Bilim veya ilim, (bil- fiilinden türetilmiştir) nedensellik, merak ve amaç besleyen, olguları ve iddiaları deney, gözlem ve düşünce aracılığıyla sistematik bir şekilde inceleyen entelektüel ve uygulamalı disiplinler bütünüdür. Kimi kullanımlarda bu tanımın "ilim" için geçerli olmadığının altını çizmek gerekir. Çünkü bilim somut, evrensel olayları kendine konu edinmişken ilim doğaötesi olaylarla da ilgilenebilir fakat somut kanıt sunmaz. Bilimi sınıflandıran bilim felsefecileri bilimi formal bilimler, sosyal bilimler ve doğa bilimleri olmak üzere üçe ayırır. Bilimin diğer tüm dallardan en ayırt edici özelliği, savunmalarını somut kanıtlarla sunmasıdır. Bu sayede bilim, bilinmeyen olguları açıklamamıza ve evreni idrak etmemize güçlü destek olur.
Bilimsel çalışmalar belirli kıstasları karşılamak zorundadır. Tüm bilim dalları, deneysel yöntemlere ve gerçek olayla ilgili varsayımın ilişiklik gücüne bağlı olarak kanunlar çıkarmaya çalışır.Einstein bilimi, her türlü düzenden yoksun duyu verileri ile düzenli düşünceler arasında uygunluk sağlama çabası,Bertrand Russell ise gözlem ve gözleme dayalı akıl yürütme yoluyla dünyaya ilişkin olguları birbirine bağlayan yasaları bulma çabası olarak tanımlar.
Geleneksel bilim sadece anlamaya ve çözmeye gereksinim duysa da ileri evrelere ulaşan bilim türleri sadece çözmeyi değil çözümden öte ilerlemeyi de kapsar. Geçmişe bakıldığında en önemli sayılan bilim dallarından bazıları matematik, geometri, gök bilimi ve tıptır. Çok çeşitli matematiksel çözümleme sistemlerinin geliştirildiği ilk zamanlardan bu yana yeni formüller, sistemler, kuramlar geliştirilmektedir ki bu da bilimin sürekliliğine bir örnektir.
Bilim ve bilimsel yöntem denenebilirliğe öncelik verir. Böylece nesnel sahicilik sağlanır ve araştırma belirli bir çerçeveye oturur. Bir varsayım (hipotez), türlü sınamalar sonucunda doğrulanırsa kuram (teori) statüsünü alabilir ve diğer bilim insanlarının çalışmalarında dayanak işlevi görür.
Bilim tarihi
Antik çağlarda bilim
Bilimsel faaliyetler, yazıdan daha önce başlamıştır. Bu sebeple, özellikle antik çağlardaki bilimsel buluş, görüş ve keşifleri incelemekte arkeolojinin önemli bir yeri vardır. Örneğin çeşitli arkeolojik bulgular incelendiğinde, tarih öncesi çağlardaki insanların çeşitli gözlemler yaptığı saptanmıştır. Örneğin göç veya tarım zamanlaması yapmak için mevsimleri titiz takip ettiklerini biliyoruz. Afrika'da bulunan ve MÖ 35.000 ile MÖ 20.000 yıllarına kadar uzanan çeşitli kalıntılar, vakit ölçmeye dair çeşitli denemelerin izlerini taşımaktadırlar.
Bununla birlikte teknolojik gelişimin yanı sıra bilimsel etkinliklerin özellikle MÖ 2500lü yıllar civarında yoğunlaştığı ve ivme kazandığı tespit edilmiştir. Bu dönemlerde yerleşik hayata geçmiş örgütlü toplulukların yavaştan kent devletleşmesine evrildikleri ve devlet olmak için gerekli yasa, adet ve ritüellere uymaya başladıklarına daha sık karşılaşılmaktadır. Dolayısıyla kalabalıkların güvenliği, barınması, beslenmesi için yeni yollar, yöntemler bulmak zorundaydılar. Bunun özellikle mimari alanda birçok örneği bugün de görülebilir; Stonehenge gibi büyük yapılar belirli bilimsel ve teknolojik gelişim, özellikle de çeşitli gelişmiş matematik bilgileri olmaksızın yapılamayacak anıtlardır. Pisagor geometresi adı altında toplanan bilgilerin, Pisagor'dan binlerce yıl öncesinde bile insanlar tarafından bilinip uyguladığı anlaşılmıştır.Antik Mısır'da Çin ve Hindistan'da farklı birçok matematik bilgisi gerektirecek yapıların yapılabildiği uygulamalar görülmektedir.
Antik Mısırlılar MÖ 4200 yılında 365 günlük bir takvim üretmiş oldukları gibi, MÖ 3100 yılı tarihli bir gürzde sayısal olarak milyonları ifade etmek için bir sistemin kullanıldığı görülmüştür. Antik Mezopotamya'da matematiksel etkinlik ve gelişimin varlığı, arkeolojik araştırmalarca elde edilen kil tabletler yardımıyla bilinmektedir. Mezopotamya'da zaman içinde iktidara gelen farklı krallıkların neredeyse tamamından matematiksel etkinliğin bulguları kalmıştır; MÖ 3. binyıldan Sümerlere ait, MÖ 2. binyıldan Akad ve Babillilere ait, MÖ 1. binyıldansa Asurlulara ait. Bunlara ek olarak daha sonra bölgede hakimiyet kuran Perslere ait MÖ 6. yüzyıldan 4. yüzyıla kadarki bir tarihe ait bulgular da mevcuttur. Mezopotamya'daki matematiksel etkinlikler çok çeşitlidir ve pratik sorunların ötesine de sıklıkla geçmiştir; lineer ve ikinci dereceden denklemlerin çözümünü içeren cebir çalışmaları ile çeşitli sayı kuramına dair çalışmalar yapılmıştır. Bunlara ek olarak bu topraklardaki farklı krallıklar tarafından zaman içinde sayı sistemi oldukça geliştirilmiştir. Sümerliler, antik Mısırlıların kullandığına benzer ondalık ekli bir sayı sisteminin temellerini atmışlar ve kullanmışlardır. Bu sistem daha sonraki dönemlerde farklı iktidarlar tarafından geliştirilmiş, Babillilerce 60 bazlı bir sisteme ulaşılmıştır.
MÖ 3. binyılda Hint yarımadasında matematikle uğraşıldığı ve matematiksel hesapların yapıldığı bilinmektedir. Ayrıca bu matematiksel etkinlik büyük oranda ölçüm cetvelleri, ağırlık ve genel olarak ölçümler gibi konuları da içermekteydi. Bu dönemdeki matematiksel etkinliklerin genel olarak astronomi ile de ilişik olduğu öne sürülmüştür.
Nitekim dini açılar da barındıran, sıklıkla matematik gibi diğer bilim dallarıyla birlikte yapılan astronomi çalışmaları antik çağlarda büyük bir önem ve yer arz etmektedir. Astonomiyle ilişkili fenomenlerin matematiksel tezahürlerine antik Mezopotamya'daki bilimsel etkinliklerde rastlanmaktadır.Çin'de takvimsel ihtiyaçlara karşılık verecek astronomi faaliyetleri olduğu gibi, Mezopotamya'da matematiksel gelişimden yararlanılarak gezegenlerin döngülerine, pozisyonlarına dair hesaplamalar yapılmaktaydı. Matematiksel gelişimden ayrık bir biçimde astronomi çalışmaları ve anlayışı Orta Amerika merkezli Maya uygarlığında kendine yer bulmuştur; özellikle takvimsel çalışmalar ve güneş ve ay tutulmalarının hesaplanması önemli yer tutmuştur.
Bunların dışındaki bilimlerin de kökenlerini antik çağda bulmak mümkündür. Örneğin biyoloji uygarlığın gelişiminden çok önceleri toplumsal anlamda önemli bir rol almış, özellikle tarım açısından çok çeşitli gelişmeler olmuş, insanlar birçok hayvanı evcilleştirmiştir. Bitkilerin incelenmesi sonucu birçok şey keşfedilmiştir; örneğin arkeolojik bulguların Babillilerin hurma ağacının eşeyli ürediğini keşfetmiş, polenlerin eril olduklarını ve polenlerin dişil bitkilere aktarılarak üremenin sağlanabileceğini kanıtlamışlardır. Antik çağlarda ayrıca biyolojiyle birlikte tıbbi çalışmalar da yapılmış, Çin, Mısır ve Hint yarımadasındaki çeşitli uygarlıklar farklı şifalı bitkileri belirli tıbbi ve anatomik sorunlar için kullanmışlar, bu kullanımlarını zaman zaman yazıyla da ifade etmişlerdir. Tıbbın yanı sıra, kimya, coğrafya ve jeoloji gibi bilimler de özellikle Çin'de büyük ölçüde gelişmiştir.
Bilim ve felsefe
İlk çağlardaki filozofların dünyayı ve etrafı anlamaya çalışması, merak duyguları, belirli kriterlerin doğmasına ve bunların çeşitli ideolojilere dönüşmesine yol açmıştır. Bilimin temelleri atılıncaya kadar, tartışma ve deney olgusu insanlar tarafından geliştirilmiş ve bu bir arayış haline dönüşmüştür. İlk dönemlerde belirgin bir felsefe-bilim ayrımı yoktur ve birçok büyük bilim insanı aynı zamanda filozoftur. Deneyin ve sonucun klişe haline gelmesi bilimin artık istenilebilir düzeye gelmesini sağlamıştır. 19. yüzyıla kadar gelişme kateden bilim aslında kendi içinde bir savaş vermiş, birçok özgün araştırmacı, düz mantıkla hareket eden Orta Çağ liderlerine yenik düşmüştür. Aristo'nun fiziğinden daha farklı düşüncelere sahip olan Galileo kendi zamanının bilim insanlarıyla ters düşmeye başlamıştı. Bilim, tarihi sürecinde bu tip sahnelere sürekli tanık olmuş, deney ve gözlem sonucunda çöken kanunların yerini başkaları almıştır.
Gerçek ve varlığın amacını soruşturan felsefe sistematik düşünmeyi gerektirmektedir. Klasik antik çağ felsefesiyle başlayıp Thales,Anaksimenes,Pisagor,Demokritos,Gorgias,Empedokles,Heraklitos,Parmanides,Sokrates, Plotinos,Platon, ve Aristoteles gibi filozoflar, gitgide gelişen ve şekillenen felsefi soruların şekillenmesini sağlamışlardır. Din odaklı Orta Çağ felsefesinde Hristiyanlığın kendine bir aracı olarak kullandığı felsefe, Tanrı, bilgi, inanç eksenlerinde yoğun şekilde kullanılmıştır. Aydınlanma Çağı'nda yapılan felsefede akıl ön plana çıkmıştır. Düşünce sistemindeki temel görüş, insan aklının aydınlattığı kesin doğrulara ve bilgiye doğru ilerlemektir. Geçiş dönemi felsefesi olarak bilinen Rönesans felsefesi, bilimde ve düşünce sistemindeki yeni gelişmelerin yer aldığı bir dönemi kapsar. Yeniden doğuş manasına gelen rönesans, önceki çağlardan çok farklı bir düşünce sistemine geçişin köprüsü konumundadır.
Bilim ve felsefenin ayrışması modern çağa yaklaşırken iyice belirginleşmiş, bununla birlikte felsefe ile bilim tamamen birbirinden kopmamış ve gerek genel olarak bilimin felsefesi olan bilim felsefesi gerekse bilim dallarının tek tek felsefi yönden incelendiği felsefe dalları (örneğin fizik felsefesi) varlığını sürdürmekte ve gerek bilim gerekse felsefe alanlarında önemli roller oynamaktadır.
Bilim dallarının gelişimi
Astronomi ve fizik
Gök bilimi, bilim dalları arasında en eski olanlardandır ve özellikle antik çağlarda en yoğun anlamda icra edilen, bilimlerin anası olarak görülen bir bilimdir. İnsanların gökyüzüne olan ilgisi, yukarıda asılı duran cisimleri incelemeye itmiş ve teleskobun bulunmasıyla bu gözlemler daha etkin bir hâl almıştır. Babilli olgusal astronomlara nazaran Yunan astronomları, matematiksel ayrıntıları özümseyerek bu bilimin gelişmesinde temel noktaları oluşturmuşlardır.
Roma İmparatorluğu'nun iktidarı altındaki Mısır'da yaşamış olan Batlamyus özellikle astronomi tarihi ve genel olarak bilim tarihi açısından önemli bir konuma sahiptir. Daha sonraları İslam astronomları tarafından el-Mecisti olarak anılacak olan Hè Megalè Syntaxis yani "Büyük Derleme" isimli astronomi konulu eseri Orta Çağ boyunca genelgeçer kabul gören astronomi eseriydi ve yazarı olarak Batlamyus neredeyse mitik bir statüye getirilmişti. Batlamyus'un evren modeli geosantrik yani yermerkezciydi ve uzun yıllarca kabul gören bu sistemden güneş-merkezli bir sisteme geçiş tartışmalar doğurmuştur.
Polonyalı bir astronom olan Nikolas Kopernik, dünyanın ve diğer gezegenlerin, güneş etrafında döndüklerini açıklamış; heliyosantrik yani güneş-merkezli bir sistem ortaya atmıştır. Copernicus'un sistemini Commentariolus isimli bir risale ile arkadaşlarına tanıtmış daha sonra sistemini, Papa III. Paulus'a ithaf ettiği ayrıntılı bir şekilde başyapıtı sayılacak De revolutionibus orbium coelestium isimli eserinde açıklamıştır. Bu astronomi biliminde yeni bir dönem açılmasına sebep olmuştur. Teleskobu geliştirmesi, yaptığı astronomik gözlemler ve Kopernik'in sistemine verdiği destek ile tanınan İtalyan bilim insanı Galileo Galilei de astronomi ve fizik tarihi için önemli birisidir ve zaman içerisinde modern gözlemsel astronominin babası ve modern fizik biliminin babası gibi atıflara mazhar olmuştur. 1671'de ilk aynalı teleskobu yapan matematik ve fizikçi Isaac Newton uğraştığı bilim dallarının gelişmesine çok fazla katkıda bulunmuş diferansiyel ve integral hesabın temellerini atmıştır. Ayrıca Newton'un 5 Temmuz 1687'de yayımladığı, Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri (Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica) kitabı klasik mekaniğin temellerini oluşturan Newton'ın hareket yasaları ve yer çekimi gibi önemli konuları içerir. Alman teorik fizikçi Albert Einstein enerjinin ışık hızının karesiyle kütlenin eşit olduğunu E=mc² formülüyle ispatladı.Genel görelilik kuramı ve İzafiyet teorisi ile kütlenin uzay zamanı büktüğünü ve zaman, mekân, hareketin birbiriyle bağımlı olduğunu ispatlayıp brown hareketi ile atomun varlığını kanıtladı. Leopold Infeld'la birlikte yazdığı kitabı ile kuantum ve mekân gibi konuları içerir.
Kimya
Kimya, maddenin yapısını ve davranışlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Herhangi bir kimyasal reaksiyon olup olmadığını görmeyi içerebilir. Fizikokimya, biyokimya, analitik kimya, anorganik kimya ve organik kimya temel dallarıdır. Tıp gibi pek çok bilim dalının yardımcısı konumunda olan kimya biliminin gıda, ilaç, boya, kozmetik ve tekstil alanlarında kullanımı dolayısı ile, en bilinen dalı organik kimyadır.
Antik çağlarda maddenin belirli temel elementlerden oluştuğu düşünülür ve birçok kültürde bunlar hava, su, ateş ve toprağı içerirdi. Bununla birlikte antik Yunan filozoflardan bir kısmı atom fikrini ortaya atmış ve her şeyin çok küçük yapıtaşlarından meydana geldiğini öne sürmüşlerdir. Bu filozoflara daha sonra atomcu filozoflar da denmiştir. Çok eski çağlardan beri insanlar metalürji ile uğraşmakta, çeşitli eşyanın yapımında kimyasal olayları ve bunların sonucu olan ürünleri kullanmaktaydılar; örneğin camdan eşyanın üretiminde. Orta Çağ'a doğru simya geleneği ortaya çıkmıştır. Simya geleneği kimyanın öncülüdür ve mistisizm, felsefe gibi ögelerle kimyasal çeşitli araştırmaların karışımından ibarettir.
Grup | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | ||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Hidrojen & alkali metaller | Toprak alkali metaller | Triels | Tetrels | Azot grubu | Kalkojenler | Halojenler | Soy gazlar | ||||||||||||
Periyot | |||||||||||||||||||
2 | |||||||||||||||||||
3 | |||||||||||||||||||
4 | |||||||||||||||||||
5 | |||||||||||||||||||
6 | |||||||||||||||||||
7 | |||||||||||||||||||
İlksel Bozunma sonucu Yapay Kenarlar, elementin doğal oluşumunu gösterir
- Ca: 40,078 - Resmî kısa ve yuvarlanmış değer (kesinsizlik yok)
- Po: [209] - en kararlı izotopunun kütle numarası
Zamanla simyaya olan ilgi daha da bilimselleşmiş ve simyadan ayrık olarak kimya bilimi ortaya çıkmıştır. Modern kimyanın simyadan ayrışması ve temellerinin atılmasında önemli katkıları olan bir isim Robert Boyle'dur. Bugün özellikle ismini verdiği Boyle yasası ile tanınan Boyle atomcu fikriyatı savunan bir bilim insanıydı. Fransız bilim insanı Antoine Lavoisier ise kütlenin korunumu kanunu ile gerek kimya gerekse bilim tarihinde önemli bir adım atmış, kimya biliminin babası olarak da anıldığı olmuştur. Kendisi ayrıca oksijen ve hidrojeni tespit edip adlandırandır. 19. yüzyılın başına kadar kimyanın, öteki fizik bilimlerin tersine, tümevarım (induction) yönünün tümdengelim (deduction) yönünden daha baskın olması, onun biyolojik bilimlere daha yakın olmasına neden oluyordu. Ama matematik ve fizik yöntemlerin kimyaya uygulanması sonucu yeni bir bilim dalının, yani fizikokimyanın doğmasında başta Wilhelm Ostwald,Van't Hoff ve Arrhenius'un payları büyüktür. Kimyasal maddelerin fiziksel değişimlerini, fiziksel olayların kimyasal maddelerin özeliklerinden yararlanılarak açıklanmasını konu alan ve elektrokimya, kolloid kimyası, çekirdek kimyası ve polimer kimyası gibi kollara ayrılan fizikokimya, bu bilginlerin 1881'de Zeitschrift Für Physikalische Chemie adlı bilim dergisini yayımlamalarıyla bilim dünyasında kimyadan ayrı bir dal olarak yerini almıştır.
İnsanların öğrenme ve araştırma merakı zamanla analitik (çözümlemeli) kimyanın doğmasına neden olmuş, bu durum zaman içinde koordinasyon kimyasının ve endüstriyel analitik kimyanın gelişmesine zemin hazırlamıştır. Analitik metotların keşfi tıp, biyoloji ve genetik alanında kimyanın kullanımını yaygınlaştırmıştır. Penisilin ve vitaminlerin keşfi ile kimya biliminin insanın yaşam kalitesini artırdığı gerçeğinin yanında gelişen teknolojinin üretim süreçlerinde kullanılmaya başlanması, çevre sorunlarına neden olmuş, bu durum doğal kaynakların ihtiyatsızca sarf edilmesi sonucunu doğurmuştur. Bu nedenle çevre kimyası ve su kimyası gibi alt bilim dalları da gelişmiştir.
Matematik ve Geometri
Antik çağlardaki bilimsel etkinliklerde matematiğin önemli bir rol oynadığı, eski Mısırlılar, Mezopotamyalılar, Hintler gibi çok çeşitli kavimlerin matematikle uğraştıkları bilinmektedir.
Yunan matematiğinin en önemli isimlerinden olan Tales'in geometriyi, Mısır'da kaldığı süre içerisinde öğrenmesi ve bu bilimi etrafındakilere öğretmesi sonucunda gelişme devam etmiştir. Sayıların babası olarak anılan Pisagor'un ünlü teoremi onu zamanının en büyük bilim insanları arasında hatırı sayılır bir yere getirmiştir.
12. yüzyılda yaşamış olan bir başka matematikçi Ömer Hayyam ise Öklid'in çalışmalarına eleştiriler getirmiş ve analitik geometri ile Öklid dışı geometrinin temellerini atmıştır. Ayrıca kübik denklemlere genel, geometrik bir çözüm getiren ilk matematikçi de kendidir.
Orta Çağ'da Batı'daki en önemli matematikçilerden biri Fibonacci'dir. Fibonacci Arap rakam sistemini Avrupa'ya tanıtmış ve yaygınlaşmasına önayak olmuş ve bugün Fibonacci sayıları olarak anılan sayı dizisini yaygınlaştırmıştır. Aslında bu sayı dizisini ilk keşfeden kendi değildir fakat onun kitabında örnek olarak kullanıldık sonra Batı'da ün kazanmıştırlar.
17. ve 18. yüzyıllarda Batı'da matematik yükselişe geçmiş, birçok önemli matematiksel buluş gerçekleşmiştir. İskoç John Napier doğal logaritmaları araştırmış, Kepler gezegensel hareketlerin matematiksel kanunlarını ortaya koymuş, René Descartes bugün hâlen sıkça kullanılan Kartezyen koordinat sistemini ve dolayısıyla analitik geometriyi geliştirmiştir. Alman matematikçi Gottfried Wilhelm Leibniz kalkülüs üzerine birçok çalışmasıyla kalkülüsü geliştirmiş ve bugün kalkülüste kullanılan notasyonun temellerini atmıştır. Pierre de Fermat ve Blaise Pascal olasılık teorisinin temelini atmışlar ve dolayısıyla ilgili kombinatorik kurallarını keşfetmişlerdir. Pascal ayrıca Pascal teorisi ve (her ne kadar kendinden daha önce Doğu'da bilinse ve kullanılsa da) Pascal üçgeninin geliştiricisi ve isim babasıdır. 18. yüzyılda matematikçi Leonhard Euler fonksiyon kavramını ve matematikteki sayısız notasyonu (örneğin doğal logaritmanın tabanı olarak e notasyonunu) geliştirmiştir. Sayı teorisi, graf teorisi, geometri gibi çok çeşitli alanlarda önemli eserler vermiş, önemli buluşlara imza atmıştır.
19. yüzyılda yaşamış olan Alman matematikçi Carl Friedrich Gauss ise gerek matematik gerekse diğer birçok bilimde önemli başarılara imza atmış; temel cebir teorisi (veya cebirin temel teoremi)ni kanıtlamış, u ortaya atmış ve kanıtlamış, karmaşık değişkenli fonksiyonlarda önemli çalışmaları olmuştur. Yine 19. yüzyılda yaşamış olan George Boole isim babası olduğu yeni bir cebir türü olan Boole cebirini ortaya atmıştır.
Tıp
Bilimin tıp alanındaki ilk gelişmeleri Asya kıtasında gerçekleşmiştir. Hindistan, Mısır, Çin, İran ve Yunanistan'da tıp sistematik bir biçimde gelişmeye başlamış ve bir bilim dalı olarak insanlığın en büyük sorunlarından biri olan sağlık alanındaki gelişmeler yüzyıllar boyu sürmüştür.
Hindistan yarımadasında, İndus Vadisi uygarlığından beri tıp ve diş hekimliği mevcuttu. Nitekim, Hint tıbbi geleneği olan Ayurveda bugün bile çağdaş tıbbın yanı sıra varlığını sürdürmektedir. İngilizlerin Hint yarımadasını kolonileştirmesine kadar bölgedeki temel tıp sistemi olan Ayurveda, ilk dönemlerinde cıva-kükürt bazlı ilaçlar kullanmıştır. Bunun dışında, bugün çeşitli tıbbi yararları bilinen zerdeçal gibi çeşitli bitkiler de tedavilerde klasik Hint tıbbında kullanılmıştır.
Çin'de antik çağlardan günümüze kadar varlığını sürdüren geleneksel bir tıbbi gelenek mevcuttur. Taoist hekimlerin yaptığı ampirik hastalık ve rahatsızlık gözlemlerinin ve Çin düşüncesinin bir sonucu olan geleneksel Çin tıbbı, bitkisel tedavi, akupunktur ve masaj gibi çok çeşitli pratik yöntemlere sahiptir. Bunların dışında beslenme terapisi ve Feng Şui gibi zihinsel terapiler de geleneksel Çin tıbbında yer almaktadır.
Hipokrates'in hastalara büyü ve batıl inançlarla bezeli bir tedavi sunmak yerine, iyileştirici etkileri kanıtlanmış tedavi yöntemlerine başvurmaya başlaması, tıp biliminde hasta öneminin kavranmaya başlamasına sebep olmuştur. İlk başlarda bölgelere göre farklılık gösteren tedavi yöntemleri, son iki yüzyıldır modernleşmeye başlamış ve genel anlamda ortak bir çabaya dönüşmüştür. Avrupa'daki salgınlardan sonra daha fazla gelişme kateden tıp bilimi, günümüzde genetik çalışmalarının gelişmesiyle çok üst düzeylere ulaşmıştır.
Adli tıp
Adli tıp, bir ceza veya cinayet soruşturmasının parçası olarak kullanılan bilimsel bir süreçtir ve adli tıp kriminoloji olarak kabul edilir. Bu, hem otopsi odasının acımasız, dehşet verici prosedürlerini hem de bir suç mahallinin en son analizini kapsar.
Ama aynı zamanda, DNA profili oluşturma, parmak izi analizi ve gizli dijital dosyaların ortaya çıkarılması gibi daha az göz alıcı, özenli laboratuvar çalışmalarını da kapsar. Adli muhasebe diye bir alan dahi ortaya çıkmıştır.
Orta Çağ ve sonrasında Batı'da önemli tıbbî buluşlar olmuştur. Garcia de Orta tropikal tıbbın öncüsü olarak ortaya çıkıp başta kolera olmak üzere çoğu tropikal hastalığı doğru şekilde tanımlarken, William Harvey, Batı'da kan dolaşımını doğru ve tam bir şekilde açıklayan ilk Batılı olmuştur. Daha sonraları 19. yüzyılda Louis Pasteur ilk başarılı kuduz aşısını bulmuş, kendi ismini alacak olan pastörizasyon işlemini de ilk kez ortaya atmıştır. Louis Pasteur aynı zamanda Robert Koch ve Ferdinand Cohn ile birlikte mikrobiyoloji dalının babalarından biri olarak kabul edilir. 1905 yılında Nobel Ödülü almış olan Robert Koch aynı zamanda Tuberculosis bacillus ve Vibrio cholera gibi hastalığa neden olan önemli bakterileri ilk kez izole eden kişidir. Daha sonra kendi adıyla anılacak olan Koch postülatlarını geliştirmiştir.
Biyoloji
Biyoloji, insan vücudu ve canlı organizmalar üzerine yapılan çalışmalardır. Bir bilim dalı olarak 19. yüzyıla kadar şimdiki alt dallarıyla gelişen biyoloji, canlıların tüm özelliklerini inceleyen bir sistemidir. Başta insan olmak üzere, bitkileri inceleyen botanik, Hayvanları inceleyen zooloji, mikroorganizmaları inceleyen mikrobiyoloji (hücre) gibi alt dallara ayrılır.
Aristo doğaya dair birçok çalışma yapmış, birçok bitki ve hayvan türünü incelemiş ve kategorize etmiştir. Aristo'nun görüşleri, kendinden sonraki bazı bilim insanlarının yaptığı eklerle birlikte özellikle Batı'da uzun bir süre otorite olmuştur.Orta Çağ'da özellikle İbn Nefis, İbn Cahız ve İbn Baytar gibi Müslümanlar bilim insanları biyoloji dalına katkıda bulunmuşlardır. Özellikle erken evrim düşünüşüne katkıda bulunmuş olan İbn Cahız, besin zinciri fikrini de ilk kez ortaya atan kişidir. 9. yüzyılda yaşamış olan el-Dinaveri ise bitki evrimini, bitkilerin gelişimini incelemiş ve Kitâb'ün-Nebat isimli eserinde birçok türü tanımlayarak botanik bilimine katkılarda bulunmuştur. Bir başka bilim insanı olan el-Nebati'nin öğrencisi olan İbni Baytar eczacılığa ilişkin (farmasötik) bir ansiklopedi hazırlamış ve birçok bitki, yiyecek ve ilacı eserinde tanımlamıştır. Bu eserin Latince çevirisi daha sonra Avrupalı bilim insanları tarafından 18. ve 19. yüzyıllarda kullanılmıştır. İbn Nefis pulmoner ve koroner dolaşımı doğru bir şekilde tespit etmiş, metabolizma kavramını tanımlamıştır.
Biyolojinin temellerinden sayılan modern evrim teorisi, Charles Darwin 'in görüşlerinin üzerine inşa edilmiştir. Darwin, Türlerin Kökeni,İnsanın Türeyişi ve Cinsiyete Mahsus Seçme,İnsan ve Hayvanlarda Duyguların İfadesi eserlerinde görüşlerini belirtmiştir. Manastırın bahçesindeki bezelyeleri birbirleriyle eşleştirerek genetik bilimin temellerini atan Gregor Mendel klasik genetik kanunlarının yapıtaşlarını oluşturmuştur.
Hamilelik ve fetüsün gelişimi
Dişinin iki yumurtalık 'ndan birinden salınan sperm ve yumurta hücresi, iki ' nden birinde birleşir. Zigot olarak bilinen döllenmiş yumurta, daha sonra tamamlanması bir haftayı bulabilen bir yolculuk olan uterusa doğru hareket eder. Hücre bölünmesi, dişi ve erkek hücrelerin birleşmesinden yaklaşık 24 ila 36 saat sonra başlar. Hücre bölünmesi hızlı bir hızda devam eder ve hücreler daha sonra blastosist olarak bilinen şeye dönüşür. Blastosist rahme ulaşır ve olarak bilinen bir işlem olan uterus duvarına bağlanır.
Biyolojinin temellerinden sayılan modern evrim teorisi, Charles Darwin 'in görüşlerinin üzerine inşa edilmiştir. Darwin, Türlerin Kökeni,İnsanın Türeyişi ve Cinsiyete Mahsus Seçme,İnsan ve Hayvanlarda Duyguların İfadesi eserlerinde görüşlerini belirtmiştir. Manastırın bahçesindeki bezelyeleri birbirleriyle eşleştirerek genetik bilimin temellerini atan Gregor Mendel klasik genetik kanunlarının yapıtaşlarını oluşturmuştur. Bebek olacak hücre kütlesinin gelişimine gebeliğin yaklaşık ilk on haftasında denir. Bu süre zarfında hücreler çeşitli vücut sistemlerine farklılaşmaya başlar. Organ, vücut ve sinir sistemlerinin temel hatları oluşturulmuştur. Embriyonik evrenin sonunda parmaklar, gözler, ağız ve kulaklar gibi özelliklerin başlangıcı görünür hale gelir. Ayrıca bu süre zarfında, plasenta ve göbek kordonu dahil olmak üzere embriyonun desteklenmesi için önemli olan yapıların gelişimi vardır. Plasenta gelişmekte olan embriyoyu uterus duvarına bağlayarak annenin kanı yoluyla besin alımına, atığın atılmasına ve gaz değişimine izin verir. Göbek kordonu, embriyo veya fetustan plasentaya giden bağlantı kablosudur.
Yaklaşık on haftalık gebelik yaşından sonra (gebe kaldıktan sonraki sekiz hafta ile aynıdır) embriyo fetus olarak bilinir. Fetal evrenin başlangıcında, düşük yapma riski keskin bir şekilde azalır. Bu aşamada, bir fetüs yaklaşık 30 mm (1,2 inç) uzunluğundadır, kalp atışı ultrason aracılığıyla görülür ve fetus istemsiz hareketler yapar. Devam eden fetal gelişim sırasında, erken vücut sistemleri ve embriyonik aşamada kurulan yapılar devam ediyor geliştirmek. Cinsel organlar gebeliğin üçüncü ayında ortaya çıkmaya başlar. Fiziksel büyümenin çoğu gebeliğin son haftalarında gerçekleşmesine rağmen, fetüs hem ağırlık hem de uzunluk olarak büyümeye devam eder.
Bebek olacak hücre kütlesinin gelişimine gebeliğin yaklaşık ilk on haftasında denir. Bu süre zarfında hücreler çeşitli vücut sistemlerine farklılaşmaya başlar. Organ, vücut ve sinir sistemlerinin temel hatları oluşturulmuştur. Embriyonik evrenin sonunda parmaklar, gözler, ağız ve kulaklar gibi özelliklerin başlangıcı görünür hale gelir. Ayrıca bu süre zarfında, plasenta ve göbek kordonu dahil olmak üzere embriyonun desteklenmesi için önemli olan yapıların gelişimi vardır. Plasenta gelişmekte olan embriyoyu uterus duvarına bağlayarak annenin kanı yoluyla besin alımına, atığın atılmasına ve gaz değişimine izin verir. Göbek kordonu, embriyo veya fetustan plasentaya giden bağlantı kablosudur.
- Döllenmeden 4 hafta sonra embriyo
- Döllenmeden 8 hafta sonra fetüs
- Döllenmeden 18 hafta sonra fetüs
- Döllenmeden 38 hafta sonra fetüs
- 1. aydaki göreceli boyut (basitleştirilmiş örnek)
- 3. aydaki göreceli boyut (basitleştirilmiş örnek)
- 5. aydaki göreli büyüklük (basitleştirilmiş örnek)
- 9. aydaki göreceli boyut (basitleştirilmiş örnek)
Sosyoloji
Her ne kadar diğer bilim dallarına oranla görece yeni bir bilim dalı olarak tanımlansa da, sosyoloji yani toplumbilimsel çalışmalar ve gözlemler antik çağlardan beri mevcuttur. Herodot ve Tukididis gibi isimlerin eserlerinde sosyolojik gözlem ve değerlendirmelere rastlamak mümkündür.
Her ne kadar sosyoloji terimi kendinden önce kullanılmış olsa da, bağımsız olarak tekrar terimi ortaya atan ve sosyolojiyi 'pozitif bilimlerin kraliçesi' olarak görerek zaman içinde sosyolojinin babası olarak da anılan isim Auguste Comte'tur. Bununla birlikte genel olarak Comte, sosyolojinin kurucusu olarak görülmez. Batı'daki sosyoloji dalıyla uğraşan ilk isimler genellikle Darwin'in evrim kuramından etkilenmiştiler ve özellikle analojik olarak canlı organizma ile toplumu karşılaştırmaktaydılar. Bu isimlere örnek vermek gerekirse Herbert Spencer ve gibi isimler zikredilebilir. 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında Émile Durkheim, Vilfredo Pareto ve Max Weber gibi klasik sosyologlar bilime önemli katkılarda bulunmuşlardır.
Siyaset bilimi
Siyaset bilimi çok eski çağlardan beri siyasi faaliyetlerle birlikte gelişim göstermiş, önemli bir sosyal bilim dalı hâline gelmiştir. Antik Hindistan'daki Vedik metinlerden, daha sonraki çeşitli Budist metinlere kadar birçok metinde siyasete dair incelemeler ve çalışmalar yer alır. Hint siyasi düşünür Çanakya (MÖ 350-283) siyasi düşünce, ekonomi ve toplumsal düzen gibi konuları ele alan Arthashastra isimli eseriyle tanınır. Benzeri şekilde Antik Yunan'da da birçok siyasi fikre rastlanır; gerek Homeros, Hesiodos ve Tukididis gibi erken dönem yazarlarının eserlerinde gerekse Eflatun ve Aristo gibi filozofların eserlerinde çok çeşitli siyasi fikir ve incelemelere rastlanabilir. Eflatun Devlet isimli eserinde kendince ideal olan siyasi yapılanma ve yönetim biçimini açıklamış ve incelemiştir.
İtalyan rönesansı sırasında yazar Niccolò Machiavelli yazdığı Prens (Il Principe) isimli eseriyle siyaset bilimi tarihi açısından önemli bir yere gelmiştir. Eserde farklı durumlarda iktidara gelen hükûmdarın her duruma göre nelere öncelik tanıması gerektiği, nasıl bir siyaset izlemesi gerektiği açıklanır. Orta Çağ'da ve sonrasındaki dönemde birçok farklı siyasi iktidar biçimi ve devlet yapılanması farklı isimlerce savunulmuştur. Örneğin Fransız hukukçu Jean Bodin iktidar ve devlet üzerine yazdığı Devlet üzerine Altı Kitap (Les Six livres de la République) isimli eseriyle tanınmış, mutlakiyetçiliği şiddetle savunmuştur.
Bir bilim olarak siyaset bilimi özellikle 19. yüzyılda akademik anlamda yapılanmaya başlamış, 1880 yılında ABD'de ilk siyaset bilimi okulu (bölümü) kurulmuş ve daha sonra 1903 yılında Amerikan Siyaset Bilimi Birliği kurulmuştur. Siyaset bilimi üzerine akademik çalışmalar artarak devam etmiş, birçok farklı üniversitede siyaset bilimi bölümleri açılmıştır.
Psikoloji
Bugün psikoloji bilimi içerisinde konu edilen çoğu kavram, olay ve fenomen antik Hindistan, Çin ve Mısır gibi medeniyetlerde de felsefî ilgiye mazhar olmuştur.
Filozof René Descartes, Batı'da psikolojinin modern felsefi formunun temellerinin oluşmasına katkıda bulunmuştur. Çeşitli eserlerinde önemli psikolojik meseleleri ele alan Descartes kendi bir hekim olmasa da çeşitli anatomi çalışmaları yaptığı bilinmektedir. İngiliz hekim Thomas Willis ise tıbbî bir disiplin olarak psikolojinin ortaya atılmasında önemli rol oynamış, beyin fonksiyonları doğrultusunda psikolojiye yaklaşım olsun yaptığı yoğun anatomik çalışmalarla olsun psikolojiye büyük katkılarda bulunmuştur. Ayrıca daha sonraları deneysel psikolojinin gelişiminde John Locke ve David Hume gibi filozofların büyük etkisi olmuştur.
Modern çağa yaklaşırken ortaya çıkan ve özellikle psikolojik bozukluk durumlarında bir tedavi olarak ortaya çıkan hipnotizma ile frenoloji gibi dallar tartışma konusu olmuş; özellikle de bunların cidden etkili yöntemler olup olmadığı ve herhangi bir bilimsel dayanağının bulunup bulunmadığı tartışılmıştır. Daha sonraları ortaya çıkan Alman deneysel psikoloji hareketi psikolojiye önemli katkılarda bulunmuştur. Bu zamanda gerçekleşen ve özellikle nörolojik yapıya dair anatomik ve fizyolojik buluşlar psikolojiyi olumlu etkilemiştir. Alman hekim Wilhelm Wundt 1879'da ilk deneysel psikoloji laboratuvarını açarak bir ilke imza atmıştır. 1890'lardan başlayarak Avusturyalı hekim Sigmund Freud ise psikanaliz olarak adlandırdığı yaklaşım ile psikolojiye yeni bir yön kazandırmıştır. Her ne kadar psikanalizin bilimsel konumu hâlâ tartışmalı olsa da psikanalizin çeşitli önermeleri ve kavramları genel anlamda Batı kültüründe önemli bir yer kazanmıştır. Yine 1890'larda köpeklerde yaptığı deneylerle İvan Pavlov klasik şartlandırmayı başarılı bir şekilde göstermiştir. Nitekim daha sonraları da insan dışı primatlar, kediler ve köpekler gibi çeşitli hayvanlar psikoloji deneylerinde kullanılmıştır.
Antropoloji
Her ne kadar antropolojinin kökeni Batı'daki Aydınlanma süreci ve devamındaki erken dönem modern düşünceleriyle ilişkilendirilse de, bu dönemlerden çok önce bugün antropoloji içerisinde yer alan konulara dair araştırmalar yapılmıştır. Örneğin el-Biruni Hint yarımadasının halkları, gelenekleri ve dinleri üzerine birçok araştırmada bulunmuştur ve genel olarak antropoloji alanına girecek çok çeşitli araştırma ve çalışmaları sonucu zaman zaman "ilk antropolog" olarak anılmıştır.
Kurumsal olarak antropolojinin gelişimi doğa tarihinden doğmuştur ve ilk dönemlerde özellikle Avrupalı güçlerin kontrolündeki kolonilerdeki yaşamın, yerli insanların ve onlarla ilgili olguları (kültür, dil, din gibi) araştırılmasını içermiştir. Antropoloji 19. yüzyılda gelişmiş, özellikle 1860'lardaki bilimsel gelişmelerden, özellikle de biyoloji ve filoloji gibi dallardaki gelişmelerden, etkilenmiştir. Öncü antropologlardan İngiliz Edward Burnett Tylor, Darwin'in evrim kuramını temel alarak antropolojik çıkarımlar yapmış, medeniyetin gelişimiyle idrakın gelişiminin doğru orantılı olduğunu savunmuştur. Ayrıca çağdaş bazı kırsal veya avcı-toplayıcı halkları evrimsel gelişim açısından geride görüp, primitif yani "ilkel" olarak değerlendirmiştir. 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başlarında antropoloji görece sosyal anlamda daha az gelişmiş olarak görülen halklar üzerine yoğunlaşmaya devam etti. 20. yüzyılın ikinci yarısında antropologlar daha Üçüncü Dünya ülkelerindeki daha kompleks yapılarla ilgilenmeye başlamış, daha sonraları, 1970'lerle birlikte, çağdaş Batı ülkelerini antropolojik olarak incelemeye başlamışlardır ki antropoloji için büyük bir adım olmuştur. Çağdaş Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde odaklanan antropoloji çalışmalarında gerek genel olarak toplum, gerekse etnik ve dini azınlıklar konu edilmiştir; bunu da bazıları Batılı, kolonileri inceleyen antropolojinin Batı'yı inceleyen ve Batılı perspektifleri, kanıları Batılı olmayanlar sürekli olarak sınanan bir dala dönüşmesi olarak yorumlanmıştır.
Günümüze doğru
1. sıra: A. Piccard, E. Henriot, P. Ehrenfest, E. Herzen, Th. De Donder, E. Schrödinger, E. Verschaffelt, W. Pauli, W. Heisenberg, R.H. Fowler, L. Brillouin,
2. sıra: P. Debye, M. Knudsen, W.L. Bragg, H.A. Kramers, P.A.M. Dirac, A.H. Compton, L. de Broglie, M. Born, N. Bohr,
3. sıra: I. Langmuir, M. Planck, M. Curie, H.A. Lorentz, A. Einstein, P. Langevin, Ch. E. Guye, C.T.R. Wilson, O.W. Richardson 20. yüzyılın başlarından itibaren bilimdeki ilerlemeler büyük hız kazanmış ve akademik çevrenin, daha elverişli bir araştırma ortamına kavuşması bu ilerlemeyi tetiklemiştir. Bilimle uğraşmak bir prestij haline gelmeye başlamış ve etkilerini göstermeye başlamıştır. Alfred Nobel'in vasiyeti üzerine 1901'den itibaren verilen Nobel Ödülleri, bilimin prestij yönünü sergiler. Bu tip ödüllerle, bilime olan teşvik arttırılmakta ve araştırmalar için gerekli paralar sağlanmaya çalışılmaktadır.
Bilimin modernleşmesine katkıda bulunanlar
Radyolojinin kurucusu olan Marie Curie'nin bilime yaptığı katkılar kimya alanında büyük yankı uyandırmıştır. Radyoaktivite alanındaki çalışmaları ona, 1903 yılında fizik alanında ve 1911 yılında kimya alanında Nobel kazandırmıştır.Albert Einstein'in Alman Annalen der Pysik dergisinde yayınlanan Işığın oluşum ve dönüşümü üzerine bir görüş,Molekül boyutlarının yeni bir belirlemesi ve Hareketli Cisimlerin Elektrodinamiği başlıkları altındaki makaleleri fizik bilimi için yeni bir sayfanın açılmasına sebep oluyordu. Genel görecelik ve Özel görecelik, Einstein tarafından fiziğe sunulan en karışık ve en gizemli teorilerden sayılır. Hâlen tartışmalara sebep olsa da yüzyılın en önemli bilim insanlarından sayılan Einstein, 1921 de Fotoelektrik etki olayına getirdiği açıklama ile Nobel Ödülü'ne layık görülmüştür.
Çocukluğundan itibaren matematiğe olan katkıları, Carl Friedrich Gauss'u bu bilimin yapıtaşlarından biri haline getirmiştir. Gauss, sayılar kuramı, analiz, diferansiyel geometri, jeodezi, manyetizma ve astronomi konularında önemli katkılar yapmıştır. Matematik alanındaki ilerlemeler, Gauss'tan itibaren daha farklı bir hal almaya başlamış ve onun öğrencilerinden olan Bernhard Riemann'ın oluşturduğu geometri sayesinde izafiyet teorisi gelişmiştir.
20. yüzyılda Srinivasa Aiyangar Ramanujan 3000'in üzerinde teori geliştirmiş; hipergeometrik seriler, asal sayı teorisi, gama fonksiyonu gibi matematiğin birçok farklı dalında önemli buluşları olmuştur. Kurt Godel'in Eksiklik Teoremi matematikte çok önemli bir yere sahiptir. Godel, 20. yüzyılın matematik bakış açısını değiştiren teoremini, Principia Mathematica Gibi Dizgelerin Biçimsel Olarak Karar Verilemeyen Önermeleri Üzerine başlığı altındaki doktora makalesinde belirtmiştir. Genel olarak 20. yüzyılda karmaşıklık teorisi, oyun teorisi, topoloji gibi birçok yeni matematik dalı ve çalışma alanı ortaya çıkmıştır.
1953 yılında DNA'nın yapısını bulan bilim insanları Francis Crick,James Dewey Watson ve Maurice Wilkins, genetik alanındaki gelişmelere büyük katkıda bulunmuşlardır. Genetik bilgiyi taşıyan DNA nın çözümü, yüzyılın en önemli bilimsel çalışmalarından birisidir. Genetiğin yeni teknolojik şartlarda ilerleme kaydetmesiyle hastalıkların daha oluşmadan tespiti mümkün olabilecektir.
Modernleşmede kullanılan metotlar
Bilimin ilerlemesi ile gerekli mekanizmalar çoğalmış ve yeni metotlar ortaya çıkmıştır. Neredeyse her alanda kullanılmaya başlanan teknoloji, sayısal bilimlerin en büyük yardımcılarından biri haline gelmiştir. Son zamanlarda tıp, genetik ve moleküler biyoloji alanında gösterilen ilerlemede teknolojinin payı büyüktür. İlk zamanlara baktığımızda fizik ve kimya laboratuvarlarında kullanılan basit aygıtlar temel taşların oluşmasına yardımcı oldularsa da, yeni dönem biliminin en üst seviyedeki araçları kullanması ilerlemeyi hızlandırmış ve günübirlik hale getirmiştir.
Mikroskopun geliştirilmesiyle oluşturulan Elektron mikroskopları bilimsel araç açısından önemli bir ilerlemedir. Koşulların oluşmasıyla beraber artan sistematik düzen, bilimin ilerlemesine katkı sağladığı gibi insanlık içinde önemli gelişmeleri beraberinde getirmektedir. Teleskopun ilk günlerinden beridir geçirdiği evrim uzayın derinliklerine ulaşmamızı sağlamış ve karanlık bilinmeyenin içindeki sırları çözmemize yardımcı olmuştur. Bilgisayar teknolojisinin gelişmesi bilimin fayda alanına giren bir başka sistemler yumağını oluşturur. Bilgisayar yardımıyla kolaylaşan analizler ve doküman hatlarına kolay şekilde ulaşılması, yapılan bilimsel çalışmalarda zaman kazancını sağlar. Bu zaman kazancı tıp alanında önemli bir faktördür, hastalıkların teşhisi ve tedavi yöntemlerinin hemen geliştirilmesi çok önemlidir.
Bilimlerin sınıflandırılması
Bilimlerin sınıflandırılması (veya bilimlerin tasnifi) özellikle bilim felsefesinde önemli bir yer tutmuş, birçok filozof farklı temellerden yola çıkarak farklı bilim tasniflerine ulaşmışlardır. Gerek Eski Yunan felsefesi gerekse daha sonra bu felsefenin temellerini geliştiren İslam felsefesinin Meşşâî ekolünde bilimlerin tasnifi kendine yer bulmuştur. Bilimlerin tasnifiyle uğraşan Aristoteles en temel bilimin felsefe olduğu, bilimlerinse genel olarak üç ana kategoride değerlendirilebileceğini savunmuştur.
Filozof Francis Bacon da bilimlerin tasnifi konusuna değinmiş, bilimleri sınıflandırırken aralarında ilişki kurduğu insanî yeteneklerle ("human faculties") temel almıştır. Buna göre üç temel insanî yetenek "hafıza", "hayal gücü" ve "akıl"dır. Hafıza tarih bilimlerine denk gelirken, hayal gücü poetik bilimlere akıl ise felsefeye denk gelmektedir. Ele aldığı temeller sebebiyle Bacon'un tasnifi psikoloji bazlı bir tasnif olarak yorumlanmıştır. Bacon'un ayrımı daha sonraları ortaya çıkan ansiklopedik çalışmaların yanı sıra bilim tasnifi çalışmalarında da etkili olmuştur; örneğin Fransız ansiklopedistler (geleneği) Bacon'un tasnifini kullanmıştır.
Modern çağa doğru en kapsamlı ve önemli bilim sınıflamalarından biri Amerikalı filozof ve bilim insanı C. S. Peirce tarafından yapılmıştır. Peirce bilim sınıflamasında, türlerin sınıflandırılmasında kullanılana paralel bir sistem kurmuştur: dal, sınıf, takım, familya, cins ve tür. Örneğin 1902 tarihli sınıflandırmasında Aritmetik bir bilim olarak Teorik dalının, Matematik sınıfında yer alan Sonsuz Koleksiyonlar takımının alt takımlarından biridir. Bu sınıflandırmada, iki ana dal mevcuttur ve bilim kavramı bu iki ana dala ayrılır: Teorik ve Pratik. Daha sonra bu iki dal, başka alt dallara bölünür ve sınıflandırma sınıf ve takımlarla devam eder. 1903'teki bilimsel sınıflandırması, benzeşmekle birlikte daha farklıdır; tüm ayrışmalar üçlüdür ve özellikle Comte'un bilimsel sınıflamasından etkilenmiştir.
Bugün genelgeçer kabul gören bir bilim sınıflaması (yani bilimlerin tasnifi) yoktur; nitekim bazı filozoflar bilim sınıflaması fikri açısından çeşitli sorunlar olduğunu öne sürmüştür. Bilimlerin sınıflandırılması üzerine çalışmalar ve ilgi de 20. yüzyılın başlarında büyük ölçüde sona ermiştir. Bilimin öğretilmesinde ve üretilmesinde, idari birimlerin ayrıştırmasında çağdaş üniversitelerde genelde birkaç ana dal belirlenir ve ilgili bilimler bu dalların altında çalışılır: fen bilimleri, sosyal bilimler, teknoloji (ki buna genelde mühendislik de dahil edilir) ve sanat ile beşerî bilimler; sıklıkla tıp da kendi başına bir dal olarak bu dallaşmada yer alır.
Bilim'in felsefesi
Bilim felsefesi, bilim kavramının veya bilim dallarının içeriklerini, temellerini, sonuçlarını, uygulamalarını ve bunlarla ilgili yaklaşımları ve yöntemleri felsefî anlamda irdeleyen felsefe dalına verilen isimdir. Özellikle bilim tarihinde önemli bir yere sahip olan bilim felsefesi, genel olarak "bilim" kavramı ile ilişkili olabileceği gibi belirli bir bilim dalı ile ilişkili (örneğin biyoloji felsefesi,fizik felsefesi,kimya felsefesi gibi) de olabilir.
Bilim felsefesinin daha öznel tanımlanabilmesi de mümkündür; nitekim bilim felsefesi içerisindeki farklı akımlar bilim felsefesini farklı tanımlamışlardır. Bilim ile felsefenin bilim tarihinin başlarında karışık bir şekilde uygulanması, birçok filozofun aynı zamanda bilim insanları olması ve felsefî eserlerin aynı zamanda bilimsel bulguları, kuramları da barındırması modern çağa doğru son bulmuş ve bilim ile felsefe iyice ayrışmaya başlamıştır. Bugün anlaşılan anlamda bilim felsefesi de bu ayrışma sonrası, felsefenin ve filozofların bilim kavramını aklî açıdan ele alması ile başlamış denebilir. Tarih boyunca, bugün bilim felsefesi tarihi ve gelişiminin temelini oluşturan birçok bilim kuramı geliştirilmiştir. Bunların dışında bilimin mahiyetine ilişkin de farklı akımlar, düşünceler bilim felsefesi tarihinde kendine yer bulmuştur. Örneğin bazı filozoflar ve pozitivizm gibi akımlar bilimin doğa ve insanî zihinsel çalışmaların bir ürünü olduğunu öne sürerken, bazı filozof ve akımlar ise bundan farklı olarak bilimin zamana, mekâna ve topluma dayanan bir tür insan faaliyeti olduğunu savunmuşlar, örneğin Thomas Kuhn ve Jürgen Habermas bir faaliyet olarak bilimin tarihî ve toplumsal ilişkilerine ve bunlardan yola çıkarak yeni bilim tarihi anlayışlarına ve bilim tanımlarına vurguda bulunmuşlardır. Farklı bilim anlayışlarından özellikle pozitivist anlayış bir süre genel kabul görmüşse de, 20. yüzyılın ikinci yarısında ciddi biçimde sorgulanmış, eleştirilmiş, hakkındaki genel kanı değişiklik göstermiş ve çağdaş pozitivizm bazı aşırı söylemlerinden vazgeçip genelde daha orta yolu benimsemeye başlamıştır. Nitekim postmodernizmin ortaya çıkışı ve etkileri, modernist pozitivizme karşıdır ve çağdaş bilim felsefesinde önemli bir yere sahiptir.
Bilimsel yöntem, bilimsel bulgular ve bilimler içerisinde kullanılan kavramlar da bilim felsefinin konusu olmuştur. Örneğin bilimsel kanunların tam olarak ne olduğu, nasıl tanımlanması gerektiği ve eğer varsa gerçek bilimsel kanunların, yanlışlıkla yapılmış objektif olarak genelgeçer olmayan genellemelerden nasıl ayrıştırılması gerektiği bilim felsefesi dahilinde tartışılmıştır.
Bilim filozoflarınca bilimin şu özelliklere sahip olduğu belirtilir:
- Bilim olgusaldır. Bilim, olgulara yönlenerek doğrulanabilir olan ifadeleri inceler.
- Bilim mantıksaldır. Bilimsel ifadeler, mantıksal açıdan doğru çıkarımlar ile ulaşılmış, çelişkisiz ifadeler olmalıdır.
- Bilim objektiftir. Bilim, öznel ifadeler ile değil nesnel ifadeler ile ilgilenir.
- Bilim eleştireldir. Bilimdeki mevcut her kuram yeni olgular ışığından çürütülebilir veya değiştirilebilir; her kuramın yerini başka bir kurama bırakabilir.
- Bilim genelleyicidir. Bilim, tek tek bütün olgular ile ilgili gözlem yapmaz; bunlar ile ilgili genel kurallar ve bağıntılar bulmaya çalışır.
- Bilim seçicidir. Bilim, her türlü olguyla değil yalnızca ilgi alanına giren ve önemli olgular ile ilgilenir.
Bu özelliklerin dışında bilimin bir takım inançlara dayandığı ifade edilir:
- Bilim realisttir. Buna göre dış dünya özneden bağımsız ve gerçektir.
- Bilim rasyonalisttir. Buna göre dünya anlaşılabilir ve akla uygun bir dünyadır. Bu nedenle olguları akıl yolu ile kavramaya elverişli bir düzeni vardır.
- Bilim nedenselcidir. Buna göre doğadaki her şeyin bir nedeni vardır, doğadaki bütün olgular arasında neden-sonuç ilişkisi bulunur.
- Bilim nicelcidir. Buna göre var olan her şey ölçülebilirdir.
Bilimsel yöntem
Bilimsel yöntem çeşitli yeni bilgi edinmek veya bilinen bazı bilgileri doğrulamak veya düzeltmek amacıyla, çeşitli fenomenleri araştırmak için ve geçmişte kazanılmış, öğrenilmiş bilgileri tamamlamak için kullanılan yöntemlerin bütününe verilen isimdir. Bilimsel yöntem(ler) gözlemlenebilir, deneysel (ampirik) ve ölçülebilir kanıtların belirli bazı mantıksal prensiplerle incelenmesine dayanır. Bilimsel yöntem, Oxford İngilizce Sözlük'te şöyle tanımlanmıştır:
17. yüzyıldan beri doğal bilimleri karakterize etmiş, sistemik gözlem, ölçüm ve deney ve formülasyon, test etme ve hipotezlerin değiştirilmesini içeren yargılama metodudur.
Bilimsel yöntem diğer bazı bilgi edinme yöntemlerinden, bilim, deney ve mantık temelli olmasıyla ayrılır. Aynı şekilde bilimsel yöntem ile elde edilen bilginin, tekrar edilebilir deneylerden sonra tekrar ulaşılabilir olması gerekir. Bu açıdan bilimsel yöntem sıklıkla vahiy bazlı olan dinî yöntemden farklıdır; dinî bilgide esas sıklıkla vahiydir oysa vahiy tekrar edilebilir bir deney olmadığı için bilimsel bir yöntem değildir. Her ne kadar farklı bilim dallarında ve farklı bilgi konularında farklılaşmış, konuya özelleşmiş bilimsel yöntemler kullanılsa da genel bazı noktalar bilimsel yöntemlerin temelini oluşturur. Genellikle bilim insanları, araştırmacılar belirli bir fenomeni açıklamak adına büyük ölçüde ellerindeki bilgileri kullanarak hipotezler öne sürerler; daha sonra bu hipotezleri test etmek için çeşitli deneyler hazırlarlar ve deneylerin sonucuna göre bir hipotezin doğruluğu veya yanlışlığı ortaya çıkar. Bazen bir hipotezin doğruluğu belirli deneyler sonucu kabul edilse de; daha sonra yanlış olduğu farklı deneyler yoluyla da kanıtlanabilir. Bu sebeple her türlü hipotez, sürekli olarak deneylere tabii tutulabilir. Bilimsel yöntem açısından, bilimsel yöntemler sonucu elde edilen bilgilerin paylaşılması ve arşivlenmesi çok önemlidir zira bu bilgiler ışığında aynı veya farklı yöntemlerle ilgili deney ve testlerin tekrar edilmesi, yeniden üretilebilmesi ve yapılabilmesi bilimsel yöntem sonucu oluşacak bilgi açısından kaçınılmaz bir gerekliliktir - deneylerle aynı sonuç tekrar tekrar üretilebildiğinde hipotez kuram olmaya yaklaşır.
Bilim çevreleri ve camiası
Bilim camiası birçok farklı bilim dalında uzmanlaşmış, farklı dallarda araştırma yapan birçok bilim insanı ve ilgili kurumlardan oluşmaktadır.
Bilim dalları
Zaman içinde farklı bilim dalları veya alanları, özelleşmiş ve gelişmiştir. Sıklıkla akademik düzeyde bilimlerin dallaşması iki ana kategoride ele alınır. Doğal fenomenleri araştıran ve inceleyen doğa bilimleri (veya doğal bilimler) ile toplumu, bireyi ve insanî faaliyetleri ve davranışları araştıran ve inceleyen sosyal ve beşerî bilimler. Biyoloji, fizik ve kimya gibi bilimler doğa bilimlerine örnekken, sosyoloji ve antropoloji gibi bilimler sosyal bilimlere örnektir. Bu temel alanlar arasında çok çeşitli ilişkiler olmuş, mühendislik ve tıp bilimleri gibi bu alanlarla ilişkili uygulamalı bilimler türemiş ve özellikle son yüzyılda sibernetik,ekonofizik ve tıbbi antropoloji gibi birçok disiplinler arası dal da ortaya çıkmıştır.
Matematik bilimi sıklıkla bu iki ana kategoriden farklı üçüncü bir kategori olan formal bilimler kategorisinde yer alır; zira hem doğa bilimlerine hem de sosyal bilimlere yakın ve uzak olduğu birçok nokta mevcuttur. Matematik, belirli bir bilgi alanının nesnel, dikkatli ve sistematik incelenmesi hususunda doğa bilimlerine yakınken, inceleme yöntemi olarak ampirik yani deneysel yöntemler barındırmaması açısından ayrılır; matematikte edinilen bilgi ampirik yöntemlerle değil de a priori ile doğrulanır. Formal bilimler kategorisi matematiğin yanında istatistik ve mantık bilimlerini de içermektedir. Bu iki bilim, matematik ile birlikte, tüm bilimler, özellikle ampirik bilimler açısından önemli bir yere sahiptir; örneğin formal bilimlerdeki çeşitli gelişmeler fiziksel ve biyolojik bilimlerde de büyük gelişmelere sebep olmuştur. Nitekim formal bilimler hipotez, kuram ve kanunların oluşmasında, hem şeylerin nasıl çalıştığı ve olduğuna yönelik (doğa bilimleri) hem de insanların nasıl düşündüğü ve davrandığına yönelik (sosyal ve beşerî bilimler) keşif ve tanımlamalarda hayati bir önemi sahiptir.
Sosyal bilimlerin bir ampirik bilim olup olmaması durumu 20. yüzyıldan beri tartışma konusu olmuştur. Bu tartışmalar etrafında sosyal ve davranışsal dalların bir kısmı bilimsel olmadıkları eleştirileriyle karşılaşmıştır. Hatta bazı akademisyenler (örneğin Nobel Ödülü sahibi fizikçi Percy W. Bridgman,) ve bazı siyasetçiler (örneğin ABD Senatörü Kay Bailey Hutchinson), diğer dallara oranla spesifik-olmayan, muğlak veya bilimsel açıdan yersiz buldukları bazı dallar için "bilim" sözcüğünü kullanmaktan kaçınmıştırlar.
Kurumlar
Bilimsel fikir, deney ve bulguların paylaşımı, iletişimi ve tanıtımı gibi amaçları güden bilim topluluklarına Rönesans döneminden beri rastlanmaktadır. Bugüne ulaşmış en eski kurum is İtalya'daki İtalyanca: Accademia dei Lincei'dir. 1660 yılında İngiliz Royal Society (Kraliyet Cemiyeti) ve 1666 yılında Fransız Fransızca: Académie des Sciences ile başlayarak, ulusal bilim akademileri, toplulukları birçok ülkede bulunan seçkin ve bilgi kurumlarıdır.
Birçok uluslararası bilimsel örgüt, örneğin Uluslararası Bilim Konseyi (International Council for Science), farklı milletlerin bilim toplulukları, camiaları arasındaki işbirliğini geliştirmek ve önayak olmak amacıyla kurulmuştur.
Yazın
Bugüne kadar muazzam çeşitlilikte bilimsel yazınlar yayımlanmıştır ve yayımlanmaya devam edilmektedir. Bilimsel jurnaller üniversitelerde ve diğer çeşitli araştırma kurumlarında yapılan araştırmaların sonuçlarını belgelemek ve iletmekte; bilimsel araştırmaların ve çalışmaların bu sebeple de bilimin arşivsel bir kaydı olma işlevini görmektedirler. İlk bilimsel jurnaller, Journal des Sçavans ve ardından gelen Philosophical Transactions, 1665 yılında yayımlanmaya başlanmıştır. O zamandan bu yana düzenli yayınların toplam sayısı durmadan artış göstermiştir ki 1981 yılında yapılan bir tahmine göre yayındaki toplam bilimsel ve teknik jurnallerin sayısı 11.500'dü.
Birçok bilimsel jurnal belirli bir bilim dalını kapsamakta ve o daldaki araştırmaları yayımlamakta, sunmaktadır; araştırmalar normalde bilimsel bir tez formatındadır. Bilim çağdaş toplumlarda o kadar yaygın ve nüfuzludur ki genellikle başarıların, haberlerin ve bilim insanlarının heveslerinin daha geniş kitlelere aktarılması gerekli görülür.
Bilimsel dergiler, örneğin New Scientist veya Scientific American, daha geniş bir okuyucu kitlesinin ihtiyaçlarına karşılık vermekte ve bazı araştırma alanlarındaki kayda değer keşif ve gelişmeler dahil birçok popüler araştırma alanın teknik olmayan özetlerini sunmaktadır. Ayrıca, yüzeysel olarak, bilimkurgu türü, temelde fantastik bir doğaya sahip olsa da, genel olarak toplumun hayal gücünü cezbetmekte ve belki bilimsel yöntemleri değil ama bilimsel fikirleri iletmektedir.
Eleştiriler ve tartışmalar
Bilim, sözde bilim ve bilim dışı
Kendi başına meşruiyet kazanamayacak olan ve bu sebeple bilim gibi tavır takınarak kendine meşruiyet kazandırmaya çalışan herhangi bir yerleşmiş bilgi bütünü bilim olarak kabul edilmez; bunlara genellikle sınır-bilim (fringe science) veya alternatif bilim denmektedir. Bunların en büyük eksikliği, doğal bilimlerde olduğu gibi bilimlerin gelişimine katkıda bulunan, dikkatlice kontrol edilen ve etraflıca incelenip, yorumlanan deneylerden yoksun olmalarıdır. Bir başka terim de çöp bilimdir. Çöp bilim (junk science), aslında meşru, doğru sayılabilecek çeşitli bilimsel teori ve verilerin, yanlış bir şekilde veya hataen karşıt bir tarafı, tutumu savunma amaçlı kullanımıdır. Terimin kullanımında genellikle ideolojik veya siyasi önyargı ve etkenler de söz konusudur. Ticari reklamların çok çeşitli bir kısmı da bu kategoriye düşmektedir. Son olarak, bu terimlerden ayrı ve farklı olarak, bilimsel fikirlerin iyi niyetli olsa da yanlış, eskimiş, eksik veya fazlasıyla basitleştirilmiş teşhirleri ve tezahürlerine de rastlanılabilir.
Birçok bilgi bütünü ve dalının gerçekten bilim (dalı) olup olmadığı tartışma konusu olmuştur. Bu hususta tartışmalar ve fikir ayrılıkları oldukça büyük sayıdadır ve sosyal ve davranışsal bilimler gibi bazı alanlar çeşitli eleştirmenler tarafından bilim dışı olmakla suçlanmıştır. Farklı alanlardan birçok kişi, örneğin Nobel Ödülü sahibi fizikçi Percy W. Bridgman gibi bazı akademisyenler ve örneğin ABD Senatörü Kay Bailey Hutchinson gibi bazı siyasetçiler, diğer dallara oranla spesifik-olmayan, muğlak veya bilimsel açıdan yersiz buldukları bazı dallar için "bilim" sözcüğünü kullanmaktan kaçınmıştırlar. Bazı filozoflar da bu açıdan farklı fikirler sunmuşlardır; örneğin Karl Popper bilimsel yöntemin ve kanıtların varlığını reddetmiştir. Popper'a göre sadece bir tane evrensel yöntem vardır; olumsuz deneme ve yanılma yöntemi. Bu, bilim, matematik, felsefe, sanat vs. dahil insan zihninin tüm ürünlerini kapsadığı gibi, hayatın evrimini de kapsar. Ayrıca Popper, eleştirel rasyonalizm (Popper, Albert) ile Frankfurt Okulu (Adorno, Habermas) arasındaki sosyal bilimlerin metodolojisini konu alan felsefî bir tartışma olan, pozitivizm tartışmasına da katkıda bulunmuştur.
Felsefi bakış ve odak
Tarihçi Jacques Barzun bilimi "tarihteki her inanç kadar fanatik bir inanç" olarak tanımlamış ve insan varoluşu açısından tamamlayıcı olan mânâ düşüncelerini bastırmak amacıyla bilimsel düşüncenin kullanımına karşı uyarmıştır.Carolyn Merchant, Theodor W. Adorno ve E. F. Schumacher gibi birçok çağdaş düşünür 17. yüzyıldaki bilimsel devrimin bilimi doğayı veya hikmeti anlamaya çalışan bir odaktan, doğayı kendi çıkarları için kullanmak (manipüle etmek) odağına kaydırdığını ve bilimin doğayı manipüle edişinin sonunda kaçınılmaz bir şekilde insanları da manipüle etmesine yol açacağını düşünmüşlerdir. Ayrıca, nicel ölçümlerin bilimin odağında olması, bilimin dünyanın önemli nitel açılarını göremediği eleştirilerine yol açmıştır.
Bilimin icrasında, etik ve çalışma ahlâkının ideolojik bir şekilde reddedilmesinin sahtekârlık, intihal ve veri tahrifi gibi çeşitli formlardaki sonuçları birçok akademisyen tarafından eleştirilmiş ve yerilmiştir. Filozof Bernard Rollin, "Bilim ve Etik" (Science and Ethics) isimli eserinde, etik ve ahlâkın bilim ile ilgisini reddeden ideolojik görüşü inceler ve temel etik anlayışının ve kurallarının öğretilmesinin, bilimsel eğitimin vazgeçilemez ve ayrılmaz bir unsuru olduğunu savunur.
Medya ve bilim tartışması
Kitlesel medya, birbiriyle yarışan farklı bilimsel iddiaları, bu iddiaların bilimsel camiadaki kabul edilebilirliği ve güvenirliğini tam olarak, kesin bir şekilde yansıtmalarını engelleyen çeşitli baskılara maruz kalmaktadır. Bilimsel bir tartışmada farklı taraflara ne kadar ağırlık verileceğini belirlemek, tartışmanın konusu hakkında uzmanlık ve bilgiyi gerektirir. Çok az gazeteci gerçek anlamda bilimsel bilgiye sahip olduğu gibi, belirli bilimsel meseleler üzerine bilgiye sahip olan bir gazeteci bile aniden haberini yapması gereken diğer bilimsel meseleler üzerine az şey biliyor olabilir.
Epistemolojik yetersizlikler
İsviçreli psikiyatr Carl Jung'a göre her ne kadar bilim doğanın her yönünü, tam olarak anlamaya çalışsa da kullanılan deneysel yöntemler ancak suni ve sınırlı sorular ortaya atacak ve dolayısıyla sadece kısmi cevaplara ulaşılabilir.Robert Anton Wilson, bilimin soru sormakta kullandığı araçların ürettiği cevapların sadece kullanılan araçlar açısından anlamlı cevaplar olduğunu ve bilimsel bulguların incelenebileceği tamamen nesnel bir bakış açısının olmadığını öne sürerek bilimi eleştirmiştir.
Bilim ve din
Bilim ile din arasındaki ilişki, yaşamın gerçeklerine ilişkin yaptıkları açıklamalar doğrultusunda incelenebilir. Dinsel doktrinler ve nedenler zaman zaman bilimin gelişimini etkilerken, bilimsel bilgiler de dinsel inanışları etkilemiştir.
Din ve bilim, tarih boyunca birbirleriyle sürekli çatışma halinde olan iki düşünme biçimidir. Genel bir anlamda her ikisi de evreni açıklama amacı güder; fakat kullandıkları yöntemler ve bağlı oldukları dünya görüşleri çok farklıdır. Bilim, olguları saptama ve açıklamada gözlem ve gözleme dayalı mantıksal düşünmeyi kullanır. Oysa din, metafizikten pek farklı olmayarak, sevgi, inanç ve duygu ile karışık, olgulardan kopuk bir akıl yürütmeye dayanır. Dünya görüşü yönünden birine gerçekçi-rasyonalist, ötekisine mistik-rasyonalist diyebiliriz. Bu karşılaştırmayı daha somut yapmak için, dini oluşturan başlıca özellikleri belirtmeye ve bilimle çatışmaya düştüğü kesin noktayı bulmaya ihtiyaç vardır. Bütün büyük dinler incelendiğinde şu üç ögenin ya da işlevin yapılarında var olduğu görülür:
- Birtakım ahlak kuralları,
- Belli tapınma biçimleri,
- Metafizik nitelikte bir inançlar sistemi.
Bilimle dinin çatışması sadece son nokta bakımındandır. Çünkü din bilimin evreni açıklama ve insan için anlaşılır kılma çabasına bu noktada ortak olmuştur. Din evrenin kökeni, kuruluşu ve işleyişi üzerine birtakım inançlara (metafizik hipotezlere) sahiptir. Bu inançların her biri dogma niteliğindedir; doğruluğundan şüphe edilmez. Kaldı ki, dinin söz götürmez bir kesinlikle doğru kabul ettiği metafizik hipotezleri bilimsel yoldan doğrulama olanağı da yoktur. Örneğin, bu inanç ya da hipotezlerden biri, Tanrının varlığı ile ilgilidir. Hemen bütün gelişmiş dinler belli özellikleri olan bir Tanrının var olduğu savına dayanır. Ne var ki, bu savın ne doğruluğu ne de yanlışlığı gözlem ve deneye başvurularak saptanamaz. Dinler bu konudaki savlarının doğruluğunu başka yollara (vahiy, sezgi, kutsal kitap, geleneksel otorite ve benzer kaynaklara) başvurarak savunurlar. Sonuçta böyle bir savın kabulü veya reddi kişisel bir inanç sorunu olarak kalır. Ne inanan kimse inancının doğruluğunu, ne de inkâr eden kimse inkârını bilimsel yoldan ispat edebilir. Şu kadar ki, ikisinin birden doğru olması mantıksal açıdan olanaksızdır.
Din, inançlar sisteminde, bilimin tam tersine, düzeltme, gelişme veya herhangi bir değişiklik kabul etmez. Yanılma olasılığına yer vermediği için kendi kendini eleştiri yoluyla hatalardan arındırma olanağı yoktur. Dinsel her inanç kesin ve evrensel doğruluk iddiasına dayanır. Oysa bilimde hiçbir teori kesinlik iddiası gütmez; er geç bir gün değişikliğe uğrama, hatta tümden reddedilme olasılığını gözden uzak tutmaz. Dinle bilimin çatışması, dinin olgulara dayanmaksızın evreni açıklama yolunda ortaya attığı metafizik öğretilerden vazgeçmediği sürece sürüp gideceğe benzer. Çünkü bu tür inançları, giderek kapsamını geliştiren bilimsel bulgu ve doğrularla bağdaştırmanın yolu yoktur.
Kişiler bazında ele alındığında, tarih boyunca bazı düşünürlerin bilim ile dinin uzlaşamaz ve birbirine karşıt uğraşılar olduğunu öne sürdüğü -bu genel olarak bilimin sorgulamaya dayanması, dinin ise sorgulamadan inanmayı gerektirmesinden kaynaklanmaktadır-, bazı düşünürlerin ise aksini iddia ettiği görülmektedir. Özellikle 19. yüzyılın belirli dönemlerinde din ile bilimin birbirine muhalif olduğu görüşü kazanmıştır. Bu dönemlerde geliştirilen muhalefet, karşıtlık tezine göre bilim ile din arasındaki herhangi bir etkileşim her daim çatışmaya yol açacaktır ve din de, yeni bilimsel fikirlere karşı, saldırgan olan taraf olacaktır. Her ne kadar bu anlayış 19. yüzyılda John William Draper ve Andrew Dickson White gibi isimlerce yaygınlaştırılmaya çalışılmışsa da bilim ile din arasındaki tarihsel ve bugünkü etkileşimi, çatışma anlarından iş birliği anlarına kadar, açıklamaya yeterli olmamıştır. Nitekim gerek Kopernik,Galileo, Kepler ve Boyle gibi Batı bilim tarihinde yer almış önemli isimler, gerekse İbn-i Sina,Biruni ve İbn-i Heysem gibi Doğu bilim tarihinde yer almış önemli isimler inançlı insanlardı. Bununla birlikte, bilim ile dinin tarih içinde çatıştığı meseleler de olmuştur ve bilim ile dinin uzlaşmasının mümkün olmadığını savunanlar bugün de mevcutturlar. Örneğin İngiliz evrimsel biyoloji uzmanı Richard Dawkins bilim ile dinin uzlaşmasının mümkün olmadığını şiddetle savunmaktadır.
Tarih boyunca din ile bilimi birleştirmeye çalışan, birbiriyle çelişmeyen yöntemler olduğunu ileri süren ve hatta birbirlerini tamamladıklarını düşünenler olmuştur. Amerikalı biyolog Kenneth R. Miller bu kesimdedir. Zaman zaman dinsel kanıları bilimsel yöntemlerle veya bilimsel kanıları dinsel yöntemlerle açıklamaya çalışanlar olmuştur. Örneğin, İbn-i Sina Tanrı'nın varlığını akıl ve mantık yoluyla açıklamaya çalışmıştır. Buna ek olarak, özellikle modern çağda, bazıları bilim ve dinin birbirinden bağımsız olduğunu, insani deneyimin birbiriyle ilgisiz yönleriyle uğraştıkları ve bu sebeple birbirlerinin alanına bulaşmadıkça, kendi alanları içerisinde, sorunsuz bir şekilde birlikte var olabileceklerini öne sürmüşlerdir. Ama bu pek de mümkün olmamıştır.
Kaynakça
- "Encyclopedia - Britannica Online Encyclopedia". Encyclopædia Britannica, Inc. 2008. 12 Aralık 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Haziran 2008.
- Encyclopedia of Philosophy. Ed. Donald M. Borchert. 2nd ed. Detroit: Macmillan Reference USA, 2006. Gale Virtual Reference Library. Gale. 28 Mayıs 2008.
- ^ "TDK: "ilim"". 31 Ekim 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 25 Mart 2023.
- ^ "science." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
- ^ . 13 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ TDKBilim ve Sanat Terimleri Ana Sözlüğü. Türk Dil Kurumu. 15 Eylül 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 16 Ekim 2010.
- ^ Albert Einstein 'The Fundamentals of Theoritical Physics' Science 91-1940
- ^ Bertrand Russell,
- ^ a b c d e f g h i j "history of science." Encyclopædia Britannica. 2008. Encyclopædia Britannica Online. 09 Haziran 2008 <http://www.britannica.com/EBchecked/topic/528771/history-of-science 4 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .>.
- ^ An old mathematical object. 24 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (Eski bir matematik nesnesi.) URL erişim tarihi: 10 Temmuz 2008.
- ^ Mathematics in (central) Africa before colonization. 7 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (Kolonizasyon öncesi Afrika'da Matematik.) URL erişim tarihi: 10 Temmuz 2008.
- ^ The Mathematics of Ancient Egypt. 13 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (Antik Mısır Matematiği.) URL erişim tarihi: 10 Temmuz 2008.
- ^ a b c d e f "mathematics." Encyclopædia Britannica. 2008. Encyclopædia Britannica Online. 11 Temmuz 2008 <http://www.britannica.com/EBchecked/topic/369194/mathematics 3 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .>.
- ^ a b "Preface". Mathematics text book - Standard X. Department of School Education, Govt. of Tamil Nadu, India. 20 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (Tamil Nadu Hükûmeti, Okul Eğitimi Departmanı, Matematik ders kitabı. Hindistan.) URL erişim tarihi: 10 Temmuz 2008.
- ^ Sykorova, I. "Ancient Indian Mathematics." WDS'06 Proceedings of Contributed Papers. 2006. 25 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 10 Temmuz 2008.
- ^ a b c "biology." Encyclopædia Britannica. 2008. Encyclopædia Britannica Online. 11 Temmuz 2008 <http://www.britannica.com/EBchecked/topic/66054/biology 4 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .>.
- ^ Thales of Miletos 3 Şubat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Θαλής ο Μιλήσιος (Tales)
- ^ Anaximenes of Miletus 12 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Άναξιμένης (Anaksimenes)
- ^ Pythagoras 24 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Πυθαγόρας (Pisagor)
- ^ Democritus 9 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Δημόκριτος (Demokritos)
- ^ Gorgias 6 Temmuz 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Γοργίας
- ^ Empedocles 5 Ağustos 2012 tarihinde Archive.is sitesinde arşivlendi Έμπεδοκλής (Empedokles)
- ^ Heraclitus 30 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Hράκλειτος (Heraklitos)
- ^ Parmenides 15 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Παρμενίδης
- ^ Plotinus 29 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Πλωτῖνος (Plotinos)
- ^ Plato 13 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Πλάτων (Platon)
- ^ Aristotle 31 Mart 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Ἀριστοτέλης (Aristoteles)
- ^ S. C. McCluskey, Astronomies and Cultures in Early Medieval Europe, Cambridge: Cambridge Univ. Pr. 1998, s. 20-21.
- ^ Singer, Charles (1941), , Clarendon Press, 29 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 12 Temmuz 2008 (page 217)
- ^ Weidhorn, Manfred (2005). The Person of the Millennium: The Unique Impact of Galileo on World History (İngilizce). iUniverse. s. p. 155. ISBN .
- ^ "'Lavoisier, Antoine." Encyclopædia Britannica. 2007. Encyclopædia Britannica Online. 24 Temmuz 2007 <http://www.britannica.com/eb/article-9369846 20 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde .>.
- ^ nobelprize.org 22 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Nobel Ödülü resmî sitesindeki Wilhelm Ostwald bölümü. (İngilizce)
- ^ nobelprize.org 9 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Nobel Ödülü resmî sitesindeki Jacobus H. van 't Hoff bölümü. (İngilizce)
- ^ nobelprize.org 15 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Nobel Ödülü resmî sitesindeki Svante Arrhenius bölümü. (İngilizce)
- ^ The Pythagorean Theorem 30 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Pisagor Teoreminin ayrıntılı açıklaması. (İngilizce)
- ^ (PDF). 3 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2008.
- ^ . 12 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Temmuz 2008.
- ^ Parmanand Singh. "Acharya Hemachandra and the (so called) Fibonacci Numbers". Math. Ed. Siwan, 20(1):28-30, 1986. ISSN 0047-6269
- ^ Parmanand Singh,"The So-called Fibonacci numbers in ancient and medieval India." Historia Mathematica 12(3), 229-44, 1985.
- ^ "Pascal's Triangle." Wolfram MathWorld. 14 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 12 Temmuz 2008.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Ekim 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 24 Şubat 2021.
- ^ Mehmet Bayrakdar, "Al-Jahiz And the Rise of Biological Evolutionism", The Islamic Quarterly, Third Quarter, 1983, Londra.
- ^ Frank N. Egerton, "A History of the Ecological Sciences, Part 6: Arabic Language Science - Origins and Zoological", Bulletin of the Ecological Society of America, Nisan 2002: 142-146 [143]
- ^ Fahd, Toufic, "Botany and agriculture", , s. 815, in Morelon, Régis; Rashed, Roshdi (1996), Encyclopedia of the History of Arabic Science (İngilizce), 3, Routledge, ISBN
- ^ Diane Boulanger (2002), "The Islamic Contribution to Science, Mathematics and Technology", OISE Papers, in STSE Education, Vol. 3.
- ^ S. A. Al-Dabbagh (1978). "Ibn Al-Nafis and the pulmonary circulation", The Lancet 1, p. 1148.
- ^ Husain F. Nagamia (2003), "Ibn al-Nafīs: A Biographical Sketch of the Discoverer of Pulmonary and Coronary Circulation", Journal of the International Society for the History of Islamic Medicine 1, p. 22–28.
- ^ Matthijs Oudkerk (2004), Coronary Radiology, "Preface", , .
- ^ Dr. Abu Shadi Al-Roubi (1982), "Ibn Al-Nafis as a philosopher", Symposium on Ibn al-Nafis, Second International Conference on Islamic Medicine: Islamic Medical Organization, Kuwait ( Ibn al-Nafis As a Philosopher 6 Şubat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., Encyclopedia of Islamic World).
- ^ a b . 21 Şubat 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ocak 2008.
- ^ a b On the Origin of Species[]
- ^ a b . 25 Eylül 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ocak 2008.
- ^ a b . 15 Temmuz 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ocak 2008.
- ^ a b . 18 Mart 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ocak 2008.
- ^ "Gelişim Aşamaları Fetus - Kadın Sağlığı Sorunları". MSD Manual Consumer Version. 13 Haziran 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 10 Temmuz 2020.
- ^ * Lennart Nilsson, 91 (1990): sekiz haftada "düşük yapma tehlikesi ... keskin bir şekilde azalır."
- "Kadın Sağlığı Bilgileri 30 Nisan 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . ", Hearthstone Communications Limited:" Düşük yapma riski, haftalar geçtikçe 8. haftadan sonra önemli ölçüde azalır. " Erişim tarihi: 2007-04-22.
- ^
- ^ Des Manuscrits de Sieyès. 1773-1799, Volumes I and II, published by Christine Fauré, Jacques Guilhaumou, Jacques Vallier et Françoise Weil, Paris, Champion, 1999 and 2007 See also and Jacques Guilhaumou, Sieyès et le non-dit de la sociologie : du mot à la chose, in Revue d’histoire des sciences humaines, Numéro 15, novembre 2006 : Naissances de la science sociale.
- ^ a b c A Dictionary of Sociology, Article: Comte, Auguste
- ^ a b c "'sociology." Encyclopædia Britannica. 2008. Encyclopædia Britannica Online. 18 Jul. 2008 <http://www.britannica.com/EBchecked/topic/551887/sociology 29 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde .>.
- ^ a b "Descartes and Kant: Philosophical Origins of Psychology." Sweet Briar College - Department of Psychology. 2 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 26 Temmuz 2008
- ^ "Wilhelm Wundt." Indiana University. Biographical Profiles; Human Intelligence. 15 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 26 Temmuz 2008.
- ^ Ventura, Thomas. "Psychoanalysis." ALLPsych Online: The Virtual Psychology Classroom. 1 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 26 Temmuz 2008.
- ^ Bloomfield, T. M.. "Psychoanalysis: A Human Science?" Journal for the Theory of Social Behaviour.[] URL erişim tarihi: 26 Temmuz 2008.
- ^ Akbar S. Ahmed (1984). "Al-Beruni: The First Anthropologist", RAIN 60, p. 9-10.
- ^ a b c d e f g "anthropology." Encyclopædia Britannica. 2008. Encyclopædia Britannica Online. 29 Jul. 2008 <http://www.britannica.com/EBchecked/topic/27505/anthropology 15 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde .>. URL erişim tarihi: 29 Temmuz 2008.
- ^ Al-Zubaidi, Layla. "Urban Anthropology – An Overview." 16 Eylül 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 29 Temmuz 2008.
- ^ nobelprize.org 9 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Nobel Ödülü resmî sitesindeki Alfred Nobel bölümü. (İngilizce)
- ^ nobelprize.org Nobel Ödülü resmî sitesi.
- ^ nobelprize.org 13 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (The Nobel Prize in Physics 1903) Nobel Ödülü resmî sitesindeki 1903 Fizik Ödülü sayfası. (İngilizce)
- ^ nobelprize.org 26 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (The Nobel Prize in Chemistry 1911) Nobel Ödülü resmî sitesindeki 1911 Kimya Ödülü sayfası. (İngilizce)
- ^ Albert Einstein Annalen der Physik 17, 132 (1905), Über einen die Erzeugung und Verwandlung des Lichtes betreffenden heuristischen Gesichtspunkt.
- ^ Albert Einstein Annalen der Physik 17, 549 (1905), Über die von der molekularkinetischen Theorie der Wärme geforderte Bewegung von in ruhenden Flüssigkeiten suspendierten Teilchen.
- ^ Albert Einstein Annalen der Physik 17, 891 (1905), Zur Elektrodynamik bewegter Körper.
- ^ nobelprize.org 17 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (The Nobel Prize in Physics 1921) Nobel Ödülü resmî sitesindeki 1921 Fizik Ödülü sayfası. (İngilizce)
- ^ "The Photoelectric Effect". 31 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 19 Ocak 2008.
- ^ Gauss'un biyografisi. 14 Temmuz 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (İngilizce)
- ^ Bernhard Riemann 30 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Bernhard Riemann'ın çalışmaları. (İngilizce)
- ^ nobelprize.org 11 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Nobel Ödülü resmî sitesindeki Francis Crick bölümü. (İngilizce)
- ^ nobelprize.org 31 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Nobel Ödülü resmî sitesindeki James Dewey Watson bölümü. (İngilizce)
- ^ nobelprize.org 28 Mayıs 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . Nobel Ödülü resmî sitesindeki Maurice Wilkins bölümü. (İngilizce)
- ^ Teleskop nedir? 29 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (Türkçe)
- ^ a b c d e f g h "Classification of the sciences". 24 Mart 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 21 Mayıs 2008.
- ^ a b c d Atkins, Richard Kenneth. "Restructuring the Sciences: Peirce's Categories and His Classifications of the Sciences." Fordham University. URL erişim tarihi: 24 Mayıs 2008.
- ^ a b c Willermet, Cathy. "Science, Philosophy of." Encyclopedia of Anthropology. Ed. H. James Birx. Vol. 5. Thousand Oaks, CA: Sage Reference, 2006. 2062-2065. Gale Virtual Reference Library. Gale. 28 Mayıs 2008.
- ^ Lennox, James. "Philosophy of Biology." Encyclopedia of Philosophy. Ed. Donald M. Borchert. Vol. 7. 2nd ed. Detroit: Macmillan Reference USA, 2006. 337-349. Gale Virtual Reference Library. Gale. 28 Mayıs 2008
- ^ Loewer, Barry. "Philosophy of Physics." Encyclopedia of Philosophy. Ed. Donald M. Borchert. Vol. 7. 2nd ed. Detroit: Macmillan Reference USA, 2006. 473-478. Gale Virtual Reference Library. Gale. 28 Mayıs 2008
- ^ Schummer, Joachim. "Chemistry, Philosophy of." Encyclopedia of Philosophy. Ed. Donald M. Borchert. Vol. 2. 2nd ed. Detroit: Macmillan Reference USA, 2006. 140-144. Gale Virtual Reference Library. Gale. 28 Mayıs 2008
- ^ a b c d "science, philosophy of." Encyclopædia Britannica. 2008. Encyclopædia Britannica Online. 29 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 28 Mayıs 2008 <http://www.britannica.com/eb/article-271806>.
- ^ a b c d e f g h i j k Ergün, Mustafa. "Bilim Felsefesi". 27 Ağustos 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 17 Nisan 2011.
- ^ "Thomas Kuhn". Stanford Encyclopedia of Philosophy. 28 Mart 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 28 Mayıs 2008.
- ^ Mitchell, Gordon R. "Did Habermas Cede Nature to the Positivists?". URL erişim tarihi: 28 Mayıs 2008.
- ^ a b c d e f g h i j Özlem, Doğan: "Bilim Felsefesi", sayfa 14, Notos Kitap, Kasım 2010, İstanbul, ISBN
- ^ Isaac Newton (1687, 1713, 1726). "[4] Rules for the study of natural philosophy", Philosophiae Naturalis Principia Mathematica, Third Edition. The General Scholium containing the 4 rules follows Book 3, The System of the World. Reprinted on pages 794-796 of I. Bernard Cohen and Anne Whitman's 1999 translation, University of California Press , 974 pages.
- ^ "scientific method noun" The Oxford Dictionary of English (revised edition). Ed. Catherine Soanes and Angus Stevenson. Oxford University Press, 2005. Oxford Reference Online. Oxford University Press. 3 Haziran 2008 <http://www.oxfordreference.com/views/ENTRY.html?subview=Main&entry=t140.e68940> URL erişim tarihi: 3 Haziran 2008.
- ^ Schafersman, Steven D. "An Introduction to Science: Scientific Thinking and the Scientific Method." 24 Kasım 2005 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 3 Haziran 2008.
- ^ a b c d Wudka, Jose. "The scientific method." Physics 7: Relativity and Cosmology. UC Riverside. 8 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 3 Haziran 2008.
- ^ a b Dye, James. "Socratic Method vs. Scientific Method". 24 Ağustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 3 Haziran 2008.
- ^ "DEFINING 'CYBERNETICS'." AMERICAN SOCIETY FOR CYBERNETICS. 9 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 6 Haziran 2008.
- ^ "Econophysics Workshop." The European Science Foundation Programme. 9 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 6 Haziran 2008.
- ^ "Medical Anthropology, Health Care Diversity, and Globalization." Boston Healing Landscape Project. 26 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 6 Haziran 2008.
- ^ a b Siepmann, J. P. (1999). "What is Science? (Editorial)". Journal of Theoretics. Cilt 3. 3 Mart 2008 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Temmuz 2007.
- ^ a b Staff (19 Mayıs 2006). . American Sociological Association. 12 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2007.
- ^ Parrott, Jim (9 Ağustos 2007). "Chronicle for Societies Founded from 1323 to 1599". Scholarly Societies Project. 14 Nisan 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Eylül 2007.
- ^ (İtalyanca). Accademia Nazionale dei Lincei. 2006. 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2007.
- ^ . The Royal Society. 26 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2007.
- ^ Meynell, G.G. . Topics in Scientific & Medical History. 26 Kasım 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2007.
- ^ Ziman, Bhadriraju (1980). "The proliferation of scientific literature: a natural process". Science. 208 (4442). ss. 369-371. doi:10.1126/science.7367863.
- ^ Subramanyam, Krishna (1981). Scientific and Technical Information Resources (İngilizce). CRC Press. ISBN .
- ^ Popper, Karl (1983). "Preface, On the non-existence of scientific method". Realism and the Aim of Science. 1st edition. Totowa, New Jersey: Rowman and Littlefield.
- ^ Logik der Forschung, new appendix *XIX (Logic of scientific discovery isimli İngilizce sürümde henüz bulunmamaktadır)
- ^ Karl Popper: Objective Knowledge (1972)
- ^ Bu meseledeki çeşitli konumların eleştirel incelenmesi Karl R. Popper'in " Tarihselciliğin Sefaleti" (The Poverty of Historicism) eserinde bulunabilir.
- ^ Jacques Barzun, Science: The Glorious Entertainment, Harper and Row: 1964. p. 15. (quote) and Chapters II and XII.
- ^ a b Fritjof Capra, Uncommon Wisdom, , p. 213
- ^ Rollin, Bernard E. (2006). Science and Ethics (İngilizce). Cambridge University Press. ISBN .
- ^ Dickson, David (11 Ekim 2004). "Science journalism must keep a critical edge". Science and Development Network. 9 Kasım 2007 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 20 Şubat 2008.
- ^ Mooney, Chris (2007). . Columbia Journalism Review. 29 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Şubat 2008.
- ^ McIlwaine, S. (2005). . Australian Studies in Journalism. Cilt 14. ss. 41-60. 1 Ağustos 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Şubat 2008.
- ^ Jung, Carl (1973). Synchronicity: An Acausal Connecting Principle (İngilizce). Bollingen Foundation. s. 35. ISBN .
- ^ Wilson, Robert Anton. Real Reality (Adobe Flash video). YouTube. 6 Aralık 2011 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 13 Haziran 2008.
- ^ Yıldırım, Cemal. Bilim Felsefesi. 18. baskı. İstanbul: Remzi Kitabevi, 2014. s. 26
- ^ David B. Wilson writes about the development of the conflict thesis in "The Historiography of Science and Religion" the second essay in "Gary Ferngren (editor). Science & Religion: A Historical Introduction. Baltimore: Johns Hopkins University Press, 2002. ."
- ^ Gary Ferngren (editor). Science & Religion: A Historical Introduction. Baltimore: Johns Hopkins University Press, 2002.
- ^ Pogge, Richard. "A Brief Note on Religious Objections to Copernicus." Astronomy 161: An Introduction to Solar System Astronomy 16 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 19 Ağustos 2008.
- ^ "Afnan, Soheil M.. "Avicenna: His Life and Works." s. 168" (PDF). 2 Ocak 2010 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 29 Temmuz 2008.
- ^ O'Connor, J. J.; Robertson, E. F.. "Abu Arrayhan Muhammad ibn Ahmad al-Biruni." The MacTutor History of Mathematics archive. 26 Mart 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . URL erişim tarihi: 29 Temmuz 2008.
- ^ Steffens 2006 ( . 1 Aralık 2006. 23 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2008.)
- ^ "Interview with Richard Dawkins". PBS. 16 Nisan 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 12 Nisan 2008.
- ^ "Ken Miller: Reconciling Science and Faith". PBS. 23 Eylül 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Temmuz 2008.
- ^ Lenn Evan Goodman (2003), Islamic Humanism, p. 8-9, Oxford University Press, .
- ^ Stephen Jay Gould. Rocks of Ages: Science and Religion in the fullness of life. Ballantine Books, 1999.
Dış bağlantılar
Bilim hakkında daha fazla bilgi edinin | |
Vikisözlük'te tanımlar | |
Commons'ta dosyalar | |
Vikihaber'de haberler | |
Vikisöz'de alıntılar |
- Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 5 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (Türkçe)
- Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) 26 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (Türkçe)
- Science.gov - USA.gov for Science 1 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde . (İngilizce)
- (İngilizce)
- (İngilizce)
- (Fransızca)
Ayrıca bakınız
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bilim veya ilim bil fiilinden turetilmistir nedensellik merak ve amac besleyen olgulari ve iddialari deney gozlem ve dusunce araciligiyla sistematik bir sekilde inceleyen entelektuel ve uygulamali disiplinler butunudur Kimi kullanimlarda bu tanimin ilim icin gecerli olmadiginin altini cizmek gerekir Cunku bilim somut evrensel olaylari kendine konu edinmisken ilim dogaotesi olaylarla da ilgilenebilir fakat somut kanit sunmaz Bilimi siniflandiran bilim felsefecileri bilimi formal bilimler sosyal bilimler ve doga bilimleri olmak uzere uce ayirir Bilimin diger tum dallardan en ayirt edici ozelligi savunmalarini somut kanitlarla sunmasidir Bu sayede bilim bilinmeyen olgulari aciklamamiza ve evreni idrak etmemize guclu destek olur Evren soldan saga dogru genisleyen ve evrilen birden fazla disk seklindeki dilim olarak temsil edilir Bilimsel calismalar belirli kistaslari karsilamak zorundadir Tum bilim dallari deneysel yontemlere ve gercek olayla ilgili varsayimin ilisiklik gucune bagli olarak kanunlar cikarmaya calisir Einstein bilimi her turlu duzenden yoksun duyu verileri ile duzenli dusunceler arasinda uygunluk saglama cabasi Bertrand Russell ise gozlem ve gozleme dayali akil yurutme yoluyla dunyaya iliskin olgulari birbirine baglayan yasalari bulma cabasi olarak tanimlar Geleneksel bilim sadece anlamaya ve cozmeye gereksinim duysa da ileri evrelere ulasan bilim turleri sadece cozmeyi degil cozumden ote ilerlemeyi de kapsar Gecmise bakildiginda en onemli sayilan bilim dallarindan bazilari matematik geometri gok bilimi ve tiptir Cok cesitli matematiksel cozumleme sistemlerinin gelistirildigi ilk zamanlardan bu yana yeni formuller sistemler kuramlar gelistirilmektedir ki bu da bilimin surekliligine bir ornektir Bilim ve bilimsel yontem denenebilirlige oncelik verir Boylece nesnel sahicilik saglanir ve arastirma belirli bir cerceveye oturur Bir varsayim hipotez turlu sinamalar sonucunda dogrulanirsa kuram teori statusunu alabilir ve diger bilim insanlarinin calismalarinda dayanak islevi gorur Bilim tarihiAntik caglarda bilim Aristoteles Bilimsel faaliyetler yazidan daha once baslamistir Bu sebeple ozellikle antik caglardaki bilimsel bulus gorus ve kesifleri incelemekte arkeolojinin onemli bir yeri vardir Ornegin cesitli arkeolojik bulgular incelendiginde tarih oncesi caglardaki insanlarin cesitli gozlemler yaptigi saptanmistir Ornegin goc veya tarim zamanlamasi yapmak icin mevsimleri titiz takip ettiklerini biliyoruz Afrika da bulunan ve MO 35 000 ile MO 20 000 yillarina kadar uzanan cesitli kalintilar vakit olcmeye dair cesitli denemelerin izlerini tasimaktadirlar Bununla birlikte teknolojik gelisimin yani sira bilimsel etkinliklerin ozellikle MO 2500lu yillar civarinda yogunlastigi ve ivme kazandigi tespit edilmistir Bu donemlerde yerlesik hayata gecmis orgutlu topluluklarin yavastan kent devletlesmesine evrildikleri ve devlet olmak icin gerekli yasa adet ve rituellere uymaya basladiklarina daha sik karsilasilmaktadir Dolayisiyla kalabaliklarin guvenligi barinmasi beslenmesi icin yeni yollar yontemler bulmak zorundaydilar Bunun ozellikle mimari alanda bircok ornegi bugun de gorulebilir Stonehenge gibi buyuk yapilar belirli bilimsel ve teknolojik gelisim ozellikle de cesitli gelismis matematik bilgileri olmaksizin yapilamayacak anitlardir Pisagor geometresi adi altinda toplanan bilgilerin Pisagor dan binlerce yil oncesinde bile insanlar tarafindan bilinip uyguladigi anlasilmistir Antik Misir da Cin ve Hindistan da farkli bircok matematik bilgisi gerektirecek yapilarin yapilabildigi uygulamalar gorulmektedir Antik Misirlilar MO 4200 yilinda 365 gunluk bir takvim uretmis olduklari gibi MO 3100 yili tarihli bir gurzde sayisal olarak milyonlari ifade etmek icin bir sistemin kullanildigi gorulmustur Antik Mezopotamya da matematiksel etkinlik ve gelisimin varligi arkeolojik arastirmalarca elde edilen kil tabletler yardimiyla bilinmektedir Mezopotamya da zaman icinde iktidara gelen farkli kralliklarin neredeyse tamamindan matematiksel etkinligin bulgulari kalmistir MO 3 binyildan Sumerlere ait MO 2 binyildan Akad ve Babillilere ait MO 1 binyildansa Asurlulara ait Bunlara ek olarak daha sonra bolgede hakimiyet kuran Perslere ait MO 6 yuzyildan 4 yuzyila kadarki bir tarihe ait bulgular da mevcuttur Mezopotamya daki matematiksel etkinlikler cok cesitlidir ve pratik sorunlarin otesine de siklikla gecmistir lineer ve ikinci dereceden denklemlerin cozumunu iceren cebir calismalari ile cesitli sayi kuramina dair calismalar yapilmistir Bunlara ek olarak bu topraklardaki farkli kralliklar tarafindan zaman icinde sayi sistemi oldukca gelistirilmistir Sumerliler antik Misirlilarin kullandigina benzer ondalik ekli bir sayi sisteminin temellerini atmislar ve kullanmislardir Bu sistem daha sonraki donemlerde farkli iktidarlar tarafindan gelistirilmis Babillilerce 60 bazli bir sisteme ulasilmistir Arsimet in vidasi MO 3 binyilda Hint yarimadasinda matematikle ugrasildigi ve matematiksel hesaplarin yapildigi bilinmektedir Ayrica bu matematiksel etkinlik buyuk oranda olcum cetvelleri agirlik ve genel olarak olcumler gibi konulari da icermekteydi Bu donemdeki matematiksel etkinliklerin genel olarak astronomi ile de ilisik oldugu one surulmustur Nitekim dini acilar da barindiran siklikla matematik gibi diger bilim dallariyla birlikte yapilan astronomi calismalari antik caglarda buyuk bir onem ve yer arz etmektedir Astonomiyle iliskili fenomenlerin matematiksel tezahurlerine antik Mezopotamya daki bilimsel etkinliklerde rastlanmaktadir Cin de takvimsel ihtiyaclara karsilik verecek astronomi faaliyetleri oldugu gibi Mezopotamya da matematiksel gelisimden yararlanilarak gezegenlerin dongulerine pozisyonlarina dair hesaplamalar yapilmaktaydi Matematiksel gelisimden ayrik bir bicimde astronomi calismalari ve anlayisi Orta Amerika merkezli Maya uygarliginda kendine yer bulmustur ozellikle takvimsel calismalar ve gunes ve ay tutulmalarinin hesaplanmasi onemli yer tutmustur Bunlarin disindaki bilimlerin de kokenlerini antik cagda bulmak mumkundur Ornegin biyoloji uygarligin gelisiminden cok onceleri toplumsal anlamda onemli bir rol almis ozellikle tarim acisindan cok cesitli gelismeler olmus insanlar bircok hayvani evcillestirmistir Bitkilerin incelenmesi sonucu bircok sey kesfedilmistir ornegin arkeolojik bulgularin Babillilerin hurma agacinin eseyli uredigini kesfetmis polenlerin eril olduklarini ve polenlerin disil bitkilere aktarilarak uremenin saglanabilecegini kanitlamislardir Antik caglarda ayrica biyolojiyle birlikte tibbi calismalar da yapilmis Cin Misir ve Hint yarimadasindaki cesitli uygarliklar farkli sifali bitkileri belirli tibbi ve anatomik sorunlar icin kullanmislar bu kullanimlarini zaman zaman yaziyla da ifade etmislerdir Tibbin yani sira kimya cografya ve jeoloji gibi bilimler de ozellikle Cin de buyuk olcude gelismistir Bilim ve felsefe Ilk caglardaki filozoflarin dunyayi ve etrafi anlamaya calismasi merak duygulari belirli kriterlerin dogmasina ve bunlarin cesitli ideolojilere donusmesine yol acmistir Bilimin temelleri atilincaya kadar tartisma ve deney olgusu insanlar tarafindan gelistirilmis ve bu bir arayis haline donusmustur Ilk donemlerde belirgin bir felsefe bilim ayrimi yoktur ve bircok buyuk bilim insani ayni zamanda filozoftur Deneyin ve sonucun klise haline gelmesi bilimin artik istenilebilir duzeye gelmesini saglamistir 19 yuzyila kadar gelisme kateden bilim aslinda kendi icinde bir savas vermis bircok ozgun arastirmaci duz mantikla hareket eden Orta Cag liderlerine yenik dusmustur Aristo nun fiziginden daha farkli dusuncelere sahip olan Galileo kendi zamaninin bilim insanlariyla ters dusmeye baslamisti Bilim tarihi surecinde bu tip sahnelere surekli tanik olmus deney ve gozlem sonucunda coken kanunlarin yerini baskalari almistir Gercek ve varligin amacini sorusturan felsefe sistematik dusunmeyi gerektirmektedir Klasik antik cag felsefesiyle baslayip Thales Anaksimenes Pisagor Demokritos Gorgias Empedokles Heraklitos Parmanides Sokrates Plotinos Platon ve Aristoteles gibi filozoflar gitgide gelisen ve sekillenen felsefi sorularin sekillenmesini saglamislardir Din odakli Orta Cag felsefesinde Hristiyanligin kendine bir araci olarak kullandigi felsefe Tanri bilgi inanc eksenlerinde yogun sekilde kullanilmistir Aydinlanma Cagi nda yapilan felsefede akil on plana cikmistir Dusunce sistemindeki temel gorus insan aklinin aydinlattigi kesin dogrulara ve bilgiye dogru ilerlemektir Gecis donemi felsefesi olarak bilinen Ronesans felsefesi bilimde ve dusunce sistemindeki yeni gelismelerin yer aldigi bir donemi kapsar Yeniden dogus manasina gelen ronesans onceki caglardan cok farkli bir dusunce sistemine gecisin koprusu konumundadir Bilim ve felsefenin ayrismasi modern caga yaklasirken iyice belirginlesmis bununla birlikte felsefe ile bilim tamamen birbirinden kopmamis ve gerek genel olarak bilimin felsefesi olan bilim felsefesi gerekse bilim dallarinin tek tek felsefi yonden incelendigi felsefe dallari ornegin fizik felsefesi varligini surdurmekte ve gerek bilim gerekse felsefe alanlarinda onemli roller oynamaktadir Bilim dallarinin gelisimi Astronomi ve fizik Albert Einstein in kesfettigi denklem Donmeyen bir kara deligin basit cizimi Gok bilimi bilim dallari arasinda en eski olanlardandir ve ozellikle antik caglarda en yogun anlamda icra edilen bilimlerin anasi olarak gorulen bir bilimdir Insanlarin gokyuzune olan ilgisi yukarida asili duran cisimleri incelemeye itmis ve teleskobun bulunmasiyla bu gozlemler daha etkin bir hal almistir Babilli olgusal astronomlara nazaran Yunan astronomlari matematiksel ayrintilari ozumseyerek bu bilimin gelismesinde temel noktalari olusturmuslardir Roma Imparatorlugu nun iktidari altindaki Misir da yasamis olan Batlamyus ozellikle astronomi tarihi ve genel olarak bilim tarihi acisindan onemli bir konuma sahiptir Daha sonralari Islam astronomlari tarafindan el Mecisti olarak anilacak olan He Megale Syntaxis yani Buyuk Derleme isimli astronomi konulu eseri Orta Cag boyunca genelgecer kabul goren astronomi eseriydi ve yazari olarak Batlamyus neredeyse mitik bir statuye getirilmisti Batlamyus un evren modeli geosantrik yani yermerkezciydi ve uzun yillarca kabul goren bu sistemden gunes merkezli bir sisteme gecis tartismalar dogurmustur Radyografi Polonyali bir astronom olan Nikolas Kopernik dunyanin ve diger gezegenlerin gunes etrafinda donduklerini aciklamis heliyosantrik yani gunes merkezli bir sistem ortaya atmistir Copernicus un sistemini Commentariolus isimli bir risale ile arkadaslarina tanitmis daha sonra sistemini Papa III Paulus a ithaf ettigi ayrintili bir sekilde basyapiti sayilacak De revolutionibus orbium coelestium isimli eserinde aciklamistir Bu astronomi biliminde yeni bir donem acilmasina sebep olmustur Teleskobu gelistirmesi yaptigi astronomik gozlemler ve Kopernik in sistemine verdigi destek ile taninan Italyan bilim insani Galileo Galilei de astronomi ve fizik tarihi icin onemli birisidir ve zaman icerisinde modern gozlemsel astronominin babasi ve modern fizik biliminin babasi gibi atiflara mazhar olmustur 1671 de ilk aynali teleskobu yapan matematik ve fizikci Isaac Newton ugrastigi bilim dallarinin gelismesine cok fazla katkida bulunmus diferansiyel ve integral hesabin temellerini atmistir Ayrica Newton un 5 Temmuz 1687 de yayimladigi Doga Felsefesinin Matematiksel Ilkeleri Philosophiae Naturalis Principia Mathematica kitabi klasik mekanigin temellerini olusturan Newton in hareket yasalari ve yer cekimi gibi onemli konulari icerir Alman teorik fizikci Albert Einstein enerjinin isik hizinin karesiyle kutlenin esit oldugunu E mc formuluyle ispatladi Genel gorelilik kurami ve Izafiyet teorisi ile kutlenin uzay zamani buktugunu ve zaman mekan hareketin birbiriyle bagimli oldugunu ispatlayip brown hareketi ile atomun varligini kanitladi Leopold Infeld la birlikte yazdigi kitabi ile kuantum ve mekan gibi konulari icerir Kimya Bunsen bruloru Kimya maddenin yapisini ve davranislarini inceleyen bir bilim dalidir Herhangi bir kimyasal reaksiyon olup olmadigini gormeyi icerebilir Fizikokimya biyokimya analitik kimya anorganik kimya ve organik kimya temel dallaridir Tip gibi pek cok bilim dalinin yardimcisi konumunda olan kimya biliminin gida ilac boya kozmetik ve tekstil alanlarinda kullanimi dolayisi ile en bilinen dali organik kimyadir Antik caglarda maddenin belirli temel elementlerden olustugu dusunulur ve bircok kulturde bunlar hava su ates ve topragi icerirdi Bununla birlikte antik Yunan filozoflardan bir kismi atom fikrini ortaya atmis ve her seyin cok kucuk yapitaslarindan meydana geldigini one surmuslerdir Bu filozoflara daha sonra atomcu filozoflar da denmistir Cok eski caglardan beri insanlar metalurji ile ugrasmakta cesitli esyanin yapiminda kimyasal olaylari ve bunlarin sonucu olan urunleri kullanmaktaydilar ornegin camdan esyanin uretiminde Orta Cag a dogru simya gelenegi ortaya cikmistir Simya gelenegi kimyanin onculudur ve mistisizm felsefe gibi ogelerle kimyasal cesitli arastirmalarin karisimindan ibarettir gtdPeriyodik tabloGrup 1 2 3 4 5 13 14 15 16 17 18Hidrojen amp alkali metaller Toprak alkali metaller Triels Tetrels Azot grubu Kalkojenler Halojenler Soy gazlarPeriyot 1 Hidro jen 1 H 1 008 Hel yum 2 He 4 00262 Lit yum 3 Li 6 94 Beril yum 4 Be 9 0122 Bor 5 B 10 81 Karbon 6 C 12 011 Azot 7 N 14 007 Oksi jen 8 O 15 999 Flor 9 F 18 998 Neon 10 Ne 20 1803 Sodyum 11 Na 22 990 Magnez yum 12 Mg 24 305 Alumin yum 13 Al 26 982 Silis yum 14 Si 28 085 Fosfor 15 P 30 974 Kukurt 16 S 32 06 Klor 17 Cl 35 45 Argon 18 Ar 39 954 Potas yum 19 K 39 098 Kalsi yum 20 Ca 40 078 Skan diyum 21 Sc 44 956 Titan yum 22 Ti 47 867 Vanad yum 23 V 50 942 Krom 24 Cr 51 996 Mangan 25 Mn 54 938 Demir 26 Fe 55 845 Kobalt 27 Co 58 933 Nikel 28 Ni 58 693 Bakir 29 Cu 63 546 Cinko 30 Zn 65 38 Galyum 31 Ga 69 723 German yum 32 Ge 72 630 Arsenik 33 As 74 922 Selen yum 34 Se 78 971 Brom 35 Br 79 904 Krip ton 36 Kr 83 7985 Rubid yum 37 Rb 85 468 Stron siyum 38 Sr 87 62 Itriyum 39 Y 88 906 Zirkon yum 40 Zr 91 224 Niyob yum 41 Nb 92 906 Molib den 42 Mo 95 95 Teknes yum 43 Tc 97 Ruten yum 44 Ru 101 07 Rod yum 45 Rh 102 91 Palad yum 46 Pd 106 42 Gumus 47 Ag 107 87 Kadmi yum 48 Cd 112 41 Indiyum 49 In 114 82 Kalay 50 Sn 118 71 Anti mon 51 Sb 121 76 Tellur 52 Te 127 60 Iyot 53 I 126 90 Ksenon 54 Xe 131 296 Sezyum 55 Cs 132 91 Baryum 56 Ba 137 33 Lutes yum 71 Lu 174 97 Hafni yum 72 Hf 178 49 Tantal 73 Ta 180 95 Tungs ten 74 W 183 84 Ren yum 75 Re 186 21 Osmi yum 76 Os 190 23 Iridyum 77 Ir 192 22 Platin 78 Pt 195 08 Altin 79 Au 196 97 Civa 80 Hg 200 59 Talyum 81 Tl 204 38 Kursun 82 Pb 207 2 Bizmut 83 Bi 208 98 Polon yum 84 Po 209 Asta tin 85 At 210 Radon 86 Rn 222 7 Fran siyum 87 Fr 223 Radyum 88 Ra 226 Lavren siyum 103 Lr 266 Ruther fordiyum 104 Rf 267 Dub niyum 105 Db 268 Seabor giyum 106 Sg 269 Bohr iyum 107 Bh 270 Hassi yum 108 Hs 269 Meitner iyum 109 Mt 278 Darmstadt iyum 110 Ds 281 Ront genyum 111 Rg 282 Koper nikyum 112 Cn 285 Nihoni yum 113 Nh 286 Flero viyum 114 Fl 289 Mosko viyum 115 Mc 290 Liver moriyum 116 Lv 293 Tenne sin 117 Ts 294 Oga nesson 118 Og 294 Lantan 57 La 138 91 Seryum 58 Ce 140 12 Prase odim 59 Pr 140 91 Neo dymium 60 Nd 144 24 Promet yum 61 Pm 145 Samar yum 62 Sm 150 36 Evro piyum 63 Eu 151 96 Gado linyum 64 Gd 157 25 Terbi yum 65 Tb 158 93 Disproz yum 66 Dy 162 50 Holmi yum 67 Ho 164 93 Erbiyum 68 Er 167 26 Tulyum 69 Tm 168 93 Iter biyum 70 Yb 173 05 Aktin yum 89 Ac 227 Toryum 90 Th 232 04 Protak tinyum 91 Pa 231 04 Uran yum 92 U 238 03 Neptun yum 93 Np 237 Pluton yum 94 Pu 244 Amerik yum 95 Am 243 Kuriyum 96 Cm 247 Berkel yum 97 Bk 247 Kalifor niyum 98 Cf 251 Aynstayn yum 99 Es 252 Fermi yum 100 Fm 257 Mende levyum 101 Md 258 Nobel yum 102 No 259 Ilksel Bozunma sonucu Yapay Kenarlar elementin dogal olusumunu gosterirStandart atom agirligi Ar std E Ca 40 078 Resmi kisa ve yuvarlanmis deger kesinsizlik yok Po 209 en kararli izotopunun kutle numarasis bloku f bloku d bloku p bloku Zamanla simyaya olan ilgi daha da bilimsellesmis ve simyadan ayrik olarak kimya bilimi ortaya cikmistir Modern kimyanin simyadan ayrismasi ve temellerinin atilmasinda onemli katkilari olan bir isim Robert Boyle dur Bugun ozellikle ismini verdigi Boyle yasasi ile taninan Boyle atomcu fikriyati savunan bir bilim insaniydi Fransiz bilim insani Antoine Lavoisier ise kutlenin korunumu kanunu ile gerek kimya gerekse bilim tarihinde onemli bir adim atmis kimya biliminin babasi olarak da anildigi olmustur Kendisi ayrica oksijen ve hidrojeni tespit edip adlandirandir 19 yuzyilin basina kadar kimyanin oteki fizik bilimlerin tersine tumevarim induction yonunun tumdengelim deduction yonunden daha baskin olmasi onun biyolojik bilimlere daha yakin olmasina neden oluyordu Ama matematik ve fizik yontemlerin kimyaya uygulanmasi sonucu yeni bir bilim dalinin yani fizikokimyanin dogmasinda basta Wilhelm Ostwald Van t Hoff ve Arrhenius un paylari buyuktur Kimyasal maddelerin fiziksel degisimlerini fiziksel olaylarin kimyasal maddelerin ozeliklerinden yararlanilarak aciklanmasini konu alan ve elektrokimya kolloid kimyasi cekirdek kimyasi ve polimer kimyasi gibi kollara ayrilan fizikokimya bu bilginlerin 1881 de Zeitschrift Fur Physikalische Chemie adli bilim dergisini yayimlamalariyla bilim dunyasinda kimyadan ayri bir dal olarak yerini almistir Bir modern kimya laboratuvari Insanlarin ogrenme ve arastirma meraki zamanla analitik cozumlemeli kimyanin dogmasina neden olmus bu durum zaman icinde koordinasyon kimyasinin ve endustriyel analitik kimyanin gelismesine zemin hazirlamistir Analitik metotlarin kesfi tip biyoloji ve genetik alaninda kimyanin kullanimini yayginlastirmistir Penisilin ve vitaminlerin kesfi ile kimya biliminin insanin yasam kalitesini artirdigi gerceginin yaninda gelisen teknolojinin uretim sureclerinde kullanilmaya baslanmasi cevre sorunlarina neden olmus bu durum dogal kaynaklarin ihtiyatsizca sarf edilmesi sonucunu dogurmustur Bu nedenle cevre kimyasi ve su kimyasi gibi alt bilim dallari da gelismistir Matematik ve Geometri Albert Einstein Antik caglardaki bilimsel etkinliklerde matematigin onemli bir rol oynadigi eski Misirlilar Mezopotamyalilar Hintler gibi cok cesitli kavimlerin matematikle ugrastiklari bilinmektedir Yunan matematiginin en onemli isimlerinden olan Tales in geometriyi Misir da kaldigi sure icerisinde ogrenmesi ve bu bilimi etrafindakilere ogretmesi sonucunda gelisme devam etmistir Sayilarin babasi olarak anilan Pisagor un unlu teoremi onu zamaninin en buyuk bilim insanlari arasinda hatiri sayilir bir yere getirmistir Bir yupana Quechua dilinde sayma aleti Inkalarca kullanilan bir tur hesap makinesi Arastirmacilarin tahminlerine gore bu alette hesaplamalar Fibonacci sayilari baz alinarak yapilmaktaydi 12 yuzyilda yasamis olan bir baska matematikci Omer Hayyam ise Oklid in calismalarina elestiriler getirmis ve analitik geometri ile Oklid disi geometrinin temellerini atmistir Ayrica kubik denklemlere genel geometrik bir cozum getiren ilk matematikci de kendidir Orta Cag da Bati daki en onemli matematikcilerden biri Fibonacci dir Fibonacci Arap rakam sistemini Avrupa ya tanitmis ve yayginlasmasina onayak olmus ve bugun Fibonacci sayilari olarak anilan sayi dizisini yayginlastirmistir Aslinda bu sayi dizisini ilk kesfeden kendi degildir fakat onun kitabinda ornek olarak kullanildik sonra Bati da un kazanmistirlar Euler tarafindan ortaya atilan Konigsberg in yedi koprusu problemi graf teorisinin temelini olusturmustur 17 ve 18 yuzyillarda Bati da matematik yukselise gecmis bircok onemli matematiksel bulus gerceklesmistir Iskoc John Napier dogal logaritmalari arastirmis Kepler gezegensel hareketlerin matematiksel kanunlarini ortaya koymus Rene Descartes bugun halen sikca kullanilan Kartezyen koordinat sistemini ve dolayisiyla analitik geometriyi gelistirmistir Alman matematikci Gottfried Wilhelm Leibniz kalkulus uzerine bircok calismasiyla kalkulusu gelistirmis ve bugun kalkuluste kullanilan notasyonun temellerini atmistir Pierre de Fermat ve Blaise Pascal olasilik teorisinin temelini atmislar ve dolayisiyla ilgili kombinatorik kurallarini kesfetmislerdir Pascal ayrica Pascal teorisi ve her ne kadar kendinden daha once Dogu da bilinse ve kullanilsa da Pascal ucgeninin gelistiricisi ve isim babasidir 18 yuzyilda matematikci Leonhard Euler fonksiyon kavramini ve matematikteki sayisiz notasyonu ornegin dogal logaritmanin tabani olarak e notasyonunu gelistirmistir Sayi teorisi graf teorisi geometri gibi cok cesitli alanlarda onemli eserler vermis onemli buluslara imza atmistir 19 yuzyilda yasamis olan Alman matematikci Carl Friedrich Gauss ise gerek matematik gerekse diger bircok bilimde onemli basarilara imza atmis temel cebir teorisi veya cebirin temel teoremi ni kanitlamis u ortaya atmis ve kanitlamis karmasik degiskenli fonksiyonlarda onemli calismalari olmustur Yine 19 yuzyilda yasamis olan George Boole isim babasi oldugu yeni bir cebir turu olan Boole cebirini ortaya atmistir Tip Kalp gogus merkezinde yer almaktadir Kas kutlesi sol tarafta daha fazladir ve kalbin apeksinden soluna dogru isaret edilmektedir Bilimin tip alanindaki ilk gelismeleri Asya kitasinda gerceklesmistir Hindistan Misir Cin Iran ve Yunanistan da tip sistematik bir bicimde gelismeye baslamis ve bir bilim dali olarak insanligin en buyuk sorunlarindan biri olan saglik alanindaki gelismeler yuzyillar boyu surmustur Hindistan yarimadasinda Indus Vadisi uygarligindan beri tip ve dis hekimligi mevcuttu Nitekim Hint tibbi gelenegi olan Ayurveda bugun bile cagdas tibbin yani sira varligini surdurmektedir Ingilizlerin Hint yarimadasini kolonilestirmesine kadar bolgedeki temel tip sistemi olan Ayurveda ilk donemlerinde civa kukurt bazli ilaclar kullanmistir Bunun disinda bugun cesitli tibbi yararlari bilinen zerdecal gibi cesitli bitkiler de tedavilerde klasik Hint tibbinda kullanilmistir Cin de antik caglardan gunumuze kadar varligini surduren geleneksel bir tibbi gelenek mevcuttur Taoist hekimlerin yaptigi ampirik hastalik ve rahatsizlik gozlemlerinin ve Cin dusuncesinin bir sonucu olan geleneksel Cin tibbi bitkisel tedavi akupunktur ve masaj gibi cok cesitli pratik yontemlere sahiptir Bunlarin disinda beslenme terapisi ve Feng Sui gibi zihinsel terapiler de geleneksel Cin tibbinda yer almaktadir Hipokrates in hastalara buyu ve batil inanclarla bezeli bir tedavi sunmak yerine iyilestirici etkileri kanitlanmis tedavi yontemlerine basvurmaya baslamasi tip biliminde hasta oneminin kavranmaya baslamasina sebep olmustur Ilk baslarda bolgelere gore farklilik gosteren tedavi yontemleri son iki yuzyildir modernlesmeye baslamis ve genel anlamda ortak bir cabaya donusmustur Avrupa daki salginlardan sonra daha fazla gelisme kateden tip bilimi gunumuzde genetik calismalarinin gelismesiyle cok ust duzeylere ulasmistir Adli tip Herschel in 1859 1860 ta aldigi parmak izleri Adli tip bir ceza veya cinayet sorusturmasinin parcasi olarak kullanilan bilimsel bir surectir ve adli tip kriminoloji olarak kabul edilir Bu hem otopsi odasinin acimasiz dehset verici prosedurlerini hem de bir suc mahallinin en son analizini kapsar Ama ayni zamanda DNA profili olusturma parmak izi analizi ve gizli dijital dosyalarin ortaya cikarilmasi gibi daha az goz alici ozenli laboratuvar calismalarini da kapsar Adli muhasebe diye bir alan dahi ortaya cikmistir Orta Cag ve sonrasinda Bati da onemli tibbi buluslar olmustur Garcia de Orta tropikal tibbin oncusu olarak ortaya cikip basta kolera olmak uzere cogu tropikal hastaligi dogru sekilde tanimlarken William Harvey Bati da kan dolasimini dogru ve tam bir sekilde aciklayan ilk Batili olmustur Daha sonralari 19 yuzyilda Louis Pasteur ilk basarili kuduz asisini bulmus kendi ismini alacak olan pastorizasyon islemini de ilk kez ortaya atmistir Louis Pasteur ayni zamanda Robert Koch ve Ferdinand Cohn ile birlikte mikrobiyoloji dalinin babalarindan biri olarak kabul edilir 1905 yilinda Nobel Odulu almis olan Robert Koch ayni zamanda Tuberculosis bacillus ve Vibrio cholera gibi hastaliga neden olan onemli bakterileri ilk kez izole eden kisidir Daha sonra kendi adiyla anilacak olan Koch postulatlarini gelistirmistir Biyoloji Biyoloji insan vucudu ve canli organizmalar uzerine yapilan calismalardir Bir bilim dali olarak 19 yuzyila kadar simdiki alt dallariyla gelisen biyoloji canlilarin tum ozelliklerini inceleyen bir sistemidir Basta insan olmak uzere bitkileri inceleyen botanik Hayvanlari inceleyen zooloji mikroorganizmalari inceleyen mikrobiyoloji hucre gibi alt dallara ayrilir Aristo dogaya dair bircok calisma yapmis bircok bitki ve hayvan turunu incelemis ve kategorize etmistir Aristo nun gorusleri kendinden sonraki bazi bilim insanlarinin yaptigi eklerle birlikte ozellikle Bati da uzun bir sure otorite olmustur Orta Cag da ozellikle Ibn Nefis Ibn Cahiz ve Ibn Baytar gibi Muslumanlar bilim insanlari biyoloji dalina katkida bulunmuslardir Ozellikle erken evrim dusunusune katkida bulunmus olan Ibn Cahiz besin zinciri fikrini de ilk kez ortaya atan kisidir 9 yuzyilda yasamis olan el Dinaveri ise bitki evrimini bitkilerin gelisimini incelemis ve Kitab un Nebat isimli eserinde bircok turu tanimlayarak botanik bilimine katkilarda bulunmustur Bir baska bilim insani olan el Nebati nin ogrencisi olan Ibni Baytar eczaciliga iliskin farmasotik bir ansiklopedi hazirlamis ve bircok bitki yiyecek ve ilaci eserinde tanimlamistir Bu eserin Latince cevirisi daha sonra Avrupali bilim insanlari tarafindan 18 ve 19 yuzyillarda kullanilmistir Ibn Nefis pulmoner ve koroner dolasimi dogru bir sekilde tespit etmis metabolizma kavramini tanimlamistir hucre turleri Biyolojinin temellerinden sayilan modern evrim teorisi Charles Darwin in goruslerinin uzerine insa edilmistir Darwin Turlerin Kokeni Insanin Tureyisi ve Cinsiyete Mahsus Secme Insan ve Hayvanlarda Duygularin Ifadesi eserlerinde goruslerini belirtmistir Manastirin bahcesindeki bezelyeleri birbirleriyle eslestirerek genetik bilimin temellerini atan Gregor Mendel klasik genetik kanunlarinin yapitaslarini olusturmustur Hamilelik ve fetusun gelisimi Amniyot embriyogenezi nin ilk asamalari Disinin iki yumurtalik ndan birinden salinan sperm ve yumurta hucresi iki nden birinde birlesir Zigot olarak bilinen dollenmis yumurta daha sonra tamamlanmasi bir haftayi bulabilen bir yolculuk olan uterusa dogru hareket eder Hucre bolunmesi disi ve erkek hucrelerin birlesmesinden yaklasik 24 ila 36 saat sonra baslar Hucre bolunmesi hizli bir hizda devam eder ve hucreler daha sonra blastosist olarak bilinen seye donusur Blastosist rahme ulasir ve olarak bilinen bir islem olan uterus duvarina baglanir Biyolojinin temellerinden sayilan modern evrim teorisi Charles Darwin in goruslerinin uzerine insa edilmistir Darwin Turlerin Kokeni Insanin Tureyisi ve Cinsiyete Mahsus Secme Insan ve Hayvanlarda Duygularin Ifadesi eserlerinde goruslerini belirtmistir Manastirin bahcesindeki bezelyeleri birbirleriyle eslestirerek genetik bilimin temellerini atan Gregor Mendel klasik genetik kanunlarinin yapitaslarini olusturmustur Bebek olacak hucre kutlesinin gelisimine gebeligin yaklasik ilk on haftasinda denir Bu sure zarfinda hucreler cesitli vucut sistemlerine farklilasmaya baslar Organ vucut ve sinir sistemlerinin temel hatlari olusturulmustur Embriyonik evrenin sonunda parmaklar gozler agiz ve kulaklar gibi ozelliklerin baslangici gorunur hale gelir Ayrica bu sure zarfinda plasenta ve gobek kordonu dahil olmak uzere embriyonun desteklenmesi icin onemli olan yapilarin gelisimi vardir Plasenta gelismekte olan embriyoyu uterus duvarina baglayarak annenin kani yoluyla besin alimina atigin atilmasina ve gaz degisimine izin verir Gobek kordonu embriyo veya fetustan plasentaya giden baglanti kablosudur Yaklasik on haftalik gebelik yasindan sonra gebe kaldiktan sonraki sekiz hafta ile aynidir embriyo fetus olarak bilinir Fetal evrenin baslangicinda dusuk yapma riski keskin bir sekilde azalir Bu asamada bir fetus yaklasik 30 mm 1 2 inc uzunlugundadir kalp atisi ultrason araciligiyla gorulur ve fetus istemsiz hareketler yapar Devam eden fetal gelisim sirasinda erken vucut sistemleri ve embriyonik asamada kurulan yapilar devam ediyor gelistirmek Cinsel organlar gebeligin ucuncu ayinda ortaya cikmaya baslar Fiziksel buyumenin cogu gebeligin son haftalarinda gerceklesmesine ragmen fetus hem agirlik hem de uzunluk olarak buyumeye devam eder Bebek olacak hucre kutlesinin gelisimine gebeligin yaklasik ilk on haftasinda denir Bu sure zarfinda hucreler cesitli vucut sistemlerine farklilasmaya baslar Organ vucut ve sinir sistemlerinin temel hatlari olusturulmustur Embriyonik evrenin sonunda parmaklar gozler agiz ve kulaklar gibi ozelliklerin baslangici gorunur hale gelir Ayrica bu sure zarfinda plasenta ve gobek kordonu dahil olmak uzere embriyonun desteklenmesi icin onemli olan yapilarin gelisimi vardir Plasenta gelismekte olan embriyoyu uterus duvarina baglayarak annenin kani yoluyla besin alimina atigin atilmasina ve gaz degisimine izin verir Gobek kordonu embriyo veya fetustan plasentaya giden baglanti kablosudur Dollenmeden 4 hafta sonra embriyo Dollenmeden 8 hafta sonra fetus Dollenmeden 18 hafta sonra fetus Dollenmeden 38 hafta sonra fetus1 aydaki goreceli boyut basitlestirilmis ornek 3 aydaki goreceli boyut basitlestirilmis ornek 5 aydaki goreli buyukluk basitlestirilmis ornek 9 aydaki goreceli boyut basitlestirilmis ornek Auguste ComteSosyoloji Her ne kadar diger bilim dallarina oranla gorece yeni bir bilim dali olarak tanimlansa da sosyoloji yani toplumbilimsel calismalar ve gozlemler antik caglardan beri mevcuttur Herodot ve Tukididis gibi isimlerin eserlerinde sosyolojik gozlem ve degerlendirmelere rastlamak mumkundur Her ne kadar sosyoloji terimi kendinden once kullanilmis olsa da bagimsiz olarak tekrar terimi ortaya atan ve sosyolojiyi pozitif bilimlerin kralicesi olarak gorerek zaman icinde sosyolojinin babasi olarak da anilan isim Auguste Comte tur Bununla birlikte genel olarak Comte sosyolojinin kurucusu olarak gorulmez Bati daki sosyoloji daliyla ugrasan ilk isimler genellikle Darwin in evrim kuramindan etkilenmistiler ve ozellikle analojik olarak canli organizma ile toplumu karsilastirmaktaydilar Bu isimlere ornek vermek gerekirse Herbert Spencer ve gibi isimler zikredilebilir 19 yuzyilda ve 20 yuzyilin baslarinda Emile Durkheim Vilfredo Pareto ve Max Weber gibi klasik sosyologlar bilime onemli katkilarda bulunmuslardir Siyaset bilimi Isaac Newton Siyaset bilimi cok eski caglardan beri siyasi faaliyetlerle birlikte gelisim gostermis onemli bir sosyal bilim dali haline gelmistir Antik Hindistan daki Vedik metinlerden daha sonraki cesitli Budist metinlere kadar bircok metinde siyasete dair incelemeler ve calismalar yer alir Hint siyasi dusunur Canakya MO 350 283 siyasi dusunce ekonomi ve toplumsal duzen gibi konulari ele alan Arthashastra isimli eseriyle taninir Benzeri sekilde Antik Yunan da da bircok siyasi fikre rastlanir gerek Homeros Hesiodos ve Tukididis gibi erken donem yazarlarinin eserlerinde gerekse Eflatun ve Aristo gibi filozoflarin eserlerinde cok cesitli siyasi fikir ve incelemelere rastlanabilir Eflatun Devlet isimli eserinde kendince ideal olan siyasi yapilanma ve yonetim bicimini aciklamis ve incelemistir Italyan ronesansi sirasinda yazar Niccolo Machiavelli yazdigi Prens Il Principe isimli eseriyle siyaset bilimi tarihi acisindan onemli bir yere gelmistir Eserde farkli durumlarda iktidara gelen hukumdarin her duruma gore nelere oncelik tanimasi gerektigi nasil bir siyaset izlemesi gerektigi aciklanir Orta Cag da ve sonrasindaki donemde bircok farkli siyasi iktidar bicimi ve devlet yapilanmasi farkli isimlerce savunulmustur Ornegin Fransiz hukukcu Jean Bodin iktidar ve devlet uzerine yazdigi Devlet uzerine Alti Kitap Les Six livres de la Republique isimli eseriyle taninmis mutlakiyetciligi siddetle savunmustur Bir bilim olarak siyaset bilimi ozellikle 19 yuzyilda akademik anlamda yapilanmaya baslamis 1880 yilinda ABD de ilk siyaset bilimi okulu bolumu kurulmus ve daha sonra 1903 yilinda Amerikan Siyaset Bilimi Birligi kurulmustur Siyaset bilimi uzerine akademik calismalar artarak devam etmis bircok farkli universitede siyaset bilimi bolumleri acilmistir Psikoloji Biyopsikososyal Modeli Bugun psikoloji bilimi icerisinde konu edilen cogu kavram olay ve fenomen antik Hindistan Cin ve Misir gibi medeniyetlerde de felsefi ilgiye mazhar olmustur Filozof Rene Descartes Bati da psikolojinin modern felsefi formunun temellerinin olusmasina katkida bulunmustur Cesitli eserlerinde onemli psikolojik meseleleri ele alan Descartes kendi bir hekim olmasa da cesitli anatomi calismalari yaptigi bilinmektedir Ingiliz hekim Thomas Willis ise tibbi bir disiplin olarak psikolojinin ortaya atilmasinda onemli rol oynamis beyin fonksiyonlari dogrultusunda psikolojiye yaklasim olsun yaptigi yogun anatomik calismalarla olsun psikolojiye buyuk katkilarda bulunmustur Ayrica daha sonralari deneysel psikolojinin gelisiminde John Locke ve David Hume gibi filozoflarin buyuk etkisi olmustur Modern caga yaklasirken ortaya cikan ve ozellikle psikolojik bozukluk durumlarinda bir tedavi olarak ortaya cikan hipnotizma ile frenoloji gibi dallar tartisma konusu olmus ozellikle de bunlarin cidden etkili yontemler olup olmadigi ve herhangi bir bilimsel dayanaginin bulunup bulunmadigi tartisilmistir Daha sonralari ortaya cikan Alman deneysel psikoloji hareketi psikolojiye onemli katkilarda bulunmustur Bu zamanda gerceklesen ve ozellikle norolojik yapiya dair anatomik ve fizyolojik buluslar psikolojiyi olumlu etkilemistir Alman hekim Wilhelm Wundt 1879 da ilk deneysel psikoloji laboratuvarini acarak bir ilke imza atmistir 1890 lardan baslayarak Avusturyali hekim Sigmund Freud ise psikanaliz olarak adlandirdigi yaklasim ile psikolojiye yeni bir yon kazandirmistir Her ne kadar psikanalizin bilimsel konumu hala tartismali olsa da psikanalizin cesitli onermeleri ve kavramlari genel anlamda Bati kulturunde onemli bir yer kazanmistir Yine 1890 larda kopeklerde yaptigi deneylerle Ivan Pavlov klasik sartlandirmayi basarili bir sekilde gostermistir Nitekim daha sonralari da insan disi primatlar kediler ve kopekler gibi cesitli hayvanlar psikoloji deneylerinde kullanilmistir Antropoloji Her ne kadar antropolojinin kokeni Bati daki Aydinlanma sureci ve devamindaki erken donem modern dusunceleriyle iliskilendirilse de bu donemlerden cok once bugun antropoloji icerisinde yer alan konulara dair arastirmalar yapilmistir Ornegin el Biruni Hint yarimadasinin halklari gelenekleri ve dinleri uzerine bircok arastirmada bulunmustur ve genel olarak antropoloji alanina girecek cok cesitli arastirma ve calismalari sonucu zaman zaman ilk antropolog olarak anilmistir Kurumsal olarak antropolojinin gelisimi doga tarihinden dogmustur ve ilk donemlerde ozellikle Avrupali guclerin kontrolundeki kolonilerdeki yasamin yerli insanlarin ve onlarla ilgili olgulari kultur dil din gibi arastirilmasini icermistir Antropoloji 19 yuzyilda gelismis ozellikle 1860 lardaki bilimsel gelismelerden ozellikle de biyoloji ve filoloji gibi dallardaki gelismelerden etkilenmistir Oncu antropologlardan Ingiliz Edward Burnett Tylor Darwin in evrim kuramini temel alarak antropolojik cikarimlar yapmis medeniyetin gelisimiyle idrakin gelisiminin dogru orantili oldugunu savunmustur Ayrica cagdas bazi kirsal veya avci toplayici halklari evrimsel gelisim acisindan geride gorup primitif yani ilkel olarak degerlendirmistir 19 yuzyil ve 20 yuzyilin baslarinda antropoloji gorece sosyal anlamda daha az gelismis olarak gorulen halklar uzerine yogunlasmaya devam etti 20 yuzyilin ikinci yarisinda antropologlar daha Ucuncu Dunya ulkelerindeki daha kompleks yapilarla ilgilenmeye baslamis daha sonralari 1970 lerle birlikte cagdas Bati ulkelerini antropolojik olarak incelemeye baslamislardir ki antropoloji icin buyuk bir adim olmustur Cagdas Avrupa ve Kuzey Amerika ulkelerinde odaklanan antropoloji calismalarinda gerek genel olarak toplum gerekse etnik ve dini azinliklar konu edilmistir bunu da bazilari Batili kolonileri inceleyen antropolojinin Bati yi inceleyen ve Batili perspektifleri kanilari Batili olmayanlar surekli olarak sinanan bir dala donusmesi olarak yorumlanmistir Gunumuze dogru Carl Sagan 1 sira A Piccard E Henriot P Ehrenfest E Herzen Th De Donder E Schrodinger E Verschaffelt W Pauli W Heisenberg R H Fowler L Brillouin 2 sira P Debye M Knudsen W L Bragg H A Kramers P A M Dirac A H Compton L de Broglie M Born N Bohr 3 sira I Langmuir M Planck M Curie H A Lorentz A Einstein P Langevin Ch E Guye C T R Wilson O W Richardson 20 yuzyilin baslarindan itibaren bilimdeki ilerlemeler buyuk hiz kazanmis ve akademik cevrenin daha elverisli bir arastirma ortamina kavusmasi bu ilerlemeyi tetiklemistir Bilimle ugrasmak bir prestij haline gelmeye baslamis ve etkilerini gostermeye baslamistir Alfred Nobel in vasiyeti uzerine 1901 den itibaren verilen Nobel Odulleri bilimin prestij yonunu sergiler Bu tip odullerle bilime olan tesvik arttirilmakta ve arastirmalar icin gerekli paralar saglanmaya calisilmaktadir Bilimin modernlesmesine katkida bulunanlar Radyolojinin kurucusu olan Marie Curie nin bilime yaptigi katkilar kimya alaninda buyuk yanki uyandirmistir Radyoaktivite alanindaki calismalari ona 1903 yilinda fizik alaninda ve 1911 yilinda kimya alaninda Nobel kazandirmistir Albert Einstein in Alman Annalen der Pysik dergisinde yayinlanan Isigin olusum ve donusumu uzerine bir gorus Molekul boyutlarinin yeni bir belirlemesi ve Hareketli Cisimlerin Elektrodinamigi basliklari altindaki makaleleri fizik bilimi icin yeni bir sayfanin acilmasina sebep oluyordu Genel gorecelik ve Ozel gorecelik Einstein tarafindan fizige sunulan en karisik ve en gizemli teorilerden sayilir Halen tartismalara sebep olsa da yuzyilin en onemli bilim insanlarindan sayilan Einstein 1921 de Fotoelektrik etki olayina getirdigi aciklama ile Nobel Odulu ne layik gorulmustur 20 yuzyil matematiginin yonunu degistiren Godel Cocuklugundan itibaren matematige olan katkilari Carl Friedrich Gauss u bu bilimin yapitaslarindan biri haline getirmistir Gauss sayilar kurami analiz diferansiyel geometri jeodezi manyetizma ve astronomi konularinda onemli katkilar yapmistir Matematik alanindaki ilerlemeler Gauss tan itibaren daha farkli bir hal almaya baslamis ve onun ogrencilerinden olan Bernhard Riemann in olusturdugu geometri sayesinde izafiyet teorisi gelismistir 20 yuzyilda Srinivasa Aiyangar Ramanujan 3000 in uzerinde teori gelistirmis hipergeometrik seriler asal sayi teorisi gama fonksiyonu gibi matematigin bircok farkli dalinda onemli buluslari olmustur Kurt Godel in Eksiklik Teoremi matematikte cok onemli bir yere sahiptir Godel 20 yuzyilin matematik bakis acisini degistiren teoremini Principia Mathematica Gibi Dizgelerin Bicimsel Olarak Karar Verilemeyen Onermeleri Uzerine basligi altindaki doktora makalesinde belirtmistir Genel olarak 20 yuzyilda karmasiklik teorisi oyun teorisi topoloji gibi bircok yeni matematik dali ve calisma alani ortaya cikmistir 1953 yilinda DNA nin yapisini bulan bilim insanlari Francis Crick James Dewey Watson ve Maurice Wilkins genetik alanindaki gelismelere buyuk katkida bulunmuslardir Genetik bilgiyi tasiyan DNA nin cozumu yuzyilin en onemli bilimsel calismalarindan birisidir Genetigin yeni teknolojik sartlarda ilerleme kaydetmesiyle hastaliklarin daha olusmadan tespiti mumkun olabilecektir Modernlesmede kullanilan metotlar Stereoskopik mikroskoplar Bilimin ilerlemesi ile gerekli mekanizmalar cogalmis ve yeni metotlar ortaya cikmistir Neredeyse her alanda kullanilmaya baslanan teknoloji sayisal bilimlerin en buyuk yardimcilarindan biri haline gelmistir Son zamanlarda tip genetik ve molekuler biyoloji alaninda gosterilen ilerlemede teknolojinin payi buyuktur Ilk zamanlara baktigimizda fizik ve kimya laboratuvarlarinda kullanilan basit aygitlar temel taslarin olusmasina yardimci oldularsa da yeni donem biliminin en ust seviyedeki araclari kullanmasi ilerlemeyi hizlandirmis ve gunubirlik hale getirmistir Mikroskopun gelistirilmesiyle olusturulan Elektron mikroskoplari bilimsel arac acisindan onemli bir ilerlemedir Kosullarin olusmasiyla beraber artan sistematik duzen bilimin ilerlemesine katki sagladigi gibi insanlik icinde onemli gelismeleri beraberinde getirmektedir Teleskopun ilk gunlerinden beridir gecirdigi evrim uzayin derinliklerine ulasmamizi saglamis ve karanlik bilinmeyenin icindeki sirlari cozmemize yardimci olmustur Bilgisayar teknolojisinin gelismesi bilimin fayda alanina giren bir baska sistemler yumagini olusturur Bilgisayar yardimiyla kolaylasan analizler ve dokuman hatlarina kolay sekilde ulasilmasi yapilan bilimsel calismalarda zaman kazancini saglar Bu zaman kazanci tip alaninda onemli bir faktordur hastaliklarin teshisi ve tedavi yontemlerinin hemen gelistirilmesi cok onemlidir Bilimlerin siniflandirilmasiBilimin Babasi Galileo GalileiIngiliz filozof Francis Bacon in portresi Bilimlerin siniflandirilmasi veya bilimlerin tasnifi ozellikle bilim felsefesinde onemli bir yer tutmus bircok filozof farkli temellerden yola cikarak farkli bilim tasniflerine ulasmislardir Gerek Eski Yunan felsefesi gerekse daha sonra bu felsefenin temellerini gelistiren Islam felsefesinin Messai ekolunde bilimlerin tasnifi kendine yer bulmustur Bilimlerin tasnifiyle ugrasan Aristoteles en temel bilimin felsefe oldugu bilimlerinse genel olarak uc ana kategoride degerlendirilebilecegini savunmustur Filozof Francis Bacon da bilimlerin tasnifi konusuna deginmis bilimleri siniflandirirken aralarinda iliski kurdugu insani yeteneklerle human faculties temel almistir Buna gore uc temel insani yetenek hafiza hayal gucu ve akil dir Hafiza tarih bilimlerine denk gelirken hayal gucu poetik bilimlere akil ise felsefeye denk gelmektedir Ele aldigi temeller sebebiyle Bacon un tasnifi psikoloji bazli bir tasnif olarak yorumlanmistir Bacon un ayrimi daha sonralari ortaya cikan ansiklopedik calismalarin yani sira bilim tasnifi calismalarinda da etkili olmustur ornegin Fransiz ansiklopedistler gelenegi Bacon un tasnifini kullanmistir Modern caga dogru en kapsamli ve onemli bilim siniflamalarindan biri Amerikali filozof ve bilim insani C S Peirce tarafindan yapilmistir Peirce bilim siniflamasinda turlerin siniflandirilmasinda kullanilana paralel bir sistem kurmustur dal sinif takim familya cins ve tur Ornegin 1902 tarihli siniflandirmasinda Aritmetik bir bilim olarak Teorik dalinin Matematik sinifinda yer alan Sonsuz Koleksiyonlar takiminin alt takimlarindan biridir Bu siniflandirmada iki ana dal mevcuttur ve bilim kavrami bu iki ana dala ayrilir Teorik ve Pratik Daha sonra bu iki dal baska alt dallara bolunur ve siniflandirma sinif ve takimlarla devam eder 1903 teki bilimsel siniflandirmasi benzesmekle birlikte daha farklidir tum ayrismalar ucludur ve ozellikle Comte un bilimsel siniflamasindan etkilenmistir Bugun genelgecer kabul goren bir bilim siniflamasi yani bilimlerin tasnifi yoktur nitekim bazi filozoflar bilim siniflamasi fikri acisindan cesitli sorunlar oldugunu one surmustur Bilimlerin siniflandirilmasi uzerine calismalar ve ilgi de 20 yuzyilin baslarinda buyuk olcude sona ermistir Bilimin ogretilmesinde ve uretilmesinde idari birimlerin ayristirmasinda cagdas universitelerde genelde birkac ana dal belirlenir ve ilgili bilimler bu dallarin altinda calisilir fen bilimleri sosyal bilimler teknoloji ki buna genelde muhendislik de dahil edilir ve sanat ile beseri bilimler siklikla tip da kendi basina bir dal olarak bu dallasmada yer alir Bilim in felsefesiBilim felsefesi bilim kavraminin veya bilim dallarinin iceriklerini temellerini sonuclarini uygulamalarini ve bunlarla ilgili yaklasimlari ve yontemleri felsefi anlamda irdeleyen felsefe dalina verilen isimdir Ozellikle bilim tarihinde onemli bir yere sahip olan bilim felsefesi genel olarak bilim kavrami ile iliskili olabilecegi gibi belirli bir bilim dali ile iliskili ornegin biyoloji felsefesi fizik felsefesi kimya felsefesi gibi de olabilir Bilim felsefesinin daha oznel tanimlanabilmesi de mumkundur nitekim bilim felsefesi icerisindeki farkli akimlar bilim felsefesini farkli tanimlamislardir Bilim ile felsefenin bilim tarihinin baslarinda karisik bir sekilde uygulanmasi bircok filozofun ayni zamanda bilim insanlari olmasi ve felsefi eserlerin ayni zamanda bilimsel bulgulari kuramlari da barindirmasi modern caga dogru son bulmus ve bilim ile felsefe iyice ayrismaya baslamistir Bugun anlasilan anlamda bilim felsefesi de bu ayrisma sonrasi felsefenin ve filozoflarin bilim kavramini akli acidan ele almasi ile baslamis denebilir Tarih boyunca bugun bilim felsefesi tarihi ve gelisiminin temelini olusturan bircok bilim kurami gelistirilmistir Bunlarin disinda bilimin mahiyetine iliskin de farkli akimlar dusunceler bilim felsefesi tarihinde kendine yer bulmustur Ornegin bazi filozoflar ve pozitivizm gibi akimlar bilimin doga ve insani zihinsel calismalarin bir urunu oldugunu one surerken bazi filozof ve akimlar ise bundan farkli olarak bilimin zamana mekana ve topluma dayanan bir tur insan faaliyeti oldugunu savunmuslar ornegin Thomas Kuhn ve Jurgen Habermas bir faaliyet olarak bilimin tarihi ve toplumsal iliskilerine ve bunlardan yola cikarak yeni bilim tarihi anlayislarina ve bilim tanimlarina vurguda bulunmuslardir Farkli bilim anlayislarindan ozellikle pozitivist anlayis bir sure genel kabul gormusse de 20 yuzyilin ikinci yarisinda ciddi bicimde sorgulanmis elestirilmis hakkindaki genel kani degisiklik gostermis ve cagdas pozitivizm bazi asiri soylemlerinden vazgecip genelde daha orta yolu benimsemeye baslamistir Nitekim postmodernizmin ortaya cikisi ve etkileri modernist pozitivizme karsidir ve cagdas bilim felsefesinde onemli bir yere sahiptir Bilimsel yontem bilimsel bulgular ve bilimler icerisinde kullanilan kavramlar da bilim felsefinin konusu olmustur Ornegin bilimsel kanunlarin tam olarak ne oldugu nasil tanimlanmasi gerektigi ve eger varsa gercek bilimsel kanunlarin yanlislikla yapilmis objektif olarak genelgecer olmayan genellemelerden nasil ayristirilmasi gerektigi bilim felsefesi dahilinde tartisilmistir Bilim filozoflarinca bilimin su ozelliklere sahip oldugu belirtilir Bilim olgusaldir Bilim olgulara yonlenerek dogrulanabilir olan ifadeleri inceler Bilim mantiksaldir Bilimsel ifadeler mantiksal acidan dogru cikarimlar ile ulasilmis celiskisiz ifadeler olmalidir Bilim objektiftir Bilim oznel ifadeler ile degil nesnel ifadeler ile ilgilenir Bilim elestireldir Bilimdeki mevcut her kuram yeni olgular isigindan curutulebilir veya degistirilebilir her kuramin yerini baska bir kurama birakabilir Bilim genelleyicidir Bilim tek tek butun olgular ile ilgili gozlem yapmaz bunlar ile ilgili genel kurallar ve bagintilar bulmaya calisir Bilim secicidir Bilim her turlu olguyla degil yalnizca ilgi alanina giren ve onemli olgular ile ilgilenir Bu ozelliklerin disinda bilimin bir takim inanclara dayandigi ifade edilir Bilim realisttir Buna gore dis dunya ozneden bagimsiz ve gercektir Bilim rasyonalisttir Buna gore dunya anlasilabilir ve akla uygun bir dunyadir Bu nedenle olgulari akil yolu ile kavramaya elverisli bir duzeni vardir Bilim nedenselcidir Buna gore dogadaki her seyin bir nedeni vardir dogadaki butun olgular arasinda neden sonuc iliskisi bulunur Bilim nicelcidir Buna gore var olan her sey olculebilirdir Bilimsel yontemBilimsel yontemi ozetleyen bir sema Bilimsel yontem cesitli yeni bilgi edinmek veya bilinen bazi bilgileri dogrulamak veya duzeltmek amaciyla cesitli fenomenleri arastirmak icin ve gecmiste kazanilmis ogrenilmis bilgileri tamamlamak icin kullanilan yontemlerin butunune verilen isimdir Bilimsel yontem ler gozlemlenebilir deneysel ampirik ve olculebilir kanitlarin belirli bazi mantiksal prensiplerle incelenmesine dayanir Bilimsel yontem Oxford Ingilizce Sozluk te soyle tanimlanmistir 17 yuzyildan beri dogal bilimleri karakterize etmis sistemik gozlem olcum ve deney ve formulasyon test etme ve hipotezlerin degistirilmesini iceren yargilama metodudur Bilimsel yontem diger bazi bilgi edinme yontemlerinden bilim deney ve mantik temelli olmasiyla ayrilir Ayni sekilde bilimsel yontem ile elde edilen bilginin tekrar edilebilir deneylerden sonra tekrar ulasilabilir olmasi gerekir Bu acidan bilimsel yontem siklikla vahiy bazli olan dini yontemden farklidir dini bilgide esas siklikla vahiydir oysa vahiy tekrar edilebilir bir deney olmadigi icin bilimsel bir yontem degildir Her ne kadar farkli bilim dallarinda ve farkli bilgi konularinda farklilasmis konuya ozellesmis bilimsel yontemler kullanilsa da genel bazi noktalar bilimsel yontemlerin temelini olusturur Genellikle bilim insanlari arastirmacilar belirli bir fenomeni aciklamak adina buyuk olcude ellerindeki bilgileri kullanarak hipotezler one surerler daha sonra bu hipotezleri test etmek icin cesitli deneyler hazirlarlar ve deneylerin sonucuna gore bir hipotezin dogrulugu veya yanlisligi ortaya cikar Bazen bir hipotezin dogrulugu belirli deneyler sonucu kabul edilse de daha sonra yanlis oldugu farkli deneyler yoluyla da kanitlanabilir Bu sebeple her turlu hipotez surekli olarak deneylere tabii tutulabilir Bilimsel yontem acisindan bilimsel yontemler sonucu elde edilen bilgilerin paylasilmasi ve arsivlenmesi cok onemlidir zira bu bilgiler isiginda ayni veya farkli yontemlerle ilgili deney ve testlerin tekrar edilmesi yeniden uretilebilmesi ve yapilabilmesi bilimsel yontem sonucu olusacak bilgi acisindan kacinilmaz bir gerekliliktir deneylerle ayni sonuc tekrar tekrar uretilebildiginde hipotez kuram olmaya yaklasir Bilim cevreleri ve camiasiBilim camiasi bircok farkli bilim dalinda uzmanlasmis farkli dallarda arastirma yapan bircok bilim insani ve ilgili kurumlardan olusmaktadir Bilim dallari Zaman icinde farkli bilim dallari veya alanlari ozellesmis ve gelismistir Siklikla akademik duzeyde bilimlerin dallasmasi iki ana kategoride ele alinir Dogal fenomenleri arastiran ve inceleyen doga bilimleri veya dogal bilimler ile toplumu bireyi ve insani faaliyetleri ve davranislari arastiran ve inceleyen sosyal ve beseri bilimler Biyoloji fizik ve kimya gibi bilimler doga bilimlerine ornekken sosyoloji ve antropoloji gibi bilimler sosyal bilimlere ornektir Bu temel alanlar arasinda cok cesitli iliskiler olmus muhendislik ve tip bilimleri gibi bu alanlarla iliskili uygulamali bilimler turemis ve ozellikle son yuzyilda sibernetik ekonofizik ve tibbi antropoloji gibi bircok disiplinler arasi dal da ortaya cikmistir Matematik bilimi siklikla bu iki ana kategoriden farkli ucuncu bir kategori olan formal bilimler kategorisinde yer alir zira hem doga bilimlerine hem de sosyal bilimlere yakin ve uzak oldugu bircok nokta mevcuttur Matematik belirli bir bilgi alaninin nesnel dikkatli ve sistematik incelenmesi hususunda doga bilimlerine yakinken inceleme yontemi olarak ampirik yani deneysel yontemler barindirmamasi acisindan ayrilir matematikte edinilen bilgi ampirik yontemlerle degil de a priori ile dogrulanir Formal bilimler kategorisi matematigin yaninda istatistik ve mantik bilimlerini de icermektedir Bu iki bilim matematik ile birlikte tum bilimler ozellikle ampirik bilimler acisindan onemli bir yere sahiptir ornegin formal bilimlerdeki cesitli gelismeler fiziksel ve biyolojik bilimlerde de buyuk gelismelere sebep olmustur Nitekim formal bilimler hipotez kuram ve kanunlarin olusmasinda hem seylerin nasil calistigi ve olduguna yonelik doga bilimleri hem de insanlarin nasil dusundugu ve davrandigina yonelik sosyal ve beseri bilimler kesif ve tanimlamalarda hayati bir onemi sahiptir Sosyal bilimlerin bir ampirik bilim olup olmamasi durumu 20 yuzyildan beri tartisma konusu olmustur Bu tartismalar etrafinda sosyal ve davranissal dallarin bir kismi bilimsel olmadiklari elestirileriyle karsilasmistir Hatta bazi akademisyenler ornegin Nobel Odulu sahibi fizikci Percy W Bridgman ve bazi siyasetciler ornegin ABD Senatoru Kay Bailey Hutchinson diger dallara oranla spesifik olmayan muglak veya bilimsel acidan yersiz bulduklari bazi dallar icin bilim sozcugunu kullanmaktan kacinmistirlar Fransizca Academie des sciences i ziyareti sirasinda XIV Louis 1671Kurumlar Bilimsel fikir deney ve bulgularin paylasimi iletisimi ve tanitimi gibi amaclari guden bilim topluluklarina Ronesans doneminden beri rastlanmaktadir Bugune ulasmis en eski kurum is Italya daki Italyanca Accademia dei Lincei dir 1660 yilinda Ingiliz Royal Society Kraliyet Cemiyeti ve 1666 yilinda Fransiz Fransizca Academie des Sciences ile baslayarak ulusal bilim akademileri topluluklari bircok ulkede bulunan seckin ve bilgi kurumlaridir Bircok uluslararasi bilimsel orgut ornegin Uluslararasi Bilim Konseyi International Council for Science farkli milletlerin bilim topluluklari camialari arasindaki isbirligini gelistirmek ve onayak olmak amaciyla kurulmustur Yazin Bugune kadar muazzam cesitlilikte bilimsel yazinlar yayimlanmistir ve yayimlanmaya devam edilmektedir Bilimsel jurnaller universitelerde ve diger cesitli arastirma kurumlarinda yapilan arastirmalarin sonuclarini belgelemek ve iletmekte bilimsel arastirmalarin ve calismalarin bu sebeple de bilimin arsivsel bir kaydi olma islevini gormektedirler Ilk bilimsel jurnaller Journal des Scavans ve ardindan gelen Philosophical Transactions 1665 yilinda yayimlanmaya baslanmistir O zamandan bu yana duzenli yayinlarin toplam sayisi durmadan artis gostermistir ki 1981 yilinda yapilan bir tahmine gore yayindaki toplam bilimsel ve teknik jurnallerin sayisi 11 500 du Bircok bilimsel jurnal belirli bir bilim dalini kapsamakta ve o daldaki arastirmalari yayimlamakta sunmaktadir arastirmalar normalde bilimsel bir tez formatindadir Bilim cagdas toplumlarda o kadar yaygin ve nufuzludur ki genellikle basarilarin haberlerin ve bilim insanlarinin heveslerinin daha genis kitlelere aktarilmasi gerekli gorulur Bilimsel dergiler ornegin New Scientist veya Scientific American daha genis bir okuyucu kitlesinin ihtiyaclarina karsilik vermekte ve bazi arastirma alanlarindaki kayda deger kesif ve gelismeler dahil bircok populer arastirma alanin teknik olmayan ozetlerini sunmaktadir Ayrica yuzeysel olarak bilimkurgu turu temelde fantastik bir dogaya sahip olsa da genel olarak toplumun hayal gucunu cezbetmekte ve belki bilimsel yontemleri degil ama bilimsel fikirleri iletmektedir Elestiriler ve tartismalarBilim sozde bilim ve bilim disi Kendi basina mesruiyet kazanamayacak olan ve bu sebeple bilim gibi tavir takinarak kendine mesruiyet kazandirmaya calisan herhangi bir yerlesmis bilgi butunu bilim olarak kabul edilmez bunlara genellikle sinir bilim fringe science veya alternatif bilim denmektedir Bunlarin en buyuk eksikligi dogal bilimlerde oldugu gibi bilimlerin gelisimine katkida bulunan dikkatlice kontrol edilen ve etraflica incelenip yorumlanan deneylerden yoksun olmalaridir Bir baska terim de cop bilimdir Cop bilim junk science aslinda mesru dogru sayilabilecek cesitli bilimsel teori ve verilerin yanlis bir sekilde veya hataen karsit bir tarafi tutumu savunma amacli kullanimidir Terimin kullaniminda genellikle ideolojik veya siyasi onyargi ve etkenler de soz konusudur Ticari reklamlarin cok cesitli bir kismi da bu kategoriye dusmektedir Son olarak bu terimlerden ayri ve farkli olarak bilimsel fikirlerin iyi niyetli olsa da yanlis eskimis eksik veya fazlasiyla basitlestirilmis teshirleri ve tezahurlerine de rastlanilabilir Bircok bilgi butunu ve dalinin gercekten bilim dali olup olmadigi tartisma konusu olmustur Bu hususta tartismalar ve fikir ayriliklari oldukca buyuk sayidadir ve sosyal ve davranissal bilimler gibi bazi alanlar cesitli elestirmenler tarafindan bilim disi olmakla suclanmistir Farkli alanlardan bircok kisi ornegin Nobel Odulu sahibi fizikci Percy W Bridgman gibi bazi akademisyenler ve ornegin ABD Senatoru Kay Bailey Hutchinson gibi bazi siyasetciler diger dallara oranla spesifik olmayan muglak veya bilimsel acidan yersiz bulduklari bazi dallar icin bilim sozcugunu kullanmaktan kacinmistirlar Bazi filozoflar da bu acidan farkli fikirler sunmuslardir ornegin Karl Popper bilimsel yontemin ve kanitlarin varligini reddetmistir Popper a gore sadece bir tane evrensel yontem vardir olumsuz deneme ve yanilma yontemi Bu bilim matematik felsefe sanat vs dahil insan zihninin tum urunlerini kapsadigi gibi hayatin evrimini de kapsar Ayrica Popper elestirel rasyonalizm Popper Albert ile Frankfurt Okulu Adorno Habermas arasindaki sosyal bilimlerin metodolojisini konu alan felsefi bir tartisma olan pozitivizm tartismasina da katkida bulunmustur Felsefi bakis ve odak Tarihci Jacques Barzun bilimi tarihteki her inanc kadar fanatik bir inanc olarak tanimlamis ve insan varolusu acisindan tamamlayici olan mana dusuncelerini bastirmak amaciyla bilimsel dusuncenin kullanimina karsi uyarmistir Carolyn Merchant Theodor W Adorno ve E F Schumacher gibi bircok cagdas dusunur 17 yuzyildaki bilimsel devrimin bilimi dogayi veya hikmeti anlamaya calisan bir odaktan dogayi kendi cikarlari icin kullanmak manipule etmek odagina kaydirdigini ve bilimin dogayi manipule edisinin sonunda kacinilmaz bir sekilde insanlari da manipule etmesine yol acacagini dusunmuslerdir Ayrica nicel olcumlerin bilimin odaginda olmasi bilimin dunyanin onemli nitel acilarini goremedigi elestirilerine yol acmistir Bilimin icrasinda etik ve calisma ahlakinin ideolojik bir sekilde reddedilmesinin sahtekarlik intihal ve veri tahrifi gibi cesitli formlardaki sonuclari bircok akademisyen tarafindan elestirilmis ve yerilmistir Filozof Bernard Rollin Bilim ve Etik Science and Ethics isimli eserinde etik ve ahlakin bilim ile ilgisini reddeden ideolojik gorusu inceler ve temel etik anlayisinin ve kurallarinin ogretilmesinin bilimsel egitimin vazgecilemez ve ayrilmaz bir unsuru oldugunu savunur Medya ve bilim tartismasi Kitlesel medya birbiriyle yarisan farkli bilimsel iddialari bu iddialarin bilimsel camiadaki kabul edilebilirligi ve guvenirligini tam olarak kesin bir sekilde yansitmalarini engelleyen cesitli baskilara maruz kalmaktadir Bilimsel bir tartismada farkli taraflara ne kadar agirlik verilecegini belirlemek tartismanin konusu hakkinda uzmanlik ve bilgiyi gerektirir Cok az gazeteci gercek anlamda bilimsel bilgiye sahip oldugu gibi belirli bilimsel meseleler uzerine bilgiye sahip olan bir gazeteci bile aniden haberini yapmasi gereken diger bilimsel meseleler uzerine az sey biliyor olabilir Epistemolojik yetersizlikler Isvicreli psikiyatr Carl Jung a gore her ne kadar bilim doganin her yonunu tam olarak anlamaya calissa da kullanilan deneysel yontemler ancak suni ve sinirli sorular ortaya atacak ve dolayisiyla sadece kismi cevaplara ulasilabilir Robert Anton Wilson bilimin soru sormakta kullandigi araclarin urettigi cevaplarin sadece kullanilan araclar acisindan anlamli cevaplar oldugunu ve bilimsel bulgularin incelenebilecegi tamamen nesnel bir bakis acisinin olmadigini one surerek bilimi elestirmistir Bilim ve din Roma Engizisyonu nun karsisinda Galileo Bilim ile din arasindaki iliski yasamin gerceklerine iliskin yaptiklari aciklamalar dogrultusunda incelenebilir Dinsel doktrinler ve nedenler zaman zaman bilimin gelisimini etkilerken bilimsel bilgiler de dinsel inanislari etkilemistir Din ve bilim tarih boyunca birbirleriyle surekli catisma halinde olan iki dusunme bicimidir Genel bir anlamda her ikisi de evreni aciklama amaci guder fakat kullandiklari yontemler ve bagli olduklari dunya gorusleri cok farklidir Bilim olgulari saptama ve aciklamada gozlem ve gozleme dayali mantiksal dusunmeyi kullanir Oysa din metafizikten pek farkli olmayarak sevgi inanc ve duygu ile karisik olgulardan kopuk bir akil yurutmeye dayanir Dunya gorusu yonunden birine gercekci rasyonalist otekisine mistik rasyonalist diyebiliriz Bu karsilastirmayi daha somut yapmak icin dini olusturan baslica ozellikleri belirtmeye ve bilimle catismaya dustugu kesin noktayi bulmaya ihtiyac vardir Butun buyuk dinler incelendiginde su uc ogenin ya da islevin yapilarinda var oldugu gorulur Birtakim ahlak kurallari Belli tapinma bicimleri Metafizik nitelikte bir inanclar sistemi Bilimle dinin catismasi sadece son nokta bakimindandir Cunku din bilimin evreni aciklama ve insan icin anlasilir kilma cabasina bu noktada ortak olmustur Din evrenin kokeni kurulusu ve isleyisi uzerine birtakim inanclara metafizik hipotezlere sahiptir Bu inanclarin her biri dogma niteligindedir dogrulugundan suphe edilmez Kaldi ki dinin soz goturmez bir kesinlikle dogru kabul ettigi metafizik hipotezleri bilimsel yoldan dogrulama olanagi da yoktur Ornegin bu inanc ya da hipotezlerden biri Tanrinin varligi ile ilgilidir Hemen butun gelismis dinler belli ozellikleri olan bir Tanrinin var oldugu savina dayanir Ne var ki bu savin ne dogrulugu ne de yanlisligi gozlem ve deneye basvurularak saptanamaz Dinler bu konudaki savlarinin dogrulugunu baska yollara vahiy sezgi kutsal kitap geleneksel otorite ve benzer kaynaklara basvurarak savunurlar Sonucta boyle bir savin kabulu veya reddi kisisel bir inanc sorunu olarak kalir Ne inanan kimse inancinin dogrulugunu ne de inkar eden kimse inkarini bilimsel yoldan ispat edebilir Su kadar ki ikisinin birden dogru olmasi mantiksal acidan olanaksizdir Din inanclar sisteminde bilimin tam tersine duzeltme gelisme veya herhangi bir degisiklik kabul etmez Yanilma olasiligina yer vermedigi icin kendi kendini elestiri yoluyla hatalardan arindirma olanagi yoktur Dinsel her inanc kesin ve evrensel dogruluk iddiasina dayanir Oysa bilimde hicbir teori kesinlik iddiasi gutmez er gec bir gun degisiklige ugrama hatta tumden reddedilme olasiligini gozden uzak tutmaz Dinle bilimin catismasi dinin olgulara dayanmaksizin evreni aciklama yolunda ortaya attigi metafizik ogretilerden vazgecmedigi surece surup gidecege benzer Cunku bu tur inanclari giderek kapsamini gelistiren bilimsel bulgu ve dogrularla bagdastirmanin yolu yoktur Yale Universitesi ndeki Tiffany imzali bir vitraydan ayrinti Bilim ve din ahenk icinde betimlenmis Kisiler bazinda ele alindiginda tarih boyunca bazi dusunurlerin bilim ile dinin uzlasamaz ve birbirine karsit ugrasilar oldugunu one surdugu bu genel olarak bilimin sorgulamaya dayanmasi dinin ise sorgulamadan inanmayi gerektirmesinden kaynaklanmaktadir bazi dusunurlerin ise aksini iddia ettigi gorulmektedir Ozellikle 19 yuzyilin belirli donemlerinde din ile bilimin birbirine muhalif oldugu gorusu kazanmistir Bu donemlerde gelistirilen muhalefet karsitlik tezine gore bilim ile din arasindaki herhangi bir etkilesim her daim catismaya yol acacaktir ve din de yeni bilimsel fikirlere karsi saldirgan olan taraf olacaktir Her ne kadar bu anlayis 19 yuzyilda John William Draper ve Andrew Dickson White gibi isimlerce yayginlastirilmaya calisilmissa da bilim ile din arasindaki tarihsel ve bugunku etkilesimi catisma anlarindan is birligi anlarina kadar aciklamaya yeterli olmamistir Nitekim gerek Kopernik Galileo Kepler ve Boyle gibi Bati bilim tarihinde yer almis onemli isimler gerekse Ibn i Sina Biruni ve Ibn i Heysem gibi Dogu bilim tarihinde yer almis onemli isimler inancli insanlardi Bununla birlikte bilim ile dinin tarih icinde catistigi meseleler de olmustur ve bilim ile dinin uzlasmasinin mumkun olmadigini savunanlar bugun de mevcutturlar Ornegin Ingiliz evrimsel biyoloji uzmani Richard Dawkins bilim ile dinin uzlasmasinin mumkun olmadigini siddetle savunmaktadir Tarih boyunca din ile bilimi birlestirmeye calisan birbiriyle celismeyen yontemler oldugunu ileri suren ve hatta birbirlerini tamamladiklarini dusunenler olmustur Amerikali biyolog Kenneth R Miller bu kesimdedir Zaman zaman dinsel kanilari bilimsel yontemlerle veya bilimsel kanilari dinsel yontemlerle aciklamaya calisanlar olmustur Ornegin Ibn i Sina Tanri nin varligini akil ve mantik yoluyla aciklamaya calismistir Buna ek olarak ozellikle modern cagda bazilari bilim ve dinin birbirinden bagimsiz oldugunu insani deneyimin birbiriyle ilgisiz yonleriyle ugrastiklari ve bu sebeple birbirlerinin alanina bulasmadikca kendi alanlari icerisinde sorunsuz bir sekilde birlikte var olabileceklerini one surmuslerdir Ama bu pek de mumkun olmamistir Kaynakca Encyclopedia Britannica Online Encyclopedia Encyclopaedia Britannica Inc 2008 12 Aralik 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Haziran 2008 Encyclopedia of Philosophy Ed Donald M Borchert 2nd ed Detroit Macmillan Reference USA 2006 Gale Virtual Reference Library Gale 28 Mayis 2008 TDK ilim 31 Ekim 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 25 Mart 2023 science Oxford Dictionary of English 2e Oxford University Press 2003 13 Ocak 2021 tarihinde kaynagindan arsivlendi TDKBilim ve Sanat Terimleri Ana Sozlugu Turk Dil Kurumu 15 Eylul 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 16 Ekim 2010 Albert Einstein The Fundamentals of Theoritical Physics Science 91 1940 Bertrand Russell a b c d e f g h i j history of science Encyclopaedia Britannica 2008 Encyclopaedia Britannica Online 09 Haziran 2008 lt http www britannica com EBchecked topic 528771 history of science 4 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde gt An old mathematical object 24 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde Eski bir matematik nesnesi URL erisim tarihi 10 Temmuz 2008 Mathematics in central Africa before colonization 7 Subat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde Kolonizasyon oncesi Afrika da Matematik URL erisim tarihi 10 Temmuz 2008 The Mathematics of Ancient Egypt 13 Mayis 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Antik Misir Matematigi URL erisim tarihi 10 Temmuz 2008 a b c d e f mathematics Encyclopaedia Britannica 2008 Encyclopaedia Britannica Online 11 Temmuz 2008 lt http www britannica com EBchecked topic 369194 mathematics 3 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde gt a b Preface Mathematics text book Standard X Department of School Education Govt of Tamil Nadu India 20 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Tamil Nadu Hukumeti Okul Egitimi Departmani Matematik ders kitabi Hindistan URL erisim tarihi 10 Temmuz 2008 Sykorova I Ancient Indian Mathematics WDS 06 Proceedings of Contributed Papers 2006 25 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 10 Temmuz 2008 a b c biology Encyclopaedia Britannica 2008 Encyclopaedia Britannica Online 11 Temmuz 2008 lt http www britannica com EBchecked topic 66054 biology 4 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde gt Thales of Miletos 3 Subat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde 8alhs o Milhsios Tales Anaximenes of Miletus 12 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ana3imenhs Anaksimenes Pythagoras 24 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Py8agoras Pisagor Democritus 9 Mayis 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Dhmokritos Demokritos Gorgias 6 Temmuz 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Gorgias Empedocles 5 Agustos 2012 tarihinde Archive is sitesinde arsivlendi Empedoklhs Empedokles Heraclitus 30 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Hrakleitos Heraklitos Parmenides 15 Ocak 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Parmenidhs Plotinus 29 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Plwtῖnos Plotinos Plato 13 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde Platwn Platon Aristotle 31 Mart 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ἀristotelhs Aristoteles S C McCluskey Astronomies and Cultures in Early Medieval Europe Cambridge Cambridge Univ Pr 1998 s 20 21 Singer Charles 1941 Clarendon Press 29 Mart 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi erisim tarihi 12 Temmuz 2008 page 217 Weidhorn Manfred 2005 The Person of the Millennium The Unique Impact of Galileo on World History Ingilizce iUniverse s p 155 ISBN 0595368778 KB1 bakim Fazladan yazi link Lavoisier Antoine Encyclopaedia Britannica 2007 Encyclopaedia Britannica Online 24 Temmuz 2007 lt http www britannica com eb article 9369846 20 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde gt nobelprize org 22 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Nobel Odulu resmi sitesindeki Wilhelm Ostwald bolumu Ingilizce nobelprize org 9 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Nobel Odulu resmi sitesindeki Jacobus H van t Hoff bolumu Ingilizce nobelprize org 15 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Nobel Odulu resmi sitesindeki Svante Arrhenius bolumu Ingilizce The Pythagorean Theorem 30 Mayis 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde Pisagor Teoreminin ayrintili aciklamasi Ingilizce PDF 3 Mayis 2015 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 12 Temmuz 2008 12 Haziran 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 25 Temmuz 2008 Parmanand Singh Acharya Hemachandra and the so called Fibonacci Numbers Math Ed Siwan 20 1 28 30 1986 ISSN 0047 6269 Parmanand Singh The So called Fibonacci numbers in ancient and medieval India Historia Mathematica 12 3 229 44 1985 Pascal s Triangle Wolfram MathWorld 14 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 12 Temmuz 2008 Arsivlenmis kopya 19 Ekim 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 24 Subat 2021 Mehmet Bayrakdar Al Jahiz And the Rise of Biological Evolutionism The Islamic Quarterly Third Quarter 1983 Londra Frank N Egerton A History of the Ecological Sciences Part 6 Arabic Language Science Origins and Zoological Bulletin of the Ecological Society of America Nisan 2002 142 146 143 Fahd Toufic Botany and agriculture s 815 in Morelon Regis Rashed Roshdi 1996 Encyclopedia of the History of Arabic Science Ingilizce 3 Routledge ISBN 0415124107 Diane Boulanger 2002 The Islamic Contribution to Science Mathematics and Technology OISE Papers in STSE Education Vol 3 S A Al Dabbagh 1978 Ibn Al Nafis and the pulmonary circulation The Lancet 1 p 1148 Husain F Nagamia 2003 Ibn al Nafis A Biographical Sketch of the Discoverer of Pulmonary and Coronary Circulation Journal of the International Society for the History of Islamic Medicine 1 p 22 28 Matthijs Oudkerk 2004 Coronary Radiology Preface Springer Science Business Media ISBN 3 540 43640 5 Dr Abu Shadi Al Roubi 1982 Ibn Al Nafis as a philosopher Symposium on Ibn al Nafis Second International Conference on Islamic Medicine Islamic Medical Organization Kuwait Ibn al Nafis As a Philosopher 6 Subat 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Encyclopedia of Islamic World a b 21 Subat 2018 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Ocak 2008 a b On the Origin of Species olu kirik baglanti a b 25 Eylul 2006 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Ocak 2008 a b 15 Temmuz 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Ocak 2008 a b 18 Mart 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 26 Ocak 2008 Gelisim Asamalari Fetus Kadin Sagligi Sorunlari MSD Manual Consumer Version 13 Haziran 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 10 Temmuz 2020 Lennart Nilsson 91 1990 sekiz haftada dusuk yapma tehlikesi keskin bir sekilde azalir Kadin Sagligi Bilgileri 30 Nisan 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Hearthstone Communications Limited Dusuk yapma riski haftalar gectikce 8 haftadan sonra onemli olcude azalir Erisim tarihi 2007 04 22 Des Manuscrits de Sieyes 1773 1799 Volumes I and II published by Christine Faure Jacques Guilhaumou Jacques Vallier et Francoise Weil Paris Champion 1999 and 2007 See also and Jacques Guilhaumou Sieyes et le non dit de la sociologie du mot a la chose in Revue d histoire des sciences humaines Numero 15 novembre 2006 Naissances de la science sociale a b c A Dictionary of Sociology Article Comte Auguste a b c sociology Encyclopaedia Britannica 2008 Encyclopaedia Britannica Online 18 Jul 2008 lt http www britannica com EBchecked topic 551887 sociology 29 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde gt a b Descartes and Kant Philosophical Origins of Psychology Sweet Briar College Department of Psychology 2 Aralik 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 26 Temmuz 2008 Wilhelm Wundt Indiana University Biographical Profiles Human Intelligence 15 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 26 Temmuz 2008 Ventura Thomas Psychoanalysis ALLPsych Online The Virtual Psychology Classroom 1 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 26 Temmuz 2008 Bloomfield T M Psychoanalysis A Human Science Journal for the Theory of Social Behaviour olu kirik baglanti URL erisim tarihi 26 Temmuz 2008 Akbar S Ahmed 1984 Al Beruni The First Anthropologist RAIN 60 p 9 10 a b c d e f g anthropology Encyclopaedia Britannica 2008 Encyclopaedia Britannica Online 29 Jul 2008 lt http www britannica com EBchecked topic 27505 anthropology 15 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde gt URL erisim tarihi 29 Temmuz 2008 Al Zubaidi Layla Urban Anthropology An Overview 16 Eylul 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 29 Temmuz 2008 nobelprize org 9 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde Nobel Odulu resmi sitesindeki Alfred Nobel bolumu Ingilizce nobelprize org Nobel Odulu resmi sitesi nobelprize org 13 Mayis 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde The Nobel Prize in Physics 1903 Nobel Odulu resmi sitesindeki 1903 Fizik Odulu sayfasi Ingilizce nobelprize org 26 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde The Nobel Prize in Chemistry 1911 Nobel Odulu resmi sitesindeki 1911 Kimya Odulu sayfasi Ingilizce Albert Einstein Annalen der Physik 17 132 1905 Uber einen die Erzeugung und Verwandlung des Lichtes betreffenden heuristischen Gesichtspunkt Albert Einstein Annalen der Physik 17 549 1905 Uber die von der molekularkinetischen Theorie der Warme geforderte Bewegung von in ruhenden Flussigkeiten suspendierten Teilchen Albert Einstein Annalen der Physik 17 891 1905 Zur Elektrodynamik bewegter Korper nobelprize org 17 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde The Nobel Prize in Physics 1921 Nobel Odulu resmi sitesindeki 1921 Fizik Odulu sayfasi Ingilizce The Photoelectric Effect 31 Mayis 2014 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 19 Ocak 2008 Gauss un biyografisi 14 Temmuz 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce Bernhard Riemann 30 Kasim 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Bernhard Riemann in calismalari Ingilizce nobelprize org 11 Nisan 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Nobel Odulu resmi sitesindeki Francis Crick bolumu Ingilizce nobelprize org 31 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde Nobel Odulu resmi sitesindeki James Dewey Watson bolumu Ingilizce nobelprize org 28 Mayis 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Nobel Odulu resmi sitesindeki Maurice Wilkins bolumu Ingilizce Teleskop nedir 29 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde Turkce a b c d e f g h Classification of the sciences 24 Mart 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 21 Mayis 2008 a b c d Atkins Richard Kenneth Restructuring the Sciences Peirce s Categories and His Classifications of the Sciences Fordham University URL erisim tarihi 24 Mayis 2008 a b c Willermet Cathy Science Philosophy of Encyclopedia of Anthropology Ed H James Birx Vol 5 Thousand Oaks CA Sage Reference 2006 2062 2065 Gale Virtual Reference Library Gale 28 Mayis 2008 Lennox James Philosophy of Biology Encyclopedia of Philosophy Ed Donald M Borchert Vol 7 2nd ed Detroit Macmillan Reference USA 2006 337 349 Gale Virtual Reference Library Gale 28 Mayis 2008 Loewer Barry Philosophy of Physics Encyclopedia of Philosophy Ed Donald M Borchert Vol 7 2nd ed Detroit Macmillan Reference USA 2006 473 478 Gale Virtual Reference Library Gale 28 Mayis 2008 Schummer Joachim Chemistry Philosophy of Encyclopedia of Philosophy Ed Donald M Borchert Vol 2 2nd ed Detroit Macmillan Reference USA 2006 140 144 Gale Virtual Reference Library Gale 28 Mayis 2008 a b c d science philosophy of Encyclopaedia Britannica 2008 Encyclopaedia Britannica Online 29 Mayis 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 28 Mayis 2008 lt http www britannica com eb article 271806 gt a b c d e f g h i j k Ergun Mustafa Bilim Felsefesi 27 Agustos 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 17 Nisan 2011 Thomas Kuhn Stanford Encyclopedia of Philosophy 28 Mart 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 28 Mayis 2008 Mitchell Gordon R Did Habermas Cede Nature to the Positivists URL erisim tarihi 28 Mayis 2008 a b c d e f g h i j Ozlem Dogan Bilim Felsefesi sayfa 14 Notos Kitap Kasim 2010 Istanbul ISBN 978 605 5904 27 2 Isaac Newton 1687 1713 1726 4 Rules for the study of natural philosophy Philosophiae Naturalis Principia Mathematica Third Edition The General Scholium containing the 4 rules follows Book 3 The System of the World Reprinted on pages 794 796 of I Bernard Cohen and Anne Whitman s 1999 translation University of California Press ISBN 0 520 08817 4 974 pages scientific method noun The Oxford Dictionary of English revised edition Ed Catherine Soanes and Angus Stevenson Oxford University Press 2005 Oxford Reference Online Oxford University Press 3 Haziran 2008 lt http www oxfordreference com views ENTRY html subview Main amp entry t140 e68940 gt URL erisim tarihi 3 Haziran 2008 Schafersman Steven D An Introduction to Science Scientific Thinking and the Scientific Method 24 Kasim 2005 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 3 Haziran 2008 a b c d Wudka Jose The scientific method Physics 7 Relativity and Cosmology UC Riverside 8 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 3 Haziran 2008 a b Dye James Socratic Method vs Scientific Method 24 Agustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 3 Haziran 2008 DEFINING CYBERNETICS AMERICAN SOCIETY FOR CYBERNETICS 9 Mayis 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 6 Haziran 2008 Econophysics Workshop The European Science Foundation Programme 9 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 6 Haziran 2008 Medical Anthropology Health Care Diversity and Globalization Boston Healing Landscape Project 26 Mayis 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 6 Haziran 2008 a b Siepmann J P 1999 What is Science Editorial Journal of Theoretics Cilt 3 3 Mart 2008 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Temmuz 2007 a b Staff 19 Mayis 2006 American Sociological Association 12 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Temmuz 2007 Parrott Jim 9 Agustos 2007 Chronicle for Societies Founded from 1323 to 1599 Scholarly Societies Project 14 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Eylul 2007 Italyanca Accademia Nazionale dei Lincei 2006 2 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 11 Eylul 2007 The Royal Society 26 Kasim 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 11 Eylul 2007 Meynell G G Topics in Scientific amp Medical History 26 Kasim 2007 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 11 Eylul 2007 Ziman Bhadriraju 1980 The proliferation of scientific literature a natural process Science 208 4442 ss 369 371 doi 10 1126 science 7367863 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Subramanyam Krishna 1981 Scientific and Technical Information Resources Ingilizce CRC Press ISBN 0824782976 Popper Karl 1983 Preface On the non existence of scientific method Realism and the Aim of Science 1st edition Totowa New Jersey Rowman and Littlefield Logik der Forschung new appendix XIX Logic of scientific discovery isimli Ingilizce surumde henuz bulunmamaktadir Karl Popper Objective Knowledge 1972 Bu meseledeki cesitli konumlarin elestirel incelenmesi Karl R Popper in Tarihselciligin Sefaleti The Poverty of Historicism eserinde bulunabilir Jacques Barzun Science The Glorious Entertainment Harper and Row 1964 p 15 quote and Chapters II and XII a b Fritjof Capra Uncommon Wisdom ISBN 0 671 47322 0 p 213 Rollin Bernard E 2006 Science and Ethics Ingilizce Cambridge University Press ISBN 0521857546 Dickson David 11 Ekim 2004 Science journalism must keep a critical edge Science and Development Network 9 Kasim 2007 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 20 Subat 2008 Mooney Chris 2007 Columbia Journalism Review 29 Aralik 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Subat 2008 McIlwaine S 2005 Australian Studies in Journalism Cilt 14 ss 41 60 1 Agustos 2008 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 20 Subat 2008 Jung Carl 1973 Synchronicity An Acausal Connecting Principle Ingilizce Bollingen Foundation s 35 ISBN 0691017948 Wilson Robert Anton Real Reality Adobe Flash video YouTube 6 Aralik 2011 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 13 Haziran 2008 Yildirim Cemal Bilim Felsefesi 18 baski Istanbul Remzi Kitabevi 2014 s 26 David B Wilson writes about the development of the conflict thesis in The Historiography of Science and Religion the second essay in Gary Ferngren editor Science amp Religion A Historical Introduction Baltimore Johns Hopkins University Press 2002 ISBN 0 8018 7038 0 Gary Ferngren editor Science amp Religion A Historical Introduction Baltimore Johns Hopkins University Press 2002 ISBN 0 8018 7038 0 Pogge Richard A Brief Note on Religious Objections to Copernicus Astronomy 161 An Introduction to Solar System Astronomy 16 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 19 Agustos 2008 Afnan Soheil M Avicenna His Life and Works s 168 PDF 2 Ocak 2010 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 29 Temmuz 2008 O Connor J J Robertson E F Abu Arrayhan Muhammad ibn Ahmad al Biruni The MacTutor History of Mathematics archive 26 Mart 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde URL erisim tarihi 29 Temmuz 2008 Steffens 2006 1 Aralik 2006 23 Temmuz 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 23 Ocak 2008 Interview with Richard Dawkins PBS 16 Nisan 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 12 Nisan 2008 Ken Miller Reconciling Science and Faith PBS 23 Eylul 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Temmuz 2008 Lenn Evan Goodman 2003 Islamic Humanism p 8 9 Oxford University Press ISBN 0 19 513580 6 Stephen Jay Gould Rocks of Ages Science and Religion in the fullness of life Ballantine Books 1999 Dis baglantilarVikipedi nin kardes projelerinden Bilim hakkinda daha fazla bilgi edininVikisozluk te tanimlarCommons ta dosyalarVikihaber de haberlerVikisoz de alintilarTurkiye Bilimsel ve Teknolojik Arastirma Kurumu TUBITAK 5 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Turkce Turkiye Bilimler Akademisi TUBA 26 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Turkce Science gov USA gov for Science 1 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde Ingilizce Ingilizce Ingilizce Fransizca Ayrica bakinizIslam ve bilim Askeri bilim Avrupa da bilim ve teknoloji Osmanli Imparatorlugu nda bilim ve teknoloji Orta Cag Avrupasi nda bilim Ronesans ta bilim tarihi Bilim sosyolojisi Bilim parki Bilim tarihi ve felsefesi Uluslararasi Bilim Olimpiyatlari Sovyetler Birligi nde bilim ve teknoloji Bilim merkezi