Bu maddede yeterince bilgilendirici olmayan ve karşı savunmasız olan kullanılmıştır.Ekim 2023) () ( |
İslam tarihi, Müslüman medeniyetinin geçmişten günümüze dek siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmeleri ile ilgili olan tarihsel çalışma alanıdır. Çoğu tarihçi, İslam dininin MS 7. yüzyılın başında Arap Yarımadası'ndaki Mekke ve Medine şehirlerinde ortaya çıkıp yayıldığını kabul etmektedir.Müslümanlar, İslam'a Âdem, Nuh, Musa, Davud, Süleyman, İsa gibi peygamberlerden beri var olan bir din ve Allah'ın iradesine teslimiyetle gerçekleşen bir dönüş olarak inanırlar.
Geleneksel rivayetlere göreİslam peygamberi Muhammed, MS 610'da Hira Mağarası'nda, yaklaşan hesap günü beklentisiyle birlikte Müslümanların "ilahi vahiy" olarak kabul ettiği şeyleri almaya, tek Tanrı'ya boyun eğmeye çağırmaya ve fakir ve muhtaçlara özen göstermeye başladı. Muhammed'in mesajı, ilk başlarda çok az takipçi kazandı ve Mekke ileri gelenlerinden artan muhalefetle karşılandı. Bu durum üzerine Muhammed 622'de, nüfuzlu amcası Ebû Ṭalib'in ölümüyle onun korumasını kaybettikten birkaç yıl sonra, o zamanlar "Yesrib" olarak anılan Medine şehrine göç etti.
Muhammed Medine'ye geldiğinde, "Medine Sözleşmesi" adı verilen bir anayasayla oradaki kabileleri tek bir çatı altında topladı ve İslam'ı buradan yaymaya devam etti. Mekkeli pagan kabileleri ile sekiz yıl süren çatışmaların ardından büyük bir Müslüman ordusu kurarak bu ordunun başında 630'da direnişsiz bir şekilde Mekke'yi ele geçirdi. Muhammed'in 632'deki ölümü, Müslüman cemaatinin siyasi lideri makamına kendisinden sonra kimin geçeceği konusunda anlaşmazlık çıkmasına neden oldu ve 632–661 yılları arasını kapsayacak olan Râşidîn Hâlifeliği dönemi başladı. 29 sene süren bu dönemde İslam Devleti'nin toprakları Kuzey Afrika'ya, Orta Doğu'nun tamamına, Anadolu'nun birazına ve Batı Asya topraklarına dayandı. 661 yılında I. Muâviye tarafından Şam merkez olmak üzere Emevî Hanedanlığı kuruldu.
Emevî Hâlifeliği, MS 8. yüzyılda batıda İber Yarımadası'ndan doğuda İndus Nehri'ne kadar uzanıyordu. Emevîler ve onlardan sonra gelen Abbâsîler, Fâtımîler, Selçuklular, Eyyûbîler ve Memlûkler gibi devletler, belirli bir zaman diliminde dünyanın en etkili güçleri arasında yer aldılar. Sâmânîler, Kâkûyîler, Gazneliler ve Gurlular gibi büyük oranda Persleşmiş Müslüman devletler, teknolojik ve idari gelişmelere önemli ölçüde katkıda bulundular. 8. yüzyılın ortalarından 15. yüzyılın sonlarına kadar devam eden İslam'ın Altın Çağı, birçok kültür ve bilim merkezinin gelişmesine yol açarak Orta Çağ boyunca önemli Müslüman bilginler, astronomlar, matematikçiler, doktorlar ve filozoflar yetiştirdi.
13. yüzyılın başlarında Delhi Sultanlığı kuzey Hint anakarasını fethederken, Anadolu Selçuklu Sultanlığı ve Artuklular gibi Türk hanedanlıkları 11. ve 12. yüzyıl boyunca Hristiyan Bizans İmparatorluğu'ndan Anadolu'nun çoğunu aldı. 13. ve 14. yüzyıllarda doğudan gelen yıkıcı Moğol akınları, Timurlu fetihleri ve akabindeki Kara Ölüm'ün yaşattığı nüfus kaybı, İslam dünyasının İran'dan Mısır'a kadar uzanan geleneksel merkezlerini büyük ölçüde zayıflattı. Ancak ardından Timur Rönesansı ve Batı Afrika'daki Mali İmparatorluğu ve Güney Asya'daki Bengal Sultanlığı gibi büyük küresel ekonomik ve askeri Müslüman güçlerin ortaya çıkışı görüldü. Müslüman Moroların Sicilya Emirliği'nden ve diğer İtalyan topraklarından sürülmesi ve köleleştirilmesinin ardından İslamî İberya'daki topraklar,Reconquista hareketi sırasında Hristiyan güçler tarafından kademeli olarak ele geçirildi ve buradaki son İslam devleti olan Gırnata Emirliği 1492 yılında yıkıldı. Bununla birlikte, erken modern dönemde, "İslamî Barut İmparatorlukları" olarak da bilinen Osmanlılar, Babürlüler ve Safevîler gibi dünya güçleri ortaya çıktı.
19. ve 20. yüzyılın başlarında Müslüman dünyasının çoğu, Avrupalı emperyal büyük güçlerin etkisi veya kontrolü altına girdi. Son iki yüzyıl boyunca bağımsızlık kazanma ve modern ulus devletler inşa etme çabaları; Filistin, Keşmir, Sincan, Çeçenistan, Orta Afrika Cumhuriyeti, Bosna ve Myanmar gibi çatışma bölgelerinde ayrılıkları körüklemenin yanı sıra, günümüze yansıyan sorunlar olarak devam etmektedir. Üyelerinin çoğunluğu Müslüman ülkelerden oluşan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), 1969 yılında Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın yakılmasının ardından kuruldu. Petrol patlaması, Körfez İşbirliği Konseyi'nin Arap Devletlerini istikrara kavuşturdu ve onları kapitalizm, serbest ticaret ve turizme odaklanan dünyanın en büyük petrol üreticileri ve ihracatçıları hâline getirdi.
Zaman çizelgesi
Aşağıdaki zaman çizelgesi, I. Dünya Savaşı'ndan önceki İslam dünyası için kaba bir görsel rehber olarak hizmet edebilir. Önemli Müslüman tarihî güç ve kültür merkezleri Arabistan, Mezopotamya, Pers toprakları, Levant (modern Suriye, Lübnan, Ürdün, İsrail ve Filistin), Mısır, Mağrip (kuzeybatı Afrika), Endülüs (İberya), Mâverâünnehir, Hindistan (modern Pakistan, Kuzey Hindistan ve Bangladeş dahil) ve Anadolu'da egemen olmuşlardır.
Bazı bölgelerdeki yönetimler bazen farklı güç merkezleri arasında bölündüğünden veya daha büyük yönetimlerde otorite genellikle birkaç hanedan arasında dağıtıldığından, bu devletlerin egemen oldukları bölgelerin her daim aynı olduğu söylenemez. Örneğin, Abbâsî Hâlifeliği'nin sonraki dönemlerinde başkent Bağdat bile Büveyhîler ve Selçuklular gibi Pers ve Türk kökenli diğer hanedanlar tarafından etkin bir şekilde yönetildi. 16. yüzyıl başlarında Orta Doğu'daki bazı önemli bölgeleri ele geçiren Osmanlı İmparatorluğu ise genellikle uzak vilayetler üzerinde yürütme yetkisini Cezayir dayıları, Tunus beyleri ve Irak Memlûkleri gibi yerel hükümdarlara devretti.
Erken kaynaklar ve tarihsellik
İslam'ın çıkış coğrafyası tartışması
Muhammed'in hayatı, kıble ve Kur'an'ın ilk yazım yeri olan Mekke, 1970'li yıllardan bu yana tartışılır olmuştur. Mekke'nin, arkeolojik araştırmalarda İslam öncesi döneme gitmeyen yeni bir şehir olarak ortaya çıkışı, tarihi kaynaklar ve haritalarda adının 8. yüzyıl öncesinde geçmemesi, ticaret yolları üzerinde olmaması yanında toprağının tarıma uygunsuzluğu, ayrıca erken İslam tarihi hakkında ipuçları veren Kur'an ve hadis rivayetlerinde tanımlanan bazı yer isimleri ve özellikleri ile uyuşmazlıklar gibi nedenlerle Revizyonist İslam Araştırmaları Okulu olarak adlandırılan bazı tarihçiler, Muhammed'in tarihsel bir kişi olduğunu düşünen diğer çoğunluk tarihçilerden ayrılarak O'nun kurgusal bir kişilik olabileceğine inandılar. (Patricia Crone ve Michael Cook gibi diğerleri ise O'nun gerçek ama daha kuzeyde yaşamış olduğunu düşünüyorlar.) Onlara göre Kur'an'da 16 kere anılan Mescid-i Harâm, Kuzeybatı Arap Yarımadası'nda bulunmaktaydı; yani rivayet kültürüne dayalı klasik eserlerde ifade edildiği gibi günümüz Mekke'sinde değil.
İslam'ın çıkış yıllarında Arap Yarımadası'nda çok sayıda bölgesel dil ve alfabe kullanılmaktaydı. Kur'an yazımında kullanılan dil ve alfabenin kuzeyde gelişen, Suriye ve Kufe'ye kadar uzanan Nebatî–Aramaik dil (erken Arapça) olduğu ifade edilmektedir. Aynı dönemde Hicaz ve Yemen bölgelerini içine alan alanlarda ise Yemen dili ve alfabesi kullanılmaktaydı. Emevî hâlifesi Abdülmelik bin Mervan zamanında (685–705) alfabe ve Arapça resmî dil hâline getirilmiş ve diğer bölgelere yayılmıştır. (bkz. İslam'ın yayılışı, Araplaşma)Muâviye sonrasında çıkan karışıklıklarda Yezid askerlerince yıkılan Kâbe'nin aslına uygun olarak yeniden yapılmasının İslam dünyasında uzun süre tartışıldığı ancak bunun gerçekleştirilemediği, geleneğe dayalı tarih kitaplarında da ifade edilen bir konudur. Kıble üzerinden yapılan bazı araştırmalar ise, İslam'ın ilk kuruluş yeri olarak günümüzde Ürdün topraklarında bulunan Petra yerleşkesini öne çıkarmıştır.
- Sana'a el yazmalarından Stanford '07 folyosunun arka tarafı. Üstteki katman Bakara Suresi'nin 265–271. ayetleridir. Yaprağın alttaki metni ise Bakara'nın 191–196. ayetlerini kapsamaktadır.
- Petra'daki Kasrü'l-Bint tapınağı. Bugün Ürdün sınırları içerisinde bulunan bir antik şehir olan Petra, revizyonist ekollere göre İslam'ın çıkış yerlerinden biri olabilir.
- Erken dönemde Kûfî yazısıyla yazılmış bir Kur'an parşömeni. Yazma, Maide Suresi'nin 94. ayetinin bir kısmını, 95–96. ayetlerini ve 97. ayetin bir kısmını içermektedir.
Kanadalı yazar Dan Gibson, "Quranic Geography" ismiyle kitaplaştırdığı araştırmalarında, en eski camilerin mihrap yönlerinin Petra'yı gösterdiklerini, ayet, hadis ve siyer kaynaklarındaki bazı ipuçlarının da Muhammed'in Petra'da yaşadığını ve buradan Medine'ye göç etmiş olduğunun işaretlerini verdiğini iddia etmiştir. Gibson'a göre Kur'an'da bahsedilen "bekke" veya "mekke" sözcükleri de Petra'yı ifade eden kelimelerdi. İlk kıble ise Mescid-i Aksa değil, Petra'da Al-Lat tapınağı olarak kullanılan kübik yapı olmalıydı.Dan Gibson'ın iddiasına göre bu yapı, Müslümanların İkinci Fitne (680–692) olarak niteledikleri Abdullah bin Zübeyr Ayaklanması sırasında mancınıklarla yıkılmış, İbn-i Zübeyr de karataşı Kâbe'de bulunan diğer kutsal eşyalarla birlikte alarak Emevî saldırılarından uzakta, bugünkü Mekke'nin bulunduğu yere taşımış ve yeni tapınağı burada inşa etmiştir. Emevîlere karşı Abbâsîlerin desteğini kazanan bu yeni mekân, birkaç yüzyıllık bir geçiş dönemi sonunda tamamen benimsenmiş, yeni yapılan camilerin yönü Mekke'ye dönük olarak inşa edilmeye başlanmıştır. Ancak Emevî etkisinde kalan Kuzey Afrika ve Endülüs camileri yönlerini bambaşka bir yöne, Güney Afrika'ya, çevirerek yeni kıbleye karşı çıkmaya devam etmişlerdir. Bunların yanı sıra, yakın zamanda Taif'te bulunmuş olan bir taş yazıt, Mescid-i Harâm'ın yeniden inşa tarihini hicrî 78 olarak vermektedir. Bu da miladi takvimde 697–698 yıllarına karşılık gelmektedir.
Konu ile ilgili ortaya atılan bir diğer iddia, "bekke"nin "bekaa" ile bağlantılı olarak ele alınan Kudüs kenti olduğu yönündedir.
Bu iddialara göre, ilk Müslümanlar Kâbe'nin yerini doğru hesaplayamamışlardır. Öte yandan, Abdullah bin Zübeyr olayı (683–92) ile ilgili olarak 7. ve 8. yüzyıl yazarları John bar Penkaye ve Theofanis, Petra'dan değil Mekke'den bahsetmişlerdir. Kur'an, putperestliğe sıklıkla atıfta bulunmaktadır. O zamanlar bir Doğu Roma toprağı olan buralarda ise paganist uygulamalar ve ritüeller çok daha önceden yasaklandığından, bu gibi savlarla bu iddialara karşı çıkılmıştır.
Hicaz bölgesinde Arapçanın kullanıldığını gösteren belge ise, ikinci İslam hâlifesi Ömer tarafından Mekke valisi olarak atanan Halid bin Velid'in oğlu Abdurrahman'a ait olan ve MS 660'lara tarihlenen taş yazıttır.İngiliz Orta Doğu tarihçisi Robert G. Hoyland'a göre bölgede o döneme ait mezar metinleri, duvar yazıları ve taş yazıtlar üzerinde Arapça yazılar bulunuyordu.
Yunan bilim insanı Batlamyus (MS 100–170), Arabistan'da aralarında "Macoraba" isimli bir yerleşimi de saydığı 50 yerleşimin listesini yayımlamıştı. Geçmişte Macoraba'nın gerçek Mekke olduğu konusunda genel bir fikir birliği olmasına rağmen, bazı bilim adamları bunu sorguladılar. Modern veriler kullanarak Mekke ile çağrışım yapan antik yer isimlerini Mekke ile eşleştirme eğilimindeki çalışmalar ve bu tutumu yanlışlayan araştırmalar günümüzde de devam etmektedir.
Öte yandan haritalı Coğrafya El Kitabı'nın en eski el yazmalarının Batlamyus'tan 1000 yıl sonra, 12. yüzyıl sonlarına doğru Bizans İmparatorluğu'nda başladığı bilinmektedir. Batlamyus'un kendi haritalarını çizdiğine dair somut bir kanıt yoktur. Bunun yerine, coğrafi verileri daha sonraki harita yapımcılarının uyarlamasına izin veren bir dizi sayı ve diyagram kullanarak dijital biçimde iletmiştir. Ancak, başlangıç meridyenini sağlam bir şekilde belirleyemediği için vermiş olduğu koordinatlar hatalıdır. Bu haritaların Batlamyus'a referans veren çok sonraki yüzyıllara ait sürümlerinde Macoraba ve diğer yerleşimlerden bahsedilmektedir.
İslam'ın erken tarihlerinde yazılan eserler konum belirlemekten uzaktır. 7. yüzyılda yaşayan Süryani yazar John bar Penkaye ve Arap rahip John of Damascus, Mekke'den "çölde bir yer" olarak bahseder. Ayrıca Arapların, küp şeklinde yapılan ve İslam öncesi Arabistan'da oldukça yaygın olan put evlerine "Kâbe" adını verdikleri bilinmektedir. Bu yapıların İslamlaşma döneminde tahrip edilmesiyle birlikte Müslümanlar arasında başlangıçtan bu yana sadece tek bir tane Kâbe'nin Mekke'de var olduğu algısı da yerleşmiştir.
Rivayet kültürüne dayalı olan eserlerin dışında, tarih bilimi açısından İslam'ın erken tarihi, ne zaman ortaya çıktığı, hangi coğrafyada doğup dünyaya yayıldığı konusunda bugün farklı coğrafyalara işaret eden bulgular ve iddialar ileriye sürülmektedir. Tartışmalarda Petra dışında Kûfe ve Hîre gibi bölgeler de öne çıkmaktadır. Bizans kronikleri ve Hristiyan din adamlarının kayıtları, basılı paralar ve Abbâsîler döneminde İslam'ın hikâyesinin yazılma sürecine katılan hadisçi ve tarihçilerin yaşam bölgeleri, Hîre ve Yesrib gibi bazı antik şehirlerin isimleri ve diğer bulgular (Kur'an'ın kültür coğrafyasına işaret eden ayet içerikleri, kullanılan yazı tipi vb.), İslam peygamberi Muhammed'in ve erken dönem İslam coğrafyasının Güney Irak bölgesi ile ilişkilendirilmesine ve Muhammed'in hayat hikâyesinin birden fazla kişinin hikâyelerinin birleşimi olabileceği kanaatine yol açmıştır.
Erken İslam ve biyografi kaynakları
İslam tarihinin en erken dönemlerinin incelenmesi, kaynak eksikliğinden dolayı güçleşmektedir. Erken İslam tarihini ve Muhammed'in hayatını değerlendirmenin zorluğu, 690'lı yıllarda Emevî hâlifesi Abdülmelik bin Mervan tarafından yaratılan ortodoks tarih haricinde neredeyse hiçbir şey bilinmemesindendir. Yoğun bir editörlük süreciyle tek bir güçlü gelenek yaratıldı.Patricia Crone, rivayete dayalı bu eserlerin güvenilmez oluşunu şu sözlerle ifade etmektedir: "Bunlar birbirleriyle o kadar sık ve düzenli bir şekilde çatışıyorlar ki, çok isteyen biri W. Montgomery Watt'ın Muhammed biyografisinin çoğunu tersten yazabilirdi."
İslam peygamberi Muhammed ile ilgili yazılmış en eski eser (siyer), MS 767 yılında (Hicrî: 150) ölen Arap tarihçi İbn–i İshak'ın yazdığı bir eserdir. Orijinal eser kaybolmuş olsa da, bu siyer, 9. yüzyıldaki İbn–i Hişam'ın ve daha az ölçüde Taberî'nin eserlerinden kapsamlı alıntılar alarak günümüze kadar ulaşmıştır. Bir başka erken tarih kaynağı, Vâkidî'nin (ö. 823) ve Vâkidî'nin sekreteri İbn Sa'd el–Bağdadi'nin (ö. 845) eserleridir. Pek çok bilim insanı bu erken dönem biyografilerini kabul etse de bunların doğrulukları kesin değildir. Son çalışmalar, akademisyenlerin yasal meselelere dokunan gelenekler ile tamamen tarihsel olaylar arasında bir ayrım yapmasına neden olmuştur. Hukuk grubunda gelenekler icada tabi olabilirken, istisnai durumlar dışında tarihî olaylar yalnızca "eğilimli şekillendirmeye" tabi olabilirdi.
İslam tarihinin kökenleri için yazılmış bir başka önemli tarih yazım kaynağı, Fars kökenli tarihçi El–Taberî'nin eseridir. Taberî, zamanının standartlarına göre mükemmel bir tarihçi olmakla birlikte, İslam'ın başlangıcına ilişkin olaylardan birkaç kuşak sonra yaptığı tarihlendirme ve açıklamalarında, İslamî inançlar açısından kabul edilebilir olduğu düşünülen mitsel, efsanevi, basmakalıp, çarpıtılmış ve tartışmalı konuları serbestçe kullandı. El–Taberî, MS 923'te Bağdat'ta öldü.
Mevcut kaynaklarla tarih yazımında nasıl başa çıkılacağına dair farklı görüşler, erken İslam tarihine bakışta dört yaklaşımın gelişmesine yol açmıştır. Dört yöntemin dördü de bugün belirli seviyede desteğe sahiptir. Bu yöntemler şu şekilde sıralanabilir:
- Betimleyici yöntem denen yöntemde; İslamî geleneklerin ana hatlarını kullanırken, bu kaynaklardaki "mucize hikâyeleri ve inanç merkezli iddialar ve çarpıtmalar" için ayarlamalar yapılır.Edward Gibbon (1737–1794) ve Gustav Weil (1808–1889), betimleme yöntemini izleyen önemli tarihçilerden bazılarıdır.
- Kaynak tenkidi yönteminde, mevcut kaynaklarda hangi bilgilerin zayıf olduğunu belirlemek ve böylece sahte materyalleri ayırt etmek için tüm kaynakların karşılaştırılması amaçlanır. Muhammed hakkında önemli araştırmalar yapan ve kitaplar yazan İskoç papaz ve tarihçi William Montgomery Watt'ın (1909–2006) çalışmaları ve Alman İslam tarihçisi Wilferd Madelung'un (1930–2023) çalışmaları, kaynakların eleştiriciliği yöntemine örnek olarak verilebilir.
- Gelenek tenkidi yönteminde, kaynakların kökeni ve aktarım geçmişinin belirsiz sözlü geleneklere dayandığı düşünülür ve bu nedenle çok dikkatli bir şekilde ele alınır.Macar oryantalist Ignaz Goldziher (1850–1921), gelenek eleştiri yönteminin öncüsüdür ve İsrailli profesör Uri Rubin (1944–2021), bunun çağdaş bir örneğidir.
- Şüpheci yöntem, olası herhangi bir tarihsel çekirdeğin çarpıtılmış ve uydurma materyalden çözülmesinin çok zor olduğunu düşünerek, geleneksel kaynaklardaki neredeyse tüm materyallerden şüphe eder. Şüpheci yöntemin erken bir örneği, John Wansbrough'un (1928–2002) çalışmasıydı.
Bugün kullanılan farklı yöntemlerin popülaritesi, incelenen çalışmaların kapsamına göre değişmektedir. Erken İslam tarihine yönelik çalışmalarda, yukarıda belirtilen yöntemlerden "betimleyici yaklaşım" daha popülerdir. Kaynak tenkidi ve gelenek tenkidi yöntemleri, İslam'ın başlangıcını derinlemesine incelemek isteyen bilim insanları tarafından daha çok tercih edilmektedir. Şüpheci yöntem ise hâlihazırda birçok araştırmacı tarafından kullanılmaktadır.
MS 8. yüzyıldan sonra kaynakların kalitesi artmaktadır. Daha önceki zamanları büyük bir zamansal ve kültürel boşlukla ele alan kaynaklar, bu dönemde daha çağdaş açıklamalar vermeye başlamakta, mevcut tarihsel açıklamaların kalitesi artmakta ve resmî belgeler, yazışmalar ve şiirler gibi yeni belgesel kaynaklar ortaya çıkmaktadır. İslam'ın başlangıcından önceki dönemdeki (MS 6. yüzyılda) kaynaklar hâlâ karışık kalitede olsa da, üstündür. Özellikle, MS 6. yüzyılda Sasani nüfuz alanını kapsayan kaynaklar zayıfken, o sırada Bizans bölgelerine ilişkin kaynaklar saygın bir kalitededir.
Muhammed'in tarihselliği
Muhammed ve çağdaşları ile ilgili en dikkat çeken konu, hadis ve siyer olarak derlenen bilgilerin 150–200 yıllık bir sözlü kültür dönemi sonrasında yazılmaya başlanması ve hikâyenin bundan sonra "evrimleşerek" ilerlemesidir. Bu rivayetlerin bazıları İslam dışı kaynaklarca desteklenmemekte ve bazıları da kendi içerisinde çelişkiler taşımaktadır. Rivayetlere dayalı kayıtlarda olayın yaşandığı günlerde anlatılanlar büyük ölçüde gerçekliğini korurken, zaman içerisinde bunlar değişikliğe uğrayarak birkaç nesil sonra tarihî gerçeklikten tamamen uzaklaşırlar. Hadis ve siyer gibi erken dönem kaynaklarında Muhammed'in hayatı ile hiçbir alakası olmayan hikâyelerin Muhammed'in hikâyesine birtakım değişiklikler yapılarak eklemlenmiş olabileceği, sıklıkla dile getirilen konulardandır.Filistinli profesör Sami Ezzib, bu konuda dikkat çeken bir ifade ile, Muhammed'e isnat edilebilmiş olan Hayber Muharebesi ve Kureyza Muharebesi gibi olayların Yahudi kutsal kitabında yer aldığını, ancak bu kaynağa göre Yahudilerin Yahudi olmayanları katlettikleri bilgisini vermektedir.
- Muhammed'in aidiyeti tartışmalı sözde mektuplarından birisi. Bizans'a bağlı Mısır Mukavkıs'ına gönderilmiş olan bu mektup 1858'de Mısır'da keşfedildi. Mektubun altında Muhammed'in mührü vardır.
- Muhammed'in, kendi çağdaşı olan Bizans imparatoru Herakleios'a gönderdiği mektup. (Röprodüksiyon: Majid Ali Khan, Muhammad: The Final Messenger, Islamic Book Service, Yeni Delhi, 1998)
- Muhammed'in ölümünden yaklaşık 20 yıl sonra İslam Hâlifeliği'nin ve diğer çağdaş devletlerin sınırlarını gösteren Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Akdeniz haritası.
Erken İslam tarihi ve Muhammed, tümü MS 633 ve sonrasına tarihlenen ve Yahudi ve Hristiyan topluluklar tarafından Yunanca, Süryanice, Ermenice ve İbranice yazılmış kaynaklara da yansımıştır. Bu kaynaklar, özellikle kronoloji ve Muhammed'in Yahudilere ve Filistin'e karşı tutumu konusunda Müslüman kaynaklara göre bazı temel farklılıklar içermektedir. Bunun yanında hiçbir Bizans ya da Süryani kaynağı, Muhammed'in Müslüman literatüründen önceki erken kariyeri hakkında herhangi bir ayrıntı vermemektedir.İngiliz tarihçi Sebastian P. Brock tarafından incelenen Süryani ve Bizans kaynaklarına göre, Muhammed için kullanılan "peygamber" unvanı çok yaygın değildir, "resûl" ise daha da azdır. O, basitçe "Arap krallarının ilki" olarak tanımlanmış ve dönemin Süryani kaynakları, erken dönemdeki İslamî fetihleri "Müslüman fetihleri" olarak değil, esas itibarıyla "Arap fetihleri" olarak görmüştür.
Muhammed'in ölümünden yaklaşık iki yıl sonra, MS 634 yılında yazıldığı düşünülen Yakup'un Öğretisi (Doctrina Jacobi) isimli Yunanca eserde Candidatus adındaki birinin ölüm haberinin geldiği ve Arabistan'da yeni bir peygamberin ortaya çıktığı kaydedilmiştir. Eserin Kartaca'da geçtiği, ancak 634–640 yılları arasında Filistin'de kaleme alındığı varsayılmaktadır.Patricia Crone ve Michael Cook, eserin 634'te Kartaca'da geçtiğini ve o tarihten birkaç yıl sonra yazıldığını, 640 tarihinin çok geç olduğunu söylemişlerdir.
Candidatus, Sarazenler tarafından öldürüldüğünde Kayserya'daydım ve tekneyle Sykamina'ya doğru yola çıktım. İnsanlar "Candidatus öldürüldü" diyorlardı ve biz Yahudiler buna çok sevindik. Ve bir Peygamber'in Sarazenler (Arap) ile birlikte ortaya çıktığını ve meshedilmiş olan Mesih'in geleceğini ilan ettiğini söylüyorlardı.
— Yakup'un Öğretisi (Doctrina Jacobi)
Burada adı anılan Candidatus, araştırmacılara göre muhtemelen Bizans İmparatorluğu'nun Filistin'deki komutanı olan Sergius'tur ve bahsedilen olay da, MS 634'ün Şubat'ında Filistin'deki Gazze şehri yakınlarında Râşidîn Hâlifeliği ordusu ve Bizans ordusu arasında gerçekleşen Dathin Muharebesi'dir. Muhammed'in ölümünden yaklaşık iki yıl sonra meydana gelen bu muharebede, Amr bin Âs komutasındaki Müslüman ordusu Doğu Roma ordusuna karşı galip geldi ve kumandan Sergius ve süvarileri öldürüldü. Yakup'un Öğretisi eserinde de bölgede azınlık olarak yaşayan ve Doğu Roma'dan zulüm gören Yahudilerin, Müslümanların bu zaferini kutladığı ve Sergius'un ölümüne sevindikleri yazılmaktadır.
İslam'ın kökeni ve Muhammed
İslam öncesi Arabistan
İslam, Erken Orta Çağ'da Orta Doğu'nun tarihî, sosyal, politik, ekonomik ve dinî bağlamında ortaya çıktı. MS 6. yüzyılın ikinci yarısında Arabistan Yarımadası'nda siyasi düzensizlik vardı ve iletişim yolları güvenli değildi.Dinî bölünmelerin de bunda önemli bir rolü vardı.Yahudilik inancı, MS 380'den sonra Yemen'deki Himyar Krallığı'nın baskın dini olurken, Hristiyanlık Basra Körfezi'nde kök saldı. Ayrıca kolektif bir mesele olmaktan daha çok dinde "manevi bir biçim" özlemi vardı ve din seçimi "bireysel bir mesele" hâline gelmişti.
Bazı Araplar yabancı bir dine geçmek konusunda isteksiz olsalar da, İbrahimî dinler "temel entelektüel ve manevi referans noktaları" sağladı ve Aramiceden gelen Yahudi ve Hristiyan kökenli alıntılar, yarımadanın her yerinde Arapçanın pagan kelime dağarcığının yerini almaya başladı. Kendilerini hem yabancı İbrahimî dinlerden hem de geleneksel Arap çoktanrıcılığından ayırmaya çalışan ve "Hanifler" olarak bilinen bir grup tektanrıcı, İslam öncesi Arap dinlerinin yerine Yahudi Yahweh ve Hristiyan Yehova ile özgürce eşit tuttukları, her şeyi kapsayan bir baba tanrı olarak Allah'a " odaklanan yeni bir dini dünya görüşü arıyorlardı. Onlara göre, Mekke aslen, ata İbrahim tarafından kurulan tek gerçek din olarak kabul ettikleri bu tek tanrılı inanca adanmıştı.
Muhammed dönemi
İslam peygamberi Muhammed, geleneksel rivayetlere göre MS 570 civarında Mekke'de doğmuştu. Ailesi, Mekke'nin baş kabilesi ve batı Arabistan'da baskın bir güç olan Kureyş kabilesine mensuptu. Onlar anarşinin etkilerine karşı koymak için, tüm şiddetin yasaklandığı ve seyahatin güvenli olduğu “kutsal aylar” kurumunu desteklemişlerdi. Mekke ve çevresindeki çok tanrılı Kâbe tapınağı, şehir için önemli ekonomik sonuçları olan popüler bir hac yeriydi.
Muhammed büyük olasılıkla "Yahudi inanç ve uygulamalarının farkındaydı" ve Hanif'lerle de tanışıktı. Muhammed de Hanifler gibi Tahannut'u uyguladı, Hira Dağı'nda inzivaya çekildi ve "putperestlikten uzaklaştı". Yaklaşık 40 yaşındayken, Müslümanların daha sonra Kuran'ı oluşturacak olan melek Cebrail aracılığıyla ilahi vahiy olarak kabul ettiği şeyleri Hira Dağı'nda almaya başladı. Bu ilhamlar onu, daha önce Yahudilik ve Hristiyanlıkta kodlanan peygamberlik geleneğinin son ifadesi olarak katı bir tek tanrılı inancı, yaklaşan Kıyamet Günü hakkında halkı uyarmak için ve şehrinin sosyal adaletsizliklerini kınamak için ilan etmeye teşvik etti. Muhammed'in mesajı bir avuç takipçi (sahabe) kazandı ve Mekke ileri gelenlerinden artan muhalefetle karşılandı. 622'de, nüfuzlu amcası Ebu Ṭalib bin Abdulmuṭṭalib'in ölümüyle korumasını kaybettikten birkaç yıl sonra, takipçileri ile birlikte takipçilerinin Yesrib şehrine (daha sonra Medine olarak anılacaktır) göç etti. Daha sonraki nesiller, hicret olarak bilinen bu olayı İslami dönemin başlangıcı olarak sayarlardı.
Muhammed, Medine Anayasası hükümlerine göre şehrin farklı toplulukları arasında hakem olarak kabul edildiği Yesrib'de, hukuki ve dini meselelere yol gösteren yeni Kuran ayetlerinin yardımıyla yeni İslam toplumunun temellerini atmaya başladı. Bu döneme ait sûreler, onun İncil'deki uzun peygamberler silsilesi arasındaki yerini vurgularken, aynı zamanda Kuran'ın mesajını Hristiyanlık ve Yahudilikten farklılaştırmıştır. Kısa süre sonra Yesrib bölgesinde Mekkeli Araplar ile Yahudi kabileleri arasında silahlı çatışma patlak verdi. Muhammed, bir dizi askeri çatışma ve siyasi manevradan sonra MS 629'da Mekke ve Kureyş'in kendine bağlılığını sağlamayı başardı. 632 yılındaki ölümüne kadar kalan zaman içinde, Arap yarımadasındaki kabile reisleri onunla çeşitli anlaşmalar yaptı, bazıları ittifak şartları altında, diğerleri onun peygamberlik iddialarını kabul ederek, birkaç vekil (vali), müminler ordusu ve bir kamu hazinesinden oluşan hükûmetine zekat harcını ödemek de dahil olmak üzere İslami uygulamaları takip etmeyi kabul ettiler.
Muhammed'in İslam'ın yayılmasıyla ilgili gerçek niyetleri, siyasi imaları ve yaşamı boyunca misyon faaliyetleri (İslama davet) hem Müslüman alimler hem de gayrimüslim alimler arasında İslami çalışmaların akademik alanı içerisinde çekişmeli bir tartışma konusudur. Çeşitli yazarlar, İslami aktivistler ve İslam tarihçileri, İslam öncesi Arap toplumu ve kendi dininin kuruluşu bağlamında Muhammed'in dini-politik misyonuyla ilgili niyeti ve hırsları hakkında çeşitli anlayışlar ileri sürdüler.
Râşidîn Hâlifeliği (632–661)
Muhammed'in ölümünden sonra, Müslüman topluluk yeni bir lider atamak zorunda kaldı ve bu da "hâlife" unvanını doğurdu. Böylece, sonraki İslam devletlerinin bazıları "hilâfet devletleri" olarak bilindi ve erken İslam İmparatorluğu'nu (bir başka ismiyle Râşidîn Hâlifeliği) yöneten ilk dört hâlife (Ebû Bekir, 632–634; Ömer bin Hattab, 634–644; Osman bin Affan, 644–656 ve Ali, 656–661) ön plana çıktı. Bu liderler, Sünniler tarafından raşidun ("doğru yönlendirilen") halifeler olarak bilinir. Onlar İran, Levant, Mısır ve Kuzey Afrika üzerinden ilerleyen erken dönem Müslüman fetihlerinin ilk aşamasını gerçekleştirdiler.
Bu dönemde erken İslam'daki en büyük siyasi gelişme,Emevi Halifeliğinin büyümesinin yanı sıra, kökleri, halefiyet konusundaki bir anlaşmazlığa dayananHariciler, Sünniler ve Şii Müslümanlar arasındaki mezhepsel ve siyasi bölünmeydi. Sünniler, halifenin Araplar arasında, Muhammed'in kabilesi olan Kureyş'in klanından seçilerek hizmet edebileceğine inanıyordu. Öte yandan Şiiler, halife unvanının Muhammed'in soyunda kalıtsal olması gerektiğine inanıyorlardı ve bu nedenle Muhammed'in kuzeni ve damadı Ali ve ilk doğan oğlu Hasan hariç tüm halifeler aslında gayri meşru gaspçılar idi. Ancak Sünni mezhebi, İran ve Umman hariç, İslam dünyasının çoğu bölgesinde muzaffer olarak ortaya çıktı. Muhammed'in en yakın arkadaşları ve kendisinden sonra gelen dört " doğru yönlendirilmiş " halife, İslam imparatorluğunu Kudüs, Ctesiphon ve Şam'ı kapsayacak şekilde genişletmeye ve Sindh bölgesine kadar Arap Müslüman orduları göndermeye devam etti. Erken İslam imparatorluğu, Emevi hanedanının hükümdarlığı altında Endülüs'ten (Müslüman İberya) Pencap bölgesine kadar uzanıyordu.
Olaylar | Medine dönemi | Ridde Savaşları | İslamî fetihler ve yayılış | Birinci Fitne | Emevîler | |
Şahsiyetler | Muhammed | Ebû Bekir | Ömer bin Hattab | Osman bin Affan | Ali bin Ebû Talib | I. Muâviye |
İslam peygamberi | 1. Râşidîn hâlifesi | 2. Râşidîn hâlifesi | 3. Râşidîn hâlifesi | 4. ve son Râşidîn hâlifesi | 1. Emevî hâlifesi | |
Yıllar | 622–632 | 632–634 | 634–644 | 644–656 | 656–661 | 661–680 |
Muhammed'in ölümünden sonra, en yakın arkadaşlarından biri olan Ebu Bekir, ilk halife olarak seçildi. Halifelik makamı peygamberlik dışında dini bir otorite havasını muhafaza ediyordu. Bazı Arap kabile liderleri, Muhammed ile yapılan anlaşmaları Ebu Bekir'le devam ettirmeyi reddetti, zekat ödemelerini durdurdu ve bazıları kendilerinin de peygamber olduklarını ileri sürdüler. Ebu Bekir, etkisi Bizans ve Sasani imparatorluklarının topraklarına taşınan da ve Ridde savaşları olarak bilinen başarılı bir askeri seferle otoritesini ortaya koydu. İkinci halife Ömer ibni Hattab'ın saltanatının sonunda, savaşta sertleşen saflarıyla artık mağlup olan isyancılar ve eski imparatorluk yardımcı birlikleri tarafından şişirilen Arap Müslüman orduları, Bizans'ın Suriye ve Mısır gibi eyaletlerini işgal etti. Sasaniler batı topraklarını kaybederken, kısa süre sonra İran'ın geri kalanı da onu takip etti.
Ömer yeni gelişmekte olan imparatorluğun yönetimini iyileştirdi, sulama şebekelerinin iyileştirilmesini emretti ve Basra gibi şehirlerin kurulmasında rol oynadı. Fakirlere yakın olmak için kapısı olmayan basit bir çamurdan kulübede yaşıyor ve her akşam sokaklarda yürüyordu. Ömer, fakirlerle istişare ettikten sonra, yoksul, muhtaç, yaşlı, yetim, dul ve engelliler için bir refah kurumu olan Beyt-ül-mal'i kurdu. Beyt-ül-mal, Abbasiler dönemine kadar devam etti. Ömer ayrıca çocuklar için çocuk parası ve yaşlılar için emekli aylığı getirdi. Bir valinin ya da komutanın zenginliğin cazibesine kapıldığını ya da gerekli idari standartları karşılamadığını hissettiğinde, onu görevinden aldırırdı. Genişleme, sırasıyla Arabistan ve Levant'taki büyük kıtlık ve veba yıllarında 638 ve 639 yılları arasında kısmen durdu, ancak Ömer'in saltanatının sonunda Suriye, Mısır, Mezopotamya ve İran'ın çoğu İslam imparatorluğuna dahil edildi.
Bizans ve Sasaniler ile yapılan savaş ve fetihlerde dini azınlık olarak yaşayan ve Müslüman egemenliği altında cizye vergisi ödemek zorunda kalan Yahudi ve Arap Hristiyanlar, zorunlu finansörlük yaptılar. Yeni bölgeler fethedildikçe, büyüyen İslam imparatorluğunun diğer bölgeleriyle serbest ticaretten de yararlandılar; burada ticareti teşvik etmek için ticaretten ziyade zenginliğe vergiler uygulandı. Müslümanlar, fakirlerin yararına mallarının zekâtını verirlerdi. İslam peygamberi Muhammed tarafından hazırlanan Medine Anayasası'ndan bu yana, Yahudiler ve Hristiyanlar kendi yasalarını kullanmaya devam ettiler ve kendi yargıçları vardı. Devletin hızla genişlemesine yardımcı olmak için, Bizans ve Pers vergi toplama sistemleri sürdürüldü ve halk, Bizanslılar ve Persler döneminde uygulanandan daha düşük bir cizye vergisi ödedi.
639'da Ömer, önceki vali 25.000 kişiyle birlikte bir vebada öldükten sonra Muaviye bin Ebu Süfyan'ı Suriye valisi olarak atadı.Arap-Bizans savaşları sırasında Muaviye 649 da Bizans'ın denizden tacizini durdurmak için, Monofizit Hristiyanlar, Mısırlı Kıptiler ve Yakubi Suriyeli Ortodoks denizciler ve Müslüman birliklerinden oluşan gemilerle bir donanma kurdu, Bizansı 655te Sütunlar Savaşı 'ında yenerek Akdeniz'i Müslüman savaşçılarına açtı.
Ömer zenginlik ve lüksün cazibesine kapılmaktan, Allah'a ibadetten uzaklaşmaktan, servet biriktirmekten ve hanedanlar kurmaktan korkuyordu. İlk Müslüman orduları şehirlerden uzak kamplarda kaldılar. Şehirlerden uzak kalmak, yerel nüfusun özerk ve huzurlu olmasını da sağladı. Bu kamplardan bazıları daha sonra Irak'ta Basra ve Kufe ve Mısır'da Fustat gibi şehirlere dönüştü.
Ömer 644'te suikasta uğradığında, Muhammed'in ikinci dereceden kuzeni ve iki kez damadı olan Osman bin Affan halife oldu. O dönemde Arapçada noktalama işaretleri yoktu ve Kur'an Araplar tarafından farklı okumalara (Arap lehçelerini) göre okunuyordu. Osman MS 650 ile 656'te Kuran'ın derlenmesini tamamlatarak, bunu standart hale getirdi ve kopyaları imparatorluğun farklı merkezlerine gönderdi. Farklı kopyaların yakılmasını emretti.
Muhammed'in ölümünden sonra Araplar arasındaki eski kabile farklılıkları yeniden su yüzüne çıkmaya başladı. Roma-Pers savaşları ve Bizans-Sasani savaşlarının ardından Irak (eskiden Sasani İmparatorluğu altında) ve Suriye (eskiden Bizans İmparatorluğu altında) arasında köklü farklılıklar ortaya çıktı. Her biri, yeni kurulan İslam imparatorluğunun başkentinin kendi bölgelerinde olmasını istedi.
Osman yaşlandığında, Muaviye'nin akrabası olan I. Mervan yavaş yavaş kontrolü üstüne aldı. Osman 656'da öldürüldüğünde, Muhammed'in kuzeni ve damadı Ali halifelik görevini üstlendi ve başkenti Kufe'ye taşıdı. Suriye valisi 1.Muaviye ve Mervan, suçluların tutuklanmasını talep etti. Mervan herkesi manipüle etti ve ilk Müslüman iç savaşıyla ("İlk Fitne") sonuçlanan çatışmayı yarattı. Ali, MS 661'de Hariciler tarafından öldürüldü. Altı ay sonra, Ali'nin ilk oğlu Hasan, barışın için Muaviye ile bir barış anlaşması yaptı. Hasan-Muaviye antlaşmasında Hasan, ölümünden sonra hanedan kurmamak ve halka adaletli davranmak şartıyla iktidarı Muaviye'ye devretti. Muaviye daha sonra anlaşmanın şartlarını bozdu ve başkenti Şam'da olan Emevi hanedanını kurdu. O sırada Muhammed'in hayatta kalan tek torunu olan Hüseyin Emevilere biat etmeyi reddetti; Aynı yıl Kerbela'da, Aşure Günü Şii Müslümanları tarafından hâlâ yas tutulan bir olayda öldürüldü. İkinci Müslüman iç savaşı ("İkinci Fitne") olarak adlandırılan siyasi huzursuzluk devam etti, ancak Müslüman yönetimi Muaviye döneminde Rodos, Girit, Kabil, Buhara ve Semerkant'a kadar genişletildi ve Kuzey Afrika'ya yayıldı . MS 664'te Arap Müslüman orduları Kabil'i fethetti ve MS 665'te Mağrip'e doğru ilerledi.
Emevî Hâlifeliği (661–750)
Adını Ümeyye ibni Abd Şems'ten alan Emevi hanedanı MS 661'den 750'ye kadar hüküm sürdü. Emevi ailesi Mekke şehrinden gelse de başkent Şam idi. Abdu'r Rahman ibn Ebu Bekir'in 666'da ölümünden sonra Muaviye, gücünü pekiştirdi. Muaviye, başkenti Medine'den Şam'a taşıdı, bu da imparatorlukta köklü değişikliklere yol açtı. Aynı şekilde, daha sonraki bir tarihte, halifeliğin Şam'dan Bağdat'a devri, yeni bir ailenin iktidara gelişinin işaretiydi.
Devlet büyüdükçe, devlet harcamaları arttı. Ayrıca Müslüman ve gayrimüslim fakir, muhtaç, yaşlı, yetim, dul ve özürlülere yardım için Beytü'l-mal ve Refah Devletinin harcamaları arttı. Emeviler yeni mühtedilerden (mevali) vergi ödemelerine devam etmelerini istediler. Zenginliği ve lüksü ile Emevi yönetimi, Muhammed'in vazettiği İslami mesajla da çelişiyor gibiydi. Bütün bunlar hoşnutsuzluğu artırdı. Muhammed'in amcası Abbas bin Abdulmuttalib'in torunları, hoşnutsuz mevalileri, yoksul Arapları ve bazı Şiileri Emevilere karşı bir araya getirdiler ve onları, başkenti Bağdat'a taşıyarak Abbasi hanedanını 750'de başlatan Ebu Müslim'in yardımıyla devirdi.Emevi ailesinin bir kolu, Kuzey Afrikadan Endülüs Fitne'si nedeniyle düşene kadar (1031) süren Córdoba Halifeliğini kurdukları Endülüs'e kaçtı. Beytü'l-mal, Refah Devleti daha sonra Abbasiler döneminde devam etti.
En geniş haliyle Emevi hanedanı 13milyon kmkare den daha fazla alan kapladı ve bu durum onu dünyanın gördüğü en büyük imparatorluklardan biri, haline getirdi.
Muaviye Konstantinopolis'inkine rakip olacak bir konsey oluşturdu ve Şam'ı güzelleştirdi. İmparatorluğun sınırlarını İstanbul'a kadar ulaştırdı, ancak Bizanslılar onu geri püskürttü ve elinde herhangi bir Anadolu toprağını tutamadı. Sünni Müslümanlar, acemi Müslüman ulusu iç savaş sonrası anarşiden kurtardığı için ona güveniyorlar. Ancak Şii Müslümanlar onu savaşı kışkırtmakla, ümmeti bölerek Müslüman milleti zayıflatmakla, kendi kendini yücelten sapkınlıklar üretmekle, Peygamber'in ailesine iftira atmakla ve hatta kendisini eleştiren Müslümanları Bizans imparatorluğunda köle olarak satmakla suçluyorlar. Muaviye'nin en tartışmalı ve kalıcı miraslarından biri, oğlu Yezid'i halefi olarak atama kararıydı. Şii doktrinine göre bu, Hasan bin Ali ile yaptığı anlaşmanın açık bir ihlaliydi.
Yezid 682'de Ukbe bin Nafi'yi Kuzey Afrika valisi olarak gönderdi. Ukbe, Berberilere ve Bizanslılara karşı savaşlar kazandı. Oradan, Atlantik kıyısına ulaştığı Tanca'ya doğru binlerce mil batıya yürüdü ve ardından Atlas Dağları'ndan doğuya doğru yürüdü. Yaklaşık 300 süvari ile Biskra'ya doğru ilerledi ve burada Kaisala komutasındaki bir Berberi kuvveti tarafından pusuya düşürüldü. Ukbe ve adamlarının tümü savaşta öldü. Berberiler bir süre Müslümanlara saldırdı ve onları Kuzey Afrika'dan sürdü. İç savaşlarla zayıflayan Emeviler denizdeki üstünlüğü kaybederek Rodos ve Girit adalarını terk etmek zorunda kaldılar. I. Yezid'in yönetimi altında, Kufe'deki bazı Müslümanlar, Muhammed'in soyundan gelen Hüseyin ibn Ali'nin hükümdarları olsaydı, onun daha adil olacağını düşünmeye başladılar. O Kûfe'ye davet edilmiş ancak daha sonra ihanete uğrayarak öldürüldü. Hüseyin'in oğlu Ali ibni Hüseyin, Hüseyin'in kız kardeşi, diğer hanımlarla birlikte Kerbela'da alıkonuldular. Halkın muhalefeti nedeniyle daha sonra serbest bırakıldılar ve memleketleri Medine'ye gitmelerine izin verildi. İmam Hüseyin'in neslinden birbiri ardına imamlar devam etti, ancak İmam Ali'den sonra halifelik (iktidar sahibi) ve Ali soyundan devam eden İmamet Abdullah el-Mehdi Billah Kuzey Afrika'da Fatımi'nin ilk Halifesi olarak iktidara gelene kadar ayrı kollarda devam etti. Bu İmamlar Şii İslam tarafından İmam Ali'yi ilk Halife/İmam olarak kabul edildiler ve aynı şekilde Safeviler ve şimdi İsmaili, Oniki vb. olarak adlandırılan benzer birçok kurum tarafından kurumsallaştırıldılar.
2.Muaviye dönemine iç savaşlar (İkinci Fitne) damgasını vurdu. Bu, iyi eğitimli ve yetenekli bir hükümdar olan Abdülmelik bin Mervan'ın saltanatında hafifleyecekti. Hükümdarlığını engelleyen birçok siyasi soruna rağmen, tüm önemli kayıtlar Arapçaya çevrildi. Onun saltanatı sırasında, Müslüman dünyası için bir para basıldı. Bu, 692'de Anadolu'da II. Justinianus yönetimindeki Bizans İmparatorluğu ile savaşa (Sebastopolis Savaşı) yol açtı. Bizanslılar, Halife tarafından büyük bir Slav birliğinin ayrılışı ile yenildi. İslami para birimi daha sonra Müslüman dünyasında münhasır para birimi haline getirildi.[] Tarım ve ticareti reforme etti.[] Abdülmelik Müslüman yönetimini pekiştirdi ve genişletti, Arapçayı devlet dili yaptı ve düzenli bir posta servisi oluşturdu.
- 1.Velid, İslami fetihlerin bir sonraki aşamasına başladı . Onun yönetimi altında erken dönem İslam imparatorluğu en geniş sınırlarına ulaştı. Mısır'ın bazı bölgelerini Bizans İmparatorluğu'ndan geri aldı ve Kartaca'ya ve Kuzey Afrika'nın batısına doğru ilerledi. Tarık bin Ziyad komutasındaki Müslüman orduları Cebelitarık Boğazı'nı geçti ve Kuzey Afrika Berberi ordularını kullanarak İber Yarımadası'nı fethetmeye başladı. Emeviler Lizbon'u fethettiğinde İber Yarımadası'nın Vizigotları yenilmişti. İber Yarımadası, Avrupa'nın İslami kontrolünün en uzak noktasıydı (Müslümanlar Puvatya Muharebesinde durduruldular). Doğuda, Muhammed bin Kasım komutasındaki İslam orduları, İndus Vadisi'ne kadar ulaştı. Al-Velid'in yönetiminde, imparatorluk İber Yarımadası'ndan Hindistan'a kadar uzanıyordu. Haccac bin Yusuf, askeri komutanların örgütlenmesinde ve seçiminde çok önemli bir rol oynadı. Velid, Emeviler döneminde en güçlü donanmayı inşa ederek organize bir ordunun genişlemesine büyük önem verdi. Bu taktik İber Yarımadası'na genişleme için çok önemliydi. Saltanatı, İslami gücün zirvesi olarak kabul edilir.
Velid'in öldüğü gün Süleyman bin Abdülmelik halife olarak selamlandı. Süleyman Yezid bin Mühelleb'ı Mezopotamya'ya vali atadı. Süleyman, kendisinin yerine Velid'in oğlu Yezid'i destekleyen iki liderden biri (diğeri Kuteybe ibn Müslim'di) olan Haccac'ın ailesinin tutuklanıp infaz edilmesini emretti. Haccac, Velid'den önce ölmüştü, bu yüzden hiçbir tehdit oluşturmuyordu. Kuteybe, Süleyman'a bağlılıktan vazgeçti, ancak askerleri isyan çağrısını reddetti. Onu öldürüp başını Süleyman'a gönderdiler. Süleyman halife olunca Şam'a taşınmadı, Ramla'da kaldı. Süleyman, Bizans'a (Konstantinopolis kuşatması) saldırması için Mesleme ibn Abdülmelik'i gönderdi. Bulgaristan'ın Bizans tarafına müdahalesi belirleyici oldu. Müslümanlar ağır kayıplar verdiler. Süleyman 717'de aniden öldü.
II. Ömer'in ölümü üzerine II.Yezid iktidara geldi. Yezid Haricilerle savaştı ve liderleri Şevdeb' i öldürdü. Yezid döneminde imparatorluğun farklı bölgelerinde iç savaşlar başladı. Yezid, 724'te ölmeden önce topraklarını Kafkasya'ya kadar genişletti. Hilafeti kardeşinden devralan Hişam bin Abdülmelik, birçok sorunu olan bir imparatorluğu yönetiyordu. Bu sorunları çözmede etkiliydi. Uzun hükümdarlığı döneminde II. Ömer tarafından getirilen reformları yeniledi. Hişam'ın yönetimi altında Bizanslılara karşı düzenli akınlar yapıldı. Kuzey Afrika'da, Harici öğretileri yerel huzursuzlukla birleşerek ortaya çıkardı. Ayrıca Zeyd ibn Ali'nin bir isyanıyla karşı karşıya kaldı. Hişam her iki isyanı da bastırdı. Abbasiler Horasan ve Irak'ta güç kazanmaya devam ettiler. Ancak henüz harekete geçecek kadar güçlü değillerdi. Onların bazıları Emevi valileri tarafından yakalandı ve idam edildi. Kesin bir Bizans zaferi olan Akroinon Savaşı, Emevi hanedanının son kampanyasıydı. Hişam 743'te öldü.
2.Velid, saltanatı sırasında siyasi entrikalar gördü ve kısa süre sonra tahttan bir darbeyle indirildi. Yerine geçen kuzeni 3.Yezid, Velid'in ve karşı ayrımcılığı içeren "ahlaksızlığına" karşı çıktı. Kaderiyye ve Mürcie' (insanın özgür iradesine inananlar)'den destek aldı. Hazineden para dağıttı. Allah'ın Kitabı ve Sünnet adına isyan ettiğini açıkladı. Yezid sadece altı ay hüküm sürdü. Çeşitli gruplar biat etmeyi reddetti ve muhalif hareketler ortaya çıktı. Ardından öldü.
III. Yezid tarafından veliaht ilan edilen kardeşi İbrahim bin Velid, tahttan çekilmeden önce kısa bir süre 744'te hüküm sürdü.
2.Mervan 744'ten 750'de öldürülene kadar hüküm sürdü. Şam'dan hüküm süren son Emevi hükümdarıydı. Mervan, iki oğlunu Ubeydullah ve Abdullah'ı varisleri olarak adlandırdı. Valiler atadı ve otoritesini zorla ilan etti. Özellikle İran ve Irak'ta Emevi karşıtlığı çok yaygındı. Abbasiler çok destek almıştı. Mervan'ın halife olarak saltanatı neredeyse tamamen Emevi imparatorluğunu bir arada tutmaya çalışmakla geçmişti. Ölümü, Doğu'daki Emevi yönetiminin sonunun işaretiydi ve bunu Abbasiler tarafından Emevilerin katledilmesi izledi. İber Yarımadası'na kaçan ve orada bir hanedan kuran yetenekli prens Abdurrahman dışında neredeyse tüm Emevi hanedanı öldürüldü.
İslam'ın Altın Çağı ve Abbâsîler (750–1258)
Abbâsîler döneminde İslam dünyası
Abbasi hanedanı 750'de iktidara geldi ve kazanımlar pekiştirildi. Abbasi İktidar grubu, devrimci Ebu Müslim'in Emevilere karşı geliştirdiği hoşnutsuzluk dalgası üzerine iktidara geldi.Balear Adaları da dahil olmak üzere Akdeniz adalarını ve ardından 827'de Güney İtalya'yı fethettiler. Abbasiler döneminde İslam medeniyeti gelişti. En dikkate değer olanı, The Cambridge History of Islam tarafından " İslam'ın altın çağı " olarak adlandırılan Arap nesir ve şiirinin gelişimiydi. Ticaret ve sanayi yanında Müslüman Tarım Devrimi olarak kabul edilen gelişti. Sanat ve bilimler (Müslüman Bilim Devrimi) Abbasi halifeleri el-Mansur (754–775), Harun Reşid (786–809), Me'mun (809-813 arasında hüküm sürdü) ve onların ardılları döneminde gelişti.
Bağdat Abbasilerin başkentiydi. Emevi ailesi Abbasiler tarafından öldürülmesine rağmen, bir aile üyesi olan I. Abdurrahman İspanya'ya kaçarak 756'da burada bağımsız bir hilafet kurdu. Mağrip'te Harun Reşid, Arap Ağlebi'leri merkezi otoriteyi tanımaları karşılığında neredeyse özerk yöneticiler olarak atadı. Ağlebi yönetimi kısa ömürlü oldu ve 909'da Şii Fatımi hanedanı tarafından tahttan indirildiler. 960 civarında, Fatımiler Abbasi Mısır'ı fethettiler ve 973'te orada " el-Qahirah " (bugün Kahire olarak bilinen "zafer dünyası" anlamına gelen) adlı bir başkent inşa ettiler. İran'da Türk Gazneliler, Abbasilerden güç aldılar. Abbasi etkisi Büyük Selçuklu İmparatorluğu (İran anakarasına göç etmiş bir Müslüman Türk boyu) tarafından 1055 yılına kadar yok edildi.
İslamın yayılması, bazen zorla, bazen barışçıl propagandalarla devam etti.Hindistan'ın fethindeki ilk aşama 1000 yılından hemen önce başladı. 200 yıl içinde Ganj nehrine kadar olan bölge düştü. İslam Sahra altı Batı Afrika'da 1000 yılından hemen sonra kuruldu. 1009 gibi erken bir tarihte Gao'nun başında Müslüman bir prensin bulunduğuna dair raporlar bulunuyor. Kanem 1081 ile 1097 arası müslümanlarca yönetildi. Mali ile bağlantılı İslami krallıklar 13. yüzyılda ön plana çıktı.
Abbasiler, daha büyük İslam birliğini amaçlayan girişimler geliştirdiler. İnancın mezhepleri ve camiler, doktrin, tarih ve uygulama ile birbirinden ayrıldı. Abbasiler de Emevi ahlaki karakter ve yönetimine saldırarak kendilerini öne çıkardı. göre, "Abbâsî İhtilâli, başta Merv'in mazlum yerleşimcileri olmak üzere Yemenliler ve onlara eklenmesiyle büyük ölçüde Araplar tarafından desteklendi". Abbasiler, Arapların akrabalık temelli toplumu dışında kalan ve Emevi imparatorluğu içinde bir alt sınıf olarak algılanan mevali (Arap olmayan Müslüman)lara da başvurdular. Abbasiler tarafından desteklenen İslami ekümenizm, ümmetin birliği fikrine dayanır. Şeriat kanunlaştıkça İslam felsefesi gelişti ve dört mezhep kuruldu. Bu dönem aynı zamanda klasik Sufizm'in yükselişine de sahne oldu. Dini başarılar, Sahih-i Buhari ve diğerlerinin Hadislerinin kanonik koleksiyonlarının tamamlanmasını içeriyordu. İslam, bir dereceye kadar İbrahimî dinlerin geçerliliğini kabul etti; Kuran, Yahudileri, Hristiyanları, Zerdüştleri ve Sabileri (genellikle Mandaean'lerle özdeşleştirilir) " kitap ehli" olarak tanımladı. Yüksek Orta Çağ'ın başlangıcına doğru, İslam'ın iki büyük mezhebi olan Sünni ve Şii doktrinleri katılaştı ve islami dünyanın teolojik olarak bölünmelerini meydana getirdi. Bu eğilimler Fatımi ve Eyyubi dönemlerine kadar devam edecekti.
Siyasi olarak, Abbasi Halifeliği üniter bir İslami monarşiye dönüştü. Devletin birliği için bölgesel Saltanat ve Emirliklerin varlığı, geçerliliği veya yasallığı kabul edildi. Endülüs Emevilerinde İbn Rüşd, The Decisive Treatise'de bilim ve felsefenin resmi Eş'ari teolojisinden kurtuluşu için bir gerekçe sağlayan bir argüman sundu; bu nedenle İbn Rüşd, modern laikliğin öncüsü olarak kabul edilmiştir.
Abbâsîlerin erken dönemi (750–813)
Hâlifeler | Seffâh | Mansûr | Mehdî | Hâdî | Hârûn Reşîd | Emîn |
Yıllar | 750–754 | 754–775 | 775–785 | 785–786 | 786–809 | 809–813 |
Arap kaynaklarına göre 750 yılında Abbasi Halifeliğinin kurucusu Es-Saffah tı. Horasan eyaletinden Emevi Halifeliğine karşı büyük bir isyan başlattı. Tüm Emevi ailesini ortadan kaldırdıktan ve Zab Savaşı'nda zafer kazandıktan sonra, Şam'a yürüdü ve yeni bir hanedan olan Abbasi Halifeliğini pekiştirdi.El-Mansur'un zamanında, Fars alimleri ortaya çıktı. Arap olmayan birçok insan İslam'a geçti. Emeviler, cizye toplamaya devam edebilmek amacıyla din değiştirmeyi aktif olarak engellediler. İslam 750'de kendi topraklarında yaşayanların %8'ini oluşturuyordu. Mansur'un saltanatının sonunda bu %15'e ulaştı. Adı "kurtarıcı" anlamına gelen Mehdi, babası ölüm döşeğindeyken halife ilan edildi. Bağdat, Mehdi'nin saltanatı sırasında çiçek açtı ve dünyanın en büyük şehri oldu. Arabistan'dan, Irak, Suriye, İran, uzak Hindistan ve İspanya'dan göçmenleri kendine çekti. Bağdat, artan Müslüman nüfusun yanı sıra Hristiyanlara, Yahudilere, Hindulara ve Zerdüştlere de ev sahipliği yapıyordu. Babası gibi El-Hadi de halkına açıktı ve vatandaşların Bağdat'taki sarayda kendisine hitap etmesine izin verdi. O, "aydınlanmış bir hükümdar" olarak kabul edildi ve Abbasi seleflerinin politikalarını sürdürdü. Kısa yönetiminde, askeri çatışmalar ve iç entrikalarla boğuştu.
Harun el-Reşid'in hüküm sürmesiyle askeri çatışmalar azaldı. Saltanatı, bilimsel, kültürel ve dini refah ile belirginleşti. Beyt al-Hikma ("Bilgelik Evi") kütüphanesini kurdu ve saltanatı sırasında sanat ve müzik gelişti. Bermekiler ailesi, Halifeliğin kurulmasında belirleyici bir danışmanlık rolü oynamıştı, ancak Reşid'in yönetimi sırasında gözden düştüler.
Al-Emin, Halifeliği babası El-Reşid'den aldı, ancak kardeşleri için yapılan düzenlemelere uymayarak Dördüncü Fitne'ye yol açtı. El-Me'mun'un generali Tahir bin Hüseyin, El-Emin'i idam ederek Bağdat'ı aldı. Savaş, hanedan için prestij kaybına yol açtı.
Bölgesel güçlerin yükselişi
Abbasi yönetimi kısa süre sonra Kıptiler, veTürkler arasında üçlü bir çekişmeye kapıldı. Büyük bir imparatorluğu yönetmenin maliyeti çok fazlaydı. Türkler, Mısırlılar ve Araplar Sünni, Persler, Türk topluluklarının büyük bir kısmı ve Hindistan'daki prenslerin birçoğu Şii idi. İslam'ın siyasi birliği dağılmaya başladı. Abbasi halifelerinin etkisi altında, Müslüman dünyasında bağımsız hanedanlar ortaya çıktı ve halifeler bu hanedanları meşru olarak Müslümanlar olarak tanıdılar. Birincisi, Halife Memun'un saltanatı sırasında kurulan Horasan'daki Tahiriler'di. Benzer hanedanlar arasında Seferiler, Samaniler, Gazneliler ve Selçuklular vardı. Bu süre zarfında astronomi, şiir, felsefe, bilim ve matematik alanlarında ilerlemeler kaydedildi.
Abbâsîlerin yükselme dönemi (813–940)
El-Emin'in ölümü üzerine El-Me'mun Halife oldu. Me'mun, hükümdarlığı döneminde Abbasi imparatorluğunun topraklarını genişletti ve isyanlarla uğraştı. Me'mun, Harun tarafından Horasan'a vali olarak atanmıştı. İktidara gelmesinden sonra Tahir'i askeri vali olarak atadı. Tahir ve ailesi İran siyasetine yerleştiler ve güçlendiler, Tahiri ailesinin yükselen gücü bir tehdit haline geldi.
Me'mun, gücü merkezileştirmek için çalıştı. Mehdi, İslam'ın koruyucusu olduğunu ve aynı zamanda halifenin doğru olanı ilan etme yetkisine sahip olduğunu iddia etti. Ulema, Memun'un saltanatı sırasında siyasi bir güç olarak ortaya çıktı. Ulema ve belli başlı İslam fıkıh ekolleri Memun döneminde şekillenmiştir. Buna paralel olarak, Sünnilik bir kanunlar dini olarak tanımlanmaya başladı. Sünni ve Şii İslam arasındaki doktrinel farklılıklar daha belirgin hale geldi. Din alimleri, Me'mun'un ölümünden dört ay önce 833'te başlattığı Abbasi engizisyonu olan Mihna'da haddini aştığını ileri sürdüler.
Me'mun rejimi sırasında sınır savaşları arttı. İyi ve hoşgörülü davrandığı birçok dinden alimleri Bağdat'ta topladı. En ünlü el yazmalarını toplamak için Bizans İmparatorluğu'na bir elçi gönderdi ve onları Arapçaya tercüme ettirdi. Bilim adamları simyayı ortaya çıkardı. Halife, ölümünden kısa bir süre önce, 832'de Mısır'ı ziyareti sırasında, bilgi ve hazine aramak için Büyük Giza Piramidi'nin ihlal edilmesini emretti. İşçiler, gelenekle bilinen orijinal girişin bulunduğu yere yakın tünel kazdılar. Al-Memun daha sonra Tarsus yakınlarında şüpheli koşullar altında öldü ve yerine oğlu Abbas ibni Me'mun yerine üvey kardeşi Al-Mu'tasım geçti.
Halife olarak El-Mu'tasım, Me'mun'un Tyana'daki askeri üssünün derhal dağıtılmasını emretti. Hurrami isyanlarıyla karşı karşıya kaldı. Bu halifenin karşılaştığı en zor sorunlardan biri, Babak Horramdin'in devam eden ayaklanmasıydı. Mu'tasım isyancıları yendi ve önemli bir zafer kazandı. Bizans imparatoru Theophilus, Abbasi kalelerine saldırdı. Mu'tasım, Anzen Savaşı için Theophilus'un güçlerini mağlup eden Al-Afşin'i gönderdi. Dönüşünde, kendisini ve haleflerini Türk komutanlarına ve köle (Gılman) askerlerine (Memluk sisteminin habercisi olarak) güvenmeye zorlayan ciddi bir askeri komplonun farkına vardı. Hürremiyye, sonraki halifelerin saltanatları sırasında yavaş yavaş düşüşe geçmesine rağmen, hiçbir zaman tam olarak bastırılamadı. Mu'tasım'ın yaşamının sonlarına doğru Filistin'de bir ayaklanma oldu, ancak isyancıları yendi.
Al-Mu'tasim'in saltanatı sırasında, Tahiri hanedanı iktidarda büyümeye devam etti. Tahiriler, birçok haraç ve gözetim işlevinden muaf tutuldular. Bağımsızlıkları doğuda Abbasilerin gerilemesini sağladı. Mu'tasım ideolojik olarak üvey kardeşi Me'mun'u takip etti. Selefinin "Mutezile" mezhebine verdiği desteği sürdürdü ve muhalefete karşı acımasız işkenceler yaptı. Arap matematikçi El-Kindi, Mu'tasım tarafından işe alındı ve Halife'nin oğluna ders verdi. El-Kindi, Hikmet Evi'nde hizmet etmiş ve halifenin himayesinde Yunan geometrisi ve cebir alanındaki çalışmalarına devam etmişti.
Al-Vasık babasının yerine geçti. Arabistan, Suriye, Filistin ve Bağdat'taki muhalefetle ilgilendi. İsyanlar, Arap halkları ile Türk orduları arasındaki uçurum sonucunda isyanlar çıktı. İsyanlar bastırıldı, ancak Türk kuvvetlerinin güç kazanmasıyla iki grup arasındaki düşmanlık büyüdü. Halife Bağdat isyancılarının infazına bizzat katıldı. Ayrıca Bizanslılarla bir esir değişimi sağladı. Vasık, sanatçıların yanı sıra bilim adamlarının da hamisiydi. Kişisel olarak müzik yeteneği vardı ve yüzden fazla şarkı bestelediği biliniyor.
Vasık yüksek ateşten öldüğünde, Mütevekkil onun yerine geçti. Mütevekkil'in saltanatı birçok reform için hatırlanır ve altın bir çağ olarak görülür. Abbasilerin son büyük halifesidir; ölümünden sonra hanedan düşüşe geçti. El-Mütevekkil, Mihne'yi bitirdi. Samarra'nın doğuya doğru uzantısının bir parçası olarak Samarra Ulu Camii'ni inşa etti. Hükümdarlığı sırasında azınlıklara karşı eylemlerinde yansıtıldığı gibi, dini tartışmalara dahil oldu. Şii tarzı hac ziyaretlerini durdurmak için gerçekleştirilen bir eylem olan Hüseyin türbesi'nin yıkılmasında somutlaşan baskıyla karşı karşıya kaldı. İsyanları bastırmak ve yabancı imparatorluklara, özellikle de Sicilya'yı Bizanslılardan ele geçirmek için savaşlara öncülük etmek için Türk devlet adamlarına ve köle askerlerine güvenmeye devam etti. Mütevekkil bir Türk askeri tarafından öldürüldü.
Cinayete karışmış olmasına rağmen, Türk hizbinin desteğiyle aynı gün Hilafet'e El-Müntasır geçti. Türk gurubu, Müntasır'ın kardeşlerini babalarının öldürülmesinin intikamını almaktan korkarak uzaklaştırdı. Her iki kardeş de tahttan feragat beyanları yazdı. Hükümdarlığı sırasında, Müntasır Hasan ve Hüseyin'in mezarlarına hac yasağını kaldırdı ve Bizanslıları yağmalaması için Vasıf'ı gönderdi. El-Muntasir bilinmeyen nedenlerle öldü.
Türk beyleri, halefini seçmek için bir konsey topladılar ve El-Musta'in'i seçtiler. Araplar ve Bağdat'taki batılı askerler bu seçimden memnun kalmadılar ve saldırdılar. Ancak Hilafet artık Arap seçimine değil, Türk desteğine bağlıydı. Müslümanların Hristiyanlara yönelik başarısız kampanyasının ardından insanlar, Türkleri, dini felakete uğratmak ve Halifelerini öldürmekle suçladılar. Türkler Bağdat'ı kuşattıktan sonra, Musta'in, Al-Mu'tazz lehine çekilmeyi planladı, ancak O'nun emriyle öldürüldü. Mu'tazz, Türkler tarafından tahta çıkarıldı ve iktidara gelen en genç Abbasi Halifesi oldu.
Yüksek Abbasiler <br /> hukuk |
---|
Four constructions of Islamite law |
Erken Abbasiler <br /> Edebiyat ve Bilim |
|
El-Mu'tazz'ın etrafı birbirini kıskanan gruplarla çevriliydi. Samarra'da Türkler Berberiler ve Faslılarla sorunlar yaşarken, el-Musta'in'i destekleyen Bağdat'taki Araplar ve Persler her ikisine de eşit nefretle bakıyorlardı. Al-Mu'tazz, kardeşleri Al-Mu'eiyyad ve Abu Ahmed'i ölüme mahkûm etti. Hükümdar onları pervasızca harcadı ve bu Türklerin, Afrikalıların ve Perslerin isyanına neden oldu. Al-Mu'tazz bundan kısa bir süre sonra görevden vahşice alındı. El-Mühtedi sonraki halife oldu. Türkler gücü elinde tutmasına rağmen, önceki halifelere kıyasla sağlam ve erdemliydi. Türkler, yükselişinden kısa bir süre sonra onu öldürdüler. Al-Mu'temid, büyük ölçüde sadece isim olarak bir hükümdar olmasına rağmen hükümdarlığı 23 yıl boyunca devam etti. Zanj İsyanı'ndan sonra, Mu'temid, el-Muvaffak'ı kendisine yardım etmesi için çağırdı. Bundan sonra, Muvaffak isim dışında her şeye hükmetti. Hamdanî hanedanı, 890 yılında halifeler tarafından Anadolu'da Mardin'e vali olarak atandığında Hamdan ibn Hamdun tarafından kuruldu. Mu'temid daha sonra otoriteyi oğlu el-Mu'tadid'e devretti ve bir daha asla iktidara gelmedi. Tuluniler, bu dönemde ayrılarak İslami Mısır'daki ilk bağımsız devlet oldular.
El-Mu'tedid, Hilafet'i ustalıkla yönetti. Mısır halifeye bağlandı ve Mezopotamya yeniden düzene girdi. Şiilere karşı hoşgörülüydü ama Emevi cemaatine karşı o kadar adil değildi. Mu'tedid cezalarında gaddardı. Musul'daki Haricilerin lideri, Haricilerin günahkar olarak kınandığı ipek bir kaftan içinde Bağdat'ta dolaştırıldı ve sonra çarmıha gerildi. Mu'tedid'in ölümü üzerine, bir Türk cariyesinden olan oğlu Al-Muktafi, tahta geçti.
Muktafi cömertliği ve babasının gizli hapishanelerini (Bağdat terörü) ortadan kaldırmasıyla halkın gözdesi oldu. Onun saltanatı sırasında Hilafet, Karmatlar gibi tehditlerin üstesinden geldi. Muktafi'nin ölümü üzerine, vezir daha sonra Al - Muktadir'i seçti. Muktedir'in saltanatı, biri diğerinin düşüşü veya suikastı üzerine yükselen on üç Vezir'in sürekli değiştiği bir iktidar idi. Uzun saltanatı İmparatorluğu en alt noktasına getirdi. Afrika kaybedildi ve Mısır kaybedilmek üzereydi. Musul bağımlılığını attı ve Yunanlar savunmasız sınırlara saldırdılar. Doğu, fiilen bağımsız olanlar da dahil olmak üzere, resmiyette halifeliği tanımaya devam etti.
Erken Bağdat Abbasileri döneminin sonunda, Bizans sınırı Bulgarlar tarafından tehdit edilirken İmparatoriçe Zoe Karbonopsina Al-Muktadir ile ateşkes için baskı yaptı. Bu sadece Bağdat'ın düzensizliğine eklendi. Halk tarafından hor görülmesine rağmen, Al-Muktedir ayaklanmalardan sonra tekrar iktidara getirildi. Muktedir sonunda şehir kapılarının dışında öldürüldü, bunun üzerine saraylılar kardeşi El-Kahir'i seçti. O daha da kötüydü. Tahttan çekilmeyi reddetti, kör edildi ve hapse atıldı.
Oğlu Ar-Radi iktidarı sadece bir talihsizlik çağlayanı olarak yaşadı. Dindarlığı için övüldü. Emirlerin emiri unvanıyla iktidardaki fiili yönetici İbn Raik'in aleti oldu. İbn Raik hükûmetin dizginlerini elinde tuttu ve adı halk dualarında Halife'ninkiyle birleştirildi. Bu dönem civarında, halk tarafından desteklenen Hanbeliler, aslında bir tür 'Sünni engizisyon' kurdular. Radi, genel olarak (Cuma ayininde nutuk çeken, meclisler toplayan, filozoflarla iletişim kuran, günün sorunlarını tartışan, Devlet işlerinde danışmanlık yapan, sadaka dağıtmak veya zalim memurların şiddetini azaltmak için çalışan gerçek halifelerin sonuncusu kabul edilir. Böylece Erken Bağdat Abbasileri sona erdi.
930'ların ortalarında, Mısır'ın İhşidileri, Abbasiler adına vali olarak konumlarını yansıtan Arapça "Wali" unvanını taşıdılar, İlk vali (Muhammed bin Toğaç Al-Ihşid) Abbasi Halifesi tarafından atandı. Ona ve soyuna 30 yıl boyunca valilik verdiler. İhşid soyadı, "prens" için Sogdca' bir kelimedir.
Ali ibn Būyah ve kardeşi el-Hassan ve Aḥmed 930'larda Büveyhiler konfederasyonunu kurdular. Taberistanlı Ziyārīler'in hizmetinde bir asker olan Ali, Yakut adlı bir Türk generalini yenmek için 934'te Bağdat'tan bir ordu toplamayı başardı. Sonraki dokuz yıl içinde üç kardeş, halifeliğin geri kalanının kontrolünü ele geçirdi. Büveyhiler büyük toprak kazanımları elde ettiler. Fars ve Cibal fethedildi. Bûyidler Kerman (967), Umman (967), Cezīre (979), Taberistan (980) ve Gürgan'ı (981) almadan önce Orta Irak 945'te teslim oldu. Ancak halifenin Bağdat'taki sözde otoritesini kabul ettiler. Büveyhiler sonrasında yavaş yavaş düşüşe geçti, konfederasyonun parçaları dağıldı ve kendi yönetimleri altındaki yerel hanedanlar fiilen bağımsız hale geldi.
Abbâsîlerin orta dönemi (940–1094)
Orta Bağdat Abbasilerinin başlangıcında, Hilafet çok daha önemsizdi. Emir al-umara Baykam, halefi seçmek üzere yerel ileri gelenleri bir araya getirmek üzere sekreterini Bağdat'a göndermekle yetindi. Seçim Al-Müttaki'ye düştü. Baykam, bir av partisinde yağmacı Kürtler tarafından öldürüldü. Bağdat'ta devam eden anarşide İbn Raik, Halife'yi Musul'a kaçmaya ikna etti. İbn Raik'i öldürdüler. Hamdani Nasır'üd Devle, Bağdat'a doğru ilerledi ancak paralı askerler ve iyi organize olmuş Türkler onları püskürttü. General emir al-umara oldu. Yeni bir komplo halifeyi tehlikeye attı. Hamdani birlikleri, Ed-Devle'nin Musul'a ve ardından Nusaybin'e kaçmasına yardım etti. Tüzün ve Hamdaniler çıkmaza girdi. Al-Muttaki, Rakka'daydı ve tahttan indirildiği yer olan Tüzün'e hareket ediyordu. Tüzün, kör Halife'nin kuzenini unvanıyla halefi olarak atadı. Tüzün, yeni halife ile birlikte Büveyhi hanedanına ve Hamdânîlere saldırdı. Tüzün kısa süre sonra öldü ve yerine generallerinden biri olan Ebu Cafer geçti. Büveyhiler daha sonra Bağdat'a saldırdı ve Ebu Cafer saklanmak için Halife ile kaçtı. Büveyhi Sultan Muiz ud-Devle, Halife'yi Emir'e gönüllü teslim olmaya zorlayarak komutayı devraldı. Sonunda, Al-Mustakfi kör edildi ve görevden alındı. Şehir kaosa sürüklendi ve Halife'nin sarayı yağmalandı.
Önemli Orta Abbasi Müslümanları |
---|
|
Büveyhiler Bağdat'ı ele geçirdiğinde El Muti halife oldu. Halifelik kurumu gerçek güçten yoksun bırakıldı ve Şii ayinleri kuruldu. Büveyhiler bir asırdan fazla bir süre Bağdat'ta kaldılar. Büveyhi saltanatı boyunca Halifelik en düşük seviyedeydi, fakat yine de İberya dışında dini olarak tanındı. Büveyhi Sultan Mu'izz al- Devle'nin kendi güvenliğinden ve başkentte ve ötesinde isyan korkusundan hareketle bir Şii Halifesini tahta çıkarması engellendi.
Halife, Al-Ta'i, Suriye'de Fatımiler, Türkler ve Karmatiler arasındaki hizipler arası çekişmeler üzerinde hüküm sürdü. Hanedanı dağıldı. Abbasi sınırları, yalnızca küçük sınır devletleri tarafından savunulmuştur. Irak'ın Buyid emiri Baha' al-Devle, 991'de al-Ta'i'yi görevden aldı ve Kadir'i yeni halife ilan etti.
Kadir'in halifeliği döneminde Gazneli Mahmud imparatorluğu gözetti. Gazneli halifelere karşı dostça davrandı ve bu sebeple Hindistandaki zaferleri Bağdat minberlerinden coşku ve minnetle ilan edildi. El-Kadir, Şiiliğe karşı Sünni mücadeleyi besledi ve Bağdat Manifestosu ve Kuran'ın yaratıldığı doktrini gibi "sapkınlıkları" yasadışı ilan etti. Mu'tezile'yi yasakladı ve rasyonalist Müslüman felsefesinin gelişimine son verdi. Bu ve sonraki dönemde İslam edebiyatı, özellikle Fars edebiyatı, Büveyhilerin himayesinde gelişti. 1000 yılına gelindiğinde, küresel Müslüman nüfus, yüzde 10'luk Hristiyan nüfusa kıyasla dünyanın yaklaşık yüzde 4'üne tırmanmıştı.
Al-Ka'im'in saltanatı sırasında, Büveyhi hükümdarı sık sık başkentten kaçtı ve Selçuklu hanedanı güç kazandı. Tuğrul, Suriye ve Ermenistan'ı ele geçirdi. Daha sonra Başkent'e gitti ve orada iyi karşılandı. Bahreyn Karmati devleti El-Hasa'da çöktü. Arabistan, Fatımilerden kurtuldu ve tekrar Abbasilerin manevi yönetim yetkisini kabul etti. El-Muktedi, saltanatı sırasında Selçuklu fethinin genişleyen yelpazesi boyunca Halifeliğin tanındığı Selçuklu Sultanı Melik-Şah I tarafından onurlandırıldı. Sultan, Halife'nin devlet işlerine müdahalesini eleştirdi, ancak Orta Bağdat Abbasilerinin sonuncusunu görevden almadan önce öldü.
Geç dönemde Abbâsîler (1094–1258)
Geç Bağdat Abbasileri, Haçlı Seferlerinin başlangıcından Yedinci Haçlı Seferine kadar hüküm sürdüler. İlk halife El-Müstazhir'di. Ülkedeki iç çekişmelere ve Suriye'deki Birinci Haçlı Seferine rağmen siyasete ilgisi yoktu. Toulouse Kontu IV. Raymond, Malazgirt Savaşı'nda kaybederek Bağdat'a saldırmaya çalıştı. Müslüman nüfus, 1100 yılına kadar yüzde 11 olan Hristiyan nüfusa karşı yüzde 5'e yükseldi. Kudüs haçlılar tarafından ele geçirildi ve katliam yapıldı. Vaizler, trajediyi ilan etmek ve insanları Mescid-i Aksa'yı Franklardan kurtarma amacıyla halkı harekete geçirmek için hilafet boyunca seyahat ettiler. Sürgün kalabalığı kafirlere karşı savaş için toplandı. Ne Sultan ne de Halife batıya bir ordu göndermedi.
II. Mahmud Doğu'da savaşa girerken, Müsterşid daha fazla bağımsızlık elde etti. Mazyadilerin () generali Hille emiri Dubeys ibn Sadaka Busra'yı yağmaladı ve padişahın genç kardeşi Giyadüddin Mesud ile birlikte Bağdat'a saldırdı.
Dubeys, Zengi hanedanının kurucusu Zengi komutasındaki bir Selçuklu ordusu tarafından ezildi. Mahmud'un ölümünü, oğlu Davud, yeğeni Mes'ud ve atabey II. Tuğrul arasında bir iç savaş izledi. Zengi, Halife ve Dubaylar tarafından teşvik edilerek Doğu'ya geri çağrıldı ve orada yenildi. Halife daha sonra Musul'u başarılı bir şekilde üç ay boyunca kuşattı, Mes'ud ve Zengi'ye direndi. Yine de bu, halifeliğin askeri canlanmasında bir dönüm noktasıydı.
Zengi Şam'ın 1134'te ele geçirilmesi sonra Suriye'de operasyonlar yaptı. Musterşid, Selçuklu sultanı Mes'ud'a saldırdı ve esir alındı. Sonra da öldürülmüş olarak bulundu. Oğlu El-Raşid, Selçuklu Türklerinden bağımsızlığını kazanamadı. Zengi, Dubays'ın öldürülmesi nedeniyle kendisine rakip bir Saltanat kurdu. Mes'ud saldırdı; Halife ve Zengi, başarıdan ümidi keserek Musul'a kaçtı. Padişah yeniden iktidara geldi, bir meclis toplandı, Halife tahttan indirildi ve amcası, Muktefi'nin oğlu yeni halife olarak atandı. Ar-Rashid, İsfahan'a kaçtı ve Haşhaşiler tarafından öldürüldü.
Selçuklu Türkleri arasında devam eden ayrılık ve çekişmeler, el-Muktafi'nin Irak ve Bağdat'ta kontrolü sürdürmesine izin verdi. Muktafi, 1139'da patriği koruma verdi. Haçlı Seferi şiddetlenirken, Halife Bağdat Selçuklu II. Muhammed'e karşı Bağdat'ı başarıyla savundu. Sultan ve Halife, Zengi'nin haçlılara karşı yardım çağrısına cevaben adamlarını gönderdi, ancak onların hiçbiri Haçlılara direnemediler.
Bir sonraki halife El-Müstencid, Selahaddin'in kuruluşundan 260 yıl sonra Fatımi hanedanını yok ettiğini gördü ve böylece Abbasiler yeniden galip geldi. El-Mustadi, Selahaddin Abbasilere biat ederek Mısır padişahı olduğu dönemde hüküm sürdü.
An-Nasır, Halifeliği eski baskın rolüne geri döndürmeye çalıştı. Tikrit'ten Körfez'e kadar kesintisiz olarak Irak'ı elinde tuttu. Kırk yedi yıllık saltanatına, esas olarak Tatar şefleriyle hırslı ve yozlaşmış ilişkiler ve hanedanını sona erdiren Moğolları tehlikeli şekilde çağırması damgasını vurdu. Oğlu Ez-Zahir, kısa bir süre halifelik yaparak öldü ve An-Nasır'in torunu El-Müstansır halife oldu.
Moğolların Bağdat'ı İşgali (1258)
El-Mustansir, kurdu. 1236'da Ögeday Han, Horasan ve Herat' yerleşimlerini kurdu. Moğol askeri valileri kamplarını çoğunlukla Mugan ovasında kurdular. Musul ve Kilikya Ermenistan hükümdarları teslim oldu. Çormakan, Güney Kafkasya bölgesini askeri hiyerarşiye göre üç bölgeye ayırdı. Gürcistan'da nüfus geçici olarak sekiz tümene bölündü . 1237'de Moğol İmparatorluğu, Abbasi Irak ve İsmaili kaleleri ile Afganistan ve Keşmir'in tamamı hariç, İran'ın çoğuna boyun eğdirmişti.
El-Müsta'sim Bağdat'taki son Abbasi Halifesiydi. Hülagu Han komutasındaki Moğol kuvvetleri Maveraünnehir ve Horasan'ı taradı. Bağdat yağmalandı ve halife kısa süre sonra tahttan indirildi. Memluk sultanları ve Suriye daha sonra Kahire'de güçsüz bir Abbasi Halifesi atadı.
Kahire hâlifesi (1261–1517)
Kahire'nin "gölge" Abbasi halifeliği, Memluk sultanlarının vesayeti altında hüküm sürdü ve gerçekte Memluk sultanlarının fiili yönetimini meşrulaştırmak için kullanıldı. El-Müsta'in'den önce gelen veya onun yerine geçen Kahireli Abbasi halifeleri, herhangi bir dünyevi güce sahip olmayan ruhani liderlerdi. Musta'in, kısa bir süreliğine bile olsa siyasi gücü elinde tutan Kahire merkezli tek Abbasi halifesiydi. 3. Mütevekkil, son "gölge" halifeydi. 1517'de Osmanlı padişahı I. Selim, Memluk Sultanlığını yok ederek Mısır'ı Osmanlı İmparatorluğu'nun parçası yaptı.
Fâtımî Hâlifeliği (909–1171)
Fatımiler, İfrikiye'da (günümüz Tunusu ve doğu Cezayir) ortaya çıktı. Fatımi Hanedanı 909 yılında kızı Fatıma es-Zehra ve ilk Şii İmamı olan kocası ʻAlī ibn-Abī-Tālib aracılığıyla Muhammed'in soyundan geldiği iddiası ile kendini meşrulaştıran Abdullah el -Mehdi Billah tarafından kurulmuştur. O dönemde Fatımiler ve Zeydiler, çoğu Sünni gibi Hanefi fıkhını kullandılar.
Abdullāh al-Mehdi'nin kontrolü kısa süre sonra, başkenti günümüz Tunus'undaki Mehdiye'den yönettiği (Fas, Cezayir, Tunus ve Libya' gibi ülkelerden oluşan bir bölge olan) Mağrip'in tamamına yayıldı.
Fatımiler 10. yüzyılın sonlarında Mısır'a girdiler, İhşid hanedanını fethettiler ve 969'da Kahire'de bir başkent kurdular. Şehir inşaatının başladığı anda gökyüzünde öne çıkan Mars gezegeninden alıyordu. Kahire, Fatımi halifesi ve ordusu için bir kraliyet mülkü olarak düşünülmüştü, ancak Mısır'ın fiili idari ve ekonomik başkenti 1169'a kadar Fustat gibi şehirlerde kaldı. Mısır'dan sonra Fatımiler, Tunus'tan Suriye'ye hükmedinceye ve hatta Akdeniz'i geçerek Sicilya ve güney İtalya'ya kadar geçene kadar çevredeki bölgeleri fethetmeye devam ettiler.
Fatımiler döneminde Mısır, Kuzey Afrika, Sicilya, Filistin, Lübnan, Suriye, Afrika'nın Kızıldeniz kıyıları, Yemen ve Hicaz'ı içeren bir imparatorluğun merkezi haline geldi. Fatımiler hem Akdeniz'de hem de Hint Okyanusu'nda geniş bir ticaret ağı geliştirdi. Ticaret ve diplomatik bağları, Orta Çağ boyunca Çin'e ve Song hanedanına kadar uzanıyordu.
Fatımilerin devlet daireleri soydan çok liyakat üzerine kuruluydu. Sünniler de dahil olmak üzere İslam'ın diğer kollarının üyelerinin de Şiiler kadar hükûmet görevlerine atanması muhtemeldi. Hoşgörü, Hristiyanlar ve Yahudiler gibi gayrimüslimleri kapsıyordu; hükûmette yeteneğe dayalı olarak yüksek seviyeler aldılar. Ancak bu genel hoşgörü tutumunun, özellikle de El-Hakim gibi istisnaları vardı.
Fatımi sarayı iki bölümden oluşuyordu. Bin El-Quasrin caddesindeki Han el-Halili bölgesindeydi.
Fatımi halifeleri
- Ayrıca bakınız : Kahire Abbasi Halifeleri (yukarıda)
Fatımi halifeleri Mısır'da manevi üstünlük iddia ederek Suriye'nin dini liderliğine karşı çıktılar. Bağdat'taki Abbasi krallığının başlangıcında, Aliciler, halifeliğe doğrudan bir tehdit oldukları için iktidar gücü tarafından şiddetli zulme maruz kaldılar. Abbasi engizisyonları nedeniyle ilkbabalar Dava'nın varlığını gizlemeyi tercih ettiler. Daha sonra İran Platosu'na doğru seyahat ettiler ve kendilerini siyasi dünyanın merkez üssünden uzaklaştırdılar. Mehdi'nin babası Hüseyin el Mastur Dava'nın işlerini kontrol etmek için geri döndü. Yemen'e ve Batı Afrika'ya iki Dai gönderdi. Hüseyin, oğlu Al Mehdi'nin doğumundan kısa bir süre sonra öldü. Bir hükûmet sistemi, Al Mehdi'nin Kuzey Afrika'da meydana gelen gelişmeler hakkında bilgilendirilmesine yardımcı oldu.
Al Mehdi Abdullah el-Mehdi Billah, Fatımi hanedanının ilk İmamını kurdu. Hüseyin ve İsmail aracılığıyla Fatıma'ya kadar uzanan şecere kökenlerini iddia etti. Al Mehdi, karargâhını Salamiye'de kurdu ve Ağlebi yönetimi altında kuzey-batı Afrika'ya taşıdı. Beklenen Mehdi'nin öncüsü olduğunu iddia etmesindeki başarısı, Kuzey Afrika'nın Berberi kabileleri, özellikle de Kutamah kabilesi arasında etkili oldu. Al Mehdi, Tunus'ta Kayrevan'ın bir banliyösü olan Rakkada'daki eski Ağlabi konutuna yerleşti. 920'de Mehdi, imparatorluğun yeni kurulan başkenti Mehdiye'de ikamet etti. Ölümünden sonra yerine, yayılmacı politikasını sürdüren oğlu Ebu'l-Kasım Muhammed Al-Kaim geçti. Ölümü sırasında saltanatını Mısır'danİdrislilerin Fas'ına kadar genişletmişti. Fatımi Halifeliği Sicilya'yı da içine alarak Atlantik Okyanusu'ndan Libya'ya kadar Kuzey Afrika'yı kapsayacak şekilde büyüdü. El-Mehdi'nin kontrolü kısa süre sonra, Tunus'ta Mehdiye'den yönettiği Fas, Cezayir, Tunus ve Libya'nın modern ülkelerinden oluşan bir bölge olan merkezi Mağrip'in tamamına yayıldı. Yeni inşa edilen başkent Al-Mansuriya, (Tunus, Kairouan yakınlarında) İmamlar Mansur (r. 946–953) ve Muizz (r. 953–975) döneminde Fatımi Halifeliğinin başkentiydi.
Fatımi generali Cevher 969'da Mısır'ı fethetti ve orada Fusṭat yakınlarında yeni bir saray şehri inşa etti. Buna el-Mansuriyya adını verdi. Muiz yönetimi altında, Fatımiler İhşidi Vilayeti'ni fethettiler. Kahire, Fatımi halifesi ve ordusu için bir kraliyet muhafazası olarak düşünülmüştü, ancak Mısır'ın fiili idari ve ekonomik başkenti 1169'a kadar Fustat gibi şehirlerdeydi. Fatımiler Mısır'dan sonra Tunus'tan Suriye'ye ve Sicilya'ya kadar hakim olana kadar çevredeki bölgeleri fethetmeye devam ettiler.
Fatımiler'in zirve döneminde Mısır, Kuzey Afrika, Sicilya, Filistin, Ürdün, Lübnan, Suriye, Kızıldeniz kıyıları, Tihame, Hicaz ve Yemen'i içine alan bir imparatorluğun merkezi oldu. Fatımiler hem Akdeniz hem de Hint Okyanusu'nda geniş bir ticaret ağı geliştirdi. Ticaret ve diplomatik bağları Çin'e ve Orta Çağ boyunca Mısır'ın ekonomik gidişatını belirleyen Song Hanedanlığına kadar uzanıyordu.
On sekizinci İmam Müstansır'dan sonra, Nizarilerin bir kısmı oğlu Nizar'ı, başka İsmaili kolu ise diğer oğlu el-Müstali'yi destekledi. Fatımi hanedanı hem İmam hem de Halife olarak el-Musta'li ile devam etti ve bu ortak pozisyon 20. İmam el-Amir bi-Ahkami l-Lah'a (1132) kadar devam etti. İmam Âmir'in ölümünde, Mustaali inancının bir kolu, imameti o zamanlar iki yaşında olan oğlu Tayyib Ebi'l-Kasım'a devrettiğini iddia etti. 1160'larda Fatımi siyasi sisteminin çöküşünden sonra, Zengi hükümdarı Nureddinin generali Şirkuh 1169'da Mısır'ı vezir Shawar'dan aldı. Şirkuh iktidara geldikten iki ay sonra öldü ve yönetim yeğeni Selahaddin'e geçti. Bu Mısır ve Suriye Eyyubi Sultanlığı'nı başlattı.
Haçlılar ve Eyyûbîler (1099–1250)
Haçlı Seferleri ve Reconquista (1096–1492)
8. yüzyıldan başlayarak, İber Hristiyan krallıkları Endülüs'ü Moors'tan geri almayı amaçlayan Reconquista'ya başlamıştı. 1095'te Hristiyan kuvvetlerinin İspanya'daki fetihlerinden ilham alan ve Doğu Roma imparatorundan Doğu'da Hristiyanlığın savunmasına yardım etmesi için kendisine çağrı yapılan Papa II. Urban, Batı Avrupa'dan Edessa, Antakya, Trablus ve Kudüs'ü ele geçiren Birinci Haçlı Seferi çağrısında bulundu.
Haçlı Seferleri'nden sonra, Hristiyan Kudüs Krallığı ortaya çıktı ve bir süre Kudüs'ü kontrol etti. Sonraki 90 yıl boyunca Kudüs Krallığı ve diğer küçük Haçlı krallıkları, Levant'ın karmaşık siyasetinin bir parçasını oluşturdu. Şirkuh'un 1169'da Fatımi egemenliğini sona erdirip Suriye ile birleştirmesinden sonra, Haçlı krallıkları bir tehditle karşı karşıya kaldı ve yeğeni Selahaddin 1187'de bölgenin çoğunu geri aldı ve Haçlıların elinde birkaç liman kaldı.
Üçüncü Haçlı Seferi'nde Avrupa'dan gelen ordular Kudüs'ü geri almayı başaramadı. Christian Reconquista Endülüs'te devam etti ve sonunda 1492'de Granada'nın düşüşüyle tamamlandı. Haçlı Seferlerinin düşük döneminde, Dördüncü Haçlı Seferi Levant'tan Konstantinopolis'e kaydı ve Doğu Roma İmparatorluğu'nu (şimdi Bizans İmparatorluğu) doğudaki Türk halklarına karşı uzun mücadelelerinde daha da zayıflattı. Ancak Haçlılar, İslami halifelere zarar vermeyi başardılar; Malmesbury'li William'a göre, onların Hristiyan âlemine daha fazla yayılmalarını engellediler, Memlükler ile Moğolların hedefi haline getirdiler.
Eyyûbî Hanedanlığı (1171–1250)
Eyyubi hanedanı Selahaddin tarafından 1174 te Mısırda kuruldu. Selahaddin, kendisini Sultan ilan ederek bölgeleri fethetti. Eyyubiler, 12. ve 13. yüzyıllarda Ortadoğu'nun Mısır, Suriye, kuzey Mezopotamya, Hicaz, Yemen ve Tunus sınırlarına kadar Kuzey Afrika kıyılarını kontrol ettiler. Selahaddin'den sonra oğulları saltanat üzerinde çekiştiler, ancak sonunda Selahaddin'in kardeşi el-Adil 1200'de kendi iktidarını kurdu. 1230'larda Suriye'li Eyyubiler Mısır'dan bağımsızlık kazanmaya çalıştılar. Sultanlık, 1247 yılına kadar, Mısırlı Salih Eyyub'un Halep hariç Suriye'nin çoğunu ele geçirerek Eyyubi birliğini yeniden kurana kadar bölünmüş olarak kaldı. 1250'de Mısır bölgesindeki hanedan köle alayları tarafından devrildi. Halep'ten Nasır Yusuf'un liderliğindeki bir dizi kurtarma girişimi başarısız oldu. 1260 yılında Moğollar Halep'i yağmaladılar ve kısa süre sonra Eyyubi topraklarından geriye kalanların kontrolünü ele geçirdiler.
Mısır Sultanları
Halep Emirleri
Moğol dönemi (1200–1500)
Vatik (842-847) ve El-Mu'tazıd'ın (892-902) saltanatının ardından Abbasi halifeliği geriledi ve Moğol İmparatorluğu 1258'de Hanedana son verdi. Moğollar Orta Asya ve İran'a yayıldılar; Pers şehri İsfahan 1237'de onların eline geçmişti. Cengiz soyundan gelen İlhanlılar, İslam'ın savunucuları olduklarını, hatta belki de Abbasi Halifeliğinin mirasçıları olduklarını iddia ettiler. Eflaki ve Ebu Bekir Rumi gibi bazı Sufi Müslüman yazarlar, Moğolların İslam devletlerini fethinden ve Müslüman hükümdarların onların askeri ve siyasi güçlerine boyun eğdirilmesinden etkilendiler, ve Avrasya bozkırlarındaki Moğollar ve Türk halkları, zamanlarının Müslüman alimlerinden, zühdünden ve müftülerinden daha dindar kabul edildikleri için Onların istilalarını ve yayılmalarını meşru bir ilahi ceza olarak kabul ettiler. (p81) Bu devirde, İranlı tasavvuf şairi ve mistik Celaleddin Rumi (1207-1273), Allah'tan "indirildiğine" inandığı şaheseri Mesnevî'yi yazmış ve onu Mesnevi'yi doğru açıklaması olarak anlamıştır. (p97)
Çeşitli modern bilim adamlarına göre, Moğol ve Türk halklarının çoğunluğu, 10 ve 14. yüzyıllar arasında Fars ve Orta Asya kültürü ve Sufi Müslüman gezgin mistiklerin (fakirler ve dervişler) vaazları yoluyla süzülmüş bir Müslümanlığı benimsemişlerdi. Türkler ve Moğollar, aşırı çileci Sufilerin uygulamaları ile Türk-Moğol Şamanlarının uygulamaları arasında benzerlikler buldular. Türk ve Moğol Müslümanlar, yerli dinleri olan geleneksel Türk-Moğol Şamanizminin unsurlarını İslam'ın Türk sentezi içinde birleştirdiler, ve bu, diğer Müslüman toplumların uygulamalarından belirgin şekilde ayrışan yeni İslami yorumun parçası haline geldi.
Son yıllarda, yerli Türk-Moğol Şamanizmi ile İslam arasındaki bağdaştırma fikrine meydan okundu. İslam hakkında bir "ortodoks" doktrini tanımlama veya uygulama yetkisinin olmaması nedeniyle, bazı modern bilim adamları, 16. yüzyıldan önce İslam'ın önceden belirlenmiş inançları olmadığını, yalnızca uygulamaları öngördüğünü iddia ediyorlar. Bu nedenle, İslam öncesi yerel Türk-Moğol Şamanizminin parçalarını tek tanrılı İslam inancına entegre etmek heterodoksi değil, yaygın bir uygulamanın devamıydı. (p20-22)
Türk Müslümanlığında önemli bir değişiklik kadınların statüsündeydi. Arap kültürünün aksine, Türk-Moğol gelenekleri, kadınları toplumda daha yüksek bir değerde tutuyordu. Türk ve Moğol halkları da tasavvuf çilesi ile geleneksel Şamanik uygulamaları arasında çarpıcı benzerlikler bulmuş olmalı. Türk-Moğol Şamanizmi, Anadolu, Orta Asya ve Balkanlar'daki Ortodoks Müslümanları etkiledi ve Aleviliğin üretiminde etkili oldu. Sonuç olarak, bugüne kadar yaygınlığını koruyan kutsal doğa, ağaçlar, hayvanlar ve yabancı doğa ruhları gibi birçok Şaman geleneği ve inançlar gerçekten İslami olarak algılandı.
14. yüzyıla kadar Sünni ve Şii uygulamalar iç içe geçmişti. Ali ibn Abi Talib ve Cafer el-Sadık (sırasıyla birinci ve altıncı Şii İmamlar) gibi Şii İslam tarihiyle ilişkilendirilen şahsiyetler, Müslüman inananların " Gayb'ı " anlamaları için neredeyse evrensel bir rol oynuyordu. (p24) Sünni, Şii ve heterodoks İslami inançlar arasında keskin bir ayrım yoktu.
Müslüman Moğol devletleri
Dört Moğol hanlığından üçü (İlhanlılar, Altın Orda ve Çağatay Hanlığı) İslam'ı benimsedi. İlhanlı hükümdarlarının çoğu, 1360'larda İran'ı fetheden ve Hindistan'da Delhi Sultanlığı'na ve Anadolu'da Osmanlı Türklerine karşı hareket eden Timur (kendisi bir Müslüman) tarafından kurulan yeni Moğol gücü ile yer değiştirdi. Timur'un bitmek bilmeyen fetihlerine, örneğin Timur'un bilinçli olarak taklit ettiği, yalnızca Cengiz Han'ın erişebildiği gaddarlık gösterileri eşlik etti. Timur imparatorluğunun kozmopolit başkenti Semerkant, onun yönetimi altında daha önce hiç olmadığı kadar gelişti, İran ve Irak büyük çaplı yıkıma uğradı. Orta Doğu, bölgedeki nüfusun üçte birini öldürmüş olabilecek Kara Ölüm'den yeni kurtuluyordu. Veba Çin'de başladı ve 1347'de Mısır'daki İskenderiye'ye ulaştı ve sonraki yıllarda çoğu İslami bölgeye yayıldı. Veba ve savaşların birleşimi Orta Doğu İslam dünyasını ciddi şekilde zayıf bir konumda bıraktı. Timurlu hanedanı, Hindistan Babürleri de dahil olmak üzere birçok güçlü İslam imparatorluğu kuracaktı.
Timurlu Rönesansı
Orta Asya merkezli Timur İmparatorluğu, hem doğu hem de batı dünyasına yayılan sanat ve bilim alanlarında muazzam bir artış gördü.
İmparatorlukta icadı, Semerkant şehrinin yeniden inşası dikkat çekiyor. Gevher Şad, Uluğ Bey ve Sultan Hüseyin Baykara'nın da dahil olduğu Şahruh ailesinin astronomi, matematik ve mimari alanlarında yaptığı katkılar da önemlidir. İmparatorluk, birçok İslam alimi ve bilim insanından yaygın destek aldı. Başta Uluğ Bey Rasathanesi olmak üzere bir dizi İslami eğitim merkezi ve cami inşa edildi.
Herat şehrinin, kültürel bir yeniden doğuşun merkezi olarak İtalyan Rönesansının doğduğu yer olan Floransa'nınkilerle rekabet ettiği söyleniyor.
Timur Rönesansının vizyonu daha sonra Babür İmparatorları tarafından Hindistan'a getirildi ve diğer İslami Barut imparatorluklarının (Osmanlı ve Safevi ) devletlerinin mirası olarak hizmet etti.
Proto-Selefilik
İbn Teymiyye Moğolların İslama girişini kabul etmeyerek onları tekfir etti ve İslam'ı sözde değişimlerden arındırmaya çalıştı. İbn Teymiyye'nin metodu, hadislerin seçici kullanımı ile Kuran'ın (literal) karışımıydı. İslam'a yönelik çoğu felsefi yaklaşımı reddetti ve bunun yerine açık, basit ve dogmatik bir teoloji önerdi. Hakim görüş, bir devlet için dini bilgeliğin gerekli olduğunu kabul ederken, İbn Teymiyye, Teokratik devleti dini mükemmellik için gerekli görüyordu. O, kendi döneminde Müslümanlar arasında dolaşan birçok hadisi reddetmiş ve Eşari doktrinini çürütmek için defalarca sadece Sahih Buhari ve Sahih Müslim'e güvenmiştir.Haçlılar ve Moğollar tarafından tehdit edildiğini hisseden İbn Teymiyye, Müslümanların gayrimüslimlere karşı fiziksel bir cihada katılmalarının zorunlu olacağını belirtti. Bu sadece işgalcileri değil, aynı zamanda İbn Teymiyye'nin İslam'ın bozulması için suçladığı Şiiler, Eşariler ve "filozoflar" da dahil olmak üzere Müslümanlar arasındaki sapkınları da içeriyordu. Bununla birlikte, yazıları yaşamı boyunca yalnızca marjinal bir rol oynadı. Tanrı'yı insanlaştırması sebebiyle defalarca küfürle suçlandı ve müridi İbn Kesir, O'ndan uzaklaşarak öğretilerinin bu yönünü reddetti. İbn Teymiyye ve İbn Kesir'in yazıları, Vahhabilik ve 21. yüzyıl Selefi teolojisi için önemli kaynaklar haline geldi.
Bahri Sultanlar
Burji Sultanları
- Ayrıca bakınız : İslami Mısır valileri, Memlükler Dönemi
Endülüs dönemi (711–1492)
Berberi General Tarik ibn Ziyad komutasındaki Araplar, ilk olarak 711'de güney İspanya'yı fethetmeye başladılar. Tarık liderliğinde bir baskın grubu, Vizigot krallığındaki bir iç savaşa müdahale etmek için Hispania'ya gönderildi. Cebelitarık'ı geçti ve 711 yazında kral Rodrigo ya karşı Guadalete Savaşı'nda kesin bir zafer kazandı. Tarık'ın komutanı Musa bin Nusair, önemli takviyeler aldı ve müslümanlar 718'de yarımadanın çoğuna hükmetti. Ancak daha sonraki bazı Arap ve Hristiyan kaynakları, 710'da belirli bir Ṭārif tarafından daha önceki bir baskını sunar ve ayrıca, III Alfonso kronolojisi daha eski bir Arap baskınına işaret ediyor. İki büyük ordu, kesin savaş yapılmadan bir yıl önce güneyde bulunmuş olabilir.
Endülüs hükümdarlarına Şam'daki Emevi Halifesi I. Velid tarafından Emir rütbesi verildi. Abbasiler iktidara geldikten sonra, bazı Emeviler İspanya'ya kaçtılar. 10. yüzyılın sonunda, hükümdar 3.Abdurrahman Córdoba Halifesi (912-961) unvanını devraldı. Kısa bir süre sonra Emeviler, başkenti Córdoba olan güçlendirilmiş bir devlet geliştirdiler. 2. Hakem, babası 3. Abdurrahman 961'de öldüğünde halifeliğe geçti. Kuzey İberya'nın Hristiyan krallıkları ile barışı sağladı ve sulama işlerinin inşası ile tarımı geliştirdi. Sokakların genişletilmesi ve pazarların inşa edilmesi yoluyla ekonomik kalkınma da teşvik edildi. Hilafetin yönetimi, yarımadadaki Müslüman varlığının en parlak zamanı olarak bilinir.
Emevi Halifeliği, aldırmazlığı nedeniyle devrilen II. Hişam döneminde siyasi bölünmeler ve iç karışıklıklar nedeniyle 1031'de yıkıldı. Endülüs daha sonra taifa krallıkları (Küçük krallıklar) adı verilen bir dizi devlete ayrıldı. Hilafetin bu küçük krallıklara bölünmesi, İber Yarımadası'ndaki Müslümanları kuzeydeki Hristiyan krallıklarına karşı zayıflattı. Sevilla gibi bazıları, Hristiyan prenslerle ittifaka girmeye ve Kastilya'ya para olarak haraç ödemeye zorlandı.
Endülüs Emirleri
- Abdurrahman ve Bedr, Abbâsî İhtilâli olarak bilinen halk isyanından sonra canlarını kurtarmak için kaçtılar. Rahman, güneye Filistin, Sina ve ardından Mısır'a devam etti. 1.Rahman, o sırada Ifriqiya'ya tehlikeli bir yürüyüş yaparak hayatta kalan Emevi aile üyelerinden biriydi. Rahman ve Bedr, Ceuta yakınlarında günümüz Fas'ına ulaştı. Bir sonraki adım, Rahman'ın hoş karşılanıp karşılanmayacağından emin olamadığı Endülüs'e geçmek olacaktı. (740'lar) ardından eyalet, Araplar arasındaki kabile anlaşmazlıkları ve Araplar ile Berberiler arasındaki ırksal gerilimler tarafından parçalanan Ümmet ile bir karışıklık halindeydi. Bedr, her ikisi de aslen Şamlı olan Ubeydullah ibn Oman ve Abdullah ibn Halid ve Qinnasrin'den Yusuf ibn Bukt olmak üzere üç Suriyeli komutan ayarladı ve onayını almak için el-Sümeyl (o zaman Zaragoza'da) ile temasa geçti, ancak el-Sümeyl Rahman'ın kendisini emir yapmaya çalışmasından korktuğu için reddetti. Yemenli komutanlarla görüştükten sonra Rahman'a Endülüs'e gitmesi söylendi. Kısa bir süre sonra Bedr ve küçük bir mürit grubuyla birlikte Avrupa'ya doğru yola çıktı. Abdurrahman, Malaga'nın doğusundaki Endülüs'teki Almuñécar'a yerleşti.
Prensin gelişinin haberi yarımadaya yayıldı. Abdurrahman Malaga'da geçirdiği kısa süre boyunca, yerel desteği hızla topladı. İktidara yükselişini hızlandırmak için kan davalarından ve anlaşmazlıklardan yararlandı. Abdurrahman ve yandaşları Zaragoza'yı kontrol edebildiler. Rahman, Cordoba'nın hemen dışında, Musarah ovalarında (Musara Savaşı) Guadalquivir nehrinde bir savaşta Endülüs'ü yönetmek için savaştı ve galip geldi. Düşmanlarını ordularının kalanları ile birlikte sahadan kovaladı. Rahman, bir karşı saldırıya karşı başkent Córdoba'ya yürüdü, ancak müzakereler çatışmayı sona erdirdi. Rahman gücünü pekiştirdikten sonra, kendisini Endülüs emiri ilan etti. Rahman, Müslüman halife olduğunu iddia etmedi. Son adım, el-Fihri'nin generali el-Sümeyl'i Córdoba'nın hapishanesinde boğmaktı. Endülüs, Abbasilerden kurtulmayı başaran Ümeyye hanedanı için güvenli bir sığınaktı .
Abbasi halifesi el-Mansur emiri görevden almayı planlamıştı. Rahman ve ordusu, Abbasilerle yüzleşti Abbasi ordusunun çoğunu öldürdü. Başlıca liderlerinin başları kesildi, kafaları tuz içinde saklandı ve kulaklarına kimlik etiketleri iliştirildi ve halifeye gönderildi. Rahman, Endülüs'te tekrarlanan isyanları bastırdı. Büyük caminin [cordoba] inşasına başladı ve sahil boyunca tersaneler kurdu; ayrıca hurma ve narı İspanya'nın uygun iklimine ilk nakleden kişi olduğu söylenir: ve eyaletlerinde bilimi ve edebiyatı teşvik etti. Otuz dört yıl bir aylık saltanatından sonra 29 Eylül 788'de öldü.
Rahman'ın halefi oğlu I. Hişam Córdoba'da doğdu, birçok cami inşa etti ve Mezquita'yı tamamladı. Asturias Krallığı'na ve Toulouse İlçesine karşı bir kampanyayla sonuçlanan bir cihat çağrısı yaptı; bu ikinci seferinde Orange'da Charlemagne'nin ilk kuzeni Gellone'li William'a yenildi. Halefi I. Hakem iktidara geldi ve Rahman'ın diğer oğulları olan amcaları tarafından kendisine meydan okundu. Bunlardan biri olan Abdullah, yardım görüşmesi için Aix-la-Chapelle'deki Charlemagne konseyine gitti. Bu arada Córdoba saldırıya uğradı, ancak savunuldu. Hakem saltanatının çoğunu Toledo, Zaragoza ve Mérida'daki isyanları bastırmak için harcadı.
II. Abdurrahman babasının yerine geçti ve karşı sürekli bir savaşa girdi. Cádiz'de karaya çıkan, Vikinglerin saldırısını püskürttü. Bundan sonra, gelecekteki baskınları püskürtmek için Sevilla'da bir filo ve deniz cephaneliği inşa etti. Septimania'lı William'ın 2. Charles'ın adaylıklarına karşı verdiği mücadelede yardım taleplerine yanıt verdi.
I. Muhammed'in saltanatı Muladi (etnik İberyalı Müslümanlar) ve Mozarab'ların (Müslüman-İberyalı Hristiyanlar) hareketleriyle damgalandı. Muhammed'in yerine oğlu Al Mundir geçti. Babasının saltanatı sırasında Mundir, komşu Hristiyan krallıklarına ve Muladi isyanlarına karşı askeri operasyonlara komuta etti. Babasının ölümü üzerine tahtı devraldı. İki yıllık saltanatı sırasında Ömer ibn Hafsun'a karşı savaştı. 888'de Bobastro'da öldü, yerine kardeşi Abdullah ibn Muhammed el-Umavi geçti .
Umavi, tehdit olarak gördüklerini elden çıkarmak konusunda hiçbir isteksizlik göstermedi. Hükûmeti Araplar, Berberiler ve Muladiler arasındaki sürekli savaşlarla damgalandı. Emir olarak gücü Córdoba bölgesiyle sınırlıyken, geri kalanı isyancı aileler tarafından ele geçirildi. Halef olarak tayin ettiği oğlu, Umavi'nin kardeşlerinden biri tarafından öldürüldü.
Sonuncusu, Umavi'nin öldürülen oğlunun oğlu olan Umavi'nin babası (3. Abdurrahmanın halefi ilan edilmişti) tarafından idam edildi.
Endülüs Halifeleri
Afrika ve İber Murabıtları
- Afrikalı, İberli
Muvahhid halifeleri
Afrika'da İslam (642–1465)
Emevilerin Kuzey Afrika'yı fethi, Muhammed'in 632'de ölümünün hemen ardından gerçekleşti. Şam, Emevi halifeliğinin merkeziydi. 641 yılı sonunda tüm Mısır Arapların elindeydi. Ancak daha sonra, Makuria'nın Nubya krallığını fethetme girişimi püskürtüldü.
Mağrip
Tunus'taki Kayrevan, Müslümanlar tarafından Mağrip'te kurulan ilk şehirdi. Arap general Ukbe bin Nafi 670'te şehri ve '''Kayrevan Ulu Camii''''ni inşa etti.
İslam topraklarının bu kısmı, İslam tarihinin çoğunda bağımsız hükûmetlere sahipti. İdrisiler, batı Mağrip'te 788'den 985'e kadar hüküm süren ilk Arap hükümdarlarıydı. Hanedan, adını ilk padişah İdris'ten alır.
Murabıtlar Kuzey-Batı Afrika ve İber Yarımadası üzerinde gelişen bir 11. yy. Berberi hanedanıydı. Moro imparatorluğu bu hanedan döneminde günümüz Fas, Batı Sahra, Moritanya, Cebelitarık, Tlemcen (Cezayir'de) ve güneyde şimdi Senegal ve Mali olanın bir kısmı ve kuzeyde İspanya ve Portekiz'e yayıldı.
Muvahhidler 12. yüzyılda beşinci Mağribi hanedanını kuran ve Endülüs ile birlikte Mısır'a kadar tüm Kuzey Afrika'yı fetheden Berberi Müslüman bir dini güçtü.
Afrika Boynuzu
İslam tarihi Afrika Boynuzu'nda neredeyse inancın kendisi kadar eskidir. Arap yarımadasında Müslüman olmuş ticaret ortaklarıyla yoğun ticaret ve sosyal etkileşimler yoluyla, Boynuz bölgesindeki tüccarlar ve denizciler yavaş yavaş yeni dinin etkisi altına girdiler.
İlk İslam müritleri, Kureyşten kaçarak Aksum Krallığı'nda liman kenti Zeila'ya kaçtı. Müslümanların bir kısmının daha sonra, dini tanıtmak için Boynuz bölgesinin çeşitli bölgelerine yerleştiği söyleniyor. Müslümanların 7. yüzyılda Kureyş'e karşı kazandığı zafer, Arabistan'daki ticaret ortaklarının hepsi o zamana kadar İslam'ı benimsemiş olduğundan ve Akdeniz ve Kızıldeniz'deki ana ticaret yollarının egemenliği altına girdiğinden, yerel tüccarlar ve denizciler üzerinde önemli bir etkisi oldu. Müslüman Halifelerin hakimiyeti. Arap yarımadasındaki istikrarsızlık, ilk Müslüman ailelerin Somali kıyılarına daha fazla göç etmesine neden oldu. Bu klanlar, inancı Boynuz bölgesinin büyük bölümlerine iletmede katalizör görevi üstlendi.
Büyük Göller
İslam, Afrika'nın Büyük Göller bölgesine mevcut ticaret yolları üzerinden geldi. Yerliler Müslümanların görgü kurallarını öğrendiler ve din değiştirdiler.
Zeyd halkı, Büyük Göller bölgesine göç eden Müslümanlardı. Sömürge öncesi dönemde, buradaki İslami otoritenin yapısı Ulema aracılığıyla ayakta tutuldu. Bu liderler, toprak sınırları belirlenmeden önce Güney Doğu Afrika'daki Müslümanların çoğu üzerinde bir dereceye kadar yetkiye sahipti. Oradaki baş Kadının, nihai dini otoriteye sahip olduğu kabul edildi.
Orta ve Doğu Asya'da İslam (673–1500)
Hint Yarımadası
İslam, Hint alt kıtası'nda yarımadanın güneybatı ucunda, bugünün Kerala eyaletinde ilk olarak ortaya çıktı. Araplar, Muhammed'in doğumundan önce bile ile ticaret yaptılar. Yerli efsaneler, Malik bin Dinar yönetimindeki bir Sahabe grubunun Malabar Sahili'ne geldiğini ve İslam'ı vaaz ettiğini söylüyor. Bu efsaneye göre İslam'ı kabul eden ve Taciddin adını alan İkinci Çera Kralı Çeraman Perumal tarafından yaptırılmıştır. Tarihsel kayıtlar, 629 civarında inşa edildiğini gösteriyor.
İslami yönetim, Muhammed bin Kasım'ın Sindh'i fethettiği 8. yüzyılda Hindistan alt kıtasına ilk kez geldi. İslami fetihler MS 12. yüzyılda Gazneli Mahmud'un yönetiminde genişleyerek İndus Nehri havzasında Gazneli İmparatorluğu'nun kurulmasına ve ardından Lahor'un Gazneli kültürünün ve yönetiminin doğu kalesi olarak öne çıkmasına neden oldu. Gazneli yönetimi, Muhammed bin Bahtiyar Kalji'nin fetihleri altındaki alanı Bengal'e kadar uzanan Gur ve Giyat al-Din Muhammed'in Guri İmparatorluğu tarafından gölgede bırakıldı.[]Kutubeddin Aybek 1206'da Delhi'yi fethetti ve Delhi Sultanlığı'nın yönetimi başladı. Hint uygarlığını Afrika ve Avrasya'nın daha geniş ticari ve kültürel ağlarıyla sentezleyen birbirini takip eden bir dizi hanedanlık, Hindistan'daki demografik ve ekonomik büyümeyi büyük ölçüde artırdı, Moğolların müreffeh Hint-Ganj ovasına girişini caydırdı ve birkaç kadın Müslüman hükümdardan biri olan Razia Sultan'ı tahta çıkardı.
13. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar Kutbşahlar, Gujarat, Keşmir, Bengal, Bijapur ve Bahmani Sultanlıkları gibi pek çok saltanat ve emirlik Hint alt kıtasının çeşitli bölgelerini yönetti, ancak onların hiçbiri Babür İmparatorluğu'nun zirve gücü ve geniş erişimiyle rekabet edemedi. Şah Mir hanedanı Keşmirlilerin kademeli olarak İslam'a dönüşmesini sağlarken özellikle Bengal Sultanlığı, Avrupalılar tarafından "ticaret yapılabilecek en zengin ülke" olarak tanımlanan, dünyanın önemli bir küresel ticaret ülkesiydi.
İslami yönetim ve İran ve Orta Asya'dan asker, bürokrat, tüccar, Sufi, sanatçı, şair, öğretmen ve mimarların göçü nedeniyle Fars kültürü, sanatı, dili, mutfağı ve edebiyatı Hindistan'da ön plana çıktı ve bu da gelişmesine neden oldu.
Güneydoğu Asya
İslam, Güneydoğu Asya'ya ilk olarak 7. yüzyılda Mekke'den gelen tüccarlar aracılığıyla ulaştı. Yemen'den gelen Arap tüccarlar, Avrupa ve Afrika'ya aracı tüccarlar olarak ticaret ve deniz yoluyla seyahat ettikleri Asya'da zaten bir varlığa sahipti. Sadece Arap mallarını değil, aynı zamanda Afrika, Hindistan ve fildişi, kokular, baharatlar ve altın içeren malları da sattılar.
TW Arnold'un yazdığına göre, İslami Takvim'in 2. yüzyılına kadar Arap tüccarlar,Seylan sakinleriyle ticaret yapıyorlardı. Aynı argüman Dr. BH Burger ve Dr. Bay Prajudi tarafından Sedjarah Ekonomis Sosiologis Indonesia'da söylendi. Coğrafyacı Al-Biruni (973-1048) tarafından oluşturulan bir atlasa göre, Hint veya Endonezya Okyanusu eskiden Pers Okyanusu olarak adlandırılırdı. Batı Emperyalist egemenliğinden sonra bu isim günümüzde kullanılan ismi yansıtacak şekilde değiştirilmiştir; Hint Okyanusu.
Sufi misyonerler klasik Sufi literatürünü Arapça ve Farsçadan Malaycaya çevirdi; bunun somut bir ürünü Cavi yazısıdır. Malayca orijinal İslami literatürün oluşturulmasıyla birleştiğinde, bu Malay dilinin İslami bir dile dönüşmesine yol açtı. 1292'de Marco Polo Sumatra'yı ziyaret ettiğinde, sakinlerin çoğu İslam'ı seçmişti. Malakka Sultanlığı, Srivijayan Prensi Parameswara tarafından Malay Yarımadası'nda kuruldu.
İslam ticaret yoluyla daha sonra Borneo ve Java'ya yayıldı, 15. yüzyılın sonlarında da Filipinler'e girdi. Bunun sonucunda ortaya çıkan sosyo-kültürel Müslüman varlıklar, günümüz Sulu Sultanlığı ve Maguindanao Sultanlığı ; Kuzey Luzon adasındaki Maynila Krallığı ve Tondo Krallığı gibi İslamlaştırılmış krallıklar daha sonra 16. yüzyıldan itibaren İspanyol sömürgecileri tarafından fethedildi ve Hristiyanlaştırıldı .
İslam yayıldıkça toplumsal değişimler gelişti ve beş yüzyıl sonra bölgede baskın siyasi güç olarak ortaya çıktı. Üç ana güçten Açe Sultanlığı en önemlisiydi ve Güneydoğu Asya ile Hindistan arasındaki bölgenin çoğunu kuzey Sumatra'daki merkezinden kontrol ediyordu. İkincisi Malay Yarımadası'ndaki Malakka Sultanlığı idi. Java'daki Demak Sultanlığı, ortaya çıkan Müslüman güçlerin 16. yüzyılın başlarında yerel Majapahit krallığını yendiği üçüncü güçtü. Saltanat, topraklarını bir ölçüde genişletmeyi başarsa da, yönetimi kısa sürdü.
Portekiz kuvvetleri, 1511'de deniz generali Afonso de Albuquerque komutasında Malakka'yı ele geçirdi. Açe Sultanlığı ve Brunei İmparatorluğu kendilerini Güneydoğu Asya'da İslam'ın merkezleri olarak kurdular. Saltanatın toprakları, büyük ölçüde azalmış olmasına rağmen, günümüzde Brunei Sultanlığı'nın modern devleti bozulmadan devam ediyor.
Çin
Çin'de, dört Sahabe (Sa'ad ibn Ebi Wakkas, Wehb Abu Kabşa, Cafer bin Abu Talib ve Cahş ibn Riyab) 615/16'da Habeşistan'dan yola çıktıktan sonra Chittagong - Kamrup - Manipur rotasını takip ederek 616/17 ve sonrasında vaaz verdi. Saad 636'da İran'ı fethettikten sonra Sa'id ibn Zaid, Kays ibn Sa'd ve Hassan bin Sabit ile 637'de Kuran'ın tamamını alarak Çin'e gitti. Sa'ad, Halife Osman'ın isteği ve Çin imparatorunun kabulü ile büyükelçilik kurmak üzere 650-51'de üçüncü kez Çin'e gitti.
Geç Orta Çağ (1250–1500)
Osmanlı Devleti (1299–1500 arası)
Selçuklu Türkleri Anadolu'nun Moğollarca istilasından sonra 13. yüzyılın ikinci yarısında geriledi. Bu, çok sayıda Türk beyliği (beylikler) nin kurulmasıyla sonuçlandı. Osmanlı hanedanının kurucusu I. Osman, 13. yüzyılın sonlarında babası Ertuğrul'un ardındanSöğüt beyliğinin liderliğini üstlendi. Osman, daha sonra Bizans İmparatorluğu ile bir dizi savaşa önderlik etti. 1331'de Osmanlı Türkleri, Osman'ın oğlu ve halefi I. Orhan'ın önderliğinde eski Bizans başkenti İznik'i ele geçirdi. 1389'da Kosova Savaşı'nda Sırp İmparatorluğu'na karşı kazanılan zafer, onların Avrupa'ya yayılmasını kolaylaştırdı. Osmanlılar, büyüyen bir imparatorluğun başında I. Bayezid iktidara geldiğinde, Balkanlar ve Anadolu'da kurulmuştu.
Moğol savaş ağası Timur'un 1402'de Ankara Savaşı'nda Yıldırım Bayezid'i ele geçirmesiyle büyüme durdu ve Osmanlı Fetret Dönemi başladı. Bazı Osmanlı toprakları bağımsız statüye kavuştu ve İmparatorluğun yıkım olasılığı ortaya çıktı. Ancak, Yıldırım'ın en küçük oğlu I. Mehmed'in kardeşlerine karşı taarruz seferleri düzenlemesi ve böylece Küçük Asya'yı yeniden birleştirmesi ve 1413'te kendisini padişah ilan etmesiyle imparatorluk toparlandı. 1512 civarında Osmanlı donanması I. Selim'in yönetimi altında gelişti ve Osmanlı Türkleri, Akdeniz Bölgesi'ndeki diğer İtalyan deniz cumhuriyetlerinin yanında talasokrasisini kuran bir deniz gücü olan Venedik Cumhuriyeti'ne meydan okuyabildi. Balkanları da geri almaya çalıştılar. Mehmed'in torunu II . Mehmed (1444-1446; 1451-1481) zamanında, Osmanlılar Bizans'ın başkenti Konstantinopolis'i kuşatabilidi. Bu kuşatmada bir faktör, Osmanlılar tarafından tanıtılan tüfek ve büyük topların kullanımıydı. Bizans kalesi, 54 günlük kuşatmanın ardından 1453'te yenik düştü. Başkenti olmayan Bizans İmparatorluğu parçalandı. Osmanlıların ve sonraki imparatorlukların gelecekteki başarıları barutun kullanılmasına bağlı olacaktı.
Memlûk Sultanlığı (1250–1517)
Eyyubi Mısır hanedanı 1250 yılında Memluk alayları tarafından devrildi ve Memluk devleti doğdu. Memluklar sırasında Moğol İmparatorluğu ile olan çatışmalarda kilit rol oynadı.
Moğollar, 1260'larda Yakın Doğu topraklarını yağmaladı. İstilacılar Ayn Calut Savaşı'nda Kudüs'ün kuzeyinde Mısırlı Memlükler tarafından durduruldu. Memluklar ağırlıklı olarak Türk, Kafkas ve Güneydoğu Avrupa kökenli köle-askerler idi. Moğollar, birkaç ay sonra yapılan Hims Savaşı'nda Memlükler tarafından tekrar yenildiler ve daha sonra Suriye'den tamamen sürüldüler. Bununla Memlükler güçlerini yoğunlaştırmayı ve Levant'taki son Haçlı devletlerini fethetmeyi başardılar. Böylece, Abbasi ve Osmanlı imparatorlukları (1250-1517) arasındaki en uzun aralık için Suriye ve Mısır'ı birleştirdiler.
Memlükler, "Müslüman" () topraklar ile "Müslüman olmayan" () topraklar arasında sürekli bir çatışma, gerilim, vekalet savaşları ve ekonomik rekabet durumu yaşadılar. Ayn Calut Muharebesi ve kısmen İmam İbn Teymiyye liderliğindeki görkemli Şakhab Muharebesi, sonunu işaret etti. Bu çatışmalar sırasında verilen fetvalar Siyasal İslam'ın seyrini değiştirmiştir. İslami ortodoksluğun savunucuları olarak seçtikleri rollerinin bir parçası olarak Memlükler, camiler, medreseler ve hangahlar dahil olmak üzere birçok dini yapıya sponsor oldular. Kahire'deki birçok Memluk binası, özellikle Eski Kahire'de bugüne kadar ayakta kalmıştır (daha fazla bilgi için, bakınız).
Erken modern dönem (1500–1900)
15. ve 16. yüzyıllarda üç büyük Müslüman imparatorluk oluştu: Anadolu, Balkanlar, Orta Doğu ve Kuzey Afrikada Osmanlı İmparatorluğu; Büyük İran'da Safevi İmparatorluğu ve Güney Asya'da Babür İmparatorluğu. Bu emperyal güçler, barutun keşfi, kullanılması ve daha etkin yönetim sayesinde mümkün oldu.
Osmanlı İmparatorluğu (1500–1900 arası)
16. yüzyıl başlarında, Safevi hanedanı Şah İsmail önderliğinde Türkmen federasyonu Akkoyunlu'yu yenerek İran'da kontrolü ele geçirdi. Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim, Safevi genişlemesini püskürtmeye çalıştı. 1514'te Çaldıran Savaşı'nda onlara meydan okudu ve onları mağlup etti. Selim, 1517'de Mısır'daki Memlükleri de tahttan indirdi. Halefi "Muhteşem Süleyman " lakaplı) I. Süleyman, Safevi ilgi odağının doğuda Özbeklere çevrilmesinden yararlandı ve Safevi kontrolüne geçen Bağdat'ı yeniden ele geçirdi. Buna rağmen, Safevi gücü Osmanlılara rakip olarak önemli kaldı. Süleyman, 1526'da Mohaç Savaşı'nın ardından Macaristan'ın derinliklerine ilerledi - bundan sonra Viyana kapılarına kadar ulaştı ve 10 yıl sonra Kutsal Roma İmparatorluğu'nun Charles V'sine karşı Fransa'nın Francis I ile bir Fransız-Osmanlı ittifakı imzaladı. Süleyman'ın yönetimi (1520-1566) genellikle Osmanlı gücünün zirvesi olarak tanımlanırken, imparatorluk 18. yüzyılın ikinci yarısında askerî gücünde göreli bir düşüşe kadar güçlü ve etkili olmaya devam etti.
Safevî İmparatorluğu (1501–1736)
Safevi hanedanı 1501'de Tebriz'de iktidara geldi ve daha sonra İran'ın geri kalanını fethetti. Yönetimleri sırasında Türkmenler, Gürcüler,Çerkesler, ve Pontus Rumları ile birleştiler. Safevi hanedanının kökeni Safevi Sufizm düzenine dayanırken İran nüfusu büyük ölçüde Sünni Müslümanlardan oluşuyordu.Şah İsmail, Çaldıran Muharebesi'nde Sünni Osmanlılara karşı yenilgisinden sonra, Persleri kendi arkasında birleştirmek amacıyla İran'ın büyük ölçüde Sünni olan nüfusu için Şii İslam'ın On İki İmamcı mezhebine dönüşü zorunlu hale getirdi.
Safevi yönetiminde İranlı Zeydiler de Onikici mezhebine geçmek zorunda kaldılar. O dönemde Zeydiler, çoğu Sünni gibi Hanefi fıkhına bağlıydı ve aralarında iyi ilişkiler vardı. Ebu Hanife ve Zeyd bin Ali de çok iyi arkadaşlardı. Safevi hanedanı Azerbaycan'da 1501'den 1736'ya kadar hüküm sürdü. Safevi İran'ın resmi dini olarak Oniki İmamcı Şiiliği kurdular ve eyaletlerini tek bir egemenlik altında birleştirdiler ve böylece Pers kimliğini yeniden canlandırdılar.
1. Tahmasp sanatta bir canlanma başlattı. Halıcılık büyük bir endüstri haline geldi. Tahmasp'ın alkol ve esrar tüketimini yasaklayan ve kumarhaneleri, tavernaları ve genelevleri kaldıran katı dini yönetimine kadar El yazmalarında geleneği zirveye ulaştı. Tahmasp'ın yeğeni İbrahim Mirza, öldürülünceye kadar sanatın son çiçeklenmesini korumaya devam etti, ardından birçok sanatçı tarafından işe alındı.
Şah Abbas, sekizinci Şii İmam Ali er-Rıza'nın Meşhed'deki türbesini ve Erdebil'deki hanedan türbesini restore etti. Her iki türbeye de mücevherler, güzel el yazmaları ve Çin porselenleri aldı. Abbas, başkenti İsfahan'a taşıdı, eski limanları canlandırdı ve Avrupalılarla ticareti geliştirdi. Abbas'ın en görünür kültürel başarıları arasında Nakş-ı Cihan Meydanı'nın ("Dünya Tasarımı") inşası vardı. Cuma camisinin yakınında bulunan plaza, 81 dönümlük bir alanı kaplıyordu. Safevi hanedanı 1722'de Hotaki hanedanı tarafından devrildi ve Sünni bölgelerin zorla On İki İmamcı Şiiliğe dönüştürmelerine son verildi.
Babür İmparatorluğu (1526–1857)
1526'da kurulan Babür İmparatorluğu, Güney Asya'nın neredeyse tamamını kapsayan bir güçtü. Timur hanedanı Orta Asya'dan gelen Türk-Moğol Çağatay köklere dayanıyordu. İlk iki Babür imparatorunun her iki ebeveyni de Orta Asya soyundan gelirken, izleyen imparatorlar ağırlıklı olarak Rajput ve Pers soyundan geliyordu. Hanedan kültürde Hint-Pers idi,Fars kültürünü saray kültüründe ve idari geleneklerinde görülen yerel Hint kültürel etkileriyle birleştirdiler.
İmparatorluğun başlangıcı geleneksel olarak kurucusu Babür'ün Delhi Sultanlığı'nın son hükümdarı İbrahim Lodi'ye karşı Birinci Panipat Savaşı'nda (1526) kazandığı zafere tarihlendirilir. İmparatorluk Babür'ün halefi Hümayun'un saltanatı sırasında, Şir Şah Suri tarafından kurulan Sur İmparatorluğu tarafından kısa bir kesintiye uğradı. Babür İmparatorluğu'nun "klasik dönemi" 1556'da Ekber'in tahta çıkmasıyla başladı. Bazı Rajput krallıkları kuzeybatı Hindistan'daki Babür egemenliğine önemli bir tehdit oluşturmaya devam etti, ancak çoğu Ekber tarafından bastırıldı. Tüm Babür imparatorları Müslümandı ; Ancak Ekber, Ain-i-Akbari ve Dabistān-i Mazāhib gibi tarihi kitaplarda kaydedildiği gibi, yaşamının son bölümünde Dīn-i Ilāhī adlı senkretik bir din öne sürdü. Babür İmparatorluğu, varlığının büyük bir bölümünde yerli toplumlara müdahale etmeye çalışmadı, daha ziyade uzlaştırıcı idari uygulamalar, ve senkretik, kapsayıcı bir yönetici seçkinler yoluyla daha sistematik, merkezi ve tek tip kurallar ile sukunet ve gözetimi sağlamayı tercih etti. Kuzey ve Batı Hindistan'daki Marathalar, Rajputlar, Peştunlar, Hindu Jatlar ve Sihler gibi geleneksel ve yeni sosyal gruplar, Babür yönetimi sırasında işbirliği veya zıtlıklarla askeri ve yönetim tecrübeleri kazandılar.
Şah Cihan'ın saltanatı (1628-1658), sırasında inşa edilen Tac Mahal, Moti Mescidi, Kızıl Kale, Jama Mescidi ve Lahor Kalesi gibi ünlü anıtlar Babür mimarisinin örnekleri arasındadır.
Muhammed Evrengzib'in şeriat yönetimi, Feteva-yı Hindiyye'nin kurulmasına tanık oldu. Müslüman Hindistan, dünya GSYİH'sının %25'i ile dünyanın en büyük ekonomisi haline geldi. Dünyanın önde gelen bir ekonomisi olan ve 18. yüzyıl Batı Avrupa'sına daha iyi koşullara sahip olan en zengin eyaleti Bengal Subah, proto-sanayileşme döneminin Sanayi Devrimi'ne benziyordu. İngiliz-Babür Savaşı gibi çok sayıda çatışmaya da tanık olunmuştur.
Evrengzib'in ölümünden sonra, imparatorluğun idari ve ekonomik sistemlerinin zayıflığı nedeniyle iç memnuniyetsizlik ortaya çıktı ve bu imparatorluğun dağılmasına ve eski devletlerin bağımsızlık ilanlarına yol açtı. Bengal'in Nawab'ı, Awadh'ın Nawab'ı, Haydarabad'ın Nizamı, Tipu Sultan ve diğer küçük devletler tarafından yönetilen Mysore Krallığı olarak bilinen büyük ekonomik ve askerî güçlerdendi. 1739'da Babürler, İran'daki Afşar hanedanının kurucusu Nadir Şah'ın güçleri tarafından Karnal Savaşı'nda ezici bir şekilde yenildi ve Delhi yağmalandı ve gerilemelerini büyük ölçüde hızlandırdı.
1757'de Doğu Hindistan Şirketi, Plassey Savaşı'nda Bengal Suba'ya galip geldi. 18. yüzyılın ortalarında, Marathalar Babür ordularını bozguna uğrattı ve Pencap'tan Bengal'e kadar birçok Babür eyaletini kazandılar.
Güney Hindistan merkezli Mysore Krallığı, kısmen şeriat temelli ekonomik ve askeri politikaların kurulmasına tanık oldu. Bengal'in yerini aldı. Hyder Ali, oğlu ve Napoleon Bonaparte ve Doğu Hindistan Şirketi de dahil olmak üzere Fransız müttefikleri arasında yapıldı. Roket topçusu ve dünyanın ilk demir kasalı roketleri olan Mysor roketleri savaş sırasında kullanılmış ve Cihad merkezli Fethul Mujahidin derlenmiştir.
Takip eden yüzyılda Babür gücü ciddi şekilde sınırlandı. Son imparator II. Bahadır sadece Şahcihanabad şehri üzerinde otoriteye sahipti. Bahadır, 1857 Hint İsyanı'nı destekleyen bir ferman yayınladı. Yenilgisinin sonucu olarak, Doğu Hindistan Şirketi yetkilileri tarafından vatana ihanetten yargılandı, hapsedildi ve Rangoon'a sürgüne gönderildi. İmparatorluğun son kalıntıları resmi olarak İngilizler tarafından devralındı ve İngiliz parlamentosu, Kraliyet'in Doğu Hindistan Şirketi'ni resmi olarak millileştirmesini ve İngiltere'nin yeni İngiliz Raj şeklinde Hindistan'ın doğrudan kontrolünü sağlamak için Hindistan Hükûmeti Yasasını kabul etti.
Modern dönem (1900–günümüz)
Osmanlı İmparatorluğu'nun bölünmesi (1900–1922)
19. yüzyılın sonunda, Osmanlı İmparatorluğu gerilemişti. Almanya'yı Birinci Dünya Savaşı'nda destekleme kararı, İttifak Devletleri'nin bu savaştaki yenilgisini paylaştıkları anlamına geliyordu. Osmanlı yönetimi Çanakkale Savaşı'nın muzaffer generaliMustafa Kemal'in liderliğindeki Türk milliyetçileri tarafından devrildi. Atatürk'e Müttefikler tarafından Türkiye'nin savaşa katılımını sona erdiren Sevr (1920) antlaşmasını yeniden müzakere etme imkanı sağlandı ve Lozan Antlaşması'nda (1923) modern Türkiye Cumhuriyeti tanındı. Atatürk, ekonomik kalkınmayı ve sekülerleşmeyi vurgulayan iddialı bir modernleşme programını uygulamaya devam etti. Türk kültürünü Avrupa yasalarını yansıtacak şekilde dönüştürdü, Arap rakamlarını, Latin alfabesini benimsedi, dini kurumu devletten ayırdı ve kadını özgürleştirdi - hatta kadınlara batıdaki oy hakkı ile paralel olarak oy kullanma hakkı verdi.
Birinci Dünya Savaşında Müttefikler, Arap partizanlarla Osmanlı İmparatorluğu'na karşı işbirliği yaptı. Arap İsyanı sırasında, İngiliz istihbarat ajanı TE Lawrence liderliğindeki İngilizlerin, Osmanlı kuvvetlerine karşı Arap gerillalarla işbirliği yaptı ve tüm Osmanlı birlikleri 1918 yılına kadar bölgeden çekildi. Savaşın sona ermesinin ardından, Küçük Asya dışındaki eski Osmanlı topraklarının büyük çoğunluğu, koruyucular olarak muzaffer Avrupa güçlerine devredildi. Ancak, birçok Arap, yalnızca bir yıl önce yayınlanan McMahon-Hüseyin Yazışmaları ile doğrudan çelişen Balfour Deklarasyonu karşısında dehşete düştü. Osmanlı halefi devletler arasında günümüz Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Mısır, Yunanistan, Irak, İsrail, Lübnan, Romanya, Suudi Arabistan, Sırbistan, Suriye, Ürdün, Türkiye, Balkan ülkeleri, Kuzey Afrika ve Karadeniz'in kuzey kıyısı bulunmaktadır.
Müslüman dünyasında birçok ülke Avrupa siyasi örgütlenmesini benimsemeye çalıştı ve Müslüman dünyada milliyetçilik akımları ortaya çıktı. Mısır, Suriye ve Türkiye gibi ülkeler vatandaşları arasında ulusal kimlik ve aidiyeti geliştirmeye çalıştılar. Irak gibi diğer yerler, birlik eksikliği ve Müslüman mezhepler ile gayrimüslimlere karşı önyargıları çözememesi nedeniyle başarılı olamadılar.
Türkiye ve Mısır gibi ülkeler, İslam'ı yönetimden ayırmaya çalıştı. Suudi Arabistan ise Vahabilik olarak bilinen Sünni İslam'ın püriten formunu destekledi.
Arap–İsrail çatışmaları (1948–günümüz)
Arap-İsrail çatışması, Yahudi ulus devleti olarak modern İsrail Devleti'nin kurulmasını, bunun sonucunda Filistin halkının yerinden edilmesini ve Yahudilerin Arap ve Müslüman ülkelerden göç etmesini ve ayrıca Arap devletleri ile İsrail Devleti arasındaki rakip ilişkiyi içerir. (bkz. ilgili İsrail-Filistin çatışması). İlk başta sadece İsrail'e komşu olan Arap devletlerini kapsamasına rağmen, İsrail ile ağırlıklı olarak Müslüman olan diğer devletler arasında da husumet gelişmiştir.
Altı Gün Savaşı, 5-10 Haziran 1967 de İsrail ile komşu ülkeleri Mısır, Ürdün ve Suriye arasında yapıldı. Arap ülkeleri Süveyş Kanalı'nı kapattılar ve bunu Mayıs 1970'te Suudi Arabistan'dan Lübnan'a uzanan “devre hattının” kapatılması izledi. Bu gelişmeler, Avrupa'da Libya petrolünün önemini artırdı.1970 yılında, Occidental Petroleum diğer petrol şirketlerinden ayrıldı ve Arapların fiyat artış taleplerini kabul etti.
Ekim 1973'te, İsrail ile Müslüman komşuları arasında Yom Kippur Savaşı olarak bilinen yeni bir savaş başladı. OPEC, Sedat'ın kampanyalarının başarısıyla cesaretlenmişti. Arap dünyası, Batı'nın İsrail'e desteğine yanıt olarak, 1973'te ABD ve Batı Avrupa'ya petrol ambargosu uyguladı. Faysal, Suudi Arabistan'ın petrol zenginliğinin bir kısmını, mücadelelerinde İsrail'e sınırı olan "ön cephedeki devletleri" finanse etmek için kullanacağını ilan etti. Petrolün merkeziliği, Arap-İsrail çatışması ve siyasi ve ekonomik istikrarsızlık ve belirsizlik, bölge siyasetinin değişmez özellikleri olmaya devam ediyor.
Birçok ülke, birey veya sivil toplum kuruluşu, kültürel-dini bağlar veya ideolojik, insan hakları veya stratejik nedenlerle bu çatışmaya dahil olduğunu hissediyor. Bazıları Arap-İsrail çatışmasını Batı Dünyası ile Müslüman dünyası arasındaki daha geniş bir medeniyetler çatışmasının bir parçası (veya öncüsü) olarak görse de diğerleri bu görüşe karşı çıkıyor. Bu çatışmadan kaynaklanan husumet, dünyanın birçok ülkesinde her iki tarafın destekçilerine (veya algılanan destekçilerine) karşı tarafın destekçileri tarafından sayısız saldırılara neden oldu.
Diğer İslamî işler
1979 Devrimi'nde iki yıl boyunca liberaller, solcular ve İslami gruplar birbirleriyle savaştı ve İslamcılar iktidarı ele geçirdi. İran'ı anayasal bir monarşiden, Şii din adamı ve "mercii taklit" olan Ayetullah Ruhullah Humeyni'nin yönetimi altında teokratik cumhuriyete dönüştürdüler. Devrimin ardından yeni bir anayasa onaylandı, referandum hükûmeti kuruldu ve Ruhullah Humeyni Yüce Lider ilan edildi.
Suudi Arabistan destekli Selefiler İran Devrimi ile karşı cephelerde yer aldılar. Kendi sınırları içinde bir İslam devriminin gerçekleşeceğinden korktukları için Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi Körfez ülkeleri Irak'a düşman olmalarına rağmen Saddam Hüseyin'i İran'ı işgal etmeye, (İran-Irak Savaşı) teşvik ettiler. Bazı İranlı sürgünler, işgal ederse, yeni doğan İslam cumhuriyetinin hızla çökeceğine Saddam'ı ikna etmeye de yardımcı oldu.
Ayrıca bakınız
Notlar
- ^ Benzer bir ifade, İngiliz tarihçi Lawrence Conrad tarafından da kullanılır. Çünkü O'nun incelemelerine göre, hicrî ikinci yüzyıla kadar Peygamber'in doğum tarihiyle ilgili İslamî bilimsel görüş, 85 yıllık bir çeşitlilik sergilemişti. İster sözlü ister yazılı olarak nakledilmiş olsun, herhangi bir tarihsel anlatı geleneğinin istikrarı için kronolojinin çok önemli olduğu varsayımına göre, bu durum ikinci yüzyılda siyer çalışmalarının hâlâ bir akışkanlık hâlinde olduğunun açık bir göstergesi olarak görülebilir.
- Conrad, Lawrence (2009), "Abraha and Muhammad: Some Observations Apropos of Chronology and Literary Topoi in the Early Arabic Historical Tradition", www.cambridge.org, 28 Aralık 2022 tarihinde kaynağından , erişim tarihi: 8 Ağustos 2023
- ^ Muhammed'in, hayatının son dönemlerinde bazı önemli devlet başkanlarına mektuplar gönderdiğinin İslamî geleneğe göre örnekleri vardır. Akademik bilim adamları arasında bu mektupların özgünlükleri konusunda tartışmalar vardır ve bazıları bunları kabul ederken bazıları da reddeder. Öncelikle söz konusu mektuplar iki adet sorunu gündeme getirmektedir: 1– Mektupların belge olarak varlığı, tarihlemesi ve otantikliği; 2– Muhammed’in takipçileri olan hâlifelerden hiçbirinin para ve taş yazıtların yanında vali, komutan veya diğer devlet başkanlarıyla yazışmalarının belgelenememiş olması.
Kaynakça
- ^ Lester, Toby (1 Ocak 1999). . The Atlantic. 25 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "İster sözlü ister yazılı olarak nakledilmiş olsun, herhangi bir tarihsel anlatı geleneğinin istikrarı için kronolojinin çok önemli olduğu varsayımına göre, bu durum ikinci yüzyılda siyer çalışmalarının hala bir akışkanlık halinde olduğunun açık bir göstergesi olarak görülebilir.Conrad (June 1987). "Abraha and Muhammad: Some Observations Apropos of Chronology and Literary topoi in the Early Arabic Historical Tradition". Bulletin of the School of Oriental and African Studies. 50 (2): 239. doi:10.1017/S0041977X00049016. 11 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Ocak 2020.
- ^ Watt, William Montgomery (1998). Islam and The Integration of Society. Psychology Press. s. 5. ISBN . 6 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Nisan 2022.
- ^ a b Ess, Josef van (1 Kasım 2016). Theology and Society in the Second and Third Centuries of the Hijra. Volume 1: A History of Religious Thought in Early Islam (İngilizce). BRILL. ss. 3-7. ISBN . Erişim tarihi: 17 Eylül 2023.
- ^ Esposito, John L. (2016). Islam: The Straight Path (İngilizce). Oxford University Press. ss. 9-12. ISBN . Erişim tarihi: 17 Eylül 2023.
- ^ a b c d e Esposito, John L., (Ed.) (2000) [1999]. "Muhammad and the Caliphate: Political History of the Islamic Empire Up to the Mongol Conquest". The Oxford History of Islam. Oxford and New York: Oxford University Press. ss. 5-10. ISBN . OCLC 40838649. Erişim tarihi: 17 Eylül 2023.
- ^ Peters, Francis E. (2003). Islam: A Guide for Jews and Christians. Princeton, New Jersey and Woodstock, Oxfordshire: Princeton University Press. s. 9. ISBN .
- ^ a b c d e f g h "Part III: The Dawn and Noon of Islam – Origins". The Middle East: A Brief History of the Last 2,000 Years. New York: . 1995. ss. 51-58. ISBN . OCLC 34190629.
- ^ a b "Key themes in these early recitations include the idea of the moral responsibility of man who was created by God and the idea of the judgment to take place on the day of resurrection. [...] Another major theme of Muhammad's early preaching, [... is that] there is a power greater than man's, and that the wise will acknowledge this power and cease their greed and suppression of the poor." F. Buhl & A.T. Welch, Encyclopaedia of Islam 2nd ed., "Muhammad", vol. 7, p. 363.
- ^ a b "At first Muhammad met with no serious opposition [...] He was only gradually led to attack on principle the gods of Mecca. [...] Meccan merchants then discovered that a religious revolution might be dangerous to their fairs and their trade." F. Buhl & A.T. Welch, Encyclopaedia of Islam 2nd ed., "Muhammad", vol. 7, p. 364.
- ^ Muhammad: Islam’s First Great General, Richard A. Gabriel, s. 176.
- ^ Gabriel, Richard A. (2014). Muhammad: Islam's First Great General (İngilizce). University of Oklahoma Press. s. 176. ISBN . 7 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Ağustos 2023.
- ^ a b c d e "Setting the Seal on Prophecy". Theology and Society in the Second and Third Centuries of the Hijra, Volume 1: A History of Religious Thought in Early Islam. Handbook of Oriental Studies. Section 1: The Near and Middle East. 116/1. O'Kane, John tarafından çevrildi. Leiden & Boston: Brill Publishers. 2017. ss. 3-7. doi:10.1163/9789004323384_002. ISBN . ISSN 0169-9423. Erişim tarihi: 17 Eylül 2023.
- ^ a b "The Caliphate and the Conquests". Crusade and Jihad: The Thousand-Year War Between the Muslim World and the Global North. The Henry L. Stimson Lectures Series. New Haven and Londra: . 2018. ss. 21-30. doi:10.2307/j.ctv1bvnfdq.7. ISBN .
- ^ a b "The Infidel (Kāfir): The Khārijites and the origin of the problem". The Concept of Belief in Islamic Theology: A Semantic Analysis of Imān and Islām. Tokyo: Keio Institute of Cultural and Linguistic Studies at . 2006 [1965]. ss. 1-20. ISBN .
- ^ a b c "Part IV: Cross-Sections – The State". The Middle East: A Brief History of the Last 2,000 Years. New York: . 1995. s. 139. ISBN . OCLC 34190629.
- ^ Kraemer, Joel L. (1986). Humanism in the Renaissance of Islam: The Cultural Revival During the Buyid Age (İngilizce). Brill Archive. ISBN . 5 Haziran 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 5 Haziran 2022.
- ^ Nanda, J. N (2005). Bengal: the unique state. Concept Publishing Company. p. 10. 2005. ISBN .
Bengal [...] was rich in the production and export of grain, salt, fruit, liquors and wines, precious metals and ornaments besides the output of its handlooms in silk and cotton. Europe referred to Bengal as the richest country to trade with.
- ^ a b c "The Long Globalization and Textile Producers in India". The Ashgate Companion to the History of Textile Workers, 1650-2000. Ashgate Publishing. 2010. s. 255. ISBN .
- ^ Historical Dictionary of Mali (İngilizce). Scarecrow Press. 25 Nisan 2008. s. 201. ISBN . 22 Nisan 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Nisan 2022.
- ^ Julie Taylor, Muslims in Medieval Italy: The Colony at Lucera, (Rowman & Littlefield Inc., 2003), 18.
- ^ Sand to Silicon: Going Global. UAE: Motivate. 2008. s. 15. ISBN .
- ^ . eia.gov. 28 Şubat 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Holland, Tom; In the Shadow of the Sword; Little, Brown; 2012; s. 303: ‘Otherwise, in all the vast corpus of ancient literature, there is not a single reference to Mecca – not one’
- ^ Crone, Patricia; Meccan Trade and the Rise of Islam, 1987, s. 7
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 24 Mart 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Mart 2021.
- ^ a b "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 12 Nisan 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 7 Nisan 2021.
- ^ Meccan Trade And The Rise Of Islam, (Princeton, U.S.A: Princeton University Press, 1987
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 12 Nisan 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Nisan 2021.
- ^ Muhammad's home more closely resemble what is now southern Israel than Mecca.Holland, Tom (8 Ocak 2015). "Viewpoint: The roots of the battle for free speech". BBC News Magazine. 13 Ocak 2015 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 14 Ocak 2015.
- ^ kern, soeren (21 Eylül 2012). . Gatestone Institute. 24 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2019.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 29 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Eylül 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 29 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Eylül 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 29 Haziran 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Haziran 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 29 Haziran 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Haziran 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 2 Temmuz 2021.
- ^ Orhan Gökdemir, Din ve Devrim, İstanbul: Destek Yayınları. 2010. s. 64
- ^ http://docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/Kabe%20tarihi.pdf[]
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 29 Nisan 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Nisan 2021.
- ^ a b c "Arşivlenmiş kopya". 14 Aralık 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 29 Ocak 2021.
- ^ a b c d e Data on Gibson's biography taken from his Web pages, his book Qur'ānic Geography and the Amazon author information to this book: [1] 21 Mayıs 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., [2] 8 Nisan 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., [3] 26 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde ., [4] 31 Mayıs 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ a b Dan Gibson: Qur'ānic Geography (2011)
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 6 Şubat 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 1 Mayıs 2022.
- ^ . 29 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ocak 2020.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 4 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Ağustos 2021.
- ^ King, David A. The Petra Fallacy
- ^ NDTV, 200 Mecca mosques face wrong direction?, 06/04/2009
- ^ BBC News, Mecca mosques 'wrongly aligned', 05/04/2009
- ^ a b S. Brock, A brief outline of Syriac Literature, Moran Etho 9, Kottayam, Kerala: SEERI (1997), pp. 56-57, 135
- ^ a b Hoyland, Robert G. Seeing Islam as Others Saw It: A Survey and Evaluation of Christian, Jewish and Zoroastrian Writings on Early Islam;s. 197. The Darwin Press, Inc. (January 1, 1998).
- ^ a b Hoyland, R. (31 Aralık 2019). Seeing Islam as Others Saw It. Piscataway, NJ, USA: Gorgias Press. ISBN . 16 Ocak 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 4 Temmuz 2021.
- ^ Nicolai Sinai, The Qur’an: A historical-critical introduction (Edinburgh: Edinburgh University Press, 2017) 61.
- ^ Robert G. Hoyland, "Epigraphy And The Linguistic Background To The Qur'an".
- ^ Hoyland, "Epigraphy and the Linguistic Background to the Quran", 2008 s.53-56, 61-64
- ^ . IQSA Online. 1 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Eylül 2021.
- ^ a b Morris, Ian D. (2018). (PDF). Al-ʿUṣūr Al-Wusṭā. 26: 1-60. 17 Kasım 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Kasım 2018.
- ^ Crone, Patricia (1987). Meccan Trade and the Rise of Islam. Princeton University Press. ss. 134-135. ISBN .
- ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 7 Eylül 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 18 Şubat 2022.
- ^ Abshire, C.; Gusev, D.; Stafeyev, S.K.; Wang, M. (2020). "Enhanced Mathematical Method for Visualizing Ptolemy's Arabia". International Web Journal on Sciences and Technologies Affined to History of Cartography and Maps. 15 (1): 1-25.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 14 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 15 Eylül 2021.
- ^ "There is no concrete evidence that Ptolemy ever drew his own maps. Instead, he transmitted geographical data in digital form, using a series of numbers and diagrams that allowed later map-makers to adapt it." https://www.historyextra.com/period/ancient-history/ptolemys-maps-the-father-of-modern-geography/ 20 Ekim 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde .
- ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 23 Ekim 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 18 Şubat 2022.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 27 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Şubat 2022.
- ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 18 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 24 Mayıs 2022.
- ^ . 13 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Eylül 2020.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 27 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Temmuz 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 23 Nisan 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Eylül 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 11 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Eylül 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 27 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 26 Temmuz 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 11 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Eylül 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 11 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Eylül 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 11 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Eylül 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 11 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Eylül 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 11 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Eylül 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 11 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Eylül 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 11 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Eylül 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 11 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 11 Eylül 2021.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 14 Mart 2024 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 18 Şubat 2022.
- ^ https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/395839
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 24 Mart 2020 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Nisan 2022.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 7 Nisan 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 7 Nisan 2022.
- ^ Robert G. Hoyland: In God's Path. The Arab Conquests and the Creation of an Islamic Empire [tr: Allah'ın Yolunda. Arap Fetihleri ve İslam İmparatorluğunun Yaratılışı] (2015)
- ^ a b c d e f g Donner 2010.
- ^ Ponting, Clive (2011). Yeni Bir Bakış Açısıyla: Dünya Tarihi. Alfa Basım Yayım Dağıtım. s. 278. ISBN . 8 Haziran 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ Crone, Patricia (1987). Meccan Trade and the Rise of Islam. Princeton University Press. s. 111. ISBN .
- ^ Donner, Fred McGraw (1998). Narratives of Islamic Origins: The Beginnings of Islamic Historical Writing (İngilizce). Darwin Press. s. 132. ISBN . 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ Watt, William Montgomery (1960). Muhammad at Mecca (İngilizce). Clarendon Press. s. 11. ISBN . 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ a b Nigosian, Solomon A. (29 Ocak 2004). Islam: Its History, Teaching, and Practices (İngilizce). Indiana University Press. s. 6. ISBN . 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ a b Watt, William Montgomery (1960). Muhammad at Mecca (İngilizce). Clarendon Press. s. 15. ISBN . 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ a b c d e f g Robinson 2010.
- ^ Hughes 2013.
- ^ Robinson, Chase F. (2015). "History and Heilsgeschichte in Early Islam". History and Religion (PDF). Library of Congress. s. 130. 13 Ekim 2021 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ Fred M. Donner (31 Ocak 2019). Islam's Origins: Myth and Material Evidence. American Academy in Berlin (3 Nisan 2019 tarihinde yayınlandı). 23 Eylül 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 23 Eylül 2021 – YouTube vasıtasıyla.
- ^ a b Conrad, Lawrence I. (1987). "Abraha and Muhammad: Some Observations Apropos of Chronology and Literary". Bulletin of the School of Oriental and African Studies (İngilizce). 50 (2): 225-240. doi:10.1017/S0041977X00049016. ISSN 1474-0699. 28 Aralık 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ "Uluslararası Hz. Ömer Sempozyumu" (PDF). Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi. 2018. 26 Ocak 2023 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ Güngör, Şeyma. "Tarihî Olaydan Menkıbeye, Menkıbeden Şahesere (Kerbelâ Olayı ve Hadikatü's-Süeda)" (PDF). 19 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından (PDF). Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ a b Nigosian, Solomon Alexander (2004). Islam: Its History, Teaching, and Practices (İngilizce). Indiana University Press. s. 6. ISBN . 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ Bearman, Peri J. (1997). The Encyclopaedia of Islam, New Edition: Index of Subjects (İngilizce). E. J. Brill. ss. 660-663. ISBN . 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ Cook, Michael (1983). Muhammad (İngilizce). Oxford University Press. s. 62. ISBN . 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ "Muhammet Yaşadı Mı? | Prof. Dr. Sami Aldeeb ve Furkan Er". www.nonteizm.com. 27 Mayıs 2021. 22 Haziran 2021 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ Some scholars such as consider the currently preserved copy to be a forgery, and Öhrnberg considers the whole narrative concerning the Muqawqis to be "devoid of any historical value". Öhrnberg; Mukawkis. Encyclopaedia of Islam.
- ^ Nevo, Nehuda D.; Koren, Judith (2000). "Methodological Approaches to Islamic Studies". The Quest for the Historical Muhammad (İngilizce). New York: Prometheus Books. ss. 420-443.
- ^ Juynboll, G. H. A. (1982). Studies on the First Century of Islamic Society (İngilizce). Southern Illinois University Press. s. 20. ISBN . 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ Juynboll, G. H. A. (1982). Studies on the First Century of Islamic Society (İngilizce). Southern Illinois University Press. s. 14. ISBN . 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ Nevo, Nehuda D.; Koren, Judith (2000). "Methodological Approaches to Islamic Studies". The Quest for the Historical Muhammad (İngilizce). New York: Prometheus Books. s. 432.
- ^ Deus, A. J. (2021). "Doctrina Jacobi: Jacob and Justus". www.academia.edu. 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ Anthony, Sean W. (1 Kasım 2014). "Muḥammad, the Keys to Paradise, and the Doctrina Jacobi: A Late Antique Puzzle". Der Islam (İngilizce). 91 (2): 243-265. doi:10.1515/islam-2014-0010. ISSN 1613-0928. 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ a b c Crone, Patricia; Cook, Michael (21 Nisan 1977). Hagarism: The Making of the Islamic World (İngilizce). CUP Archive. ISBN . 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ağustos 2023.
- ^ "Muhammed diye biri yaşamış mıdır? | Doç. Dr. Zafer Duygu". YouTube. Dini Cevaplar. 27 Şubat 2022. 9 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 8 Ağustos 2023.
- ^ Kaegi, Walter Emil (1992). Byzantium and the Early Islamic Conquests (İngilizce). Cambridge University Press. ss. 90-93. ISBN . 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ağustos 2023.
- ^ Kaegi, Walter Emil (1992). Byzantium and the Early Islamic Conquests (İngilizce). Cambridge University Press. s. 110. ISBN . 10 Ağustos 2023 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 9 Ağustos 2023.
- ^
- ^ Arabia and Ethiopia. In The Oxford Handbook of Late Antiquity. OUP USA. 2012. ss. 297-99. ISBN . 22 Nisan 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Nisan 2022.
- ^ a b c d Arabia and Ethiopia. In The Oxford Handbook of Late Antiquity. OUP USA. 2012. s. 302. ISBN . 22 Nisan 2022 tarihinde kaynağından . Erişim tarihi: 22 Nisan 2022.
- ^ a b Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi;Rubin 2006
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: ) - ^ a b c Rogerson 2010.
- ^ "The very first question a biographer has to ask, namely when the person was born, cannot be answered precisely for Muhammad. [...] Muhammad's biographers usually make him 40 or sometimes 43 years old at the time of his call to be a prophet, which [...] would put the year of his birth at about 570 A.D." F. Buhl & A.T. Welch, Encyclopaedia of Is
wikipedia, wiki, viki, vikipedia, oku, kitap, kütüphane, kütübhane, ara, ara bul, bul, herşey, ne arasanız burada,hikayeler, makale, kitaplar, öğren, wiki, bilgi, tarih, yukle, izle, telefon için, turk, türk, türkçe, turkce, nasıl yapılır, ne demek, nasıl, yapmak, yapılır, indir, ücretsiz, ücretsiz indir, bedava, bedava indir, mp3, video, mp4, 3gp, jpg, jpeg, gif, png, resim, müzik, şarkı, film, film, oyun, oyunlar, mobil, cep telefonu, telefon, android, ios, apple, samsung, iphone, xiomi, xiaomi, redmi, honor, oppo, nokia, sonya, mi, pc, web, computer, bilgisayar
Bu maddede yeterince bilgilendirici olmayan ve baglanti olumune karsi savunmasiz olan yalin URL ler kullanilmistir Maddenin dogrulanabilir kalmasini ve maddede tutarli bir kaynak biciminin surdurulebilmesini saglamak adina lutfen bunlari tamamlayin Ekim 2023 Bu sablonun nasil ve ne zaman kaldirilmasi gerektigini ogrenin Islam tarihi Musluman medeniyetinin gecmisten gunumuze dek siyasi sosyal ekonomik ve kulturel gelismeleri ile ilgili olan tarihsel calisma alanidir Cogu tarihci Islam dininin MS 7 yuzyilin basinda Arap Yarimadasi ndaki Mekke ve Medine sehirlerinde ortaya cikip yayildigini kabul etmektedir Muslumanlar Islam a Adem Nuh Musa Davud Suleyman Isa gibi peygamberlerden beri var olan bir din ve Allah in iradesine teslimiyetle gerceklesen bir donus olarak inanirlar 1972 de Yemen de bulunan Sana a el yazmalari UV isik kullanilarak ortaya konan altmetinler gunumuz Kur anlarindan cok farklidir Bu yazmalari sistematik olarak kataloglamak icin Yemen hukumeti tarafindan yaptirilan bir restorasyon projesinin basinda olan Alman paleograf Gerd R Puin bunun gelisen bir metin anlamina geldigine inaniyordu Benzer bir ifade Lawrence Conrad tarafindan Muhammed in biyografisi icin kullanilir Cunku O nun incelemelerine gore hicri ikinci yuzyila kadar Peygamber in dogum tarihiyle ilgili Islami bilimsel gorus 85 yillik bir cesitlilik sergilemisti Geleneksel rivayetlere goreIslam peygamberi Muhammed MS 610 da Hira Magarasi nda yaklasan hesap gunu beklentisiyle birlikte Muslumanlarin ilahi vahiy olarak kabul ettigi seyleri almaya tek Tanri ya boyun egmeye cagirmaya ve fakir ve muhtaclara ozen gostermeye basladi Muhammed in mesaji ilk baslarda cok az takipci kazandi ve Mekke ileri gelenlerinden artan muhalefetle karsilandi Bu durum uzerine Muhammed 622 de nufuzlu amcasi Ebu Ṭalib in olumuyle onun korumasini kaybettikten birkac yil sonra o zamanlar Yesrib olarak anilan Medine sehrine goc etti Muhammed Medine ye geldiginde Medine Sozlesmesi adi verilen bir anayasayla oradaki kabileleri tek bir cati altinda topladi ve Islam i buradan yaymaya devam etti Mekkeli pagan kabileleri ile sekiz yil suren catismalarin ardindan buyuk bir Musluman ordusu kurarak bu ordunun basinda 630 da direnissiz bir sekilde Mekke yi ele gecirdi Muhammed in 632 deki olumu Musluman cemaatinin siyasi lideri makamina kendisinden sonra kimin gececegi konusunda anlasmazlik cikmasina neden oldu ve 632 661 yillari arasini kapsayacak olan Rasidin Halifeligi donemi basladi 29 sene suren bu donemde Islam Devleti nin topraklari Kuzey Afrika ya Orta Dogu nun tamamina Anadolu nun birazina ve Bati Asya topraklarina dayandi 661 yilinda I Muaviye tarafindan Sam merkez olmak uzere Emevi Hanedanligi kuruldu Emevi Halifeligi MS 8 yuzyilda batida Iber Yarimadasi ndan doguda Indus Nehri ne kadar uzaniyordu Emeviler ve onlardan sonra gelen Abbasiler Fatimiler Selcuklular Eyyubiler ve Memlukler gibi devletler belirli bir zaman diliminde dunyanin en etkili gucleri arasinda yer aldilar Samaniler Kakuyiler Gazneliler ve Gurlular gibi buyuk oranda Perslesmis Musluman devletler teknolojik ve idari gelismelere onemli olcude katkida bulundular 8 yuzyilin ortalarindan 15 yuzyilin sonlarina kadar devam eden Islam in Altin Cagi bircok kultur ve bilim merkezinin gelismesine yol acarak Orta Cag boyunca onemli Musluman bilginler astronomlar matematikciler doktorlar ve filozoflar yetistirdi 13 yuzyilin baslarinda Delhi Sultanligi kuzey Hint anakarasini fethederken Anadolu Selcuklu Sultanligi ve Artuklular gibi Turk hanedanliklari 11 ve 12 yuzyil boyunca Hristiyan Bizans Imparatorlugu ndan Anadolu nun cogunu aldi 13 ve 14 yuzyillarda dogudan gelen yikici Mogol akinlari Timurlu fetihleri ve akabindeki Kara Olum un yasattigi nufus kaybi Islam dunyasinin Iran dan Misir a kadar uzanan geleneksel merkezlerini buyuk olcude zayiflatti Ancak ardindan Timur Ronesansi ve Bati Afrika daki Mali Imparatorlugu ve Guney Asya daki Bengal Sultanligi gibi buyuk kuresel ekonomik ve askeri Musluman guclerin ortaya cikisi goruldu Musluman Morolarin Sicilya Emirligi nden ve diger Italyan topraklarindan surulmesi ve kolelestirilmesinin ardindan Islami Iberya daki topraklar Reconquista hareketi sirasinda Hristiyan gucler tarafindan kademeli olarak ele gecirildi ve buradaki son Islam devleti olan Girnata Emirligi 1492 yilinda yikildi Bununla birlikte erken modern donemde Islami Barut Imparatorluklari olarak da bilinen Osmanlilar Baburluler ve Safeviler gibi dunya gucleri ortaya cikti 19 ve 20 yuzyilin baslarinda Musluman dunyasinin cogu Avrupali emperyal buyuk guclerin etkisi veya kontrolu altina girdi Son iki yuzyil boyunca bagimsizlik kazanma ve modern ulus devletler insa etme cabalari Filistin Kesmir Sincan Cecenistan Orta Afrika Cumhuriyeti Bosna ve Myanmar gibi catisma bolgelerinde ayriliklari koruklemenin yani sira gunumuze yansiyan sorunlar olarak devam etmektedir Uyelerinin cogunlugu Musluman ulkelerden olusan Islam Isbirligi Teskilati IIT 1969 yilinda Kudus teki Mescid i Aksa nin yakilmasinin ardindan kuruldu Petrol patlamasi Korfez Isbirligi Konseyi nin Arap Devletlerini istikrara kavusturdu ve onlari kapitalizm serbest ticaret ve turizme odaklanan dunyanin en buyuk petrol ureticileri ve ihracatcilari haline getirdi Zaman cizelgesi622 750 yillari arasinda Islam Devleti Muhammed doneminde ele gecirilen topraklar 622 632 Dort Halife doneminde ilave edilenler 632 661 Emeviler doneminde ilave edilenler 661 750 Asagidaki zaman cizelgesi I Dunya Savasi ndan onceki Islam dunyasi icin kaba bir gorsel rehber olarak hizmet edebilir Onemli Musluman tarihi guc ve kultur merkezleri Arabistan Mezopotamya Pers topraklari Levant modern Suriye Lubnan Urdun Israil ve Filistin Misir Magrip kuzeybati Afrika Endulus Iberya Maveraunnehir Hindistan modern Pakistan Kuzey Hindistan ve Banglades dahil ve Anadolu da egemen olmuslardir Bazi bolgelerdeki yonetimler bazen farkli guc merkezleri arasinda bolundugunden veya daha buyuk yonetimlerde otorite genellikle birkac hanedan arasinda dagitildigindan bu devletlerin egemen olduklari bolgelerin her daim ayni oldugu soylenemez Ornegin Abbasi Halifeligi nin sonraki donemlerinde baskent Bagdat bile Buveyhiler ve Selcuklular gibi Pers ve Turk kokenli diger hanedanlar tarafindan etkin bir sekilde yonetildi 16 yuzyil baslarinda Orta Dogu daki bazi onemli bolgeleri ele geciren Osmanli Imparatorlugu ise genellikle uzak vilayetler uzerinde yurutme yetkisini Cezayir dayilari Tunus beyleri ve Irak Memlukleri gibi yerel hukumdarlara devretti Erken kaynaklar ve tarihsellikIslam in cikis cografyasi tartismasi Muhammed in hayati kible ve Kur an in ilk yazim yeri olan Mekke 1970 li yillardan bu yana tartisilir olmustur Mekke nin arkeolojik arastirmalarda Islam oncesi doneme gitmeyen yeni bir sehir olarak ortaya cikisi tarihi kaynaklar ve haritalarda adinin 8 yuzyil oncesinde gecmemesi ticaret yollari uzerinde olmamasi yaninda topraginin tarima uygunsuzlugu ayrica erken Islam tarihi hakkinda ipuclari veren Kur an ve hadis rivayetlerinde tanimlanan bazi yer isimleri ve ozellikleri ile uyusmazliklar gibi nedenlerle Revizyonist Islam Arastirmalari Okulu olarak adlandirilan bazi tarihciler Muhammed in tarihsel bir kisi oldugunu dusunen diger cogunluk tarihcilerden ayrilarak O nun kurgusal bir kisilik olabilecegine inandilar Patricia Crone ve Michael Cook gibi digerleri ise O nun gercek ama daha kuzeyde yasamis oldugunu dusunuyorlar Onlara gore Kur an da 16 kere anilan Mescid i Haram Kuzeybati Arap Yarimadasi nda bulunmaktaydi yani rivayet kulturune dayali klasik eserlerde ifade edildigi gibi gunumuz Mekke sinde degil Islam in cikis yillarinda Arap Yarimadasi nda cok sayida bolgesel dil ve alfabe kullanilmaktaydi Kur an yaziminda kullanilan dil ve alfabenin kuzeyde gelisen Suriye ve Kufe ye kadar uzanan Nebati Aramaik dil erken Arapca oldugu ifade edilmektedir Ayni donemde Hicaz ve Yemen bolgelerini icine alan alanlarda ise Yemen dili ve alfabesi kullanilmaktaydi Emevi halifesi Abdulmelik bin Mervan zamaninda 685 705 alfabe ve Arapca resmi dil haline getirilmis ve diger bolgelere yayilmistir bkz Islam in yayilisi Araplasma Muaviye sonrasinda cikan karisikliklarda Yezid askerlerince yikilan Kabe nin aslina uygun olarak yeniden yapilmasinin Islam dunyasinda uzun sure tartisildigi ancak bunun gerceklestirilemedigi gelenege dayali tarih kitaplarinda da ifade edilen bir konudur Kible uzerinden yapilan bazi arastirmalar ise Islam in ilk kurulus yeri olarak gunumuzde Urdun topraklarinda bulunan Petra yerleskesini one cikarmistir Sana a el yazmalarindan Stanford 07 folyosunun arka tarafi Ustteki katman Bakara Suresi nin 265 271 ayetleridir Yapragin alttaki metni ise Bakara nin 191 196 ayetlerini kapsamaktadir Petra daki Kasru l Bint tapinagi Bugun Urdun sinirlari icerisinde bulunan bir antik sehir olan Petra revizyonist ekollere gore Islam in cikis yerlerinden biri olabilir Erken donemde Kufi yazisiyla yazilmis bir Kur an parsomeni Yazma Maide Suresi nin 94 ayetinin bir kismini 95 96 ayetlerini ve 97 ayetin bir kismini icermektedir Kanadali yazar Dan Gibson Quranic Geography ismiyle kitaplastirdigi arastirmalarinda en eski camilerin mihrap yonlerinin Petra yi gosterdiklerini ayet hadis ve siyer kaynaklarindaki bazi ipuclarinin da Muhammed in Petra da yasadigini ve buradan Medine ye goc etmis oldugunun isaretlerini verdigini iddia etmistir Gibson a gore Kur an da bahsedilen bekke veya mekke sozcukleri de Petra yi ifade eden kelimelerdi Ilk kible ise Mescid i Aksa degil Petra da Al Lat tapinagi olarak kullanilan kubik yapi olmaliydi Dan Gibson in iddiasina gore bu yapi Muslumanlarin Ikinci Fitne 680 692 olarak niteledikleri Abdullah bin Zubeyr Ayaklanmasi sirasinda manciniklarla yikilmis Ibn i Zubeyr de karatasi Kabe de bulunan diger kutsal esyalarla birlikte alarak Emevi saldirilarindan uzakta bugunku Mekke nin bulundugu yere tasimis ve yeni tapinagi burada insa etmistir Emevilere karsi Abbasilerin destegini kazanan bu yeni mekan birkac yuzyillik bir gecis donemi sonunda tamamen benimsenmis yeni yapilan camilerin yonu Mekke ye donuk olarak insa edilmeye baslanmistir Ancak Emevi etkisinde kalan Kuzey Afrika ve Endulus camileri yonlerini bambaska bir yone Guney Afrika ya cevirerek yeni kibleye karsi cikmaya devam etmislerdir Bunlarin yani sira yakin zamanda Taif te bulunmus olan bir tas yazit Mescid i Haram in yeniden insa tarihini hicri 78 olarak vermektedir Bu da miladi takvimde 697 698 yillarina karsilik gelmektedir II Muaviye nin olumunden sonra Ibn i Zubeyr in yaklasik etki alani 684 692 Konu ile ilgili ortaya atilan bir diger iddia bekke nin bekaa ile baglantili olarak ele alinan Kudus kenti oldugu yonundedir Bu iddialara gore ilk Muslumanlar Kabe nin yerini dogru hesaplayamamislardir Ote yandan Abdullah bin Zubeyr olayi 683 92 ile ilgili olarak 7 ve 8 yuzyil yazarlari John bar Penkaye ve Theofanis Petra dan degil Mekke den bahsetmislerdir Kur an putperestlige siklikla atifta bulunmaktadir O zamanlar bir Dogu Roma topragi olan buralarda ise paganist uygulamalar ve ritueller cok daha onceden yasaklandigindan bu gibi savlarla bu iddialara karsi cikilmistir Hicaz bolgesinde Arapcanin kullanildigini gosteren belge ise ikinci Islam halifesi Omer tarafindan Mekke valisi olarak atanan Halid bin Velid in oglu Abdurrahman a ait olan ve MS 660 lara tarihlenen tas yazittir Ingiliz Orta Dogu tarihcisi Robert G Hoyland a gore bolgede o doneme ait mezar metinleri duvar yazilari ve tas yazitlar uzerinde Arapca yazilar bulunuyordu Batlamyus un cizdigi dunya haritasi Yunan bilim insani Batlamyus MS 100 170 Arabistan da aralarinda Macoraba isimli bir yerlesimi de saydigi 50 yerlesimin listesini yayimlamisti Gecmiste Macoraba nin gercek Mekke oldugu konusunda genel bir fikir birligi olmasina ragmen bazi bilim adamlari bunu sorguladilar Modern veriler kullanarak Mekke ile cagrisim yapan antik yer isimlerini Mekke ile eslestirme egilimindeki calismalar ve bu tutumu yanlislayan arastirmalar gunumuzde de devam etmektedir Ote yandan haritali Cografya El Kitabi nin en eski el yazmalarinin Batlamyus tan 1000 yil sonra 12 yuzyil sonlarina dogru Bizans Imparatorlugu nda basladigi bilinmektedir Batlamyus un kendi haritalarini cizdigine dair somut bir kanit yoktur Bunun yerine cografi verileri daha sonraki harita yapimcilarinin uyarlamasina izin veren bir dizi sayi ve diyagram kullanarak dijital bicimde iletmistir Ancak baslangic meridyenini saglam bir sekilde belirleyemedigi icin vermis oldugu koordinatlar hatalidir Bu haritalarin Batlamyus a referans veren cok sonraki yuzyillara ait surumlerinde Macoraba ve diger yerlesimlerden bahsedilmektedir Mescid i Haram da hac eden hacilar Mescid i Haram tabiri Kur an da gecer 17 1 ve su anki Mekke de olduguna inanilir Islam in erken tarihlerinde yazilan eserler konum belirlemekten uzaktir 7 yuzyilda yasayan Suryani yazar John bar Penkaye ve Arap rahip John of Damascus Mekke den colde bir yer olarak bahseder Ayrica Araplarin kup seklinde yapilan ve Islam oncesi Arabistan da oldukca yaygin olan put evlerine Kabe adini verdikleri bilinmektedir Bu yapilarin Islamlasma doneminde tahrip edilmesiyle birlikte Muslumanlar arasinda baslangictan bu yana sadece tek bir tane Kabe nin Mekke de var oldugu algisi da yerlesmistir Rivayet kulturune dayali olan eserlerin disinda tarih bilimi acisindan Islam in erken tarihi ne zaman ortaya ciktigi hangi cografyada dogup dunyaya yayildigi konusunda bugun farkli cografyalara isaret eden bulgular ve iddialar ileriye surulmektedir Tartismalarda Petra disinda Kufe ve Hire gibi bolgeler de one cikmaktadir Bizans kronikleri ve Hristiyan din adamlarinin kayitlari basili paralar ve Abbasiler doneminde Islam in hikayesinin yazilma surecine katilan hadisci ve tarihcilerin yasam bolgeleri Hire ve Yesrib gibi bazi antik sehirlerin isimleri ve diger bulgular Kur an in kultur cografyasina isaret eden ayet icerikleri kullanilan yazi tipi vb Islam peygamberi Muhammed in ve erken donem Islam cografyasinin Guney Irak bolgesi ile iliskilendirilmesine ve Muhammed in hayat hikayesinin birden fazla kisinin hikayelerinin birlesimi olabilecegi kanaatine yol acmistir Erken Islam ve biyografi kaynaklari Ust kisimda Rasidin Halifeligi nin 656 yilina ait Islami bir parasi gorulmektedir Paranin uzerinde MS 590 628 arasinda hukum suren Sasani hukumdari II Husrev i betimleyen bir bust hilal ve yildiz besmele ve Zerdust atesi yer almaktadir Pek cok ornekte gorulen ve baslarda sorun yaratmayan bu tur kabartma ve resimler zamanla ulemanin getirdigi yorumlarla gunah diger inanclari temsil eden semboller ise kufur sayilarak toplum hayatindan tamamen dislanmistir Revizyonist ekole gore ise bu bugun Islam in yayilisi olarak adlandirilan genislemenin dini degil sekuler bir Arap yayilmasi oldugunun kanitlarindandir Benzer durum alt kisimda yer alan bir diger Rasidin Halifeligi sikkesinde de gorulmektedir Alttaki sikkede ise Bizans betimlemesi vardir 647 670 arasina ait bu paranin uzerinde bir Bizans figuru Imparator II Konstans in Hacli asasi ve kuresini tutmasi vardir Islam tarihinin en erken donemlerinin incelenmesi kaynak eksikliginden dolayi guclesmektedir Erken Islam tarihini ve Muhammed in hayatini degerlendirmenin zorlugu 690 li yillarda Emevi halifesi Abdulmelik bin Mervan tarafindan yaratilan ortodoks tarih haricinde neredeyse hicbir sey bilinmemesindendir Yogun bir editorluk sureciyle tek bir guclu gelenek yaratildi Patricia Crone rivayete dayali bu eserlerin guvenilmez olusunu su sozlerle ifade etmektedir Bunlar birbirleriyle o kadar sik ve duzenli bir sekilde catisiyorlar ki cok isteyen biri W Montgomery Watt in Muhammed biyografisinin cogunu tersten yazabilirdi Islam peygamberi Muhammed ile ilgili yazilmis en eski eser siyer MS 767 yilinda Hicri 150 olen Arap tarihci Ibn i Ishak in yazdigi bir eserdir Orijinal eser kaybolmus olsa da bu siyer 9 yuzyildaki Ibn i Hisam in ve daha az olcude Taberi nin eserlerinden kapsamli alintilar alarak gunumuze kadar ulasmistir Bir baska erken tarih kaynagi Vakidi nin o 823 ve Vakidi nin sekreteri Ibn Sa d el Bagdadi nin o 845 eserleridir Pek cok bilim insani bu erken donem biyografilerini kabul etse de bunlarin dogruluklari kesin degildir Son calismalar akademisyenlerin yasal meselelere dokunan gelenekler ile tamamen tarihsel olaylar arasinda bir ayrim yapmasina neden olmustur Hukuk grubunda gelenekler icada tabi olabilirken istisnai durumlar disinda tarihi olaylar yalnizca egilimli sekillendirmeye tabi olabilirdi Islam tarihinin kokenleri icin yazilmis bir baska onemli tarih yazim kaynagi Fars kokenli tarihci El Taberi nin eseridir Taberi zamaninin standartlarina gore mukemmel bir tarihci olmakla birlikte Islam in baslangicina iliskin olaylardan birkac kusak sonra yaptigi tarihlendirme ve aciklamalarinda Islami inanclar acisindan kabul edilebilir oldugu dusunulen mitsel efsanevi basmakalip carpitilmis ve tartismali konulari serbestce kullandi El Taberi MS 923 te Bagdat ta oldu Mevcut kaynaklarla tarih yaziminda nasil basa cikilacagina dair farkli gorusler erken Islam tarihine bakista dort yaklasimin gelismesine yol acmistir Dort yontemin dordu de bugun belirli seviyede destege sahiptir Bu yontemler su sekilde siralanabilir Betimleyici yontem denen yontemde Islami geleneklerin ana hatlarini kullanirken bu kaynaklardaki mucize hikayeleri ve inanc merkezli iddialar ve carpitmalar icin ayarlamalar yapilir Edward Gibbon 1737 1794 ve Gustav Weil 1808 1889 betimleme yontemini izleyen onemli tarihcilerden bazilaridir Kaynak tenkidi yonteminde mevcut kaynaklarda hangi bilgilerin zayif oldugunu belirlemek ve boylece sahte materyalleri ayirt etmek icin tum kaynaklarin karsilastirilmasi amaclanir Muhammed hakkinda onemli arastirmalar yapan ve kitaplar yazan Iskoc papaz ve tarihci William Montgomery Watt in 1909 2006 calismalari ve Alman Islam tarihcisi Wilferd Madelung un 1930 2023 calismalari kaynaklarin elestiriciligi yontemine ornek olarak verilebilir Gelenek tenkidi yonteminde kaynaklarin kokeni ve aktarim gecmisinin belirsiz sozlu geleneklere dayandigi dusunulur ve bu nedenle cok dikkatli bir sekilde ele alinir Macar oryantalist Ignaz Goldziher 1850 1921 gelenek elestiri yonteminin oncusudur ve Israilli profesor Uri Rubin 1944 2021 bunun cagdas bir ornegidir Supheci yontem olasi herhangi bir tarihsel cekirdegin carpitilmis ve uydurma materyalden cozulmesinin cok zor oldugunu dusunerek geleneksel kaynaklardaki neredeyse tum materyallerden suphe eder Supheci yontemin erken bir ornegi John Wansbrough un 1928 2002 calismasiydi El Taberi nin tefsirinin Farsca cevirisinden Kur an in acilis satirlari Bugun kullanilan farkli yontemlerin popularitesi incelenen calismalarin kapsamina gore degismektedir Erken Islam tarihine yonelik calismalarda yukarida belirtilen yontemlerden betimleyici yaklasim daha populerdir Kaynak tenkidi ve gelenek tenkidi yontemleri Islam in baslangicini derinlemesine incelemek isteyen bilim insanlari tarafindan daha cok tercih edilmektedir Supheci yontem ise halihazirda bircok arastirmaci tarafindan kullanilmaktadir MS 8 yuzyildan sonra kaynaklarin kalitesi artmaktadir Daha onceki zamanlari buyuk bir zamansal ve kulturel boslukla ele alan kaynaklar bu donemde daha cagdas aciklamalar vermeye baslamakta mevcut tarihsel aciklamalarin kalitesi artmakta ve resmi belgeler yazismalar ve siirler gibi yeni belgesel kaynaklar ortaya cikmaktadir Islam in baslangicindan onceki donemdeki MS 6 yuzyilda kaynaklar hala karisik kalitede olsa da ustundur Ozellikle MS 6 yuzyilda Sasani nufuz alanini kapsayan kaynaklar zayifken o sirada Bizans bolgelerine iliskin kaynaklar saygin bir kalitededir Muhammed in tarihselligi 2015 te Birmingham Universitesi nde kesfedilen MS 568 645 yillari arasina tarihlendirilen Kur an el yazmasi Muhammed ve cagdaslari ile ilgili en dikkat ceken konu hadis ve siyer olarak derlenen bilgilerin 150 200 yillik bir sozlu kultur donemi sonrasinda yazilmaya baslanmasi ve hikayenin bundan sonra evrimleserek ilerlemesidir Bu rivayetlerin bazilari Islam disi kaynaklarca desteklenmemekte ve bazilari da kendi icerisinde celiskiler tasimaktadir Rivayetlere dayali kayitlarda olayin yasandigi gunlerde anlatilanlar buyuk olcude gercekligini korurken zaman icerisinde bunlar degisiklige ugrayarak birkac nesil sonra tarihi gerceklikten tamamen uzaklasirlar Hadis ve siyer gibi erken donem kaynaklarinda Muhammed in hayati ile hicbir alakasi olmayan hikayelerin Muhammed in hikayesine birtakim degisiklikler yapilarak eklemlenmis olabilecegi siklikla dile getirilen konulardandir Filistinli profesor Sami Ezzib bu konuda dikkat ceken bir ifade ile Muhammed e isnat edilebilmis olan Hayber Muharebesi ve Kureyza Muharebesi gibi olaylarin Yahudi kutsal kitabinda yer aldigini ancak bu kaynaga gore Yahudilerin Yahudi olmayanlari katlettikleri bilgisini vermektedir Muhammed in aidiyeti tartismali sozde mektuplarindan birisi Bizans a bagli Misir Mukavkis ina gonderilmis olan bu mektup 1858 de Misir da kesfedildi Mektubun altinda Muhammed in muhru vardir Muhammed in kendi cagdasi olan Bizans imparatoru Herakleios a gonderdigi mektup Roproduksiyon Majid Ali Khan Muhammad The Final Messenger Islamic Book Service Yeni Delhi 1998 Muhammed in olumunden yaklasik 20 yil sonra Islam Halifeligi nin ve diger cagdas devletlerin sinirlarini gosteren Orta Dogu Kuzey Afrika ve Akdeniz haritasi Erken Islam tarihi ve Muhammed tumu MS 633 ve sonrasina tarihlenen ve Yahudi ve Hristiyan topluluklar tarafindan Yunanca Suryanice Ermenice ve Ibranice yazilmis kaynaklara da yansimistir Bu kaynaklar ozellikle kronoloji ve Muhammed in Yahudilere ve Filistin e karsi tutumu konusunda Musluman kaynaklara gore bazi temel farkliliklar icermektedir Bunun yaninda hicbir Bizans ya da Suryani kaynagi Muhammed in Musluman literaturunden onceki erken kariyeri hakkinda herhangi bir ayrinti vermemektedir Ingiliz tarihci Sebastian P Brock tarafindan incelenen Suryani ve Bizans kaynaklarina gore Muhammed icin kullanilan peygamber unvani cok yaygin degildir resul ise daha da azdir O basitce Arap krallarinin ilki olarak tanimlanmis ve donemin Suryani kaynaklari erken donemdeki Islami fetihleri Musluman fetihleri olarak degil esas itibariyla Arap fetihleri olarak gormustur Muhammed in olumunden yaklasik iki yil sonra MS 634 yilinda yazildigi dusunulen Yakup un Ogretisi Doctrina Jacobi isimli Yunanca eserde Candidatus adindaki birinin olum haberinin geldigi ve Arabistan da yeni bir peygamberin ortaya ciktigi kaydedilmistir Eserin Kartaca da gectigi ancak 634 640 yillari arasinda Filistin de kaleme alindigi varsayilmaktadir Patricia Crone ve Michael Cook eserin 634 te Kartaca da gectigini ve o tarihten birkac yil sonra yazildigini 640 tarihinin cok gec oldugunu soylemislerdir Candidatus Sarazenler tarafindan olduruldugunde Kayserya daydim ve tekneyle Sykamina ya dogru yola ciktim Insanlar Candidatus olduruldu diyorlardi ve biz Yahudiler buna cok sevindik Ve bir Peygamber in Sarazenler Arap ile birlikte ortaya ciktigini ve meshedilmis olan Mesih in gelecegini ilan ettigini soyluyorlardi Yakup un Ogretisi Doctrina Jacobi Burada adi anilan Candidatus arastirmacilara gore muhtemelen Bizans Imparatorlugu nun Filistin deki komutani olan Sergius tur ve bahsedilen olay da MS 634 un Subat inda Filistin deki Gazze sehri yakinlarinda Rasidin Halifeligi ordusu ve Bizans ordusu arasinda gerceklesen Dathin Muharebesi dir Muhammed in olumunden yaklasik iki yil sonra meydana gelen bu muharebede Amr bin As komutasindaki Musluman ordusu Dogu Roma ordusuna karsi galip geldi ve kumandan Sergius ve suvarileri olduruldu Yakup un Ogretisi eserinde de bolgede azinlik olarak yasayan ve Dogu Roma dan zulum goren Yahudilerin Muslumanlarin bu zaferini kutladigi ve Sergius un olumune sevindikleri yazilmaktadir Islam in kokeni ve MuhammedIslam oncesi Arabistan Solda Iki yaninda muhtemelen El Manat ve El Uzza nin heykellerinin bulundugu Arap tanricasi El Lat in Hatra daki bir kabartmasi Irak Ulusal Muzesi Sagda Kenan bastanrisi El in bir heykeli MO 1400 1200 Megido El ismi Cebrail Mikail Azrail Ismail Israil gibi bazi bilesik isimlerle Islam da da gorulmeye devam ediliyor Ornegin Cebrail Cebra el El in gucu Tanri nin gucu anlamina gelmektedir Islam Erken Orta Cag da Orta Dogu nun tarihi sosyal politik ekonomik ve dini baglaminda ortaya cikti MS 6 yuzyilin ikinci yarisinda Arabistan Yarimadasi nda siyasi duzensizlik vardi ve iletisim yollari guvenli degildi Dini bolunmelerin de bunda onemli bir rolu vardi Yahudilik inanci MS 380 den sonra Yemen deki Himyar Kralligi nin baskin dini olurken Hristiyanlik Basra Korfezi nde kok saldi Ayrica kolektif bir mesele olmaktan daha cok dinde manevi bir bicim ozlemi vardi ve din secimi bireysel bir mesele haline gelmisti Bazi Araplar yabanci bir dine gecmek konusunda isteksiz olsalar da Ibrahimi dinler temel entelektuel ve manevi referans noktalari sagladi ve Aramiceden gelen Yahudi ve Hristiyan kokenli alintilar yarimadanin her yerinde Arapcanin pagan kelime dagarciginin yerini almaya basladi Kendilerini hem yabanci Ibrahimi dinlerden hem de geleneksel Arap coktanriciligindan ayirmaya calisan ve Hanifler olarak bilinen bir grup tektanrici Islam oncesi Arap dinlerinin yerine Yahudi Yahweh ve Hristiyan Yehova ile ozgurce esit tuttuklari her seyi kapsayan bir baba tanri olarak Allah a odaklanan yeni bir dini dunya gorusu ariyorlardi Onlara gore Mekke aslen ata Ibrahim tarafindan kurulan tek gercek din olarak kabul ettikleri bu tek tanrili inanca adanmisti Muhammed donemi Islam peygamberi Muhammed geleneksel rivayetlere gore MS 570 civarinda Mekke de dogmustu Ailesi Mekke nin bas kabilesi ve bati Arabistan da baskin bir guc olan Kureys kabilesine mensuptu Onlar anarsinin etkilerine karsi koymak icin tum siddetin yasaklandigi ve seyahatin guvenli oldugu kutsal aylar kurumunu desteklemislerdi Mekke ve cevresindeki cok tanrili Kabe tapinagi sehir icin onemli ekonomik sonuclari olan populer bir hac yeriydi Muhammed in komuta ettigi Musluman ordusu 625 yilinda Uhud Muharebesi nde Mekkeli paganlar ile kanli bir savasa girdi Muhammed buyuk olasilikla Yahudi inanc ve uygulamalarinin farkindaydi ve Hanif lerle de tanisikti Muhammed de Hanifler gibi Tahannut u uyguladi Hira Dagi nda inzivaya cekildi ve putperestlikten uzaklasti Yaklasik 40 yasindayken Muslumanlarin daha sonra Kuran i olusturacak olan melek Cebrail araciligiyla ilahi vahiy olarak kabul ettigi seyleri Hira Dagi nda almaya basladi Bu ilhamlar onu daha once Yahudilik ve Hristiyanlikta kodlanan peygamberlik geleneginin son ifadesi olarak kati bir tek tanrili inanci yaklasan Kiyamet Gunu hakkinda halki uyarmak icin ve sehrinin sosyal adaletsizliklerini kinamak icin ilan etmeye tesvik etti Muhammed in mesaji bir avuc takipci sahabe kazandi ve Mekke ileri gelenlerinden artan muhalefetle karsilandi 622 de nufuzlu amcasi Ebu Ṭalib bin Abdulmuṭṭalib in olumuyle korumasini kaybettikten birkac yil sonra takipcileri ile birlikte takipcilerinin Yesrib sehrine daha sonra Medine olarak anilacaktir goc etti Daha sonraki nesiller hicret olarak bilinen bu olayi Islami donemin baslangici olarak sayarlardi Muhammed Medine Anayasasi hukumlerine gore sehrin farkli topluluklari arasinda hakem olarak kabul edildigi Yesrib de hukuki ve dini meselelere yol gosteren yeni Kuran ayetlerinin yardimiyla yeni Islam toplumunun temellerini atmaya basladi Bu doneme ait sureler onun Incil deki uzun peygamberler silsilesi arasindaki yerini vurgularken ayni zamanda Kuran in mesajini Hristiyanlik ve Yahudilikten farklilastirmistir Kisa sure sonra Yesrib bolgesinde Mekkeli Araplar ile Yahudi kabileleri arasinda silahli catisma patlak verdi Muhammed bir dizi askeri catisma ve siyasi manevradan sonra MS 629 da Mekke ve Kureys in kendine bagliligini saglamayi basardi 632 yilindaki olumune kadar kalan zaman icinde Arap yarimadasindaki kabile reisleri onunla cesitli anlasmalar yapti bazilari ittifak sartlari altinda digerleri onun peygamberlik iddialarini kabul ederek birkac vekil vali muminler ordusu ve bir kamu hazinesinden olusan hukumetine zekat harcini odemek de dahil olmak uzere Islami uygulamalari takip etmeyi kabul ettiler 632 de oldugu sirada Muhammed tum Arap Yarimadasi ni birlestirmeyi basarmisti Muhammed in Islam in yayilmasiyla ilgili gercek niyetleri siyasi imalari ve yasami boyunca misyon faaliyetleri Islama davet hem Musluman alimler hem de gayrimuslim alimler arasinda Islami calismalarin akademik alani icerisinde cekismeli bir tartisma konusudur Cesitli yazarlar Islami aktivistler ve Islam tarihcileri Islam oncesi Arap toplumu ve kendi dininin kurulusu baglaminda Muhammed in dini politik misyonuyla ilgili niyeti ve hirslari hakkinda cesitli anlayislar ileri surduler Rasidin Halifeligi 632 661 Ucuncu Islam halifesi Osman bin Affan doneminde 644 656 zirve yapan Rasidin Halifeligi nin 654 yilindaki en genis sinirlari Muhammed in olumunden sonra Musluman topluluk yeni bir lider atamak zorunda kaldi ve bu da halife unvanini dogurdu Boylece sonraki Islam devletlerinin bazilari hilafet devletleri olarak bilindi ve erken Islam Imparatorlugu nu bir baska ismiyle Rasidin Halifeligi yoneten ilk dort halife Ebu Bekir 632 634 Omer bin Hattab 634 644 Osman bin Affan 644 656 ve Ali 656 661 on plana cikti Bu liderler Sunniler tarafindan rasidun dogru yonlendirilen halifeler olarak bilinir Onlar Iran Levant Misir ve Kuzey Afrika uzerinden ilerleyen erken donem Musluman fetihlerinin ilk asamasini gerceklestirdiler Bu donemde erken Islam daki en buyuk siyasi gelisme Emevi Halifeliginin buyumesinin yani sira kokleri halefiyet konusundaki bir anlasmazliga dayananHariciler Sunniler ve Sii Muslumanlar arasindaki mezhepsel ve siyasi bolunmeydi Sunniler halifenin Araplar arasinda Muhammed in kabilesi olan Kureys in klanindan secilerek hizmet edebilecegine inaniyordu Ote yandan Siiler halife unvaninin Muhammed in soyunda kalitsal olmasi gerektigine inaniyorlardi ve bu nedenle Muhammed in kuzeni ve damadi Ali ve ilk dogan oglu Hasan haric tum halifeler aslinda gayri mesru gaspcilar idi Ancak Sunni mezhebi Iran ve Umman haric Islam dunyasinin cogu bolgesinde muzaffer olarak ortaya cikti Muhammed in en yakin arkadaslari ve kendisinden sonra gelen dort dogru yonlendirilmis halife Islam imparatorlugunu Kudus Ctesiphon ve Sam i kapsayacak sekilde genisletmeye ve Sindh bolgesine kadar Arap Musluman ordulari gondermeye devam etti Erken Islam imparatorlugu Emevi hanedaninin hukumdarligi altinda Endulus ten Musluman Iberya Pencap bolgesine kadar uzaniyordu Olaylar Medine donemi Ridde Savaslari Islami fetihler ve yayilis Birinci Fitne EmevilerSahsiyetler Muhammed Ebu Bekir Omer bin Hattab Osman bin Affan Ali bin Ebu Talib I MuaviyeIslam peygamberi 1 Rasidin halifesi 2 Rasidin halifesi 3 Rasidin halifesi 4 ve son Rasidin halifesi 1 Emevi halifesiYillar 622 632 632 634 634 644 644 656 656 661 661 680Uc buyuk Ibrahimi din olan Yahudilik Hristiyanlik ve Islam in ucunde de kutsal sayilan Kudus sehri 637 yilinda Omer bin Hattab in halifeligi devrinde Muslumanlar tarafindan ele gecirildi Muhammed in olumunden sonra en yakin arkadaslarindan biri olan Ebu Bekir ilk halife olarak secildi Halifelik makami peygamberlik disinda dini bir otorite havasini muhafaza ediyordu Bazi Arap kabile liderleri Muhammed ile yapilan anlasmalari Ebu Bekir le devam ettirmeyi reddetti zekat odemelerini durdurdu ve bazilari kendilerinin de peygamber olduklarini ileri surduler Ebu Bekir etkisi Bizans ve Sasani imparatorluklarinin topraklarina tasinan da ve Ridde savaslari olarak bilinen basarili bir askeri seferle otoritesini ortaya koydu Ikinci halife Omer ibni Hattab in saltanatinin sonunda savasta sertlesen saflariyla artik maglup olan isyancilar ve eski imparatorluk yardimci birlikleri tarafindan sisirilen Arap Musluman ordulari Bizans in Suriye ve Misir gibi eyaletlerini isgal etti Sasaniler bati topraklarini kaybederken kisa sure sonra Iran in geri kalani da onu takip etti Rasidin Halifeligi nin bastigi paralar Onlar uzerinde Sasani simgeleri hilal ve yildiz Zerdust atesi Imparator II Husrev in resmi bulunan paralari kenarina Bismillah sozcugunu ekleyerek kullandilar Buna ek olarak ayni yontemle uzerinde hac ve Dogu Roma imparatorlarinin resimlerinin bulundugu paralari da kullandilar Omer yeni gelismekte olan imparatorlugun yonetimini iyilestirdi sulama sebekelerinin iyilestirilmesini emretti ve Basra gibi sehirlerin kurulmasinda rol oynadi Fakirlere yakin olmak icin kapisi olmayan basit bir camurdan kulubede yasiyor ve her aksam sokaklarda yuruyordu Omer fakirlerle istisare ettikten sonra yoksul muhtac yasli yetim dul ve engelliler icin bir refah kurumu olan Beyt ul mal i kurdu Beyt ul mal Abbasiler donemine kadar devam etti Omer ayrica cocuklar icin cocuk parasi ve yaslilar icin emekli ayligi getirdi Bir valinin ya da komutanin zenginligin cazibesine kapildigini ya da gerekli idari standartlari karsilamadigini hissettiginde onu gorevinden aldirirdi Genisleme sirasiyla Arabistan ve Levant taki buyuk kitlik ve veba yillarinda 638 ve 639 yillari arasinda kismen durdu ancak Omer in saltanatinin sonunda Suriye Misir Mezopotamya ve Iran in cogu Islam imparatorluguna dahil edildi Bizans ve Sasaniler ile yapilan savas ve fetihlerde dini azinlik olarak yasayan ve Musluman egemenligi altinda cizye vergisi odemek zorunda kalan Yahudi ve Arap Hristiyanlar zorunlu finansorluk yaptilar Yeni bolgeler fethedildikce buyuyen Islam imparatorlugunun diger bolgeleriyle serbest ticaretten de yararlandilar burada ticareti tesvik etmek icin ticaretten ziyade zenginlige vergiler uygulandi Muslumanlar fakirlerin yararina mallarinin zekatini verirlerdi Islam peygamberi Muhammed tarafindan hazirlanan Medine Anayasasi ndan bu yana Yahudiler ve Hristiyanlar kendi yasalarini kullanmaya devam ettiler ve kendi yargiclari vardi Devletin hizla genislemesine yardimci olmak icin Bizans ve Pers vergi toplama sistemleri surduruldu ve halk Bizanslilar ve Persler doneminde uygulanandan daha dusuk bir cizye vergisi odedi 639 da Omer onceki vali 25 000 kisiyle birlikte bir vebada oldukten sonra Muaviye bin Ebu Sufyan i Suriye valisi olarak atadi Arap Bizans savaslari sirasinda Muaviye 649 da Bizans in denizden tacizini durdurmak icin Monofizit Hristiyanlar Misirli Kiptiler ve Yakubi Suriyeli Ortodoks denizciler ve Musluman birliklerinden olusan gemilerle bir donanma kurdu Bizansi 655te Sutunlar Savasi inda yenerek Akdeniz i Musluman savascilarina acti Arap Bizans savaslari sirasinda Arap Muslumanlar tarafindan isgal edilen Bizans Imparatorlugu nun dogu bolgeleri ve Islam Halifeligi nin sinirlari MS 650 Omer zenginlik ve luksun cazibesine kapilmaktan Allah a ibadetten uzaklasmaktan servet biriktirmekten ve hanedanlar kurmaktan korkuyordu Ilk Musluman ordulari sehirlerden uzak kamplarda kaldilar Sehirlerden uzak kalmak yerel nufusun ozerk ve huzurlu olmasini da sagladi Bu kamplardan bazilari daha sonra Irak ta Basra ve Kufe ve Misir da Fustat gibi sehirlere donustu Omer 644 te suikasta ugradiginda Muhammed in ikinci dereceden kuzeni ve iki kez damadi olan Osman bin Affan halife oldu O donemde Arapcada noktalama isaretleri yoktu ve Kur an Araplar tarafindan farkli okumalara Arap lehcelerini gore okunuyordu Osman MS 650 ile 656 te Kuran in derlenmesini tamamlatarak bunu standart hale getirdi ve kopyalari imparatorlugun farkli merkezlerine gonderdi Farkli kopyalarin yakilmasini emretti 8 Aralik 656 tarihinde Halife Ali ile Islam peygamberi Muhammed in dul esi Aise nin taraftarlari arasinda Basra da gerceklesen Cemel Muharebesi ni tasvir eden minyatur Bu Muslumanlar arasindaki ilk ic savastir Muhammed in olumunden sonra Araplar arasindaki eski kabile farkliliklari yeniden su yuzune cikmaya basladi Roma Pers savaslari ve Bizans Sasani savaslarinin ardindan Irak eskiden Sasani Imparatorlugu altinda ve Suriye eskiden Bizans Imparatorlugu altinda arasinda koklu farkliliklar ortaya cikti Her biri yeni kurulan Islam imparatorlugunun baskentinin kendi bolgelerinde olmasini istedi Osman yaslandiginda Muaviye nin akrabasi olan I Mervan yavas yavas kontrolu ustune aldi Osman 656 da olduruldugunde Muhammed in kuzeni ve damadi Ali halifelik gorevini ustlendi ve baskenti Kufe ye tasidi Suriye valisi 1 Muaviye ve Mervan suclularin tutuklanmasini talep etti Mervan herkesi manipule etti ve ilk Musluman ic savasiyla Ilk Fitne sonuclanan catismayi yaratti Ali MS 661 de Hariciler tarafindan olduruldu Alti ay sonra Ali nin ilk oglu Hasan barisin icin Muaviye ile bir baris anlasmasi yapti Hasan Muaviye antlasmasinda Hasan olumunden sonra hanedan kurmamak ve halka adaletli davranmak sartiyla iktidari Muaviye ye devretti Muaviye daha sonra anlasmanin sartlarini bozdu ve baskenti Sam da olan Emevi hanedanini kurdu O sirada Muhammed in hayatta kalan tek torunu olan Huseyin Emevilere biat etmeyi reddetti Ayni yil Kerbela da Asure Gunu Sii Muslumanlari tarafindan hala yas tutulan bir olayda olduruldu Ikinci Musluman ic savasi Ikinci Fitne olarak adlandirilan siyasi huzursuzluk devam etti ancak Musluman yonetimi Muaviye doneminde Rodos Girit Kabil Buhara ve Semerkant a kadar genisletildi ve Kuzey Afrika ya yayildi MS 664 te Arap Musluman ordulari Kabil i fethetti ve MS 665 te Magrip e dogru ilerledi Emevi Halifeligi 661 750 Abbasi Ihtilali nden hemen onceki Emevi Halifeligi topraklari Adini Umeyye ibni Abd Sems ten alan Emevi hanedani MS 661 den 750 ye kadar hukum surdu Emevi ailesi Mekke sehrinden gelse de baskent Sam idi Abdu r Rahman ibn Ebu Bekir in 666 da olumunden sonra Muaviye gucunu pekistirdi Muaviye baskenti Medine den Sam a tasidi bu da imparatorlukta koklu degisikliklere yol acti Ayni sekilde daha sonraki bir tarihte halifeligin Sam dan Bagdat a devri yeni bir ailenin iktidara gelisinin isaretiydi Devlet buyudukce devlet harcamalari artti Ayrica Musluman ve gayrimuslim fakir muhtac yasli yetim dul ve ozurlulere yardim icin Beytu l mal ve Refah Devletinin harcamalari artti Emeviler yeni muhtedilerden mevali vergi odemelerine devam etmelerini istediler Zenginligi ve luksu ile Emevi yonetimi Muhammed in vazettigi Islami mesajla da celisiyor gibiydi Butun bunlar hosnutsuzlugu artirdi Muhammed in amcasi Abbas bin Abdulmuttalib in torunlari hosnutsuz mevalileri yoksul Araplari ve bazi Siileri Emevilere karsi bir araya getirdiler ve onlari baskenti Bagdat a tasiyarak Abbasi hanedanini 750 de baslatan Ebu Muslim in yardimiyla devirdi Emevi ailesinin bir kolu Kuzey Afrikadan Endulus Fitne si nedeniyle dusene kadar 1031 suren Cordoba Halifeligini kurduklari Endulus e kacti Beytu l mal Refah Devleti daha sonra Abbasiler doneminde devam etti En genis haliyle Emevi hanedani 13milyon kmkare den daha fazla alan kapladi ve bu durum onu dunyanin gordugu en buyuk imparatorluklardan biri haline getirdi Muaviye Konstantinopolis inkine rakip olacak bir konsey olusturdu ve Sam i guzellestirdi Imparatorlugun sinirlarini Istanbul a kadar ulastirdi ancak Bizanslilar onu geri puskurttu ve elinde herhangi bir Anadolu topragini tutamadi Sunni Muslumanlar acemi Musluman ulusu ic savas sonrasi anarsiden kurtardigi icin ona guveniyorlar Ancak Sii Muslumanlar onu savasi kiskirtmakla ummeti bolerek Musluman milleti zayiflatmakla kendi kendini yucelten sapkinliklar uretmekle Peygamber in ailesine iftira atmakla ve hatta kendisini elestiren Muslumanlari Bizans imparatorlugunda kole olarak satmakla sucluyorlar Muaviye nin en tartismali ve kalici miraslarindan biri oglu Yezid i halefi olarak atama karariydi Sii doktrinine gore bu Hasan bin Ali ile yaptigi anlasmanin acik bir ihlaliydi 670 yilinda Emevi generali Ukba bin Nafi tarafindan Tunus un Kayrevan sehrinde insa ettirilen Ukba Camii Kayrevan Ulu Camii olarak da bilinen bu yapi Musluman Bati halkinin en eski ve en prestijli camisidir Simdiki formu 9 yuzyila aittir Yezid 682 de Ukbe bin Nafi yi Kuzey Afrika valisi olarak gonderdi Ukbe Berberilere ve Bizanslilara karsi savaslar kazandi Oradan Atlantik kiyisina ulastigi Tanca ya dogru binlerce mil batiya yurudu ve ardindan Atlas Daglari ndan doguya dogru yurudu Yaklasik 300 suvari ile Biskra ya dogru ilerledi ve burada Kaisala komutasindaki bir Berberi kuvveti tarafindan pusuya dusuruldu Ukbe ve adamlarinin tumu savasta oldu Berberiler bir sure Muslumanlara saldirdi ve onlari Kuzey Afrika dan surdu Ic savaslarla zayiflayan Emeviler denizdeki ustunlugu kaybederek Rodos ve Girit adalarini terk etmek zorunda kaldilar I Yezid in yonetimi altinda Kufe deki bazi Muslumanlar Muhammed in soyundan gelen Huseyin ibn Ali nin hukumdarlari olsaydi onun daha adil olacagini dusunmeye basladilar O Kufe ye davet edilmis ancak daha sonra ihanete ugrayarak olduruldu Huseyin in oglu Ali ibni Huseyin Huseyin in kiz kardesi diger hanimlarla birlikte Kerbela da alikonuldular Halkin muhalefeti nedeniyle daha sonra serbest birakildilar ve memleketleri Medine ye gitmelerine izin verildi Imam Huseyin in neslinden birbiri ardina imamlar devam etti ancak Imam Ali den sonra halifelik iktidar sahibi ve Ali soyundan devam eden Imamet Abdullah el Mehdi Billah Kuzey Afrika da Fatimi nin ilk Halifesi olarak iktidara gelene kadar ayri kollarda devam etti Bu Imamlar Sii Islam tarafindan Imam Ali yi ilk Halife Imam olarak kabul edildiler ve ayni sekilde Safeviler ve simdi Ismaili Oniki vb olarak adlandirilan benzer bircok kurum tarafindan kurumsallastirildilar 2 Muaviye donemine ic savaslar Ikinci Fitne damgasini vurdu Bu iyi egitimli ve yetenekli bir hukumdar olan Abdulmelik bin Mervan in saltanatinda hafifleyecekti Hukumdarligini engelleyen bircok siyasi soruna ragmen tum onemli kayitlar Arapcaya cevrildi Onun saltanati sirasinda Musluman dunyasi icin bir para basildi Bu 692 de Anadolu da II Justinianus yonetimindeki Bizans Imparatorlugu ile savasa Sebastopolis Savasi yol acti Bizanslilar Halife tarafindan buyuk bir Slav birliginin ayrilisi ile yenildi Islami para birimi daha sonra Musluman dunyasinda munhasir para birimi haline getirildi kaynak belirtilmeli Tarim ve ticareti reforme etti kaynak belirtilmeli Abdulmelik Musluman yonetimini pekistirdi ve genisletti Arapcayi devlet dili yapti ve duzenli bir posta servisi olusturdu Emevi ordusu Iber Yarimadasi ni fethettikten sonra Fransa yi isgal etti Ancak 10 Ekim 732 tarihinde gerceklesen Puvatya Muharebesi nde Emeviler Fransa yi yoneten Franklar a yenilmis boylece Muslumanlarin Avrupa icine ilerlemeleri durdurulmustur 1 Velid Islami fetihlerin bir sonraki asamasina basladi Onun yonetimi altinda erken donem Islam imparatorlugu en genis sinirlarina ulasti Misir in bazi bolgelerini Bizans Imparatorlugu ndan geri aldi ve Kartaca ya ve Kuzey Afrika nin batisina dogru ilerledi Tarik bin Ziyad komutasindaki Musluman ordulari Cebelitarik Bogazi ni gecti ve Kuzey Afrika Berberi ordularini kullanarak Iber Yarimadasi ni fethetmeye basladi Emeviler Lizbon u fethettiginde Iber Yarimadasi nin Vizigotlari yenilmisti Iber Yarimadasi Avrupa nin Islami kontrolunun en uzak noktasiydi Muslumanlar Puvatya Muharebesinde durduruldular Doguda Muhammed bin Kasim komutasindaki Islam ordulari Indus Vadisi ne kadar ulasti Al Velid in yonetiminde imparatorluk Iber Yarimadasi ndan Hindistan a kadar uzaniyordu Haccac bin Yusuf askeri komutanlarin orgutlenmesinde ve seciminde cok onemli bir rol oynadi Velid Emeviler doneminde en guclu donanmayi insa ederek organize bir ordunun genislemesine buyuk onem verdi Bu taktik Iber Yarimadasi na genisleme icin cok onemliydi Saltanati Islami gucun zirvesi olarak kabul edilir Velid in oldugu gun Suleyman bin Abdulmelik halife olarak selamlandi Suleyman Yezid bin Muhelleb i Mezopotamya ya vali atadi Suleyman kendisinin yerine Velid in oglu Yezid i destekleyen iki liderden biri digeri Kuteybe ibn Muslim di olan Haccac in ailesinin tutuklanip infaz edilmesini emretti Haccac Velid den once olmustu bu yuzden hicbir tehdit olusturmuyordu Kuteybe Suleyman a bagliliktan vazgecti ancak askerleri isyan cagrisini reddetti Onu oldurup basini Suleyman a gonderdiler Suleyman halife olunca Sam a tasinmadi Ramla da kaldi Suleyman Bizans a Konstantinopolis kusatmasi saldirmasi icin Mesleme ibn Abdulmelik i gonderdi Bulgaristan in Bizans tarafina mudahalesi belirleyici oldu Muslumanlar agir kayiplar verdiler Suleyman 717 de aniden oldu Emeviler tarafindan 715 yilinda baskent Sam da insa edilen Emevi Ulu Camii II Omer in olumu uzerine II Yezid iktidara geldi Yezid Haricilerle savasti ve liderleri Sevdeb i oldurdu Yezid doneminde imparatorlugun farkli bolgelerinde ic savaslar basladi Yezid 724 te olmeden once topraklarini Kafkasya ya kadar genisletti Hilafeti kardesinden devralan Hisam bin Abdulmelik bircok sorunu olan bir imparatorlugu yonetiyordu Bu sorunlari cozmede etkiliydi Uzun hukumdarligi doneminde II Omer tarafindan getirilen reformlari yeniledi Hisam in yonetimi altinda Bizanslilara karsi duzenli akinlar yapildi Kuzey Afrika da Harici ogretileri yerel huzursuzlukla birleserek ortaya cikardi Ayrica Zeyd ibn Ali nin bir isyaniyla karsi karsiya kaldi Hisam her iki isyani da bastirdi Abbasiler Horasan ve Irak ta guc kazanmaya devam ettiler Ancak henuz harekete gececek kadar guclu degillerdi Onlarin bazilari Emevi valileri tarafindan yakalandi ve idam edildi Kesin bir Bizans zaferi olan Akroinon Savasi Emevi hanedaninin son kampanyasiydi Hisam 743 te oldu Kuzey Afrika da Bizans egemenligi sona erdikten sonra Akdeniz ve Levant haritasi 2 Velid saltanati sirasinda siyasi entrikalar gordu ve kisa sure sonra tahttan bir darbeyle indirildi Yerine gecen kuzeni 3 Yezid Velid in ve karsi ayrimciligi iceren ahlaksizligina karsi cikti Kaderiyye ve Murcie insanin ozgur iradesine inananlar den destek aldi Hazineden para dagitti Allah in Kitabi ve Sunnet adina isyan ettigini acikladi Yezid sadece alti ay hukum surdu Cesitli gruplar biat etmeyi reddetti ve muhalif hareketler ortaya cikti Ardindan oldu III Yezid tarafindan veliaht ilan edilen kardesi Ibrahim bin Velid tahttan cekilmeden once kisa bir sure 744 te hukum surdu 2 Mervan 744 ten 750 de oldurulene kadar hukum surdu Sam dan hukum suren son Emevi hukumdariydi Mervan iki oglunu Ubeydullah ve Abdullah i varisleri olarak adlandirdi Valiler atadi ve otoritesini zorla ilan etti Ozellikle Iran ve Irak ta Emevi karsitligi cok yaygindi Abbasiler cok destek almisti Mervan in halife olarak saltanati neredeyse tamamen Emevi imparatorlugunu bir arada tutmaya calismakla gecmisti Olumu Dogu daki Emevi yonetiminin sonunun isaretiydi ve bunu Abbasiler tarafindan Emevilerin katledilmesi izledi Iber Yarimadasi na kacan ve orada bir hanedan kuran yetenekli prens Abdurrahman disinda neredeyse tum Emevi hanedani olduruldu Islam in Altin Cagi ve Abbasiler 750 1258 Abbasiler doneminde Islam dunyasi Abbasi Halifeligi nin 850 deki sinirlari Abbasi hanedani 750 de iktidara geldi ve kazanimlar pekistirildi Abbasi Iktidar grubu devrimci Ebu Muslim in Emevilere karsi gelistirdigi hosnutsuzluk dalgasi uzerine iktidara geldi Balear Adalari da dahil olmak uzere Akdeniz adalarini ve ardindan 827 de Guney Italya yi fethettiler Abbasiler doneminde Islam medeniyeti gelisti En dikkate deger olani The Cambridge History of Islam tarafindan Islam in altin cagi olarak adlandirilan Arap nesir ve siirinin gelisimiydi Ticaret ve sanayi yaninda Musluman Tarim Devrimi olarak kabul edilen gelisti Sanat ve bilimler Musluman Bilim Devrimi Abbasi halifeleri el Mansur 754 775 Harun Resid 786 809 Me mun 809 813 arasinda hukum surdu ve onlarin ardillari doneminde gelisti Bagdat sehrinin kurucusu sanat ve bilimin hamisi ikinci Abbasi halifesi El Mansur un altin dinari s 754 775 Bagdat Abbasilerin baskentiydi Emevi ailesi Abbasiler tarafindan oldurulmesine ragmen bir aile uyesi olan I Abdurrahman Ispanya ya kacarak 756 da burada bagimsiz bir hilafet kurdu Magrip te Harun Resid Arap Aglebi leri merkezi otoriteyi tanimalari karsiliginda neredeyse ozerk yoneticiler olarak atadi Aglebi yonetimi kisa omurlu oldu ve 909 da Sii Fatimi hanedani tarafindan tahttan indirildiler 960 civarinda Fatimiler Abbasi Misir i fethettiler ve 973 te orada el Qahirah bugun Kahire olarak bilinen zafer dunyasi anlamina gelen adli bir baskent insa ettiler Iran da Turk Gazneliler Abbasilerden guc aldilar Abbasi etkisi Buyuk Selcuklu Imparatorlugu Iran anakarasina goc etmis bir Musluman Turk boyu tarafindan 1055 yilina kadar yok edildi Islamin yayilmasi bazen zorla bazen bariscil propagandalarla devam etti Hindistan in fethindeki ilk asama 1000 yilindan hemen once basladi 200 yil icinde Ganj nehrine kadar olan bolge dustu Islam Sahra alti Bati Afrika da 1000 yilindan hemen sonra kuruldu 1009 gibi erken bir tarihte Gao nun basinda Musluman bir prensin bulunduguna dair raporlar bulunuyor Kanem 1081 ile 1097 arasi muslumanlarca yonetildi Mali ile baglantili Islami kralliklar 13 yuzyilda on plana cikti Abbasiler daha buyuk Islam birligini amaclayan girisimler gelistirdiler Inancin mezhepleri ve camiler doktrin tarih ve uygulama ile birbirinden ayrildi Abbasiler de Emevi ahlaki karakter ve yonetimine saldirarak kendilerini one cikardi gore Abbasi Ihtilali basta Merv in mazlum yerlesimcileri olmak uzere Yemenliler ve onlara eklenmesiyle buyuk olcude Araplar tarafindan desteklendi Abbasiler Araplarin akrabalik temelli toplumu disinda kalan ve Emevi imparatorlugu icinde bir alt sinif olarak algilanan mevali Arap olmayan Musluman lara da basvurdular Abbasiler tarafindan desteklenen Islami ekumenizm ummetin birligi fikrine dayanir Seriat kanunlastikca Islam felsefesi gelisti ve dort mezhep kuruldu Bu donem ayni zamanda klasik Sufizm in yukselisine de sahne oldu Dini basarilar Sahih i Buhari ve digerlerinin Hadislerinin kanonik koleksiyonlarinin tamamlanmasini iceriyordu Islam bir dereceye kadar Ibrahimi dinlerin gecerliligini kabul etti Kuran Yahudileri Hristiyanlari Zerdustleri ve Sabileri genellikle Mandaean lerle ozdeslestirilir kitap ehli olarak tanimladi Yuksek Orta Cag in baslangicina dogru Islam in iki buyuk mezhebi olan Sunni ve Sii doktrinleri katilasti ve islami dunyanin teolojik olarak bolunmelerini meydana getirdi Bu egilimler Fatimi ve Eyyubi donemlerine kadar devam edecekti Siyasi olarak Abbasi Halifeligi uniter bir Islami monarsiye donustu Devletin birligi icin bolgesel Saltanat ve Emirliklerin varligi gecerliligi veya yasalligi kabul edildi Endulus Emevilerinde Ibn Rusd The Decisive Treatise de bilim ve felsefenin resmi Es ari teolojisinden kurtulusu icin bir gerekce saglayan bir arguman sundu bu nedenle Ibn Rusd modern laikligin oncusu olarak kabul edilmistir Abbasilerin erken donemi 750 813 Halifeler Seffah Mansur Mehdi Hadi Harun Resid EminYillar 750 754 754 775 775 785 785 786 786 809 809 813786 809 yillari arasinda hukum suren besinci Abbasi halifesi Harun Resid in temsili bir portresi Arap kaynaklarina gore 750 yilinda Abbasi Halifeliginin kurucusu Es Saffah ti Horasan eyaletinden Emevi Halifeligine karsi buyuk bir isyan baslatti Tum Emevi ailesini ortadan kaldirdiktan ve Zab Savasi nda zafer kazandiktan sonra Sam a yurudu ve yeni bir hanedan olan Abbasi Halifeligini pekistirdi El Mansur un zamaninda Fars alimleri ortaya cikti Arap olmayan bircok insan Islam a gecti Emeviler cizye toplamaya devam edebilmek amaciyla din degistirmeyi aktif olarak engellediler Islam 750 de kendi topraklarinda yasayanlarin 8 ini olusturuyordu Mansur un saltanatinin sonunda bu 15 e ulasti Adi kurtarici anlamina gelen Mehdi babasi olum dosegindeyken halife ilan edildi Bagdat Mehdi nin saltanati sirasinda cicek acti ve dunyanin en buyuk sehri oldu Arabistan dan Irak Suriye Iran uzak Hindistan ve Ispanya dan gocmenleri kendine cekti Bagdat artan Musluman nufusun yani sira Hristiyanlara Yahudilere Hindulara ve Zerdustlere de ev sahipligi yapiyordu Babasi gibi El Hadi de halkina acikti ve vatandaslarin Bagdat taki sarayda kendisine hitap etmesine izin verdi O aydinlanmis bir hukumdar olarak kabul edildi ve Abbasi seleflerinin politikalarini surdurdu Kisa yonetiminde askeri catismalar ve ic entrikalarla bogustu Harun el Resid in hukum surmesiyle askeri catismalar azaldi Saltanati bilimsel kulturel ve dini refah ile belirginlesti Beyt al Hikma Bilgelik Evi kutuphanesini kurdu ve saltanati sirasinda sanat ve muzik gelisti Bermekiler ailesi Halifeligin kurulmasinda belirleyici bir danismanlik rolu oynamisti ancak Resid in yonetimi sirasinda gozden dustuler Al Emin Halifeligi babasi El Resid den aldi ancak kardesleri icin yapilan duzenlemelere uymayarak Dorduncu Fitne ye yol acti El Me mun un generali Tahir bin Huseyin El Emin i idam ederek Bagdat i aldi Savas hanedan icin prestij kaybina yol acti Bolgesel guclerin yukselisi Abbasi Halifeligi nin parcalanmasindan dogan bolgesel guclerin haritasi Endulus Emevileri Idrisiler Rustemiler Aglebiler Tolunogullari Ihsidiler Karmatiler Buveyhiler Tahiriler Zeydiler Ziyariler Hamdaniler Mervaniler Ukayliler Samaniler Saffariler Beluclar Sacogullari Sirvansahlar Abbasi yonetimi kisa sure sonra Kiptiler veTurkler arasinda uclu bir cekismeye kapildi Buyuk bir imparatorlugu yonetmenin maliyeti cok fazlaydi Turkler Misirlilar ve Araplar Sunni Persler Turk topluluklarinin buyuk bir kismi ve Hindistan daki prenslerin bircogu Sii idi Islam in siyasi birligi dagilmaya basladi Abbasi halifelerinin etkisi altinda Musluman dunyasinda bagimsiz hanedanlar ortaya cikti ve halifeler bu hanedanlari mesru olarak Muslumanlar olarak tanidilar Birincisi Halife Memun un saltanati sirasinda kurulan Horasan daki Tahiriler di Benzer hanedanlar arasinda Seferiler Samaniler Gazneliler ve Selcuklular vardi Bu sure zarfinda astronomi siir felsefe bilim ve matematik alanlarinda ilerlemeler kaydedildi Abbasilerin yukselme donemi 813 940 Abbasiler doneminin ikinci yarisinda yaklasik olarak 13 yuzyilda yazildigi dusunulen Arapca bir el yazmasi El Emin in olumu uzerine El Me mun Halife oldu Me mun hukumdarligi doneminde Abbasi imparatorlugunun topraklarini genisletti ve isyanlarla ugrasti Me mun Harun tarafindan Horasan a vali olarak atanmisti Iktidara gelmesinden sonra Tahir i askeri vali olarak atadi Tahir ve ailesi Iran siyasetine yerlestiler ve guclendiler Tahiri ailesinin yukselen gucu bir tehdit haline geldi Me mun gucu merkezilestirmek icin calisti Mehdi Islam in koruyucusu oldugunu ve ayni zamanda halifenin dogru olani ilan etme yetkisine sahip oldugunu iddia etti Ulema Memun un saltanati sirasinda siyasi bir guc olarak ortaya cikti Ulema ve belli basli Islam fikih ekolleri Memun doneminde sekillenmistir Buna paralel olarak Sunnilik bir kanunlar dini olarak tanimlanmaya basladi Sunni ve Sii Islam arasindaki doktrinel farkliliklar daha belirgin hale geldi Din alimleri Me mun un olumunden dort ay once 833 te baslattigi Abbasi engizisyonu olan Mihna da haddini astigini ileri surduler Me mun rejimi sirasinda sinir savaslari artti Iyi ve hosgorulu davrandigi bircok dinden alimleri Bagdat ta topladi En unlu el yazmalarini toplamak icin Bizans Imparatorlugu na bir elci gonderdi ve onlari Arapcaya tercume ettirdi Bilim adamlari simyayi ortaya cikardi Halife olumunden kisa bir sure once 832 de Misir i ziyareti sirasinda bilgi ve hazine aramak icin Buyuk Giza Piramidi nin ihlal edilmesini emretti Isciler gelenekle bilinen orijinal girisin bulundugu yere yakin tunel kazdilar Al Memun daha sonra Tarsus yakinlarinda supheli kosullar altinda oldu ve yerine oglu Abbas ibni Me mun yerine uvey kardesi Al Mu tasim gecti Halife olarak El Mu tasim Me mun un Tyana daki askeri ussunun derhal dagitilmasini emretti Hurrami isyanlariyla karsi karsiya kaldi Bu halifenin karsilastigi en zor sorunlardan biri Babak Horramdin in devam eden ayaklanmasiydi Mu tasim isyancilari yendi ve onemli bir zafer kazandi Bizans imparatoru Theophilus Abbasi kalelerine saldirdi Mu tasim Anzen Savasi icin Theophilus un guclerini maglup eden Al Afsin i gonderdi Donusunde kendisini ve haleflerini Turk komutanlarina ve kole Gilman askerlerine Memluk sisteminin habercisi olarak guvenmeye zorlayan ciddi bir askeri komplonun farkina vardi Hurremiyye sonraki halifelerin saltanatlari sirasinda yavas yavas dususe gecmesine ragmen hicbir zaman tam olarak bastirilamadi Mu tasim in yasaminin sonlarina dogru Filistin de bir ayaklanma oldu ancak isyancilari yendi Al Mu tasim in saltanati sirasinda Tahiri hanedani iktidarda buyumeye devam etti Tahiriler bircok harac ve gozetim islevinden muaf tutuldular Bagimsizliklari doguda Abbasilerin gerilemesini sagladi Mu tasim ideolojik olarak uvey kardesi Me mun u takip etti Selefinin Mutezile mezhebine verdigi destegi surdurdu ve muhalefete karsi acimasiz iskenceler yapti Arap matematikci El Kindi Mu tasim tarafindan ise alindi ve Halife nin ogluna ders verdi El Kindi Hikmet Evi nde hizmet etmis ve halifenin himayesinde Yunan geometrisi ve cebir alanindaki calismalarina devam etmisti Al Vasik babasinin yerine gecti Arabistan Suriye Filistin ve Bagdat taki muhalefetle ilgilendi Isyanlar Arap halklari ile Turk ordulari arasindaki ucurum sonucunda isyanlar cikti Isyanlar bastirildi ancak Turk kuvvetlerinin guc kazanmasiyla iki grup arasindaki dusmanlik buyudu Halife Bagdat isyancilarinin infazina bizzat katildi Ayrica Bizanslilarla bir esir degisimi sagladi Vasik sanatcilarin yani sira bilim adamlarinin da hamisiydi Kisisel olarak muzik yetenegi vardi ve yuzden fazla sarki besteledigi biliniyor Samarra Ulu Camii ndeki minare Vasik yuksek atesten oldugunde Mutevekkil onun yerine gecti Mutevekkil in saltanati bircok reform icin hatirlanir ve altin bir cag olarak gorulur Abbasilerin son buyuk halifesidir olumunden sonra hanedan dususe gecti El Mutevekkil Mihne yi bitirdi Samarra nin doguya dogru uzantisinin bir parcasi olarak Samarra Ulu Camii ni insa etti Hukumdarligi sirasinda azinliklara karsi eylemlerinde yansitildigi gibi dini tartismalara dahil oldu Sii tarzi hac ziyaretlerini durdurmak icin gerceklestirilen bir eylem olan Huseyin turbesi nin yikilmasinda somutlasan baskiyla karsi karsiya kaldi Isyanlari bastirmak ve yabanci imparatorluklara ozellikle de Sicilya yi Bizanslilardan ele gecirmek icin savaslara onculuk etmek icin Turk devlet adamlarina ve kole askerlerine guvenmeye devam etti Mutevekkil bir Turk askeri tarafindan olduruldu Cinayete karismis olmasina ragmen Turk hizbinin destegiyle ayni gun Hilafet e El Muntasir gecti Turk gurubu Muntasir in kardeslerini babalarinin oldurulmesinin intikamini almaktan korkarak uzaklastirdi Her iki kardes de tahttan feragat beyanlari yazdi Hukumdarligi sirasinda Muntasir Hasan ve Huseyin in mezarlarina hac yasagini kaldirdi ve Bizanslilari yagmalamasi icin Vasif i gonderdi El Muntasir bilinmeyen nedenlerle oldu Turk beyleri halefini secmek icin bir konsey topladilar ve El Musta in i sectiler Araplar ve Bagdat taki batili askerler bu secimden memnun kalmadilar ve saldirdilar Ancak Hilafet artik Arap secimine degil Turk destegine bagliydi Muslumanlarin Hristiyanlara yonelik basarisiz kampanyasinin ardindan insanlar Turkleri dini felakete ugratmak ve Halifelerini oldurmekle sucladilar Turkler Bagdat i kusattiktan sonra Musta in Al Mu tazz lehine cekilmeyi planladi ancak O nun emriyle olduruldu Mu tazz Turkler tarafindan tahta cikarildi ve iktidara gelen en genc Abbasi Halifesi oldu Yuksek Abbasiler lt br gt hukukFour constructions of Islamite lawErken Abbasiler lt br gt Edebiyat ve BilimHuneyn ibn Ishak hekim Yunanca tercuman Ibn Fadlan kasif Al Battani astronom Taberi tarihci ve ilahiyatci Al Razi filozof doktor kimyager Al Farabi kimyager ve filozof Ebu Nasr Mansur matematikci Alhazen matematikci Al Biruni matematikci astronom fizikci Omar Khayyam sair matematikci ve astronom Mansur Al Hallaj Tasavvuf tasavvufi yazar ve ogretmen El Mu tazz in etrafi birbirini kiskanan gruplarla cevriliydi Samarra da Turkler Berberiler ve Faslilarla sorunlar yasarken el Musta in i destekleyen Bagdat taki Araplar ve Persler her ikisine de esit nefretle bakiyorlardi Al Mu tazz kardesleri Al Mu eiyyad ve Abu Ahmed i olume mahkum etti Hukumdar onlari pervasizca harcadi ve bu Turklerin Afrikalilarin ve Perslerin isyanina neden oldu Al Mu tazz bundan kisa bir sure sonra gorevden vahsice alindi El Muhtedi sonraki halife oldu Turkler gucu elinde tutmasina ragmen onceki halifelere kiyasla saglam ve erdemliydi Turkler yukselisinden kisa bir sure sonra onu oldurduler Al Mu temid buyuk olcude sadece isim olarak bir hukumdar olmasina ragmen hukumdarligi 23 yil boyunca devam etti Zanj Isyani ndan sonra Mu temid el Muvaffak i kendisine yardim etmesi icin cagirdi Bundan sonra Muvaffak isim disinda her seye hukmetti Hamdani hanedani 890 yilinda halifeler tarafindan Anadolu da Mardin e vali olarak atandiginda Hamdan ibn Hamdun tarafindan kuruldu Mu temid daha sonra otoriteyi oglu el Mu tadid e devretti ve bir daha asla iktidara gelmedi Tuluniler bu donemde ayrilarak Islami Misir daki ilk bagimsiz devlet oldular El Mu tedid Hilafet i ustalikla yonetti Misir halifeye baglandi ve Mezopotamya yeniden duzene girdi Siilere karsi hosgoruluydu ama Emevi cemaatine karsi o kadar adil degildi Mu tedid cezalarinda gaddardi Musul daki Haricilerin lideri Haricilerin gunahkar olarak kinandigi ipek bir kaftan icinde Bagdat ta dolastirildi ve sonra carmiha gerildi Mu tedid in olumu uzerine bir Turk cariyesinden olan oglu Al Muktafi tahta gecti Muktafi comertligi ve babasinin gizli hapishanelerini Bagdat teroru ortadan kaldirmasiyla halkin gozdesi oldu Onun saltanati sirasinda Hilafet Karmatlar gibi tehditlerin ustesinden geldi Muktafi nin olumu uzerine vezir daha sonra Al Muktadir i secti Muktedir in saltanati biri digerinin dususu veya suikasti uzerine yukselen on uc Vezir in surekli degistigi bir iktidar idi Uzun saltanati Imparatorlugu en alt noktasina getirdi Afrika kaybedildi ve Misir kaybedilmek uzereydi Musul bagimliligini atti ve Yunanlar savunmasiz sinirlara saldirdilar Dogu fiilen bagimsiz olanlar da dahil olmak uzere resmiyette halifeligi tanimaya devam etti Erken Bagdat Abbasileri doneminin sonunda Bizans siniri Bulgarlar tarafindan tehdit edilirken Imparatorice Zoe Karbonopsina Al Muktadir ile ateskes icin baski yapti Bu sadece Bagdat in duzensizligine eklendi Halk tarafindan hor gorulmesine ragmen Al Muktedir ayaklanmalardan sonra tekrar iktidara getirildi Muktedir sonunda sehir kapilarinin disinda olduruldu bunun uzerine saraylilar kardesi El Kahir i secti O daha da kotuydu Tahttan cekilmeyi reddetti kor edildi ve hapse atildi Oglu Ar Radi iktidari sadece bir talihsizlik caglayani olarak yasadi Dindarligi icin ovuldu Emirlerin emiri unvaniyla iktidardaki fiili yonetici Ibn Raik in aleti oldu Ibn Raik hukumetin dizginlerini elinde tuttu ve adi halk dualarinda Halife ninkiyle birlestirildi Bu donem civarinda halk tarafindan desteklenen Hanbeliler aslinda bir tur Sunni engizisyon kurdular Radi genel olarak Cuma ayininde nutuk ceken meclisler toplayan filozoflarla iletisim kuran gunun sorunlarini tartisan Devlet islerinde danismanlik yapan sadaka dagitmak veya zalim memurlarin siddetini azaltmak icin calisan gercek halifelerin sonuncusu kabul edilir Boylece Erken Bagdat Abbasileri sona erdi 930 larin ortalarinda Misir in Ihsidileri Abbasiler adina vali olarak konumlarini yansitan Arapca Wali unvanini tasidilar Ilk vali Muhammed bin Togac Al Ihsid Abbasi Halifesi tarafindan atandi Ona ve soyuna 30 yil boyunca valilik verdiler Ihsid soyadi prens icin Sogdca bir kelimedir Ali ibn Buyah ve kardesi el Hassan ve Aḥmed 930 larda Buveyhiler konfederasyonunu kurdular Taberistanli Ziyariler in hizmetinde bir asker olan Ali Yakut adli bir Turk generalini yenmek icin 934 te Bagdat tan bir ordu toplamayi basardi Sonraki dokuz yil icinde uc kardes halifeligin geri kalaninin kontrolunu ele gecirdi Buveyhiler buyuk toprak kazanimlari elde ettiler Fars ve Cibal fethedildi Buyidler Kerman 967 Umman 967 Cezire 979 Taberistan 980 ve Gurgan i 981 almadan once Orta Irak 945 te teslim oldu Ancak halifenin Bagdat taki sozde otoritesini kabul ettiler Buveyhiler sonrasinda yavas yavas dususe gecti konfederasyonun parcalari dagildi ve kendi yonetimleri altindaki yerel hanedanlar fiilen bagimsiz hale geldi Abbasilerin orta donemi 940 1094 El Muttaki Dirhemi Orta Bagdat Abbasilerinin baslangicinda Hilafet cok daha onemsizdi Emir al umara Baykam halefi secmek uzere yerel ileri gelenleri bir araya getirmek uzere sekreterini Bagdat a gondermekle yetindi Secim Al Muttaki ye dustu Baykam bir av partisinde yagmaci Kurtler tarafindan olduruldu Bagdat ta devam eden anarside Ibn Raik Halife yi Musul a kacmaya ikna etti Ibn Raik i oldurduler Hamdani Nasir ud Devle Bagdat a dogru ilerledi ancak parali askerler ve iyi organize olmus Turkler onlari puskurttu General emir al umara oldu Yeni bir komplo halifeyi tehlikeye atti Hamdani birlikleri Ed Devle nin Musul a ve ardindan Nusaybin e kacmasina yardim etti Tuzun ve Hamdaniler cikmaza girdi Al Muttaki Rakka daydi ve tahttan indirildigi yer olan Tuzun e hareket ediyordu Tuzun kor Halife nin kuzenini unvaniyla halefi olarak atadi Tuzun yeni halife ile birlikte Buveyhi hanedanina ve Hamdanilere saldirdi Tuzun kisa sure sonra oldu ve yerine generallerinden biri olan Ebu Cafer gecti Buveyhiler daha sonra Bagdat a saldirdi ve Ebu Cafer saklanmak icin Halife ile kacti Buveyhi Sultan Muiz ud Devle Halife yi Emir e gonullu teslim olmaya zorlayarak komutayi devraldi Sonunda Al Mustakfi kor edildi ve gorevden alindi Sehir kaosa suruklendi ve Halife nin sarayi yagmalandi Onemli Orta Abbasi MuslumanlariIbn Rusd Averroes filozof el Farabi Iranli Sogdlu filozof El Mutanebbi Arap sairi Abu Ali Husain ibn Abdallah ibn Sina Avicenna hekim filozof ve bilim insani Buveyhiler Bagdat i ele gecirdiginde El Muti halife oldu Halifelik kurumu gercek gucten yoksun birakildi ve Sii ayinleri kuruldu Buveyhiler bir asirdan fazla bir sure Bagdat ta kaldilar Buveyhi saltanati boyunca Halifelik en dusuk seviyedeydi fakat yine de Iberya disinda dini olarak tanindi Buveyhi Sultan Mu izz al Devle nin kendi guvenliginden ve baskentte ve otesinde isyan korkusundan hareketle bir Sii Halifesini tahta cikarmasi engellendi Halife Al Ta i Suriye de Fatimiler Turkler ve Karmatiler arasindaki hizipler arasi cekismeler uzerinde hukum surdu Hanedani dagildi Abbasi sinirlari yalnizca kucuk sinir devletleri tarafindan savunulmustur Irak in Buyid emiri Baha al Devle 991 de al Ta i yi gorevden aldi ve Kadir i yeni halife ilan etti Kadir in halifeligi doneminde Gazneli Mahmud imparatorlugu gozetti Gazneli halifelere karsi dostca davrandi ve bu sebeple Hindistandaki zaferleri Bagdat minberlerinden cosku ve minnetle ilan edildi El Kadir Siilige karsi Sunni mucadeleyi besledi ve Bagdat Manifestosu ve Kuran in yaratildigi doktrini gibi sapkinliklari yasadisi ilan etti Mu tezile yi yasakladi ve rasyonalist Musluman felsefesinin gelisimine son verdi Bu ve sonraki donemde Islam edebiyati ozellikle Fars edebiyati Buveyhilerin himayesinde gelisti 1000 yilina gelindiginde kuresel Musluman nufus yuzde 10 luk Hristiyan nufusa kiyasla dunyanin yaklasik yuzde 4 une tirmanmisti Al Ka im in saltanati sirasinda Buveyhi hukumdari sik sik baskentten kacti ve Selcuklu hanedani guc kazandi Tugrul Suriye ve Ermenistan i ele gecirdi Daha sonra Baskent e gitti ve orada iyi karsilandi Bahreyn Karmati devleti El Hasa da coktu Arabistan Fatimilerden kurtuldu ve tekrar Abbasilerin manevi yonetim yetkisini kabul etti El Muktedi saltanati sirasinda Selcuklu fethinin genisleyen yelpazesi boyunca Halifeligin tanindigi Selcuklu Sultani Melik Sah I tarafindan onurlandirildi Sultan Halife nin devlet islerine mudahalesini elestirdi ancak Orta Bagdat Abbasilerinin sonuncusunu gorevden almadan once oldu Gec donemde Abbasiler 1094 1258 Gec Bagdat Abbasileri Hacli Seferlerinin baslangicindan Yedinci Hacli Seferine kadar hukum surduler Ilk halife El Mustazhir di Ulkedeki ic cekismelere ve Suriye deki Birinci Hacli Seferine ragmen siyasete ilgisi yoktu Toulouse Kontu IV Raymond Malazgirt Savasi nda kaybederek Bagdat a saldirmaya calisti Musluman nufus 1100 yilina kadar yuzde 11 olan Hristiyan nufusa karsi yuzde 5 e yukseldi Kudus haclilar tarafindan ele gecirildi ve katliam yapildi Vaizler trajediyi ilan etmek ve insanlari Mescid i Aksa yi Franklardan kurtarma amaciyla halki harekete gecirmek icin hilafet boyunca seyahat ettiler Surgun kalabaligi kafirlere karsi savas icin toplandi Ne Sultan ne de Halife batiya bir ordu gondermedi II Mahmud Dogu da savasa girerken Mustersid daha fazla bagimsizlik elde etti Mazyadilerin generali Hille emiri Dubeys ibn Sadaka Busra yi yagmaladi ve padisahin genc kardesi Giyaduddin Mesud ile birlikte Bagdat a saldirdi Dubeys Zengi hanedaninin kurucusu Zengi komutasindaki bir Selcuklu ordusu tarafindan ezildi Mahmud un olumunu oglu Davud yegeni Mes ud ve atabey II Tugrul arasinda bir ic savas izledi Zengi Halife ve Dubaylar tarafindan tesvik edilerek Dogu ya geri cagrildi ve orada yenildi Halife daha sonra Musul u basarili bir sekilde uc ay boyunca kusatti Mes ud ve Zengi ye direndi Yine de bu halifeligin askeri canlanmasinda bir donum noktasiydi Zengi Sam in 1134 te ele gecirilmesi sonra Suriye de operasyonlar yapti Mustersid Selcuklu sultani Mes ud a saldirdi ve esir alindi Sonra da oldurulmus olarak bulundu Oglu El Rasid Selcuklu Turklerinden bagimsizligini kazanamadi Zengi Dubays in oldurulmesi nedeniyle kendisine rakip bir Saltanat kurdu Mes ud saldirdi Halife ve Zengi basaridan umidi keserek Musul a kacti Padisah yeniden iktidara geldi bir meclis toplandi Halife tahttan indirildi ve amcasi Muktefi nin oglu yeni halife olarak atandi Ar Rashid Isfahan a kacti ve Hashasiler tarafindan olduruldu Selcuklu Turkleri arasinda devam eden ayrilik ve cekismeler el Muktafi nin Irak ve Bagdat ta kontrolu surdurmesine izin verdi Muktafi 1139 da patrigi koruma verdi Hacli Seferi siddetlenirken Halife Bagdat Selcuklu II Muhammed e karsi Bagdat i basariyla savundu Sultan ve Halife Zengi nin haclilara karsi yardim cagrisina cevaben adamlarini gonderdi ancak onlarin hicbiri Haclilara direnemediler Bir sonraki halife El Mustencid Selahaddin in kurulusundan 260 yil sonra Fatimi hanedanini yok ettigini gordu ve boylece Abbasiler yeniden galip geldi El Mustadi Selahaddin Abbasilere biat ederek Misir padisahi oldugu donemde hukum surdu An Nasir Halifeligi eski baskin rolune geri dondurmeye calisti Tikrit ten Korfez e kadar kesintisiz olarak Irak i elinde tuttu Kirk yedi yillik saltanatina esas olarak Tatar sefleriyle hirsli ve yozlasmis iliskiler ve hanedanini sona erdiren Mogollari tehlikeli sekilde cagirmasi damgasini vurdu Oglu Ez Zahir kisa bir sure halifelik yaparak oldu ve An Nasir in torunu El Mustansir halife oldu Mogollarin Bagdat i Isgali 1258 El Mustansir kurdu 1236 da Ogeday Han Horasan ve Herat yerlesimlerini kurdu Mogol askeri valileri kamplarini cogunlukla Mugan ovasinda kurdular Musul ve Kilikya Ermenistan hukumdarlari teslim oldu Cormakan Guney Kafkasya bolgesini askeri hiyerarsiye gore uc bolgeye ayirdi Gurcistan da nufus gecici olarak sekiz tumene bolundu 1237 de Mogol Imparatorlugu Abbasi Irak ve Ismaili kaleleri ile Afganistan ve Kesmir in tamami haric Iran in coguna boyun egdirmisti El Musta sim Bagdat taki son Abbasi Halifesiydi Hulagu Han komutasindaki Mogol kuvvetleri Maveraunnehir ve Horasan i taradi Bagdat yagmalandi ve halife kisa sure sonra tahttan indirildi Memluk sultanlari ve Suriye daha sonra Kahire de gucsuz bir Abbasi Halifesi atadi Kahire halifesi 1261 1517 Kahire nin golge Abbasi halifeligi Memluk sultanlarinin vesayeti altinda hukum surdu ve gercekte Memluk sultanlarinin fiili yonetimini mesrulastirmak icin kullanildi El Musta in den once gelen veya onun yerine gecen Kahireli Abbasi halifeleri herhangi bir dunyevi guce sahip olmayan ruhani liderlerdi Musta in kisa bir sureligine bile olsa siyasi gucu elinde tutan Kahire merkezli tek Abbasi halifesiydi 3 Mutevekkil son golge halifeydi 1517 de Osmanli padisahi I Selim Memluk Sultanligini yok ederek Misir i Osmanli Imparatorlugu nun parcasi yapti Fatimi Halifeligi 909 1171 Fatimi Halifeligi sinirlarinin 960 1100 yillari arasindaki degisimi Fatimiler Ifrikiye da gunumuz Tunusu ve dogu Cezayir ortaya cikti Fatimi Hanedani 909 yilinda kizi Fatima es Zehra ve ilk Sii Imami olan kocasi ʻAli ibn Abi Talib araciligiyla Muhammed in soyundan geldigi iddiasi ile kendini mesrulastiran Abdullah el Mehdi Billah tarafindan kurulmustur O donemde Fatimiler ve Zeydiler cogu Sunni gibi Hanefi fikhini kullandilar Abdullah al Mehdi nin kontrolu kisa sure sonra baskenti gunumuz Tunus undaki Mehdiye den yonettigi Fas Cezayir Tunus ve Libya gibi ulkelerden olusan bir bolge olan Magrip in tamamina yayildi Fatimiler 10 yuzyilin sonlarinda Misir a girdiler Ihsid hanedanini fethettiler ve 969 da Kahire de bir baskent kurdular Sehir insaatinin basladigi anda gokyuzunde one cikan Mars gezegeninden aliyordu Kahire Fatimi halifesi ve ordusu icin bir kraliyet mulku olarak dusunulmustu ancak Misir in fiili idari ve ekonomik baskenti 1169 a kadar Fustat gibi sehirlerde kaldi Misir dan sonra Fatimiler Tunus tan Suriye ye hukmedinceye ve hatta Akdeniz i gecerek Sicilya ve guney Italya ya kadar gecene kadar cevredeki bolgeleri fethetmeye devam ettiler Fatimiler doneminde Misir Kuzey Afrika Sicilya Filistin Lubnan Suriye Afrika nin Kizildeniz kiyilari Yemen ve Hicaz i iceren bir imparatorlugun merkezi haline geldi Fatimiler hem Akdeniz de hem de Hint Okyanusu nda genis bir ticaret agi gelistirdi Ticaret ve diplomatik baglari Orta Cag boyunca Cin e ve Song hanedanina kadar uzaniyordu Fatimilerin devlet daireleri soydan cok liyakat uzerine kuruluydu Sunniler de dahil olmak uzere Islam in diger kollarinin uyelerinin de Siiler kadar hukumet gorevlerine atanmasi muhtemeldi Hosgoru Hristiyanlar ve Yahudiler gibi gayrimuslimleri kapsiyordu hukumette yetenege dayali olarak yuksek seviyeler aldilar Ancak bu genel hosgoru tutumunun ozellikle de El Hakim gibi istisnalari vardi Fatimi sarayi iki bolumden olusuyordu Bin El Quasrin caddesindeki Han el Halili bolgesindeydi Fatimi halifeleri Ayrica bakiniz Kahire Abbasi Halifeleri yukarida dd dd Fatimiler tarafindan 972 de Kahire de kurulan El Ezher Universitesi nin avlusu Bagdat taki Beytu l Hikme ye rekabet etme amaciyla Islami bir ogrenim merkezi olarak kurulan bu kurumun ogrencileri Kur an ve Islam hukukunun yani sira mantik gramer edebiyat ve astronomi dersleri aldilar Fatimi halifeleri Misir da manevi ustunluk iddia ederek Suriye nin dini liderligine karsi ciktilar Bagdat taki Abbasi kralliginin baslangicinda Aliciler halifelige dogrudan bir tehdit olduklari icin iktidar gucu tarafindan siddetli zulme maruz kaldilar Abbasi engizisyonlari nedeniyle ilkbabalar Dava nin varligini gizlemeyi tercih ettiler Daha sonra Iran Platosu na dogru seyahat ettiler ve kendilerini siyasi dunyanin merkez ussunden uzaklastirdilar Mehdi nin babasi Huseyin el Mastur Dava nin islerini kontrol etmek icin geri dondu Yemen e ve Bati Afrika ya iki Dai gonderdi Huseyin oglu Al Mehdi nin dogumundan kisa bir sure sonra oldu Bir hukumet sistemi Al Mehdi nin Kuzey Afrika da meydana gelen gelismeler hakkinda bilgilendirilmesine yardimci oldu Al Mehdi Abdullah el Mehdi Billah Fatimi hanedaninin ilk Imamini kurdu Huseyin ve Ismail araciligiyla Fatima ya kadar uzanan secere kokenlerini iddia etti Al Mehdi karargahini Salamiye de kurdu ve Aglebi yonetimi altinda kuzey bati Afrika ya tasidi Beklenen Mehdi nin oncusu oldugunu iddia etmesindeki basarisi Kuzey Afrika nin Berberi kabileleri ozellikle de Kutamah kabilesi arasinda etkili oldu Al Mehdi Tunus ta Kayrevan in bir banliyosu olan Rakkada daki eski Aglabi konutuna yerlesti 920 de Mehdi imparatorlugun yeni kurulan baskenti Mehdiye de ikamet etti Olumunden sonra yerine yayilmaci politikasini surduren oglu Ebu l Kasim Muhammed Al Kaim gecti Olumu sirasinda saltanatini Misir danIdrislilerin Fas ina kadar genisletmisti Fatimi Halifeligi Sicilya yi da icine alarak Atlantik Okyanusu ndan Libya ya kadar Kuzey Afrika yi kapsayacak sekilde buyudu El Mehdi nin kontrolu kisa sure sonra Tunus ta Mehdiye den yonettigi Fas Cezayir Tunus ve Libya nin modern ulkelerinden olusan bir bolge olan merkezi Magrip in tamamina yayildi Yeni insa edilen baskent Al Mansuriya Tunus Kairouan yakinlarinda Imamlar Mansur r 946 953 ve Muizz r 953 975 doneminde Fatimi Halifeliginin baskentiydi 1013 yilinda Kahire de insa edilen El Hakim Camii nin avlusu Insasi 990 yilinda Fatimi generali Cevher es Sikilli tarafindan baslatilan ve daha sonra Bedr el Cemali tarafindan genisletilen bina adini altinci Fatimi halifesi El Hakim Bi Emrillah tan almaktadir Fatimi generali Cevher 969 da Misir i fethetti ve orada Fusṭat yakinlarinda yeni bir saray sehri insa etti Buna el Mansuriyya adini verdi Muiz yonetimi altinda Fatimiler Ihsidi Vilayeti ni fethettiler Kahire Fatimi halifesi ve ordusu icin bir kraliyet muhafazasi olarak dusunulmustu ancak Misir in fiili idari ve ekonomik baskenti 1169 a kadar Fustat gibi sehirlerdeydi Fatimiler Misir dan sonra Tunus tan Suriye ye ve Sicilya ya kadar hakim olana kadar cevredeki bolgeleri fethetmeye devam ettiler Fatimiler in zirve doneminde Misir Kuzey Afrika Sicilya Filistin Urdun Lubnan Suriye Kizildeniz kiyilari Tihame Hicaz ve Yemen i icine alan bir imparatorlugun merkezi oldu Fatimiler hem Akdeniz hem de Hint Okyanusu nda genis bir ticaret agi gelistirdi Ticaret ve diplomatik baglari Cin e ve Orta Cag boyunca Misir in ekonomik gidisatini belirleyen Song Hanedanligina kadar uzaniyordu On sekizinci Imam Mustansir dan sonra Nizarilerin bir kismi oglu Nizar i baska Ismaili kolu ise diger oglu el Mustali yi destekledi Fatimi hanedani hem Imam hem de Halife olarak el Musta li ile devam etti ve bu ortak pozisyon 20 Imam el Amir bi Ahkami l Lah a 1132 kadar devam etti Imam Amir in olumunde Mustaali inancinin bir kolu imameti o zamanlar iki yasinda olan oglu Tayyib Ebi l Kasim a devrettigini iddia etti 1160 larda Fatimi siyasi sisteminin cokusunden sonra Zengi hukumdari Nureddinin generali Sirkuh 1169 da Misir i vezir Shawar dan aldi Sirkuh iktidara geldikten iki ay sonra oldu ve yonetim yegeni Selahaddin e gecti Bu Misir ve Suriye Eyyubi Sultanligi ni baslatti Haclilar ve Eyyubiler 1099 1250 Hacli Seferleri ve Reconquista 1096 1492 Katolik Hristiyanlar 1096 da baslattiklari Birinci Hacli Seferi ni 1099 da kutsal sehir Kudus u ele gecirerek ve sehri savunmaya calisan Muslumanlar ve Yahudileri kilictan gecirerek sonlandirdilar Hattin Savasi ndan sonra Selahaddin ve Luzinyanli Guy Hacli Seferleri Listesi lt br gt Erken periyot lt br gt Birinci Hacli Seferi 1095 1099 lt br gt Ikinci Hacli Seferi 1147 1149 lt br gt Ucuncu Hacli Seferi 1187 1192 lt br gt Dusuk Donem lt br gt Dorduncu Hacli Seferi 1202 1204 lt br gt Besinci Hacli Seferi 1217 1221 lt br gt Altinci Hacli Seferi 1228 1229 lt br gt Gec donem lt br gt Yedinci Hacli Seferi 1248 1254 lt br gt Sekizinci Hacli Seferi 1270 lt br gt Dokuzuncu Hacli Seferi 1271 1272 8 yuzyildan baslayarak Iber Hristiyan kralliklari Endulus u Moors tan geri almayi amaclayan Reconquista ya baslamisti 1095 te Hristiyan kuvvetlerinin Ispanya daki fetihlerinden ilham alan ve Dogu Roma imparatorundan Dogu da Hristiyanligin savunmasina yardim etmesi icin kendisine cagri yapilan Papa II Urban Bati Avrupa dan Edessa Antakya Trablus ve Kudus u ele geciren Birinci Hacli Seferi cagrisinda bulundu Hacli Seferleri nden sonra Hristiyan Kudus Kralligi ortaya cikti ve bir sure Kudus u kontrol etti Sonraki 90 yil boyunca Kudus Kralligi ve diger kucuk Hacli kralliklari Levant in karmasik siyasetinin bir parcasini olusturdu Sirkuh un 1169 da Fatimi egemenligini sona erdirip Suriye ile birlestirmesinden sonra Hacli kralliklari bir tehditle karsi karsiya kaldi ve yegeni Selahaddin 1187 de bolgenin cogunu geri aldi ve Haclilarin elinde birkac liman kaldi Ucuncu Hacli Seferi nde Avrupa dan gelen ordular Kudus u geri almayi basaramadi Christian Reconquista Endulus te devam etti ve sonunda 1492 de Granada nin dususuyle tamamlandi Hacli Seferlerinin dusuk doneminde Dorduncu Hacli Seferi Levant tan Konstantinopolis e kaydi ve Dogu Roma Imparatorlugu nu simdi Bizans Imparatorlugu dogudaki Turk halklarina karsi uzun mucadelelerinde daha da zayiflatti Ancak Haclilar Islami halifelere zarar vermeyi basardilar Malmesbury li William a gore onlarin Hristiyan alemine daha fazla yayilmalarini engellediler Memlukler ile Mogollarin hedefi haline getirdiler Eyyubi Hanedanligi 1171 1250 Eyyubi Imparatorlugu nun en guclu oldugu donemdeki sinirlari 1193 Eyyubiler Devleti nin kurucusu ve ilk hukumdari ayni zamanda Kudus Fatihi olarak da anilan Kurt Musluman komutan Selahaddin Eyyubi Selahaddin o 1193 Ucuncu Hacli Seferi nde 1189 92 Hacli devletlerine karsi Musluman askeri harekatina onculuk ve liderlik etti Eyyubi hanedani Selahaddin tarafindan 1174 te Misirda kuruldu Selahaddin kendisini Sultan ilan ederek bolgeleri fethetti Eyyubiler 12 ve 13 yuzyillarda Ortadogu nun Misir Suriye kuzey Mezopotamya Hicaz Yemen ve Tunus sinirlarina kadar Kuzey Afrika kiyilarini kontrol ettiler Selahaddin den sonra ogullari saltanat uzerinde cekistiler ancak sonunda Selahaddin in kardesi el Adil 1200 de kendi iktidarini kurdu 1230 larda Suriye li Eyyubiler Misir dan bagimsizlik kazanmaya calistilar Sultanlik 1247 yilina kadar Misirli Salih Eyyub un Halep haric Suriye nin cogunu ele gecirerek Eyyubi birligini yeniden kurana kadar bolunmus olarak kaldi 1250 de Misir bolgesindeki hanedan kole alaylari tarafindan devrildi Halep ten Nasir Yusuf un liderligindeki bir dizi kurtarma girisimi basarisiz oldu 1260 yilinda Mogollar Halep i yagmaladilar ve kisa sure sonra Eyyubi topraklarindan geriye kalanlarin kontrolunu ele gecirdiler Misir Sultanlari Halep EmirleriMogol donemi 1200 1500 Yedinci Mogol Ilhanli hukumdari Gazan Han in bir cadirin icinde Kur an i inceledigini tasvir eden bir illustrasyon 14 yuzyilin ilk ceyregi Berlin Eyalet Kutuphanesi Berlin Almanya Vatik 842 847 ve El Mu tazid in 892 902 saltanatinin ardindan Abbasi halifeligi geriledi ve Mogol Imparatorlugu 1258 de Hanedana son verdi Mogollar Orta Asya ve Iran a yayildilar Pers sehri Isfahan 1237 de onlarin eline gecmisti Cengiz soyundan gelen Ilhanlilar Islam in savunuculari olduklarini hatta belki de Abbasi Halifeliginin mirascilari olduklarini iddia ettiler Eflaki ve Ebu Bekir Rumi gibi bazi Sufi Musluman yazarlar Mogollarin Islam devletlerini fethinden ve Musluman hukumdarlarin onlarin askeri ve siyasi guclerine boyun egdirilmesinden etkilendiler ve Avrasya bozkirlarindaki Mogollar ve Turk halklari zamanlarinin Musluman alimlerinden zuhdunden ve muftulerinden daha dindar kabul edildikleri icin Onlarin istilalarini ve yayilmalarini mesru bir ilahi ceza olarak kabul ettiler p81 Bu devirde Iranli tasavvuf sairi ve mistik Celaleddin Rumi 1207 1273 Allah tan indirildigine inandigi saheseri Mesnevi yi yazmis ve onu Mesnevi yi dogru aciklamasi olarak anlamistir p97 Cesitli modern bilim adamlarina gore Mogol ve Turk halklarinin cogunlugu 10 ve 14 yuzyillar arasinda Fars ve Orta Asya kulturu ve Sufi Musluman gezgin mistiklerin fakirler ve dervisler vaazlari yoluyla suzulmus bir Muslumanligi benimsemislerdi Turkler ve Mogollar asiri cileci Sufilerin uygulamalari ile Turk Mogol Samanlarinin uygulamalari arasinda benzerlikler buldular Turk ve Mogol Muslumanlar yerli dinleri olan geleneksel Turk Mogol Samanizminin unsurlarini Islam in Turk sentezi icinde birlestirdiler ve bu diger Musluman toplumlarin uygulamalarindan belirgin sekilde ayrisan yeni Islami yorumun parcasi haline geldi Son yillarda yerli Turk Mogol Samanizmi ile Islam arasindaki bagdastirma fikrine meydan okundu Islam hakkinda bir ortodoks doktrini tanimlama veya uygulama yetkisinin olmamasi nedeniyle bazi modern bilim adamlari 16 yuzyildan once Islam in onceden belirlenmis inanclari olmadigini yalnizca uygulamalari ongordugunu iddia ediyorlar Bu nedenle Islam oncesi yerel Turk Mogol Samanizminin parcalarini tek tanrili Islam inancina entegre etmek heterodoksi degil yaygin bir uygulamanin devamiydi p20 22 Turk Muslumanliginda onemli bir degisiklik kadinlarin statusundeydi Arap kulturunun aksine Turk Mogol gelenekleri kadinlari toplumda daha yuksek bir degerde tutuyordu Turk ve Mogol halklari da tasavvuf cilesi ile geleneksel Samanik uygulamalari arasinda carpici benzerlikler bulmus olmali Turk Mogol Samanizmi Anadolu Orta Asya ve Balkanlar daki Ortodoks Muslumanlari etkiledi ve Aleviligin uretiminde etkili oldu Sonuc olarak bugune kadar yayginligini koruyan kutsal doga agaclar hayvanlar ve yabanci doga ruhlari gibi bircok Saman gelenegi ve inanclar gercekten Islami olarak algilandi 14 yuzyila kadar Sunni ve Sii uygulamalar ic ice gecmisti Ali ibn Abi Talib ve Cafer el Sadik sirasiyla birinci ve altinci Sii Imamlar gibi Sii Islam tarihiyle iliskilendirilen sahsiyetler Musluman inananlarin Gayb i anlamalari icin neredeyse evrensel bir rol oynuyordu p24 Sunni Sii ve heterodoks Islami inanclar arasinda keskin bir ayrim yoktu Musluman Mogol devletleri Timur Imparatorlugu tarafindan yaptirilan Goharshad Camii Dort Mogol hanligindan ucu Ilhanlilar Altin Orda ve Cagatay Hanligi Islam i benimsedi Ilhanli hukumdarlarinin cogu 1360 larda Iran i fetheden ve Hindistan da Delhi Sultanligi na ve Anadolu da Osmanli Turklerine karsi hareket eden Timur kendisi bir Musluman tarafindan kurulan yeni Mogol gucu ile yer degistirdi Timur un bitmek bilmeyen fetihlerine ornegin Timur un bilincli olarak taklit ettigi yalnizca Cengiz Han in erisebildigi gaddarlik gosterileri eslik etti Timur imparatorlugunun kozmopolit baskenti Semerkant onun yonetimi altinda daha once hic olmadigi kadar gelisti Iran ve Irak buyuk capli yikima ugradi Orta Dogu bolgedeki nufusun ucte birini oldurmus olabilecek Kara Olum den yeni kurtuluyordu Veba Cin de basladi ve 1347 de Misir daki Iskenderiye ye ulasti ve sonraki yillarda cogu Islami bolgeye yayildi Veba ve savaslarin birlesimi Orta Dogu Islam dunyasini ciddi sekilde zayif bir konumda birakti Timurlu hanedani Hindistan Baburleri de dahil olmak uzere bircok guclu Islam imparatorlugu kuracakti Timurlu Ronesansi Timur satranci Emir Timur tarafindan icat edildi Parcalar 14 yuzyil Iran indaki satranc taslarinin gorunumune yakindir Orta Asya merkezli Timur Imparatorlugu hem dogu hem de bati dunyasina yayilan sanat ve bilim alanlarinda muazzam bir artis gordu Imparatorlukta icadi Semerkant sehrinin yeniden insasi dikkat cekiyor Gevher Sad Ulug Bey ve Sultan Huseyin Baykara nin da dahil oldugu Sahruh ailesinin astronomi matematik ve mimari alanlarinda yaptigi katkilar da onemlidir Imparatorluk bircok Islam alimi ve bilim insanindan yaygin destek aldi Basta Ulug Bey Rasathanesi olmak uzere bir dizi Islami egitim merkezi ve cami insa edildi Herat sehrinin kulturel bir yeniden dogusun merkezi olarak Italyan Ronesansinin dogdugu yer olan Floransa ninkilerle rekabet ettigi soyleniyor Timur Ronesansinin vizyonu daha sonra Babur Imparatorlari tarafindan Hindistan a getirildi ve diger Islami Barut imparatorluklarinin Osmanli ve Safevi devletlerinin mirasi olarak hizmet etti Proto Selefilik Ibn Teymiyye Mogollarin Islama girisini kabul etmeyerek onlari tekfir etti ve Islam i sozde degisimlerden arindirmaya calisti Ibn Teymiyye nin metodu hadislerin secici kullanimi ile Kuran in literal karisimiydi Islam a yonelik cogu felsefi yaklasimi reddetti ve bunun yerine acik basit ve dogmatik bir teoloji onerdi Hakim gorus bir devlet icin dini bilgeligin gerekli oldugunu kabul ederken Ibn Teymiyye Teokratik devleti dini mukemmellik icin gerekli goruyordu O kendi doneminde Muslumanlar arasinda dolasan bircok hadisi reddetmis ve Esari doktrinini curutmek icin defalarca sadece Sahih Buhari ve Sahih Muslim e guvenmistir Haclilar ve Mogollar tarafindan tehdit edildigini hisseden Ibn Teymiyye Muslumanlarin gayrimuslimlere karsi fiziksel bir cihada katilmalarinin zorunlu olacagini belirtti Bu sadece isgalcileri degil ayni zamanda Ibn Teymiyye nin Islam in bozulmasi icin sucladigi Siiler Esariler ve filozoflar da dahil olmak uzere Muslumanlar arasindaki sapkinlari da iceriyordu Bununla birlikte yazilari yasami boyunca yalnizca marjinal bir rol oynadi Tanri yi insanlastirmasi sebebiyle defalarca kufurle suclandi ve muridi Ibn Kesir O ndan uzaklasarak ogretilerinin bu yonunu reddetti Ibn Teymiyye ve Ibn Kesir in yazilari Vahhabilik ve 21 yuzyil Selefi teolojisi icin onemli kaynaklar haline geldi Bahri Sultanlar Burji Sultanlari Ayrica bakiniz Islami Misir valileri Memlukler Donemi dd dd Endulus donemi 711 1492 Ispanya nin Granada kentindeki Elhamra nin ic mekanlari arabesk tasarimlarla dekore edilmistir Berberi General Tarik ibn Ziyad komutasindaki Araplar ilk olarak 711 de guney Ispanya yi fethetmeye basladilar Tarik liderliginde bir baskin grubu Vizigot kralligindaki bir ic savasa mudahale etmek icin Hispania ya gonderildi Cebelitarik i gecti ve 711 yazinda kral Rodrigo ya karsi Guadalete Savasi nda kesin bir zafer kazandi Tarik in komutani Musa bin Nusair onemli takviyeler aldi ve muslumanlar 718 de yarimadanin coguna hukmetti Ancak daha sonraki bazi Arap ve Hristiyan kaynaklari 710 da belirli bir Ṭarif tarafindan daha onceki bir baskini sunar ve ayrica III Alfonso kronolojisi daha eski bir Arap baskinina isaret ediyor Iki buyuk ordu kesin savas yapilmadan bir yil once guneyde bulunmus olabilir Endulus hukumdarlarina Sam daki Emevi Halifesi I Velid tarafindan Emir rutbesi verildi Abbasiler iktidara geldikten sonra bazi Emeviler Ispanya ya kactilar 10 yuzyilin sonunda hukumdar 3 Abdurrahman Cordoba Halifesi 912 961 unvanini devraldi Kisa bir sure sonra Emeviler baskenti Cordoba olan guclendirilmis bir devlet gelistirdiler 2 Hakem babasi 3 Abdurrahman 961 de oldugunde halifelige gecti Kuzey Iberya nin Hristiyan kralliklari ile barisi sagladi ve sulama islerinin insasi ile tarimi gelistirdi Sokaklarin genisletilmesi ve pazarlarin insa edilmesi yoluyla ekonomik kalkinma da tesvik edildi Hilafetin yonetimi yarimadadaki Musluman varliginin en parlak zamani olarak bilinir Emevi Halifeligi aldirmazligi nedeniyle devrilen II Hisam doneminde siyasi bolunmeler ve ic karisikliklar nedeniyle 1031 de yikildi Endulus daha sonra taifa kralliklari Kucuk kralliklar adi verilen bir dizi devlete ayrildi Hilafetin bu kucuk kralliklara bolunmesi Iber Yarimadasi ndaki Muslumanlari kuzeydeki Hristiyan kralliklarina karsi zayiflatti Sevilla gibi bazilari Hristiyan prenslerle ittifaka girmeye ve Kastilya ya para olarak harac odemeye zorlandi Endulus Emirleri Abdurrahman ve Bedr Abbasi Ihtilali olarak bilinen halk isyanindan sonra canlarini kurtarmak icin kactilar Rahman guneye Filistin Sina ve ardindan Misir a devam etti 1 Rahman o sirada Ifriqiya ya tehlikeli bir yuruyus yaparak hayatta kalan Emevi aile uyelerinden biriydi Rahman ve Bedr Ceuta yakinlarinda gunumuz Fas ina ulasti Bir sonraki adim Rahman in hos karsilanip karsilanmayacagindan emin olamadigi Endulus e gecmek olacakti 740 lar ardindan eyalet Araplar arasindaki kabile anlasmazliklari ve Araplar ile Berberiler arasindaki irksal gerilimler tarafindan parcalanan Ummet ile bir karisiklik halindeydi Bedr her ikisi de aslen Samli olan Ubeydullah ibn Oman ve Abdullah ibn Halid ve Qinnasrin den Yusuf ibn Bukt olmak uzere uc Suriyeli komutan ayarladi ve onayini almak icin el Sumeyl o zaman Zaragoza da ile temasa gecti ancak el Sumeyl Rahman in kendisini emir yapmaya calismasindan korktugu icin reddetti Yemenli komutanlarla gorustukten sonra Rahman a Endulus e gitmesi soylendi Kisa bir sure sonra Bedr ve kucuk bir murit grubuyla birlikte Avrupa ya dogru yola cikti Abdurrahman Malaga nin dogusundaki Endulus teki Almunecar a yerlesti Prensin gelisinin haberi yarimadaya yayildi Abdurrahman Malaga da gecirdigi kisa sure boyunca yerel destegi hizla topladi Iktidara yukselisini hizlandirmak icin kan davalarindan ve anlasmazliklardan yararlandi Abdurrahman ve yandaslari Zaragoza yi kontrol edebildiler Rahman Cordoba nin hemen disinda Musarah ovalarinda Musara Savasi Guadalquivir nehrinde bir savasta Endulus u yonetmek icin savasti ve galip geldi Dusmanlarini ordularinin kalanlari ile birlikte sahadan kovaladi Rahman bir karsi saldiriya karsi baskent Cordoba ya yurudu ancak muzakereler catismayi sona erdirdi Rahman gucunu pekistirdikten sonra kendisini Endulus emiri ilan etti Rahman Musluman halife oldugunu iddia etmedi Son adim el Fihri nin generali el Sumeyl i Cordoba nin hapishanesinde bogmakti Endulus Abbasilerden kurtulmayi basaran Umeyye hanedani icin guvenli bir siginakti Abbasi halifesi el Mansur emiri gorevden almayi planlamisti Rahman ve ordusu Abbasilerle yuzlesti Abbasi ordusunun cogunu oldurdu Baslica liderlerinin baslari kesildi kafalari tuz icinde saklandi ve kulaklarina kimlik etiketleri ilistirildi ve halifeye gonderildi Rahman Endulus te tekrarlanan isyanlari bastirdi Buyuk caminin cordoba insasina basladi ve sahil boyunca tersaneler kurdu ayrica hurma ve nari Ispanya nin uygun iklimine ilk nakleden kisi oldugu soylenir ve eyaletlerinde bilimi ve edebiyati tesvik etti Otuz dort yil bir aylik saltanatindan sonra 29 Eylul 788 de oldu Mezquita nin disi Rahman in halefi oglu I Hisam Cordoba da dogdu bircok cami insa etti ve Mezquita yi tamamladi Asturias Kralligi na ve Toulouse Ilcesine karsi bir kampanyayla sonuclanan bir cihat cagrisi yapti bu ikinci seferinde Orange da Charlemagne nin ilk kuzeni Gellone li William a yenildi Halefi I Hakem iktidara geldi ve Rahman in diger ogullari olan amcalari tarafindan kendisine meydan okundu Bunlardan biri olan Abdullah yardim gorusmesi icin Aix la Chapelle deki Charlemagne konseyine gitti Bu arada Cordoba saldiriya ugradi ancak savunuldu Hakem saltanatinin cogunu Toledo Zaragoza ve Merida daki isyanlari bastirmak icin harcadi II Abdurrahman babasinin yerine gecti ve karsi surekli bir savasa girdi Cadiz de karaya cikan Vikinglerin saldirisini puskurttu Bundan sonra gelecekteki baskinlari puskurtmek icin Sevilla da bir filo ve deniz cephaneligi insa etti Septimania li William in 2 Charles in adayliklarina karsi verdigi mucadelede yardim taleplerine yanit verdi I Muhammed in saltanati Muladi etnik Iberyali Muslumanlar ve Mozarab larin Musluman Iberyali Hristiyanlar hareketleriyle damgalandi Muhammed in yerine oglu Al Mundir gecti Babasinin saltanati sirasinda Mundir komsu Hristiyan kralliklarina ve Muladi isyanlarina karsi askeri operasyonlara komuta etti Babasinin olumu uzerine tahti devraldi Iki yillik saltanati sirasinda Omer ibn Hafsun a karsi savasti 888 de Bobastro da oldu yerine kardesi Abdullah ibn Muhammed el Umavi gecti Umavi tehdit olarak gorduklerini elden cikarmak konusunda hicbir isteksizlik gostermedi Hukumeti Araplar Berberiler ve Muladiler arasindaki surekli savaslarla damgalandi Emir olarak gucu Cordoba bolgesiyle sinirliyken geri kalani isyanci aileler tarafindan ele gecirildi Halef olarak tayin ettigi oglu Umavi nin kardeslerinden biri tarafindan olduruldu Sonuncusu Umavi nin oldurulen oglunun oglu olan Umavi nin babasi 3 Abdurrahmanin halefi ilan edilmisti tarafindan idam edildi Endulus Halifeleri Afrika ve Iber Murabitlari Afrikali Iberli dd dd Muvahhid halifeleriAfrika da Islam 642 1465 Emevilerin Kuzey Afrika yi fethi Muhammed in 632 de olumunun hemen ardindan gerceklesti Sam Emevi halifeliginin merkeziydi 641 yili sonunda tum Misir Araplarin elindeydi Ancak daha sonra Makuria nin Nubya kralligini fethetme girisimi puskurtuldu Magrip Uqba Camii olarak da bilinen Kayrevan Ulu Camii Arap generali ve fatihi Ukba ibn Nafi tarafindan 670 yilinda kurulmus olup Tunus un Kayrevan sehrinde bulunan Magrip teki en eski camidir Tunus taki Kayrevan Muslumanlar tarafindan Magrip te kurulan ilk sehirdi Arap general Ukbe bin Nafi 670 te sehri ve Kayrevan Ulu Camii ni insa etti Islam topraklarinin bu kismi Islam tarihinin cogunda bagimsiz hukumetlere sahipti Idrisiler bati Magrip te 788 den 985 e kadar hukum suren ilk Arap hukumdarlariydi Hanedan adini ilk padisah Idris ten alir Murabitlar Kuzey Bati Afrika ve Iber Yarimadasi uzerinde gelisen bir 11 yy Berberi hanedaniydi Moro imparatorlugu bu hanedan doneminde gunumuz Fas Bati Sahra Moritanya Cebelitarik Tlemcen Cezayir de ve guneyde simdi Senegal ve Mali olanin bir kismi ve kuzeyde Ispanya ve Portekiz e yayildi Muvahhidler 12 yuzyilda besinci Magribi hanedanini kuran ve Endulus ile birlikte Misir a kadar tum Kuzey Afrika yi fetheden Berberi Musluman bir dini guctu Afrika Boynuzu Zeila Saylac Somali Harabeleri Islam tarihi Afrika Boynuzu nda neredeyse inancin kendisi kadar eskidir Arap yarimadasinda Musluman olmus ticaret ortaklariyla yogun ticaret ve sosyal etkilesimler yoluyla Boynuz bolgesindeki tuccarlar ve denizciler yavas yavas yeni dinin etkisi altina girdiler Ilk Islam muritleri Kureysten kacarak Aksum Kralligi nda liman kenti Zeila ya kacti Muslumanlarin bir kisminin daha sonra dini tanitmak icin Boynuz bolgesinin cesitli bolgelerine yerlestigi soyleniyor Muslumanlarin 7 yuzyilda Kureys e karsi kazandigi zafer Arabistan daki ticaret ortaklarinin hepsi o zamana kadar Islam i benimsemis oldugundan ve Akdeniz ve Kizildeniz deki ana ticaret yollarinin egemenligi altina girdiginden yerel tuccarlar ve denizciler uzerinde onemli bir etkisi oldu Musluman Halifelerin hakimiyeti Arap yarimadasindaki istikrarsizlik ilk Musluman ailelerin Somali kiyilarina daha fazla goc etmesine neden oldu Bu klanlar inanci Boynuz bolgesinin buyuk bolumlerine iletmede katalizor gorevi ustlendi Buyuk Goller Kilwa Ulu Camii Islam Afrika nin Buyuk Goller bolgesine mevcut ticaret yollari uzerinden geldi Yerliler Muslumanlarin gorgu kurallarini ogrendiler ve din degistirdiler Zeyd halki Buyuk Goller bolgesine goc eden Muslumanlardi Somurge oncesi donemde buradaki Islami otoritenin yapisi Ulema araciligiyla ayakta tutuldu Bu liderler toprak sinirlari belirlenmeden once Guney Dogu Afrika daki Muslumanlarin cogu uzerinde bir dereceye kadar yetkiye sahipti Oradaki bas Kadinin nihai dini otoriteye sahip oldugu kabul edildi Orta ve Dogu Asya da Islam 673 1500 Hint Yarimadasi Kutub Minar Kole hanedanindan Kutbeddin Aybek tarafindan baslatilan dunyanin en uzun tugla minaresi Delhi Sultanligi nin 1 hanedani Islam Hint alt kitasi nda yarimadanin guneybati ucunda bugunun Kerala eyaletinde ilk olarak ortaya cikti Araplar Muhammed in dogumundan once bile ile ticaret yaptilar Yerli efsaneler Malik bin Dinar yonetimindeki bir Sahabe grubunun Malabar Sahili ne geldigini ve Islam i vaaz ettigini soyluyor Bu efsaneye gore Islam i kabul eden ve Taciddin adini alan Ikinci Cera Krali Ceraman Perumal tarafindan yaptirilmistir Tarihsel kayitlar 629 civarinda insa edildigini gosteriyor Islami yonetim Muhammed bin Kasim in Sindh i fethettigi 8 yuzyilda Hindistan alt kitasina ilk kez geldi Islami fetihler MS 12 yuzyilda Gazneli Mahmud un yonetiminde genisleyerek Indus Nehri havzasinda Gazneli Imparatorlugu nun kurulmasina ve ardindan Lahor un Gazneli kulturunun ve yonetiminin dogu kalesi olarak one cikmasina neden oldu Gazneli yonetimi Muhammed bin Bahtiyar Kalji nin fetihleri altindaki alani Bengal e kadar uzanan Gur ve Giyat al Din Muhammed in Guri Imparatorlugu tarafindan golgede birakildi sayfa belirt Kutubeddin Aybek 1206 da Delhi yi fethetti ve Delhi Sultanligi nin yonetimi basladi Hint uygarligini Afrika ve Avrasya nin daha genis ticari ve kulturel aglariyla sentezleyen birbirini takip eden bir dizi hanedanlik Hindistan daki demografik ve ekonomik buyumeyi buyuk olcude artirdi Mogollarin mureffeh Hint Ganj ovasina girisini caydirdi ve birkac kadin Musluman hukumdardan biri olan Razia Sultan i tahta cikardi 13 yuzyildan 16 yuzyila kadar Kutbsahlar Gujarat Kesmir Bengal Bijapur ve Bahmani Sultanliklari gibi pek cok saltanat ve emirlik Hint alt kitasinin cesitli bolgelerini yonetti ancak onlarin hicbiri Babur Imparatorlugu nun zirve gucu ve genis erisimiyle rekabet edemedi Sah Mir hanedani Kesmirlilerin kademeli olarak Islam a donusmesini saglarken ozellikle Bengal Sultanligi Avrupalilar tarafindan ticaret yapilabilecek en zengin ulke olarak tanimlanan dunyanin onemli bir kuresel ticaret ulkesiydi Islami yonetim ve Iran ve Orta Asya dan asker burokrat tuccar Sufi sanatci sair ogretmen ve mimarlarin gocu nedeniyle Fars kulturu sanati dili mutfagi ve edebiyati Hindistan da on plana cikti ve bu da gelismesine neden oldu Guneydogu Asya Cava daki ilk Musluman devlet olan Demak Ulu Camii Islam Guneydogu Asya ya ilk olarak 7 yuzyilda Mekke den gelen tuccarlar araciligiyla ulasti Yemen den gelen Arap tuccarlar Avrupa ve Afrika ya araci tuccarlar olarak ticaret ve deniz yoluyla seyahat ettikleri Asya da zaten bir varliga sahipti Sadece Arap mallarini degil ayni zamanda Afrika Hindistan ve fildisi kokular baharatlar ve altin iceren mallari da sattilar TW Arnold un yazdigina gore Islami Takvim in 2 yuzyilina kadar Arap tuccarlar Seylan sakinleriyle ticaret yapiyorlardi Ayni arguman Dr BH Burger ve Dr Bay Prajudi tarafindan Sedjarah Ekonomis Sosiologis Indonesia da soylendi Cografyaci Al Biruni 973 1048 tarafindan olusturulan bir atlasa gore Hint veya Endonezya Okyanusu eskiden Pers Okyanusu olarak adlandirilirdi Bati Emperyalist egemenliginden sonra bu isim gunumuzde kullanilan ismi yansitacak sekilde degistirilmistir Hint Okyanusu Sufi misyonerler klasik Sufi literaturunu Arapca ve Farscadan Malaycaya cevirdi bunun somut bir urunu Cavi yazisidir Malayca orijinal Islami literaturun olusturulmasiyla birlestiginde bu Malay dilinin Islami bir dile donusmesine yol acti 1292 de Marco Polo Sumatra yi ziyaret ettiginde sakinlerin cogu Islam i secmisti Malakka Sultanligi Srivijayan Prensi Parameswara tarafindan Malay Yarimadasi nda kuruldu Islam ticaret yoluyla daha sonra Borneo ve Java ya yayildi 15 yuzyilin sonlarinda da Filipinler e girdi Bunun sonucunda ortaya cikan sosyo kulturel Musluman varliklar gunumuz Sulu Sultanligi ve Maguindanao Sultanligi Kuzey Luzon adasindaki Maynila Kralligi ve Tondo Kralligi gibi Islamlastirilmis kralliklar daha sonra 16 yuzyildan itibaren Ispanyol somurgecileri tarafindan fethedildi ve Hristiyanlastirildi Islam yayildikca toplumsal degisimler gelisti ve bes yuzyil sonra bolgede baskin siyasi guc olarak ortaya cikti Uc ana gucten Ace Sultanligi en onemlisiydi ve Guneydogu Asya ile Hindistan arasindaki bolgenin cogunu kuzey Sumatra daki merkezinden kontrol ediyordu Ikincisi Malay Yarimadasi ndaki Malakka Sultanligi idi Java daki Demak Sultanligi ortaya cikan Musluman guclerin 16 yuzyilin baslarinda yerel Majapahit kralligini yendigi ucuncu guctu Saltanat topraklarini bir olcude genisletmeyi basarsa da yonetimi kisa surdu Portekiz kuvvetleri 1511 de deniz generali Afonso de Albuquerque komutasinda Malakka yi ele gecirdi Ace Sultanligi ve Brunei Imparatorlugu kendilerini Guneydogu Asya da Islam in merkezleri olarak kurdular Saltanatin topraklari buyuk olcude azalmis olmasina ragmen gunumuzde Brunei Sultanligi nin modern devleti bozulmadan devam ediyor Cin Cin in Huaisheng Camii Sa d bin Ebu Vakkas tarafindan yaptirilmistir Cin de dort Sahabe Sa ad ibn Ebi Wakkas Wehb Abu Kabsa Cafer bin Abu Talib ve Cahs ibn Riyab 615 16 da Habesistan dan yola ciktiktan sonra Chittagong Kamrup Manipur rotasini takip ederek 616 17 ve sonrasinda vaaz verdi Saad 636 da Iran i fethettikten sonra Sa id ibn Zaid Kays ibn Sa d ve Hassan bin Sabit ile 637 de Kuran in tamamini alarak Cin e gitti Sa ad Halife Osman in istegi ve Cin imparatorunun kabulu ile buyukelcilik kurmak uzere 650 51 de ucuncu kez Cin e gitti Gec Orta Cag 1250 1500 Osmanli Devleti 1299 1500 arasi 1 Osman Osmanli Imparatorlugu nun kurucusu Osmanli minyaturu 1579 1580 Topkapi Sarayi Muzesi Istanbul Selcuklu Turkleri Anadolu nun Mogollarca istilasindan sonra 13 yuzyilin ikinci yarisinda geriledi Bu cok sayida Turk beyligi beylikler nin kurulmasiyla sonuclandi Osmanli hanedaninin kurucusu I Osman 13 yuzyilin sonlarinda babasi Ertugrul un ardindanSogut beyliginin liderligini ustlendi Osman daha sonra Bizans Imparatorlugu ile bir dizi savasa onderlik etti 1331 de Osmanli Turkleri Osman in oglu ve halefi I Orhan in onderliginde eski Bizans baskenti Iznik i ele gecirdi 1389 da Kosova Savasi nda Sirp Imparatorlugu na karsi kazanilan zafer onlarin Avrupa ya yayilmasini kolaylastirdi Osmanlilar buyuyen bir imparatorlugun basinda I Bayezid iktidara geldiginde Balkanlar ve Anadolu da kurulmustu Mogol savas agasi Timur un 1402 de Ankara Savasi nda Yildirim Bayezid i ele gecirmesiyle buyume durdu ve Osmanli Fetret Donemi basladi Bazi Osmanli topraklari bagimsiz statuye kavustu ve Imparatorlugun yikim olasiligi ortaya cikti Ancak Yildirim in en kucuk oglu I Mehmed in kardeslerine karsi taarruz seferleri duzenlemesi ve boylece Kucuk Asya yi yeniden birlestirmesi ve 1413 te kendisini padisah ilan etmesiyle imparatorluk toparlandi 1512 civarinda Osmanli donanmasi I Selim in yonetimi altinda gelisti ve Osmanli Turkleri Akdeniz Bolgesi ndeki diger Italyan deniz cumhuriyetlerinin yaninda talasokrasisini kuran bir deniz gucu olan Venedik Cumhuriyeti ne meydan okuyabildi Balkanlari da geri almaya calistilar Mehmed in torunu II Mehmed 1444 1446 1451 1481 zamaninda Osmanlilar Bizans in baskenti Konstantinopolis i kusatabilidi Bu kusatmada bir faktor Osmanlilar tarafindan tanitilan tufek ve buyuk toplarin kullanimiydi Bizans kalesi 54 gunluk kusatmanin ardindan 1453 te yenik dustu Baskenti olmayan Bizans Imparatorlugu parcalandi Osmanlilarin ve sonraki imparatorluklarin gelecekteki basarilari barutun kullanilmasina bagli olacakti Memluk Sultanligi 1250 1517 Memluk Sultanligi kirmizi ve Mogol Ilhanli mavi Haritasi 1250 1382 Eyyubi Misir hanedani 1250 yilinda Memluk alaylari tarafindan devrildi ve Memluk devleti dogdu Memluklar sirasinda Mogol Imparatorlugu ile olan catismalarda kilit rol oynadi Mogollar 1260 larda Yakin Dogu topraklarini yagmaladi Istilacilar Ayn Calut Savasi nda Kudus un kuzeyinde Misirli Memlukler tarafindan durduruldu Memluklar agirlikli olarak Turk Kafkas ve Guneydogu Avrupa kokenli kole askerler idi Mogollar birkac ay sonra yapilan Hims Savasi nda Memlukler tarafindan tekrar yenildiler ve daha sonra Suriye den tamamen surulduler Bununla Memlukler guclerini yogunlastirmayi ve Levant taki son Hacli devletlerini fethetmeyi basardilar Boylece Abbasi ve Osmanli imparatorluklari 1250 1517 arasindaki en uzun aralik icin Suriye ve Misir i birlestirdiler Memlukler Musluman topraklar ile Musluman olmayan topraklar arasinda surekli bir catisma gerilim vekalet savaslari ve ekonomik rekabet durumu yasadilar Ayn Calut Muharebesi ve kismen Imam Ibn Teymiyye liderligindeki gorkemli Sakhab Muharebesi sonunu isaret etti Bu catismalar sirasinda verilen fetvalar Siyasal Islam in seyrini degistirmistir Islami ortodokslugun savunuculari olarak sectikleri rollerinin bir parcasi olarak Memlukler camiler medreseler ve hangahlar dahil olmak uzere bircok dini yapiya sponsor oldular Kahire deki bircok Memluk binasi ozellikle Eski Kahire de bugune kadar ayakta kalmistir daha fazla bilgi icin bakiniz Erken modern donem 1500 1900 15 ve 16 yuzyillarda uc buyuk Musluman imparatorluk olustu Anadolu Balkanlar Orta Dogu ve Kuzey Afrikada Osmanli Imparatorlugu Buyuk Iran da Safevi Imparatorlugu ve Guney Asya da Babur Imparatorlugu Bu emperyal gucler barutun kesfi kullanilmasi ve daha etkin yonetim sayesinde mumkun oldu Osmanli Imparatorlugu 1500 1900 arasi Osmanli Imparatorlugu 1683 yilinda en genis sinirlarina ulasmisti Topraklari Kuzey Afrika Hicaz Levant Anadolu ve Balkanlar diye bilinen Guneydogu Avrupa yi iceriyordu Istanbul daki Suleymaniye Camii Kanuni Sultan Suleyman in emriyle Osmanli mimari Mimar Sinan tarafindan 1550 1557 yillari arasinda yapilmistir 16 yuzyil baslarinda Safevi hanedani Sah Ismail onderliginde Turkmen federasyonu Akkoyunlu yu yenerek Iran da kontrolu ele gecirdi Osmanli padisahi Yavuz Sultan Selim Safevi genislemesini puskurtmeye calisti 1514 te Caldiran Savasi nda onlara meydan okudu ve onlari maglup etti Selim 1517 de Misir daki Memlukleri de tahttan indirdi Halefi Muhtesem Suleyman lakapli I Suleyman Safevi ilgi odaginin doguda Ozbeklere cevrilmesinden yararlandi ve Safevi kontrolune gecen Bagdat i yeniden ele gecirdi Buna ragmen Safevi gucu Osmanlilara rakip olarak onemli kaldi Suleyman 1526 da Mohac Savasi nin ardindan Macaristan in derinliklerine ilerledi bundan sonra Viyana kapilarina kadar ulasti ve 10 yil sonra Kutsal Roma Imparatorlugu nun Charles V sine karsi Fransa nin Francis I ile bir Fransiz Osmanli ittifaki imzaladi Suleyman in yonetimi 1520 1566 genellikle Osmanli gucunun zirvesi olarak tanimlanirken imparatorluk 18 yuzyilin ikinci yarisinda askeri gucunde goreli bir dususe kadar guclu ve etkili olmaya devam etti Safevi Imparatorlugu 1501 1736 Safevi Imparatorlugu Sah Ismail 1501 1524 yonetiminde en genis haliyle Safevi hanedani 1501 de Tebriz de iktidara geldi ve daha sonra Iran in geri kalanini fethetti Yonetimleri sirasinda Turkmenler Gurculer Cerkesler ve Pontus Rumlari ile birlestiler Safevi hanedaninin kokeni Safevi Sufizm duzenine dayanirken Iran nufusu buyuk olcude Sunni Muslumanlardan olusuyordu Sah Ismail Caldiran Muharebesi nde Sunni Osmanlilara karsi yenilgisinden sonra Persleri kendi arkasinda birlestirmek amaciyla Iran in buyuk olcude Sunni olan nufusu icin Sii Islam in On Iki Imamci mezhebine donusu zorunlu hale getirdi Safevi yonetiminde Iranli Zeydiler de Onikici mezhebine gecmek zorunda kaldilar O donemde Zeydiler cogu Sunni gibi Hanefi fikhina bagliydi ve aralarinda iyi iliskiler vardi Ebu Hanife ve Zeyd bin Ali de cok iyi arkadaslardi Safevi hanedani Azerbaycan da 1501 den 1736 ya kadar hukum surdu Safevi Iran in resmi dini olarak Oniki Imamci Siiligi kurdular ve eyaletlerini tek bir egemenlik altinda birlestirdiler ve boylece Pers kimligini yeniden canlandirdilar Sah Suleyman ve saray mensuplari Isfahan 1670 Ressam Alikulu Cabbadar dir ve Car II Nikolay tarafindan satin alindigindan beri Rusya daki St Petersburg Dogu Arastirmalari Enstitusu nde tutulmaktadir Sol ustte isimleriyle birlikte iki Gurcu figurune dikkat edin 1 Tahmasp sanatta bir canlanma baslatti Halicilik buyuk bir endustri haline geldi Tahmasp in alkol ve esrar tuketimini yasaklayan ve kumarhaneleri tavernalari ve genelevleri kaldiran kati dini yonetimine kadar El yazmalarinda gelenegi zirveye ulasti Tahmasp in yegeni Ibrahim Mirza oldurulunceye kadar sanatin son ciceklenmesini korumaya devam etti ardindan bircok sanatci tarafindan ise alindi Sah Abbas sekizinci Sii Imam Ali er Riza nin Meshed deki turbesini ve Erdebil deki hanedan turbesini restore etti Her iki turbeye de mucevherler guzel el yazmalari ve Cin porselenleri aldi Abbas baskenti Isfahan a tasidi eski limanlari canlandirdi ve Avrupalilarla ticareti gelistirdi Abbas in en gorunur kulturel basarilari arasinda Naks i Cihan Meydani nin Dunya Tasarimi insasi vardi Cuma camisinin yakininda bulunan plaza 81 donumluk bir alani kapliyordu Safevi hanedani 1722 de Hotaki hanedani tarafindan devrildi ve Sunni bolgelerin zorla On Iki Imamci Siilige donusturmelerine son verildi Babur Imparatorlugu 1526 1857 Muhammed Evrengzib Alemgir in seriat zirvesinde en genis haliyle Babur Hindistan 1526 da kurulan Babur Imparatorlugu Guney Asya nin neredeyse tamamini kapsayan bir guctu Timur hanedani Orta Asya dan gelen Turk Mogol Cagatay koklere dayaniyordu Ilk iki Babur imparatorunun her iki ebeveyni de Orta Asya soyundan gelirken izleyen imparatorlar agirlikli olarak Rajput ve Pers soyundan geliyordu Hanedan kulturde Hint Pers idi Fars kulturunu saray kulturunde ve idari geleneklerinde gorulen yerel Hint kulturel etkileriyle birlestirdiler Imparatorlugun baslangici geleneksel olarak kurucusu Babur un Delhi Sultanligi nin son hukumdari Ibrahim Lodi ye karsi Birinci Panipat Savasi nda 1526 kazandigi zafere tarihlendirilir Imparatorluk Babur un halefi Humayun un saltanati sirasinda Sir Sah Suri tarafindan kurulan Sur Imparatorlugu tarafindan kisa bir kesintiye ugradi Babur Imparatorlugu nun klasik donemi 1556 da Ekber in tahta cikmasiyla basladi Bazi Rajput kralliklari kuzeybati Hindistan daki Babur egemenligine onemli bir tehdit olusturmaya devam etti ancak cogu Ekber tarafindan bastirildi Tum Babur imparatorlari Muslumandi Ancak Ekber Ain i Akbari ve Dabistan i Mazahib gibi tarihi kitaplarda kaydedildigi gibi yasaminin son bolumunde Din i Ilahi adli senkretik bir din one surdu Babur Imparatorlugu varliginin buyuk bir bolumunde yerli toplumlara mudahale etmeye calismadi daha ziyade uzlastirici idari uygulamalar ve senkretik kapsayici bir yonetici seckinler yoluyla daha sistematik merkezi ve tek tip kurallar ile sukunet ve gozetimi saglamayi tercih etti Kuzey ve Bati Hindistan daki Marathalar Rajputlar Pestunlar Hindu Jatlar ve Sihler gibi geleneksel ve yeni sosyal gruplar Babur yonetimi sirasinda isbirligi veya zitliklarla askeri ve yonetim tecrubeleri kazandilar Tac Mahal Babur Imparatoru Sah Cihan tarafindan en sevdigi esi Mumtaz Mahal icin yaptirilan bir turbe Sah Cihan in saltanati 1628 1658 sirasinda insa edilen Tac Mahal Moti Mescidi Kizil Kale Jama Mescidi ve Lahor Kalesi gibi unlu anitlar Babur mimarisinin ornekleri arasindadir Muhammed Evrengzib in seriat yonetimi Feteva yi Hindiyye nin kurulmasina tanik oldu Musluman Hindistan dunya GSYIH sinin 25 i ile dunyanin en buyuk ekonomisi haline geldi Dunyanin onde gelen bir ekonomisi olan ve 18 yuzyil Bati Avrupa sina daha iyi kosullara sahip olan en zengin eyaleti Bengal Subah proto sanayilesme doneminin Sanayi Devrimi ne benziyordu Ingiliz Babur Savasi gibi cok sayida catismaya da tanik olunmustur Evrengzib in olumunden sonra imparatorlugun idari ve ekonomik sistemlerinin zayifligi nedeniyle ic memnuniyetsizlik ortaya cikti ve bu imparatorlugun dagilmasina ve eski devletlerin bagimsizlik ilanlarina yol acti Bengal in Nawab i Awadh in Nawab i Haydarabad in Nizami Tipu Sultan ve diger kucuk devletler tarafindan yonetilen Mysore Kralligi olarak bilinen buyuk ekonomik ve askeri guclerdendi 1739 da Baburler Iran daki Afsar hanedaninin kurucusu Nadir Sah in gucleri tarafindan Karnal Savasi nda ezici bir sekilde yenildi ve Delhi yagmalandi ve gerilemelerini buyuk olcude hizlandirdi 1757 de Dogu Hindistan Sirketi Plassey Savasi nda Bengal Suba ya galip geldi 18 yuzyilin ortalarinda Marathalar Babur ordularini bozguna ugratti ve Pencap tan Bengal e kadar bircok Babur eyaletini kazandilar Guney Hindistan merkezli Mysore Kralligi kismen seriat temelli ekonomik ve askeri politikalarin kurulmasina tanik oldu Bengal in yerini aldi Hyder Ali oglu ve Napoleon Bonaparte ve Dogu Hindistan Sirketi de dahil olmak uzere Fransiz muttefikleri arasinda yapildi Roket topcusu ve dunyanin ilk demir kasali roketleri olan Mysor roketleri savas sirasinda kullanilmis ve Cihad merkezli Fethul Mujahidin derlenmistir Takip eden yuzyilda Babur gucu ciddi sekilde sinirlandi Son imparator II Bahadir sadece Sahcihanabad sehri uzerinde otoriteye sahipti Bahadir 1857 Hint Isyani ni destekleyen bir ferman yayinladi Yenilgisinin sonucu olarak Dogu Hindistan Sirketi yetkilileri tarafindan vatana ihanetten yargilandi hapsedildi ve Rangoon a surgune gonderildi Imparatorlugun son kalintilari resmi olarak Ingilizler tarafindan devralindi ve Ingiliz parlamentosu Kraliyet in Dogu Hindistan Sirketi ni resmi olarak millilestirmesini ve Ingiltere nin yeni Ingiliz Raj seklinde Hindistan in dogrudan kontrolunu saglamak icin Hindistan Hukumeti Yasasini kabul etti Modern donem 1900 gunumuz Osmanli Imparatorlugu nun bolunmesi 1900 1922 Birinci Dunya Savasi nda Osmanli ordusu 19 yuzyilin sonunda Osmanli Imparatorlugu gerilemisti Almanya yi Birinci Dunya Savasi nda destekleme karari Ittifak Devletleri nin bu savastaki yenilgisini paylastiklari anlamina geliyordu Osmanli yonetimi Canakkale Savasi nin muzaffer generaliMustafa Kemal in liderligindeki Turk milliyetcileri tarafindan devrildi Ataturk e Muttefikler tarafindan Turkiye nin savasa katilimini sona erdiren Sevr 1920 antlasmasini yeniden muzakere etme imkani saglandi ve Lozan Antlasmasi nda 1923 modern Turkiye Cumhuriyeti tanindi Ataturk ekonomik kalkinmayi ve sekulerlesmeyi vurgulayan iddiali bir modernlesme programini uygulamaya devam etti Turk kulturunu Avrupa yasalarini yansitacak sekilde donusturdu Arap rakamlarini Latin alfabesini benimsedi dini kurumu devletten ayirdi ve kadini ozgurlestirdi hatta kadinlara batidaki oy hakki ile paralel olarak oy kullanma hakki verdi Birinci Dunya Savasinda Muttefikler Arap partizanlarla Osmanli Imparatorlugu na karsi isbirligi yapti Arap Isyani sirasinda Ingiliz istihbarat ajani TE Lawrence liderligindeki Ingilizlerin Osmanli kuvvetlerine karsi Arap gerillalarla isbirligi yapti ve tum Osmanli birlikleri 1918 yilina kadar bolgeden cekildi Savasin sona ermesinin ardindan Kucuk Asya disindaki eski Osmanli topraklarinin buyuk cogunlugu koruyucular olarak muzaffer Avrupa guclerine devredildi Ancak bircok Arap yalnizca bir yil once yayinlanan McMahon Huseyin Yazismalari ile dogrudan celisen Balfour Deklarasyonu karsisinda dehsete dustu Osmanli halefi devletler arasinda gunumuz Arnavutluk Bosna Hersek Bulgaristan Misir Yunanistan Irak Israil Lubnan Romanya Suudi Arabistan Sirbistan Suriye Urdun Turkiye Balkan ulkeleri Kuzey Afrika ve Karadeniz in kuzey kiyisi bulunmaktadir Musluman dunyasinda bircok ulke Avrupa siyasi orgutlenmesini benimsemeye calisti ve Musluman dunyada milliyetcilik akimlari ortaya cikti Misir Suriye ve Turkiye gibi ulkeler vatandaslari arasinda ulusal kimlik ve aidiyeti gelistirmeye calistilar Irak gibi diger yerler birlik eksikligi ve Musluman mezhepler ile gayrimuslimlere karsi onyargilari cozememesi nedeniyle basarili olamadilar Turkiye ve Misir gibi ulkeler Islam i yonetimden ayirmaya calisti Suudi Arabistan ise Vahabilik olarak bilinen Sunni Islam in puriten formunu destekledi Arap Israil catismalari 1948 gunumuz Arap Israil catismasi Yahudi ulus devleti olarak modern Israil Devleti nin kurulmasini bunun sonucunda Filistin halkinin yerinden edilmesini ve Yahudilerin Arap ve Musluman ulkelerden goc etmesini ve ayrica Arap devletleri ile Israil Devleti arasindaki rakip iliskiyi icerir bkz ilgili Israil Filistin catismasi Ilk basta sadece Israil e komsu olan Arap devletlerini kapsamasina ragmen Israil ile agirlikli olarak Musluman olan diger devletler arasinda da husumet gelismistir Alti Gun Savasi 5 10 Haziran 1967 de Israil ile komsu ulkeleri Misir Urdun ve Suriye arasinda yapildi Arap ulkeleri Suveys Kanali ni kapattilar ve bunu Mayis 1970 te Suudi Arabistan dan Lubnan a uzanan devre hattinin kapatilmasi izledi Bu gelismeler Avrupa da Libya petrolunun onemini artirdi 1970 yilinda Occidental Petroleum diger petrol sirketlerinden ayrildi ve Araplarin fiyat artis taleplerini kabul etti Ekim 1973 te Israil ile Musluman komsulari arasinda Yom Kippur Savasi olarak bilinen yeni bir savas basladi OPEC Sedat in kampanyalarinin basarisiyla cesaretlenmisti Arap dunyasi Bati nin Israil e destegine yanit olarak 1973 te ABD ve Bati Avrupa ya petrol ambargosu uyguladi Faysal Suudi Arabistan in petrol zenginliginin bir kismini mucadelelerinde Israil e siniri olan on cephedeki devletleri finanse etmek icin kullanacagini ilan etti Petrolun merkeziligi Arap Israil catismasi ve siyasi ve ekonomik istikrarsizlik ve belirsizlik bolge siyasetinin degismez ozellikleri olmaya devam ediyor Bircok ulke birey veya sivil toplum kurulusu kulturel dini baglar veya ideolojik insan haklari veya stratejik nedenlerle bu catismaya dahil oldugunu hissediyor Bazilari Arap Israil catismasini Bati Dunyasi ile Musluman dunyasi arasindaki daha genis bir medeniyetler catismasinin bir parcasi veya oncusu olarak gorse de digerleri bu goruse karsi cikiyor Bu catismadan kaynaklanan husumet dunyanin bircok ulkesinde her iki tarafin destekcilerine veya algilanan destekcilerine karsi tarafin destekcileri tarafindan sayisiz saldirilara neden oldu Diger Islami isler 1979 Devrimi nde iki yil boyunca liberaller solcular ve Islami gruplar birbirleriyle savasti ve Islamcilar iktidari ele gecirdi Iran i anayasal bir monarsiden Sii din adami ve mercii taklit olan Ayetullah Ruhullah Humeyni nin yonetimi altinda teokratik cumhuriyete donusturduler Devrimin ardindan yeni bir anayasa onaylandi referandum hukumeti kuruldu ve Ruhullah Humeyni Yuce Lider ilan edildi Suudi Arabistan destekli Selefiler Iran Devrimi ile karsi cephelerde yer aldilar Kendi sinirlari icinde bir Islam devriminin gercekleseceginden korktuklari icin Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi Korfez ulkeleri Irak a dusman olmalarina ragmen Saddam Huseyin i Iran i isgal etmeye Iran Irak Savasi tesvik ettiler Bazi Iranli surgunler isgal ederse yeni dogan Islam cumhuriyetinin hizla cokecegine Saddam i ikna etmeye de yardimci oldu Ayrica bakinizKur an tarihi Islam kulturu Islam dunyasi Arap devletleri listesi Arap Bizans savaslari Musluman devletler ve hanedanlar listesiNotlar Benzer bir ifade Ingiliz tarihci Lawrence Conrad tarafindan da kullanilir Cunku O nun incelemelerine gore hicri ikinci yuzyila kadar Peygamber in dogum tarihiyle ilgili Islami bilimsel gorus 85 yillik bir cesitlilik sergilemisti Ister sozlu ister yazili olarak nakledilmis olsun herhangi bir tarihsel anlati geleneginin istikrari icin kronolojinin cok onemli oldugu varsayimina gore bu durum ikinci yuzyilda siyer calismalarinin hala bir akiskanlik halinde oldugunun acik bir gostergesi olarak gorulebilir Conrad Lawrence 2009 Abraha and Muhammad Some Observations Apropos of Chronology and Literary Topoi in the Early Arabic Historical Tradition www cambridge org 28 Aralik 2022 tarihinde kaynagindan erisim tarihi 8 Agustos 2023 Muhammed in hayatinin son donemlerinde bazi onemli devlet baskanlarina mektuplar gonderdiginin Islami gelenege gore ornekleri vardir Akademik bilim adamlari arasinda bu mektuplarin ozgunlukleri konusunda tartismalar vardir ve bazilari bunlari kabul ederken bazilari da reddeder Oncelikle soz konusu mektuplar iki adet sorunu gundeme getirmektedir 1 Mektuplarin belge olarak varligi tarihlemesi ve otantikligi 2 Muhammed in takipcileri olan halifelerden hicbirinin para ve tas yazitlarin yaninda vali komutan veya diger devlet baskanlariyla yazismalarinin belgelenememis olmasi Kaynakca Lester Toby 1 Ocak 1999 The Atlantic 25 Agustos 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Ister sozlu ister yazili olarak nakledilmis olsun herhangi bir tarihsel anlati geleneginin istikrari icin kronolojinin cok onemli oldugu varsayimina gore bu durum ikinci yuzyilda siyer calismalarinin hala bir akiskanlik halinde oldugunun acik bir gostergesi olarak gorulebilir Conrad June 1987 Abraha and Muhammad Some Observations Apropos of Chronology and Literary topoi in the Early Arabic Historical Tradition Bulletin of the School of Oriental and African Studies 50 2 239 doi 10 1017 S0041977X00049016 11 Mayis 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Ocak 2020 Watt William Montgomery 1998 Islam and The Integration of Society Psychology Press s 5 ISBN 978 0 415 17587 6 6 Agustos 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Nisan 2022 a b Ess Josef van 1 Kasim 2016 Theology and Society in the Second and Third Centuries of the Hijra Volume 1 A History of Religious Thought in Early Islam Ingilizce BRILL ss 3 7 ISBN 978 90 04 32338 4 Erisim tarihi 17 Eylul 2023 Esposito John L 2016 Islam The Straight Path Ingilizce Oxford University Press ss 9 12 ISBN 978 0 19 063215 1 Erisim tarihi 17 Eylul 2023 a b c d e Esposito John L Ed 2000 1999 Muhammad and the Caliphate Political History of the Islamic Empire Up to the Mongol Conquest The Oxford History of Islam Oxford and New York Oxford University Press ss 5 10 ISBN 0 19 510799 3 OCLC 40838649 Erisim tarihi 17 Eylul 2023 Peters Francis E 2003 Islam A Guide for Jews and Christians Princeton New Jersey and Woodstock Oxfordshire Princeton University Press s 9 ISBN 978 0 691 11553 5 a b c d e f g h Part III The Dawn and Noon of Islam Origins The Middle East A Brief History of the Last 2 000 Years New York 1995 ss 51 58 ISBN 9780684832807 OCLC 34190629 a b Key themes in these early recitations include the idea of the moral responsibility of man who was created by God and the idea of the judgment to take place on the day of resurrection Another major theme of Muhammad s early preaching is that there is a power greater than man s and that the wise will acknowledge this power and cease their greed and suppression of the poor F Buhl amp A T Welch Encyclopaedia of Islam 2nd ed Muhammad vol 7 p 363 a b At first Muhammad met with no serious opposition He was only gradually led to attack on principle the gods of Mecca Meccan merchants then discovered that a religious revolution might be dangerous to their fairs and their trade F Buhl amp A T Welch Encyclopaedia of Islam 2nd ed Muhammad vol 7 p 364 Muhammad Islam s First Great General Richard A Gabriel s 176 Gabriel Richard A 2014 Muhammad Islam s First Great General Ingilizce University of Oklahoma Press s 176 ISBN 978 0 8061 8250 6 7 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Agustos 2023 a b c d e Setting the Seal on Prophecy Theology and Society in the Second and Third Centuries of the Hijra Volume 1 A History of Religious Thought in Early Islam Handbook of Oriental Studies Section 1 The Near and Middle East 116 1 O Kane John tarafindan cevrildi Leiden amp Boston Brill Publishers 2017 ss 3 7 doi 10 1163 9789004323384 002 ISBN 978 90 04 32338 4 ISSN 0169 9423 Erisim tarihi 17 Eylul 2023 a b The Caliphate and the Conquests Crusade and Jihad The Thousand Year War Between the Muslim World and the Global North The Henry L Stimson Lectures Series New Haven and Londra 2018 ss 21 30 doi 10 2307 j ctv1bvnfdq 7 ISBN 978 0 300 22290 6 a b The Infidel Kafir The Kharijites and the origin of the problem The Concept of Belief in Islamic Theology A Semantic Analysis of Iman and Islam Tokyo Keio Institute of Cultural and Linguistic Studies at 2006 1965 ss 1 20 ISBN 983 9154 70 2 a b c Part IV Cross Sections The State The Middle East A Brief History of the Last 2 000 Years New York 1995 s 139 ISBN 9780684832807 OCLC 34190629 Kraemer Joel L 1986 Humanism in the Renaissance of Islam The Cultural Revival During the Buyid Age Ingilizce Brill Archive ISBN 978 90 04 07259 6 5 Haziran 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 5 Haziran 2022 Nanda J N 2005 Bengal the unique state Concept Publishing Company p 10 2005 ISBN 978 81 8069 149 2 Bengal was rich in the production and export of grain salt fruit liquors and wines precious metals and ornaments besides the output of its handlooms in silk and cotton Europe referred to Bengal as the richest country to trade with a b c The Long Globalization and Textile Producers in India The Ashgate Companion to the History of Textile Workers 1650 2000 Ashgate Publishing 2010 s 255 ISBN 9780754664284 Historical Dictionary of Mali Ingilizce Scarecrow Press 25 Nisan 2008 s 201 ISBN 9780810864023 22 Nisan 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Nisan 2022 Julie Taylor Muslims in Medieval Italy The Colony at Lucera Rowman amp Littlefield Inc 2003 18 Sand to Silicon Going Global UAE Motivate 2008 s 15 ISBN 9781860632549 eia gov 28 Subat 2011 tarihinde kaynagindan arsivlendi Holland Tom In the Shadow of the Sword Little Brown 2012 s 303 Otherwise in all the vast corpus of ancient literature there is not a single reference to Mecca not one Crone Patricia Meccan Trade and the Rise of Islam 1987 s 7 Arsivlenmis kopya 24 Mart 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Mart 2021 a b Arsivlenmis kopya PDF 12 Nisan 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 7 Nisan 2021 Meccan Trade And The Rise Of Islam Princeton U S A Princeton University Press 1987 Arsivlenmis kopya 12 Nisan 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Nisan 2021 Muhammad s home more closely resemble what is now southern Israel than Mecca Holland Tom 8 Ocak 2015 Viewpoint The roots of the battle for free speech BBC News Magazine 13 Ocak 2015 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 14 Ocak 2015 kern soeren 21 Eylul 2012 Gatestone Institute 24 Eylul 2012 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 1 Mayis 2019 Arsivlenmis kopya 29 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Eylul 2021 Arsivlenmis kopya 29 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Eylul 2021 Arsivlenmis kopya 29 Haziran 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Haziran 2021 Arsivlenmis kopya 29 Haziran 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Haziran 2021 Arsivlenmis kopya 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 2 Temmuz 2021 Orhan Gokdemir Din ve Devrim Istanbul Destek Yayinlari 2010 s 64 http docs neu edu tr library nadir eserler el yazmalari TEZLER YOK GOV TR Kabe 20tarihi pdf olu kirik baglanti Arsivlenmis kopya 29 Nisan 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Nisan 2021 a b c Arsivlenmis kopya 14 Aralik 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 29 Ocak 2021 a b c d e Data on Gibson s biography taken from his Web pages his book Qur anic Geography and the Amazon author information to this book 1 21 Mayis 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde 2 8 Nisan 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde 3 26 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde 4 31 Mayis 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde a b Dan Gibson Qur anic Geography 2011 Arsivlenmis kopya 6 Subat 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 1 Mayis 2022 29 Ocak 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Ocak 2020 Arsivlenmis kopya 4 Agustos 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Agustos 2021 King David A The Petra Fallacy NDTV 200 Mecca mosques face wrong direction 06 04 2009 BBC News Mecca mosques wrongly aligned 05 04 2009 a b S Brock A brief outline of Syriac Literature Moran Etho 9 Kottayam Kerala SEERI 1997 pp 56 57 135 a b Hoyland Robert G Seeing Islam as Others Saw It A Survey and Evaluation of Christian Jewish and Zoroastrian Writings on Early Islam s 197 The Darwin Press Inc January 1 1998 a b Hoyland R 31 Aralik 2019 Seeing Islam as Others Saw It Piscataway NJ USA Gorgias Press ISBN 978 1 4632 3960 2 16 Ocak 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 4 Temmuz 2021 Nicolai Sinai The Qur an A historical critical introduction Edinburgh Edinburgh University Press 2017 61 Robert G Hoyland Epigraphy And The Linguistic Background To The Qur an Hoyland Epigraphy and the Linguistic Background to the Quran 2008 s 53 56 61 64 IQSA Online 1 Kasim 2020 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 29 Eylul 2021 a b Morris Ian D 2018 PDF Al ʿUṣur Al Wusṭa 26 1 60 17 Kasim 2018 tarihinde kaynagindan PDF arsivlendi Erisim tarihi 16 Kasim 2018 Crone Patricia 1987 Meccan Trade and the Rise of Islam Princeton University Press ss 134 135 ISBN 978 1 59333 102 3 Arsivlenmis kopya PDF 7 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 18 Subat 2022 Abshire C Gusev D Stafeyev S K Wang M 2020 Enhanced Mathematical Method for Visualizing Ptolemy s Arabia International Web Journal on Sciences and Technologies Affined to History of Cartography and Maps 15 1 1 25 Arsivlenmis kopya 14 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 15 Eylul 2021 There is no concrete evidence that Ptolemy ever drew his own maps Instead he transmitted geographical data in digital form using a series of numbers and diagrams that allowed later map makers to adapt it https www historyextra com period ancient history ptolemys maps the father of modern geography 20 Ekim 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde Arsivlenmis kopya PDF 23 Ekim 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 18 Subat 2022 Arsivlenmis kopya 27 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Subat 2022 Arsivlenmis kopya PDF 18 Temmuz 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 24 Mayis 2022 13 Mayis 2019 tarihinde kaynagindan arsivlendi Erisim tarihi 18 Eylul 2020 Arsivlenmis kopya 27 Mayis 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Temmuz 2021 Arsivlenmis kopya 23 Nisan 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Eylul 2021 Arsivlenmis kopya 11 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Eylul 2021 Arsivlenmis kopya 27 Mayis 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 26 Temmuz 2021 Arsivlenmis kopya 11 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Eylul 2021 Arsivlenmis kopya 11 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Eylul 2021 Arsivlenmis kopya 11 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Eylul 2021 Arsivlenmis kopya 11 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Eylul 2021 Arsivlenmis kopya 11 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Eylul 2021 Arsivlenmis kopya 11 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Eylul 2021 Arsivlenmis kopya 11 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Eylul 2021 Arsivlenmis kopya 11 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 11 Eylul 2021 Arsivlenmis kopya 14 Mart 2024 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 18 Subat 2022 https dergipark org tr tr download article file 395839 Arsivlenmis kopya 24 Mart 2020 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Nisan 2022 Arsivlenmis kopya 7 Nisan 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 7 Nisan 2022 Robert G Hoyland In God s Path The Arab Conquests and the Creation of an Islamic Empire tr Allah in Yolunda Arap Fetihleri ve Islam Imparatorlugunun Yaratilisi 2015 a b c d e f g Donner 2010 Ponting Clive 2011 Yeni Bir Bakis Acisiyla Dunya Tarihi Alfa Basim Yayim Dagitim s 278 ISBN 978 605 106 164 1 8 Haziran 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Agustos 2023 Crone Patricia 1987 Meccan Trade and the Rise of Islam Princeton University Press s 111 ISBN 9780691054803 Donner Fred McGraw 1998 Narratives of Islamic Origins The Beginnings of Islamic Historical Writing Ingilizce Darwin Press s 132 ISBN 978 0 87850 127 4 10 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Agustos 2023 Watt William Montgomery 1960 Muhammad at Mecca Ingilizce Clarendon Press s 11 ISBN 978 0 19 577277 7 10 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Agustos 2023 a b Nigosian Solomon A 29 Ocak 2004 Islam Its History Teaching and Practices Ingilizce Indiana University Press s 6 ISBN 978 0 253 11074 9 10 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Agustos 2023 a b Watt William Montgomery 1960 Muhammad at Mecca Ingilizce Clarendon Press s 15 ISBN 978 0 19 577277 7 10 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Agustos 2023 a b c d e f g Robinson 2010 Hughes 2013 Robinson Chase F 2015 History and Heilsgeschichte in Early Islam History and Religion PDF Library of Congress s 130 13 Ekim 2021 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 8 Agustos 2023 Fred M Donner 31 Ocak 2019 Islam s Origins Myth and Material Evidence American Academy in Berlin 3 Nisan 2019 tarihinde yayinlandi 23 Eylul 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 23 Eylul 2021 YouTube vasitasiyla a b Conrad Lawrence I 1987 Abraha and Muhammad Some Observations Apropos of Chronology and Literary Bulletin of the School of Oriental and African Studies Ingilizce 50 2 225 240 doi 10 1017 S0041977X00049016 ISSN 1474 0699 28 Aralik 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Agustos 2023 Uluslararasi Hz Omer Sempozyumu PDF Cumhuriyet Universitesi Ilahiyat Fakultesi 2018 26 Ocak 2023 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 8 Agustos 2023 Gungor Seyma Tarihi Olaydan Menkibeye Menkibeden Sahesere Kerbela Olayi ve Hadikatu s Sueda PDF 19 Agustos 2019 tarihinde kaynagindan PDF Erisim tarihi 8 Agustos 2023 a b Nigosian Solomon Alexander 2004 Islam Its History Teaching and Practices Ingilizce Indiana University Press s 6 ISBN 978 0 253 34315 4 10 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Agustos 2023 Bearman Peri J 1997 The Encyclopaedia of Islam New Edition Index of Subjects Ingilizce E J Brill ss 660 663 ISBN 978 90 04 10422 8 10 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Agustos 2023 Cook Michael 1983 Muhammad Ingilizce Oxford University Press s 62 ISBN 978 0 19 287605 8 10 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Agustos 2023 Muhammet Yasadi Mi Prof Dr Sami Aldeeb ve Furkan Er www nonteizm com 27 Mayis 2021 22 Haziran 2021 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Agustos 2023 Some scholars such as consider the currently preserved copy to be a forgery and Ohrnberg considers the whole narrative concerning the Muqawqis to be devoid of any historical value Ohrnberg Mukawkis Encyclopaedia of Islam Nevo Nehuda D Koren Judith 2000 Methodological Approaches to Islamic Studies The Quest for the Historical Muhammad Ingilizce New York Prometheus Books ss 420 443 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Juynboll G H A 1982 Studies on the First Century of Islamic Society Ingilizce Southern Illinois University Press s 20 ISBN 978 0 8093 1062 3 10 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Agustos 2023 Juynboll G H A 1982 Studies on the First Century of Islamic Society Ingilizce Southern Illinois University Press s 14 ISBN 978 0 8093 1062 3 10 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Agustos 2023 Nevo Nehuda D Koren Judith 2000 Methodological Approaches to Islamic Studies The Quest for the Historical Muhammad Ingilizce New York Prometheus Books s 432 erisim tarihi kullanmak icin url gerekiyor yardim Deus A J 2021 Doctrina Jacobi Jacob and Justus www academia edu 10 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Agustos 2023 Anthony Sean W 1 Kasim 2014 Muḥammad the Keys to Paradise and the Doctrina Jacobi A Late Antique Puzzle Der Islam Ingilizce 91 2 243 265 doi 10 1515 islam 2014 0010 ISSN 1613 0928 10 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Agustos 2023 a b c Crone Patricia Cook Michael 21 Nisan 1977 Hagarism The Making of the Islamic World Ingilizce CUP Archive ISBN 978 0 521 21133 8 10 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Agustos 2023 Muhammed diye biri yasamis midir Doc Dr Zafer Duygu YouTube Dini Cevaplar 27 Subat 2022 9 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 8 Agustos 2023 Kaegi Walter Emil 1992 Byzantium and the Early Islamic Conquests Ingilizce Cambridge University Press ss 90 93 ISBN 978 0 521 41172 1 10 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Agustos 2023 Kaegi Walter Emil 1992 Byzantium and the Early Islamic Conquests Ingilizce Cambridge University Press s 110 ISBN 978 0 521 41172 1 10 Agustos 2023 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 9 Agustos 2023 Arabia and Ethiopia In The Oxford Handbook of Late Antiquity OUP USA 2012 ss 297 99 ISBN 9780195336931 22 Nisan 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Nisan 2022 a b c d Arabia and Ethiopia In The Oxford Handbook of Late Antiquity OUP USA 2012 s 302 ISBN 9780195336931 22 Nisan 2022 tarihinde kaynagindan Erisim tarihi 22 Nisan 2022 a b Kaynak hatasi Gecersiz lt ref gt etiketi Rubin 2006 isimli refler icin metin saglanmadi Bkz Kaynak gosterme a b c Rogerson 2010 The very first question a biographer has to ask namely when the person was born cannot be answered precisely for Muhammad Muhammad s biographers usually make him 40 or sometimes 43 years old at the time of his call to be a prophet which would put the year of his birth at about 570 A D F Buhl amp A T Welch Encyclopaedia of Is