection in evolution. New York: Oxford University Press. ISBN . OCLC 23253930. 4 Haziran 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Wächtershäuser, Günter (25 Ağustos 2000). "Life as We Don't Know It". Science (İngilizce). 289 (5483): 1307-1308. doi:10.1126/science.289.5483.1307. ISSN 0036-8075. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Vasas, Vera; Szathmáry, Eörs; Santos, Mauro (1 Ocak 2010). "Lack of evolvability in self-sustaining autocatalytic networks constraints metabolism-first scenarios for the origin of life". Proceedings of the National Academy of Science. 107: 1470-1475. doi:10.1073/pnas.0912628107. ISSN 0027-8424. 13 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Jt, Trevors; R, Psenner (2001). "From self-assembly of life to present-day bacteria: a possible role for nanocells". FEMS microbiology reviews (İngilizce). 25 (5). doi:10.1111/j.1574-6976.2001.tb00592.x. ISSN 0168-6445. (PMID) 11742692. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Segré, Daniel; Ben-Eli, Dafna; Deamer, David W.; Lancet, Doron (1 Şubat 2001). "The Lipid World". Origins of Life and Evolution of the Biosphere. 31: 119-145. doi:10.1023/A:1006746807104. ISSN 0169-6149. 17 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Aron, Raymond (5 Temmuz 2017). "An Approach Sc a Blueprint for a Primitive Organism". Waddington, C.H. (Ed.). The Origin of Life: Toward a Theoretical Biology. 1 (İngilizce). Routledge. ss. 57-66. doi:10.4324/9781315133638. ISBN .
- ^ Ferris, J. P. (1999). "Prebiotic synthesis on minerals: bridging the prebiotic and RNA worlds". The Biological Bulletin. 196 (3): 311-314. doi:10.2307/1542957. ISSN 0006-3185. (PMID) 10390828. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Hanczyc, Martin M.; Fujikawa, Shelly M.; Szostak, Jack W. (1 Ekim 2003). "Experimental Models of Primitive Cellular Compartments: Encapsulation, Growth, and Division". Science. 302: 618-622. doi:10.1126/science.1089904. ISSN 0036-8075. 2 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Hartman, Hyman (1 Ekim 1998). "Photosynthesis and the Origin of Life". Origins of Life and Evolution of the Biosphere. 28: 515-521. doi:10.1023/A:1006548904157. ISSN 0169-6149. 14 Nisan 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ a b Penny, D.; Poole, A. (1999). "The nature of the last universal common ancestor". Current Opinion in Genetics & Development. 9 (6): 672-677. doi:10.1016/s0959-437x(99)00020-9. ISSN 0959-437X. (PMID) 10607605. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ . Münster Üniversitesi. 2003. Archived from the original on 2006-04-26. Retrieved 2006-03-28.
- ^ Schopf, J. William; Kudryavtsev, Anatoliy B.; Czaja, Andrew D.; Tripathi, Abhishek B. (1 Ekim 2007). "Evidence of Archean life: Stromatolites and microfossils". Precambrian Research. 158: 141-155. doi:10.1016/j.precamres.2007.04.009. 20 Eylül 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Schopf, J. William (29 Haziran 2006). "Fossil evidence of Archaean life". Philosophical Transactions of the Royal Society of London. Series B, Biological Sciences. 361 (1470): 869-885. doi:10.1098/rstb.2006.1834. ISSN 0962-8436. (PMC) 1578735 $2. (PMID) 16754604. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Raven, Peter H. (2002). Biology. 6th ed. George B. Johnson. Boston: McGraw-Hill. s. 68. ISBN . OCLC 45806501. 23 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ . Lunar and Planetary Institute. 7 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Eylül 2022.
- ^ "Proterozoic Eon | Oxygen Crisis, Animals, & Facts | Britannica". www.britannica.com (İngilizce). 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ "Ediacaran Period | Definition, Biota, and Facts | Britannica". www.britannica.com (İngilizce). 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ a b Condie, Kent C. (2011). Earth as an Evolving Planetary System. 2nd ed. Burlington: Elsevier Science. ISBN . OCLC 746746879.
- ^ a b Leslie, Mitch (6 Mart 2009). "Origins. On the origin of photosynthesis". Science (New York, N.Y.). 323 (5919): 1286-1287. doi:10.1126/science.323.5919.1286. ISSN 1095-9203. (PMID) 19264999. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Nisbet, E. G.; Sleep, N. H. (1 Şubat 2001). "The habitat and nature of early life". Nature. 409: 1083-1091. doi:10.1038/35059210. ISSN 0028-0836. 26 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ a b Marais, D. D. (2000). "When Did Photosynthesis Emerge on Earth?". Science. doi:10.1126/SCIENCE.289.5485.1703. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ a b Jm, Olson (2006). "Photosynthesis in the Archean era". Photosynthesis research (İngilizce). 88 (2). doi:10.1007/s11120-006-9040-5. ISSN 0166-8595. (PMID) 16453059. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ a b Holland, Heinrich D (29 Haziran 2006). "The oxygenation of the atmosphere and oceans". Philosophical Transactions of the Royal Society B: Biological Sciences (İngilizce). 361 (1470): 903-915. doi:10.1098/rstb.2006.1838. ISSN 0962-8436. (PMC) 1578726 $2. (PMID) 16754606. 25 Aralık 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Nisan 2023.
- ^ Borenstein, Seth (2013). "Oldest fossil found: Meet your microbial mom" . Yonkers, NY: . Associated Press. 29 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ "'Oldest signs of life on Earth found'". www.telegraph.co.uk. 16 Aralık 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Noffke, Nora; Christian, Daniel; Wacey, David; Hazen, Robert M. (1 Aralık 2013). "Microbially Induced Sedimentary Structures Recording an Ancient Ecosystem in theca.3.48 Billion-Year-Old Dresser Formation, Pilbara, Western Australia". Astrobiology. 13: 1103-1124. doi:10.1089/ast.2013.1030. ISSN 1531-1074. 25 Mart 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Ohtomo, Yoko; Kakegawa, Takeshi; Ishida, Akizumi; Nagase, Toshiro; Rosing, Minik T. (1 Ocak 2014). "Evidence for biogenic graphite in early Archaean Isua metasedimentary rocks". Nature Geoscience. 7: 25-28. doi:10.1038/ngeo2025. 25 Mart 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Borenstein, Seth (2015). . . Yonkers, NY: . Associated Press.
- ^ Bell, Elizabeth A.; Boehnke, Patrick; Harrison, T. Mark; Mao, Wendy L. (1 Kasım 2015). "Potentially biogenic carbon preserved in a 4.1 billion-year-old zircon". Proceedings of the National Academy of Science. 112: 14518-14521. doi:10.1073/pnas.1517557112. ISSN 0027-8424. 25 Mart 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ a b (1999). "Dust to Life". . New York: Vintage Books. ISBN 978-0-375-70261-7.
- ^ a b Chaisson, Eric J. (2005). . Cosmic Evolution. . Archived from the original on July 14, 2007. Retrieved 2006-03-29.
- ^ "Snowball Earth" (2009). snowballearth.org. 23 Nisan 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ "What caused the snowball earths?" snowballearth.org. (2009). 29 Ekim 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Allaby, Michael, ed. (2013). "Snowball Earth". Oxford Dictionary of Geology & Earth Sciences (4th ed.). Oxford University Press. p. 539. ISBN .
- ^ Bjornerud, Marcia (2005). Reading the Rocks: The Autobiography of the Earth. Westview Press. ss. 131-138. ISBN 978-0-8133-4249-8.
- ^ . www.britannica.com (İngilizce). 5 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Nisan 2023.
- ^ Woese, Carl; Gogarten, J. Peter (1999). "When did eukaryotic cells evolve? What do we know about how they evolved from earlier life-forms?". Scientific American. 15 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Cooper, Geoffrey M. (2000). "The Origin and Evolution of Cells" The Cell: A Molecular Approach. 2nd Edition. 21 Nisan 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Bengtson, Stefan; Rasmussen, Birger; Ivarsson, Magnus; Muhling, Janet; Broman, Curt; Marone, Federica; Stampanoni, Marco; Bekker, Andrey (24 Nisan 2017). "Fungus-like mycelial fossils in 2.4-billion-year-old vesicular basalt". Nature Ecology & Evolution (İngilizce). 1 (6): 1-6. doi:10.1038/s41559-017-0141. ISSN 2397-334X. 2 Haziran 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Nisan 2023.
- ^ Andersson, Siv G. E.; Zomorodipour, Alireza; Andersson, Jan O.; Sicheritz-Pontén, Thomas; Alsmark, U. Cecilia M.; Podowski, Raf M.; Näslund, A. Kristina; Eriksson, Ann-Sofie; Winkler, Herbert H.; Kurland, Charles G. (1998). "The genome sequence of Rickettsia prowazekii and the origin of mitochondria". Nature (İngilizce). 396 (6707): 133-140. doi:10.1038/24094. ISSN 1476-4687. 22 Aralık 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Nisan 2023.
- ^ (İngilizce). 27 Ağustos 2021. 17 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Nisan 2023.
- ^ Bergsland, K J; Haselkorn, R (1991). "Evolutionary relationships among eubacteria, cyanobacteria, and chloroplasts: evidence from the rpoC1 gene of Anabaena sp. strain PCC 7120". Journal of Bacteriology (İngilizce). 173 (11): 3446-3455. doi:10.1128/jb.173.11.3446-3455.1991. ISSN 0021-9193. (PMC) 207958 $2. (PMID) 1904436. 26 Nisan 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Nisan 2023.
- ^ a b c d e f g h i j k l m Dawkins 2004.
- ^ Takemura, Masaharu (1 Mayıs 2001). "Poxviruses and the Origin of the Eukaryotic Nucleus". Journal of Molecular Evolution. 52: 419-425. doi:10.1007/s002390010171. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Livingstone Bell, Philip John (1 Eylül 2001). "Viral Eukaryogenesis: Was the Ancestor of the Nucleus a Complex DNA Virus?". Journal of Molecular Evolution. 53: 251-256. doi:10.1007/s002390010215. 28 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Gabaldón, Toni; Snel, Berend; van Zimmeren, Frank; Hemrika, Wieger; Tabak, Henk; Huynen, Martijn A. (23 Mart 2006). "Origin and evolution of the peroxisomal proteome". Biology Direct. 1: 8. doi:10.1186/1745-6150-1-8. ISSN 1745-6150. (PMC) 1472686 $2. (PMID) 16556314. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Hanson, Richard E.; Crowley, James L.; Bowring, Samuel A.; Ramezani, Jahandar; Gose, Wulf A.; Dalziel, Ian W. D.; Pancake, James A.; Seidel, Emily K.; Blenkinsop, Thomas G.; Mukwakwami, Joshua (21 Mayıs 2004). "Coeval large-scale magmatism in the Kalahari and Laurentian cratons during Rodinia assembly". Science (New York, N.Y.). 304 (5674): 1126-1129. doi:10.1126/science.1096329. ISSN 1095-9203. (PMID) 15105458. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Li, Z. X.; Bogdanova, S. V.; Collins, A. S.; Davidson, A.; De Waele, B.; Ernst, R. E.; Fitzsimons, I. C. W.; Fuck, R. A.; Gladkochub, D. P.; Jacobs, J.; Karlstrom, K. E. (1 Ocak 2008). "Assembly, configuration, and break-up history of Rodinia: A synthesis". Precambrian Research. 160: 179-210. doi:10.1016/j.precamres.2007.04.021. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Chaisson, Eric J. (2005). . Cosmic Evolution. . Archived from the original on July 14, 2007. Retrieved 2006-03-31.
- ^ Bhattacharya, D.; Medlin, a L. (1998). "Algal Phylogeny and the Origin of Land Plants". Plant Physiology (İngilizce). 116 (1): 9. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Sperling, Erik A; Stockey, Richard G (1 Ekim 2018). "The Temporal and Environmental Context of Early Animal Evolution: Considering All the Ingredients of an "Explosion"". Integrative and Comparative Biology. 58 (4): 605-622. doi:10.1093/icb/icy088. ISSN 1540-7063. (PMID) 30295813.
- ^ Traxler, Matthew F; Rozen, Daniel E (1 Haziran 2022). "Ecological drivers of division of labour in Streptomyces". Current Opinion in Microbiology (İngilizce). 67: 102148. doi:10.1016/j.mib.2022.102148. ISSN 1369-5274. (PMID) 35468363. 2 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Ekim 2022.
- ^ a b c d Kearey, Philip; Keith A. Klepeis; Frederick J. Vine (2009). Global tectonics (3rd ed.). Oxford: Wiley-Blackwell. ISBN .
- ^ Torsvik, Trond H. (30 Mayıs 2003). "The Rodinia Jigsaw Puzzle". Science (İngilizce). 300 (5624): 1379-1381. doi:10.1126/science.1083469. ISSN 0036-8075. 14 Mart 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Nisan 2023.
- ^ Zhao, Guochun; Cawood, Peter A; Wilde, Simon A; Sun, Min (1 Kasım 2002). "Review of global 2.1–1.8 Ga orogens: implications for a pre-Rodinia supercontinent". Earth-Science Reviews (İngilizce). 59 (1): 125-162. doi:10.1016/S0012-8252(02)00073-9. ISSN 0012-8252. 7 Kasım 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Nisan 2023.
- ^ Zhao, Guochun; Sun, Min; Wilde, Simon A.; Li, Sanzhong (1 Eylül 2004). "A Paleo-Mesoproterozoic supercontinent: assembly, growth and breakup". Earth-Science Reviews (İngilizce). 67 (1): 91-123. doi:10.1016/j.earscirev.2004.02.003. ISSN 0012-8252. 7 Kasım 2018 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Nisan 2023.
- ^ McElhinny, Michael W.; Phillip L. McFadden (2000). Paleomagnetism continents and oceans (2nd ed.). San Diego: Academic Press. ISBN .
- ^ Dalziel, Ian W. D. (1995). "Earth before Pangea". Scientific American. 272 (1): 58-63. doi:10.1038/scientificamerican0195-58. ISSN 0036-8733. 17 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Nisan 2023.
- ^ . ScienceDaily (İngilizce). 6 Mart 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Nisan 2023.
- ^ "'Snowball Earth' Hypothesis Challenged". 19 Ekim 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Eylül 2012.
- ^ a b Hoffman, Paul F.; Kaufman, Alan J.; Halverson, Galen P.; Schrag, Daniel P. (28 Ağustos 1998). "A Neoproterozoic Snowball Earth". Science (İngilizce). 281 (5381): 1342-1346. doi:10.1126/science.281.5381.1342. ISSN 0036-8075. 4 Nisan 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Nisan 2023.
- ^ "Carbon Cycle and the Earth's Climate". www.columbia.edu. 23 Haziran 2003 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022.
- ^ "Rodinia - an overview | ScienceDirect Topics". www.sciencedirect.com. 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022.
- ^ "Two Explosive Evolutionary Events Shaped Early History Of Multicellular Life". Science Daily. 3 Ocak 2008. 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Nisan 2012.
- ^ Xiao, Shuhai; Laflamme, Marc (2009). "On the eve of animal radiation: phylogeny, ecology and evolution of the Ediacara biota". Trends in Ecology & Evolution. 24 (1): 31-40. doi:10.1016/j.tree.2008.07.015. ISSN 0169-5347.
- ^ McArthur, J.M.; Howarth, R.J.; Shields, G.A.; Zhou, Y. (2020), "Strontium Isotope Stratigraphy", Geologic Time Scale 2020 (İngilizce), Elsevier, ss. 211-238, doi:10.1016/B978-0-12-824360-2.00007-3, ISBN , 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 15 Temmuz 2022
- ^ Patwardhan, A.M. (2010). The Dynamic Earth System. New Delhi: PHI Learning Private Limited. s. 146. ISBN .
- ^ "Pangea | Definition, Map, History, & Facts | Britannica". www.britannica.com (İngilizce). 12 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022.
- ^ . www.bbc.co.uk. 1 Aralık 2002 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Nisan 2023.
- ^ "K–T extinction | Overview & Facts | Britannica". www.britannica.com (İngilizce). 24 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022.
- ^ "The Cenozoic Era". University of California Museum of Paleontology. June 2011. 10 Ocak 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Ocak 2016.
- ^ "GEOL 104 The Cretaceous-Paleogene Extinction: All Good Things..." www.geol.umd.edu. 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022.
- ^ . UCMP Glossary. 4 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Mart 2006.
- ^ Haq, Bilal U.; Schutter, Stephen R. (3 Ekim 2008). "A Chronology of Paleozoic Sea-Level Changes". Science (İngilizce). 322 (5898): 64-68. doi:10.1126/science.1161648. ISSN 0036-8075. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ The Paleozoic Era : Diversification of Plant and Animal Life. John P. Rafferty, Britannica Educational Publishing. Chicago: Britannica Educational Pub. 2011. ISBN . OCLC 630537569.
- ^ a b . BBC. Archived from the original on 2006-02-21. Retrieved 2006-05-22.
- ^ Murphy, Dennis C. (20 Mayıs 2006). "The paleocontinent Euramerica". Devonian Times. 19 Ekim 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Nisan 2012.
- ^ (1997). Stratigraphic record of the early Mesozoic breakup of Pangea in the Laurasia-Gondwana rift system . Annual Review of Earth and Planetary Sciences, 25(1), 337-401. ISO 690. 9 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Rogers, John J. W. (1 Ocak 1996). "A History of Continents in the past Three Billion Years". The Journal of Geology. 104 (1): 91-107. doi:10.1086/629803. ISSN 0022-1376. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ "Welcome to CK-12 Foundation | CK-12 Foundation". www.ck12.org. 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022.
- ^ "placoderm | fossil fish | Britannica". www.britannica.com (İngilizce). 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022.
- ^ Runkel, Anthony C.; Mackey, Tyler J.; Cowan, Clinton A.; Fox, David L. (1 November 2010). "Tropical shoreline ice in the late Cambrian: Implications for Earth's climate between the Cambrian Explosion and the Great Ordovician Biodiversification Event". GSA Today: 4–10. doi:10.1130/GSATG84A.1.
- ^ Palmer, Allison R. (1984). "The biomere problem: Evolution of an idea". Journal of Paleontology. 58 (3): 599–611.
- ^ ; Wignall, P.B. (1997). Mass extinctions and their aftermath (Repr. ed.). Oxford [u.a.]: Oxford Univ. Press. ISBN .
- ^ Battistuzzi, Fabia U.; Feijao, Andreia; Hedges, S. Blair (2004). "A genomic timescale of prokaryote evolution: insights into the origin of methanogenesis, phototrophy, and the colonization of land". BMC Evolutionary Biology. Cilt 4. s. 44. doi:10.1186/1471-2148-4-44. (PMC) 533871 $2. (PMID) 15535883.
- ^ Pisani, Davide; Poling, Laura L.; Lyons-Weiler, Maureen; Hedges, S. Blair (19 Ocak 2004). "The colonization of land by animals: molecular phylogeny and divergence times among arthropods". BMC Biology. 2 (1): 1. doi:10.1186/1741-7007-2-1. ISSN 1741-7007. (PMC) 333434 $2. (PMID) 14731304.
- ^ Lieberman, Bruce S. (2003). "Taking the pulse of the cambrian radiation". Integrative and Comparative Biology. 43 (1): 229-237. doi:10.1093/icb/43.1.229. ISSN 1540-7063. (PMID) 21680426. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ "The Mass Extinctions: The Late Cambrian Extinction" (2000) BBC. 7 Nisan 2000 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ Landing, E.; Bowring, S. A.; Davidek, K. L.; Rushton, A. W. A.; Fortey, R. A.; Wimbledon, W. a. P. (2000). "Cambrian–Ordovician boundary age and duration of the lowest Ordovician Tremadoc Series based on U–Pb zircon dates from Avalonian Wales". Geological Magazine (İngilizce). 137 (5): 485-494. doi:10.1017/S0016756800004507. ISSN 1469-5081. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ a b Fortey, Richard A. (1998). Life : a natural history of the first four billion years of life on earth. 1st American ed. New York: Alfred A. Knopf. ISBN . OCLC 38002657. 20 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Heckman, Daniel S.; Geiser, David M.; Eidell, Brooke R.; Stauffer, Rebecca L.; Kardos, Natalie L.; Hedges, S. Blair (10 Ağustos 2001). "Molecular Evidence for the Early Colonization of Land by Fungi and Plants". Science (İngilizce). 293 (5532): 1129-1133. doi:10.1126/science.1061457. ISSN 0036-8075. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Johnson, E. W.; Briggs, D. E. G.; Suthren, R. J.; Wright, J. L.; Tunnicliff, S. P. (1994). "Non-marine arthropod traces from the subaerial Ordovician Borrowdale Volcanic Group, English Lake District". Geological Magazine (İngilizce). 131 (3): 395-406. doi:10.1017/S0016756800011146. ISSN 1469-5081. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ MacNaughton, Robert B.; Cole, Jennifer M.; Dalrymple, Robert W.; Braddy, Simon J.; Briggs, Derek E. G.; Lukie, Terrence D. (1 Mayıs 2002). "First steps on land: Arthropod trackways in Cambrian-Ordovician eolian sandstone, southeastern Ontario, Canada". Geology. 30: 391. doi:10.1130/0091-7613(2002)030<0391:FSOLAT>2.0.CO;2. 27 Eylül 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ a b Clack, Jennifer A. (1 Aralık 2005). "Getting a Leg Up on Land". Scientific American. 293: 100-7. doi:10.1038/scientificamerican1205-100. ISSN 0036-8733. 10 Haziran 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ McGhee, George R. (1996). The Late Devonian mass extinction : the Frasnian/Famennian crisis. New York: Columbia University Press. ISBN . OCLC 33010274.
- ^ Willis, K. J. (2002). The evolution of plants. J. C. McElwain. New York: Oxford University Press. ISBN . OCLC 49520001.
- ^ "Plant Evolution". sci.waikato.ac.nz (İngilizce). 28 Eylül 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Romer, Alfred S. (1957). "Origin of the Amniote Egg". The Scientific Monthly. 85 (2): 57-63. ISSN 0096-3771. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Starck, J. Matthias; Stewart, James R.; Blackburn, Daniel G. (2021). "Phylogeny and evolutionary history of the amniote egg". Journal of Morphology (İngilizce). 282 (7): 1080-1122. doi:10.1002/jmor.21380. ISSN 0362-2525. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Buchholz, Daniel R.; Singamsetty, Srikanth; Karadge, Uma; Williamson, Sean; Langer, Carrie E.; Elinson, Richard P. (2007). "Nutritional endoderm in a direct developing frog: A potential parallel to the evolution of the amniote egg". Developmental Dynamics (İngilizce). 236 (5): 1259-1272. doi:10.1002/dvdy.21153.
- ^ Marjanović, David; Laurin, Michel (1 Haziran 2007). "Fossils, Molecules, Divergence Times, and the Origin of Lissamphibians". Systematic Biology. 56 (3): 369-388. doi:10.1080/10635150701397635. ISSN 1076-836X.
- ^ Wright, Jo (1999). . . Episode 1. BBC. Archived from the original on 2005-12-12.
- ^ . BBC. Archived from the original on 2006-08-13. Retrieved 2006-04-09.
- ^ "Archaeopteryx". ucmp.berkeley.edu. 3 Şubat 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ "Angiosperms". tolweb.org. 2 Şubat 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Cascales-Miñana, Borja; Cleal, Christopher J. (2014). "The plant fossil record reflects just two great extinction events". Terra Nova (İngilizce). 26 (3): 195-200. doi:10.1111/ter.12086. 29 Mart 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Mart 2023.
- ^ "Ordovician-Silurian extinction | Overview & Facts | Britannica". www.britannica.com (İngilizce). 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ "The Ordovician". ucmp.berkeley.edu. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ "Devonian extinctions | Definition & Facts | Britannica". www.britannica.com (İngilizce). 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022.
- ^ "Big crater seen beneath ice sheet" (İngilizce). 3 Haziran 2006. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Benton, M. J. (2003). When life nearly died : the greatest mass extinction of all time. New York: Thames & Hudson. ISBN . OCLC 51031684. 24 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ "end-Triassic extinction | Evidence & Facts | Britannica". www.britannica.com (İngilizce). 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022.
- ^ Chaisson, Eric J. (2005). . Cosmic Evolution. . Archived from the original on July 14, 2007. Retrieved 2006-04-09.
- ^ "The Cretaceous Period". ucmp.berkeley.edu. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ "Mesozoic Era | geochronology | Britannica". www.britannica.com (İngilizce). 17 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Kunin, W.E.; Gaston, Kevin, (Ed.) (1996). The Biology of Rarity: Causes and consequences of rare–common differences. ISBN . 3 Şubat 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Mayıs 2015.
- ^ Stearns, Beverly Peterson; Stearns, S.C.; Stearns, Stephen C. (2000). Watching, from the Edge of Extinction. . s. preface x. ISBN .
- ^ Novacek, Michael J. (8 Kasım 2014). "Prehistory's Brilliant Future". New York Times. 29 Aralık 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Aralık 2014.
- ^ Miller, G.; Spoolman S. (2012). Environmental Science – Biodiversity Is a Crucial Part of the Earth's Natural Capital. Cengage Learning. s. 62. ISBN . 13 Nisan 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 27 Aralık 2014.
- ^ Mora, Camilo; Tittensor, Derek P.; Adl, Sina; Simpson, Alastair G. B.; Worm, Boris (23 Ağu 2011). "How Many Species Are There on Earth and in the Ocean?". PLOS Biology (İngilizce). 9 (8): e1001127. doi:10.1371/journal.pbio.1001127. ISSN 1545-7885. (PMC) 3160336 $2. (PMID) 21886479. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ "Researchers find that Earth may be home to 1 trillion species". www.nsf.gov (İngilizce). 4 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ Locey, Kenneth J.; Lennon, Jay T. (24 Mayıs 2016). "Scaling laws predict global microbial diversity". Proceedings of the National Academy of Sciences (İngilizce). 113 (21): 5970-5975. doi:10.1073/pnas.1521291113. ISSN 0027-8424. (PMC) 4889364 $2. (PMID) 27140646. 7 Şubat 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Mart 2023.
- ^ Strauss, Bob. "The First Mammals:The Early Mammals of the Triassic, Jurassic and Cretaceous Periods". about.com. 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Mayıs 2015.
- ^ "A Walking Whale: Ambulocetus". American Museum of Natural History. 1 Mayıs 2014. 25 Ocak 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Ocak 2016.
- ^ O'Neil, Dennis (2012). . Palomar College. 25 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ocak 2016.
- ^ "Andrewsarchus, "Superb Skull of a Gigantic Beast," Now on View in Whales Exhibit". American Museum of Natural History. 1 Mayıs 2014. 24 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Ocak 2016.
- ^ Voss, Manja; Antar, Mohammed Sameh M.; Zalmout, Iyad S.; Gingerich, Philip D. (9 Oca 2019). "Stomach contents of the archaeocete Basilosaurus isis: Apex predator in oceans of the late Eocene". PLOS ONE (İngilizce). 14 (1): e0209021. doi:10.1371/journal.pone.0209021. ISSN 1932-6203. (PMC) 6326415 $2. (PMID) 30625131. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ George Dvorsky (13 Kasım 2013). "The world's first big cats came from Asia, not Africa". Io9.com. 19 Kasım 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Ocak 2016.
- ^ Hamon, N.; Sepulchre, P.; Lefebvre, V.; Ramstein, G. (1 Kasım 2013). "The role of eastern Tethys seaway closure in the Middle Miocene Climatic Transition (ca. 14 Ma)". Climate of the Past. 9: 2687-2702. doi:10.5194/cp-9-2687-2013. ISSN 1814-9332. 26 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.
- ^ . earthobservatory.nasa.gov (İngilizce). 31 Aralık 2003. 21 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Nisan 2023.
- ^ Webb, S. David (2006). "THE GREAT AMERICAN BIOTIC INTERCHANGE: PATTERNS AND PROCESSES1". Annals of the Missouri Botanical Garden. 93 (2): 245-257. doi:10.3417/0026-6493(2006)93[245:TGABIP]2.0.CO;2. ISSN 0026-6493.
- ^ Ericson, David B.; Wollin, Goesta (13 Aralık 1968). "Pleistocene Climates and Chronology in Deep-Sea Sediments: Magnetic reversals give a time scale of 2 million years for a complete Pleistocene with four glaciations". Science (İngilizce). 162 (3859): 1227-1234. doi:10.1126/science.162.3859.1227. ISSN 0036-8075. 17 Aralık 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Aralık 2022.
- ^ Carto, Shannon L.; Weaver, Andrew J.; Hetherington, Renée; Lam, Yin; Wiebe, Edward C. (1 Şubat 2009). "Out of Africa and into an ice age: on the role of global climate change in the late Pleistocene migration of early modern humans out of Africa". Journal of Human Evolution (İngilizce). 56 (2): 139-151. doi:10.1016/j.jhevol.2008.09.004. ISSN 0047-2484. 6 Mart 2019 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Aralık 2022.
- ^ Hutchins, Colin. . news.griffith.edu.au (İngilizce). 10 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Aralık 2022.
- ^ Owen-Smith, Norman (1987). "Pleistocene extinctions: the pivotal role of megaherbivores". Paleobiology (İngilizce). 13 (3): 351-362. doi:10.1017/S0094837300008927. ISSN 0094-8373.
- ^ Jakobsson, Martin; Pearce, Christof; Cronin, Thomas M.; Backman, Jan; Anderson, Leif G.; Barrientos, Natalia; Björk, Göran; Coxall, Helen; de Boer, Agatha; Mayer, Larry A.; Mörth, Carl-Magnus (1 Ağustos 2017). "Post-glacial flooding of the Bering Land Bridge dated to 11 cal ka BP based on new geophysical and sediment records". Climate of the Past (İngilizce). 13 (8): 991-1005. doi:10.5194/cp-13-991-2017. ISSN 1814-9324. 17 Aralık 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 17 Aralık 2022.
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Yerkure tarihi yerkurenin olusumundan gunumuze kadar olan sureci ele alir ve tarihin cografi biyolojik ve jeolojik unsurlarini kapsar Yerkure tarihinin incelenmesi bircok disiplinin bir araya gelmesini gerektirir Bu disiplinler arasinda jeoloji biyoloji paleontoloji kimya fizik ve astronomi gibi alanlar yer alir Doga bilimlerinin neredeyse butun dallari surekli jeolojik degisim ve evrimle dolu yerkure gecmisindeki ana olaylarin anlasilmasina katkida bulunmustur Ust zamanlar olceginde yerkurenin tarihi myo Milyon yil once y Yaklasik Uluslararasi Stratigrafi Komisyonu tarafindan tanimi yapilmis olan jeolojik zaman cetveli yerkurenin olusumundan gunumuze kadar olan genis zaman dilimlerini gosterir Jeolojik zaman cetvelinin tum bolumleri yerkure tarihindeki olaylarin kaydi niteligindedir Cetveldeki ilk ust zaman olan Hadeen yasama dair dogrulanabilir bir kayittan yani fosillerden once gelen zaman dilimine verilen isimdir yerkurenin olusumuyla basladi ve 4 milyar yil once sona erdi Hadeen de yerkurenin olusumu gerceklesti ve yerkurenin yuzeyi yuksek sicakliklar ve yanardag faaliyetleriyle sekillendi Volkanik gaz cikisi buyuk olasilikla ilk atmosferi ve ardindan okyanuslari meydana getirdi Ancak ilk atmosferde neredeyse hic oksijen bulunmuyordu Diger gok cisimleriyle sik sik carpismasi nedeniyle yerkurenin buyuk cogunlugu eriyik haldeydi Yerkure en erken evresindeyken Erken Dunya Theia adi verilen gezegen buyuklugundeki bir gok cismiyle carpismasi sonucunda Ay in olustugu dusunulmektedir Yerkurenin zamanla sogumasi kati bir gezegen kabugunun olusmasina neden oldu ve suyun yuzeyde sivi halde bulunabilmesini sagladi Hadeen den sonra gelen Arkeen ve Proterozoyik te ise yerkure uzerinde evrim ve yasam basladi Arkeen gunumuzden 4 milyar once basladi ve yaklasik 2 5 milyar yil oncesine kadar surdu Fotosentez yapan canlilar 3 2 ila 2 4 milyar yil once ortaya cikti ve atmosferi oksijen acisindan zenginlestirmeye basladi Proterozoyik ise yaklasik 2 5 milyar yil oncesinden 539 milyon yil oncesine kadar devam etti Proterozoyik te atmosferin oksijen duzeyi artti ve canlilar cesitlenmeye basladi Yasam 580 milyon yil oncesine kadar cogunlukla mikroskobik boyutlarda kaldi Bu tarihten sonra karmasik cok hucreli yasam ortaya cikti Ilk cok hucreli canlilarin ortaya cikisi Proterozoyik in kayda deger olaylarindan biridir Proterozoyik ten sonra gelen ust zaman ise Fanerozoyik tir Yaklasik 539 milyon yil once Kambriyen Patlamasi ile baslayan ve gunumuze kadar devam eden Fanerozoyik kendi icinde uc zamana ayrilir Bunlar sirasiyla eklem bacaklilarin baliklarin ve karadaki ilk yasamin cagi olan Paleozoyik kuslar haricindeki dinozorlarin yukselisi ve kitlesel yok olusunu kapsayan Mezozoyik ve son olarak memelilerin yukselise gectigi Senozoyik Zaman dir Fanerozoyik te cicekli bitkiler ve memeliler gibi modern canlilar evrimlesti Fanerozoyik i baslatan Kambriyen Patlamasi yla canlilarin aniden cesitlenmesi gunumuzde bilinen ana subelerin cogunun olusmasini sagladi Iklim degisiklikleri zaman zaman canlilarin buyuk bir kisminin neslinin tukenmesine yol acmistir Ornegin Kretase Paleojen yok olusu olarak bilinen bir olay yaklasik 66 milyon yil once buyuk olasilikla yerkureye bir meteorun carpmasi sonucunda gerceklesti Bu olayin sonucunda dinozorlar dahil bircok tur yok oldu ve yerkure uzerindeki yasamda kokten bir degisim meydana geldi Insanin evrimi ise yaklasik 7 milyon yil once basladi ve modern insan Homo sapiens yaklasik 300 000 yil once ortaya cikti Insanlar tarih boyunca cesitli uygarliklar kurdu ve yerkureyi etkileyen girisimlerde bulundular Dunya nin yer kabugu olusumundan itibaren tipki yasam gibi surekli degisim icindedir Levha tektonigi yerkurenin kitalarini okyanuslarini ve barindirdiklari yasami sekillendirmektedir Turler evrilmeye yeni bicimler almaya baska turlere ayrilmaya veya surekli degisen fiziksel ortamlar karsisinda yok olmaya devam etmektedir Insanlar urettikleri ve gelistirdikleriyle icinde yasadiklari dogayi cesitli yonlerden etkilemektedir Yerkure tarihi yerkurenin gecmisine isik tuttugu gibi gelecegi hakkinda da ipuclari saglamaktadir Ust zamanlarYerkure tarihi olusumundan gunumuze kadar Dunya gezegeninin gelisimiyle ilgilenir Yerkurenin 4 540 myo olusumuyla baslayan yerkure tarihi Uluslararasi Stratigrafi Komisyonu nun belirledigi jeolojik zaman cetveline gore dort ust zamana ayrilir Her bir ust zamanda yerkurenin bilesimi iklimi ve canliliginda kayda deger degisimler oldu Ust zamanlar kendi icinde zamanlara zamanlar donemlere ve donemler de devrelere ayrilir Zaman jeokronolojide genellikle myo milyon yil once ile olculur ve her bir myo gecmisteki yaklasik 1 000 000 yillik donemi temsil eder Ust zaman Sure myo AciklamaHadeen 4 540 4 000 Yerkure Gunes in ongezegen diskinin etrafindaki kalintilardan olusur Henuz yasam yoktur Surekli gerceklesen yanardag faaliyetleri cehenneme benzer ortamlar bu ust zamanin ismi bu nedenlerden oturu Hades ten gelir ve oldukca yuksek sicakliklar mevcuttur Hadeen deki yerkure atmosferi canlilar icin zehirleyici olan amonyak ve metan gibi gazlara sahipti Hadeen in sonuna dogru yer kabugu sogudu ve kita levhalari olusmaya basladi Ay muhtemelen bir ongezegenin yerkureye carpmasiyla yaklasik bu zamanlarda olusur Arkeen 4 000 2 500 Ilk yasam bicimi olan prokaryot yasam Arkeen in en baslarinda tahminen abiyogenez olarak bilinen bir surecle ortaya cikar Ur Vaalbara ve Kenorland kitalari bu zaman diliminde var olmus olabilir Atmosfer volkanik gazlardan ve sera gazlarindan olusmaktadir Ilkel okyanuslar veya sivi su kutleleri Arkeen de olusur Proterozoyik 2 500 538 8 Proterozoyik erken yasam anlamina gelir Cok hucreli canlilarin bazi bicimleriyle beraber daha karmasik bir yasam bicimi olan okaryotlar bu ust zamanda ortaya cikar Bakteriler oksijen uretmeye baslayarak Dunya atmosferini sekillendirir Bitkiler daha sonra hayvanlar ve muhtemelen ilkel mantar turleri bu zaman zarfinda olusur Bu ust zamanin erken ve gec evrelerinde tum yerkurenin sifirin altinda sicakliklara maruz kaldigi Kartopu Dunya donemleri gerceklesmis olabilir Kronolojik sirayla Kolombiya Rodinya ve Panotya kitalari tahminen bu ust zamanda olustu Fanerozoyik 538 8 gunumuz Kambriyen Patlamasi olarak bilinen bir surecle omurgalilar dahil olmak uzere karmasik yasam bicimleri okyanuslara hakim olmaya baslar Pangea olusur ve daha sonra Lavrasya ve Gondvana kitalarina ayrilir Bu kitalar da zamanla bugunku kitalara donusur Yasam yavas yavas karaya dogru genisler Halkali solucanlar bocekler ve surungenler de dahil olmak uzere tanidik bitki hayvan ve mantar bicimleri ortaya cikmaya baslar Bundan dolayi bu ust zamana gorunur yasam anlamina gelen Fanerozoyik adi verilir Cesitli kitlesel yok oluslar meydana gelir Ardindan kus harici dinozorlarin torunlari olan kus turleri ve gunumuze daha yakin zamanlarda da memeliler ortaya cikar Insanlar ve modern hayvanlar bu ust zamanin en son evrelerinde gelisir Jeolojik zaman cetveliYerkurenin tarihi stratigrafik analize dayali olarak belli araliklara ayrilan jeolojik zaman cetveline gore kronolojik olarak duzenlenebilir Asagidaki bes zaman cizelgesi jeolojik donemleri olceklerine gore gostermektedir Ilk cizelge Dunya nin olusumundan gunumuze kadar olan tum donemleri gostermektedir fakat bu durum gunumuze en yakin donemi gostermek icin az yer kalmasina sebep olmaktadir Ikinci cizelge ilk cizelgedeki en son donemi genisletilmis bir sekilde gostermektedir Benzer sekilde ikinci cizelgedeki en son donem ucuncu cizelgede genisletilmis ucuncudeki son donem dorduncu cizelgede ve dorduncudeki son donem de en altta bulunan besinci cizelgede genisletilmistir Milyon yil 1 inci 2 inci 3 uncu ve 4 uncu cizelge Bin yil 5 cizelge Gunes Sistemi nin olusumuBir sanatcinin gozunden ongezegen diski Bulutsu hipotezi yerkure dahil butun Gunes Sistemi nin olusumunu aciklayan standart bir modeldir Bu modele gore Gunes Sistemi Gunes bulutsusu adi verilen donmekte olan bir yildizlararasi toz ve gaz bulutundan olusmustur Bu bulutsu 13 8 milyar yil once Buyuk Patlama dan kisa bir sure sonra gerceklesen supernovalardan uzaya sacilmis hidrojen helyum ve agir elementlerden olusuyordu Gunes bulutsusu asagi yukari 4 5 milyar yil once buzulmeye basladi Bu buzulmenin yakindaki bir supernovadan gelen sok dalgasiya tetiklenmis olmasi mumkundur Bir sok dalgasi da bulutsunun kendi etrafinda donmesini saglamis olabilir Bulutsunun donusu hizlanmaya basladiginda acisal momentum yercekimi ve eylemsizlik bulutsuyu duzlestirerek kendi donme eksenine dik bir ongezegezen diski haline getirdi Carpismalardan kaynaklanan kucuk tedirginlikler ve diger uzay kalintilarinin acisal momentumu bulutsu merkezinin yorungesinde dolanan kilometrelerce buyuklukteki ongezegenlerin olusmasini sagladi Acisal momentumu yuksek olmayan bulutsunun merkezi hizla kendi icine coktu Bu cokme sonucu olusan sikisma hidrojenin helyuma donustugu nukleer fuzyon tepkimelerini baslatana kadar bulutsu merkezini isitti Buzulmenin daha da artmasini takiben bir T Tauri yildizi asiri isinarak Gunes e donustu Bu sirada bulutsunun dis kismindaki maddeler kutle cekiminin etkisiyle yogunluk tedirgemeleri ve toz parcaciklari etrafinda yogunlasti Ayni zamanda ongezegen diskinin geri kalani da halkalara ayrilmaya basladi Kacak yigilma olarak bilinen bir surec sayesinde toz parcalari ve uzay kalintilari bir araya toplanarak gezegenleri meydana getirdi Yerkure evrenin yasinin yaklasik ucte biri kadarlik bir sure once yani 4 54 milyar yil once 1 belirsizlik payiyla Gunes bulutsusunun yigilmasiyla olustu Yerkurenin olusumu 10 ila 20 milyon yil icinde icinde tamamlandi Yeni olusan T Tauri yildizinin gunes ruzgarlari yigilarak daha buyuk birer gok cismi haline gelmemis olan maddelerin cogunu diskten temizledi Ayni surecin evrendeki hemen hemen tum yeni olusan yildizlarin etrafinda birer yigilma diski olusturmasi ve bu disklerden bazilarinin gezegenleri meydana getirmesi beklenmektedir Erken Dunya ic kismi agir ve siderofil metalleri eritecek kadar sicak olana degin yigilma sureciyle buyudu Silikatlardan daha yuksek yogunluga sahip olan bu metaller yerkure merkezine dogru batti Demir felaketi adiyla anilan bu olay yerkurenin olusmaya baslamasindan sadece 10 milyon yil sonra ilkel manto ve metalik cekirdegin birbirinden ayrilmasina sebep olarak yerkurenin katmanli yapisinin ve manyetik alaninin olusmasini sagladi Bir arastirmada yerkurenin icinin kademeli olarak sogumasi nedeniyle yaklasik olarak her 1 milyar yilda 100 C kadar yerkurenin ic cekirdeginin sivi haldeki dis cekirdekten farkli kati halde bulunan merkezi donmakta ve buna ek olarak giderek buyumekte oldugu one suruldu Hadeen ve ArkeenBir sanatcinin gozunden Hadeen Dunya Bu ust zamandayken yerkure gunumuze kiyasla cok daha sicakti ve hicbir canli turunun yasamasi icin uygun degildi Yerkure tarihindeki ilk ust zaman olan Hadeen yerkurenin olusumuyla baslar ve Hadeen in ardindan 3 8 milyar yil once baslamis olan Arkeen gelir 145 Yerkurede bulunan en eski kayaclar yaklasik 4 milyar yil oncesine tarihlenir Kayaclarda bulunan en eski kirintili zirkon kristallerinin yasi ise yer kabugunun ve yerkurenin olusumundan kisa bir sure sonrasina denk gelen yaklasik 4 4 milyar yil oncesine kadar uzanir Ay in olusumunu aciklayan Buyuk Carpisma Hipotezi ne gore ilk yer kabugunun olusumundan nispeten kisa bir sure sonra yerkureden daha kucuk bir ongezegenin yerkureyle carpismasiyla manto ve yer kabugunun bir kismi uzaya firlamistir Bu parcalar Ay i meydana getirmistir Diger gok cisimleri uzerindeki krater sayimlarindan goktasi dususlerinin yogun goruldugu Gec Donem Agir Bombardiman adi verilen bir donemin yaklasik 4 1 milyar yil oncesinde basladigi ve Hadeen in bitisine denk gelen 3 8 milyar yil oncesinde sonlandigi anlasilmaktadir Ayrica bu ust zamandaki isi akisi ve jeotermal gradyan nedeniyle yerkure uzerinde siddetli yanardag faaliyetleri mevcuttu Bununla beraber 4 4 milyar yil oncesine tarihlenen kirintili zirkon kristalleri uzerinde bu kristallerin sivi su ile temas ettigine dair kanitlar bulunmaktadir Bu kanitlar o tarihlerde yerkure uzerinde halihazirda okyanuslar veya denizler bulunduguna isaret etmektedir Arkeen in baslangicinda yerkure kayda deger olcude sogumustu Arkeen atmosferi oksijenden yoksundu ve bu nedenle morotesi isinlari engelleyecek bir ozon tabakasina sahip degildi Bu nedenle gunumuzde yerkure uzerinde yasayan canlilar Arkeen ust zamaninda yerkurenin yuzeyinde hayatta kalamazlardi Bununla birlikte yaklasik 3 5 milyar yil oncesine tarihlenen fosil adaylarina dayanarak ilk yasamin Arkeen in erken donemlerinde evrimlesmeye basladigi dusunulmektedir Bazi bilim insanlari yasamin 4 4 milyar yil kadar once Hadeen in erken donemlerinde baslamis ve yerkure yuzeyinin altindaki hidrotermal bacalarda olasi Gec Donem Agir Bombardimandan kurtulmus olabilecegini dusunmektedirler Ay in olusumu Bir sanatcinin Ay in olusumuna sebep olmus carpismayi tasviri Yerkurenin tek dogal uydusu olan Ay yorungesinde oldugu Dunya ya kiyasla diger Gunes Sistemi uydularindan daha buyuktur Apollo Projesi nde Ay in yuzeyinden alinmis kayaclar Dunya ya getirildi Bu kayaclarin radyometrik tarihlemeleri Ay in 4 53 0 01 milyar yil yasinda oldugunu ve Gunes Sistemi nin olusumundan en az 30 milyon yil sonra olustugunu gostermektedir Yeni kanitlar ise Ay in daha gec bir tarih olan 4 48 0 02 milyar yil once yani Gunes Sistemi nin olusumundan 70 ila 110 milyon yil sonra olustugunu ortaya koymaktadir Ay in olusumuna iliskin teoriler asagidaki gerceklerin yani sira yerkureye kiyasla neden daha gec olustugunu da aciklama getirmelidir Ilki Ay in dusuk yogunluga Ay in yogunlugu suyun 3 3 katidir yerkurenin yogunlugu ise suyun 5 5 katidir ve kucuk bir metalik cekirdege sahip olusudur Ikincisi Dunya ve Ay in ayni oksijen izotopu imzasina sahip olmasidir oksijen izotoplarinin nispeten bollugu Bu olaylari aciklamak icin ortaya atilan teorilerden biri olan Buyuk Carpisma Hipotezi Mars buyuklugunde bir gok cisminin bazen Theia olarak da adlandirilir Erken Dunya ya carpmasi sonucu Ay in meydana geldigini one surer ve yaygin kabul gorur 256 Bu carpisma kuslar haricindeki dinozorlarin yok olmasina neden oldugu dusunulen ve gunumuze daha yakin bir tarihte gerceklesmis olan Chicxulub Carpismasi ndan yaklasik 100 milyon kat daha fazla enerji aciga cikardi Carpismanin enerjisi yerkurenin bazi dis katmanlarinin buharlasmasi ve hem yerkurenin hem de carpan gok cisminin eriyik hale gelmesi icin yeterliydi 256 Yerkurenin manto iceriginin bir kismi carpismanin etkisiyle yerkure etrafindaki yorungeye firladi Buyuk Carpisma Hipotezi Ay daki metal maddelerin tukendigini ongormektedir ve bu sayede Ay in anormal element bilesimine bir aciklama getirmektedir Dunya yorungesindeki firlamis maddeler birkac hafta icinde tek bir gok cismi haline yogunlasabilecek durumdaydi Dunya yorungesindeki firlamis madde carpisma sonrasi kendi yercekiminin etkisi altinda daha kuresel bir cisim haline gelerek Ay i meydana getirdi Bir sanatcinin gozunden nispeten yeni olusmus Ay in Dunya dan bakilinca henuz cok yakin gorundugu ve her iki gok cisminde de kuvvetli volkanizma faaliyetlerinin surdugu bir Hadeen manzarasi Ilk kitalar Kuzey Amerika nin jeolojik yasa gore renk kodlu haritasi En gencten en yasliya dogru renkler sirasiyla sari yesil mavi ve kirmizi ile gosterilmistir Kirmizi ve pembe Arkeen den kalma kayaclari gostermektedir Levha tektoniginin gerceklesmesini saglayan surec olan manto konveksiyonu yerkurenin ic kismindan yuzeyine dogru gerceklesen isi akisinin bir sonucudur Manto konveksiyonuyla okyanus ortasi sirtlarinda sert tektonik levhalar olusur Bu levhalar yitim bolgelerinde manto icine dalarak yok olur Manto Erken Arkeen de yaklasik 3 milyar yil once gunumuzden daha yuksek bir deger olan yaklasik 1 600 C 2 910 F sicakligindaydi 82 Bu sebeple manto icindeki konveksiyon daha hizli gerceklesmekteydi Su anki levha tektonigine benzer surecler o donemde de gerceklesiyor olmasina ragmen daha hizliydi Hadeen ve Arkeen de dalma bolgelerinin daha yaygin olmasi ve bundan oturu tektonik levhalarin gunumuze kiyasla daha kucuk olmasi muhtemeldir 258 Yerkurenin yuzeyi ilk kez katilastiginda olusan kabuk Hadeen de hizli gerceklesen levha tektonigi ve Gec Donem Agir Bombardiman in yogun etkileri sebebiyle tamamen kayboldu Bununla birlikte kabukta henuz cok az farklilasma meydana geldigi icin bu ilk kabugun bilesiminin tipki gunumuzdeki okyanusal kabuk gibi bazaltik oldugu dusunulmektedir 258 Daha altta yer alan kabukta meydana gelen kismi erime sirasinda hafif elementlerin farklilasmasinin bir urunu olan kitasal kabugun ilk parcalari ilk kez 4 milyar yil once Hadeen in sonunda ortaya cikti Bu ilk kucuk kitalardan geriye kalanlara kraton adi verilmektedir Gec Hadeen ve Erken Arkeen kabugunun bu parcalari gunumuzdeki kitalarin etrafinda buyudugu merkezleri olusturdu Yerkuredeki en eski kayaclar Kanada nin Kuzey Amerika kratonunda bulunur Bu kayaclar yaklasik 4 milyar yasindaki tonalitlerdir Bu tonalitler yuksek sicaklikta baskalasim gecirdiklerine dair izler tasimalarinin yani sira suyla suruklenmeleri sirasinda erozyona ugrayarak yuvarlanmis tortul granullere ait izler de barindirir Bu tortul granullere ait izler o zamanlarda nehirlerin ve denizlerin var olduguna isaret eder Kratonlar temel olarak iki degisken mikrolevhadan olusur Bunlardan ilki dusuk derecede baskalasim gecirmis tortul kayaclardan olusan yesiltas kusaklaridir Bu yesiltaslar gunumuzdeki yitim bolgelerinin uzerinde bulunan okyanus cukurluklarindaki tortullara benzer Bu nedenle yesiltaslarin varligi kimi zaman Arkeen sirasinda yitim gerceklestigine dair bir kanit olarak gorulur Ikincisi ise felsik magmatik kayaclardan olusan bir bilesimdir Bunlar cogunlukla bilesim olarak granite benzeyen tonalit tronjemit veya granodiyorit gibi kayac turleridir bu nedenle bu tur mikrolevhalara kisaca TTG denilir TTG bilesimleri bazaltin kismi erimesiyle olusan ilk kitasal kabugun kalintilari olarak gorulmektedir Bolum 5 Okyanuslar ve atmosfer Yerkure tanimlanirken genellikle gecmiste uc atmosfere sahip oldugu belirtilir Yerkurenin Gunes bulutsusundan aldigi ilk atmosfer hafif elementlerden atmofil cogunlukla hidrojen ve helyumdan olusuyordu Gunes ruzgarlari ve yerkurenin isisi bu atmosferi yerkureden uzaklastirdi Bundan dolayi gunumuzde Dunya atmosferi artik kozmik bolluklarina kiyasla bu hafif elementlerden yoksundur Ay i meydana getiren carpismanin ardindan eriyik haldeki yerkureden ucucu gazlar salindi Sonrasinda yanardaglardan salinan gazlar ve sera gazlari acisindan zengin fakat oksijen acisindan fakir ikinci bir atmosfer olustu 256 Son olarak bakteriler yaklasik 2 8 milyar yil once oksijen uretmeye basladiginda oksijen acisindan zengin ucuncu atmosfer meydana geldi 83 84 116 117 Bir sanatcinin puslu metan bakimindan zengin prebiyotik ikinci atmosferi sayesinde turuncu gorundugune inanilan Erken Dunya diger bir deyisle soluk turuncu nokta izlenimi Dunya nin atmosferi bu cagda Titan in gunumuzdeki atmosferine benziyordu Atmosfer ve okyanusun olusumunu aciklamak icin yapilmis ilk modellerde Dunya nin ikinci atmosferinin ucucu maddelerin yerkurenin icinden disari atilmasiyla meydana geldigi varsayiliyordu Gunumuzde ise bu ucucu maddelerin bircogunun yigilma esnasinda gok cisimlerinin carpismasiyla buharlastigi ve carpisma etkisiyle gaz cikisi olarak bilinen bir surec ile yerkureye ulastigi dusunulmektedir Bu nedenle yerkure henuz yeni meydana geldigi sirada okyanus ve atmosfer olusmaya basladi Yeni atmosfer muhtemelen su buhari karbondioksit azot ve az miktarda diger gazlardan olusuyordu Gunes bulutsusunun buz olusumuna engel olacak kadar sicak olmasi ve kayaclarin su buhariyla hidratasyonunun cok uzun surmesinden oturu Dunya ya 1 astronomik birim AU uzakligindaki yani Dunya nin Gunes e olan uzakligi kadar gezegenciklerin yerkurede su olusumuna tahminen bir katkisi olmadi Yerkuredeki su dis asteroit kusagindaki goktaslarindan ve tahmini olarak 2 5 AU ve otesinde bulunan bazi embriyo gezegenlerden geldi Kuyruklu yildizlarin da yerkureye su getirmis olma ihtimali bulunmaktadir Gunumuzde kuyruklu yildizlarin cogu Gunes in etrafinda Neptun den daha uzak yorungelerde bulunsalar da bilgisayar simulasyonlari kuyruklu yildizlarin Gunes Sistemi nin ic kisimlarinda eskiden cok daha yaygin bulundugunu gostermektedir 130 132 Yerkure sogudukca bulutlar olustu Yagmurlar okyanuslari meydana getirdi Guncel kanitlar okyanuslarin 4 4 milyar yil oncesine kadar eski bir tarihte olusmaya baslamis olabilecegini gostermektedir Arkeen in baslangicinda yerkurenin cogunlugu okyanuslarla kapliydi Sonuk genc Gunes paradoksu olarak bilinen bir sorun nedeniyle bu erken tarihli okyanus olusumu aciklanmasi zor bir doga olayiydi Yildizlar yaslandikca daha parlak hale gelmektedir Gunes de olusumu sirasinda mevcut gucunun sadece 70 i kadar enerji yaymaktaydi Gunes son 4 5 milyar yilda 30 daha parlak hale geldi Bircok model okyanuslarin olustugu sirada yerkurenin buzla kapli olmasi gerektigini gostermektedir O donemde atmosferde sera etkisi yaratacak kadar karbondioksit ve metan bulunuyor olmasi ihtimali bu soruna karsi olasi cevaplardan biridir Yanardaglardan karbondioksit ilkel mikroplardan ise metan gazi ortaya cikmis olabilir Bunlara ek olarak o donemde metan fotolizi urunlerinden olusan ve sera karsiti etkiye sahip bir organik pusun var oldugu hipotezi one surulmustur Bir diger sera gazi olan amonyak yanardaglarin patlamasi sirasinda aciga cikiyordu ancak morotesi radyasyon sebebiyle hizli bir bicimde parcalanmaktaydi 83 Yasamin kokeni Ilkel atmosfer ve okyanusa dair bilimsel ilginin nedenlerinden biri de yasamin ilk ortaya ciktigi kosullari olusturmalaridir Yasamin cansiz kimyasallardan nasil ortaya ciktigi konusunda pek cok model olmasina karsin bu konuda cok az bilimsel fikir birligi vardir Laboratuvarda olusturulan kimyasal sistemler canli bir organizmanin sahip oldugu asgari karmasikligin oldukca gerisindedir Yasamin ortaya cikisindaki ilk adim canliligin yapi taslari olan nukleobazlar ve amino asitler de dahil olmak uzere basit organik bilesiklerin cogunu olusturan kimyasal reaksiyonlar olabilir 1953 yilinda Stanley Miller ve Harold Urey tarafindan yapilan bir deney bu tur molekullerin su metan amonyak ve hidrojen iceren bir atmosferde kivilcimlar yildirimin etkisini taklit etmek icin kivilcim kullanilmistir yardimiyla olusabilecegini gosterdi Atmosferin kimyasal bilesimi muhtemelen Miller ve Urey in deneyinde kullandigindan farkli olmasina ragmen bu deneyden sonra daha gercekci bilesimlerle yapilan deneylerde de organik molekuller basariyla sentezlendi Bilgisayar simulasyonlari dunya disi organik molekullerin yerkurenin olusumundan onceki ongezegen diskinde meydana gelmis olabilecegini gostermektedir Canlilarda en az uc olasi baslangic noktasindan daha fazla karmasikliga ulasilabilir Bunlar sirasiyla Bir canlinin kendisine benzer yavrular uretme yetenegi anlamina gelen kendini kopyalama canlinin kendini besleme ve onarma yetenegi olan metabolizma ve yiyeceklerin iceri girmesine atiklarin da disari cikmasina izin vererek istenmeyen maddeleri disarida tutan dis hucre zarlaridir Once replikasyon RNA dunyasi Uc modern ust alemin en basit uyeleri bile kendi tariflerini kaydetmek icin DNA yi kullanir DNA daki bu bilgileri ise buyume bakim ve kendini kopyalama amaciyla okumak icin karmasik bir RNA ve protein molekuller dizisi kullanirlar Ribozim adi verilen bir tur RNA molekulunun hem kendi replikasyonunu hem de proteinlerin yapimini katalizleyebildiginin kesfi ilkel yasamin tamamen RNA ya dayandigi hipotezinin kurulmasini sagladi Mutasyonlar ve yatay gen transferlerinin varligi her nesildeki yavrularin ebeveynlerinden farkli genomlara sahip olma olasiligini yukselteceginden ilkel canlilar tarafindan bireysel organizmalarin mevcut oldugu ancak biyolojik turlerin olmadigi bir RNA dunyasi meydana getirilmis olabilir RNA nin yerini daha sonra kimyasal acidan daha kararli olan ve bu nedenle daha uzun genomlar olusturabilen tek bir canlinin sahip olabilecegi yetenek araligini genisleten DNA aldi Ribozimler ise modern hucrelerin protein fabrikalari olan ribozomlarin ana bilesenleri olarak kaldilar Kisa ve kendi kendini kopyalayan RNA molekulleri laboratuvarlarda yapay olarak uretilmistir Ancak RNA nin dogal yollarla biyolojik olmayan dogal yollar ornegin kimyasal sentezinin mumkun olup olmadigi konusunda supheler ortaya cikmistir Ilk ribozimler daha sonra yerini RNA ya birakmis olan PNA TNA veya GNA gibi daha basit nukleik asitlerden olusmus olabilir Kristaller 150 ve hatta kuantum sistemleri diger bazi RNA oncesi replikator onerilerindendir 2003 yilinda hidrotermal bacalarin yakininda okyanus tabani ve basincinda yaklasik 100 C de gozenekli metal sulfur cokeltilerinin RNA sentezine yardimci olacagi fikri ortaya atildi Bu hipoteze gore ilkel hucreler lipit zarlarin sonradan gelisimine kadar metal substratin gozeneklerinde tutulur Once metabolizma Demir ve kukurt dunyasi Hemen hemen tum bilinen canlilardaki replikasyon molekulu deoksiribonukleik asittir DNA ilkel replikasyon molekullerinden cok daha karmasiktir ve replikasyon sistemleri oldukca ayrintilidir Uzun suredir varligi devam eden bir baska hipotez de ilk canliligin protein molekullerinden olustugudur Proteinlerin yapi taslari olan amino asitler tipki iyi birer katalizor olan peptitler amino asit polimerleri gibi uygun prebiyotik kosullarda kolayca sentezlenir 295 297 1997 de baslayan bir dizi deney katalizor olarak demir sulfur ve nikel sulfurun kullanildigi bir ortamda karbonmonoksit ve hidrojen sulfur varliginda amino asit ve peptitlerin olusabilecegini gosterdi Amino asit ve peptitlerin olusumundaki basamaklarin cogu yaklasik 100 C 212 F kadar sicaklik ve ortalama duzeyde basinc gerektiriyordu Fakat bu basamaklar arasindan birinin gerceklesmesi icin 250 C 482 F sicaklik ve yerkurenin 7 kilometre 4 3 mi altinda gorulen duzeylerde bir basinc gerekmekteydi Proteinlerin kendi kendine devam edebilen sentezleri bu nedenle hidrotermal bacalarin yakininda meydana gelmis olabilir Once metabolizmanin olustugu senaryolardaki zorluklardan biri de canlilarin evrimlesmesi icin gerekli yollarin azligidir Molekul kumelerinin bireysel olarak cogalma yetenegi olmadigi surece her biri dogal secilimin hedefi olan bilesimsel genomlara topluluktaki molekul turlerinin sayisi sahip olacaktir Yakin tarihli bir model boylesi bir sistemin dogal secilime yanit verecek sekilde evrimlesemeyecegini gostermektedir Once zarlar Lipit dunyasi Tipki hucrelerin dis zarlarini olusturanlara benzeyen cift duvarli lipit kabarciklarinin yasam icin temel bir ilk adim olabilecegi one surulmustur Erken Dunya nin kosullarini simule eden deneyler lipitlerin olusabildigini gostermistir Bu lipitler kendiliginden lipozomlar cift duvarli kabarciklar meydana getirebilir ve sonrasinda kendi kendilerine cogalabilirler Lipitler nukleik asitler gibi ozunde birer bilgi tasiyicisi olmasalar da uzun omurluluk ve ureme icin dogal secilime tabidirler RNA gibi nukleik asitler lipozomlarin icinde dis ortama kiyasla daha kolay bir sekilde olusmus olabilir Kil teorisi Bazi killer ozellikle de montmorillonit bir RNA dunyasinin ortaya cikmasinda olasi hizlandirici etkiye sahip ozellikler bulundurur Killer kristal yapilarinin kendini kopyalamasiyla buyur dogal secilimin bir benzerine tabidirler en hizli buyuyen kil turlerinin belli bir ortamda hizla baskin hale gelmesi gibi ve RNA molekullerinin olusumunu katalizleyebilirler Bu fikir bir bilimsel konsensus haline gelmemis olsa da fikrin hala aktif destekcileri bulunmaktadir 150 158 Bir lipozom kesiti lipitlerden olusan bir kabarcik gorunumundedir 2003 teki arastirmalar montmorillonitin yag asitlerinin kabarciklara donusumunu hizlandirabilecegini ve bu kabarciklarin kile bagli RNA yi kapsulleyebilecegini bildirdi Kabarciklar sonrasinda ilave lipitleri absorplayarak ve bolunerek buyuyebilir En ilkel hucrelerin olusumunda buna benzer surecler etkili olmus olabilir Benzer bir hipotezde kendini kopyalayabilen ve demir acisindan zengin killerin nukleotitler lipitler ve amino asitlerin onculu oldugu one surulmektedir Son evrensel ortak ata Cok sayidaki ilkel hucreden sadece bir soyun hayatta kaldigi dusunulmektedir Mevcut filogenetik kanitlar son evrensel ortak atanin SEOA kisaltmasi ile anilir gunumuzden tahmini olarak 3 5 milyar yil veya daha oncesinde yasamis oldugunu gostermektedir Yerkure uzerindeki yasamin tartismasiz en eski kaniti yerkurenin eriyik halde bulundugu Hadeen i takiben yeryuzunde bir jeolojik kabugun katilasmaya basladigi Eoarkeen ust zamanindadir ve en az 3 5 milyar yil oncesine tarihlenir Bu son evrensel ortak ata hucresi bugun yerkure uzerinde var olan tum yasamin atasidir Bu hucre muhtemelen bir prokaryottu bir hucre zarina ve muhtemelen ribozomlara sahipti ancak bir cekirdege mitokondriye veya kloroplastlar gibi zarla cevrili organellere sahip degildi Tipki modern hucreler gibi genetik kodu olarak DNA yi bilgi aktarimi ve protein sentezi icin RNA yi ve reaksiyonlari katalizlemek icin enzimleri kullandi Bazi bilim insanlari tek bir son evrensel ortak ata yerine yatay gen transferi yoluyla genleri degis tokus eden canli populasyonlari oldugunu dusunmektedir Bir sanatcinin Gec Arkeen deki yerkure izlenimi Yer kabugunun belli olcude sogumus oldugu ve yeryuzunun su bakimindan zengin ancak bitki ortusu bakimindan fakir oldugu gorulmektedir Yeryuzunde yanardaglar kitalar ve hali hazirda kumelenmis mikrobiyalitler bulunmaktadir Ay Dunya ya bugunku mesafesine gore cok daha yakindi gokyuzunu kapliyor ve siddetli gelgitlere sebep oluyordu ProterozoyikProterozoyik ust zaman 2 5 milyar yil oncesinden 538 8 milyon yil oncesine kadar surdu Bu zaman diliminde kratonlar gunumuz boyutlarindaki kitalara donustu Proterozoyik te oksijen acisindan zengin bir atmosfer meydana geldi Yasam prokaryot hucrelerden okaryotlara ve cok hucrelilere evrildi Proterozoyik te Kartopu Dunya olarak adlandirilan birkac siddetli buzul cagi goruldu Yaklasik 600 milyon yil suren son Kartopu Dunya olayindan sonra yasamin evrimi hizlandi Yaklasik 580 milyon yil once de Ediyakaran biyotasi ile Kambriyen Patlamasi basladi Oksijen devrimi Bati Avustralya Thetis Golu kiyisindaki kayaclasmis stromatolitler Arkeen stromatolitleri yerkuredeki yasamin ilk dogrudan fosil izleridir Guney Afrika Barberton Yesiltas Kusagi ndaki Moodies Grubu nda bulunan 3 15 milyar yillik bir bantli bir demir formasyonu Kirmizi katmanlar oksijenin mevcut oldugu zamanlarda olusmusken gri katmanlar da oksijenin az oldugu anoksik kosullarda olusmustur Ilk hucreler cevredeki ortamdan enerji ve besin aldi Daha karmasik bilesiklerin gorece daha az enerjiyle daha basit bilesiklere parcalanmasini saglayan fermantasyon sureciyle serbest kalan enerjiyi buyumek ve cogalmak icin kullandilar Fermantasyon sadece anaerobik oksijensiz bir ortamda gerceklesebilir Fotosentezin evrimi hucrelerin Gunes ten enerji elde etmesini mumkun kildi 377 Yerkure yuzeyini kaplayan canlilarin cogu dogrudan veya dolayli olarak fotosenteze baglidir En yaygin sekli olan oksijenli fotosentez karbondioksit su ve gunes isigini besine donusturur Fotosentez Gunes isiginin enerjisini yakalayarak ATP gibi enerji acisindan zengin molekullerde depolar ve sonrasinda bu molekuller seker uretmek icin hucrelere enerji saglar Fotosentezde kullanilan elektronlar hidrojenin sudan siyrilmasiyla elde edilir ve arta kalan oksijen atik urun olarak dogaya birakilir Mor bakteriler ve yesil kukurt bakterileri de dahil bazi canlilar elektron verici olarak sudan siyrilan hidrojen yerine baska alternatiflerin kullanildigi oksijensiz bir fotosentez bicimi gerceklestirirler Bu tarz su kullanmayan fotosentez bicimlerindeki elektron kaynaklarina ornek olarak hidrojen sulfur kukurt ve demir verilebilir Bu bilesikleri kullanarak fotosentez yapan ekstremofil canlilarin yasadigi yerler kaplica ve hidrotermal bacalar gibi ortamlarla sinirlidir 379 382 Daha basit bir oksijensiz fotosentez turu yasamin baslangicindan nispeten kisa bir sure sonra 3 8 milyar yil once ortaya cikti Oksijenli fotosentezin baslangic tarihi daha tartismalidir Oksijenli fotosentezin yaklasik 2 4 milyar yil once ortaya cikmis oldugu kesindir fakat bazi arastirmacilar bu tarihi daha eski oldugunu savunup 3 2 milyar yil once ortaya ciktigini one surer Oksijenli fotosentezin ortaya cikisiyla canli uretkenligi muhtemelen kuresel olarak en az iki ila uc kat artti Oksijen ureten canlilarin en eski kalintilari arasinda stromatolitler bulunur Bati Avustralya daki 3 48 milyar yillik bir kumtasinda stromatolitler gibi mikrobiyal mat fosilleri bulundugu kesfedilmistir Gronland in guneybatisinda kesfedilen 3 7 milyar yillik metasedimanter kayaclarda bulunan grafit ve Bati Avustralya daki 4 1 milyar yillik kayaclarda bulunan biyotik yasam kalintilari biyojenik maddelere dair diger erken donem fiziksel kanitlardir Fotosentezle salinan oksijen ilk basta kirectasi demir ve diger minerallere kimyasal olarak baglandi Oksitlenmis demir Sideriyen Donemi nde 2 5 ile 2 3 milyar yil oncesi araliginda bol miktarda olusan ve bantli demir formasyonu adi verilen jeolojik katmanlarda kirmizi tabakalar halinde gorunur 133 Acikta bulunan ve kolayca tepkimeye giren minerallerin cogunlugu oksitlendiginde nihayet atmosferde oksijen birikmeye basladi Her hucre tek basina yok denecek kadar oksijen uretmis olsa da bircok hucrenin toplam metabolizmasiyla uzun bir sure boyunca oksijen uretmesi Dunya nin atmosferini donusturerek bugunku durumuna getirdi Bu yeni olusan atmosfer Dunya nin ucuncu atmosferiydi 50 51 83 84 116 117 Bir miktar oksijen Gunes in ultraviyole radyasyonuyla uyarilarak ozon halini aldi ve atmosferin ust kismina yakin bir tabakada toplandi Ozon tabakasi bir zamanlar atmosferden gecmis olan ultraviyole radyasyonu sogurdu ve sogurmaya da devam etmektedir Ozon tabakasi bu isleviyle hucrelerin okyanus yuzeyinde ve en nihayetinde karada kolonilesmesini sagladi Ozon tabakasi olmasaydi kara ve denizler uzerine yagan ultraviyole radyasyon bombardimani bu isinlara maruz kalan hucrelerde surdurulemez seviyede mutasyonlara neden olurdu 219 220 Jeolojik zamanlar boyunca oksijenin atmosferdeki kismi basincinin yaklasik degerini gosteren grafik Fotosentezin bir baska etkisi daha oldu Oksijen zehirli bir elementtir Atmosferdeki oksijen seviyesi arttikca oksijen felaketi olarak bilinen bir olay ile yerkuredeki canlilarin kayda deger bir kismi tahminen yok oldu Direncli canlilar hayatta kalarak gelisirken kimi canlilar da metabolizmalarini artirmak ve ayni besinden daha fazla enerji elde etmek icin oksijen kullanma yetenegini gelistirdiler Kartopu Dunya Bir sanatcinin yuzeyinde hic sivi halde su kalmamis tamamen donmus ve oksitlenmis bir Kartopu Dunya tasviri Gunes in dogal evrimi Arkeen ve Proterozoyik boyunca Gunes i giderek daha parlak hale getirdi Gunes in parlakligi her bir milyar yilda 6 oraninda artar 165 Sonuc olarak yerkure Proterozoyik Ust Zaman da Gunes ten daha fazla isi almaya basladi Buna karsin yerkure isinmadi Aksine jeolojik kayitlar Proterozoyik in baslarinda yerkurenin dramatik bir sekilde sogudugunu gostermektedir Guney Afrika da bulunan buzul cokellerinin yasi 2 2 milyar yil oncesine kadar uzanmaktadir ve paleomanyetik kanitlara gore o zamanlarda ekvatorun yakininda bulunmus olmalari gerekmektedir Bu nedenle Huronian buzullasmasi olarak bilinen bu buzullasma kuresel boyutta gerceklesmis olabilir Bazi bilim insanlarina gore bu buzullasma oylesine siddetliydi ki yerkure kutuplardan ekvatora kadar dondu Bilimde bu hipoteze Kartopu Dunya adi verilir Huronian buzul cagi atmosferde artan oksijen miktarindan kaynaklanmis olabilir Artan oksijen miktari atmosferdeki metan gazinin CH4 azalmasina neden oldu Metan etkin bir sera gazidir ancak oksijenle tepkimeye girerek daha az etkili bir sera gazi olan karbondioksiti CO2 meydana getirir Atmosferde serbest oksijen mevcutken metan gazi miktari Gunes ten gelen ve artmakta olan isi akisinin etkisine karsi koymaya yetecek olcude azalmis olabilir Kartopu Dunya terimi daha sonralari Kriyojeniyen donemde gerceklesen ekstrem buzul caglarini tanimlamak icin daha yaygin olarak kullanilir 750 myo ile 580 myo araliginda en yuksek daglar disinda yerkurenin tamamen buzla kapli oldugu dusunulen ve ortalama sicakliklarin 50 C 58 F civarinda oldugu dusunulen her biri yaklasik 10 milyon yil suren dort donem vardi Kartopu Dunya olayi kismen ekvatorun ustu ve altina yayilmis olan superkita Rodinya nin konumundan dolayi gerceklesmis olabilir Karbondioksit yagmurla birleserek kayalari asindirir ve bunun sonucunda karbonik asit olusur Karbonik asit de daha sonra suyla birlikte denizlere akar ve boylece sera gazi olan karbondioksit atmosferden uzaklasmis olur Kitalar kutuplara yakin oldugunda buzullarin ilerlemesiyle kayalar kaplanir ve bu olay karbondioksitin atmosferde azalma surecini yavaslatir Ancak Rodinya nin asinmasi Kriyojeniyen de buzullarin tropik bolgelere ilerleyisine kadar kontrolsuz bicimde devam etti Devam eden bu surec yanardaglardan karbondioksit emisyonu veya metan gazi hidratlarinin destabilizasyonuyla tersine donmus olabilir Kartopu Dunya ya alternatif Sulu kar dunyasi teorisine gore buzul caglarinin zirve yaptigi zamanlarda bile ekvatorda hala sivi halde su bulunmaktaydi Okaryotlarin ortaya cikisi Bir yosunun hucrelerindeki kloroplastlar Modern taksonomi yasami uc ust aleme ayirir Bu uc ust alemin ne zaman ortaya ciktigi belirsizdir Bakteriler bazen Neomura olarak adlandirilir muhtemelen diger canlilardan ilk ayrilan ust alemdi fakat bu varsayim tartismalidir 2 milyar yil once bakterilerin ayrilmasindan sonra Neomura Arkeler ve Okaryotlar olarak ikiye ayrildi Okaryot hucreler prokaryot hucrelerden bakteriler ve arkeler daha buyuktur ve daha karmasiktir Bu karmasikligin sebebi ancak simdilerde anlasilmaya baslanmistir Mantarlara ozgu ozelliklere sahip en eski fosiller yaklasik 2 4 milyar yil oncesine tarihlenir ve Paleoproterozoyik Zaman a aittir Bu cok hucreli bentik canlilar anastomoz yapabilen ipliksi yapilara sahipti Bu siralarda ilk proto mitokondri olustu Evrimleserek oksijenli solunum yapabilir hale gelen ve gunumuzun Riketsiya cinsi bakterileriyle akraba olan bir bakteri hucresi oksijenli solunum yeteneginden yoksun daha buyuk bir prokaryot hucrenin icine girdi Tahminen buyuk olan hucre daha kucuk olani sindirmeye calisti ancak bunda muhtemelen avlarin savunma bicimlerinin evrimi sebebiyle basarisiz oldu Daha kucuk hucre daha buyuk olana parazit olmus olabilir Her halukarda daha kucuk olan hucre daha buyuk hucrenin icinde hayatta kaldi Oksijen kullanarak daha buyuk hucrenin urettigi atiklari metabolizmasinda kullandi ve boylece daha fazla enerji elde etti Bu fazla enerjinin bir kismi konak hucreye buyuk olana geri dondu Kucuk hucre daha buyuk olanin icinde cogaldi Kisa sure icinde buyuk hucre ile icinde barindirdigi kucuk hucreler arasinda kalici bir simbiyoz gelisti Konak hucre zamanla icindeki daha kucuk hucrelerden bazi genler edindi ve iki hucre de birbirine bagimli hale geldi Buyuk hucre kucuk hucrelerin urettigi enerji olmadan hayatta kalamaz ve kucuk hucreler de daha buyuk hucre tarafindan saglanan hammaddeler olmadan hayatta kalamaz duruma geldi Tum hucre artik tek bir canli olarak kabul edilmektedir ve icindeki kucuk hucreler organel olarak siniflandirilan birer mitokondridir Buna benzer bir diger olay da fotosentetik siyanobakterilerinheterotrofik hucrelerin icine girip kloroplastlara donusmesidir 60 61 535 538 Muhtemelen bu degisikliklerin bir sonucu olarak fotosentez yapabilen bir hucre soyu diger okaryotlardan 1 milyar yil once ayrildi Tahminen buna benzer birkac tane daha hucre icine girme olayi gerceklesmisti Mitokondri ve kloroplastlarin hucresel kokenini aciklayan koklu endosimbiyotik teorinin yani sira hucrelerin peroksizom olusumuna spiroketlerin sil ve kamci olusumuna ve hatta bir DNA virusunun hucre cekirdegi olusumuna sebep olduguna dair teoriler vardir Ancak hicbiri yaygin kabul gormemistir Arkeler bakteriler ve okaryotlar cesitlenmeye daha karmasik hale gelmeye ve cevrelerine daha iyi adapte olmaya devam ettiler Her bir ust alem tekrar tekrar birden fazla soya bolunmustur fakat arkeler ve bakterilerin tarihi hakkinda cok az sey bilinmektedir Superkita Rodinya 1 1 milyar yil once olusum surecindeydi Bitki hayvan ve mantar soylari henuz tek hucreli olarak var olmalarina ragmen birbirlerinden ayrilmisti Bunlardan bazilari koloniler halinde yasiyordu ve zamanla aralarinda bir is bolumu olusmaya basladi Koloninin dis yuzeyindeki hucrelerin ic kisimdakilerden farkli roller ustlenmeye baslamis olmasi muhtemeldir Ozellesmis hucrelere sahip bir koloni ve bircok hucreli canli arasindaki ayrim her zaman net olmasa da yaklasik 1 milyar yil once ilk cok hucreli bitkiler ortaya cikti Bunlar muhtemelen yesil alglerdi Tahminen yaklasik 900 milyon yil once 489 gercek cok hucrelilik hayvanlarda da evrimlesti Ilk cok hucreli hayvan muhtemelen bozulmus bir organizmanin kendini yeniden bir araya getirmesini saglayan totipotent hucrelere sahip gunumuz sungerlerine benziyordu 484 488 Cok hucreli canlilarin tum turlerinde is bolumu tamamlandikca hucreler daha ozellesmis ve birbirlerine daha bagimli hale gelirken izole hucreler de oldu Proterozoyik te superkitalar Panotya nin yeniden olusturulmus hali 550 milyon yil once Kita kenarlarinin uydurumu okyanus tabanindaki manyetik anomaliler ve paleomanyetik kutuplar kullanilarak son 250 milyon yila Senozoyik ve Mezozoyik Zaman ait tektonik levha hareketleri guvenilir bir sekilde yeniden olusturulabilir Son 250 milyon yilin daha oncesindeyse hicbir okyanus kabugu gozlemlenemediginden bu tarihten onceki tektonik haritalari olusturmak zordur Eski levhalarin kenarlarini belirleyen orojenik kusaklar flora ve faunanin gecmisteki dagilimlari gibi cesitli jeolojik kanitlar paleomanyetik kutuplari destekler Zamanda geriye gidildikce jeolojik verilerin sayisi azalir ve yorumlanmasi zorlasir Bu sebeple daha eski donemler icin hazirlanan haritalarin kesinligi azalir 370 Yerkure tarihi boyunca kitalarin carpisarak bir superkita olusturdugu ve daha sonra baska yeni kitalara ayrildigi zamanlara rastlanir Yaklasik 1000 ila 830 milyon yil once kara kutlelerinin cogu birleserek bir superkita olan Rodinya yi meydana getirdi 370 Rodinya dan once Erken Orta Proterozoyik te Kolombiya diger adiyla Nuna adi verilen kita var olmus olabilir 374 Rodinya nin yaklasik 800 myo parcalanmasindan sonra dagilan kitalarin yaklasik 550 myo kisa omurlu baska bir superkita meydana getirmis olmasi mumkundur Bu varsayimsal superkita kimi zaman Panotya veya Vendia olarak adlandirilir 321 322 Bu superkitaya dair bir kanit da gunumuzdeki Afrika Guney Amerika Antarktika ve Avustralya kitalarini birlestiren ve Pan Afrikan orojenezi olarak bilinen bir kitasal carpismadir Panotya nin varligi Gondvana bu kita Arap Yarimadasi ve Hint alt kitasiyla beraber Guney Yarimkure deki kara kutlelerinin coguna sahipti ve Laurentia kabaca gunumuzdeki Kuzey Amerika arasindaki riftlesmenin zamanlamasina baglidir 374 Proterozoyik Ust Zaman in sonuna gelindiginde kitalarin cogunun Guney Kutbu etrafindaki bir konumda birlestigi ise kesindir Gec Proterozoyik te iklim ve yasam Ediyakaran doneminde yasamis bir hayvan olan Spriggina floundersi nin 580 milyon yillik fosili Bu tur canlilarin Kambriyen Patlamasi nda ortaya cikan yeni bircok canli turunun atasi olmasi mumkundur Proterozoyik in sonlarinda en az iki Kartopu Dunya olayi yasandi Bu olaylarin siddeti okyanuslarin yuzeyinin tamamen donmasina sebep olmus olabilir Bu olaylar 716 5 ve 635 milyon yil once Kriyojeniyen doneminde meydana geldi Her iki buzullasmanin yogunlugu ve mekanizmalari hala arastirilmaktadir ve bu buzullasmalara bir aciklama getirmek Erken Proterozoyik te meydana gelen Kartopu Dunya olayina kiyasla daha zordur Cogu paleoklimatolog soguk donemlerin superkita Rodinya nin olusumuyla baglantili oldugunu dusunmektedir Rodinya nin merkezi ekvatorda bulundugundan kimyasal ayrisma oranlari artti ve bu nedenle atmosferden karbondioksit CO2 emilimi gerceklesti CO2 bir sera gazi oldugundan Dunya iklimi kuresel olarak sogudu Ayni sekilde Kartopu Dunya olaylari sirasinda kitalarin yuzeyi kimyasal ayrismayi azaltan ve boylece buzullasmayi sona erdiren donmus toprak ile kaplandi Bir baska hipotez ise sera etkisiyle kuresel sicakliklarin yukselmesine sebep olacak miktarda karbondioksitin yanardaglardan gaz cikisiyla atmosfere yayildigidir Artan yanardag faaliyetleri Rodinya nin yaklasik olarak ayni zamanda parcalanmasindan kaynaklandi Kriyojeniyen Donemi ni yeni cok hucreli canlilarin hizli bir sekilde gelistigi Ediyakaran donemi izledi Siddetli buzul caglarinin sona ermesiyle canli cesitliliginin artmasi arasinda bir baglanti olup olmadigi net degildir ancak tesadufi de gorunmemektedir Ediyakaran biyotasi adi verilen bu yeni canlilar o zamana kadarki canlilardan boyut olarak daha buyuk ve daha cesitliydi Cogu Ediyakaran canlisinin taksonomisi net olmasa da bazilari modern canli gruplarinin atalariydi Ediyakaran Donemi ndeki kayda deger gelismelerden biri de kas ve sinir hucrelerinin ilk kez ortaya cikisidir Ediyakaran fosillerinin hicbirinde iskelet benzeri sert vucut bolumleri yoktu Bunlar ilk olarak Proterozoyik ve Fanerozoyik ust zamanlarda diger bir deyisle Ediyakaran ve Kambriyen donemleri arasindaki sinirdan sonra ortaya cikti FanerozoyikFanerozoyik in on iki doneminin her birindeki fauna ve flora Sol ustten itibaren Kambriyen Ordovisiyen Siluriyen Devoniyen Karbonifer Permiyen Triyas Jura Kretase Paleojen Neojen ve Kuvaterner donemlerindeki canli turleri gorulmektedir Fanerozoyik yerkurenin su an icinde bulundugu ust zamandir ve yaklasik 538 8 milyon yil once baslamistir Kronolojik sirayla Paleozoyik Mezozoyik ve Senozoyik adi verilen uc jeolojik zamandan olusur Fanerozoyik cok hucreli yasamin bugun bilinen neredeyse tum canlilara cesitlendigi ust zamandir Paleozoyik Zaman Grekce Eski yasam 538 8 milyon yil oncesinden 251 902 milyon yil oncesine kadar surmus olup Fanerozoyik in ilk ve en uzun bolumuydu Paleozoyik sirasinda bircok modern canli grubu ortaya cikti Yasam once bitkiler sonra da hayvanlarla karada kolonilesti Iki yok olus meydana geldi Proterozoyik in sonunda Panotya ve Rodinya nin parcalanmasiyla olusan kitalar yavas yavas tekrar bir araya gelerek Gec Paleozoyik te superkita Pangea yi olusturdu Mezozoyik Zaman Grekce orta yasam 251 902 milyon yil oncesinden 66 milyon yil oncesine kadar surdu Mezozoyik Zaman kendi icinde Triyas Jura ve Kretase olmak uzere uc doneme ayrilir Mezozoyik fosil kayitlarindaki en siddetli yok oluslardan biri olan Permiyen Triyas yok olusuyla basladi ve bu yok olusla yerkuredeki canli turlerinin 95 inin nesli tukendi Dinozorlarin neslinin tukenmesine sebep olan Kretase Paleojen yok olusuyla Mezozoyik Zaman sona erdi Senozoyik Zaman Grekce yeni yasam 66 milyon yil once basladi Paleojen Neojen ve Kuvaterner donemi seklinde uce ayrilir Bu uc donem sirasiyla kendi icinde farkli devrelere ayrilir Paleojen Donem Paleosen Eosen ve Oligosen e Neojen Donem Miyosen ve Pliyosen e son olarak Kuvaterner Donem de Pleyistosen ve Holosen e ayrilir Kretase Paleojen yok olusu kuslar haricindeki dinozorlar ve diger bircok canlinin neslinin tukenmesine sebep oldu Memeliler kuslar amfibiler timsahlar kaplumbagalar ve lepidozorlar bu yok olustan kurtuldular Kurtulan canlilar gunumuzdeki hallerine Senozoyik Zaman da cesitlendiler Tektonik hareketler paleocografya ve iklim Pangea gunumuzden yaklasik 300 milyon yil oncesinden 180 milyon yil oncesine kadar varligini surdurmus bir superkitaydi Gunumuzdeki kitalarin ve diger kara kutlelerinin ana hatlari bu haritada gosterilmistir Proterozoyik in sonunda Panotya superkitasi Laurentia Baltika Sibirya ve Gondvana dan olusan daha kucuk kitalara bolunmustu Kitalarin birbirinden ayrildigi donemlerde yanardag faaliyetiyle daha fazla okyanus kabugu olustu Genc yanardag kabugu eski okyanus kabuguna kiyasla daha sicak ve daha az yogun oldugundan bu donemlerde okyanus tabanlari yukselir Bu da deniz seviyesinin yukselmesine neden olur Paleozoyik in ilk yarisinda genis kitasal bolgeler bu sebepten dolayi deniz seviyesinin altindaydi Erken Paleozoyik iklimi gunumuzden daha sicakti Ancak Ordovisiyen in sonunda Gondvana kitasinin bulundugu guney kutbu bolgesinin buzullarla kaplandigi kisa sureli bir buzul cagi meydana geldi Bu doneme ait buzullasmaya dair izler yalnizca Gondvana da bulunmaktadir Gec Ordovisiyen buzul caginda bircok brakiyopod trilobit Bryozoa ve deniz mercaninin neslinin tukendigi birkac kitlesel yok olus meydana geldi Bu deniz canlilari muhtemelen denizlerin giderek azalan sicaklik seviyelerine dayanamadilar Laurentia ve Baltika kitalari Kaledoniyen Orojenezi sirasinda 450 myo ila 400 myo araliginda carpisarak Lavrusya yi Avroamerika olarak da bilinir meydana getirdi Bu carpismanin neden oldugu siradagin izleri Iskandinavya Iskocya ve Kuzey Apalaslar da bulunabilir Devoniyen Donemi nde 416 359 myo Gondvana ve Sibirya Lavrusya ya dogru hareket etmeye basladi Sibirya nin Lavrusya ile carpismasi Ural Orojenezi ne neden oldu Gondvana nin Lavrusya ile carpismasina Avrupa da Variskan veya Hersiniyen Orojenezi adi verilirken Kuzey Amerika da Allegheniyen Orojenezi adi verilir Allegheniyen Orojenezi Karbonifer Donemi nde 359 299 myo gerceklesti ve son superkita Pangea nin olusumuyla sonuclandi Pangea ise gunumuzden 180 milyon yil once Lavrasya ve Gondvana kitalarina ayrildi Kambriyen Patlamasi Trilobitler ilk olarak Kambriyen Donemi nde ortaya cikti ve Paleozoyik te yasamis canlilarin en yaygin ve cesitlenmis gruplari arasindaydi Fosil kayitlarinda yasamin evrimlesme hizi gorulebilir Kambriyen Donemi nde 542 488 myo canlilarin evrimlesme hizi artti Bu donemde aniden bircok yeni turun subenin ve canli biciminin ortaya cikmasina Kambriyen Patlamasi adi verilir Kambriyen Patlamasi ndaki biyolojik gelisim o zamandan once ve sonra esi gorulmemis bir ornektir 229 Ediyakaran canlilarinin henuz ilkel olmasina ve bu canlilari herhangi bir modern sube icinde siniflandirmanin zorluguna ragmen Kambriyen Donemi nin sonunda gunumuzdeki tum subeler artik mevcuttu Yumusakcalar derisidikenliler deniz zambaklari ve eklembacaklilar Alt Paleozoyik ten iyi bilinen bir eklembacakli grubu da trilobitlerdir gibi hayvanlarda kabuk iskelet veya dis iskelet gibi sert vucut parcalarinin gelisimi bu tur canlilarin yillar boyu korunmalarini ve fosillesmelerini Proterozoyik teki atalarina kiyasla daha kolay hale getirdi Bu nedenden oturu Kambriyen ve sonrasindaki canlilik hakkinda Kambriyen den daha eski donemlere gore daha fazla bilgi mevcuttur Kambriyen canli gruplarindan bazilari karmasik gorunmekle beraber gorunus olarak bugunku canlilardan farklilardi Buna bir ornek olarak Anomalocaris ve Haikouichthys cinsleri verilebilir Ancak gunumuzde bu canlilarin modern siniflandirmada bir yer bulmus olma ihtimalleri vardir Kambriyen Donemi nde aralarinda ilk baliklarin da bulundugu ilk omurgali hayvanlar ortaya cikmisti 363 364 Baliklarin atasi olabilecek ya da muhtemelen baliklarla yakindan iliskisi olan canlilardan biri de Pikaia ydi Pikaia nin daha sonra bir vertebral kolona donusebilecek ilkel bir notokordu vardi Ilk ceneli baliklar Gnathostomata bir sonraki jeolojik donem olan Ordovisiyen de ortaya cikti Yeni nislerin kolonilesmesi vucut boyutlarinin buyumesine sebep oldu Boylelikle Erken Paleozoyik sirasinda 7 metre 23 ft uzunluga erisebilen bir zirhli balik olan Dunkleosteus gibi boyutlari giderek buyuyen baliklar ortaya cikti Biyomer adli yaygin biyostratigrafik birimleri belirleyen bir dizi kitlesel yok olus nedeniyle canli bicimlerinin cesitliligi kayda deger olcude artis gostermedi Kita sahanligi bolgeleri baska bolgelerde yavas bir sekilde evrimlesen benzer canlilar tarafindan her yok olus dalgasindan sonra yeniden dolduruldu Kambriyen in sonlarina dogru trilobitler cesitlilik acisindan doruktaydi ve neredeyse tum fosil topluluklarinda en cok gorulen canliydi 34 Karanin kolonilesmesi Bir sanatcinin gozunden Devoniyen florasi Fotosentez ile atmosferde biriken oksijen Gunes in ultraviyole radyasyonunun cogunu emen bir ozon tabakasinin olusmasina neden oldu Bu durum karaya cikan tek hucreli canlilarin olme olasiliginin dusmesini prokaryotlarin suyun disinda hayatta kalmaya ve cogalmaya daha iyi adapte olmasini sagladi Prokaryotlar okaryotlarin ortaya cikisindan da once tahminen gunumuzden 2 6 milyar yil oncesine kadar erken bir tarihte karada kolonilesmisti Kara parcalari uzun bir sure boyunca cok hucreli canlilardan yoksundu Superkita Panotya yaklasik 600 milyon yil once olustu ve bundan 50 milyon yil sonra parcalandi En eski omurgalilar olan baliklar yaklasik 530 myo okyanuslarda evrimlesti 361 488 milyon yil once sona eren Kambriyen Donemi nin sonlarina dogru bir yok olus meydana geldi Birkac yuz milyon yil once muhtemelen alglere benzeyen bitkiler ve mantarlar suyun kenarlarinda ve daha sonra disinda buyumeye basladi 138 140 Kara mantarlari ve kara bitkilerinin en eski fosilleri 480 460 milyon yil oncesine aittir Ancak molekuler kanitlar mantarlarin 1000 myo bitkilerin de 700 myo karada kolonilesmis olabilecegini one surmektedir Baslangicta su kenarlarinda yasayan mantarlar ve bitkiler gecirdikleri mutasyon ve varyasyonlarla karasal ortamlarda daha fazla kolonilesti Hayvanlarin okyanuslari ilk kez tam olarak ne zaman terk ettikleri bilinmemektedir Buna dair en eski ve kesin kanit yaklasik 450 myo karada bulunan eklembacaklilara aittir Eklembacaklilar muhtemelen karasal bitkilerin sagladigi besin kaynaklari sayesinde gelisti ve karaya daha iyi adapte olmaya basladi Eklembacaklilarin 530 milyon yil once karada gorulmus olabilecegine dair dogrulanmamis kanitlar da bulunmaktadir Dort uyelilerin evrimi Uzuv benzeri yuzgeclere sahip ve dort uyelilerin onculu bir balik olan Tiktaalik Resim yaklasik 375 milyon yillik fosiller baz alinarak yapilmistir 443 milyon yil once muhtemelen Ordovisiyen Donemi nin sonuyla eszamanli gerceklesen bir buzul cagi sebebiyle baska yok oluslar da meydana geldi Yaklasik 380 ila 375 milyon yil once ilk dort uyeliler baliklardan evrildi Yuzgecler ilk dort uyelilerin hava solumak icin baslarini sudan cikardiklari uzuvlar haline geldi Bu durum oksijen bakimindan fakir sularda yasamalarina ve sig sularda kucuk avlar pesinde kosabilmelerini saglamisti Daha sonra kisa suren araliklarla karaya cikmis olma ihtimalleri vardir Sonunda bazilari karasal yasama adapte oldu ve suda yumurtadan cikip yumurtlamak icin suya yine geri donmelerine ragmen eriskinlik donemlerini karada gecirdiler Bu olay amfibilerin kokenini teskil eder 365 milyon yil once tahminen kuresel sogumanin bir sonucu olarak baska bir yok olus donemi meydana geldi Bitkiler bu sure zarfinda yaklasik 360 myo evrimleserek karada yayilmalarini kayda deger olcude hizlandiran tohumlar gelistirdiler Yaklasik 20 milyon yil sonra 340 myo 303 306 karaya birakilabilen ve dort uyelilerin embriyolarina hayatta kalma avantaji saglayan amniyotik yumurta evrim sureciyle ortaya cikti Bu durum amniyotlarin amfibilerden ayrilmasina neden oldu Bundan 30 milyon yil sonra 310 myo 264 266 ise sinapsitler memeliler dahil sauropsitlerden kuslar ve surungenler dahil ayrildi Dinozorlar Mezozoyik boyunca baskin kara omurgalilariydi Permiyen Triyas yok olusu 251 250 myo ardindan dinozorlar yaklasik 230 milyon yil once surungen atalarindan ayrildi 200 myo gerceklesen Triyas Jura yok olusunda dinozorlarin cogu hayatta kaldi ve cok gecmeden omurgalilar arasinda baskin hale geldiler Bu donemde bazi memeli soylari birbirinden ayrilmaya baslasa da o zamanki memeliler muhtemelen sivri faregillere benzeyen kucuk hayvanlardi 180 Kuslar ve kuslar haricindeki dinozorlar arasindaki ayrim net degildi fakat geleneksel olarak ilk kuslardan biri olarak kabul edilen Archaeopteryx 150 milyon yil once yasadi Kapali tohumlularin evrim yoluyla cicekleri olusturduguna dair en erken kanit bundan yaklasik 20 milyon yil sonra 132 myo Kretase Donemi ndedir Yok oluslar Bes buyuk kitlesel yok olustan ilki Ordovisiyen Siluriyen yok olusuydu Bu kitlesel yok olus tahminen Gondvana kitasinin yogun bir bicimde buzullasarak bir Kartopu Dunya meydana getirmesinden oturu gerceklesti Bu yok olustan dolayi deniz omurgasizlarinin 60 i ve tum familyalarin 25 inin nesli tukendi Ikinci kitlesel yok olus muhtemelen agaclarin evrimlesmesi sonucunda sera gazlarinin CO2 gibi tukenmesi ya da suyun otrofikasyonu dolayisiyla gerceklesen Gec Devoniyen yok olusuydu Bu yok olus ile butun canli turlerinin 70 inin nesli tukendi 66 milyon yil once bir astereotin Dunya ya carpmasi ile Kretase Paleojen yok olusu gerceklesti Ucuncu kitlesel yok olus Permiyen Triyas veya gayriresmi adiyla Buyuk Olum olayidir Bu yok olus muhtemelen bir asteroitin Dunya ya carpmasi Sibirya Traplari volkanik olayi metan hidrat gazlasmasi deniz seviyesi dalgalanmalari ve bir anoksik olayi gibi sebeplerin birlesiminden oturu gerceklesti Antarktika daki Wilkes Topraklari krateri veya Avustralya nin kuzeybati kiyisindaki Bedout yapisi Permiyen Triyas yok olusunun Dunya ya carpan asteroitlerle bir baglantisi olduguna isaret ediyor olabilir Ancak bunlarin veya diger onerilen Permiyen Triyas sinir kraterlerinin gercek zamanli carpisma kraterleri olup olmadigi ve hatta bunlarin Permiyen Triyas yok olusuyla es zamanli olup olmadigi bile belirsizligini korumaktadir Permiyan Triyas yok olusu tum familyalarin yaklasik 57 si ve tum cinslerin 83 unun neslinin tukendigi icin o zamana kadar gerceklesmis en olumcul yok olustu Dorduncu kitlesel yok olus ise tahminen dinozorlardan kaynakli yeni rekabet nedeniyle neredeyse tum sinapsitlerin ve arkozorlarin neslinin tukendigi Triyas Jura yok olusudur Besinci ve son kitlesel yok olus Kretase Paleojen yok olusudur 66 milyon yil once 10 kilometre 6 2 mi genisliginde bir asteroit Yucatan Yarimadasi nin hemen disinda o zamanlar Lavrasya nin guneybati ucunda bir yere denk geliyordu bugun Chicxulub Krateri nin bulundugu bolgede Dunya ya carpti Carpismanin etkisiyle gokyuzune gunes isigini ve dolayisiyla fotosentezi engelleyen yuksek miktarda partikul madde ve buhar cikti Kuslar disindaki dinozorlar da dahil olmak uzere tum canlilarin 75 inin soyu tukendi Boylece Kretase Donemi ve Mezozoyik Zaman sonlandi Yeryuzunde yasamis tum turlerin yuzde 99 unun yani bes milyardan fazla turunneslinin tukendigi tahmin edilmektedir Ayni zamanda yerkuredeki mevcut canli turlerinin sayisinin 10 milyon ila 14 milyon arasinda oldugu tahmin edilmektedir Bu turlerin yaklasik 1 2 milyonu belgelenmistir ancak yuzde 86 dan fazlasi henuz tanimlanmamistir 2016 yilinda yayinlanan bir arastirmaya gore yerkure uzerinde 1 trilyon tur yasamaktadir ve bu turlerin yuzde birlik kismindan yalnizca binde biri tanimlanabilmistir Memelilerin cesitlenmesi Ilk gercek memeliler Triyas in sonlarina dogru yerkureyi dolduran dinozorlarin ve diger arkozorlarin golgesinde gelisti Ilk memeliler vucut boyutlari acisindan nispeten kucuktu ve muhtemelen yirtici hayvanlardan kacmak amaciyla gececildiler Memeli cesitliligi tam anlamiyla ancak Kretase Paleojen yok olusundan sonra basladi Erken Paleosen e gelindiginde yerkure yok olus evresinden cikti ve memeli cesitliligi artti Ambulocetus gibi canlilar okyanuslarda yayilarak en nihayetinde balinalara donusurken primatlar gibi bazi canlilar agaclarda yayginlasti Tum bu durum Antarktika cevresinde Eosen in ortalarindan sonlarina dogru Antarktika ve Avustralya arasindaki hava durumu modellerini kuresel olarak bozan Antarktik Kutup Cevresi Akintisi nin olusmasiyla degisti Otsuz savanlar arazilerin coguna hakim bitki ortusu olmaya basladi ve Andrewsarchus gibi memeliler simdiye kadar bilinen en buyuk yirtici kara memelisi haline geldi Ayni zamanda Basilosaurus gibi ilkel balinalar denizlerdeki super avcilardi Bir sanatcinin gozunden buzul cagindaki yerkurenin buzul maksimum sirasindaki gorunumu Otlarin evrimi yerkurenin arazilerinde dikkate deger bir degisiklik meydana getirdi ve ortaya cikan yeni acik alanlar memelileri vucut boyutu acisindan giderek daha buyuk olmaya itti Otlaklar Miyosen de genislemeye basladi ve bircok modern memeli ilk kez Miyosen de ortaya cikti Paraceratherium ve Deinotherium gibi dev toynaklilar evrimleserek otlaklara hukmetmeye basladilar Otlarin evrimi primatlari agaclardan yere indirerek insan evrimini baslatti Ilk buyuk kediler de bu donemde evrimlesti Tetis Okyanusu Afrika ve Avrupa nin carpismasiyla kapandi Panama nin olusumu son 60 milyon yilda meydana gelen kayda deger jeolojik olaylardan biriydi Atlantik ve Pasifik akintilarinin birbirine karismasinin durmasi Avrupa yi daha sicak hale getiren Korfez Akintisi nin olusumunu sagladi Olusan kara koprusu Guney Amerika da izole halde yasayan canlilarin Kuzey Amerika ya goc etmesini saglarken ayni sekilde Kuzey Amerika daki canlilar da Guney Amerika ya goc edebilir hale geldiler Cesitli turler guneye goc ederek lama gozluklu ayi kinkaju ve jaguarlarin Guney Amerika da yasamasina olanak tanidi Yaklasik uc milyon yil once buzul caglari nedeniyle belirgin iklim degisikliklerinin goruldugu Pleyistosen Devresi basladi Buzul caglari modern insanin Afrika da evrimine ve genislemesine sebep oldu Egemen hale gelen megafauna o gune kadar subtropikal dunyanin cogunu ele gecirmis olan otlaklarla beslenmekteydi Buzullarin icindeki su kutleleri Kuzey Buz Denizi ve Bering Bogazi gibi cesitli su kutlelerinin ufalmasina ve kimi zaman kaybolmasina yol acti Bircoklari tarafindan Beringia boyunca kayda deger bir gocun gerceklestigine ve bu goc sayesinde bugun develer atlar develer ve atlar Kuzey Amerika da evrimlesti ve nesilleri tukendi ve Amerika yerlilerinin var oldugu one surulmektedir Son buzul caginin sona erisi buzul cagi megafaunasinin yok olusu ve insanligin yerkure boyunca genislemesiyle ayni zamana denk geldi Bu yok olus altinci yok olus takma adiyla anilir Insanin evrimi 6 milyon yil once yasayan kucuk bir Afrika insansi maymunu kendisinden sonra gelen nesillerdeki modern insanlar ve insanlarin en yakin akrabalari olan sempanzelerin nihai ortak atasiydi 112 113 Bu insansinin soy agacinda sadece iki dal hayatta kaldi Soydaki bolunmeden nispeten kisa bir sure sonra hala belirsizligini koruyan nedenlerden dolayi bolunmus soy dallarindan birindeki insansi maymunlar dik yurume yetenegini gelistirdiler 107 111Beyin boyutu artti ve 2 milyon yil once Homo cinsi altinda siniflandirilan ilk hayvanlar ortaya cikti 300 Canlilar nesiller boyunca surekli degistiginden dolayi farkli turler ve hatta cinsler arasindaki ayrim kismen gelisiguzeldir Evrim tum canlilarda es zamanli olarak devam ederken insansi soy agacinin diger dali sempanzenin ve bonobonun atalarini olusturacak sekilde ikiye ayrildi 112 113 Atesi kontrol etme yetenegi tahmini olarak en az 790 000 yil once hatta belki de 1 5 milyon yil kadar once Homo erectus veya Homo ergaster ile basladi 78 79 Atesin kesfi kontrolu ve kullanimi Homo erectus tan bile eski olabilir Ates muhtemelen erken Alt Paleolitik Oldovan hominid turu Homo habilis ya da Paranthropus gibi guclu australopitesinler tarafindan kullanildi Agaclardan elde edilen odunlarin bir yapi olusturma amaciyla homininler tarafindan ilk kullanimi ise arkeolojik bulgulara dayali olarak yaklasik 476 000 yil oncesine tarihlenmektedir Insanlik tarihinin fosil verilerine dayanarak yeniden yapilandirilmis hali Dilin kokenini saptamak daha zordur Homo erectus un konusup konusamadigi ya da bu yetenegin Homo sapiens e kadar baslamis olup olmadigi belirsizdir 78 79 Beyin boyutu buyudukce bebekler daha erken diger bir deyisle baslari pelvisten gecemeyecek kadar buyumeden once dogmaya basladi Sonuc olarak daha fazla plastisite sergileyen bebekler bu sayede daha yuksek bir ogrenme kapasitesine sahip oldu ve bu durumun bir sonucu olarak ebeveynlere bagimlilik suresi uzadi Sosyal beceriler daha karmasik hale geldi dil daha cok gelisti ve kullanilan aletler daha ayrintili hale geldi Bu durum isbirliginin artmasina ve dusunsel gelisime katkida bulundu 7 Modern insanlarin Homo sapiens yaklasik 200 000 yil veya daha oncesinde Afrika da ortaya ciktigi dusunulmektedir En eski fosiller yaklasik 160 000 yil oncesine kadar uzanmaktadir Maneviyat belirtileri gosteren ilk insanlar Neandertallerdir genellikle nesli tukenmis ayri bir insan turu olarak siniflandirilirlar Neandertaller olulerini genellikle yanina hicbir yiyecek ya da alet koymadan gomuyorlardi 17 Bununla birlikte erken Cro Magnon magara resimleri muhtemelen buyusel veya dini oneme sahip gibi daha karmasik inanclara dair kanitlara gunumuzden 32 000 yil oncesine kadar rastlanilmadi Cro Magnonlar geriye Willendorf Venusu gibi muhtemelen dini inanci simgeleyen tas heykelcikler de birakmistir 17 19Homo sapiens 11 000 yil once ayak basilmamis kitalarin sonuncusu olan Guney Amerika nin guney ucuna ulasmisti MS 1820 ye kadar kesfedilmemis olan Antarktika haric Alet kullanimi ve iletisim gelismeye devam ederken kisilerarasi iliskiler daha karmasik hale geldi Insanlik tarihi Homo sapiens tarihinin 90 indan fazlasi boyunca kucuk gocebe avci toplayici gruplari halinde yasadi 8Richard Dawkins tarafindan ortaya atilan bir teoriye gore dil daha karmasik hale geldikce bilgiyi hatirlama ve iletme yetenegi yeni bir cogaltici olan mem halini aldi Boylece fikirler hizla degis tokus edilebiliyor ve nesiller boyu aktarilabiliyordu Kulturel evrim daha hizli gerceklestigi icin biyolojik evrimi geride birakti MO 8500 ile 7000 yillari arasinda Orta Dogu da bulunan Bereketli Hilal cografyasindaki insanlar sistematik bitki yetistiriciligine ve hayvanciliga yani tarima basladilar Tarim komsu bolgelere yayildi ve cogu Homo sapiens yerlesik hayata gecip ciftcilige baslayana kadar bagimsiz olarak farkli yerlerde gelisti Avustralya gibi evcillestirilebilir bitki turleri acisindan fakir olan izole bolgelerde yasayan toplumlar gocebeligi tam anlamiyla terk etmedi Bununla birlikte tarimin sagladigi istikrar ve verimlilik tarimi benimseyen uygarliklarda nufusun artmasini sagladi Leonardo da Vinci nin Vitruvius Adami Ronesans doneminde gorulen sanat ve bilimdeki ilerlemelerin somut bir ornegidir Tarimin kayda deger bir etkisi oldu insanlar cevreyi daha once hic gorulmemis bir duzeyde etkilemeye basladi Ihtiyac fazlasi yiyecek bir rahip ya da yonetici sinifinin ortaya cikmasina yol acti ve bunu takiben is bolumu artti Bu durum MO 4000 ila 3000 yillari arasinda Orta Dogu da dunyanin ilk uygarliklardan biri olan Sumer in kurulmasinin yolunu acti 15Eski Misir da Indus Nehri vadisinde ve Cin de baska uygarliklar da ortaya cikti Yazinin bulunusu karmasik toplumlarin ortaya cikmasini sagladi Tutulan kayitlar ve kutuphaneler insanliga birer bilgi deposu olarak hizmet etti ve kulturel bilgi aktarimini artirdi Bu sayede insanlik artik tum zamanini hayatta kalmak icin harcamak zorunda kalmiyordu Bu da ilk uzmanlik gerektiren mesleklerin ornegin zanaatkarlar tuccarlar rahipler vb ortaya cikmasini mumkun kildi Merak ve egitim bilgi ve bilgelik arayisini korukleyerek bilim ilkel bir hali dahil cesitli disiplinlerin ortaya cikmasini sagladi Bu durum da zaman zaman birbirleriyle ticaret yapan ya da toprak ve kaynaklar icin savasan daha genis ve yapisal acidan karmasik medeniyetlerin ornegin ilk imparatorluklar ortaya cikmasina neden oldu MO 500 civarinda Orta Dogu Iran Hindistan Cin ve Yunanistan da zaman zaman genisleyen kimi zaman da dususe gecen gelismis uygarliklar vardi 3 MO 221 de Cin tek bir devlet haline geldi ve kulturunu Dogu Asya ya yayarak genisledi Bu donemde Indus Vadisi Uygarligi nda vedalar olarak bilinen Hindu metinleri ortaya cikti Bati uygarliginin temelleri felsefe ve bilimdeki ilerlemeleriyle dunyanin ilk demokratik hukumeti olan Antik Yunanistan da kayda deger olcude sekillenirken hukuk hukumet ve muhendislikteki ilerlemeleriyle de Antik Roma da sekillendi Roma Imparatorlugu MS 4 yuzyilin baslarinda Imparator Konstantin tarafindan Hristiyanlastirildi ve 5 yuzyilin sonunda coktu MS 7 yuzyildan itibaren Avrupa Hristiyanlasmaya basladi ve en gec 4 yuzyildan itibaren Bati medeniyetinin sekillenmesinde Hristiyanlik kayda deger bir rol oynadi MS 610 yilinda Islam ortaya cikti ve hizla Bati Asya daki yaygin din haline geldi Abbasiler doneminde Irak in Bagdat sehrinde Beyt ul Hikme kuruldu 9 ile 13 yuzyillar arasinda Musluman alimlerin Mogollarin Bagdat i 1258 yilinda yagmalamasina kadar Bagdat ve Kahire de gelisim gostermesi dolayisiyla Beyt ul Hikme nin Islam in Altin Cagi boyunca entelektuel bir merkez oldugu dusunulur 1054 te Roma Katolik Kilisesi ile Dogu Ortodoks Kilisesi arasindaki bolunme Bati ve Dogu Avrupa arasinda belirgin kulturel farkliliklarin ortaya cikmasina sebep oldu Eugene Delacroix nin Fransiz Ihtilali ni resmettigi Halka Yol Gosteren Ozgurluk tablosu 1830 14 yuzyilda Italya da din sanat ve bilimdeki ilerlemelerle Ronesans basladi 317 319 1492 de Kristof Kolomb Amerika ya ulasti ve boylece Yeni Dunya da Avrupa kolonileri kurulmasinin yolu acildi 16 yuzyilda gerceklesen Protestan Reformu ile Katolik Kilisesinin siyasi acidan guc kaybetmesine sebep oldu Avrupa kitasi Somurge donemi olarak bilinen zaman boyunca dunyadaki diger insan topluluklari uzerinde siyasi ve kulturel hakimiyet kurdu ayrica bkz Kesifler Cagi Avrupa medeniyeti 1500 yilindan itibaren degismeye basladi ve bu degisimler bilimsel ve endustriyel devrimlere yol acti 295 299 18 yuzyilda Aydinlanma Cagi olarak bilinen kulturel akim Avrupa nin dusunce bicimini sekillendirdi ve sekulerlesmesine katkida bulundu 1789 da Fransiz Ihtilali basladi ve basariya ulasarak demokratik idealleri ve milliyetciligi Avrupa ya ve en nihayetinde dunyaya yaydi Dunyanin dort bir yanindaki uluslar 1914 ten 1918 e I Dunya Savasi ve 1939 dan 1945 e kadar II Dunya Savasi nda birbirleriyle savasti I Dunya Savasi nin ardindan kurulan Milletler Cemiyeti anlasmazliklari bariscil yollarla cozmek icin uluslararasi kurumlarin kurulmasi adina ilk adimdi Milletler Cemiyeti insanligin bugune kadar en cok kayip verdigi savas olan II Dunya Savasi ni engelleyemeyince cemiyetin yerini Birlesmis Milletler aldi II Dunya Savasi ndan sonraki dekolonizasyon doneminde bircok millet bagimsizligini ilan ederek veya bagimsizlik kazanarak yeni devletler kurdu Demokratik kapitalist Amerika Birlesik Devletleri ve sosyalist komunist Sovyetler Birligi bir sureligine dunyanin baskin super gucleri haline geldiler ve Sovyetler Birligi 1991 yilinda dagilana kadar aralarinda Soguk Savas olarak bilinen silahlarin yerine daha cok siyasi ve ekonomik araclarin kullanildigi bir rekabet mevcuttu 1992 de Maastricht Antlasmasi yla Avrupa Birligi resmi olarak kuruldu Uluslararasi ekonomik siyasi ve kulturel faaliyetlerin gelismesiyle kuresellesme artti Son olaylar Astronot Bruce McCandless II Challenger uzay mekiginin disinda 1984 1900 yilina kadar insanligin gelistirdigi teknolojilere ragmen 1900 den sonraki yillarda o zamana kadar tarihte kaydedilen gelisimin tamamindan daha fazla ilerleme goruldu Bu yuzyildaki gelismelere ucaklar roketler antibiyotikler nukleer silahlar bilgisayarlar genetik muhendisligi ve nanoteknoloji gibi arac ve teknolojiler ornek verilebilir Iletisim ve ulasim teknolojisindeki gelismelerin tesvik ettigi ekonomik kuresellesme dunyanin bircok yerinde gunluk yasami etkiledi Demokrasi kapitalizm ve cevrecilik gibi kulturel ve kurumsal modellerin etkisi artti Hastalik savas yoksulluk gibi sorunlar dunya capinda azalirken insan kaynakli iklim degisikligi cevre ve su kirliligi gibi sorunlar dunya nufusunun artmasiyla yogunlasti 1957 de Sovyetler Birligi ilk yapay uyduyu Dunya yorungesine firlatti ve kisa bir sure sonra Yuri Gagarin uzaya cikan ilk insan oldu Neil Armstrong Ay a ilk ayak basan kisi oldu Gunes Sistemi nde bilinen tum gezegenlere insansiz sondalar gonderildi ve bunlardan bazilari Voyager uzay araclari gibi Gunes Sistemi nin disina cikti On besten fazla ulkeyi temsil eden bes uzay ajansi Uluslararasi Uzay Istasyonu nu insa etmek icin birlikte calisti 2000 yilindan beri istasyon ile uzayda surekli bir insan varligi olmustur World Wide Web 1990 larda gunluk yasamin bir parcasi haline geldi ve o zamandan beri gelismis dunyada vazgecilmez bir bilgi kaynagidir Buyuk Patlama dan gunumuze yerkurenin ve doganin tarihini ozetleyen ve tarihteki kayda deger olaylarin sekil ustunde tiklanabilir baglantilarla gosterildigi bir jeolojik sarmal Her bir milyar yil Latince Gigaannum un kisaltmasi olan Ga ile kisaltilir sarmalin 90 derecelik donusu ile temsil edilmistir Son 500 milyon yillik surec ise yakin tarihimiz hakkinda daha fazla ayrinti gostermesi amaciyla genisletilmistir kaynak ve resim bilgisi Ayrica bakinizDunya nin gelecegi Yerkurenin uzun vadede tahmini jeolojik ve biyolojik degisiklikleri Kuresel felaket riski Dunya capinda gerceklesmesi halinde zarar verebilecek olaylar Kozmik Takvim Evrenin kronolojisini gorsellestirmeye yarayan bir yontem Yasamin evrimsel tarihi Canlilarin yerkure uzerinde evrimlestigi surecler Yasamin evrimsel tarihi kronolojisi Yasamin gelisimi sirasindaki kayda deger olaylarNotlar Pluton un uydusu Charon daha buyuktur ancak Pluton bir cuce gezegen olarak tanimlanir Dunya nin soluk mavi nokta fotografina ithafen KaynakcaOzel a b c d e f Stanley 2005 a b c d Gradstein Ogg amp Smith 2004 a b c d e Stratigraphic Chart 2022 PDF Uluslararasi Stratigrafi Komisyonu Subat 2022 2 Nisan 2022 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 22 Nisan 2022 Righter K Schonbachler M 7 Mayis 2018 Ag Isotopic Evolution of the Mantle During Accretion New Constraints from Pd and Ag Metal Silicate Partitioning Differentiation Building the Internal Architecture of Planets Cilt 2084 s 4034 Bibcode 2018LPICo2084 4034R 6 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Ekim 2020 Valley John W Peck William H King Elizabeth M Wild Simon A 2002 Geology ss 351 354 doi 10 1130 0091 7613 2002 030 lt 0351 ACEE gt 2 0 CO 2 12 Temmuz 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 27 Mart 2023 The Archean Eon and the Hadean ucmp berkeley edu 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Taylor G Jeffrey Solar System Exploration NASA 8 Mart 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Archean Eon Atmosphere Timeline and Facts Britannica www britannica com Ingilizce 9 Ocak 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 a b c The Proterozoic Era ucmp berkeley edu 16 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 a b SNOWBALL EARTH www snowballearth org 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 GEOL 102 The Proterozoic Eon II Rodinia and Pannotia www geol umd edu 18 Agustos 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Scotese Christopher R 2009 Late Proterozoic plate tectonics and palaeogeography a tale of two supercontinents Rodinia and Pannotia Geological Society London Special Publications 326 1 67 83 doi 10 1144 sp326 4 ISSN 0305 8719 Parry L amp Pisani D 2016 R Kliman Ed The Cambrian Explosion A Molecular Paleobiological Overview Encyclopedia of Evolutionary Biology Amsterdam Elsevier ss 246 253 doi 10 1016 B978 0 12 800049 6 00271 7 27 Mart 2023 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 27 Mart 2023 Phanerozoic Eon geochronology Britannica www britannica com Ingilizce 17 Mart 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Climate change observed impacts on planet Earth T M Letcher 1 bas Amsterdam Elsevier 2009 ISBN 978 0 444 53301 2 OCLC 424572006 Ancient supercontinents and the paleogeography of earth Lauri J Pesonen Lauri J Pesonen Johanna Salminen Sten Ake Elming David A D Evans Toni Veikkolainen Amsterdam Netherlands 2021 ISBN 978 0 12 818534 6 OCLC 1273969504 a b c d e f Gradstein Ogg amp van Kranendonk 2008 The solar system 3rd ed Therese Encrenaz Therese Encrenaz Berlin Springer 2004 s 89 ISBN 3 540 00241 3 OCLC 52860168 Matson John 7 Temmuz 2010 Scientific American 13 Temmuz 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi erisim tarihi 13 Nisan 2012 a b P Goldreich 1973 The Formation of Planetesimals Astrophysical Journal 183 1051 1062 doi 10 1086 152291 a b Newman William L 1997 U S Geological Survey 23 Aralik 2005 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 10 Ocak 2006 Stassen Chris 10 Eylul 2005 TalkOrigins Archive 20 Agustos 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi erisim tarihi 30 Aralik 2008 Dalrymple G Brent 2001 The age of the Earth in the twentieth century a problem mostly solved Special Publications Geological Society of London 190 1 205 221 Bibcode 2001GSLSP 190 205D doi 10 1144 GSL SP 2001 190 01 14 Manhesa Gerard Allegre Claude J Duprea Bernard Hamelin Bruno 1980 Lead isotope study of basic ultrabasic layered complexes Speculations about the age of the earth and primitive mantle characteristics 47 3 370 382 Bibcode 1980E amp PSL 47 370M doi 10 1016 0012 821X 80 90024 2 Yin Qingzhu Jacobsen S B Yamashita K Blichert Toft J Telouk P Albarede F 2002 A short timescale for terrestrial planet formation from Hf W chronometry of meteorites Nature 418 6901 ss 949 952 Bibcode 2002Natur 418 949Y doi 10 1038 nature00995 PMID 12198540 Kokubo Eiichiro Ida Shigeru 2002 Formation of protoplanet systems and diversity of planetary systems The Astrophysical Journal 581 1 ss 666 680 Bibcode 2002ApJ 581 666K doi 10 1086 344105 Charles Frankel 1996 Volcanoes of the Solar System Cambridge University Press ss 7 8 ISBN 978 0 521 47770 3 van Hunen 2007 Plate tectonics on the early Earth Limitations imposed by strength and buoyancy of subducted lithosphere 103 1 2 217 235 doi 10 1016 j lithos 2007 09 016 J A Jacobs 1953 The Earth s inner core Nature 172 4372 297 298 doi 10 1038 172297a0 a b c Wilde S A Valley J W Peck W H amp Graham C M 2001 PDF Nature 409 6817 ss 175 178 Bibcode 2001Natur 409 175W doi 10 1038 35051550 PMID 11196637 1 Eylul 2006 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi erisim tarihi 25 Mayis 2013 Lindsey Rebecca David Morrison Robert Simmon 1 Mart 2006 Earth Observatory NASA 12 Mayis 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi erisim tarihi 18 Nisan 2012 Cavosie A J Valley J W Wilde S A Edinburgh Ion Microprobe Facility E I M F 2005 Magmatic d18O in 4400 3900 Ma detrital zircons A record of the alteration and recycling of crust in the Early Archean Earth and Planetary Science Letters 235 3 4 ss 663 681 Bibcode 2005E amp PSL 235 663C doi 10 1016 j epsl 2005 04 028 Belbruno E Gott J Richard III 2005 Where Did The Moon Come From The Astronomical Journal 129 3 ss 1724 1745 arXiv astro ph 0405372 2 Bibcode 2005AJ 129 1724B doi 10 1016 j epsl 2005 04 028 Munker Carsten Jorg A Pfander Stefan Weyer Anette Buchl Thorsten Kleine Klaus Mezger 4 Temmuz 2003 Science 301 5629 ss 84 87 Bibcode 2003Sci 301 84M doi 10 1126 science 1084662 PMID 12843390 2 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi erisim tarihi 13 Nisan 2012 Nield Ted 2009 PDF Geoscientist Geological Society of London 18 9 s 8 5 Haziran 2011 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi erisim tarihi 18 Nisan 2012 Britt Robert Roy 24 Temmuz 2002 20 Aralik 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi erisim tarihi 9 Subat 2012 Green Jack 2011 International Journal of Molecular Sciences 12 9 ss 6051 6076 doi 10 3390 ijms12096051 PMC 3189768 2 PMID 22016644 5 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi Taylor Thomas N Edith L Taylor Michael Krings 2006 Paleobotany the biology and evolution of fossil plants Academic Press s 49 ISBN 978 0 12 373972 8 Steenhuysen Julie 21 Mayis 2009 Reuters com 2 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan arsivlendi erisim tarihi 21 Mayis 2009 The Planetary Society 18 Subat 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 6 Nisan 2010 Solar System Exploration National Aeronautics and Space Administration 16 Aralik 2002 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 19 Nisan 2012 Kleine T Palme H Mezger K 2005 Hf W Chronometry of Lunar Metals and the Age and Early Differentiation of the Moon Science 310 5754 ss 1671 1674 Bibcode 2005Sci 310 1671K doi 10 1126 science 1118842 PMID 16308422 a b 2006 The Origin of the Earth What s New Elements 2 4 205 210 doi 10 2113 gselements 2 4 205 2008 A young Moon forming giant impact at 70 110 million years accompanied by late stage mixing core formation and degassing of the Earth Philosophical Transactions of the Royal Society A 366 1883 4163 4181 Bibcode 2008RSPTA 366 4163H 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde doi 10 1098 rsta 2008 0209 PMID 18826916 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde 25704564 Williams David R 2004 Earth Fact Sheet 8 Mayis 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde NASA 9 Agustos 2010 tarihinde alinmistir a b High Energy Astrophysics Science Archive Research Center HEASARC StarChild Question of the Month for October 2001 29 Temmuz 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Goddard Uzay Ucus Merkezi Retrieved 20 April 2012 Canup R M Asphaug E 2001 Origin of the Moon in a giant impact near the end of the Earth s formation Nature 412 6848 708 712 Bibcode 2001Natur 412 708C 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde doi 10 1038 35089010 PMID 11507633 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde 4413525 Liu Lin Gun 1992 Chemical composition of the Earth after the giant impact Earth Moon and Planets 57 2 85 97 Bibcode 1992EM amp P 57 85L 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde doi 10 1007 BF00119610 120661593 Newsom Horton E Taylor Stuart Ross 1989 Geochemical implications of the formation of the Moon by a single giant impact Nature 338 6210 29 34 Bibcode 1989Natur 338 29N 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde doi 10 1038 338029a0 4305975 Taylor G Jeffrey April 26 2004 NASA Archived from the original on October 31 2004 Retrieved 2006 03 27 Taylor 2006 at the NASA website a b Davies Geoffrey F 2011 Mantle convection for geologists Cambridge Cambridge University Press doi 10 1017 CBO9780511973413 ISBN 978 0 521 19800 4 Cattermole Peter Moore Patrick 1985 The story of the earth Cambridge Cambridge University Press ISBN 978 0 521 26292 7 Bleeker W B W Davis May 2004 What is a craton Spring meeting American Geophysical Union Bibcode 2004AGUSM T41C 01B 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde T41C 01 a b c d e f Lunine 1999 a b Condie Kent C 1997 Plate tectonics and crustal evolution 4th ed Oxford Butterworth Heinemann ISBN 978 0 7506 3386 4 Kasting James F 1993 Earth s early atmosphere Science 259 5097 920 926 Bibcode 1993Sci 259 920K 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde doi 10 1126 science 11536547 PMID 11536547 9 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde 21134564 a b c Gale Joseph 2009 Astrobiology of Earth the emergence evolution and future of life on a planet in turmoil Oxford Oxford University Press ISBN 978 0 19 920580 6 Trail Dustin Elsila Jamie Mller Ulrich Lyons Timothy Rogers Karyn 2022 02 04 Rethinking the Search for the Origins of Life Eos American Geophysical Union AGU 103 doi 10 1029 2022eo220065 ISSN 2324 9250 246620824 NASA Astrobiology 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde Astrobiology 2017 06 05 Retrieved 2022 09 13 Trainer Melissa G Pavlov Alexander A DeWitt H Langley Jimenez Jose L McKay Christopher P Toon Owen B Tolbert Margaret A 2006 11 28 Organic haze on Titan and the early Earth 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde Proceedings of the National Academy of Sciences 103 48 18035 18042 doi 10 1073 pnas 0608561103 ISSN 0027 8424 PMC 1838702 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde PMID 17101962 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b c d Kasting James F Catling David 2003 Evolution of a habitable planet Annual Review of Astronomy and Astrophysics 41 1 429 463 Bibcode 2003ARA amp A 41 429K 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde doi 10 1146 annurev astro 41 071601 170049 Kasting James F Howard M Tazewell September 7 2006 Philosophical Transactions of the Royal Society B 361 1474 1733 1742 doi 10 1098 rstb 2006 1902 PMC 1664689 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde PMID 17008214 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde Archived from the original 19 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde on April 19 2012 Selsis Franck 2005 Chapter 11 The Prebiotic Atmosphere of the Earth Astrobiology Future perspectives Astrophysics and space science library Vol 305 pp 267 286 doi 10 1007 1 4020 2305 7 11 ISBN 978 1 4020 2304 0 Morbidelli A Chambers J Lunine Jonathan I Petit J M Robert F Valsecchi G B Cyr K E 2000 Source regions and timescales for the delivery of water to the Earth Meteoritics amp Planetary Science 35 6 1309 1320 Bibcode 2000M amp PS 35 1309M 11 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde doi 10 1111 j 1945 5100 2000 tb01518 x The Sun s Evolution Weinberg College of Arts amp Sciences Northwestern University 5 Agustos 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Ekim 2022 Sagan Carl Mullen George 1972 Earth and Mars Evolution of Atmospheres and Surface Temperatures Science 177 4043 52 56 Bibcode 1972Sci 177 52S 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde doi 10 1126 science 177 4043 52 PMID 17756316 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde 12566286 Kump Lee R 2010 The earth system James F Kasting Robert G Crane 3rd ed San Francisco Prentice Hall ISBN 978 0 321 59779 3 OCLC 268789401 Szathmary E 2005 In search of the simplest cell Nature 433 7025 469 470 Bibcode 2005Natur 433 469S 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde doi 10 1038 433469a PMID 15690023 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde S2CID 4360797 Luisi P L Ferri F amp Stano P 2006 Approaches to semi synthetic minimal cells a review Naturwissenschaften 93 1 1 13 Bibcode 2006NW 93 1L 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde doi 10 1007 s00114 005 0056 z PMID 16292523 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde 16567006 A Lazcano J L Bada 2004 The 1953 Stanley L Miller Experiment Fifty Years of Prebiotic Organic Chemistry Origins of Life and Evolution of Biospheres 33 3 235 242 Bibcode 2003OLEB 33 235L 5 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde doi 10 1023 A 1024807125069 PMID 14515862 7 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde 19515024 2010 05 17 A Conversation With Jeffrey L Bada A Marine Chemist Studies How Life Began 18 Ocak 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde The New York Times Moskowitz Clara 29 March 2012 Life s Building Blocks May Have Formed in Dust Around Young Sun 14 Agustos 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Retrieved 30 March 2012 Pereto J 2005 Int Microbiol 8 1 23 31 PMID 15906258 8 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde Robinson Nicholas P Bell Stephen D 4 Temmuz 2005 Origins of DNA replication in the three domains of life Origins of DNA replication FEBS Journal Ingilizce 272 15 3757 3766 doi 10 1111 j 1742 4658 2005 04768 x O Donnell M Langston L Stillman B 1 Temmuz 2013 Principles and Concepts of DNA Replication in Bacteria Archaea and Eukarya Cold Spring Harbor Perspectives in Biology Ingilizce 5 7 a010108 a010108 doi 10 1101 cshperspect a010108 ISSN 1943 0264 PMC 3685895 2 PMID 23818497 KB1 bakim PMC bicimi link Joyce Gerald F 2002 The antiquity of RNA based evolution Nature Ingilizce 418 6894 214 221 doi 10 1038 418214a ISSN 0028 0836 7 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Hoenigsberg Hugo 30 Aralik 2003 Evolution without speciation but with selection LUCA the Last Universal Common Ancestor in Gilbert s RNA world Genetics and molecular research GMR 2 4 366 375 ISSN 1676 5680 PMID 15011140 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Forterre Patrick 2005 The two ages of the RNA world and the transition to the DNA world a story of viruses and cells Biochimie 87 9 10 793 803 doi 10 1016 j biochi 2005 03 015 ISSN 0300 9084 PMID 16164990 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Tr Cech 11 Agustos 2000 Structural biology The ribosome is a ribozyme Science New York N Y Ingilizce 289 5481 doi 10 1126 science 289 5481 878 ISSN 0036 8075 PMID 10960319 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Johnston Wendy K Unrau Peter J Lawrence Michael S Glasner Margaret E Bartel David P 1 Mayis 2001 RNA Catalyzed RNA Polymerization Accurate and General RNA Templated Primer Extension Science 292 1319 1325 doi 10 1126 science 1060786 ISSN 0036 8075 22 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Levy Matthew Miller Stanley L 7 Temmuz 1998 The stability of the RNA bases Implications for the origin of life Proceedings of the National Academy of Sciences Ingilizce 95 14 7933 7938 doi 10 1073 pnas 95 14 7933 ISSN 0027 8424 PMC 20907 2 PMID 9653118 1 Ocak 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Ocak 2023 KB1 bakim PMC bicimi link R Larralde Mp Robertson Sl Miller 29 Agustos 1995 Rates of decomposition of ribose and other sugars implications for chemical evolution Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America Ingilizce 92 18 doi 10 1073 pnas 92 18 8158 ISSN 0027 8424 PMID 7667262 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 T Lindahl 22 Nisan 1993 Instability and decay of the primary structure of DNA Nature Ingilizce 362 6422 doi 10 1038 362709a0 ISSN 0028 0836 PMID 8469282 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Orgel Leslie 17 Kasim 2000 A Simpler Nucleic Acid Science Ingilizce 290 5495 1306 1307 doi 10 1126 science 290 5495 1306 ISSN 0036 8075 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Nelson Kevin E Levy Matthew Miller Stanley L 1 Nisan 2000 Peptide nucleic acids rather than RNA may have been the first genetic molecule Proceedings of the National Academy of Science 97 3868 3871 doi 10 1073 pnas 97 8 3868 ISSN 0027 8424 22 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 a b Dawkins Richard 1986 The blind watchmaker First American edition Liz Pyle New York ISBN 0 393 02216 1 OCLC 11842129 Davies Paul 1 Ekim 2005 A quantum recipe for life Nature 437 819 doi 10 1038 437819a ISSN 0028 0836 22 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Allen J F Raven J A Martin William Russell Michael J 29 Ocak 2003 On the origins of cells a hypothesis for the evolutionary transitions from abiotic geochemistry to chemoautotrophic prokaryotes and from prokaryotes to nucleated cells Philosophical Transactions of the Royal Society of London Series B Biological Sciences 358 1429 59 85 doi 10 1098 rstb 2002 1183 PMC 1693102 2 PMID 12594918 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 KB1 bakim PMC bicimi link Kauffman Stuart A 1993 The origins of order self organization and selection in evolution New York Oxford University Press ISBN 0 19 505811 9 OCLC 23253930 4 Haziran 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Wachtershauser Gunter 25 Agustos 2000 Life as We Don t Know It Science Ingilizce 289 5483 1307 1308 doi 10 1126 science 289 5483 1307 ISSN 0036 8075 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Vasas Vera Szathmary Eors Santos Mauro 1 Ocak 2010 Lack of evolvability in self sustaining autocatalytic networks constraints metabolism first scenarios for the origin of life Proceedings of the National Academy of Science 107 1470 1475 doi 10 1073 pnas 0912628107 ISSN 0027 8424 13 Agustos 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Jt Trevors R Psenner 2001 From self assembly of life to present day bacteria a possible role for nanocells FEMS microbiology reviews Ingilizce 25 5 doi 10 1111 j 1574 6976 2001 tb00592 x ISSN 0168 6445 PMID 11742692 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Segre Daniel Ben Eli Dafna Deamer David W Lancet Doron 1 Subat 2001 The Lipid World Origins of Life and Evolution of the Biosphere 31 119 145 doi 10 1023 A 1006746807104 ISSN 0169 6149 17 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Aron Raymond 5 Temmuz 2017 An Approach Sc a Blueprint for a Primitive Organism Waddington C H Ed The Origin of Life Toward a Theoretical Biology 1 Ingilizce Routledge ss 57 66 doi 10 4324 9781315133638 ISBN 978 1 315 13363 8 Ferris J P 1999 Prebiotic synthesis on minerals bridging the prebiotic and RNA worlds The Biological Bulletin 196 3 311 314 doi 10 2307 1542957 ISSN 0006 3185 PMID 10390828 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Hanczyc Martin M Fujikawa Shelly M Szostak Jack W 1 Ekim 2003 Experimental Models of Primitive Cellular Compartments Encapsulation Growth and Division Science 302 618 622 doi 10 1126 science 1089904 ISSN 0036 8075 2 Mayis 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Hartman Hyman 1 Ekim 1998 Photosynthesis and the Origin of Life Origins of Life and Evolution of the Biosphere 28 515 521 doi 10 1023 A 1006548904157 ISSN 0169 6149 14 Nisan 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 a b Penny D Poole A 1999 The nature of the last universal common ancestor Current Opinion in Genetics amp Development 9 6 672 677 doi 10 1016 s0959 437x 99 00020 9 ISSN 0959 437X PMID 10607605 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Munster Universitesi 2003 Archived from the original on 2006 04 26 Retrieved 2006 03 28 Schopf J William Kudryavtsev Anatoliy B Czaja Andrew D Tripathi Abhishek B 1 Ekim 2007 Evidence of Archean life Stromatolites and microfossils Precambrian Research 158 141 155 doi 10 1016 j precamres 2007 04 009 20 Eylul 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Schopf J William 29 Haziran 2006 Fossil evidence of Archaean life Philosophical Transactions of the Royal Society of London Series B Biological Sciences 361 1470 869 885 doi 10 1098 rstb 2006 1834 ISSN 0962 8436 PMC 1578735 2 PMID 16754604 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Raven Peter H 2002 Biology 6th ed George B Johnson Boston McGraw Hill s 68 ISBN 0 07 303120 8 OCLC 45806501 23 Mayis 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Lunar and Planetary Institute 7 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 2 Eylul 2022 Proterozoic Eon Oxygen Crisis Animals amp Facts Britannica www britannica com Ingilizce 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Ediacaran Period Definition Biota and Facts Britannica www britannica com Ingilizce 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 a b Condie Kent C 2011 Earth as an Evolving Planetary System 2nd ed Burlington Elsevier Science ISBN 978 0 12 385228 1 OCLC 746746879 a b Leslie Mitch 6 Mart 2009 Origins On the origin of photosynthesis Science New York N Y 323 5919 1286 1287 doi 10 1126 science 323 5919 1286 ISSN 1095 9203 PMID 19264999 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Nisbet E G Sleep N H 1 Subat 2001 The habitat and nature of early life Nature 409 1083 1091 doi 10 1038 35059210 ISSN 0028 0836 26 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 a b Marais D D 2000 When Did Photosynthesis Emerge on Earth Science doi 10 1126 SCIENCE 289 5485 1703 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 a b Jm Olson 2006 Photosynthesis in the Archean era Photosynthesis research Ingilizce 88 2 doi 10 1007 s11120 006 9040 5 ISSN 0166 8595 PMID 16453059 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 a b Holland Heinrich D 29 Haziran 2006 The oxygenation of the atmosphere and oceans Philosophical Transactions of the Royal Society B Biological Sciences Ingilizce 361 1470 903 915 doi 10 1098 rstb 2006 1838 ISSN 0962 8436 PMC 1578726 2 PMID 16754606 25 Aralik 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Nisan 2023 KB1 bakim PMC bicimi link Borenstein Seth 2013 Oldest fossil found Meet your microbial mom Yonkers NY Associated Press 29 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde Oldest signs of life on Earth found www telegraph co uk 16 Aralik 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Noffke Nora Christian Daniel Wacey David Hazen Robert M 1 Aralik 2013 Microbially Induced Sedimentary Structures Recording an Ancient Ecosystem in theca 3 48 Billion Year Old Dresser Formation Pilbara Western Australia Astrobiology 13 1103 1124 doi 10 1089 ast 2013 1030 ISSN 1531 1074 25 Mart 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Ohtomo Yoko Kakegawa Takeshi Ishida Akizumi Nagase Toshiro Rosing Minik T 1 Ocak 2014 Evidence for biogenic graphite in early Archaean Isua metasedimentary rocks Nature Geoscience 7 25 28 doi 10 1038 ngeo2025 25 Mart 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Borenstein Seth 2015 Yonkers NY Associated Press Bell Elizabeth A Boehnke Patrick Harrison T Mark Mao Wendy L 1 Kasim 2015 Potentially biogenic carbon preserved in a 4 1 billion year old zircon Proceedings of the National Academy of Science 112 14518 14521 doi 10 1073 pnas 1517557112 ISSN 0027 8424 25 Mart 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 a b 1999 Dust to Life New York Vintage Books ISBN 978 0 375 70261 7 a b Chaisson Eric J 2005 Cosmic Evolution Archived from the original on July 14 2007 Retrieved 2006 03 29 Snowball Earth 2009 snowballearth org 23 Nisan 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde What caused the snowball earths snowballearth org 2009 29 Ekim 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde Allaby Michael ed 2013 Snowball Earth Oxford Dictionary of Geology amp Earth Sciences 4th ed Oxford University Press p 539 ISBN 978 0 19 965306 5 Bjornerud Marcia 2005 Reading the Rocks The Autobiography of the Earth Westview Press ss 131 138 ISBN 978 0 8133 4249 8 www britannica com Ingilizce 5 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Nisan 2023 Woese Carl Gogarten J Peter 1999 When did eukaryotic cells evolve What do we know about how they evolved from earlier life forms Scientific American 15 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Cooper Geoffrey M 2000 The Origin and Evolution of Cells The Cell A Molecular Approach 2nd Edition 21 Nisan 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde Bengtson Stefan Rasmussen Birger Ivarsson Magnus Muhling Janet Broman Curt Marone Federica Stampanoni Marco Bekker Andrey 24 Nisan 2017 Fungus like mycelial fossils in 2 4 billion year old vesicular basalt Nature Ecology amp Evolution Ingilizce 1 6 1 6 doi 10 1038 s41559 017 0141 ISSN 2397 334X 2 Haziran 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Nisan 2023 Andersson Siv G E Zomorodipour Alireza Andersson Jan O Sicheritz Ponten Thomas Alsmark U Cecilia M Podowski Raf M Naslund A Kristina Eriksson Ann Sofie Winkler Herbert H Kurland Charles G 1998 The genome sequence of Rickettsia prowazekii and the origin of mitochondria Nature Ingilizce 396 6707 133 140 doi 10 1038 24094 ISSN 1476 4687 22 Aralik 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Nisan 2023 Ingilizce 27 Agustos 2021 17 Aralik 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Nisan 2023 Bergsland K J Haselkorn R 1991 Evolutionary relationships among eubacteria cyanobacteria and chloroplasts evidence from the rpoC1 gene of Anabaena sp strain PCC 7120 Journal of Bacteriology Ingilizce 173 11 3446 3455 doi 10 1128 jb 173 11 3446 3455 1991 ISSN 0021 9193 PMC 207958 2 PMID 1904436 26 Nisan 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Nisan 2023 KB1 bakim PMC bicimi link a b c d e f g h i j k l m Dawkins 2004 Takemura Masaharu 1 Mayis 2001 Poxviruses and the Origin of the Eukaryotic Nucleus Journal of Molecular Evolution 52 419 425 doi 10 1007 s002390010171 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Livingstone Bell Philip John 1 Eylul 2001 Viral Eukaryogenesis Was the Ancestor of the Nucleus a Complex DNA Virus Journal of Molecular Evolution 53 251 256 doi 10 1007 s002390010215 28 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Gabaldon Toni Snel Berend van Zimmeren Frank Hemrika Wieger Tabak Henk Huynen Martijn A 23 Mart 2006 Origin and evolution of the peroxisomal proteome Biology Direct 1 8 doi 10 1186 1745 6150 1 8 ISSN 1745 6150 PMC 1472686 2 PMID 16556314 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Hanson Richard E Crowley James L Bowring Samuel A Ramezani Jahandar Gose Wulf A Dalziel Ian W D Pancake James A Seidel Emily K Blenkinsop Thomas G Mukwakwami Joshua 21 Mayis 2004 Coeval large scale magmatism in the Kalahari and Laurentian cratons during Rodinia assembly Science New York N Y 304 5674 1126 1129 doi 10 1126 science 1096329 ISSN 1095 9203 PMID 15105458 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Li Z X Bogdanova S V Collins A S Davidson A De Waele B Ernst R E Fitzsimons I C W Fuck R A Gladkochub D P Jacobs J Karlstrom K E 1 Ocak 2008 Assembly configuration and break up history of Rodinia A synthesis Precambrian Research 160 179 210 doi 10 1016 j precamres 2007 04 021 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Chaisson Eric J 2005 Cosmic Evolution Archived from the original on July 14 2007 Retrieved 2006 03 31 Bhattacharya D Medlin a L 1998 Algal Phylogeny and the Origin of Land Plants Plant Physiology Ingilizce 116 1 9 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Sperling Erik A Stockey Richard G 1 Ekim 2018 The Temporal and Environmental Context of Early Animal Evolution Considering All the Ingredients of an Explosion Integrative and Comparative Biology 58 4 605 622 doi 10 1093 icb icy088 ISSN 1540 7063 PMID 30295813 Traxler Matthew F Rozen Daniel E 1 Haziran 2022 Ecological drivers of division of labour in Streptomyces Current Opinion in Microbiology Ingilizce 67 102148 doi 10 1016 j mib 2022 102148 ISSN 1369 5274 PMID 35468363 2 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Ekim 2022 a b c d Kearey Philip Keith A Klepeis Frederick J Vine 2009 Global tectonics 3rd ed Oxford Wiley Blackwell ISBN 978 1 4051 0777 8 Torsvik Trond H 30 Mayis 2003 The Rodinia Jigsaw Puzzle Science Ingilizce 300 5624 1379 1381 doi 10 1126 science 1083469 ISSN 0036 8075 14 Mart 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Nisan 2023 Zhao Guochun Cawood Peter A Wilde Simon A Sun Min 1 Kasim 2002 Review of global 2 1 1 8 Ga orogens implications for a pre Rodinia supercontinent Earth Science Reviews Ingilizce 59 1 125 162 doi 10 1016 S0012 8252 02 00073 9 ISSN 0012 8252 7 Kasim 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Nisan 2023 Zhao Guochun Sun Min Wilde Simon A Li Sanzhong 1 Eylul 2004 A Paleo Mesoproterozoic supercontinent assembly growth and breakup Earth Science Reviews Ingilizce 67 1 91 123 doi 10 1016 j earscirev 2004 02 003 ISSN 0012 8252 7 Kasim 2018 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Nisan 2023 McElhinny Michael W Phillip L McFadden 2000 Paleomagnetism continents and oceans 2nd ed San Diego Academic Press ISBN 978 0 12 483355 5 Dalziel Ian W D 1995 Earth before Pangea Scientific American 272 1 58 63 doi 10 1038 scientificamerican0195 58 ISSN 0036 8733 17 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Nisan 2023 ScienceDaily Ingilizce 6 Mart 2010 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Nisan 2023 Snowball Earth Hypothesis Challenged 19 Ekim 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Eylul 2012 a b Hoffman Paul F Kaufman Alan J Halverson Galen P Schrag Daniel P 28 Agustos 1998 A Neoproterozoic Snowball Earth Science Ingilizce 281 5381 1342 1346 doi 10 1126 science 281 5381 1342 ISSN 0036 8075 4 Nisan 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Nisan 2023 Carbon Cycle and the Earth s Climate www columbia edu 23 Haziran 2003 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Temmuz 2022 Rodinia an overview ScienceDirect Topics www sciencedirect com 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Temmuz 2022 Two Explosive Evolutionary Events Shaped Early History Of Multicellular Life Science Daily 3 Ocak 2008 7 Temmuz 2017 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Nisan 2012 Xiao Shuhai Laflamme Marc 2009 On the eve of animal radiation phylogeny ecology and evolution of the Ediacara biota Trends in Ecology amp Evolution 24 1 31 40 doi 10 1016 j tree 2008 07 015 ISSN 0169 5347 McArthur J M Howarth R J Shields G A Zhou Y 2020 Strontium Isotope Stratigraphy Geologic Time Scale 2020 Ingilizce Elsevier ss 211 238 doi 10 1016 B978 0 12 824360 2 00007 3 ISBN 9780128243602 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 15 Temmuz 2022 Patwardhan A M 2010 The Dynamic Earth System New Delhi PHI Learning Private Limited s 146 ISBN 978 81 203 4052 7 Pangea Definition Map History amp Facts Britannica www britannica com Ingilizce 12 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Temmuz 2022 www bbc co uk 1 Aralik 2002 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Nisan 2023 K T extinction Overview amp Facts Britannica www britannica com Ingilizce 24 Agustos 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Temmuz 2022 The Cenozoic Era University of California Museum of Paleontology June 2011 10 Ocak 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Ocak 2016 GEOL 104 The Cretaceous Paleogene Extinction All Good Things www geol umd edu 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Temmuz 2022 UCMP Glossary 4 Subat 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 12 Mart 2006 Haq Bilal U Schutter Stephen R 3 Ekim 2008 A Chronology of Paleozoic Sea Level Changes Science Ingilizce 322 5898 64 68 doi 10 1126 science 1161648 ISSN 0036 8075 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 The Paleozoic Era Diversification of Plant and Animal Life John P Rafferty Britannica Educational Publishing Chicago Britannica Educational Pub 2011 ISBN 978 1 61530 196 6 OCLC 630537569 a b BBC Archived from the original on 2006 02 21 Retrieved 2006 05 22 Murphy Dennis C 20 Mayis 2006 The paleocontinent Euramerica Devonian Times 19 Ekim 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Nisan 2012 1997 Stratigraphic record of the early Mesozoic breakup of Pangea in the Laurasia Gondwana rift system Annual Review of Earth and Planetary Sciences 25 1 337 401 ISO 690 9 Ekim 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde Rogers John J W 1 Ocak 1996 A History of Continents in the past Three Billion Years The Journal of Geology 104 1 91 107 doi 10 1086 629803 ISSN 0022 1376 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Welcome to CK 12 Foundation CK 12 Foundation www ck12 org 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Temmuz 2022 placoderm fossil fish Britannica www britannica com Ingilizce 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Temmuz 2022 Runkel Anthony C Mackey Tyler J Cowan Clinton A Fox David L 1 November 2010 Tropical shoreline ice in the late Cambrian Implications for Earth s climate between the Cambrian Explosion and the Great Ordovician Biodiversification Event GSA Today 4 10 doi 10 1130 GSATG84A 1 Palmer Allison R 1984 The biomere problem Evolution of an idea Journal of Paleontology 58 3 599 611 Wignall P B 1997 Mass extinctions and their aftermath Repr ed Oxford u a Oxford Univ Press ISBN 978 0 19 854916 1 Battistuzzi Fabia U Feijao Andreia Hedges S Blair 2004 A genomic timescale of prokaryote evolution insights into the origin of methanogenesis phototrophy and the colonization of land BMC Evolutionary Biology Cilt 4 s 44 doi 10 1186 1471 2148 4 44 PMC 533871 2 PMID 15535883 Pisani Davide Poling Laura L Lyons Weiler Maureen Hedges S Blair 19 Ocak 2004 The colonization of land by animals molecular phylogeny and divergence times among arthropods BMC Biology 2 1 1 doi 10 1186 1741 7007 2 1 ISSN 1741 7007 PMC 333434 2 PMID 14731304 KB1 bakim PMC bicimi link Lieberman Bruce S 2003 Taking the pulse of the cambrian radiation Integrative and Comparative Biology 43 1 229 237 doi 10 1093 icb 43 1 229 ISSN 1540 7063 PMID 21680426 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 The Mass Extinctions The Late Cambrian Extinction 2000 BBC 7 Nisan 2000 tarihinde Wayback Machine sitesinde Landing E Bowring S A Davidek K L Rushton A W A Fortey R A Wimbledon W a P 2000 Cambrian Ordovician boundary age and duration of the lowest Ordovician Tremadoc Series based on U Pb zircon dates from Avalonian Wales Geological Magazine Ingilizce 137 5 485 494 doi 10 1017 S0016756800004507 ISSN 1469 5081 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 a b Fortey Richard A 1998 Life a natural history of the first four billion years of life on earth 1st American ed New York Alfred A Knopf ISBN 0 375 40119 9 OCLC 38002657 20 Mayis 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Heckman Daniel S Geiser David M Eidell Brooke R Stauffer Rebecca L Kardos Natalie L Hedges S Blair 10 Agustos 2001 Molecular Evidence for the Early Colonization of Land by Fungi and Plants Science Ingilizce 293 5532 1129 1133 doi 10 1126 science 1061457 ISSN 0036 8075 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Johnson E W Briggs D E G Suthren R J Wright J L Tunnicliff S P 1994 Non marine arthropod traces from the subaerial Ordovician Borrowdale Volcanic Group English Lake District Geological Magazine Ingilizce 131 3 395 406 doi 10 1017 S0016756800011146 ISSN 1469 5081 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 MacNaughton Robert B Cole Jennifer M Dalrymple Robert W Braddy Simon J Briggs Derek E G Lukie Terrence D 1 Mayis 2002 First steps on land Arthropod trackways in Cambrian Ordovician eolian sandstone southeastern Ontario Canada Geology 30 391 doi 10 1130 0091 7613 2002 030 lt 0391 FSOLAT gt 2 0 CO 2 27 Eylul 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 a b Clack Jennifer A 1 Aralik 2005 Getting a Leg Up on Land Scientific American 293 100 7 doi 10 1038 scientificamerican1205 100 ISSN 0036 8733 10 Haziran 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 McGhee George R 1996 The Late Devonian mass extinction the Frasnian Famennian crisis New York Columbia University Press ISBN 0 231 07504 9 OCLC 33010274 Willis K J 2002 The evolution of plants J C McElwain New York Oxford University Press ISBN 0 19 850065 3 OCLC 49520001 Plant Evolution sci waikato ac nz Ingilizce 28 Eylul 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Romer Alfred S 1957 Origin of the Amniote Egg The Scientific Monthly 85 2 57 63 ISSN 0096 3771 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Starck J Matthias Stewart James R Blackburn Daniel G 2021 Phylogeny and evolutionary history of the amniote egg Journal of Morphology Ingilizce 282 7 1080 1122 doi 10 1002 jmor 21380 ISSN 0362 2525 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Buchholz Daniel R Singamsetty Srikanth Karadge Uma Williamson Sean Langer Carrie E Elinson Richard P 2007 Nutritional endoderm in a direct developing frog A potential parallel to the evolution of the amniote egg Developmental Dynamics Ingilizce 236 5 1259 1272 doi 10 1002 dvdy 21153 Marjanovic David Laurin Michel 1 Haziran 2007 Fossils Molecules Divergence Times and the Origin of Lissamphibians Systematic Biology 56 3 369 388 doi 10 1080 10635150701397635 ISSN 1076 836X Wright Jo 1999 Episode 1 BBC Archived from the original on 2005 12 12 BBC Archived from the original on 2006 08 13 Retrieved 2006 04 09 Archaeopteryx ucmp berkeley edu 3 Subat 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Angiosperms tolweb org 2 Subat 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Cascales Minana Borja Cleal Christopher J 2014 The plant fossil record reflects just two great extinction events Terra Nova Ingilizce 26 3 195 200 doi 10 1111 ter 12086 29 Mart 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Mart 2023 Ordovician Silurian extinction Overview amp Facts Britannica www britannica com Ingilizce 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 The Ordovician ucmp berkeley edu 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Devonian extinctions Definition amp Facts Britannica www britannica com Ingilizce 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Temmuz 2022 Big crater seen beneath ice sheet Ingilizce 3 Haziran 2006 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Benton M J 2003 When life nearly died the greatest mass extinction of all time New York Thames amp Hudson ISBN 0 500 05116 X OCLC 51031684 24 Mayis 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 end Triassic extinction Evidence amp Facts Britannica www britannica com Ingilizce 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Temmuz 2022 Chaisson Eric J 2005 Cosmic Evolution Archived from the original on July 14 2007 Retrieved 2006 04 09 The Cretaceous Period ucmp berkeley edu 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Mesozoic Era geochronology Britannica www britannica com Ingilizce 17 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Kunin W E Gaston Kevin Ed 1996 The Biology of Rarity Causes and consequences of rare common differences ISBN 978 0 412 63380 5 3 Subat 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Mayis 2015 KB1 bakim Editorler parametresini kullanan link Stearns Beverly Peterson Stearns S C Stearns Stephen C 2000 Watching from the Edge of Extinction s preface x ISBN 978 0 300 08469 6 Novacek Michael J 8 Kasim 2014 Prehistory s Brilliant Future New York Times 29 Aralik 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Aralik 2014 Miller G Spoolman S 2012 Environmental Science Biodiversity Is a Crucial Part of the Earth s Natural Capital Cengage Learning s 62 ISBN 978 1 133 70787 5 13 Nisan 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 27 Aralik 2014 Mora Camilo Tittensor Derek P Adl Sina Simpson Alastair G B Worm Boris 23 Agu 2011 How Many Species Are There on Earth and in the Ocean PLOS Biology Ingilizce 9 8 e1001127 doi 10 1371 journal pbio 1001127 ISSN 1545 7885 PMC 3160336 2 PMID 21886479 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 KB1 bakim PMC bicimi link Researchers find that Earth may be home to 1 trillion species www nsf gov Ingilizce 4 Mayis 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 Locey Kenneth J Lennon Jay T 24 Mayis 2016 Scaling laws predict global microbial diversity Proceedings of the National Academy of Sciences Ingilizce 113 21 5970 5975 doi 10 1073 pnas 1521291113 ISSN 0027 8424 PMC 4889364 2 PMID 27140646 7 Subat 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Mart 2023 KB1 bakim PMC bicimi link Strauss Bob The First Mammals The Early Mammals of the Triassic Jurassic and Cretaceous Periods about com 2 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Mayis 2015 A Walking Whale Ambulocetus American Museum of Natural History 1 Mayis 2014 25 Ocak 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Ocak 2016 O Neil Dennis 2012 Palomar College 25 Aralik 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 10 Ocak 2016 Andrewsarchus Superb Skull of a Gigantic Beast Now on View in Whales Exhibit American Museum of Natural History 1 Mayis 2014 24 Agustos 2016 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Ocak 2016 Voss Manja Antar Mohammed Sameh M Zalmout Iyad S Gingerich Philip D 9 Oca 2019 Stomach contents of the archaeocete Basilosaurus isis Apex predator in oceans of the late Eocene PLOS ONE Ingilizce 14 1 e0209021 doi 10 1371 journal pone 0209021 ISSN 1932 6203 PMC 6326415 2 PMID 30625131 9 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 KB1 bakim PMC bicimi link George Dvorsky 13 Kasim 2013 The world s first big cats came from Asia not Africa Io9 com 19 Kasim 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Ocak 2016 Hamon N Sepulchre P Lefebvre V Ramstein G 1 Kasim 2013 The role of eastern Tethys seaway closure in the Middle Miocene Climatic Transition ca 14 Ma Climate of the Past 9 2687 2702 doi 10 5194 cp 9 2687 2013 ISSN 1814 9332 26 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Ekim 2022 earthobservatory nasa gov Ingilizce 31 Aralik 2003 21 Nisan 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Nisan 2023 Webb S David 2006 THE GREAT AMERICAN BIOTIC INTERCHANGE PATTERNS AND PROCESSES1 Annals of the Missouri Botanical Garden 93 2 245 257 doi 10 3417 0026 6493 2006 93 245 TGABIP 2 0 CO 2 ISSN 0026 6493 Ericson David B Wollin Goesta 13 Aralik 1968 Pleistocene Climates and Chronology in Deep Sea Sediments Magnetic reversals give a time scale of 2 million years for a complete Pleistocene with four glaciations Science Ingilizce 162 3859 1227 1234 doi 10 1126 science 162 3859 1227 ISSN 0036 8075 17 Aralik 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Aralik 2022 Carto Shannon L Weaver Andrew J Hetherington Renee Lam Yin Wiebe Edward C 1 Subat 2009 Out of Africa and into an ice age on the role of global climate change in the late Pleistocene migration of early modern humans out of Africa Journal of Human Evolution Ingilizce 56 2 139 151 doi 10 1016 j jhevol 2008 09 004 ISSN 0047 2484 6 Mart 2019 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Aralik 2022 Hutchins Colin news griffith edu au Ingilizce 10 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 17 Aralik 2022 Owen Smith Norman 1987 Pleistocene extinctions the pivotal role of megaherbivores Paleobiology Ingilizce 13 3 351 362 doi 10 1017 S0094837300008927 ISSN 0094 8373 Jakobsson Martin Pearce Christof Cronin Thomas M Backman Jan Anderson Leif G Barrientos Natalia Bjork Goran Coxall Helen de Boer Agatha Mayer Larry A Morth Carl Magnus 1 Agustos 2017 Post glacial flooding of the Bering Land Bridge dated to 11 cal ka BP based on new geophysical and sediment records Climate of the Past Ingilizce 13 8 991 1005 doi 10 5194 cp 13 991 2017 ISSN 1814 9324 17 Aralik 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 17 Aralik 2022